Professional Documents
Culture Documents
Polybios'un yaşamı tüm Akdeniz Havzasında Roma'nın yeni süper güç olarak
kendini kanıtladığı döneme denk gelir. Akdeniz genelinde devletler ve insanlar
Roma'nın dostu ya da düşmanı olarak saflaşırken bu dönemde Polybios evrensel
nitelikte bir tarih yapıtı ortaya koyma idealinin de etkisiyle Roma'ya dost olarak saf
tutmuştur. Bir görüşe göre III. Makedonya Savaşı sonrasında esir düşerek bir görüşe
göre de Akhaia Birliğinin Romalı consul Q. Marcius Philippus'a gönderdiği askeri
danışma heyetinin üyesi olarak Roma'ya gitmiş ve beraberinde gittiği insanların
aksine geri dönmemiştir.
Belirtildiği gibi Polybios kapsamlı bir tarih yapıtı ortaya koyma isteğindedir ve
yaşadığı yer ve zamana bakıldığında neden Roma'ya hayranlık duyup yapıtının
merkezine onu aldığı belli olur. Roma III. Ve II. yy.larda Kartaca ve Makedonya'yı
ardı ardına yenilgilere uğratarak en büyük güç konumuna gelmiştir. Küçük bir kent
devleti olarak kurulmuş bu yerleşim önceki yüzyıllarda Italia'nın orta ve güney
kesimlerine yayılmış ve M.Ö. 264'e gelindiğinde Akdeniz ticareti üzerinde
egemenlik için Kartaca ile savaşa girişmiş ve I. Kartaca Savaşı sonunda Sicilya'yı ele
geçirmiştir. Yine II. Kartaca Savaşı sonrasında Kartaca'ya üstünlüğünü kesinleştirip
Hispania da dahil olarak geniş bir bölgeye yayılmaya başlamıştır. Yine bu yıllarda I.
Ve II. Makedon Savaşları (215-205/200-196) ile Hellas'ta nüfuz edinmeye
başlamıştır. Yani şöyle söylenebilir ki daha Polybios'un bebekliğinde dahi Hellas'ta
bir Roma etkisi vardır ve Roma Akdeniz Havzasının diğer güçlerine karşı belirgin
üstünlük elde etmiştir.
Bu şekilde bir yok oluş sonrasında kalan insan kitlesini en kısa süre içinde bir
araya toplanır ve küçük bir birlik oluştururlar. Çünkü tek başına insan doğada
zayıftır. Esasen bu küçük birlik dahi ilkin zayıfken birlik içinden gerek bedensel
gücü gerek zeka keskinliği bakımından sivrilmiş biri öne çıkar ve önderlik eder.
Böylece insan tarihindeki siyasal oluşum sürecinde ilk basamak olarak monarşi
ortaya çıkar. Ancak nesiller geçtikçe kral kavramı değişikliğe uğrar. Önceden
topluluğun çıkarları için öne çıkmış, yetenekli, becerikli ve şartlar bakımından
toplumdaki her fertle eşit yaşayan kişi olan kral veraset sistemi ilerledikçe artık
bedensel ve mental güçten düşer ve toplum için değil kendi için çabalayan kişiye
dönüştüğünde monarşi artık tiranlığa(tyran) dönüşmüştür.
Polybios bu üç rejimin de uzun sürede iyi olmayacağını gören ilk kişi olarak 6.
kitabında Lycurgos'u görür. Spartalı yasa koyucu Lycurgos sarsılmaz ve adil bir
düzen kurmak için bu üç rejimin işe yarar yönlerini harmanlayarak bir karma rejim
kurmuş ilk kişidir. Lycurgus'un tasarısında en tepede kral vardır. Kral gücünü belirli
ölçüde yaşlılar/soylular meclisi ve halk ile paylaşır. Halk tabakası ile kral arasında
bir yaşlılar meclisi bulunur ki üye seçiminde tek kriter yüksek erdem olan bu meclis
halkın tepkisine karşı kralın önünde ve kralın eylerine karşı halk önünde bir denge
unsurudur. Halk bu meclise karşı korku ve saygı duyar. Böylece dengeleyici unsurlar
ile sistem takılmaksızın işler. Elbette bunda kralın adil yönetiminin büyük önemi
vardır. Polybios sossuz bir rejime inanmaz elbet ancak Sprata'nın Lycurgos'un bu
karma rejimi sayesinde uzun yüzyıllar sağlam kalabildiğini belirtir.
Yine Roma da Polybios'a göre Sparta'dan daha gelişmiş bir karma anayasaya
sahiptir ve dolayısıyla dengeleyici unsurların sağlamlığından dolayı ömrü de daha
uzun olacaktır. Roma'da consul kurumu monarşiyi, Senatus aristokrasiyi, halk
meclisleri de halkı temsil eder. Böylece iyi ayarlanmış bir denge durumu vardır.
Ancak aynı zamanda Polybios son zamanlarda Roma'da ayak takımının sesinin fazla
yükseldiğine de dikkat çeker ve bunun dengeleri bozabileceğini ifade eder. Nitekim
gerek Roma'nın 2200 yıllık devasa ömrü gerekse M.Ö. I. yy.da halk partisini yanına
alan güçlerle çıkan iç savaşlar Polybios'un haklılığını kanıtlar niteliktedir.
Polybios'un siyasal tarih yazımı için de belirli ilkeleri vardır. Ona göre siyasal
tarih yazacak bir kimsede üç nitelik önemlidir: arşivlerden malzeme toplamadaki
çalışkanlığı, gezip görerek çalışacağı konunun coğrafyasına hakim bulunma yetisi ve
pratik politika deneyimidir. 12. kitabında siyasi tarih yazımını anlatırken tarihçiliği
de tıpçılığa benzetir ve bu işi şöhret kazanmak için yapanları eleştirir. Yine sadece
arşivlere dayanarak tarih yazanları da doğru yolda ama eksik iş yapanlar olarak
eleştirir. Ayrıca özellikle askerlikle uğraşmamış olanların savaş yazıları kaleme
almasının doğru olmayacağını belirttiği gibi politika ile uğraşmamış olanların da
siyasal tarih yazmalarının eksiklikler doğuracağını vurgulamıştır. Neyse ki bu
ifadeleriyle Polybios tutarlıdır. Nitekim kendisi hem komutanlık yapmış hem de
politikanın içinde olmuş biri olarak tarih çalışmasında bu iki alana da yer vermiştir.
1 A B C D E
2 F G I L
Bu tahtada rakamların sayı değerleri her harf için önce satır sonra sütun rakam
değeri kodlanarak tespit edilir. A için 11, C için 13, G için 22 vb. “Ebe bacı gel”
ifadesi bu şifrelemeyle şöyle yazılır: (15 12 15 – 12 11 13 23 – 22 15 24) Elbette bu
sistem uygulanacağı alfabeye göre satır ve sütun sayının artırılmasıyla uyarlanabilir
ya da harflerin alfabetik düzenlerinin dışında karmaşık olarak sıralanmasıyla
zorlaştırılabilir.
Kaynaklar:
- https://jimithekewl.com/2013/06/30/kim-bu-polybius/
- http://www.acikders.org.tr/pluginfile.php/2792/mod_resource/content/
2/9.Hafta%20-%20Roma%20Siyasal%20D%C3%BC%C5%9F%C3%BCncesi%3B
%20Polybius%2C%20%C3%87i%C3%A7ero%20ve%20Seneca.pdf
- http://www.matematikdunyasi.org/arsiv/PDF/04_2_72_73_POLYBIUS.pdf
- https://jimithekewl.com/2015/10/09/polybiusa-gore-politik-tarih/
- https://jimithekewl.com/2015/05/01/lycurgusun-karma-rejimi/
- https://jimithekewl.com/2013/07/04/polybius-siyasi-rejim/
- https://jimithekewl.com/2013/07/20/polybiusta-rejimler-2/
Ozan Karaserçe
10010671