Professional Documents
Culture Documents
1) ERGENLİĞİN DOĞASI:
Ergenlikle ilgili birçok önyargı olumsuzdur. Bugün pek çok ergen çocukluktan yetişkinliğe geçiş
yolunu başarıyla geçer. Bununla birlikte bugünün ergenlerinden çoğuna yeterli yetişkinler
olabilmeleri için uygun fırsatlar ve destek verilmez. Ergenleri heterojen bir grup olarak
görmek önemlidir, çünkü hangi ergen grubunun tartışıldığına göre değişik ergen görüntüleri
belirmektedir.
2) FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER:
Erinlik:
Erinlik, erken ergenlikte görülen hormonsal ve bedensel değişiklikleri kapsayan hızlı bir
gelişmedir. Erinliğin belirleyicileri, beslenme, sağlık ve kalıtımdır. Erinliğin başlangıcındaki
büyüme hamlesi kızlarda ortalama 11 ve erkeklerde 13 yaşlardadır. Erinlik değişikliklerinde
bireysel farklılıklar vardır. Ergenler beden imgelerine çok ilgi gösterirler ve kızların beden
imgeleri erkeklerinkinden olumsuzdur. Erkekler için, erken gelişme faydalar getirir, en
azından erken ergenlikte. Erken olgunlaşan kızlar birçok riskle karşı karşıyadır.
Beyin
Ergen Cinselliği
Ergenlik bir cinsel araştırma ve cinsel deneyler dönemidir. Erken ergenlikte iken cinsel
ilişkilerde bulunmanın olumsuz gelişimsel sonuçları vardır. Ergenlerin hamileliği önleyicileri
kullanması artmaktadır. Cinsel olarak aktif ergenlerin dörtte biri cinsel yolla bulaşan
hastalıklara yakalanmaktadır. Amerika ' da ergen hamileliği oranı yüksektir, fakat son yıllarda
düşmektedir.
3) ERGENLİKTE SAĞLIK SORUNLARI
Ergen Sağlığı
Ergenlik sağlıkla ilgili önemli bir dönemdir, çünkü kötü sağlık alışkanlıkları ve yetişkin yıllardaki
erken ölümler ergenlik sırasında başlar. Kötü beslenme, spor yapmama ve yetersiz uyku kaygı
konularıdır.
1
Yeme Bozuklukları
Piaget'nin Kuramı
Soyut işlemler döneminde, Piaget'nin dördüncü zihinsel gelişim döneminde, düşünce somut
işlemler döneminde olduğundan daha soyut, idealist ve mantıklıdır. Bununla birlikte, pek çok
ergen soyut işlemlerle düşünmez ve somut işlemlerde devam ederler.
Elkind, ergen ben merkezliliğini artan farkındalık (self-consciousness) olarak tanımlar ve iki
bölümden oluştuğunu anlatır: Hayali seyirci ve kişisel hikaye . Yeni çalışmalar ergenlerin
kendilerini yaralanmaz görüp görmediklerini sorgulamaktadır
Ortaokula geçiş ergenin hayatında birçok sosyal, ailevi ve bireysel değişikliklerle bir arada
meydana gelir ve bu geçiş sıklıkla streslidir. Stresin kaynaklarından biri ilkokulda lider
pozisyon undan ortaokulda en küçük pozisyonuna geçmektir.
Bazı araştırmacılara göre ABD ortaokullarının yeniden düzenlenmesi gereklidir. Onlara göre
ABD'deki okullar edilgenliği beslemektedir ve öğrencilerin akademik becerilerini
geliştirmemektedir. Etkili okulların özellikleri şunlardır : Düşük öğrenci - danışman oranı, ana
babaları ve toplum önderlerini okullara dahil etmek, takım öğretme yöntemini kullanmak,
öğrencilerin sağlığını ve formda olmalarını geliştirmek.
Lise
ABD liselerinin durumunu düzeltmek için bir çok stratejiler önerilmiştir, bunlar yüksek
beklentileri ve daha iyi desteği de kapsar. Yirminci yüzyılın ikinci y ansında liseyi bırakma
önemli şekilde azalmıştır, fakat Latin ve Amerikan yerlileri için liseyi bırakma yüksek
orandadır.
2
Ders Dışı Etkinlikler
Ders dışı etkinliklere katılmak olumlu akademik ve psikolojik sonuçlara eşlik eder. Ergenler
değişik etkinliklere katılmaktan faydalanırlar; etkinliklerin niteliği önemlidir.
Hizmet ederek öğrenme sosyal sorumluluğu ve topluma hizmeti de istekle yen bir eğitim
şeklidir ve ergenler için yüksek not alma, artan hedef belirleme ve daha iyi benlik saygısı gibi
faydalan vardır.
ANAHTAR KELİMELER
ANOREKSİYA NEVROZA: zayıflamak için çabalamanın aç kalarak devam ettiği bir yeme bozukluğu
BULİMİA NEVROZA: Bireyin sürekli olarak yeme atakları ve kusmasıyla oluşan bir örüntü gösterdiği
yeme bozukluğudur.
HAYALİ SEYİRCİ: Ergenin kendisi gibi diğer insanların da onunla ilgilendiğine inanması ve ayrıca dikkat
çekici davranışlarla ilgiyi çekmeye, görünür olmaya ve sahnede olmaya çalışmasıdır.
HORMONLAR: Endokrin bezleri tarafından salgılanan ve kan yoluyla vücuda dağıtılan güçlü kimyasal
salgılar.
İKİLİ İŞLEME MODELİ: Karar vermenin iki sistemden etkilendiğini belirtir. Biri analitik ve diğeri
yaşantısal, bunlar birbirleri ile yarışırlar; bu modelde yaşantısal sistem-gerçek yaşantıları yönetir ve
denetler-bu ergenlerin karar vermesinde yararlıdır.
KİŞİSEL HİKAYE: Ergen ben merkezciliğinin bir parçasıdır. Ergenin biricik ve yenilmez olduğu
duygusudur.
KORPUS KALLOSUM: Beynin sağ ve sol yarımkürelerinin birbirine bağlayan sinir liflerinin olduğu
bölüm.
LİDER OLGUSU: İlkokulda yaşça ve fiziksel olarak en büyük iken ortaokulda yaşça ve fiziksel olarak en
küçük duruma düşme.
3
12.BÖLÜMÜN SONU ÖZETLERİ
Öz Saygı
Kimlik
Gelişim Kimlik gelişimi karmaşıktır ve parçalardan oluşur. Erikson'a göre " Kimlik
kazanmaya karşı rol karmaşası" insan hayatının beşinci aşamasıdır ve bireyler bu
aşamaya ergenlikte ulaşırlar. Ergenlikte psikososyal moratoryum kimlik gelişiminin
önemli yönleri olan kişilik ve rol denemeleri yapılmasına imkan verir. James Marcia,
bu nalıma ( keşfe) ve bağlanmaya dayalı olan dört kimlik statüsü önermiştir: dağınık
kimlik, ipotekli kimlik, moratoryum kimlik ve başarılı kimlik. Uzmanlara göre
kimlikteki asıl değişimler ergenlikte değil genç yetişkinlikte olur. Bireyler genellikle
hayatlarında şu döngüyü takip ederler: moratoryum- başarılı-moratoryum - başarılı
(MAMA döngüsü). Tüm dünyada etnik azınlık grupları ana kültür ile harmanlanırken
kendi kimliklerini de korumak için mücadele eder.
Birçok ergen dini ve manevi gelişime ilgi gösterir. Kimlik arayışlarının bir parçası
olarak ergenlerin ve müstakbel yetişkinlerin çoğu dinin karmaşık yönleri ile boğuşur.
Dinin çeşitli yönleri ergen gelişiminin pozitif sonuçları ile ilişkilidir. Dinin çeşitli yönleri
ergen gelişimiyle olumlu bağlantılıdır.
2) AİLELER
Ebeveyn Kontrolü
Ergenlikte ebeveynliğin yönetici rolünün önemli bir tarafı, ergenin gelişimini n etkili
olarak izlenmesidir. izleme denetlemeyi, ergenin soysal ortamlara dair seçimlerini,
faaliyetlerini, arkadaşlarını ve akademik çabalarını içerir. Ergenin nerelere gittiği
hakkında ebeveynlerine bilgi vermesi olumlu ergen uyumu ile ilişkilidir.
Özerklik ve Bağlanma
4
Ebeveyn Ergen Çatışması
Ebeveyn-ergen anlaşmazlığı ergenlikte anar. Anlaşmazlık genelde hafiftir ve artan
anlaşmazlık özerklik ve kimliği geliştirme yönünde olumlu gelişimsel bir işlev görür.
Bazı ergenler ebeveynleri ile daha ciddi çatışmalar yaşar, bu ise negatif sonuçlar ile
ilgilidir.
3) AKRANLAR
Arkadaşlık
Harry Stack Sullivan ergen arkadaşlığının önemini ele alan en etkili kuramcıdır.
Sullivan, ergenliğin ilk yıllarında samimi ve yakın arkadaşlığın psikolojik öneminde
ciddi artışlar olduğunu öne sürmüştür. Sosyal ihtiyaçların karşılanmasında arkadaşlar
önem kazanmıştır.
Akran Grupları
Flörtün birçok işlevi olabilir. Ergenlikte romantik ilişkilerin gelişimini belirleyen üç
aşama şunlardır: (1) J 1-13 yaşlarında romantik çekim ve yakın ilişkiye giriş, (2) 1 4-16
yaşlarında romantik ilişkilerin keşfedilmesi ve (3) l 7- 19 yaşlarında ikili romantik
bağların gözden geçirilmesi. Eşcinsel ya da lezbiyen gençlerin çoğu karşı cinsten
akranları ile flört ediyor ve bu durum onların cinsel eğilimlerini düzeltmelerine ya da
gizlemelerine yardımcı olabilir. Kültür, ergenlerin flört etmeleri üzerinde güçlü bir etki
yapabilir. Flört, ergenlikte uyum ile karışık bağlanırlar gösteriyor. Erken flört
gelişimsel problemlerle ilişkilidir.
4) KÜLTÜR VE ERGEN GELİŞİMİ
Farklı kültürlerde ergenler arasında hem benzerlik hem de farklılıklar vardır. Bazı
ülkelerde ergenlerin sosyalleşmesinde gelenekler devam ettirilmekte, bazılarında ise
ergenlerin deneyimlerinde önemli değişiklikler olmaktadır. Ergenler çoğunlukla
vakitlerini yaşadıkları kültüre bağlı olarak farklı etkinliklerle geçirir. Geçiş töreni bir
bireyin bir statüden diğerine, özellikle yetişkinliğe, geçişini işaret eden bir seremoni
ya da ritüeldir. ilkel kültürlerde bu geçiş törenleri iyi belirlenmiştir. Modern
Amerika'da yetişkinliğe geçiş töreni pek tanımlanmamıştır.
Etnisite
Son yıllarda Amerika'ya gelmiş göçmen ailelerinin çoğu, güçlü aile yükümlülüklerinin
olduğu kolektivist kültürlere mensuptur. Etnik azınlığa mensup ergenlere ilişkin
birçok araştırma etnisite ve sosyo ekonomik statünün etkilerini ayın etmemiştir. Bu
nedenle çoğunlukla araştırmacılar daha çok sosyoekonomik faktörlere bağlı olan
özellikler için etnik açıklamalar vermiştir. Etnik azınlık ailelerinin hepsi de yoksul
değildir ama yoksulluk etnik azınlığa mensup birçok ergenin stresine etki eder.
5
Medya
8- 18 yaş arası Amerikalılar günde ortalama altı buçuk saatini elektronik medyayı,
daha çok da televizyonu kullanarak geçirir. Medyanın çoklu görevi düşünüldüğünde
ergenler aslında günlük 8 saati elektronik medya kullanımına ayırıyor demektir.
Ergenlerin internette geçirdikleri zaman hızla artıyor. Yaşça büyük ergenler televizyon
seyretme ve video oyunu oynamaya ayrılan zamanı azaltıyor ve müzik dinleme ya da
bilgisayar kullanmaya daha çok zaman ayırıyorlar. Çok sayıda ergen ve ü niversite
öğrencisi sosyal paylaşım ( Myspace, 1Witter ve Facebook) ağlarıyla meşgul oluyor.
5) ERGENLİK PROBLEMLERİ
Depresyon ve İntihar
ANAHTAR KELİMELER
BUNALIM: Marcia’ya göre bunalım ,kimlik gelişiminin bir bölümüdür. Bu süreç beynin alternatifleri
keşfettiği bir dönemdir. Çoğu araştırmacı bu dönemi keşfetme kavramıyla açıklar
DAĞINIK KİMLİK: Kişinin henüz kimlik bunalımı yaşamadığı ya da herhangi bir bağlanma olmadığı
durumdur.
ERKEN BAĞLANILMIŞ (İPOTEKLİ) KİMLİK: Kişinin bağlanma yaşadığı fakat bunalım yaşamadığı kimlik
statüsüdür.
6
MORATORYUM (KARARSIZ) KİMLİK: Kişi bunalımın ortasındadır fakat bağlanmanın olmadığı ya da
belli belirsiz olduğu kimlik statüsüdür.
BAŞARILI KİMLİK: Birey bunalım yaşamış, bunalımı başarıyla çözmüş ve bağlanmanın olduğu kimlik
statüsüdür.
ETNİK KİMLİK: Benliğin kalıcı bir yönüdür; bir etnik gruba aidiyet duygusunu ve bu aidiyet ile ilgili
duygu ve tutumları da içermektedir.
NARSİZM: Başkalarına karşı ben merkezli ve ben ile ilgili bir yaklaşım.
Yetişkin Olmak
Sağlık
Genç yetişkinlikte ölüm oranı ergenliğin iki katına çıkmaktadır, bu artış erkeklerden
kaynaklanmaktadır. Artan ölüm oranına rağmen, yetişkinlerde oldukça az sayıda
kronik hastalık görülmektedir. Birçok genç yetişkin gelecek yaşamlarını tehdit edici
birçok kötü alışkanlık edinmektedir.
7
Yeme Alışkanlıkları ve Kilo
Obezite ciddi bir sağlık sorunudur. Amerikalıların % 3 3'ü sağlıklarını tehdit edici
ölçüde aşırı kilolu durumundadır. Kalıtım, leptin hormonu, yağ hücre sayısı ve
çevresel faktörler obezitede önemli rol oynamaktadır. Birçok diyet, uzun vadede işe
yaramamaktadır. Diyet yapanlar için egzersiz önemli bir bölüm oluşturmaktadır.
Düzenli Egzersiz
Gerek orta düzey, gerekse yoğun egzersiz faaliyetleri önemli ölçüde fiziksel ve ruhsal
iyileşmelere yol açmaktadır.
Madde Bağımlılığı
Yirmili yaşların ortalarına doğru alkol ve madde kullanımında azalma söz konusudur.
İçki alemleri üniversite öğrencileri arasında hala sıklıkla görülmektedir ve dersleri
kaçırma, polisle başı derde girme, ve korunmasız cinsel ilişki sorunlarına yol
açmaktadır. Alkolizm insan sağlığını ve sosyal yaşamını olumsuz etkilemektedir. Az
sayıda genç yetişkin sigara içmektedir. Sigara bağımlısı gençlerin çoğu sigarayı
bırakmak istemekte fakat nikotin bağımlılığı süreci zora sokmaktadır.
3) CİNSELLİK
Genç yetişkinlik döneminde birçok birey evlenmekte ve cinsel olarak aktif olmaktadır.
Yine bu dönemde, ergenlere göre daha çok kişi ile ilişkiye girilmekte ve fakat daha
seyrek olarak ilişki gerçekleşmektedir. Ayrıca bu dönemde bir önceki döneme göre
daha fazla tesadüfü ilişkilere girilmektedir.
STI şeklinde kısaltılması yapılan cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsel münasebet
yoluyla kişiler arası geçisin sağlandığı hastalıkları yansıtmaktadır. Son yıllarda en fazla
dikkat çeken cinsel yolla bulaşan hastalık; HIV virüsünün bulaşması yoluyla
yakalanılan AIDS hastalığıdır. AIDS'li insanların bağışıklık sistemi oldukça
zayıflamaktadır. Basit bir soğuk algınlığı bile öldürücü sonuçlara yol açabilmektedir.
8
4) BİLİŞSEL GELİŞİM
Bilişsel Dönemler
Piaget'nin bilişsel gelişim dönemlerindeki son düzey olan soyut işlemler dönemine 1
1 - 15 yaşları arasında girilmektedir. Piaget'ye göre yetişkinler ergenlere göre daha
fazla bilgi sahibi olmalarına rağmen, yetişkinler niteliksel olarak farklı yeni bir
aşamaya girmemektedir. Bazı uzmanlar ise Piaget'nin soyut işlemler dönemindeki
idealizm düşünme biçimi, yerini genç yetişkinlikte daha gerçekçi ve pragmatik
düşünme biçimine bırakmaktadır. Bir grup araştırmacı belirtilen türde niteliksel
farklılıkların " formel işlemler sonrası düşünme" adında beşinci bir düzeyi yansıttığını
öne sürmektedir.
Yaratıcılık
5) KARİYER VE İŞ
Gelişimsel Değişimler
Birçok genç yetişkin kariyerlerine ilişkin hayaller kurmaktadır. Onlu yaşların sonları ve
yirmili yaşların başlarında birçok birey eğitimlerini tamamlamış ve kariyerlerine
başlamış durumdadır. Genç yetişkinlik döneminin geri kalan kısmında ise yeni
başladıkları kariyerlerinde üst basamaklara çıkmaya çalışmaktadırlar. Birçok insan
kariyer gizemine inanmakla birlikte son zamanlarda artan sayıda Amerikalı için bu
olgu mit haline gelmiştir.
Damon'a göre çok sayıda insanda kariyer gelişimleri sürecinde hedeflerine yönelik yol
haritaları bulunmamaktadır. Ayrıca insanların sık sık kısa vadeli hedeflere odaklanıp;
uzun vadede resmin tamamına odaklanarak yaşamlarında neyin önemli olduğunu ve
ne yapmak istediklerini düşünmediklerini öne sürmektedir.
Çalışmanın Etkileri
9
insanların sahip oldukları meslekler ve yaptıkları işler kimliklerine yansımaktadır.
Yetişkinler, yaşamlarının üçte birini iş yerinde geçirmektedir. Amerika'da üniversite
eğitimi alan öğrencilerin % 80'i kısmi-zamanlı bir işte çalışmaktadır. Üniversite eğitimi
esnasında çalışmanın hem artı hem de eksi sonuçları vardır. işsizlik. iş kaybının geçici,
dönemsel veya sürekli olma durumuna bakılmaksızın strese yol açmaktadır. Ev
dışında çalışmaya başlayan kadınların sayısındaki artış, işe yönelik yeni boyutların
eklenmesini yol açmıştır. Eşlerin ikisinin de dışarıda çalışması sonucunda. erkelerin ev
işlerine ve çocuk bakımına ayırdıkları zaman diliminde önemli anış görülmeye
başlanmıştır.
İş Yerinde Çeşitlilik
ANAHTAR KELİMELER
BAĞIMLILIK: Çeşitli madde temini ve tüketimine yönelik karşı konulmaz isteklilik durumu.
FORMEL İŞLEMLER SONRASI DÜŞÜNME: Piaget'nin öne sürdüğü soyut işlemler döneminden farklı
niteliksel özelliklere sahip düşünce yapısı. Bu düşünce yapısında yansıtıcı düşünme söz konusudur.
Yansıtıcı düşünmede, sorunların çözümlerinin durumdan duruma değişebileceği, doğruyu bulma
arayışının asla bitmeyen, sürekli bir süreç olduğu görüşleri sergilenmektedir. Aynı zamanda belirtilen
düşünme biçimi sorunların çözümünde gerçekçi olunması gerektiği, duyguların ve öznel faktörlerin
düşünme sürecini etkileyebileceği anlayışını kapsamaktadır.
Mizaç
Çocukluk mizaç özellikleri ile yetişkinlikteki kişilik arasındaki bağlar bireyin içinde
bulunduğu ortamdaki deneyim ve tecrübelerine bağlı olarak değişim sergileyebilir.
Erken çocukluk dönemindeki üst düzey hareketlilik genç yetişkinlikte hareketlilik
özellikleriyle ilişkilidir. Genç yetişkinler ergenlere göre daha az duygusal iniş çıkışlar
yaşar, daha fazla sorumluk alır ve riskli davranışları daha az sergilerler. Bazı
durumlarda çocukluk döneminde gözlemlenen belirgin mizaç özellikleri genç
yetişkinlikte uyum sorunlarına yol açabilmektedir.
Bağlanma
10
Güvenli, kaçınan ve kaygılı olmak üzere üç tür bağlanma söz konusudur. Genç
yetişkinlik dönemindeki bağlanma stilleri çeşitli ilişki yapıları ve gelişim örüntüleri ile
ilişkilidir. Örneğin güvenli bağlanmaya sahip bireyler güvensiz bağlanan bireylere göre
daha olumlu ilişki yapıları sergilemektedir. Benzer şekilde kaygılı ve kaçman
bağlanma stiline sahip bireyler güvenli bağlanmaya sahip bireylere göre daha fazla
depresyon ve ilişki sorunları yaşamaktadır.
2) ÇEKİCİLİK, AŞK VE YAKIN İLİŞKİLER
Çekicilik
Aşkın Türleri
Arkadaşlık, romantik aşk, samimi aşk ve mükemmel aşk şeklinde farklı aşk türleri söz
konusudur. Arkadaşlık yetişkinlik dönemi gelişimde özellikle duygusal destek
bağlamında önemli rol oynamaktadır. Romantik aşk, diğer bir ifadeyle tutkulu aşk
tutku, cinsellik ve hem olumlu hem olumsuz karışık duygular içermektedir.
Yalnız Yetişkinler
Yalnız yaşamak artan bir hızla baskın yaşam tarzı haline gelmektedir. Bağımsızlık bu
yaşam biçiminin olumlu boyutlarındandır. Yakınlık, yalnızlık ve olumlu kişilik
geliştirmek yalnız yetişkinlerin evlilik odaklı toplumlarda baş etmeleri gereken
zorluklardır
Birlikte yaşam artan bir hızla popüler bir yaşam biçimi olmakla birlikte araştırmacılar
birlikte yaşamanın zamanlamasına bağlı olarak, bu tür yaşam biçimi ile olumsuz
evlilikler arasında ilişki dile getirmektedir. Olumsuz evlilik örüntüleri birlikte yaşamın
nişanlılık öncesi başladığında daha fazla görülmektedir.
Evli Yetişkinler
11
ABD'de insanların evlilik yaşları artmaktadır. Evlenme oranlarındaki düşmeye rağmen
Amerikalıların çoğunluğu halen evli durumundadır. Evliliğin olumlu sonuçları daha
fazla fiziksel ve ruhsal sağlık ve daha uzun ömür olarak görülmektedir.
Boşanmış Yetişkinler
ABD' de 20. Yüzyılın başında kayda değer artış sergileyen boşanma hızı l 980'li yıllarda
düşmeye başlamıştır. Boşanma duygusal örüntüler içeren karmaşık yapıda bir
olgudur. Boşanmış hem kadın hem de erkekler yalnızlık, kaygı ve yeni ilişkilerde
sorunlar yaşayabilmektedir.
Yetişkinler boşanma sonrası tekrar evlenmeye karar verdiklerinde bu kararı çok çabuk
uygulamaktadır. Erkekler kadınlardan çok daha hızlı tekrar evlenmektedir. Tekrar
evlilikler yetişkinlere bazı kazançlar sağlamakla birlikte bazı sorunlara da yol
açmaktadır. Tekrar evlilikler birinci evliliklere göre daha az kalıcı olmakta ve tekrar
evlenen yetişkinlerin ruh sağlığı ilk evliliklerdeki yetişkinlere göre daha sorunlu
olmaktadır. Fakat tekrar evlilikler yetişkinlerin (özellikle kadınların ) maddi
durumunda iyileşmelere yol açmaktadır. Çocuklu yetişkinlerin kurduğu aileler farklı
büyüklükte ve yapıda olmaktadır.
Gey ve Lezbiyenler
4) EVLİLİK VE AİLE
Başarılı Evlilikler
Gottman'nın araştırma sonuçlarına göre yolunda giden evliliklerde çiftler aşk haritası
oluşturmakta, sevgi ve hayranlık beslemekte, yüzlerini birbirlerine çevirmekte,
partnerinin etkilerine açık olmakta, çözülebilir sorunları çözmekte, kararlarında
inatlaşmamakta ve ortak anlam oluşturmaktadırlar.
Ebeveyn Olmak
Aileler gün geçtikçe küçülmekte, birçok kadın kariyerlerini oturtana kadar çocuk
sahibi olmayı ertelemekteler. Yetişkinliğin erken dönemlerinde bebek sahibi olmanın
yanı sıra geç dönemlerde de çocuk sahibi olmanın yararları vardır.
12
5) CİNSİYET, İLİŞKİLER VE BENLİK GELİŞİMİ
Cinsiyet ve iletişim
Kadınların Gelişimi
Cinsiyet konusunda bazı uzmanlar kadınların erkeklere göre daha fazla ilişki eğilimli
olduklarını ve ilişkilerinde diğer insanların gelişimine odaklandıklarını öne
sürmektedir. Eleştirmenler ise kadınların ve erkeklerin ilişkilerinde belirtilenden daha
fazla bireysel farklılık söz konusu olduğunu iddia etmektedir. Birçok uzman ise
kadınların ilişkilerde donanımlarının yanı sıra öz-motivasyonlarına da önem vermeleri
gerektiğini dile getirmektedir.
Erkeklerin Gelişimi
ANAHTAR KELİMELER
DENKLİK HİPOTEZİ: Soyut olarak kendimizden daha çekici kişileri tercih etmemize rağmen, gerçek
yaşamda kendi çekicilik düzeyimize yakın birini seçeriz.
KENDİ KENDİNİ DOĞRULAMA: Kendilerine benzeyen insanların niçin kendilerine çekici geldiğine
yönelik açıklama. Başkalarının tutum ve davranışları bizimkilerine benzediğinde kendi tutum ve
davranışlarımız desteklenmiş ve onaylanmış olmaktadır.
ROMANTİK AŞK: Aynı zamanda tutkulu aşk adı da verilmektedir. Romantik aşk kuvvetli cinsellik
içermekte ve çılgın unsurlar içermekte ve genellikle aşk ilişkilerinin ilk dönemlerinde baskın
olmaktadır.
SAMİMİ AŞK: Bu tür aşk yoldaş, arkadaş aşkı olarak da ifade edilmektedir. Bireyler birbirlerinin
yanında olmak istemekte ve birbirlerine şefkat duymaktadır .
GÜVENLİ BAĞLANMA STİLİ: İlişkilerinde olumlu görüşe sahip olan, başkalarına kolaylıkla
yakınlaşabilen ve romantik ilişkilerinde daha az sorun ve daha az stres yaşayan yetişkinleri
yansıtmaktadır.
KAYGILI BAĞLANMA STİLİ: Yakınlaşmayı isteyen, daha az güvenen daha fazla duygusal, kıskanç ve
sahiplenici özellikler sergileyen yetişkinleri yansıtmaktadır.
13
UYUMA DAYALI KONUŞMA: iletişim dil, tarafların bir· birlerine bağ kurmasına yönelik müzakere
ilişkilerini barındıran iletişim biçimi.
RESMİ /RAPOR KONUŞMA: Bilgi vermek üzerine kurulu iletişim biçimi. Resmi konuşmaları
kapsamaktadır.
Daha çok insan ileri yaşa kadar yaşadıkça, orta yaşın daha sonra ortaya çıkabileceğini
düşünürüz. Gelişimcilerin, orta yaşı çalışmaya başlamalarının temel nedeni, bu
döneme giren kişilerin sayısındaki ani anıştır.
Orta yaş çok çeşitli bireysel değişiklikleri içerir. Zihindeki bu değişikliklerle, biz orta
yetişkinliğe yaklaşık 40-45 yaşlarında girildiğini ve yaklaşık 60-65 yaşlarında çıkıldığını
düşünürüz. Orta yetişkinlik biyolojik ve sosyo-kültürel faktörlerin olduğu kadar kazanç
ve kayıpların da birbirini dengelediği yaş dönemi olarak düşünülebilir. Bazı uzmanlar,
sosyo-kültürel faktörlerin orta yaştaki gelişimi biyolojik faktörlerden daha çok
etkilediği sonucuna varmıştır.
2) FİZİKSEL GELİŞİM
Fiziksel Değişimler
Orta yaştaki fiziksel değişikler genellikle yavaş yavaş olur. Genetik ve yaşam biçimi
gibi faktörler, kronik hastalıkların olup olmayacağı ve ne zaman olacağında önemli rol
oynar. Orta yetişkinlikteki fiziksel değişiklikler, fiziksel görünüşteki değişimler
(kırışıklıklar, yaşlanma lekeleri ); boy ( kısalma) ve kilo (artma); güç, eklemler ve
kemikler; görme ve d uyma; kardiovasküler sistem; akciğerler ve uyku.
Sağlık ve Hastalık
Ona yaşta, kaza sıklığı d üşer ve bireyler grip ve alerjilere daha az yatkın olurlar.
Kronik bozukluklar erken yetişkinlikte nadiren görülür, orta yetişkinlikte artar ve geç
yetişkinlikte daha yaygın olur. Eklem iltihabı ona yaşta başı çeken kronik hastalıktır,
bunu hipertansiyon izler. Erkekler ona yaşta daha çok ölümcül kronik hastalıklara
yakalanır, kadınlar daha çok ölümcül olmayan hastalıklara yakalanır. Bağışıklık sistemi
fonksiyonları yaşla azalır. Duygusal stres kardiovasküler hastalığa yol açan önemli bir
faktördür. Kronik olarak stresli durumlarda yaşayanların sigara içme, aşırı yeme ve
egzersiz yapmama ihtimali daha fazladır. Bütün bu stresi içeren davranışlar
kardiovasküler hastalıklarla ilişkilidir. Kültür kroner hastalıklarda önemli rol oynar.
14
Ölüm Oranları
Cinsellik
Zeka
Horn, kritalize zekanın ( birikmiş bilgi ve sözel yetenekler) orta yaşta artmaya devam
ederken, akıcı zekanın (soyut muhakeme yeteneği) düşmeye başladığını düşünür.
Schaie ve Willis, zihinsel yeteneklerin boylamsal ölçümlerde enlemesine-kesitsel
ölçümlere göre orta yetişkinlikte daha fazla düşüş olduğu nu ve ilerlemelerin daha
yüksek olduğunu belirtmiştir. En yüksek dört zihinsel yetenek ( kelime bilgisi, sözel
bellek, tümevarımsal muhakeme ve mekansal oryantasyon) orta yaşta ortaya çıkar.
Yakın zamandaki analizler, orta yetişkinlik boyunca zihinsel yetenekteki ciddi bireysel
farklılıkları gösterir ve bazı yeteneklerdeki farklılıkların ileri yetişkinlikteki bilişsel
kusurların diğerlerinden daha yordayıcı olduğu nu işaret eder. Salthouse, bazı bilişsel
fonksiyonlardaki d üşüşün ilk yetişkinlikte başladığını ve 50'1i yaşlara doğru devam
ettiğini belirtmiştir. Yaşa bağlı bilişsel fonksiyonlarla ilişkili nörobiyolojik
fonksiyonların bazı yönlerindeki d üşüş yakın zamanda bulunmuştur.
15
4) KARİYER, İŞ VE BOŞ ZAMAN
Orta Yaşta iş
Birçok insan içi n, ona yaş şu anki işin yansıtma, ölçülme ve değerlendirilme zamanı
ve gelecekte ne yapacağını planlama zamanıdır. Önemli bir konu, insanların şu anda
yaptıkları işe devam edip etmeyeceği ya da mesleklerini ve kariyerlerini değiştirip
değiştirmeyeceğidir.
Boş Zaman
Biz sadece iyi çalışmayı öğrenmeye gereksinim duymayız, aynı zamanda boş
zamanımızda eğlenmeyi de öğrenmeye ihtiyaç duyarız. Orta yaş, fiziksel
değişikliklerden dolayı boş zaman için ve aktif emekliliğe hazırlıktan dolayı önemli bir
zamandır.
5) DİN VE HAYATIN ANLAMI
Din, birçok Amerikalının yaşamının önemli bir boyutudur. Kadınlar dine erkeklerden
daha fazla ilgi gösterir. Dini ilgilerdeki bireysel farklılıkları düşünmek önemlidir.
Din ve Sağlık
Hayatın Anlamı
ANAHTAR KELİMELER
ORTA YETİŞKİNLİK: Ortalama 40-45 yaşlarında başlayan ve 60-65 yaşlarına uzanan gelişimsel
dönemdir
KRONİK BOZUKLUKLAR: Yavaş başlayan ve uzun süren bozukluklar olarak tanımlanır. Bu bozukluklar
ilk yetişkinlikte nadirdir, orta yetişkinlikte artar ve ileri yetişkinlikte yaygın olur.
16
KLİMAKTERİK: Doğurganlığın azaldığı orta yaşa geçiş
MENOPOZ: Kadınların menstural döneminin bitmesi, genellikle 40'1ı yaşların sonları ya da 5O'li
yaşlardır.
EREKTİL FONKSİYON BOZUKLUĞU: Tatmin edici cinsel performansa yol açan ereksiyonun
sağlanmaması ve sürdürülmemesidir.
KRİSTALİZE ZEKA: Horn'a göre orta yetişkinlikte artan birikmiş bilgi ve sözel yeteneklerdir.
AKICI ZEKA: Horn'a göre orta yetişkinlikten sonra düşmeye başlayan soyut muhakeme yapabilme
yeteneğidir.
ÇALIŞMA BELLEĞİ: Karar verirken, problem çözerken ve dili anlarken insanların bilgileri değişimlediği
ve topladığı, zihinsel 'çalışma sırası' (work bench) .
ANLAMLANDIRMA YOLUYLA BAŞA ÇIKMA: Özellikle sevdiği biri öldüğündeki kronik stres zamanında,
stresli durumun anlamını değiştirmek için inançlar, değerler ve amaçları oluşturmayı içerir.
Yetişkinlik Dönemleri
Erikson, insan yaşamının yedinci basamağı olan üreticiliğe karşı verimsizlik döneminin
orta yetişkinlikte oluştuğunu söylemektedir. Üretkenliğin dört çeşidi; biyolojik,
ailesel, iş ve kültüreldir. Levinson'un teorisinde, gelişim ve değişimle ilgili gelişimsel
ödevler için farklı noktalarda uzmanlaşılmalıdır. Orta yaş dönemindeki değişikliklerde
dört çatışma türü: Gençliğe karşı yaşlılık, yıkıcı olmaya karşı yapıcı olma, erkeksi
olmaya karşı kadınsı olma, başkalarına bağımlı olmaya karşı onlardan uzak durma.
Levinson, Amerikalıların çoğunluğunu, özellikle erkeklerin, orta yaş dönemi krizi
yaşadıklarını belirtmiştir. Bununla birlikte yapılan araştırmalar ona yaş dönemi
krizinin yaygın olmadığını ortaya çıkarmıştır. Orta yetişkinlik dönemi boyunca
gelişimde önemli bireysel farklılıklar vardır.
Yaşam-Olayları Yaklaşımı
Yaşam olayları yaklaşımının ilk versiyonuna göre, yaşanan olaylar insanların hayatında
stres oluşturan yorucu durumlar yaratır. Yaşam-olayları yaklaşımın çağdaş
versiyonunda ise yaşanan olayların bireyin gelişimini nasıl etkilediği sadece hayattaki
olaylara değil aynı zamanda arabuluculu faktörlere, olaya uyum sağlama, yaşam -
dönem ilişkisi ve sosyo-tarihsel ilişkilere bağlıdır.
17
Orta Yaş Döneminde Stres ve Kişisel Kontrol
Araştırmacılar, genç ve orta yaş yetişkinlerinin daha yaşlı olanlara nazaran daha
stresli günlere ve daha çok sayıda strese neden olan etkileyicilere sahip olduklarını
ortaya çıkarmıştır. Ortalama olarak, kişisel kontrol algısı, yetişkinler yaşlandıkça
azalır- buna rağmen kişisel kontrolün bazı özellikleri de artar.
Neugarıen, özel bir grubun sosyal çevresinin onun sosyal saatini - bireylerin hayat
ödevlerini tamamlamasının beklendiği, kişinin kendisini ona göre ayarladığı zaman
dilimini - değiştirebileceğini savun ur. Eleştirmenler, yetişkin dönemi teorilerinin
erkek odaklı olduğunu söylerler. Çünkü onlar başarı ve kariyere çok vurgu yapar ve
ilişkilerle ilgili kadın görüşlerine yeterince yer vermezler. Orta yaş dönemi erkekler
için olduğu gibi, kadınlar açısından da heterojen bir zaman dilimidir. Bazı kadınlar
açısından, orta yaş dönemi, yaşamlarının çok önemli safhasıdır. Bir çok kültür açık bir
ona yaş kavramına sahip değildir. Birçok sanayileşmiş toplumda, kadının statüsü orta
yaş döneminde gelişir.
2) İSTİKRAR VE DEĞİŞİM
Boylamsal Çalışmalar
Orta yaş döneminde, özellikle birçok yıl süren evliliklerde sevgi (aşk) artar. orta yaş
grubu yetişkinlerin büyük çoğunluğu evliliklerinin çok iyi ya da mükemmel olduğunu
belirtmektedir. Araştırmacılar son zamanlarda, orta yaş dönemi boşanma risklerinin
boşanan genç yetişkinlerinkine göre çok daha az olabileceğini ortaya çıkarmıştır.
18
Boş Yuva ve Yeniden Doldurulması
Bir zamanlar düşünüldüğü gibi evlilik doyumunu azaltmasından ziyade, boş yuva çoğu
ebeveyn açısından doyumu artırır. Başarısız bir kariyer veya boşanmayı izleyen
gittikçe artan sayıda genç yetişkin, ebeveyniyle yaşamak için eve dönmektedir. Kimi
genç yetişkin yirmili yaşların sonuna kadar evden ayrılmaz, çünkü maddi olarak
ayakta duramamaktadırlar.
Kardeş ilişkileri hayat boyunca devam eder. Kimisi yakın, kimisi uzaktır. Arkadaşlıklar
orta yaş döneminde önemini korumaya devam eder.
Büyük Ebeveynlik
Nesillerarası lişkiler
Aile üyeleri genellikle nesiller boyunca bağlarını sürdürür. Anne ve kız çocukları en
yakın ilişkilere sahiptir. "Sandwic" ya da "ezik nesil" diye adlandırılan orta yaş dönemi
nesli, nesilleri birbirine bağlamada önemli bir rol oynar.
ANAHTAR KELİMELER
SOSYAL SAAT: Bireylerden evlenmek, çocuk yapmak veya bir kariyer kurmak gibi, yaşam görevlerini
yerlerine getirmeleri beklenen zaman dilimi.
KİŞİLİĞİN BEŞ BÜYÜK FAKTÖRÜ: Duygusal denge, dışa dönüklük, yaşantıya açıklık, yumuşak başlılık
ve sorumluluk.
BOŞ YUVA SENDROMU: Çocuklar evden ayrıldıktan sonra aileler arasında evlilik doyumu azalır, çünkü
aileler çocuklarından oldukça fazla mutluluk alırlar.
19