Professional Documents
Culture Documents
AHMET CEMAL
m
İÇİNDEKİLER
1. Ş İİR L E R (1 9 4 8 -5 3 )
S orarım A n n e m e A kşam ları 19
Gidiyoruz, Tozlanm ış Yüreklerimizle 20
Ç ok Anlam lı Olabilirdi 21
Y ab an c ılaşm a 22
Sarhoş A kşam 23
D uvarın A rkasın d a 2 4
G ecenin N al Sesleri A rasında 25
A kşam a S öylen enler 26
Vizyon 27
İn san sız 28
N asıl A d lan d ırm alıyım Kendim i? 2 9
A çılm ıştı Lim anlar 3 0
Engindir D ünya 31
H enü z Korkuyorum 33
Hiçliğin K anıtı 34
2. E R T E L E N M İŞ Z A M A N (1 9 5 3 )
D e n ize Ç ıkış 37
İngiltere'den Ayrılış 39
Dökül, Yürek 4 0
Karanlık Şarkılar 41
Paris 42
Büyük Yük 43
Rondo 44
S on b ah ar M an evrası 45
Ertelenm iş Z a m a n 46
M art A yın da Y ıld ızla r 4 7
A lacakaran lıkta 4 8
T ah talar ve T alaşlar 49
T e m a ve Varyasyon 51
Erken G elen Öğlen Vakti 53
Hergün 55
Bir K um and an a 56
H aber 58
Köprüler 59
G e ce Uçuşu 6 0
M ezm u r 62
G üllerin F ırtın asın d a 64
T uz ve Ekm ek 65
Büyük V iyana P eyzajı 67
"Budala" Adlı B ale-M im Gösterisinden
Prens M işkin’in Bir Monologu 7 0
3. B Ü Y Ü K A Y I’YA Ç A Ğ R I (1 956)
O yun Bitti 91
Bir Ülke, Bir Nehir ve Göller Üzerine 93
Büyük A yı'ya Ç ağrı 113
Benim Kuşum 114
Fetih 116
Curriculum Vitae 117
Dönüş Yolu 121
Sisler Ülkesi 123
Mavinin Saati 125
Anlat B ana, Aşk 1 2 7
C am Kırıkları T e p e s i 129
B eyazlı G ünler 130
H arlem 132
R eklam 133
Ölü Liman 134
Söylev ve Son Söylev 135
Doğru O lan 137
İlk D oğduğum Ülke 138
Bir A dan ın Şarkıları 140
K uzey ve G üney 144
G ü n eşe 145
Kaçarken S öylenen Şarkılar 147
4. Ş İ'IR L E R ( 1 9 5 7 -6 1 )
Kardeşlik 165
Bu S oya inanç Y a zm a y ın 1 6 6
H ôtel de la Paix 167
Sürgün 1 6 8
Bu T ufand an Sonra 169
M iriyam 170
A kıntı 171
Git, Ey D üşünce 172
Aşk: K aranlık Kıtası D ün yan ın 173
Arya I 175
S erbest Geçiş H akkı (Arya II) 176
Siz K elim eler 177
5. Ş İİR L E R İ 1 9 6 4 -6 7 )
işin Doğrusu 181
B oh em ya D eniz K ıyısın dad ır 182
Prag, O cak 64 1 8 4
Bir T ü r Yitiriş 185
Bilm ece 186
K ISA Y A Ş A M Ö Y K Ü S Ü 1 8 9
Ş İİR A D L A R I D İZ İN İ 193
İLK D İZ E D İZ İN İ 197
INGEBORG BACHMANN’IN DÜNYASI
Bu y a zıy a önce “Ingeborg B achm ann ’ın Şiir D ünyası” diye bir
başlık koym ayı düşünm üştüm ; a m a bir şairin “şiir d ün yasının ”,
onun geri kalan dünyalarından ne ölçüde ayrı ele alınabileceği
sorusu kafam ı kurcalayınca, başlığı da genelleştirdim . Bütün
şairler ve y a za rlar gibi, B achm ann açısın dan da o laya b a
kıld ığ ın d a, böyle bir ayrım a gitm eye olanak bulunm adığı a n
laşılıyor. A yrıca e ğ er bir sanatçı -B a c h m a n n g ib i- ya za r/ş a ir
ise, şiirin yanı sıra öykü, rom an, d e n e m e ve oyun dallarında da
ürün verm işse, bu dallardan herhangi birini bütünden mutlak a n
lam da ko pararak irdelem e konusu yap m ak, kan ım ca sağlıklı bir
yol değil. Ç ünkü böyle sanatçıların yaratıları, tek tek ürünler
kadar, o ürünler aras ın d a - a ç ık ya da örtülü b iç im d e - g er
çekleşen atıflardan da oluşur; bu atıflar, örneğin sanatçının bir
d ü zle m d e noktalı virgül kullanarak bıraktığı bir anlatıyı bir
başka d ü zle m d e sürdürm esi diye de tanım lanabilir. Bu b a ğ
lam da b akarsın ız bir öykünün kalıbı içersinde dünyaya gelmiş
bir özlem , bir noktadan sonra dizelerin ezgileri eşliğinde b e
tim lenir oluverm iş, onun ardından bir rom anın geniş soluklu
sahnesini ya da bir tiyatro oyununun dram atik kişilerini g e
reksinmiş.
B achm ann da bu san atçılara tipik bir örnek. G erçi olayın teknik
y a n ın a ağ ırlık ta n ım ak , dolayısıyla bu şairin ve y a za rın ö y
külerini, şiirlerini, oyunlarını, rom an ve denem elerini b ağım sız
türler niteliğiyle tek tek ele alıp, her birinde eg em en yapısal
özellikleri, cüm le ve dize yapılarını, öngörülen dram atik etkiyi
vb. irdelem ek, elbet olası. A m a böyle bir incelem enin, bir şairin
11
bütün şiirlerini içeren bir kitabın başında, giriş ya da sunuş y a
zısı niteliğiyle yer alm ası durum unda, okurun aydınlanm aktan
çok ö nced en aklından geçirm ediği yönlendirm elerin ya da kı
sıtlam aların etkisinde kalm ası, sonuçta kendi dolaysız et-
kileniminin ve sanatçıyla kendine özgü bir diyalog kurm a gi
rişimlerinin gereksiz engellerle karşılaşm ası gibi bir sakın ca her
z a m a r var. Bu nedenle, sözü edilen türden incelem eleri daha
çok bilimin, edebiyat söz konusu olduğunda bile kimi za m a n y a
şam ı, yaşan anları ve yaşayanları, bir yan a bırakıp, yalnızca m e
tinleri ve m etne ilişkin özellikleri odak noktası kılan yöntem lerine
bırakm ak, kan ım ca d aha doğru olacaktır Bu düşünceler b a ğ
lam ın d a, bu giriş yazısın d a B achm ann'ın kendim ce önem li bul
duğum b azı özelliklerine değinm eyi, böylece de bu şairin ve y a
zarın d ü n y asın a yine kendi a çım dan ışık tutm ayı uygun
buluyorum . Elbet burada okuyucu, benim bu ölçüde "kendim ce’'
işe girişme hakkına sahip bulunup bulunm adığım ı sorgulayabilir.
Böyle bir sorgulam a karşısında kendimi “ak la m a k” için y a
pabileceğim en güçtü savunm a, yazar/şair ile onun çevirm eni
a rasın d a varolan/varolm ası gereken çok özel ilişkiye atıfta bu
lunm ak olacaktır Bütün çeviri uğraşım boyunca benim sediğim
ilke, çevirm enin işe a n cak bu türden bir ilişki kurabilmişse gi
rişmesi olm uştur H ele B achm ann gibi, bütün yaratısın d a şiirin
n ered e bittiği, d ü zyazın ın n ered e başladığı kolay s a p
tan am ayan , başka deyişle şiirle kullanılan bütün biçim lerde ve
türlerde karşılaşıtabilen bir sanatçı söz konusu olduğunda, a n
dığım ilişkinin kurulm ası d ah a da önem k azan ır
II
yeni şiirler o lacağ ın a inanıncaya kadar şiir kalem e al-.
m a y a c a ğ ım .”4 Bu sözler, şairin şiir y a zm a konusundaki d ü
şüncelerini, d ahası, g eneld e y a zm a eylem inin gerekçesine iliş
kin genel görüşünü çok özlü bir biçimde yansıtm aktadır. Şiirin,
“a n c ak şiir ya zm a d a n y a ş a n a m a y a c a k s a ” yazılm ası gerektiği
noktasında Rilke'yle birleşen Bachm ann, “deneyim leri kap
s ayacak ölçüde yeni” nitelendirm esiyle de, “söylenecek şeyin
tükendiği y e rd e ” susulm asını öngören VVittgenstein’a katılm ış
olm aktadır.
14
a y ırd ın a varm ıştır. B a c h m a n n ’ın g erek M alina adlı rom anı, g e
rekse “M an h attan 'ın İyi T a n rıs ı” adlı radyo oyunu, aşkı y ü
celten, buna karşılık g ünüm üzde o lan aksızlığ ın ı da vurgulayan
belgelerdir.
Bu kitapta Ingeborg B achm ann ’ın hem en bütün şiirleri yer a lı
yor Ö lüm ünden sonra y ayın lanm am ış olarak bulunan kimi şi
irleri, ulaşılm ası o lan aksız oldukları için, başka birkaç şiiri de
telif h akların ın tartışm alı konum da bulunm ası nedeniyle, kitabın
d ışınd a kaldı. A ncak Türk okuru, duyarlılık ve söyleyiş biçimi
açısın d an bizim iklim lerim ize çok yakın olan bu şairi bu kitapta
bir a ra ya getirilen toplu şiirleriyle yeterince tan ım a olanağını bu
lacaktır.
A hm et C em al
M o d a, O cak 1995
19
G İD İYO R U Z, TO ZLA N M IŞ
Y Ü R E K L E R İM İZ L E
20
ÇOK A N LA M LI O LABİLİRDİ
21
YABA N C ILA ŞM A
23
DUVARIN ARKASIN D A
K ar o lu p dallardan sarkarak
u zanıyorum vadinin ilkbaharına,
b ir damla o lııp rüzgârın önünde
soğuk b ir kaynak g ib i,
çiçeklere yağıyorum ,
ç ii r ü y o r 1a r ç ev r e m d e
b ir bataklığı kıışatırcasına.
Ben, hep ö lü m ü düşünm ek g ib iy im .
24
G E C E N İN N AL SESLER İ ARASIN D A
25
AKŞAM A SÖ Y L E N E N L E R
27
İN SA N SIZ
29
A Ç ILM IŞT I LİM A N LA R
.10
E N G İN D İR DÜNYA
B itti yo lcu lu k ,
ama varabilm iş d eğ ilim h iç b ir soııa,
her diyar b ir şeyler g ö tü rm ü ş sevgim den,
b ir g ö zü m ü s akmış her ışık,
giysilerim parçalanmış her gö lge likte .
B itti yo lcu lu k.
ama prangasındayım lıe n iiz b ü tü n uzaklıkların,
h iç b ir kuş taşımamış beni sınırların ötesine,
denize akan h iç b ir nehir,
sürüklem em iş aşağılara bakan v iiz iim ü ,
ne de gezinm ek istemeyen uykum u kucaklamış...
B iliy o ru m , şim di daha yakım la dünya, ve sessiz.
D ünyanın arkasında
b u lu tla rd a n yapraklarıyla
ve m a vilikle rle tepesinde,
b ir ağaç yükselecek.
Kızıl güneşten kabuğuna rüzgâr
b izim y ü re ğ im iz i kazıyor
ve se rin le tiyo r çiğ taneleriyle.
D ünyanın arkasında,
tepesinde b ir mcvvavla,
ve b ir kâsevle som altından,
b ir ağaç yükselecek.
Gel, scvrcvlcyclim , o kâse
zamanın sonbaharında
kaydığında tanrının ellerine!
H E N Ü Z KO RKUYORUM
33
H İÇ LİĞ İN KANITI
I ö^>c_ ¿ ÍX .^
jÖ vo rf W O -o ^ ı ¡ íA - ,'6L- t, , u z v „ <Âe^_*
ic ÎN . / İ T ' 'L*+A.
'¿ fxJİ\ ^Lyl* J Ç )< ^ k
|U
/'* '-*cÆ .
$C l^ı^-~. c /-t* A*"1*? -r*’ -< f
/U v « ( o L^j¿ f< f tX Z x . ^ r J le ^ ,
t7
- vc sen düşünürsün: dalın ne kadar,
daha ne kadar
dayanacak o çarpık dal bu havalara?
G ö rü n m e z o lm u ş tu r artık kara.
B ir elini daldırm alıydın kum lara pençe g ib i
ya da b ir tutam saçınla kayalara bağlanm alıydın.
41
PARİS
Buz g ib i b ir ışık,
daha da soğuk b ir taş, b ü yü k kapının önünde,
havuzlar ise yoklan
boşalmış yarı yarıya.
4 .’
RONDO
Ö lii gözle ri
g ö rd ü k ve u n u tm a d ık asla.
S evgidir en ıız.un siireıı
ve tanım az b izi b ir daha.
4-1
SO N BAH AR M AN EVRASI
45
ER T E L E N M İŞ ZAM AN
Bakma etrafına.
Bağla pabuçlarını.
(deri kosala köpekleri.
D ö k balıkları denize.
S öndür ka n dilleri!
46
M ART AYINDA Y ILD IZ L A R
47
A LA CA K A R A N LIK TA
-IX
TA H T A LA R VE T A LA ŞLA R
49
Kâğıt israfı, sloganlar,
kapkara afişler... gece g iin d ii/ ,
hangi y ıld ı/la m ı altında olursa olsıııı,
çalışmakta inandırm anın aygıtları.
Ama benim istediğim yazm aktır tahtaya,
yeşil kaldığı sürece, ve safrayla,
korudukça acılığını, vazm aktır,
ne o lııp bitm işse ta başlangıçta!
U vaııık kalmaya bakın!
âl)
T EM A V E VARYASYON
âl
B ürün tatlıları taşıdı b ir ışık d cıııc ti,
geçip g itti vanm dan.
Kapandı pencereler,
kraliçeler b ü tiiıı arıları g ö tü rd ü le r,
ve kimse engellem edi uçup g itm e le rin i.
Vahşi doğa açtı onlara kapılarını,
gövdesi boşalmış ağaca sığındılar,
ilk ö z g ü r devlerin v atandaşlarıydılar.
B ir diken, son insana battı,
acısızdı.
51
Ö ğlen olım ış bile, k ü lle rin arasımla
d e m ir eğ ilip b ü kıılm e kte , b ir dikene
çekilm iş bayrak ve soıısıı/. eski düşlerin
kayalarında kartal, bundan böyle hep
zincire vu ru lm u ş olarak kalacak.
Ç öz bağlarını o u n u ıd ıın , g ö tü r
bayırdan aşağı, ellerini
koy ki gözlerine ,
h iç b ir gölgeden yanmasın!
sa
HERGÜN
Yıldız
her şey sona e rdiğinde ve riliyo r,
yaylını ateşi sustuğunda,
düşm an gö rü n m e z olduğunda
ve sonsuz silâhlanm anın gölgesi
göğü kapladığında.
Yıldız
çarpışın ahırtlan kaçmalar,
arkadaşa kanıtlanan cesaretler,
aşağılık sırların açığa vurulm ası
ve her tü rlü bu vru ğu ıı
yerine getirilm em esi
karşılığında v e riliy o r
55
BİR KU M AN D A N A
Sfi
U fk u n hangi noktasında kesişirse,
ta lih in in ve ta lih s iz liğ in in yollan ,
orada ver savaşını.
Nerede basarsa karanlık ve uyurlarsa
askerler, nerede sana ilc ııy lc r yağdırıp,
uğrarlarsa senin ile n le rin e , işte orada
davetive yıkar ölüm e.
58
ICOPRULER
Y alnızdır b ü tü n kö prüle r,
ve ün te h lik e lid ir on la r için, tıpkı
bize de oldu ğ u nca , d e ğ ilin i ki om uzlarım ızda
sanki, hissederiz yıldızların adım larını.
G e lg e ld im y o k tu r fan iliğ in çağlayanından
öteye bizi taşıyacak b ir düş köprüsü.
60
B izlcr, yeniden oraya dönüşün,
yüklem elerin ve ganim etlerin
önem senm ediği b ir lim andan kalktık.
H in d ista n m baharatı ve Japon ipekleri
tüccarlara a ittir, tıpkı balıkların
ağlara ait olması gibi.
61
M EZM UR
Geceleri, bu yeryüzünde,
uzanır pencereye, ayıp çarşafları,
ortava yıksın hastaların m ahrem iyeti dive,
besinlerle do lu b ir yıbaıı, her damağa göre
hazırdır sonsuz acılar.
62
2
6-1
T U Z V E EKM EK
Biz.lcr b iliy o ru z
bu kıtanın tutsakları olarak kalacağımızı,
yine onun aşağılamalarının tiryakisi olacağım ızı,
ve doğruya ilişkin g e lg itle rin de
bugüne göre azalmayacağını.
65
Işığın b iiy ıık fırtınalarından h içb iri
lıavata kavuşamamış bugüne kadar.
66
B Ü YÜ K VİYANA PEYZAJI
Ta ö te le rd e d ir Asya'nın soluğu.
67
R itm ik b ir yükseliştir (¿(iletişten önce, olg u n k ü ltü rle rin
sergiledikleri hasat, kanıtlanmışlarsa eğer, o /am an vardır
benim daha anlatacaklarım rüzgâra. T epe nin ardında
tatlı sıı b u la n d ırır g ö zleri, ve sanki sarhoş b ir sınır
d u yg u su d u r üstüm e varan; Roma kalıntılarının yanındaki
kavakların d ib in i kazıp ararım kavim lerin h ü zü n le rin i;
Evet ve H ayırların ezgileriyle, b iitiin o eski gülüm sem eleri.
6K
G iincş, fırtınanın önünden koşmakta lVatıya,
ik ib iıı yılın ardından b ir şey kalmayacak bize.
Rüzgâr havalandırm akta çiçekli B arok hevenkleriııi,
trab/.anlardan d ökülm e kte bebek heykelleri,
hisar duvarları loş avlulara çökm ekte,
maskeler ve b u ke tler ise çekm elerden taşmakta...
69
"BUDALA" ADLI B A LE MİM
G Ö STER İSİN D EN
PRENS MİŞKİN İN BİR MONOLOGU
70
Bırak, kaplasın b ir sessizlik
yü re ğ im i, kararıneaya kadar
orta lık, ve neyse beni
aydınlatan, yeniden karanlığa
iteri verilene kadar.
7i
Porfıon R ogoşiıı, b ir tüccarın o ğ lu ,
b ilm e / b ir m ily o m m ne o ld u ğ u n u .
Kış gecelerinde arabası
d u ru r dünvanm satılık sokaklarında,
ama k u lla n a n la / o yolları.
Karlara saçar hep parasını,
çünkü o karlar, ö lç ü tü d ü r
senin yanaklarının, Nastasya F ilipovııa,
adın, te h lik e li b ir k ıv rım d ır her dudakta,
derler ki, karla ölçerm işsin yanaklarını,
rüzgârların vııvasıvımş saçların,
(hercaidir, de m iyo ru m onlara),
ve g ö zle rin b ir dar boğazm ış, arabaları
yuvarlanırm ış içine, karmış onları
sayan ve karlardan alırmışsın
yanaklarının ö lç ü tü n ü .
Gaııya İv o lg in , b ir bağ k u ru ld u ğ u n d a
herkesin arasında,
o zaman senin ellerin olacak
o bağlara d ü ğ ü m le ri atan,
çünkü iyi becerem iyorsun gülüm sem eyi.
K e n d in için çok şey d iliyo rsu n ,
oysa çok az kendind en istediğin.
Pek b ir tu tk u kıpırdanm akta içinde:
Sen tekerleklerin altında son bulm adan,
başkalarının b in d ik le ri arabaların
d e v rild ik le rin i gö rm e k istiyorsun.
72
General Kpantşin - rastlantılar d e ğ ild ir
bizleri g ö tü re n kaçtıklarım ızın yakınına,
tıpkı kaçıp saklanışımız g ib i çocuklara,
sığınırız söylemeye k o rk tu ğ u m u z arzulara
ve unca acizken ke n d im iz i ko ruyabilm ekte n,
d ik iliriz korııvucıı olarak başkalarının kapılarına.
l’ eki, ne o lu r kaçırılan?
H o şg ö rü dilenm eyen b ir gençliğin
a rlık soğum uş düşleri mi?
Y e tk in lik m i o lıaldc? \'e yalnızca
bilmecesiyle yel indiğim iz, b ir g ü z e llik mi?
Kvct, Ağlaya, bundan böyle sende
ancak girem eyeceğim b ir dünyanın
habercisini, tutam ayacağım b ir vaadi
ve koruyamayacağım b ir değeri
g ö re b ilirim .
l'ck tek herkesin y a ln ız lık tım dile (¡etirmesi tituj örülen dansa
M iş k in de k a t ı lı r
71
B ir sirk arenası atm osferi y a ra ta n b ir içmek ân. Nastasya,
beyaz şe ritle rin y a rd ım ıy la lö tz k i'y i, G anya'yı ve jje n c ra li
kukla jı ib i yö ne tir; bu a ra d a tra jik , cüretkâ r ve tehlikeli b ir
dans a ra c ılıs ıy la üç erkek üzerindeki e tk in liğ in i dile jje t ir ir
D aha sonra Rojjoşin b e lir ir ve Nastasya erkeklerin ya tım d a n
dönerek jje çip jjid e r Giysisi üstünden parça parça d ö kü lü r; so
n u n d a Nastasya, yalnızca beyaz b ir ¿çömlekle, a ltın b ir k ü
re ttin a ltın d a d u ru r. B ir e lin i küreye, öteki e lin i de kenarda
d u ru p beklemekte olan Rojjoşin 'e u z a tır. O anda M iskin, k a
d ın a d o jjru j j c l i r
D u r ! Yalvarırını sana,
varolan tek aşkın sûreti,
aydınlık kal ve k irp ik le rin le
kapat ¿çözlerini dünyaya,
ıçüzcl kal, tek aşkın sıireti,
ve kaldır alnını
kuşkunun şim şeklerinden.
Ö püşlerinle dağıtacaksın onları,
bakarsan eğer, herkesin
o ld u ğ u n aynalara,
uykunda bozacaksın çehreni
74
H a k ik i ol vc karlara yılları geri ver
kem im le ölç kendini yalnızca, bırak kar taneleri
>alnı/ca okşayıp geçsin tenini.
İ mi da b ir dünyadır:
b ir eski yıld ızd ır, yalnızca
Çocuk yaşlarımızda ülke dediğim iz-
/.im a n ın yağm uru g ib i indiğim izde’
ım ız ia ra , neşeli zam anların b irik im le ri gibi.
bu da b ir ru h tu r, zavallı ve neşeli
b ir oyuna ail olsa da, rüzgarda
h ır salıncak ve b ir kahkaha,
hem yukarda, hem de aşağıda;
bu da b ir hedeftir, k e n d im iz in tu tk u n u
olm am ak ve şaşırmak b ü tü n hedefleri-
v’c bu da m ü z ik tir,
\ ani budalaca b ir tınıyla,
hep ayııı,
H'k b ir şarkıyı, bize b ir soııravı
vaat eden b ir şarkıyı izlem ek.
a mn N n u m ,
75
K ırm ız ı re n k li, der b ir ikonun önündeki b ir merdivende M in
kin o tu rm a k ta d ır. B ir ranzaya s ırt üstii uzanm ış olan Ro-
jioşin, y ittik ç e a rta n b ir heyecanla M is k in 'in a n la ttık la rın ı
dinlem ekte ve M is k in 'in basam akları a y ır a y ır in iş in i iz
lemektedir.
76
Ona gelince, dalmışken
g iy in m e n in telaşına,
ne yapılan iy ilik le ri anlayabilir,
ne de verilen b ııyn ığ ım
amansızlığını.
Zaten ıızıın b ir yaşam başlayacaktır,
kapı ayıldığında ve ayık kaldığında,
yollar, yollara kavuştuğunda ve
b iitiin b ir halkın seslerinden oluşan
yağlayan onu aşağıya, b ü tü n dünyanın
katil yargıçlarının idam kararlarıyla
besledikleri kan den izinin
kıyılarına sürüklediğin de.
77
B ir o rta k n o k ta m ı/ da
m ahkûm la, d e ğ ilin i ki o, b izi,
h akikatin, b izim hazırladığım ız
cinayetle, bize hazırlanan
cinayetten önce geldiğine
7X
Simsiyah ve boş sahnede ince, beyaz çizgilerle sarayı a n d ır ır
b ir ev k u ru lm u ş tu r Ev boyunca yine beyaz renkte b ir bale çu
buğu u z a n m a k ta d ır; üstünde göz kam aştırıcı beyazlıkta b il
imle giysisi b u lu n a n A ğlaya, çubuğun y a tım d a d ır. Ön sah
nede P u şk iıı'in yoksul şövalyeye b a la d ın ın b ir varyasyonunu
izleyiciye bakarak okuyan M işkin , b ir kez bile dönüp A g -
laya'yıı bakm az; A ğlaya, m etin ne zam an b ir m ü zik (r i-
tornel) ta ra fın d a n kesilse, bale çubuğunda g ü z e l b ir bale alış
tırm a sı gerçekleştirm ektedir. Sahne, m üzikle başlar.
19
A jjla y a , rito rn c lin ilk bölüm ü için varyasyonunu yineler.
xo
k o n d u ru la n ö p iic iik , oııca gecenin
e srikliğ in in ardından tadını y itirip ,
daha ilk solukta g irin tile rd e k i
m um ları söndiirse de,
ben, inançsızların kapkara kanlarından
çıkıp kendi kanıma g iriy o ru m
ve kurbanlarım ızı aşağılayan
b ir ö ykü n ü n son yankılarına
kulak veriyo ru m .
81
B ir kaplıcada, yaya yolunu gö rü rü z; arka planda küçük b ir or
kestra yeri v a rd ır Buraya b ir kuş sürüsü toplanm ıştır be
timlemek istenen, Petersburg yüksek sosyetesidir. Perde açıl
dığında, küçük orkestranın şefinin bageti havadadır. Kuş
topluluğu hareketsizdir. H e r b iri bulunduğu pozda donmuş g i
b id ir; böyleee sahne, b ir renkli baskıymış iz le n im in i uyandırır,
ü n kısımda, kendini bu çevrede yabancı hisseden M işkiıı d u r
m a k ta d ır
K2
M iskin ve A ğ la ya çıka rla r. Akçanı olur. B irka ç küçük lam ba
vanar, orkestra çalmaya son v e rir, to p lu lu k ç iftle r halinde b ir
araya g e lip sahneyi terk eder. Y u ka rd a n m avi re n k li dekor
p a rç a la rı in e r ve b ütün sahne, canlı m a vi renjje b ü rü n ü r
Sonra A ğ la y a , beyaz g iy s ili erkek dansçılar peşinde olduğu
halde, uçarak içeriye g ir e r ; M iskin, üstünde beyaz b ir giysiyle
A glaya'ya gerçekleşmesini istediği b ir düş olarak gözükür.
A ncak Nastasya'nın araya g ire n g ö rü n tü sü , ik i sevgiliyi b ir
b irle rin d e n a y ır ır M a v i dekor p a rç a la rı k a ld ır ılır Gecenin
bastığı bahçede yalnız kalan Ağlaya, düşten u y a n ır ve ke n d in i
a ğlayarak b ir sıraya a ta r M işkiıı, bu kez gerçek kişiliğiyle
aelip onun önünde d iz çöker
S1
A ğlaya, d e d ik le rin i anlam akstzttı M iş k itı'i d in le r; lek-
le n tile rin d e düş k ırık lığ ın a uğram ıştır, yerinden f ı r l a r ve
neye u ğ ra d ığ ın ı şaşıran M is k in 'i oracıkta b ıra kır. K uşlar, g e
cenin bastığı bahçeye g e r i dönerler; bu kez Nastasya Fi-
lip o v n a 'n ın çevresini a lm ış la rd ır; Nastasya ise baş döndürücü
g ü ze lliğ iyle kışkırtıcı b ir dans eder ve herkesin soluğunu keser
D aha sonra ik i k a d ın . karşı karsıya g e lirle r Nastasya, A ğ
laya'ya hakaret eder. h a k a re tin in y a n ıtın ı A ğlaya'ya eşlik
eden erkeklerden b irin d e n a lır. M iskin ç e k ilir. ürken kuşlar
da k a ç a rla r D e ko rla r k a ld ırılırk e n . ışık sahnenin ön ta ra fın ı
a y d ın la tm a k ta d ır; sahnede yalnızca siyah kumaşla kaplı ve
ik i y a n ın d a m erdivenler b u lu n a n b ir yükselti k a lır; A ğ la ya ile
Nastasya. siya hlar g iy m iş eşleriyle b irlik te sanki ölüm üne b ir
k ılıç düellosu ya parçasına dans varyasyonlarını sergilerler
M iskin g e r i döndüğünde ise ik i kadın, yü kseltin in yan ta
r a fla r ın d a k i m erdivenlere çıkarak M is k in 'in açıklam asını
bekledikle rin i söylerler M is k in ’in te re d d ü tü n ii gören Ağlaya,
ke n d in i yükseltiden aşağı a ta r ve kendisine eşlik eden erkek ta
ra fın d a n g ö tü r ü lü r M iskin onun arkasından gitm eye v a k it
bulam ada n. Nastasya onun önünde cansız yere y ığ ılır M is
kin. onu yerden k a ld ırıp k o lla rın d a tu ta r
X4
Boş sahnede siyah g iy s ili insa nla r, ellerinde şam da nlarla , iz
leyiciye a rk a la rı dönük d u rm a k ta d ırla r; M iş k in ise yüzü iz
leyicilere dönük konuşur.
Ö d ü n ç b ir sözle g e ld im , yoksa
elim de ateşle değil, ve sııçlıısııyıım
her şeyin, ey Tanrım!
R irb irle riyle değişildi çarm ıhlar,
ve b iri hiç taşmmayaeak.
Z a y ıf b ir sesle övüyorum
senin vargının katılığını,
ve bağışlanmayı düşün ü yorum ,
daha sen bağışlamadan.
K o rk u n ç keşiflerde b u lu n u y o ru m ,
içim de ko rk u n u n uyanıp önüm e
ışık tu ttu ğ u yerde, her şeyden
suçlu o ld u ğ u m u ve cinayetim i
a nlıyorum , o suç ki, hemen bu gece
onunla gelm ek zorundayım senin gecene,
umarsız b ilg im i ise
feda etm ek istem iyorum vicdanım a.
85
K ırm ız ı b ir ha lı ya y ılır. M iş k in , döner, şim d i onun da s ırtı iz
leyicilere d ö n ü k tü r. Nastasya jjö r ü n ü r ve ön sahnede, M işkin 'c
ulaşmaya çalışır, ancak Rojjoşin, elinde b ir bıçakla, birkaç kez
a ra la rın a a tla r. Siyah silu etle r, b u lu n d u k la rı yerde b ir bo
leroya uyjjun a d ım la r a ta rla r. Sonunda Rojjoşin, Nastasya'yı
y a k a la r ve onu, s ırtı izleyicilere dönük olarak sahneden çı
k a rır. Siyah silu e tle r de ç e k ilirle r İkon, sahnenin üst kıs
m ın d a n aşağıya doğru kayar. M işkin , çaresiz b ir ifadeyle
onun önündedir.
A çıl bana!
Kapandı b ü tiin kapılar, şim di gece vakti,
vc ııc varsa söylenecek, daha söylenm edi.
A çıl bana!
Ç ü rü m ü şlü kle d o lıı lvava ve dudaklarım
daha öpm edi mavi pelerini.
Açıl bana!
E lin in çiz g ile rin d e o ku ya b iliyo ru m şim diden,
alınma dokun m akta ru h u m , geri g ö tü rm e k için.
A çıl bana!
86
Rogoşin, M iş k in 'i d ik k a tli a d ım la rla ikonun arkasına g ö
tü rü r. Sahne tam am en k a r a r ır ve M iş k in , k a ra n lığ ın içinde
ik i üçlüyü oku r
K oreografı ’l a r v a n a Cî s o vs ki
M iiz ik H an s W erner H enze
87
3. BUYUK AYI YA ÇAĞRI
(ANRUFUNG DES GROSSEN BAREN,-1956)
OYUN BİTTİ
91
B iiy iik varalar aldı ayaklanınız oııca taşlarla.
B iri iyileşti. İs te d iğ im iz , atlam aktır onu n yardım ıyla,
yocıık kral, ağzında ülkesinin anahtarlarıyla,
alana katlar b iz i, ve o zaman şarkım ızın yankılanmasıdır:
92
BİR ÜLKE,
BİR N E H İR V E G Ö LL E R Ü Z E R İN E
91
G elgelelim çaresizlikten sığındığında geceye,
yedi taştan yedi ekmek doğ du ;
o, daldı tatlı k o k u la n ve k ırın tıla r serpti
giderken, her şevlerini vilirm işlere
D o y m u ş tu r dudaklar ve g ö z le r -
tahta ku rtla rı yuvalarına ç e k ilm iş tir sandıklarda,
ve g iib re kokusu, sinek sürüleriyle b irlik te ,
yükselir pencerelere erken b ir günbatım ında.
9.s
Akşam sesler çoğalır ç itle rin çevresinde,
dualar ve g iille r, yüksek sesle to plan ır,
kediler korkuyla sıçrar uykularından,
ve rüzgâr, kırınızı korsenin yerini d eğiştirm iştir.
96
III
97
Ejderha re sm id ir övdü ğü , b ir de kale,
yukarının aşağıda, aşağının ise yukarda olduğu
eski dünyanın kıvrım larına sanlı.
M avi çatlağın ii/e rin d e d ir heıniz toprağın dansı.
T u ta m ıy o rd u k k e nd im izi ve taşındık
her bedene b iiy ü k b ir sevinçle.
(b e n im için ne o ld u ğ u n u anla tm ıyo ru m kimseye -
tatlı b ir güvercin, sert b ir taş için neyse!)
m
Reni seviyordun. Ren de vu rg u n d u m peçene,
sanki rüzgârda uçuşan o incecik tüllere,
ve m erak etm eksizin sarılıyordum sana geceleri.
(Yalnızca sevsen! Z ira gö rm e k değil n iye tim seni!)
100
V
101
A y rılık diye algılanm alı, h iç b ir şevin bizi ayırmaması;
adım lar da b ird ir, solunan hava aynı olduğunda.
G ecenin adım adım ilerleyen rüzgârları,
iyileştirm e kte veşilin ve havanın sınırlarını.
102
VI
l(rt
lezzetli etle, ilik d o lu kem ikler, a ıtık
seninkisi g ib i soluklardan yoksun kaldığından.
B ir kenara kaldırılm ış eski örekedeki hırka,
hem en g ö rü n m e z o lm u ş tu r örü m cek ağlarından.
104
VII
T u tu ş u r o d u n yığını: Ü rü n le re ve günlere
yetişir, yeni ay çıkm azdan önce;
to h u m la r ve kıvılcım lar, yıldızlara yükselirler
ve ö ğ re n irle r cennetin neve değdiğini.
105
Son dansın işaretini ve rirle r h iiz iin lii bekçiler.
Ayaklar vahşi b ir ezgiyle v u ru lu r tahtalara,
ve sarhoşlar, ardıç rakısıyla başları dönm üş,
evlerine d ö n e rle r sallanarak, y itik adımlarla.
106
V III
107
Ne ilg ile n d irir bizi av ve yıldızlar,
biz.ler ki, ahularım ız kararmakta ve korla,şmakta!
Ç ökerken b ü tü n ülkelerin en güzeli,
b izle riz oıııı b ir diiş kılanlar iç dünyalarım ızda.
109
Balkabaklarma yerleştirilm iş m u m la r başlamıştır
tıırlam ava, ıışak kamçısıyla yerinden sıçrar,
g ö /.im ü d ik ip ışığa, karatavuğu gabi avlar,
ram da çobanların ülkesinin son çıkışında.
112
B Ü YÜ K AYI YA ÇAĞRI
113
BEN İM K UŞUM
O ld u ğ u m g ib i, ateşimle kaldığım da
ve sevildiğim de ateş tarafından,
ta ki reyine ağay gövdelerinden yıkıp,
yaralara damlavana ve toprağı ağ g ibi
sıcacık kaplavana kadar,
(ve sen, benim ölesiye inandığım kuşum ,
gece benim y iire ğ iın d e k ile ri yalsan bile! )
senin artık, varışmış olarak,
g ö rke m li b ir lıu /u rla ve ne [tabasına
olursa olsun, kanat ayrığın kule
b o ğ u lu r ışığa.
F E T İH
O nu to p ra kla n çıkardım ,
k a ltlird im göğe,
olaııea giieüm le
U z u n d u r gece,
u z u n d u r, ölcm cycıı
adam ¡(¿in, uzun şiire
yalpa v u ru r çıplak bakışları
sokak lam balarının altında,
iç k ili soluğuyla körleşen gö zleri
ve tırnakların ın altındaki et kırın tıların ın
ko k u la n , uyuşturm az her zaman, T a n rım ,
u z u n d u r gece.
I 17
Ayaklan vc kanarları iki yana adılmış,
herkesin b ild ik le riy le havalandı ge nçliğ im ,
k irli su b irik in tile rin in ve yasem inlerin üzerinden
uyularak varıldı, kare k ö k le rin in g iz in i saklavan gecelere,
sim di ö liim iiıı söylencesi, sanki her saat penceremde,
k u rt sütü verin baııa vc gırtlağım a benden öncekilerin
kahkahalarını akıtın, eğer savlaların üstünde
ııvııva kalırsam, ve eğer görürsem utandırıcı b ir düşte
düşünm eyi becerem ediğim i, ancak vılaıı b iyiıııi
saçakların püskülleriyle oynavab ildiğiıııi.
A n n e le rim i/ de düşleıııişlerdi
erkeklerinin geleceğini,
pek e tkileyiciyd i g ö rd ü k le ri,
her b iri devrim ci ve valnızlıgına göm ülm üş,
ama bahçede, duanın anlından,
vala/.laıımış o lla rın üstüne e ğ ik lik le rin d e ,
aşklarının geveze çocuğuyla e ld e y d ile r
Sövlc, beııiııı kederli babacığım, neden
susmuştunuz, o zam anlar,
düşüıııııevi sürdürecek yerde?
Gecelerden b irin d e , y itip g ittiğ in d e insan,
ateş etmeyen b ir to p u n yanında
ve ateş fıskiyelerinin ortasında,
kahredesiye ıız ıın d ıır gece; sarılık olm uş
avın atığının, safra rengi b ir ışığın altında,
ik tid a r özlem iyle dolu b ir düşün ardından
fırtına g ib i geçip g itti (en g e lle m e d iğ im ) kızak,
içinde kürklere bürünm üş tarihle b irlik te .
U yu d u ğ u m d a n değil: U yan ıktım aslında,
buz iskeletlerinin arasında aradım y o lu m u ,
eve d ö n d ü m , kollarım a sarmaşıklar doladım
ve bacaklarıma, güneşin kalıntılarının yardım ıyla
yıkıntıları aklaştırdım .
K u tladım b iiy iik bayram ları,
ve ancak m ü jd e le n d ik te n sonra,
ekm eği ikis e as ırdım .
1 19
B ir C ıım a g iin ii oldu
- o ru ç lu y d u m yaşamım adına,
havadan sanki lim o n suyu dam lam aktaydı
ve kılçıkla r saplanmıştı damağıma -
o sırada b ir y ü z ü k çıkardım
açılan balığın içind en , d oğ um um d a
gecenin nehrine atılm ış ve batm ıştı.
O nu geceye geri verdim .
120
D Ö NÜŞ YO LU
Kv çıılıa çiçeklerinden
ve ilençli yoncalardan oluşma gece,
yardım cı ol yürüm em e,
n e m le n d ir ayaklarımı.
Ka y aIarı n ç ev r esi n d e,
başakların kamp k u rdu kla rı yerde,
çıkar doğruda n kaynaktan,
açık konuşan, eski b ir ağızdan:
B ir kez vu ru ld u mu damga
tam ense köküne,
ayılır h ü riin kapılar,
yeşil ve sessizce
Ve yayım ı eşiği
parlaktır heııiın kanımla.
O rr g ö z le rim i, ev gece,
d e liliğ in rüyalarıyla.
122
SİSL E R ÜLKESİ
12a
M AVİNİN SAATİ
125
Satılık g e lin c ik le r var1 ig dilek karşılığı b ir dem et, alın,
dile kle rin soluklanmasına bile i/ in verm ezler atılışında
ağızların.
Sirk çadırındaki yüksek rrape/deıı
atlayıp geçiyorum dünyanın ateş çem berinden,
bırakıyorum ke n dim i, efendim in ellerine,
o da v o llu v o r bana akşam vıldızım , b ü tün cö m e rtliğ iyle
120
A N LA T BANA, AŞK
A n la t bana, aşk!
A n la t bana, aşk!
127
Konuşm asını b iliv o r sular,
dalga, dalganın elinden tu tu y o r,
bağda tom bullaşan iiz ü m tanesi, düşüyor.
Ovlesine ivim ser ki salyangoz, evinden çıkarken!
128
CAM KIRIKLARI TEPESİ
129
B EYA ZLI G Ü N L E R
S oluğum la karışarak
k ö p ü rü y o r süt.
Erken saatte kolay kö p ü rü yo r.
Ve nerede eamı buğulatsam ,
yine senin b ir çocuk parmağıyla resm edilm iş
adın çıkıyor: M asum iyet.
O ııca uzun zam anın ardından.
b u g ü n le rd e aeı ve rm ivo r
u n u ta b ilm c m
ve anımsamak zorunda kalmam.
130
U fu k ta bcııim efsane kıtam ın,
oralarda beni, üstüm de
b ir kefenle te rk etmiş
kıtam ın g ö rke m li çöküşünü
algılıyorum .
Ben yaşıyorum ,
uzaklardan o n u n kuğu şarkılarını d in liy o ru m !
H ARLEM
Am a ııcrcyc gideceğiz
jjıım çekme sen jja m çekme
o rta lık kararıp hava soğuduğunda
jjn m çekme
ama
m ü z ik li
ne yapm alıyı/
neşeli ıv m ü z ik li
ve ne düşünm eliyiz
neşeli
b ir sonla karşılaşınca
m ü z ik li
ve nereye taşıyacağız
en iyisi
oııca vıIlık sorularım ızı ve korkularım ızı
ıl ¿işler en m nşırhan esin ejja m çekme sen jj anı çekme
ama ne olacak
en iyisi
ö lü m ü n sessizliği
başladığında
ı ta
O LU LIM AN
\35
Kv söz, b izd cıı o l,
ö z g iir, ayık ve giize l.
E lb e t b ir sonıı gelm eli
hcsapçılığm.
D üşler d ö k ü lm ü y o rd u dallardan.
Kapat,
kapat g ö z le rin i!
Vapıştır dudaklarını ısırıldığııı yere!
Yc kendi ken d im i iğneye k o vu ldu ğ um d a,
ve ilk d o ğ d u ğ u m ülke
sarsılmaya başladığında deprem lerle,
görm ek iyin uyananlardandım artık.
Sen d ö n d ü ğ ü n d e yaşama,
ben yeniden başladığımda yaşamaya,
ne b ir taş var kapının önünde,
ne de denizde b ir tekne
140
Sen d ö n d ü ğ ü n d e v.ış.ııın,
ben yeniden balkıdığım da yaşamaya,
asılmış cellat kapının önünde,
çekiç, d e ııi/e batıyor.
141
Sınırların ötesine sıçradı kıvılcım larım ız,
gecede çem ber çizdi fii/.eler,
karanlık sallarla uzaklaşan alay,
zamanı sunm akta tarihöneesine,
sürüngen kertenkelelere,
o b u r b itkile re ,
ateşler içinde vanan balığa,
rüzgârın çılgınlıklarına
ve dağın hazzına, o dağ ki,
yo lunu şaşıran b ir sat yıldız,
çarpar göğsüne ve parçalanır.
142
ve saçlarım dalgalandırarak yelken açmalıdır!
İşte o //aman yine gelir.
N e zaman?
Sorma.
144
G Ü N EŞE
145
Y o k tu r daha g ü ze li, değneği sııda, kuşları yukarda
g ö rm e kte n ,
O kuşlar ki, nasıl uçacaklarını düşünürler, ve sonra
aşağıdaki balık sürüleri,
146
KAÇARKEN SÖ YLEN EN ŞARICILAR
147
II
K ar henüz başlamamış
bağ koymaya gözlerim e.
H iç yok sevenim
ve kimse lamba tu tm a d ı önüm e.
148
III
Sporadlar, o adalar,
den izin güzel in cile ri,
soğuk akıntılarla kuşatılm ış,
hâlâ yem işlerini uzatm aktalar.
149
IV
150
V
LSI
VI
152
VII
15.t
VIII
bu huzursuz yeryüzü
titre ye n m anyetik alanlarıyla,
ken d in i henüz b ilm e d iğ i güçlerin
zin cirle riyle buraya sımsıkı bağlamış,
IS4
bu uyuşturulm uş ve uyuşturucu ycrvüzü,
patlıcangilleriyle,
kurşunlu zehirleriyle
ve b ir dolu güzel kokusuyla -
batmış denize
ve vüksclm iş göklere
bu ve rviizü !
IX
Kanı kedi,
yerde yağ b irik in tis i,
kem gözler:
U ğ u rsu z lu k !
156
X
157
XI
159
X III
Ben d e ğ ilim .
Benim .
160
XIV
H avuzu,
aydınlık ve hareketli
b ir m ü z ik doldurm akta .
161
XV
162
4. ŞİİRLER, (GEDICHTE, 1957-61)
KARD EŞLİK
165
BU SOYA İN A N Ç YAZMAYIN
166
H O T EL DE LA PAIX
167
SÜRGÜN
Nasıl da kararıyor b u lu t
sa ğım ın ın to nla rı da kos’iılaşmakta
çok azı yağıyor
B o ğ u lu ru m çü ııkii bu dcııi/.dc,
uçup girmese güvercin
ve getirm ese son anda
o yaprağı.
16a
M İRİYA M
170
A K IN TI
171
GİT, EY D Ü ŞÜ N C E
172
AŞK : KARAN LIK KITASI DÜNYANIN
17t
in le m e le r ve haykırışlar yükseliyor orm anın her yanından.
H ü k ü m d a r fetişi kaldırıyor. Sözü yitiriy o rs u n .
Kapkara davullara v ıırııy o r yum uşak tahtalar.
Sen, biivülenm işcesine kendi ö lü m verine bakıyorsun.
174
ARYA I
175
SER BEST G E Ç İŞ HAKICI (ARYA II)
176
SİZ K E LİM E LE R
A ydınlanm az.
Kelim e,
nasılsa valııız
başka kelim eleri çağıracaktır,
cüm le de cüm leyi.
Böylccc dünya,
kesin b ir tu tu m la ,
zorlar, ister ki,
artık söylenmiş olsun.
Söylemeyin.
.Şimdi b ir süre
konuşturm ayın h iç b ir duygus u,
bırakın kalbin adalesi,
biraz barklı çalışsın.
Bırakın, d iy o ru m , bırakın.
177
Kıı yiicc kulaklara bile,
d iy o ru m , b ir şey Fısıldanmasın,
ö lü m için bulm a söyleyeeek b ir şev,
bırak, ve izle beni, ne tatlı,
ama ne de acı,
a vutm ası/,
ama umarsız da olm ayan,
ne belirle yici,
ne de b e lirtile rd e n yoksun -
I7H
5. ŞİİRLER, (GEDICHTE,1964-67)
İŞİN D OĞRUSU
181
BO HEM YA D E N İZ KIYISINDADIR
182
Ve ağlanası olanlarını. Vc yanılın y iiz kez, tıpkı
benim de yanıldığını ve sınavlardan asla geçem ediğim
g ib i,
ama geçtim yine de, b ir defa olm adığında b ir başka
zamanda.
Tıpkı B ohem ya'nın da başardığı ve güzel b ir giin d e
denize bağışlanıp, şim di kıyıda oluşu misali.
183
PRAG, O CAK 64
O geceden lıcri,
yeniden y iiriiv ü p konu şuyo ru m ,
sanki Bohem ya d ili,
yeniden evdevm işim g ih i,
H radschhı üzerinde
sahalım altısında,
T a tra'd aıı gelen kar işçileri
dev pençeleriyle
hu hıız örtü sü n ü n parçalarını te m izle d ile r
184
BİR T Ü R YİTİRİŞ
Asla ağlamamalısın,
der b ir şarkı.
O n u n dışında
b ir şey
diyen
kimse vok.
1X6
[. B a c l ı m a n n ' ı n " R a s t l a n t ı l a r İ ç i n B i t M e k a n ” k n n u l ı ı k o n u ş m a s ı i yi n
(îi in te r G r a s s ’ m yaptığı d e se n
INGEBORG BACHMANN'IN
KISA YAŞAMÖYKÜSU
IKV
B achm ann aynı yıl İngilizceden tiyatro ve radyo oyunları
çevirdi. S tad t ohne N a m e n (A dsız Kent) adlı ilk rom anı büyük
yayın evlerin ce kabul edilmedi.
Ç ağrı üzerine, "Gruppe 47"nin 10. toplantısına Paul C elan ve
İlse A ichinger'le birlikte katılarak şiirlerini okudu. Aynı toplantıda
besteci H ans W e rn e r H e n ze ile tanıştı. Eylül ayın d a ilk İtalya
yolculuğunu yaptı.
IVO
1958 A lm an ordusunda atom silahlarının bulunm asına karşı
çıkan kom itenin üyesi oldu.
"M anhattan'ın İyi Tanrısı" (D er gute Gott von M an h attan ) adlı
radyo oyunu, A lm an ya'd a yayım landı. Bu oyun nedeniyle
y a za ra savaşta gözlerini yitirenler için konulan ödül verildi.
B achm ann, 17 Mart 1 95 9 günü Bonn'daki Parlam ento
B in ası’nda düzenlenen ödül töreni sırasında "İnsanoğlu Gerçeği
Taşıyabilecek Güçtedir" (D ie W ahrheit ist dem M enschen
zum utbar) başlıklı ünlü söylevini verdi.
19 I
19 6 3 Ford Vakfı tarafın d an bir yıl kalm ası için Berlin'e davet
edildi.
1971 M alına adlı rom anı, "Ölüm Türleri"nin ilk kitabı olarak
Frankfurt'da yayım lan d ı.
A vusturya Sanayiciler Birliği, y a za ra "Anton W ildgans Ödülü"nü
verdi.
D e n ize Ç ıkış 37
Doğru O lan 137
Dökül Y ürek 4 0
Dönüş Yolu 121
D uvarın A rkasın d a 24
Engindir D ünya 31
Erken G elen Öğlen Vakti 53
Ertelenm iş Z am an 4 6
Fetih 116
G e c e Uçuşu 60
G ecen in Nal Sesleri A rasında 25
Gidiyoruz, T o zlan m ış Yüreklerim izle 20
Git, Ey Düşünce 172
G üllerin F ırtın a sın d a 64
G ü n eşe 145
H a b e r 58
H arlem 132
H enü z Korkuyorum 33
Hergün 55
Hiçliğin K anıtı 3 4
Hôtel de la Paix 1 6 7
m
Kardeşlik 165
Köprüler 59
Kuzey ve G üney 144
O yun Bitti 91
Ölü Liman 13 4
Paris 42
Prag, O cak 64 184
R eklam 133
Rondo 44
Sarhoş A kşam 23
Serbest G eçiş Hakkı (Arya II) 176
Siz K elim eler 177
Sisler Ülkesi 123
S o n b ah ar M an evrası 45
S orarım A n n em e A kşam ları 19
Söylev ve Son Söylev 135
Sürgün 168
T a h ta la r ve T a la ş la r 49
T e m a ve V aryasyon 51
T uz ve Ekm ek £ 5
Vizyon 27
Y a b a n c ıla ş m a 22
İLK DİZE DİZİNİ
I97
C en n etin ölü sıcaklığındaki kapısından
doğ m akta güneş 58
ıvs
G üller dökülm ekte sessizce duvarlardan 167
200
A h m e t Cem al. 1942'de doğdu. Sankt Georg
Avusturya Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’ni bitirdi. Bir süre aynı fakültede asistan
olarak çalıştı. İstanbul Avusturya Kültür O fisi’nde
basın danışm anlığı yaptı. İstanbul Üniversitesi
Yabancı Diller Yüksek O kulu'nda ve Edebiyat
Fakültesi Alm an Dili ve Edebiyatı bölümünde
öğretim görevlisi olarak çeviri dersleri verdi. Halen
Anadolu Üniversitesi iletişim Bilimleri Fakültesi
öğretim görevlisi olarak sanat tarihi ve estetik, aynı
üniversitenin Devlet Konservatuarı’nda tiyatro tarihi,
Güzel Sanatlar Fakültesl’nde sanat kavram ları ve
Eğitim Fakültesi'nde de çeviri kuramı dersleri
veriyor. Bertolt Brecht, Elias Canetti, Stefan Zweig,
Ingeborg Bachmann, Paul Celan, Georg Lukacs,
Anna Seghers, Erich Maria Remarque, Mânes
Sperber, Franz Kafka, W alter Benjamin, Robert
Musil, Ernst Fischer, O ctavio Paz ve E.H.
G om brich’den çevirileri yayım landı. Çeviri kuramı,
estetik, sanat tarihi ve kültür eleştirisi üzerine
m akaleler kaleme aldı. Halen Cum huriyet
gazetesinde ve Varlık dergisinde yazıyor.
KA V R A M YERYÜZÜ ŞAİRLERİ,
ça ğ ım ızın en s e ç k in ş a irle rin i, y a p ıtla rı ve
y a ş a m la rıy la ka p sa m lı b iç im d e ta n ıtm a y ı
ve d izi ta m a m la n d ığ ın d a v a z g e ç ilm e z b ir
k a y n a k o lm a yı a m a çlıyo r.
En s e ç k in ç e v irm e n le r ta ra fın d a n hazırla n a n
h e r kita p ta , ş a irle rin b ü tü n ş iirle rin d e n
y a p ılm ış b ir se çm e , in c e le m e le r, n o tla r,
y a ş a m ö y k ü s ü ve ş iir a d la rı/ ilk dize
d iz in i ye r a lıyo r.
K A V R A M Y E R Y Ü Z Ü Ş A İR L E R İ’nin
y a y ım la n m ış d iğ e r k ita p la rı:
L O R C A /E rd a l A lo v a
D E S N O S /E ra y C a n b e rk
N E Z V A L /T u r g a y F iş e k ç i
R IL K E /A h m e t C e m a l
R İT S O S /C e v a t Ç a p a n