Professional Documents
Culture Documents
Çocukluk kavramı; yaşanılan çağa, bulunulan bölgeye, değişen toplumsal standartlara göre
değişiklik göstermekle birlikte çoğu toplum tarafından kabul gören en geniş tanım çocuk
hakları sözleşmesinde yer alan, “Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18
yaşın altındaki her insan çocuk sayılır” tanımıdır (Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 1995).
Çocukluk ; psikolojik, fiziksel, sosyal yönden pek çok ihtiyacını karşılayabilmek adına bir
bakım verene ihtiyaç duyulan dönemdir. Çocukların sağlıklı yaşam örüntülerine sahip
olabilmeleri için başlıca unsur çocuğun biyopsikosoyal ihtiyaçlar bütününü sağlayabilen bir
bakım verene sahip olması gerekmektedir. Çocuğun ihtiyaç duyduğu bu bakımı normal şartlar
altında çocuğun ebeveyni anne ve/veya babası sağlamaktadır. Bütün aileler çocuklarının
gerekli tüm ihtiyaçlarını azami ölçüde dahi olsa karşılamakta zorluk yaşayabilmektedirler. Bu
zorluklar çocuğun beslenme, barınma, sağlık, eğitim ve psikolojik ihtiyaçlarını tamamını ya
da en az birinin karşılanmaması ile ortaya çıkar. Sosyal devlet yapısına sahip olmamız
sebebiyle bahsi geçen bütün unsurların iyileştirilmesi için uygulanan belli politikalar
mevcuttur. Temel amaç çocuğun aile yanında daha iyi koşullarda yaşayabilmesi olmakla
birlikte koşulların iyileştirilemeyeceği durumların yaşanması da söz konusudur. Örneğin
istismar, şiddet, ebeveynlerden bir veya ikisinin hükümlü olması, ebeveynlerden bir veya
ikisinin ölümü halinde çocuğun iyilik halini koruyabilmek adına devlet;
barınma,danışmanlık,eğitim,sağlık,bakım tedbirlerinden bir veya birkaçını uygulayabilir.
Tedbir kararlarından bakım ve barınma kararının verilmesi halinde çocuk kurum bakımına
alınır. Çocukların yaş,cinsiyet,psikolojik durum vb. özelliklerine göre yararlanacakları kurum
bakımı modeli değişiklik göstermektedir. Sözü edilen kurum bakımı modelleri; çocuk evleri,
çocuk yuvası, çocuk evleri sitesi, sevgi evleri şeklindedir. Bu çalışmada esas alınacak olan
kurum bakımı modeli çocuk evleridir.
Çocuk evleri ilk olarak 2000 yılında Ankara’da hizmet vermeye başlamış olumlu geri
dönütlerin alınması sonucu 2005 yılında iller arasında yaygınlaşmaya başlamıştır. Çocuk
evleri hizmetini diğer hizmet modellerinden ayıran özellik ise; mesken niteliğindeki yatılı
kuruluşlar olmasıdır. Çocuk evleri, yetkililerin uygun gördüğü il/ilçelerde toplumsal yerleşim
alanlarının bulunduğu, çocukların toplumla iç içe yaşayabileceği yerlerde açılmaktadır.
Evlerde en fazla 7 çocuk olması koşuluyla 1 bakım personeli ve bölgedeki evlerden sorumlu
bir meslek elemanı görev yapmaktadır (Resmî Gazete, 2022). Çocukların toplumsal yaşamın
merkezinde yer alması kurum bakımından ayrıldıktan sonra yine toplumla bütünleşme
konusunda oldukça kolaylaştırıcı rol oynadığı düşünülmektedir. Yaşar ve Dağdelen’in 2013
yılında gerçekleştirdiği çalışmada elde edilen veriler; çocuk evinde kalan çocuk ve gençlerin
yurtlarda kalan çocuk ve gençlere kıyasla sosyal ilişkilerinin daha gelişmiş olduğunu, daha
mutlu bir yaşam sürdüğünü göstermektedir. Yine Işıkhan ve Yıldırım’(2018, 42) ın
gerçekleştirdiği bir araştırma sonucunda çocuk evinde kalan çocukların mahalle ortamında
yeni ilişkiler geliştirebildiği, toplumsal hayatın içindeki pek çok imkandan yararlanabilmek
için bir fırsat olduğu tespit edilmiştir. Çocuk evlerinin çocuk ve gençler açısından olumlu
etkisi yadsınamaz bir gerçektir ki çocuklar arası fırsat eşitsizliğini ve dezavantajlı olma halini
belirgin düzeyde azaltmaktadır. Eşit imkanların sağlandığı çocuklar, çocuk evi sürecini farklı
şekillerde algılayıp deneyimlemektedirler. Kurum bakımı öncesindeki yaşam deneyimi,
çocuk evi sürecindeki farklı algı ve deneyimler çocuklardaki gelecek beklentilerini de farklı
kılmaktadır.
Gelecek beklentisi Rotter (1954)’ın tanımına göre; geçmiş deneyimleri temel alarak gelecekte
bir alandaki başarı veya performansa ilişkin düşüncelerdir. Bu tanımdan da hareketle
çocukların geçmiş yaşamları şimdiki ruh hallerini, hayallerini, beklentilerini etkileyen en
önemli unsurlardan biridir. Örneğin; çocuğun geçmiş zamanda anne baba ve aile üyelerine,
okul ve sosyal yaşamına karşı tutum ve tavrı ile şimdiki zamanda anne babasına karşı
tutumundaki değişimler çocukların geleceğe yönelik planlamasında olumlu/olumsuz etkiye
sahip olabilmektedir. Bu çalışmanın başlangıç aşamasında sorulan soru çocuk evinde kalan
çocukların gelecek beklentileri ne şekildedir? Bu beklentilerdeki farklılığa sebep olan unsur
nedir ? (geçmiş yaşam deneyimleri, aile üyelerinin özellikleri vs.) Olumsuz beklenti ve
umutsuzluk tespiti halinde nasıl bir sosyal hizmet çalışması ile gelecek beklentileri olumlu
hale dönüştürülebilir?
Umutsuzluk, umut kavramının karşıtı olan bir olgudur. Umut; bireyin yakın ya da uzak
geleceğe yönelik düşündüğü beklentileri ifade ederken umutsuzluk beklentilerinin sıfır
düzeyinde olması veya olumsuz beklentilere sahip olmasıdır. Melges (1969)’e göre hem umut
hem de umutsuzluk hali bireylerin gelecekteki hedeflerine ulaşma imkanlarının muhtemel
yansımasıdır. Dolayısıyla bireylerin umutsuzluk düzeyleri, gelecek beklentileri üzerinde
etkiye sahip olduğu kabul edilebilir. Çocuk evinde kurum bakımında kalan çocukların gelecek
beklentilerini tespit etmek amaçlı yapılacak bu çalışmada çocukların umutsuzluk düzeylerinin
de önemli bir etken olduğu düşünülmüştür.
Tüm bunlar doğrultusunda bu çalışmanın problemi; çocuk evinde kalan çocukların gelecek
beklentilerinin, bu beklentileri belirtirken umutsuzluk düzeylerinin ne şekilde olduğunun
öğrenilmek istenmesi, bu beklentilerde farklılığa sebep olan unsurların neler olabileceğinin
bilinmemesi, gelecek beklentilerine yönelik yapılan çalışmaların çok olmasına karşın bu konu
çerçevesinde çocuk evinde kalan çocuk ve gençlere yönelik çalışmaların az sayıda olması ve
bu nedenle çocuk ve gençlerin gelecek beklentilerini iyileştirmeye, güçlendirmeye yönelik
önerilerin geliştirilememiş olmasıdır.
ARAŞTIRMANIN AMACI
Araştırmanın temel amacı çocuk evlerinde kalan çocuk ve gençlerin gelecek beklentilerini,bu
beklentiler üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiye sahip olabilecek olay veya olguları tespit
edebilmek, bununla birlikte umutsuzluk düzeyleri ile gelecek beklentileri arasındaki ilişkiyi
tespit edebilmektir. Yapılacak çalışmalar ışığında mikro düzeyde çocukların gelecek
planlamasına;mezzo düzeyde kurum bakımında görev alan profesyonellerin çocukların
gelecek beklentilerini inşa ederken nasıl yol gösterici olacaklarına; makro düzeyde, çocuk
evlerinde kalan çocukların gelecek yaşamlarına ilişkin güçlendirme temelli çalışmaların
yaygınlaşması ve bu modele yönelik öneriler geliştirebilmek hedeflenmektedir.
Bu temel amaç doğrultusunda belirlenen alt amaçlara yönelik aşağıda yer alan sorulara yanıt
aranmıştır:
● Çocuk evinde kalan çocukların geleceğe yönelik beklentileri ile umutsuzluk düzeyleri
arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?
● Çocuk evinde kalan çocukların umutsuzluk düzeyleri ve geleceğe yönelik beklentileri
cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır?
● Çocuk evinde kalan çocukların umutsuzluk düzeyleri ve geleceğe yönelik beklentileri
geçmiş yaşamlarındaki aile yapısına göre farklılaşmakta mıdır?
● Çocuk evinde kalan çocukların umutsuzluk düzeyleri ve geleceğe yönelik beklentileri
ebeveynlerin şimdiki durumuna göre faklılaşmakta mıdır?
● Çocuk evinde kalan çocukların umutsuzluk düzeyleri ve geleceğe yönelik beklentileri
okul başarısına göre farklılaşmakta mıdır?
● Çocuk evinde kalan çocukların umutsuzluk düzeyleri ve geleceğe yönelik beklentileri
üzerinde Sosyal Hizmetler Kanunu Kapsamında Tanınan İstihdam Hakkının etkisi var
mı?
ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Kurum bakımında kalan çocuklar yaşamlarında pek çok dezavantaj ile birlikte
yaşamaktadırlar. Çocuk evleri uygulaması bu dezavantajları en az düzeye indirgemek ve
çocukların sosyalizasyonunu kolaylaştırabilmek adına ortaya çıkmıştır. Çocukların “şimdi”
lerini pozitif şekilde yönlendirmek için çalışmalar yapılsa dahi “geçmiş” lerini
değiştirebilmek mümkün değildir. Çalışma ile çocukların gelecek beklentileri incelenebilecek
bu sayede olumsuz gelecek beklentilerinin gerekçeleri anlamlandırılarak daha olumlu bir
“şimdi”nin yanı sıra “gelecek” de inşa etmelerine yönelik öneriler geliştirilebilecektir.
Çalışma sonucu elde edilen veriler ışığında sosyal politika, sosyal hizmet müdahaleleri
anlamında çocuklar için geliştirilecek yeni proje,uygulama ve modeller üzerine katkı
sağlayabileceği düşünülmektedir.
Literatür taraması sonucunda çocuk evleri ya da genel kapsamda kurum bakımı odağında
çalışmalar söz konusu olup gelecek beklentilerini inceleyen çalışmalar da mevcuttur. Bu
çalışmada farklı olarak sunulacak olan çocukların gelecek beklentilerini etkilediği düşünülen
umutsuzluk düzeylerini tespit etmek ve çalışma başlangıcında çocukların şimdilerine yönelik
duygu, düşünce ve hislerini öğrenebilmek amaçlı uygulanacak Beier Cümle Tamamlama
Testinin kullanılacak olmasıdır.
ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
ARAŞTIRMANIN MODELİ
Araştırma amacı doğrultusunda “tarama modeli” ile gerçekleştirilecektir. Tarama modelleri,
geçmişte ya da halen var olan bir durumu olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma
yaklaşımlarıdır. Tarama modelinde önemli olan varolanı değiştirmeden gözlemleyebilmektir.
Bireyi kendi koşullarında, olduğu gibi tanımlamayı hedefler (Karasar, 2014, 77). Tarama
modelinin kullanılacağı bu araştırma ilişkilsel tarama modelini temel alarak gerçekleşecektir.
Tarama modelinin türlerinden biri olan ilişkisel tarama modeli Karasar (2014)’a göre; iki veya
daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi
amaçlayan araştırma modelidir. Bu doğrultuda araştırmaya konu olan bağımlı ve bağımsız
değişkenler arası ilişkinin derecesi, değişimin varlığı tespit edilebilecektir.
EVREN VE ÖRNEKLEM
Araştırma, 2023-2024 yılı arasında İzmir ilindeki çocuk evlerinde kalmakta olan 14-18 yaş
arası kız ve erkek çocukları kapsamaktadır. 14-18 yaş aralığı çocukların duygu, düşünce ve
fiziklerinde değişikliklerin yaşandığı bir ergenlik dönemidir. Bu süreçte çocuklar
geleceklerine yönelik hayal ve planlarını belirlemektedir. Özellikle çocuk evinde kurum
bakımında olan çocuklar için (okul döneminin tamamlanması halinde) 15 yaş sonrasında
kurum bakımından ayrılacak olmanın kaygısı ortaya çıkar ve kurum bakımından ayrılınca ne
yapacağına dair düşüncelere yoğunlaşır. Bununla birlikte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
yayınladığı yönetmelikte; “Çocukların bakım sonrası yaşam sürecinde, ihtiyaç duyacakları
konularda farkındalıklarının artırılması yönünde finansal okuryazarlık, bütçe planlama, ev
ekonomisi ve tasarruf, iş hayatı ve hukuk konularında 15 yaşından itibaren eğitimler almaları
konusunda programlar hazırlanır.” Şeklinde bir madde bulunmaktadır. Bu doğrultuda
çalışmada uygulama yapılacak çocuk yaş aralığı 14-18 şeklinde belirlenmiştir.
Anket Formu: Çocuk evinde kalan çocukların yaş,cinsiyet, okul- sınıf bilgileri,kurum
bakımında kaldıkları süre, memuriyet yasasının etkisi, kurum bakımına ve bakım
personellerine yönelik düşüncelerin öğrenileceği soruların yer aldığı bir form düzenlenecektir.
Bu anket formu ile hedeflenen; çocukların sosyodemografik özelliklerine ve bulundukları
ortama dair genel bir bilgi edinilmesidir.
Ergen Gelecek Beklentileri Ölçeği: Ölçek 2011 yılında Murat Tuncer tarafından türkçeye
uyarlanmıştır. Ergenlerin geleceğe yönelik beklentilerini inceleyebilmek amacıyla
geliştirilmiş bir ölçek olup likert tipi 25 maddeden oluşmuştur. Ölçek orjinalinde “İş ve
Eğitim”, “Din ve Toplum”, “Evlilik ve Aile”, “Sağlık”, “Çocuklarımın Geleceği” şeklinde 5
alt ölçekten oluşurken Tuncer(2011)’in türkçeye uyarladığı çalışmada bu başlıklar 4 farklı alt
ölçekten oluşmaktadır. Bu başlıklar “ İş ve Eğitim”, Din ve Toplum”, “ Sağlık ve Yaşam”,
“Evlilik ve Aile” şeklindedir. Çalışmanın Cronbach alfa katsayısı 0,925 olarak tespit
edilmiştir (Tuncer, 2011,1268). Ölçek puanının artması çocuk evinde kalan çocuğun geleceğe
yönelik tutumunun iyimser olduğunu ortaya koyacaktır.
Bu ölçek ile çocukların geleceğe yönelik beklentilerini iyimser ya da kötümser olarak
değerlendirebilmektir.
Bu çalışmada 8-16 yaş arasındaki çocuklar için Form A kullanılacaktır. Bu sayede çocukların
yukarıda bahsedilen başlıklara yönelik tavır, düşüncelerine dair ipuçları toplanacaktır.
VERİLERİN TOPLANMASI
Veriler Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı olan İzmir Çocuk Evleri Koordinasyon
Merkezi’nin izni ile İzmir ilinde yer alan çocuk evlerine ziyaretler ile yüz yüze toplanacaktır.
İzmir Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi’nde Çocuk Evi Sorumlusu olarak çalışmam
sebebiyle evlere giriş herhangi bir etik sorun teşkil etmeyecektir.
AÇIKLAMA
Lütfen aşağıdaki ifadeleri okuyunuz her bir ifadeye ne kadar katıldığınızı aşağıda yer alan
derecelendirme ölçeğini kullanarak belirtiniz. Lütfen her ifade için sadece bir seçeneği
işaretleyiniz ve hiçbir ifadeyi boş bırakmayınız.
YETİŞKİN OLDUĞUMDA…
Her cümleye “Yetişkin Olduğumda” diye başlayarak cevap vermeniz gerekmektedir. 1.
Kesinlikle inanmıyorum 2. Çoğu zaman inanmıyorum 3. Bazen inanmıyorum 4. Hem
inanıyorum hem inanmıyorum 5. Bazen inanıyorum 6. Çoğu zaman inanıyorum 7. Kesinlikle
inanıyorum
Aşağıda geleceğe ait düşünceleri ifade eden bazı cümleler verilmiştir. Lütfen her bir ifadeyi
okuyarak, bunların size ne kadar uygun olduğuna karar veriniz. Size uygun olanlar için
"Evet", uygun olmayanlar için ise "Hayır" sütununun altındaki kutuya "X" işareti koyunuz.
1. Büyüdüğüm zaman………
2. Arkadaşlar ………
4. Okulda………
6. İyi arkadaşlar………
7. Evimiz………
8. Annelerin en iyisi………
9. Geçen sene………
16. Ailem………
28. Kardeşlerim………
41. Ben………
43. Dileğim………
44. Annem………
45. Çocuklar………
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme. (1995, Ocak 27). November 27, 2022 tarihinde T.C. Resmi
Gazete: https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22184.pdf adresinden alındı
Durak, A., & Palabıyıkoğlu, R. (1994). Beck Umutsuzluk Ölçeği Geçerlilik Çalışması. Kriz
Dergisi, 2(2), 311-319.
Melges, F., & Bowlby,, J. (tarih yok). Types of Hopelessness in Psychopathological Process.
Arch Gen Psychiatry, 20, 690-699.
Resmî Gazete. (2022, September 6). November 27, 2022 tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı: https://www.aile.gov.tr/media/115396/cocuk-koruma-hizmetleri-planlama-
ve-cocuk-bakim-kuruluslarinin-calisma-usul-ve-esaslari-hakkinda-yonetmelik.pdf
adresinden alındı
Yaşar, Ö., & Dağdelen, N. (2013). Korunmaya Muhtaç Çocukların Yetiştirilmesinde Çocuk
Yurtlarından Çocuk Evlerine Geçişin, Çocukların Sosyo-Kültürel Ve Psikolojik
Gelişimlerine Etkisi Üzerine Bir Çalışma: Isparta Örneği. Süleyman Demirel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2013/2(18), 199-221.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/215729 adresinden alındı
Yıldırım, Ş., & Işıkhan, V. (2018, Nisan). Çocuk Evinde Kalan Çocukların Sosyalleşme
Sürecindeki İlişkilerinin Değerlendirilmesi. Toplum ve Sosyal Hizmet, 29(1), 46-70.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/515178 adresinden alındı