You are on page 1of 12

TÜRK SİNEMASI

11. Hafta
1990 SONRASI YENİ POLİTİK FİLMLER
VE YENİ AUTEUR’LER 2
Zeki Demirkubuz
 1990’lı yıllarda kendine özgü üslubuyla öne çıkan yönetmenlerden biri olan Zeki Demirkubuz
İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur.
 Sinemaya başlangıç döneminde Zeki Ökten’in asistanlığını yapmıştır.
 İtiraf ve Yazgı filmleri, Cannes Film Festivali’nin «Belirli Bir Bakış» bölümüne seçilmiştir.
 Yönetmenin filmografisi şu şekilde sıralanabilir:
 C Blok (1994), Masumiyet (1997), Üçüncü Sayfa (1999), İtiraf (2001), Yazgı (2001), Bekleme
Odası (2003), Kader (2006), Kıskanmak (2009), Yeraltı (2012), Bulantı (2015), Kor (2016),
Hayat (2023)
 Demirkubuz’un ilk filmi C Blok, Tülay-Selim çiftinin
yaşamına ve onların hizmetçi Aslı ve apartman görevlisi
Halet’le olan ilişkilerine odaklanır.
 Alt sınıflar ve üst sınıflar arasındaki çatışma ve
çelişkilerin de gözlemlendiği filmde Tülay apartman
görevlisiyle, Selim ise hizmetçiyle ilişki yaşar.
 Tülay’ın yaşadığı yabancılaşma ve yalnızlık, apartman
bloklarının yarattığı soğuk ve kasvetli atmosferle
aktarılırken filmin mizansen düzenlemesi, modern
insanın endişelerini ve hissettiği kıstırılmışlık duygusunu
vurgulamaya hizmet eder.
 Masumiyet, hapisten yeni tahliye olan Yusuf’a ve onun dış dünyaya uyum sağlama çabası
sırasında tanıştığı Uğur ve Bekir’le olan ilişkisine odaklanır. Film, tutkularının peşinden
sürüklenen insanları konu alırken yalnızlık, çaresizlik gibi meseleleri de tartışır.
 Üçüncü Sayfa, figüranlık yapan İsa ve apartman görevlisi Meryem’in hikayesine odaklanır. İş
yerinde çalınan paradan sorumlu tutulan ve bir çıkış yolu bulamayan İsa intihar etmeye karar
vermiştir. Silahının kendisine doğrulttuğu sırada ev sahibinin birikmiş kirayı istemek için
kapıya gelmesi üzerine İsa ev sahibini öldürür ve bayılır.
 Kendine geldiğinde ona yardım kişi Meryem olur. Öte yandan Meryem kendisine şiddet
uygulayan kocasını öldürmek üzere bir plan yapmıştır ve İsa’dan bu konuda kendisine yardım
etmesini ister. Ancak Meryem’in kocasının bir tartışmada bıçaklanarak öldürülmesi planı
kesintiye uğratır. İsa sonrasında Meryem’in hem ev sahibiyle hem de onun oğluyla ilişkisi
olduğunu öğrenecektir.
 Meryem aslında bütün planları ev sahibinin oğluyla evlenmek ve sınıf atlamak için yapmıştır.
Kadın karakterin femme fatale bir figüre dönüştüğü görülür. İsa olanları öğrendiğinde
Meryem’i öldüremez; kendisini vurarak intihar eder.
 Karanlık Üstüne Öyküler üçlemesinin ilk iki filmi olan Yazgı ve İtiraf 2001 yılında gösterime
girer. Albert Camus’nun Yabancı romanından esinlenen Yazgı, hayata karşı tepkisizliği dikkat
çeken ve bunu işlemediği bir cinayetten hüküm giymeye kadar vardıran Musa karakteri
etrafında gelişir ve yabancılaşma, eylemsizlik gibi meseleleri ele alır. İtiraf ise Harun ve
Nilgün’ün ihanet ve kıskançlık temelindeki ilişkilerine odaklanır.
 Yönetmenin sonraki filmlerinde de benzer temalar etrafında gezindiği görülmektedir. Büyük
ölçüde kaybedenlerin hikayelerine odaklanan filmler kötülük, masumiyet, aşk, ölüm, ihanet,
kıskançlık, utanç, yabancılaşma, iletişimsizlik, irade gibi varoluşa özgü kavramlar ve insanın
karanlık yönlerine dair sorgulamalar çerçevesinde ilerler.
 Filmlerinin senaryolarını da kendisi yazan Demirkubuz filmlerindeki ortak noktalar,
sinematografik tercihler ve tematik süreklilikler açısından auteur yönetmenler arasında
konumlandırılmaktadır.
 Filmlerde anti-kahramanlar yer alır ve trajik erkek karakterler göze çarpar. Kadınlar ise çoğu
zaman erkekleri felakete sürüklen, femme fatale figürlerdir. Temelde iyi ama edilgen erkek
karakterler kadınlar nedeniyle yıkıma uğrarlar.
 Edebiyat, yönetmenin beslendiği kaynaklar arasındadır. Demirkubuz Yazgı dışında Kıskanmak,
Yeraltı gibi filmlerinde de edebiyat eserlerinden beslenmiştir.
 Uzun planlar ve sabit kamera, yönetmenin sinematografik tercihleri arasındadır. Bazen bu
uzun planlara karakterlerin hayata yönelik sorgulamaları, içsel hesaplaşmaları eşlik eder;
bunlar zaman zaman monologlar aracılığıyla ifade edilir.
 Kapılar, pencereler, çerçeveler mizansenin düzenlenişi bağlamında sıklıkla referans noktaları
olarak kullanılır. (Kendiliğinden açılan-kapanan kapılar, kapı aralığından izleme vb.)
 Söz konusu filmler melodram ve kara film arasında salınır; psikolojik alt metinler yoğundur.
Nuri Bilge Ceylan
 Babasının görevi nedeniyle çocukluğu Anadolu’nun küçük kasabalarında geçmiştir. 15 yaşında
İstanbul’a geldiğinde fotoğrafla tanışır.
 Bergman, Bresson, Antonioni, Ozu, Tarkovski gibi yönetmenlerden ve Çehov, Dostoyevski
gibi yazarlardan etkilenir.
 Londra’ya gittiğinde Batı’yla karşılaşma, aidiyet konusunda sorgulamaları, anlam arayışını
beraberinde getirir ve Türkiye’ye geri döner.
 Sinemaya ilgisi devam etmektedir; bir süre Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV bölümüne
devam eder. Kısa metrajlı ilk filmi Koza’yı 1995 yılında çeker. Filmografisi şu şekilde
sıralanabilir:
 Koza (1995), Kasaba (1998), Mayıs Sıkıntısı (2000), Uzak (2003), İklimler (2006), Üç
Maymun (2008), Bir Zamanlar Anadolu’da (2011), Kış Uykusu (2014), Ahlat Ağacı (2018),
Kuru Otlar Üstüne (2023).
 İlk filmi Koza’yı tamamlaması bir yıl sürer. Film fotoğraf estetiğinin izlerini taşır. Siyah-
beyaz, diyalogsuz bir filmdir. Bergman’dan izler taşır. Filmdeki yaşlı çifti anne babası oynar.
Acı deneyimler nedeniyle birbirinden ayrı yaşayan çift yeniden bir araya geldiklerinde de
sorun çözülmez. Yaşlı adamın yaşadığı yer aslında kendisini kapattığı kozadır.
 Kasaba filmi, yönetmenin ablasının bir öyküsüne dayanır. Ayrıca otobiyografik eklemeler ve
Çehov’dan alıntılar da kullanılmıştır. Bitmiş bir senaryo yoktur, doğaçlamalar da
kullanılmıştır.
 Pastoral yaşamın yalınlığı, çocukluk ve kuşaklar arası ilişkiler filmin temel izlekler
arasındadır. Doğa ve kültür karşıtlığı da filmdeki bir başka izlektir.
 Mayıs Sıkıntısı, bir yönetmenin film yapma süreci çerçevesinde kasaba yaşamını ve
kasabadaki insan ilişkilerini ele alır. İnsanlar arası iletişimsizlik sorunsallaştırılır. Baba-oğul
ilişkisi, babanın yönetmen oğluyla yüzleşmesi üzerinden anlatılır. Babanın idealizmi, filmin
ana motifleri arasındadır.
 Uzak, iş bulmak üzere İstanbul’a gelen Yusuf ve akrabası Mahmut arasındaki gerilime
odaklanır. Yusuf, Mahmut’un yanına yerleşmiştir, Mahmut bir süre sonra kentteki özgür
yaşamının tehlikeye girdiğini fark edecektir.
 Karakterler arası farklılıklar bağlamında taşra-kent karşıtlığı filmdeki temel meseleler
arasındadır. (Taşralının kentli karşısında ikinci sınıf olarak görülmesi). Yusuf kente ayak
uyduramaz, dışarıda kalır. Mahmut ise yabancılaşmış, yalnız bir karakterdir. Hayata ve insan
ilişkilerine karşı tepkisizdir.
 İklimler İsa ve Bahar arasındaki ilişki çerçevesinde yine yalnızlık, yabancılaşma, iletişimsizlik
gibi meselelere odaklanır. Karakterlerin ruh halleri ve birbirleriyle ilişkileri iklimler gibi
değişkendir. Mevsimler ve mekanlar arası yolculukla birlikte aşk, sadakat, bencillik gibi
kavram ve duygular sorgulanır. Duygular, diyaloglardan çok imgeler aracılığıyla ve atmosferle
aktarılır.
 Üç Maymun ihanet, kıskançlık, suçluluk gibi temaların iç içe geçtiği bir öykü sunar. Para
karşılığında patronu Servet’in suçunu üstlenerek hapse giren Eyüp, karısı Hacer ve oğlu İsmail
arasındaki ilişkiler gerçekliğin ağırlığıyla ve geçmişte yaşanan bir kaybın gölgesinde
biçimlenir.
 Bir Zamanlar Anadolu’da filmi bir
cinayet soruşturması çerçevesinde
gelişir.
 Doktor, savcı, komiser ve polis
memurlarından oluşan ekip
zanlıyla birlikte cesedi bulmak
için gece gündüz bozkırda bir
arayışa girer.
 Arama ekibinde yer alan doktor
Cemal, kasabaya yeni gelmiştir.
Bir yabancılaşma yaşamakta,
taşradaki iktidar ilişkilerini
anlamaya çalışmaktadır.
 Film ilerledikçe karakterlerin içsel
hesaplaşmalarına tanık oluruz;
sırlar yavaş yavaş ortaya çıkar.
Görünen ve gerçeklik arasındaki
uçurum giderek derinleşir.
 Yönetmenin filmleri genel olarak değerlendirildiğinde Nuri Bilge Ceylan’ın büyük ölçüde
minimalist bir stil benimsediği görülür. Uzun çekimler, sabit planlar ağırlıktadır. Bu durum
mizanseni öne çıkarır. Mekânsal ilişkiler görüntü estetiğine hizmet edecek biçimde kurulur.
Ceylan’ın fotoğrafçılık geçmişi, biçimsel tercihleri üzerinde etkilidir.
 Filmler iletişimsizlik, suçluluk, aşk, kıskançlık, bencillik gibi insana özgü duygular
çerçevesinde gelişir.
 Sessizlik, yönetmenin birçok filmde bir anlatı öğesi olarak kullanılmıştır.
 İnsan-doğa ilişkisi, doğaya yabancılaşma gibi temalar özellikle ilk filmlerinde baskındır.
KAYNAKÇA
 Akbulut, Hasan (2006). «Koza’dan Uzak’a Bir Yönetmen: Nuri Bige Ceylan» Biyografya:
Türk Sinemasında Yönetmenler. İstanbul: Bağlam. 19-49.
 Öztürk, S. Ruken (2006). «Zeki Demirkubuz Sineması» S. R. Öztürk (Yay. Haz.)Kader: Zeki
Demirkubuz. Ankara: Dost. 75-100.

You might also like