Professional Documents
Culture Documents
28
• Transkripsiyonun başlaması için RNA
polimeraz II genel transkripsiyon
faktörlerine ihtiyaç duyar.
• Bu faktörler olmadan RNA polimeraz II
ökaryotik promotora doğrudan bağlanamaz
ve transkripsiyonu başlatamaz.
• RNA polimeraz II tarafından transkribe
edilen bazı protein kodlayan bazı genlerin
ekspresyonu sürekli gerçekleştirilir. Bütün
hücrelerde düşük seviyelerde eksprese
edilen genler housekeeping genler olarak
bilinirler.
29
• RNA zincirinin uzaması sonlanma
gerçekleşinceye kadar devam eder.
Prokaryotik RNA polimeraz II nin aksine
transkripsiyonu sonlandıran özel bölgeler
bulunmamaktadır.
• RNA polimeraz II tarafından bir protein
kodlayan genden sentezlenen RNA molekülü
öncül transkript olarak adlandırılır.
• Prokaryotların aksine ökaryotlarda,öncül
transkriptin translasyona uğraması için
mRNA işlenerek olgun mRNA
oluşturulmalıdır.
30
RNA işlenmesi (processing)
• Transkripsiyon sonucu üretilen mRNA,
tRNA ve rRNA lardan, prokaryotik mRNA
dışındaki bütün RNA moleküllerinin
işlevsel olabilmesi için işlenmesi
gereklidir.
• Ökaryotlarda mRNA , RNA polimeraz II
enzimi tarafından uzun bir öncül olarak
sentezlenir. Bu öncül mRNA molekülüne
heterojen nüklear RNA (hnRNA) adı
verilir.
31
RNA işlenmesi ise öncül RNA nın olgun
RNA ya dönüştürülmesi işlemidir. Bu
işlem:
• RNAya başlık takılması
• Poliadenilasyon
• RNA splicing işlemlerinden oluşur.
32
RNA ya başlık yapısının takılması
• Öncül transkriptin sentezinden hemen
sonra 5’ ucuna metillenmiş guanin (7-
metil guanozin) başlık yapısı takılarak
modifiye edilir.
• Bu sayede 5’ ucu ribonükleaz
aktivitesinden korunmuş olur.
• Sadece ökaryotik proteinleri kodlayan
genlerin RNA transkriptlerine başlık
yapısı ilave edilir, prokaryotik mRNA,
ökaryotik tRNA ve rRNA lar
abaşlıksızdır. 33
Poliadenilasyon
• Öncül transkriptin sentezinden hemen sonra
5’ ucuna metillenmiş guanin takıldıktan sonra,
3’ ucunda enzimatik bir kırılma meydana gelir
ve yaklaşık 100-200 adenin içeren poli A
kuyruğu ilave edilir.
• Bu kuyruk yapısı da mRNA nın 3’ ucunu
ribonüklezlar tarafından parçalanmaya karşı
korur ve mRNA nın kararlı hale gelmesini
sağlar.
• Yapılan çalışmalarda histon mRNA ları
dışındaki tüm mRNA ların 3’ ucunda poliA
kuyruğu bulunduğu tespit edilmiştir.
34
RNA Splicing
• mRNA işlenmesindeki son aşama
intronların kesilip çıkarılması ve ekzonların
birleştirilmesi yani RNA splicing işlemidir.
• Ökaryotlarda protein kodlayan genlerin
birçoğunda intron ve ekzonlar bulunur.
Yapısında intron bulunan genlere parçalı
genler adı verilir.
• RNA splicing işlemi, ekzon-intron
sınırlarındaki fosfodiester bağlarının
kırılması ve ekzon uçları arasında yeni
bağların oluşumunu içerir.
36
Prokaryotlarda Gen Transkripsiyonunun
Kontrolü
• Prokaryotik canlılar çevre koşullarındaki
değişikliklere hızla uyum sağlama
yeteneğindedirler.
• Dış ortamdaki değişikliklere cevap olarak
transkripsiyondaki değişiklikler pek çok
çalışmaya konu olmuştur.
• Özellikle bu konu hakkında E. coli ile çok çalışma
yapılmıştır. Ör: Bakteriler glikoz bulunan besin ortamında
üretildikleri zaman laktoz ve selüloz gibi alternatif karbon
kaynaklarını kullanmalarını sağlayacak enzimleri
üretmelerine gerek yoktur. Bu gibi gereksiz enerji
tüketimini engelleyecek şekilde değişen ortamlara uyum
sağlamak için genlerin ifadelerinin kontrolünü sağlayan
regülatör sistemler mevcuttur.
• Gen ifadesinin kontrolü transkripsiyon, mRNA işlenmesi
veya translasyon gibi farklı düzeylerde ortaya çıkabilir.
• Gen regülasyonu negatif veya pozitif olabilir.
Gen Transkripsiyonunun Negatif Kontrolü
Laktoz Operonu
• Prokaryotik genler genellikle tek bir regülatör
bölge tarafından kontrol edilen operatörler
halinde organize olmuşlardır.
• Bu sayede gen transkripsiyonunun kontrolü
kolaylaşmıştır. İşlevsel olarak ilgili genlerin
oluşturduğu gen kümelerine operon adı verilir.
En çok çalışılmış ve en çok bilgiye sahip olunan
laktoz operonudur.
• Bu operon, laktoz metabolizmasında
işlev gören;
• galaktoz permeaz=laktoz permeaz
• Beta galaktozidaz
• Tiyogalaktosid transasetilazı kodlar.
• Normalde E. coli bu enzimleri çok az
seviyede sentezler. Ancak ortama laktoz
ilave edildiği zaman her bir enzimin
sentez hızında artış görülür. Bunun gibi
sadece gerektiği zaman sentezlenen
enzimlere indüklenebilir enzimler adı
verilir.
• Yine ortam koşullarını gözetmeksizin
sürekli sentezlenen enzimlere ise
konstitüf enzimler adı verilir.
• lac operonunun
indüksiyonunda ,
hücrelerde indüksiyondan
önce Beta galaktozidaz
molekülleri laktozu
allolaktoza dönüştürerek
ve bu molekül indükleyici
olarak üç enzimin sentezini
indükler.
• lac opreonunun bir diğer
indükleyicisi IPTG
(izopropiltiyogalaktozit)
olarak bilinen laktozun
kükürtlü sentetik
analoğudur.
http://biochem.co/page/3/
• Operon modeli, bir regülatör gen, bir operatör bölge
ve yapısal genlerden oluşur. lac operonu da; sırasıyla
beta galaktozidaz, permeaz ve transasetilaz
enzimlerini kodlayan lacZ, lacY ve lacA genlerinden
oluşur. Ve tek bir mRNA ya transkribe edilirler
(polisistronik). Bu sayede aynı anda tüm enzim
miktarları birlikte kontrol edilebilir.
• Operonlarda, transkripsiyon yapısal genlerin üst
kısmında bulunan RNA polimerazın bağlandığı
tek bir promotorda gerçekleşir. Promotor ve
yapısal genler arasından operatör bölge ve
represör proteini kodlayan i geni bulunur.
• Represör gen, represör mRNA oluşumu için RNA
polimerazın bağlandığı kendine ait bir
promotora sahiptir.
47
• Ortamda indükleyici bulunmadığı zaman lac
operonunda i geni transkribe edilir ve üretilen
represör protein operatöre bağlanarak z, y ve a
geninin transkripsiyonuna engel olurken,
• İndükleyici mevcut iken indükleyici represör
moleküle bağlanarak onun operatöre
bağlanmasını engeller ve z, y ve a genlerinin
transkripsiyonunu dolaylı olarak aktive eder.
• Burada transkripsiyon yalnızca represörün
operatör bölgeye bağlanamadığı zaman
gerçekleştiği için negatif kontrol söz konusudur.
CRP / KAP
57
Ökaryotlarda gen transkripsiyonunun
kontrolü
• Ökaryotlarda gen transkripsiyonunu
kontrolü prokaryaotlara göre daha
karmaşıktır. Bunun sebepleri olarak:
• Ökaryotik hücrelerin prokaryotik hücrelere
göre çok daha fazla genetik bilgi içermesi
• DNA nın kromatin yapısını oluşturmak üzere
histonlar ve diğer proteinlerle birleşmesi
• Transkripsiyonun ökaryotlarda çekirdekte
translasyonun ise sitoplazmada
gerçekleşmesi bu sayılabilir.
58
• Ayrıca her bir ökaryotik genin kendi
promotorunun bulunması,
• Prokaryotik genlerin represör proteinler
tarafından aktivitesinin kontrol edilmesi,
• Ökaryotlarda ise represör proteinlerden
çok transkripsiyonel aktivatörlerin
transkripsiyonu kontrol ettiği
bilinmektedir.
59
• Ökaryotlarda ve prokaryotlarda transkripsiyonun bazı
benzerlikleri ve farklılıkları vardır.
• Benzerlikler
• Ortak benzerliklerden bazıları şunlardır;
• DNA, her iki organizmada da şablon olarak kullanılır
• RNA polimeraz, her iki organizmadaki tüm mekanizmayı
kolaylaştıran ana enzimdir.
• RNA molekülü, her iki organizmada da son üründür
• Transkriptin kimyasal bileşimi her iki organizmada da
aynıdır
Farklılıklar
• Ökaryotlar ve prokaryotlar arasındaki transkripsiyondaki
başlıca farklılıklar şunları içerir: