Professional Documents
Culture Documents
KİLİS-2014
MALATYA-2018
MALATYA-2019
MALATYA-2020
Türkçe Kaynaklar
İslam hukukuna giriş
• Ahmet Yaman Halit Çalış İslam Hukukuna Giriş,
• Hamdi Döndüren İslam Hukukuna Giriş,
• Saffet Köse, İslam Hukukuna Giriş
• Abdulkadir Şener, İslam Hukukuna Giriş
• Talip Türcan, İslam Hukukuna Giriş AÖF
• Yunus Apaydın, İslam Hukukuna Giriş
• Abdulkerim Zeydan, İslam Hukukuna Giriş
• Wael b. Hallaq, İslam Hukukuna Giriş
• Abdulkadir Şener İslam Hukukuna Giriş
• Abdullah Kahraman, İslam Hukukuna Giriş
İslam hukuku
ق
( الح )
Sözlükte “gerçek, sâbit ve doğru olmak, gerekmek; bir şeyi gerçekleştirmek; bir şeye yakînen
muttali olmak” anlamlarında masdar ve “gerçek, sâbit, doğru, varlığı kesin olan şey”
anlamlarında isim olan hak kelimesi (çoğulu hukūk) genellikle bâtılın zıddı olarak gösterilir
(Lisânü’l-ʻArab, “ĥķķ” md.; Tâcü’l-ʻAarûs, “ĥķķ” md.). D. B. Macdonald (E. E. Calverley),
İbrânîce’de benzer bir kökün “ağaç, taş veya metalin içini oymak; yazmak, kaydetmek, tasvir
etmek; buyurmak, bir kanunla sabit hale getirmek; Tanrı veya insanlara karşı ödev, hukuk,
imtiyaz” mânalarına geldiğini belirterek (EI² [Fr.], III, 84) hak kelimesinin bu dilden gelmiş
olabileceğini ima ederse de Sâmî dil ailesinden olan Arapça ve İbrânîce’deki herhangi bir
kelimenin yakın anlamlar ifade etmesi doğaldır.
HUKUK
• Kişilerin birbirleriyle veya devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar
bütünü, bununla ilgili ilim veya sahip olunan haklar anlamında bir
terim(DİA).
• Bireyler ve toplumlar arası ilişkileri düzenleyen ve genellikle devletin
maddi gücü ile desteklenen kurallar. Koçak,39, Güriz,18-22.
ŞERİAT
• ŞERİAT
(الشريعة )
İslâm’a ait dinî, ahlâkî ve hukukî hükümler bütünü anlamında bir terim.
Sözlükte “bir yöne doğru açılarak uzayıp gitmek, açık olmak; açık hale getirmek” anlamlarındaki
şer‘ kökünden türeyen şerîat (çoğulu şerâi‘) ve şir‘at kelimeleri “insanların ya da hayvanların su
içtiği, açıkta olan ve kesilmeyen akarsu; bu suya giden yollar” mânalarına gelmektedir. Zamanla
“açık ve doğru kurallar, yerleşik davranış biçimi (âdet)” ve -yahudi şeriatı, hıristiyan şeriatı
tamlamalarında olduğu gibi- “bir semavî dine dayanan hükümler bütünü” anlamlarında kullanılan
bu kelimelerin İslâm kaynaklarında kazandığı terim anlamı hakkında farklı yaklaşım ve açıklamalar
vardır (aş.bk.). Kur’ân-ı Kerîm’de biri şeriat olmak üzere şer‘ kökünden türemiş isim ve fiiller beş
yerde geçer.
• Geniş cadde, doğru yol, su yolu, apaçık görünür olma anlamında şer’ kökünden gelme.
• Şeri’at kelimesinin genelde biri geniş biri dar olmak üzere iki anlamı
bulunmaktadır. Geniş anlamda din ve millet anlamına gelmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de (el-Casiye, 45/18) belirtildiği üzere Kitap ve sünnete
dayalı olarak itikadi, ahlaki, ve ameli hükümlerin tümü anlamına
gelmektedir.
• Dar anlamda ise her bir peygamberin getirdiklerinde yer alan şer’i
ameli hükümleri ifade etmektedir. Hz. Musa şeri’ati gibi.
• Ülkemizde genel olarak şeri’at denilince daha çok İslam Hukukunun
ceza hukukuna ilişkin idam, el kesme, recm gibi ceza uygulamalarını
içeren hükümleri anlaşılmaktadır.
HUKUK
• Hak kelimesinin çoğulu olan “hukuk” literatürde
genellikle iki anlamda kullanılır. Birincisi, toplum
hayatını ve dışa akseden şekliyle beşerî ilişkileri cebrî
müeyyidelerle düzene koyan kurallar bütünüdür.
Hukukun Türkçe’deki yaygın kullanımı da bu yöndedir.
Burada hukuk kelimesi tekil gibi işlem görmekte olup
bu anlam Batı dillerinde law (İng.), droit (Fr.), Recht
(Alm.), dritto (İt.) gibi kelimelerle, Arapça’da ise
kısmen hukuk, genelde fıkıh, şeriat, kanun, teşrî gibi
kelimelerle ifade edilir. Ancak şeriat terimiyle Kur’an
ve Sünnet’te açıkça bildirilen kural ve hükümler, fıkıh
terimiyle de bu öz etrafında oluşan, fert ve toplumun
amelî hayatını bütün yönleriyle ele alan kural ve
öneriler bütünü kastedildiğinde hukukun şeriata göre
daha geniş, fıkha göre daha dar bir kapsamının
bulunduğu görülür. Hukuk tabirinin bu birinci anlamı
İslâm hukuku, Batı hukuku, Roma hukuku gibi
ifadelerde daha belirgin olup medenî hukuk, ceza
hukuku gibi tabirlerde ise hukuk kelimesi daha çok
hükümler (ahkâm) anlamını taşır ve bu son kullanım
İslâm hukuk usulcülerinin hak tarifine oldukça yakınlık
gösterir.
• Hukuk kelimesinin ikinci anlamı, hak kelimesinin çoğulu olarak “temelde
şâriin, görünürde ise dinin, aklın ve hukuk düzeninin tanıdığı yetki, güç ve
imtiyazlar” demektir. Bu anlamda hak ve haklar Batı dillerinde “right” (İng.),
“droit” (Fr.), “Recht” (Alm.), “dritto” (İt.) gibi kelimelerle ifade edilir. Ancak
Almanca, Fransızca ve İtalyanca’da hukuk ile hak aynı terimle ifade
edildiğinden bu dillerde hukuka “objektif hukuk”, hakka da “sübjektif hak”
denilerek bu ayırım belirtilmeye çalışılır (Özyörük, s. 32). Bu anlamda hak,
objektif hukukun hukuk süjelerine tanıdığı yetkiyi anlatır. İngilizce’de ise bu iki
kavram Türkçe’de olduğu gibi ayrı terimlerle ifade edildiğinden böyle bir
nitelendirmeye ihtiyaç duyulmaz. Arapça’da hukuk kelimesinin yaygın
kullanımı da “haklar” anlamındadır.