Professional Documents
Culture Documents
CEHENNEM
DEĞİRMENİ
- Siyasi Hatıralarım-
EMRE
YAYINLARI
(*) K âzım K ara b ekir P aşa, "P aşaların H esa p la şm a sı" adı ile y a y ın la d ı
ğ ım ız e serin d e T ra b zo n V alisi olan A li G a lip 'i ö ld ü rtm ek için M u sta fa
K em a l P a şa 'n ın iki fe d a iy i y o la çıkarttığını ancak bu fe d a ile r i kendisinin
g eri çevirttiğini yazm aktadır.
(Yayıncı)
hükümet tarafından tahrik edildiği, inkân imkânsız bir şekil
de anlaşılınca, mesele doğrudan doğruya Padişaha arzedil-
mek istenmiş, fakat araya giren Sadrâzam Damat Ferit Paşa,
bu suretle Padişaha maruzatta bulunulmasına mâni olmuştu.
O akşam Sivas telgrafhanesinde, M ustafa Kemal Paşa
ile birlikte m akine başında bulunuyordum . İstanbul
hükümetinin bu hareketine fena halde sinirlenmiş olan Paşa,
zaten bir hayır beklenmeyen bu hükümetle artık bağların
tamamiyle koparılması zamanının geldiğine hükmederek, bu
işi bu akşam yapıp bitirmek hususunda kararlı görünüyor
du. Sadrâzam da olsa, Damat Ferit Paşa’nın temsil ettiği
milletin sesini duyurmak isteyen kongre heyetinin, Padişah
la temasma mâni olmağa kat'iyen hakkı olmadığını ileri sü
rerek yol vermesi hususundaki ısrarlarına rağmen, yolun ka
palı tutulmakta inat edilişi üzerine, M ustafa Kemal Paşa yi
ne makine başında Damat Ferit Paşa’ya hitapla şu notu yaz
dırdı:
"Milleti Padişaha maruzatta bulunmaktan menediyorsu
nuz. Alçaklar, caniler. Millet aleyhinde, düşmanlarla birlikte
haince tertiplerde bulunuyorsunuz. Milletin kudret ve irade
sini takdirden aciz olduğunuza şüphe etmiyorum. Fakat va
tan ve millete karşı haince harekette bulunacağınıza inan
mak istemiyorum. Aklınızı başınıza toplaymız. Galip Bey
ve hempaları gibi eblah'lerin ahmakça olan mevhum vaatle
re kapılarak ve m ister Novil gibi m illetim iz ve vatanımız
için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak irtikâp etti
ğiniz denaetlerin milletçe tatbik olunacak mesuliyetini dik
kat nazarında tutunuz. Güvendiğiniz şahıslar ve kuvvetin
âkibetini öğrendiğiniz zaman kendei âkibetinizle mukayese
yi unutmayınız."
Bu suretle; Damat Ferit Paşanın, millete karşı cephe al
makla kalmayarak, milletle Padişahın arasım açmak ve aynı
zamanda A nadolu’da cereyan eden hâdiseleri başka türlü
anlatıp Padişahı aldatmakta olduğunu belirtip (Padişah Vah-
dettin’in, Damat Ferit Paşa kabinesiyle aynı fikirde ve sym
m aksatla birleşmiş olduğunu bilm em ezlikten gelmek isti
yordu. Ali Galip vakası bu konuda bize yeni bir fırsat ver
mişti. Nitekim yukarıki telgrafın çekilişinin ertesi günü) Pa
dişahın Damat Ferit Paşa kabinesinin yaptıklarını öğrendiği
takdirde.. Bunlara derhal lâyık oldukları muameleyi tatbik
edeceğine emniyetimiz olduğunu ileri-sürdük. Bizzat Padi
şaha hitap eden bir telgraf ta hazırlandı. Ve bu telgrafname-
de ezcümle:
" Hükümetin muharebe ile basm ak suretiyle İslâmlar
arasında kan dökülm esine cüret ettiğinden K ürdistan’ı
ayaklandırmak suretiyle vatanı parçalamak planını para mu
kabilinde taahhüt etmiş oldukları vesikalarla tahakkuk etti
ğinden, hükümetin bu bapta icra vasıtası olanların perişan
bir vaziyette kaçm ağa zorlandıkları, yakalandıkları halde
kanunun pençesine tevdi olunacakları ve bu cinayetleri Da
hiliye ve Harbiye Nazırları tarafından tebliğ ve tatbik etti
ren merkezi hükümete, milletin artık itimat ve emniyetinin
münselip olduğu zikredildikten sonra namuslu kimselerden
mürekkep yeni bir hükümet heyetinin teşkili ile bu casus
şebekesi hakkında tahkikat ve süratli icraat yapılması talep
ve bir âdil hükümet heyetinin kurulm asına kadar merkezî
Hükümet ile muhabere ve münasebette bulunmamağa karar
vermiş olan milletten, ordunun ayrılamayacağını vakanın
asimi bilen biz bütün kolordular kumandanları arza mecbur
olduk" deniliyordu.
TELGRAFLAR ULAŞMIYOR
11 Eylül günü ile ertesi gece, yukarıki telgrafı, bütün ko
lordu kumandanlarının ayn ayrı Padişaha çekmeleri için sar-
fettikleri gayretleri biz de makine başından ayrılmayarak, il
gi ile takip ettik. Fakat telgraf memurlarının da bütün uğ
raşmalarına rağmen, Sadrâzam Damat Ferit Paşa'nm çıkar
dığı zorluklar yüzünden, hiçbir kolordu kumandanı sarayı
bulup, telgrafını Padişaha ulaştıramıyordu. Damat Ferit Paşa
İstanbul'a çekilen telgrafları almış, lâkin Padişaha gösteril
m esini istemiyor ve harhangi bir yoldan ulaştırılmasına da
mâni oluyordu. Vaziyet bu şekli alınca, kongre heyeti imza-
sıyle Sadrâzam Ferit Paşa'ya şu telgrafı çektik.
CEVAP
MECLİS BURSA’DA
TOPLANCAK
MECLİSİ İNGİLİZLER
BÂSACAK
M. KEMAL PA ŞA’NIN
TELGRAFI
CEHENNEM
DEĞİRMENİ
- Siyasi Hatıralarım-
EMRE
YAYINLARI
İSTANBUL HÜKÜMETİ
ANKARA’YI UYARIYOR
"Rauf Beyefendiye;
Kabineye itimatsızlık reyi vermek suretiyle taarruzun ta
rafımızdan yapılması o kadar kuvvetli bir sebebe istinat etti-
rilmeyecektir. Grubun tesanüt ve tecellüt derecesine ve bir
lik hareketinde kat'î azmine dair sarih bir fikir ve kanaat ha
sıl etmedikçe, Salih Paşa’nın grup idare heyetiyle müzakere
etmeksizin hareket etmesini, bir meşrutiyet meselesi yap
mak hususundaki karar hakkında hiç bir mütalâa karşı Mec
lisin cesurâne, nihayetine kadar vazifesine davamı pek nâfi
ve parlaktır. Ancak, zatıâlinizle beraber vücutları ilerideki
teşebbüs ve hareketlerimiz için elzem olan arkadaşların neti
cede, bize iltihakları esbabı behemehal müemmen olmak
şarttır. Aksi dairesinde hareketini tanzim edebilecek ze
vatın şimdiden vazifelendirilmesi ile sizlerin hemen buraya
gelmeleri elzemdir. Buraya gelecek zevat arasında memle
keti temsil vasıflarına haiz olanlarla, gerektiğinde hükümet
teşkil ve idare liyâkatindekilerin bulunması mühimdir. İtilâf
Devletlerinin zecrî muamele tatbik edeceklerine şüphe yok
tur."
Mustafa Kemal Paşa, bu telgrafiyle, Meclis basılıp da
benim, yakalanmam ihtimali belirdiği anda, bazı arkadaşları
yanıma alıp, Anadolu’ya kaçmamı istiyordu. Fakat ben, Pa-
şa’nın işaret ettiği vasıftaki arkadaşlarla kaçtığım takdirde,
îngilizlerin Meclisi basmak lüzumunu duyacaklarını kuvvet
le tahmin ettiğim ve bu tahminim tahakkuk ettiği takdirde,
evvelce Anadolu’da kumandanlar toplantısında verdiğimiz
kararla tesbit ettiğimiz şekilde, Millet Meclisinin ve dolayı
sıyla Millî Hükümetin Anadolu’da kurulmasına yol açılamı-
yacağmı düşündüğüm için ne olursa olsun, İngilizleri dünya
ve milletimiz gözünde zâlim ve mütecaviz duruma sokmak
maksadıyle, kaçmamak kararını verdim ve Mustafa Kemal
Paşa'ya yazdığım son telgrafla da müşterek kararımızı hatır
latarak, "Biz burada kalıp vicdan borcumuzu yapacağız" di
yerek, bu kararımı kendisine bildirdim. Esasen Meclis, o gü
ne kadarki çalışmalariyle, yapılması gereken işleri yapmıştı.
Mîsak-ı Millî'yi Meclisten geçirecektir, geçirdik. Şimdi,
asıl gayemize ulaşmak için, Meclisi bastırmak işi kalmıştı.
Bunu da behemehal , dilediğimiz şekilde neticelendirmemiz
gerekiyordu. Yoksa kaçmak benim için, üzerinde zihin yo
rulmağa değer bir mesele değildi.
İNGİLİZLERÎN MECLİSİ
BASMA İHTİMALİ
(1) Bu tekkenin M illî H arekete canla başla bağlı bir şeyhi vardı.
Reis Celâlettin Arif Beyi aradım. Makamında bulamadım.
Sordum, arattım, bulduramadım. Sarayda bulunmak saati
yaklaştığı halde, görünmedi, nerede olduğunu bilen de yok
tu. Çaresiz, onun yerine Reis vekili Balıkesir Mebusu
Abdülâzîz Mecdi Efendiyi alarak, Konya Mebusu Vehbi
Efendi de dahil, heyet halinde Yıldız Sarayına gittik.
“KOYUN” VE “MİLLET”
BENZETMESİ