Professional Documents
Culture Documents
Ziraat Fakültesi
Bitki Koruma Bölümü
1
- Hayvanlar alemimde tür sayısı yönünden en büyük sınıfı böcekler
oluşturmaktadır.
2
Sistematik Kategoriler
Regnum : Alem
Phylum : Şube
Classis : Sınıf
Ordo : Takım
Familia : Familya
Genus : Cins
Species : Tür
3
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
4
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
5
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
6
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
7
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
5. Ağız ila başlayıp, anüsle son bulan tüp şeklinde bir sindirim
sistemi vardır.
8
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
9
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
10
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
11
Arthropoda şubesinin genel özellikleri
9. Kaslar çizgilidir.
13
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
14
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Şube : Arthropoda
Alt şube I. Trilobita
Alt şube II. Chelicerata
Sınıf I. Merostomata
Alt sınıf I. Xiphosura
Alt sınıf II. Arachnida
Sınıf II. Arachnida
Sınıf III. Pycnogonida
Alt şube III. Crustacea (Mandibulata içerisinde)
Sınıf I. Branchiopoda
Sınıf II. Copepoda
Sınıf III. Ostracoda
Sınıf IV. Cirripedia
Sınıf V. Malacostraca
Alt şube IV. Uniramia (Mandibulata içerisinde )
Sınıf I. Onychophora
Sınıf II. Diplopoda
Sınıf III. Chilopoda (Myriapoda)
Sınıf IV. Pauropoda
Sınıf V. Symphyla
15
Sınıf VI. Hexapoda (Insecta)
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
16
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
• Crustacea
• Arachnoidea (Arachnida)
• Myriapoda
• Hexapoda (Insecta)
17
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Sınıf 1. Crustacea
(Kabuklu hayvanlar)
18
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
19
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Sınıf 2. Myriapoda
20
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
21
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Diplopoda
(Kırkayaklar / bin bacaklılar)
22
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
23
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Chilopoda (Çıyanlar)
24
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Chilopoda (Çıyanlar)
25
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
26
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
27
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Arachnoidea (Örümcekgiller)
28
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
29
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
30
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Heart
Pumping
Brain stomach Intestine
Ovary
Eyes Malpighian
tubules
Poison
gland Anus
Pedipalp
Fanglike Spiracle Spinnerets
chelicera Bases of Silk glands
walking legs
Airflow 31
Book Lung
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
32
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
34
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Acarina (Akarlar)
35
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
36
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Ixodidae
39
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
41
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
42
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
43
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
44
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
45
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
46
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
47
48
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
Hexapoda (Böcekler)
• Dünya’da yaşayan
hayvanların % 80’i
böceklerden
oluşmaktadır.
49
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
50
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
• Başta bir çift procephalik anten, bir çift mandibula ve iki çift
maxilla bulunur
• Thorax üç segmentten oluşur ve her segmentten bir çift bacak
çıkar. Böceklerin çoğunda ikinci ve üçüncü thorax
segmentlerinde birer çift kanat bulunur
• Abdomen hiçbir zaman 12 segmentten fazla olmaz
51
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
52
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
53
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
54
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
55
Arthropoda’nın Sınıflandırılması
56
Böceklerin Vücut Duvarı
57
Böceklerin Vücut Duvarı
58
Böceklerin Vücut Duvarı
59
Böceklerin Vücut Duvarı
1) Kütikula
Epikütukula
Prokütikula
2) Epidermis
3) Asal zar
60
Böceklerin Vücut Duvarı
61
Böceklerin Vücut Duvarı
Epikütikula
62
Böceklerin Vücut Duvarı
Epikütikula
63
Böceklerin Vücut Duvarı
Epikütikula
64
Böceklerin Vücut Duvarı
Epikütikula
65
Böceklerin Vücut Duvarı
66
Böceklerin Vücut Duvarı (Prokütikula)
67
Böceklerin Vücut Duvarı (Prokütikula)
68
Böceklerin Vücut Duvarı (Prokütikula)
69
Böceklerin Vücut Duvarı (Prokütikula)
70
Böceklerin Vücut Duvarı
71
Böceklerin Vücut Duvarı
(Hipodermis=Epidermis)
72
Böceklerin Vücut Duvarı
• Asal zar epidermisin hemen altında yer alan oldukça ince bir
zardır.
• Hücre ihtiva etmez.
• Bağ dokusunda bulunur.
• Belli bir şekli bulunmamaktadır.
• Mukopolisakkaritlerden oluşur ve 0.15-0.5 µm kalınlığında bir
zardır.
73
Deri Değiştirme (Ecdysis)
74
Deri Değiştirme (Ecdysis)
75
Deri Değiştirme (Ecdysis)
76
Deri Değiştirme (Ecdysis)
77
Deri Değiştirme (Ecdysis)
78
Deri Değiştirme (Ecdysis)
79
Deri Değiştirme (Ecdysis)
80
Deri Değiştirme (Ecdysis)
81
Deri Değiştirme (Ecdysis)
82
Deri Değiştirme (Ecdysis)
83
Deri Değiştirme (Ecdysis)
84
Deri Değiştirme (Ecdysis)
85
Deri Değiştirme (Ecdysis)
86
Deri Değiştirme (Ecdysis)
87
Deri Değiştirme (Ecdysis)
88
Deri Değiştirme (Ecdysis)
89
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
1. Sertlik ve Dayanıklık:
• Böcek vücudunu saran ve onu dış etkilerden koruyacak kadar
sert ve kuvvetli, aynı zamanda hareketini engellemeyecek
kadar da esnek bölgeler içeren bir tabakadır.
90
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
1.Sertlik ve Dayanıklık:
Böcek vücudunun çoğu kısmı silindir şeklinde veya küresel bir
kütikula tarafından örtülmüştür.
• Kütikulanın bu şekilde silindirik yapıda olması sertliğini arttıran
önemli bir faktördür.
91
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
2. Geçirgenlik:
• Böcekler arasında farklılık gösterir.
• Su ve insektisit geçirgenliğini ele alalım.
92
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
2. Geçirgenlik:
Su geçirgenliği: Karasal böceklerde su kaybı, sucul böceklerde ise
vücuda suyun girişi önemli bir problemdir.
Karasal böceklerde vücutlarından buharlaşma yoluyla suyun kaybı
oldukça düşüktür.
Bu kayıpta solunum yoluyla olmaktadır.
Epikütikula’nın yapısı suyun direkt kaybını önlemektedir.
93
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
2. Geçirgenlik:
• Su geçirgenliği: Birçok tatlı su böceğinde kütikulanın mum
tabakası içermesi sebebiyle vücuda giren su miktarı düşüktür.
• Fakat suda yaşayan birçok böcekte mum tabakası bulunmaz. Bu
sebeple vücuda giren su miktarı vücut ağırlığının yaklaşık %
30’u kadarıdır.
• Fazla su boşaltım organlarıyla dışarı atılmaktadır.
94
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
2. Geçirgenlik:
• İnsektisit geçirgenliği: Kütikulanın büyük bir kısmı bu gibi
materyallerin vücuda girişini engelleyen fiziksel bir bariyer
durumundadır.
• Bu engelleme;
• Kütikulanın kalınlığı,
• Por kanallarının bulunup bulunmaması,
• İnsektisidin temas ettiği yüzeyin özelliği (trake sis., kimyasal
duyu org., segmentler arası olup olmaması,)
95
İNTEGÜMENTİN FONKSİYONLARI
2. Geçirgenlik:
• İnsektisit geçirgenliği:
• İnsektisitin yağda ve suda çözülme özelliğinin olup olmaması…
96
Böceklerde Renk
Böceklerdeki renk;
• Düşmanlardan saklanma,
• Düşmanları korkutma,
• Birbirini tanıma,
• Isı ayarlamasında,
• Erkek ve dişinin birbirini bulabilmesi gibi nedenlerle önem
taşıyan bir faktördür.
97
Böceklerde Renk
98
Böceklerde Renk
Böceklerde;
• Kimyasal (Pigment) Renkler,
• Fiziksel (Yapısal) Renkler,
• Karışım (Kombinasyon) Renkler bulunmaktadır.
99
Böceklerde Renk
100
Böceklerde Renk
101
Böceklerde Renk
102
Böceklerde Renk
103
Böceklerde Renk
104
Böceklerde Renk
105
Böceklerde Renk
106
Böceklerde Renk
Fiziksel Renkler:
Kütiküladaki fiziksel (büzülme, genişleme, bükülme vb.)
değişmelere göre farklı renkler oluşur.
Bunlar; birçok beyaz, eflatun, mavi ve yanardöner renkler, metalik
ve parlak renklerdir.
107
Böceklerde Renk
Fiziksel Renkler:
Bu olaylar genel olarak epikütikula üzerindeki kırışıklar,
büzülmeler, oyuklar, çeşitli çıkıntılar ile meydana gelen renklerdir.
108
Böceklerde Renk
Karışım Renkler:
Her iki grubun birleşmesi veya karışması sonucu oluşur.
Bunlar; Mor ve yeşildir.
109
Böceklerde Renk
Karışım Renkler:
• Bazı kelebeklerde pulların yapısında yer alan kırmızı pigment
ile yapısal menekşe rengin kombinasyonu sonucu morumsu-
kırmızı renk ortaya çıkar.
• Bazı böceklerde de portakal renk pigmenti ile parlak yapısal
rengin birleşmesi sonucu altın rengi oluşur.
110
Böceklerde Renk
111
Böceklerde Renk
112
Böceklerde Renk
113
Böceklerde Renk
114
Böceklerde Renk
115
Böceklerde Renk
116
Böceklerde Renk
117
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
118
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
• Bunları;
• Dış (External) Çıkıntılar
• İç (Internal) Çıkıntılar
119
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
120
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
121
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
122
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
Pul (Scale)
123
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
124
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
125
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
Trichogen hücresi
Epidermis
126
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
127
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
128
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
129
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
İç Çıkıntılar;
1. Apodeme: İntegümentin vücut içerisine doğru katlanarak
oluşturduğu duvar şeklindeki uzantılardır.
2. Apophysis: İntegümentin vücut içerisine doğru diken veya
parmak şeklinde oluşturduğu uzantılardır. Tek veya çok hücreli
olabilir.
131
Vücut Duvarında Bulunan Yapılar
132
Endoskeleton
133
Endoskeleton
134
Endoskeleton
Orthoptera’da
tentorium şekli
Postocciput
Dorsal tentorial kol Occiput
Postocciputal
suture
Tentorial köprü
Subgenal kenar Arka tentorial çukur
Subgenal çukur
Epistomal dikiş Subgenal
Ön tentorial kol
Clypeus Ön tentorial
Labrum çukur
135
Endoskeleton
136
BÖCEKLERDE BAŞ
BÖCEKLERDE
BAŞ
137
BÖCEKLERDE BAŞ
138
BÖCEKLERDE BAŞ
139
BÖCEKLERDE BAŞ
140
BÖCEKLERDE BAŞ
141
Baş tipleri
142
Baş tipleri
1. Hypognathous baş
• Baş vücuda diktir ve ağız parçaları ventraldedir.
• Genellikle bu baş tipi : fitopaf beslenir.
• Örn: Çekirgeler, Neuroptera, Diptera, Mecoptera, Hymenoptera
(bir kısmı)
143
Baş tipleri
144
Baş tipleri
145
Baş tipleri
2. Prognathous baş
• Baş ekseni vücut ile aynı doğrultudadır.
• Ağız parçaları başın ön kısmındadır.
• Bu baş tipi genellikle predatör böceklerde ve bitki dokularında
galeri açan larvalarda görülebilir.
146
Baş tipleri
147
Baş tipleri
148
Baş tipleri
149
Baş tipleri
3. Opisthognathous
• Baş alt-geriye doğru uzanmış ve ağız parçaları genellikle bir
hortumun içinde bacakların arasından geriye doğru uzanır.
• Çoğu fitofag ve bitki özsuyu ile beslenir.
150
Baş tipleri
151
Baş tipleri
152
Baş tipleri
153
Baş tipleri
154
Baş tipleri
155
Baş tipleri
156
BAŞIN YAPISI
157
BAŞIN YAPISI
158
BAŞIN YAPISI
159
BAŞIN YAPISI
160
BAŞIN YAPISI
161
BAŞIN YAPISI
162
BAŞIN YAPISI
163
BAŞIN YAPISI
CORONAL SUTURE
FRONTAL SUTURE
164
BAŞIN YAPISI
165
BAŞIN YAPISI
166
BAŞIN YAPISI
167
BAŞIN YAPISI
3. Subgenal suture:
Başın 2 yanında
yanakların altındadır.
4. Epistomal suture:
Başın önünde subgenal
suturelerin
arasındadır.Sadece
kanatlı böceklerde
vardır.
5. Oculer suture: Petek
gözlerin etrafındadır.
6. Antennal suture:
Anten kaidesinin
etrafındadır.
168
BAŞIN YAPISI
169
BAŞIN YAPISI
170
BAŞIN YAPISI
171
BÖCEKLERDE ANTEN
172
BÖCEKLERDE ANTEN
Anten Tipleri
• scape
• pedicel
• flagellum
173
BÖCEKLERDE ANTEN
174
BÖCEKLERDE ANTEN
175
BÖCEKLERDE ANTEN
Elateridae
BÖCEKLERDE ANTEN
178
BÖCEKLERDE ANTEN
179
BÖCEKLERDE ANTEN
9. Plumose (Tüylü) Anten :
Segmentlerin büyük bir kısmı,
uzun tüylerle kaplıdır. Culex
erkeklerinde
181
Ağız parçaları
182
Ağız parçaları
183
Ağız parçaları
184
Ağız parçaları
185
Ağız parçaları
186
Ağız parçaları
• Isırıcı-Çiğneyici Ağız
• Bu şekilde ağız yapısına sahip böcekler besinlerini ısırıp
çiğnemek suretiyle alırlar. Orthoptera ve Coleoptera
takımlarında bu tip ağız görülmektedir. Bu tip ağızdaki parçalar
şunlardır.
• 1.Labrum (Üst dudak): Başın ön tarafında clypeus’un hemen
aşağı tarafında bulunan yassı pul gibi bir parçadır. Ağzı üstten
kapatır. Gıdaların ağız boşluğuna itilmesini sağlar ve böceğin
ısıracağı yaprak ve sürgün gibi kısımları tutarak bitki parçasının
kesilmesi ve ısırılmasını kolaylaştırır.
187
Ağız parçaları
188
Ağız parçaları
189
Ağız parçaları
190
Ağız parçaları
191
Ağız parçaları
Isırıcı-çiğneyici ağız
192
Ağız parçaları
193
Ağız parçaları
194
Ağız parçaları
5.Labium (Alt dudak): Tek bir kısım olup maxilla’ya benzer bir çift
parçanın birbiriyle kaynaştığı düşünülmektedir. Maxilla’nın alt
tarafında yer alır ve ağzı alt taraftan kapatır. Genellikle enine bir
dikişle iki kısma bölünür. Üst kısma postmentum uçta kalan kısma
ise prementum adı verilir.
Çekirgelerde postmentum ikiye bölünmüştür. Bunlar, tabanda
olan kısmına submentum, uçtakine de mentum adı verilmektedir.
Prementum’un yan kısımlarında bir çift palp ile uç kısmında
genellikle dört adet lop bulunur. Bunların hepsi ligula’yı oluşturur.
Bu loplardan ortadaki çifte glossa, yanlardakine de paraglossa adı
verilir. Labial palplerin çıktığı kısma da palpifer adı verilmektedir.
Çiğneyici ağız yapısına sahip böcek gruplarında labium’daki
değişiklikler genel olarak ligula’nın yapısında ve labium’un taban
kısmının kitinleşme durumunda olmaktadır.
195
Ağız parçaları
196
Ağız parçaları
197
Ağız parçaları
198
Ağız parçaları
199
Ağız parçaları
2. Yalayıcı-emici ağız
200
Ağız parçaları
2. Yalayıcı-emici ağız
• Hymenoptera
mandibula mandibula
palpus palpus
glossa
201
Ağız parçaları
202
Ağız parçaları
3. Emici ağız
• Labrum ve madibula kısalmış,
• I. maxilla kaynaşarak tek parça olmuş ve hortum şeklini almıştır.
• Lepidoptera takımındaki böcekleri örnek olarak verebiliriz.
203
Ağız parçaları
204
Ağız parçaları
205
Ağız parçaları
4. Sokucu-emici ağız
A. Altı iğneli sokucu emici ağız
207
Ağız parçaları
4. Sokucu-emici ağız
B. Dört iğneli sokucu-emici ağız:
Hemiptera ve Homoptera takımlarındaki böcekler
2 iğne I. maxilla’dan ve 2 iğne mandibula’dan
208
Ağız parçaları
209
Ağız parçaları
4. Sokucu-emici ağız
C. İki iğneli sokucu-emici ağız
• II. maxilla’nın oluşturduğu hortum içerisinde sadece iki iğne
görülür.
• 1 iğne hypopharynx’ten,
• 1 iğne Labrum’dan meydana gelmektedir.
• Diptera
210
Ağız parçaları
211
Ağız parçaları
212
Ağız parçaları
213
Ağız parçaları
214
Ağız parçaları
215
Ağız parçaları
216
Ağız parçaları
217
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
218
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
219
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
220
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
221
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
222
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
223
BÖCEKLERDE BAŞ VE AĞIZ YAPILARI
224
BÖCEKLERDE THORAX
225
BÖCEKLERDE THORAX
226
BÖCEKLERDE THORAX
227
BÖCEKLERDE THORAX
228
BÖCEKLERDE THORAX
229
BÖCEKLERDE THORAX
230
BÖCEKLERDE THORAX
231
BÖCEKLERDE THORAX
232
BÖCEKLERDE THORAX
233
BÖCEKLERDE THORAX
234
BÖCEKLERDE BACAKLAR
235
BÖCEKLERDE BACAKLAR
236
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 1. Coxa:
• Bacağın toraksa bağlandığı ilk segmenttir.
• Coxa eklem zarı (Coxal corium) ile vücuda eklemlidir.
Genellikle konik, silindirik veya yuvarlak yapılı bir segmenttir.
• 2. Trochanter:
• Coxa'dan sonra gelen, bacağın ikinci kısmıdır.
• Trochanter genellikle kısa bir segmentten meydana gelmiştir.
Odonata nimf ve erginlerinde iki trochanter segmenti
bulunur.
237
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 3. Femur:
• Bacağın üçüncü kısmıdır. Oldukça uzun bir segment olan femur,
genellikle bacağın en kalın ve kuvvetli bölümüdür.
• 4. Tibia:
• Bacağın dördüncü segmentidir. Femur gibi uzun olmakla
birlikte ona göre daha ince yapıdadır.
238
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 5. Tarsus:
• Bacağın son kısmı olan tarsus, tibiadan sonra gelen
segmentlerdir. Tarsus segmentlerinin sayısı böcek gruplarına
göre, 1-5 arasında değişir.
• Bir segmentli olanlar monomer, iki segmentli olanlar dimer, üç
segmentli olanlar trimer, dört segmentli olanlar tetramer, beş
segmentli olanlar ise, pentamer olarak adlandırılır.
• Böceğin üç çift bacağında da tarsal segmentler eşit sayıda ise
buna homomer, farklı sayılarda ise heteromer segmentli denir.
239
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 5. Tarsus:
• Bazı böceklerde tarsi beş segmentli olmakla birlikte, dördüncü
segment küçülerek üçüncü segmentin oluşturduğu loplar
arasına gizlenmiştir ve bu yüzden dört segmentli gibi görülür,
bunlara pseudotetramer, yine bazı böceklerde tarsi beş
segmentlidir, ancak dördüncü ve beşinci segment kaynaştığı
için dört segmentli gibi görülür, bunlara ise eutetramer adı
verilir.
240
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 5. Tarsus:
• Bazılarında ise tarsi dört segmentli olup üçüncü segment
küçülerek ikinci segmentin oluşturduğu oyuk içerisine yerleştiği
için görülebilir segment sayısı üçtür bunlar da pseudotrimer
olarak adlandırılır.
241
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 6. Pretarsus:
• Tarsus'un son segmentinin ucundaki çıkıntıların bulunduğu
kısma pretarsus, bu çıkıntılara ise pretarsal çıkıntılar adı verilir.
• Pretarsus genellikle bir çift tırnak (tcl) ile tırnaklar arasında veya
tırnak tabanında yer alan 1-3 adet lop ihtiva eder.
• Eğer tırnakların tabanından iki tane lop çıkarsa bunlara
pulvillus (çoğulu: pulvilli) (pul) denir.
242
BÖCEKLERDE BACAKLAR
• 6. Pretarsus:
• Tırnaklar ve pulvilli arasında bulunan kıl şeklindeki kısma ise
empodium (emp) adı verilir.
• Bazen empodium da lop şeklinde olabilir.
• Eğer, tırnaklar arasında sadece bir adet lop varsa, buna arolium
(aro) denir. Bazı böceklerde ise, iki tırnağın arasında üçüncü bir
tırnak mevcuttur.
243
BÖCEKLERDE BACAKLAR
244
BÖCEKLERDE BACAKLAR
245
BÖCEKLERDE BACAKLAR
247
BÖCEKLERDE BACAKLAR
248
BÖCEKLERDE BACAKLAR
249
BÖCEKLERDE BACAKLAR
250
BÖCEKLERDE BACAKLAR
251
BÖCEKLERDE BACAKLAR
252
BÖCEKLERDE BACAKLAR
253
BÖCEKLERDE BACAKLAR
254
BÖCEKLERDE BACAKLAR
255
BÖCEKLERDE BACAKLAR
256
BÖCEKLERDE BACAKLAR
257
BÖCEKLERDE BACAKLAR
258
BÖCEKLERDE BACAKLAR
259
BÖCEKLERDE BACAKLAR
260
BÖCEKLERDE BACAKLAR
261
BÖCEKLERDE BACAKLAR
262
BÖCEKLERDE BACAKLAR
263
BÖCEKLERDE BACAKLAR
264
BÖCEKLERDE BACAKLAR
Örneğin;
• Orthoptera (Blattidae)
• Coleoptera ( Cicindelidae)
265
BÖCEKLERDE BACAKLAR
266
BÖCEKLERDE BACAKLAR
267
BÖCEKLERDE BACAKLAR
268
BÖCEKLERDE BACAKLAR
269
BÖCEKLERDE BACAKLAR
270
BÖCEKLERDE BACAKLAR
271
BÖCEKLERDE BACAKLAR
272
BÖCEKLERDE BACAKLAR
kroşet
273
BÖCEKLERDE KANATLAR
274
BÖCEKLERDE KANATLAR
275
BÖCEKLERDE KANATLAR
276
BÖCEKLERDE KANATLAR
277
BÖCEKLERDE KANATLAR
278
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Kanat ucu genellikle costal kenar ile apikal kenar arasında yer
alır ve buraya apikal köşe adı verilir.
• Çoğunlukla apikal kenar ile anal kenar bir köşe yaparak birleşir.
Bu köşeye anal köşe denir.
279
BÖCEKLERDE KANATLAR
APİKAL
radial KÖŞE
COSTAL KENAR sectorial
KANAT
UCU
TABANI
KANAT
APİKAL KENAR
ANAL KENAR Radio-medial
Cubito-anal medial
Medio-cubital
ANAL KÖŞE
ANAL KÖŞE
280
BÖCEKLERDE KANATLAR
• KANAT DAMARLARI:
• Böceklerin büyük bir çoğunluğunda kanatlar zar şeklindedir ve
üzerinde değişik sayı ve kalınlıkta, ağ gibi dağılmış damarlar
bulunur.
• Bu damarların şekli ve sayısı böcek gruplarına göre büyük
değişiklik gösterir.
281
BÖCEKLERDE KANATLAR
• KANAT DAMARLARI:
• Bu nedenle damarlanma şekli, böceklerin sınıflandırılmasında
yaygın olarak kullanılır.
• Bazı böcek gruplarında kanat damarları birbirleriyle kaynaşarak
azaldığı gibi, diğer bazılarında ise çok fazla dallanma gösterir.
• Böcek kanatlarındaki damarlar, genel olarak boyuna ve enine
olmak üzere iki gruba ayrılır.
282
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Boyuna damarlar, böcek gruplarına göre, büyük değişiklik
gösterir.
• Bazılarında birkaç tane iken, kimilerinde çok fazla sayıdadır.
• Ayrıca, bu damarların isimleri de çok değişiklik göstermekte ve
bazılarında, özel isimler verilmektedir.
• Boyuna damarları gösteren kısaltmalar, her zaman büyük harf
ile başlar.
283
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Costa (C): Kanadın ön (costal) kenarını oluşturan damardır ve
dallanma göstermez (basit damar).
• Subcosta (Sc): Costa'dan sonra gelen damar olup, genellikle
uca doğru iki dala ayrılmıştır.
• Bunlar, sırayla numaralandırılarak SC1 ve SC2 olarak gösterilir.
284
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Radius (R):
• Subcosta'dan sonraki damar olup, kanadın hemen tabanına
yakın olarak iki dala ayrılır.
• Bunlardan önde olan R1 kanat kenarına dallanmadan ulaşır.
• Radius'un ikinci dalı ise, radial sector (Rs) adını alır.
285
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Radius (R):
• Radial sector önce ikiye ayrılır, sonra bu dallar da tekrar ikiye
ayrılarak kanat ucunda dört dal daha meydana getirir.
• Bunlar da sırasıyla R2, R3, R4 ve R5 olarak gösterilir.
286
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Media (M):
• Radius'tan sonraki damardır.
• Media önce ikiye dallanır, sonra her dal tekrar ikiye ayrılarak
kanat ucunda dört damar oluşturur.
• Bunlar da sırasıyla M1, M2, M3 ve M4 olarak gösterilir.
287
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Cubitus (Cu):
• Cubitus, tabanda ikiye ayrılarak önde Cu1, arkadaki ise Cu2
damarını oluşturur.
• Cu2 de kendi arasında tekrar ikiye dallanarak, kanat ucuna
Cu1a Cu1b adı verilen iki damar halinde ulaşır.
288
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Cubitus (Cu):
• Bazı araştırıcılar ise, tabandaki dallanmayı kabul etmezler ve
sadece öndeki, iki dala ayrılan damarı cubitus olarak kabul
ederler.
• Bunlardan öndekine Cu1, arkadakine ise Cu2 adı verilir.
• Tabandan itibaren ayrılan diğer damar ise anal damarlar
arasına dahil edilir.
289
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Boyuna Damarlar:
• Anal Damarlar (A):
• Cubitus'tan sonra gelen damarlardır ve bunlar bağımsız
damarlar olduklarından, 1A, 2A, 3A, 4A şeklinde
numaralandırılır.
• Anal damarlar dallanmadan (basit damar) kanat kenarına ulaşır.
290
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Enine Damarlar:
• Kanatlar üzerinde, yukarıda belirtilen boyuna damarlara ilave
olarak, bunlar arasında bağlantı oluşturan enine damarlar
bulunur.
• Bu damarlar kanat üzerinde bulundukları yere veya bağlantı
oluşturdukları boyuna damarlara göre adlandırılır ve boyuna
damarların aksine, küçük harflerle gösterilir.
291
BÖCEKLERDE KANATLAR
• Enine Damarlar:
• Humeral (h): Kanadın tabanına yakın (humeral köşe) olarak,
costa ile subcosta arasında yer alır.
• Radial (r): R1 ve R2 arasında yer alır.
• Sectorial (s): Radial sektörün orta dalları olan R3 ile R4 arasında
yer alır.
• Radio-medial (r-m): R5 ile M1 arasında yer alır.
• Medial (m veya m-m): M2 ile M3 arasında yer alır.
• Medio-cubital (m-cu): M4 ile Cu1a arasında yer alır.
• Cubito-anal (cu-a): Cu2 ile 1A arasında yer alır.
292
BÖCEKLERDE KANATLAR
APİKAL
radial KÖŞE
COSTAL KENAR sectorial
KANAT
UCU
TABANI
KANAT
APİKAL KENAR
ANAL KENAR Radio-medial
Cubito-anal medial
Medio-cubital
ANAL KÖŞE
ANAL KÖŞE
293
BÖCEKLERDE KANATLAR
• KANAT HÜCRELERİ:
• Kanatlar üzerinde, etrafı damarlar tarafından sınırlandırılmış
alanlara hücre adı verilir.
• Eğer, bir hücrenin her tarafı damarlar tarafından çevrelenmiş
ise bunlara kapalı hücre; bir veya birkaç kenarı, kanat kenarına
geliyorsa, bunlara da açık hücre adı verilir.
• Damarlar arasında bulunan hücreler, hücrenin ön kenarını
teşkil eden boyuna damarın adı ile isimlendirilir ve boyuna
damarlarda olduğu gibi daima büyük harflerle gösterilir.
294
BÖCEKLERDE KANATLAR
• KANAT HÜCRELERİ:
• Bir hücre enine bir damarla iki veya daha fazla kısma
bölünmüşse bunlar tabandan uca doğru 1., 2., 3. olarak
isimlendirilir.
• Örneğin, 1.M2, 2.M2 gibi. Bir hücrenin ön tarafında kaynaşmış
bir ana damar bulunuyorsa, bu hücre kaynaşan damarlardan
sonuncusunun ismine göre isimlendirilir.
• Örneğin, bir hücrenin ön kenarını oluşturan damar R2+3 ise bu
hücre R3 olarak adlandırılır.
• Bunun yanında bazı böcek gruplarında kanattaki bazı hücrelere
bazı özel isimler verilebilir
295
BÖCEKLERDE KANATLAR
296
BÖCEKLERDE KANATLAR
297
BÖCEKLERDE KANATLAR
298
BÖCEKLERDE KANATLAR
299
BÖCEKLERDE KANATLAR
300
BÖCEKLERDE KANATLAR
301
BÖCEKLERDE KANATLAR
302
BÖCEKLERDE KANATLAR
303
BÖCEKLERDE KANATLAR
304
BÖCEKLERDE KANATLAR
305
BÖCEKLERDE KANATLAR
306
BÖCEKLERDE KANATLAR
307
BÖCEKLERDE KANATLAR
308
BÖCEKLERDE KANATLAR
309
BÖCEKLERDE KANATLAR
310
BÖCEKLERDE KANATLAR
claval dikiş
311
BÖCEKLERDE KANATLAR
312
BÖCEKLERDE KANATLAR
313
BÖCEKLERDE KANATLAR
314
BÖCEKLERDE KANATLAR
315
BÖCEKLERDE KANATLAR
316
BÖCEKLERDE KANATLAR
317
BÖCEKLERDE KANATLAR
Böceklerde Uçuş
Böcekler kanatlarının iki çiftini birlikte hareket ettirirler. Bu
hareket aşağı ve yukarı olmak üzeredir.
318
BÖCEKLERDE KANATLAR
Coleoptera’da : elytra
Hymenoptera’da : abdomen
Orthoptera’da : art bacaklar
Diptera : halterler
319
BÖCEKLERDE KANATLAR
Schistocercagregaria(Orth.) :20
Pieris brassica (Lepidoptera) : 9
320
ABDOMEN
321
322
Yandan görünüş abdominal spiracles
323
Erkek Genitalia
327
328
329
330
331
332
PROPODEUM: Hymenoptera takımı Apocrita alt takımında 1.
abdomen segmenti thoraxla birleşmiştir ve bu adla tanınır.
333
2. segment de incelerek sap şeklini almıştır ve PETİOLE olarak
bilinir.
334
335
336
337
• Abdomendeki genital organlar genellikle 8. ve 9.
segmenlerde bulunur.
• Böylece genital segmentlerin önündeki segmentlere:
PREGENİTAL SEGMENTLER ve arkasındakilere de
POSTGENİTAL SEGMENTLER denir.
338
Abdomendeki çıkıntılar Ergin öncesi Dönemlerdekiler:
339
340
Abdomendeki çıkıntılar Ergin öncesi Dönemlerdekiler:
341
Dytiscidae
Dytiscidae
342
Beyaz
sinek
Beyaz sinek
343
Abdomendeki çıkıntılar Ergin öncesi Dönemlerdekiler:
344
345
346
347
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
348
Thysanura
Thysanura
349
350
Microcoryphia
351
352
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
353
354
355
356
tenaculumun kelime
anlamı:
357
358
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
359
360
Periplaneta americana cerci ve stili 361
362
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
363
Schizaphis graminum
364
365
366
• Afitlerde
• Viviparite
• Canlı doğurma
367
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
368
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
369
Ergin böceklerdeki Abdomen Çıkıntıları
370
stili
Caudal
flament
371
Genital Segmentler
372
Erkek Genital Organı
373
Erkek Genital Organı
374
Erkek Genital Organı
375
376
Dişiye spermleri taşıyan aedeagus, her türde kendine has bir şekil
ihtiva etmesi nedeniyle, türlerin teşhisinde kullanılan en önemli
organlardan biridir.
377
aedeagus
378
• Tipik olarak bir taban (phallobase) ve bir de sap (shaft)
kısmından oluşur.
379
• Styli, çiftleşme sırasında tutucu organ olarak görev yapar.
Bunların şekli ve üzerinde bulunan çıkıntılar, taksonomide
önemlidir.
380
• Konnektiv, aedeagus ile styli arasında bağlantı oluşturan,
genellikle “Y” veya “V” şeklindeki bir organdır. Çatal olan
uçlarına styli, diğer ucuna aedeagus bağlanmıştır.
381
Ventralden görünüş
382
383
Dişi Genital Organı
384
Dişi Genital Organı
8. ve 9. segmentlerin pleura kısmı ovipozitörün tabanını oluşturan
1. ve 2. valvifer (vf) çiftini meydana getirmiştir.
385
386
387
Cotesia’da ovipozitör
388
• Bazı böceklerde 3. çift valvula daha bulunur. Buna gonoplac adı
verilir. Ovipozitörü koruyucu bir kılıf olarak rol oynar.
389
Yeşil (Tettigonidae) çekirgelerde ovipozitör kılıç şeklini almıştır.
Ichneumonoidea türlerinde ise genel olarak kıl şeklindedir.
390
391
392
393
• Böcekler genel olarak ovipozitörlerini bitki veya hayvan
dokusuna, ya da toprak vs. içerisine yumurtalarını koymak için
kullanırlar.
394
Hymenopter
395
396
• Bazı böcek gruplarında, abdomenin sivrileşmiş olan son kısmı
uzatılarak yumurta koymak için kullanılır.
397
• Örneğin; Bazı Diptera türlerinde son abdomen segmentleri,
normalde abdomen içerisine çekilmiş durumdadır. Böcek
yumurta koyacağı zaman, bu tüp şeklindeki kısmı dışarı doğru
uzatarak ovipozitör şeklinde kullanır.
398
399
400
401
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi
402
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi
403
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi
404
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi
405
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Kasın Yapısı)
406
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (İskelet Kasları)
407
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (İskelet Kasları)
408
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
409
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
410
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
411
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Baş Kasları:
• Bunlar Cervical kaslar, Ağız parçalarına ait kaslar ve Antenal
kaslar olarak üç grupta ele alınır.
• Cervical kaslar; başın hareketini kontrol eden kaslardır.
Protoraks veya cervix'den, başın tentorium veya epicranium
kısmına uzanırlar.
• Yukarı, aşağı ve geriye çekici kaslar ile döndürücü kaslardan
oluşur.
412
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Baş Kasları:
• Ağız parçalarına ait kaslar; labrum, mandibula, maxilla ve
labium'da, bunları başa bağlayarak, hareketlerini sağlayan, açıcı
ve çekici kaslar bulunur.
• Ayrıca, maxilla ve labium'un segmentli kısımları ve palp
segmentleri de kendine ait, segmental kaslara sahiptir.
• Bunun dışında, labiumdan kaynaklanan ve salgı kanalının ağız
kısmını saran, labial salivary kaslar vardır.
413
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Baş Kasları:
• Antenal kaslar; tentorium veya baş duvarından anten tabanına
uzanan dış antenal kaslar (yukarı ve aşağı çekici) ile scap
içerisinde, pedicel'in tabanına uzanan iç antenal kaslardan
(bükücü ve uzatıcı kas) oluşur.
414
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Toraks, kas sistemi en yoğun ve kompleks olan bölümdür.
• Bunlar da pozisyonları, fonksiyonları ve bağlı bulundukları
sklerit veya organa göre isimlendirilirler.
415
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Tergo-sternal kaslar;
segmentlerde tergum ile
sternum arasında uzanır.
• Her segmentin sağ ve sol
yanında olmak üzere, bir
çifttir (tsm).
• Bunlar dorso-ventral kaslar
olarak da isimlendirilir.
416
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Dorsal boyuna kaslar;
toraksın üst kısmında
boydan boya uzanan
bir çift kastır.
Segmental olarak,
phragmata'lara
bağlanmış durumdadır
(dlm).
417
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Dorsal boyuna kaslar
ile tergo-sternal kaslar,
indirekt kanat kasları
olarak da isimlendirilir.
• Bunlar sırayla kasılmak
suretiyle, notumu
aşağı yukarı
istikamette hareket
ettirir, buna bağlı
olarak da kanatlar
hareket eder.
418
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Ventral boyuna kaslar;
toraksın ventralinde
boydan boya uzanan ve
uçları sternal
apophyses'lere bağlı
olan kaslardır.
• Bunlar kasıldığında,
toraks segmentlerine
ventral olarak teleskopik
bir hareket yaptırır.
• Basalar kaslar; coxa ile
episternum'dan çıkarak,
basalar'a bağlanan bir
çift kastır (bms)
419
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Subalar kaslar; coxa ve
epimeron'dan çıkarak,
subalar'a bağlanan bir
çift kastır (sbm).
• Axillary kaslar; pleuron
ile üçüncü axillary
sklerit arasında yer alır
(axm).
• Basalar, subalar ve
axillary kaslar,
doğrudan kanatları
hareket ettiren
kaslardır.
420
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Bunların dışında, bağlandığı vücut kısımlarına göre
adlandırılan; tergo-pleural, pleuro-sternal, pleuro-coxal ve
sterno-coxal kaslar ile stigmalara ait kaslar bulunur.
• Bacak Kasları; yukarıda belirtilen toraks kaslarından bazıları,
bacak hareketleri ile ilgili olmakla birlikte, bacak
segmentlerinin her birinin kendisine ait kasları vardır.
421
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Thorax Kasları:
• Bunlardan trochanter, femur, tibia ve tarsus'un hem yukarı,
hem de aşağı çekici kasları bulunurken, pretarsus'un sadece
yukarı çekici kasları vardır.
• Tarsus segmentlerinin ise her birinin kendisine ait özel
kasları bulunmaz.
422
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Abdomen Kasları:
• Boyuna kaslar; dorsal ve ventral olmak üzere iki gruba ayrılır.
• Her ikisi de, abdomende boydan boya uzanır.
• Segmental olarak ise, vücut duvarının segmentler arasındaki
dorsal ve ventral apodeme'lerine bağlanmıştır.
• İki kas birlikte kasıldığında, abdomen teleskopik olarak
hareket eder.
• Sadece dorsal kas kasıldığında, abdomen yukarıya; ventral
kas kasıldığında ise, aşağıya doğru kıvrılır.
423
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İskelet Kasları)
• - Abdomen Kasları:
• Lateral kaslar; segmentin her iki tarafında, dorso-ventral
olarak bağlanan kaslardır.
• Bunlar, segmental olarak veya segmentler arasında uzanır.
• Ayrıca, pleuron kısmı belirgin olan böceklerde, tergo-pleural
ve sterno-pleural kaslar da bulunur.
• Bunların kasılmasıyla, abdomen dorso-ventral olarak sıkışır.
• Hem boyuna kaslar, hem de lateral kaslar, solunum
hareketlerinin yapılması açısından oldukça önemlidir.
424
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İç Organlara Ait Kasları)
425
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İç Organlara Ait Kasları)
426
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (İç Organlara Ait Kasları)
427
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
428
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
429
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
430
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
431
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
432
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler)Kas Sistemi (Kas Fizyolojisi)
433
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Kuvvet ve Hareket)
434
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Kuvvet ve Hareket)
435
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Kuvvet ve Hareket)
436
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Kuvvet ve Hareket)
437
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Enerji Kaynağı)
438
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Kas Sistemi (Enerji Kaynağı)
439
Böceklerde İç Morfoloji (Sistemler) Sindirim Sistemi
440
BESİN SEÇİMİ VE BESLENMENİN KONTROLÜ
441
BÖCEKLERDE SİNDİRİM SİSTEMİ
442
BÖCEKLERDE SİNDİRİM SİSTEMİ
443
SİNDİRİM SİSTEMİ VE BESLENME
444
BÖCEKLERDEKİ SİNDİRİM SİSTEMİ
445
Böceklerde Sindirim Sistemi Besin Seçimi ve Beslenmenin Kontrolü
446
Böceklerde Sindirim Sistemi Besin Seçimi ve Beslenmenin Kontrolü
447
Böceklerde Sindirim Sistemi Besin Seçimi ve Beslenmenin Kontrolü
448
Böceklerde Sindirim Sistemi Besin Seçimi ve Beslenmenin Kontrolü
449
Böceklerde Sindirim Sistemi Besin Seçimi ve Beslenmenin Kontrolü
450
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
451
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
452
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
453
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
454
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
455
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
• 3. Maxillary Bezler
Protura, Collembola, Heteroptera türleri ile bazı Neuroptera ve
Hymenoptera larvalarında görülür.
Genellikle maxilla'nin taban kısmına açılan küçük bezlerdir.
Ağız parçalarının yağlanmasını sağlayan maddeler salgıladığı
kabul edilir.
456
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
• 4. Labial Bezler
Başta bulunan bezler içerisinde en iyi gelişmiş olan, labial
bezlerdir.
Coleóptera hariç, böcek takımlarının hemen hepsinde görülür.
Sindirim sisteminin ön kısmında, ventralde yer alan bir çift
bezdir.
457
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
• 4. Labial Bezler
Labial bezler, çoğunlukla tükürük salgı bezi olarak rol oynar.
Tipik olarak, tükürük salgısı, enzim ihtiva eden sulu bir sıvıdır.
Gıdaların ıslatılarak çiğnenmesini kolaylaştırır ve sindirimi
başlatır.
İnsanlarda olduğu gibi, tükürük salgısı genellikle sadece
karbonhidratı parçalayan enzimler (amilaz vs.) içerir.
458
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
459
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
460
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
461
Böceklerde Sindirim Sistemi (Salgı Bezleri)
462
Böceklerde Sindirim Sistemi
Ön bağırsak (Stomodaeum)
• Böceklerin çoğunda orta kısmı genişlemiş uzunca bir
borudur.
• Bu parçaya ilkel Oesophagus (özafagus) adı da verilir.
• Dört kısımdan meydana gelmiştir.
• Bunlar;
• Pharynx (Yutak),
• Oesophagus (Yemek borusu),
• Crop (Kursak) ve Proventriculus (Ön mide)’dur.
• Pharynx’in ön kısmında Buccal cavity (Ağız boşluğu) bulunur.
463
Böceklerde Sindirim Sistemi
464
Böceklerde Sindirim Sistemi
465
466
Böceklerde Sindirim Sistemi
467
Böceklerde Sindirim Sistemi
468
Böceklerde Sindirim Sistemi
469
Böceklerde Sindirim Sistemi
470
Böceklerde Sindirim Sistemi
471
Böceklerde Sindirim Sistemi
472
Böceklerde Sindirim Sistemi
473
Böceklerde Sindirim Sistemi
474
Böceklerde Sindirim Sistemi
475
Böceklerde Sindirim Sistemi
476
Böceklerde Sindirim Sistemi
477
Böceklerde Sindirim Sistemi
478
Böceklerde Sindirim Sistemi
479
Böceklerde Sindirim Sistemi
480
Böceklerde Sindirim Sistemi
481
Böceklerde Sindirim Sistemi
482
Böceklerde Sindirim Sistemi
483
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Böceklerin yediği gıdalar büyük oranda, polisakkarit ve
protein gibi makro moleküllerden oluşur.
• Genel olarak sadece küçük moleküller sindirim sisteminde
doğrudan absorbe edilebilir.
• Büyük moleküllerin ise önce küçük moleküllere
parçalanması gerekir.
• Sindirimle ilgili enzimler, tükürük salgı bezleri ve orta
bağırsak tarafından salgılanır.
• İlave olarak sindirim sisteminde yer alan mikroorganizmalar
da sindirim gerçekleştirmektedir.
484
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Bazı böceklerde, gıdalar alınmadan önce önemli ölçüde
sindirim gerçekleştirilir.
• Buna dış sindirim (extra-intestinal veya extra-oral sindirim)
adı verilir. Bu sokucu emici böceklerde, beslenme
başlamadan önce, gıda içerisine tükürük salgısını enjekte
edilir.
• Bu salgının içerdiği enzimler nedeniyle sindirim de
başlatılmış olur. Örneğin, Neuroptera larvaları, yakaladıkları
avlarını ısırdığında, enzim enjekte eder ve sindirilen vücut
içeriği emilir.
485
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Böceklerin çoğu aldığı gıdalardaki protein, lipit ve
karbonhidratları, esas olarak orta bağırsakta salgılanan
enzimler ile sindirirler.
• Midede salgılana enzimler, tamamen alınan gıda çeşidine
bağlıdır. Örneğin, kan emerek beslenen böceklerde,
proteinleri parçalayan proteolitik enzimler bulunurken,
nektar ile beslenen ergin lepidopterlerde bu enzimlere hiç
rastlanmaz.
486
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Proteinleri parçalayan enzimler endopeptidaz ve
ekzopeptidaz olarak iki gruba ayrılır.
• Bunlardan ilki protein molekülleri içerisindeki peptit
bağlarını parçalar, ikincisi ise, moleküldeki amino asitleri
koparır.
• Kıl ve tüy gibi maddelerde keratin adlı protein
bulunmaktadır. Bu nedenle, bu maddelerle beslenen
böceklerde, keratini parçalayan enzimler bulunmaktadır.
487
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Karbonhidratlar ise daha çok monosakkarit olarak absorbe
edilir. Bu nedenle disakkarit ve polisakkaritlerin
parçalanması gerekir.
• Bitkilerin yapısında buluna selüloz böcekler tarafından,
nispeten az faydalanılan bir polisakkarittir. Bu maddenin
sindirimi sadece simbiyoz mikroorganizmalar tarafından
gerçekleştirilir.
• Buna karşılık, bitkilerin ana depo maddesi olan nişasta ile
böceklerin ana depo maddesi olan glikojen, amilaz
tarafından parçalanır.
488
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besinlerin Sindirimi
• Bazı karbonhidratların sindirilmesi ile ilgili değişik enzimler
mevcuttur.
• Lipitlerin sindirilmesi hakkındaki bilgiler kısıtlıdır. Orta
bağırsakta bulunan hücreler, bu gibi maddelerin
parçalanmasıyla ilgili olarak farklı birkaç esteraz enzimleri
üretirler.
489
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Böcekler, insanların da gereksinim duyduğu 10 amino asit
(arginine, histidine, isoleucine, leucine, lysine, methionine,
phenylalanine, threonine, tryptophane ve valine), bazı B
vitaminleri, steroller (kolesterol ve stigmasterol gibi), bazı
nükleik asit bileşenleri ve bazı mineral maddelere ihtiyaç
duyarlar.
• Böcekler, yukarıda listelenen 10 amino asit ve sterolleri
sentezleyemezler ve dolayısıyla bunları aldıkları gıdalardan
sağlamak zorundadırlar.
490
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Böceklerin çoğu, gereksinimleri olan thiamin, riboflavin,
pyrodoxin ve nicotinik asit gibi B vitaminlerini simbiyoz
olarak yaşadıkları mikroorganizmalardan elde ederler.
• İhtiyaç duyulan başlıca mineral maddeler ise kalsiyum,
potasyum, fosfor, demir, bakır, kobalt vb.dir.
• Besinlerin kalite ve miktarı, böceklerin gelişme durumu ve
üreme gücü gibi birçok hayati faaliyetlerini etkiler.
491
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Ergin dönemde beslenmeyen böcekler, bu dönemde larva
tarafından vücutta depolanan gıda maddelerini kullanırlar.
• Ancak, birçok böceğin ergini, normal faaliyetlerin
sürdürebilmesi için beslenmek zorundadır.
492
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Böceklerin su ve mineral madde gereksinimleri, yaşama
şekli ve böcek gruplarına göre değişiklik arz eder.
• Su ve mineral maddeler kan için temel maddelerdir.
• Yapraklarla beslenen böcekler, vücutlarından meydana
gelen su kaybı olukça yüksek olmasına rağmen, ihtiyaç
duydukları suyu, besin maddeleri ile birlikte kolayca elde
edebilirler.
493
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Suda yaşayan böcekler, örneğin sivrisinek larvaları,
vücutlarından fazla suyu dışarı atmak, tuzları ise muhafaza
etmek zorundadır.
• Diğer taraftan, depolanmış tahıllar gibi düşük oranda su
ihtiva eden gıdalarla beslenen böceklerde, vücuttaki suyun
tamamını korunurken, tuzların fazlasını dışarı atmak
zorunludur.
• Bu durumdaki böcekler genellikle rektumda bulunan gıda
artıklarındaki suyu tamamen absorbe ederek, dışkının kuru
tanecikler şeklinde dışarı atılmasını sağlarlar.
494
Böceklerde Sindirim Sistemi
Besin İhtiyacı
• Bazı durumlarda ise, böceğin başlıca su kaynağı, gıdaların
oksidasyonu gibi yollarla elde edilen metabolik sudur.
• Yüksek rutubetli ortamlarda yaşayan bazı böcekler, havadaki
nemi vücut yüzeyi ile absorbe edebilirler.
495
Böceklerde Sindirim Sistemi
496
Böceklerde Sindirim Sistemi
497
Böceklerde Sindirim Sistemi
498
BOŞALTIM SİSTEMİ
499
Boşaltım Sistemi
500
Boşaltım Sistemi
501
Boşaltım Sistemi
502
Boşaltım Sistemi
503
Boşaltım Sistemi
504
Boşaltım Sistemi
505
Boşaltım Sistemi
506
Boşaltım Sistemi
507
Boşaltım Sistemi
508
Boşaltım Sistemi
509
Boşaltım Sistemi
510
Boşaltım Sistemi
511
Boşaltım Sistemi
512
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
513
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
514
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
515
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
516
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
517
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
518
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
3. Atıkların Depolanması
• Malpigi tüpleri bulunmayan, gelişmemiş olan veya
fonksiyonel tüplere sahip olmayan bazı türlerde, artık
maddelerin vücut içerisinde depolanması zorunludur.
• Bu gibi böceklerde, yağ dokusu içerisinde ürik asit tuzlarının
(ürat) depolandığı özel ürat hücreleri bulunur.
• Bu hücreler fonksiyon olarak malpigi tüplerinin yerini
almıştır.
519
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
520
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
521
Boşaltım Sistemi-Nitrojenli Maddelerin Boşaltımı
522
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
• Tuz-su dengesi, kanın ozmotik basıncını düzenler.
• Kandaki iyonların nispi oranları ayarlanarak kan ozmotik
basıncı dar sınırlar arasında tutulur.
• Kanın ozmotik basıncı genel olarak, diğer organizmaların
kanı ile benzer sınırlar içerisindedir. Ancak, belli şartlarda bu
basınç yükseltilebilir. Örneğin, kışlama esnasında, bir antifriz
görevi yapan, gliserol oranı artırılarak ozmotik basınç
yükseltilir.
523
Boşaltım Sistemi
524
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Karasal Böceklerde)
• Karasal böceklerde en önemli problemlerden biri olan su
kaybı; integümentten buharlaşma yoluyla, solunum
esnasında stigmalar yoluyla ve boşaltım esnasında ortaya
çıkar.
• Karasal böcekler su ihtiyacını büyük oranda gıdalarından ve
içmek suretiyle temin ederler. Bazı böcekler, sadece katı
gıdalarla beslendikleri için, normal su ihtiyaçlarını
gıdalarından karşılayamazlar. Bu gibi böcekler su İhtiyacını,
metabolizma esnasında üreterek veya atmosferde bulunan
su buharını absorbe ederek karşılar.
525
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Karasal Böceklerde)
• Karasal böceklerde, gıdaların içeriğinde bulunan fakat böcek
tarafından istenmeyen birçok iyonun vücuttan
uzaklaştırılması da ayrı bir problemdir. Çünkü böcekler bu
iyonları vücuttan uzaklaştırırken, fazla miktarda da su kaybı
söz konusudur.
• Ancak, birçok karasal böcekte, suyun düşük
konsantrasyonları dahi rektumda geri emilerek tekrar
kazanılmaktadır. Yani bir aktif taşıma söz konusudur ve
bunun için bir enerji harcanması zorunludur.
526
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Karasal Böceklerde)
• Kuru ortamlarda yaşayan bazı böceklerde bulunan
kriptonefridial yapı, rektumda yer alan sıvının yüksek
konsantrasyonda olmasına rağmen, suyun rektal
duvarlardan geri emilimini gerçekleştirir.
• Bu sistem özellikle kuru ortamlarda yaşayan böceklerde iyi
gelişmiştir.
527
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Acı ve Tuzlu Su Böceklerinde)
• Tuzlu sularda ve acı sularda; ortamın iyonik içeriği ve
ozmotik basınç değerleri geniş sınırlar arasında değişir.
• Sıcak ve kuru hava şartlarında, tuzluluk birkaç kat artar.
• Şiddetli yağışlar sonrası veya ilkbaharda karların
erimesinden sonra ise, bu alanların tuzluluğu azalarak tatlı
sulara yaklaşır.
• Bu nedenle, burada yaşayan böcekler, ortamdaki geniş
tuzluluk değişimine rağmen, kendi kanlarının ozmotik
basıncını ayarlamak zorundadır.
528
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Acı ve Tuzlu Su Böceklerinde)
• Tuzluluk düşük olduğunda, kan dış ortama göre daha yüksek
ozmotik basınca sahip olmaktadır.
• Bu durumda vücuda giren fazla su, oldukça sulu bir idrar ile
atılmakta, tuzlar ise rektal duvarlardan, aktif yolla geri
emilmektedir.
• Tuzluluk yüksek olduğunda ise, kanın ozmotik basıncı dış
ortama göre daha düşük olmaktadır.
• Bunun sonucu olarak, ozmoz nedeniyle vücuttaki su dış
ortama doğru hareket etme eğilimi gösterecektir.
529
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Acı ve Tuzlu Su Böceklerinde)
• Böcek sindirim sistemi yoluyla kaybedilen suyu, beslenme
esnasında geri kazanır.
• Fakat beslenilen su da yüksek oranda tuz içerdiğinden, bu
tuzun atılması gerekmektedir.
• Genellikle bu böcekler de karasal böceklerde olduğu gibi,
malpigi tüpleri yoluyla atılan suyun büyük kısmını rektum
yoluyla geri emilerek suretiyle, oldukça yüksek ozmotik
basınca sahip bir idrar oluşturulur, böylece fazla tuzlar
vücuttan uzaklaştırılır.
530
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Tatlı Su Böceklerinde)
• Böcek sindirim sistemi yoluyla kaybedilen suyu, beslenme
esnasında geri kazanır.
• Fakat beslenilen su da yüksek oranda tuz içerdiğinden, bu
tuzun atılması gerekmektedir.
• Genellikle bu böcekler de karasal böceklerde olduğu gibi,
malpigi tüpleri yoluyla atılan suyun büyük kısmını rektum
yoluyla geri emilerek suretiyle, oldukça yüksek ozmotik
basınca sahip bir idrar oluşturulur, böylece fazla tuzlar
vücuttan uzaklaştırılır.
531
Boşaltım Sistemi
Tuz ve Su Regülasyonu
(Tatlı Su Böceklerinde)
• Bu esnada ise vücuttan tuzların kaybı söz konusu olacaktır.
• Ancak, kana göre daha düşük ozmotik basınçlı (oldukça sulu)
idrar oluşturarak bunu başarırlar. Tatlı su böcekleri, belli bir
seviyenin üzerinde tuz ihtiva eden ortamlarda, bu
regülasyonu yapmayı başaramazlar.
532
Boşaltım Sistemi
Hormonal Kontrol
• Böceklerde kanın su ve tuz içeriği malpigi tüpleri ve rektum
tarafından mükemmel bir şekilde ayarlanır.
• Bununla birlikte, bu faaliyetlerin, böceğin ihtiyaçları
doğrultusunda başlatılması, durdurulması, hızlandırılması
veya yavaşlatılması gerekir.
533
Boşaltım Sistemi
Hormonal Kontrol
• Bu koordinasyon ise hormonlar tarafından gerçekleştirilir.
Tırtıllar gibi bazı böceklerde, sürekli olarak idrar salgılanır.
• Ancak, karasal böceklerde üretilen idrar miktarı oldukça
değişkendir. Bu genellikle diüretik hormon tarafından
kontrol edilir.
534
Boşaltım Sistemi
Hormonal Kontrol
• Böceklerde görülen diüretik (idrar artırıcı) hormon, beyin ve
diğer gangliyonlarda yer alan nörosekresyon hücreleri
tarafından üretilmektedir.
• Bazı böceklerde antidiüretik faktörler de mevcuttur. Karasal
böceklerin çoğunda suyun atılmasını artıran diüretik
hormon, beslenmeyi takiben salgılanır.
535
Boşaltım Sistemi
Hormonal Kontrol
• Abdominal duvarın veya ön bağırsak duvarının gerilmesi, bu
hormon salgılanmasına neden olur.
• Hormon ilk olarak malpigi tüpleri üzerine etki ederek
potasyum salgılanmasını artırır.
• Bu suretle, tüp duvarı boyunca su akışı da hızlandırılır.
536
Boşaltım Sistemi
Hormonal Kontrol
• Hormon tüp duvarında, su salgılamasını artırırken, rektal
duvar boyunca suyun geri emilimini de azaltır.
• Ancak, farklı içerikte su ihtiva eden gıdalarla beslenen
böceklerde, sadece "gerilme" şeklindeki fiziksel bir
uyarımla, salgılanan suyun regüle edilmesi mümkün değildir.
• Bu böceklerde, diğer bazı kontrol sistemlerinin de olması
zorunludur.
537
DOLAŞIM SİSTEMİ
538
DOLAŞIM SİSTEMİ
YAPISI
• Hemolimfin vücutta hareketini sağlayan pompa sistemi,
vücudun dorsal kısmında, terga’nın altında yer alır ve vücut
boyunca uzanır.
539
DOLAŞIM SİSTEMİ
540
DOLAŞIM SİSTEMİ
541
DOLAŞIM SİSTEMİ
542
DOLAŞIM SİSTEMİ
543
DOLAŞIM SİSTEMİ
544
DOLAŞIM SİSTEMİ
545
DOLAŞIM SİSTEMİ
546
DOLAŞIM SİSTEMİ
547
DOLAŞIM SİSTEMİ
548
DOLAŞIM SİSTEMİ
549
DOLAŞIM SİSTEMİ
550
DOLAŞIM SİSTEMİ
551
DOLAŞIM SİSTEMİ
552
DOLAŞIM SİSTEMİ
553
DOLAŞIM SİSTEMİ
554
DOLAŞIM SİSTEMİ
Hemolimf-Kan
• Böceklerde bulunan kan miktarı, oldukça büyük sınırlar
arasında değişir.
555
DOLAŞIM SİSTEMİ
556
DOLAŞIM SİSTEMİ
557
DOLAŞIM SİSTEMİ
558
FİZYOLOJİSİ
Sirkülasyon
• Kanın sirkülasyonu, dorsal damar ve ek pulsatif organların
kasılıp gevşemesi sonucu meydana gelir.
559
1.Plazma
1. Plazma
Yapısı
• Kanın çok büyük bir kısmını oluşturan plazma, çok değişik
organik ve inorganik bileşikleri içerir.
560
1.Plazma
561
1.Plazma
562
1.Plazma
563
1.Plazma
564
1.Plazma
565
1.Plazma
566
1.Plazma
567
1.Plazma
568
1.Plazma
Fonksiyonları
• Plazmanın içerdiği organik ve inorganik maddelerin en
önemli fonksiyonu, kanın ozmatik basıncını sağlamaktır.
Birçok böcekte kan ozmotik basıncı 300-500 mOsmol
arasında değişir.
569
1.Plazma
570
1.Plazma
571
2.Hemositler
572
2.Hemositler
573
2.Hemositler
574
2.Hemositler
• 1. Prohemositler
• 2. Plasmatositler daha yaygın
• 3. Granülositler
• 4. Adipohemositler
• 5. Önositoidler daha az olarak
• 6. Küresel hücreler görülür.
575
2.Hemositler
1. Prohemositler
• Küçük, küre veya elipsoidal şekilli, protoplazmanın büyük
kısmını çekirdek oluşturur, ancak diğer organeller
azalmıştır.
576
2.Hemositler
2. Plazmatositler (Fagositler)
• Farklı şekil ve büyüklükteki hücrelerdir, merkezinde küresel
bir çekirdek ve bol miktarda vokul içeren bir stoplazması
vardır.
577
2.Hemositler
3. Granülositler
• Genellikle yuvarlak ve disk şeklinde, küçük çekirdekli
hücrelerdir. Bol miktarda endoplazmik retikulum ve Golgi
cisimciği ihtiva ederler.
578
2.Hemositler
4. Adipohemositler
• Karakteristik olarak, lipit damlacıkları içerir. Endoplazmik
retikulum ve Golgi cisimciği iyi gelişmiştir.
579
2.Hemositler
5. Önositoidler
• Endoplazmik retikulum ve Golgi cisimciği az gelişmiştir.
580
2.Hemositler
6. Küresel hücreler
• Sitoplazmanın yaklaşık %90’ını küresel yapılar oluşturur.
• Fonksiyonları bilinmemektedir.
581
Hemositlerin Görevleri
1. Fagositosis
582
Hemositlerin Görevleri
2. Nodul oluşumu
• Böcek bünyesine çok sayıda bakteri veya fungal spor hücum
ettiğinde, nodul oluşumu gerçekleşir.
583
Hemositlerin Görevleri
3. Enkapsülasyon
• Böcek parazitoit veya nematod gibi, daha büyük
organizmalar tarafından saldırıya uğrarsa, enkapsülasyon
olayı gerçekleşir.
584
Hemositlerin Görevleri
4. Koagülasyon
• Böceklerde bu olay oldukça hızlı ve ani olarak meydana gelir.
585
Hemositlerin Görevleri
5. Metabolik Fonksiyonlar
• Hemositler; glikojen, mukopolisakkaritler, lipit ve protein
gibi maddeler içermektedir.
586
Hemositlerin Görevleri
587
Hemositlerin Görevleri
588
Hemositlerin Görevleri
• Bağışıklık ;
- doğuştan
- kazanılmış bağışıklık
589
Hemositlerin Görevleri
590
SOLUNUM SİSTEMİ
591
SOLUNUM SİSTEMİ
592
SOLUNUM SİSTEMİ
593
SOLUNUM SİSTEMİ
594
SOLUNUM SİSTEMİ
595
SOLUNUM SİSTEMİ
596
SOLUNUM SİSTEMİ
597
SOLUNUM SİSTEMİ
598
SOLUNUM SİSTEMİ
599
SOLUNUM SİSTEMİ
600
SOLUNUM SİSTEMİ
601
SOLUNUM SİSTEMİ
602
SOLUNUM SİSTEMİ
603
SOLUNUM SİSTEMİ
604
SOLUNUM SİSTEMİ
605
SOLUNUM SİSTEMİ
606
SOLUNUM SİSTEMİ
607
SOLUNUM SİSTEMİ
608
SOLUNUM SİSTEMİ
612
SOLUNUM SİSTEMİ
613
SOLUNUM SİSTEMİ
614
SOLUNUM SİSTEMİ
Stigmaların Yapısı
• Baş kısmında stigma bulunmaz.
615
SOLUNUM SİSTEMİ
616
SOLUNUM SİSTEMİ
617
SOLUNUM SİSTEMİ
618
SOLUNUM SİSTEMİ
619
SOLUNUM SİSTEMİ
620
SOLUNUM SİSTEMİ
621
SOLUNUM SİSTEMİ
622
SOLUNUM SİSTEMİ
623
SOLUNUM SİSTEMİ
1. Difüzyon
• Solunum sisteminde gazın hareketi esas olarak difüzyon
yoluyla gerçekleştirilir.
624
SOLUNUM SİSTEMİ
625
SOLUNUM SİSTEMİ
626
SOLUNUM SİSTEMİ
627
SOLUNUM SİSTEMİ
628
SOLUNUM SİSTEMİ
629
SOLUNUM SİSTEMİ
2. Aktif Solunum
• Trake sistemindeki borular sıkıştırıldığında, iç hacimleri
azalarak içerisindeki hava stigmalar yoluyla dışarı atılmakta,
tekrar eski haline geldiğinde ise, dışarıdan hava emmektedir.
630
SOLUNUM SİSTEMİ
631
SOLUNUM SİSTEMİ
632
SOLUNUM SİSTEMİ
633
SOLUNUM SİSTEMİ
3. Kesintili Solunum
• Trake sisteminde difüzyon yoluyla gaz değişimi meydana
gelirken, aynı zamanda buhar halinde su kaybı söz konusu
olmaktadır.
634
SOLUNUM SİSTEMİ
635
SOLUNUM SİSTEMİ
636
SOLUNUM SİSTEMİ
637
SOLUNUM SİSTEMİ
638
SOLUNUM SİSTEMİ
639
SOLUNUM SİSTEMİ
640
SOLUNUM SİSTEMİ
641
SOLUNUM SİSTEMİ
642
SOLUNUM SİSTEMİ
643
SOLUNUM SİSTEMİ
644
SOLUNUM SİSTEMİ
645
SOLUNUM SİSTEMİ
646
SOLUNUM SİSTEMİ
647
SOLUNUM SİSTEMİ
648
SOLUNUM SİSTEMİ
649
SOLUNUM SİSTEMİ
650
SOLUNUM SİSTEMİ
gill’in yapısı
651
Ephemeroptera nimfinde gill’ler
652
SOLUNUM SİSTEMİ
653
SOLUNUM SİSTEMİ
654
SOLUNUM SİSTEMİ
655
SOLUNUM SİSTEMİ
656
SOLUNUM SİSTEMİ
657
SOLUNUM SİSTEMİ
658
SOLUNUM SİSTEMİ
659
SOLUNUM SİSTEMİ
660
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
661
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
SİNİR HÜCRESİ
• Sinir sisteminin temel öğeleri sinir hücreleri, yani
nöronlardır.
662
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
akson perikaryon
dendrit
663
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
664
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
665
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
666
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
667
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
1. Duyu Nöronları
• Bunlar, afferent nöron olarak da adlandırılır ve uyarımları
alan duyu hücreleridir. Bu uyarımları merkezi sinir
sistemine gönderirler. Genelde bipolar olmakla beraber
multipolar da olabilirler.
668
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
2. Ara Nöronlar
• Association nöron olarak da adlandırılır ve duyu
nöronundan alınan uyarmaları, motor nöronlarına iletirler.
Bunların perikaryonları gangliyon içerisinde yer alır. Genelde
bipolar, bazen de multipolar durumdadır.
669
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
3. Motor Nöronları
• Motor (efferent) nöronlarının da perikaryonları gangliyonlar
içinde yer alır. Bunlar monopolar yapıdadır. Aksonları bir kas
veya salgı bezine uzanır ve uyarımları merkezi sinir
sisteminden, buralara taşırlar.
670
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
Uyarımların Taşınması
• Sinir hücresine bir uyarım ulaştığında, hücre zarının
uyarımdan etkilenen bir noktasında bir anlık polarizasyonun
değişmesi (depolarizasyon) meydana gelir.
671
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
672
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
673
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
674
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
Öğrenme ve Hatırlama
• Nöral fizyolojinin önemli bir yönü de öğrenme ve
hatırlamadır. Böcekler böylece, olayların ilişkisini anlar ve
belli bir zaman (saatler, günler, hatta yıllar) geçmesine
rağmen bunları hatırlar.
675
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
676
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
677
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
678
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
679
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
680
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
681
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
682
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
683
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
684
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
685
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
686
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
687
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
688
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
689
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
2. Subözofagal gangliyon
• Mandibular, maxillary ve labial segmentlerin
gangliyonlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir ve bu ağız
parçalarından her birine birer sinir uzantısı oluşturur.
690
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
691
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
692
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
693
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
- stomagastrik sistem,
- tekli ventral sinirler ve
- caudal sempatik sistem olmak üzere
3 kısımdan oluşur.
694
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
Stomagastrik sistem
• Özofagustan, orta bağırsağa kadar olan kısmın çevresinde
yer alır.
695
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
696
SİNİR VE SALGI SİSTEMİ
697
SALGI SİSTEMİ
698
SALGI SİSTEMİ
699
SALGI SİSTEMİ
700
SALGI SİSTEMİ
Endokrin Sistemi
(İç Salgı Sistemi)
• Böcekler, omurgalılarda olduğu gibi, hem epitel endokrin
bezleri ve hem de sinir salgı (nörosekresyon) hücrelerine
sahiptir. Bu sinir salgı hücreleri, merkezi sinir sisteminin
bütün gangliyonlarında bulunur.
701
SALGI SİSTEMİ
702
SALGI SİSTEMİ
703
SALGI SİSTEMİ
704
SALGI SİSTEMİ
705
SALGI SİSTEMİ
2. Corpora Allata
• Bir çift guddeden ibarettir.
706
SALGI SİSTEMİ
707
SALGI SİSTEMİ
708
SALGI SİSTEMİ
709
SALGI SİSTEMİ
Feromonlar
• Feromonlar, özellikle cemiyet halinde yaşayan böceklerde
gelişmiştir.
710
SALGI SİSTEMİ
711
SALGI SİSTEMİ
712
SALGI SİSTEMİ
713
SALGI SİSTEMİ
714
SALGI SİSTEMİ
715
SALGI SİSTEMİ
716
SALGI SİSTEMİ
717
SALGI SİSTEMİ
2. İşaret Feromonları
• İşaret (iz) feromonları, sosyal böceklerde beslenme ve yuva
yerinin belirlenmesi açısından önemlidir.
718
SALGI SİSTEMİ
719
SALGI SİSTEMİ
720
SALGI SİSTEMİ
3. Alarm Feromonları
• İsminden de anlaşıldığı gibi, alarm feromonu bir tehlikeyi
haber vermek amacıyla kullanılır. Bunlar, sosyal veya gruplar
halinde yaşayan böcekler tarafından üretilir.
721
SALGI SİSTEMİ
722
SALGI SİSTEMİ
723
SALGI SİSTEMİ
724
SALGI SİSTEMİ
725
SALGI SİSTEMİ
726
SALGI SİSTEMİ
727
SALGI SİSTEMİ
728
SALGI SİSTEMİ
729
DUYU ORGANLARI
730
DUYU ORGANLARI
731
DUYU ORGANLARI
732
Mekanik Duyu Organları
733
Mekanik Duyu Organları
734
Mekanik Duyu Organları
a. Duyu Kılları
• Bu tip duyu organları böcek vücudunun çeşitli yerlerine
yayılmış durumda dır. Özellikle antenler, tarsus segmentleri
ve cerci’de bol miktarda bulunur.
735
Mekanik Duyu Organları
736
Mekanik Duyu Organları
737
Mekanik Duyu Organları
738
Mekanik Duyu Organları
739
Mekanik Duyu Organları
740
Mekanik Duyu Organları
2. Kordotonal Organlar
• Bir kordotonal organ üç farklı hücreden yapılmıştır. Uçta
kütikulaya temas eden kep hücresi, ortada zarf veya kılıf
hücresi, taban kısımda ise duyu hücresi yer alır.
741
Mekanik Duyu Organları
Kep hücresi
Kılıf hücresi
Duyu
hücresi
742
743
Mekanik Duyu Organları
744
Mekanik Duyu Organları
a. Timpanal Organ
• Bu organda kordotonal duyu hücreleri, integümentin
oluşturduğu zar şeklin deki timpanum ile birlikte bulunurlar
ve ses alıcı olarak görev yaparlar.
745
Mekanik Duyu Organları
746
Mekanik Duyu Organları
747
Mekanik Duyu Organları
Tettigonidae
Timpanal organ
748
Mekanik Duyu Organları
b. Johnston Organı
• Böceklerin hemen tamamında (Collembola ve Diplura hariç)
antenlerin ikinci segmentinde (pedicel) bulunan duyu
organlarına Johnston organı adı verilir.
749
Mekanik Duyu Organları
750
Mekanik Duyu Organları
752
Mekanik Duyu Organları
3. Subgenual Organ
• Böceklerin çoğunda (Thysanura, Coleoptera ve Diptera
hariç) tibia içerisinde bulunan ve 10-40 adet kordotonal
hücreye sahip bir duyu organıdır.
753
Mekanik Duyu Organları
Gerilme Reseptörleri
• Gerilme alıcıları, multipolar yapıdaki nöronlara sahiptir.
Bunların dendritleri gerilmiş durumda olan bir bağ dokusu
veya farklılaşmış bir kas hücresi ile irtibat halindedir.
754
Mekanik Duyu Organları
755
Kimyasal Duyu Organları
756
Kimyasal Duyu Organları
757
Kimyasal Duyu Organları
758
Kimyasal Duyu Organları
759
Kimyasal Duyu Organları
760
Kimyasal Duyu Organları
• Bunlar;
(1) uzun ve sert bir kıla sahip olanlar
(trichoid sensilla)
(2) çıkıntısı kısa parmak şeklinde olanlar (basiconic sensilla)
(3) kütikula ile aynı seviyede, disk şeklinde olanlar (plate veya
placoid sensilla)
(4) kütikula içerisine gömülü kısa çıkıntısı olanlar
(coeloconic sensilla) şeklinde gruplandırılabilir.
761
Kimyasal Duyu Organları
762
Kimyasal Duyu Organları
763
Kimyasal Duyu Organları
764
Kimyasal Duyu Organları
765
Kimyasal Duyu Organları
766
Kimyasal Duyu Organları
767
Kimyasal Duyu Organları
GÖRME ORGANLARI
• Böcekler ışık dalgalarına karşı duyarlıdır. Bunlar böceklere
özgü çeşitli duyu organlarıyla olmaktadırlar.
• Bunlar;
deri ışık alıcıları,
ocelli (tepe nokta gözleri, dorsal ocelli),
stemmata (yan nokta gözleri, lateral ocelli)
petek (veya bileşik) gözler (ommatidia)
768
Kimyasal Duyu Organları
769
Kimyasal Duyu Organları
770
Kimyasal Duyu Organları
2. Ocelli
• Bunlara tepe nokta gözleri veya dorsal ocelli adı da verilir
Beynin ön lopundan gelen sinir uçlarının ulaştığı ve başın
tepe kısmında bulunan gözlerdir.
771
Kimyasal Duyu Organları
772
Kimyasal Duyu Organları
773
Kimyasal Duyu Organları
775
Kimyasal Duyu Organları
3. Stemmata
• Bunlar, yan nokta gözleri ya da lateral ocelli şeklinde de
isimlendirilir. Bu tip gözler birkaç istisna hariç larvalarda
görülür. Başın iki yanında yer almıştır. Sayıları değişebilir.
776
Kimyasal Duyu Organları
778
Kimyasal Duyu Organları
• Petek gözler daha çok, yan yana gelmiş çok sayıdaki lateral
ocellus’a benzer.
779
Kimyasal Duyu Organları
780
Kimyasal Duyu Organları
781
Kimyasal Duyu Organları
• Örneğin,
Ponera (Hymenoptera) cinsine bağlı bir karıncada bileşik
göz sadece bir petekten meydana gelirken;
işçi karıncalarda bu sayı 100-600,
dişilerde 200-830, erkeklerde 400-1200;
Musca (Diptera)’da 4000;
Lepidoptera’da 12 000-17 000;
Odonata’da ise 28 000’e çıkabilmektedir.
782
Kimyasal Duyu Organları
783
Kimyasal Duyu Organları
784
Kimyasal Duyu Organları
785
Kimyasal Duyu Organları
786
Kimyasal Duyu Organları
787
Kimyasal Duyu Organları
788
Kimyasal Duyu Organları
789
Kimyasal Duyu Organları
790
Kimyasal Duyu Organları
1. Appozisyon
• Bir noktadan çıkan ışık dalgaları, bileşik göz üzerine
ulaştığında, sadece o noktaya dik olarak bulunan
ommatidium’dan geçerek bu ommatidium’a ait rhabdom
üzerine ulaşır.
791
Kimyasal Duyu Organları
792
Kimyasal Duyu Organları
2. Süperpozisyon
• Algılama sadece ışık kaynağına dik olarak bulunan
ommatidium’da meydana gelir.
793
Kimyasal Duyu Organları
794
Kimyasal Duyu Organları
795
Kimyasal Duyu Organları
796
Kimyasal Duyu Organları
797
ÜREME SİSTEMİ
798
ÜREME SİSTEMİ
799
ÜREME SİSTEMİ
800
ÜREME SİSTEMİ
801
ÜREME SİSTEMİ
803
ÜREME SİSTEMİ
804
ÜREME SİSTEMİ
805
ÜREME SİSTEMİ
806
ÜREME SİSTEMİ
807
ÜREME SİSTEMİ
808
ÜREME SİSTEMİ
809
ÜREME SİSTEMİ
810
ÜREME SİSTEMİ
811
ÜREME SİSTEMİ
812
ÜREME SİSTEMİ
• Her bir ovariole, kısa bir kanalla (pedicel) oviduc’un üst kısmına
açılır.
813
ÜREME SİSTEMİ
814
ÜREME SİSTEMİ
1. Panoistik Ovariole
• Ovariole içerisinde ayrı besin hücresi bulunmaz. Bunlar besini
çevresindeki folikül hücrelerinden alarak yumurtayı oluştururlar.
815
ÜREME SİSTEMİ
2. Polytrophic Ovariole
• Ovariole’de her yumurta hücresinin (oocyte) kendi besin hücresi
bulunur. Bir oocyte ve bir besin hücresi birbirini takip eder.
816
ÜREME SİSTEMİ
3. Acrotrophic Ovariole
• Oocyte’ler birbiri ardından geliştikleri halde besin hücreleri uç
kısımda kalır. Oocyte’lerin beslenmesi ise, uç tarafta kalan besin
hücrelerinden özel olarak uzatılan ve besin kordonu adı verilen
protoplazmik iplikçikler yardımıyla meydana gelir.
817
ÜREME SİSTEMİ
819
ÜREME VE GELİŞME
820
ÜREME VE GELİŞME
821
ÜREME VE GELİŞME
1. Viviparity
• Viviparity esas olarak, yavru doğurma şeklinde ortaya çıkan
üremedir. Bu üreme şekli kendi arasında bazı farklılıklar gösterir.
822
ÜREME VE GELİŞME
a. Ovoviviparity
• Birçok türde yumurta, açılmaya hazır oluncaya kadar, yani
embriyonik gelişme sonuna kadar genital organda tutuluri
823
ÜREME VE GELİŞME
824
ÜREME VE GELİŞME
b. Pseudoplacentral viviparity
• Bu üreme şeklinde böcekler çok az besin maddesi ihtiva eden ya
da hiç besin maddesi ihtiva etmeyen yumurtalar meydana getirir.
825
ÜREME VE GELİŞME
826
ÜREME VE GELİŞME
c. Adenotrophic viviparity
• Yalnızca ince kabuklu yumurtalar oluşur ve embriyo yumurtanın
içerdiği besin maddeleriyle gelişir. Bu yönüyle ovoviviparity’ye
benzer ancak, yumurtadan çıkan larva uterus’da kalır ve anaya ait
özel bezlerden beslenir.
827
ÜREME VE GELİŞME
d. Haemocoelous viviparity
• Bu üreme şeklinin diğerlerinden farkı, gelişmenin dişi
haemocoel’in (kan boşluğu) içerisinde vuku bulmasıdır.
828
ÜREME VE GELİŞME
2. Parthenogenesis
• Böceklerde görülen eşeysiz üremedir. Bu üreme ovipar veya
vivipar yolla olabilir. Her iki durumda da genç birey döllenmemiş
bir embriyodan meydana gelmiştir. 3 farklı tipte ortaya
çıkmaktadır.
829
ÜREME VE GELİŞME
a. Arrhenotokie
• Bu tip üreme gösteren böceklerde, eşeysiz yani partenogenetik
yumurtalardan sadece erkek bireyler, eşeyli yumurtalardan ise
dişi bireyler meydana gelir.
830
ÜREME VE GELİŞME
b. Thelytokie
• Arrhenotokie’nin tersine, eşeysiz yumurtalardan sadece dişiler,
döllenmiş yumurtalardan ise erkekler oluşmaktadır.
831
ÜREME VE GELİŞME
c. Amphitokie
• Bu üreme şeklinde, her iki cinsiyet de döllemsiz yumurtadan
meydana gelir. Örneğin, Saga (Orthoptera) türleri.
832
ÜREME VE GELİŞME
833
ÜREME VE GELİŞME
834
ÜREME VE GELİŞME
3. Paedogenesis
• Larval dönemde görülen bir üreme şeklidir. Çok nadir olarak
görülür. Böcek larva dönemindeyken üreme sistemi gelişir ve
yumurta meydana gelir.
835
ÜREME VE GELİŞME
4. Poliembriyoni
• Poliembriyoni, bir yumurtadan iki veya daha fazla sayıda
embriyonun meydana gelmesidir. Bazı parazitik hymenopterlerde
görülür.
836
ÜREME VE GELİŞME
5. Hermofroditizm
• Böceklerde nadir olarak görülür. Bu üreme şeklinde, aynı birey
üzerinde hem erkek, hem de dişi üreme organları bulunur.
837
ÜREME VE GELİŞME
Böceklerde Gelişme
Yumurta
838
ÜREME VE GELİŞME
Yumurtanın yapısı
839
ÜREME VE GELİŞME
840
ÜREME VE GELİŞME
841
ÜREME VE GELİŞME
842
ÜREME VE GELİŞME
Cydia pomonella
yumurtası
843
ÜREME VE GELİŞME
2. Küresel Yumurtalar
• Birçok türde yumurtalar küre şeklindedir.
844
ÜREME VE GELİŞME
846
ÜREME VE GELİŞME
847
ÜREME VE GELİŞME
848
ÜREME VE GELİŞME
849
ÜREME VE GELİŞME
852
ÜREME VE GELİŞME
Embriyonik Gelişme
• Embiryonun gelişmesi, yumurta çekirdeğinin bir çok defa
bölünüp, çekirdeklerin yumurta çevresine gitmesiyle başlar.
• Deutoplasma tarafından beslenen hücreler, yumurtanın etrafında
Blastoderm adını alan bir tabaka meydana getirir.
• Bu tabaka daha sonra Ectoderm ve Endoderm adını alan 2 tabaka
meydana getirir. Bu dönemden sonra özel hücrelerin çoğalması ile
bir orta tabaka Mesoderm meydana gelir.
853
ÜREME VE GELİŞME
• Bu sırada embiryo Amnion adını alan bir zar ile ayrıca bu kısım
deutoplasma ile birlikte Serosa adlı diğer bir zar tarafından
çevrelenmiştir.
854
ÜREME VE GELİŞME
855
ÜREME VE GELİŞME
856
ÜREME VE GELİŞME
857
ÜREME VE GELİŞME
858
ÜREME VE GELİŞME
Postembriyonik Gelişme
• Embriyonik gelişmeyi tamamlayarak yumurtadan çıkan genç
böcek, ergin döneme geçinceye kadar bir takım değişikliklere
uğrayarak, farklı dönemler geçirir.
859
ÜREME VE GELİŞME
Metamorfoza Tipleri
1. Ametabola
• Genç böcek, vücut büyüklüğü ve üreme organları hariç, tam
anlamı ile ergine benzer. Dolayısıyla metamorfoza, yani
başkalaşım yoktur.
• Gelişme devreleri sırasıyla;
“Yumurta — Genç — Ergin”
şeklindedir.
• Örnek: Apterygota ve
Orthoptera türleri.
860
ÜREME VE GELİŞME
861
ÜREME VE GELİŞME
862
ÜREME VE GELİŞME
a. Paurometabola
• Bu tip metamorfozada nimf ve erginlerin her ikisi de karada
yaşar.
863
ÜREME VE GELİŞME
b. Hemimetabola
• Bu tip metamorfozada, diğerinden farklı olarak, nimfler suda,
erginler karada yaşar.
864
ÜREME VE GELİŞME
c. Neometabola
• Bu metamorfozanın diğer iki tipten farkı, bunların nimf
döneminden sonra bir veya iki durgun dönem görülür ve bu
devrelere genel olarak “pupa dönemi” denir.
865
ÜREME VE GELİŞME
866
ÜREME VE GELİŞME
3. Tam Metamorfoza
• Yumurtadan çıkan böceğe larva adı verilir ve larva ergin hale
gelmeden bir pupa dönemi geçirerek, tam bir başkalaşıma
867
ÜREME VE GELİŞME
868
ÜREME VE GELİŞME
a. Holometabola
• Bu metarnorfoza şeklinde bütün larva dönemleri şekil olarak
birbirine benzemektedir.
869
ÜREME VE GELİŞME
b. Hypermetabola
• Bu metamorfoza şeklinde, birbirinden şekil olarak farklı olan larva
dönemleri görülmektedir. Yani, bütün larva dönemleri şekil olarak
birbirine benzemez.
870
ÜREME VE GELİŞME
Nimf Dönemi
• Yarı başkalaşımda, ergin olmayan böceğe “nimf” adı verilir.
871
ÜREME VE GELİŞME
872
ÜREME VE GELİŞME
Larva Dönemi
• Tam metamorfoza geçiren böceklerde, yumurtadan çıkan
bireylere “larva” adı verilir. Larvaların genel özelliklerini şu şekilde
sıralayabiliriz.
873
ÜREME VE GELİŞME
Larva Tipleri
1. Campodeiform Larva
• Uzunca, yassı vücutlu ve uzun bacaklara sahip bir larva tipidir.
Genellikle cerci mevcuttur. Hızlı hareket ederler. Ayrıca, abdomen
üzerinde diken şeklinde uzantılar bulunur.
874
ÜREME VE GELİŞME
2. Carabiform Larva
• Vücut genel olarak campodeiform larvaya benzer, fakat bunlarda
bacaklar kısalmıştır ve genellikle cerci bulunmaz.
875
ÜREME VE GELİŞME
Carabidae larvası
876
ÜREME VE GELİŞME
877
ÜREME VE GELİŞME
a. Lepidoptera Larvası
• Buna “gerçek tırtıl” adı da verilmektedir. Abdomenin en az ilk iki
segmentinde yalancı bacak bulunmaz. 3-6’ncı segmentlerde birer
çift yalancı bacak bulunur. Ayrıca, son segmentte de bir çift anal
bacak bulunur.
878
ÜREME VE GELİŞME
Geometridae fam.
879
ÜREME VE GELİŞME
Neuroptera larvaları
880
ÜREME VE GELİŞME
b. Symphyta Larvası
• Bunlara “yalancı tırtıl” adı da verilir. Sadece 1. abdomen
segmentinde yalancı bacak bulunmaz. Genelde 2-8’inci abdome
segmentinde ve son abdomen segmentinde birer çift yalancı
bacak bulunur.
• Kroşet mevcut değildir.
881
ÜREME VE GELİŞME
882
ÜREME VE GELİŞME
c. Mecoptera Larvası
• Yalancı bacaklar 1-8’inci segmentte veya 3-8’inci segmerıtte
bulunur.
883
ÜREME VE GELİŞME
4. Scarabaeiform Larva
• Silindirik yapıda ve C şeklinde kıvrık olan bu tip larvada, baş iyi
gelişmiştir.
884
ÜREME VE GELİŞME
885
ÜREME VE GELİŞME
5. Elateriform Larva
• Silindirik yapıda olan vücut, çok sertleşmiştir.
886
ÜREME VE GELİŞME
887
ÜREME VE GELİŞME
6. Platiform Larva
• Vücut kısa, geniş ve oldukça yassıdır. Bacaklar kısa, gözle
görülmeyecek kadar küçülmüş veya mevcut değildir.
888
ÜREME VE GELİŞME
Limacodidae larvası
889
ÜREME VE GELİŞME
7. Vermiform Larva
• Kurtçuk şeklinde larvalardır. Uzunca silindirik yapıda olup,
yürümek için herhangi bir bacağa sahip değildir.
890
ÜREME VE GELİŞME
Diptera larvası
891
ÜREME VE GELİŞME
Pupa Tipleri
• Tam metamorfozaya sahip böceklerde, larva döneminden sonra
görülen bir başkalaşım dönemidir. Larva dönemi ile ergin dönem
arasında yer alır. Bazı böcek gruplarında son larva dönemine
prepupa adı verilir.
892
ÜREME VE GELİŞME
Pupa Tipleri
1. Mumya Pupa
• Vücut uzantıları serbest olarak durmaz. Pupa dönemine girerken
vücut uzantıları vücuda yapışır, pupa kütikulasının dış yüzeyi
sklerotize olur.
893
ÜREME VE GELİŞME
894
ÜREME VE GELİŞME
895
ÜREME VE GELİŞME
2. Serbest Pupa
• Bu tip pupanın anten, bacak ve kanat gibi uzantıları vücut
üzerinde serbest olarak bulunur, yani vücuda yapışık değildir.
896
ÜREME VE GELİŞME
897
ÜREME VE GELİŞME
3. Fıçı Pupa
• Larva son gömleğini atmaz ve içerisinde pupa olur. Gerçekte
serbest pupa şeklindedir, ancak son larvanın vücudu kısalarak
genişler ve gömleği içerisinde pupa olur. Dış tarafını, fıçı şeklini
atmış olan ve kitinleşerek serileşen gömlek kapatır. Bu dıştaki
kısım bazen “Puparium” olarak da kabul edilir.
898
ÜREME VE GELİŞME
899
ÜREME VE GELİŞME
900
ÜREME VE GELİŞME
901
ÜREME VE GELİŞME
902
ÜREME VE GELİŞME
903