Professional Documents
Culture Documents
“Duygusal olarak kendini düzenleme” dinamikleri ile yakından ilişkili olan bağlanma
süreçleri (Kobak ve Sceery 1988), bağlanma kişisiyle geliştirilen “sıkıntıyı giderme”
modellerinin oluşmasına aracılık eder. Kişiler arası durumların değerlendirilmesi, başa çıkma
stratejilerinin kullanılması ve kuralların düzenlenmesinde duyguların rehberliğini sağlayan bu
modeller (Main 1999), kişiler arası ilişkiler hakkındaki bilgi işleme süreçlerini düzenler.
Bireyin sosyal bağlamda kendisi ve başkaları hakkında beklenti ve sayıltılarını içeren bu iç
yapılar, geçmiş ilişkilerdeki bilgileri filtreleyerek şimdiki etkileşimlerin duygusal sonuçlarını
değerlendirmeye yardım eder ve yakın ilişkileri yönlendirir (Bowlby 1979; 1981). Bu nedenle
sosyal ilişkilerin yapılanmasında erken çocukluk yaşantıları oldukça önemlidir.
Bağlanma nesnesi olarak ebeveynin sürekli var olması, çocuğun duygusal olarak
kendisini güvende hissetmesini sağladığı için çevreyi keşfetmeye yönelmesine, ondan
ayrılabilmesine ve akranlarıyla yakın ilişkiler kurabilmesine zemin hazırlar (Allen ve Land
1999). Anneyle güvenli bağlanma, çocuğun olumsuz duygularını yapıcı bir şekilde
düzenlemesine ve daha olumlu duyguları ifade etmesine yardımcı olarak insanlarla daha etkili
iletişim kurmasını sağlar (Kobak ve Sceery 1988). Çocuğa bakım veren büyükanne,
büyükbabalar, kardeşler, halalar, teyzeler ve diğer önemli kişiler de üçüncü aydan itibaren
“üçlü ilişki matriksine” geçişi sağlayan “çoğul bağlanmalar” aracılığı ile bağlanma
kapasitesini ve aile bağlarını geliştirirler (Thompson 1998, Howes 1999).
Anne-bebek ilişkisi, çocuğun dünyayı öngörmesini ve kendisini onunla bir ilişki içine
yerleştirmesini sağlayan ‘rol-ilişki’ veya ‘kendi-başkaları’ modelleri olarak şemalaşır ve
bireyin kendilik sistemini ve yaşam boyu tüm duygusal ilişkilerini etkileyen bağlanma
tarzlarını oluşturur (Horowitz 1987).“Kendilik modeli”; kişinin kendisini başkaları, özellikle
de bağlanma kişisi tarafından sevgi ve yardıma değer birisi olarak görüp görmediğini ifade
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
eder ve ilişkilerde yaşanan kaygı ile ilişkilidir (Bartholomew 1990, Bartholomew ve Horowitz
1991, Brennan ve ark 1998).“Başkaları modeli” ise bağlanma kişisinin korunma ve destek
beklentilerine karşılık veren güvenilir biri olarak görülüp görülmediğini ifade eder
(Bartholomew 1990, Bartholomew ve Horowitz 1991) ve ilişkilerde yakınlık arzusunu ortaya
koyan kaçınma tepkisi ile ilişkilidir (Fraley ve Shaver 2000).
Kaygı boyutu yakın ilişkilerde hissedilen reddedilme ve terk edilme konusundaki aşırı
duyarlılıktan kaynaklanan bağlanma kaygısını, kaçınma boyutu ise başkalarına yakın
olmaktan ya da başkalarının yakın olmasından ve bağımlı olmaktan hissedilen rahatsızlığı
tanımlamaktadır (Sümer 2006).
YÖNTEM
Örneklem: Araştırmanın evrenini 2009-2010 eğitim döneminde İnönü
Üniversitesinde eğitim görmekte olan 18-24 yaş grubu arasında bulunan öğrenciler
oluşturmaktadır. 500 anket formu, çalışmaya katılmak isteyen İnönü Üniversitesi
öğrencilerine seçkisiz örneklemle anketörler tarafından dağıtılmıştır. Anketörler denekleri
çalışmanın amacı, önemi, ölçek ve anketleri nasıl dolduracakları konusunda bilgilendirmiş ve
verilerin gizli tutulacağını ifade etmişlerdir. Dağıtılan anket formlarından 400 tanesi geri
dönmüş olup, verileri tam ve geçerli olan 300’si değerlendirmeye alınmıştır. Katılımcıların
%61’i kadın (183), %39’u (117) erkekti. %98,7’si (296) bekar, %1.3(4)’ü evliydi.%87.3’ü
(262) şehirde yaşamaktayken, %11.7’si (38) kasaba ve köyde yaşadığını bildirmişti.
Örneklemin yaş ortalaması 20.94±1.60 idi.
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II (YIYE II): Fraley RC, Waller NG,
Brennan KA (2000) tarafından, yakın ilişkilerde bağlanma kaygısı ve kaçınması boyutlarını
değerlendirmek üzere geliştirilmiştir (Experiences in Close Relationships - Revised (ECR-R).
Ölçeğin türkçede geçerlik ve güvenirliği Selcuk E, Gunaydin G, Sumer N ve Uysal A (2005)
tarafından yapılmıştır. Bağlanmada temel iki boyut olan yakın ilişkilerde yaşanan kaygı ve
başkalarından kaçınmayı ölçmeyi amaçlamaktadır. Brennan ve ark. (1998) kaygı boyutu ile
benlik modeli, kaçınma boyutu ile başkaları modelini ilişkili bulmuşlardır. Ölçek 2000 yılında
Fraley ve arkadaşları tarafından yeniden düzenlenmiştir.
Toplam 36 maddeden oluşan ölçekte her bir boyut 18’er madde ile ölçülmektedir.
Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanterinde katılımcılar, her bir maddenin kendilerini ne derece
tanımladığını yedi basamaklı ölçekler kullanarak değerlendirmektedir (1= Beni hiç
tanımlamıyor; 7= Tamamıyla beni tanımlıyor). Ters yüklü maddeler 4., 8., 16., 17., 18., 20.,
21., 22., 24., 26., 30., 32., 34. ve 36. maddelerdir. Kaygı skorunu hesaplamak için tek sayılı
maddelerin ortalamaları alınırken kaçınma skorunu hesaplamak için çift sayılı maddelerin
ortalamaları alınmaktadır.
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
Puanlaması için sosyal atomun en dışındaki daireye yerleştirilen kişilere 1’er puan, en
içtekine 7’er puan olmak üzere, tüm dairelere yerleştirilenlere 1 ila 7 arasında puan verilerek
sosyal atom değeri (SAD) ölçülür. Sosyal Atom Hacmi (SAH) ise, dairelere yerleştirilen
toplam kişi sayısı (N), denek tarafından kullanılmış en dış dairenin numarası (D) ile denek
tarafından kullanılan toplam daire sayısının çarpımı ile elde edilen puandır (Dökmen 2005).
Her çemberin “ben” merkezine yakınlığının, bağlanma boyutları ile ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Bağlanmada kaygı ve kaçınma boyutlarının sosyal atoma nasıl yansıdığını
görmek için sosyal atomdaki bazı göstergelerin tanımlanması ve sınıflandırılması
gerekmektedir.
Sosyal atomdaki belli grupların her birisi için, örneğin deneğin aile üyeleri ya da
arkadaşları için “sosyal atom puanı” hesaplanabilir. Bu puanın hesaplanmasında kural, her bir
dairedeki kişi sayısının, o dairenin puan değeriyle çarpılmasından sonra elde edilen değerlerin
toplamının 49’a bölünerek aritmetik ortalamasının alınmasıdır. Bu çalışmada sosyal atomun
tümü için ortalama sosyal atom puanı hesaplanmış, arkadaş ve akrabalar sayılarıyla
değerlendirmeye alınmıştır.
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
BULGULAR
Verilerin analizi sırasında, betimleyici istatistiklerin yapılmasından sonra, gruplar
arası farklara ikili karşılaştırmalarda sürekli değişkenler için bağımsız örneklem t-testi,
kategorik değişkenler için ki-kare testi, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkilerin
incelenmesi için Pearson korelasyon testi gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amacı
doğrultusunda katılımcıların bazı sosyodemografik verilerinin sosyal atom değerleri ve
bağlanma tepkilerine göre anlamlı farklılaşma gösterip göstermediğini saptamak için ANOVA
one way analizi uygulanmış, farklılık çıktığında farkın hangi gruplar arasında oluştuğunu
tespit etmek amacıyla Tukey HSD testi yapılmıştır.
Örneklemin sosyal atomlarında yer alan kişi sayısı 1-22 arasında değişmekte olup,
sosyal atom ölçeğine ait bulgular Tablo 2’de sunulmuştur.
Sosyal Atom hacmi hesaplama bilgisi ortalama değer ( X =148) kesim noktası olacak
şekilde sosyal atom hacmi değişkeni nitel değişken olarak değerlendirilmiştir. Sosyal atom
hacmi puanı 148 ve altında olanlar düşük, sosyal atom hacmi 148 üstü puan alanlar yüksek
sosyal atom hacmi olacak şekilde iki gruba ayrılmıştır.
Sosyal atom hacmi düşük ve yüksek grupları cinsiyet değişkeni bakımından Ki-Kare
test istatistiği ile incelenmiştir. Pearson ki kare testinde yapılan değerlendirmelerde kızlarla
erkeklerin sosyal atom hacim büyüklükleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmuştur (Pearson ki kare= 3.209, p=0.48). Kadınların SAH’ının daha düşük olduğu
görülmektedir. Sosyal atom hacminin çembere eklenen kişi sayısı ve çember değeri ile
hesaplandığı göz önüne alınırsa kadınların iç çemberlerindeki kişilerin daha az sayıda olduğu
yorumuna gidilebilir.
Bağlanmada kaygı düzeyi yüksek olanlar arasında, sosyal atom hacmi ortalamadan
yüksek düzeyde olanların sıklığı daha fazlaydı (Pearson ki kare= 3,160 p≤0.05). Kaygı
düzeyi artışı ile sosyal atom hacminde istatistiksel açıdan anlamlı bir fark oluşmaktaydı
(Pearson ki kare= 3.160 p=0.049).
Sosyal atom ölçeğinde birinci çemberde yer alanlar açısından sosyal atom puanlarının
farklılaştığı görülmektedir. İlk çember değeri en yüksek maksimum değere ve en yüksek
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
ortalama değere sahiptir. Sosyal atomun ilk çemberinde yer almak, güvenli bağlanılmayla
ilişkili olduğu için bu çemberle ilgili elde edilecek bilgiler önem taşımaktadır. İlk çembere
yerleştirilen bireyler arasında istatistiksel olarak kadın ve erkekler açısından anlamlı bir fark
bulunamamıştır. Çalışmadaki bireylerin ilk çemberlerine öncelikle annelerini, ardından
babalarını, kardeşlerini ve arkadaşlarını aldıkları gözlenmektedir.
İlk çemberde annenin yer alma durumu cinsiyet bakımından incelendiğinde her iki
cinsin ilk çemberlerine annelerini koyma yüzdeleri benzerlik göstermektedir. Ki-Kare test
istatistiği ile gruplar arasında anlamlı fark bulunamamıştır ( χ2 = 0,182, p=0,67>0,05).
SAH grupları ile ilk dairede babanın yer alma durumu incelendiğinde yüksek sosyal
atom hacmine sahip olanların ilk dairelerinde yüksek oranda babalarının yer almadığı
görülmüştür ( χ2 = 13,360, p=0,000*<0,05).
Kaygı ve kaçınma düzeylerinin sosyal atom ölçek değerleri ile ilişkisi Tablo 4’te
sunulmuştur.
Kaçınma düzeylerinin sosyal atomdaki kişi sayısı ve arkadaş sayısı ile ilişkileri
Tablo.5’te sunulmuştur.
Kaygı ve kaçınma düzeyleri sosyal atomdaki kişi sayılarına göre bağımsız gruplar
arası t testi ile analiz edildiğinde, kaçınma düzeyleri ile 1. çemberdeki kişi sayıları arasında
anlamlı bir fark bulunmuştur. Kaçınma düzeyi düşük olanların 1. çemberindeki kişi sayısı
anlamlı ölçüde daha yüksektir (t=2.355 p=0,019).
Kaygı düzeyi ile ilk çemberde anne, baba, kardeş ya da arkadaşın yer alma durumu
arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ancak kaçınma ile ilk çemberde
kardeşin ( χ2 =5,259, p=0,022*<0,05) ve arkadaşın ( χ2 =11,310, p=0,001*<0,05 ) yer alma
durumu açısından anlamlı bir fark saptanmıştır. İstatistiksel olarak kaçınma düzeyleri ile ilk
çemberde kardeşin olması ve arkadaşın olma durumu ile arasında anlamlı bir fark
bulunmuştur. Kaçınma düzeyi yüksek olan bireyler ilk dairelerinde kardeş ve arkadaşlarını
yüksek oranda almaktadırlar.
TARTIŞMA
Bağlanmada kaygı ve kaçınma boyutlarının yaş, cinsiyet, yaşanılan yer gibi
demografik değişkenlerle ilişkili olduğu gözlenmiştir. 24 yaş grubunda diğer yaş gruplarına
oranla kaygı düzeyinin daha düşük bulunması, yaşla birlikte ilişkilerde deneyim ve kontrol
kazanmayla ilişkilendirilebilir. Kızlarda erkeklere, köyde yaşayanlarda kentte yaşayanlara
göre kaçınma düzeylerinin yüksek olması sosyalleşme süreçlerindeki farklılıkla açıklanabilir.
Kadınların sosyal atom hacim büyüklüklerinin erkeklere göre daha düşük olması da benzeri
şekilde açıklanabilir.
Hinde’nin de (1976) işaret ettiği gibi iki kişi arasındaki ilişkinin doğası, geçmişteki
bütün etkileşimler tarafından yapılanır. Bebeklikteki yetersiz bakım daha sonraki sorunlu
ilişkilerin yordayıcısıdır (Arend, Gove ve Sroufe 1979). Çalışmamızda, çocukluğunda anne
babası hastalık geçirenlerde bağlanmada kaygı düzeyi ve beraberinde sosyal atom hacmi daha
yüksek bulunmuştur. Anne babanın hastalığı, çocukla ilgilenmeyi sekteye uğratmış
olduğundan, çocuk yaşamı tehdit eden böylesi bir durumun yarattığı kaygıyla baş etmek üzere
ulaşılabilir kişilerin sayısını artırma yoluna gitmiş olabilir.
Çocukluklarında anne babası ayrı olanların bağlanmada kaygı ve kaçınma düzeyi daha
yüksek oranda bulunmuştu. Anne baba ayrılığı bireyleri anne baba hastalığından farklı şekilde
etkiliyor görünmektedir. Çocukluklarında ebeveyn reddi ya da tutarsız tutumları olarak
algıladıkları bu durum, kendilerinin değerli olmadıklarına inanmalarına ve diğer insanlardan
karşılık beklememeye yol açıyor olabilir (Hammen ve ark 1995). Böyle bireyler yüksek düzey
kaygı ve gerçekleşmemiş umutlar taşırlar ve sosyal ilişkilerden çekilirler (Barret ve Holmes
2001). Çocuklukta anne baba boşanması ile yetişkinlikteki kronik yalnızlık duygusu arasında
paralel bir ilişki bildirilmektedir (Shaver ve Rubinstein 1980).
anne sütü alanların sosyal atom puanları daha yüksek bulunmaktadır. Çocukluğunda bir
yıldan az süt alanlarda ve annenin çalışmadığı durumlarda ilk dairede arkadaşların yer alma
oranı azalırken, anneden ayrı kalındığında ilk çemberine arkadaş alma sıklığı artış
göstermektedir.
Birinci çemberde yer alan kişi sayısının bağlanmada kaygı düzeyi ile ters yönde
anlamlı ilişki göstermesi, birinci çemberin güvenli bağlanmayla ilişkili olduğunu
düşündürmektedir. Bununla ilişkili olarak burada yer alan kişi sayısı arttıkça kullanılan
çember sayısının ve en dıştaki çember sayısının azalması söz konusu olmaktadır. Bu bulgu
Roberts ve arkadaşlarının (2009) aktif ağ hacmi ile ilgili yaptıkları çalışmadaki sonuçlarıyla
uyumudur. Bu çalışmada duygusal yoğunluk arttıkça sosyal ağın daha az sayıda insan
içerdiği, duygusal yakınlığın ağ hacmiyle ters orantılı olduğu saptanmıştır.
Anne ve babanın ilk çemberde yer almalarının sosyal atom puanı artışı ile
sonuçlanması, sosyal atom puanının da güvenli bağlanmayı gösteren bir değişken olarak
alınabileceğine işaret etmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Birinci çemberde yer alan kişiler ve sosyal atom puanı, bireyin sahip olduğu güvenli
ilişkiler için güçlü bir gösterge olma özelliği taşımaktadır. Bağlanmada kaygı ve kaçınma
boyutu arttıkça, birinci çemberde yer alan kişi sayısının azalması, sosyal atom hacminin
artması bağlanma gereksiniminin daha uzak ve yüzeysel ilişkilerle gideriliyor olduğunu
göstermektedir. Anne ile ilişkili çocukluk yaşantılarının annenin bulunduğu çember sırasını
yakından etkilemesi bağlanma kuramıyla bağdaşmaktadır.
KAYNAKLAR
Adolphs R (2001) The Neurobiology of Social Cognition. Current Opinion in
Neurobiology, 11; 231-239.
Bowlby J (1979) The making & breaking of affectional bonds. Tavistock Publications
(London)
Bowlby J (1981) Attachment and loss, vol. 3, Loss: Sadness and Depression. First
published 1980. Published in Penguin Books, Hazell Watson & Viney, Aylesbury, Bucks,
Great Britain.
Fraley RC, Waller NG, Brennan KA (2000) An item response theory analysis of self-
report measures of adult attachment. Journal of Personality and Social Psychology, 78; 350-
365.
J., and Shaver, P. (eds.), Handbook of Attachment, Guilford, New York, pp. 671–687.
Kahn RL, Antonucci TC (1980). Convoys over the life course: Attachment, roles, and
social support. Life Span Development and Behavior, 3, 253-286.
regulation, and representations of self and others. Child Dev. 59: 135–146.
Main M (1999) Epilogue. Attachment theory: Eighteen points with suggestions for
future studies In: J. Cassidy and P.R. Shaver, Editors, Handbook of attachment, Guilford
Press, New York pp. 845–887
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
Moreno JL (1947) The organization of the social atom Sociometry, 10; 287-297.
Moreira JM, de Fa´tima Silva, M Moleiro ve ark (2003) Perceived social support as an
offshoot of attachment style. Personality and Individual Differences, 34; 485–501.
Ognibene TC, Collins NL (1998) Adult attachment styles, perceived social support
and coping strategies, Journal of Social and Personal Relationships 15: 323–345.
Remer R (2009) Social Atom Theory Revisited: SAT Redux. İntenetten indirim tarihi
23 Kasım 2009 www.uky.edu/~rremer/sociometry/SATRDX.DOC
Roberts SGB, Dunbara RIM, Pollet YV, Kuppens T (2009) Exploring variation in
active ntwork size: Constraints and ego characteristics. Social Networks 31:138–146
Sarason IG, Sarason BR, Shearin EN (1986) Social support as an individual difference
variable: its stability,origins and relational aspects. Journal of Personality and Social
Psychology 50:845–855.
Stern DN (1985) The interpersonal world of the infant: A view from psychoanalysis
and developmental psychology. New York : Basic Books 1-294.
Tablo.2- Sosyal atom çemberlerindeki kişi sayısı ve sosyal atom hacim ortalaması
Std.
Min Maks Ort Sapma
Tablo.3- Bağlanma kaygısı ve kaçınma düzeylerinin erken çocukluk yaşantıları ile ilişkisi
Kaygı Kaçınm Çocukluğu Nasıl Disipli Çocuklukt
a n geçtiği bakıldığı n a ailenin
yer durumu
düzeyi
** 0.01 * 0.05
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
Kaçınma Pearson
1 ,230(**) -,089 -,097 -,043
Correlation
Kaygı Pearson
,230(**) 1 ,025 -,042 -,035
Correlation
Annenin Pearson
-,043 -,035 ,003 -,136(*) 1
çemberi Correlation
** 0.01 * 0.05
Erken yaşantılar, bağlanma ve sosyal atom
** 0.01 * 0.05