1954 6 Borovkov

You might also like

You are on page 1of 38
OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU ALI SIR NEvai * A. K. BorovKov Geviren : Rasine Uyoun I A 4 Sit Nevat yasimn geckin bir devresinde, dliimiinden biraz ewvel, Muhdkemeti’I-Ligateyn adh fevkalade degerli eserini yazmisui, Edebi faaliyetinin sonucu sayabilecegimiz bu eserde, Nevai edebi. yat ve onun gayeleri hakkinda nazariyelerini ifade etmistir. Mev- zuu dil olan Muhékemeti’l-ligateyn’de dikkati geken nokta, miiellifin bilhassa kendi milli edebiyatinm mukadderati tizerinde durmasidir, Yirzyillar boyunca gelismig ve siz sanatinda sohretli adlar yaratmig bulunan, miinakasa gétiirmez bir otoriteye sahip ve taklit bakimm- dan erigilmez bir niimune teskil eden fran edebiyatinm hakim ol- dugu devirde, biiyak sair ve hakim iistat Nevai, kendi milli edebi- yatinin temelini esash bir sekilde kurmagi émriiniin baghca hizmeti telakki etmis; bu muvaffakiyeti gagdaslan tarafindan da tasdik edil- mistir. Lisdni’t-tayr manzumesinde yeni milli edebiyatm kurucusu oldugunu iftiharla séyliiyor : Bw GeSle dsl godt! (Foe SE ge Maki a7 Tiirk nazminda bayrak gekip savasa katilinca © memleketi kendi fermarama tabi bir ilke haline getirdim (kalemreo).** Nevai igin, millf edebiyat yolunda yapilan miicadele ayn za- manda edebi dilin yaratilmasi igin yapilan miicadele de idi. Nevai, siirlerinde milli dilin canlanmasima yardim etmenin ve umumi bir * A. K. Borovkov, Aliser Navoi kak osnovopolajnik uzbekskogo literaturnogo yazika, Aliser Navoi. Sbornik statey. Akademiya Nauk SSSR. Moskva-Leningrad 1946, 92-120. s, ** Makalenin miellifi, Nevai’nin eserlerinden aldigi misallerde okuyus ve terctime bakumindan hatalar yapmistir, Biz burada misalleri dilimize dogrudan dogruya asillarindan cevirdik, Bu hususta yardimlarim gérdiigiimiiz Prof Dr. AN, Tarlan’a tesekkiirlerimizi ifade ederiz. 60 A. K, BOROVKOV edebi dilin kurulmasma cahsmanm bir gair igin serefli bir vazife oldugunu miiteaddit defalar séylemektedir. Leyld ve Mecnun adh eserinin meshur son kisminda bu hususta sdyle der : 58 SF bail oul SLT Gt SS Gay) gold Ose B jhe cab) AGI gob SF bo yile cay lil Shy 5 Us! AS Gilg ¢, Clay OLA SF Ow aT one els Wl SF Sy ile Ove Dad 6 ‘hal Sle seb eon SIA Miler Oy Sb ps Niikte seoki farsca oldugu igin Tiirkgenin zevki onda daha azds. Siir 0 dit ile yazildigs igin Farsga bilenler zevk altrlard.. Ben rivayete tiirkge basltyarak Bu masale hikdye ettim ; Giinkit bugiin cihanda Tiirkler Gokturlar, iyi istidath ve temiz anlayrsiedirlar. Tiirk dilini kuvvetli bir edebiyat dili mertebesine yiikseltmek gayreti, Nevai’nin kanaatine gore, sahsi bir mesele olmadig gibi, saray muhitinin gecici_ modasi da olamazdi. “Halka, halkin dili ile hitabetmeli” Nevai’nin asi! gayesi bu idi. Dil meselesi onun naza~ nnda bir deviet meselesi olmustu. Milletle milli dil ile konusmak lazumu fikri, Nevai’nin baska bir eserinde, Sedd-i Sikendert’de ikna edici bir tarzda ifade olunmustur : sgogils SUAS GS aayeaily gh Go TI 2 GAS Cok Se Aa os hl Gt oys! a Bd» Allah sana o kadar liitfetmistir ki Tirk kelimeleri (dili) cihana yayilmester Bu dil ile hatk manzumeler viicuda getirmistir. Muhakkak ki (Allah ) senin gibi bir insan yaratmamestir. 1 gis at de we! Lt (Hamse), Taskent 1905, tagbasmast, 269. s. # A. 0, 380. 5.7 OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 6 Saire gére edebi dilin yaratilma, yayilma ve yerlesmesi, Orta Asya’da hakimiyet siiren Iran edebiyatina hacim ve chemmiyet bakimmdan misavi olan edebiyatm gelismesine bagh idi. Ayrica Hayretii’l-ebrér adh eserinde, edebi faaliyetinin gayesinden bahse- derken, sunu belirtmektedir : 8 plies amt bh Sy Gree Oye GU Ll guild Farslar mademki kendi hisselerini alyp miitmain oldular, Tiirkler dahi bu hikéyenin semerelerinden faydalansinlar. Bu diigiince Nevai’nin diger eserlerinde de gériilir; kendi de, ok defa séyledigi gibi, bu onun daima kaleme sarilmasina Amil olmustu. Ali Sir Nevai’nin Muhdkemetii *I-lagateyn’de bu hususta ifade ettigi goriislerin birinci derecede chemmiyeti varcir. Bu eserin ana fikri, tiirkcenin farsca ile karglastirilmasi ve edebiyatin gelismesinde tiirk- Genin iistiinliigiintin miidafaasidir. Nevai devrinde Timur devletinin her iki béliimiinde de tran dili ve edebiyatinm hakim oldugu ve bu bakimdan bityiik Ozbek sairin mensup bulundugu edebt muhi- tin karakteristik bir durum arz ettigi malamdur. Bu devrin edebiyatim bize aydinlatacak olan ve bu hususta yegane memba teskil eden 1490—1491 de yazilms Mecdlisit n-neféis adh mensur_cserinde, Nevai, cocukluk ve genglik caginda kargilasuigr veya baskalarmdan isitmek suretiyle tamdiga yash ve edebiyatla ilgisi olan en yakin gag- daslar: hakkinda maldmat vermektedir. Bu eserin * ikinci babinda, Nevai, doksan dért yash cagdagmdan doksamm. zikretmektedir; kendi ifadesine gére bunlardan on altisi “tiirkigi”, yani tiirkce ya- zanlar; bunlardan Semerkanth Harimi Kalender, Andhulu Tarhani, Horasanh Dervis Naziki, meshur Herath Lotfi, Yakini, Belhli Atai, Semerkanth Cami Suhudi Bilal, Herat’ta élen Nevai’nin dayisi Kabuli mahlash Mir Said ve Garibi mahlash Muhammed Ali, Semerkanth Mirza Beg ve Seyyid Hasan Erdesir’dir. Bundan sonra gelen 3. bapta,’ en yakin cagdag bulunan yiiz on bir edebiyatgmin yalmiz iigiini zikretmektedir : bugiinkii_ Kuzey 2 AL e138. + Rus llimler Akademisi Sarkiyat Enstitiisti yazm. A 810, 17b v.d. ® AL 4 49a vd. 62 A. K. BOROVKOV Afganistan’da bulunan Gegektu kasabasindan Sevki, Belhli Mecnun ve meshur Gedai. Bunlar farsca deéil, tiirkce yazarlard:. Digerle- rinin de farsga yazdiklan anlagilmaktadir. Burada en ziyade, halki cok eskiden beri farsca konusan Timu- riler devleti hiikiimdar: Hiiseyin kastedilmektedir; merkezi Semer- kant olan ikinci Timuri devletinde de edebi hayat fark degildi. Bundan baska, Nevai’ye gére, yukarida adlan gecen biitiin “tiir- kigd” sairler, hemen hemen istisnasiz olarak iki dil bilir, hem tiirk- ceyi, hem farscay: kullanirlardi. Nitekim Nevai, Tarhant hakkinda biyografik malimat verir ve misal olarak onun farsa yazdigi siiri gosterirken tiirkge® siirler yazdigim da ildve etmektedir. Latfi hak- kinda da, tiirkge ve farsca nazimda onun capinda kimsenin olma- digim, ancak sgiirindeki séhretinin daha fazla oldugunu ve en cok tiirkge divaninin tanindigini séylemektedir.? Neva?nin isaret ettigi gibi Scyyid Hasan Erdesir “iki dilde yazardi”® v.s. Hiilasa, Nevai devrinde, Timur devletinin her iki béliimiinde farsca yerlesmis bir yazi dili sifatiyle hakim bir vaziyette idi. Ali Sir Nevai, Muhdkemetii’/-ligateyn’de genis dlgiide vuku bulan dil karigmasina ve iki dilliligin cogalmasina igarct ctmektedir: “Tiirk- lerin asili ve avamu, ndkeri ve beyi farscaya o derece hakimdirler ki, giinliik hayata ait her seyi farsga anlatabilecek durumdadirlar. Ba- zilari gok giizel ve vazih konusurlar. Hatta Tiirk sairleri Fars dilinde ince siirler meydana getirebilirler; konusmalan da beligdir. Halbuki franhlarda gerek halk ve iist tabaka, gerck cahil ve okumus unsur- lar, tiirkceyi konusamadiklart gibi, bu dili konusanlari da anlamazlar. Ve yiizde, hata binde biri tirkgeyi dgrenip de konusmaga kalksa, onun Iranh oldugu hemen belli olur.”* Sairlerin’ tiirkgeyi ihmal ederck farsgay1 tercih ctmeleri nasil izah edilebilir? Nevai baslica iki sebep géstermektedir: _ birincisi, yerlesmig ananenin tesiri, ikincisi, farsganm kolay olmasidir, Ne- © A. y., 33d. 7 AL», 42a. 5 Ay, 47d. ® (E.] Quatremére, Chrestomathie en turk oriental, Paris 1845, 46. s. [Ali Sir Nevai, Muhakemet-il-ligateyn, cev.: Ishak Refet Ipitman, Ankara 1941, 112-119. 8. (cev. nowu)}. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 63 vai’ in bu suali bu sekilde cevaplandirmasi, bugiin dahi bircoklan tarafindan pek safca goriiliir. Buna ragmen, mesele daha iyi diisii- niilecck olursa, Nevat’nin cevabi oldukca tatmin edicidir. Nevai zama- mda tiirkcenin ancak halk arasinda kullanildigim ve islenmis kaide- lere ve iislip kahplarina sahip olan Fars yaz1 dili ile mukayese edilerek sairlerce tabiatiyle “kaba” gériildiigiinii de unutmamak gerekir. Nevai, tiirkgenin islenmemis olduguna, onun ligat zenginligine ve gramer sekillerindeki elastikiligin hig bilinmedigine isaret etmektedir. Ttirk- genin Jagat bakimindan zenginligini birgok misallerle aydmlatmakta ve syle demektedir: “Tiirkiin bilgisiz ve zavalh gencleri, giizel sanarak, farsca siir séylemege dzeniyorlar. Bir insan etrafh ve iyi diisiinse, tiirkcede bu kadar genislikler, incelikler durup dururken bu dilde siir séylemenin ve sanat géstermenin daha kolay, daha begenilecegini anlar. ..”2° Gergi Nevai’den énce de tiirkge yazan gair ve muharirler vardi ve birgoklan biiyiik sohret sahibi olmuslar, amma Turk dili ve ede- biyatt Iehine kati bir degisiklik meydana_getirmemislerdir. Nitekim Nevai de, Kara Hulagu ve Timur zamanindan, onun oglu Sahruh’- un hikiimdarhgi nihayetine kadar Sekkaki, Haydar, Hareami, Atayi, Mukimi, Yakini, Emiri ve Gedai gibi tiirkge yazan gair- lerin ortaya qiktuigim kaydetmekte, ancak “adi gecen sairler iginde Latfi'den baska Tran sairleri ile aym gapta sayslabilecck kimsenin bulunmadigim ilave etmektedir.”# Latf'yi Nevai “ne fran ve ne de Turk edebiyatnda (her halde vatandag sairler arasinda) onunla boy élgiigecek sair olmadigint” sdylemekle pek ok metheder. Yine Nevai’ye gére onun tiirkge di- vam herkesge tanindifi halde, 10000 beyti asan Zafername adh terciimesi, tezkirelere alimmamast yiiziinden, sohret kazanmamugtir. ® Nevai farsca ile boy dlgiisebilecek biiyiik bir edebiyat ve yaz dili tasavvur ediyordu. Yukarida adi gecen Atai’ye sitem etmesi anlagiimyacak bir sey degildir. Nevai, “Atai’nin siirlerinin Tiirkler arasinda (Etrak arasinda) kisa bir zamanda sohret kazandigim, fakat kafiye bakimmdan kusurlu oldugunu igaret eder ve der ki: “Atai basitce yazar ve kafiye hususunda dikkath degildir.” * 3 Quatremére, a. ¢., 46. s. [Igitman, @. ¢, 130. s. (gev. notu)]. 2 Quatremere, a. ¢, 32. s. 4 dusijte R. tl, Akad. Sark E, yazm. A 810, 42a ve 42b. 18 Lfus\ alle R. Il. Akad. Sark E. yazm. A, 810, 43a. 64 A. K, BOROVKOV Nevai zamaninda farsca, edebiyatta hakim vaziyeti muhafaza ediyordu; bu onu Muhdkemetii’I-ldgateyn’'i yazmaga ve tiirkcenin edebi bir dil olmasi miimkiin ve lazim oldugunu; farscadan asazi olma- igi gibi, lagat ve gramer gsekillerinin kavrakhg ile daha da iistin oldugunu gostermege sevk etti. Gorislerini ispat icin, manalarna farsgada tam kargihgi bu- lunmuyan ve siirde muhtelif niianslar ifade eden birtakim fiiller sira- lar, o vakitler siir dilinde fevkalide mithim rol oymyan cok sayida sinonimlere isaret eder. Tiirk sairlerinin tuy: rda kafiyeli kelime oyunlart ile birlikte kullandiklart homonimlerin farscada yokluguna bilhassa dikkati seker. Tiirkgede manaca yakin kelimelerin bollugunu gésteren diger misallerin yaninda devrinde sinonimlere verilen ehemmiyeti misalle gisterir: “Sir géniil isidir. O evrilir, cevrilir, sevgiye, aska vartr. Askta aglayip inlemekten daha ok bir sey bulunmaz. Aglamak tirli tiki olur, Yiglamsmmak kavrammn: anlatmak icin ingremek, singremek kelimeleri kullanahr, igli igli, gizli gizli ve yavas yavas agla~ mak demektir,”* Nevai’nin isaret cttigi gibi, farscada bu misalde gésterilen mana farklary yoktur. Bunun yaninda Muhdkemetii I-ligateyn’de arapcada bulunan, farscada ise bulunmiyan miisarcket ve miiteaddi (faktitif) sekilleri ~gi cki ile yapilan nomen actorisler, -dik ve -geg ekli gerundiumlar, kér- yardimea fiille kurulan birtakam fiil terkipleri, tabanin. birinci kismmin tekrarlamast ile tesekkiil eden tekit sifatlari, -oul ekli isimler ve -al, -el ekli ahskanhk bildiren sekiller zikredilmektedir. Biitiin bu sinonimler ve gramer hususiyetleri /farsca igin tamamiyle yabanci oldugu, ifadesi miimktin olmadigi ve Farslar tarafindan cok defa oldugu gibi benimsendigi icin, Nevai tarafindan say:lmaktadir. Umu- miyetle dilin bu usulle degerlendirilmesi karakteristik bir hareket- tir. Hakim ve yerlesmis edebi dil ile mukayese edilen halk dilinin olgun ve zengin oldugunu ispat icin cok defa bu cesit deliller kul- lanilmaktadiw. Neticede Nevai soyle der: “Sézii_anlamlandirma isinde Tiirk, Farsi geride birakir. Tiirk kendi 62 dilinde dyle incelik- ler, dyle giizellikler, dyle sanatlar gistermistir ki, Tann dilerse, yerinde anlatilacak” v.d.** * Muhdkemet-il-lagateyn, gev.: I. Refet Igitman, 117. 5. (gev. notu). ** Iptman, a. ¢, 112. s. (gev. notu). OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 65 Tiirkgeye kar ihmalkarhgin sebeplerini izah ederken kendini de misal olarak almasi nazar-i dikkati geker, gengliginde giire bag- ladigi zaman, herkes gibi, evvela farsca siirler yazmistir, fakat “sinn-i suura” vasil olunca tirkgeyi diisiinmege basladi, iste 0 zaman hakiki giizellikleri gormiis oldu “...Ana dilim iizerine diigiinmege koyuldum: tiirkgenin derinliklerine dalinca iizerime on sekiz bin alemden daha yiiksek bir Alem gériindii. Bu dlemin siisler, bezekler igerisinde enginlesen gokii, dokuz gékten daha iistiindii; bu erdem- ler, yiicelikler hazinesinin incileri yildizlardan daha parlaku. Bu alemin bahgelerine daldim; giilleri giinesler gibi idi; her yannda gozler gérmedik, el ayak degmedik neler neler vardi. Ama bu tl- simin yilanlari pek korkung, bu giillerin dikenleri pek yamandi!. . Bunlari gériince diisiindiim ve dedim ki: demek bizim Tiirk ozan- lari tiirkgeyi birakip boslamuslar ve béyle gégiip gitmislerdi!..” Kargisina gikacak biitiin giicliikleri géze alan, korkmadan di- kenli yolu intihabeden ve hazine yolunu bularak, krymetli taslari elde eden biiyik “Gzbck” (=Gagatay) sairinin gir caywnda hos kokulu gigekleri toplams oldugunu séylemekte hakki vardir. Isti- dadi sayesinde tiirkcenin ananelerini saglam bir sekilde temellen- diren Nevai, edebi dili tesis etmekte biiyiik bir muvaffak1yet géster- mistir. Ali Sir Nevai’nin’ yolu micadelesiz gegmemigti. O gok defa derin bir anlayiysiztk ve agik bir diigmanhk havast kargisinda kaldi. Herat tarihgileri ve Nevai biyograflari onun edebiyat ve bilhassa dil tarusmalarma dair baz: teferruat vermislerdi. Bazi sairler Ne- vai’nin ana dile olan sarsilmaz temayiiliinti yermisler, hata alaya almaktan da kagnmamuslardi. Acaba Nevai’nin edebi dil hususunda gériisleri_ nasildi? Onun zamaninda iig dil, yani arapga, farsca ve gairin kendi dili niifwzunu hissettirmisti. O devir ilim ve edcbiyatinda iyice yerlesmis bulunan ve dini gelenck dolayisiyle mukaddes addedilen arapca Nevai’nin nazarin- da itibarim muhafaza etmisti. Nevai arapga igin “Arap dili, seckinlik ve yiikseklik bakimindan dillerin en ilerisidir. Bu nokta iizerinde hig kimsenin aykiri diisiindigii ve ayri_ bir dava giittiigii_yoktur. Giinkii Tan. Kuran bu dille inmistir; peygamberlerimizin hadis- M Quatremére, a. ¢., 47. s. [Igitman, a. ¢., 192. s. (ev. notu)]. Dil Baletent 5 66 A. K, BOROVKOV leri gene bu dil ile séylenmistir; biiyitk velilerin, din ulularmin ileri siirdiikleri gergek ve degimli diistinceler gene bu dil ile meydana gelmistir.” 15 Fars edebi dilinde oldukga genis dlgiide kendini gésteren arap- gamin niifuzu, Nevai’de ancak edebiyat dilinin yaptigi iktibaslar Slgiisiinde vardir. Tukcenin atesli miidafii olmakla farscanin Tark edebiyatna olan hakimiyctine karg agikga cephe almakla beraber, farscaya mutlak diigmanhgi yoktu. Nevai Muhdkemetit *I-ligateyn’de derki: “Bu sdzlerimden ben Tiirk oldugum igin tiirkgenin dvgi- lerine agmihk ettigim, farsca ile de ilgim az bulundugundan bu dilin geriliklerini belirtmekle ileri gittigim samImasin. Fars dilini irdele- mekle hig kimse benim kadar derinliklere erememistir; ve bu dil- deki dogrunun, yanlisin kaynaklarim gérememistir.” 1° Nevai, farscaya tamamiyle hakimdi, farsca bir divan meydana getirdigi gibi, ran siirini inceden inceye biliyordu. Onun giirde ve nesirde genis dlgiide farsca kelimeleri kullanmasi ve cok sayida farsa iktibaslan: ve farsga tabirlerin harfiyen terciimelerini diline sokmasi ve arasira bazi farsca gramer gekillerini kullanmasi sagilacak bir sey deBildir, Bununla beraber Ali Sir Nevai, edebi dilin tekamuli- niin milli dilden hareket etmesi gerektigine kanaat getirdigi icin, ana dilini esasli sekilde 6grenmek igin bir hayli emek sarf etti ve onu sonraki nesiller igin islenmis bir yaz: dili haline getirdi. Yabanci bir dilin edebi bir dil olarak kabul edildigi bir devirde milli dil yolunda miicadele, o devrin hususiyeti ve aym zamanda tarihi gelismenin kagmlmaz bir icabidir. Bu bakimdan Nevai’nin hizmetlerini ve Ozbek (=Gagatay) edebi dilinin kurulusundaki roliinii degerlendirmek istersek, onun Muhdkemetii ’l-lagateyn ile, mes- hur Fransiz muharriri Du-Bellay’nin 1549 da gikan ve latince yerine fransizcanin gecmesi lazim oldugunu ileri siiren ve ilk defa olarak fransizcanin bir edebi dilin biitiin imkAn ve faziletlerine malik ol- dugunu ilin eden La défense et illustration de la langue frangaise adh eseri arasinda benzer noktalar bulabiliriz. Tabii, bu iki eser arasindaki benzer noktalar nispidir. Bizim. igin buradaki benzerlik, Nevai’nin edebi dilin kurulmas: hususunu % Quatremére, a. ¢., 20. s [Igitman, a. ¢, 110. s. (cev. notu)]. Quatremére, a. ¢ 46. s. [Iitman, a. ¢, 135. 8. (gev notu)]. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 67 takdir etmesindedir. Zira edebi dillerin Fransa ve Ozbekistanda (=Timurlu devletinde) gésterdigi gelismenin tarihi gartlan baska idi, bu dillerin gelismesinde bilhassa rolii olan sahuslarm duruma da birbirine benzemezdi ve faaliyetlerinin neticesi de farkh idi, i. Ali Sir Nevai’nin edebi dili nasil bir temel tizerinde kurulmustu ve edebi dil ile sairin ana dili arasmdaki miinasebetleri ne sekilde idi? Bu hususta her seyden dnce Nevai’nin cagdagi, meshur sair Zahi- ri’d-din Babur’un sézleri deger ifade etmektedir. Babur, hatiratmda Endican sehrini anlatirken, burada pazar yerlerinde tiirkce konu- suldugunu kaydetmekte ve bununla ilgili olarak Endican sivesini ve Nevai’nin dilini su sckilde tavsif etmektedir : a de ye 6 oe STs Cal y Jn Bb hs hl dkesit 29 Ae bo oF Cyl Wey th ye (Sesh ler Abs Gly Endican hatkinin dili yaza diline uygundur ; bu sebepten, Neoat Herat’ ta setigmis oldugu halde, eserleri bu dilledir2? Vambéry, Berezin ve Iminskiy, Babur’un bu tavsifini son ve degismez olarak kabul etmege taraftar idiler. tminskiy, birgoklan: tarafindan kabul edilmis olan bir edebi dilin ve 0 cagdaki canh sie veler arasinda bir yakmhgin mevcudiyeti hususunda giiphe gisteri- yorsa da, bu yaz dilinin Nevai tarafindan kuruldugu ve Endican sivesine yakin oldugu ihtimaline yer veriyordu. Ayn: zamanda Il- minskiy, yazi dili ve canhi siveler arasindaki kargikl miinasebetin gok mudil oldugunu tahmin etmekte hakhdir : “Nihayet —diyor— bu yakinbk tam olarak tasavvur edilmemelidir. Canhi halk dilinde Nevai’nin eserlerindeki kadar cok yabanci kelime olmazds.” * Umumiyetle edebi dilin “‘canh halk dili ile karglastmimas: biraz tehlikelidir, giinkii Nevai zamanmda muayyen bir igtimai ziimrenin birgok bakimlardan, can halk agzindan farkh sade sive- sinin de var olduguna ihtimal verilebilir. Ne olursa olsun, Babur'un isaret ettigi Nevai dilinin Endican givesine yakinhg, bu sivenin » The Babar-nama, ed, Annette Beveridge, London 1905, 2b. © N, 1. Iminskiy, Vstupitel’noye gleniye v kurs turecko-tatarskogo yaztka, Kazan 1862, 37. s. 68 A. K, BOROVKOV sairin kullandgi dilin tamamiyle aym oldugunu kabule imkan ver- miyor. Babur’un sdzleri olsa olsa asil Endican sivesine ve onun “edebi dile uygunluguna” ait olabilir, Bundan baska, bilindigi iizere, Nevai hemen biitiin hayatim Herat’ta gecirmis, Endican’a hig gitmemis ve Endicanhilarla ancak tesadiifi olarak goriigmiig oldugunu zikreder.” Gergekten, Nevai’nin kullandigi edebi dilin kurulusunu daha karigik ve her seyden énce edebi ananeyle alakah oldugunu diigiin- mek icabeder. Orta Asya’da Mogol istilasmdan sonra da eski Uygur dilinin yaz dili olarak biiyk rolii vardi, Takriben XI. yiizyildan itibaren eski uygurca Dogu Tiirkistan’in dima, batiya dogru yayil- maga basladi. Mogol istilis: ve Dogu, Bat: Tirkistan’s icine alan Gagatay devletinin (ulusunun) kurulmasmin Dogu Uygur edebi geleneginin yayilmast hususunda yardim etmemesi imkénsizch. Eski Uygur diline has birtakim ses, sekil ve kelime hususiyetleri Nevai’den ‘ance hemen biitiin yadigarlarda, bilhassa Rabguzi’nin Kisas-1 enbi- gasinda (XIV. yiizyil) ve Harezmi’nin Muhabbetname’sinde (XIV. yiizyil), Nevai’nin daha yash cagdaslan Atai ve Latfi’nin dilinde bulmak mimkiindir. Uygur yazismm baz yadigarlan sairin dev- rine yakin XV. yiizyilda onun vataninda, Herat’ta meydana getiril- mis, Baktiyarname (1432), Tezkire-i evliya (1436), Miragname (1437) gibi; Uygur edebiyatmim mihim yadigin olan Kutadgu Bilig de Herat’ta istinsah edilmistir. Bunun gibi Herat’ta 1432 de tanzim edilmis olan ve cesitli eserleri ihtiva eden mecmua da Uygur yaz- siyle yazilmstr, Bu mecmuada Litfi ve baska sairlerin eserleriyle birlikte Harezmi’nin Muhabbetname’sinin de tam niishast vardir.® Timur’un tarihcisi tbn-i Arabsah (51. 1450) “Cagatay” yazisia Uygur denildigini ve Mogollarca kabul edildigini kaydetmektedir. Edebiyatta Uygur ananesinin ne kadar kuvvetli oldugu XVII. yiiz~ yilda yasams‘Hive hikiimdan Ebulgazi Han’m asafidaki sézlerin- den anlagiimaktadir ; “Uygurlar arasinda tirkce bilen pek coktu. (Uygurlar) defterligi pek iyi idare ettikleri gibi divan hesaplarm da iyi biliyorlardi. Cengiz Han’m torunlan zamamnda, Maveraiin- nehir’de, Horasan’da ve Irak’ta biitiin miisavirler, katipler Uygur- ¥ V.V. Bartol’d, Mir-AlinSir i politigeskaya jizn : Sbornik “Mir-Ali-Sir”, Lenin- grad 1928, 106. s, ile krs. ® Bartol’d, Novaya rukopis, uygurskim sriftom » Britanskom Muzce: Dokl, Akad. Nauk, 1924, 57-58. s. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 6g dular v.s.*4_ 1469da, Timurlu kalemlerinde resmi evraklar tama- miyle Uygur yazisiyle yazilrdi. Omer Scyh’in Margelanh Mir Said’e Uygur yazisi ile yazdigi yarhg: zikredelim. Bu eski Uygur dil gelenegiyle Nevai dili arasinda nasil bir mii- nasebet vardi? W. Radloff’un bu suale cevabi kesindir: Gagatay dedigimiz dil uygurcanin temeli iizerinde gelismistir ve canh dille alakast yoktu. Radloff diyor ki: Babur’un ve onun en iyi arasticist Vambéry’nin bizi iknaa calistiklani gibi Dogu tiirkgesi veyahut Gaga- tay dili Orta Asya dili degildir. Bu tipki Osmanh yazi dili gibi suni bir yazi dilidir, tarihi sartlar neticesinde meydana gelen bu dil bugiin cegitli sivelerle konusan Dogu Tiirklerinin edebi dilidir. Bu- nun temeli, Islam kiiltiriiniin tesirinden ve Mogol kabilelerinin fiituhatindan énceki devirde islenmis bir durumda olan Uygur yazi ir. Radloff’a gore, eski uygurcay: kullanan kavimlerin ortadan cekilmesiyle yazi dilinin gelismesinde bir inkilap meydana gelmis ve eski uygurca yerine Gagatayca ismi verilen dil gecmis, Uygur lagat ve gramer sekillerinin yerini Orta Asya sivelerinin lagat ve gra- mer sekilleri alm ve eski Uygur unsurlar1 ancak kismen yeni dilde muhafaza edilmistir. * Radloff’un bu kadar kesin olan hiikmii hakikate pek uygun sayila- maz. Sonradan kendisi de bunun tizerinde israr etmemistir. Gergekten, tarihi sartlar XIV. yiizyiln yarismda ve en cok XV. yiizyilda Ti- mur devieti kurulduktan sonra degismistir. Yukarida zikredildigi gibi, Dogu ve Bat: Tiirkistan’: birlestiren Gagatay ulusunda Uygurlarm edebi geleneginin muhafazasm temin eden durum meydana gelmis bulunuyordu. Fakat, Timur ve Timurlular dev- letinde yeni medeniyet merkezleri kurulmus ve bat: ile giiney- den gelen yeni edebi gelenckler hakim olmustu. Zaten Uygur di- linde hakiki bir edebiyat yoktu ve onun yapacagi tesir klasik Iran siirinin tesiriyle mukayese edilemez. Eski Uygur dili, her seyden énce dini- apokrif edebiyat ile ve Orta Asya’daki Mogol saray katipleri vasitasiyle yayilmigir, XV. yiizyil baslarmdan itibaren uygurca iizerine kuru- 21 Desmaison, Histoire des mongols et des tatares, 1. cilt, Sankt-Petersburg, 1871, 41.5 ayrica Bartol’d, Turkestan 2 epohu mongol’skogo nasestviya, I. cilt, 417. 8. ile kr5. 2 V. V. Radlov, Yarhki Tokiamsa i Temir-Kutluga: Zap. Vost. Ord. IL (SPb. 1889), 2.5. oe 70 A. K. BOROVKOV jan Uygur yaa dilinin yayilma sahasi gittikee daraims ve yalmz kangilaryaya mensup ve gogu derviglerden olan din adamlart tara, findan tutulmastur, Ali Sir Nevai'nin dilde “Dogu”, Uygur gelenegini kesin olarak birakmast bu bakumdan en dnemli hadisedir. Sair, galip bir ihtimalle bu gelenegin manasim kavramis olacak; yoksa divanimn mukadde. mesinde seleflerinden sair Sekkaki ve Lauli’yi “Uygur ifadesinde Slizel sbzlii ve tiirkge konusmada tath sézlii” kisiler olarak vant. landingimt anlamak git olacaku, Nevai’nin, lah! ase * adh didaktik manzumenin miiel- lifini, yani XII ytizysl Uygur (“Kasgar”) diliyle yazi yazan Edib Ahmed’i iki kere zikretmesi de dikkate deger. asl els Szil Fle ge adh sufiler biyografyasinda Edib Ahmed’in ; Turk” olduguna ve kér bulundugunu séylemekte; sonra onun Imam-1 Azam’m derslerine her gin devam ettifini ilave ctmekeatin Edib Ahmed 6gitlerini ve nasihatlarint tiirkce yazmg ve Tirk ult, sunun biiyik kisminda hikmet ve niikteleri sevilmistir. Nevat onun siirler yazdigim ilave ederck iki beytini zikretmektedir. Aynica Edib Ahmed'in iki beyti de Nevat’nin Ottis ‘ma alinmistir M. F. Képriilii, Nevai’nin Edib Ahmed hakkinda verdigi ma- lamatin efsanevi mahiyetine isaret etmektedir. Kronoloji_bakimin- dan Edib Ahmed, imama Azam’in talebesi ve cagdagi olamazdi. Koprilit yazisinda Gydl Ml Ga cual gl. "den Edib Ahmed’e ait parcadan baska, aym eserde ve ltt tan gnun manzumelerinin metnini de nakletmektedir. ® Ancak Leningrad Sarkiyat Enstitisti yazmalanndan birinde Edib Ahmed’in iki dedi, tig beyti kaydedilmistir, bunlardan ikisi evvelce de malamdur, tigiin. clisii ise yenidir. Bu iig beyit sunlardir ; 2 ™ RIL Akad. Sark E. yazm. B. 247 I, Ga. * Prof. R. R. Arat’a gire dogru gekli: Atabetii'l-hakayik'tir. Atabeti? -hakayik, ({stanbul 1951) adh eserine bk, (sev. notu). ® etek ALS I. cilt, 256-257. 5. bk. * R. IL Akad, Sark E. yazm. D 97, 98 ve go. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 7” L 46 Dilley sl el Oy Eh 463 HK wy DES! Biyitkler ne verse yemem deme ; Elini. uzat, agzina gotitr, yemezsen yeme. . Opal SVG BIE OE) Sy Oplie Chats & Slsd Lhe Siz siylerken diisiinerck siiyle ki, dislerin kurtlmasin, Duyan halk da sana gillmesin. UL ELM jpn SG yon Ssh Ly | oe tly Eley TOLL p99 LL THUS pow Kemik igin ilik ne ise insan igin bilgi de odur ; Bilgisiz insan kemiksiz ilik gibidir. Edib Ahmed’in ® lil ize yohyle Snceden bilinen son iki beyti niisha farklaridir; dteki beyit, yani yukanda zikre- dilenlerin birincisi ve GTsin “taki iirler bu yazmada yok- tur. Nevai, lim oldugu icin, Edib Ahmed’ten ve siir- lerinden haberi vardi; bu da Nevai zamanmda Uygur edebiyat geleneginin saglamhgimi agikca gésterir. Nitekim, Ali Sir Nevai’nin manzum ve mensur eserlerinde arasira tek tik uygurcadan kalma arkaizmlere raslanir: ws | ‘kar, fayda’, Ole yl ‘Tann’, LIS! ‘Gok’, Hy S 1 ‘eksik, bir parca’, y& ‘thangi’, GULF ‘dile- mek’, ¢Siy ‘yaa’ v.s., mesela : ‘hepsi, Ditiin’, 5! ‘temiz’, Metinde eu! x 35, Jy! idi, sonradan diizeltilmistir: Sky+ jue shut pl ® Necip Asim gilzbiie 12:1, 13:1 ve 16:2 ve 3; I. kisim, 33 ve 38. s. [Resid Rahmeti Arat, Atabeti’l-hakayik, Istanbul 1951, 47 A. 18, B 11 v.d (cev. notu)]. % V. V. Velyaminov-Zernov, Slovar gagataysko-tureckiy, SPb 1868 (ait oldugu kelimelerin alunda). pn A. K, BOROVKOV A OMe | Ser OF oy ould Se! yoy bo yb! (Ferh. ve §.) Aldigi gada (iit ) karncadan az oldugu halde Arslan yavrusu kadar kuvvet bulmustur. GAS ple IT JS ie = Gy » GR! Wy de og (L. ve M.) Hamd ii sena stra gelince Akl-a kil bu hususta sztir diledi. Nevai dilinde, uygurcadan kalma baz: morfolojik unsurlar da vardir. Mesela: gu (qu), gii(kil) ekli participium ve Radloff'un isaret ettigi gibi er- kokiinden ermek, imek yardimer fil ve El-ligatii *n-Nevdiye sahibinin Nevai'yi zikretmeden kaydettigi -ing ekli stra say: da, mesel: biring, iking, iigiing v.s.% Fakat, biitiin bunlar, onun Uygur unsurlarm: kullanis: hususunda miinferit drnekler olup Uygur dili Nevai’nin kurdugu edebi dilin temeli defildir. Tanmmy Rus tiirkologu P. M. Melioranskiy, Gagatay dilinin lisaniyat bakimmndan kangik oldugunu ileri siirmektedir. Ona gire gagatayca XV. yiizyil sonunda ve XVI. yiizyil basinda Harezm’de, Maveraiinnehir’de ve bugiinkii Efganistan’m kuzeyinde, yani He- rat'ta, Nevai’nin vatanmda en yiiksek inkigaf noktasma_ermistir, Melioranskiy’in o zamanlarda Herat’ta tiirkce konusan halkin etnog- rafi bakimindan cok cegitli oldugunufve muhtelif agizlar kullan- cigin: belirtmektedir. Bu agizlar birbirine karigarak ve birbirine tesir ederek edebi dilin cesitli olmasina sebep olmuslardir.% Melioranskiy cagatayca denilen dilin kurulusuna “sonradan tiirklesmig Orta’ Asya sehir halkinin” istirak ettigini de ilave etmek- tedir.2 Hakikaten, Nevai zamaninda dil gayet kangik bir durum arz- ediyordu; ayrica edebi dilin secilmesi hususu da umumi bir mesele halinde idi. O devrin dil gruplarimn tam bir ismin mevcut olma- mast bizim igin meseleyi bir kat daha giiglestirmektedir. 8 Son misal Lisdni’t-tayr’dandie. 3. P.M. Melioranskiy, Arab filolog 0 tureckom yaztke, SPb 1900, ILI. 5. 3 A. e, IIL. s., 1. misal. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 3 Nevai, zamaninin Adeti iizerine siphesiz ki Fars yazi diline karghk olarak, kendi diline umumi tabirle tiirk? veya tiirkice yani tiirkce veya dil bilgisi bakimmdan belirsiz bir tabir olan gagatayca demektir. Nevai, Mizdnii’levzdn eserinde dilini hig olmazsa béyle adlandirmaktadir, diyor ki: “‘Arap sairleri ve fran’in séz sanatkarlan geline, yani kelimeye cesitli__siis_ ve deb- debe vermislerdi, ben de burada Tiik dilini ele aldim ve onlarin kw yani manayr siislemek icin kullanmus olduklari her tirli deger- leri, Gagatay dili ile ifade ettim, kimseye milyesser ve miimkiin ol- muyan, zikredilen lisan ve ifadenin (edebi dilin) temelini teskil etmektedir.,,58 Béylece Nevai Tiirk dilini Arap ve Fars dillerine kargihk olarak, genig mAnasiyle biitiin Tiirk dilleri_ seklinde anhyordu, fakat Feodidi?l-kiber’deki. su musradan anlasilacagi gibi Gagatay _mefhumu onda daha dar manada gecmektedir : Sey pee Cg A Gogi, Inak ve Cagatay da Tiirk kavimleridir. Umumiyetle Nevai, Timurlu devletleri “ulusunu” teskil eden birgok kabile adi ziketmektedir; mesela: Nevddiri’j-sebab'da Kapgak, Akar, Kayat, Belugut, Arlat ve Barlas adlan gecmektedir, mesela : dN Gerbil KOU be Uh dlpsiE, Bey igin Kipgak ve Akar, padisaha da Kiyat ve Belugut lézumdsr; Ey Nevat, bana ise liili* gibi gitzel kéfidir. Garéibi’s-ngar adh divamnm bir beytinde, Arlat, Barlas, Tarhan ve Sulduz kabilelerini zikretmektedir. Nevai Vakfiyye’sinde Sultan Hiiseyin’in, Barlas, Arlat, Tarhan, Kiyat, Ayguz (?), Celdir ve Kugin * kavimlerinin miimesillerini, idarede kullandigim ve ayrica onlart mikéfatlandirdigim séylemektedir. El-ldgati’n-Nevdiya mii- ellifi, Nevaf’nin eserlerini tamk gésterir ve kabileleri, herhangi miigterek bir hususiyete dayanarak Cagatay diye adlandiir. Diyor % ais0¥ oli» Nevai Devlet Halk Kitiip. yazm. tiirkce seri 12, 193. s. * Sublugu ve aciksacikhgi ile meshur olan, fettan dilbere benziyen o giizel bana kafidir (gev. notu), % Vakfiye, Bako 1926, 29. s. "4 A, K, BOROVKOV ki: “Arlat: Cagatayhlarda kabile, Arlas: bu da Arlat gibi Caga- taylarda kabile, Barlas: Gagataylilarda soy, Belugut: Gagatay- hlarda soy, Tarhan: Cafatayhlarda kabile, Sulduz: Gagatayhlarda soydur” v.s. Bu kabilelerin konustuklari agizlar hakkmda higbir bilgimiz yoktur, Fakat bugiinkii Ozbek agizlarma ve o zamanki ¢esitli agiz ve sivelere dayanarak bir fikir ileriye stirebiliriz. Nevai zamaninda dil miinasebetleri, bu agizlara, Ozbek kavimlerinin agizlarmm kaul- masiyle, gok karigmis bir halde idi. Nevai Mizdnii’-evzdn’da Ozbek halk sarkilarmin bir kismmm malim vezinlere girmediklerini sdyler. Sedd-i Sikenderi’de, Dara ordusu ile Biiyik Iskender ordusu arasinda savasin renkli tasvirini yaparken Lran ordulan iginde Ozbek kabi- Ielerinden Kungrat ve Mangitlarm bulundugunu zikretmekedir : O45 ape Je SI WW Ly 1 Fase Ah js! heniy BL PIS og onl A Og sla Palo S Sse ebi Les! Atel CNEL js! Cae y Peli gar dy hthdiny” oe pe SE 0 AB ya (2 GE Cold) hye Able Pag bh ae oF OAS Alok ob TBs tars! eh een dh ds Sl Sz Vig 92 5h th Semerkant’tan Gin hududuna kadar yiizbin Ozbek Ve Mogollarla birlikte yiiz elli bin Kalmuk onun sag kanadint teskil ediyordu, Ki bu ig ordu 0 kadar dehset salér ki, Diinya bityitk bir kargasaliga diistt, Savas zamaninda merhamet nedir bilmediler. Baslarnda hanlar: Kongrat idi. Yiizleri. iki ziilf gibi yan yana gelerek Mangit ve Ozbekler birbirlerine yanastilar, Baslarinda Gerkes isi tolgalar vardt, Hepsinin eyerleri gimiig gibi parkyordu. Timurlu devletinin iktisadi, siyast ve medeni hayatnda yeni * Velyaminov-Zernov, Liigal, 14, 15, 128, 143, 168 ve 298. s. bk. % = Taskent tab’ (1905), 407. 5. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 15 Ozbek kabilelerinin fiili istiraki, eer daha énce degilse, XV. yiiz- yilda Abulhayr zamaninda baslar. Bundan baska, Nevai Harezm’de ayn bir sivenin meveudiyetini kaydeder. Nevat Mecélisi’n-neféis’te Harezmli Hoca Abdulvaf’in talebesi ve halifesi olan Hiiseyin Harezmi’den bahsederken sunu der: “O mesneviyi ve Biirde kasidesini Harezm tiirkgesiyle (harez- mice Tiirk tili bile) * serh etmistir.,, Netice itibariyle Nevat zamaninda birgok sivelerin varhi siiphe gotiirmez. Fakat Nevai dilinin hususiyetlerini ve bugiinkii Ozbek sivelerinin en yakin muvazi noktalarm daha yakin ve daha tam olarak tayin etmek igin, ilk Nevai dilini ses bakimmdan tetkik etmek icab- eder ki, bu da o kadar basit bir ig degildir. Arap yams, telaffuzunun hususiyetlerini o derece belirsiz bir hale getirir ki, Melioranskly gibi seckin bir tiirkolog, zamanmin bu hususta arz ettigi imkanlar tize- tinde pek iimitsizce konusmustur. K. K, Yudabin’in, kafiyeli kelime- Jerin okunusu bakimindan tuyuglarn teskil ettigi malzemeye daya- narak cagatayca ismi verilen dilin ses durumunu tesbit icin gayet orijinal bir deneme yapmuisur. Yudabin, Emiri, Latfi v.s. gibi meshur sairlerin tuyuglarinda vokal uyumuna gore okundugu, yani bu yazar- larm dilinde arka ve 6n sira muvazi vokallerin bulundugu farz edi digi takdirde kafiye meydana gelmedigi fikrinden hareket etmistir. Boylece, Yudabin’e gore, LatfPnin tuyuglarindaki tayedin ‘tayndan’, tagdin ‘distan’ ve tap din ‘distan din’ veya Emir?nin tuyuglarindaki ot ‘ates’, ot ‘ot’ ve at ‘ges’ diye okundugu takdirde kelime oyunu mey- dana gelmez. * Bundan XV - XIX. yiizyillarda Ozbek yazarlarmin vokal uyumunu tanmmyan bugiinkii Ozbek sehir agizlarma yakin bir dil kullandiklani ve bu yazarlarm dilinde alt: tinlii bulundugu, kalin ve ince arasinda fark gézctilmedigi neticesi gikmaktadr. Bu gok cekici fikir siiphe uyandirabilir, zira ispati icin kronoloji ve cografya bakimindan birbirinden ok uzak olan yazarlarm tu- yuglan ele abnmustr. Halbuki XV. yiizyilda yagyan Belhli sair Latfi’nin dilinin, XIX. yiizyildaki Hiveli sair Kamyab’m can dilinden esash sckilde fark géstermesi muhtemeldir. Hatt, kafi gelmi- yormus gibi aksini, yani kafiyeli kelime oyunlan meydana getiren 7 R, Hl, Akad. Sark E. yazm. B 810, 54a. ™ K. K. Yudabin, Materia k uoprosu 0 zoukovom sostave cagatayskogo yaztka : Sbornik kul’tura i pis’mennost Vostoka IV (Baka 1929), 63. s. v.d. 76 A. K, BOROVKOV tuyuglarm vokal uyumunu hesaba katmadan okundugunu diisiine- lim ve bu arada kesin surette @ ve o arasinda bir tinliiniin varhgim, bugiinkii Ozbek sehir agizlarinda raslanan yuvarlak 4 iinliisiiniin varhgim farz edelim, buna ragmen, bu durumda dahi Emiri’nin tuyuglarinda oldugu gibi, cok defa kelime oyunu yoktur: sb gT Mele AT yh cyt dhe y tb plus “Visal bahgesinin nari var dersem alma diye kimp cekil der.’ Birinci misrada nan bar ‘nari var’, ikincide de nan bar ‘ote tarafa git’ vs. okumamuz icabederdi. Fakat, biitiin mesele bu gesit tuyuglarda, umumiyetle tinlii uyumu kafiyede nazar-1 itibara almmazdi, bunun igin mes. Sivasl Burhaneddin’in* tuyuglarinda 299 Ve yy (yani bolur ve gérir) gibi kafiyeler bulmaktay:z. Ali Sir Nevai dilinin ses durumu hakkmda az cok ihtimalle hiikiim vermek icin yegane kaynak onun bu hususta bizzat kendi sézleridir. Muhdkemetii’l-ldgateyn’de Nevai, sesleri tavsif etmek igin, gok dikkate deger bir usul kullanmastir; bunu kismen Arap dilcisi Tbni Miihenna’da buluruz. Bu lim inceledigi dilin telaffuz hususi- yetini tesbit isinde aym metodu kullanmistir. Vokallerin muhtelif telaf- fuzu hakkinda fikir edinmek igin Nevai, yazihsi ayni, fakat telaffuzu farkh birtakim kelimeler saymaktadir. Bu misallerin yaninda izahlari vardir, Biyiik Ozbek sairinin esine az raslamr dil sezisini bir kat daha belirten su meshur pargasi tizerinde durahm: Fars siirinde 3 ve «¢ harflerini igine alan kafiyelerin bu harflerin okunusuna gore cesitli iki varyana vardir: y igin misal olarak > + ‘kendi? ve 349 ‘duman’ veya 543 ‘kuvvetl” ve 5, ‘nur; ¢& igin de wz ‘yildirm’ (?) ve ,% ‘arslan’ gésterilebilir. Tiirkgede gerek 9 gerek cs harfinin dort tirlit telaffuzuvardhr, y igin misaller: ©! of ‘ates, yanan sey’ ve +4! dt ‘gecmek’, cyl ut ‘kumarda kazan- mak, yenmek’ anlamina gelen utmak’tan emirdir ve ©! iit, ki ince sekilde telaffuz edilir, ‘alh hayvanlan bagindan tutup ateste tiiylerini yakmak’ manasinadir. Baska bir misal daha ) J ‘tuzak’, * Bildigimiz Kadi Burhaneddin’dir (cev. notu). OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 7 bundan daha ince sekilde telaffuz edilen yj ‘kus konacak agag’ demektir ve daha cok ince telaffuz edilen »,f ‘evin, odanin en list yeri, bas késesi’ demektir ve nihayet cok ince telaffuz edilen ogi ‘perde veya kapidaki nakis’ demektir. Gtakimina érnek; bu iig tiirliidir: 4 ki farsga buna 4 denir ‘gudde’ ve j, ‘biz? ve ju ki farscada buna _ 3359 ‘kunduract bizi’ denilmektedir. Bir misal daha: 3 ‘dermek, toplamak’ ve daha ince telaffuz edilen J ki farsga ona Gye veya (St ‘ter’ telaffuzu cok incedir. * denilmektedir ve 3 ‘ok’ manasindadir ve Nevai’nin verdigi bu dikkate deger misalleri agiklamak giig- tir. Bu misallerde onun o ve u seslerini ince ve sert olarak tefrik et- tigi meydandadir, Buna gore < 4) ‘ates’ (kazak, tirki, kirg. of) ve 4) ‘gee’ (kazak., tiirkm., kirg. 6f), 5 ‘tuzak’ (kazak., tiirkm., kirg. fr) ve 44 ‘evin en iist yeri? (kazak., karg. dir) ve diger taraftan 5 ‘tiinek’ (larg. fr ‘av kuguna ait destek’) ve telaffuzu en ince olan y ‘kap: veya perde iizerindeki nakis’ (kazak., karg. tur ‘nakis, siis’); bunun gibi 4 | ‘kazanmak’ fiilinin emir sekli (kazak., kirg., Karim tirk. ut) ve telaffuzu en ince olan 4) ‘all seyleri yakmak’? (kazak. dt ‘hall geyi yakmak’) v.s. Telaffuzun bes seklini géstermek igin Ibni Mithenna’nin & jl kelimesini kullanmas: nazar-1 dikkati gekiyor, ©! kelimesini gu manalarda kullanir: ‘kumarda kazan’ (uw), ‘otguk’ veya ‘ilac’ (ot), “od? (ét), ‘igme deligi’ (at) ve ‘kilh hayvam yakmak’ (it); aynica o ve u seslerinin telaffuzunda iki siranin (dn ve arka) oldugunu gés- termek icin bu kelimeyi ele alr, Ibni Muhenna’nin bilhassa #t ‘kilh hayvam yakmak’ kelimesi iizerinde durmas. ve bunu muhte- melen d * sesinin cabuklugunu belirtmek igin segmig olmast dikkate deger. * Quatremére, a. ¢, 13-14. 5. * Melioranskiy, Arabsfilolog, XXV. s. 78 A. K, BOROVKOV Boylece bu, 5 °in o ve &, u ve id olmak iizere, dort tirlii telaf- fuzuna delalet eder. Nevai’nin 6 “nin Ug gesidi ile ne kastettifini tesbit eimek giig- tir. Bilhassa iy ‘biz’ ve Jy ‘kunduraci bizi? birbirinden farkhdir- Jar:, Ibni Mithenna’da ise Jy ‘kunduraci biai’ ve 2 ‘bir? G ’nin asi] telaffuzunu gésterir. Hepsinden Nevai’nin biz ‘biz’ kelimesinde kisa i’yi buna kargihk biz ‘kundurac bizi’ kelimesinde daha uzun ?yi, ix béz ‘gudde’ kelimesinde ise kapah e’yi géstermek niyetinde oldugu daha cok ihtimal dahilindedir. Bu hususta 3 ‘koparmak, toplamak’, + ‘ter’ ve 2! ‘ok’ kelimelerindeki vokallerin aynhgin Bésteren bu misaller ayrica dikkate deger. Yalmz sukadan farz edilebilir ki, 9 tir ‘ok’ kelimesindeki i ve 29 ter ‘ter’ kelimesindeki é'den baska, msl. ézbekcenin Gtiney Harezm ve tkan agizlarndan tirkmengede ve azericede gérilen agik e’den biraz daha kapali e° yis yani ¢ ve ¢ arasindaki bir sesi diistintiyordu. Hiilésa ¢ ’nin tig gesidi meselesi cok kangiktir. Burada ¢ ve é, i vokalleri bahis mev- zuudur. Nevai devrinde Herat’ta bunlarm imlasinda, Radloff’un igaret ettigi gibi, kesin bir istikrarsizhk vardir. Nevai, « ve i arasindaki farktan hig bahsetmez. Bu herhalde incelik ve kalinhk ndbetlesmesi bulunmadigina deldlet eder, giinkii Ibni Mihenna, mesela bu vokallerin farkint agikca hissederck iize- tinde durmus. Bunun gibi Nevai'de a ve ¢ vokallerine dair bilgiler yoksa da, onun dilinde aruk umum dzbekceye has bir hususun, yani eklerde a/e’nin ndbetlesmesinin varhgim kabul etmek i¢in bitin se- bepler ortada meveuttur. Biitiin sdylenenlerden Nevai dilinin ses durumnnun, buginki Taskent, Buhara ve Semerkant tipindeki agizlardan ayrildigi. ve daha cok bugiinkii Endican ve Kokand tipindeki ve bilhassa 0, 6 Ve 4, # arasindaki farki muhafaza eden Fergana agizlariyle kargi- laguriimak imkani bulundugu anlagimaktadir. Nevai dilinde ve bu aguzlarda, vokaller bakimindan, su mukayeseli kroki cizilebilir : OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 79 Nevai’de vokaller Kokand agzinda vokaller iu i u oe i. 6 ° a ea e oa Neticede, Nevai’nin yaz dili, bugiinkii Ozbek aguzlariyle olan miinasebeti_ bakimindan arastirilacak olursa, onu esas. itibariyle vokal uyumunu kaybetmis, fakat 0/6 ve u/ii vokalleri arasmdaki fark muhafaza eden ara ajiziara baglamamuz gerekir. Bu mesele daha yakindan incelenince, Nevai dilinin Fergana agizlarmin hususiyetlerini gésteren bir agz iizerine kuruldugu neticesine vanhhr. Bu agizlar grupunun temsilcileri, Timurlular zamanimda Fergana vadisinde, Semerkant bilgesinde ve bugiinkit Kuzey Afganistan’da yerlesmis Ozbck kabileleri idiler. Aym zamanda sehirlerde, hig siiphe yok ki, dil karigmasi ve daha biiyiik agizlar tesekkiilii vakiast baglanmis ve kuvvetlenmisti.. Bugiin, Gunnar Jarring’in arasurmalan sayesinde bugiinkii Kuzey Afganistan Ozbek agizlan hakkinda malimatimy vardir. Bu Ozbek agizlarmin ses sistemi, bugiinkit sehir Ozbek o'lu agizlarmin biitiin hususiyetlerini igine almaktadir. Ancak bu agiz- lara dayanarak Nevai dilinin ses mahiyeti hakkmda biitiin suallere kesin bir cevap aramak bosunadw. Zira onlarm tesekkiilii cereyam, orada, artik XVI. yiizyilda baslamstrr. Ne olursa olsun, Cagatay yazi dili, bilhassa Ozbck ajuzlariyle siki stkiya baghidir. Neva diline has bilhassa ses ve sekil hususiyet- leri, yalmz Ozbek agvzlarmda vardi ve sair, siirlerini yazarken ve yiizyillar boyunca énemini muhafaza eden edebi ifadeye temel atarken bu Ozbck agizlarindan birine dayanmustir. inkisafin tamamlayici bir kaynagm ve mithim bir noktay: sitkatla gegersck, Nevai hakkinda verdigimiz tavsif eksik kalrrdi, Burada, Nevai dilinde de, selefleri ile gagdaslarmm dilinde de, kesin olarak meydana gikan bir hususilik bahis konusudur. Bu hususilige belki “bats” veya “Oguz” cereyam denilebilir; bu da her seyden &nce o devrin siir dilinde belli olmaktadir. Nevai’de bau ve Oguz unsurlart ah gl: (Nev. 5.) ‘Byle, dylece’, aky — (Bed.) “biyle’, 80 A. K, BOROVKOV gl (Nev. s.) ‘ev’, # Gloyyl (F. kib.) ‘uyumak’, SULCI (Gar. s.) ‘eskimek’, (So ‘kadar’ vs. gibi kelimelerde gorii Bu mevzuda en karakteristik nokta b0l- fiili yaninda ol- fiilinin de kullamimasidir, mes. Gardibi’s-sigar’dan bir siirde : pats MSblet yee sors prllslles ced ys eos past IBS AE YI Siw ime pg ISG) ford al GCurbete diigip, zayif ve hasta oldum, Derd, gam ve mihnet elinde inler oldum ; Bastan basa ecel tast ile yaralandim, — Sensiz ne belélara tutuldum. Morfolojide bat: unsurlar: arasmda Nevai dilinde -my ekli participium ve bununla teskil edilen gecmig zaman. gésterilebilir. Mesela olmesam ‘olmusum’, tapmigam ‘bulmugum’, gilmamy ‘yapmamus’ v.s. ve baglamy-min ‘baglamsim’, tapmamslar ‘bulmamslar’ v.s., mescla : Ebaby cm tel ES fle ple Cay CTO Gok ocaklarin atesinden yara aldum, Onun igin bu kadar yag topanmsimdrr. Ol gal pe oY otek Obs fal cts se Chal 4s Onun devleti ile zamaninda_yasyanlar Enmniyet ve huzurdan baska birsey bulmamuslar. PRE Sole 3s) SQ ot Eby ie le Gaye dx Gk » (Ferh. ve §.) Bizim emniyetli_yolumuz baska tarafta kaldt, Bizi deniz dalgast bu tarafa salmegtr. Cy Aleck aia ST till Aly) Cuz ork Use dh! Anlagilan yt ‘ev’ kelimesi Uygur unsuru. olarak kabul edilmistir; fakat bir bat: bususiyeti oldugu daha gok muhtemel goriinmektedir. * Abupka, 262. s, ile krs.; 6? seklinde de giriilmektedir, Abupka, 191. s. Pavet de Courteille, 264. s. ile kry. * Jel olmamasi gerekir, tarafimizdan arastirildh, fakat bulamadik (sev. notu), OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 8r Oe Faby! ay Kgl Gol a oy! Se aly) Ce SS pe Ge (F. kib.) Zilfiniin biklirmiine ayagim takilmss, Dudaginin sarabi yilziinden saraba tapyorum ; © sarabs igerck yolunda difsiip kalmagem Hey, hey ne dedim, galiba sarkog olmugum. Bile lew HE Sal eel tela ath gy Sahel EU coe gl Géz yas. seli gegmiyen hangi vidi varder? Hangi daga gideyim ki onun dalgast basima ourmasin.® Nevai’nin nazim dilinde eski ve yeni Azeri diline has hal-is- tikbalin (praesens-futurum) hem miispet, hem menfi gekli cok kul- lamir, mes: baruram ‘giderim’, dperem ‘Sperim, SpeceBim’, qulman ‘yapmiyorum, yapmam’ v.s. mes. : JES OW ght F OAS Oke Fb sub SF Util Hj GWE tbs li Syl (Bed. v,) Gingirage yansndan diigiip iylece kalan kalender gibi, Tenimdeki yaralardan inliyen génil yere distil, ben gaplak geliyorum. Walyrle yg ploteal cojlel cals syash Oye Ge gull (Ferh. ve §.) Arada babalk hakks oldugu igin bu macerada ondan milsaade isterim, SiNa3 sh tlighy pLyslow Gig Hil Woke! ile Leal (Miz. evz.) Sen bizi istemezsen, bize alding etmesen de, Ben yine yolunun iizerinde ayak izini dperim. “* Bu gazelde kafiye tamamen belirsiz mazi ile kurulmustur : «tues 9% R. fl. Akad. Sark E. yazm. D 18, 17gb-174a. vis. ubsgiien (poles hf tutulessle inlay Dit Balti 6 82 A, K, BOROVKOV yd OWS Lar Chg ST) WIT oe Kr yy Oe WE gi JT bo DUT 6 (Gar. s.) Ayagema huri kirpiklerini sitreyim derse, ben kabul etmem, Ben isterim ki, her an ayagima deve dikeni batsin. Bunun gibi Nevai’nin nazim dilinde eski Azeri tiirkgesine, eski Turkmen ve bugiinkii Tiirkmen agizlarma has hal-istikbal veya be- lirsiz halin menfi 1. sahsi da kullanthr (Tiirkmen Nohurlu agzmda bu sekil bitin gahislarda da vardir).# Nevai giirlerinde bilhassa teklik 1. sahisa raslanir mes.: diy alman ‘séyliyemem’, aytman ‘sby- liyemem’, bilmen ‘bilmem’, ayirman ‘ayrma’ vs. coke eile lle ly get ie oem ag (Fer. ve $.) Kargisinda ne kadar siz siyliyebilecegimi bilmem. Cevap verirken kendimi kaybediyorum. 2251 ESI ote 35) Obs a pss! STU al Ish tel eal ples! Ss! oy (F. kib.) O, merhametsizin benim halimi bilmemesini bir tarafa burak, Onu girdiigiim zaman kendi halimi ben kendim de bilmiyorum. ISI dee yyy! ge aS thas al WGI 1s SWS yt pl engl aS” Ole> yal (Bed. v.) Génliim senin Wil dudaklarinn esiridir ; Kurtulmaktan bahsetmem, giinkii ona feda olmak isterim. ae ey, the Geb oss) f OWT dyad! ob otsSoly ASO ge laste JS (Nev. 5.) Omir boyunca beni bir defa hatirlamadin demem ; Olditrmek igin biri dem oldugu zaman, hatirladin. 4 A. P. Poceluyevskiy, Dialektr turkmenskogo yaztka, Ashabad 1936, 53: 5. OZBLK YAZI DILININ KURUCUSU 83, Oly ork Wy! yas fy Oly orle ESL gh bs (F. ve 5.) Fakat onu getirmek igin care bilmiyorum. Bu aczimden dotan drsart gakamayorum. CUS AS PLS son Cte Hei y Cal 5 Uy ley fie ths ge OUT IS! (Bed. Riilfiiniin ve kaddinin firakindan bagda nekadar gezsem, Gimenin, sitmbill (ziilf) ve simsad (kad )indan hig bir teselli bulamayorum Ue cand IT OUT USL Ge 259 pl be eS 5 Seb Neves (Gar. s.) En ince sepleri gorebilen insantarin giziinden gizli kalmaga muoaffak ol- dugum halde Son derece za’fimdan dolayr derd ii gamdan (derd it gamun giziinden) saklanamsyorum. Soul a Wk OUT co kite ye GASH SSS, BS Us Askinn surnine siyliyemem ve yazamam, Zira kale iki dillidir (samimt degildir ), divitin ise gonlii karadir. Abuska miiellifi bu seklin kullanhg hakkanda terciimeleriyle bir- likte birtakim misal vermektedir: Ole! terciime: gekli Kes GIS ‘degilim’, Ole> terciimesi: AG. & 36> ‘demiyorum< |g! terciimesi : > oy jou! demiyorum, GWAS tercumesi: G2 yy jal (béyle!) ‘gelmiyorum’ v.s. Terciimenin bu gekilde yapilig, Abuska lagatmn miiellifi ve dilin karakteristigi bakimindan nazar dikkate deger. Bir defa sly gerundiumunu (734759 jy diye terciime eder. Bu mili gckil eski tiirkgede pek yaygin defildi ve Kors, Abuska miiellifinin bunu tamamiyle Tiirkmen tarzmda — kullan- 84 A. K. BOROVKOV digim kaydeder.® Ayn sekil bazan 2. sahista da gecer, mesela: imenig ‘ds almang’ ‘almazsin’, fakat ekseriyetle fiil terkip- lerinde goriiliir; mescla: diyalmang ‘sen sdyliyemezsin’, tapa almang ‘sen bulamazsin’ v.s. Aym sekil, adi gegen ldgat sahibinin be- igi gibi, bazen lagatte Nevat tamk gisterilerek 2.sahista da geger, halistikbalin menfi 2. sahsimm kullanilmasi igin misaller vardir. Bilhassa Feodidi’'I-kiber’e kaynak gésterilerekebill almanig kelimesi zikre- dilmekte ve énce emir tara ile QuaiT sonra hal-istikbal ile osl diye terciime —edilmektedir. Miellif bu sonuncu seklin daha cok fil terkiplerinde kullanildigim ilave eder = AGT so yani joys ‘sdyliyemezsin’, GUT LG yani gee ‘bulamazsin, LEWIS yani Ge je sek! ‘yapamazsin’#° Basit sekil- ler de Law ji gly # kaynak gésterilerek bunun gibi izah edilmek- tedir, meseld gble! yani cp (5 ‘degilsin’, y+ ty! yam gue jo ‘bilmezmisin’dir$# Nevaf’nin nazim dilinde oldugu gibi, onun seleflerinin, Atai’nin, Latff'nin v.b. dilinde ve cagdaslarmin, yani Muhammed Salih’in dilinde, bilhassa 1. sais miilkiyet eki ile genisletildigi takdirde dativussun bat sekli kullamhr meselé : Np S233 Gsh 099 dadee — BNF E2) KG HIG ey Cn (Nev. s.) Firak ginliime yiiz mihnet ve gam getirdi, Firak canama beld ve dert okunu vurdu. Gib ashe Gyke dle ey Eb ae bl perch sort (Gar. s.) Bir giliin gamindan bagrima dag vurayym dedim, Belki kokusu damagima huzur verir. © FE. Kory, Proishojdeniye form nastoyasgego vremeni v zapadnotureckif. yaztkab: Drevnosti Vostogmye III (Moskva 1907), 5. 5. “© Velyaminov-Zernov, Ligat, 87. s. 4 Velyaminov-Zernov, a. ¢., 87. 5. 4 Velyaminov-Zernov, a. ¢, 142. 5. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 85, Hakikaten, Ozbek c’li agizlarinda da bu seklin bulunmas: onun eskiligine delalet eder. Fakat Nevai’den cok énce kurulmus olan gelenek géz éniinde tutulacak olursa, dativus sekli, sir dilinde menge bakimindan bat: diye sayilabilir. Bundan baska -mag, -maq ekli mas- tarlarin menfi seklini de batt unsurlarindan saymamuz gerekir: ¢lly 4) ( Mahb. q.) ‘vurmamak’, ;UAUT a 327 (Mahb. q.) ‘haurlamama, sdylememe, séylememek’ v.s. Yukarida kaydedilen bat sekilleri, XVIII. yiizyil mielliflerinden Nadirsah’n, meshur frank tarihgi Astarabadh Mirza Mehdi Han’n her seyden énce Nevai’nin eserlerine dayanan Mebdni’l-ldgat adh sdzliik ve gramerinde de vardir. Mehdi Han, Nevai dilini ve Rum (= Anadolu) ile tran Tiirk- lerinin dillerini kesin olarak ay:rmistwr, buna dair kayrtlan bu yiiz~ den gok ilgi vericidir. Mehdi Han -mas ekli participiumu zikrede- rek bundan gikan gecmig zaman sekillerini de géstermistir; Cell ve ¢Lelitalmigim’ (lad S')> Cee All ve £'sL4aLl ‘sen alrmigsin” (69,5) optaT calmister’ (Cunlad SX) ve Gay tll ‘almigh’ (ge 5) # Menfi (6) sekiller hakkindaki boliimde Mirza Mehdi wi sekil iizerine dikkati cekmektedir : birinci sekil, diyor, fiil kékiinden Gl cki ile yapihr (?) meseld: Oljus ‘ kesmem’ (¢ pea! ) ve Oly! ‘etmem’ (SS) so $u dikkate deger ki, Mehdi Han, Gagatay tarzindan farkh olan dativus sckline mahsus “‘batr” adim vermekte, ve Nevai’nin gok defa (King! yerine ain gl seklini, a IKi S ve adl> sekillerini de kullandigim ilave etmektedir. Ali Sir Nevai’nin dilinde bat veya Oguz unsurlarimn meveudiyeti en karisik tarihi, edebi ve lisani bir mesele ile bizi kart kargrya ge- tirmektedir. Vaktiyle meselenin kangikhgina Radloff dikkati gekmigti. © tiirkcede vokaller geligmesine ait umumi meseleyi gézden gegirir- “© The Mabini I-lughat by Mirza Khan, Ed. E, Denison Ross, Calcutta 1910, 22; 59. 5. WAL, 42 ve 66. 5. HAL ec, 118. 5. 86 A. K. BOORVKOV ken bu bau unsurlarimin mevendiyetine igaret etmiy ve Nevai dilinde bu unsurlarin menseinin aydinlatuimasi isini bize birakmustr. Radloff’a gére, —“Mir Ali $irin dilinde gagataycanm, yani Kuzey unsurlarimin tistiinligit goriliirse de, ayn zamanda bistakem Sramer sckilleri giiney unsurlarmin tesirini de tagir. Boylece géziilmesi gercken mesele sudur: Acaba, Nevai dilinin cenuba temaytili bizzat kendisinden mi ileri geliyor, yoksa, bu cenupta evvelce kurulmus bir edebi merkezin mevcudiyetine mi deldlet eder?,, Sarth olarak “batt” yahut “Oguz” diye adlandirdigimiz, Rad- loff'un terminolojisindeki sekliyle “cenup” unsurlarina, Nevat'den sok Onceleri, edebi dilde raslamlmaktadir. Su halde, o, bu batt gele- negine uymus ve onu sir dilinde muhafaza etmig oluyor. CelAir ile Akkoyunlu ve Karakoyunlu Tiirkmenler zamaninda miihim kiltip merkezi olan Tebriz’den gelen Azerbaycan ve Tiirkmen edebi gele- neginin tesiri imkén dahilindedir. Nevai’den énceki devirde Azeri dilinin kiiltdr sahasima olan biiyik tesiri siiphesizdir ve eski Turk dili ile ilgili olarak Melioranskiy, Kors ve Cl. Huart buna igaret ctmistir. Hakikaten XIV - XV. yiizyillar Azeri dili tarihi hakkinda maldmat elimizde yoktur, onun yayihs smirlarim tam olarak gés- teremiyoruz. Fakat sonralan Fuzulii’nin dilinde Nevafnin dilinin tesiri gériiltir. Bundan nce, yani bityiik Ozbek sairinin cdebi faali- yetinden énce, bu tesir aksi istikamete, yani baudan doguya olmus. tur. Ebldgatit'n-Neoaiye’nin ismi heniiz malim olmyan mitellifinin kayat ve terciime ettigi mezkr batt sckillerine dayanirsak, eski tiirk- Senin tesiri burada, her halde, bahis mevzuu olamaz, Fakat bu mesele belki daha geniy ufuklar agar. Ozbek folke lorunda da Oguz gelenegi sarih olarak belitir, Bu, Ozbek folklorunu her seyden nce Tiirkmen ve Azeri folklorn ile birlestirmektedin, Ozbek dil ve folklorundaki bat: veya Oguz geleneklerinin ilk defa Harezm ile yukan Sir-Derya bélgelerinde ortaya gikmis olmasi ihti- mali vardir. Bu bakimdan dzbekcede, Karabulak agzinda ve XV- XVI. yizyillar yaz dilinde aym hususiyetlerin bulunmas: Yuda. bin’in Karabulak agai hakkindaki yazisinda cok isabetli olarak tes: bit ettigi gibi tamamiyle kaideye gore olabilir. Yaz dilinde bat unsurlarinin iyice yerlesmesinde, Harezm edebi geleneginin de tesir S Radloff, Zur Geschichte des tirkischen Vokalsystems : tev. Akad. Nauk XIV (1901), no. 4, 457. s. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 87 etmig olmasi miimkiindiir, Bu hususda, mesela Nevai’den énce gelen XV. yiizyil sairi Sidi Ahmed’in Harezmi’in Muhabbetname’sini taklid- etmesini hatirlamak kafidir. Su kadar var ki, Radloff’un bahsettigi, Nevai’deki giineye olan edebi temayiilii, daha seleflerinde de giriilen ve sairin dili ile edebi gelenekte kesin déniim noktasi olan temayiiliin muhafazasinda edebi ifadesini bulmustur. Gérdiigiimiiz gibi, Nevai, dilde Uygur gelenegin- den kati olarak ayrild: ve Ozbek yazi dilinin gelismesinde yeni bir devre baslad. Fakat, Nevai dilinde, her halde, ancak yerli esaslara dayanarak agiklanabilecek noktalar vardir. Bazi sekiller tek basina kahrlar, dik ekli dilek tarzi 3. sahus ve -u (-il) ekli 2. sahis gibi. Bunlari bize Abuska sahibi izah etmektedir; yj — kelimesi altnda Gardibid’s- sugar’. tamik gistererek bu kelimeyi C5 | ‘git’, ¢y24#4 kelimesini ‘bu dahi emrediip yol géster demektir’ diye terciime etmektedir. Bunun gibi, logatteki kelimelerden 4 Gy ‘bitir’, » Gl ‘gecir’ demektir. Boylece, bu geklin mana tamamen ikna edici bir mahiyet gosteriyor. Abuska lagatinde bu, defalarca tekrarlamr. Bu sekle sik sik raslanir, mesela : 23 Eli ssoly 22h Ob a glad Sets! bes! 227 2 J (Fev. kib.) Ey bahar ritzgdr., avare ginliimii aramak iizere her tarafa git, Vadi, dag ve beyabanlar bir bir arayp tara.® DWI Gs egt ose aby S JST sli soley ae ltl jy) uk (F. kib.) Mecnun gibi dsik ve iradesini kaybetmis dahi olsa, kandsr, Kendi hatinde birakma, bu tarafa getir! Gésterilen emir gekillerinin manasim, Mirza Mehdi Handa Mebéni’l-ligat’inde teyidediyor. Emir tarzi bahsinde Mehdi Han her iki gekli kaydeder. Ona gére emir tara 2. sahsm sonu agik hece ile: 8 Ale, 1g & Dk. 88 A, K, BOROVKOV Jb giv (a2) 2 kT Sara’ (SLB) ve sa Sade et (Ola F 2) dir. Bazan da sonuna bir 9 ilave edilir. Sonra Mehdi Han, Nevai’nin Feodidi? -kiber'de yukanda zikredilen yy & ¢ 92! ye 21 kelimele= rini igine alan beyitleri misal olarak gésterir.# Bunun gibi Mehdi Han -dik ekli emir tarzi 3. sahsi da kaydeder. Emir tarzinin tegkiline yamyan alameti zikrederek diyor ki: 1. alamet -dil’tir, mesela: She!) ‘saklasin’ (2 s!4¢53 > 55 pk bunun gibi £h> 5. ‘sorsun’ (46 4) ve thy! ‘olsun’ (42) .* Bundan baska Mehdi Han gramerinde -dik’li gekli daha iki kere ele almaktadir. fkinde emir tarzim teskil eden aym manada Oye 6 slS cl tho eklerini zikreder, bunlar kelime sonuna eklenerek emir taram yaparlar, meseld Ehil ¢Oyall ccsldl yani ‘alsin’ (245) ¢ GISLS Chal 6d yalS yani ‘gelsin’, * Tkinci yerde bu sekil, imlas: aym olan benzetme edati ile birlikte kaydedilmekte ve yukanda zikredilen Nevai’nin Neoddinil’s-sebab’in- dan the jl ‘gitsin’ (244) ve eho |! ‘saklasin (2 jh4gSi) gibi misallere dayanarak onun emir ménasi yeniden tebariiz ettiril- mektedir. Béylece bu emir sekillerinin mAnasi siiphe gotiirmez gibi gi niir, fakat bu sekiller baska manalarla da kangrlar. Emir tara 2. sahis igin Abuska sahibi bir -i ekli sekil kaydeder ve bunu jb ’nin PIES, yh +l ste WG (ge JS > yanié hepsi, her sey’ ve ‘var, git’ diye terciime eder. ® Mehdi Han yine emir tara 2. gahis igin bir -aekli sckil daha kaydeder ve der: diger sckil emir seklidir ve bu kelime sonuna eklenen fetha ile teskil edilir, mesela Lis yani ‘des’ (45 Eyl), Bununla ilgili olarak Mehdi 4 Mirza Mehdi, a, ¢., 36. s.; L. Budagov, Ligat, II, 32. s. ile kr5. % Nevai’nin Nevédiri’s-sebab’ndan yukarida bahsedilmistir. The Mabini’ l-lughat, 37-38. s. 8 AL 6, 26.8. A. e, BB. s. * Velyaminoy-Zernov, Liigal, 127. 5. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 89 Han Nevai’nin Sedd-i Iskendert’sinden ve Latfi’nin siirlerinden 44 jb ‘ekile’ (> y%Ce1 ) 5) kelimesini tamk gésterir. Fakat, Mehdi Han, Nasiri ve Herath Tali@in ldgatlerinden fayda- lanan Abuska sahibinin -u ekli 2. sahis emir tarzimin manasi_ iizerin- deki siiphelerini tenkid etmektedir. Mehdi Han diyor ki, Nasiri ki- tabinm mukaddemesinde yanhg bir fikir ileri siirmekte ve onu bir siirle teyidetmektedir, Herath Tali‘ ise, emir manasi tagyan biitiin eklere yazida manay: kuvvetlendirmek igin bir, ’in_eklendigini sdylemektedir. Mehdi Han her iki iddianin da hatadan ileri geldigi fikrindedir. Bu siiphelere anlagilan -u ve -i'li 2. sahis emir tarzmm_ uy- gurca -v’lu gerundiumla ve -a’li gerundiumla veya vokalli koklerin konsonanth kéklerle karigtirilmas: sebep olmustur (Abuska’da aye jk diye agiklanan oa gal Gl Gib 2 yby Halk vatana rahat git il ile déniince tamamiyle mesud olsunar, Bundan baska miiellif imek iilinin -mis ekli sekline eklenen -tug veya -dug simdiki zaman bildirici ckini de kaydeder : Sp Bel Cayce Sey, Ap Nel PLE 5, GIG ys (Ferh. ve 5.) O bu zamana kadar héld sagms, Kalinga yer gah gol gah dagms. cm Dyas! WSs CE lay JT ISS ce Hyatel Met oh blo dD (Bed. v.) Sen goniil kapmakta hayret edilecek bir giniil alvgt imissin ; Ne ginitl akcsin! Sen Allahtan bir beldsin, Abuska miiellifi, yukarida gegen beyitleri tamk géstererek ce Syoyhel seklini Gav Grohe! geklinde izah_ etmekte * Velyaminov-Zernov, Lilgat, 136. s. A. 0, 358. 8. Ale, 48. 92 A. K, BOROVKOV ve bu seklin, Ferkad d Sirin’den alan misallerden anlagila~ cagi gibi, bazan belirsizligi ifade ettigini séylemektedir. © Mehdi Han da, gramerinde Nevai’den aldigi imistik’ten tik ekini_ kaydetmektedir. 7° Belirtildigi vechile seleflerinde de gordiigiimiiz bat: edebi gele- negi Nevai’nin dilinde de izler brakmistir. Fakat, Nevai, en yakin se- ferlerine nazaran dogu Uygur dil gelencklerine daha az baghdir. Onun dilinin yukarida zikredilen ve birgok baska hususiyetleri ancak bugiinkii Ozbek agiziarmin daha esash bir sckilde tanin- masindan sonra aydinlatilabilir. Nevai devrinin Ozbek dili ise hemen hemen hig arastrilmamis vaziyettedir. Biyiik Ozbek sairinin edebi faaliyeti, yaz dilinin lehine, en gok kelimelerin segilmesinde kendini géstermistir. Bu hususta her seyden dnce onun Muhékemeti’l-higateyn adh biiytik eseri tamkhk yapar. Ali Sir Nevai icin séz, gercekten bir inci, kry- metli bir tag demekti; 0, bu kiymetli taslar iizerinde kuyumcu jggi- ligini, yani kelime tizerinde galismay: gair igin bir borg bilirdi. Bu durumun fark edilmemis olmasi imkansizdir, A, Vémbéry, Orta Asya tiirkgesini her seyden dnce Anadolu tiirkgesi ile mukayese et- tigi zaman, onun kelime hususiyctlerine dikkat ctmistir. Vambéry diyor ki: Eger Nevat himmetiyle kurulmus olan Orta Asya tiirkcesi Bati dilleriyle karglastinlacak olursa, onda, Tiirkiye tiirkgesinde ve farsgada arabizmlerle ifade edilen micerred mefhumlan ka lamak iizere, konusma dilinden alm _kelimelerin sayist géze garpar. VAmbéry burada Tiirkiye tiirkgesi iimidetmek?i gag. GE yy! ile Ti. ti, ikmal etmek'i cag. SUSY ile, Ta. ti, arzulamak gag, Sle yas) ile, Ti. tii. methetmei cag, GUL ile v.b. kargilagtirmaktadir, Bu kargilastrmaya dayanarak Vambéry Orta Asya tiirkcesini gergekten énemli bir hadise diye vasiflandir- maktadir,”" Ali Sir Nevai’nin kelime hazinesini ve onun kurdugu edebi dili tetkik etmemiz gerekiyor. Biiyiik Ozbek sairinin halk dilini iyi * Ferhad ve Sirin’ Taskent 1940, 630. s.). % The Mabéni "I-lughat, 93. s. % Hermann Vambéry, C’agataische Sprachstudien, Leipig 1867, 10. s. yeni tab’inda duk degil dur (Aliser Nevaij, Ferhad ve Sirin, OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 93 bildigini ve eserlerini yazarken ondan genis dlgiide istifade ettigini daha simdiden sdyliyebiliriz. Ali Sir Nevai, Ozbek yaz: dilinin tarihinde yeni bir gir acs, buna savunmus ve gelismesine saglam bir sekil vermistir. Bu her- kesce malimdur, Tiirk filolojisinin bir miitehassisina gére “O, milli dilin hemen hemen biricik veya hig dedilse en kuvvetli miicadelecisi idi.”” Biiyk Ozbek sairinin baska bir Avrupah biyografina gére ise: “O, milliyetciligin miiessisidir, giinkii milli dile bag vurdu ve onu cerh edilmez ve miinakaga edilmez hale getirdi.””8 Biz de milli dil ugruna savagan bu seckin adamin, hatirasim an- makta, sairin gururla bahsettigi hayat eserine biiytk bir deger ver- mekteyiz : Men ulmenki ta Tiirk bedadidur, Bu til birla ta nazm bunjadidur. Falak kérmadi men kibi nadiri, Nizamij kabi nazm ara qadiri™ Ben oyum ki Tiirk gitzelleri (dgtklarna ) ziiliim edelii ve Tirk dili ile manzumeler viicuda getirileli beri™® Felek, benim gibi nadir, Nizamt gibi nazim sahasinda Kadir olana girmedi. UL. Sonug olarak meselenin suf terminoloji tarafi iizerinde durmak gerekir. Yukarida gordiigiimiiz gibi Nevai On ve Orta Asya’da edebiyat dilini teskil eden ve bilhassa farsca kargisinda kendi diline “Turk?” ismini verirdi, Ondan ayni zamanda Cagatay diye de bah- settigini gériiyoruz. Tiirk adi, simrlar1 Amu-Derya’ya kadar uzanan gégebe devleti kurmus olan kavmin ismi olarak VI. yiizyilda Ginli- lerce ve Bizanshlarca bilinmekteydi. Bu isme VIII. yiizyilda Orhon Kitabelerinde, daha sonralan: Arap ve Fars filolog ve tarihgilerinde raslanir. Turk kelimesi gegitli sekillerde agiklanmaktadir, mogolca- 7 N,N, Ll'minskiy, Vstupitel-noye gleniye v kurs turecko-tatarskogo yazika, Kazan 1862, 36. 5. 7M, Belin, Notices biographiques et littéraires sur Mir Ali-Shir Néoaii : Journal Asitique, V. seri, XVII. cilt (Paris 1861), 222. s. %4 Car Devan, Taskent 1940, 383. s. % Edebt dil sayimamak hakswzhgina_ ugramis milli edebiyatlarinin dill sa- yilmyordu. 904 A, K, BOROVKOV daki duguiga (dulga) ‘celik bashk’ veya Sun hanedami vs. tarihinde gecen Tu-ki-e dag ismi ile karsilastilmaktadir. VAmbéry’ye gore Turk ‘san’ demektir, bazi Tiirk sivelerinde Tiirk ‘kaba, yontul- mamiy’ manasindadir. Babur’da Tiirk ve merdane kisi irdi ‘kuvvetli ve cesaretli bir insandy’ mAnasina geldigi gibi uygurcada ‘kuvvetli, kudretl? manasmda kullanilmisti, Radloff Tiirk kelimesinin, VII - VIII. yiizyillarda hikim siren hanedann adindan_ geldigini ileri_ siirmiistiir. Ne olursa olsun Tiirk dili tabiri Nevai’den énce de hesaba alan biitiin Tiirk Iehge ve sivelerinin miisterek ismi olarak kullanilmistir. Gagatay dili tabiri de bunun gibi miiphemdir. Seybani Han’ fetihlerinden sonra yeni Ozbek hanliklarm kurulugu da, bir miid- det sonra Gagatayhlar ile Ozbek, Gagatay dili ile Ozbek dilinin zit terimler olarak birbiriyle kargilastirilmasina yol agmustir. Ali Sir Ne- vai’nin daha geng gaédag. ve ofrencisi Seybani Han tarafina gegen Harezmli Muhammed Salih, Seybanindme adh mesnevisinde, muha- sara eden yeni Ozbek miistevlilere medeniyetsiz istepliler gézii ile bakan Semerkanihlarm elcisine hitaben, hana gu sdzleri soylemektedir: ins? Gly dae Jl exch Crag? Gas aber sh Ge Se Oselee pL AT SS 09 yn Oyler his) Ger bl clare Bil ki ben herkese karst sevkatliyim, Bittiin hatkla iyi geginiyorum, Gagatay hatke bana Ozbek demesin, Beyhude diisiiniip gam yemesin. 7 Muhammed Salih, Timurileri biralap Seybani Han tarafina gectikten sonra kendisinin herkesin sitemine ugradigim kaydetmek- tedir : cele cher by yy! exe BN lier Cw Ss di gly Shr Bay ale Aigl y sah dy eh5s! Gris DHE H Fi et Saloni 2B ESN ely Som Eds oo Dediler ki: sen Gagatay halkindansin, Bu yerde Cagatay ordusuna mensupsun, % Muhammed Salih, Seybant-ndme, Meliorankiy tab’s, SPb. 1908, 75. 5. OZBEK YAZI DILININ KURUCUSU 95 Ne diye Ozbeklere dost oldun Ve padisaha bayle kul oldun. Ben dedim: Cevabim iste budur Ve bundan baska siziim yoktur, Babur, Baburname'de (26.s.) Ozbek zor kigini bake derermis ‘kuv- vetli insana Ozbekler “bake” ’ dediklerini séylemektedir. Fakat bu- rada, Timurlularm, Seybani Han Ozbekleri ile yapuklan silahh savas devri bahis konusudur. Daha sonra XVII. yiizyrlda Hive tarihgisi Ebulgazi Han, Gaga- tay dili ile, anlaglan S. E. Malov’un da ileri siirdiigii gibi, kendi devrinin basit konusma dilinden uzak olan yam dilini kastetmekte- dir, Ebulgazi Han, Secere-i Tirk’in mukaddemesinde sunlari sdy- liyor: “Bu taribni yahsi ve yaman baralan bilsiin tip Tiirki tili birlen ayttum. Tiirkini hem andaq aytip-men kim bes yasar oglan tiigiiniir, Bir kelime Cagatay Tiirkisindin ve Farisidin ve Arabidin qosmay-men, rusen bolsun tip.” 78 Burada, basit iislp ile tisloplar miicadelesi, yani_tarihginin basit iislibu ve yiiksek cagatay iislabu arasindaki miicadele bahis konusudur. Yine Hiveli Ebulgazi eserlerinin, ilim edebiyatinda, Gaga- tay dili yadigarlan. arasinda sayildigim: kaydedelim. Umumiyetle Gagatay tabiri ve onunla ilgili tabirler Cengiz Han’in ikinci oglu Gagatay hissesine diigen Harezm, Dogu ve Batt Tiirkistan XIV. yiizyilm baslarmda Maveraiinnehir’in idaresi Gaga- tay torunu Tuva Han’a gectikten sonra, Gagatay tabiri resmi olarak Mojol hanlarin idare ettikleri Orta Asya devietlerinin ismi olarak kullaniimistir. Resmi manadan baska, Gagatay tabiri daha dar manada kabile adi olarak da kullamimsur. Nevai ve Babur’da kelimenin bu ma- nada kullamhgna raslanir. Clavijo’ya gore Gagatay kabileleri Ti- mur zamaninda hemen hemen askeri veya hassa muhafiz kitast yerini tutuyordu, Tarihgi Nizameddin Sami ve Mirhond bu tabiri hemen hemen aym manada kullanmaktadwlar. Gagatayhilarin ashn- da tiirklesmis Mogollar olduklan da samimstr. Etnografik manada kullamilan gagatayca tabiri ve Gagatay ka- 7 Aes 211. 8, % Secere-i Tiirk, Desmaison nesri, Sbg. 1871, 5. s. % Bartol'd, Istoriya kull'turnoy jizni Turkestana, Leningrad 1927, 93- & 96 A. K, BOROVKOV bilelerinin adlan Semerkant ve Harezm’de * Ozbekler arasinda ve muhtelif cografi isimlerde, mesela Taskent’te mahalle adlart arasinda muhafaza edilmisti. Meselaé Gagatay Kapkas: (Cagatay kapist), Gagatay tepa, Gagatay yangi sahar, Qagatay cakar, Qagatay bil- tepa, Cagatay karakamis, Gagatay naican kulagi, Gagatay sor Kecar v.b.®! Hiilasa Cagatay kabileleri, Ozbek kabileleri ile coktan karigmis bulunuyorlardh, flim edebiyatnda goriildagi gibi Cagatay edebiyati v.s. terim- ler bugiine kadar Orta Asya Tiirk dili v.s. adlariyle birlikte en mup- hem bir manada kullanilmaktadir. Tanimmis Macar garkiyatgist Vambéry, Gagatay dili ile XII. yiizyilda Orta Asya’da ortaya gikan ve XIX. yiizyila kadar kullamlan edebi dili_ kastetmekdir. Radloff, Melioranskiy, Kors gibi Rus filologlar: Cagatay kelimesinin kulla- nihgim XV- XVI. yiizyillara inhisar cttirirler. Bu terimi meshur Turk edebiyat tarihgisi Képriliizade de asagi yukar: aym manada kullanmaktadir. Terimlerdeki fikir ayrihg: ilimde huzursuzluk yara- tur, bunu kuvvetimiz yettigi kadar ortadan kaldirmaliyiz. Bu konuda gelenege dayanarak Cagatay dili ve Ozbek dili mefhumlarm tam bir kesinlikle tarif etmemiz miimkiin miidiir? Bu diller birbirinden farkh midir_ ve aralarmdaki hudutlari tesbit edebilir miyiz? Ne- vanin temelini atti ve tabit olarak bes yiizyil boyunca bazi defi- sikliklere ugramis olan yaz dilinin tek istikamette geligtigi: muhak- kaktr, Bundan baska Ozbek milletinin _tesekkiiline | muhtelif akraba kabilelerle birlikte Nevai’nin cagday olan kavimlerin de istirak ettikleri tamamen asikardir, Ozbek dili simdiye kadar da birtakim agizlara béliinmistiir, bunlardan son yilzyilda yeni edebi dil kurulmustur. Ozbek milleti, yiizyillar boyunca milletin mah olan biitiin medent kaymetlerin mirascisidir; bu sebeple surf _gelenege hiirmet etmek icin sunt bir terminolojinin devam ettirilmesini lizumlu saymamaktayiz. Uzun zaman Ozbek dili yerine, suni olarak Sart dili tabirinin kullaniimas: da bu yiizdendir. Son yillarda kurulan Ozbek yazi dilinden farkh olarak, bugiin Ozbekistan’da da oldugu gibi, XX. yiizyilm baslarina kadar devam eden Ozbek yazi diline eski Ozbek adim: vermek daha dogrudur. Béylece, Ozbek yazi di- linin gelismesindeki tarihi devambhk ve bu gelismenin cesitli tarihi sartlar igindeki safhalan. belirtilmis olur. ®% Aristov, Zametki ob etnigeskom sostave wyurkskip plemen: Jiv. Starina, vip. TLL-IV, 1896, 423-425. s. * M. G. Mallickiy, Task. mahallya ve mauza: Sbornik Bartol’du, Taskent 1927, 118-119. 8.

You might also like