You are on page 1of 4

ACIMASIZLIĞIN VERDİĞİ ŞANS

"Kötüyle başlayıp sonu güzel biten hikâyeler daha derin ve anlamlıydı benim için."

-1.BÖLÜM-

Hayatım barlarla, kumarhanelerle, nefret, kan, ölüm, hüzün ve daha ne kadar pislik iş, kötü şey
varsa onlarla geçti. Hâlâ da öyle devam ediyordu. Adım Açelya annem doğumda ölmeden önce
koymuş. 21 yaşındayım. Kahverenkli ve iri gözlüyüm. Kahve rengi saçlı, esmer tenli zayıf ve
1.70 boyunda bir kadınım. Babamla yaşıyorum. Beni çok sallamaz yani pek umrunda değilim
ne kadar saklamaya çalışsa da kumarhanesiyle ilgilendiği kadar ilgilenmedi benimle. Bir gece
olsun oturup adam akıllı sohbet bile etmedik. Çocukluğum onun kumarhanesinde geçti sadece
kumarhaneyle bitmiyordu işi aynı zamanda mafyaydı. Bazen evdeki hizmetçi Sevil abladan
dinlerim babamı. Asla böyle bir adam olmadığını, annem öldükten sonra böyle olduğunu
söylerdi. Oysaki bu işin bahanesiydi benim sorduğum soruya asla cevap vermiyordu bunlarla
geçiştiriyordu. Ne zaman "Sevil abla Babam neden beni sevmiyor?" desem her defasında az
önce anlattığı o hikâyeleri kurup duruyordu. Çok basit bir soru cevabı da basit olmalıydı ama
kimse hiçbir zaman bunun cevabını vermedi. Genelde ev içinde odamda takılırım. Günümün yarısı
spor salonunda geçiyordu. Diğer yarısıda babamın zoruyla kumarhanede veya barda geçiyordu.
Orayı hiçbir zaman sevmedim. Evet böyle sıkıcı bir hayatım oldu hep. Arkadaşım olmadı hiç
çünkü benden korkuyorlardı. Aslında samimi biriydim ama seneler geçtikçe benimle beraber
içime kapanıklığımda büyüyordu. Bugünde aynı şekilde geçiyordu günüm. Sabah kalktım babam
çıkmıştı çoktan. Tek başıma kahvaltımı ettim. Odama çıkıp bol, uzun, kahverenkli bir
t-shirt giydim. Altıma diz kapağının üstüne gelecek kadar uzun siyah yarım taytımı giydim. Rımel
ve balmımı sürdüm. Nike çoraplarımla siyah bir spor ayakkabı giydim ve son olarak kahverengi
colins bir şapka takıp çıktım. Önce spor salonuna gittim. Sonrada baya bi barda takıldım.
Saat 21.00'du. Eve gittim siyah kaçama kadar yırtmacı olan göğüs dekolteli uzun bir abiye
giydim. Canım fazla sıkılmıştı kumar oynayacaktım. Sonuçta doğduğumdan beri izlediğim şey.
Kazanabilirdim. İçeri girdim herkes bana bakıyordu orta masada esmer tenli, dalgalı saçlı, ela
gözlü ve yaklaşık boyu 1.80'lerde bir adam:
-Önüne dönsün herkes!
*Dedi sert bir ses tonuyla. Hızlıca lavaboya gittim. Balmımı tekrardan sürdüm ve lavabodan
çıktığımda tekarar aynı adam:
-Hey millet bu kadar zayıf olmayın sabahtan beri adam akıllı bir rakiple oynamadım. Yokmu şöyle
iddialı oyamayacak biri?
-Ben varım.
*Dedim kararlı bir şekilde tüm ciddiyetimle karşısına oturdum.
-Başlayalım mı?
*Dedim yeneceğimi belli edecek bir ses tonuyla.
-Başlayalım prenses.
*Diyerek etrafındakilere göz kırptı ve sinsi bir şekilde sırıttı. Birinci eli ben almıştım. İkinci
elide almak üzereyken atak yapıp durumu eşitlemişti. Üçüncü el çok uzun sürmüştü bir o
atak yapıyordu bir ben ama sonunda o kazanmıştı. Çok sinirim bozulmuştu. Tam tamına
50.000$ borca girmiştim. İnanılmaz bir paraydı. Babama bir daha kumar oynamayacağıma
dair söz vermiştim bunu duyarsa bana çok kızardı ve beni o dağ evine tekrardan kapatmasını
istemiyordum. Yapıcak başka çare yoktu ve ona bir teklifte bulundum önce kumarhanenin en üst
katındaki çalışma odama çağırdım ve kapıyı kitledim babam görmesi diye.
-Sana bir teklifte bulunucam.
- Ne teklifi? Ve neyle alakalı?
*Diye sordu.
-Bak o parayı ödeyemem. Babama söz verdim bir daha oynamayacağım hakkında ama kendimi
tutamadım. Biliyorum hata bende bunu kabul etmek zorunda değilsin ama son çarem bu teklif
bak o parayı ödemesem ve karşılığında ne istersen yapsam??
-Pazarlık yapıyorsun yani
*Dedi.
- Yani kısmen öyle diyelim
*Önce beni bi süzdü.
- Ne bakıyon ya tip tip. Cevap versene bak zamanım yok kabul ediyon mu etmiyim mu?
-Tamam kabul. Ama şartsız koşulsuz ne istersem yapıcak mısın?
-Evet dedim ya nesini anlamıyorsun?
-Pekâlâ o zaman evleniceksin benimle.
-NE!!
-Ciddi anlamda değil. Bak bizim oralarda benim yaşlarıma kadar evlendin evlendin,
evlenmediysen sana kafalarına göre bir kız buluyorlar ve ben bunu istemiyorum. Yani
memleketten birini istemiyorum çünkü ordan biriyle evlenirsem tüm hayatım değişir. Kısaca
senelerini verdiğim mesleğimden olmak istemiyorum. Ama memleket dışında biriyle evlenirsem
zaten sende burdasın seninle evlenirsem işime devam edebilirim. Bana 1 hafta süre verdiler ben
bir haftada seninle tanıştığım kadar hızlı tanışamam kimseyle hadi tanıştık diyelim evlenmeye
kabul ettiremem. Bak anlaşmalı evlilik olucak sana dokunmayacağım ve birbirimizin hayatına
da karışmicaz sadece ailelerin yanındayken rol yapıcaz o kadar. Tabi eğer kabul etmezsen
tehlikedesin demektir ya anlaşmayı kabul edersin ya da baban ölür.
-YA SEN NASIL BİR PSİKOPATSIN? ÇOK MERAK EDİYORUM YANİ NE YAPABİLİRSİNKİ EN
FAZLA?
- BAĞIRMA!! Biri duyucak. Babanla babamın kapanmayan bir hesabı var. Tüm kirli işlerini, ne
haltlar yediğini biliyorum babanın. Gidip bunu babama anlatırsam bir emretmesine bakar babanın
ölmesi. He polis fakan var diyorsan da zaten kumarhane, bar hepsi ortada. Bence polisi hiç
karıştırma.
- Tamam, kabul uzatma daha fazla. Ayrıca evliliğimizin de süresi olması lazım birşey uydurup
boşanırız zaten çocuk falan olmicak. Yani benim hayatıma belki biri giricek ben onunla evlenmek
isticem. Hayatımın sonuna kadar seninle yaşayamam.
-7 ay.
-Oha! Ebeninki yani. Tövbe ya. Ben sana nasıl dayanıcam. Neyse başka çarem yok o da kabul.
-Nerelisinki sen? Niye bu kadar katı kuralları var?
-Şanlı Urfa. Bizim orda töre diye birşey var bilir misin bilmem.
-Ay neyse boşver. Gerek yok bilmeme. Bana bak anlaşma anlaşmadır birbirimizin hiçbir şeyine
karışmicaz.
-E zaten ben bunları söylemiştim sana. Sadece ailelerimizin yanında evlilik rolü yapıcaz bu kadar.
- Tamam anlaştık.
*Diyip elimi uzattım.
-Fakat benimde bir şartım var. Babamla ilgili ne kadar tehlikeli planlar varsa hepsini iptal
ediceksin. Çünkü şuan bu teklifini kabul etmemin tek nedeni babam. Eğer kılına zarar gelirse her
şeyi anlatıp seni o çok sevdiğin işinden aldırırım. Sonrada çekip giderim okeyy?
- Tamam engel olmaya çalışırım-
-Çalışma engel ol.
- Tamam. Ama sadece bu 7 ay içinde engel olurum. Biz boşandıktan sonra aramızdaki tüm
anlaşmalar iptal okeyy?
-İyi tamam.
*Boşanır boşanmaz her şeyi babama anlatmazsam varya. Off ne sınır biriymiş buda ya manyağı
teki mal.
-Adın ne?
-Açelya.
-Değişik bir ismin var. Anlamı ne?
-Kadınlık, tutku ve zarafet demek.
-Etkileyici.
-Senin adın ne?
-Ayaz.
- Tamam.
-Telefon numaranı ver.
-O emirlerin bana sökmez. Bak eğer bana saygı gösterirsen bende sana saygı gösteririm. Eğer
bana emir verirsen bende sana emir veririm. Kısasa kısas yani anladın??
-Saçma sapan atarlanmayı kes. Numaranı ver vaktim yok diyen sen değilmiydin niye oyalayıp işi
uzatıyorsun?
-Sen laftan anlamıyorsun galiba şu tavrını bi değiştir yakında resmi karın olucam ben senin ses
tonunu ona göre ayarla.
-Uzatma daha fazla ve şu numaranı.
*Elinden telefonunu sinirle çektim. Sonra hızlıca numaramı girdim nasıl kaydedeceği ona kalmış.
Direkt numarayı girip telefonunu sert bir şekilde eline geri verdim ve sonra hiç birşey demeden
odadan çıktım. Evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde her şey aynıydı. Yine her zaman yaptığımı
yaptım. Babamın çalışma odasına gidip onunla konuştum. Belki bir umut umursayıp yüzüme
bakar diye. En son yüzüme baksın, belki bir mimiği belki oynar, belki tepki bir tepki verir diye ona
-Baba ben sana bişey söylicem.
-Dinliyorum hızlı ol. Vaktimi alıyorsun
- Ben evlenicem.
- Ne!?
-Duydun işte evlenicem hemde bu hafta.
-Kiminle? Ve bana niye sormadın böyle bir karar alırken?!!
-Bırakta hayatıma kimin gireceğine ben karar veriyim baba. İsmi Ayaz
-Bir fotoğrafı yok mu?
-Eee hayır.
-Nasıl yani hiç mi fotoğraf çekinmediniz?
-Hayır. Düğünde görürsün işte.
Son değiştirilme tarihi: 23:32

You might also like