You are on page 1of 106

THE INSTANT

MILLIONAIRE

(ANLIK
MİLYONER)
THE INSTANT

MILLIONARE

(ANLIK MİLYONER)

Akıl Ve Zenginliğin Öyküsü

“Tekrar tekrar okunacak enfes bir kitap olan


Anlık Milyoner, tüm olanaklarınıza
erişebileceğiniz bir öngörü aşılar.”
-Wess Roberts,P.D

Leadership secrets of
Atilla the hun’un yazarı

Mark Fisher

2
İÇİNDEKİLER

1.BÖLÜM
Genç adam zengin bir akrabasına danışıyor
2.BÖLÜM
Genç adam yaşlı bahçıvanla karşılaşıyor
3.BÖLÜM
Genç adam fırsatları yakalamayı ve risk almayı
öğreniyor
4.BÖLÜM
Genç adam kendini hapsedilmiş buluyor
5.BÖLÜM
Genç adam güvenmeyi öğreniyor
6.BÖLÜM
Genç adam hedefine odaklanmayı öğreniyor
7.BÖLÜM
Genç adam kendi fikrinin değerini kavrıyor
8.BÖLÜM
Genç adam kelimelerin gücünün farkına varıyor

3
9.BÖLÜM
İlk defa genç adam gülün kalbi gösteriliyor
10.BÖLÜM
Genç adam bilinçsiz aklına hükmetmeyi öğreniyor
11.BÖLÜM
Genç adam ve akıl hocası rakam ve yöntemleri
tartışıyor
12.BÖLÜM
Genç adam mutluluğu ve hayatı öğreniyor
13.BÖLÜM
Genç adam hayattaki isteklerini ifade etmeyi
öğreniyor
14.BÖLÜM
Genç adam gül bahçesinin sırrını çözüyor
15.BÖLÜM
Genç ve yaşlı adam farklı seyahatlere çıkıyor

SON SÖZ

4
YAYINCI’NIN ÖNSÖZÜ

Her devir kendi hikayesini gerektirir özellikle de


Webster’in dediği gibi “faydalı bir gerçeği
uygulayın.”Bu küçük kitap bize hayatımızın en
faydalı gerçeklerinden birini: finansal zenginliği,
hayatı iyi yaşamayı eğer başarının prensiplerini
anlayıp uygularsak hedeflerimize ulaşabileceğimizi
anlatan güçlü ve orijinal bir hikayeyle sunmaktadır.

Belki de bir hikaye, gerçekleri sunmanın en iyi


yoludur Çünkü hikayenin çocuksu basitliği
yardımıyla bilinçaltımızın çocuksu basitliğiyle iletişim
kurabilir ve de hayatımızda büyük olumlu
değişiklikler yapabiliriz.

Amerika’da bu kitabı yayımlamaktan gurur


duyuyoruz. Neredeyse tüm Batı Avrupa, Çin,
Japonya, Meksika ve Brezilya da dâhil olmak üzere
10 ülkede daha basılmıştır. Kitabın yazarı gerçek bir
milyoner: gibi biri” ve bu küçük hikâyesi hafife
alınacak türden değil.
Bu, okunacak, yeniden okunacak, çalışılacak ve de
uygulanacak bir kitaptır. Bu, sizi bir çok yönden ve
maddi zenginlikten daha değerli ve tatmin edici
şekilde zenginleştirecek, mükemmel tasarlanmış bir
kitaptır.

-MARC ALLEN

5
1.BÖLÜM

Genç adam zengin bir akrabasına danışıyor

Bir zamanlar zengin olmayı isteyen zeki ve genç bir


adam vardı. Hayal kırıklıkları ve aksiliklerden adil
payını almıştı,bu inkar edilemezdi,ama yine de talih
yıldızına inanıyordu.

Şansın yüzüne gülmesini beklerken, küçük bir


reklam ajansında bütçe sorumlusu olarak
çalışıyordu.Yetersiz miktarda para alıyordu ve
bazen işinin ona çok az haz verdiğini
düşünüyordu.Açıkçası bu işi yapmaya isteği
kalmamıştı artık.

Başka bir şey yapmayı hayal ediyordu, belki de onu


zengin ve ünlü yapacak,maddi problemlerine bir
kereliğine ya da tamamen son verecek bir roman
yazmaktı bu.Ama bu hevesi biraz gerçeklikten uzak
mıydı? Çok satan bir kitap yazmaya yetecek kadar
yeteneği ve tekniği var mıydı,yoksa sayfalar onun iç
sefaletine ayna tutan kasvetli,odaklanılmamış
düzensizliklerle mi dolu olacaktı?

6
Bir yılı aşkın bir süre , işi günlük kabus
olmuştu.Patronu üç saatlik öğle yemeğinin tadını
çıkarmak için ortadan kaybolmadan önce her
sabahın çoğunu gazete okuyarak ve notlar alarak
geçirirdi.Aynı zamanda fikrini sürekli değiştirir ve
çelişkili emirler yağdırırdı.

Fakat sadece patronu değil, yaptıkları şeyden


bıkmış olan iş arkadaşları tarafından da çevresi
kuşatılmıştı.Herhangi bir görme duyusunu
kaybetmiş,topluca vazgeçmiş gibi
görünüyorlardı.Genç adam hiç birine her şeyi
bırakıp bir yazar olmak isteme fantezisini anlatmaya
cesaret edemiyordu.Onların buna şaka gibi
davranacağını biliyordu.İşteyken ,başka bir
ülkedeymiş ,oranın dilini konuşamıyormuş gibi
dünyayla sık sık bağlantısını keserdi.

Her pazartesi sabahı, nasıl olacak da ofiste başka


bir haftayı daha geçireceğim diye merak
ederdi.Sigaralarını,arabalarını,biralarını satmak için
yaygara koparan müşterilerin ihtiyaçlarıyla ilgili
masasının üzerine üst üste yığılmış dosyalar
tamamen yabancılaşmıştı.
Altı ay önce istifa mektubunu yazmıştı. Patronunun
ofisine doğru pek çok kere cebinde yanıp tuştan
mektupla yürümüştü fakat bunu hiçbir zaman
başaramamıştı. Bunu yapmak eğlenceliydi. Üç dört
yıl öncesine kadar bunu yapmak için tereddüt bile
etmezdi ama şimdi ne yapacağından emin değil gibi
görünüyordu.Bir şey onu engelliyordu; bu ya bir
çeşit kuvvet ya da en basitinden korkaklık mıydı?

7
Geçmişinde istediği her şeyi elde etmesine daima
yardımcı olan yürekliliğini yitirmiş gibi görünüyordu
-
Uygun zamanı yakalayana kadar bekledi, harekete
geçmemek için tüm bahaneleri de üretti,gerçekten
başarılı olup olamama düşüncesiyle merak içinde
kıvranıyordu.Yoksa sürekli hayal kuran bir adam mı
olmuştu?
Onun bu derdi borçlarla uğraşmasından mı
kaynaklanıyordu? Yoksa sadece geleceği görme
kabiliyetimizden vazgeçtiğimiz dakikaları
kaçınılmazca tetikleyen bir süreçten yani
yaşlanmaya başlamaktan mıydı?

Günün birinde , hakikaten hayal kırıklığına uğramış


hissediyordu ki birden aklına milyoner amcasını
ziyaret etme fikri geldi.Belki amcası ona bir iki
tavsiye daha da iyisi biraz para verebilirdi.
Onunla görüşmeyi kabul eden amcası sıcakkanlı ve
arkadaş canlısı biriydi.Ona borç para vermeyi
üstüne üstlük yeğenine iyilik yapmayı reddetmişti.

Yeğeninin acıklı hikayesini dinledikten sonra

“Kaç yaşındasın?”

“32 “ diye ürkekçe yanıtladı genç adam.

“Bu zamana kadar John Paul Getty’in ilk milyonunu


kazandığında 32 yaşında olduğunu biliyor muydun?
Ya da benim senin yaşındayken

8
yarım milyonum olduğunu? Bu yüzden nasıl oluyor
da bu yaşta borç para almak zorunda kalıyorsun?”
“Aklım ermiyor ki! İt gibi çalışıyorum. Bazen haftada
55 saat…”
“İnsanın çok çalışmakla zengin olabileceğine
gerçekten inanıyor musun?”
“Ben …Sadece tahmin ediyorum.Yani hep
inandırıldığım şey bu.”
“Bir yılda ne kadar kazanıyorsun? 25.000$ ?

“Evet, o civarlarda.”
“Sence 250.000$ kazanan biri haftada senden 10
kat fazla mı çalışıyor? Tabi ki hayır! Demek ki ;bir
başkası senden daha fazla çalışmadan senin
kazandığının on mislisini kazanıyorsa senin
yaptığından farklı bir şey yapıyordur.Senin hiç
farkında olmadığın bir sırrı vardır.
“Doğru olmalı”
“Anladığın için şanslısın en azından.Bir çok insan
bu farkı anlamaz bile.Geçinmeye çalışmakla o
kadar meşgullerdi ki maddi sıkıntılarından nasıl
kurtulabileceklerini düşünmeye fırsatları
olmaz.İnsanların çoğu nasıl zengin
olabileceklerini,neden zengin olmayı
başaramadıklarını bulmak için bir saatini bile
ayırmaz.”
Bitip tükenmeyen hırsına ve para kazanma hayaline
rağmen genç adam,durumu üzerine düşünmeye

9
sahiden vakit ayırmadığını kabul etmek zorunda
kalmıştı.Galiba her şey onun dikkatini
dağıtmış,açıkça en temel en önemli görevle
yüzleşmekten bir şey onu alıkoymuştu.

Genç adamın amcası bir süre sessiz kaldıktan


sonra gülümsedi.

“Sana yardım etmeye karar verdim.Seni zengin


olmamda bana yardımcı olan kişiye
göndereceğim.Adı “.”Hiç dudun mu bu ismi?

“Hayır,hiç duymadım.”

“Bu ismi seçmiş ; çünkü para kazanmanın gerçek


sırrını bulduktan bir gece sonra milyoner olduğunu
iddia ediyor.Bir gecede milyonerliği,en azından
milyonerlik zihniyetini kazandırmaya yardım
edebileceğini öne sürüyor.”
Amcası duvardaki büyük haritaya dönerek haritada
küçük bir noktayı,biraz sapa bir kasabayı gösterdi.
“Gittin mi hiç oraya?”
“Hayır”.
Neden denemiyorsun o zaman?Git ve onu bul!Sana
da sırrını açıklayabilir.Mükemmel bir evde
oturuyor.Kasabanın en güzel evi.Bulmakta hiç
zorluk çekmemen gerekir.”

“Niçin sırrı siz vermiyorsunuz?O zaman oraya


gitme zahmetine de katlanmamış olurum.”

10
“Buna hakkım yok da ondan. bu sırrı bana
verdiğinde, ilk olarak kimseye söylemeyeceğime
dair yemin ettirdi. Ama insanlara kendisinden
bahsedebileceğimi de söyledi.”

Bunların hepsi genç adama hem şaşırtıcı hem de


karmaşık gelmişti. Şüphesiz onu daha da
meraklandırmıştı.
“Bana hiçbir şey söylemeyeceğine emin misin?
Hiçbir şey mi?”
“Kesinlikle eminim. Yapabileceğim tek şey sana ’i
şiddetle tavsiye etmektir.”
Büyük, meşeden masanın çekmecesinden zarif bir
kağıt ve kalem çıkardıktan sonra aceleyle birkaç
satır karaladı. Daha sonra da kağıdı katladı, bir
zarfa koydu ve yeğenine verdi.
“İşte senin giriş belgen ve de adresin. Unutmadan
son bir şey daha, bu mektubu okumayacağına dair
söz vermelisin. Uyarıma rağmen bu mektubu
açarsan ve hala mektubun sana yardımcı olmasını
istiyor olursan, mektubu hiç açmamış gibi
davranmak zorunda kalırsın.Yaptığın şeyi nasıl
telafi edebilirsin ki?”

Amcasının söyledikleri hakkında en ufak bir fikri bile


olmamasına karşın yine de kabul etti. Amcası tuhaf
adamdı doğrusu ama ne de olsa ona iyilik yapmıştı
bu yüzden mektubu açmamakta karar kıldı. Samimi
bir teşekkürden sonra oradan ayrıldı.

11
2.BÖLÜM

Genç adam yaşlı bahçıvanla karşılaşıyor.

Genç adam ’in yaşadığı kasabaya doğru hızla


ilerliyordu, aklı otomobilinden daha da hızlı
çalışıyordu. Bu adamla karşılaşmak ne kadar zor
olabilirdi ki? Beklenmedik bir ziyaretçiyi hoş
karşılayacak mıydı?Zengin olmanın yöntemini
söyleyecek miydi?

Milyonerin evine yaklaştıkça merakına yenik


düşerek, amcasının tüm uyarılarına rağmen giriş
mektubunu açtı. Şok oldu.Kalbi hızla atmaya
başladı.Ter içinde kalmıştı.Amcasının bir yanlışlık
yaptığını veya ona şaka yapıp yapmadığını merak
ediyordu çünkü;”mektup” bomboştu.

Milyonerin evinin kapısına geldiğinde güvenlik


görevlisi gözüne çarpmıştı . Görevlinin ifadesi sertti;
koruduğu kale nasıl geçilmezse ifadesi de öyleydi.

“Sizin için ne yapabilirim?”diye ifadesizce sordu


görevli.

12
“Anlık Milyoner’le görüşmek istiyorum”

“Randevunuz var mı?”


“Hayır, ama…”

“Peki o zaman, giriş mektubunuz var mı?”

Genç adam yarı yolda mektubu cebinden çıkarmış


ve hızla geri yerine koymuştu.

“Mektubunuzu görebilir miyim diye bastırarak


söyledi nöbetçi.
Genç adam, amcasının “Mektubu açarsan,
açmamış gibi davranmalısın.”dediğini hatırladı.
Mektubu gardiyana okumadan verdi.Yüzü
ifadeden tamamen yoksundu.
Nöbetçi, genç adama nereye park edeceğini
gösterdikten sonra, onu milyonerin lüks, Tudar stili
evinin ön kapısına götürdü.Kusursuz giyimli bir
Kahya kapıyı açtı.
Yardım edebilir miyim? diye sordu.
“le görüşmek istiyorum.”

“Şu an sizinle görüşemez. Lütfen bahçede


bekleyin.”

Kahya, genç adama, ortasında parlayan bir


havuzu olan bahçenin girişine kadar eşlik etti. Güzel

13
çiçekler, çalılar ve ağaçlar arasında hayranlıkla
dolaşırken gözü bir çalı güle eğilmiş bahçıvana
çarptı.70 veya seksenlerinde olmalıydı ve gözlerini
kapayan geniş kenarlı hasır bir şapka giymişti.

Genç adam, kendisine yaklaşınca, işini bıraktı


ve genç adamı gülümseyerek karşıladı.Yaş adamın
parlak, neşe saçan mavi gözleri vardı.

Sıcak ve arkadaşça bir tonla:

“Buraya niçin geldiniz?” dite sordu.

“le görüşmeye geldim”


“Anlıyorum. Eğer özel değilse, niçin geldiğinizi
söyler misiniz?

“Peki, Ben … Sadece tavsiye almak için


gelmiştim”

Bahçıvan gülleriyle uğraşmaya devam etmeye


başlamıştı ki durdu ve dönerek:

“Bu arada 10 dolarınız yok değimli?


“10 dolar mı?” yüzü kızararak
“Üzerimde sadece o kadar kaldı. “dedi.

“Harika. Benim de tam 10 dolara ihtiyacım var.”

Bunu söylerken, çok ağır başlı görünüyordu.


Tavrından sıra dışı zarafet ve sevimlilik sızıyordu.

14
“Onu size vermeyi gerçekten isterdim, ama eve geri
dönecek başka param yok sorun bu.”

“Bugün eve gitmeyi planlıyor musun?

“Hayırrr… yani, bir fikrim yok. “

Bir hayli kafası karışmıştı genç adamı” Anlık


Milyoner’i görene kadar bir yere gitmek
istemiyorum.”

“Eğer paraya bugün ihtiyacım yoksa, neden


bana parayı ödünç vermekte gönülsüzsün? Belki
yarın bu paraya ihtiyacın olmayacak. Kim bilir? Belki
milyoner olacaksın.”

Böyle bir mantık (düşünce) genç adama çok


mantıklı gelmemişti ama yine bir parayı yaşlı
bahçıvana verdi. Bahçıvan gülümsedi.

“Çoğu insan bir şeyler sormaktan korkar, en


sonunda sorduklarındaysa da, yeterince ısrar
etmezler. Bu bir hatadır.”

Tam o sırada Kahya bahçeye geldi ve yaşlı adama


saygıyla:

“Bayım bana 10 dolar verebilir misiniz? Aşçı


bugün işten ayrılıyor ve parasını almakta ısrarcı.
Sadece 10 dolar eksiğim kaldı.”Bahçıvan elini bol
cebine soktu ve cebinden büyük bir deste banknot
çıkardı. Üzerinde nakit

15
binlerce dolar olmalıydı, çünkü genç adam,
üzerindeki 10 dolar hariç, yüzlerce dolar görmüştü.
Bahçıvan, genç adamdan aldığı 10 doları ayırarak
kendisine başın teşekkür eden, yaltaklanırcasına
başıyla selam veren, sonra da hemencecik evin
içinde gözden kaybolan kahyaya verdi.

Genç adam çileden çıkmıştı. Hayatında bu


zamana kadar gördüğümden daha fazla nakit
parayla dolu olan bu adam ne yüzle genç adamın
cebindeki son dolara el koyardı?

Öfkesini elinden geldiğince gizlemeye çalışarak:

“Neden benden 10 dolar istedin ki? İhtiyacın


yokmuş!”

“Hayır tabiî ki ihtiyacım vardı. Baksana, hiç 10


dolarlık banknotum yok.”elindeki kalın ruloya şöyle
bir göz attıktan sonra.”Sana bir yüzlük vereceğimi
hiç düşünmedim değil mi?

“O benim cep harçlığım.”üzerimde acil durumlara


karşı her zaman 25.000 dolar taşırım.”

“Uuu… 25.000 dolar mı? Diye hızlıca dona kalmıştı.

Aniden her şey netleşmişti çok kibar kahya,


inanılmaz miktarda çok cep harçlığı …
“Anlık Milyoner sizsiniz, değil mi?

16
“Şimdilik” dedi bahçıvan.” Geldiğinize memnun
oldum.“

“Söyler misin? Nasıl oldu da hala zengin


olmadın? Bu soruyu ciddi ciddi sordun mu kendine.”

“Hayır, gerçekten sormadım.”

“Öyleyse, bu senin yapmam gereken ilk şeydir


belki. Senin fikir zincirini takip etmeyi deneyeceğim.

Genç adam birkaç güçsüz girişim yaptı ama


sonra vazgeçti.

“Anlıyorum.” dedi milyoner. Sesli düşünmeye


alışık değilsin. Senin yaşındakilerin birçoğunun
zengin olduğunu biliyor muydun? Hatta bazıları
milyoner. Diğerleri ilk milyonlarını kazanmanın
eşiğindeler. Aristotle Onassis’in 26 yaşında,
İngiltere’ye Shiping Empire’ı kurmayı planladığı yere
gittiğinde bankada 500.000 doların olduğunu biliyor
muydun?

“Sadece 26 mı?”

“Evet. Başladığında, kendi adına sadece birkaç


yüz doları vardı. Üniversite diploması yoktu ve de
zengin dayıları yoktu.”

“Şimdi akşam yemeği vakti. Bana eşlik etmek


ister misiniz?

17
“Teşekkür ederim.İsterim.”
Genç adam, yaşına rağmen adımlarında
canlı sekişlerini koruyan milyoneri takip etti. İki kişilik
bir masanın hazırlanmış olduğu yemek odasına
gittiler.

“Lütfen oturun.” Milyoner masanın sonunu,


her zaman misafire ayrılmış yeri, işaret etti. Genç
misafirinin sağına, “Vakit nakittir.” Deyişiyle işlenmiş
bir kum saatinin tam önüne oturdu.

Kahya bir şişe şarapla geldi ve bardakları


doldurdu.

Milyoner kadehini kaldırarak:

“Hadi senin ilk milyonuna içelim.” dedi.

Tüm gece boyunca sadece bir yudum aldı


şarabından. Sam balığı bifteğinden birkaç lokma
aldı. Az yemek yedi.

“Geçiminizi sağlamak için yaptığınız işten


memnun musunuz?” diye sordu milyoner genç
adama.
“Sanırım. Ofisteki şartlar bira zorlayıcı.”
“Kariyerinle ilgili seçimlerinde pozitif
olduğundan emin ol. Tanıdığım ve yıllardır
birkaçıyla tanıştığım milyonerlerin hepsi işlerini
seviyordu. Çalışmak onlar için hoş bir hobi kadar

18
boş zamanlarında yapılan bir iş olmuştu.Bu yüzden
zengin insanların çoğu nadiren tatile giderler.Neden
bu kadar sevdikleri şeyden kendilerini mahrum
etmeleri gerekiyor? İşte bu yüzden birkaç defa üst
üste milyoner olduktan sonra bile çalışmaya devam
eder.

“Ama işinden zevk almak mutlak bir şart


olmasına rağmen, yeterli değil. Zengin olmak için,
zenginliğin sırlarını bilmek zorundasın. Söyle
bakalım, gerçekten böyle sırların olduğuna inanıyor
musun?

“Evet, inanıyorum.”

“Güzel. Bu ilk adım. İnsanların çoğu zenginliğe


ulaşmada böyle sırların olduğuna inanmaz. Zengin
olabileceklerine bile inanmıyorlar. Haklılar, tabi ki.
Zengin olabileceğini düşünmezsen, olman çok
zordur. İşe yapabileceğine inanarak başlamak
zorundasın ve şiddetle istemelisin. Çok basit şekilde
açıklansa da çoğu insan bu sırları kabul etmeye
hazır değildir. En büyük engelleri hayal güçlerindeki
eksikliktir. Bu yüzden zenginliğin gerçek sırları,
yeryüzünde tutulan en iyi sırlardır.

“Edgar Allan Poe’nin hikayesindeki çalınan


mektuba benzer biraz.” Diye devam etti milyoner.
Hatırlıyor musun? Hikaye polisin aradığı ama hiç
bulamadığı bir mektupla ilgili mektubu hiç
bulamamışlar çünkü; mektup uzakta bir yere

19
saklanması yerine, en az muhtemel noktada çok
açık görülebilecek bir yerdeydi.Hayal güçlerinde
eksiklik ve yerleşmiş önyargılar polislerin mektubu
bulmalarını engelledi. Basit bir yerde bulacaklarını
düşünmedikleri için, mektubu hiç görmediler.

Genç adam milyoneri pür dikkat dinliyordu. Bu


Sırların ne oldugunu öğrenmek için yanıp
tutuşuyordu.
Her halükarda, kesin olan bir şey vardı:

Milyonerin gerçekten hiçbir sırrı yoksa bile, o


kesinlikle, etkileyici bir manzara yaratmakta
ustaydı.

20
3.BÖLÜM

Genç adam fırsatları yakalamayı


ve Risk almayı öğreniyor

“Şimdi, zenginliğinin sırlarını öğrenmek için


ne kadar ödemek istersin?”

Milyoner’in sorusu gen adamı şaşırtmıştı.

“Öğrenmek için para ödemek istersem bile,


on centim bile yok.”

“Fakat, paran olsaydı, ne kadar ödemek


isterdin? Herhangi bir rakam söyle. Aklına ilk geleni
söyle.”

Genç adamın sorudan kurtulmanın bir


yolu yoktu. Milyoner çok kesin bir soru soruyordu.

“Bilmiyorum” diye yanıtladı.

“Yüz dolar?”

21
Milyoner kahkahalara boğulmuştu.

“Yalnızca 100 dolar mı? Bu sırların var


olduğuna inanmıyorsun değil mi? Eğer inansaydın,
kesinlikte bu sırlar için daha fazlasını ödemeye
hazır olurdun. Haydi! Sana ikinci bir şans daha
vereceğim. Başka bir rakam söyle. Bu çok önemli
bir konu oyun değil.

Genç adam tekrar düşündü.

“Cevap verip vermemek umurumda


değil.” dedi. Fakat, hatırlatırım beş parasızım.”

“Endişelenme bu konuda”

“Ama param yoksa, kollarım bağlı.” Dedi


genç adam şaşırarak.

“Off” diye haykırdı milyoner

“Daha gidecek uzun yolumuz var!


Zaman başladığından beri zenginler diğer insanların
parasını kullanıyorlar servetlerini biriktirmek için.
Kimsenin para kazanmak için paraya gerçekten
ihtiyacı yoktur. Bununla, kişisel nakiti kastediyorum.
Bir de çek defterin olmalı.”

Genç adam inkar etmek istedi fakat o


sabah çek defterini cebine koymuştu. Tanrı biliyor
ya hesabında tam tamına 4 dolar 20 centi vardı.
Talan söylemeyi düşündü, fakat milyoner öyle

22
keskin bir bakış attı ki, düşünce okuyabiliyormuş
gibi görüyordu.
Genç adam, adeta derin, karanlık bir sırrı
itiraf ediyormuşçasına kekelediğini işitti, “Evet, ge-
getirdim”

Bir an isyan etme isteği aklından geçse


de, çek defterini cebinden bir robot gibi otomatik
olarak çıkardı. Bu adam tarafında büyülenmişti. Bir
hipnotizmacının elindeki biri giydi. Ama milyonerden
korkmuyordu; iyi niyet saçtığı için. Hatta biraz
eğlenmiş de gibiydi.

“Güzel” dedi milyoner.” şimdi hiçbir


problem olmadığını görebiliyor musun?

Zarif bir kalemin kapağını açıp genç


adama verdi.

“Aklındaki miktarda bir çek yaz ve imzala.”

“Ama ne kadar yazacağımı bilmiyorum.”

“Tamam. Söylüyorum, yaz 20.000 dolar.”

Milyoner bu rakamı açık ve net bir şekilde en


ufak küstahlık barındırmadan söylemişti.
“Ne… 20.000 Dolar mı?” diye haykırdı
genç adam. “Şaka yapıyor olmalısın.”

23
“İstersen 50.000 Dolar yaz.” o kadar
sakin söylemişti ki bu sözü, genç adam milyonerin
ciddi mi olduğu şaka mı yaptığını artık anlamıyordu.

24
25.000$ bile çok fazla görünüyor.Bu arada çeki
bozduramazsın çünkü karşılıksız.Elde edceğin tek
şey, deli olup olmadığımı merak eden kızgın bir
banka müdürü olurdu.Ve çok da haklı olurdu.''

''Bu benim hayatımdaki en büyük alışverişimi nasıl


üstlendiğimdi.25.000$'lık bir çek imzalamıştım ve de
bu çeki karşılayacak parayı bulmak zorundaydım.
Ama o çeki orda o anda imzalamasaydım, büyük bir
fırsatı da kaçırmış olacaktım.''

''Bu benim ilk önemli iş derslerimden


biriydi.''dedi.''Bir yerlere gelmek için tüm koşulların
olmasını bekleyenler asla bir şey elde edemezler.
Harekete geçmek
için ideal zaman:Şu andır.

Bu küçük alıştırmanın sana verebileceği diğer ders


şudur: hayatta başarılı olmak istiyorsan, başka bir
şansın olmadığını bilmek zorundasın. Sırtını duvara
yaslamalısın.Risk almayı istemeyip reddeden
insanlar asla bir yerlere gelemezler; çünkü ellerinde
ilkelerin hepsi yoktur.Sebep basit.Tüm çıkışları
kapattığında ve sırtını duvara yasladığında tüm iç
kuvvetlerini harekete geçirmiş oluyorsun.Her bir
hücrenle istemelisin eğer bir şey olmasını istiyorsan.
Peki niye bekleyesin genç adam? Sırtını duvara
yasla ve 25.000$ yaz çeke.''
Genç adam sayıları ve ardından kelimeleri
yavaşça doldurarak çeki yazdı. Fakat iş imzalamaya
gelince,kolay kolay imzalayamadı.

25
''Hayatımda hiç bu kadar büyük çek
yazmamıştım.''

''Eğer gerçekten milyoner olmak istiyorsan bir


gün bir yerden başlamak zorundasın. Bundan daha
büyük çekler yazmaya alışmak zorunda kalacaksın.
Bu sadece başlangıç. ''

Ama genç adam çeki hala imzalayamıyordu. Her


şey çok hızlı gelişmişti. Yeni tanıştığı bir adama,
birkaç belirsiz sır karşılığında 25.000$ bir çek
vermek üzereydi.

''İmzalamaktan alıkoyan şey nedir?Her şey güneş


ışığı altında görecelidir.Hiç bir zamn bu miktar sana
önemsiz görünmeyecektir.''

''Miktar değil.''diye mırıldandı genç adam.

''Peki, o zaman ne?'' Neden imzalayamadığınızı


biliyorum. Sırlarım sayesinde milyoner olacağınıza
inanmıyorsun.
Gerçekten ikna olmuş olsaydın, bir çırpıda
imzalardın. Söyle bakalım bu sırların, 1 yıldan kısa
bir sürede, daha fazla çalışmak zorunda kalmadan
hatta
daha az çalışarak 100.000dolar fazla kazanmana
yardım edeceğime inansaydım imzalarmıydın bu
çeki?

''Tabi ki imzalardım.''demek zorunda


kaldı.''75.000 $ kar ederdim''

26
''İmzala o zaman .''Bu miktarı kazanacağını
garanti ederim.''
''Bunu yazıya dökmek ister misiniz?
Milyoner bir kez daha kahkalara boğuldu.
''Seni sevdim genç adam.Kendini sağlama
almakta karalısın.Bu çok ihtiyatlı bir davranıştır
çoğunlukla.

Kaynaklarından tamamıyla emin olsan


bile,bu yoluna çıkan ilk insana güveneceğin
anlamına gelmez.''

Masadan ayrıldı, çekmeceyi karıştırdıktan


sonra hazır bir anlaşma çıkardı.Bu genç adamın hiç
hoşuna gitmemiştir.

Milyoner sırlarını toptan üretip herkese mi


satıyordu?

Milyoner teminatım imzaladıktan sonra


hızlıca göz atan ve okuduğu şeyden memnun kalan
genç adama verdi.Yaşlı adam o anda fikrini
değiştirdi.

''Başka bir fikrin var.İddia ya girmeye ne


dersin?''

Cebinden bozuk para çıkardı ve avucunun


içinde çevirdi
''Haydi yazı tura oynayalım. Ben kaybedersem
cebimdeki 25.000 doları sana

27
vereceğim. Kazanırsam sen bana çeki verirsin.2
durumdan birinde teminatı unuttum.''tek problem
size anlattığım şey. Hesabımda neredeyse hiç
para yok.Ben size bu çeki versem bile para
alamasınız.''dedi genç adam.

''Sorun değil.Acelem yok.Tarihi neden 1 yıl ileri


atmıyoruz?''

Genç adam duraksadı.

''Peki.Bu koşullar altında iddiayı kabul ediyorum.''

Her halükarda, banka değiştirmek hesabını


kapatmak yada çeki durdurmak için dopdolu bir yılı
vardı.

Kaybedecek bir şeyi yoktu.Üstelik, milyonerin


yeni teklifi sayesinde, tamı tamına bir kaç dakikada,
zerre kadar çalışmadan 25.000 dolar bile
kazanana bilecektir.

Kendine rağmen, kendinden emin bir


gülümseme yerleşiverdi dudaklarına.Milyonerin fark
etmeyeceğini umuyordu.
O anda milyoner, genç adamın şüphelerini
hemen doğrulayan bir açıklama yaptı.

''Yalnız, bir şey var.Eğer bahsi kaybedersen bu


çeki ödeyeceğine dair dinin üzerine yemin etmek
zorundasın.''

28
Çekinerek söyleyecekti ki, milyoner parayı tam
atmak üzereyken, hemen müdahale etti.

''Parayı görebilir miyim?''

Milyoner gülümsedi.

''Hiç şüphen olmasın.Seni gerçekten sevdim, genç


adam.Tedbirlisin.Bu huyun birçok hata yapmanı
engeller.Emin ol ki birçok iyi fırsatı
kaçırmana sebep olmaz.''

Milyoner parayı verdi.Genç adam paranın iki yüzünü


de kontrol eder etmez, milyoner yazı mı tura mı diye
sordu.

''Yazı.''

Milyoner parayı attığında genç adamın kalbi


doğduğu günkü gibi hızlı atmaya başlamıştı.
Hayatında ilk defa 25.000$ kazanma şansına
sahip olmuştu.
Paranın havada dönüşünü izlerken, endişesi aniden
artmıştı. Para masaya düştü.
''Tura.''dedi milyoner sevinç içinde; fakat hemen
ardından sempatikçe ''Üzgünüm.''diye de ekledi.
Samimi miydi yoksa kibar mıydı anlamak zordu.
Genç adam çeki imzalarken kendini titremekten
alamıyordu. Belki bir gün bunun gibi büyük çekleri

29
imzalamaya alışacaktı ama bu noktada, bu
durumdan dolayı çok garip hissediyordu.

Çeki, kabataslak inceleyen, katlayan sonra da


cebine koyan milyonere verdi.

''Şimdi sırları öğrenebilir miyim?''

''Tabi ki.Kağıdın var mı?Sırları yazacağım ki


unutmayasın.''

Genç adam, milyonerin sözlerini anlamakta zorluk


çekiyordu.Tüm sırları özellikle de 25.000$'a
aldıklarının bir kağıda sığacağını hiç
düşünmemişti.

''Üzgünüm ama yanımda kağıt yok.''

''Buraya geldiğinde yanında bir giriş belgen yok


muydu?Yıllardır amcanın gönderdiği tüm insanların
giriş belgeleri vardı.''

Genç adam mektubu cebinden çıkardı.


Milyonere verdi.Yaşlı adam mektubu açarken
dikkatlice adamın yüzünü seyretti.Fakat milyoner
mektubun tamamen boş olmasına hiç de şaşırmış
gibi görünmüyordu.Kalemini aldı ve masaya
yaslandı.Tam bir şeyler yazacakken başını kaldırdı
ve genç adama kahyayı çağırmasını rica etti.

''Orada koridorun sonunda, mutfakta bulabilirsin


kahyayı.”

30
Genç adam kâhyayla beraber geldiğinde milyoner
zarfı gayet halinden memnun bir şekilde
mühürlüyordu.
''Misafirimiz bu geceyi burada geçirecek. Onu
odasına götürür müsünüz lütfen?''
Daha sonra genç adama döndü ve ''İşte sırlar.''
dedi. Ayağa kalktı ve mektubu geenç adama
verdi.Hayatındaki en önemli işlerden
birini tamamlamış gibi ellerini ovaladı.

''Senden tek ricam; bu mektubu açıp sırları


açmadan önce yalnız kalmayı beklemendir. Ve bir
şartım daha var. Yazdıklarımı okumadan
önce, hayatının bir kısmını bu sırları senin kadar
şanslı olmayanlarla paylaşmaya söz vermelisin.
Eğer kabul edersen, bu sırları direk verdiğim
son insan sen olacaksın. Benim işim burada bitti.
Daha büyük bir bahçede güllere bakmaya
hazırlanacağım.
''Şayet bu sırları paylaşmaya hazır değilsen,
anlaşmayı bozmak için zamanın var.Ama o zaman
mektubu açamayacaksın.Çekini sana geri
vereceğim.Ve sen de evine geri dönüp bu zamana
kadar sürdürdüğün hayatını yaşamaya devam
etmekte serbest olacaksın.''
Madem ki sırların içinde olduğu mektuba sonunda
eli değmişti, geri dönme ihtimali de yoktu. Merakı
daha da artmıştı.''Söz veriyorum.''

31
4. BÖLÜM
Genç adam kendini hapsedilmiş bulur

Çok geçmeden, genç adam odada yalnız kaldı. O


da o kadar lükstür ki; genç adam odayı
incelemekten kendini alamadı. Yerden oldukça
yüksek olan pencereye yöneldi ve dışarıdaki parka
baktı. Milyoner'i şefkat ve sevgiyle güllere bakarken
bulduğu ilk yeri görebiliyordu.

Gece çökmüştü. Dolunay her şeyin üzerine parlak


bir kızıllık saçıyordu. Genç adam beklentiler
içindeydi. Nihayet bunca yıldır kendisinden
kaçan para kazanma sırlarını öğrenecekti.

Yavaşça mektubu ve ardından da kağıdı açtı.Kağıt


yine tamamen boştu.kağıdı ters çevirdi.İki yüzünde
de ufacık bir çizik bile yoktu.Yaşlı adamın kendisini
kandırmasına izin verecek kadar aptaldı.Var
olmayan bir şey inanılmaz tutarda bir çek
imzalamıştı.

32
Milyoner o kadar da dürüst görünüyordu ki; genç
adam onu sevmeye bile başlamıştı.

Genç adam, daha dikkatli olması gerektiğini belki de


tüm bu yaşananların arkasındaki gerçeğin dürüst
insanların asla zengin olamayacakları
olduğunu fark etmişti. Hiç iş mantığı olmadığına
belki de bu yüzden hala fakir olduğuna
inandırılmıştı.Ama şimdi daha da fakirdi.İsyan etme
hissi yutuvermişti genç adamı.Kağıdı odasın diğer
köşesine fırlattı.
Ne yapabilirdi ki?İyi tasarlanmış bir plana dahil
olmayı kendisi istemişti.Mümkün olduğunda çabuk
oradan ayrılmak tek alternatifiydi.Kim
bilir?Belki hayatı da tehlikedeydi.Geceleyin bu yerde
kalmak istemiyordu.
Yapılacak en iyi şeyin mümkün olduğunca sessiz bir
biçimde oradan sıvışmak olduğuna karar
verdi.Ayaklarının ucunda kapıya yürüdü,
kapının kolunu çevirdi;ama kapı dışarıdan
kilitlenmişti.Tek çıkış yolu pencereydi; ama o da
yerden otuz adım yüksekteydi.Atlasa kesin
boynunu kırardı.Geriye kalan tek çare kahyayı
aramaktı.
Zile bastı ve bekledi; fakat kimse gelmemişti.
Zile yeniden bastı. Hiç bir değişiklik yoktu; belki de
zil bozuktu.

Evde çıt yoktu. Genç adam resmen hapsolmuştu.

33
Yatağa uzandığında, gün boyu yaşadıkları gözünün
önünden geçiyordu. Ona hakim olmaya başlayan
anlamsız duygusuyla savaşmak için
yapılacak çok az şey vardı.25.000$'a aldığı boş
kağıt gözünün önünde dalga geçercesine
duruyordu.

Sonunda uykuya dalmıştı. Rüyasında, tanımadığı


birinin, çok önemli, hayati ve ölüm kalım bir
doküman imzalatmaya çalıştığını gördü.
Şiddetle karşı çıktı. Bir yanlışlık olmalıydı. Çünkü
belge tamamen boştu...

34
5.BÖLÜM
Genç adam güvenmeyi öğreniyor

Ertesi sabah, genç adam üzerinden 3 tonluk bir


kamyon geçmiş gibi hissediyordu.

Aynaya baktı.Giysilerile uyuyakalmıştı.Berbat


görünüyordu; ama bu kararlılığını daha da
perçinliyordu.Aklındaki tek şey; yaşlı adamı bulup
ona sırlarını verip çekini de geri almaktı.

Parmaklarıyla saçlarını düzelttikten sonra kapıya


yöneldi.O sırada kapının bir gece önce kilitli
olduğunu hatırladı.Ama şimdi kilitli değildi.
Uzun ve hızlı adımlarla odadan çıkarak yemek
odasına gitti.

Milyoner masada sakince oturuyordu. Üzerinde bir


önceki gün giydiği temiz ama eskimiş bahçıvan
kıyafetleri vardı. Geniş, sivri uçlu, geniş
kenarlıklı şapkası önünde, masanın üzerinde
duruyordu.

Milyoner havaya bir para atıyor ve de düşünce


sayıyordu.

35
Gözlerini paradan bir an olsun bile ayırmadan
"9!Nalet olsun!" diyerek başını kaldırdı.

"Bir türlü 10'u geçemedim. Sırayla 10 kere


istediğimi alıyorum ama 11.yi de aynı şekilde
atmama rağmen başarısız oluyorum."

Genç adam bir gece önce adamın kendisine


dolandırdığını hatıladı.

"Babamın başarılı bir sihirbazdı ve hep 15'e kadar


gelirdi; ama bu yeteneği bana geçmemiş."

Genç adam parayı görmek istedi. milyoner neşeli bir


tavırla parayı uzattı ve genç adam parayı havaya
fırlattı. yazı, tura... Eğer dikkatinden kaçan bir şey
yoksa, paranın hileli olmadığı çok açıktı.

"Dünkü bahsimizde hile yoktu. Para kazanmak için


sadece yeteneğimi kullandım. Bazı insanları
sahtekarlığa yetenekleri vardır; fakat bu ikisi çok
farklı şeyler."

Genç adam mektubu sallayarak masanın üzerine


attı.

"Beni aldatarak çok iyi iş başardınız bayım. Boş bir


kağıtla 25.000$ kazandınız."

"Bu zenginliğin sırrıdır."

"Peki. şimdi söyle bakalım beni deli mi zannettin?"

36
"Deli mi? Tabi ki hayır. Sadece öngörüde biraz
yetersizsin. Bu da gayet normal. Zihnin hala olgun
değil."

"Belki değil; ama yine de gördüğüm zaman boş


kağıdı tanıyabiliyorum."

"Temin ederim ki sadece boş bir kağıtla gerçekten


çok zengin olabilirsin. Ben boş kağıdı gördüğümde
geriye kalan tek şeçenek milyoner olmaktı. Biraz
sonra sevgili güllerimle ilgilenmeye devam
edeceğimden, şimdi sana yardım edeceğim.
Dikkatle
dinle; çünkü bu sırrı paylaştığında başkalarıyla da
paylaşmak zorunda kalacaksın. Kendini fakirlikten
kurtardığında ali kolu olanlara da yardım edeceksin.
Dün verdiğin sözü tutacak mısın?"

Şüphesiz ki; milyoner olağanüstü ikna edici bir


adamdı. Bir kaç dakaki önce genc adam onu
lanetlemeye hazırken, şimdi dikkatle dinliyordu.
Sözünü yeniledi.

"Seni uyarmalıyım. Milyoner olmak oldukça basit


görünür. Bu basitliğin seni aldatmasına izin verme!
Şüphelenmeye başladığın anda, Mozart'ın gerçek
deha basitliklerde gizlidir sözünü hatırla. Başta
şüphelerin olacaktır. Zamanla zenginlik seni
mıknatıs gibi inanılmaz bir şekilde çekmeye
başladığında anlamaya başlıcaksın."

"Bak; benim tüm kalbimle istediğim şey; anlamak."

37
"Bu kadar istemek daha iyi. Bu sırrı öğrendiğinde
neden inanacağını da bileceksin. Fakat başta basit
olmasına rağmen bu sır seni o kadar şaşırtacak ki
anlatmakta hata inanmakta zorluk çekebilirsin.
Şimdi senden bir parça güven istemek zorundayım.
Eğer sır varsa,güvenin sayesinde her şeyi kazanmış
olacaksın.Eğer yoksa, bir şey kaybetmiş olacaksın."

38
6.BÖLÜM

Genc Adam hedefine odaklanmayı öğreniyor

''Aklından geçen her soruyu sormaktan çekinme.


Cevap vermek benim için bir zevk. Yakında bunu
yapamayacaksın. Beraber geçirdiğimiz zaman
kısıtlı. Bu yüzden vaktimizi boş tartışmalarla
harcamayalım. İşte kalem. Kağıdın var mı?''

''Evet,burada.''
''Gerçekten zengin olmak istiyor musun?''
''Kesinlikle evet.''

''Tamam ozaman.Ne kadar para kazanmak


istiyorsun ve bu parayı kazanmak için kendine ne
kadar süre tanıyorsun yaz.''
''paranın cennetten düşen peniler gibi mi geleceğini
düşünüyorsun;çünkü ben bu kağıda bir çift numara
yazdım.''

''Evet öyle düşünüyorum. Seni bu sırrın basitliği


hakkında uyarmıştım. Bu zamana kadar tanıştığım
tüm milyonerler kendilerine bir miktar ve onu

39
kazanacak bir tarih belirledikleri anda zengin
olduklarını söylediler. Nereye gittiğini bilmiyorsan,
bir yere gitme şansında olmaz.''
''Sihir gibi sanki.''
''Evet tam da bu, sayısallaştırımış hedefin''Sihri.''
''Sorusuna başka bir açıdan bakalım.Farz edelim ki
iş arıyorsun. Tüm gerekli aşamalrı geçtin ve
sonunda görüşmedesin. Kısa bir süre sonra,seni işe
almayı düşünüyorlar.Sonra birde bakmışsın ki işe
alınmışsın ve çok para kazanacaksın. Ne tepki
verirdin? Başta kendinle gurur duyardın.Onlarca
başarı! Üç aydır işsiz olduğun için bunun sana
verilmiş bir şans olduğunu düşünürsün. Ama ilk
mutluluk halin geçtikten sonra tepkin ne olurdu?''

''İşin ne zaman başlayacağını merak ederdin.Daha


sonra 'daha çok para'nın tam anlamını bilmek
isterdim. Herşey birbiriyle bağlantılıdır. Ne kadar
maaş alacağım,ne gibi olanaklarım olacak onları
öğrenmeye çalışırdım.''

''Güzel!Örneğin;yeni patronuna çok paradan


kastının ne olduğunu sorsaydın;ama onun tek
şeyin sana kesinlikle çok para garanti etmek
olsaydı, tatmin olmazdın değil mi?Daha da kötüsü
dürüstlüğünden kuşku duymaya başlayabilirdin.
Kesin bir rakam söylememsinin arkasında bir şey
olduğunu, maaşının kastettiği kadar çok

40
olmayacağını da düşünebilirdin. Bir de işe
başlayacağın kesin tarihi söylemezse, hakikaten
şüphenelerdin değil mi?O'nu açıklamaya zorlamayı
denerdin.''

''Ve ısrar etmene rağmen,hala istediğin detayları


öğrenemediysen,işi kabul etmez ve başka bir işe
bakmaya başlardın.Aslında böyle yapmak da çok da
haklı olurdun.''

''Haklısın.Bir teklif ardında istenecek bir çok teklif


bırakır.''

Milyoner gayet mennun görünüyordu.Devam


etmeden önce bir dakika kadar duraksadı,yüzünde
dalgacı ama iyi bir gülümsemesi duruyordu.

''Muhtemel patronuna sorduğun sorular zor şeyler


elde etmek amaçlıydı.Doğrumu mu?Sadece çok
para
kazanmak amaçlı değildi.Ne kadar kazanacağını da
bilmek istedin.İşi aldığını bilmek de seni mennun
etmedi.Kesin başlama tarihini de bilmek istedin.
Belkide bunların hepsinin yazıya dökülmesini
isteyecektin;çünkü yazılı bir sözleşme sözlü bir
sözleşmenin bel kemiğidir.Ağızdan çıkan sözler
geçicidir;yazılı olanlarsa kalıcı...

''Çoğu insanın, en azından başarısız olanların fark


edemedikleri şey; hayatın bize ondan ne istiyorsak
onu verdiğidir. Bu yüzden yapılacak ilk iş kesin

41
olarak ne istiyorsak hayattan da onu istemektir.
Eğer istediğin şey belirsizse, elde edeceğin şey de
belirsiz olur. En azını istersen,en azını alırsın.

''Bulacağın her istek tamamen net olmalıdır.


Maddi zenginlik açısından bakarsan,bir miktar ve
bu miktarı kazanacağın bir tarih belirlemelisin.
Genelde insanlar ne yapıyor?Para ve paradan daha
fazlasını isteyenler bile bir miktar ve tarih
belirlemeyerek aynı hataya düşüyorlar.Emin olmak
istiyorsan,birine git ve gelecek yıl tam olarak ne
kadar para kazanmak istediğini sor.Hemen cevap
vermesini iste.Bu insan başarı yolunda ilerliyorsa,
nereye gittiğini gerçekten biliyorsa ve sana sır
vermekten çekinmiyorsa,sana hemen cevap
verebilecektir.On kişiden dokuzu bu basit soruyo
anında cevap veremeyebilir.Bu yapılan yaygın bir
hatadır.Hayat,ondan tam olarak ne istediğimizi
bilmek ister.İstemezsen,elde edemezsin.

''Hadi seni testen geçireyim.Bana zengin olmak


istediğini söylemiştin.''

''kesinlikle.''

''Söyle bakalım gelecek yıl ne kadar kazanmak


istiyorsan?''

Genç adam söyleyecek söz bulamadı. Milyoner'in


sözlerini takip etmekte hiç zorluk çekmemiş ve
szölerini gönüldende katılmıştı. Zengin olma
arzusuyla yanan ama ne kadar kazanmak istediğini

42
bilmeyen çoğunluktan biri olduğunu kabul etmek
zorundaydı. Mahçup olmuştu.

''Bilmiyorum.Ama hatalarımdan birini,belki de en


önemlisini anladım.''diye kabul etmek zorunda
kaldı.

''Çok ciddi bir hata.Hadi bu hatayı düzeltelim.


Aklındaki miktarı yaz bakalım.''

''Gerçekten en ufak bir fikrim bile yok.''diye


mırıldandı genç adam.

''Ama çok kolay.Gelecek yıl içinde kazanmak


istediğin miktarı yaz.ne yapacağınımızı ben
biliyorum.Bir kaç dakika düşün.Zaman
dolduğunda, bir miktar yazmak zorundasın.
Bugünden itibaren bir yıl olmak üzere bir bitiş
tarihimizde olacak. Yani düşünmek zorunda
olduğun tek şey; miktar. Hadi düşün! Zaman akıp
gidiyor."

Bunları söylerken altın kum saatini aldı ve masanın


üzerine koydu.

Genç adam oyunun büyüsüne hemen kapılmış ve


hayatında ilk defa bu kadar fazla konsantre olması
gerektiğini de fark etmişti. Her tür rakam, farkında
olmadan aklından geçiyordu. Zaman da geçiyordu
tabi. Son kum tanesi düştüğünde, genç adam hala
net bir rakam belirleyememişti.

43
"Güzel" dedi gözlerini kum saatinden alamayan
milyoner.

''Aklındaki rakam nedir?''

Genç adam en sonunda aklına gelen en son rakamı


yazdı.

''Sadece 50.000$ mı yani? Oldukça az bir rakam;


ama bu daha başlangıç. Ben olsam 500.000$
derdim. Anlık Milyoner olmadan önce yapman
gereken çok şey var. Göreceksin ki;bunlar çoğu
insanın tahmin ettiği kadar yorucu olmayacak.
Sonunda neyle uğraşmayı seçersen seç,bu senin
hayatında yapacağın en önemli şey olacak. Buna
kendin üzerine çalışma denir.

44
7.BÖLÜM

Genç adam kendi fikrinin değerini kavrıyor

Kahya elinde kahve kuruvasanlarla yemek odasına


geldi.Genç adam kahyanın getirdiklerini yerken,
ders de devam ediyordu.

''Şimdi,birkaç dakikalık düşünme süresinde ne


olduğunu anlamam için sana bir dizi soru
soracağım.''

''Farkına varmam gereken ilk şey;kağıda yazdığın


miktarın düşündüğünden daha fazla anlamı
olduğudur.Aslında yazdığın miktar,yaklaşık olarak
senin layık olduğun miktarı temsil eder.Kabul et ya
da ,etme kendi gözünde sen yılda 50.000$
degerindesin.Ne bir penny fazla ne de az.''

''Bunu nasıl söyleyebildiğinizi anlayamıyorum.


Aslında benim bu miktarı seçmen mantıklı ve
ayakları yere basan biri olduğunu gösterir. Şimdilik
daha fazlasını nasıl kazanabileceğimi de

45
anlayamıyorum.Ne de olsa,çok iyi bir işim ,mevkim
ya da bankada param yok.''

''Düşüncen bir yere kadar doğru.Her halükarda


saygı duyuyorum.Tek sorun;bu davranışının şu
anki durumunun sebebi olması.Dış koşullar
hakikaten önemli değil.Hayatındaki tüm olaylar
düşüncelerinin ikiz görüntüsüdür,bunu aklında iyi
tut!Dış faktörlerin hayatını yönlendirdiği
düşüncesini sürdürüsen,aklın bu ilkeyi kabul
edemez.Gerçekte,hayattaki her şey davranışların
birer özüdür.Hayat;sen onu nasıl resmediyorsan
tam da öyledir.Başına gelen her şey düşüncelerinin
ürünüdür.Bu yüzden,hayatını değiştirmek
istiyrsan,işe düşencelerini değiştirmekle
başlamalısın.Şüphesiz,birazbasmakalıp
düşünüyorsun.Çoğu 'akıllı'birey bu ilkeyi inatla
yalanlıyor.

''Fakat gerçek şu ki hangi alanda olursa olsun


hayatta çok büyük işler başarmış insanlar, 'akıllı'
insanların ısrarla itiraz etmelerine hiç aldırış
etmemişlerdir.

"Bu kesinlikle zekaya karşı olduğum anlamına


gelmiyor. Tam tersi, başarıyı yakalamak için
muhakeme ve mantık önemlidir; ama yeterli
değildir. Onlar birer araç ve sadık hizmetkârdan
başkası olmamalıdırlar.

46
"Bir çok durumda, muhakeme ve mantık büyük
başarıların önünde engel teşkil ediyor.Büyük işler
düşünce gücüne inaanlar tarafında başarılır.
Başarılı insanlar koşulların onları bunaltmasına asla
izin vermez.Aslına bakarsan,başaran büyük
kişilerin geçmişte karşılaştıkları durumların
akranlarının karşılaştıkları durumlar gibi hatta daha
da zor olduğunu;ama bunların onları manavi
yönden daha derinden etkilediğini görürsün.
Kazananlar,büyük işler yapacaklarına gönülden
inanaıyorlardı.Zengin olanların tümü zengin
olacaklarına derinden inandılar.Ve bu sayade
başardılar.

''Şimdi kağıdımıza gelelim ve şu soruyu


cevaplayalım.Kağıda yazdığın 50.000$ aklına gelen
en yüksek rakam değildi,değil mi?''

''Haklısınız,değildi?''

''neydi o zaman?''

''Aklımda bir çok rakam vardı...''

''Mesela?''

''100.000$''

''Peki,neden yazmadın?''

''Bilmiyorum.Çok erişilemez göründü sanırım.''

47
“Erişebileceğine inana kadar da öyle olmaya devam
edecek.”

“Sadece 50.000$’la başladığı için, önümüzde


yapacak büyük bir işimiz var. Yapmazsak, milyoner
olman çok uzun zaman alır. O yüzden sana
erişilebilir görünen en yüksek rakamı yaz. Zorla
kendini!”

Bir dakikalık düşünmeden sonra, genç adam


75.000$ yazdı.

“Tebrikler, birkaç saniyede 25.000$ kazandın. Fena


değil, değil mi?” diye çabucak yanıtladı milyoner.

“Daha kazanmadım.”

“Kazandın sayılır. En büyük adımı attın. 50.000$


yerine 75.000$ kazanacağını düşünerek kendi
düşünceni geliştirdin. Çok büyük bir adım değil; ama
yine de bir ilerleme. Unutma ki; Roma bir günde
kurulmadı!”

“Senin içinde de her insan da olduğu gibi bir Roma


yatıyor. Şaşırtıcı taraf şudur ki; bu şehir hem
resmettiğin gibi hem de hayretlere düşürecek kadar
değişkendir. Şehrin büyüklüğü çizdiğin sınır
kadardır. Yazdığın rakamı büyülterek, şehrin
sınırlarını genişlettin. İçindeki Roma büyüdü ve bu
daha bir başlangıç.”

48
“Bilge düşünürlerin hepsinin söylediklerine göre en
büyük kısıtlamalar kişinin kendine koyduklarıdır. İşte
bu yüzden başarının önündeki en büyük engel
zihninde yarattığın engellerdir. Zihninin sınırlarını
genişlettikçe, hayatının sınırlarını da genişletirsin.
Zihnindeki sınırlamaları ortadan kaldırırsan
hayatındakileri de kaldırmış olursun. Hayat şartların
sihirli bir değnek değmişçesine değişecek.
Tecrübelerim üzerine yemin ederim ki bu doğru.”

“Zihinsel sınırlamalarımın ne olduğunu nasıl


öğreneceğim peki? Söylediklerinizin hepsi mantıklı;
ama çok da soyut.”

“ Kendi düşüncene uyan sınırı nasıl bulacağını


anlattım. Rakamı yazdığında onu somutlaştırdın.
Her bireyin kendini düşündüğünü görmek hakikaten
büyüleyici. Birisi bu araştırmayı her yaptığında,
aklına basit bir rakam gelir. Hayatta karşılaştığı
sınırlamalarla fevkalade uyum gösteren
sınırlamalarla karşılaşır. Farkında olsun yahut
olmasın, hayat onun koyduğu sınırlara boyun eğer.
Genellikle başarısız olan insanlar, başarı ve
zenginliğin bu anahtar ilkelerinden en az haberdar
olanlardır. Başarılı bireyler bunun farkında olup
kendi düşünceleri üzerinde çalışmak için ellerinden
gelenin en iyisini yapmışlardır.”

“Kendi düşüncelerin üzerinde çalışmaya


başlamanın en kolay yolu, eline bir kâğıt alıp
durmadan artan miktarlar yazmaktır. Hadi ufak
araştırmamıza

49
yeniden başlayalım! Bu sefer daha cesur bir rakam
yaz.”

Genç adam birkaç saniye düşündükten sonra


kıvranarak ve de hayal edebileceği en yüksek
rakam olduğunu söyleyerek 100.000$ yazdı.
“Hayal edebileceğin en yüksek rakam olabilir ama
kazanabileceğin en yüksek rakam kesinlikle değil.
Oldukça düşük bir miktar. Bazı insanlar bu parayı
bir ayda, bazıları bir haftada hatta bir günde yılın
her günü kazanıyor. Ama yine de seni kutlamalıyım.
Şaşırtıcı bir ilerleme katlettin. Kazancını böylece de
zihinsel sınırlarını iki kat arttırdın. İstediğim kadar
olmadı; ama seni zorlamak istemiyorum. Kendine
cesurca aynı zamanda da mantıklıca düşüneceğin
bir hedef koyarak başlamalısın işe.”

“Herhangi bir hedefin sırrı; hem iddialı hem de


ulaşılabilir olmasıdır. Şunu da unutma ki bazı
insanlar çok tutucudur ve zihinlerindeki sınırları yok
etmek istemezler. Zihinsel sınırlamaları bir çeşit
alışkanlıklara dönüştürmüşlerdir. Hayal etmeden de
idare edebilmeye alışmışlardır. Hayatın bu olduğuna
inanırlar. Hayal etmekten korkarlar.”

“Zihnindeki sınırları genişletmekten korkmamalısın.


Bir saat içinde gittikçe artan rakamlar yazarak
şaşılacak bir başarı yakaladın. Birkaç dakikada
hedefini ikiye katlamayı başardın. Daha sonra
yalnızken diğer araştırmayı yap.

50
Odanda tek başına otur ve finansal kaderinin
sürecini yaz.”6 yıl içinde milyoner olacağım. ”
yazacaksın. Bu beni yapan pratik alıştırmadır. Belki
6 uzun yılda milyoner olacağın fikrine karşı
çıkacaksın. Sana hak veriyorum; ama finansal
kaderini ve talihini garanti edecek olan sırrın
anahtarını etkinleştirmek bir saniyeni alacak.

“Bana gelince, yaşlı milyonerin bana ödünç verdiği


ve şuan 25.000$’a tekabül eden bir parayla
başladım işe. İlk milyonumu kazanmam tamı tamına
5 yıl 9 ayımı aldı. O zamandan beri, aynı yöntemi
hep artan rakamlarla kullanarak daha da zengin
oldum. Bu yöntem bazılarını hep güldürdü ve
güldürmeye devam da edecek. Ama gülenlerin hiç
biri zengin değil.”

Genç adam düşünceli bir biçimde başını salladı.


Tam ikna olmamıştı, ama her şey gayet kolay
görünüyordu.

“Açıkça, bu yöntem milyonerden başka bir şey


olmak isteyenler için geçerli. Yine de herkes bu hırsı
gütmez. Bu da kesinlikle sırrın güzelliğidir. En
mütevazisinden en aşırısına, tüm hayallerde işe
yarar. Bir yılda gelirinde 5.000$ veya iki katını
kazandırır ve unutma ki bu gerçekleştirilmesi
tamamen mümkün bir şeydir.”

“Bu yüzden, şimdi ben değerli günlerimle ilgilenirken


sen de odana git ve sana verdiğim

51
Cümleyi, 6 yıl içinde, şu yılda, şu ayda, şu yılda
milyoner olacağım, yaz. Ne olursa olsun aklına
gelen her şeyi not aldığından emin ol. Masanın
üzerinde bir kağıt bulacaksın. Şunu unutma:
milyoner olma fikrine alışmadığın, bu fikrin hayatının
ve kişisel düşüncelerinin ayrılmaz bir parçası
olmadığı sürece, hiçbir milyoner olmana yardım
edemez.”

“Şimdi git ve yöntemim yahut


ifademin ne dersen artık onun
üzerinde düşün. İzin ver 6 yıl
boyunca sana rehberlik eden
bir ilke olsun.”

52
8.BÖLÜM

Genç adam kelimelerin gücünün farkına varıyor

Bir saat sonra kâhya, kaçık milyonerin ona verdiği


alıştırmalara dalmış olan genç adamı almaya
gelmişti. Vakit sanki hiç gelmemişti.

Kâhya milyonerin kendisini bahçede beklediğini


söyledi ve genç adama sessizce bahçeye kadar
eşlik etti. Yeni kesilmiş bir gülle uğraşan ev sahibi
bankta oturuyordu. Genç adamın yaklaştığını
duyduğu zaman başını kaldırdı. Yüzünde nazik
gülümsemesiyle, keyifli bir o kadar da kendinden
geçmiş gibiydi.

“Nasıl gitti? Alıştırma işe yaradı mı?”

“Evet işe yaradı; ama aklımda bir çok soru var.”

“Bu yüzden buradayım.”

Genç adamın yanına oturmasını rica etti.

53
“Bu çılgın cümleyi yazıp üzerine düşünsem bile, 6
yıl içerisinde nasıl milyoner olacağımı bilmiyorum.
Beni sıkan şey bu. Milyoner olabileceğime kendimi
nasıl ikna edeceğim? Hangi alanda çalışmak
istediğimi bile bilmiyorum. Ve hala milyoner
olamayacak kadar genç olduğumu düşünüyorum.”

“Gençlik engel değil. Sayısız insan senden daha


genç yaşlarda milyoner oluyor. En büyük engel sırrı
bilmemek yahut bilip de uygulamamaktır.”

“Uygulamaya hazırım; fakat tek sorun; kendimi


milyoner olabileceğim konusunda dürüstçe ikna
edemem.”

“Yapılacak tek bir şey var. Bu da istesen bile


milyoner olamayacağına kendini nasıl ikna ettiysen
şimdi de öyle ikna edeceksin.”

“Gelecek birkaç gün veya en fazla birkaç hafta


boyunca anlık milyonerlik davranışını ilerleteceksin.
Doğal olarak, yıllardır alışkanlık edindiğin her şeyi
bir anda yıkmak biraz zaman alacak. Bu kişiliği
geliştirmenin sırrı, düşüncelerin kendini ifade ettiği
özel yalan resimlerle birleşmiş kelimelerde yatar.
Sahip olduğun her düşünce, şu veya bu, bir şekilde
hayatında kendini gösterme ister. Karakterin ne
kadar güçlüyse, düşüncelerin de o kadar güçlüdür
ve o kadar çabuk kendini gösterme eğilimindedir.
Böylece de hayatının şartlarını şekillendirir. Bu,

54
şüphesiz “Karakter kaderdir.” diyen yunan filozof
Herakleitos’dan esinlenilmiştir.
“İstemek, düşüncelerini en çok destekleyen şeydir.
Daha içten istersen, istediğin şey hayatında daha
çabuk belirir. Zengin olmanın yolu en çok
istemekten geçer. Hayatın her alanında, içtenlik ve
şevk başarı için gerekli malzemelerdir.”

“Ama ben zaten zengin olmayı içten istiyorum. Bu


zamana kadar elimden gelen her şeyi yaptım, ama
hiç biri işe yaramadı.”

“Çok istemek gereklidir; ama yeterli değildir. Senin


eksiğin inanç. Milyoner olacağına inanmalısın.”

“Nasıl inanabilirim?”

“Bu konu üzerine birçok kitap okudum ve benim


kendi akıl hocam bana ulaşabileceğim sonuçların
yerini tutan şeyler öğretti. İnanç kazanmanın yolu,
kelimeleri tekrar etmektir. Kelimeleri iç ve dış
dünyamızda olağanüstü etkileri vardır. Kelimelerin
gücü her şeye yeter. İnsanların çoğu bunu bilmezler
ve dolayısıyla kullanmazlar. Hayır hayır sözümü geri
alıyorum. Kelimelerin gücünü kullanırlar; ama
genelde kötülüklerine, zararlarına.”

“Size karşı çıkmak istemem; ama bence


abartıyorsunuz. Kelimeler benim milyoner olmama
nasıl yardımcı olabilir ki gerçekten anlamıyorum.

55
Önemlidir; ama başka şeyler kesinlikle daha önemli
ve daha güçlüdür.”

Milyoner cevap vermedi. Bir an için düşüncelere


daldı. Ardından “Odandaki masanın üzerine bu
teoriyi açıklayıcı bir şekilde anlatan bir kitap
bırakmıştım. Git ve bul onu! Oku ve geri gel. O
zaman tartışmaya devam ederiz.”

Genç adam odasına geri döndü, kapıyı kapattı ve


masadaki kitapçığı aramaya başladı. Kitapçık falan
yoktu; ama üzerinde ismi olmamasına rağmen ona
gönderildiği belli olan bir mektup buldu. Üzerinde
Genç milyonere mektup yazıyordu.

Mektubu açtı. Kırmızı mürekkeple tek bir kelime


yazılmıştı.”HOŞÇA KAL. Anlık Milyoner.” diye de
imzalanmıştı.

Genç adamın kalbi çıldırmış bir kelebek gibi atmaya


başladı. O anda arkasında tuhaf bir ses duydu.
Döndüğünde daha önceden fark etmediği bir
bilgisayar gördü. Yazıcı hızla bazı kelimeler
çıkarıyordu. Genç adam yazıcıya yaklaştı ve çıktıyı
okumaya koyuldu. Çıktıda defalarca tekrarlanmış
tek bir cümle vardı.

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

56
YAŞAMAK İÇİN BİR SAATİN KALDI

Eğer bu şakaysa, hakikaten eşek şakasıydı. Yine de


şaka olmalıydı. Anlık Milyoner neden onun ölmesini
istesin ki? Genç adam ona hiç bir şey yapmamıştı;
fakat burada her şey çok garipti. Belki de milyoner
cinayetlerini, kanlı eğilimlerini saklamak için iyi
huyluluk maskesini takmış bir deliydi.

Genç adamın aklı bir hayli karışmıştı. Yine de bir


şeyden emindi; bu bir şaka olsun ya da olmasın,
riske girmeyecekti; kaçacak, çek ve milyonerin kolay
aldanan hayal gücünü körüklemek için kullandığı
sihirli tüm teorileri unutacaktı.

Mektubu yere fırlattı ve kapıya yöneldi. Ama kapı


yine sıkı sıkıya kilitlenmişti. Panikle alt üst oldu.

Kapı kolunu sallıyor, kapıyı zorla açmaya


çalışıyordu ama hiç umut yoktu.

Genç adam resmen kudurdu pencereye koştu ve


milyonerin bahçede çalıştığını gördü.

Bağırdı ama cevap gelmedi. Deli gibi haykırdı. Yine


cevap gelmedi. O sırada kâhya geldi. Genç adam
acınacak bir sesle ona bağırdı. Ama sanki hiç
bağırmıyormuş gibiydi.

Ne tür korkunç bir kâbus görüyordu?

57
Tekrar tekrar bağırdı. Kâhyanın birkaç adım
arkasında başka bir hizmetçi geldi. Oda mahkûmun
yardım çığlıklarına tamamen kayıtsız kalmıştır.
Genç adam daha da umutsuz hale gelmiştir.

Çaresiz dolanırken, telefonu fark etti. Ne kadar


aptaldı! Geçen sefer niye düşünmemişti bunu? Belki
de bilgisayar gibi oda orada yoktu.

Operatörü aradı ve en yakın polis karakolunun


numarasını istedi. Operatör numarayı verdi. Çok
alışa gelmedik bir sesi vardı. Karakolu hemen aradı
ama meşgul çalıyordu. Ne uyuz bir sesti! Tekrar
aradı. Hala meşguldü. Tekrar tekrar aradı ve fark
ettiği gözünün önündeki numarayı arıyor. Aradığı
numara kullandığı telefonun numarasıydı. Kendi
odasını arıyordu!

Genç adam çıldırmışçasına kapıyı açabileceği bir


şeyler arıyordu. Pencerenin yanından geçerken,
eve doğru gelen bir adam gördü. Adamın siyah
geniş bir manto ve geniş kenarlı siyah bir şapkası
vardı. Genç adamın göğsü daralmış, korkudan
nefesi neredeyse kesilecekti. Bu adam onu
öldürmeye gelen kiralıktan başka kim olabilirdi ki.
Çok açıktı. Tuzağa düşmüştü. Ölecekti.

Biraz sonra kapısına ağır adımlarla yaklaşan ayak


sesleri duydu. Haklıydı. Zamanı sonuna gelmişti.
Sağında solunda kendini savunacak bir şey, aradı
ama hiçbir şey bulamadı. Anahtarın delikte

58
döndüğünü duydu. Kapının kolu hareket etti ve kapı
açıldı.
Kapının eşiğinde dikilen şey sessizce bekleyen
heykel gibi hareketsiz olan sonrada hakiki bir insan
şekline dönüşen, karanlık siyah bir gölgeydi. Elini
cebine soktu. Genç adam silahla öldürülecek
zannetti, ama gizemli yabancı cebinden siyah bir
kâğıt çıkardı. Şapkasının siperini kaldırdı genç
adam nefesini tutmuş ve en kötüsünü umuyordu bir
de baktı ki milyoner.

“Bahçede söylediğin rakamları unuttun. Sana


bahsettiğim kitapçığı buldun mu?”

“Hayır. Onun yerine buldum.” dedi. Öfkeyle mektubu


yerden aldı.

“Bu oynadığınız garip senaryo ne anlama geliyor.


Biliyorsunuz, sizi davet ederim.”

“Ama… onlar sadece bir kağıda, bir bilgisayar


ekranında olan kelimeler. Sen bana kelimelerin
gücüne inanmadığını söylememiş miydin? Şu
haline bir bak…”

Genç adam birden bire milyonerin neyden


bahsettiğini anladı.

“Sana çabuk bir ders vermek istedim.”

“Tecrübe sadece bir tecrübeden çok daha iyi bir


öğretmendir. Tecrübe hayattır.

59
Goethe’nin felsefesi değil miydi? “Yaşam ağacı her
daim yeşildir, teorisi ise gri.”
“Şimdi kelimelerin gücünü anladın mı? O
kadar güçlüdürler ki insanların üzerinde etkili
olabilmek için doğru olmalarına bile gerek yoktur.
Seni temin ederim ki hiçbir zaman sana karşı suç
niyetim olmadı”
“Nereden bilseydim?”dedi yavaş yavaş
sakinleşen genç adam.
“Aklını kullanıp mantıklı düşünebilirdin. Ben
Seni neden öldürmek isteyeyim ki? Sen bana zarar
Vermedin. Zarar verseydin bile, asla zamanımı
İntikam almak için harcamazdım. Tek istediğim gül
Bahçeme bakmak için özgür, rahat olmak.
“Mantığa güvenmeliydi. Ama böyle bir
Durumda mantık nasılda güçsüz düşüyor fark ettin
mi ? Pencereden bize bağırırken , bizde seni
duymuyormuş gibi yaparken hakikaten umutsuzluğa
düşmüştün. Hatan kelimeleri okumak değil, onlara
inanmaktı. Böyle yaparak insan aklını yöneten en
önemli büyük konulardan birine içgüdüsel olarak
uydun. Hayal gücü ve mantık birbiriyle çelişirken
hayal gücü daima galip gelir.”
Milyoner yazıcıya yöneldiği, kâğıdı aldı yırttı ve
Genç adamdın eline verdi. “Sana bile yöneltilmeyen
tehlikeye kapıldın. “Kâğıdın en başından yabancının
adı yazıyordu. Genç adam sadece bunun tamamen
düpedüz uydurma olduğuna değil ilk başta kendisi
için olmadığına şaşırıp kalmıştı.

60
9.BÖLÜM
İlk defa genç adama gülün kalbi gösteriliyor.

“Bugün önemli birçok şey öğrendi. Umarım ki


bunların hepsini sadece kafanla değil kalbinle de
anlamamışsındır.”

“Şimdi biliyorsun ki istesek de istemesek de,


sözcükler hayatımızı derinden etkiliyor. Bir düşünce
yanlış bile olsa, doğru olduğuna inanırsan bizi
etkileyebiliyor. Bir düşüncenin değerinin yani senin
düşünceye verdiğin değerin ayırt etmeye
öğrendiğinde zihnin sükunetini yeniden kazanacak
veya sürdürecektir. Tehdide anlam yükleyen senin
zihnindi.O mektup başka bir günde yazılmış olsaydı,
hiç dikkat bile etmeyecektim.”

Bir dakika sessiz kaldıktan sonra, milyoner


Sözlerine devam etti.
“İlerde bir problemle her yüz yüze
geldiğinde.” Zenginliğe giden yol engellerle dolu
Olduğunda bu özel tehdidi hatırla. Karşılaştığın
Problemin bu tehdidin sona erdiği kadar az zarar
Vereceğini hatırlat. Kendini problemle uğraşmak
zorunda olduğun için sana gerçekçi görünmeye
bilirim. Doğurduğu endişeyi omuzlamak ya da bir
Problemin seni yaralayacak kadar çok önemli
Olmasına izin vermek zorunda değilsin. Bu noktaya

61
geldiğinde – ki kolay değildir – sana garanti ederim
ki , paha biçilemez bir beceri kazanmış olacaksın ve
de tüm hayallerini gerçekleştirebileceksin.
“ Ama yine de seni uyarmalıyım. Bu beceriyi
Kazanmayı başarana kadar olan yolculuk uzun ve
Güç olabilir. Ama asla pes etme!Söz veriyorum
zahmetine değecek.Gün gelecek bir gün kaderine
hâkim olmanın ve hayallerini gerçekleştirmenin
hayatın asıl amacı olduğunu öğreneceksin, gerisi
önemsiz”
İkisi de kendi düşüncelerine dalmış bir biçimde
sessiz kaldılar. Genç adam,milyonerin gözlerinin
Hüzünle dolduğunu fark etti.
Milyoner bu zamana kadar söylediği her şeyi özetler
gibi devam etti:
“Ruh haline bağlı olarak,hayal bir gül bahçesi yahut
Cehennem olabilir.Her sorun çıktığında bir gülün
Kalbinde kaybol ve sorunların yükünü omuzlanmak
zorunda olmadığını hatırla.”
Ardından gelen sözleri daha da vurguladı:
“Çoğu insan ne dediğimi anlayamaz. Saflık ve
iyimserlik olduğuna inanırlar; oysaki daha derin
anlamları vardır. Dünya, iç dünyamızın bir
yansımasıdır. Hayat şartları iç dünyanın ikiz
görüntüsüdür. Gülün konsantre ol.Hayatında sana
Rehberlik etmesine ihtiyacın olan gerçeği ve sezgiyi
orada bulacaksın.
“Orada gerçek zenginliğin iki sırrını da bulacaksın:
Yaptığın şeye ve de başkalarına duyduğun aşk…”

62
10.BÖLÜM

Genç adam bilinçsiz aklına hükmetmeyi öğreniyor.

Bu uzun ve samimi açıklamadan sonra, yaşlı


milyoner yorgun görünüyordu ve birçok kez
dakikalarda sessiz kalmıştı. Daha sonra,her
kelimeye dikkatle vurgu yaparak dum etti.

“Sana verdiğim yöntem veya ifade çok


güçlü.Başta milyoner olacağına çok az inansan da ,
olabilirsin.

Doğru kabul et ve bilgisayar ekranındaki


Mesajla yaptığın yöntemin aynısını uygula.Eğer bir
şey bileceğine inanırsan , başarırsın.”

“Bilgisayar olayında,kandırılmama müsaade


Ettim.Kafam karıştı.Bu bambaşka bir konu.Benim
6 yıl içinde milyoner olacağıma inancım yok.

Bu yönteme şimdilik inanmasan bile,işe


Yaramaya başlayacaktır.Ne kadar çok
İçselleştirirsen o kadar güçlü hale gelir.İkna etmen
Gereken mantığın veya bilincin değil.Tehdidi
Hatırla.Senin parçan ,hayal gücün,onu gerçek

63
saydığı ve hayal gücü bazı insanların bilinçsiz akıl
dedikleri şeydir.Zihninin gizli bir parçasıdır ve
bilinçli kısımdan güçlüdür,tüm hayatını
yönlendirir.Bilinçsizlik teorisi üzerinde seninle
saatlerce konuşabilirim.Ama bilinçsiz kısımım
kelimelerin gücünü aşırı duyarlı olduğunu bilmen şu
an senin için yeterdi.Şimdi inkar edilemez 6 yıldan
az bir sürede milyoner olabileceğin düşüncesine
inanmakta neden bu kadar zorluk çektiğini biliyor
musun?

“Hayır.Bilmiyorum.”

Peki,olay yıllardır kendi kendine


olmayacağını söylemeden geliyor.Kelimeler
bilinçsiz kısma derinden kazınmış.Aslında ,her
denetimin,her düşüncen,duyduğun her söz
bilinçsiz kısma silinmeyecek şekilde çakılmış.
nihayetinde bu büyük hafıza sinin kendi görüşün
haline gelmiş.Bunun fark etmeden,geçmiş
deneyimlerin ve iç sesin,tarafsız konuşmak
gerekirse milyoner olabilecek tüm
vasıfların,olmasına buna yapabileceğine ve de
hayal
ettiğinden daha kolay yapabileceksin bile ; iç ses ve
geçmiş deneyimlerin seni milyoner olabilecek bir tip
olmadığına ikna etmişler.Herkes gibi kendi
düşüncen o kadar güçlü ki habersizce kaderin
olabilir.Dış koşullar senin görüşünü şaşırtıcı bir
kesinlikle karşılaştırırken son bulur.Zengin olmak
için, kendine yeni bir görüş yaratmak zorundasın.

64
“Belki, yaratabilirim. Denemeye çok
istekliyim. Tek engel gerçekten nerden
başlayacağıma gerçekten emin olmamam.”

“Başıma gelen tehdidi düşün. Gerçek


değildi ama gerçekmiş gibi etkiledi seni. Tek
yapman gereken kendi üzerin de aynı hileye
başvurmak. Bilinçaltı tarafından daha akıllı
olmayacak bu sefer. Çocukluğundan beri kabul
ettiğin her öneri, yanlış olsa da senin bilinç altına
yerleşti.

Bariz doğru olmayan şeyleri bile kabul etmiş


olabilirsin.Şimdi aynı şeyi deneyecektir.Bilinçsiz
kısmın bir istekten etkilenecek, çocuk oyunu kadar
basit.Hem bir kere nasıl olmasını istiyorsan öyle
olur,hayattan tam olarak ne istiyorsan
alabileceksin.Neden? Çünkü bilinçaltı tüm şeyleri
elde edebileceğine ikna olur.Şimdi hayattan daha
fazlasını alamayacağını kabul ettiği gibi tüm
bunların
da kabul edecek.Bu daha önce söylediğim şeye
bağlantılı insan bilinçaltında depolanmış
düşüncelerin bir yansımadır.

“En önemlisi; bir şey doğruymuş gibi


davranabildiğin kadar davranmaktır.Neden bu
bilinçaltıyla çalışıyor? Sebep basit çünkübilinç altı
güçlü olsa da gerçek ve yanlışı ayırt edemez.”
“Evet ama bilinç ve bilinçaltı arasında çelişki varsa
ne olur ? Bilincim zengin olma fikrini reddederse ne
olur ?”

65
“ En iyi çözüm tekrar etmek. Bu tekniğe
Kendini ikna etme yöntemi derler genelde.
Hayatımız boyunca her birimiz bu tekniğe tabiyizdir.
Her (geçen) gün iç ve dış uyarılardan etkileniriz.
Hepimizin sürekli yaşadığı iç monologlar hayatımızı
şekillendirir. Bazılarımız kendi kendimize asla
başarılı olamayacağımızı tekrar ederiz çünkü hep
kaybetmiş aileden gelmişizdir veya
başarısızlıklarımız vardır veya yeterli eğitimimiz
olmadığını düşünürüz yahut yeterince paramız,
yeteneğimiz, zekamız, yöntem kabiliyetimiz,
şansımız vs. yoktur. Böylece başarısızlıktan
başarısızlığa sürükleniriz ama bu başarmak için
gerekli vasıflarımız olmadığından değil. Bilinçsizce
kendimizi böyle resmettiğimizdendir.”

“Bazı insanlar partnerlerini asla


etkileyemeyeceklerine inanırlar. Halbuki tüm çekici
özellikleri de vardır. Potansiyel partnerler ve bağdan
kaçıyormuşçasına onlardan kaçarlar. Bilinçaltının
yansıması olan kendi görüşünün gücü bunun
sorumlusudur. Başkalarını ondan kaçıracak şartları
o yaratır.”

“Fakat hayatımızda bu kadar büyük


etki Yapan negatif yöntemlerin tekrarı başka
şekilde de kullanılabilir. Ve bizde bunu yapacağız.
Bilinçaltı çok güçlü olduğu için bize hükmedebilen
bir köledir. Ama aynı zaman da kördür ve onunla
nasıl oyun oynayacağını öğrenmek zorundasın.”

66
Genç adam milyonerin söylediği her şeyi
tamamen anlamamıştı ama daha fazla çok şey
öğrenmek de istedi.

“Bu teorinin güzel yanı onu kullanmak


için gerçekten için inanmak zorunda olmamandır.
Fakat sonuçları alman için bu teoriyi
değerlendirmesini kendi kendilerine sihirli şekilde
gelmeyecekler. Dediğim gibi, her şey tekrara bağlı.
Başta inanmasan da, en azından birkaç gün de olsa
dene. Etkilerini hissetmeye başlamana yetecek
zamanı.”

“ Basit görünebilir, ama dünya üzerindeki en


güçlü/kuvvetli sırdır. Kelimeleri çok
güçlüdür. St. John’un incildeki ilk kelimelerini
hatırla; kelime başlangıçtadır. Kendini ikna etme
hayatlarımızda çok önemi bir rolü vardır. Eğer
bunun farkına varmazsan, daha çok lehine
çalışacağına aleyhine çalışır. Kullanmaya karar
verirsen, tüm muhteşem güçleri senin lehinde
olacaktır.”

“Doğruyu söylemek gerekirse hala biraz


şüpheliyim ama sanırım beni denemeye ikna
ettiniz.”

“Her şey yolunda. Hükümlerinizi zihinsel


kıstaslardan çok sonuçlara bağlaman gerektiğini de
hatırlatırım. Şimdi gel benimle ne yapacağını
gösteriyim.”

67
11.BÖLÜM

Genç adam ve akıl hocası rakam ve


yöntemleri tartışıyor

Milyoner masaya oturdu ve genç adamı da yanına


çağırdı. Bir kâğıt ve kalem aldıktan sonra bazı
rakamlar yazdı.

“Senim yöntemin de böyle görünebilirdi” dedi.


Kâğıda yazdığı şey şuydu;” Bu yılın sonuna kadar
31.250 dolarlık servetim olacak.5 yılda her yıl bu
serveti ikiye katlayacağım böylece (burada bir ara
verdi) milyoner olacağım.”

“Servetiyle geliri karıştırmamalısın.”Varlık, mevcut


fatura ve vergiler ödendikten sonra elinde kalandır.
Varlık, gayrimenkuller. Hisse senedi veya bonolarla
bankadaki birikimlerle veya yatırım fonlarıyla, altın,
sanat eseri, mücevherat, değerli koleksiyonlar vb.
madem 6 yıl içinde milyoner olmak istiyorsan ki
benim önerdiğim gerçekçi bir hedef yöntemin bu
model üzerine kurulu olmak zorunda, yok. İlk yılın
sonuna kadar 31.250 dolarlık

68
bir varlığın olursa bunu her yıl 2’ye katlamak
zorundasın böylece 6 yıl içinde milyoner olursun.”

“Neden her yıl varlığını 2’ye


katlayacaksın? Çünkü bu bilinçaltının kolayca
üstesinden gelebileceği bir çalışma ve senin içinde
hatırlaması kolay. Ayrıca daimi gelişimini de garanti
ediyor.”

Bu başlangıç noktası sana


çok geldiyse,başka bir yıl belirle kendine. 7 yıl içinde
milyoner olmakta gayet güzel. O zaman ilk yılda
hedefin 15.625 dolarlık bir servet olur. İnan bana,
söylediğimde erişilmez değil. Eğer 15.625 dolarlı bir
para belirlersen ilk yılın sonuna kadar yaparsın.

“Hala çok fazla geliyorsa toplam


8 yıl olacak gibi bir yıl daha ver kendine. Böylece ilk
yılki hedefin 7.812.50D olur.”
“Senin formülün ve tasdik sayesinde
milyoner olacağım (ay, yıl, 6, 7 veya 8 yıllık süreyi
yaz).Ayrıca zengin olma yolculuğunda motive
olmana yardımcı olacak. kendine kısa vadeli
hedefler, dönüm noktaları belirlemelisin. Yıllık hedef
de önemlidir.”
“Ama en önemli şey hedeflerini bir
kâğıda yazmaktır. Bir kalem al eline ve bir rakam ve
yıl salla korkma bir gün sana zararı olmaz. Sen
onlarla oynadıkça miktarlar sana daha tanıdık

69
gelmeye başlar. Milyonlarca insan zengin olmak
istiyor ama yüzlercesinden

Biri bile hedefine ulaşmak için yolunu belirleme


inisiyatifinde bulunmuyor. Farklı ol! Planlarını ve
tablolarını belirle. Sana uygun plan bulana kadar
projeler çiz. Bu senin planın olacak.”

İlham olarak verdiğim örnekleri kullan sonra


hayal gücünü rahat bırak. Zengin olmak için hayal
etmekle başlamalısın sonra hayalini nicelendirmek
ve belirli miktar para ve tarihe dönüştürmelisin. Bu
aslında yapman gereken ilk egzersiz. Rakamlarla
oyna. Göreceksin ki bu küçük oyun senin gerçekte
kim olduğunu gösterecek.

“Hedeflerini son tarihleri, miktarları kâğıda


yazmak gibi basit bir iş senin hedefini maddesel
eşleniğine dökmende ki ilk adım.”
“5 veya 10 yıl içinde milyoner olmayı çok
isteyenler şu notu almalı… eğer şuan yılda 20.000
dolar kazanıyorsanız ve yıllık %10
artıştan fazlasını beklemiyorsanız, sadece küçük
yüzdesini biriktirebilip yatırım yapıyorsanız ve ek iş
yapmıyorsanız asla milyoner olamazsınız.”

Bundan ayıplanacak bir şey yok tamamen


objektif bir gözlem. Her yıl servetini ikiye katlamak
ya da bir önceki yıllara göre yükseltmek

70
milyoner olmanın tek yolu değil. Yine de sayıya
dökülmüş bir hedef (miktar ve erişeceğini tarih)
başarılı olmak isteyen herkes için geçerli bir sırdır.

“Örneğin, gelirini yılda 5.000 $ arttırmak


istiyorsun.Eğer şu an 25.000 $ kazanıyorsan 30.000
de kazanabilirsin, biraz daha çaba meselesi.Veya
belki 30.000 $ kazanıyorsun veya 40.000 $
kazanmak istiyorsun ekstradan motgoge
ödemeleriyle uğraşmadan daha iyi bir eve taşınmak
için.Yada biraz daha lüks olan yeni bir araba
alabilmek isteyebilirsin.''

''Bunu yapmak için sürekli kendi kendine şunu


tekrarla.''Bu yıl gelirimi 5.000 $ veya 10.000$
arttıracağım ve 30.000,40.000 $ kazanacağım
bunun gibi.''

''Nasıl yapacağını bilmene gerek yok.Şimdiki işinde


yıllık yüzde 10'luk bir artış istediğine, ek bir iş
yapmak isteyip istemediğine,hedefine erişmek için
kalacağından farkına varmalısın.Çok açık ama
binlerce insan maddi durumlarını geliştirmek istese
de hiçbir sey yapmıyorlar.Bu cehalet değil de ne?
Her Allah'ın günü şikayet etseler de bu aslında
durumlarından memnun olduklarını göstermez mi?''

Bir kere hayatında hedeflerine ulaşmak için bir


değişiklik yapmaya karar verdiğinde, düşünmekten

71
başka çarenin olmadığının düşünürken bulursun
kendini. Ve ihtiyacın olan 5.000 veya 10.000 doları
nasıl kazanacağını düşünürsün.Endişelenmeye
gerek yok, bu çok önemli bir ikilem değildir.Biliçaltı
gereğince miktar ve tarihi belirten yazılmış hedefi
işle!Biliçaltın geri kalanını halledecektir.Sade
ce aklarının üzerinde dur.Olayların kendi kendine
iyiye gitmediğine anladığından, karşına bir fırsat
çıktığından, duraksamadan kaçırmasın.Çoğu
insanı hayallerinden alıkoyan korkunun seni felç
etmesine izin verme.Hiç bir şey yapmayarak
yükselemeyeceğini biliyorsun.Bu yüzden hedefine
gid
en adımları atmaktan çekinme.

Doğru programlandığında, bilinçaltın sana mucizeler


yaratacak. Gelirini 10.000$ arttırmaya karar
verdiysen, bilinçaltın bunu kesinlikle başaracaktır.
Her gün bunu bilinçaltına hatırlattığında, misyonun
onun mükemmel bir saplantısı haline geldiğini
göreceksin. Uzaktan bir müze gibi, hedefini vurmak
için yolundaki tüm engelleri yenecektir.

''Hedef ne peki? Patlama ne zaman olmalı? Hedef


10.000$ ve patlama tarihi de şu andan itibaren 1
yıl.Bunlar biliçaltının ve sayısallaştırılmış hedef
in birer mucizesidir.

''Hedeflerini belirlerken, çoğu insanın aşırı dikkatli


olduğunu aşırı dikkatli olduğunu aklından çıkarma.
Bir şeyleri hak ettiklerine inanmazlar.

72
''Birkaç yıl önce''diye gizlice fısıldadı genç
adama.''şirketlerimden birine bir yönetim müdürü
almayı düşünüyordum.Maaşını konuşma vakti
gelince, em
redici ve gergin bir sesle ''50.000$'ın altında hiçbir
ücreti kabul etmeyeceğim''dedi.

''Uzun bir süre bekledikten sonra, ''Referansına


bakarak 50.000$'a benim için iyi dedim.''

''60.000 ya da 70.000$ isteseydi


verecektim.Aslında, görüşmeden o kadar memnun
kaldım ki ücreti 100.000$'a bile çıkartabilirdim.

''Böylece3, işe aldığım kişi birkaç dakika içinde


kendine 30.000$ kaybettirdi.Çok para.Ve bunu
kolayca yaptı çünkü 80.000$'lık gelirini hak ettiğine
inanmıyordu.Doğrusunu söylemek gerekirse, mevki
ve maaş isteklerini duyduktan sonra bir an
duraksadım ve onu işe almamayı düşündüm.O'nun
değ
erini en iyi kendi bilirdi.Ben 80.000$'lık birini ararken
o bana yöneticilik yeteneklerinin sadece 50.000$
ettiğini söyledi.Yanlış bir seçim mi yapıyordum?
İlerleyen zaman onu kendine az güvenmesi ve
kendi değerini küçümsemesiydi.O yıllarca bu
sorunla gitgide uğraştı bu da maaş artışlarında
tuzluya mal oldu.Ama buna değdi.

73
“Bu basit örnekten çıkarman gereken şey benim bu
müdürle hayatın her birimizle uğraştığı gibi
uğraşmam olmalı.Hayat bize ondan tam olarak ne
ister
sek onu verir.Ne daha fazlasını ne de azını.Her
zaman hayatın fark ettiğimizden fazlasını vermeye
hazır olduğunu unutma eğilimindeyizdir.

''Çok konuştum. Bunların hepsinden ne anladım,


genç adam?

''Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor.''

''Ama, beni ve paylaştığım tüm insanların milyoner


olmasına yardım eden şey bu basit ve küçük
yöntemden başka hiçbir şey değil.

''Daha önce de söylediğim gibi, kelimeler çok güçlü


araçlardır. Karakterin ne kadar güçlenirse, ağzından
çıkan kelimelerde o kadar gerçek hükümler hal
ine gelir. Ağzından çıkan, derin bir inançla
körüklenen ve de tekrarın ateşiyle güçlenen her şey,
çok daha çabuk şekil alacaktır.

''Bu alıştırmayı yapmak zorundasın. Kimse senin


için bunu yapmaz.Gece gündüz formülü en az elli
kere sesli bir şekilde tekrar
edeceksin.Yapabiliyorsan
daha da fazla.Hatta günde yüz kere.Bu kendi içinde
bir alıştırmadır.İlk birkaç kere uzandım ve zeminde
parmaklarımla saydım sonra beş kere iki elimle
saydım.Alıştırma gerektiriyor.

74
“Başta kolay olmadığını düşünebilirsin. Akıl
karışmaya yatkındır. On kere tekrarladıktan sonra,
kendini başka bir şey düşünürken bulacaksın. Aklını
işe geri getir ve yeniden sıfır noktasından başla ta ki
elliye ulaşmayı başarıncaya dek. Çünkü bu kadar
basit bir disipline uyamazsan, zengin olma
hayalinden vazgeçmelisin.

''Sana meydan okuyorum benim genç arkadaşım.


Ve yapabileceğini de biliyorum. Tek ihtiyacın olan
şey ısrar etmek.''

''Peki neden formülü sesli tekrar edeceğim?''

''Zihnine daha güçlü etki eder.Bilinçaltına verdiğin


emir dışarıdan geliyormuş gibi görünür böylece de
kulağa daha hükmedici gelir.Sihirli bir kelime ya da
Budistlerin dediği gibi mantra monotonluğunda
söyle!Zamanla formül kendi yaşamını kazanacaktır.

''İlk başta sesinden ve tekrar ettiğin formülden


dolayı biraz sıkılacaksın.Ama gittikçe
alışacaksın.Başta çok cüretkar görünen hedefin
sana erişebilir hatta
başarılması kolay gelecek.''
''Korkarım kendimi tamamen gülün hissedebiliri.''
''Özellikle o dakikalardan ısrar etmelisin.Şüpheni
yenmelisin.Beni düşün, canlı bir kanıtım ben senin
için.Buradan uzakta bir bahçede olsam bile enerjim
seninle olacaktır.Şüphe ettiğin dakikalarda sana
verdiğim sözcüğü hatırla.Başaracaksın.”

75
Hala tamamen ikna olmayan genç adam:

''Neyden eminsin?''

''Neden şüphe edeyim ki?Sende benim olduğum


gibi bir anlık milyoner olacaksın.Gerçekte bir
milyoner olman için biraz zaman gerekiyor.Çok
yakında zihnin
de milyoner olacaksın ve işte en önemlisi de bu.''

''Üstelik 5 kuruş bile vermeden.''

''Formülü tekrarlamaya devam et.Yavaş yavaş


içinde bir şeylerin değiştiğini göreceksin.Hedefin
gittikçe daha da basit gelecek.Nasıl bu zamana
kadar dar bir
görüş, hayal gücünün yıpranmış bir figürü,
edindiysen aynı şekilde bu da senin bölünmez bir
parçan olacaktır.Zihninin geçmişte aldığı şekil
yeniden biçimlendirilebilir.Bu şekilde sen de
geleceğini istediğin şekilde biçimlendirebilecek ve
en sonunda da kendi kaderinin efendisi
olabileceksin.Mümkün olduğunu kabul etmeden
önce, bu bizim gizli hayalimiz değil mi?''

Yaşlı adamın söylediklerine katılan genç adam,


kaderinin efendisi olma ihtimali duygusuyla alt üst
olmuştu.İlk inandığından daha fazla önem taşıyordu
yaşlı adamın sözleri.Tabi yöntemleri biraz
garipti.Ama belki de işe yarıyordu.

76
12.BÖLÜM

Genç adam mutluluğu ve hayatı öğreniyor.

''Sana yardım etmek ve de destek olmak için genel


bir formül daha vereceğim.Hayatın boyunca bu
formülden çok yaralanacaksın.Bu formül seni hem
içine hem
de dışına döndürecek.Aslında, sadece maddi
kazanımlardan ibaret olmayan gerçek zenginliği
bulmanı sağlayacak.Gerçek zenginlik daha geniştir.

''Para formülün başarılı olmanı hatta belki de maddi


hedeflerini gerçekleştirmeye yardımcı olacak.Fakat
zenginliği ararken, mutluluğu kaybedersen bunu
unut
ma.Paranın peşinde koşmak, hayattan zevk almanı
engelleyecek bir hırsa kolayca dönüşebilir.İnsan
tüm dünyayı ele geçirse ama ruhunu kaybetse ne
işe yar
ar ki?Para mükemmel bir hizmetçi ama zalim bir
efendidir.''

''Para ve mutluluk bir arada olamazlar mı yani bunu


mu kastediyorsunuz?''

''Tam tersine bakış açısını kaybetmemek için uyanık


kalmalısın. Dünyadaki en zengin adamlardan biri
olan John D.Rockefeller'in kafası endişelerinin

77
ağırlığıyla o kadar meşguldü ki, elli yaşına kadar
küçük yaşlı bir adamdı.Midesi o kadar bozulmuştu ki
ekmek ve sütten başka bir şey kabul etmiyordu.
Hep parasını kaybetme ve ortaklarınca aldatılmanın
korkusuyla yaşadı. Para onun efendisi oldu.Artık
tadını çıkaramıyordu.Güzel bir yemeğin zevkini
çıkaran basit bir büro memurundan daha zavallıydı.''

''Zenginliğinle aklımı çelmeye çalışırken aynı


zamanda beni korkutmayı başarıyorsun.''dedi genç
adam.

''Ama niyetim bu değil. Sana vermek üzere olduğum


formül bir çok servet arayan kişinin düştüğü tuzağa
düşmeni engelleyecek. Temelde hala fakir olan
insanlar istediklerine ulaşmak için gönülsüzce
çalışanlardır. Kazandıkları ilk para sabit hırslarını
tetikler ve daha da fazlasını istemelerine sebep
olur.ve
büyük paralar kazanmaya başladıklarında
kaybetmekten de korkmaya başlarlar.

''Bu ünlü doktor Emile Coué'nun kliniğinde hastaları


için geliştirdiği bir formüldür: Her gün, her şekilde,
daha ve daha iyi oluyorum. Bu formülü sabah ak
şam ve gün boyunca yapabildiğin her vakit elli kere
sesli tekrar et! Ne kadar çok tekrarlarsan, o kadar
büyük etki eder üzerinde.Genç adam yanındaki
sandalyede oturan adamın hayatında görüldüğü ilk
gerçek mutlu adam olduğunu düşünürken buldu
kendini.

78
''İnsanların çoğu mutlu olmak ister ama ne
istediklerini bilmezler.Ve kaçınılmaz şekilde,
istediklerini bulamadan ölürler.Bulsalar bile, nasıl
tanıyacaklar?
Onlar tam olarak zenginliği arayan insanlar
gibidir.Gerçekten zengin olmak isterler.Fakat birden
yılda ne kadar kazanmak istediklerini sorduğunda
cevap veremezler.Nereye gittiğini bilmediğinde,
genelde hiçbir yer gitmezsin.''

Bu genç adamın aklına baya yattı.O kadar


disarmingly basitti ki neden bunun daha önce aklına
gelmediğini merak etti.Bu zamana kadar ne
istediğini tan
ımlamak ve gerçekten düşünmek için hiç vakit
ayırmamıştı.Oracıkta ilerde daha fazla
düşüneceğine ve hayatında önem taşıyan şeylere
yansıtacağına
dair ant içti.Bu belki birçok hatayı önleyebilirdi.
''Mutluluk sayısız farklı şekillerde tanımlanmıştır
tabiî ki.Her birimiz için hatta daha fazla düşünenler
için bile birçok şeye dönüşebilir.Ama sana mutlulu
ğun anahtarını vereceğim.Bu anahtarla, hayatının
herhangi bir zamanında mutluysan, seni mutlu
edecek şeyi yapıyorsan şüphe gölgesinin ötesini
bilebil
eceksin.Kendine şunu sor:Eğer bu gece ölürsem,
ölüm anında o güne kadar yapmak istediğim her
şeyi yaptığımı söyleyebilecek miyim kendime?

''Her gün içindeki sesin sana yapman gerektiğini


söylediği şeyleri tamamen yaparsan, her gün bu

79
dünyayı terk etmek için rahat olacaksın.Yapman
gereken şeyi yaptığında tamamiyle emin olmak için
sevdiğin şeyi yapmak zorunda olacaksın.Zevk
almadıkları şeyi yapan insanlar mutlu değildir.Onlar
zamanlarını ne yapmak istediklerini hayal ederek
geçirirler.Ve insanlar mutsuz olduklarında, bir
denbire ölmeye de hazır olmazlar.''

''Yaşam benim için ancak siz ölüm kapıdaymış gibi


ölümden bahsettiğinizde başladı.'' dedi genç adam.

''Kabul etmeliyim ki bu felsefe başta korkutucu


gelebilir.Fakat yüzde yüz yaşamın bir
felsefesidir.Gerçekten zevk aldıkları şeyleri asla
yapmayanlar,
hayallerinden böylece de konuşmaktan
vazgeçenler, yaşayan ölülerdir.Kastettiğim şeyi
gerçekten anlamak için, kendine o soruyu sor ve
tamamıyla
içtenlikle cevap ver.Yalan söylersen, sadece
kendine yalan söylemiş olursun ve de bu oyunun
kaybedeni olursun.Yarın öleceğini bilseydin,
bugünkü planlarını değiştirmez miydin?Bu zamana
kadar yaptığın şeyler yerine hayatında başka şeyler
yapmaz mıydın?''
''Eminim,yapardım.''
''Gerekli düzenlemelerle başlardın belki
işe.Yazmadıysan vasiyetini yazardın, ailene ve
arkadaşlarınla vedalaşırdın.Farz edelim ki tüm
bunlar bir saatini aldı.Kalan yirmi üç saatinde ne
yapardın?Tanıdığın herkese bu soruyu

80
sor. Cevapları hep iki kategoriye
ayrılacaktır.Hayatlarından zevk almayan, mutsuz
insanlar tamamen farklı şeyler yapacaklarını
söyleyecekler.Peki neden sadece yirmi dört saatleri
kalmışken nefret ettikleri yapmaya devam
edeceklerdi ki?

''İkinci kategoride ve ne yazık ki azınlıkta olanlar ise


normal hayatlarında ne yapıyorlarsa onu yapmaya
devam edeceklerdi. Neden bir şeyleri
değiştireceklerdi ki?İşleri tutkularıydı.Son nefeslerini
verene kadar işlerini yapmaları oldukça anlaşılır bir
şey değil mi?Bach bu kategorideki insanlardan
biriydi.Ölüm
döşeğinde son müzik parçasının düzenlemelerini
yapıyordu.Ama sen ölene kadar çalışmayı isteyecek
bir dahi olmak zorunda değilsin.Her birimiz toplum
tarafından kabul görmese bile kendi yolumuzda ve
işimizde birer dahi olabiliriz.Dahi olmak, zevk aldığın
şeyi yapmak anlamındadır sadece.Bu hayatın ger
çek dehasıdır.Sıradan olarak, başkalarının
söyleyecekleri ve güvenliğini kaybedeceğin
korkusuyla, sevdiğin şeyi asla yapmaya cesaret
edemezsin.''

''Güvenlik daha sık bir yanılsamadır değil mi?diye


sordu genç adam.

''Doğru.Kendine şu soruyu sor:Yarın ölecek olsam,


hayatımın son saatleriyle ne yapardım?Kendime
yeterince güvenmeyerek, kendimi nefret ettiğim bir
işi yapmaya zorlayarak, gerçek benliğimin bir

81
gölgesi olmayı kabul eder miydim? Mesela bir
arkadaşını ev işlerine yardım etsin diye evine
çağırdın. En kirlileri arkadaşına mı verirdin? Tabi ki
hayır. Peki neden kendini bu kadar alçaltıcı
bulduğun işleri yapmaya zorluyorsun? Neden
kendinin baş düşmanı oluyorsun? Neden en iyi
dostun olmuyorsun?
Bir dakikalık bir suskunluktan sonra, yalı adam genç
adama direk sordu:
“Yarın ölecek olsaydın, ne yapardın? Yaptığın
şeyleri mi yapardın?”
“Hayır, yapmazdım.”
“Şimdi, bir sonraki fikri düşün. Yarın ölmeyeceğine
inanmanın ne kadar kendinden emin bir ifade
olduğunu düşünmüyor musun?”
Genç adam tedirgindi. Yaşlı adam geleceği
görmekte olağanüstü bir yetenek sergiliyordu,
muhtemel ölümünü mü söylüyordu yoksa? Milyoner
düşüncelerini okuyor gibi görünüyordu.

“Endişelenme! Yarın ölmeyeceksin. Çok uzun


yaşayacaksın. Şimdi izin ver de sorgulamama
devam edeyim. İnsanların tüm yaşamlarının
önlerinde olmalarına inanmaları küstahlık değil mi
sence? Bir çok durumda, ölüm aniden gelir. Ama
insanlar önlerinde çok zaman olduğu fikrine
kapılarak yerine getirmeleri gereken kararları sürekli
ertelerler. Kendilerine:”Zamanım var. Bu işi sonra

82
hallederim” derler. Yaşlılık kapıya dayanınca da
henüz hiçbir şey yapmadıklarını anlarlar.”
“Bana duyduğum bu sözü hatırlattı “Gençlikte
bilseydim, yaşlılıkta yapabilseydim.” dedi genç
adam.
“Kesinlikle. Yani mutluluğun sırrı her günü son
gününmüş gibi yaşamaktır. Ve de her gününü
yapmak istediğin şeyi yaparak doldurmaktır. Eğer
saatlerin sayılı olsaydı, yapacağın şeydir bu. Çünkü
gerçekte saatlerin sayılı. Genellikle, çok az vaktimiz
kaldığında farkına varırız. Ama çok geç olur. Bu
yüzden hemen harekete geçecek kadar cesur
olmalısın. Aklında şu fikirle yaşa: İstediğimi yapacak
kadar cesaretim olmadan ölmeyi reddediyorum.
toplumun beni kandırdığı, beni yenen ve hayallerimi
yok eden korkunç düşünceyle ölmek istemiyorum.
Korkularının hayallerinden daha büyük olduğu ve
zevk aldığın şeyi asla keşfedememe gibi kötü hisle
ölmemelisin. Nasıl cesaret edeceğini öğrenmelisin.”

“Kesinlikle katılıyorum ama yaptığım şeyi sevip


sevmediğimden yüzde yüz emin değilsem ne
olacak? Mücadele gerektirmeyen hiçbir iş
bilmiyorum.”

“Çok haklısın. Bizi ateşleyen bir işin bile olumsuz


yönleri vardır. Ama işinin seni gerçekten memnun
edip etmediğini öğrenmek için kendine şunu sor:
Bankada bir milyon dolarım olsaydı, hemen şimdi,
bu işi yapmaya devam eder miydim? Açıkçası
cevabın hayır olurdu çünkü işini yeterince

83
sevmiyorsun. Kaç kişi aniden milyoner olup da aynı
işi yapmaya devam ediyor söyler misin? Çok nadir
kişiler. Zaten bu soruya evet yanıtını verenler ise
genelde milyonerlerdir. Tanıdığım milyonerlerin
çoğu emekli olmayı reddediyor. Çok geç yaşlara
kadar çalışmayı sürdürüyorlar. Şunu söylemek
istiyorum, tüm milyonerler en azından milyonlarını
kendileri kazanmış olanlar, kesinlikle işlerini
sevdikleri için servete sahip oldular.

“Dönüp dolaşıp aynı noktaya geldim. Milyoner


olmak için işini sevmelisin. İşlerinden nefret ettikleri
halde işlerine devam edenler iki kere cezalandırılır.
Sadece işlerinden nefret etmekle kalmazlar daha da
kötüsü işlerinden zengin de olamazlar. Aslında,
çoğu insan çelişkili bir hayat sürer. Neden? Çünkü
korkuları yüzünden, başarı kurallarının dehasının
farkında değildirler. Vasat bir güvenliğe bağlı
kalarak, gerçek bir zengin olma şanslarını ve
hayatlarını mahvederler. Zenginliğin başkalarından
gizli olduğunu, kendilerinin yeterinde yeteneği
olmadığını zannederler. Peki neden bu
yanılsamalara kanmalarına izin veriyorlar? Çünkü
zihinleri inançlarının birer yanılsama olduğunu ve
gerçekleri görmeye şartlanmamıştır. Unutma “
Karakter kaderdedir.” Zihnini güçlendir, o zaman
koşullar isteklerine boyun eğecektir. İşte o zaman
hayatının kontrolünü eline alacaksın.”

“Siz her zaman mutlu muydunuz?”diye sordu genç


adam.

84
“Hayır, hiç de değil. Çok üzgün olduğum zamanlar
oldu. Cinayet işlemeyi bile düşündüğüm zamanlar…
Ama işte o zaman benim sana anlattıklarımı bana
anlatan tuhaf, yaşlı bir milyonerle karşılaşmıştım. İlk
başta çok şüpheciydim. O yaşayan bir kanıt olsa da
bu teoriye inanmadım ve uygulamadım. Tüm her
şeyi denememe rağmen hala başarısızdım,
kaybedecek bir şeyim yoktu ve denemeye karar
verdim. Otuz yaşındaydım ve hayatımı boşa
geçirdiğimi hissediyordum. Her şey parmaklarımın
arasından kayıp gidiyordu sanki.”

“Eminim bugün bu tavsiyeyi aldığınıza pişman


değilsinizdir.”

“Bana hayatımın kontrolünü elime alabileceğimi ve


hayatımda olan tüm olayları yönetebileceğimi sık sık
söyledi. Ama ben ona hiç inanmadım tıpkı bir bilim
kurgu misali. Bir gün kendine tekrar tekrar aynı
şarkıyı söylediğini duyduktan sonra, kendi kendime
belki de haklıdır dedim. Belki de hayat hep
düşündüğüm gibi şans veya kaderin yönettiği
tahmin ve kontrol edilemez olaylar bütünü değildi.
Zihinlerimizi yönetirsek belki kaderimizi de
yönetmek mümkün olabilirdi. Kısa bir süre sonra
böyle düşünmeye başladım adeta aklımda bir
devrim oldu. Her gün, her şekilde daha ve daha iyi
olacağım diye bir süre kendi kendime tekrar ettikten
sonra oldu bu devrim.”

85
“Akıl hocamın bana öğrettiği bence daha güçlü
olan, en azından kendi deyimlerime göre, ve sana
da şiddetle tavsiye edeceğim bir formül daha var.
Bazı insanları bazı insanları alıkoyan doğanın hafif
dinsel formülüdür. Çok üzücüdür çünkü akıl üzerine
inanılmaz etkisi vardır. Bu formülü tekrarlamak
gergin ve endişeli olduğumda beni rahatlattı,
cevaplara çok ihtiyacım olduğunda bana cevapları
getirdi. Huzur gücün en büyük göstergesidir.”

“Sakin ol! Ve tanrı olduğumu bil! Bu sözü hergün


tekrar edebildiğin kadar et. Bana hayatın sıkıntılarını
anlatmam için gereken sükûneti getirecektir. Akıl
hocam bu formülü bana açıklamaya kara
verdiğinde, bunun dünyadaki sırlar içinde en
değerlisi olduğunu söylemişti. Bu tıpkı benim sana
bıraktığım gibi onun da bana bıraktığı manevi
mirasıydı.”

“Başta garip gelen bu formülü tekrarlayarak, yeni


içsel bir güç geliştirdim. Yıllardır gelişmeye devam
eden bu formül, hep bana yaşlı milyonerin tekrar
tekrar söylediği bir sözü hatırlattı. Kaderimin
efendisi olduğumda her şeyi yapabilirim, hiçbir şey
imkansız değildir. Böylece hayatımın nereye
gitmesini istiyorsam oraya yönlendirebileceğime
kendimi yavaş yavaş ikna ettim. Bu formülü
uygulamaya devam ediyorum ve senin de aynı şeyi
yapmanı istiyorum.”

86
13. BÖLÜM
Genç Adam hayattaki isteklerini ifade etmeyi
öğreniyor

Formülü yazarak, hedefini sayısallaştırarak, miktar


ve tarih belirleyerek ilk adımı çoktan atmış oldun.
Şimdi sıra ikinci adımda: bir tane kağıt al ve
hayattan istediğin her şeyi bu kağıda yaz.
Şekillenmesini istiyorsan hayalin kendin olmalı.
Yıllar önce sana ilk olarak ne istedim onları ve
bugün ettikleri dolar karşılığını göstereceğim:

5 yıl içerisinde maddi hedeflerim aşağıdadır:

*500.000$ değerinde bir ev


*300.000$ değerinde ikinci bir ev
*60.000$’lık yeni bir BMW
*40.000$ değerinde eski, yeniden düzenlenmiş bir
Mercedes
*Kişisel borçlara son
*300.000$nakit ve başka likit değerler
*300.000$’lık menkul kıymet yatırımı ve diğer
yatırımlar
*Satın alındıktan sonra 5 yıl içinde 3.000.000$’a
yükselecek 500.000$’lık emlak alımı.

Maddi olmayan hedeflerimde şunlardı:

*Ne zaman ihtiyacım olursa yılda en az üç kere


ikişer haftalık tatil

87
*Kendi patronum olmak ve de haftada otuz saatten
fazla çalışmamak
*İşte ve zanaatte zeki arkadaşlar edinmek
*Beni seven ve cazibeli bir eş ve güzel çocuklar;
doyurucu bir aile hayatı
*Tüm görevlerden elimizi eteğimizi çektirecek bir
hizmetçi bir de aşçı.
Genç adam Anlık Milyoner’in çizdiği resim
karşısında donakaldı.
“Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor, değil mi?
ben de istediklerimin taslağını bitirdiğimde fazla
abarttığımı düşünmüştüm. Tereddüdüm ve
korkularım negatif zihinsel tutumundan ve de
sabitleşmiş küçük düşünme alışkanlığım
yüzündendi. Fark etmeden bile bunu yapıyordum.
“Bunun gibi bir liste yapmak dar görünüşü
keşfetmenin mutlak yoludur. Bu tür yaşam planının
başarılmaz olduğunu düşünen insanlar haliyle
küçük düşünenlerdir. Güneşin altında göreceli olan
her şey için bu tutku hiç de aşırı değildir. Çoğu
zengin insan, bahsettiğim cüzi şartlarla yetinmek
zorunda kalsaydı aşırı mutsuz olurlardı. Birçoğunun
milyon dolarlık bir evi, bir düzine hizmetçisi, kendi
çiftliği, özel uçakları, tropikal adaları vb. var. Çoğu
zengin olduğunu düşünmüyor bile. Zengin
olmadıkları herhangi bir durumda her zaman
onlardan daha fazla parası olan arkadaşları iş
ortakları vardır.”
“Niçin bu tür yaşam tarzını doğal bulurlar? ya zengin
doğmuşlardı ya da hayallerini gerçekleştirmek için
büyük düşünmüşlerdi.”

88
Yapamayacaklarına asla inanmamışlardı.
Yapamayacağım düşüncesiyle başlarsan, kendini anında
engellersin.

“Bu yüzden alıştırmayı yap. Hiçbir şeyi atlamadan


hayattan ne istediğini en ufak ayrıntısına kadar yaz. Bu
sana tutkularının ve de zihniyetinin sınırların
gösterecektir. Gerçekten neyi hayal ediyorsun? Neyle
memnun olacaksın? Mümkün olduğunca tüm
ayrıntılarıyla yazmak çok önemlidir. Yalnız sakınman
gereken tek şey hayallerinin evini özel bir adreste
seçmektir çünkü bu özel ev hiç müsait olmayabilir ve sen
de çok istek ve iradenin gücüne rağmen hayallerini hiç
gerçekleştirmeme riskini göz önüne almış olursun. Ama
kaldı ki mümkün olduğu kadar özel ol.”

“Düşünecek önemli bir şey daha var. Hayallerini


başkalarına zarar verme olasılığı… Unutma ki; hayallerin
bir başkasına zarar veriyorsa, başkalarının iyiliğinin yanı
sıra senin iyiliğin için de kaçınılmalıdır olanlardan.”

“Bu portre sana aslında kim olduğunu gösterecek.


İstediklerinin somut şekli olacak. Düşüncelerin canlıdır.
Tasvirin ne kadar çok açık olursa, hayata geçirme
şansında bir o kadar yüksek olur. Detaylar çok önemlidir.
Gizemli ve umulmadık bir şekilde düşüncelerin git gide
büyüdü ve gerçek olmalarına izin veren şartlara sebep
oldu.”

Genç adam bira şüphelenmiş gibi görünüyordu.

“Bunların hepsini ütopik geldiğini biliyorum amasana


söylediğim gibi, aklın ne kadar güçlenirse
başaramayacak hiçbir şey olmadığını bir o kadar
fark edersin. Mucizeler olur. 500.000$’lık bir eve

89
sahip olmak kadar sıradan bir hayali konuşmanın,
fark etmenin daha da sıradan olduğunu
düşünmüyor musun? Aklın çoğu insanın
düşündüğünden daha da ötesi inandığından çok
daha güçlü olduğuna inanmıyor musun? Christ’in
dediğini hatırla: “İnanç dağları yerinden oynatır.”
“Aklını daha etkili bir biçimde kullanmak için, onun
gücüne en azından sana söylediğim kadar güçlü
olma ihtimaline inanarak işe başlamalısın. Bu
yüzden listeni yap.”
“Düşünmek için zamana ihtiyacım var.” dedi genç adam.
“Peki. Sana söylediklerimi düşün. Bir tarafın dediklerime
inanıyor. Ama en yaratıcı tarafın yıllarca yanlış eğitim ve
şanssız deneyimlerle kör olmuş, fakat hala yaşıyor.
Senden sadece bir işaret bekliyor. Çaresizce olaylarca
örselenmiş, işkence görmüş bir köle olmak yerine nasıl
varlığının bir lordu efendisi olacağını gösterecek. Bunu
yapmak için aklının kuytularında uyuyan o küçük iç sesi
dilmemeyi öğrenmeli ve de ona kendini ifade etmesi için
daha çok özgürlük tanımalısın. Bu senin sezgin ruhunun
sesidir. Gizli gücüne giden yoldur. Sakin ol ve Tanrı
olduğumu bil formülü ne kadar çok tekrar edersen, iç
sesin bir o kadar güçlenecek ve sana kesinlikle daha çok
yol gösterecektir.”

Genç adamın kafası dolmuştu, mola vermeye


hazırdı.
“Gel, hadi rahatlayalım ve biraz bahçede yürüyelim.
Burada son yürüyüşümü bir arkadaşla yapmak
isterim.”dedi milyoner. Bu hüzünlü sözler genç
adamı üzmüştü. Yaptığı ilk ima değildi bu.”

90
14.BÖLÜM

Genç adam gül bahçesini sırrını çözüyor

İki adam, milyoner muhteşem bir gül yığınının


önünde durana kadar bahçede sessizce yürüdüler.
“Bu gülleri neredeyse binlerce kez kokladım; ama
her kokladığım ayrı bir deneyimdi. Neden biliyor
musun? Çünkü ben burada şu anı yaşamayı ne
geçmişe nede geleceğe odaklanmamayı öğrendim.
Odaklanma, düşünme, meditasyon gibi daha bir çok
kelimeyle tanımlanabilecek bir çeşit zihinsel
konsantrasyon. Yaptığın şeye, önündeki kişi veya
nesneye ne kadar konsantre olursan, bir o kadar şu
anı yaşarsın. Bu odaklanma, bu konsantrasyon
hayatın tüm alanlarında başarının anahtarıdır.
Konsantrasyonun ne kadar iyi olursa, daha hızlı ve
verimli çalışırsın. Başkalarının görmediği detayları
görürsün.”

“Bütün zengin ve başarılı insanlar detaylara dikkat


etmeyi öğrenmişler mi?”

91
“Evet, gerçekten. Konsantrasyon gücünü
geliştirerek, mantıklı gözlemler yapabileceksin.
Tanıştığın insanları doğru değerlendirmeyi
öğreneceksin. Konsantrasyon gücün, bir bakışta
kim olduklarını anlamanı sağlayacak. Olayları
olduğu gibi göreceksin, kelimenin tam anlamıyla
gerçekçi bir insan olacaksın.”

“İnsanların çoğu, uyurgezerler gibi hayatı sürekli


dalgın yaşarlar. Karşılaştıkları nesne veya insanı
gerçekten görmezler. Rüyalardaymış gibi yaşarlar.
Şu anda değillerdir. Hata ve yanlışları onları avlar.
Akılları gelecek korkusuyla dolar.”

“Anlattıklarınızdan, konsantrasyonun başarılması


oldukça güç bir şey olduğu hissine kapıldım.”

“Alıştırma gerektiriyor; ama alıştırmayı yapan


herkes de başarılı olmuyor. Fakat zihnin belirli bir
konsantrasyon seviyesine ulaştığında, sorunları
çözme yeteneğin müthiş olacak. Birçok insanın
uğraştığı sorunların üzerinden geçebileceksin.
Enerjini tırnaklarını yiyerek boşa harcayacağına,
sorunların çözümüne harcayacaksın. Aşırı endişeli
olmak asla bir şeyi çözmez sadece ülser ve kalp
krizi riskini tetikler o kadar.”

“Konsantrasyon gücünü geliştirdikçe, imajın da


değişecek. Her insan bir muammadır; ne yazık ki
çoğumuz sadece başkalarına değil kendimize de
muammayız. Bunun nedeni konsantrasyon
eksikliği.”

92
Genç adam dikkatle dinliyordu.

“Konsantre olarak, neden dünyadaki yerine,


bulunduğun bu noktaya yerleştiğini anlayacaksın.
Daha da netleşecek ve açık olacak. Aklına
rahatlatıcı, güven verici düşünceler işlenecek, uzun
ve derin bir uykudan kalkmış gibi hissedeceksin
kendini: “Ah! Bu benim. Bu yüzden, şu anda
buradayım. Bu yüzden bu insanlayım. Bu yüzden
yaptığım şeyi yapıyorum.” Kader hissiyatı
denebilecek şeyi yaşayacaksın. Kaderini
anlayacaksın. Ve de kabullenme hissi oyundaki
yerini alacak. Bu, kaderine boyun eğeceğine değil,
şu andaki konumunu daha berrak bir vizyonla
göreceğin, kabul edeceğin ve de kişisel başlangıç
noktan kabul edeceğin anlamına geliyor. Bu, sana
kariyerinde yol gösterecek ve kaderinin dizginlerini
sıkı sıkıya eline almana müsaade edecektir.”

Milyoner eğildi ve güllerin kokusunu içine çekti.

“Gül, hayatı simgeler. Dikenler de her birimizin


varlığımızın güzelliğini anlamamız için verilen
mücadeleler, denemeleri; tecrübe yolunu temsil
eder.”

Cebinden bir bahçe makası çıkarıp bir tane gül


budadıktan sonra, gülü genç arkadaşına uzattı.

“Bu gülü sakla. Talih yüzüne gülecek. Ona güven.


Onu düşüncelerinle sev. Ne sormak istiyorsan

93
cevabını verecektir. Öyle ya da böyle her başarılı
insan şansa inanır.
“Bu basit gülle, başlamış oluyorsun. Her ihtiyacın
olduğunda, bu gülü bul. Sana güç verecektir.
Kendinle ilgili her şüphen olduğunda, hayat sana
katlanılmaz geldiğinde, bu sembolik güle bak ve
neyi temsil ettiğini hatırla. Her zor iş, sorun, hata bir
gün muhteşem bir yaprağa dönüşecektir.
“Gülün kalbine konsantre olmak için her gün biraz
zaman ayır. Sakince kendi kendine Sakin ol! Ve
tanrı olduğumu bil! diye tekrar et. Tekrar ederken
güle uzun uzun dikkatle bak. Bunu 20 dakika
yapabilirsen, konsantrasyonun baya gelişmiş olur.”
“Kalbin gül gibi olduğunda, hayatında değişecek.”
Genç adam gülün mis gibi kokusunu içine çekti.
“Unutmaman için, müsaade edersen söylediklerimi
tekrar edeceğim. Zihnin konsantrasyon
egzersizleriyle daha güçlü ve kendinden emin hale
geldiğinde, hayattaki sorunların seni artık
engellemediğini fark edeceksin. Zihnin ne kadar
önemli olduğuna inanıyorsa onların da o kadar
önemli olduklarını anlayacaksın. Sorun yalnızca sen
onu sorun ettiğin zaman sorundur. Zihnin ne kadar
güçlüyse, sorunlar da bir o kadar önemsizdir. Bu iç
huzurun kaynağıdır yani konsantrasyondur. İç
huzur, başarının en büyük anahtarlarından biridir.

“Hayatın tümü zihni güçlendirme alıştırmasıdır. Ruh


ölümsüzdür. Bir hayattan başka bir hayata

94
geçeriz ve zamanla akıl kendini keşfeder ve
geliştirir. Bu çıraklık dönemi genelde uzun sürer.
Hedeflerinde sıradan bir başarının ötesine
geçememiş insanlar, henüz yüksek konsantrasyon
seviyesine ulaşamamış olanlardır. Belki tüm başarılı
insanlar özel konsantrasyon egzersizine önem
vermiyordur. Ama hayatta diğerlerinden daha kolay
başarılı olmalarını sağlayan yüksek konsantrasyon
seviyesine çıkmalarına yardımcı olacak bir çok şey
yaşamışlardır. Aklın en yüksek konsantrasyon
seviyesine ulaştığında, hayal ile gerçeğin kesiştiği
sıra dışı bir dünyaya adım atacaksın.”
Genç adam ve milyoner eve doğru yürümeye
başladılar. Hava kararmış ve konağın üzerini
bulutlar kaplamıştı. Yemek odasına geçtiklerinde,
milyoner bir şamdan yaktı. Daha sonra pencereye
yönelerek perdeleri çekti ve gökyüzüne doğru baktı.
“Belirli bir zirveden sonra bulut yoktur, bunu hiç
unutma! Hayatında bulutlar varsa, bu ruhunun
yeterince yükselmemesindendir.”
“Bir çok insan sorunlarıyla savaşma hatasına düşer.
Yapman gerekense ilk ve son kez bu problemleri
aşmaktır. Gülün kalbi seni bulutların üzerine,
gökyüzünü sonsuza kadar tertemiz olduğu yere
götürecektir. Vaktini bulutları kovalayarak harcama;
çünkü onlar hep yeniden oraya çıkar…”

Genç adam ve milyoner yemek masasına oturdular.


Kâhya, ekmek ve şarapla yemek odasından içeri
girdi.

95
“Uzun süredir bir şeyi merak ediyorum. Bana
söylediğiniz her şeyin doğru olduğunu
düşünüyorum. Ve inanıyorum ki eğer bana
verdiğiniz formülleri uygularsam gönül rahatlığıyla
ve çok kısa bir sürede milyoner olabilirim. Ama hâlâ
hangi alanda para kazanabileceğimi merak
ediyorum.”

Bu merakı belli ki milyonerin hoşuna gitmişti.

“Hayata ve aklın gücüne inanmalısın evlat.


Endişelenme! İlk olarak hedefini belirle ve
derinlikteki bilinçaltına seni zenginliğe giden yola
yöneltmesini rica et. Sor ve bekle. Cevabın gelmesi
uzun sürmeyecektir.”

Genç adam hayal kırıklığına uğramıştı; çünkü biraz


daha kesin bir şey bekliyordu.

Milyoner anlayışla karşıladı ve çabucak sözüne


devam etti: yüreğini tatmin edecek işi bulmalısın.
Bunu düşün. Seni memnun edecek tüm unsur ve
uğraşlar senin içinde zaten var. Sen bunları sadece
tanımlayamıyorsun; çünkü henüz gerçek doğayla
uyum içinde değilsin. Konsantre olmaya, daha da
fazla kafa yormaya devam ettikçe, gerçek özünle
bağlantı kuracak ve ihtiyacın olan tüm cevapları
alacaksın. Ve en güzeli, çoğu insanın hayatları
boyunca ümitsizce aradığı fakat hiç bulamadığı şeyi
yani varlığının gizemli amacını anlayacaksın. Ve
bunu sadece kafanla değil kalbinle başaracaksın.

96
“Gülün kalbine konsantre olmakla istediğin her şeyi
alabilirsin. Orada, varlığının en önemli şeyini
bulacaksın. Bunu zamanla fark edeceksin.”

Biraz durduktan sonra şarabından nazikçe


koklayarak bir yudum aldı. Gözlerini bir tür dinsel
huşuyla kapattı.

“Bir çeşit işe başlamak istediğimi biliyorum; fakat işe


başlayacak parayı nereden bulacağım? Tek
kuruşum bile yok.”
“Ne kadar paraya ihtiyacın var?”
“Bilmiyorum, en az 25.000$. O da düşünmem
gereken minimum miktar.”
“bilebilmelisin. Biraz düşün. Hangi olanakları
düşünebilirsin?”
“Hiç bir şey düşünemem. Bana borç para verecek
bir banka bilmiyorum. Teminat olarak göstereceğim
bir şey de yok. Hiç bir şey etmeyen arabanın
dışında, bir şeyin sahibi olamadım her ay sonu
maaşımdan artakalan azıcık parayla…”
“En azından bir şey denemeyi düşünmüyor musun?
Başlayacak bir yer?”

“Gerçekten hayır…”

“Bu senin asla tekrarlamaman gereken bir hata.


Denemeden vazgeçen çoğu insan gibi olma! Bu
hiçbir şey yapmamanın başaramamanın en iyi

97
yoludur. Ve eyleme geçmiş ama içten içten
başaramayacağını düşenen insanlarla aynı tuzağa
düşme.Düşüncelerini ve eylemlerini bir bütün haline
getir.kendinle uyumlu ol!’’

“Çok istiyorum; hiç olanak görmüyorum.’’

“Önce sorununa ideal bir çözümün olduğundan


kesinlikle emin olmalısın. Aklının gücü ve hedefinin
sihri varlığından şüphe bile etmeyeceğin yollarla
sana çözümü mutlaka getirecektir. Başaracağına
içten inan o zaman başarırsın.Şüpheye mahâl
verme.Aklının gücüyle şüpheyi yok et o zaman
zihnin tüm gücünü toplayacaktır.Şüphe ve iyimserlik
sürekli çatışır.Şüphe gibi hayatında yer etmeye
çalışan tüm düşünceler için sürekli bir mücadele
vardır.Borç bulacağına gerçekten emin olursan,
bulursun.

“Mevcut koşullarda, hedefine ulaşmak için ne


yapman gerekiyor yani borç alman mı?’’
“Gerçekten bilmiyorum.’’
“Eğer kendi işini kurmak için çok az zamanın
olsaydı hadi bir saat diyelim, ne yapardın?’’
“Hiç..hiç bir fikrim yok.’’
“Karşında sana başarının sırlarını veren, seni
yüreklendiren bir milyoner var ve sen ne yapacağını
bilmiyor musun? Bu parayı bulmak için tek bir şey
bile gelmiyor mu aklına?”

98
Birdenbire kafasına dank etti. Belki de ihtiyacı olan
şey parayı milyonerden istemekti. Bir an duraksadı
ve derin bir nefes aldı.
“İhtiyacım olan 25.000$’ı verir misiniz?’’
“İşte bu kadar! Kolay değil miymiş? Yapman
gereken tek şey sormak. İnsanlar sormaya nadiren
cesaret ederler, isteme cesaretinde bulunmalısın.’’
Milyoner, cebinden 25.000$ çıkardı.Çıkardığı kalın
para destesine nostaljik bir bakış attıktan sonra,
parayı heyecanla alan genç adama uzattı.
Hayatında hiç bu kadar çok parayı eline almamıştı.
“İlerde senin için para kazanmanın benim için
olduğundan daha zor olması için hiçbir sebep yok.
Ne yazık ki; genellikle paranın çok çalışmayla ve de
çok zor kazanıldığına inanılır. Aslında işin değeri
aklın yapısını güçlendirmek içindir. Çok para
kazandığında, ki temin ederim bu çok uzun
sürmüyecek, sana öğrettiğim sırları uygularsan,
önemli olanın zihinsel davranışın, isteğinin gücünün,
ve bu gücü belirli maddi hedefin yardımıyla
yönetmenin önemli olduğunu anlayacaksın. Unutma
ki; dış koşullar ruh halini ve içindeki sağlam inancı
yansıttığında son bulur.’’
Genç adam 25.000$’a o kadar sevinmişti ki
milyonerin tavsiye sözlerini tamamen dinlemedi.
“Şunu hep hatırla genç adam: paraya ihtiyacın
olduğunda, eğer pozitifsen parayı kolay ve çabucak
elde edersin. Şüphe beynini kemirmeye başladığı

99
anda, elde ettiğin 25.000$’ı düşün. Yapman
gereken tek şey sormak. Sorduğun anda
alacağından emin olursan, zaten seninmiş gibi
davranırsan, alırsın.
“Şüpheye düştüğünde kendi kendini telkin et.
Kelimelerini emirler haline dönüştür. Zihnin o güce
eriştiğinde, her bir telkin ferman olacaktır.
Kelimelerin gerçeklikle bütünleşecek. Ve emirlerini
gerçekleştirmek üzere kabul ettiği zaman daha da
kısa olacak en sonunda da birden olacak.
“Ve her zaman başkalarının iyiliğini istemeyi unutma
ki kelimelerin gücü sana dönsün.’’
Tekrar duraksadı ve kalın para destesini göstererek:
“Bu para… Bu parayı sana ödünç vermiyorum.’’
Bir saniye duraksadı, genç adamın korkmuş ifadesi
hoşuna gitmişti.
“Bunu sana ödünç vermiyorum. Bu parayı sana
veriyorum. Böyle yaparsak her şey eski haline
gelmiş olur. Bu benim akıl hocamın işe başlamam
için verdiği para. Başka bir şey için kullanma. Ve
İncil’de paralarını kullanmak yerine gömen adam
gibi de yapma. Korkunun rehberin olmasına izin
verme. Korku, şüphenin kardeşi senin de en azılı
düşmanındır, onu yen. Korkusuz ve cesur ol.
Herhangi biri tedbirli ve mantık bahanesiyle o parayı
gömer ve çok büyük bir ihtimalle de daha fazlasını
kazanamaz. Bırak para çoğalabilmek için özgürce
aksın.

100
“Benim sana verdiğim bu para yine de borç sayılır.
İlerde, karşılığında sen de bunu başka birine vermelisin.
Yıllar sonra sen de senin şu anki durumunda olan biriyle
karşılaşacaksın. Sezginle tanıyacaksın onu. Bu para
şimdi neyi temsil ediyorsa eşitini sen de ona vermelisin.
O zaman o da yüklü miktarda parayla işe başlayabilir. O
zaman istediği paranın senin için cep harçlığı gibi küçük
bir miktar olmasından emin ol.’’
Genç adam minnet içerisinde yaşlı adamın dediklerini
kabul ettikten sonra samimiyetle ona teşekkür etti.

“Bilmen gereken bir şey daha var…’’


“Bunu söyler söylemez, yağmur yağmaya başladı.
Milyoner, yağmuru ciddi bir ifadeyle seyretti.
“Tüm işaretler gelmeye başladı.’’ diye mırıldandı
kendi kendine. Ve tekrar genç adama döndü.
“Dediğim gibi bilmen gereken bir şey daha var:
Sana verdiğim tüm sırlar kendin için belirlediğin tüm
hedeflerde etkili olacaktır. Bu kadar büyük bir servet
kazanmamın amacı parayı çok sevmem değil;
inancı az olan kadın ve erkeklere aklın gücünü
göstermek içindi.
“Sahip olduğumuz en değerli şey özgürlüğümüz ve
zenginlik sana özgürlüğü sağlayabilir.
Bu özgürlüğü bilmen senin için iyi olacaktır. Bunun
sayesinde tüm yanılsamaların yok olacak.
Ayrıca gerçek özgürlüğün kopmakta olduğunu
anlayacaksın. Sadece boş ellerle ayrılanlar sonsuz
güllerle meşgul

101
olanlardır. Tüm var oluşumun amacı bu özgürlüğü
kazanmaktı. Başkaları ne düşünürse düşünsün ben
ağırbaşlı bir bahçıvandan başka kimse olmadım.
“Neden tüm bunları bana anlatıyorsun? Neden bu
parayı bana verdin? Bana borçlu değilsin.
Benim yerimde başkası da olabilirdi…’’
“Ama kimse gelmedi. İsteğin seni bana getirdi. Bu
hayatta olan bir şeydir. Sana hiç söylemediler mi
disiplin sağlandıktan sonra öğretmenin geldiğini?’’
Milyoner gülümsedi. Ciddi ve soğuk ifadesi silinmişti
yüzünden artık sevgiyle bakıyordu genç adama.
“Ruh ölümsüzdür. Her ruh kaderini tamamlamak için
bir hayattan kendi gibi ruhlarla çevrili başka bir
hayata seyahat eder. Hayatımız boyunca
karşılaştıklarımız asla tesadüf eseri değildir.’’
Milyoner, genç adama tıpkı bir kral gibi yaklaştı.
Yüzü kendi ışığıyla parlıyordu adeta. Sağ işaret
parmağıyla genç adamın alnına yavaşça
dokunarak:
“Gerçekten kim olduğunu keşfet. Bu gerçek seni
sonsuza dek özgür bırakacaktır.’’
Dışarıda, fırtına ne kadar çabuk başladıysa o kadar
çabuk da geçmiş güneş tüm parlaklığıyla birden
ortaya çıkıvermişti. Yaşlı adam şamdanı alarak tek
kelime söylemeden gitti.

Genç adam yalnız kalmıştı. Elinde milyonerin


verdiği parayla düşüncelerle dolmuştu kafası.

102
15. BÖLÜM

Genç ve yaşlı adam farklı seyahatlere çıkıyor

Genç adam artık yalnız değildi; çünkü kâhya elinde


bir mektupla çıkagelmişti.
Mektubu genç adama verdikten sonra: “Patronum
beni bu mektubu size vermekle görevlendirdi.
Odanızda özel olarak okumanız gerektiğini burada
bir gün daha geçirebileceğinizi ve daha sonra da
gitmeniz gerektiğini söyledi. Bunların hepsi
patronumun istekleri.’’

Genç adam teşekkür eder etmez odasına gitti. Ama


bu sefer odasının kapısını hafif açık bırakarak da
tedbirini aldı.

Mektup, kırmızı bir mumla gül şeklinde


mühürlenmişti.
Genç adam yatağın kenarına oturdu ve mührü
dikkatlice açtı. Güzel gül kokuları geliyordu. Ve
Anlık Milyoner’in gönderdiği şeyi zarftan çıkardı.

“Bu sıra dışı vasiyetname, büyük ve şahane


harflerle yazılmıştı sanki milyonerin kendi hayatı
vardı

103
içinde. Yanında bir de siyah mürekkeple yazılmış bir
mektup vardı.

“Bunlar benim son ricalarım. Sana kütüphanemdeki


tüm kitapları bırakıyorum.Bazı insanlar kitapların
değersiz olduğunu düşünüyor. Kendileri dünyayı
yeniden keşfedeceklerine inanırlar. Kitaplardaki
bilgilerden yararlanmadıkları için de ne yazık
ki;atalarından kalan hataları tekrar ederler. Böyle
yaparak da hem zamanlarının hem de paralarının
çoğunu boşa harcarlar.
“Diğer yandan, senden önce gelenlerin senin
düşünceni senin için oluşturmalarına izin verecek
şekilde kitaplara tamamen inanmak tuzağına da
düşme. Sadece zamanla daha çok geçerli olanları
aklında tut.
“Karşılaştığımız ilk andan beri, sana bu yaşıma
kadar edindiğim altın öğütleri vermeye çalıştım.
Benim ruhsal mirasımı temsil eden birkaç düşünce
bulacaksın bu dokümanda.Bunları aktarabildiğin
kadar çok insana aktarmanı istiyorum. İnsanlara
karşılaşmamızı ve öğrendiğin sırları anlat. Ama
bunu yapmadan önce onları sına. Denenmemiş ve
de kanıtlanmamış bir yöntem tamamen değersizdir.
“6 yıl içerisinde milyoner olacaksın. İşte o zaman bu
sırları insanlarla paylaşmakta özgür kalacaksın.
“Şimdi gitmem gerek. Güllerim beni bekler.’’

Genç adam çok duygulanmıştı. Biraz sessizce


oturdu.

104
Bu çok değerli hediyeler için milyonere teşekkür
etmek istedi. Hemen yemek odasına gitti; ama
kimsecikler yoktu. Kâhya’ya seslendi yine ses yoktu.
Bahçeye koştu. Yaşlı adam, yolun ortasında bir gül
yığınının önünde yatıyordu.
“Ne kadar tuhaf! Bahçenin tam ortasında
yatıyor’’diye düşündü. Ama yanına yaklaştıkça
dehşete kapıldı.
Yaşlı adamın elleri göğsüne kitlenmiş ve elinde bir
tek gül vardı. Yüzünde de huzur…
Öleceği tam zamanı biliyor muydu? Ayrılış
zamanını buna göre mi seçmişti? Ölmek mi
istiyordu?
Bu, milyonerin yanında götürdüğü tek sırdı.
Genç adam ayrılma vaktinin geldiğini düşündü.
Gülü almak için uzandı; ama elini geri çekti. Çünkü
o gül yaşlı adama aitti. Bu onun nihai yoldaşıydı.

Milyonerin başında, yapabileceğinin en iyisini yapıp


öğretilerini başkalarına da aktaracağına dair söz
verdi. Ve de eve dönmek için yola koyuldu.

Milyonerin kütüphanesi kadar büyüktü ki; genç


adamın dairesinde kendi eşyaları için çok az yer
kalmıştı. İkilemde kaldı başka bir yere mi
taşınmalıydı yoksa bazı kitaplardan kurtulmalı
mıydı? Genç adam gönül rahatlığıyla başka bir eve
taşındı.

105
SON SÖZ

Milyoner’in tahmin ettiği gibi, genç adam ilk


milyonunu 6 yıl dolmadan kazandı. Ve sözünü de
tuttu: bir ayını ayırdı ve Anlık Milyoner’le
karşılaşmalarını ve onun hayat veren felsefesini
yazdı milyonunu 6 yıl dolmadan kazandı. Ve sözünü
de tuttu: bir ayını ayırdı ve Anlık Milyoner’le
karşılaşmalarını ve onun hayat veren felsefesini
yazdı.

106

You might also like