Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Hafta 6 Olimpizm Felsefesi, Fairplay ve Spor Etiği OLİMPİZM FELSEFESİ
Olimpizm bir yaşam felsefesidir; bedene,
iradeye ve zihne özgün nitelikleri yücelterek, dengeli bir biçimde bütünleştirir.
Olimpizm sporu kültür ve eğitim ile
kaynaştırarak, çaba göstermenin, iyi örneklerin eğitsel değerinin ve evrensel temel ahlak ilkelerine saygının verdiği mutluluğa dayalı bir yaşam biçimi yaratmayı amaçlar. OLİMPİZM FELSEFESİ
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK)’nin
tanımına göre ise Olimpizm; bir ruh halidir, hayat tarzıdır, insanlık görüşüdür. Bir “çıkarsız ideal” inancıdır”.
Olimpizmin amacı, sporun her yerde uyumlu
insan gelişmesine hizmet etmesini sağlamak, bu yolla insan sağlığını titizlikle koruyan barışçıl bir toplumun yaratılmasında özendirici bir rol oynamaktır. OLİMPİZM FELSEFESİ
Pierre de Coubertin’ e göre Olimpizm; çaba ve
bedensel uyum sayesinde yaratılmış bir düşünce biçimidir. Ayrıca, “Olimpizm bir sistem değil bir ‘düşünce biçimidir” diyerek daha özel bir tanım vermiştir.
Pek çok farklı duruma adapte edilebilen ve
hiçbir ırkın, kişinin ya da zamanın tekelinde olmayan Olimpizm; çaba ve uyum kültürünün yarattığı bir düşünce biçimidir. OLİMPİZM FELSEFESİ
Coubertin’ in Olimpik düşünce hakkındaki
yazınlarına bakıldığında, Olimpizm şu şekilde yer almaktadır:
“Olimpizm romantik değerler ile (şeref duygusu,
sorumluluk, üstün olma duygusu, fairplay, ahlak mükemmelliği ve ait olma duygusu) aydıncılık düşüncesinden gelen değerlerin (bireysellik, evrensellik, eğitimin gücü inancı ve yarışma değeri) uzlaşmasıdır. OLİMPİZM FELSEFESİ
Olimpizm insanlardan yalnızca yüksek güç ve
beceri gerektiren sporların yapılmasını istemez. Kuşkusuz sporun o düzeyinde de Olimpizm gereklidir fakat Olimpizm’de; “Spor Yapan İnsan” bağlamında hepimiz, herkes yer alır.
İşte Herkes İçin Spor’un yeri ve büyük önemi
de burada ortaya çıkmaktadır. Olimpizm sadece profesyonel sporla alakalı olmayan, günlük yaşama da taşınabilen pratik bir yaşam felsefesidir. OLİMPİZM FELSEFESİ
Kişinin düzenli ve sistematik antrenmanla
vücut potansiyellerini sonuna kadar kullanması, hayatını bu amaç üzerinde kurulu olan bir düzene göre yaşaması anlamına gelir.
Özünde başkalarıyla ölçüşmek değil, kişinin
kendi vücudunun sınırlarını zorlaması vardır. Kesinlikle dopinge ve kimyasal madde kullanımına tolerans göstermeyen, bedenin yanı sıra ruh ve zekâ gelişimine de önem veren bir felsefedir. OLİMPİZM FELSEFESİ Olimpizm spor yarışmalarından daha öte bir kavramdır. Değerler ve idealler bütünüdür (arkadaşlık, fairplay, spor eğitimi, mükemmel kişiliğe ulaşma çabası, barış, dayanışma, eşitlik, anlayış, kurallara ve insanlara saygı, dürüstlük).
Bu değer ve idealler kolaylıkla eğitim sistemi ile
şekillenebilir. Olimpizm kültürleri; ideolojileri, dinleri ve politik inançları aşan; insanları tüm geçmişlerinden ayrı, onları spor ve yarışma ruhu ile birleştiren bir güçtür. OLİMPİZM FELSEFESİ Olimpik Hareketin sahip olduğu değerlerinin sporda, okulda ve hayatın diğer yönlerinde eğitimidir.
Bireylere kendini geliştirme ve yaşamlarında
ilerleme fırsatı verir. Bu sayede de topluma bir bütün olarak pozitif gelişme sağlar. Bir başka deyişle; ayrımcılık göstermeden spor ve fiziksel aktiviteler yolu ile insani değerleri öğrenme yoludur. OLİMPİZM FELSEFESİ
Cueva’ ya göre Olimpizm değerleri arasında en
önemlileri; küresel uyum, büyüklük, doğruluk, Kalos Kagathos (güzellik, sağlık, denge), mükemmellik, doğaüstü güçler, felsefe, yaşamın anlamı; aşk, barış, uyum, sakinlik, basitlik, işbirliği; fairplay, saygı, adalet, çabalamak ve arayış olarak sayılabilir. FAİRPLAY Sporun ahlaki ilkesi fairness’dir. Bilindiği gibi fairness sözcüğü, İngilizce kökenli olup, dilimizdeki karşılığı doğru, dürüst, hakça, tarafsız, hoş, latif v.b. gibi birçok anlama gelen “fair” sözcüğünden türetilmiştir.
Fairness ise; girişilen uğraşta dürüst
davranmak, hak gözeterek eylemek, şövalyece, mertçe, insana yaraşır biçimde yaşamak anlamına gelmektedir. FAİRPLAY Spor bağlamında “fair” oyunu düzenleyen kuralların üstünde bulunan, fakat oyuna özgü ve onun özelliklerinden kaynaklanan kurallar sistemi ve bütünüdür.
“Fair” oyun kuralları içinde kavranamayan,
fakat bireyin spor yapanları göz önünde bulundurarak, onları bir gereksinim, bir değer olarak görüp kabul ettiği, sözcüklerle dile getirilemeyen, fakat yarış ortamında ve bütün koşullarda eşit görme isteğidir. FAİRPLAY
Kısaca ahlaki norm sistemi fairplay; sporda
ahlak olarak doğruyu ve iyiyi geliştirmek için nasıl davranmamız gerektiğini gösterir.
Bu anlamda sportif erdem, oyunun kurallarına
uyma, herhangi bir nedenle kurallardan sapmamaktır. FAİRPLAY Sporda üst ahlak kavramı, fairplay anlayışı ile ifade edilebilir. Bu anlamda fairplay, oyun ve spora katılan oyuncu ve taraftarların, oyunun kurallarına uymasının ötesinde, genel ve evrensel bir ahlakı temsil eder.
Bu ilkenin açık anlamı şudur: Spor olayına
katılan oyuncuların, oyunun gerilimli ortamında, avantaj ve çıkarlardan bilinçli bir şekilde vazgeçerek, rakibinin kişiliğine, genel ahlaka saygı göstermesi ve uyum içinde en iyisini yapmasıdır. FAİRPLAY Bu anlamda fairplay’in ölçeği, insanın içsel yaşamında bulunan bir ses ve vicdandır. İnsanın içsel yaşamında bulunan bu seste hak ve sorumluluk duygusu birlikte oluşur.
Bu da yaptırımlarından kaynaklanan biçimsel
anlamda kurallara uymanın ötesinde, insanın salt iyiye, doğruya ve güzele uygun hareket etmesi ile söz konusudur. FAİRPLAY
İnsanın bu eylemini dışardan sınırlayan ve
yönlendiren bir etmen yoktur, kişinin serbest iradesine dayanan özgürlük vardır.
Özgürlük bilincinin içerisinde insanın onuruna,
onun maddi ve manevi varlığına saygı yatar. FAİRPLAY
Fairplay, aslında İngilizce bir deyimdir. Ama
sporla ilgili olan herkesin artık yabancısı olmadığı bu kavram, İspanya’dan Almanya’ya, Hindistan’dan Kore’ye, Afrika ülkelerinde küçük Avustralya şehirlerine kadar hemen her yerde sporcular tarafından “centilmenlik” olarak bilinmektedir.
Bu kavram “Sporda erdemliliği” içeren her
kelime ile açıklanabilir. FAİRPLAY
Ama en sağlam karşılıkları herhalde “hakça,
dürüstçe bir oyun”dur. Ya da “kurallara bağlılık, rakibe saygı”dır.
İnsanlığın ilk yıllarında “savaş” ya da “avcılıkla”
başlayan bedensel faaliyetlerin, zamanla bunların taklidi olarak spora dönüşmesi aşamasının bile artık gerilerde kalmakta olduğunu gösteren yeni bir kavramdır fairplay. FAİRPLAY “Rakibi yenmekten değil, rakiple bir arada oynanmaktan zevk alın. Takımınızın attığı gol kadar, takımınıza atılan golün güzelliğini de takdir edin.”
Evet Baron Pierre de Coubertin’in dediği gibi
önemli olan kazanmak değil, mücadele etmektir.
Fairplay, bu mücadelenin de çağdaş sportif
anlayışla çerçevesini çiziyor: “Kurallara ve rakibe saygı ve anlayış gösterin. Rakibinizi düşman olarak değil, arkadaş olarak görün!”. SPOR ETİĞİ Etik kelimesi Yunanca’da ‘ethos’dan gelir ve anlamı ‘bir kişinin karakterinin özü’dür. Neyin iyi ve kötü, doğru ve yanlış, zorunluluk ve seçenek olduğu ve davranışların kuralları ile ilgilenir.
Günümüzdeki anlamı; insan tutum ve
davranışlarının iyi (doğru) ya da kötü (yanlış) yönden değerlendirilmesidir. İnsanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerlerin, ahlaki bakımdan doğru ya da yanlış olanın niteliğini araştıran bir felsefe dalıdır. SPOR ETİĞİ
Kişilerin etik olarak nasıl düşünmeleri ve bu
düşüncelerini nasıl davranışa dönüştürmeleri konusunda Laczniak ve Murphy 1985 yılında bazı temel prensipler ve kurallar ortaya koymuştur.
Bunlardan en önemlisi ilk sırada olan “altın
kural”dır. “Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız karşınızdakine de o şekilde davranın”. SPOR ETİĞİ
Spor etiğinin de temelinde bu kural vardır.
Sportif yarışmanın olduğu her alanda içinde bulunan katılımcılar rakiplerine karşı olan davranışlarında; kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa o şekilde davranmalıdırlar. SPOR ETİĞİ
Etik ve ahlak kavramları çoğu zaman birbirinin
yerine kullanılsa da, bu doğru olarak bilinen bir yanlıştır.
Ahlâk insanlar arası ilişkilerde uyulması
gereken manevi ilke ve kuralları ifade eder. Ahlak göreli olup toplumdan topluma, hatta aynı toplumda farklı gruplara göre değişir. SPOR ETİĞİ Etik kavramı ise, evrensel değerlere atfen kullanılır. Dünyanın hemen her yerinde gerekli olan dürüstlük, yardımseverlik, doğruluk, adaletli olmak, sadakat, yalan söylememek, cana kıymamak gibi değerleri ifade eder. Her bireyin farklı ahlak anlayışı olabilir. İşte etik bu farklı ahlak anlayışları arasından en iyi, en doğru ve en evrensel olanın hangisi olduğunu tartışan bir felsefe alanıdır. SPOR ETİĞİ Bu nedenle spor etiği denildiğinde; hemen hemen dünyanın her yerinde spor denildiği zaman akla gelecek olan sporun evrensel değerlerine atfen kullanılır.
Sporun evrensel değerleri arasında spor etiği
olarak tanımlanabilecekler; saygı, adil olmak, haksız avantajı reddetmek, oyunun kurallarına göre hareket etmek, başarmada özgür olmak, zararı önlemek, objektiflik, güvenilirlik, dürüstlük, önemseme olarak sıralanabilir. SPOR ETİĞİ Bireysel ve örgütsel seviyede spor etiğinin karşılaştığı bazı istenmeyen durumlar vardır. Sporun içinde istenmeyen bu tür durumlar yaşandığı zaman etik karar verme süreçlerimizin devreye girmesi gerekmektedir. Kişiler etik olarak nasıl karar vermeleri gerektiğini bilemeyebilirler. Bu sebepten dolayı kişilerin karar verme süreçlerini kolaylaştıracak yani doğru olanı önlerine serebilecek bazı davranış kodlarına ihtiyaç duyulmaktadır. SPOR ETİĞİ Birçok ülke spor örgütlerinin ve spor etkinliği içinde bulunan tüm katılımcılar etik olarak nasıl davranmaları gerektiği konusunda bazı davranış standartları geliştirmişler ve bu davranış standartlarına “etik kodlar” olarak adlandırmışlardır.
Bu kodlara spor örgütlerinin ya da bireylerin
uymasını istemişlerdir. Ülkemizde davranış kodlarını oluşturmuş çok az sayıda spor örgütü bulunmaktadır. SPOR ETİĞİ Bireysel ve örgütsel seviyede sporun karşılaştığı bazı etik durumlardan bahsetmiştik, bunlara bakacak olursak; • Cinsel taciz, saldırgan davranışlar, ayrımcılık. • Kötü alışkanlıklar, kumar, hile, teşvik primi. • Etik olmayan yönetimler (babadan oğula,ayrımcılık vb.). • Oyuncu seçmelerinde şeffaf olmayan yönetimler. • Sözlü ve fiziksel taciz – Saygısızlık (yöneticiler, hakemler, antrenörler vb.). SPOR ETİĞİ • Açık sözlü olan ya da yanlış bir şeyi görüp açıkça ifade etmeye çalışanlara karşı mağduriyet. • Sporcuların hem sahada ki hem de dışarıda ki davranışları ve beklentileri. • Performans arttırıcı maddeler ve metotlar (doping). • Cinsiyet ayrımcılığı. • Kabadayılık. • Seyirci şiddeti ve sözlü taciz. • Çocuklara taciz. • Velilerin uygun olmayan davranışları. SPOR ETİĞİ
Yukarıdaki listede de belirtildiği üzere sporun
içinde var olan ve etik olmayan birçok durum bulunmaktadır.
Spor etiği, bu durumların ne olduğunu ve
bunlara ile nasıl başa çıkmamız gerektiği konusunda bize yol gösterebilecek olan bir rehberdir. SPOR ETİĞİ Sporda Etik İkilemler ve Etik Muhakeme:
Sporun içindeki insanlar rutin spor olaylarında bile
etik ikilemler ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Etik ikilem; kişinin kendi doğrusu (ruh) ile evrensel doğru (mantık) arasında kalması ve karar vermekte zorlanması halidir.
Peki, insanlar etik ikilem ile karşı karşıya olduğunu nasıl
anlayabilirler? Zinn etik bir ikilem ile karşı karşıya olup olmadığımızı fark etmemiz için şu soruları sormamız gerektiğini önermektedir. SPOR ETİĞİ 1. Problem hakkında konuşurken, “iyi ve kötü”, “siyah ve beyaz”, “alt sınır”, “çelişki”, ya da “değer” gibi kelimeleri insanlar kullanıyor mu? 2. Hareketlerim/hareketsizliklerim ya da kararlarım sonucunda insanlar zarar görecek mi? 3. Verdiğim karar adil mi? 4. Mesleki değerlerim ile kişisel değerlerim arasında bir çelişki hissediyor muyum? 5. Kararım ile ilgili tartışmaya yol açacak bir sonuç söz konusu mu? 6. Durum ile ilgili “tam olarak doğru olmayan” bir nokta var mı? SPOR ETİĞİ Eğer bir kişi bu sorulardan bir tanesine bile “evet” cevabını veriyor ise etik bir ikilem ile karşı karşıya olduğu söylenebilir. Etik değerler kişisel düşünceler ve öncelikler ile karıştırılmamalıdır. Etik kararlar diğer insanları oldukça etkiler. Kararlar ilgi alanları çelişkili olan farklı gruptan insanlara ( sporcu, taraftar, toplum, iş, basın ) etki ettiği için karar vermek oldukça karmaşık bir işlemdir. Bireyler bir konu hakkındaki karar verirken tüm süreçleri göz önünde bulundurmalı, “doğru olanı” yapmanın ne olduğuna karar vermeye çalışmalıdırlar. Burada belirtmiş olduğumuz doğru ve adil karar verme sürecine etik muhakeme denir. SPOR ETİĞİ Etik ikilemlerin çözümünün bu kadar zor olmasının nedeni insanların etik karar verme sürecini sistematik bir biçimde uygulamamasından kaynaklanmaktadır. Sportif konuların karmaşıklığı ve uyandırdığı ilgi ise bir kişinin yargılarını kolayca bastırabilir ve yine etik ikilemleri çözmesini oldukça zorlaştırır. Aslında spordaki temel prensip tüm sporcuların yarışma sırasındaki dürüstçe olan çabasıdır. Eğer sporcular spor içindeki dürüst çabalarını bırakırlarsa sporun esasları tehdit edilmiş olur. Ancak dürüst olan çabanın dışında spor yarışmalarının amacı kazanmaktır. Bu sportif yarışmanın doğasındadır ve kazanmak için farklı taktikler, stratejiler geliştirilebilir. SPOR ETİĞİ
Evrensel etik değerlere bakıldığında toplumsal
yaşamda aldatmak, kandırmak etik değildir. Ancak sportif yarışmanın doğası gereği kazanmak için bazen farklı oyun stratejileri, aldatmacalar kullanılabilir.
Sonuç olarak etik bir karar verme işlemi, neyin doğru
neyin yanlış olduğunu saptamak kişinin toplumdaki rolünün kabul edilebilir davranışlarının parametrelerini ve anlayışını içerir. SPOR ETİĞİ Sporculardan beklenenler takımına sadık olması, antrenörü tarafından söz dinler ve itaatkâr olması ve hiçbir zaman oyunun güvenliğini tehlikeye atmamasıdır.
Sporculardan hile yapmamaları ve isimlerini kötüye
kullanmamaları beklenir. Oyunun kuralları doğrultusunda sporculardan ne şekilde olursa olsun kazanmaları beklenir. Çoğu spor stratejisi aldatmacalara dayanır.
Rakibi bir davranış şekline inandırma ve oyun
sırasında farklı bir davranış uygulama temel spor stratejilerinden bir tanesidir.