You are on page 1of 7

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde

Yaşamı Tehdit Eden Aciller


Life-Threatening Emergencies in
Child and Adolescent Psychiatry

Funda GÜMÜŞTAŞa ÖZET Çocuk ve ergenlerde ruh sağlığı sorunlarının görülme sıklığındaki artışa paralel olarak, yaşamı
tehdit eden acil durumlarla karşılaşma olasılığı da artmaktadır. Yaşamı tehdit eden aciller arasında ken-
dine zarar verme davranışı, intihar düşüncesi, planı ve/veya girişiminde bulunma çocuk ve ergenlerde en
a
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
sık karşılaşılan durumlardır. Ajitasyon tablosuyla başvuran gençlerde olası madde zehirlenmesi veya
Tıp Fakültesi,
yoksunluğu varlığı, akut psikotik atak, duygudurum bozukluğu, deliryum, ilaç reaksiyonu gibi olasılık-
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
lar akla gelmelidir. Hastanın ve çevrenin güvenliği sağlandıktan sonra, ilk amaç çocuk veya ergenin vital
Hastalıkları ABD, bulgularının stabilize edilmesi ve ajitasyonun tedavisi olmalıdır. Bu aşamadan sonra nedene yönelik psi-
İstanbul, TÜRKİYE kososyal ve psikofarmakolojik yaklaşımlarla tedavi sürdürülmelidir.
Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Çocuk psikiyatrisi; adölesan psikiyatrisi; acil servisler, psikiyatrik; intihar
Funda GÜMÜŞTAŞ
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Tıp Fakültesi, ABSTRACT With the increase in the prevalence of mental health problems in children and adolescents,
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve the frequency of life-threatening emergencies is also increasing. Among the life-threatening emergen-
Hastalıkları ABD, cies, self-injurious behavior, suicidal thoughts, plans and/or attempts are the most common conditions
İstanbul, TÜRKİYE in children and adolescents. Possibilities such as the presence of possible substance intoxication or with-
funda.gumustas@medeniyet.edu.tr drawal, acute psychotic attack, mood disorder, delirium, and drug reactions should be considered in
young people presenting with agitation. After ensuring the safety of the patient and the environment, the
first goal should be to stabilize the vital signs of the child or adolescent and to treat the agitation. After
this stage, treatment should be continued with psychosocial and psychopharmacological approaches.

Keywords: Child psychiatry; adolescent psychiatry; emergency services, psychiatric; suicide

Ç ocuk ve ergenlerde ruh sağlığı sorunları önemli bir morbidite ve mortalite ne-
denidir. Çocukların ve ergenlerin %10-20’sinin bir ruhsal bozukluk veya madde
kullanımı sorunu yaşadığı ve ruh sağlığı sorunları olan altı gençten birinin ge-
rekli tedaviyi gördüğü tahmin edilmektedir.1 Ciddi derecede ruhsal bozuklukları olan
çocukların ise sadece %40 ile %50’sinin bu sorunları için tedavi imkanlarından fayda-
lanabildiği belirtilmektedir.2 Çocuk ve ergen hastalar, en yaygın olanı depresyon, intihar
düşüncesi ve şiddet içeren davranışlar olmak üzere çeşitli psikiyatrik krizler nedeniyle
giderek artan sıklıkta acil servislere başvurmaktadırlar.3
Acil servislere başvuru sıklığı arttıkça ciddi intihar girişimi, akut psikotik atak be-
lirtileri, madde intoksikasyonu veya yoksunluğu, anoreksiya nervoza, deliryum, psiko-
farmakolojik tedavilere bağlı gelişen ciddi ilaç yan etkileri gibi yaşamı tehdit eden acil
durumların görülme oranı da artmaktadır. İntihar, 15 ile 24 yaşları arasındaki gençlerin
üçüncü önde gelen ölüm nedenidir ve ergenlik dönemindeki ölümlerin %12 kadarı inti-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: hara bağlanmaktadır.4 Ani başlayan işitsel halüsinasyonlar daha sık olmakla birlikte ha-
Gümüştaş F. Çocuk ve ergen psikiyatrisinde
yaşamı tehdit eden aciller. Sabuncuoğlu O, lüsinasyonlar, sanrılar, formal düşünce bozuklukları gibi psikotik semptomların ilk
editör. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Aciller. ortaya çıkışı bazen acil servis ortamında görülür. Akut ajitasyon tablosunda acile getiri-
1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021.
p.11-7. len psikotik hastada birincil endişe verici konu hastanın ve ortamdaki kişilerin güvenli-

11
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

ğidir.5 Aynı şekilde ergen popülasyonu arasında giderek öyküsü mevcuttur. En sık psikiyatrik tanılar depresyon,
yaygınlaşan madde kötüye kullanımı, önemli oranlarda madde kötüye kullanımı ve yıkıcı davranış bozuklukları-
morbidite ve mortalite nedenidir ve sıklıkla diğer psikiyat- dır.9 Psikoz ve sınır kişilik bozukluğu olan ergenler de in-
rik bozukluklarla bir arada bulunur. Bir hasta acil servise tihar riski taşımaktadır.9 Stres-diyatez modeli, intiharın,
akut madde intoksikasyonu ile başvurduğunda, hasta ve psikiyatrik bozukluklardan bağımsız olarak, çevresel stres
personelin güvenliğini ve tıbbi stabiliteyi sağlamak temel faktörleri ve intihar davranışına genetik yatkınlık arasın-
hedeflerdir. Acil servise anoreksiya veya bulimiyalı bir daki bir etkileşimin sonucu olduğunu öne sürmektedir. Se-
çocuk veya ergen başvurduğunda, hastalığın seviyesi daha rotonin nörotransmiter sistemi ve hipotalamik-hipofiz-
şiddetli beklenir, önemli tıbbi veya fiziksel komplikasyon- adrenal eksen stres-yanıt sisteminde bozulmalar problem
larla karşılaşma olasılığı yüksektir. Daha nadir olmakla bir- çözme becerilerinin, bilişsel kontrolün bozulmasına, ka-
likte psikofarmakolojik ilaç tedavilerine bağlı yan etki ramsarlığa, tepkisel saldırgan tutumlara, intihar düşüncesi
olarak gelişen ve fatal seyreden nöroleptik malign sen- ve davranışına yol açar.10
drom, serotonerjik sendrom ve akut distonik reaksiyonlar Önceki intihar girişimi öyküsü, 16 yaşından büyük
gibi tablolarla acil servislerde karşılaşılmaktadır. Çocuk- olma, düşük eğitim ve gelir düzeyi, duygudurum bozuk-
larda ve ergenlerde çok çeşitli tetikleyiciler mortalite oranı
luğu, madde bağımlılığı öyküsü, ailede psikiyatrik bozuk-
yüksek olan deliryum tablosu ile ilişkilendirilmiştir. Bu
luk geçmişi, ebeveyn ayrılığı, ebeveyn şiddeti, sosyal
derlemede çocuk ve ergenlerde karşılaşılan, yaşamı tehdit
desteğin zayıf olması, fiziksel veya cinsel istismar öyküsü,
eden acil durumlara ilişkin risk faktörleri, acil servise baş-
çocukluk çağı olumsuz yaşantıları, cinsiyetinden hoşnut ol-
vurudaki klinik görünümleri, öncelikli yapılması gereken
mama genel olarak intihar ile ilişkili risk faktörleri arasında
müdahaleler ele alınacaktır.
sayılabilir.11 İntihara meyilli diğer hastalara maruz kalma-
nın intihar davranışını akut bir şekilde artırdığına dair hiç-
İnTİHAR DÜŞÜncESİ vE GİRİŞİMİ bir kanıt olmamakla birlikte, ergen yaş grubu bulaşma
Ergenlik öncesi dönemde nadir görülmekle birlikte çocuk etkilerine duyarlıdır, okullarda veya farklı gruplarda toplu
ve ergenlerde acil servise başvuruyu gerektiren, yaşamı intiharlar görülebilmektedir.9 Video oyunlarının ve inter-
tehdit eden durumların başında intihar düşüncesi ve giri- netin günlük 5 saati aşan düzeyde patolojik kullanımı er-
şimi gelmektedir. Lise çağındaki ergenlerde intihar düşün- genlerde intihar eğilimi ve depresif belirtilerle ile güçlü bir
celeri yaygındır, Amerika’da yaklaşık 4 kız ergenden ve 7 şekilde ilişkilidir. İntihar düşüncesi olan ergenler, intiharla
erkek ergenden birinin 12 aylık bir dönemde ciddi şekilde ilgili konularda bilgi almak için internette yaptıkları ara-
intiharı düşündüğü, 13-19 yaşları arasındaki yaklaşık 2 mil- malar ile ayrıca risk altındadırlar.12 Romantik ilişki kopuş-
yon ergenin her yıl intihara teşebbüs ettiği, bunların ları şeklinde ilişkisel çatışmalar intihar girişimi açısından
700.000’inin tıbbi yardım aldığı ve 2000 ergenin intihar tetikleyicidir.13 Niyet, riskin belirlenmesinde önemli bir ko-
nedeniyle yaşamını kaybettiği bildirilmiştir.6 Kırk düşük nudur. Tamamlanmış intiharlar için en önemli riskler ise
ve orta gelirli ülkede yaşayan ergenlerde intihar girişimle- erkek cinsiyet, bipolar bozukluk tanısı olma, aşırı umut-
rinin ortalama 12 aylık yaygınlığı %17,2 olarak hesaplan- suzluk ile birlikte intihar niyetinin yüksek olması, evde
mıştır.7 Genel intihar girişimi sıklığı ve planlı intihar ateşli silah bulundurma, disforik ruh halidir.6
girişimleri yaşla birlikte artmakta ve kızlarda erkeklere kı- Ergen intihar girişimleri genellikle kasıtlı olmaktan
yasla daha yüksek oranda seyretmektedir.7 Ülkemizde, bir çok dürtüseldir.9 Ergenler arasında reçetesiz ilaç alımı in-
yıl boyunca başkentte acil komuta merkezine bildirilen 15 tihara teşebbüsün en yaygın yöntemidir.6 Analjeziklerle in-
yaş üstü intihar teşebbüsü olguları incelenmiştir, olguların tihar girişiminde bulunma oranı erişkinlere göre yaklaşık 5
yaklaşık %10’u 15-18 yaş arasıdır ve bu yaş arası olgula- kat daha yüksektir.14
rın %70’i kız cinsiyettir. Kız ergen olguların binde 8’i, er-
İntihar düşüncesi veya girişimi nedeniyle acil servise
keklerin ise yüzde 5’i tamamlanmış girişimlerdir. İntihar
getirilen bir ergen hasta öncelikle potansiyel olarak ölüm-
girişimi yöntemleri incelendiğinde; %77’si ilaç ve kimya-
cül madde ve aletlerin bulunmadığı güvenli bir bölümüne
sal madde zehirlenmesi, %10’u kesici alet yaralanması,
yerleştirilmelidir. İlk değerlendirmenin şefkatli, zamanında
%4’ü yüksekten atlama, %3’ü ası, %2’si ateşli silah ve
yapılması, ailenin intihar ve acil serviste neler beklenebi-
%2’si hareketli bir araçtan atlama şeklinde girişimde bu-
leceği konusunda bilgilendirilmesi esastır. Acil servis per-
lunmuştur.8
sonelinin intihara yönelik tutumları ve inançları ile hasta
İntihar girişiminde bulunan ergenlerin yaklaşık yarı- ve aileyle etkileşimlerinin kalitesi ergenlerin ayaktan teda-
sında en az iki yıldır devam eden bir psikiyatrik bozukluk viye bağlılığını önemli düzeyde etkilemektedir.15

12
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

Vital bulgulara, bilinç düzeyine, yönelimine ve sem- acil servisten taburcu olduktan sonra başlatılan müdahale-
patomimetik, kolinerjik, antikolinerjik, opioid gibi bir tok- lere kıyasla intiharla ilgili sonuçlar üzerinde olumlu etki
sik sendromun klinik belirtilerine özel dikkat gösterilerek göstermiştir.4 Ek değerlendirme ve tedavi için takip rande-
bir fizik muayene yapılmalıdır. Saç, cilt ve göz değişiklik- vusu ayarlanmadıkça hiçbir ergen poliklinik ortamına ta-
leri, tiroid hastalığı gibi organik bir süreci düşündüren burcu edilmemelidir. Ergen intihar hastaları arasında takip
diğer anormallikler, şayet varsa kesi izleri, yara izleri gibi tedavisi tavsiyesine sık sık uyulmaması nedeniyle, ergene
önceki intihar girişimlerinin belirtileri, fiziksel ve cinsel is- veya aileye ertesi gün randevu alması için talimat vermek
tismar ve intravenöz uyuşturucu kullanımından kaynakla- yeterli olmayacaktır. Hastaya intihar edecek gibi hissetmesi
nan iz işaretleri not edilmelidir. Hastanın eşyaları, intihar durumunda arayabileceği bir telefon numarası da verilme-
eylemlerinde kullanılabilecek ateşli silah, bıçak ve ilaç gibi lidir. Mümkün olduğunda, ayaktan tedavi planına uyulma-
eşyalar için aranmalıdır. sını sağlamak için taburcu edilen hastalar ruh sağlığı
Dikkate alınması gereken laboratuvar değerlendirme- personeli tarafından telefonla aranmalıdır.6
leri, bir idrar toksikoloji taraması, yutulmasından şüphele-
nilen hastalarda asetaminofen seviyesi, karaciğer enzimi, AKuT PSİKOz
serum alkol seviyesi, kızlar için gebelik testini içerir.6 Psikotik bozukluklar, çocuk ve ergenlerde nöropsikolojik
İntihar girişiminde bulunan tüm hastalar için vital bul- işlevlerin olgunlaşmasında gecikmelere ve psikososyal iş-
guları stabil hale geldikten, detoksifikasyon süresi tamam- levlerde önemli bozulmalara neden olabilirler.16 Halüsi-
landıktan sonra, hazır olmaları halinde acil servisten nasyonlar, sanrılar, dezorganize davranış ve konuşmalar
taburculuk öncesi çocuk ve ergen psikiyatristi konsültas- veya saldırgan davranışlar gibi psikotik semptomların ilk
yonu istenmelidir. Psikiyatrik bozuklukları, madde kulla- ortaya çıkışı ile acil servise başvuru gerçekleşebilir. İyi,
nımı veya mevcut zehirlenme, önceki çok sayıda ciddi uzunlamasına bir öykü, daha önceden tanınmayan, değer-
girişim ve zayıf sosyal destek öyküsü olan, klinisyenlerle lendirilmemiş veya tedavi edilmemiş devam eden, sinsi,
güvene dayalı ilişkiler kuramayan intihara meyilli ergen- hastalık öncesi değişiklikleri ortaya çıkarabilir. Onlu yaş-
lerin tedavisi bir psikiyatri servisinde yatırılarak sürdürül- ların sonlarında psikotik hastalık insidansında dramatik bir
melidir. artış meydana gelir. Prepubertal çocuklarda nadir olmakla
birlikte psikoz artık bu yaş grubunda daha sık görülmekte-
Ayaktan tedavi, mevcut girişimden sonra tekrar ölüm
dir. Görsel ve somatik halüsinasyonlar daha az yaygın ol-
veya kendine zarar verme isteği, düşüncesi ve planı olma-
makla birlikte, işitsel halüsinasyonlar vakaların %80’inde
yan, düşük düzeyde intihar eğilimi göstermiş ve evde güçlü
görülür. Sanrılar vakaların %50’sinde mevcuttur, daha az
gözetim ve desteğe sahip ergenler için düşünülmelidir.
sistematiktirler. Formal düşünce bozukluğu daha değiş-
Ebeveynin veya sorumlu bakıcının, herhangi bir ateşli si-
kendir ve gelişimsel faktörlerin dikkatli bir şekilde değer-
lahı veya potansiyel olarak tehlikeli ilaçları derhal evden
lendirilmesini gerektirir.5 Katatonik belirtiler daha az
çıkarmayı veya güvence altına almayı kabul etmesi önem-
sıklıkta görülür, ancak affektte düzleşme sergileyebilirler.17
lidir. Ayakta tedavi ortamlarında ergenlerin intihar etmeme
sözleşmesi veya güvenlik sözleşmesi imzalamalarını talep Psikozu psikiyatrik bir bozukluk olarak kabul etme-
etmek yaygın bir uygulamadır. Tipik bir intihar etmeme den önce olası tıbbi ve biyolojik faktörleri dışlamak gere-
sözleşmesi, ergen intihar davranışına katılmayacak ve in- kir. Nörolojik ve tıbbi sorunlar da psikotik belirtiler
üretebilir. Bunlar arasında menenjit, ensefalit, serebrovas-
tihar düşüncesi devam ederse birisine (aile üyesi, terapist
küler travma, subaraknoid kanama, nöbetler, santral sinir
veya başka bir yetişkin) söyleyecektir Hekimler hiçbir
sisteminin metastatik veya birincil tümörleri, hiperglisemi
zaman yalnızca bu sözleşmelere güvenmemelidir çünkü
veya hipoglisemi, tiroid disfonksiyonu, solunum hastalığı-
yanlış bir güvenlik duygusu sağlayabilir.
nın neden olduğu hipoksi, porfiri ve Wilson hastalığı ve
Ayaktan veya yatarak uygulanan tedavilerde intihar daha birçok organik durum yer alabilir. Buna ek olarak, ya-
düşüncesi ve girişimine neden olan psikiyatrik bozukluk sadışı maddelerin kullanımı da psikotik semptomlara neden
veya diğer sorunlara yönelik sistemik aile terapisi, bilişsel olabilir. Dikkatli bir fizik muayene, görüntüleme ve tahlil-
davranışçı terapi gibi çeşitli terapi yöntemlerinden fayda- lerle tıbbi araştırma gereklidir.18
lanılabilir. Antidepresan ilaçlarla tedavi endike olduğunda
Psikozun psikiyatrik nedenleri arasında şizofreni, şi-
önemlidir.14
zofreniform bozukluk, kısa psikotik bozukluk, sanrısal bo-
Acil serviste bakımı başlatan veya bu bakımı acil ser- zukluk, psikotik özellikli duygudurum bozukluğu,
visten taburcu olduktan sonra uzatan müdahaleler, sadece şizoafektif bozukluk, madde kaynaklı psikotik bozukluklar

13
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

ve borderline ve şizotipal kişilik bozuklukları gibi kişilik masına, ortostatik hipotansiyon, senkop ve kronik baş ağ-
bozuklukları yer alır.16 rılarına neden olabilir. Metabolik alkaloz sık görülen bir
Psikotik bir hastanın akut ajite bir durumda ortaya bulgudur.19 Anoreksiya nervozada kardiyovasküler komp-
çıkması durumunda, psikofarmakolojik müdahale veya fi- likasyonlar sıktır. Anoreksiya nervoza hastalarında kan
ziksel kısıtlama gerekli olabilir. Nöroleptikler, difenhidra- akım hızında azalma, yüksek kolesterol düzeyi, bradikardi,
min, hidroksizin veya bazı durumlarda benzodiazepinler üfürümler ve hipotansiyon görülür. QT aralığının uzaması
acil servis ortamında uygulanabilir ve reçete edilebilir. dahil olmak üzere hem anoreksiya nervoza hem de buli-
Hastanın tıbbi durumu, yaşı, ağırlığı ve ilaç tedavisine ön- miya nervozada EKG değişiklikleri meydana gelir; hayatı
ceden yanıt verme öyküsü dikkate alınmalıdır. Hastanın tehdit eden aritmiler de görülmektedir. Kalp kası kütlesi
acil servis ortamında acil güvenliği sağlandıktan sonra ken- kaybı, QRS amplitüdünde azalma ve T dalgası değişiklik-
dine ve başkalarına yönelik genel tehlike riski ve tedavisi- leri olarak ortaya çıkabilir. Kardiyomiyopati sık görülen
nin devamı için en uygun ortam belirlenmelidir.5 On iki bir bulgudur ve hipofosfatemiye sekonder olarak hızlı aşırı
yaşından önce başlangıç, sinsi seyir, akut ataklarda pozitif beslenmeden ve açlıktan kaynaklanan kas kaybından kay-
ve negatif semptomların yüksek şiddeti, hastalık öncesi naklanabilir.23 Kusmanın olmadığı hastalarda bile spontan
motor, dil, bilişsel ve sosyal işlevlerde yetersizlikler hasta- pnömotoraks ve pnömomediastinum gözlenmiştir. Kus-
lık seyrinin olumsuz gidişatının göstergeleridir.17 manın eşlik ettiği vakalar genellikle boğaz ağrısından şi-
kayet eder ve ölümcül bir komplikasyon olan özefagus
YEME BOzuKluKlARı laserasyonları tanımlanmıştır. Gastrointestinal kanama, şid-
detli kabızlık, akut pankreatit acil servis başvurusunu ge-
Yeme bozuklukları, beden imajında ciddi bozulmalar, aşırı,
rektiren diğer gastrointestinal komplikasyonlardır.19
sağlıksız veya kısıtlı gıda alım kalıpları ve psikolojik so-
Anoreksialı hastalar lökopeni, hafif anemi, trombositopeni,
runlarla karakterizedir. Yeme bozuklukları tipik olarak er-
genlik döneminde ve erken yetişkinlikte gelişir ve düşük veya normal serum albümini, yüksek kolesterol ve
kadınlarda daha sık görülür, her yaştan insanı etkileyebilir, karoten düzeyi, pernisiyöz anemiye yol açan B12 vitamini
ancak olguların %86’sı 20 yaşından öncedir. Morbidite ve eksikliği gibi ilginç bir hematolojik profile sahiptir. Şid-
mortalite riskinin yüksek olduğu bir hastalıktır. Anorek- detli anoreksiyada kemik iliği atrofisi yaşamı tehdit eden
siya nevroza için uzun vadeli ölüm oranı %20’dir.19 anemiye neden olur. Serum çinko ve bakır düzeyinde dü-
şüklük sıklıkla gözlenir, yara iyileşmesini ve tat keskinli-
Yeme bozukluklarının etyolojisine genetik, fizyolo-
ğini bozabilir.19 Östrojen seviyeleri genellikle anoreksik
jik, psikolojik, çevresel ve sosyal faktörler katkıda bulu-
kadınlarda düşüktür, bu da amenore, kısırlık, kemik yo-
nur.20 Genetik faktörlerin yeme bozukluğu olan hastalarda
ğunluğunda azalma ve cinsel organların matürasyonunda
serotonin, endorfin ve norepinefrin seviyelerinde azalmaya
gecikme ile sonuçlanır.24 Tiroid fonksiyonu bozulabilir. Be-
ve bu nedenle depresyona, fiziksel ve duygusal tatminde
yinde ventriküllerde genişleme, psödoatrofi şeklinde yapı-
ve öğün sonrası doyumda azalmalara yol açtığı düşünül-
sal değişiklikler görülebilir, kilo alımının sağlanması ile
mektedir. Artmış kortizol ve vazopressin seviyeleri, genel-
beyindeki yapısal değişiklikler düzelir. Nöbetler, düşünce
likle yeme bozukluğu olanlarda görülen duygusal sıkıntı
sürecinde bozulmalar ve periferik nöropati ciddi düzeyde
ile ilişkilidir.19 Düşük benlik saygısı, kontrol kaybı, değer-
malnütrisyon ile ilişkilidir.19
sizlik hisleri, başa çıkma becerilerinde ve aile ile iletişimde
yetersizlik gibi benzer kişilik özelliklerine sahip olma eği- Yeme bozukluklarından kaynaklanan erken ölüm ge-
limindedirler.21 Yeme bozuklukları, genellikle kişide güç- nellikle daha önce tartışılan tıbbi komplikasyonlardan veya
süzlük hissi uyandıran travmatik bir yaşam olayının intihardan kaynaklanır. Ölümün ne zaman yakın olacağını
ardından ortaya çıkar. Önemli sayıda yeme bozukluğu has- tahmin etmek zordur, çünkü çoğu ani kalp durmasından
tası, hastalık öncesi aşırı kilolu olma, kilosu konusunda ölür; bununla birlikte 4 haftada 15 kilodan fazla ani, hızlı
alay edilme veya sosyal açıdan izole olma hissi yaşarlar.22 kilo kaybı, senkop epizodları, nöbetler, şiddetli bradikardi,
Acil serviste anoreksiya veya bulimialı bir çocuk veya günde 400 cm3’ten daha az idrar çıkışı ile kendini gösteren
ergen getirildiğinde, mevcut hastalık tablosunun ilerlemiş böbrek fonksiyon bozukluğu, disritmiler, şiddetli dehidra-
olduğu, önemli tıbbi veya fiziksel komplikasyonların or- tasyon, tetani veya egzersiz toleransında hızlı azalma, eg-
taya çıktığı görülür. Hipokalemi, hipokalsemi, hipofosfa- zersize bağlı göğüs ağrısı acil tıbbi müdahale ihtiyacını
temi, hiponatremi ve hipomagnezemi gibi elektrolit yansıtır.25
anormallikleri sıktır. Kronik kusma ve laksatif ve diüretik Anoreksiyalı hastaların %73’ünde ve bulimialı has-
aşırı kullanımdan kaynaklanan dehidratasyon, hacim azal- taların %60’ında sıklıkla eşlik eden depresyon, anksiyete

14
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

ve kişilik bozuklukları gibi psikiyatrik durumlar mevcut- nedenle genellikle madde kullanımına bağlı travma
tur. Hastaneye yatış endikasyonları arasında şiddetli dep- ve/veya aşırı dozdan kaynaklanan acil servis başvuruları
resyon, intihar eğilimi, tıbbi komplikasyonlar ve ideal olur.29
vücut kütlesinin %20’si veya daha fazlasında kilo kaybı Bir hasta acil servise akut zehirlenme ile başvurdu-
yer alır.5 Yeme bozukluğu olan ergenlerin hastanede teda- ğunda, hastanın ve sağlık personelinin güvenliğini ve has-
visi, deneyimli bir tıbbi kadro, beslenme, ruh sağlığı ve tanın tıbbi stabilitesini sağlamak birincil hedeflerdir.
hemşirelik ekibi, standartlaştırılmış yeniden beslenme pro- Solunum depresyonu, kardiyak veya nörolojik anormallik-
tokollerine ve kardiyak monitorizasyona erişim gerektirir. leri veya akut ajitasyonu olan hastalar hızla değerlendiril-
Tıbbi olarak hastaneye kaldırılmanın birincil amacı, bes- meli ve yönetilmelidir. Akut zehirlenme ortadan kalktıktan
lenme rehabilitasyonu yoluyla fizyolojik stabiliteyi gü- sonra, herhangi bir komorbid psikiyatrik bozukluğu olup
venli bir şekilde yeniden sağlamaktır. Hipofosfatemi, kalp olmadığını belirlemek ve uygun tedavi önerilerini yapmak
durması ve deliryum dahil olmak üzere çeşitli metabolik için acil bir psikiyatrik değerlendirmeye geçilebilir.5 Te-
ve klinik özelliklerle karakterize olan yeniden beslenme davi için geleneksel kanıta dayalı yaklaşımlar, bilişsel dav-
sendromuna neden olabileceğinden bu sürece dikkatle ranışçı terapi, acil durum yönetimi ve aile temelli terapiyi
yaklaşılmalıdır.26 içerir. Farmakoterapi ile tedavi açısından alkol (disülfi-
Grup terapisi, aile terapisi, bilişsel-davranışçı terapi ram, naltrekson, akamprosat), opiatlar (metadon ve bupre-
ve kendi kendine yardım gibi psikoterapi yöntemleri hem norfin) ve nikotin (bupropion, nikotin replasmanı)
yataklı hem de ayaktan tedavi merkezlerinde sıklıkla kul- bağımlılığının tedavisi için onaylanmış ilaçlar ergenler için
lanılmaktadır. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri gibi uygun olabilir veya olmayabilir. Ergenlerde güvenli kulla-
antidepresan ilaçlar genellikle bulimiayı tedavi etmek için nımına ve etkinliğine dair bilimsel kanıtların bulunmadığı
kullanılır, normal kiloya ulaşan hastalarda nüksetmeyi ön- farmakolojik tedavilerin kullanımında dikkatli olunmalı-
lemeye yardımcı olabilir. Anksiyolitikler ve atipik antipsi- dır. Özellikle duygudurum bozuklukları olmak üzere, eşlik
kotik ajanlar anoreksiklerde faydalı olabilir.19 eden psikiyatrik bozuklukların farmakolojik tedavisi
madde kötüye kullanımında da düzelmeler sağlayabilmek-
AlKOl vE MADDE KöTÜYE KullAnıMı tedir.30

Ergenlik döneminde ruh sağlığı sorunları nedeniyle acil


servise yapılan başvuruların %15’inin madde kötüye kul- DElİRYuM
lanımı nedeniyle olduğu bildirilmiştir.27 Madde kullanı-
Deliryum her yaştan ağır hastalarda ortaya çıkabilen bir bi-
mına başlama genellikle 7. ve 10. sınıflar arasında
linç bozukluğudur. Deliryumun temel özellikleri arasında
gerçekleşir ve lisenin birbirini izleyen her yılında oran
ciddi bir altta yatan durumla ilişki, akut başlangıç, dalgalı
artar. Daha büyük yaş ve erkek ergenlerin madde bağımlı-
seyir, dikkatsizlik, düşünce bozukluğu ve bilinç değişik-
lığı ile ilgili durumlar için acil servise başvurusu daha sık-
likleri yer alır. Yatarak tedavi edilen hastaların çocuk ve
tır.28 Geç ergenlik döneminde, maddelere daha fazla erişim
ergen konsültasyon-liyezon psikiyatrisi servislerine sevk-
ve ebeveynlerden daha fazla bağımsızlık, madde kullanımı
lerinin yaklaşık %10’unu, pediatrik yoğun bakımdan sevk-
veya kötüye kullanım riskinin artmasına katkıda bulunur.
lerin %17 ile %66’sını deliryumlu hastalar oluşturmaktadır
Uyuşturucu bir madde ile ilgili algılanan risk durumu, sos-
ve bu hastalarda %12 ile %29 arasında mortalite oranları
yal olarak onaylanma ihtiyacı ve yaşanılan sosyal ortamda
bildirilmektedir.31,32 Çocuklarda ve ergenlerde deliryum
madde kötüye kullanımının yaygınlığı madde kullanımı-
için olası yatkınlık faktörleri arasında küçük yaş, erkek cin-
nın belirleyicilerindendir.29
siyet, önceden var olan ilerleyici bilişsel bozukluk, zeka
Madde kötüye kullanımı önemli oranlarda morbidite geriliği, önceden var olan duygusal ve davranış sorunları,
ve mortalite riski taşır ve sıklıkla davranım bozukluğu, kar- görme ve işitme kayıpları, fiziksel sağlık sorunları ve ba-
şıt olma karşı gelme bozukluğu, depresyon, anksiyete bo- kıcı kaygısı veya yokluğu gibi bakıcı faktörleri yer alır.
zukluğu, bipolar bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite Hem genel hastalık şiddeti ölçülerine yansıyan genel fi-
bozukluğu, kişilik bozukluğu ve travma sonrası stres bo- ziksel hastalık yükü hem de uzun süreli hastanede kalış sü-
zukluğu gibi diğer psikiyatrik bozukluklarla bir arada bu- resi çocuklar ve ergenler arasında deliryum ile
lunur. Alkol ve diğer uyuşturucular, motorlu araç ilişkilendirilmiştir.32 Enfeksiyöz durumlar, ciddi travma,
kazalarına, cinayetlere ve intiharlara neden olur, ergen ameliyat sonrası, otoimmün hastalıklar, nakil sonrası, çe-
ölümlerinde başlıca faktörlerdir. Ergenler daha kısa süreli şitli kanserler, çoklu organ, solunum veya kalp yetmezliği,
madde kullanım geçmişine sahip olma eğilimindedir, bu nörolojik bozukluklar, yanık yaralanmaları, ilaçlar, kötüye

15
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

kullanımı olan maddeler gibi pek çok tıbbi neden çocuk ve değişiklikleri, lökositoz ve yüksek kreatin fosfokinaz
ergenlerde deliryum tablosuna yol açabilmektedir.33 Preo- (CPK) düzeyi belirtilerinden 2 veya daha fazlası eşlik eder.
peratif anksiyetesi yüksek olan çocuklar ve mizaç olarak Atipik antipsikotik ajan ile tedavi edilen 23 NMS’li çocuk
daha duygusal, dürtüsel, sosyal ve çevresel değişikliklere ve ergen vakayı içeren bir araştırmada, çocukların yalnızca
daha az adapte olabilen çocuklarda deliryumun ortaya %39’unda hipertermi ve rijidite bir arada görülmekte,
çıkma riski artmaktadır.34 NMS için en az tanı kriterleri karşılanmaktadır, olguların
Çocuklarda sinirlilik, duygusal değişkenlik, ajitasyon, hepsinde CPK düzeyi yüksek bulunmuştur. Çocukluk dö-
uyku-uyanıklık bozukluğu, semptomlarda dalgalanma be- nemi NMS’de kanda CPK düzeyi yüksekliğinin bu hasta-
lirtilerinin daha sık görüldüğü, konuşma ve bellek kusur- lığın ayırt edici özelliği olabileceği düşünülmektedir.35
larının daha az yaygın olduğu bildirilmekle birlikte Erişkinlerle benzer şekilde çocuklarda da antipsikotik ajan-
deliryum semptomları genel olarak her yaş grubunda ben- ların düşük dozlarıyla ve tedaviye başlandıktan hemen
zerlik göstermektedir.32 Önceden edinilmiş becerilerin sonra ile yaklaşık iki ay kadar sonra NMS gelişebilmekte-
kaybı, ebeveyn-çocuk etkileşiminde azalmış göz teması ve dir, ortalama tedavinin 8. ile 16. gününde NMS geliştiği
diğer gelişimsel gerilemeler çocukluk dönemi deliryu- gösterilmiştir.35 Erkeklerde daha sık görülmektedir. Atipik
munda görülebilmektedir.32 antipsikotik ilaçlarla çocukları tedavi ederken, özellikle
duygudurum bozukluğu olan kızlarda ve psikotik bozuk-
Deliryumun tedavisinde altta yatan nedenlere yöne- luğu olan erkeklerde NMS teşhisi olasılığının dikkate alın-
lik girişimlerin yanı sıra hem psikososyal hem de farma- ması gerekir. Potansiyel vakalarda antipsikotik ilaçların
kolojik müdahalelerin kullanılması önerilmektedir.31 hemen kesilmesi gerekir. Bromokriptin NMS’li çocuk ve
Ebeveynlerin sürekli varlığı, rahatlatıcı, tanıdık müzik ve ergen olgularda etkin bulunurken, dantrolenin semptomla-
fotoğraflar, çocukların en sevdiği oyuncakları ve ebeveyn rın süresini kısaltıcı etkisi gösterilmemiştir, tedavi alanında
bilgilendirme broşürleri aynı zamanda deliryumun gelişi- ileriki çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.35
mini önleyici psikososyal müdahaleler arasındadır. Belirgin
ajitasyonu olan çocuklarda, intravenöz olarak haloperidol,
daha az akut durumlarda ağızdan risperidon, olanzapin
SEROTOnİn SEnDROMu
veya ketiapin gibi atipik bir antipsikotik ajan kullanımı ter- Seçici serotonin geri alım inhibitörleri gibi serotonerjik ilaç-
cih edilebilir.32 ların artan kullanımı nedeniyle, acil servis ekibinin seroto-
nin toksisitesinin belirti ve semptomlarını tanıması
önemlidir. Serotonin sendromu bilişsel ve davranışsal
nöROlEPTİK MAlİGn SEnDROM
alanda değişiklikler, otonomik hiperreaktivite ve nöromüs-
Nöroleptik malign sendrom (NMS), antipsikotik ilaçlarla küler anormalliklerin üçlüsü olarak tanımlanır. Serotonin
tedavinin nadir, ancak potansiyel olarak ölümcül bir komp- toksisitesinin klinik görünümü, birkaç spesifik olmayan ve
likasyonudur ve şiddetli kas rijiditesi ve hipertermi geli- hafif semptomlardan taşikardi, hipertermi, konfüzyon, aji-
şimi ile karakterizedir. Bu temel semptomlara terleme, tasyon ve kas rijiditesi ile karakterize önemli toksisiteye
disfaji, titreme, inkontinans, konfüzyondan komaya kadar kadar değişebilir. Benzodiazepinler ve siproheptadin ile bir-
bilinç düzeyi değişiklikleri, mutizm, taşikardi, kan basıncı likte agresif destekleyici bakım gerekli olabilir.36

KAYnAKlAR
1. Ali S, Rosychuk RJ, Dong KA, McGrath P, teristics of children and youth who visit the 6. Kennedy SP, Baraff lJ, Suddath Rl, Asarnow
newton AS. Temporal trends in pediatric men- emergency department for a behavioural dis- JR. Emergency department management of
tal health visits: using longitudinal data to in- order. J can Acad child Adolesc Psychiatry. suicidal adolescents. Ann Emerg Med.
form emergency department heath care 2014;23(2):111-7. 2004;43(4):452-60.
planning. Pediatr Emerg care. 2012;28:620-5. 4. newton AS, Hamm MP, Bethell J, Rhodes AE, 7. liu X, Huang Y, liu Y. Prevalence, distribution,
2. Merikangas KR, He JP, Burstein M, Swend- Bryan cJ, Tjosvold l, et al. Pediatric suicide- and associated factors of suicide attempts in
sen J, Avenevoli S, case B, et al. Service uti- relatedp resentations: a systematic review of young adolescents: School-based data from
lization for lifetime mental disorders in uS mental health care in the emergency depart- 40 low-income and middle-income countries.
adolescents: results of the national comor- ment. Ann Emerg Med. 2010;56(6):649-59. PloS One, 2018;13(12):e0207823.
bidity Survey-Adolescent Supplement (ncS- 5. Halamandaris Pv, Anderson TR. children and 8. Tatlı z, Sahın EK, İshak ŞAn, Şahin S,
A). J AmAcad child Adolesc Psychiatry. adolescents in the psychiatric emergency set- Bekgöz B. Ankara ilinde gerçekleşen intihar
2011;50:32-45. ting. Psychiatr clin north Am. 1999;22(4):865- girişimi vakalarının değerlendirilmesi. Kriz Der-
3. liu S, Ali S, Rosychuk RJ, newton A. charac- 74. gisi. 2020;28(1):33-44.

16
Funda Gümüştaş Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Yaşamı Tehdit Eden Aciller

9. Gould MS, Greenberg T, velting DM, Shaffer M, ed. child and Adolescent Psychiatry A united States. J Am Acad child Adolesc Psy-
D. Youth suicide risk and preventive interven- comprehensive Textbook. 2nd ed. Baltimore: chiatry. 2011;50:1110-19.
tions: a review of the past 10 years. J Am Acad Williams & Wilkins; 1996. p.629-35. 28. Fahimi J, Aurrecoechea A, Anderson E, Her-
child Adolesc Psychiatry. 2003;42:386-405. 19. cartwright MM. Eating disorder emergencies: ring A, Alter H. Substance abuse and mental
10. van Heeringen K, Mann JJ. The neurobiology understanding the medical complexities of the health visits among adolescents presenting to
of suicide. lancet Psychiatry. 2014;1(1):63-72. hospitalized eating disordered patient. critical uS emergency departments. Pediatr Emerg
11. Beautrais Al, Joyce PR, Mulder RT. Risk fac- care nursing clinics. 2004;16(4):515-30. care. 2015;31(5):331.
tors for serious suicide attempts among 20. Powers PS. Management of patients with co 29. Burke PJ, O'Sullivan J, vaughan Bl. Adoles-
youths aged 13 through 24 years. J Am Acad morbid medical conditions. ın: Garner DM, cent substance use: brief interventions by
child Adolesc Psychiatry. 1996;35(9):1174-82. Garfinkel BT, editors. Handbook of treatment emergency care providers. Pediatr Emerg
12. Durkee T, Hadlaczky G, Westerlund M, carli of eating disorders. 2nd ed. newYork: Gulliford care. 2005;21(11):770-76.
v. ınternet pathways in suicidality: a review of Press; 1997. p.424-36. 30. Toumbourou JW, Stockwell T, neighbors c,
the evidence. ınt J Environ Res Public Health. 21. Diaz-Marsa M, carrasco Jl, Saiz J. A study of Marlatt GA, Sturge J, Rehm J. ınterventions
2011;8(10):3938-52. temperament and personality in anorexia and to reduce harm associated with adolescent
13. Paul E. Proximally-occurring life events and bulimia nervosa. J Personal Disord. substance use. The lancet. 2007;369:1391-
the first transition from suicidal ideation to sui- 2000;14(4):352-9. 401.
cide attempt in adolescents. J Affect Dis. 22. Kaye WH, Klump Kl, Frank GK, Strober M. 31. Schieveld J, leroy P, van Os J, nicolai J, vos
2018;241:499-504. Anorexia and bulimia nervosa. Annu Rev Med. G, leentjens A. Paediatric delirium in critical
14. lee J, Bang YS, Min S, Ahn JS, Kim H, cha 2000;51:299-313. illness: phenomenology, clinical correlates and
YS, et al. characteristics of adolescents who 23. Rome ES, Ammerman S. Medical complica- treatment response in 40 cases in the paedi-
visit the emergency department following sui- tions of eating disorders: an update. Journal atric intensive care unit. ıntensive care Med.
cide attempts: comparison study between of Adolescent Health. 2003;33(6):418-26. 2007;33:1033-40.
adolescents and adults. BMc Psychiatry. 24. Gordon cM, nelson lM. Amenorrhea and 32. Hatherill S, Flisher AJ. Delirium in children and
2019;19(1):1-9. bone health in adolescents and young women. adolescents: a systematic review of the litera-
15. Spirito A, Boergers J, Donaldson D, Bishop D, curr Opin Obstet Gynecol. 2003;15(5):377-84. ture. J Psychosom Res. 2010;68(4):337-44.
lewander W. An intervention trial to improve 25. Goldner EM, Birmingham cl, Smye v. Ad- 33. Turkel S, Tavare c. Delirium in children and
adherence to community treatment by ado- dressing treatment refusal in anorexia ner- adolescents. J neuropsychiatry clin neurosci.
lescents after a suicide attempt. J Am Acad vosa: clinical, ethical and legal considerations. 2003;15:431-5.
child Psychiatry. 2002;41:435-42. ın: Garner DM, Garfinkel BT, eds. Handbook 34. vlajkovic G, Sindjelic R. Emergence delirium
16. Meng H, Schimmelmann BG, Koch E, Bailey of Treatment of Eating Disorders. 2nd ed. new in children: too many questions, few answers.
B, Parzer P, Günter M, et al. Basic symptoms York: Gulliford Press; 1997. p.450-61. Anesth Analg. 2007;104:84-91.
in the general population and in psychotic and 26. American Psychiatry Association Work Group 35. neuhut R, lindenmayer JP, Silva R. neu-
non-psychotic psychiatric adolescents. Schiz- on Eating Disorders. Practice guideline for the roleptic malignant syndrome in children and
ophr Res. 2009;111(1-3):32-8. treatment of patients with eating disorders (re- adolescents on atypical antipsychotic med-
17. courvoisie H, labellarte MJ, Riddle MA. Psy- vision). Am J Psychiatry. 2000;157(1 ication: a review. J child Adolesc Psy-
chosis in children: diagnosis and treatment. Suppl):1e39. chopharmacol. 2009;19(4):415-22.
Dialogues in clinical neuroscience. 27. case SD, case BG, Olfson M, linakis JG, 36. Kant S, liebelt E. Recognizing serotonin tox-
2001;3(2):79. laska EM. length of stay of pediatric mental icity in the pediatric emergency department.
18. volkmar F. childhood schizophrenia. ın lewis health emergency department visits in the Pediatr Emerg care. 2012;28(8):817-21.

17

You might also like