You are on page 1of 7

POLYBIOS

Polybios Megalopolis kentinde Hellen bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur.


Yaşam aralığı biraz çelişkili olmakla birlikte M.Ö. 200-118 dolaylarında yaşadığı
söylenebilir. Babası Lycortas Akhaia Birliğine önderlik etmiş biridir. Dolayısıyla
Polybios yetişme süreci boyunca bürokrasi, siyaset ve askerlik gibi konuların ister
istemez yakınında durmuştur. İlk resmi görevini 18 yaşında alan Polybios, 20 yaşına
geldiğine Ptolemaios kralı V. Ptolemaios'a elçi olarak gönderilen Hellen heyeti
dahilinde Mısır'a gitmiştir. Ancak aldığı bu önemli görev kralın ölümü dolayısıyla
kısa süre sonra sona ermiştir. Yine M.Ö. 170/169 dolaylarında bu sefer Akhaia
Birliğine vekil seçilmiş ancak Roma'nın bölgede egemen oluşuyla bu görevi de kısa
sürmüştür.

Polybios'un yaşamı tüm Akdeniz Havzasında Roma'nın yeni süper güç olarak
kendini kanıtladığı döneme denk gelir. Akdeniz genelinde devletler ve insanlar
Roma'nın dostu ya da düşmanı olarak saflaşırken bu dönemde Polybios evrensel
nitelikte bir tarih yapıtı ortaya koyma idealinin de etkisiyle Roma'ya dost olarak saf
tutmuştur. Bir görüşe göre III. Makedonya Savaşı sonrasında esir düşerek bir görüşe
göre de Akhaia Birliğinin Romalı consul Q. Marcius Philippus'a gönderdiği askeri
danışma heyetinin üyesi olarak Roma'ya gitmiş ve beraberinde gittiği insanların
aksine geri dönmemiştir.

Hellas'taki kariyeri sıklıkla kesintiye uğramış bulunan Polybios Italia'da


başarılı olabilmiş ve geçmeden tanınan biri olmuştur. Elbette bunda Scipio hanesiyle
kurduğu yakın ilişkinin de önemli etkisi olmuştur. Zaten Polybios'un da hedefi
dünyanın merkezi haline gelen Roma'da dönemin tarihsel değeri yüksek olaylarına
bizzat yön veren kişileri ya da en azından bu kişilerin yakınlarını tanımak ve böylece
yapıtı için olayın merkezinden siyasi ya da askeri 1. el/ağız kaynaklara dayanmaktır.
Nitekim Polybios'un Scipio ile dostluğu öyle ileridir ki tarihçi Ammianus
Marcellinus Polybios ile Scipio'nun bir savaşta testudo/kaplumbağa dizilişinde omuz
omuza saf tuttuğunu belirtir. Ona göre bu ikili kentte de savaşta da ayrılmazdır.

Polybios'un Roma'ya gelişi ve burada tutunmayı başarıp savaşlara dahi katılmış


olması onun araştırmacı kişiliğine ve yapıtını hazırlarkenki ciddiyetine işaret eder.
Ama burada kalmaz Polybios'un olayları anlama ve yerinde görme arzusu onu Roma
dışına çıkıp seyahatler yapmaya da itmiştir. Örneğin Güney Italia'da Locri kentini
gezmiş, Africa kıyılarını görerek Cebelitarık Boğazına gelmiş ve Hispania'dan
Italia'ya Hannibal'in II. Kartaca Savaşı sırasında izlediği rotayı izleyerek gelmiştir.
Ayrıca M.S. II. yy. tarihçisi Pausanios, Polybios'un pek çok Hellen kentini gezip
buralar için hizmetlerde bulunduğundan ölümünden sonra bu kentlerde adına
heykeller yapıldığından söz eder.

Belirtildiği gibi Polybios kapsamlı bir tarih yapıtı ortaya koyma isteğindedir ve
yaşadığı yer ve zamana bakıldığında neden Roma'ya hayranlık duyup yapıtının
merkezine onu aldığı belli olur. Roma III. Ve II. yy.larda Kartaca ve Makedonya'yı
ardı ardına yenilgilere uğratarak en büyük güç konumuna gelmiştir. Küçük bir kent
devleti olarak kurulmuş bu yerleşim önceki yüzyıllarda Italia'nın orta ve güney
kesimlerine yayılmış ve M.Ö. 264'e gelindiğinde Akdeniz ticareti üzerinde
egemenlik için Kartaca ile savaşa girişmiş ve I. Kartaca Savaşı sonunda Sicilya'yı ele
geçirmiştir. Yine II. Kartaca Savaşı sonrasında Kartaca'ya üstünlüğünü kesinleştirip
Hispania da dahil olarak geniş bir bölgeye yayılmaya başlamıştır. Yine bu yıllarda I.
Ve II. Makedon Savaşları (215-205/200-196) ile Hellas'ta nüfuz edinmeye
başlamıştır. Yani şöyle söylenebilir ki daha Polybios'un bebekliğinde dahi Hellas'ta
bir Roma etkisi vardır ve Roma Akdeniz Havzasının diğer güçlerine karşı belirgin
üstünlük elde etmiştir.

Nitekim bundan sonrasında da süreç durulmamış ve Polybios yaşam süresi


içinde III. Makedonya Savaşı'nda (172-168) II. Perseus'un yenilgisi ile
Makedonya'da III. Aleksander'ın ardıl hanedanı olan Antigonosların sona erişi ve
Makedon Krallığı'nın feshedilip Roma'ya ilhak oluşunu görür. Yine M.Ö. 150-148
yıllarında Makedonya'da ayaklanma ve bu ayaklanmanın bastırılışı, M.Ö. 148 yılında
da Roma'ya karşı ayaklanan Akhaia Birliği'nin yenilip Korinthos'un yıkılışı, M.Ö.
149-146 III. Kartaca Savaşı ile de Kartaca'nın yıkılıp Hellas gibi Kuzey Africa'nın da
Roma topraklarına katılışı gibi çok önemli tarihi olaylara tanıklık eder. Bunlardan
göze çarpan en ilginç olanı ise Polybios'un ülkesinin yer aldığı ve bir dönem bizzat
resmi görev dahi aldığı Akhaia Birliği'nin (doğduğu yerin), yaşam amacını
gerçekleştirdiği Roma (doyduğu yer) tarafından yıkılışına tanıklık edişidir. Polybios
bunu Akhaialı bazı yöneticilerin halkı yanıltarak ve boş umutlar vererek Roma'ya
karşı kışkırtmasına bağlar.

Tüm bu olaylar göz önüne alındığında Polybios ve yapıtının önemi


anlaşılacaktır. Yapıtında 264 ve 146 yılları arasını ele almıştır. Bir başka deyişle
Tarihler/Histories/Historiai adlı yapıtı I. Kartaca Savaşı ile başlayıp Kartaca ve
Korinthos'un yıkılışı ile biter. Ancak yapıtın asıl ağırlık noktası II. Kartaca
Savaşı'ndan başlayıp III. Makedon Savaşı'nın sonuna dek olan kısımdır.

Histories 40 kitaptan oluşur 1. ve 2. kitapları önsöz niteliğindedir ve I. Kartaca


Savaşı ve II. Kartaca Savaşı sürecine gidişi ve savaş başını genel hatlarıyla ayrıntıya
girmeksizin ele alır. 3. Kitapta II. Kartaca Savaşı'nın Roma için belki en kritik
dönemi olan 216 yılını anlatır. Hannibal'in Cannae'deki zaferi ile bu kitap sonlanır. 4.
ve 5. kitaplar Hellen ve Doğu Akdeniz bölgelerindeki gelişmelerden bahseder. 6.
Kitap ise Polybios'un belki tarihi ve siyaset bilim açısından değeri en yüksek
kitabıdır. Bu kitapta Polybios rejimler üzerine eğilir ve kuramsal açıklamalar
dahilinde Roma'nın neden bu denli başarılı olduğunu analiz eder. Ona göre üç temel
politik düzen vardır. Bunlar monarşi, aristokrasi ve demokrasidir. 6. kitapta bu
rejimlerin iyi ve kötü yanlarını ele alıp karşılaştırır ve sonuçta bu rejimlerin her
birinin diğerine göre bir avantajı olduğunu çıkararak en iyisinden
bahsedilemeyeceğini belirtir. Nitekim bu iç rejim de çeşitli açılarından dolayı
yozlaştırılabilir. Monarşi tiranlığa, aristokrasi oligarşiye, demokrasi ise çeteciliğe
dönüşebilir. Roma'yı bu denli güçlü ve dinamik yapan şey ise Polybios' a göre
bünyesinde birleştirdiği bu üç rejimin yararlı yanlarını alarak oluşturduğu karma
rejimdir. İlk 30 kitapta Antigonos Hanedanı'nın çöküşüne dek konuları işlemiş, son
on kitapta ise III. Kartaca, Makedon Ayaklanması ve Akhaia Birliği Ayaklanmasını
işlemiştir. Histories'in ilk 5 kitabı tam olarak, 6. kitap büyük ölçüde günümüze
ulaşmış, diğer kitaplardan ise ancak fragmanlar kalmıştır.

Bu noktada Polybios'un felsefi görüşünü ve bundan yola çıkarak siyasi


kuramını genel bi bakışla irdelemek yerinde olacaktır. Polybios görüş bakımından
biraz Stoacılara benzer. Ona göre insanlığın talihi bir döngü içerisindedir. Geçmiş
çağlar sayısız kere tekrarlanmış kıtlıklar, kuraklıklar, seller ile insan kitlerinin yok
oluşuyla geçmiştir. Bu durum gelecekte de sürecektir ve her yok oluşta sadece
insanlar ve toplumlar değil üretilen kültür, bilim ve sanat da yok olmaktadır. Elbette
bu yok oluşlar kitlesel olmakla birlikte son bireye dek değildir ve arta kalan az
saıdaki insan her seferinde uygarlığı yeniden kuracak nesillerin atasın olmaktadır.

Bu şekilde bir yok oluş sonrasında kalan insan kitlesini en kısa süre içinde bir
araya toplanır ve küçük bir birlik oluştururlar. Çünkü tek başına insan doğada
zayıftır. Esasen bu küçük birlik dahi ilkin zayıfken birlik içinden gerek bedensel
gücü gerek zeka keskinliği bakımından sivrilmiş biri öne çıkar ve önderlik eder.
Böylece insan tarihindeki siyasal oluşum sürecinde ilk basamak olarak monarşi
ortaya çıkar. Ancak nesiller geçtikçe kral kavramı değişikliğe uğrar. Önceden
topluluğun çıkarları için öne çıkmış, yetenekli, becerikli ve şartlar bakımından
toplumdaki her fertle eşit yaşayan kişi olan kral veraset sistemi ilerledikçe artık
bedensel ve mental güçten düşer ve toplum için değil kendi için çabalayan kişiye
dönüştüğünde monarşi artık tiranlığa(tyran) dönüşmüştür.

Tiranlığın kaçınılmaz sonu ise bu sistemden rahatsızlık duyan aristokratlar


tarafından yıkılmaktır. Aristokratlar ise daha iyi bir düzen vaadiyle kendi düzenlerini
kursalar da belirli bir zaman sonra gerek kendi içlerinde gerek halka karşı dürüst
olmayacak ve para/güç hırsı ile ahlaksızca tutumlar izleyeceklerdir. Böylece
aristokrasi oligarşiye dönüşecek ve yine bir baskı ve yolsuzluk rejimi altında bunalan
halk isyan ederek demokrasiyi kuracaktır. Demokratik düzen de değişmez kaderi
paylaşarak belirli bir zaman sonra gruplaşma ve anlaşmazlıkların artmasıyla
çeteciliğe dönüşecek ve Platon'un oklokrasi dediği ayaktakımı rejimine dönüşecek
karmaşa bu vakitten sonra eksik olmayacaktır.

Polybios bu üç rejimin de uzun sürede iyi olmayacağını gören ilk kişi olarak 6.
kitabında Lycurgos'u görür. Spartalı yasa koyucu Lycurgos sarsılmaz ve adil bir
düzen kurmak için bu üç rejimin işe yarar yönlerini harmanlayarak bir karma rejim
kurmuş ilk kişidir. Lycurgus'un tasarısında en tepede kral vardır. Kral gücünü belirli
ölçüde yaşlılar/soylular meclisi ve halk ile paylaşır. Halk tabakası ile kral arasında
bir yaşlılar meclisi bulunur ki üye seçiminde tek kriter yüksek erdem olan bu meclis
halkın tepkisine karşı kralın önünde ve kralın eylerine karşı halk önünde bir denge
unsurudur. Halk bu meclise karşı korku ve saygı duyar. Böylece dengeleyici unsurlar
ile sistem takılmaksızın işler. Elbette bunda kralın adil yönetiminin büyük önemi
vardır. Polybios sossuz bir rejime inanmaz elbet ancak Sprata'nın Lycurgos'un bu
karma rejimi sayesinde uzun yüzyıllar sağlam kalabildiğini belirtir.

Yine Roma da Polybios'a göre Sparta'dan daha gelişmiş bir karma anayasaya
sahiptir ve dolayısıyla dengeleyici unsurların sağlamlığından dolayı ömrü de daha
uzun olacaktır. Roma'da consul kurumu monarşiyi, Senatus aristokrasiyi, halk
meclisleri de halkı temsil eder. Böylece iyi ayarlanmış bir denge durumu vardır.
Ancak aynı zamanda Polybios son zamanlarda Roma'da ayak takımının sesinin fazla
yükseldiğine de dikkat çeker ve bunun dengeleri bozabileceğini ifade eder. Nitekim
gerek Roma'nın 2200 yıllık devasa ömrü gerekse M.Ö. I. yy.da halk partisini yanına
alan güçlerle çıkan iç savaşlar Polybios'un haklılığını kanıtlar niteliktedir.

Polybios'un siyasal tarih yazımı için de belirli ilkeleri vardır. Ona göre siyasal
tarih yazacak bir kimsede üç nitelik önemlidir: arşivlerden malzeme toplamadaki
çalışkanlığı, gezip görerek çalışacağı konunun coğrafyasına hakim bulunma yetisi ve
pratik politika deneyimidir. 12. kitabında siyasi tarih yazımını anlatırken tarihçiliği
de tıpçılığa benzetir ve bu işi şöhret kazanmak için yapanları eleştirir. Yine sadece
arşivlere dayanarak tarih yazanları da doğru yolda ama eksik iş yapanlar olarak
eleştirir. Ayrıca özellikle askerlikle uğraşmamış olanların savaş yazıları kaleme
almasının doğru olmayacağını belirttiği gibi politika ile uğraşmamış olanların da
siyasal tarih yazmalarının eksiklikler doğuracağını vurgulamıştır. Neyse ki bu
ifadeleriyle Polybios tutarlıdır. Nitekim kendisi hem komutanlık yapmış hem de
politikanın içinde olmuş biri olarak tarih çalışmasında bu iki alana da yer vermiştir.

Polybios ayrıca askeri ve diplomatik alanla uğraşmışlığından olsa gerek bir


şifreleme tekniği de icat etmiştir. Polybios dama tahtası denilen bu teknikte rakamlar
harflerle ifade edilerek bir şifre oluşturulur.
1 2 3 4 5

1 A B C D E

2 F G I L

Bu tahtada rakamların sayı değerleri her harf için önce satır sonra sütun rakam
değeri kodlanarak tespit edilir. A için 11, C için 13, G için 22 vb. “Ebe bacı gel”
ifadesi bu şifrelemeyle şöyle yazılır: (15 12 15 – 12 11 13 23 – 22 15 24) Elbette bu
sistem uygulanacağı alfabeye göre satır ve sütun sayının artırılmasıyla uyarlanabilir
ya da harflerin alfabetik düzenlerinin dışında karmaşık olarak sıralanmasıyla
zorlaştırılabilir.

Kaynaklar:

- https://jimithekewl.com/2013/06/30/kim-bu-polybius/

- http://www.acikders.org.tr/pluginfile.php/2792/mod_resource/content/
2/9.Hafta%20-%20Roma%20Siyasal%20D%C3%BC%C5%9F%C3%BCncesi%3B
%20Polybius%2C%20%C3%87i%C3%A7ero%20ve%20Seneca.pdf

- http://www.matematikdunyasi.org/arsiv/PDF/04_2_72_73_POLYBIUS.pdf

- https://jimithekewl.com/2015/10/09/polybiusa-gore-politik-tarih/

- https://jimithekewl.com/2015/05/01/lycurgusun-karma-rejimi/

- https://jimithekewl.com/2013/07/04/polybius-siyasi-rejim/

- https://jimithekewl.com/2013/07/20/polybiusta-rejimler-2/
Ozan Karaserçe

10010671

A.Ü. DTCF Tarih Bölümü

You might also like