Professional Documents
Culture Documents
CHP İstanbul Kentsel Dönüşüm Kitapçığı
CHP İstanbul Kentsel Dönüşüm Kitapçığı
kentseldonusum.chpistanbul.org.tr 69
Yürütücü
Yürütücü Asistanı
Mim. Burak Kaan Yılmazsoy (Mimarlar Odası- CHP Beyoğlu İlçe yöneticisi)
Çalışma Grubu
Katkı Sunanlar
2
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ 4
3
GİRİŞ
Sanayileşme ve kentleşme politikalarının yetersizliği nedeniyle kent
alanlarına göçün yarattığı büyük konut talebi, plansız ve denetimsiz/kaçak
yapılaşma stoğunu hızla arttırmıştır.
Konut gelişiyor olmasına rağmen plansız ve niteliksiz konut üretimi yine de
sürmüş; eskimiş ve “afet güvensiz” ve “çarpık yapılaşma” dönüştürülememiş
ve iyileştirilememiştir. Kaçak yapılaşma uzun yıllar yasal üretimin %30-50’si
oranlarında seyretmiştir. Günümüzde dahi yasal yapılaşma için kullanılan
çeşitli ölçekte planlarda “kent plancılığı bilimine” uygunluk çok tartışmalıdır
ve rasgele büyüme sürmektedir. Terkedilen ve nüfus kaybeden kırsal
alanlardaki yapılar da iyileştirilememiştir. Bütün bu sorunlar bilinmesine
ve bilim insanlarının raporlanmış önerilerine rağmen hükümet ve yerel
yönetimler son 17 yıldır İstanbul’da ve son 10 yıldır da ülkede bu konuda elle
tutulur hiçbir bilimsel strateji ve eylem uygulayamamışlar, kentlere göç,
dolayısıyla çarpık yapılaşma artarak sürmüştür. Bu süreç kentsel alanlarda
“afet güvenliği” açısından yetersiz ve düşük standartlarda gelişmiş konut
yığılmaları, afet riski taşıyan intihar havuzları yaratmıştır. Gelinen noktada
nüfusun 1/3’ü kiracı, 1/3’ü bir konut sahibi, 1/3’ü ise 2 ve daha fazla konut
sahibidir. Tüm yapıların ortalama olarak 1/3’ü de afet güvenli yapılar
değildir. Bugün varolan durum dönüşüm, iyileştirme ve yeniden planlama
girişimlerini her ölçekte kaçınılmaz kılmaktadır.
4
Yukarıda çok kısa olarak özetlenen durumdan hareketle, CHP, Türkiye’de
katılımcı, daha adil ve insan odaklı bir kentsel yenileme ve dönüşüm için;
Yeni bir dönüşüm politikası belirlemeyi,
Uygun yasal düzenlemeleri hazırlamayı,
Uygulama araç ve kaynaklarını türetmeyi,
İlgili tarafları biraraya getirecek örgütlenme yollarını belirlemeyi ve
anlaşmaları sağlamayı öncelikli bir ödev olarak görmektedir.
5
Kentsel toplu yenileme veya ‘dönüşüm’ çalışmaları, kent planlaması yanında
ekonomi, sosyoloji, toplum psikolojisi, hukuk, finans, siyaset, mühendislik,
mimarlık, kentsel tasarım alanlarını buluşturan bir bilim ve uygulama
alanıdır. Bu alandaki 150 yıllık dünya deneyimini, incelikli düzenlemeleri
ve başarılı/başarısız örnekleri göz önüne almadan, yalnızca merkezi bir
otoritede yetkileri toplayarak kanun tasarısındaki uygulamaların doğru
yürütülebileceğini beklemek doğru bir yaklaşım değildir.
6
Çağdaş kurallar açısından ele alındığında kentsel dokuları yenileme,
iyileştirme, canlandırma ve dönüşüm çalışmalarının strateji, tasarım
ve uzlaşma temel kavramlarını içeren bir yeniden planlama yaklaşımı
içerisinde hareket etme gereği vardır.
7
A- KENTSEL DÖNÜŞÜM
NEDİR ?
NASIL UYGULANIR ?
1- Kentsel dönüşüm bir bölgenin tümüyle yıkılıp yeniden
yapılması mıdır?
8
9
4- Kentsel dönüşüm için yapıların yıkılması şart mıdır?
Hayır, Kanunda; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli
yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına
uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme,
tasfiye ve yenilemeler yapılabileceği belirtilmiştir.
Kanunun 3. maddesinin yedinci fıkrasında yer verilen düzenleme ile
risk taşımayan yapıların da “uygulama bütünlüğü” gerekçesiyle kanun
hükümlerine tabi olacağı belirtilmiştir.
Böylece gerçek anlamda risk taşıyan alanlar ile riskli yapıların yoğunlaştığı
alanlar dışında kalan yapılardan güçlendirilmesi mümkün olanlar bile bu
kanun uyarınca yıkılmaya zorlanmaktadır.
Evet olmalıdır. Çünkü boş bir alan üzerinde değil yapılaşmış ve sosyal
ağları kurulmuş bir mekan üzerinde dönüşüm işlemi gerçekleşmektedir. Bu
nedenle dönüşüm yalnızca fiziksel mekanı dönüştürmekle kalamaz. Ülkemizde
dönüşüme ihtiyaç duyulan alanlarda genellikle yoksul/dar gelirli kesimler
barındığından böyle yerlerdeki insanların daha güvenli bir kent hayatına
bağlanmalarını sağlamak dönüşümün temel amacı olmalıdır. İşsizliğin
10
giderilmesi ve mevcut esnafın korunması bu açıdan kilit önem taşımaktadır.
Yurtdışındaki uygulamalarda da , işsizlik oranının yüksek olduğu bölgelerdeki
halk, dönüşüm projesi içerisinde istihdam edilmekte, meslek edindirme
eğitimlerine tabi tutulmaktadır.
Bunlar;
• Halkın yaşadığı yeri terk etmemesi en temel ilkedir.
Buna “yerinde dönüşüm” denilir.
• İkincisi halk, konutunun yenilenmesinde çok büyük bedeller
ödememelidir.
• Üçüncüsü halkın kendi mahallesi hakkında alınan kararlarda doğrudan
söz sahibi olmasıdır.
Bu ilkelerin hayata geçebilmesi için mahallede yaşayanlar ile kentsel
dönüşüm çalışmalarını yürüten kamu kurumları şeffaf bir tartışma ortamı
yaratmak için çaba harcamalıdır. Halk sağlıklı bir bilgi akışını kamu
kurumlarından sürekli talep etmelidir.
11
8- Kentsel dönüşüm uygulamalarında şehircilik anlamında en
temel ilkeler nelerdir?
12
13
10- Yerinde dönüşüm ne demektir?
14
mahallelerindeki nüfusun ekonomik durumunun kesin bir profilinin
çıkarılması gerektiğidir. Özellikle hane halkının iş durumu, güvenceli bir işe
sahip olup olmadığı, hanede zihinsel ve fiziksel engelli olup olmadığı, yaşlı
ve bakıma muhtaç bireylerin dağılımı gibi kriterlerin göz önüne alınması
gerekmektedir. Buna göre ödeme yapabilecek ve yapamayacak olan haneler
belirlendikten sonra borçlandırılma aşamasına geçilmelidir.
Aynı zamanda kamuya ait mülkiyetlerin satış yoluyla mı yoksa uzun
dönemli kullanma sözleşmeleriyle mi devrinin yapılacağı belirlenmelidir.
Kamu mülkiyetleri çeşitli sözleşme tipleriyle kullanım hakkı üzerinden de
mahalleliye devredilebilir.
Devletin deprem fonu başta olmak üzere çeşitli fonları devreye sokması
“yerinde dönüşüm” yapılabilmesi açısından çok önemlidir. Bazı bölgelerde
vatandaşın ödeme yapmasına gerek kalmadan dönüşüm yapılabilecekken
(Nüfus ve yapı yoğunluğunun düşük, arazi rantının yüksek olduğu yerler)
bazı bölgelerde ise kesinlikle devletin devlet fonları başta olmak üzere
çeşitli fonları devreye sokarak öncülük etmesi gerekir.
Bu uygulanmadığında, sadece müteahhit ile gerçekleştirilen uygulamalarda
bazı bölgeler hariç diğer yerlerde halkın bedel ödemesi kaçınılmazdır.
Çünkü, müteahhit de kendi konumu gereği mevcut konut sayısının en az
iki katını yaparak yarı yarıya paylaşmak zorundadır. Bu ise bölgedeki hane
sayısının iki katına çıkmasına neden olacaktır. Mahalle kalabalıklaşacak,
hiç kimse kimseyi tanıyamaz hale gelecektir. Yetersiz olan yeşil alan vb.
donatılar daha da yetersiz hale gelecektir.
Eğer konut sayısı iki katına çıkmadan çözülecek ise Yasa’da kentin çeperinde yer
alan ve “rezerv alanı” denilen yerlerde yapılan konutlara aktarım söz konusu
olacaktır. Bugün kent merkezinde arsa değeri yüksek mahallelerde yaşayanlardan
ekonomik durumu yetersiz olanlar konutların daha ucuz olması nedeniyle
bu rezerv bölgeleri tercih etmek zorunda kalacaklardır. Kendi mahallerinde
yapılan konutları ise ödeme gücü daha yüksek olan kesimler satın alacaklardır.
15
14- “Rezerv yapı alanı” ne demektir? Kim belirler, dikkat
edilmesi gereken hususlar nelerdir?
15 Aralık 2012 tarihli Yönetmelikte “Rezerv yapı alanı” 6306 sayılı Kanun
uyarınca gerçekleştirilecek dönüşüm uygulamalarında yeni yerleşim alanı
olarak kullanılmak üzere belirlenen alanlar olarak tarif edilmektedir.
“Rezerv alanları”nın belirlenmesinde TOKİ veya idarenin talebine bağlı
olarak veya resen Bakanlık yetkili kılınmıştır. Yönetmelikle özel ve tüzel
kişilere de rezerv yapı alanı teklif etme hakkı verilmiştir.
16
ile görüşme masasına oturması gerekir. Bireyler tek başlarına hareket
ettikleri zaman müzakere güçleri zayıflar. Yapılacak işler hakkındaki temel
kararlardan etkileneceklerle birlikte geliştirilmeli, alınan kararlar toplumla
paylaşılmalıdır. Özellikle yerel yönetimler bu konuyla ilgili olarak ayrı ve
uzman birimler oluşturmalı, sağlıklı bilgi akışını ve alışverişini bu yolla
yapmalıdırlar. Dünyadaki çağdaş uygulamalar böyle yapılmaktadır.
Ne yazık ki hayır. Yeni çıkan 6306 sayılı yasada halkın katılımı konusu da
eksiktir. Dönüşüm planları ve projeler halktan habersiz hazırlanmakta halkın
fikri sorulmamakta halihazırda bitirilmiş projeler askıya çıkarılmaktadır.
Projeler yapım aşamasında değil de bütün çalışmalar bitirildikten sonra halk
haberdar edilmekte ve emrivaki yoluyla halka dayatılmaktadır. Dolayısıyla
halk yasal yönden karar alma mekanizmasının içinde yer almamaktadır.
Örneğin belediyeler çağırdıkları her toplantıda mahallelilere, yani sizlere
imza attırıp katılım sağladığını imzalarınıza dayanarak iddia etmektedirler.
Oysa, katılımcılık sadece bir yerde bulunmak ve imza atmak değil, karar
sürecinde söz sahibi olabilmektir.
17
18
18- Yurttaşa söz hakkı verilmezse bunun sonuçları ne olur?
19
21- Kentsel dönüşüm aynı zamanda kentler için bir fırsat olarak
değerlendirilebilir mi?
Ne yazık ki hayır.
Türkiye’de 2000 yılından beri gerçekleştirilen uygulamalar yukarıda sözü
edilen ilkelere uygun olarak gerçekleştirilmemektedir. Gecekondu bölgeleri
dönüşüm alanları olarak, tarihi mahalleler de yenileme alanları ve riskli
bölge tanımıyla, afet dönüşüm alanları olarak ele alınmakta ve yapılan
bu uygulamalarda kentsel dönüşüm konusu sadece binaların yıkılması ve
yeniden yapılması şeklinde izah edilmekte ve uygulanmaktadır. Bu süreçte
insanlar yerlerinden edilmekte ve haklarını kaybetmektedirler.
Tüm bunların yanında kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken,
20
Tarihi mahallelerdeki uygulamalarda Sulukule, Tarlabaşı, Fener-Balat;
Gecekondu alanlarındaki uygulamalarda Küçükçekmece Ayazma;
Afet dönüşüm alanlarındaki uygulamalarda Zeytinburnu Sümer Mahallesi
örnekleri bu sorunların yaşandığı bölgelerdir.
a. İş ve aş beklentisi
b. Rahat ve huzurlu bir yaşam
c. Sağlık ve eğitim hizmetleri
d. Kentin sosyal ve kültürel aktivitelerinden yararlanma
e. Kendi bölgemizden mahallemizden uzaklaşmama beklentisi
içinde olmalıyız, öyle mi ?
21
B- KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN
TÜRKİYEDE’Kİ
UYGULAMALARI NASIL?
YAŞANAN SORUNLAR NELER?
1- Türkiye’de kentsel dönüşümle ilgili söyleme karşın
uygulamada durum nedir? Dönüşüm gerçekte kime, neye
hizmet ediyor?
Örnek :
Tarlabaşı, Sulukule, Zeytinburnu
22
2- Gerçek amaç kamuya hizmet mi yoksa rant mıdır?
Bunu nasıl anlarız?
Özetle,
birçok kent içi dönüşüm bölgesinde yapılan uygulamada, vatandaşın elinden
mülkünün neredeyse bedavaya alındığı, kamulaştırma tehdidi ile devlet
gücü kullanılarak ele geçirilen arazilerin en az maliyetle değerlendirilip bol
bol lüks konut yapıldığı, bunların gücü yetene astronomik fiyatlara satıldığı
ve yüksek karlar elde edildiği gözlenmiştir. Vatandaşla ilgili tek kaygı
ise onları bir an önce evlerinden çıkartıp proje alanını boşaltılmış olarak
müteahhitlere teslim etmektir.
23
3- Amacın vatandaşı yerinden etmek olduğunu, yani ortada
kötü niyet olduğunu nasıl anlarız?
Eğer sunulan tekliflerde açık bir şekilde size eviniz karşılığında, üzerine
hiçbir şey ödemeden ev vereceğiz denmiyor ise ; deniyorsa bile bununla
ilgili hiçbir yazılı belge verilmeye yanaşılmıyorsa ya da sizinle olayı
resmileştirecek, hukuki açıdan hak sahibi olduğunuzu kanıtlayacak bir
anlaşma yapılmıyorsa; anlaşma yapılıyorsa bile hakkınıza düşen dairenin,
metrekaresi, konumu, fiyatı net olarak belirtilmek istenmiyorsa ortada
gerçekten kötü niyet var demektir. Bir hile ile karşı karşıya olabilir, tuzağa
düşürülebilirsiniz. Sulukule halkına yapıldığı gibi… Ayrıca size eğer
yaptığımız evler lüks evler, üzerine ancak şu kadar para öderseniz burada
kalabilirsiniz, diğer türlü size burada yer veremeyiz, başka bir bölgede
yer gösteririz deniyorsa ve TOKİ’nin kentin uzak yerlerindeki konutlarına
gönderilmek isteniyorsanız bu da bir kötü niyet işaretidir. Asıl niyetleri yine
sizi oradan göndermek ve o bölgeyi boşaltarak müteahhide arsa olarak
teslim etmektir. Daha öncede vurguladığımız gibi borçlandıracakları
miktarları bölgenizde ödeyebileceklerin sayısı %10’u bile bulmayacaktır. %
90 mecburen gitmek zorunda bırakılacaktır. Sonuçta onların orada ne bir
arsası ne de hakları olmadığı halde gelip sizin yerinizi kullanarak trilyonluk
karlar elde edeceklerdir.
İyi bir şeymiş gibi görünse de karşılığında size verecekleri daire için bile sizi
astronomik fiyatlarda borçlandırmaya çalışmaları, bu paylaşımda TOKİ’yi
sizi bölgeden sürmek için araç olarak kullanmaları hiçbir eşitlik ve adalet
ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Çünkü doğru olan sizi çıkarttıkları bölgeden
elde edecekleri ranttan sizin hakkınız olan payı size vermeleridir.
24
5- Bu süreçte TOKİ’ye güvenebilir miyiz? TOKİ’nin uygulamada
gerçek işlevi nedir? TOKİ kime neye hizmet ediyor?
Oysa ki görev gereği TOKİ’nin ödeme gücü olmayan insanlar için uzun
vadeli taksitlerle depreme dayanıklı sosyal konut üretme işlevi olması
gerekmektedir. Türkiye’de ise tam tersi TOKİ kent merkezlerinde ağırlıklı
olarak lüks konut üretmekte ve insanları güçlerinin üzerinde borçlandırarak,
ödeyemediklerinde de evlerine el koymaktadır. Çünkü ödeyemediğinizde
yasa sizi hiçbir şekilde korumuyor. Rezerv alanlarında yapılan TOKİ
konutları ise dere yataklarına ve çok düşük kaliteli malzemeler
kullanılarak yapılmaktadır. Samsun’da ve Maltepe Başıbüyük’te olduğu
gibi güvenliğiniz önemsenmemektedir.
25
6- Vatandaşın idare ya da firma yetkilileri ile görüşmesi
esnasında ne gibi sorunlar yaşanmaktadır; nelere dikkat
etmeliyiz ?
7- İdareler ile bilgi alış verişi nasıl olmalı? Yazılı ve her adımı
belgeleyerek iletişim neden önemlidir?
Bu konuda bir diğer tavsiye ise daha önce de vurguladığımız gibi kesinlikle
mahalle içinde dernek ya da kooperatif gibi bir sivil insiyatifinizin olması
26
yerel yönetimlerle ilişkinizi daha sağlam ve sizin daha dikkate alınır olmanızı
sağlayacaktır. Çünkü birlikte hareket etmek mahallenizle ilgili yanlış
olarak düşündüğünüz işlemler karşısında yerel yönetimin de tavırlarını
yönlendirebilmenizi sağlar.
27
9- Belediye tapu vereceğim diye halktan çeşitli belgeler
istiyorsa ya da tapu verme vaadiyle bir takım anlaşmalar
imzalatıyorsa, nelere dikkat etmemiz gerekmektedir ?
28
ve riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her türlü uygulama kararı
almaya yetkilidir. Bu nedenle evinizin bulunduğu yeri yeşil alan göstererek
sizi çıkarabilir. Çıkarttıktan sonra yeşil alan demiş olsa bile arazi üzerinde
her türlü değişikliği yasa uyarınca yapabilir.
Siz Bu Kanun uyarınca size tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde
dava açabilirsiniz Bu hakkınız var. Ancak bu davalarda yürütmenin
durdurulmasına karar verilemez.
29
Ecrimisil; düzeltme talebinde bulunulmuş ise Ecrimisil Düzeltme
İhbarnamesinin ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ödenir.
Ecrimisil borçlusunun ödeme güçlüğü nedeniyle yazılı olarak talep etmesi
hâlinde ecrimisil, en az yüzde yirmibeşi peşin kalan kısmı ise İdarenin uygun
göreceği taksit zamanlarında ve en fazla bir yıl içinde taksitler halinde
ödenebilir. Alacağın kalan kısmına kanunî faiz uygulanır.
Gecekonduda ya da tapusuz bir evde yaşıyor olsanız bile belli bir süreden
sonra o evle ilgili hak sahibi olmuş olursunuz. Ama bunun için o süre
içinde o evde yaşamış olduğunuzu kanıtlamanız gerekmektedir. Düzenli
olarak ödenmiş bütün faturalar, vergiler, çocuğunuzun gitmiş olduğu
okulda adresinizin kayıtlı olması, muhtarlıkta adresinizin kayıtlı olması,
bunları belgelediğiniz takdirde hak sahibi olduğunuzu da kanıtlamış
olursunuz. Bütün bu belgeleri kanıtlamak için, 10 yıl geriye dönük saklamak
zorundasınız.
30
13- Kentsel dönüşüm sürecinin uygulanmasıyla ilgili en çok
eleştirilecek konular nelerdir ?
31
C- 6306 SAYILI AFET RİSKİ
ALTINDAKİ ALANLARIN
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA
KANUN NE SÖYLÜYOR ?
KANUNUN ÖNGÖRDÜĞÜ
VE İNSAN UNSURUNU YOK
SAYAN KENTSEL DÖNÜŞÜM
DÜZENLEMELERİ NELER ?
Kanun’un amacı, riskli alanları risksiz hale getirmek
değil, yoksul kesimlerin yaşadığı yüksek ranta sahip
alanları dönüştürmek, lüks konutlar inşa ederek
burada yaşayan halkı başka yerlere taşınmak zorunda
bırakmaktır. Bu durumda Kanun haksız kazanç elde
etmeye aracılık etmekte ve halkın paydaş olamayacağı
bir kentsel rantı esas almaktadır.
Peki biz neden böyle olduğunu söylüyoruz ?
32
kullanamıyordu. Yeni Kanunla bütün yetkiler sınırsız bir şekilde Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına verildi.
33
3- Büyük yatırımların olduğu yerler, genelde nerelerdir?
34
4- Dönüşüm konusunda yetkili idare hangisi?
Dönüşüm sürecine ilişkin bütün yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait.
Bakanlık isterse yetkilerini TOKİ’ye veya dönüştürülecek alanın belediyesine
devredebilir. Buna karar verme yetkisi tamamen Bakanlığa bırakılmış
durumda.
Eviniz riskli bir yapı ise ya da sağlam olduğu halde riskli alan içinde
bulunuyorsa evet yıkılacak.
Bakanlık size bir süre verecek. Bakanlıkça verilen süre içerisinde binadaki
ev sahipleri tarafından yine Bakanlıkça belirlenecek lisanslı şirketlere,
binanın riskli olup olmadığına ilişkin tespiti siz yaptıracaksınız. Tespitin
sonucunu da yetkili idareye (Bakanlık, TOKİ veya Belediye) bildireceksiniz.
Eğer yetkili idarece verilen sürede tespit yaptırmazsanız, tespit doğrudan
idare tarafından yaptırılacak.
35
7- Riskli yapıların tespitinde görev alacak kurum ve
kuruluşlar hangileridir? Bu kuruluşlar sağlıklı bir tespit
yapabilir mi?
36
9- İtiraz için komisyon yerine yargıya başvurabilir miyim ?
37
Değer tespiti yapılırken de, taşınmaz değerleme konusunda uzman kişi,
kurum ve kuruluşlardan yararlanılarak veya o mahallin emlak alım satım
bürolarından alınacak bilgiler ışığında kamulaştırma kanununun 11.inci
maddesindeki hükümlere göre tespit yapılacak.
38
14- Gerçek amacın proje bütünlüğü olup olmadığını nasıl
anlayabiliyoruz?
Muhtemelen hayır. Çünkü binanız riskli yapı olarak tespit edildikten sonra,
bu tespit derhal tapuya bildirilecek ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine
kaydedilecek. Tapuda riskli olarak belirlenen bir evin de ancak yok pahasına
satılması mümkün olabilecek.
39
17- Yıkıma karşı çıkarsam elektrik, su, doğalgazımın kesilme
ihtimali var mı?
Evet. Afet Yasası, Belediye ile anlaşma yapmış ama hala boşaltılmayan ya
da anlaşma yapmamış ama yasa gereği kamulaştırılmış evlerin elektriği,
suyu, doğal gazı ve diğer kamu hizmetleri kesintiye uğratılabilmektedir.
Bu durum Uluslararası Hukukça uygun olmasa da, hatta Uluslararası
Hukukta savaş halinde bile işgal edilen ülkenin elektrik, su ve doğalgazın
kesilmesi insanlığa karşı suç sayılırken, Afet yasası bu konuda riskli yapı ve
riskli alanlarda elektrik, su ve doğalgazın kesilmesini Türkiye sınırlarında
yasallaştırmıştır. Bu bağlamda yasa ile ilgili herhangi bir itiraz, Anayasa
Mahkemesinde yasanın iptaline dair herhangi bir işlem gerçekleşmediği
taktirde, Belediyelerin Afet Risk Alanı ilan edilen yerlerde bu yasayı
uygulamaları maalesef mümkündür. Tek yapılacak şey toplu halde bu
durumun insani olmadığı gerekçesi ile kamuoyu baskısı oluşturmak olabilir.
Bu uygulamanın hoş görülebileceği tek durum yaşam hakkını tehdit
eden yıkılma riski çok yüksek olan binaların yıkılması sürecinde olabilir.
Zeytinburnu Huzur apartmanı gibi.
40
19- Yıkım masrafları için müteahhitle anlaşma
yapabilir miyiz?
41
Sakınım planı; ise yeni yapılaşma durumunda nelere dikkat edileceğini
kurala bağlar. Bütün bu belgeler bilimsel ve teknik dokümanlardır.
Uzmanlar tarafından hazırlanır. Kanundaki riskli yapı, riskli alan tanımlarının
yapılabilmesi bu çalışmalar ile mümkündür. Fakat kanun riskli yapı ve alan
tanımını daha öne çıkarmakta; mikro bölgeleme tamamlanmadan sınırların
çizilmesini kabul eden bir yaklaşım taşımaktadır. Bu durum yasanın
güvenilirliğini zedelemekte ve bilimsel teknik içerikten uzaklaşıldığı kanısını
uyandırmaktadır.
22- Yıkımdan sonra nasıl bir bina (Site mi? Bağımsız apartman mı?
Kaç katlı? Kaç metrekare? vs.) yapılacağını kim belirleyecek?
42
23- İmar planı olmadan proje yapılamayacağına göre,
proje yapılmadan da anlaşma yapılamayacağına göre,
bizim evlerimizi neye dayanarak, ne hakla yıkarlar? Sonra
bize dayatılan anlaşmayı kabul etmekten başka seçenek
tanınmıyor değil mi ?
43
26- Yıkımdan sonra yapılacak bina konusunda müteahhitle
yapılmak istenen anlaşmaya arsa sahiplerinin 1/3’ünden
fazlası karşı çıkarsa ne olur?
Kanunda buna engel olan bir düzenleme yok gibi gözükse de, parsellerin
birleştirilmesi suretiyle büyük siteler inşasını öngören imar düzenlemeleri
dolayısıyla pratikte kendi binanızı kendiniz yaptırmanız çok zor olabilir.
Ne yazık ki hayır.
2001 yılında çıkarılmış olan Yapı Denetim Yasası önemli olmakla birlikte,
temel konularda ciddi eksiklikler taşımaktadır.
Her geçen gün sayısı sürekli olarak artan yüksek yapıların proje üretimine
ilişkin bir yönetmeliğin bulunmaması ve bu yapıların denetimlerinin nasıl
ve kimler tarafından yapıldığı da önemli bir sorundur. Bu yapıların projeleri
kimler tarafından yapılıyor ve kimler tarafından nasıl denetleniyor belli
değildir.
Yüksek yapıların yapılmış oldukları bölgelerin alt yapısına yükledikleri
sorunları bir yana bırakırsak, deprem kuvvetlerine karşı bu yapıların ancak
yaşanacak bir depremde sınanacak olmaları, ne yazık ki önemli bir sorundur.
Bu konuda özellikle TOKİ uygulamaları hiç güven vermemektedir.
Bu gün ülkemizde çok tartışılan yapı denetim sisteminin asıl unsurları
olan mühendis ve mimarların mesleki derinliklerini ve etik davranışlarını
geliştirmeden, sadece sistemin adını değiştirerek daha sağlıklı bir yapı
denetim sistemi oluşturmak da olanak dışıdır. Meslek odalarının bu
44
konuda çok çekinceleri ve uyarıları olmasına rağmen bu uyarılar dikkate
alınmamaktadır. Ayrıca müteahhitlik sistemi kurumsallaşmamış, yapı
müteahhitliği yasası çıkarılamamıştır.
Sonuç olarak,
bugünkü proje ve yapı üretimi sistemi ile denetim sistemindeki anlayışın
değişmesi gerekmektedir. Yani
• kentsel dönüşüm kapsamında yeni yapılacak yapıların depreme karşı
dayanıklı olmaları ve yangın güvenliklerinin sağlanması da
• dönüşüm kapsamı dışında üretilen yapıların her türlü güvenliklerinin
yeterli olması da,
mesleki yeterlilikleri ölçülen ve sertifikalandırılan meslek insanlarının
(mühendislerin, mimarların) denetim sürecinde yer almalarının
sağlanmasıyla mümkün olabilir.
45
Diğer önemli bir örnek Maltepe Başıbüyük bölgesidir. Başıbüyük’te
TOKİ konutları için yer seçimi yapılırken yeterli düzeyde zemin etüdleri
yapılmadığından ve uygulamada yüzey suyunun drenajı iyi yapılmadığı için
heyelan tehlikesi ile karşı karşıya kalınmıştır.
46
32- Neden Kanun’da bunun tersi olan bir süreç tarif ediliyor?
Rantı yüksek olup da dönüştürülmek istenen her alan kolaylıkla riskli alan
ilan edilebilsin diye böyle bir yasa maddesi kabul edilmiş gözüküyor.
47
D- KANUNUN UYGULANMASI
DOLAYISIYLA EVLERİNDEN
OLAN İNSANLARIN
HAKLARI NELER ?
1- Ev sahibiyim. Evimden çıkarıldıktan sonraki yaşantım için
Devletin bana herhangi bir yardımı olacak mı?
Devlet size kira yardımı yapabilir. Ama yapmayabilir de. Buna ilişkin hiçbir
hukuki zorunluluk yok. Her tür yardım idarenin keyfine bağlı.
48
4- Gecekondum var. Tapu tahsis belgem de yok. Evimden
çıkarıldıktan sonraki yaşantım için Devletin bana herhangi bir
yardımı olacak mı?
Aynı anda hem işinizi hem evinizi kaybedeceksiniz. Yeni bir iş ve ev sahibi
olmanıza ilişkin Devlet size hiçbir yardımda bulunmayacak.
Kredi borcunuz aynen kalacak. Bunun üstüne bir süreliğine evsiz kalacaksınız
ve evinizin yerine yapılan yeni ev için de ayrıca borçlandırılacaksınız.
Hayır. Bunun için Devletin özel bir düzenleme getirmesi gerekiyor. Ancak
sigorta şirketlerinin baskıları karşısında böyle bir düzenleme getirilmiyor.
49
E- KANUNUN UYGULAMASINA
KARŞI BAŞVURULABİLECEK
YARGI YOLLARI NELER ?
50
4- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde davamı kazanırsam
hükmedilen tazminatı kim ödeyecek?
51
F- KENTSEL DÖNÜŞÜM
UYGULAMALARINDA KREDİ VE
KAYNAK AKTARIMI
NASIL OLACAK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 13 Eylül 2012 tarihinde 28410 sayılı resmi gazetede
52
4. Kredi başvurusu nasıl yapılacak?
a) Brüt inşaat alanı 101 m² (100,99 m² dâhil) ye kadar olan konutlara açılan
krediye, kullanma ve geri ödeme dönemi boyunca güncelleme oranı aynen,
b) Brüt inşaat alanı 101-150 m² (150,00 m² dâhil) olan konutlara veya brüt
inşaat alanı 50 m² (50,99 m² dâhil) olan işyerlerine açılan krediye, kullanma
ve geri ödeme dönemi süresince uygulanacak güncelleme oranı % 10
artırılarak,
c) Brüt inşaat alanı 150 m² den büyük olan konutlara veya brüt inşaat
alanı 50 m² den büyük olan işyerlerine açılan krediye, kullanma ve geri
ödeme dönemi süresince uygulanacak güncelleme oranı % 20 artırılarak
uygulanacak.
53
8. Konutlar için kredi geri ödemesi nasıl olacak?
Kredinin geri ödeme süresi brüt inşaat alanı 100 m² ye (100,99 m² dâhil)
kadar olan konutlar için 120 ay, 101-150 m² (150,00 m² dâhil) konutlar için
84 ay ve 150 m² den büyük konutlar için 60 ay olacak.
54
12. Yıkım ve tespit kredisi alanlar yıkım ve tespiti en geç ne zaman
yaptıracak?
Risk tespiti kredisi alanlar tespiti en geç üç ay içinde; yıkım kredisi alanlar
yıkımı en geç 6 ay içerisinde yaptırmak zorundalar. Aksi takdirde, verilen
kredi gecikme faiziyle beraber derhal geri alınır.
55
G- 6306 SAYILI AFET RİSKİ
ALTINDAKİ ALANLARIN
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA
KANUNUN ANAYASA İLE
GÜVENCE ALTINA ALINAN
HAKLARA VE DEVLETE
YÜKLENEN GÖREVLERE
UYGUNLUĞU NASIL ?
İçerisinde yaşanılan bina gerçekten riskli yapı ise can hakkı mülkiyet
hakkının önündedir. Ancak, dönüştürülecek tüm bölgeler ve binalar bu
koşullara uymadığı halde birçok bölgede Devlet her türlü keyfiliğe açık
biçimde evinize el koyup, sizi zorla borçlandırarak kentsel dönüşümü
dayatacaktır.
Hayır. Devletin zorla yaptığı işlemlere karşı hiçbir etkin itiraz hakkınız
olmayacak. Dava açsanız dahi işlemler yürürlükte kalacak ve uygulanmaya
devam edecek. Çünkü, yürütmenin durdurulmasını isteme hakkınız yasa
ile elinizden alındı.
56
57
3- Bu Kanun Anayasada öngörülen Sosyal Devlet ilkesine
(madde 2) uygun mu?
Hayır. Yasada hak sahipliliği ile ilgili finans modeli yani finansmanın nasıl
sağlanacağı belirtilmediği için uygundur denilemez. Devlet sizi evinizden
çıkarabilir ve size hiçbir yardımda bulunmayabilir.
Hayır. Bu Kanun ile Anayasaya göre kamunun olan kıyılar ve tabii kaynaklar
özel kişilere satılabilecek, imara açılıp talan edilebilecek.
58
6- Bu Kanun Anayasada Devlete yüklenen kültür ve tabiat
varlıklarının korunması görevine (madde 63) uygun mu?
59
H- MERAK EDENLER İÇİN
KENTSEL DÖNÜŞÜM
UYGULAMALARINDA
TARİHSEL SÜREÇ
1. Kentsel dönüşümle ilgili şimdiye kadar yapılmış olan örnekleri nasıl
değerlendirmeliyiz ?
60
4- Daha yakın dönemlerdeki uygulamalar nelerdir?
61
I- CHP NASIL BİR KENTSEL
DÖNÜŞÜM YAKLAŞIMINA
SAHİP?
Sonuç olarak; Mevcut yasal ve kurumsal alt yapı, çağdaş ve afet güvenli
yerleşimlere dönüşüm ve yenileme için yeterli değildir. Ancak, görüldüğü
gibi AKP nin “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü” yasası da bekleneni
veremeyecektir. Çünkü, bu yasa, günümüz dünyasının katılımcılık ve
barınma hakkı anlayışını ve uygulamalarını görmezden gelmektedir. Yasa
çok sayıda hukuksal zafiyetler içermektedir. Yasada insan haklarına,
mülkiyet haklarına ve Anayasa’ya aykırılıklar bulunmaktadır
62
CHP NASIL BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ve YENİLEME
SAĞLAYACAK?
• Demokratik ve katılımcı
• Finansmanı sağlanmış
• İstihdam yaratıcı
63
KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN TAVSİYELER
- Komşunu-hemşehrini kaybetme
64
SORU VE CEVAPLARLA
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Oğuz Kaan Salıcı İstanbul İl Başkanı
www.chpistanbul.org.tr
info@chpistanbul.org.tr
Telefon :0 212 293 87 86 (4 hat)
twitter.com/chp_ist • facebook.com/oguzsalici