Machine Translated by Google

Cogn Ther Res

(2018) 42:24–35
DOI
10.1007/s10608-017-
9874-5

ORİJİNAL MAKALE

Ergenlerde Zorbalık Mağduriyeti ve Depresif Belirtiler Arasındaki İlişkinin Aracıları

Olarak Erken Uyumsuz Şemalar

Julen Alba1 · Esther Calvete1 · Laura Wante2 · Marie- Lotte

Van Beveren2 · Caroline Braet2

Çevrimiçi yayın tarihi: 16 Ekim 2017

© Springer Science+Business Media, LLC 2017

Özet Bu çalışma, erken dönem uyumsuz zorbalık mağduriyeti yüksek olduğunda düşük olduğu
şemaların (EMS) ergenlerde zorbalığa maruz zamana göre daha yüksektir. Bu bulgular, EMS'nin ilgili
kalma ile depresif belirtiler arasındaki yordayıcı olduğunu ve ergenleri zorbalık mağduriyetiyle karşı
ilişkiyi yönetip düzenlemediğini inceledi. Bu karşıya kaldıklarında savunmasız hale getirdiğini
amaçla 572 ergenden oluşan bir örneklem (314 göstermektedir.
erkek; Mage=15.78, SDage=0.94)
çalışmanın başında zorbalığa maruz kalma ve
ÇYS (Kopma ve Reddetme, Bozulmuş Özerklik Anahtar Sözcükler Depresyon · Zorbalığa maruz
ve Diğer Yönlülük alanları) ölçümlerini kalma · Erken dönem uyumsuz şemalar · Ergenler
tamamlamış ve her 4 ayda bir ardışık dört dalga
halinde
depresyon ölçümleri. Çalışma hipotezini test
etmek için gizli büyüme eğrisi modellemesi
kullanıldı. Sonuçlar, hem zorbalık
mağduriyetinin hem de EMS'nin daha yüksek bir
depresif semptom düzeyini önemli ölçüde
öngördüğünü gösterdi.

Tüm şema alanları, zorbalığa maruz kalma ile

depresif belirtilerin düzeyi arasındaki ilişkiyi
yönetmiştir. Ek olarak, Bağlantıyı Kesme ve
Reddetme ve Başkalarına Yönelik olma,
zorbalığa maruz kalma
ile semptomların gidişatı arasındaki öngörücü
ilişkiyi yönetti. Şöyle
ki, bu şema alanlarından yüksek puan alan
ergenlerde T1 ve T2'deki depresif belirti düzeyi,
Machine Translated by Google
giriiş
Ergenlik, depresyon bozukluklarının
ölçüde arttığı önemli
bir dönemdir (Abela ve Hankin 2008;
Braet ve ark. 2013). Depresyon, ergenlik
çağındaki en yaygın ve zayıflatıcı ruh
sağlığı sorunlarından biridir (Dünya
Sağlık Örgütü 2008). ABD'de temsili bir
ulusal araştırmada majör depresif
bozukluğun yaşam boyu ve 12 aylık
yaygınlığı sırasıyla %11,0 ve %7,5'tir
(Ave nevoli ve ark. 2015).
Ayrıca, depresyon prevalansı ergenlik
döneminde önemli ölçüde artmış,
kızlarda erkeklere göre belirgin
şekilde daha fazla artış olmuştur
(Hankin ve ark. 2007).
Zorbalık, savunmasız gençleri bir dizi
* Julen Alba
Julen.alba@deusto.es
1
Deusto Üniversitesi-Kişilik
Bölümü,
Psikolojik Değerlendirme
ve Tedavi, Bilbao, İspanya
2
Ghent Üniversitesi-
Gelişim Bölümü,
Kişilik ve Sosyal
Psikoloji, Ghent,
Belçika
1Cilt:3.
olumsuz sonuç için risk altına sokan (Ferguson
ve ark. 2009; Kaltiala-Heino ve ark. 2000;
önemli Swearer ve Hymel 2015) ve depresyon riskini
artıran (Bowes ve ark.
2015; Lund ve ark. 2009; Roth ve ark. 2002).
Benlik saygısının ve beden imajının düşmesi
nedeniyle zorbalığa maruz kalmanın bir sonucu
olarak depresif belirtiler ortaya çıkabilmektedir
(Boulton ve Smith 1994; Calvete ve ark. 2016;
Hodges ve Perry 1999). Bununla birlikte,
mağduriyet yaşayan tüm ergenler depresif
belirtiler geliştirmez. Bazı ergenler, sıkıntıya
maruz kaldıklarında depresyon geliştirmeye karşı
daha savunmasızdır. Bilişsel modeller, bilişsel
kırılganlıkların stresle başa çıkmadaki bireysel
farklılıkları anlamak için önemli faktörler
olduğunu ve depresif belirtilerde zorbalığa
maruz kalmanın etkisini hafifletebileceğini
belirtmektedir.
Aaron Beck'e (1976) göre , depresyona karşı
bilişsel savunmasızlık yeteneği dört temel
unsuru içerir: (1) kendine, dünyaya ve geleceğe
dair olumsuz bir vizyondan oluşan bilişsel bir
üçlü; (2) olumsuz otomatik düşünceler; (3) algı
ve bilgi işlemedeki hatalar; ve (4) şemalarda
işlev bozukluğu (Beck ve diğerleri 1979).
İkincisi bir oynamak
Machine Translated by Google

Cogn Ther Res (2018) 42:24–35 25

önerilen yukarıda belirtilen sosyotropi ve özerklik
birçok psikolojik bozukluğun gelişiminde şemalarıyla içerik paylaşır. (1983).
önemli rol oynar ve bilgi işlemeyi yönlendirir.
Bilişsel şemalar, dünya, başkalarıyla ilişkiler ve
kendisiyle ilgili işlevsel olmayan inançlardan
oluşur. Beck ayrıca sosyotropi ve özerklik
şemaları arasında ayrım yaptı (Beck 1976).

Sosyotropi, empati, paylaşma, onaylama ve

yardım içeren kişilerarası etkileşim eylemlerine
yapılan bireysel vurgudur.
Sosyotropisi yüksek olan insanlar, başkalarından
onay almaya
önem verme ve mümkün olduğunca başkalarından
onaylanmamaya çalışma eğilimindedir (Beck ve
Steer 1993). Özerklik, kişinin
çevresini ve kendini kontrol etme etkinliğine
ilişkin inançlarını, tutumlarını ve davranışsal
eğilimlerini içerir (Beck ve diğerleri 1983; Sato
2003).
Beck'in çalışması Jeffrey Young ve
işbirlikçileri tarafından genişletildi (Young 1999;
Young ve diğerleri 2003). Çeşitli psikopatoloji
biçimleriyle ilgili bir dizi şema belirlediler. Bu
şemaları
Early Mal adaptive Schemas (EMS) olarak
adlandırdılar. EMS, “kendine ve kişinin
başkalarıyla ilişkilerine ilişkin anılar, duygular,
bilişler ve bedensel duyumlardan oluşan,
çocukluk veya ergenlik döneminde gelişen,
kişinin yaşamı boyunca detaylandırılan ve
önemli ölçüde işlevsiz olan geniş, yaygın
temalar veya kalıplar” olarak tanımlanır.

(Young ve ark. 2003, s. 7). Bunlar, dünya

görüşümüzü, ilişkilerimizi ve kendi dünya
deneyimlerimizi şekillendiren geçmiş
davranışların ve yaşam olaylarının organize
unsurlarıdır. EMS, beş alana ayrılmıştır. Her
şema alanı, çocuklukta veya ergenlikte yeterince
karşılanmayan belirli bir duygusal ihtiyacı temsil
eder (Young 1999; Young ve ark. 2003). Önceki
araştırmalar, bazı alanların, yani Bağlantıyı
Kesme ve Reddetme şema alanı, Bozulmuş
Özerklik şema alanı ve Diğer Yönelimlilik şema
alanı (Calvete ve diğerleri 2013a, 2015) gibi bazı
alanların özellikle depresyon gelişimiyle alakalı
olduğunu göstermiştir. İlginç bir şekilde, bu
şema alanları, Beck ve arkadaşları tarafından
Machine Translated by Google
Son olarak, Öteki-Yönelimlilik
şeması, kişinin kendi ihtiyaçları
pahasına başkalarının arzularına ve
tepkilerine aşırı odaklanmayı içerir.
Bu alan, kişi kendini baskı altında
hissettiği için kontrolü aşırı derecede
başkalarına teslim etmeyi içeren
boyun eğdirme
şeması gibi şemaları içerir (Young ve
ark. 2003). Bu alan depresyon ile
ilişkilidir (Eberhart ve ark. 2011;
Wright ve ark. 2009).
Savunmasızlık-stres paradigması,
olumsuz bilişsel tarzların, özellikle
bireyler stresli olaylar yaşadıklarında,
duygusal bozukluk riskini artırdığını
ileri sürer. Olumsuz çıkarımların
(Abela ve Hankin 2008; Calvete ve
ark. 2008; Cole ve ark. 2008; Rood ve
ark. 2012), işlevsiz tutumların (Review
of Hankin ve ark.
2008; sen ve ark. 2009) ve tepki
Kopma ve Reddetme alanında yüksek olan kişiler,
yakın veya aile ilişkilerinde güvenlik, güvenlik,
istikrar, bakım ve empati ihtiyaçlarının tutarlı veya
öngörülebilir bir şekilde karşılanmayacağını
beklerler (Young 1999) . Bu alan, güvensizlik,
duygusal yoksunluk
ve kusurluluk gibi depresyonla ilgili çeşitli
şemaları içerir. Bozulmuş Özerklik alanı,
ilişkilendirilmiş başka bir şema alanıdır.
depresyonla birlikte görülür (Dozois ve ark.
2009; Halvorsen ve ark. 2010). Kişinin bağımsız
olarak ayrılma ve işlev görme yeteneği ve kişinin
tek başına hayatta kalma algısı ile ilgili olarak
kendisi ve
çevre hakkında olumsuz beklentileri içerir. Bu
alan, kişinin başarısız olduğu ve diğerlerine
kıyasla yetersiz olduğu inancını içeren
başarısızlık şeması gibi şemaları içerir. Bu
şema depresyonla da ilişkilidir (Van
Vlierberghe ve ark. 2010).
biçimleri (Abela ve Hankin 2011), stresli
olaylar ile depresif belirtiler arasındaki
yordayıcı ilişkiyi düzenler.
Depresif belirtilerde stres faktörlerinin etkisinin
moderatörleri
olarak EMS'nin rolü üzerine araştırma azdır.
Ancak az sayıda araştırmacı bu rolü kesitsel
çalışmalar şeklinde incelemiştir (Braet ve ark.
2013; Schmidt ve Joiner 2004). Braet ve ark.
(2013), erken, orta ve geç ergenlikte ilgili
stresörler ve depresif belirtiler arasındaki ilişkide
EMS'nin düzenleyici etkilerini incelemeyi
amaçlamıştır.
Çalışma, EMS'nin tüm yaş gruplarında ergenin
depresif belirtileri üzerinde önemli bir doğrudan
etkiye sahip olduğunu göstermesine rağmen,
çalışmanın sonuçları sadece geç ergenlik
döneminde akranlarla ilgili stres ile ilişkide
arabulucular olarak EMS için kanıt sağlamıştır.
Ancak bu çalışmalar, kesitsel desenlere dayalı
olmaları gibi sınırlılıklara sahiptir. Alternatif
olarak depresif belirtiler şemaların kötüleşmesine
ve yeni stresörlerin oluşmasına yol
açabileceğinden, şemalar ve belirtiler arasındaki
ilişkilerin yönünü belirlemek için uzunlamasına
araştırmalar gereklidir (Calvete ve ark. 2013b) .
Uzunlamasına bir tasarıma göre EMS'nin
rolünü inceleyen az sayıda çalışma vardır. 5
haftalık bir takip çalışmasında, Eberhart ve ark.
(2011), yaş ortalaması 21.28 olan 118 kadında
stresli olaylarla etkileşime giren özveri şemasını
bulmuşlardır. Calvete ve ark. (2015), Bağlantıyı
Kesme ve Reddetme, Bozulmuş Özerklik ve
Diğer Yönelimlilik alanlarının daha yüksek
depresyon seviyeleri ile ilişkili olduğunu ve
zaman içinde daha yüksek bir depresyon
istikrarını öngördüğünü bulmuştur. Dahası,
yaptıkları çalışmada, kopukluk, reddedilme ve
diğerlerine yöneliklik alanlarının EMS'si,
erkeklerde depresif belirtilerde stres faktörlerinin
etkisini yumuşattı.
Yetişkinlerle yapılan başka bir çalışmada, Camara
ve Calvete (2012), sosyal stresörlerin yetişkinlerle
etkileşime girmesiyle benzer sonuçlar
bulmuşlardır.
hem Kopma ve Reddetme hem de Öteki-
Yönelimlilik şema alanları, depresyon belirtileri
düzeylerini tahmin etmede, ancak yalnızca
Machine Translated by Google
erkeklerin alt örnekleminde.

13
Machine Translated by Google

26 Cogn Ther Res (2018) 42:24–35

Mevcut Çalışmaya Genel Bakış kırılganlıktaki bireysel farklılıklar erken ergenlikte katılaşır
ve kişinin yaşamı boyunca sabit kalır (Haeffel ve Hames
Birçok çalışma, zorbalığa maruz kalmanın 2014). Ek olarak, cinsiyetin varsayılan modeli yönetip
mağdurlardaki depresif semptomlarla ilişkili düzenlemediğini inceledik. Az bulunan önceki
olduğunu göstermiştir (örn., Cal vete ve ark. araştırmalarla tutarlı olarak (Calvete ve ark. 2015; Camara
2016; Hawker ve Boulton 2000). Bununla ve; Calvete 2012), EMS'nin moderatör rolünün erkeklerde
birlikte, bu ilişkinin boyutu zayıf ila orta kızlardan daha güçlü olmasını bekledik.
düzeydedir, bu da bireysel farklılıkların
mağduriyetin etkilerini yumuşatabileceğini
düşündürür (Sugimura ve Rudolph 2012). Bu
çalışmanın amacı, EMS'nin ergenlerde zorbalık Yöntem
mağduriyetinin depresif belirtiler üzerindeki
etkisini hafifletip hafifletmediğini incelemekti. Bu Katılımcılar
önemlidir çünkü EMS, kendisi ve başkalarıyla
ilişkileri hakkında (olumsuz) bilişler ve duygular 1. Zamanda, ilk örnek, zaman içinde ölçümleri
içerir. Young ve arkadaşlarının Şema Terapisi tamamlamaya davet edilen 598 ergenden oluşuyordu. 2.
tarafından önerildiği gibi. 2003'te, bu şemalar, Zaman, 3. Zaman ve 4. Zaman için katılım oranları
olumsuz sosyal etkileşim deneyimleri ve özellikle sırasıyla %85,3, %77,8 ve %72 idi.
zorbalık mağduriyeti ile aktive edilebilir. Bu
şemalar bir kez harekete geçirildiğinde, olumsuz
13
duygular ve psikolojik sıkıntı yaratacakları
varsayılır. Bu nedenle, bu çalışmada, EMS'nin
zorbalığa maruz kalma ve depresif belirtiler
arasındaki yordayıcı ilişkiyi düzenleyip
düzenlemediğini inceledik. Ana hipotezimiz,
EMS'nin zaman içinde daha yüksek depresyon
seviyelerini öngöreceği ve ergenler EMS'de
yüksek puan aldığında zorbalığa maruz kalmanın
depresif semptomlar üzerindeki etkisinin daha
güçlü olacağıydı. Zorbalığın ve EMS'nin hem
genel depresyon düzeyi hem de depresyonun
zaman içindeki yörüngesi üzerindeki rolünü
keşfetmek için çoklu dalgalar üzerinden depresif
belirti ölçümlerini dahil ettik.

Gizli Büyüme Eğrisi (LGC) modellemesi

aracılığıyla, EMS'nin belirtilerin hem genel düzeyi
(kesişme) hem de değişiklik miktarı (eğim)
üzerindeki zorbalık mağduriyetinin etkisini
yumuşatıp yumuşatmadığını inceledik. Bu
yaklaşım önemlidir çünkü kesitsel
araştırma değişkenler arasındaki ilişkilerin
yönü hakkında bilgi sağlamaz.
Çalışma ergenlerle yürütüldü, çünkü belirtildiği
gibi, bu gelişim aşamasında depresyon oranları
çarpıcı biçimde artıyor. Ayrıca, bilişsel
Machine Translated by Google
Zaman 1'de ölçümleri tamamlayan ve için 0,88'dir.
çalışmanın en azından başka bir Zorbalığa maruz kalma, Çocuklar için Akran
dalgasında ölçüm yapan ergenler. Veri İlişkileri Anketinin (PRQ; Rigby ve Slee 1993)
toplamanın yapıldığı günlerde hastalık, Mağduriyet Ölçeği kullanılarak ölçülmüştür . 6
devamsızlık gibi sebeplerden dolayı maddelik bu akran mağduriyeti ölçeğinde
yıpranma meydana gelmiştir. Nihai “Okulda veya kolejde benimle dalga geçiyorlar”
örneklem 571 ergenden oluşmaktadır gibi maddeler bulunmaktadır. Yanıt formatı 1
(255 kadın, 314 erkek ve cinsiyet (gerçekleşmedi) ile 4 (çok sık) arasında değişir.
belirtmemiş 2 katılımcı). 3 devlet okulu Bu zorbalık ölçüsü, çeşitli çalışmalarda iyi bir
ve 1 özel okuldan öğrenciler alındı ve güvenilirlik ve geçerlilik sunmuştur (Bond ve
Lise 1-4. Yaşları 13 ile 19 arasındaydı ark. 2007; Skrzypiec ve ark. 2012). İspanyolca
(Mage=15.78, SDage=0.94). SES versiyonu, yeterli özelliklere sahip birkaç
açısından, ebeveynlerinin %18,17'si çalışmada kullanılmıştır (Calvete 2014).
daha üst düzey işlerde (büyük Bu çalışmada alfa katsayısı 0.80 idi.
endüstrilerde yönetici ve lisans Erken Dönem Uyumsuz Şemalar Young Schema
mezunu), %15,21'i ileri eğitim Questionnaire-3 (YSQ-3; Young 2006; İspanyolca
sertifikasına, %19,65'i kıdemli versiyonu; Calvete ve ark. 2013a,
teknisyen, %26'sı yarı- nitelikli b; Cid ve Torrubia 2010) ile değerlendirilmiştir .
profesyoneller ve %18,17'si özel YSQ-3 90 maddeden oluşmaktadır. Yalnızca
nitelik gerektirmeyen işlerde EMS Bağlantı Kesme ve Reddetme (15 madde),
çalıştı. EMS Bozulmuş Özerklik (10 madde) ve EMS
Diğer Yönelimlilik alanlarına (14 madde) karşılık
gelen maddeleri kullandık.
Miktar
Yanıt seçenekleri 1 (benim için tamamen yanlış)
ile 6 (beni mükemmel şekilde tanımlıyor) arasında
Depresif belirtileri değerlendirmek için
değişmektedir. Bağlantıyı
CES-D ölçeği (The Center for
Kesme ve Reddetme alanları aşağıdaki şemaları
Epidemiological Studies Depression
içermektedir: terk etme,
Scale, Radloff 1977) kullanıldı. Kısa
süre içerisinde kullanılabilir. Örneğin
haftalık 6 haftalık bir çalışmada
(Eberhart ve ark. 2011) ve Harding ve
Mezulis'te (2017) 7 hafta arayla 2 dalga
çalışmasında kullanılmıştır .
Bu ölçek, depresyondaki dört önemli
faktörü (psikomotor gerileme, olumlu
duygulanım, kişilerarası zorluklar ve
depresif duygulanım) ve ikinci dereceden
bir genel depresyon faktörünü ölçer. Test
20 maddeden oluşmaktadır. Yanıt
seçenekleri 0 (neredeyse hiçbir zaman)
ile 3 (neredeyse her zaman) arasında
değişir. Ergenler,
CES-D'ye son 2 ayda yaşanan
semptomları belirterek yanıt verdiler.
CES-D'nin İspanyolca versiyonu
mükemmel psikometrik özellikler sunar
(Calvete ve Cardeñoso 1999).

Bu çalışmada alfa katsayısı T1 için

0,89, T2 için 0,89, T3 için 0,88 ve T4
Machine Translated by Google
Cogn Ther Res (2018) 42:24–35
istismar, kusurluluk veya utanç ve duygusal
yoksunluk. Bozulmuş özerklik alanı, zarar
görme ve başarısızlığa karşı savunmasızlığı
içeriyordu. Son olarak boyun eğdirme, kendini
feda etme ve onay arama/tanınma arama
şemalarını içeren Öteki- Doğrudanlık alanını ele
aldık. YSQ-3'ün İspanyolca versiyonunun iyi
psikometrik özelliklere sahip olduğu
gösterilmiştir (Calvete ve ark. 2013a, b). Elde
edilen alfa, Bağlantıyı Kesme ve Reddetme şema
alanı için 0.91, Bozulmuş Özerklik şema alanı
için 0.85 ve Diğer Yönelimlilik şema alanı için
0.89 idi.
prosedür
12 aylık çalışmada 4 ay arayla dört ölçüm
noktasından veri toplandı; T1, T2, T3 ve T4
olarak adlandırılırlar. T1 akademik yılın başında
gerçekleşti. T4, bir sonraki akademik yılın
başında gerçekleşti. Katılımcı 4 liseye önce
telefonla ulaşılmış daha sonra okul müdürü ile
görüşme yapılmıştır. Bu toplantıda çalışmanın
işleyişini anlattık. Onay aldıktan sonra izin
yazılarını ergenlere ve ailelerine dağıttık.
Sadece 12 ergen ebeveyn izni alınmadığı için
ölçümleri tamamlamamıştır. Dürüstlüğü
desteklemek için tüm yanıtlar isimsizdi ve
katılım isteğe bağlıydı.
Tüm ergen denekler anketi sınıflarında doldurdu. Bu çalışma Deusto Üniversitesi Etik Kurulu ve Bask
Herhangi bir şüpheleri varsa anketler hakkında Ülkesi Etik Araştırma Komitesi (CEIC) onayına sahiptir.
soru sormaları için onları teşvik ettik.
Değerlendirmenin tamamlanması 45 ila 60 dakika
sürdü.
Aşağıdaki serideki katılımcıları belirlemek için
doğum günlerini ve ebeveynlerinin adlarının
baş harflerini kullandık. Yıpratma
oranları, verilerin toplandığı gün boyunca sınıfta
bulunmamaktan (örn. hastalık) kaynaklanıyordu.
Gelecek yılın başında gerçekleşen T4'teki daha
yüksek yıpranma oranı, bazı öğrencilerde okul
değişikliğinden kaynaklanıyordu. Çalışmanın
bazı dalgalarında ölçümleri tamamlamayan
ergenlerin ölçümleri tamamlayan ergenlerden
farklı olup olmadığını test ettik. T2 ölçümlerini
27
Veri Analizi Planı
Tüm kayıp değerler, IBM SPSS 23.0
kullanılarak beklenti- maksimizasyon
(EM) algoritmasına göre hesaplandı.
Çalışmanın hipotezini test etmek için yapısal
eşitlik modellemesinin özel bir durumu olan LGC
modellemesi kullanılmıştır. LGC modellemesi,
çok değişkenli bir çerçevede zaman içinde birden
çok sonucun çalışılmasına olanak tanır. Böylece,
belirtilerin genel düzeyi (kesişim) ve değişim
miktarı (eğim) sonuç olarak tahmin edildi. Tüm
modeller LISREL 8.8 (Jöreskog ve Sörbom 2006)
ve Maximum Likelihood (ML) yöntemi
kullanılarak test edilmiştir.
Kayıp değerleri işlemek için EM algoritması kullanıldı.
tamamlamayan ergenler, çalışmanın tüm T1
değişkenlerinde benzerdi. T3'te ölçümleri tamamlamayan
ergenler, T1 depresif belirtiler ölçümlerini
tamamlayanlardan önemli ölçüde daha yüksek puan aldı
[20.01 (SD=11.57) - 17.28 (10.61), t(597)=2.55,
p=.011 ] . T4'te ölçümleri tamamlamayan ergenler, T1
depresif semptomlar [21,18 (SD=12,46) karşısında 16,59
(9,92), t( 597)=2,91, p<.001], T1 zorbalığa maruz kalma
[8,05 (SD = SS =) açısından anlamlı derecede daha yüksek
puan aldı. 2.79) - 7.41 (2.26), t(597)=2.55, p=.004], T1
Bağlantıyı Kesme ve Reddetme [2.61 (SD=1.16) - 2.33
(0.90), t(597)=2.95, p=. 003] ve T1 Bozulmuş Özerklik
[3.03 (SD =1.26) - 2.53 (1.06), t(597)=4.57, p<.001].
Machine Translated by Google
Birkaç yazarın tavsiyelerini takiben
(Hu ve Bentler 1998; Little 2013),
uyumun iyiliği, karşılaştırmalı uyum
indeksi (CFI), normatif olmayan uyum
indeksi (NNFI), ortalama karesel
yaklaşım
hatasının kökü (RMSEA) kullanılarak
değerlendirildi. ve standardize edilmiş
kök ortalama kare artık (SRMR). Genel
olarak, 0,95 veya daha yüksek CFI ve
NNFI değerleri ve 0,08'den düşük
RMSEA ve SRMS değerleri, boylamsal
modeller için iyi bir uyuma işaret
etmektedir (Little 2013). LGC modelini
tahmin etmeden önce, zorbalığa maruz
kalma, depresif belirtiler, ÇYS Kopma
ve Reddetme, ÇYS Öteki-Yönelim ve
EMS Bozulmuş Özerklik'in farklı yapılar
olarak kabul edilebileceğini belirtmek
için çalışma değişkenlerinin ölçüm
modelini test ettik.
LGC modeli için önce T1, T2, T3 ve
T4'teki depresif semptomları temsil
eden dört gizli değişken yarattık.
Ayrıca, iki ek gizil değişken yarattık: depresif
semptom düzeyini
temsil eden gizil bir kesme değişkeni,
T1, T2, T3 ve T4 depresif belirtiler gizil
13
değişkenlerinden gelen yolları 1'e eşit olacak
şekilde ayarlayarak tahmin edildi. depresif
semptomlardaki değişiklik,
T1, T2, T3 ve T4 depresyon değişkenlerinden
gelen yollar sırasıyla 0, 1, 2 ve 3'e eşit olacak
şekilde ayarlanarak tahmin edildi. Ayrıca,
depresif semptomlardaki büyüme eğiliminin
doğrusal bir denklem olarak yeterince yakalanıp
yakalanmadığını veya modellere ikinci dereceden
bir eğimin dahil edilmesi gerekip gerekmediğini
de test ettik. Daha sonra, EMS alanlarını temsil
eden gizli değişkenler, zorbalık mağduriyeti ve
EMS ile zorbalık mağduriyeti arasındaki
etkileşim terimleri modele dahil edilmiştir. ÇYS
örtük değişkenlerinin göstergesi olarak üç öğeli
parseller kullanılmıştır.
Parsellerdeki faktör yükleri dengelenecek
şekilde tüm maddeler gizil değişkene karşılık
gelen açımlayıcı faktör analizi yapılarak maddeler
parsellere atanmıştır. Bunu yapmak için Little ve
diğerleri tarafından açıklanan bir prosedür
kullandık. (2002).
Yüklemeleri bir kılavuz olarak kullanarak, en
yüksek yüklemeye sahip üç öğeyi üç parseli
sabitlemek için alarak başladık. Bir sonraki en
yüksek öğe-inşa yüküne sahip üç öğe ankrajlara
ters sırada eklendi. En çok yüklenen öğe
Machine Translated by Google

28 Cogn Ther Res (2018) 42:24–35

çapa maddelerden ikinci seçimler arasından
en az yüklenen madde ile eşleştirildi. Daha
fazla öğe mevcutsa, daha düşük yüklü öğeler
daha yüksek yüklü kolilere yerleştirilerek
temel prosedüre devam edildi.
Zorbalığa maruz kalma durumunda, bu
önlemin madde sayısının az olması nedeniyle
sadece iki madde-koli kullanılmıştır.
Gizli etkileşimleri temsil etmek için (yani,
Bağlantıyı Kesme ve Reddetme × zorbalık
mağduriyeti, Bozulmuş Özerklik × zorbalık
mağduriyeti), Little ve diğerleri tarafından
açıklanan artık merkezleme prosedürü. (2006)
kullanılmıştır.
Bu prosedür, gizli iki aşamalı bir etkileşim
yapısı için ortogonalleştirilmiş göstergeler
oluşturmak amacıyla, iki gizli yapı için iki
gösterge setinden olası her bir olası çarpım
teriminin (örneğin, Bağlantıyı Kesme ve
Reddetme Şeması Alanı ve zorbalık
mağduriyeti) olması gerektiğini gösterir.
oluşturulan. Bu çalışmada olduğu gibi, her ÇYS
gizil değişkeni için üç gösterge ve zorbalık
mağduriyeti için iki gösterge kullanılmış ve altı
merkezsiz çarpım terimi hesaplanmıştır
(örneğin, Kopma ve Reddetme Paketi
1×zorbalık mağduriyeti Parsel 1). Elde edilen
bu çarpım terimlerinin her biri daha sonra
yapıların birinci dereceden etki göstergelerine
ayrı
ayrı geriledi. Bu regresyon için artıklar
kaydedildi ve çarpım teriminin bir göstergesi
olarak kullanıldı. Prosedür, dört çarpım
teriminin her biri için tekrarlandı.
ana etki gizli değişkenleri ile. hata terimleri
Farklı durumlarda değerlendirilen aynı
değişken, herhangi bir belirli değişkende
ölçüm hatasına katkıda bulunan faktörlerin
ölçüm durumlarında tutarlı olacağı
varsayımına dayalı olarak ilişkili olarak
kavramsallaştırıldı. Şemalar ve zorbalıkla ve
depresif semptomların hem kesişimi hem de
eğimi ile ilişkilerini kontrol etmek için tüm
modellere yaş
dahil edildi.
Son olarak, varsayılan modellerdeki
potansiyel cinsiyet farklılıklarını incelemek
için çok gruplu yapısal eşitlik modellemesi
kullanıldı. Modeller kız ve erkek çocuklar için
ayrı ayrı tahmin edilmiştir. Daha sonra, sabit
ve serbest parametre modelinin alt örnekler
arasında eşdeğer olduğunu göstermek için
modelin yapılandırma değişmezliğini test ettik.
Son olarak, modelin gizli değişkenlerini
birbirine bağlayan yolların değişmezliğini test
ettik.
Sonuçlar
Ön Analizler: Tanımlayıcı
İstatistikler ve Şema Alanlarının
Ölçüm Modeli

verilmedi.
Son olarak, gizli etkileşim yapısının
göstergeleri olarak altı ortogonal çarpım
terimi kullanıldı. Ayrıca, gizli etkileşim
yapısının birbiriyle ilişkili olmasına izin
Machine Translated by Google
Tablo 1, ortalamalar ve katsayılarını gösterir.
standart sapmaların yanı sıra Tüm korelasyon katsayıları istatistiksel olarak anlamlıydı.
tüm çalışma değişkenleri Tablo 2, tüm değişkenlerde cinsiyet farklılıklarını
arasındaki korelasyon göstermektedir. Kızlar gol attı

Tablo 1 Çalışma1 2 3 4 5 6 7 8 milyon SD

değişkenleri
arasındaki ortalamalar,
standart
sapmalar ve 1. Bağlantının kesilmesi/reddetme 2.39 0,96
korelasyonlar
1 2. Bozulmuş otonomi 0,78 1 2,65 1.12
3. Başkalarına Yöneliklik0,85 0,71 2.74 1.08
4. Zorbalığa maruz bırakma 0,43 0,337.53 2.45
0,42 1
5. Depresyon T1 0,78 0,65 0,64 0,40 1 17,59 10,57
6. Depresyon T2 7. 0,65 0,54 0,53 0,3717.72 10.41
0,77 1
Depresyon T3 8. 0,58 0,46 0,46 0,2216.86 10.22
0,68 0,73 1
Depresyon T4 0,53 0,44 0,42 0,2016.75 10.30
0,61 0,67 0,74 1

Tüm katsayılar p<.001'de istatistiksel olarak anlamlıdır.

Tablo 2 Çalışma kızlar Erkekler t(568) P D

Ortalama (SD) Ortalama (SD)
değişkenlerindeki cinsiyet
6 <0,001 0,53
farklılıkları 1. Bağlantının kesilmesi/ 2,66 (0,99) 2,17 (0,9)
3,88 <0,001 0,34
reddetme 2. Bozulmuş otonomi 2,85 (1,15) 2,47(1,08)
3. Başkalarına Yöneliklik 2,98 (1,09) 2,55 (1,02) 4.64 <0,001 0,41

4. Zorbalığa maruz bırakma 7,51 (2,31) 7,61 (2,62) -0,55 0,59 -0,05

5. Depresyon T1 20,72 (11,42) 15,08 (9,68) 6.14 <0,001 0,53

6. Depresyon T2 7. 20,12 (15,78) 10,93 (9,74) 4.69 <0,001 0.42

Depresyon T3 8. 19,33 (11,6) 14,58 (8,8) 5.24 <0,001 0,46

Depresyon T4 18,9 (11,13) 13,71 (8,83) 5.61 <0,001 0,52

13
Machine Translated by Google

Cogn Ther Res (2018) 42:24–35 29

zorbalık mağduriyeti hariç tüm değişkenlerde RMSEA = 0,026 (%90 GA 0,000; 0,059), NNFI = 0,999,
erkeklerden daha yüksek. Farklılıklar orta CFI=0,999,
düzeydeydi. SRMR=0,018. Kesişim ortalaması istatistiksel
olarak sıfırdan farklıydı, p<.001. Eğim katsayısı
Doğrulayıcı faktör analizi
negatifti ve semptomların zamanla azalma
eğilimine işaret ediyordu (p=.002). Hem kesişim
Hipotezlenen modeli tahmin etmeden önce,
hem de eğimin varyansları istatistiksel olarak
doğrulayıcı faktör analizleri yoluyla çalışma
sıfırdan farklıydı, p<.001. Kesişme noktası ile
değişkenlerinin farklı yapılar olarak kabul
eğim arasındaki yol -0.40 (p<.001) idi, bu da
edilip edilemeyeceğini test ettik. Dört gizil
kesişim daha yüksek olduğunda semptomların
değişkenden (depresif belirtiler, Kopma ve
gidişatının
Reddetme, Bozulmuş Özerklik, Diğer
Yönlülük ve zorbalığa maruz kalma) oluşan daha az azaldığını gösteriyor. Bu model, Şekil 1'de
bir model tahmin edilmiştir. gösterilmektedir. Little (2013) tarafından açıklanan
Uyum indeksleri mükemmeldi, χ2 (76, prosedür izlenerek , zamanın ikinci dereceden bir
n=560)=121, p<.001, RMSEA etkisi için potansiyel, kısıtlanmış doğrusal modeli,
= 0.034 (%90 GA 0.023; 0.046), NNFI = 0.997, T2 ve T3 semptomlarına karşılık gelen yüklerin
CFI=0.996. Tüm serbestçe olduğu koşulsuz bir modelle
faktör yükleri 0.82 ile 0.90 arasında karşılaştırarak araştırıldı. sabit değil tahmini.
değişmektedir. Koşulsuz model arasındaki uyum farkı
Bu model, tüm madde paketlerinin tek faktörle
açıklandığı tek faktörlü bir modelle
karşılaştırılmıştır. Ortaya çıkan model zayıf uyum ve depresif semptomlar için zorlanan lineer
indeksleri gösterdi, χ2 (90, n=560)=1051, p<.001, model, Δχ2 (5, N=571)=9 anlamlı değildi,
RMSEA=0.15 (%90 CI 0.15; 0.16), NNFI=0.938, dolayısıyla depresif semptomların ortalama
CFI=0.938. Bu model χ2'yi önemli büyüme eğiliminin lineer bir etki olarak
ölçüde artırdı, Δχ2 (14, n=560)=930, p<.001 ve yeterince yakalanabileceğini gösteriyor.
CFI'de Cheung ve Rensvold (2002) tarafından Daha sonra, zayıflık EMS × zorbalık hipotezi test edildi.
önerilen .01'lik kesme değerinin üzerinde olan Her şema alanı için ayrı modeller oluşturduk. Her
0.058'lik bir değişiklik içeriyordu . modele, depresif belirtiler yörüngesinin hem
kesişme hem de eğiminin öngörücüleri olarak
EMS, zorbalık mağduriyeti ve EMS ile zorbalık
EMS Arasındaki Derneğin Moderatörü Olarak mağduriyeti arasındaki etkileşim terimlerini dahil
Zorbalık Mağduriyeti ve Depresif Belirtiler ettik. Ek olarak, depresif semptomların düzeyi ve
gidişatı üzerindeki etkisini kontrol etmek için
İlk olarak, depresif belirtilerin düzeylerini ve modellere yaşı dahil ettik.
doğrusal değişimini temsil eden iki gizil
değişken oluşturulmuştur. Bu model iyi uyum Tablo 3, her model için standardize edilmemiş
indeksleri göstermiştir: χ2 (45, n=571)=63, katsayıların bir özetini sunar. Sonuçlar gösteriyor
ki hem zorbalık
Machine Translated by Google

Şekil 1 Depresif semptomların gizli kesişimi ve eğimi

13
Machine Translated by Google

30 Cogn Ther Res (2018) 42:24–35

Tablo 3 EMS × zorbalık mağduriyet modelleri için katsayıların özeti

Tutmak Eğim
P P
gerileyen gerileyen
Bozulmuş özerklik modeli katsayı
katsayı
Yaş 0,41 (0,11) <0,0 0,06 (0,04) 0.1
01 0
Zorbalık mağduriyeti 0,69 (0,12) <0,0 0,19 (0,04) <0,0
01 01
Bozulmuş özerklik şemaları 1,96 (0,13) <0,0 0,18 (0,04) <0,0
01 01
Zorbalığa maruz kalma×Zayıf 0,23 (0,08) 0,00 0,05 (0,03) 0.0
özerklik 3 8
Bağlantıyı kesme/Reddetme modeli
Yaş 0,40 (0,09) <0,0 0,06 (0,04) 0.1
01 0
Zorbalık mağduriyeti 0,22 (0,10) 0.03 0,16 (0,04) <0,0
01
Kopma/Reddetme şemaları 2,90 (0,12) <0,0 0,24 (0,05) <0,0
01 01
Zorbalık mağduriyeti×Bağlantıyı 0,20 (0,07) 0,00 0,09(0,03) 0,0
Kesme/Reddetme
7 07
Diğer yönelimlilik modeli
Yaş 0,59 (0,11) <0,0 0,07 (0,04) 0.0
01 8
Zorbalık mağduriyeti 0,49 (0,12) <0,0 0,18(0,04) <0,0
01 01
Diğer yönlülük şemaları 2,10 (0,14) <0,0 0,17 (0,05) <0,0
01 01
Zorbalık mağduriyeti×Başkalarına 0,18 (0,08) 0.02 0,06 (0,03) 0.0
yönelik olma 4

mağduriyet ve şema alanları, depresif belirtilerin

kesişimini (olumlu) ve eğimini (olumsuz) önemli
ölçüde yordamaktadır. Ek olarak, EMS, zorbalık
ile depresif semptomların hem kesişimi hem de
eğimi arasındaki ilişkiyi yönetir. İstisna, zorbalık
mağduriyeti ile depresyon eğimi arasındaki
ilişkiyi yumuşatmayan Bozulmuş Özerklik
alanıdır. Ek olarak, yaş, depresif semptomların
eğimi ile değil, daha yüksek bir seviye ile anlamlı
bir şekilde ilişkiliydi (bkz. Tablo 2). Yaş, Kopma
ve Reddetme ile pozitif olarak ilişkiliydi (0.12,
p=007). Bununla birlikte, yaş, zorbalık
mağduriyeti ve diğer iki şema alanı ile anlamlı bir
şekilde ilişkili değildi. Uyum indeksleri üç model
için yeterliydi: χ2 (228, N = 571) = 869, p < .001,
Machine Translated by Google
RMSEA
= 0.07(%90 CI 0.060; 0.08), NNFI = 0.958, CFI=0.965, SRMR=.04
Bozulmuş Özerklik modeli; χ2 (228, N = 571) = 959, p < .001,
RMSEA = 0.07(90% CI 0.060; 0.08),
NNFI=0.954, CFI=0.962, SRMR=.04 ve χ2 (
228 ) , N=571)=827, p<.001, RMSEA
=0.06(90% CI 0.060; 0.07), NNFI = 0.950, CFI
= 0.958, SRMR = .04, Öteki
Yönlülük modeli için.

Şekil 2 Bağlantıyı Kesme ve Reddetme ve

EMS ve zorbalığa maruz kalmanın zaman
içinde depresif semptomların yörüngesinde
oynadığı rolü anlamak için, EMS'de yüksek
( ortalamanın 1 SD üzerinde) ve düşük
(ortalamanın 1 SD altında) puan alan ergenler
için semptomların yörüngesini gösterdik ve
zorbalık mağduriyeti. Şekil 2, EMS Bağlantı
Kesme ve Reddetme şemalarının sonuçlarını
göstermektedir. Kopma ve Reddetme düzeyi
düşük olan ergenler arasında, depresif
belirtilerin düzeyi düşük ve zaman içinde
sabittir. Aslında, eğim sıfırdan önemli ölçüde
farklı değildir. Ayrıca, önemli bir şey yok
Zorbalık Mağduriyetinde düşük ve yüksek
puan alan ergenlerde depresif belirtilerin
yörüngesi
zorbalığa maruz kalma düzeyine göre herhangi
bir zamanda depresif belirtilerdeki farklılıklar.
Bununla birlikte, Kopma ve Reddetme düzeyi
yüksek olan ergenlerde, semptom düzeyi daha
yüksektir ve eğim biraz negatiftir, bu da zamanla
ortalamaya gerileme eğilimine işaret eder.
Önemli olarak, Kopma ve Reddetme yüksek
olduğunda, zorbalık mağduriyetinin etkileri daha
belirgindir. Spesifik olarak, T1 ve T2'deki
depresif belirtilerin düzeyi,

13
Machine Translated by Google

Cogn Ther Res (2018) 42:24–35 31

Zorbalık mağduriyetleri, düşük olduğu zamana CFI=0.947¸ SRMR=.060 ve kızlar, χ2 (228,

göre yüksektir. Mağduriyet konusunda yüksek ve N=255)=519, p<.001, RMSEA=0.07 (%90 GA
düşük puan alan ergenler arasındaki bu farklar, T30.06–0.08), NNFI=0.941, CFI=0.951, SRMR=
.058. Daha sonra, sabit ve serbest parametre
ve T4'te istatistiksel olarak anlamlı değildir. Diğer
Yönelimliliğin sonuçları, Bağlantıyı Kesme ve modelinin alt örneklemler arasında eşdeğer
Reddetme şemalarının sonuçlarıyla hemen hemen olduğunu göstermek için modelin yapısal
aynı oldukları için gösterilmez. değişmezliğini test ettik, χ2 (454, N=569)=1176,
RMSEA=0,07 (0,07–0,08), NNFI=0,938,
CFI=0.949, SRMR=.058. Son olarak, modelin
Modeldeki Cinsiyet Farklılıkları
gizli değişkenlerini birbirine bağlayan yolların
Ayrıca çoklu grup analizi yoluyla yukarıdaki değişmezliğini test ettik. Ki-kare fark testi
modellerin yol katsayılarının kız ve erkek kullanılarak yapılan karşılaştırmalar , CFI'deki
çocuklar arasında eşdeğer olup olmadığını da değişiklik 0,001'den düşük olmasına rağmen , bu
araştırdık. Bu analizler üç adımdan oluşuyordu. daralmanın χ2'yi önemli ölçüde artırdığını , Δχ2
Öncelikle kız ve erkek çocuklar için her modeli (8, n=569)=18, p=.02'yi gösterdi.
ayrı ayrı tahmin ettik. Bağlantıyı Kesme ve Farklılıkları belirlemek için her yolu ayrı ayrı
Reddetme modelinin uyum indeksleri her iki inceledik. Kopma ve Reddetme'den depresif
erkek için belirti düzeyine giden yol kızlarda erkeklere
de yeterliydi, χ2 (228, N=314)=718, p<.001, RMSEA göre biraz daha yüksekti, Δχ2 (1, n=569)=4,
=0.08 (%90 CI 0.07–0.08), NNFI=0.936, CFI= 0.947¸ p=.045.
SRMR=.055 ve kızlar, χ2 (228, N=255)=640, p<.001,
RMSEA=0.08 (%90 GA 0.07–0.09), NNFI=0.947,
CFI=0.956, SRMR=.063 .
Tartışma

Daha sonra, sabit ve serbest parametre modelinin 0.09), NNFI = 0.929, CFI = 0.942¸ SRMR = .060 ve kızlar, χ2
alt örnekler arasında eşdeğer olduğunu göstermek (228, N=255)=484, p<.001, RMSEA =0.06 (%90 GA 0.06–
için modelin yapılandırma değişmezliğini test ettik, 0.07), NNFI =
χ2 (454, N=569)=1359, RMSEA =0,08 (0,07– 0,09), 0.962, CFI = 0.969, SRMR = .059.
NNFI=0,941, CFI =0.952, SRMR=.063. Son olarak,
modelin gizli değişkenlerini birbirine bağlayan Daha sonra, sabit ve serbest parametre modelinin alt
yolların değişmezliğini test ettik. Ki- kare fark testi örnekler arasında eşdeğer olduğunu göstermek için modelin
kullanılarak yapılan karşılaştırmalar , CFI'deki yapılandırma değişmezliğini test ettik, χ2 (454,
değişiklik 0,001'den düşük olmasına rağmen , bu N=569)=1262, RMSEA =0,07 (0,07– 0,08), NNFI=0,946, CFI
daralmanın χ2'yi önemli ölçüde artırdığını , Δχ2 =0.955, SRMR=.058. Son olarak, modelin gizli değişkenlerini
(8, n=569)=16, p=.04'ü gösterdi. Her yol için birbirine bağlayan yolların değişmezliğini test ettik. Ki- kare
yapılan karşılaştırmalar, kopukluk ve fark testi kullanılarak yapılan karşılaştırmalar , CFI'deki
reddedilmeden depresif belirtiler düzeyine giden değişiklik 0,001'den düşük olmasına rağmen , bu
yoldaki daralmanın ortadan kaldırılması daralmanın χ2'yi önemli ölçüde artırdığını , Δχ2 (8,
gerektiğini göstermiştir. Bu yol, kızlarda n=569)=17, p=.03'ü gösterdi. Her iki alt örnekte de tüm
erkeklerden önemli ölçüde daha yüksekti (0.86'ya yollar benzerdi.
karşı 0.74), Δχ2 (1, n=569)=9, p=.003. Diğer
yollar kız ve erkek çocuklar için benzerdi. Öteki yönelimlilik modelinin uyum indeksleri
her iki erkek çocuk için yeterli, χ2 (228, N=314)=657,
p<.001, RMSEA
Bozulmuş Özerklik modelinin uyum indeksleri = 0.08(%90 GA 0.07–0.08), NNFI = 0.936,
her iki erkek çocuk için de yeterliydi, χ2 (228, N =
314) = 777, p < .001, RMSEA = 0.09(%90 CI 0.08–
Machine Translated by Google
Bu çalışmanın temel amacı, Kopma ve tutarlıdır. (1979). Akranlar tarafından mağdur
Reddetme, Diğer-Doğrulukluluk ve edilme, kişiler arası bir stres etkenidir ve bu
Bozulmuş Özerklik şema alanlarının nedenle ilişkilerle ilgili inanç ve duyguları içeren EMS'yi
zorbalığa maruz kalma ve depresyon etkinleştirebilir.
arasındaki ilişkiyi düzenleyip
düzenlemediğini daha fazla araştırmaktı.
Bir stres yatkınlığı modelinden 13
başlayarak, zorbalığa maruz kalma, bir
kişinin yaşamında göze çarpan bir stres
etkeni olarak kabul edildi.
varsa, depresif belirtiler geliştirme
riskini artıran ergen. Bugüne kadar
sadece bir avuç çalışma EMS ile
yatkınlık stres modelini incelerken
(Braet ve ark. 2013; Calvete ve ark.
2015, 2007; Camara
ve Calvete 2012; Eberhart ve ark. 2011;
Schmidt ve Joiner 2004), bizim
çalışmamız bu çalışmaları genişletti ve
EMS'nin depresif semptomlarda
zorbalığa maruz kalmanın etkisini
hafifletip hafifletmediğini değerlendirdi.
Genel olarak, sonuçlar, şema
alanlarında düşük puanlara sahip
ergenlerin, bu alanlarda yüksek
puanlara sahip olanlara kıyasla daha
az depresif belirti bildirdiğini
göstermektedir. Ayrıca zorbalığa maruz
kalmanın daha yüksek düzeyde depresif
belirtilerle ilişkili olduğu daha önceki
araştırmalarla tutarlı olarak bulunmuştur
(örn. Bowes ve ark. 2015; Lund ve ark.
2009). Özellikle, tüm şema alanlarının
zorbalığa maruz kalma ile depresif
belirtilerin düzeyi arasındaki ilişkiyi
düzenlemesine rağmen, yalnızca
Bağlantıyı Kesme ve Reddetme ve
Diğer Yönlendirme alanları zorbalık
mağduriyetinden depresif belirtilerin
gidişatına ilişkin yordayıcı ilişkiyi
yönetmiştir. Bu nedenle, zorbalık
mağduriyeti gerçekleştiğinde, kişilerarası
alanla ilgili uyumsuz şemaları onaylayan
ergenler arasında etkileri daha zararlıdır.

Depresyonun gidişatı için

moderasyonun Bozulmuş Özerklik
alanı için istatistiksel olarak anlamlı
olmaması, Beck ve arkadaşları
tarafından önerilen özgüllük modeliyle
Machine Translated by Google

32 Cogn Ther Res (2018) 42:24–35

diğerleriyle. Şema terapi modeline göre (Young ve
ark. 2003), mağduriyet deneyimlerinin meydana
gelmesi, kişinin kendini kusurlu ve başkaları
tarafından reddedilmiş olarak algılaması ve
diğerlerinin bireyi kötüye kullanacağı beklentisi
gibi bilişleri ve duyguları harekete geçirebilir ve
güçlendirebilir. .
Bu şemaların aktivasyonu depresif belirtileri
artıracaktır.
son dalgalarına katılmayan ergenlerin T1 depresyon
puanlarının daha yüksek olması, puanların zaman içinde
düşmesini de olası bir açıklama olabilir.
Bu çalışmada şemalar ve zorbalıktan depresif belirtilere
kadar öngörücü modelde yaş ve cinsiyetin rolünü inceledik.
Yaş, depresif belirtilerin düzeyi ile pozitif olarak ilişkiliydi,
bu da depresif belirtilerin ergenlik boyunca arttığını
gösterir (Avenevoli ve ark.

Bahsedildiği gibi, Bozulmuş Özerklik alanı, 2015; Hankin ve ark. 1998). Yaş, Bağlantıyı Kesme ve
depresif belirtilerle ilişkisine rağmen, zorbalığa Reddetme şema alanındaki yüksek puanlarla da
maruz kalmanın etkisini yumuşatmadı. Bu şema ilişkilendirilmiştir; bu, bu alandaki şemaların zamanla
alanının, ilgili stresörlerle daha alakalı olması kötüleşme eğiliminde olabileceğini düşündürmektedir.
mümkündür. Bununla birlikte, bazı araştırmalar zorbalık mağduriyet
oranlarının yaşla birlikte azaldığını gösterse de (Pepler ve
başarıya. Ayrıca Kopma ve Reddetme alanı, şema Craig 2008), mevcut çalışmada yaş, zorbalık mağduriyeti
terapi modeline göre koşulsuz ve özellikle ile ilişkili değildi.
psikopatoloji ile ilgili bazı şemaları içermektedir Diğer araştırmalar da yaş ile akran mağduriyeti sıklığı
(Young ve ark. 2003). arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır (Calvete ve ark.
2017).
Beklenmedik bir sonuç, Kopma ve Reddetme
Şema Alanı ve Diğer Yönelim Şema Alanında
yüksek puan alan ergenlerde 3. ve 13
4. ölçüm noktalarında depresif belirtilerin
azalmasıydı.

Bu, diğer çalışmaların bulgularıyla tutarlı olan

ortalamaya istatistiksel bir gerileme nedeniyle
olabilir (Locher ve ark. 2015; Sharma ve ark.
1992). Başka bir açıklama, anketi doldurmanın
terapötik olabileceğidir. Daha spesifik olarak,
birkaç çalışma, bir anketi doldurmanın,
katılımcıları duygularının daha fazla farkına
varmasını sağlayabileceğini veya olumsuz
duygularını daha uyumlu bir şekilde
düzenlemelerine yardımcı olabileceğini, örneğin
duygularını bastırmak yerine ifade ederek, zaten
göstermiştir (Arrindel 2001) . .
Benzer şekilde, başka bir çalışma (Spence ve ark.
2003), depresif semptomların izlenmesine
gösterilen dikkatin, katılımcıların çevrelerinden
destek alabilecekleri için iyilik halini
artırabileceğini ileri sürmüştür. Ayrıca, depresif
belirtilerin zaman içinde azalmasını
açıklayabilecek yılın hangi dönemi, okul
kültüründeki değişiklikler veya önleyici
müdahaleler gibi birçok faktör vardır. Çalışmanın
Machine Translated by Google
Ergenlerin cinsiyeti ile ilgili olarak, ölçmek için daha eksiksiz bir ölçek kullanmalıdır.
kızların depresyonda erkeklerden daha Üçüncü bir sınırlama, önlemler arasındaki
yüksek puan alması, kadınlarda daha süredir. gelecek damızlık
yüksek depresyon oranlarıyla tutarlıdır
(Hankin ve ark. 1998, 2007). Önceki ies, günlük yaşam çalışmasında depresif
çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmada belirtileri ve akranla ilgili stres faktörlerini
da ölçülen ÇYS'de kızlar daha yüksek ölçebilir. Dördüncü bir sınırlama, mevcut
puan almıştır (Calvete ve ark. 2013a, b). çalışmanın, önerilen yorgunluk-stres modelini
Bununla birlikte, genel bulgular, zorbalık, test etmek için geniş bir örneklem sağlamak
EMS ve depresif belirtileri birbirine amacıyla toplum temelli bir örneklem
bağlayan modellerin hem erkekler hem de kullanmasıdır. Bununla birlikte, böyle bir
kızlar için benzer olduğunu örneklem, mevcut bulguları klinik olarak depresif
göstermektedir. Tek önemli fark, kızlarda gençlere otomatik olarak genellememize izin
erkeklerden biraz daha yüksek olan, vermez. Gelecekteki çalışmalar, aynı
Bağlantıyı Kesme ve Reddetme'den dinamiklerin böyle bir popülasyonda geçerli olup
depresif belirti düzeyine giden yolda olmadığını
bulundu. netleştirmek için klinik bir örnek kullanarak bu bulguları
Calvete ve ark. (2013a, b) bu şema çoğaltmaya çalışmalıdır Son olarak, çalışmaya devam eden
alanı sadece kızlarda depresyondaki ve bırakan ergenler arasındaki karşılaştırmalar, özellikle
artışı yordamaktadır. Bununla birlikte, gelecek yılın başında devamsız olanların
her iki çalışmadan elde edilen bulgular zorbalığa maruz kalma, depresif semptomlar ve
karşılaştırılabilir değildir çünkü diğerlerine yönelik olma dışında tüm şema
onların çalışmaları, mevcut çalışmanın alanlarında daha yüksek puanlar aldığını
odak noktası olmayan değişkenler göstermiştir. Dolayısıyla bu bulgu, akranları
arasındaki çift yönlü ilişkileri tarafından daha fazla mağdur edilen ergenlerde
içermektedir. yıpratma oranının daha yüksek olduğunu
düşündürmektedir. Ne yazık ki, birçok çocuk ve
ergen, sürekli zorbalık mağduriyetinden
Güçlü Yönler ve Sınırlamalar kurtulmanın bir yolu olarak okul değiştirmek
zorunda kaldı.
Bu çalışma, örneklem büyüklüğü ve dört
dalga içeren uzunlamasına tasarım gibi
çeşitli güçlü yönlere sahiptir. Zaman içinde
depresif semptomların gidişatını
incelememizi sağladı. Çalışmanın ayrıca
kabul edilmesi gereken birkaç sınırlaması
vardır. İlk olarak,
mevcut çalışmanın bir sınırlaması,
ölçümlerin yalnızca kendi bildirimlerini
içermesidir. Ebeveynlerden,
öğretmenlerden ve akranlardan alınan
bilgileri kullanarak, hem depresif
belirtiler hem de zorbalık için çok bilgili
bir prosedür eklemek ilginç olurdu.
İkinci bir sınırlama, Akran İlişkileri
Anketinin, zorbalığın tanımlayıcı
özelliklerini oluşturan saldırganlığın
kasıtlılığını veya güç dengesizliğini
değerlendirmemesidir (inceleme için
bkz. Thomas ve ark. 2015 ). Bu nedenle,
gelecekteki araştırmalar zorbalığı
Machine Translated by Google

Cogn Ther Res (2018) 42:24–35 33

Klinik Etkiler Hasta Onamı Hasta Onamı çalışmaya dahil

edilen tüm bireysel katılımcılardan ve
Sonuçların müdahaleler ve depresyonun
ebeveynlerinden alınmıştır.
önlenmesi için önemli etkileri vardır. Okullarda
zorbalığa dikkat etmek önemlidir.
Zorbalığı önleme programları pahalıdır, ancak
zorbalığa maruz kalma riski taşıyan çocuklar ve
Referanslar
ergenler için uygulamalarının faydaları da çok
önemlidir (Bradshaw 2015). Abela, JRZ ve Hankin, BJ
(2008). depresyon el kitabı
çocuklar ve ergenler. New
Bask Ülkesinde 2015 yılında bir zorbalık eylem York: Guilford Basını.
kılavuzu yazılmış ve siber zorbalık durumlarında Abela, JRZ ve Hankin, BL (2011). Erken
kullanılmak üzere protokoller de oluşturulmuştur ergenlikten orta ergenliğe geçiş sırasında
(EMICI programı-Bask Ülkesi Siber Zorbalık depresyona karşı bir savunmasızlık faktörü
protokolü). olarak ruminasyon: Çok dalga boyuna bir
Öte yandan, etkilerini azaltmak için ÇYS çalışma. Anormal Psikoloji Dergisi, 120, 259–
üzerinde çalışmak önemlidir. Birkaç çalışma, 271. doi:10.1037/ a0022796.
Şema Terapinin, EMS'yi ve depresif Arrindel, WA (2001). Zaman içinde bekleme listesindeki
hastalardaki
belirtilerdeki geri tepme etkisini azaltmada etkili değişiklikler: Yaygın olarak kullanılan
olduğunu göstermektedir (Carter ve ark. bazı önlemlere ilişkin veriler. Dikkat!.
2013; Gheisari 2016; Wegener ve ark. 2013). Davranış Araştırması ve Terapisi, 39(10),
Şema terapideki terapötik süreç, bilişsel 1227–1247.
tekniklerden davranışçı tekniklere kadar farklı Avenevoli, S., Swendsen, J., He, J.,
psikolojik tekniklerin deneysel tekniklerle Burstein, M., & Merikangas, K.
bütünleştirilmesini ve hasta-terapist ilişkisini (2015). Ulusal komorbidite anketi
kullanmayı içerir. Ergenler tarafından onaylanan ergen ekinde majör depresyon:
şemaların tanımlanması bu terapötik yaklaşımda Yaygınlık, korelasyonlar ve tedavi.
çok önemlidir. Bu çalışmanın bulguları, ergenlere Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi
kendileriyle ve başkalarıyla olan ilişkileriyle ilgili Dergisi, 54(1), 37–44. doi:10.1016/j.jaac.2014.10.010.
şemaları geliştirmeyi öğretmenin, negatif Beck, AT (1976). Bilişsel terapi ve duygusal bozukluklar.
Oxford: Uluslararası Üniversiteler Basını.
şemaların zaman içinde depresyondaki artışı Beck, AT, Epstein, N. ve Harrison, R. (1983).
yordaması Depresyonda bilişler, tutumlar ve kişilik
ve zorbalığa maruz kalmanın etkisini boyutları. İngiliz Bilişsel Psikoterapi
yumuşatması nedeniyle faydalı olabileceğini Dergisi, 1, 1–16.
düşündürmektedir.
Beck, AT, Rush, AJ, Shaw, B. ve
Emery, G. (1979). Bilişsel
depresyon tedavisi. New York:
Guilford.
Beck, AT ve Steer, RA (1993). Beck Depresyon
Envanteri kılavuzu.
San Antonio, TX: Psychological Corporation.
Bond, L., Wolfe, S., Tollit, M., Butler, H. ve
Patton, G. (2007). Ortaokul öğrencileri için
kapı evi zorbalığı ölçeği ile akran ilişkileri
anketinin karşılaştırılması. Okul Sağlığı
Dergisi, 77(2), 75–79.
Çözüm
Machine Translated by Google

Bu çalışma, kişilerarası ilişkilerle ilgili EMS'nin Boulton, M. ve Smith, PK (1994). Ortaokul

ergenlerde zorbalık mağduriyeti ile depresif
belirtiler arasındaki ilişkiyi şiddetlendirdiğini
kanıtlamayı başardı. Bildiğimiz kadarıyla bu,
boylamsal araştırmalarda zorbalık mağduriyetini
bir stres etkeni olarak kullanan stres yatkınlığı
modelini düşünen ilk çalışmadır.
Teşekkür Bu araştırma, Ministerio de
Economía y Competitividad (İspanyol
Hükümeti, Ref. PSI2015-68426-R) ve Bask
Ülkesinden (Ref. IT982-16) alınan bir hibe ile
desteklenmiştir.
Etik Standartlara Uyum
Çıkar Çatışması Julen Alba, Esther Calvete, Laura
Wante, Maie-Lotte Van Beveren, Caroline Braet
çıkar çatışması olmadığını beyan ederler.
İnsan ve Hayvan Katılımcılarını İçeren Araştırma
Bu çalışmada gerçekleştirilen tüm prosedürler,
kurumsal ve/veya ulusal araştırma komitesinin
etik standartlarına ve 1964 Helsinki bildirgesine Calvete, E. (2014). Ergenlerde erken dönem
ve daha sonraki değişikliklerine veya
karşılaştırılabilir etik standartlarına
uygundur. Bu makale hayvanlarla yapılan
herhangi bir çalışmayı içermemektedir.
çocuklarında zorba/mağdur sorunları:
Kararlılık, kendini algılayan yeterlilik,
akran algıları ve akran kabulü. British
Journal of Developmental Psycholy, 12,
315–329.
Bowes, L., Joinson, C., Wolke, D. ve Lewis, G.
(2015). Ergenlik döneminde akran
mağduriyeti ve erken yetişkinlik döneminde
depresyon üzerindeki etkisi: Birleşik
Krallık'ta ileriye dönük kohort çalışması.
BMJ: British Medical Journal, 350, h2469.
doi:10.1136/bmj.h2469.
Bradshaw, SP (2015). Araştırmayı zorbalığı önleme
pratiğine dönüştürmek.
Amerikan Psikolog, 70(4), 322–332.
Braet, C., Van Vlierberghe, L., Vandevivere,
E., Theuwis, L., & Bos mans, G. (2013).
Erken, orta ve geç ergenlikte depresyon:
bilişsel yatkınlık-stres modeli için farklı
kanıtlar. Klinik Psikoloji ve Psikoterapi,
20(5), 369–383.
uyumsuz şemaların yordayıcısı olarak
duygusal istismar: Depresif ve sosyal kaygı
belirtilerinin gelişimine katkılar. Çocuk
İstismarı ve İhmali, 38(4), 735–746,
doi:10.1016/ j.chiabu.2013.10.014.
Calvete, E. ve Cardeñoso, O. (1999). Düşüşler
ve düşüş belirtileri: Sonuçlar, kısa bir süre
önce mantıksız bir güvenlik dalgasının
yükselişinde ön elemeler. Anales de
Psicología, 15, 179–190.
Calvete, E., Estévez, A. ve Corral, S. (2007).
Kadınlarda yakın partner şiddeti ve depresif
belirtiler: Moderatör ve aracı olarak bilişsel
şemalar. Davranış Araştırması ve Terapisi,
45(4), 791–804.

Calvete, E., Fernández-González, L., González-

Cabrera, JM ve Gámez-Guadix, M. (2017).
Ergenlerde devam eden zorbalık mağduriyeti:
Aracı bir mekanizma olarak uyumsuz şemalar.
Gençlik ve Ergenlik Dergisi. doi:10.1007/

s10964-017-0677-5.

13
Machine Translated by Google

34 Cogn Ther Res (2018) 42:24–35

Calvete, E., Orue, I. ve Gámez-Guadix, M.
(2016). Ergenlerde siber zorbalık mağduriyeti
ve depresyon: Bir yıllık ileriye dönük bir
çalışmada beden imajı ve bilişsel şemaların
aracı rolü. Avrupa Ceza Politikası ve
Araştırma Dergisi, 22(2), 271–284.
Calvete, E., Orue, I. ve González-Díez, Z.
(2013a). Young Schema Questionnaire-3 ile
erken dönem uyumsuz şemaların yapısının
ve kararlılığının incelenmesi. Avrupa
Psikolojik Değerlendirme Dergisi, 29, 283–
290. doi:10.1027/1015-5759/a000158.
Calvete, E., Orue, I. ve Hankin, BL (2013b).
Ergenlikte bilişsel güvenlik açıkları, stres
etkenleri ve depresif belirtiler arasındaki
işlemsel ilişkiler. Anormal Çocuk Psikolojisi
Dergisi, 41(3), 399–410.
Hankin, BL, Abramson, LY, Moffitt, TE, Silva, PA,
McGee, R., & Angell, KE (1998).
Ergenlik öncesinden genç yetişkinliğe kadar
depresyon gelişimi: 10 yıllık boylamsal bir
çalışmada ortaya çıkan cinsiyet farklılıkları.
Anormal Psikoloji Dergisi, 107, 128–140.
doi:10.1037/0021-843X.107.1.128.
Bozukluklar Dergisi, 151(2), 500–505.
Cheung, GW ve Rensvold, RB (2002). Ölçüm
değişmezliğini test etmek için uyum iyiliği
indekslerinin değerlendirilmesi. Yapısal Eşitlik
Modellemesi: Çok Disiplinli Bir Dergi, 9(2), 233–255.
doi:10.1207/S15328007SEM0902_5.
Cid, J. ve Torrubia, R. (2010). Young Schemas
Questionnaire-3'ün İspanyolca versiyonu.
Yayınlanmamış el yazması.
Cole, DA, Ciesla, JA, Dallaire, DH, Jacquez, FM,
Pineda, AQ, LaGrange, B., & Felton, JW (2008).
Yükleme stilinin ortaya çıkışı ve depresif belirtilerle

Calvete, E., Orue, I. ve Hankin, BL (2015).

Ergenlerde depresif ve sosyal kaygı
belirtileri için erken uyumsuz şemalarla
kırılganlık-stres modelinin boylamsal bir
testi.
Journal of Psychopathology and Behavioral
Assessment, 37(1), 85–99.
doi:10.1007/s10862-014-9438-x.
Calvete, E., Villardón, L. ve Estévez, A. (2008).
Ergenlerde ilişkilendirme stili ve depresif
belirtiler: Bilişsel savunmasızlığın çeşitli
göstergelerinin rolünün incelenmesi. Davranış
Araştırması ve Terapisi, 46(8), 944–953.
doi:10.1016/j.
velet.2008.04.010.
Cámara, M. ve Calvete, E. (2012). Üniversite
öğrencilerinde stresli olayların kaygı ve
depresyon üzerindeki etkisinin
düzenleyicileri olarak erken dönem
uyumsuz şemalar. Journal of
Psychopathology and Behavioral
Assessment, 34, 58–68. doi:10.1007/
s10862-011-9261-6.
Carter, JD, McIntosh, VV, Ürdün, J., Porter, RJ,
Frampton, C.
M., & Joyce, Halkla İlişkiler (2013).
Depresyon için psikoterapi: Şema terapi
ile bilişsel davranışçı terapiyi karşılaştıran
rastgele bir klinik çalışma. Affektif
Machine Translated by Google
doi:10.1111/1469-7610.00629.
Hankin, BL, Mermelstein, R., & Hodges, E. ve Perry, D. (1999). Akranlar
Roesch, L. (2007). Ergen tarafından mağdur edilmenin kişisel ve
depresyonunda cinsiyet kişilerarası öncülleri ve sonuçları. Journal of
farklılıkları: Strese maruz kalma ve Personality and Social Psycholy, 76, 677–
tepkisellik modelleri. Çocuk 685.
Gelişimi, 78, 279–295. Hu, L. ve Bentler, PM (1998). Kovaryans yapı
doi:10.1111/j.1467- modellemesinde uyum indeksleri: Yetersiz
8624.2007.00997.x. parametrelendirilmiş model yanlış
tanımlamasına duyarlılık.
Hankin, BL, Wetter, EK, Cheely, C. ve Psikolojik Yöntemler, 3(4), 424–453. doi:10.1037/1082-
989X.3.4.424.
Oppenheimer, C. (2008).
Beck'in ergenlikte bilişsel Jöreskog, KG ve Sörbom, D. (2006).
depresyon teorisi: Çok dalgalı Windows için LISREL 8.80 [Bilgisayar
prospektif bir çalışmada depresif Yazılımı]. Lincolnwood, IL: Scientific
semptomların ve işlemsel etkilerin Software International, Inc.
spesifik tahmini. Uluslararası
Bilişsel Terapi Dergisi, 1, 313–
Kaltiala-Heino, R., Rimpelä, M., Rantanen, P. ve Rimpelä,
332. doi:10.1521/
A. (2000).
ijct.2008.1.4.313. Okulda zorbalık—Akıl hastalığı riski taşıyan ergenlerin
Harding, KA ve Mezulis, A. (2017). bir göstergesi.
Ruminasyon bir risk ve koruyucu Ergenlik Dergisi, 23, 661–
bir faktör müdür? Avrupa Psikoloji 674. doi:10.1006/
Dergisi, 13(1), 28. jado.2000.0351.
doi:10.5964/ejop.v13i1.1279. Küçük, J. (2013). Yaşam Becerileri Profili–
16'nın çok düzeyli doğrulayıcı sıralı faktör
Hawker, DSJ ve Boulton, MJ (2000). analizi. Psikolojik Değerlendirme, 25, 810–
Akran mağduriyeti ve psikososyal 825. doi:10.1037/ a0032574.
uyumsuzluk üzerine yirmi yıllık Little, TD, Bovaird, JA ve Widaman, KF
araştırma: Kesitsel çalışmaların (2006). Güçlü ve çarpım terimlerini
meta- analitik bir incelemesi. ortogonalleştirmenin yararları üzerine:
Çocuk Psikolojisi ve Psikiyatrisi Gizli değişkenler arasındaki etkileşimleri
Dergisi, 41, 441– 455. modellemek için çıkarımlar. Yapısal
Eşitlik Modellemesi,
ilişkisi. Anormal Psikoloji Dergisi, 117, 16–31. Gheisari, M. (2016). Kronik depresif bozukluğu olan
doi:10.1037/0021-843X.117.1.16. hastalarda erken dönem uyumsuz şemaları ve
depresyon belirtilerini azaltmada nörolojik
Dozois, DJ, Martin, RA ve Bieling, PJ (2009). rehabilitasyonla bütünleştirilmiş şema terapinin
Erken uyumsuz şemalar ve uyumlu/uyumsuz etkinliği. Sağlık Bilimleri Dergisi, 10(4), 1–6.
mizah tarzları. Bilişsel Terapi ve Araştırma, Haeffel, GJ ve Hames, JL (2014). Depresyona
33(6), 585– 596. doi:10.1007/ karşı bilişsel savunmasızlık bulaşıcı olabilir.
s10608-008-9223-9. Klinik Psikoloji Bilimi, 2(1), 75–85.
Eberhart, NK, Auerbach, RP, Bigda-Peyton, J., &
Abela, JRZ Halvorsen, M., Wang, CE, Eisemann, M. ve Waterloo, K.
(2011). Uyumsuz şemalar ve depresyon: (2010).
Stres oluşturma testleri ve diyatez-stres Depresyonun yordayıcıları olarak işlevsel
modelleri. Journal of Social and Clinical olmayan tutumlar ve erken dönem uyumsuz
Psychology, 30(1), 75–104. şemalar: 9 yıllık bir takip çalışması. Bilişsel
doi:10.1521/jscp.2011.30.1.75. Terapi ve Araştırma, 34(4), 368–379.
Ferguson, CJ, San Miguel, C. ve Hartley, RD doi:10.1007/s10608-009-9259-5.
(2009). Gençlik şiddeti ve saldırganlığının çok
değişkenli bir analizi: Ailenin, akranların, 13
depresyonun ve medya şiddetinin etkisi.
Pediatri Dergisi, 155, 904–908. doi:10.1016/
j.jpeds.2009.06.021.
Machine Translated by Google
13(4), 497–519.
doi:10.1207/s15328007sem1304_
1.
Little, TD, Cunningham, WA,
Shahar, G., & Widaman, KF
(2002). Parsellemek ya da
parsellememek: Soruyu keşfetmek,
faziletleri tartmak. Yapısal Eşitlik
Modellemesi: Çok Disiplinli Bir Dergi,
9(2), 151– 173.
doi:10.1207/S15328007SEM0902_1.
Locher, C., Kossowsky, J., Gaab, J.,
Kirsch, I., Bain, P., & Krummen acher,
P. (2015). Antidepresan ve plasebo
çıktılarının ılımlılığı, geç yaşam
depresyonunda temel ciddiyetle gelir:
Sistematik bir inceleme ve meta- analiz.
Affektif Bozukluklar Dergisi, 181, 50–
60.

Lund, R., Nielsen, KK, Hansen, DH,

Kriegbaum, M., Molbo, D., Due, P.,
Christensen U. (2009). Okulda zorbalığa
ve yetişkinlikte depresyona maruz kalma:
1953 doğumlu Danimarkalı erkekler
üzerinde bir araştırma.
Avrupa Halk Sağlığı Dergisi,
19(1), 111–116. doi:10.1093/
eurpub/ckn101.
Pepler, D. ve Craig, W. (2008). Öğrenilen derslerden
ilerlemek.
D. Pepler & W. Craig (Eds.), Zorbalığı
anlamak ve ele almak: Uluslararası bir
bakış açısı (Cilt 1, s. 311–320).
Kingston: PREVNet Inc. PREVNet Serisi.
Radloff, LS (1977). CES-D Ölçeği: Genel
popülasyonda araştırma için bir öz
bildirim depresyon ölçeği. Uygulamalı
Psikolojik Ölçüm, 1(3), 385–401.

Rigby, KY ve Slee, PT (1993).

Avustralyalı çocuklar arasındaki
kişilerarası ilişkinin boyutları ve
psikolojik iyi oluş için çıkarımlar.
Sosyal Psikoloji Dergisi, 133, 33–42.
Machine Translated by Google

Cogn Ther Res (2018) 42:24–35 35

Rood, L., Roelofs, J., Bögels, SM ve Meesters, C.
(2012). Klinik olmayan gençlerde depresif
semptomlarla ilişkili stres reaktif ruminasyon,
olumsuz bilişsel stil ve stres etkenleri. Gençlik
ve Ergenlik Dergisi, 41(4), 414–425.
doi:10.1007/
s10964-011-9657-3.
Roth, DA, Coles, ME ve Heimberg, RG (2002).
Çocukluk alay anıları ile yetişkinlikte kaygı
ve depresyon arasındaki ilişki. Anksiyete
Bozuklukları Dergisi, 16(2), 149–164.
Sato, T. (2003). Sosyotropi ve özerklik:
Savunmasızlığın doğası.
Psikoloji Dergisi, 137(5), 447–466.
Schmidt, NB ve Joiner, TE Jr. (2004). Küresel
uyumsuz şemalar, olumsuz yaşam olayları ve
psikolojik sıkıntı. Journal of
Psychopathology and Behavioral
Assessment, 26, 65–72.
Sharma, R., Hedeker, D., Pandey, G., Janicak, PG
ve Davis, J. (1992).
Rastgele regresyon analizi ile plazma
kortizol ve depresif semptom atolojisinin
boylamsal bir çalışması. Biyolojik Psikiyatri,
31(3), 304–314.
Thomas, HJ, Connor, JP ve Scott, JG (2015).
Geleneksel zorbalık ve siber zorbalığın
bütünleştirilmesi: Ergenlerde tanım ve
ölçüm zorlukları-Bir inceleme. Eğitim
Psikolojisi İncelemesi, 27(1), 135–152.
Van Vlierberghe, L., Braet, C., Bosmans, G.,
Rosseel, Y. ve Bögels, S. (2010). Ergenlikte
uyumsuz şemalar ve psikopatoloji: Young'ın
şema teorisinin gençlikte faydası üzerine.
Bilişsel Terapi ve Araştırma, 34(4),
316–332. doi:10.1007/ s10608-009-
9283-5.
Wegener, I., Alfter, S., Geiser, F., Liedtke, R., & Conrad,
R. (2013).
Şema terapisi olmadan şema değişikliği:
Majör depresyonun başarılı bir tedavisinde
erken dönem uyumsuz şemaların rolü.
Psikiyatri, 76(1), 1–17. doi:10.1521psyc20137611.
Dünya Sağlık Örgütü. (2008). Küresel hastalık
yükü: 2004 güncellemesi, Tablo A2: DSÖ
bölgelerinde neden, cinsiyet ve gelir grubuna
göre DALY'lerde hastalık yükü, 2004
tahminleri. Cenevre: DSÖ.

Skrzypiec, G., Slee, PT, Askell-Williams, H., & Wright, MO, Crawford, E. ve Del Castillo, D.
Lawson, MJ
(2012). Zorbalığa dahil olma türleri,
arkadaşlıklar ve ruh sağlığı durumu arasındaki
ilişkiler. Duygusal ve Davranışsal Güçlükler,
17(3–4), 259–272.
Spence, SH, Sheffield, JK ve Donovan, CL
(2003). Ergen depresyonunu önleme: Yaşam
için problem çözme programının bir
değerlendirmesi. Danışmanlık ve Klinik
Psikoloji Dergisi, 71(1), 3–13.
doi:10.1037/0022-006x.71.1.3.
Sugimura, N. ve Rudolph, KD (2012).
Çocukların akran mağduriyetine Genç, JE (1999). Kişilik bozuklukları için
tepkilerindeki mizaç farklılıkları. Klinik
Çocuk ve Ergen Psikolojisi Dergisi, 41(3),
314–328. doi:10.1080/1
5374416.2012.656555.
Yemin Eden, SM ve Hymel, S. (2015). Zorbalık
psikolojisini anlamak: Sosyal- ekolojik bir
yatkınlık-stres modeline doğru ilerlemek.
Amerikan Psikolog, 70(4), 344–353.
(2009). Üniversite öğrencilerinde
çocuklukta duygusal kötü muamele ve daha
sonra psikolojik sıkıntı: Uyumsuz şemaların
aracı rolü.
Çocuk İstismarı ve İhmali, 33, 59–68.
Sen, S., Merritt, RD ve Conner, KR (2009).
Depresif belirtilerde işlevsel olmayan
tutumların rolündeki cinsiyet farklılıkları
depresyon öyküsüne mi bağlıdır? Kişilik ve
Bireysel Farklılıklar, 46, 218–223.
doi:10.1016/ j.made.2008.10.002.
Genç, J. (2006). Şema terapi: Bir
uygulayıcının kılavuzu. New York:
Guilford.
bilişsel terapi: Şema odaklı bir yaklaşım (3.
baskı). Sarasota: Profesyonel Kaynak
Basın/Profesyonel Kaynak Değişimi.
Young, JE, Klosko, JS ve Weishaar, ME
(2003). Şema terapi: Bir uygulayıcının
kılavuzu. New York: Guilford.
Machine Translated by Google

13