You are on page 1of 172

Muhakemat

Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi































Nereden: ENVAR NERYAT
Piyerloti Cad. Hacbey Apt. 10/3
Tel: 516 20 14 518 62 71
Fax: 516 20 42 ST.
Bask: Cihan Neriyat ve Matbaaclk
Tel: 507 27 33
1995 ST.

Her Hakk Mahfuzdur.














Muhakemat





Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi












































--- sh:(Mu:5) ---
Mariz bir asrn,
hasta bir unsurun,
all bir uzvun
Reetesi




veyahut
Saykal'l slmiyet
veyahut
Bedizzaman'n
Muhkemat












































--- sh:(Mu:7) -----



_
Cmle tahiyyat, ol Hkim-i Ezel ve Hakm-i Ezel ve
Rahman- Lemyezel'ye elyaktr ki: Bizi slmiyetle serfiraz
ve eriat- garra ile srat- mstakime hidayet etmitir.
yle bir eriat ki; akl ve nakil, dest be-dest ittifak vererek ol
eriatn hakaikinin hakkaniyetini tasdik etmilerdir.
yle hakaik ki; kkleri hakikat zemininde rsuh ile beraber
dal ve budaklar kemaltn gklerine ykselip, intiar edip..
yle fruat ki; meyveleri saadet-i dreyndir. Ve bizi Kur'an-
Mu'ciz ile irad eylemi...
yle kitab ki: Kaideleri ile hilkat- lemin kitabndan dest-i
kader ve kalem-i hikmet ile mektub ve cari olan kavanin-i
amka-i dakika-i lahiyeyi izhar ettiinden; ahkm-
dilanesiyle nev'-i beerin nizam ve mvazenet ve terakkisine
kefil-i mutlak ve stad- kll olmutur.
Salavat- bnihaye, ol Server-i Kinat ve Fahr-i lem'e
hediye olsun ki: lem, enva' ve ecnasyla onun risaletine
ehadet ve mu'cizelerine delalet ve hazine-i gaybdan










--- sh:(Mu:8) -----
getirdii met- lye dellllk ediyor. Gya leme terif
ettiinden herbir nev', kendi lisan- mahsusuyla alklad
gibi; Sultan- Ezel, zemin ve sumann evtarn intak edip
herbir tel baka lisan ile mu'cizatnn naamatn inad
etmekle, o sad-y irin bu kubbe-i minada ilelebed tanin-
endaz etmitir. Gya suman, kendi mi'rac ve melek ve
kamerin elsine-i semaviyesiyle risaletini tebrik ve zemin
kendi hacer ve ecer ve hayvann dilleriyle mu'cizelerine
senhn ve cevv-i feza, kendi cinn ve bulutlarn iaratyla
nbvvetine bearet ve syebn ve zaman- mazi, enbiya ve
ktb ve khinlerin rumuz ve telvihatyla o ems-i hakikatn
fecr-i sadkn gstererek mjdeci ve zaman- hal yani asr-
saadet lisan- haliyle tabiat- Arabdaki inklab- azmin ve
bedeviyet-i srftan medeniyet-i mahznn def'aten
tevelldn ahid gstererek nbvvetini isbat ve zaman-
mstakbel kendi vukuat ve fnununun etvar-
mdakkikanesiyle onun mevkib-i ikbalini istikbal ve lisan-
hakmane ile iradatna teekkr; nev'-i beer kendi
muhakkikleriyle bahusus hatib-i beligi ki, ems gibi kendi
kendine brhan olan Muhammed'in (A.S.M.) lisan-
fasihanesiyle haktan geldiini iln ve Zt- Zlcelal kendi
Kur'annn lisan- beliganesiyle ol Nebiyy-i mmi'nin
ferman- risaletini kraat ediyorlar ve oluyorlar.
Beyt:
.. .... _ .. ;., ;,, ..
, .... _ ...: ;.. , .,- , ,,





--- sh:(Mu:9) -----
Emma ba'd: u fakir, garib Nurs ki, Bid'at'z-zaman
lkabyla msemma olmaya lyk iken haberi olmadan
Bedizzaman ile mehur olan bare; tedenni-i milletten
cieri yanm gibi feryad u figan ederek, ah!. ah!.. ah!.. v
esef der ki: slmiyetin maz ve lbbn
terkederek krna ve zahirine vakf- nazar ettik ve aldandk.
Ve s'-i fehm ve s'-i edeb ile slmiyetin hakkn ve
mstehak olduu hrmeti fa edemedik. T o da bizden nefret
ederek evham ve hayaltn bulutlaryla sarlp tesettr eyledi.
Hem de hakk var. Zira biz srailiyat uslne ve hikyat
akaidine ve mecazat hakaikine kartrarak kymetini takdir
edemedik. O da ceza olarak bizi dnyada te'dib iin zillet ve
sefalet iinde brakt. Bizi kurtaracak yine onun
merhametidir.
yle ise, ey ihvan- mslimn!.. Geliniz, ona tarziye
vereceiz. El birliiyle dest-i sadakat uzatacaz, biat
edeceiz. Onun habl-l metinine sarlacaz.
Hem de bil-perva olarak iln ederim: Beni gemi asrlarn
efkrna kar mbarezeye heyecan ve ecaate getiren ve
yzer senelerden beri sevk-l cey ile kuvvet bulan hayalt ve
evhamn mdafaasna beni gayrete getiren itikadm ve
yaknimdir ki: Hak nev nema bulacaktr, eer endan
toprakta gizlense... Ve tarafdar ve mltezimleri muzaffer
olacaklardr, eer endan zaman ve zeminin
merhametsizliinden az ve zayf olsalar...
Hem de itikadmdr ki: stikbale hkm srecek ve her
kt'asnda hkim-i mutlak olacak yalnz hakikat- slmiyettir.
Evet saadet-saray- istikbalde taht-niin hakaik ve maarif
yalnz slmiyet olacaktr. Onu fethedecek yalnz odur;
emareler grnyorlar... Zira mazi



--- sh:(Mu:10) ----
kt'asnda, vahetbd sahralarnda hayme-niin taassub ve
taklid; veyahut cehlistan lkesinde menzil-niin mzahrefat
ve istibdad olanlara, eriat- Garra'nn galebe-i mutlak ve
istil-i tammna sed ve mani olan sekiz emir, hakikat ile
zr zeber olmulardr ve oluyorlar. O maniler ise:
Ecnebilerde taklid ve cehalet ve taassub ve kssslerin
riyaseti. Ve bizdeki mani ise; istibdad- mtenevvi ve
ahlkszlk ve mevveiyet-i ahval ve ataleti intac eden
ye'stir ki, ems-i slmiyetin ksufa yz tutmasna sebeb
olmulardr.
Sekizinci ve en birinci mani ve bela budur: Biz ile ecnebiler;
baz zevahir-i slmiyet ve baz mesail-i fnun ortasnda
hayal-i btl (!) ile tevehhm eylediimiz msademet ve
mnakazattr. ferin maarifin himmet-i feyyazanesine ve
fnunun himmet-i merdanesine ki; meyl-i taharri-i hakikat ve
muhabbet-i insaniyet ve meyl-i insaf olan hakaiki techiz
ederek o manilere gnderip zr zeber etmi ve ediyor.
Evet en byk sebeb ki: Bizi dnya rahatndan ve ecnebileri
hiret saadetinden mahrum eden, ems-i slmiyet'i mnkesif
ettiren, s'-i tefehhm ile tevehhm- msademet ve
muhalefettir. Feya lil'aceb!... Kle efendisine ve hizmetkr
reisine ve veled pederine nasl dman ve muarz olabilir?
Halbuki slmiyet, fnunun seyyidi ve mridi ve ulm-u
hakikiyenin reis ve pederidir. Fakat v esef bu s'-i
tefehhm ve u tevehhm- btl, imdiye kadar hkmn
icra ederek vesvesesiyle ye'si ilka edip bb- medeniyet ve
maarifi Ekrad ve emsallerine kapattrd. Zira baz zevahir-i
diniyeyi, fnunun baz mesailine muarz tahayyl ederek
rktler. Ezcmle: Kreviyet-i arz ki, fnunun en birinci
derecesi olan corafyann en birinci basamadr. leride
gelecek


--- sh:(Mu:11) ----
alt mes'eleye mnaf zannettiklerinden, bu bedih mes'elede
mkbere etmekten ekinmediler.
Ey benim u kitabma im'an- nazar ile nazar eden zt,
malmun olsun! Bu kitabla istediim hizmet budur:
slmiyette olan tark- mstakimi gstermekle ehl-i tefrit
olan a'da-y dinin tekikatn red ve yzlerine vurmakla
beraber; tark- mstakimin teki canibini ve sadk- ahmak
nvanna lyk olan ehl-i ifrat ve zahirperestlerin
tevehhmlerini tard ve aslszln gstermek ve asl rehber-i
hakikat ve lem-i slmiyetin ikbal ve istikbaline yol aan ve
srat- mstakimde kemal-i mid-i zafer ile alan
muhakkikn-i slm ve kl sddklara yardm etmek ve
kuvvet vermektir.
Elhasl: Maksadm: Ol elmas klnca saykal vurmaktr.
Eer sual edersen: Senin bu telan ve ulm-u mtearife
hkmne geen eylere brhan getirmeye ne lzum vardr?
Zira telahuk-u efkr ve tecarbn kefiyatyla meydan-
bedahete gelen mesaile brhan getirmek, malmu i'lam
demektir?..
Cevaben derim: Maatteessf benim ile u zamann kt'asnda
itirak eden cmlesi; eer endan, sureten onnc asrn
evlddrlar, fakat fikir ve terakki cihetiyle kurn-u vustnn
yadigrlardrlar. Gya muasrlarmz, nc asrn
nihayetinden onnc asra kadar gemi olan asrlarn
fihristesi veyahut enmuzeci veyahut melez bir kavimdirler.
Hatt bu zamann ok bedihiyat, onlarca mevhumat saylr.
* * *






--- sh:(Mu:12) ----



Mukaddeme
Bu kitab makale ile kitab zerine mrettebdir. Birinci
Makale, unsur-u hakikatn veyahut baz mukaddemat ve
mesail ile slmiyete saykal vurmann beyanndadr. kinci
Makale, unsur-u belgat kefeder. ncs, unsur-u akide
ile ecvibe-i Japoniye beyanndadr. Kitablar ise Kur'an'da
iaret olunan ilm-s sema ve ilm-l arz ve ilm-l beeri
tahkik ile bir nevi tefsirdir.

Birinci Makale
Maksada urc etmek iin mukaddemelerden istimdad etmek,
ehl-i tahkikin dsturlarndandr. yle ise biz de oniki
basamakl bir merdiven yapacaz.

Birinci Mukaddeme
Takarrur etmi usldendir: Akl ve nakil taruz ettikleri
vakitte, akl asl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akl, akl
olsa gerektir.
Hem de tahakkuk etmi: Kur'an'n herbir tarafnda intiar
eden makasd- esasiye ve anasr- asliye drttr.





--- sh:(Mu:13) ----
Onlar da: sbat- Sni'-i Vhid ve nbvvet ve har-i cisman
ve adalettir. Yani hikmet tarafndan kinata irad olunan
suallere yle: "Ey kinat!. Nereden ve kimin emriyle
geliyorsunuz? Sultannz kimdir? Delil ve hatibiniz kimdir?
Ne edeceksiniz? Ve nereye gideceksiniz?" Kat' cevab
verecek yalnz Kur'an'dr. yle ise Kur'anda makasddan
baka olan kinat bahsi istitraddir. T san'atn intizamyla
Sni'-i Zlcelal'e istidlal yolu gsterilsin. Evet intizam
grnr ve kemal-i vuzuh ile kendini gsterir. Sni'in vcud
ve kasd ve iradesine kat'iyyen ehadet eden intizam- san'at,
kinatn her cihetinde boynunu kaldrarak her canibinden
lemaan eden hsn- hilkati nazar- hikmete gsteriyor. Gya
herbir masnu' birer lisan olup Sni'in hikmetini tesbih ediyor.
Ve herbir nev' parman kaldrarak ehadet ve iaret ediyor.
Madem maksad budur ve madem kinatn kitabndan
intizama olan rumuz ve iaratn taallm ediyoruz. Ve madem
netice bir kar; teekklt- kinat nefslemirde nasl olursa
olsun, bize bizzt taalluk etmez. Fakat o meclis-i l-i
Kur'an'ye girmi olan kinatn her ferdi drt vazife ile
muvazzaftr:
Birincisi: ntizam ve ittifak ile Sultan- Ezel'in saltanatn
iln...
kincisi: Herbiri birer fenn-i hakiknin mevzu ve mntehab
olduklarndan slmiyet fnun-u hakikiyenin zbdesi
olduunu izhar...
ncs: Herbiri birer nev'in nmunesi olduklarndan
hilkatte cari olan kavanin ve nevamis-i lahiyeye slmiyeti
tatbik ve mutabk olduunu isbat.. t o nevamis-i ftriyenin
imdadyla, slmiyet nev nema bulsun. Evet bu hasiyetle
Din-i Mbin-i slm; sair heva



--- sh:(Mu:14) ----
ve heves iinde muallak ve mededsiz, bazan k ve bazan
zulmet veren ve abuk tegayyre yz tutan dinlerden mmtaz
ve serfirazdr.
Drdncs: Herbiri birer hakikatn nmunesi olduklarndan,
efkr hakaik cihetine tevcih ve tevik ve tenbih etmektir.
Ezcmle: Kur'an'da kasem ile temeyyz etmi olan ecram
ulviye ve sfliyeyi tefekkrden gaflet edenleri daima ikaz
ederler. Evet kasemat- Kur'aniye, nevm-i gaflette dalanlara
kar'-ul asdr.
imdi tahakkuk etmi u yledir. yle ise: ek ve bhe
etmemek lzmdr ki; mu'ciz ve en yksek derece-i belgatta
olan Kur'an- Mrid, esalib-i Arab'a en muvafk ve tark-i
istidlalin en mstakim ve en vazh ve en ksasn ihtiyar
edecektir. Demek hissiyat- mmeyi tefhim ve irad iin, bir
derece ihtiram edecektir. Demek delil olan intizam- kinat
yle bir vecih ile zikredecek ki; onlarca maruf ve akllarna
me'nus ola... Yoksa delil, mddeadan daha haf olmu olur.
Bu ise, tark- irada ve meslek-i belgata ve mezheb-i i'caza
muhaliftir. Mesel: Eer Kur'an dese idi: Y eyyhenns!..
Fezada uan meczub ve misafir ve mteharrik olan kre-i
zemine ve cereyanyla beraber mstekarrnda istikrar eden
emse ve ecram- ulviyeyi birbiriyle balayan cazibe-i
umumiyeye ve feza-y gayr- mtenahde dal ve budaklar
mnteir olan ecere-i hilkatten, anasr- kesreden olan
mnasebat- kimyeviyeye nazar ve tedebbr ediniz; t Sni'-i
lem'in azametini tasavvur edesiniz. Veyahut: O kadar
kklyle beraber bir lem-i hayvanat- hurdebniyeyi
istiab eden bir katre suya, akln hurdebniyle temaa ediniz; t
Sni'-i Kinat'n hereye kadir olduunu tasdik edesiniz.




--- sh:(Mu:15) ----
Acaba o halde; delil mddeadan daha haf ve daha muhtac-
izah olmaz m idi? Hem de onlarca muzlim bir eyle, hakikat
tenvir etmek veyahut onlarn bedahet-i hislerine kar
mugalata-i nefis gibi bir emr-i gayr- makule teklif olmaz m
idi? Halbuki i'caz- Kur'an pek yksek ve pek mnezzehtir ki;
onun safi ve parlak damenine, ihll-i ifham olan gubar
konabilsin.
Bununla beraber Kur'an- Mu'ciz-l Beyan yt- beyyinatn
telfifinde maksad- hakikye telvih ve iaret ettii gibi, baz
zevahir-i yt -kinayede olduu gibi- maksada menr
etmitir.
Hem de usl-i mukarreredendir: Sdk ve kizb yahut tasdik ve
tekzib; kinayat ve emsallerinde, fenn-i Beyan'da "man-i
l" tabir olunan suret-i manaya raci' deildirler. Ancak
"man-i snev" ile tabir olunan maksad ve garaza tevecch
ederler. Mesel: "Filann klncnn bendi uzundur" denilse;
klnc olmazsa da, fakat kameti uzun olursa, yine hkm
dorudur, yalan deildir. Hem de nasl kelmda bir kelime,
istiareye karine-i mecazdr. yle de; kelime-i vhid
hkmnde olan Kelmullah'n bir ksm yt, sair ihvannn
hakikat ve cevherlerine karine ve rehnma ve komularnn
kalblerindeki srlara delil ve tercman oluyorlar.
Elhasl: Bu hakikat p-i nazara getiremeyen ve yetleri
mvazene ve doru muhakeme edemeyen, mehur Bekta
gibi ki: Namazn terkinde taalll yolunda demi: "Kur'an
diyor:
...! ,. ;
lerisine de hfz deilim." Nazar- hakikate kar maskara
olacaktr.
* * *


--- sh:(Mu:16) ----
kinci Mukaddeme
Mazide nazar olan birey, mstakbelde bedih olabilir. yle
tahakkuk etmitir. lemde meyl-l istikmal vardr. (1) Onun
ile hilkat- lem, kanun-u tekmle tbidir. nsan ise; lemin
semerat ve eczasndan olduundan, onda dahi meyl-l
istikmalden bir meyl-t terakki mevcuddur. Bu meyl ise
telahuk-u efkrdan istimdad ile nev nema bulur. Telahuk-u
efkr ise; tekemml- mebadi ile inbisat eder. Tekemml-
mebadi ise; fnun-u ekvann tohumlarn sulb- hilkatten
zamann terbiyegerdesi bir zemine ilka' ile telkh eder. O
tohumlar ise tedric tecrbeler ile byr ve nev nema
bulur.
Buna binaendir: Bu zamanda bedihiye ve ulm-u diye
srasna girmi pek ok mesail var; zaman- mazide gayet
nazar ve haf ve brhana muhta idiler. Zira gryoruz:
imdilik corafya ve kozmorafya ve kimya ve tatbikat-
hendesiyeden ok mesail var ki: Mebadi ve vesaitin
tekemmlyle ve telahuk-u efkrn kefiyatyla, bu zamann
ocuklarna dahi mehul kalmamlardr. Belki oyuncak gibi
onlar ile oynuyorlar. Halbuki bn-i Sina ve emsaline nazar ve
haf kalmlardr. Halbuki hikmetin pederi hkmnde olan
bn-i Sina, iddet-i zek ve kuvvet-i fikir ve kemal-i hikmet
ve vs'at-i kariha noktasnda bu zamann yzlerce
hkemasyla mvazene


(1): Bizim bir Krd demitir:
Her zerrede temayl ayandr tekmle
Her soyda fyuz-u hveyda-nma ile
Bir nokta-i kemale itab zre kinat,
Ol noktaya tevecch ile ykselir hayat.
Kahriyyat


--- sh:(Mu:17) ----
olunsa, tereccuh edip ar gelecektir. Noksaniyet bn-i
Sina'da deil; nki ibn-i zamandr. Onu nks brakan,
zamann noksaniyeti idi. Acaba bedih deil midir ki,
Kolomb-u Zfnun'un sebeb-i itihar olan Yeni Dnya'nn
kefi, faraza bu zamana kadar kalm olsa idi; hi kaptan
arasnda kymeti olmayan bir kayk sahibi de Yeni Dnya'y
eski dnyaya komu etmeye muktedir olacakt. Evvelki
keafn tebahhur-u fikrine ve mehaliki iktihamna bedel, bir
kk sefine ile bir pusula kifayet edecekti. Fakat bununla
beraber imdi gelecek bir hakikat nazar- dikkate almak
lzmdr. yle ki: Mesail iki ksmdr:
Birisinde telahuk-u efkr tesir eder. Belki ona mtevakkftr.
Naslki maddiyatta byk bir ta kaldrmak iin teavn
lzmdr.
Ksm- dierde esas itibariyle telahuk ve teavn tesirsizdir.
Bin de, bir de birdir. Naslki harite bir uurum zerinden
atlamak veyahut bir dar yerden gemekte kll ve kll- vhid
birdir. Teavn faide vermez.
Bu kyasa binaen fnunun bir ksm, byk tan kaldrlmas
gibi teavne muhtatr. Bunlarn ekseri, ulm-u
maddiyedendir. Dier bir ksm, ikinci misale benzer.
Tekemml def', yahut def' gibi olur. Bu ise, alebi
maneviyat veya ulm-u lahiyedendir. Lkin eer endan
telahuk-u efkr bu ksm- saninin mahiyetini tayir ve tekmil
ve tezyid edemez ise de; brhanlarn mesleklerine vuzuh ve
zuhur ve kuvvet verir.
Hem de nazar- dikkate almak lzmdr ki: Kim bir eyde ok
tevaggul etse; galiben bakasnda gabilemesine sebebiyet
verir. Bu srra binaendir ki: Maddiyatta




--- sh:(Mu:18) ----
tevaggul eden, maneviyatta gabileir ve sath olur. Bu
noktaya nazaran; maddiyatta mehareti olann maneviyatta
hkm hccet olmasna sebeb olmad gibi, ok defa sz
dahi yan- istima' deildir. Evet bir hasta; tbb hendeseye
kyas ederek, tabibe bedelen mhendise mracaat edip
gsterdii ilc istimal eder ise; akrabasna ta'ziye vermeye
davet ve kendisi iin kabristan- fenann hastahanesine nakl-i
mekn etmek iin bir raporu istemek demektir. Kezalik
hakaik-i mahza ve mcerredat- srfeden olan maneviyatta,
maddiyyunun hkmlerine mracaat ve fikirleriyle istiare
etmek, deta latife-i Rabbaniye denilen kalbin sektesini ve
cevher-i nuran olan akln sekeratn iln etmek demektir.
Evet hereyi maddiyatta arayanlarn akllar gzlerindedir.
Gz ise maneviyat gremez...
* * *

nc Mukaddeme
srailiyatn bir taifesi ve hikmet-i Yunaniyenin bir ksm,
daire-i slmiyet'e duhl
etmeleriyle, din ssyle grnerek, efkr ihtille verdiler.
yle ki:
O necib kavm-i Arab, zaman- cahiliyette bir mmet-i
mmiye idi. Vaktaki ilerinden hak tecelli edip istidad-
hissiyatlar uyand da meydanda yol aan din-i mbini
grdklerinden umum raabat ve meyilleri, yalnz dinin
marifetine inhisar eylediler. Fakat kinata olan nazarlar
terihat- hikemiye nazaryla deil, belki istitraden yalnz
istidlal iin idi. Onlarn o hassas zevk-i tabilerine ilham
eden, yalnz onlarn ftratlarna mnasib olan geni ve ulv
muhitleri; ve safi ve mstaid olan

--- sh:(Mu:19) ----
ftrat- asliyeleri talim ve terbiye eden yalnz Kur'an idi.
Bundan sonra kavm-i Arab sair akvam bel'ettii gibi, milel-i
sairenin malmatlar dahi mslman olmaya baladndan,
muharrefe olan srailiyat ise Vehb, K'b gibi lema-i ehl-i
kitabn slmiyetlerinin cihetiyle Arablarn hazain-i
hayaltna bir mecra ve menfez bularak o efkr- safiyeye
kartlar. Hem sonra da ihtiram dahi grdler. Zira lema-i
ehl-i kitabdan slmiyet'e gelenler, slmiyet erefiyle gayet
celalet ve tekemml ettiklerinden, malmat- mzahrefe-i
sbkalar makbule ve mselleme gibi oldular, reddedilmedi.
nki slmiyet'in uslne msadim olmadndan, hikyat
gibi rivayet olunur iken, ehemmiyetsizlii iin tenkidsiz
dinlenirler idi. Fakat hayf! Sonra hak olarak kabul edildiler,
ok beh ve kkata sebebiyet verdiler.
Hem de vaktaki u srailiyat, Kitab ve Snnet'in baz
maatlarna merci ve baz mefahimlerine bir mnasebetle
me'haz olabilirler idi. Fakat yt ve hadsin manalar deil.
Belki faraza doru olsalar idi, msadak ve efradndan
olmalar mmkn olduundan; s'-i ihtiyarlaryla baka bir
me'haz bulmayan veya atf- nazar etmeyen zahirperestler,
baz yt ve ehadsi o hikyat- srailiyeye tatbik ederek tefsir
eylediler. Halbuki Kur'an tefsir edecek, yine Kur'an ve hads-
i sahihtir. Yoksa ahkm mensuh olduu gibi, ksas dahi
muharrefe olan ncil ve Tevrat deildir. Evet msadak ile
mana ayrdrlar. Halbuki msadak olmaya mmkn olan ey,
mana yerine ikame olundu. ok da imknat vukuata
kartrld.
Hem de vakta hikmet-i Yunaniyeyi mslman etmek iin
Me'mun'un asrnda tercme olundu. Fakat pekok




--- sh:(Mu:20) ----
esatr ve hurafatn menbandan kan o hikmet, bir derece
mteaffine olduundan safiye olan efkr- Arabn ilerine
tedahl ettiinden, bir derece efkrlar kartrd gibi
tahkikten taklide bir yol at.
Hem de b- hayat olan slmiyetten kariha-i ftriyeleriyle
istinbat etmeye kabil iken, o hikmetin telemmzne tenezzl
ettiler. Evet naslki ihtilat- a'cam ile kelm- Mudar'nin
melekesi fesada yz tutmakla, muhakkikn-i lema o
melekeyi muhafaza etmek iin, ulm-u Arabiyenin kavaidini
tedvin ettiler. yle de u hikmet ve srailiyat dahi daire-i
slmiyete duhlleriyle beraber, baz nekkad- muhakkikn-i
slm temyiz ve tasfiyelerine teebbs ettiler. Fakat hayfa!.
tamamyla muvaffak olamadlar. bu kadar da kalmad.
nki tefsir-i Kur'an'a sarf- himmet edildii vakit, baz ehl-i
zahir Kur'ann nakliyatn baz srailiyata tatbik ve bir ksm
akliyatn dahi hikmet-i mezbureye tevfik ettiler. nki
grdler ki, Kur'an makul ve menkule mtemildir. Hads de
yle... Sonra kitab ve snnetin baz nakliyat- sadkalaryla ve
baz muharref srailiyatn ortasnda bir mutabakat ve
mnasebet istinbat ettiler.
Hem de hakik olan akliyatlaryla mevhum ve mmevveh
olan u hikmet arasnda bir mabehet ve muvafakat
tevehhm eylediklerinden, u mutabakat ve mabeheti kitab
ve snnetin manalarna tefsir ve maksadlarna beyan
zannedip hkmeylediler.
Kell.. smme kell!.. Zira Kitab- Mu'ciz-l Beyan'n
misdak i'cazdr. Mfessiri eczasdr. Manas iindedir.
Sadefinde drrdr, meder deildir. Faraza bu mutabakat
izhar etmekten maksad, o ahid-i sadkn tezkiyesi




--- sh:(Mu:21) ----
iin olsa da yine abestir. Zira Kur'an- Mbin, ona mekalid-i
inkyad teslim eden yle akl ve naklin tezkiyelerinden pek
yksek ve ganidir. nki o, onlar tezkiye etmezse;
ehadetleri mesmu' olamaz. Evet Sreyya'y serada deil,
semada aramak gerektir. Kur'an'n mansini de esdafnda
ara. Yoksa karmakark olan senin cebinden arama; zira
bulamyorsun. Bulsan da sikke-i belgat olmadndan Kur'an
kabul etmez.
Zira mukarrerdir: Asl mana odur ki: Elfaz onu smahta
boaltt gibi zihne nfuz ederek vicdan dahi teerrb
etmekle, ezahir-i efkr feyizyab eden eydir. Yoksa baka
eyin kesret-i tevaggulnden senin hayaline tedahl eden baz
ihtimalt.. veyahut hikmetin ebatlinden ve hikyatn
esatrinden sirkat edip cepte doldurarak sonra yt ve
ehadsin telfifinde gizletmek, kartmak, elde tutmak,
armak ki: "Budur mana, geliniz, alnz" dediin vakit
alacan cevab udur: "Yahu!. te senin manan siliktir.
Sikkesi takliddir, nekkad- hakikat reddeder. Sultan- i'caz
dahi onu darb edeni tardeder. Sen yet ve hadsin nizamlarna
taarruz ettiinden yet ikayet edip hkim-i belgat senin
hlyan, senin hayalinde hapsedecektir. Ve mteri-i hakikat
dahi senin bu metan almayacaktr. Zira diyecek: yetin
manas drrdr. Bu ise mederdir. Hadsin mefhumu mhec,
bu hemecdir.
Tenvir iin bir darb- mesel:
Krdlerin emsal-i edebiyesindendir: Bir adamn ismi Alo
imi. Bal hrszlyordu. Ona denildi; hrszln tebeyyn
edecektir. O da aldatmak iin bir bo petekte yabanc arlar
doldurup bal baka yerden hrszlar, kvarda



--- sh:(Mu:22) ----
saklyor idi. Biri sual etse idi, derdi: "Bu, bal mhendisi olan
arlarmn san'atdr." Sonra da arlar ile konutuu vakit
mterek bir lisan ile
_. _,::. ., L L
derdi. Yani: "Tanin sizden, bal benden..."
Ey teehhi ve heves ile tevil edici efendi! Bu tebih ile teselli
etme. Zira bu tebih temsildir. Senin manan bal deil,
zehirdir. O elfaz arlar deil, belki kalb ve vicdana ervah-
hakaiki vahyeden o kitab- kmilin kelimat melaike
gibidirler. Hads, maden-i hayat ve mlhim-i hakikattr.
Elhasl: frat gibi tefrit de muzrdr, belki daha ziyade. Fakat
ifrat, tefrite sebeb olduundan daha kabahatlidir. Evet ifrat ile
msamahann kaps ald. rk eyler o hakaik-i liyeye
kartndan; ehl-i tefrit ile insafsz olan ehl-i tenkid, gayet
hakszlk olarak u rk eylerin yzer misline olan hakaik-i
liye iinde grdklerinden rktler, nefret ettiler. H..
lekedar ve kymetsiz zannettiler. Acaba defineye hariten
girmi bir silik para bulunsa veyahut bir bostanda baka
yerden dm olan rk ve ac bir elma grnse, hak ve
insaf mdr ki; umum defineyi kalp ve umum elmalar ac
zannedip vazgemekle lekedar edilsin...
Htime
Bu mukaddemeden maksadm, efkr- umumiye bir tefsir-i
Kur'an istiyor. Evet her zamann bir hkm var. Zaman dahi
bir mfessirdir. Ahval ve vukuat ise, bir








--- sh:(Mu:23) ----
keaftr. Efkr- mmeye hocalk edecek yine efkr- mme-i
ilmiyedir. Bu srra binaen ve istinaden isterim ki: Mfessir-i
azm olan zamann taht- riyasetinde, herbiri bir fende
mtehasss muhakkikn- lemadan mntehab bir meclis-i
meb'usan- ilmiye tekili ile meveret ile bir tefsiri te'lif
etmekle, sair tefasirdeki mnkasm olan mehasin ve kemalt
mhezzebe ve mzehhebe olarak cem' etmelidirler. Evet
merutiyettir, hereyde meveret hkmfermadr. Efkr-
umumiye dahi didebandr. cma-i mmetin hcciyeti, buna
hccettir.
* * *

Drdnc Mukaddeme

hret, insann mal olmayan da insana mal eder. yle ki:
Beerin seciyelerindendir, garib veya kymetdar bir eyi
asilzade gstermek iin, o kymetdar eylerin cinsiyle
mtehir olan zta nisbet ve isnad etmektir. Yani szleri
revac bulmak veya tekzib olunmamak veyahut baka araz
iin, zalimane ve istibdadkrane, bir milletin netaic-i efkrn
veya mehasin-i etvarn bir ahsta grp ondan bilirler.
Halbuki o adamn anndandr, o hediye-i mstebidaneyi
reddede... Zira gzel bir sfat veya ulv bir san'atla mehur
olan bir adam, hsn- surnin maverasn grmek anndan
olan nazar- san'atperveranesine haksz olarak ona isnad
olunan emir arz edilip gsterilir ise; "Senin dest-i hattndr"
denilir ise; o emir san'atn tenasb ve mvazenesinden ni
olan gzelliini ihll ettii iin, reddedip i'raz ve teberri
edecektir. "H ve kell" diyecektir. Bu seciyeye bina ile
mehur kaideye -"Birey sabit olsa, levazmyla sabit olur."-
istinaden insanlar o ahs- mehurda tahayyltlarna

--- sh:(Mu:24) ----
bir nizam verdirmek iin muztardrlar ki; ok kuvvet ve
azamet ve zek gibi levazm- hrikuldeyi isnad etsinler, t o
ahsn cmle mensubatna merciiyeti mmkn olabilsin. O
halde o adam bir u'cube olarak zihinlerinde tecessm eder.
Eer istersen hayalt- Acemane iinde perverde olan
Rstem-i Zl'in timsal-i manevsine bak, gr.. ne u'cubedir!
Zira ecaatle mtehir olduundan ve hi ranler
tazyikatndan kurtulamayan istibdad srryla ve hret
kuvvetiyle ranlerin mefahirini gasb u garat ederek byltt.
Hayallerde byyp iti. Yalan, yalana mukaddeme olduu
iin u hrikulde ecaat hrikulde bir mr ve dehetli bir
kamet ve onlarn levazm ve tevabi'leri olan ok emirleri
toplayp, iinde o hayal-i hil na'ra vurarak "Ben nev'un
mnhasrun fi'-ahs'm" der. Gulyaban gibi hurafat arkasna
takarak, dillerin destanlarnda dnyor. Emsaline dahi
meydan aar.
Ey hakikat plak grmek isteyen zt!.. Bu mukaddemeye
dikkat et; zira hurafatn kaps bu yerden alr. Ve bab-
tahkik dahi bunun ile seddolur. Hem de kssadan hisse ve
meyl-t terakkiyle mtekaddimnin esaslar zerine bina ve
seleflerin mevrusatnda tasarruf ve ziyadeye cesaret bu
ristanda mahvolur. Eer istersen mehur Molla Nasreddin
Efendi'ye de: "Bu garib szler umumen senin midir?" Elbette
sana diyecektir: "u szler ciltleri dolduruyor. Epeyce mr
ister. Zira btn szlerim nevadirden deildir. Ben hocaym.
Onlarn zekatn da bana verseler razym ve kfidir. Fazlasn
istemem. Zira zarafetimi tabilikten karp tasannua
kalbeder." Yahu, bu kkten hurafat ve mevzuat biter ve
tenebbt eder ve doru eyin kuvvetini bitirir.



--- sh:(Mu:25) ----
Htime

hsan- lahden fazla ihsan, ihsan deildir. Bir dane-i hakikat
bir harman hayalta mreccahtr. hsan- lah ile tavsifte
kanaat etmek farzdr. Cem'iyete dhil olan, cem'iyetin
nizamn ihll etmemek gerektir. Bir eyin erefi neslinde
deildir, ztndadr. Bir eyin asln gsteren semeresidir.
Birinin malna baka mal velev kymetli de olsa karrsa,
maln kymetsiz ettii gibi, haczetmesine dahi sebeb olur.
imdi bu noktalara istinaden derim ki: Tergib veya terhib iin
avamperestane tervic ve tevik ile baz ehads-i mevzuay
bn-i Abbas gibi ztlara isnad etmek byk bir cehalettir.
Evet hak mstanidir. Hakikat ise, zengindir. Tenvir-i kulba
ziyalar kfidir. Mfessir-i Kur'an olan ehads-i sahiha bize
kifayet eder. Ve mantn mizanyla tartlm olan tevarih-i
sahihaya kanaat ederiz.
* * *

Beinci Mukaddeme

Mecaz, ilmin elinden cehlin eline dse hakikate inklab eder,
hurafata kap aar. yle ki: Mecazat ve tebihat, ne vakit
cehlin yesar- muzlimanesi, ilmin yemin-i
nuransinden karp gasbetse veyahut mecaz ile tebih bir
uzun mr srseler, hakikate inklab ederek taravet ve
zllinden bo olup, arab iken serab ve nazenin ve hasna
iken acuze-i emt ve kocakar olur. Evet mecaz
effafiyetiyle u'le-i hakikat ondan telemmu' eder. Fakat
hakikata inklabyla kesif olup, hakikat- asliyeyi mnkesif
eder. Lkin bu tahavvl bir kanun-u ftrdir.
--- sh:(Mu:26) ----
Buna ahid istersen lgatn teceddd ve tegayyratnn ve
itirak ve teradfn srlarna mracaat et. yi kulak versen
iiteceksin ki: Selefin zevklerine giden ok kelimat veya
hikyat veya hayalt veya mani, ihtiyar ve znetsiz
olduklarndan halefin heves-i ebabanelerine tevafuk
etmediklerinden meyl-i teceddde ve fikr-i icada ve cr'et-i
tayire sebeb olmulardr. Bu kaide lgatta olduu gibi,
hayalt ve mani ve hikyatta dahi cereyan eder. yle ise
hereye zahire gre hkmetmemek gerektir. Muhakkikin
e'ni; gavvas olmak, zamann tesiratndan tecerrd etmek,
mazinin a'makna girmek, mantn terazisiyle tartmak,
hereyin menban bulmaktr. Bu hakikate beni muttali eden,
bir vakit sabavetimde ay tutuldu. Vlidemden sual ettim.
Dedi ki: "Ylan Ay' yutmu." Dedim: "Neden daha
grnyor?" dedi ki: "sumann ylan nim-effaftr."
te bak: Nasl tebih hakikat olup hayluletiyle hakikat- hali
mnhasif etmitir. Zira mail-i kamer, mntakat-l bruc ile
re's ve zenebde tekatu' ettiklerinden o iki daire-i mevhumeden
iki kavisi, ylann mradifi olan tinnn ile ehl-i heyet bir
tebihe binaen tesmiye eylediler. Zten ay re's veya zenebe ve
gne dahi tekisine gelirse; arzn hayluletiyle inhisaf vuku
bulur...
Ey benim u mevve szlerimden usanmayan zt! Bu
mukaddemeye dahi dikkat et. Bir hurdebn ile bak. Zira bu
asl zerine pek ok hurafat ve hilafat tevelld ederler.
Mant ve belgat rehber etmek gerektir.







--- sh:(Mu:27) ----

Htime

Mana-y hakiknin bir sikkesi olmak gerektir. O sikkeyi tehis
eden, makasd- eriatn mvazenesinden hasl olan hsn-
mcerreddir. Mecazn cevaz ise, belgatn eraiti tahtnda
olmak gerektir. Yoksa mecaz hakikat ve hakikat mecaz
suretiyle grmek, gstermek; cehlin istibdadna kuvvet
vermektir. Evet hereyi zahire hamlettire ettire nihayet
Zahiriyyun mesleki mteassifesini tevlid etmek annda olan
meyl-t tefrit ne derecede muzr ise; yle de hereye mecaz
nazaryla baktra baktra nihayette Btniyyunun mezheb-i
btlasn intac etmek e'ninde olan hubb-u ifrat dahi ok
derece daha muzrdr.
Hadd-i evsat gsterecek, ifrat ve tefriti kracak yalnz
felsefe-i eriatla belgat ve mantk ile hikmettir. Evet hikmet
derim, nki hayr- kesrdir. erri vardr; fakat cz'dir. Usl-
i msellemedendir ki: err-i cz' iin hayr- kesri tazammun
eden emri terk etmek, err-i kesri ilemek demektir.
Ehvenerri ihtiyar elzemdir. Evet eski hikmetin hayr az,
hurafat ok, ezhan istidadsz, efkr taklid ile mukayyed, cehl
avamda hkmferma olduklarndan selef bir derece
hikmetten nehyettiler. Fakat imdiki hikmet ona nisbeten
madd cihetinde hayr ok, yalan az; efkr dahi hr, marifet
hkmfermadr. Zten her zamann bir hkm olmak
gerektir.
* * *




--- sh:(Mu:28) ----
Altnc Mukaddeme
Mesel: Tefsirde mezkr olan herbir emir, tefsirden olmak
lzm gelmez. lim ilme kuvvet verir. Tahakkm etmemek
arttr. yle msellemattandr ki: Hendese gibi bir san'atta
mahir olan zt, tb gibi baka san'atta mi ve tufeyl ve dahl
olabilir. Ve kavaid-i
usliyedendir ki: Fakh olmayan, velev ki usl-l fkhta
mtehid olsa, icma- fukahada muteber deildir. Zira o,
onlara nisbeten midir.
Hem de hakaik-i tarihiyedendir ki: Bir ahs ok fenlerde
meleke sahibi ve mtehasss olamaz. Ancak ferd bir adam,
drt veya be fenlerde mtehasss olabilir. Umuma el atmak,
umumu terk etmek demektir. Bir fende meleke, o fennin
suret-i hakikiyesidir. Onunla temessl etmek gerektir. Zira bir
fende mtehasss ve malmat- sairesini mtemmime ve
meded verici etmez ise malmat- perianndan bir suret-i
acibe temessl edecektir.
Tenvir iin bir latife-i faraziyedir:
Naslki baka lemden bu kreye gelen tasvirci bir nakka
farz olunsa; halbuki ne insan ve ne insann gayrs, tam
suretini grmemi belki herbirisinden baz a'zasn grmekle
insann tasviri veyahut grd eyann umumundan bir
sureti tasvir etmek isterse; mesel: nsandan grd bir el,
bir ayak, bir gz, bir kulak, yar yz ve burun ve amame gibi
eylerin terkibiyle bir insann timsali; yahut nazarna tesadf
eden atn kuyruu, devenin boynunu; insann yzn,
arslann ba bir hayvann sureti yapsa; naslki imtizacszlkla
kabil-i hayat olmad iin erait-i hayat byle u'cubelere
msaid




--- sh:(Mu:29) ----
deildir diyecekler ve nakka mttehem edecekler. imdi bu
kaide, fenlerde aynen cereyan eder. aresi odur ki: Bir fenni
esas tutup sair malmatn avzen (1) ve zenav gibi yapmaktr.
Hem de dt- mstemirredendir ki; kitab- vhidde ulm-u
kesre tezahm eder. Zira ulm birbirini intac ve birbirinin
elini tutmakla teanuk ve tecavb ettiklerinden o derecede
itibak hasl olur ki; bir fende te'lif olunan bir kitabda o
fennin mesaili o kitabn muhteviyatna nisbeti ancak zekat
kabilir. Bu srdan gaflet iledir ki; bir eriat veya bir tefsir
kitabnda istitraden derc olunmu bir mes'eleyi gren bir
zahirperest veya mugalatac bir adam der ki: "eriat ve tefsir
byle" der. Eer dost olsa diyecek: "Bunu kabul etmeyen
mslman deildir." ayet dman olsa, o bahane ile der:
eriat veya tefsir (h) yanl.
Ey ifrat ve tefrit sahibleri!.. Tefsir ve eriat bakadr, tefsir ve
eriatta te'lif olunan kitab yine bakadr. Zira kitab daha
genitir. O dkknda cevherden baka kymetsiz eyler dahi
bulunur. Eer bunu fehmedebildin; hayse beyseden
kurtulacaksn. Dikkat et, naslki bir evin levazm-
mtenevvias yalnz bir san'atkrdan alnmaz, belki herbir
hacette o san'atta mtehasss olana mracaat olmak gerektir.
yle de saadet-saray- kemaltta o kanuna tatbik-i hareket
etmek gerektir. Acaba grlmyor mu ki; birinin saati krlsa
terziye saatimi dik dese; yuhadan baka cevab var mdr?..
aret: Bu mukaddemenin ss-l esas budur ki: Sni'-i
Zlcelal'in hilkat-i lemde cari ve taksim-l a'mal




(1): Krdedir.


--- sh:(Mu:30) ----
kaidesinden akan kanun-u tekemml ve terakkide mndemi
olan rza ve iaretinin imtisali farz iken, itaat tamam
edilmemitir. yle: Kaide-i taksim-l a'mali muktezi olan
hikmet-i lahiyenin dest-i inayetiyle beerin mahiyetinde
ekmi olduu istidadat ve myulatla eriat- hilkatin farz-l
kifayesi hkmnde olan fnun ve sanayiin edasna bir emr-i
manev vermiken, s'-i istimalimiz ile o istidaddan tevelld
eden meyle kuvvet ve meded verici olan evki bu hrs- kzib
ve u re's-i riya olan meyl-t tefevvuk ile zayi' edip
sndrdk. Elbette isyan eden, cehenneme mstehak olur.
Biz de bu hilkat denilen eriat- ftriyenin evamirine imtisal
edemediimizden cehennem-i cehl ile muazzeb olduk. Bu
azabdan bizi kurtaracak, taksim-l a'mal kanunuyla amel
etmektir. Zira seleflerimiz taksim-l a'malin ameli ile cinan-
ulma dhil olmulardr.
Htime
Bir gayr- mslim yalnz mescide girmekle mslman
olmasna kfi olmad gibi;
tefsirin veya eriatn kitablarna, hikmet veya corafya veya
tarih gibi bir fennin mes'elesi girmesiyle tefsir veya eriat
olamaz. Hem de bir mfessir veya fakh mtehasss olmak
artyla, hkm yalnz nefs-i eriat ve tefsirde hccettir.
Yoksa tufeyl olarak izinsiz tefsir, eriat kitablarna girmi
emirlerde hccet deildir. Zira onlarda tufeyl olabilir. Nkile
itab yoktur. Evet bir fende sz hccet olann sair fenlerde
nakil veya dava cihetiyle hkmn hccet tutmak, taksim-l
mehasin ve tefrik-l mesa olan kanun-u lahsine vech-i rza
gstermemek demektir.





--- sh:(Mu:31) ----
Hem de mantka msellemdir ki: Hkm, mevzu ile
mahmuln yalnz vechn-m ile tasavvurlarn iktiza eder. Ve
onlarn terihat- sairesi ise, o fenden deildir. Baka fennin
mesailinden olmak gerektir.
Hem de mukarrerdir ki; mm, hassa delalat- selsenin
hibirisi ile delalet etmez. Mesel: Tefsir-i Beyzav'de
_,..! _,
olan yetinde Ermeniye ve Azerbeycan Dalarnn
mabeyninde olan teviline nazar- kat' ile bakmak, en byk
mantkszlktr. Zira esasen nakildir. Hem de tayini Kur'an'n
medll deildir. Tefsirden saylmaz. Zira o tevil, yetin bir
kaydnn baka fenne istinaden bir terihidir. Binaenaleyh o
mfessir-i celilin tefsirdeki meleke-i rasihasna byle zayf
noktalar bahane tutmak, bheleri ras etmek, insafszlktr.
te asl hakaik-i tefsir ve eriat meydandadr. Yldzlar gibi
parlyor. O hakaikteki vuzuh ve kuvvettir, benim gibi bir
cize cesaret veriyor. Ben de dava ederim: Tefsirin ve eriatn
ne kadar hakaik-i esasiyesi varsa birer birer nazar- tedkike
getirilse, grlr ki; hakikatten kp hikmet ile tartlp hak
olarak hakka munsarftr. Ne kadar bheli noktalar varsa;
umumen cerbezeli zihinlerden kp sonra da onlara karm.
Kimin asl- hakikatlerine bir bhesi varsa; ite meydan
kendini izhar etsin!..
* * *

Yedinci Mukaddeme

Mbalaa ihtillcidir. yle ki: Beerin seciyelerindendir,
telezzz ettii eyde meylt tezeyyd ve vasfettii

--- sh:(Mu:32) ----
eyde meyl-l mcazefe ve hikye ettii eyde meyl-l
mbalaa ile, hayali hakikata kartrmaktr. Bu seciye-i
seyyie ile iyilik etmek, fenalk etmek demektir. Bilmedii
halde tezyidinden noksan, slahndan fesad, medhinden
zemm, tahsininden kubh tevelld eder. Zira mvazenet ve
tenasbden nai olan hsn, -h-QL< -b[& w8 ihll
eder. Naslki bir ilc istihsan edip izdiyad etmek, devay d'e
inklab etmektir. yle de hibir vakit hak ona muhta
olmayan mbalaal tergib ve terhib ile, gybeti katle msavi
veya ayakta bevletmek zina derecesinde gstermek veya bir
dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi
mvazenesiz szler, katl ve zinay tahfif ve haccn kymetini
tenzil ediyorlar. Bu srra binaen: Vaiz hem hakm, hem
muhakemeli olmaldr. Evet mvazenesiz vaizler, ok hakaik-
i neyyirei diniyenin husufuna sebeb olmulardr. Mesel:
nikak- Kamer olan mu'cize-i mtevatire-i bahireyi, meyl-l
mcazefe ile, arza nzul ile peygamberin cebine girip km
olan ilve, o gne-misal mu'cizeyi Sha yldz gibi mahf ve
kamer-misal olan brhan- nbvveti mnhasif ettii gibi
mnkirlerinin bahanelerine kaplar at.
Hasl- kelm: Her muhibb-i dine ve k- hakikata lzmdr:
Hereyin kymetine kanaat etmek ve mcazefe ve tecavz
etmemektir. Zira mcazefe kudrete iftiradr ve "Daire-i
imknda daha ahsen yoktur" olan sz, mam- Gazal'ye
dediren hilkatteki kemal ve hsne adem-i kanaattr ve istihfaf
demektir.







--- sh:(Mu:33) ---

Ey muhatab efendi! Bazan brhann hizmetini temsil de
gryor. yleyse bak nasl elmas, altun, gm, rasas, hadd
ilh... herbirinin birer kymet ve hsiyet-i mahsusas vardr ve
mtehaliftir. yle de: Dinin makasd, kymet ve edillece
mtefavittir. Birinin yeri hayal olsa, tekinin vicdandr.
Beriki, srrn srrndadr. Evet ticarette bir fels veya on para
yerinde bir elmas veya bir altunu verse, nasl sefahetine
hkm ve tasarruftan haczolunur. Aks-i kaziyye ile olsa, pek
yerinde yuha iitecek. Ve tccar olmaya bedel, hayyal bir
maskara olduu gibi. Kezalik hakaik-i diniyeyi temyiz
etmeyen ve herbirisine mstehak olduu hak ve itibar
vermeyen ve her hkmde eriatn sikkesini tanmayan, hatt
o fabrika-i muazzamadaki eczalar, herbiri mihveri zerinde
hareketine sekte veren gayr- mmeyyizler, herbiri bir acem
adama benzer ki; gayet muntazam ve cesm bir makina iinde
kk ve latif bir ark gryor ki, hareket ve vaziyette byk
arklara nazar- sathsince mnasib grnmediinden,
makine fenninde behresizliiyle beraber, gurur-u nefs nazar-
sathsini ifal ile aldatarak, slah niyetiyle vaz'-
muntazamadan tayire teebbs edip bilmedii halde
fabrikay herc merc eder, ban yer...
Elhasl: eriatn herbir hkmnde ri'in bir sikke-i itibar
vardr. O sikkeyi okumak lzmdr. Sikkenin kymetinden
baka o hkm hereyden mstanidir. Hem de
lafzperdazane ve mbalaa-cyane ve ifratperveranelerin
tezyin ve tasarruflarndan bin derece mstanidir. Dikkat
olunsun ki, byle mcazifler nasihat ettikleri vakitte nazar-
hakikatte ne derece irkin oluyorlar. Ezcmle: Bunlardan
birisi bir mecma'- azmde mskirattan tenfir



--- sh:(Mu:34) ----
yolunda zecr-i er' ile kanaat etmeden yle birey demi ki,
yazmasndan ben hicab ettim. Yazdktan sonra izdim. Ey
herif!. Bu szlerinle eriata adavet ediyorsun. Faraza sadk
olsan, sadk- ahmak olursun. Advv-d dinden daha
muzrsn.

Htime
Ey hariten ve uzaktan slmiyeti tenkid etmeye alan
insafszlar! Aldanmayn.. muhakeme edin.. nazar- sath ile
iktifa etmeyiniz... Zira u sizin bahanelerinize sebeb olanlar,
lisan- eriatte lema-i s' ile msemmadrlar. Onlarn
mvazenesizlik, zahirperestliklerinden ne'et eden hicabn
maverasna baknz. Greceksiniz ki: Herbir hakikat-
slmiye necm-i mnir gibi brhan- neyyirdir. Nak- ezel ve
ebed zerinde grnyor. Evet kelm- ezelden gelen ebede
gidecektir. Fakat esefa! Hubb-u nefis ve tarafdar- nefis ve
acz ve enaniyetten ne'et eden teberri-i nefs ile kendi
kabahatini bakasna atyor. yle yanla muhtemel olan
szn veya hataya kabil olan fiilini, bir byk zta veyahut
muteber bir kitaba, hatt bazan dine, ok defa hadse, en
nihayet kadere isnad etmekle, kendini teberri etmek istiyor.
H smme h... Nurdan zulmet gelmez. Kendi yinesinde
grlen yldzlar setretse de, semadaki yldzlar setredemez.
Fakat kendi gremez.
Ey mu'teriz aa!.. Alamak isteyen ocuk gibi veya intikam
isteyen knedar dman gibi bahane mahane aramakla hilaf-
eriatla vcuda gelen ahvali ve s'-i tefehhmden ne'et eden
behat sened tutmak, slmiyete leke getirmek pek byk
insafszlktr. Zira bir mslimin herbir sfat slmiyetten
ne'et etmek lzm gelmez.
* * *

--- sh:(Mu:35) ----

Sekizinci Mukaddeme
Temhid: u gelen uzun mukaddemeden usanma. Zira
nihayeti, nihayet derecede mhimdir. Hem de u gelen
mukaddeme, her kemali mahveden ye'si ldrr. Ve herbir
saadetin mayesi olan midi hayatlandrr. Ve mazi bakalara
ve istikbal bize olacana bearet verir. Taksime razyz. te
mevzuu: Ebna-y maziyle ebna-y mstakbeli mvazene
etmektir. Hem de mekatib-i liyede elif ve b okunmuyor.
Mahiyet-i ilim bir dahi olsa, suret-i tedrisi
bakadr. Evet mazi denilen mekteb-i hissiyatla, istikbal
denilen medrese-i efkr bir tarzda deildir. Evvel: Ebna-y
maziden muradm, slmlarn gayrsndan onuncu asrdan
evvel olan kurn-u vust ve ldr. Amma millet-i slm,
yz seneye kadar mmtaz ve serfiraz ve beyz seneye
kadar filcmle mazhar- kemaldir. Beinci asrdan onikinci
asra kadar ben maziyle tabir ederim, ondan sonra mstakbel
derim. Bundan sonra malmdur ki: nsanda mdebbir-i galib,
ya akl veya basardr. Tabir-i dier ile ya efkr veya
hissiyattr. Veyahut ya haktr veya kuvvettir. Veyahut ya
hikmet veya hkmettir. Veyahut ya myulat- kalbiyedir
veya temaylat- akliyedir. Veyahut ya heva veya hdadr.
Buna binaen gryoruz ki: Ebna-y mazinin bir derece safi
olan ahlk ve hlis olan hissiyatlar galebe alarak gayr-
mnevver olan efkrlarn istihdam ederek ahsiyat ve
ihtilafat meydan ald. Fakat ebna-y mstakbelin bir derece
mnevver olan efkrlar heves ve ehvetle muzlim olan
hissiyatlarna galebe ederek emrine msahhar eylediinden,
hukuk-u umumiyenin hkmferma olaca muhakkak oldu.
nsaniyet bir derece tecelli etti. Bearet veriyor ki: Asl
insaniyet-i kbra

--- sh:(Mu:36) ----
olan slmiyet, sema-i mstakbelde ve Asya'nn cinan
zerinde bulutsuz gne gibi pertevefan olacaktr.
Vakta ki mazi derelerinde hkmferma olan garaz ve
husumet ve meyl-t tefevvuku tevlid eden hissiyat ve
myulat ve kuvvet idi. O zamann ehlini irad iin iknaiyat-
hitabiye kfi idi. Zira hissiyat okayan ve myulata tesir
ettiren, mddeay mzeyyene ve aaalandrmak veyahut
hile veya kuvve-i belgatla hayale me'nus klmak, brhann
yerini tutar idi. Fakat bizi onlara kyas etmek, hareket-i
ric'iyye ile o zamann kelerine sokmak demektir. Herbir
zamann bir hkm var. Biz delil isteriz, tasvir-i mddea ile
aldanmayz.
Vakta ki hal sahrasnda istikbal dalarna daima yamur
veren hakaik-i hikmetin maden-i tebahhurat efkr ve akl ve
hak ve hikmet olduklarndan ve yeni tevellde balayan
meyl-i taharri-i hakikat ve ak- hak ve menfaat- umumiyeyi
menfaat- ahsiyeye tercih ve meyl-i insaniyetkraneyi intac
eyleyen berahin-i katadan baka isbat- mddea bireyle
olmaz... Biz ehl-i haliz, namzed-i istikbaliz. Tasvir ve tezyin-i
mddea, zihnimizi iba' etmiyor. Brhan isteriz.
Biraz da iki sultan hkmnde olan mazi ve istikbalin hasenat
ve seyyiatlarn zikredelim. Mazi lkesinde ekseriyetle
hkmferma, kuvvet ve heva ve tabiat ve myulat ve hissiyat
olduundan; seyyiatndan biri, herbir emirde, -velev filcmle
olsun- istibdad ve tahakkm var idi. Hem de meslek-i gayra
husumete, kendi mesleine iltizam ve muhabbetten daha
ziyade ihtimam olunur idi. Hem de bir ahsa husumetin,
bakasnn muhabbeti suretinde





--- sh:(Mu:37) ----
tezahr idi. Hem de kef-i hakikata mani olan iltizam ve
taassub ve tarafdarln mdahaleleri idi. Hasl- kelm:
Myulat muhtelife olduklarndan tarafdarlk hissi, hereye
parmak vurmak ile ihtilafatla ihtill karldndan, hakikat
ise kap gizlenirdi. Hem de istibdad- hissiyatn
seyyielerindendir ki: Mesalik ve mezahibi ikame edecek,
galiben taassub veya tadlil-i gayr veya safsata idi. Halbuki
de nazar- eriatta mezmum ve uhuvvet-i slmiyeye ve
nisbet-i hemcinsiyeye ve teavn- ftrye mnafdir. Hatt o
derece oluyor; bunlardan biri taassub ve safsatasn
terkederek nsn icma' ve tevatrn tasdik ettii gibi, birden
mezheb ve mesleini tebdil etmeye muztar kalyor. Halbuki
taassub yerinde hak ve safsata yerinde brhan ve tadlil-i gayr
yerinde tevfik ve tatbik ve istiare ederse, dnya birlese hak
olan mezheb ve mesleini bir para tebdil edemez. Naslki
zaman- saadette ve selef-i slihn zamanlarnda hkmferma
hak ve brhan ve akl ve meveret olduklarndan, kk ve
behatn hkmleri olmaz idi. Kezalik gryoruz ki: Fennin
himmetiyle, zaman- halde filcmle, inallah istikbalde
bitamamihi hkmferma kuvvete bedel hak ve safsataya
bedel brhan ve tab'a bedel akl ve hevaya bedel hda ve
taassuba bedel metanet ve garaza
bedel hamiyet ve myulat- nefsaniyeye bedel temaylat-
ukl ve hissiyata bedel efkr olacaklardr; karn- evvel ve
sni ve slis'teki gibi ve beinci karn'a kadar filcmle olduu
gibi. Beinci asrdan imdiye kadar kuvvet hakk malub
eylemi idi.
Saltanat- efkrn icra-y hasenesindendir ki: Hakaik-i
slmiyetin gnei, evham ve hayalt bulutlarndan
kurtulmu,



--- sh:(Mu:38) ----
her yeri tenvire balamtr. Hatt dinsizlik bataklnda
taaffn eden adamlar dahi o ziya ile istifadeye balamtrlar.
Hem de meveret-i efkrn mehasinindendir ki: Makasd ve
mesalik, brhan- kat' zerine teesss ve her kemale mmidd
olan hakk- sabit ile hakaiki rabteylemesidir. Bunun neticesi;
btl, hak suretini giymekle efkr aldatmaz.
Ey ihvan- mslimn!.. Hal, lisan- hal ile bize bearet veriyor
ki: Srr-
_..,! , , -! .. .
boynunu kaldrm, el ile istikbale iaret edip, yksek ses ile
iln ediyor ki: Dehre ve tabayi'-i beere, damen-i kyamete
kadar hkim olacak, yalnz lem-i kevnde adalet-i ezeliyenin
tecelli ve timsali olan hakikat- slmiyettir ki, asl insaniyet-i
kbra denilen ey odur.
nsaniyet-i sura denilen mehasin-i medeniyet, onun
mukaddemesidir. Grlmyor mu ki: Telahuktan ne'et eden
tenevvr- efkr ile topraa benzeyen evham ve hayalt
hakaik-i slmiyenin omuzu zerinde hafifletirmitir. Bu hal
gsteriyor ki: Ncum-u sema-y hidayet olan o hakaik
tamamen inkiaf ve tele'l' ve lem'a-nisar olacaktr.
...; .. ,., _..
Eer istersen istikbal iine gir, bak! Hakikatlerin meydannda
hikmetin taht- nezaret ve murakabesinde teslis iinde tevhidi
arayanlar, safsata ederek asl tevhid-i mahz ve itikad- kmil
ve akl- selim kabul ettii akide-i hak ile mcehhez ve seyf-i
brhan ile mtekallid olanlarla mbareze ve muharebe
ederse; nasl birden malub ve mnhezim oluyor...




--- sh:(Mu:39) ----
Kur'an'n slb-u hakmanesine yemin ederim ki: Nasara'y
ve emsalini havalandrarak dalalet derelerine atan, yalnz akl
azl ve brhan tard ve ruhban taklid etmektir. Hem de
slmiyeti daima tecelli ve inbisat- efkr nisbetinde hakaiki
inkiaf ettiren, yalnz slmiyetin hakikat zerinde olan
teesss ve brhan ile takalld ve akl ile mevereti ve taht-
hakikat stnde bulunmas ve ezelden ebede mteselsil olan
hikmetin desatirine mutabakat ve muhaktdr. Acaba
grlmyor: ytn ekser fevatih ve havatiminde nev'-i
beeri vicdana havale ve akln istiaresine hamlettiriyor.
Diyor:
;,,L. ve ,,L.. ve ;,,.. ve
;,,.. ve ,,:. ve ;,,-: .. ve ;..-
ve
;..-.. ve ;..- ve
,.,!; _!, . ,,,...
Ben dahi derim:
,.,!; _!, . ,,,...
Htime
,.,!; _!, . ,,,...
Zahirden ubr ediniz! Hakikat sizi bekliyor. Fakat
grdnz vakit incitmeyiniz. Esah ve lzm...
* * *




--- sh:(Mu:40) ----

Dokuzuncu Mukaddeme
Ukl- selime yannda muhakkaktr ki: Hilkatte hayr asl, er
ise tebadir. Hayr kll, er cz'dir. yle grnyor ki:
lemin herbir nev'ine dair bir fen teekkl etmi ve
etmektedir. Fen ise, kavaid-i klliyeden ibarettir. Klliyet-i
kaide ise, o nev'de olan hsn- intizamna keaftr. Demek
cemi' fnun, hsn- intizama birer ahid-i sadktr. Evet
klliyet intizama delildir. Zira bireyde intizam olmazsa,
hkm klliyetiyle cereyan edemez. ok istisnatyla perian
oluyor. Bu ahidleri tezkiye eden, nazar- hikmetle istikra-i
tmmdr. Fakat bazan intizam grlmyor. nki dairesi,
ufk-u nazardan daha geni, tamamen tasavvur ve ihata
olunmad iin, nizamn tasvir-i bmisali kendini
gsteremiyor. Binaenaleyh umum fnunun ehadetleriyle ve
nazar- hikmetten ne'et eden istikra-i tmmn tasdikyla
sabittir ki: Hilkat- lemde maksud-u bizzt ve galib-i mutlak,
yalnz hsn ve hayr ve hak ve kemaldir. Amma er ve kubh
ve btl ise; tebaiye ve malube ve mamuredirler. Eer
endan savlet etseler de muvakkattr. Hem de sabittir ki:
Ekrem-i halk ben-demdir. stidad ve san'at buna ahiddir.
Hem de ben-demin en erefi, ehl-i hak ve hakikat olan
doru Mslmanlardr. Hakaik-i slmiyet buna ehadet ettii
gibi istikbalin vukuat da tasdik edecektir. Hem de sabittir ki:
Ekmel-i kll Muhammed'dir (Aleyhissalt Vesselm).
Mu'cizat ve ahlk- kmilesi ehadet ettii gibi, muhakkikn-
i nev'-i beer de tasdik ederler. Hatt a'das da teslim
ediyorlar ve etmeye mecburdurlar.
Vakta ki bu byle, u yle ve o yledir. Acaba nev'-i beer
ekavetiyle o fnunlarn ehadetini cerh ve istikra-i


--- sh:(Mu:41) ----
tmm nakz ve ibtal ve meiet-i lahiyesinin karsnda
temerrd, taannde muktedir olacak mdr? Kell, muktedir
olmaz ve olamaz. dil ve Hakm-i Mutlak'n Rahman ve
Rahm ismine kasem ederim: Nev'-i beer, er ve kubh ve
btl, zahmetsiz yani (biselmet-il emr) ile
hazmedemeyecektir. Hem de hikmet-i lahiye msaade
etmeyecektir.
Evet hukuk-u umumiye-i kinata cinayet eden afvolunmaz,
rh- adem verilmez. Evet binler sene errin galebesi yalnz
bu dnyada en ekall bin sene malubiyet-i mutlaka ile netice
verecektir. lem-i uhrada hayr, erri i'dam- ebed ile
mahkm edecektir. Yoksa lemin muntazama ve mkemmele
ve evamir-i lahiyeye mutia olan sair enva' ve ecnas; bu
perian ve ekaveti olan nev'-i beeri kendileri iinde kabul
etmeyerek, hukuk-u vcuddan iskat ve zulmethane-i ademe
nefy ve vazife-i hilkatten tardetmek, iktiza ve arz- hal
edeceklerdir. Bu ise btn istidadat- beeriyeyi ve lemde
saltanat srmek ve hirette saadet-i ebediyeye mazhar olmak
iin mcehhez edilen kabiliyat ve myulat abes ve beyhude
olmakl istilzam eder. Abes ise istikra-i tmma mnakz
olduu gibi Sni'-i Hakm'in hikmetine dahi muarz ve
Nebiyy-i Sadk'n hkmne de muhaliftir. Evet istikbal bu
davalarn bir ksmn tasfiye edecektir. Fakat tamam tasfiyesi
ise hirette grlecektir. yle: Ehastan kat'- nazar, nev' ve
umum hsn ve hakkn meydan- galebesi istikbaldir. Biz
lsek, milletimiz bkidir. Krk sene ile raz deiliz. En ekall
bin sene galebeyi isteriz. Lkin hem ahs, hem umum, hem
cz', hem kll olan hsn, hak ve hayr ve kemalin meydan-
galebesi ve mahkeme-i kbras; ve beeri, sair ihvan olan
kinat-



--- sh:(Mu:42) ----
muntazama gibi tanzim ve istidadyla mtenasib tecziye ve
mkfat veren, yalnz dr- hirettir. Zira onda hak ve adalet-i
mahza tecelli edecektir. Evet bu dar dnya, beerin
cevherinde mndemi olan istidadat- gayr- mahdude ve
ebed iin mahluk olan myulat ve arzularnn
snbllenmesine msaid deildir. Beslemek ve terbiye iin
baka leme gnderilecektir. nsann cevheri byktr,
mahiyeti liyedir, cinayeti dahi azmdir. ntizam da
mhimdir, sair kinata benzemez; intizamsz olamaz. Evet
ebede namzed olan byktr; mhmel kalamaz, abes olamaz.
Fena-i mutlak ile mahkm olamaz. Adem-i srfa kaamaz.
Cehennem azn, Cennet dahi au-u nazendaranesini ap
bekliyorlar.

Htime
slm'n ve Asya'nn istikbali, uzaktan gayet parlak
grnyor. nki Asya'nn hkimi evvel ve hiri olan
slmiyetin galebesi iin drt-be mukavemet-sz kuvvetler
ittifak ve ittihad etmektedirler.
Birinci Kuvvet: Maarif ve medeniyet ile mcehhez olan
slmiyetin kuvvet-i hakikiyesidir.
kincisi: Tekemml- mebadi ve vesaitle mcehhez olan
ihtiyac- ediddir.
ncs: Asya'y gayet sefalette, baka yerleri nihayet
refahette grmekten ne'et eden tenebbh- tm ve teyakkuz-
u kmil ile mcehhez olan gbta ve rekabet ve kin-i
muzmerdir.
Drdncs: Ehl-i tevhidin dsturu olan tevhid-i kelime ve
zeminin hasiyeti olan itidal ve ta'dil-i mizac ve zamann
ziyas olan tenevvr- ezhan ve medeniyetin kanunu


--- sh:(Mu:43) ----
olan telahuk-u efkr ve bedeviyetin lzm olan selmet-i
ftrat ve zaruretin semeresi olan hafiflik ve cr'et-i teebbs
ile mcehhez olan istidad- ftrdir.
Beincisi: Bu zamanda maddeten terakkiye mtevakkf olan
i'la-y kelimetullah; slmiyetin emriyle ve zamann ilcaatyla
ve fakr- edidin icbar ile ve her arzuyu ldren ye'sin
lmesiyle hayat bulan mid ile mcehhez olan arzu-yu
medeniyet ve meyl-i teceddddr. Ve bu kuvvetlere yardm
etmek iin ecanib iine ihtill veren ve medeniyetleri
ihtiyarlandran mesavi-i medeniyetin mehasinine galebesidir.
Ve sa'yin sefahete adem-i kifayetidir. Bunun iki sebebi
vardr:
Birincisi: Din ve fazileti dstur-u medeniyet etmemeklikten
ne'et eden msaade-i sefahet ve muvafakat- ehvet-i
nefistir.
kincisi: Hubb- ehevat ve diyanetsizliin neticesi olan
merhametsizlikten ne'et eden maietteki mdhi
msavatszlktr. Evet u diyanetsizlik Avrupa medeniyetinin
i yzn yle kartrm ki; o kadar frak- fesadiyeyi ve
ihtilliyeyi tevlid etmi. Faraza habll metin-i slmiye ve
sedd-i Zlkarneyn gibi eriat- garrann hakikatna iltica ve
tahassun edilmezse, bu frak- fesadiye, onlarn lem-i
medeniyetlerini zr zeber edeceklerdir. Naslki imdiden
tehdid ediyorlar.
Acaba hakikat- slmiyenin binler mesailinden yalnz zekat
mes'elesi, dstur-u medeniyet ve muavenet olursa, bu belaya
ve ylann yuvas olan maietteki mdhi msavatszla
deva-i f olmayacak mdr? Evet en mkemmel ve
bozulmaz bir deva olacaktr.
Eer denilse: imdiye kadar Avrupa'y galib ettiren sebeb,
bundan sonra neden etmesin?


--- sh:(Mu:44) ----
Cevab: Bu kitabn mukaddemesini mtalaa et. Sonra buna da
dikkat et. Sebeb-i terakkisi, hereyi ge almak ve ge de
brakmak ve metanet etmek e'ninde olan brudet-i memleket
ve mekn ve meskenin darl ve skinlerin kesretinden ne'et
eden fikr-i marifet ve arzu-yu san'at ve deniz ve maden ve
sair vesaitin msaadesiyle hasl olan teavn ve telahuk idi.
Fakat imdi tekemml- vesait-i nakliye ile lem bir ehr-i
vhid hkmne getii gibi, matbuat ve telgraf gibi vesait-i
muhabere ve mdavele ile ehl-i dnya bir meclisin ehli
hkmndedir. Velhasl: Onlarn ykleri ar, bizimki hafif
olduundan yetiip geeceiz. Eer tevfik refik ola...
Htimenin Htimesi
Asya'nn bahtn, slmiyetin taliini aacak yalnz merutiyet
ve hrriyettir. Fakat eriat- garrann terbiyesinde kalmak
artyla...
Tenbih: Mehasin-i medeniyet denilen emirler, eriatn baka
ekle evrilmi birer mes'elesidir...
* * *

Onuncu Mukaddeme

Bir kelmda, her fehme gelen eylerde mtekellim muahaze
olunmaz. Zira mesk-u lehlkelmdan baka mefhumlar
irade ile deruhde eder. rade etmezse, itab olunmaz. Fakat
garaz ve maksada mutlaka zmindir. Fenn-i beyanda
mukarrerdir: Sdk ve kizb, mtekellimin kasd ve garaznn
arkasnda gidiyorlar. Demek maksud ve mesk- kelmda
olan muahaze ve tenkid mtekellime aittir. Fakat kelmn
mstetbeat tabir olunan telvihat ve


--- sh:(Mu:45) ----
telmihatnda ve suver-i man ve tarz- ifade ve man-i l
tabir olunan vesail ve slb garaznda olan gnah ve
muahaze; mtekellimin zimmetinde deil, belki rf ve dete
ve kabul- umumye aittir. Zira tefhim iin, kabul- umum
ve rf, ihtiram olunur. Hem de eer hikye ise, halel ve hata
mahkiyyun anh'a aittir. Evet mtekellim suver ve
mstetbeatta muahaze olunmaz. Zira onlara el atmak,
semeratn almak iin deildir. Belki daha yukar makasdn
dallarna kmak iindir. Eer istersen kina eylere dikkat et.
Mesel: "Filann klncnn bendi uzundur" ve "Ramad
oktur" denildii vakit, o adam uzun ve sah ola... Ramad ve
klnc hi olmazsa da kelm sadktr. Eer istersen misal ve
msl-i faraziyeye dikkat et. Greceksin: tihardan ne'et
eden kymet ve kuvvet ile mdavele-i efkr ve akllar
arasnda sefarete mstaid oluyorlar. Hatt Mesnev sahibi ve
Sa'd-i iraz gibi en doru mellif ve en muhakkik hakm, o
msl-i faraziyeyi istihdam ve istimal etmelerinden,
mahhat grmemilerdir. Eer bu sr sana grnd ve
kland: Mumunu ondan yandr, kssat ve hikyetin
kelerine git. Zira cz'de cari olan, bazan kllde dahi cari
olabilir...
Tenbih: nc Makale'de mkilt ve mteabihat-
Kur'aniyeye dair bir kaide gelecektir. ktiza-i makam ile
imdilik bir nebzesini zikredeceiz. yle: Vakta ki, Kitab-
Hakm'den maksud-u ehemm, ekseriyeti tekil eden
cumhurun irad idi. nki havass, avamn mesleinden
istifade edebilirler. Fakat avam ise, havassa hitab olunan
kelm hakkyla fehmedemezler. Halbuki cumhur ise ekseri
avam ve avam ise me'lufat ve mtehayyelatndan



--- sh:(Mu:46) ----
tecerrd edip hakikat- mahza ve mcerredat- srfeyi plak
olarak gremezler. Fakat grmekleri temin edecek yalnz
zihinlerinin te'nisi iin, me'luf olan ziyy ve libas ile
mcerredat arz- endam etmektir. T mcerredat, suver-i
hayaliye arkasnda temaa etmekle grp tansn. yle ise
hakikat- mahza, me'luflerini giyecektir. Fakat surete hasr-
nazar etmemek gerektir. Bu srra binaendir: Esalb-i Arabda
ukl- beere olan tenezzlt- lahiye tabir olunan mraat-
efham ve mmaat- ezhan, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'da
cereyan etti. Ezcmle:
_,-! _.. _... Ve
,,. _ . ve ,, ..
ve emsali... Hem de
..- _,. _ _.:! ,,-
ve ebah... Hem de
,....! _,- _.:! ,
ve nezairi bu slba birer mecradr.
, ,, ; ,..:! ,!.

Htime
Sa'b olan bir kelmn ilak ve ikali, ya lafz ve slbun
perianlndan ne'et eder bu ksm Kur'an- Vzh-ul
Beyan'a yanamamtr- veyahut manann dakik, derin
veyahut kymetdar veyahut gayr- me'luf, gayr- mebzul
olduundan gya fehme kar nazlanmak ve evki arttrmak
iin kendini gstermemek ve kymet ve ehemmiyet vermek
ister; mkilt- Kur'aniye bu ksmdandr.

--- sh:(Mu:47) ---

Tenbih: Hads-i erifte vrid olduu gibi her yetin birer zahir
ve btn ve her zahir ve btnn birer hadd ve muttala' ve her
hadd ve muttala'n ok cun ve gusnu vardr. Ulm-u
slmiye buna ahiddir. Bu meratibin herbirinin birer
derecesi, birer kymeti, birer makam vardr; temyiz lzmdr.
Lkin tezahm yoktur. Fakat itibak itibah intac eder. Nasl
daire-i esbab daire-i akaide kartrlsa; ya tevekkl namyla
bir betalet veya mraat- esbab namyla bir itizali intac eder.
yle de devair ve meratib tefrik olunmazsa, byle neticeleri
verir.
* * *

Onbirinci Mukaddeme

Kelm- vhidde ahkm- mteaddide olabilir. Bir sadef, ok
cevahiri tazammun edebilir. Zevil'elbabca mukarrerdir:
Kaziye-i vhide, mteaddid kazayy tazammun eder. O
kaziyelerin herbiri ayr birer madenden kt gibi, ayr ayr
birer semere de verir. Biri birinden fark etmeyen haktan
bgane kalr. Mesel: Hadste denilmi:
_., .. .! , ..
Yani: Ben ve kyamet bu iki parmak gibiyiz. Mabeynimizde
tavassut edecek peygamber yoktur. Veya hadsin murad ne
ise haktr. imdi bu hads kaziyeyi mutazammndr:
Birincisi: Bu kelm peygamberin kelmdr. Bu kaziye ise,
tevatrn -eer olsaneticesidir.
kincisi: Kelmn mana-y murad hak ve sadktr. Bu kaziye
ise, mu'cizelerden tevelld eden brhann neticesidir.

--- sh:(Mu:48) ----
Bu ikisinde ittifak etmek gerektir. Fakat birincisini inkr
eden, mkbir, kzib olur. kincisini inkr eden adam dalalete
gider, zulmete der.
nc kaziye: Bu kelmda murad budur. Ve bu sadefte olan
cevher budur; ben gsteriyorum. Bu kaziye ise teehhi ile
deil, itihadn neticesidir. Zten mtehid olan baka
mtehidin taklidine mkellef deildir. Bu nc kaziyede
ihtilafat feveran ederler. Kal u kl buna ahiddir. Bunu inkr
eden adam eer itihad ile olsa, ne mkbirdir ve ne kfre
gider. Zira mm, bir hssn intifasyla mntef deildir.
Binaenaleyh her eve kendi kapsyla gitmek lzmdr. Zira her
evin bir kaps var. Ve her kilidin bir anahtar vardr...

Htime

Bu kaziye hadste cereyan gibi yette de cereyan eder.
Zira umumdir. Fakat kaziye-i lda bir fark- dakik vardr.
Ve bundan baka bir kelmda ok ahkm- zmniye bulunur.
Fakat hususdir. Herbiri ayr bir asl, ayr bir semeresi
olabilir.
Tenbih: ltizam- hilaf ve taassub-u brid ve meyl-t tefevvuk
ve hiss-i tarafdarlk ve vehmini bir asla irca' ile kendine zr
gstermek, arzusuna muvafk olan zayf eyleri kav grmek
ve gayrn tenkisiyle kendi kemalini gstermek ve gayr tekzib
veya tadlil etmekle kendi sdk ve istikametini iln etmek gibi
sefil ve sfl emirlerin menei olan hubb-u nefis ile byle
makamlarda mugalata ederek ok bahaneler bulabilir.
_:.:.! _! ,


--- sh:(Mu:49) ----

Onikinci Mukaddeme

Lbb bulmayan, kr ile megul olur. Hakikat tanmayan
hayalta sapar. Srat- mstakimi gremeyen, ifrat ve tefrite
der. Mvazenesiz ve mizansz olan ok aldanr, aldatr.
Zahirperestleri aldatan bir sebeb: Kssann hisse ile
mnasebeti ve mukaddemenin maksud ile zihinde
mukareneti, vcud-u haricde olan mukarenetle iltibas
olunmasdr. Bu noktaya dikkat et, sonra muhta olacaksn.
Hem de ihtillat tevlid eden, ihtilafat ka' eden, hurafat icad
eden, mbalaat intac eden esbabn birisi ve belki en
birincisi, hilkatte olan hsn ve azamet ve ulviyete adem-i
kanaattr. H zevk-i fasidesiyle istihfaf- nizam etmektir.
Halbuki akl ve hikmet nazarlarnda herbiri kudretin en bahir
mu'cizelerinden olan hakaik-i lemde olan hsn- intizam ve
kemal ve ulviyet, o derece dest-i hikmet ile nakolmu ki:
Btn hayalperestlerin ve mbalaaclarn hlyalarndan
gemi olan hrikulde hsn ve kemale nisbet olunsa; o
hrikulde hayaller gayet di ve o dtullah gayet hrikulde
bir hsn ve hamet gsterecektir. Fakat cehl-i mrekkebin
hemiresi ve nazar- sathnin annesi olan lfet,
mbalaaclarn gzlerini kapatmtr. Byle gzleri amak
iindir: Me'luf olan fk ve enfste dikkat-i nazara, Kitab-
Hakm emreder. Evet gzleri aan yalnz ncum-u
Kur'aniyedir. yle ncum-u skbedirler ki: Cehlin zulmn
ve nazar- sathnin zulmatn def ettikleri gibi; yt-
beyyinat, yed-i beyza ile, lfet ve sathiyetin hicablarn ve
zahirperestliin perdesini para para ederek, ukl fk ve
enfsn hakaikine tevcih edip irad etmilerdir.

--- sh:(Mu:50) ----
Hem de meyl-l mbalaat tevlid eden, beerin kendi
meylini kuvveden fiile karmasna meyelan- ftriyesidir.
Zira meyillerinden birisi; hayret verecek acib eyleri grmeye
ve gstermeye ve teceddde ve icada olan meylidir. Buna
binaen vakta beer, nazar- sath ile kinat kaplarnda lfet
kapa altnda olan gda-y ruhanyi zevkedemediinden kab
ve kapa yalamakla usanmak ve kanaatszlk ve
hrikuldeye meyil ve hayalta itihadan baka netice
vermediinden meyl-i hrikulde ile ya teceddd veya tervic
iin meyl-l mbalaa tevelld eder. O mbalaa ise, da
tepesinde bir kartopu gibi yuvarlamakla t hayalin yksek
zirvesinden lisana kadar tekerlense, sonra lisandan lisana
yuvarlanp giderken kendi hakikatnn ok paralarn
datmakla beraber, her lisandan meyl-l mbalaa ile ok
hayalt kendine toplar, ape gibi byr. Hatt kalbe deil,
belki smahta, belki hayalde bile yerleemiyor. Sonra bir
nazar- hak gelir, onu tecrid etmekle plak ederek tevabiini
datp aslna irca' eder. "Hak gelir, btl lr" srr da zahir
olur.
Ezcmle: Bugnlerde bir hikye buna misal olabilir: Fahr
olmasn; zaman- sabavetimden beri sslesas- meslekim;
ifrat ve tefrit ile hakaik-i slmiyete srlen lekeleri
temizlemek ve o elmas gibi hakikatlarna saykal vurmak idi.
Bu mesleime tarih-i hayatm, pek ok vukuatyla ehadet
eder. Bununla beraber, bugnlerde kreviyet-i Arz gibi bedih
bir mes'eleyi zikrettim. O mes'eleye temas eden mesail-i
diniyeyi tatbik ve tevfik ederek dmanlarn itirazatn ve
muhibb-i dinin vesveselerini def' eyledim. Naslki mesailde
mufassalan gelecektir. Sonra gulyaban gibi, hayalta alan
zahirperestlerin



--- sh:(Mu:51) ----
dimalar kabul etmeyecek gibi grndler. Fakat asl sebeb
baka garaz olmak gerektir. Gya gz yummakla gndz
gece veya flemekle gnei sndrmeye ihtimal vermek gibi
bir hareket-i mecnunanede bulundular. Gya onlarn zannnca
kreviyet-i arza hkmeden, dinde ok mesaile muhalefet
ediyor. Onu bahane ederek byk bir iftiray ettiler. O
derecede kalmad. Vesveseli ezhan, iftirann bymesine
msaid bir zemin bulduklarndan, iftiray o derece byttler
ki; ehl-i diyanetin hakikaten cierlerini dadar ve ehl-i
hamiyeti, gerd-i terakkiyatndan me'yus ettiler. Lkin bu hal
byk bir derstir. Beni ikaz etti ki: Cahil dost, dman kadar
zarar verebilir. yle ise imdiye kadar yalnz dmann
tarafna bakp eldeki elmas klnla onlarn tefritlerini
krardm; fakat imdi mecburum: yle dostlarn terbiyeleri
iin, onlarn avamperestane ve ifratkrane olan hayaltlarna,
o klnc bir derece ilitireceim. Eer endan byle ahs
eylerin byle mebahisatta zikirleri lzm deildir. Fakat
ahsiyette kalmad. Medreselerin hayatlarna taalluk eder bir
mes'ele-i umum hkmne geti. O zahirperestler emin
olsunlar ki, sa'yleri beyhudedir. imdiye kadar byle
avamperestane
safsatalar ile bizi cahil braktlar. Bundan sonra bizi cahil
brakmakla cehlimizden istifade etmek istiyorlar. Olmaz ve
olamaz; medreseler hayatlanacaktr vesselm...
Hem de zahiriyyunun efkrn tevi eden ve hayaltn
intizamdan karan sdk- enbiyann delaili yalnz
hrikuldelerde mnhasr olduklarn itikad etmeleridir. Hem
de Peygamberimizin cmle hali veya ekseriyeti, hrika olmak
itibar etmeleridir. Bu ise, vcud msaade etmedii iin
mtehayyeltlar intizam bulamyor. Halbuki



--- sh:(Mu:52) ----
byle itikad; srr- hikmet-i lahiyeden ve hilkat- lemde cr
olan kavanin-i lahiyeye Peygamberlerin teslim ve
ittibalarndan gaflet, pek byk bir gafletin neticesidir. Evet
Peygamberimizin herbir hal ve hareketi, sdkna delalet ve
hakka temesskne ehadet etmekle beraber, Peygamber de
dtullaha ittiba' ve inkyad ediyor... Makale-i Slise'de bu
srra tenbih edilecektir.
Hem de hrikuldenin izhar tasdik- nbvvet iindir. Tasdik
ise, zahir olan mu'cizatyla, ekmel-i vech ile hasl olabilir.
Eer hacetten fazla hrika olsa, ya abestir veya srr- teklife
mnafdir. Zira teklif, nazar olan eyde bir imtihandr.
Bedihiyat veya bedahete yakn olan eylerde edna, a'l ile
msavi olabilir. Veyahut cereyan- hikmetin srrna teslim ve
itaate muhaliftir. Halbuki Peygamberler herkesten ziyade
ubudiyet ve teslime mkelleftirler.
Ey u perian szlerime nazar eden talib-i hak!.. Senin
mahiyetinde ekilmi olan myulat, u Oniki Mukaddeme'de
sknuyla beraber cereyan eden ems-i hakikatn ziyasyla,
nev nema bulup iekler aacaktr...

Htime

Seyyid olmayan seyyidim ve seyyid olan deilim diyenler,
ikisi de gnahkr ve duhl ile huruc haram olduklar gibi..
hads ve Kur'an'da dahi, ziyade veya noksan etmek
memnu'dur. Fakat ziyade etmek, nizam bozduu ve vehme
kap at iin daha zararldr. Noksana, cehil bir derece zr
olur. Fakat ziyade etmek, ilim ile olur. lim olan mazur
deildir. Kezalik dinden bir eyi fasl veya olmayan
vasletmek, ikisi de caiz deildir.

--- sh:(Mu:53) ----
Belki hikyatn bakrlar ve srailiyatn mzahrefat ve
tebihatn mmevvehat elmas- akidede, cevher-i eriatta,
drer-i ahkmda idhal etmek; kymetini daha ziyade tenzil ve
mteharri-i hakikat olan mterisini daha ziyade tenfir ve
piman eder.
Htimenin Htimesi
Bir adam mstaid ve kabil olduu eyi terk ve ehil olmayan
eye teebbs etmek, eriat- hilkate byk bir itaatsizliktir.
Zira an odur ki; istidad san'atta intiar ve tedahl ve
san'atn mekayisine ihtiram ve muhabbet ve nevamisine
temessl ve imtisal.. elhasl, fena fi-s san'at olmaktr. Vazife-i
hilkat bu iken, bu yolsuzlukla san'atn suret-i lykasn tayir
eder ve nevamisini incitir. Ve asl mstaid olduu san'ata
olan meyliyle; teebbs ettii gayr- tabi san'atn suretini
irkin eder. Zira bilkuvve olan meyil ve bilfiil olan san'atn
imtizaszl iin bir kemeke olur. Bu srra binaen pek ok
adam meyl-l aalk ve meyl-l miriyet ve meylt tefevvuk
ile mtehakkim geinmek istediinden, ilmin annda olan
tevik ve irad ve nasihat ve ltfu terkedip kendi istibdad ve
tefevvukuna vesile-i cebr ve ta'nif eder. lme hizmete bedel,
ilmi istihdam eder. Buna binaen vezaif, ehil olmayann
ellerine geti. Bahusus medaris, bunun ile indirasa yz tuttu.
Buna are-i yegne: Daire-i vhidenin hkmnde olan
mderrisleri, Dr-l fnun gibi ok devaire tebdil ve tertib
etmektir. T herkes sevk-i insansiyle hakkna gitmekle,
hikmet-i ezeliyenin emr-i manevsini, meyl-i ftrsiyle imtisal
edip kaide-i taksim-l a'male tatbik edilsin.






--- sh:(Mu:54) ----
Tenbih: Ulm-u medarisin tedennisine ve mecra-y tabiden
evrilmesine bir sebeb-i
mhim budur: Ulm-u liye (,!) maksud-u bizzt srasna
getiinden, ulm-u liye (,!..) mhmel kald gibi, libas-
mana hkmnde olan ibare-i Arabiyenin halli ezhan
zabtederek, asl maksud olan ilim ise, teba kalmakla beraber
ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen
geen kitablar; evkat, efkr kendine hasredip harice
kmasna meydan vermemeleridir.
Ey birader-i vicdan!.. Zannediyorum: imdi u mukaddemat
zerine terettb edecek olan ktb- selseyi, ne mahiyette
olduklarn grmek istiyorsun, fakat daha sabret. imdilik
sana bir mevzu syleyeceim ki; o ktbn bir zemin-i
icmalsini, tabir-i dier ile kk bir fotorafn veya icmal
bir haritasn tekil eder. Hem de o ktbde sekiz-dokuz
mes'eleyi, acele edip sana takdim edeceim. nc
Makale'den sonra eer meiet-i lahiye taalluk etse ve tevfik-i
Rabban refik olsa, tafsilatn zikretmek fikrindeyim. te
mevzu ve zemin budur:
Kur'an'n gsterdii vesail ile, doru hikmetin kuvvetiyle, bir
seyr-i ruhan olarak semavatn ulmlarna kacam. T
oradan temaa edip greceiz ki: Kre-i Arz hol veya top
veya frfra veya sapan ta gibi Sni'-i Hakm dest-i kudretle
dndrp, atmakla eviriyor. T para para ederek daha
iyisine tebdil edeceine nazar- hikmetle greceiz. Sonra da
semavattan aslp, cevvden geeceiz. Tedricen, beiimiz
olan ve beerin yatp ve istirahat eylemesi iin Hlk-
Rahman, sathn serip mheyya



--- sh:(Mu:55) ----
ve mmehhed etmi olan kre-i arza ineceiz. Sonra da beer,
ocukluundan kt gibi beiini atp harab etmekle beeri
saadet-saray- ebediyeye gnderilmesine nazar- dikkatle
temaa edeceiz. Bunu tamamen temaa ettiimizden sonra,
zaman ve mekn ile mukayyed olmayan seyr-i ruhan ile
zaman- mazi kt'asna girip ebna-y cinsimiz olan ebna-y
mazi ile seyyale-i berkye-i tarihiye ile muhabere edeceiz. O
marib-i ihtifann kesinde vukua gelen hdisat renip,
ondan fikir iin bir imendiferi yapacaz. Sonra dnp
gelmek zere olan ebna-y cinsimizi ziyaret ve istikbal iin
saadetin fecr-i sadkn uzaktan grmek ve gstermek ile
mark- istikbale mteveccih olarak imendifer-i terakkiye
ve tevfik denilen sefine-i sa'ye bindiimiz ile beraber
ellerimizde olan brhann misbahyla, o bidayeti karanlk
grlen fakat arkas gayet parlak olan zamana dhil olacaz.
T ebna-y mstakbel ile musafaha edip saadetlerini tebrik
edeceiz...
te bu kk fotorafta yle bir gzel resim mndemitir ki,
ileride tahrir ile sana grnecektir. imdi bu zeminde ktb-
mezburenin ecereleri tenebbt ve makalt- selsenin
cedaviliyle sulanacaktr.
Ey birader!.. Senin elini tutup hazine-i hakaike gtrmekten
evvel va'd ettiim birka mes'ele ile acele edip basar-
basiretinize gavet ve perde olan hayalt def' edeceim.
yle hayalt, gulyaban gibi elleriyle senin gzn kapar,
gsne vurur, seni tahvif eder. Faraza gsterse de nuru nar,
drr mederr gibi gsterir. O hayalttan sakn!.. Senin
vesveselerinin en byk menei, kreviyete taalluk eden
birka mes'eledir. Ezcmle: Sevr ve Hut ve Kaf Da ve
Sedd-i Zlkarneyn ve cibalin evtadiyetleri



--- sh:(Mu:56) ----
ve yer altnda Cehennem'in yerini tayin etmek ve
.,,-. Ve ,-L.
Ve
,....! _,- _.:!
Ve
., _. .,, ,., _. ....! _. ,,.
gibi mesaildir. Hakikatlerini beyan edeceim; t, dinin
dmanlarnn gzleri kapatlsn ve dostlarnn gzleri dahi
alsn. te balyorum:

Birinci Mes'ele
Senin munsf olan zihnine malmdur ki: Kreviyet-i arz ve
yerin yuvarlaklna; muhakkikn-i slm -eeri ittifak-
sktyle olsa- ittifak etmilerdir. Eer bir bhen varsa
"Makasd" ve "Mevakf"a git; maksada vukuf ve ttla' peyda
edeceksin ve greceksin: Sa'd ve Seyyid, top gibi kreyi
ellerinde tutmular, her tarafna temaa ediyorlar.
Eer o kap sana alamad; "Mefath-l Gayb" olan mam-
Rz'nin geni olan tefsirine gir ve serir-i tedriste o dh
imamn halka-i dersinde otur, dersini dinle.
Eer onun ile mutmain olamadn; arz, kreviyet kabna
stramadn; brahim Hakk'nn arkasna d, Hccet-l
slm olan mam- Gazal'nin yanna git, fetva iste... De ki:
"Kreviyette mahhat var mdr?" Elbette diyecek: "Kabul
etmezsen mahhat vardr." Zira t zamanndan beri yle bir
fetva gndermi: "Kim kreviyet-i arz gibi brhan- kat'yle
sabit olan bir emri, dine himayet bahanesiyle inkr ve
reddetse; dine

--- sh:(Mu:57) ----
cinayet-i azm etmi olur. Zira bu, sadakat deil, hyanettir."
Eer mmisin fetvay okuyamyorsun, bizim hem-asrmz ve
fikren biraderimiz olan Hseyn-i Cisr'nin szn dinle!..
Zira yksek sesle mnkir-i kreviyeti tehdid ettii gibi,
hakikat kuvvetiyle pervasz olarak der: "Kim dine istinad ile,
himayet yolunda mdevveriyet-i arz inkr eder ise sadk-
ahmaktr, advv- edidden daha ziyade zarar vermi olur."
Eer bu yksek sesle senin yatm olan fikr-i hakikatn
uykudan kalkmadysa ve gzn de alamad; bn-i Hmam
ve Fahr-l slm gibi ztlarn ellerini tut, mam- afi'ye git,
istifta et, de ki:
"eriatta vardr: Bir vakitte be vaktin namaz klnr. Hem de
bir kavim vardr, yats namazlarnn vakti baz vakitte yoktur.
Hem de bir kavim vardr: Gne ok gnlerde gurub ve ok
gecelerde tul' etmez; nasl oru tutacaklar? Hem de istifsar
et ki: artn tarif-i er'si olan sair erkna mukarin olan
eydir. Nasl namazda art olan istikbal-i kbleye intibak eder.
Halbuki yalnz kyam ve yar kuudda mukarenet vardr?"
Emin ol, mam- afi mes'ele-i ly arktan ve garbdan
geen dairenin mdevveriyetiyle tasvir edecektir. kinci ve
nc mes'eleyi dahi, cenubdan imale mmted olan
dairenin mukavvesiyetiyle tatbik edecektir. Brhan- akl gibi
cevab verecektir. Hem de kble mes'elesinde diyecek: "Kble
ve K'be yle bir amud-u nurandir ki; semavat ara kadar
takm ve nazmedip Kre-i Arz'n tabakatn fere kadar
delerek kinatn muntazam bir amudu nuransi olmutur.
Eer gt ve perde kefolunsa,






--- sh:(Mu:58) ----
hatt- akul ile senin gznn ua, namazn herbir
hareketinde ayn- kble ile temas ve musafaha edecektir.
Ey birader!.. Eer sen zannettiim adamlardansan, acib
hlyalarn lem-i hayalden baka bir yer bulamadndan bir
kymeti yoktur. T kalbe girebilsin. Sen de inanmyorsun,
nefsini kandramyorsun; fakat sapmsn. Eer o hayalta
ak ve hakikata kapal olan kalbinizde pek ok defa
mtehayyilenizden daha kk olan kre-i arz yerlemez ise
tevsi-i zihin iin nazarn ufkunu genilettir. Bir meclis
hkmnde geinen arzn skinlerini gr, sual et. Zira ev
sahibi evini bilir. Onlar umumen mahede ve tevatr ile bir
lisanla sana syleyecekler: "Yahu!.. Bizim beiimiz ve feza-
y lemde imendiferimiz olan kremiz o kadar divane
deildir. Ecram- ulviyede cari olan kaide ve kanun-u
lahden zuz ve serkelik etsin." Hem de delail-i
mcesseme-i musattaha olarak haritalar ibraz edecektir.
aret: Nizam- hilkat- lem denilen eriat- ftriye-i lahiye;
mevlev gibi cezbe tutan meczub ve misafir olan kre-i arza,
gnee iktida eden safbeste yldzlarn safnda durup itaat
etmesini farz ve vcib klmtr. Zira zemin, sema ile beraber
_,-.. ..,
demilerdir. Taat ise, cemaat ile daha efdal ve daha ahsendir.
Elhasl: Sni'-i lem, arz istedii gibi ve hikmeti iktiza ettii
gibi yaratmtr. Sizin ey ehl-i hayal!..- teehhi ile istediiniz
gibi yaratmamtr; akllarnz kinata mhendis
etmemitir.






--- sh:(Mu:59) ----
Tenbih: Za'f- akideye veyahut sofesta mezhebine olan
meyle; veyahut daha almam, yeni mteri olmasna iaret
eden umrun biri de; "Bu hakikat, dine mnafdir" olan
kelime-i hamkadr. Zira brhan- kat' ile sabit olan bir eyi
hak ve hakikat olan dine muhalif olduuna ihtimal veren ve
mnafatndan havfeden adam, hl deil; ya dimanda bir
sofesta gizlenmi kartryor veyahut kalbini delerek bir
mvesvis saklanm, ihtill ediyor veyahut yeniden dine
mteri olmu, tenkid ile almak istiyor...
* * *

kinci Mes'ele

Pide olmasn, Sevr ve Hut'un kssa-i mehuresi slmiyetin
dahl ve tufeylsidir. Rvisiyle beraber mslman olmutur.
stersen Mukaddeme-i Sliseye git, greceksin; hangi
kapdan daire-i slmiyete dhil olmutur. Amma bn-i
Abbas'a olan nisbetin ittisali ise, Drdnc Mukaddeme'nin
yinesine bak, o ilhakn srrn greceksin. Bundan sonra
mervdir: "Arz, sevr ve hut zerindedir." Hads olarak rivayet
ediliyor.
Evvel: Teslim etmiyoruz ki, hadstir. Zira srailiyatn nian
vardr.
Sniyen: Hads olsa da za'f- ittisal iin yalnz zann ifade
eden hddendir. Akideye dhil olmaz, zira yakn arttr.
Slisen: Mtevatir ve kat'iyy-l metin olsa da kat'iyy-d
delalet deildir. Eer istersen Beinci Mukaddeme'ye
mracaatla, Onbirinci Mukaddeme ile mavere et!





--- sh:(Mu:60) ----
Greceksin nasl hayalt, zahirperestleri havalandrm. Bu
hadsi mahamil-i sahihadan evirmilerdir. te vcuh-u
sahiha tr:
Nasl Sevr ve Nesir ve nsan ve dieriyle msemma olan
hamele-i ar, melaikedir. Bu sevr ve hut dahi, yle iki
melaikedir. Yoksa ar- a'zam melaikeye; kreyi, kre gibi
himmete muhta olan bir kze tahmil etmek, nizam- leme
mnafdir. Hem de lisan- eriattan iitiliyor: Herbir nev'e
mahsus ve o nev'e mnasib bir melek-i mekkel vardr. Bu
mnasebete binaen o melek o nev'in ismiyle msemma, belki
lem-i melaikede onun suretiyle mtemessil oluyor... Hads
olarak iitiliyor: "Her akamda gne ara gider, secde eder.
zin alyor, sonra geliyor." Evet emse mekkel olan melek;
ismi ems, misali de emstir. Odur gider, gelir. Hem de
hkema-i lahiyyun nezdinde herbir nev' iin hayy ve ntk
ve efrada imdad verici ve mstemiddi bir mahiyet-i
mcerrede vardr. Lisan- eriatta melek-l cibal ve melek-l
bihar ve melek-l emtar gibi isimler ile tabir edilir. Fakat
tesir-i hakikleri yoktur. Messir-i hakik yalnz Zt-
Akdes'tir.
; ;:! _ ,'. ; .
Esbab- zahiriyenin vaz'ndaki hikmet ise: zhar- izzet ve
saltanat tabir olunan dest-i kudret perdesiz daire-i esbaba
mn'atf olan nazara kar, zahiren umr-u hasise ile
mbaeret ve mlabeseti grlmemektedir. Fakat daire-i
akide denilen hak ve melektiyette herey ulvdir. Dest-i
kudretin perdesiz mbaereti izzete mnasibdir.
,,.-! ,,-! ,.. ,!.



--- sh:(Mu:61) ----
kinci mahmil: Sevr, imaret ve ziraat- arzn en byk vastas
olan kzdr. Hut ise, ehl-i sevahilin belki pek ok nev'-i
beerin medar- maieti olan balktr. Nasl biri sual ederse:
"Devlet ne ey stndedir?" Cevab verilir: "Klnla kalem
stndedir." Veyahut "Medeniyet ne ile kaimdir?" "Marifet
ve san'at ve ticaret ile" cevab verilir. Veyahut "Nev'-i beer,
ne ey
zerinde beka bulur?" Cevab ise: "lim ve amel stnde beka
bulur." Kezalik vallahu a'lem Fahr-i Kinat buna binaen
cevab vermi. yle sual eden zt -kinci Mukaddeme'nin
srrylabyle hakaika zihni istidad kesbetmediinden vazifesi
olmayan bir eyden sual ettii gibi, Peygamberimiz de asl
lzm olan yle cevab buyurdu ki: "Yer, sevr stndedir."
Zira yerin imareti nev'-i beer iledir. Nev'-i beerden olan ehl-
i kura'nn menba-i hayatlar ziraat iledir. Ziraat ise, kzn
omuzu stndedir ve zimmetindedir. Ksm- dieri olan ehl-i
sevahilin a'zam- maietleri, belki ehl-i medeniyetin byk
bir maden-i ticaretleri baln cevfinde ve hutun stndedir.
_,.! . _ .,.! _
mes'elesine msadaktr. Bu latif bir cevabdr. Mizah da olsa
haktr. Zira mizah etse de yalnz hak syler. Faraza sil
keyfiyet-i hilkatten sual etmise; fenn-i beyanda olan
,,..! ,,- _.. .! _..
kaidesinin slb-u hakmanesiyle, lzm ve istedii cevab
vermitir. Yoksa hasta olan sil, itiha-i kzibiyle istedii
cevab vermemitir.





--- sh:(Mu:62) ----
_...! ,,. _ _ .; _. ,....
bu hakikata bir beraat-l istihlaldir.
nc Mahmil: Sevr ve Hut, arzn mahrek-i senevsinde
mukadder olan iki burtur. O burlar eer endan faraz ve
mevhumedirler. Asl ecram nazm ve rabt ile yklenmi olan
lemde cr ve lafzen ve stlahen cazibe-i umumiye ile
msemma olan dtullahn kanunu o burlarda temerkz ve
tahassl ettiinden, "Arz burlar stndedir" olan tabir-i
hakmane caizdir. Bu mahmil, hikmet-i cedide nokta-i
nazarndadr. Zira hikmet-i atka burlar semada, hikmet-i
cedide ise medar- arzda farz etmilerdir. Bu tevil yeni
hikmetin nazarnda byk bir kymeti tazammun eder.
Hem de mervidir: Sual taaddd etmi. Bir kerre "Hut
stndedir." Demek bir aydan sonra "Sevr stndedir"
denilmitir. Yani feza-y gayr- mahdudenin her tarafnda
mnteir olan mezbur kanunun huyt ve ei'alarnn nokta-i
mihrakyesi olan Hut Burcu'nda temerkz ettiinden, kre-i
arz Delv Burcu'ndan koup Hut'taki tedelli eden kanunu
tutup, ecere-i hilkatin bir dalyla semere gibi asld. Veyahut
ku gibi kondu. Sonra tayyar olan yer, yuvasn Burc-u Sevr
stnde yapm demektir. Bunu bildikten sonra insafla dikkat
et! Beinci Mukaddeme'nin srryla ehl-i hayalin ihtira-
kerdesi olan kssa-i acibe-i mehurede acaba hikmet-i
ezeliyeye isnad- abesiyet ve san'at- lahiyede isbat- israf ve
brhan- Sni' olan nizam- bedii ihll etmekten baka ne ile
tevil olunacaktr? Nefrin, hezrn nefrin, cehlin yzne...
* * *





--- sh:(Mu:63) ----

nc Mes'ele
Kaf Da'dr.

aret: Malmdur, bir eyin mahiyetinin keyfiyetini bilmek
bakadr, o eyin vcudunu tasdik etmek yine bakadr. Bu
iki noktay temyiz etmek lzmdr. Zira ok eylerin asl
vcudu yakn iken, vehim onda tasarruf ederek t imkndan
imtina' derecesine karyor. stersen Yedinci
Mukaddeme'den sual et; sana "neam" cevab verecektir. Hem
de ok eylerin metinleri kat' iken delaletlerinde zunn
tezahm eylemilerdir. Belki "Murad nedir" olan sualinin
cevabnda efham, mtehayyir olmulardr. stersen Onbirinci
Mukaddeme'nin sadefini a. Bu cevheri bulacaksn.
Tenbih: Vaktaki bu byledir. "Kaf"a iaret eden kat'iyy-l
metinlerden yalnz
.,-.! ; ,.! , _
dir. Halbuki caizdir; "Kaf", "Sad" gibi olsun. Dnyann
arknda deil, belki azn garbndadr. u ihtimal ile delil
yakniyetten der. Hem de kat'iyy-d delalet bundan baka
olmadnn bir delili; er'in mtehidlerinden olan Karaf'nin
! _ ;
demesidir. Lkin bn-i Abbas'a isnad olunan keyfiyet-i
mehuresi, Drdnc Mukaddeme'ye bak. Vech-i nisbeti sana
temessl edecektir. Halbuki bn-i Abbas'n her syledii
sz, hads olmas lzm gelmedii gibi, her naklettii eyi de
onun makbul



--- sh:(Mu:64) ----
olmak lzm gelmez. Zira bn-i Abbas genliinde srailiyata,
baz hakaikin tezahr iin hikyet tarkiyle bir derece atf-
nazar eylemitir.
Eer dersen: "Muhakkikn-i sofiye, "Kaf"a dair pek ok
tasviratta bulunmulardr?" Buna cevaben derim: "Mehur
olan lem-i misal, onlarn cevelanghdr. Biz elbisemizi
kardmz gibi, onlar da cesedlerini karp seyr-i ruhan ile
o ma'rezgh- acaibe temaa ediyorlar. "Kaf" ise; o lemde
onlarn tarif ettikleri gibi mtemessildir. Bir para yinede,
semavat ve ncum temessl ettikleri gibi, bu lem-i ehadette
velev kk eyler de olsa ekirdek gibi- lem-i misalde
tecessm- maannin tesiriyle bir byk aa oluyor. Bu iki
lemin ahkmlar birbirine kartrlmaz. Muhyiddin-i
Arab'nin maz- kelmna muttali olan bunu tasdik eder.
Amma avamn yahut avam gibi adamlarn mabeynlerinde
mtehir olan keyfiyeti ki: "Kaf" yere muhittir ve
mteaddiddir.. her ikisinin ortasnda be yz senedir.. ve
zirvesi semann ketfine mmastr.. il hiri hayaltihim...
Bunu, ne kymette olduunu bilmek istersen, git nc
Mukaddeme'den fenerini yak; sonra gel, bu zulmata gir.
Belki b- hayat olan belgatn greceksin.
Eer bizim bu mes'elede olan itikadmz anlamak istersen;
bil ki ben "Kaf"n vcuduna cezmederim; fakat keyfiyeti ise,
havale ederim. Eer bir hads-i sahih ve mtevatir, keyfiyetin
beyannda sabit olursa iman ederim ki; murad- Nebi sadk ve
doru ve haktr. Fakat murad- Nebev zerine... Yoksa nsn
mtehayyelleri zerine deildir. Zira bazan fehmolunan ey,
muradn gayrsdr. Bu mes'elede malmumuz budur:





--- sh:(Mu:65) ----
Kaf Da, ekser ark ihata eden ve eski zamanda bedevi ve
medenlerin aralarnda fsl olan ve a'zam- cibal-i dnya olan
amular'nn annesi olan Himalaya silsilesidir. Bu silsilenin
rkndan cibal-i dnyann ekserisi tea'ub eyledikleri denilir.
Bu hal yle gsteriyor ki: "Kaf"n dnyaya mehur olan
ihatann fikir ve hayali bu asl- tea'ubdan ne'et etmi olmak
gerektir.
Ve sniyen: lem-i ehadete suretiyle ve lem-i gayba
manasyla mabih ve ikisinin mabeyninde bir berzah olan
lem-i misal o muammay halleder. Kim isterse kef-i sadk
penceresiyle veya r'ya-y sadk menfeziyle veya effaf eyler
drbniyle ve hi olmazsa hayalin vera'-i perdesiyle o leme
bir derece seyirci olabilir. Bu lem-i misalin vcuduna ve
onda maannin tecessm etmelerine pek ok delail vardr.
Binaenaleyh bu krede olan "Kaf", o lemde zl-acaib olan
"Kaf"n ekirdei olabilir. Hem de Sni'in mlk genitir. Bu
sefil kreye mnhasr deildir. Feza ise gayet vsi', Allah'n
dnyas gayet azm olduundan zlacaib olan "Kaf" istiab
edebilir. Fakat eyyam- lahiye ile beyz sene bizim kreden
uzak olmakla beraber mevc-i mekfuf olan semaya temas
etmek, imkn- aklden hari deildir. Zira "Kaf" sema gibi
effaf ve gayr- mer' olmak caizdir.
Ve rbian: Neden caiz olmasn ki "Kaf", daire-i ufuktan
tecelli eden silsile-i a'zamdan ibaret ola... Nasl ufkun ismi de
"Kaf"a me'haz olabilir. Zira devair-i mtedhile gibi nereye
baklrsa, silsilelerden bir daire grlr. Gide gide nazar kalr,
hayale teslim eder. En nihayet hayal ise selasil-i cibalden bir
daire-i muhiti tahayyl eder ki, semann etrafna temas
ediyor.
Kreviyet srryla, be yz sene de uzak olursa yine muttasl
grnr.
* * *

--- sh:(Mu:66) ----

Drdnc Mes'ele
Sedd-i Zlkarneyn'dir.

Nasl bildin ki: Bireyin vcudunu bilmek, o eyin keyfiyet
ve mahiyetini bilmekten ayrdr. Hem de bir kaziye, ok
ahkm tazammun eder. O ahkmn bazs zarur ve bazs
dahi nazar ve "muhtelefn fha"dr. Hem de malmdur:
Mteannid ve mukallid bir sil, imtihan cihetiyle, bir kitabda
grd bir mes'eleyi, eeri bir derece de muharref olsa, bir
adamdan sual etse.. t, gaybda olan malmuna cevab verse, o
cevab iki cihetle dorudur: Ya dorudan doruya cevab verse
veyahut sil-i mteannidin malmuna ya bizzt veya tevil ile
cevab- muvafk veriyor. kisi de dorudur. Demek bir cevab,
hem vaki'i raz eder, zira haktr. Hem sili ikna eder; zira
eeri murad deilse, malmuna tatbik eder. Hem makamn
hatrn dahi krmyor; zira cevabda ukde-i hayatiyeyi
derceder ki: Makasd- kelm ondan istimdad- hayat eder.
te cevab- Kur'an dahi byledir. Bundan sonra zarur ve
gayr- zaruryi tefrik edeceiz. te cevab- Kur'ande mefhum
olan zarur hkmler ki; inkr kabul etmez. udur:
Zlkarneyn "meyyed min indillah" bir ahstr. Onun irad
ve tertibiyle iki da arasnda bir sed bina edilmitir.
Zalimlerin ve bedevilerin def'-i fesadlar iin... Ve Ye'cc
Me'cc iki mfsid kabiledirler. Emr-i lah geldii vakit sed
harab olacaktr. lhirih. Bu kyas ile, ona Kur'an delalet
eden hkmler, Kur'ann zaruriyatndandrlar. Bir harfin
inkr dahi kabil deildir.
Fakat o mevzuat ve mahmultn keyfiyatlarnn terihatlar ve
mahiyetlerinin hududu ise; Kur'an onlara


--- sh:(Mu:67) ----
kat'iyy-d delalet deildir. Belki "mm hassa, delalet-i
selseden hibirisiyle delalet etmez" kaidesiyle ve mantkta
beyan olunduu gibi "Bir hkm, mevzu ve mahmuln
vechn-m ile tasavvur etmek, kfi olduu"nun dsturuyla
sabittir ki, Kur'an onlara delalet etmez fakat kabul edebilir.
Demek o terihat, ahkm- nazariyedendir. Baka delaile
muhavveldir. tihadn mazannesidir. Onda tevil iin mecal
vardr. Muhakkiknin ihtilafat nazariyetine delildir.
Fakat v esef... Cevabn suale, her cihetle lzum-u
mutabakatn tahayylyle, sualdeki halele ehemmiyet
vermeyerek cevabn zarur ve nazar olan hkmlerini, birden
me'haz-i silden ve menbit-i sualden hen olup, alp
mfessir oldular. Yok, belki mevvil, yok belki msadak
mana yerine mana gsterdiler. Yok, belki msadak olmak
caiz ve bir derece mmkn olan eyi, medll ve mefhum
olarak tevil ettiler.
Halbuki nc Mukaddeme'nin srryla zahirperestler kabul
ederek ve muhakkikn dahi hikyat gibi ehemmiyetsiz
olduundan tenkidsiz u tevili dinlediler. O terihat,
muharref olan Tevrat ve ncil'de olduu gibi kabul ederse,
akide-i ehl-i snnet ve cemaatte olan masumiyet-i enbiyaya
muhalefet oluyor. Kssa-i Lut ve Davud Aleyhimesselm,
buna iki ahiddir. Vakta ki keyfiyette itihad ve tevilin mecali
vardr. Ben de bitevfikillah derim: tikad- czim Hda ve
Peygamberimizin muradlarna kat'iyyen vcibdir; zira
zaruriyat- diniyedendir. Fakat murad hangisidir, muhtelefn
fhdir. yle:
Zlkarneyn, skender demem; zira isim brakmaz. Baz
mfessir melik "lm'n kesriyle", baz melek "lm'n




--- sh:(Mu:68) ----
fethiyle", baz nebi, baz veli, ilhir demilerdir. Herhalde
Zlkarneyn, "meyyed min indillah" ve seddin binasna
mrid bir ahstr. Amma sed ise: Baz mfessir sedd-i in
ve
baz mfessir baka yerde cebellemi ve baz mfessir sedd-i
mahfdir, inklab ve ahval-i lem setreylemitir. Ve baz ve
baz.. demilerdir, demilerdir... Her halde mfsidlerin def'-i
erleri iin bir redm-i azm ve cesm bir duvardr.
Amma Ye'cc Me'cc, baz mfessir "Veled-i Yafes'ten iki
kabile" ve baz dier "Mool ve Manur" ve baz dahi
"akvam- arkye-i imal" ve baz dahi "Ben-demden bir
cem'iyet-i azme, dnya ve medeniyeti herc merc eden bir
taife" ve baz dahi "Mahluk-u lahden yerin zahrnda veyahut
batnnda dem veya gayr- dem bir mahluktur ki kyamete,
byle nev'-i beerin herc mercine sebeb olacaktr." Baz ve
baz ve baz dediklerini dediler... Nokta-i kat'iyye ve cihet-i
ittifak budur: Ye'cc ve Me'cc, ehl-i garet ve fesad ve ehl-i
hadaret ve medeniyete ecel-i kaza hkmnde iki taife-i
mahlukullahtr.
Amma harabiyet-i sed; baz, kyamette ve baz, kyamete
yakn ve baz, emaresi olmak artyla uzaktr ve baz, harab
olmutur fakat dekk olmam. "Kle"ler ok. Herhalde nokta-i
ittifak; seddin inhidam, yerin sakalna bir beyaz dmek ve
olu olan nev'-i beer de ihtiyar olmasna bir almettir. Eer
bu mzakerat mvazene ve muhakeme etmisen caizdir,
tecviz edesin: Sedd-i Kur'an, sedd-i in'dir ki: ok fersahlar
ile uzun ve acaib-i seb'a-i mehureden bir "meyyed min
indillah"n iradyla bina olunmu, o zamann ehl-i
medeniyeti, ehl-i bedeviyetin erlerinden temin eylemitir.
Evet o vahilerden



--- sh:(Mu:69) ----
Hun Kabilesi Avrupa'y herc merc ettii gibi, onlardan
Mool taifesi de Asya'y zr zeber eylemitir. Sonra seddin
harabiyeti kyamete almet olur. Bahusus dekk, ondan
bakadr. Peygamber: "Erat- saattenim. Ben ve kyamet bu
iki parmak gibiyiz." dese neden istirab olunsun ki,
harabiyet-i sed zaman- saadetten sonra almet-i kyamet
olsun... Hem de seddin inhidam mr- arza nisbeten yerin
yznde ihtiyarlktan bir buruukluktur. Belki tamam-
nehara nisbeten vakt-i sfrar gibidir. Eeri binler sene de
fsl olsa... Kezalik Ye'cc ve Me'cc'n ihtillleri, nev'-i
beerin eyhuhetinden gelme bir humma ve stmas
hkmndedir. Bundan sonra Onikinci Mukaddeme'nin
fatihasnda bir tevil-i her sana feth-i bb eder. yle: Kur'an
hsas iin ksas zikrettii gibi ukad- hayatiye hkmnde ve
makasd- Kur'aniyeden bir maksadna mnasib noktalar
intihab ve rabt- maksada ittisal ettiriyor. Eeri harite ve
husulde birbirinin nr veya nuru birbiriyle grnmedii
halde, zihninde ve slbda teanuk ve musahabet edebilirler.
Hna ki, kssa hisse iindir; sana ne lzm terihat.. nasl
olursa olsun sana taalluk edemez. Kendi hisseni al, git. Hem
de Onuncu Mukaddeme'den istizhar et. Greceksin: Mecaz
mecaza kap aar..
..- _,. _ _.:! ,,- ,
zahirperestleri darya sryor.
Malm olsun ki: Esalb-i Arab'da tecelli eden hccetullahn
miftah, yalnz istiare ve mecaz zerine messes ve asl- i'caz
olan belgattr. Yoksa hret sebebiyle yalanc hadsle lakta
olunan ve rzalar olmad halde esdaf- ytta saklanan
boncuklar deildir. stersen



--- sh:(Mu:70) ----
Onuncu Mukaddeme'nin Htimesini istimamla zevk et. Zira
hitam misktir ve iinde baldr. Hem de caizdir ki: Mehul-l
keyfiyet olan sed baka yerde sair almat- kyamet gibi
mestur ve kyamete kadar bki ve baz inklabatyla mehul
kalarak kyamette harab olacaktr.
aret: Malmdur: Mesken, skinlerinden daha ziyade yaar.
Kal'a, ehl-i tahassundan daha ziyade mr uzundur. Skn ve
tahassun, vcudunun illetidir, beka ve devamna deildir.
Beka ve devamna olsa da, istimrar ve adem-i hulvv iktiza
etmez. Bireydeki garazn devam, belki terettb o eyin
devamnn zaruriyatndan deildir. Pek ok binalar skna
veya tahassun iin yaplmken hvi ve hal olarak ortada
muallak kalyor. Bu srrn adem-i tefehhmnden,
tevehhmlere yol almtr.
Tenbih: u tafsilden maksad; tefsiri tevilden, kat'yi
zannden, vcudu keyfiyetten,
hkm etrafn terihatlarndan, manay msadaktan, vukuu
imkndan temyiz ve tefrik ile bir yol amaktr.
* * *

Beinci Mes'ele

Mehurdur: "Cehennem yer altndadr." Fakat biz ehl-i snnet
ve cemaat kat'an ve yaknen yerini tayin edemeyiz. Lkin
zahir olan tahtiyettir ve yer altnda olmasdr. Buna binaen
derim: ecere-i Tb gibi olan hilkat- lemin sair ncumlar
gibi bizim kremiz dahi bir semeresidir. Semerenin alt o
aacn umum asan altna



--- sh:(Mu:71) ----
amil olur. Buna binaen Cehennem yer altnda o dallar
iindedir. Nerede olsa yeri vardr. Tahtiyetin mesafesi uzun
ve ittisali iktiza etmez. Hikmet-i cedidenin nokta-i nazarnda,
ate ekser kinata mstevlidir. Bu hal arka tarafnda gsterir
ki: Bu atein asl ve esas ve nev'-i beer ile beraber ebede
giden ve yolda refakat eden Cehennem, bir gn perdeyi
yrtacak, hazr olun diyecek, meydana kacaktr. Bu noktada
dikkat isterim...
Sniyen: Krenin taht ve alt merkezi ve dhilsidir. Bu
noktaya binaen kre-i arz ecere-i zakkum-u Cehennem'in
ekirdeiyle hamiledir. Gnn birinde doacaktr. Belki
fezada tayaran eden Arz yle bir eyi yumurtlayacaktr ki, o
yumurtada Cehennem tamamyla olunmaz ise.. ba veya
dier bir a'zas matv olarak tazammun etmi ki; yevm-i
kyamette derekt ve a'za-y sairesiyle birleecek, dev-i acib-i
Cehennem, ehl-i isyana hcum edecektir. Yhu!.. Kendin
Cehennem'e gitmezsen hesab ve hendese seni oraya kadar
gtrebilir. Her otuz metrede takriben bir derece-i hararet
tezayd eylediinden, merkeze kadar iki yz bin dereceye
yakn hararet mevcud oluyor. Bu nar- merkeziyenin bizim
galiben bin dereceye bali olan ateimizle nisbeti iki yz defa
olduu gibi mehur hadsteki: "Cehennem atei ateimizden
iki yz defa daha ediddir" olan nisbetin aynn isbat eder.
Hem de Cehennem'in bir ksm zemherirdir. Zemherir ise
brudetiyle yandrr. Hikmet-i tabiiyede sabittir ki: Ate bir
dereceye gelir ki, suyu buz eder. Harareti def'aten bel' ettii
iin, brudetle ihrak eder. Demek umum meratibi ihtiva eden
atein bir ksm da zemherirdir.





--- sh:(Mu:72) ----
Tenbih: Malm olsun ki: Ebede namzed olan lem-i uhrev
fena ile mahkm olan bu lemin mekayisiyle mesaha ve
muamele olunmaz. Muntazr ol. nc Makale'nin hirinde
hiret bir derece sana arz- didar edecektir...
aret: Umum fnunun gsterdii intizamn ehadetiyle ve
hikmetin istikra-i tmmnn iradyla ve cevher-i insaniyetin
remziyle ve ml-i beerin tenahsizliinin masyla yevm ve
sene gibi ok enva'da olan birer nevi kyamet-i mkerrerenin
telmihiyle ve adem-i abesiyetin delaletiyle ve hikmet-i
ezeliyenin telvihiyle ve rahmet-i bpyan- lahiyenin
iaretiyle ve Nebiyy-i Sadk'n lisan- tasrihiyle ve Kur'an-
Mu'ciz'in hidayetiyle, Cennet-bd olan saadet-i uhreviyeden
nazar- akln temaas iin sekiz kap, iki pencere alr.
* * *

Altnc Mes'ele

Muhakkaktr ki: Tenzil'in hassa-i cazibedar, i'cazdr. 'caz
ise, belgatn yksek tabakasndan tevelld eder. Belgat ise
hasais ve mezaya, bahusus istiare ve mecaz zere
messesedir. Kim istiare ve mecaz drbniyle temaa
etmezse, mezayasn gremez. Zira ezhan- nsn te'nisi iin,
esalb-i Arabda yenabi-i ulmu isale eden Tenzil'in iinde
tenezzlt- lahiye tabir olunan mraat- efham ve ihtiram-
hissiyat ve mmaat- ezhan vardr. Vakta ki bu byledir, ehl-
i tefsire lzmdr: Kur'ann hakkn bah ve kymetini noksan
etmesin. Ve belgatn tasdik ve sikkesi olmayan bir eyle,
Kur'an'



--- sh:(Mu:73) ---

tevil etmesinler. Zira her hakikattan daha zahir ve daha vzh
tahakkuk etmi ki; Kur'an'n manalar hak olduklar gibi, tarz-
ifade ve suret-i manas dahi beligane ve ulvdir. Cz'iyat o
madene irca' ve teferruat o menbaa ilhak etmeyen, Kur'an'n
fa-i hakknda mutaffifnden oluyor. Bir-iki misal
gstereceiz. Zira nazar celbeder.
Birinci Misal:
.., ,.,-! ...- ,
(Allahu a'lemu bimuradihi). Caizdir: aret olunan mecaz,
byle bir tasavvuru ma eder ki: Sefine gibi olan kre, bahr-i
muhit-i havanin iinde taht-el bahr bir gemisi ve umman gibi
fezada direk veya demir gibi dalaryla irsa ve ta'mid ederek
hava ile itibak ettiinden mvazeneti muhafaza olunmutur.
Demek dalar o geminin demir ve direkleri hkmndedirler.
Sniyen: nklabat- dhiliyeden ihtizazat, o dalar ile iskt
olunurlar. Zira dalar yerin mesamat hkmndedir. Dhil
bir heyecan olduu vakit arz dalar ile teneffs ettiinden
gazab ve hiddeti sknet bulur. Demek arzn skn ve
skneti dalar iledir.
Slisen: maret-i arzn direi beerdir. Hayat- beerin direi
dahi, menabi'-i hayat olan m' ve trab ve havann istifadeye
lyk suretiyle muhafazalardr. Halbuki u erait-i hayatn
kefili dahi dalardr. Zira da ve cibal mehazin-i m' olduu
gibi, cezb-i rutubet hasiyetiyle havaya meata oluyor...
Hararet ve brudeti ta'dil ettii gibi, havaya mahlut olan
muzr gazlarn teressbne ve havann tasfiyesine sebeb
olduu gibi, topraa da terahhum ediyor. amurluk ve
bataklk ve bahrin tasallutundan muhafaza eder.



--- sh:(Mu:74) ----
Rbian: Belgata vech-i mnasebet ve mabehet budur:
Faraza bir adam hayal balonuyla kreden yksek yere uarsa;
dalarn silsilelerine baksa, acaba tabaka-i trabiyeyi direkler
stne serilip atlm bedevi haymeler gibi tahayyl ederse ve
mnferid dalar da bir direk stnde kurulan bir adra
benzetilse, acaba tabiat- hayale muhalefet olur mu? Faraza
sen o silsileleri mstakil dalar ile beraber sath- arza
keyfiyet-i vaziyeti bir bedevi Arabn karsnda tasvir
tarznda tahayyl ve tahyil edersen, yle: Bu silsileler A'rab-
Bedeviyenin haymeleri gibi arz sahrasnda kurulmu ve
taraf taraf da adrlar tahalll etmi desen... Arablarn hayal
olan slblarndan uzak dmyorsun... Hem de eer vehim
ile bu kasr- meyyed-i lemden tecerrd edip uzaktan
hikmet drbniyle mehd-i beer olan yere ve sakf- merfu'
olan semaya temaa edersen.. sonra silsile-i cibalde temessl
ve etraf- semaya temas eden daire-i ufuk ile mahdud olan
semay, bir fustat gibi yerin stne vaz' ve cibal evtadyla
rabtolunmu bir adr kubbesini tahayyl ve tevehhm
edersen mttehem edemezler. Sekizinci Mes'ele'nin
Tenbih'inde bir-iki misal daha gelecektir.
* * *

Yedinci Mes'ele
Kur'an'da zikrolunan:
.,,-. ve ,-L. ve ,, ve
..- _,. _ _.:! ,,-
ve emsalleri gibi; baz ehl-i zahir talit- ezhan iin, onlar ile
temessk ederler. Lkin mdafaaya


--- sh:(Mu:75) ----
biz muhta deiliz. Zira mfessirn-i izam, ytn
zamairindeki serairleri izhar eylemilerdir. Bize hacet
brakmamlar fakat bir ders-i ibret vermiler ve sermek
yazmlar.
_.:,!_, ,-,,.,.,,,..:,!_!-,,_.,:_:!,
Malmdur: Malmu i'lam bahusus mahed olursa, abestir.
Demek iinde bir nokta-i garabet lzmdr, t onu abesiyetten
karsn. Eer denilse: Baknz nasl arz kreviyetiyle beraber
musattaha ve size mehd olmutur, denizin tasallutundan
kurtulmu. Veyahut nasl ems, istikrarla beraber tanzim-i
maietiniz iin cereyan ediyor. Veyahut nasl binler sene ile
uzak olan ems, ayn- hamiede gurub ediyor. Man-i yt
kinayetten sarahate km oluyor... Evet u garabet noktalar,
belgat nkteleridir.
* * *

Sekizinci Mes'ele

aret: Ehl-i zahiri hayse beyse vartalarna atanlardan birisi,
belki en birincisi: mknat, vukuata kartrmak ve iltibas
etmektir. Mesel diyorlar: "Byle olsa, kudret-i lahiyede
mmkndr. Hem uklmzce azametine daha ziyade delalet
eder. yle ise bu vaki' olmak gerektir..." Heyhat!.. Ey
miskinler! Nerede aklnz kinata mhendis olmaya liyakat
gstermitir? Bu cz' aklnz ile hsn- kllyi ihata
edemezsiniz. Evet bir zira' kadar bir burun altundan olsa,
yalnz ona dikkat edilse, gzel gren bulunur.




--- sh:(Mu:76) ----
Hem de onlar hayrette brakan tevehhmleridir ki: mkn-
zt, yakn-i ilmye mnafdir. O halde yakniye olan ulm-u
diyede tereddd ettiklerinden "ledr"lere yaklayorlar.
Hatt utanmyorlar ki; mesleklerinde lzm gelir; Van Denizi,
Sbhan Da gibi bedih eylerde tereddd edilsin. Zira
onlarn mesleince mmkndr: Van Denizi dab ve
Sbhan Da da eker ile rtlm bala inklab etsin. Veyahut
o ikisi baz arkadamz gibi kreviyetten raz olmayarak
sefere gittiklerinden ayaklar srerek umman- ademe
gitmeleri muhtemeldir. yle ise, deniz ve Sbhan, eski
halleriyle bki olduklarn tasdik etmemek gerektir. El! Ey
mantksz miskin! Neredesiniz? Baknz. Mantkta
mukarrerdir, mahsusattaki vehmiyat bedihiyattandr. Eer bu
bedaheti inkr ederseniz, size nasihate bedel ta'ziye
edeceim. Zira ulm-u diye sizce lm ve safsata dahi
hayat bulmu derecesindedir.
Drdnc bela ki, ehl-i zahiri tevi eder: mkn- vehmyi,
imkn- akl ile iltibas ettikleridir. Halbuki imkn- vehm,
esassz olan rk- taklidden tevelld ile safsatay tevlid
ettiinden, delilsiz olarak herbiri bedihiyatta bir "belki", bir
"ihtimal", bir "ekk"e yol aar. Bu imkn- vehm, galiben
muhakemesizlikten, kalbin za'f- a'sabndan ve akln sinir
hastalndan ve mevzu ve mahmuln adem-i tasavvurundan
ileri gelir. Halbuki imkn- akl ise: Vcib ve mmteni'
olmayan bir maddede, vcud ve ademe bir delil-i kat'iyye
dest-res olmayan bir emirde tereddd etmektir. Eer delilden
ne'et etmi ise makbuldr. Yoksa muteber deildir. Bu
imkn- vehmnin ahkmndandr ki: Baz vehhamlar diyor:
Muhtemeldir, brhann gsterdii gibi olmasn. Zira akl, her
bir eyi



--- sh:(Mu:77) ----
derkedemez. Aklmz da buna ihtimal verir. Evet, yok belki
ihtimal veren vehminizdir. Akln e'ni brhan zerine
gitmektir. Evet akl herbir eyi tartamaz, fakat byle
maddiyat ve en kk hdimi olan basarn kabzasndan
kurtulmayan bir emri tartar. Faraza tartmaz ise, biz de o
mes'elede ocuk gibi mkellef deiliz.
Tenbih: Ben zahirperest ve nazar- sath sahibi tabiriyle yd
ettiim ve tevbih ve ta'nif ile tehir ettiim muhatab-
zihniyem; aleb-i halde ehl-i tefrit olan ve cemal-i slm
grmeyen ve nazar- sathiyle uzaktan slmiyete bakan hasm-
dindir. Fakat bazan, ehl-i ifrat olan, iyilik bilerek fenalk
eden dinin cahil dostlardr.
Beinci bela: Ehl-i tefrit ve ifrat olan barelerin ellerini
tutarak zulmata atan birisi de; her mecazn her yerinde
taharri-i hakikat etmektir. Evet mecazda bir dane-i hakikat
bulunmak lzmdr ki, mecaz ondan nev nema bularak
snbllensin. Veyahut hakikat, k veren fitildir; mecaz ise,
ziyasn tezyid eden iesidir. Evet, muhabbet kalbde ve akl
dimadadr. Elde ve ayakta aramak abestir...
Altnc bela: Nazar tams eden ve belgat setreden, zahire
olan kasr- nazardr. Demek ne kadar aklda hakikat mmkn
ise, mecaza tecavz etmezler. Mecaza gidilse de meali
tutulur. Bu srra binaendir: yet ve hadsin tefsir veya
tercmesi, onlardaki hsn ve belgat gsteremez. Gya
onlarca karine-i mecaz, aklen hakikatn imtinadr. Halbuki
karine-i mania,
akl olduu gibi hiss ve di ve makam.. daha baka ok
eyler ile de olabilir. Eer istersen Cennet-l Firdevs gibi
olan Delail-l 'caz'n iki yz yirmi birinci kapsndan gir.




--- sh:(Mu:78) ----
Greceksin: O koca Abdlkahir gayet hiddetli olarak byle
mteassifleri yanna ekmi, tevbih ve tekdir ediyor.
Yedinci bela: Muarrefi mnekker eden biri de: Hareke gibi
bir araz, ztiye ve eyniyeye hasrettiklerinden, "gayr- men
hve leh" olan vasf- cryi inkr etmek lzm geldiinden,
ems-i hakikat tarz- cereyanndan karlmtr. Acaba
byleler Arablarn slblarna hi nazar etmemilerdir ki:
Nasl diyorlar: Dalar bize rast geldi. Sonra bizden ayrld.
Baka bir da ban kard. Sonra gitti, bizden mfarakat
eyledi. Deniz dahi gnei yuttu.. ilh... "Miftah- Sekkak"de
beyan olunduu gibi; pek ok yerlerde san'at- beyaniyeden
olan kalb-i hayali, esrar- beyaniye iin istimal etmektedirler.
Bu ise deveran srryla malata-i vehmiye zerine messes
bir letafet-i beyaniyedir. imdi sermek olarak iki misal-i
mhimmeyi beyan edeceim. T ki o minval zerine
ileyesin. yle:
,....!_,-_.:!,.,_..,,,.,_.... .!_.,,.,
u iki yet gayet yan- dikkattirler. Zira zahire cmud,
belgatn hakkn chud demektir. Zira birinci yette olan
istiare-i bedia, o derece hararetlidir ki; buz gibi olan cmudu
eritir. Ve bulut gibi zahir perdesini berk gibi yrtar. kinci
yette belgat o kadar mstakar ve muhkem ve parlaktr ki,
seyri iin gnei durdurur. Evvelki yet,
. _. ,,
naziresidir. O da onun gibi bir istiare-i bediay tazammun
eylemitir. yle ki: Cennet'in evanileri ie olmad gibi
gm dahi deildir.




--- sh:(Mu:79) ----
Belki ienin gme olan mbayeneti bir istiare-i bediann
karinesidir. Demek ie effafiyetiyle, fidda dahi beyaz ve
parlaklk hasebiyle, gya Cennet'in kadehlerini tasvir etmek
iin iki nmunedirler ki Sni'-i Rahman bu leme gndermi.
T nefis ve mallaryla Cennet'e mteri olanlarn raabatn
tehyic ve itihalarn asn.
Aynen bunun gibi,
., _. .,, ,., _.
bir istiare-i bedia ondan takattur ediyor. O istiarenin zemini
ise, zemin ve suman mabeyninde hkm- hayal ile tasavvur
olunan msabakat ve rekabetin tahayyl zerine messestir.
Mezraas yledir ki; zemin kar ve bered ile tezemml veya
taammm eden dalaryla ve rengrenk besatniyle sslendii
gibi, gya ona rekabeten ve inaden suman dahi cibal ve
besatni andran rengrenk ile teekkl eden ve dalara
nazireler yapmak iin para para dalan bulutlaryla sarlp
cilveger oluyor. O da gibi para para bulutlar; sefineler
veyahut dalar veyahut develer veyahut bostan ve derelerdir
denilse, tebihte hata edilmemi olur. O cevvdeki
seyyarelerin oban ra'ddr. Kam gibi, berkini balar
zerine silkeleyip dolatryor. O msahhar sabihalar ise, o
bahr-i muhit-i havade seyr cereyan etmekle, mahere
tesadf etmi dalar andrrlar. Gya sema, su buharnn
zerratn ra'd ile silh bana davet ettii gibi.. "Rahat olun"
emriyle herkes yerine gider, gizlenir. Evet ok defa bulut
dan libasn giydii gibi, heykeli ile teekkl etmekle
beraber bered ve karn beyazyla televvn ve rutubet ve
brudetiyle tekeyyf eder. yle ise bulut ve da komu,
arkadatrlar. Birbirine levazmatn riye



--- sh:(Mu:80) ----
vermeye mecburdurlar. Bu uhuvvet ve mbadeleti Kur'an'n
ok yerleri gsterir. Zira bazan onu, onun libasnda ve tekini
berikinin suretinde bize gsterir. Hem de Tenzil'in pek ok
menazilinde da ve bulut birbirinin elini tutup musafaha
ettikleri vardr. Nasl kitab- lemin
bir sahifesi olan zeminde muanaka ve musafahalar ahiddir.
Zira umman- havada iskele hkmnde olan da tepesinde
lenger-endaz olduklarn gryoruz...
kinci yet:
_,- -,_, ,....! _,- _.:! ,
bir slba iaret ettii gibi, hTB,-W7 dahi bir hakikat
telvih eder. Demek caizdir ki, hD# lafzyla yle bir
slba iaret olsun. yle: ems, demiri altundan yaplm
mhezzeb, mzehheb, zrhl bir sefine gibi esrden olan ve
mevc-i mekfuf tabir olunan umman- semada seyahat ve
yzyor. Eer endan mstekarrnda lenger-endazdr. Lkin
o bahr-i semada o "zeheb-i zib" cereyan ediyor. Fakat o
cereyan araz ve teba ve tefhim iin mraat ve ihtiram
olunan nazar- hissiyledir. Fakat hakik iki cereyan vardr.
Olmaz ise de olur. Zira maksad, beyan- intizamdr. Esalb-i
Arab'da olduu gibi teba ise veya zt ise, nizamn nokta-i
nazarnda birdir.
Sniyen: ems mstekarrnda, mihveri zerinde mteharrik
olduundan o erimi altun gibi eczalar dahi cereyan ediyor.
Bu hareke-i hakikiye evvelki hareke-i mecaziyenin danesidir,
belki zenbereidir.






--- sh:(Mu:81) ----
Slisen: emsin mstekarr denilen taht- revanyla ve
seyyarat denilen asakir-i seyyaresiyle gp sahra-y lemde
seyr seferi, mukteza-y hikmet grnyor. Zira kudret-i
lahiye hereyi hayy ve mteharrik klmtr ve skn-u
mutlak ile hibir eyi mahkm etmemitir. Mevtin biraderi ve
ademin ammizadesi olan atalet-i mutlak ile, rahmeti
brakmam ki kaydedilsin. yle ise ems de hrdr. Kanun-
u lahiye itaat etmek artyla serbesttir, gezebilir. Fakat
bakasnn hrriyetini bozmamak gerektir ve arttr. Evet
ems, emr-i lahye temessl eden ve herbir hareketini
meiet-i lahiyeye tatbik eden bir l paasdr. Evet cereyan
hakik ve zt olduu gibi araz ve hiss de olabilir. Nasl
hakikdir, yle de mecazdir. Bu mecazn menar,
_,-
dir. slbun ukde-i hayatiyesine telvih eden lafz,
,....! dir.
Elhasl: Maksad- lahsi, nizam ve intizam gstermektir.
Nizam ise ems gibi parlyor.
_. ;, _.-! _
kaidesine binaen, nizam inta eden hareket-i ems veyahut
deveran arz, hangisi olursa olsun, asl maksad ihll etmedii
iin sebeb-i aslnin taharrisine mecbur deiliz. Mesel:
,.
nin elifiyle hffet hasldr. Asl ne olursa olsun, vav'a bedel
kaf dahi olsa fark etmez. Yine elif, elif ve hafiftir.




--- sh:(Mu:82) ----
aret: Bu tasviratla beraber hiss-i zahire istinaden; zahir,
mutaassbane bir cmud-u bridi gstermek, naslki belgatn
hararet ve letafetine mnafdir. yle de: Delil-i Sni' olan
nizam- lemin esas olan hikmetullahn ahidi olan istihsan-
aklye carih ve muhaliftir. yle mesel: Sbhan Da'na ok
fersahla uzak bir mesafeden mteveccih olsan ve istesen ki:
Sbhan senin cihat- erbaana mukabil gelse veyahut her
cihete mukabil olarak grmsn, bu tebdil ve tebeddle
lzm olan rahat bir sebebi olan ka hareket-i vaz'iye ile
birka adm atmak gibi en ksa yolu terk ve Sbhan Da gibi
dehetli bir cirm-i azmi seni hayrette brakacak bir daire-i
azmeyi kat'etmesini tahayyl veya teklif etmek gibi bir gayet
uzun yolu ve israf ve abesiyete acib bir misali, nizam- leme
esas tutmak, bence nizama cinayet etmektir. imdi insafla
nazar- hakikatla bu taassub-u brideye bak: Nasl istikra-i
tmmn ehadetiyle sabit olan bir hakikat- bahireye muaraza
ediyor. O hakikat ise budur: Hilkatte israf ve abes yoktur. Ve
hikmet-i ezeliye, ksa ve mstakim yolu terketmez. Uzun ve
mteassif yolu ihtiyar etmez. yle ise; acaba istikra-i tmmn
mecaza karine olmasndan ne mani tasavvur olunur ve neden
caiz olmasn?..
Tenbih: Eer istersen Mukaddemata gir. Birinci
Mukaddeme'yi sura ve nc Mukaddeme'yi kbra yap.
Sana netice verecektir ki: Ehl-i zahirin zihinlerini tevi eden,
felsefe-i Yunaniyeye incizablardr. Hatt o felsefeye fehm-i
yette bir esas- mselleme nazaryla bakyorlar. Hatt olu
lm bir kocakary gldrecek derecede bir misal budur ki:
Bazlar yle bir ztn kelmndaki





--- sh:(Mu:83) ----
fls-u felsefeyi, cevher-i hakikattan temyiz etmeyecek
dereceden pek ok derecede l olan o zt- nekkad, Krde
demi ki:
,.. _., ;,.,, ,...
Halbuki: Bu sz ile hkemann mezhebi olan ki: "Melaike-i
Kiram maddeden mcerreddirler" red yolunda tasrih ediyor
ki: "Melaike-i Kiram anasrdan mahluk ecsam-
nuraniyedirler." Onlar fehmetmiler ki: Anasr drt olduklar,
slmiyet'tendir. Acaba.. drtl ve unsuriyeti ve besateti,
hkema stlahatndan ve mzahref olan ulm-u tabiiyenin
esaslarndandr. Hi usl- slmiyeye taalluklar yoktur,
belki zahir mahedetle hkmolunan bir kaziyedir. Evet dine
temas olan her ey, dinden olmas lzm gelmiyor. Ve
slmiyet'le imtizac eden her bir madde, slmiyet'in
anasrndan olduunu kabul etmek, unsur-u slmiyet'in
hasiyetini bilmemek demektir. Zira kitab ve snnet ve icma'
ve kyas olan anasr- erbaa-i slmiye, byle maddeleri terkib
ve tevlid etmez.
Elhasl: Unsuriyet ve besatet ve erbaiyet, felsefenin
bataklndandr; eriatn maden-i safsinden deildir. Fakat
felsefenin yanl, seleflerimizin lisanlarna girdiinden, bir
mahmili sahih bulmutur. Zira selef, "drttr" dediklerinden
murad, zahiren drttr. Veyahut hakikaten ecsam- uzviyeyi
tekil eden mvellidlma ve mvellidlhumuza ve azot ve
karbon.. yine drttr.
Eer hr-fikirsen bu felsefenin errine bak: Nasl ezhan
esaretle sefalete atmtr. ferin, hrriyetperver olan hikmet-i
cedidenin himmetine ki, o mstebid hikmet-i




--- sh:(Mu:84) ----
Yunaniyeyi drt duvaryla zr zeber etmitir. Demek
muhakkak oldu ki: ytn delail-i i'caznn miftah ve esrar-
belgatn keaf, yalnz belgat- Arabiyenin madenindendir.
Yoksa felsefe-i Yunaniyenin destghndan deildir.
Ey birader!
Vakta ki kef-i esrar merak bizi u makama kadar getirdi.
Biz de seni beraber ektik. Seni taciz ettik. Hem senin ok
yorgunluunu dahi biliriz. imdi Unsur-ul Belgat ve i'cazn
miftah olan kinci Makale'nin ierisine seni gezdirmek
istiyorum. Sakn o makalenin ilak- slbu ve iinde
cilveger olan mesailin elbiselerinin perianiyeti, seni
temaasndan mteneffir etmesin. Zira ilak eden,
manasndaki dikkat ve kymettir. Ve perian eden ve znet-i
zahiriyeden mstani eden, manasndaki cemal-i ztiyesidir.
Evet, nazlanan ve istina gsteren nazeninlerin mehirleri
dikkattir. Ve menzilleri dahi kalbin sveydasdr. Bunlara
giydirdiim elbise, zamann modasna muhaliftir. Zira Krd
mektebi denilen yksek dalarda bym olduumdan
alaturka terzilie alamadm. Hem de ahsn slb-u beyan,
ahsn timsal-i ahsiyetidir. Ben ise grdnz veya
iittiiniz gibi, halli mkil bir muammaym...
, ,












--- sh:(Mu:85) ----












Unsur-ul Belgat






--- sh:(Mu:86) ----

_
,,. _.. ,..! , .! ,.,,L!

kinci Makale

Belgatn ruhuna taalluk eden birka mes'elenin
beyanndadr.

Birinci Mes'ele

Tarih lisan- teessfle bize ders veriyor ki: Saltanat- Arabn
cazibesiyle a'cam, Arablara muhtelit olduklarndan; Kelm-
Mudar'nin melekesi denilen belgat- Kur'aniyenin madenini
mevve ettikleri gibi, yle de acemlerin ve acemlerin
belgat- Arabiyenin san'atna girdiklerinden fikrin mecra-y
tabisi olan nazm- manden, zevk-i belgat nazm- lafza
evirmilerdir. yle ki:
Efkr ve hissiyatn mecra-y tabisi nazm- mandir. Nazm-
man ise mantkla meyyeddir. Mantn slbu ise
mteselsil olan hakaika mteveccihtir. Hakaika giren fikirler
ise, karsnda olan dekaik- mahiyatta nafizdirler. Dekaik-
mahiyat ise, lemin nizam- ekmeline




--- sh:(Mu:87) ----
mmidd ve mstemiddirler. Nizam- ekmelde herbir hsnn
menba olan hsn- mcerred mndemitir. Hsn- mcerred
ise mezy ve letaif denilen belgat ieklerinin bostandr.
ieklerin bostan, cinan- hilkatte cilveger olan, ezhara
peresti eden ve ir denilen blbllerin naamatdr.
Blbllerin naamatna aheng-i ruhan veren ise, nazm-
mandir. Hal byle iken, Arab'dan olmayan dahl ve tufeyl
ve acemler, belgat- Arabiyede deba srasna gemeye
altklarndan, i rdan kt. Zira bir milletin mizac o
milletin hissiyatnn menei olduu gibi lisan- millsi de,
hissiyatnn ma'kesidir... Milletin emziceleri muhtelif olduu
gibi, lisanlarndaki istidad- belgat dahi mtefavittir.
Lsiyyema Arab lisan gibi nahv bir lisan olsa... Bu srra
binaen cereyan- efkra mecra ve belgat ieklerine
imengh olmaya ok derece nks ve ksa ve kuru ve kr'av
olan nazm- lafz; mecra-y tabisi olan nazm- manaya
mukabele ederek belgat mevve etmitir.
Zira acemler s'-i ihtiyar veya sevk-i ihtiyala lafzn tertib ve
tahsinine ve man-i lgaviyenin tahsiline daha ziyade
muhta olduklarndan ve elfaz, mecra olmak cihetiyle daha
sn ve daha zahir ve nazar- sathye daha munis ve hevam
gibi avamn nazarlarn daha cazibedar ve avamperestane
nmayilere daha mstaid bir zemin olduundan, elfaza daha
ziyade sarf- himmet etmilerdir... Yani ne kadar bir mesafe
kat'ederse nlerine ok ma'a' sahralar kendilerini
gstermek annda olan tertib-i mande olan tagalgulden
zihinlerini evirip, elfaz arkasna koup, dolayorlar.
Mannin tasavvurlarndan sonra elfazn arkasna gitmekle
fikirleri atallamtr. Gide gide elfaz manaya galebe




--- sh:(Mu:88) ----
etmekle istihdam ederek; lafz, manaya hizmet etmek olan
kaziye-i tabiiye aksine evrildiinden, tabiat- belgattan
byle lafzperest mutasallflarn san'atna kadar.. yok belki
tasannularna uzun bir mesafe girmitir. Eer istersen Harr
gibi bir dhiye-i edebin Makamat'na gir, gr! O dhiye-i
edeb nasl hubb-u lafza malub olarak lafzperestlik hevesi o
kymetdar edebini lekedar ettii gibi lafzperestlere de bast-
zr etmitir ve nmune-i imtisal olmutur. Onun iin o koca
Abdlkahir bu hastal tedavi etmek iin Delail-i 'caz ve
Esrarl Belgat'n bir slsn onun illarndan
doldurmutur. Evet lafzperestlik bir hastalktr, fakat
bilinmez ki hastalktr...
Tenbih: Lafzperestlik nasl bir hastalktr.. yle de;
suretperestlik ve slbperestlik ve tebihperestlik ve
hayalperestlik ve kafiyeperestlik imdi filcmle, ileride ifrat
ile tam bir
hastalk ve manay kendine feda edecek derecede bir maraz
olacaktr. Hatt bir nkte-i zarafet iin veya kafiyenin hatr
iin, ok edib edebde edebsizlik etmeye imdiden
balamlardr. Evet lafza znet verilmeli, fakat tabiat- mana
istemek artyla.. ve suret-i manaya hamet vermeli, fakat
mealin iznini almak artyla.. ve slba parlaklk vermeli,
fakat maksudun istidad msaid olmak artyla.. ve tebihe
revnak vermeli, fakat matlubun mnasebetini gze almak ve
rzasn tahsil etmek artyla.. ve hayale cevelan ve aaa
vermeli, fakat hakikat incitmemek ve ar gelmemek ve
hakikata misal olmak ve hakikattan istimdad etmek artyla
gerektir.
* * *




--- sh:(Mu:89) ----

kinci Mes'ele

Kelmn hayatlanmas ve nev nemas; manalarn
tecessmyle ve cemadata nefh-i ruh etmekle bir mkleme
ve mbahaseyi ilerine atmaktr. yle: Deveran ile tabir
olunan vcudda ve ademde iki eyin mukarenetiyle biri
tekisine illet ve me'haz ve mene' zannolunmas olan itikad-
rf zerine messes olan malata-i vehmiye stne mebni
olan kuvve-i hayalden ne'et eden sihr-i beyanyla sehhar gibi
cemadat hayatlandrr, birbiriyle syletir. lerine ya adaveti
veya muhabbeti atar. Hem de manalar tecessm ettirir, hayat
verir, iinde hararet-i gariziyeyi derceder.
Eer istersen grltl menzil tlakna ayeste olan bu beyte
gir:
.L. ,- _. .-; _.,..
_,. _ _.,! , ,..; ,..- ,
Yani: "Mumatala-i hak perdesi altnda hulf-l va'd benimle
konuuyor. Der: Aldanma!.. Onun iin sinemde midlerim
ye's ile kavgaya baladlar, o mtezelzil hane olan sadrm
harab ediyorlar." Greceksin nasl ir-i sahir emel ve ye'si
tecsim etmekle hayatlandrarak nemmam olan ihlafn
fitnesiyle bir muharebe ve muhasamay temsil eyledi. Gya
sinematoraf gibi bu beyt senin aklna r'ya grnyor. Evet
bu sihr-i beyan bir nevi tenvim eder.
Veyahut yerin yamur ile muaaka ve ekvasn dinle! te:
,..,! , .. ,,,! .,,. _,; _::

--- sh:(Mu:90) ----
Yani: Yamurun ge gelmesini ona teekki eder. Mahbubun
az suyu gibi suyunu emer. Acaba yeri Mecnun, sehab
Leyla haletlerinde bu iir sana tahyil etmiyor mu?
Tenbih: Bu iiri gzel gsteren iindeki hayalin hakikate bir
derece mabehetidir. Zira yamur gecikse sonra gelse toprak
vz vz gibi bir savt kartarak suyunu eker. Bu hali gren
geliine ve iddet-i ihtiyacna intikal ettiinden, mehur
deverann srryla ve tevehhmn tasarrufatyla bir muaaka
ve mkleme suretine ifra eder.
aret: Herbir hayalde bu iznk gibi bir dane-i hakikat
bulunmak arttr...
* * *

nc Mes'ele
Kelmn elsine-i fahiresi veyahut cemali ve sureti, slb
iledir. Yani kalb- kelm iledir. yle ki: Ya dikkat-i nazar
veya tevaggul veya mbaeret veya san'atn telakkuhuyla
hayalde tevelld eden temaylatn hususiyatndan teekkl
eden suretlerden terekkb eden istiare-i temsiliyenin paralar
telahuk ettiklerinden tenevvr ve teerrb ve teekkl eden
slb, kelmn kalb olduu gibi, cemalin madeni ve hulel-i
fahirenin destghdr. Gya akln borazan denilmeye yan
olan irade ses etmekle, kalbin karanlk kelerinde yatan
manalar plak, yaln ayak, ba ak olarak ktklarndan
mahall-i suver olan hayale girerler.
O hazinet-l hayalde bulduklar sureti giyerler. En ekall bir
yazmay sarar. Veya bir
pabucu giyer, lakal




--- sh:(Mu:91) ----
bir nian ile kar. Hi olmazsa bir dme ile veya bir kelime
ile kendinin nerede terbiye olduunu gsterir.
Eer bir kelmn -fakat tabiattan km bir kelmn-
slbunda im'an- nazar edersen, kendi san'at iinde ileyen
mtekellimi o yine-misal slbun iinde greceksin. Hatt
nefsini nefesinden ve sesinden; mahiyetini nefsinden
(frmesinden) tevehhm ve mizac ve san'atn kelmyla
mmtezic tahayyl etsen, Hayaliyyun mezhebinde muateb
olmuyorsun. Eer tereddd ile senin hayalin, hastal var ise
Kaside-i Br'iyye'den olan
,.. . _,. _. _..! _,...,
,..! ,.- ,,!, ,,.-.! _.
olan bmarhaneye git, gr! Nasl hakm-i Busayr, istifrala
ve nedametin perhiziyle sana reete yazar. Eer itihann
almasyla slb denilen hakikatn iesindeki zlal-i mana
nasl kendine muvafk ve nasl imtizac etmesini seyretmek ve
o zlali imeye itihan var ise meyhaneye git ve de: "Ey
meyhaneci, kelm- belig nedir?" Elbette onun san'at onu
yle sylettirecek:
Kelm- belig, ilim denilen mleklerde piirilen ve hikmet
denilen byk kplerde duran ve fehm denilen szge ile
szlen b- hayat gibi bir manay, zrefa denilen skiler
dndrp efkr ier; esrarda temei etmekle hissiyat
ihtizaza getiren kelmdr.
Eer byle sarholarn szlerinden holanmyorsan suyun
mhendisi olan Hdhd- Sleyman'n Sebe'den getirdii
nebe' ve haberi dinle!.. Nasl inzal-i Kur'an ve ibda'- semavat
ve arz eden Zlcelal'in tavsifini etmitir.



--- sh:(Mu:92) ----
Hdhd diyor: "Bir kavme rast geldim. Zemin ve sumandan
mahfiyat karan Allah'a secde etmiyorlar..." Bak evsaf-
kemaliye iinde Hdhd'n hendesesine telvih eden vasf-
mezburu yalnz ihtiyar eyledi.
aret: slbdan muradm kelmn kalbdr ve suretidir.
Bakalar baka diyorlar. Ve belgata faidesi, kssatn
tefarkn ve perian olan paralarn iltiham ve bititirmektir.
T kaide-i "Bir ey sabit olursa levazmyla sabittir" srryla
bir cz' tahrik etmekle kssatn klln ihtizaza getirmektir.
Gya mtekellim, slbun bir kesini muhataba gsterse,
muhatab kendi kendine velev bir derece karanlk olsa da
tamamn grebilir.
Bak nerede olursa olsun "mbareze" lafz pencere gibi
meydan- harbi, iinde harb olarak sana gsterir. Evet ok
byle kelimeler vardr. Hayalin sinematorafisi denilse
caizdir.
Tenbih: slb meratibi pek mtefavittir. Bazan o kadar latif
ve rakiktir ki, nesim-i seherden daha heste eser. Bazan o
kadar gizli oluyor ki, bu zamann harbinin diplomatlarnn
desais-i harbiyelerinden daha mesturdur. Bir diplomatn
kuvve-i mmesi lzmdr, t istimam edebilsin.
Ezcmle: _ Suresinde
,,., _ , ,.L-! _,- _.
ive-i ifadeden, Zemaher
; .,.! _! ,,, _.
slbunu istimam etmitir. Evet insan isyanla Hlkn
emrine kar manen mdafaa ve mbareze eder...
* * *


--- sh:(Mu:93) ----

Drdnc Mes'ele

Kelmn kuvvet ve kudreti ise; kelmn kuyudat birbirine
cevab vermek ve keyfiyat birbirine muavenet etmekle
umumen karnca kaderince, asl garaza iaret ve herbiri
parman maksad zerine brakmak ile
,,: ,..-! :._! _,.-,,..-,_. ..,.,.
dsturuna timsal olmaktr. Demek kuyudat zenav gibi
veyahut dereler gibi.. maksad ise ortalarndan istimdad edici
bir havuz gibi olmak gerektir.
Elhasl: Zihnin ebekesi stnde tersim olunan ve nazar- akl
ile alnan suret-i garaz, mevve olmamak iin, tecavb ve
teavn ve istimdad lzmdr.
aret: Bu noktadan intizam ne'et etmekle tenasb tevelld
edip hsn cemal parlar. Eer istersen Rabb-i zzet'in
kelmna teemml et... Ezcmle: Zerresi byk bir ta kadar
byk olan azabdan tahvif ve insan, kalk ve tahammlsz
olduklarn gstermek iin sevk edilen
,, ,.. _. -.. ,,. .. _.!,
olan yete bak. Naslki "eyi zddndan in'ikas ettirmek" olan
kaide-i beyaniyeye binaen tehvil ve tahvif iin azabn bir
parasnn derece-i tesirini gstermek istediinden, kllet olan
esas- maksada, nasl kelmn her taraf elini oraya uzatp
kuvvet veriyor.
yle: ; lafzndaki tekik ile tahfif ve , .. deki yalnz
temas ve -.. maddesinde ve sgasnda

--- sh:(Mu:94) ----
ve tenkirindeki taklil ve tahkir.. ve _. deki teb'iz ve nekale
bedel ,.. zikrindeki tehvin ve ,, deki ma-i rahmet,
umumen taklili gstermekle, azab nihayet derecede ta'zim ve
tehvil eder.
Zira az byle olursa, oundan Allah esirgesin...
Tenbih: Bu sana sermektir. Yazabilirsen mek et. Zira btn
yt- Kur'aniye bu intizam ve tenasb ve hsne
mazhardrlar. Fakat makasd bazan mtedhilen
mteselsildir. Her birinin tevabii tekiyle mukarin olur, fakat
muhtelit olmaz. Dikkat etmek gerektir. Zira nazar- sath
byle yerlerde ok halt eder.
* * *

Beinci Mes'ele

Kelmn servet ve vs'ati ise; -nasl suret-i terkib, nefs-i
maksad gsterir. yle demstetbeatnn telmihatyla ve
esalbin iaratyla garazn levazm ve tevabiini gstermek ve
ihtizaza getirmektir. Zira telmih ve iaret ise, skin olan
hayalt ihtizaza ve skit olan cevanibini sylettirmekle
kalblerin en uzak kelerindeki istihsan ve alklamay
tehyic etmeye byk bir esastr. Evet telmih ve iaret ise
yolun etrafn temaa ile tenezzh etmek iindir. Kasd ve
taleb ve tasarruf iin deildir. Demek mtekellim onda mes'ul
olmaz. Eer istersen bu beyitlerin ilerine gir. Bir derece
seyre yan noktalar vardr:



--- sh:(Mu:95) ----
te al olan atna binmi, nazenin karsnda genlenmek
isteyen ihtiyar babann sakalnn iine bak, belgatn ok
anahtarlarn bulacaksn. Al kaplar a, ite:
,.! _., ,.,. ..,! ,. ,, , ,,, ,!.
Yani: Dedi: "htiyar oldun." Dedim: "Deildir; belki mesaib-i
dehrin grltsnden ayaklar altnda kp sakalma konmu
bir beyaz gubardr."
Hem de:
,.;,_,! ,...:. ;.,,..!_.. ,.,, ;,
Yani: Sakalmn beyazlanmakla parlamas seni korkutmasn.
Zira nur-u mtecessim gibi dimadan erimi sakaldan mecra
bulup kendini gsteren fikir ve edebin tebessmdr.
Hem de:
,,:. _,. ; ,.. ,. ,,, _,. ,... . ,.,.,
Yani: Gece gibi genlikte gzn nevm-i gaflette dalm,
ancak subh-misal olan sakaln beyazyla uyanabildi.
Hem de:
.:- _ _.-, .. _...,, _.,.! ,L! ....,
Yani: Ciriti istemek yolunda, sabah, atmn yzne yed-i
beyzasyla bir tokat vurdu. Atm dahi ksasn almak iin
tayyar olan subha eriti, yere vurdu, iinde drt ayayla
gezindi. Demek atm al'dr.
Hem de:
_,-!, ,..!_ .,,..,,.,,,L-...-.,_,. ;.






--- sh:(Mu:96) ----
Yani: Kalbim maukumun kemeri gibi hareket ve hh
etmekte; onun kalbi ise onun bilezii gibi skn ve
skttadr. Demek beli ince, bilei kaln olduu gibi; kalbim
mtak, onun kalbi mstanidir. Demek hsn ve ak ve
istinay ve itiyak bir ta ile vurmutur.
Hem de:
_.-.! ,.,-! _. _...,! ,,,...-L,,-!.,-._.!,
Yani: Tacir-i Yemen gibi yamurdan gelen sel, yklerini,
eskallerini gabt sahrasna att. Naslki bir tccar akamda bir
kye gelse, gecede kyller rengrenk eyalarn satn alsalar;
sabahleyin herkes bir renk ile sslenmi olduu halde
evinden kyor. Hatt kyn oban dahi krmz bir mendili
balyor. yle de, sel sahraya ykn att gibi ticaret-i
hafiyeye benzer imtizacat- kimyeviye ile ieklerin
nazeninlerine gya rengrenk elbise alnr, dikilir. Hatt
ieklerin oban tlakna yan olan kefne (1) ban
krmzlatryor.
Hem de:
_.-!,,.!_, .-!...,,..,,.-!_.,..! ,..
Yani: "Vefa, gavr- in'idama ekildi.. tufan- gadr feverana
balad. Kavl ve amel ortasnda uzun bir mesafe ald..."
Uzaa gitmek istemiyorsan bu makalenin bir para mkabline
nazar et. Bu mes'eleye nmune olmak iin ok paralar
bulacaksn. Ezcmle: "ytn delail-i i'caznn miftah ve
esrar- belgatnn keaf yalnz



(1): Dikenli, ihrak edilir bir da mahsuldr.



--- sh:(Mu:97) ----
belgat- Arabiyedir. Felsefe-i Yunaniye deildir." Veyahut
makale-i lda olan mes'ele-i lnn htimesindeki iarete
bak. te "Hilkat denilen eriat- ftriye, meczub ve misafir
olan kre-i arza farz etmitir ki: emse iktida eden yldzlarn
safnda durmak, zuz etmemek... Zira zemin zevciyle
beraber
_,-.. ..,
demilerdir. Taat ise cemaatle daha ahsendir."
imdi teemml et! Bu misaller, kar ve arkalarndan yle
makamat gsterir ki, arkalarndan baka makamat hayal-
meyal gibi ban karyor.
* * *

Altnc Mes'ele

Kelmn semerat ise; tabakat- muhtelifede, suver-i
mteaddidede teekkl eden mandir. yle: Kimya'ya aina
olanlara malmdur. Bir maddeyi, mesel altun gibi bir unsuru
istihsal edildii vakit, makine veya fabrika ile mteaddid
borular ile muhtelif teressbatyla, mtenevvi' teekklat ile
tabakat- mtefavitede geer. En nihayet ondan bir ksm
tahassl eder. Kelm denilen man-i mtefavitenin
fotorafyla alnm muhtasar bir haritann istiab ettii gibi.
Mefahim-i mtefavitenin suret-i teekkl budur ki, tesirat-
hariciyeden kalbin bir ksm ihtisasat ihtizaza gelmekle
myulat tevelld eder. Ondan heva manalar bir derece akln
nazarna ilimekle, akl kendine mteveccih



--- sh:(Mu:98) ----
eder. Sonra o buhar halindeki mana bir ksm tekasf etmekle
temaylat ve tasavvuratn bir ksm muallak kalp bir ksm
dahi takattur ettiinden akl ona rabet gsterir. Sonra mayi
halindeki ksmdan bir ksm tasallb ve tahassl ettiinden,
akl onu kelm iine alyor. Sonra o mtesallibden bir resm-i
mahsus ile temessl ve tecelli ettiinden, akl onun kametine
gre bir kelm- mahsus ile onu gsterir. Demek mteahhs
olan, kelmn suret-i mahsusas iine alyor. Ve tasallb
etmeyeni fehvann eline verir. Ve tahassl etmeyeni iaret ve
keyfiyet-i kelma ykler. Ve takattur etmeyeni kelmn
mstetbeatna havale eder. Ve tebahhur etmeyeni slbun
ihtizazatna ve kelm ile refakat eden mtekellimin etvaryla
rabteder.
te bu silsilenin borularndan ismin msemmas ve fiilin
manas ve harfin medll ve nazmn mazrufu ve heyetin
mefhumu ve keyfiyatn mermuzu ve mstetbeatn
marnileyhleri ve hitab teyi' eden etvarn muharrikleri,
hem de "Dlln bil-ibare"nin maksudu ve "Dlln bil-
iaret"in medll ve "Dlln bil-fehva"nn mefhum-u kyassi
ve "Dlln bil-iktiza"nn mana-y zarursi ve daha baka
mefahim umumen bu silsilenin birer tabakasndan in'ikad
eder ve u madenden kar.
Eer seyretmek istersen kendi vicdanna bak, u meratibi
greceksin. yle: Senin mahbubun vakta gznzn
penceresinden ua ve berk-i hsnn vicdannza ilka ederse,
o ak denilen nr- mukade birden yandrmaya baladndan,
hissiyat iltihaba balamakla, ml ve myulat dahi heyecana
gelip birden o mller st kattaki hayalin tabann deler.
mdad istediklerinden o hazinet-l hayalde safbeste-i hareket
ve mahbubun mehasinini



--- sh:(Mu:99) ----
ellerinde tutmu veyahut onun mehasinini hatra getirmekle
tasvir eden, bakasnn mehasini ile iba' olunmu olan
hayalt ise o mlin imdadna koarlar; beraber hcum edip
hayalden lisana kadar inmekle beraber zll-i visale olan
meyli arkalarnda ve firaktan olan teellm sada ve ta'zim
ve te'dib ve itiyak sola ve terahhum ve ltfu iktiza eden
mahbubun mehasinini nlerine ve hediye olarak medihann
gerdann ve senann drrlerini ellerine almakla beraber o
...; _.. ...! ,..!
tlakna yan olan o atei sndrmek iin zll-i visali
celbeden tavsif-i bil-fezail ile arz- hacet ederler.
te bak ka tabakatta bildiin manadan baka ne kadar man
balarn karp grnyor. Eer korkmuyorsan bn-i
Fard'n veya Ebu Tayyib'in gzlerinden mdhi olan
vicdanlarna bak. Ve vicdann tercman olan
..,. _.! _.- ; _,L! -.,.., _ .,, L-.!. ,.,.
Hem de
,, ,!.,_.; _..._ _ ,, ..:-;, _,-..
Hem de
.. .. ,._,. :,...! :..! _... ..- .
Hem de
_,_.-!_._,,_ _..,.,..-!_. _.,._.. _.:-
gr ve dinle ki, endan gzleri Cennet'te tenezzh eder. Fakat
vicdanlarndaki Cehennem tazib eder. yle de mehasinine






--- sh:(Mu:100) --
iaret ve istinasna remz ve teellm- firaka ma ve evke
tasrih ve taleb-i visale telvih ve terahhumunu celbeden
hsnne tansis etmekle beraber hissiyatn tahrik eden heyet-i
etvaryla ok hayalt- rakikay gstermilerdir.
aret: Nasl bir hkmetin intizamnda, her memura istidad
nisbetinde, vazife derecesinde, hizmet miktarnca cret
vermek lzmdr. yle de, byle meratib-i mtefaviteden
ihtilat eden manalar ise, garaz- kll olan mesk-u lehl-
kelmn merkezine kurbiyet nisbetinde ve maksuda hizmet
derecesinde herbirine inayet ve ihtimamda hisse ve
nasiblerini taksim-i dil ile tefrik etmek gerektir. T ki, o
muadeletle intizam ve o intizamdan tenasb ve o tenasbden
hsn- vifak ve o hsn- vifaktan hsn- muaeret ve o hsn-
muaeretten kelmn kemaline bir mizan-t ta'dil kabilsin.
Yoksa vazifesi hizmetkrlk ve tabiat ocukluk olanlar,
byk rtbeye girmekle tekebbr eder. Tekebbr etmekle
tenasbn bozup muaereti tevi eder. Demek kuyudat-
kelmn istidadlarn nazara almak gerektir. Evet hereyi
istidad nisbetinde terfi' etmek lzmdr. Zira grnyor ki
gz, burun gibi bir a'za ne kadar gzel olursa, hatt altundan
olursa, haddinden byk olduu halde sureti irkin eder.
Tenbih: Nasl bazan en kk bir nefer bir hizmete mesel
dman ordusuna kef-i rze gider, mir gidemez veyahut
bir kk talebe yapt ii byk bir lim yapamaz. nki
byk adam her eyde byk olmak lzm gelmez. Herkes
kendi san'atnda byktr. Kezalik o man-i mtezahime
iinde bazan bir kk






--- sh:(Mu:101) --
mana riyaset eder. O kymettar oluyor. Zira onun vazifesi
imdi gelecek bir esbab ile ehemmiyetlidir. Buna iaret eden
ve kymetine menar olan sarih hkm ve lzm- karibinin
adem-i salahiyetidir ki, onun hatras iin irsal-i lafz ve sevk-i
hitab edilsin ve kelm dahi postaclk etsin. Zira ya bedih ve
malmdur.. grnyor veyahut hafif ve zayftr, asl garazda
ehemmiyeti yoktur. Veyahut onu hsn- telakki ve kabul
edecek ve ona kulak verecek muhatab yoktur. Veyahut
mtekellimin haline muvafakat ve tekellme d olan arzuya
hizmet edemez. Veyahut muhatabn e'n ve haysiyetine
imtiza, istimza edemez. Veyahut kelmn makamnda ve
mstetbeatn tevabiinde ecnebi grnyor. Veyahut garazn
muhafazasna ve levazmn tedarikine mstaid deildir.
Demek her bir makamda bu esbablardan yalnz birinin sz
dinlenir. Fakat umumen ittihad etseler, kelm en yksek
tabakaya kartyorlar.
Htime
Baz man-i muallaka vardr ki, bir ekl-i muayyenesi ve bir
vatan- hususiyesi yoktur. Mfetti gibi herbir daireye girer.
Baz kendine husus bir lafz takyor. Bu muallakatn bir
ksm ise harfiye ve hevaiye gibidir. Baka kelime onu
derununa eker. Bazan bir cmleye belki bir kssate nfuz
eder. Ne vakit o cmleyi ezdirirsen ruh gibi o mana takattur
eder. Mesel hasret ve itiyak ve temeddh ve teessf il
hir.. gibi manalardr...
* * *







--- sh:(Mu:102) --

Yedinci Mes'ele

Belgatn ukde-i hayatiyesi, tabir-i dier ile beyann felsefesi
veyahut iirin hikmeti ise; hariciyatn nevamisi ve mekayisini
temessl etmektir. yle: Hakaik-i hariciyedeki kanunlar
kyas- temsil cihetiyle ve deveran tarkiyle ve vehmin
tasarrufuyla irane olan maneviyat ve ahvalde
yerletirmektir. Demek yine gibi hariten in'ikas eden
hakikatn ualarn temessl eder. Gya kendi san'at-
hayaliyesiyle ve nak- kelmsiyle hilkat ve tabiat taklid ve
muhakt eder. Evet kelmda hakikat olmaz ise de, en ekall
ebih ve nizamndan istimdad etmek ve onun danesi zerinde
snbllenmek gerektir. Fakat her
danenin mahsus bir snbl vardr. Bir buday bir aa kadar
snbllenmez. Felsefe-i beyan nazara alnmaz ise; belgat
hurafat gibi hayal gul gibi smi'e hayretten baka bir faide
vermez.
aret: Felsefe-i beyaniyeye mabih, Nahv'in dahi bir
felsefesi vardr. O felsefe ise, vzn hikmetini beyan eder.
Ktb- Nahiv'de mezkr olan, mnasebat- mehure zerine
messestir. Mesel bir mamule iki mil dhil olmaz. Ve "hel"
lafz fiili grd gibi sabretmez, visal ister. Hem fil
kuvvetlidir, kav olan zammeyi kendine gasbeder. Mesel,
hari ve kinatta cari olan kanunlarn birer aks-i misalsidir.
Tenbih: Bu mnasebat- Nahviye ve Sarfiye olan hikmet-i
vz' ise; felsefe-i beyan derecesinde olmaz ise de, pek byk
bir kymeti vardr. Ezcmle: stikra ile sabit olan ulm-u
nakliyeyi, ulm-u akliyenin suretlerine eviriyor.
* * *

--- sh:(Mu:103) --

Sekizinci Mes'ele

Man-i beyaniyenin alamas ve telkhi ve manalarn
becayi ve inklablar kelimenin mana-y hakiksi, ya garaz
veyahut mana-y muallakadan birisini teerrb ve iine cezb
etmektir. Zira iine girdii vakit sahib-l beyt olan hakikata
ve esasa dnyor. Ve asl lafzn sahibi olan mana ise bir
suret-i hayatiyeye dnyor. Ona meded verir. Ve
mstetbeattan istimdad eder. Bu srdandr ki kelime-i
vhidenin man-i mteaddidesi oluyor. Ve becayi ve
telkhat bundan kar. Bu noktadan gaflet eden, byk bir
belgat kaybeder...
aret: Bir ey merkeb ve binilmi ise _.. lafzna mstehak
olduu gibi, zarf gibi iine aldndan _ lafzn ister.
,-,! _ _,- gibi. Hem de bir ey let olduundan ..
lafzn ister. ,. .!. _L .! ,.-. gibi. Ve mekn ve
merkeb olduundan
_ ,_ _.. lafzlarn dahi ister. Hem de gaye
olduundan _! ,_ _.- lafzlarn ister. llet ve zarf
olduundan
,; ve _ lafzlarn dahi ister.
,....! _,- _.:! ,
gibi. te sermek; sen de kyas edebilirsen et!..

--- sh:(Mu:104) --
Tenbih: Bu mtedhil manalarn hangisi daha ziyade senin
garazna temas eder ve maksada sla-i rahm vardr. leriye sr
ve izhar et. Bkileri ona teyi' edici yaptr. Yoksa senin tarz-
ifaden hamet ve znet-i beyaniyeden plak olacaktr.
* * *

Dokuzuncu Mes'ele

rade-i cz'iyeyi ve tasavvur-u basiti ciz brakan kelmn
yksek tabakas udur ki: Mtedhilen mteselsil olan
makasdn taaddd ve mtenasilen murtabt olan metalibin
teselsl ve netice-i vhideyi tevlid eden asllarn itima ve
her biri ayr ayr semere veren fru'-u kesrenin istinbatna
istidad veya tazammunu iledir. yle ki:
Maksad-l makasd olan en uzak ve yksek hedef-i garazdan
ayrlp gelmekte olan maksadlar birbirine murtabt ve
birbirinin noksaniyetini tekmil ve komuluk hakkn eda
etmekle, kelma vs'at ve azamet verir. Gya birini
vaz'etmekle teki ve dieri ve bakasn ve daha bakasn
vaz'eder. Ve sa ve solda ve her cihetin nisbetini gzetmekle
birden o makasd, kelmn kasr- meyyedesine kuruyor.
Gya ok akllar kendi aklna muavenet etmek iin istiare
etmi, istihdam ediyor. Sanki o mecmu-u makasdda herbir
maksad, tesaviri mtedhileden mterek-n fh bir czdr.
Nasl mtedhil tasvirlerde siyah bir noktay bir ressam
koysa; o nokta birinin gz tekisinin yznn hali,
berikisinin burnunun delii, bakasnn az olduu gibi
kelm- lde dahi yle noktalar vardr.



--- sh:(Mu:105) --
kinci Nokta: Kyas- mrekkeb ve mteaab srryla metalib
tenasl edip teselsl
etmektir. Gya mtekellim o metalibin beka ve tenaslnn
bir tarih-i tabisine iaret eder. Mesel lem gzeldir. Demek
snii, hakmdir. Abes yaratmaz, israf etmez, istidadat
mhmel brakmaz. Demek intizam daima tekmil edecek.
Cierikf ve tahammlsz ve emel ldrc btn kemalt
zr zeber eden hicran- ebed olan ademi, insana musallat
etmez. Demek saadet-i ebediye olacaktr. nc Makale'nin
ikinci ehadetinin mukaddemesinde nbvvet-i mutlakann
mebhasinde insann hayvandan nc cihet-i fark, buna iyi
bir misaldir.
nc Nokta: Netice-i vhideyi tenatc eden usl-
mteaddideyi cem' ve zikretmektir. Zira herbir asln yksek
netice ile kasden ve bizzt irtibat olmaz ise, lakal bir derece
ihtizaza ve inkiafa getirir. Gya usl denilen mezahir ve
yinelerin ihtilafyla ve netice ve mtecellinin vahdetiyle
maksadn tecerrdne ve ulviyetine ve hayat- lem denilen
deveran- umum tesmiye olunan hayat- klliye ile yd
edilen hakikatyla kelmn kuvve-i hayatiyesinin ittisaline
iarettir. nc Makale'nin hirindeki nc maksadda
olan birinci maksad buna bir derece misaldir. Hem de
nc Makale'de Drdnc Mes'ele ve meslekten olan
iaret ve irad ve tenbih ve muhakeme buna misaldir.
.,.-!.._.-.;,, ,._., ;,.! ,.._.!_.-,!,_! ,L..
,,:.! _.. ;.,. ; .. ;..- _.! _,,.L.! ...,- _






--- sh:(Mu:106) --
Evet Rabb-i zzet'in kelmna dikkat edilse bu hakikat her
yerde nur gibi parlar. Evet nur gibi kelerinde ve
mekat'larnda itima edip zll-i belgat fkryor. Nefrin o
zahirperestlere ki bu hakikatten gaflet edip tekrara
hamlediyorlar.
Drdnc Nokta: Kelm yle ifra etmek ve istidad
vermektir ki: Pek ok fru'larn tohumlarn mutazammn ve
pek ok ahkma me'haz ve pek ok manye ve vcuh-u
muhtelifeye delalet etmektir. Gya bu istidad tazammun ile
kelmn kuvve-i nmiyesinin kuvvetine telvih eder ve
haslatnn kesretini gsterir. Sanki o fru' ve vcuhlarn
maheri olan mes'elede cem'eder, t ki mezaya ve mehasinini
mvazenet edip herbir fer'i bir garaza sevk ve herbir vechi bir
vazifeye tayin eder.
;,.!..-..-! ,.. _._. .,.._.. ._! ,L..
..,! _... ;.,,! .,-. ,,- ..., ,! ..,
Evet kssa-i Musa mehur darb- meseldeki tefarik-ul asdan
daha nfi'dir. Nasl o as ne kadar paralansa yine bir ie
yarar. Kssa-i Musa dahi yledir. Bu hsiyetine binaendir ki,
Kur'an yed-i beyza-i mu'ciz-l beyaniyle o kssay ald. Ve
suver-i mteaddidede gsterdi. Herbir ciheti hsn- istimal
etti. Fenn-i beyann seharesi, belgatna secde ber zemin-i
hayret ve muhabbet ettiler.
Ey birader! Bu mes'elede olan hayal-meyal belgat, bu esalb
ile sana yle bir ecereyi tersim eder ki; cesm






--- sh:(Mu:107) --
urku mtebike, uzun boumlar mtenasika ve mteaib
dallar mteanika, meyve ve semerat mtenevvia olan bir
ecere-i hakikat sana tasvir eder. Eer istersen Altnc
Mes'ele'ye temaa et. Zira endan mevve ise bir derece bu
mes'elenin bir parasna misal olabilir.
Tenbih ve tizar: Ey birader! Bilirim ki u makale sana gayet
mulak grnyor. Fakat ne are mukaddemenin e'ni icmal
ve cazdr. Ktb- Slise'de sana tecelli edecektir.
* * *

Onuncu Mes'ele

Kelmn selaseti ise: Bir derece hissiyattan tafralk ve itibak
etmemek ve tabiat taklid ve harice temessl ve mesl-i
garazda sedad ve maksad ve mstekarrn temeyyzdr.
yle
ki: Kelmda hissiyatta tamam olmadan ifte atmak,
bakasyla mezcetmek, selasetini tayir eder. Ve nizamsz
itibaktan tevakki ve man-i mteselsileden tederrc
lzmdr.
Hem de san'at- hayaliyesiyle tabiata akirdlik etmek gerektir.
T tabiatn kavanini onun san'atnda in'ikas edebilsin.
Hem de tasavvuratn yle hariciyata muhk ve makil
etmek lzmdr. Faraza tasavvurat dimadan kap harite
tecessm etseler, hari onlar istilhak ve neseblerini inkr
etmesin ve desin: "Onlar benim" veyahut keennehu veyahut
benim veledimdir...
Hem de garazn meslinde ve kasdn mecrasnda teferruk
etmemek iin sedad etmek, eleepe (1) temayl

(1): Bu kelime Krdedir.
--- sh:(Mu:108) --
etmemektir. T canibler garazn kuvvetini teerrb etmekle
ehemmiyetsiz etmesin. Belki keler, tazammun ettikleri
taravet ve letafetiyle zenav gibi garaza imdad ve kuvvet
vermek gerektir.
Hem de kasdn mstekarr temeyyz ve arazn mltekas
taayyn etmek, selasetin selmetine lzmdr.
* * *

Onbirinci Mes'ele

Beyann selmet ve shhat ise; hkm, levazm ve
mebadisiyle ve lt- mdafaasyla isbat etmektir. yle ki:
Bir hkmn levazmn ihll etmemek, rahatln bozmamak
ve nazara almak ve mebadisinden istimdad- hayat etmek iin
mracaat etmek ve hcum eden evhamn itirazatna mukabele
edecek sual-i mukaddere cevab olan kuyudatyla tekalld
etmek gerektir. Demek kelm meyvedar bir aatr. Cinayet
ve ictinadan himayet etmek iin dikenleri ve sngleri
dizilmiler. Gya o kelm, birok mnazaratn neticesi ve
pekok muhakematn zbdesi olduundan, gayet ulv olarak
evhamn eyatni, istirak- sem' edemezler; eri nazar ile
bakamazlar. Gya mtekellim alt cihetini nazara alp,
etrafna bir sur ekmitir. Yani mevzu veyahut mahmul
takyid ile.. veyahut tavsif ile.. veyahut baka cihetle vehmin
hcumuna msaid noktalarda birer mdafi mheyya ederek,
batan aaya kadar mukadder suallere cevab hkmnde
olan kuyudatyla mcehhez etmektir. Eer buna misal
istersen u kitab bitamamihi buna uzunca bir misaldir.
Lsiyyema Makale-i Slise en parlak bir misaldir.
* * *

--- sh:(Mu:109) --

Onikinci Mes'ele

Kelmn selmet ve rendelenmesi ve itidal-i mizac ise, her
kaydn istihkak ve istidadna gre inayeti taksim ve hil'at-
slbu tevzi' ve giydirmektir. Hem de hikyette olursa
mtekellim kendini mahkiyyun anh yerinde farz etmek
gerektir. yle: Eer bakasnn hissiyat ve efkrnn
tasvirinde ise mahkiyyun anh'a hull etmek ve onun kalbinde
misafir olmak ve lisanyla tekellm etmek gerektir. Eer
kendi malnda tasarruf etse, almet-i kymet olan itibar ve
ihtimamn taksiminde her kaydn istihkak ve istidad ve
rtbesini nazara almak ile taksiminde adalet ve slblarda
istidadn kametine gre kesmektir. T herbir maksad onun
mnasibinde olan slbdan cilveger olabilsin. Zira slbun
esaslar tr:
Birincisi: slb-u mcerreddir. Seyyid erif'in ve
Nasruddin-i Ts'nin sade olan ma'rez-i kelmlar gibi...
kincisi: slb-u mzeyyendir. Abdlkahir'in "Delail-l
'caz" ve "Esrar-l Belga"sndaki ma'a' ve parlak kelm
gibi...
ncs: slb-u ldir. Sekkak ve Zemaher ve bn-i
Sina'nn baz muhteem kelmlar gibi... Veyahut u kitabn
mealindeki arabiyy-l ibare, lasiyyema Makale-i Slise'deki
mevve fakat muhkem paralar gibi. Zira mevzuun
ulviyeti u kitab slb-u lye ifra etmitir. Yoksa benim
san'atmn tesiri cz'dir.
Elhasl: Eer lahiyat ve usln bahis ve tasvirinde isen,
iddet ve kuvvet ve heybeti tazammun eden slb-u lden
ayrlmamak gerektir.

--- sh:(Mu:110) --
Eer hitabiyat ve iknaiyatta isen, znet ve parlaklk ve tergib
ve terhibi tazammun eden slb-u mzeyyeni elinden gelirse
elden brakma. Fakat gsteri ve tasannu' ve avamperestane
nmayi etmemek gerektir.
Eer muamelat ve muhaverat ve let olan ilimlerde isen; vefa
ve ihtisar ve selmet ve selaset ve tabilii tekeffl eden ve
sadelii ile cemal-i ztiyeyi gsteren slb-u mcerrede
iktisar et.
Bu mes'elenin htimesi: Kelmn kanaat ve istinas ve
asabiyeti ise makamn haricinde slbu aramamaktr. yle
ki: Manann kametine gre bir slbu kestirmek istediin
vakit, dhil-i makamda olan menbadan ve mevzuun
fabrikasndan lakal kelmn tazammun ettii mevzuun veya
kssatn veya san'atn levazmnn para parasndan ve
tevabiinin kt'a kt'asndan bir slbu dikmek, zaruret
olmadan harice medd-i nazar etmemek, tabir hata olmasa,
harice boykotaj etmek ile elbette kelmn kuvveti tezayd
ettii gibi, servetin dalmamasna en byk esastr. Demek
mana ve makam ve san'at ise, kelmn delalet-i vaz'iyesine
yardm edebilir. Nasl kelm, delalet-i vaz'iye ile manay
gsterir, yle de byle slb ise tabiatyla manaya iaret eder.
Eer bir nmune istersen Dokuzuncu Mes'eledeki Arab
paralarna bak. te:
;,.! ,.. _.! _.-,! , _! ,L..
.,.-! .. _.-. ; ,, ,. _.,
_.! _,,.L.! ...,- _
,,:.! _.. ;.,. ; .. ;..-




--- sh:(Mu:111) --

_. .,.. _.. . _! ,L.. ,. ;.
...,,! .,!. ;,.! ..- ..-! ,.. _.
..,! _... .,,-, ,-. ;.,,! .,-. ,,-
Eer istersen ulm-u liyenin ,! kitablarnn dibacelerine
bak. Eer endan o dibacelerde u san'at- belgat ok dakik
ve latif olmazsa da; fakat ondaki beraat-l istihlal, bu
hakikata bir beraat-l istihlaldir. Hem de u kitabn
dibacesinde mu'cizata iaret yolunda Peygamberimizin zt,
nbvvetine mu'cize gsterilmitir. Hem de nc
Makale'nin dibacesinde kelime-i ehadetin iki cmlesi
birbirine ahid gsterilmitir. Hem de Yedinci
Mukaddeme'de, inikak- Kamer'e yere inmeyi ilve edenlere
denilmi: Mu'cizenin kamerini mnhasif ve ems gibi
brhan- nbvveti Sha gibi mahf olmasna sebeb oldunuz.
Buna kyasen u hakikate, u kitabda birok nmune
bulabilirsin. Zira bu kitabn meslei, benim gibi harice
boykotajdr. Hatt zaruret olmazsa, efkr ve mesailde ve
misallerde ve esalbde harice boykotaj etmektir. Fakat
tevafuk-u htr olabilir. Zira hakikat birdir. Hangi kapyla
girsen, aynn greceksin.
Htime
Sylenene bak, syleyene bakma; sylenilmitir... Fakat ben
derim: Kim sylemi? Kime sylemi? Ne iinde sylemi?
Ne iin sylemi? Syledii sz gibi dikkat etmek, belgat
nokta-i nazarndan lzmdr, belki elzemdir.



--- sh:(Mu:112) --
aret: Malm olsun ki; fenn-i man ve beyann mezayasnn
belgata mhim bir art, kasden ve amden garazn cihetine
emarat ile iaret ve almatn nasbyla kasd ve amdini
gstermektir. Zira onda tesadf bir para etmez.
Fenn-i bediin ve tezyinat- lafzyenin art ise, tesadf ve
adem-i kasddr. Veyahut tesadf gibi tabiat- manaya yakn
olmaktr.
Telvih: Pide olmasn ki tabiata ve hakikat- hariciyeye
delalet eden ve hkm- zihnyi kanun-u haric ile rabteden;
tabir caiz ise perdeyi delerek, altndaki hakk gsteren
letlerin en sekkab ; -i tahkikiyedir. Evet u ; nin u
hsiyetine binaendir ki Kur'anda kesretle istimal olunmutur.
Tenbih: Ey birader! Bu makaledeki kavanin-i latife u perian
esalbden teberri ve nefret etmesi seni talit etmesin. Mesel:
Eer bu kanunlar iyi olsaydlar, onlar vaz' edene iyi bir ders-
i belgat verecekler idi. Hem de gzel bir slbu giyecekler
idi. Halbuki onlar vaz' eden ise mmidir. slblar dahi
periandr, gibi bir vehme zhib olma. Yahu! Bu vehme
ehemmiyet verme. Zira bir fende herbir ilim sahibi onda
san'atkr olmak lzm gelmez. Hem de ile'l-merkeziye olan
kuvve-i cazibe, an-il merkeziye olan kuvve-i dafiaya galibdir.
nki kulan dimaa karabeti ve akl ile sla-i rahmi vardr.
Halbuki maden-i kelm olan kalb ise, lisandan uzak ve
ecnebidir. Ve hem de ok defa lisan, kalbin dilini tamamen







--- sh:(Mu:113) --
anlamyor. Lasiyyema kalb bazan mes'elenin derin
yerlerinden -kuyu dibinde gibi- bir tntn eder ise lisan
iitemez, nasl tercmanlk edecektir?..
Elhasl: Fehim ifhamdan daha esheldir vesselm!..
tizar: Ey u dar ve ince ve karanlk olan yolda benim ile
arkadalk eden sabrl ve metanetli zt! Zannediyorum bu
kinci Makale'de yalnz hayretle seyirci oldun, mstemi'
olmadn. nki anlamadn. Hakknz var, zira mesail gayet
derin ve rklar uzun ve ibare ise gayet muhtasar ve mulak
ve Trkem de epeyce noksan ve mevve ve vaktim dahi
dar.. ben de acele.. shhatm muhtel.. bam nezlelidir. u
kark zeminde ancak yle bir varakpare kabilir.
,,.. _..! ,, ... ,.-!,
Ey birader! "Unsur-u Hakikat" kbra gibi ve "Unsur-u
Belgat" sura gibi mezcet. Elektrik ua gibi olan hads-i
sadk geir. T gayet hararetli ve parlak ziyal olan "Unsur-u
Akide"yi netice vermek iin senin zihnine istidadat
verebilsin.
te "Unsur-u Akide"yi nc Makale'de arayacaz.
te balyorum: " -. "... (1)








(1): Krdedir.



--- sh:(Mu:114) ---
































--- sh:(Mu:115) ---











Unsur-ul - Akde
nc Makale






--- sh:(Mu:116) -----






_
,., ..-. ; ., , ; ! ; ; .,

Bu kelime-i liye, ss-l esas- slmiyet olduu gibi kinat
stnde temevvc eden slmiyetin en nuran ve en ulv
bayradr. Evet misak- ezeliye ile peyman ve yeminimiz
olan iman, bu menur-u mukaddeste yazlmtr. Evet b-
hayat olan slmiyet ise, bu kelimenin ayn-l hayatndan
nebean eder. Evet ebede namzed olan nev'-i beer iinde
saadetsaray- ebediyeye tayin ve tebir olunann ellerine
verilmi bir ferman- ezeldir. Evet kalb denilen avalim-i
gayba kar olan penceresinde kurulmu olan latife-i
Rabbaniyenin fotorafyla alnan timsal-i nuranyle Sultan-
Ezel'i iln eden harita-i nuraniyesidir ve tercman- beligidir.
Evet vicdann esrarengiz olan nutk-u beliganesini cem'iyet-i
kinata kar vekaleten inad eden hatib-i fasihi ve kinata
Hkim-i Ezel'i iln eden imann mbelli-i
beligi olan lisann elinde bir menur-u lyezaldir.
aret: Bu kelime-i ehadetin iki kelm birbirine ahid-i
sadktr ve birbirini tezkiye eder. Evet uluhiyet




--- sh:(Mu:117) --
nbvvete brhan- limmdir. Muhammed Aleyhisselm,
Sni'-i Zlcelal'e ztyla ve lisanyla brhan- inndir...
Tenbih: Hakaik-i akaid-i slmiye, btn teferruatyla ktb-
slmiyede mufassalan mberhene ve musarrahadr,
grnebilir. Ve grlen eyi gstermek, zahirin hafasna veya
muhatabn gabavetine iaret ve techil olduundan, akidenin
yalnz -drt unsurunu beyan edeceim. Dier hakaikini
fuhl- lemann kitablarna havale ederim. Zira bana hacet
brakmamlar.

Mukaddeme

Ehl-i dikkatin malmudur ki: Makasd- Kur'aniyenin
fezlekesi drttr: Sni'-i Vhid'in isbat ve nbvvet ve har-i
cisman ve adldir.
Birinci Maksad: Delail-i Sni' beyanndadr. Bir brhan da
Muhammed'dir (Aleyhisselm). Sni'in vcud ve vahdeti,
isbata ihtiyatan mstanidir. Lsiyyema Mslmanlara kar
ok derece ecl ve azhardr. Binaenaleyh hitabm ecanibe,
bahusus Japonya'ya tevcih eyledim. Zira onlar eskide baz
sualler etmitiler, ben de cevab vermitim. imdi ihtisar ile
yalnz bir-iki suallerine mteallik o cevabn bir parasn
syleyeceim. Onlardan bir sual:
..... _.! !; ., _.. _.! _,!.! ..
, ....! , ,.-! _. ._ _ _. .-!, ,!
...,.! ,,;'. ,- _! .
Yani: Vcud-u Sni'e delil-i vzh nedir?



--- sh:(Mu:118) --
aret: Gayr- mtenah olan marifetullah, byle mahdud olan
kelma smaz. Binaenaleyh kelmmdaki ilakn mazur
tutulmas mercdur.
Tenbih: Bervech-i ti kelmdan maksad: Muhakeme ve
mvazenenin tarkn gstermektir. T ki, mecmuunda
hakikat tecelli etsin. Yoksa zihnin cz'iyeti sebebiyle o
mecmuun herbir cz'nde neticenin tamamn taharri etmek,
kuvve-i vhimenin tasallut ve teredddyle hakikat evham
iinde setretmektir.

Mukaddeme

Hakikatn kefine mani olan arzu-yu hilaf ve iltizam-
muhalif ve tarafdar- nefis cihetiyle aslsz evhamn bir asla
irca' etmekle kendini mazur gstermek ve mterinin nazar
gibi yalnz meayibi grmek ve ocuk tabiat gibi bahane ile
mahane tutmak gibi emirlerden nefsini tecrid ile artma
mraat edebilirsen huzur-u kalb ile dinle:
Birinci Maksad
Cemi' zerrat- kinat, birer birer zt ve sft ve sair vcuh ile
gayr- mahdude olan imknat mabeyninde mtereddid iken,
bir ciheti takib, hayretbaha mesalihi intac etmekle Sni'in
vcub-u vcuduna ehadetle avalim-i gaybiyenin enmuzeci
olan latife-i Rabbaniyeden iln- Sni' eden itikadn
misbahn klandryorlar. Evet herbir zerre kendi bayla
Snii iln ettii gibi, tesavir-i mtedhileye





--- sh:(Mu:119) --
benzeyen mrekkebat- mteabike-i mtesaide-i kinatn
herbir makam ve herbir nisbetinde herbir zerre mvazene-i
cereyan- umumyi muhafaza ve her nisbette ayr ayr
mesalihi intac ettiklerinden Sni'in kasd ve hikmetini izhar ve
kraet ettikleri iin Sni'in delaili, zerrattan kat kat ziyadedir.
Eer desen: Neden herkes aklyla grmyor?
Elcevab: Kemal-i zuhurundan... Evet iddet-i zuhurdan
grnmemek derecesine
gelenler vardr. Cirm-i ems gibi.
_.., ,,!_..; .!_. .,.. ,...:! ,L. _..
Yani: Eb'ad- vasia-i lemin sahifesinde Nakka- Ezel'nin
yazd silsile-i hdisatn satrlarna hikmet nazaryla bak ve
fikr-i hakikatla sarl. T ki mele-i a'ldan gelen selasil-i resail
seni a'l-y illiyyn-i yakne karsn.
aret: Kalbinde nokta-i istimdad, nokta-i istinad ile vicdan-
beer Sni'i unutmamaktadr. Eer endan dima ta'til-i egal
etse de, vicdan edemez. ki vazife-i mhimme ile meguldr.
yle ki: Vicdana mracaat olunsa, kalb bedenin aktarna
ner-i hayat ettii gibi.. kalb gibi kalbdeki ukde-i hayatiye
olan marifet-i Sni' dahi; cesed gibi istidadat- gayr-
mahdude-i insaniye ile mtenasib olan ml ve myul-
mteaibeye ner-i hayat eder; lezzeti iine atar ve kymet
verir ve bast ve temdid eder. te nokta-i istimdad...
Hem de bununla beraber kavga ve mzahametin meydan
olan dadaa-i hayata peyderpey hcum gsteren lemin
binler musibet ve mezahimlere kar yegne nokta-i istinad
marifet-i Sni'dir...





--- sh:(Mu:120) --
Evet hereyi hikmet ve intizamla gren Sni'-i Hakm'e itikad
etmezse ve alel-amy tesadfe havale ederse ve o beliyyata
kar elindeki kudretin adem-i kifayetini dnse; tevahhu
ve dehet ve tela ve havftan mrekkeb bir halet-i cehennem-
nmun ve cierikfta kaldndan eref ve ahsen-i mahluk
olan insan, hereyden daha perian olduundan nizam-
kmil-i kinatn hakikatna muhalif oluyor. te nokta-i
istinad... Evet melce' yalnz marifet-i Sni'dir.
Demek u iki nokta ile bu derece nizam- lemde
hkmfermalk, hakikat- nefs-l emriyenin hassa-i
mnhasras olduu iin, her vicdanda iki pencere olan u iki
noktadan vcud-u Sni' tecelli ediyor. Akl grmezse de ftrat
gryor... Vicdan nezzardr, kalb penceresidir.
Tenbih: Ar- kemalt olan marifet-i Sni'in mi'raclarnn
usl drttr:
Birincisi: Tasfiye ve iraka messes olan muhakkikn-i
sofiyenin minhacdr.
kincisi: mkn ve hudsa mebni olan mtekellimnin
tarkidir. Bu iki asl, filvaki' Kur'an'dan tea'ub etmilerdir.
Lkin fikr-i beer baka surete ifra ettii iin, tavl-z zeyl
ve mkillemitir.
ncs: Hkemann mesleidir. de taarruz-u
evhamdan masun deildirler...
Drdncs ki, belgat- Kur'aniyenin ulvv- rtbesini iln
eden ve istikamet cihetiyle en ksas ve vuzuh cihetiyle
beerin umumuna en emeli olan mi'rac- Kur'an'dir. te biz
dahi bunu ihtiyar ettik. Bu da iki nevidir:






--- sh:(Mu:121) --
Birincisi: "Delil-i inayet"tir ki; menafi'-i eyay ta'dad eden
btn yt- Kur'aniye bu delile ma ve u brhan tanzim
ediyorlar. Bu delilin zbdesi, kinatn nizam- ekmelinde
riayet-i mesalih ve hikemdir. Bu ise: Sni'in kasd ve
hikmetini isbat ve tesadf vehmini ortadan nefyediyor.
Mukaddeme: Eer endan her adam lemdeki riayet-i
mesalih ve intizamda istikra-i tm edemez ve ihata edemez.
Fakat nev'-i beerdeki telahuk-u efkr sayesinde, kinatn
herbir nev'ine mahsus kavaid-i klliye-i muntazamadan ibaret
olan bir fen teekkl etmi ve etmektedir.
Bununla beraber bir emirde intizam olmazsa hkm
klliyetiyle cereyan edemedii iin, kaidenin klliyeti nev'in
hsn- intizamna delildir. Demek cemi'-i fnun-u ekvan
kaidelerin klliyetlerine binaen, istikra-i tmla nizam-
ekmeli intac eden birer brhandrlar. Evet fnun-u kinat
bitamamiha mevcudatn silsilelerindeki halkalardan aslm
olan mesalih ve semerat ve inklabat- ahvalin telfifinde
saklanm olan hikem ve fevaidi gstermek ile Sni'in kasd
ve hikmetine parmak ile ehadet ve iaret ettikleri gibi
eyatn-i evhama kar
birer necm-i skbdr.
aret: Cehl-i mrekkebi intac eden, nazar- sathyi tevlid
eden lfetten tecrid-i nazar etsen ve akla kar sedd-i turuk
eden evhamn iyan olan mmaresat- elzemiyattan nefsini
tahliye etsen; hurdebn bir hayvann sureti altnda olan
makine-i dakika-i bedia-i lahiyenin uursuz, mecra ve
mahrekleri tahdid olunmayan ve imknatnda evleviyet
olmayan esbab- basita-i camide-i tabiiyeden





--- sh:(Mu:122) --
husul-pezir ve o destghn masnuu olduunu kendi nefsini
kandrp mutmain ve ikna edemiyorsun. Meer herbir zerrede
Eflatun kadar bir uur ve Calinos kadar bir hikmeti isbat
ettikten sonra zerrat- saire ile vastasz muhabereyi itikad ve
esbab- tabiiyenin ss-l esas hkmnde olan cz'-i l-
yetecezzadaki kuvve-i cazibe ve kuvve-i dafiann
itimalarnn hortumu zerindeki muhaliyetin damgasn
kaldrabilsen...
Eer nefsin bu muhalta ihtimal verse, seni insaniyet
defterinden sildirecektir. Fakat caizdir ki: Herbir eyin esas
zannettikleri olan cezb ve def' ve hareket, dtullahn
kanunlarna birer isim olsun. Fakat kanun kaidelikten
tabilie ve zihnlikten hariclie ve itibardan hakikata ve
letiyetten messiriyete gelmemek artyla kabul ederiz.
Tenbih:
,L _. _, _ ,.,! _,.
Nazarn leme gezdir. Hangi yerinde noksaniyeti
grebilirsin? Kell... Gren grmez. Meer kr ola veya kasr-
nazar illetiyle mbtela ola. stersen Kur'an'a mracaat et.
Delil-i inayeti vcuh-u mmkinenin en ekmel vechiyle
bulacaksn. Zira Kur'an, kinatta tefekkre emir verdii gibi,
fevaidi tezkr ve nimetleri ta'dad eder. te o yt, u brhan-
inayete mezahirdir. cmali budur, tut! Tafsili ise: Eer
meiet-i lahiye taalluk ederse yt- fkiye ve enfsiyeyi
tefsir tarkinde sema ve beer ve arzn ilimlerine ma'kud olan
ktb- selsede tefsir edilecektir. O vakit u brhan tamam-
suretiyle sana grnecektir.





--- sh:(Mu:123) --
kinci Delil-i Kur'an: "Delil-i ihtira'"dr. Bunun hlsas:
Mahlukatn her nev'ine, her ferdine ve o nev'e ve o ferde
mretteb olan sr- mahsusasn mntic ve istidad- kemaline
mnasib bir vcudun verilmesidir. Zira hibir nev'-i
mteselsil, ezel deildir. mkn brakmaz. Hem de bizzarure
baznn "huds"u nazarn mahedesiyle ve sairleri dahi akln
hikmet nazaryla grlr.
Vehim ve tenbih: nklab- hakikat olmaz. Nev'-i mutavasstn
silsilesi devam etmez. Tahavvl- esnaf, inklab- hakaikin
gayrsdr.
aret: Herbir nev'in bir demi ve bir byk pederi
olduundan silsilelerdeki tenaslden ne'et eden vehm-i btl
o demlerde, o evvel pederlerinde tevehhm olunmaz. Evet
hikmet, fenn-i tabakat-l arz ve ilm-i hayvanat ve nebatat
lisanyla iki yz bini mtecaviz olan enva'n demleri
hkmnde olan mebde-i evvellerinin herbirinin mstakillen
hudsuna ehadet ettii gibi; mevhum ve itibar olan kavanin
ve uursuz olan esbab- tabiiye ise, bu kadar hayretfeza
silsileler ve bu silsileleri tekil eden ve efrad denilen
dehetengiz hadsiz makine-i acibe-i lahiyenin tasni' ve
icadna adem-i kabiliyetleri cihetiyle herbir ferd ve herbir
nevi', mstakillen Sni'-i Hakm'in yed-i kudretinden ktn
iln ve izhar ediyor. Evet Sni'-i Zlcelal hereyin cebhesinde
huds ve imkn damgasn koymutur.
Tenbih: Ezeliyet-i madde ve hareket-i zerrattan teekkl-
enva' gibi umr-u btlaya ihtimal vermek, srf baka eyle
nefsini ikna etmek sadedinde olduu iin,






--- sh:(Mu:124) --
o umrun esas- fasidesini teba nazaryla adem-i derkinden
ne'et eder. Evet nefsini ikna etmek suretinde mteveccih
olursa, muhaliyet ve adem-i makuliyetine hkmedecektir.
Faraza kabul etse de "tegafl- ani's-Sni'" sebebiyle hasl
olan zdrar ile kabul edebilir.
Tenbih: Mkerrem olan insan, insaniyetin cevheri itibariyle
daima hakk satn almak istiyor ve daima hakikat aryor ve
daima maksad saadettir. Fakat btl ve dalal ise, hakk
aryorken haberi olmadan eline der. Hakikatn madenini
kazarken ihtiyarsz btl onun bana der. Veyahut hakikat
bulmaktan muztar veya tahsil-i haktan haib olduka, asl
ftrat ve vicdan ve fikri; muhal ve gayr- makul bildii bir
emri, nazar- sath ve teba ile kabulne mecbur oluyor.
te bu hakikat p-i nazara al! Greceksin ki: Btn nizam-
lemden eser-i gaflet olarak tevehhm ettikleri ezeliyet-i
madde ve hareket ve u btn akllar hayrette brakan nak
ve san'at- bediada tahayyl ettikleri tesadf- amy ve btn
hikemin ehadatna ramen esbab- camideden itikad ettikleri
tesir-i hakik ve nefislerine mugalata edip vehmin istimrara
istinaden- ivasyla tecessm ve tahayyl olunan tabiat-
mevhumeyi merci' yapmakla teselli ettikleri; elbette ftratlar
reddeder. Fakat yalnz hakka tevecch ve hakikata kasd
ettikleri iin u evham- btla davetsiz olarak yolun
canibinden taarruz ettikleri iin, elbette hedef-i garazna
nazarn dikmi olan adam o evhama teba ve sath bir nazar
ile bakyor. Onun iin, mzahref olan iine nfuz edemez...
Fakat ne vakit rabet ve kasd ve satn almak nazaryla baksa;
almaya deil, belki iltifat etmeye ve bakmaya tenezzl
etmez!..




--- sh:(Mu:125) --
Evet u kadar irkin bir eyi vicdan ve akl muhal gryor.
Kalb dahi kabul etmez. ll ki magabe ile safsata edip
herbir zerreye hkemann akllarn ve hkkamn siyasetlerini
verip, t herbir zerre ehavatyla ittifak ve intizam
mes'elesinde mavere ve muhabere etsinler. Evet bu surette
bir meslei, insan deil hayvan dahi kabul etmez. Fakat ne
are, meslein lzm- beyyini meslektendir. u meslek ise,
bu suretten baka birey ile tasvir edilmez. Evet btln e'ni
yledir: Ne vakit teba bir nazar ile baklrsa, shhatine bir
ihtimal verilir. Fakat im'an- nazar eyledike, ihtimal-i shhat
bertaraf olur.
aret: Madde dedikleri ey ise; suret-i mtegayyire, hem de
hareket-i zile-i hdiseden tecerrd etmez. Demek hudsu
muhakkaktr. Feya acaba! Sni'-i Vcib-l Vcud'un lzme-i
zaruriye-i beyyinesi olan ezeliyeti zihinlerine stramayan
nasl oldu da herbir cihetten ezeliyete mnaf olan maddenin
ezeliyetini zihinlerine strabilirler? Hakikaten cy-
taaccbdr... Evet insan dndke, cemi' sfat- kemaliye
ile muttasf olan Sni'den istirab ve istinkr ettikleri u
hayret-efza masnuat tesadf- amyya ve hareket-i zerrata
isnad ettikleri iin, insan insaniyetten piman eder.
Telvih: Harekt- zerrattan husul dava olunan kuvvet ve
suretler, araziyetleri cihetiyle enva'daki mbayenet-i
cevheriyeyi tekil edemez. Araz cevher olamaz. Demek btn
enva'n fasllar ve umum a'razn havass- mmeyyizeleri,
adem-i srftan muhtera'drlar. Tenasl, teselslde erait-i
diye-i itibariyedendir.






--- sh:(Mu:126) --
te delil-i ihtiranin icmali... Eer ak olarak mufassalan
istersen Kur'ann firdevsine gir. Zira hibir ratb ve yabis
yoktur ki; o tenezzhghta ya iek veya gonca halinde
bulunmasn. Eer ecel msaid ve meiet taalluk ve tevfik
refik olursa, elfaz- Kur'aniyenin esdafnda u brhan tezyin
eden cevherleri, gelecek ktbde tafsil edilecektir.
Vehim ve Tenbih: Eer sual etsen: "Nedir u tabiat ki daima
onun ile tn tn ediyorlar? Nedir u kavanin ve kuva ki daima
onlar ile mtedemdimdirler?" Cevab vereceiz ki: lem-i
ehadet denilen, cesed-i hilkatin anasr ve a'zasnn ef'allerini
intizam ve rabt altna alan eriat- ftriye-i lahiye vardr. te
u eriat- ftriyedir ki, "Tabiat" veya "Matbaa-i lahiye" ile
msemmadr. Evet tabiat, hilkat-i kinatta cr olan kavanin-i
itibariyesinin mecmu' ve muhassalasndan ibarettir. te kuva
dedikleri ey, her biri u eriatn birer hkmdr. Ve kavanin
dedikleri ey, her biri u eriatn birer mes'elesidir. Fakat o
eriattaki ahkmn istimrarna istinaden... Hem de hayali
hakikat suretinde gren ve gsteren nfusun istidadlar bir
zemin-i re mheyya etmesiyle vehim ve hayal tasallut
ederek tazyik edip u tabiat- hevaiye tavazzu' ve tecessm
edip mevcud-u haric ve hayalden misal suretine girmitir.
Evet unun gibi, vehmin ok hileleri vardr.
aret: u tabiat ve kuva-y umumiye tesmiye ettikleri
emirler, kat'iyyen akl ikna
edecek ve fikre kendini beendirecek ve nazar- hakikat ona
nsiyet edecek hibir mlyemet ve mnasebet yok iken ve
u kinata illet ve masdar olmaya kabiliyeti mefkud iken,
mahza





--- sh:(Mu:127) --
Sni'den tegafl ve intizamn ilcandan tevelld eden yalnz
zdrar ile veleh-resan- ukl olan kudretin srn u matbaa-
misal olan tabiatn san'atndan grmek, tabiat mistar iken
masdar tahayyl etmek; lzm- eammn vcuduyla, melzum-
u ehassn vcudunu intaca alan akm bir kyasn
neticesidir. Evet u kyas- akm, dalalet ve hayret vdilerine
ok yollar amtr.
Tenvir: Ef'al-i ihtiyariyenin nazzam olan eriat ve kanun u
kadar hark ve muhalefetle beraber birok chhal-i vahiye;
deta eriat bir hkim-i ruhan ve nizam bir sultan- manev
tevehhm edip, bir tesiri tahayyl eder. Evet bir taburun veya
askerin muttarid olan harektn ve yeknesak olan etvarlarn
ve birbiriyle rabtolunan ahvallerini mahede eden vahi bir
adam, u efrad- addeyi veyahut heyet-i askeriyeyi, manev
bir iple merbut zannederse; acaba garib grnecek midir?
Veyahut bir bedevi veya bir ir-t tab', ns bir vaz'-
hasende ifra eden ve mabeynlerini te'lif eden nizam bir
mevcud-u manev ve eriat bir halife-i ruhan temessl
ederse, ok grnecek midir? yle ise kinatn ahvaline
taalluk eden ve tabiat tesmiye olunan ve tasdik-i enbiya veya
tekrim-i evliyadan baka hark olunmayan ve mstemirre olan
u eriat- ftriye-i lahiye, evhamda tecessm etsin, neden
taaccb olunsun?
Vehim ve Tenbih: nsann zihni ve lisan ve sem'i; cz' ve
teakub olduklar gibi, fikri ve himmeti dahi cz'dir. Ve
teakub tarkyla yalnz bir eye taalluk eder ve megul kalr.
Hem de insann kymet ve mahiyeti, himmeti nisbetindedir.
Himmetin derecesi ise, maksad ve itigal ettii eyin
nisbetindedir. Hem de insan tevecch




--- sh:(Mu:128) --
ve kasdettii eyde, gya "fena fi-l maksad" oluyor. te u
noktaya binaen hasis bir emir veya pek cz' bir ey, byk
bir adama isnad olunmaz. Zira tenezzl etmez. Ve himmetini
o kk eye stramaz. Himmeti ar, o ey gayet hafif
olduundan gya mvazenet bozulur. Hem de insan hangi
eye temaa ederse, elbette mekayisini ve esaslarn kendi
nefsinde arayacaktr. Eer bulmazsa, etrafnda ve ebna-y
cinsinde arayacaktr. Hatt hibir cihetten mmkinata
benzemeyen Vcib-l Vcud'u tefekkr etse; yine kuvve-i
vhimesi u vehm-i seyyii dstur ve drbn yapmak istiyor.
Halbuki Sni'-i Zlcelal, u nokta-i nazarda temaa edilmez.
Kudretine inhisar yoktur. Ziya-y ems gibi, kudret ve ilim ve
iradesi amile ve mmedir, mnhasr olmaz, mvazeneye
gelmez. En byk eye taalluk ettii gibi, en kk ve en
hasis eye dahi taalluk eder. Mikyas- azameti ve mizan-
kemali mecmu-u srdr. Herbir cz' mikyas olamaz. te
Vcib-l Vcud'u mmkinata kyas etmek, kyas-
maalfrktr. Mezbur vehm-i btl ile muhakeme etmek hata-
y mahzdr.
te u hata-i bedebane ve u vehm-i btln netice-i
seyyiesidir ki: Tabiiyyun, esbab messir-i hakik
olduklarna; ve Mu'tezile hayvanlar ef'al-i ihtiyariyelerine
hlk olduklarna; ve hkema, cz'iyatta ilm-i lahnin
nefyine; ve Mecusiler, halk- err bakasnn eseri olduuna
itikad ettiler. Gya onlarca Sni' o kadar azametiyle beraber,
nasl yle umr-u hasiseye ve cz'iyeye tenezzl edip itigal
etsin. Yuf onlarn akllarna ki, yle bir vehm-i btln
hkmne esir oldular. Ey birader! u vehim itikad tarkyla
olmazsa da, vesvese cihetiyle bazan m'minlere musallat
oluyor.



--- sh:(Mu:129) --
aret: Eer desen: "Delil-i ihtira i't-i vcuddur. 't-i vcud
ise; i'dam- mevcudun refikidir. Halbuki adem-i srftan
vcudu ve vcud-u mahzdan adem-i srf aklmz tasavvur
edemiyor." Cevaben derim: Yahu!.. Sizin bu istis'bnz ve u
mes'elenin tasavvurundaki istirabnz, bir kyas- hdi'in
netice-i vahmesidir. Zira icad ve ibda-i lahyi, abdin san'at
ve kesbine kyas edersiniz. Halbuki abdin elinden bir zerreyi
imate veyahut icad etmek gelmez. Belki yalnz umr-u
itibariye ve terkibiyede bir san'at ve kesbi vardr. Evet bu
kyas aldatcdr, insan kendini ondan kurtaramyor.
Elhasl: nsan kinatta mmkinatn yle bir kuvvet ve
kudretini grmemi ki, icad- srf ve i'dam- mahz etsin.
Halbuki hkm- aklsi de daima ss-l esas, mahedattan
ne'et eder. Demek sr- lahiyeye mmkinat tarafndan
bakyor. Halbuki hayret-efza sryla msbet olan kudret-i
Sni'in canibinden temaa etmek gerektir. Demek ibadn ve
kinatn umr-u itibariyeden baka tesiri olmayan kuvvet ve
kudretlerin cinsinden olan bir kudret-i mevhume iinde Snii
farz ederek o noktadan u mes'eleye temaa ediyor. Halbuki
Vcib-l Vcud'un canibinden, kudret-i tmmesi nokta-i
nazarndan bu mes'eleye temaa etmek gerektir.
aret: Birinin sr muhakeme olunursa, onun hassasn
nazara almak lzmdr. te u mes'elede, edilmemitir. Zira
bu mes'eleye, acz-i abdin arkasnda kudret-i mmkinatn
tarafnda kyas- temsilnin perdesi altnda temaa ediyor.
Halbuki tekvin-i lemde bir ksmn maddesiz ibda' ve bir
ksm dahi maddeden ina ile u kadar hayret-feza sr-
mu'cize ile kudret-i kmile-i





--- sh:(Mu:130) --
lahiyeyi gstermekle beraber ondan sarf- nazar etmek, gaibi
ahid suretinde grmek olan kyas- hdi' ile ve ebna-y
cinsini muhakeme ettii gibi; bir kaide-i mahdude ile Vcib-
l Vcud'a nazar ederler. Hatt ok mes'eleyi akl- selim
makul grd halde, onlar gayr- makul tevehhm ederler.
Tenbih: Muhtereattan kat'- nazar; masnuatn en zahir ve
mnevver ve "ziya" dedikleri olan nur-u ayn- lemin
kavanin-i acibesi ve onun semeresi ve misal-i musaggar olan
nur-u basarn nevamis-i bediasyla mnevver ve musavver
olan kemal-i kudret-i lahiyenin canibinden; mvazene nokta-
i nazarnda gayr- makul ve uzak tevehhm olunan mesaile
temaa edilirse, me'nus ve ayn- akln kirpikleri ortasnda
grlecektir.
Tenbih: Naslki zaruriyattan nazariyat istintac olunur. yle
de sr- Sni'in zaruriyat, mahfiyat- san'atna brhandr.
kisi beraber bu mes'eleyi isbat eder.
Telvih: Acaba nizam- lemdeki san'attan daha dakik, daha
acib, daha garib, cins-i kudret-i mmkinattan daha uzak, akl
tasavvur edebilir mi? Elbette edemez. Zira fnun;
gsterdikleri fevaid ve hikem ile bizzarure Sni'in kasd ve
san'at ve hikmetine ehadet ettiklerinden ukl kabul etmeye
muztar etmilerdir. Yoksa bu bedihiyattan en kk bir
hakikat, akl kendi kendine kalsa idi kabul etmezdi.
Evet zemin ve suman hamleden ve muallakta tutan ve
ecram- kinat istihdam eden ve nizamnda idhal ile hibir
emrine isyan edilmeyen Zt- Akdes'ten neden istirab
olunsun ki; ondan derecatla eshel ve ehaff olan hamletsin.
Evet bir da kaldran, bir hokkay kaldrabilmekten





--- sh:(Mu:131) --
tereddd etmek, srf safsata etmektir. Elhasl: Nasl Kur'an'n
bazs, bazsna mfessirdir; kezalik kinat kitab dahi, baz
sutru arkalarndaki san'at ve hikmeti tefsir eder.
aret: Eer desen: Baz mutasavvfn kelmndan ittisal ve
ittihad ve hull zahir oluyor. Ve ondan tevehhm edilir ki:
Baz maddiyyunun meslei olan vahdet-l vcuda bir
mnasebet gsterir.
Elcevab: Mteabih hkmnde olan muhakkikn-i sofiyenin
atahatn ki: Vcud-u Akdes'e hasr- nazar ve istirak ve
mmkinattan tecerrd cihetiyle matmah- nazar ettikleri delil
iinde neticeyi grmek, yani lemden Snii mahede etmek
tarkyla takib ettikleri meslek olan cedavil-i ekvanda
cereyan- tecelliyat ve melektiyet-i eyada sereyan-
fyuzat ve meraya-y mevcudata tecelli-i esma ve sfat ise;
dk-ul elfaz sebebiyle uluhiyet-i sriye ve hayat- sriye tabir
ettikleri hakaik bakalar anlamadlar... S'-i tefehhm ile
kendi istidad- relerinden zuhur eden evham- vhiyeye,
muhakkiknin kelimat ve atahatn tatbik ettiler. Yuha
onlarn akllarna!.. Sreyya derecesinde olan muhakkiknin
efkr- mcerredeleri, sera derekesinde olan mukallidn-i
maddiyyunun efkr- sefilesinden binler derece uzaktr. Evet
u iki fikrin tatbikine almak, u zaman- terakkide akl-
beerin dar- sekte olduunu ve
varta-i mevte dtn izhar etmektir ki; insaniyet
mteessifane nazar ederek ve istidad- tahkik ve terakki
lisanyla
.,.! _. _,.! _ ,
...L! ..L! _. _.. .! ..,.! _ ,
demeye mecbur oluyor.



--- sh:(Mu:132) --
aret: unlar, ehl-i vahdet- uhuddurlar. Fakat vahdet-l
vcud ile mecazen tabir edilebilir. Fakat hakikaten vahdet-l
vcud, baz hkema-i kadmenin meslek-i btlasdr.
Tenbih: u mutasavvifnin reis ve kebiri demi ki: ttisali
veya ittihad veya hull iddia eden marifet-i lahiyeden
hibir ey istimam etmemitir. Evet mmkn, Vcib ile nasl
ittisal veya ittihad edecek? Kell!. Evet mmknn ne
kymeti vardr; t ki Vcib onda hull ede, h!.. Neam,
mmknde fyuzat- lahiyeden bir feyz tecelli eder.
te bunlarn meslei tekilerin mesleine mnasebet ve
temas edemez. Zira maddiyyunun meslei maddiyata hasr-
nazar ve istirak ettiklerinden, efkrlar fehm-i uluhiyetten
tecerrd edip uzaklatlar. O derece maddeye kymet verdiler
ki; hereyi maddede grmek, hatt uluhiyeti onda mezcetmek
gibi bir meslek-i mteassifeye girmilerdir. Fakat ehl-i
vahdet- uhud olan muhakkikn-i sofiye o derece Vcib'e
hasr- nazar etmiler ki; mmkinatn hibir kymeti
kalmamtr. "Bir vardr" derler... El'insaf... Sera Sreyya
kadar birbirinden uzaktr. Maddeyi cemi' enva' ve ekaliyle
halkeden Hlk- Zlcelal'e kasem ederim ki: Dnyada u iki
meslein temasn intac eden re'y-i ahmakaneden daha kabih
ve daha hasis ve daha sahibinin mizac- aklnn inhirafna
delil olacak bir re'y yoktur.
Tenvir: Kre-i arz kk, para para ve rengrenk ve
mtehalif cam paralarndan farz olunursa herbiri baka
eitle levnine ve cirmine ve ekline nisbetle





--- sh:(Mu:133) --
emsten bir feyz alacaktr. u hayal feyz ise, ne gnein zt
ve ne ayn- ziyasdr. Hem de ziyann temasili ve elvan-
seb'asnn tesaviri ve gnein tecellisi olan u gna-gn ve
rengrenk ieklerin elvan faraza lisana gelirse, herbiri
"Gne benim gibidir" veyahut "Gne benim" diyeceklerdir.
,..-;...;.,,,._:.,..,!,,._;.,- ;
Fakat ehl-i vahdet- uhudun merebi, ehl-i mahv ve sekrin
merebidir. Safi mereb ise, mereb-i ehl-i fark ve sahvdr.
,..! _. ,.,-! ,., ,:.,,. .,.!_,! .,.! .,.-
,..! ..-... ,. ,: ..:., ..,; _. _.!
Tenbih: te vcud-u Sni'in delail-i icmalsi... Tafsili ise
ktb- selsede gelecektir. Eer desen: "Delail-i tevhidin
burada velev icmalen olsun beyann isterim." Derim ki:
Delaili tevhid, o kadar mtehire ve oktur ki; bu kitabda
zikirden mstanidirler. te
....! ; ,! ..,, ;. !
yetinin sadefinde meknn olan brhan-t teman', bu
minhaca bir menar- neyyirdir. Evet istiklal, uluhiyetin hssa-
i ztiyesidir ve lzme-i zaruriyesidir.











--- sh:(Mu:134) --
Tenvir: Kinattaki teabh- sr ve etraf birbiriyle muanaka
ve el ele tutmu birbirine arz- intizam ve birbirinin sualine
kar cevab- savab ve birbirinin nida-y ihtiyacna lebbeyk
cevab vermek ve bir nokta-i vhideye temaa etmek ve bir
mihver-i nizam zerinde deveran etmek cihetiyle Sni'in
tevhidine telvih, belki Hkim-i Ezel'in vahdaniyetine tasrih
ediyor. Evet, bir makinenin snii ve muhterii bir olur.
.-, . _.. ,. ! ._ _ _ ,
Kitab- lemin evrakdr eb'ad- nmahdud
Sutur-u kinat- dehrdir a'sar- nma'dud
Baslm destgh- levh-i mahfuz-u hakikatta
Mcessem lafz- manidardr lemde her mevcud.
Hoca Tahsin'in nma'dud ve nmahduddan murad nisbdir.
Hakik l-yetenahlik deildir.
aret: Sni'-i Zlcelal ne kadar evsaf- kemaliye varsa,
onlarla muttasftr. Zira mukarrerdir ki: Masnu'da olan feyz-i
kemal, Sni'in kemalinden iktibas edilmi bir zll-i zalilidir.
Demek kinatta ne kadar hsn ve cemal ve kemal varsa,
umumundan lyuhadd derecede yksek tabakada evsaf-
cemaliye ve kemaliye ile Sni' muttasftr. Evet ihsan
servetin, icad vcudun, cab vcubun, tahsin hsnn fer'idir
ve delilidir. Hem de Sni'-i Zlcelal, cemi' nekaisten
mnezzehtir. Maddiyatn mahiyatnn istidadszlndan
ne'et eden nekaisten mberradr. Kinatn mahiyat-
mmkinesinden ne'et eden evsaf ve levazmatndan
mukaddestir.
! _ ._ ... _,!




--- sh:(Mu:135) --

kinci Maksad
Mukaddeme

Eer desen: Dibacede demi idin: Kelime-i ehadetin ikinci
kelm birincisine ahid ve mehuddur.
Elcevab: Neam, evet. Marifetullah denilen k'be-i kemalta
giden minhaclarn en mstakim ve en metini, Sahib-i
Medine-i Mnevvere Aleyhisselm'n yapt tark-i hadd-i
beyzasdr ki; ruh-u hidayet hkmnde olan Muhammed
Aleyhisselm, avalim-i gaybn mikt ve zcacesi hkmnde
olan kalbinin ma'kes ve tercman makamnda olan lisan-
sadk, berahin-i Sni'in en sadk bir delil-i zhayat ve bir
hccet-i ntka ve bir brhan- fasihtir. Evet hem zt, hem
lisan birer brhan- neyyirdir. Neam, hilkat tarafndan Zt-
Muhammed brhan- bahirdir. Hakikat canibinden lisan,
ahid-i sadktr. Evet Muhammed Aleyhisselm hem Sni'e,
hem nbvvete, hem hare, hem hakka, hem hakikata bir
hccet-i katadr. Tafsili gelecektir.
Tenbih: Devir lzm gelmez. Zira sdknn delaili, Sni'in
delailine tevakkuf etmez.
Temhid: Peygamberimiz (A.S.M.) Sni'in bir brhandr.
yleyse u brhann isbat- sdkn ve intacn ve sureten ve
maddeten shhatini isbat etmek gerektir... x-F9 :







--- sh:(Mu:136) --
_
:., ,, _.. ,. _.! ..-. _.. _ ,,.!
Emma ba'd: Ey hakikatn k!.. Eer vicdanm mtalaa
etmekle hakikatleri rasad etmek istersen; kalb dedikleri latife-
i Rabbaniyenin pas ve zengr hkmnde olan arzu-yu hilaf
ve iltizam- taraf- muhalif ve mazur tutulmak iin kendi
evhamna bir hak vermek ve bir asla irca' etmek ve mecmuun
neticesini her bir ferdden istemek ki, za'fiyeti sebebiyle
neticenin reddine bir istidad- seyyie verilir (1).
Hem de bahaneli ocukluk tabiat, hem de mahaneli dman
seciyesi, hem de yalnz ayb grmek annda olan mteri
nazar gibi emirlerden o mir'at taskil ve tasfiye et, mvazene
ve mukabele eyle. Ekser emaratn imtizacndan tezahr eden
hakikatn u'le-i cevvalesini karine-i mnevvire et; t
ekaldeki evham- muzlimeyi tenvir ve def' edebilesin... Hem
de munsfane ve mdakkikane ile dinle, kelm tamam
olmadan itiraz etme. Nihayete
kadar bir cmledir, bir hkmdr. Tamam olduktan sonra bir
vehmin kalrsa syle...
Tenbih: u brhann suras, nbvvet-i mutlakadr. Kbras
ise, nbvvet-i Muhammed'dir (Aleyhissalt Vesselm). te
balyoruz:







(1): Dikkat lzmdr.

--- sh:(Mu:137) --
aret: Sni'in hikmeti ve ef'alindeki adem-i abesiyet ve
kinattaki en hasis ve en kalil eyde nizamn mraat ve
adem-i ihmali ve nev'-i beerin mride olan ihtiyac-
zarursi, nev'i beerde vcud-u nbvvet, kat'an istilzam
ederler...
Eer desen: Bu icmaldeki manay anlamadm, tafsil et...
Derim: te dinle, gryorsun ki; maddiye ve maneviye olan
nev'-i beerdeki nizamatn, hem de hasiyet-i akln kuvvetiyle
taht- tasarrufuna alnan ok enva'n ahvaline verildii
intizamatn merkezi ve madeni hkmnde olan nbvvet-i
mutlakann brhan, insann hayvaniyetten noktada olan
terakkisidir:
Birincisi: "Fikrin evveli amelin hiri, amelin evveli fikrin
hiri" olan kaidesinin zmnndaki srr- acibdir. yle: Nur-u
nazar ile ilel-i mterettibe-i mteselsilenin meyannda olan
terettb kefederek umum kemalt- insaniyenin tohumu
hkmnde olan mrekkebat, besaite tahlil ve irca' etmekle
hasl olan kabiliyet-i ilim ve terkib dedikleri kavanin-i
cariyeyi istimal edip, san'atyla tabiat muhakt olan
kabiliyet-i san'attan nazarnn kusurunu ve evhamn
mzahameti ve sevk-i insaniyetin adem-i kifayeti cihetiyle bir
mrid-i nebiye ihtiya gsteriyor; t, lemdeki nizam-
ekmelin mvazenesi muhafaza olunsun.
kincisi: Gayr- mtenah olan beerin istidad, gayr- mahsur
olan ml ve myulat ve gayr- mazbut olan tasavvurat ve
efkr, gayr- mahdud olan kuvve-i eheviye ve
gazabiyesidir...
aret: Bir adama milyonlarca sene mr ile btn lezaiz-i
dnyeviye ve her cihetten tasallut-u tm verildii




--- sh:(Mu:138) --
halde.. istidadndaki l-yetenahliin hkmnce bir "h.. h..
leyte"yi ekecektir. Gya o adem-i rza ile remz ve iaret
ediyor ki: nsan ebede namzeddir ve saadet-i ebediye iin
halk olunmutur. T gayr- mtenah bir zamanda, gayr-
mahdud ve geni bir lemde, gayr- mahsur olan istidadatn
bilfiile karabilsin.
Tenbih: Adem-i abesiyet ve hakaik-i eyann sbutiyetleri
ma ediyor ki: Bu dar ve mahsur ve herbir lezzetinde ok
a'razn mzahametiyle kemeke ve tehasdden hl olmayan
u dnya-y deniye iinde kemalt- insaniye yerlemez.
Belki geni ve mzahametsiz bir lem lzmdr. T insan
hakkyla snbllensin ve ahval ve kemaltna nizam
vermekle, nizam- leme hemdest-i vifak olabilsin.
Tenbih ve aret: stitrad olarak hare ma olundu. leride
zten brhan- kat'yle isbat edilecektir. Fakat burada
istediim nokta: nsandaki istidad ebede nzrdr. Eer
istersen insaniyetin cevherine ve ntkyetin kymetine ve
istidadn muktezasna teemml ve tedkik et. Sonra da o
cevher-i insaniyetin en kk ve en hasis hizmetkr olan
hayale bak, gr... Yanna git ve de: "Ey hayal aa!.. Bearet
sana!. Dnya ve mfhann saltanat milyonlar sene mr ile
beraber sana verilecektir, fakat akibetin dnmemeksizin fena
ve ademdir." Acaba hayal sana nasl mukabele edecek? y,
istibar ve srur veyahut telehhf ve tahassrle cevab
verecektir? Ecel, neam, evet, cevher-i insaniyet a'mak-
vicdann dibinde enn ve hann







--- sh:(Mu:139) --
edip baracak: "Eyvah, v hasret.. saadet-i ebediyenin
fkdanna!.." diyecektir. Hayale zecr ve ta'nif ederek: "Yahu!
Bu dnya-y fniye ile raz olma!" te ey birader, hna bu
saltanat- fniye, sultan- insaniyetin en hakir hizmetkr
veyahut iri veyahut san'atkr ve tasvircisini iba' ve raz
edemezse, nasl o hayal gibi ok hizmetkrlarn sahibi olan
sultan- insaniyeti iba' edebilir? Kell!.. Neam.. onu iba'
edecek yalnz har-i cismannin sadefinde meknun olan
saadet-i ebediyedir.
ncs: nsann itidal-i mizac ve letafet-i tab' ve znete
olan meylidir. Yani: nsann insaniyete lyk bir suret-i
taayye olan meyl-i ftrsidir. Neam, insan hayvan gibi
yaamamaldr ve yaamaz. Belki eref-i insaniyete mnasib
bir kemal ile yaamak gerektir. Binaenaleyh beere mesken
ve melbes ve me'keli, sanayi-i kesre ile taltif etmesine
muhtatr. Bu san'atlarda yalnzca kudretinin adem-i
kifayetine binaen ebna-y cinsiyle imtizac etmek.. o da,
itirak etmek.. o da, teavn etmek.. o da, sa'yin semeratn
mbadele etmesini iktiza etmekle beraber kuva-y
insaniyedeki inhimak ve tecavz sebebiyle adalete ihtiya.. o
da, her akln adalete adem-i kifayetine binaen onu muhafaza
edecek kavanin-i klliyenin vaz'larna ihtiya.. o da, tesirini
muhafaza etmek iin icra edecek bir mukannine.. o mukannin
dahi zahiren ve btnen hkimiyetini muhafaza etmek iin
maddeten ve manen tefevvuka.. hem de Sni'-i lem'in
tarafndan baz umr ile muhassas olmasyla bir imtiyaz ve
kuvvet-i nisbete, hem de evamirine olan itaat temin ve tesis
eden azamet-i Sni'in tasavvurunu zihinlerde idame edecek
bir mzekkire-i mkerrere olan ibadete muhtatr. O ibadet
dahi Sni'in canibine efkr tevcih eder.



--- sh:(Mu:140) --
O tevecch ise inkyad tesis, o inkyad dahi, nizam- ekmele
sal eder. O nizam- ekmel dahi, srr- hikmetten tevelld
eder. Srr- hikmet dahi adem-l abesiyeti ve Sni'in hikmeti,
masnu'daki teennuku kendine ahid gsterir.
te eer insann hayvandan u cihat- selse ile olan
temayzn derk edebildin; bizzarure netice veriyor ki:
Nbvvet-i mutlaka, nev'-i beerde kutub, belki merkez ve
bir mihverdir ki; ahval-i beer onun zerine deveran ediyor.
yle ki:
Cihet-i lda dikkat et! Bak nasl sevk-l insaniyet ve meyl-i
tabinin adem-i kifayeti ve nazarn kusuru ve tark- akldaki
evhamn ihtilat, nasl nev'-i beeri eedd-i ihtiyala bir
mrid ve muallime muhta eder. O mrid Peygamberdir.
kinci cihette tedebbr et. yle: nsandaki l-yetenahlik ve
tabiatndaki meyl-t tecavz ve kuva ve mlindeki adem-i
tahdid ve lemdeki meyl-l istikmalin dal hkmnde olan
insandaki meyl-t terakkinin semeresi hkmnde olan kamet-
i namiye-i istidad- insansine intibak etmeyen; belki camid
ve muvakkat olan kanun-u beer ki: Tedricen tecarb ile hasl
olan netaic-i efkrn telahukuyla vcuda gelen o kavanin-i
beer, u semere-i istidadn ekirdeklerinin terbiye ve
imdadna adem-i kifayetinin sebebiyle; maddeten ve manen
iki lemde saadet-i beeri temin edecek, hem de kamet-i
istidadnn bymesiyle tevess' edecek, zhayat ve ebediye
bir eriat- lahiyeye ihtiya gsterir. te eriat getiren
Peygamberdir.
Eer desen: "Biz gryoruz ki, dinsizlerin veya sahih bir dini
olmayanlarn ahvalleri muaddele ve munazzamadrlar."





--- sh:(Mu:141) --
Elcevab: O adalet ve intizam, ehl-i dinin ikazat ve
iradatyladr. Ve o adalet ve faziletin esaslar, enbiyann
tesisleriyledir. Demek enbiya, esas ve maddeyi vaz'
etmilerdir. Onlar da o esas ve fazileti tutup, onda
ilediklerini ilediler. Bundan baka nizam ve saadetleri,
muvakkattr. Bir cihetten kaime ve mstakime ise, ok
cihattan mile ve mnhaniyedir. Yani: Ne kadar sureten ve
maddeten ve lafzen ve maaen muntazamadr; fakat sreten
ve maneviyaten ve manen faside ve muhtelledir.
Ey birader!.. te sra nc cihete geldi. yi tefekkr et!
yle: Ahlktaki ifrat ve tefrit ise, istidadat ifsad ediyor. Ve
u ifsad ise abesiyeti intac eder. Ve u abesiyet ise; kinatn
en kk ve en ehemmiyetsiz eylerinde mesalih ve hikemin
riayetiyle, lemde hkmfermal bedih olan hikmet-i
lahiyeye mnakzdr.
Vehim ve Tenbih: "Meleke-i marifet-i hukuk" dedikleri, her
fenaln maddeten zararn ihsas ede ede ve efkr-
umumiyeyi ikaz etmekle hasl olan "meleke-i riayet-i hukuk"
dedikleri emri, eriat- lahiyeye bedel olarak dinsizlerin
tasavvuru ve eriattan istinalar bir tevehhm- btldr. Zira
dnya ihtiyarland. yle bir eyin mukaddemat da zahir
olmad.
Bilakis mehasinin terakkisiyle beraber mesavi dahi terakki
edip daha dehetli ve aldatc bir ekle giriyor. Evet naslki
nevamis-i hikmet, desatir-i hkmetten mstani deildir.
yle de, vicdana hkim olan kavanin-i eriat ve fazilete
eedd-i ihtiya ile muhtatr. te yle mevhume olan
meleke-i ta'dil-i ahlk, kuva-y selseyi hikmet ve iffet ve
ecaatta muhafaza etmesine kfi deildir. Binaenaleyh insan




--- sh:(Mu:142) --
bizzarure vicdan ve tabiatlara messir ve nafiz olan mizan-
adalet-i lahiyeyi tutacak bir Nebi'ye muhtatr.
aret: Binlerce enbiya, nev'-i beerde nbvveti iddia ederek
binlerce mu'cizatla mddeay isbat etmilerdir. te o
enbiyann cemi' mu'cizatlar lisan- vhid ile nbvvet-i
mutlakay iln eder. Bizim u suramza dahi bir brhan-
kat'dr. Buna tevatr- bilmana veya ne tabir ile diyorsanz
deyiniz, metin bir delildir.
Tenbih: u muhakematn cihet-l vahdeti budur ki: Eer
cemi' fnun ele alnrsa ve fnunlarn kavaidinin
klliyetleriyle kefettikleri ittisak ve intizama temaa edilirse,
hem de mesalih-i cz'iye-i mteferrikann mayesi ve ukde-i
hayatiyesi hkmnde olan bir lezzeti veya bir muhabbeti
veya bir emr-i heri iine atlmakla -ekl ve nikhtaki gibi-
perian olan umr ve ef'al o maye ile irtibat ve ittisal
ettiklerini, inayet-i lahiye nokta-i nazarnda nazar- dikkate
alnrsa; hem de hikmetin ehadetiyle sabit olan adem-i
abesiyet ve adem-i ihmali mtalaaya alnrsa, istikra-i tmla
netice veriyor ki: Mesalih-i klliyenin kutub ve mihveri ve
maden-i hayat hkmnde olan nbvvet, nev'-i beerde
zarurdir... Faraza olmazsa, perian olan nev'-i beer; gya
muhtel bir lemden u muntazam leme dp cereyan-
umumnin ahengini ihll ettii kabul olunursa, biz insanlar
sair kinata kar ne yzmz kalacaktr?..
Tenbih: Ey birader! Eer brhan- Sni'in suras senin
sahife-i zihninde intika etmi ise, hazr ol!. Kbras olan
nbvvet-i Muhammed'in bahsine geiyoruz:






--- sh:(Mu:143) --
aret ve rad: Kbra sadktr. Zira sahife-i itibar- lemde
menku olan sr- enbiyay mtalaa etsen ve lisan- tarihte
cereyan eden ahvallerini dinlersen ve hakikat, yani cihet-l
vahdeti tesir-i zaman ve mekn ile girdii suretlerden tecrid
edebilirsen greceksin ki: nayet-i lahiyenin ziyas olan
mehasin-i mcerredenin u'lesi olan hukukullah ve hukuk-u
ibad; enbiya, dstur-u hareket ettiklerini ve nev'-i beer
tarafndan enbiyaya kar keyfiyet-i telakkileri ve meme
kar suret-i muameleleri ve terk-i menafi'-i ahsiye ve sair
umrlar ki onlara nebi dedirmi ve nbvvete medar olmu
olan esaslar ise; evld- beerin sinn-i tekemml ve khlette
olan stad ve medrese-i Ceziret-l Arab'da menba- ulm-u
liye ve muallimi olan Zt- Muhammed'de daha ekmel ve
daha azhar bulunur.
Demek oluyor ki: stikra-i tm ile, hususan nev'-i vhidde,
lsiyyema intizam- muttarid zerine messes olan kyas-
hafnin ianesiyle ve kyas- evlevnin teyidiyle nbvvet-i
Muhammed'i netice vermekle beraber, tenkih-l menat
denilen hususiyattan tecrid nokta-i nazardan cemi' enbiya
lisan- mu'cizatlaryla vcud-u Sni'in bir brhan- bahiresi
olan Muhammed'in sdkna ehadet ederler.
tizar: Ksa cmlelerle sylemiyorum mulaka oluyor. Zira
u hakaik her tarafa derin kklerini attklarndan mes'ele
uzunlayor. Suret-i mes'eleyi bozmak ve para para etmek
ve hakikat incitmek istemiyorum. Hem de hakikatn etrafna
bir daireyi ekmek istiyorum, t hakikat mahsur kalp
kamasn. Ben tutmazsam bakas tutsun. Beni mazur
tutsanz, febiha... Ve ill hrriyet var, tahakkm yoktur.
Keyfinize...




--- sh:(Mu:144) --



Mukaddeme

Peygamberin delil-i sdk; herbir hareket, herbir halidir... Evet
herbir hareketinde adem-i tereddd ve mu'terizlere adem-i
iltifat ve muarzlara adem-i mbalt ve muhalif olanlardan
adem-i tahavvf, sdkn ve ciddiyetini gsteriyor. Hem de
evamirinde hakikatn ruhuna olan isabeti, hakkyetini
gsterir.
Elhasl: Tahavvf ve tereddd ve tela ve mbalt gibi hile ve
adem-i vsuku ve itminanszl ma eden umrlardan
mberra iken, bil-perva ve kuvvet-i itminanla en hatarl
makamlarda olan hareketi ve nihayette olan isabeti ve iki
lemde semere verecek olan zhayat kaideleri harektyla
tesis ettiine binaen, herbir fiil ve herbir tavrnn iki taraftan
yani bidayet ve nihayetten ciddiyeti ve sdk, nazar- ehl-i
dikkate arz- didar ediyor. Bahusus mecmu'-u harektnn
imtizacndan ciddiyet ve hakkyet u'le-i cevvale gibi ve
in'ikasatndan ve mvazenatndan sdk ve isabet, berk-i lmi'
gibi tezahr ve tecelli ediyor.
aret: Zaman- mazi ve zaman- hal, yani Asr- Saadet ve
zaman- istikbal tazammun ettikleri berahin-i nbvvet lisan-
vhid ile maden-i ahlk- liye olan Zt- Muhammed'de
(Aleyhissalt Vesselm) d-yi sdk ve delll- nbvveti
olan brhan- ztnin nidasna cevab ve hemdest-i vifak
olarak nbvvetini i'l ve iln ettiklerini


--- sh:(Mu:145) --
kr olmayanlara gsterdiler. u halde kitab- lemden olan
fasl- zamann sahife-i selsesini mtalaa edeceiz. Hem de o
kitabdan mes'ele-i uzma ve mnevvere olan Zt-
Muhammed'i (A.S.M.) temaa ve ziyaret edeceiz.
Mddeamz olan brhann kbrasn onun ile isbat edeceiz.
te bu noktaya binaen mesalik-i nbvvet drttr. Beincisi
mehur ve mesturdur.

Birinci Meslek
Yani, mes'ele-i liye-i ztiyeyi temaa etmekte drt nkteyi
bilmek lzmdr:
Birincisi:
_-:.!. _-:! _,!
kaidesine binaen sun' ve tasannu olan ey, ne kadar
mkemmel olsa da, tabi yerini tutmadndan heyetinin
feletat, mzahrefiyeti ma edecektir.
kincisi: Ahlk- liyenin, hakikatn zeminiyle olan rabta-i
ittisali ciddiyettir. Ve deveran- dem gibi hayatlarn idame
eden ve imtizalarndan tevelld eden haysiyete kuvvet
veren, heyet-i mecmuasna intizam veren yalnz sdktr. Evet
u rabta olan sdk ve ciddiyet kesildii anda, o ahlk- liye
kurur ve hebaen gidiyor.
ncs: Umr-u mtenasibede temayl ve tecazb ve
mtezdde olan eyalarda tenafr ve tedaf' kaide-i
mehuresi, maddiyatta nasl cereyan ediyor; maneviyat ve
ahlkta dahi cereyan eder.





--- sh:(Mu:146) --



Drdncs:
_:! _,! ,:- _:.!
imdi gelelim maksada: te sr ve siyer ve tarih-i hayat...
Hatt a'dann ehadetleriyle, Zt- Peygamber'de vcudu
muhakkak olan ahlk- liyenin kesret ve ihata ve tecemmu'
ve imtizacndan tevelld eden izzet ve haysiyetten ne'et eden
eref ve vakar ve izzet-i nefs ile feriteler, devlerin ihtilat ve
istiraklarndan tenezzhleri gibi srr- tezada binaen, o ahlk-
liye dahi hile ve kizbden tereffu' ve tenezzh ve teberri
ederler. Hem de hayat ve mayeleri makamnda olan sdk ve
hakkyeti tazammun ettiklerinden, u'le-i cevvale gibi
nbvveti aleniyete karyor.
Tenbih: Ey birader! Gryorsun ki: Bir adam yalnz ecaatle
mehur olursa, o hret ona verdii haysiyeti ihll etmemek
iin, kolaylkla yalana tenezzl etmez. Nerede kald ki, cemi'
ahlk- liye birden tecemmu' ede...
Evet mecmu'da bir hkm bulunur, ferdde bulunmaz.
aret ve Tenbih: Gryoruz: Bu zamanda sdk ve kizbin
mabeynleri ancak bir parmak kadar vardr. Bir arda ikisi
de satlr. Fakat herbir zamann bir hkm var. Hibir
zamanda asr- saadet gibi sdk ve kizbin ortasndaki mesafe
almamtr. yle ki: Sdk kendi hsn- hakiksini kemal-i
hametle izhar ve onun ile temessk eden Muhammed'i
(A.S.M.) a'l-y illiyyn-i erefe i'l ve lemde inklab- azmi
ka ettiinde arktan garba kadar kizbden bu'd derecesini
gstermekle kymet-i liyesini i'l etmek cihetiyle sku ve
metan gayet nfk


--- sh:(Mu:147) --
ve ric etmitir (1). Ve kizb ise: Teebbsat- azmeyi
murdarlarn leleri gibi ruhsuz brakt iin nihayet-i
kubhunu izhar ve onun ile temessk eden Mseylime ve
emsali, esfel-i safiln-i hssete drd cihetle, meta- zehr-
ldu ve sku gayet muattal ve kesad etmitir (2). te ehl-i
izzet ve tefahur olan kavm-i Arab'n tabiatlarndaki meyl-r
ric saikasyla msabaka ederek o ksid kizbi terkedip ve ric
sdk ile tecemml ederek adaletlerini leme kabul
ettirmilerdir. te sahabelerin aklen olan adaletleri bu srdan
ne'et eder.
rad ve aret: Tarih ve siyer ve sr nokta-i nazarndan
dikkat olunursa; Muhammed Aleyhissalt Vesselm drt
yandan krk yana kadar, lsiyyema e'ni, ahlk ve hileyi
darya atmakta olan hararet-i gariziyenin iddet-i iltihab
zamannda, kemal-i istikametle ve kemal-i metanetle ve
tamam- ttrad- ahval ile ve msavat ve mvazenet-i etvar
ile ve nihayet-i iffet ile ve hibir hali mesturiyeti muhafaza
etmeyen -lasiyyema yle ehl-i inada kar- bir hileyi ma
etmemekle beraber yaad nazara alnrsa, sonra istimrar-
ahlknn zaman olan krk seneden sonra o inklab- azm
nazara alnrsa; haktan geldiini ve hakikat olduunu tasdik
etmezse, nefsine levmetsin... Zira zihninde bir sofesta
gizlenmi olacaktr. Hem de en hatarl makamlarda -gar'da
gibi- tark-i hals mefkud iken ve hayt-ul emel bihasebi'l-de
kesilirken, gayet metanet ve kemal-i vsuk ve nihayet-i
itminan ile olan hareket ve hal ve tavr,



(1): imdiki hrriyet gibi.
(2): Menfur casusluk gibi.


--- sh:(Mu:148) --
nbvvet ve ciddiyetine ahid-i kfidir ve hak ile temessk
ettiine delildir.

kinci Meslek
Yani: Sahife-i l, zaman- mazidir. te u sahifede drt
nkteyi nazar- dikkate almak lzmdr:
Birincisi: Bir fende veyahut ksasta, bir adam esaslarn ve
ruh ve ukdelerini ahzederek mddeasn ona bina ederse, o
fende hazakat ve meharetini gsterir.
kincisi: Ey birader!.. Eer tabiat- beere rif isen; kk bir
haysiyetle, kk bir davada, kk bir kavimde, kk bir
hilafn serbestiyetle irtikb olunmadna nazar edersen;
gayet byk bir haysiyetle, nihayet cesm bir davada, hasra
gelmeyen bir kavimde, hadsiz bir inada kar, her cihetten
mmiliiyle beraber, hibir cihetle akl mstakil olmayan
mes'elelerde, tam serbestiyetle bil-perva ve kemal-i vsuk
ile al rus-il ehad zikir ve nakilden gne gibi sdkn tul'
edeceini greceksin.
ncs: Bedevilere nisbet ok ulm-u nazariye vardr;
medenlere nisbeten lisan- dt ve ef'alin telkinatyla, ulm-u
mtearifenin hkmlerine gemilerdir. Bu nkteye binaen
bedevilerin hallerini muhakeme etmek iin, kendini o
bdiyede farzetmek gerektir. Eer istersen kinci
Mukaddeme'ye mracaat et, zira u nkteyi izah etmitir.
Drdncs: Bir mmi, lema meyannda mtedavil bir
fende beyan- fikir ederse, ittifak noktalarda muvafk olarak
ve muhtelefn-fha olan noktalarda muhalefet edip,
musahhihane olan sylemesi, onun tefevvukunu ve kesb
olmadn isbat eder.



--- sh:(Mu:149) --
u nktelere binaen deriz ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm malm olan mmiyetiyle beraber gya gayr-
mukayyed olan ruh-u cevvale ile tayy- zaman ederek
mazinin a'mak- hafasna girerek, hazr ve mahid gibi
enbiya-y salifenin ahvallerini ve esrarlarn terih etmesiyle;
btn enzar- leme kar yle bir dava-y azmede -ki, btn
ezkiya-i lemin nazarlarn dikkate celbeder- bil-perva ve
nihayet vsuk ile mddeasna mukaddeme olarak o esrar ve
ahvalin ukad- hayatiyeleri hkmnde olan esaslarn
zikretmekle beraber, ktb- salifenin ittifak noktalarnda
musaddk ve ihtilaf noktalarnda musahhih olarak ksas ve
ahval-i enbiyay bize hikye etmesi, sdk ve nbvvetini intac
eder.
Teznib: Cemi' enbiyann delail-i nbvvetleri, sdk-
Muhammed'e (A.S.M.) delildir ve cemi' mu'cizatlar,
Muhammed'in bir mu'cize-i maneviyesidir
(Aleyhimsselm). Bunda dikkat edersen anlayacaksn.
aret: Ey birader!.. Bazan kasem, brhann yerini tutar. Zira
brhan tazammun eder. yle ise:
_... _ -,, ,,., _.-.! _..! ,.. _ _.!,
.,, _. ,,.; ! :: _,....! _ , _...!
:... , ,.. _!. ; _. _. ....! .,L. ; ,.-!
_..! _.. _!. ; _. _.. -!








--- sh:(Mu:150) --
Evet, neam. Onun nur-u nazarna hayal, kendini hakikat
gsteremiyor ve hak olan meslei telbisten mstanidir.

nc Meslek

Yani: Zaman- halin, yani asr- saadetin sahifesinde drt
nkte, bir noktay nazar- dikkate almak gerektir:
Birincisi: Kk bir det, kk bir kavimde veya zayf bir
haslet, kalil bir taifede; byk bir hkimin, byk bir
himmetle kolaylkla kaldramadn nazara alrsan; acaba
gayet ok, tamamen mstemirre, nihayet derecede me'luf ve
ok da mtenevvia, tamamen rasiha olan dt ve ahlk,
nihayet kesr ve me'lufatna gayet mutaassb ve edid-
ekme olan bir kavmin a'mak- ervahndan az fedakrlkla,
ksa bir zamanda kal' ve ref' ettiini ve o dt- seyyienin
yerine baka dt ve ahlk fidanlarn gars etmesi ve def'aten
nihayet derecede tekemml ettiklerini nazara alrsan ve
dikkat edersen, hrikulde olduunu tasdik etmezsen; seni
sofesta defterinde yazacam.
kincisi: ahs- manev hkmnde olan bir devletin nmvv-
tabisi hkmnde olan teekkl ise, mtemehhildir. Ve
devlet-i atkaya galebesi -ki ona inkyad, tabiat- sniye
hkmne girdii iin- tedricdir. yle ise maddeten ve manen
hkim, hem de gayet cesm bir devleti ksa bir zamanda
tekili, hem de dvel-i rsihaya def' gibi galebe etmesi;
maneviyat ve ahvalde cari olan dtn bizzarure hrikulde
olduunu grmezsen krler defterinde yazlacaksn.





--- sh:(Mu:151) --
ncs: Tahakkm- zahir, kahr ve cebr ile mmkndr.
Fakat efkra galebe etmek, hem de ervaha tahabbb ve
tabayia tasallut, hem de hkimiyetini vicdanlar zerine daima
muhafaza etmek; hakikatn hassa-i frikasdr. Bu hassay
bilmezsen, hakikattan bganesin.
Drdncs: Tergib veya terhib hilesiyle ancak yalnz bir
tesir-i sath edip ve akla kar sedd-i turuk edecektir. u halde
a'mak- kulbe nfuz ve erakk- hissiyat tehyic ve kf-
misal olan istidadat inkiaf ettirmek ve kmine ve nime
olan seciyeleri ikaz ve tenbih ve cevher-i insaniyeti feverana
getirmek ve kymet-i ntkyeti izhar etmek, ua- hakikatn
hssasdr. Evet kasavet-i mcessemenin misal-i mahhas
olan "ve'd-i benat" gibi umrlardan kalblerini taskil etmesi ve
rikkat-i letafetin lem'as olan hayvanata merhamet, hatt
karncaya efkat gibi umr ile tezyin etmesi; yle bir inklab-
azmdir -hususan yle akvam- bedevide- ki, hibir kanun-u
tabiiyeye tevfik olmadndan, hrikulde olduu musaddak-
kerde-i erbab- basirettir. Basiretin varsa tasdik edeceksin.
imdi Nokta'y dinle: te tarih-i lem ehadet eder ki: En
byk dh odur ki; bir veya iki hissin ve seciyenin ve
istidadn inkiafna ve ikazna ve feverana getirmesine
muvaffak olsun. Zira yle bir hiss-i nim ikaz edilmezse, sa'y
hebaen gider ve muvakkat olur. te en byk dh ancak bir
veya iki hissin ikazna muvaffak olabilmitir. Ezcmle: Hiss-i
hrriyet ve hamiyet ve muhabbet...
Bu noktaya binaen Ceziret-l Arab sahra-i vesiasnda olan
akvam- bedevide kmine ve nime ve mesture olan






--- sh:(Mu:152) --
hissiyat- liye -ki, binlere balidir- birden inkiaf, birden
ikaz, birden feveran ve galeyana getirmek; ems-i hakikatn,
ziya-i u'lefeann hassasdr. Bu noktay aklna sokmayann,
biz Ceziret-l Arab' gzne sokacaz. te Ceziret-l Arab...
On asr beerin terakkiyatndan sonra, en mkemmel
feylesoflardan yz taneyi gndersin, yz sene kadar alsn;
acaba bu zamana nisbeten o zamana nisbet yaptnn yzde
birini yapabilir mi?..
aret: Kim tevfik isterse, detullah ve hilkat ve ftrat ile
ainalk etmek ve dostluk etmek gerektir. Yoksa, ftrat
tevfiksizlikle bir cevab- red verecektir. Cereyan- umum ise,
muhalif harekette bulunanlar adem-bd hiahie atacaktr.
te buna binaen temaa et. Greceksin ki: Hilkatte cari olan
kavanin-i amka-i dakka -ki, hurdebn-i akl ile
grlmezhakaik-i eriat ne derecede mraat ve muarefet ve
mnasebette bulunmulardr ki, o kavanin-i hilkatin
mvazenesini muhafaza etmitir. Evet u a'sar- tavlede u
msademat- azme iinde hakaikn muhafaza, belki daha
ziyade inkiafa getirdiinden gsterir ki; Resul-i Ekrem
Aleyhisselm'n meslei, hibir vakit mahvolmayan hak
zerine messestir.
u nkte ve noktalar bildikten sonra geni ve muhakemeli ve
mdakkik bir zihinle dinle ki: Muhammed-i Him
Aleyhissalt Vesselm mmiyeti ve adem-i kuvvet-i
zahiresi ve adem-i hkimiyeti ve adem-i meyl-i saltanat ile
beraber, gayet hatarl mevki'de kemal-i vsuk ile teebbs
ederek efkra galebe etmekle, ervaha tahabbb ve tabayia
tasallut, gayet kesre ve mstemirre ve rsiha ve me'lufe olan
dt ve ahlk- vahiyaneyi




--- sh:(Mu:153) --
esasyla hedmederek, onlarn yerine ahlk- liyeyi gayet
metin bir esas ile lahm ve demlerine karm gibi tesis
etmekle beraber, zaviye-i vahette hmid olan bir kavimdeki
kasavet-i vahiyeyi ihmad ve hissiyat- dakikay tehyic...
Evet, hissiyat- liyeyi ikaz ve cevher-i insaniyetlerini izhar
etmekle beraber evc-i medeniyete bir zaman- kasirde is'ad
ederek, ark ve garbda oturmu bir devlet-i cesmeyi bir
zaman- kalilde tekil edip, ate-i cevval gibi belki nur-u
nevvar gibi veyahut as-y Musa gibi sair devletleri bel' ve
imha derecesine getirdiinden, basar- basireti kr
olmayanlara sdkn ve nbvvetini ve hakk ile temesskn
gstermitir. te eer sen grmezsen, seni insanlarn
defterinden sildirecektir.

Drdnc Meslek
Sahife-i mstakbelden, lasiyyema mes'ele-i eriattr. te drt
nkteyi nazar- dikkatten dr etmemelisin.
Birincisi: Bir ahs drt veya be fende meleke sahibi ve
mtehasss olmaz. Meer hrika ola...
kincisi: Mes'ele-i vhide, iki mtekellimden sudr eder.
Birisi, mebde' ve mntehas ve siyak ve sibaka mlyemetini
ve ehavatyla nisbetini ve mevzi-i mnasibde istimalini, yani
mnbit bir zeminde sarfn nazara ald iin o fende olan
meharetine ve melekesine ve ilmine delalet ettii halde; teki
mtekellim u noktalar ihmal ettii iin sathiyetine ve
taklidiyetine delalet eder. Halbuki kelm yine o kelmdr.
Eer akln bunu farketmezse, ruhun hisseder.
ncs: kinci Mukaddeme'de getii gibi bir-iki




--- sh:(Mu:154) --
asr evvel hrika saylan keif bu zamana kadar mestur
kalsayd, tekemml- mebadi cihetiyle bir ocuk da
kefedebildiini nazara al. On asr geri git, o zamanlarn
tesiratndan kendini tecrid et, dehet-engiz olan Ceziret-l
Arab'da otur, dikkatle temaa et, grrsn ki: mmi, tecrbe
grmemi, zaman ve zemin yardm etmemi tek bir adam ki;
yalnz zekya deil, belki gayet kesr tecarbn mahsul olan
fnunun kavaniniyle yle bir nizam ve adaleti tesis ediyor ki:
stidad- beerin kameti, netaic-i efkr teerrbnden
tekebbr ederse, o eriat dahi tevess' ederek ebede tevecch
eder. Kelm- Ezel'den geldiini iln etmekle beraber, iki
lemin saadetini temin eder. nsaf edersen, bu ise yalnz o
zamann insanlarnn deil, belki nev'-i beerin tavk-
haricinde greceksin. Meer evham- seyyie, senin u tarafa
mteveccih olan ftratnn tarf'n (1) rtm ola...
Drdncs: Onuncu Mukaddeme'de getii gibi, hem de
ikinci nokta-i itirazn
cevabnda da gelecei gibi udur ki: Cumhurun istidad-
efkr derecesinde eriatn irad etmesidir. yle ki:
Cumhurun milii iin, hakaik-i mcerredeyi; me'luflar
vasta olmakszn adem-i telakkileri sebebiyle, mteabihat
ve tebihat ve istiarat ile tasvir etmesidir. Hem de fnun-u
ekvanda cumhurun, hiss-i zahir sebebiyle hilaf- vaki'i zarur
telakki etmekle beraber, mebadi basamaklar adem-i in'ikad
ve tekemmlnden, malatalarn vartalarna dmemek iin,
eriat yle mesailde ibham etti ve mutlak brakt; lkin
hakikat madan hl brakmad.




(1): Dikkat lzmdr.

--- sh:(Mu:155) --
Vehim ve Tenbih: Resul-i Ekrem'in herbir fiil ve herbir
halinde sdk lemaan eder. Fakat her fiili ve her hali hrika
olmak lzm deildir. Zira izhar- hrika tasdik-i mddea
iindir. Hacet olmad veya mnasib olmad vakitte
cereyan- umumiyeye mtabaatla, kavanin-i dtullaha
destedd- teslim oluyor. Hem de yle olmak gerektir.
Ey birader!.. u Tenbih, Birinci Meslein Mukaddemesi'nin
taifesindendir. Nisyann hatasyla yolunu armakla yerini
kaybedip uraya girmitir. yice u nkteleri tut. te neticeye
giriyoruz:
Bak ey birader! Fnun ve ulmun zbde-i hakikiyesi berahin-
i akliye zerine messes olan diyanet ve eriat- slmiye yle
fnunlar tazammun etmitir. Ezcmle: Fenn-i tehzib-i ruh ve
riyazet-l kalb ve terbiyet-l vicdan ve tedbir-l cesed ve
tedvir-l menzil ve siyaset-l medeniye ve nizamat-l lem
ve fenn-l hukuk ve saire... Lzum grlen yerlerde tafsil ve
lzum olmayan veya ezhann veya zamann mstaid ve
msaid olmad yerlerde birer fezleke ile kavaid-i esasiyeyi
vaz' ederek tenmiye ve tefri'ini ukln meveret ve
istinbatatna havale etmitir ki; bu fnunun mecmuuna deil,
belki ekalline on asr terakkiden sonra en meden yerlerde
en hrika zek ile mevsuf olanlar, tkat- beerin haricinde -
bahusus o zamanda- olduunu tasdikten vicdan- munsfane
seni menedemiyor.
te fazl odur ki; a'da ona ehadet ede. Yeni Dnya'nn en
mehur feylesofu olan Carlayl, Almanya'nn mehur bir
hakminden ve rical-i siyasiyesinden naklen diyor ki: "O
tedkikatndan sonra kendi kendine sual ederek





--- sh:(Mu:156) --
demi: slmiyet byle olursa acaba medeniyet-i hazra
hakaik-i slmiyetin dairesinde yaayabilir mi? Kendisi
kendine "Evet" ile cevab veriyor. imdiki muhakkikler o
daire iinde yaamaktadrlar. Evvelki feylesof dahi diyor ki:
Hakaik-i slmiyet ktklar zaman; ate-i cevval gibi hatabn
paralarna benzeyen sair efkr ve edyan bel' etti. Hem de
hakk vardr. Zira bakalarn safsatiyatndan birey kmaz,
ilhirih...
Evet on asrdan beri o kadar dehetli msademata kar
hakaikn muhafaza etmitir. Belki bu msademe, kemeke;
hakikat- slmiyetin omuzu stnden trab- hafay terkik ve
tahfif ediyor. Neam, vcud ve hal-i lem buna ahiddir.
Makale-i ldaki mukaddemat nazara almak gerektir.
Vehim ve Tenbih: Eer desen: Herbir fende yalnz bir
fezlekeyi bilmek bir adam iin mmkndr...
Elcevab: Neam, l!.. Zira yle bir fezleke ki: Hsn- isabet
ve mevki-i mnasibde ve mnbit bir zeminde istimal gibi..
sbkan mezkr sair noktalar ile cam gibi maverasndan ttla-
tm ve melekeyi gsteren fezlekeler mmkn deildir. Evet,
kelm- vhid iki mtekellimden karsa; birinin cehline ve
tekisinin ilmine baz umr-u mermuze-i gayr- mesmua ile
delalet eder.
aret ve irad ve tenbih: Ey benimle u kitabn evvel-i
menazilinden hayaliyle seyr sefer eden birader-i vicdan!
Geni bir nazar ile nazar et ve mvazene et. Kendi hayalinde
muhakeme etmek iin bir meclis-i liyeyi tekil et. Sonra da
"Mukaddemat- isna aer"den mntehabatn davet et, hazr
olsunlar. Sonra da u kaidelerle mavere et! te:





--- sh:(Mu:157) --
Bir ahs ok fnunda mtehasss ve meleke sahibi olmaz.
Hem de bir kelm iki
mtekellimden mtefavittir, bakalar. Ve hem de fnun,
mrur-u zaman ile telahuk-u efkrn neticesidir. Hem de
mstakbeldeki bedih birey, mazide nazar olabilir. Hem de
medenlerin malmu, bedevilere mehul olabilir. Hem de
maziyi, mstakbele kyas etmek, bir kyas- hdi'-i
mebbittir. Hem de ehl-i veber ve bdiyenin besateti ise,
ehl-i meder ve medeniyetin hile ve desaisine mtehammil
deildir. Evet, neam; hile medeniyetin perdesi altnda tesettr
edebilir. Hem de pek ok ulm, dt ve ahval ve vukuatn
telkinatyla teekkl edebilir. Hem de beerin nur-u nazar,
mstakbele nfuz edemez. Mstakbele mahsus olan eyleri
gremez. Hem de beerin kanunu iin bir mr- tabi vardr.
Nefs-i beer gibi o da inkta' eder. Hem de muhit, zaman ve
meknn, nfusun ahvalinde byk bir tesiri vardr. Hem de
eskide hrikulde olan eyler, imdi di srasna geebilir.
Zira mebadi tekemml etmiler... Hem de zek eer endan
hrika olsa da, bir fennin tekmiline kfi deildir. Nasl ok
fenlerde kifayet edecektir?
te ey birader! u ztlar ile mavere et. Sonra da mfettilik
sfatyla nefsini tecrid et. Hayalat- muhitiye ve evham-
zamaniyenin elbiselerini kart, plak ol. Bahr-i bkeran-
zaman olan u asrn sahilinden, iine gir. T asr- saadet olan
adaya k. te hereyden evvel senin nazarna arpacak ve
tecelli edecek udur ki: Vahd, nsr yok, saltanat mefkud,
tek bir ahs; umum leme kar mbareze eder. Ve kre-i
zeminden daha byk bir hakikat omuzuna alm ve btn
nev'-i beerin saadetine tekeffl eden bir eriat ki: O eriat,
fnun-u



--- sh:(Mu:158) --
hakikiye ve ulm-u lahiyenin zbdesi olarak istidad- beerin
nmvv derecesinde tevess' edip iki lemde semere
vererek ahval-i beeri gya bir meclis-i vhid, bir zaman-
vhidin ehli gibi tanzim eden yle bir adaleti tesis eder. Eer
o eriatn nevamisinden sual edersen ki: Nereden
geliyorsunuz? Ve nereye gideceksiniz? Sana yle cevab
verecekler ki: Biz kelm- ezelden gelmiiz. Nev'-i beerin
selmeti iin ebedin yolunda refakat iin ebede gideceiz. u
dnya-y fniyeyi kestikten sonra, bizim sur olan irtibatmz
kesilirse de; daima maneviyatmz beerin rehberi ve gda-y
ruhansidir.
Htime
behat ve kkun menbalar vardr. yle: Eer
maksud-u ri'den ve efkrn istidadlar nisbetinde olan
iraddan tecahl edip, btn evham- seyyienin yuvas
hkmnde olan yle bir malata ile itiraz edersen ki, eriatn
ba olan Kur'anda nokta vardr:
Birincisi: Kur'an'n mbih-il imtiyaz ve vuzuh-u ifade
zerine messes olan belgata mnafdir ki, vcud-u
mteabihat ve mkilttr.
kincisi: eriatn maksud-u hakiksi olan irad ve talime
mnafdir ki, fnun-u ekvanda bir derece ibham ve tlakatdr.
ncs: Tark- Kur'an olan tahkik ve hidayete muhaliftir.
te o da baz zevahiri, delil-i aklnin hilafna imale edip,
hilaf- vaka ihtimalidir.
Ey birader!.. Tevfik Allah'tandr. Ben de derim ki: Sebeb-i
noksan gsterdiin olan u nokta, tevehhm ettiin gibi
deildir. Belki de i'caz- Kur'an'n en sadk ahidleridir.
te:




--- sh:(Mu:159) --
Birinci noktaya cevab: Zten iki defa u cevab zmnen
grmsn. yle ki: Nsn ekseri cumhur-u avamdr. Nazar-
ri'de ekall, eksere tbidir. Zira avama mvecceh olan
hitab, havass fehm ve istifade ediyorlar. Bilakis olursa
olamaz. te cumhur-u avam ise, me'luf ve
mtehayyelatndan tecerrd edip hakaik-i mcerrede ve
makulat- srfeyi temaa edemezler. Meer
mtehayyelatlarn drbn gibi tevsit etseler... Fakat
mtehayyelatn suretlerine hasr ve vakf- nazar etmek,
cismiyet ve cihet gibi muhal eyleri istilzam eder. Lkin
nazar, o suretlerden geerek hakaik gryor. Mesel:
Kinattaki tasarruf-u lahyi sultann serir-i saltanatnda olan
tasarrufunun suretinde temaa edebilirler.
_.. _,-! _.. ;
gibi... te hissiyat- cumhur u merkezde olduklarndan,
elbette irad
ve belgat iktiza eder ki: Onlarn hissiyat riayet ve ihtiram
edilsin ve efkrlar dahi bir derece mmaat ve ihtiram
edilsin. te riayet ve ihtiram; ukl- beere kar olan
tenezzlat- lahiye ile tesmiye olunur. Evet o tenezzlat,
te'nis-i ezhan iindir. Onuncu Mukaddeme'ye mracaat et.
te bunun iindir ki: Hakaik-i mcerredeye temaa etmek
iin hissiyat ve hayal-ld cumhurun nazarlarn okayan
suver-i mteabiheden birer drbn vaz' edilmitir. te u
cevab teyid eden man-i amka veya mteferrikay bir suret-
i sehl ve basitada tasavvur veya tasvir etmek iin nsn
kelmnda istiarat- kesreyi irad ederler. Demek mteabihat
dahi, istiaratn en amaz olan ksmdr. Zira en haf hakaikn
suver-i misaliyesidir.



--- sh:(Mu:160) --
Demek ikal ise manann dikkatindendir, lafzn ilakndan
deildir.
Ey mu'teriz! nsafla nazar et ki, fikr-i beerin bahusus avamn
fikirlerinden en uzak olan hakaik, yle bir tark ile takrib
etmek, acaba tark-i belgat olan mukteza-y halin
mutabakatna muvafk ve makamn nisbetinde kemal-i vuzuh
ve ifadeye mutabktr; yahut tevehhm ettiin gibidir? Hakem
sen ol...
kinci noktaya cevab: kinci Mukaddeme'de mufassalan
gemitir. lemde meyl-l istikmalin dal olan insandaki
meyl-t terakkinin semerat ve tecarb- kesre ile ve netaic-i
efkrn telahukuyla teekkl eden ve merdiven-i terakkinin
basamaklar hkmnde olan fnun ise; mterettibe ve
mteavine ve mteselsiledirler. Evet mteahhirin in'ikad,
mtekaddimin teekklne vbestedir. Demek mukaddem
olan fen, ulm-u mtearifenin derecesine gelecek; sonra
mteahhirine mukaddeme olabilir.
Bu srra binaendir ki: u zamanda temahhuz-u tecarble
satha kp ve tevelld etmi olan bir fennin faraza on asr
evvel bir adam tefhim ve talimine alsa idi, malata ve
safsataya drmekten baka birey yapamazd. Mesel,
denilse idi: "emsin sknuyla arzn hareketine ve bir katre
suda bir milyon hayvanatn bulunduklarna temaa edin, t
Sni'in azametini bilesiniz." Cumhur-u avam ise; hiss-i zahir
veya galat- hissin sebebiyle hilaflarn zarur bildikleri iin
ya tekzib veya nefislerine mugalata veya mahsus olan eye
mkbere etmekten baka ellerinden birey gelmezdi. Tevi
ise; bahusus onuncu asra kadar, minhac- irada byk





--- sh:(Mu:161) --
bir vartadr. Ezcmle; sathiyet-i arz ve deveran- ems
onlarca bedihiyat- hissiyeden saylrd.
Tenbih: u gibi mes'eleler, mstakbeldeki nazariyata kyas
olunmaz. Zira mstakbele ait olan eylere hiss-i zahir taalluk
etmedii iin iki ciheti de muhtemeldir. tikad olunabilir.
mkn derecesindedir. tminan kabildir. Onun hakk- sarihi
tasrih etmektir. Lkin hna ki hissin galat bizim "ma nahn
fih"imizi imkn derecesinden bedahete, yani cehl-i
mrekkebe kard. Onun nazar- belgatta hi inkr olunmaz
olan hakk ise; ibham ve tlaktr. T, ezhan mevve
olmasnlar. Fakat hakikata telvih ve remz ve ma etmek
gerektir. Efkr iin kaplar amak, duhle davet etmek
lzmdr. Naslki eriat- Garra yle yapmtr.
Yahu.. ey birader! nsaf mdr, taharri-i hakikat byle midir
ki: Sen irad- mahz ve ayn- belgat ve hidayetin maz olan
eyi, irada mnaf ve mbayin tevehhm edesin? Ve
belgata ayn- kemal olan eyi noksan tahayyl edesin? Ya
eyyhel hoto! Acaba senin zihn-i sakminde belgat o mudur
ki, ezhan talit ve efkr tevi ve muhitin msaadesizlii ve
zamann adem-i i'dadndan ezhan mstaid olmadklar iin
ukle tahmil edilmeyen eyleri teklif etmektir? Kell.
,,!.. ,. _.. _..! ,.
bir dstur-u hikmettir. stersen mukaddemata mracaat et...
Bahusus Birinci Mukaddeme'de iyi tefekkr et!..
te baz zevahiri, delil-i aklnin hilafna gstermek olan
nc Nokta'ya cevab:






--- sh:(Mu:162) --
Birinci Mukaddeme'de tedebbr et, sonra bunu da dinle ki;
ri'in irad- cumhurdan maksud-u aslsi: sbat- Sni'-i
Vhid ve nbvvet ve hair ve adalette mnhasrdr. yle ise:
Kur'an'daki zikr-i ekvan, istitrad ve istidlal iindir.
Cumhurun efhamna gre san'atta zahir olan nizam- bedi' ile
nazzam- hakik olan Sni'-i Zlcelal'e istidlal etmek iindir.
Halbuki san'atn eseri ve nizam hereyden tezahr eder.
Keyfiyet-i teekkl nasl olursa olsun, maksad- aslye taalluk
etmez.
Tenbih: Mukarrerdir ki delil, mddeadan evvel malm olmas
gerektir. Bunun iindir ki; baz nususun zevahiri, ittizah-
delil ve isti'nas- efkr iin cumhurun mu'tekadat-
hissiyelerine imale olunmutur. Fakat delalet etmek iin
deildir. Zira Kur'an, ytnn telfifinde yle emarat ve
karaini nasbetmitir ki; o sadeflerdeki cevahiri ve o
zevahirdeki hakikatlar ehl-i tahkika parmakla gsterir ve
iaret eder. Evet "Kelimetullah" olan Kitab- Mbin'in baz
yt, bazsna mfessirdir. Yani baz yt, ehavatnn m-
fiz-zamirlerini izhar eder. yle ise bazlar dier bir ba'za
karine olabilir ki; mana-y zahir murad deildir.
Vehim ve Tenbih: Eer istidlalin makamnda denilse idi ki:
Elektriin acaibi ve cazibe-i umumiyenin garaibi ve kre-i
arzn yevmiye ve seneviye olan hareketi ve yetmiten ziyade
olan anasrn imtizac- kimyeviyelerini ve emsin istikraryla
beraber suriye olan hareketini nazara alnz, t Snii bilesiniz!
te o vakit delil olan san'at, marifet-i Sni' olan neticeden
daha haf ve daha gamz ve kaide-i istidlale mnaf
olduundan baz zevahiri, efkra gre imale olunmutur. Bu
ise: Ya mstetbe-t terakib kabilesinden veya kina nev'inden
olduu



--- sh:(Mu:163) --
iin medar- sdk ve kizb olmaz. Mesel: ,. lafzndaki elif
eliftir. Asl vav olsa, kf olsa, ne olursa olsun tesir etmez.
Ey birader! nsaf et... Acaba u nokta-i itiraz cemi' a'sarda
cemi' insanlarn iradlar iin inzal olunan Kur'an'n i'cazna
en zahir delil deil midir? Evet..
,,. , ,..! ,,:,! ,L. ; ,--.! ;,.! ,.. _.!,
,.: , _,.. ; _. ... , _. ,_ , _. .....!
_.. , _..-! :... ;, ,.,-!. .,.-! ,..
_..! _.. L!.- , _!. ; _. _, , .,. ,

Neam.. hayalin ne haddi vardr ki; nurefan olan nazarna
kar kendini hakikat gsterebilsin. Evet, meslei nefs-i hak
ve mezhebi ayn- sdktr. Hak ise, tedlis ve talit etmekten
mstanidir.














(1): u Arabiyy-l ibare iki mezheb-i btln reddine iarettir.

--- sh:(Mu:164) --
Beinci Meslek
Marufe ve mehure olan havarik- zahire ve mu'cizat-
mahsusedir. Siyer ve tarihin kitablar onlar ile mehundur.
lema-y kiram (Cezahmllahu hayran) hakkyla tefsir ve
tedvin etmilerdir. Malmun talimi lzm gelmemek iin biz
tafsilinden kat'- nazar ettik.
aret: u havark- zahirenin herbir ferdi eer endan
mtevatir deildir, mutlaka cinsleri, belki ok enva' kat'iyyen
ve yaknen mtevatir-i bilmanadr. O havark birka nev'
zerindedir. te:
Bir nev'i: rhasat- mtenevviadr. Gya o asr Peygamber'den
(A.S.M.) istifade ve istifaza ederek, keramet sahibi
olduundan, kalb-i hassasndan hiss-i kabl-el vukua binaen
irhasatla Fahr-i lem'in geleceini ihbar etmitir.
Bir nev'i dahi: Gaybdan olan ihbarat- kesresidir. Gya
tayyar olan ruh-u mcerredi, zaman ve mekn- muayyenin
kaydlarn krm ve hudud-u maziye ve mstakbeleyi
inemi, her tarafn grerek bize sylemi ve gstermitir.
Bir ksm dahi: Tahaddi vaktinde izhar olunan havarik-
hissiyedir. Bine karib ta'dad olunmutur. Demek sylediimiz
gibi herbir ferdi, hd de olursa mecmuu mtevatir-i
bilmanadr.
Birisi: Mbarek olan parmaklarndan suyun nebeandr. Gya
maden-i sehavet olan yed-i mbarekesinden maye-i hayat
olan suyun nebeanyla menba- hidayet









--- sh:(Mu:165) --
olan lisanndan, maye-i ervah olan zll-i hidayetin
feverann hissen tasvir ediyor.
Biri de: Tekellm- ecer ve hacer ve hayvandr. Gya
hidayetindeki hayat- maneviye, cemadat ve hayvanata dahi
sirayet ederek nutka getirmitir.
Biri de: nikak- Kamer'dir. Gya kalb-i sema hkmnde
olan Kamer, mbarek olan kalbiyle inikakta bir mnasebet
peyda etmek iin sine-i saf ve berrakn mbarek parman
iaretiyle itiyakan akk ve k etmitir.
Tenbih: nikak- Kamer mtevatir-i bilmanadr.
,..! :. ,
olan yet-i kerime ile sabittir. Zira hatt Kur'an' inkr eden
dahi, bu yetin manasna ilimemitir. Hem de ihtimal
vermeye yan olmayan bir tevil-i zaften baka tevil ve
tahvil edilmemitir.
Vehim ve Tenbih: nikak, hem ni, hem gece, hem vakt-i
gaflet, hem u zaman gibi sumana adem-i tarassud, hem
vcud-u sehab, hem ihtilaf- metali' cihetiyle btn lemin
grmeleri lzm gelmez ve lzm deildir. Hem de hem-
matla' olanlarda sabittir ki, grlmtr. Birisi ve en birincisi
ve en kbras olan Kur'an- Mbin'dir. te sbkan bir
nebzesine ma olunan yedi cihetle i'caz mberhendir.
lhirih... Sair mu'cizat ktb- mutebereye havale
ediyorum.








--- sh:(Mu:166) --

Htime

Ey benim kelmm mtalaa eden zevat! Geni bir fikir ile ve
mteyakkz bir nazar ile ve mvazeneli bir basiretle mecmu-u
kelmm yani mesalik-i hamseyi muhit bir daire veya
mstedir bir sur gibi nazara alnz, Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n nbvvetine merkez gibi temaa ediniz. Veyahut
sultann etrafna halka tutmu olan asakir-i mteavinenin
nazaryla baknz! T ki bir taraftan hcum eden evham,
mtecavibe ve mteavine olan cevanib-i saire def' edebilsin.
te u halde Japonlarn suali olan
,! ..... _.! !; ., _.. _.! _,!.! ..
ye kar derim: te Muhammed Aleyhissalt Vesselm...
aret ve irad ve tenbih: Vakta kinat tarafndan, hkmet-i
hilkat canibinden mstantk ve sil sfatyla gnderilen fenn-i
hikmet, istikbale tevecch eden nev'-i beerin talalarna
rastgelmi; birden fenn-i hikmet yle bir takm sualleri irad
etmi ki: "Ey insan evldlar! Nereden geliyorsunuz? Kimin
emriyle? Ne edeceksiniz? Nereye gideceksiniz? Mebdeiniz
nereden? Ve mntehanz nereyedir?" O vakit nev'-i beerin
hatib ve mrid ve reisi olan Muhammed Aleyhissalt
Vesselm ayaa kalkarak, hkmet-i hilkat canibinden gelen
fenn-i hikmete yle cevab vermitir ki: "Ey mstantk
efendi! Biz maair-i mevcudat, Sultan- Ezel'in emriyle,
kudret-i lahiyenin dairesinden memuriyet sfatyla gelmiiz.
u hulle-i vcudu bize giydirerek ve u sermaye-i saadet olan
istidadat veren, cemi'-i evsaf- kemaliye ile muttasf


--- sh:(Mu:167) --
ve Vcib-l Vcud olan Hkim-i Ezel'dir. Biz maair-i beer
dahi, imdi saadet-i ebediyenin esbabn tedarik etmekle
megulz. Sonra birden ebede mteveccihen ehristan- ebed-
l bd olan har-i cismanye gideceiz.
te ey hikmet, halt etme ve safsata yapma!.. Grdn ve
iittiin gibi syle!.."
nc Maksad
Har-i cismandir. Evet, hilkat onsuz olmaz ve abestir. Neam,
hair haktr ve dorudur. Brhann en vzh, Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'dr.
Mukaddeme
Kur'an- Mbin, har-i cismanyi o derece izah etmitir ki;
edna bir bheyi brakmam. te biz de kuvvetimize gre
onun berahinini bir derece tefsir iin birka makasd ve
mevakfna iaret edeceiz.
Birinci Maksad: Evet kinattaki nizam- ekmel, hem de
hilkatteki hikmet-i tmme, hem de lemdeki adem-i abesiyet,
hem de ftrattaki adem-i israf, hem de cemi' fnun ile sabit
olan istikra-i tmm, hem de yevm ve sene gibi ok enva'da
olan birer nevi' kyamet-i mkerrere, hem de istidad- beerin
cevheri, hem de insann l-yetenah olan mli, hem de Sni'-
i Hakm'in rahmeti, hem de Resul-i Sadk'n lisan, hem de
Kur'an- Mu'ciz'in beyan; har-i cismanye sadk ahidler ve
hak ve hakik brhanlardr.









--- sh:(Mu:168) --

Mevkf ve aret:
1- Evet saadet-i ebediye olmazsa nizam, bir suret-i zafe-i
vhiyeden ibaret kalr. Cemi' maneviyat ve revabt ve niseb,
hebaen gider. Demek nazzam, saadet-i ebediyedir.
2- Evet inayet-i ezeliyenin timsali olan hikmet-i lahiye,
kinattaki riayet-i mesalih ve hikem ile mcehhez
olduundan, saadet-i ebediyeyi iln eder. Zira saadet-i
ebediye olmazsa, kinatta bilbedahe sabit olan hikem ve
fevaide kar mkbere edilecektir.
3- Neam, akl ve hikmet ve istikra'n ehadetleriyle sabit olan
hilkatteki adem-i abesiyet; har-i cismandeki saadet-i
ebediyeye iaret, belki delalet eder. Zira adem-i srf, hereyi
abes eder.
4- Evet ftratta, ezcmle lem-i sura olan insanda, fenn-i
menafi'-l a'zann ehadetiyle sabit olan adem-i israf gsterir
ki: nsanda olan istidadat- maneviye ve ml ve efkr ve
myulatnn adem-i israfn isbat eder. O ise, saadet-i
ebediyeye namzed olduunu iln eder.
5- Evet yle olmazsa umumen kurur, hebaen gider. Feya
lil'aceb!. Bir cevher-i cihanbahann klfna nihayet derece
dikkat ve itina edilirse, hatt gubarn konmasndan muhafaza
edilirse, nasl ve ne suretle o cevher-i yegneyi krarak
mahvedecektir? Kell!.. Ona itina, onun hatras iindir.
6- Evet sbkan beyan olunduu gibi cemi' fnunla hasl olan,
istikra-i tmla sabit olan intizam- kmil, o intizam ihtillden
hals eyleyen ve tekemml ve mr- ebedye mazhar eden
har- cismannin sadefinde olan saadet-i ebediyeyi bizzarure
iktiza eder.



--- sh:(Mu:169) --
7- Evet, saatin sniye ve dakika ve saat ve gnleri sayan
arklarna benzeyen yevm ve sene ve mr- beer ve
deveran- dnya, birbirine mukaddime olarak dner, iler.
Geceden sonra sabah, ktan sonra bahar iledikleri gibi,
mevtten sonra kyamet dahi o destghtan kacan haber
veriyorlar. Evet insann her ferdi, birer nev' gibidir. Zira nur-
u fikir onun mline yle bir vs'at vermi ki; btn ezman
yutsa tok olmaz. Sair enva'n efradlarnn mahiyeti, kymeti,
nazar, kemali, lezzeti, elemi ise cz' ve ahs ve mahdud ve
mahsur ve nidir. Beerin ise ulv, kll, sermeddir. Yevm ve
senede olan ok nevilerde olan birer nevi kyamet-i
mkerrere-i nev'iye ile insanda bir kyamet-i ahsiye-i
umumiyeye remz ve iaret, belki ehadet eder.
8- Neam, beerin cevherinde gayr- mahsur istidadatnda
mndemi olan gayr- mahdud olan kabiliyattan ne'et eden
myulattan hasl olan l-yetenah mlinden tevelld eden
gayr- mtenah efkr ve tasavvurat; mavera-y har-i
cismande olan saadet-i ebediyeye elini uzatm ve medd-i
nazar ederek o tarafa mteveccih olmutur.
9- Neam, Sni'-i Hakm ve Rahmanrrahm'in rahmeti ise;
cemi' niam nimet eden ve nkmetlikten hals eden ve kinat
firak- ebedden hasl olan vaveyllardan hals eyleyen
saadet-i ebediyeyi nev'-i beere verecektir. Zira u herbir
nimetin reisi olan saadet-i ebediyeyi vermezse, cemi' nimetler
nkmete tahavvl ederek, bizzarure ve bilbedahe ve umum
kinatn ehadetiyle sabit olan rahmeti inkr etmek lzm
gelir.
te ey birader!.. Mtenevvi olan nimetlerden yalnz
muhabbet ve ak ve efkate dikkat
et. Sonra da, firak-



--- sh:(Mu:170) --
ebed ve hicran- lyezlyi nazara al! Nasl o muhabbet, en
byk musibet olur! Demek hicran- ebed, muhabbete kar
kamaz. te saadet-i ebediye, o firak- ebediyeye yle bir
tokat vuracak ki, adem-bd hihie atacaktr.
10- Neam, sbk olan be meslei ile sdk ve hakkaniyeti
mberhen olan Peygamberimizin lisan, har-i cismannin
definesindeki saadet-i ebediyenin anahtardr.
11- Neam, yedi cihetle on asrda i'caz musaddak olan
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, har-i cismannin keafdr ve
fettahdr ve besmelekeidir.
kinci Maksad: Kur'an'da iaret olunan hare dair iki delilin
beyanndadr. te,
,,-,! _.-,! ,. -.
* * *
Bu risalenin mellifi stad Bedizzaman Hazretleri, bu
risalenin te'lifinden 30 sene sonra te'lif ettii Risale-i Nur
Klliyatndan "Dokuzuncu ua"n banda diyor ki:
"Latif bir inayet-i Rabbaniyedir ki: Bundan otuz sene evvel
Eski Said yazd tefsir mukaddemesi "Muhakemat"
namndaki eserin hirinde, "kinci Maksad: Kur'an'da hare
iaret eden iki yet tefsir ve beyan edilecek.
,,-,! _.-,! ,. -.
deyip durmu. Daha yazamam. Hlk- Rahmime delail
ve emarat- hariye adedince kr ve hamd olsun ki, otuz
sene sonra tevfik ihsan eyledi."






--- sh:(Mu:171) --
(Kk biraderim Abdlmecid'in takrizidir)
_
..-. ...,. !., _.. _., .- ..- _!.- ...-
..; ,L! _:!.. ,-, ! _..,
.,: _,. ; ,., ..-! .... _! _,- ; ,, _. . ,... .-,
_,.:.! ..:., _...! _. ,..:! ,,,..! ..,,. ,.L, ..! _., _
., _. ., ,.:; .., .,, _,, ., ..:! ., _. ,.,; ,.,.
_,.. ,.- ,.,; _. ,.L; , ,,., ,...., ,.,-; _. .,..! ,...
,.! ,,.-, .L-! ,., _... _.. _. . .; ,..:! . _,.,
_. ...-! ,.., ,.- ., _.! ,.,.! _. ,..; _,.. _.,
...- _ ..,.! ..-! ,. _,- ., ; , ,.: ., _.! ,.,-!
_., ;..; _- ,.:.! ,,.,...:. _. ,.,; . _, ,;.,-!
, .. _ ,..-, ,.-! ,:, ,.:; ,. _.., ,-.!
. ,. _ ! ,. !,
, _. L..! .,.! _! ,L. , , .., ,:: ; ,
.,!. _ ,.. ; -,
..- ,,,-.!, ,,,-.! _. , .:. ...;, _..! _.
.:- . _..! _... , . . _!!. ...











--- sh:(Mu:172) --
_,. ,- ,.:.! _., , _,,.! -!, _..! _,.
_, ...-!, _!...! .. , _, ,.,-;, _.! _.!,
..,. ..-!; _,.! _.- , ..,. -! ., _. _,.
,- _. ,.-.! .,, , ,.. _. ,-..! ,-.
,-.!, .,.-! L.-. , ,-. _ ....!. ,.
_...! _, _ _,.! ,,.! , _..-! _ ....!. ,.-
,. ,.! ,. ..:- ; . , ,L. ,L. _.. .,L! _..
,, ,,-! ;.:. _-- ;, , _,- ,.: ;. ,..! _..
,..:! _, _! ..,. , ,...! _,, ,,-! ,,-
,-. _-L! ,. ,. _., , ,. _.-.!, ,.,! ,,.
.,, _,-! ... _-: , ..- ...-. ,:! ,
....! ,..: ,..-, , . . . ;: ; _. ,
;..,! _ _.,.! .,-. , ;,; _,, ..:. .,
,.. _,. ,!..! .! , ,.., .- ,.-! .,
Yaknin kifi olmakla, miftah- belgattr
Hakikat olduu ey'e, menar- ihtida odur
Hakk'n keaf olmakla, belgata misalsizdir
Belgatta olan, esrara bir misbah- vehhacdr
Mesailden ne ey mkil olursa onda zahirdir
Btn esdaf- elfazda esrar- belgattr
Hakk'n cevher-i lisiyle elmas- hakikattan
kke kar yaplm olan bir seyf-i kat'dr
Mzehheb basamakl u semavat- kemalta
Urc etmek iin hakkyla bir nuran mirkattr.
Abdlmecid

You might also like