Professional Documents
Culture Documents
İşyeri hekimi hastalık şüphesi olan çalışanı ilk gören kişi ise onu Meslek
Hastalıkları Hastanesine sevk etmek üzere işverene yönlendirir. İşveren 3 iş
günü içinde SGK’ya işçi ile ilgili meslek hastalığı bildirimi yapmak zorundadır.
Hasta çalışanı ilk gören ve meslek hastalığından kuşkulanan kişi aile hekimi
ise hasta Meslek Hastalıkları Hastanesine sevk edilir. Buradan da yine 3 iş
günü içinde SGK’ya bildirim yapması için işveren haberdar edilir.
Bir başka seçenekte işçinin kendisi Meslek Hastalıkları Hastanesine
başvurabilir. Aynı şekilde Hastane 3 iş günü içinde SGK’ya bildirim yapması
için işvereni haberdar eder. Eğer çalışan meslek hastalığı tanısı alırsa çalıştığı
işyeri ÇSGB müfettişleri tarafından denetime tabii tutulur ve olumsuz koşullar
düzeltilerek diğer çalışanların da meslek hastalıklarına yakalanmasının önüne
geçilmeye çalışılır.
10. FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ
10.1. Elektromanyetik Radyasyonlar
10.1.1. İyonizan Radyasyon
1895 yılında X-ışınının keşfinden beri iyonizan radyasyonun sağlık
etkileri çalışmaları, nükleer enerjinin barışçıl ve askeri
uygulamalarının yanı sıra radyasyonun tıpta, bilimde ve sanayide
genişleyen kullanımı sürekli ivme kazanmıştır. Bu çalışmaların
sonucunda oluşan iyonizan radyasyonun etkilerinin farkındalığı,
aynı zamanda diğer tehlikeli fiziksel ve kimyasal ajanlara karşı
savunmada da önlemlerin şekillenmesinde etkili olan radyasyondan
korunma için stratejileri harekete geçirmiştir.
Çevrede İyonizan Radyasyon Kaynakları ve Seviyeleri Yaşam, doğal
radyasyonunun sürekli varlığında zaman içinde evrimleşmiştir. İnsan
nüfusunun maruz kaldığı doğal radyasyonun başlıca kaynakları
(a) uzaydan kaynaklanan kozmik ışınlar;
(b) toryum, uranyum, radyum ve yer kabuğu yüzey toprağının dış
katmanının diğer radyoaktif bileşenlerinden yayılan karasal radyasyonları;
(c) potasyum-40, karbon-14, radyum ve diğer radyonükleidler tarafından
yayılan normalde canlı hücrelerde mevcut iç vücuttaki radyasyon,
(d) kapalı ortam havasında teneffüs edilen radon ve onun yavru
elementleridir.
Kozmik ışınlardan kaynaklanan doz, irtifa ile gözle görülür derecede
değişmektedir, deniz seviyesine göre dağlarda 2 katı ve jet uçağı irtifalarında
10’un katlarından daha fazladır. Benzer şekilde, içte depo edilen radyum
dozu, yerkabuğunun bu element bakımından zengin olduğu coğrafi
bölgelerde 2 kat veya daha fazla olabilir Radondan kaynaklanan bronş
epiteline doz, kapalı ortam havasının konsantrasyonlarına bağlı olarak birkaç
katına veya daha fazlasına göre de değişiklik gösterebilir ve genellikle tüm
birleşik diğer kaynaklardan gelen dozu çok aşmaktadır. Doğal radyasyonun
yanı sıra, modern dünyada nüfuslar ayrıca çeşitli yapay kaynaklardan
radyasyona maruz kalmaktadır. Bu tür kaynakların en büyüğü, tıbbi tanıda ve
tedavide iyonizan radyasyonun kullanımıdır.
Daha az derecedeki kaynaklara bakıldığında;
(a) yapı malzemelerinde, fosfat gübresinde ve kırma taşta
bulunan radyoaktif mineralleri;
(b) TV’lerin, video gösterim terminallerinin, duman dedektörlerinin
ve diğer tüketici ürünlerinin radyasyon yayan bileşenleri;
(c) nükleer silahlar ve nükleer kazalardan radyoaktif serpintileri ve
(d) nükleer enerjinin üretiminde yayılan radyonükleidleri
içermektedir.
10.1.1.2. Radyasyon Etkileri
Etkilerin Türleri Radyasyondan korunmada, doz eşikleri olan ve hiçbir doz
eşiği olamayabilecek (eşiksiz) etkiler arasında ayrım yapılmıştır. Önceki
non-stokastik (veya deterministik) denilen etkiler sadece etkilenen
organlarda birçok hücrenin öldürülmesine yetecek kadar büyük dozlar
tarafından ortaya çıkarılan çeşitli doku reaksiyonlarını kapsamaktadır. Buna
karşın, ikincisi radyasyonun mutajenik ve kanserojen etkilerini içeren
etkilenen bir organda tek bir hücre içinde ufak bir değişimle oluşturulabilen
ve böylece radyasyon dozlarının doğrusual eşiksiz fonksiyonları gibi
frekansında artış beklenebilecek bir tür stokastik (veya olasılıksal) olay
olarak görülmektedir.
Genler ve Kromozomlar Üzerindeki Etkileri
Hücredeki herhangi bir molekül, iyonizan radyasyondan zarar görmüş olabilir,
ancak düzgün onarılmadıkça tek bir gene olan hasar, hücreyi kalıcı olarak
değiştirebilir ya da öldürebilir. Böylesi bir hasara, etkilenen hücrenin kendi
içinde depolanan radyasyon enerjisi veya onun komşu hücrelerinden biri ya da
daha fazlası üzerindeki radyasyonun etkileri neden olabilir. Ortalama bölünen
hücreyi öldürmek için yeterince büyük bir doz (1–2 Sv), onun DNA’sında
onlarca lezyona neden olmaya yetmektedir. Bu tür lezyonların çoğu, hücrenin
onarım sürecinin etkinliğine dayanarak onarılabilir olma eğilimi gösterir, ancak
mutasyonlar şeklinde ifade edilen kalıcı hasar, insan somatik hücrelerinde ve
diğer organizmaların hücrelerinde dozun doğrusal bir eşiksiz fonksiyonu olarak
artar görünmektedir.