You are on page 1of 7

5.

Kent Ekolojisi ve Çevre


15 Dayanıklılık
Dayanıklılık kalkınmayla beraber sürdürülebilir kentsel gelişme sağlamaktadır. Hem gelişmiş
hem de gelişmekte olan ülkelerde ekonomik krizler, sosyal kargaşalar gibi sistemde
zayıflıklar olmaktadır. Şehirler kentsel sistemin bozulmasına karşı savunmasızdır ve bunun
için dayanıklılık stratejileri için sistemdeki zayıflıkların anlaşılması gerekmektedir.
Bir şehrin dayanıklılığını etkileyen tehlikeler; can ve mal riski, insan, sosyal ve çevresel
sistemlerin savunmazlığı, bir tehlikeye karşı fiziksel ve yönetişim sisteminin hazırlık
derecesidir.
Çevresel koşullardan kaynaklanan tehlikeler ise; içme sularının kirlenmesi, kaynak kıtlığı ile
sürdürülebilir olmayan üretim ve tüketimin olması, afetler, kentlerde dayanıklığı azaltan
etmenlerdir. Dayanıklığın artırılması tehlikeleri önlemesi yanı sıra uzun vadeli sonuçlarda
vermektedir. Şehirlerde dayanıklılığa olan önemin artması bu konularda önemli gelişmeler
sağlamaktadır.
Planlama açısından dayanıklılık stratejileri kompakt kentleşme modelini desteklemektedir.
Dayanıklılık plancılara, yerel yönetimlere ve işletmelere, kentsel planlamanın sosyal,
ekonomik ve çevresel düzeylerine bağlıdır. Bu bağlantıların olması kararların daha
sürdürülebilir alınmasını sağlamaktadır. Dayanıklılık kentin formunu etkileyen finansal
kararlarda da önemlidir. Nasıl yatırım yapılacağına ve finans alanındaki yenilikleri de
etkilemektedir.
Özel sektör, bilimsel çalışmaların yürütülmesi, topluluk aktörleri (kadınlar, gençler gibi)
kentsel dayanıklığın artırılmasında giderek daha fazla rol almaktadır. Bu gruplar hükümetle
koordineli çalışmalıdır.
Mevcut riskleri azaltmak ve yeni risklerin oluşmasını önemek, iklim ve afet risklerine
hazırlıklı olmak için;
 Mevcut bilgilerden faydalanmak ve teknik ve bilimsel kapasitenin geliştirilmesi
 Her düzeydeki hükümet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin
çalışmalarındaki bilgilerin kullanılması
 Eğitim ve öğretim ile ilerlemenin izlenmesi, değerlendirilmesi ve raporlanmasının
sağlanması
Sürdürülebilir kentsel kalkınmayı teşvik eden sosyal olarak kapsayıcı, daha iyi entegre ve
bağlantılı şehirler için mevcut politikaları geliştirmek ve iyileştirmek için;
 Tüm ilgili taraftarlar arasındaki koordinasyonu geliştirmek için sorumluluk ve
mekanizmalarının açıkça tanımlanması
 Politikaların uygulanmasının sağlayan araç ve mekanizmalarının geliştirilmesi
Kentsel estetik politikaları, planları, programları, süreçleri ve yatırımları ile ilgili sistem,
sektör ve kuruluşlar arasında tutarlılığı teşvik eden araçlar geliştirmek için;
 Kentsel dayanıklılık kriterlerinin tutarlılığı ve dahil edilmesi için yatırım planları ve
programlarının yapılması
 Dayanıklı kentsel alanlar için uzun vadeli teknoloji geliştirme yatırımlarının yapılması
 Finansal, özel sektör, bilimsel ve devlet kurumları arasında iş birliğinin teşvik edilmesi
 Şehirlerin üretim ve tüketim modellerinde uzun vadeli kararların alınması
 Küresel ve bölgesel finansal kurumlar arasındaki koordinasyonu teşvik etmek
gerekmektedir.
16 Kent Ekosistemleri ve Kaynak Yönetimi
Kentlerin ekosistemler üzerinde doğrudan etkisi vardır. Kentleşme, ekosistemi doğrudan
etkilemektedir ve iyi planlama ile ekosistem üzerinde olumsuz etkiler azaltılabilmektedir.
Şehirler ayrıca ekolojik sorunlara en iyi çözümlerden bazılarını sunmaktadır. Büyüyen kentsel
nüfus, geçim kaynağı ve refahı için doğal kaynaklara ve ekosisteme düşük maliyetle hizmet
edecek çözümler sunmaktadır. Şehirlerde yeşil teknolojilerin yaygın olarak kullanılması için
fırsatlar bulunmaktadır. Toplu taşıma, katı atık toplama gibi hizmetler çevre üzerinde olumsuz
etkilerin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Şehirlerde çevre mevzuatlarını uygulamak,
ekoloji zararları kontrol etmek, bisiklet kullanımını artırmak da ekosistemin korunmasına
yardımcı olmakta ayrıca bu yöntemlerle ekoloji korunurken aynı zamanda sosyal ve
ekonomik sorunlarda azaltılabilmektedir.
Plancılar doğal alanlar ve inşa edilmiş alanlar arasındaki dengeyi sağlamaya çalışmalıdır.
Kentlerin planlanmasında ekosistem odaklı bir yaklaşım benimsenmelidir. Şehirlerin ekolojik
ayak izlerinin azlığı, kişi başına sera gazı emisyonlarının düşük olması, ekosistemin
korunduğunun göstergeleridir.
Şehirlerdeki doğal alanların korunmasının hem sosyal hem de ekonomik yararları vardır.
Kentsel ekosistemler; halk sağlığına katkıda bulunur, insanların yaşam kalitesini artırır,
gürültüyü azaltır, hava kirliliğini azaltır, insanlar için hem zihinsel hem fiziksel sağlık için
faydalı olmaktadır.
Ekosistemler aynı zamanda kentsel dayanıklılık da sağlamaktadır. İklim değişikliği ve afet
risklerinin azaltılmasını sağlamakta ve doğal alanların korunmasıyla çok fazla yapılaşmanın
önüne geçilmektedir.
Ekosistemler şehirlere temel mal ve hizmeti sağlarlar. Doğal çevrenin yapılı çevreye başarılı
bir şekilde entegre edilmesi ile kentte birçok alanda tasarruf yapılabilmektedir. Yeniden inşa
edilecek yapılardan doğrudan yararlanılarak maliyet düşürülmektedir. Ekosistem
hizmetlerinin kaybedilmesi de şehirlerdeki maliyeti artırmaktadır.
Şehirlerde doğa ile bağlantı ne kadar koparsa ekosisteme değer verme olasılığı da o derece
düşmektedir. Birçok ülke ekosistem işleyişini korumak için doğa ve yapılı çevre entegre etme
anlayışını benimsemektedir. Tüm nüfus için erişilebilir ve yeterli kamusal yeşil alan
sağlanması gerekmektedir.
Şehirleri inşa ederken doğayı göz ardı etmek çok daha yüksek finansal maliyetlerle altyapının
yapılması demektir. Doğal kaynakları hem koruyup hem kullanmak bu maliyetleri
azaltacaktır. Kaynakların verimli kullanılmasında atıkların dönüştürülmesi, düzenli atıkların
olması doğayı korumaktadır. Şehirlerde bir ekosistem yaklaşımı da yeşil altyapının (parklar,
yeşil akslar, ağaçlar) yapılmasıdır. Kirlilik azalmakta, ekosisteme verilen değer ve estetik
değer de artmaktadır.
Şehirlerde sürdürülebilir kaynak verimliliğinin sağlanması ve ekosistemin korunası ilişkilidir.
Doğal kaynakların kullanılması, üretimi artırdığı ve maliyeti düşürdüğü için çevresel etkileri
de az olmaktadır.
17 Şehirler, İklim Değişikliği ve Afet Risk Yönetimi
Kentsel alanlar iklim değişikliği ve afet risklerinin etkilerine maruz kalmaktadır. Büyük
afetlerin gerçekleşmesi aynı zamanda ekonomik kayıplara da sebep olmaktadır. Şehirlerde bu
durumu düzeltmek için ikim değişikliği planları ve afet riskleri için şehirleri dayanıklı hale
getirme planları oluşturulmaktadır.
Birçok şehir yüksek eğimli alanlarda, korunmasız nehir kıyılarında, okyanusa bitişik alçak
arazilerdedir ve bu durumlar onların afetlerle karşılaşma risklerini artırmaktadır. İklim
değişikliği ile şiddetlenen felaketler de sürdürülebilir kalkınma yolundaki ilerlemeyi
engellemektedir. Bu felaketler toplum üzerinde ekonomik, sosyal, çevresel, sağlık etkilerini
bırakmaktadır.
İklim kaynaklı felaketlerin etkileri yüksek ve öngörülemeyen etkilerdir. Simülasyonlar
yoluyla etkilerin tahmin edilmesi sağlanmakta ve bu veriler yöneticiler ve karar vericiler
arasında paylaşılmaktadır. İklim değişikliği ve afet riski konusundaki çalışmalar yerel,
bölgesel ve uluslararası plan ve politikalarda kullanılmalıdır. Bu çalışmaların yapılabilmesi
için de Bilgi İletişim Teknolojisi altyapısı sağlanmalıdır.
Kentsel alanda olabilecek tehlikelere karşı güvenlik açığı, yalnızca maruz kalma ve
kırılganlıklarla değil aynı zamanda sosyo ekonomik değişkenlerle, ekosistem hizmetlerinin
kullanılabilirliği ile de ilişkilidir.
Yetersiz kentsel planlama ve etkisiz yönetişim, afet risklerini artırmakta ve kentsel
kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit eden önemli ekonomik, sosyal ve çevresel maliyetlere
neden olmaktadır.
Afet risk yönetimi ve iklim değişikliği planları sürdürülebilir kalkınma bağlamında sürekli
izlenmeli ve değerlendirilmelidir.
Afet risk yönetimi ve iklim değişikliği çözümlerinde bazı etkenler vardır;
Şehir planlama ve tasarım: Planlama ve tasarım sürdürülebilirlik için çok önemlidir. Kompakt
şehirler çevrenin ve kaynakların verimliliğini artırır, hava kirliliğini azaltır, düşük karbonlu,
enerji tasarruflu dayanıklı kentler oluşmasını sağlar. Tasarımda yeşil alanların uygulanması da
kentsel ısıyı azaltmaktadır.
Kentsel yönetişim: Kentsel yönetişim dayanıklılığın artırılmasında, iklim değişikliğinin
azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Uygun politika, mevzuat sağlanmalı ve hükümet,
sivil toplum kuruluşları, özel sektörler birlikte karar almalıdır. Bu da entegre kalkınma
yaklaşımı ile daha kolay olmaktadır. Yönetişim sistemleri ve mekanizmaları entegre bir
kalkınma yaklaşımı için daha fazla fırsat sunmaktadır. Şehirlerde yerel yönetimlerin
aracılığıyla uyum, risk yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma konuları yönetişim ile daha etkin
yapılabilmektedir.
Kentsel ekonomi, finans ve yatırım: Düşük karbonlu ve dayanıklı kentsel gelişim kamu ve
özel sektör yatırımları gerektirmektedir. Bu yatırımlar iyi hedeflendiğinde sosyo-ekonomik
kalkınma, iklim değişikliğine dayanıklı ve sürdürülebilir kentler sağlanacağı için gelecekte
yüksek maliyetteki etkilerden kaçınılmaktadır.
Katılım: Tüm grupların katılımcı yaklaşımı kentsel sürdürülebilirliğin temel unsurudur. Bu
gruplar arası bilgi ve çözümlerin paylaşılmasıyla da daha yaşanabilir, uzun ömürlü kentler
olmaktadır. Geniş tabanlı koalisyonlar, yerel iklim eylem planları, bilgi ve çözümlerin
paylaşılması, iklim değişikliğini kentsel kalkınma çerçevesine entegre etmek katılımın
konuları arasında olması kentin daha dayanıklı olmasını sağlamaktadır.
Bilgi ve veri yönetimi: Veriler ve bilgiler verimli ve sağlıklı bir şekilde tasarlama, oluşturma
ve koruma için temel unsurlardır. Verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması önemlidir. Etkin
iklimin geliştirilmesi ve afet risk yönetimi için erken uyarı sistemleri, dayanıklı şehirler inşa
etmeye yardımcı olacak bilgiler, afete karşı savunmasızlığın azaltılması, ilgili paydaşlar
arasında bilgi alışverişinin sağlanması için bilgi veriler çok önemlidir.

6. Kent Yönetişimi
Şehirlerde yerel yönetimlerin, demokratik yönetimin teşvik edilmesi, kamu otoritesinin
kullanılması ve kamu kurumlarının şeffaflık ile adil, etkili ve verimli yönetişimi sağlaması
gerekmektedir. Etkili yönetişimde de kamu yararı için herkesin çıkarlarının sürdürülebilir
kalkınma ile sağlanması önemlidir.
Şehirler sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek için birçok fırsat sağlar bunlar ekonomik
fırsatlar, temel hizmetler ve güvenliktir. Ancak aynı zamanda da siyasi temsil ve iktidara
farklı erişim düzeylerinde zorluklar yaşanmaktadır. Bu durumlarda eşitsizlik arttığı için
genellikle çatışma olmaktadır.
Kentleşmenin hızıyla beraber de yeni yönetişim çerçevesi gerekmektedir. Şehir yönetimini
geliştirmek, kentsel kırsal birliği geliştirmek kentsel büyümedeki dengeyi sağlamaktadır. Yeni
kentsel gündemle birlikte yönetişimde kadınlarda dahil olmak üzere paydaşların daha verimli
katılımının sağlanması yapılmıştır. Katılımcı yaklaşım olmadan yönetişim imkânsız
olmaktadır ve vatandaşlar kentsel zorluklarla yüzleşmek ve günlük ihtiyaçlarını çözmek için
hızlı ve dayanıklı olmalıdır.
Kentsel ortamlar ve etkileşimler daha karmaşık ve birbirine bağımlı hale geldikçe etkili
yönetişim, herkesin daha iyi yaşam koşullarına erişimi sağlamak için kamu sektörüyle güçlü
bir liderlik gerektirmektedir.
Belediye maliyesinin yerel gelirin ve temel hizmetlerin kalitesi ve erişilebilirliği kamuya açık
olmalıdır. Özel sektörde de şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması da önemlidir. Böylece
kent yönetişiminde hesap verebilirlik şeffaflık çok önemli unsurlardır. Kentsel yönetişimin
merkezinde kamu yararını koruma ve kamunun daha iyi yönetilmesini sağlamak vardır.
Etkili kentsel yönetişimde hükümet düzeyleri arasında güçlü iş birliği, sivil toplumlarla
düzenli ve yaratıcı etkileşim yöntemleri kullanılmaktadır. Şehirlerde ihtiyaç olan yerelleşme
ve uygun kaynaklara sahip güçlü yerel yönetimler, şeffaf mekanizmalar ve vatandaşların
ihtiyaçlarına cevap vermek için yasal güçtür. Yerel kaynakları artırmak için de yerel
yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Yerel gelir üretme kapasiteleri artırıldığında
yeterli ulusal paya erişilebilir.
Tüm yerel paydaşların kapasitelerini güçlendirmek için kapasite geliştirme programlarına
ihtiyaç vardır. Bunlar; organizasyon yapıları, bütçe yönetimi, entegre kentsel planlama,
kapsayıcı hizmet sunumu, yasal uygulamalar ve ekonomik ve sosyal kalkınma, cinsiyete
duyarlı planlama ve bütçelemenin sağlanmasıdır.

Büyükşehir ölçeğinde parçalı yönetişimin üstesinden gelmek, dışsallıkların etkisini azaltmak,


daha fazla katılımı verimliği ve rekabeti sağlamak önemlidir. Koordinasyon
mekanizmalarında; belediyeler arası iş birliği, iş birliği için yasal teşvikler, planlama ve
kalkınma ajansları, hizmet sunumu için maliyet paylaşım düzenlemeleri, büyükşehir kalkınma
fonu, koordineli vergi anlaşması, verimliliği sağlamak için ulusal ve yerel yönetimlerin
program ve politikaları sağlanmaktadır.
Sağlam belediye ve büyükşehir yönetişimi için gelişmiş hesap verebilirlik, performans izleme,
şeffaf bütçeler, yeterli kamu varlık yönetimi, vatandaşlar için raporlama ve bilgiye erişim,
eşitsizliklerin daha iyi ele alınması sağlanmalıdır. Gelişmiş yönetim kapasiteleri de gelişmiş
vergi sistemine bağlıdır. Bilgiye erişimi garanti etmek vatandaşların katılımı için şarttır.
Kentsel yönetişim, güvenlik ve kalkınmanın kolaylaştırılmasının planlama sürecinin bir
parçası olmasını sağlamalıdır. Bu da sosyal uyumu kolaylaştırmak, ekonomik ve sosyal
fırsatlar yaratmak için önemlidir. Çevresel sürdürülebilirlik ve dayanıklılık ve mücadele
sağlamak için de sağlam kentsel yönetişime ihtiyaç vardır. İklim değişikliği ve biyoçeşitliliği
korumak için ekosisteme göre ayarlanmış ve yeniden ölçeklendirilmiş yeni yönetişim
süreçleri sağlanmalıdır. Sağlam bir kentsel yönetişim olmazsa ekonominin uzun vadede
kalkınması mümkün değildir. Sağlam kentsel yönetişim ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliğine de
duyarlıdır. Kadınların yönetimde söz hakkının olması, geçlerin ve azınlıkların yönetişime
dahil olması sağlanmaktadır.
Kentsel büyümenin bir olumsuz özelliği bazı konut sakinlerinin kamu hizmeti sunumundan,
kayıtlı iş gücü piyasasından, devletin korumasından yararlananamamalarıdır. Bu da
adaletsizliği getirmektedir.
Yerel yönetimler kentsel yönetim ve hizmet sunumunda daha fazla rol alamaya başlamıştır
fakat bunu özel sektörler, STK’lar ile birlikte yapması daha yararlı olmaktadır.
Kentsel yönetimleri güçlendirmek için güçlü, ekin, hesap verebilir yerel yönetimler, yeterli
organizasyonel ve kurumsal yapılar, etkin finansman sistemleri, stratejik katılımcı kentsel
planlamayı teşvik etmek ve sürdürülebilir kentsel kalkınmayı yönetmek gerekmektedir.
Yönetişimde kentsel-kırsal ilişkileri kurmak, entegre bölgesel strateji ve planlar geliştirmek,
geliştirmek ulusal düzeyde şehirler ve kasabalar arasındaki koordinasyonu sağlamak, yerel
yönetişimde ortak üretim de dahil olmak üzere daha geniş ortaklıkları desteklemek için
geliştirilmiş politikalar oluşturmak hem kent hem de kırsal alan için önemli olmaktadır.

You might also like