You are on page 1of 16

Türk Psikoloji Yazıları, Aralık 2010, 13 (26), 64-76

Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri’nin (YİYE-I),


Kendilik Algısı, Olumsuz Otomatik Düşünceler ve
Psikopatolojik Belirtiler Bağlamında İncelenmesi
Nesrin Hisli Şahin Ali İhsan Yaka
Başkent Üniversitesi Kırşehir Devlet Hastanesi

Özet
Klinik psikoloji alanında bağlanma, çocukluk döneminde çocuğun kendisine bakım verenlerle ilişkilerinin
niteliklerine göre oluşan ve kişinin yetişkinlik döneminde kişilerarası ilişkilerinin niteliğini belirleyen bir olgu
olarak değerlendirilmekte; özsaygı ve psikopatolojik semptomlarla ilişkili bulunmaktadır. Yetişkinlikteki bağlanma
tarzlarını ölçtüğü ileri sürülen çeşitli ölçekler bulunmakla beraber bunlar arasında en sık kullanılanı ve ülkemizde
de uyarlaması yapılmış olan ikisi Yakın İlişkilerdeki Yaşantılar Envanteri I ve Yakın İlişkilerdeki Yaşantılar Envan-
teri II’dir. Mevcut çalışmanın amacı, YİYE-I ölçeği ile ölçülmeye çalışılan bağlanma olgusunu, kendilik algısı,
olumsuz otomatik düşünceler ve psikopatolojik semptomlar arasındaki ilişkiler bağlamında değerlendirmektir.
YİYE-I’in faktör yapısının incelenmesi de araştırma hedefleri arasındadır. Yapılan analizler sonucunda YİYE-I’in,
güvenli, kaygılı ve kaçınmalı bağlanma olarak isimlendirilen ve varyansın % 44.17’sini açıkladığı üç faktörlü bir
yapısı olduğu bulunmuştur. Bu faktör yapısı ile Sümer (2006) tarafından bulunmuş olan faktör yapısı arasındaki
benzerlikler ve farklılıklar, araştırma bulguları bağlamında tartışılmıştır. Kendilik algısının, yaş, kendine yönelik
olumsuz duygu ve düşünceler, ilişkilere yönelik algılar ve güvenli bağlanma tarafından yordanabildiği gözlenirken;
psikopatolojik belirtilerin ise cinsiyet, yaş, kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceler, kaçış ve yalnızlık temalı
otomatik düşünceler, kendine ve ruh sağlığına yönelik algılar, kaygılı ve güvenli bağlanma tarzları ile yordanabildiği
görülmüştür.
Anahtar kelimeler: Bağlanma, bağlanma tarzları, kendilik algısı, olumsuz otomatik düşünceler, psikopatolojik
semptomlar

Abstract
In the clinical psychology literature, attachment is considered to be a phenomenon which develops in accordance
to the quality of interpersonal relations with the primary caregiver during infancy and childhood, and which
affects the quality of interpersonal relations during adulthood. It is also found to be associated with self-esteem
and psychopathological symptoms. There are several instruments developed to measure attachment styles during
adulthood, two of which are the inventories for Experiences in Close Relationships I and II, which were both adapted
for the Turkish culture. The aim of the present study is to investigate the attachment phenomenon measured by the
ECR-I, in the context of its relationships with self-perception, automatic thoughts and psychopathological symptoms.
Another aim of the study is to look at the factor structure of ECR-I. The analyses revealed a 3 factor structure (secure
attachment, anxious attachment, and avoidant attachment), explaining 44.17 % of the total variance. This 3 factorial
structure and the 2 factorial structure, proposed by Sümer (2006), were compared in terms of their similarities and
differences in the context of the study findings. Self perception could be significantly predicted by age, negative
automatic thoughts and feelings regarding one’s self, perception of interpersonal relationships and secure attachment
style. Whereas, psychopathological symptoms could be significantly predicted by gender, age, negative automatic
thoughts regarding one’s self and automatic thoughts of escape and avoidance, perception of one’s psychological
health, self perception, and anxious and secure attachment styles.
Key words: Attachment, attachment styles, self-perception, automatic thoughts, psychopathological symptoms

Yazışma Adresi: Prof. Dr. Nesrin Hisli Şahin, Başkent Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Bağlıca Kampusu,
Eskişehir Yolu, 20. km. 06810 - Ankara
E-posta: nesrinhislisahin@gmail.com
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 65

Kendilik algısı, bağlanma ve psikopatolojik semp- neminde de benzer şekilde devam ettiği ön görülür
tomlar arasındaki ilişkiler, son yıllarda klinik psikoloji (Bartholomew ve Shaver, 1998; Main, 1996; Shaver ve
ve psikiyatri yazınında sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Miculincer, 2002).
Bu ilişkiler Sullivan (akt. Engler, 1985), Beck (1963; Kişilik gelişimine etiyolojik bir çerçeveden ba-
1964) ve Bowlby’nin (1969) kuramlarında farklı te- kan bağlanma kuramına göre anne ve çocuk arasında-
rimlerle ancak benzer bir bakış açısıyla ele alınmışlar- ki ilk etkileşim, bağlanmanın temelini oluşturmaktadır
dır. Bu ortak temel bakış açısı, kişinin yaşamının erken (Bowlby ve Ainsworth, 1991; Shaver ve Fraley, 2009).
dönemlerinde, kişilerarası ilişkiler bağlamında oluş- Bowlby, daha sonra da Ainsworth, kendi yaptıkları ça-
muş olan kendini algılayış biçiminin, onun yaşam bo- lışmalarda, bu gelişimin daha çok çocukluk dönemini
yu duygularını, düşüncelerini biçimlendirdiği, dolayı- ele almışlardır. Önceleri anne (veya temel bakım veren),
sıyla psikolojik sağlığıyla da yakından ilişkili oldu- daha sonraları da özellikle oyun döneminde, baba ve
ğudur. Mevcut çalışmada söz konusu ilişkiler bağ- çocuk arasındaki bu ilk etkileşimler, çocuğun kendini
lanma konusu temelinde değerlendirilmeye çalışılır- güvende hissetmesini sağlar (Grossmann, Kindler ve
ken, bu alanda en sık kullanılan ölçeklerden biri olan Zimmermann, 2009). Eğer anne ve baba çocuğun ihti-
YİYE-I, özgün bir araştırma bağlamında yeniden de- yaçlarını tutarlı bir şekilde karşılamışsa, bu güven duy-
ğerlendirilmiştir. gusu pekişerek, zamanla çocuğun dünyayı keşfetme, bil-
Sullivan’ın (1953) kişilerarası kuramına göre ken- me, öğrenme ve gelişme isteğini tetikler. Tersi olursa,
dilik algısı anneyle olan ilk iletişimle oluşmaya başlar çocuk kendine güvensiz, ürkek ve yeni gelişmelere ka-
ve kişiliğin oluşumunda da önemli bir rol oynar (akt. palı bir kimlik geliştirebilir. Birçok araştırmada yetiş-
Engler, 1985; Hall ve Lindzey, 1978). Kişilerarası iliş- kinlik döneminde ortaya çıkan psikopatolojinin teme-
kilerden yola çıkarak oluşturduğumuz kendiliğin (Hall linde, çocukluk döneminde edinilen güvensiz bağlan-
ve Lindzey, 1978), kişileştirme ile de önemli bir ilişkisi ma tarzlarının (kaygılı-kaçıngan), önemli bir rolü olabi-
vardır. Kendisiyle ilgili yetersiz ve yanlış kişileştirme- leceği ileri sürülmektedir (Ainsworth ve Bowlby, 1991;
ler oluşturmuş bir insanın, başkalarına ilişkin algıları Dozier, Stovall-McClough ve Albus, 2009).
da yanılgılarla dolu olur. Bu çarpıtılmış algılardan da Normatif süreçler yaklaşımına göre, Bowbly ve
işlevsel olmayan bir biçimde zihinsel değerlendirme- Ainsworth’un (1991) bağlanma kuramı temelindeki bağ-
ler yaptığımız, otomatik düşüncelerimiz (Burns, 2007) lanma sistemi evrenseldir. Bu normatif süreç, yeni do-
ortaya çıkar. ğanın evrimsel olarak hayatta kalma şansını artıran ve
Beck (1963; 1964; Beck, Rush, Shaw ve Emery, zamanla bağlanma davranışları dinamikleri olarak şe-
1979), diğer insanlarla iletişimimizde çevresel bilgileri killenen duygusal gelişim sürecini açıklar. Diğer bir
işlerken ilk başvurulanların, temel şemalarımız oldu- ifadeyle, herhangi bir ihtiyaç anında tüm bebekler
ğundan söz eder. Bu yaklaşıma göre hem kendimizle yakınlık kurmak isterler, örneğin bebek, yorgun ve-
ilgili hem de diğer insanlar ve dünya ile ilgili çeşitli ya hasta olduğunda birincil bakıcısıyla daha fazla te-
şemalarımız vardır. Ancak oluşmuş olan bu şemaların mas kurma eğiliminde olur. Shaver ve Miculincer’a
içeriği, bize ilk bakım verenlerin davranışlarından bi- (2002) göre yetişkin bağlanma sistemleri arasındaki bi-
zim bebek zihnimizle yaptığımız çıkarımlara dayalı ol- reysel farklılıklar da erken yaşlarda yaşanan bu norma-
duğundan, yetişkinlik yaşantısı için çok gerçekçi ya tif süreçten etkilenerek gelişmektedir. Bağlanma ilişki-
da işlevsel olmayabilir. Bununla beraber, şemalar bir lerinin yetişkinlikteki diğer ilişkilerden en önemli
kez oluştu mu kendilerini sürdürecek şekilde işledik- farklılığının, bağlanılan kişinin varlığının diğer kişide
lerinden, kişi işlevsel olmayan şemalarının farkında güven ve ait olma duygusu yaşatması, yokluğunda ise
olmayabilir. İşlevsel olmayan tutumlarımız, olumsuz yalnızlık ve tedirginlik yaşatmasıdır. Çocukluktaki bağ-
otomatik düşüncelerimiz, genellikle bu işlevsel olma- lanma ile yetişkinlikteki bağlanma özelliklerinin çoğu
yan kendilik, diğerleri ve dünya şemalarımızdan kay- benzemektedir. Yetişkin kişi de çocuklar gibi, strese gir-
naklanır. diğinde bağlandığı kişinin yanında olmasını istemekte,
Bağlanma konusunda en kapsamlı araştırmalar o varken büyük bir rahatlık, yokken de kaygı hisset-
Bowlby (1969) ve Ainsworth (1978; 1989) tarafından mektedir. Ancak çocukluktakinden farklı olarak, yetiş-
yapılmıştır. Bowlby, anne (veya bakıcı) ve çocuk ara- kinlikteki bağlanma nesneleri yer değiştirebilmektedir.
sındaki bağlanma ilişkisi örüntüsünün önemi üstün- Davranışlarda karşılıklılık vardır. Kişiler karşılıklı ola-
de durarak, bu ilişkide yaşanan süreçlerin, oluşturulan rak bazen bağlanan, bazen da bağlanılan konumuna ge-
benlik ve diğerleri algılarının, yetişkinlikteki duygusal, çebilmektedir. Diğer deyişle kişiler zaman ve soruna
bilişsel ve sosyal süreçleri güçlü bir şekilde etkilediği- göre rol değiştirebilmektedir (Crowell, Fraley ve Shaver,
ni ileri sürmüştür (Ainsworth ve Bowlby, 1991; Cassidy, 2009).
2009; Shaver ve Fraley, 2009). Çocukluk döneminde Geçmiş çalışmalarda bağlanma ve psikopatoloji
gözlenen bu bağlanma örüntülerinin, yetişkinlik dö- arasındaki ilişki, farklı modellerden yola çıkılarak in-
66 Türk Psikoloji Yazıları

celenmiştir. Örneğin Pielage, Gerslsma ve Schaap muşlardır. Romantik ilişkilerdeki yakınlaşmayı, bağlan-
(2000), bağlanma ve psikopatoloji arasındaki ilişkiyi ma ve psikolojik rahatsızlık arasındaki ilişki içerisin-
iki farklı modelle incelemişlerdir: Birinci modelde, de inceleyen başka bir araştırmada da (Pielage, Luteijn
güvensiz bağlanmanın stres ile psikopatoloji arasında ve Arrindell, 2005), güvenli bağlanma tarzı, yalnızlık
bir aracı (mediator) değişken olup olmadığı, ikinci ve depresyon ile negatif ilişki içinde bulunurken, gü-
modelde ise güvensiz bağlanmanın stresi artırarak vensiz bağlanma tarzı aynı değişkenlerle pozitif ilişki
psikopatolojiye yol açan nedensel bir değişken olup içinde bulunmuştur.
olmadığı incelenmiştir. Bu araştırmanın sonucunda Bağlanma tarzları, kendilik algısı ve olumsuz oto-
güvensiz bağlanma tarzlarının, stres ve psikopatoloji matik düşünceler arasındaki bilinç dışı dinamik etki-
arasında nedensel bir rolü olduğu ileri sürülmüştür. leşim, bireyin sübjektif yaşantısında semptomlar düze-
Sonuç olarak, güvensiz bağlanma tarzlarına sahip yinde yüzeye çıkar. Semptomlar patolojinin görünen
kişiler olayları daha stresli algılamaya eğilimli olup, yüzüdür. Otomatik düşünceler ile psikopatoloji ara-
psikopatolojik semptomları yaşamaya daha yatkın ol- sındaki bu ilişkiye çeşitli araştırmalarla bakılmıştır. Ör-
maktadırlar (Pielage, Gerslsma ve Schaap, 2000). neğin Çivitci’nin (2006) çalışmasında, mantıkdışı inanç-
Roberts, Gotlib ve Kassel (1996) ise yetişkinler- ların kaygı ve depresyon ile anlamlı derecede ilişkili
de depresif semptomlarda doğrudan artışa neden olan olduğu ortaya çıkmıştır. Benzer araştırma bulguları
değişkenin düşük benlik saygısı olduğunu ileri sürmüş- güvensiz bağlanmanın otomatik düşünceleri yorda-
lerdir. Onlara göre yetişkinlerdeki düşük benlik saygı- ma gücüne sahip olduğunu ve bu ilişkinin sonucunda
sının en önemli nedenlerinden biri güvensiz bağlanma psikopatolojinin oluştuğu hipotezini desteklemektedir.
tarzlarına sahip olmaktır. Shorey ve Synder da (2006) Wei, Heppner ve Mallinckrodt’a (2003) göre, bağlanma
güvensiz bağlanma tarzının kişileri psikopatolojiye da- tarzları otomatik düşünceleri yordamada aracı rolünü
ha yatkın hale getirdiğini ve bundan dolayı bağlanma üstlenmektedir.
sürecini anlamanın aynı zamanda bu kişilerdeki psi- Bağlanma olgusunu yetişkinlerde değerlendirmek
kopatolojik semptomların doğru şekilde anlaşılmasını amacıyla geliştirilmiş olan çok çeşitli ölçme yöntem-
da sağlayacağını belirtmişlerdir. lerini; (1) Mülakata Dayalı Yöntemler (Yetişkin Bağ-
Bağlanma açısından kendini güvende hisseden lanma Mülakatı, Yetişkin Bağlanma Yansıtması, Bağ-
kişilerin, genel olarak yüksek bir özsaygıya sahip ol- lanma Öyküleri Değerlendirmesi), (2) Davranışsal De-
dukları, ilişkilerinde daha sıcak ve daha uyumlu ol- ğerlendirme Yöntemleri (Güvenli Üs Puanlama Siste-
dukları; depresyondaki kişilerin ise özellikle de tek mi) ve (3) Özdeğerlendirme Ölçekleri (Bağlanma Ta-
kutuplu depresyon yaşayanların, anksiyete ve disosi- rihçesi Anketi, Ebeveyn-Yaşıt Bağlanması Envanteri,
yatif bozukluk, sınır ve antisosyal kişilik bozukluğu Yetişkinler için Karşılıklı ve Kaçınmalı Bağlanma
olanların bağlanma tarzlarının genellikle güvensiz Anketi, Bağlanma Tarzı Anketi, İlişkiler Anketi, Ge-
(saplantılı, korkulu, çözülmemiş, sınıflandırılamayan) riye Dönük Bağlanma Anketi, Yakın İlişkilerdeki Ya-
olduğu; ayrıca beslenme bozukluğuyla birlikte alkolle şantılar Envanteri) olarak sınıflandırmak mümkündür
sorunları olanların ve şiddete eğilimli olanların da (Bartholomew, 1994; Bartholomew ve Horowitz, 1991;
bağlanmada güvensizlik rapor ettikleri gözlenmiştir Bartholomew ve Shaver, 1998; Crowell, Traley ve
(Crowell, Fraley ve Shaver, 2009; Dozier, Stovall- Shaver, 2009; Crowell ve Treboux, 1995).
McClough ve Albus, 2009). Gerek “Yakın İlişkilerdeki Yaşantılar Envanteri
Güvensiz bağlanma tarzları (kaygılı-kaçıngan) I” gerekse onun 2000 yılında revize edilmiş hali olan
ile depresyon arasındaki ilişkiyi nedensel olarak ince- “Yakın İlişkilerdeki Yaşantılar II” (Experiences in Close
leyen araştırmalar birbirinden farklı sonuçlar ortaya Relationships-R) ölçeği, son yıllarda bağlanma konu-
koymaktadır. Örneğin bazı araştırmacılara göre (Main, sunu ele alan araştırmalarda en sık kullanılan ölçekler
1996; Shaver, Schachner ve Mikulincer, 2005), kaçın- olarak karşımıza çıkmaktadırlar (Crowell, Fraley ve
gan bağlanma tarzı, kişileri depresyona yatkın hale Shaver, 2009).
getirirken; Wei, Heppner ve Mallinckrodt’a (2003) göre Ülkemizde de yetişkin bağlanması üzerinde çalı-
kaçıngan bağlanma tarzı depresyonu yordamada birin- şılırken, genellikle Türk kültürü için uyarlanması ya-
cil (primary) neden olmaktan çok, bir ara değişken ro- pılmış olan (Sümer, 2006; Sümer ve Güngör, 1999) İliş-
lünü oynamaktadır. Güvensiz bağlanma tarzlarına sa- kiler Anketi, İlişki Tarzları Anketi, Yakın İlişkilerdeki
hip kişilerin depresyon belirtileriyle ilişkisine bakan Yaşantılar Envanteri I ve II’nin kullanıldığı görülmek-
Shaver, Schachner ve Mikulincer (2005), kaygılı bağ- tedir (Selçuk ve ark., 2005).
lanma tarzına sahip kişilerin, reddedilme ve terk edilme Bu çalışmaların, genellikle sosyal psikoloji (Ba-
gibi, aşırı bağımlılık belirtilerini; kaçıngan bağlanma hadır, 2006; Beştav, 2007; Buğa, 2009; Büyükşahin,
tarzına sahip kişilerin ise yalnızlık, aşırı başarı tutkusu 2006; Damarlı, 2006; Demirkan, 2006; Kart, 2002;
gibi, aşırı bağımsızlık belirtilerini sergilediklerini bul- Şengül, 2006) ve klinik psikoloji (Açık, 2008; Bayrak,
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 67

2009; Bayramkaya, 2009; Bozkurt, 2006; Çalışır, 2008; Veri Toplama Araçları
Çeri, 2009; Ergin, 2009; Feyzioğlu, 2008; Kankotan, Demografik Bilgi Formu. Bu çalışmanın amacına
2008; Oral, 2006; Sakarya, 2008; Salahur, 2010; Yıldız, uygun olarak katılımcılara ölçekleri doldurmadan önce
2005) alanlarında olduğu söylenebilir. Söz konusu ça- cinsiyet (Kız-Erkek), okul (Hacettepe-ODTÜ ve Anka-
lışmalarda, biri hariç, yeniden bir faktör analizi uygu- ra Üniversiteleri) ve okudukları bölümlerle (Sayısal-
laması yapılmamış ve genellikle Sümer (2006) tarafın- Sözel ve Eşit Ağırlık) ilgili soruların sorulduğu “de-
dan önerilen ikili puanlama yöntemi kullanılmıştır. mografik bilgi formu” verilmiştir. Demografik bilgi
Faktör analizi uygulanmış tek çalışmada (Bahadır, formunda ayrıca katılımcıların genel olarak hayatı
2006) ise ikili model için bir doğrulayıcı faktör ana- (Genel olarak hayatınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?),
lizine gidilmiş ve söz konusu araştırma örneklemi ilişkilerini (Genel olarak diğer insanlarla ilişkinizi
için ikili faktör yapısının uygun olabileceği kanısına nasıl değerlendiriyorsunuz?), ruh sağlığını (Kendinizi
varılmıştır. ruh sağlığı açısından nasıl görüyorsunuz?) ve geleceği
Mevcut çalışmada YIYE-I ile ölçülmeye çalışılan (Gelecek 5 yıl içerisinde yaşamınızın nasıl olacağını
bağlanma olgusunun, klinik bakış açısıyla ele alınması düşünüyorsunuz?) nasıl değerlendirdikleri sorular, 5’li
hedeflenmiştir. Diğer deyişle bağlanma, kendilik algısı, Likert (çok iyi - çok kötü) üzerinden değerlendirme
olumsuz otomatik düşünceler ve psikopatolojik belirti- yapmaları istenerek sorulmuştur.
ler arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Otomatik Düşünceler Ölçeği (ODÖ). Araştırma-
Ancak, bağlanma ölçeklerinin ölçmeye çalıştığı yapılar nın amacına uygun olarak bağlanma tarzlarıyla ilişki-
konusunda yukarıda özetlenen araştırmaların, bazen li olabilecek “bilişler”, Hollan ve Kendall (1980) ta-
4’lü (güvenli, umursamayan, kaçınmalı, korkulu), bazen rafından geliştirilen Otomatik Düşünceler Ölçeği’nin
3’lü (güvenli, kaygılı, kaçınmalı), bazen de 2’li sınıf- (ODÖ) Türkçe versiyonu (Aydın ve Aydın, 1990; Şahin
landırmaları (kaygılı, kaçınmalı) kullanmış oldukları ve ve Şahin, 1992) kullanılarak ölçülmüştür. ODÖ’nün
söz konusu çalışmaların, biri hariç (Bahadır, 2006), amacı depresyonla ilişkili olan olumsuz otomatik dü-
hiçbirinde YİYE-I’in faktör yapısı yeniden araştırılma- şüncelerin ortaya çıkma sıklığını tespit etmektir. Top-
mış olduğundan, bu çalışmada YIYE-I’in faktör yapı- lam 30 maddeden oluşan bu ölçek 1-5 arası puanla-
sının mevcut örneklemimiz bağlamında bir kez daha nan Likert tipi bir ölçektir. Bu ölçekten alınan toplam
incelenmesi de hedeflerimiz arasına alınmıştır. puanların yüksekliği, kişinin olumsuz otomatik düşün-
celerinin sıklıkla ortaya çıktığını gösterir (Hollon ve
Yöntem Kendall, 1980. Yapı geçerliği çalışması kapsamında
Şahin ve Şahin (1992) tarafından yapılan faktör anali-
Örneklem zi ile bu ölçeğin, “Kişinin Kendisiyle İlgili Olumsuz
Araştırmanın örneklemini Ankara’nın çeşitli üni- Duygu ve Düşünceleri”, “Şaşkınlık/Kaçma Fantezileri”,
versitelerindeki (Ankara, Hacettepe ve Orta Doğu Tek- “Kişisel Uyumsuzluk ve Değişme İstekleri”, “Yalnızlık/
nik Üniversitesi) 416 öğrenci oluşturmaktadır. Ancak İzolasyon” ve “Ümitsizlik” olmak üzere 5 faktörden
örneklem normal dağılıma uygunluk açısından histog- oluştuğu görülmüştür.
ram ve dal yaprak grafiğine göre değerlendirildiğinde Mevcut araştırmada ODÖ için elde edilen
5 aykırı puan alan katılımcı (outlier) örneklemden çı- Cronbach Alfa Güvenirlik katsayısı .94 olarak bulun-
karılmıştır. Böylelikle analizler 411 kişi üzerinden ya- muştur.
pılmıştır. Katılımcılara ölçekler verilirken şu an duy- Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-I (YİYE-I).
gusal birlikteliği olan veya olmayan ayrımına gidil- Araştırmada bağlanma tarzları, Yakın İlişkilerde Yaşan-
meyip, öğrencilere bu araştırmanın genel olarak yakın tılar Envanteri-I ile ölçülmüştür. Brennan ve arkadaş-
ilişkilerdeki duygu ve düşüncelerle ilgili olduğu söy- ları (1998) tarafından geliştirilen YİYE-I, yakın ilişki-
lenmiştir. Örneklemdeki öğrencilerin 217’si kız (% 53), lerdeki bağlanmada yaşanan kaygıyı ve başkalarından
194‘ü erkektir (% 47). Araştırmaya gönüllü olarak ka- kaçınmayı ölçmeyi amaçlamaktadır. Ölçek, toplam 36
tılan bu öğrencilerin yaşları 18 ile 39 arasında değiş- maddeden oluşmakta ve her bir boyut (kaygı ve ka-
mekte olup, rastgele örneklem yöntemiyle seçilmişler- çınma boyutları), 18’er madde ile ölçülmektedir. Bu
dir. Örneklemin yaş ortalaması 21.86 (S = 2.40) ola- ölçekte, katılımcılar her bir maddenin kendilerini ne
rak bulunmuştur. Örneklemin genelinin “hayatı değer- oranda tanımladığını yedi basamaklı ölçek üzerinden
lendirme” sorusuna verdiği yanıtın ortalaması 5’li değerlendirmişlerdir (1 = beni hiç tanımlamıyor, 7 =
Likert üzerinden 3.68 (S = 0.72), “ilişkilerini değer- tamamıyla beni tanımlıyor). YİYE her iki dili de bilen
lendirme” ortalaması 3.90 (S = 0.63), “ruh sağlığını iki uzman tarafından çeviri ve tersine çeviri yoluyla
değerlendirme” ortalaması 3.51 (S = 0.88) ve “gelecek İngilizceden Türkçeye çevrilerek çeşitli araştırmalar-
5 yıl içindeki yaşantıyı değerlendirme” ortalaması ise da ve lisansüstü tezlerde kullanılmıştır. Sümer (2006)
3.85 (S = 0.75) olarak bulunmuştur. tarafından ölçeğin faktör yapısı incelenmiş ve ‘kaygı-
68 Türk Psikoloji Yazıları

lı ve kaçınmalı bağlanma’ olmak üzere iki boyut elde miştir. Üç ayrı çalışmada ölçeğin toplam puanından
edilmiştir. Her iki boyutun da yüksek düzeyde güvenir- elde edilen Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayılarının
lik katsayısına sahip olduğu görülmüştür (kaygı için .96 ve .95, alt ölçekler için elde edilen katsayıların ise
.86 ve kaçınma için .90). .55 ile .86 arasında değiştiği belirtilmiştir. Geçerlik ça-
Sosyal Karşılaştırma Ölçeği (SKÖ). Araştırmada lışması kapsamında yapılan bu çalışmalarda envan-
kişinin kendilik algısı, Sosyal Karşılaştırma Ölçeği terin alt ölçeklerinin ve üç global indeks puanlarının
(Social Comparision Scale, SKÖ) ile değerlendirilmiş- SKÖ ile -0.14 ve -0.34 arasında, Boyun eğicilik Ölçeği
tir. Bu ölçeğin amacı kişinin kendini çeşitli boyutlarda ile 0.16 ve 0.42 arasında, Strese Yatkınlık Ölçeği ile
başkalarıyla kıyasladığında nasıl gördüğüne ilişkin al- 0.24 ve 0.36 arasında, Offer Yalnızlık Ölçeği ile -0.34
gılarını ölçmektir. Sosyal Karşılaştırma Ölçeği’nin 5 ve -0.57 arasında, Beck Depresyon Envanteri ile ise
maddelik orijinal formu Gilbert, Allan ve Trent (1991) 0.34 ve 0.70 arasında değişen ve istatistiksel açıdan
tarafından geliştirilmiştir. Daha sonra ölçeğin Türkiye anlamlı korelasyonlar gösterdiği belirlenmiştir (Şahin
uyarlaması yapılırken aynı ölçeğe maddeler eklene- ve Durak, 1994).
rek 18 maddelik yeni bir form geliştirilmiştir (akt. Mevcut araştırmada KSE’nin uygulanmasından
Şahin ve Şahin, 1992). Böylece SKÖ’nün çift kutuplu elde edilen Cronbach Alfa Güvenirlik katsayısı .96
18 maddesi oluşmuştur ve maddelerin işaretlemesi 1-6 olarak bulunmuştur.
arası Likert tarzında yapılmaktadır. Ölçekteki iki ku-
tuplu maddeler 6 noktalı bir boyut üzerinden elde İşlem
edilen puanlara göre değerlendirilir. Ölçekten alınan Hatırlanacağı gibi bu çalışmanın hedeflerinden
yüksek puanların olumlu benlik şemasıyla düşük pu- biri Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri Ölçeği-I’in
anların ise olumsuz benlik şemasıyla ilişkili olduğu (YİYE-I) faktör yapısının yeniden değerlendirilmesiy-
düşünülmektedir. Ölçeğin orijinal formunun Cronbach di. Bu nedenle ilk olarak söz konusu Ölçek, mevcut
Alfa değeri .87, 18 maddeye çıkarılmış Türkçe for- örneklemde yeniden faktör analizine tabi tutulmuştur.
munun ise Cronbach Alfa katsayısının ise .89 olduğu Yapılan analiz sonucunda üçlü bir yapı ortaya çıktığı
görülmüştür. Ölçüt bağıntılı geçerlik çalışması kapsa- için “bağlanma”nın kendilik algısı ve psikopatolojik
mında Sosyal Karşılaştırma Ölçeği’nin Beck Depres- belirtilerle ilişkisinin değerlendirileceği daha sonraki
yon Envanteri ile korelasyonu -.19, (p < .001) olarak tüm analizler, Sümer’in (2006) önerdiği 2’li yapıya ve
bulunmuştur. Başka bir çalışmada Kısa Semptom En- mevcut çalışmada ortaya çıkan 3’lü yapıya göre iki kez
vanterinin alt ölçekleriyle korelasyonlarının .14 ile tekrarlanmıştır.
-.34 arasında değiştiği görülmüştür. Yapı geçerliği ça- Aşağıda ilk olarak mevcut örneklemdeki faktör
lışması kapsamında Beck Depresyon Envanteri’nden 9 analizine ilişkin bulgulara yer verildikten sonra, mev-
altı ve 17 üstü puan alan kişilerin Sosyal Karşılaştır- cut çalışmada elde edilen faktörlerden oluşturulan alt
ma Ölçeği’ne göre ayrıştırılabildiği (p < .001) anla- ölçeklerin ve Sümer (2006) tarafından önerilen alt öl-
şılmıştır (Şahin, Durak ve Şahin, 1993; Şahin ve Şahin, çeklerin araştırma değişkenleriyle korelasyon analizle-
1992). rinin sonuçlarına geçilecektir. Son olarak da Sümer’in
Mevcut çalışmada SKÖ’nün uygulanmasından (2006) çalışmasında önerilmiş faktör yapısıyla mevcut
elde edilen Cronbach Alfa Güvenirlik katsayısı .90 çalışmada elde edilen faktör yapısı ve alt ölçekler,
olarak bulunmuştur. kendilik algısı ve psikopatolojik semptomları yordama
Kısa Semptom Envanteri (KSE). Bu çalışmada gücü açısından kıyaslanacaktır.
bağlanma tarzlarının psikopatolojik semptomlarla iliş-
kisine bakıldığından, bu semptomların Kısa Semptom Bulgular
Envanteri (KSE) ile ölçülmesi hedeflenmiştir. Kısa
Semptom Envanteri (KSE), Psikiyatrik ve medikal has- Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-I’nin (YİYE-I)
talarda ve normal insanlarda görülebilen bazı psikolo- Faktör Yapısı
jik belirtileri ortaya çıkarmak amacıyla geliştirilmiş çok Çalışmanın bu aşamasında ilk olarak 36 mad-
boyutlu kendini değerlendirme türü bir semptom ta- delik, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-I’in
rama ölçeğidir. KSE’nin orijinal formu Derogatis (YİYE-I) faktör yapısını mevcut araştırma örneklemi
(1992) tarafından hazırlanmıştır. Bunun için 90 mad- bağlamında belirlemek için Temel Bileşenler yöntemi
delik SCL-90 Semptom Belirleme Listesi kısaltılarak ile bir faktör analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda
53 maddeye indirilmiş ve KSE oluşturulmuştur (Şahin özdeğeri 1’den büyük olan 7 faktör elde edilmiş ve
ve Durak, 1994). Maddeler 0-4 değerleri arası (“hiç” bunların toplam varyansın % 59.47’sini açıkladığı
ve “çok”) derecelendirilmiş 5’li Likert tipi bir ölçek görülmüştür. Eğim grafiğine (scree plot) bakıldığında
üzerinden puanlanmaktadır. KSE’nin Türkiye uyarla- ise ölçek için 3 faktörlü yapının uygun olduğu gö-
ması Şahin ve Durak (1994) tarafından gerçekleştiril- rülmüştür.
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 69

Tablo 1. Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-I’in (YİYE-I) Faktör Yapısı

Faktör Yükü
Maddeler (orijinal ölçekteki madde numaralarıyla belirtilmiştir)
Kaygılı Kaçıngan Güvenli
2. Terk edilmekten korkarım. .673
4. İlişkilerim konusunda çok kaygılıyım. .618
6. Romantik ilişkide olduğum kişilerin beni, benim onları umursadığım kadar .718
umursamayacaklarından endişelenirim.
8. Birlikte olduğum kişiyi kaybedeceğim diye çok kaygılanırım. .631
10. Genellikle, birlikte olduğum kişinin benim için hissettiklerinin, benim onun için .402
hissettiklerim kadar güçlü olmasını arzu ederim.
12. Genellikle birlikte olduğum kişiyle tamamen bütünleşmek isterim ve bu bazen onları .529
korkutup benden uzaklaştırır.
14. Yalnız kalmaktan endişelenirim. .579
16. Çok yakın olma arzum bazen insanları korkutup uzaklaştırır. .477
18. Birlikte olduğum kişi tarafından sevildiğimin sürekli ifade edilmesine gereksinim .511
duyarım.
20. Birlikte olduğum kişileri bazen fazla duygu ve bağlılık göstermeleri için zorladığımı .657
hissederim.
21. Birlikte olduğum kişilere güvenip dayanma konusunda kendimi rahat bırakmakta .488
zorlanırım.
22. Terk edilmekten pek korkmam. .438
24. Birlikte olduğum kişinin bana ilgi göstermesini sağlayamazsam üzülür ya da kızarım. .607
26. Birlikte olduğum kişinin bana isteğim kadar yakın olmadığını düşünürüm. .623
28. Bir ilişkide olmadığım zaman kendimi biraz kaygılı ve güvensiz hissederim. .492
30. Birlikte olduğum kişi istediğim kadar yakınımda olmadığında, kendimi engellenmiş .578
hissederim.
32. İhtiyaç duyduğumda, birlikte olduğum kişiye ulaşamazsam kendimi engellenmiş .492
hissederim.
34. Birlikte olduğum kişiler beni onaylamadıkları zaman kendimi gerçekten kötü .490
hissederim.
36. Birlikte olduğum kişi benden ayrı zaman geçirdiğinde üzülürüm. .541
1. Gerçekte ne hissettiğimi birlikte olduğum kişiye göstermemeyi tercih ederim. .208
5. Birlikte olduğum kişi bana yakınlaşmaya başlar başlamaz kendimi geri çekerim. .729
7. Romantik ilişkide olduğum kişi çok yakın olmak istediğinde rahatsızlık duyarım. .783
9. Birlikte olduğum kişilere açılma konusunda kendimi rahat hissetmem. .553
11. Birlikte olduğum kişiye yakın olmak isterim, ama sürekli kendimi geri çekerim. .655
13. Birlikte olduğum kişilerin benimle çok yakınlaşması beni gerginleştirir. .782
17. Birlikte olduğum kişiyle çok yakınlaşmaktan kaçınmaya çalışırım. .782
23. Birlikte olduğum kişilere fazla yakın olmamayı tercih ederim. .630
3. Romantik ilişkide olduğum kişilere yakın olmak konusunda çok rahatımdır. 5.437
15. Özel duygu ve düşüncelerimi birlikte olduğum kişiyle paylaşmak konusunda oldukça 5.652
rahatımdır.
19. Birlikte olduğum kişiyle kolaylıkla yakınlaşabilirim. 5.441
25. Birlikte olduğum kişiye hemen hemen her şeyi anlatırım. 5.662
27. Sorunlarımı ve kaygılarımı genellikle birlikte olduğum kişiyle tartışırım. 5.728
29. Birlikte olduğum kişilere güvenip dayanmakta rahatımdır. 5.604
31. Birlikte olduğum kişilerden teselli, öğüt ya da yardım istemekten rahatsız olmam. 5.739
33. İhtiyacım olduğunda birlikte olduğum kişiden yardım istemek işe yarar. 5.763
35. Rahatlama ve güvencenin yanı sıra çok şey için birlikte olduğum kişiyi ararım. 5.711
Açıklanan Varyans (%) 21.80 16.62 5.731
Özdeğerler (Eigenvalues) 57.84 55.99 2.071
70 Türk Psikoloji Yazıları

Üçlü faktör çözümlemesi ve Varimaks rotasyonu ren ve tersine puanlanması önerilen diğer 9 maddenin
sonucunda elde edilen 3 faktörün ise toplam varyansın % tümü ise (3, 15, 19, 25, 27, 29, 31, 33 ve 35) mevcut
44.17’sini açıkladığı görülmüştür. Birinci faktör, faktör çalışmada toplam varyansın % 5.74’ünü açıklayan
yükleri .30 üzeri olan 2., 4., 6., 8., 10., 12., 14., 16., 18., üçüncü faktörü oluşturmuştur. Söz konusu maddelerin
20., 21., 22., 24., 26., 28., 30., 32., 34. ve 36. maddeler- içeriğine bakıldığında bu faktöre de “Güvenli Bağlan-
den oluşmuştur (bkz. Tablo 1). Toplam varyansın % ma” adının verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.
21.80’ini açıklayan 19 maddelik bu faktörün maddele- Daha sonra, elde edilmiş olan bu üç faktörden
rinin içeriğine bakıldığında, ‘Kaygılı Bağlanma’yı ölç- “Kaygılı Bağlanma” (α = .89), “Kaçınmalı Bağlanma”
tüğüne karar verilmiştir. Bu faktördeki maddelerin 18’i (α = .87) ve “Güvenli Bağlanma” (α = .87) şeklinde
(21. madde dışında), Sümer’in (2006) yaptığı çalışma- üç alt ölçek oluşturulmuş ve Cronbach Alfa katsayı-
da elde edilmiş olan “Kaygılı Bağlanma” faktörüne gi- ları hesaplanmıştır. Aynı şekilde bir de Sümer (2006)
ren 18 maddenin tümü ile eştir. İkinci faktör, toplam tarafından önerilen alt ölçeklerin Cronbach Alfa kat-
varyansın % 16.63’ünü açıklamaktadır ve 5., 7., 9., 11., sayılarına bakılmıştır. Sonuçlar, mevcut çalışmada elde
13., 17. ve 23. maddelerden oluşmuştur. edilen alt ölçeklerle Sümer’in (2006) çalışmasında
Maddelerin içeriğine bakıldığında, 7 maddelik bu önerdiği alt ölçeklerin güvenirlik katsayılarının birbi-
ikinci faktörün de “Kaçınmalı Bağlanma”yı ölçtüğüne rinden farklı olmadığını göstermiştir (kaçınmalı = .87,
karar verilmiştir. Bu faktördeki maddelerin ise Sü- kaygılı = .86)
mer’in (2006) yaptığı çalışmada elde edilmiş olan
“Kaçınmalı Bağlanma” faktörüne giren 18 maddenin Değişkenler Arası Korelasyonlar
7’si ile eş olduğu gözlenmiştir. Sümer’in (2006) çalış- Hatırlanacağı gibi bu çalışmanın ilk hedefi,
masında ikinci faktör olan ‘Kaçınmalı Bağlanma’ya gi- YİYE-I ile ölçülmeye çalışılan “Bağlanma” olgu-

Tablo 2. Değişkenler Arası Korelasyonlar

Mevcut Mevcut Mevcut


Sümer’in Sümer’in
çalışmada çalışmada çalışmada
önerdiği önerdiği
elde edilen elde edilen elde edilen
Değişkenler Kaygılı Kaçıngan
Kaygılı Kaçıngan Güvenli
Bağlanma Bağlanma
Bağlanma Bağlanma Bağlanma
Tarzı Tarzı
Tarzı Tarzı Tarzı
Sosyal Karşılaştırma -.207*** -.206** -.248** -.216** -.186**
Hayatı Değerlendirme -.176*** -.179** -.190** -.165** -.135**
İlişkileri Değerlendirme -.239*** -.241** -.246** -.251** -.150**
Ruhsal Değerlendirme -.223*** -.227** -.228** -.250** -.119**
Geleceği Değerlendirme -.090*** -.081** -.100** -.105** -.052**
ODÖ (toplam) -.400*** -.391** -.284** -.378** -.123**
Kendine yönelik negatif duygu ve düşünceler -.382** * -.375** -.291** -.345** -.160**
Şaşkınlık/kaçma fantezileri -.329*** -.315** -.245** -.352** -.090**
Kişisel uyumsuzluk ve değişim isteği -.350*** -.336** -.208** -.277** -.062**
Yalnızlık/İzolasyon -.331*** -.320** -.253** -.316** -.129**
Ümitsizlik -.325*** -.322** -.278** -.350** -.141**
KSE (toplam) -.445*** -.440** -.337** -.443** -.171**
Anksiyete -.389*** -.392** -.306** -.389** -.181**
Depresyon -.440*** -.433** -.334** -.422** -.174**
Olumsuz Benlik -.391*** -.398** -.356** -.395** -.229**
Somatizasyon -.318*** -.314** -.298** -.409** -.160**
Hostilite -.357*** -.348** -.219** -.293** -.108**
*
p < .05; **p < .01; ***p < .001
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 71

sunu, kendilik algısı ve psikolojik belirtilerle ilişkisi rarşik regresyon analizi yapılmıştır. İkinci aşamada
bağlamında değerlendirmekti. Bu hedef doğrultusun- ise Kendilik Algısı bağımlı değişken olarak belirle-
da üçüncü iş olarak, değişkenler arası korelasyon- nip mevcut çalışmanın ve de Sümer’in (2006) önerdiği
lara bakılmıştır. Bunun için de iki korelasyon analizi alt ölçeklere göre 2 hiyerarşik regresyon analizi daha
yapılmıştır. Birinci analiz mevcut çalışmada elde edi- yapılmıştır.
len 3’lü yapıya göre (Kaygılı-Kaçıngan-Güvenli) yapı- Psikopatolojik Belirtilerin Yordanması. İlk aşa-
lan korelasyon analizidir. İkincisi de Sümer (2006) ta- mada KSE toplam puanı ile ölçülen psikopatolojik
rafından önerilen ikili yapıya göre (Kaygılı-Kaçıngan) semptomlar bağımlı değişken olarak ele alınmış ve
yapılan korelasyon analizidir (bkz. Tablo 2). Mevcut mevcut çalışmada ortaya çıkan alt ölçekler ile Sü-
çalışma alt ölçekleri arasındaki korelasyonlar da bek- mer’in (2006) önerdiği alt ölçeklerle olmak üzere iki
lenen yönde çıkmıştır (güvenli x kaygılı = .10, p < .05; hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. Her iki ana-
güvenli x kaçıngan = -.43, p < .01; ve kaygılı x kaçıngan lizde de yordayıcı değişkenler aynı sırada ve 4 blokta
= .41, p < .01). analize alınmıştır. Birinci blokta demografik değişken-
lerin etkilerini kontrol etmek amacıyla cinsiyet, bölüm
Regresyon Analizleri (Sayısal-Sözel-Eşit Ağırlık) ve yaş grupları analize so-
Araştırma sorusuna (YİYE-I ile ölçülen “Bağ- kulmuştur. İkinci blokta otomatik düşünceler ölçeğinin
lanma”nın klinik bakış açısıyla değerlendirilmesi) daha alt ölçekleri (kendine yönelik olumsuz duygu ve düşün-
net bir cevap bulabilmek amacıyla son aşamada reg- celer, şaşkınlık/kaçma fantezileri, kişisel uyumsuzluk ve
resyon analizleri yapılmıştır. İlk aşamada psikolojik değişim isteği, yalnızlık/izolasyon, ümitsizlik), üçüncü
belirtiler bağımlı değişken olarak ele alınarak, mev- blokta kişinin hayatını, ilişkilerini, ruh sağlığını ve ge-
cut çalışmada ortaya çıkan alt ölçeklere göre ve Sü- leceğini değerlendirdiği maddelerden elde edilen pu-
mer’in (2006) önerdiği alt ölçeklere göre 2 ayrı hiye- anlar, dördüncü blokta kendilik algısı denkleme so-

Tablo 3. Psikopatolojik Belirtilerin Yordanması

Mevcut çalışmadaki alt


Blok R R2 R2değ. F β t Fdeğ.
ölçeklerle yapılan analiz
Cinsiyet .20 .04 .041 19.96*** -.20 1-3.16*** 119.96***
1
Yaş .28 .08 .041 19.59*** -.19 1-2.98*** 118.89***
Kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceler .60 .36 .281 43.02** -.54 -10.08*** 101.60***
2 Şaşkınlık/kaçma fantezileri .64 .40 .051 39.02*** -.30 -14.21*** 117.72***
Yalnızlık/İzolasyon .65 .42 .021 33.76*** -.22 -12.83*** 118.00***
3 Ruh sağlığını değerlendirme .69 .48 .061 35.23*** -.28 1-5.00*** 125.00***
4 Kendilik algısı .69 .48 .001 30.21*** -.04 -11.70*** 111.50***
Kaygılı .72 .52 .041 31.26*** -.23 -14.53*** 120.52***
5
Güvenli .73 .53 .009 28.72*** -.10 1-2.13*** 114.55***
Sümer’in (2006) önerdiği alt
Blok R R2 R2değ. F β t Fdeğ.
ölçeklerle yapılan analiz
Cinsiyet .20 .04 .041 19.39*** -.20 1-3.06*** 119.39***
1
Yaş .27 .07 .031 19.09*** -.18 1-2.91*** 118.49***
Kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceler .60 .36 .281 42.32*** -.54 -10.05*** 100.95***
2 Şaşkınlık/kaçma fantezileri .63 .40 .051 38.40*** -.30 -14.19*** 117.53***
Yalnızlık/İzolasyon .65 .42 .021 33.14*** -.22 -12.77*** 117.67***
3 Ruh sağlığını değerlendirme .69 .48 .061 34.68*** -.28 1-5.00*** 125.01***
4 Kendilik algısı .69 .48 .001 29.72*** -.04 -11.68*** 111.46***
5 Kaygılı .72 .52 .041 30.71*** -.22 -14.49*** 120.13***
*
p < .05; **p < .01; ***p < .001
72 Türk Psikoloji Yazıları

kulmuştur. Beşinci blokta ise ilk analizde YİYE-I’in olduğu gibi beşinci blokta Sümer’in önerdiği alt ölçek-
mevcut çalışmada ortaya çıkan 3 alt ölçeği (Kaygılı- ler (Kaygılı-Kaçıngan) analize sokulmuştur. Analiz so-
Kaçıngan-Güvenli) analize alınırken, ikinci analiz- nuçları Tablo 4’te gösterilmiştir.
de Sümer’in önerdiği 2 alt ölçek (Kaygılı-Kaçıngan) Tablo 4’e bakıldığında her iki analizde de de-
analize alınmıştır. Analiz sonuçları toplu halde Tablo ğişkenlerin toplu halde, kendilik algısındaki değişimin
3’te gösterilmiştir (bkz. Tablo 3). % 28’ini açıkladığı görülmektedir; ancak mevcut araş-
Tablo 3’e bakıldığında mevcut çalışmanın öner- tırmanın alt ölçeklerine göre yapılan analizde, yordayıcı
diği alt ölçeklerle yapılan hiyerarşik regresyon anali- değişken olarak denkleme Güvenli Bağlanma tarzının
zinde değişkenlerin toplu halde, psikopatolojik semp- girdiği, Sümer’in (2006) önerdiği alt ölçeklere göre ya-
tomlardaki değişimin % 53’ünü açıkladığı; Sümer’in pılan analizde ise denkleme Kaçınmalı Bağlanma tar-
(2006) önerdiği alt ölçeklerle yapılan analizde ise aynı zının girmiş olması dikkati çekmektedir.
değişkenlerin toplu halde psikolojik semptomlardaki
değişimin % 52’sini açıkladığı görülmüştür. Tartışma ve Sonuç
Kendilik Algısının Yordanması. Bir sonraki aşa-
mada, Sosyal Karşılaştırma Ölçeği ile ölçülmeye çalı- Mevcut çalışmada, ‘YİYE-I üzerinde yapılan fak-
şılan ‘Kendilik Algısı’ bağımlı değişken olarak belir- tör analizinin 3 faktörlü bir yapıya işaret ettiği göz-
lenmiş ve yukarıda yapıldığı gibi, bağımsız değişkenle- lenmiştir. Ortaya çıkan üçüncü faktörün (güvenli bağ-
rin aynı sırada denkleme sokulduğu iki ayrı hiyerarşik lanma), Sümer (2006) tarafından önerilmiş olan 2 fak-
regresyon analizi yapılmıştır. Buna göre birinci blokta törlü yapıdaki, “kaçınmalı bağlanma” alt ölçeğinin ters
demografik değişkenlerin etkilerini kontrol etmek ama- puanlanması gereken maddelerinden oluşmuş olması
cıyla cinsiyet, bölüm (Sayısal-Sözel-Eşit Ağırlık) ve yaş da ilginçtir. Sümer (2006) çalışmasındaki faktör ana-
grupları; ikinci blokta Otomatik Düşünceler Ölçeğinin lizinin “272” kişi üzerinden, mevcut çalışmadaki
alt ölçekleri (kendine yönelik olumsuz duygu ve düşün- analizin de 411 kişi üzerinden yapılmış olduğunu dik-
celer, şaşkınlık/kaçma fantezileri, kişisel uyumsuzluk ve kate alacak olursak, ortaya çıkan bu 3’lü yapının da
değişim isteği, yalnızlık/izolasyon, ümitsizlik); üçüncü değerlendirilmesinde yarar olduğu düşünülmektedir.
blokta kişinin kendi hayatını, ilişkilerini, ruh sağlığını Ayrıca 3’lü ve 2’li yapılara göre elde edilmiş olan
ve geleceğini değerlendirmeleri; dördüncü blokta Kısa Cronbach alfa katsayılarının da birbirinden farklı
Semptom Envanterinin alt ölçekleri (anksiyete, depres- olmaması (hatta “kaygılı bağlanma”nın mevcut çalış-
yon, olumsuz benlik, somatizasyon ve hostilite) ve son mada .89’luk bir değerle daha da yüksek oluşu), ayrı-
olarak beşinci blokta da ilk analizde YİYE-I’in mevcut ca 3’lü yapıdaki “güvenli bağlanma” alt ölçeğinin alfa
çalışmada elde edilen alt ölçekleri (Kaygılı-Kaçıngan- katsayısının da .87 olarak 2’li yapıdaki alt ölçeklerle
Güvenli) analize alınmıştır. İkinci analizde de yukarıda eşit düzeyde oluşu ilgi çekicidir.

Tablo 4. Kendilik Algısının Yordanması

Mevcut çalışmadaki alt


Blok R R2 R2değ. F β t Fdeğ.
ölçeklerle yapılan analiz
1 Yaş .13 .02 .02 23.98*** -.13 -1.99*** 23.98***
2 Kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceler .40 .16 .15 22.40*** -.38 -6.34*** 40.16***
3 İlişkilerini değerlendirme .51 .26 .10 27.31*** -.34 -5.59*** 31.30***
4 Güvenli .53 .28 .01 21.92*** -.12 -2.13*** 24.52***
Sümer’in (2006) önerdiği alt
Blok R R2 R2değ. F β t Fdeğ.
ölçeklerle yapılan analiz
1 Yaş .13 .02 .02 24.00*** -.13 -2.00*** 24.00***
2 Kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceler .40 .16 .15 22.44*** -.38 -6.34*** 40.20***
3 İlişkilerini değerlendirme .51 .26 .10 27.28*** -.34 -5.58*** 31.15***
4 Kaçıngan .53 .28 .01 21.83*** -.13 -2.07*** 24.28***
*
p < .05; **p < .01; ***p < .001
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 73

Değişkenler arası korelasyonlar açısından değer- için bir alternatif puanlama sistemi olarak dikkate
lendirildiğinde de 3’lü ve 2’li yapılardan elde edilen alınmasının işlevsel olabileceği ileri sürülebilir. Ayrı-
korelasyon katsayılarının birbirlerinden çok farklı ol- ca böyle bir yaklaşımın kuramsal olarak da destek-
madığı, 3’lü yapının da eşdeğerde kriter geçerliğine lendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim ge-
sahip olduğu ileri sürülebilir. Hatta “kaygılı bağlanma” rek Bowlby ve Ainsworth’un orijinal kuramlarında,
ve diğer değişkenler arası korelâsyonlar hemen he- gerekse Yetişkin Bağlanma Mülakatı ve ona dayalı
men aynı olduğu halde (ikisi de aynı maddelerden diğer mülakat tarzı ölçeklerde, “güvenli bağlanma”
oluşmaktadır), 3’lü yapıdaki “kaçınmalı bağlanma”nın ayrı bir boyut olarak karşımıza çıkmaktadır. Özbil-
diğer değişkenlerle korelasyonlarının 2’li yapıdaki dirim grubunda olan ve klinik değişkenlerle ilişki-
“kaçınmalı bağlanma”nın diğer değişkenlerle olan ko- lendirilerek kullanılan “Ebeveyn ve Yaşıt Bağlanması
relasyonlarından daha yüksek oluşu da dikkate değer- Envanteri”nde, Hazan ve Shaver’in (1987, 1990) ve
dir. Bunun büyük olasılıkla nedeni 2’li yapıdaki “kaçın- Bartolomew’ın (1991; 1994) ilk çalışmalarında da “gü-
malı bağlanma”nın aynı zamanda güvenli bağlanmaya venli bağlanma” ayrı bir sınıflandırma boyutu olarak
yönelik maddeleri de içinde barındırmasıdır. Korelas- kullanılmaktadır.
yonların 3’lü yapıda yükselmesinin nedeni ise büyük Hatırlanacağı gibi mevcut çalışmanın diğer hedefi
olasılıkla “kaçınmalı bağlanma”nın daha arındırılmış de YIYE-I ile ölçülen bağlanmanın kişinin kendilik
bir alt ölçek haline gelmiş olmasından olabilir. Üçlü algısı, olumsuz otomatik düşünceler ve psikopatolojik
yapıda ortaya çıkan “güvenli bağlanma”nın psikopato- belirtilerle ilişkisi bağlamında değerlendirmekti. Yapı-
lojik semptomlarla ilişkisi de hep beklenen yönde ve lan analizler sonucunda, kişilerin “kaygılı bağlanma”,
yüksek düzeyde anlamlıdır (bkz. Tablo 3). “kaçınmalı bağlanma” puanları arttıkça, kendilik algı-
Regresyon analizleri bağlamında ise 3’lü yapının larının da olumsuz yönde değiştiği; diğer yanda, “gü-
psikolojik belirtilerdeki varyansı açıklama gücünün, venli bağlanma” puanları arttıkça, kendilik algısının
“kendilik Algısı”nın eklenmesiyle .48 olan açıklayıcı- da olumlu yönde arttığı gözlenmiştir. Bu bulgular il-
lığının, “kaygılı bağlanma”ya, “güvenli bağlanma” gili yazınla tutarlıdır (Damarlı, 2006; Feyzioğlu, 2008;
boyutunun da eklenmesiyle .52’den .53’e çıktığı görül- Özbay ve ark., 2002; Pielage, Gerslsma ve Schaap, 2000;
mektedir (bkz. Tablo 3). Oysa ki Sümer’in (2006) öner- Roberts, Gotlib ve Kassel, 1996). Yapılan çalışmalar,
diği ikili yapıya göre “kendilik algısı”ndan sonra denk- güvenli bağlanması olanların kendilik algılarının daha
leme giren bağlanma boyutu sadece “kaygılı bağlan- az çarpıtılmış, güvensiz bağlanması olanların ise daha
ma”dır ve psikolojik belirtilerdeki değişimi açıklama çarpıtılmış olduğunu göstermiştir (Mikulincer, 1998).
gücü onunla birlikte .52’ye ulaşmaktadır. Diğer deyiş- Ayrıca güvenli bağlanması olanların daha olumlu bir
le, mevcut çalışmada ortaya çıkan 3’lü yapıda devreye kendilik algısına sahip olduklarına da işaret edilmiş-
giren “güvenli bağlanma”nın, gerek Cronbach alfa tir (Arndt, Schimel, Greenberg ve Pyszczynski, 2002;
katsayısıyla (.87), gerek kendilik algısı ve psikopato- Mikulincer ve Shaver, 2004; 2009).
lojik belirtiler ve otomatik düşüncelerle gösterdiği Mevcut çalışmada ilgili yazınla tutarlı olarak, kay-
anlamlı ve yüksek sayılabilecek korelasyonlarla (sıra- gılı, kaçınmalı bağlanma arttıkça, kişinin hayatını, iliş-
sıyla .19 ve -.17, p < .01; -.12, p < .05), 2’li yapıdaki kilerini, geleceğini olumsuz olarak değerlendirmeleri-
gibi “kaçınmalı bağlanma” boyutu içine yedirilerek göz nin, olumsuz otomatik düşüncelerinin ve psikolojik
ardı edilmemesinde yarar olacağı düşünülmektedir. sorunların da arttığı gözlenmiştir. Bunun yanında, gü-
Benzer bir durum “kendilik algısı”nın yordanması venli bağlanma arttıkça, kişinin hayatına, kişilerarası
sırasında uygulanan regresyon analizi sonucunda da or- ilişkilerine ve geleceğe yönelik olumlu değerlendir-
taya çıkmıştır (bkz. Tablo 4). Kendilik algısındaki de- melerinin de arttığı, kendine, yalnız olduğuna ve
ğişimin yordanması, 3’lü yapı dikkate alınarak yapıl- ümitsizliğe ilişkin olumsuz otomatik düşüncelerinin,
dığında, devreye giren değişken “güvenli bağlanma”dır depresyon, anksiyete, somatizasyon, olumsuz kendilik
ve bu değişkenle birlikte açıklanan varyansın .26’dan ve öfke semptomlarının da azaldığı gözlenmektedir
.28’e çıktığı (β = .12) gözlenmiştir. Ancak, 2’li yapıya (West ve Sheldon, 1988). Bu sonuçlar da yine ülke-
göre yapılan analizde, denkleme giren “kaçınmalı mizde yapılan diğer çalışmalarla desteklenmektedir
bağlanma” dır ve beta değeri de -.13’tür. Diğer deyişle, (Bayrak, 2009; Bayramkaya, 2008; Bozkurt, 2006;
bu analizde olumlu kendilik algısını yordamaya katkı Çalışır, 2008; Feyzioğlu, 2008; Oral, 2006; Salahur,
yapan ve varyanstaki açıklamayı .26’dan .28’se çıka- 2010; Yıldız, 2005).
ran değişken, “bağlanmadan “kaçınmama” yönünde dav- Kuşkusuz mevcut çalışmada elde edilmiş olan
ranışlar içinde bulunmaktır ki bunun da 3’lü yapıda- bu ilişkiler çift-yönlü korelasyonlar olduğu için denk-
ki “güvenli bağlanma”ya tekabül ettiği söylenebilir. lemi diğer yönünden de okuyup, olumsuz belirti
Özetle, mevcut araştırmadan elde edilmiş olan 3’lü puanları azaldıkça kişinin güvenli bağlanmasının da
yapının, klinik bakış açısıyla ele alınacak araştırmalar arttığı söylenebilir. Ancak konuyla ilgili boylamsal ça-
74 Türk Psikoloji Yazıları

lışmalarda da çocukluğunda güvenli bağlanması olan duğu, kişinin kendilik algısının ise yaşa ve eğitim
kişilerin bilişsel süreçlerinin (Mikulincer ve Shaver, düzeyine göre değişebileceği hatırlanacak olursa, ben-
2004; Vaughn, Bost ve Van Ijzendoorn, 2009) genel zer çalışmaların, içinde daha farklı yaşlardan ve farklı
olarak daha olumlu yönde işlediği, psikolojik semp- eğitim düzeylerinden gelen kişileri barındıran, daha
tomlarının da daha az olduğu ileri sürülmektedir. Bunun büyük örneklemlerle yapılmasında; bağlanmayı ölçmek
yanında güvensiz (kaygılı, kaçınmalı) bağlanmaları üzere kullanılacak ölçeklerin faktör yapısını incele-
olanların ise hem bilişsel işleyiş hem de psikolojik meye yönelik faktör analizlerinin de tekrarlanmasında
semptomlar açısından tam tersi bir görünümde olduğuna yarar olacağı söylenebilir.
ve bu konuda daha kapsamlı çalışmaların gerekliliğine
işaret eden bulgular vardır (Dozier, McClough ve Albus, Kaynaklar
2009; Grossmann, Kindler ve Zimmermann, 2009). Bu
konudaki en temel yaklaşım, “kişinin kendine yönelik, Açık, Ö. (2008). Evlilik uyumu ve bağlanma stilleri arasındaki
ilişki. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ege Ünivers-
içsel beklentileri ve stratejilerinin, bir yandan hem itesi, İzmir.
bağlanma ilişkilerindeki kişilerarası iletişimin kalitesi Ainsworth, M. D. S. (1979). Infant-mother attachment. Ameri-
tarafından biçimlenirken, diğer yandan da o ilişkileri can Psychologist, 34, 932-937.
biçimlendirdiği” yönündedir. Bu beklenti ve stratejile- Ainswort, M. D. S. (1989). Attachments beyond Infancy. Amer-
rin de kişinin yaşam sorunlarını algılayışını, kullandığı ican Psychologist, 44, 709-716.
Ainsworth, M. D. S. ve Bowlby, J. (1991). An ethological ap-
problem çözme stratejilerini, dolayısıyla ortaya çıkabi- proach to personality development. American Psycholo-
lecek psikolojik sorunlarını etkileyebileceği ileri sürül- gist, 46, 333-341.
mektedir (Kobak ve Madsen, 2009). Nitekim mevcut Arndt, J., Schemel, J., Greenberg, J. ve Pyszczynski, T. (2002).
çalışmada da katılımcıların hem kendilik algısının hem The intrinsic self and defensiveness: Evidence that ac-
de rapor ettikleri psikolojik semptomların yordanma- tivating the intrinsic self reduces self-handicapping and
conformity. Personality and Social Pychology Bulletin,
sında, bağlanmasının “güvenli” oluşunun, kendini ve 28, 672-683.
kişilerarası ilişkilerini nasıl değerlendirdiğinin önemli Aydın, G. ve Aydın, O. (1990). Otomatik Düşünceler Ölçeği’nin
bir rol oynadığı gözlenmiştir. Özellikle psikopatolo- geçerlik ve güvenirliği. Psikoloji Dergisi, 7(4), 51-57.
jik semptomların yordanmasında bu üç değişkenin, Bahadır, Ş. (2006). Romantik ilişkilerde bağlanma stilleri,
çatışma çözme stratejileri ve olumsuz duygudurumunu
kendilik algısı, ilişkilerin değerlendirilmesi ve bağlan-
düzenleme arasındaki ilişki. Yayınlanmamış doktora tezi,
ma tarzının (güvenli olup olmamasının) rolünün, semp- Ankara Üniversitesi, Ankara.
tomlardaki değişmenin yarısından fazlasını açıklaya- Bartholomew, K. ve Horowitz, L. M. (1991). Attachment styles
bilecek güçte olduğu söylenebilir. İlgili yazındaki among young adults: A test of a four-category model.
diğer destekleyici bulgularla birlikte, mevcut çalışma- Journal of Personality and Social Psychology, 62(2),
226-244.
nın bu bulgusunun da gerek koruyucu ruh sağlığı ça- Bartholomew, K. (1994). Assessment of individual differences
lışmalarında, gerekse psikoterapötik müdahalelerde ve in adult attachment. Psychological Inquiry, 5(1), 23-27.
hatta eğitim psikolojisi çalışmalarında, dikkate alın- Bartholomew, K. ve Shaver, P. R. (1998). Methods of assessing
masında büyük yarar olacağını söylemek mümkündür. adult attachment. J. A. Simpson ve W. S. Rholes, (Ed.),
Sonuç olarak, ister 2’li ister 3’lü yapı çerçevesin- Attachment theory and close relationships içinde (22-45).
New York: Guilford Press.
de değerlendirilsin, kişinin YIYE-I ile değerlendirilen Bayramkaya, E. (2009). Sosyal fobi belirtileri, yetişkin
bağlanma tarzının, kendini algılayışı, aklından geçirdiği bağlanma boyutları ve kişilerarası ilişki biçimleri
olumsuz otomatik düşünceler ve yaşadığı psikolojik arasındaki ilişkiler. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
semptomlarla ilişkili olduğu söylenebilir. Ancak 3’lü Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
yapıya göre yapılan değerlendirmenin, en azından Bayrak, R. (2009). Bağlanma tarzları, kendilik algısı ve
başaçıkma yöntemleri bağlamında algılanan stres fak-
mevcut çalışmada ve psikopatolojik açıdan, bağlanma törleri ve stres belirtileri: Üniversite öğrencileri üzerinde
ve semptomlar arasındaki ilişkiyi daha “temiz” yan- uygulamalı bir çalışma. Yayınlanmamış yüksek lisans
sıtabildiğini de ileri sürebiliriz. tezi, Kara Harp Okulu, Ankara.
Kuşkusuz mevcut çalışmanın bu bulguları ve Beck, A. T. (1963). Thinking and depression 1: Idiosyncratic
3’lü yapının kullanılmasına ilişkin ileri sürülen bu content and cognitive distortions. Archives of General
Psychiatry, 9, 324-333.
öneri dikkate alınırken, araştırmanın sınırlılıklarının da Beck, A.T. (1964). Thinking and depression 2: Theory and ther-
göz ardı edilmemesinde yarar olacaktır. Her ne kadar apy. Archives of General Psychiatry, 10, 561-571.
ilgili yazındaki boylamsal araştırmalardan, mevcut ça- Beck, A. T., Rush, A. J,, Shaw, B. F. ve Emery, G. (1979). Cog-
lışmada elde edilen bulgulara destek bulunabiliyorsa nitive therapy of depression. NY: Guilford Press.
da sonuçta bu bir kesitsel ve korelasyonel çalışmadır. Beştav, F. G. (2007). Romantik ilişki doyumu ile cinsiyet,
bağlanma stilleri, rasyonel olmayan inançlar ve aşka
O nedenle elde edilmiş olan ilişkilerin, neden-sonuç ilişkin tutumlar arasındaki ilişkilerin incelenmesi. Ya-
ilişkileri olmadığı unutulmamalıdır. Ayrıca, araştırma- yınlanmamış yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi,
da incelenen örneklemin 411 üniversite öğrencisi ol- Ankara.
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri 75

Bozkurt, S. (2006). Temas biçimleriyle bağlanma biçimleri ve sızlık belirtileri arasındaki ilişkiler. Yayınlanmamış yük-
kişilerarası şemalar arasındaki ilişkinin incelenmesi. Ya- sek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
yınlanmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara. Feyzioğlu, S. E. (2008). Bağlanma stilleri, problem çözme be-
Bowlby, J. (1969). Attachment: Attachment and loss (cilt 1). cerileri ve hükümlülük özellikleri arasındaki ilişkiler.
London: Penguin Books. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi,
Brennan, K. A., Clark, C. L. ve Shaver, P. R. (1998). Self- Ankara.
Report measurement of adult attachment: An integrative Grossmann, K., Kindler, H. ve Zimmermann, P. (2009). A wider
overview. J. A. Simpson ve W. S. Rholes, (Ed.), Attach- view of attachment and exploration: The influence of
ment theory and close relationships içinde (46-76). NY: mothers and fathers on the development of psychologi-
Guilford Press. cal security from infancy to young adulthood. J. Cassidy
Buğa, D. (2009). Yakın ilişkilerde istikrar: Bağlanma stilleri ve P. R. Shaver, (Ed.), Handbook of attachment: Theory,
ve toplumsal cinsiyet rolleri açısından bir karşılaştırma. research, and clinical applications içinde (857-879). NY:
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Guilford Press.
Ankara. Hall, C. S. ve Lindzey, G. (1978). Social psychological theo-
Burns, D. (2007). Duygudurumunuzu anlamak: Nasıl düşü- ries: Adler, Fromm, Horney, and Sullivan. Theories of
nüyorsanız öyle hissedersiniz. H. A. Karaosmanoğlu, personality (3. baskı) içinde (179-201). NY: John Wiley
(Ed.), İyi hissetmek içinde (115-122). İstanbul: Psikonet & Sons.
Yayınları. Hazan, C., ve Shaver, P. (1987). Romantic love conceptualized
Büyükşahin, A. (2006). Yakın ilişkilerde bağlanım: Yatırım mo- as an attachment process. Journal of Personality and So-
delinin bağlanma stilleri ve bazı ilişkisel değişkenler yö- cial Psychology, 52(3), 511-524.
nünden incelenmesi. Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara Hazan, C. ve Shaver, P. (1990). Love and work: An attachment-
Üniversitesi, Ankara. theoretical perspective. Journal of Personality and Social
Cassidy, J. ve Shaver, P. R. (2009). Handbook of attachment: Psychology, 59, 270-280.
Theory, research, and clinical applications. NY: Guilford Hollan, S. D. ve Kendall, P. C. (1980). Cognitive self-statements
Press. in depression: Development of an Automatic Thoughts
Crowell, J. A., Fraley, R. C. ve Shaver, P. R. (2009). Measure- Questionnaire. Cognitive Therapy and Research, 4, 383-
ment of individual differences in adolescent and adult at- 395.
tachment. J. Cassidy ve P. R. Shaver, (Ed.), Handbook of Kankotan, Z. Z. (2008). The role attachment dimensions, rela-
attachment: Theory, research, and clinical applications tionship status, and gender in the components of subjec-
içinde (599-634). NY: Guilford Press. tive well-being. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Orta
Crowell, J. A. ve Treboux, D. (1995). A review of adult attach- Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara.
ment measures: Implication for theory and research. So- Kart, N. M. (2002). Yetişkin bağlanma stillerinin bazı bilişsel
cial Development, 4, 294-327. süreçlerle bağlantısı: Sağlık personeliyle yapılan bir ça-
Çalışır, M. (2008). Bağlanma temsilleri ile depresif belirtiler lışma. Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi,
arasındaki ilişki: Güvenli yer senaryoları ve erken dönem Ankara.
ilişkisel temalar. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ha- Kobak, R. ve Madsen, S. (2009). Disruptions in attachment
cettepe Üniversitesi, Ankara. bonds: Implications for theory, research and clinical in-
Çeri, Ö. (2009). Vajinusmus tanısı alan kadınlar ve eşlerinde te- tervention. J. Cassidy ve P. R. Shaver, (Ed.), Handbook of
mel bilişsel şemalar ile bağlanma stillerinin incelenmesi. attachment: Theory, research, and clinical applications
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, içinde (23-47). NY: Guilford Press.
Ankara. Main, M. (1996). Introduction to the special section on attach-
Çivitci, A. (2006). Ergenlerde mantıkdışı inanç ve sürekli kaygı ment and psychopathology 2: Overview of the field of
ilişkisi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 7 attachment. Journal of Consulting and Clinical Psychol-
(12), 27-39. ogy, 64, 237-243.
Damarlı, Ö. (2006). Ergenlerde toplumsal cinsiyet rolleri, bağ- Mikulincer, M. (1998). Adult attachment style and affect regu-
lanma stilleri ve benlik-kavramı arasındaki ilişkiler. Ya- lation: Strategic variations in self appraise. Journal of
yınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Personality and Social Psychology, 75, 420-435.
Ankara. Mikulincer, M. ve Shaver, P. R. (2004). Security-based self rep-
Demirkan, S. (2006). Özel sektördeki yöneticilerin ve çalışanla- resentations in adulthood: Contents and processess. W. S.
rın bağlanma stilleri, kontrol odağı, iş doyumu ve beş Rholes ve J. A. Simpson, (Ed.), Adult attachment: Theory
faktör kişilik özelliklerinin araştırılması. Yayınlanmamış research and clinical implications içinde (159-195). NY:
yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara. Guilford Press.
Derogatis, L. R. (1992). The Brief Symptom Inventory (BSI), Mikulincer, M. ve Shaver, P. R. (2009). Adult attachment and
administration, scoring and procedures manual II. Clini- affect regulation. J. Cassidy ve P. R. Shaver, (Ed.), Hand-
cal Psychometric Research Inc. book of attachment: Theory, research, and clinical ap-
Dozier, M., Stovall-McClough, K. C. ve Albus, K. E. (2009). plications içinde (503-531). NY: Guilford Press.
Attachment and psychopathology in adulthood. J. Cassi- Oral, N. (2006). Yeme tutum bozukluğu ile kişilerarası şemalar,
dy ve P. R. Shaver, (Ed.), Handbook of attachment: The- bağlanma stilleri, kişilerarası ilişki tarzları ve öfke ara-
ory, research, and clinical applications içinde (718-744). sındaki ilişkilerin incelenmesi. Yayınlanmamış doktora
NY: Guilford Press. tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara.
Engler, B. (1985). Harry Stack Sullivan: Interpersonal psychia- Özbay, M. B., Örsel, S., Akdemir, A. ve Cinemre, B. (2002). Er-
try. Personality theories: An introduction (2. baskı) içinde genlerde kendilik algısı ile psikopatoloji arasında bağıntı
(135-149). Boston: Houghton Mifflin Company. var mı? Türk Psikiyatri Dergisi, 13(3), 179-186.
Ergin, B. E. (2009). Kişilerarası problem çözme davranışı, Pielage, S., Gerlsma, C. ve Schaap, C. (2000). Insecure at-
yetişkinlerdeki bağlanma biçimleri ve psikolojik rahat- tachment as a risk factor for pychopathlogy: The role of
76 Türk Psikoloji Yazıları

stressful events. Clinical Psychology and Psychotherapy, comes. Review of General Psychology, 10, 1-20.
7, 296-302. Sümer, N. (2006). Yetişkin bağlanma ölçeklerinin kategoriler ve
Pielage, S. B., Luteijn, F. ve Arrindell, W. A. (2005). Adult at- boyutlar düzeyinde karşılaştırılması. Türk Psikoloji Der-
tachment, intimacy and psychlogical distress in a clinical gisi, 21(57), 1-22.
and community sample. Clinical Psychology and Psycho- Sümer, N. ve Güngör, D. (1999). Yetişkin bağlanma still-
therapy, 12, 455-464. eri ölçeklerinin Türk örneklemi üzerinde psikometrik
Roberts, J. E., Gotlib, I. H. ve Kassel, J. D. (1996). Adult attach- değerlendirmesi ve kültürlerarası bir karşılaştırma. Türk
ment security and symptoms of depression: The mediat- Psikoloji Dergisi, 14(43), 71-106.
ing roles of dysfunctional attitudes and low self-esteem. Şahin, N. H. ve Durak, A. (1994). Kısa Semptom Envanteri:
Journal of Personality and Social Psychology, 70(2), Türk gençleri için uyarlanması. Türk Psikoloji Dergisi,
310-320. 9(31), 44-56.
Sakarya, S. (2008). Alkolik babaların yetişkin çocukları: Psi- Şahin, N. H. ve Şahin, N. (1992). Reliability and validity of
kolojik sağlıkları, kendi ve annelerinin stresle başaçık- the Turkish version of the Automatic Thoughts Question-
ma ve yakın ilişki kurma tarzları. Yayınlanmamış doktora naire. Journal of the Clinical Psychology, 48, 334-340.
tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara. Şahin, N. H. ve Şahin, N. (1992). Adolescent guilt, shame, and
Salahur, E. (2010). Üniversite öğrencilerinin geriye dönük depression in relation to sociotropy and autonomy. The
olarak çocukluklarında algılamış oldukları ebeveyn ka- World Congress of Cognitif Therapy, 17-21 Haziran, To-
bul veya reddinin yetişkin bağlanma biçimleri ve depre- ronto, Kanada.
sif belirtiler ile ilişkisi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Şengül, İ. B. (2006). Relationships among attachment anxiety,
Hacettepe Üniversitesi, Ankara. avoidance, accepting the past, and autobiographical
Selçuk, E., Günaydın, G., Sümer, N. ve Uysal, A. (2005). Ye- memory. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Orta Doğu
tişkin bağlanma boyutları için yeni bir ölçüm: Yakın Teknik Üniversitesi, Ankara.
İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II’nin Türk örneklemin- Vaughn, B. E., Bost, K. K. ve Van Ijzendoorn, M. H. (2009).
de psikometrik açıdan değerlendirilmesi. Türk Psikoloji Attachment and temperament: additive and interactive
Yazıları, 8(16), 1-11. influences on behavior, affect and cognition during in-
Shaver, P. R. ve Miculincer, M. (2002). Attachment-related psy- fancy and childhood. J. Cassidy ve P. R. Shaver, (Ed.),
chodynamics. Attachment & Human Development, 4(2), Handbook of attachment: Theory, research, and clinical
133-161. applications içinde (192-216). NY: Guilford Press.
Shaver, P. R. ve Fraley, R. C. (2009). Attachment, loss, and grief: Wei., M., Heppner, P. P. ve Mallinckrodt, B. ( 2003). Perceived
Bowlby’s views and current contraversies. J. Cassidy ve coping as a meditor between attachment and psychologi-
P. R. Shaver, (Ed.), Handbook of attachment: Theory, cal distress: A structural equation modeling. Journal of
research, and clinical applications içinde (48-77), NY: Counseling Psychology, 50(4), 438-447.
Guilford Press. West, M., & Sheldon, A.E. (1988). The classification of patho-
Shaver, P. H., Schachner, D. A. ve Mikulincer, M. (2005). At- logical attachment patterns in adults. Journal of Person-
tachment style, excessive reassurance seeking, relation- ality Disorders, 2, 153-160.
ship processes, and depression. Personality and Social Yıldız, S. (2005). Depresyon ve anksiyete tanısı almış çocuklar
Psychology Bulletin, 31(3), 343-359. ile kontrol grubunun anne-babalarının bağlanma stilleri-
Shorey, H. S. ve Snyder, C. R. (2006). The role of adult attach- ne göre evlilik uyumlarının incelenmesi. Yayınlanmamış
ment styles in psychopathology and psychotherapy out- yüksek lisans tezi, Uludağ Üniversitesi, Bursa.
Turkish Psychological Articles, December 2010, 13 (26), 77-79

Summary
Investigating the Experiences in Close Relationships
Inventory (ECR-I) in the Context of Self-Perception, Negative
Automatic Thoughts and Psychopathological Symptoms
Nesrin Hisli Şahin Ali İhsan Yaka
Başkent University Kırşehir Devlet Hastanesi

An investigation of the related studies on the adult cal well-being in general. The other instruments were
attachment measurements show that there is not a consis- the Automatic Thoughts Questionnaire, ECR-I, Social
tent pattern in the scoring procedure, some use a 4-factor Comparison Scale, and the Brief Symptom Inventory, all
structure (secure, indifferent, avoidant, and fearful), of which have been adapted for the Turkish culture with
some use a 3-factor structure (secure, anxious, avoidant), satisfactory psychometric qualities.
and some use a 2-factor structure (anxious, avoidant). In
Turkey, the most frequently used attachment measures Results
are the ECR-I and ECR-II (Selçuk, Günaydın, Sümer,
& Uysal, 2005; Sümer, 2006; Sümer & Güngör, 1999). Factor Structure
In terms of the factor structure, the 2-factor structure A confirmatory factor analysis with varimax solu-
of avoidant and anxious styles as proposed by Sümer tion was conducted on the responses of the participants
(2006) are adapted. There is only one study reporting an to the 36 items in the ECR-I. Initially, the results revealed
independent factor analysis of the instrument and it is a 7-factor structure, explaining 59.47 % of the total vari-
a confirmatory factor analysis. The aim of the present ance. After a look on the scree-test graph, a 3-factor
study is to investigate the Experiences in Close Relation- solution, explaining 44.17 % of the total variance was
ships Inventory-I (ECR-I) in the context of self-percep- accepted to be the workable structure. The results are
tion, negative automatic thoughts, and psychopathologi- seen in Table 1.
cal symptoms. However a second aim is also to look at As seen in Table 1, the first factor named “anxious
its factor structure. style” was composed of 7 of the 8 items found in the
Sümer (2006) study. The second factor was composed of
Method the 7 out of the 18 items found in the mentioned study,
and it was named as “avoidant style”. The remaining 9
Participants items of the Sümer (2006) avoidant style factor appeared
The participants of the present study consisted of as the third factor of the present study. It was named as,
411 university students (217 females, 194 males) from “secure style”. After this initial step of establishing the
various universities in Ankara. The participation was factors, 3 factor-based subscales were formed and they
voluntary and the students were told to think of their were analyzed for their reliability. They were found to
close relationships in general while filling out the ECR-I. be .87 (secure), .87 (avoidant), and .89 (anxious), com-
The age range was between 18 and 39, with a mean age pared to the .86 (anxious) and .87 (avoidant), found in
of 21.86 (SD = 2.40). the Sümer (2006) study.

Instruments Correlations among Variables


The assessment instruments consisted of a De- Since a different factor-structure appeared in the
mographic Information Questionnaire, which included present study, the remaining analyses were conducted in
5-point Likert questions on the participant’s evalua- a way to take both scoring procedures, the 3-subscales
tion of his life, relationships, future, and psychologi- and 2-subscales, in to consideration (see Table 2).

Address for Correspondence: Prof. Dr. Nesrin Hisli Şahin, Başkent Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Bağlıca
Kampusu, Eskişehir Yolu, 20. km. 06810 - Ankara
E-mail: nesrinhislisahin@gmail.com
78 Turkish Psychological Articles

Regression Analyses high (if not higher) as those obtained in the Sümer study,
The first set of regression analyses (hierarchical) also supports this proposal.
were conducted, taking the psychopathological symp- The intervariable correlations between the study
toms measures by the BSI, as the dependent variable. variables and the 3-factor structure of the ECRI-I ob-
In the second set, self-perception, as measured by the tained in the present study are also equivalent to the
Social Comparison Scale was the dependent variable. 2-factor structure of the Sümer (2006) study. Moreover,
Again two sets of analyses were conducted, one by using the “avoidant style” subscale, proposed in the present
the 3-factor structure of the ECR-I, found in the present study, has higher correlations with the study variables,
study, and the other one by using the 2-factor structure compared to the “avoidant style” subscale, proposed by
proposed by Sümer (2006). Sümer (2006). It is possible that with the absence of the
Attachment and the Psychopathological Symp- reverse items, the “avoidant style” factor , proposed in
toms. In the first step, the demographical variables (gen- the present study, became more homogenized. These
der, department type) were included. As a second step, reverse items, appeared as a new factor in the present
the scores for the subscales of the ATQ; in the third study, making up the third factor named “secure style”.
step, the participants personal evaluations of their life This “secure style” factor also had very high and sig-
in general, their relationships, future expectations, and nificant correlations in the expected direction with the
psychological well-being in general, in the fourth step, study variables.
self-perception, and in the fifth step, the scores on the The 3-factor structure also fared well in the two
subscales of ECRI-I were included as the independent regression analyses to predict the variance in the psycho-
variables. The results are seen in Table 3. logical symptoms scores and self-concept scores of the
As the table reveals, with the inclusion of a 3-factor participants. The “secure attachment style” proposed in
solution of the attachment measure, the variables entered the present study contributed to the prediction of both the
in the equation can explain 53 % of the variance in the psychopathological symptoms and self-concept.
psychopathological symptoms. Whereas with the 2-fac- As a summary, the researchers feel that at least in
tor solution, proposed by Sümer (2006), they can explain clinical studies, this 3-factor structure of the ECRI-I can
52 % of the mentioned variance. be considered as an alternative to the 2-factor model.
Attachment and Self-Perception. In this second This proposal might also have some theoretical support
set of analyses, self-perception as measured by the So- when we take into consideration the original theories of
cial Comparison Scale scores was taken as the dependent Bowlby and Ainsworth. They also propose a “secure”
variable. The independent variables included in the first, pattern of attachment in their theories. “Secure attach-
second, and third steps of the analyses were the same as ment” pattern is also mentioned in other earlier studies
the ones entered in the previous analyses with the symp- using clinical variables (Bartholomew, 1991; 1994; Ha-
toms. However in the fourth step, the subscale scores of zan & Shaver, 1987; 1990).
the BSI were entered; the fifth step was again the same. The present study aimed to evaluate the ECRI-I
The results are seen in Table 4. within the context of self-perception, negative automatic
As seen in the table, in both analyses, the variables thoughts, and psychopathological symptoms. The results
entered the equation can explain 28 % of the variance revealed that the increase in “anxious” and “avoidant”
in the self-perception scores. However, in the fifth step, patterns of attachment were correlated with an increase
“secure” attachment, found in the present study en- in negative self perception, negative automatic thoughts
tered the equation, whereas in the next set of analyses, and psychopathological symptoms, as well as with nega-
“avoidant style”, as proposed by Sümer (2006) entered, tive evaluations of one’s life in general, one’s relation-
with a negative beta value. ships, one’s psychological well-being, and expectations
for the future. Whereas, an increase in “secure attach-
Discussion ment” patterns were correlated with a more positive self
perception, positive perception of life in general, one’s
The present study revealed a 3-factor structure relationships, and one’s psychological well-being. “Se-
for the ECRI-I. The third factor is composed of the cure attachment” pattern was correlated negatively with
reverse items mentioned in the scoring of the negative automatic thoughts regarding one’s self, one’s
“avoidant style” proposed in the Sümer (2006) study. loneliness, and one’s hopelessness. As expected, as the
Since, Sümer (2006) conducted his factor analysis scores of “secure attachment” pattern increased, various
with 272 participants, and the present study was conduct- psychopathological symptoms, i.e., anxiety, depression,
ed on 411 participants, it is proposed that the 3-factor somatization, and hostility, also increased. All of these
structure should also be taken into consideration. More- results are supported by various studies conducted inter-
over, the fact that the Cronbach alpha’s obtained were as nationally and locally.
Close Relationships Inventory 79

Nevertheless, it should be remembered that these ents, correlating their attachment patterns (Mikulincer &
are two-way correlations, and more studies are needed Shaver, 2004; Vaughn, Bost, & Van Ijzendoorn, 2009),
to make interpretationsfor causality. Therefore the find- also present supportive findings and indicate to a pos-
ings should be interpreted with caution. However, lon- sible causality.
gitudinal studies conducted with children and their par-

You might also like