Professional Documents
Culture Documents
C
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI
DANIŞMAN
Prof. Dr. Mine MENGİ
HAZIRLAYAN
Nabi KOBOTARİAN
Ön Söz
Nabi KOBOTARİAN
Adana / 2004
Seyyîd Azîm Şirvanî (1836-1888)
19. asrın Azerbaycan sahasının en büyük şairidir. Lirik şiirleri, tesirli satirik
manzumeleri ile büyük şöhret kazanmıştır. Babası Seyyîd Mehemmed , Şamahı’nın
tanınmış şahıslarındandı. Yedi yaşında yetim kaldı. Dedesi Molla Hüseyin’in
yanında ilk tahsil ve terbiyesini aldı. Bu şahıs Dağıstan’da Yahsay köyünde imamlık
yapıyordu. Ondan Farsça ve Arapça’nın yanında ilk dini bilgileri öğrendi. On yıl
kadar kaldığı Dağıstan’dan on sekiz yaşında iken annesiyle birlikte Şamahı’ya döndü.
Medrese tahsiline devam etti. 1856’da tahsilini tamamlamak maksadıyla Irak’a gitti,
önce Necef ve Bağdat’ta okudu sonra Suriye’ye geçerek Şam’da yüksek medrese
tahsiline devam etti. Tahsilini bitirdikten sonra memleketine döndü. Fakat nedense
din adamlarından pek hoşlanmadı,sahtekar,cahil hocaları, ahundları, beyleri yeren
mizahi şiirler söylemeğe başladı. Bu durum da aleyhine oldu. Cahil halk arasında
adı ‘kair’e çıktı. Din adamı olarak çalışmayan Seyyid Azim ‘Usûl-ı cedîd ‘ mektep
açarak ‘muallimlik’ etmeye başladı. İlk tahsilin medreselerdeki alışılmış usullerden
farklı olarak çocuklara anadillerinde tedris edilmesi, ayrıca tarih, coğrafya, matematik
ve bilhassa Rusça gibi derslerin okutulması halk arasında pek yadırganıyordu.
1878’de resmi bir müessese olan Şamahı Şeher Mektebi’ne Azerî Türkçesi ve
Şeriat dersleri muallimi olarak tayin edildi.
Eserlerinin biri Azerî Türkçesiyle, diğeri Farsça olmak üzere iki büyük
grupta toplamak mümkündür. Anadilindeki külliyatı,hemşehrisi cerrah Mîrzâ Habib
tarafından toplanarak tertip edilmiş ve ilk defa 1892’de Tebriz’de taşbasması olarak
bastırılmıştır.
Seyyîd’in on bin beyitlik Farsça külliyatı yine Mirza Habib tarafından dört
kısım halinde düzenlenerek baskıya hazırlanmış, fakat bastırılamamıştır. Buradaki
kasideler, bütün şiirlerinin yarısını teşkil edecek kadar fazladır.
Şair, Suriye, Irak, Arabistan, Mısır gibi ülkelerde dinî ve fennî ilimler
öğrendikten sonra
Şamahı’ya dönmüştür ancak dönemin cahilleri bu ilimlerin şeriata aykırı olduğunu
ileri sürerek onu rahat bırakmamışlardır.