You are on page 1of 6

KAVRAMLAR

HALK EDEBİYATI
Zikir: Allah’ı anmak ve hatırlamak.
TEKKE-TASAVVUF EDEBİYATI İnsanıkâmil: Olgun ve yetkin kişi.

ANONİM HALK EDEBİYATI Fenafillah: Ölmeden önce ölmüş gibi olup yokluk sırrına erme,
Allah’ın varlığında yok olma. Tasavvuftaki en yüksek makam.
Vahdetivücud: Yaratanla yaratılanın tek kaynaktan geldiğini ve
bir olduğunu savunan görüş.
DİNÎ-TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI
Mürşit: Müritlere rehberlik eden insan-ı kâmil.
 ürklerin İslam’ı kabullerinden sonra dinî inançlarıyla şekillendir-
T Halvet: Dünyadan el çekip Allah’a yönelmek.
dikleri edebiyata tekke-tasavvuf edebiyatı denir.
Zühd: Allah’a ulaşmak için dünyadan yüz çevirmek.
 alk edebiyatının bir kolu olan tekke-tasavvuf edebiyatı kaynağı-
H
nı daha çok halkın dinî yaşamından almıştır.

Tekke-tasavvuf edebiyatı; “tekke” ya da “dergâh” olarak adlandı-


TEKKE-TASAVVUF EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ
rılan dinsel kurumlarda gelişmiştir. “Mutasavvıf” adı verilen ve ta-



rikat büyükleri olarak kabul edilen din ulularının dini yorumlama
biçimi olan tasavvuftan beslenmiştir. İlahi Nefes Deme Nutuk Devriye Şathiye
Tekke-tasavvuf edebiyatının kurucusu Ahmet Yesevi kabul edilir.


Ahmet Yesevi, öğrencilerini ve toplumu eğitmek için “hikmet” adı
verilen şiirler söylemiştir. İLAHİ
 rta Asya’da Ahmet Yesevi, ile başlayan tekke-tasavvuf edebiya-
O
Allah aşkını, peygamber sevgisini ele alan şiirlere ilahi denir.
tı, Türkler’in Anadolu’ya gelmesiyle burada da gelişerek devam
etmiştir. Nazım birimi dörtlüktür.
Dörtlük sayısı çoğunlukla 3 ile 7 arasında değişir.
 3. yüzyıldan itibaren Anadolu sahasında Yunus Emre, Pir Sultan
1
Abdal, Kaygusuz Abdal, Niyazi Mısri gibi büyük isimler yetişmiş- Çoğunlukla koşma nazım şekliyle yazılır.
tir. Hece ölçüsünün daha çok, 7’li, 8’li ve 11’li kalıplarıyla söylenir.
Genel özellikleri: Aruzla beyitler hâlinde yazılanları da vardır.
Aruzla söylenen şiirlerin yanında ağırlıklı olarak hece ölçüsü ve Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
dörtlük nazım birimi kullanılmıştır. Kendine özgü bir ezgiyle söylenir.
Ahengi sağlamada yarım uyak ve redife başvurulmuştur. Yunus Emre, ilahileriyle tanınmıştır.
İlahi, nutuk, nefes, deme, şathiye, devriye türleri kullanılmıştır.
Başlıca konuları Allah ve peygamber sevgisi, insan, tasavvuf, doğ-
ruluk, ibadet gibi konuların işlendiği didaktik yanı ağır basan bir
edebiyattır. Bir kararda durmayalım
Şiirler kendine özgü bir ezgiyle söylenmiştir. Gel gidelim dosta gönül
Yer yer edebî sanatlara başvurulmuş, divan şiiri mazmunlarından Hasretinden yanmayalım
yararlanılmıştır. Gel gidelim dosta gönül
İçinde Arapça ve Farsça sözcüklerin de yer aldığı fakat halkın an-
layabileceği bir dil tercih edilmiştir. Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül

Gerçek murada varalım


Yârin hatırın soralım
Yunus Emre’yi alalım
Gel gidelim dosta gönül

(Yunus Emre)

1
NOT Güzel âşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
İlahiler tarikatlara göre farklı şekillerde adlandırılır. İlahiye, Bu bir rıza lokmasıdır
Halveti tekkelerinde “durak”, Yiyemezsin demedim mi
Mevlevi tekkelerinde “âyin”,
Pir Sultan Abdal şahımız
Gülşeni tekkelerinde “tapuğ”,
Hakk’a ulaşır yolumuz
Bektaşi tekkelerinde “nefes” , diğer tarikatlarda “cumhur” adı
On’ki imam katarımız
verilir.
Uyamazsın demedim mi

(Pir Sultan Abdal)


NEFES

Bektaşi şairleri tarafından söylenen ilahilere nefes denir.
Daha çok, hece ölçüsünün 7, 8 ve 11’li kalıpları ile söylenir. NUTUK
Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni girenlere tarikatın adabını, de-
Nefeselerde Hz. Muhammet, Hz. Ali ve 12 İmam’a duyulan sevgi recelerini öğretmek amacıyla yazdıkları didaktik nitelikli şiirlere nu-
işlenir. tuk denir.

Tasavvuftaki vahdetivücut (varlık birliği) kavramı dile getirilir. Biçim bakımından koşmaya benzer.

Kendine özgü bir ezgisi vardır. Dörtlük nazım birimi ile oluşturulur.

Nefeslerde kalanderane, alçak gönüllü ve biraz da alaycı bir Genelde hecenin 11’li kalıbıyla söylenir.
söyleyiş dikkati çeker. Sade bir dille söylenen didaktik şiirlerdir.
Pir Sultan Abdal nefesleriyle ünlüdür. Tarikatla, tasavvufla ilgili öğütler verilir.
Kaygusuz Abdal, nutuklarıyla bilinmektedir.

Ey erenler çün bu sırrı dinledim


Huzur-ı mürşide vardım bu gece
Ey özün insan bilen
Hakikat sırrını andan anladım
Var edep öğren edep
Evliya erkânın gördüm bu gece
Ey edep erkân bilen
Var edep öğren edep
Rehberim Muhammet buldum yolumu
Mürşidim Ali’dir bildim Şah’ımı
Edeptir asl-ı taat
Tiğbend ile bağladılar belimi
Küllî sıfat cümle zât
Erenler meydanın gördüm bu gece
Varlığın edebe sat
Var edep öğren edep
Pir Sultan’ım Hakk’a niyaz ederim
Erenler rahına doğru giderim
Gel Hakk’a olma asi
Külli varım Hakk’a teslim ederim
Tâ gide gönlün pası
Hakk’ın cemalini gördüm bu gece
Dört kitabın manası
(Pir Sultan Abdal) Var edep öğren edep

(Kaygusuz Abdal)
DEME (DEYİŞ)
Alevi-Bektaşi tarikatlarında, semah törenlerinde makam ve saz ile
söylenen ilahilere deme denir.
Bektaşi Türkmenlerinde dinî şiirler için nefes yerine kullanılır.
Biçim bakımından koşmaya benzer.
Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir.
Genellikle hece ölçüsünün 8’li kalıbı kullanılır.
Alevilikle ilgili temalar işlenir.
Pir Sultan Abdal demeleriyle ünlüdür.

2
DEVRİYE ANONİM HALK EDEBİYATI
 ayatın başlangıcını ve insanın hayata geldikten sonra ulaşmak
H
istediği makamı, bu makamdan ayrılıp asıl âleme dönüşünü ve 
Kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan, ilk söyleyeni unutuldu-
nihayetinde ahirete varışını konu edinen şiirlere devriye denir. ğu için halkın ortak malı olan edebî ürünler anonim halk edebi-
“Allah’tan geldik yine ona döneceğiz.” anlayışını ele alan didak- yatını oluşturur.
tik şiirlerdir.  ürklerin tarih sahnesine çıkmasıyla Orta Asya’da başlayan bu
T
Dörtlük nazım birimi ile oluşturulur. gelenek İslamiyet’ten sonra Anadolu’da dinî unsurları da bünye-
Uyak düzeni “abab, cccb...” biçimindedir. sine alarak devam etmiştir.
Hece ölçüsünün 11’li kalıbı kullanılır.  alkın beğenisinde yaşamaya başlayan bu verimler ağızdan ağı-
H
Tasavvuftaki nüzul (inme) ve seyir (yükselme) adı verilen döngü- za zenginleşerek ve değişerek günümüze kadar ulaşmıştır.
yü işler.
Sözlü kültür içinde doğan, yayılan ve gelişen anonim ürünlerde
Felsefi bir konuyu işlediğinden anlaşılması zordur.
toplumun duyguları, düşünceleri, değer yargıları, üzüntü ve se-
vinçleri sezilir.
Dokuz ay on gün batn-ı maderde
Halkın ortak belleği, zevk anlayışı, estetik duyarlılığı bu ürünlere
Kudretten gözüme çekildi perde
yansımıştır.
Vaktim tamam olup ahiri yerde
Çıkıp ten donundan cihana geldim
Genel özellikleri:
Hakikat meyinden nûş edip kanıp Ürünler sözlü olarak doğmuş ve yaygılaşmıştır.
Can gözlerim o gafletten uyanıp Ürünlerde çoğunlukla yarım, cinaslı uyak ve redif kullanılmıştır.
Kudretten her türlü renge boyanıp Daha çok, hece ölçüsü ve dörtlük nazım birimine yer verilmiştir.
Bu âlem-i nakş u elvana geldim
Aşk, ölüm, hasret, yiğitlik, gurbet gibi konular işlenmiştir.
(Hüsni Somut benzetmeler ve halkın konuştuğu dil tercih edilmiştir.
Ağızdan ağıza yayılarak zenginleşmiş, değişmiş ve gelişmiştir.
Şiirlerin başlığı yoktur; şiirler nazım şekilleri ile adlandırılmıştır.
Mâni, türkü, ağıt, ninni, destan, tekerleme, bilmece vb. ürünler
kullanılmıştır.
ŞATHİYE

Tekke şiirinde Allah’tan, inançlardan teklifsizce ve alaycı bir dille
söz eden ama tasavvufi derinlik taşıyan şiirlere şathiye denir.
Tasavvufi kavramları anlatır. ANONİM HALK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ


Dörtlük nazım birimi ile oluşturulur.
Genellikle Bektaşi şairleri tarafından söylenir. Mani Türkü Ağıt Ninni
Biçim bakımından koşmaya benzer.
En önemli temsilcileri Kaygusuz Abdal’dır.
MÂNİ
Kullanırsın kanatsızca rüzgârı
Başta aşk, özlem, ayrılık olmak üzere hemen her konuda yazılır.
Kürekle mi yaptın sen bu dağları
Halk edebiyatının çok sevilen ve yaygın olan nazım biçimidir.
Ne yapıp da öldürürsün sağları
Can verip alırsın sen cancı mısın Dörtlük nazım birimi kullanılır ve tek dörtlükten oluşur.
Çoğunlukla hece ölçüsünün 7’li kalıbıyla oluşturulur.
Sekiz cennet yaptın sen Âdem için Kafiye şeması aaxa şeklindedir.
Adın büyük bağışla anın suçun İlk iki dize konuya giriş nitelikli olup doldurma dizelerdir.
Âdem’i cennetten çıkardın niçün
Asıl anlatılmak istenen, son iki dizede yer alır.
Buğday nene lazım harmancı mısın
Mâniye Kuzeydoğu Anadolu’da “bayatı”, Urfa ve Kerkük yörele-
(Azmi Baba) rinde “hoyrat / horyat” adı verilir.
İki kişinin karşılıklı söylediği mânilere “deyiş” denir. Deyişler ge-
nellikle soru - yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzın-
dan aktarılan şekilleri de vardır.

3
MÂNİ ÇEŞİTLERİ TÜRKÜ
Mâninin konusuna göre fal (niyet) mânileri, sevda mânileri, mek-  endine özgü bir ezgi ile söylenen anonim (sahibi belli olmayan)
K
tup mânileri, bekçi (davulcu) mânileri gibi çeşitleri vardır. halk edebiyatı nazım şeklidir.
Mâninin yapısına göre düz (tam) mâni, kesik mâni, cinaslı mâni, “ Bent” ve “kavuştak” denen iki bölümden oluşur. Birinci bölüm
yedekli mâni (artık) gibi birçok çeşidi vardır. olan bent, türkünün sözlerinin bulunduğu bölümdür. İkinci bölüm
Düz (tam) mâni: Yedişer heceli dört dizeden oluşan, “aaxa” şek- ise her bendin sonunda yinelenen nakarattır.
linde kafiyelenen ve kafiyeleri cinassız olan manilerdir. Bent ve kavuştaklardaki dize sayısı 2-4 arasında değişir.
Kesik mâni (Ayaklı mâni): Birinci dizesi 7 heceden az, anlam- Daha çok,7’li, 8’li, 11’li hece ölçüleri kullanılır.
lı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan manilerdir. Bu kesik dize Ezgisi yönüyle diğer halk şiiri türlerinden ayrılır.
sadece kafiyeyi hazırlar. Kafiye örgüsü aaa(bb), ccc(bb) şeklindedir.
Cinaslı mâni: Kafiyenin cinaslı sözlerle yapıldığı manilerdir. Ezgilerine göre divan, bozlak, hoyrat, kayabaşı gibi isimler alır.
Yedekli (artık) mâni: Dörtten fazla dizeden oluşan ve cinaslı ka- Aşk, özlem, ayrılık, gurbet, yiğitlik, ölüm gibi temalar işlenir.
fiye içermeyen manilerdir. Bu mânilerin kesik mâniden ayrılan yö- Genellikle bağlama/saz eşliğinde söylenir.
nü; uyaklarının cinaslı olmayışı ve ilk dizelerinin bir anlam taşıma- Türküler konularına göre aşk, kahramanlık, askerlik, tören, iş tür-
sıdır. küleri şeklinde adlandırılır.
Artık mâniler, düz mânilerin sonuna uyakları aynı olan iki dize da-
ha getirilerek yapılır.
Altı kardeş idik bindirdik ata
Deyişli mâni: İki kişinin karşılıklı söyleşmesi üzerine kurulan mâ-
Hürü’yü yolladık üç köyden öte
nilerdir.
Kızılırmak’a varınca oldu bir hata

Bahçede hanımeli N’ettin Kızılırmak allı gelini


Derdinden oldum deli Gelini gelini benim yârimi
Âlemde hüner odur
Sevmeli sevilmeli Evde kaynanası evi bezedir
(Düz mâni)
Yolda kaynatası yolu gözedir
Sarayım Gelinsiz haneyi kime bezedir
Bülbül bekler sarayım
Bir haine dil verdim N’ettin Kızılırmak allı gelini
Yıktı gönlüm sarayım Gelini gelini benim yârimi

(Kesik mâni)
AĞIT
Almadan yar almadan
Kokun aldım almadan Ölenin arkasından söylenen ve onun ölümünden duyulan acıyı,
Bir de yüzün göreyim
üzüntüyü anlatan şiirlere ağıt denir.
Tanrı canım almadan
(Cinaslı mâni) Ölen kişinin yaptığı iyilikler, kahramanlıklar dile getirilebilir.

Sel, deprem, yangın gibi doğal afetlerle ilgili de söylenir.


Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok Koşma şeklinde (abab) söylenenlerin yanında, son iki dizesi na-
Yıkıldı viran gönlüm karat olarak söylenen ağıtlar da vardır.
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın Hece ölçüsünün değişik kalıplarıyla söylenir.
Ucu var ortası yok 
Ağıtlar İslam öncesinde “sagu”, divan şiirinde “mersiye” adını alır.
(Yedekli mâni)
Ağıt söylemeye “ağıt yakma”, ağıt söyleyenlere ise “ağıtçı” denir.
Ağa: Âdile:
Adile’m sen nâçarsın Ağam derim nâçarım
İnci mercan saçarsın İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca Dünya deniz olunca
Gülüm nere kaçarsın Ben kuş olup uçarım
(Deyişli mâni)

4
İlkbaharda her çiçekler bezeri
Sonbaharda döker yaprak gazeli
Kardeşim şehit olmuş nerde mezarı Ne halk türküleri ne de halk oyunları, ilk biçimlerini koruyabilir. Bun-
Felek beni taşa çaldı neyleyim lar yayılma sürecinde birçok kez değişmiş, kimi zaman bu değişme-
lerle zenginleşmiş, kimi zaman da bayağılaşmıştır. Bu değişiklikleri
yapanların da kim olduğu bilinmez.
Felek sille vurdu ben oldum sersem
İyi olmaz dediler her kime sorsam Bu sözler aşağıdaki kavramlardan hangisini akla getirmektedir?
Varsamda hekime muayene olsam
İyi olmadık derdi hekim neylesin A) Yöresellik B) İçtenlik C) Anonimlik

D) Abartılılık E) Yalınlık

NİNNİ ÖSYM Sorusu

Çocuğun uyuması ya da ağlamasının durması için sade bir dille


söylenen ezgili şiirlere ninni denir.

Daha çok, hece ölçüsünün 7’li kalıbıyla söylenir.

Çoğunlukla tek dörtlükten oluşur.

Genelde “aaxa” şeklinde kafiyelenir.


Böyle bağlar
Ezgisiyle diğer türlerden ayrılır.
Yâr başın böyle bağlar
Kendisine özgü bazı ifade kalıpları ve üslup özellikleri taşır. Gül açmaz, bülbül ötmez
Son dizeleri “Ninni yavrum ninni”, “Uyusun da büyüsün ninni”, Yıkılsın böyle bağlar
“e, e, e, ey” gibi sözlerle biter. Bu mâniyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Ölçüsü, kafiye yapısı, mısra sayısı her zaman düzenli değildir.
A) Cinaslı uyak kullanılmıştır.
B) Benzetmelere yer verilmiştir.
Nenni deyem beşiğine
C) İlk iki dize uyak oluşturma amacıyla kullanılmıştır.
Güneş değdi eşiğine
D) Uyak düzeni aaba biçimindedir.
Büyüdüğünü görende
E) Kesik mâni olarak adlandırılır.
Gül serem beşiğine
ÖSYM Sorusu
Uyusun da büyüsün nenni
Tıpış tıpış yürüsün nenni

Düzenleyicisi pek bilinmez. Halkın sözlü geleneğinde oluşup geli-


şir. Çağdan çağa ve yöreden yöreye içeriğinde olsun, biçiminde ol-
Allah aşkı ve peygamber sevgisini dile getirmek, Allah’ı övmek, ona sun, değişikliklere, bozulmalara, kırpılmalara uğrayabilir. Her zaman
dua etmek amacıyla yazılmış olan dinî-tasavvufi halk edebiyatı nazım bir ezgiyle söylenir.
şekline ---- denir. Kendine özgü bir ezgisi olan bu şiirler tarikatlara gö-
re farklı isimler alır. Çoğunlukla dörtlükle ve koşma nazım şekliyle ya- Bu sözler aşağıdaki kavramlardan hangisini akla getirmektedir?
zılan bu şiirler, daha çok, hecenin 7’li, 8’li ve 11’li kalıplarıyla söylenir.
A) Türkü B) Şarkı C) Gazel
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getiril-
melidir? D) Mesnevi E) Koşma

ÖSYM Sorusu
A) ilahi B) nutuk C) koşma

D) nefes E) deme

5
Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak, onun
erdemlerini, iyi yönlerini dile getirmek amacıyla yazılan şiirlere veri-
len addır. Ölen bir kişi için yazılan bu tür şiirlere divan edebiyatında
----, halk edebiyatındaysa ---- denmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere, verilen bilgilere göre aşağıda-


kilerden hangisi getirilebilir?

A) mersiye - ilahi B) mesnevi - koşma

C) mevlit - koşma D) mevlit - ağıt

E) mersiye - ağıt

ÖSYM Sorusu

Aşağıdakilerden hangisi anonim halk edebiyatı ürünlerinden


değildir?

A) Mâni B) Koşma C) Ninni

D) Ağıt E) Türkü

ÖSYM Sorusu

Aşağıdaki yazı çeşitlerinin hangisi halk edebiyatı anonim


eseri değildir?

A) Masal B) Atasözü C) Türkü

D) Mâni E) Semai

ÖSYM Sorusu

You might also like