You are on page 1of 40

ESPR109

SPOR BİLİMLERİNİN TEMELLERİ


HAFTA 11

Öğr. Gör. Sertaç TÜLEK


Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
Hafta 11
Spor Psikolojisi
SPOR PSİKOLOJİSİ
Psikoloji diğer bilimlere kıyasla daha kısa bir
geçmişe sahip olmakla birlikte insan yaşamının
hemen her alanında uygulama olanağına sahiptir.

Sportif davranışın psikolojik yönleri ise, yirminci


yüzyılın ilk çeyreğinden bu yana davranış bilimcilerin
ilgilendikleri bir konudur.

Spor biliminin genç bir dalı olan spor psikolojisi,


spor ve egzersiz etkinliklerinde katılımcıyı etkileyen
psikolojik faktörlerle ilgilenir.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Günümüzde birçok sporcuyu ve antrenörü


ilgilendiren rekabet sonucu oluşan stresi kontrol
etmenin, konsantrasyonu kontrol etmenin, kendine
güveni arttırmanın, iletişim becerilerini kullanmanın
ve takım uyumunu artırmanın yollarını öğrenmek için
psikolojik eğitim programlarını araştırmak suretiyle
spor psikolojisi bir avantaj olarak görülmektedir.
SPOR PSİKOLOJİSİ

SPOR PSİKOLOJİSİNİN TARİHÇESİ


Davranış bilimcilerin sportif davranışın
psikolojik yönleriyle ilgilenmeleri oldukça eskidir.

Örneğin, günümüzde spor psikologlarının


yakından ilgilendikleri bir konu olan “ hareket algısı”
konusundaki ilk araştırmalar, 1880’li yıllarda
gerçekleşmiştir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Davranışın incelenmeye başlanması ile birlikte,
psikologlar ruhsal olaylarla insan davranışları
arasında yakın bir ilişki bulunduğunu anlamışlar ve
araştırmalarını bu yönde yapmaya başlamışlardır.

Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda spor


psikolojisi ile ilgili ilk araştırmalar yayınlanmaya
başlanmış ve özellikle A.B.D., Sovyetler Birliği ve
Almanya’ da sportif davranışların psikolojisine
yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken bazı davranış
bilimciler ortaya çıkmıştır.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Spor psikolojisinin büyükbabası olarak kabul
edilen Griffith uzun yıllar boyunca spor psikolojisi
üzerinde araştırma yapan ilk psikolog olarak tarihe
geçmiştir.
Griffith 1925 yılında İlinois Üniversitesi
sporcularının performanslarını arttırmak için
antrenörlere yardım etmiş ve 1926 yılında
“Antrenörlüğün Psikolojisi”, 1928 yılında “Spor
Psikolojisi” adlı iki kitap yayınlamasının yanında ilk
olarak spor psikolojisi laboratuarını kurmuş ve ilk spor
psikolojisi dersleri veren kişi olmuştur.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Sovyetlerde spor psikolojisiyle ilgili ilk yazılar, Peter
Lesgaft tarafından yayınlanmaya başlanmıştır.

1917 Ekim Devrimi sonrasında ise, Sovyet spor


psikolojisi bilimsel temeller üzerinde gelişmeye başladı.
Moskova ve Leningrad’da spor psikolojisi araştırma
laboratuarları kuruldu. Bunları, 1930’larda sporcunun
fizyolojik ve psikolojik boyutları üzerinde araştırmalar
yapmak üzere kurulan Bilimsel Araştırma Enstitüsü izledi.

Bu arada Pavlov’un klasik koşullanma konusundaki


prensipleri de Sovyet spor psikolojisinde yaygın biçimde
uygulanmıştır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Schulte, 1921 yılında Almanya’da “Beden ve Ruh:


Fiziksel Egzersiz Psikolojisine Giriş” adlı eserini
yayınladıktan birkaç yıl sonra motor hareket, spor ve
antrenman konularında iki kitap daha yayınlamıştır.

Schulte, bugünlerde de klasik bir yapıt olarak kabul


edilen son çalışmasında egzersizle performansın
arttırılması, antrenör ve sporcuların kişilik özellikleri ile ilgili
bireysel farklılıklar, takım çalışması, grup etkinlikleri,
yarışma öncesi baskı ve benzeri konuları işlemektedir.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Avrupa’da spor psikolojisi ile ilgili ilk yazı 1801


yılında yayınlanan futbolun psikolojisi ile ilgili bir
metindir.

Birinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda Leipzig


ve Berlin’de beden eğitimi öğretmenlerine spor
psikolojisiyle ilgili programlar sunan enstitülerin
açıldığı görülmektedir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Günümüzde spor psikolojisi sporcu davranışlarının
bilişsel boyutu, spor ortamına özgü kuramların ve
envanterin uygulama çalışmalarının yanı sıra yaşam
boyunca rekabet ortamını geliştirecek sporcu
performansının yükseltilmesini kolaylaştıracak bir bilim
dalıdır.

Bu bilgilere göre spor psikolojisinin sportif gelişim


kadar yaşamda karşılaşılan rekabetin kazanılması,
duyguları yönetme, kendi kendini yönetebilme, kişiler arası
etkili iletişim, amacı açıklama ve bütünlüğü sağlama
konularında büyük katkılar sağlamaktadır.
SPOR PSİKOLOJİSİ
SPOR PSİKOLOJİSİNİN TANIMI
Her geçen gün performanstan daha yüksek düzeyde
beklenti oluşması ile her sporcu yaşamı boyunca mutlaka aşırı
bir baskı yaşamıştır.
İnsanı oluşturan ruhsal ve bedensel bütünlük nedeni ile bu
baskının yarattığı stresten kurtulmanın ve her şeye rağmen
belirli düzeyde performans yükselmesi sağlamanın tek yolu spor
psikolojisidir.
Ancak konuyu kolayca ortaya koyabilmek için, bedensel
kapasite, sportif performans, ruhsal süreçler ve vegatatif
süreçler ve sportif performansın boyutları ile insanın psikolojik
davranışları arasındaki ilişkileri araştırmak zorunludur.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Özellikle 25 yıllık süreç içerisinde spor bilimlerinin
yeni bir dalı olarak çok kullanılmaya başlanan spor
psikolojisi “fiziksel aktiviteye katılanların ve sporcuların,
bireysel olarak gelişim ve performanslarını artırmak için
spor ve egzersiz alanında uygulanabilen psikolojik
kuramların belirlenmesi ve uygulama çalışmalarının bilimsel
bir alanı’’ olarak tanımlanmaktadır.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere spor psikolojisinin
psikolojinin bir alt dalı olarak kabul edildiği görülmektedir.
Diğer taraftan bir başka tanımda spor psikolojisi, “spor
içinde yer alan insan davranışlarıyla’’ ilgili sorulara yanıt
bulmaya çalışan spor ve egzersiz biliminin bir dalı şeklinde
de tanımlamaktadırlar.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Bu tanımda da dikkati çeken nokta ise spor


psikolojisinin aynı zamanda spor ve egzersiz
bilimlerinin bir dalı olarak görülmesidir. Bu bağlamda
spor psikolojisi uygulamaları bir tedavi değil bir
eğitim sürecidir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Tüm bu yapılan açıklamalar ve dünya
üzerindeki uygulamalar göz önüne alındığında spor
psikolojisi uygulamalarını iki ana grupta toplamak
mümkündür.

1. Performans yükseltici spor psikolojisi,

2. Performansı engelleyen psikolojik faktörlerin


giderilmesi
SPOR PSİKOLOJİSİ
Bu durumu aşağıdaki tablo ile açıklamak
mümkündür.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Spor psikolojisinin bulunduğu noktaya gelmesi,
büyük güçlükler yaşanarak olmuştur. Yıllardan beri
yapılan çalışmalar sonucunda aşağıda belirtilen spor
psikolojisinin çalışma alanları olarak belirlenmeye
çalışılmıştır.
1. Sporcunun yetiştirilmesi, psikolojik ve zihinsel
hazırlık programları, imgeleme, dikkatte odaklanma
ve konsantrasyon, hedef belirleme, stresle başa
çıkma, yeterli özgüven ve bireysel sevk ve idare
becerilerinin geliştirilmesi.
SPOR PSİKOLOJİSİ
2. Sportif performansın geliştirilmesi, doruk
performansın tanımlanması, görsel inceleme, beklenti,
motivasyon ve motor hareket öncesi programlama
çalışmaları.
3. İnsan davranışlarının incelenmesi, bilişsel gelişim ve
karar verme becerilerinin öğretilmesi.
4. Sportif başarının tanımlanması ve başarıya psikolojik
katkılar ve bu amaca yönelik psikolojik testler
oluşturma.
5. Sağlık ve egzersiz programlarına başlama ve
sürdürebilme becerilerinin geliştirilmesi.
SPOR PSİKOLOJİSİ
6. Sporsal rekabet ortamlarında karşılaşılan sorunlarla
başa çıkmak için problem çözme becerilerinin
öğretilmesi.

7. Bireysel yetenek seçimi ve grup dinamiklerini ortaya


çıkarma ve geliştirme, sporcular arasında ve sporcu ile
antrenör arasında liderlik becerilerinin geliştirilmesi.

8. Bireysel sporlarda ve takım sporlarında yarışma


performansı ve antrenmanları verimli hale getirmek için
psikolojik becerileri geliştirmede danışmanlık yapmak.
SPOR PSİKOLOJİSİ
6. Sporsal rekabet ortamlarında karşılaşılan sorunlarla
başa çıkmak için problem çözme becerilerinin
öğretilmesi.

7. Bireysel yetenek seçimi ve grup dinamiklerini ortaya


çıkarma ve geliştirme, sporcular arasında ve sporcu ile
antrenör arasında liderlik becerilerinin geliştirilmesi.

8. Bireysel sporlarda ve takım sporlarında yarışma


performansı ve antrenmanları verimli hale getirmek için
psikolojik becerileri geliştirmede danışmanlık yapmak.
SPOR PSİKOLOJİSİ
SPOR PSİKOLOJİSİNDE ZİHİNSEL ANTRENMAN
Herhangi bir uygulama çalışması yapmadan, sadece
planlı ve yoğun bir şekilde hayal ederek yani zihinde
canlandırarak yeni bir hareketin öğrenilmesi veya zaten
bilinen bir hareketin mükemmelleştirilmesi sürecine, zihinsel
antrenman denir.
Hareketi hayal etme sürecinin gerçekleşme şekline
göre zihinsel antrenman, üçe ayrılır. Bunlar;
1.Kendi kendine konuşma antrenmanı,
2.Gizli algı antrenmanı ve
3.Kendini hayal etme antrenmanıdır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Kendi Kendine Konuşma Antrenmanı:

Sporcu belirli bir hareketin nasıl yapılması


konusunda kendi kendine emirler verir. Kendi
kendine konuşarak hareketin seyrini gözden geçirir
ve buradan da, “daha süratli koşmalıyım, daha
uzağa atlamalıyım” gibi sonuçlar çıkarır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Gizli Algı Antrenmanı:

Sporcu belli bir hareketi yapan bir başka kişiyi


kendisinin seyrettiğini hayal eder. Seyredilen kişi
genellikle, model alınan kişidir. Model alarak
öğrenme sürecine etkili olan zihinsel faktörler,
özellikle de dikkat ve hafıza süreçleri, bu antrenman
şeklinin başarısında büyük önem taşır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Kendini Hayal Etme Antrenmanı:

Sporcu belli bir hareketi kendisinin nasıl


yaptığını bu hareketi daha önce yaparken edinmiş
olduğu bilgi ve tecrübeleri de dikkate almalıdır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Kendini Hayal Etme Antrenmanı:

Sporcu belli bir hareketi kendisinin nasıl


yaptığını bu hareketi daha önce yaparken edinmiş
olduğu bilgi ve tecrübeleri de dikkate almalıdır.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Zihinsel Antrenmanın Yararları


• Zihinsel antrenman, sporda yeni hareket
tekniklerinin benimsenmesi için gerekli olan
öğrenme sürecini kısaltır.
• Zihinsel antrenman yoluyla hareket becerileri
sağlamlaştırılır ve bunların yapılış sürati arttırılır.
• Zihinsel antrenman, ısınma hareketleri sırasında
yardımcı olarak kullanılabilir ve böylece ısınmanın
süresi kısalabilir.
SPOR PSİKOLOJİSİ

• Tesislerin yetersiz ve antrenman süresinin yetersiz


olduğu durumlarda zihinsel antrenman yardımcı
olarak kullanılır.

• Zihinsel antrenmanda hiçbir sakatlanma riski


olmadığı için rahatlıkla uygulanan bir antrenman
yöntemidir.

• Tekrar yapıldığı için önceki yapılan yanlışları


düzeltmekte yardımcı olur.
SPOR PSİKOLOJİSİ

• Zihinsel antrenman sürecinde sporcu hareketi


gayet yavaş düşündüğü için zor teknikli olan
hareketleri daha iyi yapmasına yardımcı olur.

• Zihinsel antrenman yarışmadan önce uygulanabilir.


Çünkü sporcu kendisine sıra gelmeden önce
yapacağı hareketi düşündüğünden dolayı kendisine
sıra geldiğinde hareketi daha kolay ve daha az
hatalı yapmasına olanak sağlar.
SPOR PSİKOLOJİSİ

SPORDA KAYGI:
Kaygı (endişe) normalde korku duygusunu uyandırmayacak
nitelikteki uyaranların bir takım tepkilere yol açma halidir.

Bir başka tanıma göre kaygı, belirli bir duruma özgü olabilen bu
durumu bireyin kendisi için tehdit eder nitelikte algılaması ve korku
duymasıdır.

Genel olarak insanlar kaygıyı gelecekte kötü bir şey olacakmış


gibi duyumsarlar. Psikologlara göre kaygı bireyin duygusal ve fiziksel
durumlara karşı algılarının zihinsel ve somatik göstergesidir.
SPOR PSİKOLOJİSİ

Sporcuların kaygılarını araştıran psikologların


elde ettiği bulgular yarışma öncesinde uygun
düzeyde kaygılanma olması gerektiğini
desteklemektedir.

Krol, yapmış olduğu araştırmada kaygı


tepkilerinin bireylere göre farklılığını ortaya
koymuştur. Kaygı ve heyecan her bireyi aynı
biçimde etkilemez. Her bireyin kendine özgü
tolerans kapasitesi vardır.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Kaygı sürecinde birey fiziksel, somatik ve düşensel
bakımlardan uyarılabilmekte, bazen tümü harekete
geçmektedir.

Fiziksel ve somatik tepkiler genel olarak kalp atışının


hızlanması, kas geriliminin artması, yorgunluk duygusu,
aşırı alınganlık, el ve ayakların terlemesi şeklinde
yaşanmaktadır.

Düşünsel tepkilerde ise ayrıntılara dikkat edememe,


unutkanlık, konsantrasyon sağlayamama, ani karar
verebilmede güçlükler söz konusudur.
SPOR PSİKOLOJİSİ
SPORDA STRES:

Stres Latince’ den türemiş ve İngiliz dilinde kullanılan bir


terimdir. İnsanla ve canlılarla ilgili durumu tanımlamada kullanılan bir
kelime olmadan önce, fizik ve mühendislik bilimlerinde kullanılmıştır.

İlk kez 17. yüzyılda, elastiki nesne ve ona uygulanan dış güç
arasındaki ilişkiyi açıklamak üzere fizikçi Robert Hooke tarafından
kullanılmıştır.

Thomas Young isimli bir başka fizikçi bunu, yüzyıl kadar sonra
bir formül üzerinde göstermiştir. Young ’a göre stres, maddenin kendi
içinde olan bir güç ya da dirençtir. Madde kendi üzerinde uygulanan
dış güce kendi direnci oranında bir tepki gösterir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Stres organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının
zorlanması ile ortaya çıkan bir durum olduğu için, tehdit ve
zorlanmalar karşısında canlı kendini korumaya yönelik bir
tepki zincirini harekete geçirme özelliğine sahiptir.

Organizmanın tehdit karşısında olduğu stres


durumunda insanlarda hem bedensel, hem psikolojik bir
dizi olaylar meydana gelir.

Fiziksel düzeydeki değişikliklerin bütün insanlarda


aynı basamaklardan geçmesine karşılık, psikolojik düzeyde
olaylar, kişilik ve çevre gibi bireysel şartlarda birçok
değişiklik gösterir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Stres bireyin istenilmeyen bir durumla karşılaştığında,
psikolojik ve fizyolojik olarak ne tepki göstereceğini belirlenmemesi
durumudur.

Sporcuların olayları algılayışı stresin ortaya çıkıp


çıkmayacağını belirleyen temel durumdur. Pozitif görülen bir durum,
stresli bir ortam ortaya çıkarmaz. Negatif olana bir durum ise,
sporcunun performansında olumsuz bir etki yaratabilir ve daha
ötesine geçerek sporcunun başarısızlığının temel etkenlerinden biri
olabilir. Stres bu anlamda üç önemli bileşene sahiptir;

a. Bireyin çevresi,
b. Bireyin algılamaları,
c. Bireyin bu çevre ve algılamaları sonucu uyarılması.
SPOR PSİKOLOJİSİ
SPORDA SALDIRGANLIK:
Sporun insanları yakınlaştırıcı ve barışçı özelliklerinden söz
edilmesine rağmen, antrenörlerin, sporcuların ve seyircilerin bazıları
saldırganlığı sportif performansın bir elemanı olarak kabul ederler.

Gerçekte bazı spor branşlarının ele alındığında (buz hokeyi ve


Amerikan futbolu) vb. saldırganlığın kabul edilebilir bir davranış olarak
görülmesi, daha fazla sert oynanması için seyircinin kışkırtması ve
yeterince sert oynamadığı için oyundan çıkartılan sporcular olduğu bir
gerçektir.

Saldırganlık bir davranıştır. Türk Dili Kurumu sözlüğünde


saldırganlık, bireyin kendi düşünce ve davranışlarını dışardan gelen
direnmelere karşın zorla karşısındakine benimsetme çabasıdır.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Sporda Saldırganlık Çeşitleri;

Sporda saldırganlık “Amaçlı Saldırganlık” ve


“Kasti Saldırganlık” olmak üzere ikiye ayrılır. Her iki
saldırganlık çeşidi spor ortamında vardır.

Bazen spor branşının oyunsal özelliklerine göre


bazen de skorun, sporcunun, antrenörün algılayış
şekline ve pekiştireçlerin durumuna göre değişkenlik
kazanır.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Amaçlı Saldırganlık;

Amaçlı saldırganlıkta şiddet bir amaca ulaşmak için uygulanır.


Ancak sporcu bu amacına ulaşmak isterken başka bir sporcuyu
istemeyerek yaralayabilir.

Yani rakibine bir amaç doğrultusunda hareket yapan sporcu


onu yaralayabilir. Örneğin bir voleybolcu topu hızlı ve sert bir şekilde
rakibinin üstüne vurarak topu çıkarmasını engellemek isteyebilir.

Böyle bir hareket rakibinin yaralanmasına neden olabilir. Bu


amaçlı bir saldırganlıktır. Amaçlı saldırganlık kurallara uygun olarak
gerçekleşebildiği gibi kuralların dışına da çıkılarak yapılabilir.
SPOR PSİKOLOJİSİ
Kasti Saldırganlık;

Sporda kasti saldırganlıkta rakibi yaralama ve


sakatlama amacı vardır. Kasti saldırganlık bir amaca
yönelik, planlıdır, düşmanlık ve kızgınlık içerir.

Bir beyzbolcu’ nun rakibinin tutmaması için


topu belirli bir hızla atması amaçlı saldırganlık iken
aynı oyuncunun topu maksimum hızla ve rakibinin
üzerine atması amaçlı ve planlı olması nedeniyle
kasti saldırganlıktır.

You might also like