You are on page 1of 98

ADL ismi ve Kinattaki lahi Adalet

Cenab- Hakkn tezahryle kendini tantt birok isimleri vardr. Bu isimlerin kainattaki tecellileriyle Cenab- Hak tannr, bilinir. Bu isimlerin mahiyetlerinin anlalmasyla da Allah' tanmaktaki mertebeler artm olur. Kainatta deiik mertebelerle tecelli eden bu isimlerin bazlar ismi azam (Cenab- Allah'n en byk ismidir ki, bu isimle dua edildii zaman dualar kabul edilir.) olarak deerlendirilmitir. mrde ecel, Ramazan'da Kadir Gecesi gizli olduu gibi, isimlerde de ism-i azamn gizli olmasnn mhim bir hikmeti vardr. Fakat her isminde azami bir mertebesi var ki; o mertebe ism-i azam hkmne geiyor. Evliyalarn ism-i azam ayr ayr bulmas bu srdandr. Mesela Hz. Ali ism-i azam alt isimde zikrediyor. Abdulkadir Geylani Ya hayy gibi (Alt isim ferd, hay, kayyum, adl, hakem, kudds) Bediuzzaman Hazretleri Hz. Ali'nin ism-i azam olarak deerlendirdii alt ismin tahlilini yaparak mahiyetlerini beyan etmitir. Mesela Adl ismini izah ederken; u kainat yle bir saraydr ki, o sarayda srekli olarak tahrib ve tamir iinde alkalanan bir ehir var ve o ehirde her vakit harb ve hicret iinde kaynayan bir memleket var. O memlekette her zaman lm ve hayat iinde yuvarlanan bir alem var. Halbuki o sarayda, o ehirde, o memlekette, o alemde o derece hayretler iinde brakan bir muvazene bir mizan bir lllk hkmediyor, bilbedahe ispat eder ki; bu hadsiz mevcudatta olan deiim, gelir, gider her bir anda umum kainat grr tefti-i nazardan geirir bir tek zatn nizamiyle llr, tartlr. Yoksa balklardan bir balk bin yumurtack ile ve bitkilerden haha gibi bir iek yirmi bin tohum ile ve sel gibi akan unsurlarn, inklaplarn hcumu ile iddetle dengeyi

bozmaya alan ve istila etmek isteyen sebepler babo olsayd veyahut maksatsz serseri tesadfe ve mizansz lsz kr kuvvete ve uuruz, zulmetli tabiata havale edilseydi, o eyadaki l, o kainattaki denge yle bozulacakt ki; bir senede belki bir gnde karmakark olurdu. Yani deniz karmakark eylerle dolacakt; kokuacakt; hava zararl gazlarla zehirlenecekti; zemin ise bir mezbele, bir mezbaha bir batakla dnecekti. Dnya boulacakt. te tm hayat sahiplerinin bedenlerindeki hcrelerden, kandaki alyuvarlardan akyuvarlara, zerrelerin deiiminden, bedendeki cihazlarn birbirine uygunluuna kadar o kadar hassas bir mizan ile o kadar ince bir l ile tanzim edilir ve tartlr ki; insann akl hibir yerde hakiki olarak hibir israf hibir abes grmedii gibi; hikmet-i insaniye dahi her eyde en mkemmel bir intizam ve en gzel bir lllk gryor; gsteriyor. te gel gne eitli oniki seyyarenin muvazenelerine bak. Acaba bu muvazene gne gibi Adl ve kadir olan Zat- zlcelali gstermiyor mu? Ve bilhassa seyyarettan olan gemimiz (yani dnya) bir senede yirmi drt bin senelik bir dairede gezer, seyahat eder. Ve o harika sratiyle beraber zemin yznde dizilmi, istif edilmi eyay datmyor, sarsmyor, fezaya frlatmyor. Eer srati bir para arttrlsa veya eksiltilseydi, sakinlerini havaya frlatp fezada datacakt. Ve bir dakika, belki bir saniye muvazenesini bozsa, dnyamz bozacak; belki bakasyla arpacak, bir kyameti koparacak. Ve bilhassa zeminin yznde nebati ve hayvani drt yz bin taifenin doumu, lm, iaesi ve yaay noktalarnda rahimane dengeleri, k gnei gsterdii gibi, hikmetli ve adaletli bir zat gsterir. Ve bilhassa o hadsiz milletlerin hadsiz fertlerinden bir tek ferdin azas, cihazat, duygular o derece hassas bir mizanla birbiriyle mnasebattr ve lldr ki, o tenasb o muvazene apak bir

adaletli hikmetli bir yaratcy gsterir. Ve bilhassa hayat sahibi her bir ferdin bedenindeki hcrelerin o derece hassas lleri var, apak ispat eder ki; her eyin dizgini elinde, her eyin anahtar yannda, bir ey bir eye mani olmuyor. Umum eyay bir tek ey gibi kolayca idare eden bir tek adaletli ve hikmetli bir yaratcnn, lsyle, kanunuyla, nizamyla terbiye ve idare olunuyor. Batan buraya kadar gzmz nnde cereyan eden bu hadiseleri ifade edip her eyin Cenab- Hakkn adalet terazisinden getikten sonra bu halini aldn ifade edip gzmz nnde bu ileri yapan zata insanlarn amellerini harn mahkeme-i kbrasnda deerlendirmenin zor olmayacan ifade ederek ADL isminin hem bu dnyada hem de ahretteki umulne dikkatleri ekerek ehemmiyetini ifade etmitir. Cenab- Haktan, her bir iman hakikatinin kuvvetlenmesine vesile olan isimleri okuyup anlamay nasib etmesi temennisi ile

Abdlkadir IIK (www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr)

AHRET HAKKINDA
Ahiret: son, sonra olan,dnyadan sonraki ebed lem, dnyadan sonraki menzil demektir. Hayat yolculuumuzda, baba sulb, ana rahmi, ocukluk menzillerinden geerek bula erdiimizde, nmze iki ayr yol ald: inanmak veya inanmamak. Bu akn bir devam olarak, lm, kabir, maher ve mizan safhalarndan sonra kendimizi iki sonsuzun kavanda bulacaz. Ebed cennet ve cehennem... Zaman nehrinin srkleyip gtrd bu ciz insan, dnyadan sonra bir baka leme gitmeyeceini nasl iddia edebilir!? hirete inanmadklarn syleyenler, ldkten sonra dirilmeye akl erdiremeyenlerdir. Onlarn inanmadklar aslnda bas yni dirili

hdisesidir. Yoksa, ahirete inanmamak zamann akna kar durmak ve yarna inanmamak gibi bir samalk olur. Her insan, sekerat denilen can ekime ameliyesi ile dnyadan syrlr, elbisesini soyunur. ld anda kendisini bir yeni lemde bulur. Mevt (lm), nevmin (uykunun) kardeidir buyruluyor. simleri de benziyor birbirine. Her gece, lmn kk kardei olan uykuya dalan ve her sabah yeniden dirilircesine dnyaya gzn aan insan, kyametin ve harin almetlerini her gn seyrediyor demektir. bu gecenin sabah ve u kn bahar ne kadar makl ve lzm ve kati ise harin sabah da berzahn bahar da o katiyettedir (Szler ) O hayatn huzmeleri bize daima el ediyorlar. Ama nemli olan, oraya varmadan orasn kabullenmek; ilk aartlarda gnei seyredebilmek. Gne doduktan sonra, artk onu kabullenmenin bir deeri mi kalr? O gnein bir nuru da kendi ruh dnyamzda!.. Ebed arzusu. Sz sultan byk stad bu arzunun hiretin varlna ayr bir delil olduunu u harika vecizeyle ifade buyurur: eer vermek istemeseydi, istemek vermezdi. Evet, bizi yaratan zt, u lemi seyretmemizi istemeseydi, ana rahminde bize gz takar myd? Bu gzelim sesleri iittirmek dilemeseydi bize kulak verir miydi? te, hiretin varlna en byk bir delil insan ruhuna konulan bu ebed yaama arzusu. Baz insanlar: Allahn sana verdii eylerde hiret yurdunu gzet. Dnyadan da nasibini unutma (kasas sresi,77) yet-i kerimesindeki ilh emrin ilk kkn tamamen ihmal ederek btn enerjilerini dnya hayat iin harcarlar.

Dnya; den, aa mnsna geliyor. Btn mr boyunca aa olan isteyen, aala alan, aa iler peinde koan insan, artk hiret yurdunu gzetemez olur. Yksek idealler, ulv sfatlar, gzel ahlklar ruhundan gitgide silinir. Bir de bunun zdd var. nsan imanda terakki ettike, rabbine kavumaa daha fazla itiyak gsterir. hirete bol sermaye gnderdike, oraya kavumay daha ok istemeye balar. stikbalini dnen ve ileride kavuaca mevkileri dikkate alan alkan bir rencinin artk okulun bahesine, snfna, kantinine, srasna rabet etmemesi gibi, onun kalbinde de dnya sevgisi gitgide azalr. Bozulmam hibir akl, hayatn bu dnyada balayp yine bu dnyada biteceine ihtimal veremez. Bedenindeki milyarlarca hcrenin, etrafndaki milyonlarca eit canlnn ve nihayet semay enlendiren o sonsuz yldzlarn sadece u ksack dnya hayatnn ban beklediklerine hibir akl evet diyemez.

onlar kendi kendilerine dnmediler mi ki, Allah gkleri ve yeri ve onlarn arasnda bulunanlar ancak hak olarak ve muayyen bir sre iin yaratt. nsanlarn birou rablerine kavumay gerekten inkr edicidirler (rum, 8) Miractan sonra, anl peygamberimiz (a.s.m.), hiret lemini ashabna yle anlatmt: ne gzler grm, ne kulaklar iitmi ve ne de beerin kalbine, hatrna gelmitir.Cennet bundan daha iyi anlatlamaz. nk bu tarif cenneti grenin tarifidir. stad Bedizzamann: bize gsterdiin numunelerin, glgelerin asllarn, membalarn gster duasn yle anlayamaz myz? Dnya ancak sretler ve glgeler lemi. nsann fotoraf kendisinden ne kadar geri ise, cennetteki hli de bu dnyadakinden o kadar ileri. Aac sz dinleyen cennetin, insan lf anlamayan bu dnyadan ne kadar ileri olduu az ok hissediliyor.

Kald ki, akl da bunun byle olmas lzm diyor. nsan birka kilometre yrd m birka saat dinlenme ihtiyac duyuyor ve syleniyor kendi kendine: Nasip olur da cennete gidersem, bu ayaklarla gitmemeliyim. Bana o sonsuz lemde, yorulmayan ayak gerek. Bir sohbet ne kadar tatl olursa olsun, birka saat srd m zihin yorulmaya, dikkat dalmaya balyor. Demek ki, bu dimala da cennete gidilmez. Bize dinledike hazz artan, yorulmak nedir bilmeyen, usanmay tanmayan bir dima lzm... Otobs, taksi, uak, bunlar bizi zamanla yartran, arzumuza tez elden kavumamza yardm eden vastalar. Bu dnya hirete nispeten glge makamnda kalacana gre, oradaki srat da bunlarn hibiriyle kyaslanacak gibi olmasa gerek. Orada madde zamann stne kacak. Gemi deryay yutacak. Uzak yakn fark kalkacak ortadan. nsan, diledii makamda nnda bulunacak. Daha ilerisi, insan bir anda birok yerlerde bulunabilecek. Oras asllar lemi. Bu dnyada gayb olarak inandmz iman hakikatlerini orada mahede edeceiz. u anda peygamberlerle (a.s.) grmemiz ancak haylen olabiliyor; glgeden ileri geemiyor. Orada btn muazzez zevatla bizzat greceiz. Mazhar olacamz bu erefler silsilesi, ryetullah ile en ileri seviyesine ulaacak... Yrmenin ardnda yorgunluun sakland, tebessmlerin riyaya brnd, yemenin doyma ile snrland, elemlerle sevinlerin gece ile gndz gibi birbirini durmadan kovalad bu sretler lemine aldanmayanlar, asla kavuacaklar. Gerek saadeti orada bulacaklar. Allaha kar hsn- zan ibadettir hadis-i erifinden g alarak, rabbimizin ltfuna itimaden, hep cennetten sz ettik. Cehennem de asllar leminden bir baka ke. Elemin, strabn, pimanln, hznn, ahn, eyvahn da asl orada. Buradakiler onlara gre glge ve resim kabilinden. Onlardan o kadar zayf, o kadar geri... Elbette byle bir azaba ebediyen duar

olacak bir insan da bu dnyadakinden farkl bir yaratla sahip olmal. Nitekim yle de... Cehennem ateinde yanp kavrulan bir sinin bedeni, nnda yeniden yerine gelecek ve azap bylece aralksz srp gidecek... hiret iin kudret lemi tabiri kullanlyor. Orada her ey zamansz, nnda vcut bulacak. Ama kudretin bu zamansz tasarrufu da yine hikmet zere yryecek. Cennet ve cehennem, mizandan sonra. O halde, bu lemlerdeki btn icraatlar ll ve mizanl olacak. Mizanda zerre mskal hayr da er de tartld gibi, cennetteki haz da cehennemdeki azap da ok ince bir adaletle taksim edilecek. Herkes sevabnca lezzet alacak ve gnahnca elem ekecek... ... Yava yava olan hzla da olur. Safha safha meydana gelen bir anda da vcut bulabilir. Kanunu koyan kaldrabilir veya deitirebilir. Haylimiz dnyann te ucuna bir anda gidiyor, ayaklarmz ise seyrini adm adm yrtyor. hirette ayaklarmza hayal kanunu uygulansa buna kim mni olabilir? Nitekim yle de olacak. Kald ki, yava gitmemiz de Allahn kudretiyle, hzl gitmemiz de... Bizim iin iinde neyimiz var?

AHRETE MANIN, NSANIN PSKOLOJK VE RUH YAPISINA ETKS


Burada nce, ahirete imann ne demek olduunu aklamamz gerekiyor. Ahiret, bu dnyann kaldrlmasndan sonra kurulacak yeni mekndr. Her insann belli bir mr olduu gibi, dnyann da belirli bir mrnn olduu, o mrn doldurduktan sonra, bu dnyann yklarak ahiret leminin yaplaca belirtilir. Kur'an- Kerim'in ifadesine gre bu mekn iki ksmdan ibarettir. Birisi, iyiliklerin, gzelliklerin bulunduu Cennet, dieri de, her

trl cezann uyguland zdrap ve sknt yeri olan Cehennemdir. Her insan bu ikisine de namzettir. Hangisine gidecei, tamamen kendi tercih ve iradesine baldr. Kur'an- Kerim'de, bu Cennet ve Cehennem tasvirleri yapldktan sonra, hangi davran ve fiillerin insan Cennete, hangilerinin de Cehenneme gtrecei aklanmtr. Burada aklanmas gereken nemli bir konu udur: Acaba insan ldkten sonra yeniden dirilebilecek midir? Bu sorunun cevab yle verilebilir: nsan dirilmeyecek. Diriltilecek. nsan bu dnyaya geliini nasl kendisi baarmamsa. Yani insan, kendi istek ve arzusu ile ve kendi iradesi ile bu dnyaya gelmemi, bir Yaratc tarafndan gnderilmise, ldkten sonra diriltilme de byle olacaktr. Kur'an Kerim'in ifadesine gre, bu diriltilme hadisesi, gz ap yumuncaya kadar bir zamanda oluverecektir. Tpk, merkezden kumanda ile bir ehirdeki btn lambalara bir anda elektrik verilebildii gibi. Cenab- Hak da, bizi ahirette, yani Hair sabahnda bir anda diriltecektir. Nitekim, biz her birimiz bir asr nce bu dnyada mevcut deildik. lem-i gaybda, ruhlar lemindeydik. Daha sonra anne karnna gnderildik. Oradan dnyaya bebek olarak geldik. ocukluk ve genlik devrelerini geirdik. Bunlarn hi birisi bizim iktidar ve arzumuzla gereklemedi. Her sonbahar btn bitki ve hayvanlar iin bir lm, ilkbahar bir hair, yani dirili olarak gzmzn nnde cereyan ediyor. Kn kurumu, deta lm bir insann kemikleri gibi olan aa dallar, baharda yeniden hayat buluyor. Kemik eklindeki bu dallardan yapraklar, iekler kyor, meyveler teekkl ediyor. Bir elma ekirdeinden koca elma aacn karan, kurumu dallardan yaprak ve meyveleri yaratan, yokluk leminden bizi alp bu dnyaya gnderen ve burada her trl ihtiyacmz gideren Cenab Hak, ldkten sonra da bizi diriltmeye kadirdir.

Gelecekte insann yaratlmas konusunda hi kimse phe ierisinde deildir. Yani, 5 sene sonra, 10 sene sonra, ya da dnyann mr varsa 50 sene sonra insann yaratlmas konusunda hi tereddt yoktur. Nitekim ou kimselerden iitiriz. Gelecekteki evlat ve torunlar iin altn syler. Hlbuki ortada henz ne evlat vardr ve ne de torun. Ama istikbalde, yani gelecekte bunlarn yaratlacan, yokluk leminden gnderileceini dnmektedir. Bu noktada hi phesi yoktur. te ahiret, bu zamann biraz daha ilerisidir. Hem ahirette yatlacak olanlar, daha nce yaratlm olanlardr. Bunu yle bir misalle de anlayabiliriz. Mesel bizim hafzamzda bir beyit var. Bunu yazmadan nce o bir bakma gayb alemindedir. O beyti yazdk. Diyelim ki, Hak erleri hayr eyler Zannetme ki gayr eyler Mevla grelim neyler Neylerse gzel eyler imdi bu beyit lemi ahadete, yani dnya lemine kt. Ayn zamanda yine bizim hafzamzda da mevcut. Bir mddet sonra sildik. Yani bu dnya leminden gitti. Tpk bizim ldmz gibi. Ama bizim hafzamzda duruyor. stediimiz zaman tekrar yazabiliriz. te biz bu dnya leminden gitmekle yok olmuyoruz. Yine Cenab- Hakk'n ilmindeyiz. stedii zaman bizi yine yeniden yazacak, yani diriltecektir. Ahirete inanmann insann psikolojik ve ruh yaps zerine ok byk tesiri vardr. nk ahiret inanc olan bir kimse, her yapt iin mutlaka hesabnn olacan, hibir iyiliin karlksz kalmad gibi, hibir ktln de karlksz kalmayacan gz nnde bulunduracaktr. Dolaysyla her an vicdan muhasebe ile kar karya olacaktr. Yapaca bir takm ktlkleri, kanundan gizlese bile, Cenab- Hak'tan gizleyemeyeceini bilecek ve Cehennemi deil, Cenneti kazanmak iin gayret sarf edecektir. O zaman, hem

ailede huzur, hem de o tip ailelerden meydana gelen cemiyette huzur olacaktr. Cemiyet hayatnda insan her an imtihan ierisindedir. Herkes farkl eylerle imtihan olmaktadr. Her gn insana binlerce gnah hcum etmekte, insan bu hadiseler karsndaki davranlarnda hep, ahiretteki mkfat ve cezay dnerek davran sergilemektedir. Sizler hapishanede olmanz itibariyle, dardaki insanlarn maruz kald pek ok gnahtan uzaksnz. Dolaysyla, zamannz lzumsuz hlyalar yerine, faydal kitap okuyarak deerlendirmelisiniz. Yaplan bir takm ktlklerden piman olarak Cenab- Hak'tan af dilemeliyiz. Bylece naalllah ahiretimizi gl ve glistan yapabiliriz. Burada lmz u olmaldr. Her ey kader ile takdir edilmitir. Ksmetimize raz olacaz ki rahat edelim. Her biriniz yle diyebilirsiniz. Cenab- Hak bir sre benim rzkm burada tayin etmi. Madem dnya fanidir. Geicidir. mr durmuyor, gidiyor. Bu ksa mrde ebed hayat kazanmak ve kaybetmek gibi byk bir dava bizim bamza alm. Ben burada ahiretime daha fazla sevap ve nur gndereceim deyip, buradaki zaman, okumak ve ibadetle deerlendirilmelidir. zellikle iyi bir kitap ok kymetli ve sadk bir arkadatr. Size faydal olabilmek iin Kur'an- Kerim'in bu asrn insannn anlayna uygun bir tefsir olmas sebebiyle, Bedizzaman Said Nursi tarafndan kaleme alnm olan Risale-i Nur eserlerinden sizin ktphanenize yeter miktarda braktk. Onlardan istifade edebilirsiniz. Peygamberimiz A.S. bir hadislerinde buyuruyorlar ki; Dnyay isteyen ilme sarlsn, ahireti isteyen ilme sarlsn, hem dnyay ve hem de ahireti isteyen yine ilme sarlsn. Netice itibariyle her ey ilme bal. Bizim toplum olarak en byk zaafmz, okumamamzdr. Ne dnya iin okuyoruz, ne de ahiret

iin. Sizlerin burada bulunuunuzun byk bir sebebi de yine bu cehaletin eseridir. nsanmzn kitap okumamasnn en byk sebeplerinden birisi, eline ald kitab, Anlayamadm deyip brakmasdr. lim, sabr isteyen bir itir. Hi kimse bir okumakla veya dinlemekle lim olmaz. Belli bir kltr sahibi olanlarn hayatlarn tetkik ettiimiz zaman, sabrla okumaya devam etmekle o seviyeye geldiklerini grrz. Nasl ki, bir aylk, ya da bir senelik yiyeceimizi bir gnde veya bir oturuta yememiz mmkn deilse, ilim de bir okuyuta elde edilmez. Yava yava elde edilir. Bir konuyu ilk okuyunca belki yzde on anlayacaz. Ayn konuyu ikinci okuyuta bu yzde onun zerine kacaktr. Byle okumakta sebat edersek bir sre sonra belli bir kltr birikimimizin olduunu greceiz.

ALLAH (C.C.) SONSUZ CEMAL VE KEMALN GRMEK VE GSTERMEK STED; LAH TERCH LE MEVCUDATI YARATTI
Her gzellik ve maharet sahibi, bu gzelliini, eserlerini, sanat inceliklerini hem kendi gzyle grmek ve hem de bakalarnn nazaryla o eser ve sanatna bakmak ister. Cenab- Hak da, kendi sonsuz Cemal ve Kemalini grmek ve mahlkatna gstermek hikmetiyle, bu kinat sergisini ap antika sanatlarn orada dizmek istedi. Bir iein yaratlmas, bir baharn icad kadar Ona rahat ve btn mahlkatn icad bir atomun tekili kadar kudretine kolay gelen Cenab- Hak, bu kinat sergisini hikmet, inayet ve adalet kanunlarna binaen tedricen at. nce btn varlklarn esasn, zn ve nurunu tekil eden ekirdek misali cevheri halk etti. O ekirdei tekml ve terakki kanunlarna tbi tuttu. Her eyi kademe kademe, yava yava yokluk leminden varlk lemine kard. Gnei orada brakp, galaksi ve yldzlar yerlerine yerletirdi, zemin sofrasn burada at. Semadan yamuru indirdi, zemine topra serdi. Denizleri eit eit canllarla, karalar

bitkilerle enlendirdi. nayet ve Rahmetinin tecellisiyle nce sofralar seriyor, arkasndan misafirlerini gnderiyordu. imenler yeeriyor, arkasndan koyunlar, kuzular geliyordu. Onun emriyle gller ayor, nergisler boy gsteriyor, eftaliler meyvelerini dallarn elleriyle uzatyor, atlar ve inekler dolanyor, kular semalarda szlyordu. Melikeler, yaratclarn zikir ve tesbihte asuman vecde getiriyordu. Ama henz beklenen misafir gelmemiti. Zemin ve sema garipti. Melikeler ne koyunun varln anlayabiliyor ve ne de atn bulunmasna bir mana verebiliyordu. Bir gn, yeryznn rengi ve grn birden deiivermiti. Rzgr daha bir neeli esiyor, ekinler bu akla vecde geliyor, aalar meyvelerini daha neeli sallyor, dalar cu-u hurua geliyor, denizler araf araf sergi ayor, melikeler secdeye gidiyordu. Zira, zeminin halifesi, mahlkatn efendisi ve Cenab- Hakkn muhatab insan yer yznde grnmt. Bu son misafir, btn kinat aacnn meyvesi, btn varlklarn kumandan ve hkimi idi. evresinde olup bitenlere tam bir mana veremeyen bu erefli mahlk, kinatn srlarn anlamaya alyordu. Kendi varlnn mahiyetini bilmek istiyordu. Nereden gelmiti? Nereye gidecekti? Niin gelmiti ve kendisinden ne isteniyordu? Kendisini kim gndermiti? Ruh sahipleri, muntazam, hikmetli giyinmi ve giydirilmi, sslendirilmi, bu sergiye gnderilmi varlklar ve zellikle canllar seyrediyor, ancak abuk kaybolmalarna bir mana veremiyordu. nsan, bu sorulara yeterli cevap bulamyor, varlnn manasn tam zemiyordu. Btn insanlk, bu kinat kitabnn manasn bilen, bu sorularna ikna edici cevab verecek, yaratc ile arasn bulacak, elinden tutup onu yaratanna gtrecek byk bir misafiri bekliyordu. O erefli misafir, bu kinat sergisinde dizilmi varlklarn srrn zecek, yaratln hikmetini anlatacakt. O misafir, insanln ser tac, btn peygamberlerin reisi, kinat Halknn sevgilisi, btn insanln nderi, gnller sultan, kalplerin sevgilisi, lemlerin rahmet kayna, btn srlarn anahtar sahibi, kinatn nuru ve Muhammed (s.a.v.) bu lemi

ereflendirince kinat birden bire nurland, aydnland. Her eyin hakikati daha iyi grlmeye balad. O, insanla ve btn ruh sahiplerine, lemlerin yaratl srlarn aklyor, kinat sergisinin manasn ders veriyordu. Ondan ders alan akl sahipleri de, bu dnyaya gelip abucak kaybolmalarn srrn zmeye balamt. Her varlk ve zellikle canllar, manal birer kelime, birer mektup, ya da kitap tarznda Cenab- Hak tarafndan yazlyor, btn uurlu varlklar onu inceliyor, tetkik ediyor, sanat inceliklerini ve harikalklarn anlamaya alyordu. Tabi bu ok snrl bir alglama ve deerlendirme idi. nk hem onlar tefekkr edenler az sayda hem de uur sahipleri canllarn btn sanat inceliklerine vakf olamyor ve dolaysyla hakkyla onun sanat ve kymetini takdir edemiyordu. O halde canllarn en mhim yaratl gayesi, dorudan Cenab- Hakkn kendi nazarna arz etmek ve cemal ve kemaline bir ayna olmakt. Cenab- Hak, sevdii bu sevimli varlklar ve zellikle canllarn hi birine gz atrmayarak mtemadiyen lemi gayba gnderiyor, hi birine uzun sre nefes aldrmadan bu dnyadan terhis ediyordu. Bu dnya misafirhanesini devaml doldurup misafirlerin rzas olmadan boaltyordu. u kinatta zaman nehri ierisinde devaml akan ve alkalanan, kafile kafile arkasndan gelip geen mahlkatn bir ksm geliyor, bir saniye sonra kayboluyor. Bir grubu bir dakika kalr, bir eidi bir saat bu leme urar ve arkasndan lemi gabya gnderilir. Bazlar bir gnde, bir ksm bir sene bir ksm bir asrda, bazs da asrlarda bu lemi ahadete gelir, bir takm vazifeleri grp gider. Varlklar yoklua gidip kaybolmuyordu. Kudret dairesinden gidiyor, ilim dairesinde, varln devam ettiriyordu. Alem-i ahadetten lem-i gayba gidiyordu. Dnya leminden ahiret lemine geiyor, bir beldeden bir baka beldeye gidiyordu. Geici ve karanlkl, ezici ve boucu olan bu lemden nur lemine, bki leme gidiyordu. Eyada grnen gzellikler ve mkemmellikler, Cenab- Hakkn isimlerine aittir ve o isimlerin tecellileridir. Madem o isimler bkidir, devamldr ve cilveleri daimidir. Elbette onlarn naklar yenilenir, daha gzel bir ekilde lem-i bkide tazelenir. Mdem Sni-i Zlcell vardr ve bkidir ve sfat ve isimleri de devamldr.

Elbette o isimlerin cilveleri, naklar ve tezahrleri de, bki bir lemde devamldr. Kinattaki bu esrarengiz faaliyet ve hareketin altnda yatan srlardan birisi, bu akl almaz faaliyetin verdii lezzettir. Kk olsun byk olsun her bir hareket bir lezzet verir. Denilebilir ki, her faaliyette bir lezzet vardr. Btn mahlkatn bu sevk ve hareketten ald lezzeti mahede eden Sani-i Zlcell, kendi zatna mnasip kudsi bir muhabbet, mukaddes bir lezzetle byle hadsiz faaliyetle ve saysz yaratklaryla kinat daima tazelendiriyor, alkalandryor ve deitiriyor. Bu hayret verici seyahat ve seferde hareketli mahlkat son derece intizaml, ll ve hikmetli sevk ve idare edilir ki, btn akllar birlese, bu tedbir ve idarenin srrna akl erdiremez bir gzellik ve incelikle idare edilmektedir. Kinattaki bu esrarengiz faaliyet ve hareketin altnda yatan srlardan ikincisi ise, Cenab- Hakkn sanat inceliklerini ve gzelliklerini, seyirci misafirlerin dikkatini ekerek uur sahiplerine gstermek istemesidir. Varlklarn yaratlnda her an sratli ve sanatl deimelerin olmas ve hibir eyin kararnda kalmamas, fezadaki sonsuz yldz ve gezegenlerin ok hikmetli ve ll hareketleri, atomdan galaksilere kadar olan her bir varlktaki hareket ve faaliyet, kta beyaz elbisesine brnen zemin yznn baharda renga renk elbiselerle sslenmesi ve aalara taklan her bir meyve, akl sahiplerine bir eyler sylemek istiyor. deta, gklerin ve yerin hareketli varlklar ve hareketleri, onlarn konumalarndaki kelimelerdir ve hareketleri ise bir konumadr. Kinattaki faaliyet dahi kinatn ve iindeki varlklarn sessizce bir konumas ve konuturulmasdr.

ALLAH'IN SIFATLARI
AYN VE GAYR SIFATLAR

Cenb- Hakkn "ayn", "gayr", "ne ayn ne de gayr" olmak zere eit sfat vardr. Ayn sfatlar, Allahn tenzihi ve selbi sfatlarna denir. Bunlar "Vcd, kdem, beka, muhlefetn lil-havdis, kym bi-nefsih, vahdniyet"dir. Bu sfatlar Allah hakknda ciz olmayan mna ve halleri bertaraf etmek iin tedbir amal konulmu vasflardr. Bu tenzihi sfatlar i ve icraat yapmazlar, onun iin Allahn zt- akdesinin ayn kabul edilmilerdir. Yani bu sfatlar Allahn ztnn aynsdr, baka bir mna ve gayrlk ifde etmezler. Mesela; vcd sfat Allahn ztnn varln ifde eden bir sfattr. Zt mana olan ademi, yani yokluu bertaraf eder. Kdem, balangtan mnezzeh olmasn gsterir. Bek ise, sonu olmamay ifde eder. Bu sfatlar mevcut ve fil deillerdir, bir kudret, bir irde gibi varlklar ve tasarruflar yoktur. Gayr sfatlar, Allahn fiili olan sfatlarna denir. Bu fiili sfatlarn ise miktar ve snr yoktur. Bu fiili sfatlarn okluu ise, Allahn kudret sfatnn muhtelif mevcudattaki muhtelif tecelliyatndan ibarettir. Mesela; Allahn kudret sfat bir ekirdein almasnda tecelli ederken Fetth nmn alyor, bir canlnn lmnde Mmit ismini alyor, bir hayat bahederken Muhy ismini alyor, canllara rzk verirken Rezzk nmn alyor ve hkeza... Bu sfatlar, kinat ve mahlkatn yaratlmas ile aa ve meydana ktklar iin, Ehl-i snnete gre hdistirler. Ama bu isimlerin arka cephesinde asl i gren ve icra eden "kudret sfat" ezel ve ebeddir. Onun iin "Allah, ezelde Rezzk, Muhy, Fetth deildi." demek mnasz olur. Allah, ezelde kudret itibri ile bu gibi fiili isimlere sahipti, ama tecelli ve yaratma ile bu isimler meydana ktndan, tesmiye olarak hdis oluyorlar. "Gayr" ismini de bu mnadan dolay alyor, yani tesmiye noktasndan alyor.

Ne ayn, ne de gayr olan sfatlar ise, Allahn zt ve sbt olan sfatlarna denir. Bunlar "Hayt, ilim, irde, kudret, tekvin, sem, basar ve kelm"dr. Bu sfatlar kinatta i ve icraat gren ve tasarruf ve tecellileri olan hakki ve etken sfatlardr. Bu sfatlar selbi ve gayri sfatlar gibi mneviye ve tenzihi sfatlar deildirler. Allahn ztndan baka mna ve esaslar olan ama ondan da mstakl ve bamsz olmayan sfatlardr. Onun iin ne ayn, ne gayr mnasn ifde eden Allahn zt- akdesine zid ve Onunla kim sfatlar denilmitir. Ne o, ne de onsuz olabilir. Bu sfatlarn Allahn zt ile olan ilikisi ve durumu ilm-i kelm ve felsefenin en esasl ve ihtilafl konusudur. Biz burada gurubun fikrini zet olarak izh edeceiz ki, mesele o zaman akla kavuur. Evvela, Ehl-i snnetin dndaki iki gr aktaralm. Birincisi: Mtezile'nin grdr. Bunlar, Allahn bu sekiz sfatn tpk selbi sfatlar gibi Allahn ztnn ayn kabul edip, bu sfatlarn vcdunu inkar ediyorlar. Yani bunlar, Allahn zt hem ilim, hem irde, hem kudret ve sire deyip, ztndan baka bir eyi kabul etmiyorlar. Allah, kinatta sfatlar olmakszn zt ile i ve icraat yapyor diyorlar. Bunun gerekesi olarak da tenzihi gsteriyorlar. Yani "Allahn ztndan baka kadm sfatlar kabul etmek, kadm ztlarn oalmasn gerektirir ki bu da tevhd ve tenzihe zt olur." derler. Mtezilenin bu gr hem akla, hem de nakle zt bir grtr. Akl adan ilim ve irdeyi ayn kabul etmek, zaten ak bir safsatadr. Kurnda ise Allaha ilimdir, kudrettir demiyor, "lim"dir, "Kdir"dir diyor.Yani ilim sahibidir, kudret sahibidir diyor. Bu da Mtezile'nin tezine zt bir ifdedir. Daha ok deliller var, ama biz numune nevinden bunlarla iktif edelim. kincisi: Kerramiyelerin grdr. Bunlar Allahn bu sekiz sfatn Allahn ztnn tamamen haricinde ve ondan mstakl olarak deerlendirirler. O zaman Mtezile'nin dedii gibi "Kadm

varlklarn oalmas" sz konusu olur ki bu da irktir. Mtezile'nin tepkisi ve tefrite ynlendiren Kerramiye'nin ifrat fikirleridir. Kerramiye ekolnn savunduu fikrin butlan zhirdir, izh ve ispata lzum yoktur. ncs: Ehl-i snnetin grdr. Ehl-i snnete gre "Allahn zt ve sbt sfatlar, Allahn zt akdesine ziddir." Yani onun ile kimdir, onun ile ayakta durur, onun ile dimidir. Ama bununla beraber Allahn zt akdesinin ayn, mcviri, muttasl, mrekkebi, mcehhezi de deildir. Bu sfatlar Allahn ztnn ayn deildirler, onun iin Allaha ve ztna ilimdir, kudrettir, irdedir demek yanl oluyor. Bu sfatlar Allahn zt- akdesine ziddirler. Yani O deiller ama onunla kimdirler. Bu sekiz sfat, Allah deiller ama Allah ile kimdirler. Ama Allahn ztndan baka bir mna ve esas olan sfatlardr. Allahn ztnn ayn olmamalar gayr olmalarn gerektirmez. Mtezile tefrit edip sfatlar ayn demekle inkar ediyorlar. Kerramiye ifrat edip, sfatlara Allahtan bamsz ulhiyet isnt etmiler. Ehl-i snnet ise, ne sfatlar inkar etmiler, ne de ulhiyete gtrmler. Ehl-i hak, ehl-i vasat olan Ehl-i snnettir.

ALLAH`I (C.C.) BZE TANITAN BYK TARF EDC


Cenab- Hakk bize anlatan, tarif eden byk tarif edici vardr. Bunlardan birisi, kinat kitab, dieri Kuran- Kerim ve ncs de Hz. Muhammeddir (s.a.v.). Her biri bize Allah tantmakta Onun varln ve vasflarn gstermekte, bize Allah bildirmektedir. 1) Kitab- Kebiri Kinat (Byk Kinat Kitab) Kinat kitab bizlere Allah sfatlar ve isimleriyle tantmakta ve bildirmektedir. Bu kinat, 110 elementten yazlm bir kitap gibi, her element deta o kitabn harfleri, ya da mrekkebi. Cenab-

Hak, bu kinattaki varlklar kudret kalemiyle o elementlerden yazm. Her bir harf kendi vcudunu bir harf kadar gsterirken, katibini bir satr kadar ifade ediyor. Bir A harfi kendisini sadece bir harf olarak ifade ederken; katibinin bu yazy grerek yazdn, ilim sahibi olduunu, yazma kudretinin bulunduunu, bu yazy okuyacak olann ilim sahibi olduunu ve daha bunu gibi pek ok vasflarnn bulunduunu bildirir. O elementler, maddeler kimin mlk ise, btn ondan yaplan eyler de onundur. Tarla kimin ise, mahsulat da onundur. Deniz kimin ise, iindekiler de onundur. Kuma gibi dokunan bu yapraklar, patiska gibi ilenen bu iekler, konserve gibi hazrlanan bu meyveler, iek iek, desen desen hal gibi rlen ve dokunan bu yer yz, yldzlarla ve galaksilerle sslenen sema, Cenab- Hakkn varln ve birliini bizlere gsteriyor ve okutturuyor. Kinattaki her bir varlk, zellikle canllar, nizaml ve intizaml yaratllaryla, istidat ve kaabiliyetiyle bir Sni-i Zlcelalin varlna iaret ederler. Kinat, deta bir biri ierisinde sarl bir gl goncas gibidir. Hakem isminin tecellisi u kinat yle bir kitap ekline getirmitir ki, deta her sayfasnda yzer kitap yazlm. ve her satrnda yzer sayfa yerletirilmi ve her kelimesinde yzer satr mevcuttur. Her harfinde yzer kelime var. Her noktasnda bu kinat kitabnn bir fihristesi, indeksi bulunur bir tarzdadr. O kitabn sayfalar, satrlar, ta noktalarna kadar yzer cihette yaratcsn ve katibini gsteriyor ki, kendi varlndan yz derece daha ziyade katibinin varln ve birliini, vahdetini ispat eder. Bu byk kinat kitabnn bir sayfas, yer yzdr. Bu sayfann bir satr bir bahedir. O bahede bulunan iekler, aalar ve bitkiler, bahar mevsiminde beraber birbiri iinde yanlsz yazld gzle grnyor. O satrn bir kelimesi, meyve vermek zere, yaprak ve iek am bir aatr. te bu kelime, muntazam, ll, ssl yaprak, iek ve meyveleri adedince Sni-i Zlcellin varlna iaret eder. Senin bahende kirazlar nasl yaprak ve iek ayor ve meyve veriyorsa, zemin yzndeki btn kirazlarn da ayn kanuna tbi olmas, buradaki tavuun verdii yumurta ile yeryznn her

tarafndaki tavuklarn ayn kanunu gre ayn ekil ve yapda yumurta vermesi, buradaki koyunun st ve yavru verirken tbi olduu kanunun btn yer yznde ayn olmas, Sni-i Zlcellin varln, vahdetini ve her yerde tasarruf sahibi olduunu bildirir. Nasl ki, bir mhr ile damgalanm bir mektup, o mhrn sahibini gsterir, onun ismini okutturur. Aynen onun gibi, bir elma aacnn bandaki bir iek de bir mhrdr. Yaratcsnn ismini okutturur, gsterir. Btn yeryzndeki o nevi iekler ayn yaratcnn ismini okutturur. Elma aac da bir mhrdr. Bu aa kimin turas ise ve kimin nak ise, elbette o nevi aalar, onun mhrleridir, sikkeleridir. O aacn bulunduu bahe de bir mhrdr. O bahede yetien btn bitkiler bir yaratcy gsteren mhrlerdir. O bahenin bulunduu ova yine O Sni-i Zlcelli gsteren bir mhrdr. Btn yeryz de daha byk bir mhrdr. Btn zerindeki varlklar kendi Hlknn olduunu gsterir. Kendi katibinin mektubu olduunu ispat eder. Bir yaratcnn mhrn okutturur. Nasl ki, gnee kar parlayan ve akan byk bir rman kabarcklar gnei gsteriyor. O kabarcn gitmesiyle arkalarndan yeni gelen kabarcklarn yine gnei gstermesiyle daimi bir gnein varlna iaret eder. u kinattaki her bir varlk da, bu dnyaya gelii ve hayatlaryla Vacibl-vcudun varlna ve birliine ahadet ettikleri gibi, zevalleri ve lmleriyle o Vacibl-vcudun ezeliyetine ve ehadiyetine ahadet ederler. nsan kendisine verilen cz-i ilim, irade kudret ve malikiyetle, Cenab- Hakkn ilmini, kudretini ve malikiyetini anlar. Ben nasl bu mlkn sahibiyim. Burada istediim gibi tasarruf edebiliyorum, Cenab- Hak da bu kinat mlknn sahibidir ve onda istedii gibi tasarruf eder der. Allahn isim ve sfatlarn bir derece anlar. Btn insanlarda el, yz ve gz gibi organlar ayn olmakla beraber, her bir ferdin simasndaki farkllk Cenab- Hakkn ehadiyetini ve birliini, istediini istedii gibi yaptn gsteren bir mhrdr. nsan da yer yz sayfasnda bir kelime gibidir. Her harfinde ayr bir mana, her noktasnda ayr bir sanat ve hikmet gizlidir. Yz trilyona yakn hcreden rlm bu insan saraynda her bir hcre bir nokta gibidir ve bu her bir noktaya binlerce cilt kitaba

sdrlmayacak kadar bilgi ykleyen kinat sahibi, kendi varln ve birliini byle bir mhrle gstermek istemektedir. Btn bilimlerin gayesi ve faaliyeti bu kinat kitabn okuyup aklamaktr. nsan kelimesini okumaya alan ilimler, onun her bir organn ayr bir bilim sahas olarak ele almaktadr. Bu sahada edinilen bilgileri, Allahn eseri olarak alglamak, Allah bilmeye vesiledir. Bu ilim sahasnda bir kimse ne kadar ilerlese, bilgi sahibi olsa, marifetullahta, Allah bilmede o kadar terakki eder. 2) Kuran- Aziman Cenab- Hakk bize tantan ikinci delil Kuran- Azimandr. Kuran bize Halikmz tantmakta, sfat ve esmasn bize tarif etmektedir. Kuran- Azimann tarifinden anlyoruz ki, Cenab- Hakk, hibir eye muhta deildir, her ey Ona muhtatr. Her eyi O yaratmtr. O yaratlmamtr. nk, yaratlan mahlktur, lh olamaz. Cenab- Hakkn btn sfatlar ezelidir ve zatnn zaruri lzmdr. Yani, sfatlar varlnn gereidir. O sfatlarndan her hangi birinin yokluu veya snrl olmas dnlemez. Mesel; iitmesi sonsuz olmayan lh olamaz, grmesi sonsuz olmayan Halk olamaz, ilim ve kudreti sonsuz olmayan Yaratc olamaz. Sfatlar zatndan olunca, o sfatlarn zdd orada bulunamaz. Bulunmas halinde iki zddn bir anda bir arada olmas gerekir ki, bu da mantken mmkn deildir. Mesel, aydnln zdd karanlktr. Ayn anda hem tam aydnlk ve hem tam karanlk olmas mmkn deildir. Cenab- Hak limdir, ilim sahibidir. lmin zdd cehalettir. Cahillik, yani her hangi bir eyi bilmemek Allah iin dnlemez. Kudretin zdd acizliktir. Aciz olan lh olamaz. Sfatlarn zdd girmeyince orada derecelenme olmaz. irkinlik olmaynca gzellikte derecelenme bulunmaz. Souk olmaynca scaklkta derecelenme olmaz. Sfatlarda kademelenme olmaynca orada az ok byk kk fark etmez. Dolaysyla, Cenab- Hak iin, bir iei yaratmakla bir bahar yaratmak arasnda fark yoktur. nk kudretinde acizlik bulunmaz. Bir atomu yaratmakla, Cennet ve Cehennem de dahil, btn kinat halk etmek arasnda fark yoktur. Bir atomu nasl gryorsa, btn lemleri de yle grr. Bir atomu nasl idare ediyorsa btn varlklar da ayn kolaylk ve rahatlkla idare eder. Byk kk, az ok onun

nazarnda birdir. Cenaba- Hak, Kayyum isminin tecellisiyle btn kinat her an ayakta tutmakta tasarrufunda bulundurmaktadr. Bir an bile, hibir ey Onun nazarndan hari deildir. Nasl ki, bir fabrikay altran elektriin bir an kesilmesi, o fabrikay durdurursa, Sni-i Zlcellin kinattaki tasarrufu, idaresi, kontrol bir an ekilse, her ey alt st olur, kinat dalr. Tpk insan ruhunun, insann btn bedeniyle bir anda alkadar olduu gibi, Cenab- Hak da, kinatta her eyi bir anda nazarnda bulundurmakta, uzak yakn byk kk fark etmemekte, btn sesleri birden iitmekte, btn varlklar bir anda grmekte, btnn birinin imdadna gndermektedir. Atomlardan galaksilere kadar her ey, olmu ve olacak, Cenaba- Hakkn ilmindedir ve Hafz isminin tecellisiyle her eyi mam- Mbinde, yani kadar defterinde kaydetmitir. Her bir atomun nerede nasl grev alaca bellidir. Bu pln ve program erevesinde eya tekil edilirken, mam- Mbindeki dsturlar erevesinde, atomlar aldklar emirle gerekli yerlere sevk edilirler ve bylece varlklar Kitb- Mbinde, yani lemi ahadette, yani bu lemde yer alrlar. Ama ayn zamanda hem ilm-i lhide ve hem de mam- Mbinde kaytldr. Belli bir sre sonra eya bu hayat sahnesinden ekilerek, Kitab- Mbinden silinir, mam- Mbinde ve lm-i lhide varl devam eder. Hairde diriltilme ile yeniden hayat sahnesinde, yani Kitb- Mbinde yer alacak. nsann da btn filleri, yapt ileri kaydedilmekte, ldkten sonra tekrar diriltilecei, byk kk her amelinden hesaba ekilecei, iyiliklerin karl olarak Cennetin verilecei vaat edilmekte, ktlklerin ar gelmesi halinde de Cehennemle cezalandrlaca belirtilmektedir. Cenab- Hak, btn varlklar hem vcuda gelmeden ve hem de vcuttan gittikten sonra bilmektedir. Yani, gemi ve gelecek her ey bir anda Onun ilmindedir. Nasl ki elimizde bir ayna olsa, bu aynaya gre sa tarafmzdaki mesafe gemi, sol tarafmzdaki mesafe gelecek farz edilse, o ayna nce yalnz karsn grr. Yukarya ktka her iki taraf da birden ierisinde gsterir. Aynann iindeki bu grntye gre artk gemi gelecek sz konusu olmaz. nk, her iki taraf da birden grmektedir. te

lm-i ezeli, hadsin tabiriyle, Manzar- ldan, ezelden ebede kadar her ey, olmu ve olacak, birden tutar, ihata eder bir makam- ldadr. Cenaba- Hak iin gemi ve gelecek sz konusu deildir. Her ey ve btn lemler bir anda Onun nazarndadr. Cenaba- Hak, Kuran- Keriminde ilmini bize yle tarif etmektedir: Yer yzndeki btn aalar kalem, denizler de mrekkep olsa, arkasndan buna yedi deniz daha ilve edilse, Allahn kelimeleri yazmakla tkenmezdi. (Lokman, 27) Yer yznn drtte denizdir. Bunlarn iinde 11 bin metre derinliinde olan yerler vardr. Bu denizler mrekkep olsa, bunlara yedi deniz daha ilve edilse, yine de Allahn ilminin yazmakla tkenmeyecei bildiriliyor. Bildiklerimi mrekkepli bir kalemle yazmaya alsam, bir ay barda mrekkebin kafi geleceini tahmin ediyorum. Kabul edelim ki, siz ok zeki ve ok bilgi sahibisiniz. Haydi sizin ilminizi yazmak iin bir srahi mrekkep gerekli olsun. Allahn ilmini tam anlamyla bilmek, snrlarn ihata ile mmkndr. Halbki, bir srahi ile btn okyanuslar ihata mmkn olmad gibi, bu okyanuslarn yedi kat daha olsa yine de Onun ilminin bitmeyecei beyan ediliyor. Bunun manas udur: Biz Allahn ilimlerinin snrlarn bilemeyiz. nk bu bizim alglama ve anlama kapasitemizin ok zerindedir. Biz sadece, bizdeki az ilim sayesinde, Onun ilminin mahiyetini, yani ilmin ne olduunu biliyoruz. Ancak, bykln tahmin edemiyoruz. te burada Onun ilmini hakkyla bilmediimizi, ya da bilemeyeceimizi bilmek ilimdir. Onun ilmi neyse kudreti de, grmesi de, iitmesi de iradesi de yle sonsuzdur. imdi byle btn sfatlar sonsuz olan bir yaratcnn sadece ilim sfatn bilemiyorsak, btn o sfatlarn sahibinin zatn hakkyla bilmemiz elbette mmkn deildir. 3) Konuan Brhan (Delil Olan Hz. Muhammed) (s.a.v.) Cenab- Hakk bize tantan nc tarif edici, Hz. Muhammeddir (s.a.v.). Peygamberimiz Aleyhissalt Vesselm btn ehl-i imana imam, btn insanlara hatip, btn evliyaya seyyid, btn enbiya ve evliyadan meydana gelen bir zikir halkasnn ba, Allah bize

tantan ve sevdiren bir mrittir. Onun getirdii nurun hasl ettii ahs- manevi ile yeryz bir mescit, Mekke bir mihrab, Medine slamiyetin btn leme tebli edildii bir minber olmutur. Kinatn sahibi Sultan- Zian, bu kinat saraynn Yaratcsn tantmak, manasn anlatmak, yaratln srrn bildirmek ve bu saraya giri adabn misafirlere retmek zere seyyidimiz Muhammed Aleyhissalt Vesselm gnderdi. O tarif edici stad, btn uur sahiplerine u teblide bulunuyordu: Ey ahali! u kinat saraynn maliki olan Seyyidimiz Sni-i Zlcell, bu kinat sarayn yapmas ve iindeki varlklar burada dizmesiyle kendini size tanttrmak istiyor. Siz dahi Onu gzelce tanynz, ubudiyet ve itaatle tanmaya alnz. Hem u ziynetli, ssl, varlklarla kendini size sevdirmek istiyor. Siz dahi Onun sanatn takdir ve ilerini istihsan ile, kendinizi Ona sevdiriniz. Hem de, size ve sizin sevdiklerinize hayat verip onlarn her trl ihtiya ve arzusunu yerine getirmekle sunduu ihsanat ve hediyeler ile, size muhabbetini gsteriyor. Siz dahi, itaat ile Ona muhabbet ediniz. Hem u hesaba gelmez saysz nimetler, pnarlar, dalar, balar, bahelerle, shhat ve afiyet gibi inam ve ikramlar ile size efkatini ve merhametini gstermek istiyor. Siz dahi kr ile Ona hrmet ediniz. Hem u grnen denizler, semalar ve yer yznn ssleri ile manevi cemalini size gstermek istiyor. Siz dahi onu grmeye alnz. Hem, btn u grdnz masnuat ve mzeyyenat stnde birer mahsus sikke, birer hususi hatem ve mhr ve birer taklit edilmez turra koymakla, her eyin kendine has olduunu ve kendi eseri olduunu ve kendisi tek ve yekta olduunu size gstermek istiyor. Siz dahi Onu, tek ve yekta ve misilsiz, nazirsiz, bhemta, esiz, benzersiz tanynz ve kabul ediniz. Onun bu beyan btn asuman doldurmu, her asrda gelenlere taze bir kuvvet, yeni bir evk, kinat aydnlatan bir nur, Esma-i lhiyenin gizli hazineleri aan birer anahtar, kabiliyet ve istidatlarn inkiafna birer vesile ve medar olmutur. Btn kinat, Onun nnde ser fru etmi, ban emi, gne Onun hatrna seferini geri brakm, ay Onun iaretiyle ikiye blnm, aa ve hayvanlar Onun risaletini tasdik etmi, hasl

kinat onun hatrna yaratlm, ahiret lemi de onun kulluu ve ubudiyeti ve duas hrmetine alacaktr.

Allahn Zatn Dnmenin Dinimizdeki Yeri


nsanlarn merak ve dikkatini eken en nemli konulardan birisi de Allahn zatdr. Birok insan kendi fikir ve hayal dnyasnda, ama isteyerek, ama istemeyerek, Allahn Zatna bir boy, en ve derinlik vermeye alr. Halbuki Allah zaman ve mekan boyutlarndan temiz ve paktr. Zaman ve mekan iinde aklmza ve hayalimize ne geliyor ise o ey Allah olamaz. Genel bir hastalk haline gelmi bu fikri yanlg zerinde, bir fikir egzersizi yapmaya alalm. Allah bilmek iki trldr. Birisi; Allahn isim ve sfatlarnn kainat ve mevcudat stndeki tecellilerini okuyarak marifet kazanmaktr. slam bu tarz marifeti emrediyor. nsan bu marifet ynnde ne kadar derinleip terakki ederse o kadar iyidir. Bu tarz marifetin insanlar arasnda lme-l Yakin, Ayne-l Yakin ve Hakke-l Yakin gibi ok derece ve mertebeleri vardr. nsan Allahn her bir isminin tecellisini kainat aynasnda okursa, marifeti de o oranda ziyadeleir. Her bir isim ve sfat, Allah farkl adan insana tantr. Bu yzden btn isimlerin penceresi ile Allaha marifet kazanamayan birisinin marifeti naks ve eksiktir. Allah tanmaya almann dier tr ise; Zat- Akdesi muhakeme ve duygular vastas ile idrak etmeye almaktr. slam bunu yasaklamtr. Zira insann muhakeme ve duygular, Allahn Zat- Akdesini anlamakta aciz ve aresizdir. nsan ne kadar kendini zorlasa da, Allahn Zat- Akdesini idrak edemez. Zira insan fani ve czi duygular ile donatlmtr. Halbuki Allahn Zat- Akdesi ezeli ve ebedidir. Czi ve kaytl duygular ile sonsuz ve snrsz bir varl idrak edip anlamak mmkn deildir. Bu yzden insann aklnda ve dncesinde Allahn Zat- Akdesi

hakknda ne varsa o Allah deildir hkm, nemli bir hkm, nemli bir prensiptir. stad Hazretlerinin naklettii ifade ile; drk-i mal bu kk akla gerekmez, Zira bu terazi o kadar skleti ekmez. nsann zihni kaytl ve snrldr. Dnrken ve tefekkr ederken, bu kaytlar altnda hareket eder. Kendisini bu kaytlardan kurtarp syrlamaz. Bir eyi anlamaya alt zaman, nce kendi nefsine kyas eder. ayet orada bir ey bulamaz ise, sair mevcudata kyas eder. Orada da bir ey bulamaz ise, btn mmkinata kyas eder. Yani anlama ve kyas etme gc, mahlukat ve mevcudat aamaz. Her eyi mevcudat ve mahlukat kstaslar iinde muhakeme eder. Faraza Allahn Zatn dnecek olsa, nce nefsine kyaslar, sonra etrafndaki eylere kyas eder, en sonunda mmkinata kyas eder ve ondan tesine gidemez. Bu durumda insan zihnini kstlayan ve evreleyen temel zrh ortaya kyor. Birinci zrh; insann nefis merkezli hususi alemidir ki, insann dnnde en kaytlayc faktrdr. nsan her eyi nefsine kyaslayarak dnr. Nefis ise kesif ve maddenin en aa derecesidir. Bundan dolay insan zihnini kendine hapseder. nsanlarn ekserisi bu kaydn iinde hapistir. kinci zrh; insann etrafn evreleyen hemcinsleridir. Yani insan nefsinden sonra, her eyi, etrafn evreleyen trleri ile mukayese eder. ayet dnd ey hakknda kendi nefsinde bir delil bulamaz ise, etrafnda bulmaya alr. nsan etrafnda halkalanan her ey insann zihnini sarmalayan bir zrh gibidir. nsanlarn rf, adetleri, gelenekleri, inanlar bu zrhn kaplamalar gibidir. Bu kaplamalar ap mteal (teleri) alemleri dnmesi insan iin ok zordur. ncs ise; insan zihnini en geni dairede sarmalayan imkan dairesidir. Bu daire artk Halik ile mahluk snrnn en u noktasdr. Ama bir yn ile de insan zihni asndan son duraktr. nsan zihni iin bundan tesi yoktur.

te insan tefekkr ve dncesi en ileri nokta olarak, bu imkan dairesine yanaabilir. Buna da her insan muvaffak olamaz. Ancak zihni melekeleri harikulade olan dahi insanlar nadiren kar. Bir insan nefis dairesini asa, nne hemcins dairesi kar, onu da asa nne en etini olan imkan zrh kar ve orada taklr kalr. Bu sebepten dolay insan zihni, mevcudat ve imkan dairesinden mnezzeh olan Allahn Zatn idrak edemez. Allahn Zat diye insann aklna ve zihnine ne geliyor ise, bu zrhn dairesinde olan bir tasavvurdan, bir dnceden ibarettir. Yani insanlarn ekserisi mahluk ve mevcut olan bir eye arp Allah diyor. Bu da insan asndan bir irk, bir dalalettir. stad Hazretlerinin Cenab- Hakka malm ve mruf nvanyla bakacak olursan, mehul ve menkr olur demesi bu mana iindir. Yani Allahn Zatna malum ve bilinen bir ey gibi bakarsan, senin malum ve bilinen dediin ey aslnda Allah deil, mahlukattan bir tasavvurdur. Bir mahluku ve mevcudu ilahlatrmaktr ki, bu da Allah inkar ve kaybetmek demektir. Zihinde oluan bu malum ve maruf manasnn temeli, yukarda izah edildii zere, ya nefis dairesinde bir tasavvurdur, ya etrafn evreleyen hemcinsinden bir esinlenmedir ya da imkan dairesinde bir dncedir. Dolays ile bu tasavvurlarn hibiri Allahn kendisi deildir. Ekser insanlarn ilah diye kabul ettikleri eylerin cismani putlardan ibaret olmas meseleye k tutar. Bu hususta stad Hazretlerinin u ifadeleri daima rehberimiz olmaldr: 'lem eyyhe'l-aziz! Cenab- Hakka malm ve mruf nvanyla bakacak olursan, mehul ve menkr olur. nk, bu malmiyet, rf bir lfet, taklid bir sema'dr. Hakikati ilm edecek bir ifade de deildir. Maahaza, o nvanla fehme gelen mn, sft- mutlakay beraberce alp zihne ilka edemez. Ancak, Zt- Akdesi mlhaza iin bir nevi nvandr. Amma Cenab- Hakka mevcud-u mehul nvanyla baklrsa, mrufiyet ular bir derece tebarz

eder. Ve kinatta tecell eden sft- mutlaka-i muhta ile, bu mevsufun o nvandan tul etmesi ar gelmez. Mesnev-i Nuriye - Habbe Taklidi sema demek, insanlarn zihnini evreleyen kayt ve snrlamalardr. Yani insan zihninin dnce kapasitesini tespit ve tayin eden kayt ve snrlamalarn hepsine taklidi sema denir. Yukarda bu kayt ve snflandrmalar snf eklinde incelemitik. Maahaza, o nvanla fehme gelen mn, sft- mutlakay beraberce alp zihne ilka edemez. Ancak, Zt- Akdesi mlhaza iin bir nevi nvandr. nsanlarn zihninde ve tasavvurunda yerleen lah anlay, mahlukat ve mevcudat cinsinden olduu iin, kainatta grnen mutlak lahlk sfatlarn zerine alp kaldramaz. Yani kainatta eserleri ile sabit olan ebedi ve ezeli lahi sfatlar, insann zihninde yerlemi olan ilkel lah anlayn kabul etmiyor. Sfat ilahi ama lahn kendisi mahluk olduu iin, aralarnda bir uyumsuzluk oluuyor. lahi sfatlar ancak ve ancak hakiki bir lah stne alp kaldrabilir. Bu da ancak slamn emrettii mnezzeh ve mukaddes lah anlay ile mmkndr. O zaman kainatta tezahr eden lahi sfatlar ile Allahn mnezzeh Zat arasnda bir uyum ve ahenk olur. Bu yzden slam dini Allahn Zatn mevcud-u mehul olarak ilan ediyor. Allah mevcuttur, yani varl ve birlii katidir, lakin Zat ve mahiyeti itibari ile mehuldr. Yani Zatnn ve mahiyetinin insanlar tarafndan bilinmesi imkanszdr. te byle bir tasavvur neticesinde marifet prltlar aa kar. Yoksa, zihnimizde mutasavver ve tasarlanm bir lah ile marifet prltlar deil, irk karanlklar bamza r. zet olarak, insan zihninde olumu, yani tasavvur edilmi bir Allah anlay, btn kainat kuatan ilahi sfatlar zerine alp kaldramaz, onlara kaynaklk edemez. Ama mevcudat ve mahlukattan mnezzeh ve mukaddes olan ve mevcut ama mehul bir Allah anlay kainatta tecelli eden lahi sfatlar stne alp tam bir kaynak, tam bir medar olabilir. Bu yzden Allahn Zat

hakknda bilinli ve kastl bir ekilde tasavvurda bulunmak irk olur. Ama gayr- ihtiyari, istemeden gelen tasavvurlardan da muaheze yoktur.

BLMEK VE TANIMAK
Kendini bilmek kadar byk bir erdem yoktur. nk "kendini bilen Rabbini bilir" denmitir. Peki neden kendini bilen Rabbini bilir. Bunu hi dndk m? Kendimizle Rabbimiz arasnda nasl bir mnasebet var ki; kendimizi biliyor olmamz, Rabbimizi de bilmemize neden olsun? Bunun en kolay cevab u olsa gerek: Yaratlan her varlk yaratcsndan ve her sanat eseri sanatsndan izler tar. Bu byle olunca insanolunun da yaratcs olan Allah'ndan izler tamas, akln ve mantn bir gereidir. Peki, o halde bu izlerin izini srmek insan Rabbisine gtrr m? Her sanat eseri sanatsndan izler tar; ama bu izler onu sanatsyla zdeletirmez elbette. Yani, resmedilen bir tabloda krmz renklerin hakimiyeti, ressamn krmz rengi sevdiini gsterir; fakat ressamn krmz olduunu gstermez. Demek ki, kendimizi ne kadar iyi tanrsak, Rabbimizi de o kadar iyi tanyacaz. Kendimizi -ene denilen benlik duygumuzu- tahlil ederek Rabbimizi tanmaya alrken, karlaacamz baz glkler var ki, onlar tanmadan 'ben'deki almlarn bizleri yanl neticeye gtreceini de bilvesile belirtmi olalm. "Ben"deki zelliklerin direkt olarak Yaratcda da olduunu sylemek, "Ben"in tahlil srecinde bizleri yanltan bir alm olarak karmza kacaktr. Szgelimi, bir misal verecek olursak: "Ben ackyorum, demek ki Rabbim de ackyor", "Ben uyuyorum, demek ki Rabbim de uyuyor," demek, eser-messir, sanat-sanat ilikisinin ok iyi anlalamadn gsterir. nk bedihi bir hakikattr ki; yaratlan, Yaratcsndan izler tar; ama yaratcsnn cinsinden deildir. Rabbimizi bilmek iin kendimizi bilmek bir nkouldur; ancak Rabbimizi tanmak iin daha fazlasna ihtiya

vardr. Bilmenin tanmay netice vereceini sylemek olduka gtr. Muhyiddin Arab, Fahreddin Raziye yazd bir mektupta demiki: "Allah' bilmek, varln bilmenin gayrdr." Yani Allah'n var olduunu bilmek, onu tandmz manasna gelmiyor. Allah' bilmek iin kendimizi tanmaya ihtiyacmz vardr. Nitekim Selimiye camiinin mimarnn kim olduunu bilmek, Mimar Sinan' tandmz manasna gelmez. Bilmek ile tanmak arasndaki iliki, mslim ile mmin arasndaki iliki gibidir, desem haddimi am olur muyum bilemiyorum. Fakat u ayet-i kerimeyi bu balamda deerlendirebileceimizi sanyorum. Bedevler, biz man ettik, dediler. Onlara de ki, siz man etmediniz; ama, Mslman olduk deyiniz. Henz man kalplerinize girip yerlemedi. (Hucurt, 14) mann kalplere yerlemesi, bilmekten te bir olgu olmal o halde? Tanmann ilk art bilmek olduuna gre, mmin olmann da ilk basama Mslman olmak, yani teslim olmaktr. Tanmak suretiyle 'bilmek-marifet' ziyadeletike imani hakikatler kalbe daha iyi yerleerek kk salmaya balar. "Seven sevdiine itaatkardr" srrnca, sevgimiz lsnde itaatimiz ve hrmetimiz artar. Tanmak hem sevgiyi ziyadeletirir, hem de korkuyu. Yce yaratcmz Rahmaniyyeti ile bilmek, ona kar muhabbetimizi; O'nu Kahhar sfat ile bilmek ise korkumuzu ziyadeletirir. Her iki isme birden muttali olmak ise, bizleri havf-reca denilen korku ile sevgi arasnda bir halete mazhar eder ki, bu hal kuanmamz gereken ruhi kvama iaret eder. Bu misalin eliinde diyebiliriz ki, Rabbimizi dier isimleri ile de tanmak ve bu tanmann neticesi olan ruhi ve bedeni hale brnerek iman ve amel btnlne kavuabilmek, bizlere kamil bir mmin olmann tarifini verir. nsanlardaki benlik duygusu olan 'enaniyet' bir ynyle kiinin Rabbine kar acziyetini ve zafiyetini anlamasna bir anahtar olurken, dier taraftan bu duygunun yanl istimaliyle, kiiye vehmi bir g ve iktidar atfeder. Esas anlalmas gereken kudretin O'ndan (c.c.) olduudur, kendimizden deil... Hakikatta

ne kadar zayf ve fakir olduumuzun anlalmas ise, mutlak kudretin nazarmzda hissedilerek O'na (c.c) kar ubudiyet tavr alabilmemiz iindir. Mesele bu ekilde tavazzuh edince, iki taraf keskin bir bak olan 'enaniyet duygusunun' bize bakan tarafn kalbimize saplayarak maneviyatta dirilmeli, harice bakan tarafyla ise O'nu (c.c.) daha iyi tanma adna istimal etmeliyiz.

DN VE AKIL LKS
nsanlk dnce tarihinde doru bilgiye ulama vastalarnn neler olabilecei hep tartma konusu olagelmitir. Felsefenin de en nemli konularndan birisi budur.Bu hususta temel baz ekoller olumutur. Doru bilgiye ulamak mmkn mdr, mmkn deil midir? Yani insan sahip olduu maddi ve manevi cihazlar ile mutlak doru bilgiye ulaabilir mi, ulaamaz m? te burada genel olarak iki ekol olumutur. Birinci Ekol :Mutlak doru bilgiye insan maddi ve manevi cihazlarndan birisi ile ya da btn ile ulaabilir diyenlerdir. Bunlar da kendi aralarnda, insan hangi cihaz ile doru bilgiye ulaabilir ayrmas iine girmitir. Bu hususta belli bal temel ekolleri sralayalm. Rasyonalizm:Salt doru bilgiye sadece akl ile ulalabileceini temel alan ekoldr. Bunlara gre akl kendi aleminde kurallar ve ller koyabilen ve buna gre doruyu bulabilecek ilkeleri oluturabilen yetenee sahiptir. Bu yzden doru bilginin tek kayna akldr. Dier bilgi kaynaklarn nemsiz aralar olarak grrler. zellikle din, vahiy ve ilham gibi doru bilgi kaynaklarn reddederler.

Empirizm( Duyumculuk): Doru bilginin tek kayna ve ls insann yaam srecinde duyu organlar ile grd ,tecrbe ile anlad eylerden ibarettir. nsann zihni ve alemi bo bir kat gibidir, zamanla tecrbe ve deneyler ile elde edilen bu bilgiler ile dolar. te mutlak dorular bundan ibarettir. Bunun dnda baka bir doru yoktur.Yani btn her ey insann be duyusu ile grd ve tecrbe ettii eylerden ibarettir. Bundan bakas ve tesi yoktur, grdr. Akl, deney ve duyum olmakszn hibir ie yaramaz. Kendi bana dnemez. Byle olunca, aklclk akmnn ztt bir ekoldr. Sezgiselcilik ( Kalp Gz): nsan mutlak doru bilgiye ve hakka ancak sezgi ve kalbin inkiafndan sonra ulaabilir, grdr. nsan, kalp gz ile doru ve hakikatleri idrak eder. Bunun dnda, akl ve duyumlar nemsiz detaylardan ibarettir. nsan, ancak kalp aydnlanmas ile dorular grr ve ular. slam tarihinde bunlara irakiyyun denilmitir. Kalbin aydnlanma arac olarak da bir takm riyazet tarz disiplinleri benimsemilerdir. Sezgicilikte sebep sonu bants kurmakszn sratli ve sebepsiz olarak birden doruya ulalr. Nakilcilik (Doru Haber) : Doru bilgiye, doru haber ile ulalabilir grdr. Doru haber ise vahiy ve lahi buyruklardr. Bu grte olanlara gre akl, sezgi ve duyumlar doru bilgi kayna ve vastalar olamaz. Doru bilginin tek kayna dindir. Bu yzden akl, sezgi ve duyumlar din d olarak alglarlar. Hristiyan ve Yahudi aleminde dogmatizm olarak bilinen dini mezhepleri buna rnek olarak gsterebiliriz. Bu deerlendirmeler insanlk dnce tarihi iindir. zel olarak slam alemi iin deerlendirmeler geni bir ekilde konunun ileriki blmlerinde incelenecektir. slam tarihinde bu tip banaz grte olanlar genelde Haricilik, Vehhabilik, Neo Selefcilik, akmlardr. Sezgi arlkl olan tasavvuf ve tarikat inkar etmeleri, akl n plana karan Kelam ilmine bidat nazar ile bakmalar hep bu banaz fikirlerindendir. Gnmzde

baz ilahiyat kkenli hocalar da bu akmlarn tesirinde kalmlardr. Bu yzden kalp aydnlanmasn ne karan baz tasavvuf byklerini tadlil ve tekfir ediyorlar. Yukarda zetle verdiimiz ekollerin hepsi doru bilgiye ulamay mmkn gren ekollerdir. Bu yzden doru bilgiye ulalr m, ulalmaz m? Sorusundan ziyade, hangi ara ve vasta ile ulalr tartmas hakimdir bu ekoller arasnda. kinci Ekol :nsanlk dnce tarihinde mutlak doru bilgiye ulalamayacan savunan ekollerde vardr. Bunlar da zetle izah edelim. Septisizm (phecilik): Doru bilgiye ulamann imkansz olduunu savunan genel felsefedir. Bunlar da kendi aralarnda iddet bakmndan snflara ayrlrlar. Bazlar doru bilgiye ulamay muhal grrken, bazlar da kukuculuk ile yaklar. Agnostisizm:Bunlar insann mahiyetinden kaynaklanan bir yetersizlikten dolay insann hibir zaman eyann hakikatini idrak edemeyeceini savunan bir ekoldr. Protagoras : "nsan her eyin lsdr." der. Protagoras'a gre tm bilgilerimiz duyumdan gelir. Duyum insandan insana deiir. Bir ey bana nasl grnyorsa benim iin yledir. Rzgar, yen iin souk, meyen iin souk deildir. Yani ortak bir dorunun olamayacan savunuyor. Dorular her kiiye gre deiir, diyerek genel kabul grm bir dorunun olamayacan iddia ediyor. Dnce tarihinde dorunun bilinmesinin imkanszln savunan bu fikri akmlar pek itibar grmemilerdir. Ekseri filozoflar tarafndan dlanmlardr. Onun iin bu akmlar dorunun bilinebilirlii grndeki ittifak bozamazlar. imdi bu genel tariften sonra baz tespitler iin madde madde mlahazalar yapalm.

Birincisi:Her bir felsefi akm bir hakikatin ucunu veya krntsn anlam ve mesleine tatbik etmi. Onun iin bu ekolleri deerlendirirken btnne batl ve yanl demek doru olmaz. stat bu manaya; her batl mezhep iinde bir dane-i hakikat bulunabilir diyerek iaret ediyor. kincisi: Bu felsefi ekollerden hi birisi hakikati btn ile ihata edemedii iin, kendi grnden baka hibir gr doru kabul etmiyor.Dierlerini yanl ve batl olmak ile itham ediyor.Bu da felsefenin kendi iindeki bir elikisi ve tutarszl olarak beliriyor. mam Gazali, eserlerinde bu tutarszlklar tek tek gstererek onlar eletiriyor. Yine stat da, Szler adl eserin Yirmi Beinci Sznde verdii bir temsil ile bu manay yle tarif ediyor; Evet, hakikat-i mutlaka, mukayyet enzar ile ihata edilmez. Kur'n gibi bir nazar- kll lzm ki ihata etsin. Kur'n'dan baka, endan Kur'n'dan da ders alyorlar, fakat hakikat-i klliyenin, cz' zihniyle yalnz bir iki tarafn tamamen grr, onunla megul olur, onda hapsolur. Ya ifrat veya tefritle hakaikn muvazenesini ihll edip tenasbn izale eder. u hakikat Yirmi Drdnc Szn kinci Dalnda acip bir temsille izah edilmitir. imdi de baka bir temsille u meseleye iaret ederiz. Mesel, bir denizde, hesapsz cevherlerin aksmyla dolu bir definenin bulunduunu farz edelim. Gavvas dalglar, o definenin cevahirini aramak iin dalyorlar. Gzleri kapal olduundan, el yordamyla anlarlar. Bir ksmnn eline uzunca bir elmas geer. O gavvas hkmeder ki, btn hazine, uzun direk gibi bir elmastan ibarettir. Arkadalarndan, baka cevahiri iittii vakit hayal eder ki, o cevherler bulduu elmasn tbileridir, fusus ve nukulardr. Bir ksmnn da krev bir yakut eline geer. Bakas, murabba bir kehribar bulur, ve hkez, herbiri eliyle grd cevheri, o hazinenin asl ve mu'zam itikad edip, iittiklerini o hazinenin zevid ve teferruat zanneder. O vakit hakaikn muvazenesi bozulur. Tenasp de gider. ok hakikatin rengi deiir. Hakikatin

hakik rengini grmek iin tevilta ve tekellfta muztar kalr. Hatt, bazan inkr ve ttile kadar giderler. Hkema-y irkyyunun kitaplarna ve snnetin mizanyla tartmayp kefiyat ve mehudtna itimad eden mutasavvfnin kitaplarn teemml eden, bu hkmmz bilphe tasdik eder. Demek, hakaik- Kur'niyenin cinsinden ve Kur'n'n dersinden aldklar haldenk Kur'n deiller-byle nks geliyor. Bahr-i hakaik olan Kur'n'n yetleri dahi o deniz iindeki definenin bir gavvsdr. Lkin onlarn gzleri ak; defineyi ihata eder. Definede ne var, ne yok, grr. O defineyi yle bir tenasp ve intizam ve insicamla tavsif eder, beyan eder ki, hakik hsn- cemli gsterir. ncs: Doru bilgiye ulamakta yukardaki felsefi ekollerin tespit ettii her bir ara ve vasta, aslnda gerekli ve elzem eylerdir. Adeta bir btnn paralar gibidir. Nasl arabann hareket etmesi iin tekerlek, motor, benzin vesaire gerekli bu paralardan birisi eksik olursa araba hareket etmez. Aynen bunun gibi Allah, nsan mahiyetini bir btn olarak yaratmtr. Bu btnlk iinden bir paray atarsan, o mahiyet arabann atl kalmas gibi atl kalr, ilemez. Yani insana akl da lazm, sezgi de lazmdr. Duyu organlar da lazm, vahiy ve ilahi haber de lazmdr. Bunlarn biri gerekli, dieri gereksiz demek, batl ve yanl olur. Drdncs: nsan bir vastaya mahkum etmek, yanl hkm ve neticelere sebebiyet veriyor. Mesela akl ve duyular olmayan bir adama, Kuran okumak ve nakli delilleri telkin etmek ne fayda salar. Kalbi melekesi inkiaf etmemi birisi, Kuran ve Snnetin letafet ve inceliklerini idrak edemez. Onun iin insan mahiyetinde ke talar konumunda olan her bir bilgi vastasnn ilettirilip inkiaf ettirilmesi gerekir. O zaman insan tekemml ile kamil bir insan olur.Yoksa bir vastada kaybolup, dierlerini gremeyen adam, aynen filozoflarn bir birleri ile ekitii gibi kendi aleminde ekiip durur. Beincisi: nsanlk baz hakikatleri hisseder ama tam ihata

edemedii iin ahenkli olarak tam tarif edemez. Tam tarif iin klli ve ihatal bir nazar lazmdr. nsanlk ve hususen insanln akl konumunda olan filozof ve dnrler, insann mahiyetini czi ve kaytl olarak zmlemilerdir. Bu yzden insann mahiyetindeki her bir vastay, dierlerini inkar ederek kendilerine esas almlardr. Ama klli ve ihatal bir nazara sahip olan Kuran ise her eyi yerli yerine koymutur ve hepsine gereken deeri vermitir. Bu yzden Kuranda, insanln hissettii o belirsiz hakikat daha belirgin ve anlalr olarak ifade edilmitir. Ama maalesef her insan Kurann o belirgin ve anlalr yazsn okuyamad ve gremedii iin idrak edemiyor. te akliyatta zayf olan baz bidat mezhepler, Kurann o ahenkli ve ihatal yazsn tam okuyamadklar iin, lham manasn inkar ediyorlar. Halbuki Kuran, insann realitesini inkar etmez, btn ile sergiler, o btn okuyamamak insana ait bir kusurdur. zet olarak; akl, duyumlar, sezgi ve vahiy insanln ortak kabul olan deerlerdir. Hepsi hayatn bir gerei ve hakikatidir. Bunlarn biri iin dierini inkar etmek hakikate zulmdr. Yani insanlk sezgi ve ilham manasn kabul etmitir. Ama yerli yerine oturtamad iin, yanl yerlerde kullanmtr, ya da eksik kalmtr. nsanln ortak kabul olan bir eyi yok saymak akla ziyan bir eydir. Akl, Duyum, Sezgi, Vahiy, gibi Bilgi Aralar Tek Bana Doru Bilgi iin Yeterli midir? evvel fikri, insan aklnn sebepler iinde ne denli aciz ve aresiz kaldnn bir kantdr. Birok filozofun salt akl ile ortaya att fikirler, insan aklnn mutlak doru bilgiye ulamada eksik ve yetersiz olduunu ok ak bir ekilde ispat ediyor. O zaman eyann knhn ve hakikatini anlamakta akl, vahye muhta bir ekilde yaratlmtr. Bu yzden akln, vahyin rehberliine ihtiyac vardr. Vahiy akla rehber olursa, o zaman eyann hakikati alr, kainat kitab doru okunabilir. Yoksa, akl srekli safsata ve

hurafe reten bir alet olur. Akl esas alanlarn isabetli yn ise, akln da doru bilgiye ulamada ok nemli bir konuma sahip olmasdr. Zira akl olmadan vahiy anlalmaz ve hibir mana ifade etmez. Byle olunca, akl vahyi anlamada birinci srada nem arz eder. Peygamberimizin(sas) akl olmayann dini olmaz hadisi bu manay teyit iindir. Netice olarak aklsz din olamayaca gibi dinsiz akl da yeterli olamaz.AKIL: phesiz, insann sahip olduu en nemli cihazdr. Akl u kainat kitabn okuyup anlayacak ve hkmler karacak bir kabiliyette yaratlmtr. Kainatta sebep sonu ilikilerini takip ile baz neticelere ulamas da mmkndr. Ama akln snrlar ve kaytlar, eyann hakikatlerini zmlemede ve idrakte yeterli olduu tezini rtyor. Dnce tarihindeki karmaa ve doru zerinde ittifak salanamama buna en gzel ahittir. Felsefenin akl DUYU ORGANLARI: Bunlar grme, iitme, dokunma, koklama, tatma vastalar ile bir takm tecrbe ve deneyler aracl ile doru bilgiye ulalacan savunan bir ekoldr. Elbette akl bahsinde denildii gibi nasl akl doru bilgiye ulamada nemli ve gerekli bir arat, u duyu organlar ve tecrbe de nemli ve gerekli birer vastadrlar. Bunlar olmadan, insann doru bilgiye ulamas mmkn deildir. Grmeyen, iitmeyen, tatmayan, koklamayan, dokunma duyusu olmayan bir adam eya ile irtibat kuramayaca iin, bilgiye ulamas mmkn deildir. Zira Kuran somut bir kitaptr, grmek ve iitilmek ile anlalr. Btn duyumlar kapal olan birisinin d alemle iletiimi kapal olmasndan ve doru bilgiye ulamas mmkn olmamasndan dolay, bu ekol ar giderek doru bilgiye ulamann tek arac olarak duyu organlar ve tecrbeyi grmesi zt bir arlktr. Zira bu duyu organlar ak olsa ama akl olmasa, bu duyu organlarn bir anlam kalmaz.. Ayn ekilde, gerekli tm duyu organlar yerinde olsa, ama vahiy olmasa yine akl ve duyu organlar bir anlam ifade etmezler. te bu ekoller bir dane-i hakikati idrak etmiler ama btn idrak edemedikleri iin hep yanl ve eksik kalmlardr. SEZG VE KALP : Bunlar da doru bilginin tek kayna olarak kalbin aydnlamas sonucu, kalp gznn almasn savunuyorlar.

Yani eyann knh ve hakikati ancak kalp gz ve sezgi ile bilinebilir tezini savunuyorlar. Bunlarn da dier ekollerde olduu gibi ellerinde bir hakikat krnts vardr ama sadece bu vastay l almalar ve dier aralar inkar etmeleri ifrattr. nsanlk tarihinde vahyin ve dier aralarn denetiminde kalbi ilettirmek ile manevi ve ulvi alemlere kap aan milyonlar evliya ve asfiyann varl bu aracn meruluunu ilan ediyor. Ama maalesef bunun yannda vahyin denetiminden km sezgisel ekoller de tarihte var olmulardr. kisini ayn kefeye koyup, topluca bu vastay inkar etmek, ayr bir cehalet, ayr bir ifrattr. slamn iindeki kalbi mesleklerle, slam d sezgici akmlar bir tutmak ihataszlktan gelen bir yaklamdr. Nasl ki, akl insann bir cihaz ise, insan bu cihaz ile kainat kitabn okuyorsa, kalp de insann baka bir cihazdr. Kalp, baka alemleri okuyan ve o alemlerle iletiim kuran nemli bir cihazdr. Yalnz her iki cihaz da hiyerari olarak vahyin altnda ve denetiminde olmak zorundadr.Yoksa din diye bir ey ortada kalmaz. Nasl ki, akl tek bana mutlak doru bilgiye ulamakta yeterli olamyorsa, kalp ve sezgi de tek bana mutlak doru bilgiye ulamakta yeterli deildir. Buna ahit, slam dndaki sezgici akmlarn fikirleridir. Hatta slam iinde de bir takm bidatkar batini frkalar buna somut rnek olarak gsterilebilir. VAHY VE NAKLCLK: nsanlk tarihinde sadece nakil ve vahyi esas alp dier bilgi aralarn yok sayan dogmatik bir yap da olumutur. Bunlar daha ok Hristiyan ve Yahudilikte grnen ama ksmen de olsa, slam iine de szan bir yaplanmadr. Avrupann ortaa zihniyeti tamamen bu fikrin rndr. Akl, duyumlar ve tecrbe tamamen dlanm, mthi bir dogmatizm meydana kmtr. Kilise bunu, otoritesini salamlatrmak iin kullanmtr. Zira akl ve tecrbe devreye girse, insanlar taklit ve tutuculuktan kurtulacak ve Kiliseyi sorgulamaya balayacakt. Bu durumun Kilise otoritesi iin hite iyi olmayaca aikard. Semavi kitaplar insanlarn akl, kalp ve duyu organlarn aydnlatmak ve yol gstermek iin Allah tarafndan gnderdii tamamlayc bir unsurdur. Yoksa insanlar smrmek, uyutmak ve

taklide mahkum etmek iin gnderilmi unsurlar deillerdir. Yani buradan u sonu ok net olarak anlalyor ki; ayet akl ,akl kalbi, kalp de insann alemini aydnlatmakta bir metot ve hiyeraridir. Bu metot ve sralama atlanr, ya da bozulursa, forml de bozulmu olur. O zaman insann rotas kaybolur. Dalalet ve batla dmek kanlmaz olur. Bu yzden bata ayet, sonra akl, sonra ak beraber el ele verirse, insan- kamil tezahr eder. Ayet akln rehberi, akl kalbin rehberi, kalp de insann hayatnn rehberidir. Maalesef, slam aleminde de bu tarz dogmatik nakilci bidat frkalar tremitir. Bunlar ayetin zahirini esas alp, akl ve kalbi inkar ederek, donuk bir din anlayn kabul ettiler. Bu yzden taklit, taassup, yeknesaklk, tekfir, ihtilaf, zihni daralma, terr gibi illetler bu dogmatik nakilci din alglamasnn neticeleri olarak tezahr etmilerdir. Bunlar tarihte haricilik, imdi Vehhabilik ve Neo Selefilik akmlardr. Trkiyede baz ilahiyat kkenli hocalar bu akmlardan etkilenmilerdir. Onun iin tarikat ve tasavvuf geleneini ve onun temsilcilerini inkar ile tekfir ediyorlar. Ama cadde-i kbra olan Ehli Snnet ise, bu ar dogmatik anlaylar reddederek, Tarikat ve Tasavvuf mesleklerini kabul etmilerdir. slam aleminin genel anlay ve tutumu budur. Sonu olarak; insann mutlak doru bilgiye ulamasnda yukarda saylan her bir ara ve vasta gerekli ve elzemdir. Bunlardan birisi atlanr ya da inkar edilirse, doru bilgiye ulamak imkansz olur. nsanlk kendi iinde bu vastalar etrafnda kmelenip birini esas alrken, dierini inkar etmitir. Bu da insanlarn ekserisini dalalet ve kfrden kurtaramamtr. Bu yzden Allah, insanlar aydnlatmak ve hakk tesis etmek iin, Kuran ve Hazreti Muhammed (sav)i gndermitir. Kuran ve snnet de insanlarn elinde olan akl, kalp, duyu organlarn nerede ve nasl kullanacan istikamet zere tarif ve tespit etmitir. Bize den, bu bilgi kaynana ve bilgi aralarna gereken deeri verip, istikamet zere kullanmaktr.Yoksa, birini esas alrken dierini dlayp inkar etmek, istikamet deil, idlaldir.

ETM VE "RAB" SMN OKUMAK


Bir rivayete gre, Cenab- Hakkn (c.c) doksan dokuz ism-i erifi bulunmaktadr. Peygamber efendimizin ( a.s.m ) mstesna bir duas olan Ceven-l Kebir'de ise, bin bir esma- i ilahiyeden bahsedilmektedir. Bu duada hem lahi isimler retilmekte hem de o isimlerden eman ve yardm dilenmektedir. Alimlerin ounluuna gre bu ilahi isimler arasnda bir isim de, sm-i Azamdr. Bir hadiste: Allah'n sm-i Azam', "lahnz bir tek ilhtr. O'ndan baka ilah yoktur, O Rahman'dr, Rahim'dir" (Bakara suresi, 2 / 163) ve "Elif, lam, mim. Allah ki, O'ndan baka ilah yoktur, daima diridir ve (yarattklarn) koruyup yneticidir" (l-i mrn, 3 / 1-2) mealindeki ayetlerde bulunduu. ( Sad Havva, El-Esas Fi't-Tefsir, I, 288) ifade edilir. Baka bir hadise gre namaz klan birisinin"Allahmme inni es'elke bienne leke'l - hamd la ilahe illa ente'l Mennn Bedi's-semvat ve'l - ard Z'l-celali ve'l-ikrm ya Hay ya Kayyum" diye dua ettiini iiten Resulllah (a.s.m) "Biliyor musunuz ne ile dua etti?" diye sormu, ashabn "Allah ve Resl bilir" demeleri zerine, "Nefsim kudret elinde bulunan Zat- Zlcelal'e yemin ederim ki, Allah'a en byk ismi (sm-i Azm) ile dua etti. O sm-i Azm ki, Allahmz (c.c) onunla arld vakit icabet buyurur ve onunla istenildii vakit verir" (Hamdi Yazr, Hak Dini, Kur'an Dili, VI, 4678) buyurmutur. Cenab- Hakkn (c.c) isimleri arasnda hangi isminin sm-i azam olduunu analiz edecek deiliz. nk Bedizzaman hazretleri sm-i azam herkese gre bir olmaz. Pek ok ztlar farkl farkl isimleri, sm-i Azam grmlerdir. (Lem'alar, 339) demekle, herkesin sm-i Azam farkl tespit ettii bir vakadr. nk sm-i Azam, btn isimler ierisinde gizlidir. Bu nedenle, her insan kainatta azami olarak

tecelli eden herhangi bir ismi, sm-i Azam olarak grebilir. Kainatta tecelli eden isimler ierisinde, Rab isminin ayr bir yeri ve ehemmiyeti vardr. nk Allah (c.c), Rab ismi ile nerede ve hangi eyde tecelli ederse, btn sfatlar ve ok esmas ile orada hazr ve nazrdr. Yani Cenab- Hak (c.c) hangi canly terbiye etmi ise, o terbiyenin arkasnda hayat, kudret, hikmet, ilim, efkat, basar (grme), sem' (iitme), Musavvir, Mzeyyin v.s sfat ve isimlerini grmek ve okumak mmkndr. Bu noktadan bakldnda Allah isminden sonra en ok tecelli eden, okunan, arlan ve zikredilen isim, Rab ism-i erifidir. Rab, szlkte terbiye eden, derece derece, kademeli olarak kemale erdiren anlamna gelir. Kinatn yaratl bir ilk noktadan balam ve Kuran- Kerimde alt gn eklinde ifade edilen alt devrede son eklini almtr. Bu lh irade, bu dnyaya misafir olarak gnderilen varlklarda da kendini gstermi, onlarn da bedenleri yine bir anda deil kademeli olarak yaratlmtr. Bu misafirlerin en ereflisi olan insan, ana rahminde, ana hatlaryla, alt devre denilebilecek bir kademeli terbiyeden gemitir. Bu kademeler nutfe (iki ayr cinsten hcrelerin birletii duru su), alaka ( koyu kan), muda (bir inem et paras), azm (kemik), lahm (et), halk- cedit (yeni yaratl, son ekli alma) devreleridir. ( Prof. Dr. Alaaddin Baar, Esma-i Hsna erhi) Btn alemleri emir dinlemek zere terbiye eden Allah (c.c), insanlar da kendi iradeleriyle emir dinleme veya dinlememeye msait bir ekilde terbiye etmitir. Ayrca insann istidatlar, eitim ald takdirde - her trl ilim ve sanat netice verebilecek tarzda dizayn edilmitir. Bu eit terbiyede ok byk hikmetler vardr. Zira Allah (c.c.) insanlar bu ekilde yaratmakla, bir ksm insanlar dier insanlar zerine eref kazanmalarn irade etmitir. nsanlk aleminde, bata peygamberlik olmak zere, lim, eyh, retmen (muallim), belletmen, mrebbi, usta gibi unvanlar ortaya kmtr. Terbiye ve eitim ii ile megul olan kiilerin, Rab isminden

renecekleri ok eyler vardr. Zira Rab ismi, mahlukat terbiye ettii gibi, terbiyenin nasl yaplaca hususunda da ders vermektedir. nk en byk terbiyeci Cenab- Haktr. Allah (c.c) bir eyi her ynyle terbiye eder. Ona lazm olan tm ihtiyalarn karlar. En byk ey en ke gre ayarlanrken, en kk eyler de en byklere gre tasarlanr. Yaratlta ztlama ve inatlama yoktur. Byk, byklne gvenip isyan edemedii gibi, kkler de kklklerine gvenip terbiye dna kamaz. taat etmek zere terbiye edilenlerin isyan hareketlerinde bulunmas, elbette dnlemez. Peygamberlerin insanlar eitmede ki modeli, Rab ismidir. nk Rab ismi herkese ve her eye layn verip, hikmetle karar verir. Peygamberler de Rab isminin cilvesiyle, farkl farkl eriatlar getirmilerdir. ayet kendi zamanlarnn ve insanlarnn durumuna uygun eriatla gelmemi olsalard, muvaffak olamazlard. Mritlerin takip etmesi gereken tarz, hikmetle ve efkatle terbiyedir. Rab ismine mazhariyet lsnde, muvaffakiyet salanr. Tarih boyunca gelen baarl mritlerin srr, Rab ismine ballklardr. Rab ismine uzaklk lsnde de baarszlk sz konusu olur. retmenlerin renci eitiminde baarl olmalar iin takip etmeleri gereken temel model, yine Rab isminin terbiye sistemidir. nk Cenab- Hak ( c.c ) semavi kitap ve hitaplarda, insanlarn terbiyesinde efkat ve hikmetin yannda ltuf ve kahr messeselerini beraber iletmektedir. Yani insanlarn terbiyesinde daima fayda gzetilir. Bu fayday elde etmek iin gereken tm artlar hazrlanr. Sonra, mkafat ve mcazat ortaya konur. nsanlara tayabilecekleri kadar yk yklenir. Tanamayacak ykler teklif edilmez ve yaplacak fiilin neticesi hatrlatlr. Bylece her insann, bu imtihan baarabilmesi salanr. Maalesef insanlar bu efkatli imtihan kendi iradeleriyle aleyhlerine evirebiliyorlar. Buna gre retmenler, kendi rencilerine: 1- efkatle muamele etmelidirler. Kendilerine babalarndan daha

yakn olduunu ihsas ettirmelidir. nk, efkatli muamelenin cezalandrmaktan daha tesirli olduu aktr. 2- Eitimi hikmetle vermelidirler. nk hikmetsiz yaplan her i, bo ve beyhude olduu gibi, hikmetten uzak verilecek eitim de bo ve faydasz olacaktr. renciler kabiliyetlerine gre snflandrlacak, ileri hedefler belirlenecek ve bu hedeflere gre ynlendirileceklerdir. Cenab- Hakkn (c.c) her ekirdekten farkl bir aa ve meyve yaratmas gibi, farkl istidatta ve kabiliyetteki rencilerin de kendilerine uygun meyve vermeleri salanmaldr. 3- Gl bir irade kazandrmaldrlar. Zira gl irade sahibi olan renciler, belirledikleri hedeflere emin admlarla ilerleyebileceklerdir. Basit kaytlar ve engeller ayaklarna dolanp, hedeflerinden artamayacaktr. 4- Eitimlerine mani olan d etkenleri kaldrmaldrlar. nk, erri defetmek faydalar teminden nde gelir. Dolaysyla Allah (c.c) bir eyi terbiye ederken, hariten gelecek manileri def' ettii gibi, rencileri yetitirme gayretinde olan bir retmenin de eitime zarar veren harici etkenleri bertaraf etmeleri arttr. Yoksa vermeye alt eitimin sonusuz kalmas iten bile deildir.

HAKKAT-I MUHAMMEDYE NEDR?


Tasavvufi anlaya gre, Allahtan baka hibir ey yokken ilk defa hakikat-i Muhammediye var olmu, btn yaratklar bu hakikatten ve onun iin halk edilmitir. Alemin var olma sebebi, maddesi ve gayesi bu hakikattir. Tasavvuftaki ilk yaratla dair bu bilgiler, Risale-i Nurdaki bilgilerle byk benzerlikler gstermektedir. lk yaratlan Hz. Peygamberin temsil ettii nbvvet nurudur. Kainat onun nurundan yaratlmtr. Varln mebde ve mntehas Hz. Muhammed (s.a.v.)dir.

Hem o melek, cin ve beerin seyyidi olan zat, u kinat aacnn en mnevver ve mkemmel meyvesi ve rahmet-i lhiyenin timsali ve muhabbet-i Rabbniyenin misali ve Hakkn en mnevver brhan ve hakikatin en parlak sirc ve tlsm- kinatn miftah ve muamm-y hilkatin keaf ve hikmet-i lemin rihi ve saltanat- lhiyenin delll ve mehsin-i san'at- Rabbniyenin vassf; ve cmiiyet-i istidat cihetiyle, o zat mevcudattaki kemltn en mkemmel enmuzecidir. yleyse, o ztn u evsf ve ahsiyet-i mneviyesi iaret eder, belki gsterir ki, o zat kinatn illet-i gaiyesidir. Yani, "O zta u kinatn Hlk bakm, kinat halk etmitir. Eer onu icad etmeseydi, kinat dahi icad etmezdi" denilebilir. Evet, cin ve inse getirdii hakaik-i Kur'niye ve envr- imaniye ve ztnda grnen ahlk- liye ve kemlt- smiye, u hakikate ahid-i kat'idir. "Levlake hadisi

Tasavvufta sk sk kullanlan ve kutsi hadis olarak da rivayet edilen, Sen olmasaydn ben kainat yaratmazdm (Levlake...) (Acluni, II: 164; Hakim el Mstedrek, II: 615) ifadesiyle varln Hz. Muhammed iin yaratld anlatlr. Risale-i Nurun birok yerinde de bu hadis nazarlara sunularak kainatn yaratl sebebi olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) gsterilir. Hatta, Emirda Lahikasndaki bir mektupta, Levlake... hadis-i kutsisine dair yazlan Bu hitap zahiren Hz. Peygamber Aleyhissalat Vesselama mteveccih ise de, zmnen hayata ve zevil hayata racidir eklindeki bilgiyi Bedizzaman tadile muhta grr ve yle izah getirir. nk, klli hakikat- Muhammediye (a.s.m.) hem hayatn hayat, hem kainatn hayat, hem sm-i Azamn tecelli-i azamnn mazhar ve btn ziruhlarn nuru ve kainatn ekirdek-i aslisi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasndan, o hitap, dorudan

doruya ona bakar. Sonra hayata ve uura ve ubudiyete onun hesabna nazar eder.

ekirdek ve Meyve Tasavvufi anlayta, Rasl-i Ekremin ruhu ve nuru btn insanlardan, peygamberlerden, hatta meleklerden nce var olduundan Peygamber insanln manevi babasdr. Hz. Adem insanlarn maddeten babas (ebul beer) Hz. Peygamber ruhlarn babas olduu sylenir. Risale-i Nurda da Hz. Peygamber, yaratlmlarn ekirdei ve en mkemmel meyvesi olarak ifade edilir. Bu hakikat aadaki alntda yle izah edilir: Ve herhalde, zhayat iinde o fert zuurdan olacaktr. nk, zhayatn env iinde en mkemmeli zuurdur. Ve herhalde, o ferd-i ferid, insandan olacaktr. nk, zuur iinde hadsiz terakkiyta mstaid, insandr. Ve insanlar iinde, herhalde o fert Muhammed Aleyhissalt Vesselm olacaktr. nk, zaman- dem'den imdiye kadar hibir tarih, onun gibi bir ferdi gsteremiyor ve gsteremez. Zira, o zat, kre-i arzn yarsn ve nev-i beerin beten birisini saltanat- mneviyesi altna alarak, bin yz elli sene keml-i hametle saltanat- mneviyesini devam ettirip, btn ehl-i kemle, btn env- hakaikte bir std- kll hkmne gemi. Dost ve dmann ittifakyla, ahlk- hasenenin en yksek derecesine sahip olmu; bidyet-i emrinde, tek bayla btn dnyaya meydan okumu; her dakikada yz milyondan ziyade insanlarn vird-i zebn olan Kur'n- Mu'ciz'l-Beyn gstermi bir zat, elbette o ferd-i mmtazdr, ondan bakas olamaz. Bu lemin hem ekirdei, hem meyvesi odur. Evet, nasl ki hayat bu kinattan szlm bir hlsadr.

Ve uur ve his dahi hayattan szlm, hayatn bir hlsasdr. Akl dahi uurdan ve histen szlm, uurun bir hlsasdr. Ve ruh dahi, hayatn hlis ve sfi bir cevheri ve sabit ve mstakil ztdr. yle de, madd ve mnev hayat- Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayat ve ruh-u kinattan szlm hlsat'l-hlsadr ve risalet-i Muhammediye dahi (a.s.m.), kinatn his ve uur ve aklndan szlm en sfi hlsasdr. Belki madd ve mnev hayat- Muhammediye (a.s.m.), srnn ehadetiyle, hayat- kinatn hayatdr. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), uur-u kinatn uurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur'n dahi, hayattar hakaikinin ehadetiyle, hayat- kinatn ruhudur ve uur-u kinatn akldr. Evet, evet, evet! Eer kinattan risalet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru ksa, gitse, kinat vefat edecek. Eer Kur'n gitse, kinat divane olacak ve kre-i arz kafasn, akln kaybedecek, belki uursuz kalm olan ban bir seyyareye arpacak, bir kyameti koparacak. u grdn byk leme byk bir kitap nazaryla baklrsa, Nur-u Muhammed (sallallhu aleyhi ve sellem) o kitabn ktibinin kaleminin mrekkebidir. Eer o lem-i kebir, bir ecere tahayyl edilirse, Nur- Muhammed hem ekirdei, hem semeresi olur. Eer dnya mcessem bir zhayat farz edilirse, o nur onun ruhu olur. Eer byk bir insan tasavvur edilirse, o nur onun akl olur. Eer pek gzel aaal bir cennet bahesi tahayyl edilirse, Nur- Muhammed onun andelbi olur. Eer pek byk bir saray farz edilirse, Nur- Muhammed o Sultan- Ezel'nin makarr- saltanat (saltanat merkezi) ve hameti ve tecelliyat- cemaliyesiyle sr- san'atn hvi olan o yksek saraya nzr ve mnadi ve terifat olur. Btn insanlar davet ediyor. O sarayda bulunan btn antika san'atlar, hrikalar ve mucizeleri tarif ediyor. Halk o saray sahibine, sniine iman etmek zere czibedar, hayret-efza davet

ediyor. Binaenaleyh ncil'de "Ahmed", Tevrat'ta "Ahyed" ve Kurnda "Muhammed" ismiyle msemma, iki cihann gneidir. nsanlardan bir ekirdek var ki, Cenb- Hak ecere-i hilkati o ekirdekten inbat etmitir. O ekirdek de ancak ve ancak btn ehl-i kemlin ve belki nev'-i beerin nsfnn ittifakyla efdal-l halk, seyyid-l enm (herkesin efendisi) Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'dr. Bu kinat sahibinin tezahr- rubbiyetine ve sermed (ebed) ulhiyetine ve nihayetsiz ihsanatna kll bir ubudiyet ve tanttrmakla mukabele eden Muhammed Aleyhissalt Vesselm, bu kinatta gne lzumu gibi elzemdir ki; nev'-i beerin stad- ekberi ve byk peygamberi ve Fahr-i lem ve hakikat- Muhammediye (sallallhu aleyhi ve sellem) hem sebeb-i hilkat-i lem, hem neticesi ve en mkemmel meyvesi olduu gibi, bu kinatn hakik kemalt ve sermed Ceml-i Zlcell'in bki yineleri ve sfatlarnn cilveleri ve hikmetli ef'alinin vazifedar eserleri ve ok manidar mektuplar olmas ve bki bir lemi tamas ve btn zuurlarn mtak olduklar bir dr- saadet ve hireti netice vermesi gibi hakikatlar, hakikat- Muhammediye (sallallhu aleyhi ve sellem) ve Risalet-i Ahmediye (sallallhu aleyhi ve sellem) ile tahakkuk ettiinden, nasl bu kinat Onun risaletine gayet kuvvetli ve kat' ehadet eder. Fethullah Glen Hocaefendi, bu konuda unlara dikkat eker: Hakikat- Muhammediye (sallallhu aleyhi ve sellem) hem hayatn hayat, hem kinatn hayat, hem sm-i A'zam'n tecelli-i a'zamnn mazhar ve btn zruhlarn nuru ve kinatn ekirdek-i aslsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasndan, o hitap dorudan doruya Ona bakar. Sonra hayata ve uura ve ubudiyete Onun hesabna nazar eder.Efendimizin temsil ettii bir Hakikat- Ahmediye var, bir de Hakikat- Muhammediye var. Dnyay teriflerinden nce O, Hakikat- Ahmediyesi ile vardr ve Kbe

hakikat ile tevemdir. Bu sebeple O, ncilde Ahmed ismiyle anlmtr; Kuranda da getii zere, Hz. sa (as) Onu, Ahmed ismiyle mjdelemitir. O, dnyay terifleri ve risaletleriyle birlikte Hakikat- Muhammediyeyi temsil etmitir. Vefatndan sonra da, yine Hakikat- Ahmediyenin tecellisi sz konusudur. Meselenin bir dier yn de udur: Hz. Peygamber'in (sav) rislet ve nbvveti temelde, dier btn peygamberlerden nce idi. Nitekim O, bir hadislerinde: "Allah'n ilk yaratt ey, benim nrumdur" buyurmaktadr. Dier bir hadislerinde de; "Hz. Adem henz amur ve balk arasnda debelenirken, Ben peygamber idim" ferman etmektedir. Demek ki, O'nun peygamber olarak planlanmas, herkesten nceydi. Bu mesele, tasavvufularca "hakikat- Ahmediyye" nvanyla ele alnm ve uzun uzun zerinde durulmutur. Onlarn bu mevzudaki mlahazalarnda, hakikat- Ahmediyye, ayn zamanda kainatn da hakikat olarak ilenmitir ki, bununla da, Hz. Peygamber'in (sav) bykl ve en byk rislete mazhariyeti anlatlmak istenmitir. Necip Fazl, Onu ifade iin O ki, o yzden varz derdi. Bu yaklam, hadis kriterleri asndan tenkid edilse de, mns doru olan Sen olmasaydn, lemleri yaratmazdm hadis-i kudssinden mlhemdir. Evet Allah, kinat Onun iin yaratmtr. Kinat, Allah anlatan bir kitapsa -ki, yledir- bu kitabn tercman Hz. Muhammed (s.a.s)dir. O olmasayd, kinat kitab okunamayan, anlalamayan bir sr olarak kalacakt. Dolaysyla onun iinde yaayacak ama, onunla Allah tanyamayacak ve Ona ulaamayacaktk. Oysa ki, Allah, Kurn- Kerimde beyan ettii zere, varl, kendisine ibadet etsinler, bn Abbasn tefsirine gre de, kendisini tansnlar diye yaratmtr. Bu itibarla denebilir ki, Hz. Muhammed olmasayd, varlk bilinmeyecek ve dolaysyla Allah da tannmayacakt. yle ise Ona varln ille-i gaiyesi, yani, yaratl sebebi denebilir. Onu, kendinden nce gelen her peygamber, misyonu lsnde ve erevesinde anlatm ve haber vermitir. Mesel, Endlsl byk alim Kad Iyazn ifa-i erifinde getii zere, Hz. dem,

kendisine yasaklanan meyveden yedikten sonra Cenb- Allaha Onu efaati ederek yalvarm; Muhammed hrmetine beni affet! demitir. Cenb- Allahn, Sen Muhammedi nereden biliyorsun? sorusuna karlk da, Ben, Cennetin kapsnda L ilhe illallah, Muhammedn raslllah yazsn grdm. smi, Senin sm-i erifinin yannda anlan biri, Senin yannda en kymetli olmaldr eklinde cevap vermitir. En son Hz. sa da Ondan ok bahsetmi, ncillerin eldeki nshalarnda Size daha ok syleyeceklerim var; fakat, imdi siz bunlar kaldramazsnz. Ben gideyim, ta ki, dnyann Efendisi, gerein ruhu, hakk btldan ayran Zt gelsin ve size btn hakikatleri anlatsn (Yuhanna, Bab 16/12-14) demitir. Hz. sa, Onu Ahmed olarak haber vermitir. lh bir tevafuktur ki, dedesi Abdlmttalib, Gkte ve yerdekiler Onu vsn diyerek, Ona Muhammed ismini koymutur. mam- Rabban gibi byk zatlar, nemle Hakikat- Ahmediye ve Hakikat- Muhammediye zerinde dururlar. O, yeryzne gelmeden nce Hakikat- Ahmediyenin sahibiydi. Dolaysyla Hz. sa, Onu Ahmed ismiyle mjdelemitir. Dnyadaki misyonu itibaryla de O Hakikat- Muhammediyeyi temsil etmitir. Nebiler Serveri bu temsil sonunda Hakikat- Ahmediyeye bil-fiil ulaarak veya Hakikat- Ahmediyeyi bilfiil gerekletirerek, yine Hz. Ahmed nvanyla iaret buyurulan varln ruhu olma lemine dnmtr. O, en ok eza ve cefaya maruz brakld bir zamanda Miracla ereflendirilmiti. Bu, kinat iinden kinat tesine yolculukla, kendisine rehberlik eden Cibrili bile bir noktadan sonra geride brakm, yoluna devam etmiti de, kendisine Top senin, evkan senin bu gece denmiti. Mahzen-i Esrr sahibi Nizamnin engin ve renkli ifadeleri iinde, Yldzlar, yolunda kaldrm talar gibi dizilmi, melekler kendisine terifatlk yapm, yarm ay atnn ayaklar altnda bir nal gibi kalm, Gne Onun k kaynana snmt. O, Kurnda ifade buyurulan Kbe kavseyni ev ednnn mnsna gre, imknla vcub aras bir noktaya gelmiti. Bu u demekti: Bir kere O da, bir insand ve yerdi, ierdi,

uyurdu, sokaklarda dolard. Fakat, Buseyrnin ifadesiyle, bir beerdi, ama herhangi bir beer gibi deildi; talar arasnda bir yakut gibiydi. Bunu avm bir benzetmeyle yle izah edebiliriz: Mesel; Selimiyenin nnden geen herkes, kendince, bir eyler hisseder: yi ve zevk-i selim sahibi bir mimar, ondaki sanat karsnda zevkten zevke girer. Bir oban da kendine gre onun karsnda bir eyler hisseder. Bir dier misal verecek olursak, mesela; iyi gelimi damak zevki olanlar, yemekleri ok iyi ayrrlar ve onlar sradan insanlardan farkldrlar. Bunun gibi, onun her eyi hissedii bir baka idi. D grnm ve yapsyla bizim gibi bir beer grnmndeydi ama bambaka buudlarda yayordu. Namaza durunca bazen, Onun nnde cennet temessl eder, ona doru adm att olurdu. Bazen de, bir baka eyin temessl karsnda geri ekilirdi. te, Miracla beeriyetin en son snrna varmt ki; ondan sonra sonsuzluk balyordu. Hi bir ekilde Allah olunamayacana gre, phesiz o Allah deildi ve olamazd da. Bu yzden, Onun ulat makama imknla-vcub aras mnsna Kb- kavseyni ev edn dendi. O makamdaki, durumu itibaryla kelamclar, hadisiler baka trl deerlendirmelerde bulunsalar da, sufler, Onun Miracda zaman, mekn hususiyet ve kaytlarndan, mberra olarak Allah grdn sylerler. te bu makamda iken bile O, yeryzne aramza geri dnmek istemi ve dnmt. Byk velilerden Abdl-Kudds: Eer ben, o makama varp, orada kalmak ile geriye dnmek arasnda muhayyer braklsa idim, vallahi dnmez, orada kalrdm der. Ama O, geri gelmi ve kendilerinden eza-cefa grd insanlarn arasna inerek, onlar da, bizi de, kaybettiimiz cennete tamt. Hi olmazsa hepimizi o duyguya uyarmt. Mevlnann ifadesiyle, bir aya hakikatte, dier aya da 72 milletin arasnda, mrnn bakiyesini, halkn iinde Hakla beraber srdrmt.

HAYIR VE ER ZERNE
Hayr; meru i, faydal amel, iyilik demektir. er ise, onun zdd olup zararl i, ktlkanlamna gelir. Hayr ve er Allahtandr. Hayr da, erri de yaratan ancak Odur. Lkin hayra rzas var, erre ise yoktur. Hayr ve er, yaplan iin, ilenen fiilin Allahn emir ve rzasna uygun olup olmamasyla ilgilidir. Yni, fiilin kendisiyle deil, sfatyla alkaldr. yle ki, konuma, grme, iitme, yrme... hepsi birer fiildir. Hayr olsun er olsun btn bu fiilleri yaratan Allahtr. lenen fiil, yaplan i, slma uygun ise hayr, aksi halde er olur. Zaten Allahn birliine iman eden bir insan, Onu btn bu ilerin, bu fiillerin tek yaratcs olarak bilir. nsan bir ii yapmay sadece arzu eder ve cz iradesini o ii yapmaya sarfeder. Neticeyi yaratan ise Allahtr. Hakikat bylece bilinmezse ortaya yle bir tezat kar: Ayn fiil hayr olunca Allah tarafndan yaratlr, aksi halde... Evet aksi halde... cmlenin sonunu nasl getireceiz? Bir tek misl verelim: Grme fiilinin yaratcs Allahdr. Gz fabrikas Onun, k Onun, grlen btn eya da Onundur. O halde bir insan neye bakarsa baksn grmeyi yaratan Allahdr. Bakt hell ise bu bak hayr olur, haramsa er olur. Hayr da O yaratr, erri de. slam inancna gre, errin yaratlmas er deildir; er olan, onu kesb etmek, yani ona ynelmek, onu irade etmek ve ilemektir. Btn ilh isimler gibi, btn ilh fiiller de gzeldirler. Hlk ismi gzel olduu gibi, yaratma fiili de gzeldir. Rezzak ismi gzel olduu gii rzklar da gzeldirler.

Rahman ismi gibi, Kahhar ismi de gzeldir; gzel olmayan, kahr gerektiren isyanlar ilemektir. Su ilemek erdir, ama suluyu hapse atmak er deildir. Dallet frkalarndan birisi olan Mutezile Mezhebinde, errin yaratlmas, er telkki edilir. Buna gre, canilere ceza vermeyi er kabul etmek gerekiyor. nsann kanndaki alyuvar ve akyuvarlar yaratan Allah olduu gibi, onun manev kalbinde hidayet ve dalleti de yaratan yine Odur. Hidayet hayrdr, dallet ise erdir. Bunlarn her ikisine de kulun kendisi talip olur. Ve yine bunlarn her ikisini de Allah yaratr. Bu imtihan meydannn bir gerei de, bir kul, hayr olsun, er olsun her neyi isterse Allahn onu yaratmas deil midir? Hidayet yolunu tercih edenlerde Hdi, yani hidayete erdirici ismi, sapk yollara girenlerde ise Mudil, yani dallete drc ismi tecelli eder. Birincilere yolun dorusu gsterilmi, ikincilere ise arzu ettikleri yanl yol alm ve gemelerine izin verilmitir. Her iki isim de, her iki tecelli de gzeldirler. Gzel olmayan, hidayeti brakp dalleti tercih etmek, onu istemek, ona ynelmektir. Nur Klliyatnda bu hakikat aklanrken enteresan bir misl verilir: Ate. Atein yaratlmas er deildir; atein binlerce faydas bunu ispat eder. er olan, atee temas etmek, Onunla yangn karmaktr. u da var ki, insanlar, ou zaman, er kelimesini kendi holarna gitmeyen, rahatlarn karan ve huzurlarn bozan eyler iin kullanrlar. Hlbuki, bu hadiseler insan iin birer imtihan vesilesi, birer terakki aracdr. nsanolu bu erlerin altnda nice hayrlar bulunduunu bilemez ve sabrszlk gstererek ikayet yolunu tutar ve bylece onlar kendi hakknda erre evirir. nsann bu ksa nazar ve bu yanl tutumu, cihatla ilgili bir yet-i kerimede yle sergilenir. Olur ki, siz bir eyden holanmazsnz, hlbuki o

hakknzda bir hayrdr. Ve olur ki, bir eyi seversiniz, hlbuki hakknzda o bir erdir. (Bakara Sresi, 216) Demek ki, holanmadmz ve er sandmz birok hadise, gerekte hayr netice verebilmektedir; hastaln gnahlara kefaret olmas gibi. Bazen de holandmz eylerin hakkmzda er olduunu gryoruz; servet ve makamn kibir ve gurura yol amas gibi.

HKMET ZERNE
HKMET: leri en doru ve en uygun biimde yapmak. Eyann hakikatndan bahseden ilim., Eyada gizli lh srlar ve gayeler. , Amelle beraber ilim. , Faydal ilim ve salih amel , nsandaki akl kuvvesinin istikamet zere ve arlklardan uzak olma mertebesi.

Hikmeti dilediine verir. Kime hikmet verilmise, phesiz ona pekok hayr verilmitir.Bunu ancak akl sahipleri anlar. (Bakara Sresi, 269) Hikmet iin deiik tarifler getirilmi, farkl mnlar verilmi. Bunlar ierisinde en yaygn sr, gaye, fayda mns. Bu iin hikmeti nedir? denildii zaman,bundan maksat ne, bilemediimiz ne gibi gizli srlar tayor? mns akla gelir. O halde, bir i yaplacak ve ondan bir fayda hsl olacaktr ki hikmet tahakkuk etsin. Bu dnce bizi hikmetin, amelle beraber ilim tarifine gtrr. slm limleri, yalnz bana ilmi, hikmet kabul etmezler. limle amel edilmesini, bu ilmin fiiliyat sahasna konulmasn ve faydal neticeler vermesini art koarlar. Eyann hakikatndan ve gayesinden sz ettii iin felsefeye ilm-i

hikmet deniliyor. Ama bir felsefeci bu almalar sonunda ortaya insanlarn tatbik edecekleri bir hayat anlay, bir ahlk dzeni koymuyorsa, sadece lf ile oyalanyorsa bu hakiki mnsyla hikmet deildir. Hikmet: lim ve onunla ameldir. Her ikisini cem edemeyene hakim denmez. (Elmall Hamdi Yazr) Hikmetin Nbvvet mns da var. Peygamberlik messesesi lhdir. O Allah elileri, kinat kitabn hem okumu, hem okutmular ve insanlardan, Allahn emriyle, birtakm vazifeler istemilerdir. Btn eyann hikmetle yaratldn, herbirinin bir, hatta binler vazifesi bulunduunu insanlk lemine iyice bellettikten sonra, btn bu mahlkatn kendisine hizmet ettii insann byk bir vazifesi olmas gerektiini, aksi halde btn bu hikmetli eyann gayesizlie, babolua ve hilie hizmet etmi olacan kalblere iyice yerletirmilerdir. Onun iin gerek hikmet felsefede deil nbvvettedir. nk nbvvet mektebinde ilimle amel birlikte okutulur. Ve bu mektepte eyann hikmeti, dorudan doruya, o eyann yaratcsndan renilir. Tahmine, faraziyeye, ahs ve ind grlere gerek kalmaz. Hakm, Cenb- Hakkn bir ismi. Eyay btn sebep ve neticeleriyle, ve ok ynl vazifeleriyle o takdir etmi. O yaratm. Hibir ey yoktur ki Allah hamd ve tesbih etmesin. Ancak, siz onlarn tesbihlerini fehmedemezsiniz (anlayamazsnz). (sra Sresi, 44) Hdiseler de byle... Hastalk, musibet ve malbiyet gibi hdiselerin ince hikmetlerini kavramak aklmzn takat snrn aar. Nur Klliyatnda eyann tane yz olduundan bahsedilir: Allahn esmasna ayine olan yz, hirete

bakan yz ve o mahlkun kendi varlna ve hayatna bakan yz. Biz hikmet denilince daha ok bu nc madde zerinde dururuz. Elmaya faydal, dikene faydasz deriz. Birincideki hikmeti rahatlkla okuruz, yahut okuduk zannederiz, ama ikincinin yanna yaklaamayz. Shhat meyve, hastalk diken gibi gelir bize... Nefsimizin houna giden her hdise manev bir meyve, holanmadklar ise birer diken. Ama bilemiyoruz, belki de biz o holanmadmz hdiselerden daha ok fayda grmekteyiz. Shhatli insann gaflet iinde yaamas, hastann ise durmadan Allah zikretmesi ve Ondan ifa istemesi bunun en gzel misali deil mi!? Kuran- Kerimde kfirlere, zlimlere, nankrlere verilen dnyev nimetlerin gerekte onlarn azabn artrd haber verilir. Ne mthi bir ibret ve hikmet tablosu! Ayn nimet birini kre gtryor, dierini kfre... Birisinin cennetteki derecesini artryor, dierinin cehennemdeki azabn. Demek ki, o nimetin yaratl hikmeti iinde cennet de sakl, cehennem de. Zannettiimiz gibi, sadece bedenimize gda ve enerji olmakla kalmyor. Eyay mahiyetiyle, hakikatyla ve btn vazife ve gayeleriyle bilen ancak Allahdr. O halde mutlak hakm ancak O. Kulun hikmetinin Allahn hikmetine nisbeti, onun Allah tanmasnn, Allahn kendi ztn tanmasna nisbeti gibidir. (Gazali.) Burada tefekkrn nemi ok daha iyi anlalyor. Her varl, Allahn bir eseri bilerek ondaki gzellikleri, faydalar, sanat inceliklerini dnen insan, lah marifette dereceler kateder. Bu tefekkr onu Rabbine yaklatrr. Zira, bu i nefs deildir; dnyev ve eytan de deildir. Rzaya uygundur; uhrevdir,

rahmandir. Burada hikmetin bir dier tarifiyle karlayoruz: Hikmet, ahlk- lhiyye ile tahallktur yni lh ahlk ile ahlklanmak... Nedir lh ahlk? En ksa ifadesiyle, Kuran ahlk... Allahn raz olduu ahlk... Allah, hibir eyi babo yaratmamtr, faydasz hibir icraat yoktur. Ve insan, yapt ilerde malyani dediimiz, mr tketmekten te bir ie yaramayan faydasz ileri terkettii lde bu srra mazhar olur. u mahlkat lemindeki ince srlar, sonsuz hikmetler, ancak Allahn malmu. nsan ise bu hikmetlerden kendi apnda bireyler yakalamaya alt lde bu srra erer. Allah, kendisini tesbih eden btn mahlkatn, bilhassa bu vazifeyi en gzel ekilde yerine getiren mmin kullarn sever. Kendisine irk koan, nimetlerini kfranla karlayanlardan ise raz olmaz. nsan da Onun sevdiklerini sevmek ve Onun buz ettiklerine buz etmekle bu srdan nasiplenir. Misaller oaltlabilir. Demek ki, insann hikmet ehli olmas, Rabbinin raz olduu bir kul olmasna bal... Onu raz etmedikten sonra, Onun yaratt varlklar incelemek ve bunlarn insanlara faydalarn aratrp ortaya karmak hikmet ehli olmak iin kfi deil... Kurandaki gizli srlar anlayan fakat hayatna tatbik etmeyen bir insan dnelim. Bu insan limdir, ama hakm deildir. Kinat kitabn Allah namna okumayan ve ondan bu ynyle faydalanmayan kimselerin hli de berikilerden farkl deil...

... Ve Gazaliden farkl bir hikmet tarifi:

Hikmet, varlklarn en ycesini, ilimlerin en faziletlisi ile bilmektir. Allah, ezel ve ebed ilmiyle kendi ztn, sfatlarn, fiillerini, uunatn bilmekte. Bu mnya gre, mahlkat olmasa da Allah Hakmdir... Hem de sonsuz Hakm. te, marifetullah yolunda yryen, Allah tanma vadisinde ilerleyen insanlar, hikmetin bu mnsndan feyiz alrlar, nasiplenirler. Ve lh ahlkla ahlklanma erefinin, en ileri mertebelerine ererler. Bu mn bata peygamberlerde, sonra peygamber varisi olma erefine ermi byk ztlarda ve derecelerine gre btn mminlerde hkmn icra eder. Herkes, iman, ihls, ilmi, tefekkr lsnde bu byk ltuftan nasiblenir. ... Hikmet, her sahada olduu gibi teblide de en byk esas... Hikmetsiz yaplan, yni zaman ve zeminini bulmayan; efkat esasna oturmayan; ilimden medet almayan ve en nemlisi, anlatlanlar en ileri seviyesiyle yaama artndan mahrum bir tebli netice vermez. Kuran- Kerimin, nsanlar Rabbinin yoluna hikmetle ve gzel tlerle davet et (Nahl Sresi, 125) ferman, slmn tebliiyle vazifeli kimselerin hikmet zere bulunmalar gerektiini ders verir bize... Bu mnnn kemali Allah Resul (a.s.m.) Efendimizde, sonra ashab- kiramnda ve Peygamber varisi olma erefine mazhar muhterem zevattadr.

HZBL-ENVRL-HAKAKUN-NRYEDEN
Y Allah! Y Rahman! Y Rahm! Y Ferd! Y Hayy! Y Kayym! Y Hakem! Y Adl! Y Kudds! sm-i zamn hakkna ve Esm-i Hsnn hrmetine ve Furkan- Hakm ve sreleri ve yetleri ve srlar ve nurlar ve kelimeleri ve harfleri hakkna; ve Resl-i Ekrem Aleyhisselt Vesselm ve mucizeleri ve kemlat ve eriat ve snneti hrmetine ve onun l ve ashab ve ensar (r.a.) ve onlarn mcahedeleri erefine... Y Rab hamele-i Arn ve melike-i kirmn ve onlarn tesbihatlar ve ibadetleri hakkna... Y Rab Cebril ve emneti, Mikil ve vekleti ve srafil ve sru Azril ve ruhlar alp hfzetmesi hakkna... Y Rab! Hazret-i dem ve kelimt ve Havva ve efkati ve Hazret-i t ve nbvveti, Hazret-i dris ve ycelii ve Hazret-i Nuh ve gemisi ve dvetleri hakkna... Y Rab! Hazret-i brahim ve dostluu ve Hazret-i Lt ve gayreti ve Hazret-i shak ve zrriyetinden gelen peygamberler, Hazret-i smail ve neslinin ereflilii hakkna... Y Rab! Hazret-i Yakub ve mnacat, Hazret-i Yusuf ve sddkiyeti, Hazret-i Yunus ve dveti, Hazret-i Eyyub ve sabr hrmetine... Y Rab! Hazret-i Cercis ve metaneti, Hazret-i zeyir ve hayat, Hazret-i Hzr ve seyahati, Hazret-i lyas ve risaleti hakkna... Y Rab! Hazret-i Mus ve mnacat ve Tevrat, Hazret-i Harun ve fesahat, Hazret-i uayb ve hitabeti, Hazret-i Yu ve Hazret-i Musa ile olan arkadal erefine... Y Rab! Hazret-i Slih ve devesi, Hazret-i Hd ve heybeti, Hazret-i Zlkarneyn ve hkimiyeti, Hazret-i Danyal ve hikmeti, Hazret-i Lokman ve hekimlii hakkna... Y Rab! Hazret-i Dvud ve hilfeti ve Zeburu, Hazret-i Sleyman ve mucizeleri, Hazret-i Zekeriyya ve ibadetleri, Hazret-i Yahya ve efendilii ve Hazret-i sa ve zhidlii ve ncili hrmetine... Y Rab! Habib-i Ekremin ve mirac ve Kuran hakkna... Y Rab! Btn peygamberler ve kitaplar ve suhuflar hakkna... Y Rab! eriat-i Muhammediye ve onun hakikat ve hkmleri hrmetine Allah onlar kyamete kadar devam ettirsin. Y Rab! slm dini ve erkn hakkna ve iman ve nurlar hrmetine

ve Kuran ve esrar erefine ve Tevrat ve sayfalar hakkna, ve Zebr ve bablar hrmetine, ncil ve yetleri erefine ve Kuran ve mjdeleri hakkna... Y Rab! Cennet ve gzellikleri ve iindeki hazineleri ve hurileri ve cemalleri hrmetine... Y Rab! Gkler ve zinetleri ve melaikeleri ve ruhanileri ve yldzlar ve ehadetleri hakkna.. Y Rab! Yeryz ve hazineleri, hayvanlar, aalar, bitkileri, delil ve alametleri hrmetine... Y Rab! Hazret-i Eb Bekir ve sddikiyeti ve Hazret-i mer ve farukiyeti, Hazret-i Osman ve nuraniyeti ve Hazret-i Ali ve velayeti, Hazret-i Hasan ve neslinin kutublar, Hazret-i Hseyin ve evlatlarndan yetien imamlar hakkna... Y Rab! Ashab- Bedir ve Uhud ehitleri ve onlarn mcahedeleri ve evliyalar ve keifleri, asfiya ve tahkikatlar, ehitler ve cihadlar, Kbe-i Muazzama ve ziyaretileri, Ravza-i Mutahhara ve iindeki ki Cihan Gnei ve beraberindekiler hakkna... Y Rab! Yukarda isimleri yd edilen btn zatlarn hrmetine, Risale-i Nurun btn yazlan ve okunan, havada ve akllarda temessl eden harfleri saysnca, kuluna ve peygamberine ve onun l ve ashabna dnyalar durduka salt selm olsun! Kalblerimize iman ve slm iin ferahlk ver! ve bize hsn- htime ver! ve hepimize kmil, mkemmel, ekmel, rsih, sbit, dim, ebed bir iman nasip et! ve bize ve arkadalarmza bir sabr- cemil ve tam bir tevekkl ve tam bir ihls ve kll bir fetih ve izzetli bir nusreti acele olarak nasip eyle! Bizi fat ve belalardan, ehl-i dalalet ve tuyann errinden, nefis ve eytann errinden hfzeyle. Bizi kabir ve Cehennem azabndan koru! Bizi iyi kullarnla beraber Hazret-i Muhammedin l ve ashabnn zmresi iine idhal eyle. mn. *** Allahm! Kalblerimizi iman ve Kuran nuruyla nurlandr. Allahm! Bizi Sana kar olan fakrimizi idrak etmekte zenginletir, Senden istina sretiyle de bizleri fakirletirme. Sana kar havl ve kuvvetimizden teberri ediyor ve Senin havl ve kuvvetine snyoruz. Bizleri Sana kar mtevekkil olanlardan eyle! Bize, erkek ve kadn btn mminlere rahmet eyle.

Allahm! Senin kulun ve nebin, dostun, mlknn cemali, sanatnn meliki, inayetinin gz ve emesi, hidayetinin gnei, hccetinin lisan, rahmetinin misali, yarattklarnn nuru, mevcudatnn erefi, mahlukatnn okluu iinde vahdetinin lambas, kinat tlsmnn kef, saltanat- Rubbiyetinin delll, marziyyatnn mbellii, isimlerinin gizli hazinesinin tarifisi, kullarnn muallimi, yetlerinin tercman, ceml-i Rubbiyetinin aynas, grmek ve grnmekliinin medar, Habibin ve lemlere rahmet olarak gnderdiin Resuln olan, nebi ve resullerden onun kardelerine, Sana yakn olan meleklerine, slih kullarna salt ve selm eyle, mn! Allahm! Bizi sadet, selmet, iman ve Kuran ehlinden eyle! Allahm! lk iniinden hirzamana kadar her okuyucunun Kurann kelimelerini okuduu zaman hava dalgalarnn aynalarnda Rahmann izniyle temessl eden btn harfler adedince seyyidimiz Hazret-i Muhammed (a.s.m.) ve onun l ve ashabna selm eyle. O harflerin saysnca da bize, anne-babamza, erkek ve kadn btn mminlere rahmet eyle, mn! Ey Kuran indiren Allahm! Kurann ve ona Kuran indirilen zatn (a.s.m.) hakk iin kalblerimizi ve kabirlerimizi iman ve kurnn nuruyla nurlandr, mn! Ey kavmi iinde Nuh Aleyhisselma cevap veren Allahm! Ey dmanlarna kar brahim Aleyhisselma yardm eden Allahm! Ey Yakub Aleyhisselma Yusuf Aleyhisselm dndren Allahm! Ey Eyyub Aleyhisselmdan zarar kaldran Allahm! Ey Zekeriyya Aleyhisselmn duasna cevap veren Allahm! Ey Yunus bin Mett Aleyhisselm kabul eden Allahm! Senden bu mstecap dua sahiplerinin esrar hrmetine bizi ins ve cinn eytanlarn errinden muhafaza eylemeni, dmanlarmza kar bize yardm etmeni, bizi nefsimizle babaa brakmaman, kalb hastalklarmza ifa vermeni niyaz ediyorum. mn, mn, mn!

nsanlar imani konularda nasl aldanyorlar?

lk insan Adem (as)dan beri insanlk, birbirine zt iki yolda yrye gelmitir. Bu, kyamete kadar da byle devam edecektir. Bu yollardan biri, iman ve hidayet yolu; dieri de kfr ve dalalet yoludur. nsaf ve vicdan nda bakldnda, btn gzelliklerin, hayr ve kemalatn, huzur ve saadetin iman yolunda; irkinlik, er, tahrip ve hakka tecavzlerin de kfr yolunda olduu ak bir ekilde grlecektir. D dnyadaki bu kutuplama ve ztlama, insann i dnyasnda da cereyan etmekte, duygular ve hisler arasnda atma eklinde ortaya kmaktadr. Kalp, akl, vicdan insan iman yoluna sevk ederken, nefis, his, heva ve vehim de inkar yoluna iterler. nsann i dnyas bu ztlarn arpmalarna her zaman sahne olur. Bunlardan hangisi arlk kazanrsa, insan o cephede yerini alr, o yolda yrmeye balar. Bu alanda, insan kfre sevk eden, fikri sapkla (dalalete) dren sebeplerin mhimleri zerinde duracaz. 1 Cehalet Gemite ve gnmzde insanlarn kfre girmesine sebep olan saiklerin banda Cehil gelir. Feza aratrmalar yapan insan da eer Allah'a inanmyorsa, inanmamasndaki birinci sebep Cehalettir. Burada kastedilen cehalet, eyann var oluundaki niin ve neden'i muhakeme eksiklii,yani basit ve sathi dnmedir. Cehaletin bir sebebi de, taassup ve taklittir. Gemi Peygamberler, kavimlerini imana ve tevhide davet ederken, karlarna kan en byk engel, bu olmutur. Onlar, kavimlerinin taassubu ve atalarnn sapk inanlarna kr krne ballklar ile

ciddi mcadele vermilerdir. Kuran'da da bu husus zerinde nemle durulur ve yanll vurgulanr. Amr Bin As'a, bir gn: "Sen akll bir adamsn, slamiyeti kabulde gecikmene ne sebep oldu?" diye sorulmutu. Amr Bin As'n cevab dndrc ve konumuza k tutucudur: "Biz, bizden nceki kuaktan yal-tecrbeli, bize hakim bir toplulukla bir arada bulunuyorduk. Onlar karlkl dalar arasndaki bir da yolunu tutup gittiler. Biz de oraya kncaya kadar onlara uyduk. Onlar Peygamberi (asm) inkar ettiler. Onlarla birlikte biz de inkar ettik. O zaman yaptmz i zerinde hi dnmedik. Sadece onlar taklit ettik. Onlar lp gidince, iler bize kald. Kendimiz dnp karar vermek zorunda kaldk. Peygamberin (asm) iine bizzat bakp doruluunu anlaynca, slamiyet sevgisi kalbimize dt..." Gnmzde de durum deimi deildir. ada inkarclar da, kendilerine byk tandklar, stat kabul ettikleri ahslarn ilkelerine, doktrinlerine, ideolojik fikirlerine, taassupla bal, kr krne sadktrlar. 2 Kibir ve Gurur nsanlarn iman yoluna girmelerine mani olan ikinci husus, kibir'dir. eytann Hak'tan sapmasna ve rahmetten kovulmasna, bu duygu sebep olmutur. Kibir, byklenme ve kendini yksek grme hissidir. Kibir duygusunun asl yeri, Allah hesabna, btn kafir ve inkarclara kar stn olmak, imann izzetini korumak urunda hi kimseye ba ememektir. Fakat dncesizlik ve gaflet yznden bu duygu insan yoldan karr, Allah'a ve Resulne isyan bayran atrr. Nitekim Nemrutun ve Firavun'un kibri, onlar, Allah'a kar stnlk taslamaya sevk ederken; Ebu Cehil'in kibri de kendisini

Hz. Peygamber'e kar stn grmeye sevk etmitir.Kaynakwh: insanlar imani konularda nasl aldanyorlar? 3 Duygu yanlmalar ve yanl deerlendirmeler (nhiraf) nsan kfre atan mhim bir sebep de, inhiraf denen duygularn yanlmasdr. Tpk suyun iindeki bir cismi krlm gibi yanl grme, hkm ona gre verme ve o hkm zerinde fikir yrtmedir. Bu hususu Bedizzaman Hazretleri yle ifade eder: "nsan ftraten mkerrem olduundan hakk aryor. Bazen batl eline gelir, hak zannederek koynunda saklar. Hakikat kazarken, ihtiyarsz dalalet bana der, hakikat zannederek kafasna giydiriyor." Kiiyi inkarcla srkleyen inhirafn pek ok sebepleri vardr. Mhimlerinden bazlarn u ekilde sralayabiliriz:Kaynakwh: insanlar imani konularda nasl aldanyorlar? a) Maddi meselelerle devaml meguliyet, insan maneviyattan uzaklatrr. man hakikatlerine kar insan anlaysz hale getirir. b) Allah Teala'y yaratt varlklara (mahlukata) kyas etmek de, mhim bir yanlma ve inkar sebebidir. Allah kainatn yaratcsdr. Her ey O'nun mahlukudur. Usta, eserine benzemeyecei gibi Kainatn yaratcs da kainata benzemeyecektir. c) mani meselelerin ycelii sebebiyle, akln onlarn mahiyetini tamamen kavrayamayacan dnmemek... Bir eyin varln bilmek baka, mahiyetini bilmek bakadr. Kainatta varln bildiimiz halde, mahiyetlerini bilemediimiz o kadar ok ey var ki... Mahiyetini kavrayamaymz, o eylerin varln inkar etmeyi nasl gerektirmiyorsa Allah Teala'nn, meleklerin, Cennet ve Cehennem'in mahiyetlerini bilmememiz de onlar inkar etmeyi gerektirmez.

d) Kafirlerin sayca okluu, onlarn baz imani meselelerin inkarnda birlemeleri de insan dalalete atan sebeplerden biridir. Halbuki, kymet ve ehemmiyet, say okluunda deildir. Nitekim, hayvanlar, sayca byk bir ounlua sahipken, insan btn hayvan trleri stnde hakim olmutur. e) Maneviyatta ihtisas sahibi kimselere mracaat etmemek... Bir ilmin mnakaa konusu olmu bir meselesinde, o ilmi bilmeyen kimselerin, baka bir ilimde ne kadar byk ve kudretli de olsalar, szleri geerli deildir. Mesela, byk bir mhendisin, bir hastaln tehis ve tedavisinde bir Tp rencisi kadar sz gemez. Ayn ey manevi meselelerde de geerlidir. Madde ile ok megul olduundan maneviyattan uzaklam, akl gzne inmi, manevi meseleleri idraki daralm kimselerin manevi meselelerdeki inkarlar geerli olamaz. Bata Peygamberimiz olarak umum 124 bin Peygamber ve asrlarca yetimi byk alimler imani meselelerde ihtisas sahibidirler. O meselelerde onlarn szleri dinlenir. 4 Gnahlara mptela olmak lenen her bir gnah, insann kalp ve ruhunda yaralar aar, iman nurunu karartmaya balar, insan gnahta srar ettike kalbi, siyahlap katlaarak iman nurunu btnyle kaybedecek dereceye gelir. Bu bakmdan her gnah iinde kfre gidecek bir yol vardr. lenen gnahlarn lekeleri tvbe ile hemen silinmezse, kalbi tamamen kaplayp insan kfre kadar gtrebilir. Bu konular muhtelif risalelerde yer almaktadr. Yukarda ele alnan konular On Beinci Szn Zeylinde yer almaktadr. Oradan bir ksm alntlar aada yer almaktadr. Metnin sonunda ilgili risalenin linki yer almaktadr. eytan dnd, dedi: Nasl kandramam? Ekser insanlara ve

insann mehur kllerine Kurn ve Muhammedi inkr ettirdim. Elcevap: Evvel: Gayet uzak mesafeden baklsa, en byk ey, en kk ey gibi grnebilir. Bir yldz, bir mum kadar denilebilir. Saniyen: Hem tebe ve sath bir nazarla baklsa, gayet muhal birey mmkn grnebilir. Bir zaman bir ihtiyar adam Ramazan hillini grmek iin semya bakm. Gzne bir beyaz kl inmi. O kl ay zannetmi, Ay grdm demi. te, muhaldir ki, hill o beyaz kl olsun. Fakat kasten ve bizzat aya bakt ve o sa tebe ve dolaysyla ve ikinci derecede grnd iin, o muhali mmkn telkki etmi. Salisen: Hem kabul etmemek bakadr, inkr etmek bakadr. Adem-i kabul bir lkaytlktr, bir gz kapamaktr ve chilne bir hkmszlktr. Bu surette, ok muhal eyler onun iinde gizlenebilir. Onun akl onlarla uramaz. Amma inkr ise, o adem-i kabul deil, belki o kabul- ademdir, bir hkmdr. Onun akl hareket etmeye mecburdur. O halde, senin gibi bir eytan, onun akln elinden alr, sonra inkr ona yutturur. Hem, ey eytan, btl hak ve muhali mmkn gsteren gaflet ve dallet ve safsata ve inat ve mulata ve mkbere ve ifal ve grenek gibi eytan desiselerle, ok muhlt inta eden inkr ve kfr, o bedbaht, insan suretindeki hayvanlara yutturmusun.

On Beinci Szn Zeyli iin tklaynz

sm-i Azamn Alt Nurundan Bir Nur Olan FERD smi


Cenab- Allahn Ferd ismi kainatn tamamna ve her bir nevine ve her bir ferdine birer tevhid sikkesi, birer vahdaniyet mhr koymutur. Yani kainatn tamamnda veya her nevinde ve her bir ferdinde cenab- Allahn birliine iaret eden tevhid mhrleri vardr. Cenab- Allahn Vahid ve Ehad isimlerini iine alan bir ism-i azam ve ism-i azamn alt nurundan bir nuru olan Ferd ismi hakiki tevhidi gsterir. yle ki; Ferdiyet cilvesi, kainat yznde yle bir vahdet sikkesi (Cenab- Allahn birliine iaret eden delil,mhr)koymutur ki kainat blnmez bir btn hkmne getirmitir. Btn kainata tasarruf edemeyen bir zat hibir czne hakiki malik olamaz . O sikke de udur; Kainattaki btn varlklar en muntazam bir fabrikann arklar gibi birbirine yardm eder, birbirinin vazifesini tamamlamaya alr. Varlklar arasndaki bu dayanma bu birbirine yardm etme ve birbirinin ihtiyacn karlamak ve birbirinin yardmna komak ve birbirine sarlmak ve birbiri iine girmek suretiyle yle bir vahdet-i vcud (tek vcud) meydana getiriyorlar ki;adeta bir insann bedenindeki unsurlar gibi birbirinden ayrlmaz. Bir unsurun dizginini tutan,umumun dizginlerini tutamazsa o tek unsurun dizginini zabtedemez. te kainatn simasndaki bu yardmlama,dayanma ,birbirinin ihtiyacn karlama pek parlak bir surette Cenab- Hakkn birliine iaret eden ferdiyet cilvesinin byk bir parltsdr. Evet yeryznde ve bahar mevsiminde ism-i ferdin cilvesiyle

Cenab- Allahn birliine iaret eden o kadar ok vahdet sikkeleri varki; Yeryznde btn hayat sahiplerini btn fertleriyle idare eden, onlarn umumunun btn ihtiyalarn birden karlayan kainatn tamamna hkmeden Ferd-i Vahid-i Ehaddir. Zemin yznde ikiyzbin hayvanat taifesi ve ikiyzbin bitki nevileri adeta atk ipleriyle dokunan nakl bir sikkedir. Evet btn bu hayvan ve bitki trlerinin birbiri iinde,beraber,ayr ayr ekilleri,ayr ayr hizmetleri,ayr ayr rzklar, ayr ayr cihazatlar, hibirini armayarak,yanl etmeyerek, gayet hassas bir lyle herbir eye lazm olan hereyleri, klfetsiz, tam vaktinde umulmad yerden verildiini gzmzle gryoruz. te zeminin simasndaki bu keyfiyet, bu tedbir,bu idare btn bu acip ilerin bir elden yrtldn gsterir. Hangi varla bakarsak bakalm ,o varln Cenab- Allahn kudret kalemiyle yazlm bir sanat eseri olduunu ve varlyla Cenab- Hakkn birliine iaret eden Allahn bir mhr olduunu gsterir. Nasl ki belgelerde kullanlan mhr,kullanan kimse yada kuruma iaret eder. Aynen ylede her bir varlk,her bir mahluk cenab- hakkn birliine iaret eden bir mhrdr. Bu mhr okuyabilmek iin ise iman gzln takmak gerekir.Evet iman hereyi nsiyetli gsteren parlak, effaf, nurani bir gzlkdr. Ve yine insann yznde bir Ehadiyyet sikkesi vardr ki; Adem(A.S) zamanndan ta kyamete kadar gelmi ve gelecek btn insanlarn yzleri birbirine benzemez. nk yce Allah(c.c) herbir yzde bir alamet-i farika(Ayrc zellik) koymutur. Aslnda herbir insann simas;gz kulak,az gibi azalarda birbirine benzedii halde,birer alamet-i farika ile,hibirisine tamam benzemez. Evet insann simasnda gz kulak gibi azalar btn insanlarda birbirine benzemesi gsterir ki ; nsann yaratcs bir,vahid olduuna ehadet eder. Evet Cenab- Allahn Ferd isminin cilvesiyle adeta herey Allahn birliini ilan ediyor. Mesela ; Bu kainatn lambas olan gnein bir olmas ,umum kainat, birinin olmasna iaret ettii ibi, hayat

sahiplerinin evik hizmetcisi olan hava unsurun bir olmas ve alar olan ate bir olmas ve zemin bahesini sulayan bulut sngeri bir olmas ve btn canllarn imdadna yetien yamur bir olmas ve heryere yetimesi...ve btn hayvan ve bitki trlerinin zemin yznde serbest yaylmalar gayet kat'i bir surette iaret eder ki btn bu varlklar bir tek zatn maldr. Bir bahede bir sar iek , o bahe nakkann bir mhr hkmndedir. O iek mhr kimin ise btn zemin yzndeki ieklerde onun mhrdr. Demek oluyor ki herbir ey umum eyay yaratcsna isnad edip azami bir tevhide iaret ediyor. Cenab- Allah bizleri Ferd isminin hatrna tevhidi hakkyla anlayanlardan eylesin. Amin.

Kadere mann nsann Psikolojik ve Ruh Yapsna Etkisi


Kaderin kelime manas pln, program demektir. Nasl ki bir aacn pln ve program ekirdeinde yazlmtr, yani kaderi tayin edilmitir. Ayn ekilde bir binann yaplmasndan nce pln ve program yani projesi yaplr, yani kaderi tayin edilir. te insann da kaderi Levh-i mahfuz'da, yani mam- Mbin'de, yani Kader Defteri'nde yazlmtr, tayin edilmitir. Burada bilinmesi gereken bir husus, cz-i irade meselesidir. Cz-i irade, kk irade demektir. Bunu meyil (niyet) olarak da ifade etmek mmkndr. Herkes vicdanen bilir ki, hareket ve davranlarn ayarlama ve ynlendirme meyil ve iradesi kendisinde vardr. te bu iradenin kullanma yetkisini (tasarrufunu) Cenab- Hakk insana vermitir. Dolaysyla bu cz-i iradeyi kt ynde kullanmadan dolay insan mesul olmaktadr. Mesel, 10 katl bir apartmanda 1.katta ylanlar, 2.katta fareler, 3.katta iyanlar, 4. katta Hz.dem (A.S.), 10. katta Hz. Muhammed (SAV) var. Asansrn banda bulunan kii, bu

katlardan hangisine gideceine cz-i iradesiyle karar verir. Neticesinden de mes'ul olur. te btn peygamberlerin bir bakma gayret ve faaliyetleri, insanlara bu asansre doru basmann yolunu retmektir. yilii de, ktl de yaratan Cenab- Hakk'tr. er'i yaratmak, yani ktl yaratmak kt deildir. er'i, ktl ilemek ktdr er'dir. nsan meyhaneye de, ibadethaneye de gitmeye niyet edebilir. Her ne tarafa gitmek isterse, gitme fiilini yaratan Cenab- Hakk'tr. nsan o niyetinden dolay mesuliyet alr. Cenab- Hakk'n yaratt her ey, ya bizzat gzeldir, ya da neticeleri itibariyle gzeldir. Bizim birtakm sebeplere bakarak baz hadiseler hakknda iyidir, ktdr, adaletlidir, adaletsizdir gibi deerlendirmelerimiz, hadiselerin sebep ve sonucunu bilmediimizden genelde isabetli deildir. Tbiri caizse, bizim yaptmz iki saatlik bir filmin ortasnda girip 15-20 dakika seyrettikten sonra o filmdeki kahramanlar hakknda fikir yrtmemiz ve hkm vermemiz gibidir. Bizim iki saatlik hayat filmimiz hairde sonulanacaktr. Dnyada ekilen bir takm sknt ve meakkatlerin ahirette cehennem azabndan kurtulmaya ve ebed Cennet'e girmeye, ya da Cennetteki makamn ykselmesine vesile olduunu grdkten sonra o ekilen sknt ve zahmetlerin hakszlk ve adaletsizlik deil, aksine Cenab- Hakk'n bir ltfu, ihsan, ikram ve rahmeti olduu, bu filmin sonunda anlalacaktr. slmiyet'te kader anlay gelecee ait meselelerde deildir. Gemi hadiselerde ve musibetlerde kullanlr.Yani Kaderimde retmen olmak varsa olurum deyip evde oturamayz. alrz, retmen olmann sebepleri nelerse onlarn hepsini yerine getiririz. Sonuta o arzumuza ulaamazsak, Kaderimizde bu yokmu deriz. Cenab- Hak, bizim fiillerimizi, yaptklarmz ve yapacaklarmz biliyor. Cenab- Hakk'n bizim fiillerimizi bilmi olmas, o fiilleri

yapan bizi mesuliyetten kurtarmyor. Zaten, Madem Cenab- Hakk, ezelden benim ne yapacam biliyordu, benim ne kabahatim var? Cmlesi tahlil edildii zaman, yapma fiilinin bize ait olduu gayet aktr. Dolaysyla, yapan biz olduumuza gre baka sulu aramaya gerek yoktur. Cenab- Hakk'n bilmesi, gemi ve gelecek olarak ifade edilmez. Mesel zaman olarak masann bir tarafn kinatn balangc, dier tarafn kyametin kopmas olarak kabul edelim. Ve masann stn, 1. asr, 2. asr, ve 22. asr gibi zaman dilimlerine ayralm. imdi elimizde bir ayna farz ediyoruz. Masann ortasna tuttuumuz bu aynann iinde 15-16.asrlar grlmektedir.14. asr ve ncekiler gemi, 17. asr ve sonrakiler bu aynaya gre gelecek asrlardr. Bu aynay yksee kaldrdmz zaman, hem 1.asr ve hem de 22.asr ierisine alr. Artk bu durumda, bu asrlarla alkal olarak gemi ve gelecekten bahsedilmez. nk hepsi bir anda aynann ierisindedir. te Cenab- Hakk'ta, byle ayine misal, manzara- l'dan gemi ve gelecek, kinatn yaratl ve kyametin kopmas, Cennet ve Cehennem, olmu ve olacak her ey, bir anda nazarndadr. Gemi ve gelecek sadece bize gredir. Dolaysyla Cenab- Hakk bizim ne yaptmz ve ne yapacamz bir anda bilmektedir. O'nun bilmesi, yapma noktasnda bize mecburiyet ykle-memektedir. Bu yzden insan cz-i iradesiyle yapt fiillerden tamamen mesuldr. Kaderi bir cmle ile zetlemek gerekirse, her eyin Cenab- Hakk'n bilgisi dahilinde olduudur. Fiili biz yaptmz iin, O'nun bilmesi, bizi mesuliyetten kurtarmyor. Burada dikkat edilmesi gereken ok nemli bir husus var. O da, insan bedeninin belli bir elektrik yk kapasitesi ile altdr. Bu bedene fazla elektrik yklemi olmamz, sigortann atmasna sebep olur. Hadiseleri fazla dnmek, hiddet ve fke, bu elektrik potansiyelini ykseltir ve bir sre sonra vcutta ksa devreler meydana gelir, beyindeki dnme sisteminde bir takm atlamalar grlmeye balar. Daha da zorlanlrsa, beyin sigortas atar. Artk

bundan sonra tamir ve tedavi iin akl hastanelerinin yolu tutulur. Byle bir neticeyi nlemek, kader meselesinin iyi anlalmasyla mmkndr. Kader meselesinin burada sigorta grevi grebilir. imdi sizler burada yle diyebilirsiniz: Madem her ey kader ile takdir edilmitir. Ksmetime raz olaym ki, rahat edeyim. Cenab- Hakk, benim rzkm bir sre burada tayin etmi. Ben bu rzkm yemek iin bir takm vesilelerle buraya geldim. O halde, ebedi hayatm olan ahiretimin kurtulmas iin neler yapabilirim? Yoksa, Ne yaptm da bu bama geldi? yle olmasayd, byle olmayacakt gibi itirazlar, kaderi tenkit olur. Kaderi tenkit eden ban rse vurur, krar. Kaderi deitiremez. Bu durumda bamza geleni rza ile karlamak, kusurlarmz ve hatalarmzn aff iin Cenab- Hakk'tan yardm dilemek olmaldr. nsann ruh ve psikolojik leminin dzelmesi, Allah'a teslim olup, tevekkl etmekle mmkndr. Yoksa her eyi omzuna yklemeye alrsa, sigortay ksa srede attrr. Sigorta atnca da bunun da kolay kolay tedavisi yoktur. www.tefekkurdergisi.com dergisinden alnmtr.

Kainat ayakta tutan sr: KAYYUM ismi


Cenab- Allah'n isimlerinden birisi de kayyum ismidir. Bu kinatn yaratcs kayyumdur. Yani bizatihi kaimdir, daimdir, bkidir. Btn eya onunla ayakta durur, devam eder. Kinatta bykkk canl-cansz herey btn varlklar Cenab- Hakkn kayyum ismiyle ayakta durur, varln devam ettirir. Eer kinattan bir dakikack olsun kayyumiyet nisbeti kesilse, kinat mahvolur. Evet Cenab- Allahn ne zatnda, ne sfatnda ve ne de fiillerinde ei ve benzeri yoktur, orta olamaz. Bir evi veya bir saray kolayca idare eder gibi btn kinat btn varlklaryla beraber

idare eden, terbiye eden sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi bir zatn elbette benzeri, orta olmaz ve olamaz. Evet bir zat ki ona yldzlarn yaratlmas, zerrelerin yaratlmas kadar kolay gele.. ve en byk ey en kk ey gibi kudretine musahhar ola.. ve hibir ey hibir eye, hibir fiil hibir fiile mani olmaya.. ve hadsiz fertler bir fert gibi nazarnda hazr ola.. ve btn sesleri birden iite.. btn varlklarn hadsiz ihtiyalarn birden yapabile.. ve hibir meknda olmad halde, herbir yerde ve herbir meknda kudretiyle, ilmiyle hzr ola.. ve herey ondan nihayet derecede uzak olduu halde, o ise hereye nihayet derecede yakn olabilen bir zt Hayy- Kayyum-u z-l Celalin elbette hibir cihette misli, benzeri, orta olmaz ve olmas imknszdr. te u kainattaki yldz ve gezegenlerin kyamlar, devamlar ve bekalar kayyumiyet srrna baldr. Eer o kayyumiyet cilvesi bir dakikada yzn evirse, bir ksm dnyamzdan bin defa byk milyonlarla yldzlar, fezann usuz bucaksz boluunda dalacak, birbirine arpacak, darmadaan olacaklar. Kayyum-u z-l Celal olan cenab- Allah kayyum ismiyle; esir maddesi iinde hadsiz gk cisimlerine son derece bir dzen ve l iinde kayyumiyet srryla bir kyam, bir beka, bir devam vermitir. Bunlardan bazs dnyamzdan bin ve bir ksm bir milyon defa byk milyonlarla o byk kreleri direksiz, istinadsz, bolukta durdurmakla beraber, her birine bir vazife vermi ve gayet muhteem bir ordu eklinde Emr-i kun feyekun (cenab- Allah bir eyi diledii zaman ona ol der, o i hemen oluverir ) den gelen emirlere mutlak itaat ettirmesi kayyum isminin geni bir tezahrdr. Yine bunun gibi her bir varln zerreleri dahi yldzlar gibi cenab- Allah'n kayyum ismiyle varln devam ettiriyor. Evet hayat sahibi bir varln bedenindeki zerrelerin, herbir uzva mahsuz bir ekil ile kme kme toplanp dalmadklar ve sel gibi akan unsurlarn frtnalar iinde vaziyetlerini muhafaza edip

dalmamalar ve muntazaman durmalar gsterirki ; bu vaziyetleri kendi kendilerinden olmayp, kayyumiyet srryla varlklarn devam ettirmektedirler. Yeryzndeki btn varlklar ve gkyzndeki yldzlar nasl kayyum ismi ile varlklarn devam ettiriyorlarsa, bu zerreler dahi hadsiz dilleriyle kayyumiyet srrn ilan ederler. Nasl ki kinat kayyumiyet srryla kaimdir.. yle de: kayyum isminin en mkemmel tezahr olan insan ile, bir cihette kinat kyam bulur, yani kinatn bir ok hikmetleri, maslahatlar, gayeleri insana bakt iin adeta insandaki kayyumiyet cilvesi kinata bir direktir. Evet kayyum olan cenab- Hak, bu kainatta insan irade etmi ve kinat onun iin yaratm denilebilir. nk insan camiiyyeti itibariyle cenab- Allah'n isimlerini anlar ve zevkeder. te zt Hayy Kayyum insan btn kinata bir merkez bir medar yaparak, kinat kadar geni bir nimet sofras insana amtr. Ve kinat insana musahhar etmi, insana hizmet ettirmitir. Bylece kinatn insan ile mazhar olduu kayyumiyet srryla bir cihette kim olduunun hikmeti ise insann u vazifeleridir. Zt Hayy Kayyumun hitabna insan camiiyyeti itibariyle en mkemmel muhatap olduundan, cenab- Allah'n her biri birer sanat eseri olan varlklarn hayret ile takdir ve tahsin etmekle sbhanallah, maaallah, brekallah diyerek en yksek sesli bir dellal olmak ve teekkrlerin btn nevileriyle, btn nimetlerin nevilerine ve eit eit hadsiz ihsanlarna kr ve hamd- sena etmektir. Cenab- Allah bizi hakkyla kredenlerden eylesin. Abdulkadir IIK (www.tefekkurdergisi.com sitesinden alnmtr)

MELEKLERN YAZISI

Karnzda tereddt dolu bir ehre. Baklarda hayret ve aknlk i ie. Bir sorusu olduunu hemen anlar ve kendisine frsat verirsiniz. Bir noktay merak ediyorum da. der ve sorusunu yerletirir: Melekler bizim amellerimizi nasl yazyorlar? O sylemese de siz, bu sorunun arkasnda, Acaba meleklerin klemleri ne marka?, Mrekkepleri ne renk?, Amelleri daktiloyla m yazyorlar, bilgisayarla m? gibi bir mn hissedersiniz. Ve kendisine meleklerin ayr bir canl tr olduunu, insanlara benzemediklerini, yazmalarnn ve kaydetmelerinin de bizim tahminlerimizin ok tesinde olduunu anlatrsnz. Ve kendisine biraz k tutmak niyetiyle, teyp bandndan, fotoraf makinesinden, kara kutudan sz edersiniz.

Bunlar da kaydediyorlar, ama ne klemle, ne de daktiloyla. diye eklersiniz. Bir ey anlam olmann mit klar gzlerinde hafife belirmi olarak yannzdan ayrlr. Ve siz kendi i leminizde meselenin muhasebesini yaparsnz : Bundan nceki asrlarda ne bant vard, ne fotoraf makinesi, ne televizyon, ne de kara kutu. Ama o asrlarn insanlar, amellerini meleklerin kaydettiine bu asrn insanndan ok daha fazla inanyorlard. Bunun sebebi ne idi? Sorunuza deiik cevaplar verir ve u cevabnz, sanrm, daha tatminkr bulursunuz: Onlar, Nefsini bilen Rabbini bilir. srrna ermilerdi. Ve bu sorunun en gzel cevabn da yine kendi nefislerinde bulmulard; hafzalarn dikkate alarak. nsan hafzas da sesleri, grntleri zapt ederken bizim szn ettiimiz letlerin hibirini kullanmyordu. Hafzann rahatlkla yapt bir ii, Allahn vazifeli bir melei de yapabilirdi. Meleklerin bir anda birok yerde bulunmalar ve farkl ileri birlikte grmeleri de oka sorulan sorulardan. Bu sorunun kaynanda da yine insann kendi kabiliyetini tek ve armaz l kabul etmesi yatyor. Szlerden On Altnc Sz, bir ynyle de bu sorunun da en gzel cevabdr.

Bu risalede, kesif ve madd bir varlk olan insann bir anda birok aynalarda birlikte tecelli ettii, ama kendisindeki sfatlarn, zelliklerin o grntlerde bulunmad dikkate sunulduktan sonra, madd-nuran olan gnein aynalardaki grntlerinde gnein ziyasndan, hararetinden, renklerinden bir cilvenin mevcut olduu nazara verilir. Nuran varlklar olan meleklerin ise bir anda, ok yerlerde bizzat bulunabilecekleri akla havale edilir. Ayn anda ok yerde bizzat bulanmaya ise, ayn eserin Lemat ksmnda harika bir misl verilir: Kelime. Azdan kan bir kelimenin nice kulaklarda ayn anda iitilmesi, gnein aynalarda tecelliyle i grmesinden ok daha ileri bir mazhariyet. Burada kelime, kulaklara tecellisini gndermi deil; her kulaa giren bizzat kendisi. Bu harika misllerle melek hayatna uzaktan uzaa bakabiliriz. Uzaktan diyorum, nk, gzmz nndeki hayvanlarn bile ruh dnyalarn gereince bilemediimiz halde, hi grmediimiz melekleri, o nuran varlklar tam mnsyla nasl anlayabiliriz?!. Konuyu, yine Nurlardan bir cmle ile noktalayalm: Akl- beer anlamaz, melek olmayan bilemez.

MEYELAN HAKKINDA
nsann iradesinin esasn ve temelini oluturan meyelandr. Meyelan ise insann ok seeneklerden birisine meyletmesi ve ynelme arzusudur. Bu ynelme arzusu olan meyalan, mevcut bir ey deildir. Harici bir vcudu yoktur. Yani eni, boyu, arl, hacmi olan bir cisim gibi deildir. Mmkinat ksmdr. Biri mevcut, yani varlk sahasna km, harici vcudu olan her ey. Bu mevcudat yaratan ve idare eden, Allahn kudret sfatdr. Kulun hibir mdahalesi olamaz.

Mmkinatn ikinci snf ise, madumdur. Yani, varlk sahasna kmas mmkn ve caiz olup ta, henz varlk sahasna kmam olan eylerdir. Mmkinatn ncs ve iradenin mahiyeti ile alakal olan ksm ise, itibari ve nispi eyler dediimiz; mevcut ile madum aras olan varlklardr. Bu nc snf olan itibari ve nispi emirler, ne mevcuttur, ne de madum dur. kisi arasnda bir makam ve mevkie sahiptirler. Bu snfta Allahn kudret sfatnn taallukat yoktur. Dolays ile de cebir olamaz. Cebir, ancak Allahn kudret sfat ile olaca iin, burada da Allahn kudret sfat tecelli etmemektedir. rade ise, itibari ve nispi bir varla sahip olmasndan, cebir lazm gelmez. Yani, insan iradesi, itibari olmasndan dolay, cebirden kurtulur demektir. mamlarn, mevcudu kula vermemesinin sebebi bu srdan ileri gelmektedir. Zira, mevcut olan bir eyi kula vermek irk olur. Ama itibari olan bir ey kudrete ihtiya hissetmedii iin, kula vermekte bir saknca yoktur. rade de mevcut olmayp, itibari bir ey olmasndan dolay, kula verilmitir. rade mevcut olsa, cebir lazm gelir. Madum olsa, zaten olmayan bir ey olur. O zaman, mevcut ile madum aras, itibari ve nispi bir emirdir denilmitir. mam- Maturidi, meyelan, itibari olarak kabul ettii iin, kula vermitir. mam Eari ise, mevcut nazar ile baktndan, kula vermemitir. Ancak, meyelandaki tasarrufu, itibari grd iin kula vermitir. Dolays ile her iki imam da iradeyi kabul etmilerdir. Aradaki fark, lafzi ve itihadidir.

Emr-i itbari, illeti tamme istemez demekten maksat, itibari eyler, kudretin taalluk ve tecelli dairesine girmez demektir. ayet

girmi olsa idi, kudret devreye girer, iradenin seme zgrln ortadan kaldrrd. Bu durumda da cebir olurdu. Belki o emr-i itibarnin illeti, bir rhniyet derecesinde bir vaziyet alsa, o emr-i itibar sbut bulabilir. yleyse, o anda onu terk edebilir. Kur'n o anda diyebilir ki, "u erdir, yapma." radenin alma dzeneinde, yani seme annda, harici ve cismi, hibir sebep mdahil olamaz. Harici ve cismi eyleri yaratan kudretde tesir etmez. Yani illet-i tamme istemez. Bundan dolay, insan iradesi zerinde Allahn cebir ve zorlama aibesi de kalkm olur. Peki insan iradesini harekete geiren illet ve dinamik nedir? Rchaniyettir. Evet, rchaniyet devreye girer ve iradeyi tetikler. Rchaniyet, burada semeyi gerekli klacak vaziyete getiren bir stnlk, ya da sebeptir. Bu stnlk vasf, irade mekanizmasn seme kvamna getirir ve hazr hale sokar. Yanl anlalmasn, iradeyi tamamen tesiri altna alp hapsetmez. te bu srete ve kvamda, seme durumu sabit hale gelir. O zaman seip sememe karar iradeye aittir. Semeyip terk te edebilir. Bu eme kvam srasnda, eriat, teklifini yapar; haramdr, yaklama, emrini hatrlar ve o anda onu terk edebilir. Evet, eer abd, hlk- ef'li bulunsayd ve icada iktidar olsayd, o vakit ihtiyar ref olurdu. nk ilm-i usul ve hikmette, kaidesince mukarrerdir ki, "Birey vcip olmazsa, vcuda gelmez." Yani, illet-i tmme bulunacak; sonra vcuda gelebilir. llet-i tmme ise, mallu, bizzarure ve bilvcub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bir fiilin, varlk sahasna kmas; btn sebeplerin bulunmasna bakar. ayet btn sebepler bir arada ise, o fiilin olumas kanlmaz olur, vacip olur. nsann irade etme srecinde, semek iin bir ana, bir zamana ihtiyac vardr. O an ve zaman olmasa, seme hrriyeti olumaz. te insan, kendi fiilini yapacak gce

sahip olsa, o an ve zaman olmadan her ey annda vcut bulurdu. Kaynayp gelen her meyil, annda vcut sahasna kard. Mesela, kaynayp gelen iki meyil dnelim. Biri, camiye gitme meyli; dieri, meyhaneye gitme meyli olsun. Bunlar arasnda karar vermeden, seim yapmadan, hemen vcut sahasna kmas vacip olurdu. Zira, vcut bulmas iin tm sebepler olumutur. Ama kul fiilini yaratmaktan aciz olunca, meyiller kar kmaz, vcut bulmaz, semek iin bir an ve zaman olur. nk fiilin olumas iin btn sebepler olumad. Kul, o anlayamadmz an seyyale de kararn verir. Sonra da Allah o seimi yaratr. Allah o meyiller arasnda karar verene kadar insana mhlet veriyor. Kararn verdikten sonra da sebeplerin en nemli ksm olan kudreti devriye giriyor ve fiili yaratyor. ayet ,kulda o fiili yapacak kudret olsa idi, o seme ann selb edecekti seme frsat kalmayacakt irade dzenei makineleecek ve seri retim gibi btn meyilleri vcuda karcakt.

MRA VE SRA
Baz din meseleler vardr ki, asrlar ncesinden mtehassslar tarafndan halledildii, ittifakla bir karara varld halde, daha sonra ortaya kan bazlar tarafndan yeni batan ele alnarak zerinde tartlmaya balanr, fikir yrtlr ve sonunda zihin bulandrc, phe verici bir neticeye varlr. Byle kimseler oklukla, limlerin ekserisinin ittifak ettii hususu dikkate almazlar da, zayf grleri ileri srp, gya yeni bir ey ortaya karmasna "ilm" teshillerde bulunurlar. te, zaman zaman ortaya srlen meselelerden birisi de udur: "Mra ruhan midir, cisman midir?" Yani Resul-i Ekrem Mraca sadece ruhen mi kmtr, yoksa bedeni ile bizzat m kmtr? Szn ettiimiz bu kimseler Mracn sadece ruhen olduunu ileri srerler.

yet, hadis ve Sahab rivayetlerine gre meseleyi inceleyen bata byk Sahablerin iinde bulunduu selef ve halef limlerinin ittifakla birletikleri nokta, Peygamber Efendimizin hem cismen, hem de ruhen Mra mucizesine mazhar olmasdr. Mracn sadece ruhen vuku bulduunu syleyen bir iki lim varsa da, Ehl-i Snnet ulemsnn ekserisinin gr karsnda zayf kaldndan, itibar edilmemitir. Mracn ruh-ceset birliiyle meydana geldii hususunda Sahablerden bni Abbas, Cbir bin Abdullah, Enes bin Mlik, Eb Hreyre, Hz. mer, Abdullah bni Mes'ud bata olmak zere yirmi kadar Sahab ve limin gr birlii iinde bulunduklarn syleyen ifa-i erif sahibi Kad yaz, "Her trl noksanlklardan mnezzeh olan O Allah'dr ki, Kulunu gece Mescid-i Haramdan o etrafn mbarek kldmz Mescid-i Aksa'ya kadar gtrd"(1) mealindeki yet-i kerimeyi zikrettikten sonra yle bir izah yapmaktadr: "Gerek ve sahih olan gr, Mra hem ruhen, hem de ceseden vki olmutur, grdr. Yukarda gsterilen yet ve hadisler (Miracn safhalarn Peygamberimizin kendi dilinden anlatt uzunca bir hadis) bunu ispat etmektedir. Ak ifade ve hakiki mndan te'vile ancak imknsz olan hallerde bavurulur. Peygamberimizin cesediyle uyank halde Mraca knda herhangi bir imknszlk yoktur. nk bu vak'a ryada cereyan etseydi, Cenab- Hak 'Kulunu ruhu ile yrtt' derdi. 'Kulunu geceleyin yrtt' buyurmazd. 'Resl-i Ekremin gz ne kayd, ne de at'(2) sz ile teyit etmezdi. nk bu vak'a uykuda cereyan etseydi mucize olmaktan kard. Byle ryada meydana gelen bir hdiseyi kfirler de akldan uzak grmezlerdi. 'Olabilir' derlerdi. Onlar bu itiraz hadiste anlatld gibi ruhen ve cismen gerekletiini duyduklar zaman yapmlard. nk onlar Peygamberin (a.s.m.) mbarek azndan Mescid-i Aks'da Peygamberlere imam olup

namaz kldrdn, Cebrail'e, 'Yanndaki kim?' diye sorulduunda 'Muhammed'dir' diye cevap verdiini, gklerde peygamberlerle karlatn, onlarn ona 'Ho geldin, merhaba' deyip hayr duada bulunduklarn, Mirata namazn farz klndn, Hz. Musa ile olan konumalarn, Cebrail'in gelip elinden tuttuunu, semaya kardn, semda en yksek kalemlerin seslerini duyduunu, Sider-i Mnteha'ya ulatn, Cennette girip dolatn dinlemilerdir de bir trl akllar almamtr. Eer btn bu anlattklar ryada olsayd, itiraz etmezlerdi. Zira itiraz etmelerine hibir sebep yoktu." Kad yaz ayn eserinde daha birok nakl ve akl deliller getirmekte ve Hz. Eb Bekir'in bir mahedesini de kaydetmektedir: "Hz. Eb Bekir, Mra Gecesi hususunda Peygamberimize (a.s.m.), 'Dn gece sizi yerinizde aradm, bulamadm' deyince, Resl-i Ekrem, 'Cebrail, beni Mescid-i Aks'ya gtrd' diye cevap verdi." 3 Yine bu hususta sr Sresinin 1. yetine dayanarak yle bir tefsirde bulunan limler de vardr: "Kul mnsna gelen 'abd' ruhla cesedin her ikisine birden tlak olunur. Yalnz cesede abd denilmedii gibi, yalnz ruha da abd denilmez. 'sr' da geceleyin bir cismi yrtmektir. Bu kelime hibir zaman yalnz ruhu yrtmek mnsnda kullanlmamtr. Binaenaleyh Resulullah (a.s.m.) gerek Mekke'den Kuds'e, gerekse Kuds'teki Mescid-i Aks'dan gklere vki olan seyahatnda hem cesedi, hem de ruhu ile bulunmutur."4 slm ulemas iinde Mra hakknda en gzel izah ve ispat yapan Bedizzaman Hazretleri, "Nasl, bir insan cismiyle binlerce sene mesafeyi birka dakika zarfnda kateder, gider, gelir?" eklindeki bir suale zetle yle cevap vermektedir: Dnya gibi a r bir cisim, fenninizce senelik hareketiyle bir dakikada takriben yz seksen sekiz saat mesafeyi alr. Takriben yirmi be bin senelik mesafeyi bir senede alyor. Acaba u

muntazam hareketleri ona yaptran ve bir sapan ta gibi dndren bir kudret, bir insan Ar'a gtrp getiremez mi? Gnein ekim gc denilen lh bir kanunla Mevlev gibi etrafnda pek ar olan Dnyay gezdiren bir hikmet, Rahmet cazibesi ve muhabbet inci-zabiyle bir insan cismini imek gibi Ar'a karamaz m? Cenab- Hak kendi sanat eserlerini, mlk ve melektunu, insanln amellerinin uhrev neticelerim gstermek istemitir. yleyse grlecek lemler iin gznn, iitilecek eyler iin de kulann Ar'a kadar beraber olmas lzm olduu gibi, ruhun sonsuz vazifelerini grecek olan mbarek cisminin de Ar'a kadar beraber olmas akl ve hikmet gereidir. Nasl ki, lh hikmet Cennette cismi ruha arkada ediyor. nk ibadet vazifelerini gren, ac ve lezzetlere sebep olan cesettir; elbette o mbarak ceset ruha arkada olacaktr. Madem Cennete cisim ruh ile beraber gider, elbette Cennet'l Mevlann gvdesi olan Sidret'lMnteh'ya ykselen Resl-i Ekreme mbarek cesedini refakat ettirmesi ayn hikmettir.5 Peygamberimizin Miraca bizzat bedeni ve ruhu ile birlikte ktn en gzel bir tarzda izah eden limlerin szleri baka bir aklama gerektirmeyecek kadar aktr. Artk bundan sonra "Resulullah sadece ruhu ile Miraca kmtr" szleri mesnetsizdir. Ak olarak belirtilen yet ve hadislerin izahlarna ters dmektedir. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. sr Sresi, 1. Necm Sresi, 17. E-if , 1:359-365. A. Davudolu, Mslim Tercmesi, 2:107. Szler, s. 534-535.

MBAERETSZ TASARRUF
Cenb- Hakkn mahlukatndaki tasarrufu, yalnz bir emir ve irade ile olur. Bizzt mbaereti yoktur. emsin kinat tenvir ettii gibi. Mesnev-i Nuriye Gnein maddesi yeryzndeki eya ile temasta deildir, ama onun maddeden bir derece uzak olan , eya ile temas edebilmekte ve onlar aydnlatmaktadr. Gne, tenvir fiilini eya ile temas etmeksizin icra ettii gibi, cazibesiyle de btn gezegenlerini yine dokunmakszn ekip evirir. Bir ismi Nur ve btn isimleri ve sfatlar nuran olan Allahn, mahlukat lemindeki her trl icraat ve ilh sfatlarn eyadaki btn faaliyetleri elbette mbaeretsizdir. Dokunma denilince bir maddenin bir baka maddeye temas etmesi hatra gelir. Kitab elimize alr, aar ve okumaya balarz. Kitap da maddedir, el de. Ve burada bir mbaeret sz konusudur. Kitab okurken gz nurumuz satrlarda dolar, ama buna mbaeret (dokunma) denmez. Aklmz da ondaki mnlarla urar, ama dokunmakszn. nk mn lemi de, akl da maddeden uzaktrlar. Yer ekimi bizi yeryzne balar, fakat dokunarak deil. Mknats da iviyi dokunmadan eker. Dokunmadan i grmenin en byk rneini insan ruhunda buluyoruz. Biz ruhumuzdaki kuvvet sfatyla eyay kaldrrz, ama eyaya dokunan o sfat deil, ellerimizdir. Bir cmleyi ezberlediimizde ondaki kelimeler hafzamzda kaydedilir, yine dokunmakszn. Meleklerin bizim amellerimizi yazmalar da dokunmakszn ve temasszdr.

MLK VE MELEKUT LE KUDRET LKS


Kainatn iki yznden mlk yz maddi kaytlarn bulunduu ve maddenin hantallnn olduu yzdr. Bu yzde ar, hafif, byk, kk, uzun, ksa, ya, kuru, sert, yumuak, geni, dar, kolay, zor gibi kavramlar hkmeder. nsann kendi ile beraber akl da bu kaytlarn hkm altnda olduu iin; olan biten ileri maddi kaytlar tahtnda deerlendiriyor. Mesela kainatn bu yznde olan bir insan, bir anda iki ii yapamaz, byk ile kk arasndaki mertebelere tabidir. Gc de ancak belli mertebelere yetebilir. Byk bir ta kaldrmakla, kk bir akl tanesini kaldrmak ayn deildir. akl tanesini kolayca kaldrr, byk ta belki hi kaldramaz. te birine gc yeterken, dierine gcnn yetmemesi; kainatn bu mlk yznn iinde olmasndandr. Mesela, bilgisayarn dnda oturan bir adam, istedii gibi bilgisayar iindeki programlar ynetir ve sevk eder ama bilgisayarn iinde olan bir program dier programlar ayn rahatlk ve kolaylkla sevk ve idare edemez. Zira o program bilgisayarn iindeki kaytlarn mahkumudur. Ama bilgisayarn dndaki adam bu kaytlardan arnm olduu iin o kaytlar bu adam snrlandrp kendine mahkum edemez. Kainatn bir de melekut yz vardr. Bu yz, mlk yznde olan btn maddi kaytlardan mnezzehtir. Burada ar, hafif ,byk, kk, uzun, ksa, ya, kuru, sert, yumuak, geni, dar, kolay, zor gibi maniler ve engeller yoktur. Bir i bir ie mani olmaz, zaman ve mekann hantal maddi kaytlar burada cari deildir. Allahn kudreti bu yzde perdesiz ve vastasz i grr. Bu yzden en byk ile en kk arasnda fark yoktur. Bu yzde sebep sonu zinciri ilemez, her ey sebepsiz ve vastasz olarak Allahn kudretine dayanr. Allahn kudreti basit olmasndan, yani terkip ve bileim manasndan mnezzeh olduu iin, dalma paralanma, blnme gibi maddi arzalar ona iliemez. Ayn ekilde Allahn kudreti sonsuz ve snrsz olmasndan, hibir kayt ve engel onun nnde duramaz, onu snrlandramaz. Bununla beraber tecelli ve taalluk

mahalli olan eyann melekut yz de, mlk yzndeki maddi kayt ve arzalardan azade olduu iin, bir i bir ie mani olmaz, ok, az gibi; byk, kk gibi; uzun, ksa gibi ona kolaydr. Burada kainatn mlk ve melekut yzn stadn aynann parlak ve renkli yzne benzetmesi yukareda ifade edilen kudret nazarnda her eyin eit bir ekilde kolay ve rahat tedbirine iaret iindir. Bir bilgisayar program dnelim bu programn iki yz vardr. Bir yz insanlara bakan, daha ok sembol, renkler, tasarmn hkmettii d ve grnen yzdr. Bu yzde her sembol ve renk farkllk arz eder. Yani kainatn mlk yz gibidir. Bir de o grnen yzn stndeki btn ekil ve tasarmlarn komutunun yazld kaynak kodunun hkmettii yazlmn temelini tekil eden emir yz vardr. Bu yzdeki bir harf, bazen d yzdeki bir sayfaya mukabil gelir, onu tedbir ve temsil eder. Az bir uzunluk, d yzde on kat uzunluk anlamna gelir. Programn d yz geni ve tasarmlarla dolu olduu kadar, i yz de bir o kadar az ve kk komutlardan oluur. Bu i yznde bir milim sapma, d yzeyde byk sapmalara yol aar vesaire. imdi iki adam dnelim. Adamn birisi programn d yznde alacak, dieri ise programn kaynak kodu olan i yznde alacak. D yznde alan adam, bir tasarm deitirip, yeniden dzenlemek iin ok aba ve ok meakkat ekecek. Zira programn d yznde genilik ve darlk, byklk ve kklk, uzunluk ve ksalk gibi ii zorlatran etkenler var. Bu yzden, d yzne mahkum olan adamn i yapmas zor ve meakkatlidir. Dier adam ise programn kaynak kodu olan i yznde alacak. Bu adam az bir aba ve basit bir deiimle d yznde ok byk tasarm ve deiimlere sebep olur. Zira d yzdeki btn tasarmlarn emir ve kaynak kodu bu yzde yazlmtr. Mesela kaynak kodunda A harfi yazdn zaman, d yz tamamen krmz renge brnr. B harfi yazdn zaman yeil renge

dnr. Ama d yznde ayn ilemi yapmak iin sayfay kalemle tamamen karalayarak izmen gerekir ki, zor ve meakkatlidir. Bu yzden programn i yznde olan adam, az bir ile ok iler grr, az bir tasarruf ile d yz tamamen tasarrufu altna alr. Ama programn d yznde alan adam, programa tasarruf iin, programn her yerine kouturmas gerekir. Zira d yzn iinde alyor. Bu nedenle programn d yznn iinde olan adamn tasarrufu imkansz gibidir. Aynen bu misaldeki gibi Allahn kudreti kainat programnn i yz olan melekut aleminde sebepsiz ve vastasz olarak hkmediyor. Bu i yz, d yznn temeli ve komut alemi olduundan, d alemdeki mani ve engeller bu yzde olmaz. Burada az bir i, d alemde ok ilere bedeldir. Mesela melekut aleminde gnein vazifesinin kodu ve komutu basit bir emir, ya da basit bir temas gibidir. Kudret bu basit emre tecelli ile dokundu mu, mlk aleminde gne deveran eder, vazifesini kusursuz olarak yerine getirir. Ayn gnein komutunu bir atomun hareketine de kodlarsn, bu sefer gnei dndren ayn kod, atomu da dndrr. Bu melekut aleminde kodlar bir birine ok yakn iken, d alemde ok uzak olabilir. Mesela gnei btn vazifesi ile dndren komut A harfi olsun, ayn deerde ve hafiflikte olan B harfi de atomun kodu olsun. Her ikisi de ayn kudretin temas ile harekete gese, biri gnei dndrr, dieri ise atomu dndrr. Halbuki kudret ikisine de ayn temas vermiti. te Allahn kudreti, kainatn komut alemi olan melekut aleminde byle iler, byle tecelli eder. Byk ile kk, uzun ile ksa arasnda fark yoktur.

R'YETULLAH'IN (ALLAH'I GRMEK) KEYFYET


Ryet : cennette mminlerin cenb- hakkn cemlini seyretme, ltfuna ermeleri Mminlere en byk mjde: ceml-i ilhiyi seyretme bahtiyarlna kavuacaklar.

Bir mr boyu, onun yaratt u kinattan yine onun ihsan ettii vcut ile istifade eden ve her biri ayr bir ilh ihsan olan akl, kalp ve hissiyatyla nice hakikatlere muhatap olan insanolu, kendisini bu kadar ltuflara gark eden rabbini grmeyi elbette ak derecesinde arzu ediyor. nsan kalbine yerletirilen bu arzunun cevab, cennette verilecek ve insan, cennet lezzetlerini ok gerilerde brakan en ileri ihsana bylece ermi olacak. Ryet hakknda ok mnakaalar cereyan etmi. Onlarn tafsiltna girmekte fayda grmyoruz. Ana hatlaryla, ehl-i snnet mezhebinde ryet haktr ve cizdir. Dallet frkalarndan olan mutezile mezhebinde ise ryet kabul edilmez. Gayba iman eden bir mmin, bu gayb hadiseye de rahatlkla inanr. Ama nefsine gvenen ve akl esas alan insanlar bu imana kolayca eremezler. Her eyi aklla halletmeye alan insanolu bu byk tecellinin nasl olacana da az kafa yormu deil. Nitekim dostlarmz ve okuyucularmz tarafndan sorulan sorularn okluu bizi bu sahada biraz daha fazla dnmeye deta zorluyor. Gerekte bu saha akln deil kalbin, dncenin deil zevkin sahas. Ama, akl uzaktan uzaa da olsa bir eyler anlamak, baz ipular yakalamak ve tatmin olmak istiyor. Allah resulnn (a.s.m.) fadesiyle,gzlerin grmedii, kulaklarn iitmedii ve insan kalbine gelmemi" bir lem olan cenneti, bu dnyada kelimeye dkmek mmkn deil. O halde, cennetin ve ondaki ihsanlarn sonsuz derecede tesinde bir ilh rahmet olan ryeti, bu dnyada nasl anlayabilir ve nasl kavrayabiliriz! Nitekim, ehl-i snnet limleri, ryetin hak olduunda, keyfiyetinin ise bilinemeyeceinde ittifak etmiler. Ama insan akl rahat durmuyor ki. te lemde ihsan edilecek ve ancak orada zevk edilebilecek bir hakikatin akl izahn bu dnyada

istiyor. Bu dnyada grmek iin gze muhtacz, a muhtacz. Ve biz iinde yaadmz u lemi gzmzn imkn verdii ok dar bir lde grebiliyor, seyredebiliyoruz. Uykuya getiimizde gzle de alkamz kesiliyor, kla da. Bu defa bir baka lem alyor bize. stad bedizzaman; gz bir hassedir ki, ruh bu lemi o pencere ile seyreder buyurmakla, ruhun baka lemleri bu gze muhta olmadan da seyredebileceine iaret eder. Bunun en gzel misli rya hadisesi. stad bir baka eserinde, ruhu cismaniyetine galib olan evliyann ileri, fiilleri, sr'at- ruh miznyla cereyan eder. (mesnev-i nuriye) buyurur. Demek oluyor ki, ryada gzmzn devreden kmasyla bizim iin bambaka lemlere kaplar ald gibi, uyank hlimizde de ruhumuz bedenimize galip gelse, imknsz sandmz nice iler grebileceiz. Bast- zaman ve tayy- mekn hadisesinin srr bu cmlede sakl. Bu srr yakalayabilenler ve bu ifreyi zenler ksa zamanda yllarn iini grebilmiler ve bir anda ok uzak bir mekna hatta meknlara hemen intikl edebilmiler. Bilindii gibi, cihet ve yn ancak beden iin sz konusu. Ruh iin n, arka, sa sol gibi kelimeler kullanlmaz. O halde, ruh bedene galip olunca yn ve cihet devreden kar ve ruh, her taraf birlikte ve beraber grebilir. Nitekim, Allah resul (a.s.m.), arkadan gelenleri de aynen ndekiler gibi rahatlkla grrd. Bir baka gerei de hatrladktan sonra ryet konusuna biraz olsun girebiliriz sanrm. Nur klliyatnda yle bir dua cmlesi geer: bize gsterdiin nmnelerin, ve glgelerin asllarn menbalarn gster. Bu duay ryet iin yorumladmzda yle bir mn kalbimize doar: bizim bu dnyadaki grmemiz glge gibi; asl grme hirette, cennette ihsan edilecek. Ehl-i cennetin ruhlar bedenlerine galip. Nitekim, bir anda birok meknda birlikte bulanabilecekler. Ve yine cennet ehlinin grmeleri bu dnyadakinden ok ileri. Aralarnda glge ile asl kadar fark var.

Buna bir de, ryetteki ilh yaknln nuru eklendiinde, o kmil ruh, o anda bir feyze gark olacak ve rabbini cihetten, mesafeden ve ekilden mnezzeh bir keyfiyetle seyrederek kendinden geecek ve kalbi nice mnev zevklerin cevelan ettii bir ummana dnecek ve o bahtiyar kul, bir mahlk olan cennetten edindii zevkle kyaslanmayacak kadar ileri bir hazz, rabbinin ryetiyle tadacak, mest olacaktr. Ryet hadisesini dnrken, bizim bu dnyada ancak madd ve kesif eyay grebildiimizi, ruhu, akl, hafzay hatta tatlar ve kokular dahi gremediimizi gzden pek uzak tutmamamz gerek. T ki, bir ismi nur olduu gibi, btn isimleri ve sfatlar da nuran olan cenb- hakkn ryetini bu dnyadaki grme hadisesiyle kartrmayalm. stad bedizzaman hazretleri, vahdet-l-vcut merebi iin, tevhidde istiraktr buyurur. Bu fni lemdeki grme, iitme, yeme, ime ksacas her ey, ebediyet yurdundakilere gre ancak glge derecesinde kald gibi, bu dnyadaki istirak hli de asl olarak ve tariflere smaz bir ulviyet ile, ryet hadisesinde kendini gsterecek. Ryeti mjdeleyen bir yet-i kerime: nice yzler o gn (srur iinde) ldar, parlar; rabbine nzr (onun cemline bakmaktadr)." (kyamet, 22) Asrmzn byk limlerinden elmall hamdi yazr, bu yetin tefsirinde yle buyurur: ehl-i snnet, bu bak, ryet mnsyla anlayarak hirette mminlerin cemlullah ryetini ispat etmilerdir. lenteraniye sarlan mutezile bu bak intizar mnsna haml eylemilerdir. Halbuki gayeye ermeyen intizarn neticesi nee deil, inksar- hayal ve elem(dir) Lenterani, sen beni gremezsin mnsna geliyor. Cenb- hakktan, ryet talebinde bulunan musa aleyhisselma bu ilh kelamla mukabele edilmi.

Fsus arihi, deerli bilim ve fikir adam ahmed avni beyin bu husustaki tespitleri ok enteresandr. Buyururlar ki, musa alehisselmn ryet talep etmesi ryetin ciz olduuna delildir. Kendi ifadeleriyle, Cenb- musann taleb- ryeti cevaz- ryete brhandr. Zira ryet muhl olsayd, musa (a.s.) Taleb etmezdi. Bu konudaki bir baka tespiti de harikadr: hak teal hazretleri... Lenterani buyurdu. Ben grlmem demeyip, sen beni gremezsin dedi. Ve adem-i ryeti cenb- musaya tahsis etti. Zira bu hitap esnasnda cenb- musa tekellm halinde idi. ...lenterani buyurmas, sende bkiye-i vcut olduka beni gremezsin mnsna mfid olur (mnsn ifade eder). Ahmed avni bey bu ifadesiyle, ryet halinde kiinin kendinden geeceini, kendisinde varlk namna bir ey kalmayacan, ilh tecelliye ve yaknla gark olacan ifade etmekle cennetteki ryet iin de nemli iaretler vermi oluyor. mam- rabbani hazretleri mektbatnda bu mny yle dile getirir: hakkalyakne gelince, bu dahi sbhan hakk, taayynn (grn) kalkmasndan sonra mahededen ibarettir. Hem de mteayyinin (grenin) dahi izmihllinden (yok olmasndan) sonra. Ve bu, hakk hak ile mahededir, kendisi ile deil. Ryet hadisesi kab- kavseyn makamnda gereklemitir. Bu makam iin stad bedizzaman hazretleri, imkn ile vcub ortas ifadesini kullanr, demek ki cennette ryet hadisesi de byle yahut buna benzer bir makamda gerekleecek. ryetten dndklerinde ryet ehlini zevcelerinin tanyamayacaklarn beyan eden hdis-i erif de bize byle bir makamdan haber verir. stad bedizzaman hazretleri, Allah resulne (a.s.m.) Cenb- hakkn tecelli-i zatyla ve esma- hsnann azami mertebesinde tezahr ve tecelli ettiini ifade ediyor. Bu

ifadede geen tezahr kelimesi ok nemlidir. Demek ki, ryet, bir ynde bulunan bir varla bakma eklinde deil, cenb- hakkn kendini gstermesi tarznda tahakkuk edecek. Yine stad, mirac, btn kinatn rabbi ismiyle, btn mevcudatn halk nvanyle cenb- hakkn sohbetine ve mncatna merrefiyet eklinde tarif ediyor. Bir nceki cmlede hem tecelli-i zattan hem de esma-i hsnann azami tecellisinden sz edilmekle birlikte, bu cmlede, ryetin btn kinatn rabbi ismiyle gerekletiinin beyan edilmesi ayr bir nem tar. Gayb bilen ancak Allahtr. ... limlerimiz, her mevcudun grlmesinin ciz olduunu, grlmesi ciz olmayann ancak madum (var olmayan) olduunu kaydederler. O halde, ryetin tahakkuku, yani cenb- hakkn kendisini kullarna gstermesi de cizdir. Ahmed avni bey, hakkn tecellisini iki ksmda inceler: tecelli-i hak ya sfat veya zt olur. Tecelli-i sfatde mtecell-lehin (tecelliye mazhar olan kimsenin) vcudu vardr .... Binaenaleyh kelm ve idrak bu mertebede mevcut olduundan mtecell-leh olan kimseye hitab- ilh varit olur. te hazreti musa (a.s.)a nar sretinde vki olan tecelli bu ksmdandr. Ayn eserde, hak tela hazretleri bir eye ztyla tecelli buyurdukta, o eyin sretini mahv ve ifna buyurur denilmektedir. Ryet zerinde dnrken, stad bedizzaman hazretlerinin u vecizesi hatra gelir: hakikat- mutlaka, mukayyet enzar ile ihata edilmez. Yani, mutlak olan, kendisine bir snr biilemeyen bir hakikati akln idrak etmesi mmkn deildir; zira akl mahduttur, snrldr. Bu cmlede esas maksat, Allahn ztn ve sonsuz sfatlarn u snrl insan akl ile anlamann imknszln ders vermektir.

Bununla birlikte biz bu cmledeki nazar kelimesini grme olarak deerlendirebilir ve insann snrl grmesiyle, Allahn ztn ihata etmesinin de mmkn olmayacan syleyebiliriz. Cennette insann grmesi ne kadar inkiaf etse ve ne derece ulvilese de yine kaytldr, snrldr. Ryet bu snrl nazarla gerekleecek ve insann kabiliyeti lsnde bir mazhariyet tarznda tahakkuk edecektir. Yoksa, ryeti, Allahn ztn ve sonsuz sfatlarn ihata eklinde anlamaya aklen imkn yoktur. Nitekim enam suresinde yle buyrulur: gzler onu idrak edemez. O, btn gzleri idrak eder. (Enam suresi, 103) Bu yet-i kerime, ryetin olmayacan deil, bilkis olacan, fakat gzlerin onu idrak edemeyeceini ders verir. Grlecek ama idrak edilemeyecek, ihata edilemeyecektir. Ryetle ilgili bir baka yet-i kerime: iyi davrananlar iin daha gzel karlk, bir de ziyade vardr. (yunus suresi, 26) Ayette geen ziyade kelimesini, Allah resul (a.s.m.), rahmann cemline nazar eklinde tefsir etmilerdir. Ve Allah resulnn (a.s.m.) Ryeti mjde veren hadis-i erifleri: rabbinizi, bedir gecesi kameri, birbirinizle skmayarak grdnz gibi greceksiniz. Dikkati eken nokta, hdis-i erifte, Allah greceksiniz yerine, rabbinizi greceksiniz buyurulmas. Musa aleyhisselm da ryet talebini, rabbim bana kendini gster, sana bakaym eklinde dile getirmiti. Kfirlerin kyamet gn cenb- hakk gremeyeceklerini haber veren yet-i kerime de de, hayr, onlar o gn muhakkak ki, rablarn grmekten mahcup kalrlar (mutaffifin suresi, 15) buyurulmas da ok nemlidir.

Allah resulnn (a.s.m.) Nur menbandan doya doya ien stad bedizzaman hazretleri de ve ileyhil masir (dnp gidilecek, rcu edilecek ancak odur) kelimesinin izahnda ayn incelii muhafaza etmi ve dorudan doruya herkes kendi hlk ve mabudu ve rabbi ve seyyidi ve mliki kim olduunu bilecek ve bulacaklar buyurmutur. iman mnsyla, rabbimizi bu dnyada da bildiimiz halde bu nimetin hirette gerekleeceinin mjdelenmesi ancak ryet ile izah edilebilir. Cennette ayn nimeti yiyen farkl kiilerin farkl zevkler alacaklar beyan ediliyor. Herkes ayn cennetten, ayn nimetlerden iman, ihls, ameli, takvas nispetinde istifade edecek, haz duyacak, zevk alacak. Cennet nimetleri iin verilen bu hkm ryet iin de geerli. rabbiniz ifadesi bize bu dersi de vermekte ve bu dnyada onun kurann dinlemekle ve resul-i ekremine (a.s.m.) taat etmekle ruhumuz, kalbimiz, his dnyamz ve ltifelerimiz ne derece terbiye grrse, bizde rab ismi o kadar tecelli etmi olacak ve hem cennet nimetlerinden, hem de ryet erefinden de istifademiz bu lde gerekleecek. O halde geliniz, ryetin nasl ve nice olduuna kafa yoracamza ruhumuzun, kalbimizin terbiyesine arlk verelim. Bizi cennete lyk ve ryete hazr bir kmil ruh hline getirmesi iin rabbimize iltica edelim ve bu hususta zerimize den grevi hakkyla yerine getirmeye alalm. Mira mucizesiyle, ryete mazhar olan resul-i ekrem (a.s.m.) Efendimizin, o en ulv erefe ulatktan ve en ileri hazz tattktan sonra, seni noksan sfatlardan tenzih ederim. Ben seni hakkyla tanyamadm buyurduunu hatrlayalm. Bu peygamber kelmnn ben seni hakkyla gremedim mnsn da tayacan dikkate alarak, bu byk erefe mazhariyette mesafeler kat etmenin yollarn arayalm. mrmz ilh marifette ve muhabbette her an biraz daha terakki etmekle gesin.

TESADF M TEVAFUK MU?


Kinat, Allah'n kudret kalemiyle yazd muhteem bir kitaptr. Bu kitap, batan sona hikmetlerle doludur. Hibir yerinde bir abes, bir fazlalk sz konusu deildir. Kur'an'n bildirdii gibi "evir gzn, bir bak! Herhangi bir kusur bulabilir misin? Sonra bir daha, bir daha evir. Gzn yorgun ve mahrum olarak sana geri dnecektir " (Mlk, 3-4) Bu gerein en gzel bir misali, insan vcududur. nsan vcudunda, grevi olmayan hi bir uzuv yoktur. Sadece karacier, drt yzden fazla grevi baaryla yrtmektedir. Kinatta meydana gelen olaylar, tamamen Allah'n kudreti ve tasarrufu iledir. Mesela, biz yamurun yadn grrz. Gerekte ise, yamur yadrlr. Rzgarlar rastgele deil, Allah'n emrine gre eserler. Hibir olayda tesadf yoktur. "Tesadf, ancak cehlimizi rten bir perdedir." (Szler, s. 632) Bizim tesadf olarak grdklerimiz, hakkatta Allah'n tasarrufudur. (Yazr, IV, 2802) Mesela, siz evinizde otururken, birden iinize darya kp dolama hissi dosa ve ktnzda sokakta, yllardr grmediiniz bir dostunuzla karlasanz, bu bir tesadf, bir rastlant deil; tevafuktur, ilh bir tasarruftur. Bedizzaman'n u tesbiti son derece dikkat ekicidir: "ok d (sradan) perdeler iinde mhim iaretler verilir, ehli anlar." (Barla Lahikas, s. 313) Trafik iaretlerinden haberi olmayan birisi, polisin el-kol hareketlerine bir anlam veremez. Yoldaki iaretleri sadece seyreder. Fakat bilen birisi, o hareketlerden ve iaretlerden, szl birer ifade gibi mana karr, istifade eder. stadmzdan tesadfle ilgili bir ders: "Mesela, benim avucumda nohut, leblebi, zm, buday gibi maddeler bulunsa, ben onlar yere atsam, zm zme, leblebi leblebiye kar sralansa hi phe kalr m

ki, elimden ktktan sonra, gayb bir el mdahale edip sralamasn. te, hurufat ve kelimat (harfler ve kelimeler) o maddelerdir, azmz o avutur. (Barla Lahikas, s. 65) Bu tarz tevafuklar, her eyde bir kast ve iradenin cilvesi bulunduunu, tesadf olmadn gsterir... "Hibir ey daire-i ilim ve kudretinden hari olmad gibi, daire-i irade ve meietinden dahi hari deildir." (Kastamonu Lahikas, s. 65) Bedizzaman baz tefe'llerini yle anlatr: "Bundan otuz sene evvel (I. Dnya Sava sonras)eski Sad'in gafil kafasna mthi tokatlar indi. "Elmevt hak" (lm haktr) kaziyyesini dnd, kendini bataklk amurunda grd. Meded istedi, bir yol arad, bir halaskar taharri etti. Grd ki, yollar muhtelif, teredddde kald. Gavs- Azam olan eyh Geylani'nin (R.A), Fthu'l-Gayb namndaki kitabyla tefe'l etti. Tef'elde u kt: "Sen Dr u'l-Hikmette iken, kalbini tedav edecek bir doktor ara ." Acibtir ki, o vakit ben Dru'l-Hikmeti'l-slmiye azas idim. Gya, ehl-i slm'n yaralarn tedaviye alan bir hekim idim. Halbuki en ziyade hasta ben idim. Hasta evvela kendine bakmal, sonra hastalara bakabilir. Sonra, mam- Rabban'nin Mektubat kitabn grdm. Elime aldm. Halis bir tefe'l ederek atm. Acaibtendir ki, btn Mektubat'nda yalnz iki yerde "Bedizzaman" lafz var. O iki mektub, bana birden ald. Pederimin ismi Mirza olduundan, o mektublarn banda "Mirza Bedizzaman'a mektub" diye yazl olarak grdm. "Fesbhanallah, dedim, bu bana hitab ediyor." mam, o mektublarnda tavsiye ettii gibi, ok mektublarnda musrrane unu tavsiye ediyor: "Tevhid-i kble et!" Yani, birini stad tut, arkasndan git, bakasyla megul olma! (...)Cenab- Hakk'n rahmetiyle kalbime geldi ki: Bu

muhtelif turuklarn ba ve bu cetvellerin menba ve u seyyaralerin gnei, Kur'an- Hakm'dir. Hakk tevhd-i kble bunda olur. yle ise, en l mrid de, en mukaddes stad da odur." (Mektubat, s. 355-356) Grld gibi Bedizzaman, Abdulkadir-i Geylan ve mam- Rabban'nin kitaplaryla yapt tefe'lde, haline uygun bir ders alm, hayatnn akna bir yn vermitir. Bedizzaman'n ilk talebelerinden Sddk Sabri'nin ayanda Bedizzaman'da olduu iki parmak bitiiktir. Bedizzaman, bu talebesine gnderdii bir mektubunda yle der: Senin cisminde (ayanda) kardeliimin sikkesini grdm zaman, bir hiss-i kable'l-vuku (nsezi) ile kalbime geldi: Bu zat, mhim bir vakitte bana ok ehemmiyetli bir kardelik edecek. Ve muvaffak oldun, yaptn.(Kastamonu Lahikas, s. 30) nan ve itikad bakmndan Allahn ilmini, iradesini ve kudretini reddeden materyalistlerin sapland tesadf kelimesi tamamen inkara ve kfre gtrdnden stadmz bu konu zerinde iddetle durup ikaz ediyor. Fakat mira risalesinde olduu gibi gzne ve kulana tesadf eden ve buna mmasil ifadeler ayn manaya gelmez. Buradaki tesadf, Resulllah (S.A.V) mira merdiveniyle alemi gezerken kendi iradesinin dnda kendisinin kontrol olmadan gznn grd kulann iittii kevni delil ve burhanlar iin kullanlmtr

Ben de kader-i lahnin sevkiyle pek acib bir yola girmitim. Ve pek ok belalara ve dmanlara tesadf ettim. Enes'e ferman etti ki: "Filn, filn ar. Hem kime tesadf etsen davet et." Enes de kime rast geldiyse ard. ifadelerinde de esadf bu manada kullanlmtr.

Aada risalelerde geen tesadfle alakal baz cmleler yer almaktadr: Tesadf onun iine karamaz." (S: 197) "Zelzele gibi vakalar olan u hdisat- kevniye, tesadf oyunca deiller." (S: 170) Hangi tesadf bu ilere karabilir?" (S: 673) Tesadf ise, cehlimizi rten gizli bir hikmet-i lahiyenin perdesidir" Demek tesadf yok, hdisat babo gelmiyor, intizamsz deillerdir." (M: 349) Fakat rububiyet-i mmedeki daire-i esbab- zhiriyede, ehl-i gafletin nazarnda hikmeti ve sebebi bilinmeyen ilerde, tesadf namn vermiler." (M: 379) Kark tesadf karamaz." (: 45) Evet fenn bir nazarla dikkat edilirse anlalr ki, o zerrenin hareketi, krkrne, tesadf eseri deildir." (: 57) lemde tesadf yoktur." (Ms: 243) Bu tevafuk katiyen tesadf deil." (B: 255 Birincisi: Her eyde -ne kadar cz de olsa- bir kasd ve iradenin cilvesi bulunmasdr; tesadf, hakik olarak olmamasdr." (K: 65) En cz ilerimiz de tesadf deil, kasd tevafuktur." (K: 221) Gzmzle bu latif tevafuktaki irin inayet-i lahiyenin cz cilvelerini grdk ve anladk ki, kr tesadf iimize karmyor." (K: 222) Bu kadar kesret ve vsatle tesadf olamaz." (ST: 5) Bu iler tesadf olamaz." (S: 35) Demek ki, u enharn nebeanlar, di ve tabi ve tesadf bir i deildir." (S: 250)

"HAYY" SM VE HAYAT MUCZES

Bedizzaman Hazretleri, "Hayy" ismi ve "Muhyi" isminin en byk cilvelerinden biri olan "Hayat nedir; mahiyeti ve vazifesi nedir?" sualine u ekilde cevap verir: "Hayat, u kainatn en ehemmiyetli gayesi.. hem en byk neticesi.. hem en parlak nuru.. hem en latif meyvesi.. hem gayet szlm bir hlasas.. hem en mkemmel meyvesi.. hem en gzel cemali.. hem en gzel ziyneti.. hem sanat ve mahiyete en harika ziruhu.. hem en kk bir mahluku bir kainat hkmne getiren mucizevi bir hakikati.. ve her hayat sahibi kk bir kainat hkmne getiren en harika bir kudret mucizesidir..." Ve bunlar gibi yirmi dokuz zelliiyle hayatn muhteem tarifi Risale-i Nur'da Otuzuncu Lem'a'da yaplmtr. Evet hayatn yle bir zellii var ki adeta btn kainata tecelli eden Esma-i Hsnay (Allah'n gzel isimleri) kendinde gsteren bir aynadr. Bir cisme hayat girdii zaman, o cismi kk bir alem hkmne getirir; o adeta kainat aacnn bir nevi fihristesini tayan bir nevi ekirdei hkmne geiyor. Nasl ki bir ekirdek, onun aacn yapabilen bir kudretin eseri olabilir; ylede; en kk bir hayat sahibini yaratan, elbette btn kainat yaratandr. Yine hayat vastasyla Cenab- Allah'n birliine ve varlna iaret eden deliller vardr. Nasl ki gne yla ve yedi rengiyle ve aksiyle gnee mukabil olan her bir damla sudan ve her bir cam parasnda bulunuyor.. yle de; her bir hayat sahibi varlkta da kainat ihata eden Cenab- Hakk'n isim ve sfatlarnn cilveleri beraber o varlkta tecelli ediyor. Hem hayat vastasyla; her bir hayat sahibi Allah'n bir sanat eseri olmas hasebiyle, yle fevkalade harika mucizeleri var ki, btn kainat yaratamayan bir zat, bir kudret; en kk bir hayat sahibini yaratamaz. Evet bir nohut tanesinde btn Kur'an' yazar gibi am aacnn kk bir tohumunda koca am aacnn hayat programn yazan

kalem, elbette semavat yldzlarla yazan kalem olabilir. Evet bir arnn kk kafasnda kainat bahesindeki iekleri tanyacak ve bal gibi bir rahmet hediyesini getirecek ve dnyaya geldii anda hayat artlarn bilecek derecede bir kabiliyeti bir cihaz yerletiren zat; elbette btn kainatn yaratcs olabilir. Hayat veren yalnz odur. yle ise her eyim halik dahi yalnz odur. nk kainatn ruhu, nuru mayesi, esas, neticesi, hulasas hayattr. Hayat veren kim ise btn kainatn yaratcsda odur. Hayat veren elbette odur, Hayy-u kayyumdur. Evet zat- Hayy kayyum Muhyi isminin cilvesi ile yeryzndeki ve denizdeki btn hayat sahiplerini sonsuz ilmi, hikmeti, kudreti ve iradesiyle terbiye etmektedir. Btn hayat sahiplerinin de hayatlaryla ve hayatlarndaki zellikler ile Hayy olan Allah'a delalet etmektedir. Nasl ki grmek, iitmek, sylemek hayatn alametidir, hayatn varlna iaret eder, aynen yle de bu kainatta cereyan eden mutlak kudret, mutlak irade ve mutlak ilim gibi sfatlar, btn delilleriyle mutlak Hayy olan Allah'n varlna iaret ederler. Evet, madem bu kainatn en mhim neticesi ve mayesi ve yaratl hikmeti hayattr, elbette o yksek hakikat (hayat), bu fani, ksack, noksan, elemli dnya hayatna mnhasr deildir. Hayatn gayesi ve neticesi ebedi hayattr, uhrevi hayattr. Ta, topra ve aacyla hayat sahibi olan saadet yurdundaki hayattr. Yoksa bu hadsiz mhim cihazlarla tehiz edilen hayat eceresi; uur sahipleri hakknda zellikle insan hakknda meyvesiz, faydasz, hakikatsz olmak lazm gelecek. nsana verilen duygular ve cihazlar dier varlklara nazaran ok yksek olmakla birlikte, insan dnyevi yaay itibariyle bir sere kuuna yetiemiyor. nk o sere kuunda gemiin elemi ve gelecein endiesi yok. Halbuki insanda en byk bir nimet olan akl dahi gemi zamann hznlerini ve gelecek zamann korkularn dnmekle insan kalbini devaml incitip bir lezzete dokuz elem kartrdndan en musibetli bir bela olur. Bu ise yz derece batldr. Demek bu dnya hayat, ahiret hayatn ispat ediyor. Acaba gc her eye

yeten ve hayatn her annda tasarruf eden yce Rabbimiz insann en kk ihtiyacn bile karlasn, insann en byk gayesi olan ebedi yaama arzusunu ihmal etsin!.. Haa!.. Madem dnyada hayat var, elbette insanlardan hayatn srrn anlayanlar ve hayatn suistimal etmeyenler dar- bekada cennet-i bakiyede, hayat bakiyeye mahzar olacaklardr. Amenna (Abdulkadir IIK, Tefekkr Dergisi web sayfasndan alnmtr)

You might also like