You are on page 1of 31

SOSYAL BİLİMLERİN TEMELLERİ

Ders Notları

Yrd. Doç. Dr. Turhan SENGÖNÜL

Ege Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
2021
İçindekiler
BİRİNCİ BÖLÜM
I. SOSYAL BİLİMLERİN DOĞUŞU
A. Doğa Bilimlerinde Gelişmeler
B. Endüstri Devrimi ve Ortaya Çıkan
Sosyal Sorunlar
C. Fransız Devrimi
D. Karşılaştırmalı Toplum Araştırmaları
II. SOSYAL BİLİMLERİ ADLANDIRMA
A. Sosyal Bilimler
B. Tarih Bilimleri
C. Tin Bilimleri
D. İdiografik Bilimler
E. Kültür Bilimleri
F. Hermeneutik Bilimler
G. İnsan Bilimleri
III. SOSYAL BİLİMLERDE YAKLAŞIMLAR
A. Doğalcı/Pozitivist/Olgucu Yaklaşım
B. Tinselci/Anlamacı/Tarihselci
Hermeneutik Yaklaşım
1. Tinselci/Anlamacı/Tarihselci
Hermeneutik Yaklaşıma Göre
Sosyal Alanın Özellikleri
IV. TİN BİLİMLERİ VE DOĞA BİLİMLERİ
A. Yaşama, İfade, Anlama İlişkisi
B. Tarihsel-Toplumsal Gerçeklik
1. Amaç-Eylem Bağıntısı
C. Tin Bilimleri ile Doğa Bilimleri
Arasındaki Ayrımlar
İKİNCİ BÖLÜM
I. FRANSIZ POZİTİVİST SOSYAL
BİLİMCİLER
A. Auguste Comte
B. Herbert Spencer
II. ALMAN İDEALİST SOSYAL BİLİMCİLER
A. Hegel
B. Stein
C. Karl Marx
D. Riehl
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
I. 1860-1900 YILLARI ARASINDAKİ
SOSYOLOJİ SİSTEMLERİ
A. Biyolojik Akım
B. Ekonomi Biliminin Etkilediği
Sosyoloji
Akımları
1. Schmoller
2. Bücher
3. Sombart
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
I. 1900 YILLARINDA SOSYOLOJİNİN
YENİDEN SİSTEMLEŞTİRİLMESİ
A. Durkheim
B. Max Weber
C. Tönnies
II. FORMEL SOSYOLOJİ
A. Simmel
BEŞİNCİ BÖLÜM
I. SOSYOLOJİ VE DİĞER SOSYAL BİLİMLER
A. Sosyoloji ve Ekonomi
B. Sosyoloji ve Antropoloji
C. Sosyoloji ve Psikoloji
D. Sosyoloji ve Tarih
E. Sosyoloji ve Politik Bilim
F. Sosyoloji ve Felsefe
ALTINCI BÖLÜM
I. SOSYAL YAPININ TEMEL UNSURLARI
A. Sosyal Eylem ve Etkileşim
1. Sosyal Eylem
2. Sosyal Etkileşme

YEDİNCİ BÖLÜM
I. NORMLAR
SEKİZİNCİ BÖLÜM
I. STATÜ VE ROL
A. Statü
B. Rol

DOKUZUNCU BÖLÜM
I. KURUM
A. Kurum
B. Kurum-Örgüt İlişkisi
ONUNCU BÖLÜM
I. SOSYAL TABAKALAŞMA
A. Tabakalaşmanın Tanımı ve
Tabakalaşmayı Belirleyen Ölçütler
B. Bir Tabakalaşma Biçimi Olarak Sınıf
C. Bir Tabakalaşma Biçimi Olarak Statü
Grupları
D. Sınıf ve Statü Gruplarının Benzerlik ve
Farklılıkları
Yaralanılan Kaynaklar
BİRİNCİ BÖLÜM
I. SOSYAL BİLİMLERİN DOĞUŞU
Uygarlığın başlangıcından beri toplum
sürekli araştırma ve spekülasyon konusu
olmuş ve birçok düşünür içinde yaşadıkları
grup ve toplumların işleyişiyle ilgili
çalışmalar yapmışlardır. Geçmiş uygarlıkların
hukukçuları, din eğiticileri ve felsefecilerin
yapıtlarında modern sosyoloji için geçerli
olabilecek gözlemleri ve görüşleri bulmak
olasıdır.
Toplumsal konulara ilginin çok eski bir
geçmişi bulunmakla beraber sosyoloji ayrı
bir bilim olarak 19. yüzyılda gelişmeye
başlamıştır. Özellikle 17. ve 18. yüzyıllardaki
düşünce sistemleri ve entelektüel akımların
sosyolojinin bilim olmasındaki etkinliği
büyüktür. Politik felsefe, tarih felsefesi,
biyolojik gelişme teorileri ve sosyal politik
reform hareketleri sosyolojinin
biçimlenmesini etkileyen entelektüel
temellerdir.
Doğal Hukuk öğretisinin en önemli temsilcileri,
insanda diğer insanlarla birlikte yaşama, yani
sosyal olma eğilimlerinin bulunduğunu öne
süren Grotius, insanın yaşamını devam ettirme
eğilimine ağırlık veren Hobbes ve insan
tabiatının değişmezliğini savunan Rousseau ve
Locke’dur. Bütün bu sistemlerin ağırlık
noktasını toplumun nasıl olduğundan çok nasıl
olması gerektiği ile ilgili görüşler oluşturmakta
Bu görüşler, insan doğasına en uygun olan
toplumsal düzenlemeyi bulmaya dönüktür.

Tarih felsefesi, bir 18. yüzyıl düşünce


ürünüdür. Bu sistemin ağırlık noktasını
toplumun gelişmesi düşüncesi
oluşturmaktadır.
Gelişme ile ilgili genel görüşler insanların
tarihle ilgili kavramlaştırmalarını
etkilemiştir.
A. DOĞA BİLİMLERİNDE GELİŞMELER
Yeniçağda, “bilim” anlayışında F.Bacon'un
ünlü bir sözü var:
''Bilmek yapabilmektir.''
Bu, beraberinde neyi getirmiştir?
Doğayı tümel olarak bilirseniz, bu bilgi size
aynı zamanda yapabilme gücü de kazandı-
rır. Bu da, beraberinde doğaya egemen
olmayı getirir. Yine bu yapabilme gücü,
doğaya egemenlik yanında insana ve
topluma egemen olmayı da sağlayabilir.
16. ve 17. yüzyılların bir ürünü olan
doğa bilimleri,
“dış dünya” olarak doğanın yasalarının
“özne” tarafindan
deneysel yöntemlerle saptanabileceği
ve matematiksel olarak ifade
edilebileceği, buna bağlı olarak evrenin
keşfinin tamamlanabileceği
ve bilimsel ilerleme ile doğaya egemen
olunabileceği inancıyla yola çıkmışlardır.
Yasacılık, keşifçilik, ilerlemecilik,
doğaya egemen olma isteği, hatta
iştahı;
bu yüzyılların aynı zamanda kültürel
kodlarını da bize verir.
Tabii bunlar makinalaşmanın,
sanayileşmenin ve modern
teknolojinin kaynaklarını anlamamıza
da izin verirler
Doğa bilimleri sadece insanın doğayı
teolojik-metafiziksel “önyargılar” dan
arınmış halde deneysel yoldan bilme
isteğinin, iştahının ürünü olarak mı ortaya
çıkmışlardır? Hayır. Burada saf, naif,
tertemiz bir bilme arzusundan,
“bilmek için bilmek” isteğinden çok,
doğaya egemen olma, doğa güçlerini insani
çıkar ve yararlar uğruna denetim altına alıp
kullanma isteği ve iştahı belirleyici
olmuştur.
B. ENDÜSTRİ DEVRİMİ VE ORTAYA
ÇIKAN SOSYAL SORUNLAR
Entellektüel akımların 18. ve 19.
yüzyıllarda hızlanması, bu yüzyıllardaki
sosyal olaylarla yakından ilişkilidir.
Bu yüzyıllardaki hızlı değişmeler,
tarihe ve sosyal değişmeye ilgiyi
arttırdığı gibi seyahatler ve keşifler de
çeşitli kültürler arasındaki farklılıkların
varlığını gözler önüne sermiştir.
Öte yandan iki büyük devrim,
Fransız devrimi ve
İngiltere’deki endüstriyel devrim
entellektüel gelişmeleri etkilemiştir.
Sosyolojinin gelişmesindeki
entellektüel etkinliklerin yanı sıra
sosyal koşulların incelenmesini
öngören çalışmalar niteliğindeki
sosyal ve politik reformlar da özelikle
modern sosyolojinin gelişmesindeki
öğeleri hazırlamışlardır.
Bu tür çalışmaları teşvik eden iki
önemli faktör bulunmaktadır.
(1) , Bu devirde teori ve yöntemleri
geliştirilen ve kesinlik kazanan ve
bunun sonucu olarak da etkinliği artan doğa
bilimleri yöntemlerinin,
sosyal olaylara uygulanabileceği kanısının
giderek yaygınlaşmasıdır.
Böylece sosyal olguların da doğal olgular
gibi sınıflandırılabileceği ve ölçülebileceği
görüşü giderek daha çok taraftar kazanmı
ş ve bu yöntemlerden yararlanma eğilimle
ri, sosyolojik araştırmaları teşvik etmiştir.
Sosyal araştırma,
yalnızca doğa bilimlerinin yöntemlerini
sosyal olaylara uygulamak arzusuyla
gelişmemiştir.
Sosyal araştırma, daha çok endüstriyel
toplumların maddi olanaklarından etkilenen
ve böyle toplumların sonucu olan sosyal
felaketlerin teşhis edilmesi ve çözüm
yollarının bulunarak bu felaketlerin
önlenmesi amacına dönük yeni bir sosyal
kavramdır.
Gelişen üretim güçlerine paralel olarak
yaygınlaşan yoksulluk-sefalet,

düşünülerin,
yoksulluğun-sefaletin
doğal bir olgudan çok
sosyal bir sorun
olduğu yönünde tutum geliştirmelerini
etkilemiştir.
Doğa bilimlerindeki gelişmeler,
insanların doğal çevrelerini kontrol
edebilme isteğinin bir sunucu olduğu
gibi,
sosyal bilimlerdeki gelişmeler de
insanların yoğunlaşan ve belirginleşen
sosyal sorunlarına çözüm bulabilme
amacına dönük çabalarının
sonucudur.
Sorunların çözümlenebilmesi,
diğer bir değişle sosyal çevrenin kontrol
edilebilmesi ise
ancak bu sorunları kavramak ve
bunların gerçek nedenlerini saptamakla
mümkündür.
Böylece insanın sosyal çevresini kontrol
edebilme gereksinmelerinin sonucu,
sosyal bilimler ve sosyal araştırma
yöntemleri gelişmiştir.
Sosyolojinin gelişmesinin ilk dönemlerin-
de en önemli ortak sorun,
çağdaş toplum hareketleridir.
Bu nedenle sosyolojiye yön verme çabasında
olanların bütün ilgisi,
çağdaş sorunlar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Özellikle endüstrileşmenin sonucu olarak
görülen toplumsal sorunlar, bu sorunlara çözüm
getirecek yolların bulunması yönünde
çalışmaları hızlandırmıştır.
Sosyolojinin
burjuva devrimleri ve
endüstrileşme hareketleriyle
aynı zamanda gelişmesi
basit bir rastlantı değildir.

Artan ve giderek yoğunlaşarak


gözler önüne serilen
sorunlar,
düşünürleri çözüm bulma yönünde motive
etmiştir.
Sosyolojinin gelişmesinin ilk
dönemlerindeki düşünürler,
sosyal hareketlerin yasalarını bulma
yönünde çabalarını arttırmışlardır. Böylece
ilk sosyologlar,
sosyal hareketleri yöneten yasaların
bulunmasından sonra geleceğin
toplumunun düzenli bir biçimde
kurulmasının mümkün olabileceği inancını
taşıdıklarından bu aşamada sosyoloji soyut
ve teorik bir bilim olarak gelişmiştir.

You might also like