Zihinlerimiz yankılanır bu tanıdık hisle, dalgaları vurur kayalarımıza, aşındırır, eskitir…
Profesörün içinde bir akustik ortam, sahne, her tik, her tak çınlar kulaklarında, zihninde. Bilir bunu profesör, donatmıştır kendinin ses yalıtmaz köpüklerle, ki sadece tikler ulaşsın ona, saatin sarkacı salınırken bir o yana, bir diğerine sadece bir tarafı duysun, düşünsün, hissetsin. Sıcak bir mayıs günüdür, parlayan güneş göz kamaştırır, profesör evine yürür, yer sallanır.