Professional Documents
Culture Documents
*Araştırmanın diğer alt problemi sosyal desteğin psikolojik sağlamlığı yordayıp yordamadığı
şeklindedir. Buna göre aileden algılanan sosyal destek ile arkadaştan algılanan sosyal destek alt
boyutlarının psikolojik sağlamlığı anlamlı şekilde yordadığı görülmektedir.
KAYNAKÇA: Terzi, Ş. (2008). Üniversite Ögrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ve Algıladıkları Sosyal Destek
Arasındaki İlişki . Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal , 3 (29) , 1-11 . Retrieved from
https://dergipark.org.tr/tr/pub/tpdrd/issue/21449/229847
*Araştırmada elde edilen bulgu, öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği’nden aldıkları puanlarla Çok
Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasındaki korelasyon katsayısının
anlamlı düzeyde olduğunu göstermiştir.
*SOSYAL destek psikolojik dayanıklılığı güçlendirmektedir. Bireyin aile içinde ve aile dışında elde ettiği
sosyal destek, karşılaştığı stresli durumu ve olası olumsuz sonuçlarını denetim altına almasını, bireye
sorunlar karşısında yalnız olmadığı duygusunu sağlayarak geleceği daha olumlu algılamasına neden
olmaktadır.
* Wallace, Bisconti ve Bergeman (2001) ise bir kişilik özelliği olan psikolojik dayanıklılık ile sosyal
destek arasındaki ilişkiyi ve bunların yaşamdaki sonuçlarını inceledikleri araştırmalarında, sosyal
destek ve depresyon, yaşam doyumu, sağlık arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılığın arabulucu rolü
olduğunu ortaya koymuşlardır. Yani psikolojik dayanıklılık düzeyi yüksek olan bireylerin algıladıkları
sosyal destek, fiziksel ve ruh sağlığını olumlu yönde etkilemektedir.
3)Üniversite Öğrencilerinin Algıladıkları Sosyal Destek ile Depresyon Düzeyleri Arasındaki İlişki:
Problem Çözme Becerilerinin Aracılık Etkisi
Yasemin YAVUZER**, Güldener ALBAYRAK ***, Gökay KELDAL****
* Algılanan sosyal desteğin depresyonun negatif yordayıcısı olduğu bu çalışmanın diğer bulgularından
biridir. Bu beklenen bir sonuçtu. Önceki araştırma bulguları da sosyal desteğin fiziksel ve psikolojik
sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir (Cohen, 1998, 2004; House ve diğerleri,
1988; Kaplan ve diğerleri, 1977; LaRocco ve diğerleri, 1980; Saltzman, ve Holahan, 2002). Cohen
(1998, 2004), sosyal desteğin, her koşulda fiziksel sağlık ve kendini iyi hissetme üzerinde olumlu bir
etkiye sahip olduğunu, sosyal destekten yoksun olmanın birey üzerinde olumsuz etki yaratacağını
belirtmektedir. Diğer taraftan sosyal desteğin en önemli işlevi stres verici yaşam olaylarının yarattığı
olumsuz etkiyi azaltarak bireylerin ruh sağlığını korumak olduğu, sosyal destekten yoksun olmanın
stres verici yaşam olaylarıyla karşılaşılmadığı müddetçe birey üzerinde olumsuz etkisi olmayacağı
belirtilmektedir (Cohen, -0.26 (-0.18) ( -0.27 -0.33 Aracı Değişken Problem Çözme Becerileri Bağımsız
Değişken Algılanan Sosyal Destek Bağımlı Değişken Depresyon Depresyon, Kişisel Zorluk Deneyimi,
Algılanan Sosyal Destek, Problem Çözme Becerileri 9 1998, 2004)
. Sosyal destek ile ilgili üniversite öğrencileriyle Türkiye’de yapılan çalışmalarda da algılanan sosyal
destek arttıkça depresyon düzeyinde azalma olduğu bulunmuştur (Eldeleklioğlu, 2006; Doğan, 2008).
Ayrıca algılanan sosyal destek artıkça problem çözme becerisi algısının da olumlu yönde arttığı
bulgusuna ulaşan çalışmalar da bu bulguyu destekler niteliktedir (Korkut, 2002; Okanlı ve diğerleri,
2003; Ünivar, 2003)
Orijinal atıflar:
*Kaplan, B. H., Cassel, J. C., & Gore, S. (1977). Social Support and Health. Medical Care,
15(5), 47–58. http://www.jstor.org/stable/3763353
* Eldeleklioğlu, J. (2006), “Üniversite Öğrencilerinin Algıladıkları Sosyal Destek ile Depresyon ve Kaygı
Düzeyleri Arasındaki İlişki”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 6 (3), s. 727-752.
* Elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin psikolojik yardım ihtiyaçlarının cinsiyet,
sınıf seviyesi, barınma yeri, baba eğitim düzeyi, en uzun süre yaşanılan yerleşim yeri, fakülte türü,
anne babanın hayatta olma durumu değişkenlerine göre anlamlı şekilde farklılaştığı; kardeş
sayısı, algılanan sosyo-ekonomik düzey, anne eğitim düzeyi, anne babanın birliktelik durumu
değişkenlerine göre ise herhangi bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Ayrıca algılanan sosyal
destek ve güvengenlik ile üniversite öğrencilerinin psikolojik yardım ihtiyaçları arasında anlamlı
düzeyde ve negatif yönde ilişki olduğu tespit edilmiş olup algılanan sosyal destek ve
güvengenliğin psikolojik yardım ihtiyacının anlamlı birer yordayıcısı oldukları saptanmıştır.
atıf orijinali:Bu çalısmada, aile ve arkadastan algılanan sosyal destek ve iyilik halinin boyutları
olan maneviyat, kendini yönetme, serbest-zaman, arkadaslık ve sevgi degiskenlerinin üniversite
ögrencilerinin psikolojik belirtilerini (somatizasyon, depresyon, anksiyete, öfke/ saldırganlık) ne
derecede yordadıgı incelenmistir. Çalısmaya üniversitede okuyan 208 kız, 46 erkek olmak üzere
toplam 254 ögrenci katılmıstır. Veri toplama araçları olarak Kısa Semptom Envanteri (KSE),
Algılanan Sosyal Destek Ölçegi (ASDÖ) ile İyilik Hali Ölçegi (İHÖ) kullanılmıstır. Veriler Regresyon
teknigi ile analiz edilmistir. Regresyon analizine göre, somatizasyon belirtilerini en iyi yordayan
degisken aile destegi, ikinci yordayıcı degisken kendini yönetme ve üçüncü degisken ise sevgidir.
Depresyon belirtilerini birinci sırada kendini yönetme, ikinci sırada aile destegi ve üçüncü sırada
arkadaslık degiskenleri yordamaktadır. Anksiyete belirtilerini en iyi yordayan degisken kendini
yönetme, ikinci degisken ise aile destegidir. Öfke/saldırganlık belirtilerini ise birinci olarak aile
destegi ikinci olarak kendini yönetme degiskenleri anlamlı olarak yordamaktadır.(Doğan,2008)
orijinal atıf:
KIRSAL VE İL MERKEZİNDE YAŞAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN UMUT DÜZEYLERİNİN AİLEDEN
ALGILANAN SOSYAL DESTEK DÜZEYİNE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI Kemer, G. & Atik, G. (2013)
Kaynakça: Kemer, G. & Atik, G. (2013). KIRSAL VE İL MERKEZİNDE YAŞAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN
UMUT DÜZEYLERİNİN AİLEDEN ALGILANAN SOSYAL DESTEK DÜZEYİNE GÖRE
KARŞILAŞTIRILMASI . Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 21
(21) , 161-168 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/maruaebd/issue/377/2245
*Öte yandan aileden algılanan sosyal destek düzeyi arttıkça öğrencilerin
durumluk umut puanları artmakta, aileden algılanan sosyal destek düzeyi
yüksek olan çocukların sürekli umut düzeyleri algılanan sosyal destek düzeyi
düşük-orta olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu bulgular
araştırmanın ana hipotezini destekler yöndedir.
YAMAN E,PEKER A (2012). Ergenlerin siber zorbalık ve siber mağduriyete ilişkin algıları.
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(3), 918 - 833.
*Araştırmanın diğer bir sonucu, öğrencilerin siber zorbalığa maruz kaldıklarında öfke, üzüntü ve
intikam duyguları yaşamalarıdır. Bu bulgu, Beran ve Li (2005)’nin siber zorbalığa maruz kalmanın,
bireylerin asabi olmasına neden olduğu, Topçu, Erdur-Baker ve Çapa-Aydın (2008)’ın siber
mağdurların kendilerine siber zorbalık yapan bireylere ve olaya tanık olanlara karşı öfke. duyduğu
bulgusuyla örtüşmektedir. Yine bu sonuç, Raskauskas ve Stoltz (2007)’un siber mağdurların, siber
zorbalıktan dolayı kendisini kötü ve çaresiz hissettikleri, Şahin ve diğ., (2010)’nin öğrencilerin
siber zorbalığa maruz kaldıklarında öfke, nefret, üzüntü ve intikam duyguları hissettikleri ve siber
zorbalığın psikolojik uyumsuzluğu pozitif yönde yordadığını ortaya çıkaran (Çetin, Eroğlu, Peker,
Akbaba & Pepsoy, 2012) araştırma sonucuyla paralellik göstermektedir. Bu durum, siber
zorbalığa maruz kalan kişilerin siber zorbalık davranışlarıyla karşılaştıklarında ne yapacaklarını
bilemedikleri için tepkilerini bu şekilde göstermeleri şeklinde değerlendirilebilir. Nitekim sebat
değerleri düşük olan ve başkalarıyla yakın ilişkiler kuramayan kişilerin siber mağdur olma
durumlarının daha yüksek olduğu (Dilmaç, 2009) bildirilmiştir. Siber mağduriyetin arkadaşlık
ilişkilerini olumsuz etkilemesi (Eroğlu & Peker, 2011) siber zorbalık durumuyla karşılaşıldığında
akran desteğinin alınamamasına dolayısıyla duygusal tepkilerin daha yoğun gösterilmesine neden
olabilmektedir.
Orijinal atıflar:
* Sonuçlarda siber zorbalığa uğramanın öfke, korku, tedirginlik gibi olumsuz duyguları artırdığı
görülmektedir. Öte yandan siber zorbalığa maruz kalma sonucunda depresyon belirtileri sergileme
yüzdesi ise %49’a kadar ulaşabilmektedir (Edwards, Kontostathis ve Fisher, 2016)
* siber zorbalık psikolojik, duygusal ve sosyal hasara yetenekli ve belki de daha kalıcı bir şekilde
yol açabilir.(Justin W. Patchin Sameer Hinduja)
** Fiziksel ve cinsel istismar gibi çevrimdışı kişilerarası mağduriyetler, sürekli olarak depresyon,
sorunlu madde kullanımı, suçlu davranışlar, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı, cinsel bozukluklar,
yeme bozuklukları, riskli cinsel davranışlar ve yeniden mağdur olma riskidir (Sanders,2003)
* Genç, düzenli İnternet kullanıcıları arasında, DSM IV benzeri depresif semptomatoloji bildirenlerin,
aynı zamanda İnternet tacizinin hedefi olduğunu bildirme olasılıkları önemli ölçüde daha yüksektir.
(Ybarra,2004)
* . Genel olarak, her türden kurban daha yüksek depresyon, daha fazla yaralanma ve uyku için daha
fazla ilaç kullanıldığını bildirdi.(wang,nensel,lannotti 2010)
*Siber zorbalıkta saldırgan ile kurban arasında kişisel bir temas bulunmamasına rağmen, saldırıya
uğrayan kişi psikolojik zarar görmektedir.(erdur baker..)
*Yapılan birçok çalışmada korku, kaygı, üzüntü, endişe gibi olumsuz duyguların,Siber zorbalığa
karışanların ruh sağlığını etkileyen stres ve depresyon, analiz edildi. Yine de olumsuzluğun ayırt edici
özelliklerini inceleyen çalışmaların sayısı duygular açısından siber zorbalık durumu sınırlıdır. Bu
bağlamda, üzerinde durulması gerektiği söylenebilir. .( Analyzing The Risk Factors Predicting The
Cyberbullying Status of Secondary School Students Adem Peker)
*Araştırmacılar siber zorbalık yaşayan kişilerde çeşitli psikolojik problemlerin görülebileceğini
belirtmişlerdir.( ERGENLERİN SALDIRGANLIK VE SİBER ZORBALIK DAVRANIŞLARI
ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ,peker)