Professional Documents
Culture Documents
ERGENLİĞİN DOĞASI
. Ergenlik gencin bağımlılıktan bağımsızlığa, özerkliğe ve
olgunluğa geçmesinin gerekli olduğu bir gelişim dönemidir.
Kültürden kültüre değişiklik gösterebilir.
.
Gençlerin gelişimi kaçınılmaz olarak ortaya çıkan aşağıdaki zorluklar açısından ele
alınabilir:
Biyolojik zorluklar
Bilişsel zorluklar
Psikolojik zorluklar
Sosyal zorluklar
Ahlaki ve ruhsal zorluklar
BİYOLOJİK ZORLUKLAR
Gencin ergenliğe erken girdiği veya ergenliğin belirgin
olarak geciktiği durumlarda yaşanır. Böyle durumlarda genç
rahatsız edici düzeyde bir stres yaşayabilir. Kendine güven
azalabilir
BİYOLOJİK ZORLUKLAR
Fizyolojik değişikler
Cinsel değişikler
Duygusal değişikler
BİYOLOJİK ZORLUKLAR
Fizyolojik değişikler
Gencin boyu, ağırlığı ve gücü artar, cinsel yönden gelişir,
görünüş olarak değişir. Kızların göğüsleri büyür, erkek
çocukların sesleri kalınlaşır, vücutları tüylenir ve cinsel
organlarında değişiklikler meydana gelir. Bu fizyolojik
değişiklikler zaman içerisinde gerçekleşir.
Sonuç olarak bu durum mahcup, sıkılgan, güvensiz ve
gelişim açısından diğer akranlarına ayak uyduramadığı için
kendini kötü hisseden gençlerde sorun yaratabilir.
Bu yüzden birçok gencin dış görünüşü ile ilgili aşırı biçimde
kaygı duyması şaşırtıcı değildir.
Her genç kendine özgü bir bireydir
BİYOLOJİK ZORLUKLAR
Cinsel değişiklik
*Cinsel dürtü arttıkça, gençler kişisel cinsellik ve cinsel kimlik
konuları ile karşılaşırlar
Erken ergenlik döneminde gençler aynı cinsten arkadaşlarıyla
yakın ilişkiler kurma eğiliminde olurlar, çünkü onların yanında
kendilerini güvende hissederler
Erken ergenlik evresi tipik olarak 11 yaşından 14 yaşına kadar
uzanır. Bu evreden itibaren genç yavaş yavaş geç ergenlik
evresine girer ve bu evre tipik olarak 15 ile 18 yaşları arasında
meydana gelir.
Cinsel gelişimle ilgili olarak, bazı ergenler erken ergenlik
evrelerinden geç evrelere geçişte zorluk yaşarlar. Bu zorluk
onların kendi cinselliklerini ebeveynlerinkinden ayırt
edememelerinden kaynaklanabilir.
Sonuç olarak gençler sağlıksız cinsel fantezilerle meşgul
olabilirler ve bu fanteziler onları yanlış yönelmelere itebilir.
BİYOLOJİK ZORLUKLAR
Duygusal değişiklikler
Hormonların bağımsız olarak hareket ettiğini ve onların tek
başına duygulanım değişikliklerinin sebebi olduğunu
varsaymak hata olur. Hormonlar; sosyal ilişkilerdeki
değişiklikler, inançlardaki ve tutumlardaki değişiklikler ve
benlik-algısındaki değişiklikler gibi genç bireyin üzerinde
etkili olan diğer önemli değişikliklerle birlikte hareket
ederler.
BİLİŞSEL ZORLUKLAR
Soyut düşünmenin gelişimi
Ben merkezli düşünme
Bilgiyi işlemenin yeni yolları
Eleştirel düşünme yeteneği
BİLİŞSEL ZORLUKLAR
Soyut düşünme gelişimi
Piaget’e göre (1948-1966), erken ergenlik boyunca gençler
genellikle ‘somut işlemler’ evresinden ‘soyut işlemler’
evresine geçerler
Bireyselleşme
PSİKOLOJİK ZORLUKLAR
Duygusal tepkiler
Gençler kendilerini keşfetme yolculuğunda ilerledikçe
sürekli olarak yeni deneyimlere, etkileşimlere ve aynı
zamanda biyolojik, bilişsel ve psikolojik değişikliklere de
uyum sağlamak zorunda kalırlar. Bu onlar için hem stresli
hem de kaygı uyandırıcıdır. Bu yüzden gençlerin
değişikliklere karşı tolerans, özümseme ve uzlaşma
yeteneklerinde düşüşün gözlenmesi şaşırtıcı değildir
(Shave ve Shave, 1989).
Ergenlik dönemi yoğun ve şiddetli tepki gösterme ile
karakterize edilir. Bu özellikleri gençlerin bazen uygun
olmayan veya aşırı olabilen davranışsal tepkilerini kontrol
etmelerini veya verecekleri tepkileri ayarlamalarını
zorlaştırır
PSİKOLOJİK ZORLUKLAR
Gençlerin ruh halinde sık sık değişimler olur
Erken ergenlik evresinde yaşanan önemli olumsuz
duygulardan biri de utanmadır
Shave ve Shave, 1989). Gençler sıklıkla alay konusu olma,
aşağılanma ve mahcu biyet duyguları yaşar, kendilerinden
iğrenir ve utanırlar. Bu yüzden sorumluluğur eddetme,
inkâr etme, yansıtma ve gerileme dâhil güçlü savunma
mekanizmalarıgeliştirme eğiliminde olmaları anlaşılır bir
durumdur.
Bu savunma mekanizmaları gençlerin erken ergenlik
evresinde durumlara tepki verme ve diğer bireylerle
etkileşime girme yöntemlerinde önemli bir rol oynar. Bu
dönemde sergilenen uygun olmayan davranışlar sıklıkla bu
içsel ego-savunma mekanizmalarının bir sonucu olabilir.
PSİKOLOJİK ZORLUKLAR
Etkin kimlik ve psikolojik uyum
Etnik azınlık guruplarına ait gençler kişisel kimlik oluşturma
süreçlerinde kendilerine özgü sorunlar yaşarlar. Bu
gruplara ait bireylerin etnik kimliklerinin onların kişisel
kimliklerinin önemli bir kısmını oluşturması olasıdır
Waterman (1984) bu konuda bir etnik kimlik oluşturma
modeli önermiştir. Ona göre etnik kimlik gelişiminin ilk
evresinde azınlık gençleri çoğunluk kültürünün değerlerini
ve tutumlarını kabul ederler. Bu durum sıklıkla kendi
gurubunun olumsuz görüşlerini içselleştirmeyi içerir.
Toplumun, anne-babaların ve akranların müşterek
beklentileri, gençleri sosyal davranışlarında değişiklik
yapmaya zorlar.
SOSYAL ZORLUKLAR
Toplumsal beklentiler
Yetişkin değerleri ve beklentilerinin tutarlı bir biçimde ifade
edildiği toplumlarda, gençler olumlu bir benlik duygusu
geliştirme eğiliminde olurlar (Ianni, 1989).
Ahlak gelişimi
Kohlberg (1968,1984) ahlaki konularla ilgili düşünme
biçimine temellendirilen ahlaki gelişim evre-lerinin
çerçevesini belirleyen bir model önermektedir
Birinci Evre:
Gelenek öncesi ahlak evresi (4-10 yaş arası). Bu evrede
çocuk ya cezadan kurtulmak ya da ödül almak dürtüsü ile
iyilik yapar veya yanlıştan kaçınır.
,
İkinci Evre:
Geleneksel ahlak evresi (10-13 yaş arası). Bu evrede çocuk
veya genç içinde yaşadığı topluma uymayı öğrenir. İyilik
yapma veya yanlıştan kaçınma nedenleri daha yaşlı bireylerin
onayına bağlıdır. Ayrıca, kanuna ve düzene uymaya vurgu
vardır.
Üçüncü Evre:
Gelenek sonrası ahlak evresi (13 yaş ve sonrası). Bu evrede
bireyinsan hakları duygusunu geliştirir. Vicdan da bu evrede
gelişmeye başlar. Bu evre insan haklarının farkında olma, daha
kabul edilebilir koşullar için çabalama, bu amaçla yasal
değişiklikler yapılması gerektiği konularında düşünmeyi de
içerebilir
Bu evrede ayrıca, gençler neye inandıkları ve neyi
savunacakları ile ilgili net fikirler geliştirirler
.
Duygusal istismar
Fiziksel istismar
Cinsel istismar
Duygusal istismar (ihmal)
Genellikle düşük sosyo-ekonemik ve kültürel açıdan
yoksun gruplarda çoğunlukla gözükür.
Savaş
Doğal afetler
Ev içi şiddet
Travma geçiren çocukar geceleri rüyalarında bu olayı
tekrarlayabilirler
Bu kişiler
duyarsızlaşabilirler (sevmeme gibi)
Sürekli tetikte olma
Odaklanamama
Sinirlilik
Kayıplarda bireyde travma etkisi yaratabiir.
Çocukların kayıptan sonra yas tutma süreci ergenlik
evresine kadar uzayabilmektedir.
Ölüm nedeni ile kayıp edilen anne-bababanın yas süresi
yetişkinlere göre ergenlerde daha fazla olmaktadır.
Genetik Etkiler