Professional Documents
Culture Documents
• -20C + 44 0C
•Tatlı sularda ve
%0.142.4 tuzlu sularda
Çeneleri ve çift yüzgeçleri bulunur. Her biri ayrı ayrı dışarı açılan
5-7 çift solungaçları vardır. Genellikle denizlerde yaşar.
1. Actinopterygii’den Perca
2. Coelogcanhini 3. Lepidosiren
BALIKLARIN BÜYÜKLÜĞÜ – VÜCUT ŞEKİLLERİ
Pandaka pygmae (Cüce kayabalığı)……… 8-10 mm.
Rincodon typus (Balina köpek balığı)……..18 m.
Suda yaşayan hayvanlar içerisinde vücut formu ortama
en iyi uyum sağlamış olan balıklardır
6. Özel formlar
Örn. Denizatı (Hypocampus)
Başı gövdesine dik açı şeklinde eklenmiş tek balık türüdür.
Balıklarda Vücut Bölümleri
BAŞ: Burun ucundan solungaç açıklığı veya son solungaç açıklığına kadar olan vücut ön
(anterior) kısmıdır.
GÖVDE: Solungaç açıklığı veya son solungaç açıklığından anüsten vücut eksenine dikey olarak
çekilen hayali çizgiye kadar olan vücut orta kısmıdır.
(Bazı balıklarda anüs o kadar önde olabilir ki teorik olarak gövde olmaması gerekir. Bu nedenle
enine kesitte iç organların blunmadığı yalnızca destek doku ve kasların bulunduğu kısım gövde
arka sınırı olarak kabul edilir).
TOTAL BOY: Burun ucu ile kuyruk yüzgecinin en uzun lobu arası.
ÇATAL BOY: Burun ucu ile kuyruk yüzgeci girintisinin en derin noktası arası.
-Burun delikleri-NOSTRİL başın ön tarafında bulunan kese biçimindeki koku alma organı-NASAL
KESE’nin dışarı açılan delikleridir.
BIYIKLAR (BARBEL)
-Derinin dışarı doğru uzantılarıdır (Genellikle ağız civarında) -Üzerinde serbest sinir uçları Tat alma
tomurcukları bulunur.
-Besin bulmada (Görmeden, duyumsayarak)
ÇENELER
-Ağzı alttan ve üstten kapatan kısımdır. (Göz ile
preoperculum arası)
MAKSİL
MANDİBUL olmak üzere kabaca iki kısımdır.
DİŞLER
-Eritrositlerde Hb bulunur.
(Belirli koşullarda O2 almada CO2 vermede yardımcıdır)
1. Solungaç filamentleri
Dış solunum (Su ile kan) 2. Solungaç dikenleri
-Balıklarda solunum: İç solunum (Kan ile dokular) görülür. 3. Solungaç yayı
Kıkırdalı balıklarda 5-7 veya daha Kemikli balıklarda;
fazla solungaç çifti ayrı ayrı açılırlar 4 çift solungaç yayı vardır.
Bazılarında Operculum: Solungaç kapağı
Spirakulum: 1. çift solungaç açıklığı yeralır
bulunur
KEMİKLİ BALIKLARDA SOLUNGAÇ VENTİLASYON MEKANİZMASI
İşlevleri :
1. Solunumda (Dipnoi’de kese çeperi kaslı ve içi alveollü yapıda)
2. Ses almada (Bazı türlerde ses iletkeni (rezonatör) olarak görev yapar)
3. Ses çıkarmada (Bazı türlerde dolaylı veya doğrudan ses çıkarmada)
4. HİDROSTATİK ORGAN (Denge sağlama ve vertikal seviye
ayarlamasında)
YÜZGEÇLER Balıklarda destek ve hareket organıdır
Balıklarda yüzgeçler
Placoid Pullar
FARİNKS;
Bazı balıklarda (Örn. Sazanlarda) üzerinde farinks dişlerinin yeraldığı
İki kemik yaydan ibaret yutak bulunur.
Filtrasyon (Çamuru filtre eder), Öğütme ve parçalamaya, ayıklamaya
(Bazı böceklerinkabuklarının ayıklanmasına) yarar
ÖZEFAGUS;
Dıştan mideden pek ayrılmaz
Kısadır
Alınan suyun mideye girmesini engelleyen kas taşır
MİDE;
Özefagusun devamıdır
İki kısımdır;
•Kardiyak kısım (Sindirilmemiş besinlerin bulunduğu)
•Pilor kısım (Pilorik sekumların-kör keselerin açıldığı)
BAĞIRSAKLAR;
Mideden sonra gelen ve anüse kadar devam eden kısımdır
Karnivor balıklarda (Örn. Turna) bağırsak kısa
Herbivor balıklarda (Örn. Sazan) bağırsak uzundur
ANÜS;
Genellikle anal yüzgecin hemen gerisinde
yeralır
Balıklar;
Carnivorous
Herbivorous
Omnivorous (Carnivorous-Herbivorous
Dolaşım sistemi;
Kalp
Damarlar
Arter
Vena
Kapiller’den ibarettir
Kalp;
Vücut ön tarafında farinksin altında bulunur
Atrium (Kulakcık);
Duvarı ince çeperlidir. Bitiminde ATRİO-VENTRİKÜLER
kapak bulunur
Ventriculus (Karıncık);
Duvarı kalın çeperlidir. Dışta kalbi besleyen kalın damarlar
bulunur. Bitiminde bir çift kapak vardır
Bulbus arteriosus;
Kalın duvarlıdır. Kontraksiyondan çok elastik yapısı önemlidir
KEMİKLİ BALIKTA KALBİN YAPISI
Solungaçlar;
Kanın temizlenmesinde
Azotlu maddelerin dışarı atılmasında
Çeşitli iyonların atılma ve tutulmasında
Bağırsak ve deri
BÖBREKLER:
Vücut boşluğunun dorsal duvarında periton dışına yerleşmiş olarak bulunur
Genel olarak çifttir
Bazen tek parça (Birleşmiş) olabilir (Örn.Salmonidae)
Koyu kırmızı ya da açık kahverenginde
Kemikli balıkların çoğunda
-Anterior (Baş böbrek)
-Posterior (Arka böbrek) şeklinde görülür
Malpigi cisimciği (Renal korpüskül)
Glomerulus: Dorsal aortadan
ayrılan arteriyel kapillerlerin oluşturduğu
yumak
Bowman kapsülü: Glomerulusu
çevreleyen kısım
Tatlı su balıklarında
Vücut sıvısı, kan hipertonik ← Su
hipotonik dolayısı ile sürekli balık vücuduna su
girişi vardır.
TATLI SU BALIKLARI SU İÇMEZ
Alınan suyun büyük kısmı idrar olarak
böbreklerle atılır.
Tatlı su balıklarında;
nefronlar bol damarlı
glomerulus sayısı fazla (10.000 <)
böbrek daha büyüktür
SİNİR SİSTEMİ
En ilkel balıkta bile tipik omurgalı sinir sistemi vardır
Sinir sistemi
Merkezi sinir sistemi (Beyin-omurilik)
Periferik sinir sistemi (Beyin-omurilikten çıkan sinirler)
Otonom sinir sistemi (Sempatik ve parasempatik sinir sistemi)
Beyin;
Ön beyin
Orta beyin
Arka beyin
Ovaryum
Genellikle çift, seyrek olarak tektir. Taneli
görünümdedir
Büyüklükleri değişik (Vücut ağırlrğının %25
kadarı, bu oran % 70’e kadar çıkar)
Testisler
Genellikle tatlı su balıklarında çifttir
Büyüklükleri üreme mevsimine göre
değişir. Vücut ağırlığının % 12’si kadardır.
Homojen görünümlü.
YUMURTALAR
“Sedenter” olanlar ömürlerini belirli ortamda geçirirler, çok sınırlı göçleri vardır.
Örn. Turna büyüme sırasında kamışlı bataklık kısımlarda, Alabalk soğuk
akarsularda
OPERKÜLLERLE YAŞTAYİNİ
Bu ağ zemini tarayarak çekildiği için pelajik balıkların yanı sıra bentik balıkların da
toplanmasında kullanılabilir
SERPME AĞI
Çapları değişik daire şeklindeki ağlardır
Merkezde ağı toplamaya yarayan 3-4 m.
boyunda ip bulunur
Diğer ağların iş görmediği zemini taşlık
sularda da kullanılır
BALIK KEPÇELERİ:
Genellikle 50 cm. çapında daire
şeklinde demir çerçeveye 1x1 cm göz
açıklığı olan naylon fileden torba takılarak
hazırlanmış, bir sopaya monte edilmiştir
Yakalanacak balık türüne göre
tülbent bile takılabilir
OLTALAR:
Daha çok sportif balıkçılıkta kullanılır
Zaman zaman bilimsel çalışmalarda da yararlanılmaktadır
(Döner olta
Kaşık olta
Tüy oltalar
Basit oltalar (Solucanla yemlendirilmiş)
ELEKTRİKLE AVCILIK
Genellikle bir jeneratörden faydalanılır
Laboratuvarda akvaryum veya tanklarda hava verilerek muayeneye kadar canlı tutulur
(Bu süre çok uzarsa bazı ektoparazitlerde kayıp meydana gelir
Balık Muayenesi
POSTMORTEM
CANLI MUAYENE
MUAYENE
•Deri üzerinde görünürde ektoparazit varsa ince bir pens veya fırça ile toplanarak % 70 lik alkole
veya % 5 lik formole konur.
• Daha sonra bir lamelin kenarları ile sırttan, lateralden, yüzgeçlerden kazıntı alınır ve kendi
ıslaklığı ile lam üzerine konarak mikroskopta incelemek üzere preparat hazırlanır.
• Daha sonra bir lamelin kenarları ile solungaç yapraklarından kazıntılar alınır, kendi ıslaklığı ile
lam üzerine koyularak mikroskopta incelenmek üzere preparat hazırlanır.
• Ötenazi
– Balıkların öldürülmesinde,
– Baş kesilebilir,
– Büyük balıklarda bir ağırlıkla
başa vurulup daha sonra
kesilebilir,
– MS 222, Quinaldrine gibi
uyuşturucular, kulanılabilir.
– Uyutarak inceleme yapmakta
mümkündür fakat, bu gibi
kimyasal madde kullanımlarında
Ektoparazitlerin vücudu
terkedeceği dikkate alınmalıdır.
– Elektrik akımı kullanılabilir.
B) İç bakı ve Kültür Hazırlanması :
VENTRAL UYGULAMA
A. Ötenazi sonrası ventral nekropsi uygulaması için balık lateral pozisyonda yatırılır. Anüs ve
deri lezyonlarından uzak bölge antiseptikle temizlenir ve steril gazlı bezle kurutulur.
B. Steril makas ve aletlerle anüsten uzak bölgeden bağırsakları zedelemeden deri kısmı kapak
tarzında kesiler..
C. Deri kaldırılarak iç organlar, açığa çıkarılır.
D. Böbrek ve diğer organlardan kültür materyali alınır. Organlardan bir parça alınıp steril ependorf
içerisine konularak daha sonra incelenmek üzere dondurulup saklamak ta mümkündür.
Hastalıklara Bağlı Organlarda Görülen Genel Lezyonlar
• Özellikle akvaryum balıklarında aşırı yemeye bağlı olarak periton boşluğunda yağlanma meydana gelir. Karaciğer
Pankreas: Daha çok bez yapısındadır ve bağırsaklar arasında net olarak görülemeyebilir.
Karaciğer: Karın boşluğunu anteriorunda kahverengi-kırmızımsı kahverengi
rengindedir. Homojen yapıdadır ve bazı bölgelerde melanomakrofaj
alanları görülür.
Dalak: Koyu kırmızı renkli organdır. Mikroskobik olarak kan
damarlarınca zengin ağ görünümündedir
Böbrek: Fonksiyonel bazı türlerde morfolojik olarak iki ayrı bölüme ayrılan böbreklerden anterior olarak
omurların hemen altında yeralan kısmı kan yapımı ile ilgili, posteriorda yeralan kısmı ise boşaltım sistemi ile
ilgili olarak görev yapmaktadır.
ALINAN MATERYALİN SAKLAMA KOŞULLARI VE TEŞHİS GÜVENİLİRLİĞİ
*Patojenlerin teşhisinde muayenesi yapılan materyalin laboratuara gönderilme şekli büyük öneme sahiptir. Her zaman
için canlı balıklar üzerinde yapılan teşhis en güvenilir sonucu vermektedir.
*Aynı koşullarda özellikle küçük balıklarda dokular memelilerinkine göre daha çabuk bozulmaktadır.
*Ektoparazitler balık öldükten sonra parazit türlerine göre değişmekle birlikte ısı değişikliğine bağlı olarak dakikalar
içerisinde ölmektedir.
*Ölüm sonrası balık derisi ve iç organlardan hızlı bir şekilde bakteri girişi olur bu durum bakteri kültürleri üzerinde
yapılacak yorumların değerini büyük ölçüde düşürmektedir.
*Canlı balık muayenesi yapılamıyorsa güvenilirlik bakımından sırasıyla buz içerisinde bekletilme ve dondurma
yöntemleri devreye sokulmalıdır.
*Fikzasyon sanrası dokularda bulunan parazitlerin teşhis edilebilmesine karşın ektoparazitlerin konağı terketmesine
bağlı olarak teşhis edilebilmeleri fiksasyon sonrası mümkün olmamaktadır.
Balıklarda patojen etkenlerin teşhisinde kullanılan materyalin teşhis güvenilirliği
Muayenesi Proto Mon.Trm Met.Par Myx. ve Viral Bakt. Genetik Antikor
Yapılacak Ekt.Par Ekt.Par. (Mon.Har.) Microsp. Etken. Etkenler Testler Testleri
Balıklar
Canlı Balık +++ +++ +++ +++ +++ +++ +++ +++
Ölü Balık1 _ _ ++ ++ + _ _ _
Buz içer. + ++ +++ +++ ++ + + +
Saklan.2
Dond. + + ++ ++ ++ ++ +++ +
saklanmış3
Tespit Edilerek ++ + + ++ _ _ +++ +++
saklanmış4
• Karın boşluğuna otopsi sırasında sızan kan bir pipetle çekilerek ve enjektörle
kalpten kan alınarak lam üzerine aktarılır, lamel kapatılarak mikroskopta
incelemek üzere preparatlar hazırlanır.
• Karaciğer, Dalak, böbrek ve pankreas tan alınan küçük doku parçaları lam
üzerine alınarak ezme preparat hazırlanır.
• Safra kesesi bir lam veya küçük petride açılır. İçerik mikroskopta incelenir.
Hava kesesinde, yırtılma-parçalanma var mıdır? İçerisinde sıvı birikmiş midir?
Cidarlarında kanamalar olmuş mudur? Bakılarak kese açılır.
Dölerme organları nda , renk değişikliği var mı? Kanamalar var mı? Anormal üremeler var mı?
İncelenir.
Sindirim sistemi , özefagustan anüse kadar açılır. Parazit veya benzeri yapılar varsa pens veya fırça
ile toplanır (% 5 formol-% 70 Alkol), Bağırsak içeriği mukuslu mu? Kanlı mı? Bakılır ve içerik yana
alındıktan sonra mukozanın genel durumu hiperemik mi?
kanamalı mı? Ülserli mi? İncelenir.
Dezavantajları;
* Bölgesel toprak yapısına bağlı olarak bazı maddeleri çok
yüksek oranlarda ihtiva edebilir.
* Çözünmüş oksijen konsantrasyonu çok düşüktür, kullanım
öncesi havalandırılması gereklidir.
Yüzey Suları
Avantajı;
* Kolay elde edilebilir ve ekonomiktir.
Dezavantajları;
* Kontaminasyon ve kirliliğe açıktır.
* Kalitesi zamana bağlı olarak değişebilir.
* Yabani balık hastalıkları sebepli problemler oluşabilir
* Su kaynaklı yağmacı, parazit ve zararlı organizmalara açıktır.
Çeşme Suyu
Avantajları;
* Zararlı organizmalar ihtiva etmez.
* Kolay elde edilebilir.
Dezavantajları;
* Maliyeti yüksektir. Bu yüzden kapalı sistemler için daha uygun olabilir.
* Zararlı etkenlerin yok edilmesi amacıyla kullanılan klor gibi maddelerin
kullanımdan önce uzaklaştırılması gereklidir.
Su Kalite Kriterlerinin Önemi
Su kalitesi, suyun en iyi şekilde kullanılmasını etkileyen fiziksel, kimyasal
ve biyolojik faktörleri içine alan bir ifadedir.
Sıcaklık
Balıklar, su sıcaklığına bağlı olarak
Soğuk su balıkları: 15 ˚C ve altında su sıcaklığına ihtiyaç duyanlar
Ilık su balıkları : 15-24 ˚C arasında yaşayanlar
Sıcak su balıkları : 25 ˚C’nin üzerinde yaşayanlar şeklinde sınıflandırılabilir.
*Su ısısındaki 10 ˚C’lik artış kimyasal ve biyolojik reaksiyonlarda iki misli artışa
sebep olur. 30 ˚C’de suda yaşayan su ürünleri 20 ˚C’de yaşayanlardan yaklaşık
iki kat daha fazla O2’ye ihtiyaç duyarlar. Isı düşüklüğü immun sistemi baskılamaktadır.
* Balıklar kademeli olarak artırılıp azaltılan su sıcaklığına uyum sağlayabilirler. 25 ˚C’lik sudan
32 ˚C’ye konan balıkların ölmelerine karşı tedrici olarak 32˚C’ye artırılan sularda balık ölümleri
olmamamktadır (soğuktan sıcağa geçiş daha öldürücüdür).Balıklar günlük olarak 10 ˚C lik ısı
farklılığına dayanamazlar. Bir saatte suyun ısısı 1 ˚C den fazla değişmesi tehlikelidir.
* Soğuk su balıkları 4-15 ˚C, ılık su balıkları 4-25 ˚C, sıcak su balıkları 20-35 ˚C arasındaki sulara
tolerans gösterebilirler. Fakat sıcaklık değişimi ani olursa ölmektedirler.
( Nakil ve stoklama sularında sıcaklık farkı 25 ˚C’nin üzerinde olmamalıdır).
* Alabalıklarda 15 ˚C’lik sularda 1 yılda Pazar ağırlığına ulaşılırken 7 ˚C’de 2-3 yılda aynı ağırlığa
ulaşılabilmektedir.
OKSİJEN
* Sular için en büyük O2 kaynağı olan atmosferik O2’nin suda çözünebilirliği suyun sıcaklığına,
tuzluluğuna ve atmosfer basıncına (derinliğe) göre değişir. Doğal şartlarda 760 mm Hg basıncında
nemli hava ile temas halinde olan suyun oksijen konsantrasyonu 6-15 mg/L arasında
değişmektedir.
* Suyun süzülmesi sırasında oksijenin katmanlar arasında kalması sebebi ile yer altı suları çok
az veya hiç çözünmüş oksijen ihtiva etmez.
* Havuzlarda çözünmüş O2 miktarı günün 24 saatlik döneminde değişme gösterir. Sabah güneş
doğduğunda en az olan O2 miktarı öğleden sonra en fazla olup tedricen sabaha kadar azalır.
NİTRİT, NİTRAT VE AMONYAK SEVİYESİ
Sudaki azotlu birleşikler suda yaşayan canlılar tarafından idrarla dışarı atılan
proteinlerin parçalanma ürünü olarak sürekli suya karışmaktadır. Gerekli önlemler
alınmadığı takdirde sürekli olarak sularda birikmektedirler. Ayrıca çürüyen yem,
bitki ve hayvan artıklarıda sürekli olarak azotlu bileşiklerin oluşumuna
yolaçmaktadır.
Bu bakteriler oksijenli ortamda yaşar ve görev yaparlar. Normal olarak yeni bir
akvaryumda yeterli sayıya ulaşmaları için 2-3 haftaya ihtiyaç duyulur. Nitrat,
amonyak ve nitrit kadar zehirli olmasa da su değişiminin uzun süre yapılmadığı
bitkiden yoksun sularda zaman içerisinde zehirlenmeye yol açmaktadır. Normalde
nitrat bitkiler tarafından beslenme amacıyla kullanılmaktadır.
pH SEVİYESİ
* Bir suyun pH’sı suda erimiş olarak bulunan karbonat, bikarbonat ve serbest CO2
konsantrasyonuna bağlıdır.
- Havuzlar topraktır.
Aynalı Sazan
Yaşam koşulları :
- Sazan ılıksuların balığıdır. (Soğuk iklimlere de dayanıklıdır)
- Dipte yaşar.
- Durgun, yavaş akan, dibi otlu kumlu ve çamurlu alanları sever.
-Omnivor’dur.
- Ana besinleri: Bitkisel ürünler, Planktonik organizmalar, Suda bulunan
crustacae,
sinek larvaları ve kurtlardır.
-Gelişmesi için optimal ısı 20oC dır. 20-28oC da hızla gelişir.
-Su ısısı düşerse gelişme yavaşlar.
13oC ın arasında gelişme iyice yavaşlar, 5oC da besin almazlar.
- Sazanlar 3-4 yaş sonunda cinsi olgunluğa erişirler
-18-20oC da sazanlar bahar sonunda yumurta bırakırlar
- Dişi sazan (1 kg. ağırlığında) 100.000 yumurta verir
PULLU SAZAN VE AYNALI SAZAN YETİŞTİRİCİLİĞE DAHA UYGUNDUR
- Kakabanlar kuru ot, çam dalları veya benzer materyalin bir çerçeve üzerine
yerleştirilmesinden oluşan birkaç m2 lik hasır benzeri örtüdür.
Etken:
▪ RNA yapısında mermi biçiminde bir virustur (Rhabdovirus).
▪ Bildirimi zorunlu bir hastalıktır.*
▪ İlk kez 1970’de saptanmıştır.
▪ RTG hücre kültüründe ve bazı özel kültürlerde kolaylıkla üretilmektedir.
▪ Eter ve kloroforma duyarlıdır.
▪ 60°C de 10 dakikada inaktive olur.
▪ Enfekte hayvanların organlarından hazırlanan emülsiyonlardan kolayca
izole edilmektedir.
EPİZOOTİYOLOJİ:
▪ Hastalığa genellikle ilkbahar aylarında rastlanır (Su ısısının 12 – 22°C olduğu zamanlarda görülür).
▪ Balıklar arasında enfeksiyona duyarlılık açısından farklar vardır (2 yaşlı sazanlar hastalığa daha
duyarlıdırlar).
▪ Enfeksiyonun çıkış ve yayılışında çevre faktörlerinin, kötü bakım ve beslemenin, stres faktörlerinin rolü
büyüktür.
▪ Bulaşma etkenlerle bulaşık su ve diğer materyalle olur.
▪ Çeşitli parazitlerin (Argulus, sülükler gibi) hastalık etkenini taşıdığı bildirilmektedir.
SEMPTOM VE LEZYONLAR:
▪ Yavaş solunum
▪ Yan yatarak yüzme
▪ Karında şişlik – gerginlik
▪ Anüste yangısal reaksiyon ve prolabsus
▪ Deri ve solungaçlar üzerinde peteşiel tarzda kanamalar
▪ Pullarda dikleşme ve dökülmeler
OTOPSİDE: Peritonitis
▪ Barsaklarda şiddetli enteritis (İçte sarı renkli mukus bulunur)
▪ Vücut boşluğunda sero – purulent veya kanlı eksudat
▪ İç organlar ödemli ve hemorajiktir
▪ Karaciğer genellikle yeşilimsi renktedir
▪ TEŞHİS, KORUNMA VE SAĞALTIM: Diğerlerinde olduğu gibidir.
▪ İNFEKSİYÖZ HİDROPS KOMPLEKSİ2) SAZANLARIN BAHAR VİREMİSİ (SVC)
– Control;
– There is no known treatment. Sick fish are destroyed
– Clinically, infected fish stocks should be avoided.
– Monitoring provides early detection, sterile soil filling or chemical treatment, efficient control with minimal inventory density.
▪ .
KARNIBAHAR HASTALIĞI (STOMATO-PAPİLLOMA)-
▪ Özellikle yılan balıklarında ağızda (alt ve üst çenede), başta, dorsalde ve vücudun
çeşitli yerlerinde fibroepitelial özellikte, karnıbahar görünümünde tümörlerin oluşması
ile seyreden sporadik, kronik bir hastalıktır.
▪ Etken:Orthomyxovirus
▪ EPİZOOTİYOLOJİ:
▪ Bulaşmanın ağız ve derideki portantrelerden etkenlerin girmesi ile olduğu
sanılmaktadır (Hasta hayvan materyali ile sağlam balıklar enfekte edilememiştir).
▪ Hastalık çıkışında çevresel koşulların, stres faktörlerinin, genetik durumun önemli
olduğu belirtilmektedir.
SEMPTOM VE LEZYONLAR:
▪ Tümörler yavaş gelişir.
▪ Bunlar fındık, ceviz büyüklüğüne ulaşan yumuşak, vasküler tipte yapılardır.
▪ Ağız lokalizasyonlarında hayvan gıda alamaz, beslenemediği için zayıflar ve ölümler
görülür.
▪ Başlangıçta beyaz renkli olan tümörler, sonradan kahverengine dönerler ve nekrozlar
görülebilir.
– Histopatoloji:
▪ Patolojik değişikliklerin kökünü epidermis bazal tabakasından alır.
▪ Zamanla küboidal hücreler iğ şekline döner.
▪ Epidermisde katlanmalar görülür.
▪ Kapillar damar bağ dokusunda ve dermis dış tabakasında pigmentasyon
vardır.
TEŞHİS:
▪ Hastalığın seyir tarzı ve lezyonlar önem taşır.
ÇİÇEK HASTALIĞI
▪ Balıklarda deri hiperplazisi sonu oluşan beyaz kabarık lekelerle belirlenen kronik bulaşıcı bir
hastalıktır.
▪ Etken: DNA yapısında Herpes grubu viruslara benzemektedir.
EPİZOOTİYOLOJİ:
▪ Hastalık en çok Cyprinidae’lerde görülmektedir.
▪ Nadiren bazı akvaryum balıklarında da görülür.
▪ Bulaşma deri veya vücut üzerindeki portantrelerden etkenin girmesi ile direkt meydana gelir.
▪ Hastalığın çıkış ve yayılışında çevre faktörlerinin yanı sıra genetik faktörlerinde rolü bulunur.
SEMPTOM VE LEZYONLAR:
▪ İnkubasyon süresi 1 yıla kadar uzayabilir.
▪ Deri ve yüzgeçler üzerinde beyaz, kabarık, 1–3 mm veya daha büyük sert lezyonlar göze çarpar.
▪ Ağız etrafında ve yüzgeçlerde de benzer oluşumlar oluşur.
OTOPSİDE:
▪ İç organlarda herhangi bir bozukluk veya metastaz yoktur.
– Histopatoloji:
▪ Dermis hücrelerinde hiperplazi
▪ Hücre içinde ve nükleusta inkluzyonlar görülür.
TEŞHİS:
▪ Klinik teşhiste deri tümörleri ve bazı protozoon hastalıkları ile karışır.
▪ Laboratuar teşhisi elektron mikroskopi ve kültüre dayanmaktadır.
▪
Agent:Herpesvirus (in DNA structure).
▪ Fish waterborne disease affects especially cold-water fish (carp, aquarium and pond fish, etc.)
▪ Low mortality, rarely causes deaths.
▪ White colored bubbles that develop as a result of hyperplasia.
▪ White / gray / pink, 1-3 mm raised lesions on skin and fins leave their place in overgrown papillomas. The lesions spill over time and leave the place to the scar tissue.
▪ No lesions are seen in internal organs.
▪ No treatment is done and the fish are destroyed. Increasing the temperature only temporarily removes the problems.
▪ .
▪ MALLEYE SARKOMA
▪ Dermal nodüllerle karakterize viral bir hastalıktır.
▪ EPİTELLOKİSTİS HASTALIĞI
▪ Orphan virusu tarafından meydana getirilen lenfokistis hastalığına
benzer bir hastalıktır.
BALIKLARIN PARAZİTER HASTALIKLARI
▪ Balıklarda pekçok paraziter etken bulunmakta, bazen bunlar doğal
koşullarda gerçek anlamda zarar meydana getirmezken, balık
yetiştiriciliğinde (Kültür balıkçılığında) popülasyon yoğunluğuna bağlı
olarak önemli hastalıklara ve ekonomik kayıplara yol açabilmektedir.
▪ Deniz balıklarında bulunan parazitler çok geniş kapsamlı olup doğal
koşullarda da önemli sorunlarla karşımıza çıkmadığından ve de
konunun detaylı incelenmemiş olmasından “Balık parazitleri” derken
deniz balıklarında yerleşen birkaç cins dışında genellikle tatlı su
balıklarında yerleşen;
▪ Protozoon
▪ Artropoda
▪ Helmint
– Trematoda
– Cestoda
– Nematoda
▪ Hirudinea
▪ Acanthocephala
–
PROTOZOON PARAZİTLER
OODİNİUM:
▪ Bu cins protozoonlar yuvarlak veya armut şeklindedir.
▪ Vücut üzerinde sap şeklinde kısa bir uzantı vardır.
▪ Büyük bir çekirdeği vardır.
▪ Ekseriya sarımsı renkli bir pigmente sahiptir.
▪ Önemli türleri;
1) Oodinium pillularis (Psinoodinium pillularis)
2) “ ocellatum (Amyloodinium ocellatum)
3) “ limneticum
Oodinium pillularis
▪ Dinofagellata dizisindedir.
▪ Sıcak ve soğuk tatlı sularda yaşayan balıklarda görülür.
▪ “Tatlı su Oodiniumu” olarak tanınır.
▪ Pillularis hastalığına neden olur. Bu hastalıkta etken protozoonlar özellikle yüzgeçlerin deriye
bağlandığı kısımlara daha seyrek olarak da solungaçlara yerleşir.
▪ Balık üzerinde “tozlanma” veya “kadifemsi” bir görünüşün ortaya çıkmasına neden olur.
▪ Balık üzerinden lamelle alınan kazıntının lam üzerinde mikroskopta incelenmesinde grimsi-beyaz
veya sarımsı kahverengi noktalar halinde görülür.
▪ Balık üzerindeki hareketsiz formlar tekerlekten armuta kadar değişen formlar sergiler.
▪ Kalın bir hücre membranı vardır.
▪ Çekirdeği büyük ve yuvarlak formdadır.
▪ Taneli olan sitoplazması şeffaftır.
▪ Büyüklüğü ortalama 50-70 µm kadardır.
▪ Arka nihayeti ile balık yüzeyine kuvvetlice oturur “rhizoid” oluşturarak hücrelere
▪ girer.
▪ Hücrelere girmesi sırasında, hücreleri eriten birtakım salgılar yapmaktadır.
▪ Gelişmesinde; olgun parazit balığı terk eder, yuvarlağımsı bir form alır ve suda dibe doğru çöker.
▪ Çekirdek ve kromotoforlarda bölünmeler meydana gelir, kendi de 2 ye bölünür.
▪ Tekrar yuvarlağımsı form alır, yeni membran oluşturur ve tekrar bölünmeğe devam ederek 32-64
genç hücre, sonra da hareketli genç formlar (Dinospor) meydana gelir.
▪ Beslenmesi fotosentez ile olur.
▪ Parazitin biyolojisi → a) Suyun ısısına, b) Aydınlanma derecesine bağlıdır.
▪ Teşhis; kazıntı alınarak etkenlerin mikroskopta görülmesi ile olur.
▪ Formalin, Tuzlu su, Malaşit Yeşili banyolarından yaralanılır.
▪ Ayrıca balıklar banyo için akvaryumdan dışarı alındığında, akvaryumun su ısısı geçici olarak
yükseltilebilir (30ºC 24 saat) gene kısa süre olarak aydınlatmaya ara verilerek enfeksiyonun tekrarı
önlenmeye çalışılır.
Oodinium ocellatum:
▪ “Deniz suyu Oodinium’u" olarak bilinir.
▪ Daha çok mercan balıklarında yerleşir, deniz suyu akvaryumlarında
zaman zaman problem olur.
▪ Gelişmesi 25ºC da olduğu için genellikle tropikal balıklarda görülür.
▪ Balıklarda öncelikle yerleştiği yer solungaçlardır. Aynı zamanda
deride de yerleşir.
▪ Balık üzerinde parazitler yuvarlağa yakın formdadır.
▪ Büyüklüğü değişebilir. Genellikle 20-70 µm olur.
▪ (Bazen 100 µm’dan daha büyük olabilir)
▪ Boyanmış prepatlarda nükleus çapı 5-15 µm dir.
▪ Nükleus etrafında küçük nişasta granülleri bulunur.
▪ Hasta balıkların solungaçlarında kistleri vardır.
▪ Kistler 0.3 mm çapındadır ve çeşitli kimyasal maddelere oldukça
dayanıklıdır.
▪ Biyolojileri bir önceki türe benzer.
▪ Balıktan ayrıldıktan sonra önce 2’ye bölünür.
▪ Sonra 3 gün içinde 256 dinospor meydana gelir.
▪ Hareketli olan dinosporlar balığa tutunurlar.
▪ Parazitler solungaçlarda hemorajilere, yangıya ve nekrozlara yol
açar.
▪ Sekonder bakteriyel enfeksiyonlara da zemin hazırlar.
▪ Hasta balıklar iştahsızdır, zayıflama görülür.
▪ Oodinium ocellatum’da rhizoid’ler solungaç epiteli veya deri epitel
hücresine nüfuz ettiği gibi besin vakuolü içine hücreyi kısmen alarak
bunu sindirerek beslenir (Bu suretle epitel zarar görür).
▪ Hasta balıklarda güç solunum ve yüzme bozuklukları görülür.
▪ Deride yerleşme söz konusu ise deri donuk bir görünüm alır.
▪ Solungaçlar şişkin, kanlı ve kirlidir.
▪ Teşhiste solungaç veya deriden alınan kazıntının muayenesi önem
taşır.
▪ Sağaltım ve korunma: O. pillularis’te olduğu gibidir.
▪ Sağaltımda CuSO4 (1.5 mg/lt) başta olmak üzere çeşitli
banyolardan yararlanılabilir.
▪ Akvaryumların boşaltılması, bütün malzemelerin dezenfeksiyonu
önemlidir.
OODİNİUM OCELLATUM
Oodinium limneticum:
▪ Genel “Dinoflagellata” tanımına uyar.
▪ Armut biçimindedir.
▪ Büyüklüğü 12-20 µm uzun, 7.5-13 µm geniştir.
▪ Şekil ve büyüklükleri değişen, açık yeşil kromatoforlar taşır.
▪ Daha çok tatlı su balıklarında ve gençlerde hastalık yapar.
▪ Lokalizasyon olarak öncelikle deride yerleşir.
▪ Solungaç lokalizasyonları daha seyrek gözlenir.
▪ Balıklarda üstüne sülfür tozu ekilmiş gibidir.
▪ Bu yüzden “Altın tozu hastalığı” da denir.
▪ Teşhis için kazıntıda etkenler aranır.
▪ Sağaltım ve korunma diğerlerinde olduğu gibidir.
TRİCHODİNA
▪ Cliata’lardandır.
▪ Pek çok türü vardır. En yaygın olanı Trichodina domerqui ve T.
nigra’dır.
▪ Mikroskopta fıçı şeklinden çay tabağına kadar değişen formlarda
görülür.
▪ Büyüklükleri ortalama 30-40 µm kadardır.
▪ Bazen 100 µm’dan büyük örneklere rastlamak mümkündür.
▪ Natif hazırlanan preparatlarda dairevi ve ileri doğu olan hareketleri
karakteristiktir.
▪ Vücut en dışında ciliumlar (kirpikler) bulunur.
▪ İç tarafta radial iğneler vardır.
▪ En iç tarafta da bir tarafları daha geniş, uçları incelen çengelli dişleri
vardır.
▪ Makro ve mikronükleus belirgindir.
▪ Makronükleus yarımay biçiminde veya spiral şeklinde kıvrıktır (Tür
tayinlerinde nükleusun kıvrılma yada sarmal özelliği önem taşır).
▪ Mikroskopta şeffaf veya sarımsı grimsi renkte görülürler.
-Vücut en dışında ciliumlar (kirpikler)
bulunur.
-İç tarafta radial iğneler vardır.
-En iç tarafta da bir tarafları daha geniş,
uçları incelen çengelli dişleri vardır.
-Makro ve mikronükleus belirgindir.
TRİCHODİNA
▪ Trichodina’lar balıkların deri ve solungaçlarında parazitlenir(Esasında
ektoparazit olmakla birlikte idrar kesesi, idrar yolları ve oviducta da
Trichodina’lara rastlanır).
▪ Solungaçlar ve üriner sistem üre ve amonyağı vücuttan atmakla
görevli olup, ödevsel bir işbirlikleri vardır. Bu nedenle bu kısımlarda
da parazitlenir(Oviductun enfekte olmasının nedeni ise komşu organ
olmasından kaynaklanmaktadır).
▪ Balıklarda deride ve solungaçlarda bulanıklığa, düzgün olmayan
lekelerin oluşmasına yol açarlar.
▪ Pullarda gevşeme ve dökülmeler görülür.
▪ Hafif enfeksiyonlar önemli değildir.
▪ Ancak ağır enfeksiyonlarda balıklarda iştahsızlık ve zayıflama
görülür.
▪ Solungaçlardaki yerleşmeler daha önemlidir.
▪ Solungaçlarda yangı meydana getirir.
▪ Solungaç flamentleri ve lamelleri şişer, birbirlerine yapışırlar.
Nekrozlar meydana gelir. Solungaçlar görev yapamadığından hasta
balıklarda solunum güçlüğü görülür.
TRİCHODİNA
▪ Trichodina’lara tüm tatlı ve tuzlu su balıklarında rastlanılabilinir.
Akvaryum balıklarında da sorundur.
▪ Erken teşhis edilmediği taktirde ikiye bölünerek çoğalan parazitler kısa
sürede bütün balıklarda ağır enfeksiyonlar ortaya çıkmasına neden
olur.
▪ Teşhis için deri, yüzgeç ve solungaçlardan alınan kazıntıların lam-lamel
arasında mikroskopta incelenmesi ve etkenlerin görülmesi gerekir.
▪ Tür, bazen de yakın cinslerin tayininde natif preparatların kontrolü
yeterli olmaz, boyalı preparatların hazırlanması gerekir.
▪ Üzerlerine %2’lik AgNO3 dökülür (7-8 dakika).
▪ Preparatlar UV lamba altına alınır (20 dakika).
▪ İmmersiyonda incelenir.
▪ İnceleme sırasında etkenlerin büyüklüğü, çengelli diş sayıları, çengelli
dişlerin şekli ve etkenin AgNO3 ile boyanma özelliği dikkate alınır.
▪ Sağaltımda ektoparzitlere karşı bildirdiğimiz banyolardan yararlanılır.
▪ Trichodina’lardan başka DİPARTİELLA, TRİPARTİELLA,
TRİCHODİNELLA ve VAUCHOMİNA cinsleri de balıklarda deri ve
solungaçlarda parazitlenmektedir. Trichodina’lar kadar yaygın
olmamakla beraber bunlar da aynı şekilde hastalık meydana getirirler.
Bunların cins düzeyinde ayrımında de ciliumların düzenleniş şekilleri,
çengelli dişlerin formları ve çekirdek yapıları önem taşır.
TRİCHODİNA
CHİLODONELLA
▪ Ciliata’lardandır.
▪ Bir çok türü vardır. En yaygın olanı Chilodonella cyprini’dir.
▪ Küçük, ovalimsi ve renksiz bir protozoondur.
▪ Vücut formu dorso-ventral basık ve kalp biçimindedir.
▪ Mikroskopta vücut üzerinde ciliumların yapışmış olduğu bütün vücut
boyunca uzanan 6-9 sıra dikkati çeker.
▪ Büyüklükleri 50-70 µm kadardır.
▪ Makro ve mikro nükleusları vardır.
▪ Sitoplazmasında besin vakuolleri ve kontraktil vakuol bulunur.
▪ Ağız (sitosom) ve farengeal sepet görülür.
▪ Dorsal yüzeyde birbirini kesen ciliumlar yer almıştır.
▪ Natif preparatlarda hareketleri karakteristiktir. Yana doğru takla
atıyormuş gibi hareket ederler.
▪ Chilodonella’lar balıkların deri, yüzgeç ve solungaçlarında parazitlenir.
▪ Parazitlerde çoğalma transversal bölünme ile olur.
▪ Uygun olmayan koşullarda “dinlenme kistleri” diyebileceğimiz kistleri
oluştururlar. Bunlar oldukça dayanıklı olup su ve havuz diplerinde uzun
süre canlılıklarını sürdürürler.
▪ Üremeleri en fazla 5-14°C de olur. Bu nedenle özellikle soğuk
havalarda, tropikal balık türlerinde etkili olurlar.
▪ Bununla beraber tropikal balıkların yanı sıra alabalık ve som
balıklarında da etkili olurlar.
▪ Hafif enfeksiyonlar önemli değildir. Ancak ağır enfekte balıklarda
aktivite ve iştahta azalma dikkati çeker.
▪ Hastalığın belirtileri çoğu kez birden bire ortaya çıkar.
▪ Teşhis için deri, yüzgeç ve solungaçlardan hazırlanan kazıntıların
mikroskopta kontrolleri ve etkenlerin görülmesi gerekir.
▪ Sağaltımlarında; ektoparazit banyolarının birinden
yararlanılabilir(Formalin, tuz banyosu, malaşit yeşili vs. gibi)
CHİLODONELLA
İCHTHYOPHTHİRİUS
▪ Oldukça büyük ciliata’lardır. Çapı 50 µm-1mm arasındadır. Bu
nedenle hazırlanan preparatlarda dıştan bile fark edilebilir.
▪ Vücut formu oval / yuvarlak ve elastiktir.
▪ Küçükleri şeffaf veya beyazımsı ise de büyükler grimsidir.
▪ Vücudun her tarafı ciliumlar ile muntazam olarak kaplanmıştır.
Hareketleri yuvarlanma tarzındadır.
▪ Makronükleus nal biçiminde, karakteristiktir (Boyanmamış
preparatlarda bile çok belirgindir).
▪ Mikronükleus belirgin değildir ve hemen makronuükleusun yanında
bulunur.
▪ Balıklarda özellikle deride ve yüzgeçlerde, bazen de solungaçlarda
yerleşir.
▪ Balık derisinde bulunduğunda bölünme yoktur. Vücuttan ayrıldıktan
sonra kist meydana getirmeden çoğalabildiği gibi, jelatinöz kistler de
meydana getirebilirler.
▪ Bunlarda çoğalma bölünme yoluyla olur, 1000 kadar küçük (30-40
µm) oval ciliumlu genç formlar meydana getirirler.
▪ Genç formların yaşam süreleri 24 saat olup, kısadır(Yeni konak
bulup tutunmazlar ise ölürler)
▪ İchthyophthirius’un hayat süresi ısıya bağlı olarak 4-10 gün arasında
değişir. Yaşamaları için optimum sıcaklık 24-27°C’dir.
▪ Balıklarda vücutta (deri, yüzgeç ve solungaçlarda) küçük beyaz
fistüller meydana getirirler.
▪ Bu nedenle “Beyaz nokta” hastalığı olarak bilinir.
▪ Hasta balıkların hareketleri değişir. Sık sık suyun geldiği yere doğru
birikirler. Akvaryumdaki balıklar kumlara veya bitkilere sürtünürler.
Benzer tarzda parazit tahrişlerinden ve kaşıntıdan ötürü balıklar
sıçrama, suyun dışına atlama hareketleri yaparlar.
▪ Tek tür bilinmektedir. O da İchthyophthirius multifilis’tir.
▪ Bütün tatlı su balıklarında, özellikle de ılık sularda yaşayanlarda
görülürler. Tropikal balıkların yanı sıra som balıklarında da ciddi
parazitlenmelere yol açarlar.
▪ Teşhis; hazırlanan kazıntı preparatlarının kontrolü ve etkenlerin
görülmesi ile olur.
▪ Sağaltım aynı şekildedir.
İCHTHYOPHTHİRİUS
BALIKLARIN PARAZİTER HASTALIKLARI
Protozoon
Artropoda
Helmint
Trematoda
Cestoda
Nematoda
Hirudinea
Acanthocephala
PROTOZOON PARAZİTLER
devamı..
APİSOMA
▪ Vücutları ters armut biçiminde veya lobut biçiminde yada vazo
şeklinde diye tanımlanabilir.
▪ Parazitlerin kontraksiyon yeteneği vardır. Bazen içeri doğru çekilip
daha yuvarlağımsı form alabilirler. Bazen de dışarı doğru uzayarak
tipik lobut formunu alırlar.
▪ Ciliumları üst son kısımda, bazen ortaya yakın yerde de halka
halinde bulunur.
▪ Sitostom, makro ve mikronükleusu vardır.
▪ Ciliumları ile suyu çeker, gıdaları besin vakuolüne alırlar.
▪ Genellikle küçük mikroorganizmalar ile beslenirler.
▪ Kütikülaları üzerinde bazen ince çizgiler bulunur.
▪ Çoğalmaları uzunlamasına ve enine bölünerek olur.
▪ Büyüklükleri değişik olmakla birlikte genellikle 50-100 µm kadardır.
▪ Şeffaf veya hafif sarımsı renklidirler.
▪ Balık derisi veya solungaçlarına bir ayak (disk) yardımı ile tutunurlar.
▪ Balıklarda solungaçlarda, deride ve yüzgeçlerde parazitlenirler.
▪ Bölünerek çoğaldıkları gibi kist de meydana getirirler.
▪ Balıklarda deri ve solungaçlara yerleşirler.
▪ Parazit protozoonlar arasında en küçüklerinden olmasına rağmen en
tahrip edicisidir.
▪ Deride en çok dorsal yüzgeçin alt kısmı ile solungaçların üstlerine
yerleşir.
▪ Enfekte balıklarda vücut ve yüzgeçler üzerinde açık mavimsi veya
grimsi bir tabaka meydana gelir.
▪ Hasta balıklar iştahsızdır ve aktiviteleri azalmıştır.
▪ Tropikal balıklarda ve som balıklarında daha sık görülürler.
▪ Ağır enfeksiyonlarda deride donukluğa, solungaçlarda ise yangıya,
bunun sonucu olarak solungaç flament ve lamellerinde şişme, yapışma,
nekroz ve kayıplara yol açar.
▪ Deri enfeksiyonları genellikle ağır olmaz, ancak solungaçlarda bazen
ölümle sonuçlanan ağır enfeksiyonlar gözlenir.
▪ Hastalık çoğunlukla aniden şekillenir.
▪ Teşhis solungaç veya deri kazıntısının incelenmesi ve etkenlerin
görülmesi ile olur.
▪ Sağaltımda ektoparazit banyolarından yararlanılır. Ancak çoğu kez
banyo tekrarı gereklidir.
APİSOMA
EPİSTYLİS
▪ Apisoma’lara çok benzer.
▪ En büyük farkı dallanmış yapısıdır.
▪ Bu da balıklarda solungaç ve deride bulunur.
TRİCHOPHORA (SUCTORİA)
▪ Genellikle 30-40 µm büyüklüğünde ise de daha büyük de olabilirler.
▪ Vücut formu küçük toplu iğne yastığına benzer.
▪ Çeşitli nesneler ve balık solungaçları üzerine kontraktil olmayan bir
sap veya tutunma diski ile tutunurlar.
▪ Esasında bir Ciliata’dır. Ancak erişkin formlarda ciliumlar
kaybolmuştur.
▪ Ciliumların yerini “tentakül” adı verilen duyu organları almıştır.
▪ Tentaküllerin sayı büyüklükleri değişebilir.
▪ Sitostom bulunmaz. Beslenmede tentaküller yardımcıdır.
▪ Bazı türlerde tentaküllerin tutunmada görevi vardır.
▪ Sitoplazmasında makronükleusu, mikronükleusu, besin vakuolleri ve
kontraktil vakuolü bulunur.
▪ Suda yüzen canlılar balıklarda solungaçlarda parazitlenebilir,
solungaç dokularında çoğalabilirler.
▪ Ancak genellikle ağır enfeksiyon oluşturmazlar.
▪ Sağaltımda; ektoparazit banyolarından yararlanılır.
▪ Teşhiste; ise tipik morfolojik yapısından ötürü solungaç kazıntılarında
etkenin görülmesi ile kolay teşhis edilir.
COSTİA
▪ 15-20 µm büyüklüğünde flegellatadır.
▪ Vücut formu ovalden böbrek şekline kadar değişir. Ayrıca serbest
iken ovalimsi, tutunduktan sonra lobut gibi gözükür.
▪ Renksiz şeffaf protozoonlardır.
▪ En yaygın türü Costia necatrix’dir.
▪ Çekirdek vücut ortasında bulunur.
▪ İki kamçısı vardır. Bölünmeye yakın 4 kamçılı olarak görülür.
▪ Çok çabuk hareket ederler. Natif preparatlarda hemen mikroskop
sahasında çıkarlar. Bu nedenle inceleme yapılacak natif
preparatların bekletilmesi gerekir. Yavaşlayan hareket dolayısıyla
daha kolay inceleme yapılır.
▪ Ortadan bölünerek çoğaldıkları gibi kistde meydana getirirler.
▪ Balıklarda deri ve solungaçlara yerleşir.
▪ Küçük protozoonlar olmasına rağmen en tahrip edicisidir.
▪ Epitel hücreleri içerisine nüfuz eden parazit, hücreleri
parçalamaktadır.
▪ Parazitler küçük olmasına karşın, yapılan elekronmikroskobik
çalışmalar bunların lokalizasyonlarının yüzeysel olmadığını
göstermiştir.
▪ Teşhis; deriden alınan kazıntı muayenesinde etkenlerin görülmesi ile
olur. Ancak balıkta mavimsi-grimsi bir bulanıklığın oluşu
(tabakalanmanın) hastalık için karakteristiktir.
HEXAMİTA (OCTOMİTUS)
▪ Flagellata’lardandır.
▪ En yaygın türleri Hexamita salmonis ve H. intestinalis’dir.
▪ Küçük protozoonlar olup büyüklükleri 7-10 µm kadardır. Ancak 30’a
kadar varan örneklere de rastlanmaktadır.
▪ Vücut formu uzamış oval veya armut şeklindedir.
▪ 2 çekirdeği, 2’de parabazal cisimciği vardır.
▪ Ön tarafta 3 çift, arkada 1 çift olmak üzere 4 çift ( 8 adet) flagellumu
bulunur.
▪ Kamçıları sayesinde çok çabuk hareket eder. Bağırsaklardan alınan
kazıntılarda veya içerik kontrollerinde hızla hareket ettikleri için
mikroskop sahasından kaçarlar. Bekletilen preparatlarda hareket
yavaşladığı için daha kolay görülürler.
▪ Bir çok tatlı su balıklarında, özellikle de alabalıklarda bağırsaklarda
parazitlenen bir protozoondur. ( Endoparazit)
▪ Bağırsakların daha çok son kısımlarında yerleşir.
▪ Kültür balıkçılığında önemlidir. Ağır enfeksiyonlarda genç alabalık ve
salmonlarda bağırsaklarda enterite yol açtığı, mukozanın büyük
ölçüde tahrip olduğu bildirilmektedir. Bu nedenle bağırsak içeriği
kanlı ve mukuslu olur.
▪ İleri safhalarda karaciğer ve safra kesesinde de lokalize olur
(Akvaryum balıklarında sıklıkla görülmektedir).
▪ Etken kist meydana getirir. Çoğalma basit bölünme yolu ile olur.
▪ Enfeksiyon etkenlerin yemler ve sular ile birlikte alınması ile
meydana gelir.
▪ Zira enfekte balıkların dışkısı ile atılan etkenler suda uzun süre
canlılıklarını korurlar.
▪ Enfekte balıklarda ani yüzme hareketleri, suyun dibinde fazla kalma,
zayıflama, karında içeri çekilme ve renkte koyulaşma gözlenir.
▪ Otopside etkenlere bağırsak, karaciğer ve safra kesesinde rastlanır.
▪ Teşhis için buralardan alınan kazıntıların veya içeriği natif
boyanarak (giemsa) kontrolü gerekir.
▪ Sağaltımda endoparazitlerin sağaltımı konusunda belirttiğimiz
Furalozid-Furaltadon-Nitrofuran bileşikleinden ve Metronidazol‘den
yararlanılır.
HEXAMİTA (OCTOMİTUS)
Giardia sp.
▪ Flagellata grubundadır.
▪ Önde 3 çift, arkada 1 çift olmak üzere toplam 8 adet kamçısı vardır.
▪ Armut benzeri vücut yapısı vardır.
▪ Büyüklükleri 20-30 µm kadardır.
▪ Balıklarda bağırsaklarda rastlanır. Ancak çoğu kez kommensal olarak
bulunduğu kaydedilmektedir.
▪ Patojeniteleri yoktur, bu nedenle ekonomik kayıplara neden olmazlar.
TRYPANASOMA
▪ Küçük renksiz flagellata’lardandır.
▪ Uzunluğu 10-15 µm ile 20-30 µm arasında değişir.
▪ Vücut formları memeli hayvanlardaki Trypanasoma’lar ile aynıdır.
▪ Vücut uzamış yaprak veya mekik tarzındadır(İki ucu incelerek sonlanır).
▪ Genellikle orta kısımda yer alan tek çekirdekleri vardır.
▪ Kinetoplasttan çıkan dalgalı zar gövde boyunca uzanır, önde sona erer. Yine
kinetoplasttan çıkan kamçı dalgalı zar dış kenarını izleyerek vücut ön
kısmından dışarı taşar. Vücut ucunda serbest ucu bulunur.
▪ Hareketleri yılanvaridir (sağa, sola ve ileri doğru).
▪ Balıklarda kanda yaşarlar.
▪ “Uyku hastalığı” etkenlerindendir ancak patojeniteleri tam olarak
bilinmemektedir.
▪ Balıktan balığa bulaşmada çeşitli sülükler rol oynar (Piscicola vs.).
▪ Sülüklerde midede (diverteküllerde) gelişme dönemleri bulunur.
▪ Daha sonra sülüğün proboscisine (hortum) gelirler. Sülüğün kan emmesi
sırasında etkenler balık kanına geçer.
▪ Balıklarda pek çok tür Trypanasoma vardır. Bunlar başlıca iki gruptur:
▪ Küçük kinetoplastlı olanlar ( örn. T. tincae)
▪ Büyük kinetoplastlı olanlar ( örn. T. remaki)
TRYPANOPLASMA (CRYPTOBIA)
TRYPANASOMA TRYPANOPLASMA
▪ Trypanasoma’lardan daha patojendirler(Genellikle balıklarda uyku hastalığına
Trypanoplasma’ların yol açtığı bildirilmektedir).
▪ Enfekte balıklarda şiddetli anemi gözlenir.
▪ Solungaçlar solgundur.
▪ Kan daha sulu bir şekil almıştır.
▪ Anemiyle ilgili olarak solunum da normalden daha hızlıdır(Bu solungaçların
kapaklarının hareketlerinden izlenebilir).
▪ Böbrekler de görevlerini tam olarak yapamazlar.
▪ Balıklarda aktivite azalmıştır.
▪ Bazen yüzerken karın kısımları yukarı doğru çevrilir.
▪ Zayıflama vardır. Gözler genellikle içeri doğru çökmüştür veya tersine ekzoftalmus
gelişir.
▪ Daha çok sazan ve kadife balıkları ile alabalıklarda hastalık görülür.
▪ Eğer çevre şartları iyi değil ise ve kötü beslenme söz konusu ise hastalık daha
şiddetli seyreder.
▪ Su ısısının 10°C veya daha altına düştüğü durumlarda antikor teşekkülü
azalacağından ölümler artar.
▪ Trypanoplasma’ların pek çok türü vardır. Kanda ve solungaçlarda yaşarlar.
Bunlardan Criptobia branchialis (T. branchialis)’e Cyprinidae’lerde solungaçlardan
hazırlanan preparatlarda sıklıkla rastlanır. Bunlar solungaç filamentlerinde epitelde
dejenerasyonlara yol açar. Tromboz teşekkülüne zemin hazırlar.
▪ Teşhis kanda etkenlerin natif veya boyalı (giemsa) preparatlarda görülmesi ile olur.
▪ Sağaltımda daha çok proflaksi önem taşır.
▪ Etkeni nakleden sülüklere karşı “Mazoten” kullanılabilir.
▪ Ayrıca havuz dezenfeksiyonu da önem taşır.
TRYPANOPLASMA
COCCIDIA (EIMERIA)
Dermocystidium nodules
Non-Enfeksiyon Hastalıklar-
1) Beslenme hastalıkları
2) Travmatik lezyonlar
3) Zehirlenmeler
4) Genetik anomaliler
Beslenme Hastalıkları
▪ Balıklara dengeli ve yeterli gıda verilmeli,
▪ Balığın canlılığı, üremesi, gelişmesi ve renginde etkili,
▪ Protein, karbonhidrat, yağ, mineral ve vitaminlerden birinin noksanlık
yada eksikliğinde bozukluklar görülür.
▪ Noksanlıklar zaman içinde ya bağışıklık sistemini zayıflatarak yada
direkt bozukluk oluşturarak etki gösterir.
▪ Doğal ortamda yaşayanlarda beslenme bozuklukları nadir görülürken
havuz ve akvaryumda yaşayanlarda gerekli gıdaların bir kısmı
sulardan sağlanırken çoğunlukla da verilen yemlerden tedarik edilir.
▪ Yemler belirli aralıklarla verilmeli, verilen yemler balıklar tarafından
tamamen tüketilmeli, ikinci beslenmeye kadar aç olmalılar.
1.Protein, Amino asit
▪ Balıklar için önemli bir enerji kaynağıdır
▪ Balık türlerine ve büyüklüğüne göre protein gereksinimi % 25-56 dir
▪ Çoğu balık türünde bitkisel protein (soya) kullanılırken bazılarında
belirli bir oranda hayvansal protein gerekir. Salmonidler (karnivor)
omnivor/herbivor balıklardan daha fazla proteine ihtiyaç duyarlar
▪ Protein eksikliğini saptamak zordur. Ağırlıkta azalma, büyümenin
durması, zayıflama, hastalıklara karşı direnç azalması, balık
ölümlerinde beklenenin üzerinde artma görülür
▪ Esansiyel a.a.‘lerden triptofan eksikliğinde vücutta çarpıklık, ayrıca
triptofan, metionin, sistin ve sülfür taşıyan diğer a.a. yetersizliğinde
gözde matlık, anemi (750.000 eritrosit/ mm3 den az, hemoglobin 7.5
g/dl’den az, hematokrit 37’den az olursa) ve alyuvar şekil bozukluğu
görülür. Diğer a.a. ‘lerin yetersizliği ise pek görülmez.
2.Yağ
▪ Balıklar için ilk enerji kaynağı yağ ve proteindir. Bazı yağ asitleri balık
sağlığı, büyüme ve balığın normal görünümü için gereklidir.
▪ Balık türüne göre yağ gereksinim oranı % 3-15 dir.
▪ Hayvansal yağlar (doymuş yağlar) balıklar tarafından iyi
kullanılmazken doymamış yağlar kolaylıkla sindirilir ve balıklar
tarafından kullanılırlar. Ancak doymamış yağlar oto-oksidasyona
duyarlı olup besin bozulmasına neden olur.
▪ Soğuk mevsimlerde metabolizma yavaşladığı ve hareket
kısıtlandığında da yağlanma oluşur.
▪ Bozukluklar; yağ fazlalığı, esansiyel yağ asit noksanlığı ve doymamış
yağ asitlerinin oto-oksidasyonunun oluşturduğu toksik etkilerden
kaynaklanır.
▪ Fazla miktarda yağ alınması karaciğerde yağlanma ve obeziteye yol
açar. Karaciğer büyümüş, kesit yüzeyi suyla temas ettiğinde su
yüzeyinde ince bir yağ tabakası, mikroskopta intracellular yağ
damlacıkları görülür.
▪ Karaciğerdeki yağlanma böbrek bozukluklarına ve buna bağlı olarak
organlar da ödeme neden olur.
▪ Alabalıklarda sıklıkla görülür. Balıklarda renk koyulaşması,
iştahsızlık, durgunluk, su yüzeyine yakın yüzme, solungaçlarda
solgunluk görülebilir. Karaciğerin rengi ile mide-bağırsak içeriği açık
sarımsı renktedir.
▪ İnfertiliteye de neden olur.
3.Karbonhidrat
▪ Balıklar, basit şeker moleküllerini hızla sindirirler. Daha büyük ve
kompleks şekerin ise sindirimi daha yavaştır (az). Glikoz; nişasta,
sakkaroz, laktoza göre daha iyi sindirilir. Bu durum özellikle soğuk su
balıklarında (alabalık) görülür. Karnivor balıkların yemlerinde
karbonhidrat oranı azdır. Alabalıklarda maksimum sindirilebilir
karbonhidrat oranı diyetin %20 sini geçmemelidir. Diğer balık
türlerinde bu oran değişir. Herbivor balıklarda ise karbonhidrat daha
iyi sindirilir.
▪ Yemde fazla miktarda karbonhidrat varlığı, bazı balıklarda
hiperglisemi, karaciğerde hiperglikogenesis, karaciğerde büyüme ve
patolojik bozukluklara neden olur. Karaciğer bozukluğu böbrek
bozukluklarına yol açar. Ölümler görülebilir.
▪ Alabalık ve somonlarda kanda glikoz düzeyi 70-120 mg/dl‘dir.
Hiperglisemi balıklarda letarji, su yüzeyine yakın yüzme, renk
koyulaşması ve iştahsızlığa neden olur.
4.Vitamin
▪ Balıklar için 15 vitamin gereklidir. A, D, C, E, K, B1, B6, B12, P
pantotenik asit, folik asit, biotin, choline ve inositol’dür. Bunların
hepsinin bir diyette olması gerekmez. Pek çok ticari yemde takviyeli
vitamin bulunur. Vitamin gereksinimi balık tür ve büyüklüğüne göre
değişir. Vitamin noksanlığı kısa sürede düzeltilmezse ölümlere ve
balık direncinde azalmaya neden olur.
▪ Vit A: Provitamin hali olan karoten yeşil bitkilerde (alg) ve
diatomlarda (su yosunu) bulunur. Balıklar bunu direkt alır ya da bunu
yiyen copepodları yiyerek alırlar. Noksanlığında karaciğerde yağ
dejenerasyonu, retinal bozukluklar, ekzoftalmus, ödem, yüzgeçlerde
hemoraji, gelişme noksanlığı görülür.
▪ Vit B1=Thiamin: Alglerde bulunur. Noksanlığında mide- bağırsak,
sinir sistemi bozukluğu, gelişme noksanlığı, iştahsızlık, kaslarda
atrofi, konvulziyon, denge bozukluğu, ödem ve ölüm görülür. Yemde
karbonhidrat alımında vit B1 gereksinimi artar (karbonhidrat
metabolizması için gerekli).
▪ Vit B2=Riboflavin: Alglerde bulunur. Balıkların büyümesinde önemli
role sahiptir. Noksanlığında gelişmede gerilik, dengesizlik,
iştahsızlık, anemi, korneada vaskülarizasyon, lenste bulanıklık,
gözde kanlanma, iriste anormal pigmentasyon görülür.
▪ Pantotenik asit: Noksanlığında solungaçlarda bozukluk ve şişme,
iştahsızlık, gelişme noksanlığı, durgunluk ve dermatitis görülür.
▪ Vit B6=Pyridoksin: Noksanlığında protein metabolizması etkilenir.
Rigormortis, sık nefes alma, sinirsel bozukluklar, ataksi, anemi,
iştahsızlık, ödem ve kitle halinde ölümler görülür.
▪ Vit B12=Siyanokobalamin: Alyuvarların olgunlaşmasında gereklidir.
Noksanlığında makrositik anemi, iştahsızlık ve gelişme geriliği görülür.
▪ Biotin: Noksanlığında alabalıklarda konvulziyon, gelişme noksanlığı,
iştahsızlık, kaslarda atrofi, deri lezyonları, mukoid salgıda bozukluk,
mavi mukus hastalığı görülür.
▪
Metal Zehirlenmeleri-
▪ Metal iyonları ile kirlenmiş sular su canlıları için zararlıdır. En çok düşük
alkalik sularda daha çok çözüldüğü için toksiktir. Kurşun, bakır, demir,
civa gibi metal yada metal tuzları zehirlenmeye neden olur. Genellikle
klinik belirtiler benzerdir. Ortamdaki O2 azlığı zehirlenmenin toksisitesini
artırırken suyun artan sertliği de ağır metal tuzlarının toksisitesini artırır.
▪ Balıklarda huzursuzluk, solunum sayısında artma, mukus artışı,
uyuşukluk, yan yatma, balıkta CO2 birikiminden dolayı boğulma ve
ölümler görülür. Balıklar yan yatmışsa tedavide temiz taze suya
konsalar bile iyileşme ihtimali azdır.
Genetik Anomaliler-
İYİ HUYLU
a) Deri tümörleri (Epitheliomlar)
b) Pigmentsel tümörler (Melanomlar)
c) Bağ doku tümörleri (Fibromlar)
d) Kas doku tümörleri (Myomlar)
e) Glandular tümörler (Adenomlar)
f) Kemik tümörleri (Osteomlar)
g) Kıkırdak doku tümörleri (Chondromlar)
h) Sinir doku tümörleri (Neuromlar)
KÖTÜ HUYLU
a) Carsinomlar (Tiroit bezinde, böbreklerde sık rastlanır)
b) Hepatomlar
c) Melanosarkomlar
BALIKLARDA RASTLANAN DİĞER HASTALIKLAR-
▪ AKUT BARSAK NEZLESİ (Enteritis catarrhalis acuta):
▪ Hastalık yem ve yemleme ile yakından ilişkili olup, genç balıklarda
önemli kayıplar meydana getirir.
GÖZ MANTARI
▪ Balıklarda sıklıkla mantarlar göze yerleşirler.
▪ Cornea’da meydana gelen paraziter, mekanik, kimyasal tahribat
sonunda burada yaralar oluşur ve mantarlar buralara yerleşir.
ANEMİ-
Hastalık pek çok balık cinslerinde kanamalar, yaralar, ülserler ile seyreder. Enfeksiyon
etkenleri çevresel sularda yagın olarak bulunmaktadır. Hastalık etkenleri olan
Aeromonas hydrophila , A. Sorbia ve A. caviae tatlı vu tuzlu sularda yaygın olarak
bulunur
Zoonoz özellik gösterebilen hastalık gıda zehirlenmelerine, enteritise, ateş, kusma
ve diyareye neden olabilir. Özellikle A. hydrohila balıklardan başka midye, karides ve
istakoz gibi insan gıda tüketiminde bulunan su canlılarında da bulunmakta, ayrıca
bu bakteri buzdobı sıcaklığında da üremesine devam edebilmektedir. Balıklarda
hastalığa neden olan etkenler amfibialarda ve omurgasız pek çok hayvanda da
bulunabilir.
Patoloji ve klinik bulgular :
Etkenler balıklara portantrelerden girmektedir. Hastalık , deri ve solungaç
bütünlüğünün azaldığı koşullarda, özellikle de ektoparaziter enfeksiyonlarda ön
plana çıkmakta, deri de yangı ve lezyonlar çoğalır.
Kronik form ; klinik belirtilerin biraz daha yavaş geliştiği ve kendini zamanla belli
eden bir seyirdir. Yüzmede düzensizlik ve su yüzeyine yakın yüzme vardır.Tek yada
çift gözde ekzoftalmus ,anüste kızarıklık bazen prolabsus vardır. Vücuttaki kanama
lezyonlarına ağız çevresi ve ağız içinde de gözlenir.
Tatlı su ve tuzlu su kolumnaris hastalığı olarak iki farklı tipte görülen enfeksiyon pek çok
balık türünü etkiler. Tatlı su kolumnaris hastalığı Flavobacterium columnare tarafında
oluşturulur. Hasta balıklarda vücudun çeşitli yerlerinde gri-beyaz renkli ülserler tipik olup,
ayrıca balıklarda septisemi de belirgindir. Mortalitesi yüksek olan hastalıkta işletmelerde
balık kayıpları % 80 lere ulaşabilir.
Perakut form ; genelde yavru ve genç balıklarda görülür, yüksek virulensli etkenlerle
enfekte olunmasıyla gerçekleşir. Klinik bulgular oluşmadan yoğun balık kayıpları olur ve
mortalite düzeyi % 80 lere kadar varabilir.
Akut ve subakut seyirler ; genel hastalık belirtilerinin yanısıra baş, solungaç, yüzgeçler
ve ağız çevresi ile vücudun çeşitli yerlerinde gri-beyaz küçük odaklar belirir ve zamanla
bunların çapları artarken etrafları hiperemik bir alanla belirlenmeya başlar. Bu alanların
nekroze olmasıyla beraber alttan kas dokusu görülmeye başlar.
Korunma ve tedavi :
Genel korunma ve kontrol tedbirlerinin uygulanması gereklidir. Günümüzde
hastalığa karşı kullanılan bir aşı mevcut değildir. Hastalık saptanması durumunda
balıklara vitamin ve mineral madde takviyesi yapılmalıdır, bu balık kayıplarını
nispeten azaltabilir.
Korunma ve kontrol ile tedavi hususları kolumnaris hastalığı hemen hemen aynıdır.
EDWARDSİELLOSİS ( EDWARDSİELLA SEPTİSEMİ HASTALIĞI )
Etkenler hasta balıklarda bağırsak yolu ile suya geçer, bulaşma ağız yolu
ile etkenlerin alınmasıyla olmakta , ayrıca ölen balıkların diğer balıklar
tarafından yenmesiyle de olabilir. Hastalığın mortalitesi % 50 civarındadır.
Akut seyirde klinik bulgular olmaksızın balıklarda ölümler gerçekleşir. Ağır
hasta balıklar su yüzeyine paralel durur ve yüzme bozulmuş. Ağız ve boyun
bölgesiyle beraber vücudun çeşitli yerlerinde hiperemik odaklar yaygındır.
Solungaçlar hiperemiktir. Baş bölgesindeki lezyonlar kısa sürede daha da
belirgin hale gelir, ekzoftalmus vardır.
Tedavide oxytetracyline iyi sonuç vermektedir, ilaç kullanımı ile beraber Vit. C
takviyesinden oldukça başarılı sonuçlar alınabilir.
ENTERİK KIZIL AĞIZ HASTALIĞI (YERSİNİA RUCKERİ ENFEKSİYONU , ENTERIC RED
MOUTH –ERM- )
Çeşitli balıklarda Yersinia ruckeri tarafından meydana getirilen bir hastalıktır. Hastalık
ilkbahar ve yaz mevsimlerinde görülür. Hastalık su sıcaklığın yükselmeye başladığı
ilkbahar döneminde yavru ve genç balıklarda akut formda görülür , su sıcaklığının
düşmeye başladığı sonbahar mevsiminde yetişkin balıklarda kronik tarzda gelişir.
Alabalık yetiştiriciliğinin önemli hastalıklarından biri olan enterik kızıl hastalığı , yavru
gençlerde ağır septisemi sonucu ölümlere ve önemli düzeyde ekonomik kayba neden olur.
Çeşitli su kuşları ve su hayvanları doğal yaşamda rezervuar görevi yapar.
Kronik form ; balıkların hareketleri azalmış, karında sıvı toplanmasına bağlı şişkinlik ,
unilateral ya da bilateral ekzoftalmus vardır. Yüzgeçlerde hemorajik alanlar ve
derideki lezyonlar belirgin, ağız ve anüs bölgesinde yoğun hiperemi mevcuttur.
Solungaçlar solgundur.
Korunma, kontrol ve tedavi :
Hastalık etkenleri balıklara ağız ve deri yoluyla girer. Balıklarda vertikal yol ile
bulaşmada vardır. Ayrıca suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlar da vektör olarak
bulaşma zincirinde bulunur. İnsanlar için zoonoz özellik taşır, insanlara bulaşma
daha çok deri yoluyla olur.
Patoloji ve klinik bulgular :
Akut form ; genelde klinik bulgular görülmeden fazla sayıda balık ölümü ile
sonuçlanır. Nekropside , dalağın büyümüş ve böğürtlen görünümünde olması bu
hastalık için tipik bulgulardandır. Karaciğerde çok sayıda nekrotik lezyonlar vardır.
Böbrek solgundur.
Hastalık özellikle yavru balıklarda kronik tarzda görülüp , günlük ölümlere neden olan
bir enfeksiyondur. Hastalığa birden fazla Streptococcus türü neden olur. Su sıcaklığını 20
° C nin üzerine çıkması durumunda hastalık artar.
Etkenlerden Streptococcus iniae zoonoz özellik gösteren bir patojendir. Genellikle enfekte
balıkların temizlenme sırasında insanlara bulaşır. Bu etken balıklarda yaygın olarak
meningoensefalitise neden olur
Pseudomonas anguilliseptica acı ve tuzlu sularda daha çok yılan ve çipura balıklarında , P.
fluorescens ise tatlı sularda ve çeşitli balıklarda hastalık oluşturur.
Etkenler balıklarda vücut yüzeyinde, solungaçlarda, bağırsakların yanısıra balık
yumurtalarında bulunur.
Hasta balıklarda düzensiz yüzme, denge bozukluğu, felç görülür. Teşhis laboratuvar
bulguları ile yapılır. Günümüzde etkin bir tedavi yoktur.
MYCOBACTERİOSİS ( BALIK TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI )
Hastalık tatlı su ve tuzlu su balıklarında kronik seyirli , organ ve dokularda tüberküloz
nodüllerine yol açan bir hastalıktır. Hastalık etkenleri arasında Mycobacterium marinum, M.
fortuitum ve M.chelonae en çok görülendendir. Etkeni alan balık uzun süre herhangi bir klinik
belirti göstermeyebilir, bu bazen 1 yılı bulabilir. Hastalığın çıkışında stres altında bulunmak,
bağışıklık sisteminin zayıflaması , beslenme kalitesinin düşmesi gibi etmenler önemlidir.
Hastalık etkenleri balıklara genellikle deri yolu bulaşır. Havuzlardaki balık yoğunluğu fazla ise
bulaşma daha hızlı olur. Ölü balıkların ya da klinik bulgu göstermeyen balıkların diğer balıklar
tarafından yenmeside hastalığın bulaşma yollarındandır. Ayrıca transovarian yolla da hastalık
yayılır.
Hastalığın zoonoz yönüde vardır. İnsanlarda lezyonlar en çok el ve kollarda gelişir. Hastalık
balıkçılık sektöründe çalışanlar ile veteriner hekimlerde daha çok görülür. Hastalık akvaryum
balıklarında da görülür, bu nedenden dolayı akvaryumla uğraşan kişilerde de enfeksiyonlar
görülmektedir.
Patoloji ve klinik bulgular :
Hastalığın akut formu çok nadiren gözlenir, balıkların çok yoğun etken alması
sonucu gelişir ve 2-3 hafta içinde genelde klinik bulgular olmaksızın ölümle
sonuçlanır.
Kronik hastalık gelişimi için süre tam olarak verilemez . Hastalığın çıkış süresi aylar
içinde olabileceği gibi 1 yıl civarınında hastalık işletmelerde ortaya çıkabilir. Genel
bulgularla beraber pek çok klinik belirti vardır, ancak hasta bir balık bunların hepsini
göstermez. Kronik zayıflama, iştahsızlık, durgunluk, renkte bozulma, yüzgeçler ve
deride lezyonlar, pullarda dökülmeler, tek gözde veya iki gözde ekzoftalmus, çene ve
omurgada deformasyonlar, karında şişlik ya da karının içeriye çökmesi gibi klinik
semptomlar vardır. İç organlarda küçük tuberküller yaygındır.
Korunma ve tedavi :
Genel olarak işletmenin bakım ve beslenme koşulları kaliteli ve yeterli olmalıdır. Suda
hasta ya da ölü balık bulunmaması gerekir. Unutulmamalıdır ki , bir havuzda hastalık
varsa tüm balıklarda hastalık olma olasılığı oldukça yüksektir. Hastalığa karşı aşı
mevcuttur.
Tedavi uzun ve pahalı olduğu için her işletmenin imkanları ölçüsünde yapılabilir.
MANTAR HASTALIKLARI
Hem balıklar hem yumurtalarda en fazla görülen mantar enfeksiyonu olarak balıkçılık
sektörü için önemli bir hastalıktır. Etken Saprolegnia parasitica ve S. invaderis tir. Dış
mantar enfeksiyonudur.
Etkenler fırsatçı patojendirler. Eşeysiz üreme vardır ve sporlar kendileri için uygun
yerlerde balığa yerleşir. Enfeksiyon suda bulunana zoosporlar tarafından meydana
getirilir. Enfeksiyon deride başladığı gibi , zoosporların ağız yoluyla alındığı durumlarda
miden başlar kas dokuyu geçer ve deride miseller oluşabilir. Su sıcaklığı enfeksiyonun
şiddetini belirleyen önemli etmendir.
Patojenite ve klinik bulgular :
Deride miseller pamuk görünümünde olur. Enfekte bölgelerde renk değişimleri vardır.
Miseller deride geniş bir alan kaplarsa balık tedavi edilmeyebilir. Benzer klinik
görünüm solungaçlarda da vardır.
Teşhis için klinik bulgular fikir verir. Gerekirse laboratuvar tanısı ile teyit edilir.
Korunma ve tedavi :
Tedavi genelde olumlu sonuç vermez. Hasta balıklar imha edilir.
APHANOMYCOSİS ( EPİZOOTİK ÜLSERATİF SENDROM –EUS )
Etkenler ; Aphanomyces invadans balıklarda , A. astaci daha çok kerevit, istakoz ve
yengeçlerde hastalık yapmasına karşın pek çok balıkta da bulunmaktadır. Hastalık
daha çok nehir ağız bölgelerinde ve bu alanlar ile bağlantılı su sistemlerinde
görülür. Uzun süren yağışların ardından hastalığın görülme sıklığı artar. Hifalar
bölmesiz, dallanma gösterir ve çok çekirdeklidir.
Etkenlerin balıktan balığa bulaşması suyla olur. Sporlar 5 gün kadar suda canlı kalır
Sporlar balık derisine tutunarak enfeksiyon meydana gelir. Sporlar olumsuz
koşularda kist haline gelir. Diğer hastalık patojenleri bu mantar hastalığı için uygun
ortamları balık derisine oluşturur.
Hem balıklar hem yumurtalarda en fazla görülen mantar enfeksiyonu olarak balıkçılık
sektörü için önemli bir hastalıktır. Etken Saprolegnia parasitica ve S. invaderis tir. Dış
mantar enfeksiyonudur.
Etkenler fırsatçı patojendirler. Eşeysiz üreme vardır ve sporlar kendileri için uygun
yerlerde balığa yerleşir. Enfeksiyon suda bulunana zoosporlar tarafından meydana
getirilir. Enfeksiyon deride başladığı gibi , zoosporların ağız yoluyla alındığı durumlarda
miden başlar kas dokuyu geçer ve deride miseller oluşabilir. Su sıcaklığı enfeksiyonun
şiddetini belirleyen önemli etmendir.
Patojenite ve klinik bulgular :
Deride miseller pamuk görünümünde olur. Enfekte bölgelerde renk değişimleri vardır.
Miseller deride geniş bir alan kaplarsa balık tedavi edilmeyebilir. Benzer klinik
görünüm solungaçlarda da vardır.
Teşhis için klinik bulgular fikir verir. Gerekirse laboratuvar tanısı ile teyit edilir.
Korunma ve tedavi :
Tedavi genelde olumlu sonuç vermez. Hasta balıklar imha edilir.
APHANOMYCOSİS ( EPİZOOTİK ÜLSERATİF SENDROM –EUS )
Etkenler ; Aphanomyces invadans balıklarda , A. astaci daha çok kerevit, istakoz ve
yengeçlerde hastalık yapmasına karşın pek çok balıkta da bulunmaktadır. Hastalık
daha çok nehir ağız bölgelerinde ve bu alanlar ile bağlantılı su sistemlerinde
görülür. Uzun süren yağışların ardından hastalığın görülme sıklığı artar. Hifalar
bölmesiz, dallanma gösterir ve çok çekirdeklidir.
Etkenlerin balıktan balığa bulaşması suyla olur. Sporlar 5 gün kadar suda canlı kalır
Sporlar balık derisine tutunarak enfeksiyon meydana gelir. Sporlar olumsuz
koşularda kist haline gelir. Diğer hastalık patojenleri bu mantar hastalığı için uygun
ortamları balık derisine oluşturur.
https://www.gktoday.in/wp-content/uploads-
back/2016/01/cartilagenous-fish-bony-fish.png
Pullar
https://www.floridamuseum.ufl.edu/wp-content/uploads/sites/66/2017/05/fish-anatomy-scale-
types.jpg
https://www.floridamuseum.ufl.edu/wp-
https://lh3.googleusercontent.com/proxy/rZNxj6LvneIQ3bkSYOqX80Uvv8P-r6v_8T93r3D8x0QwUx2FG99Lv0o3OsrKMZ4- content/uploads/sites/66/2017/05/fish-anatomy-spines-rays.jpg
IKEcqvVqgiS2R1k5wsQiEjeGu6Kqdyw-ZrHe8EwLamWsJR1twcXP1ddbjhI3Wyo9UscZWL7sQ2Mdaevp7cSrWEQstg
İÇ İSKELET
AKSİYAL APENDİKÜLAR
(Eksen İskelet) (Ekstremite İskeleti, Yüzgeçler İskeleti)
*BAŞ *YÜZGEÇLER
*NOTOCHORDA
*KABURGALAR
Aksiyal iskelet
Baş iskeleti çok sayıda kemik serisinden oluşmaktadır. Burun, göz, kulak kapsülü bölgeleri, solungaç gibi organları
destekler.
https://www2.nau.edu/lrm22/lessons/fishhead_anatomy/images/skull02.gif
Original figure
https://c8.alamy.com/comp/TAWMPY/fish-head-skull-bone-close-up-TAWMPY.jpg https://i.pinimg.com/564x/71/01/f1/7101f109bca87f07e0ce573a8010cb80.jpg
Aksiyal iskelet
http://bio.sunyorange.edu/updated2/comparative_anatomy/anat_3/thorax_files/vert_fis2.jpg
https://www2.nau.edu/lrm22/lessons/fishhead_anatomy/images/wahoo.jpg
https://www.mdpi.com/biomimetics/biomimetics-04-00060/article_deploy/html/images/biomimetics-04-00060-g002.png
Aksiyal iskelet
Kaburgalar
İyi gelişmiştir.
Kaburgalar serbest olarak sonlanır (balıklarda sternum bulunmaz)
https://lh3.googleusercontent.com/proxy/b4g8wHfee3mHBdqPZb0u
DrONKIxUmDSmrb6H-
966Xg43ROqC8_xkCQthTLbXFAW9dJz_WN2-CcUseQXm-
4VMwXS9YBbwb7c7LV1NRzskPtJYwE4_Gwd0XMCuAPRpB10h9
arcgMfIQy4wNQyPACz3qA
http://necropsymanual.net/wp-
content/uploads/2015/10/Musculoskeletal-system.jpg
https://lh3.googleusercontent.com/proxy/2jigdFRNMoYpum1oT5cqxE3o-
zS3PNxJVjwxTBW7oCWdl1A7Coh8IALVLkH6AlT17xHjblA_XOHBR0p3024kvDY
Apendikülar iskelet
Yüzgeçler
Destek ve hareket organları
Tek yüzgeçler
Denge ve dümen görevi görürler
1. Dorsal (sırt) yüzgeç
2. Anal anal Çift yüzgeçler
3. Caudal (kuyruk) yüzgeci İnsanlardaki extremite karşılığı…. hareket
4. Adipose yüzgeç 1. Pectoral yüzgeçler
2. Pelvic yüzgeçler
Yüzgeç yapıları
Tek yüzgeçler ve çift yüzgeçler vücuda bazı yapılarla bağlanır.
Tek yüzgeçlerde bu yapı: Pterigiofor (Pterygiophores)
**** Ancak kuyruk yüzgeci vücuda direk bağlanır.
Çift yüzgeçler pectoral ve pelvic kemer ile bağlanır.
https://lh3.googleusercontent.com/proxy/9_t7qae5al9Ng
FYqu5F1XA0GAqprvWT6uQf53PWWW7yk70kO4ae9_4
2birk5R21oB-
9AGr_xYwmDAaVY5Gl4ygjleTHrGyMl9LUr5wkKEJ0PI-
Radius (yüzgeç ışını) qazwxUl7vxqzp8lf4yTzys5H3hE8Jo
Dikenli Radius (Levrek- Dorsal yüzgeç) Yumuşak radius (Alabalık- Kuyruk yüzgeci)
https://www.earthlife.net/wp-content/uploads/swimbladder.jpg
https://cdn.britannica.com/s:690x388,c
:crop/41/148441-050-
83B1E0BC/Teleost-fish-cross-section.jpg
https://www.researchgate.net/profile/Craig-
Boys/publication/262732154/figure/fig4/AS:392501723713541@1470591111436/Two-
chambered-swim-bladder-of-the-Hypsibarbus-lagleri-a-species-endemic-to-the-Mekong.png
Balık vücudu bölümleri
http://necropsymanual.net/wp-content/uploads/2015/08/Fig-3-a-Body-parts-.jpg
Total boy
Çatal boy
Standart boy
Predorsal uzunluk
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479310082389-
KY0OORLJ87TDH8A282QY/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0
fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnKhyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix
0Te8jg/Artwork524+Bony+Fishes+TL+FL+SL.jpg?format=750w
Yüzgeçler
Destek ve hareket organları
Tek yüzgeçler
Denge ve dümen görevi görürler
1. Dorsal (sırt) yüzgeç Çift yüzgeçler
2. Anal anal İnsanlardaki extremite karşılığı…. hareket
3. Caudal (kuyruk) yüzgeci 1. Pectoral yüzgeçler
4. Adipose yüzgeç 2. Pelvic yüzgeçler
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479307163392-
GBARC7QKBVJTJRG8EHIG/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnKhyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix0Te8jg/Dorsal+Fin+with+multiple+species+Full.jpg?format=750w
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479306976062-
0CTLSFXAIDEF42C8UREN/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnKh
yp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix0Te8jg/Anal+Fins+with+multiple+spe+Full.jpg?format=750w
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479307280169-
21Y6JK964AT24MWBAMZG/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnKh
yp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix0Te8jg/Caudal+Fins+with+multiple+species+Full.jpg?format=750w
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479837313168-30ZIFERNGNOYYM398D69/ke17ZwdGBToddI8pDm48kNSb-
S85X_baZHXiRMp5hrp7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnKhyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0jRb3i7UjwNNySrgFE_nWasdTGvQk1ktSsFQRx-upbNB9IElk_hGgHKQwK6RvQ3MiA/Caudal+Fin+Types+Simplified+3+KoawOrg.jpg?format=2500w
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479307369534-
77D0B3Q40IES40ICA8VF/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O 1z4YTzHvnKhyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix0Te8jg/Pectoral+Fins+with+multiple+species+Full.jpg?format=750w
https://images.squarespace-cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a0363b922/1479307416429-
FFEA45PTMFT0CHVOMJYY/ke17ZwdGBToddI8pDm48kEpF2lptGuxDReiKcVMPbmR7gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsyUqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O 1z4YTzHvnKhyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0ooWhOa5cxQSJsU3rXf8luVi8CZsBTpJO3RpsufHUTIS6zFvlOde1o12z2ix0Te8jg/Pelvic+Fins+with+multiple+species+Full.jpg?format=1000w
Ağız tiplerinden örnekler…
https://secure.spearfishingworld.com/product_images/uploaded_images/4f7b48ed11203mouth-and-
jawas.jpeg
Balıklar 3 ana sınıfa ayrılırlar..
Class 1: Agnatha
Class 2: Chondrichthyes
Class 3: Osteichtyes
CHONDRICHTHYES (Kıkırdaklı balıklar)
http://new-brunswick.net/new-brunswick/sharks/pics/parts.jpg https://www.world-of-
sharks.com/images/shark-
anatomy.jpg
https://www.scubadiving.com/sites/scubadiving.com/files/styles/opengraph_1_91x1/p
ublic/import/2013/files/_images/201304/tigershark_maryomalley.jpg?itok=ZSHBoRp
V
https://ncfishes.com/wp-content/uploads/2020/08/Sandbar-Shark-Carcharhinus-plumbeus-Photo-Credit-
GW-Link-1024x477.jpg
https://www.animalspot.net/wp-content/uploads/2019/10/Types-of-Sharks.jpg
Vatoz
https://www.edirnepostasi.net/wp-content/uploads/2020/01/IMG_2016-1024x576.jpg
http://c.files.bbci.co.uk/35B5/production/_108494731_mediait
Daisy Stingray em108494730.jpg
https://www.floridamuseum.ufl.edu/wp- https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/93/Dasyatis_say_njsm_%28annota
content/uploads/sites/66/2017/05/Dasyatis-margarita-02.jpg ted%29.jpg/400px-Dasyatis_say_njsm_%28annotated%29.jpg
https://www.pierfishing.com/wp-
content/uploads/2017/12/Round.St https://i.pinimg.com/origi
ingray_Crystal.P_1-768x1024.jpg nals/13/a1/2e/13a12e8
62107c01b3a92562e93
8edf47.jpg
Basic internal anatomy of the brown stingray (Dasyatis lata)
showing the location of principal organs.
http://animaldiversity.org/collections/contributors/Grzimek_fish
/Rajiformes/v04_id149_con_ventral/medium.jpg
https://www.researchgate.net/profile/Gerald-
Crow/publication/236618772/figure/fig2/AS:66951
3091657741@1536635768696/Basic-internal-
anatomy-of-the-brown-stingray-Dasyatis-lata-showing-
the-location-of_W640.jpg
Vatoz balığı iskeleti
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thum
b/5/5f/Aetobatus_ocellatus_0zz.jpg/440px-
Aetobatus_ocellatus_0zz.jpg
OSTEİCHTYES (Kemikli balıklar)
Mersin balığı
https://www.glsturgeon.com/wp-content/uploads/2012/08/fishAnatomy-
1024x424.png
https://ncpedia.org/sites/default/files/sturgeondiagram.jpg
Caudal yüzgeç yapısı
https://www.hakaimagazine.com/wp-
content/uploads/shallow-sturgeon-excerpt.jpg
https://static.seattletimes.com/wp-content/uploads/2020/07/fca7e877-1662-42bf-b49f-a483aac81749.jpg
https://www.sharetheoutdoors.com/wp-
content/uploads/2018/08/IMG_0057-768x512.jpg
Ağız yapısı: https://images.squarespace-
cdn.com/content/v1/5808f56fcd0f687a036
3b922/1481466829341-
8NZVY6GQP01LXXUADUKW/ke17ZwdGBT
oddI8pDm48kJi7A5Xu9dOnLVOz0XMPVdR7
gQa3H78H3Y0txjaiv_0fDoOvxcdMmMKkDsy
UqMSsMWxHk725yiiHCCLfrh8O1z4YTzHvnK
hyp6Da-
NYroOW3ZGjoBKy3azqku80C789l0s0XaMN
jCqAzRibjnE_wBlmKK5Jpf7HisOJPGc0DalXEV
TV_1yBmsM8oMKtWbcatiw/Mouth+Compari
son+KoawOrg.jpg?format=750w
https://www.google.com/search?q=scale+of+fish&sxsrf=ALeKk02HTNKunDnQL1k29bJNNT1qEZd2RQ:1615360122635&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwj82ayylaXvAhUEzoUKHU2bCFcQ_AUoAXoECAEQAw&biw=1522&bih=829https://www.google.com/search?q=cycloid+scale&tbm=isch&ved=2ahUKEwijhsb1laXvAhUIYRoKHfLmAp4Q2-
cCegQIABAA&oq=cycloid+scale&gs_lcp=CgNpbWcQAzICCAAyAggAMgIIADICCAAyAggAMgIIADICCAAyAggAMgIIADICCABQjT5Y6kpg0UxoAHAAeACAAWiIAd4DkgEDNC4xmAEAoAEBqgELZ3dzLXdpei1pbWfAAQE&sclient=img&ei=B3FIYOPmIYjCafLNi_AJ&bih=829&biw=1522 https://www.google.com/search?
q=ctenoid+scale+scale&tbm=isch&ved=2ahUKEwjAzOD6laXvAhUNTRoKHWcBCC8Q2-
cCegQIABAA&oq=ctenoid+scale+scale&gs_lcp=CgNpbWcQAzoECAAQQzoCCAA6BggAEAcQHjoICAAQBxAFEB46BAgAEB5Q4ssCWODkAmDq6AJoAHAAeACAAXqIAYsKkgEDOC41mAEAoAEBqgELZ3dzLXdpei1pbWfAAQE&sclient=img&ei=EnFIYMD7HI2aaeeCoPgC&bih=829&biw=1522https://www.google.com/search?
q=ganoid+scale+&tbm=isch&ved=2ahUKEwiFkK6RlqXvAhVR5IUKHS6KAzgQ2-
cCegQIABAA&oq=ganoid+scale+&gs_lcp=CgNpbWcQAzICCAAyAggAMgIIADICCAAyBAgAEAoyBAgAEAoyBAgAEAoyBAgAEAoyBAgAEAoyBAgAEAo6BAgjECc6BAgAEB46BggAEAUQHjoGCAAQChAYOgQIABAYOgQIABBDOgYIABAHEB46CAgAEAcQChAeOggIABAHEAUQHlDeEljL3wFgvecBaABwAHgAgAFwiAHUBZIBAzIuNZgBAKABAaoBC2d3cy13aXotaW1nwAEB&sclie
nt=img&ei=QXFIYMXrNdHIlwSulI7AAw&bih=829&biw=1522
PUL TİPLERİ
Placoid pullar
Ganoid pullar
Cycloid pullar
Ctenoid pullar
https://www.fishbase.in/glossary/Glossary.php?q=cycloid
https://biologyeducare.com/chondrichthyes-vs-osteichthyes/ https://www.britannica.com/science/ganoid-scale
BALIKLARDA YAŞ TAYİNİ
Pullardan yaş tayini (Scalimetri)
Otolitlerden yaş tayini (Otolitometri)
Operküllerden yaş tayini
(Operkülometri)
Kemiklerden yaş tayini (Osteometri)
Boy uzunluğu
https://www.istockphoto.com/tr/vekt%C3%B6r/a%C4%9Fa%C3%A7-halka
lar%C4%B1-arka-plan-soyut-ya%C5%9F-y%C4%B1ll%C4%B1k-daire-a%C4%
9Fa%C3%A7-vekt%C3%B6r-gm1129392076-298324154
https://www.wikihow.vn/X%C3%A1c-%C4%91%E1%BB%8Bnh-tu%E1%BB
%95i-c%E1%BB%A7a-c%C3%A2y
Pullardan Yaş Tayini
https://www.google.com/search?q=age+determination+in+fishes&sxsrf=ALeKk00moQyQ_A4pOtA1B_5ps1bjOCL4LQ:1615362171429&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwiW-
aSDnaXvAhXSlosKHfQ1AU8Q_AUoAXoECAEQAw&biw=1522&bih=829#imgrc=IOUPdNfvhvN_jM&imgdii=VgrHTNg95_KviMhttp://www.chesapeakelighttackle.com/2013/07/02/five-facts-you-probably-dont-know-
about-striped-bass/https://www.slideserve.com/galvin-mooney/age-determination-of-fishes-concepts-and-hands-on-techniques-graduate-modulehttps://www.quora.com/How-can-we-know-age-of-a-
fishhttp://site.iugaza.edu.ps/elnabris/files/2014/12/4_age-determination.pdfhttp://www.jochemnet.de/fiu/lab10.pdf
Otolitlerden Yaş Tayini
https://maralliance.org/pt/2017/12/06/how-old-is-that-fish-youd-be-surprised-
3/https://www.merakedene.com/otolit-kulak-tasi-nedir-ne-ise-
yarar.htmlhttps://theconversation.com/how-were-using-fish-ear-bones-as-time-capsules-
of-past-river-health-95369
https://tr.pinterest.com/pin/479703797786452529/
https://www.slideshare.net/kaylakawula/4-determining-age-growth-and-sex-of-fish-and-
wildlife
https://www.google.com/search?
q=age+determination+with+otholit&tbm=isch&ved=2ahUKEwjxkaXK0cPvAhUC-
4UKHevhCDgQ2-
cCegQIABAA&oq=age+determination+with+otholit&gs_lcp=CgNpbWcQAzoGCAAQCB
AeOgQIIxAnOgIIADoGCAAQBRAeOgQIABBDOgQIABAYUJeaAljr3wJg_-
ECaABwAHgAgAGTAYgBiBuSAQUxMy4xOZgBAKABAaoBC2d3cy13aXot
aW1nwAEB&sclient=img&ei=H2pYYLGGB4L2lwTrw6PAAw&bih=829&biw
Kemiklerden Yaş Tayini
Balık Muayenesi
– Balıkların öldürülmesinde,
• Baş kesilebilir,
• Büyük balıklarda bir ağırlıkla başa vurulup daha sonra
kesilebilir,
• MS 222, Quinaldrine gibi uyuşturucular,
• Elektrik akımı kullanılabilir.
• Dış Bakı;
– Vücut bozuklukları, gelişme durumu ve genel
görünüm değerlendirilir.
– Yağlanma x zayıflama
– İskelet bozuklukları
– Anomali
– Tümoral oluşumlar
– Karın şişkinliği
– Yüzgeçlerde değişiklik
– Anüste kızarıklık, şişlik
– Deride değişiklikler
– Pullarda dikleşme, dökülme
– Başın muayenesi, gerekirse beyin muayenesi
• Dış bakı;
– Görünürde ektoparazit varsa ince bir
pensle toplanarak % 70’lik alkole yada %
5 ‘lik formole konur.
– Lamelin bir kenarı ile laterallerden,
yüzgeçlerden kazıntı alınır ve kendi
ıslaklığıyla lam üzerine konularak
mikroskopta incelenmek üzere preparat
hazırlanır.
– Solungaç kapakları bir makasla kesilir.
• Solungaçlar anemik x hiperemik
• Mukus artışı
• Değişik lekeler
• Hareketli yapılar
– Lamelin bir kenarı ile solungaç
yapraklarından kazıntı alınıp kendi
ıslaklığıyla lam üzerine yerleştirilip
preparat hazırlanır.
Dış Muayene- Sürme Preparat
https://www.magonlinelibrary.com/doi/abs/10.12968/coan.2014.19.10.539
https://www.wikihow.com/Prepare-Microscope-Slides
• İç bakı;
– 3 ensizyon yapılır.
• Anüsün önünden bir dikme
• Anüs önünden başaltına kadar karın
boyunca düz
• Karın boşluğu, sırt kavisini sınırlayıp
operculum arkasından 2. ensizyona
birleşen kavis.
1
2
http://www.necropsymanual.net/en/ https://www.youtube.com/watch?v=9xnWwHVEVx8
https://www.youtube.com/watch?reload=9&v=SItEuymGkqY https://www.usgs.gov/media/images/field-necropsy-a-largemouth-bass
• İç bakı;
– Vücut boşluğunda sıvı, kan toplanması, parazit var mı?
– İç organlar anemik x hiperemik?
– İç organlarda kanama, nodül, tümör, yağlanma, büyüme?
https://microbiologylaboratoryturkey.blogspot.com/2019/02/lam-lamel-aras-preparat-hazrlama-lam.html
https://fisikazone.com/menggunakan-mikroskop-dan-merawat-mikroskop/cara-meletakkan-objek-pada-kaca-preparat/
Original