Professional Documents
Culture Documents
8
9
a
/
8
8
b
bilig, Bahar / 2006, say 37
50
9
0
a
/
8
9
b
Tekcan, Hakm Atann Ahir Zaman Kitab
51
9
1
a
/
9
0
b
bilig, Bahar / 2006, say 37
52
9
2
a
/
9
1
b
Tekcan, Hakm Atann Ahir Zaman Kitab
53
9
3
a
/
9
2
b
bilig Spring / 2006 Number 37: 21-55
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
The Book of Ahir Zaman Kitab by akm Ata
Research Assist. Mnevver TEKCAN
*
Abstract: During the XII- XIII centuries in Central Asia and Turkistan
akm Suleymn Ata played an important part in establishing and spread-
ing the Yesevi tradition. He was third successor of Yesev and well
known among the Turks as a successor of Yesevi. Most akm Suleymn
Atas activities were based around Harezm. One of the his works is ir
Zamn Kitb. This paper compares three different versions of ir
Zamn Kitb providing transcriptions and a grammatical index
containing a dictionary.
Key Words: Yesevi tradition, akm Suleymn Ata, hir Zamn Kitb.
*
Kocaeli University, Faculty of Science and Letter / KOCAEL
munevvertekcan@hotmail.com
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 21-55
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
" "
*
: ,
12 13 ,
.
"
" .
,
, ,
.
: , ,
.
*
/
munevvertekcan@hotmail.com
bilig Bahar / 2006 say 37: 57-64
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Anadolu ve Kbrs Azlarnda Bir Dilde
Tekinsiz (Tabu) rnei: Dulunmak
Dr. Rdvan ZTRK
*
zet: Dilde birok anlam olaynn ortaya kmasnn temel sebeple-
rinden birini, dilde tekinsiz (tabu) anlay oluturmaktadr. Bu anla-
y baz kelimelerin lmne yol aabildii gibi baz kelimelerin de ka-
lp ifadelerde uzun sreli yaamasn temin etmitir. dulunmak fiilinin
edeb Trkede kullanmn yitirmesine ramen, birok Anadolu a-
znda olduu gibi, Kbrs aznda da arkaik kelimelerden birisi olarak
varln hl srdrmesi bu tabu anlaynn bir yansmasdr.
Bu fiil daha nceki dnemlerde Trkiye Trkesinin yazl metinlerinde
kullanlmtr. zellikle on drt ile on altnc yzyllar arasnda dulunmak
fiilinin kullanld birok rnee rastlamaktayz. Kaybolmak, grnmez
hle gelmek; batmak, gurup etmek anlamlarnda kullanlm olan keli-
menin benzer anlamlarda trevlerini de grmekteyiz.
Gnmzde baz edeb metinlerde arkaik olarak geen bu kelime al-
glanamad iin ses arm yapt benzer kelimelere dntrl-
m, hatta bu hlleri esas kabul edilip etimolojik olarak izah edilmeye
allmtr. Bu yazda dilde tekinsiz anlay belirtilerek, kelimenin
doru anlamlandrlmasna katkda bulunulacak yol gsterilmitir.
Anahtar kelimeler: tekinsiz, Anadolu azlar, Kbrs az, dulunmak
fiili, kelime lm
Giri
fadenin hafifletilmesi, nezaket ve saygdan baka sebeplerle de olabilir. n-
san bely davet etmekten, yani naho ve tehlikeli eyleri direkt olarak
sylemekten ekinir. te yandan gzel eyleri de, gizli glerin hasedini
uyandrmamak (nazar demesi) iin, yksek sesle vurgulayarak ifade etmek-
ten kanr. Kt glerin asla uyandrlmamas, arlmamas gerekir.
lm ve lmek ile ilgili Hinschied (vefat, ful) Heimgang (rahmete, rahmana
kavuma; aslnda yuvaya dnmek), Ableben (terki hayat etme) gibi birok
dolambal ifade bu davran biimiyle aklanabilir. nsan krank (hasta)
deildir, unwohl (rahatsz)dr ya da leidend (dertli) (Porzig 1986: 113).
Dilde birok anlam olaynn ortaya kmasnn temel sebeplerinden birini,
dilde tekinsiz (tabu) dediimiz bu anlay oluturmaktadr. Bu anlay baz
kelimelerin lmne yol aabildii gibi baz kelimelerin de kalp ifadelerde
*
Seluk niversitesi Eitim Fakltesi Trk Dili, Edebiyat Blm / KONYA
ozturk@selcuk.edu.tr
bilig, Bahar / 2006, say 37
58
uzun sreli yaamasn temin etmitir. dulunmak fiilinin edeb Trkede
kullanmn yitirmesine ramen, azlarda varln hl srdrmesi bu tabu
anlaynn bir yansmasyla dorudan alkaldr.
Trkede tekinsiz (tabu) kelime rnekleri
Trkede br kelimesi tekinsiz kabul edildii iin, bu adn yerine Ana-
doluda korunma amal kurt denilmi, bu ad, sonralar sylene sylene
yaratn cinsine ad olmutur. Tekinsiz kabullenmeden kaynaklanan bu du-
rum, dier Trk toplumlarnda da grlmektedir. Tubalar (Soyot) uzun
kuyruklu veya gk gzl, Yakutlar kuturuktax (kuyruklu), Bakurtlar
ku-kurt, Krgz-Kazaklar kaskr demilerdir. uvalar kakr adn da
brnn gerek ad sayarak bunu da tabu yapmlar ve kakra
peygambar iti demeye balamlardr. uvalar, uzun kuyruk (vrn hre)
dahi derler. Yine hayr kelimesinin de yok yerine olumsuzluk ifade eder
tarzda kullanlmasnda da ayn anlay etkili olmutur. Olumsuzluk ifade
eden kelimenin yerine daha olumlu veya tamamen olumlu anlamda bir ke-
limenin kullanlmas da korunma amal kabul edilmektedir (nan 1987:
626).
Korunma anlaynn dnda, eski ekzogaminin ve pederah toplumsal ya-
ayn izi olarak da yasaklanm kelimeler olabilmektedir. Kadnlarn yasak
olan kelimelerin arkaik karlklarn bulup kullanmalar dikkat ekicidir. Ana-
dolu kylerinde st, kaymak ve ayran gibi eyleri ifade eden rn keli-
mesinin yaamas da kadn lgatinin muhafazakrlndan dolaydr (nan
1987: 359361).
Baka kelime ile ifade etmenin bir dier sebebi ise, kt glerin uyandrl-
mamas, arlmamasdr. Bu anlay gerei gzel ve olumlu eyleri ifade
ederken olumsuz anlaml kelimeler seilmektedir. ocuklarn sevilirken ir-
kin, yaramaz, pis vb. gibi hep olumsuz kelimelerin kullanlmas, onlar ko-
ruma amal olarak uur altna yer etmi bir anlayn yansmas olarak kar-
mza kmaktadr.
Dulunmak rneinde tekinsizlik
dulunmak fiili bugn Trkiye Trkesinin edeb dilinde bulunmamaktadr.
Ancak bu fiil daha nceki dnemlerde Trkiye Trkesinin yazl metinle-
rinde kullanlmtr. On nc yzyldan yirminci yzyla kadar dnemin
kelime hazinesini yanstan Tarama Szlnde dulunmak fiilinin kullanld
birok rnee rastlamaktayz. Bu rnekler zellikle on drt ile on altnc yz-
yllar arasnda younlamaktadr. Kaybolmak, grnmez hle gelmek; bat-
mak, gurup etmek anlamlarnda kullanlm olan kelimenin benzer anlam-
larda trevleri de kullanlmtr. Dulunacak Marip, dulundurmak gzden
ztrk, Anadolu ve Kbrs Azlarnda Bir Dilde Tekinsiz (Tabu) rnei: Dulunmak
59
kaybetmek, dulunmalca olmak batmak zere bulunmak (Tarama II:
12501253).
Dulunmak fiilinin arkaikleme sreci
Eski Anadolu metinlerinde dulunmak fiiline rastlanmakla birlikte, dnemin
sonlarnda veya Osmanl Trkesinin balang safhasnda kelimenin kulla-
nm alanndan ekilmeye baladna dair baz belirtileri de tespit edebil-
mekteyiz. Bu konuda bize nsha farkllklar yol gstermektedir. Sheyl
Nevbahar adl eserin XIV. yzyln ikinci yarsnda yazld belirtilen Berlin
nshas ile XVI. yzyln balarnda yazld belirtilen Dehri Dilin nshas
(Dilin: 3) arasnda tulunmak fiilinin arkaiklemesine dair bir gei rnei
grlmektedir:
1455 itdm gdi itdm yavuz
Gzmden tulnd unu bigi yz
(Gzmden tulnd unu bigi: Gzme yavund anu gibi) (Dilin: 292)
beyitinin tenkitli metin ksmnda tulnmak kaybolmak, grnmez olmak,
tulunmak gurup etmek, batmak (Dilin, 641) fiili, yavnmak gzden kay-
bolmak, grnmemek, yavunmak kaybolmak, yitmek (Dilin, 649 ?) fii-
line yerini brakmtr. Fiillerden anlalaca zere tulnmak fiili tpk
yavnmak fiili gibi kaybolmak, grnmez olmak, grnmemek anlamla-
rnda da kullanlmaktadr. Fiilin bu anlam Dilin nshasnda grld
zere yerini yavnmak fiiline brakm olmal. tulnmak fiilinin gnein veya
ayn gzden kaybolmas, grnmez hle gelmesi, gurup etme anlam gne
veya ay ifade eden bir kelime ile kullanlmaya devam etmitir.
Anadolu azlarnda dulunmak fiili
Trkiye Trkesinin tarih dnemlerinde rneklerine rastladmz bu fiil;
bugn edeb dilin aksine, azlarda varln srdrmektedir. Derleme Sz-
lnde kullanld blgelere gre baz ses deiiklikleriyle dolunmak,
dulunmak, dunulmak, dundumak ekillerinde tespit edilmitir:
dolunmak (I) [dulunmak (1) I] 2. Batmak (Sekiyaylas- Isp.) (DS. IV: 1548);
dulunmak (1) [dolunmak (1) 1, dundumak, dunulmak 1, 2] 1.Ay ve gne
batmak. (Kke *Gelendost-Isp.; *Seferihisar_z.; *Kandra -Kc.; *Bartn,
Balkur Devrek-Zn.; -Ks.; -r.;Merzifon-Ama.; *Niksar-To.; Karaku-nye-
Or.; -Tr. le ve kyleri; Karayemi-Rz.; *Koyulhisar,-Sv.; Yanpelit
*Beypazar-Ank.; -.; *Bodrum-M.; Girne-Kbrs. (DS IV,1599);
Dundumak [ dulunmak (1)-2] (DS. IV: 1603); Dunulmak 1.[ dulunmak (1)-
1] 2. [ dulunmak (1) -3] (DS. IV:1604)
bilig, Bahar / 2006, say 37
60
Trkiye Trkesinin sz varln art zamanl ve e zamanl bir bak as ile
ele alan Tietzenin szlnde de fiilin artk azlarda kullanld belirtildik-
ten sonra tarih kullanmlarndan rnekler verilmitir:
AD. dolun-/dulun- gzden kaybolmak; batmak (gne, ay vs. hakknda)
DS 1548, 15991600, TS 126053, A. Topalolu 1978 II, 580 <a. tuln-
a.m. A.Pavet de Courteille 1972 s.245. Kr. Duln- Reflexivum hli yapan
()n- iin b. Acn- II. * Kaddung hamide oldu mr ahrna dal / Zira ki
tizrek dolanur dideden hilal (Zati 1970 [16. yy.n ilk yars] II, 331. *
Dulund gnei, karard gni,/ ne ayret ahlkda var, ne gni. (Fahri, 1974
[1367] s. 374 no. 2416) (Tietze 2002: 642)
Kbrs Aznda dulunmak fiili
Derleme Szlnde dier az rneklerinin yan sra Kbrsn Girne blge-
sinden yaplan bir derlemeye de yer verilmitir. dulunmak fiili sadece Girne
blgesinde deil, Dipkarpaz, Lefkoa, Gazimausa gibi Kbrsn baka bl-
gelerinde de rneklerine rastlanan arkaik kelimelerden biridir. Gerek ma-
nilerde gerekse halk azndaki gnlk kullanmda karmza kmaktadr.
Kelimenin Kbrs aznda kullanlna ait bizim tespit ettiimiz rnekler un-
lardr:
Ay dovar dulunmaz m?
Banga yar bulunmaz m?
Ben bu derdden lrsam
Cenazem glnmaz m? (Gkeolu 1998: 106)
Ay doar dolunmaz m?
Bana yar bulunmaz m?
Senin iin a canm
Cenazem glnmaz m? (Rauf Ali 1973: 43)
dolunmak (dulunmak): Ay veya gne gurup etmek (batmak)
Ay doar dolunmaz m?
Bana yar bulunmaz m?
O yar iin lrsem
Cenazem klnmaz m? (Hakeri 1992: 102)
Dulunmak (dolunmak): Ay veya gnein batmas. r. Neyisa gne dulunur,
ne buba var ne muba. (Hakeri 1992: 104)
ztrk, Anadolu ve Kbrs Azlarnda Bir Dilde Tekinsiz (Tabu) rnei: Dulunmak
61
Ay dovar aya gider
Gn dulunmaya gider (Gkeolu 1998: 106)
Dulunmak(): Gne batmak.- Ben kye girerken gne dulunuyordu.
Gne dulunmadan kye yetimeliyim. (Gzaydn 2003: 143)
Fiil, rneklerden anlalaca zere gn, gne ve ay kelimeleri ile bir-
likte ve batmak, gzden kaybolmak anlam ile kullanlmaktadr. Kelimenin
ay ile kullanlnda tekinsiz anlaynn yava yava kaybolduunu, ancak
gn veya gne kelimesi ile kullanlnda hl devam ettiini syleyebiliriz.
Dulunmak fiilinin yerini u rnekte batmak fiilinin ald grlr:
Ay gidior badmaya
Selam syle Hadmaya
Ongarsn gargolay
Geliorum yadmaya (Rauf Ali 1973: 44)
Lefkoa blgesinden yaplan u tespitte gne kelimesi ile ilgili tekinsiz anla-
y aka ifade edilmektedir. dulunmak fiili sylendii takdirde ahslat-
rlan gnein de ona benzer ekilde cevap verecei sylenilerek fiilin kulla-
nlmamas istenilmektedir:
Gne badd tabiri kullanlmamaldr. Gne de sana Gzng badsn der.
Onun iin Gne dulundu demek icap etmektedir. (Belevi 1974: 113)
Sonu
Trk ve Rumlar bu kt ruhlardan sz ederlerken onlardan bin daneliler,
yanmzdan uzaklar veya yanmzdan raklar diye sz ederlerdi. Bunun
nedeni ise adlar anlmasyla bu kt ruhlarn orada bulunacaklar inancyd
(Bakan 1997: 53). Bu inancn bir benzerini yukarda Beleviden aldmz
aktarmada da olduu gibi dulunmak fiilinde grmekteyiz. Bu zellik, Kbrs
aznda dulunmak fiilinin arkaik de olsa varln srdrmesini salamtr.
Baz Anadolu azlarnda da grlen bu zellik Kbrs rneinde olduu gibi
sebebi aka sylense de sylenmese de dilimizdeki bir tekinsiz rneidir.
Kbrs aznda nasl ay kelimesinde batmak fiilinin de kullanlabilmesi te-
kinsiz anlaynn silikletiini gsteriyorsa, Anadolu azlarnda bu daha ileri
bir seviyede karmza kmaktadr. dulunmak fiilinin unutulmas, anlam-
nn zihinlerde kalmamas, kelimenin en yakn ses arm yapt ekillerin
onun yerine kullanlmasna sebep olmutur.
Ay dolunayd, gn dolanayd
Yrin ipek salar bende olayd
bilig, Bahar / 2006, say 37
62
szleriyle sylenen halk trksnn herhlde orijinal eklinde dolanayd
yerine dolunayd eklinin olmas daha makul ve mantkldr.
Kelimede meydana gelen bu anlam olay kavranamad zaman, etimolojik
szlk iddiasnda olan baz szlklerde Ayn yusyuvarlak duruma gelmesi-
ne de dulunmak denir (bk.dolunay).Ki gezdim yeri, g bulamadm / Ne
var zerre isem dolunamadm -Yunus-dizelerinde dolunamadm szc ay
gibi yusyuvarlak olamadm (ar. Bedir) demektir (Eypolu 1991: 198) gibi
bilimsel ciddiyetten uzak uydurma halk etimolojileri karmza kar.
Kaynaklar
BAIKAN, Tuncer (1997), Karlatrma Yntemiyle Kbrsl Trk Ve Rumlarda
Ortak nan ve Uygulamalar, Halkbilimi Sempozyumlar II, Ankara, s.33
110.
BELEV, Hatice (1974?), Lefkoa Trk Folkloru, Yaymlanmam Lisans Tezi, TDK
tez nu: 308.
DLN, Cem (1991), Mesud bin Ahmed, Sheyl Nevbahar, nceleme-Metin-Sz-
lk, Ankara.
DS: Trkiyede Halk Azndan Derleme Szl, C. 112, Trk Dil Kurumu Yayn-
lar: 211/ 112, Ankara 19631982.
EYUBOLU, smet Zeki (1991), Trk Dilinin Etimoloji Szl, 2.bs. stanbul.
GKEOLU, Mustafa (1988), Tezler ve Szler 1, Lefkoa.
GZAYDIN, Nevzat (2003) , Kbrsl Trklerin Dili ve Gelenekleri zerine, Trk
Dili, sa. 614. Ankara, s.138
NAN, Abdlkadir (1987), Makaleler ve ncelemeler, 2.bs, Ankara.
Hakeri, Bener Hakk (1992), Kbrs Trk Ansiklopedisi, c.I-II, Lefkoa
PORZG, Walter Porzig (1986), Dil Denen Mucize, C. II, (ev. Vural LK), Ankara.
RAUF AL (1973), Kbrsn Magusa lesi Karpaz Blgesi Trk Folkloru, Ankara
niversitesi DTCF Trkoloji Krss Bitirme Tezi, Ankara.
TARAMA II (1965), XIII. Yzyldan Beri Trkiye Trkesiyle Yazlm Kitaplardan Toplanan
Tanklaryla Tarama Szl, Trk Dil Kurumu yaynlar: 212, Ankara
TETZE, Andreas (2002), Tarihi ve Etimolojik Trkiye Trkesi Lgati, C.I, stanbul-
Wien, s. 642
bilig Spring / 2006 Number 37: 57-64
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
The Taboos in Language Example in The Anatolian and
Cyprus Dialects: Dulunmak
Dr. Rdvan ZTRK
*
Abstract: One of the basic reasons of appeoring several meaning
events in language constitutes understanding of taboos in language.
This understanding causes of dying some words, and provides some
words living in patterns for a long time. Although dulunmak lost its
literary usage in Turkish, as in many Anatolian dialects, these words
living os an arhaic word. n Cyprus dialect is a reflection of this
understanding.
This verb has been used in written texts of Turkey Turkish former
terms. We encounter lots of samples used dulunmak verb between
14 th and 16 th centuries. We also see the derivatives of this verbs
similar meanings which is used as Disappear, to become unseen,
sunset, sundown.
As this word can not be understood as an arhaic word in some literaty
texts today, it is converted similar words wich associates sounds, in
addition, it is attempted to explain etymologicaly accepting these
forms. n this study, it is guided to help true understanding of this verb
stating taboo form.
Key Words: Taboo, verbs dulunmak, Anatolian dialects, Cyprus
dialect, dying of word,
*
Seluk niversity, Faculty of Education / KONYA
ozturk@selcuk.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 57-64
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
-
: ""
*
:
" ".
. , ""
,
,
, .
. 14-16
"".
", ;
" .
,
, ,
, ,
.
,
.
: , , ,
"", .
*
/
ozturk@selcuk.edu.tr
bilig Bahar / 2006 say 37: 65-80
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Tarihsel Romann Eitimsel levi
Ara. Gr. Ahmet MEK
*
zet: Tarih eitiminde, rgn retim yannda okul d etkinlikler
erevesinde yaplan almalarn da nemi byktr. Okullarda -
retilen tarihin, okul dnda da desteklenmesi gerekir. Tarihsel roman,
zellikle orta retimde (lise) okuyan ergenlik dnemindeki genlerin,
ulusal bir tarih bilinci kazanmalar iin etkili bir aratr. Trkiyede, e-
itli tarihsel dnemleri ele alan pek ok tarihsel romann yazlm ol-
mas bunlarn eitimsel deerlendirmelerini zorunlu klmaktadr. Bu
almada; tarih ile edebiyat ayrmnda bir ortak alan rn olarak ta-
rihsel roman, tarihsel roman kavram, tarih bilinci yaratmnda tarihsel
romann rol, ergen ve tarihsel roman ilikisi, tarih eitimi asndan
tarihsel romann yeri ve nemi, fayda ve snrllklaryla ele alnarak
tartlmtr.
Anahtar kelimeler: Tarih eitimi, tarih retimi, okul d tarih ei-
timi, tarihsel roman, sosyalleme, zdeleme, ulusal bilin.
Giri
Bugn, insanlk tarihinde hi grlmemi bir hz ve younlukta retilen bilgi-
nin, yine ayn hz ve younluktaki iletiim aracl ile dntrldne ahit
olunmaktadr. Bireysel anlamda, internet ve dier kitle iletiim aralar vas-
tasyla, gnlk yaantda saysz etkileimler yaanmaktadr. Artk, bilginin bir
merkezden yaylmasnn ortadan kalkt, bunun da merkeziyeti anlaylarn
rn olan ynelimleri kkten deiime zorlad bilinmektedir. Bu durum,
bilginin evrensel anlamda paylamn ya da tm uluslarn evrensel an-
lamda bilgiye katk salamalar frsatn ortaya karmas ynyle, demok-
ratik oulcu katlm vurgular gibi grnse de, ayn zamanda kreselle-
en/tek kutuplu siyasal faaliyetlerin nn amasna meru zemin yaratmakta
gibidir. te insanln, bu kreselleen faaliyetlerin karsnda yeniden bir
yaplanma ve dnm srecine girmek iin, yaanlan a ok iyi kritik
ederek bu yeni dzende konumlanma almalar yapmas gerekli grl-
mektedir.
Trkiye gibi niter yapya sahip ulus devletlerin, yaamn eitli alanlarnda
dalgalar hlinde yaylan ve snrlar belirsiz bir deiimi/dnm vurgula-
yan kreselleme olgusuna ynelik cevab, kendi sistemleri iinde yapacak-
*
Gazi niversitesi Krehir Eitim Fakltesi / KIREHR
asimsek@gazi.edu.tr
bilig, Bahar / 2006, say 37
66
lar makl deiim ve evrimlerle verebilmeleri mmkndr. Bu balamda,
ulusal devletlerin bir biimlendirme arac olarak grdkleri eitimin; ileme-
yen, aa hitap etmeyen ynlerini gzden geirerek, ada anlamda birey-
sel bilgi ve beceri renimine dayal bir vatanda yetitirme sistemini geli-
tirmelerinin gerei ortaya kmaktadr.
Ulus devlet anlayn glendirici bilgi ve bilim dallarndan biri olarak grl-
d iin devletlerin ulusal eitim dizgisine alnan tarih eitimi/retimi ala-
nna da bu balamda yeniden eilmek gerekecektir. nk, ada eitim-
ciler; bilgi ve beceri temelli programlar gelitirirken, amalanan hedeflere
salkl ulalmasnn ve ngrlen bilgi ve becerilerin kalc olmasnn bireyin
ihtiyalarna gre anlam kazanmasyla mmkn olduunun altn izmiler-
dir. Bunun iin, tarih eitiminin/retiminin, Trkiyedeki retim kademele-
rinin her bir aamasnda bariz olarak gze arpan skc, kuru bilgi yn,
yaamla ilikisi kopuk (bk. Safran 199; 1993) olarak tanmlanabilecek
durumundan ok, renim konularnn, bireylerin ihtiyalarna gre dzen-
lenmesine doru zorunlu bir deiim grlmektedir.
Tarih gibi soyut olan ve szel anlatma dayanan bir dersin, gerekli retim
materyalleri ile yeterince grselletirilemedii, ocuun ald bilgileri muhay-
yilesinde canlandrarak bugn ile ilikilendiremedii durumlarda, ulalmas
amalanan ilgili hedefler sadece retim programlarnn sayfalarnda yazl
olarak kalmtr. Bu sebepten, rgn tarih retiminde, uygun olan tm -
retim ara ve gerelerinden faydalanlmas yannda, okul d tarih eitimine
katk salayc vastalar da dikkate almak gerekmitir. Okul d tarih eiti-
minden beklenilen, rgn eitim yoluyla verilmeye allan tarih bilincinin
olumasna katk yapmasdr. Bunu salamas muhtemel eitim aralarnn
bir grubu da phesiz tahkiyeli tarihsel eserlerdir. Bunlardan tarihsel hikye-
lerin rgn eitimde, zellikle ilkretim dzeyinde tarih konularnn reti-
minde bir yntem olarak kullanlmasnn, bilisel (zihinsel) alana ilikin baa-
ry ykseltici (imek 2002) ve ocuklua zg soyut dnceyi harekete
geirilebilecek (Dilek ve Yapc 2003) bir etkiye sahip olduu aklanmtr.
Ayn ekilde, Trk efsane ve destanlarnn tarih retimindeki rol, ocuun
zihinsel, duyusal, sosyal ve ahlk geliim evrelerine olan olumlu etkileri
erevesinde tartlmtr (bk. imek 2001). Buna benzer ekilde, Sosyal
Bilgiler retiminde yazl edebiyat rnlerinin ders arac olarak kullanlmas-
nn, rencilerin duyusal alana ynelik kazanmlarnda anlaml bir etkiye
sahip olduu ortaya koyulmutur (Otluolu 2001:47).
Uzun tahkiyeli tarihsel eserler olarak tanmlanabilecek tarihsel romanlarn ise,
genel anlamda eitime salayabilecei katklar konusu imdiye dek edebi-
yatlar tarafndan dolayl ekillerde pek ok defa dile getirilmesine ramen
(bk. Tural 1991), tarih eitimi zelinde tartlmas eksik kalmtr
1
. Bu al-
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
67
mada, tarihsel romann ulusu tarih retimi asndan nemine deinilerek,
okul d tarih retimi iin neyi ifade ettii tartlacaktr.
Tarih-Edebiyat Ayrmnda Ortak Kapsama Alan: Tarihsel Roman
Tarih, Smerdeki Glgam destanndan, eski Yunandaki lyada ve Odessa
epizotlarna, Heredot Tarihinden, eski Romadaki Virgiliusa dein (Trke,
2002:169-171), 19. yzyla kadar, edebiyatla i ie gemi durumdayd.
Rankenin kanta dayal almalaryla snrlar izilen modern tarih, objektif bir
bilim alan oluturulmas kayglarndan dolay, zamanla edebiyat alanndan
tamamen kopmutur. Daha sonralar devam edecek olan bu kopula birlikte,
tarihilerin, edebiyat alan ve rnlerine kar dorudan ya da dolayl tepkilerini
daha da keskinletirerek srdrmelerine sebep olduu da sylenebilir. Belki de
bu yzden hikyeci anlay, tarihiler arasnda tepki ekmi, tarih yazm ve
eitimi alanlarnda oka eletirilir olmutur. Ancak, nesnel olma iddiasna
kar, tarihin de metinselliinden dolay bir yeniden retim ekli olduu
(Opperman 1999:4), bu anlamda kurgusallktan kendini kurtaramad, tarih-
inin bak asnn yazd tm eserlere yansd, dolaysyla tarihin kendini
yorumsal olma durumundan kurtaramayaca, bu anlamda tarihin bir bilim
dal olarak nesnelliinin cidd bir ekilde sorgulanmas gerektii gibi eletiriler,
tarih ile edebiyat arasndaki ilikiyi yeniden gndeme tamtr. Bu durumun
belki de tarih lehine olabilecek tek olumlu taraf, tarih-edebiyat ilikisine ekilen
dikkatten faydalanan tarihinin, metindeki kurgusall gz nne alarak baz
analiz ve deerlendirme aamalarndan sonra, edeb rnlerdeki tarihsel bilgi
krntlarndan hem tarih aratrmalar hem de tarih retimi asndan yarar-
lanma dncesi olmaldr. Bir tarih aratrmacs olarak edebi rnlerden
zellikle romandan- yararlanarak bir takm bulgulara ulamak mmkn olabilir.
rnein, bir dnemin edebiyat rnlerinin, o devrin insannn deerler siste-
mine bakn ve gelecek zamanlarnn mstakbel ekalini ierdii (ahin 2000,
46) iin bu durumun zihniyet tarihi aratrmalarnda olduu kadar tarih re-
timi asndan da bir deer tad sylenebilir. Zaten, sosyal bilimler retimi
alanlarna ilikin ada retim ilkelerinin, yaamn bir btn olduu, dolay-
syla buna bal ortaya kan problemlerin de btncl bir bak as ile z-
lebilecei dsturundan hareket etmesi, problem zmede interdisipliner yakla-
m zorunlu klm, bu balamda tarih ve edebiyat alanlar arasnda var olan bu
izolasyonu ve kompartmanlamay gidermeye (Ata 2000:159) ynelik dn-
celerin daha da gelimesine katk salamtr. Bu amala tarihsel efsane, des-
tan, menkbe, gazavatname, cenkname ve bunlarn modern uzants tarihsel
romanlarn
2
tarih aratrmalar ve eitimi/retimi iin birer ara olarak kulla-
nlmas gndeme gelmitir.
bilig, Bahar / 2006, say 37
68
Nedir Tarihsel Roman?
Tarihsel romann nelii ve ne olmas gerektii zerine, literatrde pek ok gr
sunulmu, ancak bunlardan hibirinin tarihsel romann, ne tanm, ne de ne ol-
mas gerektii zerinde anlaamadklar grlmtr. yle ki; bu tr romanlar
tarih roman, tarihten sz aan roman, tarihe dayanm roman, tarih ro-
man, tarihsel roman gibi terimlerle anlmtr. Terimletirmedeki bu gl-
n, romancnn tarihe bakndan, tarihe mesafesinden kaynakland kadar,
tarihsel romanlarn deerlendirilmesi sonucu ortaya kan zelliklerinden de
kaynakland sonucuna ulalmtr (Doan 2000: 142).
Yine de konunun somut bir ekilde tartlabilmesi iin bir tanm denemesin-
den yola kmak gerekecektir. Tarihsel roman yazmnn ilk kez ngilterede
Sir Walter Scootla ortaya kt n kabulnden hareketle, Oxford Edebiyat
Terimleri Szlne bakldnda konuyla ilgili unlarn sylenmi olduunu
grlr (Baldick 1990): Baz yazarlarn, gemie ait zel bir tarihsel d-
nemde yer alan eylemleri, devrin hakim dncesi ve giyiniini gereklikle
ele almaya altklar bir roman tarz. Tarihsel roman, kiisel talih ile toplum-
sal atma arasndaki ilikinin nemli bir almasn yapmaya kalkrken,
tarihsel roman iin popler bilineni ya da macera roman iin yalnzca konu-
nun getii dnemin lider karakterini arka planda sadece dekor olarak kulla-
nlr. Argunah (1990) ise tarihsel roman; temelleri maziye dayanan, yani
balangc ve sonucu gemi zaman iinde gereklemi olan hadiselerin,
devirlerin ve bu devirde yaam kahramanlarn hayat hikyelerinin edeb
ller ierisinde yeniden ina edilmesi, eklinde tanmlamtr. Grld
zere bu tanmlarda, tarihsel romanlarn tam olarak ne olduuna ilikin iki
tarz yaklam n plana kmtr. Bunlar; tarihsel romann dier sanat eserle-
rinde olduu gibi kurgusallnn n planda olmas gerektii tezinden hare-
ketle, iinde barndrd tarihsel unsurlar birer dekor olarak ele alan yakla-
m ile tarihsel romann tarihe ait unsurlarn olgulara dayandran yaklam-
dr. Bu balamda tarihsel kurgular, ortamn tarihsel, ancak hikyede tarih-
sel olay veya kiilerin olmad ve ortam ve karakterlerin olgulara dayan-
d iki trde ele alan Hoffmann, yaklamyla (Ata 2000: 162) paralellik
kurmak mmkndr. Buna gre, Oxford Edebiyat Terimleri Szlndeki
yaklam birinci tre, Argunahn tanmn ise ortam ve karakterlerin olgu-
lara dayand ikinci tre dahil etmek mmkndr. Tematik
3
olarak adlan-
drlabilecek, sanat deeri yksek olmayan tre giren bu tarihsel romanlar,
hem ilerinde barndrdklar tarihsel bilgiden faydalanma hem de kitlelere
(halk ynlarna) ve genlere tarihi sevdirmek, onlarda tarihe ynelik olumlu
tutum ve ilgi oluturabilmek amacyla hazrlanm eserler olduklar iin tarih
retimi asndan byk nem tarlar. Bu sebeple, ncelikle tarihsel roma-
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
69
nn tarih aratrmalar ve yazm asndan deerine ksa da olsa deinmek,
sonrasnda tarih retimi asndan deerini ele almak gerekecektir.
Tarihsel Bilgi Asndan Tarihsel Roman
Tarihsel roman yazar iin tarih, bitmez-tkenmez malzeme yndr. Her
sanatkr, bu kaynaktan kendi grne, mizacna, temayllerine gre se-
meler yapar ve setiklerini yorumlar. Ancak, sanatkr eserini, tarihsel olaylar
anlatmak iin yazmaz (Kaptan 1988: 31). Zaten edeb eser demek; bir takm
kurallar tespit etmek ya da bir bilim dalna ait bilgileri retmek dncesin-
den yola kmayan, ele ald konu ve temann kymetini okuyucunun terci-
hine brakan (Tural 1986: 24) deil midir? Bu balamda tarihsel roman ya-
zarnn tarihsel olgu ve olaylar olduu gibi aktarmas beklenemez. Biraz da
edeb bir tavrla, tarihsel roman yazarnn, tarihinin belgeler, tarihselci tutum
ve yordam ile tarih bilincinin nda tarihin derinliklerine doru kt yol-
culuk srasnda temizledii denmi talar bir de kendisinin parlattn ve
tozlarn yerine rengarenk tozlar serptiini, siyah-beyaz grnen tarihi renk-
lendirdiini (Gm 1999: 21) sylemek mmkndr.
Tarihi ile romancnn durumunu baka bir anlatmla u ekilde ortaya koy-
mak mmkndr: Tarihi olaylarn fotorafn ekerken tarihsel roman yazar
kendi ifadesi ve yorumuyla tarihsel kii, olay ya da olgulara ilikin bir resim
izer. izilen resimde sanatnn slubu ve yorumu ok belirgin olarak ken-
dini hissettirir. ekilen fotorafta ise, her ne kadar geree en yakn bir g-
rnt salanm gibi grnse ya da fotorafn gerei bir aynadaki grnt
gibi yanstt dnlse de, netice itibaryla fotorafnn seiminin, felsefe-
sinin, dnyaya baknn ve olay alglaynn esere yansmas sz konusu-
dur. Dolaysyla, tarih yazm ve kurmaca anlatlar arasndaki en byk fark-
lln, onlarn yorumsal yapsnda, epistemolojik konumlarnda ve gemii
kendilerine zg biimde nasl kavramsallatrdklarnda bulunduundan
bahsedilebilir (Opperman 1999: 81).
Kaptan (1988: 38), Orhan Asenann, tarihin iki, sanatn ise bir nc bo-
yutlu olduunu, tarihte en nemli boyut olan can boyutunun eksikliini be-
lirterek, Tarihin ku bak fotorafnda kabartlar da, kntler de gzk-
mez. Ormandaki aa gzden kaar. Oysa sanat, haritay, haritada(ki) or-
man deil, o aac grr; aaca ku dal yapar. Ksaca, o aacn yaamn
canl bir sre olarak yakalar diyerek, tarihsel romann, bilimsel ve objek-
tif olmak iddiasndaki tarihin iindeki insan faktrn tekrar canlandrabile-
ceine ilikin grn belirtmitir. Bylelikle tarihsel romann, tarihin derin-
liklerine gmlm olan insanlar unutulmuluktan kurtarmas, byk anla-
tlar yerine sradan insanlarn hayatlarn tarihselletirmesi, bylece daha
demokratik bir tarih yazmna katkda bulunabilmesi (Trke 2002: 210)
mmkn olabilecektir. Trk edebiyatnda buna cevap verecek yeterince ta-
bilig, Bahar / 2006, say 37
70
rihsel roman varlndan sz etmek mmkndr
4
. Taner Timur (2002: 10-
12) da katld bu grle ilgili unlar sylemitir: Tarihiler ve kamu gz-
lemcileri eserlerini daha ok siyasal hayatla snrl tutarken, romanclarmz
topluma daha geni adan bakabilmiler ve gerek rf ve detlerdeki, gerekse
Braudelin maddi uygarlk dedii karmak btnlkteki evrimi daha iyi
anlamamza yardmc olmulardr. Belki de tarihsel romann barndrd
tarihsel bilgi asndan deeri, bu yaklamla ele alnmad iin hl anla-
lamamtr.
Tarih Bilinci ve Tarihsel Roman
Levstik (1995: 114)e gre, bir tarihsel roman; tarih ders kitaplarnn geni
incelemelerinin dnda, bir yazarn tarihin bir parasn ele alarak onu de-
rinletirmesi sonucunda insan yaamna dair ayrntlar sunar. Bu ayrntlar,
kltrel btnlk mesajnn bir parasdr. Kltrel mesajlar iletme nokta-
snda arasall kabul edilen tarihsel roman, demokratik vatandan yarat-
mnda ona moral deerler alanmasnda nemli bir ara olarak ina edil-
mitir (irin 2000: 171). Bu durum, en nihayetinde oluturulmaya allma-
snn kavgas verilen tarih bilinci kavram erevesinde tartlabilir.
Tarih bilinci, bireyin tarihsel zaman iinde kendini konumlandrabilmesi, sosyal
olaylar bu konum ve konumun getirdii deerler sistemi ile oluan perspektif-
ten yorumlayabilmesini salayan zihinsel beceri olarak anlalabilir. Daha basit
bir ifadeyle, gemiin yorumu, gnn alglanmas ve gelecek beklentisi (Te-
keli 1998: 23) eklinde formle edilebilir. Tarih bilinci ayn zamanda tarihin
ak hakknda belli bir gr sahibi olmak demektir. Furrer (2000), bu bilincin
tam olarak oluabilmesi iin bugn ve gemi zaman arasnda (farknda olarak)
bir balant kurulmas, yani tarihsel anlat olarak tespit edebildiimiz zihinsel bir
faaliyet gerektiini (Trke 2002: 198) sylemitir. Bu balamda, genlere bir
tarih bilinci verebilmek, objektif tarih olaylaryla sbjektif tarih anlay(n)
mmkn olduu kadar birbirine yaklatrmaya almakla baarlabilecek bir
itir (Gngr 1995: 86). Burada kastedilen sbjektif tarih anlayna, tarihin
belirli bir dnya grne, gre yorumlanmas, rnein tarihsel roman aracl-
yla bir deer sisteminin benimsenmesi sonucunda elde edilen kiisel kanaat
da dahil edilebilir. Zira, tarihin yorumlanarak, insanlk iin anlam kazanmasnn
kanlmaz olduunu hepimiz kabul etmek zorundayz. Bu yzden, sadece bilim
adamlar, filozoflar, mtefekkirler deil, halk ynlar da tarihi yorumlarlar
(Gngr 1995: 72). Zaten bu yorumlar dnda tarih bilgisinin kymeti tartlr.
nk her zaman, tarihsel bilgiyi, tarih bilincine dntrmeyi programlanm
bir biimde alamayz. Bu yzden retilmeye allan baz tarih bilgileri yuka-
rda deindiimiz gibi kuru, skc ve anlamsz gelirler. Oysa tarihsel roman,
hikayede betimleme doay ve eyay olduu gibi kopya etmedii, betimleneni
egemen ideolojinin iinde yeniden rettii (Eitgin 1998: 114), dolaysyla tarih
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
71
bilgisi yazarn bak asyla yorumland iin bilim yznn yapamadn
yapabilir.
Tarihsel romanlar araclyla toplumda baz kavramlarn yerletirilmesi, baz
deerlerin telkin edilmesi, bazlarnn ise hicvedilmesi mmkndr. Bu se-
bepten tarihsel roman, bir misyonu yklenmi olmakl ile didaktiktir
(Argunah 1990: 384). Dolaysyla her ulusal kimlik tasarm, tarih yazm
kadar o tarihi poplerletirecek romana da ihtiya duymutur (Trke 2002:
207).
Trk edebiyatnda Osmanlnn son dnemlerinden gnmze kadar, bu
amala bir ok tarihsel romann yazlm olduu grlr. Tanzimattan nce-
sinde destan, ehname ve masallarla tarih bilinci oluturulmaya allrken,
daha sonra Gen Osmanllarn Bat tarznda kaleme aldklar ilk tarihsel ro-
manlar ortaya kmtr. Ancak, II. Merutiyetle birlikte daha ok Ziya G-
kalpin Kzlelma, mer Seyfettinin Milliyeti/Trk tarihsel (kurgu) hik-
yeleri ile bu devam etmitir (Kololu 2000: 40).
Cumhuriyetle birlikte ise dini temalarn dnda, toplumsal ve ulusal konulara
arlk verilmitir. zellikle Kurtulu Sava yllarn, bu sreteki Batllama
ve kalknma almalarnn sanclarn ele alan a romanlarn
5
da bu er-
evede ele almak mmkndr. Bu eserleri, Samim Kocagzn, Temelsiz
bina olmaz. Cumhuriyetimizin tarihsel temelini sadece tarih kitaplarna bra-
krsak, kupkuru kalrz (Argunah 1990: 13) uyars dorultusunda deer-
lendirmek, hatta o dnem iin tarihsel roman yazmay da bu erevede ele
almak mmkndr.
1945lere kadar tarihsel roman anlaynn tarihsel serven roman tarzyla
kendini gsterdiini sylemek mmkndr (Yaln 1998: 205-224). zellikle
Abdullah Ziya Kozanolunun yazd eserler bu erevede ele alnabilir.
kinci Dnya Savandan 1990l yllarn bana kadar macera tarz tarihsel
roman rneklerinin artarak srd grlmtr. Bunun sebebinin, 45 yllk
sreci etkileyen souk sava dnemi olarak adlandrlan durumun getirmi
olduu siyasal kutuplama ve gerginliin Dnyadaki sosyal almalar bi-
imlendirdii gibi Trkiyedeki edebiyat rnlerini, dolaysyla tarihsel ro-
manlar da en azndan konular itibariyle etkilemesi olduu sylenebilir.
nk, Cumhuriyet dneminde Osmanl tarihi zerine yazlan tarihsel ro-
manlar snflandrldnda, konu itibaryla birinci srada fetih, ikinci srada
da Osmanlnn kn hazrlayan nedenlerin ilendii grlmtr (eri
2000: 21). Bu veriden hareketle tarihsel romanlarda ele alnan Osmanl-Trk
kahramanlnn, yazarlarn kltrel, felsef ve siyasal tercihleri olduu kadar,
o dnemin bahsedilen siyasi nezaketiyle de ilikili olarak n plana kt
yorumuna varlabilir. Souk sava dneminin kapanmasyla, kreselleme
abalarnn hz kazand 1990l yllarda durumun deimi olduu grl-
bilig, Bahar / 2006, say 37
72
mtr. Artk, yazlan romanlarda, Osmanlnn kaynan Trklkten aldk-
lar, kahramanlk veya Trklkten uzaklamalar ile ykla neden olan
zaaflar konularndan ok, Osmanlnn toplumsal, kltrel, ekonomik ya-
am, sanat, mimarisi, eitim ve bilimi romanlarda nemli yer tutmaya ba-
lamtr (eri 2000: 25). Bu anlamda, tarihsel serven romanlarn yerini
kltrel, sosyal ierikli tarihsel romanlar almtr.
Buraya kadar ele aldmz ekliyle tarihsel romann kavram olarak neyi ifade
ettii, yklendii ilevin ne olduu ve Trkiyedeki servenine ksaca dei-
nilmeye allmtr. imdi ise, lise (orta retim) rencilerinin tarihsel ro-
manla ilikilerine deinilecektir. Ya da, Ergenlik dnemindeki gen iin
tarihsel roman neyi ifade eder? sorusunun cevab tartlmaya allacaktr.
Ergen ve Tarih Roman
Genel olarak, insanlar tarihsel roman okumaya ynelten sebeplerin, gemi-
in ayrntlarna inerek yeni gemiler kefetme, gemii gzden geirme ve
gemie inanma istekleri olduu sylenebilir (Bolat 1999: 27). zelde ise
geliim psikologlar, 13 ve sonraki yataki genlerin doa yasalaryla, tarihsel
ve edeb kiiliklerin akla uygun davranlarn ieren, eitici izgi romanlar
okuduklarn belirtmilerdir (Elkin 1995: 102). 14 ya grubu -ki bu ergenlik
dneminin iindedir- genlerde, lkesi ile ilgilenme, idealistlik, yurt sevgisi
konular ar basmaktadr. Bu a genleri tarih konulu romanlara byk ilgi
gstermektedir (Alolu 1986: 35). Bu sebepten, 13 ve sonraki ya grubun-
daki genlerin tarihsel romana bu denli ilgi gstermesinin sebepleri tartl-
maya deer bir konu olarak karmza karmaktadr.
Ergenlii yaayan birey, bazen ailesinin ve evresinin uygulad denetimden
kaabilmek iin (Alolu 1986: 5), bazen de byklerin deer dnyasn
anlamlandramamasnn verdii skntdan ya da bulunduu meknn skc-
lndan kurtulmak iin tarihsel romana ynelir. nk kurgusal olan her
metnin ayrt edici zellii burada iken, baka bir yerde olmak isteidir (Do-
an 2000: 141).
Ergenin tarihsel roman tercih sebepleri zerine Amerikal nl eitimci Linda
Levstik u sralamay yapmaktadr (aktaran, Ata 2000: 160):
* Tarihsel romanda insanlarn hislerinin tasviri gibi insancl ayrntlar vardr.
* Daha ok ahlk deerlerin evresindeki atmalar etkileyicidir.
* nsan deneyimlerinin snr blgelerini kefetmelerini saladklar iin ilgi
ekicidirler.
Tarihsel romanlarn kolay okunur olmas, zellikle genlere tarihi sevdirmek
iin yazlm olanlarda retici niteliinin daima gz nnde tutulmas, ideal
kahraman aray iinde olan okuyucunun arad rnek insan orada canl
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
73
bir hayat tablosunun iinde bulmas da ergeni tarihsel romana yneltir. Er-
geni, tarihsel roman okumaya ynelten bir dier sebep de, yaad dnemin
problemlerinden sosyalleme sreci sorunlarndan k iin kendine bir idol
(ideal model) aramasdr. nk ergenlerde, kendi kendilerine gelitirmek
istedikleri idealist tipleri roman kahramanlarnda bulmak, onunla zdeim
kurmak ihtiyac ar basmaktadr (Alolu 1986: 34).
Ergenlik dnemini yaayan ocuun bir roman semesinde geliim ile ilgili
gereksinimleri nem tar. Gereksinim ne denli fazla olursa, ilgi de o denli
kuvvetli olur (Yavuzer 2002: 185). Bylece, gl tarihsel kurgulu genlik
kitaplar (tarihsel romanlar), rencilerin sosyal bilim kavramlar ve gemi,
imdi ve gelecek konular arasnda canl tartmalar retebilecei ilikiler
sunar (Middendorp ve Lee 1994: 117).
Bir Eitim Arac Olarak Tarihsel Romanlarn Yararlar ve
Snrllklar
M. Tunay, Romancnn kt bir oyun oynamas ok daha nemli, nk
ortaokulda okuduu tarihi herkes unutuyor, ama romanda okuduu ta gibi
salam kalyor (Tunay 2000: 5) demitir. Gerekten de tarihsel romanda
ortam ve karakterlerin olgulara dayanarak sanat kaygs ile ele alnp ilen-
mesinin gl ortadaysa da, bu tarz romanlarn tarih retimi asndan
deeri byktr.
Tarihsel romanlarn eitimsel deerini bilisel (zihinsel) ve duyusal (duygu
ve hisler) alanlarda deerlendirmek mmkndr. rnein Ata (2000: 161),
Nortonun yapt bir aratrmadan faydalanarak, biyolojik ve zihinsel yaa
uygun olmak art ile, kronolojik yazlm bir tarihsel romann tarih konular-
nn kavrann glendirdiini belirtmitir. Bunu, baz tarihsel olay, olgu ve
kavramlar hikayenin bir olay rgs iinde fark ettirmeden sunmasyla ak-
lamak mmkndr (imek 2000: 72).
Toprak (1997: 119), tarihin retim noktasnda bir takm eksikliklerinin tarih-
sel romanla giderebileceini yle ifade etmitir: Selanik hakknda tarih
bilgisi son derece kttr. Ama Atilla lhann Dersaadette Sabah Ezanlar (ile)
Selaniki anlamak, benim iin en iyi bilimsel kitaptan daha iyidir. Cumhuri-
yetin ilk yllarndaki (devrim tarihi asndan) atmay grebilmek iin,
Kemal Tahirin Kurt Kanununu okumak son derece faydal bir ey. Haki-
katen yakalarsnz olay. Son cmlesinde, Benim akademik olarak yapa-
madm Kemal Tahir yapmtr
eklindeki deerlendirmesi ile de tarih -
retiminde tarihsel romann nemini belirtmitir. Gerekten de, tarihsel d-
nemleri ve olaylar iyi bilen bir romanc, bunlar okul almalarnn yapama-
yaca biimde canl olarak tasvir edebilir. Bir ok tarihsel roman, ierdikleri
tarihsel malzemede nakledilen zamann hissedilmesini salar (Benjamin
bilig, Bahar / 2006, say 37
74
1998: 21). Ancak, ergenlerin bilisel ve duyusal alanlarnda pek ok olumlu
etkiye sahip tarihsel romanlarn baz olumsuz etkileri de sz konusudur.
Tarihsel romanlarn eitimsel adan olumsuzluklar ya da snrllklarnn en ba-
nda, tarihsel roman okuyan ocuun srekli olarak muhayyilesine yneldii
iin baz konularn gerek/hayal ayrmnda yanlgya dmesi ihtimali gelir. Bu
durum, esas unsurlar hayale dayanan tm sanatsal rnler iin geerli olmasna
ramen, tarihsel romanlarda tarihsellik ve kurgusallk i ie getii iin ha-
yal/gerek karmaasnn yaanmas belki biraz daha fazla olabilir.
Hosbawn, nsanlarn genel olarak tarihi, roman yazarlar, din adamlar,
retmenler, tarih kitaplarnn yazarlar, dergi makalelerinin editrleri ve
televizyon programlarnda rendiklerini sylemitir (Trke 2002: 198).
Bu balamda, tarihsel roman yazarnn gerek tarihsel olgu ve kiilikleri tahrif
etmesi okuyucunun zihninde silinmez yanl tasarmlar, n yarglar olutura-
bilecektir. Benzer biimde tarihsel romann, istenen tarihsel durumlar kur-
gulayarak oluturduu idealize edilmi kahramanlar, okuyucu iin bir proto-
tip (irin 2000: 176) olarak sunmas; olayn ele alnd dnemin, romannn
kurgusundaki bu ideal tiplerle zdelemesini beraberinde getirecektir. Bu ise
ocuun, ilgili tarihsel dneme ilikin olarak ideal dnem alglamas gibi
yanl bir tarih dncesine/yargsna ynelmesine yol aabilecektir.
Tarihsel romann eitim-retim asndan bir dier olumsuzluu ise, tarihsel
romann znel bir dnyaya bakn rn olmas sebebiyle ocuun eletirel
dnmesini sekteye uratabilecek olmasdr (Ata 2000: 160). Bu durumda
tarihsel roman, tarih retiminin kazandrmay amalad ada becerilerin
rencide gelimesini engelleyebilecektir. nk tarihsel romanlarn, yazarla-
rnn znel dnyalarn yanstmalar ve onlarn deer dnyalarn sunmalar,
retim asndan yazarn gzl ile bakma tehlikesini beraberinde geti-
rebilecektir. Bylelikle, iyi ve gzel gibi bir takm olumlu deerler yklenen
biz ile, bunun karsnda olabildiince olumsuz bir tekinin ortaya k-
mas daha muhtemel grlmektedir. Bu da, ada tarih retimi asndan
nemli bir sorun olarak grlen tekici anlatmlar desteklemesi ynyle
olumsuz bir durumdur.
Tarihsel romanlarn eitim-retim asndan dourabilecekleri bu olumsuz-
lular engellemenin baz yollarnn olabilecei dnlmektedir. rnein,
bireye sadece bir tarihsel roman deil, tm okumalar eletirel bir gzle
yapmasn retmek ve bylelikle metindeki bak as ile vurgulanan me-
sajlar doru deerlendirebilecek bir yeterlilik sunmak bu olumsuzlarn orta-
dan kaldrlmasn salayabilir. Bir dier yol ise, tarihsel roman yazarlarnn,
kitaplarnn giriinde, bunun bir tarih kitab deil, iinde bir takm tarihsel
unsurlar barndran sanatsal bir eser olduunu vurgulamalardr. Ya da
tarihsel romanlarn genlerin tarih renimi iin neyi ifade edebileceinin,
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
75
zellikle edebiyat ve tarih retmenlerince aklanmas, bir edebiyat rn
ile bir tarih rnn farklarnn belirtilmesinin yararl olaca sylenebilir.
Sonu
Gemiteki gnlk yaantlarn tasvirini yaparak tarihsel figrleri daha canl
klan tarihsel roman, deer aktarm ve ulusal bir tarih bilincinin yaratmnda
okul d tarih retimi iin etkili bir eitim/retim arac olabilir. Bireylerin
eletirel dnce becerilerini sekteye uratmayacak, kaba ideolojik yakla-
mlarn dnda bir sylemle tarihsel gereklere atfta bulunacak, onlarn
zihinsel ve zellikle de duygusal geliimlerine katk salayabilecek tarihsel
romanlar, eitim asndan nemli bir deere sahiptir.
Gnmzde, Internet ve televizyon gibi kitle iletiim aralarnn, ses ve hare-
ketli grnty n plana karan ynleri, genel anlamda insanlarn kitap
okumalarna, zelde ise genlerin tarihsel roman okumaya zaman ayrmala-
rna pek frsat tanmamaktadr. nk, grntl ve sesli eserlerin takibi,
metne dayal bir esere gre hem daha kolay olmas, hem de insann pek ok
beklentisini kolayca karlamas asndan oka tercih edilmektedir. Dier
yandan, ergenlik dnemindeki gencin, ortaretimde tarihsel romana yne-
lik ilgisini niversiteye giri snavna ynelik yaplan hazrlklarn younluu-
nun engelledii da sylenebilir.
Ortaretim tarih derslerinde, retilmesi planlanan konulara paralel olarak
okunmas iin renciye tavsiye edilebilecek tarihsel romanlardan; eitimsel
deerinin yeterince anlalamamas, retmenlerin bu konuda yeterli dene-
yime sahip olmamalar, bakanln bu konuya ilikin somut bir nerisinin
bulunmamas gibi eitli sebeplerden dolay pek yararlanlamamasna ra-
men, ergenin macera arayan ruhunu tatmin etmesi, ona tarihi sevdirmesi,
onun tarihsel olana ilgi ve dikkatini ekebilmesi gibi yararlarndan dolay
okul d tarih eitiminin nemli bir arac olarak faydalanlabilir.
Notlar
1 Trkiyede, tarihsel romanlarn, tarih eitimi/retimi alannda bir ara olarak kul-
lanlmasna ilikin ismi zikredilebilecek pek az alma vardr. Bunlardan konuya
ilikin derli toplu bilgi ve dnce sunmas asndan bk. Ata, 2000: 153-154
2 Tarihsel romanlarn tarih aratrmalarnda bir kaynak olarak kullanlmas rnei iin
bk Timur 2002
3 Literatrde tematik tarihsel roman kavramna rastlanlmam, burada bir teklif
olarak dile getirilmitir. Bu kavram, Ahmet Refik Altnay ve Reat Ekrem Kounun
at yolda verilen tarihsel romanlarnda olduu gibi sanat yapma kaygsndan zi-
yade tarihi sevdirmek (Argunah 1990:25) amac tandn belirtir.
4 Trk edebiyat tarihinin ilk tarihsel roman olarak kabul edilen N. Kemalin Cezmisinden
bugne kadar pek ok tarihsel roman yazar eser vermitir. Cumhuriyet dnemi Trk
bilig, Bahar / 2006, say 37
76
edebiyatnn ilk tarihsel macera roman olan Kzl Tu (1923) Abdullah Ziya
Kozanolunundur. Turhan Tann ilk benzer roman 1931 tarihini tar. Sonra srasyla,
Feridun Fazl Tlbenti, Reat Ekrem Kou, Ouz zde, Nizamettin Tepedelenliolu,
Ragp evki Yeim, Nihal Atsz, M. Necati Sepetiolu, Murat Sertolu gibi yazarlarn,
tarihsel macera trnde yazdklarn grrz. Elbette, bu yazarlarn hepsi, ayn dn-
cenin paralelinde eserler vermemilerdir. Mesela, M. Sertolu ve O.zde, iin macera
ksmn ne karmlar, F.F. Tlbenti ve R.Ekrem Kou ise tarihi esas almlardr. Bu
yazarlarn, daha ok Ahmet Refik Altnay gibi, tarihsel konularn okuyucunun ilgisini
ekmesi iin eski olaylar, kiileri, dnemleri ykselletirdikleri grlmtr (A. mer
Trke, http://www.pandora.com.tr. 18. 06. 2003 tarihinde alnmtr). Bunlardan ba-
ka, zellikle Kemal Tahirin, Tark Burann, Atilla lhann, Sevin okumun romanla-
rn da unutmamak lazmdr.
5 a romanlar, aslnda tarihsel roman kategorisine girmeyen, ancak yazldklar
dnemde gncel olmalarna ramen bugn tarihsel olan eserlerdir. ledikleri ko-
nular, ele aldklar tipler ve dekor yazld dnem iin gncel olsa da bugn iin
gemie ait olmakl ile tarihseldir.
Kaynaka
ARGUNAH, Hlya Eraydn (1990), Trk Edebiyatnda Tarih Roman, stanbul: Marma-
ra niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, (Yaymlanmam Doktora Tezi).
AILIOLU, Bayram (1986), ocuk Romanlarnn ocuk Eitimindeki Yeri ve
nemi, Ankara: A.. Sosyal Bilimler Enstits, (Yaymlanmam Yksek Li-
sans Tezi).
ATA, Bahri (2000), Tarih retiminde Bir Ara Olarak Tarih Romanlar, Trk
Yurdu, S.153-154: 158-166.
BALDCK, Chris (1990), The Concise Oxford Dictonary of Literary Terms, Oxford
University Press.
BENJAMIN, Jules R (1998), Student Guide to History, (Seventh Edition), Bedford
Books.
BOLAT, Semih (1999), Hayatmz ve Tarihmiz Roman, E, S.3.
ER, Bahriye (2000), Cumhuriyet Romannda Osmanl Tarihinin Kurgulan,
Tarih ve Toplum, S.198: 19-27.
DLEK, Dursun ve Glin SOUCAKLI YAPICI (2003), yklerle Tarih retimi
Yaklam, I. Sosyal Bilimler Eitimi Kongresi, (15-17 Mays), Dokuz Eyll
niversitesi Buca Eitim Fakltesi, zmir.
DOAN, M. Can (2000), Tarih Romann Dinamikleri ve Son Onbe Yln Tarih
Romanlar, Trk Yurdu, S.153-154: 140-158.
ELKIN, Fredrich (1995), ocuun Sosyallemesi, Gndoan Yaynlar, stanbul.
ETGN, Diner (1998), Bir Kurtulu Sava Kurmacas Olarak Kk Aa, Der-
gh, VIII. (95).
imek, Tarihsel Romann Eitimsel levi
77
GM, Semih (1999), Tarihsel Roman, E, S.3.
GNGR, Erol (1995), Kltr Deimesi ve Milliyetilik, tken Yaynlar (9.
Bask), stanbul.
KAPTAN, Mehmet Saim (1988), Tarih Romanmz Asndan Trklerin Anadoluya
Yerlemesi (1071-1345), Ankara: Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
(Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi).
KOLOLU, Orhan (2000), Tarih ve Sanatn Birliktelii, Tarih ve Toplum, S.198:
39-42.
LEVSTIK, Linda (1995), Narrative Constructions: Cultural Frames For History, The
Social Studies, May/June.
MEB (1998), lkretim Sosyal Bilgiler retim Program, Tebliler Dergisi, S. 2487.
MEB (1987), Orta retim Kurumlar Tarih Program, Lise Mfredat Program
Tebliler Dergisi, S.2146.
MIDDENDORP, Judy E. Van ve Sharon LEE (1994), Literature for Children and
Young Aduls in a History Classroom, The Social Studies, May/June.
OPPERMAN, Serpil (TUN) (1999), Postmodern Tarih Kuram: Tarih Yazm, Yeni
Tarihselcilik ve Roman, Ankara: Evin Yaynlar.
OTLUOLU, Rahmi (2001), lkretim Okulu 5. Snf Sosyal Bilgiler retimimde
Yazl Edebiyat rnlerini Ders Arac Olarak Kullanmann Duyusal Davran
zelliklerini Kazandrmaya Etkisi, stanbul: Marmara niversitesi Eitim Bi-
limleri Enstits, (Yaynlammam Yksek Lisans Tezi).
SAFRAN, Mustafa (1992), Ortaretim Kurumlarnda Tarih retiminin Yap ve
Sorunlarna likin Bir Aratrma,. Ankara: (Yaymlanmam Aratrma).
.. (1993), Deiik renim Basamaklarnda Tarih Becerisine likin Tutumlar
zerine Bir Aratrma, Gazi Eitim Fakltesi Dergisi, S.4.
AHN, brahim (2000), Trk Romannn Tarih Geliimi, Trk Yurdu, S.153-154:
45-65.
MEK, Ahmet (2000), lkretim Sosyal Bilgiler Dersinin retiminde Hikye
Anlatm Ynteminin (Storytelling) Kullanm, (Yaynlanmam Yksek Lisans
Tezi), Ankara: Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits.
.. (2001), Tarih Eitiminde Efsane ve Destanlarn Rol, Krehir Eitim Fakl-
tesi Dergisi, 2(3).
.. (2002), lkretim Sosyal Bilgiler Dersi Tarih Konularnn retiminde Hik-
ye Anlatm Ynteminin Etkililii, XI. Eitim Bilimler Kongresi, Yakndou
niversitesi, Lefkoa, KKTC.
RN, brahim (2000), Kollektif Kimlik naa Arac Olarak Tarih Roman, Trk
Yurdu, S.153-154: 170-179.
TEKEL, lhan (1998), Tarih Bilinci ve Genlik, stanbul: Tarih Vakf Yaynlar.
bilig, Bahar / 2006, say 37
78
TMUR, Taner (2002), Osmanl-Trk Romannda Tarih, Toplum, ve Kimlik, stanbul:
mge Yaynlar.
TOPRAK, Zafer ve Dierleri (1997), nklap Tarihi Dersleri Nasl Okutulmal, stanbul:
Sarmal Yaynlar.
TUNAY, Mete (2000), Tarih Roman Akoturumu, Tarih ve Toplum, S.198: 4-16.
TURAL, Sadk Kemal (1986), Edebiyat Tarihi Kuram Etrafnda, Ondokuz Mays
niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, S.1.
TURAL, Sadk Kemal (1991), Zamann Elinden Tutmak, Ankara: Ecdad Yaynlar.
TRKE, A.mer (2002), Romana Yazlan Tarih, Toplum ve Bilim, S.91: 166-213.
YALIN, Alemdar (1998), Sosyal ve Siyasal Deiim Asndan Cumhuriyet Dnemi
Trk Roman, (3. Bask), Ankara: Gnce Yaynlar.
YAVUZER, Haluk (2002), ocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi (23.basm), stanbul:
Remzi Yaynevi.
bilig Spring / 2006 Number 37: 65-80
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Educational Function of Historical Novel
Research Assist. Ahmet MEK
*
Abstract: In teaching history not only activities in class but also
activities out of school have great importance. The history which has
been tought in the school should be supported out side. Historical
novel especially for high scholl students who are teenagers is an
effective mean to have national historical conciousness. Being written
many historical novels in Turkey which are related with different
historical ages, leads to evaluate from the point of education. In this
study, the term of historical novel, historical conciousness and the role
of it creating historical novel, teenagers and historical novel relation
have been held and the importance and the place of historical novel as
an activity out of school have been discussed.
Key Words: Education of history, history teaching, education of
history out of school, historical novel, socialization, identify, united
conciousness.
*
Gazi University, Faculty of Krehir Education / KIREHR
asimsek@gazi.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 65-80
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
*
:
.
.
(
)
.
,
.
,
,
,
, .
: , ,
, , ,
, .
*
asimsek@gazi.edu.tr
bilig Bahar / 2006 say 37: 81-90
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Beyaz Gemi Adl Romandaki
Yce Birey Arketipi
Sema ZHER
*
zet: Cengiz Aytmatov, Beyaz Gemi adl romannda kk bir ocuun
bireyleim srecini anlatmtr. Roman yce birey arketipi olan Maral
Ana zerine kurulmutur. Maral Ana kavramsal dzeyde Krgzlara ait
ana dil, milli kltr, kendisi olma kavramlarn temsil eder. Maral Anann
kiisel dzlemdeki grn Mmin Dededir. Mmin Dede ocuun
bireyleim srecini tamamlamasnda ona yol gstermitir. Cengiz
Aytmatov, Beyaz Gemi adl romanyla bir ocuun yaamndaki deer-
lerden bir milleti var eden deerlere ulamay istemitir.
Anahtar Kelimeler: Kazak edebiyat, Cengiz Aytmatov, yce birey
arketipi, bireyleim sreci, ana dil, milli kltr
Giri
Bir edebi metnin bnyesinde barndrd simgeler okunduu takdirde o
metnin okuyucuya iletmeyi amalad evrensel mesajlara ulalm olur.
Cengiz Aytmatovun Beyaz Gemi adl roman olaylar dizgesi balamnda ele
alndnda olduka yalndr. Roman Isk-Gl dalarnda dedesi Kvrak M-
min ile onun ikinci kars; halas Bekey ile ei Orozkul ve onlarn komusu
Seydahmet ile kars Glcemalden oluan kk bir grup ierisinde yaayan
yedi yandaki bir ocuun hayatn konu alr. Anne ve babas tarafndan
dedesinin yanna adeta braklan ocuk, romann hibir yerinde bu durum-
dan aka ikayet etmemitir. Ykand Isk-Gln sularnda bir beyaz
gemi hayali kuran ocuun bu gemiye ulamak iin bir gn kendini sulara
brakmasyla son bulur roman.
Romann yaln olaylar dizgesi ierisine yazar bir Maral Ana Efsanesi yerle-
tirmitir. Metin bildiriim dzeyinde okunduu zaman bu efsane dedesi tara-
fndan ocua anlatlan bir masaldan ibaret kalrken; olaylar-kavramlar-
simgeler boyutunda ele alndnda bu efsanenin, romanda anlatlan olayla-
rn ekirdeini oluturduu grlr. Efsanede Krgzlarn iki kez yok olma
tehlikesiyle kar karya kalmalar ve tekrar oalmalar anlatlr. Tkeniin
nedeni toplumlarn kendilerini var eden deerleri ihlal etmeleridir. Efsane ile
olay rgs Orozkulun bu ihlali nc kez gerekletirdii yerde akr.
*
Frat niversitesi, Sosyal Bilimler Enstts / ELAZI
semaozher@yahoo.com
bilig, Bahar / 2006 say 37
82
Orozkul, tpk efsanede anlatld gibi bir tkenile kar karya kalr ki bu
tkeni onun ksrldr. Orozkul toplumun dinamiini oluturan deerleri
inedii iin ocuk sahibi olamamakla lanetlenmitir.
Jung, ortak bilindn oluturan yapsal elere arketipler adn vermitir.
Junga gre kkensel bilind bireysel bilinleri epeevre sarmtr. Benlik
bilinci, tpk bir gemi gibi kkensel bilindnn engin alan zerinde yer alr
(Jung 2001:43). Yani benlik bilinci kkensel bilindnn kk bir yanstc-
sdr. Kii bilincinde kkensel bilindna ait btn yaama biimleri ve soya
sopa bal kaltmsal ilevlerle domaktadr (Jung 2001: 29). Junga gre
mitoslar arketiplerin simgesel biimi olup ortak bilindnn kendine zg
dilini oluturmaktadr (Gkeri 1979:31). Bununla birlikte Joseph Campbell
evrenin monomyth (Campbell 2000:350) dedii tek bir Tanrsal mit zeri-
ne kurulu olduunu ileri srmtr. Kahramanlk mitosu diye adlandrlan
bu dnce anlat metinlerinin zmlenmesinde kullanlmtr (zcan
2003a: 103-116; zcan 2003b: 76-81). Ayrca arketipler glge arketipi,
anima-animus arketipleri, yce ana arketipi, yce birey arketipi
(Gkeri 1979: 18-26) ve Ouz arketipi (Korkmaz 2003: 73) gibi farkl e-
killerde adlandrlmtr.
Cengiz Ayytmatovun Beyaz Gemi adl roman arketip teorisine gre ince-
lendii takdirde Maral Ana Efsanesinin hem romanda anlatlan olaylar
tarihsel bir mekna oturttuu hem de yaplan yanllarn cezasn nceden
haber verir nitelikte olduu grlecektir. Olaylar dizgesinin amlanmasnda
efsaneden yararlanmann, bizi bu metinle iletilmek istenen gerek mesajlara
ulatraca dncesindeyiz.
A. Yce Birey Arketipi Maral Ana
Junga gre i benlik, her eyi dzenleyen, kiiliin ve ruhsal btnln
merkezcil noktasdr. benlik arketipi kavramsal dzlemde kendisi olma
mesajn iletir (Gkeri 1979: 23). Kiinin bireyleim srecini tamamlayabil-
mesi i benlik ile arasndaki uzlamaya baldr. Neumanna gre i benlik
arketipinin bir yansmas olan yce birey arketipinde grubun ruhsal ortakl-
nn bilind btnl alglanr (Gkeri 1979: 75). Beyaz Gemi adl roma-
nn ierisine bir masal olarak yerletirilen Boynuzlu Maral Ana, Krgz toplu-
munun ortak bilind deerlerini yanstan yce birey arketipidir. Masalda
Enesay nehri kysnda yaayan Krgzlarn urad soykrmdan arta kalan
biri kz dieri erkek iki ocuun Isk-Gl kysna yerleerek yeniden Krgz
toplumunu yaratmalar anlatlr. Maral Ana Krgzlara u tleri vermitir:
bar ve huzur iinde binlerce yl yaayn Sizden gelenler sizin dilinizi
hi unutmasnlar. Analarnn, babalarnn diliyle konumaktan, ark syle-
mekten zevk alsnlar (Aytmatov 1995: 64)
zher, Beyaz Gemi Adl Romandaki Yce Birey Arketipi
83
Burada ana dil, bar ve milli kltr (ark sylemek) temel yol gsterici
olarak ortaya konulmutur. Bir milletin ana dilini unutmas bilin yitimine
uramasna neden olacaktr. Bunun sonucunda da o millet paralanr, yok
olup gider. Millet bartan uzaklat zaman da kendi soyunun tkeniini
hazrlam olur. Milli kltrnden uzaklaanlar yine sindirilmek suretiyle yok
edilirler. Bu deer Krgzlarn ortak bilindn yanstan kavramlardr. Bu
sebeple birisi dahi ihlal edildii zaman milleti yaratan zdeki g tkenir.
Efsanede Maral Anann bulunduu yeri terk etmesinin sebebi, temel yol
gstericiden birinin ihlal edilmi olmasdr.
Bir anne nasl ki var eder, korur ve sreklilii salarsa ortak bilindn yan-
stan kavramlar da onlar ne sren toplumu yle var eder. Bu nedenle
efsanede yce birey arketipi bir diil imge olan maral (geyik) ile ne srl-
m ve boynuzlu sfat eklenerek de pekitirilmitir. nk Trk mitoloji-
sinde boynuz, rahmi simgeler (Ate 2002: 113). Krgzlar ortak bilindn
oluturan deerlerden uzaklatklar zaman Boynuzlu Maral Ana onlar terk
etmitir. Bu terk edi kkensel/filogenetik mirastan mahrum kalmadr. Bu bir
tkenitir.
Bir edebi metinde dramatik aksiyonu salayan ey, lk deer ile kar
deer arasndaki atmadr. "lk deer, ruhunu eserin merkezine yerleti-
ren yazarn benimsenmi deerlerini, dorularn,zlemlerini, arzularn, varlk
kaygsn, ksaca anlatcnn yaratc "ben"ini temsil eden bir varolu dizgesi
ierir. Kar deer ise sanatkarn olumsuzlad deer, kabul ve inanlarn
oluturduu gcn varlk alann temsil eder (Korkmaz 2003: 273). lk deer
ile kar deer arasndaki atmann grnt seviyesi kiiler-kavramlar-simgeler
dzleminde gerekleir. Bu KORA emasdr. Bir edeb metni bu ekilde grn-
tlemek metnin tad mesajlarn daha iyi kavranmasn salayacaktr.
Beyaz Gemi adl romannda dramatik atmay salayan deerleri KORA
emas biiminde yle gsterebiliriz:
lk deer Kar deer
Kiisel grn
Mmin Dede, ocuk,
Kulubeg, Bekey Hala,
Glcemal, nine,
Seydahmet
Orozkul, Koketay, rvet-
iler
Kavramsal grn
Kendisi olma, ana dil,
bar, milli kltr, do-
a/doal kaynaklar ko-
ruma, ocuk sahibi olma
Yozlama, Rusa, sava,
rvet, ehirleme, ksrlk
Simgesel grn
Maral Ana, ku, orman,
Buu aireti, beyaz gemi, yas
leni
Kesik maral boynuzu, tipi
bilig, Bahar / 2006 say 37
84
Maral Ana efsanesinde Krgzlar Enesay nehri kysnda yaarken milli kltr-
lerinden ve bartan uzaklaarak parann klesi olmulardr. Tam bu srada
geceleri sabaha kadar insan sesiyle ark syleyen, ac ac alayan tuhaf bir
ku km ortaya ve kt eylerin olacan sylemitir (Aytmatov 1995:
55). Ku, milli kltrn unsurlarndan olan ana dilin, masaln ve trknn
arketipsel simgesidir. Kolektif bilindna ait bu deerleri bilmek, kiinin
bireyleim srecini tamamlanmasn salayacaktr. Yce birey arketipinin
kiisel grn olan Mmin Dede, ocua srekli olarak masallar anlatarak
obanlarn syledii trkleri dinletir. Doal yaamn ierisinden gelen o-
banlar, kkensel mirasa ait deerlerin en saf biimde tayclardr. Mmin
Dede, kle olarak yaamay kabul etmeyen tutsak hann efsanesinde hann
son arzusunu yle aktarr:
ldrmeden nce, benim vatanmdan herhangi bir oban buraya ge-
tirtmeni istiyorum. Ne yapacaksn o oban? lmeden nce ondan bir
trk dinlemek istiyorum.(Aytmatov 1995: 43)
Ana dil ne srd szck daarc, deyim ve ataszleriyle toplumun tinsel
dokusunu yanstr. Ana dil ile tarih arasnda sk bir iliki vardr. Ana diline
sahip kanlar tarihine de sahip km olacaklardr. Romanda bu durum
ocuun cmleleriyle yle aktarlmtr:
Dedem diyor ki, eer insanlar atalarnn adlarn bilmezlerse bozulur, kt
olurlarm. Atalarnn adlarn unutanlar, ktlk yapmaktan utanmazlar-
m. nk o zaman insann nasl biri olduunu ne ocuklar bilirmi ne de
ocuklarnn ocuklar.(Aytmatov 1995: 112-113)
Milli kltrne, ana diline, tarihine sahip kanlar kendisi olmay baara-
caklar; sahip kmayanlar ise yozlaacaklardr. Yozlama beraberinde men-
faat dknln ve tamahkarl getirecektir. Kar gcn kiiler dzlemin-
deki temsilcisi olan Orozkul, ana dilini kaba olarak niteleyen (Aytmatov
1995:75), maddi eylere dkn, byklerinin yaptklarn kmseyen bi-
lin yitimine uram birisidir. Orozkul, atalarnn yaptklarn reddettii iin
(Eliade 2001: 49) kkene dn gerekletirememi, kendisi olmay ba-
aramamtr.
Kendisi olma ve milli kltr kavramlarnn simgesel dzlemdeki grnt-
s yas lenleridir. Buralar, hem Tanr inancnn pekitirildii hem de ge-
mi (yallar) ile gelecein (ocuklar) bulutuu yce deerlerin iletim mekn-
lardr. Yce birey arketipinin kiiler dzlemindeki grn olan Mmin
Dede, olay rgs ierisinde yas lenlerinin bilinlenme mekanlar olduu
dncesini davranlaryla yanstmaktadr. O, Buu airetinin yas trenle-
rinde ev sahiplii yarar. Airet yelerinin tamamn karde sayar (Aytmatov
zher, Beyaz Gemi Adl Romandaki Yce Birey Arketipi
85
1995:15). ocuu da kalabalk yerlere gtrerek onun atalarnn mirass
olmasn salar. Bylece Krgzlarn gemii ile gelecei uzlam olur.
Efsanede ortak bilindn oluturan deerler ihlal edildii zaman topluluk
yok olmakla kar karya kalmtr. Romanda Orozkul kesimi yasak orman-
dan am tomruklarn kesip doaya zarar vermekle ve bir maral ldrmekle
ortak bilind deerlerini ihlal etmitir. Bu noktada romanda anlatlan asl
olayn sonucu ile efsanede imlenen son akm olur. Krgzlarn yok olma
tehdidi, Orozkulun ocuk sahibi olamamas eklinde bireysel bir grn
kazanmtr.
Doal Kaynaklarn Tahrip Edilmesi ve Ksrlk
Toplumlar arketiplerle kendilerini var eden deerleri ne srp var olu ke-
sinliini salarken doa da kendi yasalar ile devinimini srdrerek hem
yaar hem de bnyesinde barndrdklarna yaam kayna olur. Trk mito-
lojisinde orman klt, da ve su klt ile birlikte yer alr. Bu yer-su anlay
ve birletiriciliinin bir sonucu olarak dnlr (gel 1995:436). Toprak ve
su yaamn kayna olduu iin kutsaldr. Roman boyunca orman, dalar
(Karavul da) ve sular (Enesay nehri, Isk-Gl) i iedir. Maral Ana efsane-
sinde Enesay nehri kysnda yaayan Krgzlar ve dier topluluklarn sapkn-
lklar ba gsterdiinde nehrin sular ekilirken; Maral Anann kz doum
yaparken (Krgzlarn ikinci treyileri) Isk-Gl rpnmaya balar. Doa
kiiolunun edimlerinden dorudan etkilenir. Yaamn kutsal yan tehdit
altna girdiinde varolu kaynaklarnn kiiolunu terk ettiini grlr. Ro-
manda bu orman olarak arketipsel simgeye dnmtr.
Ormandan aa kesimi yasaktr. Ormann bir mahremiyeti vardr. Bu mah-
remiyet insan var eden yce deerler topluluudur. Kar gcn kiisel g-
rn Orozkul, kk rvetler karlnda nadide am tomruklarnn ke-
silmesine gz yumunca orman tkenile kar karya kalr. Simgesel yoru-
muyla sylersek bu toplumun zl ve tkeniidir.
ocuk, kiinin kendi kan ve bedeniyle ldkten sonra da yaama devam
etmesidir. ocuk sahibi olmann kutsanml Trkler arasnda olduka eski
bir dncedir. Dede Korkut Kitabnn Dirse Han Olu Boa Han adl
yksnde bu durum vurgulanmtr. Hanlar han Bayndr Han ylda bir
kere Ouz beylerini toplayp ziyafet verir. Gene ziyafet dzenlemitir. Ancak
bu kez beylerin ziyafet sofrasnda yer almalarn kurala balamtr:
Yukarda alnt yaplan cmlelerde kara szcnn olumsuz anlamlarnn
vurguland dikkati eker. Trk mitolojisinde kara yer ve toprak demek-
tir (gel 1995:256). Toprak bir anlamda lm artrr. Yani hikayenin
ocuu olmayan kiilerin lmlln vurguladn, Allah Tealann da o
kiileri hor grd iin onlara byle bir ceza verdii ortaya kmaktadr.
bilig, Bahar / 2006 say 37
86
Kar gcn kiisel grn olan Orozkul ortak bilind deerlerini reddet-
tii iin ocuk sahibi olamamakla cezalandrlmtr. Bu cezann farkna va-
ramayan Orozkul, unvan ve parann iyi bir insan olmak iin yeterli oldu-
unu sanr:
nesi eksikti onlardan? inde bir baarszl m grlmt? Allaha
kr orman korucularnn bayd o!... O, ad san belli olmayan biri miydi?
her eyi de vard. Altnda eyerli at, elinde krbac vard ve her yerde eref
konuu yaparlard onu. (Aytmatov 1995:51-52)
Orozkulun srekli dvmesi ile artk kars Bekey hala da lanetlendiini d-
nmektedir:
Yeryznde koyun gibi douran ne ok kadn var, ben ise lanetlenmiim!
Niin, niin? Neydi benim gnahm da byle ksr brakldm! (Aytmatov
1995: 49)
Orozkulun lnce kendi kanndan ve canndan birisinde yaayamayacak
olmas doann kendini korumak iin ald bir tedbirdir.
Tinsel Dou Mekn Olarak Beyaz Gemi
ocuklar saf ve bozulmam bir bilin tarlar. nk ocuk mitik anlamda
cennete zg bir zamanda yaar (Eliade 2001:105). Ba kahramann 6-7
yalarnda bir ocuk olmas ortak bilindn oluturan deerlerin bireyleim
srecinde oynad roln nemini gstermesi bakmndan derin bir anlam
ifade eder. ocuk, Mmin Dedenin yol gstericilii ile ait olduu toplumun
deerlerini renir. Ancak Mmin Dedenin rettikleri olmas gereken-
lerdir. Gerek ise olanlarda gizlidir. Orozkul ve onun gibiler kk menfa-
atleri iin kutsal saylan eyleri yok ederler. Bu tarz davranlar oaldnda
toplumda bir zlme meydana gelir. Bunun sonucunda kii, yaad yer-
den uzaklama ihtiyac duyar.
Romanda anne ve babas tarafndan dedesinin yanna braklan ocuk, -
rendii dorularn yaamdan ne kadar uzaklam olduunu grdke ie
kapanr. Bu ie kapanma ocuun zihninde balk olup beyaz gemiye ulama
d olarak da yansmtr:
Tam bir bala dnmek, balk olmak istiyordu ocuk. Vcudu da, kuyru-
u da, yzgeleri de, pullar da olsundu. Yalnz ince boynunun zerindeki
kafas, sarkk kulaklar, syrklarla dolu burnu deimesindi. Gzleri de
deimesindi ama pek de olduklar gibi kalmasnd, biraz balk gzn
andrsnlard. (Aytmatov 1995: 38)
Metin dikkatli okunduu zaman duyu organlarndan burun, gz ve kulan
deimesinin istenmedii fark edilir. Bu grme, iitme ve koku alma duyula-
rnn korunmas anlamn vurgular. En nemlisi ban aynen kalmasdr.
zher, Beyaz Gemi Adl Romandaki Yce Birey Arketipi
87
Bilincin yeri beyindir (Jung 2001: 71). Dnme, insan dier canllardan
ayran en nemli zelliktir. ocuun sahip olmak istedii vcutta kendisinde
bulunmasn istedii nitelikler, anne karnndaki bebein ilk eklini imler.
Anne karn sonsuz huzurun yaand, kiinin erginlemesini salayan yerdir.
Yce birey arketipi olan Maral Ana, Krgz toplumunda kutsal olan her eyi
bnyesinde barndrr. Efsaneye gre toplum yce deerlerini ihlal ettii
zaman marallar oray terk etmi ve ancak ok uzun bir zaman sonra geri
gelmitir. Mmin Dedenin kesimi yasak ormanda marallar grmesi, olay
rgs ile efsanenin akma noktasdr. Marallar ok uzun bir zaman sonra
toplumu kucaklamtr. Simgesel anlatm yorumlarsak toplumu ayakta tuta-
cak g artk mevcuttur. Ancak Maral Ana Orozkulun emriyle ldrlm-
tr. ocuun gznde bu eylem, kutsal olann katledilmesidir. Kavramsal
dzlemdeki yorumuyla sylersek yozlama, rvet, ehirleme ve Rusa top-
lumun sonunu hazrlamaktadr.
Maral Anann yerde duran kesik ban grmek, etinin byk bir itahla
yendiine tank olmak, ocuun inand btn deerlerin inenmesi anla-
mna gelir. ocuk bu sebeple lm tercih etmitir. Ancak onun lm bir
son deil, erginleme mekanna ekilmedir. Bu ikinci bir dou/tinsel bir
dou olacaktr. Romanda yazar nsandaki ocuk vicdan, tohumdaki z
gibidir. (Aytmatov 1995: 168) cmlesiyle bu dnceyi vurgulamtr. Anne
karn, bu z barndrp glendirecek olan bir aama yeridir (Campbell
2002: 107). Toplum ancak bu ekilde srekliliini koruma altna alm olur.
karm
Anlat metinlerini kavramsal ve simgesel dzlemlerde yorumlamak metinler-
den daha geni ve evrensel karmlara ulamay mmkn klar. Cengiz
Aytmatovun Beyaz Gemi adl roman arketipsel sembolizm asndan -
zmlendii zaman yazarn bir milleti ayakta tutan ortak bilind deerlerini
yce birey arketipi olan Maral Anann gstereninde ne srd grlr.
Maral Ana kavramsal dzlemde ana dil, milli kltr, bar ve kendisi olma
ilkeleriyle; kiisel dzlemde ise Mmin Dede ile temsil edilir. O, ba kahra-
mann bireyleim srecini tamamlamasnda ona yol gsterir.
Yce birey arketipinin kar gcn simgesel dzlemde kesik maral boynu-
zu ve iddetli tipi; kavramsal dzlemde yozlama, rvet, ehirleme; kii-
sel dzlemde ise Orozkul (ve ona rvet verenler) temsil eder.
ocuk sahibi olmak, kutsanm bir deerdir. Varolu kaynaklarn tehdit
edenler ocuk sahibi olamamakla cezalandrlmlardr. nk ocuk ldk-
ten sonra baka bir bedende yaama devam etmektir. ocuk, atalar ruhunun
mirassdr. Ortak bilind deerlerini benimseyen nesiller toplumlarn
gelitirecekler; yozlaanlar ise toplumlarnn tkeniine neden olacaklardr.
bilig, Bahar / 2006 say 37
88
Beyaz gemi ba kahramana mutsuz olduu mekandan kama imkan sa-
layan bir d ve anne karn anlamnda arketipsel simgedir. Kiioluna
sonsuz huzur mekan salayan tek yerdir anne karn. Maral Anann ldr-
lp etinin yenmesi, kesik bann yere atlmas kutsaln metalatrlmasdr.
nand btn deerlerin inendiini gren ocuk, bu sebeple lm tercih
etmitir. Ancak bu lm, tinsel anlamda ikinci bir douun kapsdr. Tpk
efsanede Krgzlar terk eden Maral Anann uzun bir sre sonra onlara tekrar
dnmesi gibi ortak bilind deerleri de uygun zaman ve artlar oluuncaya
kadar bekler. Bu bekleme sreci ierisinde bu yce deerler daha glenir.
Toplumun bireyleri tarafndan benimsendii zaman ise uzun yllar o toplumu
ayakta tutacak potansiyel gle yaylm olur.
Kaynaka
ATE, Mehmet (2002), Mitolojiler ve Semboller, Alfa Yaynevi, 2. basm, stanbul.
AYTMATOV, Cengiz (1995), Beyaz Gemi, (ev. Refik zbek), tken Yaynlar, 3.
basm, stanbul.
CAMPBELL, Joseph (2000), Kahramann Sonsuz Yolculuu, (ev. Sabri Grses),
Kabalc Yaynlar, 1. basm, stanbul.
ELIADE, Mircea (2001), Mitlerin zellikleri, (ev. Sema Rifat), Om Yaynlar, 2.
basm, stanbul.
GKER, A.. (1979), Arketiplere Dayanan Yeni Bir nceleme Ynteminin Tantlarak ngiliz ve
Trk Edebiyatnda Baz Romans ve Epik Niteliinde Yaptlara Uygulanmas, Ankara
niversitesi DTCF, (Yaymlanmam Doktora Tezi), Ankara.
JUNG, Carl Gustav (2001), nsan Ruhuna Yneli, (ev. Engin Bykinal), Say
Yaynlar, 4. basm, stanbul.
KORKMAZ, Ramazan (2002), Romanda Dramatik Aksiyonu Salayan Deerlerin
Grnt Seviyeleri zerine Baz neriler, Scholarly Depth and Accuracy, A
Festschrift to Lars Johonson, (Editr: Nurettin Demir, Fikret Turan), Grafiker
Yaynlar, Ankara.
KORKMAZ, Ramazan (2003), Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn
Grnt Dzeyleri, Bilig Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi, Say: 27, An-
kara.
MYASOLU, Mustafa (1999), Dede Korkut Kitab, Aka Yaynlar, 3. basm, Ankara.
GEL, Bahaeddin (1995), Trk Mitolojisi, C:2, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara.
ZCAN, Tark (2003a), Osmanck Romannn Arketipsel Sembolizm Bakmndan
zmlenmesi, Bilig Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi, S: 26, Ankara.
ZCAN, Tark (2003b), Ouz Kaan Destannn Kahramanlk Mitosu Bakmndan
zmlenmesi, Milli Folklor Dergisi, S:57, Ankara.
bilig Spring / 2006 Number 37: 81-90
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
The Great Individual Archetype in
The Novel Named Beyaz Gemi
Sema ZHER
*
Abstract: Cengiz Aytmatov tells individual process of a little child in
his novel Beyaz Gemi. The novel is established on Maral Ana (Deer
Mother) which is great individual artchetype. Maral Ana represents, in
the conceptual level, the concepts; Kyrgyzs mother language, national
culture and to be of himself. Mmin Dede is the appearance of Ma-
ral Ana in the indivudial level. Mmin Dede has shown the way to the
child for complementing his individualing process. With his novel Be-
yaz Gemi, Cengiz Aytmatov wishes to reach from the values in a little
child life to the values creating a nation.
Key Words: Kyrgyz literature, Cengiz Aytmatov, the great individual
archetype, individualing process, mother language, national culture
*
Frat University, Institute of Social Sciences / ELAZI
semaozher@yahoo.com
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 81-90
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
*
: " "
.
, .
,
,
.
.
.
" " ,
.
: , ,
, , ,
.
*
, /
semaozher@yahoo.com
bilig Bahar / 2006 say 37: 91-114
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Krul Men Bezergen
Destanndaki zel Adlara Dair
Aur ZDEMR
*
zet: Krolu Destan, Trk ulus ve boylarnn ortak deerlerinden
biridir. Kazak sahasndaki Krul men Bezergen (Krolu ile Bezirgn)
destan bu adan incelendiinde, destandaki zel adlarn Kazak Trk-
esinin kurallarna uyduu grlmektedir. Krul men Bezergen des-
tan, Trkmen sahasndaki Bezirgen destanyla karlatrldnda
Krul-Krul, Bezergen-Bezirgen, aly Xaydar-Hezretaly, Qdr
liyas-Hydyr Ylas, Jmbil/Jmbilbel-andybil gibi esas adlarn ayn
olduu grlmektedir.
Krul men Bezergen destanndaki zel adlardan hareketle Krolu
destannn Trklerin etnik ve siyas olarak bir btn olduu dnemde
ortaya kt ve bundan sonra farkl corafyalara yayld sylenebi-
lir. Destann deiik kollarnda yer alan zel adlar, bu ortakl aka
ortaya koymaktadr. nk her kol, doduu corafyann ve devrin,
onu meydana getiren topluluun zelliklerini yanstmaktadr. Deiik
corafyalarda ortaya kan Krolu kollarnn devaml bir etkileim
iinde olduunu da belirtmek gerekir. ncelediimiz Trkmen sahasna
ait Krul men Bezergen destan ile Trkmen sahasna ait
Bezirgen destan arasndaki benzerlik de bunu dorulamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Krolu, Destan, zel Adlar, Kazak Trkesi,
Trkmen Trkesi
Giri
Batrlar Jr dizisinin drdnc cildi Krul destanlarna ayrlmtr.
1
Bu ciltte
yedi Krul destan bulunmaktadr: I. Krul: Bu destann drt kolu vardr.
1. Rawanbek (s. 19-49), 2. Krde Tuwan Krul (s. 50-68), 3. yrat
Jay, Kruln Rayxan Arabpen Sos (s.68-100), 4. Kruln Qzlbas
adat Xanmen Sos (s. 100-123). II. Qyssa Krul: Kruln Qzlbas
Qaldarxann Balas Rayxanmen Sos (123-163). III. Xykayat Krul. Bu
destann iki kolu vardr. 1. Kruln Qzlbas Knxar Xanmen Sosp
awazd kelgeni (s. 163-203), 2. Kruln Qzlbas Knxar Xanmen
Ekini Ret Sosp Jegeni, awazd Zndannan Bosatqan (s. 203-250). IV.
* Kazakistan Sleyman Demirel niversitesi / KAZAKSTAN
ozdemirasur@hotmail.com
bilig, Bahar / 2006, say 37
92
Krul men Bezergen (s. 253-268). V. Krul (Bozayxan) (s. 269-308). VI.
Qyssa awazxan (s. 309-348). VII. Trikmen Qasmxan (s. 349-395).
Ad geen kitapta drdnc srada yer alan Krul men Bezergen (Krolu
ile Bezirgn) destan, A. S. Pukin Merkez Ktphanesine 1925 ylnda
Temirbayul adl kii tarafndan el yazsyla bir dosya iinde teslim edilmitir.
Destan bu dosyadan alnarak yayna hazrlanmtr (Batrlar Jr, 1989: 397).
Krul men Bezergen destan giri ve balant cmleleri nesir olmak zere 2
ikilik, 129 drtlk, 1 belik ve 1 altlktan olumaktadr. Destann aslnda
drtlklerden kurulmu olduu, ikilik, belik ve altlklarn mstensih veya
derleyici hatas sonucu meydana geldii aka grlmektedir. Destan on
birli hece lsyle yazlmtr.
Krul men Bezergen destannn konusu yledir:
Yz yirmi yana gelen Krulnn iki tehlikeli dman vardr. Biri Qzlbas
Bezergen Batr, ikincisi Qalmaq Kbikti. Krul, Tekejwmit ilini ele geir-
mek zere Bezergenin on iki bin askeriyle yola ktn iitir. Krul G-
cm yeterse ne l, yetmezse ok ayp olur. Ne olursa olsun, karsna ka-
ym. diyerek yratna biner, tannmamak iin yzn ipek bir kumala
rterek Bezergenin karsna kar.
Bezergen, yrat tanr. Fakat stndekini tanyamaz. Kendisinin Trikmen ilini
yamalamak iin geldiini syler. Krulnn nerede olduunu sorar. Krul
kendisini Ben Krulnn klesiyim, hizmetisiyim; adm Qaamam. diye
tantr. Krul iin cann bile feda etmekten ekinmeyeceini syler.
kisi biraz atrlar. Sonra atlarndan inerek gremee balarlar. Bezergen,
Kruln tuttuu gibi ge frlatr. Fakat Krul pes etmez. Bezergen
Kruln tekrar ge frlatr. Krul Bu yaptn hibir ey deil, beni asla
yenemezsin. diyerek yenilgiyi kabul etmez.
Krul kere greeyim, eer yenecek olursam ldrp giderim. diye
dnr. Fakat Bezergeni yenemedii iin Qaamam deil, Krul oldu-
unu aklar. Bezergen, iyi bir pehlivan olmadn, lkin korkusuz, er yrekli
bir yiit olduunu syleyerek Kruln ver.
Bezergen, Krulnn doruyu sylemesine ok memnun olur. Daha sonra
iki kahraman birbirinin erliklerini verler. Bundan sonra kucaklaarak dost
olurlar. Bezergen vatanna dnmek zere yola kar. Bu srada Krul
Bundan evvel hibir dmanmla dost olmamtm. imdi korkmu gibi
dmanmla dost oluyorum. Bu ok utan verici bir ey. diye dnr.
Sonra ardndan yetierek Bezergeni yaralar. Fakat Bezergenin serzenii
zerine Seni geceleyin dolaan bir uru sandm, sana onun iin saldrdm.
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
93
diyerek yalan syler. Bezergen gerei anlar. lmeden nce Krulna On
bir kardeim var. Seni bulup mutlaka cm alacaklardr. der.
Krul iline dner. Fakat dost olduu Bezergeni ldrdne piman olur.
zntden be gn yemek yemez. Yapt erlie smayan kt ii ve bun-
dan duyduu pimanl halkna anlatr.
Krul evine gelir. On bir kardei mutlaka gelip beni bulur. diye dnr.
Hemen krk yiidin serdar Sapabeki huzuruna arr. Sapabeke
Boztarlann eyerleyip, silahlanarak hazr beklemesini, akama kendisini
sefere gndereceini syler. Sonra Qzlbas kendine dman ettiini, d-
mann almak iin mutlaka yola km olacan, onlar yolda karlayp
gerekeni yapmas gerektiini syleyerek Sapabeki uurlar. Sapabek, bana
bir i gelirse kars ile olunu ona emanet ettiini belirtir, helllik isteyerek
yola kar. Sapabek o vakte kadar hissetmedii tuhaf bir duygu ile
Jmlibelin da tayla vedalar.
On iki gn sonra Adrl tepesine kar. Etraf iyice gzden geirir. Hi kimseyi
gremeyince dalarda avlanmaa balar. Avlanrken ok kalabalk bir kola
rastlar. Meer bunlar Bezergenin on bir kardeinin serdarlk ettii on iki bin
kiilik bir orduymu. Bezergeninen kk kardei Qaldarxan, Sapabekin
altndaki at ister. Sapabek raz olmaz. Qaldarxan kim olduunu sorar
Sapabeke. Sapabek kendisini Krul olarak tantr. Fakat Qaldarxan Sen
Krul olamazsn. Krulnn boz at yoktu. Senin altndaki boz at yrata
benzemiyor. diyerek Sapabeke inanmak istemez. Sapabek ise altndaki
Boztarlann da yrattan geri kalr yan olmad iin onu evde braktn
syler ve kendisinin Krul olduunda srar eder.
Qaldarxan, Sapabeke saldrr ve onu yaralar. Sapabek de ondan geri kal-
maz, Qaldarxan ldrr. Ar yaralanan Sapabek de atndan derek lr.
Dman Boztarlan alarak gider.
Bu srada altn evde yatmakta olan Krul bir d grr ve krk yiidini arr.
Krk yiide hemen at binerek yola kmalarn syler. abybolla, awazxan,
Xasanxan, Ersaqya ve Krul hep birlikte dman stne yrrler.
Silahl krk yiit gece gndz yryerek Adrlya varrlar. Burada Sapabek
ile dmann vurutuu yere rastlarlar. Krul on iki bin atn izini grr,
bunlarn iinden Boztarlann izini bulamaz. Kan dklen yerleri arar, bin
l sayar, fakat Sapabekin lsn bulamaz. Xasanxan, Sapabekin karg-
sn dan bir kesinde bulur. Bir baka kede awazxan, Sapabekin
sfahan ii klcn bulur. Ersaqya ise bir baka yerde altn yayn bulur.
Bundan sonra Krul, krk yiide dman takip emri verir. Yiitler almak
iin dmann peine derler. Dmana yaklanca Boztarlan uzaktan
tanrlar. Boztarlan da onlar tanr, dmann elinden kurtularak yanlarna
bilig, Bahar / 2006, say 37
94
gelir. Sonra krk yiidi Sapabekin cesedinin olduu yere gtrr. Krul,
yiitlere almak iin emir verir. Bu arada Bezergenin bir kardei gelir ve
Krulna kim olduunu sorar. Krul kendisini tantr. Sonra Sapabekin
acsyla dman stne atlr. Qzlbas, atndan iner. Krul o hrsla
Qzlbas tuttuu gibi ge frlatr. Qzlbas yere dnce kemikleri un ufak
olur. O ldkten sonra Bezergenin baka bir kardei gelir. Krul, bu ada-
mn karsna olu Xasan karr. Babasnn duasn alan Xasan, Qzlbasn
ban keser. Xasan onu ldrdkten sonra baka biri kar meydana.
Krul onun karsna ise olu awaz karr. awaz, Krulnn
yratna binerek saldrr ve Qzlbas ldrr.
Bundan sonra krk yiit birden dman stne atlr. Krul, yiitlerinin
kahramanln byk bir memnuniyetle seyreder. Krk yiit btn Qzlbas
krarak maln ve mlkn alr. Krul, Qzlbasn on iki bin at ve
Sapabekin cesedini alarak Jmbilbele dner.
Kii Adlar
Krul (Krolu)
Krul, btn Krolu destanlar ve hikyelerinde olduu gibi Krul men
Bezergen destannn da ba kahramandr. Destanda Krul ve Krulbek
olmak zere iki ekilde gemektedir.
Krul, kr ve ul szlerinden kurulmu bir birleik isimdir. Ul eski Kazak
Trkesinde oul demektir. Kelime bugnk Kazak Trkesinde ul eklinde
kullanlmaktadr (Qazaq Tilini Szdigi 1999: 682).
Krul isminin ortaya kn izah eden ikisi Krul varyantlarnda olmak
zere gr vardr.
1. Destann bakahramannn babasnn iki gz de krdr. Bundan dolay
kahraman Krul yani Krolu adyla mehur olmutur. Kazak ve Trkmen
rivayetlerinin birounda bu bilgi mevcuttur. Bu nshalarn ortak yan,
Krulnn ran ahyla mcadele etmesidir ve gsterdii kahramanlklardr.
ran ah, Krulnn babasnn gzlerini oydurduu iin Rawan isimli olu
Krul olarak anlmaa balamtr (Qoratbay 2000: 370). Batrlar Jr,
Trtini Tomdaki Krul Destannn Rawanbek kolunda (Batrlar Jr 1989:
19-49) ayn bilgi mevcuttur. Krulnn babas Rawanbek
2
, Qzlbas ah
adatn (veya ahiydat) seyisidir. Rawanbek, ahn yzne ve tavrlarna
bakarak btn gemiini anlatr. Bunu adat kendisi istemitir. Ancak gemii
btn plakl ile ortaya knca fkelenir ve Rawanbekin gzlerini oydurur:
adat xan endi sonda auwa boyd urpt,
Snawd endi tipti qoydrpt.
Snaan son krip kzi oy dep,
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
95
Eiretip eki kzin oydrpt (Batrlar Jr 1989: 35).
2. Kr kelimesi Kazak Trkesinde mezar, kabir gzleri, grmeyen, kr
anlam vardr. Bundan dolay Szlkte iki kr kelimesi yer almaktadr. Kr
I Qayts bolan adamd jerlew in qazlan jer, qabir. Kr II Suw qara,
soqr. (Qazaq Tilini Szdigi 1999: 328). Ancak unu da belirtmek gerekir
ki Kazak Trkesinde gzleri hi grmeyen anlamndaki Kr II yerine kr
soqr yani mezar gibi kapkaranlk, kr ifadesi daha ok kullanlmaktadr.
Bu bilgilerden sonra Krul isminin nereden ktna dair en ok kabul
gren ikinci izaha geebiliriz. Krul, krn (Farsa kr veya gr) yani me-
zarn olu, krde domu, krden km demektir. Bu husus Krulnn
birok varyantnda dile getirilmektedir.
Batrlar Jr, Trtini Tomda yer alan Krulnn ikinci kolunun ad Krde
Tuwan Kruldr (Batrlar Jr 1989: 50-68). Gz adat tarafndan oyul-
duktan sonra Rawanbek, hamile kars Aqanay Qzlbas memleketinde braka-
rak kayn pederi jdambek ile birlikte Trikmen Eline dner. Dman mem-
leketinde kalan Aqanay bir zaman sonra hamile olarak lr. Karnndaki ocukla
gmlr. Aqanay krde yani mezarda dourur. Hak Teal, iltenderi
3
ocua
ad koymalar iin gnderir. Onlar da Krul adn koyarlar:
Kterip mazaratqa qoyd aparp,
Klyim Babalmen mul arip.
Aqanay kr iinde tuwd bala
Saqtalar qudiretpen sol bala anq.
Aqanay krde jatp tuwd bala,
iltender orap ald kele sala.
St p quwrap qalan emeginen,
Bala sti krde jatp qasnda ana
Balan krge barp atn qoy dep,
Jibergen iltenderdi xaq taala.
Balaa jemis berdi iltender kep,
Qurmetpen bap jatr osnda kp.
Keesip, aqldasp pirlerimen,
At qoyd: Krde tuwan Krul dep. (Batrlar Jr 1989: 51).
Yine Qazaq Ertegileri, Tom 2
4
adl kitapta yer alan Krul adl masalda da
Krulnn mezarda dnyaya geldii anlatlmaktadr:
Begli sn xana at snap beretin sn eken. Birnee ret at snap beredi.
Ta bir kni at snawa ketedi. Ol ketkende yeli jkti eken, jkti yeli
bilig, Bahar / 2006, say 37
96
Begli ketken so, dniyeden tedi. Bir knderi: yelini qabrnan bala
p jr degen sz bolad. Begli yelini qabrnan bala p jr degendi
estip: Ne isteymin? dep xana barad. (Qazaq Ertegileri 2000: 189).
3. Baz bilim adamlar ise Krul sznn kr (kr, mezar, kabir) ile hibir
alakas olmad grndedir. Bunlardan birisi . Qoratbayevdir.
Qoratbayev, Qazaq Epos jne Trkologiya adl kitabnda u grlere yer
vermektedir:
Kr sznn anlam mezar deildir. Bu sz, Ouz-Oks, Ur, Gor,
U, Xoyxor (Uygur) ad verilen Ouz boylarnn adlarndan do-
mutur. Btn Asya ve Kafkasyadaki destanlar bu Ouz devrinde
meydana gelmi, fakat deiik isimler almlardr. Kr, Ouz (Or)
demektir; ul (oul) ise Trke batr (kahraman) anlamna gelmekte-
dir. Binaenaleyh Bozolan, Krolu, Alpam, Mana, Kubahanbay,
Kuba Kpak (Gobi li), Kubolan, Kazan, Kosay, Gke, Kuzu,
Bemi, Huniyhar szlerinin kk birdir. Oks ve Ouz isimleri Sak-
Hun devrinden sonra (M.. II., M.S. VII. asrlar) ortaya km sz-
lerdir ve sonra bunlar btn Altay Trklerinin ortak ad olmutur.
Bundan dolay biz Krolu sznn etnik bir isme dayandn ve
Ouz Batr (Kahraman), Ulu Batr anlamlarna geldiini dnyo-
ruz. Bunu, destanda tasvir edilen gebe hayat, inanlar, zellikle
coraf isimler ve zel adlar da ispat etmektedir. (Qoratbayev
1987: 131)
Qoratbay(ev), Trkistan ansiklopedisindeki Krul maddesinde de bu
grn A. Gafurovdan yapt alnt ile desteklemektedir: Krul szn
oluturan iki szn de baka dillerden geldii fikrine kar kan A. Gafurov,
Krul isminin korkusuz, er yrek anlamna geldiini belirtmitir. Kelimenin
aslnn Trke olduunu da ifade etmitir. eybannmede gr birka oy-
man idarecisi anlamnda kullanlan bir unvandr. (Qoratbay 2002: 371).
Bu son gr, Krul veya Krolu isminin kkenini ilm olarak izah etmee
alan en nemli grtr. Lkin bu grn tarih dayanaklarnn tam ola-
rak ortaya konmas gerekmektedir. Destan metinlerindeki iki izah ise belli bir
dayana olduu iin daha doru gibidir.
Bezergen
Destanda Bezergen Batr(Bahadr), Krolunun iki tehlikeli dmanndan
birisi olarak tantlmakta. sminin banda ise Qzlbas kelimesi yer almakta-
dr (Batrlar Jr 1989: 253). Yine Bezergen, Krulna kendisini tantrken
yle diyor:
Qzlbasta Bezergen er bolamn
apsam kerek trikmenni xalqtarn. (Batrlar Jr 1989: 253).
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
97
Bu ifadelerden de anlald gibi Bezergen, Qzlbasn yani Kzlbalarn
nderidir. Ancak, Bezergenin tarih bir ahsiyet olup olmad belli deildir.
Kzlba olduu iin Bezergenin Krul tarafndan Mslman saylmamas
da ok manidardr:
Ey, Bezergen, lmey dinge kirersi,
Nur sypatn erdi tanp bilersi. (Batrlar Jr 1989: 255).
Kelimenin kkenini tespit etmek de zordur. Krolunun Trkiye rivayetle-
rinde geen Bezirgn ile incelediimiz Krul men Bezergendeki
Bezergenin bir kelimenin iki ayr syleyii olduu aktr.
Bezergen, tccar anlamna gelen bezirgn sznn Kazak Trkesindeki telffu-
zudur. Nitekim konusu ana hatlaryla ayn olan Trkmen rivayetinin ad da
Bezirgendir. Bu destann ba kahramanlarndan olan Bezirgen, gerekten bir
bezirgn yani tccardr (Nurmemmet 1996). Kazak nshasnda ise Bezergen bir
tccar deil Qzlbasn nderidir. Bunu dikkate alarak Bezergennin Kazak
Trkesindeki bezer- fiilinden -gen ekiyle tretilmi bir isim olduu da dnle-
bilir. Zira Qazaqa-Orsa Szdikte yer bezer- fiiline u karlklar verilmitir:
BEZER- 1) dik dik ve fkeyle bakmak, dmanca bakmak. 2) mec. ses kar-
mamak, susmak, somurtmak. (Qazaqa-Orsa Szdik, 2001: 137). Grld
gibi bezer- fiilinin birinci anlam fkeyle bakmak, dmanca bakmaktr. Dolay-
syla bezergen sznn ise dmanca bakan, yani dman anlamna geldiini
syleyebiliriz. Qzlbas Bezergenin, Krulnn en tehlikeli iki dmanndan birisi
olmas bu gr desteklemektedir.
Qaamam
Qaamam ismine dier Krul destanlarnda rastlanmamakta. Krul men
Bezergende Krul, kendisini Krulnn hizmetisi, klesi Qaamam
olarak tantmaktadr:
Perzentsizdi syip alar ulmn.
Qarn aqann bazara satar qulmn.
Meni atm Qaamam bolad,
Qzmetisi Kruln, qulmn. (Batrlar Jr 1989: 253).
Bu msralardan da anlalaca zere Krul, Bezergen tarafndan tann-
mamak iin anlamsz bir isim uydurmu ve kendisini o isimle tantmtr.
Kbikti
Kbikti ismi destann giri ksmnda gemektedir. Burada Kbikin
Krulnn tehlikeli iki dmanndan biri olduu belirtilmekte: Kruln
jz jyrmaa kelgen kezinde eki qawipti jaw bar eken. Biri qzlbas
Bezergen batr. Ekinisi qalmaq Kbikti eken. (Batrlar Jr, 1989: 253).
bilig, Bahar / 2006, say 37
98
Kbikti kelimesinin Trkiye Trkesindeki karl kpkldr. Yukardaki
satrlarda Kbiktinin Kalmuk olduu da belirtiliyor. Kazaklar, topraklarn
igal eden Kalmuklarla yllarca savamlardr (bkz. Qazaq Sovet
Entsiyklopediyas, 6 1975: 427). Dolaysyla Krulnn tehlikeli iki dma-
nndan birinin Kalmuk olmas gayet tabidir.
Kbiktinin tarih bir ahsiyet olup olmadn tespit etmek gtr. Ancak
Krulnn Kalmuk dmannn isminin Trke olmas ok manidardr. Bu
ismin Kbikti oluu ise dndrcdr. Halk muhayyilesi Kalmuk sava-
sna Kbikti ismini koyarak onu kmsedii, kbik gibi kabark, fakat fle-
yince snecek kadar bo biri olduunu belirtmek istemi olabilir. Bundan
dolay da Krulnn dmanna Kbikti adn lyk grd dnlebilir.
Sapabek
Sapabek destanda qrq jigitti bast yani krk yiidin ba (Batrlar Jr 1989:
258) olarak tantlmakta. Sapabekin, destann ileriki drtlklerinde Krulnn
en gvenilir, fedakr ve sadk, vefal, kahraman dostu olduu anlalmakta.
Sapabek sz sapa ve bek szlerinden olumu bir birleik szdr. Sapa
Arapa saf sznn Kazak Trkesindeki syleniidir. Kazak Trkesinde f
sesi yoktur. Bundan dolay yabanc dillerden geen kelimelerdeki f sesleri p
sesine dnmtr. Mesel, hafta>apta, farz>parz, felket>pleket gibi.
Dolaysyla safa sznn de saf sznden kt kesindir. Bek Osmanl
Trkesinde beg imlsyla yer alan, Trkiye Trkesinde bey eklinde kulla-
nlan kelimenin Kazak Trkesindeki eklidir.
Sapabek ismini incelerken sapa>saf kelimesinin anlamna da dikkat etmek-
te fayda vardr. Sapa sz bugnk Kazak Trkesinde nitelik, kalite, keyfi-
yet anlamnda (Qazaq Tilini Szdigi 1999: 554), Trkede ise sefa yahut
safa Gnl rahatl, rahatlk, kaygsz ve sakin olma, safa. anlamnda kulla-
nlmaktadr.
5
Sapabekin, Krulnn yaran, krk yiidinin serdar, gvenilir
bir adam olduu gznnde tutulursa, bu isim ile ahs arasndaki mnase-
bet daha iyi anlalr.
Dwitul Sleymen
Dwitul Sleymen (Davutolu Sleyman), Sleyman peygamberdir.
Krul, Sapabeki dman stne Dwitul Sleymene smarlayarak gnderir:
Qzlbast xalqn maan qas qld,
A-arqt dwletimde mas qldm,
Gelgenie qo aldiyar, Sapabek,
Dwitul Sleymenge tapsrdm. (Batrlar Jr 1989: 258).
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
99
Birini Davut Olu Sleymana smarlamak Kazak destanlarnda pek rastlan-
mayan bir durumdur. Bunda Hz. Sleymann sava ve hkmdar bir pey-
gamber oluunun rol olduu muhakkaktr.
Qaldarxan
Destanda Qaldarxan, Bezergenin on bir kardeinin en kdr (Batrlar
Jr 1989: 260). Qaldarxan, Sapabekle Adrlda karlar. Uzunca bir vu-
rumadan sonra Qaldarxan ve askerleri Sapabeki ldrr:
Sapabekke dupan salad nazyasn,
Tawday qlp eki batr aylasn.
Qaldarxan men er Sapabek alst,
Krulna tiygizsem dep paydasn.
..
Bir Alla(h)a er Sapabek jlad,
Esin tanp Boztarlannan qulad,
Qulaan so tamam dupan jynalp,
ltirip tastap, atn alp barad. (Batrlar Jr 1989: 261).
Qaldarxann tarih bir ahsiyet olup olmad belli deildir. Qaldarxan sz-
nn benli han anlamna geldii aktr. Qal sz Kazak Trkesine Fars-
adan gemitir. Asl khl olan kelime, Kazak Trkesinde de Farsadaki
gibi ben anlamnda kullanlmaktadr (Qazaq Tilini Szdigi 1999: 363).
Qaldarn ise khl szne dr (-li) eklenmesiyle yaplmtr.
Qal kelimesinden tremi Qaldbek (Benlibek), Qaldayaq (Benliayak),
Qaldbay (Benlibay), Qalbek (Benibek) gibi kii isimleri Kazak Trkesinde
bugn de mevcuttur.
Xasan
Krul, Sapabekin ldrldn dnde grnce yiitlerini toplar ve
dman stne yrrler:
Qayrat snar knder bgin, jigitter!
Xasanulm, jldam jri palwanm. (Batrlar Jr 1989: 262).
Bu msralardan da anlalaca zere Xasan, Krulnn oludur.
Dmanla karlatklarnda Bezergenin bir kardeini Krul ldrr. Fakat
sonra dier kardei meydana kar. Krul, onun karsna olu Xasan
karr. Tabi Xasan, hasmn ldrr:
bilig, Bahar / 2006, say 37
100
Krulbek ltirgen so birewin
Jne qt Bezergenni bir inisi.
Krulbekti Xasan balasna aytqan:
- Xasan edi meni syer perzentim,
Qatarnan artq edi aybat.
Qartayanda atazd qynama,
ltirwge bar ma mn qayrat? (Batrlar Jr 1989: 266).
abybolla
abiybolla, Habibullah demektir. Kazak Trkesine Arapadan geen baz
isimlerdeki h sesi g () veya () sesine dnebilmektedir. Mesel Muham-
met sz Maamet, brahim sz bragim eklinde de yazlmaktadr. Yine
Arapadan geen baz kelimelerin sonundaki yumuak h sesi de dmek-
tedir. Mesel Allah sz Kazak Trkesinde Alla; Abdullah sz Abdulla,
Abdolla, bdilda ekline girmitir. Bu tr Arapa birleik kii isimlerindeki u
sesi de oklukla o sesine dnmektedir. Dolaysyla Habibullah isminin
abybolla eklini almas gayet tabidir.
Destanda abybollann kim olduu belirtilmemekte, abybolla ismi sade-
ce bir yerde gemektedir. Krul, Sapabekin ldrlmesi zerine btn
yiitlerini dman stne yrmeye arrken onun da adn anar:
abybolla, jldam jrgil, awazxan,
Biz ayrldq Sapabektey danadan.
Ey, jiitter, aytamn men zarmd,
Ayamaymn Sapabekten barmd.
Sapabegim bende bolan narm-d. (Batrlar Jr 1989: 262).
awazxan
awazxan ismi yukardaki msralar da dhil olmak zere destann birok
yerinde gemektedir.
Krul, dman stne yrrken krk yiidin iinde awazxan da vardr.
awazxan, Xasannn bir Qzlbas batrn ldrmesinden sonra meydana
kan baka bir batrn karsna Krul tarafndan karlr. Sonunda
awazxan dmann ldrr. Destanda awazxann Krulnn olu ol-
duu da aka belirtilir:
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
101
Dupandard kili qaraqan,
lgenine qzlbastar qaraan,
Xasan batr ltirgen so birewin,
Jne qt jarday birew jaraan.
Krul awaz balasn aqrp alp aytqan:
- Bir qudaym bolar ma eken qaharman,
Qzr, liyas pirlerine synan,
Dupandar kp, bizder azbz bul jerde
Kezekpege barsa qayted, awazxan?! (Batrlar Jr 1896: 266).
awaz sznn Arapa iv sznn Kazak Trkesindeki syleyii olduu
aktr. nk kelime bandaki ayn sesi Kazakada oklukla ayn yani
kaln () sesine dnmtr. Bunun mislleri oktur: lm>lm,
lem>alam, ibret>ybrat, lim>alm v kelimesi de awaz eklini
almtr. Destan kahraman awazn wez ve Awaz ekilleri de mevcuttur
(Qoratbay, 2000: 371). vn wez ve Awaz ekilleri de Kazak Trkesi-
nin ses yapsna uygundur. Zira kelime bandaki ayn sesinin Kazak Trke-
sinde a veya seslerine dnt grlmektedir: lem>lem,
amel>amal
Ersaqya
Ersaqya ismi destanda iki yerde gemektedir. Destandan anlald kadary-
la Krulnn krk yiidinden biridir. awazxan, Xasanxan, Ersaqya,
Krul qrq jiitpen jawa attand. (Batrlar Jr 1989: 262).
Dman tarafndan ldrlen Sapabekin altn yayn Ersaqya bulur:
Ersaqya jrip edi bir jaqtan,
Tawp ald altn sadaq balan. (Batrlar Jr 1989: 263).
Ersaqya sznn kkenini tespit etmek ise mmkn olmamakla birlikte
bunun er ve saqya szlerinden kurulmu birleik bir isim olduu sylene-
bilir.
aly Xaydar
aly Xaydar Hz. Alidir. awaz ismini izah ederken de belirttiimiz gibi sz
bandaki ayn sesi Kazak Trkesinde ayn sesine dnmektedir. aly
sznde de ayn durum sz konusudur. Uzun i sesi ise Kazak Trkesinde y
veya iy okunan harfiyle karlanmaktadr. Dolaysyla Al ismi aly ekline
dnmtr.
bilig, Bahar / 2006, say 37
102
Xaydar, Hz. Alinin lkabdr. Krul, Xasan dman karsna karrken
yle der:
Xasan ulm, qzlbast tas ql, dep
A-arqt dwletie mas ql, dep,
Mlikjdar serik quday pata, dep,
aly Xaydar ekewine tapsrdm! (Batrlar Jr 1989: 266).
aly Xaydar da Qzr, liyas, Dwitul Sleymen, Qrq iltender gibi zor
durumda kalndnda yardma geleceine inanlan ahslardan biridir. Z.
Karadavutun tespitine gre olaanst varlklar, Krulunun btn Tr-
kistan varyantlarnda mevcuttur (Karadavut 2002: 162).
Mlikjdar
Mlikjdar serik quday pata, dep,
aly Xaydar ekewine tapsrdm! (Batrlar Jr 1989: 266).
Mlikjdar ismi, Mlik (Melik) ve jdar (Ejder) kelimelerinden meydana gelmi-
tir. Kelimenin, ejder(ler)in meliki, ejder(ler)in sultan anlamna geldii aktr.
Kazak kaynaklarnda Mlikjdar hakknda hibir malumat yoktur. Batrlar
Jrnn sonunda yer alan Szdik (Szlk) blmnde Mlikjdar peygam-
ber ad olarak izah edilmi. Ancak, Mlikjdar isimli veya lkapl bir pey-
gamber olmadn biliyoruz.
Qdr, liyas
Qdr ve liyas, Trkede Hdrellez olarak da kullanlan Hzr ve lyas pey-
gamberlerdir. Qdr, liyas isimleri destanda bir yerde gemektedir. Krul,
ol awaz dmann karsna karrken yle der:
Bir qudaym bolar ma eken qaharman,
Qzr, liyas pirlerine synan,
Dupandar kp, bizder azbz bul jerde
Kezekpege barsa qayted, awazxan?! (Batrlar Jr 1989: 267).
Grld gibi Qzr ve liyas tpk Dwitul Sleymen, Qrq iltender, aly
Xaydar ve Mlikjdar gibi zor anlarda yardma arlan, kahramanlar tara-
fndan pir kabul edilen olaanst ahsiyetlerdir.
Qrq ilten
Qrq ilten(der) de zor anlarda yardma arlan olaanst ahsiyetlerdendir.
Qrq iltender ifadesi destanda bir yerde gemektedir. Krul, dman stne
gnderdii Sapabeke en son Qrq iltender her zaman yardmcn olsun diye dua
eder:
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
103
Adrln qsa eger basna
Myxnatqa joldas bold jasda.
Dwletimde qapalanba Sapabek,
Qrq iltender kmek bolsn qasda. (Batrlar Jr 1989: 259).
Kazak destanlarnda Qrq ilten ismi ayp eren, qrq ilten eklinde de
kullanlmaktadr.
Mslmanlar arasnda tasavvuf etkisiyle yaylan inana gre olaa-
nst zelliklere sahip velilerdir. Kazak halk edebiyatndaki kahra-
manlar, Allah ile birlikte ayp eren, qrq ilten, awsl-yas gibi veli
ve pirleri yardma arrlar. Tasavvuf retisine gre dnyada bir
veliler hiyerarisi vardr. Allahteal bu veliler vastasyla insanlar in-
san- kmil seviyesine karr. Bu veliler manev derece katederek bir
srra vkf olmuladr. Bunlarn says 355 veya 356dr. Manev de-
recelerine ve yaptklar ie gre bu veliler birka ble ayrlrlar.
yz veliye axyyar ad verilir. Ondan sonrakilere abdal denir (Farsa
ihilten, Kazaklar ilten veya qrq ilten diye isimlendirirler.). Bunla-
rn says krktr. (Nurtaziyna 2001: 97).
Grld gibi Qrq ilten Anadoluda Krklar diye adlandrlan veli toplu-
luudur.
Millet ve Boy Adlar
Qzlbas
Qzlbas yani Kzlba ismi destanda birok yerde gemektedir. Destanda
Kzlba, hem bir yer (lke) hem de bu lkede yaayan halk anlamnda kul-
lanlmtr.
Destann giri ksmnda Tekejvmit iline saldracak kii Qzlbas Bezergen
olarak tantlr (Batrlar Jr 1989: 253).
Bezergen de kendisini Qzlbasta (Kzlba ilinde) veya Qzlbastan (Qzlba
ilinden) kelimeleriyle tantr:
Qzlbasta Bezergen er bolamn,
apsam kerek trikmenni xalqtarn.
..
Qzlbastan Bezergen er keledi,
Qaraday Kruln kredi. (Batrlar Jr 1989: 253)
Qzlbas sz Qzl (Kzl) ve bas (ba) szlerinden meydana gelmitir. Gncel
Trke Szlkte Kzlba kelimesi yle izah edilmektedir: i mezhebinin
bir kolundan olanlara verilen ad.
6
bilig, Bahar / 2006, say 37
104
Qazaq Sovet Entsiyklopediyasnda ise iki tane Qzlbastar maddesi mevcuttur:
Kzlbalar: Kazak destanlarnda tarif edilen istilc milletin ad. Me-
sel Marabay, Mergenbay ve Birjan gibi destanclarn syledii
Kobland Batr varyantnda Kobland Batrn vurutuu dmanlar
Kzlba diye isimlendirilir. Destanda anlatlan vakalar, aslnda ta-
rih gereklerle de rtmektedir. Cengiz Han komutasndaki istilc
Moollarn, on nc asrn banda Kuzey ran, Kafkaslar ve Orta
Asyay da istil ettikleri bilinmektedir. Bu saldrlar srasnda istilc-
lar, kendilerini bakalarndan ayrmak iin kzl brk giyerek sava-
mlardr. Bunlara Kzlba denmesinin sebebi budur. Sonradan Kp-
ak iline defalarca saldran eski ranllara da Kzlba denmitir.
(Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 7 1975: 82).
Kzlbalar: (On iki ehit imama hrmet iin giyilen on iki dilimli ba-
lktan dolay byle adlandrlmtr.) Asya, Suriye ve Azerbaycanda
yaayan Trk soylu gebe topluluk. On beinci asrn ortasna doru
Kzlbalarnn asker ve din tekilat saylan Safev hanedannn en
byk destekisi hline geldiler. Kzlba askerleri cihat diyerek
devaml surette komu topluluklarla savamlardr. On altnc, on
yedinci asr Rus resm evraklarnda Safev idaresi altndaki herkes K-
zlba diye adlandrlmtr. (Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 7 1975:
83)
Bu bilgilerden de anlalaca zere destanda geen Qzlbas Mool askerleri
de, randa yaayan Kzlbalar da, ranllar da olabilir. Destanlarn her de-
virde yeniden yaratld gereini unutmamak gerekir. Zira btn Kzlba-
lar, Trkmenlerle savamlardr.
Krulnn Kzlba Bezergene Ey, Bezergen, lmey dinge kirersi yani
Ey Bezergen, lmeden dine girersin. (Batrlar Jr 1989: 255) demesi ok
manidardr. nk Moollar Mslman deildir, Kzlbalar ve ranllar ise
i mezhebine mensuptur. Kruln mensup olduu Trkmenler Snndir.
Yani Qzlbasn dine girmesi gereken biridir. Meseleye din adan bakld-
nda da Qzlbasn Mool askerleri, Trk soylu Kzlbalar, ranllar yahut
bunlarn hepsinin olma ihtimali vardr.
Qalmaq
Qalmaq sz Krul men Bezergen destannda bir yerde gemektedir. Des-
tann giri ksmnda yz yirmi yana gelen Krulnn iki tehlikeli dma-
nndan birinin Qalmaq Kbikti olduu anlatlr: Kruln jz jyrmaa
kelgen kezinde eki qawipti jaw bar eken. Biri qzlbas Bezergen batr.
Ekinisi qalmaq Kbikti eken. (Batrlar Jr 1989: 253).
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
105
Qalmaqtar yani Kalmuklar, Oyrat diye adlandrlan bir Mool halkdr (Mey-
dan-Larosusse, 6.c. 1990: 815). Kalmuklarn Kazaklarla ilgisi ise Qazaq
Sovet Entsiklopediyasnda yle anlatlmaktadr:
Kalmuklar, on nc, on drdnc asrlarda Cengiz Hann kurduu Mo-
ol mparatorluunun bir paras oldular. On beinci ve on altnc asrlarda
Oyratlar, baz boylarla birlikte Moolistann batsndaki Cungar blgesinde
yeni bir siyas birlik kurdular. Kalmuklarn ayr bir millet hline gelmeye ba-
lamalar da bu dneme rastlar. On altnc ve on yedinci asrlarda iyice gle-
nen Cungar Hanl topraklarn geniletmee balad. Batda dil Irmana
kadar ulatlar. On sekizinci asrda Kazaklar ile Kalmuklar arasnda vuku
bulan arpmalar, Kazak tarihinde derin izler brakmtr. 1723 ylnda ba-
layan Cungar saldrlar yznden Kazaklar yok olma tehlikesiyle kar kar-
ya kalmlardr. Bu dnem Kazak tarihinde Aq taban ubrnd
7
olarak
anlmaktadr. ekimeleri ok iyi deerlendiren in mparatorluu, on
sekizinci asrda Cungar Hanln ykt. Bu yzden Kalmuklarn mhim bir
ksm dil Irmann aznda kald ve Rusyann smrgesi hline geldi.
(Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 6 1975: 427).
Kazak kahramanlk destanlarnn ou, Kalmuklarla yaplan mcadeleler
zerine kurulmutur. Dolaysyla, Kazak bozkrn istil ederek Kazaklarla yz
yla yakn savaan ve onlar tarih sahnesinden silinme tehlikesiyle kar kar-
ya brakan Qalmaq (Kalmuk) milletinin adnn Krul men Bezergen des-
tannda da gemesi ok tabidir.
Tekejwmit
Destann giriinde u cmle yer almaktadr: Tekejwmit elin awp almaq
bolp Bezergenni on eki m qolmen kele jatqann Krul estiydi
(Batrlar Jr 1989: 253)
Yine Krulnn Teke-Yomut yahut halkndan olduunu dman Bezergen
belirtmektedir. Krul, dost olduu Bezergene ihanet eder ve onu arkadan
vurur. Bezergen lmeden nce Krulna unlar syler:
Tekejwmit seni halk er edi
aripterge pana bolan jer edi.
Qazir seni ltirer em, Krul,
Jalz tuwan ald-art kem edi. (Batrlar Jr 1989: 257).
Tekejwmit sz aslnda iki szden yani Teke ve Jwmit szlerinden meyda-
na gelmitir. Teke ve Jwmit (Yomut), byk Trkmen oymaklarndan ikisi-
dir. Qazaq Sovet Entsiyklopesidiyasna gre balca Trkmen oymaklar ise
unlar: Teke, Jawmut, Ersar, Salr, Sarq, Gklen, ovdor (Qazaq Sovet
Entsiyklopediyas, 11 1977: 132). Yomut sz Kazak Trkesinin ses zellik-
bilig, Bahar / 2006, say 37
106
lerine uyarak Jawmut olmutur. nk Eski Trkede sz banda bulunan
y sesi Kazak Trkesinde j sesine dnmtr. Yomut isminin destandaki
Jwmit ise ya bir az zelliidir yahut Teke sznn etkisiyle ortaya km
bir ekildir.
Destanda Krulnn ilinden, yurdundan bahsedilirken hem Tekejwmit
(Teke-Yomut) hem de Trikmen (Trkmen) ismi kullanlmaktadr. ki byk
Trkmen boyu olan Teke ve Yomutun birletirilerek Tekejwmit (Teke-
Yomut) biiminde sylenmesi, kelimenin Trkmen anlamnda kullanldn
gstermektedir.
Trikmen
Destanda Qzlbas Bezergen kendisini Trkmenin halk(lar)n basmaya gelen
er olarak tantr:
Qzlbasta Bezergen degen er bolamn,
apsam kerek trikmenni xalqtarn. (Batrlar Jr 1989: 253).
Sapabek de memleketiyle vedalarken trikmen el (Trkmen li) ifadesini
kullanr:
Jatqan jerim meken etip Jmbilbel,
Jaw degende jaranad trikmen el. (Batrlar Jr 1989: 259)
Trkmen sz, destanda Kazak Trkesinin ses zelliklerine uyarak
Trikmen olmutur. Zira Kazak Trkesinde Trk sz de Trik biimini
almtr.
Yukarda da belirttiimiz gibi destanda Trikmen ismi, tpk Tekejwmit ismi
gibi Krulnn ilini ve milletini belirtmek iin kullanlmtr.
Yer Adlar
Jmbilbel, Jmbil
Krolunun Trkiye varyantlarnda amlbel olarak geen yer ismi Krul
men Bezergen destannda Jmbilbel bir yerde ise Jmbil (Batrlar Jr, 1989:
253) eklinde gemektedir. Kazak rivayetlerinde mbil biimine de rastlan-
maktadr (Qoratbay 2000: 371).
Jmbilbel/Jmbil/mbilin neresi olduunu tespit etmek gtr. Qoratbay,
mbil qalann Trkmen ili olduunu syler (Qoratbay 2000: 371).
Krul men Bezergende de bir yerde Jmbilbelden ahar yani ehir diye
sz edilir. Bezergen, Krul ile dost olduktan sonra onu memleketine uur-
larken yle der:
Qo-aman bol, Krulday aslzat,
Jmbilbeldey aharna keyin qayt. (Batrlar Jr 1989: 256).
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
107
Fakat tarih kaynaklarda byle bir ehre rastlanmamaktadr. Bundan dolay
Jmbilbel/Jmbil/mbilin bir blgenin ad olmas ihtimali daha yksektir.
Trkiye rivayetlerinde amlbel, Trkmen rivayetlerinde andybil olarak
geen ismin baz Kazak rivayetlerinde mbil eklinde grlmesi gayet tabi-
dir. Zira Eski Trkedeki sesleri Kazak Trkesinde sesine dnm-
tr. Bugnk Kazak Trkesinde Rusadan geen baz kelimeler istisna tutu-
lursa aslnda sesi mevcut deildir. Dolaysyla amlbel veya andybil
sz Kazak Trkesinin ses zelliklerine uyarak mbil olmutur.
Burada esas zerinde durulmas gereken amlbel veya andybilin
Jmbilbel veya Jmbile nasl dntdr. Bunu iki ekilde izah etmek
mmkndr: 1. Jmbilbel veya Jmbil syleyileri yanl telffuz olarak yay-
gnlam olabilir. 2. Jmbil ismi ile Jambl ismi arasnda bir balant vardr.
Jambl, Kazakistann gneyinde bir da addr. Qazaqstan: Ulttq
Entsiyklopediyada Jambl Da ile ilgili u bilgiler mevcuttur: u-le Dala-
rnn kuzeybat ksmndaki da. Ortalama ykseklii 972 metre. Kuzeybat-
dan gneydouya doru 45-50 km uzanr. Eni 10-15 km. (Mwlenov
2001: 507).
Kazak jrlar (destanclar) komu Trkmenlerden rendikleri Krul des-
tann yerliletirerek yeniden yaratmlardr. Krul men Bezergende
Krulnn iki byk dmanndan birinin Qalmaq (Kalmuk) oluu da bu
gr desteklemektedir. Zira Kalmaklar, Trkmenlerle deil daha ziyade
Kazaklarla savamlardr. Trkmen rivayetinde andbil (Nurmemmet,
1996: 183) szn de Kazaklarn, yaadklar corafyadaki dan adna
yakn bir ekilde sylemi olmalar ok muhtemeldir. Yani Jmbil ile Jambl
arasnda bir balant olduu aktr.
Karadavut, btn varyantlar arasnda ortak olan tek yer isminin aml-
bel/enlibel/ Jmbilbel olduunu belirtir (Karadavut 2002: 161). Fakat bu
isim bile lehelere gre deiik ekiller almtr.
kirli
kirli ismi destanda bir yerde gemektedir. Sapabek yurduyla vedalarken
kirli ismini de anar:
Meken ettim kirlidey biyikti,
Bawrnda awlaw edim kiyikti. (Batrlar Jr 1989: 259).
Mekn tuttum kirli gibi bir zirveyi. msrasndan kirlinin yksek bir yer
olduu anlalmaktadr. Fakat kirlinin neresi olduunu tespit etmek zor-
dur. Zira kaynaklarda byle bir yer adna rastlanmyor.
kirli, kir szne -li eki getirilerek yaplm bir isimdir. Arapa kr sz
Kazak Trkesinin zelliklerine uyarak kir ekline dnmtr.
bilig, Bahar / 2006, say 37
108
Qazaq Tilini Sdiginde iki tane kir kelimesi yer almaktadr: KR I
bot. Kumlu yerlerde yetien, kk eker pancarna benzeyen bitki. KR II
1. Allaha duyulan minnet. 2. kr (Mutlu bir olaydan ve durumdan sonra
honutluu bildirme.) (1999: 744).
Burada KR IInin Trkiye Trkesindeki kr kelimesiyle ayn olduu
aktr. KR I ise Trkiye Trkesinde kkboyas, kzlkk, kzlboya de-
nen bitkinin addr.
8
kirli ise kir bitkisinin ok yetitii yer anlamnda
vermektedir. Dolayssyla kir bitkisi ok yetitii iin destandaki yere kirli
denmi olabilir.
kirli kreden anlamnda da olabilir. Nitekim Trkmen Dilini Szlginde
krli sz kanaat eden, kreden, kanaatli, sabrl eklinde izah edilmitir
(Trkmen Dilini Szlgi 1962: 776).
Adrl
Sapabek, dman uzun sre gzler, hi kimseyi gremeyince Adrlnn
bana kar ve avlanr: on eki knde Adrln basna p, qarawl
qarap, enrse krinbegen so a awlap jata berdi.
Adrln tawlar bar biyikti,
Awlay bedri er Sapabek kiyikti. (Batrlar Jr 1989: 260).
Adrlnn tam olarak neresi olduu belli deildir. Ancak kelimenin anlamndan
hareketle nasl bir yer olduunu tespit etmek mmkndr. Qazaq Tilini
Szdiginde adr sz tepe, tepecik, engebe, engebeli yer olarak izah edilmitir
(Qazaq Tilini Szdigi 1999: 16). Adrl tepeciklerle kapl, engebeli arazi demek-
tir (Qazaq Tilini Szdigi 1999: 16). Trkmen Trkesindeki adrlk sz de
ayn anlam ifade etmektedir (Trkmen Dilini Szlgi 1962: 26).
Bu bilgilerden Adrl isminin tepeciklerle kapl engebeli yer anlamna geldii
anlalmaktadr.
Hawadaq Kl
Hawadaq Kl (Hawadak Gl) destanda bir yerde gemektedir. Sapabek,
yurduyla vedalarken doduu, gezdii, avland yerlerin isimlerini sayar.
Bunlardan biri de Hawadaq Kldr:
Kremin be, krmeynin be qaytadan,
Qo-aman bol, krgenime Hawadaq Kl. (Batrlar Jr 1989: 259).
Hawadaq Kln neresi olduunu tespit etmek ok zordur. Bu, sadece evre-
sinde yaayan insanlarca bilinen kk bir gl olabilecei gibi jrnn mu-
hayyilesinden domu bir gl de olabilir.
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
109
Khiy Qap
Krul, Bezergenin bir kardeine kendisini tantrken Khiy Qapt peri (Kaf
Dal peri) ile evlendiini belirtir:
p edim trikmendey elimnen,
Qatn aldm Khiy Qapt periden. (Batrlar Jr 1989: 264).
Khiy Qapn Kaf Da olduu aktr. Farsa Kh-i Qf terkibi Kazak Trk-
esinin ses zelliklerine uyarak Khiy Qap olmutur.
Hayvan Adlar
yrat
yrat (Krat), Krulnn atnn addr. yrat ismi destanda birok yerde
geer. Bezergen, yrat tanr, fakat stndekinin Krul olduunu bilemez:
yrat minip qays jaqqa baras,
Kruln jayn bayan qlas? (Batrlar Jr 1989: 253)
Daha sonra Krul, Bezergene yle der:
Astmda sen tand yratt,
stindegi tanmad bekzatt. (Batrlar Jr 1989: 255).
yrat, Trkmen Trkesinde gr (Bkz.Trkmen Dilini Szlgi, 1962: 227)
yani kr ve at kelimelerinden meydana gelmi bir birleik isimdir. Kazak
Trkesinde at donu olarak kr anlamnda aq boz birleik sz kullanlmak-
tadr (bkz. Qazaq Tilini Tsindirme Szdigi I 1974: 129). Grld gibi
Trkmen Trkesindeki Grat ismi Kazak Trkesine imlsyla olmasa bile
syleyiiyle yrat eklinde aynen gemitir. Halbuki Grat>yrat ismi Ka-
zak Trkesine Ak Boz At eklinde aktarlabilirdi.
Boztarlan
Krul, Sapabeki dman takibe gnderirken yle der:
Ey, Sapabek, aytar szim berik te,
Keke qalmay Boztarland eritte, (Batrlar Jr 1989: 258).
Sapabek, Bezergenin Qaldarxan adl kardeiyle karlanca kendisini
Krul diye tantr. Fakat altndaki at yrat olmad iin Qaldarxan buna
inanmaz. Sapabek onu inandrmak iin Boztarlann da yrattan geri bir at
olmadn belirtir:
yratma altn aqr soqtrp,
Arqanna altn qazq qaqtrp,
Boztarlanm yratmdan kem emes,
yratmd yge kettim baqtrp. (Batrlar Jr 1989: 260-261).
bilig, Bahar / 2006, say 37
110
Bu msralardan yratn Krul ile ne kadar btnletii de anlalmaktadr.
Boztarlan, Krulnn krk yiidinin ba Sapabekin atdr. Boztarlan ismi
tamamen Kazak Trkesine aittir. Kazak Trkesindeki boz sz Trkiye
Trkesindeki boz sz ile ayn anlamdadr (Bkz. Ko 2003: 68). Tarlan ise
benekli, alacal, apar demektir (Ko 2003: 488). Dolaysyla Boztarlan ismi
de bozu ar basan apar anlamna gelmektedir.
9
Sonu
Krul men Bezergen destanndaki zel adlarn byk bir ksm, Kazak Trke-
sinin kurallarna uymutur. Krul men Bezergen destanna benzeyen bir des-
tan, Trkmen sahasnda Bezirgen ismi ile mevcuttur (Bkz. Nurmemmet 1996:
178-249). ki destann olay rgs ana hatlaryla birbirine benzemektedir. ki
destanda geen isimleri yle sralayabiliriz: Kazak rivayetinde Krul, Trkmen
varyantnda rogly (Nurmemmet 1996: 180); Kazak rivayetinde Bezergen,
Trkmen rivayetinde Bezirgen (Nurmemmet 1996: 185); Kazak rivayetinde
awaz, Trkmen rivayetinde wez (Nurmemmet 1996: 196); Kazak rivayetin-
de Qdr liyas, Trkmen rivayetinde Hydyr Ylas (Nurmemmet 1996: 217);
Kazak rivayetinde aly Xaydar, Trkmen rivayetinde Hezretaly (Nurmemmet
1996: 230); Kazak rivayetinde Jmbilbel, Trkmen rivayetinde andybil
(Nurmemmet 1996: 183). Bunlardan baka Krulnn yiidi Sapabekin atnn
ad Boztarlan, Groglynn adamlarndan Ksenin atnn ad ise Bozdumandr
(Nurmemmet 1996: 196). ki isimde benzer olan sadece boz kelimesidir.
Groglynn at Gyratn ad ise Trkmen sahasndaki Bezergen destannda hi
gememektedir.
Grld gibi iki rivayette de esas kahraman ve mekn adlar ayndr. Bu
aynlk Krolu destannn btn Trk dnyasna bir merkezden yayldn
gsteriyor. Trk topluluklar ve boylar Krolu Destann yaadklar co-
rafyalarda yeniden yaratmlardr. Ancak, eski ve yeni btn kollarn birbiriy-
le devaml bir etkileim iinde olduklarn da unutmamak lzm.
Yldrm, D. (1983), Krolu Destannn Orta Asya Rivayetleri, Krolu
Semineri Bildirileri. Ankara, Kltr ve Turizm Bakanl Yay.
Notlar
1 umarova, M., biev, J. (Haz.), Batrlar Jr, Trtini Tom, Krul, Almat, 1989.
2 Bu varyantta Rawanbek yani Ruen, Krulnn gerek ad olarak deil de baba-
snn ad olarak gemektedir.
3 Masallarda ve destanlarda ekilde kullanlr: iltender, Qrq ilten, ayp Eren
Qrq ilten. Anadoluda Krklar olarak bilinen velilere benzeyen veliler topluluu-
dur.
4 Qazaq Ertegileri, Tom 2, Batrlq, Tapqrlq Jayl Ertegiler, (Haz. Q.Tolbayev),
Almat, 2000. Kazak halk edebiyatnda Batrlq Ertegiler (Kahramanlk Masallar)
zdemir, Krul Men Bezergen Destanndaki zel Adlara Dair
111
diye bir tr vardr. Bu kitapta yer alan ertegilerin (masallar), byk bir ksm da
Batrlq Ertegilerdir. Bunlar aslnda kahramanlk destanlarnn mensur biimleri gi-
bidir. Bu ynleri itibaryla Trk halk edebiyatndaki halk hikyelerine benzerler.
Ancak Batrlq Jrlarda masal unsurlar da mhim bir yer tutar.
5 Bkz. Gncel Trke Szlk, http://www.tdk.org.tr/tdksozluk.htm (20.04.2004)
6 Bkz. Gncel Trke Szlk, http://www.tdk.org.tr/tdksozluk.htm (09.05.2004)
7 Aq taban ubrnd, alqakl sulama olarak da isimlendirilen bu dnemde Kazak
bozkr Rusya ve inin desteini de arkasna alan Kalmuklar yani Cungarlar tara-
fndan istil edilmitir.Tarih sahnesinden silinme tehlikesiyle kar karya kalan Ka-
zaklar, Ablay Han (1713-1781) nderliinde yeniden toparlanmlar ve Cungarlara
kar byk zaferler kazanmlardr.
8. Bkz. Gncel Trke Szlk, http://www.tdk.org.tr/tdksozluk.htm (09.05.2004)
9. Krolunun Orta Asya rivayetleri ve destandaki kahramanlarla ilgili u kaynaklara
da baklabilir: zkan, . (1997), Krolu Destannda Kahraman ve Atnn Douu
ile lgili Motiflerin Tahlili, Trk Dili, 1997/ II. cilt, No 549.
Kaynaka
Batrlar Jr, Trtini Tom, Krul (1989), Haz. umarova, M., biev, J., Almat:
Jazuw Yay.
Boratav, Pertev N. (1931), Krolu Destan, stanbul: Evkaf Matbaas.
Gncel Trke Szlk, http://www.tdk.org.tr/tdksozluk.htm
Kalmuklar, Meydan-Larosusse, Altnc Cilt, stanbul: Meydan Larousse Yay., 1990.
Ko, Kenan (2003), Qazaqa-Trike Szdik, Trkistan: Turan Mat.
Karadavut, Zekeriya (2002), Krolunun Ortaya k (Trk Dnyasndaki Varyant-
lar zerine Karlatrmal Bir Aratrma), Bikek: Manas niversitesi Yay.
Mwlenov, M. (2001), Jambl, Qazaqstan: Ulttq Entsiyklopediya, 3, Almat: Alma-
t: Qazaq Entsiyklopediyas Yay.
Nurmemmet, Annagul (1996), Bezirgen, Grolu: Trkmen Halk Destan, Ankara:
Bilig Yay.
Nurtaziyna, N. (2001), ayp Eren, Qazaqstan: Ulttq Entsiyklopediya, 3, Almat:
Qazaq Entsiyklopediyas Yay.
Qazaq Ertegileri, Tom 2, Btrlq, Tapqrlq Jayl Ertegiler (2000), (Haz. Q.Tolbayev),
Almat: Jazuw Yay.
Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 6 (1975), Qalmaq, Almat: Qazaq Sovet
Entsiyklopediyas Yay.
Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 7 (1975), Qzlbastar, Almat: Qazaq Sovet
Entsiyklopediyas Yay.
Qazaq Sovet Entsiyklopediyas, 11 (1977), Trikmen, Almat: Qazaq Sovet
Entsiyklopediyas Yay.
bilig, Bahar / 2006, say 37
112
Qazaqa-Orsa Szdik (2001), Red. Szdqova, R. . ve Xusayn, K. ., Almat:
Dayk-Press Yay.
Qazaq Tilini Szdigi (1999), Haz. Bolanbayev, set vd., Almat: Dayk Pres Yay.
Qazaq Tilini Tsindirme Szdigi, I (1974), Red. Isqaqov, A. I., Almat: lm Yay.
Qoratbay, T., Krul (2000), Trkistan: Xalqaralq Entsiyklopediya, Almat:
Qazaq Entsiyklopediyas Yay.
Qoratbayev, . (1987), Qazaq Epos jne Trkologiya, Almat: lm Yay.
Trkmen Dilini Szlgi (1962), Haz. Xamzayev, M., Agabat: Trkmenistan SSR
Ilmlar Akademiyas Yay.
bilig Spring / 2006 Number 37: 91-114
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
On The Proper Names in The Legend of
Korogl Men Bezergen
Aur ZDEMR
*
Abstract: The Legend of Koroglu is a part of the shared values
belonging to Turkic nations and clans. The proper names in the
Legend of Koroglu and Bezirgan found on the Kazakhs area, when
studied in this respect, are seen to be conforming with language rules
of Turkic Kazakh Language. When the Legend of Koroglu men
Bezergen is compared to the Legend of Bezirgen found on the
Turkmens area, certain main names like Korogli-Korogli, Bezergen-
Bezirgen, Galiy Xaydar-Hezretaly, Qidir Iliyas-Hydyr Ylias,
Jambil/Jambilbel-Candybil are defined to be similar.
Associating the proper names in the Legend of Korogli men Bezergen,
it may be said that the Legend of Koroglu emerged at a time when the
Turks lived as united ethnically and politically and it later travelled to
other distinctive areas. Obviously, the proper names found in different
branches of the legend reveal that assumption. Every branch reflects
the properties of their native people, land and period. It is also
necessary to state that branches of the legend emerging in different
areas were influenced by one-another. The studied similarity between
the Legend of Korogli men Bezergen found on the Kazakhs area and
the Legend of Bezirgen found on the Turkmen soil actually confirm
that mutual influence.
Key Words: Koroglu, Legend, Proper Names, Turkic Kazakh
Language, Turkic Turkmen Language
*
Kazakhstan Sleyman Demirel University / KAZAKHSTAN
ozdemirasur@hotmail.com
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 91-114
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
" "
*
:
.
,
.
,
- , - ,
- , - ,
/- .
, "
"
.
, .
, .
,
.
" ",
""
.
: , , ,
, .
* /
ozdemirasur@hotmail.com
bilig Bahar / 2006 say 37: 115-130
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Bireyleim / Kemalat
Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
Ara. Gr. Ahmet DOAN
*
zet: nsanln ortak hafzas konumunda olan mitler, masallar ve
benzeri bir ok anlatda, dnm srecindeki bireyin isel deiimi,
sembolik anlamda bir mekn deiikliini zorunlu klar. Bu durum,
zulemat (karanlklar) lkesine yolculuk, ile ve/ya uzlet gibi olduka
farkl ekillerde karmza kabilmektedir.
Bu balamda, insann farkndaln idrak ederek bunu akn (tran-
sandantal) bir boyuta tamas ve nihayet mistik btnlemeyi elde et-
mesinde kapal ve dar meknlar yapt armlarla birlikte byk
bir rol oynar. Birey, kendisinde sakl olan gizil gleri tanma noktasn-
da girdii kapal ve dar meknlardan bir fark edile karak sonsuzlua
alm yaylm olur.
Anahtar kelimeler: Bireyleim, erginleme, yolculuk, dip nokta, ka-
pal ve dar meknlar
Analitik psikolojinin insann kendisini gerekletirmesi yolundaki bireyleme
sreci ile sufilerin insan- kmile uzanan servenlerindeki seyr-i slk ara-
snda baz paralelliklerin bulunduunu sylemek mmkndr. nsan olgun-
latrma ameliyesi olarak grebileceimiz bu iki srete de bireyin niha he-
defi olan mutlulua ulamas iin bir snavlar yolu / ileden gemesi kanl-
maz bir olgudur.
Bireyleim sreci Jungun kolektif bilind olarak tanmlad yapsal e-
lerle bilincin etkileimi sonucunda doan ruhsal geliim aamasdr. Bu sre-
cin amac ruhsal btnle ulamaktr. Bu aba bir anlamda bilincin aama-
sn geniletip bilindn aa kavuturmak, onunla btnlemek demektir.
Bir baka deyile insann kendi ruhsal yapsnn en karanlk kelerine kadar
bilincine varabilmesidir (Gkeri 1979: 16). Bireyleim, ayrl- erginlenme-
dn ekseninde bir aama arketipini zorunlu klar. Kendisini en ok ritler
ve mitoslarda aa vuran aama arketipini Campbell, kahraman mitosu (the
hero-myth) ile izah eder. Kahramann mitolojik macerasnn standart yolu,
gei ayinlerinde sunulan formln bytlm hlidir: ayrlma-erginlenme-
dn buna monomitin ekirdek birimi denebilir (Campbell 2000: 41).
*
Frat niversitesi, Fen- Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ELAZI
ahmetdg@mynet.com
bilig, Bahar / 2006, say 37
116
Bireyleim, kahramann isel servenini gerekletirmek zere kopuun s-
rekli olmad bir ayrl zorunlu klar (zcan 2003a: 106). Ayrl bir a-
ryla balar. Bu arya kulak veren kahraman, kutsal bir eylemi ifa etmek
zere olduka tehlikeli bir yolculua kar. Yol zahmetlidir, tehlikelerle dolu-
dur, nk kahraman geici ve yanltc olandan gereklik ve ebediyete,
lmden yaama, insandan tanrya geii gerekletirmektedir (Eliade 1994:
21). Aamann yolu, birok tehlikenin bulunduu karanlk, skc, kuatc
meknlardan geer. Bu tehlikelerle dolu mekn uzak bir lke, bir orman,
yeraltnda bir krallk, bir kuyu, bir d hali olarak; fakat her zaman tuhaf,
doa st ve ok biimli varlklarn, hayal edilmez eziyetlerin, insanst g-
revlerin ve olanaksz zevklerin yeridir (Campbell 2000: 72). Genel anlamda
balinann karn olarak isimlendirilen kahramann serven mekn karanlk,
dar ve kuatc imgeleriyle kahramann ruh hlini yanstan ve onun k
noktasn tekrar tekrar teet geecei labirent halinde bir mekndr. Ruhsal
aama kat etmek zere karanlk ve dolambal yollardan gemek zorunda
olan kahraman, mehul kucaklayan bu mekn ierisindeki sembolik seya-
hatinde bir ok ifrelerle karlamakta ve bu ifreleri bir bir zerek macera-
sn rmektedir (zcan 2003b: 80). Kahraman, yrd bu amansz yolda
kolektif bilindnn yapsal unsurlar olan ve Jungun arketip olarak adlan-
drd glge, anima, animus, yce birey vb. ile yzlemek ve onlarla uz-
lamak artyla kendisini gerekletirecektir.
Varolusal anlamn idrak edecek olan kiinin bu amacna ulamak iin ken-
disine rehavet veren ortamlardan uzaklaarak yalnz kalmas byk bir nem
arz eder. Zira olaan hayatn bilinalt mcadeleleri, kiinin gelime gster-
mesi gereken bir dnemde ounlukla ona engel olur. stenmeyen toplumsal
gler onun yanl deerler edinmesine ve dolaysyla yanl ilgiler gelitirme-
sine sebep olur. Bylece kii gerek benliinden uzaklatrlr ve geliim sre-
cinden mahrum braklr (Arasteh 2000: 34). Geleneksel yaam, toplum ve
evreyle uyum, insann kendisini gerekletirmesinde olumsuzluk arz edece-
inden yalnzlk, bireyin olgunlama serveninde olduka nemli bir yer
tutar. Yalnzlk bir uurum, korku, cisimleen hayaller, byyen glgeler,
younlaan karanlk, dipsiz bir kuyudur (Lekesiz 1997: 89). Yalnzln mu-
hayyilemizde uyandrd karanlk, kapallk ve darlk imgesi ideal insan ol-
mak iin girilecek erginlenme meknnn zelliklerini de yanstr. Kahramann
bu mekna girmesi yaamn kaynana, balangcna (regressus ad uterum)
dn simgeler. rnein eski Hindistanda, inisiyasyon treninin arketipi
olan Diksa riteli ayrntl olarak bir regressus ad uterum (ana rahmine
geri dn) temsilidir. Aday, ana rahmini simgeleyen bir kulbeye kapatlr;
kulbeden k rahimden kan dlt simgeler ve adayn tanrlar evrenine
doduu sylenir (www.hermetics.org). amanizmde ise aman adaylar,
bedene ve dnyaya hapsedilen ruhun tahliyesi ve yeniden sonsuzluu yaka-
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
117
layabilmesi adna, kendilerini kapal ve karanlk bir mekna hapsederek
lm simgesel boyutta tecrbe ederler (Aa 2004: 10). slam gelenek ieri-
sinde lmeden nce lmek olarak zikredilen bu lm, eriattan tarikata
geiin anahtardr ve balanglarn mkemmelliini artrr. Bir tekine
gei olan ilk lm (amurolu 1999: 86), bekaya ulamak iin mutlak
surette geilmesi gereken fena srecinin sembolik ifadesi olarak yorumlana-
bilir. Fena, insan- kmil olma srecinde bireyin mevcut halini zmesi, par-
alamas ve dmesi; beka ise yeniden ykselmesi ve btnlemesidir. Fena
bilinen benliin lp gitmesine iaret ederken beka Kozmik Bende yeniden
dou anlamna gelmektedir (Sayar 2003: 53).
nsan- kmil olma yolundaki bireyin bir tr lm olan bu dalma, dme,
ac ekme ve yalnzla dalma tecrbesinin hemen ardndan toparlanarak
mutlak varlkla btnleme yeniden doma servenini, dikey ynyle
aktifliin, yatay ynyle pasifliin sembol durumundaki ha iaretiyle gs-
termek mmkndr. Tradisyonel retilerin bir ou insan- kmilin tahak-
kukunu ayn iaret ile sembolize eder. Bu iaret dorudan ilk tradisyon ile
balantldr. Bu iaret bu tahakkuka varln yatay (genilik) ve dikey (yk-
seklik) ynlerde uygun biimde hiyerarikletirilmi alm iindeki hallerin
tmnn tam birliktelii ile nasl ulaldn ok net ifade eder (Guenon
2001: 23)
Mutlak Varlk (Beka)
nsan
Pasif Yaam izgisi
Dip Nokta (Hilik, Fena)
Kkende mutlak varlkla bir olan ve doal olarak dikey eksenin u nokta-
snda olan insan normal, sradan bir yaamn maceracs olarak yatay ve
dikey eksenin kesiim noktasnda bulunmaktadr. Kesiimin bir ayan olu-
turan dikey eksen insanda var olan aknlk boyutunun bir tezahrdr. Bu
balamda aknln ve pasifliin birletii noktada geleneksel beni ile var
olan insan, kendi gereini bulma arsna kulak vermedii taktirde yatay
dzlemin tekdzelii ierisinde bir utan dier uca uzanan ksr gelgitler ara-
snda farknda olunmayan bir yaam srecektir. Yatay eksen boyunca gel-
gitler yaayan birey ancak dikey eksenin dip noktasna dt taktirde ye-
bilig, Bahar / 2006, say 37
118
niden, geldii akn leme, Kozmik Bene ulama ans bulacaktr. Dip nokta,
Mircea Eliadenin kutsallamaya, erginlemeye hak kazanmak anlamna
gelen merkeze ulama kavramna denk bir durum arzeder. Bu noktadan
sonra dnn dind ve yanltc varoluunun yerini yeni bir varolu, gerek,
kalc ve etkin olan yeni bir yaam alr (Eliade 1994: 31). Bu nedenle yatay
boyut, bireye anlk ve niceliksel bir deiim imkn sunarken, dikey boyuta
ynelen birey daha evrensel ve niteliksel bir deiim yaar. Bu deiim ze
bal ve geri dn olmayan bir zellik arz eder. Dikey boyutta bir deiime
uramak zere dlmesi gerekli olan dip nokta kapal, dar ve karanlk
imgeleriyle insann zorluk, sknt, ac, keder, yalnzlk ve sabr mefhumlarn
iselletirecei ve hiliini idrak edecei bir farkndalk mekndr. Bu mekn,
bir sfr noktas olarak, balang, yoktan balang anlamn tayan
(amurolu 1999: 63) ve insana hilik bilinci veren bir mekan olma zelli-
ine sahiptir. Hibir ey olmama varlk dzeyi yeniden btnlemenin ba-
langc demektir (Arasteh 2000: 102). Kendi varln ve hareketlerini hie
indirgeyen bireyi, yatay eksenin kemekei ve ztlklar etkileyemez. O artk
ntrlemi bir durumda hibir ekime kaplmakszn sonsuzlua ynelir (Yl-
drm 2003: 128). Bir hilikle birlikte btnlemenin dikey boyutuna ynelen
birey, dairesel bir yolculuk yaparak dngsel zamann varlktan yoklua,
yokluktan varla dnnde (amurolu 1999: 63) nihayet geldii u
noktaya tekrar ular ve bylece varlk halkasn tamamlam olur.
nsann kendisinden ieri olan beninin farkndal olarak yorumlayabilece-
imiz kemalat srecindeki yolculuu temelde ayn eyi, ruhsal varln iin-
de bulunduu ortamdan deiik bir ortama kaymasn simgeler (Gkeri
1979: 64). Kahramann deien ruh hli ve deiimin meakkati meknn
kapal, dar, karanlk ve kuatc olmasyla ortaya konulur. Bu durumda ol-
duka korkutucu ve etin bir sreci kapsayan erginlenme iin dnya, beden,
mahzen, kuyu, zindan, ke, maara gibi, her zaman bir dip noktay imle-
yen yerler, tpk balinann karn gibi kapal, dar ve karanlk imgeleriyle
ideal bir aama mekn olur.
Erginlenmenin Kapal ve Dar Meknlar
1. Dnya
Dnya, eref-i mahlukat olan insann bir srme neticesinde akn (transan-
dantal) lemden dt snrl bir mekndr. D, ilk insan olan demin
cennette bulunduu srada kendisine yasak klnan kutsal aacn meyvesini
yemesi ile vuku bulur. demin bu yasak meyveyi yemesi genel slam bak
asna gre bir gnahtan ziyade bir srme olarak deerlendirilir. Kuran-
Kerimde dem ile Havvaya nin oradan!.. (Kuran, Bakara: 38) denilme-
sinin bu dn zel olarak alglanmasnda nemli bir yeri vardr. Dn
btn hikyesini, Allahn ltuf ve rahmeti iinde, onun sayesinde gren
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
119
Ahmed Seman, cennette iken Allahn sadece cemal ve rahmet isimlerini
bilen demin, onun celal ve gazap isimlerini de renmek zere yeryzne
indirildiini syler (Chittick 2003: 242). demin yeryzne indirilmesiyle
birlikte tatm olduu ilk gazap, dt akn (transandantal) mekna ve
mutlak gzele duyduu zlem ile bekleyiin getirdii bir strap duygusu ola-
rak tecelli eder. Bylece dnya, ayrln tadld ve kederin yaand bir
mekn olarak, snrl bir varlk olan insan iin kaosa dnr. Yaamn bir
kaos olarak alglanmas daha ok varoluularn bak asyla insann dn-
yaya atlmas, braklmasnn bir tezahrdr. demin doduu ev konu-
mundaki akn (transandantal) lemin dinginliinden uzaklatrlarak, kap
nne konulmas dncesiyle dnya hayat bir ile olarak grlr. Ancak
balangta Tanr tarafndan verilen dnyadaki mahrumiyet ve hapis cezas,
yeniden kutsallaabilme ve Tanr ile bir olma adna zamanla gnll bir
mahrumiyete dnr (Aa 2004: 11).
Muhayyileye gelmeyen iki snrsz/mehul arasnda, zamann sktrlmasyla
var olduumuz, istem d geldiimiz ve istemeden gideceimiz bir mekn olan
dnya, ezel ve ebed ular arasnda hep bir sktrlml, darl, kuatcl
ve iinden hi kamayacamz bir labirenti imler, bamza dar gelen bir me-
kn halini alr. Dnyann kapal ve dar bir mekn olarak alglanmas, fiziksel bir
kavraytan ziyade isel bir alglamadan kaynaklanr. Meknn dardaki ieri-
lik olmas nedeniyle ou zaman byk meknlar, bizi yeteri kadar byk
olmayan meknlardan daha ok boar, skar ve kuatr (Bachelard 1996:
234). Dnya bu darlk ve kapallk imgesiyle ilk bakta olumsuzlayc bir deer
olarak karmza kar. Ancak yaratlm tm varlklar ierisinde insann Al-
lahn halifesi makamn elde etmesi, Mutlak Varlkn cemal ve celal sfatlarn
mndemi bir varlk olarak kemal bulmas, bir ac ve kederi zorunlu klar. Bu
balamda demin dnyaya inii, yalnzlk ve eleme terk edilii gerekte bir
olgunlatrma ameliyesi yarmdan tama, azdan oa, eksikten tme geiidir.
Dnya, insann mkemmelin basamaklarnda yrd, inerken kt, d-
erken kalkt (Lekesiz 1997: 84) bir erginlenme mekndr.
nsan (dem)n dnyaya braklmasyla sonulanan yasak meyveye el
uzatmas veya gnah ilemesi noktasnda, bir ilah tevikten bahsedilmekte-
dir. Burada muazzam bir ilah hikmet sz konusudur. Zira demin gnah
ilemeyerek cennette kalmas, onun bir melek olmas demektir. Oysaki insan
olmann znde hata ve yanllklar yapabilme sekisinin olduu aktr.
Zaten bu durum, insann eref-i mahlukat izgisinden esfel-i safilin izgi-
sine kadar olan geni yelpazesini bize izah etmektedir. Eref-i mahlukat
derecesi, esfel-i safilin derekesinin bir sonucudur. Esfel-i safilin olmadan
eref-i mahlukat olmann imkn yok gibidir. Bu durumda dn veya
iniin mahiyet ve z kendiliinden ortaya kmaktadr. nsan dndaki dier
bilig, Bahar / 2006, say 37
120
btn varlklar, Allahn onlara takdir kld bir eksen zerinde varlklarn
devam ettirirlerken sadece insan, kemalata giden yolda de kalka ilerleme
sekisine sahiptir (Yldrm 2004: 161). Nitekim cennetteki yasak meyveye
el uzatma noktasnda da insann bir ihtiyar sz konusudur. Ancak el uzat-
ma eylemini mteakip vuku bulan inite, daha ok gayr- irad bir durum
sz konusu iken, k tamamen insann inisiyatifinde olan bir durumdur.
Bu ini-ktaki dip nokta, dnyay karlamaktadr. Zaten dnya kelimesi
den yani alak, en dk yer anlamna gelmektedir. Dolaysyla dle
bir cezalandrmann yan sra, insan olmann nemli bir rkn de tamam-
lanm olur. ni yaynn dip noktas konumundaki bu erginlenme mekn,
k yaynn nihayetindeki akn leme giden bir mkemmelliin tamamlay-
c unsurudur. Bu tamamlanma ve Mutlak Varlka doru yol alma duygusu
ierisinde artk dnyaya braklm deilizdir. nsan verilmi bir cennette
farknda olmadan yaama yerine, dnyaya gelerek Allahn celal sfatlarn
mahede etmeyi tercih etmitir, bu evrensel insan olmann, insann
farkndalnn farkna varmasnn (Korkmaz 2000: 316) ilk basamadr.
Dnyann bir imtihan yeri olmas nedeniyle, onun hep bir mihneti imlemesi
kanlmaz bir olgudur. nsann skmlk ve kuatlmlk duygusundan
kurtulmas bu imtihanlar/mihnetler dizgesinin ifrelerini zmesi ve kozmosun
ritmine ayak uydurmasyla mmkn olacaktr.
2. Mahzen
Mahzen, evin dinginlik veren yaps ierisinde onun topran altnda kalan
ksm, bir yer alt deposudur. Topran altnda kalmas nedeniyle gece gn-
dz daima karanlk olan mahzen, insan muhayyilesinde hep bir korkuyu,
bilinmeyen doast gleri, cinleri vb. olumsuzlayc zellie sahip eyleri
artrr. Bu sonu gelmez armlar dnyas ierisinde mahzen karanlk,
snrlayc, kuatc, dar ve kapal bir mekn zellii arz eder. Mahzenin, ka-
ranlnda mehul ve mphemlii besledii iin bilin tarafndan varlnn
srekli gzard ediliiyle, metruk eya deposu oluu arasnda dorusal bir
balant vardr (Lekesiz 1997: 41). Kullanlmayan eyalarn terk edildii bir
mekn olan mahzen, bir ynyle de eyann ruhuna sinen anlarn saklan-
d bilinalt dnyamzn karanlk blgesidir. Bu iki meknda da her an gn
yzne kartabileceimiz bize ait deerler saklanr. Mahzen kullanlmayan,
eski, unutulmu eyalarn atld bir yer olmakla insann, gemii ve bilinal-
tndaki bilgi krntlarn sembolize etmektedir. nsann dnm ve oluu-
munda mutlaka bilinaltyla hesaplamas gerekmektedir. Bylece mahzene
inii, bilinaltnn bilin seviyesine karlmasyla deerlendirmek her zaman
iin mmkn gzkmektedir.
Mahzen, evin dier bir paras olan atyla kyaslandnda atnn ussall-
yla mahzenin usdl neredeyse hibir aklama getirmeksizin kar kar-
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
121
ya konulabilir (Bachelard 1996: 45). at, evin ve dolaysyla iinde yaa-
yan insann gklerin sonsuzluuna almn salayan bir sknet blgesi
olurken, mahzen yerin dibine alm bir ukurdur. Her zaman bir inii zo-
runlu klarak insan boan, kuatan, dar ve kapal, labirent bir meknn tm
zelliklerini kendisinde barndrr. Mahzen, yapt olumsuz armlar nede-
niyle itici, zorunlu olmadka inilmek istenmeyen bir zellik arz eder. Ancak
evin dndan gelen herhangi bir tehdit karsnda snlabilecek en gvenli
ve en ideal barnak olarak bizi kendisine eker. Bu durumda mahzen sadece
beden varlmz iin deil ayn zamanda terk ettiimiz anlar arasnda ken-
disini yeniden bulan ruhumuz iin de bir d ve dinginlik merkezi olur. Mah-
zeni dlerken derinliklerin usdlyla uzlarz (Bachelard 1996: 46). By-
lece kendi mahzenlerimizin karanl kucaklayan dar koridorlarnda kendimi-
zi yeniden kefe dalmann dsel zevkini duyarz.
3. Zindan
Zindan, tutuklu veya hkml kimselerin iledikleri sularn cezasn ekmek
zere iine konulduklar kapal yerdir. Mecaz balamnda ok karanlk ve
skc yer anlamyla kullanlan zindan, bir yeri birine zindan etmek, bana
zindan kesilmek, zindan olmak gibi deyimler ierisinde korku, kapallk ve
kuatclk gibi negatif zellikler imler.
Kapallk ve kuatlmlk imgesiyle insan muhayyilesinde hi de iyi olmayan
armlar yapan zindan, darnn ahengine ayak uyduramayan bireyin
uyumsuzluunun ve suunun muhasebesini yapaca, slah edilecei, top-
lumla kendisi arasnda kopan balarn yeniden ina edilebilecei bir ara
mekn, bir eiktir. Bu durumda insann evrendeki zindan olan dnyann bir
eretilemesi olarak dnebileceimiz zindan, bireyin farkndalk mekn
olarak da yorumlanabilir. Zindan yaayana mezar ve keder evi, dostlarn
tecrbesi, dmanlarn sevincidir (Settri 2000: 105). Settrinin amlad
ve airlerin sklkla telmihte bulunduklar Hz. Yusufun zindan tecrbesiyle,
ikbl basamaklarndaki ykseliinin balangc arasndaki olay dizgesi, zinda-
nn bir olgunlatrma mekn, bir medrese-i Yusuf olarak alglanmasna
sebep olur. Zindandaki birey bilindnn kaotik varl ierisinde
farkndalnn in srecini yaar.
Zindan kapal, dar, karanlk, hapsedici zellikleriyle barndrd insann,
sonsuzlua alan bir pencereye en ok ihtiya duyduu anlarn sktrld
bir mekndr. Eksikliini fark ediiyle dalma sreci yaayan insan iin zin-
dan, onun dar ve kuatc zellii ierisinde kendisinde bulunan sonsuz b-
yklk, genilik ve akl dolaysyla tinsel kurtuluunu kefedebilecei ideal
bir mekndr.
bilig, Bahar / 2006, say 37
122
4. Ke
Ke, en ok bir keye snmak deyimi ierisinde kendi gereini ifa eder.
Bir sktrlmlk ve yalnzlk imgesiyle bizi kendisine eken ke btn i-
tenliimizin yayld dlerimizle kaplanan darack bir mekndr.
Yars duvar, yars kap olan ve bu ynyle bir tr yar hcre konumunda
olan ke, insann skp bzmek istedii dar bir mekn ve imgelem iin
bir yalnzlktr (Bachelard 1996: 154). Bir kenin muhayyilemizde besledii
yalnzlk duygusu ok keyle birlikte kendisini genilik, rahatlk ve paylam
olgularna terk eder. ok ke ele avuca smazla, ok ynlle, ar
younlua iarettir. Bu sebepledir ki krk keli evler, hep bereket ve zengin-
liin gstergesi olur (Lekesiz 1997:29).
Kendimiz iin yalnzlk imgesi olan ke, kendimiz tarafndan bakalarna
tahsis edildiinde paha biilmez bir deerin ifadesi olur. Bu ynyle ke,
cierimizin kesi, aklmzn kesi, bake olarak kymetlendirilir.
Bizi bir yalnzlk hissiyle kendisine eken ke yaam yadsr, kstlar, gizler ve
bylece evrenin bir yadsmas halini alr (Bachelard 1996: 154). Dnyann
sknt ve dadaasndan bunalan birey, yaad kaosu snrlayarak ama
dncesiyle bir keye kaverir. Bu durumda ke, hem znel bir snak
hem de dnyann kltlerek zapturapt altna alnd bir mekn olur (Le-
kesiz 1997: 30). Evrenin, dnyann, evin ve kendisinin kesine, terkedilmi-
lik ve yalnzlk duygusuyla sinen birey, keye snmakla ayn zamanda
kendi kendisinin sonsuzluuna da alm, yaylm olur.
Bir tr hareketsizlik olgusuyla keye sndmzda, kendisini iyice gizlenmi
olarak duyumsayan bedenimizin evresinde dsel bir oda oluur (Bachelard
1996: 155). Oluan bu dsel oda, btn mahremiyetiyle kendimizin temaa
edildii bir fark edi, uyan mekndr. Kenin snrll, darl ve kuatl-
cl kendisini kefe kan bireyin sonsuzluk dlerine alan kapsdr.
5. Maara
Da, tepe, yama veya kaya gibi yerlerin oyuklar, yer kovuu olan maara,
ilk insanlarn korunmak ve barnmak iin saklandklar kapal bir mekndr.
Maarann kapal ve karanlk olmas nedeniyle insanlar daha ok onun -
ka yakn ve aydnlk ksmlarnda kalmay tercih etmilerdir. nsanlarn,
hayatn tekml neticesinde maaralar terk edip evlerde yaamasyla bir-
likte maaralar ilkellik, karanlk ve bazen de yalnzlk arm yapan me-
knlar halini almtr. Ancak medeniyetin getirdii kaos, problem ve tehditler
karsnda maara, hep ilksel zellii olan snma ilevini yerine getirebile-
cek ideal bir mekn olarak hayal edilmitir.
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
123
nsanln ortak hafzas konumundaki mitlerde ve sylencelerde maara
kendi iine eilerek dlerini oaltp buradan kendine varlnn anla-
mna erierek mehul maluma, mphemi kesine dntren ve bu sayede
ulat hikmeti, dnceyi maara karanlndan dnya aydnlna tayan
(Lekesiz 1997: 42) kahramanlarn erginlenme mekn olmutur. lkellik, ka-
ranlk ve karanln getirdii darlk, kuatlmlk ve kapallk imgeleriyle,
bazen de sylencelerin hafzamza kazd doa st yaratklarla maara,
istenmeyen bir mekn halini alr. Ancak maarann koruma ve barndrma
olan ilk ilevi onu bu ynyle hep cazip klar. Bu cazibe daha ok insann
kendisini toplumun kargaasndan kurtarp bireysel sonsuzluunu kefe k-
mak istediinde, itenlik dlerinin kurulduu ssz ve dinginlik veren bir me-
kn olarak maarann seilmesiyle kendisini gsterir. slam peygamberi Hz.
Muhammed, bir maarada vahye mazhar olarak insanln son kurtarcs
olur. Ashab- Kehf (yedi uyurlar), bir maarada kalarak deiimin simgesel
boyutunu yaarlar. Maara, insann kulukaya yatp yenilenmek zere iine
girdii oyuktur. Her kim iindeki maaraya girerse ilkin ne olduunu anla-
yamad bir dnme urar. Bu durumda bilindna inerek bilincin d-
nda olan eylerle balant kuran kiide byk bir deiiklik meydana gelir
(Jung 1993: 202). Maaraya girmek tinsel anlamda yeniden domak de-
mektir. Bu sebeple sufiler, kemalata ulama yolunda maarada kalarak
ikaftis (maaral) olurlar (Sayar 2003: 46). Eflatunun anlatsnda maara
dnyann eretilemesi olarak insann dnmn yaayaca mekn olur.
Daha oaltlabilecek bu gibi rneklerde maaraya ekilen insan kendi ger-
eine ulaarak maaradan farkl/farknda olarak kar. Bu balamda, kapal
dar ve karanlk imgeleriyle zihnimizde yer edinen maaray, insann kendi
gereinin farkna vard bir dnm mekn olarak deerlendirmek mm-
kndr.
6. Kuyu
Topraa kazlan dar ve derince bir ukur olan kuyu, topran dibindeki ka-
ranl, derinlii ve darl dolaysyla iinden klamayan durum ve yer
olarak tasavvur edilir. inden klmaz zor bir durumla karlatmz za-
man, bu skntl halimizi kr kuyularda kalmakla ifade ederiz. Bununla birlik-
te kuyu, dibinde bulunan su nedeniyle her zaman bir yaam kaynan imler.
Varolu gereimizin evrensel bir dille anlatld efsanelerde ve masallarda kuyu
olduka sk rastlayabileceimiz bir motiftir. Bu anlatlarda her zaman, kahraman
sonsuz derinlikte bir kuyuya der. Bu d karanlk ve dar bir koridorda yr-
mek gibidir. Kuyunun dibinde kahraman kocaman ve karanlk bir dnya bek-
ler. Kahraman bu karanlk yer alt dnyasndan deiim geirerek kar.
Mezar kuyusuna giren lm dahi, daha grkemli bir biimde geri dnecek olan
cann geleceini gsterir (Settari 2000: 169). Jung, bahar karlayan ilkel bir
bilig, Bahar / 2006, say 37
124
kabilenin topraa kazd ukuru, gelen baharla birlikte topran bereketlenme-
si nedeniyle bir rahmin sembol olarak yorumlar (Fordham 2004:23). Kuyu
her zaman bir doumu imleyecek ekilde karmza kar. Bunun en gzel r-
neini Kuran- Kerimde kssalarn en gzeli olarak deerlendirilen Yusuf Sure-
sinde grrz. Hz. Yusuf, Msr azizliine uzanan hayat serveninde evvela bir
kuyuya der. Elde edilen izzet ve eref, bir mihnet ekmeden gerekleemeye-
ceinden dolay Yusuf, kuyuya der ve hakikat Yusufu, imtihan kuyusundan
kendisini gsterir (Settari 2000: 168). Hz. Yusufun kuyuda balayp Msr aziz-
liine uzanan servenindeki kuyunun stlendii fonksiyonu, eyh Glibin
Hsn Ak mesnevisinde de ayn ilev dorultusunda grmek mmkndr.
Mesnevide isel bir dnm geirmekte olan Ak, serveni esnasnda hi
beklenmedik bir anda kuyuya der ve buradan- benliinin deiik boyutlaryla
yzleerek- mesafe kat etmi olarak kar.
Kuyuya giri, d dnyadan i dnyaya yneli anlamna geldiinden dolay
kuyuyu, her zaman iin bilinaltnn sembol olarak okumak mmkndr.
Bu durumu Hz.Alinin Peygamberimizden ald ilah ak srrn Medine d-
ndaki bir kuyuya sylemesinde grebiliriz. Hz. Alinin kendisine sylenen
srr kimseyle paylamamak adna kr bir kuyuya sylemesi ve kuyunun da
bu srla taarak neye hayat vermesi, gerekte bilinaltna atlan srrn daha
bir byyerek tm benlii sarmas anlamna gelmektedir.
Kuyu bir cezann ekilecei kapal, dar ve karanlk bir mekndr. Bu ba-
lamda dnya insann ceza ekmek zere indirildii bir kuyu olarak tasavvur
edilir. Mevlanann mesnevisinin aslan ve tavana ayrlan blmlerinde as-
lan, akse aldanp kendisini tanmamas ve kuyunun dibini boylamasyla tec-
ziye edilir. Babil efsanesinde Allaha verdikleri sz tutamadklarndan dolay
Hrut ve Mrut adl melekler kyamete dek bir kuyuda ba aa sarktlm
olarak beklemeye mahkm edilirler. Sularnn cezasn ekmek zere bekle-
tilen bu iki melek, kyamet gn oradan ktklarnda balanm, arnm
ve bir deiim geirmi olacaklardr. Zira bir deiim, dnm yaanmadan
girilen kuyudan kmak mmkn deildir.
7. Beden
Beden, Allahn kendi nefesinden flemesiyle var olan ruhumuzun iinde
oturduu bir evdir. Ruhumuzun Allahn nefesinden bir para olmas nede-
niyle beden, ayn zamanda Tanr Ruhunun da evidir (Nasr 2002: 270).
Evrenin bir kopyas olmamz nedeniyle bedeni bir dnya olarak deerlen-
dirmek mmkndr. lem araclyla bilinen Gizli Hazine gibi ruh da
ancak beden vastasyla izhar edilebilir (Chittick 2003: 188). Beden ruhun
mevcudiyetinin ekirdei olmas nedeniyle kutsal olarak grlr. Ancak bunu
genellenebilir bir kabul olarak grmek mmkn deildir. Zira beden amur
olmas nedeniyle ruha gre aalk olarak deerlendirilir. Elest yurdundan
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
125
inen ruh saf ve yaayan bir nur, beden ise karanlk ve l bir amurdur
(Chittick 2003: 188). Bu durumda beden ruhumuzun iinde oturduu bir ev
olmaktan ziyade, onu hapsedici bir zellik arz etmesinden dolay ruhun zin-
dan olarak karmza kar. Bedenin bu olumsuzlayc imgesi, onun bir gay-
ya (cehennem ukuru) olarak grlmesi ile en st dzeye tanr. Gksel
muhabbetin znesi ruhun, varln cehennem ukuruna braklmas, ruha
rknt veren bir bunalty srekli krkler (Korkmaz 2004: 133).
Bedenin ruh iin kuatc, karanlk bir yap arz etmesine ramen insan, ancak
bu iki unsurun terkibiyle emaneti tayarak, Allahn halifelii makamn elde
edebilmitir. Ruh, ancak bedenin kesafeti dahilinde kemal bularak aknl
elde edebilir. Allahn ltuf ve ceberutu demin tabiatnn iki boyutunda,
gelenein ruh ve amur olarak isimlendirdii boyutlarnda yansr. Ltuf sfat
ruhla balantl olduu halde ceberut ve hiddet sfat amurla daha sk birlik
kurmutur. Ancak, bunu sylemek amurun deerini drmek deildir;
ceberut veya hiddet de ilah bir sfattr. amur olmasayd dem, insan deil
bir melek olurdu ve kendisi iin yaratlm olduu fonksiyonu ifa edemezdi
(Chittick 1997: 91). nsann varolu srr bedeni zorunlu klm ve insan be-
den sayesinde meleklerden ayrlm onlardan daha stn olmutur.
Beden ruha nazaran daha nemsiz gibi grnse de ruh kadar elzemdir. Ruh
katksz anlalabilir bir nur, beden ise zifiri bir karanlktr. Ikla karanlk
birbirine karnca, kta bulunan zellikleri sergileyen alabildiine ok say-
da renk ortaya kar (Chittick 2003: 188). Bu durumda herkesin kendi ren-
gine brnmesine vesile olan beden, insan tekini anlaml klan bir yap arz
eder.
Muhayyel/Mitik Meknlar
nsann kendisini gerekletirmesi noktasnda yukardaki fizik meknlarn
yan sra Zulemat lkesi gibi muhayyel meknlar da vardr. lmszlk suyu
olarak bilinen b- hayatn bulunduu bir mekn olan Zulemat lkesi,
kelimenin anlamndan anlald zere karanlk bir mekndr. Efsaneye gre
skender yanna Hzr ve yas da alarak b- hayat bulmak zere karan-
lklar lkesine gider. Orada, b- hayat bulunduu takdirde birbirlerine
haber vermek zere skender bir yne Hzr ve lyas da baka bir yne ayr-
lrlar. Bu iki gruptan Hzr ve lyas aradklarn bulur ancak skendere syle-
yemezler. Burada b- hayat sembolik anlamyla ilah aktr ve onu elde
edebilmenin yolu Zulemat lkesi gibi olduka etin ve karanlk bir sreci
kapsamaktadr. Bu balamda lmszlk suyu olarak deer biilen ve ilah
akn sembol olan b- hayat elde etmekteki mkl, insann
kemalatna yaplan bir atf olarak deerlendirmek mmkndr. nsann ken-
disini daha st bir dzlemde var etmek, farknda olabilmek iin karanlk ve -
mehul beslemesi nedeniyle- kapal bir mekna uramas gerekmektedir.
bilig, Bahar / 2006, say 37
126
Zulemat lkesinde itikleri b- hayatla geldiklerinden farkl olarak oradan
ayrlan bir nevi lmszle doan Hzr ve lyasn durumuna benzer bir
baka durumu, Ergenekon destannda grmek mmkndr. Ergenekonda
dalarn kuatcl ve alamazlyla kar karya gelen Trkn, da de-
mirle delerek o skmlktan kurtulmasna ve dolaysyla oradan taze bir ruh
kazanarak kmasna ahit oluruz.
nsann kendisini daha yakndan tanmak ve bireylemek zere; O Belde,
cilvegah, tecellgah, kutsal corafya gibi muhayyel meknlara girdii de
grlmektedir. Btn bunlar, uterusa geri dn balamnda tinsel bir do-
u olarak ruhumuzun, Kaf Danda konaklamas ve Yunusun balkn
karnna girdii gibi bilinaltmzn mitik ve arketipikal derinliklerine girmesi-
nin sembolik ifadeleri olarak deerlendirmek mmkndr.
Sonu
Yazcsnn zaman karsnda yitime urayan varln, tinsel boyutta lm-
szletirme endiesi ile vcuda getirilen edeb metinler, farkl gelenekler ieri-
sinde de olsa ayn anlam rntlerine sahip olabilmektedir. Bu durum zel-
likle mecaz- hakikat balamnda, mecaz bir varolu sergileyen dnyann
alglanmas hususunda kendisini gstermektedir. Buna gre akn bir lem-
den, den, alak bir mekn olan dnyaya inen insan, kendisinde ezelden
var olan akn bir boyutun verdii ilhamla her zaman ebed olann peine
dmtr. nsanda var olan ebedlik tutkusu, onun kendisini tanmas ve
gerekletirmesi noktasnda, bir araylar dizgesi ierisinde de kalka ilerle-
mesini zorunlu klar. nsann dnyaya braklmakla balayan ve bir ok g-
lk ve zorluu beraberinde getiren aknlk itiyak ve araylar dizgesi onun
hiliini kavrad noktada en st seviyeye ular. Ancak bu duruma gelen
birey, bir ini- k dzleminde k yayna ynelmi olur.
Bireyin bu araylar dizgesi dahilinde, hiliini idrak edebilmesi ve daha st bir
dzlemde yeniden varolabilmesi, onun yeniden dou imgesi nedeniyle-rah-
min sembol sayabileceimiz kapal ve dar bir mekna girmesini zorunlu klar.
nsanln ortak hafzas konumunda olan ritlerde, mitlerde ve efsanelerde sklk-
la rastladmz bu erginlenme meknna girii, demin dnyaya d sebe-
biyle, insanln ortak kaderi olarak dnmek mmkndr. Bu ayn zamanda
erginlenmenin insanln ortak kaderi olduu anlamn da tar.
Birey, geldii akn (transandantal) aleme giden yolu amak zere girdii kapal
ve dar meknlarda, bu meknlarn skc ve kuatc imgeleriyle evvela bir da-
lma sreci yaar. Bir dalma sreci ile hiliini idrak eden birey, bu ruhi ref-
leks sayesinde kendisine gelerek farkndalnn bilincine varabilir. nsann bu
farkndaln akn bir boyuta tayarak mistik btnlemeyi elde etmesinde
kapal ve dar meknlar olduka nemli bir zellik arz eder. Maara, mahzen,
Doan, Bireyleim / Kemalat Srecinde Kapal ve Dar Meknlar
127
kuyu vb. kapall ve darl imleyen meknlar, bilinaltnn sembolik yansmas
olarak, bireyin kendisinde sakl olan gizli gleri tanmas noktasnda, uranl-
mas zorunlu olan meknlardr. Girilen kapal ve dar meknlardan bir fark edile
kan birey bylelikle sonsuzlua alm, yaylm olur.
Kaynaka
Aa, Mehmet (2004), Yaratl Mitleri, amanizm ve Tasavvuf Balamnda D
Mahrumiyet ve Hapis, Milli Folklor, Yaz S.62, s.8-18
Arasteh, A. Reza (2000), Akta ve Yaratclkta Yeniden Dou (ev. Bekir Demirkol-
brahim zdemir), Kitabiyat Yaynclk, Ankara
Bachelard, Gaston (1996), Meknn Poetikas (ev. Aykut Derman), Kesit Yaynlar,
stanbul
Campbell, Joseph (2000), Kahramann Sonsuz Yolculuu (ev. Sabri Grses),
Kabalc Yaynlar, stanbul
Chittick, William (1997), Varolmann Boyutlar (ev. Turan Ko), nsan Yaynlar,
stanbul
Chittick, William (2003), Tasavvuf (ev. Turan Ko), z Yaynclk, stanbul
amurolu, Reha (1999), Dnyordu, Om Yaynevi, stanbul
Eliade, Mircea (1994), Ebed Dn Mitosu (ev. mit Altu), mge Kitabevi, Ankara
Kuran- Kerim ve Trke Anlam (1986), Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara
Fordham, Frieda (2004), Jung Psikolojisinin Ana Hatlar, (ev. Aslan Yalner) Say
Yaynlar, stanbul
Gkeri, A. . (1979), Arketiplere Dayanan Yeni Bir nceleme Ynteminin Tantlarak
ngiliz ve Trk Edebiyatnda Baz Romans ve Epik Niteliindeki Yaptlara Uy-
gulanmas, Ankara niversitesi, DTCF, Yaymlanmam Doktora Tezi, Ankara
Guenon, Rene (2001), Yatay ve Dikey Boyutlarn Sembolizmi (ev. Fevzi
Topaolu), nsan Yaynlar, stanbul
Jung, C. G. (1993), Dnm Srecini Canlandran rnek Simgeler (ev. Ender
Grol), Trk Dili, Say 500, Austos, s. 203, Ankara
Korkmaz, Ramazan (2000), Kara Kitaptaki Simgesel Dn mgelerinin Postmodernist
Adan Yorumu, Trk Yurdu, Trk Roman zel Says, s.153
Korkmaz, Ramazan (2004), Yeni Trk Edebiyat El Kitab, Grafiker Yaynlar, Ankara
Lekesiz, mer (1997), Sevgilinin Evi, Yedi Gece Kitaplar, stanbul
Nasr, Seyyid Hseyin (2002), Tabiat Dzeni ve Din (ev. Latif Boyac), nsan Ya-
ynlar, stanbul
zcan, Tark (2003a), Osmanck Romannn Arketipsel Sembolizm Bakmndan
zmlenmesi, Bilig, Yaz, S.26, s.103-116
zcan, Tark (2003b), Ouz Kaan Destannn Kahramanlk Mitosu Bakmndan
zmlenmesi, Milli Folklor Dergisi, Bahar, S.57,s.76-81
bilig, Bahar / 2006, say 37
128
Sayar, Kemal (2003), Sufi Psikolojisi, nsan Yaynlar, stanbul
Settari, Celal (2000), Zleyhann Ak Derdi (ev. Mehmet Kanar), nsan Yaynlar,
stanbul
Spiegelman, J. Marvin Pir Vilayet nayet Han Tasnim Fernandez (1997), Jung
Psikolojisi ve Tasavvuf, (ev. Kemal Yazc Ramazan Kutlu), nsan Yayn-
lar, stanbul
Yldrm, Ali (2003), Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi, Bilig,
S. 25, s. 125-138
Yldrm, Ali (2004), slamn Tabiat Anlay ve Divan iirine Yansmalar, lmi Ara-
trmalar, Gz S.17, s.155-173
www.hermetics.org Simyann yks
bilig Spring / 2006 Number 37: 115-130
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Close and Narrow Spaces in
Mature / Individualism Period
Research Assist. Ahmet DOAN
*
Abstract: In myths, folk tales and narrations which are the common
memory of mankind, inner changing of an individual in the transfor-
mation period needs a change of space symbolically. This situation we
face to face with has various types like a journey to country of dark-
ness, suffering, and/or isolation.
In this meaning, close and narrow spaces and their associations play a
great role for a persons being aware of himself/herself, perceiving this
awareness and carrying this perception to a higher dimension and fi-
nally getting the mystic maturity. An individual who has gone to close
and narrow spaces to recognize his/her hidden potential abilities comes
back and reaches eternity.
Key Words: Individualism, maturation, journey, deep point, close
and narrow spaces
*
Frat Univerity, Faculty of Science and Letters / ELAZI
ahmetdg@mynet.com
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 115-130
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
*
: , ,
,
.
, / .
" ",
,
()
.
,
, ,
.
: , ,
, , .
*
, ,
/
ahmetdg@mynet.com
bilig Bahar / 2006 say 37: 131-153
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
Trkiyedeki Ulusal Basn letmelerinin
Deerlendirilmesine Ynelik Bir Aratrma
Yrd.Do.Dr. .Pelin DNDAR
Do.Dr.F. Belma GNER FIRLAR
*
zet: sel pazarlama anlay, iletme ii alann da mteri olarak
fark edilmeye balamas ile doan bir sretir.Bu srece etkinlik ka-
zandrmak ise; srecin toplam kalite ynetimi ile btncl dnlmesi
suretiyle mmkndr. Ad geen alma da isel pazarlama kavram
aklandktan sonra, toplam kalite ynetimi ile olan balants zerinde
durulmaya allm ve sonrasnda ifade edilenlerin pratikte de uygu-
lanabilirliini ispat etmek asndan Trkiyedeki ulusal basn iletmele-
rine yaplan anket sonular deerlendirilmitir.
Anahtar Kelimeler: sel pazarlama, toplam kalite ynetimi, basn i-
letmeleri
Giri:
Deien ve gelien artlar bireyleri, kurumlar hatta ve hatta toplumlar farkl
dnmeye ya da sahip olunan bak alarn deitirmeye sevk etmitir. Bu
balamda, deiimin yaand nemli noktalardan biri de pazarlama anlay-
dr. Eskiden retim sonras, tamamen d evreye ynelik olarak ilerlik kazanan
bu anlay, artk gnmzde yerini alann da mteri olarak grlmesi gerek-
tii bir baka anlaya brakmtr. fade edilen durum yeni bir pazarlama anlay-
nn douunu getirmitir ki bu; sel Pazarlama Anlay dr.
Yukarda ad geen alma ncelikle isel pazarlamann gereklilii zerinde
durmakta, daha sonra insan kaynaklar, isel pazarlama ve toplam kalite
ynetimi ilikisini aklamaktadr. almann devam eden ksmnda, yine
isel pazarlama ile ilintili olarak toplam kalite ynetimini etkin klan kriterlere
yer verilmekte ve son olarak da alma Trkiyedeki ulusal basn iletmeleri-
nin deerlendirilmesine ynelik olarak gerekletirilen aratrma sonularyla
tamamlanmaktadr.
*
Ege niversitesi, letiim Fakltesi, Reklamclk ve Tantm Ana Bilim Dal / ZMR
guneri@iletisim.ege.edu.tr
ismet.pelin dundar@ege.edu.tr
bilig, Bahar / 2006, say 37
132
sel Pazarlama
Gnmzdeki oluum ve deiimlere baklacak olursa; gemite pazarlama
stratejilerinin uygulama alannn sadece d mteriler olduuna ilikin yakla-
mn bir hayli revizyona uram olduu ve artk iletmelerin byk bir o-
unluunun pazarlama stratejilerini belirlerken firma alanlar yani i m-
teriler iin de uygulanabilirliini dikkate almaya baladklar grlr. Bu ge-
nel anlamda nemli bir admdr. nk verilen kararlarn doruluunun i
mteriler nezdinde denendikten sonra da alma politikasnn benimsen-
mesi iletmelere zaman, maliyet , prestij ve daha pek ok adan artlar geti-
recektir. Bunun dnda ayet herhangi bir hata yaplmsa, iletmelerin geri-
ye dnerek hatalarn bertaraf etme ansnn artma olaslnn mevcudiyeti
de bir baka olumlu faktr olarak karmza kmaktadr.fade edilen gerek-
eler sebebiyle baarl firmalar mterilerine ulamadan nce, alanlar
rettiklerinden kullanmaya sevk edip, alanlarn tatminine ncelik vermek-
tedir. Nedeni ise; isel pazarlamaya ilerlik kazandrmann yolu motive olmu
ve ayn zamanda mteri odakl alan ele geirmekten baka bir deyile
kazanmaktan gemektedir. nk isel pazarlama, firma faaliyetlerini gerek
i gerek d mterilerin tatminini salayacak ekilde organize etmek, nihai
firma misyonuna ulamak amac ile yetenekli personeli istihdam ve muhafaza
etmek, firmann tm alanlarn isel iletiimi ve motive edici dier unsurla-
r kullanarak d mteri tatminini salamaya yneltmektir (Yaprakl, zer,
2001: 59).
nsan Kaynaklar ve sel Pazarlama
Tanmndan da anlalabilecei zere isel pazarlama, d mterilerin bek-
lentilerini karlama asndan kilit bir role sahiptir. Ancak bu srecin ilerlii-
nin salanmasnn baz hususlara iletmelerin gerektii gibi nem vermesi
paralelinde mmkn olabilecei de kritik bir noktaya iaret etmektedir. Ak-
lanacak olursa; iletmenin bnyesi ierisinde alan herkesin ibirlii ieri-
sinde olmas ve dolaysyla en alttan balayarak en st seviyeye kadar herke-
sin mteri istek ve ihtiyalarn gznne alan pazarlama anlayn cesaret-
le uygulama konusunda zerine deni yapmas gerekmektedir. Belirtilen
gerekliliin temel nedeni ise, isel pazarlamann alanlarn beklentilerini
karlamaya yardmc olan, sadece blmler aras deil, ayn zamanda yne-
tim ve alanlar arasnda isel etkileimi iler klan bir sre oluundan kay-
naklanmaktadr.
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
133
Yukarda vurgulanan nokta; ekil 1 den de grld zere firma aba ve
almalarnn odak noktasnn sadece d mteriler deil, ayn zamanda i
mteriler olarak ifade edilen firma ii alanlar olduuna dikkat ekmekte-
dir. Bu yzden de yukarda ifade edilen gereklilikleri rasyonel balamda
hayata geirebilmek iin ncelikle iletmede hizmet kltr ve hizmet ynl
bir ynetim felsefesinin oluturulmas, bu anlayn alanlar tarafndan
benimsenmesi ve srdrlmesinde veya pazara yeni rn/hizmet sunumu
sz konusu olduunda d mteriler olduu kadar i mterilere de yeni
pazarlama kampanyalar ve faaliyetleri konularnda bilgi verilmesi gerekmek-
tedir.(iekda 2000: 20; Grdal, Arslan, Gegez 2001: 105den) Ancak bu
gereklilik arzeden gerekler, belli bir birikimi, eitimi, saduyulu olmay s-
zn ksas nitelikli olmay gndeme getirmektedir ki bu balamda odak nok-
tas alanlar olan isel pazarlamaya ilevsellik kazandrabilmek iin sadece
nitelikli tarzdaki alanlarn iletmeye kazandrlmasn salamakla kalmayp,
ayn zamanda mevcut alanlarn kaybedilmesini nleyici tedbirleri almaya
ynelik bir yaplanmann temellerini iletme ierisinde atmay kanlmaz
hale getirmitir. nk tketiciye yani d mteriye istenen yerde ve za-
manda ulaabilmenin yolu nitelikli alan istihdam etmekten gemektedir.
Piyasaya henz yeni giren iletme iin bunun maliyeti ehir dnda dzenle-
nen eitim seminerleri, katlm gereklilik arzeden kongre,toplant v.b. nede-
niyle yksek olabilir. Ancak iletme uzun vadeli dnerek bu harcamalarn
FRMA
MTERLER ALIANLAR
Etkileimli
Pazarlama
Dsal
Pazarlama
sel
Pazarlama
ekil 1: letmelerde Farkl Pazarlama Trleri
Form 1: Different Marketing Kinds In The Organizations
Kaynak: Grdal Sahavet, Arslan F. Mge, Gegez A.Ercan,
sel Pazarlama Internal Marketing, 21.Yzyla Girerken Enformasyon
Olgusu Sempozyumu, Hatay, 19-20 Nisan 2001, s.103
bilig, Bahar / 2006, say 37
134
kendisine olumlu sonular eklinde dneceinin bilincinde olmaldr. Szn
ksas iletmeler insana yatrm yapmaktan asla kanmamal ve toplam kali-
teyi yakalamak iin insan gesine hak ettii deeri vermenin gerekliliini
anlamak durumundadr.
nsan Kaynaklar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
Yukarda da belirtildii zere, toplam kalite ynetiminin baars, insan
gesinin ne lde merkezde konumlandrlabildii ile ilikilidir. nk top-
lam kalite ynetimi zerinde hemfikir olunmu mteri gereksinimlerini
(Tozluyurt, enel, zcan 1994: 10; Akn, 2001: 34den);
Rekabetten daha hzl, srekli ve hatasz olarak, grenlerin katksyla ve
Uygun bir fiyata gerekletirmektir.
Dier taraftan toplam kalite ynetimi(Ultima Ynetim Danmanlk irke-
ti,Turtel Sorgun Kalite El Kitab, 1993: 11; Ersen, 1997: 20den)
- Yaln bir rgt yaps iinde,
grenlerin aktif katlmnn salanarak, yetkilendirilmesi ve sorumluluk
verilmesi,
- nsan kaynaklar verimliliinin arttrlmas,
- rgt apnda etkin bir iletiim a kurulmas,
- Sre baznda apraz ilevsel gruplarn takm almasna ynlendirilmesiyle,
- Kaliteli mal ve hizmet retilmesidir.
Bir baka tanma gre toplam kalite ynetimi, ortak hedefi paylaarak ekip
halinde almay, mterilere en stn deerler yaratmay, deiimi destek-
lemeyi, yaratcl dllendirmeyi ilke edinerek, gcn insanlardan alan ve
mkemmelliin salanmasnn tm alanlarn sorumluluu olduunu savu-
nan bir ynetim felsefesidir (Johanson 1994: 18).
Belirtilen tanmlar analiz edildiinde, u sonuca varmak mmkndr: let-
melerde toplam kalite ynetiminin amac tketici/mteri beklentilerinin
karlanmas, yntemi yaplan ilerin srekli iyiletirilmesi, znesi ise bata
st ynetim olmak zere tm alanlardr.
Yukarda belirtildii zere, toplam kalite bir ynetim biimi olduu-
na gre ynetimin her aamasnda yerini alan insan unsuru, toplam
kalitenin de her aamasnda vardr ve kaliteye ynelik sorumluluk i-
letmede grev alan herkese aittir. Lafta son derece basit grlen bu
sylem, pratikte olduka zordur. letme iinde grev yapan herkesin
iin kalitesi zerinde hemfikir olmasn ve bunun iin almasn ge-
rektirir. Ayrca bu, bireysel bir alma deildir; bir ekip bir grup iidir.
Kiiler ilerini yaparken dierlerinden destek alr, herkesin ii bir die-
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
135
rine baldr ve birbirinden etkilenmek durumundadr. letme iinde
grev yapan igrenin ou kalite kavramnda hemfikir olsa bile
hemfikir olmayan bir grubun varl, dier gruplarn retimini etkile-
yeceinden toplam kalite yaklamna uygun dmeyen retimin
olumasna frsat tanyacaktr (Gzta 1997: 50)
Btn bu anlatlanlara bal olarak u gerei ifade etmek gerekmektedir:
sel pazarlama faaliyetlerine ilevsellik kazandrmak ve istenen sonucu yaka-
lamak insan kaynaklar srecinde toplam kalite uygulamalarn etkin klmak
sayesinde mmkn olacaktr. nk toplam kalite ynetimi iletme alan-
larna yn verecek grev ve amalar, ileriye ynelik olarak ulalmas d-
nlen hedefleri, iletmede alanlar pozitif ynde etkileyecek liderlik anlay-
n, alanlar ie ynlendirecek, onlar heyecanlandracak motivasyonu,
aba ve almalar birletirmeyi hedef alan koordinasyonu ve alanlar
ayn inan, davran ve deerler etrafnda btnletiren ortak kltr znde
barndran bir ynetim anlaydr. Bu sebeple de ekil 2 den de grld
zere toplam kalite ynetiminde etkinlii salama konusunda nde gelen
kriterler denince akla sadece motivasyon, koordinasyon, liderlik, ortak kltr
deil, ayn zamanda vizyon, misyon gibi iletmeleri ileri izgiye tamak a-
sndan kilit rol stlenen olgular da gelmelidir.
Misyon : Misyon irket alanlarna yn vermesi ve anlam kazandrmas
amacyla belirlenmi ve irketi dier irketlerden ayrt etmeye yarayacak
uzun dnemli grev ve amalar olarak tanmlanabilir. Bu tanm dorultu-
sunda kalite, irket misyonunun bir paras olmak zorundadr (imek
2002: 46).
VZYON
TOPLAM
KALTE
YNETM
KOORDNASYON
MOTVASYON
LDERLK TARZI
ORTAK KLTR
MSYON
ekil 2 : Etkin Toplam Kalite Ynetiminin Kriterleri
Form 2: Critics Of Effective Total Quality Management
bilig, Bahar / 2006, say 37
136
Bu balamda da iletmelerin varlk nedeni, mterilerine kaliteli rn/hizmet
sunmak olmaldr. te bu noktada da, isel pazarlama faaliyetlerinin etkinlii
nem tamaktadr. Ancak bunu salamak alanlar ynlendiren grev ve
amalarn ne derece ve ne ekilde yerine getirildii ile ilikilidir. Bu konuda
istenilen sonucu yakalamak toplam kalite ynetiminin kritik gelerinden
srekli iyiletirme ve srekli eitimin alanlar tarafndan benimsenmesi ve
cesaretle uygulama srecine dahil edilmesi sayesinde mmkn olacaktr.
Vizyon: letmeler asndan vizyon, ileriye ynelik olarak ulalmas arzula-
nan hedefler dorultusunda tm alanlar birletiren bir sretir.
Vizyonun gelecekte olmas olas dahilinde bir durumun, dncede bugn-
den yaratlmas olduu dnlecek olursa; bir rgt birarada tutan vizyon,
rgtn gelecee ynelik deer ve amalarnn belirlenmesine katkda bu-
lunmakla kalmayp, tm alanlarn iletmenin yklendii misyonlar kavra-
yp ayn zamanda iselletirmesini kolaylatracak salam bir zemin hazrla-
maktadr ki btn bunlarn isel pazarlamaya ait ilevleri kolaylatraca son
derece aktr.
Liderlik Tarz: Gruplarn yaps ister formal ister informal olsun, adlarna
ister departman ister blm, ister ember, ister ekip denilsin, insanlardan
oluur. nsan, dier retim faktrlerinden farkl olarak psikolojik ve sosyolojik
etkiler altndadr. Gruplarn zelliklerini dikkate alp onlar pozitif ynde etki-
leyerek bir yne ekecek liderlere ihtiya vardr. Aksi takdirde bir grubun
grev yapmas imkanszdr. (Gzta 1997: 50-51)
Btn bu anlatlanlar paralelinde ise unu sylemek mmkndr: Nasl ki
dsal pazarlama d mterinin yani iletme dnda iletmenin rettii mal
ya da hizmeti satn almaya niyetli grubun ihtiyalarnn belirlenmesi ile bal-
yorsa, isel pazarlama da i mterinin istek ve ihtiyalarnn belirlenmesi ile
balamaktadr. mterinin istek ve ihtiyalar ise ayn dsal pazarlamada
olduu gibi pazarlama aratrmas yaplarak tespit edilebilir. Dier bir ifadey-
le, alanlar ile sohbet edilerek, anket yaplarak, raporlar ve i yazmalar
dikkate alnarak, alanlardan gelen ikayet ve neriler deerlendirilerek
alanlarn tavrlar, istekleri ve ihtiyalar renilebilir (Grdal, Arslan,
Gegez 2001: 105). Tm bu sylenen noktalara ilevsellik kazandrmak, lider-
lik olgusunun gerekliliini benimsemek ve etkin bir liderlik tarzna hakimiyet
kazandrmak sayesinde mmkn olacaktr.
ster dolayl yani arac kurumlardan faydalanmak suretiyle gerekletirilen
pazarlama anlay benimsensin, isterse direkt yani arac kurumlar olmakszn
tketiciye ulama yolu tercih edilsin, ama, nce isel pazarlamaya ynelik
almalara ivme kazandrmak olmaldr. Bunun iinde liderlere, ancak ger-
ek liderlere ihtiya vardr. Bu adan bakldnda liderler, iletmeye vizyon
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
137
kazandracak, iletmenin yeni yaplanmalara yelken amasn salayacak
kararlar vermelidir. Bunun iinde liderler toplam kalite yolunda iletme iin-
de sradan ya da basit ilerle ugramay brakmal, katlmclk ve yetki devri-
ne ilevsellik kazandrma yolunda cesaretli olmal ve bunun otoritelerine
ve/veya statlerine glge dreceini kesinlikle dnmemelidir.
Motivasyon: letmelerde toplam kalitede hedef, tketiciye en uygun maliyet-
le en kaliteli rn tam zamannda sunmak olduuna gre, retimde grev
alan tm birimlerin belirtilen hedefe ilerlik kazandrmak adna ynlendiril-
meleri gerekmektedir.
Karar almada igrenin katlmnn salanmas, ekip almas atmosferinin
oluturulmas, uygun alma koullarnn salanmas, akla gelen ilk moti-
vasyon ltleridir. Pek ok ihtiya kuramnda belirtildii zere insanlarn
yeme, ime, barnma, gvenlik, aidiyet, prestij gibi ihtiyalar vardr. Karla-
nan gereksinimler motivasyona konu olmaktan karken, karlanmayanlar
motivasyon bozukluuna sebep olmaktadr. Gerek pozitif, gerek negatif mo-
tivasyon unsurlar ancak bir kez etkili olur. Dolaysyla deerlerinin srekli
arttrlmas gerekir; kalc motivasyon kiinin iinden kaynaklanr. Bu yzden
st ynetim insanlar gelitirmeyi hedeflerken, igren motivasyonunu bozan
unsurlar kaldrmakla yetinmemeli, igrenin i motivasyonunu da gelitirme-
lidir. Toplam kalite ynetim sisteminin benimsetilmesi, ekip ruhunun yara-
tlmas ve i gvencesi ile adil bir cret politikas, igrenin toplam kalite
srecine katlmnn salanmasnda ana motivasyon baldr
(Kavrakolu 1992: 2-3; Gzta, 1997: 52den).
Btn bu anlatlanlara bal olarak varlmas gereken nokta; gerek ynetim
gerekse retimin her basamanda insan olgusunun varlnn kanlmaz
oluundan dolay, kaliteyi etkileyen en nemli unsurun alanlarn bilgi ve
beceri dzeyi olduudur. nk motivasyon, kiiyi harekete geiren, potan-
siyel gcn kullanmaya ynelten bir ilemdir. Ortaya kan bu sonu da
kalitenin yakalanmasnda, ynetimden igrenlere dek ekip halinde all-
mas gerekliliine dikkat ekmektedir. Aksi takdirde srekli ve tam zamann-
da retimi uygun maliyete katlanmak suretiyle gerekletirmek her zaman
mmkn olmayacaktr.
Yukarda belirtilen sonucun oluumuna imkan vermemek adna, iletmelerde
toplam kalite ynetimine ynelik almalara gnll olarak katlm tevik
etmek gerekmektedir. Bunun iin;
ncelikle net bir ama beraberinde grev tanmnn yaplmas,
Srekli renmeye uygun bir zeminin hazrlanmas,
alanlarn fikirlerinin dikkate alnmas,
bilig, Bahar / 2006, say 37
138
alanlarn faaliyetlerini etkin klacak bir iletiim ortamnn yaratlmas,
Otokontroln ilerlik kazanmas iin uygun bir yapnn oluturulmas gerek-
mektedir.
Btn bu sralananlardan u sonucu varmak mmkndr. Yneticilerin her
nokta da igrenleri ynlendirmelerini beklemek yanl bir eilim olarak de-
erlendirilmelidir. Bunu tersi bir yaklamn iletmede ilevsel klnmasn
salamak iin ise, igrenlerin sistemin sorunlarna daha hassas bakabilmele-
ri ve zme ynelik adm atabilmeleri iin cesaretlendirilmelerini salayacak
bir ortamn yaratlmas art gzkmektedir.
Belirtilen noktalara ilerlik kazandrabilmek iin ise;
zme ynelik olarak getirilen eletirilerin, rasyonel esaslar dikkate alnmak
suretiyle deerlendirilmesi,
Takm almasna ncelik vererek, ait olma olgusunun gelitirilmesine zen
gsterilmesi,
Yeni fikirler retme konusunda, alanlarn cesaretlendirildii bir ortamn
hazrlanmas gerekliliine paralel olarak katlmc ynetim anlaynn benim-
senmesi,
Katlmc ynetimin ilerlik kazanmasn takiben, baarlarn koullara uygun
olarak deerlendirilmesi ve takdir etmeye uygun ortamn hazrlanmas,
Gerek sreklilik, gerekse etkinlii salamak adna, uygulamalarn gelitirilme-
si yolunda admlarn atlmas,
Uygun bir organizasyon yapsnn oluturulmas ve yetki devri konusunda
alanlara frsat verilmesi ncelik tamaktadr.
Koordinasyon : letmelerde koordinasyon belirlenen amalara ulamak ve
ilerin daha etkin bir ekilde yaplmasn salamak iin, alanlarn abalar-
n birletirmek ve gerekli ibirliini en uygun ortam, zaman, eleman ve mal-
zeme ile gerekletirmektir. Btnl salamak ve btn birimler arasndaki
uyumu en st seviyeye kartmak, toplam kalite ynetiminin baarsn direkt
olarak etkilemektedir (imek 2002: 46)
letmelerde toplam kaliteyi yakalamak, bireysel abalardan doan sinerjiyi
elde etmek ve hedeflenen amaca yneltmek neticesinde mmkn olmakta-
dr. Bu sebeple de ama ya da hedefe ulama yolunda iletmede alanlar
ve doal olarak blmler arasnda salanacak uyum kalite asndan istenen
izgiye ulama yolunda nemli bir noktaya iaret etmektedir.
Ortak Kltr : Ortak kltr, iletme ierisinde gelitirilen inanlar, deerler ve
davranlar btndr. Toplam kalite kltr ise, dar grev tanmlarnn
yerine ilevsel esneklie yer veren, self (salt) motivasyon ncelikli bir konu-
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
139
mun gerekliliini ortaya karan ve denetimin asgari seviyeye inmesine ze-
min hazrlayan bir yaplanma zerine ekillenmektedir.
letmelerde ortak kltrde bulumadan nce yaplacak ey, var olan kltr
anlamaktr. nk kurulu iinde yaplan hereyi inan, davran ve deerle-
rin biraraya gelmesi ile oluan mevcut kltr belirler ve ynlendirir. Ksaca
ortak kltre kavuabilmek mevcut deer, inan ve davranlarn beklentilere
ynelik olarak revizyona uramasn gerekli klmaktadr. Nedenine gelince
ise; alanlar ancak byle bir ortamda motive olabilir ve yaratclklarn
kullanabilirler.
letmelerde oluumuna hassasiyet gsterilen, gzard edilmeyen, hatta ze-
rinde allan bir kltr; pazardaki baary arttrmakla kalmayp, tketiciye
sunulan hizmetlerin kalitesinin ykselmesine ve beraberinde hem verimli
hem de tatmin edici bir alma ortamnn olumasna zemin hazrlamaktadr
ki btn bunlarn isel pazarlama faaliyetlerinin ilerliine olumlu katk yapa-
ca son derece aktr. Bu anlamda da firma kltrn deitirmek, plan-
lanm bir sre dahilinde ve tutarl olmak suretiyle yaplmal ve belirtilen
deiim gerekletirilirken, kltr benimseyecek, zmseyecek insan unsu-
runun varl ihmal edilmemelidir.
Btn bunlara bal olarak unu sylemek mmkndr: Dsal pazarlama
almalarna ynelik olarak istenen sonulara ulamann yolu iletmeler-
de isel pazarlama almalarn uygulayabilecek ortam yaratmaktan
gemektedir. Bu ortam odaklamann rgt zerinde gerekletii, birey-
sel deil grupsal baarmn nemli olduu, alanlar asndan siyasal ve
sosyal eitliin saland, deiime ak ve katlm ngrmektedir. Bu
sebeplede yaratlan ortam sadece bilgi ve becerinin yaplan ite kullanla-
bildii bir ortam olmann tesinde, takm ruhunun yaand bir ortam
olmaldr. Bunun da tek bir yolu vardr: O da rgtte tm alanlar ayrt
etmeksizin sisteme dahil etmektir. alanlar sistemin bir paras haline
getirmek, onlarn fikir ve deerlerine sahip karak uygulama ans ver-
mek, phesiz effafl beraberinde getirecektir. Bu sayede alanlardaki
eksiklikler kolayca gzlemlenerek bertaraf edilme yoluna gidilecek, ilet-
meyi ileriye tayc yeni stratejilerin gelitirilmesinin yansra alanlarn
kendilerini yenileme ve gelitirmesine ynelik yntemler belirlenecek ve
btn bunlarn paralelinde de iletmeler toplam kaliteyi yakalama yolun-
da ilerleme keyfiyetini yaayabileceklerdir.
bilig, Bahar / 2006, say 37
140
Tm bu vurgulanan noktalar, ekil 3te de ifade edildii zere bizi u sonuca
gtrmektedir: Madem ki toplam kalite ynetimi, mteri odakl bir anlay
znde barndrmaktadr, o halde isel pazarlamada ki baar da ayn man-
tkla firma alan ya da i mteriyi merkeze oturtabilmekten yani aba ve
almalarn odak noktas, baka bir ifadeyle aba ve almalara ilerlik
kazandrma nedeni yapabilmekten gemektedir. Szn ksas, ihmal edil-
memesi gereken ve btn faaliyet ve kararlarn sebebi olan tek bir olgu var
ki, o da sadece ve sadece, nsan...
Aratrma Konusu ve Ama
Ekonomik yapdaki sektrel dalmlar ve bunlarn alma mantklar, sre-
leri irdelendiinde temelde paralellik arz ettikleri belirlenmektedir. Farkl bir
ekilde ifade edilecek olursa alma konusu veya alan her ne olursa olsun
sonuta retimi yapan insandr ve bu retimler yine insanlara ynelik olarak
gerekletirilmektedir. Bununla birlikte sektrlerin kts olan rnlerin nitelik
boyutundaki farkllamalar gznne alndnda, zellikle pazara arz et-
mekte olduu rnle belli bir noktadan sonra sosyal sorumluluklar daha
belirgin ve st dzeyde olan iletmeler yani kitle iletiim sektrnde faaliyet
gsterenler asndan nsan konum itibaryla hem ayr bir noktada yer
almakta hem de yaklam balamnda farkllamay gerekli klmaktadr. Do-
LETME
NSAN
ekil 3: Toplam Kalite Yolunda sel Pazarlama Faaliyetlerinin Odak Noktas: nsan
Form 3: Focus Of Internal Marketing Activities At Total Quality : Human
TOPLAM KALTE YNETM SREC
SEL PAZARLAMA
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
141
laysyla konunun teorik ksm ile kitle iletiim sektrndeki iletmelerin n-
sana yaklam btnletirildiinde aratrma deikenlerinden biri olarak
Kitle letiim Sektr belirginlemektedir. Tm bunlarn yansra Trki-
yedeki kitle iletiim sektr, medya baznda irdelendiinde de karmza
sadece lkemizin deil tm dnyann en eski, geleneksel ve kemiklemi
iletiim aralarndan biri olarak gazeteler dier bir deyile yazl basn iletme-
leri karmza kmaktadr. Dayanksz rn reten yazl basn iletmelerinin
gerek zamannda okuyucu kitleye ulaabilmeleri gerekse potansiyel okuyucu
kazanmalar pazarlama srecinde salayacaklar etkinlik dahilinde mmkn-
dr. Ancak sz edilen etkinlii yakalamak ncelikle yazl basn iletmeleri-
nin isel pazarlama anlayna nem vermeleri ve bunun paralelinde mteri
odakl alan sistemin nemli bir paras olarak grmeleri, tm bunlara
bal olarak da alana, baka bir ifadeyle insana yatrm yapabilmeleri
sayesinde mmkn olabilecektir. Saylan noktalar benimsemek ve hassasi-
yetle uygulayabilmek ise, toplam kalite srecine katk salayacak ve bu sa-
yede yazl basn iletmeleri kendilerini daha ileri izgiye tama keyfiyetini
yaayabileceklerdir.
Tm bunlara bal olarak da, sz geen katky ve tabii ki katknn boyutu-
nu belirtebilmek amalarnn yansra, almann teorik ksmyla pratik bo-
yutunu btnletirmek hedefi dorultusunda aratrma konusu Trk Yazl
Basn letmelerinde nsan Kaynaklar Faaliyeti Olarak sel Pazarlamadaki
Etkinliin Toplam Kalite Srecine Olan Katksolarak belirlenmitir. Yaplan
aratrmada yazl basn iletmelerinin isel pazarlamaya bak asn deer-
lendirmek, srete n plana kan faktrlere aklk kazandrmak ve tm
bunlarn toplam kaliteye katksn tespit etmek temel olarak alnmtr.
Yntem ve Teknik
Yntem ve teknik olarak be tanesi semeli, drt tanesi de ncelik sralamal
olmak zere toplam dokuz soruyu ieren anket formu hazrlanarak aratrma
evrenini oluturan deneklere internet kanalyla ve elektronik posta aracly-
la uygulanmtr.
rneklem
rneklem belirlenirken yerel gazetelerin hitap ettikleri kesimin snrl kalmas
nedeniyle ulusal gazeteler, aratrma evreni olarak tespit edilmitir. Ayrca
elektronik gazete olan NTV MSNBS, Trkiyede ki internetin kullanm yaygn-
l ile biimi nedeniyle rneklem dnda braklmtr. Bunun dnda
Turkish Daily News, Milli Gazete, Trkiye Gazetesi, Evrensel, Zaman, Vakit,
Vatan, nce Vatan, Ortadou, Cumhuriyet, Yeni Asya, Yeni afak, Yeni
Mesaj, lkede zgr Gndem, Halka Olaylara Tercman, Yeni a ve Gn
Boyu gazetelerinin yansra Sabah yayn grubuna ait Sabah, Fotoma, Tak-
bilig, Bahar / 2006, say 37
142
vim, ok ve Pas Spor gazetesi, Akam yayn grubuna ait olan Akam, Gne
ve Bulvar gazetesi, Star Yayn grubuna dahil olan Star ve Damga gazetesi,
Hrriyet yayn grubunda ise Hrriyet ve Gzc gazeteleri, Milliyet yayn
grubuna ait olan Milliyet, Radikal, Posta, Finansal Forum ve Fanatik gazete-
lerinin insan kaynaklar departmanlarna nce telefonla ulalarak, elektronik
posta adresleri alnm, daha sonra ilgili kanallara anket formlar gnderilmi
ve gnderilen anketlerden iki gazete hari tmnden yant alnmtr.
Toplam 22 yneticiye anket uygulanm ve ayn yayn grubuna ait gazetele-
rin insan kaynaklar boyutundaki sorumluluu tek kiiye ait olduu iin, al-
nan sonular, yayn grubundaki tm gazeteler asndan dikkate alnmtr.
Aratrmann Snrllklar
Zamana kar yar, insan kaynaklarndan sorumlu kiilere ulamada yaa-
nan zorluklar, baz gazetelerin internet sistemine sahip olmamas, son d-
nemde yeni kan gazetelerin sayca artmas ve gerek telefon gerekse, inter-
net ayla iletiim kurma glne bal olarak artan maliyetlerin yansra,
Dnya ve Dnden Bugne Tercman gazetelerinin anketimize yant vermek
istememeleri, aratrmann snrllklarn oluturmaktadr.
Aratrma Sonularnn Tablolatrlarak Yorumlanmas
1. ncelik
12%
50%
38%
D Mteri
Mteri
Konjktr
2. ncelik
3%
21%
15% 61%
D Mteri
Mteri
Konjktr
Rakipler
3. ncelik
38%
12%
26%
24%
D Mteri
Mteri
Konjktr
Rakipler
4. ncelik
32%
26%
21%
21%
D Mteri
Mteri
Konjktr
Rakipler
Tablo 1:Basn letmelerinin Ynetim Karar Srecindeki
Belirleyici Veri Kaynaklar
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
143
Yazl basn iletmelerinde d pazara almadan nce ynetsel kararlarn
alnmasnda alanlar dier bir ifadeyle i mteriler nemli bir veri kayna
olma misyonunu stlenmektedirler. Bu durum uzun dnemde kademeli
olarak pazar ele geirmek dier bir deyile pazara derinlemesine nfuz et-
mek isteyen yazl basn iletmeleri iin dikkate deer bir noktadr. Nitekim
yukardaki dalm ifade edilen konudaki bilinlenmenin uygulamada da
varln ispat etmek asndan dikkate deerdir. Buna ilaveten i mteri
olgusunu 2. ncelikte rakipler izlerken, 3. ve 4. srada ise d mteri takip
etmektedir.
9%
91%
Hedef Kitle yesi
Takm yesi+Potansiyel
Mteri
Btn iletmelerde olduu gibi yazl basn iletmelerinde de dsal pazarla-
madaki baarnn isel pazarlamaya nem vermek suretiyle olacann far-
knda olmak, alan sadece hedef kitle yesi olarak deerlendirmekle deil,
ayn zamanda ona yetki vererek hatta ve hatta kararlarnn uygulanabilirliini
salayarak dolaysyle sistemin bir paras olarak grerek mmkn olabile-
cektir. Btn bu ifade edilenlere ilerlik salama yolunda efor sarfederken de
alann u anda olmasa dahi, gelecekte iletmenin mterisi olma ihtimali
gzden rak tutulmamaldr. Yukardaki ekilde de belirtilen %91lik oran
anlatlanlar dorular niteliktedir.
41%
59%
Kaliteli gc+Verimlilik
nsan Kaynaklarna
Yatrm+gc Kalitesini
Ykseltme
Tablo 2:Basn letmelerinde alana Bak As
Tablo 3: Basn letmelerinde gc stihdam Politikalarnn Belirleyicileri
bilig, Bahar / 2006, say 37
144
Yazl basn iletmelerinin igcne ynelik olarak kaliteyi yakalamalarnn
yolu, hi phesiz igcne rasyonel balamda yatrm yapmaktan ya da
direkt olarak kaliteli igcn iletme bnyesine kazandrmaktan gemekte-
dir. %41lik oran direkt kaliteli igcn tercih etmek suretiyle almalarna
ilerlik kazandran iletmeler, %59luk oran ise mevcut igcne yatrm ya-
parak, bu konuda btesinden gereken pay ayrarak igcnn kalitesini
ykseltmeyi tercih eden iletmelere aittir.
1. ncelik
Eitim
Deerlendirme Kriterleri
dl Sistemi
Yetki Devri
Yeni Fikirler
2. ncelik
21%
37%
0%
24%
18%
Eitim
Deerlendirme Kriterleri
dl Sistemi
Yetki Devri
Yeni Fikirler
3. ncelik
3%
18%
6%
41%
32%
Eitim
Deerlendirme Kriterleri
dl Sistemi
Yetki Devri
Yeni Fikirler
Btn iletmelerde olduu gibi yazl basn iletmelerinde de sahip olunan
deerlerle yaama devam etmek dncesi, uzun vadede iletme yaamnn
son bulmasyla sonulanacaktr. nk globalleen dnyada deiim olgusu
sratle her noktada tesirini gstermektedir. Deien atlara uyum salamak
Tablo 4: Basn letmelerinde nceliklerine Gre gc Kalitesini Ykseltme
Aralar
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
145
baka bir ifadeyle deien ve gelien okuyucu beklentilerini karlama yolun-
da efor sarfetmek, yazl basn iletmelerinin grevi olmaldr. Nedenine ge-
lince yazl basn iletmesi, gvenilir olduu srece, rakiplerle savaabildii
srece ve okuyucu yerine geebildii srece yaama ansn yakalayacaktr.
Bunun yolu da hi phesiz ncelikle eitimden gemektedir. Yukarda belir-
tilen oran da bunun en gzel ispatdr. Bunun yannda iletme deien dn-
yada yeniliklerin peini brakmamann yansra, alanlarna yetkinin veril-
dii bir atmosferde hayat bulmaldr. Belirtilenler dikkate alndnda da
2.srada yeniliklerin, 3.srada da yetki devrinin olmas tesadf deildir.
85%
15%
Kat l yorum
Kat lm yorum
Birinci tabloda da belirtildii zere alanlar, i mteri olarak ynetsel ka-
rarlarn alnmasnda nemli bir veri kayna olma misyonunu stlenmi bu-
lunmaktadrlar. Ancak elde edilen veriler, hi phesiz sadece ynetsel karar-
larn alnmasnda deil, d pazara ynelik kararlarn alnmasnda da geerli-
dir. nk iletme iinde ynetsel kararlarn alnmasnda alanlardan gele-
cek nerilerin dikkate alnmas sadece i boyutta deil, ayn zamanda d
boyutta da iletmeye artlar getirecektir. letme ok fazla piyasaya alma-
dan kk bir pazarda yani isel pazarda sunum yaparak, kendini test etme
ve hatalarn vakit kaybetmeden dzeltme ansn yakalarken, dier taraftan
umulann tesinde maliyete katlanmaktan da kurtulma keyfiyetini yaaya-
caktr. %85lik oranda, alann kararlarnn d pazara ynelik olarak dikka-
te alnmas gerekliliini dorulamaktadr.
Tablo 5: Basn letmelerinde alanlar Veri Kayna Olarak Deerlendirilmesi
ve D Pazara Uygulama
bilig, Bahar / 2006, say 37
146
1. ncelik
56%
29%
6%
9%
Katlmclk+Yetki Devri
Srekli Eitim
Srekli Gelime
Mteri Odakllk
2. ncelik
6%
38%
35%
21%
Katlmclk+Yetki Devri
Srekli Eitim
Srekli Gelime
Mteri Odakllk
3. ncelik
24%
24%
21%
28%
3%
Katlmclk+Yetki Devri
Srekli Eitim
Srekli Gelime
Mteri Odakllk
Liderlik
Yazl basn iletmelerinde alanlarn iletmeye katksnn olabilecei gere-
ini kabul etmek, onlar duraanlktan kurtarmak ve dayanksz rn reten
yazl basn iletmelerinin pazarlama srecine ivme kazandrabilmek, toplam
kalite olgusunu benimsemek, daha dorusu iletmenin merkezine oturtabil-
mekten gemektedir. nk toplam kalite ynetimi liderlik olgusuna farkl bir
format kazandran, mteri odakl bir zihniyetin ncln yapan, katlm-
clk ve yetki devrinin kanlmaz olduunu savunan, bunun iin eitim olgu-
sunu dar kalplarn dna taran ve tm bunlar iin de srekli gelimeyi
tartlmaz bir olgu olarak gren bir ynetim anlaydr. O halde tm sre-
Tablo 6: Basn letmesi alanlarnn Pazarlama Ynetimi Srecine Katklarn
Belirleyici Kritik geler
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
147
lerde olduu gibi pazarlama srecinde de ifade edilen kiritik elere ilerlik
kazandrmak, dakikalarla ifade edilebilen srede dahi okuyucu kaybetme
tehlikesi iinde olan yazl basn iletmeleri iin kanlmaz bir gerek-
tir.Yukarda verilen oranlar sylenenlerin uygulamada da var olduu gs-
termektedir.
2. ncelik
47%
9%
0%
6%
26%
12%
Grupsal Baarm
Sosyal+Siyasal Eitlik
rgt, merkazdir
Ak, Katlmc Ynetim
Fikir Paylam
Btnleme+Verimlilik
1. ncelik
12%
25%
24%
21%
15%
3%
Grupsal Baarm
Sosyal+Siyasal Eitlik
rgt, merkazdir
Ak, Katlmc
Ynetim
Fikir Paylam
Btnleme+Verimlilik
3. ncelik
0%3% 3%
39%
26%
29%
Grupsal Baarm
Sosyal+Siyasal Eitlik
rgt, merkazdir
Ak, Katlmc Ynetim
Fikir Paylam
Btnleme+Verimlilik
Tablo 7:alma Ortam Olarak Basn letmeleri
bilig, Bahar / 2006, say 37
148
Yazl basn iletmelerinin da alma yani okuyucuyu elde tutma ve potan-
siyel okuyucuyu kazanma yolunda salam admlarla ilerlemesi iin, alan-
larna deer vermesi gerekmektedir. nk mteri odakl zihniyeti iletme
bnyesinde egemen klmak, srekli gelime trendini karmamak btn bun-
larn sonucunda da hem karll hem de manevi prestiji yakalamak alan-
larn sayesinde mmkn olabilecektir. Bu sebeple de alanlara ynelik
motivasyonu salama da iletmelere ok ey dmektedir. Yukardaki oran-
lara da bakldnda, 1.ncelikte olan alanlar arasnda siyasal ve sosyal
eitlie zen gstermek, 2.ncelikte olan grupsal baarmn nemini dikkate
almak ve 3.ncelikte olan katlmc ynetim anlaynn vcut bulmasn
salamak, alanlara ynelik olarak yaplmas gerekenler irdelendiinde
dikkate deer bir boyut tekil etmektedir.
26%
59%
3%
12%
Payla ml Ortam
Uygulama ans
effafl k
Verimlilik+Performans
Daha nceki aklamalarmzda da yazl basn iletmelerinin pazarda baarya
ulaabilme yolunun alanlardan getiine deinmitik. Bu husus ilerlemek
isteyen baka ifadeyle srekli gelimeyi kafasna koymu btn iletmeler iin
geerlidir. Ancak bunu salamak alana sadece fikrini sormaktan deil, fikir ya
da fikirleri ciddiye alarak uygulama ans vermekten gemektedir. nk fikirle-
rinin ciddiye alndn gren alan bo durmayacak, kendini ileri izgiye ta-
ma yolunda efor sarfedecektir. alann bu anlamda yeniden yaplanmaya
gitmesi iletmeyi de hi phesiz ileriye tayacaktr. Yukarda ifade edilen
%59luk oran da pratikte de byle dnldn gstermektedir.
Tablo 8: TKY Balamnda Etkinlik ve alanlar Sistemin Bir Paras Klmak
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
149
29%
12%
56%
3%
Sohbet
Anket
Hepsi
Sohbet+Anket+Rapor
Buraya kadar kritize edilenlerden sonra ortaya kan reel bir gerek var ki: o
da isel pazarlamann odak noktasnn alanlar olduudur. Ancak ne var ki
yazl basn iletmeleri isel pazarlamada etkinlii salamak iin alanlara
istinaden verilere ihtiya duymaktadr. Bu noktada da tablodan da grld-
zere sohbet, anket, raporlar ve i yazmalar sz edilen verilere ula-
mada nemli misyon stlenmektedir.
Sonu
Aratrma sonularndan elde edilen reel veriler, btncl bir zihniyetle de-
erlendirildiinde, sevindirici olan bir nokta var ki; o da yazl basn iletme-
lerinde, uygulamada isel pazarlama anlaynn neminin benimsendiidir.
Bu balamda da Mteri diye nitelendirdiimiz alanlar, yazl basn
iletmelerinin ynetim karar srecindeki belirleyici veri kaynaklarndan en
nemlisini tekil etmektedir. Dier taraftan toplam kalitenin yakalanmasnn
yolunun alana farkl bir bak as gelitirmekle mmkn olduu dn-
lecek olursa, yazl basn iletmelerinin alana sadece potansiyel mteri
gzyle deil, ayn zamanda takmn bir paras olarak bakmas, isel pazar-
lama anlayna ynelik etkinlii yakalama konusunda yazl basn iletmele-
rinin son derece bilinli olduunu gstermektedir. Btn bunlara bal olarak
da yazl basn iletmelerinin insan kaynaklarna yaplacak yatrmn en de-
erli yatrm olduunun farknda olular ve balantl olarak da igc kali-
tesini ykseltmeye ynelik eitim srecine ncelikli faktr olarak nem ver-
meleri iletmelerin uzun vadeli dndnn ispatdr. Dier taraftan al-
anlarn abalarndan ve almalarndan pazarlama srecine ynelik olarak
yararlanmak ve tabiki bu dorultuda kaliteye yaklamak isteyen yazl basn
iletmelerinin katlmclk/yetki devri, srekli eitim ve mteri odakllk gibi
gelere ncelikli konumda nem vermeleri de dikkatleri baka bir noktaya
ekmektedir. Btn bunlar salama yolunda efor sarfeden yazl basn ilet-
Tablo 9: Basn letmelerinde sel Pazarlama Faaliyetlerinin Etkinliini Belirleyi-
ci Veri Toplama Teknikleri
bilig, Bahar / 2006, say 37
150
melerinin radikal ve de rasyonel bir alma ortam hazrlarken alanlar
arasnda siyasal ve sosyal eitliin saland bir yaplanmann temellerini
atma konusunda bilinli olmalar gerektiinin farknda olular da bir baka
nemli noktadr. nk bu durum alana deer verildiinin bariz bir gs-
tergesidir. alana deer verildiinin gsterilmesinin bir yolu da hi phesiz
onun fikir ve deerlerine uygulama ans vermektir. Yazl basn iletmelerin-
de toplam kaliteyi yakalama yolunda ifade edilen gerekliliin lafta kalmad-
n pratikte de vcut bulduunu grmekteyiz. Bu noktada da veri toplama
teknikleri olan alanlarla yaplan sohbetlerin, alana ynelik olarak yap-
lan anketlerin, hazrlanan raporlarn ve i yazmalarn birbirinden ayrt et-
meksizin ayn younlukta neme sahip olduu genel ounluun grdr.
Tm buraya kadar aktarlanlarn genel bir deerlendirilmesi yapldnda
toplumu bilinlendirme, topluma doru, tarafsz, gvenilir ve de zamanl
haberler vermek suretiyle aydnlatmak misyonunu stlenlenen yazl basn
iletmelerinin stlenmi olduklar sosyal sorumluluun bilincinde olmasnn
yansra toplam kaliteyi yakalama yolunda isel pazarlama anlaynn yani
alana deer vermeye ynelik bir yaplanmann gerekliliinin farknda
olmalar dikkat ekmektedir.
Kaynaka
ACUNER, Taner; ACUNER Akn ebnem (2001); Toplam Hizmet Kalitesi Ynetimi
ve Mteri Memnuniyeti Salamadaki Rol, stanbul: Pazarlama Dnyas,
Y:15, S:4
ACUNER, Taner; KESKN, Dilara (2000); Toplam Kalite Ynetiminde Pazarlamann
Yeri, stanbul: Pazarlama Dnyas, Y:14, S:02
AKDERE, Frat; AKSOY, M.Hakan; CANDA, Erhan; POLAT, M. Hamza;
PSAROPULOS, Markos; YILMAZ, .Hakan (1994); Toplam Kalite Ynetimin-
de Trkiye Perspektifi, stanbul:Uniform Matbaaclk,
AKIN zcan (2001); Toplam Kalite Ynetimi ve nsan, Bursa:Ezgi Kitabevi
BOLAT, Tamer (2000); Toplam Kalite Ynetimi, stanbul:Beta Basm Yaym Datm
A..
BRAWN Warren B., MOBERG Dennis J. (1980); Organization Theory and
Management, USA:Johnn Wiley and Sons Inc.,
CHRISTOPHER Martin (1992), The Customer Service Planner, Butterworth-
Heinemann Ltd., Oxford
DREN, Zeynep (2000); 2000li Yllarda Ynetim, stanbul:Alfa Basm Yaym Da-
tm Ltd.ti.
ERSEN, Haldun (1997); Toplam Kalite ve nsan Kaynaklar Ynetimi likisi, stanbul
: Sim Matbaaclk
Dndar ve Gneri Frlar, sel Pazarlama ve Toplam Kalite Ynetimi
151
GZTA, Aylin (1997), letmelerde Toplam Kalite Felsefesinin yiletirilmesinde
nsan Kaynaklarnn Gelitirilmesi Asndan Halkla likilerin Rol, z-
mir:E..S.B.E. Yaynlanmam Doktora Tezi
GRDAL, Sahavet; ARSLAN Mge; GEGEZ Ercan (2001); sel Pazarlama Internal
Marketing, Hatay:21.Yzyla Girerken Enformasyon Olgusu Sempozyumu
JOHANSON, Gunnar (24 aralk 1994); Toplam Kalite Ynetimi, stanbul:Dnya
Gazetesi
KANJI Gopal K.(2000); Total Quality Management, Number:3, UK:Sheffield Hallam
University
KAVRAKOLU, smet(1992); Baar- Motivasyon likisi: Kalite Dergisi, S:14
KONDO Yoshio (1999); letmede Btnsel Kalite, ev: Aye Bilge Dicleli, stan-
bul:BZD Yaynclk
KOTLER Philip (1980); Principles of Marketing, New Jersey:Prentice Hall, Inc.,
Englewood Cliffs
KOVANCI Ahmet (2001); Toplam Kalite Ynetimi Fakat Nasl?, stanbul:Sistem
Yaynclk
PFEFFER Jeffrey (1995); Rekabette stnln Srr: nsan, ev:Sinem Gl, stan-
bul : Sabah Kitaplar Dizisi Genlik Yaynlar A..
RUST T. Roland, OLIVER L. Richard (1994); Service Quality, U.K.:Sage Publications
Ltd.
MEK Muhittin (2002); Toplam Kalite Ynetiminde Baarnn Anahtar: nsan
Faktr, , stanbul:Babali Kltr Yayncl
YAPRAKLI, kr; ZER, Sevtap (2001); ada Pazarlamada Yeni Bir Yaklam
sel Pazarlama, stanbul: Pazarlama Dnyas, Y:15, S:6
bilig Spring / 2006 Number 37: 131-153
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Internal Marketing and Total Quality Management
A Research Which Related Evaluation of National
Press Organizations in Turkey
Assist.Prof.Dr. . Pelin DNDAR
Assoc.Prof.Dr. F. Belma GNER FIRLAR
*
Abstract: Internal marketing intelligences a interaction process
whichs start with notice organization workers as customers. For to
active this process, first of all it must be conditioned with total quality
management process. From this perspective in that study, previously
explained internal marketing and than explained its relation with total
quality management. And studys completed with a research which to
confirm theoritical and practice.
Key Words: Internal marketing, total quality management, pres
organizations
*
Ege University / ZMR
guneri@iletisim.ege.edu.tr
ismet.pelin dundar@ege.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 131-153
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
"
"
, .
, .
*
: ,
.
.
,
,
.
: ,
,
*
, /
guneri@iletisim.ege.edu.tr
ismet.pelin dundar@ege.edu.tr
bilig Bahar / 2006 say 37: 155-174
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
lkretimde rencilere
Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
Yrd.Do.Dr. Zhal UBUKU
*
Yrd.Do.Dr. Mehmet GLTEKN
**
zet: lkemizde ilkretimin amalarndan biri, her Trk ocuuna
iyi bir vatanda olmak iin gerekli olan temel bilgi, beceri, davran ve
alkanlklar kazandrmaktr. lkretimde, rencilere kazandrlmas
gereken temel becerilerden biri de sosyal becerilerdir. Bireyin bakalar
ile iyi ilikiler kurmasnda, toplumsal kurallara uymasnda, sorumluluk
yklenebilmesinde, bakalarna yardm etmesinde, haklarn kullana-
bilmesinde sosyal becerilerin nemi byktr. nk, bireyin iinde
yaad toplumun bir yesi haline gelmesi, toplumun bir paras ol-
duunun bilincine varmas ve toplumsal sorumluluklarn yerine getir-
mesi bireyin sosyal yaamda gerekli olan sosyal becerileri kazanmas
ile olanakldr. rencilerde sosyal becerilerin gelitirilmesi, pekitiril-
mesi ve bu becerilerin deiik ortamlarda uygulamaya dntrlmesi
ilkretimin nemli ilevleri arasnda yer almaktadr. Bu almada, il-
kretim retmenlerine gre rencilere kazandrlmas gereken te-
mel sosyal becerilerin neler olmas gerektii saptanmaya allmtr.
Anahtar Kelimeler: lkretim, Sosyal beceriler
Giri
lkretim, toplumdaki btn vatandalarn sahip olmalar gereken asgari ve
ortak temel bilgi ve becerilerin kazandrld nemli bir rgn eitim aama-
sdr. lkretim, bireylere karlaacaklar sorunlar zmede, toplum deer-
lerine uyum salamada ve toplum kurallarn uygulamada temel yeterlik
kazandrr. Daha yaln bir anlatmla toplumu oluturan bireylerin evrelerini
tanyabilmeleri, geni bir dnya grne sahip olabilmeleri, iinde yaadk-
lar topluma salkl bir ekilde uyum yapabilmeleri, yurttalk haklarn kul-
lanmak iin gerekli bilgileri edinebilmeleri ve asgari dzeyde temel bilgi ve
becerileri kazanmalar ilkretimin nemli ilevlerindendir.
*
Osmangazi niversitesi, Eitim Fakltesi Eitim Bilimleri Blm retim yesi / ESKEHR
zcubukcu@ogu.edu.tr
**
Anadolu niversitesi, Eitim Fakltesi lkretim Blm retim yesi / ESKEHR
mgultekin@anadolu.edu.tr
bilig, Bahar / 2006, say 37
156
Toplumdaki tm bireylerin sahip olmalar gerekli olan temel bilgi, beceri,
davran ve alkanlklar kazandrmakla sorumlu olan ilkretimde, ren-
cilere kazandrlmas gereken temel becerilerden biri de sosyal becerilerdir.
Bireyin bakalar ile iyi ilikiler kurmasnda, toplumsal kurallara uymasnda,
sorumluluk yklenebilmesinde, bakalarna yardm etmesinde, haklarn
kullanabilmesinde sosyal becerilerin nemi byktr. nk, bireyin iinde
yaad toplumun bir yesi haline gelmesi, toplumun bir paras olduunun
bilincine varmas ve toplumsal sorumluluklarn yerine getirmesi bireyin top-
lumsal yaamda gerekli olan sosyal becerileri kazanmas ile olanakldr. -
rencilerde sosyal becerilerin kazandrlmas, pekitirilmesi ve bu becerilerin
deiik ortamlarda uygulamaya dntrlmesi ilkretimin nemli ilevleri
arasnda yer almaktadr.
Sosyal Geliim ve Sosyal Beceriler
Bireyin geliiminde en nemli srelerden biri sosyallemedir. Sosyalleme,
bireylerin zellikle ocuklarn belirli bir grubun ilevsel yeleri haline geldik-
leri ve grubun dier yelerinin deerlerini, davranlarn ve inanlarn ka-
zandklar bir sretir. Her ne kadar bu sre, doumdan hemen sonra ba-
layp bireyin yaam boyunca srmekle birlikte, etkiledii davranlarn ou
ilk ocukluk dneminde belirgin duruma gelmektedir (Gander vd. 1993:
274).
Eitimin nemli amalarndan biri, bireylerin iinde bulunduklar topluma
uyum yapmasna yardm etmektir. Bireyin iinde bulunduu topluma isteni-
len bir biimde uyum salamas dier bir deyile, toplumun etkin bir yesi
olabilmesi iin sosyal geliimini salkl bir biimde tamamlamas gerekir.
Bireyin iinde yaad toplumun kendisinden bekledii ve yapmasn iste-
dii davranlar gsterecek biimde yetimesi onun sosyal geliimi ile ilgili-
dir. nk, ocuun ilk yllardaki sosyal geliimi onun daha sonraki sosyal
davranlarnn temelini oluturur.
Sosyal geliim, bireyin doumundan yetikin oluncaya kadar baka insan-
larla olan ilikilerinin ve onlara kar gelitirdii, ilgi duyduu davranlarn
tmdr. ocuun iinde yaad toplumun bir yesi haline gelmesi, top-
lumun bir paras olduunun bilincine varmas, renmesi onun sosyalle-
mesidir. Baka bir deyile, bireyin sosyallemesi, duygularn olduu gibi
tanmlama, onu yanstma, ona zaman verme, d dnya ile arasnda kpr
grevini grme, zdeim kurabilecei bir kii olmasdr. Bireyde eitli tutum
ve davranlarn olumas sosyal geliiminin bir rndr. Kiilik zellikleri
sosyal evrenin etkisi altnda geliir. Yaam boyu devam eder. Daha yaln bir
deyile, sosyal geliim bireyin toplum iinde insanlarla iyi ilikiler kurmas ve
toplum yaayna uygun davranlar sergilemesidir.
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
157
ocuun iinde bulunduu topluma uyum salayabilmesi ve toplumla b-
tnleebilmesi, toplumda geerli olan davranlar kazanmasyla olanakldr.
ocuk sosyal davranlar kazanarak, ailesinin, akrabalarnn, arkadalarnn
ksaca toplumun bir paras olduunun bilincine varr ve sosyallemi olur.
Bireyin yaad toplumun yaam biimini ve toplumdaki roln renerek
toplumla btnlemesi anlamna gelen sosyalleme, renme yoluyla ger-
ekleir. ocuklar gzleyerek ya da model alarak sosyalleirler.
Sosyal ynden gelimi yani sosyallemi bir birey, iinde yaad toplumun
normlarna ve beklentilerine uygun davranlar gsterir, kendi gereksinim ve
istekleri ile toplumun istek ve beklentileri arasnda denge salayabilir. Yine,
birlikte yaad insanlarla yardmlamay, paylamay, ibirlii yapmay baarr
ve duygularn yaad kltre uygun bir biimde ifade edebilir (ada vd.
2002: 35-36). te yandan, bireylerin sosyal geliimlerini tamamlayamamalar
ya da sosyal geliiminde eksikliklerinin olmas onlarn gelecekteki sosyal davra-
nlarn olumsuz ynde etkilemektedir. En azndan, bu bireylerin ileride sosyal
ve duygusal sorunlarla karlama olasl artmaktadr.
Bilisel grevlere kout olarak, eitimin dolaysyla okulun bireye kazandr-
mas gerekli olan sosyal grevler de vardr. En nemli sosyal grevler, kiisel
bamszlk kazanma, yatlarla geinmeyi renme ve bir cinsiyet rol -
renmedir (Gander vd.1993: 274).
ocuklar ncelikle sosyal dnyalarn, daha sonra i dnyalarn kavramaya
balarlar. Sosyal dnce ocuun yayla da ilgilidir. Yala birlikte orantl ola-
rak daha iyi organize olur. rnein: ocuun kiilii, kimlii. ocuklar giderek
sadece sosyal realite hakknda dnmezler, fakat ayn zamanda kendileri ve
dierlerine ilikin sosyal dncele de yer verirler (Berk 1997:432).
Geliim teorileri ierisinde, Freud, psiko-analiz teorisiyle, be aamal psiko-
sosyal yapya dayal olarak geliimle ilgili bir model oraya koymutur. Bu
modele gre sosyal nitelikler, pozitif tutumlar ya da ocuklar tarafndan gs-
terilen davranlardr. Geliim teorileri ierisinde Piaget, bilisel geliim ze-
rine odaklaan bir teori ortaya koymaktadr.
nsanlarn sosyal geliimlerini aklayan pek ok kuram bulunmaktadr. Bun-
larn ierisinde Eriksonun psikolojik adan gelitirdii kuram adndan en
ok sz edilen kuramlardan birisidir. Eriksona gre, bireyin psiko-sosyal
geliimi doumdan ileri yalara doru uzanan sekiz dnemde gereklemek-
tedir. Birbiriyle ilikili olan bu dnemlerin her birinde birey, o dneme adn
veren geliim atmas ya da karmaas ile karlamaktadr. Daha sonraki
dnemlere salkl olarak geebilmek iin bireyin bulunduu dnemin geli-
im atmas ya da karmaasn baar ile atlatmas gerekmektedir. Birey bu
bilig, Bahar / 2006, say 37
158
karmaa ya da atmalarla baa kabildii oranda daha salkl bir kiilik
gelitirebilecektir (Eripek 1993: 155; Can 2000: 59).
Kholberg (1969), ben merkezci dncelerden denge ve dzeni korumaya,
bireyin kendi ilkelerine sadk kald en yksek dzeylere, yasalar ve dzen-
den ziyade, bilin ve dnceler balamnda davranlar tanmlamaya ili-
kin, ahlaki geliimi destekleyen alt aamal bir geliim teorisi ortaya koy-
mutur (Akt. Cartledge, G vd. 1992: 10).
Bireyin topluma ve sosyal yaantlara kar tepkilerinin biimi, bakalaryla
nasl iletiim kuraca, yaamnn ilk yllarndaki renme deneyimlerine
baldr. Bu deneyimler de, ocua sunulan olanaklara, bu olanaklar de-
erlendirebilmek iin sahip olduu motivasyona, retmen ve yetikinlerin
rehberliine baldr. Btn bu etkenler onun sosyal becerileri kazanarak
sosyallemeyi renmesini, grup iindeki yerini ve sosyal geliimini etkiler.
Bakalaryla ilikiler kurmann olumlu ve olumsuz ynlerinin geliimi, sosyal
davranlar asndan nemlidir.
Sosyal renme kuramlarna gre de davran, kiisel ve evresel deikenler
arasndaki srekli bir etkileimin sonucudur. evresel koullar, renme
yoluyla davran ekillendirir; buna karlk kiinin davran da evreyi e-
killendirir (Atknson, vd. 1995: 535). Sosyal renme kuramclar, davran-
lar belirlemede evresel etmenler kadar bilincin de nemli bir rolnn oldu-
unu belirtmektedirler. Sosyal renme kuram, evresel koullanmalar kar-
snda bireyin edilgen olmadn, aksine bireyin dnerek, plan yaparak,
karlatrmalarda bulunarak, yorum ve deerlendirmeler yaparak tepkide
bulunduunu savunmaktadrlar (Can 2000: 59).
Sosyal renme kuramlar, sosyal beceri eitiminde ok yaygn olarak kulla-
nlan prosedrlere ilikin ereveyi ortaya koymaktadr. Sosyal renme
modeline gre bir birey, dier bireylerin davranlarn gzler ve sonra benzer
koullarda benzer bir biimde davranarak davrann sergiler. Bu modele
gre pek ok sosyal davran, renilir. zellikle geliim yllarnda ocuklar
yaamlarndaki dier bireylerin (aile, retmen akranlar vb.) davranlarn
taklit ederek renirler ( Cartledge, G vd. 1992: 73).
Albert Bandura tarafndan gelitirilen sosyal renme kuramna gre -
renme, modelden alma ya da gzleyerek gereklemektedir. Bandurann
sosyal bilisel renme kuramnn dayand alt temel ilke vardr.
Senemolu (1997: 228-230) bunlar u biimde zetlemektedir:
1. Karlkl Belirleyicilik: Banduraya gre, bireysel faktrler, bireyin davran
ve evre, karlkl olarak birbirlerini etkilemekte ve bu etkileimler bireyin sonra-
ki davrann belirlemektedir. Davran evreyi, evre ise davran deitirebilir.
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
159
2. Sembolletirme Kapasitesi: nsanolu, dnme ve dili kullanma gcne
sahip olduundan, gemii kafasnda tayabilmekte, gelecei ise test ede-
bilmektedir.
3. ngr Kapasitesi: nsanlar, gelecekte bakalarnn kendilerine nasl dav-
ranacaklarn tahmin edebilmeli, hedeflerini belirleyebilmeli, geleceini plan-
layabilmelidirler.
4. Dolayl renme Kapasitesi: nsanlar zellikle ocuklar, genellikle bakala-
rnn davranlarn ve davranlarnn sonularn gzleyerek renirler.
5. z Dzenleme Kapasitesi: nsanlar, kendi davranlarn kontrol edebilme
yeteneine sahiptirler. Elbette ki insanlarn davranlar, bakalarnn gster-
dikleri tepkilerden etkilenmektedir. Ancak, yine de davranlarndan kendileri
sorumludur.
6. z Yarglama Kapasitesi: nsanlar kendileri hakknda dnme, yargda
bulunma, kendilerini yanstma kapasitesine sahiptirler.
nsanlarn kendilerini anlatma ve bakalarn anlama istekleri, duygusal ve sos-
yal ihtiyalarn karlamak iin deiik sosyal becerileri gerektirir. Bu beceriler
onlarn davranlarn oluturur. Baz insanlar bu becerilere sahip deildir. Bu
durum onlarn kendi ihtiyalarn karlamada eitli glklerle karlamalarna
neden olmaktadr. Utangalk, yalnzlk, atlgan olmayan davranlar, duygular-
n ifadede yetersizlik bu glklerden bazlardr (Yksel 1997).
Sosyal beceriler, eitli etkileimlerde, bireyin hem kendisinin ve hem de
dier bireylerin duygu, dnce ve davranlarn anlama ve o anlaya uy-
gun davranlar gsterebilme olarak tanmlanmaktadr. Trower (1980), sos-
yal beceriler kavram ile sosyal beceri kavramn birbirinden ayrmaktadr.
Sosyal beceriler, sradan insanlarn sosyal etkileimde kullandklar ve ku-
rallar tarafndan ynetilen gerek normatif ge davranlar veya eylemler
(bak, szckler, vb.), ve tekil geler (selamlama) gibi gelerin, eylemlerin
veya senaryolarn belirlenebilir ardkl, sosyal beceri ise, bir hedefe
ynelik, becerikli davrann ortaya konmas sreci olarak tanmlanmakta-
dr. Genelde sosyal beceriler, sosyal olarak kabul edilebilen dier bireylerle
etkileimde kiiyi yetkili klan renilmi davranlardr. Morgana gre
(1980) sosyal beceriler, sadece dier insanlarla etkileimde pozitif ilikileri
balatmak ve srdrmek deil, fakat ayn zamanda amalar dorultusunda
baarl olma yeteneini de kapsar (Akt. Cartledge, G vd. 1992: 7).
Cartledge ve Milburn (1983), sosyal beceri tanmlarnn ounda u gelerin
ortak olarak bulunduunu belirtmektedir. Bu geler:
1.Bakalarndan olumlu tepkiler getirecek ve olumsuz tepkilerin gelmesini
engelleyecek, bakalaryla etkileimi olanakl klacak, sosyal olarak kabul
edilebilir olan renilmi davranlar olarak sosyal beceriler,
bilig, Bahar / 2006, say 37
160
2.evrede etki brakan, hedefe ynelik davranlar olarak sosyal beceriler,
3.Duruma zg ve sosyal ierie gre deien sosyal beceriler,
4.Hem belirli gzlenebilir davranlar, hem de gzlenemeyen bilisel ve duygusal
geler ieren davranlar olarak sosyal beceriler (Cartledge, G vd. 1992: 7).
Akkk (1996: 2-3) ise, sosyal becerileri alt grupta toplamaktadr.
1. likiyi Balatma ve Srdrme Becerileri : Dinleme, konumay balatma-
srdrme, teekkr etme, kendini takdim etme, iltifat etme, yardm isteme,
zr dileme, ynerge verme, ikna etme.
2. Grupla Bir i Yrtme Becerileri: Bakalarnn grlerini anlamaya a-
lma, sorumluluk alma, ikayeti iletme.
3. Duygulara Ynelik Beceriler: Kendi duygularn anlama, duygularn ifade
etme, bakalarnn duygularn anlama, kar tarafn kzgnl ile baetme,
olumlu duygularn ifade etme, korku ile baetme.
4. Saldrgan Davranlarla Ba Etmeye Ynelik Beceriler: zin isteme, paylama,
dierlerine yardm etme, kzgnla uygun ifade etme ya da kontrol etme.
5. Stres Durumlaryla Baa kma Becerileri: Baarsz olunan durumla
baetme, grup basksyla baetme, yalnz braklma ile baetme.
6. Problem zme ve Plan Yapma Becerileri: evreden bilgi toplama, ama
oluturma, ie younlama.
Bugn eitim srecinde, bireyin sosyal geliimi, dier geliim alanlar kadar
nemli grlmektedir. Kendini ifade etme, kendine gven, evresindeki insan-
lardan kabul grme, sosyal bamszlk vb. tm bu becerilerin gelitirilmesi a-
balarnn temelinde, sosyal davranlar gelitirebilmek ve ocuklarn uygun
davranta bulunduklarnda desteklenmesi yer almaktadr (Akkk 1999: 20).
Nitekim, R. Keitz (1987), eitimin gelecekte daha iyi bir yaama rehberlik ede-
bilmesi iin rencinin gereksinim duyaca kimi becerileri kazandrmas gerek-
tiini belirtmekte; bu becerilerin ise eletirel dnme becerisi, insan ilikileri
becerisi, kiisel beceriler ve sosyal beceriler olduunu, bu nedenle insanlar kendi
davranlarndan sorumlu olmay ve bakalarn da dnmek iin sosyal bece-
rileri renmelidirler ( Akt. Cartledge vd. 1992: 72).
Sonu olarak ocuklarn kendisini ifade edebilmesi, zgven kazanmas,
ailesi ve evresindeki bireylerle iliki kurabilmesi, arkadalar tarafndan ka-
bul grmesi, sosyal anlamda bamszlk kazanmas gibi becerilerin gelitiril-
mesi abalarnn temelinde rencilere sosyal davranlar kazandrmak, uy-
gun davrandklarnda onlar desteklemek ve onlar motive etmek bulun-
maktadr. Bu nedenle, rencilere rgn retimin her bir basamanda,
sosyal becerilerin kazandrlmas, pekitirilmesi ve gelitirilmesi iin aba sarf
edilmelidir. retmenler, rencilerin bu becerileri kazanabilmelerini sala-
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
161
yabilecek nitelikte ne kadar ok etkinliklere ve dzenlemelere yer verirlerse o
oranda sosyal becerileri kazandrma oranlar ykselecektir. nk, bu bece-
rilerin kazanlmas, rencinin akademik baarsnda, sosyal ilikilerinde,
sosyal uyumlarnda etkili bir faktr olabilmektedir.
Aratrmann Amac
Bu aratrmann temel amac, ilkretim retmenlerine gre ilkretimde
rencilere kazandrlmas gereken sosyal becerilerin nem derecesini sap-
tamaktr. Bu temel ama dorultusunda, alt amalar u ekilde saptanmtr.
1.lkretim retmenlerine gre, ilkretimde rencilere kazandrlmas
gereken sosyal becerilerin nem derecesi (ilkretimde rencilere ncelikle
kazandrlmas gereken beceriler) nedir?
2.lkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal becerilerin nem
derecesi, retmenlerin branlarna gre fakllamakta mdr?
Aratrmann nemi
Eitimin temel amalarndan birisi olan bireyin iinde bulunduu topluma en
iyi biimde uyum yapmas, byk lde bireyin toplum yaamnda kendi-
sine gerekli olan sosyal becerileri kazanmasna baldr. Bu nedenle gn-
mzde, bireylerin toplum yaam iin gerekli olan temel sosyal becerileri
kazanmalar, rgn eitimin nemli ilevi arasnda yer almaktadr. Bu ilevin
gereklemesinde temel sorumluluk da, ilkretime dmektedir. nk
ilkretim, toplumdaki tm vatandalarn sahip olmalar gereken temel bilgi,
beceri ve alkanlklarn kazandrld nemli bir eitim basamadr.
Bu aratrmada, ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken temel sos-
yal becerilerin nem derecesinin saptanmas amalanmtr. Elde edilen
bulgular, ilkretim retmenlerinin hangi sosyal becerileri daha fazla nem-
sediklerini dolaysyla, ilkretimde rencilere hangi becerilerin ncelikle
kazandrlmas gerektiini ortaya koyacaktr.
Sayltlar
1.Aratrmada kullanlan veri toplama aracnda yer alan sosyal beceriler, ilkre-
timde rencilere kazandrlmas gereken temel sosyal becerileri iermektedir.
2.Aratrmaya katlan ilkretim retmenlerinin veri toplama aracna ver-
dikleri yantlar, retmenlerin gerek grlerini yanstmaktadr.
Snrllklar
Bu aratrma, aratrmaya katlan ilkretim retmenlerinin veri toplama
aracna verdikleri yantlarla snrldr.
bilig, Bahar / 2006, say 37
162
Tanmlar
Sosyal Geliim: Bireyin doumundan itibaren tm yaam boyunca baka
insanlarla olan ilikilerinin ve onlara kar gelitirdii ve ilgi duyduu davra-
nlarn tmdr.
Sosyal Beceri: eitli etkileimlerde bireyin hem kendisinin ve hem de dier
bireylerin duygu dnce ve davranlarn anlama ve o anlaya uygun
davranlar gsterebilme.
Sosyal Davran: nsanlarn evrelerindeki dier insanlara kar bilinli ya da
bilinsiz olarak gsterdikleri tepkidir.
Yntem
Bu blmde, aratrmann modeli, evren ve rneklemi, veri toplama aracnn
hazrlanmas ve uygulanmas ile veri toplama arac yoluyla elde edilen verile-
rin zmlenmesi ile ilgili bilgilere yer verilmitir.
Aratrmann Modeli
Bu aratrma, ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal beceri-
lerin nem derecesini, ilkretim retmenlerine uygulanan bir lme ara-
cndan elde edilen bilgilere dayal olarak saptamaya altndan tarama
niteliinde bir almadr.
Evren ve rneklem
almann evrenini, Eskiehir il merkezindeki ilkretim okullarnda grevli
retmenler oluturmaktadr. Evrenin say bakmndan byk olmas nede-
niyle evrenden rneklem alma yoluna gidilmitir. Bunun iin il merkezindeki
okullardan oransz kme rnekleme yntemi ile 10 ilkretim okulu sap-
tanmtr. (Karasar 1998: 120). Bu 10 ilkretim okulunda grevli ret-
menler almann rneklemini tekil etmitir.
Aratrmaya katlan retmenlerin kiisel zellikleri izelge 1de gsterilmitir.
izelge 1de grld gibi, aratrmaya katlan retmenlerin %58.7sini
kadn, %41.3n de erkek retmenler oluturmaktadr. retmenlerin
mesleki kdemlerine gre bakldnda rneklemin %45.7si 20 yl ve zerin-
de kdeme sahip retmenlerden olumaktadr. En son bitirdikleri retim
program ynnden de eitim nlisans mezunu retmenler grubun
%43.3n oluturmaktadr. Aratrmaya katlan retmenlerin branlarna
gre dalmlarna bakldnda retmenlerin %51.1nin snf retmeni,
yzde 49.9unun da bran retmeni olduu grlmektedir. Bran ret-
menleri iinde grubun %8.2sini Fen Bilgisi yine %8.2sini ve Trke ve
%8sini de Matematik retmenleri oluturmaktadr.
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
163
izelge 1. rneklem Grubunun Kiisel zellikleri
Personal Characteristic of Sample Group
zellik Grup N %
Cinsiyet Erkek
Kadn
257
181
58.7
41.3
Mesleki Kdem 1 yldan az
1-5 yl
6-10 yl
11-15 yl
16-20 yl
20 yl ve zeri
7
35
50
66
80
200
1.6
8.0
11.4
15.1
18.3
45.7
En Son Bitirilen
Program
Eitim nlisans
Lisans Tamamlama
Lisans
Yksek Lisans
Doktora
Baka
Yantsz
181
59
118
3
--
57
20
43.3
13.5
26.9
0.7
--
13.0
4.6
Bran Snf retmeni
Fen Bilgisi retmeni
Sosyal Bilgiler
retmeni
Trke retmeni
Matematik retmeni
Yabanc Dil retmeni
Eitimi retmeni
Din Bilgisi retmeni
Resim retmeni
Mzik retmeni
Beden Eitimi
retmeni
Baka
224
36
24
36
35
25
17
9
9
6
5
12
51.1
8.2
5.5
8.2
8.0
5.7
3.9
2.1
2.1
1.4
1.1
2.7
N=438
Veri Toplama Arac
Aratrmada kullanlan veri toplama arac, sosyal becerilere ilikin eitli kaynak-
lar taranarak ve uygulanm leklere dayal olarak hazrlanmtr. Ara drt
blmden olumaktadr. lk blmde, kiisel bilgilere yer verilmitir. kinci b-
lmde, ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal beceriler yer
almtr. lkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal becerilerin sap-
tanmasnda ve lme aracnn hazrlanmasnda u almalar yaplmtr.
Sosyal becerilerle ilgili eitli kaynaklar taranarak (Senemolu 1997; Akkk
1998) sosyal becerilerle ilgili beceriler ortaya karlmtr. Burada zellikle
Akkk (1998), tarafndan ilkretim iin saptanm olan sosyal becerilerden
byk lde yararlanlmtr.
bilig, Bahar / 2006, say 37
164
Saptanm olan sosyal beceriler, gerekli dzeltme, ksaltma ve ayrtrma
almaklar yapldktan sonra, ana balklar altnda listelenmitir. Daha son-
ra birbiriyle elien, rten ve bir baka balk altnda yinelenen beceriler
ayklanarak 6 ana balk altnda 50 maddelik bir beceri listesi oluturul-
mutur.
Elde edilen beceri listesi, nce bir ilkretim okulundaki retmenlere uygu-
lanarak bir n denemesi yaplmtr. Liste, daha sonra alandaki retim ye-
leri tarafndan incelenmi ve onlarn grleri dorultusunda gerekli d-
zeltmeler yaplmtr. Bu dzeltmeler sonucunda listeden kimi maddeler -
kartlm ve liste 6 ana balk ve 49 maddeden olumutur. Son aamada
liste, yeniden incelenmi ve gerekli dzeltmeler yapldktan sonra uygula-
maya hazr duruma getirilmitir. Liste, ilikiyi balatma ve srdrme beceri-
leri, grupla i yapma becerileri, duygulara ynelik beceriler, stres du-
rumuyla baa kma becerileri, plan yapma ve problem zme becerileri,
ve zdenetimini koruma becerileri ana balklar iermektedir.
lkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal becerilerin nem
derecesinin belirlenmesi iin, retmenlerden ilkretimde rencilere ka-
zandrlmas gereken sosyal becerilerden 10 tanesini kanc srada nemli
grdklerini 1 ile 10 arasnda bir deer vererek iaretlemeleri istenmitir.
Veri toplama arac, Haziran 2003 tarihinde saptanm olan okullardaki -
retmenlere aratrmaclar tarafndan uygulanmtr.
Verilerin zmlenmesi
Veri toplama arac ile toplanan verilerin zmlenmesine geilmeden nce,
veri toplama aralar tek tek incelenmi, gerektii biimde doldurulmam
olanlar geersiz saylarak deerlendirmeye alnmamtr. Geerli saylan
veri toplama aralarndaki yantlar bilgisayar ortamna aktarlmtr.
retmenlerin listedeki maddelere verdikleri yantlarn puanlarn hesapla-
mak iin her bir madde iin ngrdkleri puanlarn toplamlar hesaplanm-
tr. Veriler, bu toplam puanlar zerinden deerlendirmeye alnmtr.
Bulgu ve Yorumlar
Bu blmde veri toplama arac yoluyla toplanan verilerin zm sonucu
elde edilen bulgulara ve yorumlarna yer verilmitir.
1. lkretim retmenlerine Gre, lkretimde rencilere
Kazandrlmas Gereken Sosyal Becerilerin nem Derecesi
Aratrmann amac kapsamnda yant aranan ilk soru, ilkretim ret-
menlerine gre rencilere kazandrlmas gereken sosyal becerilerin nem
derecesinin belirlenmesidir. Bu amala, ilkretim retmenlerinin renci-
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
165
lere kazandrlmas gereken sosyal beceri alanlarnn nem derecesine ilikin
verdikleri yantlarn puanlar izelge 2 de gsterilmitir.
izelge 2 lkretim retmenlerine Gre, lkretimde rencilere Kazan-
drlmas Gereken Sosyal Beceri
Alanlarnn nem Derecesi
According to the primary school teachers, the importance degree of the skills
that need to be gained by primary school
Sra Sosyal Beceriler Puan
1 likiyi Balatma ve Srdrme Becerileri 2638
2 Grupla Yapma Becerileri 2225
3 Plan Yapma ve Problem zme Becerileri 1906
4 zdenetimini Koruma Becerileri 1573
5 Stres Durumu ile Baa kma Becerileri 1283
6 Duygulara Ynelik Beceriler 1140
N=438
izelge 2de grld gibi ilkretim retmenlerinin en ok puan verdik-
leri sosyal beceri alan ilikiyi balatma ve srdrme becerileridir. Bunu
srasyla grupla i yapma becerileri, plan yapma ve problem zme bece-
rileri, zdenetimini koruma becerileri, stres durumu ile baa kma bece-
rileri ve duygulara ynelik beceriler izlemektedirler. izelgedeki verilerden,
ilkretim retmenlerinin ilikiyi balatma ve srdrme becerileri ile
grupla i yapma becerilerinin kazandrlmasn daha fazla nemli grdk-
leri duygulara ynelik becerileri ise dier beceri alanlar kadar nemseme-
dikleri sylenebilir.
lkretim retmenlerine gre, rencilere kazandrlmas gereken sosyal
becerilerin nem derecesi izelge 3te gsterilmitir.
izelge 3 lkretim retmenlerine Gre, lkretimde rencilere Kazan-
drlmas Gereken Sosyal Becerilerin
nem Derecesi
According to the primary school teachers, the importance degree of the skills
that need to be gained by primary school
bilig, Bahar / 2006, say 37
166
Sra Puan
1 Haklarn koruma ve savunma 590
2
Baarsz olunan bir durumla baa
kma
576
3 birlii yapma 557
4 zr dileme 451
5 Ne yapacana karar verme 439
6 Bakalarnn haklarna sayg gsterme 432
7 Dinleme 425
8 Problemin nedenlerini aratrma 390
9 Duygularn ifade etme 370
10
Aratrma ve renme istei iinde
olma
350
N=438
izelge 3te grld gibi ilkretim retmenlerinin en ok puan verdikleri
sosyal beceri haklarn koruma ve savunma becerisidir. Bunu srasyla
baarsz olunan bir durumla baa kma, ve ibirlii yapma becerileri
izlemektedir,. Bunlarn dnda zr dileme, ne yapacana karar verme,
bakalarnn haklarna sayg gsterme, dinleme, problemin nedenlerini
aratrma, duygularn ifade etme ve aratrma ve renme istei iinde
olma becerileri de ilkretim retmenleri tarafndan nemli grlmektedir.
2. lkretim retmenlerinin Branlarna Gre, lkretimde
rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Becerilerin nem
Derecesi
lkretim retmenlerinin branlarna gre, sosyal becerilerin sosyal beceri
alanlarna gre nem derecesi izelge 4de gsterilmitir.
izelge 4 retmenlerin Branlarna Gre, lkretimde rencilere Kazan-
drlmas Gereken Sosyal Beceri Alanlarnn nem Derecesine likin Puan
Dalmlar
Scattering of the points of the importance degree of the social skills that need
to be gained by primary school according to the primary school teachers
branch
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
167
Bran Sra Sosyal Beceriler Puan
Snf retmeni 1 likiyi Balatma ve Srdrme Becerileri 1395
2 Grupla Yapma Becerileri 1149
3
Plan Yapma ve Problem zme Bece-
rileri
835
4 zdenetimini Koruma Becerileri 777
5 Stres Durumu ile Baa kma Becerileri 610
6 Duygulara Ynelik Beceriler 582
Bran retmeni 1 likiyi Balatma ve Srdrme Becerileri 1243
2 Grupla Yapma Becerileri 1076
3
Plan Yapma ve Problem zme Bece-
rileri
1071
4 zdenetimini Koruma Becerileri 796
5 Stres Durumu ile Baa kma Becerileri 673
6 Duygulara Ynelik Beceriler 558
N=438
izelge 4de grld gibi, ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken
sosyal beceri alanlar, ilkretim retmenlerinin branlarna gre farkllk gs-
termemektedir. Gerek snf retmenleri ve gerekse bran retmenlerinin en
ok puan verdikleri sosyal beceri alan ilikiyi balatma ve srdrme beceri-
leridir. Bunu srasyla grupla i yapma becerileri, plan yapma ve problem
zme becerileri, zdenetimini koruma becerileri, stres durumu ile baa
kma becerileri ve duygular ynelik beceriler izlemektedirler. izelgedeki veri-
lerden, gerek snf retmenleri ve gerekse bran retmenlerine gre, sosyal
beceri alanlarnn nem derecesinin birbirine benzer olduu sylenebilir.
lkretim retmenlerinin branlarna gre, rencilere kazandrlmas gere-
ken sosyal becerilerin nem derecesi izelge 5de gsterilmitir.
izelge 5de grld gibi, ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken sos-
yal beceriler, ilkretim retmenlerinin branlarna gre farkllk gstermektedir.
Snf retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceri haklarn koruma ve
savunma becerisi iken, bran retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceri
baarsz olunan bir durumla baa kma becerisidir. Bunun yannda gerek snf
retmenleri ve gerekse bran retmenlerinin ilk srada nemli grdkleri
sosyal beceriler benzerdir. Ayn biimde zr dileme ne yapacana karar ver-
me ve problemin nedenlerini aratrma becerileri her iki grubun da nemsedik-
leri beceriler arasnda yer almaktadr. Bunlarn dnda teekkr etme, duygula-
rn ifade etme, bir gruba katlma ve bakalarnn grlerini anlamaya al-
ma snf retmenleri tarafndan nemli grlrken; dinleme, aratrma ve
renme istei iinde olma, bakalarnn haklarna sayg gsterme, aratrma
ve renme istei iinde olma ve soru sorma becerileri de bran retmenleri
tarafndan nemli grlmektedir.
bilig, Bahar / 2006, say 37
168
izelge 5 lkretim retmenlerine Gre, lkretimde rencilere Kazan-
drlmas Gereken Sosyal Becerilerin nem Derecesi
According to the primary school teachers branches, the degrees of impor-
tance of the social skills that need to be gained by primary school students
Bran Sra Sosyal Beceriler Puan
Snf retmeni 1 Haklarn koruma ve savunma 295
2 Baarsz olunan bir durumla baa kma 271
3 birlii yapma 253
4 zr dileme 246
5 Ne yapacana karar verme 208
6 Problemin nedenlerini aratrma 186
7 Teekkr etme 185
8 Duygularn ifade etme 175
9 Bir gruba katlma 168
10
Bakalarnn grlerini anlamaya
alma
159
Bran retmeni 1 Baarsz olunan bir durumla baa kma 305
2 birlii yapma 304
3 Haklarn koruma ve savunma 295
4 Dinleme 270
5 Ne yapacana karar verme 231
6 Aratrma ve renme istei iinde olma 226
7 Bakalarnn haklarna sayg gsterme 211
8 zr dileme 205
9 Problemin nedenlerini aratrma 204
10 Soru sorma 193
N=438
Sonu ve neriler
Sonular
1. lkretim retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceri alan ilikiyi
balatma ve srdrme becerileridir. Bunu srasyla grupla i yapma becerileri,
plan yapma ve problem zme becerileri, zdenetimini koruma becerileri,
stres durumu ile baa kma becerileri ve duygulara ynelik beceriler izlemek-
tedirler.
2. lkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal beceri alanlar
ilkretim retmenlerinin branlarna gre farkllk gstermemektedir. Ge-
rek snf retmenleri ve gerekse bran retmenlerine gre, sosyal beceri
alanlarnn nem derecesi deimemektedir.
3. lkretim retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceri haklarn
koruma ve savunma becerisidir. Bunu srasyla baarsz olunan bir du-
rumla baa kma, ve ibirlii yapma becerileri izlemektedir. Bunlarn
dnda zr dileme, ne yapacana karar verme, bakalarnn hakla-
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
169
rna sayg gsterme, dinleme, problemin nedenlerini aratrma, duy-
gularn ifade etme ve aratrma ve renme istei iinde olma becerileri
de ilkretim retmenleri tarafndan nemli grlmektedir.
4. lkretimde rencilere kazandrlmas gereken sosyal beceriler ilkretim -
retmenlerinin branlarna gre farkllk gstermektedir. Snf retmenlerinin en
ok puan verdikleri sosyal beceri haklarn koruma ve savunma becerisi iken,
bran retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceri, baarsz olunan bir
durumla baa kma becerisidir. Bunun yannda gerek snf retmenleri ve ge-
rekse bran retmenlerinin ilk srada nemli grdkleri sosyal beceriler ben-
zerdir. Ayn biimde zr dileme, ne yapacana karar verme ve problemin
nedenlerini aratrma becerileri her iki grubun da nemsedikleri beceriler arasnda
yer almaktadr. Bunlarn dnda teekkr etme, duygularn ifade etme, bir
gruba katlma ve bakalarnn grlerini anlamaya alma snf retmenleri
tarafndan nemli grlrken; dinleme, aratrma ve renme istei iinde
olma, bakalarnn haklarna sayg gsterme, aratrma ve renme istei
iinde olma ve soru sorma becerileri de bran retmenleri tarafndan nemli
grlmektedir.
neriler
1. retmenler ilkretimde rencilere kazandrlmas gereken temel sosyal
beceri alanlarnn nem derecesini belirlemilerdir. Buna gre, nce ilikiyi
balatma ve srdrme becerilerinden balayarak, grupla i yapma becerileri,
plan yapma ve problem zme becerileri, zdenetimini koruma becerileri,
stres durumu ile baa kma becerileri ve duygulara ynelik becerileri ilk-
retim rencilerine mutlaka kazandrlmaldr.
2. lkretim retmenlerinin en ok puan verdikleri sosyal beceriler olan
haklarn koruma ve savunma, baarsz olunan bir durumla baa kma,
ibirlii yapma, zr dileme, ne yapacana karar verme, bakalarnn hakla-
rna sayg gsterme, dinleme, problemin nedenlerini aratrma, duygularn
ifade etme ve aratrma ve renme istei iinde olma becerileri ilkretimde
rencilere ncelikle kazandrlmaldr.
Kaynaka
AKKK, Fsun (1996), lkretimde Sosyal Becerilerin Gelitirilmesi, retmen El
Kitab, Ankara: MEB. Basmevi.
ATKNSON Rita, ATKNSON Richard C., HLGARD Ernest R. (1995), Psikolojiye
Giri - I, eviren: Kemal
Atakay, Mustafa Atakay, Aysun Yavuz. Sosyal Yaynlar.
BERK, Laura.E. (1997), Child Development, London: Allyn and Bacon.
CAN, Grhan (2000), ocuk Geliimi Kuramlar, ocuk Geliimi ve Psikolojisi,
(Editr: Esra Ceyhan).
bilig, Bahar / 2006, say 37
170
Eskiehir: Anadolu niversitesi A::F: Yaynlar.
ADA, Aysel, SEER, Zarife (2002), ocuk ve Ergende Sosyal ve Ahlak Geliimi,
Birinci Bask. Ankara: Nobel Yaynevi.
CARTLEDGE, G. and MLBURN, J. F. (1992), Teaching Social Skills to Children,
New York:Pergamon Press.
ERPEK, Sleyman (1993), Genlik Dneminin Bedensel Zihinsel ve Psiko-Sosyal
Geliim zellikleri,
Eitim Bilimlerinde ada Gelimeler, Eskiehir:Anadolu niversitesi Akretim
Fakltesi Yaynlar No: 208.
GANDER, Mary J., GARDNER, Harry W. (1993), ocuk ve Ergen Geliimi, eviri:
Ali Dnmez, Nermin
elen, Bekir Onur. 3. Bask. Ankara: mge Kitabevi.
GL, Nezahat (1998), Okul Mdrlerinin Sosyal Beceri Dzeylerinin Belirlenmesi
zerine Bir Aratrma. VII: Ulusal Eitim Bilimleri Kongresi, Cilt.II. s.739-742.
GLTEKN, Mehmet (1999), Temel Eitim kinci Kademe in Alternatif Program
Modelleri, Eskiehir: Anadolu niversitesi Eitim Fakltesi Yaynlar. No:52.
GRKAN, Tanju (1993), lkokul retmenlerinin retmenlik Tutumlar ile Benlik
Kavramlar Arasndaki liki, Ankara.
KARASAR, Niyazi (1998), Bilimsel Aratrma Yntemi, Sekizinci Bask. Ankara: No-
bel Yaynevi.
SENEMOLU, Nuray (1997), Geliim renme ve retim, Ankara:1997.
TOFFLER, Alvin (1981), Gelecek Korkusu ok, (eviren Selami Sargut), Altn
Kitaplar, 1981.
YKSEL, G. (1997), Sosyal Beceri Eitiminin niversite rencilerinin Sosyal Be-
ceri Dzeyine Etkisi. Yaynlanmam Doktora Tezi, Ankara: Gazi. niv. Ei-
tim Bilimleri Enstits.
VARI, Fatma (1981), Eitim Bilimine Giri, Ankara: Ankara niv. Eitim Bilimleri
Fakltesi Yay.
______(1998), Eitimde Program Gelitirme Teori ve Teknikler, Ankara: Ankara
niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi Yaynlar.
______ve dierleri (1994), Eitim Bilimine Giri. Ankara: Atlas Kitabevi.
ubuku ve Gltekin, lkretimde rencilere Kazandrlmas Gereken Sosyal Beceriler
171
Sosyal Beceriler Puan
l. likiyi Balatma ve Srdrme Becerileri 2638
1. Dinleme 425
2. Konumay balatma 75
3. Konumay srdrme 105
4. Soru sorma 347
5. Teekkr etme 280
6. Kendini tantma 119
7. Bakalarn tantma 48
8. ltifat etme 69
9. Yardm isteme 264
10. zr dileme 451
11. kna etme 107
12. Ynerge verme 56
13. Ynergelere uyma 108
14. zin isteme 184
ll. Grupla Yapma Becerileri 2225
15. Bir gruba katlma 292
16. birlii yapma 557
17. Grup dzenine sayg duyma 142
18. Gruptaki i blmne uyma/uzlama 198
19.Grup almasnda etkin olma 150
20. Grupta sorumluluunu yerine getirme 284
21. Bakalarnn grlerini anlamaya alma 280
22. Gruptaki tm arkadalarna ayn lde deer verme 195
23. Gruba gven verme ve inandrc olma 127
lll. Duygulara Ynelik Beceriler 1140
24. Kendi duygularn anlama 177
25. Duygularn ifade etme 370
26. Bakalarnn duygularn anlama 252
27. Kendini dllendirme 53
28. Arkadalarna iltifat etme, onlar dllendirme 167
29. Korkusunu dile getirme 121
lV. Stres Durumuyla Baa kma Becerileri 1283
30. Baarsz olunan bir durumla baa kma 576
31Grup basks ile baa kma 115
32. Utanlan bir durumla baa kma 126
33. Yalnz braklma ile baa kma 70
34. Kar tarafn tahrikleri (kzgnlklar) ile baa kma 124
35. Alay etme ile baa kma 162
36. Korku ve kayg ile baa kma 110
V. Plan Yapma ve Problem zme Becerileri 1906
37. Ne yapacana karar verme 439
38. Problemin nedenlerini aratrma 390
39. Amalarn ortaya koyma 249
bilig, Bahar / 2006, say 37
172
40. Bilgiyi toplama 211
41. Karar verme 182
42. Bir ie younlama 85
43. Aratrma ve renme istei iinde olma 350
Vl. zdenetimini Koruma Becerileri 1573
44. Haklarn koruma ve savunma 590
45. Bakalarnn haklarna sayg gsterme 432
46. Kzgnln kontrol etme 117
47. Coku ve heyecann kontrol etme 69
48. Tahriklere kaplmama 186
49. Kavgadan uzak durma 179
bilig Spring / 2006 Number 37: 155-174
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Social Skills That Need to be
Gained by Primary School Students
Assist. Prof. Dr. Zhal UBUKU
*
Assist. Prof. Dr. Mehmet GLTEKN
**
Abstract: Context. One of the objectives of primary school in our
country is to furnish students with necessary basic knowledge, skills,
behaviours, and habits to make them good citizens. One of the basic
skills that need to be gained by students is social skill in primary edu-
cation. Social skills have crucial importance for an individual to make
good relationship, obey the social rules, take responsibility, help oth-
ers, and use his/her rights. Because, being a member of society, being
conscious that he/she is part of the society and, doing social responsi-
bility can only be come true by individuals gaining social skills. Im-
provement, reinforcement of these skills and converting them into
practice in different conditions, are important functions of the primary
education. In this study, according to primary school teachers, neces-
sary basic social skills that need to be gained by students are tried to
be established.
Key Words: Primary education, Social skill
*
Osmangazi Universty, Faculty of Education / ESKEHR
zcubukcu@ogu.edu.tr
**
Anadolu University, Faculty of Education / ESKEHR
mgultekin@anadolu.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 155-174
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
*
**
:
.
,
.
,
,
.
, ,
,
. ,
.
.
: ,
*
, /
zcubukcu@ogu.edu.tr
**
,
mgulteki@anadolu.edu.tr
bilig Bahar / 2006 say 37: 175-188
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant:
Muhtar Evezov (1897-1961)
*
Prof. Dr Mustafa NER
**
zet: Muhtar Evezov, Kazak Trklerinin ada edebiyatnn kurucu-
su ve en nde gelen ismidir. Muhtar Evezov, Sovyet dneminde orta-
dan kaldrlan veya karalanan Alihan Bkeyhan, Ahmet Baytursn,
Mirjakp Dulat, Magjan Jumabay, Mustafa okay gibi aydnlarn yan
sra, mr boyunca Trkistandaki Trk edebiyatnn SSCB dnemin-
de varln srdrmesi, yeni kuaklara ulaacak biimde yaymlanma-
s ve niversitelerde aratrma konusu hline gelmesi yolunda ok
emek veren bir yazar ve bilim adamdr. Makalede yazarn hayat hik-
yesinde Sovyet dnemi boyunca karanlk kalan noktalar, 1990l ylar-
da yaymlanan yeni kaynaklara dayanarak ele alnm ve eserleriyle
balantlar deerlendirilmitir.
Anahtar Kelimeler: Muhtar Evezov (Avezov), Trkistan, Kazak, Ka-
zak edebiyat, Orta Asya, Stalin, Repressiya, Sovyetler Birlii
Trkistanda Trk edebiyat ve Trk dili, XX. yzylda, Sovyet anda de-
vam edebilmise, bunun Muhtar Evezov gibi kalem erleri vardr. Pek ou dil
bayran drmemek uruna hayatlarn feda etmiken, Muhtar Evezov
gibileri de hayatta kalmann belki daha zor olduu bir dnemi zorluklaryla,
aclaryla yaamlardr.
Orta Asyada nce asker bir igal olarak balayan ve Sovyet devriminden
sonra da enternasyonal bal altnda sren Ruslatrmann nne dikilen
bayrak, edebiyat, dil, okuma, kendini ve dnyay renme, ksacas mill
aydnlanma hlinde var olmutur. te bu yolla, Omarhan olu Muhtarn,
Kunanbay olu Abaydan alp XX. yzyla ulatrd bayran altnda, Tr-
kistan Trk edebiyat yaayabilmi ve Cengiz Aytmatov gibi dnya apnda
sevilen yazarlarmz Trk dnyasna hizmet edebilmitir. Aytmatovun kendi-
sine usta belledii Muhtar Evezovun Trkistandaki etkisini, Pukinin Rus
edebiyatndaki etkisiyle karlatrmas derin bir anlam tar (bk. Aytmatov
1998: 382-390; Berdibay 1988: 47).
28 Eyll 1897de, Semeyde, yani Kazakln merkezlerinden birinde doan
yazarn babas Evezov Omarhandr; atalar XIX. asrn balarnda buraya
yerleen Tobkt uruundandr. Yazarn dnya apnda tantaca Kazak
**
Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi / ZMR
mustafa.oner@ege.edu.tr
bilig, Bahar / 2006, say 37
176
akn Abay da bu Tobkt uruundandr. Abay Kunanbayulnn Kazak klt-
rndeki yerini ayrca vurgulamaya gerek yoktur her hlde. Ancak Muhtar iin
de bir baka yeri vardr; Evezov 1967de yaymlanan on iki ciltlik klliyatnn
giriindeki Meni mirbayanm balkl otobiyografisinde, bunu kendi
azndan yle anlatmtr:
ocukluk am obada (avlda) geti, dedemiz Evez bizzat okuma
yazma retiyordu. Be-alt yalarndaym. Bir gn akam yemein-
den evvel yanna ard, okumam snamak istiyor. inde r sesi olan
btn szleri syletmeye balad. Bu sese dilin yatmyorsa okumay
biliyorum deme hi. Mesela en birinci ders Kurann
Bismillahirrahmanirrahim szn ezberlemekle balar. Bu kadirli sze
dilin dnmese buna hangi molla dayanr. Dedemin pek iine sinmedi
galiba, ertesi gn yine ald karsna. Hl aklmdadr: Baharn gze-
lim bir gn. (...) Ama bahar gnnn bu kerameti ok gemeden
kayboldu. Dedemiz darack alak adrna aryor bizi. Elindeki ka-
ln el yazmasn grr grmez niye ardn anlayveriyorum. Eski-
sinden daha beter sklyorum. Bana kitaptaki Arap harflerini gster-
meye balyor. Birini sylemek yetse iyi, her biri tekinden zor. Bu ki-
tap Abay iirlerinin mecmuas. Abay ile dost olan ve ozann kabiliye-
tine hayran kalan dedem Evez, onun iirlerini kitaplatrp bir kopya
karm ve bize bununla okumay retmek istiyor. Torunlar byk
ozann iirlerini severek bysn diye dnyordu.
Burada yazarn kendi azndan da anlatt gibi Muhtar Evezov okuma yaz-
may, bir kltre ulamay, Abay okuyarak baarmtr. Ancak Abay, Ah-
met Baytursnn dedii gibi Kazakln ba akn olarak kabul etmesi
(Baytursunul 1996: 378-385) ve Abayclk denebilecek kltr gelitirmesi,
sadece ocukluk nostaljisiyle aklanamayacak kadar byk bir bilintir.
Onbir yama geldiimde babamdan ayrldm. Beni Kasmbek -
retmen kendi himayesine ald. Bu adam gen yanda Kemaletdin
Hazretin bedduasna ramen, medreseyi brakp Rus mektebine
gemitir. Bu retmen beni de Semeydeki be snfl ehir ortaoku-
luna soktu. Bizim ngs ilesinden tayin edilen bir bursu aldm. ar
Hkmeti, Rus mektebinde tercmanlar ve devlet tekilatnn ufak te-
fek memurlarn yetitirmek maksadyla bozkrl Kazaklardan burs iin
gereken harc toplamaktayd. Ancak Kazaklarn kendi ocuklarn
mektebe vermeye pek rzas yoktu. Pederahi airet kalntlar ile mol-
lalarn dedikodusu Rus mektebine bir gvensizlik duygusu veriyordu.
Bundan tr, ou kimse, Rus mektebinin Kazak ocuklarnn ga-
vurlatrlmas iin aldn dnyordu. (...) Ben Semey ret-
menler Seminerini 1919 balarnda bitirdim ve Semeyde Sovyet
ner, XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961)
177
Hkmeti yerletikten sonra kamu hizmetine baladm. nce Semey
Vilayeti cra Komitesinde, sonra da Orenburg Merkez Komitesinde
altm. Bu arada oyun yazarl ve gazetecilikte kalemimi denedim.
1922 yl gznde Takentteki Orta Asya Devlet niversitesine da-
rdan renci olarak girdim. olpan dergisi ile balant kurup burada
eski Kazak obasndaki hayatn elikilerini anlatan birka hikye ya-
ymladm.
Evezovun yirmili yllarda yazd Korganszd Kni (= Zavallnn Hayat,
1921); Kim Kineli (= Kim Sulu, 1923); Eskilik Klekesinde (=Eskiliin
Glgesinde, 1925) gibi hikyelerinden, yazarn daha genlik yllarndan beri,
Kazak toplumunun zavall hlini, ektii cefay anlatma gcne sahip oldu-
unu grmek mmkndr. Bunlarda Kazak obas, bozkr tabiat gl bir
realizm diliyle tasvir edilmitir.
Yine o yllara ait Jetim = Yetim (1925); Juvandk (= imanlk, eserdeki
mecaza gre feodalizm, 1926); Barmta (=Yama, 1925) adl hikyelerin-
de halk iinden kan, sradan insanlarn hayat yanstlmtr. Yazar, Okgan
Azamat (=Okumu Vatanda, 1922) ; Kieil Boyjetken (=Gnahkr Gen,
1925); Snip-Janu (=Snp Yanmak, 1923) gibi bu trden hikyelerinde,
ehre gelip kltr kazanan Kazak genlerinin hayatndaki deiiklikleri, ahlak
meseleleri anlatr (Dysenbayev ve Bazarbayev, 8-9). lk hikyesi olan
Korganszd Knindeki Gaziza adl yetim kzla Jetimdeki Kasm adl yetim
olann bakahraman olarak ne kmas tesadf olmamaldr. Sovyet d-
neminin ilk yllarndaki ktln, aln ve yllarca sren kargaann, gereki
edebiyat yolundaki gen yazar etkiledii aktr. Evezovun yirmili yllardaki
edebiyatnda, kadnlarn eitlii konusuna da eildii grlmektedir: Ana-
babasnn istedii genle evlenip kaderine boyun een kz Snip-Janu hik-
yesinde anlatan yazar, ylenv adl eserinde ise annesinin emrine kar gelip
sevdii genle kaan bir kz tasvir eder.
Evezovun, yirmili yllarn sonlarnda yazd Kara Kara Okygas (1927) ve
Kkserek (1929) hikyeleri, konu bakmndan ncekilerde olduu gibi, boz-
krn adaletsiz sosyal yapsn ortaya koymu olsa da, tasvir gzellii bak-
mndan, bu ikisi, dierlerinden ne kar. Yazarn bu kahramanlarnda psi-
kolojik derinlikleri de yansttn grmek mmkndr. Kr Suretteri (1922)
ve Kr Engimeleri (=Bozkr Hikyeleri, 1923) gibi balca tabiat tasvirlerine
ayrlm hikyeler yazan Evezovun, edebiyatn zemininde, Kazak bozkrn
tablolatrd gze arpmaktadr (ner 1998: 27-80).
Muhtar, bir yl sonra, 26 yanda gen bir yazar olarak Leningrad Devlet
niversitesine gider ve 1928e kadar orada okur. Bu eski payitaht, ktpha-
neleri ve 1724te ar Petronun at niversitesi ve XIX. asrn ilk eyrein-
den beri gelien mparatorluk Bilimler Akademisi ile Dou Avrupann ve
bilig, Bahar / 2006, say 37
178
Avrasyann nde gelen merkezlerindendi; 1920li yllarn, henz Stalin dam-
gasn yemeyen Sovyet dneminde ise, eski arkiyatln misyoner izlerine
ramen byk bilginlerin oluturduu bir mahfel idi: A. N. Samoylovi, K. K.
Yudahin, S. . Rudenko gibi nl Trkologlar, 1925e kadar Rusya Bilimler
Akademisi diye anlan ve sonra yeni devletin tasarlad ekliyle ad da
Sovyet Bilimler Akademisi olan bu merkezde, aratrma tarihine geecek
almalarn yazyorlard. Bu deiim, tam da Muhtarn orada bulunduu
yllarda gereklemitir. Okuduu filoloji blmnde bilim disiplinini alan
Evezov, 1928de Takentteki Orta Asya Devlet niversitesi arkiyat Faklte-
sine asistan olarak gider. Kazak gencini Trkistann o gnk kltr ve bilim
merkezi ekmitir. Bu, Rusya iinde kalan eski mill kltr merkezlerinden,
dier aydnlarn da, birka yl iinde esmeye balayacak devlet terrnden
kurtulmak ve biraz gzden uzak kalp nefes alabilmek iin, Bak ve Ta-
kente gitmelerine benziyor. Evezovun iyi bilinen resm biyografisinde veya
Meni mirbayanmda bu tercihine dair bir bilgi yoktur. Bunun yannda,
Sovyet sonras aratrma literatr ise, Evezovun, Takentte Orta Asya
Devlet niversitesi arkiyat Fakltesinde doktora almasn bitirmesine az
bir zaman kala 1 Ekim 1930da tutuklandn ortaya koymaktadr. Kazakis-
tanda uygulanan repressiya (bask, zulm) zerine almalar olan
Dosjan Dkenbay, Evezov hakkndaki belgelere dayanarak o dnemdeki
takibatla toplam 32 kiinin milliyetilik, Ala Ordaclk, basmac faaliyet ve
Japon ajanl gibi sulamalarla tutuklandn belirtmektedir (Dkenbay
1997: 21).
Burada ad geen Ala Orda partisi, 1905te gizli olarak kurulmu ve 1905
Hazirannda Karkaralda yaplan ilk kurultaydan sonra, 1917 ilkbaharna
kadar faaliyetini gizli olarak devam ettirmitir. Bu arada Alalarn Aykap
dergisi ve Kazak gazetesi gibi sreli yaynlarda fikirlerini duyurma gayreti
vardr (Oraltay 1973: 24-30). Alihan Bkeyhann bakan seildii bu mill
Kazak partisi ve hkmeti, Kazak halkn, Rusyada zerk bir cumhuriyet,
bamsz bir lke hline getirmek amacn gtmtr. Mill Kazak kltrnn,
Sovyet devrinin ilk on yl boyunca bir ekirdek oluturmasnda Alalarn
pay oktur. 1917 htilali sonrasnda gelien sosyal hareketler erevesinde
her trden sreli yayn karken, mill aydn snfnn olutuu bu dnemde
Alihan Bkeyhan, Ahmet Baytursn, Mirjakp Dulat, Magjan Jumabay,
Cahana Dosmuhamed, M. Tnbay, Mustafa okay gibi lider ahsiyetler
ok etkili olmutur (Jurtbayev 1997: 136-137). 1920 yl sonuna kadar sren
Ala Orda Hkmeti, yaplan anlama erevesinde hkmet liderlerine,
asker ve subaylarna dokunulmayaca teminatyla Sovyetlere katlrken,
Stalinin iktidarn pekitirdii devirden itibaren ilk tutuklananlar ve ortadan
kaldrlanlar ise onlar olmutur (Oraltay 1973: 36).
ner, XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961)
179
Evezovun tutuklamasnda sorgulamay yapan OGPU (KGBnin eski ad)
tarafndan tutulan evrakta Muhtar Evezovun parti yesi olmad, evli, iki
ocuk babas olduu ve maayla geindii kaydedilmitir. Yazarn sorguda
verdii ifadeden unlar aktarmak istiyoruz:
Baytursnovu 1918 ylndan beri tanyorum. Kendisiyle 1922 ylndan
beri yakndan tanyoruz. Orenburga i iin gittiimde tanmtk.
Tnbayev ile 1922 ylnn gznde Takente geldiimden beri tan-
z. Ayrca Takentte Dosmuhametle karlatk. M. Jumabayevle de
1925 ylndan beri tanyoruz. Postayla Tabaldrk adndaki edeb
topluluun deklarasyonunun yazl olduu bir mektup geldi. O mektupta
Alka adyla 6-7 kiiden oluacak bir dernein kurulmasnn dnl-
d belirtiliyordu. Jumabayev, bu konudaki fikrinizi belirtin, uygun g-
rrseniz bu gruba katln diye yazmt. Bu deklarasyonun muhtevasn-
dan anladm kadaryla, dernek, serbest faaliyet gstermek ve yaynlar
vastasyla fikirlerini rahata duyurmak hakkna sahip olmak istiyordu.
(...) Jumabayevle bu konularda mektuplap yazarlar toplantsn ger-
ekletirmek gerekir diye dnrken Alkann faaliyetleri kendi kendi-
ne yavalayp bitti.
Belgeden bu bilgileri aktaran aratrmac, sayfann her yanna damlayan
mrekkepten ve aceleyle yazlp karalanan yerlerden, Evezovda Bu yazdk-
larm nasl deerlendirilir diye bir tedirginliin sezildiini sylemektedir
(Dkenbay 1997: 22).
Yeni yaynlarla ulatmz bu noktada, biraz nce aradmz Evezovun
Takente gitmesi tesadf mdr sorusu da cevabn bulmaktadr:
Leningrad niversitesini stn baaryla tamamlayan Evezovun
Takente gelmesinin esas sebebi doktora yapmak deildi. Kazak
limlerinin, aydnlarnn ileri gelenleri, 1920li yllardan balayarak
Takentte toplanmaya balamt. nk burada olpan, Kedey
Aynas gibi yaynlar kyordu. Moskovadan tanan Dou halklar-
nn ortak yaynevi de buradayd. Baka bir ifadeyle, Takent o d-
nemde Mslman halklarn bakenti durumundayd. (Dkenbay
1997: 34).
Gen Muhtarn yazar hlinde oluumunda, daha Semeydeyken Ala Or-
dann genler kolunu meydana getirmesi ve Jusupbek Aymavt ile birlikte
Abay dergisini karmas ok nemlidir. ekerim Kudayberdi, Sabit
Dnentay ve S. Toraygr gibi Kazak edebiyatnn klasiklerinin topland Sar
Arka gazetesi onun fikir yapsnda ve yazarlnda nemli bir zemin olmutur
(Jurtbayev 1997: 136-137).
bilig, Bahar / 2006, say 37
180
Sorgusunda Edeb eserlerimde hibir zaman isyan tevik etmek isteme-
dim. diyen Evezov, fikir yaps ile ilgili unlar eklemitir: Niye gizleyeyim,
milliyetilik duygusu bende vard, eserlerimde yer ald. Fakat bu hisler ve
fikirler hibir zaman gizli kapakl programlara dnmedi. niversitede,
Marksist limlerin, sanatlarn eserleriyle derinlemesine tantm dnemde
sosyal fikirlerimin yava yava deiiklie urad, edebiyatla ve sanatla ilgili
almalarmn tamamen deitii malumdur. (Dkenbay 1997: 25). Yazar
cep defterinden koparlm drt sayfalk notta kurun kalemle unlar yazm:
Milliyetilik sulamasyla hapse atlmamn zerinden bir yldan fazla
zaman geti. Bu konudaki sulamalarn hepsi kalemimden kan iki
eserle Endik Kebek ve Karakz isimli piyeslerimle ilgili. Bu piyeslerde
gemiin yceltildii, tarih kahramanlara gsterilen saygnn, bug-
nn gereklerinden daha yksek olduu dorudur. nk bugnn
gereklerini gemile karlatrarak vermek dorudur. Edebiyatla ilgili
insanlar, Rus arlnn bizi igal ettii dneme kadarki genel duru-
mun daha iyi olduunu bilirler. Edebiyat, tarih boyunca olduu gibi
bugn de cemiyetin uurunu uyandrmaya hizmet etmektedir.
Magjan Jumabayevin Alka adl edeb topluluunda, Popov (sorgucu) yoldan
phelendii gibi dzen bozucu, belli kalplara sokulan cemiyeti ters yne gt-
recek bir fikre rastlamadm. Byle edebiyat platformlar, Rus edebiyatnda,
Rusun birok edeb akmlarnda, sembolistlerden balayarak proleter kltr
mektebine kadar eskiden beri vardr.(Dkenbay 1997: 27-28).
29.10.1931 tarihinde bir dilekeyle btn durumunu, haksz yere suland-
n anlatan Evezova alt ay hibir cevap verilmemitir. 7 Mays 1932 tarihli
kararla salverilen yazar, hrriyetine kavusa da sosyalist toplum iinde mil-
liyeti, kar devrimci, burjuva sulamalarn yllarca boynunda tam ve
ancak Kazakistan SSC. Yksek Mahkemesinin 28 ubat 1958de kard
kararla aklanmtr. Yazar 1 Ekim 1930 tarihinden itibaren balayan 28
yllk dnem boyunca repressiyann glgesi altnda tutulmutur.
Bu durumun Evezovun daha sonra yazd eserlere nasl yansdna dair
ilgi ekici bir ayrnty burada aktarmak uygun olur: Dnemin kaynaklarnda,
yazarn, Stalinin dil, alfabe zerindeki Sovyetletirmelerine ve genel olarak
kltrel temizlie muhalif oluuyla ilgili pek malumat yoktur. Ancak, 1993
ylnda baslan, Prof. Dr. Mekemtas Mrzahmetovun Kazak kalay
orstandrld (Kazak nasl Ruslatrld) adl eserine dayanarak u bilgiyi
verebiliriz: Enbeki Kazak gazetesinin 24.6.1931 tarihli saysnda baslan bir
drtlkte u kayt vardr:
Arap, jana elipi;
Eki jak bop tartst:
ner, XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961)
181
Ahmet, Eldes, Muhtarlar
Arapka jumsap bar kti (Mrzahmetov 1993: 22).
[Arap alfabesi yanls ve Yanalif (Latin) alfabesi taraftarlar; iki taraf olarak
tartt; Ahmet (Baytursun), Eldes ve Muhtar; Arap yazsna koyup btn
gc... ]
Prof. M. Mrzahmetov, Kazakistan Cumhuriyeti bamszln aldktan sonra
yaym imkan bulan ad geen kitabnda, Evezovun Akn Aga adl roma-
nnda otosansr uyguladna da deinmektedir.
Evezov, romannn 1951 basksnda yle bir ifade kullanmaktadr:
Eski Rus kilisesinin akll ve bilgili temsilcileri misyoner lminskiy,
Ostroumov, byk eitimci misyoner Alektorov... Yazarn, misyoner-
lik fikrinin tarihi hakknda ok malumatl olduu, halka yabanc bu
ideolojik siyasetin maskesini syrmak niyeti sezilmektedir. Ancak g-
nn artlar onu otosansre mecbur etmitir. Bunda tek adam
diktatoryasnn ac tadn bilen yazarn tecrbesi etkili olmutur. Ken-
dini iyice kontrol eden yazar, bu ifadede yer alan gl fikir ekirde-
ini gelitirememi ve arlk emperyalizminin ok zararl, binlerce r-
nei olan misyonerlik siyasetinin kklerini ortaya koymasna ann
artlar izin vermemitir. Bunu derin derin tahlil edip gerekleri ortaya
koysa, emperyalist hkmetin dsturu hline gelen siyas maksatlarn
Stalin tarafndan tekrarlandn apak gstermi olabilirdi.
(Mrzahmetov 1993: 35).
Evezovun edeb eserlerinin yan sra, bilim adamlndan da sz etmek ge-
rekir. Kazak edebiyat aratrmalar tarihinde, metin almalarnn ilk adm,
Abayn eserlerinin aratrlmasyla atlmtr. 1924ten itibaren Abayn eser-
lerinin tam bir klliyatn yapmaya girien Evezov, byk ozann mirasn
derinden tahlil ederken, esas nsha endiesinden kalkarak, tekstoloji disipli-
ninin ihtiyacn ortaya koymutur (Abay-Entsiklopediya 1995: 129-130).
Bunun yannda, mr boyunca hi uzaklamad retmenlik vasf dolay-
syla, daha 1925te, bir ders kitab olarak Kazak Edebiyat Tarihini yazar.
Kazak edebiyat retiminde bu ilk tecrbe ok etkili olmutur (Tanabayev
1997: 73).
Kazakistan Bilimler Akademisinin yesi olan Muhtar Evezov, Dil ve Edebiyat
Enstits iinde Folklor Blmnn almasn salamtr. Onun bu ere-
vede, Trk dnyasnn byk destan Manas zerinde de katks byk ol-
mutur. Daha otuzlu yllar banda ilgilendii bu destan hakknda, 1935te,
Rusa olarak yazd geni monografi Krgzd batrlk eposu Manas
(Krgzn kahramanlk destan Manas) adyla Kazakaya evrilmi ve l-
mnden sonra kan ilm aratrmalar cildinde yaymlanmtr. Ayn kitaba
bilig, Bahar / 2006, say 37
182
giren Manas eposn halktk nuskasn jasav kere (Manas destannn pop-
ler basksn yapmal) adl makalesinde ada halk bilimi metotlarnn kul-
lanldn gryoruz. (Evezov 1962: 175 - 244). Cengiz Aytmatov, Manas
Destanna kar eitli sulamalarn yapld bir dnemde, stad Muhtar
Evezovun ta yaran bilgisi ile destan koruduundan saygyla sz eder
(Aytmatov 1988: 389).
Evezovun ve belki de btn Kazak edebiyatnn en byk eseri olan Abay Jol,
ayn zamanda destan roman trnn de r aan ilk rnei olmutur. Eserde,
XIX. yzyln ikinci yarsndaki Kazak halk geni bir ekilde tasvir edilirken, kah-
ramanlarn hayatlar da halkn tarihindeki karmak deiimlerle i ie verilmitir.
Abayn iinden kt toplumla mcadelesi, iyilikle zulmn ekimesi, var olu-
un elenmi, szlm gerekliini ifade etme problemleri destan romanda gzel
bir slupla yanstlmtr. Abay Jolnda, byk ozann ferd faaliyeti, devrin
hayat meseleleriyle, nesillerin kaderinin arpmas zemininde ifade edilir. Ro-
manda, olaylarn objektif ak, insanlarn kaderlerinin toplumun yaayna
ball, beylerin ahs stats, zalimliin ortaya konmas ile iyiliin yceltilmesi
hayat gerekliiyle bir arada gsterilir.
Destann olay rgsn kuran esas mecra, Abayn ve ona yakn evrenin,
toplumda hakim olan kiilerin iddetine kar mcadelesidir. Abayn balat-
t yeniliki kuan halkn gelecei iin cesur bir mcadeleye giritii anlar
oktur. Dardan bakldnda, romandaki her bir blmn hikyesi msta-
kildir; fakat bunlar ieriden birletiren esas balant her zaman sezilir: nsan-
lar iin, halk iin ac eken, gllere kar, korkmadan mcadele eden
Abayn hayat, onun edeb faaliyeti, Abayn aracl ile zlen meseleler.
Romann kuruluu, Abayn uzun sren, gl aknlk (ozanlk) hizmetini
tantmaya dayanmtr. Romandaki esas figr olan Abay tipini yaratmakta,
ozann kendi eserlerinin ok yardm olduunu yazar bizzat ifade etmektedir.
Romanc, byk ozann eserlerini douran artlarn tabiatna derin bir sez-
giyle yaklam ve onun hayatna dahil olmu gibidir. Abay, halkn gznde
hangi yksek basamakta duruyorsa, roman da onun grkemli imajn o yk-
sek dzeyde gstermitir (Kazak Edebiyeti 1992: 95-96).
Abay Jol edeb bir eser olmaktan te, her ynyle bir Kazak ansiklopedi-
sine dnmtr: Bir filolog, onda, Kazak folkloru, Kazak edebiyatnn te-
meli, szlk yapsnn gelimesi hakknda bol malzeme bulabilir. Gndelik
hayatta yaayan veya artk unutulmu gelenekler, avclk, Kazak toyu ve
ziyafet verme detleri vb... Bunlarn yan sra, eserin dili zerinde de birok
alma yaplmtr (bk. Janpeyisov).
Romann ilk kitab 1938-40 yllar arasnda Telgara adyla yazld.
Okudan Kaytkanda ve Kat-Kabatta adl blmleri 1939 yaymland.
1940 sonbaharnda Telgara adl birinci kitap bitti, nce eski alfabeyle mat-
ner, XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961)
183
baaya verildi; fakat Kiril alfabesiyle dizilen eser, iki yl aradan sonra 1942 yl
Temmuz aynda Abay adyla kt. II. Dnya Sava artlarnda bir ok
kltr ameliyatn yapan Sovyet devletinin tm engellerine ramen,
Beysembay Kenjebayev
**
matbaa elemanlarna gizlice bastrd romann ilk
nshasn Muhtara gsterince Unutmayacam, unutmayacam, Abay
dirilttin. diye alamtr. 1947de ikinci kitap, 1950de de Akn Aga adyla
da nc kitap kmtr. Eser Sovyet sisteminin basksna maruz kald ve
byk deiiklikler yapld. Tarih olaylara, Abayn dnya grne, gebe
hayatna, gelenek ve greneine, Kunanbay imajna kar tahrik edici fikirler
sylendi. Yazarn hayat tehlikeye girdi ve esere 1951-54 yllar arasnda
yetersizlik verdiler, zorunlu olarak yazmas gereken snf mcadelesi, zengin-
fakir ekimesi, Rus-Kazak dostluu, milliyetileri eletiren olaylar, yalan
idealleri savunan blmler eklendi (Jurtbayev 1997: 146).
1953 yl Haziran-Temmuz aylarnda Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Gven-
lik Komitesi, Kazakistan KP Merkez Komitesinden, Muhtar Evezovu hapset-
mek iin izin istedi. Kendisi iin o kararn verilecei gn, gvendii dostu
SSCB milletvekili Kanibek Kunbayevin kimliini kullanarak gizli ekilde,
uakla Moskovaya gitti. Orada baz etkili yazarlarn yardmyla resm olma-
yan bir siyasi snma almaya mecbur oldu. Takibat, siyasi bask,
provakatrlk bitinceye kadar Moskova Devlet niversitesinde profesr ola-
rak alt. Evezov eer siyasi adan aklanmazsa veya hapse atlrsa, zaten
25 sene hapse mahkum olan hemfikir arkadalarna idam cezas uygulana-
cakt. Bunu iyi anlayan Muhtar onlar kurtarma amacna da ulat. 1954
balarnda Almatya dnd, eserleri tekrar yaymlanmaya balad. 21 Hazi-
ran 1961de Moskovada ameliyat srasnda vefat etti (Jurtbayev 1997: 150).
Muhtar Evezovun, bu eseriyle, tek adam diktatrl hlinde gelien yeni
devletin ekillendirdii Sovyet kimlii iine, mill bir ekirdek yerletirdiini
anlayabiliyoruz. Zaten sevilen bir ozan olan Abay, artk Muhtarn bu roman
sayesinde bir mill bayrak olmutur. Evezovun salad bu byk birikim,
kendi zor dneminde ve amzda, Rus olmayan Asyal Sovyet uluslar
iin bir kalk noktasdr ve kendisinden sonraki kuaklar tarafndan deer-
lendirilmitir, gelecekte de deerlendirilecektir.
Muhtar Evezovun Balca Eserleri
Hikyeler: (Muhtar Evezovun 12 ciltlik klliyatnn 1. cildindedir)
Korganszd kni Kimsesizin hayat (1922); Okgan Azamat Aydn Yurt-
ta (1923); Kr Suretteri Bozkr Tablolar (1922-1923); Kr engimeleri
Bozkr sohbetleri (1923); ylenv Evlenme (1923); Snip-januv Snp
yanma (1923); Kim kineli Kim Sulu (1923); Eskilik klekesinde Eskili-
in glgesinde (1925); Jetim Yetim (1925); Barmta Ganimet (1925);
bilig, Bahar / 2006, say 37
184
Kineil boyjetken Sulu Kz (1925); Brkit algn suretteri Kartall
avclk tablolar (1925); Karal suluv Yasl gzel (1925); Juvandk kti-
dar (1925); Kara Kara Okygas Kara Kara Vakas (1927);
Kkserek Gen Kurt (1929); kn Gn (1934); Bilekke bilek Bilek
Bilee (1934); Kasenni kublstar Kasenin Deiimleri (1934).
Denemeler: (Klliyatn 3. cildindedir) Trkistan solay tuvgan Trkistan
byle dodu (1955); Otstik saparnan Gney seferinden (1959); Ame-
rika eserleri Amerika izlenimleri(1964).
Romanlar: sken rken Yetikin Filiz (1962) (Klliyatn 3. cildin-
dedir) Abay Jol Abay Yolu (1942-1947) (Klliyatn 4.,5., 6., 7. ciltle-
rindedir)
Piyesler: (Klliyatn 8.-10. ciltlerindedir) Elik Kebek Allk Kepek
(1956); Beybie, Tokal Hanmaa- Kuma (1923); Karakz Karagzl
(Gen Kz) (1926); Oktyabr in Ekim in (1933); Tngi Sarn Gece
Rzgr (1934); Ayman olpan (1934); Tas Tlek Drt Yandaki Kartal
(1935); Sn Sagatta Dar Vakitte (Zor Gnde) (1941); Kara Kpak
Kobland Kara Kpak Kobland Bahadr (1943); Asl Nesilder Asil Nesil-
ler (1969); Bes Dos Be Dost (1947); Alva Helva (1953); Asavga Tusav
Ksraa Tuak=Buka (1957); Abay (1957).
Makaleler ncelemeler: (Klliyatn 11-12. ciltlerindedir) Adamdk
negizi eyel nsanln esas: Aile (1917); Glm tili Bilim dili (1918);
Kazak okgandarna ak hat Kazak aydnlarn ak mektup (1919);
Kazakt kalam kayratkerlerine ak hat Kazak kalem emekilerine ak
mektup (1922); Jalp teatr neri men kazak teatr Genel Tiyatro sanat
ve Kazak tiyatrosu (1926); Kazakstan memleket teatr Kazakistan lke
tiyatrosu (1964); Teatr, muzka kadr Tiyatro mzik saygs (1933);
zindiler Paralar (1934); Jaks piyesa sapal edebiyet belgisi Gzel
piyes: Kaliteli edebiyat iareti (1934); Elbay mirzakov (1936); Pukindi
kazakaga avdaru tecribeleri tural Pukini Kazakaya evirme tecrbeleri
hakknda (1936); Krgzd batrlk epos Manas Krgz kahramanlk
destan Manas (1936); Manas eposn halktk nuskasn jasav kerek
Manas destannn popler basksn yapmal (1959); Yevgeniy
Oneginni kazaka nuskas tural Yevgeniy Oneginin Kazaka basks
hakknda (1937); Megi jasaytn akn ota Rustaveli Ebediyen yaa-
yan ozan ota Rustaveli (1937); Kazak sahnasndag avdarma piyesalar
Kazak sahnesindeki tercme piyesler (1937); Jumbak Tural Bilmece
hakknda (1938); Kazak halkn epos men folklor Kazak halknn des-
tan ve folkloru (1939); Abay jayn zerttevilerge Abay konusunu arat-
ranlara (1940); Kazak edebiyetini tariyhn jasav meseleleri Kazak ede-
biyat tarihini hazrlama meseleleri (1948); Elier Navaiy (1948); Ertegiler
ner, XX. Yzyl Trkistan Edebiyatnn Ant: Muhtar Evezov (1897-1961)
185
Masallar (1948); Koz Krpe Bayan Suluv (1927); Kz Jibek
(1948); Ayts lenderi Atma trkleri (1948); Keybir ult jazuvlarn
romandar tural Baz mill yazarlarn romanlar hakknda (1962); Ebdilla
Tecibayev (1949); Ibray Altnsarin Kazak medeniyetini zor kayratkeri
Kazak kltrnn byk emekisi Ibray Altnsarin (1938); Til jene
edebiyet meselesi Dil ve edebiyat meselesi (1951); ner rinde Sanat
hedefinde (1952); Dramaturgiya za tural keybir oylar Dramaturgluk
kurallar hakknda baz dnceler (1953); Abay romann jazluv
jaynan Abay romannn yazlmas durumu (1955); Krkem avdarman
keybir teoriyalk meseleleri Estetik evirinin baz teorik meseleleri (1955);
Megilik kepili Ebediyet teminat (1955); mir men garma mr ve
eser (1956); SSSR halktar edebiyetini rkendevi SSCB halklar edebi-
yatnn gelimesi (1962); Abay (brahim) Kunanbayul (monografiya)
(1959); Zaman art (1960); Kazirgi roman jene on geroy ada ro-
man ve kahraman (1961).
Notlar
*
Bu almada kullanlan Kazaka kaynaklarn ou, Hocam Prof. Dr. Gnay Karaa-
an kullanmmza at mteveffa Macar Trkolou Istvan Mandoky Kongurun
ve deerli dostum Maksut Jakpun armaanlardr. Onlar saygyla anyorum.
**
Prof. Dr. Beysembay Kenjebayev (1904 -1987), edebiyat aratrmacs, yazar, m-
tercim, filolog. zellikle Abayn eserlerinin incelenmesi ve yaym zerinde ok a-
lmtr. (bk. Abay Entsiklopediya, 276).
Kaynaka
Abay - Entsiklopediya (1995), Almat: Atamura.
Aytmatov, ngz (1988), Biz dynn canrtabz, dyn bizdi canrtat (Makalalar,
Mayektelr, Sylngn Szder) Frunze, 382-390.
Baytursunul, Ahmet (1996), Kazaklarn Baairi (Aktaran: M. ner) TDK Trk
Dnyas Dil ve Edebiyat Dergisi, 2, 378-385.
Berdibay, Rahmankul (1997), lk Kazak Epopesi Byk Bedi Abide A Trk Leh-
eleri ve Edebiyatlar Dergisi, 14.
Dkenbay, Dosjan (1997) Muhtar Evezov Davas (Aktaran:Kayan G.) Bilig, 5.
Dysenbayev, I Bazarbay, M. (1967), Muhtar Omarhanul Evezov, garmalar,
birini tom, Almat.
Evezov Muhtar (1962), Vakt jene Edebiyet, Almat.
Janpeyisov, Erbol (1976), M. Evozovt Abay jol epopeyasn tili, Almat.
Jurtbayev, Tursn, (1997) Muhtar Omarhanolu Awezov (1897-1961), Muhtar Awezov
Hakknda Makaleler, Haz. Zeyne smail, Ahmet Gngr, Ankara: Bilig yay.
Kasenov, Kayrjan Trehanov, Emirhan (1994) Kzl Krgnn Mehur Kurbanlar
(aktaran: Hatice irin) Trk Dnyas Tarih Dergisi, 113-117.
bilig, Bahar / 2006, say 37
186
Kazak Edebiyeti (1992), Jogar klass okuvlar men abiturientterge arnalgan, Almat:
Atamura.
Kazak tilini tsindirme szdigi, Almat. I:1974, 695; II:1976, 695; III:1978, 671;
IV:1979, 671; V:1980, 639; VI:1982, 623; VII:1983, 671; VIII:1985, 591;
IX:1986, 559; X:1986,510.
Mrzahmetov, Makemtas (1993), Kazak kalay orstandrld, Almat.
Oraltay, Hasan (1973), Ala Trkistan Trklerinin Milli stiklal Parolas, stanbul.
ner, Mustafa (1998) Muhtar Evezovun Jetim Hikyesinde Dil Sz Dkm
zerine Yorumlar, E Trk Dili ve Edebiyat Ararmalar Dergisi, IX, zmir,
27-80.
Shnitnikov, Boris Nikolayevi (1966) Kazakh-English Dictionary, London The
Hague Paris: Mouton Co.
Tanbayev mir (1997), Muhtar Evezov:Eitimci Alim, Bilig, 5.
Tymebayev Janseyit (1991), Kazak tili (grammatik anktag), Almat.
bilig Spring / 2006 Number 37: 175-188
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
The Monument of XX
th
Century Turkestan Literaturel
Muhtar Evezov (1897-1961)
Prof. Dr. Mustafa NER
*
zet: Muhtar Evezov is the establisher of the modern Kazakh
literature and the most important name of the mentioned field. Muhtar
Evezov is a writer and a scholar who had laboured to keep alive the
Turkic literature in Turkestan at Soviet era with the other authors and
scholars, Alihan Bkeyhan, Ahmet Baytursn, Mirjakp Dulat, Magjan
Jumabay, Mustafa okay, who had got killed or slandered by the
Soviet regime. He had also put forth great efforts for publishing the
Turkic literature sources throughout his life, aiming to convey them to
the new generations as well as targeting to constitute Turkic literature
as a researching area at universities . In this paper, obscure points of
his biography that had encountered the Soviet period is evaluated by
using the new publications which were published after 1990s, namely
collapsing of the Soviet Union.
Anahtar Kelimeler: Muhtar Evezov (Avezov), Turkestan, Kazakh,
Kazakh literature, Central Asia, Stalin, repression, Soviet Union
*
Ege University, Faculty of Letters / ZMR
mustafa.oner@ege.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 175-188
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
20. :
(1897-1961)
*
:
.
,
,
, , ,
.
, , 1990
.
: (), , ,
, , , ,
*
/
mustafa.oner@ege.edu.tr
bilig Spring / 2006 Number 37: 189-206
Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim
World? The Debate of the Compatibility of Islam and
Democracy Revisited
Dr. Bican AHN
Abstract: The purpose of this article is to make a critical presentation
of the arguments about the compatibility of Islam and democracy, and
discuss whether or not Islam is an obstacle to reach institutionalized
democracies in the Muslim world. Firstly, the arguments of those who
think that Islam and democracy are incompatible are presented. Then,
the empirical and theoretical arguments that indicate that Islam and
democracy are compatible are put forward. In the Conclusion, as
pointed out by the empirical and theoretical arguments, it is
emphasized that Islam is not an obstacle in establishing democracy in
the Muslim world. However, the attention is also drawn to the fact that
this compatibility alone is not enough for democracy to emerge and
institutionalize. In this regard, it is argued that what must be done is
both to strengthen the interpretation of Islam, which argues for the
compatibility of Islam and democracy, and to make an effort in the
direction of eliminating the obstacles to democracy in socio-economic,
institutional and international realms.
Key Words: Islam, democracy, liberal Islam, socio-economic
development, culture
Introduction
**
In a 1996 article, Bernard Lewis (53-54) comments that of the 53 member
states of the Organization of the Islamic Conference (OIC), only Turkey can
pass Huntingtons criterion of democracy. This criterion states that a country
is democratic when it has made two consecutive, peaceful changes of
government via free elections. And he adds that even Turkeys democracy is
in many ways a troubled one.
Hacettepe niversity, The Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Public
Administration, Beytepe / ANKARA
bican@hacettepe.edu.tr
**
I would like to thank the anonymous referees for their fruitful comments on this article. I also would like to
extend my gratitude to Barbara Asal and Nevio Christante for helping me with the English of the
manuscript.
bilig, Bahar / 2006, say 37
190
In a more recent study that examines the findings of the 2001 Freedom House
Survey, Adrian Karatnycky (2002: 103) indicates that, the democracy gap
between the Islamic countries and the rest of the world is dramatic. In the 47
countries with an Islamic majority, only 11 (23 percent) have democratically
elected governments, while 110 of the 145 non-Islamic states (76 percent) are
electoral democracies. Since the publication of these two articlesin 1996 and
2002, respectivelynot much has changed in the Islamic world. To be fair, we
must mention some of the recent developments such as Saudi Arabias experi-
ment with democracy at the local level, Iraqs parliamentary elections in January
2005 and constitutional referendum in October 2005, and President Hosni
Mubaraks reelection in a multi-candidate presidential election in September
2005. Although these are welcomed developments in the direction of
democracy, they are not enough yet to qualify these countries as democratic
even by Huntingtons rather modest criterion.
This state of the affairs with respect to the development of democracy in the
Muslim world makes one ask if the root cause of the problem is Islam itself. At
a time when the single superpower of the world embarked upon establishing
democracies by force in Muslim-majority countries such as Iraq and
Afghanistan, the question of whether Islam and democracy are compatible with
one another gains vital importance. The answer to this question also has very
important implications for the Turkic states of central Asia such as Kyrgizistan,
Uzbekistan, Azerbaijan and others. With the collapse of the Eastern Bloc, it had
been hoped that these states would join the third wave of democratization that
had started in 1974 according to Samuel P. Huntington (1993). However, to
this day, this hope has not been fulfilled.
There may be several reasons behind this failure, such as the legacy of
communism, the low level of social and economic development, and cultural
factors, in which Islam has a significant place. However, the fact that the
European satellites of Soviet Union made successful transitions to
democracy after the collapse of the Eastern Bloc lessens the significance of
totalitarian legacy as a factor in explaining the lack of democracy in the
Turkic states of central Asia. On the other hand, with regards to social and
economic development, although it cannot be dismissed as an important
factor in explaining the lack of democracy among the Turkic states, again the
fact that there are democratic countries, such as India, that have similar
economic conditions to these states reduces the explanatory power of this
variable. Also, material conditions of a country can change in time for the
better, easing the transition to and consolidation of democracy-if they are
the obstacle to democratization. However, the religion of a country, which
has an important place in shaping its culture, cannot be changed so easily.
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
191
Of course, the religion is also subject to interpretation, and change in a sense.
But, the core of the religion- the Koran and the hadith in the case of Islam- is not
subject to change. Therefore, if the core of Islam is not compatible with
democracy, then Islam may be one of the most important factors that explain
the lack of democracy in the Turkic states of central Asia as well.
As a matter of fact, within the Islamic tradition there are scholars such as Sayyid
Abul-Ala Maududi (1903-79) from the Indian subcontinent and Sayyid Qutb
(1906-66) from Egypt, who think that Islam is irreconcilable with the main
assumptions of democratic government, and therefore, Islam and democracy are
incompatible. If this pessimistic approach with regards to the compatibility of Islam
and democracy is right, then the supporters of democracy in the Muslim world are
struggling in vain. However, against this pessimistic view, it is possible to put
forward both empirical evidence and theoretical arguments that support the view
that Islam and democracy are compatible. Accordingly, there are also those who
believe that Islam and democracy are not only compatible but also their
association is inevitable within the Islamic world. The examples of this optimistic
view about the compatibility between Islam and democracy are Abdul Karim
Soroush, a Shiite Muslim and a Persian from Iran and Sheikh Rachid al-
Ghannaouchi, a Sunni Muslim and a Tunisian Arab.
Against this background the purpose of this article becomes clear: To give a
critical overview of the arguments about the compatibility of Islam and
democracy, and to see if Islam stands as an obstacle in the way of having
institutionalized democracies in the Muslim world.
Islam and Democracy: An Impossible Association?
The twentieth century has witnessed the rise of a number of Muslim scholars
who rejected democracy in favor of Islamic models such as the model of
shura (consultation). Among those scholars come Sayyid Abul-Ala
Maududi (1903-79) from the Indian subcontinent and Sayyid Qutb (1906-
66) from Egypt. The basic argument of these scholars is that with its notion
of popular sovereignty, democracy clashes with the Islamic notion of the
sovereignty of God (Tripp 1994: 162; El-Affendi 2003: 37)
1
. As Maududi
(1985) puts it, Islam has no trace of Western democracy. . . . Islam, . . . ,
altogether repudiates the philosophy of popular sovereignty and rears its
polity on the foundations of the sovereignty of God and the vicegerency
(khilafah) of man (Maududi 1985: 21). Similarly, Qutb (1988) states that
[s]etting up the kingdom of God on earth, and eliminating the kingdom of
man, means taking power from the hands of its usurpers and restoring it to
God alone and [establishing] the supremacy of the Sharia alone and the
repeal of all man-made laws. (in Tripp 1994: 171)
bilig, Bahar / 2006, say 37
192
From the liberal democratic perspective, the rules of a political system are legiti-
mate only because they are enacted either by the people themselves or by their
representatives to whom they granted their consent. Hence, freedom is not
infringed by the necessity of political obligation. On the other hand, it is argued
that in Islam, sovereignty belongs to God and individuals obey the rules of the
political system not because they gave their consent to them but because God
ordered it. As Hamdi (1996: 84) points out, ...no Islamic state can be legitimate
in the eyes of its subjects without obeying the main teachings of the sharia. A
secular government might coerce obedience, but Muslims will not abandon their
belief that state affairs should be supervised by the just teachings of the holy
law. According to this understanding, in addition to providing the norms of
individual behavior, sharia presents the sole source of law that binds both the
individual faithful and the sovereign (Roy 1996: 13). On this basis, Qutb be-
lieves that the authority of the ruler does not derive from the consent of the
people, but from the fact that he enforces the divine commands of the God.
Should he fail in this respect, the Muslim community has a right to depose him
(Tripp 1994: 168). In Qutbs (1953: 94) words,
The ruler in Islamic law is not to be obeyed because of his own
person; he is to be obeyed only by virtue of holding his position
through the law of Allah and his Messenger; his right to obedience is
derived from his observance of that law, and from no other thing. If
he departs from the law, he is no longer entitled to obedience, and
his orders need no longer be obeyed.
In addition to their rejection of the concept of popular sovereignty of
democracy, these scholars also share an attitude of anticolonialism and anti-
imperialism. As Roy (1996: 4) indicates, this attitude today has assumed the
form of anti-Westernism. For these scholars, Islam is the divinely mandated
alternative to the materialism and secularism of Western capitalism and
communism (Esposito 1998: 317). While rejecting political, economic and
social arrangements, and mores of the West, this anti-Western outlook
recognizes the scientific and technological advances in the west and, sees no
contradiction in appropriating them. Thus, Qutb (1953: 251) states that [i]n
the case of pure sciences ad their applied results of all kinds, we must not
hesitate to utilize all things in the sphere of material life; our use of them
should be unhampered and unconditional, unhesitating and unimpeded.
This line of thought can be depicted as Islamist view or ideology. As Nasr
(2005: 16) argues, Islamist ideology . . .calls for the creation of an
utopian Islamic state that notionally vests all sovereignty in God. This call
is based on a narrow interpretation of Islamic law, and promotes an
illiberal, authoritarian politics that leaves little room for civil liberties,
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
193
cultural pluralism, the rights of women and minorities, and democracy.
In this understanding, there is no room for personal choice and its
political equivalent in the political sphere, i.e. democracy: In [Islamic]
state no one can regard any field of his affairs as personal and private
(Maududi 1985: 30). As Qutb (1988) puts it, [I]f it is asked Should not
the interest of individuals shape their existence?, then we must refer once
again to the question and answer at the heart of Islam: Do you know or
does God know? God knows and you do not know (in Tripp 1994:
169). In this sense, Islamism is seen as a comprehensive ideology, and
the state, which is based on this ideology, covers every aspect of life
(Qutb 1953: 8; Maududi 1985: 30). To the extent that Islamist scholars
such as Maududi and Qutb extinguish the division between the public
and private and makes personal subordinate to the common, Islamism
can even be seen as a form of totalitarianism
2
(Esposito 1998: 153).
Sanford Lakoff (2004: 136) states that [t]he general bias of Muslim thinking . . .
is in principle against the individualism, pluralism, and secularism characteristic
of modern democracies. Thus, he believes that Islamist line of thought is domi-
nant in the Muslim world. As a result, one may be tempted to conclude that
Islam does not provide democracy with a fertile ground on which it can grow.
However, this pessimistic view about the compatibility of Islam and democracy
does not go unchallenged. There are both theoretical and empirical arguments
that can be extended against it. Lets begin with the theoretical ones.
Some Theoretical Arguments in Favor of The Compatibility of
Islam And Democracy
In the theoretical front, we can take Binders (1988: 243-244) distinction between
the two sorts of Islamic liberalism or liberal Islam as our starting point. According to
both of these interpretations, although for different reasons, Islam and democracy
are compatible. For the first branch of Islamic liberalism, it is possible to have a
democratic political system in a Muslim society for two reasons. First, such a
system is in accordance with the spirit of Islam, which is tolerant of diversity as
suggested by the Prophet Mohameds statement, [d]ifference of opinion within
my community is a sign of Gods mercy. Secondly, Islam has few or no specific
prescriptions regarding the political institutional arrangements of an Islamic society.
Thus, in the absence of any specific rules, except for the institution of shura
regarding political matters, this first group of Islamic liberals argue, Muslims are free
to adopt democratic political arrangements.
3
However, the second branch of Islamic liberalism aims at justifying liberal de-
mocratic arrangements through specific references to Islam. Those who employ
this line of justification refer to explicit legislation such as the quranic provision for
taking counsel, or the denial of the sovereign authority of man over man, or the
bilig, Bahar / 2006, say 37
194
shari provisions for electing the caliph, or the hadith concerning the equality of
believers (Binder 1988: 244). In the words of one of the representatives of this
second approach, [l]iberal Islam is a branch, or school, of Islam that emphasizes
human liberty and freedom within Islam (Masmoudi 2003: 40). Hence, one of
their starting points is one of the basic teachings of Islam: there can be no
compulsion in religion. The main pillars of this second version of Islamic
liberalism are: Hurriya (liberty), Adl (justice), Shura (consultation), and Ijtihad
(rational interpretation) (Masmoudi 2003: 40-1).
As examples of this approach, we can refer to Abdul Karim Soroush, a
Shiite Muslim and a Persian from Iran and Sheikh Rachid al-Ghannaouchi,
a Sunni Muslim and a Tunisian Arab. As Wright indicates, these reformers
aim to modernize and democratize economic and political systems in an
Islamic context. They believe that human understanding of Islam is flexible,
and that Islams tenets can be interpreted to accommodate and even
encourage pluralism. (Wright 1996: 67)
Unlike Maududi or Qutb, Soroush (1995) thinks that there is no
incompatibility between Islam and the freedoms that are the basis of
democracy: Islam and democracy are not only compatible, their association
is inevitable. In a Muslim society, one without the other is not perfect (in
Wright 1996: 68). Soroushs advocacy of democracy for the Islamic world
depends on two pillars: First, Soroush (2000: 140-141) believes that,
[f]aith is a matter of exclusively personal and private experience. We
embrace a faith individually just as we confront our death individually.
Faith and love are of the same grain. There is no such thing as
collective adoration, love, and testimony, just as there is no such thing
as forced adoration, love, and testimony. True faith is contingent
upon individuality and liberty.
As Wright (1996: 68) rightly suggests, This freedom is the basis of democracy.
Furthermore, for Soroush, the ideal Islamic state must be based on the beliefs
and the will of the majority: An Islamic democracy cannot be dictated from the
top; it would not be legitimate unless it has been chosen by the majority,
including nonbelievers as well as believers (Wright 1996: 68). In this respect, for
Soroush (2000: 129), observing the freedoms and rights that are the bases of
democracy makes a government not only democratic, but also religious, i.e.
Islamic. Secondly, according to Soroush, our understanding of religion has not
reached a point where it is fixed and immutable. Rather it is evolving. Although
the sacred texts are immutable, their interpretation is always subject to change
because understanding is influenced by the time and place in which believers
live (Wright 1996: 68-70).
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
195
Ghannouchi (1995) defends an Islamic system with majority rule, free
elections, a free press, protection of minorities, equality of all secular and
religious parties, and full womens rights. In this respect, Islams function is
limited to provide the system with moral values (Wright 1996:73). According
to Gannouchi, individual believers are entitled to interpret the Koran for
themselves the right of ijtihad. In Islam there is no one particular authority
with the exclusive right of interpretation of the Koran. Also, decisions in an
Islamic society must be based on the views of majority and this is secured
through the process of shura. In his own words,
While on the one hand Islam recognizes the right of its adherents to
ijtihad in interpreting the Koranic text, it does not recognize a church
or an institution or a person as a sole authority speaking in its name
or claiming to represent it. Decision making, through the process of
shura, belongs to the community as a whole. Thus the democratic
values of political pluralism and tolerance are perfectly compatible
with Islam. (in Wright 1996: 72)
Liberal Islam in general makes a distinction between the core of the religion and
the historical baggage that has been built up around it over the centuries. As
Lewis (1996: 54) points out, when we speak about Islam as a religion,
significant distinctions must be drawn: First, there is what Muslims themselves
would call the original, pristine, pure Islam of the Koran and the hadith (the
traditions of the Prophet Mohamed) Second, there is the Islam of the doctors
of the holy law, of the magnificent intellectual structure of classical Islamic
jurisprudence and theology. Liberal Muslims tend to base their thinking rather
on the original, pristine, pure Islam of the Koran and hadith. As Kubba (2003:
46) puts it [w]hile there are profound sources of Islamic inspiration beyond the
Koran-. . .-Islamic authority is the Korans alone.
Regarding the status of the holy law, i.e. sharia, these liberal Muslims think
that we need not be bound by the tradition that is obstructive of
development and modernization in the way of democratization. As Lewis
(1996: 56) puts it Muslims believe the holy law to be divinely inspired and
guided, yet there are four significantly different school of thought regarding
this law. Given that the authority from which these different traditions are
deriving their approaches is one and the same, namely, the Koran, the plu-
rality of these interpretations can be attributed to a great extent to differences
of places and times in which these traditions have been developed. Thus,
sharia is, to a great extent, historical. In fact, in order to account for
differences in law that were caused by personal interpretation and
preferences as well as different social and historical conditions, the doctrine
bilig, Bahar / 2006, say 37
196
of diversity (ikhtilaf) was developed (Esposito 1998: 321). Kubba (2003: 48-
49) draws our attention to this point by stating,
Take, for example, the role of womenor to be more precise the
segregation of men and women that has been practiced so ubiquitously
throughout Muslim history. There is no justification at all for this in our
religions original message. It has come from extra-Islamic cultural
sources, been transposed into an Islamic idiom, and labeled with the
name of Islam. Again, if we refer to the Koran, I can have one copy and
nobody worldwide will disagree with what that copy says. But if we refer
to sharia law there is no holy book called Sharia.
In this respect, Muslims should not feel obliged to follow those traditions that
hinder them from adapting to both coping with difficulties and ceasing the oppor-
tunities of the modern world. Unfortunately, there is not much in the past
experiences of Islamic societies that Muslims today can benefit from in this quest.
Likewise, as Kubba (2000: 90) points out, [t]he original texts that define Islam
provide general principles on governance and the penal code but do not provide
laws for modern societies and states. It is up to individuals in their roles as citizens
to form these rules in a modern world. For example, [t]hinking about the Medina
of old helps us to grasp the political concepts and principles at work during the
seedtime of Islam, but in no way can that bygone city provide-nor was it ever
meant to provide-a method of running the complex cities, states, and societies in
which we live today (Kubba 2003: 49). Democracy provides the Muslim world
with a profound way of running its political affairs. However, in the face of
traditions that run against democracy, Muslims should be ready to make necessary
changes in these traditions by modernizing them, adapting them, stretching them
with a spirit of liberty (Kubba 2003).
On the empirical front, the first evidence for the compatibility of Islam and de-
mocracy is the existence of democracy in countries with Muslim majority popula-
tions. As indicated at the beginning of this article with a reference to Karatnycky
(2002: 103), in the 47 countries with an Islamic majority, there are 11 (23 percent)
countries that have democratically elected governments. Though it is troubled in
some respects, Turkeys experience with democracy can be an example of this
phenomenon. In Turkey, the political power was transferred to an opposition party
(Democrat Party) as a result of democratic elections for the first time on 14 May
1950. Since then, Turkey has witnessed three military interventions in 1960, in
1971 and in 1980. However, direct military rule has been an exception rather
than the rule in Turkish politics since 1950.
However, there may be those who argue against this by stating that
democracy took root in Turkey only after Islam was excluded from the public
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
197
realm. For example, this line of thought can be found in Sanford Lakoff
(2004: 134-135):
it is misleading to identify Turkey simply as a Muslim-majority country
if the aim is to show that Islamic belief is compatible with democracy.
Turkeys republican constitution was adopted as part of a secularist
revolution in the early 1920s that decreed an end to the traditional
religiopolitical offices of sultan and caliph, along with religious courts and
schools. Since then, Islamist parties have found themselves forcibly
suppressed or compelled to respect secularism. Surely the more relevant
implication of the Turkish experience is that Islamic beliefs may have to be
overridden or be denied embodiment in social and political institutions if
democracy is to rise in Muslim-majority countries . . .
Luckily, we do not need to accept Lakoffs idea readily. Accordingly,
Turkeys experience with democracy did not start with the establishment of
the Republic but goes back to Ottoman Empire. First, between December
1876-February 1878, and second, between July 1908-January 1913,
Turkey experienced a constitutional parliamentary regime (Zurcher 1997;
Erdoan 1999a: 31). Thus, it was possible to introduce democracy in Turkey
even before the secularist revolution of the early 1920s.
Additional empirical evidence in favor of the argument that Islam is not an
obstacle to democracy can be found in the emergence of what Vali Nasr (2005:
12) calls in a conscience evocation of the political tradition associated with the
Christian Democratic parties of Europe-Muslim Democracy. To the extent
that Muslim democracy does not rest on an abstract, carefully thought-out
theological and ideological accommodation between Islam and democracy, the
Muslim democrats reconcile themselves with the requisites of democracy in a
pragmatic way (Nasr 2005: 15). This trend has been evident since the early
1990 s in the countries such as Turkey, Bangladesh, Indonesia, and Malaysia
where Islamic-oriented but not Islamist parties have had electoral successes. The
Justice and Development Party in Turkey, the Bangladesh Nationalist Party in
Bangladesh, and the United Malays National Organization in Malaysia are
examples of this phenomenon.
A peculiar fact about the democratically elected governments in the Muslim
world is that none of them exists in the Arab world. As Karatnycky (2002:
104) stated: Of the 31 non-Arab Islamic countries, 11 are electoral
democracies, while none of the 16 majority-Arab countries has a
democratically elected government. In parallel to Karatnycky, Alfred Stepan
and Graeme B. Robertson (2004: 141) show that
bilig, Bahar / 2006, say 37
198
[a] non-Arab Muslim majority country was almost twenty times more likely to be
electorally competitive than an Arab Muslim majority country. They reached this
conclusion by analyzing the data covering the period between 1973 and 2002
from the standpoint of the presence of electoral competitiveness
4
. These findings
bring up the following question: Can it be possible that the lack of democracy is
not related with being a Muslim state, but rather with being an Arab state?
Indeed, Stepan and Robertson titled their 2003 article An Arab More Than
Muslim Electoral Gap and 2004 article Arab, Not Muslim, Exceptionalism.
This peculiar fact makes one think that in addition to the pessimistic
interpretation of Islam, which rejects democracy, socio-economic,
international, and cultural factors, which are not directly related with Islam,
might be responsible for the lack of democracy in the Arab world. To the
extent that other Muslim countries that lack democratically elected
governments also share some of these factors, the Arab experience may be
worth to considering more closely. With this idea in mind, let us now
examine the Arab exceptionalism.
Explaining The Arab Exceptionalism
Various explanations can be offered for this empirical discrepancy of
democratic credentials in the Arab world. One line of explanation is
concerned with socio-economic development. In fact, most of the Muslim
majority countries are in less developed parts of the world. As a part of this
larger Muslim world, many Arab countries have a bad record of socio-
economic development. Going back to Seymour Martin Lipsets 1959
article, Some Social Requisites of Democracy: Economic Development and
Political Legitimacy, it can be argued that in most of the Arab countries the
level of socio economic development is not high enough to sustain a
democratic form of government. As will be remembered, Lipset argued that
socio-economic development, i.e. modernization, creates a middle class that
is at peace with the main institutions of the political system. Furthermore,
modernization makes the working class less authoritarian by giving it a stake
in the system such as a stable income and the hope of climbing the ladder of
social standing. Thus, he concluded that although socio-economic
development does not guarantee democratic government, it helps sustain it.
Indeed, as Kubba (2000) indicates, after they gained their independence
from the Ottoman Empire with the help of European colonialists, Arab states
experimented with democracy for the first time in their history. At that time,
governments followed constitutional and legal procedures but failed to
address the needs of the worse off sections in their societies. Despite the fact
that a political system that is open to all citizens existed, high illiteracy rates
hindered masses from taking part in politics. A combination of this lack of
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
199
participation and the slow pace of social and economic development caused
democracy to remain an urban phenomenon that mostly served the interests
of the elite and thus to lose its legitimacy in the eyes of the poor.
The events that took place in the aftermath of World War II gave a further impe-
tus to the collapse of democracy in the Arab world. First, the establishment of
the state of Israel had caused nationalism and political radicalism to rise. Sec-
ond, competing superpowers did not care about democracy rather about their
vital interests in the region and thus gave a blank check to the military officers.
Confident with the encouragement given by the competing superpowers,
military officers benefited from this climate of low legitimacy of democratic
government and rampant nationalism, and put an end to democratic
governments. Thus, bureaucratic-authoritarian governments were introduced
first into Egypt, Iraq, and Syria, and then to most of the Arab world through
popularly supported military coups (Kubba 2000: 85-86).
At this point, one can think of economically well-to-do Arab states, such as Saudi
Arabia and other Gulf sheikhdoms. Despite the fact that they are doing very well
economically these states have not experienced any democratic government.
What explains this? As pointed out above, Lipset did not argue that social and
economic development lead to political democracy. Likewise, Phillips Cutright and
James Wiley (1969) can give us theoretical insight about this puzzle. In their study
covering 40 nations within the time period from 1927 to 1966, Cutright and Wiley
confirmed the positive correlation between economic development and democ-
racy that was advanced by Lipset earlier. The originality of their study was the
finding that those countries with a high level of economic development and high
social security services could continue without democracy if they wanted to. In
other words, as long as the state could satisfy the economic demands of the
citizens such as jobs, health care, housing, etc., citizens did not feel a strong need
to have a say in decision making. Thus when one thinks about the fact that oil-rich
countries of the Arab peninsula provide most of these services and plus do not
need taxes to finance them, then, the proverb No taxation, no representation
makes clear sense. As Karatnycky (2002: 105) indicates oil-rich Muslim states
have used oil revenues to provide large subventions to their populations, creating a
unique form of public welfare that reinforces idleness and suppresses initiative.
A second negative impact of the riches that are generated through oil on
democratization among the Arab states is that it prevents the emergence of
entrepreneurial and working classes respectively. As shown by numerous scholars
such as Barrington Moore (1993) and Rueschemeyer et al. (1992), the emergence
of democracy depends on the existence of social classes that demand it. Stated
differently, the Arab states that are rich achieved prosperity without capitalist
development. Additionally, the lack of a vibrant market economy causes the
bilig, Bahar / 2006, say 37
200
absence of a lively civil society. The simple reason for this is that in the absence of
a developed market economy, civil society groups cannot gain easily economic
independence from the state. Where the main income source for individuals and
groups is the state, the state can be criticized only to the extent that it allows.
Another factor that is related to the collapse of democracy and the
entrenchment of authoritarian governments in the Arab world is concerned with
cultural dimension. The crux of the argument that sees a direct relationship
between a given countrys culture and its democratic prospects is that in order
for democracy to work properly in a given society, there must be a cultural
background that is suitable for democracy in that particular country. Thus, in
The Civic Culture, 1963, Almond and Verba argue that a political culture with a
mixture of both participative and deferential components would have a more
suitable climate for democracy (in Peters 1998: 45). In contrast, solely
participative or subject-oriented cultures would be less suitable for democracy.
However, as Kubba (2000: 86) points out, [p]atriarchal Arab societies,
accustomed to strong chiefs, had little appreciation for the slow process and
competing authorities of democratic rule. Using Almond and Verbas
classification, we can conclude that when democracy collapsed in the Arab
world, Arab societies had a rather subject-oriented political culture
5
.
In addition to the social-economic and cultural factors, a third factor has its roots
outside the region, i.e., in the capitals of the major powers of the world. As sug-
gested with reference to the emergence of bureaucratic-authoritarian regimes in
the aftermath of World War II, the superpowers openly supported military offi-
cers in staging military coups in the Arab countries. During and even after the
Cold War those major powers continued to support authoritarian regimes for
the sake of maintaining stability in the region that is indispensable for their
national interests. Thus, Radwan Masmoudi (2003: 43) states that, the United
States and European countries must stop supporting the dictators in the name of
stability. We all know that the stability provided by dictators is an illusion that
only breeds violence and extremism. Indeed, the unfolding of events following
September 11, 2001 caused the only superpower of the world to change its
policy towards the Middle East. Accordingly, the US government and its main
ally, the UK, embarked on a project called Greater Middle East Initiative, the
primary purpose of which is to promote democracy in the region.
In conjunction with the factor of stability, authoritarian regimes of the Arab
world have been playing the card of Islamic fundamentalism and terror,
especially since the end of the Cold War. These regimes have used the threat
of Islamic fundamentalism as a justification for their heavy-handed rule in
the eye of the international community. They argue that if they loosen the
harnesses a little bit, the Islamists will take the power and this, in turn, will
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
201
destroy the stability and peace in the region (Kubba 2000: 89; El-Affendi
2003: 37). One of the instruments that these regimes have employed in
justifying their undemocratic measures has been the press. As Kubba (2000:
89) reports, [t]he official press gives maximum publicity to radical and
violent groups, portraying political Islam as a bogeyman that justifies
undemocratic measures ... Thanks to this manipulated propaganda, these
regimes were able to lump all Islamic groups in the category of
fundamentalist Islam and to exclude them from social and political
participation (Kubba 2000; Masmoudi 2003). As Masmoudi (2003: 42)
points out, these states often do not distinguish between the liberal and
fundamentalist Islam, they tend to perceive religion itself as a threat.
Thus, in combination with a pessimistic interpretation of the relationship
between Islam and democracy, there are factors that can be grouped as social
and economic, cultural, and international factors that can be employed to
explain the lack of democratic government in the Arab world. Of course, there
may be some other factors that have not been accounted for in this limited
space, yet none that have been discussed here are related to the essence of
Islam. Stated differently, these are all secular, temporal factors
6
.
In this respect, they are not immutable. In fact, a long way has been traveled in
the direction of modernization in the past few decades in the Arab world. There
has been important progress in social, economic, and educational fronts (Kubba
2000: 88). Hence, it would not be misleading to conclude that Arab countries
are overcoming all the barriers that stand in the way of democratization one by
one. It can be reasonably expected that in the near future, transitions to
democracy will be achieved in this part of the world as well.
Conclusion
This article raised one particular question: Is Islam an obstacle to democratization
in the Muslim world? At the very beginning, it was pointed out that there are those
who think that Islam rejects democracy with its notion of popular sovereignty. For
them, the sovereignty belongs to God. Therefore, one can think, the lack of
democracy in the Islamic world can be explained by the absence of any notion of
democratic government in Islam. However, this pessimistic view for the fortunes of
democracy in the Muslim world does not go unchallenged. It is possible to
advance both empirical evidence that there are democratic countries with
majority-Muslim populations and theoretical arguments that Islam and democracy
are not only compatible, but their association is inevitable. The optimistic view
about the compatibility of Islam and democracy makes a distinction between the
core of the religion and historical baggage that has been built around it over the
centuries. On the basis of this distinction, it claims that those who argue against
democracy in the name of Islam are depending on the historical baggage rather
bilig, Bahar / 2006, say 37
202
than the core of Islam. There is nothing in the core of Islam that hinders the
establishment of democracy.
In fact, as it was shown in explaining the lack of democracy in the Arab
world, in combination with a pessimistic interpretation of the relationship
between Islam and democracy, social, economic and cultural factors that are
not related to Islam can be identified as the factors that hinder the
development of democracy. However, this also shows that in order to
establish democracy in the Muslim world, it is not enough to show that Islam
is compatible with democracy, rather, there must be a social, economic, and
cultural environment that is fit for democracy. In this direction, if democracy
is going to take root in Islamic soil, both the interpretation that emphasizes
the compatibility of Islam and democracy, and the social, economic, and
cultural conditions must be advanced.
Notes
1. As a matter of fact, the issue of the sovereignty in Islam is a disputed matter. In
opposition to the Islamist view that vests all sovereignty in God, there is also the
argument that makes a distinction between two sorts of sovereignty: ontological
and temporal. According to this distinction, although God is the creator of the
universe and thus ontologically sovereign over all of it, God is not in charge of the
political affairs directly. That is to say, God did not spell out the political rules
specifically by which human beings will order their relationships in this world. Thus,
political sovereignty is left to human beings (Erdoan 1999b: 33-34).
2. Even Maududi himself accepts the fact that the Islamic state he defends resembles the
Fascist and Communist states in this respect. However, he believes that even though the
Islamic state is an all-inclusive state, it is completely different from the modern totalitarian
and authoritarian states (Maududi 1985: 30). For Maududi, what makes Islamic
totalitarianism a good form of totalitarianism, and totally different from the modern
totalitarianisms, is the fact that it is based on Gods orders (Esposito 1998: 153).
3. Along the same lines, see also AHA, . (2003), Islam and Democracy: A
Theoretical Discussion on the Compatibility of Islam and Democracy, Alternatives:
Turkish Journal of International Relations, 2, (3-4): 106-134.
4. It must be noted that Stepan and Robertson do not equate electoral competitiveness with
democracy as such. They are of the opinion that electoral competitiveness is a necessary
but not a sufficient condition for democracy to take root in a country. They think that
competitiveness is present when 1) the government springs from reasonably fair
elections; and 2) the elected government and not some other power center- is able to fill
the most important political offices. (2004: 141)
5. Yet, it must be noted that, by stating that, [t]hroughout history, the overwhelmingly most
common type of regime in the Islamic world has been autocracy-which is not to be
confused with despotism. The dominant political tradition has long been that of command
and obedience, and far from weakening it, modern times have actually witnessed its
intensification. Bernard Lewis thinks that this is true not only for the Arab world but for
the Islamic world in general (Lewis 1996: 54-55).
ahin, Is Islam an Obstacle to Democratization in the Muslim World?...
203
6. It can be argued that at least cultural factors may be directly linked with the religion.
However, to this argument it can be responded by stating that the cultural feature
that is pointed in this paper with regards to the Arab exceptionalism, namely,
tribalism and its associated behavioral attitudes within the Arab world were there
even before the emergence of Islam.
References
ALMOND, G., S. VERBA. (1963), The Civic Culture: Political Attitudes and
Democracy in Five Nations, Boston: Little Brown.
BINDER, L. (1988), Islamic Liberalism: A Critique of Development Ideologies,
Chicago: University of Chicago Press.
CUTRIGHT, P., J. WILEY (1969), Modernization and Political Representation:
1927-1967, Studies in Comparative International Development 5: 23-44.
AHA, . (2003), Islam and Democracy: A Theoretical Discussion on the
Compatibility of Islam and Democracy, Alternatives: Turkish Journal of
International Relations, 2, (3-4): 106-134.
http://www.alternativesjournal.net/volume2/number3and4/caha2.pdf
EL-AFFENDI, A. (2003), What is Liberal Islam? The Elusive Reformation, Journal
of Democracy, 14 (2): 34-39.
ERDOAN, M. (1999a), Islam in Turkish Politics: Turkeys Quest for Democracy
without Islam Critique, 15: 25-49.
_______ (1999b), slam ve Liberalizm (Islam and Liberalism), Ankara: Liberte.
ESPOSITO, J. L. (1998), Islam and Politics, 4
th
Edition, Syracuse: Syracuse
University Press.
GHANNOUCHI, R. (1995), Excerpts from a Lecture by Sheikh Rachid al-
Ghannouchi, in WRIGHT, R. (1996), Islam and Liberal Democracy: Two
Visions of Reformation, Journal of Democracy, 7 (2): 64-75.
HAMDI, M. E. (1996), Islam and Liberal Democracy: The Limits of the Western
Model, Journal of Democracy, 7 (2): 81-85.
HUNTINGTON, S. P. (1993), The Third Wave, Norman: University of Oklahoma Press.
KARATNYCKY, A. (2002), The 2001 Freedom House Survey: Muslim Countries
and the Democracy Gap, Journal of Democracy, 13 (1): 99-112.
KOTB (QUTB), S. (1953), Social Justice in Islam, translated from Arabic by John B.
Hardie, Washington, D.C.: American Council of Learned Societies.
KUBBA, L. (2000), Arabs and Democracy: The Awakening of Civil Society,
Journal of Democracy, 11 (3): 84-90.
______ (2003), What is Liberal Islam? Faith and Modernity, Journal of Democracy,
14 (2): 45-49.
LAKOFF, S. (2004), The Reality of Muslim Exceptionalism, Journal of Democracy,
15 (4): 131-139.
bilig, Bahar / 2006, say 37
204
LEWIS, B. (1996), Islam and Liberal Democracy: A Historical Overview, Journal of
Democracy, 7 (2): 52-63.
LIPSET, S. M. (1959), Some Social Requisites of Democracy: Economic Development
and Political Legitimacy, American Political Science Review, 53 (1): 69-105,
reprinted in CNUDDE, C. F. and D. NEUBAUER (Eds.) (1969), Empirical
Democratic Theory, Chicago: Markham Publishing Company.
MASMOUDI, R. A. (2003), What is Liberal Islam? The Silenced Majority, Journal
of Democracy, 14 (2): 40-44.
MAUDUDI, S. ABUL ALA (1985), Political Theory of Islam, Lahore: Islamic
Publications Ltd.
MOORE, B. Jr. (1993), Social Origins of Dictatorship and Democracy, Boston:
Beacon Press.
NASR, V. (2005), The Rise of Muslim Democracy, Journal of Democracy, 16 (2): 13-27.
QUTB, S. (1988), Maalim fi al-Tariq, Cairo, Dar al-Shuruq, in TRIPP, C. (1994)
Sayyid Qutb: The Political Vision, (ed. Ali Rahnema), Pioneers of Islamic
Revival, London: Zed Books Ltd, 154-183.
ROY, O. (1996), The Failure of Political Islam, (Translated by C. Volk), Cambridge:
Harvard University Press.
RUESCHEMEYER, D., E. H. STEPHENS, J. D. STEPHENS. (1992), Capitalist
Development & Democracy, Chicago: University of Chicago Press.
SOROUSH, A. K. (1995), Interviewed by Robin Wright, in WRIGHT, R. (1996),
Islam and Liberal Democracy: Two Visions of Reformation, Journal of
Democracy, 7 (2): 64-75.
______. (2000), Reason, Freedom, & Democracy in Islam, Translated, Edited, and
with a Critical Introduction by Mahmoud Sadri, Ahmad Sadri, Oxford: Oxford
University Press.
STEPAN, A., G. B. ROBERTSON. (2003) An Arab More Than Muslim Electoral
Gap, Journal of Democracy, 14 (3).
_______. (2004), Arab, Not Muslim, Exceptionalism, Journal of Democracy, 15 (4):
140-146.
TRIPP, C. (1994) Sayyid Qutb: The Political Vision, (ed. Ali Rahnema), Pioneers of
Islamic Revival, London: Zed Books Ltd, 154-183.
WRIGHT, R. (1996), Islam and Liberal Democracy: Two Visions of Reformation,
Journal of Democracy, 7 (2): 64-75.
ZURCHER, E. J. (1998), Turkey A Modern History, (2
nd
Edition), London: I.B. Tauris
& Co. Ltd.
bilig Bahar / 2006 say 37: 189-206
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
"slam, Mslman Dnyada Demokratiklemenin
nnde Bir Engel midir slam ve Demokrasinin Uyumu
Tartmasnn Yeniden Gzden Geirilmesi"
Dr. Bican AHN
zet: Bu makalenin amac, slam ve demokrasinin uyumluluu hak-
kndaki argmanlarn eletirel bir sunumunu yapmak ve slamn Ms-
lman dnyada kurumsallam demokrasilere ulamann nnde bir
engel olup olmadn tartmaktr. Bu dorultuda ilk olarak, slam ile
demokrasinin uyumazln ileri srenlerin argmanlar ortaya konul-
maktadr. kinci olarak, slam ile demokrasinin uyumlu olduuna iaret
eden ampirik ve teorik argmanlara yer verilmektedir. Makalenin So-
nu ksmnda, ampirik ve teorik argmanlarn iaret ettii zere, s-
lamn demokrasinin Mslman dnyada kk salmasnn nnde bir
engel tekil etmedii vurgulanmakta, ve fakat, demokrasinin ortaya -
kp yerlemesi iin tek bana bu uyumluluun yeterli olamayacana
da dikkat ekilmektedir. Bu dorultuda, yaplmas gerekenin, bir taraf-
tan slamn demokrasiyle uyumlu yorumlar glendirilirken, dier ta-
raftan da sosyo-ekonomik, kurumsal ve uluslararas alanlarda demok-
rasinin nnde varolan engellerin kaldrlmas dorultusunda aba
sarfedilmesi olduu ifade edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: slam, demokrasi, liberal slam, sosyo-ekonomik
gelime, kltr
Hacettepe niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi, Kamu Ynemtimi Blm, Beytepe/ANKARA
bican@hacettepe.edu.tr
bilig Zima 2006 vpusk: 37: 189-206
Popeitel#skiy Sovet Universiteta Axmeta Wsavi
-
?
*
:
,
.
,
. -
,
. ,
,
,
.
,
,
, -,
.
: , , , -
,
, ,
,
, .
*
, ,
, /
bican@hacettepe.edu.tr
bilig Bahar / 2006 say 37: 207-211
Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Dnya Dillerinden rnekleriyle Dilbilgisinin Temel
Kavramlar, Trke zerine Tartmalar
Do. Dr. Mehmet Aydn
N. Engin Uzun, Dnya Dillerinden rnekleriyle Dilbilgisinin Temel Kavram-
lar Trke zerine Tartmalar, Trk Dilleri Aratrmalar Dizisi 39, stanbul
2004, 216 s.
N. Engin Uzunun Dilbilgisinin Temel Kavramlar, Trke zerine Tartma-
lar, ilk olarak 1998 ylnda Ankarada yaymlanm, ben de Uzunun bu kita-
bna ancak 2000 ylnda ulaabilmitim. Eser, 2004 ylnda Trk Dilleri Ara-
trmalar Dizisinin 39. kitab olarak yeniden bu defa Dnya Dillerinden r-
nekleriyle Dilbilgisinin Temel Kavramlar Trke zerine Tartmalar adyla
yaymland. N. Engin Uzunun kitabnn 1998 basks kk boy ve 168
sayfayd, ikinci basks byk boy ve 216 sayfa. Bu da Uzunun kitabnn
ikinci basksna epeyce eklemeler yapt anlamna geliyor. Ben kitabn hem
ilk hem de ikinci basksn okudum; zaten okumasam byle bir yazy asla
yazmazdm. Aslnda Uzunun kitab imdiye kadar oktan Trk dili aratr-
malar alannda alanlarn ilgisini ekebilmeli ve tartlabilmeliydi, tartl-
msa da yazlmad veya ben bu kitap ile ilgili ne yazya ne de tartmaya
rastlayabildim.
Bu yaynn ilk basksnn nsz ikinci baskda korunmu ve ikinci bask iin
ayr bir nsz eklenmitir. Kitabn ilk basksnn nsz dorusu tartmaya
davetiye kartmann tesinde, tartmay kkrtmay amalar nitelikler ta-
maktadr. Kitapta, bu nszden balayarak bir anlamda Trk dili aratrmala-
rnn paradigmasna saldrld sylenebilir.
Dilbilgisi veya dilbilim dillerden kalkarak oluur. Bu anlamda zcan Ba-
kann dilbilgisi bir nsz deil bir sonszdr biimindeki ifadesini hatrla-
mak yararl olabilir. Bana kalrsa, dilbilgisi iindeki bilgi sz nemlidir.
Trkenin dilbilgisi olumadan ve oluturulmadan baka dillerin yapsndan
kalkarak oluturulan dilbilgisi modelleri ortaya kmsa, Trkenin dilbilgisi
ister istemez bu modelin etkisinde ve hatta glgesinde kalr. Ancak bunu bir
balang veya ilk adm saymak yanl olmaz. Dvn Lugtit-Trkte Arap-
ann byle ok ak bir etkisi vardr. Fakat Trkenin dilbilgisi ile ilgili metin-
ler hl bu tr etkilerden kurtulamadysa ortada ok ciddi ve vahim bir sorun
var, demektir. Uzunun nsz byle de yorumlanabilir.