You are on page 1of 114

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ

Prof. Dr. Mustafa ACAROĞLU

GÜVENLİĞİ Enerji ve İşçi Sağlığı – İş


Güvenliği Uzmanı

UZMANLIĞI DERSİ Makine Mühendisliği Bölümü


Enerji Anabilim Dalı Konya
İŞ SAĞLIĞI ve Prof. Dr. Mustafa ACAROĞLU
GÜVENLİĞİNİN
Enerji ve İşçi Sağlığı – İş Güvenliği
KAVRAM ve Uzmanı
KURALLARININ Makine Mühendisliği Bölümü
GELİŞİMİ Enerji Anabilim Dalı Konya
Amaç:

İş Sağlığı ve Güvenliği’nin
(İSG) dünyadaki ve
ülkemizdeki tarihsel
gelişimi bugünkü İSG

bugünkü İSG uygulama


ilkeleri hakkında bilgi
sahibi olmak.
Öğrenim Hedefleri:

►İSG’nin Dünya’daki tarihsel


gelişimi,
• ► İSG’nin Türkiye’deki tarihsel gelişimi,
• ► Çağdaş İş Sağlığı ve Güvenliği,
• ► İSG uygulama ilkeleri
konularında

bilgi sahibi olmak.


Sağlık nedir?
Dünya Sağlık Örgütü
(World Health Organization)
sağlığı şöyle tanımlamaktadır;
Sadece hastalık ve sakatlığın
olmaması değil,
→Bedenen
→Ruhen ve
→Sosyal yönden
Tam Bir İyilik Halidir!!!
İş Sağlığının Tanımı
Çalışma koşullarını ve üretim
araçlarını sağlığa uygun
hale getirmek, çalışanları zararlı
etkilerden koruyarak, işin ve
çalışanın birbirine uyumunu
sağlamak üzere yapılan
çalışmalar bütünüdür.
“İŞ SAĞLIĞI,
İŞİN İNSANA
İNSANIN DA
İŞİNE UYGUN
HALE
GETİRİLMESİNİ
HEDEFLER”
TS 18001’de geçen diğer ilgili tanımlar

Güvenlik,
risklerin tanımlanmış bir zaman aralığı süresince,
kabul edilebilir düzey içinde kalma yeteneğini ifade
eder.
TS 18001’de geçen diğer ilgili tanımlar

Güvenliği sağlamanın üç ana kuralı vardır;

1-Güvenliği ve sağlığı tehdit eden durumların ortadan


kaldırılması,

2-Güvenliği ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin


zamanında saptanması,

3-Önlenemeyen durumların kötü sonuçlarının asgariye


indirilmesi (riskin asgariye indirilmesi)
İş Güvenliğinin Tanımı

İşyerlerinde işin yürütülmesi


sırasında çalışma şartları
ve teknik ekipmanların yarattığı
tehlikelerin sağlığa
verebileceği etkilerden korunmak
daha iyi bir çalışma
ortamı gerçekleştirebilmek için
yapılan sistemli ve
bilimsel çalışmalardır.
“İŞ GÜVENLİĞİ,
ÇALIŞANLARIN
YANISIRA ,
İŞLETME VE
ÜRETİM
GÜVENLİĞİNİ DE
SAĞLAR”
Temel Kavramlar

İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili literatürde bir çok tanıma


rastlanır:

✓İş Sağlığı ve Güvenliği, iş yerlerindeki çalışma koşullarının


sağlık ve güvenlik içinde olmasını temin eden ve sonucunda
iş kazaları ile meslek hastalıklarını azaltan bir bilimdir.

✓İş Sağlığı ve Güvenliği, iş yerlerinde işin yapılması ve


yürütümü ile ilgili olarak oluşan tehlikelerden ve sağlığa
zarar verebilecek koşullardan korunmak ve daha iyi bir
çalışma ortamı sağlamak için yapılan sistemli çalışmalardır.
Temel Kavramlar

✓İş Sağlığı ve Güvenliği (hukuki açıdan), işin yapılması


sırasında işçilerin karşılaştığı tehlikelerin ortadan
kaldırılması veya azaltılması konusunda, esas olarak iş
verene, kamu hukuku temelinde getirilen yükümlere
ilişkin hukuk kurallarının bütünüdür.

✓İş Sağlığı ve Güvenliği, iş yerlerinde çalışanların işin


yapılması ile ilgili olarak ortaya çıkan tehlikelerden,
bedensel ve ruhsal olarak zarar görmemesi için alınması
gerekli hukuki, teknik ve tıbbi önemleri sağlamaya
yönelik çalışmalardır.
Temel Kavramlar

✓İş Sağlığı ve Güvenliği, iş kazalarını, meslek hastalıklarını,


yangınları ve insan bunalımlarını ortadan kaldırmak ya da
en az düzeye indirmek amacıyla alınması gereken
önlemlerin tümüdür.

✓İş Sağlığı ve Güvenliği kaza olduktan sonra konuyu ele


alan değil, kaza olasılıklarını ortadan kaldırmaya yönelik
çalışmalar yapan teknik bir bilim dalıdır.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin Yaklaşımı

İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarında;


çalışanları iş yerinin olumsuz etkilerinden ve
doğabilecek hastalıklardan koruyarak, rahat,
güvenli ve huzurlu bir ortamda çalışmalarının
sağlanması amaçlanmaktadır.
İş sağlığı ve güvenliğinin amacı;

Kaza ve hastalık şeklinde ortaya


çıkan tehlikelerden
çalışanları korumak, zarar verici
etkileri asgariye
indirmek, fiziksel, ruhsal ve sosyal
yönden tam iyilik
halini hedefleyip yüksek nitelikte
hayat sağlayıp
dolayısıyla çalışanların mutlu
olmalarını
gerçekleştirmektir.
Çalışanlara yönelik İSG ile
yakından ilgili bulunan
üç unsur vardır:

1. Çalışanların Korunması:
2. Üretim Güvenliğinin
Sağlanması:
3. İşletme Güvenliğinin
Sağlanması:
1. Çalışanların Korunması;

İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının asıl


amacını
oluşturur. Çalışanları iş yerlerinin olumsuz
etkilerinden
korumak, rahat ve güvenli ortamlarda
çalışmalarını
sağlamak, başka bir ifadeyle çalışanları iş
kazaları ve
meslek hastalıklarına karşı koruyarak ruh ve
beden
bütünlüklerinin sağlanması amaçlanmaktadır.
2. Üretim Güvenliğinin Sağlanması;
Bir iş yerinde üretim güvenliğinin sağlanması,
beraberinde verimin artması sonucunu doğuracağından
özellikle ekonomik açıdan oldukça önemlidir. İş yerinde
çalışan işçilerin korunması ile meslek hastalıkları ve iş
kazaları sonucu ortaya çıkan iş gücü ve iş günü
kayıpları azalacak, dolayısıyla üretim korunacak ve
daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının işçiye verdiği
güvenle iş veriminde artma meydana gelecektir.
3. İşletme Güvenliğinin
Sağlanması;
İş yerinde alınacak tedbirlerle, iş
kazalarından veya
güvensiz ve sağlıksız çalışma
ortamından dolayı
doğabilecek makine arızaları ve
devre dışı kalmaları,
patlama olayları, yangın gibi
işletmeyi tehlikeye
düşürebilecek durumlar ortadan
kaldırılacağından
işletme güvenliği sağlanmış olur.
“İŞ SAĞLIĞI ve
GÜVENLİĞİ,
HERKESİN HAKKI ve
SORUMLULUĞUDUR.

Temel Kavramlar

Ergonomi,
İnsan ve çalışma ortamı arasındaki ilişkiler topluluğudur.

Ergonomi’nin Temel Yasaları;


o İşyeri koşullarında mesleki risklerin araştırılması,
o Hata ve kazaların azaltılması,
o İşçinin sağlık, güvenlik ve mutluluğunun korunması,
o İş veriminin artırılması gibi temel İSG prensipleri.
Tehlike ve Risk Kavramları

Tehlike ve Risk Kavramları

Temel iki soruya cevap arayalım:


➢Tehlike nedir?
➢Risk nedir?
Aklınıza ilk ne geliyor?
Tehlike ve Risk Kavramları

Çeşitli Tehlike Tanımları


➢Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum;
gerçekleşme ihtimali bulunan fakat istenmeyen
sakıncalı durum (TDK Büyük Türkçe Sözlük)

➢İnsanların yaralanması veya sağlığının bozulması,


malın veya malzemenin hasar görmesi, işyeri ortamının
zarar görmesi veya bunların birlikte gerçekleşmesine
sebep
olabilecek kaynak, durum veya işlem (TS 18001 – 2004
versiyonu)
Tehlike ve Risk Kavramları

Çeşitli Risk Tanımları

➢Zarara uğrama tehlikesi (TDK Büyük Türkçe


Sözlük)
➢Bir olayın meydana gelme olasılığı (TDK Bilim ve
Sanat Terimleri Sözlüğü)
➢İnsan sağlığına zararlı olma olasılığının ölçüsü
(Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü)
➢Olası kaybın büyüklüğü
Tehlike ve Risk Kavramları

TS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Tanımları (2007)

➢Tehlike: İnsanların yaralanması veya sağlığının bozulması


veya bunların birlikte gerçekleşmesine
sebep olabilecek kaynak, durum veya işlem.
➢Risk: Tehlikeli bir olayın veya maruz kalma durumunun
meydana gelme olasılığı ile olay veya maruz kalma
durumunun yol açabileceği yaralanma veya sağlık
bozulmasının ciddiyet derecesinin birleşimi

Risk = Olasılık X Şiddet


Tehlike ve Risk Kavramları

➢Kabul Edilebilir Risk: Kuruluşun, yasal zorunluluklara


ve kendi İSG politikasına göre,tahammül edebileceği
düzeye indirilmiş risk.

➢Risk Değerlendirmesi: Tehlikelerden kaynaklanan riskin


büyüklüğünü tahmin etmek ve mevcut kontrollerin
yeterliliğini dikkate alarak riskin kabul edilebilir olup
olmadığına karar vermek için kullanılan proses(süreç).

➢Kaza: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme


sebep olan olaydır.
TS 18001’de geçen diğer ilgili tanımlar

➢Riskin kaynağı tehlikedir!!!


➢Risk gerçekleştiğinde kaza meydana gelir.
→ Yaralanma, sakatlık, hastalık (sağlığa gelen zarar)
➢Tüm riskleri önlemek (ortadan kaldırmak) her ne kadar
arzu edilse de pratikte;
→ Bunları kabul edilebilir bir düzeye azaltmak hedeflenmeli,

→ Riskler azaltılırken büyük risklere öncelik verilmelidir.


TS 18001’de geçen diğer ilgili tanımlar

➢Olay: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya


ölüme sebep olan veya sebep olacak potansiyele
sahip olan işle ilgili olaylar
➢Kazayla sonuçlanmayan olaylara
“ramak kala”, “hasarsız olay”, “tehlikeli oluşum”
gibi adlar verilir.
Olay = Kaza + Ramak Kala
Kaza nedir?
Önceden planlanmayan,bilinmeyen veya
kontrol dışına çıkan,
çevresine zarar verebilecek nitelikteki olaylara
KAZA denir.

İş Kazası ve İş kazası nedir?


Meslek Planlanmamış ve beklenmeyen bir olay
sonucunda zarara,
Hastalığı Sakatlanmaya veya ölüme neden olan
durumdur.
İş güvenliği ile uğraşanlar kaza olmadan kaza
ihtimallerini ortadan kaldırmaya, ya da
alınacak önlemlerle, riskleri kabul edilebilir
seviyeye çekmeye yönelik çalışmalar yapar.
İşyeri; Bir işverenin maddi olan ve olmayan
araçlarla belirli bir teknik amacı
gerçekleştirmesine yarayan ve süreklilik
gösteren organize bir bütündür.
“Başka bir ifade ile çalışmanın (yani işin)
Temel yapıldığı yerdir.”
Kavramlar İşyerinin fiziksel, kimyasal ve biyolojik koşulları
çalışanları doğrudan etkilemektedir
(Çalışanların iş kazası geçirmesi, meslek
hastalığına yakalanması gibi).
Çalışanların etkilenmesi iş ve üretim kalitesini de
etkileyecektir.
Temel Kavramlar

İşveren; Bir hizmet sözleşmesi ile ücret karşılığında


kişileri çalıştıran, işyerinin sahibi olarak tanımlanabilir.
Hukuki olarak ise; İşyerinin ve üretim araçlarının sahibidir.
İşveren “Tüzel Kişi” veya “Gerçek Kişi” olabilir.

Tüzel Kişi, gerçekte kişilik sahibi olmayan ancak varsayımsal olarak kişilik sahibi olduğu kabul
edilen kişi veya mal topluluklarıdır. Başka bir deyişle; “Hukuk bakımından birçok kişinin veya
malın topluluğundan doğan ve tek bir kişi sayılan varlık”.

Gerçek Kişi, sağ ve tam doğmak şartı ile kişinin anne karnına düşmesinden ölümüne kadar
süreçte hukuken kişiler için kullanılan terimdir.
Temel Kavramlar

İşçi; Bir hizmet sözleşmesi ile ücret karşılığında


işveren emrinde çalışan kişidir.
Üretimin tartışmasız en önemli bileşenidir.

İş;Bir hizmet sözleşmesi ile ücret karşılığında mal


ve hizmet üretimi için yapılan eylem(ler)dir.
İŞ SAĞLIĞI VE
GÜVENLİĞİNİN
TARİHİ GELİŞİMİ
➢DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE
GÜVENLİĞİNİN
TARİHİ GELİŞİMİ

➢TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI
VE GÜVENLİĞİNİN
TARİHİ GELİŞİMİ
Sanayi Devrimi Öncesi İş Sağlığı ve
Güvenliği

DÜNYADA İŞ İlk insanla başlayan üretim süreci tarih


SAĞLIĞI VE boyunca her zaman uygulanan teknik ve
GÜVENLİĞİNİN biçimleri değişmiştir.
TARİHİ Taşın ve toprağın işlenmesi, madencilik
GELİŞİMİ tekniklerinin geliştirilmesi, ateşin
bulunması, giderek buhar gücünden
yararlanma olanakları, iş aletlerinin ve
üretim araçlarının gelişiminde önemli
etkileri olmuştur.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Geçmişi anlamak, hazır zamanı ve


geleceği inceleyen sağlık ve
güvenlik çalışmalarına yardımcı
olur. Sağlık ve güvenlikteki
modern gelişmeler devamlılığın bir
parçasıdır.

Bu devamlılık, en az Eski Mısırlılar (MÖ. 1500) kadar uzaklardan


başlar. Halen ayakta bulunan piramitlerden akılda kalan, inşaat
için yeterli iş gücünün sağlanması için, tıbbi servisler
kurulmasıydı.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

M.Ö. 2000’lerde Babil


İmparatorluğu’nun kurucusu
Hammurabi (M.Ö. 1819-1950)
tarafından hazırlanan Hammurabi
Kanunları’nda (Toplam 283
maddeden oluşan) İş Sağlığı ve
Güvenliği hususunda hükümler
bulunmaktaydı.

Taş sütunlara yazılı Hammurabi Kanunları


DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Eğer bir müteahhidin sağlam


yapmadığı bir binanın çökmesi
sonucunda;
→ Eğer bina sahibi hayatını kaybederse,
müteahhit ölüm cezasına çarptırılır;
→ Eğer bina sahibinin oğlu hayatını
kaybetmişse, müteahhidin oğlu ölüm
cezasına çarptırılır;
→ Eğer bina sahibinin kölesi hayatını
kaybetmişse, müteahhit aynı değerde
bir köleyi bina sahibine verir.
→ Eğer sadece bina sahibinin malları hasar
görmüşse, müteahhit binayı yeniden
yapacağı gibi, bina sahibinin tüm zarar ve
ziyanını da karşılayacaktır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bugünkü anlamda işçi sağlığı ve


güvenliği olarak
tanımlanabilecek çalışmalar ilk
kez Roma’da gözlenmiştir.
Bu dönemde bir çok bilim insanı
bugün bile geçerli sayılabilecek
çalışanların sağlık ve
güvenliğine yönelik fikirler ileri
sürmüşlerdir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bunlardan ünlü tarihçi Heredot (M.Ö. 484-


425) ilk kez çalışanların verimli olabilmesi
için yüksek enerjili besinler yemeleri
Gerektiğini söylemiştir.

M.Ö. 370 yılında Hipokrat ilk kez kurşunun zararlı


etkilerinden söz etmiş, Kurşun koliği hastalığını
tanımlamış, aynı zamanda halsizlik, görme
bozuklukları ve felçler ile kurşuna maruz kalma
arasında ilişki bulunduğuna dikkat çekmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Nicander (M.Ö. 200), kurşun koliği ve


kurşun anemisi hastalıklarını tanımlamanın
yanında bunların zararlı etkilerinden
korunma yöntemlerini de geliştirmiştir.

Plato (M.Ö. 254-184) bazı esnaf ve


zanaatkârların çalışma pozisyonlarından
ileri gelen şekil bozuklukları ile ilgili bilgi
vermiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Pliny (M.S.23-79) çalışma ortamındaki


tehlikeli tozlara karşı çalışanların
korunması amacıyla maske yerine
başlarına torba geçirmelerini önermiştir.

Juvenal ise özellikle demircilerde görülen


göz yakınmaları ve göz hastalıklarının
yapılan işten kaynaklandığını, sürekli olarak
ayakta çalışanlarda varislerin oluşabileceğini
açıklamıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

İsviçreli doktor ve kimyager olan Paraselsus


(1493-1541), maden işletmelerinde işyeri hekimi
olarak çalıştığı yıllarda, o gün için dünyada ilk iş
hekimliği kitabı olan “De Morbis Metallics”
isimli kitabı yazmış ve zehirlerin kimyasal
yapıları ile doz ve organizma arasındaki ilişkiyi saptayabilme gibi çok
önemli araştırmalar yapmıştır. Madencilerde ve Baca
Temizleyicilerinde meslek hastalıkları saptamış, bu gün
Pnömokonyoz diye bilinen kronik akciğer hastalıklarının klinik
tablosunu çizmiş ve “Meslek hastalıkları riskinin artması, endüstriyel
gelişmenin sonucudur” demiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Dünyanın ilk mineroloğu olan Georgius


Agricola (1494-1555) "De Re
Metallica" (Metaller Üzerine) adlı
kitabında, madencilerde ortaya çıkan
hastalıkları tanımlamış, bunlara karşı
korunma önlemlerini anlatmış, toza
karşı maden ocaklarının
havalandırılmasından, iş kazalarından
ve korunma yöntemlerinden söz
etmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

1633-1714 yılları arasında yaşayan, işçi


sağlığı ve iş güvenliği konusunda önemli
çalışmalar yapan İtalyan Bernardino
Ramazzini, önemli çalışmalarda bulunmuş
ve sorunların çözümüne katkı sağlamışlardır.

1713 yılında yayınladığı "De Morbis Artificum


Diatriba" isimli kitabında özellikle iş
kazalarını önlemek için iş yerlerinde
koruyucu güvenlik önlemlerinin alınmasını
önermiştir. Kurşun ve civa zehirlenmelerini
incelemiş ve belirtilerini saptamıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili korunma yöntemleri üzerinde


durmuş, işyerlerinin sıcaklık derecesinden, işyeri havasında
bulunabilecek zararlı etkenlerden ve bunların giderilmesi için
alınması gerekli önlemlerden ve havalandırma yöntemlerinden
söz etmiş, işyerlerindeki çalışma ortamından kaynaklanan
olumsuz koşulların düzeltilmesi (Ergonomi) ile iş veriminin
artacağını ileri sürmüştür. Kitabında, günümüzdeki mesleki
hastalıkları şaşılacak düzeyde tanımlayan Ramazzini'yi eşsiz
kılan şu evrensel kuralıdır: “İş hastalıkları işyeri ortamında
incelenir; hastane kovuşlarında değil!!”
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sanayi Devrimi Dönemi İş Sağlığı ve Güvenliği

İnsan, rüzgar, su, hayvan enerjisi gibi doğa ve organik


gücün yerini buhar gücünün harekete geçirdiği
makinaların alması olayı olan Sanayi Devrimi ile küçük
zanaat, tezgah ve atölye üretiminin yerine yeni teknik buluş
ve makinalarla donatılmış fabrika üretimi devreye
girmiştir. Bu durum çalışma ortam ve koşullarında, üretim
araç ve yöntemlerinde büyük değişikliklere neden
olmuştur.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Kömür madenciliğinin gelişmesi


sonucu, kömür yataklarında
çalışmayı kolaylaştırmak amacıyla
biriken suyu dışarı atmak için
kullanılan buhar makinaları,

daha sonra sanayi devriminin simgesi olan dokuma


makinalarında kullanılarak fabrika sistemlerinin ilk
örneklerini ortaya çıkarmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Aile işletmelerinin yerini fabrika


üretiminin alması sonucu üretim
sürecinde çalışacak insana gereksinim
giderek artmıştır. Bu nedenle kırsal
bölgelerden kentlere göçler başlamıştır.

Alt yapı gereksinmeleri bakımından büyük


insan kitlesinin barınmasına uygun olmayan bu
yeni kentlerde sağlıklı konut ve çevre koşulları
sağlanamamış , beslenme sorunları ortaya
çıkmış ve salgın hastalıklar artmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

İşçiler fabrika ve maden ocaklarında çok kötü koşullarda


iş kazalarına ve meslek hastalıklarına neden olabilecek
etkilere maruz kalarak günde 16-18 saat gibi uzun süreler
çalıştırılmışlardır. Üretim tekniği geliştikçe makinaların
hızı da artmış, buna karşılık gerekli korunma önlemleri
alınmamıştır.
Çalışanların o zamana göre çok gelişmiş makine ve aletleri
kullanmak için eğitilmemiş ve köyden göç eden deneyimsiz
insanlardan oluşması da iş kazalarının artmasına neden
olmuştur.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sanayi Devrimi Sonrası İş Sağlığı ve Güvenliği


Sanayi devrimi sonucu yaşanan hızlı
mekanizasyonun getirdiği olumsuz yaşam ve
çalışma koşullarına karşı işçilerin tepkileri
önceleri makinalara yönelmiş, çok geçmeden
sorunların makinalardan değil, gerekli sağlık ve
güvenlik önlemlerinin alınmamasından
kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde yaşama
ve çalışma koşullarındaki olumsuzlukların
ortadan kaldırılması istemi ile grev, miting,
gösteri gibi etkinlikler yaygınlaşmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sanayi devriminin başladığı yıllarda


İngiltere’de yaşları 4-6 civarında olan ve
günde 14 saat çalıştırılmakta olan çocuklara,
tezgaha yetişebilmeleri için altlarına
sandalye konulmaktaydı. Yaşanan sorunların
çözümü amacıyla parlemento üyesi Antony
Ashly Cooper çalışma koşullarını düzeltmek

amacıyla, çalışma saatlerinin azaltılması, maden ocaklarında ve


fabrikalarda çalıştırılan kadın ve çocukların korunmasını
öngören yasalar çıkarılması konusunda büyük çaba sarf etmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

1740-1804 yılları arasında yaşayan hekim Thomas Percival,


genç işçilerin çalışma saat ve koşulları ile ilgili olarak bir
rapor hazırlamıştır.
Hazırladığı bu rapor aynı zamanda işveren olan bazı
parlementerleri oldukça etkilemiş ve çalışma koşullarını
düzeltmeye yönelik yasaların çıkarılmasına öncülük
etmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bu dönemde gerçekleri gören ve iyi değerlendiren


parlementerlerden;

►Sir Robert Peel,


►Robert Owen
►Michael Sadler

önemli çabalar göstermişler ve parlamentoyu etkileyerek yasal


düzenlemeler yapılmasını sağlamıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Parlamenter Sir Robert Peel →


“Çırakların Sağlığı ve Morali”
(Çıraklık Sağlık ve Ahlakı Kanunu-
1802) adlı yasanın çıkarılmasını
sağlamıştır.

Çıkarılan bu kanun ile İngiltere'de işçi sağlığı ve iş


güvenliği ile ilgili olarak çıkartılan bu ilk yasa, çalışma
saatini günde 12 saat olarak sınırlamış, iş yerlerinin
havalandırılmasını öngörmüştür.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Robert Owen (1771-1858)


İskoçya'daki fabrikasında on yaşın
altında kimseyi çalıştırmamış ve
çalışma saatlerini de azaltmıştır.

Gençler ve yetişkinler için ayrı ayrı eğitim programları


hazırlamış ve işyerinde çevre koşullarının düzeltilmesi için
önlemler almıştır. Owen'ın önderliğinde başlayan sosyalist
akımlar sayesinde 1830'larda İngiltere'deki ilk işçi sendikaları
ve ticaret odaları kurulmaya başlanmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Meslek hastalıkları üzerine bir kitap yazan Charles Turner


Thackrah (1795-1832)’ın çalışmalarından etkilenen
Michel Sadler; 1832 yılında parlamentoya yeni bir yasa
önerisi sunmuş ve yasanın 1833 yılında "Fabrikalar
Yasası" adı altında yürürlüğe girmesini sağlamıştır.
Bu yasa ile fabrikaların denetimi için müfettiş atanması
zorunlu kılınmış, 9 yaş altındaki çocukların işe alınması ve
18 yaşından küçüklerin ise 12 saatten fazla çalıştırılmaları
yasaklanmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sonraları kapsamı daha geniş ve çalışma koşullarını


düzeltmeye yönelik yasaların yürürlüğe konulması
sürdürülmüş ve1847 yılında çıkarılan
"On Saat Yasası"
ile çalışma saatleri sınırlandırılmıştır
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Persival Pott (1714-1788),


"Bel Kemiği Eğriliklerinde Sık Görülen Alt Taraf
Organlarındaki Felçler Üstüne"
adındaki kitabında özellikle baca temizleyicilerinde görülen
Skrotum Kanserinin nedeni olarak is üzerinde durmuş ve bunu
bir
meslek hastalığı olarak nitelemiştir.
Orfila (1787-1853), zehirli ise maddelerin analitik
yöntemlerle
tanımlanabileceğini ileri sürmüş, yeni yöntemler geliştirerek,
toksikolojinin ilerlemesine öncülük etmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

1842 yılında yapılan başka bir yasal düzenleme ile de


kadınların ve 10 yaşından küçük çocukların maden ocaklarında
çalıştırılmaları yasaklanmıştır.
1844 yılında ise iş yerlerindeki hekimlerin sorumlulukları
genişletilerek sağlık açısından tehlikeli yerlerde çalışanların
sağlık kontrolleri de bu hekimlerin görevleri arasına alınmıştır.
1895 yılında ise bazı tehlikeli meslek hastalıklarının
bildirimi zorunlu hale getirilmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Çağımızda İş Sağlığı ve Güvenliği


İngiliz iş hekimi Thomas Morison Legge (1863-1932),
1898 yılında ve ilk Hekim İş Güvenliği Müfettişi olarak
atanmış ve 1927 yılına kadar bu görevde kalmıştır. Kurşun
zehirlenmesi gibi Şarbon’un da meslek hastalığı olduğunu
ileri sürmüş, iş müfettişliği ve bu konu ile ilgili tüzüğün kabul
edilmesinde etkili olmuştur. Hükümetin Beyaz Kurşun
Sözleşmesi’ni onaylamayı reddetmesi üzerine istifa etmiştir.
Daha sonra Sendikalar Kongresi için ilk tıbbi danışmanı
olmuştur.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sir John Simon ise, iş yerlerinin sağlık yönünden


denetlenmesinin gerekliliğini belirtmiş, bir çok
zehirlenme
ve bulaşıcı hastalığın böylece önlenebileceğini ileri
sürmüş
ve bu tür hastalıkların bildiriminin zorunlu olmasına
öncülük etmiştir.
İngiltere'deki bu gelişmelerin benzerleri diğer Avrupa
ülkelerinde de görülmüştür.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Amerika'da da hızlı sanayileşmenin getirdiği olumsuz çalışma


koşullarının önlenmesi için eyalet hükümetleri kendi
bünyelerinde gerekli gördükleri önlemleri alma konusunda
yetkilendirilmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarında
Massachusetts eyaleti öncülük etmiş ve 1836 yılında çocuk işçiler
ile ilgili bir yasa çıkarılmıştır.
1867 yılında ise Özel Denetim Yasası’nın uygulanmasını
sağlayacak bir örgüt kurulmuş, istatistik veri toplama çalışmaları
yoğunlaşmıştır. Daha sonra federal hükümet iş yerlerinin sağlık
ve güvenlik yönünden denetimi sorumluluğunu kendi üzerine
almıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

ABD'deki işçi sağlığı ve iş güvenliği


ile ilgili gelişmelere Alice Hamilton'un
(1869-1970) çalışmaları büyük katkı
sağlamıştır.
Alice Hamilton 1910 yılında kurşun
sanayinde görülen zehirlenmeleri
incelemiş ve çalışma koşullarının
düzeltilmesi için uygulanacak
kontrol yöntemlerinin geliştirilmesini
sağlamıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

ABD'deki meslek hastalıkları konusundaki çalışmalarının


yoğunlaşması, 20. yüzyılın başında Cornell Üniversitesi öğretim
üyesi Gilmann Thomson’ın “The Occupational Diseases"
(Meslek Hastalıkları) adındaki kitabını 1914 yılında
yayınlamasıyla başlamıştır.
C. Vogetlin ise, 1926 yılında arseniğin emzinlerinin -SH (Merkaptan)
gruplarına etkisini incelemiştir.
Daha sonraları P. Muller, DDT ve bazı insektisidleri,
G. Schrader ise orgonofosfat bileşiklerinin zararlı etkilerini
araştırmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sosyalist ülkelerde ise sistem kendi içinde denetim


mekanizması kurmuş ve denetimin çalışanlarca yapılması
sağlanmıştır. SSCB ilk Sağlık Bakanı Alexander
Semashko
bağımsız sağlık örgütleri kurulması ve bunların özellikle
koruyucu sağlık hizmetlerinde yoğunlaşması konusunda
önemli çalışmalar yapmıştır. 1922 yılından sonra bir çok
eğitim, araştırma merkezi ile enstitüleri kurulmuş ve işçi
sağlığı ve iş güvenliği konusunda önemli çalışmalar
yapılmıştır.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Dünyadaki meslek hastalıkları ve iş kazalarının


önlenmesine yönelik çalışmalarda sendikaların
katkıları yanında, 1919 yılında faaliyetine başlayan
Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour
Organisation-ILO) Milletler Cemiyeti’ne bağlı olarak
bu
konuda önemli çalışmalar yapmış ve 1946 yılında ise
Birleşmiş Milletler ile imzaladığı anlaşma sonucu bir
uzmanlık kuruluşu durumuna gelmiştir.
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ
DÜNYADA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

ILO’nun en önemli çalışma alanlarından biri çalışma


yaşamı ve sosyal koşullarla ilgili uluslararası
standartları oluşturmasıdır.
Bugüne kadar oluşturduğu çok sayıda sözleşme ve
tavsiye kararlarının 70 tanesi iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgilidir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de işçi sağlığı ve iş


güvenliğinin tarihsel gelişimi çalışma yaşamındaki
gelişmelere bağlı olarak benzer aşamalardan geçmiştir.
Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının önemli bir sorun
olarak gündeme gelmesi sanayileşmenin gelişimi ile
yoğunluk kazanmıştır. Sanayileşme sonucu üretim
araçlarında ve üretim yöntemlerinde sağlanan gelişmeler
işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını da ortaya çıkarmıştır.
Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sanayileşmenin
gelişim düzeyine bağlı olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği
konusunda yasal, tıbbi ve teknik çalışmalar yapılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Osmanlı Devleti Döneminde İş Sağlığı ve Güvenliği


On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'da sanayi devrimi
yaşanırken
Osmanlı Devleti’nde ise siyasi ve ekonomik çözülme
dönemi
yaşanmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde sanayileşmenin kendisini gösterdiği
dönem olarak on altıncı ve on yedinci yüzyıl esas
alınmaktadır. Devletin ekonomik yönden güçlü olduğu bu
dönemde küçük el sanatları, çinicilik, dokumacılık ve gemi
yapımını ağırlık taşımaktadır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

On altıncı ve on yedinci yüzyılda Avrupa ülkelerinde sanayi,


atölye ve fabrika üretimine geçerken Osmanlı Devleti’nde
sanayi yapısı küçük el sanatları ve tezgahlardan öteye
gidememiştir. Bu nedenlerle Osmanlı Devleti’nde üretim
etkinlikleri daha çok iç pazara tüketim maddeleri sağlamaya
yönelik olmuştur. İlk sanayi kuruluşlarının II.Mahmut
döneminde savaş sanayi ile birlikte başladığı görülmüştür.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bu dönemde Sinop, İzmit ve İstanbul tersanelerinde buharlı


gemi yapılmıştır. Bu sanayi kuruluşları için kömüre
gereksinim giderek artmıştır.
Bu dönemde işletmeye açılan Ereğli Kömür İşletmeleri
Osmanlı Sanayinde önemli bir yer tutmuştur. Ülkenin ilk
kömür havzası 1829 yılında işletmeye açılmıştır.
19. yüzyılın başlarında ülke ekonomisi ve güvenlik
bakımından kömürün önemi giderek artmış ve kömür
üretimini artırmak için çalışmalar yapılmıştır.
Zonguldak havzası ilk bulunduğundan itibaren sürekli el
değiştirmiş ve kömür üretimi devlet denetimi altında
olmakla beraber yerli ve yabancı özel kuruluşlar tarafından
yönetilmiştir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Osmanlı Devleti'nde kömür üretimi dışında tersane, baruthane,


top arabası, fişekhane, dökümhane gibi askeri amaçlı iş yerleri ile
dokuma fabrikalarının ağırlık taşıdığı görülmüştür. Osmanlı
Devleti'nde küçük zanaat ve atölye üretimine dayanan iş yerleri
sanayi devrimi öncesi oldukça yaygındır. Bu iş yerlerinde usta,
kalfa ve çırak olarak ücretle çalışanlarla iş verenler arasındaki
ilişkileri ve çalışma koşullarını "Lonca"ların kuralları ve
gelenekler belirlemiştir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Ülkedeki iş yaşamı Mecelle-i Ahkam-i Adliye tarafından


düzenlenmiştir. Ahmet Cevdet Paşanın başkanlığında bir
heyet tarafından yedi yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan
Mecelle`nin bugünkü anlamı Medeni Kanun’dur.
Esaslarının çoğu islam dinine uygun olarak hazırlanan
Mecelle'de işçi-iş veren ilişkilerini kapsayan hükümler
bulunmadığından, çalışma yaşamındaki bu boşluğu
doldurmak ve işçi-iş veren ilişkilerini yeni gelişmelere
uygun olarak düzenlemek amacıyla değişik tarihlerde çeşitli
yasal düzenlemeler yapılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Osmanlı Devleti’nde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili


mücadele 1820'lerde kurulan ilk işletmelerde çalışan işçilerin
yaşama ve çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla
başlamış, ancak 1850 yılında çıkarılan Polis Nizamnamesi
ile bu tür etkinlikler engellenmiştir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ilk çalışmaların
başladığı 1850 yıllarında Osmanlı Devleti’nde, askeri amaçlı
üretimlerin yanı sıra, daha çok el tezgahları olarak gelişmeye
başlayan sanayileşme, daha sonraları kömür ocakları ve
madenler, demir yolu yapımı, tütün işletmelerinin katılımı ile
sürmüştür.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bu dönemde ağır işlerde kadın ve çocukların çalıştırılması da


yaygınlaşmış, çalışma süresi günde 16 saate kadar
çıkarılmıştır.
Ereğli Havzası'ndaki kömür ocaklarında çalışan işçiler kısa
sürede meslek hastalıklarına yakalanmışlar ve giderek artan
iş Kazalarında yaşamlarını yitirmişlerdir.
Fransızlar tarafından işletilen kömür ocaklarında 16 saat
çalışan işçiler, penceresiz ve sağlıksız barakalarda
yatmışlardır.
Beslenmeleri de son derece yetersiz olan bu işçiler, kömür
ocaklarındaki sağlıksız koşullar nedeniyle kısa sürede kömür
tozlarının yol açtığı Pnomokonyoz hastalığına
yakalanmışlardır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Kömür ocaklarındaki çalışma


koşullarının ağırlığı ve çok
sayıda işçinin akciğer
hastalıklarına yakalanması
üretimde düşmelere
neden olmuştur. Üretimi
artırmak amacıyla 1865 yılında
Madeni Hümayun Nazırı
Dilaver Paşa tarafından bir
tüzük hazırlanmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Ancak padişah tarafından onaylanmadığı için bir tüzük niteliği


kazanamamış olan Dilaver Paşa Nizamnamesi, çalışma
koşullarına ilişkin olarak getirdiği düzenlemeler yanında,
madende bir hekim bulundurulmasını da hükme bağlamıştır.
Kömür madenlerinde çok sık görülen iş kazalarına ilişkin
olarak ise bir hüküm getirilmemiştir. 100 maddeden oluşan
Dilaver Paşa Nizamnamesi daha çok üretimin
artırılmasına yönelik olmasına karşın,
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili ilk yasal belge
olması açısından önemlidir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Tanzimat'tan sonraki ikinci önemli belge olan Maadin


Nizamnamesi, (1869) genellikle iş güvenliğini ilgilendiren
önemli hükümler getirmiştir. Bu tüzüğün getirdiği önemli
hükümler şunlardır:
→ İşveren iş kazasının oluşmasını önlemek için gerekli önlemleri
alarak iş güvenliğini sağlamak zorundadır.
→ Kazaya maruz kalanlara veya ailesine mahkeme tarafından
hükmedilecek tazminat iş veren tarafından ödenecektir. Kaza, iş
verenin kötü yönetim ve denetimi veya gereken önlemlerin
yasalara uygun olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle
meydana gelmiş ise, iş veren ayrıca 15-20 altın tutarında daha
fazla tazminat ödeyecektir.
→ Havzada her iş veren, diplomalı bir hekim çalıştırmak ve eczane
bulundurmak zorundadır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Bu dönemde çıkarılan diğer tüzükler ise;


→ Tersanei Amiriye ve Mensip İşçilerin Emeklilikleri
Hakkında Tüzük,
→ Hicaz Demir Yolu Memur ve Hizmetlerine Hastal k
Kaza Hallerinde Yardım Tüzüğü,
→ Askeri Fabrikalar Tüzüğü olarak sıralanabilir.
Bu tüzükler daha çok sosyal yardım amaçlı hükümler
içermişlerdir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Birinci Büyük Millet Meclisi Döneminde İş Sağlığı ve Güvenliği

Bu dönemde çalışma yaşamı ile ilgili önlemler 1921 yılında


alınmış ve arka arkaya iki yasa çıkarılmıştır. Bunlardan ilki,
Zonguldak ve Ereğli Havzası Fahmiyesinde Mevcut Kömür
Tozlarının Amale Menafii Umumiyesine Füruhtuna dair 28
Nisan 1921 tarih ve 114 sayılı yasadır. Bu yasayla, kömürden arta
kalan kömür tozlarının satılması ile elde edilecek gelirin işçilerin
gereksinimleri için ayrılması sağlanmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Çıkarılan ikinci yasa ise, Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden


Amelesinin Hukukuna Müteallik 10 Eylül 1921 tarih ve 151
sayılı yasadır. Bu yasa ile kömür işçilerinin çalışma koşullarının
düzeltilmesine yönelik hükümler getirilmiştir.

151 sayılı yasa ile sigortalılığın iki ana ilkesi kabul edilmiş, sermayesi
iş veren ve işçiden alınan aylık paralar ile yardım sandığı
oluşturulmuştur. Bu hükümler yıllarca sonra çıkarılan 506 sayılı SSK
yasası içinde varlığını sürdürmüştür.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

151 sayılı yasa ile işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden getirilen


yeni düzenlemeler şöyle özetlenebilir:

→ İşveren havzada çalışan işçinin yatıp kalkması, yiyip içmesi ve


temizliğini yapabileceği biçimde konut sağlayacaktır.
→ İşveren çalıştırdığı işçi sayısını ve ödediği ücreti gösteren defter
tutacaktır.
→ İşveren işçilerin kurduğu yardım sandığına işçinin ücretinin
% 1'inden az olmamak kaydıyla yardımda bulunacaktır.
→ İşveren hastalanan ve yaralanan işçileri tedavi ettirecektir. Bu
amaçla iş yerinde hekim çalıştıracak, hastane ve eczane açacaktır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

→ Kazada yaralanan ile ölenlerin yetimlerine mahkeme kararı ile


tazminat ödenecektir.
→ Eğer kaza i verenin yönetim veya denetim hatası ile oluşmuş
ise ayrıca 500-5000 TL fazla tazminat ödenecektir.
→ Çalışma süresi günde sekiz saattir. Fazla çalışma iki tarafın
oluruna bağlı olup, iki kat ücret ödenecektir.
→ İşveren yeni işçilerin eğitiminden sorumlu olacaktır.
→ Amele Birliği, İhtiyat ve Teavün Sandıkları bu yasa gereğince
kurulacaktır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Cumhuriyet Döneminde İş Sağlığı ve Güvenliği


Cumhuriyetin ilk yıllarında hafif sanayi denilen gıda, dokuma,
dericilik gibi alanlarda yoğunlaşmış bir sanayi bulunmaktadır.
Özellikle 1963 yılından itibaren beş yıllık kalkınma planları
yürürlüğe konularak uzun dönemli hedef ve stratejiler
belirlenmiştir. Sanayileşmede sağlanan gelişmelerin getirdiği
sorunların giderilmesi amacıyla Cumhuriyet döneminde işçi
sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili pek çok yasa, tüzük, yönetmelik
çıkarılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Cumhuriyetin ilanından sonra ilk yasal düzenleme 2 Ocak 1924


tarih ve 394 sayılı HaftaTatili Yasası olmuştur. Bu yasa
Cumhuriyet döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki
ilk olumlu düzenlemelerden birisidir.
1926 yılında yürürlüğe giren Borçlar Yasası'nın 332. maddesi
işverenin iş kazaları ve meslek hastalıklarından doğan hukuki
sorumluluğunu getirmiştir. Hizmet akdi ve işin düzenlenmesi ile
ilgili yeni hükümler getiren bu yasa sosyal güvenlikle ilgili
herhangi bir zorunluluk getirmemekle birlikle iş kazası ve
hastalık hallerinde işçi yararına bazı hükümler içermektedir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği ilgili hükümler taşıyan


Umumi Hıfzı Sıhha Yasası ve Belediyeler Yasası 1930 yılında
yürürlüğe konulmuştur. 1580 sayılı Belediyeler Yasası'na göre iş
yerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden bazı açılardan
denetlenmesi görevi belediyelere verilmiştir.
Yasanın 15. maddesinin 38. ve 76.fıkraları ile belediyeler genel
olarak endüstriyel kurulu ve fabrikaların elektrik tesisatının,
makine ve motor düzenlerinin, kazan, ocak ve bacaların gerek ilk
önce gerekse sonradan sürekli olarak teknik muayenelerini
yapmak; çevre toplumunun sağlık, huzur ve malları üzerine
zararlı etkisi olup olmadığını incelemek, zararlarını önlemek, iş
yerlerinin ve işçi kamplarının sağlık denetimlerini yapmaktan
sorumlu tutulmuşlardır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Umumi Hıfzı Sıhha Yasasının 173.-178. maddeleri ile


endüstriyel kuruluşlarda, çocuk ve kadınların çalıştırılma
koşulları, işçiler için gece hizmetleri, gebe kadınların
doğumdan önce ve sonra çalıştırılma koşulları, iş
yerlerindeki işçi yasağı konuları hükme bağlanmıştır.
Yasanın 179. maddesi işçilerin iş yerinde çalıştırıldıkları
sürece sağlık ve güvenliklerinin korunması amacıyla
tüzükler çıkarılmasını öngörmüştür.
Yasanın 180. maddesi ise iş yerlerine sağlık hizmeti götürecek
iş yeri hekiminin çalıştırılmasına ve diğer revir, hastane gibi
kuruluşlara ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

8 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen, 16 Haziran 1937


tarihinde yürürlüğe giren ve çalışma yaşamının birçok
sorunlarını kapsayan 3008 sayılı Yasası ile ülkemizde
ilk kez işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ayrıntılı
ve Sistemli bir düzenlemeye gidilmiştir. Yasa 1967
yılına kadar uygulamada kalmıştır.
28 Ocak 1946 tarih 4841 sayılı Çalışma Bakanlığı
kuruluş yasasının birinci maddesi ile Bakanlığın
görevleri arasında sosyal güvenlikte yer almıştır.
Mevzuatımıza sosyal güvenlik ilk kez bu yasa ile
girmiştir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

İşçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik çalışmaların tek elden


yürütülmesi amacıyla Çalışma Bakanlığının kurulması
sonrasında bu görev İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğü'ne
verilmiştir.
Bunun sonucunda 81 sayılı Uluslararası Çalışma
Sözleşmesinin 9. maddesinin onanmasına dair 5690 sayılı
Yasa 13 Aralık 1950 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu yasa gereği olarak iş yerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği
yönünden denetimini yapmak, çalışma yaşamını düzene
koymak, yol gösterici uyarılarda bulunmak üzere hekim,
Kimyager ve mühendis gibi teknik elemanların
görevlendirilmesi ile ilgili 174 sayılı Yasa çıkarılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Günümüzde İş Sağlığı ve Güvenliği


Günün gereksinimlerine yanıt veremez duruma gelen 3008 sayılı
yasanın yerine 1967 yılında 931 sayılı Yasası çıkarılmıştır. 931
sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından usul yönünden
bozulması üzerine hemen hiçbir değişiklik yapılmadan 1971
yılında 10 bölümden ve 112 maddeden oluşan 1475 sayılı
Yasası yürürlüğe konulmuştur.
Bu bölümler sırası ile genel hükümler, hizmet akdi, ücret, işin
düzenlenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği, iş ve işçi bulma, iş
yaşamının denetimi ve teftişi, sosyal sigortalar, ceza hükümleri
ve son hükümler olarak düzenlenmiştir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

1475 sayılı Yasasının 74. maddesi sağlık ve güvenlik ile ilgili


tüzüklerin hazırlanmasını öngörmüştür. Yasanın bu
maddesine göre çıkarılan tüzüklerin başlıcaları şunlardır:
→İşçi Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü
→ Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan
İşlerde ve İşyerlerinde
→ Alınacak Güvenlik Tedbirleri Hakkında Tüzük
→ Yapı İşlerinde Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tedbirleri
Tüzüğü
→ Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında
Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin
Tüzük
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

➢27.06.1954 tarihinde 4772 sayılı İş Kazaları ve Meslek


Hastalıkları Sigortası Yasası,
➢09.07.1946 tarihinde 4792 sayılı İşçi Sigortaları
Kurumu Yasası,
➢1950 yılında 5502 sayılı Hastalık ve Analık Sigortası
Yasası,
➢1957 yılında ise 6700 sayılı İhtiyarlık Sigortası Yasası
çıkarılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Sosyal sigorta uygulamasının bu şekilde değişik yasalarla


dağınık bir biçimde düzenlenmiş olması nedeniyle;
Bu yasalar bir araya getirerek sosyal sigortalar sistemi tek
bir yasada toplamak suretiyle 1964 yılında 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Yasası yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunun
ikinci bölümü İş Kazaları ile Meslek Hastalıkları’na tahsis
edilmiştir.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

506 sayılı SSK Yasasının yürürlüğe girmesinden sonra


Türk Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Özel Fon İdaresi
Birliğinden yararlanılarak İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Araştırma Enstitüsü (İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi
Müdürlüğü,İSGÜM) kurulmuştur.
İSGÜM, kuruluşundan bu güne kadar Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmalarını
sürdürmektedir. Bu çalışmalar sonucu işçi sağlığını
etkileyen çevresel etkiler üzerinde durulmuş ve
periyodik sağlık muayenelerin önemi ortaya
çıkarılmıştır.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

1975 yılında ise İtalyan Üniversitesi örneği esas alınarak;


→ Ankara'da 50 yataklı Ankara Meslek Hastalıkları
Hastanesi,
→ İstanbul Kartal'da ise 300 yataklı İstanbul Meslek
Hastalıkları Hastanesi kurulmuştur.
TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Ülkemizde iş sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması görevi,


1945 yılında kurulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
bünyesinde İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir.
Denetim
hizmetlerinin bir başka birimde örgütlenmesi nedeniyle Genel
Müdürlük, 1983 tarihinde İşçi Sağlığı Daire Başkanlığı’na
dönüştürülmüştür.Böylesine önemli bir alanda verilen hizmetin
Niteliğinin yükseltilmesi ve etkinliğinin artırılması amacıyla
Daire Başkanlığı, 2000’de İş Sağlığı ve Güvenliği Genel
Müdürlüğü (İSGGM) olarak yeniden teşkilatlandırılmış ve yeni
görevlerle güçlendirilmiştir.
SORULAR
Soru 1
M.S. 23 ile 79 yılları arasında yaşamış olan, çalışma
ortamındaki tehlikeli tozlara karşı çalışanların
korunması amacıyla maske yerine geçmek üzere
başlarına torba geçirmelerini öneren aşağıdakilerden
hangisidir?
a)Nicander b)Juvenal c) Plini d)Paracelsus

Cevap: c) Plini
Soru 2
17. ve 18. yüzyılda yaşayan, kurşun ve civa zehirlenmelerini
inceleyerek belirtilerini saptayan, iş-işçi uyumunun iş
verimi
üzerinde etkili olduğu düşüncesini ortaya koyarak bir
anlamda ergonominin ilkelerini 17. yüzyılda açıklayan
İtalyan bilim insanı aşağıda belirtilenlerden hangisidir?
a) Hipokrates b) Heredotos c) Nicander d)
Ramazzini

Cevap: d) Ramazzini
Soru 3

"Her madde zehirdir ve zehir olmayan madde yoktur.


Zehir ile ilacı ayıran dozdur." diyerek toksikolojinin
temelini atan bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hipokrates b)Juvenal c)Paracelsus d) Ramazzini

Cevap: c)Paracelsus
Soru 4
Doktorlara, hastalarından öykü alırken onların mesleklerini de
sormalarını öğütleyen ve iş sağlığı ve güvenliğinin kurucusu
olarak değerlendirilen hekim aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hipokrat b) İbn-i Sina c) Ramazzini d) Paracelsus

Cevap: c)Ramazzini
Soru 5
Aşağıdakilerden hangisi "Bel Kemiği Eğriliklerinde Sık
Görülen Alt Taraf Organlarındaki Felçler Üstüne"
adındaki kitabında özellikle baca temizleyicilerinde
görülen Skrotum (testis) kanserlerinin nedeni olarak is
üzerinde durmuş ve bunu bir meslek hastalığı olarak
nitelendirmiştir?
a) Michael Sadler b) Thomas Morison Legge
c) Robert Owen d) Percival Pott

Cevap:d) Percival Pott


Soru 6
1832 yılında parlamentoya yeni bir yasa önerisi
getirerek 1833 yılında "Fabrikalar Yasası" adı altında
yürürlüğe girmesini sağlayan aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Michael Sadler b) Robert Owen
c) Thomas Morison Legge d) Percival Pott

Cevap: a) Michael Sadler


Soru 7
İş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişim sürecine ilişkin olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) İş sağlığına yönelik sistematik çalışmalar esas olarak Sanayi
Devrimi ile İngiltere'de başlamış ve günlük çalışma saati 19.
yüzyılda 12 saate indirilmiştir.
b)İş sağlığı ve güvenliği, iş yerlerindeki çalışma koşullarının sağlık
ve güvenlik içinde olmasını temin eden ve sonucunda iş kazaları ile
meslek hastalıklarını azaltan bir bilimdir.
c) Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki ilk iş sağlığı ve güvenliği
kuralları Polis Nizamnamesi ile hazırlanmış ve uygulanmıştır
d) İtalyan Ramazzini 17. yüzyıldaki sayısız çalışmaları ile iş sağlığı
ve güvenliği ilkelerinin kurucusu sayılmaktadır.

Cevap: c
Soru 8
Osmanlı İmparatorluğu döneminde hazırlanan ve 100
maddeden oluşan, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ilk
yasal belge aşağıdakilerden hangisidir?
a) Polis Nizamnamesi
b) Dilaver Paşa Nizamnamesi
c) Maadin Nizamnamesi
d) Ereğli Maden-i Hümayun İdaresinin Nizamnamesi

Cevap: b) Dilaver Paşa Nizamnamesi


Soru 9
“Kazaya maruz kalanlara veya ailesine mahkeme tarafından
hükmedilecek tazminat işveren tarafından ödenecektir.”
hükmünü getiren ve iş güvenliği konusunda Osmanlı Devleti
döneminde Tanzimat'tan sonra çıkarılan önemli yasal
düzenleme aşağıdakilerden hangisidir?
a) Dilaver Paşa Nizamnamesi
b) Askeri Fabrikalar Nizamnamesi
c) Polis Nizamnamesi
d) Maadin Nizamnamesi

Cevap: d) Maadin Nizamnamesi


Soru 10
16 Haziran 1937 tarihinde yürürlüğe giren Cumhuriyet
dönemindeki ilk İş Kanunu aşağıdakilerden hangisidir?
a) 931 sayılı İş Kanunu
b) 3008 sayılı İş Kanunu
c) 1475 sayılı İş Kanunu
d) 4857 sayılı İş Kanunu

Cevap: b) 3008 sayılı İş Kanunu


Soru 11
1930 yılında yürürlüğe giren ve 180. maddesi ile işyerlerine
sağlık hizmeti götürecek iş yeri hekiminin çalıştırılmasına
ve diğer revir, hastane gibi kuruluşlara ilişkin düzenlemeleri
içeren Kanun aşağıdakilerden hangisidir?
a) 931 sayılı İş Kanunu
b) 3008 sayılı İş Kanunu
c) 818 sayılı Borçlar Kanunu
d) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu

Cevap: d) 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu


Soru 12
Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin
Hukukuna Müteallik Kanun (Ereğli Kömür Havzası
Maden İşçisinin Hukukuna İlişkin 151 sayılı Kanun)
hangi tarihte çıkmıştır?
a) 8 Haziran 1936
b) 17 Ağustos 1950
c) 10 Eylül 1921
d) Hiçbiri

Cevap: c) 10 Eylül 1921


Soru 13
İlk iş sağlığı yasası hangi ülkede çıkmıştır?
a) İngiltere b) Fransa c) ABD d) Almanya

Cevap: a) İngiltere
TEŞEKKÜRLER

You might also like