Professional Documents
Culture Documents
Onur Ergezer
İrem Özkan
1
İlter Bilge
Finansal Sistem
Finansal Sistem nedir?
Finansal sistem, fon fazlası ve fon açığı olan kişi veya kurumlar arasındaki fon alışverişinin, finansal kurumlar
aracılığı ile yatırım ve finansman araçları kullanılarak belirli bir hukuki ve idari düzen içinde gerçekleştirildiği
yapıdır.
Finansal sistemin iki temel unsuru fon açığı olan ve fon fazlası olanlardır. Fon fazlası olanlar finansal kurumlar
sayesinde yatırım araçlarına fonlarını aktararak servetlerini artırma çabasındadırlar. Fon açığı olanlar ise bu
açıklarını çeşitli finansman araçları ile gidermek istemektedirler. Bu işlemlerin tamamı finansal piyasalarda kanuni
bir çerçevede gerçekleşir. Düzenleyici ve denetleyici kurumlar söz konusu kanuni çerçeveyi belirler.
Finansal Sistemin Temel İşlevleri
Banka temelli sistemlerde (Almanya, Japonya ve Fransa gibi) mevduat ve kredi gibi araçlar
daha yaygın iken, piyasa temelli sistemlerde (ABD ve İngiltere gibi) ise çeşitli menkul kıymetler
ve türev ürünler daha yoğun kullanılmaktadır.
Finansal Piyasaların Tarihçesi ve Gelişimi
ödülünü bu banka vermektedir. Riksbank hükümete borç vermek ve ticari takas işlemlerine
Bununla birlikte asıl merkez bankacılığın 1694 yılında kurulan Bank of England (BoE: İngiltere
Merkez Bankası) ile başladığını söyleyebiliriz. Başlangıçta ticari banka olarak kurulmuş olsa da
1708’de banknot çıkarma tekeli verilince merkez bankası konumuna dönüşmüştür. 1725
yılına gelindiğinde Londra piyasasında 24 banka vardı. 1793 yılına gelindiğinde sayı 400’e
çıkmıştı.
Konusu pirinç olan vadeli işlem piyasaları, 1650 yıllarında Japonya’da görülmüştür.
New York Stock Exchange (NYSE: New York Borsası) 1792 yılında bir grup borsa aracısının
belirlenmiş komisyonlar üzerinden, birbirleriyle hisse senedi alım satımı yapmaları için
kurulmuştur.
Finans kesiminde yaşanan bu hızlı gelişmenin sanayi devriminin yaygınlaşmasına katkısı oldu.
Artık yatırım yapmak, yeni makineler almak, üretim birimleri kurmak isteyenler girişimcilerin
kendi sermaye birikimleriyle sınırlı işler yapmasına gerek yoktu. Bankalar bu girişimcilere
1. Dünya Savaşı’ndan sonra paraya şiddetle ihtiyaç duyan Avrupa ülkeleri karşılıksız para basmaya
başladılar. Karşılıksız para başımı enflasyona neden oldu. Avrupa’da enflasyonun hızlanması yatırımcıların
paralarını ve altınlarını altın karşılığı para basmayı sürdüren ABD bankalarına yollamalarına neden oldu. Bu
da New York’un dünya finans merkezi unvanını Londra’nın elinden almasına yol açtı.
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
Finansal Gelişme
Finansal kurumların, finansal piyasaların ve finansal araçların gelişmesi.
Bu finansal fonksiyonlar sonucunda yatırım ve tasarruf kararları daha kolay alınır ve finansal gelişme ekonomik gelişmeye
öncü olur.
8
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
Para Arzı
Geniş tanımlı para arzının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı
finansal gelişmişlik ölçütü olarak kullanılmaktadır.
9
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
Faiz
Faiz oranı piyasadaki her yatırımcıyı etkilemektedir.
Yüksek faiz tasarrufu artırırken bankalar gibi finansal
kurumların da kaynağını artırması anlamına
gelmektedir.
10
Dünya Bankası - Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
11
World Economic Forum Gelişmişlik Endeksi
12
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
1. Factors, Policies and and Instituions
Institutional Environment: Genel olarak düzenleyici ve denetleyici kuruluşların yatırımcıları koruması ve piyasaya
müdahale etmeden gözetmesi finansal piyasaları sağlam hale getirir. Merkez Bankasının şeffaflığı, finansal
sözleşmelerden doğan işlemlerin hukuki güvence altında olması gibi uygulamalar finansal sisteme olan güveni
artırmaktadır.
Business Environment
Kalifiye insan gücü
Fiziki sermaye (teknik altyapı)
Vergiler, finansal aracı kurumlar için iş yapmanın maaliyeti
Financial Stability
Finansal krizler (contingency – bankacılık sisteminde yayılma)
13
Kurdaki dalgalanma
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
2. Financial Intermediation
Financial Markets
Hisse senedi piyasasında likidite, hem kaynak sağlamak isteyen şirketler hem de banka dışı yatırım yapmak isteyen
yatırımcılar açısından önemlidir. Ekonomik büyüklük arttıkça hisse senedi piyasası da gelişmektedir.
Türev Piyasaları da riskten korunma sağlamakta, portföy riskinin çeşitlendirilmesinde yardımcı olmaktadır.
Gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde türev piyasalardaki
14 işlem hacimleri düşüktür.
Finansal Piyasalarda Gelişmişlik Göstergeleri
3. Financial Access
Banka hesap sayısı, 100 bin kişiye düşen ATM, Banka şubesi sayısı gibi göstergeler finansal gelişmişliği ölçmekte
kullanılmaktadır. Finansal erişim özellikle Küçük ve Orta Ölçekli işletmelerin kaynak bulması açısından önemlidir.
Finansal hizmetlere ulaşım ve kullanım; hesaplamalarda farklı şekillerde dikkate alınır.
15
Finansal Gelişmişlik Göstergeleri ve
Grafikler
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (trilyon USD) (GDP)
Borsaya Kote Yurtiçi Şirketlerin Piyasa Değerleri (trilyon USD)
Şirketlerin Piyasa Değerlerinin Milli Gelire Oranı (%)
Borsaya Kote Şirket Sayısı
Para Arzının Milli Gelire Oranı (%)
Bankacılık Sektörünün Toplam Aktif Büyüklüğü (milyar USD)
40,000
35,000
30,000
25,000
20,000
15,000
10,000
5,000
-
Banka cıl ık Sektörü Aktif Topl a mı
(mi l ya r USD)
Chi na USA Ja pan Uni ted Ki ngdom Germa ny France Ital y Indi a
Özel Sektöre Verilen Kredilerin Milli Gelire Oranı (%)
100.000 Yetişkine Düşen Ticari Şube Sayısı
100.000 Yetişkine Düşen ATM Sayısı
Sermaye Yeterlilik Rasyoları (SYR)
Düşünce kuruluşu Z/Yen tarafından hazırlanan Küresel Finans Merkezleri Endeksi, dünyadaki önemli
finans merkezlerinin rekabet etme gücünü değerlendirmekte ve sıralamasını yayımlamaktadır. Bu
değerlendirmeyi yaparken aşağıdaki hususlar dikkate alınmaktadır.
Küresel Finans Merkezleri Sıralaması
Türkiye Finansal Gelişim
70’li yıllarda sarsıcı sosyoekonomik ve politik krizlere maruz kalmış ve istikrarını yitirmiş bir ülke olarak aynı dönemde birçok ülkede olduğu gibi ‘yapısal uyum ve
1980 yılından itibaren Türkiye yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Yeni bir sermaye birikim sürecinin inşası için İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya ekonomisi
ile paralel biçimde ‘ithal ikameci’ yaklaşım temelinde kurgulanmış ‘ulusal kalkınmacı’ politikadan vazgeçilerek ‘dışa dönük büyüme’ politikası benimsenmiştir.
**İthal İkame: Yurt dışından ithal edilmek durumunda olan malların yurt içindeüretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak
suretiylesanayileşmeyi öngören politika.
1980 sonrası döneme damgasını vuran bu ‘dönüşüm’ iki aşamada hayata geçirilmiştir. ‘Ticari serbestleşme’ olarak bilinen ilk aşamada ‘mal ve hizmet piyasaları’ ile
‘ithalat’ serbestleştirilmiştir. Ana taşıyıcıları yüksek faiz, düşük kur ve ucuz emek olan ekonomi politikası uygulamaları dolaylı teşviklerle birleştirilerek sanayi
1980 sonrasında finansal sistem üzerinde baskıların azaltılması ve piyasaların derinleştirilmesi amaçlanarak ‘serbest faiz politikası’ uygulamasına geçilmiştir. 1987
yılından itibaren bu modelin tıkanmaya başlaması ile birlikte ‘finansal serbestleşme’ olarak bilinen ikinci aşamaya geçilmiştir. 1989’da yapılan düzenlemeler
Bu aşamada, ekonominin dünya finans piyasaları ile bütünleşmesi hedeflenmiştir. 1989 düzenlemesi ile birlikte hızla artan kamu açıkları “kısa vadeli” ve
“spekülatif” yabancı sermaye girişi ile finanse edilmeye çalışılmıştır. Bu süreç hem Kasım 2000 hem de 2001 Şubat krizlerinin en önemli belirleyicisi olmuştur. 2001