You are on page 1of 7

SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI

Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

3. HAFTA
ÇOCUK VE ERGENİN RUH SAĞLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÇOCUK VE ERGENLERDE
GÖRÜLEN DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLARIN SINIFLANDIRILMASI

• 1)GİRİŞ
• 2)ÇOCUKLARDA MENTAL DURUM DEGERLENDİRMESİ
• 2.1.Çocukla Goruşme
• 2.2.Davranışın Gozlenmesi
• 2.3.Oyun
• 2.4.Resim Çizme ve Resim Uzerine Konuşma
• 2.5.Psikolojik Testler
• 2.6.Okuldan Bilgi Edinme
• 3)ÇOCUK VE ERGENLERDE GORULEN DUYGUSAL VE DAVRANİŞSAL BOZUKLUKLARİN
SİNİFLANDİRİLMASİ
• 3.1.DSM-V (Ruhsal Bozuklukların Tanı ve İstatistiksel El Kitabı-Diagnosticand Statistical
Manual of MentalDisorders)
• 3.2.İCD-10 (Ruhsal ve Davranışsal Bozuklukların Sınıflandırılması-İnternational
Classification of Diseases)
• 3.3.DSM V Tanılama Sistemine gore çocuk ve ergenlerde gorulen ruhsal bozukluklar
• 3.3.1. Norogelişimsel Bozukluklar
• 3.3.2. Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
• 3.3.3. Duygudurum Bozuklukları
• 3.3.4. Yeme Bozuklukları
• 3.3.5. Dışa Atım Bozuklukları
• 4)SONUÇ
GİRİŞ
▪ Çocuk ve ergen ruh saglıgı, surekli degişen ve gelişen zihinsel, fiziksel ve sosyal
yeterliliklere, kritik dönemlere ve bu kritik dönemlerdeki çevresel faktörlere gore
ele alınmaktadır.
▪ Çocuk psikiyatrisindeki birçok bozuklugun biyolojik ve psiko-sosyal faktörlerin
kombine etkileriyle oluştugu bilinmektedir.
▪ Psikopatolojinin aileden çocuga geçişinde hem çevre hem de genetik faktörler etkilidir.
▪ Psikopatolojinin aileden çocuğa geçişinde hem çevre hem de genetik faktorler etkilidir.
▪ Genetik faktorler; otizm, bipolar bozukluk, şizofreni, dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu ve mental retardasyon dahil pek çok ruhsal bozukluklarda rol oynamaktadır.
▪ DSM-V’e gore bazı bozukluklar mental retardasyon gibi direk genetik bağlantısı vardır.
▪ Çevresel faktörler sıklıkla her yaş grubunda bozuklugun seyrinde başlıca rol
oynamaktadır.
❖ Fidan’ın (2011) ruh saglıgı ve hastalıkları poliklinigine başvuran çocuk ve ergenlerin
ruhsal belirtileri ve risk faktorlerinin degerlendirdigi çalışmada; Çocuk ve ergenlerin
%63.1’i erkek, Yaş aralıgı 0–18 yaş, En çok başvuru %40.3 ile 6–11 yaş arasında iken En
az başvuru ise 0- 3 yaş grubunda, Fidan (2011)’ın çalışmasında en çok başvuru nedenin
sinirlilik oldugu bu yakınmayı sırasıyla yaramazlık, söz dinlememe, okul başarısızlığı,
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

altını ıslatma-kaka kaçırma, sıkıntı, dikkat eksikliği-aşırı hareketlilik ve konuşma


bozukluğunun takip ettigi belirtilmektedir.
▪ Çocuk ve ergen ruh saglıgı, çocuk ve ergen için kaliteli bir yaşamın temel unsurudur.
▪ Ruhsal bozuklukların önlenmesi, tespit edilmesi ve tedavisi çocuk ve ergenlerin ideal
işlevselliklerini sürdürmelerini sağlayacaktır.
▪ Çocuk ve ergenlerin ruh saglıgını degerlendirmede; kendisi ile yapılan goruşmede;
ebeveyninden, ogretmenlerinden, okul psikolojik danışmanından,çocuk-ergen
psikiyatristinden, hastane kayıtlarından bilgi alınmaktadır.
▪ Çocugun dil ve bilişsel gelişiminin sınırlı olması, ergenin ise içinde bulundugu donem
ozellikleri nedeniyle duygularını tam olarak ifade edememesi nedeniyle, çocuk ve ergenin
ruh sağlığı ile ilgili en objektif ve en doğru bilgiye ulaşmak için standart
değerlendirme araçları kullanılmaktadır.
▪ Okul çagı çocuklarındaki ruhsal sorunlar egitim ortamının zorlayıcılıgı ile artış
gosterirken, ergenlik ve gençlik dönemindeki bireyler hızlı psikososyal gelişim
beklentileri ile kendi gelişim donguleri arasında sıkışmakta ve bu durum da
psikopatolojiye yatkınlığı olanlarda ruh sağlığı bozulmaları yaygın ortaya
çıkmaktadır.
▪ Bu durumda ruhsal durum degerlendirmesi surecinde aile ve çocukla ayrı ayrı ve/veya
birlikte görüşülmesi onemlidir.

Çocukla Görüşme
▪ Çocukla konuşmayı, çocuğun dil ve düşünce gelişmesi düzeyinde yürütmek
gereklidir.
▪ Her çocugun kullandıgı dil ve düşünce içeriği iyi izlenmeli, ona gore konuşulmalıdır.
▪ Çocukla konuşurken iletişimi akıcı kılmak için davranışlarını izlemek, konuşmayı
içinde bulunduğu duruma uygun bir yönde geliştirmek gereklidir.
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

Davranışın Gözlenmesi
Çocuklar oynamaya, konuşmaya, resim yapmaya başlamadan once kendilerini davranışları ile
ifade ederler.
Oyun
❖ Oyunda çocuk kendi içsel sorunlarını çözme yolları arar.
❖ Yetişkin yaşamının değişik yönlerini, sorunlarını ilişkilerini sahneler.
❖ Yetişkin yaşamı için gerekli davranışları kazanma yolunda adımlar atar.
Resim Çizme ve Resim Üzerine Konuşma
▪ Çocuklar; elleri kalem tuttugu yaştan sonra çizgi çizerler.
▪ Bu çizgiler giderek şekle donuşur, daha çizgi düzeyinde iken bile bu çizgiler hakkında
konuşurlar.
▪ Yaptıkları ve onun hakkında soyledikleri, kendilerini ifade yönünden oyunlar kadar
onemlidir.
Örnek
▪ Ailede onemli bir kriz yaşanırken 4 yaşındaki erkek çocugu suskunluk içine girer. Eskisi
gibi sormaz, konuşmaz, coşku ile oynamaz. Bir gun çocuk bir resim çizer. Resimde kulaklar
ve gozler çok buyuktur; agız yoktur. Onceleri çizmiş oldugu insan resimlerinde butun
organlar tamam ve daha uygun orantıdadır.
▪ Resmi anlatırken:
‘’bu çocuğun kocaman gözleri varmış, her şeyi görürmüş, kocaman kulakları varmış, her şeyi
duyarmış; ama ağzı yokmuş hiç konuşmazmış’’ der. Bunun anlamı, ‘’ben her şeyi görüyorum,
duyuyorum, izliyorum ama bir şey söyleyemiyorum’ ’dur.
Psikolojik Testler
▪ Çocugun muayenesi bittikten sonra daha derin inceleme gerekirse psikolojik testler
uygulanır.
▪ Yaşlarına gore hayvan ve insan resimlerini ve bunların birbirleri ile ilişkilerini içeren
kartlar gosterilir ve ne anladıgı sorulur.
▪ Bir oyku anlatması istenir. Başlanmış bitirilmemiş cümleler tamamlatılır (cumle
tamamlama testi).
Okuldan Bilgi Edinme
Okul çocugunun okulla ilgili sorunları varsa, öğretmeninden bilgi alınır ve sonuç hakkında
kendisine bilgi verilir
Çocuklarda Ruhsal Durum Değerlendirmesine ilişkin bir olgu sunumu
On dört yaşında kız hasta alt ekstremitede ani olarak gelişen güç kaybı ve yürüyememe şikâyetleri
ile 112 ile çocuk acil servisine getirilir.
Okuldan elde edilen bilgiler
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

Hastanın bir gün önce okuduğu yatılı okulun etüt dersine giderken yurtta bayılacakmış gibi hissetme,
diz eklemi ve aşağısında his kaybı şikâyetleri olduğu, hemen sonrasında ise her iki alt ekstremitede
his ve güç kaybı ve yürüyememe şikâyetlerinin başladığı rehber öğretmeninden öğrenildi.
Aileden elde edilen bilgiler
▪ Ailesinden alınan öyküde, 6 yıl kadar önce annesinin vefatından sonra başlayan ve 3 ay
devam eden ara ara olan bayılmaları olduğu ve o dönemde herhangi bir psikiyatrik yardım
almadığı öğrenildi. Aileden; kız çocuğunun gelişim öyküsünde ve soy geçmişinde belirgin bir
tıbbi hastalık öyküsü ve özelliğin olmadığı belirlendi.
▪ Gencin babasından alınan gelişim ve aile öyküsünde; üç kardeşin ikincisi olduğu, gelişim
basamaklarını zamanında tamamladığı, bilinen hastalık öyküsünün olmadığı, daha önce
psikiyatrik başvuruda bulunmadığı, ailede herhangi bilinen tıbbi ve psikiyatrik hastalık
öyküsünün olmadığı öğrenildi. Annesinin altı yıl önce karaciğer kanserinden vefat ettiği,
babanın ikinci evliliğini yaptığı ve il dışında yaşadığı için nadiren görüştükleri, kendisiyle
dedesinin ilgilendiği, lise ikinci sınıfta okuduğu, bir yurtta yatılı kaldığı ve aile desteğinin
yetersiz olduğu öğrenildi.
Çocuk ergen ruh sağlığı uzmanından elde edilen bilgiler
Hasta ile çocuk ergen ruh sağlığı biriminde çocuk ergen ruh sağlığı uzmanı tarafından yapılan
görüşmesinde; ilk olarak annesinin vefatından sonra başlayan ve 3 ay kadar süren bayılmalarının
olduğu, o dönemde herhangi bir psikiyatrik destek almadığı, bacaklarda güçsüzlük ve uyuşma
şikâyetlerinin ise yaklaşık 2 yıl önce başladığı, ilk olarak yurtta olduğu, bayılacakmış gibi hissettiği,
dizlerinde uyuşma olduğu, ayağa kalkamadığı ve bu belirtilerin 1,5-2 saat sürdüğü öğrenildi. Bu
belirtilerin ayda birkaç kez tekrarladığı öğrenildi. Belirtilerin herhangi bir yer ve zamanda olabildiği
(evde, okulda, sokakta vb.), o an aklından bir şey geçmediği, yaklaşık 3-4 senedir yaygın kaygıları
olduğu, bu kaygılarla baş etmekte zorlandığı, haftanın çoğu günü olan ve sınav dönemlerinde daha
çok artan huzursuzluk, kaygılı düşünceler, odaklanma zorluğu, gerginlik, uykuya dalmakta güçlük
ve mide ağrısı gibi somatik yakınmaları olduğu öğrenildi.
Hastanın bir çocuk ergen ruh sağlığı uzmanı tarafından yapılan ruhsal durum muayenesinde; bilinç
açık, kooperasyonu tam, fiziksel görünüşü yaşıyla uyumlu, iletişime açık, konuşmaya istekliydi,
sorulan sorulara yaşına uygun olarak cevap verebildi. Duygulanımı ve duygu durumu anksiyöz
olarak değerlendirilen hastanın düşünce içeriği duygudurumu ile uyumluydu ve aktif bir algı
bozukluğunun bulunmadığı belirlendi. Gencin çekingen içe dönük özellikleri olduğu, son 3 yıldır
yaygın kaygıları olduğu (okul, akran ilişkileri, sınavlar, hastalık, ailesel vb.), bu kaygılarının sürekli
kendini rahatsız ettiği, uykularında dalma sorunu olduğu, midesinde yanma hissettiği, ara ara
ağlamalarının olduğu, kaygıları nedeniyle ders başarısında düşüş olduğu ve derslere dikkatini
veremediği, kolay yorulduğu ve eskisine göre daha huzursuz olduğu belirtildi. Son iki yıldır okulda,
evde ve dışarda dizlerinin tutmadığı, aniden güçsüz kaldığı, uyuşukluk olduğu ve bu durumun ayda
beş kez tekrarladığı belirtildi.
Hasta ve ailesinden, rehber öğretmeninden, yapılan görüşmeden alınan bilgiler ile DSM-5 tanı
kriterlerine göre genç kızda yaygın kaygı bozukluğu, ayrıca yapılan değerlendirmeler ile klinik
bulgular ile nöroloji ya da genel tıbbi durumları arasında bağdaşmazlık ve uyuşmazlık olduğuna
ilişkin kanıtlar olması nedeni ile paralizi ile giden konversiyon bozukluğu tanısı konulmuştur.
Psikiyatride iki farklı sınıflandırma sistemi kullanılmaktadır:

• DSM-V (Ruhsal Bozuklukların Tanı ve İstatistiksel El Kitabı-Diagnosticand Statistical


Manual of MentalDisorders)
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

• İCD-10 (Ruhsal ve Davranışsal Bozuklukların Sınıflandırılması-İnternational Classification


of Diseases)
DSM V Tanılama Sistemine Göre Çocuk ve Ergenlerde Görülen Ruhsal Bozukluklar
• Norogelişimsel Bozukluklar
• Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
• Duygudurum Bozuklukları
• Yeme Bozuklukları
• Dışa Atım Bozuklukları
Nörogelişimsel Bozukluklar
DSM 5’e gore norogelişimsel bozukluklar kişisel, sosyal, akademik veya mesleki işeyişi etkileyen,
degişken şiddetli, erken başlangıçla karakterize bozukluklardır.
• Zihinsel engellilik
• Otizm sprektrum bozuklugu
• Dikkat eksikligi/hiperaktivite bozuklugu (DEHB)
• İletişim bozukluklarını içerir.
Dikkat Eksikligi Hiperaktivite Bozuklugu çocukluk doneminde en yaygın gorulen davranışsal
bozukluktur. Gencin yaşamında ruhsal bozukluklar oldugunda gelişim donemlerinin tum
aşamaları da aksamaktadır. Buna baglı gelişimsel gecikmeler, uzamış gelişim donemleri ve evde,
okulda ve ilişkilerde standart performansın duşmesi buna kanıt olmaktadır.
Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
▪ DSM-5’te bunaltı bozuklukları gelişimsel bakış açısıyla bozuklukların tipik olarak
başladıkları yaşlar gozetilerek duzenlenmiştir.
▪ Daha once ‘’ilk kez bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde tanısı konan ruhsal
bozukluklar’’ başlıgı altında yer alan ayrılma bunaltısı bozuklugu ve belirli sosyal
durumlarda inatla konuşmama ile belirli seçici konuşmazlık son DSM surumunde bunaltı
bozuklukları ana başlıgı altında ele alınmıştır.
▪ Bunaltı bozuklukları çocuk ve ergenlerde saptanan en yaygın psikiyatrik
bozukluklardandır.
▪ Çocuk ve ergenlerde herhangi bir zamanda bunaltı bozuklugu tanısı konmuş olma
oranının %15-30 arasında oldugu bildirilmiştir.
▪ Kızlarda, erkeklerden iki kat fazla ortaya çıkmaktadır.
▪ Çocukluk çagında saptanan bunaltı bozukluklarının daha sonra majör depresyon ve
madde kötüye kullanımı gibi agır psikiyatrik bozuklukların ardışık olarak ortaya
çıkmasına zemin oluşturabilecegi belirtilmektedir.
❖ Ayrılma bunaltısı bozuklugu
❖ Yaygın bunaltı bozuklugu
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

❖ Toplumsal kaygı bozuklugu


❖ Ozgul fobiler
❖ Panik bozukluk
❖ Takıntı-zorlantı (obsesifkompulsif) bozuklugu
❖ Orselenme sonrası gerginlik bozuklugu (travma sonrası stres bozuklugu)
Duygudurum Bozuklukları
▪ Ergenlik doneminin; çocugun hayatının tum alanlarında pek çok degişikligin oldugu
gelişimsel bir donem olması nedeniyle psikososyal adaptasyon sorunları yaşanır.
▪ Ergenlige geçişte anksiyete ve depresyon gibi duygudurum bozukluklarının yaşandıgı
gorulmektedir.
▪ Cinsiyet açsından kızların ergenlikte erkeklere oranla daha çok duygusal problem
yaşadıkları da vurgulanmaktadır.
❖ Çocuk ve ergenlerde depresyon
❖ Çocuk ve ergenlerde bipolar bozukluk
❖ Çocuk ve ergenlerde şizofreni
❖ Çocuk ve ergenlerde bedensel belirti bozuklukları ve ilişkili bozukluklar
❖ Çocuk ve ergenlerde bedensel belirti bozuklugu
❖ Hastalık kaygı bozuklugu
❖ Konversiyon Bozuklugu
Yeme Bozuklukları
▪ Yeme bozuklukları ergenlik dönemi boyunca gorulebilen oldukça sık ve ciddi bir
hastalıktır.
▪ Yeme bozukluklarında ergenliğe giriş döneminin onemli oldugunu vurgulanmaktadır.
▪ Ergenlik doneminde, deneyimlenen duygusal ve fiziksel değişiklikler; ergen kilo ve
imaj ile ilgili kaygılar yaşamasına neden olur ve bu durum da yeme bozukluklarının
gelişimine neden olur.
▪ Diger ruhsal bozukluklar ile eş tanı sıklıkla gorulmekle birlikte, yeme bozuklukları diğer
psikiyatrik bozukluklara göre daha yüksek oranda kronikleşme ve olumsuz
sonuçlara yol açma egilimindedir.
▪ Erken ergenlik doneminde (10-14 yaş) yeme bozukluklarının sıklıgı çok duşuk olsa da
yeme bozuklukları ve yeme bozuklugu sendromlarının erken ergenlikte alevlendiğini
belirtilmektedir.
▪ Yeme bozukluklarının ergenlerde daha sık gorulmesi ve ciddi fiziksel ve psikolojik
sonuçlar dogurma olasılıgı nedeni ile onemli bir sorunudur.
❖ Anoreksiya nevroza
❖ Bulimia nevroza
SHB211 ÇOCUK-ERGEN RUH SAĞLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Hilal ALTUNDAL DURU

❖ Tıkınırcasına yeme bozuklugu


❖ Pikasendromu
❖ Geri çıkarma (geviş getirme) bozuklugu
❖ Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozuklugu
❖ Tanımlanmış diger bir beslenme ve yeme bozuklugu
Dışa Atım Bozuklukları
Enürezis
▪ Enurezis, gece veya gündüz tekrarlayıcı bir şekilde yataga veya elbiseler uzerine idrar
kaçırma olarak tanımlanmaktadır.
▪ Ayrıca belirgin işlev kaybı ve çocuğun beş yaş üstü olması tanı için gereklidir.
Enkompresis
Enkoprezis dort yaşından buyuk çocuklarda, en az üç ay süreyle, ayda en az bir kez, dışkının
çoğunlukla istemsiz, bazen de istemli şekilde uygunsuz yerlere yapılması olarak tanımlanmıştır.
SONUÇ
❖ Çocukluk doneminde başlayan çogu ruhsal bozukluk yaşam boyu önem taşımaktadır.
❖ Ruhsal bozukluklar, buyudukçe çocukta daha fazla fonksiyon kaybına neden olmakta
ve erişkin dönemde devam eden yıkımlara neden olabilmektedir.
▪ Çocuklardaki ruhsal sorunların dağılım ve yaygınlığının belirlenmesi, koruyucu
önlemler ve tedavi hizmetleri gerektiren alanların saptanmasında temel verileri
saglamaktadır.
▪ Oncelikli gereksinimlerin ortaya çıkartılması sayesinde, çocuk ruh sağlığı
hizmetlerinin iyileştirilmesine yonelik etkili programlar geliştirilebilir.

You might also like