You are on page 1of 7

TEZ : Bağlanma ve emosyon regülasyonunun

DEHB de eşlik eden anksiyete belirtileri ile


ilişkisi

YAZAR: Dr. Hazal Akman

Hazırlayan: Muhammed Selim Kaplan

200444012

İlköğretim matematik öğretmenliği


1. Giriş

2.1.1. kadar önemli bir yere sahiptir. 2013 yılında yayımlanan DSM 5 e göre her bireyde farklı
derecede ve farklı şekilde etkiye sahiptir. Dehb ile ilgili ilerleyen vakitlerde yapılan araştırmalar
sonucunda Dehb semptom sayısı 6 dan 5 e düşürülmüş ve Dehb yaşı 7 den 12 ye çıkarılmıştır. Tanıda
dışlama konusunda otizm semptomları çıkarılmış ve yerini farklı şeyler almıştır .

2.1.2. Tarihçe

Dehb ilk olarak 19. Yüzyılın başlarında Dr. Alexander tarafından dikkat ve huzursuzluğun ön planda
olduğu ve eğitim hayatını etkileyen bir şekilde tanımlamıştır. Daha sonra Benjamin bu bozukluğun
zihin ile ilgili olduğunu belirtmiştir. Daha sonraları Dehb hiperkinetik ve kramer sendromu olacak
şekilde iki farklı durumda incelenmiştir. 1947 yılına gelindiğinde bu durum Strauus ve Lehtinen
tarafından minimal beyin hasar durumu olarak adlandırılmıştır. Fakat günümüze yakın tarihlerde beyin
hasarının sadece hiperaktivite bozukluğu ile ilişkilendirilemeyeceği belirlenip bu durumdan vazgeçil-
miştir.

2.1.3. Epidemiyoloji

DEHB ile ilgili farklı ülkelerde yapılan araştırmalar sonucunda farklı şeyler elde edilmiştir. Bunun
sebebi ise tanı kriterleri, çevresel faktörler, coğrafi konum ve benzeri faktörler etkili olmuştur. Yakın
tarihte yapılan çalışmalara göre de Dehb’in artmasını etkileyecek hiç bir şey bulunamamıştır.

Willcutt ve arkadaşları tarafından 2012 yılında yürütülmüş meta-analiz çalışmasında erkeklerde


kızlara oranla Dehb daha çoktur.

2.1.4. Etiyoloji

DEHB. gelişme riski birbirleriyle etkileşim içinde bulunan genetik ve çevresel

Faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmakta ve çoklu nöronla ağlar tarafından

yönetilmektedir. Farklı bireyler, bu faktörler tarafından farklı zamanlarda, farklı

derecelerde ve farklı şekillerde etkilenmektedirler. Genetik ve çevresel faktörler

prenatal ve postnatal dönemde yatkınlık oluşturucu ya da koruyucu rol oynayarak

bozukluğun ortaya çıkması, sürmesi ya da sönümlenmesinde etkili olabilmektedir .


2.1.4.1. Genetik Etmenler

Dehb ile ilgili yapılan çalışmalarda genetik faktörler incelendiğinde Dehb in genetikle alakası
incelendiğinde bu oran %74 olarak bulunup aynı zamanda 30 tane ikiz çocukta incelenmiştir.

İkizler ve kardeşler incelendiğinde bu oran % 80 olarak bulunmuştur.

2.1.4.2. Nöroanatomik ve Nörofizyolojik Faktörler

DEHB patofizyolojisini açıklamada zaman içinde frontal korteks ve bazal fonksiyonlarda


bozuklukeydana gelmiştir.

2.1.4.3. Yürütücü İşlev Bozuklukları

Dehb’li bireylerde işlev bozuklukları giderek artan bir problem haline gelmiştir. Yürütücü işlevler
günlük hayatta öğrenme adapte olma gibi konuları kapsıyor.

Yürütücü işlevlerin beyinle alakası incelendiğinde dikkat motive ve zamanlama konularının beyinde
farklı bölgelerle ilişkilendirildiği belirtilmiştir.

Thomas Brown un işlevlerle ilgili yaptığı açıklama şöyledir;

1. Harekete geçme: Görev ve gereçlerin düzenlenmesi, zamanın ön

görülebilmesi, görevlerin öncelik sırasına sokulması ve yapılacak işlere başlanması

2. Odaklanma: Odaklanma, dikkati sürdürme ve dikkati farklı görevlere

kaydırma

3. Gayret: Uyanıklığı ayarlama, gayreti sürdürme ve çalışma hızını yönetme

4. Duygu: Frustrasyonla baş etme ve duyguları ayarlama

5. Hafıza: Çalışma belleğini ve geri çağırmayı kullanabilme

6. Eylem: Kendi eylemlerini göz etme ve ayarlayabilme olarak belirtilmiştir.

2.2. Anksiyete Bozuklukları

2.2.1. Tanım
Çocukluk ve ergenlik döneminde anksiyete bozukluğu görülme olasılığı daha yüksektir. Bu dönemde
görülen belirtiler ileri zamanı etkileyecek önemli sonuçlar doğurabilir. Anksiyete bozukluğunun
çeşitlerine bakıldığında hem heterojenite hem de fenotipik özellikler ortaya konmuştur.

2.2.2. Tarihçe

Günümüze kadar olan çocuklarda anksiyete ile ilgili şeyler eğitim döneminde ilgilenmiştir.19.
yüzyılda ise bu durumun çocukta psikolojik sorunlar ortaya çıkarabileceği belirlenip artık eğitimin
aksine psikolojiyle tam olarak ilişkilendirilmiştir.

2.2.4. Etiyoloji

Kadın cinsiyet, düşük eğitim ve gelir düzeyi anksiyete bozuklukları gelişmesinde risk faktörleri
belirlenmiştir. Anksiyete bozukluğu gelişiminde etkili olan aşırı koruyuculuk ve reddedici ebeveynlik
tutumları sonucu oluşturulur.

2.2.4.1. Anksiyete Bozukluklarına Psikanalitik Bakış

İçselleştirilmis bir nesne olarak görülen ve kişiler arası ilişkilerde anksiyetenin önemli rol oynadığı
bilinmektedir. Kişiler arası ilişkilerde anksiyetenin kaygılanma ikili ilişkilerde önemli yer tuttuğu
bilinmektedir.

Ek olarak anksiyete olan bireylerde erken bağlanma ve güvensiz bağlanma olduğu görülmektedir ve
bu durum saptanmıştır.

2.3.1. DEHB ve Bağlanma

Bağlanma teorisine göre çocuğun ihtiyaçlarına bakım verenlerine uygun cevap vermesi yani çocuğun
küçük yaşta onun bakımıyla ilgilenen kişi veya kişilerle iyi bir ilişki kurmasına yardımcı olur .

Emosyon regülasyon çocuğun bakım verenleriyle olan ilişkisini korumak için oluşturulan bir
yapılanma da diyebiliriz.

Self regülasyon ise bireyin kendi isteklerini yerine getirmek amacıyla oluşturulan bireyin gelişmesine
katkı sağlayan yaşamındaki kararları etkileyen bir şey olmakla beraber bireyin zihinsel süreçlerini
manipüle etme becerisidir.
3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1.1. Araştırmanın tipi

Araştırma Dehb tanılı anksiyete bozukluğu olan bağlanma stilleri ve regülasyon çeşitlerini ele alır. Bu
çalışmanın yapılması için Cerrahpaşa tıp fakültesinden izin alınmıştır.

3.2. Araştırmanın Örneklemi

Araştırma ilk olarak Cerrahpaşa tıp fakültesine başvuran 8-13 yaş arası bir çocuğu araştırmakla
başlamıştır. Ve 6 aydır hasta olan bununla birlikte medikal tedavi olmayan 100 kişi dahil edilmiştir.

3.3. Örneklemin Seçimi

Çalışmaya 113 Dehb tanılı 111 sağlıklı karşılaştırma yapılıp başlanmıştır.

Veri eksikliği nedeniyle Dehb grubundan 3 sağlıklı gruptan ise 7 kişi araştırmanın güvenilirliği
bozulmasın diye dahil edilmemiştir.

3.4. Veri Toplama Araçları

3.4.1. Sosyodemografik Veri Formu

3.4.2. Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi–Şimdi ve
Yaşam Boyu Versiyonu

3.4.3. Turgay Yıkıcı Davranış Bozuklukları için DSM-IV’e Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği

3.4.4. Çocuklarda Anksiyete ve Depresyon Ölçeği-Yenilenmiş

3.4.5. Duygu Ayarlama Ölçeği

3.4.6. Kerns Güvenli Bağlanma Ölçeği

4. BULGULAR

4.1. Örneklemin Değerlendirilmesi

4.1.1. Tanıya Göre Dağılım:

Örnekleme grubu 200 kişiden oluşuyor. Bunun 100 kişisi Dehb li olan insanlar kalan 100 kişi ise
normal sağlıklı insanlardan oluşmaktadır. Dehb li çocuklardan 20 kişi dikkat eksikliğine 5 kişi
hareketlilik / dürtüsellik görünüme kalan 75 kişi ise birleşim görünüme hitap etmektedir.
4.1.2. Yaşa Göre Dağılım

Anksiyete bozukluğuna eşlik eden bireyler ele alındığında en az 8 en fazla 13 yaş aralığı ele alınmıştır.

4.1.3. Cinsiyete Göre Dağılım

Anksiyete etki etmeyenlerin %20 si kız % 80 i erkektir. Anksiyete etki edenlerde %35 kız % 65
erkektir.

4.1.4. Okul Sınıflarına Göre Dağılım

Katılan çocukların mevcut sınıfı incelendiğinde en az 2. Sınıf en fazla da 8. Sınıf öğrencilerinin


bulunduğu belirlenmiştir.

4.1.5. Anne Baba Yaşlarına Göre Dağılım

Anne baba yaşlarında bir farklılık gözlenmemiştir.

4.1.6. Anne Baba Eğitim Durumlarına Göre Dağılım

Anne baba eğitim durumu 3 grupta incelenmiştir ama bir farklılık gözlenmemiştir.

4.1.7. Aile Birliğine Göre Dağılım

Bu duruma bakıldığında aile birliği olduğu sürece çocuklarda bu hastalık oluşması çok az rastlamıştır.

6. SONUÇ

1. DEHB’li çocukların sağlıklı gelişen çocuklara göre anne ve babaları ile bağlanma
ilişkilerinin düzensiz olduğu

2.DEHB’li çocukların sağlıklı gelişen çocuklara göre emosyon regülasyon becerilerinin kötü
olması

3. DEHB tanılı çocuklarda DEHB belirtilerinin ve eşlik eden davranış sorunların regülasyon ile
ilişkili olması

5. DEHB tanılı çocuklarda anksiyete düzeylerindeki artış ile emosyon ilişkili olduğu
7. Kaynakça

DR. HAZAL AKMAN BAĞLANMA VE EMOSYON REGÜLASYONUNUN DEHB’DE

EŞLİK EDEN ANKSİYETE BELİRTİLERİ İLE İLİŞKİSİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-


CERRAHPAŞA

CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE

HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YÖK ana bilim dalı

You might also like