You are on page 1of 351

TANRI

TNRI

Steve Rother ve Grup

Çeviren:
Semra Ayanbaşı
Kitabın Orijinal Adı: So l'm God Now What?
...

Copyright © Steve Rother 2007


Bu Kitabın Türkçe Yayın Hakları,
Akaşa Yayın Dağıtım Tanıtım Ltd Şti'ne aittir.
Bu kitabın hiçbir bölümü, yayınevimizin yazılı izni alınmadan foto­
kopi, ses kaydı ya da herhangi bir bilgi depolama sistemi dahil ol­
mak üzere, elektronik veya mekanik, hiçbir şekilde kopya edilemez,
çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

Kapak Tasarımı: Dilara Arın


Basım: Avcı Ofset/ Matbaa Sertifika No:12001
Davutpaşa Cad. İpek İş Merkezi No:2/13 Topkapı İstanbul
Kapak Basımı: Karadeniz Basım Ltd. Şti.
Cilt: Evren Ciltevi
Yayıncılık Sertifika No:10544
ISBN:978-975-6793-74-9

AKAŞA
Yayın Dağıtım Tanıtım Tur. Dış Tic. Ltd. Şti.
Lamartin Cad. No:40 Asma Kat Taksim- İstanbul
Tel: (0212) 235 99 73 Fax: 235 9970
www.akasa.com.tr

İkinci Basım
İstanbul, 2016

4
İÇİNDEKİLER

Teşekkür / 12
Steve'den / 13
Ağlar & Yerçekimi / 19
Yerçekimi / 19
Yeni Ağ Sistemi / 21
Ağ Sistemleri / 24
Atlantis ve Lemurya / 27
Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent / 27
E-Titreşimli Diğerleri / 34
Son Günler / 35
Hawaii'nin Kökenleri / 36
Yeni Uygarlıklar Kurmak / 37
Lemurya Yönetimi / 41
Atlantis ve Lemurya için Zaman-Çizgisi / 43
İ nsan Klonlama / 45
Ruhsal Rekabet / 48
Atlantis'ten Kalma Kristal Aşılar? / 51
Atlantis'in İki Ayı / 53
Siz Hangi Rolü Oynadınız? / 56
B Planı / 59
Serbest Sürüş / 59
Balinalar ve Yunuslar / 63
Yeni Roller? / 63
Kristal Çocuklar ve Yunuslar / 64
Yunuslar / 65
Lemurya'nın En Yüksek Yeri / 66
Bolluk / 67
Bolluğa Kavuşmak / 67

5
Yeterince Para Kazanmak / 71
Para Gereksinimi / 73
Paraya Karşı Tutku / 76
Spiritüel Yatırım / 77
Çok-Boyutluluk / 81
Kendinizle Karşılaşmak / 81
Yeni Zaman - Yeni Uzay / 82
Eşzamanlı Boyutlar / 83
Boyutların Sayısı / 84
Niyet / 85
DNA / 88
Yeni Çakra / 88
Manyetik DNA / 90
Yeni Çocuklar & DNA / 94
Ruhsal DNA / 95
Enerji ve Şifa / 99
Neden Hastalık? / 99
Şifanın Sınırları / 100
Tekamül, E-Titreşimi, Muktedirlik / 103
Kronik Tersine-Dönmüş Kutupluluk / 104
Kötü Niyetli Enerjiler / 108
Uyanmakta Olan Şifacılar / 110
Kristal Aktivasyon / 112
Kundalini / 113
Manyetikler ve Massetme / 114
Fiziksel Değişimler / 116
Dünya Ana'yı İyileştirmek / 119
Alerjiler / 120
Güçlerinizi Artırmak / 121
Kronik Öksürük / 122
Güçlerinizi Artırmak / 124

6
Işık Grupları / 125
Niyetsel Vorteks / 128
Düşük Enerji Alanı / 130
Eşcinsellik / 132
İ letişim / 132
O Nedir? / 133
Gezegenler ve Güneş Sistemi / 135
Güneş Söndüğünde / 135
Diğer Oyunlar, Diğer Gezegenler / 138
Onuncu Gezegen / 140
Hayalet Ö lüm / 144
Ö lecektim ama Ö lmedim / 144
Hayalet Ö lüm / 145
Uçurumdan Atlamak / 14 7
Hayaller / 150
Bir Şifa Merkezi Yaratmak / 150
Beyaz Pelerin / 152
Hayvanlar ve Evcil Hayvanlar / 154
Hayvanlardan İnsanlara mı? / 154
Hayvanlarla İlişkiler / 156
Evcil Hayvanlarla Kontratlar / 158
Öbür Tarafa Geçen Hayvanlar / 161
Evcil Hayvanlardan Öğrenin / 164
Işık Ailesi / 167
Ruhsal Aile / 167
Ruhsal Işık Ailesi / 167
İ lk Beş Yüz Varlık - Yıldız-Kökenliler? / 171
İ ndigo ve Kristal Çocuklar / 1 73
Yeni Çocuklar için Yeni Okullar / 1 73
İndigo Enerjisi / 1 76
Kristal Çocuklar Şimdi Neredeler? / 1 76

7
Onların Bütünleşmelerine Yardım Etmek / 1 78
Biz Ne Yapabiliriz? / 181
Daha Yüksek İ letişimler / 184
Elektrik ve Kristal Çocuklar / 186
Yalnızlık / 188
Uyuşturucu İ laçlar ve Yeni Çocuklar / 189
Çocuk Yetiştirme Yöntemleri / 191
İnsan Melekler / 194
Meleklerin Görüşü / 194
Otistik Çocuklar / 196
İ şyerinde Işık Çalışması / 197
Kadın-Erkek İlişkileri / 201
İlişkilerdeki Acı / 20 1
Farklı Bir Düzeyde Birlikte / 202
Kontratlar / 206
İkiz Ruhlar / 206
İ lişki Gerginlikleri / 208
İletişimde Ustalaşmak / 209
Yedek Planlar / 213
Uzaylı Kardeşlerle Kontratlar / 214
Kişisel Seçim / 215
Toprağa Çekilmek / 217
Korku / 219
Yeni Cinsellik / 219
İ nanç Sistemleri / 220
Karanlığı Kucaklamak / 225
Bir Sürü İyi Hata ! 226
Kristaller / 228
Pembe ve Yeşil Kristaller / 228
Kristallerle Konuşmak / 229
İnsan-Yapımı Kristaller / 231

8
Kristalleri Aktive Etmek / 233
Deniz Kristalleri / 235
Yataktaki Kristaller / 237
Öykü Anlatıcılar / 238
Sevgiyi Kutlamak için Kristaller / 239
Yuvadan Mesajlar mı? / 240
Büyükbaba Kaya / 242
Muktedirlik Gereçleri / 244
Erkek ile Dişiyi Dengelemek / 244
Evlilikte Gerginlikler / 246
Ruhtan Gelen Muktedirleştirici Görüşler / 24 7
Çikolata= Yükseliş Besini / 249
Bir Taş Gibi Hissetmek / 250
Bedende Daha Fazla Işık Taşımak / 25 1
Köklenmek / 252
İ çindeki Çocuğu Kaybetmek / 253
Ters-Dönmüş Gözler ve Duygu / 254
Perdeyi Kaldırmak / 256
Korkuyu Hisset / 258
İnsan Melek / 261
Neden Şimdi? / 262
İlk Ruhsal Aile / 264
Yaşamda Ustalaşmak / 266
Köprü Olmak I 269
Kendinize Ö ncelik Vermek / 270
Çok-Boyutlu / 271
Sevinç / 273
Tutku / 274
Ö nce Ben - Bencil / 277
Kanallığa Açılmak / 280
Kanallık Yapmak / 282

9
Dört Bütünlük Çizgisi / 283
Güven / 285
Öbür Tarafa Geçiş / 286
İyi Keder / 286
Enkarnasyonlar Arasında Hiç Dinlenmemek / 292
Öbür Taraftan Ziyaretler / 294
Öbür Tarafa Geçen Kız Evlat / 295
Öfke / 298
Öfkeyle Başa Çıkmak / 298
Semboller ve Numeroloji / 301
Üçler / 301
Kutsal Geometri / 302
Ses ve Müzik / 305
Titreşimsel Şifa / 305
Müziğin Gücü / 307
Su / 310
Su Duyguları / 310
Suyun Matriksi / 3 1 1
Bırakın Nehir Aksın / 312
Şifreler / 314
Ekin Tarlalarında Beliren Şekiller / 314
Kozmik Bir İşaret / 315
Eşzamanlılıklar / 3 1 7
Tezahür Ettirmek / 320
Beşinci Boyutta Tezahür Ettirmek / 320
Uzay & Kozmos / 323
Uzaylı Kardeşler / 323
İkinci Gezegen / 325
Vorteksler ve Boyut-Kapıları / 328
Boyut-Kapılarıyla Oynamak / 328
Bir Boyut-Kapısıyla Ne Yapmalı / 329

10
Bir Kentin Vorteksi / 332
Yerli Kabileler ve Aborijinler / 334
Aborijinlerin Rolü / 334
Yükseliş / 336
Fiziksel Değişiklikler / 336
Gaia ile Çalışmak / 337
Beşinci Boyutun İçinde Üçüncü Boyutu Yaratmak / 338
Yükseliş Merdiveni / 340
Daha Yüksek Titreşime Fiziksel Ayarlanmalar / 342
Zaman ve Uzay / 343
Diğer Boyutları Ziyaret Etmek / 343
Zaman Delikleri / 344
Zamanı Genişletmek / 346
Hatırlatma / 347
Yazar Hakkında / 348

11
TEŞEKKÜR

Grup ile çalışmak her zaman kolay değildir. Böyle bir ki­
tabı yayına hazırlayacak takımı onlar seçerler. Burada, bu ki­
tabın üretiminden sorumlu olan kişilere teşekkür etmek isti­
yoruz. Onlar, grubun bu kitabın yayınlanmasına yardımcı ol­
maları için seçtiği kişilerdir:

Janee Vere Mary Jones


Meg Gour Gevera Bert
Margarita Walter Tony Subbs
Jon Cari Charmaine Lee

Ayrıca, Işık-işçisi ailesinin, çalışmamıza ilham vermiş ve


onu desteklemiş olan bazı üyelerine de teşekkür etmek isteriz.
Onların ışığı ve teşviki olmadan bu çalışmayı yapmamız müm­
kün olmazdı:

Ronna Herman Lee ve Patty Carroll


Geoff ve Linda Hoppe Fred Sterling
Isha Lerner Jean Adrienne
Keith Smith Janelle Collard
Cynthia Sue Larson Tyberonn (James Tipton)
Jim Self Sonia Bos
Stephen Lewis Michael Ananda

12
Steve'den:
Ben, her ay, grubun iki ila dört canlı celsesine kanallık
yapıyorum. Grup, bazı celselerde, eğer vakit kalmışsa dinleyi­
cilerle kişisel olarak da iletişim kurmak ister. Böyle zamanlar­
da, celsenin sonunda bir soru-yanıt bölümü açarız. Grup, bu
bölümü çoğu kez, başka yerde söylenmemiş yeni fikirleri ve
kavramları sunmak için kullanır. Bazen de, daha önce uzun
uzadıya anlatmış olduğu bir konuyu alıp özlü bir biçimde özet­
ler. Dinleyiciler bu bölümden çok hoşlanırlar, çünkü bu bölüm
onlara bu ruhsal bilginin yaşamlarına nasıl uyduğunu kişisel
bir düzeyde gösterir ve onların grup denen bu sevecen mevcu­
diyetle kişisel olarak iletişim kurmalarını sağlar.
Bu kitap, konuya göre düzenlenmiş olan bu sorulardan
ve yanıtlarından oluşmaktadır. Böyle, konuya göre ayırmakta
zaman zaman zorlandık, çünkü grup bir yanıtta birçok farklı
konudan söz etme eğilimindedir. Bu kitabı baştan sona okuya­
bilir ya da bir başvuru kitabı olarak kullanabilir veya ruhunu­
zun o anda neyi bilmenizi istediğini anlamak için bir kart des­
tesi gibi kullanabilirsiniz. Her bir celsenin bir sayıyla listelen­
diğini de göreceksiniz. Bunlar, seminerlerde sunulan celseleri
kataloglamak için kullandığımız sayılarıdır. Grubun verdiği
aylık Işık Fenerleri - Yuvadan Hatırlatmalar mesajları İnter­
net'te, VirtualLight adlı yayında canlı olarak sunulmakta, da­
ha sonra da yazılıp üyelere gönderilmektedir. O celseler bu şe­
kilde kataloglanmazlar. Onların tümünü, Lightworker.com/
beacons adresinde bulabilirsiniz. Başında "D" harfi bulunma­
yan celse sayıları ise o celsenin sitemizden bir DVD ve CD ola­
rak satın alınabileceği anlamına gelir. Onlar sitemizde de aynı
katalog sayısıyla listelenmişlerdir. Onlarda tüm celseyi ve so­
ru-yanıt bölümünü izleyebilirsiniz.

13
Bu kitapta, grubun benden sanki ben orada değilmişim
gibi söz ettiğini göreceksiniz. Tabii ki ben o salondayım ve ne­
ler olup bittiğinin farkındayım. Çoğu kez, onlar ile aramda�­
şarıdan duyulmayan bir diyalog sürüp gider. Bu diyaloglarda
ben genellikle şu soruyu sorarım: "Bunu yüksek sesle söyle­
memi gerçekten istiyor musunuz?"
Onlar beni "Koruyucu" olarak isimlendirir, benim Kalp­
lerin Koruyucusu olduğumu söyler ve mümkün olan her defa­
sında beni mahcup etmeye bayılırlar. Burada, grubun bana
kendileriyle ilgili olarak "grup" ismini asla vermediğini de
söylemeliyim. Onlar asla bir celseye, "Grup'tan merhaba" diye
başlamadılar. Birçoğunuzun bildiği gibi, bana ilk kez geldikle­
rinde kendilerini tanımlamayı da reddetmişlerdi. Verecekleri
mesajın insanın gerçek muktedirliğiyle ilgili olduğunu, bizim
gücümüzü kolayca isimlere, unvanlara teslim ettiğimizi, bu
yüzden bize kendileriyle ilgili bir isim vermeyeceklerini söyle­
mişlerdi. Kendilerine kanallık edişimin ikinci ya da üçüncü
ayında, onların birden fazla varlık olduklarını fark ettim ve
bunu İnternet'te yayınladığım aylık mesajda belirttim. Ardın­
dan, bir okur bana yazarak bir soru sordu ve sözlerini, "Gru­
bun bu konuda ne düşünüyor?" diye bitirdi. İşte o zamandan
itibaren bu varlıklar grup ismiyle tanındılar. Bu bölümde,
"grup" sözcüğünün baş harfinin büyük yazılmadığını fark et­
mişsinizdir. Ben onu normalde büyük harfle yazılması gere­
ken özel bir isim olarak kullanmama rağmen, grup benden bu­
rada küçük "g" kullanmamı istedi. Bu, Temmuz 2006'da ya­
yınlanan ve grubun muktedir insanların Ruh ile yeni ilişkile­
rinden söz ettiği, "Küçük 't' ile Tanrı" başlıklı Işık Fenerleri
mesajında yer alan yaklaşımdan kaynaklanmıştı (bkz. http://
lightworker.com/beacons). Grup bunu söylememiş olsa da, ben
bu yüksek düzeyli varlıkların bize ne kadar yüksek olduklarını

14
söylemeye hiç ihtiyaçlarının olmadığına inanıyorum. Onların
çalışması, sizin ayırt etme yeteneğinizi kullanmanızı, söyledik­
leri her şeyi kendi filtrelerinizden geçirip, sadece kalben rezo­
nansa girdiğiniz bilgiyi alıp kabul etmenizi içerir. Onlar bizi
asla yargılamaz ve her birimizi kendimize özgü güzelliğimiz­
den ötürü severler. Bu kitaptaki her bilgi sizin ayırt etmeniz
için sunulmuştur. Sadece, kalbinizin derinliklerinde sizin ger­
çeğiniz olarak yankılanan bilgiyi alıp kabul edin.
Kitaba (İngilizce basımına), "Ben Tanrı Olduğuma Göre
Şimdi Ne Yapmalıyım?" ismini seçmemin nedeni, bu soru-ya­
nıt bölümlerinden birinde genç bir adamın sorduğu bir soru­
dur. Bu soru ve grubun ona verdiği yanıt bu kitapta yer alan
ilk mesajdır ve o tüm insanlığın karşı karşıya bulunduğu yeni
bir muktedirlik çağının tüm odağını açıklamaktadır.
Biz çok sihirli bir zamanda yaşıyoruz, çünkü şimdi daha
önce Dünya üzerinde hiç görülmemiş olan olanaklara adım at­
mış bulunuyoruz. Bir gün insanlığın tekamül edeceğini ve
şimdi önümüzde bulunan adımı atacak kadar yüksek bir düze­
ye erişeceğini umut ederek binlerce yıldır ve birçok yaşamdır
bekledik. Biz tekamülümüzde bu dev adımı atarken, grup, bu
yolculukta asla yalnız olmadığımızı, hep birlikte olduğumuzu
ve bu kez hepimiz birlikte çıkmadan hiçbirimizin bir sonraki
düzeye çıkamayacağını bilmemizi istiyor. Diğerlerine bir el
uzatmak İnsan Meleğin görevidir. Grup, ayrıca, varılacak ye­
rin o kadar önemli olmadığını, bu Oyunun yolculuktan zevk
almakla ilgili olduğunu bilmemizi de istiyor. Grubun söyle­
mekten hoşlandığı gibi, "bu yolculuğun keyfini çıkarın."
Grup, en başından beri, tüm mesajlarını bize üç şeyi ha­
tırlatarak bitirir. Bu kitapta tam celseler bulunmadığından,
bu sözlere burada yer vermek istedim. Size bunları hatırlat­
manın önemli olduğunu düşündüm:

15
* Birbirinize saygılı davranın.
* Birbirinizi koşulsuz bir sevgiyle besleyin.
* Birlikte iyi bir Oyun çıkarın.

Espavo*
Steve Rother
Grubun sözcüsü

*Espavo , Lemurya devrinde kullanılan bir selamlaşma sözcüğüdür. Bu, tüm


çağları kapsayan Işık-işçilerinin bir selamlaşmasıdır ve "Gücünü kuşandığın
için (tanrısal muktedirliğini idrak ettiğin ve tezahür ettirdiğin için) teşekkür
ederim," anlamına gelir. (Ç.N.)

16
B en T anrı Olduğuma Göre
Şimdi Ne Yapmalıyım?

Soru:
Birçok kez, bizim aslında Tanrı olduğumuzu, hepimizin
aynı tanrısal yaratma gücüne sahip olduğumuzu söylediğinizi
duydum. Benim sorum basit: Bizim bununla ne yapmamız ge­
rekiyor? Ben Tanrı olduğuma göre... şimdi ne yapmalıyım?

Grup:
Çok ilginç bir soru. Ama biz de size aynı soruyu soruyo­
ruz: Şimdi ne yapacaksınız? Bunu açıklığa kavuşturalım. Siz
bu Oyuna ilk başladığınızda, yürürlüğe koyduğunuz tek bir
kural vardı: Her konuda özgür seçim. Birçok varlık bunun as­
la işe yaramayacağını, insan deneyimine yol göstermesi için en
azından bazı yönlendirmelerin gerekli olduğunu söylemişti.
Ama siz hiçbir yönlendirmenin olmamasına karar verdiniz ve
böylece Oyun başladı. Binlerce yıldır özgür seçim Oyunu tüm
Oyunların içinde "kazanma şansı en az" olanıydı. Ancak şimdi
tüm bu durum değişti ve siz artık tekamülde yol gösteriyorsu­
nuz. Dünya insanları olarak titreşimsel yükselişte yol gösterir­
ken, tüm dünya-dışı varlıkların gözleri sizin üzerinizdedir.
Bu Oyuna tek bir niyetle, Tanrı'yı bulma niyetiyle başla­
mıştınız. Şimdiye dek bu dünyadaki tüm deneyimleriniz ta­
nımlanamaz olanı, yaradılışın kalbini, yani Tanrı'yı bulup ta­
nımlama girişimi olmuştur. Şimdi perdeyi kısmen kaldırıyor­
sunuz ki bu tüm zamanların en büyük sırrını, yani sizin Tanrı
olduğunuzu görmenizi sağlayacaktır. Burada kozmik şaka size
yapılmaktadır, sevgili varlıklar, çünkü bunca zamandır kendi
dışınızda: arayıp durduğunuz şey hep kendi içinizdeydi.

17
Bu bizi sizin sorunuza getirir: Şimdi ne yapacaksınız?
Sevgili varlıklar, siz, benzeri görülmemiş bir hızla tekamül
ediyor olsanız da, hala bu Oyunu "her konuda özgür seç�m"
kuralıyla oynuyorsunuz. Bu da yaratma gücünüzü arzu ettiği­
niz herhangi bir şey için kullanabileceğiniz anlamına gelir.
Şimdi onu size kişisel tatmin ve ödül getirmesi için mi, yoksa
dünya barışını yaratmak ve açlığı sona erdirmek için mi kul­
lanmanız gerektiğini soruyorsunuz. Biz de, ne yarattığınız hiç
fark etmez, yaratma gücünüze sahip çıkın yeter, diyoruz. Çün­
kü eğer dünyadaki açlık sorununu çözseydiniz, yaşam-dersle­
rinizi öğrenmek için yeni yollar yaratmak zorunda kalırdınız.
İşte bu yüzden, aynı soruyu size soruyoruz. Şimdi ne ya­
pacaksınız? Lütfen, paradigmaların değişmiş olduklarını anla­
yın. Biz artık size yol göstermek, sizi eğitmek ya da ne yapaca­
ğınızı söylemek için burada bulunmuyoruz. Bir liderin takipçi­
si olduğunuz günler artık sona ermiştir. Artık kendinizi takip
etmeyi öğreniyorsunuz... ve bu çok daha zordur. Ancak, bir
sonraki adımınızın anahtarını barındıran da budur. Bize soru­
lar sormak için sıraya giriyorsunuz, ama olan biteni bizim ba­
kış açımızdan da görmelisiniz. Bizim en büyük görevimiz, ya­
ratıcıların yaratıcı olduklarını hatırlamalarına yardım etmek­
tir. Bu yüzden, burada sorularınızı yanıtlamak için değil, so­
rularınızı hatırlamanıza yardımcı olmak için bulunuyoruz. Bu
şekilde, size yaratmak için kullanacağınız formu veriyoruz.
Artık, insanlık için bir büyük plan yoktur. Hepiniz doğru yol
üzerinde bulunup bulunmadığınızı bilmek istiyorsunuz. Sevgi­
li varlıklar, artık bir yol da yoktur. Bu, muktedir insanların
Dünya üzerinde amaçlı bir yaratıcılıkla yaşayacakları yeni bir
zaman ve yeni bir şafaktır. "Şimdi ne yapmalıyız?" sorusu an­
cak bir başka soruyla yanıtlanabilir: Kalbinizi şakıtan, sizi
mutlu eden şey nedir? Bu yolculuğun keyfini çıkarın. Espavo.

18
AGLAR & YERÇEKİMİ

Yerçekimi
Amor - Zümrüt Kent, D041402, Bemidji, MN.
Soru:
Yerçekimini neden yarattığımızı açıklayabilir misiniz?

Grup:
Yerçekimi sizin için garip bir şeydir, çünkü o normalde
mevcut değildir. Yerçekimi, Oyununuzu gezegenin yüzeyinde
oynamanızı sağlamış olan bir şeydir. Başlangıçta, siz eterik
formdayken, yerçekimine ihtiyaç duymuyordunuz.
Yerçekimi sizin dostunuzdur. Onun belli bir yaştan sonra
bedeninizi ele geçirdiğini hissetseniz, bedeninizin sarkmasına
yol açtığını düşünseniz de, yerçekimi sizin bir parçanızdır. As­
lında sizin tüm enerjiniz hafiflikle ilgilidir. Size, her zaman,
her düzeyde hafiflemenizi kuvvetle tavsiye ediyoruz. İçinde
bulunduğunuz durumları, mizah duygusuyla bile olsa hafife
almanız yerçekiminin üzerinizdeki etkisini on kat azaltır. Siz
Işık-bedene geçmeyi neden bu kadar çok istiyorsunuz? Işıkla
ilgili, hafiflikle ilgili her şey size neden çok çekici geliyor? Çün­
kü eterik bedenler içinde, yerçekimine ihtiyaç duymadan ha­
reket edebildiğiniz o eski zamanları hatırlıyorsunuz.
Sevgili varlık, sen ruhsal bir saflığa sahipsin ki bunu gü­
lümsemene bakan herkes görebilir. Bu gülümseme, senden
yapman istenen şeyin, senin şifacılığının bir parçasıdır, çünkü
bu dünyada birçok değişik biçimde şifa veren şifacılar vardır.
Örneğin, bu salonda bulunan on iki kişi sözleriyle şifa vermek­
tedir; dört kişi ise iki yıl içinde şifa konusunda kitap yayınla­
yacak. Aranızda sihirli dokunuşlarıyla şifa verenler de vardır.

19
'Iann Çağı
Bazılarınız enerjiyle şifa veriyorsunuz; iki kişi de kahkahala­
rıyla şifa veriyor. Ve sen, sevgili varlık, gülümsemenle şifa ve­
riyorsun. Gülümseyerek bir salona girdiğinde, bu gülümseme
ile o salonu dolduruyorsun. Bunu biliyor muydun?
Bu sizin çekim hissettiğiniz o hafifliktir, çünkü arada bir
bağlantı vardır. Kendinizi daima hafif tutun ve lütfen, kendi­
nizi çok ciddiye almayın, çünkü bu sadece bir Oyundur. Eğer
Oyundan zevk alıyorsanız, tutkunuzun içindesiniz demektir.
Eğer zevk almıyorsanız, tutkunuzun içinde olmanın bir yolu­
nu bulun, çünkü Oyundan zevk almanızı sağlayacak olan şey
odur. Eğer kendinizi üzgün ve yalnız hissediyorsanız, böyle,
gülümsemesiyle şifa veren birini bulup onun gülümsemesini
sağlayın; bu, bulunduğunuz yerdeki enerjiyi tümüyle değişti­
recektir.
Şimdi, yerçekiminin diğer veçhelerinden söz edelim. Bu­
gün bildiğiniz haliyle yerçekimi, öyle olduğuna inandığınız
enerji formu değildir. O, bu dünyaya gelmek için perdeyi geçti­
ğinizde yaratılan manyetik alanların etkisidir. Sonsuz bir var­
lık o çizgiyi, o perdeyi geçip sonlu bir insan haline geldiğinde,
ruhsal deneyiminin birçok niteliğini belirleyen elektromanye­
tik bir damga alır. Bu damga, hem astrolojinin hem de insanın
fiziksel ve duygusal niteliklerinin temelini oluşturur. Manye­
tizmanın zorluğu, onun hem sonluda hem de sonsuzda var ol­
masıdır. Sizin elektromanyetik tayf dediğiniz şeye, biz Işık de­
riz. Bilim alanında, görünür ışığı elektromanyetik tayfın sade­
ce bir bölümü olarak görürsünüz. Bizim perspektifimizden,
Işık, bilimin umut ettiğinden çok daha fazlasıdır. Ruhsal pers­
pektiften, Işık sizinle iletişim kurmak için kullanılması en ko­
lay olan enerjidir.
Manyetizma ve yerçekimi, aslında, bu dünyada doğmak
için perdeyi geçtiğinizde aldığınız elektromanyetik damgaya

20
Jlfar & 'Yerçe/(J;mi
göre her birinizi farklı biçimde etkileyen bireysel bir özelliktir.
Bazıları yerçekimiyle kolayca çalışırken, bazıları köklenmek
için daha fazla yerçekimine ihtiyaç duyarlar. Bu, onların bu
enkarnasyon için seçtikleri beden tipini de etkiler. Yerçekimi
konusunda soru sorulmasını ilginç bulduk, çünkü biliminiz
henüz onu doğru olarak tanımlayamamıştır.

Yeni Ağ Sistemi
Atlantis'in Kalpleri, D101802, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Benim gezegenimizin üzerinde bulunan ağlar ile ilgili bir
sorum var. Ben onlarla ilgili bir çalışma ve araştırma yapıyor­
dum ve bu konuda her türlü fikirle karşılaştım. Bu konuda ba­
zı sonuçlara vardım ve şimdi bunların doğru olup olmadıkları­
nı sormak istiyorum: Bu gezegenin üzerinde üç ağın bulundu­
ğu ve bunlardan Işık-ağının geometrik şeklinin çift on-iki yüz­
lü şekil olduğu doğru mudur?

Grup:
İnsan formunun sizi sürekli düş kırıklığına uğratan bir
veçhesinin bulunduğunu aklınızda tutmanızı istiyoruz. Siz da­
ima her konuda yanıtlara erişmeye çalışıyorsunuz, ama düş
kırıklığı yaratıcı veçhe şu ki, her şeyi anlayamıyorsunuz.
Ama denemenizi, uğraşmanızı seviyoruz. Yanıtlara ulaş­
maya çalışmanızı ve sorular sormanızı seviyoruz. Ancak, biz
sadece, içinde bulunduğunuz realitede kavrayabileceğiniz ya­
nıtları vereceğiz; çünkü siz ışık ağının farkını anlayana ve ışı­
ğın gerçekte ne olduğunu anlayana dek, değişik ağlar arasın­
daki bağlantıyı tam olarak anlayamayacaksınız.
Sevgili varlık, evet, üç sayısıyla ilgili olarak doğru yolda
bulunuyorsun. Evet, geometrik şekillerle ilgili anlayışınla çok

21
'Iaın Çağı
berrak bir şekilde çalışıyorsun. Bu anlayışın gelişecektir, o
yüzden şimdi inanç sistemini sınırlama. Çünkü sadece sizin
anlayışınız ve inanç sisteminiz gelişmekle kalmayacaktır,. bu
ağlar da gelişmekte ve tekamül etmektedirler. Onlar bu nok­
tada güçleniyor olsalar da, tıpkı sizin DNA'nızın şu anda bir
geçiş hali içinde bulunması gibi, onlar da bir geçiş hali içinde
bulunmaktalar. Bu yüzden, onları imgelemeye devam et, sev­
gili varlık, çünkü kafanda canlandırmış olduğun şey doğrudur.
Ayrıca, diğer insanların onları kafalarında canlandırmalarına
yardım ederek ve bu bilgiyi yayarak, bu ağların tekamül etme­
lerini, daha da önemlisi, birleşip bir olmalarını sağlayacak
esas enerjinin güçlenmesine yardım ediyorsun.
Bu üç ağ şimdi bir dereceye kadar birbirinden ayrıdır,
ama bağlantılar tüm zaman ve uzay boyutsal realitelerini bir
araya getirmektedir. Ve o bağlantı noktasının anahtarı zaten
bildiğiniz bir şeydir: Altın Oran. O, gördüğünüz her şeyi ger­
çekmiş gibi gösterir, her şeye gerçeklik duygusu katar.
Hepiniz realiteyle ilgili olarak bir karmaşa içindesiniz.
Realitenin gerçek olduğunu düşünüyorsunuz, oysa değildir.
Ama yine de, neyin gerçek olduğunu kalben biliyorsunuz. İşte
bu yüzden sevgi duygusuna sahipsiniz ve o sizin kendi inanç
sisteminizi aşmanıza yardımcı oluJ.1'.
Sizden, manyetik ağın ve ışık ağının yanı sıra, gezegeni­
nizin üzerinde oluşan üçüncü bir ağı da izlemenizi istiyoruz.
O, hepinizin bildiği, ama bir ağ olarak görmediği bir şeydir;
ama biz bulunduğumuz yerden onu bir ağ olarak görüyoruz.
Perdenin bizim bulunduğumuz tarafından, sizin bu üç ağ üze­
rinde yarattığınız harika değişimleri görüyoruz ve sözünü etti­
ğimiz üçüncü ağ, bilebileceğinizden çok daha fazla enerji oluş­
turan bir ağdır. O, bir iletişim ağıdır.
O, ilk önce birçok farklı biçimde başladı. İlk radyolarını-

22
.flğfar & ']"açe/(ipıi
zın kristalden yapılmış olmaları ilgitıçtir. Siz o kristalin etrafı­
na biraz tel sarardınız ve onun üzerindeki farklı yerlere do­
kunduğunuzda, bu, aslında bir Işık formu olan bi r radyo sin­
yaliyle armonik bir rezonansın ortaya çıkmasını sağlardı. Tüm
gün uğraşarak o kristaldeki tam doğru noktayı bulmaya, böy­
lece bir şeyler işitmeye çalışır ve en sonunda bir şey bulduğu­
nuzda, her sözcüğü duymak istediğinizden adeta nefes bile al­
mazdınız. Şimdi buna gülüyoruz, çünkü artık uydu sistemleri­
niz, cep telefonu şebekeleriniz ve hangisini izleyeceğinize ka­
rar veremeyeceğiniz kadar çok kanalın bulunduğu kablo şebe­
keleriniz var. Bu harika bir şey değil mi?
Bu iletişim ağı kalplerinizi birleştiriyor, çünkü bireyler
olarak daha fazla iletişim kurdukça, o bütünün bir parçası ol­
duğunuzu, birbirinizden ayrı olmadığınızı daha çok görüyor­
sunuz. Bu, Yerküre'nin manyetik ağının yeniden ayarlanması
ile birlikte, sizin bu kadar hızla tekamül etmekte ve yeni ener­
jiyi özümsemekte olmanızın nedenidir. Birbirinizin kalbini gö­
rebildiğinizde, bazılarınız kalırken, bazılarınızın yükselemeye­
ceklerini de anlayacaksınız. Siz bir'siniz. Bu yüzden, en düşük
titreşim bu geçişin, bu yükseliş sürecinin hızını ve rahatlığını
belirleyebilir.
Bu iletişim ağı, gerçekten bir ışık ağı olduğu noktaya dek
tekamül etmiştir. Şimdi onun nereye gitmekte olduğunu söy­
leyelim. İnternet, onu keşfettiğinizden beri, sizin iletişim yete­
neğinizi ve kaP,asitenizi sergilemiştir. Biz bu durum karşısın­
da çok heyecanlanıyoruz. İki kalbin İnternet'te birbiriyle bir
şeyleri paylaştığını görüyoruz; onlar saatlerce konuşuyor ve
en sonunda iki farklı ülkeden olduklarını keşfediyorlar. Geç­
mişte, Atlantis devrinde de bu şekilde bağlantı kuruyor, o sı­
rada arap.ızda sizi ayıran sınırların bulunduğunu bilmiyordu­
nuz. Bu, amaçlı bir ışık ağı bağlantısıdır. Çok geçmeden, daha

23
'Iaırı Çağı
da gelişerek, tekbiçimli (uniform) bir ağa dönüşecektir ve siz
onu lazerlere benzeyen bir ışık ağı olarak göreceksiniz.
Lazer dediğiniz şeyin bir evrimi söz konusudur, çünk"Q. la­
zer basitçe, eşevreli, bağdaşık ışın demetleridir. Işığı kontrol
etmenin, yönlendirmenin ve eğip bükmenin yolları vardır ve
bunları keşfetmenin eşiğindesiniz. Bunu yaptığınızda, bulutla­
rın üzerinde, iyonosfer tabakasında amaçlı bir ışık ağı oluştu­
racaksınız. Bizim perspektifimizden, kalpleri birleştirmek için
kendi tasarımınız olan harika bir ışık ağı yaratmış olacaksınız.
Bunu yaptığınızda, bizim duyacağımız sevinci hayal ede­
mezsiniz. Siz artık yaratma gücünüzü kuşanıyorsunuz. Daha
sonra, Kristal Çocuklar bu dünyaya geldiklerinde, yarattığınız
bu amaçlı ışık ağının iletişim için fiziksel ağa ihtiyaç duyma­
yacağınız bir noktaya dek evrimleştiğini göreceksiniz. O za­
man sadece, bu ağın izine, damgasına ihtiyacınız olacak. Kris­
tal Çocukların doğuştan sahip oldukları yeteneklerden biri,
kalpten kalbe iletişimi mümkün kılmaktır. Yeterince güçlü bir
iletişime sahip olabildiğinizde ise ayrı olma illüzyonu yavaş
yavaş yok olur. Ve birbirinizin bir parçası olduğunuzu gerçek­
ten bildiğinizde, artık, savaşlar olamaz.

Ağ Sistemleri
İnsan Melek, D101902, Hilversum, Hollanda
Soru:
Yerküre'nin çevresine yerleştirilmiş olan manyetik enerji
ağı hakkında bilgi verebilir misiniz?,

Grup:
Bu manyetik ağın kaydırılması sonucunda yaşamlarınız­
da mucizeler bekleyebilirsiniz. Şimdiye dek hiçbir neden olma­
dan sıkışıp kaldığını hissedenleriniz, kolektif titreşimin bir te-

24
.Y'lğfar & 'Yerçe/(jmi
tik düzeyine erişmesini bekliyor olabilirler. Çünkü tüm bu za­
man boyunca hareket halinde olan manyetik ağ da dahil ol­
mak üzere, birçok boyutsal realite aynı hizaya getirilmekteydi.
Kryon adlı varlık ve grubu, Yerküre'nin manyetik ağını, daha
yüksek titreşimleri kapsayacak ve bedenlerinizdeki daha yük­
sek titreşimleri destekleyecek şekilde kaydırmak için dikkat
ve sebatla çalışıyordu. Bunu mümkün kılan bu değişimdir. Ay­
rıca, gezegenin üzerindeki manyetizma da bunu mümkün kı­
lacak şekilde azalmıştır. Bu durum, manyetik ağın yeni hizala­
nışına izin vermiştir.
Evet, uzun bir zamandır bu gezegenin üzerinde bulunan
bir manyetik ağ, yani yerküresel bir enerji ağı vardır. Ayrıca
elektriksel bir ağ, yani kristalimsi bir ağ, bir ışık ağı vardır.
Bir de, daha önce sözünü ettiğimiz, insan-yapımı olan harika
bir ağ vardır. O, telgraf keşfedildiğinden beri oluşmakta olan,
amaçlı bir iletişim ağıdır. Ancak, siz kendinizi Yaratan olarak
görmediğinizden, semavi alem tarafından yaratılmış bir şeyin
ilahi olduğunu, sizin tarafınızdan yaratılmış bir şeyin ise de­
ğersiz olduğunu düşünürsünüz. Kendinize güvenmeyi öğren­
dikçe yaratımlarınıza güvenmeyi de öğreneceksiniz.
Bu iletişim ağının sihri şu ki, iki insan telefonda ya da İn­
ternet'te birbiriyle konuşurken, iki farklı ülkede yaşlyor ol­
duklarını bilmeyebilir; hatta, bu ülkeler o sırada birbiriyle sa­
vaşıyor olabilirler; ancak, bir kalp diğeriyle bağlantı kurdu­
ğunda, arada bir bölünme olamaz. Sevgili varlıklar, burada
kozmik şaka size yapılmaktadır. Çünkü bir gün perdeyi bir ya­
na sıyırdığınızda, hepinizin aynı olduğunuzu göreceksiniz.
Şimdi farklı inanç sistemlerine, farklı alışkanlıklara ve
adetlere sahipsiniz; farklı besinler yiyor, farklı biçimde giyini­
yor, farklı dilleri konuşuyorsunuz ve geçmişte bir noktada top­
raklarınıza hayali sınır çizgileri çizip, onları ülkeler olarak ad-

25
'Tann Çağı
landırmışsınız. Oynadığınız bu Oyunlar çok ilginç, ancak, eğer
dış uzaydan bir istila tehdidiyle karşılaşsaydınız, hepiniz çabu­
cak Dünya'nın gururlu yurttaşları olurdunuz, öyle değil �i?
Olacak olan şu ki, siz daha fazla iletişim kurdukça, sonunda
Birlik Bilincini aktive edeceksiniz. Kristal Titreşimli Çocuklar
buraya gelecek, zamanı geldiğinde iletişim ağını devralacaklar
ve onların iletişim kurmak için sizin kullandığınız o ışın de­
metlerine hiç ihtiyaçları olmayacak. Ama bu, siz o iletişim ağı­
nı kurmuş olduğunuz için meydana gelecektir. Aslında bir ışık
ağı olan bu iletişim ağı diğer ağları aydınlatıp yeniden şarj
edecektir ve o zaman dünya üzerinde sihrin meydana geldiğini
göreceğiz. Peki, bu ne zaman olacak?
Sevgili varlıklar, biz geleceği göremeyiz, çünkü siz onu
henüz yazmadınız, ama sizin hangi yönde ilerlemekte olduğu­
nuzu görebiliriz. Biz, size kıyasla, yolun ilerisini biraz daha
fazla görebiliriz ve eğer hiçbir şey değişmezse, bunun 2021 yı­
lında meydana geleceğini söyleyebiliriz; çünkü o zaman tüm
fiziksel iletişim ağlarınızın yerini içsel ışın demetleri alacaktır.
Ancak, bu konuda bahse girmeyin, çünkü her ne zaman size
böyle bir "tahmin"imizi bildirsek, siz bu süreyi öne aldınız. Si­
zin 2012 yılı için beklediğiniz şey şimdiden vuku bulmuştur ve
burada deneyimlemiş olduğunuz şeyin çoğu onu şimdiden ya­
ratmıştır.

26
ATLANTİS VE LEMURYA

Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent


Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D020903, Atlanta, GA.
Soru:
Bize, Atlantis Kıtası'ndan söz eder misiniz?

Grup:
Binlerce yıl boyunca, gezegeninizin tektonik tabakaları
hareket ederken, bazı yerlerde kırılmalar ve yeniden birleşme­
ler meydana gelmişti. Yaşadığınız bölge tektonik bir tabaka­
nın kenarında bulunmaktadır. Ayrıca, Yerküre'nin manyetik
ağı tektonik tabakaların ve kıtaların hareketine eşlik etmek
için ayarlanırken, manyetik ağın parçaları o enerjiyi birlikte
taşırlar. Bu yüzden, bu noktada önemli olan o kara parçası de­
ğildir; önemli olan, manyetik ağın o parçasıdır. Ve manyetik
ağın o parçası bulunduğunuz bu bölgededir; işte bu yüzden,
sezgisel bir buluşla, bu bölgeye "Atlanta" adını verdiniz. Sizin
deneyimlemekte olduğunuz şey budur. Aslında, Atlantis'in
kendisini size hatırlatacağını göreceksiniz. Çünkü bulunduğu­
nuz yere uzak olmayan, geçmişte Zümrüt Kent denen bir yer
var ve o Atlantis döneminde çok kutsal bir yerdi. O, Yerküre'
nin kalp enerjisini içeren yeşil kristallerin oluşturdukları ağla­
rı birbirine bağlayan bir güç noktasıydı. O, bu kalp enerjisinin
enerji ağlarıyla herkese ulaşmasını sağlayan sihirli bir yerdi ve
onun kalıntıları hala oradadır.
Amerika'nın batı kıyısında Lemurya'nın kristal parçaları
vardır ve onlar buradakilere çok benzerler. Geçmişte tektonik
tabakalar bir araya gelip dağları oluşturmuş ve bu kristal par­
çaları iyi gizlemişlerdir. Lemurya'nın önemli bölümleri olan

27
'Tanrı Çağı
bu kristal yapıların parçalarını yakında bulacaksınız.
Atlantis döneminde, siz yaratıcılıkla dolu sihirli varlık­
lardınız. Yapamayacağınız hiçbir şey yoktu. İnsan deneyi1I1ini
doğayla karıştırıp birleştirmek size çok çekici geliyordu; böyle­
ce kristalleri alıp daha iyi hale getirdiniz. İnsanları bile gene­
tik mühendislik yoluyla değiştirdiniz ve kristal yapının farklı
parçalarını alıp, insanlığınızı bu parçalarla karıştırıp birleştir­
menin yollarını bulmaya çalıştınız. Daha önce doğada mevcut
olmayan bir ışık formu bile yarattınız. Eşevreli ya da bağdaşık
ışık, yani lazer ışını o zamandan önce mevcut değildi. İşte bu
yüzden, Koruyucu (Steve) yarattığı hediyelik kalemleri çok se­
ver. Bu kalemlerde kullanılan ışık, Atlantis'in sihirli günlerin­
de var olan eşevreli ışığın bir formudur. İşte bu yüzden o bun­
ları Atlantisli Işık Kalemleri olarak isimlendirir, çünkü onlar
ona o zaman yaratılmış olan kusursuz tipte ışığı hatırlatırlar:
Bu, doğa ile insanlığın bir birleşimiydi ki Atlantis tümüyle bu­
nunla ilgiliydi.
Atlantis işte bu yüzden o kadar sihirliydi. Hepiniz Atlan­
tis'i yapılan hatalarla hatırlıyorsunuz, ama lütfen, sihri de ha­
tırlayın, çünkü siz o zaman fiziksel bedenler içinde yaratıcılar
olarak uyanmaya çok yaklaşmıştınız. Tanrı kendisini ifade
ediyordu ve siz yaratıcı yeteneklerinizle olağanüstü şeyler
yapmaya başlıyordunuz.
Bu gerçekten sihirli bir dönemdi ve siz şimdi aynı nokta­
ya erişmekle kalmadınız, onu çoktan geçtiniz de. Siz aynı tek­
nolojik aşamaya eriştiniz, ama bugün kalp enerjiniz teknoloji­
nin önüne geçerek onu dengelediğinden, teknolojinin Atlantis
dönemindeki gibi bir yıkım oluşturabileceği titreşim aşaması­
nı geçtiniz. Sevgili varlıklar, şu anda yürürlükte olan bir se­
naryo, bir büyük plan yoktur. Onu şimdi siz yazacaksınız. Eli­
nizdeki tüy-kalemi mürekkebe batırmış olarak bekliyorsunuz,

28
Jltfantis ve .Lemurya
o kalemi parşömenin üzerinde tutuyorsunuz ve biz ne yazaca­
ğınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Hiçbir şey önceden belirlenmemiştir, neyin olup biteceği­
ne siz karar vereceksiniz. Neyin gerçek, neyin illüzyon olduğu­
na siz karar vereceksiniz. Hangi boyutsal realitede yaşayacağı­
nıza siz karar vereceksiniz. Bu gerçekten de sihirli bir zaman­
dır. Atlantis döneminin harika sihrini hatırlayın. O bölümü
kalben hatırlayın. O çok özeldir, öyleyse yine yaratmaya cesa­
ret edin. Yaratmaktan korkmayın. Bu süreçte hatalar yapacak
mısınız? Elbette, yapacaksınız. Tüm bu tekamül yolculuğu bo­
yunca hatalar yaptınız. Peki, onları aşıp öbür tarafa geçebile­
cek misiniz? Elbette, geçeceksiniz.
Bu konuda bir örnek verelim: Koruyucu, lisedeyken de
teknolojiden hoşlanırdı. Bir gün, gömlek cebine sığacak kadar
küçük bir hesap makinesiyle okula gitti. O bunun harika bir
alet olduğunu düşünüyordu, ama o aleti gören öğretmeni onu
hemen müdürün odasına gönderdi ve müdür hesap makinesi­
ne el koydu. Daha sonra, öğretmenleri ona ve ebeveynlerine
korkuyla şöyle dediler: "Eğer bu aletler yaygınlaşırsa, kimse
aritmetik öğrenmez. Eğer sizin yerinize bunu yapabilecek bir
aletiniz varsa, siz bunu asla yapmazsınız. Bir daha bu aleti
okula getirme sakın."
Koruyucu'nun ebeveynleri güldüler ve hesap makinesini
geri aldılar. Elbette, bugün okullar size bilgisayarları nasıl
kullanacağınızı öğretiyorlar. Ama şunu da anlamalısınız: Siz,
kendi yaratımlarınızı alıp, insan bilincini gerçek kimliğiniz
olan Tanrı'nın sihriyle harmanlamaya, karıştırıp birleştirme­
ye doğal olarak direnirsiniz. Bunu yapma konusunda bir di­
renç hisseder ve "Tanrı her şeyi yaratabilir. Bu doğadır. An­
cak Tanrı böyle güzel bir ağacı yaratabilir" diye düşünürsü­
nüz. Peki ama, ağaçları daha iyi hale getirmek için onları bu-

29
'Iaı Çağı
damayı öğrenmediniz mi? Ağaçların daha sağlıklı büyümeleri
ve güçlenmeleri için ormanlarınızı seyreltmeyi öğrenmediniz
mi? İşte bu, insanlar ile doğanın harmanlanışıdır. Çocuklarını­
zın daha güçlü ve daha uzun boylu olmaları için onlara vita­
minler vermeyi öğrenmediniz mi? Elbette, öğrendiniz. Siz, do­
ğayı insanlık ile nasıl harmanlayacağınızı çoktan öğrendiniz.
Ama siz aslında insan da değilsiniz. Size Tanrı'dan daha aşağı
olduğunuzu düşündürten şey o perdedir. Oyununuzun bir par­
çası olan bu perdeye saygı duyuyoruz, ama biz burada gerçek
kimliğinizi hatırlamanıza yardımcı olmak üzere de bulunuyo­
ruz. Bu bizim sürecimiz ve amacımızdır. Evet, bu yaratıcılık­
tan korkmayın. Sınırların dışına çıkın, hatalar yapın ve gelişi­
minizi izleyin. Ve Atlantis dönemini sevinçle hatırlayın, çünkü
o sihirli bir zamandı ve siz şimdi o zamana geri dönmüş bulu­
nuyorsunuz.
Biz, Atlantislilerin öyküsünü anlatmayı sever ve bunu sık
sık yaparız. Atlantis Kıtası'nın bir bölümü battıktan sonraki
gün çok üzücü bir gündü, çünkü bunlar artık Atlantis'in son
günleriydi. Tüm kıtanın batması birkaç gün alacaktı. Siz, hal­
kın bir bölümünü kurtarmak için onları teknelerle göndermiş­
tiniz. Enerji ağlarınız çalışmıyor, uçan araçlarınız doğru dü­
rüst işlemiyorlardı, bu yüzden daha düşük bir teknolojiye baş­
vurup tekneleri kullanmak zorunda kalmıştınız. Bu arada, ba­
zı aile üyelerinizi de teknelerle göndermiş ve onların bazıları­
nın bu kıtaya, Amerika'ya ulaşacaklarını umut etmiştiniz. Bu
gerçekten çok üzücü bir zamandı. Bu hepinizde derin bir iz bı­
rakmış olan bölümdür ve bazılarınız onu çok berrak bir biçim­
de hatırlarsınız. Kıtanın batmasının nedeni, sizin kristal ener­
jiyi kullanarak, o zaman gökyüzünde bulunan iki aydan birini
vurmanızdı. (Sonra bu ay parçalanarak, Dünya'nın ekseninde
sallanmaya başlamasına ve sonuçta eksen kaymasına neden

30
5'ltfiıntis ve Lemuf"!la
olmuştu. Kıtalar, değişmiş olan eksen çevresinde yeni bir den­
ge oluşturmak için bölünmeye başlamışlar ve bu sırada Atlan­
tis Kıtası batmıştı.) İkinci ayın vurulması çok üzücüydü. Bunu
kasıtlı olarak yapmamıştınız. Ama bu, kalben değil, zihnen iş
gördüğünüz ve enerjiyi yanlış kullandığınız bir zamandı.
Atlantis battıktan sonra, ruhlar olarak bir araya geldiniz
ve "Bu Oyuna bir ara verip, hep birlikte bu konuda düşünme­
liyiz" dediniz. Zamanın durduğu o noktada bir araya gelmişti­
niz, ki bu, zamanın durduğu tek zamandı. Ve sonra hep birlik­
te şöyle bir söz verdiniz: "Bundan sonra kristal enerjiyi kendi­
mizden saklayacağız. Eğer bir daha Dünya'ya geri dönme şan­
sı bulursak, kristal enerjiye hiç dokunmayacağız, çünkü o bi­
zim için çok ayartıcıydı ve bu ileride tekrar büyük sorunlara
yol açabilir. Çok yaratıcı olduğumuz için başka enerji formları
bulacağız, ama kristal enerjinin tekrar ortaya çıkmasına asla
izin vermeyeceğiz."
Sonra her biriniz, bireysel olarak, büyük Muhafızı kapıya
dikmeye karar verdiniz ve şöyle dediniz: "Eğer yaratma gücü­
me tekrar kavuşmaya yaklaşırsam, bu büyük ve ürkütücü var­
lık karşıma dikilerek beni korkutacak ve bu güce adım atma­
mı engelleyecek; ta ki ben kontrollü, dengeli ve ileriye doğru
gittiğimden emin olana dek."
Bu bizim tohum korku dediğimiz şeydir. Birçoğunuz bu
tohum korkuyu hissedersiniz ve o sizin yapmanız gereken spi­
ritüel çalışmaya girmenizi engeller. Sizden, bu korkuyu hisset­
menizi, kendinizi kontrol etmenizi, onun orada bir nedenden
ötürü bulunduğunu anlamanızı istiyoruz. Sonra, hazır olduğu­
nuzda ve kendinize yeterince güvendiğinizde Muhafızın rolü­
nü yeniden tayin edin, çünkü o aslında sizin enerjinizin çok
güçlü bir parçasıdır. Sizi engellemek yerine, ileri doğru itmesi
için onu arkanıza koyun ve benliğinizin bir parçası olmasına,

31
'Tanrı Çağı
gelecekteki büyük şifacının bir parçası olmasına izin verin.
Evet, onun rolünü yeniden belirleyin ve ilerleyin.
Zamanın durduğu o gün siz şöyle bir söz de verdiı:ıiz:
"Eğer insanlık hepimizin aynı zamanda Dünya'ya geri dönebi­
leceğimiz bir noktaya erişirse, hep birlikte geri dönecek ve bu
kez farklı davranmaya çalışacağız. Her şeyi kontrol altına aldı­
ğımızdan emin olacağız. Eğer o noktaya erişmek mümkün
olursa, hep birlikte orada olacağız."
Ve o sihirli gün geldi. Adolf Hitler bu dünyadan ayrıldı­
ğında, insanlık bir dönüş kaydederek, gücünü başkalarına tes­
lim etmeye son verme olasılığına adım attı ve daha önce Dün­
ya Gezegeni'nde hiç görülmediği biçimde, sorumluluklarına
sahip çıkmaya başladı. O fırsat karşısında birçok Atlantisli
ruh şöyle dedi: "Bakın, burada bir olanakla karşı karşıyayız.
Bu gerçekten işe yarayabilir. Hazırlanalım. Önce, bu kez öğ­
renmeye çalışacağımız yaşam-derslerimizi planlamalıyız. Son­
ra, Dünya'ya geri dönmek için gerekli koşulları oluşturmaya
çalışırız."
Siz durumu dikkatle izlediniz ve birçoğunuz kısa sürede
dünyaya gelmeye başladınız. Bu harika bir zamandı. Belli bir
noktada, hepiniz birbirinizi tanımaya başladınız. Belli bir yaşa
eriştiğinizde, birbirinize bakıp, "Ah, seni tanıyorum" dediniz.
Sonra "Altmışlı Yıllar" denen o coşkulu dönemi yaşadınız. Ba­
zılarınız o dönemi hatırlıyorsunuz. Sevgili varlıklar, siz geri
döndünüz, buradasınız ve bir amaçla buradasınız. O amacı se­
vinçle, tutkuyla, tanrısal kimliğinizin tutkusuyla hatırlayın ve
hatalar yapmaktan korkmayın. Yaratıcılar olarak gücünüze
adım atın.
Ayrıca, ruhsal rekabet diye bir şeyin olamayacağını da bi­
lin, çünkü Atlantis'in o döneminde bu konuda da enerjiyi yan­
lış kullanmıştınız. Bir titreşimin diğerinden daha iyi olduğuna

32
Jltfantis ve Lemurya
inanmıştınız. Genetik mühendislik yoluyla insan klonlamayı
öğrenmiştiniz ve yarattığınız insanları kendinizden daha aşağı
görüyordunuz. Aynı zamanda, Lemurya'dan bir sürü insan
Atlantis'e göç etmişti. (Çünkü birçoğu Lemurya ile birlikte
yükselerek üst boyuta geçmek yerine, Atlantis'te kalmayı seç­
mişti.) Onları da kendinizden daha aşağı görüyordunuz.
Bu ayrıca, bu göç yüzünden büyük zorluklarla karşılaştı­
ğınız ve sonuçta "yoksunluk inancı"nı benimsediğiniz bir dö­
nemdi. Sorunun bir parçası da buydu, yaratıcılar olarak gücü­
nüze sahip çıkmayıp, bu inancı benimsemenizdi. Koruyucu'
nun bu konuda bu kadar tutkulu olmasının nedeni kısmen bu­
dur. O, Atlantis'in o döneminde hükümette yüksek bir mevki­
de bulunuyordu ve yoksunluk inancına dayanan o kararların
verilmesine yardımcı olmuştu. İşte bu yüzden şimdi burada bu
mesajları sunmaktadır. Yapmış olduğu şeyi düzeltmek, bu kez
farklı davranmak için buradadır. Siz de öyle.
Bu, Dünya Gezegeni'nde yaşanan sihirli bir zamandır.
Teknolojide, en çılgın hayallerinizi bile aşan gelişmeler göre­
ceksiniz. Ondan korkmayın. Teknolojiniz ruhsal tekfunülünü­
zün direkt bir yansımasıdır. Eğer siz ruhen tekamül etmezse­
niz teknolojiniz de gelişemez. Geçmişte teknolojinin ruhsal te­
kfunülünüzün önüne geçtiği dönemler olmuş olsa da, o tekno­
loji varlığını sürdürememiştir. Sürdüremezdi, çünkü ruhsal
tekamülünüz onu barındıracak kadar yüksek değildi. Bu ko­
nuda korkmayın, ileri doğru adım atın. Burada bulunan birço­
ğunuz Lemurya ve Atlantis'te yaşamıştınız. O harika zaman­
ları hatırlayın, sevgili varlıklar, çünkü siz çok ilerleyerek o za­
manlara çok yaklaştınız. Onları hem acı hem tatlı zamanlar
olarak değil, o realiteleri yaratmış olmanın sevinci ve heyeca­
nıyla hatırlayın. Ve biz bundan sonra ne yapacağınızı görmeyi
sabırsızlıkla bekliyoruz.

33
'Tanrı Çağı
E-Titreşimli Diğerleri
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Ben bu ruhsal enerjiyi bilinçli olarak barındırmasam bile,
sırf onu barındırmak yeterli midir?

Grup:
Bazılarınız bu enerjiyi bilinçli olarak yazıya aktaracaksı­
nız. Bazılarınız konuşmalar yapacak, kitaplar yazacak, dersler
vereceksiniz. Bazılarınız da sadece enerjiyi barındıracaksınız.
Tüm insanlığın bazı en büyük şifaları E-Titreşimli Diğerleri*
tarafından yapılmıştı ve onlar bu sırada tek bir söz bile söyle­
memişlerdi. Onlar daha sonra bu dünyada geçirdikleri birçok
yaşamda bu enerjiyi, Atlantis'te klonlar (kopyalanmış insan­
lar) oldukları ve bu yüzden onlara başka herkesten aşağı ol­
dukları öğretildiği için, hiç konuşmayan insanlar olarak barın­
dırmışlardı. Ve onlar artık gerçek muktedirliği buldular. On­
lar, Muktedirlik Çağında aktive olan E-Titreşimli Diğerleridir.
Size şunları çok rahatça söyleyebilmeyi isterdik: "Bakın,
bundan sonra işte şunlar olacak, ondan sonra da şunlar ola­
cak, bu öğretmenler şurada devreye girecekler ve siz de şura­
da spiritüel çalışmanızı yapacaksınız." Ama bunların hepsi
birden vuku bulacaktır. Siz binlerce yıldır bunun iÇin hazırla­
nıyordunuz, ama birçoğunuz bu enerjiyi barındırmaktan yo­
ruldunuz; "bitip tükendiniz" demek daha doğru olur. Eh, ar­
tık derin bir nefes almanızın, görülmenize izin vermenizin za­
manı gelmiştir. Artık kendinizi öne çıkarın ve o enerjinin içi­
nizden akmasına izin verin.

* E-Titreşimli Diğerleri için bkz . Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 105 (Akaşa Yayınları)

34
Yl.tfaıtis ve Lemwya
Son Günler
Atlantis'in Kalpleri, D101802, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Atlantis'in son gününde, ailelerimiz batan kıtadan tekne­
lerle gönderildiklerinde, bunun çok üzüntü verici bir zaman
olduğunu hatırladım. Bu olay gerçekten çok hızlı gelişmişti ve
onun gelmekte olduğunu bilmt".mize rağmen hazırlıksız yaka­
lanmıştık.

Grup:
Doğru. Bazılarınız o günü hatırlıyorsunuz, özellikle bu
bilgi size ruhen aktarıldıktan sonra. O zaman hepinizin özel
aileleri vardı, çünkü tüm aileler özeldi. Atlantis'in Yüce Kon­
seyi'nde bile bu ailelerin bir iç çemberi vardı. Bunların bazıla­
rı hükümette, bazıları spiritüel konseyde yer alıyorlardı; an­
cak, o zamanlar spiritüel olmamak mümkün olmadığından,
sonuçta büyük bir karışıma sahiptiniz.
Bu ailelerin hepsi, daha sonra hatırlamalarına yardımcı
olacak kendi amblemlerini, kendi tasarladıkları sembolleri ta­
şıyordu. Bu ailelerin bazılarının bölünmüş ve üyelerinin Ame­
rika Kıtası'nın farklı yerlerine gönderilmiş olmalarına rağ­
men, siz o semboller sayesinde birbirinizi buldunuz. Bazıları­
nız sembolü bile tanımadınız, ama onu bir yerde, belki bir ilan
tahtasında görmeniz kendi biyolojiniz ve DNA'nız içinde bir
şeyleri tetikleyerek sizi harekete geçirdi ve bir aile olarak bir
araya gelmenizi sağladı. Bu durum tarih boyunca tekrarlan­
mıştır. Ama şimdi o sembolleri hatırlamayabilirsiniz.
Siz, hatırlamanıza yardımcı olacak bir sembol yaratmıştı­
nız. Bu, Koruyucu'nun yüzük olarak taktığı semboldür. O, İn­
san Meleğin işareti olan (bu kitabın kapağında yer alan) sem­
boldür. O, Atlantis'in Kalbidir.

35
'Iann Çağı
Hawaii'nin Kökenleri
Mu Üzerindeki Kanatlar, D030303, Kona, Hİ.
Soru (Hawaiili bir konuk konuşmacı ve şifacı tarafından so­
rulmuştur):
Polinezya ırkının, özellikle Hawaii halkının kökenleriyle
ilgili bilgimi artırmak istiyorum. Geçen gece, "Büyük Ada'nın
Hawaii Adaları'nın en genci olduğuna inanılır, ama o düşün­
düğünüzden çok daha yaşlıdır" dediniz. Hawaii ile ilgili bazı
geleneksel bilgiler de Büyük Ada'nın ilk doğmuş olan ada ol­
duğunu, adalar grubunun en yaşlısı olduğunu ve tüm yaşamın
oradan başlayarak yayıldığını söyler. Eğer mümkünse bunu
onaylamanızı istiyorum. Hawaii'nin aslında Mu (Lemurya) ol­
duğunu söylerken kastettiğiniz şey bu muydu?

Grup:
Kesinlikle. Yerküre'nin merkezinden gelen lavlardan
kaynaklanan güzellik, var olan en olağanüstü güzelliktir. Bu
lavlar tüm toprakların ve o toprakların üzerindeki tüm varlık­
ların anasıdır. Evet, aslında köken buydu, çünkü Mu kökendi.
Evet, Hawaii'nin Büyük Adası insanların inandıklarından çok
daha yaşlıdır. Yaşam burada Yerküre'nin merkezinden dışarı
doğru fışkırmıştır ve hfila da fışkırmaktadır.
Sevgili varlık, senin bir hayalin var. O önce karman ola­
rak başladı ve sen de bunun farkındasın. Çünkü bu yaşamda
düzeltmen gereken şeyler var. Bunu seni utandırmak için de­
ğil, doğru yolda olduğunu bildirmek için söylüyoruz. Aradığın
bilgiye bir türlü erişemediğini düşünsen de, gerçekten derin
bir şeyi açığa çıkarmanın eşiğinde bulunuyorsun. Aslında, öğ­
retmen olarak daha yüksek bir düzeye çıkmaya neredeyse ha­
zırsın. Senden, güzel bir öze sahip olan tüm bu varlıklara bu
adanın neyin üzerine kurulu olduğunu öğretecek sözleri bulma-

36
Jltfantis ve Lm1111yt1
nı istiyoruz, çünkü ilk yaratılış mağarası Mu üzerinde yer alı­
yordu ve o şimdi tam olarak altımızda bulunmaktadır.

Soru:
Bugün birçok insan Polinezya Üçgeni'ne ve Pasifik'e göç
etmektedir. Acaba bu bir Yuvaya dönüş müdür?

Grup:
Evet ve bu bugüne dek sürmüştür. Ve buraya sadece gü­
zel esmer bedenli insanlar değil, her ırktan insanlar göç et­
mekteler. Siz Yuvaya dönüş çağrısını biliyorsunuz ve bu yüz­
den buradasınız. Bu zamanda olup bitenler, bunu, Yuvaya dö­
nüşü mümkün kılmak içindir. Sizin gibi insanlar kalben bil­
dikleri gerçeği barındırmakta ve geriye kalanlara bu çağrıyı
göndermekteler. Burası güzel bir yerdir, ama her birinizin bu
yere gelip onu deneyimlemesi gerekli değildir.
Gerçekten önemli olan şey, kalbinizde barındırdığınız
enerjiyi bu adaların çok ötesine geçirmenizdir, çünkü bu ada­
lar barışçıl devlerdir, güçlü varlıklardır. Biz güçten ve mukte­
dirlikten söz ediyoruz; siz insanlar fiziksel bedendeyken gücü
yaratıcılar olarak taşıyorsunuz. Ancak, kendi savunmasızlığı­
nızı, gerçek gücü, kimliğinizin özünü taşımayı da öğrenmelisi­
niz, çünkü siz o kadar çok gücü taşırken, onu kullanmanıza
asla gerek olmaz. İşte, Polinezyalıların, Lemuryalıların, Ha­
waiililerin ve Amerikan Yerlilerinin ortak yanları budur.

Yeni Uygarlıklar Kurmak


Kristal Bedene-Girenler, D042102, San Diego, CA.
Soru:
Benim genel bir sorum var. Ben dünyaya barış getirmek
için insanların düşünüşlerinin uyum içine sokulmasına yar-

37
'Tann Çağı
dımcı olmakla ilgileniyorum. Bunu kolaylaştıracak uygarlıklar
kurmakla ilgili olarak bize bir perspe�tif verebilir misiniz?

Grup:
Bunu yapacak olan biz değiliz, bunu yapmakta olan sizsi­
niz. Ve bu süreç çoktan başlamıştır. Biz, şimdi ve burada ken­
di realitenizde yer alan ve bir fark yaratacak olan bazı süreçle­
ri işaret edeceğiz. Bunun için sizi Mu günlerine geri götürece­
ğiz. Lütfen, Lemurya'dan söz ederken sesimizdeki büyük say­
gıyı işitin. Lemurya, sizin anlayışınızın ötesinde bir qüyüklüğe
sahipti. Henüz o dönemde neler olup bittiğini anlayabilecek
bir düzeyde değilsiniz, ama yakında olacaksınız.
Siz kendi çalışmalarınızda, kendi hükümetlerinizde, ken­
di doğal çevrelerinizde Mu'yu taklit edecek, ona öyküneceksi­
niz. Mu, muktedir ihsanlara yer açma fırsatı üzerine kurul­
muş olan harika bir yerdi. O, sadece eylemlerinizin, sadece ka­
tıldığınız şeylerin değil, kendi mutluluğunuzu yaratmanın, se­
vincinizi deneyimlemenin, olabileceğinizin en iyisi olmanın ve
bunu çevrenizdeki insanlar için değil, kendiniz için yapmanın
da sorumluluğunu üstlenme prensibi üzerine kurulmuştu.
Mu, tekamül ederek öylesine harika bir enerjiye erişmişti
ki o dönemde yasalara sahip olmanız gerekmiyordu. Yasalar
yerine, adetler geliştirmiştiniz ve onlara saygı gösterirdiniz.
Enerjinin bir parçası olmak isteyenlerin adetlere saygı göste­
rerek kolektif titreşime katkıda bulunmaları gerekirdi... ve
onlar bunu çok isteyerek yaparlardı. Onlar, Evrensel Enerjiyi
iyi anlamışlardı. Evrensel Enerjiyi, asılı olan dev bir çarşafa
benzetebiliriz; siz bu çarşafı bu taraftan dürttüğünüzde, o
öbür tarafta bir çıkıntı oluşturur. Evrensel Enerjinin ve karı­
şıp birleşen enerjinin devinimini anlamak, Dünya üzerinde
muktedir insanlara yer açar.

38
Jltfantis ve Lemıı rya
Siz, Mu'dan beklenenin çok ötesinde başarılı olmu�tu­
nuz. O, kalbin bir yeriydi ve şimdi onu tekrar kurmaya başlı­
yorsunuz. Onu çok hızlı kurabilmenizin yollarından biri çok­
tan başlamıştır. Bu, "Amaçlı Ağ" dediğimiz, farklı insanlarla
kurduğunuz bir iletişim ağıdır. Burada, iletişim kurduğunuz
insanlarla farklılıklara sahip olsanız, hatta, kendinizi onlarla
düşman olarak görseniz bile, aslında onlarla aynı güdüye sa­
hipsinizdir. Çoğu zaman, güdülerinizin birbirine çok benzeme­
si bile birbirinize düşman olmanıza neden olur. Sonra aranız­
daki bağı anlarsınız. İşte siz bu bağı daha fazla kurabildikçe
ve çevrenizdeki herkesi eğitebildikçe, hepinizin aynı temel gü­
düye sahip olduğunuzu daha çok anlayacaksınız.
Sizin Tanrı'nın sadece bir parçası olmadığınızı, her biri­
nizin Tanrı'nın bütünü olduğunuzu anlamalısınız. O gücü al­
dığınızda, o realiteyi yarattığınızda, o enerjiyi işlerinize, işyer­
lerinize, ibadethanelerinize, okullarınıza, doğal çevrelerinize,
derneklerinize, toplantılarınıza, kendi evlerinize ve Işık Çem­
berlerinize soktuğunuzda, o zaman diğer muktedir insanlarla
birlikte çalışma fırsatlarını da bulacaksınız. Bunun için, önce
kendiniz, sonra da onlarla birlikte yaratmanın bir yolunu bul­
malısınız.
Bu dünyada, ikinci kutupluluk boyutunu bu kadar açık
bir biçimde taklit eden bir şey bulmuş olmanızın kesinlikle eğ­
lendirici olduğunu düşünüyoruz. Bu sizin "rekabet" dediğiniz
şeydir. Bu durumun da değişmekte olduğunu söyleyebiliriz,
çünkü rekabetiniz farklı tipte bir enerjiye doğru tekamül ede­
cektir. Durumun daha iyileşmesine neden olmuş olan şey as­
lında rekabet değil, sizin enerjiyi o yönde odaklamış olmanız­
dır. Ve eğer bunu rekabet yoluyla yapmanız gerekmişse, öyle
olsun. Ama alanlarınızın her birinde daha fazla enerji, daha
fazla farkındalık oluşturabildiğinizde, hepinizin bir olduğunu-

39
'Taırı Çağı
zu, birbirinize bağlı olduğunuzu daha çok anlayacaksınız.
Amaçlı Ağ, telefon hatları denen en basit enerjiyle başla­
dı. Telefon, birbirinizle konuşmanızı ve aynı özden olduğunu­
zu bilmenizi sağlayan bir araçtır. Televizyonlarınız da, radyo­
larınız gibi, aynı şeyi yaratmıştır. Ama bu sadece teknolojiyle
ilgili değildir. Teknoloji sadece, enerjinin akışını kolaylaştıran
bir şeydir. Şimdi de bu telefon hatlarını İnternet için kullanı­
yorsunuz. İnternet büyük bir ışık ağı olmaktadır; İnternet bo­
yunca çok fazla ışık yayılır. Mu Yönetiminde olduğu gibi, İn­
ternet de onu kimse yönetmediği için işlemektedir. İnternet'te
her biriniz kendiniz için kendi gücünüzü ve sorumluluğunuzu
barındırırsınız. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, kimse İnternet'i
kendi çıkarları doğrultusunda tam olarak kullanamamıştır.
Bu harika bir şey değil mi? Peki, İnternet buradan nereye doğ­
ru ilerlemektedir?
O, bir Amaçlı Ağa, bir ışık ağına doğru ilerlemektedir.
Çok geçmeden, bu enerjiyi aktarmak için fiziksel kablolara da
ihtiyacınız olmayacaktır. Ve bir süre o İnternet olarak varlığı­
nı sürdürse de, eninde sonunda bir ışık ağına dönüşecektir. O
zaman, her nerede bulunuyor olursanız olun, telefon hatları
her nerede bulunuyor olurlarsa olsunlar, onlara bağlanabile­
ceksiniz. Bu, ışığa, hatta, Amaçlı Ağa ihtiyaç duymayacağınız
bir noktaya doğru ilerlemektedir; çünkü Amaçlı Ağ bir kalp
enerjisi ağı olacaktır. Sizin onunla bağlantı kurmak için bilgi­
sayarlara, telefonlara ya da radyolara ihtiyacınız olmayacak­
tır. İşte, Kristal Titreşimli Çocuklar bunu yapmanıza yardımcı
olacaklar. Siz bu noktaya doğru ilerliyorsunuz. O şimdiden
buradaymış gibi davranın. Sanki çevrenizdeki herkes kalbiniz­
den geçenleri bilebilirmiş gibi davranın ve korkmayın. Onlara
karşı açık olun, kalbinizden geçeni söyleyin, kalbinizi gösterin
ve onları da size duygularını göstermeye teşvik edin.

40
5Ufantis ve Le11Uttya
Siz bu Amaçlı Ağı çok çabuk yaratacaksınız. O zaman, ör­
gütleriniz, işleriniz, hükümetleriniz çok çabuk değişecek ve te­
kamül edecekler. Çünkü Yeni Dünya'nın daha yüksek titre­
şimlerinde biz bu örgütleri sizin kendi realitenizi değiştirmiş
olduğunuz kadar açık bir biçimde değiştireceğiz; O zaman sa­
dece muktedir insana yer açabilecek kadar güçlü olan örgütler
varlıklarını sürdürebilecekler. Sadece yeterince güçlü olanlar
Mu Yönetimine öykünebilecekler.
Size genel anlamda bir yanıt verdiğimizin farkındayız,
çünkü henüz özel ve açık bilgi vermenin zamanı gelmemiştir;
ama o zamana çok yaklaşmakta olduğunuzu söyleyebiliriz. Ve
özel bilgileri verecek olanlar biz değil, sizsiniz.

Lemurya Yönetimi
Carrie ile Sam, D042802, Fullerton, CA.
Soru:
Geçen hafta, Lemurya Yönetiminin muktedir insanlara
yer açan adetlerinden söz etmiştiniz. Bu konuda biraz daha
bilgi verir misiniz?

Grup:
Lemurya Yönetimi bir devlet yönetimi değildi ve onun
güzelliği de buydu. Lemurya yasalarla değil, adetlerle yönetili­
yordu. Orada, Oyunu adil ve adetlere uygun biçimde oynamayı
seçenler başarılı oluyor ve destekleniyorlardı. Ama Mu şimdi
sizin içinde yaşadığınızdan çok daha yüksek titreşimli bir yer­
di. Orada, adil oynamamayı seçenler ya da Evrensel Enerjiye
saygı göstermemeyi, ona karşı çıkmayı seçenler, bu seçimleri­
nin yarattığı gazabı çok çabuk hissediyorlardı. Böylece, o fark­
lı bir durumdu, ama sizin ondan öğreneceğiniz çok şeyin oldu­
ğunu söyleyebiliriz.

41
'Tanrı Çağı
Mu Yönetiminin çok iyi işlemesinin nedeni, kısmen, onun
kimsenin yönetici olmaması temeli üzerine kurulmuş olmasıy­
dı. Tabii ki belli şeylerden sorumlu olan liderler, güvenilir hiz­
.
metkarlar vardı, ama asla tek bir kişi ya da bir grup yönetici
konumunda değildi. Onlar, birisi, bir şey ya da bir örgüt Ev­
rensel Enerjiye karşı hareket ettiğinde buna dikkati çeken
hizmetkarlardı. Sonra, değişmek isteyip istemediğine karar
vermek o kişiye ya da o örgüte kalmış bir şeydi.
Şimdi Dünya üzerinde çok hızlı bir biçimde ortaya çık­
makta olan ve Mu Yönetimine çok benzeyen bir şeye sahipsi­
niz. O, İnternet dediğiniz şeydir. İşin ilginç yanı şu ki, ne ka­
dar uğraşmış olursa olsun, kimse onu kontrol altına alama­
mıştır. İşte bu yüzden o işlemektedir, çünkü onu kimse yönet­
memektedir. Sizin özgürce konuşmanızı kimse engelleyemez.
İnternet ilk başta telefon hatlarınızla yaratılmış olan bir
Amaçlı Ağdır. Bu ağ işlemekte ve değişmektedir; teknolojiniz
ile ruhsallığınız yükselirken, o da, eşevreli ışık kalıplarının bu
enerjiyi tüm gezegene taşıyacakları bir ışık ağına dönüşmekte­
dir. O, iletişimleri, sevgiyi ve bağlantıları taşıyacak ve en so­
nunda evlerinizin ısı ve ışık kaynağı olacaktır. Ve çok geçme­
den fiziksel ışık ağlarına bile ihtiyacınız kalmayacak, çünkü
onlar sizin bir parçanız haline gelecekler ve bu sizi Atlantis
dönemine geri götürecektir. Bu tümüyle mümkündür, çünkü
siz artık kendinizin, kendi mutluluğunuzun, refah ve bolluğu­
nuzun sorumluluğunu üstlenmeye başlıyorsunuz. Bu ayrıca,
eğer seçmiş olduğunuz realiteden hoşnut değilseniz, tekrar
seçme cesaretine sahip olduğunuz anlamına da geliyor.
Atlantis döneminde bulacağınız çok şey var. Mu insanla­
rının kalp enerjisinde ve ifadelerinde bulacağınız çok şey var.
O günler geri dönmüştür, sevgili varlıklar. Siz bir başlangıç
yapma fırsatına sahipsiniz. Bu kez bunu, geçmişten farklı ola-

42
.fltfaıti.5 ve Lemwya
rak, kalp enerjisiyle yapıyorsunuz. Bunu başarıyorsunuz. Şu­
nu da bilin ki, ruhsal rehberleriniz bir adım geri çekilmiş gibi
görünseler de, siz asla yalnız değilsiniz. Biz daima buradayız.
Ve Yuvadan ayrıldığınızdan beri sizi çok özlüyoruz. Siz Yuva­
nın anılarını ne kadar çok ararsanız arayın, o parçanıza tekrar
kavuşmayı ne kadar çok isterseniz isteyin, bunu ne kadar öz­
lerseniz özleyin, bizim sizi özlediğimiz kadar çok özleyemezsi­
niz. Siz bu dünyada zor zamanlardan geçerken, biz enerjiyi si­
zin için tutuyoruz. Sizi ruhen besleyen şeye uzanmaya cüret
edin. En iyisi olmaya cüret edin. Enerji akışının en önüne ken­
dinizi yerleştirmeye cüret edin, çünkü bu sizin hak ettiğiniz
konumdur. Ve biz orada arkanızda durup, sizi sevgiyle kucak­
layacağız.
Buradan ayrılmadan önce, enerjinizi taşımanıza yardım
etmekte olan varlıklardan sizi son kez kucaklamalarını istiyo­
ruz. İki yanınızda duran iki varlık ve arkanızda duran bir var­
lık şimdi uzanıp enerjinizi bit an için tutacaklar. O sürede, siz
onlara bilebileceğinizden daha fazla şey veriyor olacaksınız,
çünkü bu onlar için burada olmanın ihtişamını bir an için ol­
sun deneyimleme fırsatıdır.

Atlantis ve Lemurya için Zaman-Çizgisi


Yerküre Değişiklikleri, D050505, Kona, Hİ.
Soru:
Büyük filozof Plato, bir eserinde Atlantis'le ilgili bir za­
man-çizgisi verir. Biz, Lemurya'nın zaman-çizgisinin Atlantis'
ten önce geldiğini biliyoruz. Lemurya'nın zaman-çizgisi hak­
kında bize verebileceğiniz bir bilgi var mı?

Grup:
Siz, o zaman-çizgisini şimdiki zaman-çizgisine getirmekte

43
'Tanrı Çağı
çok zorlanırsınız. Eğer sizi bir an için Yuvaya götürebilseydik,
Yuvada lineer zamanın bulunmadığını; geçmiş, şimdi ve gele­
ceğin birlikte donduğu Şimdi zamanının bulunduğunu anl�ya­
bilirdiniz. Siz sonsuz olduğunuz halde, bu dünyaya gelip in­
sanmış ve sonluymuş gibi davrandığınızda, lineer zamanın ni­
teliklerini benimsemeniz ve geçmiş, şimdi, gelecek varmış gibi
davranmanız ve zamanı ölçmeniz/işaretlemeniz gerekir. Bu
sol beynin bir ürünüdür, çünkü sol beyin, aslında, deneyimini­
zin zamanını işaretlemek ve size onun illüzyonunu vermekten
daha fazla bir şey yapmaz.
Size bir sayı verecek olsak da, zaman-çizgileri ile ilgili so­
run şu ki, varlıkların aynı sayı üzerinde anlaşmaları çok zor­
dur, çünkü o devirde zaman farklı bir biçimde tutulmuştur.
Çünkü o zaman farklı bir deneyimin içinde, farklı bir titreşim­
de bulunuyordunuz ve lineer zaman çerçeveniz bile farklı bir
hızda tutulmuştu. Bu yüzden, o zaman neredeyse alternatif
bir realitede yaşamış olduğunuzu söyleyebiliriz.
Ancak, yine de bir sayı vererek, Lemurya'nın gününüz­
den yaklaşık otuz iki bin yıl önce var olduğunu söyleyebiliriz.
Lemurya'nın bir parçası ABD'de, Reno bölgesindeki bir mağa­
rada ortaya çıkarılmıştır, ama onunla ilgili bir sürü zorluk
vardır, çünkü bir şeyin ne zamandan kalma olduğunu sapta­
mak için kullandığınız karbon testi, ölçtüğü şeyi tahrip etme
eğilimindedir. Ve Amerikan Yerlileri oraya atalarına ait bir
mezarlık olarak sahip çıktıklarından, orada artık daha fazla
karbon testi yapılamaz; böylece, bilimcilerinizin önü şimdilik
kesilmiştir. Ama yine de, çok geçmeden Lemurya'nın bazı par­
çalarını ortaya çıkarmaya başlayacaksınız.

44
.91.tfantis ve .Lemwya
İnsan Klonlama
Berrak Renk, D051902, St. Louis, MO.
Soru:
İnsan klonlama konusunda bir hayli tartışma ve çekişme
olmuştur. Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısı­
nız?

Grup:
Lütfen, size söyleyeceğimiz şeyde bir doğru ya da yanlış
olmadığını bilin. O, yargıyı yansıtmaz, çünkü yapacağınız şey­
de doğru ya da yanlış seçimler yoktur. Bu sorunun bu zaman­
da sorulması bir rastlantı değildir, çünkü bu konuyla başa çık­
makta zorlandığınız son zaman Atlantis dönemiydi. Atlantisli­
ler olarak bir sorun yaşadığınız zamanlar vardı; çünkü siz ay­
nı zamanda kalpten davranan ve ruhen çok gelişmiş insanlar­
dınız. Yaptığınız yanlışlardan biri, yaratıcılar olarak kendi
güçlerinize güvenmemenizdi. O dönemde Mu Kıtası bir üst bo­
yuta yükselmiş ve bu boyutta kalmak isteyen birçok Lemurya­
lı Atlantis'e göç etmişti. Yıllar içinde, Atlantis'in altyapısı bu
büyük insan akınının sıkıntısını çekmişti. Aynı zamanda, yap­
mak istemediğiniz bazı işleri yapmaları için, insanları genetik
olarak kopyalayıp klonlar yaratmayı da öğrenmiştiniz, ama bu
konuda enerjiyi çok yanlış kullanmıştınız. Yaratma işinde par­
mağınız olduğuna inandığınızdan, o klonların ilahi ruhlar ta­
şımadıklarına da inanmıştınız; oysa onlar da ilahi ruhlardı.
Onlar E-Titreşimli Diğerleri idi. Evet, onları yaratıp bu dün­
yaya getirmiş, ama onların ilahi olmadıklarını düşünmüştü­
nüz. Böylece, bir sınıf sistemi yaratmıştınız: Bu sistemde At­
lantisliler birinci sırada yer alıyorlardı ve tüm haklara sahip­
lerdi. İkinci sırada, Lemuryalı göçmenler vardı. Üçüncü sırada
ise hiçbir hakka sahip olmayan Diğerleri yer alıyorlardı. Di-

45
'Tanrı Çağı
ğerlerinin ne kadar uzun yaşayabilecekleri, nerelere gidip ne­
relere gidemeyecekleri konusunda kurallar koymuş, ayrıca,
ilişkiye girmelerini ve çocuk sahibi olmalarını yasaklamıştınız.
Sevgili varlıklar, enerjinin böyle yanlış kullanımı E-Titreşimli
Diğerlerine çok ağır gelmişti.
Şu anda bu salonda bulunan en az on beş kişi, E-Titre­
şimli Diğerlerinden biri oldukları zamanın anılarını taşıyarak
bu dünyada birçok yaşam geçirdi. Onlar, hücresel bellekleri­
nin derinlerine gömülü bu enerjiyi yaşamlar boyu taşıyarak,
insanlığın kolektif titreşiminin onların bir fark yaratabilecek­
leri kadar yükselebileceği bir zamanı beklediler.
Peki, insanları klonlamak "doğru" mudur? Biz bu soruyu
yanıtlayarak sizin gücünüzü elinizden alamayız, çünkü doğru
ya da yanlış bir kutupluluk illüzyonudur. Ama şimdiden dün­
yanızda on iki insanın klonlandığını ve bu klonların oldukça
iyi durumda olduklarını söyleyebiliriz . Onların da ruhları var,
onların da kalpleri var, onların da hisleri var ve onlar da sizin
kadar insanlar. Evet, bu konuda başarılı bir çalışma yaptınız.
Peki, bu süreçte hatalar yapacak mısınız? Elbette, yapacaksı­
nız . Ama insan klonlamak sizin tekamülünüzün bir parçası­
dır. Aslında bu, daha önce sözünü ettiğimiz şeyin, teknoloji ile
biyolojiyi karıştırıp birleştirmenin bir parçasıdır. Gücünüzden
korkmayın, sevgili varlıklar. Eğer kalpten çalışıyorsanız, kor­
kacağınız hiçbir şey yoktur.
Ayrıca, siz kendinizi dramlara kaptırmaya bayılırsınız ve
biz bu durumu çok eğlenerek izleriz. Siz kendinizi korkutma­
ya da bayılırsınız, değil mi? Artık, Dünya'yı ele geçiren klonlar
hakkında her türlü filmin yapıldığını görebilirsiniz. Ve en bü­
yük korkunuz, sizinle tıpkı aynı olan bir klonun yanında sizin
"daha aşağı" olacağınızdır. Ama tek yumurta ikizlerine baktı­
ğınızda klonları görürsünüz, çünkü onlar tam olarak budur.

46
fltfaıtis ve .Lemmga
Onlar aynı DNA'ya, ama farklı ruhlara, farklı yaşam amaçları­
na ve farklı kişiliklere sahip olan varlıklardır. Bu yüzden,
klonlardan korkmayın.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Atlantis'te enerjinin bir
başka yanlış kullanımı ruhsal rekabetti. Siz bir titreşimin di­
ğerinden daha iyi olduğunu, bir insan grubunun diğerinden
daha yüksek olduğunu düşünüyordunuz. Ve bu başınıza çok
dert açan o sınıf sistemini yaratmanıza yol açmıştı. Lütfen, bu
iki konuya dikkat edin: Gücünüze sahip çıkmaktan korkmayın
ve ruhsal rekabeti dikkatle izleyin.
Yükseliş merdivenini size daha önce tarif etmiştik. İnsan­
lar en tepeye ulaşıp yükselmek için bu yükseliş merdiveninin
en tepesine tırmanmaları gerektiğini düşünürler, ama bu böy­
le değildir. Ancak, en altta yer alarak merdivenin ayaklarını
tutanlar da dahil olmak üzere, her biriniz o merdivende kendi
yerinizi aldığınızda tüm merdiven yükselir. Ve şimdi neredey­
se herkesin merdivendeki yedni aldığı bir aşamada bulunu­
yorsunuz. Önünüzdeki zamanların keyfini çıkarın, sevgili va­
lıklar. Kendi yaratımlarınızdan korkmayın, çünkü korkacağı­
nız hiçbir şey yoktur. Siz yaratıcılarsınız. Tanrı'nın yaratıcı
yeteneklerine ve bu yaratıcılığı kullanma sorumluluğuna sa­
hip olduğunuzu anlamalısınız. Ayrıca, Tanrı'nın yalnızca siz
olmadığınızı da anlamalısınız. O zaman her şey çok açık ola­
caktır.
Önünüzdeki zamanlar heyecan vericidir. Enerji değişecek
ve onunla birlikte biyolojiniz de değişecektir. Binlerce yıldır si­
ze vaat edilen gençleşme kapınızın eşiği.ne gelmiştir. Yaratıcı­
lar olarak yaratma gücünüzü kuşandığınızda ortaya çıkacak
heyecanı hayal edebiliyor musunuz? Siz büyük bir iş başardı­
nız, sevgili varlıklar, Oyunu kazandınız. İşte bu yüzden karşı­
nızda büyük bir huşu duyuyoruz.

47
'Iaırı Çağı
Burada kimsenin tutacağını düşünmediği bir Oyun vardı.
Kimse onun bir şansa sahip olacağını düşünmemişti, çünkü
bu Oyunun bir yönü yoktu. O tam özgür seçime dayanıyordu.
Ve siz sadece kendi Oyununuzu değiştirmekle kalmadınız, ay­
nı zamanda Tüm Var Olanın paradigmalarını (temel modelle­
rini) de değiştirdiniz. Evet, biz sizden çok daha yüksek bir tit­
reşime sahibiz, ama sizin yapmış olduğunuz şeyi biz yapama­
mıştık. Bunun için size çok teşekkür ediyoruz, sevgili varlık­
lar. Kendinizi kaybettiğiniz o anlarda, yolunuzu bulamadığı­
nız o anlarda, aynaya bakıp gerçek yansımanızı göremediğiniz
o anlarda size aynalık yapmamıza izin verin. Yalnız olmadığı­
nızı bilin. Çevrenizde sizin için en iyisini isteyen varlıkların
bulunduklarını bilin.

Ruhsal Rekabet
Yaşamın Yedi Afaması, 004, Sanla Fe, NM.
Soru:
Atlantis döneminde yaptığımız hatalardan birinin, daha
yüksek titreşime daha fazla önem vermek ve bu şekilde bir tür
rekabet oluşturmak olduğunu açıkladınız. Şimdi benim merak
ettiğim şey şu: Birini daha üstün, diğerini daha aşağı görerek
aynı hataları tekrarlamamak için, her bir titreşim düzeyinin
ne anlama geldiğini anlayabilir miyiz? Eğer her bir düzeyin ne
için olduğunu anlayabilseydik, o zaman bu önyargıya kapıl­
maz ve aynı hataya tekrar düşmezdik.

Grup:
Şunu söyleyerek başlayalım: Sorumluluk güce eşlik eder,
çünkü sorumluluk gücün dengesidir ve o sorumluluğu alma­
dan gücünüzü elde etmeniz mümkün değildir. Ve bir titreşim
düzeyi diğerinden daha iyi değildir; onlar sadece farklıdırlar.

48
51.tfaıtis ve Lemwya
Tüm titreşim düzeylerinin amacı, onlardan geçerek iler­
lemektir. Ancak, şu anda daha yüksek bir titreşime geçme sü­
recinde bulunsanız da, çok uzun zaman önce Dünya'ya ilk kez
ve eterik formda geldiğinizde, bunun tam tersi bir süreç yaşa­
mıştınız. Çünkü o sırada Yerküre soğumaya başlamıştı ve siz,
yüksek bir titreşimde bulunduğunuzdan, Yerküre ile bağlantı­
nızı yitirmeye başlamıştınız ve o noktada ilerlemeniz titreşi­
minizi düşürmeyi içeriyordu. Böylece, Dünya Ana ile ilişki ku­
rabilmek için titreşiminizi düşürerek, daha fiziksel, daha yo­
ğun bir forma büründünüz. Şimdi ise öbür yönde ilerliyor, tit­
reşimlerinizi yükselterek ilerlemeye çalışıyorsunuz.
Bugün Yerküre'nin ısısına ne olduğuna da dikkat edin.
Yerküre ısınıyor, öyle değil mi? Çünkü onun titreşimleri de
yükselmektedir. Yani küresel ısınma sadece genel döngünün
bu zamanda meydana gelen bir parçasıdır. Bu süreç o döngüye
uygun olarak ilerlemektedir. Bunu söylediğimizde, Yerküre'yi
şimdiye kadar yaptığınız gibi kirletmeye devam edebileceğinizi
düşünmeyin, çünkü tersine çevrilemez zararın kritik düzeyle­
rine hızla yaklaşıyorsunuz. Ancak, küresel ısınma tümüyle da­
ha geniş bir perspektiften görülebilir.
Şimdi bir başka soruyu yanıtlayalım. Sevgili varlıklar, siz
Atlantis'in sihirli günlerinde varoluş hedefinize ulaşmaya çok
yaklaşmıştınız. Ne kadar yaklaşmış olduğunuzu anlatamayız.
Sorunlara yol açan ve bir şeyleri harekete geçiren şeyler, yan­
lış-kullanımların en hafifleriydi. Onları fark edip düzeltmek
için çok zamanınız vardı; ancak, ne yazık ki değişim insanlar
için zordur. Siz, bir bolluk inanç sisteminden çok, bir yoksun­
luk inanç sistemiyle iş görüyordunuz ve bunu değiştirmek si­
zin için çok zordu.
Evet; burada üzerinde çalıştığınız çok şey vardı. Evet, he­
defe çok yaklaşmıştınız, ama olmadı. Atlantis batmadan önce

49
'IaJtrı Çağı
bir tepede durup, suların karayı kaplayarak uğrunda çok çalış­
tığınız her şeyi yok edişini izlediğiniz o günlerde, en dramatik
izlenimlerden biriyle ebediyen damgalandınız. Sular her . şeyi
yok etmiş ve tepelere çıkamayan insanların canlarını almıştı.
Suların sizin yaşamınızı da almak üzere yükseldiğini gördüğü­
nüzde, silinemez bir izlenimle damgalandınız. Bunu deneyim­
leyenlerinizin en az bir enkarnasyonu bu enerjiyle damgalan­
mıştı. Birçoğunuz bu tohum korkuyu deneyimlediniz; böylece,
şifa gücünüz ortaya çıkmaya başladığında, ışığa doğru uyan­
maya başladığınızda, kapıya dikmiş olduğunuz o dev Muhafız
"Dur bakalım, senin çok büyük korkun var!" diye karşınıza di­
kiliyordu. Evet, bu işi bu kez farklı yapmanızı sağlaması için o
Muhafızı oraya kendiniz yerleştirmiştiniz. Ama artık korkma­
yın, çünkü siz gününüzde de tekrarlanabilecek olan o tehlikeli
zamanı (teknolojinin kalp enerjisinin önüne geçerek yıkıma
yol açabileceği titreşim düzeyini) çoktan geride bıraktınız.
Daha önce de söylediğimiz gibi, Atlantis battıktan sonra­
ki gün ruhsal düzeyde bir toplantı yapmıştınız. Bu, tarih bo­
yunca zamanın durduğu tek zamandı. Tek Özgür Seçim Geze­
geni'nin ruhları olarak zamanı durdurdunuz ve dediniz ki:
"Biz bu konuda konuşmalıyız, çünkü hedefimize çok yaklaş­
mıştık. Aynı hatayı tekrarlamamak için bu kez gerekli önlem­
leri almalıyız."
O toplantıda, eğer gelecekte bir noktada insanlığın kolek­
tif titreşimi bu konuyla baş edecek kadar yükselirse hep bir­
likte bu dünyaya geri dönme konusunda anlaştınız. Tam doğ­
ru zamanda hepinizin burada bulunmaya çalışmanız ve gere­
keni yapmanız, tohum korkunuzu aşıp, gücünüzü kuşanarak,
kalpten iş görmeleri için diğerlerine yol göstermeniz konusun­
da anlaştınız. Böylece bazı seçimlerde bulunuldu, tekamül tek­
rar başladı ve süreç devam etti. Sonra bir zaman geldi, hepiniz

50
91.tliıntis ve .Lemwya
aktive oldunuz ve "Tamam, artık Dünya'ya geri dönmenin za­
manı geldi" dediniz.
Böylece, tekrar enkarne oldunuz, fiziksel bedenlere bü­
ründünüz. Hepiniz hayatın keyfini çıkarmaya koyuldunuz ve
yaşamın ikinci, üçüncü ya da dördüncü aşamalarına* geçerken
de uyanmaya başladınız. Çevrenize bakıp birbirinizi gördünüz
ve tanıdınız . . . ve sonra, "Altmışlı Yıllar" denen büyük ve hari­
ka bir kutlama yaptınız. Bazılarınız bunu hatırlıyor, bazıları­
nız da hatırlamıyorsunuz . O dönemde büyük bir sevinç ve coş­
ku yaşamıştınız, çünkü gücünüzü hissetmeye başlamıştınız,
öyle değil mi? Ve işte bir kez daha buradasınız, kendi süreci­
nizle gücün bir sonraki düzeyine, yaratmanın bir sonraki dü­
zeyine doğru ilerliyorsunuz . Bu süreçte ne yapmış olduğunuz
konusunda hiçbir fikriniz yok, ama biz bunu görüyor ve sizin­
le çok gurur duyuyoruz. Çünkü perdenin bu tarafında biz ne
kadar hayal kurarsak kuralım, semavi alemin insanlık için
kurduğu en yüksek hayaller bile sizin ulaştığınız noktaya eri­
şememiştir. Sizinle gerçekten çok gurur duyuyoruz. Size duy­
duğumuz sevgiyi hissedebiliyor musunuz? Sevgili varlıklar, siz
kozmik bir ölçekte tarih yazıyorsunuz, bu yüzden kendinizle
çok gurur duymalısınız.

Atlantis'ten Kalma Kristal Aşılar?


Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 012, Edmonton, Kanada
Soru:
Merhaba. Bazı insanların Lemurya ya da Atlantis'ten
kristal aşılarla gelmiş oldukları doğru mu? Eğer doğruysa, bu
kristal aşıların şimdi onlara bir yararının olmaması mümkün
'
mu" ?.

*Yaşamın aşamaları için bkz. Ruhsal Psikoloji , s. 29 (Akaşa Yayınları).

51
'Tann Çağı
Grup:
Soruyu yanıtlamadan önce küçük bir açıklama yapmak
istiyoruz. Evet, bazı yanlışları düzeltmek için belli bir zaman­
da burada bulunmak üzere boyutlar-arası zaman boyunca yol­
culuk yapmış olan birçok varlık var. Ama onlar çok yararlı ol­
salar da, buraya yapmaya geldikleri şeyi başaramayacaklar;
çünkü tüm hastalıkların yanlış bir şeyin göstergesi olma�ala­
rı gibi, Atlantis'in batışı da yapılan bir yanlışın cezası değildi.
O sadece basit bir neden-sonuç vakasıydı.
Siz şifacılar, belli bir çizginin altına düşen her şeyi hasta­
lık veya felaket olarak nitelendirirsiniz. Ama biz sizden, o çiz­
ginin altına düşen her şeyi birer fırsat olarak görmenizi istiyo­
ruz. Çünkü hakimiyet sanatı,* o çizginin altına düşmüş olan
bir şeyi alıp, onu en yüksek formunda kullanmaktır. Hakimi­
yet sanatı, bir dersi öğrenmek, olumsuz bir niteliği olumlu ve
en yüksek sonucu alacak biçimde kullanabilmektir. İşte, Le­
murya ve Atlantis dönemleri için de aynı şey geçerlidir.
Lemuryalılar çok sade varlıklardı. Ve o kadar çok teka­
mül etmişlerdi ki, bu gezegende yaşamış olan en sade ve en se­
vecen varlıklar haline gelmişlerdi. Bu yüzden tüm bir kıtaya
yerleşmeyi, her şeyi kendi başlarına yapmayı uygun bulmuş­
lardı, çünkü onlar için daha düşük titreşimli insanlarla bağ­
lantı kurmak çok zordu. Ancak, bugün onlar (kristal çocuklar
olarak) geri gelmeye ve bir fark yaratmaya çalışıyorlar. Onlar
çok başarılı bir . şekilde tohumlar ekecek ve sizin o zamanlar
olup bitenlerin çevresindeki enerjiyi anlamanıza yardımcı ola­
caklar. Evet, onlar ayrıca, bir daha vuku bulmaması için bir
şeyi düzeltmeye de geldiler. Ama bu sadece, geri gelmelerini
sağlamak için bir yemdi... ve onlar buradalar.

*Hakimiyet sanatı için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 22 (Akaşa Yayınları).

52
Jltfaıtis ve Lemmga
Sözünü ettiğiniz kristal aşılar, basitçe, onların Lemurya
döneminde çok yaygın olan kristal enerjiyi taşıdıkları anlamı­
na gelir. O dönemde insan çoğunlukla kristal enerjiden oluşu­
yordu ve onlar bu enerjiyi geri getirmişlerdir. Onların Lemur­
ya'dan buraya zaman-çizgisi boyunca yolculuk edebilmek için
kendi fizyolojilerinde ayarlamalar yapmaları gerekiyordu ve
bu ayarlamalar kristal aşılar olarak bilinir.
Peki, bu varlıklar etkili olacaklar mı? Evet, olacakiar,
ama sizin düşündüğünüz biçimde değil. Onlar bir şeyleri onar­
mak için, bir şeylerin değişmesine, burada kristal enerjinin ya­
yılmasına yardımcı olmak için geri gelmişlerdir. Bu enerji şim­
diden yayılmakta ve iyi işlemektedir. Ama bu varlıklar geç­
mişte burada vuku bulmuş olan şeyin düzeltilmesinin gerek­
mediğini görecekler. Siz bunu zaten yapıyorsunuz. Onlar ko­
şulsuz sevgileri ve güzelim kristal enerjileriyle birçok kalbi et­
kileyecekler... ve bu gerçekten, tarife sığmayacak kadar güzel
bir enerjidir. Eğer şimdiye dek onlardan (kristal çocuklardan)
birini görmemişseniz, ileride mutlaka göreceksiniz.

Atlantis'in İki Ayı


Şifacının Şifacısı, 065, Las Vegas, NV.
Soru:
Geçen iki hafta içinde hep gökyüzünde iki ayın bulundu­
ğunu hayal ettim. Geceleri dışarıda yürüyerek, ikinci bir ayı
görmeyi diliyordum ve bunun nedenini bilmek istiyorum. Bu
iki ay geçmişte mi, yoksa gelecekte mi yer alıyor?

Grup:
Gerçekten de, geçmişte gökyüzünde iki ay vardı. Ancak,
sonra gezegeniniz üzerinde iki büyük olay meydana geldi ve
sonuçta bu aylardan biri parçalanarak yok oldu.

53
'Iann Çağı
O olaylardan kısaca söz edeceğiz, çünkü siz onların -ken­
dinizden kasten saklamış olduğunuz- anılarına sahipsiniz. İn­
sanlar suçluluk duygusu taşırlar. Bu, yeni Dünya'nın . daha
yüksek titreşimlerinde en yararsız duygudur, ama geçmişteki
daha düşük titreşimlerde çok yararlıydı. Sonuç olarak, siz ya­
şamlar boyunca bu suçluluk duygusunu taşıdınız. Bu yüzden
bu anıların bazılarını tamamen unutmanız çok önemliydi. İşte
bu yüzden Atlantis'le ilgili yazılı hiçbir kanıt yoktur ve bu
yüzden o bilim adamları tarafından bir efsane olarak görülür.
Onlar asla bir kanıt bulamayacaklar, çünkü siz onu kendiniz­
den kasten tamamen gizlediniz.
Başlangıçta insanların yaşadıkları iki ana kıta vardı: Le­
murya ve Atlantis. Lemuryalılar o kadar tekamül etmişlerdi ki
en güzel enerjilerden birini oluşturuyorlardı. Onlar sade, ba­
sit, çocuksu varlıklardı. Bazı kitaplarda Lemuryalı çocuklar­
dan söz edilir, ki onlar aslında yetişkinlerdi. Onlar, yaşamın
yedinci aşamasının intibak sürecinden geçebilmek için çocuk­
su olmanız gereken altıncı aşamaya çok benzer bir biçimde,
çocuksuydular. * Bu varlıklar her zaman o enerji içinde yaşı­
yorlardı. Çok ilerlemiş olduklarından, yaşamları sadelikten
oluşuyordu. Evet, siz çok ilerlemiştiniz.
Her iki kıta da burada yirmi bin yılı aşkın bir süredir bu­
lunuyordu, böylece birçoğunuz her ikisinde de birçok yaşam
geçirdiniz. Bazılarınız onlardan biriyle daha çok rezonansa gi­
rebilirsiniz; bu sadece, orada tekamülünüzde çok hızlı ilerleme
kaydettiğiniz ya da size çok yardımcı olmuş deneyimler geçir­
diğiniz anlamına gelir.
Siz, ruhlar olarak tekamül ederken, yaşadığınız acıların
anıları bile olsa, harika anılar edindiniz. Böylece, bazılarınız,
Atlantis'in batışıyla ilgili olsa bile, harika anılara sahipsiniz.

*Yaşamın altıncı ve yedinci aşamaları için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 4 1 ve 43.

54
.91.tfantis ve Lemwya
Ancak, iki kıtanın daha büyüğü olan Lemurya çok- ilerleme
kaydetmişti, bu yüzden onun bir sonraki titreşim aşamasına
geçmesine karar verildi. Lemurya, şimdi insanlığın bulunduğu
aşamada, yani yükselişe hazır olma aşamasındaydı. Size zaten
bildiğiniz bir şeyi söylüyoruz: Lemurya aslında batmadı; o
yükseldi. O, aslında, yükseliş kapısını açmak ve diğerleri için
açık tutmak üzere önceden gitti. Bu harika bir deneyimdi, an­
cak sonuç arzu edildiği gibi olmadı. Çünkü Lemurya'nın yük­
selişi bu dünyada daha önce bulunmayan bir şeyi, ayrılığı baş­
latmıştı. O, kalpten gelen bir arzuyla, diğerkam bir biçimde
yapılmış olsa da, enerji yanlış kullanılmıştı, çünkü sonuçta
birliğe değil, ayrılığa katkıda bulunmuştu. Çünkü bazıları ileri
gitmiş, bazıları geride kalmışlardı. Bu da bir dizi olayı başlattı
ve bu olaylar ikinci ayın vurulup parçalanmasıyla (ardından,
Dünya'nın ekseninin kayması sonucunda Atlantis'in batma­
sıyla ve yükseliş kapısının kapanmasıyla) sonuçlandı. Bu ayın
parçalanıp yok oluşu şimdi bile döktüğünüz gözyaşlarını getir­
di. Bu ay yok olduğunda, hepiniz enerjiyi dengelemek için ne
yapmanız gerektiğini anladınız... ve bu, işin zor yanıydı. Daha
önce, Koruyucu'nun da o sırada Atlantis'te olduğunu ve yöne­
timde bulunduğunu söylemiştik. İşte bu yüzden o şimdi bura­
da bulunup bir fark yaratmayı tutkuyla istedi. Kendisi bunu
bilinçli olarak hatırlamıyor; eğer hatırlasaydı, şimdi bile konu­
şamazdı.
Aranızda, o dönemde hükümet üyeleri, bilimciler, şifacı­
lar ve hatta, aslında kalpten iş gören metafizikçiler olarak,
yanlış kararların verilmesine yardımcı olmuş olanlar var. İşte
bu yüzden bu günlerde Evrensel Enerjiden çok söz ediyoruz,
çünkü Atlantis'in son döneminde yapılan şey enerjinin büyük
bir yanlış kullanımıydı. Oysa Evrensel Enerji ayrımcılıkla de­
ğil, karışıp birleşmekle ilgilidir. Yaptığınız ve birleştirici olan

55
'Taıtrı Çağı
her şey bu enerji tarafından desteklenecektir. Yaptığınız ve
ayıran her şeye karşı ise bu enerji direnecektir. İşte bu yüz­
den kendinizi şu ırktan ya da bu ırktan, şu etnik grupt� ya
da bu etnik gruptan, şu ülkeden ya da bu ülkeden olarak gör­
meye son vermenizi istiyoruz. Sizi birbirinizden ayıran yanları
değil, aranızdaki benzerlikleri arayın. O birlik enerjisini odak­
layın, o zaman tek kalbe geri dönebilirsiniz. Ve o zaman ikinci
ay da geri dönecektir. İlk kez bu öyküyü tam olarak anlattık.

Siz Hangi Rolü Oynadınız?


Atlantis'in Kalpleri, Dl01802, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Ben Atlantis'i bilinçli olarak hatırlamıyorum, ama Süper­
men'in (filmdeki) mağarasındaki kristallere ve diğer kristalle­
re karşı hep bir çekim hissetmişimdir. Ancak, Atlantis ya da
Lemurya ile bağlantılarımı hatırlamıyorum. Hatırlamam gere­
ken şeyi hatırlamama yardımcı olabilir misiniz?

Grup:
Atlantis döneminde siz kimdiniz? Birçoğunuz o zamanla­
rı berrak bir biçimde hatırlamıyorsunuz. Koruyucu da hiçbir
şey hatırlamıyor, ama yine de bu sessiz çekimi hissediyor. Şu­
rada burada bulduğu küçük ipuçlarıyla neredeyse derin bir
üzüntü ve suçluluk hissediyor. Ondan bu suçluluk duygusun­
dan kurtulmasını istedik, çünkü o gerçekten de sahip olduğu­
nuz en yararsız duygudur. Yeni Dünya'nın daha yüksek titre­
şimlerinde "suçluluk" sözcüğü bile ortadan kalkmalıdır.
Atlantis'le ilgili hiçbir şey hatırlamayanlarınız, bu anıları
kendinizden bu nedenle saklıyor olabilirsiniz. Bu salonda bu­
lunan herkes bir zamanlar gücü ya da enerjiyi yanlış kullan­
mıştır. Örneğin, burada bulunan on iki kişi, büyük ruhani li-

56
.91.tfaıtis ve .Lemurga
derler olarak geçirdikleri birçok yaşamda kişisel kazanç elde
etmek için güçlerini kötüye kullanmıştı. Sonuçta, bu sizin der­
sinizin bir parçasıdır; ancak, bu dünyaya geri döndüğünüzde o
gücü sahiplenmeye karşı içinizde büyük bir direnç hisseder,
ama bunun nedenini ayrıntılarıyla hatırlamazsınız. Enkarnas­
yona temiz bir sayfayla başlamanız gerektiğinden, bu sizin
için hep bir gizem olarak kalacaktır.
Sen Atlantis döneminde ne yapmıştın, sevgili varlık? Bu
salonda bulunan dört kişi seni yakından tanıyordu, çünkü sen
ünlü bir haberciydin. Açık sözlüydün. Kentin merkezinde pod­
yuma çıkıp günün haberlerini verirdin. Bu, bugün haber yayın­
cılarının yaptıklarına çok benzerdi; sadece, o zamanlar tele­
vizyonlara ihtiyacınız yoktu. Sen gücü birçok farklı biçimde
kullanırdın. Çok büyük ölçekte bir enformasyon sağlayıcıydın
ve bunu kalpten yapardın. Ancak, zaman zaman, hissettiğin
şey yerine, duyurman için sana verileni duyurmayı seçerdin.
Bugün ise perdenin arkasında sessiz kalarak, zaman zaman şu
ya da bu insana dokunarak, aynı bilgiyi tümüyle farklı bir bi­
çimde veren birisin. Sözünü ettiğimiz, senin Atlantis ile Le­
murya arasında geçirdiğin birçok yaşamından biriydi.
Hiçbirinizin o anıları doğrudan hatırlaması gerekmiyor.
Şuna karar vermeniz sizin için önemli değil: "Sanırım, ben At­
lantis'ten daha çok Lemurya'da yaşadım. Sanırım, ben Atlan­
tis'te elektronik oyuncaklarla oynamaktan daha çok, Lemur­
ya'da ruhani bir kişi olarak yaşadım." Bakın, hepiniz bütün
rolleri oynadınız. Atlantis'in kalbi sizden hatırlamanızı istedi­
ğimiz tüm şeydir. Gezegeninizin her yerine ektiğiniz kristalle­
re kaydetmiş olduğunuz bölüm budur. Bu henüz tam olarak
keşfetmediğiniz bölümdür. Ve Atlantis döneminde enerjiyi
enerji-ağlarına aktaran bazı büyük kristaller henüz ortaya çı­
karılmamıştır. Onların bazılarının belirtilerini görmüştünüz.

57
'Taırı Çağı
Daha önce Bermuda Üçgeni'nden söz etmiş, denizin dibinde
bulunan büyük güç kristallerinin uçakların ve gemilerin elek­
tronik ve manyetik aletlerinde büyük bir karışıklığa yol �çtık­
larını söylemiştik. Geçmişte siz bu kristalleri saklamak için
okyanus dibinin çok iyi bir yer olduğunu düşünmüştünüz ; ta
ki uçaklar ve gemiler diğer boyuta geçerek ortadan kaybolana
dek . . .
N e yapmaya başlamakta olduğunuzu anlıyor musun, sev­
gili varlık? Senin gibi insanlar bu bilgiyi farklı biçimlerde kul­
lanmaya başlayacaklar. Siz burada ve orada küçük bilgi par­
çalarını hatırlamaya ve onları tekrar birleştirmeye başlaya­
caksınız. Ve hepiniz bir araya geldiğinizde, tüm bu bilgiden
bir anlam çıkaracaksınız. Bu arada, sessizce dolaşarak tohum­
lar ekeceksiniz. Sen kendini bir öğretmen olarak görmüyor­
sun, çünkü bu unutma perdesini bizi şaşırtacak kadar kalın
yaratmışsın. Sana bilgi vermeye devam edebiliriz, ama bu bil­
gi burada bulunan herkes için geçerli olmayacaktır; bu yüzden
Koruyucu'ya daha sonra sana kişisel olarak aktarabileceği bir
bilgi vereceğiz.

58
B PLANI

Serbest Sürüş
Hazır mısınız ? D030903, Baltimore, MD.
Soru:
Üçüncü boyutsal kişiliğin sahnelemek isteyeceği değişik­
likler ilahi Ruhun önceden yapmış olabileceği planlarla nasıl
örtüşür ve ortaya herhangi bir aykırılık çıkar mı? Ve bazı şey­
lerin gerçekleşmemesinin nedeni, onların gerçekleşmemesinin
ilahi Ruhun birey için yaptığı planlarda öncelik taşıması mı­
dır?
Grup:
Bakın, sizin anlamadığınız şey, bugün bir büyük planın
yürürlükte olmadığıdır, çünkü o planı geride bıraktınız. İlk
başta o planı yazmış olanlar da sizdiniz. Şimdi B Planına geç­
miş bulunuyorsunuz ve yeni bir plan yapmaya hazırsınız.
Ruhun bulunduğunuz yerle ilgili planına gelince, Onun
sizin nereye gideceğinizle ilgili tam bir planı asla olmamıştır.
Ruhun, neyi başarabileceğinizle ilgili büyük bir umudu vardı,
ama Oyun alanınızda tek bir kural geçerlidir. Bu sizin koydu­
ğunuz bir kuraldır: Her konuda özgür seçim. Bunu bilerek,
belli alanlarda size yol gösterildi, çünkü bu rehberliği istemiş­
tiniz. Siz bu rehberliği dualarınızla istersiniz, bizim karşımız­
da oturarak istersiniz, kitaplar okuyarak istersiniz . Ama
anahtar sizin elinizdedir ve realitenizde neyin olup, neyin ol­
mayacağına kendiniz karar verirsiniz.
Kafanıza hangi düşüncelerin gireceğini kontrol edemezsi­
niz, çünkü siz Evrensel Bilincin bir parçasısınız. Buradaki
varlık bir şey düşündüğünde, bu düşünce deveran eder ve çok

59
'Taırı Çağı
geçmeden şuradaki varlık da aynı düşünceyi düşünür. Bu sü­
reç böyle işler. Bir kutupluluk alanında yaşasanız ve kendinizi
farklı olarak görseniz de, hepiniz bu Birlik Bilincini paylaşırsı­
nız. Ancak, kafanızda hangi düşüncelerin kalacağını kontrol
edebilirsiniz ve sizin realitenizi ve ruhlar olarak yapmakta ol­
duğunuz ortak ilahi planı yaratan da budur.
Tekamülünüzün bu noktasında, ruhlar olarak en yüksek
tekamül düzeyine çıkabilmeniz için dizginleri elinize almanız
gereklidir. Bunu anlamak sizin için kolay değildir, çünkü siz
bir dualite dünyasında yaşıyordunuz; bu dünyada gücünüz si­
ze hep kendi dışınızdaymış gibi görünmüş, bu yüzden de yüce
bir varlıktan gelen rehberliği aramışsınızdır.
Bu konuda ilginç bir benzetme yapabiliriz: Bir bebek,
masanı� üzerine yatırılmış, bezinin değiştirilmesini bekler­
ken, annesini her ihtiyacını karşılayan, her yerde hazır ve na­
zır olan harika bir varlık olarak görür. Bebek her ne zaman
bir şey istese, ağlar. Bu onun realitesini kontrol edebilmesinin
tek yoludur, o ağlar ve annesi gelerek onunla ilgilenir. Yaşa­
mın o ikinci aşamasında, hayatta kalabilmek için gücünüzü
başkasına teslim etmeniz gereklidir. O aşamada, bakıcılarını­
zın size bakmalarına bel bağlamanız gerekir. Bu ayrıca, Tanrı'
nın sizin dışınızda olduğu ve Cennetin yukarıda olduğu fikrini
edindiğiniz aşamadır. İlk deneyimleriniz, size bakan, üzeriniz­
de bir yerde durup aşağıdaki sizle ilgilenen sevecen bir varlık­
la (annenizle) ilgilidir ve bu yüzden, Cennetin sizin bulundu­
ğunuz yerde değil, yukarıda olduğunu düşünürsünüz. Çok do­
ğal olarak, anneniz işleri düzenli bir programla yaptığından,
onun bir planı olduğuna da inanırsınız. Evet, o her şeyin yeri­
ni bilir ve sizin için bir planı da vardır. Bezinizi değiştirirken
bile, sizin ileride üniversiteye gidip bir doktor olmanızı plan­
lar. Evet, siz büyük planı ararsınız ve evet, Ruh büyük bir po-

60
'B Pfanı
tansiyele sahiptir. Siz bu Özgür Seçim Oyununu başlatırken,
Oyunun sonunda rüyadan uyanmanızla ilgili çok yüksek bir
olasılık vardı. Ve şimdi burada tamamen uyanmış olarak otu­
ruyorsunuz.
Hayır, henüz tüm yanıtlara sahip değilsiniz. Buraya öğ­
renmeye geldiğiniz her şeyi öğrenmiş de değilsiniz. Aslında, si­
zin Ruh olduğunuzu bile anlamıyorsunuz. Siz fiziksel formda
enkarne olmuş Tanrı'sınız. Tanrı'yla aynı güçlere sahipsiniz;
sadece, onları nasıl kullanacağınızı unutmuşsunuz. Siz, "Ama
ben Tanrı olamam" diye karşı çıkarsınız. Tanrı olduğunuzu
kabul ettiğinizde de, bu duruma egonuz eşlik eder, çünkü o
hemen devreye girip her şeyi dengelemek ister. Egonuz -ha­
yatta kalmanıza yardımcı olan çok önemli bir parçanız- he­
men, sadece sizin Tanrı olduğunuz varsayımına atlar (kahka­
halar) .
Bilmediğiniz şey şu ki, siz düşündüğünüz her düşünceyle
kendi dünyanızı değiştiriyorsunuz ve bu süreçte daha yüksek
titreşimlere çıkarken, Dünya üzerindeki herkes için paradig­
mayı değiştiriyorsunuz. Her şey değişiyor. Ama o bunun çok
ötesine geçer, çünkü Oyunun bu kadar ileri gitmesi asla bek­
lenmiyordu. Gerçek şu ki, Ruhun -büyük plan dediğiniz- bü­
yük umudu Oyunu şimdiden kazanmıştır. Burada siz eşiği
çoktan geçmiş olarak oturuyorsunuz. Televizyon programları­
nız böyle olacağını söyleseler de, kendi kendinizi yok etmek
üzere değilsiniz. Bu olmayacaktır, sevgili varlıklar, çünkü siz
bunun olmasına izin vermeyeceksiniz.
İnsanlığın son elli yılda ne kadar çok ilerleme kaydettiği­
ni biliyor musunuz? Son elli yılda Oyun alanınıza bakarken,
perdenin bu tarafından nasıl bir mucize gördüğümüzü biliyor
musunuz? Siz sihirbazlarsınız. Ama siz, bu Oyunu yazanlar,
yanıtlar burada bulunduğu halde, onları kendi dışınızda arı-

61
'Taırı Çağı
yorsunuz. Oysa bugün tüm Evren sizi çok yakından izlemek­
tedir, çünkü artık sadece Dünya Gezegeni'nin değil, Tüm Var
Olanın da paradigmalarını değiştirecek şeyleri harekete g�çiri­
yorsunuz. Evet, Oyununuz çok başarılı olmuştur ve biz bun­
dan sonra neler yazacağınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Daha önce planlanmış olan ile şimdi planlanan şey ara­
sındaki aykırılıkla ilgili soruya gelince, evet, bazı aykırılıklar
olmuştur. Ve evet, bir varlık yön değiştirip farklı bir yönde
ilerlediğinde, görünüşte amaç aykırılıkları olacaktır, ama on­
lar düzeltilecektir.
Lütfen, iyi seçin. Harika bir yol üzerinde bulunuyorsu­
nuz. Bu soru için teşekkür ederiz.

62
BALİNALAR VE YUNUSLAR

Yeni Roller?
Lemurya'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
Yeni enerjide balinalar ile yunusların rolü ne olacak?

Grup:
Yunuslar bu zamanda insanın ideal enerjisini barındıra­
caklar. Balinalar gibi, onların kontratları da bir süre önce de­
ğişmiştir. Onlar daha önce Yerküre'nin koruyucuları ve enerji
dengeleyicileriydi. Aslında, ilk başta insanların gezegenin ide­
al enerjisini barındırmaları amaçlanmış, ama insanlar bunu
yapamamışlardı; böylece, onu balinalar ile yunuslar barındır­
mışlardı. Ancak, bir süre önce o meşale size geçirildi; işte bu
yüzden bu süreçte balinalara, yunuslara ve enerjiye olan ilgi
bu kadar artmıştır.
Birçoğunuz onlarla aranızda bir bağ olduğunu bilirsiniz;
siz hayatı aşırı ciddiye aldığınızdan, yunuslar artık oyun oyna­
manıza yardımcı olmak için buradadırlar. Sizin realiteyle ilgili
sorununuz, onun gerçek olduğunu düşünmenizdir. Yunusların
nasıl davrandıklarını izleyin. Kim olduklarını bilişlerini izle­
yin. Her şeyin arasından nasıl aktıklarını izleyin, çünkü onlar
Atlantis'in ideal ifadesidirler. Onlar bolluk bilincine sahiptir­
ler. Yunus akışına sahiptirler, en karanlık sulardan geçerler
ve hiçbir şey onlara yapışmaz. Enerjinin içinden geçmeyi, o bir
halden diğerine dönüşürken enerjinin bir parçası olmayı bilir,
böylece onun içinden rahatça geçebilirler. Bunu, yüzlerinde
bir gülümseme ve kalplerinde bir kahkahayla yaparlar ve siz
bazen bu kahkahayı duyarsınız. Çok yakında bu kahkahaları

63
'I@rı Çağı
hepiniz duyacaksınız. Lütfen, onlarla birlikte gülün; gülümse­
meyi kalbinizde taşıyın.
Bir yunusa baktığınızda, yaşamınızda neyin önemli oldu­
ğunu gerçekten bilmeniz çok daha kolay olur. O zaman doğru
bir perspektif kazanabilirsiniz. Balinalar da bundan sonra bu­
na benzer, ama biraz farklı olan bir enerjiyi, sizin varlığınızın
ultrasonik rezonansını barındıracaklar. Siz bunu hiç bilme­
den, sizinle iletişim kuracaklar; çünkü çoğunuz bu iletişimi
duymamakla kalmıyor, onu hissetmiyorsunuz bile. Ama bu o
iletişimin gerçekleşmediği anlamına gelmez.

Kristal Çocuklar ve Yunuslar


Lemurya'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
Kristal Çocuklar ile yunuslar arasındaki bağdan söz eder
misiniz?

Grup:
Birçoğunuz yunuslara çok yakın olsanız da, bu çocuklar
doğuştan sizinkinden dört titreşimsel basamak daha yakındır­
lar. Bir Kristal Çocuğu yunuslarla bağlantı kurması için deni­
ze götürdüğünüzde, o, "Buna ne gerek var?" diyebilir, çünkü
onlar yunuslar ile, dışarı çıkıp denize girmelerini gerektirme­
yecek düzeylerde iletişim kurabilirler. Bu iletişimi kurmak
için deniz kıyısında olmaları, yunuslarla birlikte oyun oyna­
maları, hatta, onlarla konuşmak için belli bir zaman ayırmala­
rı gerekmez.
Size ayrıca, balinaların bu dünyadan ayrılma fırsatına sa­
hip olduklarını da söylemeliyiz. Lütfen anlayın, okyanusların
ısısı artarken, onlar da buradan ayrılmayı seçebilirler. Birço­
ğunuz bunun nedenini araştıracak, buna neden olanın gizemli

64
'Balinalar ve ')'wıusfar
bir sonar, suyun ısısı ya da kirliliği olduğunu düşüneceksiniz.
Tüm bunlar bu seçimde etkili olabilir, ama onlar sadece Yuva­
ya dönmeyi de seçebilirler. Bu uygundur, onlar görevlerini çok
güzel bir biçimde yerine getirdiler ve Yuvada sevgiyle karşıla­
nacaklar.
Siz, İnsan Melekler olma enerjisine adım atıyorsunuz ve
bu yüzden büyük bir kutlama olacaktır. Bu soru için teşekkür
ederiz.

Yunuslar
Yerküre Değişiklikleri, 054, Kona, Hİ.
Soru:
Buradaki, Hawaii'deki yunuslardan söz edebilir misiniz?
Geçen gün bir grup spinner-türü yunusun okyanusun taba­
nında toplandığını gördük. Orada ne oldu?

Grup:
Yunuslar sizin taşımaya alışık olmadığınız bir enerjiyi ta­
şırlar. Onları gördüğünüz her defasında sizi damgalayan man­
yetik bir enerji taşırlar. Gerçek şu ki, siz bir yunusun fotoğra­
fına baktığınız anda bile değişirsiniz; işte bu yüzden bazıları­
nız onlara karşı büyük bir çekim hisseder ve evinizi küçük yu­
nus heykelleriyle süslersiniz. Bu sizi gerçekten değiştirir ve
Yerküre'nin bir varlığı olarak daha fazla merkezlenmenize
yardım eder.
Yunuslar, başlangıçta DNA'nıza katkıda bulunarak sizle­
re ebeveynlik yapmış olan o dünya-dışı ırklardan biridir. Yu­
nuslar ve balinalar deniz memelileri sınıfındandır ve buraya
Yerküre'yi dengede tutmak için gelmişlerdir. Şimdi insanlar,
yani onların çocukları bu görevi yapabilecek bir düzeye eriş­
miş olduklarından, onlar bu görevi size devretmişlerdir. Onlar

65
'Iaın Çağı
artık Yerküre'nin değil, sizin ideal enerjinizi barındırmak için
burada bulunmaktalar. Size oyun oynamayı öğretmek için bu­
radalar. Siz hiç bir yunusun çok çalıştığını gördünüz mü? Siz
hiç gülümsemeyen bir yunus gördünüz mü?

Lemurya'nın En Yüksek Yeri


Yerküre Değişiklikleri, 054, Kona, Hİ.
Soru:
Balinalar ile Mauna Kea volkanik dağı arasındaki bağ
hakkında bir yorumda bulunabilir misiniz?

Grup:
Mauna Kea, Lemurya'nın en yüksek yeri, ilk ortaya çıktı­
ğı yerdir. O, Dünya üzerindeki tüm tarihin en eskisidir. Jeo­
loglarınız bu olguya karşı çıkacak olsalar da, gerçek şu ki, o,
zaman boyunca meydana gelen volkanik patlamalarla çok faz­
la değişmiştir. Gezegeninizin akciğerleri, Pasifik Okyanusu'
nun altındaki volkanlardır ve Mauna Kea da bir zamanlar bu
akciğerlerden biriydi. Ayrıca, kısa bir süre için uykuda kalmış
olsa da, volkanik patlamalarla ortaya çıkan lavların birikimiy­
le derinleştiğinden, Mauna Kea şimdi her yerdeki tüm balina­
lar için merkezi bir yer-saptama noktasıdır. Uçaklarınızın ve
gemilerinizin pusulalar kullanmalarına çok benzer bir biçim­
de, o bir merkezi odaktır. Birçok kuş da o manyetik yapılara
odaklanır ve manyetik yollar boyunca uçar.
Balinalar da bir yere gidip gelirken manyetik göç hatları­
nı takip edeı>ler. Gezegenin ley hatlarını ve manyetik yollarını
takip ederler. Ayrıca, Mauna Kea'yı merkezi bir nokta olarak
kullanırlar, çünkü o dünyanın nefes alan volkanlarının en de­
rinidir. Ve bu yüzden çok önemlidir; bir bakıma, o gezegenin
akciğerleri olarak kabul edilebilir.

66
BOLLUK

Bolluğa Kavuşmak
Başlangıçta, 003 Corte:z, CO.
Soru:
Bolluğa kavuşmak için şükretme bilincine nasıl erişebili-
rim?

Grup:
Harika bir soru. Bu soruyu bu salonda bulunanların en
az dörtte üçü ve tüm dünyadakilerin yaklaşık altıda beşi sor­
maktadır. Öyleyse şimdi, insanların öğrenebilecekleri en zor
derslerden birinden söz edelim. İnsanlar sonlu olduklarına,
bir başlangıca ve bir sona sahip olduklarına inanırlar. Çünkü
kendinizi içine soktuğunuz bu yapı, perdeyi tam olarak oluş­
turmuş olmanız ve onun kusursuz bir biçimde işlev görmesi,
sizin bir başlangıca ve bir sona sahip olduğunuza inanmanıza
yol açar. Bu, uzun bir zaman boyunca edinilegelmiş olan bir
yoksunluk inancıdır. Bu inanç size, sonsuz bir varlık olmadığı­
nızı, bu yaşam sona erdiğinde bu bedeni ve onunla birlikte her
şeyi bırakmanız gerektiğini söyler.
Bu normal inançtır. Bu inancı yaptığınız her şeye akta­
rırsınız. Öte yandan, yaptığınız ve sonsuz enerjiyi ifade eden
her şey sizin canlanmanıza ve gençleşmenize yardımcı olur.
Aslında bu, bedeninizde göreceğiniz gençleşmenin özü olacak­
tır. Çünkü Kristal Titreşimli Çocuklar gelirken bu enerjileri
birlikte getirecek ve onları aktarmanıza kolayca yardım ede­
cekler. Bu arada, bu salonda bulunan çoğunuz şu soruların ya­
nıtlarını bulmaya çalışıyorsunuz: "Ben başkalarına yardım
eden bir İnsan Melek nasıl olacağım? Kendi evimin taksitini

67
'Tanrı Çağı
bile ödeyemezken başkalarına nasıl yardım edeceğim? Tan­
rım, lütfen ev taksitimi ödememe yardım et."
Biz bu yaklaşımın çok komik olduğunu düşünüyoruz. Da­
ha komiği, Koruyucu bize kanallık yapmaya başladığı zaman
yaşanmıştı. O, "Madem ki bu varlıklar her konuda bilgi veri­
yorlar, o zaman onlara bolluğa kavuşmama yardımcı olacak
sorular sorabilirim" diye düşünmüştü. Onun hayal gücü çok
yaratıcıdır... ve bize sorduğu ilk sorulardan biri şuydu: "Sevgi­
li Grup, borsada hangi hisselerin yükseleceğini bana söyleyebi­
lir misiniz?" (Kahkahalar)
Ah, sizin şimdi attığınız kahkahalar o gün bizim attığı­
mız kahkahalara yetişemezdi. Siz burada bir Oyunun içinde
bir algının algılanışının algılanışına dayanan bir oyun yarat­
mıştınız ve Koruyucu'nun bizden onun nereye gittiğini söyle­
memizi istemesi gerçekten çok komikti. Bakın, bolluk meselesi
kestirme yollarla ilgili değildir. O, sonsuz enerjinin sizin enerji
alanınıza akmasına izin verme prensibiyle ilgilidir. Siz sonlu
olduğunuza, çevrenizdeki şeylerin sonlu olduklarına inansanız
da, öyle değildir. Ve onlara ne kadar çok sonsuzlarmış gibi
davranırsanız, gerçek bolluğu da o kadar çok deneyimlersiniz.
Çünkü bolluk sizin sahip olduğunuz bir şey değildir, o sizin
içinizden geçen sonsuz bir enerji akışıdır.
Kendi bolluğunuzun enerjisini dışarıya doğru ifade edin,
o zaman onun size gelebilmesi için yer açmış olursunuz. Bu­
nunla ilgili olarak şimdi açıklayacağımız bolluk yasasına Mer­
lin'in Yasası denir. Bir zamanlar, Kral Arthur, ülkesindeki
herkesin onun deneyimlediği aynı harika bolluğu deneyimle­
mesini istemiş, bunun için de tüm paranın halka eşit olarak
dağıtılmasını içeren bir yasa çıkarmıştı. "Bu çok parlak bir fi­
kir" diye düşünmüştü; böylece o, kendisininki de dahil olmak
üzere, tüm serveti halkına dağıtacaktı. Gerçekten de dediğini

68
'13oflut
yaptı, tüm serveti halka dağıttı. Ama bu girişim, onun hiç um­
madığı biçimde, büyük bir başarısızlığa uğradı. Arthur, büyük
bir düş kırıklığı hissederek arkadaşı Merlin'i görmeye gitti ve
ona, "Merlin, ben nerede hata yaptım? Camelot halkı bolluğu
neden deneyimleyemiyor?" diye sordu.
Merlin, bilge bir adam olduğundan, bu soruya bilgece bir
karşılık verdi: "Bolluğun ifadesi asla bir emirle tayin edilemez,
çünkü onun bireysel bir seçim olması gerekir. Biz özgür seçim
gezegeninde bulunuyoruz; bu yüzden, her bir kişinin bolluğu
özgür iradesiyle seçmesi gerekir. Bu, bolluğun alınması olarak
değil, bolluğun ifade edilmesi olarak başlar. Ayrıca, bolluğu
halka yaymak için hiçbir yasa koyulamaz, çünkü her bir kişi­
nin bolluk konusunda kendi rahatlık düzeyini bulması gere­
kir. Şimdi sana bu konuda bir öneride bulunacağım."
İşte, meselenin ilginç yanı buydu. Merlin'in önerisi tüm
ülkeye yayıldı ve çok başarılı oldu, tüm Camelot daha büyük
bir bolluğa kavuştu. Ancak, yoksulluk bir seçim olduğundan,
hfila bazı yoksul kişiler kalmıştı. Yoksulluk, bazen kendinizi
kaptırdığınız bir dramdır, çünkü insanlar dramlara bayılırlar,
öyle değil mi? Peki, Merlin'in önerisi neydi? O, demişti ki: "İşe
önce bolluğun ifadesiyle başlayın ve yaşamınızda yaratmış ol­
duğunuz fazlayı ifade edin, çünkü gerçek bolluk odur. O, asga­
ri olarak ihtiyaç duyulandan daha fazlasına sahip olmaktır. Ve
siz bolluğu dışarıya doğru ifade ederken, yaşamınıza daha faz­
la bolluk çekecek olan bir vakum yaratırsınız."
İşin komik yanı, Merlin herkes için bolluğu artıracak bir
yasanın koyulamayacağını söylemiş olmasına rağmen, bu adet
tüm ülkeye yayıldı ve çok geçmeden Merlin'in Yasası olarak
tanındı. Bu öneri basitti: "Tüm ilişkilerde, iş anlaşmalarında,
her türlü . alışverişte, mümkün olan en iyi anlaşmanızı yapın.
Yaptığınız her anlaşmada, karşı tarafa biraz daha fazla verme-

69
'Tanrı Çağı
nin bir yolunu bulun. O anlaşmayı tamamlamanın zamanı gel­
diğinde, karşınızdaki kişiye istediğinden biraz daha fazla ve­
rin, çünkü o fazla olandır. O bolluktur ve sonsuz enerjiy� olan
inancınızı o şekilde ifade etmeniz yaşamınızda bolluk akışını
harekete geçirir ve yaratır." Bu, bu konuda verilebilecek bir­
çok örnekten biridir, ama güzel bir örnektir.
Böylece, bolluğu yaşarsınız. Bolluğu öğrenmeyi gerçekten
istiyor musunuz? Yunuslara bir bakın. Onlar asla bir şeye sa­
hip olmazlar, ama bu gezegende en bolluk içindeki yaratıklar­
dır. O kadar bolluk içindedirler ki, şimdi insanlara ·verecekleri
bir armağana sahiptirler. Onlar size kahkahaları verirler.
Oyun oynamayı verirler. Onlar nasıl oyun oynayacağınızı öğ­
retmek için buradadırlar. Yunuslar en karanlık sularda bile
yüzebilirler ve hiçbir şey onlara yapışmaz; çünkü onlar yok­
sunluğa inanmazlar, en karanlık suların içinden bile rahatça
geçer ve istedikleri her zaman her şeye sahip olurlar.
Bolluğun, sonsuz enerjinin enerji alanınıza akmasına izin
vermek olduğunu anlamalısınız. Bolluk hiçbir şeyi tutup zapt
etmekle ya da saymakla ilgili değildir, çünkü o zaman o sonlu
olur; oysa siz sonsuz enerjiyi ifade etmelisiniz. Bazı ekono­
mistleriniz bunu bilirler. Örneğin, bu salonda elli kişi olsa ve
biz her birinize bir dolar versek, siz buradaki bir kişi dolarını
dışarıdaki bir kişiye verdiğinde bu salonda kırk dokuz doların
kalacağını düşünürsünüz. Bu doğru değildir. Eğer herkes ken­
di dolarını elinde tutarsa, bu salonda sadece elli dolar olur,
ama o dolarları dolaşıma sokarsanız, o zaman en sonunda bu
salonda beş bin dolar olur. Bu, sonsuz enerjinin bir ifadesidir.
Bu kısa sürede bolluk konusunda size sunabileceğimiz en iyi
bilgi budur.

*Bolluk konusu için bkz. Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 141 (Akaşa Yayınları) .

70
Yeterince Para Kazanmak
İnsan Melelin Gereçleri, 034, Elspeet, Hollanda
Soru:
Ben yeterince para kazanmanın bir yolunu bulamıyorum.
Onu bunu deniyorum, ama işe yaramıyor. Para konusunda
hep kaygılanıyorum. Yaratmanın Sekiz Odası adlı alıştırmayı
uyguladım ve "Artık bu durum değişecek" diye düşündüm.

Grup:
Ve durum değişti.

Soru:
Evet, daha kötüye gitti.

Grup:
Aslında dileğine kavuşmuşsun, durum değişmiş. Sen bu
hayatta Kabullenme dersini,* zarafetle kabullenme sanatını
öğrenmeye çalışıyorsun. İnternet sitemizdeki mecazi odalar
(Yaratmanın Sekiz Odası), yaratma enerjisinin akışını anla­
manıza yardımcı olmak için düzenlenmiştir. Senin durumun­
da, önce en son odayla, yani Kabul Etme odasıyla başlaman en
iyisi olurdu. Kabul etmek, omurganız boyunca yer alarak
enerjiye kanallık eden tüp üzerindeki enerji damgalarının**
kısıtlamalarına rağmen, Evrensel Enerjinin içinizden rahatça
akmasına izin verme sanatıdır. Siz para konusu üzerine farklı
fikirler yüklersiniz. Çünkü birçok yaşamınızı, dizlerinizin üze­
rine çöküp yoksulluk yemini ederek, parasız olmanın sizi daha
ruhani kıldığını düşünerek geçirmişsinizdir. Varlığınızın daha
düşük titreşimlerinde bu işe yaramıştı. Ama bugün bu yakla­
şım kiranızı ödemez. Bir İnsan Melek olarak hak ettiğiniz kon-

* Kabullenme yaşam-dersi için bkz R uhsal Psikoloji , s. 120.


* * Enerji damgaları için bkz. R uhsal Psikoloji, s. 98. (Akaşa Yayınları)

71
'Tanrı Çağı
for içinde yaşamanızı sağlamaz. Bu yüzden, sizin için bolluğa
kavuşmanın en büyük bölümü, onu kabul etmekle ilgilidir. Bu,
Evrensel Enerjinin o tüp kanalıyla içinizden tam olarak akma­
sına izin vermek ve para konusunda bile zarafetle kabullenme
sanatını uygulamak anlamına gelir.
Eğer parayı spiritüel çalışmanızı yapmanızı sağlayacak
bir araç olarak görürseniz, o enerjinin içinizden akmasına da­
ha çok izin vererek, diğer insanlar için özgün şeyler yapabil­
menizi sağlayacak daha fazla şeye sahip olursunuz. İşte, ken­
dine öncelik vermek ile bencil olmak arasındaki fark budur.
Enerjinin içlerinden rahatça akmasına izin verenler, başkala­
rına da aktarabilecekleri daha büyük bir bolluğa sahip olurlar.
Sevgili varlık, senin aşman gereken diğer zorluk şudur:
Sen şimdiye kadar belli işlerde çalışarak para kazandın, ama o
işler artık yükselen titreşimine uymuyorlar. Bu nedenle, de­
ğişmeye güdülenmen senin için gerekliydi ve işte bu yüzden
görünüşte durumun daha da kötüye gitmesi şeklinde bir aksi­
likle karşılaştın. Aslında, Yüksek Benliğin seni değişmeye gü­
dülüyor. Şimdi taşıdığın daha yüksek titreşimle artık bu işleri
yapmaya tahammülün yok ve bu yüzden kendi kendini balta­
layarak -para kazanmana izin vermeme şeklinde- engellemeye
çalışıyorsun. Şu aşamada gerçekte olup biten budur. Sen bir
Hayalet Ölüm* deneyiminden geçtin ve enerjini yeniden ayar­
ladın. Sonra, ayrıldığın işyerine tekrar döndün, ama sen artık
aynı kişi değilsin ve aynı işi yapmak senin için artık mümkün
değildir. Bu yüzden, bir işe girişmeye, bir iş bulmaya çalıştığın
her defasında, halıyı sessizce ayaklarının altından çekiyorsun.
Çünkü ortaya çıkacak enerji uyumsuzluğundan çok korkuyor­
sun. Bu yüzden, artık tutkunu bulmanın zamanı gelmiştir.
Şunu bil ki, değiştiremeyeceğin herhangi bir titreşimsel

*Hayalet Ölüm için bkz. Hatırla, s. 320 ve Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 220.

72
'13oflu{
uyumsuzluk yoktur ve daha fazla destek bulacaksın. Bulundu­
j:,ru n yeri kabullen. Onun için endişelenme ve eksik olan şeyle­
re odaklanmak yerine, sahip olduğun şeylerde sevgiyi ve gü­
zelliği bul. Paraya sahip olmak ile olmamak arasındaki o kü­
çük algıyı değiştir, çünkü farkı yaratan çok küçük bir algı de­
ğişikliğidir. Çok küçük bir değişiklik tüm farkı yaratacaktır.
Lütfen şunu da anla ki, yoksul olmak ile o anda parasız olmak
arasında çok büyük bir fark vardır. Yoksul olmak sizin sahip­
olmamanızı içeren bir bilinç halidir. O anda parasız olmak ise
geçici bir durumdur.

Para Gereksinimi
Christopher Aşık Oluyor, D1 002, Oostmalle, Belçika
Soru:
Hayatta kalmak için para oyununu oynamanın gerekli ol­
duğuna inanmak bizim için çok zor. Ben tüm yaratımın daima
Tanrı'dan gelmiş olduğuna inanırım. Bu konuda yorumda bu­
lunabilir misiniz?

Grup:
Sevgili varlıklar, yaratan sizsiniz. Siz kim olduğunuzu
hiç bilmiyorsunuz. Kendi yeteneklerinizi hiç bilmiyorsunuz.
Ama çoğunuz, yaşamınızda geriye dönüp baktığınızda bazen
bazı şeyleri diğer insanlar vasıtasıyla yaratmış olduğunuzu
görseniz bile, hayatta istediğiniz şeylerin çoğunu yaratmış bu­
lunuyorsunuz. Sizin tasarlamış olduğunuz, bizim de izlemek­
ten çok hoşlandığımız Oyun para oyununuzdur. Sizin hayal
gücünüz çok yaratıcı ve harika Oyunlar oynuyorsunuz.
Para denen Oyun, kendi içinde bir Oyundur. O bir alışve­
riş biçimidir. Zorluk sizin paraya bir enerjiymiş gibi muamele
etmenizden kaynaklanır, çünkü para bir enerji değildir. O sa-

73
'Tanrı Çağı
dece enerjinin bir yansımasıdır, ki bunu bir lunaparktaki ay­
nalar salonunda dışbükey ve içbükey aynalara baktığınızda
gördüğünüz yansımalara benzetebiliriz. O aynalara baktığı­
nızda kendinizi çok uzun boylu ve çok sıska ya da çÔk kısa
boylu ve çok şişman olarak görebilirsiniz.
Para da aynı şekilde yönlendirilebilir. Bu yanlış bir şey
midir? Elbette değildir, bu oynamakta olduğunuz bir Oyun­
dur. Sizin tasarlamış olduğunuz bir Oyundur. Bizim için işin
komik yanı, sizin ruhanilik-spiritüellik ve para ile ilgili inanç­
larınızı eşitlemenizdir. Çünkü kendinize itimat etmemeyi öğ­
rendiğiniz o uzak geçmişten beri bu konuda kısıtlamalar koy­
muşsunuzdur; böylece, eğer spiritüel olacaksanız, paranın bu­
nun bir parçası olamayacağına, bir biçimde paraya ihtiyacını­
zın olmayacağına inanırsınız.
Sizi şunu yapmaya davet ediyoruz: Eğer siz yaratıcılar
iseniz, erişemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur. Para, oynamayı öğ­
renmiş olduğunuz bir Oyundur sadece, o kötü bir şey değildir.
Onunla nasıl çalışacağınızı öğrenin. Siz yaratıcılarsınız ve
bundan çok daha fazlasını yaptınız. Kendi inançlarınızı aşarak
bolluğu kabullenin. Çünkü eğer Yuvayı perdenin bu tarafında
yaratacaksanız, bolluk konusunda rahatlasanız iyi olur. Yuva­
dan daha büyük bir bolluk yeri yoktur. Eğer Yuvada bulunan
her şeye öykünür ve Yuvayı bulunduğunuz tarafa getirirseniz,
Tüm Var Olanın en büyük bolluğunu deneyimlersiniz. O za­
man para enerjisi hiç sorun olmayacaktır.
Sevgili varlık, sorunda yer alan ve tüm yaratımın (para­
nın) daima Tanrı'dan geleceği, yani Tanrı'nın size bakacağı
inancınla ilgili olarak, İsa adlı üstadın öğretisinden bir örnek
verelim: O, insanların parayla ilgili sorularına yanıt olarak,
Sezar'in bir madeni paranın üzerindeki resmini göstererek,
"Sezar'ın olanı Sezar'a verin" demişti. Siz bunun, "Ben ruha-

74
'Boffu/(
ı ı iyim ve bu yüzden paraya ihtiyacım yoktur" anlamına geldi­
ği ni düşünmüştünüz. Oysa İsa'nın kastettiği bu değildi. O,
" Bu Tanrı'nın değil, Sezar'ın oyunudur. Öyleyse burada bu
oyunu oynayın" demek istemişti.
Sevgili varlıklar, kendi yarattığınız o şeylerden korkma­
yın. Siz düşündüğünüzden çok daha fazla şey üzerinde tam bir
kontrole sahipsiniz. Evet, birçok yaşamı kendinizi feda ederek
geçirdiniz, çünkü bu hep birlikte öğrenmekte olduğunuz küre­
Hel bir dersti. O zaman o titreşim sizin gerçeğinizdi, ama şimdi
yeni bir titreşime sahipsiniz. Bu yüzden, daha yüksek titreşi­
ıninizi destekleyen yeni, daha yüksek gerçekleri kavrarken,
Pdinmiş olduğunuz eski gerçekleri bırakacak cesareti gösterin.
Bunu yapmak bazen zordur, ama yine de, bir'liğe ulaşmanıza
i zin vermelisiniz. Paranın size gelmesine de izin verin. Çünkü
tam bir bolluk hali içinde olduğunuzda diğer insanlara da yar­
dım edebilirsiniz. Sizden kendinize değer vermenizi istiyoruz,
çünkü başka hiç kimse size değer biçemez. Hayatta rahat ol­
mak için neye ihtiyacınızın olduğunu kendiniz belirlemelisi­
nız.
Yuvayı size tekrar hatırlatmak istiyoruz. Eğer Yuvaday­
sanız, son derece rahatsınızdır. Evet, birçok yaşamınızı dizle­
rinizin üzerine çöküp yoksulluk yeminfofi ederek, fedakarlık
içinde geçirdiniz, çünkü içinde bulunduğunuz daha düşük tit­
reşimler için bu gerekliydi. Şimdi kendi yaŞam standardınızı
yükseltmeye cüret edin. Rahat olmaya cüret edin. Siz İnsan
Meleklersiniz ve bir meleğin dokunuşunu birçok şekilde kulla­
nacaksınız. Sorun olan şey para akışı değildir, sorun olan şey
parayı istiflemektir. O akışın sizden akmasını sağlamanın yo­
lunu bulun ve o zaman mutluluğu da bulacaksınız.

75
'Tanrı Çağı
Paraya Karşı Tutku
Christopher Aşık Oluyor, D1 002, Oostmalle, Belçika
Soru:
Geçenlerde tutkumu incelemeye çalıştım, ama öyle gö­
ründü ki, eğer tutkumu gerçekleştirmeyi seçersem para kaza­
namayacağım. Bu durumda bir seçim yapmam gerekiyor gibi
görünüyor. Tutkumdan vazgeçmek istemiyorum, ama yoksul
olmak da istemiyorum. Bu konuda bir tavsiyede bulunabilir
misiniz?

Grup:
Her şeyden önce, yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimle­
rinde tutkunuzu sahip olacağınız bolluktan ayırmanın müm­
kün olmadığını söylemeliyiz. Günbegün ne kadar çok tutku
hissederseniz, o kadar çok bolluğa kavuşursunuz. Enerjinin
yanlış kullanımı, ruhsal-spiritüel olabilmek için tüm dünyevi
zenginliği bırakmanız gerektiği inancından kaynaklanır. Bu,
ruhsallığı bulabilmek için yoksulluk yeminleriyle dizlerinizin
üzerinde geçirdiğiniz birçok yaşamın direkt sonucudur. Eski
zamanların daha düşük titreşimlerinde bu, dünyevi zenginliğe
olan bağlılığınızdan kurtulmanıza ve hayatta daha yüksek bir
anlam bulmanıza yardımcı olan bir gerçekti. Ancak, insanla­
rın bir gerçeği bulup, sonra onu gerçek anlamı yitirecek kadar
aşırı uçlara götürme alışkanlıkları vardır. Burada da durum
böyleydi. Ama titreşimleriniz yükselirken, siz de bu yüksek
titreşiminizi destekleyecek daha yüksek gerçeklere uzanırsı­
nız. Şimdi insanlık topluluğu ruhsallık ile bolluğun ilişkisiyle
ilgili gerçeği yeniden tanımlamaya başlıyor. Eğer dünyevi zen­
ginliğe bir bağlılık taşıyorsanız, bunun sizi kısıtlayacağı hfila
doğrudur. Ancak, Dünya üzerinde Cenneti, Yuvayı yaratmak
için bolluğu tanımanız şarttır.

76
'Boffuk,
Paraya bağlılık bolluk değildir ve bu meselenin özü de
hudur. Gerçek bolluğu anlamadıkça Dünya üzerinde Cenneti
yaratmanız mümkün olmaz, çünkü Cennet var olan en bolluk
içindeki yerdir. Bu senaryoyu yeniden yazmaya cüret edin ve
her alanda hem ruhsal-spiritüel, hem de bolluk içinde olmanı­
za izin verin. Parasız olmanın geçici bir durum olduğunu, yok­
sul olmanın ise kökü yoksunluk inancına dayanan bir bilinç
hali olduğunu bilin. Cennette hiçbir yoksunluk yoktur. Tutku­
nuza girin ve bunu her alanda para ve bolluk izleyecektir.
l�ğer isterseniz bu konuyu daha karmaşık hale de getirebiliriz,
uma o gerçekten bu kadar basittir.

Spiritüel Yatırım
Christopher Aşık Oluyor, D1 002, Oostmalle, Belçika
Soru:
Ben büyük bir yatırım yapmak ve partnerimle birlikte
spiritüel bir işe girişmek üzereyim, ama bu büyük yatırım be­
ni epey tasalandırıyor. Yine de, tüm geleceğimin şimdi ufukta
gördüğüm şey olduğunu hissediyorum. Bu yatırım konusunda
doğru yolda olup olmadığımı söyleyebilir misiniz?

Grup:
Her şeyden önce şunu hatırlatalım: Ufuk, aslında, siz ona
yaklaştıkça geri çekilen hayali bir çizgidir. Gerçek geleceğini­
zin bugün oluşmakta olduğunu bilin.
Para ile oynadığınız, insan-yapımı bir Oyundur ve ona
böyle yaklaşılmalıdır. İnsanların hayal gücü çok yaratıcıdır.
Siz para Oyununu enerjiyi temsil eden bir alışveriş olarak ya­
rattınız. Ortaya sık sık çıkan zorluk ise sizin paranın enerji
olduğunu düşünmeniz, parayı ona göre kullanmanız ve ona
bir enerji muamelesi yapmanızdır.

77
'Tann. Çağı
Para Oyunu, bir lunaparktaki görüntüyü-çarpıtan ayna­
lara çok benzer bir biçimde yönlendirilmiştir. Siz, yaşamınız­
da, kalben hissettiğiniz ruhsal dürüstlüğe ve bütünlüğe sahip
olmayı amB;çlar, ama bazen tam da bu nedenle parayı kabul
etmekte zorlanırsınız. � aha önce de belirttiğimiz gibi, birçok
yaşamınızı yoksulluk yemini etmiş keşişler olarak dizlerinizin
üzerinde geçirmiştiniz; o yaşamlarınızda, para şeklindeki bol­
luğu terk etmenizin ruhsallık kazanmanıza yardımcı olacağı­
nı, maldan mülkten kurtulduğunuzda sizi engelleyecek bir şe­
yin kalmayacağını düşünüyordunuz. O zamanki düşük titre­
şimlerde bu işe yaramıştı, ama şimdi bu yaklaşım size hizmet
etmeyecektir.
Size, bir Oyun oynadığınızı hatırlatırız. Siz sadece Oyun­
tahtası üzerinde hareket ettirdiğiniz satranç taşını seçmezsi­
niz, bollukla ilişkili olarak rahatlık düzeyinizi de seçersiniz.
Bu Oyunu istediğiniz her bolluk düzeyinde oynamayı seçebi­
lirsiniz. Bu sözlerden kuşkulandığınızı görebiliyoruz. Çünkü
hfila, çoğu kişi para şeklindeki enerji akışını tam olarak anla­
maz. Çok parası olan insanların da hfila para sorunlarının bu­
lunduğunu görebilirsiniz; sadece, onların parayla ilişkili farklı
sorunları vardır. Lütfen, şunu anlayın: Oyunu hangi bolluk
düzeyinde oynamayı seçtiğinizin çok az önemi vardır. Parası
olmayanlar, bir kez paraya kavuştuklarında yaşamlarında her
şeyin yoluna gireceğini düşünürler. Parası olanlar ise, çoğu
kez, sahip oldukları şeyde düş kırıklığı yaratıcı bir içi-boşluk
bulurlar. Çünkü gerçek bolluk insanın kazanmış olduğu enerji
miktarı değildir, gerçek bolluk bir enerji akışıdır.
Siz İnsan Meleklersiniz. Dünya üzerinde Cenneti tekrar
yaratmakta olanlarsınız. Sevgili varlıklar, eğer Cenneti yeni­
den yaratmayı bekliyorsanız, bolluk konusunda çok rahat ol­
sanız iyi olur; çünkü para da dahil olmak üzere, her alanda

78
'Boffufc
Cennetten daha büyük bir bolluk yeri yoktur. Para, sayabile­
ceğiniz sabit bir şey değildir, bir akıştır; çünkü enerji, parayla
yapmaya çalıştığınız gibi, hesap edilebilecek kadar durağan
değildir. İçinizden geçen para (enerji) akışını tedricen artırın.
Bu sizin para şeklindeki bolluğunuz olacaktır.
Siz tutkunuza sahip çıkıp istediğiniz işi yapmaya başlasa­
n ı z bile, bir gün gelece�, belli bir zamanda belli bir sokağın

köşesinde bulunmanız için Yüksek Benliğinizden bir çağrı ala­


cak ve orada, para sıkıntısı çeken yakın bir arkadaşınızla kar­
l?ılaşacaksınız. Birçoğunuz yaşamınızda bolluk yaratma konu­
sunda hiç sorun yaşamıyorsunuz. O bolluğa sahip çıkın, sevgili
varlıklar. Ondan utanmayın, çünkü birçok yaşamını yoksulluk
içinde geçirmiş olan ve bugün sizin yardımınıza ihtiyaç duyan­
lar vardır. O kitapları yazın. O dersleri verin. Paranın isteyen
herkesin içinden akmasına yardımcı olun, çünkü para sadece
enerjinin bir yansımasıdır.
Birçoğunuzun parayla ilgili olarak yaşadığı diğer kısıtla­
ma, yaratmayla ilgili değildir. Birçoğunuz harika yaratıcılarsı­
n ı z ve her türlü şeyi yaratıyorsunuz. Hepinizin, sadece, kabul

etmekle ilgili bir sorunu var. Bu yüzden, özellikle onlar size


para şeklinde geri döndüklerinde o yaratımlarınızı kabul edin.
Sevgili varlık, sorunu belirtiş biçimin, tutkuna sahip çık­
ma veya para kazanma seçimiyle karşı karşıyaymışsın gibi gö­
rünmene neden oldu. Oysa durum böyle değildir. Tutkuna sa­
hip çıkarak, bunun bir "ya şu ya da bu" seçimi olduğu inan­
cından kurtulacaksın. Tutkun doğrultusunda davranman, ya­
l?amının her alanında bolluğu sana çekecektir.
Yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimlerinde başarının
tek bir sırrı vardır: Para da dahil olmak üzere, her alandaki
başarınız yaşamınızın her günü deneyimleyebileceğiniz sevinç
ve tutkuyla doğru orantılıdır. Büyük-ebeveynlerinizin zama-

79
'Iaırı Çağı
nında çalışma paradigması "çok çalışmak" idi ve o zamanın
daha düşük titreşimlerinde bu olumlu sonuçlar üretti. Sonra
ebeveynlerinizin zamanı geldi ve çalışma paradigması "akıllıca
çalışmak" oldu; o dönemde gidişat hızlandı ve yaratımlar eski­
sinden daha hızlı ortaya çıkmaya başladılar. Bugün bu para­
digmaları uygulamaya çalıştığınızda her ikisi de sonuç vermi­
yor. Çünkü bugünkü çalışma paradigması "tutkuyla çalışmak"
tır ve siz yapmayı en çok sevdiğiniz şeyleri yaptığınızda gerçek
sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Bolluğu kabul edin. Onu kabullenmek için, yapmakta ol­
duğunuz şeyi bırakmanız gerekmez. Sadece, kabullenme süre­
cinizi yeniden düşünmeniz gerekir. Birçoğunuz paranın kötü
olduğunu düşündüğünüz birçok yaşam geçirdiniz. Biz bunun
çok komik olduğunu düşünüyoruz. Birincisi, kötü fikri komik­
tir, çünkü kötü diye bir şey yoktur; bu bir gölgeyi işaret edip
ona güç vermektir. Sizin hayal gücünüz çok yaratıcı; biz böyle
bir şeyi düşünemezdik. Ancak, aşağısı nasılsa yukarısı da öyle
olduğundan, biz de sizi taklit ederek, onu (kötüyü) Cennette,
Lusifer Deneyi* ile yaratmak zorunda kaldık. Evet, sizin hayal
gücünüz gerçekten çok yaratıcı.
Sizin için aziz olan tüm o şeyleri kalbinizde tutup, para­
nın enerji alanınıza yoksun olduğunuz bir şey olarak değil, bir
kaynak olarak aktığını hayal edin. Onu bu dünyada daha fazla
iyilik yapma olanağı olarak hayal edin. Çünkü yaşamınızda
bolluğu deneyimlediğinizde, diğerlerinin de onu deneyimleme­
lerine yardımcı olabilir ve o parayı elden ele geçirebilirsiniz.
Onu bir enerji akışı olarak görün. Onu kabullenme düzeyinizi
yükseltin ve onu İ.nsan Melek için bir kaynak olarak görün... o
zaman tutkunuz doğrultusunda yaşıyor olacaksınız.

*Lusifer Deneyi için bkz. Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 235 (Akaşa Yayınları).

80
ÇOK-BOYUTLULUK

Kendinizle Karşılaşmak
Ruhsal Güvenin Nefesi, 074, Genk, Belçika
Soru:
Biz aynı anda bu dünyada ve diğer boyutlarda bulunan
çok-boyutlu varlıklarız. Diğer boyutlardaki kendimizi nasıl
bulabilir, onlarla nasıl buluşabiliriz?

Grup:
Bir başka zaman ve uzay (mekan) boyutundaki kendiniz­
le karşılaşmanızın çok garip bir durum yaratacağını söyleyebi­
liriz. Aslında, her gün buna yaklaşıyorsunuz. Aynı kutuplulu­
ğa sahip iki mıknatıs gibi, diğer boyutlardaki veçhelerinizle
bir araya gelmenizi engelleyen bir enerji alanı vardır. Bu alan
aslında her bir boyutun sınırlarını belirler. Eğer o alana nüfuz
edip kendinizle yüz yüze gelebilseydiniz, karşınızdaki kişiyi
büyük olasılıkla tanımazdınız. Bunun temel nedenlerinden bi­
ri, realitenizde her şeyin üçlerden oluşuyor olmasıdır. Üçüncü
noktayı aktive edebilmek için, iki ayrı görüş noktasına sahip
olmanız gerekir. Siz kendi fotoğrafınıza bakarken bile onun
bir başkası olabileceğine inanırsınız. Sizin o fotoğrafın görün­
tüsünü beyninize kendiniz olarak bilinçli şekilde nakşetmeniz
gerekir. Aynaya baktığınızda her şeyi tersine dönmüş olarak
görürsünüz, böylece kendinizin de tersine dönmüş görüntüsü­
nü görürsünüz; tıpkı bir başkasının gözlerine baktığınızda
Tanrı'nın tersine dönmüş görüntüsünü gördüğünüz gibi. Bu
unutmayacağınızı umduğumuz ilginç bir kavramdır.
Çoklu boyutlara girdiğinizde, kendinizle karşılaşmak ar­
tık o kadar çok fark yaratmaz. Bir zaman gelecek bunu yapa-

81
'Iaın Çağı
caksınız, ama bu sizi düş kırıklığına uğratabilir, çünkü diğer
size doğal olarak çok eleştirel gözlerle bakacaksınız. Çok-bo­
yutluluğa uyanmaya başladığınızda, her şeyi düzenli tı.ıtmak
amacıyla, kendinizi bu şekilde kutuplaştırmak için çaba göste­
receksiniz. İki zaman-çizgisi kesiştiğinde yaşamın ne kadar
karmaşık hale gelebileceği konusunda hiçbir fikriniz yok. Bu
yüzden, algıladığınız ki'mliğiniz yerine, içsel kimliğinize güven
geliştirmenize yardımcı olmak bizim için daha önemlidir. Bu
şekilde, siz değiştiğinizde, kendinizle diğer zaman boyutların­
da karşılaştığınızda ki eninde sonunda bu olacaktır- durumla
-

başa çıkmanız çok daha kolay olacaktır. Sizi, sormuş olduğu­


nuzdan daha fazla soruyla baş başa bırakıyoruz.

Yeni Zaman Yeni Uzay


·

Üçlük, 009, Zeist, Hollanda


Soru:
Ben, gelecek diye bir şeyin olmadığını gösteren bir dene­
yim yaşadım ve bunun sadece benim hayal gücümden kaynak­
lanıp kaynaklanmadığını merak ediyorum.

Grup:
Bu ne kadar harika bir hayal gücü. Durumu gerçekte ol­
duğu gibi deneyimlediniz, çünkü henüz onu yazmadığınız için
bir gelecek yoktur. Geçmişte birçok kahin geleceği görmüştür.
Onlar küçük kristal kürelerine bakarak kehanetlerde bulu­
nurlardı. Aslında iyi bir iş yapmış, diğerlerinin yaşam denen
fiziksel realitenin ötesinde daha fazla şeyin bulunduğunu gör­
melerine yardımcı olmuşlardı. İnsanların, sadece fiziksel var­
lıklar olmadıklarını, aynı zamanda ruhsal varlıklar da oldukla­
rını görmeleri onlara yararlı olur ve bazen onların dikkatini
çekmek için gizem gereklidir ve bu yüzden bu kahinler iyi bir

82
Çok:;'Boyutfufuf(
iş yapmışlardı. Ancak, bu zamanda kehanetlere yer yoktur,
çünkü henüz bir gelecek yazılmamıştır. Siz kalemi elinizde
tutmuş o geleceği yazmak için bekliyorsunuz. Kontratlarınızı
iyi yazın, çünkü onlar sizin tutkunuzla, sevincinizle, bundan
sonra nereye gideceğinizle ilgilidir ve biz bundan sonra ne ya­
zacağınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Eşzamanlı Boyutlar
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 012, Edmonton, Kanada
Soru:
Eğer biz aynı zamanda diğer boyutlarda da bulunuyor­
sak, tekamül denen şey nasıl ilerleme kaydediyor? Her boyut
hep birlikte mi ilerliyor, yoksa her bir boyut ayrı ayrı mı iler­
leme kaydediyor?

Grup:
Böyle teknik sorular sormanıza bayılıyoruz. Şimdi sizden
yaşam klavyesini gözünüzde canlandırmanızı istiyoruz. Siz o
klavyede bir notaya bastığınızda, o oradaki diğer notalarla re­
zonansa girer. Ve siz birbirine çok yakın olan iki notayı çaldı­
ğınızda, o iki titreşimsel ton -karışıp birleşmek ve birbirine
katkıda bulunmak yerine- birbiriyle çatıştığından, ortaya bir
uyumsuzluk çıkar. İşte, bu titreşimsel tonlar boyutlar-arası
realitelerin farklı düzeylerini oluşturan şeylerdir.* Siz "ışığın
sırrı"nı ortaya çıkardığınızda, armonik titreşimin o rezonan­
,
sa-giren tonlarını neyin böldüğünü öğreneceksiniz. Bunu an­
layabildiğinizde, aradığınız alternatif realitelere bile erişebile­
ceksiniz. O zaman sizin realitenizle armonik rezonans içinde­
kiler de yükselecekler.

• su konuda bilgi için bkz. Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 49 (Ak8şa Yayınları).

83
'Iaın Çağı
Boyutların Sayısı
Oyun-Alanının Üstatları, D101302, Oostmalle, Belçika
Soru:
Fizik biliminde tasavvur edilen on bir boyut ile beşinci
bilinç boyutu arasında ne fark vardır?

Grup:
Sorularınızın karmaşıklığına bayılıyoruz. Bu aslında ba­
sit bir yanıtı olan bir soru. Aslında on iki boyut vardır. Fizikçi­
leriniz henüz onların hepsini bulamamıştır, ama yaklaşıyor­
lar. Kuantum fiziğinin ve kuantum mekaniğinin keşfedilmesi
ve anlaşılması fiziksel ile metafiziksel olanı birleştirmektedir.
Hem fiziksel bilimler hem de metafizik, gerçekleri içermekte­
dirler ve onları birleştirdiğinizde sihir meydana gelir. Bu yeni
çağın simyası olacaktır. Bu simya şimdi başlamaktadır.
Beşinci bilinç boyutu sizin şimdi bulunduğunuz yerdedir,
çünkü dışarıda artık yeni bir dünya vardır. Ayrıca, siz farklı
düzeylerden geçerken, onlar boyutsal realitelerin fiziksel dü­
zeylerinden epey farklıdırlar; çünkü aslında çok daha fazla bo­
yut vardır, çünkü bu boyutla şu boyut arasında uzanan boyut­
lar-arası realiteler de vardır. Biz on iki realiteden söz ediyoruz
ki fizik biliminiz henüz on birinin farkındadır. Şimdilik sade­
ce, on ikinci boyutun bir algı noktası olduğunu söyleyelim.
Bu günkü mesajımızı vermeye başladığımızdan beri, bu­
lunduğunuz salonun ısısı üç kere değişti. Bunun nedeni, bu
boyutlar-arası realitelerden birçok varlığın boyut-kapılarından
geçerek sizin realitenize girmiş olmalarıdır. Şu anda burada
çevrenizde yer alan ve her hareketinizi izleyen birçok varlık
bulunmaktadır. Onlar boyutlar-arası düzeylerde bulunmakta­
dırlar. Eğer bunu deneyimlemek istiyorsanız, bir an için gözle­
rinizi kapatıp derin bir nefes alın ve onlar arkanızda yerlerini

84
Ço/(:,'Boyutfufut
alacaklardır. Onların yumuşak, sevecen ellerini omuzlarınıza
koyuşlarını hissedin. Bazen kendi rehberlerinizin sizi kucakla­
yışlarını da hissedebilirsiniz. Onların ellerini kalp çakranızın
arkasına koyup onu çok yumuşak bir biçimde sıvazlayışlarını
hissedin. Bu salon şu anda oldukça kalabalıktır ve onlar -siz
bunu yapabilecekleri kadar uzun bir süre hareketsiz oturur­
ken- bu etkileşimin tadını çıkarmaktadırlar. Şu anda siz bu di­
ğer boyutsal realiteleri onurlandırmak.tasınız.
Şu anda içinde yaşadığınız beşinci boyutu anlayabileceği­
niz terimlerle tarif edemeyiz; bu yüzden, bu boyutta yaşamayı
içeren yeni ilişkinizi tasvir etmek için yükseklik, genişlik, de­
rinlik, zaman ve uzay gibi basit terimleri kullanıyoruz. Ama
siz şimdiden beşinci boyuttasınız. Sadece, onu nasıl kullanaca­
ğınızı öğrenmeniz, kendinizi durumun değiştiğine ikna etme­
niz gerekiyor. Beşinci boyutta gerçeğin bir standart değil, bir
tekamül olduğunu görebilirsiniz. Bu yüzden, hiçbir gerçeğe sı­
kıca sarılmayın, gerçeğinizin yeni düzeylere tekamül etmesine
izin verin. Buna çok çabuk alıştığınızı göreceksiniz. Birçoğu­
nuz daha yüksek, beşinci-boyutsal niteliklerin ortaya çıkışları­
na ve insanların onlara alışmalarına yardım edeceksiniz.

Niyet
Yusufçuk Böceği, 060, Las Vegas, NV.
Soru:
Dün siz mesajınızı sunduktan sonra, beş kişi bir patika­
dan dağa tırmandık ve tepede bir seremoni yaptık. Çok güzel
oldu ve sanırım hepimiz bu seremoninin birçok düzeyde anla­
mının olduğunu hissettik. Bilinçli olarak farkında olmadığımız
diğer düz�ylerden söz edebilir misiniz?

85
'Tanrı Çağı
Grup:
Siz farklı boyutsal düzeylerde bulunan kaç varlığın her
hareketinizi izlediğinden habersizsiniz. İnsanların mahremi­
yetten hoşlanmalarını komik buluyoruz, çünkü aslında hiçbir
mahremiyete sahip değilsiniz. Her günün her anı yaptığınız
her şey izleniyor ve çoğu kez yaptığınız şeylerden ötürü alkış­
lanıyorsunuz. O şekilde bağlantı kurmak için bilinçli olarak
bir yer açtığınızda, aslında o varlıkları içeri davet ediyorsu­
nuz. Dün o seremoniyi yaptığınızda bir boyut-kapısı açıldı ve
hayal edebileceğinizden daha fazla destekle kuşatıldınız. O sı­
rada sanki elinizde bir megafonla, "Eğer çevrede kimse varsa
ve gelip bizi ziyaret etmek istiyorsa, işte buradayız!" diye ba­
ğırmıştınız. Gerçekten de, böyle durumlarda tüm zaman ve
uzay boyutlarından varlıklar gelip, seremoninizi paylaşmak
üzere orada toplanırlar. Tarih boyunca bu birçok farklı şekilde
vuku bulmuştur. Bu, duanın, meditasyonun, Ouija (ruh çağır­
ma) tahtasının doğasıdır. Bu ruhsal çağrı birçok farklı biçimde
yapılabilir. Siz esasen, o hangi formda gerçekleşecekse, o yolla
ruhsal iletişim kurmaya niyet edersiniz. Ve dün yaşamış oldu­
ğunuz şey de budur.
Size bir konuda uyarıda bulunmak istiyoruz: Sözünü et­
tiğimiz bu çağrı kalben, zihnen, konuşarak ya da semboller yo­
luyla yapılabilir. Birçoğunuz (kitabın kapağında yer alan) İn­
san Meleğin İşaretinin sembollerini takıyorsunuz. Ama şunu
bilin ki, bu, perdenin öbür tarafına verdiğiniz ve o görevleri al­
mak isteyen insanlardan biri olduğunuzu belirten bir işarettir
ve bu isteğiniz ciddiye alınacaktır. O, tüm boyutlarda görülen
boyutlar-arası bir semboldür. Eğer bu sembolü takmayı seçer­
seniz, onlar tarafından omzunuzdan dürtüleceksiniz. Bu sizin
eğitim gören bir melek olmayı istediğiniz anlamına gelir ve si­
ze bunu deneyimleme fırsatı verilecektir. Bu dürtme sizin her-

86
Ço/(-,'Boyutfufut
hangi bir şey yapmanız gerektiği anlamına gelmez, ama bu ka­
dar zahmete girdikten sonra o görevi yapmamak sizin için çok
zor olacaktır. Evet, o sembolü taktığınız için seçileceğiniz za­
manlar olacaktır.
Bu durumda, eğer birisi çok zor bir zaman geçiriyor ve
bir sokağın köşesinde saklanıyorsa, insanlar oradan geçip gidi­
yorlar ve hiçbiri o köşeye gidip o insana dokunarak bir fark
yaratmayı düşünmüyorsa, birdenbire siz gidip o insanın om­
zuna dokunarak onu kucaklamanız gerektiğini çok açık bir bi­
çimde hissedeceksiniz. Tabii, bunu yapmamak için düşünüp
bahaneler bulacak, "Bunu yapmam güvenli değil, bunu yapa­
mam" diyeceksiniz. Ama eğer o sembolü takarsanız bu dürtül­
meleri yaşayacaksınız, çünkü o bütün zaman ve uzay boyutla­
rını kapsayan tüm Evren boyunca görülen bir işarettir. O bir
tetik görevi yapar ve böylece siz çağrılacak ve o insanlara do­
kunduğunuz için onurlandırılacaksınız.
Sevgili varlıklar, şimdiye dek harika bir iş yaptınız ve bu­
radan nereye gideceğinizi görmek için sabırsızlanıyoruz, çün­
kü şimdiye dek olduğundan çok daha hızlı hareket etmeye
başlayacaksınız.
Bu yolculuğun keyfini çıkarın.
Espavo.

87
DNA

Yeni Çakra
Yunus Akışı, D081 702, Syracuse, NY.
Soru:
Kitabınızda okuduğumuz bir çakradan, kafatasının alt
tarafındaki çakradan söz edebilir misiniz? O açılmakta mı?

Grup:
Siz sadece iki iplikli DNA'lı bir fiziksel yapıdan, onu
manyetik olan on iki iplikli DNA'ya geçerken, bu yeni enerji­
sel yapınız üzerinde açılmakta olan birkaç çakra var. Bir son­
raki düzeye doğru tekamül ederken, bunun kanıtını bulacaksı­
nız. Geçmişte, bu gezegendeki başlangıcınızda eterik bedenle­
rinizde, yani Işık-bedenlerinizde çok zaman geçirmiştiniz.
Eğer sonra şu anda taşıdığınız yoğun, fiziksel bedenleri oluş­
turmasaydınız, Yerküre ile bağlantınızı korumakta çok zor­
luklar yaşayacaktınız. Şimdi görmekte olduğunuz tekamül
devresine ise son yüz yılda gezegeninizin çevresindeki manye­
tizmanın yüzde onunun azalması öncülük etmiştir ve bu, per­
denin incelmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Geçmişte sizin Yerküre ile bağlantınız çok önemliydi; bu
yüzden, Yerküre soğuduğunda siz de bedenlerinizi daha yoğun
bir hale dönüştürmeye başladınız. Bu şimdi sahip olduğunuz
fiziksel bedenlerin başlangıcıydı. Bu bedenleri oluştururken
altı uzaylı ırktan yardım aldınız, onlar size ebeveynlik yapa­
rak kendi DNA'!arını verdiler. Bu öyküyü daha sonra anlata­
cağız. Fiziksel bedenlere geçtikten sonra, burada kalabilmek
için Yerküre'nin maddesiyle beslenmeniz gerekiyordu ve işte o
zaman sindirim sistemini geliştirdiniz. Bu işe, yaprakların uç-

88
'D9{.5t
tarını yiyerek, yaşam enerjisiyle dolu o saf yaprakları sindire­
rek başladınız. Soğuyan Gaia ile bağınızı korumak için yoğun­
luk kazanmak amacıyla her türlü bitkiyi yediniz. Çok geçme­
den, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu yemişleri ve en hafif
meyveleri yemeye başladınız. Bu, yeni biyolojinizi ruhun bu
bedende geçici olarak bulunmasını sağlayacak kadar yeterince
köklendirdi. Bugün de, özellikle duygusalken, et ve çikolata gi­
bi besinler yiyor, bu yiyeceklerle çok kolayca kökleniyorsunuz.
( Çikolatadaki maddeler, ayrıca, bir esenlik ve neşe hissetmeni­
ze, kalp çakranızın açılmasına neden olurlar. Bu yüzden, çiko­
lata yerken hissettiğiniz şey Yuvanın titreşimlerine çok ben­
zer.)
Burada size kısa bir tarihçe sunuyoruz ki önünüzdeki yo­
lu açık bir biçimde anlayabilesiniz. Ruhlar olarak geçirdiğiniz
birçok deneyim boyunca, bedenlerinizin biyolojik formu ina­
nılmaz değişimler ve ayarlamalar geçirmiştir. Gerçek şu ki, in­
sanlık şimdi yine böyle çarpıcı bir evrim geçirme fırsatıyla
karşı karşıyadır. Bu, çoğunuzun yapmakta olduğu bir seçim­
dir.
Boynunuzun arkasındaki yeni çakra bir güç merkezidir
ve bu zamanda açılmakta olan yeni çakralardan biridir. Mev­
cut çakralarınızın beşi gibi, bu da tek-yönlü bir çakradır. O
ayrıca, uzun süre geçmeyen burun akması gibi fiziksel semp­
tomlara, kulak ve boğaz sorunlarına da yol açabilir. Geliştire­
ceğiniz yeni çakraların aktivasyonu yakında başlayacaktır.
Bir an durup, sizden salondaki enerjiyi hissetmenizi iste­
yeceğiz, çünkü burada daha fazla yer açmak için beşinci bir
boyutlar-arası kapı açılmıştır. Toplantıya başlarken açtığımız
boyut-kapısı perdenin öbür tarafında bir hayli dikkat çekmiş­
tir. O andan beri dört kapı daha açılmıştır ve şu anda kalaba­
l ıktan ötürü bir tür otopark sorunuyla karşı karşıyayız...

89
'Taırı Çağı
Siz tekamül etmeye devam ederken, insanlara yardım et­
menin yeni yollarını bulmanız gerekeceğinden,. Dünya üzerin­
de birçok yeni yöntemin ortaya çıktığını göreceksiniz. ,Bu sa­
londa bulunan yedi kişi doğru zamanda aktive olmayı bekle­
yen yeni yöntemleri barındırıyor. Bu süreç devam ederken,
önünüzde bulunanların daha çoğunu göreceksiniz; ruhsal bağ­
lantılar çok hızlı kurulacak ve ruhunuz fiziksel bedeniniz ile
daha hafif bir bağlantıya sahip olabilecek. R.uhunuzu kalın kar
giysileriyle sarıp sarmalamak yerine, giymesi için ona hafif bir
giysi vereceğiz. Çünkü yeni Oyun yakındır. Siz ilerlerken onu
da oluşturuyorsunuz, sevgili varlıklar. Yürürlükte olan bir bü­
yük plan yoktur ve biz bundan sonra ne yapacağınızı görmeyi
sabırsızlıkla bekliyoruz.

Manyetik DNA
Sihirli Kucaklamalar, D031 002, Baltimore, MD.
Soru:
İnsan DNA'sının geçmişte bir noktada değiştirilmiş oldu­
ğu, on iki iplikten iki ipliğe indirgenmiş olduğu söylenir ve far­
kında olduğumuz mevcut iplikler oldukça aşikardır. Değiştiril­
miş olan kısım manyetik yapıdadır ve DNA'mızı anlayabilmek
için aradan çok uzun bir zamanın geçmesi gerekebilir. Bu, me­
seleye doğru bir yaklaşım mıdır? Ve İnsan Melekler olarak biz
doğru yolda mıyız?

Grup:
Evet, evet, evet. Birincisi, siz Özgür Seçim Oyununu oy­
nadınız. O perdeleri takacak kadar cesurdunuz ve bunu ilk
kez yaptığınızda çok fazla şeye çarpıp durmuştunuz. Bunu iz­
lemek bizim için çok eğlenceliydi. Elimizden geldiği her defa­
sında sizi yerden kaldırırdık, ancak siz kendi özünüzü ve ger-

90
'])'}ı{_f4.
<.;ek kimliğinizi unutma Oyununu oynayacak cesarete sahipti­
niz. Evet, sonra sizin yönetiminiz başka varlıklar tarafından
de geçirilmişti ve evet, bu da kapsamlı kolektif titreşim oyu:
nunun bir parçasıydı. Bu Oyunu oynadığınız için size teşekkür
ederiz. Evet, olan bitenin bir parçası, onların DNA'nızı değiş­
tirmeleriydi. Evet, onlar on manyetik ipliği DNA'nızdan ayır­
clılar. O iplikler daima manyetikti ve onları saptayabilmek için
iince süptil alanları ölçmeyi öğrenmeniz gerekiyor.
Halen, elektronların onların içinden geçip geçemeyecek­
lerini görmek için bu konuda deneyler yapıyorsunuz, çünkü
onlar manyetik yapıdadır. DNA'nızın aslında on iki ipliği var­
dır ve hepsi çok güzel bir sarmal içinde sarmal oluşturur. On­
lar harika bir görüntü oluştururlar ve önünüzdeki yıllarda bu­
nu gerçekten göreceksiniz, çünkü onlar ortaya çıkarılacaktır.
Ve DNA hakkında çok daha fazla şey keşfedeceksiniz, çünkü
�imdi onun asla değişmediğine inanıyorsunuz, ama o değişir.
Düşündüğünüz her düşünce bir radyo sinyali gibi çevreye
yayılır. Sonra o DNA'nın dış kılıfı tarafından toplanır ve önce
manyetik ipliklere aktarılır, ki bu DNA'yı çok hafifçe değişti­
rir. Bu süreçte, bedeninizde yenilenen ya da gelişen her hücre
önce karbon-kopya olan DNA'ya danışır ve tam olarak hangi
niteliklere sahip olacağına karar verir. Bu, yaşamın birinci
aşamasında, yani bu dünyada doğmadan önceki planlama aşa­
masında yaptığınız şeye çok benzer. Bu, sizin fizyolojinizi kon­
trol etmenizi sağlayan, maddeyi düşünce gücüyle etkileme sü­
recidir. Çünkü düşündüğünüz düşünceler DNA'nızın bir par­
çası, dolayısıyla her hücrenizin bir parçası olurlar.
Eskiden, çok azı hariç, tüm hücreleriniz her yedi yılda bir
yenilenirlerdi. Bu süreç şimdi çok daha hızlı meydana gelmek
tedir ve bunu da büyük ölçüde keşfedeceksiniz. DNA iplikleri­
ni yeniden birleştirmek için ne yapmanız gerekir? Tam olarak

91
'Tann. Çağı
yapmakta olduğunuz şeyi. Evet, bu konuda alabileceğiniz bir­
çok kurs ve aktivasyonlar var. Dünyada ortaya çıkan tüm
yöntemlerde olduğu gibi, iyi haber, bu yöntemlerin h�psinin
işe yaramasıdır. Kötü haber ise hangisinin sizin işinize yara­
yacağını bulmanızın gerekmesidir.
Kafanızda beliren soruyu da yanıtlayalım: Neden bu
yöntemlerin hepsi işe yarar? Çünkü siz yaratıcılarsınız. Eğer
bir yönteme inanıyorsanız, o işe yarar. Sizin enerji alanınız ge­
çici olarak başkalarınınkiyle karışabilir ve onlara ahenkli tit­
reşimler sunabilir. İşte, bir insan başkalarının iyileşmelerine
böyle yardım edebilir. Bunu gücü kendi içinize getirmeniz için
söylüyoruz. İstediğiniz şeye inanmanızda bir sakınca yoktur.
Özgür iradeyi içermeyen hiçbir kural yoktur. Eğer oradaki ka­
pı tokmağının daha yüksek bir güç içerdiğine inanırsanız, o da
sizi iyileştirecektir. Bu sizin her zaman kendi kendinizi iyileş­
tirmeniz gerektiği anlamına da gelmez. İşte bu yüzden bu za­
manda bu kadar çok şifacı bu dünyaya geri çağrılmıştır. Şifa
konusunda birbirinizi kullanmanız daha kolay ve daha etkili
olur.
Yaratımlar ya da mucizeler, daima, onları yaratan kişinin
birer yansımasıdır. Yaratımınız sizin yaydığınız aynı enerjiyi
yansıtır. Kutsal kitabınızda geçen, "İnsan Tanrı'nın suretinde
yaratılmıştır" sözünün ifade ettiği şey budur. İnsan ile Tanrı'
nın bir ve aynı olabileceğini düşünmek ilginç olabilir.
DNA'nız aktive olmakta ve ipliklerini yeniden aktive et­
mektedir. Geçmişte, tekamülünüzün o döneminde, elektriksel
sinyallerin DNA'nın o bölümleriyle bağlantılarını kesmek çok
basit bir işlemdi. DNA şimdi değişmektedir. Ancak, sizin pers­
pektifinizden bu sonsuza dek sürüyor gibi görünür. Siz, "Ne
zaman bir şey olacak?" diye merak edersiniz.
Bizim perspektifimizden, bütün bu tekamül bir göz açıp

92
'IYJ{.51
kapayıncaya dek meydana gelmektedir. Evet, insanlar ve fizik­
Hel varlıklar olarak tekamül ediyorsunuz. Bilim adamlarınız
ı.;ok yakında bu olguyu doğrulayacaklardır. Onlar şimdi bu ka­
n ı tın başlangıçlarını görmeye başlıyorlar. Siz değişimi duygu­
Hııl yapınızda görüyorsunuz, çünkü o eterik varlığınız ile fizik­
Hd bedeniniz arasındaki bağlantıdır; bu yüzden her şeyi önce
duyguyla hissedeceksiniz. Eğer değişim ruhsal yapınızda baş­
lamışsa, orada meydana geliyorsa, siz onun duygusunu hisse­
deceksiniz. Eğer değişim fiziksel yapınızda başlamışsa, onun
da duygusunu hissedeceksiniz. Çünkü duygusal yapı birleştiri­
ci bölümdür.
DNA'nız şimdi ipliklerin yeniden-birleşmesi sürecinde
bulunmaktadır. Siz bunu işitmeyi çok isteseniz de, biz bir ge­
nelleme yaparak, bu ipliklerin üçünün şimdiden birleşmiş ol­
duğunu söyleyemeyiz, ama sürecin iyi ilerlediğini söyleyebili­
r i z . Ve şimdi görüldüğü kadarıyla, bu süreç altmış yıl içinde
tamamlanacaktır. Lütfen, biziin geleceği söyleyemeyeceğimizi
anlayın. Sadece şu anda nereye doğru ilerlemekte olduğunuzu
Hiiyleyebiliriz. Altmış yıl size çok uzun bir zaman gibi görüne­
bilir, ama eğer bir on yıl daha yaşarsanız, ortalama insan öm­
rü yüz yirmi yıla çıkacaktır. Eğer şimdi altmış yaşındaysanız,
daha yolun yarısındasınız demektir.
Fizyoloji alanında çok şey olup bitmektedir. Sihir, fiziksel
ve metafiziksel bilimler birleştiklerinde ortaya çıkacaktır. Bu

l-?imdi fizik alanında ve ruh ile beden arasındaki bağlantıyı an­


lamaya başladığınız alanlarda gerçekleşmektedir. Siz bu bağ­
lantıyı onurlandırırken, sihir de ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Sizin için anlaşılması çok zor olagelmiş şeyler çok açık hale ge­
lecektir. Bu süreç şimdiden başlamıştır ve bu gerçekten sevinç
vericidir.
Yapmakta olduğunuz çalışma için size teşekkür ederiz.

93
'Iaın Çağı
Cesaretiniz için teşekkür ederiz, çünkü eğer bu cesarete sahip
olmasaydınız tüm bunlar gerçekleşemezdi. Birçoğunuz bu me­
sajlar duyulmadan çok uzun zaman önce burada çok de:rin to­
humlar ekiyordunuz. Siz Aborijinal Şifacılar olarak tanınıyor­
sunuz. Ekmiş olduğunuz bu tohumlar bugün insanların uyan­
malarını mümkün kılmıştır. Bu tohumlar sayesinde, Koruyu­
cu bile bir süre önce uyanmıştır.
Bu yüzden hepimiz size teşekkür ediyoruz.

Yeni Çocuklar & DNA


Mu Üzerindeki Kanatlar, D032603, Kona, Hİ.
Soru:
Bu dünyaya gelmekte olan yeni çocukların iplikleri bir­
leşmiş DNA'ya sahip oldukları söyleniyor. Bu gerçekten doğru
mu?

Grup:
Hepiniz DNA ipliklerini yeniden birleştirme niyetini içi­
nizde taşıyorsunuz. Bu salonda sadece ilk iki iplikle çalışan
tek bir kişi bile yoktur. Burada bulunan herkes on iki ipliğin
en az sekizi üzerinde çalışmaktadır. Sadece bir yıl önce, bunun
mümkün olmadığını söylemiştik, bu yüzden şimdi duyduğu­
muz heyecanı görebilirsiniz. Siz sevgi hızıyla ilerliyorsunuz ve
o ışık hızından da hızlıdır. Yeni çocuklar on iki iplik de yerin­
de olarak doğuyorlar. Ancak, onların diğer ipliklerin kullanı­
mına model oluşturan kimseleri bulunmadığından, çoğu ken­
dilerini bekleyen tüm kullanımların farkında değildir. Bu ço­
cukları dikkatle izleyin.

94
'IYJ{5t
Ruhsal DNA
Yağmurlu Bir Gün, 057, Oostmalle, Belçika
Soru:
Birkaç ay önce, Time dergisinde, bazı doktorların DNA
konusunda yaptıkları araştırmalarla ilgili bir makale yayın­
lanmıştı. Onlar spiritüel kişilerin, kozmosla birlik hissediyor­
larmış gibi, farklı bir DNA'ya sahip olduklarını keşfetmişlerdi.
Biz bu DNA'ya doğuştan mı sahibiz, yoksa o yaşamımız sıra­
sında mı değişmiştir?

Grup:
Aslında her ikisi de. Ruhunuz birçok yaşam boyunca te­
kamül ederek bu noktaya erişmiştir, ancak bu_rada doğuncaya
dek o size verilmemiştir. Evet, bu DNA buradaki yaşamınız sı­
rasında da değişmiştir. Gelişerek spiritüel, ruhani varlıklara
dönüşmek tüm boyutlardaki tüm insanlar için doğal tekamül­
dür. Siz Yuvaya geri dönüyorsunuz. Siz fiziksel beden içindeki
bir insan rolünü oynayan bir ruhsunuz. Başka her şey illüz­
yondur. Bu illüzyonu barındıran da DNA'dır. DNA düşünce
gücüyle değiştirilebilir, çünkü düşünceniz sizi Yüksek Benliği­
nize bağlayan şeydir. Ancak, en büyük zorluk da bundan kay­
naklanır, çünkü siz ruhsal iletişim ve bağlantı kurmak istersi­
niz, kendi rehberlerinizi işitmek ve onlara kanallık etmek is­
tersiniz, ancak onlardan size doğru bir düşünce akışı başlar
başlamaz, "Ben bunları uyduruyor olmalıyım" der ve o düşün­
celeri bir kenara itersiniz. Oysa önünüzdeki günlerde herkes
medyumluk veya kanallık yoluyla ruhsal bağlantı kurmayı öğ­
renecektir.
DNA, düşünce süreciniz ile varlığınızın yoğun bölümü
olan fiziksel bedeniniz arasındaki çok sihirli bir bölümdür.
DNA'nın çevresinde bir torbaya benzer bir kılıf vardır. O kılıf

95
'Iaırı Çağı
sihirlidir. Çok geçmeden bilimcilerin tıp bilimini yeniden yaz­
maya başlayacaklarına inanıyoruz. Halen, DNA konusunda
muazzam miktarda araştırma yapılmakta ve tıp biliı;ncileri
meseleyi anlamaya, DNA ile ilgili inançlarını değiştirmeye
başlamaktalar. Halen, tüm dünyada bazı önemli teşhisler ve
kimlik saptamalar DNA vasıtasıyla yapılmaktadır. Artık, her
bir kişinin DNA'sının farklı olduğunu ve bir kişiyi parmak
izinden daha kesin bir biçimde tanımladığını keşfediyorsunuz.
Böylece insanları DNA'ları vasıtasıyla teşhis edebiliyorsunuz.
İnanç sisteminiz DNA'nın asla değişmediğini söyler, ama
bu doğru değildir. DNA tekfunül eder; siz de geliştikçe bunun
doğru olduğunu göreceksiniz. DNA'nın çevresindeki kılıf bir
radyo alıcısı gibidir. Bu kılıf sinyalleri alıp DNA ipliklerine ka­
tar. DNA-RNA tüm biyolojinizin planlarını depolar. Hücresel
anıların izlerini, damgalarını barındırır. Bedeninizin her bir
parçasının ne olacağıyla ilgili fikirleri barındırır. Ayaklarınızın
nasıl gelişeceklerini, beyninizin nasıl gelişeceğini, farklı fizik­
sel yapılarınızın nasıl olacaklarını belirler. Ancak, işin ilginç
yanı şu ki, o dalgaların aktarıcısı beyinde bulunur. İşte bu
yüzden, eğer bir düşünceyi zihninizde yedi saniye saf bir bi­
çimde tutabilirseniz o düşüncenizin gerçekleşeceğini söylemiş­
tik.
Daha önce DNA'nız tüm süreçten geçmek zorundaydı.
Yakın zamana dek, bazı beyin hücreleri dışında, bedeninizdeki
tüm hücreler her yedi yılda bir yenilenirlerdi. Böylece, siz her
yedi yılda bir, düşünegeldiğiniz gibi olurdunuz. Bedeninizi de­
ğiştirmek için bir düşünceyi yedi yıl barındırmanız gerekirdi.
Çünkü siz DNA'yı değiştirirdiniz ama, DNA'nın asıl farkı ya­
ratacak olan dış hücreleri etkilemesi gerekirdi ve bu yedi yıl
alırdı. Ama artık değil, çünkü siz tekamül ediyorsunuz. Kendi
varlığınızla iletişim kurma yeteneğini geliştiriyorsunuz. Yük-

96
'D9{.Jt
sek Benliğiniz şimdi bedeninize daha önce olduğundan daha
fazla bağlıdır. Artık bu süreç yedi yıl almamaktadır. Halen, bir
değişim yaratmanız yaklaşık üç buçuk yıl almaktadır. Bedeni­
nizdeki tüm hücrelerin yenilenmeleri hala yedi yıl alsa da, bu
hücreler şimdi çevrelerindeki diğer hücreleri dölleyebilir ve
değiştirebilirler. Böylece, yeni hücreler eski hücreleri yeniden
uyum içine sokan ve yeniden programlayan ahenkli bir titre­
şim yayarlar ve eski hücreler de değişmeye başlarlar.
İ şin heyecan verici yanı şu ki, siz Yuvanın titreşimine
eriştiğinizde, bir anda her şeyi yaratabilirsiniz. Zihninizde tut­
tuğunuz her şeyi yaratabilirsiniz . İ nsanların bu noktada bu
yeteneğe sahip olmaları mümkün değildir, çünkü siz henüz
düşüncelerinize hakim değilsiniz . Sadece en yüksek düşünce­
leri barındırmayı bilmiyorsunuz. Negatif olan ile oynuyor ve
drama karşı çekim hissediyorsunuz. Dramı seviyorsunuz. Bu
yanlış bir şey değildir, bu sadece sizin insan niteliğinizdir. Bu
yüzden, düşünceleriniz ile onların gerçekleşmeleri arasında
bir zaman aralığına sahip olmanız gereklidir; böylece kendi
yaratıcılık yeteneğinizden korunabilirsiniz.
Ancak, size yaratıcılar olmadığınızı düşündüren şey de
bu zaman aralığıdır. Siz yaratımlarınızı görmezsiniz, daha ona
adım atmadan ayağınızın altındaki yolu kendinizin yarattığını
bilmezsiniz. Ama siz yaratırsınız. Perdenin yarattığı komedi­
nin bir parçası da budur. Yuvaya döndüğünüzde, bu perdeye
çılgınca gülecek ve diyeceksiniz ki: "Bu harikaydı. O perde yü­
zünden hiçbir şey hatırlayamadım. Seninle daha önce kardeş
olduğumuzu bile hatırlayamadım. Ve kendim için önceden ha­
zırladığım şeylerin hiçbirini hatırlayamadım."
Bu yaratıcılık şimdi her zamankinden çok daha hızlı ola­
rak gerçekleşiyor. Ve bu gittikçe hem sizin, hem de bizim için
çok sevinç verici olacak. Bizim için bu süreci izlemek çok se-

97
'Tatın. Çağı
vinç verici olacak. Sevgili varlık, bu soruyu sorduğun için te­
şekkür ederiz. Bu arada bilmen gereken bir şey daha var. Sen
büyük bir bilimcisin ve bu birçok yaşam öncesine dayanıyor.
Sen burada insanlığın tekamülünde kişisel olarak başlatmış
olduğun bazı yaratımları izlemek üzere bulunuyorsun. Ve bu­
rada olduğun için de teşekkür ederiz.

98
ENERJİ VE ŞİFA

Neden Hastalık?
Berrak Renk, D51902, St. Louis, MO.
Soru:
Hastalık denen şeyin neyle ilgili olduğunu bilmek istiyo­
rum. Hastalık hangi rolü oynar, neye hizmet eder?

Grup:
Farklı formları içinde hastalık daima bir amaca hizmet
eder. Siz fiziksel bir bedenle başa çıkmaya çalışan ruhsal var­
lıklar olarak burada bulunuyorsunuz. Bazılarınız bunu olduk­
ça iyi yapıyorsunuz, bazılarınız ise daha fazla zorluk yaşıyor­
sunuz. Lütfen, şunu anlayın: Bedeninizin durumu sizin ruh­
sallığınızın, spiritüelliğinizin bir yansıması değildir. Çoğu kez,
sizi bir hastalık yoluyla belli bir alana yöneltecek olan kont­
ratlarla bu dünyaya gelirsiniz. Bazen de bedeniniz bir sepet
haline gelir, çünkü enerjiyi yanlış kullandığınız her defasında
bunun sonucu o bedene iner, orada rahatsızlık veya hastalık
olarak ortaya çıkar. Daha önce, titreşimleri yükselerek yaptığı
işin titreşimlerini aşmış olan birçoğunuzun yaşadığı sıkıntı ve
karışıklıktan söz etmiştik. Her gün işe gitmek için titreşimle­
rinizi düşürmek zorunda olduğunuz bir durumda bulunduğu­
nunuzda, çok geçmeden bu rahatsızlık bedeninizde ortaya çı­
kar. Bu durumda yapabileceğiniz seçimler vardır. Bu rahatsız­
lığı, içinde bulunduğunuz durumu gösteren bir barometre ola­
rak görüp gerekli değişimi yapmayı seçebilir ya da bunu seç­
mez, "Sadece daha çok çaba göstermeliyim" diyerek kafanızı
duvara çarpmaya devam edebilirsiniz. Ve daha çok hastalanır­
sınız. Lütfen, tüm hastalıkların yanlış bir şeyin göstergesi ol-

99
'Iaın. Çağı
madıklarını anlayın. Birçok durumda, bu sadece ilerlemekte
olan bir süreçtir. Birçok durumda, bir hastalık sadece, farklı
alanlardaki deneyiminizi kolaylaştırmak için bir araya gelen
parçalardan biridir.
Büyük ölçüde "insan-yapımı olan hastalıklar"dan ötürü,
tekamülünüz için harika olacak büyük bilimsel keşiflerin eşi­
ğinde bulunuyorsunuz . Biyoloji ile teknolojinin birleşmesi, bi­
lim ile metafiziğin birleşmesi gerçekten de sihir yaratacaktır.
Bu süreci başlatmanın eşiğinde bulunuyorsunuz. Kendi yaşa­
mınızda muktedir insana yer açın. Değişime yer açın, o zaman
bedeninizle ve hastalıklarla farklı bir ilişkinin ortaya çıktığını
göreceksiniz.

Şifanın Sınırları
Bir Realite Teorisi, D020202, Toronto, Kanada
Soru:
11 Eylül 200l'de yaşanan olaylar, birçok Işık-işçisi gibi
beni de çok etkiledi. Çok hastalandım. Dört ayı aşkın bir süre­
dir bu hastalıkla mücadele ediyordum. Ben bir çocuk şifacısı­
yım ve bu işi yapmayı sürdürdüm, ama daha fazla şifa verdik­
çe daha fazla hastalandım. Dengemi yitirmiş gibiyim ve ne ka­
dar uğraşırsam uğraşayım odağımı yitirmiş bulunuyorum. Ba­
na ve benimle aynı durumda bulunan diğer Işık-işçilerine bu
konuda ne önerirsiniz?
Grup:
Sevgili varlık, eğer empatik, duyarlı biri olmasaydın, güç­
lü bir şifacı da olamazdın. Sen diğer insanların duygusal ener­
jisini çok açık bir biçimde, kendi enerjinmiş gibi hissediyor­
sun. Bunu görmek bizim için çok f.,'Ü zel, ancak bu hal senin ya­
şamında, özellikle lisedeyken epey sıkıntı çekmene neden ol-

1 00
'Enerji ve Sifa
muştur. Bu hal kendini diğerlerinden ayrı hissetmene, kafa­
nın karışmasına yol açmıştır. Küçük bir çocukken, farklı oldu­
ğunu bilmiyor, herkesin benzer şeyleri hissettiğini düşünüyor­
dun. Örneğin, sen bir lokantada oturup nedenini bilmeden git­
tikçe öfkelendiğini hissedebilir ve sonra senden önce o masada
oturanların arasında öfkeli bir tartışmanın çıktığını öğrenebi­
lirsin.
Duygusal bir empat olarak yaşamış olduğun sıkıntılar
büyük bir şifacı olmanı da sağlamıştır. Birisi gelip karşına
oturduğunda, sen onun enerjisini hemen hissedersin... ve bu
güzel bir şeydir. Ama sana gelen bir kişinin başı ağrıyorsa ve
sen elini onun başına koyarak ağrısını geçirdikten sonra o kişi
kalkıp gittiğinde ne olur? Senin başın ağrımaya başlar. Bu se­
nin başına farkında olduğundan daha fazla gelmektedir.
Daha önce içinde bulunduğunuz üçüncü boyutun daha
düşük titreşimlerinde bu duyarlılığa sahip olmak, ama bu yüz­
den sıkıntı çekmemek mümkündü. Sadece köklenme yöntem­
lerinizi artırarak enerjinizi kendi içinize çekebilir, böylece o
etkileşimden kurtulabilirdiniz. Ama daha yüksek titreşimler­
de bu artık eskiden yaptığınız derecede mümkün değildir.
Şimdi sadece bir yol vardır ve bu iyi enerjisel sınırlar oluştur­
maktır. Bu, hastalarınızı hissetmenizi engelleyen bir duvar
değil, kendi enerji alanınızı belirleyen hayali bir çizgi oluştur­
maktır. Bunu yaptığınızda, kendi enerji alanınızın nerede bu­
lunduğunu ve diğerlerinden ne almakta olduğunuzu açıkça be­
lirleyebilirsiniz. O zaman onlara şöyle söyleyebilirsiniz: "Be­
nim enerji alanım burada ve seninki orada. Biz birlikteyken,
ben senin enerjini hissedecek ve destekleyeceğim, ama senin
enerjinin ya da iyileşmenin sorumluluğunu asla üstlenmeyece­
ğim."
Yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimlerinde, bir başkası-

101
'Iann Çağı
nın iyileşmesinin sorumluluğunu üstlenmemek önemlidir. Eğer
enerjinizin çevrenizdekiler tarafından tüketildiğini hissediyor­
sanız, bunun esas nedeni onların sorumluluğunu bir biçjmde
üstleniyor olmanızdır. Sevgili varlık, birçok kişinin yaptığı gi­
bi, sen de bunu sevginden ötürü yaptığını biliyorsun. Ama bu
dünyadaki şifacıları koruyup desteklemek de önemlidir, çünkü
bu dünyayı bu noktaya kadar siz getirdiniz. Bu yüzden, ya­
şamdan zevk almanız önemlidir.
Gezegenin de sorumluluğunu üstlenmeyin, çünkü burada
görebileceğinizden çok daha fazla şey olup bitmektedir. Evet,
11 Eylül birçoğunuz için tanık olunması zor bir olaydı. O ka­
ranlık saatler ışığınızı yaymanızı sağladı, ama dünyayı aydın­
latmanın sorumluluğunu da üstlenmeyin. Sadece ışığınızı yay­
manın sorumluluğunu üstlenin; gereken tüm şey budur. Acıyı
hissedin, ama onun içinizden akıp gitmesine izin verin. Kendi­
nizden sevinci esirgemeyin. Çünkü sevinç olmadan, tutku ol­
madan, başkasına verecek hiçbir şeyiniz olmaz.
Sevgili varlık, senden sınırlarını ilan etmeni istiyoruz,
çünkü sınırların zayıftı. Sana şöyle bir öneride bulunacağız:
Çok basit bir enerji envanteri çıkar. Enerji alanına giren her
şeyle ilgili olarak -bu ister bir telefon konuşması, ister okudu­
ğun bir mektup, isterse çocuğunun senden bir şey istemesi ol­
sun- o etkileşimin sonunda kendi kendine, "Bu, enerjime kat­
kıda mı bulundu, yoksa enerjimi alıp götürdü mü?" diye sor.
Bu bencillik değildir, kendine öncelik vermektir; ve bu, senin
enerji alanının nerede bitip, onlarınkinin nerede başladığıyla
ilgili sınırları belirler. İşte sen meselenin bu bölümünü berrak
bir biçimde göremiyordun.
Hepiniz enerji alanınızın sınırlarını açıkça belirleyebildi­
ğinizde, yaşamınızın kontrolünü daha çok elinize alabilirsiniz
ve o durumda, diğer insanların enerjileri siz fark etmeden ener-

1 02
'Enerji ve Sifa
ji alanınıza sızamaz. Size sadece enerjinizi besleyen şeyleri ya­
pın demiyoruz. Bazen, başkaları için, enerjinizi alıp götüren
şeyleri yapmayı seçebilirsiniz, ama bu kez bu sizin seçiminiz
olacaktır. Sunduğumuz yöntem kendi enerji alanınızı belirle­
menize yardımcı olabilecek basit bir anahtardır, çünkü kendi
enerji alanınızı belirlediğinizde, bu alan içten doğru güçlene­
bilir. Bu sizin sürecinizin önemli bir parçasıdır, çünkü bu dün­
yada uyanan şifacılara ihtiyaç vardır.
Sevgili varlık, sen güçlü bir şifacısın ve birçok tohum ek­
tin. Birçok insana öğretmenlik yaptın. Şimdi bu tohumların fi­
lizlenişini ve bir sonraki düzeye çıkışını izle.
Dünyanızda çok şey olup bitmektedir, sevgili varlıklar.
Enerjinin karışıp birleşmekte olduğunu anlamalısınız. Kendi­
nize güvenin, çünkü gerçekleşmiş olan çok şey var. Bugün bu­
rada sevinci biraz olsun deneyimlediniz, ama Yuvada ne kadar
çok sevincin ve mutluluğun bulunduğunu hiç bilmiyorsunuz.
Eğer bunu biraz olsun hatırlasaydınız, perdeyi bir kenara çe­
ker ve hemen Yuvaya dönerdiniz.

Tekamül, E-Titreşimi, Muktedirlik


Sihirli Kucaklamalar, D031 002, Baltimore, MD.
Soru:
E-Titreşimi ve Tekamül ile kişisel olarak ilgileniyorum.
Bu konuda bilgi verebilir misiniz?.

Grup:
Sevgili varlık, kendini bu konuya bu kadar yakın hisset­
men bir rastlantı değildir, çünkü geçmişte sen de E-Titreşimli
Diğerlerinden biriydin. Şimdi Dünya Gezegeni tekamülde bü­
yük ilerleme kaydetmekte ve bu süreç E-Titreşimliler tarafın­
dan aktive edilmektedir. İşte sen bu yüzden bu dünyaya gel-

1 03
'Taırı Çağı
din. Burada oynayacağın önemli bir rol var. Geçen sefer, rolü­
nü oynama hakkından yoksun bırakılmıştın, ama bu kez du­
rum farklı olacaktır. Sen ve senin gibi olanlar, sizin içi� çok
acımasız ve sert olan bir dünyaya yeniden gelmeye cesaret
ederek bu değişimi yaratmaya başladınız. Geçmişte yapılan
kehanetler de bunu bildirmişti. Kutsal kitabınızda bile, "Dün­
ya halim olanlara miras kalacaktır" der. "Halim olanlar," ses­
siz ya da utangaç olanlar anlamına gelmez; sürekli olarak ken­
dileri için bir çığır açmaya ihtiyaç duymayacak kadar büyük
bir güce sahip olanlar anlamına gelir. Muktedirlik de bunun
bir parçasıdır, çünkü tekamülünüze yol gösteren odur. Sevgili
varlık, sen yanıtını kendi içinde taşıdığın bir soru sordun. Bu
sözler senin onaylanışındır. Yapmaya geldiğin işin tam zama­
nında bulunuyorsun. O kitabı yaz. Seni bunu şimdi yapmaya
davet ediyoruz.

Soru:
Kabul ediyorum.

Grup:
Duyduğun kanat çırpışı, seni alkışlayan kanatlarımızdan
geliyordu. Burada, Cennette kahkaha sesi kadar çok alkış sesi
de duyulur.

Kronik Tersine-Dönmüş Kutupluluk


Sihirli Kucaklamalar, D031002, Baltimore, MD.
Soru:
Tersine-dönmüş kutupluluktan söz etmiştiniz; onun ne­
denlerini ve nasıl düzeltilebileceğini açıklayabilir misiniz?

Grup:
Fiziksel bedenin manyetikleri çok yanlış anlaşılmıştır. Fiz-

1 04
'Enetji ve Şija
yolojinizin manyetik yapıda olan bölümleri vardır ve manye­
tikler üzerinde bildiğinizden çok daha fazla kontrole sahipsi­
niz. Ancak, kendi fizyolojinizin yarattığı bu süptil enerji alan­
larını nasıl ölçeceğinizi henüz öğrenmiş değilsiniz.
Manyetiklerle ilgili olarak, Manyetik Rezonans Görüntü­
lemeler (MRI) gibi manyetik araştırmalara ve manyetikleri
test koşulları altında kullanmış olduğunuz diğer alanlara ba­
kıyorsunuz. Ama henüz kendi bedeninizin süptil enerji alanla­
rını ölçemiyorsunuz, bu yüzden manyetiklerin üzerinizde yap­
tıkları gerçek etkiyi keşfedemediniz. İleride bunu daha çok an­
layacaksınız, ama bu arada onu alternatif alanda tutacaksınız,
çünkü siz anlamadığınız şeyleri o alana koyarsınız.
Evet, enerji alanınız manyetik özelliklere sahiptir ve be­
deninizin her bir organı kendi kutupluluk alanına sahip olsa
da, genel olarak bedenin, kuzey ve güney kutupları olan bir
manyetik alanı vardır. Siz stres yaşayıp onu boşaltamadığınız­
da, bedenin manyetikleri bu stresi depolarlar. Eğer stres za­
man içinde boşaltılmazsa, genel manyetik alanı etkileyerek,
manyetik kutupların yer değiştirmelerine, tersine dönmeleri­
ne neden olur. Eğer bir çubuk mıknatısı alıp, onu stresi temsil
edecek şekilde yere çarpmaya başlarsanız, çok geçmeden bu
mıknatıs sadece bir metal parçasına dönüşür. Onun molekül­
lerini öylesine dağıtmışsınızdır ki, mıknatıs manyetik özellik­
lerini yitirmiştir. Eğer mıknatısı aynı hızla, aynı kuvvetle ve
aynı açıyla yere çarpmayı sürdürürseniz, çok geçmeden mole­
küller tersine dönerler ve mıknatıs tekrar manyetize olur. An­
cak, daha önce kuzey kutbu olan şimdi güney kutbu olmuş,
böylece kutupluluk tersine dönmüştür.
Bu durum fiziksel bedende bir hastalık gibi hissedilmez.
Eğer bu işlemi kendinize farklı biçimlerde stresle yaparsanız,
sadece işlerin pek iyi gitmediğini hissedersiniz. Bir şeyleri ıs-

1 05
'Iann Çağı
kalayıp durursunuz. Daha önce başarılı olduğunuz şeylerde bi­
le başarılı olamayabilirsiniz. Tersine-dönmüş kutupluluk ya­
şarken, çoğunuz uyumakta zorlanır ya da çok fazla uyu� veya
yorgun uyanırsınız. İşte, enerji rahatsızlıklarınızın çoğunun
temeli budur.
Hepiniz, zaman zaman, tersine-dönmüş kutupluluk de­
nen hale girersiniz. Fiziksel beden harika, enerjik bir varlıktır
ve bu durumu çok çabuk düzeltebilir, çünkü fiziksel bir varlık
kendi kendini iyileştirebilir. Ancak, eğer sizi bu duruma sok­
muş olan stresi bedenin kendi kendini iyileştirebileceği kadar
uzun bir süre boşaltamazsanız, uzun bir süreçte o kronik hale
gelir ve beden artık bunun normal durum olduğuna inanır.
Böyle olduğunda, bedeninizi doğru pozisyona sokacak şeyleri
yapsanız bile, o sizi tekrar yeni pozisyona çekmek ister ve bu­
nun için elinden geleni yapar. Böylece, o durum kronik hale
gelir. Bir kez kronik bir tersine-dönmüş kutupluluk durumu­
na düştüğünüzde, genetik çizginizde bekleyen her şeyi içeri
alırsınız. Peki, bu durumdan nasıl çıkabilirsiniz?
Birincisi: Tüm hastalıkların fizyolojisini iki temel bölüme
ayırmak gerekir. Örneğin, nezlenin bastırılmış bir duygudan
kaynaklandığını bilirsiniz. Eğer öfke ve düş kırıklığıyla dolaşı­
yorsanız ve nezle mikroplu biri yanınızda hapşırırsa, siz de
nezleye yakalanırsınız. Böylece, tüm hastalıkları eterik ve fi­
ziksel olarak iki bölüme ayırabilirsiniz.
Tersine-dönmüş kutupluluğun fiziksel veçhesinden de
söz edeceğiz, ama önce eterik bölümü sadece sizin hafifletebi­
leceğinizi anlamalısınız, ki o sizi ilk başta bu duruma sokmuş
olan strestir. Stresle başa çıkabilmeniz, çoğunlukla, inanç sis­
teminize bağlıdır. Sizin şöyle ya da böyle olmanız gerektiğiyle
ilgili inanç sistemleriniz vardır. Siz bir kutupluluk alanında
yaşar ve her şeyi "yukarı ve aşağı," "iyi ve kötü," "doğru ve

1 06
'Ene.rji ve Şifa
yanlış," "siyah ve beyaz," "sevgi ve korku" olarak görürsünüz.
Ama bu doğru değildir. Onların hepsi bütünün parçasıdır. Me­
sele iyi ve kötü ile ilgili değildir; doğru ve yanlış ile ilgili değil­
dir. Mesele, şu anda nerede bulunduğunuzla ilgilidir.
Kendi kendinize, "Ben şu anda neredeyim?" (hangi bo­
yuttayım) diye sormalısınız. Çünkü sizin üçüncü boyutta size
iyi hizmet etmiş olan, ama beşinci boyutta kesinlikle yararsız
olan bir duygunuz var: Suçluluk duygusu. Onunla ilgili olarak
bir şey yapın ya da onu bırakın. Eğer bir durumla ilgili olarak
yapabileceğiniz bir şey varsa, o zaman onu yapın. Ama eğer
bir şey yapamıyorsanız, suçluluk duygusunu bırakın, çünkü o
beşinci boyutta sizi muazzam bir biçimde engelleyecektir. Onu
bırakın ve ilerleyin. Çoğu zaman, bu sizi tersine-dönmüş ku­
tupluluğa sokan stresi yok edecektir.
Bu salonda bu rahatsızlığın eşiğinde olan birçok kişinin
bulunduğunu da söyleyebiliriz. Birçok enerjisel yöntem bu ra­
hatsızlığı bir anda düzeltebilir. Ancak, şunu da aklınızda tut­
malısınız: Eğer bedeniniz tersine-dönmüş kutupluluğun nor­
mal durum olduğuna inanmışsa, yirmi ila otuz dakika içinde
tekrar o duruma dönecektir. Bu yüzden, bazen bedeninizin
kutupluluklarını tekrar tekrar düzeltmeniz gerekebilir. Biz si­
ze bu yöntemleri vermeyeceğiz, çünkü bu dünyada o yöntem­
ler üzerinde çalışan, onları boyutunuza getirecek olan şifacılar
var. Bu yanıtları sizin kucağınıza bırakmak bizim işimiz değil.
Biz sadece, bazı sorunları kendi perspektifimizden gördüğü­
müz gibi göstereceğiz, ki siz, Oyunun üstatları, onların üze­
rinde çalışabilesiniz. Bu rahatsızlıkla ilgili olarak işe yaraya­
cak birçok yöntem vardır. Ayrıca, size bir ipucu vererek, bede­
ninizdeki pH dengesine dikkat etmenizi söyleyebiliriz, çünkü
siz kroni� tersine-dönmüş kutupluluk durumunda bulunur­
ken kanınız çok asitlidir.

1 07
'Tanrı Çağı
Bu konuda birçok yöntem vardır; bunların arasında, üs­
tat simyacı Keith Smith'in kullandığı yöntemler de yer alır.
Eğer istiyorsanız, Koruyucu toplantıdan sonra size b� yön­
temleri açıklayabilir. Daha pek çok yöntem vardır ve önünüz­
deki günlerde genel fizyolojinin manyetikleriyle ilgili çok şey
keşfedeceğinizi söyleyebiliriz. Ancak, bu büyük tablonun kü­
çük bir parçasıdır. Bütün tabloyu keşfedebilecek misiniz? Bu­
nun yanıtını siz barındırıyorsunuz .

Kötü Niyetli Enerjiler


Gücü Barındırmanın Altı İlkesi, D032202, Birleşmiş Milletler
Soru:
Geçen hafta çok yoğun, kötü niyetli bir enerji hissettim;
bu daha önce hiç hissetmediğim türde bir enerjiydi. Onun be­
nim enerjim olmadığını biliyorum ve bu durum üç gün boyun­
ca devam etti. Bu konuda bir yorumda bulunmanızı rica edi­
yorum.
Grup:
Bu konuda yorumda bulunmaktan memnun oluruz, çün­
kü burada birkaç şey olup bitmektedir. Birincisi, siz Yeni
Dünya'nın daha yüksek titreşimlerine geçerken, kendi zaman
ve uzayınız içinde boyutlar-arası realitelerin bulunduklarını
fark edeceksiniz . Gezegeninizin üzerinde yarattığınız amaçlı
vorteksler vasıtasıyla boyut-kapıları oluşturdunuz ; ayrıca, bu­
rada uzun bir zamandır bulunan diğer boyut-kapıları da akti­
ve olmaya başlıyorlar. Bu yüzden, daha önce görmediğiniz bo­
yutsal realitelerle bağlantı kurmanız artık çok mümkündür.
Ve onların bazıları daha yüksek, bazıları ise daha düşük titre­
şimli realitelerdir.
Lütfen, onları iyi ya da kötü diye yargılamayın, çünkü o

1 08
'Enerji ve Sifa
zaman kurtulmanızın zor olacağı bir yargı yaratmış olursu­
nuz. Eğer sadece, onun enerjinize katkıda bulunmaktan daha
çok, enerjinizi almakta olan bir enerji olduğunu düşünürseniz,
o zaman bir yunusun akışına benzer bir biçimde, o durumun

içinden daha çabuk geçersiniz . Çünkü o akışta hiçbir şey size


yapışamaz . Siz onu hisseder, onu sadece ilginç bir durum ola­
rak görür ve onun içinden geçip gidersiniz. O zaman o sizde
yapışacak bir şey bulamaz . Çünkü o sizin "kötü niyetli" diye­
ceğiniz bir enerji, yani daha düşük bir titreşim olsa da, gerçek­
te o kendini size iliştirmeye çalışmaktadır. Onların perspekti­
finden, bu enerjiler aslında ışığa uzanmaktadırlar. Onlar size
kasıtlı olarak zarar vermek istemezler, sadece ışığa uzanmak­
tadırlar. Sizin bunu etkili bir biçimde yapıp, onların ışığa eriş­
melerine yardım edebileceğiniz zamanlar ve bunu yapamaya­
cağınız zamanlar olacaktır ve bunun için doğru ya da yanlış
zamanlar yoktur. Bu sadece, o sırada nerede bulunduğunuzla
ilgilidir.
Kendi enerji alanınızın farkında olun, sevgili varlıklar,
onun sorumluluğunu üstlenin. Biraz ol sun izniniz olmadan,
hiç kimsenin ve hiçbir şeyin enerjinizi sizden alamayacağını
bilin. Ö nceden yapmış olduğunuz bir kontrat gereğince, alter­
natif realitelerdeki diğer varlıklara yardım edeceğiniz zaman­
lar vardır. Ancak, eğer bu sizi bu zamanda ruhen beslemiyor­
sa, hala farklı bir seçimde bulunabileceğinizi bilin, çünkü tüm
kontratlar seçime bağlıdırlar
O enerjinin içinden geçip gitmenize izin verin. O anda si­
zin bir parçanız olduğu için onu kutsayın ve onun bu zamanda
bir parçanız olmamasını seçin. Derin bir nefes alın, kendinizi
köklendirin ve yapışkan sularda hiçbir şey üzerine yapışma­
dan yüzen bir yunus gibi, o enerjinin içinden geçip gidin. Sizi
daha fazla şeyin beklediğini söyleyebiliriz, çünkü siz daha yük-

1 09
'Iaın Çağı
sek titreşimli enerjilere geçerken, önünüzdeki dönemde bu bo­
yut-kapılarının çok daha fazlasının açıldığını göreceksiniz. On­
lar olmaları gerektiği gibidirler ve onları aktive etmek için bek­
leyen birçok varlık vardır. Bir de tümüyle başıboş olan varlık­
lar vardır ve senin alanına giren böyle biridir, sevgili insan. On­
dan korkma, yoksa o korku büyür. Onu, içinden geçmekte ol­
duğun enerjinin bir parçası olarak gör ve ondan rahatça geçme­
ne izin ver.
Ve uzanıp çevrendeki insanların ellerini tut; çünkü yu­
nusların sürü halinde gezmeleri gibi, onlar da bu enerjiden
çıkmana yardım etmek üzere oradadırlar.

Uyanm akta Olan Şifacılar


Gücü Barındırmanın Aftı İlkesi, D032202, Birleşmiş Milletler
Soru:
On beş yıldır bir kristal şifacısı olarak çalışmaktayım.
Gelecek için, Dünya üzerinde barış için çalışmamı geliştirmek
açısından yapabileceğim bir şey var mı?

Grup:
Yapabileceğin en önemli şey kalbinin sesini dinlemek,
ona uygun davranmaktır. Çünkü her biriniz bir şifa türünün
özel anahtarını barındırıyorsunuz. Eğer sen Dünya üzerinde
uyanmakta olan üstat şifacılardan biri olmasaydın, şimdi bu­
rada en ön sırada oturuyor olmazdın. Hepinizin aktive olmanı­
zın zamanı gelmiştir. Artık, şifacılar uyanıp yaşamın her ala­
nında ortaya çıkacaklar. Aranızda, bu enerjiyi barındıran ve
onlar rağbet görmeden çok uzun zaman önce bu tohumları
eken birçok kişi bulunduğu gibi, Koruyucu gibi kısa bir zaman
önce uyanmış olanlar da var. Bu düşünce tohumlarını ektiği­
niz için size ne kadar teşekkür etsek azdır, sevgili varlıklar.

1 10
'Enerji ve Sifa
Sorduğun soru senin ruhsal bağlantıya sahip olduğunu
ve bu konuda daha fazla bilgi alacağını göstermektedir. "Ben
ne yapabilirim?" diye soruyorsun. Kendine öncelik vermeye
cüret edebilirsin. Çünkü bir şifacı olarak, kendini diğer insan­
lara yardım etmeye o kadar kaptırmışsın ki, bazen kendine
öncelik vermeyi unutuyorsun. Oysa bu öncelik-yeri senin Ev­
rende hakkın olan yerdir. Çoğunuzda bencil olmaya karşı bü­
yük bir direnç var, ama bu konuda şunu idrak etmelisiniz:
Kendinizi enerji akışının en önüne yerleştirip, diğer insanları
bundan yoksun bırakmak bencilliktir; siz şifacıların kaplarını­
zı doldurabilmek için kendinizi enerji akışının en önüne yer­
leştirmeniz ise sadece, diğerlerine daha fazla enerji verebilme­
nizi sağlar.
Sevgili varlık, sen henüz tam olarak ortaya çıkmayan bir
şifa yöntemini barındırıyorsun, çünkü insanlığın kolektif tit­
reşiminin burada bulunan yöntemleri destekleyecek kadar
yüksek olması gereklidir. Aranızda en az yedi kişi, insanlığın
kolektif titreşimi onları destekleyecek kadar yükseldiğinde or­
taya çıkacak olan yüksek titreşimli şifa yöntemlerini barındı­
rıyor. Bazılarınız için bu zor bir durumdur, çünkü siz o yönte­
min orada olduğunu bilirsiniz, tutkunuzun ne olduğunu kal­
ben bilirsiniz ve düş kırıklığı hissedersiniz. Rahat bir nefes
alın, sevgili varlıklar, çünkü bildiğinizden çok daha fazla fark
yaratıyorsunuz. O enerjiyi, o tutkuyu, ci bilişi kalbinizde tutun
ve gerekli bilgi geldiğinde, size onu uyduruyormuşsunuz gibi
gelse bile, ona güvenin. Onu kendi kalbinizle tartın. Kendi
enerji akışınıza güvenin, çünkü taktığınız perde ve alnınızdaki
o kör nokta (kapalı üçüncü gözünüz) kim olduğunuzu görme­
nizi engelleyecektir.
Onu "üçüncü göz" olarak adlandırmanız ilginçtir. O, oy­
nadığınız Oyunun bir parçası olarak, çok uzun zamandır ka-

111
'Taırı Çağı
palıdır, ama artık onu hafifçe açmaya başlayacağınız noktaya
ulaşıyorsunuz . Her biriniz bir fark yaratabilirsiniz, bu konuda
kendinize güvenin. O bilişi, o sevgiyi kalbinizde tutun. Çünkü
tekamülünüzün bu aşamasında siz birbirine yardım edecek
olan İnsan Melekler haline geliyorsunuz. Eğer bir Meleğin ye­
re düştüğünü görürseniz, onun ayağa kalkmasına yardım
edin. Çevrenizdekilerle işbirliği yapın. Onların kendilerini
muktedir kılmalarına yardım edin. Onlara Yuvanın sevgisini
sunun, çünkü her biriniz Dünya üzerinde kendi Cennet versi­
yonunuzu yarattıkça kolektif titreşim biraz daha yükselir.
Hepiniz kendinize karşı çok kördünüz . İ simleriniz alınla­
rınıza damgalanmıştır, ama aynaya baktığınızda o isim ters­
ten görünür ve onu okuyamazsınız . Onu görebilmenizin tek
yolu, onun birbirinizin kalbi tarafından yansıtılmasıdır. Ö nce
bunu yapın. El ele tutuşup, her birinizin gerçek kimliğini bil­
mesine yardım edin. O anlarda dünya üzerinde Yuvayı çok ça­
buk yaratacaksınız. Yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimleri
yakında ortaya çıkacaktır, ama birçok kişinin o titreşimlere
alışması çok zordur. Bu yüzden, siz beşinci boyuta açılan kapı­
yı açık tutacaksınız ve onlar bu kapıdan girmek istemedikle­
rinde, korktuklarında, eski yollara sıkıca sarıldıklarında, suç­
lamalarda bulunduklarında, onlara Yuvanın sevgisini ve ger­
çeğini göstereceksiniz. Siz doğru yolda ilerliyorsunuz ve biz
huzurunuzda bulunmaktan onur duyuyoruz.

Kristal Aktivasyon
Lemurya 'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
Geçenlerde, arkadaşım Crystal ile birlikte bir tuzlu su
lagününde sırt üstü yüzerken, suda, daha çok elektrik enerjisi-

1 12
'Enerji ve Sifa
ne benzeyen çıtırtı sesleri duyduk. Her ikimiz de bunun ne ol­
duğunu merak ediyoruz.

Grup:
Bu çıtırtı sesi, sinir sisteminizin -tuzlu suyun da yardı­
mıyla- oluşmakta olan yeni sinaptik yollarından kaynaklanı­
yordu. Arkadaşınızın isminin Crystal (Kristal) olması kozmik
bir şakadır, çünkü bu olaya neden olan şey kristal bir enerji­
dir. Siz kristalimsi özlü tuzlu suda bulunuyordunuz ve o si­
naptik yolların titreşmeye başlamalarını sağladı. Onun işitebi­
leceğiniz bir ses üretmesi çok olağandışı, ama o gün olan tam
olarak buydu. Ve bu salonda bulunan en az beş kişi benzer bir
fenomeni deneyimlemiştir, ama şimdi sadece iki kişi o dene­
yim ile bu açıklama arasında bağlantı kurmaktadır.

Kundalini
Lemurya İnisiyasyonu, D050508, Reno, NV.
Soru:
Buraya gelirken enerjisel bir bütünleşme yolunda oldu­
ğumu algıladım ve hayalimde beliren imgeler yılanımsı, beyaz,
yukarı doğru dalgalanan enerjiler ve kalbimin üzerinde beli­
ren elmas bir kalpti ve bunu yine kalp bölgesi üzerinde beliren
bir safir kalp izledi. Benim sorum şu: Bu durum buradaki
grup için de geçerli midir? Bu konuyu aydınlatır mısınız?

Grup:
Gördüğün şey, Kundalini denen enerji matriksinin bir
parçasıdır. Kendi fiziksel enerji varlığınız içinde geliştirmekte
olduğunuz yeni bir enerji matriksi vardır. Ve fiziksel bedeni­
niz ile enerjisel bedeniniz arasındaki bağlantı birleşmektedir.
Bu yüzden de yeni bir enerji matriksi oluşmalıdır. O bir süre-

1 13
'Iann. Çağı
dir oluşmaktaydı. Sizin titreşimlerinizi yükseltmeniz ve dü­
şürmeniz mümkün olduğundan, o matriks, titreşimlerinizin
asla düşmemesi için oraya bir işaret koyar. Bugün burada yap­
tığınız şey, yeni enerjinin intibakına izin vermek ve enerjisel
bedeniniz ile fiziksel bedeniniz arasındaki yeni bağlantıyı
oluşturmaya başlamaktı. Gördüğün şey Kundalini yapısıydı ve
o hepiniz için geçerlidir.

Manyetikler ve Massetme
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 018, Edmonton, Kanada
Soru:
Ben barometrik basınç denen şeyle ilgileniyorum. Hava
soğukken bu bölgedeki bir sürü insan bu soğuğu kemiklerinde
ve eklemlerinde hissediyor ve hava ısındığında bu rahatsızlık
geçiyor. Bu durumun nedenleri ve nasıl iyileştirilebileceği ko­
nusunda verebileceğiniz bir bilgi var mı?

Grup:
Evet. Siz kimyasal/elektriksel varlıklarsınız ve dolayısıyla
elektriksel bir alana sahip olduğunuz her defasında manyetik
bir alana da sahip olursunuz. Biliminiz aksi yönde ilerlediği
için, bilimcileriniz bu noktada bunu anlamazlar. Bilim, fizik­
sel beden ile manyetik alan arasındaki bağlantıları aramıştır
ve bu sırada beden üzerinde bir etki yapmadıklarına inandığı
çok güçlü manyetik alanlar yaratmıştır. Gerçekten de, beden
muhteşem bir yaratıktır. Siz onu çok iyi tasarlamıştınız. Ge­
nel olarak, büyük manyetik alanlar insan bedeni üzerinde kü­
çük bir etki yaparlar. Siz her bir bedende bulunan süptil ener­
ji alanlarını ölçmeyi öğrendiğinizde, kafanızdaki soruların ya­
nıtlarını da bulacaksınız. Fiziksel bedenin inanılmaz korunma
mekanizmaları vardır; böylece, onu muazzam bir manyetik

1 14
'Enerji ve Sifa
alan ile enerji bombardımanına tuttuğunuzda hile, o kendini
korur. Henüz hunu keşfetmediniz. Ancak, fiziksel heden süptil
enerji alanları tarafından muazzam derecede etkilenir. İşte,
bir başkasına şifa enerjisi aktarırken, hatta uzak bir mesafe­
den düşünceleriniz ve niyetinizle şifa verirken yaptığınız şey
budur.
O armonikler sinerjilerdir, onlar sizin üzerinizde ve bede­
niniz üzerinde çalışan çok basit ve süptil enerji alanlarıdır.
Ruh ile bedeni birleştirirler, ki bu yüzden şimdi ruh bedenin­
den söz ediyoruz. Barometrik basınç ise bu süptil enerji alan­
ları üzerinde çalışma biçiminizi değiştirebilecek bir etkendir.
Barometrik basıncı değiştirdiğinizde, manyetik alan üzerinde
çalışabileceğiniz armoniği de değiştirmiş olursunuz. Bazı in­
sanların kendilerini, diğerine kıyasla, bir bölgede daha iyi his­
setmelerinin bir nedeni de budur. Birçok kişi, kendi özgün
enerji alanının armonik frekansına uygun olan bir bölgede ya­
şamaktadır.
Sizinki gibi bölgelerde yaşayanlar arasında daha düşük
bir dirence ve ağrı eşiğine sahip olanlar, ayak parmaklarında
hissettikleri ağrıdan ötürü hava durumunu önceden tahmin
edebilirler. Onların kendi manyetik alanlarını nasıl işlemden
geçirdikleri ile sizin çevrenizdeki enerjiyi nasıl massettikleri
arasındaki fark budur. Sizin farkında olmadığınız bir başka
duyunuz vardır. Ona "massetme" duyusu denir ve o sizin
enerjiyi massetme biçiminizdir. Birçoğunuz massetme konu­
sunda geniş bir çeşitliliğe sahipsiniz. Bazılarınız bu konuda
çok yoğunsunuz, bazılarınız ise her şeyi massedersiniz. Biz
burada duygusal enerjilerden değil, süptil enerji alanlarından
söz ediyoruz. Bilimin bu noktada enerji şifası yöntemlerinizin
birçoğunu ölçememesinin nedeni budur. Eğer yüz denek üze­
rinde çifte-kör deneyi yaparsanız, içlerinden belki yirmi beş

1 15
'Iaın Çağı
veya otuzu sizin yapmakta olduğunuz şeyi hissedebilecek ve
sonuçlar gösterebilecektir. Bu durum değişmektedir. Bizim se­
kizinci duyu dediğimiz bu massetme duyusu geliştikçe, daha
fazla insanın bu tip süptil enerji yöntemleriyle rezonansa gir­
diğini göreceksiniz.

Fiziksel Değişimler
Şifacının Şifacısı, 065, Las Vegas, NV.
Soru:
Son dönemde çektiğim sıkıntılardan bazıları çok fazla
uyuyamamak, gecenin büyük bölümünü uyanık geçirmek ve
kalp çarpıntıları, ısı değişiklikleri gibi fiziksel semptomlar ya­
şamaktır. Onlarla ilgili olarak bana ne söyleyebilirsiniz?

Grup:
. Fiziksel bedeniniz, yeni insanlığın daha yüksek enerjisini
barındırmaya alışırken birçok değişim geçirmek zorundadır.
Bu geçişi gerçekleştirmek sizin için kolay değildir. Çocuklar,
yeni dünyanıza bu enerjiyi farklı biçimlerde taşımalarını sağ­
layacak daha yüksek bir matriks yoğunluğundaki daha yüksek
bir titreşimle doğmaktadırlar. Ama siz bunu yapabilmek için
fiziksel ayarlamalar geçirmek zorundasınız.
Daha önce, Kristal Çocukların doğuştan sahip oldukları
aynı titreşim düzeyine erişmenize yardımcı olacak bir işlem­
den söz etmiştik. Bu, ruhunuzun bedeninize daha çok girmesi­
ni sağlayan OverLight* işlemidir. Her şeyi Yüksek Benliğiniz
vasıtasıyla harekete geçiren şey, sizin ilerleme arzunuzdur.

*OverLight sözcüğü, kısaca, " aşırı ışığa maruz bırakmak" anlamına gelir. An
cak, Steve Rother " içinizdeki ışığı aktive et mey i içeren " OverLight kursları
vermekte olduğundan ve bu işlem tüm dünyada bu isimle tanındığından, ko­
layca bağlantı kurulabilmeHi için hu te r i m i uynen b ı raktı m . (Ç.N.)

1 1 (ı
'Enerji ve Sifa
Evet, bu değişimleri daha kolayca geçirmenize, bu geçişi yap­
manıza yardımcı olabilecek yöntemler vardır. Ama her şeyden
önce, senin yaşadığın durumun yaygın bir durum olduğunu
bilmelisin, sevgili varlık. Çünkü yeni Dünya'nın daha yüksek
titreşimlerindeki yaratıcılar olarak, yaratımlarınız artık çok
kısa bir zaman aralığına sahiptir. Yani, düşünceleriniz çok kı­
sa bir süre sonra gerçekleşebilirler. Bu yüzden, eğer üst üste
dört gece saat üçte uyanıp, bir şeylerin ters gideceğinden endi­
şelenirseniz, o tersliği hiç yoktan yaratırsınız. Zaman aralığı
gittikçe ortadan kalktığından, sizi kendi düşüncelerinizden
koruyan araç da yok olmaktadır. Bu sizi dramlarla, zorluklar­
la ve mücadelelerle dolu bir döngüye sokabilir.
Değişim konusunda rahatlamak bu sürecin zor yanıdır.
Şimdi siz, ayrıca, kendi ihtiyaçlarına sahip olan bir fiziksel be­
deni de dengeliyorsunuz. Bunlar aynı zamanda sağlık ve has­
talık meseleleridir. Siz hala o alanlara bakıyor ve sağlık ile
hastalık arasındaki çizginin nerede bulunduğunu, hangi konu­
da kaygılanmanız gerektiğini ve neyin "normal" olduğunu me­
rak ediyorsunuz. Hiç kimse bu soruları sizin için yanıtlayamaz
ve bu konuda yapılabilecek herhangi bir test yoktur. Ancak,
kendi içinize dönüp bedeninizle konuştuğunuzda, o hangi ko­
nuda kaygılanıp hangi konuda kaygılanmadığını size söyleye­
cektir.
Birçok yöntem bedeninizle iletişim kurmanıza yardımcı
olabilir. Ruhunuzun bedeninizle iletişim kurmasına izin ver­
meniz zordur, çünkü bu noktaya kadar böyle bir şey yoktu,
ama şimdi perdenin o alanı incelmeye başlamaktadır. Böylece,
artık yeni iletişim yöntemlerine, yeni şifa yöntemlerine, perde­
yi o alanlarda inceltmenize yardımcı olacak farklı şeylere sa­
hipsiniz. Onları araştırıp sizin işinize yarayan yöntemi bulabi­
lirsiniz.

1 17
'Tanrı Çağı
Tüm bu yöntemlerin birdenbire, pat diye ortaya çıkmak­
ta olduklarını birçoğunuz fark etmişsinizdir. Daha önce de
söylediğimiz gibi, onların hepsi işe yarar, ama hangisinin sizin
işinize yarayacağını bulmanız gerekmektedir. Bunun için ken­
di içsel bilişinizle iletişim kurmayı öğrenmeli, sizinle rezonan­
sa giren yöntemi bulup gücünüzü onun arkasına koymalı ve
böylece sonucu yaratmalısınız.
Lütfen, şunu anlayın: Ruhlar olarak, siz bu zorluklardan
geçeceğiniz umuduyla kendinizi buraya, tam bu zaman ve me­
kan kavşağına yerleştirmiştiniz. Dolayısıyla, yaşadığınız bu
durumu, "Aman Tanrım, neler oluyor, bende ne yanlışlık
var?" şeklinde ya da "Hepimizin gece yarısı uyanıyor olmamız
harika değil mi?"şeklinde algılayabilirsiniz. Bu durumların
bazıları acı vericidir ve biz bunu anlıyoruz. Sizin acı algınızı
anlıyoruz, ama biz Dünya'da yaşayıp acı denen şeyi deneyim­
lemedik. Siz acı denen şeyi perdenin sadece bu tarafına koydu­
nuz. Acı, başka Oyunlarda sizin realitenizde bulunduğu aynı
şekilde' bulunmaz.
Enerjinizin çoğu acı denen şeye dayanır. Yaşamlarınız
ona dayanır ve siz kendinize acıdan geçmeyi öğretmek, onu
farklı biçimlerde deneyimlemek için elinizden gelen her şeyi
yaparsınız, çünkü o insana özgü bir deneyimdir. Elbette, acı­
dan kurtulmak için elinizden gelen her şeyi yaparsınız. Ama
lütfen, şunu aklınızda tutun: Yuvaya geri döndüğünüzde bir­
birinizin sırtına vurarak şöyle diyeceksiniz: "Birlikte acı çe­
kerken harika bir zaman geçirmedik mi? Bu ağladığımız, acı
çektiğimiz ve fizikselliği gerçekten hissettiğimiz çok güzel, ha­
rika bir insan deneyimi değil miydi?"

1 18
'Ene.rji ve Sifa
Dünya Ana'yı İyileştirmek
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
İnsanlara şifa vermekten söz ediyorduk. Bizden Dünya
Ana'ya da şifa vermemiz istendi. Bu şifa dünyanın her yanın­
da yapılıyor mu? Dünyanın değişik yerlerinde Yerküre'ye şifa
enerjisi aktaranlar var mı?

Grup:
Evet, bunu yapan birçok kişi var. Şifa enerjilerini birleş­
tirip, Dünya Ana'nın kendisini iyileştirebileceği ve enerjisini
yeniden ayarlayabileceği güvenli ve kutsal bir yer yaratmak
niyetiyle bir araya gelen birçok kişi var. İşin gerçeği şu ki, siz
Dünya'nın, Dünya da sizin bir parçanızdır. Siz dışarıdaki oto­
parkı oluşturan asfaltın da bir parçasısınız, çünkü o da Dünya
Ana'nın bir parçasıdır. Üzerinde oturduğunuz koltukların in­
san-yapımı olduklarını söyleyebilirsiniz, ama onlar da Dünya'
nın bir parçasıdır. Üzerinde yürüdüğünüz halı da öyle. Ve siz
Dünya Ana'nın enerjisini yeniden ayarlayabilmesi için gerekli
alanı yarattığınızda, o bunu yapar. Böylece, bu süreçte onu
onurlandırmış oluyorsunuz. Böyle düşünmek, şimdi tüm in­
sanlığın içinde sürüp giden büyük bir değişim yaratmıştır.
Çünkü tarihinizde ilk kez siz Yerküre ile işbirliği yapıyorsu­
nuz. Yerküre ile birlikte çalışmaktan gurur duyan ilk yerliler
hariç, daha önce hiçbir halk bunu yapmamıştır. Ve bu şimdi
küresel bir ölçekte sürüp gitmektedir. Siz ekolojik bilince sa­
hip oluyorsunuz, ki bu Yerküre ile birlikte çalışmaktır. Ona
zarar vermeden bu gezegen üzerinde rahatça yaşamayı öğren­
diğinizde, bir sihir yaratacaksınız.

1 19
'Tann Çağı
Alerjiler
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Merhaba, benim sorum oldukça basit.

Grup:
Tamam, yanıtımız da basit olacaktır.

Soru:
Siz kayaların, hayvanların enerjisinden, onların etkile­
rinden ve bizim ihtiyaçlarımızla nasıl birleştiklerinden söz
ediyordunuz. O halde, insanların hayvanlara, ağaçlara, otlara
ve çiçeklere karşı alerjik reaksiyonlarına nasıl bakmalıyız? Bu­
rada, bizim gitmekte olduğumuz yer bağlamında doğru görün­
meyen bir şey var. Bunu açıklayabilir misiniz?

Grup:
Evet, tabii. Bedeniniz değişirken, alerjiler bakımından
çok daha fazla şey göreceksiniz. Alerjilerin hepsine değil ama
büyük çoğunluğuna, son üç kuşaktır görülen çevresel kirletici­
ler neden olmaktadır. Çoğu alerjiye genetik kalıtım neden ol­
maktadır. Şimdi insan bedeni katlanmak zorunda olduğu çev­
resel kirleticilerin bazılarına alışmak zorunda olduğundan,
bunlar saman nezlesi gibi doğal alerjiler değildir. Bu genetik
yapı, insanların kedilere, köpeklere ve o doğadaki diğer şeylere
alerjik olacakları şekilde değişmiştir.
Buna, tüm insanlığın titreşim düzeylerini şaşırtıcı bir
hızla yükseltmesi olgusunu da ekleyin. Sizin titreşim düzeyi­
niz değiştiğinde, çevrenizdeki her şeyle olan ilişkiniz de deği­
şir. O zaman daha önce lfiç alerjik olmadığınız bir şeye alerjik
hale gelebilirsiniz. Bu durumda sadece titreşiminizi daha da
yükseltmeniz gerekir, ki o z a m a n o alerji geçecektir.

1 20
'Eneıji ve Şifa
Beden, dengeliyken kusursuz bir mekanizmaya sahiptir.
Ama siz başka bir insanla temas kurduğunuzda, o insanın bir
parçası -burun boşluğunuz yoluyla, hatta massetme duyunuz
aracılığıyla- bir biçimde sizin bir parçanız haline gelir. O ener­
jinin bir parçası sizin enerjinize girer. Aynı şey bir kedi için de
geçerlidir. Siz onun bir parçasını massedersiniz. Eğer bütün
bir varlık olarak içten dışa doğru dengeli değilseniz, alerjiler
geliştirirsiniz ve hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şeyler olur.
Biyolojinizin dayanabileceği şeyler ve dayanamayacağı şeyler
vardır ve ikincisine siz alerji dersiniz. Bu durum, düzelmeden
önce daha da şiddetlenecektir. Bu normal bir süreçtir, bu yüz­
den bu konuda kaygılanmayın. Bu süreç, aradığınız dengelere
ışık tutacaktır.

Güçlerinizi Artırmak
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Benim sorum şu: Ben tıbbi sezgi olarak bilinen çağdaş bir
alanda çalışma yaptım ve bu çalışma birçok insana çok yar­
dımcı oldu. Bu yeteneği geliştirip daha yararlı olmasını sağla­
yabilmemin bir yolu var mı, bunu bilmek istiyorum.

Grup:
Evet, iki şey var: Onu kullan ve ona güven.

Soru:
Bu çok kolay.

Grup:
Basit görünüyor, değil mi? Eğer istersen onu daha kar­
maşık hale getirebiliriz.

121
'Tanrı Çağı
Soru:
Devam edin, lütfen.
Grup:
Bu bir kasa çok benzer. Bir kası kullanırsanız, o güçlenir;
bacaklarınızın sizi taşımalarına ve koşmalarına izin verirse­
niz, bacaklarınız güçlenirler. O zaman koşmak kolaylaşır, siz
rahatça koşar hale gelirsiniz. Bedeniniz intibak-etme konu­
sunda ustadır; koşarken akciğerleriniz daha fazla hava çekme­
ye alışırlar ve bedeniniz buna alışır. İ şte, aynı şekilde, enerji
bedeniniz de sizin enerjinizi kullanmanıza alışacaktır.
Senin doğal bir yeteneğin var, sevgili varlık. Bu salondaki
birçok kişi tutkularını, güvenmeyi öğrenebilecekleri kendi
ruhsal bağlantılarını arıyor. Sen kendi tutkunu gördün, onun
doğru olduğunu biliyorsun, ancak işin zor yanı, o ilk adımı at­
maktır. Sana saygı duyuyoruz, onun ne kadar zor bir meydan
okuma olduğunu anlıyoruz. Biz Koruyucu'yu uçurumun kena­
rına kadar götürdük, ama köprünün ayaklarının altında beli­
receğine güvenerek oradan atlama iradesini onun göstermesi
gerekiyordu. Bunun neye benzediğini biliyoruz, çünkü birço­
ğunuzun o adımı atmasına yardım ettik.

Kronik Öksürük
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi 018, Edmonton, Kanada
Soru:
On yıldır kronik öksürüğüm var. Onun bir şey yaratma
ya da bir gerçeği ifade etme ihtiyacıyla ilgili olduğunu hissedi­
yorum. Bu konuda beni aydınlatabilir misiniz?
Grup:
Evet. Doktorların bir tanı koyamadığı fiziksel rahatsız-

1 22
'Enerji ve Sifa
!ıklar, tipik olarak, bir kenara ittiğiniz küçük bir şeydir; bu
bastırılmış bir duygu da olabilir, geçmiş bir yaşamdan kalan
ve yeniden aktive olan bir duygu da olabilir. Geçmiş yaşamın­
da midesine bir hançer saplanarak ölenlerin birçoğu, kronik
olarak midede veya yemek borusunda yanma hissi yaşar. Geç­
miş yaşamında boğulanların birçoğu, nefes darlığı çeker. Bazı­
larınıza ise konuşmamaları söylenmiştir ve bu yüzden onlar
kendilerini ifade etmekte zorlanır ya da boğaz ağrısı çekerler.
Ayrıca, burun boşluğunda oluşmakta olan yeni bir çakra
vardır. Onu kafatasının alt tarafında açılan tek-yönlü bir çak­
ra olarak imgeleyebilirsiniz. Bu yeni çakra önünüzdeki dö­
nemde aktive olacaktır. Yeni çakraya bu alanı hazırlamak için,
burun ve çevresi çoğu kez uzun süren değişimler geçirir. Uzun
süre akan bir burun ya da öksürük, çoğu kez, burun boşluğu­
nun daha yüksek enerjiyi almak için genişlemesiyle sonuçla­
nır. Bu senin durumunla doğrudan ilişkili değil, ama birçok
kişiye yardımcı olacağından bu bilgiyi vermek istedik.
Senin kronik rahatsızlığın, büyük ölçüde, çocukluğuna,
babanla arandaki ilişkiye dayanmaktadır. Eğer çocukluğuna
geri döner, o enerji ve o bağ üzerinde yeniden çalışırsan, akci­
ğerlerindeki ve boğazındaki rahatsızlıktan kurtulabilirsin.
Evet, bu rahatsızlık çok önce babanla başlamıştı. O, kendi
inanç sistemini yaratma mücadelesi sırasında duyduğu düş kı­
rıklığı ve öfkenin acısını senden çıkarmıştı. Sana karşı sert ve
haşin davranarak, sonuçta sana içinden geldiği gibi konuşma­
mayı öğretmişti. Bunun sana mantıklı gelmeyeceğini biliyoruz
ama, işin komik yanı, o bunu sana duyduğu sevgiden ötürü
yapmıştı. Senin için, kendi sahip olduğundan daha fazlasını is­
temişti.

1 23
'Tann. Çağı
Güçlerinizi Artırmak
"Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Ben zayıflamak için diyet ve egzersiz yapıyorum, ama ne
yazık ki pek işe yaramıyor. Bu konuda önerebileceğiniz başka
bir şey var mı?

Grup:
Yakın bir gelecekte, Yerküre tüm insanlığın düzeyine
eriştiğinde ve siz kolektif bir titreşim oluşturduğunuzda, diyet
konusunda daha çoğunuz başarılı olacaksınız. Bizim perspek­
tifimizden bu çok komiktir, çünkü fiziksel beden kusursuzdur.
Tüm sorunları yaratan, sizin bedenle ilgili kavramlarınızdır.
Eğer siz çok-ince bir beden kavramına sahipseniz, bedeniniz
köklenmeye çalışırken bu kavramınızın tam tersini yaratacak­
tır; siz çok zayıf bir bedeni gözünüzde canlandırırken, çoğu
kez, bedeniniz, "Aman Tanrım, bu kadın bana acı çektirecek!"
diyerek, kilo almak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. O
durumda siz yemeyi bıraksanız da kilo alabilirsiniz.
Bir zaman gelecek, her biriniz enerji alanında bir düzlüğe
erişeceksiniz, o zaman bedeninizle daha iyi bir ilişki kurabile­
cek ve onu daha rahat bir ölçüye indirmek için gerekli enerjiyi
geri kazanabileceksiniz. O zaman bedeniniz artık hayatta kal­
ma içgüdüsüyle davranmayacaktır. Aradaki fark bu olacaktır.
Şimdi siz bedeninizi değiştirmeye çalıştığınız anda, o bu­
na direnir. Eğer ona verdiğiniz yiyecek miktarını azaltırsanız,
onun hayatta kalma güdüsüyle yapacağı ilk şey, o yiyecekten
geriye kalanı alıp yağa dönüştürmek olacaktır.
Yakın bir gelecekte, daha önce denediğiniz yeni şeylerin
işinize yaradıklarını göreceksiniz. İşin komik yanı şu ki, siz
bedenen daha küçüldükçe, bu sizin için daha önemsiz hale ge-

1 24
'Eneıji ve Şifa
lecektir. Çünkü onun sizin kimliğinizi tanımlamadığını göre­
ceksiniz. Ayrıca, bazılarınız tombul kalmayı seçeceksiniz, çün­
kü o kilolar enerjinizi barındırmanıza yardım ederler. Doktor­
larınızın şişmanlığın kalbinizi etkileyeceğini veya ömrünüzü
kısaltacağını söylemelerine rağmen, siz o hali gerçekten seçe­
bilir, böylece büyük enerjinin neşeli benliği olabilirsiniz. Sizin
yaptığınız şeyle ilgili hiçbir yargı yoktur, doğru ya da yanlış
yoktur. Siz mutlu olmak, tutkunuzu ve sevincinizi bulmak
için buradasınız. Önemli olan tek şey de budur, çünkü tutku­
nuzu ve sevincinizi bulduğunuzda, o her ne olursa olsun, siz
Evrene en yüksek şekilde yararlı olursunuz. Önce ruhunuz
üzerinde çalışın, onu mutlu edin. Bunu bedeniniz takip ede­
cektir.

Işık Grupları
İnayet, D1 01202, Tiendeveen, Hollanda
Soru:
Benim ışık gruplarıyla ilgili bir sorum var. Ben dokuz
Işık-işçisinden oluşan bir grubun üyesiyim; biz, Eylül 1999'
dan beri birlikte çalıştık ve büyük bir ilerleme kaydettik. Vor­
teksleri deneyimledik, diğer gruplar arasındaki bazı kristalim­
si bağları gördük ve bu bizi çok memnun etti. Ancak, son dört
haftadır bir tür bekleme alanına girdik, sanki bir şeyi bekliyo­
ruz. Geçen yıl her şey çok çabuk gelişmişti, ama bu son dört
hafta bir bekleme zamanı gibi geçti. Bu konuda söyleyebilece­
ğiniz bir şey var mı?

Grup:
Beklemekten nefret ediyorsunuz, değil mi? (Kahkahalar)
Evet, bu konuda size epey şey söyleyebiliriz. Siz bu dünyada
sadece kendi realitenizi değil, Tüm Var Olanı da değiştiren

1 25
Tanrı Çağı
şeyleri başlattınız. Bu toplantının başlangıcından bu yana sa­
londaki enerjinin birçok kez değiştiğini hissettiniz, bu enerji­
ler (varlıklar) sizin ne yaptığınızı izlemek için bu salonfl sızdı­
lar. Siz burada huzur içinde, öbür tarafı dinlemek için kalbini­
zi ve zihninizi açma niyetiyle oturduğunuzda, buraya gelen sa­
dece biz olmayız; Tüm Var Olan da gelir. Şu anda bu salonun
çok kalabalık olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden, enerjide ve
ısıda değişiklikler hissedeceksiniz. Sizin grubunuzun dokuz
kişiden oluşması hoşumuza gitti. Biz de dokuz varlıktan olu­
şan bir grubuz. Koruyucu ile birlikte, onun "grup" dediği şeyi
oluşturuyoruz. Bu birlikten gurur duyuyoruz. Biz bu gezegen­
de bir fark yaratıyoruz ve siz de yaratıyorsunuz. Bunu her za­
man göremeseniz de, size anlayışınızı aşan bir biçimde ilahi
olarak yol gösterilmektedir ve bir bekleme salonu olarak gör­
düğünüz şey çok gerçektir. Siz, insanlığın kolektif titreşiminin
ilerlemeniz için karar vermesini bekliyorsunuz.
Çok uzun bir süre beklemeyeceksiniz. En geç 3 Mart'ta
(2003) her şey bir sonraki düzeye çıkacaktır. Hazır olsanız da
olmasanız da çıkacaksınız; çünkü siz, insanlar olarak, şifacılar
olarak ilerlemeye niyet ettiniz. Evet, kullandığınız yöntemler­
den bazılarını bırakmanız ve daha yüksek öğrenimin bilgisini
kullanmanız için, insanlığın kolektif titreşiminin bunun kabul
edilebileceği bir düzeye erişmesi gerekiyordu. Şu anda bunun
tam eşiğindesiniz. Yaşadığınız hal sadece, kolektif titreşimin,
ilerlemeye devam etmeden önce bir adım geri çekilmesidir. Bu
durumda, en geç bizim verdiğimiz tarihte bunu yapacaksınız.
Şu anda Koruyucu böyle belirli bir tarih vermemizin çok
olağandışı olduğunu düşünüyor. Bu hiç de olağandışı değildir,
çünkü o bir kutlama günüdür. 01/0 1/01 tarihinin çok büyük
bir gün olduğu bir sır değildi. Sizden, 02/02/02 tarihini kutla­
manızı istemiş olmamız da bir sır değildi. Şimdi de 03/03/03.

1 26
'Enerji ve Şifa
Bunun nereye gittiğini görebiliyor musunuz? 12/12/12 çok he­
yecan verici bir gün olacaktır. Bu bir kehanet midir? Kesinlik­
le öyledir.
O tarihte hepiniz bir dağın tepesine tırmanıp bir sonraki
düzeye mi yükseleceksiniz? Sevgili varlıklar, 12/12/12 tarihin­
de yaratacağınız sihre gölge düşürmek istemiyoruz, ancak, si­
zin o gün başlayacak sihrin her parçasını şimdiden arz ettiği­
nizi söylemeliyiz. Siz şimdiden yükselmiş bulunuyorsunuz.
Şimdiden beşinci boyuta adım atmış bulunuyorsunuz. Bir
unutma perdesinin arkasında ve fiziksel bedenlerde yaşayan
yaratıcılar olarak, şimdiden daha yüksek bir yaratma hali içi­
ne girmiş bulunuyorsunuz. Bu konuda anlamadığınız şey şu­
dur: Siz her sabah beşinci boyutta ve son derece yüksek bir
yaratma hali içinde uyanıyorsunuz, ancak, kalktığınızda üçün­
cü-boyutsal bir realiteyi görmeyi bekliyorsunuz, dolayısıyla da
beşinci boyutun içinde o realiteyi yaratıyorsunuz. Biz böyle bir
şeyi asla düşünemezdik; sizin hayal gücünüz çok yaratıcı. An­
cak, beşinci boyutsal gereçleri öğrenmeye ve kullanmaya baş­
ladığınızda, beşinci boyutun sihrini de kullanmaya başlaya­
caksınız; a'zar azar, beşinci boyutu şimdiye ve buraya getire­
ceksiniz. Ama siz şimdiden o boyuta girmiş bulunuyorsunuz,
yani önünüzdeki yolun onu size getirmesini artık beklemeyin.
O şimdi buradadır.
Geçenlerde Koruyucu'ya açıkladığımız bir şeyi şimdi size
de açıklamak istiyoruz, çünkü burada bulunan birçoğunuz At­
lantis'te de yaşamıştınız. O dönemde bu işi neredeye başarı­
yordunuz. Çok, çok yaklaşmıştınız, ama olmadı. Atlantis Kıta­
sı battıktan sonra, ruhlar olarak, hep birlikte zamanı durdur­
muş ve şöyle bir karar vermiştiniz: "Eğer bir daha bu dünyaya
geri dönme ve insanlığı aynı düzeye eriştirme fırsatını bulur­
sak, bu kez bu işi farklı bir biçimde yapacağız."

1 27
'Tanrı Çağı
Geçenlerde Koruyucu'ya, sizin artık o titreşimsel düzeyi
de geçtiğinizi açıkladık. Siz artık Atlantis'in en büyük dönemi­
nin ötesine geçmiş bulunuyorsunuz. İşte bu yüzden, siz�n elle­
rinizdeki tüy-kalemleri mürekkebe batırmış, önünüzdeki par­
şömenlere geleceği yazmayı beklediğinizi söylüyoruz. Ve bun­
dan sonra ne yazacağınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Şu
anda (diğer boyutlardan gelerek) bu salonda bulunan sekiz
bin beş yüz yirmi iki varlık da bunu sabırsızlıkla bekliyor. Ve
şu anda büyük bir kahkaha tufanı sürüp gidiyor.

Niyetsel Vorteks
Atlantis'in Kalpleri, D101802, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Dün, bir grup olarak dağa tırmandığımızda, hepimiz ken­
di bireysel çalışmamızı yaptık. Orada neyin vuku bulduğu ve
ne yaratmış olduğumuz konusunda bilgi verebilir misiniz?

Grup:
Bir araya geldiğinizde kendi enerjinizi ancak o kadar güç­
lendirebilirsiniz. Bir araya gelip enerjiyi o kadar güçlendirdiği­
nizde, tüm boyutsal realitelerdeki her şey bir araya gelir ve siz
bunu saf bir niyetle, kalpten yaptığınızda, o enerjiyi Yerküre
ile birleştirirsiniz. Siz, kendinizi Yerküre'den ayrı gördüğünüz
bir kutupluluk alanında yaşıyorsunuz. Bu Oyunu böyle tasar­
lamıştınız ve bu alan şimdi beşinci boyuta dönüşmekte olsa
da, hfila bir dereceye kadar mevcuttur, çünkü illüzyon perdesi­
ni yaratmak gereklidir. "Ama perde inceliyor" diyebilirsiniz.
Evet, elbette öyle. Ancak, eğer o perdeyi tamamen kaldırmış
olsaydık, hepiniz o anda Yuvaya geri dönerdiniz. Bu yüzden,
sizin burada kalmanız için o perde kısmen kalmalıdır.
O kutupluluk alanında, kendinizi Yerküre ile farklı titre-

1 28
'Enerji ve Şifa
şim düzeylerinde görürsünüz. Onun canlı ve duyarlı bir varlık
olduğunu, kendi içinde tamam ve bütün bir varlık olduğunu
bilmiyor olabilirsiniz. Gerçek şu ki, Yerküre hislere, sevgiye ve
enerjiye sahip olan bir varlıktır. Nefes alıp veren bir varlıktır.
O, günlük yaşamında tüm bunları sizin titreşiminiz ile direkt
bir armoni içinde yapar. En büyük arzusu, yapraklarını açıp
gökyüzüne erişerek güneşi tutacak ve Cennetin bir parçasını
Dünya'ya getirecek olan en güzel ağacı büyütmektir. En bü­
yük arzusu, tekamül edip farklı bir formda en büyük ışık­
enerjisi iletkenine dönüşerek O'na gelecek olan insanlara üze­
rinde yaşayacakları güzel ve yumuşak bir yer sağlamaktır. He­
piniz birbirinize bağlısınız. Birbirinizin bir parçasısınız ve siz
bunu kabul ve tasdik ettiğinizde, Yerküre kendine has bir bi­
çimde gülümser. Siz bunu gruplar halinde yaptığınızda, özel­
likle de dün yaptığınız gibi çifte vorteksler yarattığınızda, o
zaman ortaya inanılmaz bir sihir çıkar.
Dün, dağın tepesinde çok büyük bir açıklıkta bulunuyor
ve aşağıda her yönde uzanan yüzlerce mili görebiliyordunuz.
Ve yaptığınız çalışmayla tüm boyutsal realitelerde yarattığınız
heyecan, o realitelerden birçok varlığın gelip yaptığınız şeyi iz­
lemesine neden oldu. Siz o sırada tüm kalpleri Dünya Ana'nın
kalbiyle birleştiriyordunuz. Bu, Yerküre'yi onurlandırma uy­
gulaması şimdiye dek sadece seçkin bir azınlık tarafından ya­
pılmış olan bir şeydir, ama bu artık yaygın bir bilgiye ve uygu­
lamaya dönüşecektir.
Siz niyet ederek bir vorteks yarattığınız her defasında,
bu kozmik bir olay olur. Evet, "yüksek titreşimli" diye nite­
lendirdiğiniz yerlere gitmeniz harika bir şeydir. Örneğin, Se­
dona'ya gidip, orada uyanan bir boyut-kapısının enerjisini so­
lumanız harika bir şeydir. Ancak, birçoğunuz enerjiye çekildi­
ğinizi hissedip oraya taşınır, ama onun çok sıcak bir günde bir

1 29
'Iaırı Çağı
buzdolabının önünde durmaya benzediğini görürsünüz. Yani,
o enerji harika bir his verir, ama orada uzun bir süre yaşaya­
mazsınız. Evet, Grand Canyon, Catskills, Iona Adası (İskoçya)
ve Shasta Dağı gibi harika yerlere gidip, Dünya Ana'nın bü­
yük enerjisini onurlandırmanız da iyi bir şeydir. Ancak, siz
kendi odanızda tek başınıza otururken bile, kalbinizi diğer
kalplerle birleştirmek için niyet ederek bir enerji vorteksi ya­
rattığınızda yaşanan heyecanı anlamıyorsunuz. Bu inanılmaz
bir şeydir, sevgili varlıklar. Bu bizim için, kozmik bir olayı ya­
ratan şeydir. Ve şimdi siz, yaratıcılar olarak, gücünüzü kuşa­
nıyorsunuz.
Lütfen, gidip o yerleri ziyaret edin. Gidip o yerleri ziyaret
edin ki, o enerjinin neye benzediğini hissedebilesiniz ve sonra
geri dönüp bulunduğunuz yerde yaratın. Çünkü sihir orada,
sizin bulunduğunuz yerdedir.

Düşük Enerji Alanı


Tanrı 'nın Kıvılcımı, 041, Ankara, Türkiye
Soru:
Enerji çalışması yapanlar benim enerji düzeyimin çok dü­
şük olduğunu, neredeyse yok olduğunu söylüyorlar. Ben de
böyle hissediyorum ve burada bulunma nedenim de bu. Baş­
langıçtaki enerji düzeyime geri dönebilmek için ne yapabili�
rim?

Grup:
İnsanlar birçok farklı nedenle düşük enerjiye sahiptirler.
Bu nedenlerden biri, tersine-dönmüş kutupluluk durumudur,
ki bu sizin çok uzun bi.r zamandır stresle baş edemediğiniz an­
lamına gelir. Bu konuda size başka her şeyden daha çok yar­
dımcı olacak şey, çevrenizdekilerin sizinle ilgilenmeleri, sizi

1 30
'Enerji ve Şifa
koşulsuz bir sevgiyle beslemeleridir. Sevgili varlık, bu bazen
senin için kolay değildir, çünkü sen aslında çok güçlü birisin.
Ancak, çevrendekilerin seni sevgiyle beslemelerine izin ver­
men o enerji kalıbını değiştirmene yardımcı olabilir. Ayrıca şu­
nu da söylemeliyiz ki, enerjinin bu şekilde dağılması, ruh be­
deni terk etmeye başladığında vuku bulan şeydir.
Ancak, sen bir süredir bu düşük enerji döngüsünde bulu­
nuyorsun ve o zaten değişmek üzere, çünkü sana bu dünyadan
ayrılma fırsatını sunan Hayalet Ölüm deneyiminden geçmiş
bulunuyorsun. O fırsatta, sen bu dünyada bulunmanın amacı­
nı ve nedenini değiştirdin. Bu yüzden artık bu amaç seninle il­
gilidir. Her şey seninle ilgili hale gelmiştir. Eğer düşünce ka­
lıplarını bunu yansıtacak kadar değiştirebilirsen, enerji düze­
yin de hızla yükselecektir.
Yaşamının büyük bölümünü yorgun geçirmiş olmanın bir
başka nedeni, bir ruh olarak iki enkarnasyon arasında dinlen­
memiş olmandır. Şimdi burada olmayı o kadar çok istiyordun
ki, geçmiş yaşamındaki ölümünün ardından hemen tekrar en­
karne oldun. Perdenin öbür tarafında zaman buradakinden
farklı olsa da, sen orada enerjini tekrar dolduracak kadar kal­
madın. Bu yüzden, yaşamın boyunca bedenini oraya buraya
sürüklediğini hissettin. Ama artık bedenin dans etme fırsatı
bulacak, çünkü enerjinin başlangıçta yavaş yavaş ve sonra da­
ha hızlı geri döndüğünü göreceksin. Önünüzdeki iki yıl senin
için çok önemli olacak, sevgili varlık. Bu yolculuğun keyfini çı­
kar.

131
EŞC İNSELLİ K

İletişim
Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Şimdilik ben eşcinsel bir erkeğim ve sevgi dolu, destekle­
yici bir ilişki yaratmakta çok zorlanıyorum. Bunu nasıl yarata­
bileceğimi söyleyebilir misiniz?

Grup:
İşin ilginç yanı, senin bu dünyaya İletişim yaşam-dersini*
öğrenmek için gelmiş olmandır. Yetiştirilme ve eğitilme tar­
zınla sen düşüncelerini çok kolayca, ama duygularını çok zor
bir biçimde ifade edecektin. Ancak, sırf bu soruyu sormuş ol­
man bile, bu durumun artık değişmekte olduğunu gösteriyor.
Bu konuda sana çok şey söyleyebiliriz, ama sen şimdiden bu
süreci atlatmaya başlamışsın.
Şunu da belirtelim ki, senin için en derin korkularını ve
arzularını bir salon dolusu insanla paylaşmak, onları sana çok
yakın olan biriyle paylaşmaktan daha kolaydır.

Soru:
Adeta dilim tutuldu. Söylediğiniz çok doğru.

Grup:
Bu, yaşam-dersinle birlikte gelen karakterinin bir parça-
sıdır.

Soru:
Bu süreci atlattığımı hissediyorum. Çok teşekkür ederim.

*İletişim yaşam dersi için bkz. R uhsal Psikoloji, s. 1 55 (Akaşa Yayınları).

1 32
'Eşcinsefat
Grup:
Evet, bu süreci atlatmış bulunuyorsun. Bu soruları sor­
man çok önemli. Hakimiyete* adım atmayı reddeden insanlar
bu soruları asla sormazlar. Bunun yerine, onlar, "Bu adam ba­
na şu yanlışı, şu kadın bana bu yanlışı yaptı" derler; ama sen,
seni öğrenmen gereken derslere çeken mistik bir gücün bulun­
duğunu anlıyorsun.
Sevgili varlık, senin derin bir kalbin ve büyük bir sevme
kapasiten var ve bu yaşamında bunu kullanabileceksin. Onu,
sana yakın olan bir kişiyle en büyük korkularını paylaşabildi­
ğinde de kullanabileceksin. Ve sen bu aşamaya düşündüğün­
den çok daha yakınsın.

O Nedir?
Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Eşcinsellik nedir ve bir kadının bir başka kadını sevmesi
onun ruhsal yoluyla nasıl bağlantılıdır?

Grup:
Önce, eşcinsel ilişkilerin uygun olup olmadığı konusunda,
düşündüğün ama sormadığın soruyu yanıtlayalım.
Sevgi sevgidir... o kadar.

Soru:
Öyleyse bu benim için neden bu kadar zor? Neden bu ka­
dar utanç duyuyorum?

Grup:
Şimdi yaşam-dersinle ilgili bir soru soruyorsun. İlk

*Hakimiyet: Bir dersi öğrenmek, olumsuz bir niteliği olumlu ve en yüksek


sonucu alacak biçimde kullanabilmek. (Ç.N.)

1 33
'Taırı Çağı
başta daha yüksek perspektifi sordun, ki o çok basittir, ama
şimdi yaşam-dersi konusuna giriyoruz. Sen bu dünyaya Ger­
çek denen yaşam-dersini* öğrenmene yardımcı olacak bir ka­
rakterle gelmişsin. Senin durumundaki bir kişi için işin en zor
yanı kendi gerçeğini söylemektir, ama az önce bunu harika bir
biçimde yaptın. Birlikte büyüdüğün aile üyelerine gerçeğini
söylemek bazen senin için zordur, ama az önce üç yüzü aşkın
tanığın önünde durup gerçeğini söyledin.
Bu sadece ilişkilerle ilgili ya da sadece tek bir alanda ol­
mayacaktır, birçok farklı alanda olacaktır; çünkü Gerçek ya­
şam-dersini öğrenmek çok zordur, çünkü o çoğu kez Güven
yaşam-dersiyle** karıştırılır. O, aslında, gerçeğini konuşmak
için kendine güvenmek anlamına gelir. Ama senden yayılan
çok güzel bir enerji var ve sen çok parlak bir yıldızsın. Son üç
aydır attığın adımlar ışığının daha da parlamasını sağlayacak
harika kapılar açmıştır. Ve sen henüz hissetmeye başladığın o
ruh güveniyle durduğunda, Gerçek yaşam-dersi konusunda
senden saklı olan bir şeyi keşfedeceksin. Sana bu sırrı söyleye­
cek olsak da, yine de onu bizzat deneyimlemen gerekecek. Bu­
nu ilk kez yaptığında korkudan titreyeceksin, ama kalbinde
sevgi olduğunda, gerçeğini kalpten söylediğinde ve gülümsedi­
ğinde, herkese her şeyi söyleyebilirsin. Evet, sırrı sana açıkla­
dık.

*Gerçek yaşam-dersi için bkz. Ruhsal Psikoloji , s. 213.


* * Güven yaşam dersi için bkz. Ruhsal Psikoloji , s . 203 (Akaşa Yayınları).

1 34
GEZEGENLER VE GÜNEŞ SİSTEMİ

Güneş Söndüğünde
lşığın Yansıtıcıları, 051, St. Louis, MO.
Soru:
Yerküre'nin, iklimin ve havanın sanayileşme tarafından
nasıl etkilendiğinden; doğal çevremizin, toprağın, suyun ve
havanın selametinden ve bir gün güneşin söneceği olgusundan
söz eder misiniz? (Kahkahalar)

Grup:
Altı milyar yılı kapsayan bir soru sorman çok eğlenceli.
Ama bu çok ilginç bir soru ve biz önce onun daha büyük veç­
hesini ele alıp, sonra daha küçük veçhelere ineceğiz. Önce bü­
yük tabloya bakalım. Güneş söndüğünde ne olur? Güneş bir
anda sönmeyecek. Güneş sönmeye başlamadan önce kızgınla­
şacak ve bu durum bu dünyadaki Oyununuzu şu anda anlaya­
mayacağınız kadar çok etkileyecektir. Ama sizin yeni zaman
ve uzay boyutlarına yolculuk yapmaya başlamanız için birçok
fırsat ve bununla ilgili birçok seçenek vardır. Bu noktaya ka­
dar araştırmalarınızı uzay gemileriyle ve roketleriyle yapmış
olsanız da, gelecekte bunun, ilk başta, zaman yolculuğu ile
uzay çalışmasının bir birleşimi olacağını söyleyebiliriz.
Çok kısa bir süre sonra, Mars Gezegeni üzerindeki yaşa­
mı yeniden aktive etmeye başlayacaksınız. Böylece, Mars bir
kez daha yaşamı destekleyecektir. Çok kısa bir süre sonra,
Mars üzerindeki yaşamı keşfedeceksiniz. Sadece tanınmaz ha­
le gelmiş geçmiş yaşamın değil, şu anda Mars üzerinde sürüp
giden yaşamın kanıtını da bulacaksınız. Hayır, bununla sivri
kulaklı uzaylı varlıkları kastetmiyoruz. Biz, küflerin, mantar-

1 35
'Taıırı Çağı
ların ve bakterilerin evriminden söz ediyoruz; Mars üzerinde
moleküler düzeylerde sürüp giden yaşamı keşfedeceğinizi söy­
lüyoruz. Bu keşiften kısa bir süre sonra, bu süreci nasıl etI?le­
yeceğinl.zi, onu nasıl evrimleştireceğinizi de keşfedeceksiniz;
çünkü Mars'ın çevresinde bir kez daha bir atmosfer oluştura­
cak olan şey "sera gazları"nın evrimidir. En sonunda da,
Mars'ı kolonileştirme girişiminde bulunulduğunu göreceksi­
niz.
Size bunu söylüyoruz, çünkü biliminizin daha sonra han­
gi yönde ilerleyeceğini görmenizi istiyoruz. Bilimcileriniz çok
açık bir biçimde o yönde çalışıyor olacaklar, çünkü Güneş'in
şu anda Dünya'yı değiştirmekte olduğu iyi bilinmektedir. Son
beş yıldır, Güneş'te daha önce kaydedilenlere hiç benzemeyen
büyük patlamalar meydana gelmiştir ve Güneş'ten gelen bu
parçacıklar, bu ışınlar sizin Dünya'nın geleceğiyle ilgili kolek­
tif düşüncelerinizle ve imgelemelerinizle birleşerek, Üçüncü
Dünya'nın hologramını oluşturmaktadır. Işınlardan oluşan bu
üç boyutlu görüntü, bu hologram Dünya'yı yeniden program­
lamaya başlayacaktır. Dünyanız ve fiziksel olarak gördüğünüz
her şey bir ışık hologramı olarak başlamıştı ve bu yeni holog­
ram da gittikçe güçlenerek mevcut Dünya'yı kaplayacaktır.
Üçüncü boyuttan beşinci boyuta tekamülünüz şimdiden başla­
mıştır, ancak, Dünya'nın beşinci boyutun niteliklerini tam
olarak özümsemesi için bazı ayarlamalar geçirmesi gerekmek­
tedir ve bu yeni hologram buna yardımcı olacaktır. Üçüncü
Dünya'nın hologramı mevcut Dünya'yı tam olarak kapladığın­
da benzersiz bir şey meydana gelecek ve tüm titreşim düzeyle­
ri bir olarak bir üst düzeye geçecektir. Siz buna yükseliş diye­
bilirsiniz.
Sizin yarattığınız ve gittikçe Dünya'yı etkileyecek olan
bu düşünce formu hareket edebilen bir hologramdır. O sadece

1 36
(jezegenfer ve (jütıeş Sistemi
Dünya'ya gelmekle kalmayacak, Mars'a ya da istediğiniz diğer
yerlere de gidecektir. Size Mars'ı kolonileştirme "girişiminde
bulunacağınızı" söylememizin nedeni, bu girişimlerin başarılı
olmayacağıdır. Bunun nedeni çok basittir. Güneş'in ısısı art­
maya başladığında, bu ısı Dünya'yı hızla kaplayacak ve Dünya
da hızla değişmeye başlayacaktır. Ama siz burada bir sonraki
düzeye çıkmanızı sağlayacak teknolojiye erişmeden önce, bilim
adamlarınız güneş sisteminizde insanlığın çok az çabayla inti­
bak edip yaşayabileceği bir gezegenin bulunduğunu anlamaya
başlıyorlar. O, eğer gerekirse, tüm insanlığı kolayca barındıra­
bilecek olan bir yerdir. O, Jüpiter'in Europa (Avrupa) adını
verdiğiniz bir ayıdır.
Dünya insanları en sonunda Mars'ı kolonileştirme giri­
şimlerinden vazgeçip, Europa'ya yönelecekler. BiziJl gördüğü­
müz kadarıyla daha büyük tablo budur. Ancak, özgür seçim
gezegeninde bulunduğunuzu unutmayın. Siz özgür seçim
Oyunundasınız. Bu yüzden tüm bunlar değişebilir, ama şu an­
da gördüğümüz daha büyük tablo budur.
Bu arada, sürüp giden başka tekamül süreçleriniz vardır.
Sanayileşme gezegeninizi değiştirmiştir, ama onu düşündüğü­
nüzden daha az etkilemiştir. Dünya Gezegeni zaten bir deği­
şim ve tekamül sürecinde bulunmaktadır. Sanayileşme olma­
saydı bile, bu zamanda küresel ısınmayı yaşayacaktınız; çün­
kü o aslında, sadece Güneş'ten değil, diğer gezegenlerden de
gelen radyasyonun şimdi Yerküre'ye nüfuz etmeye ve onu de­
ğiştirmeye başlamasından kaynaklanmaktadır.
Küresel ısınmada sizin de parmağınızın bulunmasına
rağmen bu gerekli bir süreçtir. Çünkü daha önce de söylediği­
miz gibi, Yerküre soğuduğunda, siz de burada kalabilmek için
yoğunluk kazanmak zorunda kalmış ve titreşimlerinizi kasten
düşürmüştünüz; şimdi titreşimlerinizi yükseltiyorsunuz ve

1 37
'Ianrı Çafiı
Yerküre de bir kez daha ısınmaya başlamak zorundadır. Bu,
sizin döngünüzün doğal ilerleyişidir. Ancak, bu değişimin mey­
dana gelebilmesi için, insanlar Yerküre ile uyum içinde yaşa­
mayı öğrenmelidirler. Eğer Yerküre'yi eskisi gibi kirletmeyi
sürdürürseniz, çok geçmeden, tersine döndürülemez bir zarar
onu büyük bir felakete götürebilir.
Siz, sadece -halen görmekte olduğunuz gibi- hava duru­
munun değiştiğini değil, Yerküre'nin de harekete geçtiğini gö­
receksiniz. Dünyanın değişik yerlerinde depremlerin arttığını,
yanardağların patladığını göreceksiniz. Hayır, biz büyük küre­
sel felaketlerin olacağını tahmin etmiyoruz. Onları geçmişte
olduğu gibi deneyimlemeniz gerçekten gerekli değildir. Bu do­
ğal olaylara nasıl intibak edeceğiniz tamamen size bağlıdır.
Ama on beş yıl içinde, Yerküre ısındıkça kutuplardaki buzul­
ların eriyeceği ve sonuçta yükselen suların gezegeninizde der­
hal bir fark yaratacağı bir sır değildir. Bu yüzden buna hazır­
lanın, bunu bekleyin.
Önünüzdeki on beş yıl içinde denizlerin seviyesi üç metre
kadar yükselebilir. Eğer üç metrenin çok fazla olmadığını dü­
şünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bunun sonucunda dünyanın
tüm kıyıları değişecek, bu da hava durumunda başka değişik­
liklere neden olacaktır. Ama hepsi uygundur. Evet, bu dünya­
nın sonu gibi görünecek ve bazı bakımlardan da dünyanın so­
nu olacaktır. Ama bu sizin sonunuz olmayacaktır, çünkü siz
bir amaca sahip olan tanrısal varlıklarsınız. Bu dünyada Tanrı
Tanrı'yı görmektedir. Tanrı, Dünya denen özgür seçim geze­
geninin bir sonucu olarak tekamül etmekte, Kendinin farkına
varmaktadır.

138
(jezegenfer ve (jüneş Sistemi
Diğer Oyunlar, Diğer Gezegenler
Şifacının Şifacısı, 065, Las Vegas, NV.
Soru:
Ben, Dünya Gezegeni'nin içinde bulunulacak çok zor bir
okul olduğunu söylediğimde, insanlar çoğu kez bana, "Dünya
böyle olan tek yer olamaz. Uzayda başka Dünyalar da var
mı?" diye soruyorlar. Bence, eğer böyle düşünüyorlarsa, onu
enerji olarak düşünemiyorlar demektir. Siz bu konuda ne dü­
şünüyorsunuz?

Grup:
Evet, bu kavramı doğru anlamışsın. Bu dünyada, sizin­
kinden biraz daha farklı bir zaman ve mekan boyutunda, bi­
raz daha farklı bir titreşimsel armonikte bulunan başka bir­
çok okul vardır. Ayrıca, siz Evrenin ne olduğuyla ilgili yanlış
bir kavrama sahipsiniz, gece gökyüzüne bakıp, onun sizden
16,3 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunduğunu düşünüyorsu­
nuz . . . ama öyle değildir. O, dünyanıza çok yakındır, çünkü za­
man ve uzayda bir katlanma vardır. Mesafeyi o şekilde ölçmek
yerine, bu katlanmanın çevresinden geçersiniz, böylece iki
nokta birbirine çok yakın olur. Ancak, Evrenden bu kadar
uzak olma algısı size kendi hatalarınızda, kendi Dünya okulu­
nuzda daha fazla özgürlük sağlar.
Dünya en zor okullardan biridir ve bu okul başladığında
siz, eterik formlar içindeyken, olasılıkları saptamıştınız: "Bu
asla işe yaramayacak. Bunun işlemesi mümkün değil. Bizim
mutlaka gidecek bir yönümüz olmalı" diye kendi kendinizle
tartışmıştınız.
Amaç buydu, bir yön noktasına s'ahip olmaktı. Niyet zor
bir okul yaratmak değil, Tanrı'nın Tanrı'yı kesinlikle göreme­
yeceği bir Oyun yaratmaktı. Bu Oyunda siz içinizde bir tanrı-

1 39
'Taırı Çağı
sallık bulunduğunu hiç algılamadınız, koşulların kurbanı ol­
duğunuzu düşündünüz. Perdeyi yüzünüze sıkı bir biçimde ört­
müş ve biri hariç tüm kuralları bırakmıştınız: Her konudf!. öz­
gür seçim.
Birçoğunuz demiştiniz ki: "Hayır, bize hiç olmazsa bazı
ipuçları vermelisiniz. En azından yolumuza bazı kristaller
koymalı, bize bir yön göstermeli ya da dağdan aşağı, üzerinde
kurallar yazan bazı tabletler göndermelisiniz." Ama dağların
tepesinde üzerinde kurallar yazan tabletleri (emirleri) arayıp
da bulamadığınızda, onları kendiniz yarattınız. Ne harika.
Evet, her konuda özgür seçimden başka bir kural yoktur.
Biz onu, Tanrı'nın Tanrı'yı aradığı "Büyük Saklambaç
Oyunu" olarak adlandırmıştık, ama siz bu konuda gerekli bil­
giyi içinizde taşıyorsunuz.

Onuncu Gezegen
Carrie ile Sam, D042802, Fullerton, CA.
Soru:
Son iki gündür, Pleiades/Sirius konseylerinin verdikleri
bazı bilgileri ve DNA'nın yeniden-şifrelenmesiyle ilgili bir ya­
zıyı okudum. Bu yazılarda, onuncu gezegenin gelecek yıl geri
döneceğinden söz ediliyordu. Bu konudan söz edebilir misiniz?
Bu bilgi neden benim ilgimi bu kadar çekti? Ve onuncu geze­
genin gelişi nasıl olacak?

Grup:
Bu soruyu sorduğun için teşekkür ederiz. Önce bu bilgi­
nin neden ilgini çektiğini yanıtlayalım. Bu bir sır değildir. Bu
senin kalben bildiğin bir şeydir, çünkü senin kökenin o yıldız
sistemine dayanıyor. Evet, sen kesinlikle bir uzaylısın. (Kah­
kahalar) Neden gülüyorsunuz, hiçbiriniz Dünyalı değilsiniz ki.

1 40
gezegenler ve (jüıuş Sistemi
Hepinizin kökeni başka bir yere dayanıyor. Sevgili varlık, ço­
cukluğunda yaşamış olduğun stresten ötürü senin perden çok
incelmiş ve kalben güçlü bir bağlantı kurmaya itilmişsin.
Güneş sisteminizden söz edeceğiz. Siz bu sistemi tama­
men kavradığınızı düşünüyorsunuz, ama öyle değil. Hep orada
bulunan eliptik bir yörüngede yer alan daha fazla gökcismi
vardır. Bakın, sizin bu dünyadaki teknolojiniz çok kısa bir sü­
re önce ortaya çıkmıştır. Siz tüm yıldız sisteminizi, hatta ken­
di yörüngenizde bulunanları bile göremiyorsunuz. İleride gü­
neş sisteminizin bir parçası olan en az iki gezegeni daha keşfe­
deceksiniz.
Gelecek yıl geri dönecek olan gezegenden söz ederken
kastettiğin şeyin bu olduğuna inanıyoruz. Bu gezegen yakla­
şık beş yüz yıl önce sizin yörüngenizden geçmişti, ama o za­
man onu görecek ve ne olduğunu saptayacak teknolojiye sahip
değildiniz. Bu durum şimdi büyük ölçüde değişmektedir.
Sen, sorunda adı geçen ebeveyinsel ırkların bir kanalısın;
geçmişte altı uzaylı ırk Dünya insanlarına DNA'larını vermiş­
tir. Siz, İlk Özgür Seçim Gezegeni'nin tohumlarını ekmeyi ka­
bul etmiş olan birçok uzaylı ırkın, birçok enerjinin bir birleşi­
mi ve karışımısınız. Bu ırkların birçoğu şimdi çevrenizde bu­
hinmaktadır. Onlar tüm bu heyecanın nereden kaynaklandığı­
nı görmek için geri dönmüş ve "Vay canına, bunlar bu Oyunu
gerçekten kazanıyorlar!" demişlerdir. Ve içlerinden iki ırkın
geçmişte size en çok hangisinin yardım edeceği konusunda çe­
kiştiğini bile söyleyebiliriz. Bu bizim perspektifimizden komik
görünüyor, çünkü bu noktaya kadar onlar sizi unutmuşlardı,
ama şimdi onların ilgisini çok çekiyorsunuz. Buraya sizin çok
yüksek bir kaynaktan geldiğini düşündüğünüz bilgiyle gelecek
olan birçok varlık vardır ve siz onların verdikleri tüm bilgiyi
alacaksınız.

141
'Tanrı Çağı
O mesajlarda sevgi içeriğini arayın, çünkü anahtar odur.
Ruhsal bağlantı oradadır, çünkü sizi korku içine sokmak için
gelenler de olacaktır. Gücünüze sahip çıkın. Enerjinize sahip
çıkın. Kendi varoluşunuz hakkında düşündüğünüzden daha
fazla anahtara sahip olduğunuzu bilin. Ve gelen tüm bilgiyi
alıp kendi ayırt-etme filtrelerinizden geçirin. Biz de dahil ol­
mak üzere, kimsenin söylediği şeyi tek kutsal gerçek olarak
kabul etmeyin. Biz sizin gücünüzü istemiyoruz, kendi gücü­
müz bize yeter; ancak, siz o gücü çok serbestçe vermeye çalışı­
yorsunuz. Yine de çok iyi durumdasınız.
Perde gittikçe inceliyor. Gelecek yıllarda Evreninizin (Sa­
manyolu Galaksisi'nin) kökenleri ve onun çevresinde döndüğü
Merkezi Güneş hakkında çok şey keşfedeceksiniz. Siz anlama­
ya başlayacaksınız ve bazılarınız kristallere bakarken doğru
yol üzerindesiniz, çünkü onlar şimdi Merkezi Güneş'ten yayı­
lan enerjinin tohumunu barındırıyorlar. Sadece sizin gezege­
niniz değil, Tüm Var Olan da tekamül halindedir.
Evren ve onun çevresindeki tüm Evrenler çok hızlı bir te­
kamül içindeler ve bu tümüyle burada başladı. Birçok varlık
her birinizin en küçük adımını bile izliyor. Ve siz banyoda sak­
lanabileceğinizi düşünüyorsunuz (kahkahalar) . Onlar sizi hu­
şu içinde izliyorlar, çünkü siz onların dünyasını, Pleiades'i bile
değiştiriyorsunuz. Hepsinin daha yüksek bir titreşim düzeyine
çıkmasına yardımcı oldunuz ve bu yüzden değişiklikler muaz­
zamdır. Her hareketinizi izleyen o kadar çok varlık var ki,
içinde yaşadığınız realiteye bitişik armonik düzeyde otopark
sorunu olduğunu söyleyebiliriz! Korkmayın, biz bununla başa
çıkacağız. Ama hepinize duyulan ilgi büyüktür ve daha da bü­
yüyecektir.
Evrende çok komik şeyler olmaktadır; örneğin, ortaya
çıkan bu ırklardan ikisi sizinkine bitişik ilk armonik düzeyde

1 42
(jezegenkr ve (jüneş Sistemi
kimin yer alacağı konusunda geçenlerde çekişmiştir. Sevgiyi
arayın, sevgili varlıklar. Kalp enerjisiyle birlikte yürüyün,
çünkü sizin öğrenmiş olduğunuz şey budur. İşte bu yüzden siz
Oyunu kazandınız. Siz, sevginin enerjisini ve Tüm Var Olanın
en büyük sevgisini barındırıyorsunuz. İşte, sizi sadece birbiri­
nize değil, bize ve diğer varlıklara da bağlayan şey bu sevgi, bu
enerjidir. Hepimiz bir'iz. Ve Oyununuz çok iyi ilerlemektedir.
Biliminizin yakında, aslında güneş sisteminizin bir par­
çası olmayan, ama onunla düzenli bir biçimde ilişkiye giren
bir eliptik yörüngeye sahip olan gezegenlerle ilgili üç keşifte
bulunmasını bekleyebilirsiniz. Keşfedeceğiniz bir gezegen, onu
sizin yörüngenizin dışına çıkarıp sonra geri getiren ve aslında
güneş sisteminizin bir parçası olan eliptik bir yörüngeye sa­
hiptir.

NOT: Bu celsede kehanet edildiği gibi, ertesi yıl (2003)


astronomlar ve NASA, güneş sistemimizde yeni bir gezegen
buldu. İkincisi 2004'de keşfedildi, ama 2006'da uluslararası
bir astronomlar delegasyonu tarafından yeniden sınıflandırıl­
dı. Onlar, Pluto'nun bile bir gezegen olarak kabul edilemeye­
cek kadar küçük olduğu konusunda fikir birliğine vardılar.

1 43
HAYALET ÖLÜM

Ölecektim ama Ölmedim


Angela 'nın Kırık Kanadı, D060301, San Diego, CA.
Soru:
Doksanlı yılların başında ölmem gerektiğini uzun bir za­
man çok güçlü bir biçimde hissettim. Birkaç kez ölüme yaklaş­
tım. Perdenin benim için epey incelmiş olmasına ve bir sürü
bilgi alabilmeme karşın, hfila neyin benden, neyin öbür taraf­
tan geldiğini ayırt etmekte zorlanıyorum. Gerçekten de dok­
sanlı yılların başında ölmem gerekiyor muydu, bunu bilmek
istiyorum.

Grup:
Evet, o bir Hayalet Ölümdü, çünkü o zaman yaşam dene­
yimin ve tüm kontratların tamamlanmıştı. Bu salondaki bir­
çok kişi gibi, senin enerjin de tamamlanmıştı. Buradaki sekiz
kişi geçen yıl bu deneyimi geçirdi. Onlar da bu dünyadan ay­
rılma fırsatıyla karşılaştılar, çünkü onların da kontratları ve
enerjileri tamamlanmıştı ve Yuvaya dönmeleri uygundu. An­
cak, burada kalmayı seçtiler. Neden mi? Çünkü yapacakları
bir şeyler vardı. Neler? Onlar tüm kontratı asla bilemeyebilir­
ler, çünkü bunu görmeleri mümkün değildir; ama hfila yapa­
cakları önemli bir şeyler olmasaydı, burada bulunup bu mesajı
alamazlardı.
Bazen bir markette birilerinin yanından geçer ve tek bir
söz bile söylemeden onların gözlerine bakıp yaşamlarını değiş­
tirebilirsiniz. Hfila burada bulunmanızın nedeni kısmen bu,
yani bu tip kontratları yerine getirmek olabilir. Ve sen, sevgili
varlık, çalışmanla ve sevginle birçok kişiyi etkiledin, çünkü bu

1 44
:J{ayalet Öfüm
sevgi doksanlı yılların başında tamamen açılmıştı. Şimdi, dok­
sanlı yıllardan önce olduğundan tamamen farklı bir kişisin.
Tüm korkuların ve beklentin yok olmuştur. Sen burada diğer­
lerini etkilemek için bulunuyor ve bu işi çok iyi yapıyorsun.
Hayalet Ölüm birçok kişi için kafa karıştırıcıdır. Onu sa­
dece bir yeniden-ayarlama düğmesi olarak görün. Ona basın
ve sonra ekranda belirecek olan şeye hazır olun. Burada kaldı­
ğınız için teşekkür ederiz.

Hayalet Ölüm
Lemurya 'nın Boyut-Kapıları, D082408, Kona, Hİ.
Soru:
Aylar önceki bir seminerde bana, çalışmamın bir sonraki
düzeye çıkacağını söylemiştiniz. Bunun hepimiz için geçerli ol­
duğunu düşünüyorum. Bir süre önce bu konuda iki deneyim
yaşadım. Birincisinde, bir gece yarısı bana, artık bir sonraki
düzeye geçmeye hazır olup olmadığım soruldu; ben hazır oldu­
ğumu belirttim ve derslerimin bana yumuşak bir biçimde öğ­
retilmelerini istedim. Sonra, tüm gece boyunca bilgiyle yük­
lendim. Ertesi gece rüyamda, tüm çevresinde potansiyel patla­
ma noktaları bulunan mavi bir küre gördüm ve bana bunun
Dünya küresi olduğu ve tüm o noktaların negatif enerjiyi ya­
kalayıp tekrar pozitif enerjiye dönüştürecek enerji tutucuları
oldukları söylendi. Bu, Yerküre ve tektonik tabakalarla ilgiliy­
di. Bunun bana ne getirdiğini açıklayabilir misiniz? Bunun
belki de hepimiz için önemli olduğunu düşünüyorum.

Grup:
Önce sorunun ilk bölümünü yanıtlayalım. Hayır, bu he­
piniz için geÇerli değildir. Sana o zaman söylemiş olduğumuz
şey özellikle senin içindi. Buradaki birçok kişi çalışmasını bir

1 45
'Tann Çağı
sonraki düzeye çıkarmayı seçecek olsa da, biz sana bireysel
olarak hitap edeceğiz. Önündeki köprüyü görmeden bir uçu­
rumdan atlamak cesaret ister; bunu yaparak sen Hayalet
Ölüm denen şeyden geçtin. Çünkü enerjini yeniden-ayarlamak
için kendini gezegene ve yeni manyetik ağa uyumlaman gere­
kiyordu. Sen çok uzun bir zamandır belli bir tarzda uyumlan­
mıştın, ama Yerküre'nin manyetik ağı artık değişmekte ve son
ayarlamalar yapılmaktaydı ve bu birçok kişi gibi senin de ken­
dini çok rahatsız hissetmene yol açıyordu. Çünkü tüm uyum­
lanışların, tüm hislerin değişmekteydi. Bu adeta, sen belinle
bir hula-hop çevirirken birisinin ayaklarının altındaki halıyı
çekmesine benziyordu. Ve manyetik ağın son ayarlamaları altı
hafta önce sana Yuvaya dönme fırsatını sunmuştu.
Bu durumda senin üç seçeneğin vardı: "Ben artık Yuvaya
dönüyorum" diyen düğmeye de basabilirdin, "Ben burada ka­
lıp tutkumu gerçekleştireceğim ve buraya yapmaya geldiğim
şeyi yapacağım" diyen düğmeye de basabilirdin ya da "Bu ko­
nuda daha sonra karar vereceğim" diyen düğmeye de basabi­
lirdin.
Sen birçok kez bu son düğmeye basmıştın. Bu kez ortada­
ki düğmeye bastın, burada kalıp tutkunu gerçekleştirmeyi seç­
tin, böylece her şey senin geçirdiğin değişime uyumlanmaya
başladı. Şimdi kendini yeni manyetik ağa uyumlamaya başlı­
yorsun. Ama bu fiziksel koşullarında, enerjinde ve daha da
önemlisi, ilişkilerinde değişiklikleri gerektirir. Böylece, çev­
rendeki ilişkiler şimdi seni çalışmanın bir sonraki düzeyinde
desteklemek üzere sıraya girmekteler. Bu olurken, sen, reali­
tende rüyalar olarak ortaya çıkan boyutlar-arası düzeylerle ça­
lışmaya başladın. Rüyanda gördüğün şey, tam olarak bizim
daha önce açıkladığımız şeydir. Pasifik Okyanusu'nda, yanar­
dağların oluşturdukları Ateş Çemberinde yine değişikliklerin

1 46
Hayalet Ö[üm
olacağını söylemiştik ve bunun meydana geldiğini göreceksi­
niz. Bu, Yerküre'nin yeni bir boyutsal düzeyini tetikleyecek­
tir, bu her şeyin hedef doğrultusunda ilerlediğini gösteren bir­
çok işaretten biridir.
Evet, sana bilgi yüklenmiştir. Bazen, onu yorumlamaya
ve henüz burada tam olarak bulunmayan bir realiteye dönüş­
türmeye çalışmak mesajın gerçek özünü zedeleyebilir. Şimdi­
lik, çok değerli olan, seni yaşamının bir sonraki aşamasına ha­
zırlayacak bir bilgi almakta olduğuna güven.

Uçurumdan Atlamak
Yaşamın Yedi Aşaması, 004, Santa Fe, NM.
Soru:
DNA'mda ve hayatımda enerjisel değişimi seçtiğimden
beri her şey değişti ve yaşam ile ölüm arasında bir seçimi içe­
rebilecek iki durum ortaya çıktı. .. ve ben nasıl seçeceğimi bil­
miyorum. Ben bir değişim istedikten hemen sonra bir nehrin
taşmasıyla evimi sel bastı ve sular hektarlarca sarp kayalığı
alıp götürdü, bu yüzden evim şimdi elli metre derinliğindeki
bir uçurumun üzerine tünemiş durumda. Dostlarım bana ora­
dan taşınmamı tavsiye ediyorlar, ama ben bu kararı veremiyo­
rum. Bu yapılacak doğru şeymiş gibi görünmüyor. Bunun ölü­
me doğru bir seçim olup olmadığını bilmiyorum. İkinci deği­
şiklik de şu oldu: Büyük tansiyonum 21'in üstüne çıktı, bazen
27'ye kadar çıkıyordu; doktorum ilaç kullanmam gerektiğini
söyledi ve felç geçirmemiş olmama şaşırdı. Ancak, ben bunun
enerjisel değişimin bir parçası olduğunu ve ilaç almamın bunu
engelleyeceğini düşünüyorum. Sonuçta bu seçimlerden birini
yapmıyorum ve nasıl seçim yapacağımı bilmiyorum.

1 47
'Taın. Çağı
Grup:
Önce ikinci sorunu yanıtlayacağız. Seçimin kendi sağlı­
ğınla ilgilidir ve bu kesinlikle yaşam ile ölüm arasındaki bir
seçimdir, çünkü bu senin Hayalet Ölümündür. Bu, eğer ister­
sen, senin bu dünyadan ayrılma fırsatındır. Ama insanlar de­
ğişimi kolayca yapmazlar. Bu konuda yine Koruyucu'yu örnek
olarak gösterip onu mahcup edelim: Onun vazgeçmiş olduğu
her şeyin üzerinde derin tırnak izleri vardır. Çünkü değişim
sizin yapınızın bir parçası değildir. Siz rahat etmek, kendiniz­
le ilgili olarak rahat etmek için çok uğraşırsınız, bu yüzden de­
ğişim sizin için çok zordur. Evet, sevgili varlık, sen gerçekten
de bulunduğuna inandığın o dönüm noktasındasın, gerçekten
de yaşam ile ölüm arasında bir seçim yapıyorsun.
Şimdi lütfen şunu anla: Tüm seçimlere saygı duyulur.
Sen Yuvaya geri dönmeyi de seçebilirsin. O zaman orada seni
en büyük kutlama ve kucaklamalarla karşılarız. Eğer burada
kalmayı seçersen, seni destekleriz, yalnız olduğunu düşündü­
ğünde sana bir İnsan Meleğin dokunuşuyla dokunuruz; ama o
noktadan itibaren burada amaçlı olarak bulunmayı da seçme­
lisin. Yapılacak iş vardır, sevgili varlıklar ve bu titreşim yük­
selişi sizin enerji uyumsuzluklarına, yani daha düşük titreşim­
li enerjilere tahammülünüzü çok azaltmıştır. Sözün kısası, si­
zin artık saçmalıklara tahammülünüz kalmamıştır.
Sevgili insan, senin bu kadar uzun zamandır burada kal­
manın nedeni, daha önce bir Hayalet Ölümden geçmiş olman­
dı. İçinde bulunduğun ise ikinci Hayalet Ölüm sürecidir.
Evinle ilgili olarak da aynı illüzyona sahipsin. Eğer deği­
şimi, yani o evden taşınmayı seçmezsen, evle birlikte uçuruma
yuvarlanabilirsin. Eh, bu da seçilecek harika bir yol olabilir.
Lütfen, bunu en büyük sevgiyle söylediğimizi bil. Siz insanlar
hep ölümün yanlış bir şey olduğunu düşünecek şekilde yetişti-

1 48
:Hayalet Öfum
rilmişsiniz. Oysa ölüm yanlış bir şey değildir, o sadece yaşa­
mın bir aşamasıdır.
Sen, ayrıca, tüm hastalıkların yanlış bir şeyin işareti ol­
duklarını düşünecek şekilde de yetiştirilmişsin, ama öyle de­
ğildir. Sahip olduğun başka bir illüzyonu da açıklayalım: Sen
tıp biliminden hiç hoşlanmıyorsun. Sen şifa bulmak için, aro­
materapide ortaya çıkan titreşimleri burnuna çekip titreşimi­
ni değiştirebilirsin. Ancak, aynı işlemi. bir tıp doktoru sana
sunduğunda, bunda yanlış bir şey olduğunu düşünerek onu
reddedersin. Lütfen, şunu anla: Sihirli lambadaki cini ortaya
çıkaracak olan şey, metafiziksel ile fiziksel bilimlerin birleş­
mesi olacaktır. Sevincin ve sihrin olduğu yer orasıdır. Ondan
korkma. Eğer, bir yandan yüksek tansiyona neden olan diğer
baskılardan kurtulurken, bir süre ilaç kullanmanın sana yara­
rı olacaksa, bu yardımı alabilirsin ve o ruhsal gelişimini hiçbir
biçimde engellemez.
Sen her an bir seçime sahipsin. Lütfen, tüm seçimlere
saygı duyulduğunu anla. Yuvaya geri dönmeyi seçersen de
onurlandırılacaksın, burada kalmayı seçersen de onurlandırı­
lacaksın. İlaç almayı seçersen de onurlandırılacaksın. Fikri an­
ladın mı? Seçimini iyi yap, sevgili varlık ve bu yolculuğun key­
fini çıkar.

1 49
HAYALLER

Bir Şifa Merkezi Yaratmak


Üçüncü Titreşim, 047, Sturbridge, MA.
Soru:
Hayalimin peşine düştüğümü düşünürken bir taş duvara
tosladım. Bu hayali gerçekleştirmek için her şeyi yaptım, ama
olmadı. Artık bu konuda küçük adımlar atıyorum ve onun he­
nüz göremediğim bir yerde hızlanmakta olup olmadığını me­
rak ediyorum.

Grup:
Bak, taş duvara toslayan şey hayalin değil, o hayalin na­
sıl tezahür edeceğiyle ilgili inancın ve yorumundur. Sen çok
güçlü bir enerji direnciyle karşılaştın, bunu en kolay böyle ifa­
de edebiliriz. Ama o duvara toslayıp orada durmak, yola de­
vam edip yıllarca enerjiyi yanlış kullanarak, sonunda kendi
inancın yüzünden tükendiğini ve bir köşeye sıkıştığını gör­
mekten çok daha iyidir.

Soru:
Hının, bu mantıklı geliyor.

Grup:
Bu yüzden, her şeyden önce o taş duvarın rehberliğini
kutsa, çünkü artık hangi yöne gitmemen gerektiğini biliyor­
sun, öyle değil mi? Tutkunu ara. Hayalinin yorumuna değil,
tutkusuna geri dön. Hayalinin hissine, ruhuna ve o hayalin
yaşamına ne getireceğine geri dön.
Şimdi birçok Işık-işçisinin sahip olduğu ortak bir hayal-

1 50
:Jlayaikr
den söz etmek istiyoruz. Çoğu bu hayali gerçekleştirmeye kal­
kıştığında büyük bir dirençle karşılaşır. Çoğunuz bir spiritüel
merkez kurmayı hayal edersiniz. İnsanların gelip orada Yuva­
yı bulabilecekleri bir yer yaratmayı hayal edersiniz. Çoğunuz
bunu para kazanıp geçinmenizi de sağlayacak gerçek bir bina
olarak yorumlarsınız. Bu hemen hepinizin paylaştığı bir viz­
yondur, sevgili varlıklar, ama o her zaman fiziksel bir yere ya
da fiziksel bir merkez yaratma fırsatına dönüşmez. O sizin
için bir örnektir, ama hepiniz o hayali farklı bir biçimde yo­
rumlayabilirsiniz.
Senin hayalin aslında bir şifa merkezi kurmak değil, ken­
di enerjinle -diğer insanların orada Yuvayı deneyimleyebile­
cekleri- bir merkez oluşturmaktı. Hayalin budur, ama onu
yorumlayışın seni doğru yoldan saptırmıştır. Hayalin, diğerle­
rinin şifa bulmalarına yardım edecek bir yer yaratmaktı. O
tutkunun bulunduğu ilk hayale ve o hayali yaratarak ne elde
edeceğine geri dön. Düş kırıklığına kapılarak hayalinden vaz­
geçme; onun yerine, o hayalin hissini farklı biçimde yorumla­
manın yolunu bul.
Bunun çok zor olduğunu hissedebiliyoruz, ama biz duali­
te alanında yaşamadığımız için hiç düş kırıklığına uğramayız,
bu yüzden onu tam olarak anlamıyoruz. Koruyucu, bir gün biz
oraya inip bu Oyunu oynarken, kendisinin burada oturup bizi
kahkahalarla gülerek izleyeceğini söyler. Onu düş kırıklığına
uğratacağımız için üzgünüz, ama bu olmayacak.
Gerçek şu ki, hayalinde insanların senin merkezine gel­
diklerini görsen bile, sen ortak bir yorumdan ötürü benzer
vizyonlar görüyorsun. O hayalin yorumunu değil, o hayalden
aldığın hissi bul. O hissin merkezine geri dön ve tezahür ettir­
me sürecini oradan başlat. Evet, elbette ki bazıları şifa mer­
kezlerini başarıyla kuracaklar ve birçoğunuz şimdi bunun siz

151
'Taırı Çağı
olduğunu düşünüyorsunuz. Ama şunu aklınızda tutun: Aynı
kafadaki insanların bir araya toplanacakları bir yer nadiren o
sonucu getirir, çünkü aynı kafadakilerin hepsi kendi merke�i­
ni kurmak ister. Bırak, hayalinin özü ruhunu doldursun ve
aynı hissi tezahür ettirmenin başka yollarını ara; o zaman se­
ni hayaline ulaştıracak yan kapıların açıldıklarını göreceksin.
Sen bir koridordan aşağı doğru indiğini düşünürsün, ama o
koridorun sonuna yaklaştığında, oraya inmeden asla göreme­
yeceğin bir kapı açılacaktır. Sen sadece biraz ileri gitmişsin.
Sorun değil. Hayalin esasına geri dön. Asıl fikre geri dön. Ba­
şarmak ve yaymak istediğin o özgün parçayı bul, o zaman bu­
nu yapmanın bir yolunu da bulacaksın.

Beyaz Pelerin
Lemurya İnisiyasyonu, D050503, Reno, NV.
Soru:
Dün gece hayalimde sizin beyaz bir pelerine büründüğü­
nüzü gördüm. Sonra, Ronna medyumluk yaparken, herkesin
üzerinde beyaz ışıktan bir pelerinin bulunduğunu söyledi. Bu
konuda bir yorumda bulunabilir misiniz? (Ortaklaşa düzenle­
nen bu seminerde, Grup mesajını vermeden önce, Başmelek
Mikail'e kanallık yapan Ronna Herman konuşmuştu.)

Grup:
Birçok kişinin aynı kanalda bulunmasının çok ilginç ol­
duğunu düşünüyoruz. Bir zamanlar, Koruyucu bir televizyon
programı yapıp, adını da "Medyum Kanalı" koymayı düşün­
müştü. (Bu, İnternet'teki VirtualLight yayınımızdan önceydi.)
Evet, işin ilginç yanı, herkesin aynı alıcı kanalda bulunuyor
olabilmesidir.
Pelerinin beyazlığı kalbin saflığını, bir bağışlama yerinde

1 52
!J{ayafr
suçluluk duygusundan arınmayı gösterir. Sevgili varlık, sade­
ce sen kendini bağışlayarak kendi kalbini arındırabilirsin. İşin
güzelliği de budur. Ancak kendilerini tam olarak bağışlayabi­
lenler o beyaz pelerinle ve saf bir kalple ilerleyebilirler. Bir
sonraki basamağa çıkabilmek için bu gereklidir. Bu, kendiniz­
le ilgili sınırlayıcı inançlarınızdan kurtulmanızın kritik bir bö­
lümüdür.
Siz üzerinizde bir perdeyle bu Oyunu oynuyordunuz.
Kim olduğunuzu hatırlayamıyordunuz. En büyük arzunuz bu
dünyaya gelip, bu güzel fiziksel bedene girip, hatalar yapıp
karmaşaya düşmekti. Eh, bu konuda çok başarılı olduğunuzu
söyleyebiliriz! Sizin hata dediğiniz şeyler, bize göre, Tanrı'yı
görmek için bir fırsattır. Lütfen, iyi hatalar yapın ve bir sürü
hata yapın. Ve kendinizi bağışlamanıza izin verin. Kalbin saf­
lığı bundan kaynaklanır. İşte o zaman beyaz pelerinlere bürü­
nürsünüz.

1 53
HAYVANLAR VE EVCİL HAYVANLAR

Hayvanlardan İnsanlara mı?


Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D0203, Atlanta, GA.
Soru:
Bu belki aptalca bir soru olacak ama, geçmiş bir yaşamda
bir hayvan olmamız konusunda ne düşünüyorsunuz?

Grup:
Bakın, boyut düzeyleri arasındaki sınır hayal ettiğiniz­
den çok daha incedir. Bazı öğretmenleriniz, insan dünyası ile
hayvan dünyası arasındaki bölünmenin gerçekten büyük oldu­
ğunu söylemişlerdir. Ancak, birçoğunuz bunun doğru olmadı­
ğını bilirsiniz. Hayvanlarla düzenli olarak iletişim kuranları­
nız onların size çok yakın olduklarını bilirsiniz. Bazılarınız ke­
dinizin gözlerine baktığınızda, orada bir zamanlar büyük bir
şifacı olan bir Çinli adam görür ve onun bu hayvan bedenine
nasıl girdiğini anlamaya çalışırsınız. Bu doğru mudur? Elbette
doğrudur. Bunun neden ve nasıl yapıldığına gelince, bu seçim­
le yapılır. Bazen bazı üstatlar, insanlarla olan bir ya da birçok
kontratı tamamlamak amacıyla, farklı bir boyutta bir hayvan
olarak bulunmak üzere hayvan dünyasına girerler. Bu sizin
farkında olduğunuzdan çok daha fazla vuku bulur. Bir insan
ruhunun, tekamül yolunda geriye doğru bir adım atarak bir
hayvan formuna girmesi mümkün müdür? O sadece bunu ya­
pabilmekle kalmaz, beş adım geriye atarak bir mineral formu­
na da girebilir. Bu sizin bildiğinizden daha fazla vuku bulur.
Ve o ruh o enkarnasyonu tamamladıktan sonra, insan teka­
mülüne geri dönüp, bırakmış olduğu yerden devam edebilir.
Evet, o realiteleri bölen çizgiler çok daha incedirler. Per-

1 54
J{ayvanlar ve 'Evci{J{ayvanlar
denin sizin bulunduğunuz tarafında bu çizgiler çok kalı:ı;ı gö­
rünürler, tamamen farklı boyutlar ve realiteler gibi görünür­
ler; bizim perspektifimizden ise o çizgiler gerçekten çok ince­
dirler. Ve siz Yuvadayken, hiç sorun yaşamadan geriye doğru
gitmeye muktedirsinizdir ve bazen geriye doğru küçük bir
adım atarak büyük şeyler başarabilirsiniz. Yuvadayken, "Geri­
ye doğru gitmek kötüdür, ileriye doğru gitmek iyidir" gibi bir
yargınız da yoktur. Böyle bir şey yoktur, bu sizin Oyun alanı­
nızdaki bir kutupluluk illüzyonudur. Ayrıca, bu geriye ya da
ileriye doğru gidişler, ruhların bir enkarnasyon boyunca sizin
yanınızda rehberleriniz olarak bulunmayı seçtiklerinde attık­
ları adıma çok benzer. Ve bu her zaman vuku bulur.
Önceki yaşamlarınızda belki de kardeşleriniz olan o ruh­
lar, onları duymasanız da kulağınıza yol gösterici sözler fısıl­
damak, anlayamayacağınız kadar çok sevildiğinizi belirtmek,
siz sola dönerken sağa dönmenizi söylemek için tüm bir yaşam
boyunca yanınızda bulunmayı seçerler. Bu bazen çok zor olur,
ama onlar bunu çok isteyerek yaparlar, çünkü bu onların te­
kamül süreçlerinin de bir parçasıdır. Onlar sizden daha aşağı
ya da daha yüksek değil, sizinle aynıdırlar. Onlara sahip ol­
mak büyük bir sevinç kaynağıdır. Kedinizin yüzüne bakmak
da büyük bir mutluluktur. Atınızı okşamak da size büyük bir
neşe verir. Köpeklerinizle konuşmanız ve onların karşılık ver­
meleri de sizin için büyük bir sevinçtir. Onların bazılarının ye­
ni ruhlar olduklarını bilin. Hayvanlarınızın çoğu daha önce in­
san olmamış olan yeni ruhlardır, ama diğerinin olması da çok
mümkündür ve bu sizin fark ettiğinizden daha fazla vuku bu­
lur. Bir ilerleme vardır. Ancak, tek bir ruh mineraller filemi­
nin en tepesine erişip, ondan sonra bitkiler filemine geçmez.
Bu böyle olmaz. Tüm mineraller filemi aynı anda bitkiler file­
mine geçer. Tüm insanlık aynı anda melekler alemine geçer.

155
'Tatın Çağı
İşte siz şimdi bu geçişin tam eşiğinde bulunuyorsunuz ve bi­
zim perspektifimizden bu bir göz açıp kapayıncaya dek gerçek­
leşmektedir. Şimdi İnsan Melekler haline gelmekte ve ileri
doğru o adımı atmakta olmanızın nedeni budur. Ve biri ilerle­
diğinde, hepsi ilerler. Ama aradaki çizgiler hayal edebileceği­
nizden çok daha incedirler. Bunun keyfini çıkarın.

Hayvanlarla İlişkiler
Üçlük, 009, Zeist, Hollanda
Soru:
Ben, evcil hayvanlar, hayvanlar ve doğa ile ilişkiler hak­
kında bilgi almak istiyorum.

Grup:
Önce, bu salonun dışında yaygın olmayan, ama inançları­
nızı dışarı taşımaya çalıştığınızda içine düşeceğiniz bazı yanlış
kavramlardan söz edelim. Titreşimsel bir düzeyin insanlar ile
hayvanları ayırdığına inanılır. Evet, hayvanlar sonsuz enerji­
nin farklı bir ifadesidirler. Onlar farklı bir düzeydeki farklı bir
ifadedirler. Ama bir insanın bir karmayı sergilemek ya da bir
kontratı tamamlamak için bir hayvanın sınırlı formuna girme­
si mümkündür. Köpeğinizin yüzüne bakıp, ölmüş bir yakınını­
zı görmeniz mümkündür; ancak, tüm varlık o hayvana uymaz,
çünkü o farklı bir titreşim düzeyidir. Ama o kişinin bazı veç­
heleri gelip o titreşimle çalışabilir; bu yüzden, o kişiyle aranız­
da geçmiş yaşamdan bir bağ olmasa bile, siz o veçhelerle çok
çabuk bağ kurarsınız. Bazen onlar kendi çocuklarınızdan daha
gerçek hale gelirler ve siz, "Ben hayvanlarıma neden bu kadar
bağlıyım?" diye merak edersiniz. Çünkü onlar da size bağlıdır­
lar, onlar size karşı çok samimidirler.
Lütfen, bunu bu zamanda bile yer alan diğer kontratlarla

1 56
:Jfayvanlar ve 'Evcif:Jfayvanlar
karıştırmayın. Bazı kontratlar, hayvanların gelip insanlara
besin olarak daha yüksek bir titreşime geçmelerini içerir. Bir
hamburger olarak, sonuçta bir insan ifadesine sahip olma ar­
zusuyla gelen bazı hayvanlar vardır. Bizden bu sözleri duyma­
yı beklemiyordunuz, değil mi? Bu, spiritüel olmak için et ye­
meniz gerektiği anlamına gelmez, sadece farklı hayvanların
farklı amaçlarla geldikleri anlamına gelir. Bazı hayvanlar göz­
lerinize bakıp sizinle ruhsal bağ kurmak için gelirler ve bazen
bu geliş çok önceden planlanır. Bazen bu en büyük olasılık
olarak oluşturulur, ama siz ilerlerken durumu farklı bir pers­
pektiften görüp o durumu değiştirebilirsiniz. Bazen bu tama­
men yeni bir enerji matriksi geliştirme fırsatıdır. Bazen de bu
tamamen yeni bir biçimde bağlantı kurma fırsatıdır.
Yunuslarla durum çoğu kez budur, çünkü onlar insan ile
hayvan arasında bir köprü oluştururlar. Balinalar da bunu
farklı bir alanda yapacaklar. Bundan böyle, yunuslar yaşamı­
nızın önemli bir parçası olacaklar Burada kalmayı seçen yu­
nuslar, Dünya üzerindeki -sizin de bir parçanız olan- yeni
enerji matriksinin bir parçası olacaklar. Yunuslar, dünyanın
her yanında hayvanları onurlandıracak örgütler kurmak iste­
yenleriniz için de buna köprü oluşturarak çok önemli bir rol
oynayacaklar. Ama onların rolü bunu çok aşar. Onlar oyun oy­
nayacaklar. Burada yunus olarak kalmayı seçenler sizinle
oyun oynamaya gelecekler. Onların özü budur. Onların bura­
da bulunma nedenleri budur.

Soru:
Bu soruyu sorma nedenim bir köpekten çok şey öğrenmiş
olmamdı.

Grup:
Çünkü o senin öğretmenin olmaya gelmişti. O kesinlikle

1 57
'Tanrı Çağı
çok akıllı bir varlık. Aslında burada çok kısa bir süre kalacak­
tı, ama çok daha fazla kalmayı seçti. Sonra gitmek için bir fır­
sat buldu, çünkü bir sonraki düzeye çıkmak için ihtiyaç duy­
duğu şeye sahip olmuştu. Bir köpek olmak onun çok işine ya­
radı. O, geçmiş bir yaşamında sana öğretmenlik yapmış olan
bir varlığın, bu kez bu formda gelmeyi seçmiş olan bir veçhe­
siydi.

Evcil Hayvanlarla Kontratlar


Kozmik İşaretler, D071405, Mt. Charleston, NV.
Soru:
Evcil hayvanlardan söz edebilir misiniz? Onlar da Işık-iş­
çisi olabilirler mi?

Grup:
Bu gezegende birçok titreşimsel enerji ve bir dalga-boyu
bandında bir araya gelen birçok farklı titreşim düzeyi vardır.
Bu dalga-boylarından biri insanlar, biri hayvanlar, biri böcek­
ler, bir diğeri bitkiler ve sonuncusu da kayalardır. Onların
hayvan dalga-boyunda nerede bulunduklarına bağlı olarak,
çok şey onların sizin dalga-boyunuzda bulunduğunuz yerle re­
zonansa girmeleriyle ilgilidir. Başka bir deyişle, kendi dalga­
boylarının düşük bir aşamasında bulunan hayvanlar, kendi
dalga-boylarının düşük bir aşamasında bulunan insanlarla re­
zonansa girerler. Lütfen, düşüğün yükseğe kıyasla daha kötü
olduğunu düşünmeyin, o sadece farklı bir titreşim düzeyidir.
Spiritüel alanlarda çalışan insanların çoğu, dalga-boyunun ol­
dukça yüksek bir düzeyinde bulunurlar. Onlar titreşimlerini
normun biraz üzerine yükseltirler. Siz ok başının ucunda bu­
lunan ve her şeyin paradigmalarını değiştirmekte olanlarsınız.
Böyle olduğunuzdan, en büyük dirençle de karşılaşırsınız, çün-

1 58
:;{ayvanlar ve 'Evci[:;{ayvanlar
kü siz değişimi başlatanlarsınız. Titreşimleriniz biraz daha yük­
sek olduğu için, farklı dalga-boylarındaki daha yüksek şeyler­
le rezonansa girersiniz.
Örneğin, size bir granit parçası, bir de kristal versek, siz
önce granitle değil, kristalle iletişim kurmak istersiniz; çünkü
kristal mineraller alemi dalga-boyunun en yüksek titreşim dü­
zeyinde bulunur.
İnsan ömrünün uzunluğuyla ilgili istatistiksel tablolar bu
dünyada kadın nüfusunun daha fazla olduğunu, geleneksel
olarak, kadınların savaşlar yüzünden erkeklerden daha uzun
yaşadıklarını gösterir. Oysa kadınların daha uzun ömürlü ol­
malarının nedeni bu değildir. Kadınlar geleneksel olarak daha
uzun yaşarlar, çünkü onlar kalplerinin üzerine kristal kolye­
ler takma, kristal takılar kullanma konusunda erkeklerden
daha rahattırlar. İşte bu yüzden Koruyucu'dan yeş!l bir kris­
tal bulup takmasını istemiştik. Gerçekten de, yeşil kristal si­
zin bir armonik içinde güçlenmenize yardımcı olur ve aynı şey
hayvanlar için de geçerlidir. Sizin bir kristalle bir kontratını­
zın olabileceği gibi, bir hayvanla da bir kontratınız olabilir.
Hatta, hayvanlar biraz daha farklıdır, çünkü insanın titreşim
düzeyine daha yakındırlar. Siz onları biraz daha iyi anlarsınız.
İnsan niteliklerini, bitkilerden ya da kristallerden daha çok,
hayvanlara yüklemeniz daha olasıdır. Ve onların da tıpkı si­
zin gibi ruhsal isimleri vardır.
Hayvanların farklı titreşim düzeyleri, farklı amaçlara sa­
hip farklı hayvan aileleri olarak şekillenir. Bunu, Cennetteki
meleklerin de bir dalga-boyu olmalarına ve farklı amaçlara sa­
hip aileler oluşturmalarına benzetebiliriz. İnsanların Yuvaya
da insan nitelikleri yüklemelerine bayılırız, çünkü bu bize si­
zin Oyununuzu oynama şansını verir. Siz meleklere isimler
verir ve "Bu melek bu kişiliğe sahip ve o büyük bir başmelek

1 59
'Iaırı Çağı
ve ben sadece ona kanallık yapacağım" dersiniz. Oysa bir baş­
melek olan tekil bir kişi yoktur. "Meleksi amaç" dediğimiz bir
şey vardır, böylece siz bir başmeleği düşündüğünüzde, o �aç­
tan ötürü düşünürsünüz. Ona bir insan niteliği yükler ve bir
isim verir, çoğu kez o isimlerin sonuna bir "İL" hecesi eklersi­
niz (Mikail, Cebrail, Azrail gibi). Yuvada vuku bulan şey, kıs­
men, sizin oraya yüklediğiniz insan nitelikleriyle bağlantılıdır.
Bizim sizin düşündüğünüz anlamda bir kişiliğimiz yok­
tur. Bir cinsiyetimiz yoktur. Biz sizin insan formunda başa
çıkmaya çalıştığınız gibi bir ruhsal kopukluk da yaşamayız; bu
yüzden, sizin gibi bazı yöntemler uygulayarak yeniden-bağlan­
tı kurmaya çalışmamıza da gerek yoktur.
Son on iki yaşamdır Koruyucu ile yapmış olduğumuz gi­
bi, sizinle de kontratlar yaparız. Sizin de omuzlarınızın üze­
rinde duran meleklerle ya da çevrenizde bulunan ruhsal reh­
berlerle kontratlarınız vardır. Siz de hayvanlarınızla kontrat­
lar yaparsanız. Siz, perdeli olduğunuzdan, hayvanların burada
sizin bir şey yapmanıza yardım etmek için bulunduklarını dü­
şünürsünüz, oysa çoğu kez siz orada onların tekamül etmele­
rine yardım etmek üzere bulunmaktasınızdır. Lütfen bunu
aklınızda tutun, İnsan Melek formunu aldığınızda bunu daha
iyi anlayacaksınız. Hayvanlar sizle bunu yapma fırsatını ver­
mek ve kendi tanrısallığınızı ve ihtişamınızı hatırlatmak için
buradadırlar. Ve buraya büyük bir sevgiyle gelirler. Örneğin,
köpekler koşulsuz sevgiyi temsil ederler. Onlara kötü davra­
nabilir, tekme atabilir, bağırabilirsiniz, ama onlar yine size ge­
lir, kuyruklarını sallayarak elinizi yalayabilirler. Ve insanlar
köpeklerden koşulsuz sevgiyi öğrenirler.
Siz, bitkilere ve kristallere yaptığınız gibi, hayvanlara da
daha yüksek bir titreşim düzeyini öğretirsiniz. Taktığınız kris"
taller ömrünüzün uzamasına ve bu bedende kalmanıza yar-

1 60
:;{ayvanlar ve 'Evci[J{ayvanliır
dımcı olurlar ve onlar kendi dünyalarında adeta zıplayarak
şöyle derler: "Bana bakın! Ben falancanın enerjisini taşıyo­
rum. Bu harika bir şey değil mi? Ben artık bir kristal değilim.
Ben bir insanım!" Ve kısa bir süre için onlar da sizin Oyunu­
nuzu oynarlar. Hayvanlar da aynı şeyi yaparlar.
Bir de kediler denen bir dalga-boyu vardır. Kediler hari­
ka varlıklardır, çünkü onlar ters enerjidirler ve sizi -ağaçların
yaptıkları gibi- tersten yansıtırlar. Onlar sizi dengelerler; eğer
hepsini kesmezseniz, ağaçlar da sizi dengelerler. Gerçek şu ki,
bu dalga-boyları ile sizin aranızda büyük bir bağ vardır. Tıpkı
bizim gibi, çünkü biz de sadece bir başka dalga-boyuyuz. Biz
sadece, sizin Cennet ya da Yuva dediğiniz bir başka titreşim
düzeyiyiz. Ve bizim en büyük işimiz size koşulsuz sevgiyi öğ­
retmek değildir, çünkü köpekler bunu başarıyla yapmaktadır­
lar. Bizim işimiz sizin negatif enerjinizi almak da değildir,
çünkü kediler bunu harika bir biçimde yapmaktadırlar. Bizim
işimiz size kendi ihtişamınızı hatırlatmaktır. Kanatlarımız uç­
mak için değildir; onlar, kendi enerjinizi hissetmenize ve ne
kadar özel olduğunuzu görmenize yardımcı olmak üzere sizin
huzurunuzda açılmak içindirler.

Öbür Tarafa Geçen Hayvanlar


Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 012, Edmonton, Kanada
Soru:
Tüm sevgimle merhaba. Dün, geçen yıl sevdiklerini yitir­
miş olan insanlardan söz ettiniz ve ben bunun hayvan for­
munda bir ruhu yitirmiş olanları da kapsayıp kapsamadığını
merak ettim.

Grup:
Peki, hayvanlardan söz edelim; bu sizin ilginizi çok çeki-

161
'Tanrı Çağı
yor. Farklı boyutsal realiteleri görmek ister miydiniz? Bir de­
fasında Koruyucu bizden boyutlar-arası realiteleri basit bir bi­
çimde açıklamamızı istemişti. Biz de ona dedik ki, "Git banyo
küvetini suyla doldur ve başını içine sok, o zaman her şeyin
biraz farklı hareket ettiği farklı bir boyutsal realitede bulun­
manın ne olduğunu anlarsın." Orada bazı fizik yasaları biraz
farklıdır, ses ve ışık farklı yol alır. Boyutsal realite değişimleri
böyledir. Hayvanlar da sadece farklı bir boyutsal realitede bu­
lunmaktadırlar ve sizden bir adım uzaktadırlar.
Biz insanları bir düzeyde, evcil hayvanları ve hayvanları
bir başka düzeyde görüyoruz. Ayrıca, farklı enerji ihtiyaçları
olan büyük hayvanları -atları, inekleri ve daha iri hayvanların
bazılarını- evcil hayvanlarınızdan farklı bir kategoride görüyo­
ruz. Böcekleri de sizin gördüğünüzden tümüyle farklı bir kate­
goride görüyoruz, çünkü her biri farklı bir armonik titreşim
tarafından bölünür; onlar o skalada yukarı ve aşağı doğru ha­
reket ederler. Onlar da tekamül skalasının bir parçasıdırlar,
çünkü onlar da tekamül etmektedirler. Bir zamanlar onların
en büyük arzusu, tıpkı sizin gibi, titreşimlerini düşürmekti,
ama bu zamanda en büyük arzuları titreşimlerini yükseltip,
hep birlikte bir sonraki düzeye çıkabilmektir. Basitçe, böcekle­
rin kediler olmak istediklerini, kedilerin büyük hayvanlar ol­
mak istediklerini ve büyük hayvanların insanlar olmak iste­
diklerini imgeleyebilirsiniz. Ve bu tekamül arzusu sadece hay­
vanları değil, bitkileri ve mineralleri de kapsar; bu tüm farklı
boyutsal realiteleri kapsar.
Farkında olduğunuzdan çok daha fazla boyutsal realite
vardır. Sizinle aynı zaman ve uzayda bulunan, ama algılaya­
madığınız bir titreşim düzeyi vardır. Siz onu sadece bir an için
görürsünüz. Titreşiminiz yükseldikçe görmeye başladığınız şe­
yin bir parçası budur. Bu günlerde bir odaya girdiğinizde, kö-

1 62
:Hagvaıfar ve 'Evci[:Hagvaı
şede sevimli küçük gölge figürler görebilirsiniz. Onların be­
densiz ruhlar ya da hayaletler olduklarını düşünebilirsiniz,
ama gerçekte onlar farklı bir boyutsal realitede bulunan ve o
sırada sizinle oyun oynayan varlıklardır. Orada, bütünüyle
başka düzeylerde bir şeyler vuku bulmaktadır ve siz bu şeyle­
rin bazılarını görmeye başlıyorsunuz.
Diğer boyutsal realitelerle aranızdaki sınırları bazı ener­
jiler rahatça geçerler ve koşulsuz sevgi bunlardan biridir. Ve
evcil hayvanlarınızın birçoğu size koŞulsuz sevgiyi öğretmeleri
için gönderilir. Bu gezegendeki her bir hayvanın ve her bir
hayvan düzeyinin buraya getirdiği belli bir "çeşni" vardır. Her
birinin yaymakta özellikle başarılı olduğu bir enerji vardır ve
onlar bunu sadece insanlara değil, bitkilere ve kayalara da öğ­
retirler. Onlar bunu bize, yani meleklere bile öğretirler, çünkü
biz de sizin titreşim düzeyinizin bir parçasıyız. Örneğin, bir
kedinin burada enerji alışverişi için bulunduğunu söyleyebili­
riz. Bir köpeğin burada koşulsuz sevgiyi öğretmek için bulun­
duğunu söyleyebiliriz ve siz bunları anlarsınız. Ama çok daha
fazlası vardır ve eğer onların ne için geldiklerini anlasaydınız,
bunu kolaylaştırabilir ve en yüksek şekilde kullanabilirdiniz.
Farklı hayvan grupları farklı düzeylerde çalışırlar. Güzel,
egzotik kuşlar gibi bazıları, burada sadece insanlara hoşça va­
kit geçirtmek için bulunmaktadırlar. Sırf sizin ilişkiye ve etki­
leşime girmeniz için birçok farklı hayvan düzeyi vardır ve siz
tekamül ettikçe onlar da ederler. Böylece, herkes birlikte iler­
ler. Tekamül merdiveninden ve herkesin bu merdivende kendi
yerini bulacağından söz ederken kastettiğimiz şey kısmen bu­
dur. Kolektif yeterince yükseldiğinde, kayalar da dahil olmak
üzere herkes bir fırsata sahip olur. Eğer buna inanmıyorsanız
· kristallerinize sorun, onlar bilirler.

1 63
'Taıın Çağı
Evcil Hayvanlardan Öğrenin
Berrak Renk D0502, St. Louis, MO.
Soru:
Hayvanlardan, özellikle köpeklerimiz gibi evcil hayvan­
lardan ne öğrenebiliriz?

Grup:
Biz onları izlemekten zevk alırız. Sizin onlarla aranızda
harika bir bağ vardır, çünkü o bağ koşulsuz sevginin bir yansı­
masıdır. Köpekleriniz size koşulsuz sevgiyi öğretirler; bunu
kendi davranışlarıyla öğretirler. Sizinle bir kontratları olsa bi­
le, onlar her zaman koşulsuz sevgi alanında çalışacaklardır.
Koşulsuz sevgi, erişmekte olduğunuz bir beşinci boyutsal nite­
liktir; ancak, kendi realitenizin büyük bölümü hfila üçüncü
boyuta kök salmış durumdadır
Birçoğunuz hfila üçüncü-boyutsal realiteleri yaratmakta
olduğunuzdan, bir realiteden bir sonrakine geçiş yavaş yavaş
ve rahat olmalıdır. Örneğin, evlilik yemiİılerinizin bile bir ko­
şullu sevgi bildirimi olduğunu anlamalısınız. Ancak, o koşullu
sevgi bildirimi içinde bile, koşulsuz nitelikleri ilişkilerinize ne
kadar çok çekebilirseniz, o ilişkilerin bir sonraki düzeye teka­
mül etmeleri o kadar kolay olur... ve köpekler bunu anlamanı­
za yardımcı olmak için buradadırlar. Her ne olursa olsun, on­
lar sizi koşulsuz olarak seveceklerdir. Bu sürecin, her birinizin
üzerinde çalışabileceği kısmı, bu sevgiye karşılık vermektir.
Kediler ise biraz farklı bir durumdur. Kediler bizim için
ilgi çekicidirler, çünkü biz sizin anlamadığınız bir şeyi anlıyo­
ruz. Onlar burada enerjiyi dengelemek için bulunan yaratık­
lardır. Örneğin, insanlar nefes alıp verirken, oksijen alıp kar­
bon dioksit verirler; ağaçlar ve bitkiler ise karbon dioksit alıp
oksijen verirler. Böylece, insanlar ve bitkiler filemi bu gezegen

1 64
9-(ayvanfar ve 'Evci{9-(ayvaı
üzerinde uyum içinde yaşayabilir, çünkü onlar birbirlerini
dengelerler. Aynı şey insanlar ve kediler için de geçerlidir. Ör­
neğin, pozitif enerjinin ona çok iyi geldiği ve negatif enerjiden
kurtulmaya bayılan bir insan ile negatif enerjinin ona çok iyi
geldiği ve pozitif enerjiden kurtulmaya bayılan bir kediden söz
edelim. Siz içinizden gelerek, "Gel buraya tatlı kedicik, ben se­
ni çok seviyorum" dediğinizde, kedicik karşılık olarak, "Ben­
den uzak dur!" der; çünkü kediler sizinkine ters bir enerjisel
donanıma sahiptirler. Sizin negatif enerjiniz çok olduğunda
ise o kedicik sessizce yanınıza sokulup ayaklarınızın dibinde
oturur ve yavaş yavaş enerjinizi içine çekerek, "Ah, bu bana
çok iyi geldi" der. Evet, kediler harika yaratıklardır.
Bitkiler aleminde olduğu gibi, hayvanlar aleminde de sırf
sizin beslenme zincirinizin bir parçası olmak amacıyla gelmiş
olan hayvanlar vardır. Bu size mantıklı gelmez, çünkü o hay­
vanların kesilirken çektikleri acıyı görürsünüz. Acı olduğunu
düşündüğünüz şeyi görür ve onlar için bunu yapmanın çok zor
olduğunu düşünürsünüz. Sizin anlamadığınız şey, onların da
bir tekamül sürecinde bulunuyor olmaları ve bir gün teka-mül
ederek insan formuna çok benzer bir hale erişebilecekleri-dir.
Eğer bu olacaksa, bu arada onların yapabilecekleri en iyi
şeylerden biri kendi varlıklarının bir parçasını sunmak, bes­
lenme zincirinin bir parçası olmaktır; çünkü siz daha yüksek
titreşimli varlıklar olarak o besinleri yediğinizde, onlar sizin
daha yüksek varlığınızın bir parçası olurlar. Bir biçimde, bu
onların tekamülüne bile yardımcı olur. Siz bu konuda bitkiler
ile hayvanları birbirinden ayırıyorsunuz. Oysa bitkiler de ay­
nıdır, çünkü onlar da, hayvanlar gibi, hislere sahiptirler. Onla­
rın da en büyük, en yüksek amaçlarından biri burada olup sizi
desteklemek ve beslenme zincirinin bir parçası olmaktır. Siz
çok güzel, yemyeşil bir çayıra bakar ve onun üzerine basmak

1 65
'Taırı Çağı
istemezsiniz, çünkü çimenlere zarar vermekten korkarsınız.
Anlamadığınız şey, çimenin orada, onun üzerine bastığınızda
ayak seslerinizi hafifletme niyetiyle bulunuyor olabileceğidir.
Çünkü o da size saygı duyar. Her bir titreşimsel düzey bir son­
rakini onurlandırır ve onun bir düzeyden diğerine geçmesini
mümkün kılar; böylece, hepiniz doğal denge içinde birlikte ça­
lışırsınız.
Bu yolculuğun keyfini çıkarın, sevgili varlıklar. Kendi ya­
şam diliminizde mucizelerin meydana geldiğini göreceksiniz.
Mümkün olduğunu asla düşünmediğiniz şeyleri göreceksiniz.
Yapmış olduğunuz seçimlerden ötürü, tahammül etmiş oldu­
ğunuz enerjiden ötürü ve yaşamınız boyunca taşıdığınız sevgi­
den ötürü bu mucizeler artık mümkündür.

1 66
IŞIK AİLESİ

Ruhsal Aile
Üçlük, 009, Zeist, Hollanda
Soru:
Sadece bugün burada bulunanlar mı bu ruhsal aileye ait­
ler, yoksa dünyanın her yanında aynı şeyi yapan başka insan­
lar da var mı?

Grup:
Bu ruhsal aile çok hızla büyüyor ve sadece bu salondaki­
lerden oluşmuyor. Artık bu enerji hızla yayılacak ve sizin dua­
liteli (ikilikli) görüş alanınızda Yüksek Benliğinizin üçüncü ve
yüksek bir perspektif oluşturacağı, böylece Onun perspektifin­
den görebileceğiniz bir "Üçlük" alanı gittikçe tüm dünyayı
kaplayacaktır. Bununla birlikte siz de çok hızlı ilerleyeceksi­
niz. Bu bizim mesajlarımızı dinleyenlerle ve okuyanlarla da sı­
nırlı değildir. Toplanmakta olan bir şifacılar ailesi vardır. Bi­
zim en büyük arzumuz bir insanın rüyadan uyanmasına yar­
dımcı olmaktır ve yakında sizin en büyük arzunuz da bu ola­
caktır. İşte bu, Işık ailesidir. Bu aile artık toplanmaktadır. Bi­
ze bu konuda hizmet etme fırsatı verdiğiniz için hepinize te­
şekkür ederiz.

Ruhsal Işık Ailesi


Kozmik İşaretler, 059, Mt. Charleston, NV.
Soru:
Ben, burada bulunanlar arasında, hissetmeye, deneyimle­
meye başladığı uyanışı kabullenmekte zorlanmış olan birileri-

1 67
'I'aırı Çağı
ni tanıyorum. Bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyo­
rum. Ayrıca, bu belirli ruh grubunun en son ne zaman birlikte
olduğunu bilmek istiyorum.

Grup:
Her birinizin içinde titreşen bir kalp titreşimi vardır. Her
biriniz "özgün güzelliğiniz" olan tekil bir titreşim taşırsınız. O
sizin kendinize özgü tanrısal parçanızdır. Her nefes aldığınız­
da, kanınızın bedeninize pompalandığı her defasında bu titre­
şimi yayarsınız. Bu, bedeninizin elektromanyetik enerji ala­
nında meydana gelir. Bu titreşim, Tanrı'nın güzel bir imgesini
yayar ve o imge tıpkı size benzer.
Bazen, yaydığınız bu titreşimsel dalgaların bir yere eriş­
meleri zaman alır. Bunu, durgun bir gölcüğe bir taş atmaya
benzetebiliriz. Taşın suda oluşturduğu dalgalar önce küçük
bir halka olarak başlar ve gittikçe dışa doğru yayılırlar. O dal­
galar, dışa doğru yayılırken, benzer bir titreşime sahip olan
kalplerle rezonansa girerler. Evet, siz ilk ruhsal aileyi yeniden
birleştirme hareketi içinde bulunuyorsunuz. Bu aile düşündü­
ğünüzden çok daha büyüktür. Yeni ışık ailesi şimdi oluşmak­
tadır ve bunu başarmak için ilk ruhsal ailenizin üyeleriyle te­
masa geçmeniz yararlıdır.
Şimdi bir açıklamada bulunacağız, Koruyucu bunun za­
manının geldiğini söylüyor. Koruyucu bazı okurlar için kitap­
larını imzalarken, ona, "Sen İlk Ruhsal Işık Ailesinin bir par­
çasısın" diye yazdırırdık. O zaman bu okurlar, "Bu sözler tam
olarak ne anlama geliyor?" diye sorarlardı ve Koruyucu da,
"Bilmiyorum" derdi.
İlk Ruhsal Işık Ailesi, Işığı şifa için kullanmak amacıyla
Yuvadan getirmiş olan bir şifacılar grubudur. Bu salonda bu­
lunanların ya da bu sözleri okuyanların çoğu İlk Ruhsal Işık
Ailesinin bir parçasıdır. Sizinki çok önemli klanlardan biridir,

1 68
1şıfc5'Lilesi
her biriniz bu uyumlu grubun bir parçasını oluşturuyorsunuz
ve bu çok büyük bir gruptur. Adolf Hitler bu dünyadan ayrıl­
dığında, tüm boyutsal düzeylerde, dünyanın her yanında, tüm
insanlık boyunca dalgalanmaya başlayan bir değişim fırsatı
ortaya çıktı. O zaman insanlık dedi ki: "Bir daha asla gücümü­
zü başkalarına teslim etmeyeceğiz. Artık gücümüzü ve ona eş­
lik eden sorumluluğu üstlenmeye başlamaya hazırız."
Böylece, yeni bir düşünce kalıbı ortaya çıktı ve tıpkı bir
taşı bir göle attığınızda olduğu gibi, bu İkinci Muktedirlik Dal­
gası* giderek yayılmaya başladı. Siz, eskisi gibi bir liderin ta­
kipçisi olmak yerine, kendinizi takip etmenin yollarını arama­
ya başladınız, çünkü bu İkinci Muktedirlik Dalgasıydı. Ancak,
bugün bile bu kavramların bazıları tam olarak kavranmamış­
tır. Bu çok zordur, çünkü siz kendi kalbinizi takip etmek yeri­
ne, bir lideri takip etmeye çok alışmışsınız ve "Bana yol göste­
recek birini takip etmeyi tercih ederdim" dersiniz.
Bu salonda bulunan hepiniz İlk Ruhsal Işık Ailesinin bir
parçası olduğunuzu kalben bilirsiniz. Bu, diğerlerini dışlayan
bir şey değildir, çünkü herkes bu aileye katılabilir. Burada
gördükleriniz, tekrar tekrar bu ailenin içinde bulunmuş olan
insanlardır ve onlar birbirlerini tanırlar. Siz, birbirinizin göz­
lerine bakıp dersiniz ki: "Seni tanıyorum! Geçen seferkinden
farklı bir bedende bulunuyorsun, ama çok sevdiğim o ruhsun.
Bu adetlere, bu lisana, bu giysiye nasıl alışacağımızı öğrenme­
miz gerekebilir, ama biz birbirimizin ruhunu tanıyoruz ve se­
ni tekrar gördüğüm için çok mutluyum."
Kalbinizi açabileceğiniz, savunmasız olabileceğiniz ve
kuşkularınızı bile ifade edebileceğiniz böyle ortamlarda insan­
larla karşılaşıp bağlar kurmaya başlarsınız. Bunlar sizi en çok
muktedir kılabilecek olan insanlardır. Sizden, bulduğunuz her

* İkinci Dalga için bkz. Hatırla, s. 268 ve Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 224.

1 69
'Tanrı Çağı
fırsatta onlarla bir araya gelmenizi istiyoruz. Sizi en çok muk­
tedir kılan insanları bulup onları deneyimleyin ve sonra bir
İnsan Melek olarak o enerjiyi alıp onunla bir başkasını et�le­
yin.
İşin ilginç yanı, biz size bu öyküyü anlatırken, birçoğu­
nuz, "Evet, bunu biliyorum. Biz birçok yaşamı birlikte geçir­
dik. Şimdi bu salona bakarken, bu insanları binlerce yıldır ta­
nıdığımı görebiliyorum" diyorsunuz.
İşin ilginç yanı, dışarıdan biri gelip, "Bu çok ilginç, bana
bunun neyle ilgili olduğunu söyleyin" dediğinde, onun yaşam­
lar boyunca bu ailenin bir üyesi olmayıp, ilk kez gelen biri ol­
ması sizi daha da fazla heyecanlandırır. Bu durumda siz muk­
tedirliğinizi uygulamak için yeni bir fırsat bulursunuz. Yeni
birisini aileye buyur etmek, aileye katmak için bir fırsata sa­
hip olursunuz. Bu yüzden, bu başkalarını dışlayıcı bir aile de­
ğildir, çünkü bu Işık Ailesini genişletmekle ilgili bir durum­
dur. İşin ilginç yanı, bu grup son kez Lemurya döneminde hep
birlikte olmuştur.
Bu topluluk, Lemurya'da yüksek düzeyli bir öğretmenler
klanıydı. Siz bir araya gelip, birbirinizin gerçeği bulmasına ve
o gerçeği her yolla yaymaya yardımcı olacak şekilde çalışırdı­
nız. Bu yüzden başkaları tarafından çok aranırdınız. Siz bir
amaçla buradasınız. Şimdi bir grup olarak tekrar bir araya ge­
liyorsunuz ve bir kez daha dışarı çıkıp öğretmenlik yapması
için birbirinizi tetikliyorsunuz. Bir kez daha bu şekilde bir
araya gelerek, birbirinize, asla kaybetmeyeceğiniz bir ruhsal
güven veriyorsunuz.
Bir zamanlar Koruyucu, kanallığı konusunda kuşkuya
kapılarak, bize, "Ben bu mesajları uyduruyor muyum yoksa?"
diye sormuştu. Çünkü ruhsal bağlantı her zaman böyle, aldığı­
nız mesajları sanki kendiniz uyduruyormuşsunuz gibi hissedi-

1 70
1şık,Jililesi
lir ve bu kuşkuya kapılmanıza neden olur. Siz de benzer kuş­
kular duyacak olsanız da, şimdi İlk Ruhsal Ailenin bir parçası
olarak bir araya gelerek ruhsal bir güven oluşturuyorsunuz.
Evet, siz ta en başında Dünya'ya gelen ilk beş yüz ruhun bir
parçasısınız. Beş yüz varlık eterik formdan yoğun fiziksel for­
ma geçerek insan olduğunda, siz oradaydınız. Burada bulunan
hepiniz o beş yüz varlığın soyundan geliyorsunuz. İşte bu yüz­
den burada birine bakıp, "Bu kişi gerçekten benim kardeşim
gibi davranıyor. Bu garip değil mi?" diyorsunuz.
Size bir iyi, bir de kötü haberimiz var. Kötü haber şu ki,
siz her zaman kendinizle karşılaşacaksınız ve bu kolay değil­
dir. İyi haber ise, iyi geçinmeniz gereken sadece dört yüz dok­
san dokuz kişi vardır (kahkahalar) .

İlk Beş Yüz Varlık- Yıldız Kökenliler?


Yusufçuk Böceği, 060, Las Vegas, NV.
Soru:
Benim sorum, ilk beş yüz varlığın "yıldız-kökenliler" ile
nasıl bir ilgilerinin olduğu ve benim bu tabloya nasıl uyduğum
ile ilgili. (Bu soruda, 021 sayılı "İlk Işık Ailesi" başlıklı mesaja
gönderme yapılmaktadır.)

Grup:
Koruyucu'ya, etkilenmemesi için, benzer konulardaki di­
ğer bilgileri okumamasını söylediğimizden, o, "yıldız-kökenli"
kavramına sahip değildir; bu yüzden, bu sorunun onunla ilgili
bölümünü yanıtlayamayacağız. Ama şu kadarını söyleyebili­
riz: Hepiniz bu dünyaya başka bir yerden geldiniz. Enerji asla
doğmaz ve ölmez, sadece bir formdan diğerine dönüşür ve son­
ra tekrar eski forma dönüşür. Siz kesinlikle enerjisiniz. Ve
gerçekten çok güzel bir enerjisiniz.

171
'Tanrı Çağı
Gerçek şu ki, siz buraya Yerküre'yi yaratmak için gelme­
diniz. Başlangıçta, Dünya uzaya fırlatılmış olan ve çok hızlı
bir biçimde dönen ve ısınan bir kaya parçasıydı; aslında �aş­
langıçta o erimiş bir kaya parçasıydı. Ve o daha önce, dönen ve
ısınan bir başka kayanın bir parçasıydı. Ancak, Dünya'nın ne­
reden kaynaklandığını bilmesi gerekmez, çünkü o artık diğer
kayadan kopmuş ve kendi başına olduğundan, özgün bir ifade­
ye de sahip olmuştur. Bu bir ayrılık illüzyonu olsa da, bugün
gerçek kimliğinizi görmenizi sağlayan şey bu ayrılık illüzyonu­
dur ve bu aslında nereden gelmiş olduğunuzdan çok daha
önemlidir. Bu yüzden, bu konuda size söyleyeceğimiz tek şey,
hepinizin kökeninin Bir'e dayandığıdır. Her zaman ve uzay
boyutundaki herkes Tanrı dediğiniz bütünün bir parçasıdır.
Hatırlanacak tek önemli bölüm, sizin enkarne olmuş Tanrı ol­
duğunuzdur. Bununla ilgili zorluk, sizin, perdeyi taktığınızda
kendinizi diğerlerinden ayrı görmenizi sağlayan bir ego da
edinmenizdir. Ve biz size Tanrı olduğunuzu söylediğimizde,
ilk düşünceniz, Tanrı'nın sadece siz olduğunuzdur, ki durum
böyle olmadığından, diğer tanrılar ile geçinmeniz genellikle
zor olur (kahkahalar) .
Evet, ilk beş yüz varlık buradaydı ve onlar Dünya üzerin­
deki o ilk enkarnasyonda çok zor bir zaman geçirmişlerdi. Siz,
özellikle çekirdek bir kişilik olarak, o ilk beş yüz varlıktan biri
olmasanız bile, hepinizin o varlıklarla direkt bir ilişkisi vardır.
Siz onlardan biri olduğunuzu hissedebilirsiniz, çünkü direkt
olarak onların soyundan geliyorsunuz. Bu yüzden, bir biçimde
hepiniz oradaydınız, öyleyse bununla gurur duyun ve gözleri­
nizden yayılan o özgün güzelliği ve ışığı yansıtmayı sürdürün.
Evet, her biriniz o ilk beş yüz varlıktan birinin harika ve öz­
gün bir ifadesisiniz.

1 72
İNDİGO VE KRİSTAL ÇOCUKLAR

Yeni Çocuklar için Yeni Okullar


Yağmurlu Bir Gun, 057, Oostmalle, Belçika
Soru:
Ben yeni bir okul açıyorum ve bu okulda otuz yedi yıl ön­
ce Birleşik Devletler'de başlayan Sudbury eğitim kavramını
uygulayacağız. Ama hfila bir şeylerin eksik olduğunu hissedi­
yorum. Onun ne olduğunu bilmiyorum, ama eksik olduğunu
hissediyorum. Bu konuda bir öneriniz var mı?

Grup:
Doğru yoldasın. Sen, tüm enerjilerinizde, tüm insanlıkta
bir ihtiyacın ortaya çıktığını görüyorsun. Yeni çocukların ge­
rektirdikleri özel durumları oluşturma ihtiyacını görüyorsun.
Bu çocukların oluşturulmuş standartlar içeren ayrı sınıflarda
iyi çalışmadıklarını görüyorsun.
Sana önce daha geniş bir perspektif sunalım, sonra kişi­
sel soruna döneriz, çünkü sen neyin eksik olduğunu soruyor­
sun. Henüz bulmadığın ve sana o eksik parçayı sunacak olan
bir yan kapı vardır. Ama siz bir Gerçek yaşam-dersi üzerinde
çalışırken, ki senin bu hayattaki yaşam-dersin odur, kalben
hissettiğiniz o eksik parça bulunması en zor olan parçadır. Ve
onu bulduğunuzda bile, ondan söz etmeniz ve onu başkalarıy­
la paylaşmanız oldukça zordur. İşte sen, bunu başarabilmek
için, yeni çocukları eğitecek bir okul hayalini gerçekleştirmeye
giriştin. Merak etme, bu hayal gerçekleşecektir ve bu konuda
başarılı olacaksın.
Sudbucy, bireyler için daha yüksek öğrenimle ve daha
yüksek fırsatlarla ilgili birçok kavramdan biridir. İnsanların

1 73
'Taırı Çağı
çocuklarını yetiştirme ve eğitme konusunda yaptıkları en bü­
yük yanlış, onlara birbirleri gibi olmayı öğretmeleridir. Ne
yaptığınızı idrak etmeden, çocukları bir okulda bir araya getir­
meniz, hepsini bir sınıfa koymanız, hep birlikte öğle yemeğine
göndermeniz, hep birlikte geri getirmeniz, hepsine aynı ödevi
vermeniz ve kaydettikleri ilerlemeyi ölçmeleri için hepsine ay­
nı ölçüm gereçlerini vermeniz, aslında onlara birbirlerine ben­
zemeyi öğrettiğiniz anlamına gelir. Bu sistemde, öğrenciler di­
ğerlerinden farklı olan çocuklarla alay ederler. Böylece, yaşa­
mın ilk aşamalarında çocuklara öğrettiğiniz şeyin özü, birbir­
lerine nasıl benzeyecekleridir. Oysa onları özel kılan şey, ken­
dilerine özgü yetenekleri ve farklılıklarıdır. Ve gittikçe daha
fazla okul yeni çocukları eğitmenin yollarını arayacaktır. Ge­
nel olarak, tüm insanlık muktedir insanın çok iyi gelişebilece­
ği bir hal içine girmektedir. Bu, "Muktedirlik Çağı"dır. Okul­
lar da dahil olmak üzere, her türlü kurum ancak muktedir in­
sanlara yer açtığında çok iyi gelişecektir.
Bu konuda, Koruyucu, ünlü şovmen Jimmy Durante'yi
örnek olarak göstermekten hoşlanır. Onun çok büyük ve garip
görünümlü bir burnu ve garip bir konuşma tarzı vardı. İyi bir
şarkıcı ve dansçı değildi, ama onun kalbini gösteren ve insan­
lara Yuvayı hatırlatan şey, onun özgünlüğüydü. Sizce, okulda
onunla alay ederler miydi? Elbette, ederlerdi. Özgünlüğü onu
fiziksel olarak farklı kıldığından, Jimmy kendini diğerlerinden
ayrı hissederdi. Kendini okul sisteminin bir parçası gibi his­
setmezdi, çünkü okul sistemi çocuklara başarının birbirine
benzemek olduğunu öğretiyordu. Eğer bu adam bu öğretiyi
benimsemiş olsaydı, birçok kişi onun özgün güzelliğinin arma­
ğanlarından yoksun kalacaktı.
Senin sözünü ettiğin tarzdaki okullar ise özgün güzelliği
çok teşvik ederler. Her biriniz Tanrı'nın bir parçasına sahipsi-

1 74
'İ.naigo ve 1(.ristalÇocukfjır
niz, ama aynaya bakıp, "Ben şu kişi kadar çekici olduğumu
sanmıyorum, onun kadar güzel olduğumu sanmıyorum, ruhu­
mun onunki kadar parlak bir ışık yaydığını sanmıyorum" ya
da "Ben şu kişi kadar iyi konuşamıyorum" diyebilirsiniz. An­
cak, siz başka hiç kimsenin sahip olmadığı bir şeye sahipsiniz.
Siz bir alanda başka herkesinkinden daha parlak bir ışık sa­
çan bir Tanrı kıvılcımına sahipsiniz. Ve tüm yaşamınız o kıvıl­
cımı bulmakla ilgilidir, ki o bizim tutku ve sevinç dediğimiz
şeydir. İşte bu yüzden size, yaşam-dersleriniz üzerindeki haki­
miyetinizin göstergesinin mutluluğu bulmak olduğunu söyle­
riz. Çünkü onu bulduğunuzda, yüzünüzde bir gülümsemeyle
ve kalbinizde her şeye duyduğunuz sevgiyle yürürsünüz, ola­
bilecek en yüksek titreşimi yayar ve kendinize sadece en yük­
sek titreşimi çekersiniz.
Siz karışıklık içindesiniz, çünkü bu dünyadaki hareketi­
nizin çoğunu birleşme değil, ayrılık belirliyor. Ama eğer, on­
lar her kim ve ne olurlarsa olsunlar, çocuklarınızın kendilerin­
de o özgün güzelliği bulmalarına yardım etmek için elinizden
geleni yaparsanız, onlar tüm yaşamları boyunca gururla yürü­
yeceklerdir.
Mesele budur. Ve eğer Sudbury eğitim sistemi bunu ya­
pabilirse, o başlamak için mükemmel bir yerdir. Sevgili varlık,
büyük tablonun bir parçasının sende olduğunu aklında tut.
İçinin derinliklerine gömülü o parçayı bulup diğer insanlarla
paylaş, o zaman amacını gerçekleştirme yolunda olacaksın. O
zaman o özgün güzelliği kendi içinde bulmakla kalmayacak,
diğerlerine de kendi özgün güzelliklerini bulmayı öğretecek­
sin. Ve bu, gerçek muktedirliğe bir yer açacaktır.

1 75
'Taırı Çağı
İndigo Enerjisi
Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Bir zamanlar bana saf bir İndigo olduğumu söylemiştiniz.
Bu yüzden mi bazı yetenek ve becerilere çocukluktan beri sa­
hibim ve o zamandan beri onların farkındayım? Ancak, ben
büyürken kültürümüz, toplumumuz, inanç sistemimiz bana,
"Hayır, sen bunu yapamazsın" diyordu. Bu yüzden, bir yetiş­
kin olarak, o yeteneklere sahip olduğumu bilmeme rağmen ile­
ri çıkmaya çekiniyorum. Bu durum İndigo rezonansının bir
parçası mıdır?

Grup:
Sözünü ettiğin zorluğun bir parçası, bir çocukken bile
çok güçlü bir enerjiye sahip olmandı. Sen bu enerjiyle doğdun
ve sonra topluma uymayı öğrenmeye çalıştın. Diğer İndigolar­
la birlikte bulunmayan bir İndigo olarak kendini farklı hisset­
tin, bu yüzden topluma uymak ve farklı olarak damgalanma­
mak için enerjinde ayarlamalar yapmak zorunda kaldın. Şimdi
ise aradaki farklılığı güçlendirmeye çalıştığın bir durumdasın,
çünkü gerçek gücün hep o farklılıktaydı. Daha önce, bir öncü
olarak, kendini korumak senin için daha önemliydi, böylece
kendini güvende hissetmiştin. Şimdi ise köprüyü görmeden
uçurumdan aşağı imanla atlamaya hazırsın.

Kristal Çocuklar Şimdi Neredeler?


Parlak Gözler Klanı, 037, Baltimore, MD.
Soru:
Kristal Çocuklara ne olduğu konusunda bilgi verir misi-
niz?

1 76
'.İmfigo ve 'l(ristalÇocuRlar
Grup:
Kristal Çocukların öncüleri bu dünyaya geliyor, daha
sonra tam kristalimsi niteliklerle gelecek olanlar için yolu ha­
zırlıyorlardı. Ancak, Kristal Çocuklar, insanların kalplerinin
içini görebilen, onların ne düşündüklerini ve ne hissettiklerini
görebilen çocuklardır. Bununla ilgili sorun şu ki, onlar kendi
enerjisel yapıları içinde bir referansa sahip olmadıkları her şe­
yi, örneğin sizin korkularınızı bir kristal gibi büyüterek ve
güçlendirerek geri yansıtacaklardır. Bu yüzden de bu dünyada
büyük bir korkuya neden olabilirler. Onlar ayrıca herkesin
hakkında konuşacağı sihirli yeteneklere sahiptirler. Bir san­
dalyeyi bir odada düşünceleriyle hareket ettirmek onlar için
çok kolaydır. Bu yüzden, bu dünyanın Kristal Çocuklara tam
hazır olmadığını görebilirsiniz. Dolayısıyla, bunun gerçekleş­
mesi için hala meydana gelmesi gereken bir değişim vardır.
İndigolar ve sihirli çocuklar şimdiden buradadırlar ve bü­
yük bir karışıklığa neden olmaktadırlar. Bu eğlenceli değil mi?
Böyle yaparak çok iyi vakit geçirmektedirler, çünkü onlar de­
ğişim için buradadırlar. İnsanların çocuklar hakkında farklı
biçimlerde düşünmeye başlamalarını sağlayacak o kapıları aç­
mak için buradadırlar, çünkü tam kristal titreşimin buraya
gelebilmesi için kapıyı açmakta olan bu değişimdir. Ve bu ol­
duğunda, çocuklarla ilgili daha da fazla değişiklik göreceksi­
niz. Ancak, bu gerçekleşmeden önce, size, gidişatta bir dur­
gunluk varmış gibi görünecektir. Çünkü siz Dünya çocukları­
na ne olmakta olduğuyla çok ilgileniyorsunuz. Evet, Kristal
Çocuklar bu dünyaya gelmeye başlamışlardı bile, ama çoğu he­
nüz tam kristalimsi nitelikleri taşımıyordu.
Tüm insanlar arasında bir biçimde sürüp giden doğal bir
rekabet vardır. Onlar en iyisini isterler ve çocukları dünyaya
geldiklerinde, onlarda kristalimsi nitelikleri görmek ister, kris-

1 77
'Iaıırı Çağı
talimsi olanın diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünürler.
Oysa öyle değildir. Aslında, mahallelerinde ilk Kristal Çocuğa
sahip olanlar bu konuda iki kez düşünmek isteyebilirler. . Siz
İndigoların idare edilmesi zor çocuklar olduklarını düşünür­
sünüz, eh, bir de Kristal Çocukları görün. Gerçek şu ki, onlar
buraya farklı niteliklerle geliyorlar; daha iyi ya da daha kötü
değil, sadece farklı niteliklerle. İnsanlığın tekamülü devam
ederken birçok şey değişmeye başlayacaktır ve siz Muktedir
İnsan çağını getirmek için yerinizi almış olacaksınız.
İlk Kristal Çocuklar görülmeyecekler. Onları CNN kana­
lında göremeyeceksiniz. Kristal Çocuklar toplantıları olmaya­
cak. Siz, çocuklara ya da ebeveynlerine dersler vereceğiniz
Kristal Çocuklar seminerleri düzenlemeyeceksiniz. Çünkü ilk
Kristal Çocuklar saklı olacaklar. Bu bilginin herkes tarafından
duyulması ve deneyimle onaylanması yıllar alabilir. Yine de,
önünüzdeki birkaç yıl içinde bu çocuklar daha sık olarak gel­
meye başlayacaklar. Er ya da geç, onlarla ilgili tarifimize uyan
garip öyküleri duymaya başlayacaksınız. Buna hazır mısınız?

Onların Bütünleşmelerine Yardım Etmek


Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
İndigo Çocuğumun okuldaki çevresiyle bütünleşmesine
nasıl yardımcı olabilirim? Ayrıca, gelmekte olan Kristal Ço­
cuklarla, özellikle otistik nitelikler yüzünden zorluk yaşayan­
larla ilgili bilgi verebilir misiniz? Onların toplumla bütünleş­
melerine yardımcı olmak için ne yapabiliriz?

Grup:
Çok iyi bir soru. Şunu açıklayarak başlayalım: Öbür tara­
fa geçen (ölen) insanlara yardım eden geçiş takımlarının göre-

1 78
1nıiigo ve 'l(ristafÇocuf;[ar
vi ruh öbür tarafa geçince bitmez, çünkü o ruh bir tekamül
döngüsü içinde bulunmaktadır. Geçiş takımının görevinin son
aşaması, yeniden enkarne olma zamanı geldiğinde, o ruhun fi­
ziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir halde bu dünyaya geri dön­
mesine, iyi bir başlangıç yapmasına yardım etmektir.
Okullarınızda zorluklar çeken İndigo Çocuklar başka her
şeyden çok anlayışa muhtaçtırlar. Onlarla ilgili beklentilerini­
zi bırakmalı ve onları bulundukları ortama uydurmaya çalış­
mamalısınız, çünkü onlar bunu yapamazlar, onlar kendilerini
diğerlerinden farklı hissederler. Kendilerini başka herkesten
farklı hissederler ve bu onların içinde en sonunda öfkeye dö­
nüşecek olan bir düş kırıklığı yaratır. Onların perdeleri ince­
dir ve bazen öfkeyle aşırı tepki gösterirler.
İndigo Çocukların sadece farklı olduklarını anlamalarına
değil, topluma uymadıkları için diğerlerinden daha değersiz
olmadıklarını anlamalarına da yardım etmelisiniz. Onların,
kendilerini daha değersiz hissetmelerine neden olan o farklılı­
ğın aslında, olumsuz gibi görünen bir şeyi alıp, olumlu bir şey
için kullanabilecekleri bir hakimiyet, bir büyüklük fırsatı ol­
duğunu anlamalarına yardım edin. Aslında, taşıdıkları o nite­
likler gerçekten özel nitelikler olabilir.
Bazılarınız onların neden İndigo Çocuklar olarak etiket­
lendiklerini sordunuz. Etiketlemenin bir nedeni, onların özel
olduklarını bilmelerine yardımcı olmaktır; kendilerini daha
değersiz hissettikleri, bir duvara tosladıklarını hissettikleri
okullarda yaşadıkları zorlukların aslında, insanlığın bir sonra­
ki düzeye yükselmesine ve en sonunda o okulların da değişme­
sine yardım edebileceğini bilmelerine yardımcı olmaktır.
Siz onlara yardımcı olmak için ne yapabilirsiniz? Onlara
sevgi gösterebilir, rehberlik yapabilirsiniz. Lütfen, onları yü­
celtmeyin, çünkü onların tapınılmaya ihtiyaçları yoktur. Onla-

1 79
'Iann. Çağı
rın da, tıpkı sizin de olmuş olduğunuz gibi, çocuklar oldukları­
nı bilin. Sizin rehberliğinize, anlayışınıza ve eğitiminize muh­
taç olduklarını bilin. Onları sevin, topluma sizin kadar uyum
sağlamasalar da, onlara güven verin. Onlar, topluma uyum
sağlayan diğer insanların çoğunun sahip olmadığı bir büyük­
lük kıvılcımına sahiptirler. Ve farklılıkları sayesinde tekamül
döngüsünü değiştirme fırsatına sahiptirler. Onları o fırsatı
kullanmaya davet edin... ve mucizelerin meydana gelişini izle­
yin. İşleri kendi tarzlarında yapmanın yolunu bulmalarına
izin verin. Bu, içlerindeki yaratıcılığı uyararak onları hayata
katacaktır.
Kristal Titreşimli Çocuklar için ne yapabilirsiniz? Bu iş
sizi çok meşgul edecektir, ama başaracaksınız. Kristal Titre­
şimli Çocukların da sizin rehberliğinize, sevginize ve anlayışı­
nıza ihtiyaçları vardır.
Bu salondaki Kristal Yaşlılarla konuşun, bu konuyla doğ­
rudan ilgilenmiş olanlara sorular sorun, o zaman dünyanızda
bu çocukları özümseyecek bir enerji temelinin bulunduğunu
göreceksiniz. Şimdiden yerini almış olan bir iletişim ağı vardır
ve "Ben yaşlı bir Kristal olduğuma inanıyorum" "Ben bu dün­
yaya bu niteliklerin bazılarıyla erkenden gelmiş bir Kristal ön­
cü olduğumu düşünüyorum" diyerek bu konuda soru sorduğu­
nuz her defasında o iletişim ağını güçlendiriyorsunuz.
İndigo ile Kristal Çocuklar arasındaki fark belirtilmiştir,
ama İndigolar özel bir çocuk türüdür; oysa Kristal Çocuklar
aslında hepinizsiniz. İndigolar çevrenizi değiştirmenize yar­
dım ederlerken, hepinizin içindeki Kristal enerji uyanacaktır.
Böylece, çok yakında bir zaman gelecek, Kristaller ile "normal
insanlar" arasında büyük bir fark kalmayacaktır. Zaman iler­
ledikçe bu fark gittikçe azalacaktır.
Sevgili varlıklar, her biriniz içinizdeki kristalimsi yapıyı,

1 80
1naigo ve 'l(ristalÇocuk,far
kristalimsi enerjiyi, kristalimsi nitelikleri uyandırma fırsatla­
rıyla karşılaşacaksınız. Aslında, siz bunu yapmaya başladığı­
nızda, Kristal Çocukların bu dünyaya intibakı, İndigo enerjisi­
nin bu dünyaya intibakından çok daha kolay olacaktır.
Kristal Titreşimli Çocuklar yetişkin yaşa geldiklerinde
kendi seçtikleri realiteyi yaratacaklar. Otuz yaşına dek zor bir
zaman geçirebilirler, ama sonra çok başarılı olacaklar. Aslında
eğer isterseniz, onlar sizi iyileştirecekler. Onlara rehberliğini­
zi, sevginizi ve çocuk yetiştirme becerilerinizi sunun. Bu ko­
nuda çok iyisiniz. Onlara güven sunun. Bu sadece sizin yapa­
bileceğiniz bir şey ve bunu gayet iyi yapacaksınız.

Biz Ne Yapabiliriz?
Sihirli Kucaklamalar, D081 002, Baltimore, MD.
Soru:
İndigo ve Kristal Çocuklar hakkında çok şey yazıldı. On­
ların bize vermek için geldikleri armağanların yolunu açmak
için ne yapabiliriz?

Grup:
Bu çocuklar, insanlığın kolektif titreşiminin onların bu
dünyada kalabilecekleri kadar yükselmesini uzun bir süre
beklediler. İndigolar artık buradalar ve buraya bir kuvvetle
geldiler. Onlar muazzam bir iş yapıyorlar ve gelmeye devam
edecekler. Bu harika varlıklar karma bakımından temiz bir
sayfaya sahipler. Onların bağlılıklardan tamamen arınmış ola­
rak gelmeleri gerekir, bu yüzden taşıdıkları enerji damgaları*
silinmiştir Bu onların karma yaratamayacakları anlamına gel­
mez; yaratabilirler, ama burada temiz bir sayfayla başlarlar.

*Enerji damgaları için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 98 (Ak.aşa Yayınları).

181
'Tanrı Çağı
Aynı şey Kristal Çocuklar için de geçerlidir, çünkü onların da
"babalarının günahlarının" yükünü taşımadan gelmeleri ge­
reklidir; bu yüzden onların taşıdıkları karma da silinmiştir.
Bu çocuklar bu dünyada yeni bir insan tekamülünü tem­
sil etmektedirler, öyleyse onların yolunu açmak için ne yapa­
bilirsiniz? Bu dünyada muktedir insana yer açabilirsiniz. Ara­
nızda biri muktedir durduğunda, tipik olarak, diğerleriniz
korkuya kapılırlar. Biri ayağa kalkıp, "Ben değerli bir şeye sa­
hibim" dediğinde, siz bir seçimle karşı karşıya kalırsınız. O
durumda, ya kendi içinizde de o değerli şeyi bulup, o insanla
birlikte ayağa kalkabilir ya da o insanı bir yumrukla yere de­
virmeye çalışabilirsiniz.
Değişim korkusu sizin çoğu kez onları yere devirmeye ça­
lışmış olduğunuz anlamına gelir; oysa birisinin yükselmesine
yardım ettiğiniz her defasında hepiniz yükselirsiniz. İnsanın
tekamülüyle ilgili yanlış bir kavram vardır; siz bir titreşim dü­
zeyinin diğerinden daha iyi olduğunu düşünerek, daha yüksek
titreşimlere erişmeye çalışırsınız. Oysa öyle değildir. Bu konu­
da bir okul örneğini kullanabiliriz. Siz okullarınızda sınıfları­
nızı geçerken, on ikinci sınıfın üçüncü sınıftan "daha iyi" ol­
duğuna inanırsınız. Öyle değildir, onlar sadece farklı görevleri
başarmak için farklı titreşimlerdir. Bu noktayı örneklemek
için, on ikinci sınıfta olduğunuzu ve üçüncü sınıftakilere yar­
dım ettiğinizi hayal edin. Ama özgür seçimleriyle, Tüm Var
Olanın paradigmasını değiştirmiş olanlar bu sihirli üçüncü sı­
nıflardır (üçüncü boyuttaki insanlardır).
Beşinci boyuta doğru ilerlerken, bir kutupluluk alanı ola­
rak gördüğünüz şeyin bir illüzyon olduğunu anlamanız gerekli
olacaktır. Geliştirdiğiniz inançlar, örneğin rekabet bir illüz­
yondur. Siz sonlu olduğunuza inanırsınız; öyle değilsiniz. Siz
enerjisiniz ve enerji daima sonsuzdur. Siz, Yaradan dediğiniz

1 82
'İmfigo ve 1(rista!Çocuk_,far
bütünün bir parçasısınız. Enerjiniz sonsuz ve sınırsızdır. İçin­
de bulunduğunuz formda bunu anlamak sizin için zordur.
Ama sizi beşinci boyutta destekleyecek daha yüksek gereçlere
erişmeye başladığınızda, sonuçları da göreceksiniz. Ve onlar
başarılı olmaya başladıklarında, onları giderek daha fazla kul­
lanmaya başlayacaksınız, çünkü bu böyle işler. İşte o zaman
içinizdeki sihri ortaya çıkaracaksınız, çünkü sihrin yattığı yer
gerçekten orasıdır. Ve böyle yaparak, daha yüksek titreşimli
gereçleri daha çok kavrayacak ve onları kullanacaksınız.
Bunu yaptığınız her defasında, sadece kendi içinizdekine
erişmek için değil, onu başkalarına geçirmek için de daha faz­
la fırsat bulacaksınız. İşte o zaman kolektif titreşim bir bütün
olarak yükselir. İnsan tekamülü merdiveni, merdivenin tüm
basamaklarını çıkıp, en tepeye eriştiğinizde bir başka hale geç­
tiğiniz bir şey değildir. Bu artık mümkün değildir. Bu sizin bir
kez denediğiniz bir şeydir (Lemurya'nın yükselip ayrılık ya­
ratması) ve işe yaramamıştır. Ancak her bir kişi merdivende
kendi yerini aldığında tüm merdiven yükselecektir. Sihir ora­
dadır. Bu yüzden, bir İnsan Meleğin yere düştüğünü gördüğü­
nüzde, durup onun ayağa kalkmasına yardım etmelisiniz.
Siz enerjinizin bir parçasını bizim aracılığımızla hissetti­
niz. Birlikte olduğumuz bu zamanda Yuvanın titreşimlerini
deneyimlemenizi istemiştik. Anlamadığınız şey, Yuvadan ay­
rıldığınızdan beri bizim sizi çok özlemiş olmamızdır. Siz bizim
titreşimlerimize katkıda bulundunuz, sevgili varlıklar, bu yüz­
den size ebediyen minnettarız. Ancak, biz on ikinci sınıftayız
ve on ikinci sınıf ile üçüncü sınıf arasındaki mesafe bizim size
dokunamayacağımız kadar uzundur. Bu yüzden, birbirinize
dokunmanızı istiyoruz, çünkü bir insanın dokunuşuyla siz
kim olduğunuzu hatırlayacak ve o gücü tutacaksınız.
Siz Oyun alanının sihirli üstatlarısınız. Artık bir sonraki

1 83
'Tanrı Çağı
düzeye geçmekte olan İnsan Meleklersiniz. Huzurunuzda bu­
lunmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Artık tüm gözler üzeri­
nizdedir, sevgili varlıklar, sizi büyük bir sevgi ve destekle i.zle­
mektedirler.
Birbirinizi destekleyin. Başkalarının gücünü ellerinden
almadan, onların bir sonraki düzeye çıkmalarına yardım et­
menin yollarını bulun. Bu dünyada Kristal ve İndigo Çocukla­
ra yer açmak için neler yapabilirsiniz? Kendinizin muktedir­
leşmesine fırsat verin. Bizim en çok buna ihtiyacımız vardır.
Bir İnsan Melek olarak yerinizi alın. Gururla ayağa kalkın ve
ışığınızı yüksek tutun. O zaman dünyanızda daha fazla gölge
kalmayacaktır.

Daha Yüksek İletişimler


Yunus Akışı, D081 702, Syracuse, NY.
Soru:
İndigo Çocukların bizimle iletişim kurmalarına yardım
etmemizin bir yolu var mı? Bunu müzik yoluyla yapabilir mi­
yiz?

Grup:
Bu iletişimle ilgili en zor şey, sizin onların doğal olarak
kurdukları iletişim tipine alışık olmamanızdır. İndigo Çocuk­
lar daha yüksek bir titreşimle gelmişlerdir. Bu yüzden, kendi­
lerini "dışarıda" hisseder ve zorluk çekerler. Bazen kendilerini
katılımcı değil, gözlemci gibi hissederler; bu yüzden onlar için
iletişim kurmak zordur.
Bu konuda ne yapabilirsiniz? Onları oldukları gibi kabul
edebilirsiniz. Onları ayırmak, şu ya da bu olarak etiketlemek
yerine, sadece oldukları gibi kabul edin ve olabileceklerinin en
iyisi olmaları için ilerlemeye teşvik edin.

1 84
'imfigo ve 'l(ristal Çocuk,far
Onlara meydan okuyun, çünkü buna karşılık verirler.
Onlara ayak uydurmak için elinizden geleni yapın, çünkü be­
yinleri sizinkinden biraz daha hızlı işler. Siz bunu bir sorun
olarak gördünüz, ama öyle değildir. O, bir tekamüldür ve siz
İndigoların oynamaya geldikleri büyük rolü gittikçe daha çok
anlayacaksınız. Kristal Titreşimli Çocuklar günlük yaşamını­
zın bir parçası olmaya başladıklarında, realiteniz değişmeye
başladığında ve dünya üzerinde "sihir" sıradan günlük bir
olay haline geldiğinde, o zaman İndigoları hatırlayacaksınız;
çünkü onlar, var olanı değiştirmek, kapıyı açmak ve inanç ya­
pılarınız, okullarınız, ibadethaneleriniz ve örgütleriniz içinde
muktedir insana yer açmak için geldiler. Bu, Kristal Çocukla­
rın özüdür, ama siz "Kristal Çocuklar" etiketini kullanmaya­
caksınız; çünkü bir zaman gelecek, onları sadece "biz" olarak
adlandıracaksınız.
Size, İndigolar ile bağ kurmanın bir yolunu önerebiliriz.
İndigo Çocukların diğer çocuklarla güvenli bir ortamda ileti­
şim kurmalarına olanak verin. Çünkü iki çocuk büyürken ya­
şadıkları zorluklarla ilgili fikir alışverişinde bulunmaya başla­
dığında sihir meydana gelir. Eğer bir İndigo Çocuğu İndigo­
olmayan bir çocukla bir araya getirirseniz, sadece İndigonun
değil, tüm insanlığın çok hızlı ilerlemesine yardımcı olacak
benzerlikleri göreceksiniz. Onların konuşup birbirlerine mey­
dan okuyacakları güvenli bir yer sağlayın. Onlara kendi reali­
telerini ve kalplerindeki fikirleri yaratma fırsatını verin, o za­
man sihrin çok çabuk oluştuğunu göreceksiniz.
Sevgili varlık, sorunda ima ettiğin diğer şey (müzik) tit­
reşimsel şifayla ilgilidir. Sen ses tonlarıyla çalışan usta bir' şi­
facısın, bu işi iyi yapıyorsun, çünkü ses tonlarını ve sözcükleri
birleştirerek . doğru yöntemi buldun ve bu yöntem şimdi ger­
çekten ortaya çıkmaya başlamaktadır. Evet, İndigolar müzikle

1 85
'Tanrı Çağı
de ortaya çıkacaklar ve onların bu dünyaya ne getirdiklerini
görene dek bek.leyin.
Çok geçmeden, ilk gelen İndigo Çocuklar üst yöneti:ı� po­
zisyonlarına geçmeye başlayacaklar. Artık onlar hükümetleri­
nize, anonim şirketlerinize, ibadethanelerinize ve okullarınıza
yönetici olarak girecek yaşa geliyorlar. Sizi bekleyen şeyleri
görene dek bekleyin.
Ayrıca, onlar titreşim yoluyla birçok farklı düzeyde ileti­
şim kurabilirler ve bunu yapacaklardır. Yeni Dünya'nın daha
yüksek titreşimlerinde, tüm formları içinde titreşimsel şifa
sağlığın anahtarını barındırır. Bunun giderek daha önemli ha­
le geldiğini kısa sürede göreceksiniz.
Bu ayrıca, başka hiçbir iletişimin mümkün olmadığı yer­
de iletişimin anahtarını da barındıracaktır. Bazen dünya lider­
leriniz birbirleriyle konuşamaz hale gelirler, ama aralarında
köprü kuracak bir titreşimi sunmanın bir yolunu bulabilirse­
niz, onların iletişim kurmalarını sağlayabilirsiniz. Bu konuda
deneyler yapın, titreşimlerle ve titreşimlerin imzalarıyla oyna­
yın ve bundan zevk almanın yeni yollarını bulun. Bu titreşim
tümüyle kalpte tutulmakta ve artık gözler önüne serilmekte­
dir. Bu yolculuğun keyfini çıkarın.

Elektrik ve Kristal Çocuklar


Mu Üzerindeki Kanatlar, D032603, Kona, Hİ.
Soru:
Kristal Çocuklar evlerimizde kullandığımız elektrikten
rahatsız olacaklar mı? Bu durumda, elektriğin onları daha az
rahatsız etmesi için ne yapabiliriz?

Grup:
İyi bir soru. Atlantis Kıtası batıp da, orada tekamül etme

1 86
'İmfigo ve 1(ri.stalÇocuk,far
fırsatını yitirdiğinizde, ruhlar olarak zamanı durdurarak bir
toplantı yaptığınızdan daha önce söz etmiştik. O zaman he'r
yerdeki Lemuryalı ve Atlantisli ruhlar, bu Özgür Seçim Oyu­
nunu oynamış olan tüm varlıklar bir araya gelip bazı kararlar
vermişlerdi. Bu kararlardan biri, kristal enerjiyi kendinizden
saklamaktı. Siz bu enerjinin asla bulunamayacağını söyleme­
diniz, ama onu görmenin çok, çok zor olacağını ve onu bir da­
ha asla kullanmayacağınızı söylediniz. Bu yüzden, kullanıla­
cak farklı enerji formları bulmak zorundaydınız. Aslında bu­
nun oldukça komik olduğunu düşünüyoruz, çünkü şimdi kul­
landığınız enerji formu, yani alternatif akım Nicola Tesla adlı
bir Kristal Çocuk tarafından geliştirilmişti. Tesla, kristal
enerjiye -bu üçüncü boyutta keşfedilebilecek- en yakın olan
enerji formunu keşfetmişti.
Kristal Titreşimli Çocuklar gelirken, hala kristal enerji­
nin daha yüksek niteliklerini arıyorlar. Onlar kendi enerjisel
yapıları içinde bu enerji formuna, yani alternatif akıma yaban­
cıdır; bu yüzden, bu konuda başka her konuyla ilgili olandan
daha çok karışıklık yaşayacaklardır.
Kristal Çocuklar, kendi enerjisel yapıları içinde bir refe­
ransa sahip olmadıkları her şeyi geri yansıtma eğiliminde ola­
caklardır. Bununla ilgili sorun şu ki, onlar o şeyi, (kristal yapı­
larından ötürü) doğal olarak, büyüterek ve güçlendirerek geri
yansıtacaklardır. Bu da elektrik devrelerinizi büyük bir karı­
şıklığa sokabilir. Bu çocukların bir televizyona dokunarak onu
eritmeleri çok olasıdır. Onlar bir elektrik düğmesine bastıkla­
rında, evinizdeki tüm elektrik devresi kapatıcıları bozulabilir.
Bu konuda yapabileceğiniz şey, bu çocukların bu yabancı
enerji formuna alışmalarına yardım etmektir. Örneğin, elek­
trik aygıtlarına, "Dokunma" yazılı işaretler yapıştırabilir ve
çocuklarınıza onlara dokunmamalarını tembih edebilirsiniz.

1 87
'Taıın Çağı
Onlar çok geçmeden bunun ne olduğunu anlayacaklardır.
Onlar bu enerjinin -onu büyüterek geri yansıtmak zorun­
da kalmadan- çevrelerinde dolaşmasına izin vermeyi öğr�ne­
cekler. Bu sadece bir eğitim meselesidir. Onlar yerçekimiyle
nasıl başa çıkacaklarını ya da üç boyut içinde ve şimdi de beş
boyut içinde nasıl yaşayacaklarını bilerek gelmiyorlar. Bu yüz­
den, burada yaşamak için bedenlerini ayarlamak, dengelemek
zorundalar. Bunu da yapacaklar ve bu çok hızla alışacakları
bir şeydir. En sonunda, zamanı geldiğinde, bu, kristal enerjiyi
yeniden-keşfe de götürecektir. Onlar enerjiyi değiştirmek için
destek olacaklar. Daha sonra gelecek olan tam olarak budur.

Yalnızlık
Kozmik İşaretler, 059, Mt. Charleston, NV.
Soru:
Bu yaşamım çok yalnız geçti ve burada kalmak benim
için çok zor. Bunun nedenini merak ediyorum.

Grup:
Bu, güzellikle, Yuvanın güzelliğiyle, insan formunda en­
karne olmuş Tanrı'nın güzelliğiyle ilgilidir. İnsanların taşıdık­
ları ve dışarı yaydıkları enerjinin çoğunlukla yanlış anlaşıldığı
bir zaman vardır. Senin enerjin de uzun bir zamandır çok yan­
lış anlaşılmıştı, çünkü sen bir Kristal Çocuksun, sevgili varlık
ve bu güzellik çok öteden görülebilir. Bu, içsel güzellikle ilgili­
dir ve bazen bu kadar güzelliği görmek insanları korkutur.
Ego onları seninle rekabete sokar ya da seni kontrol etmeye
yöneltir. Bunu kendi ailenden de hissettin ve bu zor bir du­
rumdur. Sen kendi ışığını saklamaya çalıştığında ve insanların
gözlerine bakmadığında ise bu zorluk yaratır, çünkü bu du­
rumda onlarla tam bir ilişki kuramazsın.

1 88
1rıdigo ve 'l(ristaiÇocuk,far
Bu dünyada kendini rahat hissetmenin tek bir yolu var­
dır ve bu göz bağlarını çıkarıp, tüm güzelliğinin her durumda
parlamasına izin vermektir. Bu korkutucu bir şey midir? Evet,
özellikle de seninki gibi bir yaşam-dersi üzerinde çalışıyorsan;
çünkü bu güzellik yaşamın boyunca yanlış anlaşılmıştır. Sen­
den yayılan o güzellik ve o parlak enerji yanlış anlaşılmış ve
yanlış yorumlanmıştır. Ama o artık yanlış anlaşılmayacak,
çünkü senin artık o derslere daha önce olduğu şekilde ihtiya­
cın yoktur. Şimdi bu, göz bağlarını çıkarmak, insanların kalbi­
ni görmelerine izin vermek ve kim olduğunu görmene izin ver­
mekle ilgilidir.
Bu soruyu sorduğun için teşekkür ederiz, çünkü bu soru­
nun yanıtını merak eden sadece sen değildin.

Uyuşturucu İlaçlar ve Yeni Çocuklar


Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Huzurunuzda bulunmaktan onur duyuyorum. Farklı
"rahatsızlıklar" (hiperaktiflik, dikkat eksikliği, vb.) tanısı ko­
yulan çocukların birçoğu okullarda ilaçlarla uyuşturuluyor.
Bu konuda üzerinde çalışmamızı tavsiye edeceğiniz bir şey var
mı? Çünkü bu gerçekten üzücü bir durum ve birçoğumuz bu
konuda yapılabilecek bir şey göremediğimizden çaresizlik his­
sediyoruz.

Grup:
Sorduğun soru, İndigo Çocukların ortama uyum sağla­
malarına yardımcı olmak amacıyla onları yavaşlatmak için ve­
rilen uyuşturucu ilaçlarla ilgili. İndigoların beyinleri, diğerle­
rinden farklı bir hızda işlev yapar ve işlemden geçirirler. Bu
daha iyi ya da daha kötü değildir, ama onlar çok daha hızlı bir

1 89
'Tcuırı Çağı
biçimde işlemden geçirirler. Çoğu kez, siz daha cümlenizi bi­
tirmeden onların yanıtları hazırdır. Onların yaşadıkları en bü­
yük zorluk can sıkıntısıdır. Faaliyetlerden koptuklarında, çlik­
katleri dağılmış görünürler ve bu yüzden onlara çoğu kez Dik­
kat Eksikliği Sendromu tanısı koyulur. O zaman da "normal"
ortama uymalarını sağlamak için ilaçlarla uyuşturulurlar. Bu­
nun yerine, öğretmenleri hızlandırmak için onlara ilaç verile­
bilirdi! Şaka yapıyoruz, tabii. Enerjiyi işe yarayacak şekilde
sessizce değiştirmekte olan birçok öğretmenin sayesinde, bu
durum şimdiden değişmeye başlamıştır. Bu öğretmenlerin sa­
yısı bildiğinizden çok daha fazladır ve bazıları İndigo nitelikle­
ri taşımaktadırlar. Onlar İndigo Öncülerdir. Onlar, kalpten
çalışan öğretmenlerle birlikte, bu çocukların uyacakları bir
yer açmaktadırlar.
Bir de, aşı olduktan sonra birden otizm geliştiren Kristal
Çocuklar vakası vardı. Evet, arada bir bağlantı vardı, ama
şimdiden bunların da birçoğu değişmiştir. Eğer emin değilse­
niz, o zaman yerel kaynaklardan yerel koşullar hakkında daha
fazla bilgi edinebilirsiniz.
Şimdi pek rağbet görmeyecek bir şey söyleyeceğiz. Sen bu
çocuklara verilen ve potansiyel olarak zararlı olan uyuşturucu
ilaçlarla ilgili bir soru sordun. Biz şimdi, kolayca ortadan kalk­
mayacak olan bir uyuşturucudan söz edeceğiz. Eğer toplumla­
rınıza bakarsanız, sadece on beş, yirmi yıl önce siz sigara iç­
meye çok bağımlıydınız. Sonra sigaranın ne olduğunu fark et­
tiniz. Sigara, sizi köklendirme amacına hizmet etmiş olsa da,
sonuçta iyilik yapmaktan daha çok zarar verir. Bunu bildiği­
niz halde sigara içmeye devam ettiniz, çünkü o kendinizi, kısa
bir süre için de olsa, bir biçimde bütün hissetmenizi sağlıyor­
du. Sonlu (ölümlü) olan bir bedende bulunan bir varlık daima
kendini bir biçimde tamamlamanın bir yolunu arar. Bu yüz-

1 90
'İrufigo ve 'l(ristalÇocuk,far
den siz sigaraya karşı doğal olarak bir çekim hissediyordunuz.
Şimdi, İndigo Çocuklar gelmeye başladıklarında, sigara­
nın sizin için iyi olmadığının iyice farkına vardınız ve insanla­
rın sigaranın damarlarında ne kadar derine işlediğini anlama­
larına yardımcı olma konusunda büyük bir yol katettiniz. Si­
gara bedeniniz için sağlıklı bir şey değildir, o kadar.
Aynı şeyin alkol için de geçerli olduğunu göreceksiniz,
çünkü annelerin bedenlerindeki o kirleticilerin düzeyi uzun
bir zamandır değişmemiş olsa da, çocukların o kirleticilere
karşı duyarlılığı değişmiştir. Bu yüzden, şimdi eskisine kıyasla
daha fazla Öldürücü Alkol Sendromu vakası görüyorsunuz.
Bu yüzden, bir zaman gelecek, şimdi sigaraya-karşı kampan­
yalar yaptığınız gibi, içkiye-karşı da kampanyalar yapacaksı­
nız.

Çocuk Yetiştirme Yöntemleri


Oyun-Alanının Üstatları, D101302, Oostmalle, Belçika
Soru:
Dünya çocuklarıyla ilgili bir sorum var. Onlar için çok
önemli olan şey nedir? Bu konuda şimdi yapmadığımız neyi
yapabiliriz?

Grup:
Böyle sorularınıza bayılıyoruz: "Ruh benim neyi bilmemi
istiyor? Çocuklar için ne yapabiliriz? Dünya üzerindeki tüm
insanlar için ne yapabiliriz?" Çocuklarınıza ve torunlarınıza
en büyük armağanı vermek için yapabileceğiniz tek bir şey
var. Tüm insanlığa verebileceğiniz ve yapabileceğiniz başka
her şeyi aşan tek bir armağan var ve bu kendi gerçeğiniz için­
de sağlam durmak, ondan geri adım atmamak, ondan hiç vaz­
geçmemektir. Işığınızı yüksekte tutun, çünkü hepiniz böyle

191
'Taırı Çağı
yaptığınızda Dünya üzerinde hiçbir gölge kalmayacaktır.
Sonra kendi tutkunuzu bulun, çünkü tutkunuzu ve se­
vincinizi bulduğunuzda, gelecek çocuklar için en büyü� rol
modellerini yaratma yoluna girersiniz. Kendinizi enerji akışı­
nın en önüne, çocuklarınızın bile önüne yerleştirme cesaretini
gösterin. Çünkü onlar sizin sözlerinizden öğrenmezler, onlar
çok daha akıllıdırlar ve sizin eylemlerinizden öğrenirler. Onla­
ra bunu yapacak cesareti verin. Evet, kendinize öncelik vere­
rek, onlara da öne çıkıp kendilerine öncelik verme cesaretini
aktarın.
Bu salonda bulunan dört kişi, köprüyü görmeden uçu­
rumdan atlayacak, ilişkileri bırakacak ya da "Bu ilişki artık
benim için yürümüyor. Seni ne kadar sevsem de, ilerlemek zo­
rundayım" diyerek bir ilişkinin enerjisini değiştirecek cesare­
ti göstererek, yaşamında büyük bir değişim yaratmıştır.
Sizin ne yaptığınızla ilgili hiçbir fikriniz yok, çünkü siz
bunu yaptığınızda, perdenin öbür tarafından muazzam bir al­
kış yükselir. Bazılarınız buraya, göremediğiniz yaşam-dersle­
riyle gelir ve en sonunda bir noktada şöyle dersiniz: "Dur ba­
kalım. Bu benim enerjim ve şu da senin enerjin ve seni ne ka­
dar çok seversem seveyim ve enerjini ne kadar çok hisseder­
sem hissedeyim, ben kendi mutluluğumdan sorumluyum ve
sen de kendi mutluluğundan sorumlusun."
Yine, bunu yaptığınızda, enerjiyi nasıl oluşturduğunuzla
ilgili hiçbir fikriniz yok, çünkü o noktada öyle çok bir birey
olursunuz ki başka herkesle bağ kurmaya başlarsınız. Siz ben­
cilleşmekte olduğunuzu düşünseniz de, aslında beşinci boyutla
bağ kurmaktasınızdır. Çocuklarınız için yapabileceğiniz en
önemli şey budur. Onlara verebileceğiniz en büyük armağan,
insan kılığında tekamül etmekte olan bir ruh olarak kendi
deneyiminizi onlarla paylaşmaktır.

1 92
'İmfigo ve 'l(ristalÇocuK[pr
Sözünü etmiş olduğumuz bir diğer şey, kendi korkuları­
nızdan kurtulmanızdır. İnsanlar olarak korkularınızla yüzle­
şin. Onlara gücünüzün bir parçası olarak sahip çıkmaya cüret
edin, çünkü onlar norm dediğiniz realitenin altındaki belli ar­
mağanlardır. Onları şifalandırmak ve norma geri getirmek ye­
rine, o korkularla yüzleşmeye cüret edin ve onlara hakimiyeti­
niz olarak sahip çıkın. Onları nişanlar olarak gururla taşıya­
caksınız. Yuvaya geri döndüğünüzde, o nişanlardan ötürü al­
kışlanacaksınız, çünkü onları daima taşıyacaksınız. Siz, çok
zor bir zamanda Dünya üzerinde bulunmakla zaten gösterdi­
ğiniz cesaretin hiç farkında değilsiniz. Bugün eski yolların bir­
çoğu yüzeye çıkıyor, çünkü birleşmiş kristalimsi enerji bu
dünyaya gelirken, erkek/dişi enerji birleşimi eski erkek liderle­
rin bazılarını tehdit ediyor. Bazıları haklı çıkarabilecekleri her
yolla saldırmak istiyorlar.
Bunun sizinle ne ilgisi vardır? Siz bunun neresinde duru­
yorsunuz? Siz kendi gerçeğiniz içinde duruyorsunuz. Sadece
zamanı geldiğinde gerçeğinizi söylemekle kalmayın, daha da
önemlisi, gerçeğinizi cesaretinizin içinde tutun. Asıl kimliğini­
zin, tanrısal kimliğinizin gerçeğini barındırın ve diğer şeylerin
hiçbirinin sizinle ilgili olmadığını bilin. Onlar sadece sahnede
sergilenen bazı Oyunlardır. Kendinizi onlara çok kaptırmayın,
sevgili varlıklar. Bu sadece bir Oyundur. Oynadığınız Oyunun
tadını çıkarın. Kendi tutkunuzun peşine düşecek cesareti gös­
terin. Olabileceğinizin en iyisi olacak cesareti gösterin. Biz yo­
lun her adımında sizinle birlikte olacağız, çünkü her zaman
omzunuzun üzerinde duruyoruz.

193
İNSAN MELEKLER

Meleklerin Görüşü
Yunus Akışı, D081 702, Syracuse. NY.
Soru:
Bizim Yuvadan ayrılmış varlıklar olduğumuzu ve Yuva­
nın o zamandan beri aynı olmadığını söylediniz. Bizim yeni bir
Yuva yaratmak.ta olduğumuzu da söylediniz. Peki, sizinle bir
daha bir araya gelebilecek miyiz?

Grup:
Evet, siz şimdi ruhsal olarak tam bir bağlantı içindesi­
niz. Sadece bizimle değil, geriye kalanlarımızla da daima bir­
likte olacaksınız. Ayrı olduğunuzu size düşündürten, bizimle
tekrar birleşmenizi engelleyen şey, sadece aradaki perde ve si­
zin eylemlerinizdir. Cennet tam olarak sizin düşündüğünüz
gibi değildir, sevgili varlıklar, çünkü Cennetteki meleklerin
yansımalarında gördüğünüz şey, Dünya üzerinde yaratmış ol­
duğunuz şeyin bir yansımasıdır. Çünkü tüm bu zaman boyun­
ca "aşağısı nasılsa yukarısı da öyle" olmuştur.
Siz Dünya'nın özünü oluşturdunuz ve Cennet olarak gör­
düğünüz şey sadece sizin bir yansımanızdır. Öyle zamanlar ol­
muştur ki, biz sizin yansımanıza ayak uydurmak.ta çok zorlan­
mışızdır, çünkü sizin öylesine hayal ürünü Oyunlarınız olmuş­
tur. Cennette iyi ya da kötü yoktur, ama bir zaman gelmiş, biz
de Cennete kutupluluğu yansıtmak. ve bir kutupluluk illüzyo­
nu yaratmak. zorunda kalmışızdır. Bu, Lusifer Deneyi denen
şeydi ve o, kutuplul{iğun olmadığı Cennette yarattığımız bir
kutupluluk illüzyonuydu, ki böylece sizi daha iyi anlayabilir,
sizinle bağ kurabilirdik. Sizi anlayabilmek ve ihtişamınızı yan-

1 94
1.nsaı Mek.K[er
sıtabilmek için, Oyunlarınıza bir biçimde katılmak zorunday­
dık. Ve onlar çok eğlenceliydi.
Özellikle sizin borsa oyununuzdan hoşlanırız (kahkaha­
lar) . Çünkü o, gerçeğe değil, bir algının algısının algısına da­
yanan, oyun içinde bir oyundur.
Ancak, siz Yeni Dünya'nın yaratılış sürecinde Oyunları­
nızı değiştiriyor ve Yuvanın gerçek özüne yaklaşıyorsunuz.
Evet, sizinle Yuvada birlikte olacağız, çünkü onu asla terk et­
medik. Bazen Yuvanın özlemini duyduğunuzu biliyoruz; bu
Yüzden, bu toplantılara geldiğinizde, kim olduğunuzu ve bu
dünyaya neden geldiğinizi hatırlamanıza yardımcı olmak için
Yuvanın enerjisini sizinle paylaşıyoruz. Siz bu özlemi duyu­
yorsunuz, çünkü Yuvanın çekimi güçlüdür. Bir zaman gele­
cek, eğer isterseniz Yuvaya geri dönecek ve orada bir kahra­
man olarak karşılanacaksınız. Eğer burada kalmayı ve perde­
nin bu tarafında Yuvayı yaratmayı seçerseniz, bu seçim de
onurlandırılacaktır ve o zaman insan melek rolünü üstlene­
ceksiniz.
Evet, siz İnsan Melekler haline geliyorsunuz ve biz bu­
nun için daha iyi öğrenciler seçemezdik. Biz perdeyi yavaş ya­
vaş açmalıyız, çünkü dünyanızda iktidarda olduklarını düşü­
nenlerin Evrenden gelen ışığa, enerjiye gösterdikleri bazı tep­
kileri gördünüz. Eğer enerji çok hızlı gelirse, onlar kendilerini
tehdit edilmiş hissedecek ve eski yollara başvuracaklardır. Ne
yazık ki bu süreç henüz sona ermemiştir ve gelecekte daha
fazlasıyla karşılaşabilirsiniz. Ama onunla uğraşmayın, o bölü­
me bakmayın; daha çok, şimdiye dek geçirmiş olduğunuz de­
neyimlerden öğrendiğiniz derslere ve kazandığınız armağanla­
ra bakın. Bu karanlık dönemde ışığınızı tutmak ve içinizdeki o
ışığı güçlendirmek için bulmuş olduğunuz fırsatlara bakın.
Dünya üzerinde barışı yaratan şey, sizin kalbinizde bulunan

195
'Iaın Çağı
ışıktır. Ve siz içinize yönelip o ışığı güçlendirme ve parlaklaş­
tırma fırsatını buldunuz. Sihir hep orada olmuştur ve burada
bir kez daha hatırlatırız ki, içlerine yönelemeyenler dışarıya
yöneleceklerdir. Onu kendi içinizde bulun, iyi bir Yuva yarata­
cak cesareti bulun ve biz sizinle birlikte dans etmek için orada
olacağız. Titreşiminizi yükseltip perdeyi daha da fazla açmaya
başladığınızda bizi göreceksiniz, biz sizi kucaklarken bunu gö­
rüp hissedebileceksiniz. Ve biz o günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

Otistik Çocuklar
Yunus Akışı, D031 702, Syracuse, NY.
Soru:
Otistik çocuklarla çalışanlarımız onlarda İnsan Meleğin
işaretini görüp tanıyabilecekler mi? Ayrıca, bu çocuklara yar­
dım etmek için özellikle yapabileceğimiz bir şey var mı?

Grup:
Boyutlar-arası bir varlık (kristal titreşimli bir çocuk) ba­
zen boyutlar arasına hapsolabilir, bu boyuta geri dönemeyebi­
lir. Bu, sadece o çocuk için değil, onun öğretmenleri, şifacıları
ve ebeveynleri için de çok kafa karıştırıcı bir durumdur. O
varlığın dikkatini çekmek için yapabileceğiniz herhangi bir
şey, bu sadece onu gülümsetmek olsa bile, onunla kalben bağ
kurmanızı ve onun bu hayattaki amacını anlamanızı sağlaya­
bilir. Ama bazen, olup bitenin sadece küçük bir bölümüne
bakmaktasınızdır. Siz burada otistik bir çocukla uğraşmakta,
ancak o meleğin küçük bir bölümüyle ilgilenmekte ve geriye
kalanı görememektesinizdir. Bu çocuklar, çoğunlukla, perdele­
ri kısmen açılmış olan ve aynı realiteyle iki boyutta birden bu­
lunan çok-boyutlu varlıklardır. Sizin boyutunuzda, onlar otis­
tik olarak doğar ve bu yüzden düş kırıklığı yaşarlar. Diğer bo-

1 96
insan !Mefe{kr
yutta ise onlar kendi tutkularını gerçekleştiriyor olabilirler.
Evet, o çocuklar tek bir boyutla sınırlı değildirler. Onlar
çok-tayflı varlıklardır ve her zaman sadece sizin tekil boyutu­
nuzda bulunmazlar. Onlarla diğer boyutsal varlıklar aracılı­
ğıyla, örneğin hayvanlar aracılığıyla bağ kurmanın yollarını
bulacaksınız. Onlarla semboller aracılığıyla bağ kurmanın yol­
larını da arayın. Kristaller gibi, diğer boyutlar-arası şeyler de
buna yardımcı olacaktır. Bir gün boynunuzda kristal bir kol­
yeyle dolaşırken bu çocuklardan biriyle konuşabilirsiniz, ama
o sizinle değil, kolyenizle konuşacaktır.

İşyerinde Işık Çalışması


Kalpleri Dikmek, D102002, Leeuwarden, Hollanda
Soru:
İşyerinde çalışırken Işık-çalışmamı yapmakta zorlanıyo­
rum. Normal işim üzerinde nasıl konsantre olabilirim?

Grup:
Siz, titreşimsel varlıklar olarak, armonik titreşim rezo­
nansı ararsınız. Ancak, para kazanmak için yaptığınız işlerin
çoğu siz gelişirken aynı şekilde gelişmezler. Siz büyük bir te­
kamül ve ruhsal titreşim yükselişi zamanında bulunuyorsu­
nuz; bu yüzden, titreşimleriniz arttığında, yaptığınız işle iliş­
kiniz de hızla değişir. Bu konuda şöyle bir benzetme yapabili­
riz: Siz bir işe bakarsınız ve diyelim ki o iş 22,3 kilohertzde
titreşmektedir. Siz, titreşiminiz 20 kilohertz iken o işe girme­
ye çalışır, bu yüzden özgeçmişinizi şişirir, deneyimli olmadığı­
nız halde, o işi yapabileceğinizi söylersiniz.
Biz sizi izler ve bundan zevk alırız. İşinizi başarmak için
çok uğraştığınızı görürüz. Gerçekten de, sizin çok çaba göster­
meniz ve titreşimlerinizi o işi yapabilecek kadar yükseltmeniz

1 97
'Taın Çağı
gerekir. Sonra işinizde çok başarılı olmaya başlar, onunla ar­
monik rezonansa girersiniz ve titreşimleriniz işiniz ile -22,3
kilohertzde- eşitlenir. İşinizi severek yaparsınız, çünkü artık o
işle ilgili olarak oyununuzun zirvesine çıkmışsınızdır.
Zorluk, sizin titreşimleriniz yükselmeye devam ederken,
işinizin titreşimlerinin yükselmemesinden kaynaklanır. Siz 25
kilohertze çıkarsınız, ama işiniz hfila 22,3 kilohertzde bulun­
maktadır. Siz değişmeye devam ederek öyle bir titreşimsel far­
ka erişirsiniz ki, her gün işe gidebilmek iç_in titreşimlerinizi
kasten düşürmeniz gerekir. Bunu yapmanız gerektiğinde, sev­
gili varlıklar, ya sizin işinizi değiştirmeniz gerekir ya da o sizi
değiştirecektir. İkinci seçenek hiç de eğlenceli değildir, çünkü
o bedeninizde hastalık olarak ortaya çıkacaktır, çünkü siz o
strese daha fazla dayanamazsınız.
Babalarınız ve büyükbabalarınız böyle işlere sonuna ka­
dar dayanır, altın bir saatle ödüllendirilerek emekliye ayrılır
ve sonunda bir kalp krizi geçirirlerdi; bu onların farklı bir tit­
reşimdeki gerçekleriydi.
Titreşimleriniz yükseldikçe, siz Lemurya dönemine daha
çok döneceksiniz; o dönemde belli aralıklarla farklı işler ya­
pardınız. O dönemde hiçbir yasa yoktu, ama şöyle bir adet var­
dı: Siz her üç yılda bir iş değiştirirdiniz. Bunu yapmanız emre­
dilmezdi, ama düzenli değişiklik insanın içindeki ruhu meşgul
edeceğinden, bu kuvvetle önerilirdi.
"Ama ya ben işimi seviyorsam, o zaman ne olur?" diye
sorabilirsiniz. Her üç yılda bir işinizi değiştirir, üç yıl boyunca
o işte çalışır ve sonra, eğer arzu ediyorsanız, eski işinize geri
dönebilirdiniz. Böylece, heyecanı canlı tutardınız ve bu size
normalde yapmayacağınız değişikliği yapma cesaretini verirdi;
çünkü insanlar her ne pahasına olursa olsun değişime direnir­
ler. Siz bir döngüye saplanıp kalmayı seversiniz, ama o döngü

1 98
insan Mek/(kr
acı verici hale gelir. Ancak, acı bile aşina hale gelir ve bu yüz­
den onun rahat olduğunu düşünürsünüz. Rahat acı gibi hari­
ka bir şeyi hayal edebilir misiniz? Bu paradoks, perdenin öbür
tarafında bizi çok eğlendirir.
Sen, işyerinde Işık çalışmanı yapmakta zorlandığını söy­
lüyorsun. Bak, hepinizin her günün her anında Işık çalışması
yapmanız gerekli değildir. Bu çalışmayı hafta sonlarında daha
fazla yapabilirsiniz. Hafta sonlarında bu konuda daha fazla
öğretmenlik yaptıkça ve yazılarınız, sanat çalışmanız, öğreti­
niz, müziğiniz aracılığıyla çevrenizdekilerle sevginizi ve ruhsal
bağlantınızı paylaştıkça, titreşiminizi düşürmeniz gereken bir
işe daha rahat gidebilirsiniz. Tutkunuzun ifadesini bulmanız,
kaçınılmaz olanı ertelemenizi sağlayacaktır. Ama yine de,
eninde sonunda o işleri değiştireceksiniz.
Değişimden korkmayın. Bir sonraki düzeye çıkmaktan
korkmayın. Kalbinizde olanın peşine düşmekten korkmayın.
İşte o zaman, sizinle temasa geçen herkes değişme cesaretini
gösterecektir.
Yuvaya döndüğünüzde, İnsan Melek dediğimiz şeyin ta­
nımını daha çok anlayacaksınız, çünkü bu sizin rolünüz ol­
maktadır. İnsan Meleğin rolünün ille de metafiziksel olması
gerekmez, o çok pratik bir rol de olabilir. Siz burada bulunup,
Yüksek Benliğinizin yönlendirmesiyle insanların yaşamların­
da bir fark yaratmak için bu dünyaya geldiniz. Bir İnsan Mele­
ğin rolü işte budur.
İnsan Melekler olarak en büyük arzunuz insanlara bir el
uzatmak olacaktır. Bir meleğin yere düştüğünü görürseniz,
durup, onun ayağa kalkmasına yardım edin. Bu ister güven,
ister para, isterse kalacak bir yer, bir kucaklama veya bir gü­
lümseme olsun, ona bir şey verin.
Her insanın yaşamında, iki sonsuz zaman-çizgisinin ke-

1 99
'Taırı Çağı
siştiği, bir tohumun kusursuz biçimde ekilebileceği önemli an­
lar vardır. Siz bir İnsan Melek olmaya söz verdiğinizde, bir to­
hum-ekici olmaya da söz verirsiniz ve bu her zaman Işık çalış­
masını içermez. Bazen siz, en doğru zamanda en doğru sözleri
söylemek için de her şeye dayanırsınız.
Yuvaya geri döndüğünüzde, bunun neye benzediğini gö­
receksiniz. Orada, Dünya üzerinde İnsan Melekler olan, şimdi
bu konuda sözler veren birçok varlığı göreceksiniz. Perdenin
öbür tarafında, sizin İnsan Melekler olmanıza yardım etmek
için Yuvaya geri çağrılmış olan varlıkları göreceksiniz. Ve bu
sürecin nereye gitmekte olduğunu söyleyelim, çünkü bu bir sır
değildir. Sizinki artık tek Özgür Seçim Gezegeni değildir, sev­
gili varlıklar. Seçimlerinizden ötürü, cesaretinizden ötürü,
sevginizden ötürü, sizin zaman ve uzay boyutsal realiteleriniz
içindeki bir başka zaman-çizgisinde bir başka Oyun başlamış­
tır.
Peki, İlk Özgür Seçim Gezegeni'ne ne olacak? Siz bir son­
raki düzeye geçeceksiniz. İnsan Melekler haline gelip, birbiri­
nizin kendine güvenmesine, kendini sevmesine, kim olduğunu
görmesine ve tutkusunu bulmasına yardım etmeyi öğrendiği­
nizde, bir gün gelecek, siz İkinci Özgür Seçim Gezegeni'nin
melekleri olacaksınız; çünkü biz hep birlikte ilerliyoruz, sevgi­
li varlıklar. Tüm titreşim düzeyleri bu "yükseliş" denen şeyi,
tüm düzeylerdeki bu tekamülü geçirirler. Ancak, siz işyerleri­
niz gibi en zor yerlerde buna adım atma cesaretini gösterdiği­
nizde, bu gerçekleşir.

200
KADIN-ERKEK İLİ ŞKİLERİ

İlişkilerdeki Acı
Kristal Bedene-Girenler, D042101, San Diego, CA.
Soru:
Kadın-erkek ilişkilerinin neden bu kadar acı verici olma­
ları gerektiği konusunda konuşabilir misiniz?

Grup:
Belli bir nedenden ötürü sorulmamış olan, ama burada
bulunan birçoğunuzu ilgilendiren başka bir soru var ve önce
onu yanıtlamak istiyoruz. Bu soru kadın-erkek ilişkileriyle il­
gilidir. Bazen bu çok zor bir alandır, çünkü siz bu dünyaya
ikinci boyuttan geçerek gelirsiniz ve burada yaşarken, sadece
bir erkek ya da kadın olmadığınızı, bir bütünün parçası oldu­
ğunuzu anlamazsınız. Kendinizi yarım hisseder, bir şeyin par­
çasıymış gibi hisseder ve bu yüzden sizi tamamlayacak başka
bir şeye ihtiyaç duyarsınız. Bu doğru değildir. İyi bir ilişki bir
yaşam sigortasına çok benzer; onu, ancak ona ihtiyacınız yok­
sa elde edebilirsiniz (kahkahalar) .
Enerjinizi kendi içinizde tutmanız ve kendi gerçeğinizde
durmanız önemlidir, çünkü gerçekte tek bir ilişki vardır: Siz
ile sizin ilişkisi. Bu enerjiyi barındıran kişi, aslında diğer kişi­
nin gerçek haline değil, olabileceğini düşündüğü haline aşık
olur. Bu da enerjinin çok yaygın olan bir yanlış kullanımıdır.
Siz potansiyeli görür ve eğer o kişi sizinle birlikte gelişirse, o
zaman onunla romantik bir ilişkiniz olabileceğini düşünürsü­
nüz; ama bu yanlış bir yaklaşımdır.
Siz, yaşamınızın büyük bölümünü acıdan kaçınarak geçi­
rirsiniz, sevgili varlıklar. Ancak, perdenin öbür tarafına geçip

20 1
'Tann Çağı
Yuvaya geri döndüğünüzde ve tüm enerji doğru olduğunda, o
acıları bile, Dünya üzerindeki güzel yaşam deneyiminin bir
parçası olarak hatırlayacaksınız. Siz ruhlarınızı öyle bir nok­
'
taya dek tekamül ettirdiniz ki, artık onların bir parçasını bu
güzel bedenlerde barındırabilirsiniz. Bu ruhu elinize alıp, uza­
nıp bir başka meleğe dokunabilirsiniz. Artık bunu yapın. Var­
lığınızın özünün uzanıp bir başka İnsan Meleğe, fiziksel be­
dende saklanan bir başka ruha dokunduğunu görün. Bu ger­
çekten harika bir şeydir. Bu sizin tekfunülünüzdür.
Bir ilişkinizin olması gerektiğini düşünmeyin, eğer böyle
düşünürseniz, o zaman alanınıza sadece size sırtını dayayacak
insanları çekersiniz. Ve iki kişi birbirine sırtını dayadığında,
iki yarım kişiden bütün bir kişi oluşturmaya çalıştığında, bu
işe yaramaz. Çünkü iki kişi asla aynı hızda ilerlemez; biri iler­
lediğinde, diğeri yere yuvarlanır. Yan yana yürüyebileceğiniz
birisini bulup yaşamınızı onunla paylaşın. Yarın için kaygılan­
mayın, yaşamınızı bugün paylaşın. Ayakta duracak ve onun
özgür olmasına izin verecek cesareti gösterin. Karşılık bekle­
meden, onu, olabileceği en büyük varlık olması için güçlendi­
rin. Beklentisiz ve özgür bir biçimde yaşayın, o zaman ilişkile­
rinizde muktedir insanlara yer açmış olacaksınız. Sadece uzun
süreli ilişkilerin başarılı olduğunu düşünmeyin. Sırf, kendinizi
bir başka kişi aracılığıyla sevmek istemenizin güzelliği bile
perdenin öbür tarafından sizi alkışlamamızı hak eder. Ve bu­
nun çok güçlü bir alkış olduğunu bilin.

Farklı Bir Düzeyde Birlikte


Angela 'nın Kırık Kanadı, D060301, San Diego, CA.
Soru:
Ben evliliğimle ilgili bir karışıklık yaşıyorum. Eşimle ara-

202
'l(aıfın 'Erf(ek,'İri.
mızda ruhsal olarak çok güzel bir bağ var; özellikle böyle se­
minerlere birlikte katıldığımızda bu bağı hissediyoruz. Ben bir
seminere tek başıma katıldığımda bile onu yanımda hissedi­
yor, onunla ruhen iletişim kurabiliyorum ve böyle zamanlarda
birbirimize ayak uyduruyormuşuz gibi görünüyor. Ama eşim
normal yaşamına geri döndüğünde, sanki orada değilmiş gibi
davranıyor ve o zaman biz birbiriyle bağdaşmaz iki kişilikmiş
gibi görünüyoruz.

Grup:
Siz birinci boyuttan üçüncü boyuta gelebilmek için ikinci
boyuttan geçtiniz. İkinci boyuttan geçerken de, kendinizin
cinsiyetler denen parçalarına bölündünüz. Siz her bir enkar­
nasyonda dişi ya da erkek cinsiyetini seçersiniz ve bu yüzden,
yaşarken kendinizi bütün değilmiş gibi hissedersiniz. Bu yüz­
den, sizi tamamlayacak bir kişiyle bütünleşmeniz gerekiyor­
muş gibi hisseder ve böylece, bir ilişkiye girerek bütün olma
potansiyelini ararsınız.
Bu, enerjinin yanlış bir kullanımıdır, bir iilüzyondur;
çünkü bir insan ancak kendi içinde bütün olduğunda gerçek­
ten bir ilişkiye sahip olabilir. Siz bunu öğreniyorsunuz. Sadece
tek bir ilişki vardır ve o siz ile sizin ilişkisidir. Bunu anladığı­
nızda, istediğiniz diğer ilişkilere de sahip olabilirsiniz. Bu ko­
nudaki en büyük hata, sizin çoğu kez, istediğiniz şeye sahip
olabileceğini düşündüğünüz birisine aşık olmanızdır. Oysa bu­
nun yerine, orada olana odaklanmalı ve o kişinin bugünkü, şu
andaki haline aşık olmalısınız. Eğer o ilişkiyi bugün yürütebi­
liyorsanız, o zaman sihri yaratırsınız. Eğer o kişiye baktığınız­
da, sizi birbirinize çeken şeyleri -desteği, sevgiyi ve en önemli­
si de iletişimi- bulabiliyorsanız, o zaman o sihrin sizin için
şimdi, bugün işlemesini sağlayabilirsiniz. Eğer bunu bulamı­
yorsanız, o zaman onu bırakıp yolunuza devam etmelisiniz.

203
'Tanrı Çağı
O kişiyi sevgiyle bırakma cesaretini gösterin ve enerjinizi
kendi üzerinizde merkezlendirin, çünkü ancak bunu yaptığı­
nızda yeni bir ilişkiye açık olabilirsiniz. Sevgili varlık, se�in
eşinin nereye gitmekte olduğuna gelince, onun kendi titreşim­
sel tekamülü doğrultusunda ilerlediğini söyleyebiliriz; ancak,
bu seninkine uymayabilir. Ve ikiniz bu konuda hala bir karar
vermiş değilsiniz.
Burada, ilişkilerin yanlış kavramlarından da söz etmek
isteriz. Tüm ilişkiler iletişim üzerine kurulurlar. Siz perdeyi
bir yana sıyırıp, bir başka ruhu gerçekten gördüğünüzde,
onunla tam bir iletişim kurabilirsiniz ve bu olduğunda, o ruha
aşık olursunuz. Bu kardeşçe bir sevgi ya da bir aşk veya her
ikisi de olabilir.
İlişkilerin yer aldığı klavyede herkesin bireysel bir titreşi­
mi vardır. İnsanlar ilk başta kendileriyle aynı notayı çalan bi­
rini ararlar. Onları bulduklarında, bu çok onaylayıcı. .. ve çok
sıkıcı bir ilişki olur. Siz kendinize sizinkine yakın bir notayı
çalan birini çekersiniz ve sonunda birlikte mekanik, ifadesiz
bir müzik çalar hale gelirsiniz, ki bu tahammül olunabilir ama
sıkıntı verici bir müzik olur. Siz ancak birbirinizden rahatlık
verecek kadar uzaklaştığınızda bir akor çalabilirsiniz. İşte ora­
da iki titreşim düzenli entervallerle örtüşerek birbirini destek­
ler. Ve bu armoni, ilişki denen üçüncü bir titreşimi yaratır.
Sevgili varlık, şimdi içinde bulunduğun akoru bul, o za­
man ilişkini de bulacaksın. Eşinin bir sonraki notaya geçmesi­
ni ve bunun harika bir ses vermesini bekleme, çünkü sen de
ilerliyorsun. Akoru şimdi bul ve eşinle birlikte iletişim üzerin­
de çalış, çünkü akoru yaratan odur. İki insan, bir kez akoru
bulduklarında, aynı notada kalmazlar. Onlar sürekli olarak te­
kamül etmektedirler ve sizin çok uygunsuz akorlar çalacağınız
zamanlar da olacaktır. Burada mesele, aynı klavyeyi çaldığı­
nızdan emin olmanızdır.
204
'l(adın-'Erk,e{1fişkjferi
Sen iyi bir yoldasın. Halen sürdürdüğün ilişki henüz ta­
mamlanmamıştır. Bunu kalben hissediyorsun. Eşine tüm ger­
çeğini ifade et ve onun da sana tüm gerçeğini ifade etmesine
izin ver; o zaman, aynı notaları mı, yoksa çok rahatsız edici
bir şeyi mi çaldığınızı çabuk öğrenirsiniz. Ancak, şu kadarını
söyleyebiliriz ki, sen ve eşin birbirinize düşündüğünüzden çok
daha yakınsınız.

205
KONTRATLAR

İkiz Ruhlar
Christopher .Afık Oluyor, D102002, Oostmalle, Belçika
Soru:
Ben ikiz ruhumu bulduğumu sanıyorum. Bu konuda bir
şey biliyor musunuz?

Grup:
Her zaman olduğu gibi, söylediğimiz her şeyi kendi ayırt
etme filtrenizden geçirmenizi istiyoruz, çünkü siz bu bilginin
bir kısmıyla rezonansa girecek, bir kısmıyla da girmeyeceksi­
niz. Biz sadece daha fazla seçime sahip olabilmeniz için size
farklı bir perspektif gösteriyoruz. Bu da sizinle aramızdaki
kutsal kontrattır.
Yuvanın bulunduğu birinci boyutta, yani Birlik Bilinci­
nin doruğunda, hepiniz tüm var olan boyunca taşıdığınız aynı
esas kişiliği taşırsınız. Örneğin, perdenin öbür tarafına geçmiş
olan babanız zaman zaman sizi ziyaret ederek, yaşarken yap­
tığı aynı şakaları yapabilir. Çünkü babanızın ruhu aynı esas
kişiliği korumakta ve o şakalar ona hala komik gelmektedir.
O esas kişilikler erkek ya da dişiden oluşmazlar; onlar
her iki cinsiyete de uyan esas kişiliklerdir. Ve yaşamın yedinci
aşamasında Yuvaya geri döndüğünüzde bir seçim yaparsınız;
önce, yaşamış olduğunuz deneyimlerin hangilerinin esas kişili­
ğinize dahil edileceklerine karar verirsiniz. Sonra da, Dünya'
da enkarne olarak ya da oynayabileceğiniz bir başka Oyunla,
kendinizi bir ruh olarak ifade edeceğiniz yeni sürece karar ve­
rirsiniz.
Bu kutupluluk ya da dualite dünyasında tekrar enkarne

206
1(ontratfar
olmaya karar verdiğinizde, önce ikinci boyuttan geçmeniz ge­
rekir. O zaman, cinsiyetinizi seçerek, kendinizi erkek veya ka­
dın olarak tanımlarsınız. Ancak, siz erkek ya da kadın olarak
enkarne olduğunuzda, enerjinizi sizin bir başka parçanız, bir
gölge yanınız barındırır; çünkü çoğu zaman o enerji insan be­
deni içinde tutulamaz. O parçanız perdenin öbür tarafında bu­
lunur ve Yüksek Benliğiniz aracılığıyla enerjinizin bir dengesi­
ni barındırır.
Çoğu kez, "ikiz ruhlar" dediğiniz şey, aslında sizin ve o
gölge yanınızın bir yansımasıdır. Evet, sizin kendi dışınızda,
çoğu zaman ruhunuz aracılığıyla erişebileceğiniz bir başka ya­
nınız vardır. Bir ruhun bölünüp, aynı anda iki ayrı yerde ol­
masına yol açabilecek olağanüstü durumlar da vardır. Ama bu
son derece nadir görülen bir durumdur ve onun gerçekleşmesi
durumunda, ikiniz dünyanın her neresinde bulunuyor olursa­
nız olun, büyük bir manyetizmayla birbirinize çekilir ve birbi­
rinizi bulursunuz. Bunu, çoğunlukla, kısa ve patlayıcı bir ilişki
izler. Gerçekte, siz birbirinize o kadar çok benzersiniz ki, so­
nuçta bireyselliğinizi yitirir ve kısa bir süre sonra birbirinize
karşı çok eleştirel olursunuz. Kısaca, birbirinizin sinirine do­
kunmaya başlarsınız.
Sevgili varlık, senin sözünü ettiğin farklı bir şeydir: Ço­
ğunuz bu dünyaya gelirken, her ihtimale karşı, yedek planlar
yaparsınız. Yaşamın birinci aşamasında; yani dünyaya gelme­
den önceki planlama aşamasında hayal gücünüzün ne kadar
yaratıcı olduğunu bilemezsiniz. Planlarınızı tasarlarken baş­
lattığınız karmaşıklığı bilemezsiniz. Siz dersiniz ki: "Biz bir
Özgür Seçim Gezegeni'ne gidiyoruz, bu yüzden, eğer seninle
şu yerde karşılaşmazsak, bir nedenden ötürü bu gerçekleş­
mezse, o zariıan şu yerde karşılaşırız. Eğer bu da işe yaramaz­
sa, o zaman şu yerde karşılaşırız." Siz, gerçekten önemli bir

207
'Taıırı Çağı
şeyin gerçekleşmesini garantiye almak için inanılmaz yedek
planlar yaparsınız.
İşte, bazılarınızın deneyimlemekte oldukları şey bu yedek
planlardır. Siz, çoğunlukla, geçmiş bir yaşamınızda yakın veya
romantik bir ilişkiye girmiş olduğunuz ve güvendiğiniz birini
bulup ona şöyle demişsinizdir: "Sen benim enerjimi tanıyor­
sun. Dünya'da benim kim olacağımı ve senin kim olacağını bi­
liyorsun. Bana büyük bir hizmette bulunabilir misin? Eğer bu
gezegen bir sonraki düzeye çıkar ve biz onu havaya uçurmaz­
sak, eğer o varlığını sürdürürse ve ikimiz de hfila oradaysak,
gelip bana gerçek kimliğimi (tanrısallığımı) hatırlatır mısın?
Gücümü bir biçimde hissedebileceğim dereceye kadar beni
destekler misin? Ve eğer ben o zaman şu anda erişmek istedi­
ğim titreşimde değilsem, ilişkimde beni eleştirir misin? Evlili­
ğimde beni eleştirir misin, kendimle ilgili inancımı eleştirir
misin, ki böylece kendi titreşim yoluma girebileyim ve ya evli­
liğimi değiştireyim ya da onu bırakayım, hatta bir sonraki dü­
zeye tekamül edebileyim?" Bunlar çok önemli, ama aynı za­
manda çok zor ilişkilerdir.

İlişki Gerginlikleri
Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Ben şu anda işimle ilgili olarak bir dönüm noktasında bu­
lunuyorum. Yıllardır çalıştığım bir işten ayrılmak üzereyim.
Bu iş için minnettarım. Orada çalışırken, işten sonraki saat­
lerde ruhen geliştim. Eşimle ilişkimde de bir dönüm noktasın­
da bulunuyorum ve ortaya çıkmakta olan şey beni çok heye­
canlandırıyor. Ama biraz karışıklık yaşıyorum ve bana bu ko­
nuda yol gösterebilirseniz minnettar olacağım.

208
1(ontratfar
Grup:
Bir süre önce Koruyucu bunu "ruhsal bir uyanış" olarak
adlandırırdı, ama bu artık böyle görünmüyor, çünkü insanlar
artık öyle hızlı uyanıyorlar ki, bu daha çok ruhsal bir patlama
gibi görünüyor. Sen böyle bir patlamayı deneyimledin ve orta­
ya muazzam olasılıklar çıktı. Duyduğun tutku büyüktür ve biz
seninle konuşurken bile bu tutku gözlerinden yayılıyor. Bu
harika bir ruhsal bağlantı, ancak o çevrendekilerin kafalarını
karıştırıyor. Bir insan neredeyse bir gecede bir titreşim düze­
yinden diğerine geçtiğinde, bu hızlı değişim çok kafa karıştırı­
cıdır. Ve senden onu açıklamaya çalışmamam istiyoruz, çünkü
sözler onu asla kapsayamaz. Başlangıçta diğerleri, aslında sen­
den korktukları için, senin için endişelenseler de, onlara sade­
ce gözlerinin ardındaki ışığı göstermen yeter. Sen bir ilişkinin
içindeyken bu tür bir tutkuya sahip olduğunda, eşinin dikkatli
olması gerekir. İnsanlar ne pahasına olursa olsun değişime di­
renirler, her türlü değişime direnmek sizin normal yapınızdır.
Ama sana bu kadar çok şey vermiş olan bu değişim eşine de
çok şey verecektir. Aslında onun yüzünde aylarca silinmeye­
cek bir gülümseme belirecektir, ama önce bir özümseme döne­
minin geçmesi gerekecektir. Ve eşine çok şey söylemek istedi­
ğin o anlarda sadece geriye yaslanıp gülümse. Ve onu koşulsuz
bir sevgiyle kucakla.

İletişimde Ustalaşmak
Sihirli Asa, 022, Wageningen, Hollanda
Soru:
Dört yıl önce karımdan ayrıldım. İki sevimli oğlum var,
ama onları çok az görebiliyorum. Onları sadece iki haftada bir
görüyorum ve bu yetmiyor. Eski karım onları mümkün olduğu

209
'Tanrı Çağı
kadar az görmem için elinden geleni yapıyor. Onun daha açık
olabilmesi için her gün dua ediyorum ve bu konuda ne yapaca­
ğımı bilmiyorum. Çocuklarımın da bu durumun acısını çektik­
lerini biliyorum. Ben de acı çekiyorum, ama bu o kadar önemli
değil. Nasıl daha iyi bir baba olabileceğimi ve onların yanında
mümkün olduğu kadar çok nasıl bulunabileceğimi bilmiyo­
rum. Çok yorgunum ve düş kırıklığı içindeyim, çünkü eski ka­
rıma yardım etmek istiyorum, çünkü ona yardım ederek oğul­
larıma da yardım etmiş olacağım, ama bu işe yaramıyor. Bu
yüzden ne yapacağımı bilmiyorum.

Grup:
Çocukların üzerine binmekten hoşlandıkları tahterevalli
denen bir şey vardır. İki çocuk bu tahterevallinin iki ucuna
oturarak onun dengesini bozduğunda, bir taraf aşağı inerken
diğeri yukarı çıkar. Dünyanızda da her bir eylem için bir eşit
ve bir zıt tepki vardır. Bazıları buna Evrensel Yasa derler,
ama gerçekte o sadece Evrensel Enerjinin bir niteliğidir. Ev­
rensel Enerjinin işi, dengelemektir. Suyun daima kendi iç den­
gesini araması gibi, Evrensel Enerji de daima, Oyun alanının
illüzyonu için ayrılmış olanı tekrar bir araya getirmenin pe­
şindedir. Zorluk, siz bir durumu iyi ya da kötü olarak görmeye
başladığınızda ortaya çıkar. İyi ve kötü şey, gerçekte, içinde
yaşadığınız dualite alanına dayanan sınırlı bir insan gözlemi­
dir. Sevgili varlık, senin çocuklarını özlediğinizi biliyoruz, ama
özellikle çocukların bu deneyimde başka türlü kazanamaya­
cakları içgörüler kazanma fırsatlarına sahiptirler.
Büyük oğlun, sözleriyle şifa veren güçlü bir şifacı olacak.
Daha da önemlisi, her ikisi de ilişkiler üzerinde çalışacak. Bu
her iki ebeveynin onlara verdikleri bir armağandır. Bu, sizin
çektiğiniz acı sayesinde, bu zorluklardan geçmeye gönüllü ol-

210
1(ontratfar
manız sayesinde onların buldukları fırsattır. Sen uzanıp on­
lara dokunamasan da, okulda günlerinin nasıl geçtiğini ya da
büyüdüklerinde ne olmak istediklerini soramasan da, onların
enerjilerinin yanı başında olduğunu bil. Sen onların yaşamını
o şekilde paylaşamazsın, ama enerjini onlarla paylaşabilirsin.
Onları sık sık düşüncelerine ve kalbine çek ve onlara, birlikte
olamadığınız için duyduğun üzüntüyü değil, koşulsuz sevgini
aktar. Onlarla ilgili düşüncelerinin yaşamına ışık getirmesine
izin ver, o zaman onların muktedir olmalarına yardım edebi­
lirsin. Bu onları kendilerini içinde buldukları, ebeveynleri ta­
rafından iki yana çekiştirilip durdukları durumun dışına çıka­
racaktır.
Öyleyse bu noktada onlara verebileceğin en iyi armağanı
ver. Kendine öncelik vermeye cüret et. Lütfen, onlar için ener­
jilerini gölgeleyecek kadar çok fazla şey yapmaya çalışma. Bı­
rak, kendi enerjileri içinde dursunlar ve kendileri için yarat­
mayı deneyimlesinler. Onlarla birlikte zaman geçirirken, bir­
likte olamadığınız zamanları aşırı telafi etmeye çalışma. Onlar
tüm yeteneklerin ve kusurlarınla gerçek seni görmeyi hak edi­
yorlar. Onları çoktan etkilediğini güven. Kalbinin bir parçası
daima onların içinde olacaktır. Çünkü onlara bu noktada far­
kında olmadığın bir armağan vermiş bulunuyorsun.
Sen bu dünyaya, İletişim denen önemli bir yaşam-dersi
üzerinde çalışmak için gelmişsin. Bu, erkekler arasında çok
yaygın olan bir yaşam-dersidir. Birçok erkek, donanımları bu­
na izin verdiği için bu dersi seçer. Bu yaşam-dersi çok basittir,
siz bu yaşamda iletişim kurmaya çalışırsınız. Ve elbette, bu
dünyada her şekilde iletişim kurmanız gerekir. Ama iş kalpten
konuşmaya geldiğinde, zorluk, İletişim yaşam-dersine sahip
kişinin fazla · kalın bir perdeye sahip olmasından kaynaklanır.
Böylece, siz her şeyden söz edersiniz, ama iş birisine neler his-

21 1
'Tanrı Çağı
settiğinizi, neye ihtiyacınızın olduğunu söylemeye geldiğinde,
çok zorlanırsınız. Ancak, az önce ne yaptığına bir bak. Bu, ya­
şam-dersini öğrenmiş olduğunu gösteriyor. Sen bir salon dolu­
su insanın önünde gerçeğini söyleme cesaretini gösterdiğinde,
İletişim yaşam-dersini öğrenmişsin demektir. Ve çocukların
yanı başında olmasalar da, sen enerjiyi onlar için de oluştur­
muş olduğundan, bundan kazançlı çıkacaklardır.
Senden yapmanı istediğimiz tek şey, hislerini ifade et­
mendir. Kim olduğunu ifade et. Onun "doğru" ya da "yanlış"
olması gerekmez, o sadece sensin. O, senin ne hissettiğin, neye
ihtiyaç duyduğundur. Onu söyleyerek ve sözlerin aracılığıyla
kalbinin enerjisiyle bağ kurarak, çocukların için enerjiyi -ya­
pabileceğin başka her şeyin çok ötesinde- oluşturursun. Ve
eğer bunu başarmak için senin çok zor bir boşanma süreci ge­
çirmen ve çocuklarından bir süreliğine ayrılman gerekmişse,
sonucun bu bedeli ödemeye değdiğini göreceksin.

Soru:
Teşekkür ederim. Bunun üzerinde çalışıp çocuklarıma
göstereceğim! (Alkışlar)

Grup:
Bunu yapacağından eminiz. Belki bilmek istersin: Sen
İletişim dersi üzerinde yirmi altı yaşamdır çalışıyordun.
(Sessizlik)

Soru:
Pekala, bu sonuncu olacak! (Daha güçlü alkışlar) Teşek­
kür ederim.

Grup:
Espavo!

212
1(.ontratfar
Steve 'in notu: Bu sorunun sonundaki küçük enerji oyununu
deneyimlemek benim için ilginçti. Grup, bu adamın aynı ders
üzerinde yirmi altı yaşamdır çalıştığını söylediğinde, ben bu
açıklamayla o adamı utandırmış olabileceğimizi düşünerek te­
dirgin oldum. Dinleyicilerin tepkileri de biraz olumsuzdu. Oy­
sa grubun yaptığı şey, bu dersi öğrenmesinin sadece yirmi altı
yaşam aldığını söyleyerek o adamı övmekti.

Yedek Pl8.nlar
Küçük Adım, 028, Atlanta, GA.
Soru:
Ben erkek kardeşimle ilgili bir soru sormak istiyorum,
çünkü sizinle özel bir seans yaptığımızda, o sırada dünyaya
gelmemiş olan bir erkek kardeşimin bulunduğunu ve onun ye­
rine kız kardeşimin geldiğini söylediniz. Ben hep bu erkek
kardeşimi arıyorum; bu yüzden, onun şimdi bu dünyada olup
olmadığını, onunla karşılaşıp karşılaşmadığımı bana söyleye­
bilir misiniz?

Grup:
Henüz onunla karşılaşmadın, ama karşılaşabilirsin. Ya­
kın gelecekte onunla yollarınız kesişebilir. Ancak, bu senin se­
çimine bağlıdır, çünkü özgür seçim bu dünyadaki tek kuraldır.
İkiniz, geçmişte yaptığınız ve yerine getirilmesi gereken bir
kontrattan ötürü kopmaz bir biçimde birbirinize bağlısınız.
İşte bu yüzden erkek kardeşinin olması gereken yerde bir boş­
luk hissediyor, bu yüzden kalbinde ona yer veriyorsun.
Yaşamının bir aşamasında, belki de yakın bir gelecekte o
sana çekilecektir, çünkü önünüzdeki iki yıl içinde gelecek bir
kesişme noktası var. Onun seni arayıp bulacağını ve senin bu­
nu sağlamak için yapman gereken bir şey olmadığını düşünü-

213
'Iaırı Çağı
yoruz. Bu insan yavaş yavaş sana çok yaklaşacak. O, rasgele
bir tanıdık ya da bir müşteri olmayacak; sana çok yakın biri,
bir aile üyesi olacak. O, senin rehberlik edeceğin ya da birl�kte
çalışacağın veya sana rehberlik edecek biri olacak. Onunla bir
araya geleceksiniz, aksi takdirde bu bağlantıyı göremezdik.
Çünkü aranızdaki kontrat hala geçerlidir.

Uzaylı Kardeşlerle Kontratlar


Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
(Altı günlük bir Ruhsal Psikoloji uygulayıcısı eğitiminin
kapanışında sorulmuştur.) Bu hafta başlayan şifa için fırsat
sağladığınızdan ötürü size teşekkür etmek istiyorum. Bu şifa­
yı tüm zaman boyunca geriye doğru tamamladığımda, bu ha­
yattaki kontratlarımdan birini gerçekleştirmiş olacağıma ina­
nıyorum. Bunun, uzaylı kardeşlerimin gelebilmeleri için ge­
reksindiğim alanı yaratıp yaratmayacağını bilmek istiyorum.

Grup:
Evet, kalbin onların gelebilmeleri için gerekli yeri barın­
dırıyor ve onlar şimdiden geliyorlar. En büyük zorluk, anıları­
nın senin tarafından senden saklanmış olmalarıdır, ama aksi
takdirde kalbin o anıların ağırlığı altında ezilebilirdi. Ancak
yine de, sen orada neyin bulunduğunu biliyorsun, rolünün ne
olduğunu biliyorsun, burada ne yapacağını biliyorsun. Birinin
o enerjiyi taşıdığını gördüğünde, onun uyanmasına ve ne his­
settiğini anlamasına yardım edebileceğini biliyorsun. Geriye
kalan tek şey bu küçük şifa adımıydı ve sen bu adımı attın. Sa­
dece henüz tüm ağırlığını ona vermedin, ama bunu da yapma
yolundasın. Ve çok mutlu olmalısın, çünkü anıların ne kadar
acı verici olurlarsa olsunlar, sen şifayı başlattın ve bu şifa za-

214
?(ontratfar
manda ileriye ve geriye doğru işleyecektir; o başka türlü yapa­
maz. Ve o senin için tutkuna tam olarak adım atma fırsatını
yaratacaktır.

Kişisel Seçim
Yaşamın Yedi Aşaması, 004, Santa Fe, NM.
Soru:
Benim hem kişisel, hem de küresel bir sorum var. Önce
kişisel sorumu soracağım: Ben gençken babam sakat oldu ve
ben hayatımı evde ona bakarak geçirdim, çünkü yapmam ge­
rekenin bu olduğunu düşünmüştüm. Şimdi kırk üç yaşında­
yım, bir eşim ve çocuklarım yok ve o sevgiyi ne kadar çok iste­
diğimi fark ediyorum. Yaşamımı boşa harcamış ve fırsatı ka­
çırmışım gibi görünüyor.
Küresel sorum ise şu: Siz daha önce Altmışlı Yılları bü­
yük bir coşkuyla kutladığımızdan söz etmiştiniz. Ben altmışlı
yıllarda San Fransisco'da yaşayan bir çocuktum ve enerji çiçe­
ğinin harika açılışını görmüş, ancak o zaman bile, insanların
odaklanmadıklarını ve onu tümüyle ortaya çıkaramadıklarını
düşünmüştüm. Sanki coşkulu bir parti ve bir sarhoşluk vardı
ve şimdi işte buradayız. Bu fırsata sahip olmuş olanlar için
orada bir pencere var mıydı? Eğer varsa, o fırsat penceresi
tıpkı benim gençliğim gibi boşa mı harcandı?

Grup:
Sevgili varlık, bir yaşam asla boşa harcanmaz. Yaşadığın,
nefes aldığın sürece, kontratların tamamlanmamış demektir.
Yaşamın asla boşa harcanamazdı, çünkü şimdi kendi ışık ça­
lışmana ve kutsal kontratına adım atmak üzere buradasın.
Gerçek şu ki, eğer sen düşündüğün şekilde düşünmemiş ve ge­
çirmiş olduğun zorlukları geçirmemiş olsaydın, yardım etmek

215
'Tamı. Çağı
üzere olduğun insanlara yardım edemezdin. Sen kendini bazı
zor durumlara soktun ve o deneyimler sana bir ruh olarak
aradığın itimatnameyi sağladılar. O deneyimler sana ba�ka
türlü elde edilemeyecek bir güven verdiler. Ama şimdi sen ya­
şamını boşa harcamış olup olmadığını merak ediyorsun.

Soru:
Evet. Tüm dersler değerlidir, ama ben gemiyi kaçırmı­
şım, kontratımı yerine getirememişim gibi hissediyorum.

Grup:
Biz de geminin rıhtımdan ayrılmadığını söylüyoruz. Ha­
rekete geçmek için bir hayli zamanının olduğunu söylüyoruz.
Tüm yaşamın boyunca diğer insanlara öncelik vermene içerle­
diğini ve bunun öğrenmen gereken yaşam-dersinin, buraya
yapmaya geldiğin şeyin bir parçası olduğunu söylüyoruz. Ya­
şam-dersleri hakkında önemli bir şey söyleyeceğiz: Siz harika
insanlar çok akıllı olduğunuzu düşünürsünüz ve de öylesiniz,
ama şunu da anlamalısınız ki, bazen yirmi ila yüz yaşamı baş­
ka şeylerle ilgilenerek ve yaşam-dersleriniz üzerinde hiç çalış­
mayarak geçirirsiniz.
Sen ayağa kalkıp böyle bir soruyu soracak cesareti gös­
terdiğinde biz büyük bir sevinç duyduk, çünkü bu senin artık
kendine öncelik vermeye nazır olduğunu gösteriyor. Öğren­
men gereken yaşam-dersi de buydu zaten. Eğer bu dersi ancak
doksan sekiz buçuk yaşında öğrenebilseydin ve doksan dokuz
yaşında bu dünyadan ayrılacak olsaydın ve kendine öncelik
verecek sadece altı ayın olsaydı, yine de yaşamın büyük bir ba­
şarı olurdu. Ama senin altı aydan çok daha fazla zamanın var.
Şimdi, geçmişi geride bırakıp geleceğe doğru ilerle ve suçluluk
duygusundan kurtul. Yeni Dünya'nın yeni titreşimlerinde bu
duyguya hiç yer yoktur. Sizin üçüncü boyuttan ileriye taşıdığı-

216
'l(pntratfar
nız en yararsız duygu suçluluk duygusudur. İndigolar onun ne
kadar yararsız olduğunu size gösterecekler.
Senin, geçmiş bir yaşamdan tanıdığın bir varlığın bu ya­
şamda kızın olmasını içeren bir kontratın var ve çocuk sahibi
olmamayı seçsen bile, o kızın olarak yaşamına girecektir. Eğer
çocuk sahibi olmayı seçersen, o gelecek ilk çocuk olacaktır. Bu­
nu sana söylememizin nedeni, gelecekte yer alan, ama görme­
diğin bir amacının bulunduğunu anlamana yardım etmektir.

Toprağa Çekilmek
Kozmik İşaretler, 059, Mt. Charleston, NV.
Soru:
Çayırlık bir düzlük olan toprağımla ilgili bir sorum var.
Ben o bölgenin koruyucusu olarak oraya çekilmiş olduğumu
hissediyorum, bu doğru mu? Ve bu görevi tamamlamış olup ol­
madığımı bilmek istiyorum.

Grup:
Her iki sorunun da yanıtı evettir. Ama bu oradan ayrıl­
man gerektiği anlamına gelmez, ilk başta seni oraya çeken
kontratın artık tamamlanmış olduğu anlamına gelir. Eğer ora­
dan ayrılmayı seçersen, seni heyecanlandıracak başka bir kon­
trat ve destekleyecek başka bir yer bulacaksın.
Koruyucu, bir süre öncesine kadar bir inşaat müteahhi­
diydi ve insanların evlerini onarmalarına, bazen de biçimini
değiştirmelerine yardım ediyordu. Bu süreçte çok ilginç bir
durumu gözlemlemişti. Birisi yeniden biçimlendirilecek bir ev
satın aldığında Koruyucu'yu çağırırdı. Ev sahipleri, o restoras­
yonla ilgili harika fikirler bulur ve bu fikirlerden söz ederken
yoğun bir yaratıcılık hali içinde bulunurlardı, yüzleri duyduk­
ları tutkuyla parlardı. Sonra proje ilerler ve bazen, onlar ener-

217
'Ian Çağı
jilerini kusursuz bir biçimde barındıracak o restorasyonu ger­
çekleştirirken, aradan uzun bir zaman geçerdi. Bir an gelir,
onlar, "Tamam, artık evimi daha fazla restore etmek istemiyo­
rum, tozdan bıkıp usandım, artık işçileri evlerine gönderme­
nin zamanı geldi. Şu andan itibaren oturup evimin keyfini sü­
receğim" derlerdi. Ancak, genellikle, altı ay içinde evlerini sa­
tıp oradan taşınırlardı. Çünkü bu varılacak yerle değil, yolcu­
lukla ilgilidir. Bu, o yaratıcılığı bulmakla ilgilidir. Gerçekleşti­
rebileceğiniz tüm olasılıkların hayaline sahip olmakla ilgilidir.
Ve ruhunuzu yeni yaratıcılık hayalleriyle heyecanlandırdığı­
nızda, her nereye giderseniz gidin, enerjiniz desteklenecektir.

218
KORKU

Yeni Cinsellik
Jacob 'un Aynası, D091 705, Elspeet, Hollanda
Soru:
Partnerimle birlikte spiritüel cinselliği öğretip öğretme­
yeceğimizi merak ediyorum; bu konuda bir şeyler söyleyebilir
misiniz?

Grup:
Siz, bedeniniz vasıtasıyla güçlü bir ruhsal bağlantı kura­
biliyorsunuz. İnsanlar farklı titreşim düzeylerine kanallık ede­
bilirler; örneğin, birçoğunuz hayvanlar filemi ile çok kolayca
bağlantı kurarsınız, o titreşim düzeyinde kendinizi çok rahat
hissettiğinizi bilirsiniz. Bazılarınız, sizin deyiminizle, Cenne­
tin daha yüksek meleklerine kanallık ederken kendinizi rahat
hisseder ve o düzeyde bağlantı kurmayı seversiniz. Bazılarınız
da Yerküre'nin kristalleriyle, en yoğun form olan mineraller
filemiyle bağlantı kurar, elinizde tuttuğunuz bir kristalin an­
lattığı öyküyü başkalarına aktarırsınız.
Ancak, sizin için görmenin en zor olduğu şeylerden biri,
insan formundaki kendi yansımanızdır. Ve siz tüm çakraları­
nızı açtığınızda, tüm enerjiyi çakralar boyunca yukarı taşıdığı­
nızda, ortaya çıkan o titreşim düzeylerinden biri cinselliktir. O
aslında size, bizim Yuvada yaşadığımıza benzer bir titreşimi
hatırlatan ifadedir. Bu yüzden, bu dünyada o ifade formundan
çok korkulmuş ve o kendi yeri içinde tutulmuştur.
Bu yüzden siz aslında bu alanda ilerlemek için gerekli
olacak bir parçanızı kesip atmışsınızdır. Ayrıca, bu her zaman
sadece cinsel ilişki anlamına da gelmez; çünkü cinsel ilişkinin

219
'Tann. Çağı
yanı sıra, o enerjiyi (kundalini enerjisini) ifade etmenin birçok
farklı yolu vardır. O enerjiye tam olarak kanallık yapıp başka­
larıyla paylaşmanızın birçok yolu vardır. Cinsel ilişki bu e�er­
jiyi köklendirmenin harika bir yoludur, ama o doğal bir enerji­
dir. Şunu anlamalısınız ki, tüm ruhsal bağlantılarınız duygu­
larınız aracılığıyla gerçekleşmek zorundadırlar ve bu kanalı
açmak için gerekli duygusal temizliklerin en büyükleri cinsel
enerjiyle yapılabilir. Sizden, o enerjiyi kucaklamanızı, onunla
oynamanızı ve onun kullanımını genişletmenizi istiyoruz. Bu
enerjinin birçok kullanımı vardır, öyleyse bunun üzerinde ça­
lışın.
Sevgili varlık, onun hakkında daha açıkça konuştuğunuz­
da, daha az fısıltı ortaya çıkacak ve o daha olumlu bir güce sa­
hip olacaktır. Korku sadece bir bilgi eksikliğidir; o boşluğu bil­
giyle doldurun. İşte, partnerinle birlikte yapmaya karar verdi­
ğiniz şey budur. Ve ikiniz bunu altı yaşam boyunca yaptınız.

İnanç Sistemleri
Hazır mısınız? D030903, Baltimore, MD.
Soru:
Ben biraz kişisel bir soru soracağım. Sanırım, ben kor­
kunç bir iman krizi yaşıyorum. Her şeyi yaratmaktan sorumlu
olduğum bir gelecek görüyorum, ama bu sorumluluk altında
ezildiğimi hissediyorum. Bu konuda biraz içgörüye ihtiyacım
var. Son günlerde bunun üzerinde çalıştım ve en sonunda ne­
den korktuğumu anladım. Sanırım, ben aşağılanmaktan kor­
kuyorum. Ve bunun geçmiş yaşamdan gelen ve geleceğe pro­
jekte ettiğim bir şey mi olduğunu, yoksa sadece, sizin de dedi­
ğiniz gibi, elimdeki tüy-kalemle kendi senaryomu yazmaktan
mı korktuğumu merak ediyorum.

220
'l(or/Qf
Grup:
Çok yerinde bir soru sordun, çünkü bu soru dünyanın
her yanındaki birçok insanın hissettiği şeyi tipik olarak ifade
ediyor ve onu soracak cesareti gösterdiğin için teşekkür ede­
riz. Evet, bu zamanda tüm dünyada aynı şeyi hisseden birçok
kişi var. Evet, siz kendi gücünüzü görmüyorsunuz, ama işin
içinde açıklamamız gereken başka şeyler de vardır.
Bu durumda bir numara, tohum korkudur. Hepiniz bu
dünyada birçok yaşam geçirmiş, hatta daha önce Evrende yer
alan diğer Oyunları oynamışsınızdır. Bu dünyaya her gelişi­
nizde, o deneyimlerin anılarını da hücrelerinizde taşırsınız ve
hangi anıları taşıyacağınızı yaşamın ilk aşamasında, yani do­
ğumdan önceki planlama aşamasında seçersiniz. Yaşamın ye­
dinci aşaması ise sona eren hayatınızda deneyimlediğiniz her
şeyi gözden geçirdiğiniz bir aşamadır. Sonra, hangi deneyimle­
rin esas kişiliğinize katılacaklarına ve benliğinizin bir parçası­
nı oluşturacaklarına ve hangilerini bırakacağınıza karar verir­
siniz. Esas kişilik, sizin gerçekte kim ve ne olduğunuzun özü
ve ruhunuzun tüm boyutlardaki tüm deneyimlerinin birikimi­
dir.
Oyunu, "güce düşecek" şekilde oluşturduğunuzu imgele­
yin. Bu sözcükleri dikkatle seçtik, çünkü tipik olarak, o sizin
yarattığınız bir şey değildir. Güce düşmek, tam olarak o anla­
ma gelir. Kendinizi birden, büyük bir güce sahip olarak, duali­
tenin kutupluluk alanında bulmuşsunuzdur ve egonuz bunu
dengelemeye ve varlığınızı sürdürmenizi sağlamaya çalışırken,
birçoğunuz gücünüzü kötüye kullanmışsınızdır. Sizin, "Mut­
lak güç kesinlikle doğru yoldan saptırır" şeklinde iyi bir deyi­
şiniz vardır, ama bu tam doğru değildir. Kesinlikle doğru yol­
dan saptıran şey, mutlak gücün mutlak kullanımıdır.
Birçoğunuz bunu bir biçimde deneyimlemişsinizdir. Siz

22 1
'Tanrı Çağı
büyük şifacılar, liderler, şamanlar ve rahipler olmuştunuz. Di­
ğer insanlara birçok şekilde yardım etmiştiniz ve bazen ayartı
sizin için karşı koyulamayacak kadar büyüktü. Böylece, gücü­
nüzü kötüye kullanmıştınız. Onu bazı alanlarda kişisel kazanç
elde etmek için kullanmıştınız. Onu para, seks ya da sizi daha
tamam kılacağına inandığınız, yakalanması-zor bir güce eriş­
mek için kullanmıştınız.
Enerjinizin birçok kişiyi etkilediği zamanlar da vardı. At­
lantis dönemi bunun mükemmel bir örneğidir. O zaman orada
bulunan, hatta son olaylardan kısmen sorumlu olanlarınız, bi­
yolojinizde tohum korkuyu güçlü bir biçimde taşırsınız. On­
dan sonra herhangi bir yaşamda gücünüze adım atmaya yak­
laştığınızda, uyanıp da gerçek kimliğinizin enerjisini hisset­
meye başladığınızda, arkanızda büyük bir korku ortaya çıkıp,
"Bunu yapmasan daha iyi olur!" diye sizi uyarmıştır.
O, sizin tarafınızdan oraya koyulan Kapıdaki Muhafızdır,
çünkü siz kendi içinizde tuttuğunuz en ürkütücü canavarı alıp
ona, "Sen bu kapıda nöbet tut ve eğer bir daha gücüme girme­
ye başlarsam beni ölesiye korkut" demiştiniz ve o bunu yap­
mıştır... ve hfila yapmaktadır.
İşte, insanların güçlerine girmeye başladıklarında dene­
yimledikleri şey kısmen budur. Böylece, onlar güçlerine adım
atmaya niyet etseler de büyük bir dirençle karşılaşırlar. Hat­
ta, kendi eylemlerini kendi kendini baltalamak olarak görebi­
lirler, çünkü dışarıdan bakan birine o böyle görünür. Bu sanki
siz kendi kendinize çelme takıyormuşsunuz gibi görünür, oysa
bunu yapan Kapıdaki Muhafızdır.
Birincisi, sizden Kapıdaki Muhafız ile dost olmanızı isti­
yoruz. Onun işini iyi yaptığını görün. O sizin dışınızda değil­
dir, sizin bir parçanızdır. Ondan, artık sizi engellemek yerine,
desteklemesini rica edin. Birincisi budur.

222
'l(or/(ıf
İkincisi de şudur: Sizin, başınızın tepesinden başlayıp
omurganız boyunca aşağı inerek ayaklarınızın altındaki topra­
ğa giren ve bedeninizin enerjisel yapısını destekleyen enerjisel
bir tüpünüz* vardır. Siz, eterik alemden yaratımlarınızı alıp o
tüpten geçirerek fiziksel realitede tezahür ettirirsiniz. Bu, in­
sanın yaratımlarının basit sürecidir, insan ürünü her yaratım
önce bir düşünce formu olarak başlar. Enerjisel süreç ise daha
az karmaşıktır ve gelecekte onu kullanıyor olacaksınız.
Bu tüple ilgili olarak, sizin bir yaşam-dersi üzerinde çalı­
şabileceğiniz iki yol vardır: Enerji matriksleri ve enerji damga­
ları.** Enerji matriksiniz sizin enerjisel donanımınızdır. Siz
bir enerji matriksini düzeltemezsiniz, çünkü onda gerçekten
yanlış olan bir şey yoktur. Bir enerji matriksini iyileştiremez,
sadece ona hakim olabilirsiniz.
Bir enerji damgası ise bir enkarnasyondaki deneyimler
sonucunda üzerinize damgalanan bir enerji formudur ve o iyi­
leştirilebilir. Bir enerji damgasını iyileştirdiğinizde ilginç bir
fenomen meydana gelir. O mucize gerçekleştiğinde, şifa, za­
man-çizgisinde ileriye ve geriye doğru gider; böylece, siz bü­
yükbabanızı, babanızı ve çocuklarınızı da iyileştirirsiniz. İşte
bu yüzden bu çalışmaya çok saygı duyulur. Ancak, o enerji
damgaları o enerji tüpünün dışına damgalanmışlardır. Bu yüz­
den, onlar o tüpü kıvıran ve yaratım enerjisinin akışını kısıtla­
yan damgalardır. Siz bir enerji damgasını iyileştirdiğinizde bi­
le, geriye daima, fiziksel bedeninizdeki yaralı bir dokuya çok
benzer bir yaralı doku kalır.
Siz eşiği geçtiniz, gücünüze adım atıyorsunuz, tekamül
ediyorsunuz, biyolojinizi ve enerjisel yapınızı bu (Evrensel)
eneriyi daha fazla taşıyacak şekilde değiştiriyorsunuz ve bunu

* Enerjisel tüp için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 75 (Akaşa Yayınları) .


* * Enerji matriksleri ve enerji damgaları için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 89.

223
'Tanrı Çağı
yaparken bu tüpten muazzam miktarda bir enerji geçiriyorsu­
nuz; işte bu yüzden bu tüpün genişlemesi gerekiyor. Tüp ge­
nişlerken, normal doku yaralı dokuya erişene dek norma). bir
hızla genişliyor, ama yaralı doku aynı hızla esneyip genişleye­
miyor ve siz bu yüzden yaşamınızda şaşırtıcı şeylerin ortaya
çıktıklarını görüyorsunuz.
Şu yaygın bir senaryodur: Siz bir Işık-işçisi olmaya, kal­
binizde hissettiğiniz şifa çalışmasına geri dönmeye niyet eder­
siniz ve birdenbire tüm yaşamınız altüst olur. Ve siz dersiniz
ki: "Ben şimdi neden bununla uğraşmak zorunda kalıyorum?
Oysa babamla ilgili sorunlarımı beş yıl önce halletmiştim; ben
bu sorunu aştığımı sanıyordum."
Sizin yapmakta olduğunuz şey, deneyiminizin bir parçası
olan o yaralı dokuyu da içeren o tüpü germektir. O doku iyi­
leşmiş olsa da, bu, o yaraya ilk başta neyin neden olduğuna
gerçekten bakmak için bir fırsat daha sunar. Size diyoruz ki, o
yaralı dokular sizin itimatnamelerinizdir. Size hakimiyet (bir
dersin öğrenilmiş olması, olumsuz bir niteliği olumlu bir bi­
çimde kullanabilme) olanağını sunan onlardır.
Işık çalışmasına girdikten sonra tüm yaşamınızın değişti­
ğini, hatta dağıldığını görmeniz çok tipik bir durumdur. Yeni
yaşamınızı korkusuzca inşa edin. Bir süre sıkışıp kalmışsınız
gibi görünebilir, çünkü size bu illüzyonu sunan birçok şey var­
dır, ama gerçekte hiç kimse sıkışıp kalmaz. Sadece, insanlığın
geriye kalanının size yetişmesini beklediğiniz zamanlar olabi­
lir. Gerçek, tanrısal kimliğinizin tutkusunu, sevgisini, enerjisi­
ni hissettiğinizde, gücü sizin barındırdığınızı hatırlayın. Bu
güç size emanet edilmiştir. Siz Kapıdaki Muhafızlarsınız. O
Muhafızdan korkmayın, onu kendinize döndürün ve iyi kulla­
nın. Onun, artık sizi destekleyerek ilerlemenize yardımcı ol­
masını sağlayın. Ve bu süreçte kendinizi yargılamayın.

224
Karanlığı Kucaklamak
Üçlük, 009, Zeist, Hollanda
Soru:
Benim korkuyla ilgili bir sorunum var. Geceleri, özellikle
yalnızken çok korkuyorum ve bunun tutkuma adım atmamı
engellemesinden korkuyorum. Belki siz bu konuda bir şeyler
söyleyebilirsiniz.

Grup:
Her şeyden önce, cesaretin için seni alkışlıyoruz. Korku­
dan söz etmek bir insanın bu durumda normal olarak yaptığı
bir şey değildir. Sen ne kadar cesur olduğunu bilmiyorsun. Se­
nin yaptığın gibi, son altı yıl içinde Yuvaya dönmek için iki fır­
sata sahip olduktan sonra bu dünyada kalmak çok büyük bir
şeydir. Sen şu anda burada bulunduğun için bile alkışlanıyor­
sun. Ve asla yalnız değilsin. Şu anda önünde bulunan şey, sa­
na karanlık yanını gösteren zorlukları deneyimlemek için bir
fırsattır. O tümüyle budur. Senden, onu bir hakimiyet fırsatı
olarak, sana meydan okuyan bir şey olarak, seni karanlıktan
korkutan bir şey olarak görmeni istiyoruz. Sevgili varlık,
korktuğun şey aslında kendi karanlık yarımdır. Ve sana, onu
kucaklaman gerektiği öğretilmemiştir. Sana, ona bakıp, "Evet,
o benim bir parçam. Bazı veçhelerimden hoşlanmıyor olabili­
rim, ama o ben'im" diyerek, onu kabullenmen gerektiği hiç
öğretilmemiştir.
Bak, karanlık sadece ışığın yokluğudur. Sen karanlığa
anlayışla bakıp, orada ışık için fırsatlar görebilir ya da ona an­
layışsız bir biçimde bakabilir ve korkuya kapılabilirsin. Karan­
lığın sadece ışığın yokluğu olmasına çok benzer bir biçimde,
korku da sadece sevginin yokluğudur. Sevgili varlık, sen kendi
karanlık yanını barındırma süreciyle hakimiyetine sahip çıka-

225
'Tann Çağı
caksın. Ve gelecek yıl, bir gün gelecek, karanlıkta gözlerini
açıp her anın tadını çıkaracaksın. Bunun için sana söz veriyo­
ruz.

Bir Sürü İyi Hata


Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Korku görüşümü engelliyor. Bugün kişisel yaşamımda
önemli kararlarla karşı karşıya bulunduğumu hissediyorum
ve korku spiritüel çalışmamla ilgili güvenilirliğimi zedeliyor.
Bu korkuyu nasıl aşabilir, ondan nasıl kurtulabilirim?

Grup:
Korku bilgi eksikliğinden başka bir şey değildir. Tanımı
gereği, siz sadece bilinmeyenden korkabilirsiniz. Eğer orada,
boş olduğu için tüm enerjinizi emen büyük bir delik varsa,
onu doldurmanın yollarını bulun. İlk başta, bunu yapacak ka­
dar kendinize güvenmezsiniz, oraya yanlış bilgi koymaktan
korkarsınız. Korkmayın, çünkü bu gerçekten herhangi bir
fark yaratmaz. Çünkü o bir vakum olmayı durdurur ve önem
sırasında bu önce gelir. Siz o vakumu durdurduktan sonra,
onu doğru bilgiyle doldurabilirsiniz. Her türlü eylem de kor­
kuyu bırakmanızı sağlayabilir. Siz tanrısal insanlar haline gel­
meye çalışıyor ve bunun hatalar yapmamak anlamına geldiği­
ne inanıyorsunuz, ama aslında burada hatalar yapmak ve o
hatalardan öğrenmek üzere bulunuyorsunuz. Lütfen, bir sürü
iyi hata yapın. O vakuma bir şeyler koymanın yollarını bulun.
Bunu açıklığa kavtışturmak için başka bir örnek verelim.
Koruyucu, bir zamanlar inşaat müteahhidi olarak çalışırken,
gerçekleştireceği projeleri de kendisi planlardı. Personel top­
lantılarında, tüm planlarını gözden geçirir ve önemli bir soru

226
'l(orRı:
sorardı: "Bu süreçte olabilecek en kötü şey nedir?" Olabilecek
en kötü şey tanımlandığında, Koruyucu, "Eh, bu o kadar da
kötü değilmiş" derdi. Bazıları onun olumsuz düşünüşle meş­
gul olduğunu düşünmüşlerdi, ama Koruyucu sadece o sırada
bir vakumu dolduruyor ve korku olasılığını ortadan kaldırı­
yordu.
Sevgili varlık, senin önünde büyük �ir ışık çalışması bu­
lunmaktadır ve zorluk senin perdende -arasından gördüğün­
bir açıklığın bulunmasıdır. Çok az kişi yaratacağı farkı görür,
ama sen bunu gördün. İşte bu yüzden her adımı kusursuz kıl­
maya çalışıyorsun. Bunu, etkileyeceğin herkese borçlu olduğu­
nu düşünüyorsun, ama sen o adımları atmaya ve o hataları
yapmaya istekli olmadıkça, bunların hiçbiri gerçekleşmeyecek­
tir. Korkma, yolun iyi aydınlatılacaktır. Bu yolculuğun keyfini
çıkar.

227
KRİ STALLER

Pembe ve Yeşil Kristaller


Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
(Altı günlük bir Ruhsal f>sikoloji eğitimi sırasında, bir
gün, Atlanta'nın dışındaki yüksek bir enerji yeri olan Stone
Dağı'na çıkmıştık.)
Stone Dağı'nda, sizinle paylaşmak ve hakkında soru sor­
mak istediğim bir deneyim yaşadım. Dağın zirvesine çıktım ve
dağın neredeyse ikiyi bölündüğünü gördüm. Sonra, dağın or­
tasından beyaz, güçlü bir enerji ışınının çıktığını gördüm. Mil­
yonlarca sekiz figürünün çıktığını da gördüm ve çevremdeki
meleklerden biri bana, onların sonsuzluk işaretleri olduklarını
söyledi. Bu çok güçlü bir görüntüydü ve birdenbire yok oldu.
Bu dağa çıkıp, biri pembe, biri de yeşil renkteki kristalle­
rimi almam gerektiğini biliyordum. Hiç duraksamadım, onları
bulacağımı biliyordum. Oraya ulaştım ve orada bana rehberlik
edildi. O kristalleri buldum ve onları evime götürdüm. Oğlum
onları görünce, "Anne, pembe kristal saf sevgi ve yeşil kristal
de vericilik" dedi. Tüm bu deneyimle ilgili yorumunuz nedir?

Grup:
İlk başta o dağa çıktığında, beyaz bir çizginin dağın tepe­
sini ikiye böldüğünü görmenin nedeni, bu dağın enerjisel ola­
rak ikiye bölünmesidir. Enerjisel olarak, oradaki boyut-kapısı
farklı parçalara bölünür ve farklı zaman-çizgilerinde yolculu­
ğa izin verir. Aslında bu daha fazla şey içerir ve buraya "At­
lantis"i çağrıştıran bir ismin (Atlanta) verilmiş olması bir
rastlantı değildir. Geçmişte, Atlantis'in tüm ışık ve ısı enerjisi-

228
'l(ristailer
ni büyük enerji kristalleri sağlardı ve bazı kişiler bu enerji
ağından sorumluydular. O noktada enerji ağlarını yöneten,
Tyberron adlı büyük bir adamdı. Ve orada tecrit halde bulu­
nan, tümüyle kendi başına olan, iyi korunan, özel bir yer var­
dı; ona Zümrüt Kent denirdi. O, yeşil kristallerin enerji-ağına
kalp enerjisini aktardıkları yerdi. Yani bu, sadece ışıklarınızı
yakmak ya da evlerinizi ısıtmakla değil, sevgi enerjisinde yaşa­
makla da ilgiliydi. Evet, Zümrüt Kent'in yeşil kristalleri orada
kalp enerjisini enerji-ağına aktarmak için bulunuyorlardı. İş­
te, Koruyucu'nun yeşil bir kristal yüzük takmasının nedeni
budur. Bu kutsal taşların bazıları o dağda bulunmaktadırlar,
ki senin gördüğün şey kısmen budur. Ve zaman ilerledikçe çok
daha fazlasını göreceksiniz.
Dünyanızın başka yerlerinde başka kristal taşlar da var­
dır. Özellikle onlardan biri çok önemli bir enerji-ağım oluştu­
ruyordu ve o Bermuda Üçgeni'nde bulunuyordu. O, bugün bi­
le, uçakların ve gemilerin seyir sistemlerini karıştırmaktadır.
Onun üzerinde uçan uçaklar neredeyse başka bir zaman-çer­
çevesine geçerler.
Şimdi o kristaller seni bulmuş olduklarına göre, onları
senin için kutsal olan bir yere götür, ama aynı yere koyma.
Her birini farklı bir yere götür ve toprağa göm. Onlar birbirle­
rine giden yolu bulacak ve bu süreçte boyutlar-arası bir kapı
açacaklardır.

Kristallerle Konuşmak
Ruhsal Güvenin Nefesi, 074, Genk, Belçika
Soru:
Ben kristallerle ilgili bir soru sormak istiyorum. Yanımda
bir kristal getirdim, çünkü onunla bir bağımın olduğunu his-

229
'Tan.n Çağı
sediyorum. İnternet'te yayınladığınız son mesajların birinde,
kristallerle temas kurup onlara soru sorabileceğimizden söz
ettiniz. Ben kristallerle olan temasımızı nasıl artırabileceğimi­
zi ve onlarla nasıl daha fazla çalışabileceğimizi bilmek istiyo­
rum.

Grup:
Güzel bir soru. Biz çok-boyutluluktan söz ettiğimizde, si­
zin aklınıza hemen uzaylı varlıklar gelir. Size, temas kurduğu­
nuz bazı uzaylı varlıklarla ilgili mesajlar da vermekteyiz, ama
bunun aslında ne kadar geniş bir tayf olduğunu hiç bilmiyor­
sunuz. Bakın, siz çok-boyutlu varlıklar haline geldiğinizde,
tüm boyut düzeyleriyle çok çabuk temas kurabilirsiniz, ki bu­
na mineral, bitki, hayvan düzeyleri ve tüm diğer düzeyler da­
hildir.
Bu yüzden, kristaller konusunda farklı bir perspektife sa­
hip olmanız çok heyecan verici bir durumdur. Kristaller, genel
olarak, kaydedicilerdir. Onlar enerji damgalarını barındırırlar;
örneğin tarihin, sevginin ve bir insanın enerji damgalarını ba­
rındırabilirler. Birçoğunuz bu toplantılara gelirken yanınızda
bir kristal getirirsiniz, çünkü o kristaller bizim enerjimizin bir
parçasını kaydederler. Evet, Yerküre'nin bir parçası olan, mi­
neraller aleminin en üst düzeyinde bulunan bu canlı ve duyar­
lı varlıklar bu enerjiyi kaydeder ve sonra yayarlar.
Toplumlarınızda kadınlar, çoğunlukla, erkeklerden daha
uzun ömürlüdürler ve siz bunu hep erkeklerin savaşa gidip öl­
melerine bağlamışsınızdır. Oysa bu, kadınların kristal kolyele­
ri ve takıları daha rahatça takmalarıyla ilgilidir. Erkekler, ge­
nellikle, kadınların kristallerden aldıkları enerjiden yoksun
kalırlar. Biz bundan söz eder etmez, Koruyucu gidip bir kris­
tal satın aldı. Bunu daha uzun yaşamak istediği için değil, tüm
bu celselerde bulunan insanlardan biri olduğu için yaptı. Böy-

230
9(._ristafkr
lece, o, celselerin enerjisini o kristalde toplamaktadır ve aynı
şey sizin için de geçerlidir. Siz canlı, nefes alan bir kristale ba­
kıp sihrinizi ona aktardığınızda, o da bu sihri size geri yansı­
tır.
Peki, kristallerinize sorular sorabilir misiniz? Elbette, so­
rabilirsiniz. Kristallerle konuşmak kolaydır. Bu konuda şöyle
bir alıştırma yapabilirsiniz: İki gün boyunca hepiniz yanınızda
bir kristal taşıyın, sonra bir salonda toplanıp, birbirinizin kris­
tallerinden yayılan enerjiyi okuyun. Bunu deneyin. O enerji
damgalarının kristaller tarafından çok açık bir biçimde kayde­
dildiklerini göreceksiniz. Şu anda, birisinin bir süredir taşıdığı
bir kristali alıp ondaki enerjiyi hissedebilirsiniz ve eğer o kris­
tale bir soru sorarsanız, bu o kişinin Yüksek Benliğine o soru­
yu sormak gibi olacaktır. Böylece, bu Yuva ile kendi biyolojiniz
arasında Yüksek Benliğinizle bir köprü kurmanın bir yoludur.
Sizin birçok kristaliniz vardır, ancak, sevdiğiniz kristallere
baktığınızda onlarda sihri bulacaksınız.

İnsan-Yapımı Kristaller
Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
Atlantis'te yaptığımız gibi, yine kristaller imal edip ede­
meyeceğimizi merak ediyorum.

Grup:
Önce şunu açıklayalım: Kristal sözcüğünü bu kadar çok
kullanmamızın nedeni, şimdi tüm insanlığın kristalimsi hale
gelmekte olmasıdır. Kristal, Birlik Bilincinden doğru hareket
edildiğinde alınan formdur. Sizin realitenize doğru ilk adım,
Merkezi Güneş'in özüdür. Evreninizin (Samanyolu Galaksisi'
nin) merkezi olan Merkezi Güneş'e adım attığınız anda, sonlu

23 1
'Taırı Çağı
hale gelmenin ilk adımını atmış olursunuz. Siz sonsuzdan son­
luya doğru bir adım attığınızda, o yol boyunca ilk durak Mer­
kezi Güneş'tir. Merkezi Güneş kristaldir ve siz kristal enerjiyi
sonsuz Birlik Bilincinden alıp, onu Merkezi Güneş aracılığİyla
ifade ederek, gökkuşağının -o kristalden yansıyan- farklı ışın­
ları haline gelirsiniz. Bu realitede, siz olan ışın altın rengidir.
Siz altın ışındansınız. Siz amberler, sarılar ve altın renkleri
arasında yer alıyorsunuz. İşte bu yüzden, Yuvaya Hoşgeldiniz
adlı ikinci kitabımızın kapağında o gün batımının resmi yer
alıyordu; o gün batımı sarı, amber ve altın rengini içeriyordu.
Buradaki Oyun alanınızın tüm ışını altın rengidir. Bizim pers­
pektifimizden, o hayal edebileceğiniz en güzel renktir, çünkü o
ışıkta parıldar.
Siz kendinizi kadın-erkek ilişkilerine girerek tamamla­
maya çalıştığınızda, bunu çoğunlukla, altın bir nişan yüzüğüy­
le ve altın bir halkanın üzerinde yer alan çok güzel bir kristal­
le kutlarsınız. O, Evrenin ve Birlik Bilincinin, Merkezi Güneş
denen saf kristal mercekten geçerek, sonsuzdan sonlu bir rea­
liteye gelen ifadesidir.
Peki, siz kristal imal edebilir misiniz? Hiç kuşkusuz.
Ama bu gerçeği kendinizden sakladınız; tıpkı kristal enerjiyi
de kendinizden saklamış olduğunuz gibi. Bu yüzden bunu he­
nüz yapamadınız. Kristalimsi formu laboratuvarlarda yarata­
bildiniz, ancak henüz fiziksel olarak kristaller yaratamadınız.
Ama yaratacaksınız. Çok yakında size geri dönecek olan kris­
tal enerjiyi de hatırlayacaksınız. Bunu yapmanın yollarını bu­
lacaksınız. Bu arada, sahip olduğunuz ve silis formlarını alabi­
len bazı doğal kristalleri -ki kurşun kristalleriniz bile onlar­
dan biridir- kristalimsi bir forma dönüştürebileceksiniz ve bu,
bu noktada yapabileceğiniz ve insan-yapımı kristale en yakın
olan şey olacaktır. Siz sadece kristal enerjiyi üretebilmekle

232
'l(ristalr
kalmayıp (o aslında dönüştürücü olsa da, biz onu üreteç ola­
rak adlandıracağız), kristalimsi ağın, dağıtım kristalleri olarak
kullanacağınız hatlarına enerji de sağlayabilecek bir kristalim­
si yapı yaratmanın yollarını bulacaksınız.
Bunları çok yakında bulacaksınız. Bundan kısa bir süre
sonra, o çok sevdiğiniz Atlantis kristallerinin kalıntılarını bu­
lacaksınız. Bazılarınız onların nerede olduklarını biliyor, ama
görmekte olduğunuz şeyin ne olduğunu henüz anlamıyorsu­
nuz. Bu keşifte bulunduktan sonra onların ne olduklarını an­
layacak, o zaman o kristalleri çok kolayca bulabileceksiniz. ,
Sevgili varlık, sen geçmişte bunu yaptığın o dönemi çok
açık bir biçimde hatırlıyorsun. Bu hatırayı ortaya çıkaracak ve
benzer hatıralara sahip diğer kişileri bulacaksın, çünkü böyle
birçok kişi vardır. Onlarla bağlantı kurduğunda, sihir çok ça­
buk ortaya çıkacaktır.

Kristalleri Aktive Etmek


Lemurya 'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
İki farklı kaynak bana, okyanus tabanının altında dev bir
kristal kümesinin bulunduğunu ve benim onun döndürülmesi­
ne yardımcı olacağımı bildirdi. Ancak, ben onları kazıyıp orta­
ya çıkarmayacağım, onlar yukarı çıkacaklar ve o zaman ben
onları aktive edecek takımın bir üyesi olacağım. Bu konuda
bir yorumda bulunabilir misiniz?

Grup:
Bulunduğun yerde derin bir nefes al. Onları hissediyor
musun? Kristallerin enerjisini hissediyor musun? Onlar ger­
çekten çok büyükler. Yerküre üzerinde böyle birçok yer var ve
onların bazılarını sen de biliyorsun. Onlardan çok uzakta de-

233
'Tanrı Çağı
ğilsin ve zamanı geldiğinde varlığındaki o his, varlığının özü
seni onlara götürecektir. Bunlar daha önce insanlar için so­
runlar yaratmış olan aynı kristallerdir.

Soru:
Bize, o zaman için onları ortadan kaldırmamız gerekti­
ğinden, onları gömdüğümüz söylenmişti.

Grup:
Bu, verdiğiniz ortak bir karardı. O zamandan beri, geze­
geninizde kristal enerjiye sahip değildiniz. Taktığınız veya ce­
binizde taşıdığınız kristallere baktığınızda, onların canlı ol­
duklarını hissedebilirsiniz. Onların bir öze, bir enerjiye sahip
olduklarını hisseder, ama onun nerede bulunduğunu anlaya­
mazsınız. Bilimcileriniz ise bunu büsbütün gözden kaçırırlar,
çünkü onlar hiçbir şey bulamazlar. Siz kristal enerjiyi kendi­
nizden saklamakla çok iyi etmiştiniz, ama zamanı geldiğinde o
enerjiyi bu gezegene güvenli, rahat ve sorumlu bir biçimde ye­
niden-sunmanız gerekecektir. Sevgili varlık, sen Mu'nun ko­
ruyucularından birisin ve bu konuda bir rol oynayacaksın,
çünkü geçmişte bu enerjiyi kullanmıştın. Bugün sizin kristal
enerjiye en çok yaklaşabildiğiniz enerji, evlerinizi aydınlat­
makta, ısıtmakta ve elektrikli aletlerinizi çalıştırmakta kul­
landığınız alternatif akımdır. Bu, kristal enerjiyi kopyalamaya
en çok yaklaşabildiğiniz enerjidir. Kristal enerji bir yerden bir
başka yere hiç sorunsuz bir biçimde aktarılabilir. Eğer bu ser­
best enerji aktarımı yapılabilseydi, olasılıklar sizi çok heyecan­
landırırdı. Sevgili varlık, sen her gün bu konuyla ilgili bir şey­
ler okuyorsun. Bunun doğru olduğunu kalben biliyorsun, çün­
kü sen en büyük aktarıcıların ve enerji dönüştürücülerin bazı­
larının anahtarını barındırıyorsun.

234
'l(ristafr
Deniz Kristalleri
Amor - Zümrüt Kent, D041402, Bemidji, MN.
Soru:
Deniz kristallerinden söz edebilir misiniz?

Grup:
Birçok kristal bu gezegene, ışık tohumlarını ekecek şekil­
de kusursuz bir düzenle yerleştirilmiştir. Şu anda gezegeni­
nizde en az on iki bin deniz kristali bulunmaktadır. Bu sayı si­
ze çokmuş gibi görünebilir, ama aslında çok azdır. Zamanla
onlar ortaya çıkarılacaklar. Şimdiden bazılarını ortaya çıkar­
dınız ve kişisel olarak sen onlardan birinin nerede bulunduğu­
nu biliyorsun. Bunlardan on ikisi kristal kafatası formunda
bulunmaktadır. Bunlar, insanlığın kolektif titreşimi onları
kendi başına barındıracak kadar yeterince yükselene dek,
enerji-ağının işaretlerini barındırıyorlardı. Artık bunu yapma­
ları gerekmediğinden, Yerküre üzerinde farklı yerlere dağıtıl­
mışlardır. Onlar ilk deniz kristalleriydi. Deniz kristalleri ge­
nellikle tuzlu suda bulunurlar; çünkü tuz da, diğer kristalleri
aktive eden çözünebilir bir kristaldir.
Bermuda Üçgeni'nin ortasında büyük ve yeşil bir kristal
bulunmaktadır. Onun çok yakınında bir başka kristal vardır
ve bu iki kristalin etkileşimi, o bölgede uçakların ve gemilerin
seyir sistemlerinde karışıklığa neden olan şeydir. Deniz krista­
linin birçok parçası, enerjiyi yaymak ve hazır olduğunuzda o
enerjiye ulaşmanızı sağlamak için farklı yerlere taşınmıştır.
Bunu yapmış olanlar sizsiniz, sevgili varlıklar. Kristallerin
içindeki kristal enerji özelliklerini kendinizden saklamış olan­
lar sizsiniz. Çünkü daha önce de söylediğimiz gibi, Atlantis
battıktan sonra kendinizle yaptığınız ruhsal anlaşma, bir daha
bu dünyaya geldiğinizde bu konuda farklı davranmanızı ve

235
'Tanrı Çağı
kristallerin özelliklerini kendinizden gizlemenizi içeriyordu.
Kristal enerjinin görülmesine izin vermeyecektiniz. Bu yüz­
den, kristaller enerji aktarımıyla ilgili muazzam özelliklere �a­
hip olsalar da, siz bunun meydana geldiğini göremez, dolayı­
sıyla da o enerjiyi toplayıp biriktiremezsiniz. Daha önce de
söylediğimiz gibi, sizin bu enerjiyi taklit etmeye en çok yaklaş­
tığınız şey elektriktir; elektrik, kristalimsi enerjiye çok yakın
olan bir enerji kaynağıdır. Burada kozmik şaka, alternatif akı­
mın bir Kristal Çocuk olan Nikola Tesla tarafından geliştiril­
miş olmasıdır. Çok geçmeden bunun geriye kalanını görmeye
başlayacaksınız, çünkü orada çok fazla enerji vardır ve deniz
kristalleri o enerjinin ve bilginin çoğunu barındırmaktadırlar.

Soru:
Ben deniz kristallerinin bazılarının nerede bulundukları­
nı biliyorum, ama bugün zümrüt enerji kristalinin var olduğu­
nu fark ettim. O sizin buradaki mevcudiyetiniz tarafından yu­
karı kaldırılacak mı? O perdenin şu anda açılıp, o deniz krista­
lini yukarı kaldıracak insanları buraya çekmesine izin veriyor
musunuz? O gerekli şifayı getirecek mi?

Grup:
Üç sorunun yanıtı da evettir. Eğer bu güç, bu enerji diz­
ginlenip kullanılmazsa, o büyük bir enerji vorteksi yaratabilir
ve bu vorteks de tekrar tekrar kasırgaların oluşmasına neden
olabilir. Evet, burada bulunma nedenimiz kısmen budur. Siz
şimdi şifa verici vorteksi kendi içinizde yaratıyorsunuz. O şim­
di çok hızlı hareket edecektir. Vorteksi açacak olanlar sizsiniz.
Atlantis'in enerjisi aktive edilmiştir. Kendinizden saklamış ol­
duğunuz şey şimdi geri dönmektedir. Topraklarınızın her ya­
nına yayılmış olan bu göllerin birçoğu, aslında, çok şey için
kullanılacak olan sıvı boyut-kapılarıdır ve sözünü ettiğiniz göl-

236
'l(ristafler
de yatan o deniz kristali onların hepsinin anahtarıdır. Onlar
sadece Dünya Ana'nın değil, Atlantis'in şifa bulmasına da yar­
dım edeceklerdir.
Bunun için birçok fırsat göreceksiniz, çünkü çevrede bu
kristallerin birçoğu bulunmaktadır. Onları arayın, göremese­
niz bile niyetinizle onlara ulaşın, o zaman onları tanıyacaksı­
nız. Tam olarak nerede bulunduklarını bileceksiniz ve eğer
kalp çakranızı açıp o kristallere enerji gönderirseniz, onlar bir
anda yeşile döner ve kristalimsi enerji-ağının geriye kalanıyla
bağlantı kurarlar. Ancak şimdi, bu enerji-ağı yer altında, si­
zinkine çok yakın olan başka bir realitede bulunmaktadır; bu,
boyut-kapılarıyla erişilebilecek boyutlar-arası bir realitedir.
Bu, bu günlerde önemli hale gelmektedir, çünkü sizinki artık
tek Özgür Seçim Gezegeni değildir. Bir başka gezegen daha
vardır ve o sizinkiyle aynı zaman ve uzayda, ama farklı bir za­
man-çerçevesinde bulunmaktadır. Ve gelecek olan her şeye
yer açmak için kendi gezegeninizi iyileştirmeniz önemlidir.

Yataktaki Kristaller
OverLight, 010, Oostmalle, Belçika
Soru:
Kristallerle ilgili bir sorum var. Siz, bu gereçlerin Dünya
üzerinde form olarak bulunduklarını, onların ruhlar olmadık­
larını ve onlara gerçekten muhtaç olmadığımızı söylediniz. Biz
evimizde, şifa ve enerji için yatağımıza kristaller koyuyoruz,
ama siz onlara ihtiyacımızın olmadığını söylüyorsunuz. Oysa
ben başkalarına yardım etmek için bu kristalleri kullanmak
isterdim.

Grup:
Konuyu açıklığa kavuşturmamıza izin verin. Yaptığınız

237
'Tanrı Çağı
her şeyde ayırt-etme yeteneğinizi kullanmanızı istememizin
nedeni kısmen budur, çünkü söylediğimiz her söze sıkı tutun­
mamanız önemlidir. Lütfen, bunu yapmayın. Sadece kalben
rezonansa girdiğiniz fikirleri ve kavramları benimseyin. Biz
sadece, burada bir parça ve şurada bir parça sunuyor ve onu,
anlamanız için birçok farklı fırsatta sunuyoruz. Aslında, çok
sık olarak, aynı anda birçok farklı düzeyde konuşuyoruz, böy­
lece salonun arka tarafındaki biri bir şey duyarken, ön tarafta
oturan biri başka bir şey duyuyor. Koruyucu kanalıyla bu şe­
kilde konuşmamızın nedeni budur.
Şimdi gereçlerden söz edelim. Onlar harikadırlar. Güzel
bir kristale baktığınızda Yuvayı hatırlarsınız, çünkü kristaller
mineraller aleminin en yüksek titreşimidir. İşte bu yüzden on­
ları takarsınız. Onlar harika gereçlerdir, öyleyse onların keyfi­
ni çıkarın. Onlarla oynayın. Gereçler kullandığınız için gayri­
spiritüel değilsiniz. Sahip olduğunuz şeyin keyfini çıkarın.
Onu başkalarına da öğretin. Gereçlerinizi başkalarıyla payla­
şın, çünkü o gereçler onları uyandırabilirler. Sadece, gereçle­
rin ille de gerekli olmadıklarını anlayın. Bu hepsinin sizin içi­
nizde bulunduğu anlamına gelir. Siz kendinizle ya da bir kris­
talle konuşma seçeneğine sahip olduğunuzda, bazen bir kris­
talle konuşmak daha eğlencelidir. Aslında, kozmik şaka şu ki,
aynaya bakıp kendinizle konuştuğunuzda, aslında bir kristalle
konuşuyor olursunuz. Bunun üzerinde düşünün.

Öykü Anlatıcılar
Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Bana, Usta Örücü Kristal denen özel bir kristal verildi.
Bana onunla ilgili bir açıklama yapabilir misiniz?

238
'l(rista!kr
Grup:
Bir kristal, mineraller aleminin en yüksek titreşiminin
bir parçasıdır ve onlar biyolojiniz ile bildiğinizden daha fazla
etkileşime girerler. Siz o kristale baktığınızda, inanılmaz bir
güzellik ve bir öykü görürsünüz. Bu yüzden, bizden size bu öy­
küyü anlatmamızı istemek yerine, onu siz anlatın, gücünüzü
bize teslim etmeyin. Bu, Muktedirlik Çağıdır. O kristale baktı­
ğınızda, o sizin en muhteşem yanınızı ve her ikinizin anlatabi­
leceği bir öyküyü size geri yansıtır.
Sevgili varlık, sen kısa bir süre önce bu sevgili eski dostla
yeniden buluştun ve bunu yaptığın için memnunuz.

Sevgiyi Kutlamak için Kristaller


Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Eşimin ve benim birer kristal kolyemiz vardı ve onları
değiş tokuş etmiştik. Geçenlerde, zincirler kıvrılmaya ve kris­
taller birlikte hareket etmeye başladılar. Şimdi onlar gerçek­
ten karşılıklı olarak şekiller oluşturuyorlar. Ben bunun anla­
mını ve ardındaki enerjiyi merak ediyorum.

Grup:
Onun ardındaki enerji senin ve eşinin enerjisidir, çünkü
ikiniz birbirinize ve kendinize duyduğunuz sevgiyi o kristalle­
re akıttınız. O kristalleri değiş tokuş ettiğinizde, onlar birleşip
bir olur ve bir gitarın iki teli gibi birlikte titreşirler. Onlar bir­
birlerinden ayrı olsalar da, armonik titreşimlerini birbirlerine
sunarlar. Eşinle ilişkinizde meydana gelen şey de budur. Onu
kendi gözlerinizde görebilirsiniz. O çok güzel, öyleyse o kris­
tallerin buna öykünmeyeceklerini size düşündürten ne? An­
cak, bu kristallerin sergiledikleri şeyler ne kadar güzel olursa

239
'Tanrı Çağı
olsunlar, bu sizin gözlerinize baktığımızda gördüğümüz şey
kadar güzel olamaz. Lütfen gülümseyin. O gerçeği barındırın
ve kristaller olun.

Yuvadan Mesajlar mı?


İnayet, D101202, Tiendeveen, Hollanda
Soru:
On dört yıl önce yakın bir dostum bana bir kristal arma­
ğan etmişti. O sırada yaşamım altüst haldeydi. Kristal de
sanki benden etkilenerek adeta ağlıyordu ve ben bir şeyler
yapmam gerektiğini düşündüm, ama ne yapacağımı bileme­
dim. Sonunda, kristali su dolu bir kaseye koyup, suyun içine
yanan mumlar yerleştirdim; böylece bir tür şifa yapmış oldu­
ğumu düşündüm.
Geçen hafta, bir kristal adeta beni tetikledi ve bunları
tekrar hatırladım. Ancak, şimdi öğrenmek istediğim şey şu:
Sadece zevk almak için olmayan kristaller (Mikail Kristalleri)
hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz? Onlar ne içindir ve
biz onlarla ilgili olarak ne yapabiliriz?

Grup:
Biz şu kristalden ya da bu kristalden söz ediyoruz. Sizin
kristal enerjide bulunduğunuzu söylüyoruz. Hepinizin kristal­
lere karşı bir çekim hissetmeniz olağandışı bir şey değildir.
Siz, taktığınız elmaslara, kolyelerinizdeki ve yüzüklerinizdeki
farklı kristallere karşı çekim hissedersiniz. Koruyucu'nun da
yeşil bir kristal yüzüğü vardır ve kendisi onu medyumluk yü­
züğü olarak adlandırır. Evet, birçoğunuz bu taşlara karşı bir
çekim hissedersiniz. Çünkü onlar Dünya Ana'nın mineraller
aleminin en yüksek titreşimli enerjisini taşırlar. Çünkü krista­
limsi enerji, insanlık bir sonraki düzeye çıkarken, Meshedilmiş

240
'l(ristalfer
(Christed) Enerjinin bu dünyaya geri dönüşüdür.
Kendi seremonilerinizle alıp verdiğiniz kristaller sizin
"Mikail Kristalleri"nizdir. (Başmelek) Mikail Ailesi içinde, bi­
zim bir geleneğimiz vardır. Birisi kalbinizi derinden etkiledi­
ğinde, sizde bir fark yarattığında, sizi kendinize bakmaktan
hoşlanacağınız kadar harika bir biçimde yansıttığında, siz o
kişiye bir kristal verirsiniz. O sizin kendi kalbinizin bir krista­
lidir. Ve siz bir Mikail Kristali aldığınızda, o armağanın so­
rumluluğu sadece size ait değildir. Siz onu aldığınızda, yapma­
nız gereken bir şeyin ağırlığını hissedersiniz, çünkü o bir akti­
vasyondur.
Bu durumda, yapmanız gereken her şeyi anlamaya çalış­
madan önce, o kristali alın ve onunla bir tür seremoni yapın;
bu seremonide, o kristaldeki enerjiyi en az iki kristalle payla­
şın. O diğer kristaller ilk kristalle aynı hızda titreşmeye başla­
dıklarında, o kristalleri sizin Mikail Kristali armağanlarınız
olarak başkalarına verin. Size verilmiş olan ilk kristal o za­
man ebediyen saklamak üzere sizin olur. Bu şekilde, siz başka
bir meleği de etkilemiş olursunuz ve Mikail Ailesi bir araya
getirilmiş olur, çünkü tüm Mikail Ailesi'ni birbirine bağlayan
şey kristalimsi enerjidir.
Her biriniz yakında bir kristal alacaksınız. O size verildi­
ğinde onunla bir tür seremoni yapın. Onu bir kaseye koyup
çevresinde mumlar yüzdürebilir ya da sadece yıkayabilir veya
tuzlu suya sokabilirsiniz. Her ne olursa olsun, bir seremoni
yaratın, çünkü siz sihirbazlarsınız. O titreşimi iki kristale da­
ha aktarın ve sonra onları yaşamınızdaki en önemli kişilere
verin. Bu şekilde, Mikail enerjisi tekrar bir araya gelecektir.
Bu şekilde, olabildiğince bir birlik bilinci deneyimi ortaya çı­
kacaktır, çünkü kristaller birçok düzeyde titreşirler.

24 1
'Taırı Çağı
Büyükbaba Kaya
Atlantis'in Kalpleri, D101802, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Geçmiş bir yaşamımda, varlığımın bir veçhesinin, "Bü­
yükbaba Kaya" denen türde bir kaya oluşumu olduğunu hisse­
diyorum. Atlantis'in son günlerinde muazzam miktarda bilgi
kristal yapıma, taşıdığım kaya yapısına depolanmıştı ve bu bil­
ginin hfila orada olduğunu hissediyorum. Ancak, onun ne ol­
duğunu, onu nasıl açığa çıkarabileceğimi, nasıl kullanabilece­
ğimi bilmiyorum. Bu konuda bana yardımcı olacak bir bilgi ve­
rebilir misiniz?

Grup:
Hepiniz muazzam bir tekamül hali içinde bulunuyorsu­
nuz. Bu süreçte, birçoğunuz DNA'nızın birçok ipliğinin daha
olduğunu keşfettiniz; bunu mikroskoplarınızla göremeseniz
de, kalben biliyorsunuz. Ancak, bu tekamül devam ettikçe, va­
roluşunuzun birçok boyutsal realitesinde değişiklikler göre­
ceksiniz. O değişikliklerden biri mineraller fileminde yer al­
maktadır. Sevgili varlık, geçmişte sen kendini minerallerin
enerjisiyle damgalamıştın. Buna, bir veçhenin Büyükbaba Ka­
ya olmasıyla başladın ve bu veçhen o dönemde bir koruyucu
işlevi görüyordu. O enerjiyi çok iyi taşımıştın, ancak, şimdi
tüm mineraller fileminin tekamül etmekte olması gibi, senin
bu veçhen de bir tekamül hali içinde bulunuyor. Çünkü bu
veçhen şimdi ışık yayıyor ve bu sadece kristalimsi formda
mümkündür. Böylece, Büyükbaba Kaya, hayal edebileceğin en
güzel kristal haline geliyor.
O tekamül hali içinde, sen o kayanın ve mineraller filemi­
nin bilgisinin enerjisini barındıracaksın. Sen insanların ayak­
larını yere basıp kendilerini desteklenmiş hissetmelerini, Yer-

242
1(ristafr
küre'nin ayaklarının altından kaymayacağını hissetmelerini
sağlayan teminatı barındırıyorsun. Bu salonda bulunan birçok
kişinin yaptığı gibi, sen de tüm ışık çalışmanla ve etkilediğin
ruhlarla Dünya üzerinde stabilite için yer sağlıyorsun. Hepini­
zin ışık çalışması nasıl tekamül ediyor, siz nasıl tekamül edi­
yorsunuz? Siz ışık saçıyorsunuz. Kristaller haline geliyorsu­
nuz. Büyükbaba Kristal haline geliyorsunuz. Bu yolculuğun
keyfini çıkarın.

243
MUKTEDİRLİK GEREÇLERİ

Erkek ile Dişiyi Dengelemek


Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Erkek ile dişi enerjiyi dengelemekten söz eder misiniz?

Grup:
Koruyucu'nun da bu sorunun yanıtını duyacağı için çok
heyecanlandığını söyleyebiliriz, çünkü o kadınların çok özel ol­
duklarını düşünür. Kadınlar, yaratmanın enerji damgasını ba­
rındırmışlardır, çünkü onlar her şeyden önce yaratıcıdırlar.
Tevrat'ta, Adem'in ilk insan olduğu söylenir, ancak biz bu ko­
nuda farklı bir görüşe sahibiz. Havva'nın Adem'in kaburga­
sından yaratılması güzel bir öyküydü, ama ilk yaratılan kadın­
dı. Erkek ve kadın şeklinde ikiye bölünme gerekli olduğundan,
siz ikinci boyuttan geçtiniz. Her biriniz her bir enkarnasyonda
iki cinsiyetten birine ayrılma fırsatını bulursunuz. Bunu doğ­
madan önce, kendi yaşam-derslerinizi oluştururken seçersiniz.
Ancak, kadın ilk yaratımdı, böylece o yaratıcı enerjiyi kendi
bedenine taşıdı, ki bu onun yaratımların en büyüğünü yapma­
sını, yani çocuk doğurmasını mümkün kılan şeydir.
Kadın ilk yaratıcıdır ve erkek ta o zamandan beri ona
yetişmeye çalışmaktadır (kahkahalar) . Sizin erkek-egemen bir
toplumda yaşadığınızı biliyoruz. Dünyanızda çok az sayıda ka­
dın lider ortaya çıkmıştır, ama bu durum değişmek üzeredir.
Ancak, daha önemlisi, sizin erkek ile dişi enerjiyi dengelemek­
te oluşunuzdur. Dişi enerji öncekinden daha da fazla yaratma­
nızı sağlayacaktır. Ve bu iki enerjinin birleşimi gerçek sihrin
bulunduğu yerdir.

244
MuK.t;eıfirliR.,(jere.çleri
Bir insan olmanın en heyecan verici yanlarından biri, si­
zin sevişme hali içinde birleşmenizdir; bu çok özel bir bağdır.
Çünkü sevişmek o anda ruhlarınızın birleşmesini sağlar, kim­
liğinizin özünü bütün bir varlık olarak yeniden-birleştirir. Bu
güzel birleşme Yuvadan titreşimler taşır ve bir insanın barın­
dırabileceği en büyük yaratım enerjisini içerir. Yakında bir za­
man gelecek, siz bu enerjiyi ifade etmenin yeni biçimlerini ve
onu bir yaratma gereci olarak odaklamanın yollarını bulacak­
sınız. Bu şimdi düşündüğünüzden daha kolaydır, ama şim
dilik şu kadarını söyleyelim ki, mastürbasyon bile güçlü bir
tezahür ettirme gerecidir.
Zaman ilerledikçe, erkek ile dişi enerji arasındaki farklı­
lıkları oldukça farklı bulacaksınız. Geçmişte, şimdi hatırlama­
dığınız ve kadınların egemen oldukları bir zaman yaşanmıştı;
şimdi kadınlar, "Evet, biz tekrar gücümüze sahip çıkacağız.
Biz tanrıça enerjisini uyandıracağız" diyorlar. Evet, bir za­
manlar, çok uzak bir geçmişte kadınlar egemendiler ve onlar
da bu işi erkekler kadar yüzlerine gözlerine bulaştırmışlardı
(kahkahalar) , ama işte buradasınız. Siz, dengenin bir cinsiye­
tin egemen olmasından çok daha uygun olduğunu göreceksi­
niz, çünkü hükmetmek dünyanızda sorunları ve savaşları ya­
ratan şeydir. Dişi yaratıcı enerji erkeklerin içinde de bulunur,
özellikle spiritüel erkeklerin içinde bulunur. Sevgili varlıklar,
siz dünyanızı çok çabuk değiştirebilirsiniz. Koruyucu ile eşi bu
seminerleri vermeye başladıklarında, katılımcıların yüzde
onundan daha azı erkekti. Şimdi ise bu oran yüzde kırka ya­
kındır. Bu durum her ikisi için de çok heyecan vericidir. Ve biz
enerjinizi dengelediğiniz için sizi alkışlıyoruz.

245
'Tanrı Çağı
Evlilikte Gerginlikler
Üçüncü Titreşim, 047, Sturbridge, MA.
Soru:
Benim tutkularımdan biri çocuk yetiştirmektir ve bunu
yapmaya başladım. Ama bu kesinlikle kocamın tutkusu değil.
O, çocuk bakmaktan hoşlanmıyor ve buna içerliyor.

Grup:
Bu noktada kocanla sorunlar yaşayacaksın, çünkü o çok
tahammülsüz. Enerjiyi yanlış kullanmasından ötürü, bu nok­
tada fazla bir tahammüle sahip olmak onun için çok zor. Çün­
kü onun tüm enerjisi, enerjiyi yanlış kullanımıyla baş etmeye
gidiyor. Onun enerjisini dışarıdan zorlamak zordur ve sen on­
dan büyük olasılıkla aşırı bir tepki göreceksin.

Soru:
Ama hfila bunu yapmayı sürdürebilir miyim?

Grup:
'Sana basit bir evet ya da hayır yanıtı veremeyiz, çünkü
bu gücünü senin elinden almak olur. Bu, insanın aşması gere­
ken bir zorluktur. Biz burada sadece, kararlar vermene yar­
dımcı olmak için, her iki tarafın içinde bulunduğu hali sana
gösterebiliriz. Tüm kararların uygundur. Mutluluğunu bul ve
onunla kal. Bu mutluluğu kocanla paylaş, onunla birlikte bü­
yüt. Kocanın başarılarını geliştirmesine yardımcı ol. Başaraca­
ğı özgün şeyler bulması için ona her şekilde güç ver ve bu öz­
gün şeyleri kendisine hatırlat. Ona, gözlerini aydınlatan o şey­
leri hatırlat ve şevkin, hevesin, canlılığın geri dönüşünü izle.
Sihrin bulunduğu yer orasıdır.

246
!Muk!edirfiK_fjereçferi
Ruhtan Gelen Muktedirleştirici Görüşler
Üçüncü Titreşim, 047, Sturbridge, .MA.
Soru:
Tutkumu hatırlamama yardım ettiğiniz için teşekkür
ederim. Az önce sahneden inip yerime geçtiğimde, tüm bede­
nimden çok güçlü bir elektromanyetik enerjinin geçtiğini his­
settim ve o hala devam ediyor. Sanki elektrikten oluştuğumu
hissediyorum; bu akımla çok doluyum, o çok güçlü. Onunla ne
yapacağımı bilmiyorum, ama harika bir his veriyor.

Grup:
Onunla herhangi bir şey yapman gerekmiyor. Onu ka­
zandın, keyfini çıkar.

Soru:
Çıkarıyorum. Bugün burada büyük ve derin bir şifa al­
dım. Her zaman tutkumla yaşamalıyım, ki bunu yapmıyor­
dum. Bu yaşamımda kendini tutma, kısıtlama, isteksizlik kalı­
bına sahiptim ve şimdi bu kalıbı nasıl kırabileceğimi ve ışıkta
nasıl tam olarak durabileceğimi bilmek istiyorum.

Grup:
Sana farklı bir görüş sunalım. Sen, tipik olarak, kendini
içeriden dışarıya doğru görürsün, bu salondakiler ise seni dı­
şarıdan içeriye doğru görürler; öyleyse bunun neye benzediği­
ni sana gösterelim. Dün, tüm gün boyunca çekingen ve karar­
sız bir haldeydin. Elinden gelen her şeyi yapıyor, ama buraya
uygun olup olmadığını merak ediyordun. Çevrendekileri besle­
yebilmek için her şeyi yapıyordun, ama tüm enerjiyi kendin
için almak ve onun senden tam olarak yayılmasına izin ver­
mek senin için çok zordu. Ama ikindi vakti gelen ışık seni ta­
mamen kapladı ve içinden dışarı doğru yayıldı. Kendi enerjinin

247
'Taın Çağı
bu salonda tezahür etmesine izin verdin. Ve bu sabah buraya
yüzünde tüm salonu aydınlatan ve ısıtan bir gülümsemeyle
geldin. Ancak, yine de, böyle ışık saçmanın bu insanların dün­
yasına biraz zorla girmek olduğu hissine kapıldın. Sen baş­
kalarının hisleriyle ilgili olarak o kadar duyarlısın ki, çoğu kez
kendi yeteneklerini kısıtlıyorsun. Dışarı çok fazla enerji yay­
maktan korkuyorsun, çünkü onun diğer insanları etkilediğini
biliyorsun. Sen, diğerlerinin de seninki gibi duyarlılık ve sınır
sorunları olduğunu sanıyorsun. Oysa o saf sevgi enerjisinin
hiçbir beklenti, hiçbir düşünce olmadan ya da hiçbir şeyi an­
laman gerekmeden içinden akmasına izin verdiğinde, tarif edi­
lemez bir güzellik sergiler ve insanları beslersin. Seni seyre­
den herkes o gülümsemenle beslenir ve büyür. Lütfen, o gü­
lümsemeye izin ver.
Bunu yapamadığın zamanlar olacak mı? Elbette olacak,
çünkü sen bir insansın. Acı hissedeceğin zamanlar olacak mı?
Elbette olacak, buna garanti veririz. Ama o enerjiyi daha fazla
yayabildikçe, yaptığın her şeyde daha amaçlı olacaksın. Birçok
farklı biçimde şifa veren şifacılar vardır; bazıları elleriyle, ba­
zıları sözleriyle, bazıları yaptıkları müzikle ve titreşimleriyle
şifa verirler. Bitkilerle, ilaçlarla, birtakım farklı enerji formla­
rıyla iyileştiren şifacılar da vardır. Bir de senin gibi, gülümse­
mesiyle şifa verenler vardır. Lütfen, armağanını ver. Onun
içinden akmasına izin ver. ,

Soru:
Bu harika bir his veriyor.

Grup:
Dünya üzerinde Yuvayı tezahür ettirdiğin için teşekkür
ederiz.

248
MukJ;eairfi/(Jjere.çferi
Çikolata = Yükseliş Besini
Sihirli Kucaklamalar, D031302, Baltimore, MD.
Soru:
Perdenin öbür tarafındaki cinsel ilişki hakkında bir açık­
lama yapmıştınız. Bu belki saçma bir soru gibi görünebilir
ama, öbür tarafta çikolata ya da ona benzer bir şey var mı?

Grup:
Sen komik bir yanıt bekliyorsun, ama biz ciddi bir yanıt
vereceğiz. Evet, var. Önce hepiniz için bir açıklama yapalım:
Çikolata, beynin sinaptik sinirlerini açar ve endorfin hormonu
salgılatır. Bu yüzden, çikolata yerken hissettiğiniz şey Yuva­
nın titreşimlerine çok benzer. Ve bu yüzden, birçok Işık-işçisi
çikolataya bayılır. Hayır, bu bir Işık-işçisi olmanın ön-koşulu
değildir, ama eğlenceli yanlarından biridir.
Çikolatadaki maddeler bedeninizde bir kimyasal tepkiyi
tetikleyerek, bir esenlik ve neşe halinin hissedilmesine yol
açarlar. Çikolata aslında kalp çakrasını açar. İşte bu yüzden
Sevgililer Günü'nde birbirinize çikolata hediye ·edersiniz; çiko­
latanın yarattığı his, sevgi deneyiminin yarattığı hisse en ya­
kın histir. Böylece, bir bakıma evet, burada, Yuvada çikolata
vardır ve biz her zaman onun içinde yaşarız.
Bu yolculuğun keyfini çıkarın, sevgili varlıklar. Birçoğu­
nuz bu dünyada mücadeleler yaşarsınız. Yuvaya geri döndüğü­
nüzde size, "Tutkunu gerçekleştirdin mi? Dansa katıldın mı?
Yaşamla oyun oynadın mı?" diye soracağız. Ve sizin insan du­
rumuyla ilgili olarak hatırlayacağınız bazı büyük ve harika de­
neyimler, yaşadığınız acılar ve mücadeleler olacaktır. Çünkü
onlar acı, üzücü ve sizin deyiminizle "olumsuz" olabilseler de,
çok da insanidirler. Bu yüzden, Yuvaya geri döndüğünüzde
onları sevinçle hatırlayacaksınız, bu yüzden onlardan korkma-

249
'Taırı Çağı
yın. Ve "bir çikolata paketindeki Yuva" dan bir ısırık aldığınız­
da, bizi bir gülümsemeyle düşünün, çünkü biz sizin hep bildi­
ğiniz şeyi onaylayacağız: Evet, çikolata bir yükseliş besinidir.

Bir Taş Gibi Hissetmek


Parlak Gözler Klanı, 037, Baltimore, MD.
Soru:
Biz her ne zaman bu çalışmayı yapsak, diğerleri bir şey­
ler gördüklerini söylüyorlar, ama ben hiçbir şey görmüyorum.
Neden?

Grup:
Koruyucu da bize aynı soruyu sorardı. Başkaları ona, ka­
nallık yaparken arkasında varlıkların ve değişik renkte ışıkla­
rın bulunduğunu ve aura alanında değişikliklerin olduğunu
söylerler. O da bunları görmeyi çok ister ve hep şöyle der:
"Evet, bunu çok duyuyorum. Bu harika, söylediğiniz için te­
şekkürler." İnsanlar ona gelip, "Eşinin omzunun üzerinde du­
ran varlıkları görüyor musun?" diye sorduklarında, o başını
sallar ve "Evet, bu çok hoş" der, ama onları gerçekten görmez.
İnsanlar ona, Machu Picchu'ya, Sedona'ya, Çin Seddi'ne ve
Dünya'nın tüm kutsal yerlerine giderken yanlarında götür­
müş oldukları gözde kristallerini getirip, "Ne hissediyorsun?"
diye sorduklarında, o, "Çok hoş bir his veriyor" der, ama as­
lında o kristaller ona birer taş gibi gelir.
Bununla birlikte, o çok yüksek bir titreşime sahiptir. Sa­
dece, o yeteneklere sahip değildir. Herkesin kendine özgü bir
titreşim rezonansı vardır; böylece, siz bazı şeylerle rezonansa
girer, bazı şeylerle de rezonansa girmezsiniz. Bu yüzden, bir­
çok kişinin tipik olarak hissettiği birçok şeyi bazılarınız hiç
hissetmeyeceksiniz. Bu sizin titreşiminizin yükselmediği anla-

250
Mu�Jpfir[iR_,Çjereçkri
mına gelmez; bu -onu keşfettiğinizde, başka bir yerde daha de­
ğerli hale gelecek olan- kendinize özgü bir rezonansa sahip ol­
duğunuz anlamına gelir. Bu ayrıca, sizi bir yerlerde bekleyen
özgün bir yeteneğe sahip olduğunuz anlamına da gelir.

Bedende Daha Fazla Işık Taşımak


lşığın Yansıtıcıları, 051, St. Louis, MO.
Soru:
Biz başka varlıklara ışık ve sevgi aktarırken, bazen onlar
bize korku ve öfkeyle karşılık verirler. Bu durumda bizim için,
o enerji düzeyinde bütünlük ve sevgi içinde durup, bu zaman­
da çok gereksinilen çalışmayı sürdürmenin en iyi yolu nedir?

Grup:
Bu konuda önerebileceğimiz tek bir anahtar vardır ve
onu birçok kez önerdik: Tutkunuzu bulun. En yüksek düzeyde
titreştiğiniz o yeri bulun ve orada mümkün olduğu kadar sık
ve yargısız olarak bulunmanıza izin verin.
Aranızda, meleklerle iletişim kurabilen ve onlarla birlik­
te terapiler ve şifalar yapmayı öğrenmiş olanlar var. Sizin bu
zamanda o eterik forma (meleklere) duyduğunuz büyük ilgi­
nin nedeni, tekrar o forma geri dönmekte olmanızdır.
Bu arada, fiziksel bedeninizle bu itme/çekme, sevgi/nefret
ilişkisini sürdüreceksiniz. Bazıları için ilerlemenin çok zor ol­
masının nedeni kısmen budur; ancak, bir bütün olarak tüm
insanlık şimdiden daha fazla ışık taşımakta ve fiziksel bedeni
bu ışığa alıştırmaya başlamaktadır.
Önünüzdeki birkaç yılda büyük ölçekte tekfunülsel deği­
şimler göreceksiniz; tıp biliminiz bile bunları kaydedecektir.
Bu değişimler şimdi meydana gelmektedir, ama sizin onları
kaydedip özümsemeniz ve en sonunda tıp dergilerinde yayınla-

25 1
'Tanrı Çağı
manız zaman alır. Evet, siz benzerini daha önce görmediğiniz
tekamülsel değişimler göreceksiniz. Bu değişim ilk başta bilin­
ce atfedilecek. İnsanlar kilo vermeye başlayacaklar; bilim adı:µn­
larınız bunun nedeninin zayıflığın rağbet görmesi olduğunu
söyleyecekler. Bu süreçte bir itme/çekme de olacak. Bazen, in­
sanlar kilo verdikten sonra, tekrar kilo almaya başlayacaklar.
Çünkü köklenmek güzeldir ve fiziksel beden Yerküre ile bağ­
lantısını kaybetmeye karşı koyar.
Böylece, siz eterik forma doğru ilerlerken, bedenleriniz
buna karşı koyacaktır. Ama bir bütün olarak, şimdiden, önce­
kine kıyasla daha fazla ışık enerjisi taşıyorsunuz ve bu, beden­
lerinizde uzun-vadeli tekamülsel değişimler yaratacaktır.
Eterik forma geçmeniz çok uzun bir zaman almayacaktır.
Ne kadar uzun zaman alacağını söyleyemeyiz. Bunun sizin ya­
şam-diliminiz içinde kolayca gerçekleşeceğini söyleyebilmek
isterdik, ama şimdiki gelişim hızıyla bu mümkün görünme­
mektedir.

Köklenmek
lşığın Yansıtıcıları, 051, St. Louis, MO.
Soru:
Yaptığım çalışmada, Dünya'da iyi işlev yapabilmek için
köklenmenin çok önemli olduğunu anladım. Metafiziksel çev­
relerde bir sürü insan bedenini terk etmekten hoşlanıyor ve
bedeninde tam olarak bulunmuyor. Köklenmenin yararlarını
açıklayabilir misiniz, onun da yararları var mıdır?

Grup:
Her ikisinin de yararları vardır. Siz, dualite alanında, bir
şeyi diğerinden daha iyi olarak görme eğilimindesiniz. Bir şey
iyi midir, yoksa kötü müdür? Oysa durum böyle değildir, bu

252
Mu{tedirfi{(jereçkri.
yüzden bizim size şunun gerekli olduğunu ya da bunun gerek­
li olduğunu söylememiz mümkün değildir. Daha önce, Işık
Yansıtıcıları Klanı'ndan söz etmiştik. Onların köklenmeleri
gerekir, çünkü köklenmedikçe ışığı yansıtamazlar. Sen de on­
lardan birisin, sevgili varlık ve sadece diğer insanlar için değil,
bizim için de o enerjiyi barındırdığından ötürü sana teşekkür
ederiz.

İçindeki Çocuğu Kaybetmek


Yerküre Değişiklikleri, 053, Kona, Hİ.
Soru:
Ben, çocuklarına bakabilmek için kendi içindeki çocuğu
bastırmış olan birçok kişiden biriyim ve şimdi o içsel çocuğu
hatırlamakta zorlanıyorum. Ama onun yükselişime yardım
edeceğine inanıyorum; bu yüzden, içimdeki çocuğa acı çekme­
den erişebilmek için ne yapabilirim?

Grup:
Sevgili varlık, acısız gelişme olmaz. Tekamüle çoğu kez
acı eşlik eder, ama bu yüzden mutsuz olmak sizin seçiminize
bağlıdır. İnsanların eğilimi acının içinde kalmaktır, bu yüzden
senden acıyı sadece deneyimlemeni istiyoruz. Şunu anlamalı­
sın: Sen, yaşamın birinci aşaması olan (doğmadan önceki)
planlama aşamasındayken, şu varlıktan annen olmasını, bu
varlıktan lisedeki ilk sevgilin olmasını ve şu varlıktan da senin
kalbini ilk kez kıracak kişi olmasını istedin. Bu hayatta yaşa­
dığın zorlukları o birinci aşamada planladın, böylece, sonuçta
şu anda taşıdığın bilgiye sahip oldun. Ancak, paylaşılmayan
gerçek henüz bir gerçek değildir. Bu yüzden, içindeki çocuğun
güzelliğinin gerçeğini ve onun seni nasıl iyileştireceğini anla­
man neyi gerektirmişse, onun enerjisini ve bilgisini barındır ve

253
'Iaın Çağı
diğerleriyle paylaş. Bunu yaptığın anda, sen bir öğretmen
olursun.
Eğer biz şimdi sana küçük bir kutu versek, sen o kutuya
bakar ve onu ne için kullanabileceğini merak ederdin. Onu
kullanmanın bir yolunu bulduğunda ise bunu başkasına nasıl
öğretebileceğini düşünürdün. Sen böyle bir donanıma sahip­
sin, çünkü bir öğretmensin. Henüz öğretmen rolüne girmene
izin vermedin, ama bunun eşiğindesin ve biz de bu konuda se­
nin arkanızdayız. Bu dünyada şimdi uyanmakta olan en az se­
kiz milyon melekle birlikte... (Bu celse Kona, Hawaii'deki
kumsalda sunuluyordu ve o anda çok sert bir rüzgar esti, her­
kesi serinletti ve birden kesildi.) Şimdi hissettiğin rüzgar ok­
yanustan gelmiyor, o seni alkışlamak için kanatlarımızı çırp­
mamızdan kaynaklanıyor. Espavo.

Ters-Dönmüş Gözler ve Duygu


Yerküre Değişiklikl.eri, 054, Kona, Hİ.
Soru:
Benim duygularla ilgili bir sorum var. Ben çok duygusa­
lım. Bazen bunun gerilimi boşaltmakla ilgili olduğunu biliyo­
rum, ama çoğu zaman bunun nedenini bilmiyorum. Bana bu
konuda bir şeyler söyleyebilir misiniz? Ben neden bu kadar
duygusalım?

Grup:
Başlangıçta Koruyucu da aynı sorunu yaşıyordu. Biz o­
nun kanalıyla konuşmaya başladığımızda, onu duyguya gark
ediyorduk. Ruhsal enerjinin bedenin içinden akışını bilmek
önemlidir. Yüksek Benliğiniz doğrudan hayal gücünüze bağlı­
dır. Çoğunuzun aslında kanallık yapmadığınızı, aktardığınız
bilgiyi aslında uydurduğunuzu düşünmenizin nedeni budur.

254
Yüksek Benliğinizin hayal gücünüz aracılığıyla aktardığı bilgi­
yi siz hep kendiniz uyduruyormuş gibi hissedersiniz. Kendi
yaratıcı akışınıza olan bu doğal güvensizliğinizden ötürü, bi­
zim, mesajın alınmasını sağlamak için ruhsal enerji akışını ak­
tive etmemiz gerekir. Bu aktivasyon da sadece kalpte yapılabi­
lir; hayal gücü sadece duygu tarafından aktive edilebilir. Bir­
çok kişi, Koruyucu'ya, onun kitaplarını okuduklarında ağla­
dıklarını söylemiştir. Bu normaldir ve o kitapları yazarken
kendisinin de ağladığını söyleyebiliriz. Koruyucu, o ilk başlan­
gıçtan sonra bizim mesajlarımızı çevresindekilere yüksek sesle
aktarmaya başlamıştı. Ama başlangıçta, çoğu kez, bizim sevgi­
mizi hissettiğinde nefes borusunu kapatıyordu, böylece şimdi­
ki gibi güzel bir biçimde konuşmak yerine, gıcırtılı bir sesle
konuşmaya çalışıyordu. Başlangıçta çok az kişi onurı söylediği
sözleri anlayabiliyordu ve bu yüzden Koruyucu bu çalışmayı
halka açık bir forumda yapıp yapamayacağını merak ediyordu.
Bir gün o, birisinden, bu duyguları hissederken nasıl bur­
nu yerine ağzından nefes alacağını öğrendi. Bu onun hem sev­
giyi kişisel bir biçimde hissedebilip, hem de mesajı aktarabile­
cek kadar dengede kalabilmesine çok yardımcı oldu. Bugüne
dek, onun konuşurken ağladığını sık sık görmüşsünüzdür. Bu
öyküyü anlatmamızın nedeni, onun da Ruh ile açıkça çalışabil­
mek için insan gereçlerini öğrenmek zorunda kaldığını belirt­
mektir. Duygular tarafından yönetilmeden onlardan zevk al­
manızı sağlayacak birçok insan gereci vardır. Bir noktada, Ko­
ruyucu bize, kendisini engelleyen bu gözyaşlarının ne zaman
kesileceğini sordu. Ona, onların asla kesilmeyeceğini umduğu­
muzu söyledik. Çünkü gördüğünüz gibi, yeni insanlık ters­
dönmüş gözler dediğimiz bir şeye sahip. Siz acı hissettiğinizde
ağlamazsınız; İncindiğinizde ağlamazsınız. Siz güzel bir şeyi
deneyimlediğinizde ağlarsınız. Kalbiniz açıldığında ağlarsınız.

255
'Tann. Çağı
Yuvayı hissettiğinizde ağlarsınız. Bunu yapan, sizinle bağ ku­
ran ve size sevgi akıtan kendi Yüksek Benliğinizdir. Gözyaşla­
rınızı sahiplenin, onların bir kutsama olduklarını bilin. Onlf!I,
kendi Yüksek Benliğinizden gelen ve kaybetmeyeceğiniz bir
güzelliktir.

Perdeyi Kaldırmak
İnsan Meleğin Gereçleri, 034, Elspeet, Hollanda
Soru:
Buraya gelmeden önce zor bir dönem geçirdim ve bu ilk
kez olmuyordu. Bazen yaşamayı ve kendimi görmeyi çok zor
buluyorum. Şimdi ise kendimi çok iyi hissediyorum. Kendimi
muktedir hissediyorum ve çok mutluyum. Perdeyi benim için
biraz kaldırabileceğinizi ve kendime ve başkalarına vermem
gereken armağanı bana gösterebileceğinizi umuyorum.

Grup:
Yuvayı kendinle birlikte evine götürmeye ne dersin?
Oyun alanındaki illüzyonların en büyüğü bu perdedir. O, Oyu­
nun sürüp gitmesini ve Tanrı'yı tanımlama görevinin yerine
getirilmesini sağlayan şeydir. Size bir insan olduğunuzu dü­
şündürten şeydir. Sevgili varlık, sen bir insan rolü oynayan
bir ruhsun ve perde tamamen başarılı olmuştur. Bizim tasar­
ladığımız kursların hepsi, burada Yuvayı yaratmayı ve gerçek
doğanızı hatırlamanıza yardım etmeyi amaçlar. Sana şunu
söylemek isteriz ki, bundan korksan da, sen ebediyen değiştin.
Yaşamın hareket halindedir ve durum artık farklı olacaktır.
Sen buraya, bu dünyada kalıp kalmayacağını merak ede­
rek geldin (gözyaşları ) . Yapmış olduğun kontratları gerçekleş­
tirip gerçekleştiremeyeceğini merak ediyorsun. Lütfen şunu
bil ki, seçiminle ilgili bir doğru ya da yanlış yoktur. Sen anla-

256
:Mır{i((jereç.kri
yamayacağın kadar çok seviliyorsun. Ve bu enkarnasyon için
en yüksek umudunu şimdiden aşmış olduğunu da bil. Sen çok
başarılı oldun, sevgili varlık; eğer Yuvaya geri dönersen, bir
kahraman olarak kutlanacaksın. Eğer bu dünyada kalmaya
karar verirsen, tüm insanlık senin tutkundan yararlanacaktır.
Eğer kalırsan, fiziksel bedenindeki ruhunu yeniden aktive et­
melisin. İşte bu hafta burada bunu yaptın. Şimdi ruhun aktive
olduğuna göre, geriye sadece, şimdiye dek edinmiş olduğun
alışkanlıkları değiştirmek kalıyor.
Sen bu dünyaya böylesine özel yeteneklerle gelmiş oldu­
ğundan, özel bir donanıma da sahipsin. Kendi yaşamını kont­
rol edemediğinde, donanımın kara bir gözlük takar. O nokta­
dan itibaren, her şeyi kendini görmeni engelleyen bir filtreyle
görürsün. Her neye bakarsan, orada bir umut görmekte zorla­
nırsın. Ancak, o küçük umut ışıklarını bulduğunda, bir parça
umut bulduğunda, onu içine alıp daha önce hiç görmediğin
alanlarda büyütebilirsin.
Sen, hayatının büyük bölümünü kendini-savunma hali
içinde geçirerek, yaşamına giren her şeyden korunmaya çalış­
tın. Şimdi, bu sana ne kadar zor gelse de, sana bir öneride bu­
lunacağız. Lütfen, artık kendini aç ve her şeyin içine girmesi­
ne izin ver. Bu seni incitecek mi? Evet, belki. Gözyaşları döke­
cek misin? Bunu garanti edebiliriz. Ama yine de, kendini ko­
rumaya çalışmak yerine, her şeye izin ver. Tamamen açık ve
savunmasız olmana izin ver. O zaman, kullanmaya alışık ol­
madığın yeni bir kuvvet bulacaksın. Evet, daima gözyaşları
olacaktır, çünkü siz durumları böyle işlemden geçiriyorsunuz,
ancak şimdi onlar farklı bir şey için kullanılacaktır. Gözyaşları
artık, "yaşamın akışını kolaylaştıran yağlayıcı madde" olacak­
tır.
Bazılarınız yalnız ya da üzgün olduğunuzda ağlarsınız.

257
'Taırı Çağı
Bazılarınız Yuvayı hatırlayamadığınız için ağlarsınız. Ancak,
fiziksel bedende oluşturulabilecek bir başka donanım daha
vardır. Örneğin, Koruyucu ters-dönmüş gözlere sahiptir. O;
üzgün olduğunda değil, güzel bir şey gördüğünde ağlar ve şu
anda ağlamaktadır. Sen bu güzelliği kabul edebilir misin? O­
nun görmekte olduğu güzellik sana aittir. Sen benzersiz bir
kıvılcımsın ve ışığın birçok insan için bir köprü oluşturacaktır.
Ve Yuvaya geri dönmeye karar verdiğinde, orada coşkuyla, bir
kahraman olarak karşılanacaksın. Espavo.

Korkuyu Hisset
Angela 'nın Kırık Kanadı, D6801, San Diego, CA
Soru:
Tutkumun öğretmek olduğunu bir süredir biliyorum. An­
cak, bunu ne zaman, nerede ve nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Geçen yıl bununla ilgili bir plan yaptım ve onun üzerinde da­
ha çok düşündükçe, o daha açıklığa kavuşuyor. Ona bir isim
verecek kadar ileri gittim. Bu plan, ülkemizde liselerle başla­
yarak, sonra tüm ulusa yayılacak olan bir kampanyayı içeri­
yor. Ama şimdi korkuyorum; bu noktaya kadar geldikten son­
ra korkudan donup kaldım. Bu planın egomdan mı kaynaklan­
dığını, yoksa yapmam gereken bir şey mi olduğunu bilmedi­
ğimden, planı gerçekleştirmeye girişmemek için her türlü ba­
haneyi buluyorum. Eğer mümkünse bu konudaki görüşünüzü
öğrenmek istiyorum.

Grup:
Sen, Atlantis'in sop günlerinde bir vadinin kenarında du­
rup aşağıdaki kente baktın. Bu, o bölgedeki dört kentten biriy­
di ve insanların aşağıdan tepelere doğru koştuklarını gördün.
Sular her yanı kaplarken herkes daha yüksek bir yere erişme-

258
:Mukf;tdrfi.R_/jre.çl�ri
ye çalışıyordu. Sen, gökyüzüne bak.arak., "Neden? Biz o kadar
korkunç olan ne yaptık?" diye haykırdın. Ve o enerji senin psi­
şene kalıcı bir biçimde damgalandı. Sen o damgayı taşımak is­
tedin, çünkü o gün kesin bir karar vermiştin. Ve gelecekte da­
ha yüksek bir amacının olduğunu bilerek, bu kesin kararı ya­
şamlar boyunca taşımak kolaydı. Ama bu yaşamında, sözünü
ettiğin o plan ortaya çıktığında, korku da ortaya çıktı: "Ya ben
bu işi yanlış yaparsam? Ya bunu gerçekleştirebilecek durumda
değilsem? Ya adım atmam gerektiğinde o adımı atamazsam?"
Korkuyu hisset, sevgili varlık, çünkü k-orku senin dostun­
dur. Korku, kendi içinde kasten taşıdığın vak.umun illüzyonu­
dur. Onu bir nişan olarak gururla taşı. Onu enerjini, egonu
kontrol etmek için kullan ve sonra ileri doğru bir adım at.
Korkuyu hisset ve sonra emin bir biçimde eyleme geç. Sen,
başkalarına yardım etmek için bu dünyaya geldin. Ama kam­
panyanı sessizce sürdür, yoksa o gerçekleşmeyecektir. Sen, fır­
sat çıktığında konuşan sessiz bir öğretmen ve yumuşak bir şi­
facı olacak.sın. Bundan korkma, çünkü sen ben birçok kalbe
erişeceksin.
Senin, önünüzdeki iki yılda aynı hayale sahip altı kişiyle
temas kurmayı içeren belli bir kontratın var. Hayır, o altı ki­
şiyle bir ortaklık kurmayacak.sın, sadece temas kuracaksın.
Hissettiğin amacın bir parçası budur. Bu, senin burada bulun­
ma nedeninin, yapmayı seçmiş olduğun şeyin bir parçasıdır.
Bu insanların kim olduklarını asla bilemeyebilirsin, ama altın­
cı kişiye eriştiğin zaman yanıtlarını bulacak.sın. Hayalin git­
tikçe berraklaşıyor, çünkü sana bu konuda yol gösteriliyor.
Yüksek Benliğin bunun için gerekli kapıları açıyor ve koşulları
yaratıyor.
Bu yoldan yürüme cesaretini gösterdiğin için teşekkür
ederiz. Sen doğru yoldasın, kendi rehberliğine güven. Ancak

259
'Taırı Çağı
lütfen, bu yola, bazı yan-kapıları göremeyecek kadar çok bağ­
lanma. Çünkü önündeki yolda böyle birçok kapı bulunmakta­
dır.
Bunu şöyle bir örnekle anlatabiliriz: Siz bir odanın kapı­
sına gelir, kapının üzerindeki tabelayı görür ve "Benim gir­
mek istediğim oda işte bu" dersiniz. Sonra, o odaya girmenizi
sağlayacak bir diploma almak için okula gidersiniz ya da kapı­
nın anahtarını satın alırsınız veya kilidi zorla açarsınız ve oda­
ya cesaretle girip, "En nihayet buradayım!" dersiniz. Ama
sonra çevrenize bakar ve "Benim istediğim şey bu değildi"
dersiniz. O durumda sizden yapmanızı istediğimiz şey sabırlı
olmanızdır. Çünkü eğer yakından bakarsanız, orada başka
odalara açılan kapılar göreceksiniz ve eğer bu odaya girmemiş
olsaydınız o yan-kapıları da göremeyecektiniz. Onlar sihir ka­
pılarıdır. Onlar sizin hayalinize açılan kapılardır.
Sevgili varlık, senden istendiğinde öğret. İşitilme fırsatı
ortaya çıktığında konuş. Çünkü bu dünyada birçok kampanya
yapılmış ve çoğu pek iyi bitmemiştir. Oysa hepsi de kalpten,
yüksek bir niyetle başlatılmıştı. İnancını tutucu bir biçimde
vaaz etme. Öğretme yeteneğinle birçok kişiye eriştiğini göre­
ceksin. Bir meleğin tek bir dokunuşundan milyonlarca kalp et­
kilenecektir. Bu korkuyu hissettiğin için teşekkür ederiz. Onu
buraya gelecek kadar aştığın için de teşekkürler. Çünkü bu sa­
londa senin ilk ruhsal ailenden olan birçok kişi var ve onlar
şimdi sana bu korkuyu tamamen aşmanı sağlayacak cesareti
verecekler. Buradan ayrılırken onu da birlikte götür. Kapıla­
rın açıldıklarını göreceksin.

260
İnsan Melek
Başlangıçta, 003, Cortez, CO.
Soru:
Bizim öğretmenler olmamızla ilgili bir sorum var. Bize
gelenler arasında yardımımıza ihtiyacı olan kişileri nasıl tanı­
yacağız? Bir insan melek olmayı başaramayıp, yardım etmek
istediğimiz insanlara yardım edemememiz mümkün mü?

Grup:
Çok güzel bir soru; sorduğun için teşekkür ederiz. Evet,
elbette başarısız olmanız mümkündür. Ancak, kendinizi başa­
rılı ya da başarısız diye yargılamak sizin sorumluluğunuz de­
ğildir. Sizin sorumluluğunuz, bir İnsan Melek olarak verdiği­
niz armağanın kabul edilmesi veya ondan yararlanılması de­
ğildir. Sizin aradığınız, sadece, o armağanı verme fırsatıdır.
Armağanlarınızı verdiğinizde, bir insan olarak görevinizi yeri­
ne getirmiş olacaksınız. Bunu yapmak için, sonuca olan tüm
bağlılığı bırakmalısınız. Örneğin, sokaktaki dilencinin, sizden
istediği parayı içki içmek için mi, yoksa ailesinin karnını do­
yurmak için mi istediğini nasıl bilebilirsiniz? Biz bunun hiç
fark etmediğini söylüyoruz, çünkü bir armağan onu verene
aittir.
Siz o parayı bu dilenciye vererek aslında onu muktedir
mi kılıyorsunuz, yoksa durumu daha da kötüleştiriyor musu­
nuz? Bunu yanıtlamanın kolay bir yolu vardır: Yaptığınız şey
enerjinize katkıda mı bulunuyor, yoksa enerjinizi alıp götürü­
yor mu? Sizden yapmanızı istediğimiz tek şey kalbinizi yokla­
manızdır, böylece birçok kez, "Hayır" diyebilirsiniz. Ve bunun
nedenini her zaman bilmeyebilirsiniz.
Bunun bir İnsan Melek olma fırsatı olup olmadığını kal­
ben hissedeceksiniz. Sevginin herhangi bir formdaki ifadesi

26 1
'Iaın Çağı
olan o armağan, alana değil, verene aittir. Öyleyse bir başkası­
nın yaşamında bir fark yaratabileceğiniz o zaman ve mekan
kavşağına yerleştirilmenize izin verin. Armağanı verir vermez,
sonuca olan bağlılığı da bırakın. Biz, melekler olarak, insanla­
rın tüm eylemlerinin sorumluluğunu üstlenseydik ne kadar
berbat bir durumda kalacağımızı hayal edebilir misiniz? Çok
şükür ki, perdenin bizim bulunduğumuz tarafında suçluluk
duygusu yoktur ve yakında sizinkinde de yok olacağını umu­
yoruz. Suçluluk duygusu, Yeni Dünya'nın daha yüksek titre­
şimlerinde en yararsız duygudur. Biz basitçe diyoruz ki, suçlu­
luk duygusundan kurtulmak için, ya o durumu halledin ya da
kendinizi bağışlayın. Eğer o konuda yapabileceğiniz bir şey
varsa, yapın; yoksa, suçluluk duygusunu bırakın. Bir melek
olarak, suçluluk duygusunu taşımanız mümkün değildir, çün­
kü o sizi çok çabuk yere yuvarlayacaktır. Eylemlerde bulunun
ve eğlenin. Oynayın ve keyfini çıkarın.

Neden Şimdi?
Kozmik İşaretler, 059, Mt. Charleston, NV.
Soru:
Bir uyanış deneyiminden sonra, yaklaşık otuz yıldır spiri­
tüel yolda bulunuyorum ve bu konuda var olan hemen her şe­
yi inceledim. Bir yıl önce sizi keşfettiğimde, var olduğunu bil­
mediğim yeni bir dünyayı da keşfettim. Bu neden bu kadar geç
oldu? Ben sebatla ararken, neden daha önce karşıma çık­
madınız? Neden şimdi çıktınız? Bu konuda bir içgörü verebilir
misiniz?

Grup:
Bu çok iyi bir soru. Yanıtına gelince, zamanlamanın çok
önemli olduğunu anlamalısın. Bu konuda şöyle bir örnek vere-

262
Muf«eiirfif(Jjereçferi
biliriz: Biz, Koruyucu ile onun önceki yaşamlarında da birlikte
çalıştık. Onunla on bir yaşam boyunca benzer bir şekilde çalış­
tık, bu on ikincisidir ve diğer yaşamlarında o bizim mesajımızı
farklı biçimlerde aktararak tohumlar ekti. Onun gibi, bu söz­
leri işiten hepiniz, geçmişte -asla filizlenmediğine inandığınız­
tohum düşünceler ekmiştiniz. Aslında, bu kez de mesajımızı
Koruyucu kanalıyla aktarmaya başladığımızda, bu mesaj hala
işitilmeye hazır değildi. Ancak son zamanlarda bu tohum-dü­
şünceler verimli bir toprak bulmaktalar.
Bunun için insanlığın kolektif bir titreşimine erişilmek
zorundadır. Örneğin, eğer yüz yıl önce insanlara Reiki şifa
yöntemini öğretmeye çalışsaydınız, insanlığın o zamanki ko­
lektif titreşiminin bunu desteklemeyeceğini hayal edebilirsi­
niz. O zaman tohum-düşünceler kolektifte filizlenemezlerdi.
Ve büyük olasılıkla, size deli gömleği giydirip bir yere kapatır­
lardı. Bugüne kıyasla, o zamanlar insanlar anlamadıkları şey­
lerden çok daha fazla korkarlardı; bugün ise insanlığın kolek­
tif titreşimi hızla yükselmektedir. Zaman, Yuvada bulunma­
yan bir illüzyon olduğundan, insanlığın yükselişinin zamanla­
ması hareketli bir hedef tahtasını vurmaya çalışmak gibiydi.
İşte bu yüzden Koruyucu, birçoğunuzun yapmış olduğu gibi,
daha önce de burada bir öğretmen olarak bulunmuştur.
Ancak, bu mesaj sadece Koruyucu kanalıyla değil, başka­
ları kanalıyla da gelmektedir, çünkü her defasında bir kalbi
etkileyerek, ruhsal olarak tüm insanlığa yayılan yeni bir muk­
tedirlik düzeyi vardır. Bu bir uyanış ve canlanış sürecidir. Bu­
nun gerçekleşebilmesi için birçok şeyin var olması gerekiyor­
du. Birçok kişi kontratlarını almalıydı. Birçok kişinin, kapıyı
buna açacak tohumları ekebilmek için korkularını aşması ge­
rekiyordu, ki böylece insanlığın kolektif titreşimi bu düzeye
erişebilirdi.

263
'Taın Çağı
"Aborijinal şifacı" denen bir şey vardır, ki sen böyle bir
şifacısın, sevgili varlık. Aborijinal şifacı, orijinal (ilk) şifacı an­
lamına gelir. Ve sen bu dünyaya -aramakta olduğun- bilgiyle,
fikirlerle ve kavramlarla geldin. Otuz yıl önce profesyonel bir
arayıcı oldun. Her yere baktın, her kursu aldın, bulduğun her
kitabı okudun; böylece, kalben bildiğin, içinde taşıdığın şeyin
onayını bulmaya çalıştın. Ve o arayış içinde bile, sen insanlara
öğretiyor ve o tohumları ekiyordun. Eğer sen görevini yapma­
saydın, bizim burada bulunmamız mümkün olmazdı. Şimdi
çevrene bakıp, rezonansa girdiğin yepyeni bir düzey görüyor,
onun yeni ve harika olduğunu düşünüyor, daha fazla şey bul­
mak ve bu alanda oynamak için sabırsızlanıyorsun. Tüm bun­
ların başlamasına yardım ettiğini hiç bilmiyorsun. Sana teşek­
kür ediyoruz, Zamanın Büyük Ustası. Ve büyükannenin se­
ninle çok gurur duyduğunu söyleyebiliriz, çünkü senden önce
bu enerjiyi o barındırıyordu. Ve şu anda o senin omzunun üze­
rinde bulunuyor. (Soruyu soran kişinin gülümseyişi tüm salo­
nu doldurur.)

İlk Ruhsal Aile


Yusufçuk Böceği, 69, Las Vegas, NV.
Soru:
Koruyucu ile aramda nasıl bir ilişki olduğunu ve kendi­
siyle daha önce hiç karşılaşmadığım halde, özellikle grup dina­
mikleriyle ilgili çalışmamın ve öğretimin onunkine neden ben­
zediğini bilmek istiyorum.

Grup:
Çok ilginç bir soru. Sana bu konuda bir şeyler söyleyece­
ğiz. Koruyucu'nun hfila çok iyi bilmediği belli ruhsal aileler
vardır; bu yüzden, kendisine bu konuda soru sorulduğunda,

264
Af�rfi{Çjereçkri
her zaman bir yanıta sahip değildir. Biz ilk ruhsal aileden söz
ettiğimizde, onun aklına hemen Dünya üzerinde fiziksel yaşa­
mı başlatmış olan İlk Beş Yüz ruh gelir, ki bizim sözünü etti­
ğimiz her zaman bu değildir. Bakın, sizin Cennetteki başme­
lekler olarak algıladıklarınız aslında Meleksi Amaçtır. Bir baş­
ka deyişle, sizin yapmış olduğunuz her bir başmelek niteleme­
si, her bir tanımlama, bize yüklemiş olduğunuz her bir kişilik,
bizim size o kişiliği, o Meleksi Amacı aktarmamızı sağlar. Ör­
neğin Mikail, "Gerçek" denen amaçla ilgilidir. O, daha yüksek
bir gerçeği bulmak ve kavramakla ilgilidir. Farklı amaçlar için
farklı başmelekler vardır ve Cennette o amaç için çalışmak is­
teyen tüm ruhlar o ailenin bir parçası olurlar. Bu, onların aynı
zamanda başka bir ailenin de bir parçası olamayacakları anla­
mına gelmez. İnsanlığınız sizi -sadece bir kişiyi sevebileceğini­
ze inanmanıza benzer bir biçimde- sadece tek bir aileye ait
olabileceğinize inandırır.
Soruna gelince, birçok yaşam boyunca sen ve Koruyucu
aynı amaç ailesinin bir parçası oldunuz. Siz hem yakın dostlar
oldunuz, hem de birlikte öğretmenlik yaptınız. O zamanlar,
gerçek muktedirliği öğretecek bir yer yaratmaya çalıştınız.
Ama o öğretilecek kolay bir kavram değildi ve hfila da değildir.
Çünkü gerçek muktedirlikle birlikte, çoğu insanın almaya alı­
şık olmadığı bir sorumluluk düzeyi de gelir. İnsanlar kestirme
yolu ararlar. Bu sizin, enerjisel varlıklar olarak, doğanızın bir
parçasıdır, çünkü enerji daima en az direnç yolunu izler. Şim­
di biz size en zor yolu bulmanız gerektiğini söylemiyoruz. Ha­
yır. Biz diyoruz ki, siz bu dünyaya belli bir amaçla geldiniz ve
gerçek muktedirliğin daha yüksek bir düzeyiyle çalışmak, her
günün her adımında realitenizin sorumluluğunu üstlenmek
anlamına gelir. İşte sen Koruyucu ile birlikte bu konuda çalış­
mıştın.

265
'Tanrı Çağı
Yine bir başka yaşamınızda, Koruyucu ile kuzenlerdiniz.
Aranızda güçlü bir bağ vardı. Çocukken birbirinizle kavga
ederdiniz, ama yetişkin yaşa geldiğinizde dost olmuştunuz. Ve
birbirinizi çok desteklemiştiniz. Bir başka yaşamınızda' da,
Koruyucu ile birlikte ticaret Oyununu oynamış, pek başarılı
olamamış, ama birbirinizden çok şey öğrenmiştiniz. Ve iyi bir
zaman geçirmiştiniz, ama sen onu bir başarı olarak görmemiş­
tin, çünkü kurduğunuz iş sonunda başarısız olmuştu. Ama
gerçek şu ki, Oyun ilerliyordu ve sonuçların hiçbiri bir fark
yaratmamıştı. Bir fark yaratan şey, senin gerçek muktedirlik
kavramlarıyla rezonansa girmiş ve -Koruyucu'ya çok benzer
bir biçimde- öğretmenlik rolüne adım atmış olmandır.

Yaşamda Ustalaşmak
Yusufçuk Böceği, 60, Las Vegas, NV.
Soru:
Benim başlıca sorunum, annemle geçirdiğim çocukluğu­
mun üstesinden gelmeye çalışmaktır. Tüm yaşamım boyunca
bununla baş etmeye çalıştım. Artık bir Işık-işçisi olmak istiyo­
rum ve geleceğimde ne gördüğünüzü merak ediyorum.

Grup:
Geleceğin harikadır, çünkü o senin gitmek istediğin yer­
dir. O, senin sahip olmana izin verdiğin şeydir. Bak, realiteni­
zin her anından sizin sorumlu olduğunuzu anlamalısın. Mut­
luluğunuz, geleceğiniz, her günkü adımlarınız sahip olmanıza
izin verdiğiniz şey ve içinizden akmasına izin verdiğiniz enerji
tarafından belirlenir. Bu kulağa çok basit gelir ve de öyledir,
am� kolay değildir. Eğer kolay olsaydı, herkes bir insan olmak
isterdi.
Eğer her gün içinizden Evrensel bir enerjinin aktığını bil-

266
Muk!ecfir[if((jereçleri
seniz, "Ben sadece, kendimi tamamen açacağım ve tüm enerji­
nin içimden akmasına izin vereceğim" derdiniz. Ama bu müm­
kün değildir, çünkü bu bir noktada hepinizi alıp götürürdü.
Böylece bu, bir yandan o enerjinin içinizden mümkün oldu­
ğunca çok akmasına izin verirken, bir yandan da varlığınızın
özünü barındırmakla ilgilidir.
Bu yüzden insanlar "toplumsal statü"nün farklı düzeyle­
rini seçerler. Kendilerini rahat hissettikleri bolluk ve refah
düzeyini seçerler. Tüm ekonomik düzeylerin zorlukları vardır
ve hiçbiri diğerinden daha iyi değildir. Daha yüksek bir ekono­
mik statü daha düşük bir ekonomik statüden daha iyi değildir.
Sadece şunu anlamalısınız: Kendi inançlarınız ve (bedeniniz­
deki enerji tüpünün üzerinde) taşıdığınız enerji damgaları ha­
yatınızı hangi düzeyde yaşamayı seçeceğinizi belirler.
Sevgili varlık, biz seni buraya getirmek için çok uğraştık
(gülüşmeler) , ama bunun şerefini ne kadar üstlenmek istesek
de, çağrıyı duymuş ve ona karşılık vermiş olan sensin. "Bu
toplantıya neden gittiğimi bilmiyorum, ama orada olmam ge­
rektiğini biliyorum" demiş olan sensin. Eğer bunu yapmamış
olsaydın, yaşam yolunda hiçbir şey değişmemiş olurdu. Ama
bunu yapmış olduğundan, şu anda her şey havadadır. Sen aynı
anda beş topu havaya atmış olan bir jonglörsün. İlk topun ye­
re düşmesini bekliyorsun ve onunla ne yapacağın konusunda
hiçbir fikrin yok. Sen eski kişiliğine geri dönemezsin ve işte bu
yüzden burada olman gerekiyordu. Tüm değişim daha iyi bir
şeye götürür. Senin bir parçan onun ne olduğunu hep merak
etmiştir. Sen bu salonda çevrene baktın ve tarot kartlarıyla,
astrolojiyle, diyapazonlarla ve Reiki ile ilgilenenleri gördün,
ama bunların bir parçası olduğunu hissetmedin. Tüm bu yön­
temlerin var .olmasının harika bir şey olduğunu, ama çok daha
fazlasının bulunduğunu hissettin. İşte sen diğer parçaları ge-

267
'Taıırı Çağı
tirmeye cüret eden öğretmenlerden birisin ve sadece kendin
olman gelecekte seni harika bir öğretmene dönüştürecektir.
Sorunun kısa yanıtı şudur: Bir kez sen yaşam-dersinin
hakimiyet düzeylerine erişmeye başladığında, öğretmeye · de
başlayacaksın. Öğrencilerin pat diye ortaya çıkacaklar. Bu ha­
yatta yaşam-dersin annen tarafından aktive edildiğinden, yani
bu derse o katalizör olduğundan, onun senin yaşamında oyna­
dığı rolü bilmen mantıklı olur. Yaşamındaki bu kalıp yüzün­
den düş kırıklığı hissediyorsun, ama bu dersi öğrenmeye dü­
şündüğünden daha yakınsın. Bu onu şimdi öğrenmek için ye­
terli bir nedendir ve bu süreç şimdiden başlamıştır.
Şimdi sana şunu söyleyeceğiz: Annenin enerjisi tüm çev­
rende yer almaktadır ve bir zaman gelecek, sen oynadığı rol
için ona teşekkür edeceksin, çünkü bu senin hayal ettiğinden
daha büyük bir öğretmen olmanı sağlayacaktır. Aslında, ço­
cukluğunda yaşadığın o zorlukların anısı silinmemeli. Onlar
senin öğretmenliğinin ve şifacılığının itimatnameleridir. Ve
senin yöntemin çevrendekilerin uyguladıkları yöntemlere tam
olarak uymayacaktır; o senin yöntemin olacaktır. Ve sen o ışık
tohum-düşüncelerini yaymanın bir yolunu bulacaksın, bu in­
sanlara umut vermekten daha fazla bir şey yapmak olmasa bi­
le. Çünkü siz bir başkasına umut verdiğinizde, onun yaratma­
sına izin vermiş olursunuz. Sen burada bunu yapmak üzere
bulunuyorsun ve bu toplantıya da bu yüzden geldin.
Ancak, buradan ayrıldığında kafan biraz karışacak, çün­
kü günlük yaşamına farklı bir kişi olarak dönecek ve "Ben bu
bilgileri nasıl özümseyebilirim? Yoksa bu sadece bir rüya mıy­
dı?" diye soracaksın. Bir noktada onu itip defetmeye çalışacak­
sın, çünkü bu sadece sizin bir şeyleri özümsemenizin normal
sürecidir. Ama o gitmeyecek, çünkü o sensin. Kozmik şaka şu
ki, sen bu konuda yeni olduğunu düşünüyorsun, ama hiç de

268
Muf(!edirfif(/jereçferi
yeni değilsin. Geçmişte birçok kez, Merlin'inkine benzer güç­
lerle büyük bir usta olarak yaşadın, bu yüzden senin perdeni
yerinde tutmak çok zordur; ama biz bunun için çok uğraştık
ve şimdiye dek başarılı olduk. Çünkü eğer o perdeyi bir kenara
sıyırsaydın ve bu dünyaya ve insanlara şimdiden getirmiş ol­
duğun fırsatları görseydin, bu senin alçakgönüllülük Oyununu
oynamana ve çocukluğunda yaşadığın o zorlukları yaşamana
izin vermezdi. Oysa sana şifacılık ve öğretmenlik itimatname­
lerini veren budur.

Köprü Olmak
Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Ben başlıca görevlerimden birinin illüzyon ile fiziksel be­
dende yaşamanın gerçeği arasında köprü kurmaya yardım et­
mek olduğunu anlıyorum. Bunu başkalarına daha berrak bir
biçimde anlatmama yardım edecek bir yöntem var mı?

Grup:
Evet, insanlarla kalpten iletişim kur. Başlangıçta Koru­
yucu'dan da kalpten konuşmasını istemiştik, çünkü o her şeyi
en ince ayrıntısına dek düşündüğü ve çoğunlukla kafasının
içinde yaşadığı bir ortamdan geliyordu. O da, senin gibi, ken­
disine çok önemli bir bilginin verildiğini biliyor ve bu bilgiyi
insanlara aynı şekilde ulaştırmak istiyor, ama bunu nasıl ya­
pacağını bilmiyordu. Böylece, ona kalpten konuşmasını söyle­
dik. Çünkü kalpten konuşurken asla yalan söyleyemezsiniz,
enerjiyi yanlış kullanamazsınız. Daha da önemlisi, kalpten ko­
nuştuğunuzda, herkes kendi kalbini sizin kalbinizde gördü­
ğünde, gerçek sizi de görür. Bunun anahtarı, kalbinizin görül­
mesine izin verecek kadar savunmasız olmanıza izin vermek-

269
'Tanrı Çağı
tir. Sen bir köprü olacaksın, sevgili varlık. Bunu kalben bili­
yorsun ve biz sadece bu bilişi onaylayabiliriz. Aradığın şey sa­
na çoktan verilmiştir.

Kendinize Öncelik Vermek


Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, CA.
Soru:
Ebeveynlere çocuk yetiştirme konusunda yardımcı ola­
cak, işe yaradığını bildiğim şeyleri yazmaya başladım ve bu ça­
lışma çok akıcı bir biçimde ilerliyor. Bu konuda bana yol gös­
terecek bir şeyler söyleyebilir misiniz?

Grup:
Bu noktada senden ebeveynlere öğretmeni istediğimiz
şey şudur: Siz kendinize zaman ayırdığınızda, çevrenizdekile­
re en büyük armağanı vermiş olursun. Eğer çocuklara bunu
öğretirseniz, onlar bu Oyunda çok ilerlerler. Çocuklar, öğreti­
lere kıyasla, örneklerden çok daha fazla şey öğrendiklerinden,
en iyi öğretmenler tekamül deneyimlerini bizzat geçiren ve o
konuda dürüst olanlardır. Yaşamınızı çocuklarınızla paylaş­
manız, onlara öğretmekte kullanabileceğiniz güçlü bir gereç
olabilir. Çoğunlukla, ebeveynler, çocuklarını üzmemek için,
yaşadıkları sıkıntıları ve zorlukları onlardan saklamaya çalı­
şırlar. Örneğin, alışılmış paradigma, artık birbirini sevmeyen
bir çiftin çocukları uğruna birlikteliğini sürdürmesidir. Bunun
üreteceği şey, bir ilişkinin gerçekte ne olduğu hakkında hiçbir
fikri olmayan bir sürü çocuktur. Onlar nötr olan, cinsel enerji­
den yoksun olan bir ortamda büyümüş olduklarından, kısa sü­
rede, birine bağlanma ve fiziksel yakınlık konusunda zorluk
yaşayan yetişkinlere dönüşürler. Eğer tüm çocuklar psişikler­
miş ve her şeyi görebilirlermiş gibi davranırsanız, siz onlarla

270
'.Mu[\!etfirfif\.fjret-feri
gerçek benliğinizi daha fazla paylaştıkça, onlar da daha fazla
şey öğrenip, size daha fazla saygı duyacaklardır.
Sevgili varlık, sana teşekkür ederiz. Şu anda yapmakta
olduğun şeyi yapman için birçok kez dürtülmüştün. Kalemi
eline alıp bu süreci başlattığın için teşekkürler.

Çok-Boyutlu
Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, �A.
Soru:
(Steve 'in notu : ESPAVO konferansına katılan hepimiz,
önceki gün Shasta Dağı'ndaki bir vadide yapılan celse sırasın­
da çok-boyutlu bir deneyim yaşamıştık.)
Ben çok-boyutlu bir varlık olduğumu biliyorum. Bu ko­
nuda bazı deneyimler geçirmiştim ve dün, çok-boyutlulukla il­
gili şaşırtıcı bir deneyim yaşadım. Çevremdeki insanlarla bir­
birimize bağlı olduğumuzu fark ettim. Bu konuda bana daha
fazla içgörü sağlayacak bir bilgi verebilir misiniz?

Grup:
Bu fenomeni elimizden geldiği kadar tarif edeceğiz, ama
onu bizzat deneyimleme konusunda birçoğunuzun düş kırıklı­
ğına uğrayabileceğini söyleyerek sizi baştan uyaralım. Gezege­
niniz üzerinde bu boyutlar-arası kapılar açılmaya başlarken,
insanlar da mistik deneyimler yaşamaya başlayacaklar. Onlar
size tüm o harika şeyleri anlatabilirler ve siz gözlerinizi bir ço­
cuk gibi iri iri açarak ve adeta ışık saçarak o sözleri dinleyebi­
lir, ama onları bizzat deneyimlemeyebilirsiniz.

Soru:
Bu gerçekten de düş kırıklığı yaratıcı bir şey.

27 1
'Tann Çağı
Grup:
Dün dağdayken, hepiniz o vadiye girip, başka bir zaman
ve mekan boyutuna geçerek ortadan kaybolduğunuzda, · sen
tüm bunları dağın tepesinden de izliyordun. Çünkü o sırada
sen, bunun bilinçli olarak farkında olmadan, aynı anda iki yer­
de birden bulunuyordun. Onların vadide gözden kayboluşları­
nı gördün, çünkü sen her iki tarafta da hiç zorluk çekmeden
çalışan çok-boyutlu bir varlıksın. Bu yeteneğe uzun bir za­
mandır sahipsin ve herhangi bir anda hangi boyutta bulundu­
ğunu belirlemek senin için en büyük zorluk olagelmiştir. Çok
şükür ki, kendine, enerjini dengeleyebilen ve seni köklendire­
bilen bir partner buldun. Aslında, sen yedi yaşındayken bu ye­
teneğini tamamen kapatmıştın. Bir yakının bu yeteneğinden
korkmuş ve senden onu kapatmanı istemişti; bu yüzden bu ye­
teneği kendinden saklamıştın. Ama o yok olmamıştı.
Gittikçe daha çok insan -birisinin o delikte anahtarlarını
yitirdiği- zaman delikleri gibi fenomenleri deneyimleyecektir
ve sen içeri girip onları dışarı çıkarabilecek olan kişisin. Sen
ayrıca Kristal Çocuklara yol gösteriyorsun, çünkü taşıdığın ye­
tenek kristalimsi bir niteliktir, çünkü sen de bir Kristal Ço­
cuksun. Bir Kristal Çocuğun tüm niteliklerine sahip olmasan
da, kapıyı açacak ve o çocukların güvenli bir şekilde gelmeleri­
ni sağlayacak olanlardan birisin. Onlar geldiklerinde burada
muazzam bir korku olabilirdi, ama senin gibi insanlar bu dün­
yayı Kristal Çocuklar için güvenli bir yer kılacaklar.
Bu yüzden, lütfen boyutlar-arası bir varlık ol ve olabile­
ceğinin en iyisi ol, çünkü sen bildiğinin çok ötesinde yetenekli­
sin.

272
Sevinç
Oyun-Alanının Üstatları, D101302, Oostmalle, Belçika
Soru:
Ben hizmet etmek için şimdi ne yapabilirim? Bundan
sonra ne yapabilirim?

Grup:
Sevgili varlık, senin kim olduğun hakkında hiçbir fikrin
yok. Sorduğun sorunun anlamının büyüklüğü ya da onun in­
sanlık üzerinde yaptığı etki hakkında hiçbir fikrin yok. Biz se­
ni, kendini gördüğünden daha farklı bir ışıkta görüyoruz ve az
önce söylediğin bir üstadın, bu dünyada "son kez bulunan" bi­
rinin sözleridir. Bu sadece, tüm hakimiyet derslerini öğrenmiş
ve bir daha buraya gelmek zorunda olmayan biri değildir; bu,
bir fark yaratabilmek için bir kez daha bu dünyaya gelmeyi
seçmiş olan biridir.
Sen çok zor yerlere ışık tohumları ekmeye gelmiştin ve
yapmayı amaçladığın her şeyi şimdiden yaptın. Bu yüzden, sen
burada durmuş, "Ben hizmet etmek için şimdi ne yapabilirim,
bundan sonra ne yapabilirim?" diye sorarken, sana duyduğu­
muz saygıyı görüyor musun?
Bunun bize nasıl bir his verdiği hakkında hiçbir fikrin
yok, çünkü sen istediğin zaman Yuvaya geri dönebilirsin. Yu­
vaya geri dönmeyi seçtiğinde, orada bir kahraman olarak kar­
şılanacaksın. Ve sen burada durmuş, "Şimdi ne yapabilirim?"
diye soruyorsun. Gülümseyebilirsin. En büyük zorlukların ya
da en zor görüşmelerin ortasında gülümseyebilirsin. En zor
yanlış anlamalar sırasında iç huzuru bulabilir ve sadece gü­
lümseyebilirsin, çünkü o anda Yuvanın ışığını kalbinden yaya­
bilirsin.
Bu senin gülümsemenin görünüşüyle ilgili değildir, bunu

273
'Tanrı. Çağı
karanlık bir odada da yapabilirsin, çünkü sen Yuvanın enerji­
sini taşıyorsun. Şimdiden çok önemli yerlere çok derin tohum­
lar ektin ve bundan sonra ne yapacağını merak ediyorsun.
Eğer burada kalırsan bir fark yaratıp yaratamayacağını, kendi
gerçeğinin bazı parçalarını sessizce ifade ederken işitilip işitil­
meyeceğini merak ediyorsan, yapman gereken tek şey gülüm­
semektir, çünkü senin gülümsemen bulaşıcıdır. Siz İnsan Me­
lekler olarak birbirinize gülümsediğinizde, Yuvanın sevgisinin
enerjisini yayarsınız, çünkü siz onu kendi hücresel anılarınız­
da taşırsınız. Ve eğer bu dünyada birine o sevgiyle dokunursa­
nız, o kişi onu hatırlayacaktır; oradan kendi dramına sıkışıp
kalmış bir halde oflayıp puflayarak çekip gitse bile, siz ona da­
ha sonra -en zor zamanlarda bile- filizlenecek önemli tohum­
lar ekmiş olacaksınız.
Sevgili varlık, yapmış olduğun harika çalışmadan, "Şimdi
ne yapabilirim?" diye sorma cesaretini gösterdiğinden dolayı
sana teşekkür ederiz. Evet, Yuvanın sevgisini kalbinde tutup
gülümseyebilirsin. Sen, Parlamento'ya da gitsen, markete de
gitsen, o gülümsemeyle bir fark yaratacaksın. Onu iyi taşı. Sa­
na önemli bir görev emanet edilmiştir, öyleyse gülümsemeyi
unutma.

Tutku
İnayet, D101202, Tiendeveen, Hollanda
Soru:
Burada olduğum için minnettarım ve sizinle karşılaşmak
harika bir şey. Yıllar boyunca, tutkumun gitar çalmak olduğu­
nu düşündüm, ama hala çok iyi çalamıyorum, bu yüzden artık
tutkumun bu olduğunu düşünmüyorum. Sorum şu: Bir insan
tutkusunun ne olduğunu nasıl anlar?

274
Grup:
Bu harika bir soru, çünkü onu soran sadece sen değilsin.
Aslında, bu soruyu burada bulunan altı kişi adına sordun. Se­
nin ilk düşüncelerin, "Eğer ben gitar çalmaktan zevk alıyor­
sam, o benim tutkum olmalı, ama iyi çalamıyorum, öyleyse o
nasıl benim tutkum olabilir?" idi. Sevgili varlık, tutkun ile ha­
yatını kazanman gerekmez. Çünkü tutkuna tam olarak girdi­
ğinde birçok farklı alandan desteklendiğini göreceksin. Bir kez
tutkun yönünde ilerlemeye başladığında, ardında, ona yönel­
mene yardımcı olan bir kuvvet yaratırsın. Sen, titreşimini -her
gün işe gidebilmek için onu düşürmen gereken- bir noktaya
yükseltmiş olduğunu görebilir ve diyebilirsin ki: "Gitarımı ye­
terince iyi çalabilsem, işimi bırakıp, gitar çalarak dünyayı do­
laşabilirdim ve o zaman tutkumun içinde olurdum." Biz de, o
zaman sadece stresten gitarın tellerini koparırdın diyoruz,
çünkü o zaman o senin gerçek tutkun olmazdı. Bu, tutkunu
düşünmektir, onun içine dalmak değildir.
Her şeyden önce, senden kamerayı geriye çekip daha bü­
yük tabloyu görmeni istiyoruz; gözlerini gitardan ayır ve şim­
dilik onu sadece müzik olarak adlandır. Eğer kamerayı biraz
daha geriye çekebilirsen, senin aslında bir titreşim şifacısı ol­
duğunu da görebilirsin. Sen, müzik formuna eşit saydığın bir
titreşim anlayışına sahipsin. Onu kullanmanın birden fazla
yolu vardır, ama onların hiçbirini hayatını kazanmak için kul­
lanman gerekmez. Yaptığın tüm şey haftada bir gitar çalmak
olsa bile, eğer o sana sevinç veriyorsa, o zaman sen tutkunun
içindesin demektir ve bu çevrendeki her şeyin enerjisini değiş­
tirir. Sen o tutkuyu beş dakika bile deneyimlediğinde, o senin
bütün gününü değiştirir. Böylece, eğer yapabildiğin tüm şey
tutkunu her hafta beş dakika deneyimlemek olsa bile, bunun­
la tüm yaşamını değiştirebilirsin.

275
'Iann Çağı
Eğer bunu zaman-çizgisinden ayırabilmene yardım ede­
bilseydik, bunun tutkuna erişmekten daha çok, tutkun yönün­
de ilerlemekle ilgili olduğunu görebilirdin. Yeni enerjide ilerle­
yebilmek için, varış-yeri bilincinden yolculuk bilincine geçmen
gerekir. Bu, neyi kazandığın ile değil', onu kazanma deneyimi
ile ilgilidir.
Senden yapmanı istediğimiz tüm şey, sana sevinç getiren
şeyi deneyimlemendir. Siz insanlar bunu yapmaya alışık değil­
siniz. Büyük-ebeveynlerinizin zamanında, çalışma paradigma­
sı "çok çalışmak" idi. Sonra, ebeveynlerinizin zamanında, on�
lar bunu "akıllıca çalışmak" paradigmasına dönüştürebildiler.
Bugün, Yeni Dünya'da, çalışma paradigması "tutkuyla çalış­
mak"tır. Siz hfila eski paradigmaları mı kullanıyorsunuz? Bu
işinize yaradı mı? Onlar büyük-ebeveynlerinizin ve ebeveynle­
rinizin işlerine yaradılar, ama siz onlarla aynı titreşim düze­
yinde yaşamıyorsunuz. Bu düzeyde, çalışma paradigmanız da
dahil olmak üzere, tüm paradigmaları yeniden düşünmelisi­
niz. Yeni Dünya'daki başarınız, günbegün deneyimleyebilece­
ğiniz tutku ve sevinç miktarıyla doğru orantılı olacaktır. Daha
da önemlisi, tutkuyu deneyimleyebileceğiniz her düzeyde de­
neyimlemenizdir. Bu size çok basit gelebilir, ama gerçek dai­
ma basittir.
Sevgili varlık, gitar çal, yapman gereken tüm şey bu. Mü­
ziği deneyimle ve eğer daha sonra sana sevinç getiren bir baş­
ka kapının açıldığını görürsen, o zaman o kapıdan gir. Onunla
hayatını kazanamayacağını düşünsen bile, onu çevrendekiler­
le paylaş. Kimsenin seni dinlemeyeceğini düşünsen bile, sırf
onu yapıyor olman olgusu senin titreşimini yükseltecektir. O
zaman bir markete girdiğinde bir başkasını etkileyeceksin. Bir
arkadaşına telefon ettiğinde, onu etkileyeceksin. Çok geçme­
den bir sürü insanı etkileyeceksin. Sen tutkunla birilerine do-

276
MuK!;etfirfif;_gere{ feri
kunduğunda, onları etkilediğinde, bu onların içindeki tutkuyu
aktive eder. Onlar senin gözlerindeki ışığı görür ve onu kendi­
leri için de isterler. Senin verecek böyle bir armağanın vardır.
Hatta, yakın gelecekte bir zaman gelebilir, sen titreşim­
sel olarak şifa verme özelliğine sahip olduğunu keşfedebilirsin.
O zaman, her zaman sevinç içinde olacaksın. Bu arada, onunla
oyna, zevk al. Yolculuğun keyfini çıkar. Bu soruyu sorduğun
için teşekkür ederiz.

Önce Ben - Bencil


Kalpleri Dikmek, D102002, Leeuwarden, Hollanda
Soru:
Ben kendi üzerimde çok fazla odaklanıyorum. Bunu nasıl
değiştirebilirim?

Grup:
Bu çok cesurca bir soru. Aranızda, yaşam-derslerine yar­
dımcı olacak içsel donanımla gelenler vardır. Birçoğunuz Yar­
dımseverlik dersini* öğrenmek için gelirsiniz. İlk önce, anlaya­
bilmeniz için bunu tersten açıklayacağız. Şu anda bu dünyada
bulunan birçoğunuz kendinizi enerji akışının en önüne yerleş­
tirmeyi öğreniyorsunuz, çünkü geçmişte ebeveynleriniz size
bencil olmamayı, herkese öncelik vermeyi öğretmişlerdi. On­
lar, "Başarılı bir ilişki için eşine öncelik vermelisin" ya da
"Sen iyi bir anne (veya baba) olmalısın, bu yüzden çocuklarına
öncelik vermelisin" derlerdi.
Kendinize öncelik vermelisiniz. İlk bakışta birbirlerine
çok benzer görünseler de (çünkü her ikisi de sizi enerji akışı­
nın en önüne koyar), bencillik ile önce-ben demek arasında

* Yardımseverlik yaşam dersi için bkz. R uhsal Psikoloji, s. 145 (Akaşa ) .

277
'Iaın Çağı
önemli bir fark vardır: Önce-ben diyen bir kişi, diğer insanlara
verebilecek daha fazla şeye sahip olabilmek için kendini enerji
akışının en önüne koyar; oysa bencil olan bir kişi, kendini
.
enerji akışının en önüne koyar ve diğer insanları bundan yok­
sun bırakır. Ancak, şunu aklınızda tutun ki, bunların hiçbiri
bilinçli olarak yapılmaz. Kötü insanlar diye bir şey yoktur.
Evet, bazı dünya liderleriniz sizi kendi korkularınızla kontrol
edebilmek için size bunun tersini söyleyeceklerdir. Ama biz,
birilerinin başkalarını işaret edip, onları kötü olarak etiketle­
melerini çok komik buluyoruz. Gerçekten de sizin oynadığınız
Oyunlar bize çok komik geliyor. Oysa hepiniz aynı gemide bu­
lunuyorsunuz. Hepiniz aynı rüyadan uyanmaya çalışıyorsu­
nuz ve uyandığınızda, hepinizin birbirinizin bir parçası oldu­
ğunuzu göreceksiniz. Hepiniz gerçek kimliğinizi, tanrısallığı­
nızı hatırlamaya çalışıyorsunuz. Hepiniz orada bir şeyin bu­
lunduğunu biliyor, ama onun ne olduğunu hatırlamıyorsunuz.
Ama, biz size, Oyunu şimdiden kazandığınızı söylüyoruz. Bu
anlayışı kendi içinizde tuttukça, her kalpte bir fark yaratabi­
lirsiniz. Bu anlayışı, bu enerjiyi kendi içinizde sağlam bir bi­
çimde tutmak, ilk başta bu sürecin en önemli bölümüdür.
Şimdi senin sorunu yanıtlayacağız, sevgili varlık. Bazıla­
rınız bu dünyaya farklı yaşam-dersleri üzerinde çalışmak için
gelmişsinizdir. Az önce, senin zorluk olarak algıladığının görü­
nüşte zıddını tarif ettik. Bazılarınız bu dünyaya Yardımsever­
lik yaşam-dersi üzerinde çalışmak için gelmişsinizdir. Yardım­
severlik, diğer varlıklarla bağ kurmaktır� Birlik Bilincinde, siz
bağlantınızın -sadece bu boyutsal realitedeki değil, tüm zaman
çizgilerindeki ve tüm boyutsal realitelerdeki- tüm varlıkların
kalpleri aracılığıyla olduğunu anlarsınız. Hepiniz bir'siniz.
Burada yaptığınız şey deneyimlediğiniz her şeyi etkiler ve ora­
da yaptığınız şey ve seçimleriniz buradaki varlığı etkiler. Evet,

278
MuRıetfirfikJjereçferi
hepiniz birbirinizin bir parçasısınız ve her birinizin yaptığı
her şey herkesi etkiler.
Sevgili varlık, sen içsel donanımın yüzünden bu bağlantı­
yı görmezsin, bu yüzden de buna göre davranmazsın. Bu dün­
yaya Yardımseverlik yaşam-dersi üzerinde çalışmak için ge­
lenler bu bağlantıyı görmezler. Böylece, sen onun tümüyle
içinde olduğunu ve dışarıda hiçbir bağlantının bulunmadığını
düşünürsün. Sana diyoruz ki, her iki bağlantıyı da görmek,
çevrendeki herkesle arandaki bağlantıyı bilmek çok önemlidir.
Sen, o bağlantıya sahip olabilmen için, kendini enerji akışının
en önüne koyacak cesarete de sahipsin. Soruna yanıt olarak,
senden, konuştuğun her bir kişinin kalbine kendini koymaya
cesaret etmeni istiyoruz. Onların içindeki o parçanla empatiye
girme cesaretini göster. Bağlantılar, bağlar üzerinde odaklan
ve ayrılığı arama.
Hepiniz bu bağlara sahipsiniz, bu bellidir. Bu dünyaya
gelirken, hepiniz aynı bağlara sahipsiniz. Bazılarınız onları
daha da çok geliştirmeyi seçersiniz, bazılarınız ise onları kes­
meyi seçersiniz. Bu sizin özgür iradenizle yaptığınız bir seçim­
dir.
Sevgili varlık, içsel donanımından ötürü bu senin için zor
olsa da, senden sürekli olarak kendine ve sonra da bağlantı
kurduğun insanlara öncelik vermeni istiyoruz. Sonra, bağlantı
kurduğun insanlarla birlikte, kalbe kadar gitmeye cüret et...
ki bu kendini savunmasız kılman anlamına gelir. Bu kolay de­
ğildir. Savunmasızlığını araştır, sorunun yanıtını bulacaksın.
Tüm çevrendekilerle bağlantını araştır, o zaman sen olan şifa­
cıya ve öğretmene çok çabuk ulaşacaksın. Bu soruyu seslendir­
me cesaretini gösterdiğin için teşekkür ederiz.

279
'Tanrı Çağı
Kanallığa Açılmak
Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Benim tutkum, kanallık (medyumluk) yapmak ve şifa
vermektir ve bunun neden olmadığını merak ediyorum. Bunu
yapmamı engelleyen nedir?

Grup:
Size, kanallık sürecinden biraz söz edelim. İnsanlık teka­
mül ettikçe, gittikçe daha çok kişi kanallığa açılacaktır. Her
biriniz güçlü bir ruhsal bağlantıya sahipsiniz. Bu, kendi Yük­
sek Benliğinize direkt bir bağlantıdır. Bu ruhsal bağlantı, o­
nun fiziksel varlığınıza ilk girdiği yer olan hayal gücünüze
uzanır. Tüm kanallık, yaratıcılık, ilham ve ruhsal bağlantı ha­
yal gücünüzden girmek zorundadır. Hayal gücünüze güven­
memek sizin içsel yapınızın bir parçasıdır. Ama iş özellikle
ruhsal bağlantıya geldiğinde, siz aldığınız mesajı uydurduğu­
nuzu hissedersiniz ve birden akış kesilir. Size diyoruz ki, bu
daima sanki siz onu uyduruyormuşsunuz gibi bir his verecek­
tir. Bu hissi aşın, ona alışın ve bu işi sürdürün. Siz insanların
kendinize bu kadar güvensizlik duymanız çok şaşırtıcıdır.
Eğer siz en yüksek kanaldan bir mesaj aldığınıza inanırsanız,
ona kanallık eder ve paylaşırsınız, ama eğer o mesajı uydurdu­
ğunuzu düşünürseniz, onu dışlar v& paylaşma fırsatını kullan­
mazsınız. Peki, ya siz ve en-yüksek bir ve aynı şeyse?
Burada bir başka önemli şey, sizin ilk kanallık formunu­
zu bulmanızdır, çünkü birçok farklı form vardır. Piyano çalan­
lar vardır, resim yapanlar vardır, şifa verenler vardır, konu­
şanlar vardır. Eğer siz sağ elinizi kullanıyorsanız, birinin size
solak olmayı öğretmesi mümkün değildir. Onun size sol elinizi
kullanmanın nasıl bir şey olduğunu göstermesi mümkündür,

280
Muk,tetfirlreçferi
ama solak olmayı öğretmesi mümkün değildir. Bu yüzden, bu­
nu bilerek, kanallık sürecine başlamadan önce ilk kanallık for­
munuzu ve en az direnç akışını tanımlamanız önemlidir. Bir
kez tüm enerjinin en hızlı aktığı yeri bildiğinizde, diğer yolları
denemek sizin için daha kolay olur. Sevgili varlık, sen sözle­
rinle kanallık etme konusunda bir kontrata sahip olsan da,
onu keşfetmeni bekleyen başka bir kanallık formu da vardır.
Bir kez o kapı açıldığında, sen çok meşgul olacaksın ve yaşa­
mın çarpıcı bir biçimde değişecektir. Buna hazır mısın?

Soru:
Hazırım, ama hiçbir şey olmuyor (kahkahalar) .

Grup:
Bu cümleye tek bir sözcük eklemeni isteyeceğiz: "He­
nüz." Çünkü yarın sabah uyandığında bir şeylerin çok hızlı ge­
liştiğini görebilirsin.

Soru:
Bu konuda yapmam gereken herhangi bir şey veya bir
öneriniz var mı?

Grup:
Sadece, algım biraz değiştirmenizi öneririz. Realiteniz
daima, ona baktığınız algı noktası tarafından belirlenir. Eğer
siz insanlar ne kadar sihirli olduğunuzu anlayabilseydiniz,
gülmeyi asla kesemezdiniz. Realitenizi değiştirmek için yap­
manız gereken tek şey, ona farklı bir biçimde bakmaktır. Böy­
lece, sana bir başka görüş sunalım. Kendini kısıtlanmış ya da
sıkışıp kalmış hissettiğin her gün, gelecekteki kanallığına ve
onun gücüne katkıda bulunacaktır. Bunun çoğu zamanlama­
dır. Öyleyse, kanal olarak yazmaya çalıştığın ve hiçbir şeyin
gelmediği o günlerde, bunu kutsa ve gezmeye git.

28 1
'Iaırı Çağı
Kanallık Yapmak
Sevgi Hangi Renktir? 042, Tel Aviv, İsrail
Soru:
Benim sorum şu: İçsel olarak felç olduğumu hissediyo­
rum, içimdeki yaratıcılığı ifade edemiyorum ve bu beni düş kı­
rıklığına uğratıyor. Yolumun ne olduğunu bilmiyorum. Eğer
kendi kişisel yolumca kanallık yapmaktan söz edersek, onun
ne olduğunu da bilmiyorum.

Grup:
Bu soruyu sorman çok iyi oldu, çünkü bu salonda bulu­
nan en az yetmiş iki kişi benzer bir deneyim yaşıyor. Şifacıla­
rın sahip olmaları gereken bir duyarlılık vardır. Çoğu kez, bir
şifacı, bu duyarlılığa sahip olabilmek için bu dünyaya Tanım­
lama yaşam-dersiyle* gelir. Ama bu yaşam-dersine ek olarak,
sen ayrıca kristal enerji de taşıyorsun ve son derece duyarlı­
sın. Sen bunu diğer insanlara gösterecek kusursuz bir örnek­
sin.
Normal bir sohbette, iki kişi, iki ruh konuşur, ancak biri­
si senin kadar duyarlı olduğunda, o, konuşmadan önce başını
diğerinin omzuna yaslayıp onun ne hissettiğini algılar.
Yaşamının büyük bölümünde sen kendini yumurta ka­
bukları üzerinde yürüyormuş gibi hissettin. Senden, çizmele­
rini çıkarıp o yumurta kabuklarını kırmaya başlamanı istiyo­
ruz. Çünkü gerçek şu ki, sen o duyarlılığı asla yitirmeyecek­
sin. O senin içsel donanımının bir parçasıdır ve ondan yarar­
lanmayı öğreneceksin. Çünkü o yenmen gereken kötü bir şey
değildir, sadece kanalize etmeyi öğrenmen gereken bir şeydir.
Büyük duyarlılıkla birlikte büyük güç de gelir. Örneğin,

* Tanımlama yaşam dersi için bkz. R uhsal Psikoloji , s. 175 (Akaşa Yayınları).

282
Mırfi{Çjereç feri
sen bir başkasının karşısına bir şifacı olarak oturup, onun so­

runlarının ne olduğunu hemen hissedebilirsin.

Soru:
Bu doğru.

Grup:
Eğer bir masaj terapisti olsaydın, masaj masasında yatan
kişinin hangi kasları üzerinde çalışacağını bilirdin. Ve insanla­
rı muktedir kılmak için, onlara ne söyleyeceğini tam olarak bi­
lirdin.
Senin için tanımlamak istediğimiz bir başka durum var,
ki anlayabilesin. Yaşlı bir Kristal olarak, böyle toplantılarda
bile kendini ortamın bir parçası hissetmek senin için çok zor­
dur. Bazı bakımlardan, kendini hep bir katılımcıdan daha çok,
bir gözlemci olarak hissettin. Ama sen gelecek her şey için ka­
pıyı açtın. Biz seninle çok gurur duyuyor ve sana teşekkür edi­
yoruz.

Dört Bütünlük Çizgisi


Lemurya İnisiyasyonu, D050503, Reno, NV.
Soru:
Aktivasyonlar için, özellikle dünkü aktivasyon için hepi­
miz adına size teşekkür ederim. Başkalarının da, benim gibi,
hayallerini aktive edip gerçekleştirmelerine yardım etmek için
ne yapabileceğimi bilmek istiyorum. İnsanların gerçeği görme­
lerine nasıl yardım edebilirim?

Grup:
Her şeyden önce, aktivasyon için bize teşekkür etmeyin,
çünkü bizim onunla çok az ilgimiz var. Binlerce yıl önce bunu
siz yaptınız. Aktivasyon yerine adım atma cesaretini siz gös-

283
'Iaıırı Çağı
terdiniz. Bu yer sizin için yaratılmıştı, siz ona adım atma cesa­
retini gösterdiniz ve bunun için biz size teşekkür ederiz.
Hayallerinizi nasıl aktive edip gerçekleştireceğinize -ve
.
böylece başkalarının da bunu görmelerine yardım etmeye- ge­
lince, bunun birçok yolu vardır, ama önce güvenden söz etme­
miz gerekir. Onların şimdiden içinizde gerçekleşmekte olduk­
larına güvenin. Kalbinizin hayallerinizin etere geçerek teza­
hür etmelerini sağlayacak şekilde titreştiğine güvenin.
Sizden dikkat etmenizi istediğimiz dört bütünlük çizgisi*
vardır: Birincisi, ne konuştuğunuzdur; ikincisi, ne düşündü­
ğüİıüzdür; üçüncüsü, nasıl davrandığınızdır; dördüncüsü ise
neye inandığınızdır. Tipik olarak, insanlarda bunlardan ikisi
ya da üçü birbirine uyar, birbiriyle titreşimsel bir armoni oluş­
turur ve diğer ikisi her şeyi iptal eder. Sonuçta, siz Evrene çok
belirsiz, bulanık bir sinyal yollarsınız. Bu dört çizgiyi birbiriy­
le bütünlük içine soktuğunuzda ise çok berrak bir sinyal gön­
derirsiniz. Bu sizin gülümsemelerinizde ve taşıdığınız her şey­
de görmeye başladığımız ruhsal güvendir. Bu güvene sahip ol­
duğunuzda, en zor durumlarda bile gülümseyerek istediğiniz
şeyi yaratabilirsiniz.
Sevgili varlık, senden, hayalini önce kalbinin içinde tut­
manı ve başarını dışarıda nasıl ölçeceğin konusunda kaygılan­
mamanı istiyoruz. Vizyonunu kalbinde yarat, çünkü onu ken­
di titreşimlerinle dışarı göndereceksin. Senin benliğinin bü­
tünlüğü şimdiden sağlanmıştır ve artık bu konuda kaygılan­
man gerekmez.

* Dört bütünlük çizgisi için bkz. R uhsal Psikoloji, s. 184 (Akaşa Yayınları).

284
'lvfııKJeıfirfikJjereç feri
Güven
Tanrı Kıvılcımı, 041,·Ankara, Türkiye
Soru:
Gelişim sürecimde nerede bulunuyorum? Ve kendimi da­
ha da geliştirmek için ne yapabilirim? Bu konuda aşmam gere­
ken engeller var mı?

Grup:
Bu soruları iki sözcükle yanıtlayabiliriz: Kendine güven.
Almış olduğun ve yaşamında bir fark yaratmış olan tüm yanıt­
ları kalben zaten biliyordun. Ancak, kendine güvenmek işin
en zor yanıdır. Bu dünyaya Güven yaşam-dersiyle geldiğiniz­
de, bu dersin en büyük tezahürü, ruhun insan bedeninin onu
destekleyeceğine güvenmemesidir. Ama bilmen gereken şey,
ki o ilk sorunu yanıtlayacaktır, senin şimdiden muazzam dere­
cede bir gelişim göstermiş olmandır. Sen birçok zorluktan geç­
tin ve bu süreç seni buraya getirdi. Ve o zorluklar herkese yar­
dımcı oldu, çünkü siz birbirinizden öğrenirsiniz. Bu sonra Ev­
rene yayılır ve herkesle paylaşılır. Kendine daha fazla güven­
meyi öğrenmen, ruhunu daha da geliştirebilir.
Sen skalanın neresinde bulunuyorsun? Seni düş kırıklığı­
na uğratmak istemeyiz, ama böyle bir skala yoktur. Sen bura­
dasın (Steve, kollarıyla her yanı işaret eder). Bu yolculuğun
keyfini çıkar.

285
ÖBÜR TARAFA GEÇİŞ

İyi Keder
Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
Bu yaşamımda ben kederle çok fazla oynuyorum, çünkü
sevdiğim insanlar ölüp gidiyorlar. Daha fazlasının gelmekte
olduğunu biliyorum ve bize kederle yeni bir biçimde baş etme
konusunda bir fikir vermenizi rica ediyorum. Onunla eski, acı­
ya-dayalı biçimde baş etmeyi sürdürmek istemiyorum. Çünkü
kederin insanlar için, derslerini tamamlamakta olan ruhlar
için gerekli bir şey olduğunu biliyor ve hem onu, hem de kendi
sürecimi onurlandırmak istiyorum.

Grup:
Sen keder üzerinde çalışıyor ve bunu birçok yaşamdır peş
peşe yapıyorsun. Bu konuda adeta uzmanlaştın ve bize bu so­
ruyu sorman çok komik, çünkü belki sonunda keder üzerinde
çalışmaya kapı açacak kitabı yazacak olan sensin.
İnsanların ruhsal düzeydeki değişimleri fiziksel bedende
özümsemek için geçmeleri gereken birkaç keder aşaması var­
dır. Bu, bir insanın deneyimleyip geçmesi gereken fiziksel bir
olay ve bir değişimdir. O, önce duygusal beden aracılığıyla
meydana gelir, ama aslında fiziksel bir olaydır ve onu dene­
yimlediğinizde, keder sürecinden geçer ve fiziksel olarak bir
daha asla aynı varlık olmazsınız. Fizyolojiniz bu yeni parçanızı
kapsayacak şekilde değişir, çünkü ölerek size bu kederi yaşa­
tan kişi aslında sizin fiziksel bir parçanızdır. O insanlar aslın­
da sizin fizyolojinizin bir parçasıdırlar; böylece, onlar ölerek
sizi terk ettiklerinde, fizyolojiniz buna alışmak zorundadır ve

286
Ö6ür 'Tarafa (jeçiş
bunu başarmak için sizin bazı aşamalardan geçmeniz gerekir.
Bu özellikle senin için çok düş kırıklığı yaratıcıdır, sevgili
varlık, çünkü bu konuda çok şey bildiğinden, yardım ettiğin
insanları bu aşamalardan çok hızlı geçirmek istersin, ama on­
ların çoğu o aşamalara umutsuzca yapışır ve bir düzeyden di­
ğerine geçmeyi reddeder. Çünkü onlar gelişmekte olduklarını
değil, iyileşmekte olduklarını düşünürler; oysa bir keder süre­
ci, sadece duygusal ve ruhsal olarak değil, fiziksel olarak da
bir gelişme fırsatıdır. O, iyileştirilmesi gereken bir yara değil,
hem bir gelişim, hem de ölen kişinin enerjisini kapsama fırsa­
tıdır.
Eğer durup bu konuda düşünürseniz, kederin hemen he­
pinizin yaşamınızın bir noktasında üstesinden gelmek zorun­
da kalacağınız büyük bir olay olduğunu anlarsınız. Sevgili var­
lıklar, bu herkesin ona hazırlıklı olabilmesi için okullarda .öğ­
retilmesi gereken bir konudur.
Siz insanlar acınız içinde rahat edersiniz, çünkü acı bu
dünya Oyunundaki çoğu şeyle ilişkilidir. O sadece insana özgü
bir deneyimidir, çünkü siz ancak sonlu bir ifadeye sahip oldu­
ğunuzda acı denen şeyi deneyimleyebilirsiniz. Gerçek şu ki,
acı sadece birbirinizden ayrı olduğunuz için deneyimlenir.
Ayrıca, şunu da anlamalısınız: Acı sizin için tüm alanlar­
da büyük bir güdüleyicidir ve Yuvaya geri döndüğünüzde o
acıyı en güzel insan-deneyimi olarak hatırlayacaksınız. Siz di­
yeceksiniz ki: "Birlikte acı çekip ağlamamız ve birlikte bir son­
raki düzeye çıkmış olmamız harika bir şey değil miydi? O sıra­
da bu bizim için çok zordu, neredeyse mahvolduğumuzu dü­
şünmüştük, ama bu harika değil miydi?" Evet, insan acısını
en güzel, acı-tatlı deneyim olarak hatırlayacaksınız ve acı sizin
için büyük bir güdüleyici olacak.
Keder süreci, çoğu insan için, onlar uygunsuz enerjinin

287
'Taırı Çağı
yarattığı düş kırıklığıyla başa çıkmadıklarında zorlaşır. Bu si­
zin, tipik olarak, kederin öfke aşamasından geçişinizdir. Yaşa­
mınız değişmiştir ve siz ilk aşamalardan geçtikten sonra öfke
aşamasına geçersiniz. O süreçte, öfkeye aslında ölen kişinin
neden olduğunu anlamak çok zordur; bu yüzden, genellikle,
bu öfkeyi yaşayan birine yöneltirsiniz. Ya da öfkeyi kendi içi­
nizde tutarsınız ve o gittikçe büyük bir düş kırıklığına dönüşe­
rek uygunsuz zamanlarda diğer insanlara saldırmanıza neden
olur. Bu dönemde, bir sarkaç gibi, geniş duygu sallantıları ge­
çirmeniz uygundur. Sevgili varlık, bu yüzden, danışanlarının
da -bu süreci kolayca geçirebilmeleri için- süreç hakkında ön
bilgiyle sahip olmalarını sağlamalısın.
Bu keder sürecidir. Senin onunla yaşadığın kişisel zorluk,
alanındaki herkesin senin titreşimini fark etmesidir. Sen ora­
da kederi anlayan biri olarak titreşiyorsun, çünkü sen bu ko­
nuda bir danışman, bir yardımcısın. Kendini asla böyle tanım­
lamasan da, titreşiminle yaydığın enerji budur. Bu yüzden, in­
sanlar titreşimini deneyimlediklerinde, otomatik olarak sana
çekiliyor ve seni en garip koşullarda bile buluyorlar.
Bu durumu yeterince deneyimlediğinde, bunu başka biri­
ne öğreterek enerjiyi tamamla ve sonra bu çalışmayı bırak.
Çünkü senin yapacağın başka bir şifa çalışması var. Çünkü ar­
tık bir sonraki düzeye geçmeye ve alanına farklı öğrencileri
çekmeye hazırsın.
Gerçek şu ki, keder üzerinde çalışan, giden ruhu özgür
bırakmaları için ailelerle çalışan (öbür tarafa) geçiş takımı
üyeleri muazzam bir görevi yerine getirmekteler. Bu salonda­
ki birçok kişi böyle bir rolü üstlenmeyi seçecek ve bu görev on­
lara senin gibi biri tarafından öğretilecektir.
Sen, insanlara yardım edebilmekten çok zevk alıyorsun,
ama yaptığın şeyin esas anlamını anlamıyorsun. Çünkü bu,

288
Ö6ür 'Tarafa (jeçi,ç
bir kişinin veya bir ailenin kederi aşmasına yardım etmekle il­
gili değildir; bu aslında, bu dünyadan ayrılmış olan ve yaşamın
yedinci aşamasında bulunan ruhla ilgilidir. O aşama bir inti­
bak dönemidir; o dönemde ruhlar geride bıraktıkları yaşamla­
rında deneyimlemiş oldukları her şeyi gözden geçirirler. Son­
ra, bu deneyimlerin hangilerini esas kişiliklerine katacakları­
na, hangilerini geride bırakacaklarına karar verirler.
Bu uzun bir süreçtir. Perdenin öbür tarafında zaman
farklıdır, ama onların perspektifinden bile, bu bir gecede olup
bitmeyen uzun bir süreçtir. Ve özellikle o süreçte o ruhlar ke­
derli aileleri tarafından, onları bırakamayanlar tarafından, o
varlıkların onların bırakamayacakları ayrılmaz bir parçaları
olduklarını düşünenler tarafından, o varlıkların kaybını çok
fazla hissettikleri için öfkeyi ve direnci hissetmeyi reddedenler
tarafından Dünya'ya geri çekilmeye açıktırlar.
Eğer siz bir ruhun bir sonraki düzeye geçmesine yardım
edebilirseniz, sadece onun ailesine değil, o ruhun tekamülüne
de muazzam bir hizmette bulunmuş olursunuz; çünkü böylece
o ruh artık engellenmez ve çok hızlı ilerleyebilir. Ayrıca, Tüm
Var Olanın kolektif bilincine de büyük bir hizmette bulunmuş
olursunuz, çünkü yaptığınız şey ileriye doğru hareketin öz di­
rencini kırar. O zaman kapı açılır ve insanlar kolayca akabilir­
ler.
Burada bulunan bazılarınız, bedenlerinden ayrılan ruh­
lar ile geçiş takımı üyeleri olarak çalışacaksınız; çünkü bir ruh
bedeninden ayrılır ayrılmaz yaşamın yedinci aşamasına geç­
meyebilir. Bazıları karmaşaya düşer ve nereye gittiklerini bil­
mezler. Onlara "hayaletler" dersiniz. Bazıları dünyevi bir rea­
litede sıkışıp kalırlar, çünkü bedenden çıktıkları anda yaratıcı­
lıkları artar ve onları hala bu dünyada yaşadıklarına inandı­
ran bir realite yaratabilirler. Eğer bir insan duygusuna bağla-

289
'Taın Çağı
nırlarsa, onlara hala yaşadıklarını düşündürten bir realite ya­
ratabilirler. Bazen sadece ölmüş olduklarını bilmeye ihtiyaçla­
rı vardır. Bazen de, onları dünyaya-bağlı kılan duygudan kur­
tulmaları için yardıma ihtiyaçları olur.
Tanık olduğunuz bazı büyük ölçekli trajediler kapıları bu
realitelere açmışlardır. 11 Eylül olayları, sadece o trajedide
ölenlerin değil, Amerikan İç Savaşı'ndan beri kapana kısılı
kalmış ruhların da geçebilmeleri için kapıları açmıştır. Siz o
zaman yapılan ruhsal çağrıyı duydunuz ve birçoğunuz hemen
eyleme geçerek bu ruhların bazılarının ilerlemelerine yardım
ettiniz. Ve bunu yaptığınızda, kapıyı sadece bunlar için değil,
birçok boyutsal realitenin aynı şeyi yaratması için de açmış ol­
dunuz ve bu harika bir şeydi. Olasılıklar o noktada sizin anla­
yışınızın ötesindeydi. Siz o düzeyde sadece o ruhların ilerleme­
lerine yardım etmiş olmadınız, çünkü bunun sonucunda ko­
lektif bilinç de hızla ilerledi. Bu fırsatları arayın ve bulduğu­
nuzda hemen devreye girin, çünkü birçoğunuz bedenlerinden
ayrılan ruhlara çok yardımcı olabilirsiniz.
Bazılarınız, insanlar bu dünyadan ayrılırken onlarla ça­
lışmak için -geçiş takımlarına özgü- bir çekim hissedeceksiniz,
ki bu güzel bir görevdir. Daha düşük titreşimlerde bulunan in­
sanların başlıca güdüsü hayatta kalmak olduğundan, onlar
için bu dünyadan ayrılmak çok zordur ve bu geçişi kolayca ya­
pabilmek için yardıma ihtiyaçları vardır. Onlar yaşam için sa­
vaşacaklardır. Oysa bu ne garip bir kavramdır, çünkü sizin ya­
şam için savaşmanız asla gerekmez; sadece onun içinizden ak­
masına, onun bir parçası olmanıza izin vermeniz gerekir.
Evet, birçok kişi, daha düşük titreşimlerdeki başlıca gü­
dülerinden ötürü, bedenlerinden ayrılma sürecindeyken mü­
cadele edecektir. Onlar bedenlerini bırakmakta çok zorlanabi­
lirler, çünkü çoğu sizin sahip olduğunuz eğitime ya da bilgiye

290
Ö6ür 'Tarafa Çeçi;
sahip değildir. Oysa burada bulunan birçoğunuz Yuvaya geri
dönmeyi sabırsızlıkla beklersiniz. Orada sizi sevgiyle kucakla­
yarak karşılayacağımızı bilerek, bunu dört gözle beklersiniz.
Gerçekten de, en sonunda Yuvaya döndüğünüzde sizi bekliyor
olacağız ve sizi ancak Yuvada bulabileceğiniz bir sevgiyle ku­
caklayacağız.
Ölüm sürecindeki bir insanın hayatta kalma mücadelesi
verdiği özel bir an vardır. İşte o anda o nefes almak için müca­
.
dele ederken, bir insan adeta bir meleğin sihirli dokunuşuyla
ona sevgiyle dokunur ve der ki: "Tamam. Eğer istiyorsan artık
gidebilirsin. Sen bu dünyada iyi bir iş yaptın ve artık bu haya­
tı bırakman uygundur."
Siz o insana gitme iznini verdiğinizde, bu adeta bir sihir
etkisi yapar, çünkü bu onun hemen bir sonraki aşamaya geçip,
yaşamın yedinci aşamasını deneyimlemesini sağlar. Yaşamın
altıncı aşaması ise öbür tarafa geçişe hazırlık olarak, çocuk gi­
bi olabilmeniz için gereklidir. Ve o aşamada çocuk gibi olmayı
reddedenler, örneğin, Alzheimer hastalığı ya da "bunama" yo­
luyla çocuk gibi olmaya itilirler.
Eğer yaşamın altıncı aşamasında çocuk gibi olmayı red­
dederseniz, yaşamın yedinci aşamasına da giremezsiniz. Bu
konuda şunu da belirtmeliyiz: Evet, bedeni bırakmak sizin
için atılması zor bir adımdır, gerçekten korkutucu bir adımdır,
ama o bu dünyaya gelmek için doğum kanalından geçmek ka­
dar korkutucu değildir. İkincisi hepimiz için çok daha korku­
tucudur. Siz o zor adımı çoktan attınız. Yuvaya geri dönerken
ise bedeninizden çıktığınız anda çevrenize bakar ve çoğunluk­
la, yatakta veya ameliyat masasında yatan veya hurdahaş ol­
muş arabanızın içinde bulunan bedeninizi görürsünüz. Sonra,
eğer karmaşaya düşmemişseniz ya da bazı duygulara bağlı de­
ğilseniz, kolayca Yuvaya dönersiniz.

29 1
'Iaırı Çağı
Eğer bir çocuk gibi olabilmişseniz, Yuvaya gidebilirsiniz.
Eğer sürekli olarak bir düşünce süreci içinde düşünmeye çalış­
mıyorsanız, Yuvaya gidebilirsiniz. Gittiğinizde de, yaşamın y�­
dinci aşamasına adım atarsınız. Bazen de, ailenizdeki kişiler
yas tutamadıkları için sizi dünyaya geri çektiklerinde, bu sizin
için zor ve acı verici bir geçiş olabilir ve ruhunuz bununla na­
sıl başa çıkacağını bilemeyebilir.
Sevgili varlık, yapmakta olduğun şeyin önemini şimdi gö­
rebiliyor musun? Bu büyük bir iştir. Bu işi iyi öğret. Çalış­
manla şimdiden birçok ruhu etkiledin. Onlara sorumluluğu da
öğret, çünkü insanlar kendilerini duygusal acılarına kaptırır­
lar. O acının rahat bir yanı vardır; bu yüzden birçok kişi değiş­
mektense o acıyı deneyimlemeyi seçecektir, çünkü değişme
düşüncesi acının kendisinden daha kötü görünür. Onların
kendi sorumluluklarını idrak etmelerine yardım et. Onlara bir
meleğin dokunuşuyla, sevgi ve anlayışla dokun.
Zaman ilerledikçe, geçiş takımları daha da önemli hale
geleceklerdir. Bu konuyu açtığın için sana teşekkür ederiz,
çünkü bu bizim tutku duyduğumuz bir konuda konuşmamızı
sağladı. Bu işin yapıldığını görmek bize sevinç veriyor. Bu me­
leklerin işidir ve siz onu çok iyi yapıyorsunuz.

Enkarnasyonlar Arasında Hiç Dinlenmemek


Kristal Bedene-Girenler, D042102, San Diego, CA.
Soru:
Daha önce, enkarnasyonlar arasında hiç dinlenmedikleri
için bu yaşamlarında her zaman çok yorgun olan insanlardan
söz etmiştiniz. Şimdi nasıl dinlenebileceğimiz ya da biraz ener­
ji alabileceğimiz konusunda önerileriniz var mı?

292
Ö6ür 'Tarafa (jeçiş
Grup:
Bu durumda olan şudur: Sen tam olarak bu zamanda bu
dünyada olmak için bir fırsat buldun ve kendine hiç aldırma­
dan bunu yaptın. Buna saygı duyuyoruz, ama şunu da belirt­
meliyiz ki, burada çalışmanızı yapabilmek için enerjiye sahip
olmalısınız ve etkili olabilmek için kendinizi iyi hissetmelisi­
niz. Siz, sağlık da dahil olmak üzere, her alanda kendinizi iyi
hissetmeyi ve bolluk içinde olmayı hak ediyorsunuz. Bolluk,
asgari olarak ihtiyaç duyulandan daha fazlasına sahip olmak
anlamına gelir. Sevgili varlık, halen, sen ancak bedenini bir
yerden bir yere taşıyacak kadar enerjiye sahipsin. Çünkü se­
nin bu dünyaya birlikte getirdiğin şey, kısmen, strestir.
Birçoğunuz, enkarnasyonlar arasında dinlenmeye zaman
ayırmadığınız için, doğuştan itibaren enerji sıkıntıları çekersi­
niz. Ancak, bu dünyaya gelip o sıkıntıları yaşayan bazılarınız,
kendinizle ilgilendiğiniz ve kendinizi enerji akışının en önüne
yerleştirdiğiniz için o durumu düzeltmiş bulunuyorsunuz. Ön­
ce kendi kabınızı doldurmadan bir başkasına enerji vermeni­
zin mümkün olmadığını bilin. Ancak, bazılarınız sizi farklı bir
yöne itmiş olan, size en son gelmeniz gerektiğini düşündürten
yaşam-derslerine sahiptiniz.
Sevgili varlık, kendinle ilgilenmen gerektiğini anlamalı­
sın. Uzun zaman dönemleri boyunca sen kendini stres içine
soktun. Enerji rahatsızlıkların konusunda sana yardımcı ola­
cak birçok yöntem vardır. Bazıları için, bu bir tersine-dönmüş
kutupluluk vak.asıdır. Ancak, sen uzun bir zamandır bu du­
rum içinde bulunduğundan, bedenin bunun onun normal po­
zisyonu olduğuna inanmaktadır. Sen bu enerji içinde doğmuş­
tun. Bu tip bir enerjiyi, yani stresi taşıyanlarınızın onu tü­
müyle salıvermesi gerekecektir. Bazılarınızı bu duruma kendi
inanç sistemleri sokmuştur.

293
'Iaın Çağı
Sevgili varlık, kapıyı yeni şeyleri denemeye aç ve kendini
daha iyi hissedebilmek için, kendini enerji akışının en önüne
yerleştirme cesaretini göster. Sen kendini azıcık değil, gerçelt,­
ten iyi hissettiğinde, herkese verecek daha fazla şeyin olur. İş­
te o zaman tutkunu bulabilir, aynı titreşimde olanları kendine
çekebilirsin. İşte o zaman diğerleri senin alanına sağlıklı iliş­
kiler getirirler. Bunun için gereken tek şey, bunu istemektir.

Öbür Taraftan Ziyaretler


Sihirli Asa, D1 10203, Waginengen, Hollanda
Soru:
Ben yirmi beş yaşındayken iyi bir erkek arkadaşım öldü.
Geçen ay, o, perdenin öbür tarafından çok yakın bir biçimde
geldi ve ben dün ve bugün aynı şeyi hissettim. Ve onun bana
bir şey vermek istediğini hissettim. Bunun doğru olup olmadı­
ğını bilmiyorum, ama böyle hissediyorum. Onunla aramızda
çok güçlü bir bağ vardı ve şimdi bu konuda bir şey yapıp yapa­
mayacağımı bilmek istiyorum.

Grup:
Bu, ister bir ruhun doğum süreciyle yaşam deneyimine
geçişi olsun, isterse bir ruhun ölüm süreciyle bu dünyadan ay­
rılıp Yuvaya dönüşü olsun, her geçişte bir armağan vardır. Siz
o armağanı bulduğunuzda, bu o ruhu ilerlemesi için serbest
bırakır. O armağanı bulup yaşamınıza katmanız etkili keder­
yas çalışmasının anahtarıdır. Birçok kişi bu armağanı kaçırır.
Onlar kendilerini kendi kayıplarına o kadar kaptırırlar ki, ilk
başta o armağanı göremezler.
Bu armağan bazen çok basit, çok sade bir şey olabilir. Bi­
risi öldüğünde, herkes en azından birkaç dakika kadar spiritü­
elleşir. Bu bir armağandır ve bazen bir ruh, bu dünyadan er-

294
Ö6ür 'Tarafa Çeç�
ken ayrılıp bu armağanı verme niyetiyle doğar. Birisi doksan
yaşında öldüğünde, "O, dolu dolu yaşadı" dersiniz; ama birisi
genç yaşta öldüğünde, o haber tarafından etkilenen herkes,
beş dakika kadar bile olsa, spiritüelleşir. O sırada siz fiziksel
bedenden daha fazla bir şey olduğunuzu fark edersiniz.
Sevgili varlık, sen armağanı kabul ettin. İşte bu yüzden
arkadaşının ruhu seninle daha önce yapamadığı biçimlerde
bağlantı kurabildi. Evet, ikinizin arasında tamamlayamadığı­
nız önemli bir bağ vardı ve bu yüzden o şimdi seninle konuşu­
yor. Aranızdaki enerji tamamlanmamıştı. Senin onunla önem­
li bir kontratın vardı; bu kontrat, onun sana hoşçakal deyip
bu dünyadan ayrılmasına izin vermeni içeriyordu. Ama sen
bunu yapamadın ve o seninle vedalaşma fırsatını bulamadı. O,
enerjiyi şimdi tamamlıyor.
Ondan direkt olarak ve çok daha açık mesajlar alacaksın
ve şimdi yaptığımız gibi, bizim çevirmenliğimize ihtiyacın ol­
mayacak. Az önce sana ne demek istediğimizi ve bunu yapma­
nın en iyi yolunu biliyorsun. Arkadaşın bu dünyadan ayrıldık­
tan sonra sen diğerlerinin iyileşmelerine yardım etmeye çalı­
şırken kendi kalbindekini tam olarak ifade edememiştin. Onu
şimdi ifade et, o zaman tüm armağana sahip olacaksın. Bu de­
neyimi bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz.

Öbür Tarafa Geçen Kız Evlat


Sihirli Asa, D1 1 0203, Waginengen, Hollanda
Soru:
Beş ay önce kızım öbür tarafa geçti. O bana, böyle olması
gerektiğini, başka türlü olamayacağını söylemişti. Ben bunun
nedenini anlayamıyorum.

295
'Iaın Çağı
Grup:
Elbette, anlamazsın. Elbette, kalbin bu noktada ikiye bö­
lünmüştür. Kızını çok özlüyorsun ve onun şu anda sağ omzu­
nun üzerinde durduğunu görmen zordur.

Soru:
Onun orada olduğunu hissediyorum.

Grup:
O, orada durmuş sana hitap ediyor. Rüyalarında sana iki
kere göründü, ama sen birini hatırlıyorsun. Ama seninle, şim­
di bizim konuştuğumuz kadar net bir biçimde konuşmuştu.
Sana şunu açıklamayız: Kızın bu dünyadan erken ayrıla­
cağını üç yaşından beri biliyordu. Kontratlarının neler olduğu­
nu, planının ne olduğunu, bu dünyaya neden geldiğini biliyor­
du. Burada çocukluğunu geçirirken çok zor zamanlar yaşamış
olmasına rağmen; o çok yaşlı ve dengeli bir ruhtu. Tüm yaşa­
mı boyunca insanların kalplerini etkileyerek onlara armağan­
lar verdi. Ve zamanı geldiğinde, bu dünyadan ayrılmasını içe­
ren kontratı yerine getirip getirmeme seçimiyle karşılaştı ve
bunu çok isteyerek yaptı. Ama o hala seninle birlikte çalışı­
yor.
Burada büyük darbeyi alan sendin. Ve biz bunun çok zor
bir durum olduğunu biliyoruz. Bu durumla ilgili daha yüksek
perspektifi göremediğini biliyoruz, ama sana şunu söylememi­
ze izin ver: Kızın şu anda çok mutlu ve çok rahattır, ama daha
önemlisi, o artık -özellikle istemedikçe- bu dünyaya tekrar
dönmek zorunda değildir. Gönüllü olarak bu deneyimden ge­
çip bu enerjiyi tamamlamış olduğundan, buraya tekrar gelme­
si gerekli değildir. O, Kristal enerjinin tohumlarını bu dünya­
ya getirme ve bu dünyadan erkenden ayrılma konusunda öz­
gün bir fırsata sahipti. Onunki, ardında birçok yaşamı etkile-

296
Ö6ür 'Tarafa Çeç 4�
yecek ışıktan bir iz bırakan, kısa ve parlak bir yaşamdı. Bu ,
oynanacak çok önemli bir roldü ve bu kontratın zamanlaması
kusursuz olmalıydı. İşte o bu görevi yerine getirmiştir.

Soru:
O şimdi Yuvada mı?

Grup:
Evet, Yuvada. İşin ilginç yanı, büyük olasılıkla, ileride
buraya geri dönecek. Çünkü bir zamanlar ikiniz kız kardeşler­
diniz ve seninle tekrar aynı rolü oynaması için bir fırsat �ar ve
o büyük olasılıkla bunu yapacak. Duygularını bizimle paylaştı­
ğın için teşekkür ederiz.

297
ÖFKE

Öfkeyle Başa Çıkmak


Bir Realite Teorisi, D0202, Toronto, Kanada
Soru:
Dokuz yaşındaki oğlumla ilgili bir sorum var. Onun ismi
Sam; o çok yetenekli ve yaratıcı bir çocuk, ama öfkesiyle başa
çıkmakta zorlanıyor. Ona bu konuda daha çok yardım edebil­
memin bir yolu var mı?

Grup:
Evet, var. Bu konuda yapabileceğin çok şey var ve sen
bunlardan birini yapmışsın. Öfkeyi tanımlamak belki işin en
önemli bölümüdür. İşin zor bölümü ise şudur: Oğlunu kendini
iyileştirmekten sorumlu tutmalısın; çünkü o bazen, birçok in­
sanın yaptığı gibi, acıda rahatlık buluyor. Ve bunu seyretmek
senin için çok zordur. Oğlun, Uyum Sağlama yaşam-dersi*
üzerinde çalışmak için bu dünyaya gelmiştir. Bu yaşam-dersi
tümüyle nasıl değişeceğinizi öğrenmekle ilgilidir ve bazen acı
o kadar aşinadır ki, aşina olanla kalabilmek için, değişim ge­
çirmenize izin vermezsiniz. Oğluna yardım etmek için, onun
duyduğu korkuyu ayrıntılı olarak tanımlayabilirsin. Duyduğu
öfke ve düş kırıklığının ortaya çıkmasına yardım edebilirsin.
Oğlunun muazzam yaratıcı yeteneklere sahip olduğunu söyle­
yebiliriz. Eğer onun yaratıcılığını ifade etmesinin yollarını bu­
labilseydin, içindeki basınç boşalabilirdi. Mükemmel olmama­
nın düş kırıklığı onun karşısına zorluklar olarak çıkmakta,
enerjisinin önünü kesmekte, bu enerjiyi geriye doğru döndü-

* Uyum Sağİaına yaşam dersi için bkz. Ruhsal Psikoloji , s. 127 (Ak.aşa) .

298
öfkı;
rüp tersine-dönmüş kutupluluğa sokmaktadır, ki ileride oğlun
bu yüzden depresyona girebilir. Sen bunun genetiğinizde bu­
lunduğuna, kalıtımsal bir durum olduğuna inanıyorsun. Ama
biz de oğlunun burada başarılı olabileceğini söylüyoruz. O, son
derece yaratıcı yeteneklere sahip, eğer onun yaratıcılıkla bağ
kurmasının bir yolunu bulabilirsen, içinde birikmiş olan ba­
sınç boşalmaya başlayacaktır. Öfkesinden dolayı onu sorumlu
tut, çünkü neden-sonuç yasasını anlaması çok önemlidir. Yap­
makta olduğu şeyin sonuçlarını görmesine izin ver. Yaratması
ve içindeki durumu değiştirmesi için ona fırsat ver. Sihir ora­
da yatar.
Tüm öfke stres ve düş kırıklığının bir birikimidir. Eğer
kişi bu enerjiyi boşaltmayı öğrenirse, o zaman daha sonra öfke
patlamasına dönüşecek bir birikim olmaz. Öfke, duygusal sis­
tem stres ve düş kırıklığıyla aşırı yüklendiğinde vuku bulan
bir kısa devredir. Hayattaki en büyük streslerden biri, kişi
içinde bulunduğu durum üzerinde hiçbir kontrole sahip olma­
dığını hissettiğinde ortaya çıktığından, öfkeyle başa çıkmanın
en kolay yolu, oğluna kendi yaşamı üzerinde daha fazla kont­
rol sunmaktır.
Senin bu konuda koşulsuz sevgiyle yapacağın çok şey var,
ancak bu durumu değiştirebilecek olan tek kişi oğlundur. Bu­
radaki sorun, kısmen, oğlunun enerji rol modelini* bulamamış
olmasıdır. Enerji rol modeli olmadan, o daha az bir yön duygu­
suna sahiptir ve çoğunuza kıyasla, daha sık olarak kendini
kaybolmuş hisseder. Bu gerçek bir düş kırıklığı yaratır ve ken­
dini kontrolde hissedememesine yol açar. Oğlunu diğer erkek­
lerin, mümkünse daha yaşlı erkeklerin çevresinde bulunabile­
ceği bir ortama sokmanı öneririz; çünkü o zaman o şu anda
kendi içinde rahatsız olduğu diğer erkeksi özellikleri görecek-

* Enerji rol modeli için bkz. Ruhsal Psikoloji, s. 49 (Akaşa Yayınları) .

299
'Tanrı Çağı
tir, ki onun düş kırıklığının kaynağı kısmen budur. Onun,
babası ile mümkün olduğunca sık ve kısıtlanmadan konuşma­
sına izin ver, o zaman bu durum düzelmeye başlayaca�tır.
Eğer bu mümkün değilse, o zaman onu daha yaşlı erkeklerin
çevresine sok, ki böylece o kendisiyle aynı enerji matriksine"'
sahip birini bulabilir. Ve enerji matriksinin nasıl kullanıldığı­
nı gördüğünde, kendi enerji matriksinin rol modelini gördü­
ğünde, her şey yerini bulacak ve oğlun yaratıcı yeteneklerini
kullanmaya başlayacaktır.
Onu, yapmaktan hoşlandığı bir şeye yerleştir, çünkü ya­
ratıcılık sadece sanatta, müzikte ya da bilgisayarlarda bulun­
maz. Spor, iletişim vb. gibi birtakım farklı alanlarda da bulu­
nabilir. Oğlunun tutkusunu bulmasına yardım et, onu bunu
yapmaya teşvik et ve hatalar yapmakta ustalaşmasına izin
ver. Çünkü bazen mükemmeliyetçilik, bir şeyi yeterince iyi ya­
pamama hissi oğlunun onu yapmasını engelleyebilir. Eğer o­
nun mümkün olduğunca sık bir biçimde çizgi dışına çıkmasına
izin verebilirsen, hatalar yapma konusunda rahatlayacak ve
aslında hata diye bir şeyin olmadığını öğrenecektir.
Bu sabır gerektirir ve sen bu konuda iyisin. Kendine gü­
ven. Elinden geleni yap ve oğlunu kendini iyileştirmekten so­
rumlu tut. O senin görmediğin yeteneklere sahiptir. Oğlun
otuz beş yaşına gelene dek bekle, o zaman onunla çok gurur
duyacaksın.

* Enerji matriksi için bkz. Ruhsal Psikoloji , s. 95 (�a Yayınları).

300
SEMBOLLER VE NUMEROLOJİ

Üçler
Lemurya 'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
Geçenlerde benim için sayıların hep üçler olarak geldikle­
rini fark ettim ve bunun nedenini merak ediyorum. Oteldeki
odamın numarası bile üçlerden oluşuyor.
Grup:
Her birinizin görüş alanınıza farklı ana-sayıları (11, 22,
33 vb. gibi çift sayıları) çekmeniz çok ilginçtir. Ancak üç, defa­
larca yaratmış olan sayıdır, çünkü karşınızda gördüğünüz her
şey üçe dayanır. Hepiniz üçlü-birlik (teslis) ile yeni bir ilişkiye
sahipsiniz. O, kutsal kitabınızda ve diğer metinlerinizde tek­
rar tekrar yer alır. O, realitenize, bilgiyi taşıyanlar tarafından
defalarca getirilmiştir. Siz , Yüksek Benliğinizin dualiteli (iki­
likli) görüş alanınızda üçüncü ve yüksek bir perspektif oluştu­
racağı, böylece Onun perspektifinden görebileceğiniz bir Üç­
lük alanına girerken, bu varlıklar üçlü-birlik ile yeni ilişkiyi
anlamanıza yardım edeceklerdir.
Üçler sihirli sayılardır ve birçoğunuz dijital saatlerde gör­
düğünüz ana-sayılarda ortaya çıkan bilgiyi barındırıyorsunuz.
Evet, bunun ilginç olduğunu düşünüyorsunuz ve bu sayıların
dijital saatlerde görünmelerinin nedeninin, Yüksek Benliğini­
zin onları sizde bir şeyleri tetiklemek, aktive etmek için kul­
lanması olduğu da bir sır değildir. Siz evinizde dolaşırken,
Yüksek Benliğiniz, "Hemen şimdi saate bak! " der. Siz bakarsı­
nız ve orada 11:11 ana-sayılarını gördüğünüzde, heyecanla,
"Bu bir şey ifade ediyor olmalı " diye düşünürsünüz . Evet, o

301
'Tanrı Çağı
bir şeyi ifade etmektedir. Bu, Yüksek Benliğinizin sesine bi­
linçli olarak kulak verdiğiniz için tekamül etmekte olduğunuz
ve DNA ipliklerinizin yeniden birleşmekte oldukları anlaµıınıı
gelir.
Birçoğunuz ana-sayıları göreceksiniz, çünkü bu sizin fi­
ziksel tekılmülünüzün içinde yer almaktadır. Üç sayısını tek­
rar tekrar görenleriniz, bir öğretmenin işaretine sahiptirler.
Sen de bir öğretmensin, sevgili varlık. Bu sadece onu hatırla­
tan bir şeydir, çünkü senin gerçek hayalin odur.

Kutsal Geometri
Elim Sende, D090802, Las Vegas, NV.
Soru:
Kutsal geometri hakkında bir sürü bilgi geliyor ve büyük
bir ilgi yaratıyor. Bu konuda bir şeyler söyleyebilir misiniz?

Grup:
Evet. İnsanlığın kolektif titreşiminin yükselişi, bireylerin
bunun sadece bir Oyun olduğunu, doğanın bir parçası olmadı ­
ğını görmeye başlamalarını kolaylaştırmıştır. Bunu, bir sahne­
ye dekor kurup, sonra onu gerçekmiş gibi görmenize benzete­
biliriz. Ama titreşiminiz yükseldikçe, daha önce gerçek olarak
gördüğünüz şeylerin gerçekliğinden kuşkulanmaya başlarsı­
nız. "Zaten gerçek olan nedir ki?" diye sormaya başlarsınız.
Sizin titreşimleriniz yükseldikçe, perde de incelmeye başlar.
"Kutsal geometri"yi anlamanız, sahne arkasını görmeye
başlamanızı sağlar. Çünkü Oyun alanınızı oluşturan her şey
sayılara dayanır. Kutsal geometrinin temeli budur. Oyun ala­
nınızın tarihi boyunca, bazılarınız bu kutsal sayıları bilerek
kullandınız, hatta onları yüzlerce yıllık mimaride kullandınız.
O yapılar kutsal geometriye dayanırlar; tıpkı sizin Oyun alanı-

302
Sem6ofkr ve 9{.umerofoji
nızı ve sahnedeki dekorları kutsal geometriyle yaratmış olma­
nız gibi. Şu anda çevrenize bakıyor ve doğadaki her şeyi görü­
yorsunuz. Daha önce Altın Oran'dan söz etmiştik. Altın Oran,
aslında, Oyun alanının üzerindeki her şeyin ona dayanarak in­
şa edildiği temel anahtardır. Peki, ama gerçek olan nedir? Siz,
"Ben buna dokunabilirim. Bu benimdir, bu şu anda burada­
dır" diyebilirsiniz. Biz de, "Ona inanmayın" diyoruz.
İnsanlar olarak burada eiı yüksek amacınız, eterik şeyleri
alıp kendi fiziksel varlığınızdan geçirerek realitenizde tezahür
ettirmek olagelmiştir. Bedeninizde, belkemiğiniz boyunca uza­
nan ve bu yaratma sürecini kontrol eden enerjisel bir tüp var­
dır. Siz, eterden bir şeyleri alıp bu tüpten geçirir ve onları üç­
boyutlu dünyanızda "gerçek" olarak yaratırsınız. Çevrenize
baktığınızda gördüğünüz her şey insan-yapımıdır. İnsan-yapı­
mı olarak gördüğünüz her şey önce bir düşünce formu olarak
başlamıştır, öyle değil mi? İşte bu Oyun alanını da, kutsal geo­
metriye dayanarak, siz kurmuştunuz.
İleride, kendi güneş sisteminizdeki iki gezegen de dahil
olmak üzere, keşfedeceğiniz başka gezegenler vardır. Sizinle
temas kuracak olan diğer varlık ırklarını keşfedecek ve onla­
rın aynı kutsal geometriye dayanmadıklarını göreceksiniz.
Hepsi bir kutsal geometri formuna dayanır, ancak o formlar
farklı Oyunlar için farklılık gösterirler.
Daha önce orada olduğunu düşünmediğiniz birçok şey
kutsal geometri olarak ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bunlar
kozmik işaretler olacak ve burada çok şey vuku bulacaktır.
Yakında, Oyun alanınızda kullanılan geometrinin ardındaki
mantığı ortaya çıkarmaya başlayacaksınız. O zaman dekorlar
ve kostümler daha saydamlaşacaklar ve perde inceldikçe siz
onların öbür tarafındaki saydamlığı göreceksiniz.
Bu yolculuğun keyfini çıkarın, sevgili varlıklar. Her şeyin

303
'Tann Çağı
üzerinde, bu yolculuğu çok ciddiye almayın. İnsanların reali­
teyle ilgili bir sorunları vardır. Siz realitenin gerçek olduğuna
inanırsınız. Ama gerçek olan nedir? (Kalbine dokunarak) . bu
gerçektir ve bu, sizinle bilinç arasındaki her şeyin kesiştiği
bağlantı noktasıdır. Bu gerçektir. Gerisi illüzyondur. Bu soru­
yu sorduğun için teşekkür ederiz.

304
SES VE MÜZİK

Titreşimsel Şifa
Kristal Bedene-Girenler, D041202, San Diego, CA.
Soru:
Bilincimizin tekamülünde sesin ve müziğin yerinden söz
edebilir misiniz?

Grup:
İnsanlar olarak, siz kolektif bir titreşim oluşturursunuz;
ama ayrıca, her biriniz kendi titreşimsel imzası olan bir titre­
şime sahipsiniz. Bu titreşimsel bütünlüğün dört çizgiden oluş­
tuğunu ve bunların ne konuştuğunuz, ne düşündüğünüz, nasıl
davrandığınız ve neye inandığınız ile ilgili titreşimsel çizgiler
olduklarını daha önce açıklamıştık.
Bu dünyada yaşayan çoğunuz, özellikle üçüncü-boyutsal
düşünüşe bağlı olanlarınız, bu çizgilerin ikisi ya da üçü sizinle
bütünlük içinde, ama dördüncü çizginin hepsini iptal ettiği bir
biçimde yaşamaktasınız; çünkü siz çoğu kez inanmadığınız şe­
kilde konuşur, düşünür ve davranırsınız. Ve Evrene de bu tit­
reşimi yayarsınız. Bu, siz bir kapıdan içeri girmeden, çalan te­
lefonu açmadan, bir toplantıya katılmadan, başkalarıyla el sı­
kışmadan önce hissettiğiniz titreşimdir. Siz o titreşimlere gü­
venmeyi öğreniyorsunuz. Bu her birinizin sahip olduğu kolek­
tif titreşimdir.
Fiziksel bir açıdan, bedeninizdeki her bir organ farklı bir
hızda titreşir ve bu onların titreşimsel imzalarıdır. Böylece,
genelde, sizin kolektif bir titreşimsel imzanız vardır. Titreşim­
sel imzanızla armonize olan müzikler ya da sesler, sırf onları
dinlemenizle size katkıda bulunurlar. Titreşimsel imzalarda

305
'Taırı Çağı
doğal olarak geniş bir çeşitlilik olduğundan, bir adamın müziği
diğerine gürültü gibi gelebilir. Siz, birçoğunuzun titreşimsel
imzasını yeniden ayarlamasını sağlayacak şekilde, tonda . ve
kalp enerjisinde yeterince çeşitlilik gösteren genel bir titreşimi
ortaya koymayı öğreniyorsunuz. Titreşimsel şifa, gelecekte bu
dünyadaki tüm şifa yöntemlerinin anahtarının bir parçası ola­
caktır.
Siz her ne zaman kalpten gelen bir titreşim yaratsanız,
bu diğer insanların kendi titreşimsel tonlarını yeniden ayarla­
malarını sağlayacaktır. Titreşimsel şifayı uygulama fırsatları­
nı gözleyin, çünkü o birçok alanda işe yarayacaktır. Şifacılar
olarak, birçok alanda çalışacaksınız. Bazılarınız ellerinizle şifa
vereceksiniz. Ellerinizi bir başkasının üzerine koyarak onda
bir fark yaratabilirsiniz. Ya da salonun karşı tarafında bulu­
nan birine yine ellerinizle enerji aktarabilirsiniz.
Bazılarınız sözcüklerle çalışırsınız; siz danışmanlar, se­
miner liderleri ya da yazarlarsınız ve diğer insanların enerjile­
rini çok açık bir biçimde yansıtabilirsiniz. Bazılarınız ses ton­
larıyla şifa verirsiniz ve siz şarkı söylemeseniz bile, insanlar
söylediğiniz sözlerden daha çok, sesinizin tonunu dinleyecek­
lerdir. Bazılarınız da dokunuşunuzla ya da sevginizle şifa ve­
rirsiniz. Bunlar titreşimle şifa vermektir.
Şunu da belirtmemiz gerekir ki, geleneksel tıbbınızın
yaptığı şey, yani reçeteli ilaçlar denen genetiği değiştirilmiş
bitkileri bedeninize sokmak da titreşimi değiştirmenin bir yo­
ludur. Siz çok daha basit yollar ve şifaları çok hızlı gerçekleş­
tirmek için birçok yeni fırsat bulacaksınız, çünkü artık Yeni
Dünya'nın daha yüksek titreşimlerinde bulunuyorsunuz. Şim­
di kendi titreşimlerinizle bir fark yaratabilirsiniz. Bu yolculu­
ğun keyfini çıkarın.

3 06
Ses ve Müzik
Müziğin Gücü
Berrak Renk D051902, St. Louis, MO.
Soru:
Birçoğumuz, müziğin duygularımızı olumlu ya da olum­
suz biçimde etkileme gücüne sahip olduğunun farkındayız.
Acaba sizin müzik ve onun bizi nasıl etkileyebileceği konusun­
da bilginiz var mı? Müzik bize nasıl yardımcı olabilir?

Grup:
Siz bir titreşim düzeyinden diğerine geçtiğinizde, titre­
şimleriniz yükselir ve bedeninizin yoğunluğu azalır. Bu du­
rumda, titreşimden daha kolayca etkilenebilir hale gelirsiniz.
Size, titreşimsel şifa alanını izlemenizi söylüyoruz, çünkü mü­
zik artık sadece kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayan bir
şarkı olmayacaktır. O artık sizi melankolik yapan ya da anıla­
rınızı uyandıran bir şey olmayacaktır. O kendinizi iyileştirme­
nin bir yolu olacaktır.
Tüm duyularınız titreşim yoluyla alanınıza enerji sokma­
ya muktedirdir. Siz beşinci boyuta girmiş olduğunuzdan, titre­
şimle yeni bir ilişkiye sahipsiniz ve artık titreşimden daha ko­
layca etkileneceksiniz. Bu yüzden, realitenizi çok dikkatlice
seçmeniz de gerekecek. Nerede yaşayacağınızı, kimlerin çevre­
sinde bulunacağınızı ve enerji alanınıza kimlerin gireceğini
her zaman dikkatle seçmeniz gerekecek.
Böyle yaptığınızda, bedeninizin her bir organının kendi
titreşimsel standartlar dizisine sahip olduğunu ve esasen sağ­
lıklı bir hızda titreşen bir titreşime sahip olduğunu göreceksi­
niz. Genelde tüm bedeniniz "titreşimsel bir imza"ya sahiptir
ve eğer o titreşimi ya da onun bir armoniğini bulursanız, bu
bedeninizin titreşimsel imzasını yeniden ayarlamasına yardım­
cı olacaktır.

307
'Taın Çağı
Önünüzdeki günler çok şeyi gözler önüne serecektir. Di­
ğer insanlar üzerinde çalışmak için çok fazla fırsat göreceksi­
niz. Aranızdaki üstat şifacılar anlayamayacağınız kadar onur­
landırılmaktalar. Siz, hizmetlerinizi sunmak için bu dünyaya
defalarca gelmiş olanlarsınız.
Yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimlerinde, sizin birile­
rine şifa verebilmeniz için, önce o şifa sizden rica edilmelidir.
İşte bu yüzden, insanlığın kolektif titreşiminin sizin çalışma­
nızı rica edecek kadar yükselmesini beklemek zorundaydınız.
Birçoğunuzun bu zamanı bekliyor olmanızın nedeni budur.
Birçoğunuz bu süreçte o tohum korkuyu da hissedeceksi­
niz, çünkü siz şifacılar olarak buraya Atlantis döneminden
geldiniz. O dönemde çok fazla titreşimsel şifa yapılmıştı. Daha
önce de söylediğimiz gibi, Atlantis Kıtası battıktan sonra, siz
bazı şeyleri kendinizden saklamak için çok uğraştınız ve dedi­
niz ki: "Eğer bir daha insanlığın kolektif titreşimi o seçimlerin
geri dönüşünü destekleyebilecek kadar yükselirse, hepimiz
kitlesel olarak geri döneceğiz ve bu kez farklı seçimlerde bu­
lunmak için birlikte çalışacağız." Ve beklediğiniz titreşim yük­
selişi başladığında, hepiniz, "Bu kez bu işi başarabilirmişiz gi­
bi görünüyor. Hadi, geri dönelim ve bu kez bir fark yaratıp ya­
ratamayacağımızı, gücümüzü elde edip edemeyeceğimizi göre­
lim" diyerek Dünya'ya akın ettiniz.
Hepiniz aynı zamanda geldiniz ve sonuçta muazzam bir
fark yarattınız. Çocukluğunuzu bazı zorluklarla, bazı yanlış
anlamalarla geçirdiniz ve sonra bir zaman geldi, genç yetişkin­
ler olarak uyanmaya başladınız. Birbirinizin gözlerine baktı­
nız, aranızdaki kalp bağını hissettiniz ve birbirinizi Atlantis
günlerinden tanıdınız. Altmışlı Yıllar denen o coşkulu dönem­
de büyük bir kutlama yaptınız. Ve şimdi, tohum korkuyu aş­
mış olarak buradasınız. Şifacılar olarak buradasınız, titreşim-

308
Ses ve Müzik,
sel şifa hakkında sorular soruyorsunuz. Heyecanımızı görüyor
musunuz? O dönem geri döndüğü için çok mutluyuz, sevgili
varlıklar. Siz aynı zaman ve mekan noktası�da, aynı tekamül
aşamasında bulunuyor ve gücünüzü kuşanıyorsunuz. Ve bu
güç üzerinizde çok iyi duruyor, size çok yakışıyor. Hepiniz bu
yolculuğun keyfini de çıkarın.

309
su

Su Duyguları
Yerküre Değişiklikleri, 054, Kona, Hİ.
Soru:
Bu sabah biz kahvaltı yaparken körfezde iki yunus sürü­
sü vardı ve hepimize şaşırtıcı bir enerji yolluyorlardı. Benim
sorum şu: Ben suyu ve buz kristallerini inceleyen Masaru E­
moto adlı birinin kitabını okuyorum. Onun çalışması hakkın­
da yorumda bulunabilir misiniz?
Grup:
Evet. Bu kişi bir kanaldır, kendi Yüksek Benliğinden ge­
len rehberliğe kulak vermiştir. Kendini bir bilimci olarak ad­
landırmaktadır, ama o gözleriyle değil, kalbiyle bakmış ve di­
ğerlerinin görmediği şeyleri görmüştü. Onun yapmış olduğu
şey, bir kaba bir damla su koymak, ona enerji aktarmak ve su­
yun moleküler yapısının değişimini izlemekti. O, suyun yapısı­
nı bu enerjiye uyacak şekilde değiştirdiğine inanıyor. Biz ise
bunu daha çok, suyun bu kişinin enerjisine aynalık yapması, o
enerjiyi ona geri yansıtması şeklinde tarif ederdik. Bu kişi ya­
nıtları arıyordu ve onları buldu. Daha doğrusu, onları yarattı.
Bu, bu kadar basittir. Çünkü suyun enerjisinin yaptığı
şey budur. Şimdi bedeninizin yüzde yetmişinin sudan oluştu­
ğu olgusunu düşünün. Ve aynaya bakıp, "Aman Tanrım, ben
şişmanım! " dediğinizi düşünün. O zaman yapınızdaki suya ne
olur? O, moleküler bir düzeyde değişerek, der ki: "Bu bizim
şişman olduğumuzu söylüyor, öyleyse bunu üretmeliyiz. Hadi
bakalım! " Böylece, siz yemeyi kesseniz de kilo almaya devam
edersiniz.

310
Su
Ancak, durum bunu da aşar, çünkü tüm insanlığın titre­
şimiyle toplanan ve suya aktarılan kolektifbir düşünce kalıbı
vardır. Yunuslar bunun koruyucusudurlar, işte bu yüzden bu
sabah burada iki sürü gördünüz ve öğleden sonra en az üç yu­
nus sürüsü göreceksiniz. Onlar Yerküre'nin su olarak bilinen
enerjisiyle bağlantılı olarak sizin enerjinizi dengelemek üzere
buradadırlar. Onları gördüğünüzde o güzel gülümseyişinizle
gülümseyin, çünkü onların kalbini dolduran bu enerjidir.

Suyun Matriksi
Yerküre Değişiklikleri, 054, Kona, Hİ.
Soru:
Daha önce, dünyanın her yanında bulunan ve suyun mat­
riksini barındıran belli noktalardan söz etmiştiniz. Eğer kir­
lenmiş bölgeler üzerinde çalışacak olsaydık, o farklı noktalarla
bağlantı kurarak o kirli bölgeye enerji aktarmak daha mı iyi
olurdu?
Grup:
Siz, suyu çok çabuk temizlemenin enerjisel yollarını bula­
caksınız . İnsanların Dünya üzerindeki suyla ilgili sadece üç so­
runları vardır: Çok fazla su, çok az su ve çok kirli su. Bunların
üçüyle de başa çıkmanın yollarını bulacaksınız. Birçoğunuz
Hollanda' dan geliyorsunuz ve "çok fazla su" sorunuyla çok iyi
başa çıktınız. Su denen enerji kanalını odaklamayı öğrendiniz,
ondan güzel topraklar yarattınız ve suyun sahip çıktığı yerleri
kendi pratik kullanımınız için uyarladınız. Sahip olduğunuz
yetenekleri kullanmak için daha fazla fırsat bulacaksınız. -
Bilimin ve biyoloji biliminin suyu sizin için temizleyecek
hayvanları ve mikroskobik yaratıkları ortaya çıkarmaya başla­
dığını da göreceksiniz. Onlar bekliyorlardı ve o tekamül süre-

31 1
'Tanrı. Çağı
cini başlatmak üzere buradalar. Ama şunu da anlamalısınız
ki, sizin bir şeyi iyi ya da kötü görüşünüz zamanla değişebilir.
Örneğin, insanlar tarafından içilemez veya kullanılamaz ol�
kirli bir suyun, çoğu kez, Yerküre tarafından kullanılabilir ol­
duğunu dikkate almalısınız.

Bırakın Nehir Aksın


Berrak Renk, D051902, St. Louis, MO.
Soru:
Burada, ülkenin ortasında Missouri-Mississippi gibi hari­
ka nehirlerimiz var ve sel basma olasılığı bize onların gücünü
hatırlatıyor. Ben, büyük küçük bütün nehirlere ve nehirlerin
ruhlarına bağlı olduğumu hissediyorum. Bugün sabah siz on­
ların doğal sınırlarının korunması gerektiğinden söz ederken
çok acı duydum. Toplumumuzun o sınırları nasıl tahrip ettiği­
ni; evler, otoparklar, vb. kurmak için Üzerlerinden buldozerler
geçirdiğini görmek bana acı veriyor. Bu sorunu nasıl çözebile­
ceğimiz, durumu nasıl olumlu yönde değiştirebileceğimiz ko­
nusunda bir öneriniz var mı?
Grup:
Çoğu kez, doğal felaketler olarak algıladıklarınız sadece
sizin harekete geçirmiş -0lduğunuz şeylerin sonuçlarıdır. Bir
sel felaketi ortaya çıktığında, siz nehrin yukarısında bir yer
açtığınız ya da araziyi temizlediğiniz yerde bir şeyler olduğu­
nu anlarsınız. Araziyi temizlemek "yanlış" değildir, nehrin
buna fiziksel bir tepki göstermesi de "yanlış" değildir. Ama
eğer karşılıklı ilişkiyi anlarsanız, Evrensel Enerjiyi de anlarsı­
nız, çünkü her etki için bir tepki vardır. Mesele önce tepkiyi
anlamaktır ki o çok daha az karmaşık olsun.
Sevgili varlık, sen sadece su enerjisiyle değil, nehirlerin

312
Su
üst-ruhları ile de çalışıyorsun. Onları hayvanlar ve bitkiler
aleminde ormanların devaları olarak görmüştün. Ancak, sen
bir dağın da bir üst-ruhu, bir devası olduğunu bilmiyorsun.
Koruyucu, sık sık, Arizona'daki çöllerdeki ve vadilerdeki
en sevdiği yere gider ve orada yukarıya, tüm vadiye tepeden
bakar görünen iri kayaları seyreder. Biz onları "vadinin mu­
hafızları" olarak adlandırırız, ki gerçekten öyledirler. Oradaki
enerji bu muhafızlar tarafından gözetilip korunmuştur, işte
bu yüzden o enerji bugün hala mevcuttur. Muhafızların bazı­
larını yok ettiğiniz bölgelerde ise enerjinin değiştiğini hissede­
bilirsiniz ; orada enerji alanında bir delik oluşmuştur.
Aynı şey bir nehirde de meydana geldiğinde, insanlar su­
yun akışını değiştirdiklerinde ya da onu kısıtlamaya kalkıştık­
larında, su enerjisinin de buna tepki göstermekten başka seçe­
neği kalmaz.
Su denen enerji sizin anlamadığınız bir enerji formudur.
O, tüm diğer enerjilerin temelini oluşturan esas enerjilerden
biridir ve o sırları ortaya çıkarmaya başladığınızda, bir kübik
santimetre suyla kentlerinizi yıllarca aydınlatabileceksiniz.
Çok yakında bir şey keşfedeceksiniz ve o da önünüzdeki kırk
yıl içinde bu keşfe (suyla aydınlatmaya) götürecek. Sevgili var­
lıklar, büyük bir heyecan sizi bekliyor. Bu gezegende "yıkım"
dediğiniz şeyin çoğunun onarılabileceğini göreceksiniz. Kendi
yaratma güçlerinizden korkmayın. Çok kritik bir zamanda bu­
rada bulunduğunuzu anlamalısınız ve siz bu görev için doğru
kişilersiniz.

313
ŞİFRELER

Ekin Tarlalarında Beliren Şekiller


Mu Üzerindeki Kanatlar, D032603, Kona, Hİ.
Soru:
Ekin tarlalarında beliren şekiller hakkında ne düşünü­
yorsunuz? Onlar gerçek mi?
Grup:
Evet.
Soru:
Onlar bir tür mesaj mı veriyorlar?
Grup:
Evet. Henüz onların ne olduklarını çözmüş olan bir kitap
yazılmadı. Onlar sizin zaman ve uzayınızda bulunan farklı bo­
yutsal realitelerden geliyorlar. Onlar uzay gemilerinden gön­
derilen ışınlarla çizilmiyorlar ya da o gemilerden varlıklar ge­
lip o ekinleri şekillendirmiyorlar. Bu şekiller, boyutlar-arası
uzaydan kaynaklanan manyetik alan enerji baskılarıdır. Bunu
size tarif etmemizin en kolay yolu, onların Yerküre'nin için­
den geldiklerini söylemektir. Hayır, bu yeraltında büyük uy­
garlıkların var oldukları anlamına gelmez. Bu, şu anlama ge­
lir: Sizinle aynı zaman ve uzayda bulunan başka boyutsal rea­
liteler vardır, ama onlar biraz daha farklı bir titreşimde -ve
birbirlerine doksan derece açıyla- bulunmaktadırlar. Onlar si­
ze yardım etmeye çalışmaktadırlar. Onların size gösterdikleri
işaretleri yorumlamak için çok uğraşıyorsunuz. " Şu şekil yedi
çakrayı gösteriyor, bu şekil gezegensel bir sistemi gösteriyor
ve şu da sonsuzluk işaretini gösteriyor" diyorsunuz . Sonuçta

3 14
Sijrefer
bu hiç fark etmez. Onlar sadece "Biz buradayız ! " diyor olsalar
bile, bu da bu fenomeni kutlamak için yeterlidir.
Bunlar ayrıca fiziksel bedenleriniz için tetikleyicilerdir.
Bedenleriniz ilerlemenin ve tekamül etmenin uygun olduğunu
gösteren işaretlere ihtiyaç duyarlar. Bu işaretler, sık sık ekin
tarlalarında beliren şekillerle gelirler, ama ayrıca dijital saat­
lerde beliren 1 1 : 1 1 , 12: 12, vb. gibi ana-sayılarla da gelirler.
"Onlar gerçek mi?" diye soruyorsunuz. Ö nce, gerçeğin ne
olduğunu tanımlamanız sizin için yararlı olacaktır.
Steve 'in Notu:
Grup, ekin tarlalarında beliren şekiller hakkında uzun
uzadıya konuşmuştur, ama genellikle yukarıdaki yanıta çok
benzer şeyler söyler. Biz ekin tarlalarında beliren şekillerle il­
gili bir deney yapmıştık. O zaman İ nternet yayınımızı bir aylı­
ğına durdurmuş ve herkesten (bu kitabın kapağında da yer
alan) İ nsan Melek işaretine odaklanmalarını istemiştik. Onlar
bu enerjiyi, bize ekin tarlalarında beliren şekilleri gönderen
bazı boyutlara odaklamamıza yardımcı oldular. Diğer boyutta­
ki varlıklar belki hfila, "Bu gerçek mi?" diye soruyorlardır.
http://lightworker.com / beacons Haziran 2006

Kozmik Bir İşaret


Yunus Akışı, D031 702, Syracuse, NY.
Soru:
Evime ikinci kez iki kurdele bıraktınız. Bana ne söyleme­
ye çalışıyordunuz?
Grup:
Onlar sana bir şeyi hatırlatmak için verilen kozmik bir
işaretti. Sen çocukluğunu unutmuşsun, çünkü o zaman kurde-

315
'Tanrı Çağı
leler senin için bir anlam ifade ederlerdi. Sen o sevinç ve kay­
gısızlık zamanını unutmuşsun. Perdenin öbür tarafında bulu­
nan bir parçanla oyun oynadığın zamanı unutmuşsun; i �te,
ikinci kurdele onun içindi. Çocukluğunun sevincini hatırla,
sevgili varlık, unuttuğun o parçanı hatırla. Onu tekrar ziyaret
etmek için kapıyı aç, çünkü o seni en hızlı şekilde ilerletebile­
cek olan parçandır. O, geride bırakmış olduğun bir parçandır.
Bu ruhsal parça senin için bir tetikleyicidir.
O kurdeleleri bulduğunda, bunun bir rastlantı olmadığı­
nı, kozmik bir işaret olduğunu anladın. Küçük bir kız çocu­
ğuyken seninle birlikte olan ve yakın bir arkadaşına da göster­
diğin o parçanı hatırla. Evet, çocukluğundan bu yana seninle
birlikte yolculuk yapmış olan biri vardı; o, bu yolculuğa perde­
nin öbür tarafından katılan ve sana çok yakın olan bir ruhtu.
Sen onu geçici olarak unutmuştun. Bu kolaydır, günlük yaşa­
mınızla o kadar meşgul olursunuz ki bunları unutursunuz. İ ş­
te, o kurdeleler unuttuğun şeyi sana tekrar hatırlatmayı
amaçlayan kozmik bir işaretti.
Biz sizin hangi yönde ilerlediğinize, nereye gittiğinize ba­
kıyoruz. Önünüzde uzananı bir dereceye kadar görebiliyoruz.
Daha önce, bunun için çift-katlı bir otobüs benzetmesini kul­
lanmıştık. Bu sizin otobüsünüzdür, onu siz sürüyor, siz yöne­
tiyorsunuz. Ancak, biz bazen otobüsün ikinci katında oturu­
yor ve yolun ilerisini sizden biraz daha fazla görebiliyoruz. Ve
şu sokakta veya bu sokakta ne bulunduğunu size söyleyebili­
yoruz. İ şte, ilerlemekte olduğunuz yön ve neden o yönde iler­
lediğiniz hakkında bir şeyler hatırlamanıza yardım etmek iste­
diğimiz zamanlarda size kozmik işaretlerle dokunuruz.
Artık o ruhun seninle birlikte bulunduğunu biliyorsun,
sevgili varlık. Bunu tamamen anlamayabilirsin, ama o enerjiyi
kullan. O ruhun enerjisini hatırla, kurdelelerin enerjisini ha-

316
Sijrefer
tırla, o kurdelelerin yaşamında bulundukları zamanı hatırla; o
zaman kozmik işaretlerin sırrını çözeceksin.
Sevgili varlıklar, çok geçmeden, siz de aynı kozmik işa­
retleri önce diğer insanlar arasında, sonra da İkinci Ö zgür Se­
çim Gezegeni'ndeki varlıklar arasında tezahür ettireceksiniz.
Evet, olağanüstü bir yolculuk sizi bekliyor, onun keyfini çıka­
rın.

Eşzamanlılıklar
Üçüncü Titreşim, 047, Sturbridge, MA.
Soru:
On beş Temmuz'da tüm gün Steve'i çok kuvvetli bir bi­
çimde düşündüm ve o akşam gelen aylık mesajınızda benim is­
mim iki kere geçiyordu. Arada bir bağlantı olup olmadığını bil­
mek istiyorum.
Grup:
Elbette, bir bağlantı vardı, sevgili varlık. İ nsanlar bu tür
şeylerin işleyişinin büyük bir gizem olduğunu düşünürler, oy­
sa çok basittir. İnsanların, bir şeyi anlamak için, onu karma­
şık hale getirmeleri gerekir; biz de bunu senin anlayacağın ka­
dar karmaşık hale getireceğiz (kahkahalar) . Sen ve Steve bir­
birinizin bir parçasısınız. İkiniz yıllar içinde çok güçlü bir
ruhsal ilişki geliştirdiniz . Onunla arandaki bağ gerçekten çok
güçlüdür.
Sen bir şey düşündüğünde, bir duygu hissettiğinde, eğer
o sırada zihni çok meşgul değilse -ki genelde meşguldür- Steve
de aynı şeyi düşünür ya da hisseder. Ve o düşünceler senin bi­
lincinin gerisinde bir yerde depolanır.
Steve, sizlerden gelen tüm bu düşünceleri alıp bölmelere
koyar ve bizim enerjimize kanallık edecek kadar yeterince ya-

317
'Tanrı Çağı
vaşladığında, bir şeyleri gerçekten çekip çıkaracak kadar ya­
vaşladığında, her yerden düşünceler çeker. Çoğu kez, bir celse
sırasında, vereceğimiz mesajın konusu o salondaki kişilerin
düşünceleri tarafından belirlenir. Onlar düşüncelerini bazen
sözlü olarak ifade edebilir, bazen de etmeyebilirler, ama biz o
düşüncelere karşılık olarak mesajımızı veririz.
Soru:
Öyleyse siz aylık mesajınızda bana mı hitap ediyordunuz?

Grup:
Ve sen bunu biliyordun.
Soru:
Evet, biliyordum (güler) .
Grup:
Aslında ikiniz aynı kanala bağlanıyorsunuz. Birbirinizin
beyninde bu kadar sık olarak yer almanızın nedeni, aynı rezo­
nans kalıbını paylaşmanızdır. Esasen, ikiniz uyum içinde tit­
reşiyorsunuz ; böylece, bağlantı kurduğunuzda, her ikinizin
titreşimi de güçleniyor. İ şin ilginç yanına gelince, senin ismi­
nin o mesajda birkaç kere geçmesine rağmen, bu mesaj sadece
senin için değildi. Biz sizinle çok-boyutlu düzeylerde iletişim
kurarız ve o mesaj aynı sözcükleri kullanan birçok kişiye eri­
şir. Aslında, mesajları betimlemek, göndermek ve tekrarlamak
için kullandığımız bir şifre vardır. Bu ruhsal ailenin bir parça­
sı olan ve bu mesajları daha akıcı ve anlaşılır kılan editörler ve
çevirmenler bazen bu şifreler karşısında çok bunalırlar, çünkü
bu onların işlerini biraz zorlaştırır. Bu onlar için düş kırıklığı
yaratıcı bir durumdur, çünkü onlar bir sözcüğü değiştirirler
ve eğer bu gerekli bir şifreyse, onlar görmeden biz o sözcüğü
tekrar eski haline getiririz. Birçoğunuz şimdi bu gizemli şifre-

318
Sijrefer
leri yazmak için kalemlerinizi ve not defterlerinizi çıkarıyor­
sunuz, ama sizin titreşim aşamanızda, bu sizin kavrayamaya­
cağınız kadar basittir.
O gerçekten çok basittir, çünkü onun birçok kalbe aynı
sözcüklerle ve aynı titreşimle erişmesini sağlayan şey titreşim­
sel saflıktır. Konuşmamızda ya da yazılı mesajlarımızda çok az
kısaltmanın bulunmasının nedeni budur. Koruyucu, bizim
kullandığımız İngilizce'yi "resmi" olarak nitelendirir, ama bu
sadece onun çeviri biçimidir. Sözcüklerin kendilerinde onların
birçok kişiye erişmesine yardımcı olan şifreler vardır. Mesajı­
nı almış olduğun için heyecan duyduk, sevgili varlık.
Soru:
Beni desteklediğiniz için teşekkürler.
Grup:
Yuvayı desteklediğin için teşekkürler. Espavo.

319
TEZAHÜR ETTİRMEK

Beşinci Boyutta Tezahür Ettirmek


Kristal Bedene-Girenler, D0402, San Diego, CA.
Soru:
Beşinci boyuta girdiğimizi ve düşüncelerimizle çok hızlı
bir biçimde yarattığımızı anlıyorum, ama bazen on düşüncem­
den dokuzu olumlu düşünceler, bolluk düşünceleriyken, biri
korku düşüncesi oluyor ve görünüşe göre, o diğer dokuz olum­
lu düşünceden daha hızlı tezahür ediyor. Bu konuda bize ne
söyleyebilirsiniz?
Grup:
Koruyucu, geçmişte, senin sözünü ettiğin sürece örnek
oluşturacak ilginç bir yöntem kullanmıştı. O, şimdi konuş­
makta tereddüt etmektedir, çünkü kendisi hakkında öyküler
anlatmamızdan hiç hoşlanmaz (kahkahalar) , ama bunu yine
de yapacağız. Genç bir yetişkin olarak eğitiminin başlangıcın­
da onun hipnotizmayı, farklı şifa yöntemlerini incelediği bir
zaman vardı ve o bunu insanlığa yardım etmek için değil, ken­
di satış işine yardımcı olmak için yapmıştı. O, olumlu onayla­
maları, olumlu düşüncenin gücünü öğrenmiş ve banyosundaki
aynanın üzerine, üzerinde şöyle yazan bir kağıt yapıştırmıştı:
"Ben harikayım, ben güzelim ve herkes beni sever" (kahkaha­
lar) . Sabahları erkenden banyoya girer ve bu yazıyı on kere
okurdu. "Ben harikayım, ben güzelim ve herkes beni sever. "
O, bu yazıyı tekrar tekrar okurdu, çünkü bir kitapta,
eğer böyle yaparsanız, harika olacağınızı, güzel olacağınızı ve
herkesin sizi seveceğini okumuştu. Ama biz tüm yaratımların
bu kadar kolay olmadıklarını söyleyeceğiz. Koruyucu'nun çok

320
'Te.zafıür 'Ettirmek,
geçmeden öğrenmiş olduğu gibi, o, sabahları orada bazen göz­
leri yarı-açık bir halde durup, "Ben harikayım, ben güzelim ve
herkes beni sever" derken, kafasının gerisindeki küçük bir
ses, "Bu saçmalık! " diyordu. Sizce hangi düşünce tezahür et­
mişti? Onun tekrar tekrar yinelediği düşünce mi, yoksa arka­
sında duygu bulunan ve "Bu saçmalık! " diyen düşünce mi?
Lütfen, şunu anlayın: Siz ancak, düşünceniz onu destek­
leyen duyguyla birleştiğinde bir şeyi tezahür ettirebilirsiniz.
İ şte bu yüzden, sizin daima en büyük korkularınızı tezahür
ettirdiğinizi söyleriz. Başka türlüsü mümkün değildir. Korku,
bu dünyada sahip olduğunuz en güçlü duygulardan biridir.
Öyleyse korkuları kökünden söküp atmak bazen bu işin en
önemli bölümü olur.
Şimdi yine Koruyucu'yu kullanarak, bu konuda daha ön­
ce verdiğimiz bir örneği burada yineleyeceğiz: Geçmişte, bir
inşaat müteahhidi olarak, o hangi işi yapacağına karar verme
olanağına sahipti ve kendisine heyecan vermeyen işleri yap­
mazdı. Onun, şirketinin hangi işe girişeceğini seçerken yaptığı
çok akıllıca bir şey vardı. Yapmayı düşündüğü her işe girişme­
den önce kendi kendine, "Bu süreçte olabilecek en kötü şey ne
olabilir?" diye sorardı. Onun aslında yaptığı şey, potansiyel bir
korkuya ışık tutmaktı, çünkü eğer dikkatini o korkuya hiç
vermese, o olasılık daima zihninin gerisinde belirip duracaktı.
Ama eğer o olabilecek en kötü şeyi tam olarak biliyorsa, o za­
man o konuda daha dikkatli ve tedbirli davranarak, işi daha
sıkı tutarak ilerleyebilirdi
Daha önce, yaratma sözleri hakkında konuşmuştuk ve bu
Hatırla adlı kitabımızda (s. 135'de) yer almaktadır, bu yüzden
burada bunları tekrarlamayacağız. Ancak şu kadarını belirte­
lim ki, söylediğiniz sözler yaratma sürecinde çok önemli bir
rol oynarlar, çünkü onlar ruhunuzun işittiği şeyi, titreşimleri

32 1
'Iaırı Çağı
oluştururlar. Buna şöyle bir örnek verebiliriz: Herhangi bir
şeyi istemeniz aslında bir yoksunluk bildirimidir. Bir şeyi iste­
yerek yaptığınız şey, daha fazla yoksunluk yaratmaktır . . Bir
şey yaratmak için kullanabileceğiniz en büyük sözcükler ise
şükretme sözcükleridir: "Teşekkür ederim, " "Çok şükür. "
Ayrıca, anlamanız gereken bir süreç vardır. Siz beşinci
boyuta girmiş olsanız da, yaratıcılığınız artmış olsa da, hfila
arada kısa bir zaman aralığı vardır. Bu aralık, çok kısalmış ol­
sa da, hfila sizi kendi yaratımlarınızdan korumaktadır. Çünkü
siz henüz düşüncelerinizin hakimi değilsiniz. Eğer aklınıza ge­
len her düşünceyi tezahür ettirseydiniz, Dünya üzerinde çok
büyük sıkıntı yaşanırdı. Böylece, hfilıl kısa bir zaman aralığı
vardır. Tezahür ettirmek, işte o zaman aralığını kullanmayı
öğrenmektir.
Bununla ilgili olarak şu bilgiyi de tekrarlamalıyız: Siz,
kafanıza hangi düşüncelerin gireceğini kontrol edemezsiniz .
Çünkü siz Evrensel bir bilinçaltı zihnin, birçok düşünceyi taşı­
yan bir düşünce akışının bir parçasısınız. Siz sadece olumlu
şeyler üzerinde odaklanmaya çalışmaktan bile sorumlu değil­
siniz. Çünkü eğer böyle yaparsanız, kafanızın gerisindeki o
küçük ses ortaya çıkıp, "Bu işe yaramayacak! " diyecektir. Bu
yüzden, kafanızdan geçen düşünceleri kontrol etmeye çalışma­
yın ve bu konuda kaygılanmayın. Kafanızdan geçenleri dene­
yimlemenize izin verin, çünkü siz insan formunda ruhlarsınız
ve burada bunları d�meyimlemek için bulunuyorsunuz. Sizin
yapabileceğiniz şeyin güzelliği budur. Hepsini deneyimleyin.
Sizden, düşüncelerinizin hakimi olmanızı istiyoruz. Bu, kafa­
nızdan geçenleri sınırlamanız anlamına gelmez; bu, kafanızda
kalacak düşünceleri dikkatle seçmeniz anlamına gelir. Ve eğer
realitenizde herhangi bir anda yaratmış olduğunuz şeyden
hoşnut değilseniz, tekrar seçme cesaretini gösterin.

322
UZAY & KOZMOS

Uzaylı Kardeşler
Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta, CA. .

Soru:
Bana, Evrensel ya da Galaktik bilgiyle ilgili rolüm hak­
kında bir içgörü verir misiniz?
Grup:
Daha önce de belirttiğimiz gibi, binlerce yıl önce, insan
biyolojisini altı uzaylı ırkın DNA'ları oluşturmuştur. Tekamü­
lünüzde o noktaya kadar insan ırkı hep eterik bedenlerde bu­
lunmuştu. Yerküre soğumaya başladığında, sizin de Yerküre
ile tam bağlantıyı sürdürmenizi sağlayacak daha yoğun beden­
ler oluşturmanız gerekmişti. İ şte o zaman, altı uzaylı ırk -for­
mu ve ruhu fiziksel bir bedende birleştirmek için- davet üzeri­
ne Dünya'ya geldi. Burada, maymun türü insan ruhu tarafın­
dan kullanılacak şekilde uyarlandı. Siz maymunlardan evrim­
leşerek bu hale gelmediniz. Ya da denizden sürünerek çıkıp,
daha sonra dik yürümeyi öğrenmediniz. Siz fiziksel bir beden
alıp, onu bir ruh olarak kullanımınıza uyarladınız. Bu evrim­
sel bir adım değildi, çünkü maymunların hala burada oldukla­
rını ve onların çizgisinin hala sağlam olduğunu görüyorsunuz.
Bugün maymunların evrim geçirerek insanlara dönüştüklerini
görüyor musunuz? Hayır, insanlık çok özel bir vakadır, çünkü
büründüğünüz bedenler ruhunuzun bir parçasını taşıyabil­
mek için ustalık-ürünü olmalıydılar. Siz zaman zaman beden­
lerinizi çok eleştirseniz de, onlar her zaman sizin enerjiniz için
kusursuz araçlardır.
Bu bedenler yaratıldıktan sonra, size ebeveynlik yapan

323
'Taırı Çağı
bu uzaylı ırkların temsilcilerinin bazıları Dünya'dan ayrıldı­
lar. Bazıları burada kaldılar; onlar burada, sizin göremeyece­
ğiniz diğer boyutsal realitelerde bulunuyorlardı, çünkü onlar
sizin Oyununuza müdahale etmezler. Bu özgür seçim Oyu­
nuydu, bu yüzden onların bedenlerinizi yaratıp sonra tama­
men geri çekilmeleri gerekiyordu. Onlar da böyle yaptılar.
Başka bir uzaylı ırka da bu dünyaya gelme izni verilmiş­
ti, onlar burada sizin Oyununuza müdahale etmeden kendi
ırklarını kurtarmaya çalışacaklardı. Onlar fiziksel bir bedende
yaşamaya devam edebilmek için gerekli insan etkileşimlerinde
sınırlı (duygulardan yoksun) olduklarından, ırkları ölmektey­
di. Bazıları hfila buradalar, ama burada yapmayı umut ettikle­
ri şeyi yapamadılar. İ şte bu uzaylı ırk bu dünyada uzaylılar ve
uçan dairelerle ilgili ilginç öykülerin ortaya çıkmalarına neden
olmuştur.
Evet, siz Evrende yalnız değilsiniz. Nasıl olabilirdiniz ki?
Siz büyük yaratıcılarsınız, düşünceleriniz bile bir realite yara­
tacaktır. Artık boyutlar-arası kapılar açılmakta olduklarından,
burada yapacağınız çok şeyin olduğunu göreceksiniz. Çünkü
eğitimin gerekli olduğu bir zaman gelecektir ve burada bulu­
nan birçoğunuz gerekli bilgiyi barındırmakta, diğerlerinin bu
bilgiyi arayacakları zamanın gelmesini beklemektesiniz
Bu güne dek sen kendini çok yalnız hissediyordun, sevgili
varlık. İ çinde taşıdığın bilgiyle hiçbir şey yapamayacağını his­
sediyordun. Birtakım kişilerin gözlerini devirerek seni sustu­
racaklarını biliyordun. İ şin zor yanı buydu. Ama artık bu bil­
giyi vermenin zamanı gelmiştir, çünkü yakında insanlar, ya­
nıtlamak için çok uzun zamandır beklediğin o soruları sorma­
ya geleceklerdir.
Birçoğunuz bu dünyada çok az sayıda yaşam geçirdiniz .
Ama şimdi, olacak olana hazırlık olarak buradasınız . Siz özel,

324
'Uzay & 'l(ozmos
boyutlar-arası varlıklarsınız ve işte bu yüzden bu zamanda
buraya geldiniz. Bu yeni ruhları, yeni doğmuş bir bebeğin can­
landırıcı bakışına benzeyen bakışlarından, heyecanla iri iri
açılmış gözlerinden, her şeyi deneyimlemeyi beklemelerinden
ayırt edebilirsiniz. Onlar sizi bekleyen geçişe yardım edecek ve
kalben bildiğiniz şeyi onaylayacaklardır.

İkinci Gezegen
Yaşamın Yedi Aşaması, D071902, Santa Fe, NM.
Soru:
İ kinci Ö zgür Seçim Gezegeni hakkında biraz daha bilgi
verebilir misiniz? Onun bir ismi var mı? Evrenin neresinde
yer alıyor? Ü zerinde insanımsı varlıklar var mı? Onlar da bi­
zim gibi aynı negatiflik üzerinde çalışıyorlar mı? Onları yakın
ya da uzak gelecekte ziyaret edecek miyiz?
Grup:
Sizin sorularınızı böyle sıralamanıza bayılıyoruz; her şeyi
bir kutuya koymak istemek çok insani bir şey. Biz daha önce
İkinci Ö zgür Seçim Gezegeni hakkında kasten konuşmadık,
çünkü buna pek ihtiyaç yoktu, ama şimdi onunla ilgili bazı ip­
uçları verebiliriz. Başkaları da bu bilgiyle ortaya çıkacaklardır
ve biz Koruyucu'nun her konuda uzman olmasını istemiyoruz.
Sizin dünyanızın onlarınkiyle tam olarak kesişmesi için
aradan bir zamanın geçmesi gerekecektir. Bunu başka bir şe­
kilde açıklayalım: Çevrenizde gördüğünüz şeylerin çoğu belli
bir titreşimsel hızda var olur. Parmağınızı kaldırıp yüzünüzün
önünde tuttuğunuzda, parmağınızdaki atomlar gözlerinizin
görebileceği bir hızda titreştikleri için parmağınızı algılarsı­
nız . İ nsan beyniniz size parmağınız ile gözlerinizin arasında
hiçbir şeyin bulunmadığını söyler, ancak, biz bunun doğru ol-

325
'Taıın Çağı
madığını söyleyeceğiz. Parmağınız ile gözlerinizin arasındaki o
küçücük boşlukta dünyalar ve evrenler bulunuyor olabilir.
İ kinci Ö zgür Seçim Gezegeni, sizin şu anda bulunduğu­
nuzdan farklı bir zaman-çizgisinde bulunuyor; bu yüzden,
dünyanızda geçen bir yıl, İ kinci Ö zgür Seçim Gezegeni için on
iki bin yıla eşit olabilir. Dolayısıyla onlarla aranızda çok farklı
olan çok şey vardır. Ancak, onlar kısa bir süre öncesine kadar
amip aşamasında bulunmuş olsalar da, orada tekamülü gör­
meye başlayacaksınız. Dünya üzerinde vorteksler yaratmanı­
zın nedeni kısmen budur, çünkü onlar boyutlar-arası zaman
kapılarına dönüşeceklerdir. Bu vortekslerin sizi ziyarete gele­
cek olan dış uzaylı varlıklar için oluşturulduklarını düşün­
_
müştünüz. Evet, İkinci Ö zgür Seçim Gezegeni'ndekiler de bo­
yutlar-arası varlıklardır ve siz o gezegeni bu tanımla anlama­
ya başlayacaksınız.
Onlar sizi ziyarete gelecekler mi? Geleceklerini umut edi­
yoruz. Siz onları çok açık bir biçimde görecek ve onlara yar­
dım edeceksiniz. Çünkü siz önce insan formundan İ nsan Me­
lek formuna tekamül ederken, kendinizin ve yaratma gücünü­
zün sorumluluğunu üstlenmeye başlarsınız ve diğer melekler
yere düştüklerinde onların ayağa kalkmalarına yardım etmek
için orada bulunursunuz. Siz, enerji alanınızda bulunan birisi­
nin muktedir olmasına yardım etmek üzere oradasınızdır. Eli­
nizden gelen her şekilde yardım etmek üzere oradasınızdır,
çünkü Birlik Bilincini anlamaya başlamışsınızdır; çünkü her
biriniz çevrenizdeki diğer insanlara yardım eden bir İ nsan
Melek olduğunuzda, hepinizin titreşimi çok hızla yükselir. Bu
birinci derstir ve onu öğrenmeniz bir zaman alacaktır. Şimdi
bulunduğunuz titreşim düzeyinde bile bu derse karşı bir di­
renç görebilirsiniz, bu yüzden o bir zaman alacaktır, ama siz
belirlenen süreye uygun olarak ilerliyorsunuz.

326
Uzay & 'l(ozmos
İkinci bölüm, siz İkinci Ö zgür Seçim Gezegeni'ndeki var­
lıklarla kontratlar yapacağınızı anlamaya başladığınızda orta­
ya çıkacaktır; bunu bizim Koruyucu ile on iki yaşam önce bir
kontrat yapmış olmamıza benzetebiliriz. Koruyucu, bizimle bu
rolü defalarca oynamıştır, sadece şimdi bunu hatırlamıyor.
Benzer şekilde, birçoğunuz gerekleştirilmek üzere olan kont­
ratlara sahipsiniz. Elbette, tüm bu kontratlar yine de özgür
seçime bağlıdırlar. Eğer bunu seçerseniz, siz de onların omuz­
ları üzerinde yer alacak, onları izleyecek ve sizden istendiğin­
de yardım edeceksiniz. Bazen, "Sağa dön! Sağa dön ! " diye var
gücünüzle bağıracaksınız ve onların sola döndüklerini göre­
ceksiniz. Ve o zaman biz, geçmişte aynı şeyi sizinle yaşamış ol­
duğumuzu hatırlayarak, gülmekten yerlere yatacağız.
Bu gezegen Evrenin neresinde bulunmaktadır? O, yıldız
haritalarınızda görebileceğiniz bir yerde bulunmamaktadır.
Parmağınız ile gözlerinizin arasındaki boşlukta bulunmakta­
dır ve siz onu göreceksiniz. Yapmakta olduğunuz seçimler sa­
yesinde, o nu bir göz açıp kapayıncaya dek göreceksiniz . Siz
çok-boyutlu varlıklar haline geldiğinizde, görüşünüz size, sor­
duğunuz soruların yanıtlarını verecektir. Bunun tam olarak
ne zaman vuku bulacağını söyleyemeyiz. Ancak, insanlığın ko­
lektif titreşimi bir başka zaman-çizgisindeki kendisiyle armo­
nik bir titreşime ulaştığında, çok-boyutluluğun kapıları her
yerdeki tüm insanlar için sihirli bir biçimde açılacaktır.
Sizin kontratlarınız nelerdir? Onlar sadece sizin seçtiği­
niz kontratlardır. O varlıklara rehberlik etmek için ne yapma­
nız gerekiyor? Sadece tutkunuzu deneyimlemeniz gerekiyor.
Sadece sevinciniz içinde oynamanız gerekiyor. Eğer siz böyle
yapmazsanız, onlara bunu nasıl yapacaklarını nasıl öğretebi­
lirsiniz ki? İ şte biz bunu anlatabilmek için buradayız.

327
VORTEKSLER VE BOYUT-KAPILARI

Boyut-Kapılarıyla Oynamak
Amor-Zümrüt Kent, D041402, Bemidji, MN.
Soru:
Gökyüzünde gördüğümüz boyut-kapısı (boyutlar-arası
kapı) ile göldeki boyut-kapıları arasında nasıl bir bağlantı ol­
duğunu bilmek istiyorum.
Grup:
Göllerde gördüğünüz bir boyut-kapısı, Yerküre enerjisiy­
le ilgili olan bir boyutlar-arası kapıdır. Yerküre enerjisi içinde­
ki boyut-kapıları gökyüzünde gördüğünüzden çok farklıdırlar;
biri Yerküre ile aynı zaman ve uzaydaki boyutlar-arası realite­
lerle ilgilidir, diğeri ise uzay yolculuğu için kullanılan boyut­
kapılarıyla ilgilidir. Bunlar en sonunda birleşecekler, ama ara­
daki zamanda siz onları ayrı olarak görebileceksiniz ; çünkü
boyut-kapılarının birçoğu ancak şimdi oluşuyor.
Bazen seremoniler yaparak başlattığınız kendi vorteksle­
riniz bu boyut-kapılarının meydana gelebilecekleri doğum-yer­
lerini oluşturur ve bir boyut-kapısının aktive olma potansiyeli­
ni yaratırlar. Bu seremonileri yaparak, ancak şimdi uyanmaya
başlayan birçok boyut-kapısı yarattınız, çünkü bu kapıları ak­
tive etmenin zamanı gelmişti. Onlar aktive olmaya başlarken,
aralarında birçok bağlantı da kurulmaktadır, ancak henüz
hepsi birbirine bağlanmamıştır. Böylece, zamanla, aktive olan
ve birbirlerine bağlanan boyut-kapılarını göreceksiniz.
Onları gökyüzünde, Yerküre' de ve rüyalarınızda görecek­
siniz, ki sonuncusu size garip görünebilir, ama o, zaman ilerle­
dikçe anlayacağınız şeyin bir parçasıdır. Ve o enerjide (rüyalar-

328
<T/ort�fer ve 'Boyut-1(apıfarı
da) bile, boyut-kapılarıyla oynama ve onları kullanma fırsatını
bulacaksınız. Sevgili varlıklar, eğer o kapıları kutsar ve açar­
sanız, varlıkların ve enerjinin o kapılardan geçerek gelmeleri­
ne izin vermiş olacaksınız ve sizin beklediğiniz şey de budur.
Gittikçe, yalnız olmadığınızı öğreneceksiniz ve bunu an­
ladığınızda, insanlar olarak, birbirinize karşı çok daha hoşgö­
rülü olacaksınız. Siz şimdi birbirinize baktığınızda aranızdaki
farklılıkları görüyorsunuz ; toplumlarınız, kültürleriniz, dinle­
riniz, enerjileriniz ve görünüşleriniz arasındaki farklılıkları
görüyorsunuz . Bu yüzden de birbirinizle savaşıyorsunuz . Biz,
diğer yerlerden gelecek uzaylı varlıkları görmeye başladığınız­
da göstereceğiniz tepkiyi görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Onlara göre, hepiniz birbirinize çok benziyorsunuz (kahkaha­
lar) .
Sorunu yanıtlamış olduk mu, sevgili varlık? Şunu da ek­
lemek istiyoruz : Sen, yerdeki çok önemli bir boyut-kapısının
'
muhafızısınız . Bu yerin nerede olduğunu biliyorsun. Bu işi iyi
yapıyorsun ve bunun için sana teşekkür ederiz.

Bir Boyut-Kapısıyla Ne Yapmalı


Yağmurlu Bir Gün, D052105, Oostmalle, Belçika
Soru:
Benim, vorteksler ve boyut-kapıları ile ilgili bir sorum
var. Dün onlarla ilgili çok güzel bir celse yaptık. Biz ya bir vor­
teks ya da bir boyut-kapısı oluşturduk, bilmiyorum. Bu konu­
da aylık mesajınızda da bir şeyler okudum. Ben, bir boyut-ka­
pısına bir nesne koyduğumuzda, ona ne olacağını bilmek isti­
yorum. O nesne orada kaybolduktan sonra, zamanda geriye
dönerek geri gelir mi? Onunla ne yapabileceğimi kavramaya
çalışıyorum.

329
'Tanrı Çağı
Grup:
Bu noktada en iyisi sadece onunla oynamaktır. Yerküre'
yi iyileştirme ya da diğer dünyalara boyut-kapıları açma konu­
sunda kaygılanmayın. Bir vorteksin kendi aktivasyon progra­
mı vardır. Daha çok, boyut-kapılarıyla oynayın ki onlara alışa­
bilesiniz ve onları anlayabilesiniz . O zaman, bir yerde gerçek­
ten garip bir şey vuku bulduğunda, en azından bir kişi orada
ne olup bittiğini sezebilir. Bu konuda sizden yapmanızı istedi­
ğimiz en büyük şey budur.
Bir vorteks çok basittir. Eğer şu anda bu salonda oradan
buraya doğru hafif bir rüzgar esseydi, bir çember oluşturarak
oturan sizden dairesel bir enerji yayıldığından, bu rüzgar gelip
bedenlerinize takılacak ve dairesel bir hareket oluşturacaktı.
Böylece, rüzgarın veya havanın enerjisi bir daire içinde dön­
meye başlayacaktı. Ve bu bir vorteks olacaktı. Dairesel bir de­
vinim içindeki enerji. Siz bunları kasırgaların, hortumların
yolunda görmüştünüz; onlar şiddetli, kontrolsüz vortekslerdir.
Ama gerçek şu ki, bir vorteks sadece bir daire içinde hareket
eden enerjidir.
Siz bir çember oluşturup, el ele tutuşup, enerjiyi bir daire
içinde döndürerek bir vorteks yaratabilirsiniz. * Bir tetik-nok­
tasında, insan deneyiminin ve Yüksek Benlik bağlantısının
belli bir yoğunluğuyla, o vorteksi bir boyut-kapısına dönüştü­
rebilirsiniz. Bir boyut-kapısı, o fiziksel yerdeki tüm zaman ve
uzay boyutları arasındaki bağlantıdır. Örneğin, eğer burada
bir boyut-kapısı yaratacak olsaydınız, oraya koyduğunuz bir
nesnenin ortadan kaybolduğunu görebilirdiniz. Eğer isterse­
niz bunu izleyebilirdiniz, ama tipik olarak, siz başka yere ba­
kana ya da bu salondan çıkana dek o kaybolmayacaktı. Ama
siz çıkıp sonra geri geldiğinizde, o kaybolmuş olacaktı.
*Bkz. Yuvaya Hoşgeldiniz, s. 67 ve 331 (Akaşa Yayınları) .

330
1/ort�fer ve 'Boyut-1(apıfarı
Enerjilerin bir boyut-kapısmdan geçecekleri zamanlar
vardır ve fiziksel niteliklerin oradan geçecekleri zamanlar var­
dır. Çok uzak olmayan bir gelecekte, bu kapılardan geçeceksi­
niz. On bir zaman ve uzay boyutu vardır ve siz bu boyutlara
geçebileceksiniz.
Şimdilik, adeta sihirli görünen bir yer gördüğünüz her
defasında, onun küçük bir parçasını yanınıza alın. Oradan kü­
çük bir taş alıp, o boyut-kapısını kendi arka bahçenizde tekrar
yaratın. Taşı oraya koyduktan sonra çevrede neyin olup bitti­
ğini izleyin. O sırada ruhunuz belki dikkatinizi başka yöne
çekmek zorunda kalacaktır, çünkü eğer yakından izlerseniz ve
bir şeyin orada pat diye ortaya çıktığını görürseniz, zihniniz
onu -inkar etmenize neden olacak şekilde- sınıflandırmaya ça­
lışacaktır. Ve birden, ortaya çıkmış olan şey gözden kaybola­
caktır. Eğer dikkatiniz başka yöne çekilir, oradan ayrılır ve
sonra geri dönerseniz, bu iş çok daha kolay olur. Siz bilerek
boyut-kapıları yaratmaya muktedirsiniz, öyleyse onlarla oyna­
yın ve eğlenin.
Birçok farklı nedenle birçok boyut-kapısı yaratılacaktır.
Aranızdan birisi, geçenlerde Shasta Dağı'ndan, bizim boyut­
kapılarını gösterdiğimiz yerden aldığı bir taşla basit bir kapı
yaratmıştı. Bu taşı alan kişi, o çok güzel bir taş olduğundan,
onu getirip çalışma masasının üzerine koydu. Bu kişi bu konu­
da hiçbir şey düşünmese de, böylece Shasta Dağı'nın enerjisi
bir masanın üzerine yerleştirilmişti. Bir gün o taş ortadan
kayboldu. Birkaç hafta sonra, bu kişi odasına girdiğinde, ma­
sanın üzerinde -kime ait olduğunu bilmediği- bir kamera bul­
du. O zamandan beri, masanın üzerinde, o taşın kaybolduğu
yerde beş, altı farklı şey ortaya çıktı. Bunlar oluyor, çünkü siz
sadece bu boyutta değil, on bir boyutta birden bu boyutlar­
arası kapılarla oynuyorsunuz.

33 1
'Iaırı Çağı
Soru:
Diğer boyutlarımın benim mücevherlerimi istemedikle­
rinden nasıl emin olabilirim?
Grup:
Asla emin olamazsınız (kahkahalar) .

Bir Kentin Vorteksi


Ruhsal Güvenin Gülümseyişi, 013, Edmonton, Kanada
Soru:
Edmonton'un ya da yakınlarının "sıcak-nokta" olduğunu
bir süredir biliyordum. Ona çekildiğimi hissettim ve orada
enerjime ihtiyaç olduğunu anladım. Bu bölgeye has enerji ger­
çekten merakımı uyandırıyor. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Grup:
Eğer bu kentin havadan görünüşüne bir bakar, nehirle­
rin gelip göllere dönüştükleri yeri görürseniz, vorteksin nere­
de merkezlendiğini anlayabilirsiniz . Bu doğal vorteksin yarat­
tığı çekim yüzünden, bu kent bu yerde ortaya çıkmıştır.
Genellikle, bir kent kurmaları için insanları bir yere çe­
ken fiziksel bir özellik vardır ve kent oradan doğru genişler.
Ancak, Edmonton böyle bir fiziksel özelliğe sahip değildir. O,
ley hatlarının bir kesişme-noktasıdır ve insanları oraya çeken
de budur. Edmonton'un eyaletinizin (Alberta) başkenti olma­
sının nedeni de bu enerjidir. Bunun bir parçası, ilk günden iti­
baren burada bulunan ve insanları sihirli bir biçimde, adeta
bir mıknatıs gibi kendine çekmiş olan bir enerji vorteksidir.
İ şte bu yüzden, çevredeki bölgeler seyrek bir nüfusa sahipken,
bu bölgede nüfus çok yoğundur.
Ayrıca, onun kendine çekmiş olduğu sadece siz değilsiniz.

332
'J/orte{ç§kr ve 'Boyut-'l(apıfarı
Şimdi faaliyet çok az olsa da, zamanın bir noktasında bu bölge
muazzam sayıda "uzaylı ziyaretçileri" çekmiştir. Evet, burada
odaklanmış olan bir enerji tarihçesi vardır, ki bu buradaki sih­
rin bir parçasıdır.
Ancak, o enerji burada olsa da, onun yine de insanlar ta­
rafından aktive edilmesi gerekiyor. İ şte siz bunu yaptınız. Yu­
vanızı seviyorsunuz ve birçok bakımdan, siz o vorteksi yarattı­
nız, onun gelişmesini ve görülmesini sağladınız. Yuvanızla çok
gurur duymalısınız, çünkü o harika bir yer. Ve bunu bizzat
yaratmak için çok şey yaptınız .

333
YERLİ KABİLELER VE ABORİJİNLER

Aborijinlerin Rolü
Elim Sende, D090802, Las Vegas, NV.
Soru:
Yerli Amerikalıların, Aborijinlerin ve o çaptaki kadim
halkların bu zamanda nasıl bir rol oynadıklarını söyleyebilir
misiniz?
Grup:
Dünyanızın tüm düzeylerindeki Aborijinler tarih boyun­
ca sırları barındırmışlardır. Onlar kendi alemleri içindeki sih­
rin enerjisini barındırmışlardır. Onların birçoğu bunu o kadar
çok geleneksel form içinde barındırmıştır ki, birçoğu parçaları
nasıl tekrar bir araya getireceklerini unutmuştur. Bazıları,
korumakta oldukları bazı gerçeklerin -onları çok iyi korumuş
olduklarından dolayı- izini kaybetmişlerdir.
Ancak, bunları tekrar bir araya getirmek dünyanız için
önemli olacaktır, çünkü bu sizin sonraki düzeylere doğru çok
hızlı ilerlemenize yardımcı olabilir. Bu enerjiyi kutsal yerlerde
barındırmış olan birçok Aborijinal kabile vardır. Onun çoğu
bu kabilelerin de dışında barındırılmıştır; örneğin, ilk kristal
kafatasları enerjiyi ve titreşimi bilgi formunda barındırmışlar­
dı.
Bunlar, siz Oyunu oynarken gezegeninizin demirlemesi­
ne yardım etmiş olan sihirli sırların bazılarıdır. Bunlar her şe­
yi yerli yerinde tutmuş olan şeylerin bazılarıdır. Bundan bir
süre önce tüm kabilelerdeki, tüm uluslardaki, dünyanızın her
yanındaki Aborijinleri tekrar ortaya çıkarıp onurlandırmak
için bir hareket başlatıldı. Bu harika bir girişimdi. Ancak, ya-

334
')'eru 'l(a6ifeler ve Ylborijinkr
pılması gereken şey, egoları bunun dışında tutmaktır ve bu
zordur, çünkü sırları barındıran bu Aborijinlerin her biri,
TEK sırra kendisinin sahip olduğuna inanmaktadır. Aslında
hiçbiri TEK sırra sahip değildir. Onların hepsi birlikte sırlara
sahiptir. Bunlar, Yerküre'nin e,nerjisiyle, nasıl oluşturulmuş
olduğuyla ve neden bir sonraki düzeye geçeceğiyle ilgili sırlar­
dır. Bu süreç şimdi ilerlemektedir. Bu sırların her biri üzerin­
de elinizden geldiği kadar çalışın, sevgili varlıklar ve Aboriji­
nal eğitimin her düzeyindeki bilgiyi bulun.
"Aborijinal" sözcüğü, basitçe, orijinal (ilk) anlamına ge­
lir, çünkü enerjiyi barındırmış olanlar ilk kabilelerdir. Bu
enerjinin çoğunun kuşaktan kuşağa aktarılmış olduğunu göre­
ceksiniz. Bu bilginin çoğunun hala yorumlanmaya muhtaç ol­
duğunu göreceksiniz, ama bunlar parçalı-tablonun önemli
parçalarıdır. Onlar dünya üzerindeki birçok kıtada ve birçok
ülkede bulunmaktadırlar. Onları bulacaksınız ve en sonunda
egolar yoldan çekilecekler, böylece siz parçaları tekrar birleşti­
rip bütün bir tablo oluşturabileceksiniz. Bunu yaptığınızda,
Mu Yönetiminin kısmen geri dönüşünü sağlamış olacaksınız.
Aborijinler, eğer isterlerse buna yardım edebilirler. Bu onların
seçimidir.

335
YÜKSELİŞ

Fiziksel Değişiklikler
Lemurya İnisiyasyonu, D0508, Reno, NV.
Soru:
Bedenimin ve ellerimin neden soğuk olduklarını merak
ediyorum. Bunun kulaklarımdaki çınlamayla bir ilgisi var mı?
Birçoğumuzun deneyimlediği bu semptomların nedeni nedir?

Grup:
Fiziksel bedeniniz daha yüksek bir titreşim düzeyine doğ­
ru işleyen bir süreç içindedir. Ellerinizde soğukluk olarak his­
settiğiniz şey de bu sürecin bir parçasıdır. Bedeniniz tüm var­
lığınızın en yoğun bölümüdür, bu yüzden daha yüksek titre­
şim düzeylerine geçerken kulaklarınızda çınlamalar duyarsı­
nız, bedeninizde titreşimler hissedersiniz, sabaha karşı üçte
uyanırsınız; kalp çarpıntıları, düzensiz kalp atışları ve nedeni
tıbben izah edilemeyen diğer fenomenleri deneyimlersiniz. Bu
sadece bedeninizin daha yüksek titreşim düzeylerine alışıp
ayarlanma biçimidir.
Siz çok hızlı ilerliyorsunuz, ama bedeniniz o kadar hızlı
ilerleyemiyor. Bu yüzden, birdenbire, bedeniniz stresi hissedi­
yor ve -bir depreme çok benzer biçimde- size yetişmek için çok
hızlı hareket ediyor. Böyle zamanlarda, bedeninizde ağrılar,
sızılar, alışılmadık acılar gibi garip fenomenler ortaya çıkıyor.
Kulaklarınızdaki çınlama, bedeninizin daha yüksek enerji
matriksini barındırabilmeniz için oluşmakta olan (sinir siste­
mine ait) yeni sinaptik yollarla doğrudan bağlantılıdır. Bu bir
süre daha devam edecektir, bu yüzden bu konuda rahat olun.
Bunun ellerinizle bağlantısı biraz farklıdır, ama buna da

336
'Y�efiş
aynı titreşim yükselişi neden olmaktadır. Yine bunu da önü­
nüzdeki aylarda ve belki yıllarda deneyimleyeceksiniz, ama en
sonunda geçecek ve durum normale dönecektir.

Gaia ile Çalışmak


Yerküre Değişiklikleri, 54, Kona, Hİ.
Soru:
Mahalo (Hawaii dilinde, "teşekkür ederim" ) . Gaia'nın
enerjisi üzerinde çalışmak bizim için çok önemlidir; bize bu
enerji hakkında bilgi verdiğiniz için teşekkürler. Acaba, bu ko­
nuda bize yardımcı olacak daha fazla açıklama yapabilir misi­
niz?
Grup:
Gaia'nın katı formu bir illüzyondur. Lütfen, bunu anla­
yın. Siz insanların realiteyle ilgili bir sorununuz var. Onun
gerçek olduğunu düşünmeyi sürdürüyorsunuz, ama o gerçek
değildir. Eğer en büyük madde yoğunluğunu moleküler bir dü­
zeyde görebilseydiniz, atomların arasında, gezegenlerin ara­
sında bulunan aynı mesafenin bulunduğunu görürdünüz. Do­
layısıyla madde yoğun değildir, o bir illüzyondur.
Siz şimdi bu bilgiye uyum sağlama, fiziksel maddenin bir
illüzyon olduğunu anlama sürecindesiniz. Burada Gaia'nın
enerjisi üzerinde çalışıyorsunuz, ama biz sizden önce gerçek
enerji düzeyinde çalışmanızı istiyoruz. Hep zihnen çalışmak
yerine, Yüksek Benlikten ve kalpten doğru çalışmanızı istiyo­
ruz; çünkü kalp o enerjiyi zihinden çok daha hızlı bir biçimde
değiştirecektir. Bilimcileriniz bu konuda çok uzun zamandır
uğraşıyorlardı ve büyük keşifler yapmaktan sadece aylarca
uzaktalar, ama onlar bunu sizin gibi insanlar kalpten çalıştık­
ları için yapabiliyorlar. Gelişip ortaya çıkmakta olan budur ve

337
'Iaın Çağı
sizden önce o alanda odaklanmanızı istiyoruz, çünkü siz bü­
tün bu sürecin geriye kalanını oldukça kolaylaştıracak olan
uzaylı (ebeveyn) ırklarla bağlantılar kuracaksınız. Ve uzun �a­
mandır kafanız karıştıran şeylerin birçoğu neredeyse bir gece­
de yok olacak. Bunun için kapıları açın, bağlantıları kurun ve
köklenmiş halde kalın.

Beşinci Boyutun İçinde Üçüncü Boyutu Yaratmak


Yaşamın Yedi Aşaması, 004, Santa Fe, NM.
Soru:
Bizim şimdiden beşinci boyutta bulunduğumuzu, ama
alışkanlığın zoruyla üçüncü-boyutsal bir realiteyi yaratmaya
devam ettiğimizi söylemiştiniz . Peki, beşinci boyut ve üzerini
hayalimizde canlandırmaya ve deneyimlemeye başlamanın en
kolay yolu konusunda tavsiyeleriniz var mı?
Grup:
Bu konuda birçok tavsiyemiz var elbette ve daha birçok
tavsiye de böyle celselerde, aylık mesajlarımızda ve gelecekte
yayınlanacak kitaplarda gelecektir. Şimdi size, bunu anlama­
nıza yardımcı olabilecek iki örnek sunacağız.
Bu örneklerden biri, daha önce anlattığımız, Leandra'nın
öyküsünde sunulmuştu. Her bir yaşam-dersi ruha, yaşamı
farklı filtrelerle deneyimleme olanağı verir. Leandra'nın ya­
şam-dersi, Tanımlama idi. Onun yaşamı, basitçe, neyin ona ait
olduğunu, neyin olmadığını tanımlayabilmekle ilgiliydi. Lean­
dra, kendi alanına, zayıf sınırlara sahip olduğunu bilmesini
sağlamak için sınırlarını bazen zorla çiğneyip geçecek kişileri -
kontrat doğrultusunda- çekmişti. O hep, diğer insanlara önce­
lik vermesi gerektiğini hissettiği bir zamanda yaşamıştı. Bu
size aşina geliyor mu?

338
'Yiif(§efiş
Bu salonda bulunan birçoğunuz, şifacılar olarak, bu ya­
şam-dersiyle gelmişsinizdir. Siz, diğer insanların duygularını
kendi duygularınızmış gibi hissedersiniz, çünkü kendi enerji
alanınızın nerede bittiğini ve onlarınkinin nerede başladığını
bilmezsiniz. Bazılarınız enerji alanınıza usta manipülatörleri
çekmişsinizdir ve bu size her zaman pek hoş bir his vermez.
Öyleyse size, Yeni Dünya'nın daha yüksek titreşimlerin­
de çalışmanıza yardımcı olacak bir gereç sunalım. Biz ona
Enerji Envanteri diyoruz. Siz bazen kendinizi günlük yaşamın
rutinine o kadar çok kaptırırsınız ki, her zaman bir seçimde
bulunabileceğinizi unutursunuz. Bu, yeni enerjiye alışmanıza
yardımcı olacak bir gereçtir. Onu kullanmak için, önce, bir
"artı"nın iyi olmadığını ve bir "eksi"nin kötü olmadığını anla­
malısınız. Elektrik üzerinde çalışanlar, size, negatif elektron­
ların pozitif bir yük taşıyan elektronlarla aynı sihre ve güce
sahip olduklarını söyleyebilirler. O eski illüzyonlar, içinde ya­
şamış olduğunuz dualite alanından kaynaklanmıştır.
Şimdi, bir şeyi deneyimlediğiniz her defasında, durun ve
hızlı bir enerji envanteri çıkarın. O deneyim bir artı mıydı,
yoksa bir eksi miydi? Kendi kendinize, "Bu deneyim enerjimi
mi aldı, yoksa ona katkıda mı bulundu?" diye sorun. En iyi ar­
kadaşınızdan bir telefon aldığınızı, onun size yaşamındaki en
son olayı anlattığını hayal edin. Telefonu kapattıktan sonra
envanteri çıkarın: "Bu konuşma benim enerjime katkıda mı
bulundu, yoksa enerjimi alıp götürdü mü?" Onu yazmanıza bi­
le gerek yoktur, kendi içinizde dürüst bir saptamada bulun­
manız yeterlidir. Bir zaman için, yaşamınızdaki her deneyimi
bir artı veya eksiye indirgeyebilirsiniz.
Kararlarınızı her zaman bu envantere dayanarak verme­
yeceğinizi de bilin. Bu, gücünüzü teslim etmek olur ve sizi çok
yalnızlaştırır. Ö rneğin, ergenlik çağındaki oğlunuz gelip, onu

339
'Iatın Çağı
arabanızla alışveriş merkezine götürmenizi ister. Ona yanıt
vermeden önce durup envanter çıkarın. O gün için başka plan­
larınız olduğundan, bu çok açık bir biçimde bir eksidir. Bi,)y­
leyken bile, siz arkadaşlarıyla birlikte olmasının oğlunuz için
iyi olacağını düşünüp, planlarınızı ona uyacak şekilde memnu­
niyetle değiştirirsiniz. Ancak, burada büyük bir fark vardır,
çünkü onu arabanızla götürme kararı oğlunuza değil, size ait­
tir. O sizi manipüle etmemiştir. Eğer dürüstçe envanter çıka­
rırsanız, dışarıdan manipüle edilmeniz mümkün değildir.
Enerji envanteri çıkarmak, topu tekrar sizin kortunuza
sokar ve seçim gücünü ait olduğu yere koyar. Her günün her
anında, bu sizin çevrenizdeki dünyanın neresinde bulunduğu­
nuzu çok çabuk değerlendirmenizi sağlar. Bu, kendinizi açıkça
tanımlamak, yani Tanımlama yaşam-dersidir. Eğer sizin ya­
şam-dersiniz Tanımlama ise, bu dünyaya öğrenmeye geldiği­
niz şey kendi enerji alanınızı tanımlamaktır.
Birçoğunuz bu yaşam-dersi üzerinde çalışıyorsunuz, çün­
kü o bir şifacının işaretidir. Birçoğunuz bu yüzden sınırlarını­
zın nerede olduğunu bilmezsiniz, ama bu size muazzam bir
duyarlılık sağlar. Bu empati yeteneği bir şifacının işaretidir.

Yükseliş Merdiveni
S & Y, 013, Edmonton, Alberta, Kanada
Soru:
Hepimizin bir yükseliş merdiveninde yer aldığımızı ve
hep birlikte yükseleceğimizi söylemiştiniz. Bunun gerçekten
nasıl işlediğini merak ediyorum, çünkü o merdivende tüm o
farklı titreşim düzeyleri olacak ve eğer biz ancak belli bir tit­
reşime eriştiğimizde yükselebileceksek, nasıl herkes birden
yükselebilir?

340
Grup:
Bu konuda size daha geniş bir perspektif verelim. Diye­
lim ki, bir kişi sizin kromatik skalanızda Sol-notasıdır. Bir
başkası Mi-notasıdır, bir diğeri Fa-bemoldür ve dördüncüsü de
Si-notasıdır. Onların her biri birbirinden biraz farklı bir titre­
şim taşır. Ancak, Sol, Fa'dan daha yüksek titreşimde olsa da,
gerçekte biri diğerinden daha iyi değildir. Siz hepsini birlikte
çaldığınızda, tüm insanlığın bir akoru, rezonant bir titreşimi
ortaya çıkar ve bu tetik noktasıdır. Siz bir tetik düzeyine eriş­
tiğinizde bunu hissedersiniz ve oradan h�zla, adeta kaderi ola­
rak bir sonraki düzeye çıkarsınız. Bu merdiven tüm o en güzel
titreşimsel tonlarla dolduğunda, tüm merdiven kolektif bir tit
reşimsel armoniye sahip olur ve birlikte yükselir. *
Siz, başkalarına kapıyı açmak için ileri gittiğiniz birçok
yaşam geçirmiştiniz. Lemurya dönemi tam olarak buydu; sizin
kalpten niyetiniz, ileri gidip, kısmen yükselip, kapıyı açmak ve
başkalarının da geçebilmeleri için orada bir köprü olarak bu­
lunmaktı. Ancak, bu girişim ayrılık yarattığı için işe yaramadı
ve Atlantis, Lemurya'nın yükselişinin başlattığı bir dizi olay
sonunda battı. Bu, çoğunuz için korkunç bir deneyimdi ve siz
bugün hala o hücresel anıları taşıyorsunuz. İ şte bu yüzden gü­
cünüze girmeye korkuyorsunuz. Bu enerjinin içine girmeye ve
çalışmanıza adım atmaya başladığınızda, içinizden bir ses,
"Hayır, ben bunu yapamam" der. O, sizi durdurması, aynı ha­
tayı tekrarlamanızı önlemesi için kapıya koyduğunuz Muhafı­
za dayanan bir hücresel anıdır. O Muhafız sizin önemli bir
parçanızdır ve şimdi tekrar enerjinizin bir parçası haline gel­
mektedir. Sizden, onu hissetmenizi, onurlandırmanızı ve son­
ra ileri doğru bir adım atıp gücünüze girmenizi istiyoruz.

* Yükseliş Merdiveni için bkz. Hatırla, s. 105 (Ak.aşa Yayınları).

341
'Tann. Çağı
Daha Yüksek Titreşime Fiziksel Ayarlanmalar
Muktedirlik Çağı, 01 7, Mt. Shasta. CA.
Soru:
Yedi aydır adet görmedim, hamile değilim ve kendimi iyi
hissediyorum. Doktora gittim, hiçbir rahatsızlığımın olmadığı­
nı söyledi ve buna inanıyorum, ama neler oluyor?
Grup:
Fiziksel bedenin daha yüksek bir titreşim düzeyine ayar­
lanıyor. Bu kolay değildir. Bu dünyada birçok kişi, düzensiz
kalp atışları gibi, birçok farklı biyolojik değişim geçirmektedir.
Beden daha yüksek titreşime yetişmek için sık sık bir kalp atı­
şını atlar ve siz bedeninizi titreşir halde bulursunuz. Ayrıca,
erken menopozun belirtilerini deneyimleyenler sadece kadın­
lar olmayacak, erkekler de deneyimleyecekler ve bu erkekler
için ilginç olacak. Geçirmekte olduğunuzu göreceğiniz birçok
şey, fiziksel varlığınızın armonik rezonansıyla ilgili olacaktır.
Böylece, ilk başta değişiklikler varlığınızın eterik bölümünde­
ki düşünce formlarınızla başlar ve sonra bedeninize erişirler.
Fizi�sel beden hareket edecek en son parçadır, bunu Yüksek
Benliğinizin fiziksel bedeninizi yukarı çekerek Yeni Dünya'
nın daha yüksek titreşimlerine çıkarmasına ve Muktedirlik
Çağına ulaştırmasına benzetebiliriz. Beden bu değişimi geçi­
rirken bazı garip fenomenler deneyimler. Ancak, yakında tek­
rar adet göreceğini söyleyebiliriz.
Soru:
Ama ben halimden hoşnuttum (kahkahalar) .
Grup:
Biz de bu yüzden sana bunu söyledik (kahkahalar) .

342
ZAMAN VE UZAY

Diğer Boyutları Ziyaret Etmek


Küçük Adım, 029, Atlanta, GA.
Soru:
Bazen sürüklenip gidiyorum ve bu realiteye geri dönmek­
te zorlanıyorum Son zamanlarda bu gittikçe daha sık oluyor.
Nereye gittiğimi hiç hatırlamıyorum, sadece bir his algılıyo­
rum. Bu durum enerji değişimleri yüzünden mi meydana geli­
yor, yoksa bu geliştirmem gereken bir şey mi?
Grup:
Deneyimlediğin şey, kısmen, bilinçli bir zaman deliği ve
zaman ve uzayla -bir insan olarak pek alışık olmadığın- yeni
bir ilişkidir. Siz aynı anda bir boyutta bulunmaya alışık olan
boyutlar-arası varlıklarsınız. Ve şimdi boyutlar arasında yüz­
meye başlıyorsunuz. Bu ilginç bir süreçtir, çünkü bu tıp ve
psikoloji bilimlerinin tanımlamalarının birçoğunu yeniden de­
ğerlendirmelerine neden olacaktır.
Evet, sevgili varlık, senin sözünü ettiğin şey, boyutlar
arasında gidip gelme konusunda bir fırsattır.
Soru:
Ama ben bu boyuta geri dönmek istemiyorum.
Grup:
Sen Yüksek Benliğinle birlikte bu deneyimleri oluştur­
dun. Bu senin başka bir boyutsal realiteye geçmeni, orada ta­
zelenmeni, kendini bütün hissetmeni, bir an için gerçek kimli­
ğini hatırlamanı sağlıyor. Bu boyuta geri dönmen, burada işi­
nin henüz bitmediğini, hfila yapacak bir işinin olduğunu göste-

343
'Taın Çağı
riyor. Sen geçmişi çok eskiye dayanan bir öğretmensin ve
öğretme fırsatları bulacaksın. Ama fiziksel bedenin ve onun
manyetik alanı uyum içinde olmalıdır. Diğer boyutsal realite­
lere geçtiğinde meydana gelen şey budur. Bu dinlenmenin,
orada geçirdiğin zamanın keyfini çıkar ve geri dön.

Zaman Delikleri
Lemurya 'nın Boyut-Kapıları, D032403, Kona, Hİ.
Soru:
Benim sorum zaman ve deneyimle ilgili. Bugün birçok ço­
cuğun iki annesi ve iki babası var. Acaba şimdi bir yaşamda
birkaç yaşamı mı deneyimliyoruz?
Grup:
Siz zamanın ve uzayın hızının arttığını hissetmiştiniz.
Bu gerçektir. Birçoğunuz bir günde sadece yirmi saatin oldu­
ğunu hissetmiştiniz ve biz de on sekiz saate hazırlanın diyo­
ruz. Deneyimlemekte olduğunuz şey bir sorun değil, sadece
zaman ve uzayla yeni bir ilişkidir. Siz daha önce üç boyut için­
de yaşıyordunuz: Yükseklik, genişlik ve derinlik. Şimdi ise
sonraki iki boyut olan zaman ve uzayla yeni bir ilişkiye sahip­
siniz. Böylece zaman ve uzay şimdi deneyimlemekte olduğu­
nuz yeni bir ilişkiye sahip olacaktır; onların nerede birlikte
akıp birleştiklerini ve nerede tek başına durduklarını görecek­
siniz.
Birçoğunuz son zamanlarda "zaman delikleri"ne giriyor­
sunuz. Ö rneğin, iki yıldır üç yüz kere geçtiğiniz bir yolda ara­
banızla ilerliyor ve gideceğiniz yere varmanızın ne kadar za­
man alacağını biliyorsunuz . Ama birdenbire kendinizi, bulun­
duğunuzu düşündüğünüz yerden yirmi mil ileride buluyorsu­
nuz . Ya da bunun tam tersi meydana gelebilir, siz kendinizi

344
Zaman ve 'Uzay
yolun çok gerisinde bulabilirsiniz. Her iki durumda da, siz za­
man ve uzayla yeni bir ilişkiden geçmiş bulunuyorsunuz, ki
biz bunu bir zaman deliğine girmek olarak adlandırıyoruz.
Birçoğunuz böyle zaman deliklerine girerek zaman değiştire­
ceksiniz. Ayrıca, enerjinin fiziksel temsilcileri, yani fiziksel
nesneler de bu zaman deliklerine düşebilirler. Örneğin, siz
evinize girdiğiniz her defasında anahtarınızı belli bir yere ko­
yarsınız ve bir gün onlar yok olurlar. Ve altı ay sonra aynı yer­
de tekrar ortaya çıkarlar. İ şte bunlar deneyimleyeceğiniz za­
man delikleridir.
Lütfen, onları çok fazla düşünmeyin, onlara çok fazla güç
vermeyin, çünkü onlar sadece tadına varılacak "bir fincan
kahve"dirler. Ama onlar sizin zaman ve uzay ile yeni ilişkinize
örnek oluştururlar. Aslında, siz zaman ve uzay üzerinde kont­
role sahipsiniz, ama bunu henüz bilmiyorsunuz. İ stediğinizde
zamanı eğip bükmeniz sizin için çok kolaydır ve bu salonda
bulunan birçok kişi bunu yıllardır yapmaktadır. Örneğin, her
gün işinize giderken saatinize bakar ve işe vaktinde yetişmek
için sadece beş dakikanızın olduğunu görürsünüz ; böylece,
zamanı bilerek saptırır ve iş yerine beş dakika erken varırsı­
nız ! *
İ leride zamanı gittikçe daha fazla esnetip genişletmeye
başlayacaksınız . Lineer zaman koridoru içinde dik-açılı bir dö­
nüş yaparak alternatif bir zaman ve uzay realitesine girmeni­
zin, hatta oradan aldığınız bazı güzel şeylerle birlikte buraya
dönmenizin mümkün olduğunu anlayacaksınız. Evet, hangi
koridorlara döneceğinizi ve hangi yönlere gideceğinizi bilerek
ve daima dik-açılı dönüşler yaparak, zaman yolculuğu müm­
kündür. Ama o zaman borsalarınız altüst olabilirler . . .

* Bkz. Hatırla, s . 289, Zamanı Nasıl Saptırabilirsiniz (Akaşa Yayınları).

345
'Taırı Çağı
Bu arada, zaman ve uzayla yeni ilişkileriniz birçok garip
feonomeni deneyimlemenize de neden olacaktır. Biz size sade­
ce bunun başlangıçlarını göstermeye başladık. Ö rneğin, za­
man ilerledikçe, bu salonda bulunan iki kişi, zaman ve uzay
konusunda, onları harekete geçirecek olan bir anlayışa ulaşa­
caktır, çünkü onlar geçmiş yaşamlarında bu olguyu öğretmiş­
lerdi. Siz bunu nasıl öğreteceğinizi geçmiş yaşamdan gelen de­
neyiminizle anlayacaksınız. Aslında siz bu yüzden hala bura­
dasınız.

Zamanı Genişletmek
OverLight, 010, Oostmalle, Belçika
Soru:
Benim zamanla ilgili bir sorum var. Siz hep zamanın git­
tikçe kısaldığını söylüyorsunuz, ama benim zamanım iki, üç
kat uzuyor ve bir hafta bana bir ay gibi geliyor.
Grup:
Bu harika bir şey değil mi? Eğer zamanı kontrol altında
tutmazsanız, o daralır. Ama gerçekte, değiştirmekte olduğu­
nuz şey sadece zamanı algılayışınızdır. Sizin zamanı algılayışı­
nız ve titreşim yükselişiniz, zamanı tersten deneyimlemeniz
ve genişletmeniz için bir olanak yaratmıştır.
Yaşamınızın ve zamanın kontrolünü ele alın. Bunun me­
kaniğini daha çok anladığınızda, onu başkalarıyla paylaşın.
Zamanı istediğiniz gibi değiştirmeniz gerçekten mümkündür.
Siz şimdi önünüzde duran bu harika merdivene ilk adımı at­
manın eşiğinde bulunuyorsunuz. Merdivenin yarısına indiği­
nizde, hiçbir sorun yaşamadan zaman yolculuğu yapıyor ola­
caksınız. Merdivenin en altına indiğiniz zaman, herhangi bir
yere gitmenin gerekli olmadığını göreceksiniz.

346
HATIRLATMA

Sevgili varlıklar, bu işi zamanında yaptığınız için çok se­


vinçliyiz. Sizin en büyük dileğiniz, kendinizi bu Oyuna sok­
mak ve eğer mucizenin gerçekleşmesine yardım etmek için bu­
rada olabilirseniz görmeyi planladığınız her şeyi unutmaktı.
Dikkatinizi başka yöne çeken her şeye ve ortaya çıkan yan ka­
pılara rağmen, işte buradasınız . Siz şimdi insanlığın zirvesin­
de duruyorsunuz . Artık yerinizi almanızın zamanı gelmiştir.
Ö nünüzde en büyük olasılıklar uzanmaktadır. Evet, bunun
zor bir durum olduğunu ve aldığınız rehberliğin her zaman
açık olmadığını biliyoruz. Eğer bu kolay olsaydı, herkes bir in­
san olmak isterdi. Ama işte buradasınız, bu dünyaya Mukte­
dirlik Çağını getirmeye hazır ve isteklisiniz . Sevgili varlıklar,
siz rüyadan uyanırken burada bulunup hizmetinizde olmak
bizim için en büyük onurdur. Zamanı geldiğinde, göreceğiniz
ilk gülümseme bizimki olacaktır ve birlikte bir kez daha Işıkta
dans edeceğiz.
Espavo, sevgili varlıklar, Espavo.
Sözlerimizi üç basit hatırlatmayla bitiriyoruz :
1. Birbirinize saygılı davranın,
2. Birbirinizi koşulsuz bir sevgiyle besleyin,
3. Birlikte iyi bir oyun çıkarın.

347
348
YAZAR HAKNDA
Steve Rother, yaşamını California'nın San Diego bölge­
sinde İnşaat Müteahhitliği yaparak rahatça sürdürürken, eş­
zamanlı bir dizi olay sonucunda kendisini yaşam kontratının
içinde buldu. Steve ve eşi Barbara, 1995'in ilk gününün saba­
hında California sahilinde yapılan bir tören sırasında o yıl için
niyetlerini beklenmedik bir biçimde ifade ettiklerinde, yaşam
odakları da değişmeye başladı. O günden sonra, yaşamları asla
eskisi gibi olmadı.
Çok geçmeden, Steve, "Grup"tan ilahi olarak ilham edil­
miş mesajlar almaya başladı ve bunları "Işık Fenerleri" adıyla
aylık olarak yayınlamaya başladı. "Grup"un bu mesajları ken­
di gücümüzü hatırlayıp kabul etmek ve şimdi Dünya gezege­
ninde bulunan daha yüksek titreşimlerde rahatça yaşamakla
ilgilidir. Grup, Steve'i, "Alevin Koruyucusu" ya da kısaca "Ko­
ruyucu" olarak adlandırmaktadır.
Bugün, Steve ve kırk iki yıllık eşi Barbara dünyayı do­
laşıp, Işık-işçilerine muktedirlik konusunda seminerler sun­
maktalar. Onlar bu seminerleri birçok ülkede sunmuş, bu ara­
da New York'taki ve Viyana'daki Birleşmiş Milletler merkez­
lerinde beş kere sunumda bulunmuşlardır. 2000 Nisanı'nda,
Viyana'daki B.M. merkezinde, Steve ve Barbara medyumluk
ve ruhsal iletişim üzerine bir ders sundular ve bu B.M. 'de bu
konuda sunulan ilk dersti.
Steve ve Barbara, Nevada Eyaleti'nin Las Vegas kentinde
yaşamakta, Sevgi ve Işık içinde birlikte çalışmaktalar. Onlar
"Lightworker" adlı kar amacı gütmeyen bir şirket kurmuşlar­
dır ve gönüllü çalışanlar ve personelle birlikte kişisel muktedir­
lik konusunda küresel çapta Işık tohumları ekmektedirler.
Seminer programları da dahil olmak üzere, Grup, Steve ve
Barbara hakkında daha fazla bilgiyi http//www.espavo.org ad­
resinde bulabilirsiniz .
349

You might also like