You are on page 1of 220

Modern Fizik ile uzakdou Mistisizmi arasndaki benzerlikleri inceleyen nc eser

By FRITJOF CAPRA

nsanln evrene bak hzla deiiyor... 2000'li yllar gelirken, yepyeni bir bilimsel anlay, evrenin ve insann artk ok daha deiik bir biimde alglanmasna yol ayor... Gnmzde evren, birbirinden ayrt paralar muntazam bir dzen iinde ileyen " m e k a n i k bir saat" gibi dnlmyor... Maddeci, det e r m i n i s t ve kartezyen (ayrtrmac) bilim anlaynn artk ifls ettii kabul ediliyor... Evrenin teklii, birlii ve temel btnsellii olarak dile gelen bu yeni gereklik anlayn aklad kitabnda F r i t j o f Capra, alar tesinin felsef b i r i k i m l e r i ile modern b i l i m i n b u l u m a s n gerekletiriyor...

Kitabn zgn Ad c Tm Trkiye Haklar

: :

The Too of Physics 1975 Bantam Books 1991 Artan NDEKLER YAYIMCININ NSZ. ONSOZ I) FZN_ YOLU 1) 2) 3) 4) II) Modern Fizik Bu Yolun Kallbi Var m? Bilmek ve Grmek Kelimelerin De tesinde Yeni Fizik : 3 4 13 19 21 34 65 77 125 127 138 149 163 171 181 183 204 228 268 292 316 340 356 388 413 420

DOU_ MSTSZMNN_ YOLU 5) Hinduizmi 6) Buddhizm : 7) in retisi 8) Taoizm 9) Zen

1. BasK Dizgi - Bask Kapak Kompozisyonu Kapak Bask

Mart 1991, stanbul Ulus Matbaas, 511 55 75 Turgut Sayman

III) PARALELLKLER 10) Tm Nesnelerin Btnsellii 11) Kartlklar Dnyasnn tesinde 12) Uzay-Zaman 13) Dinamik Evren 14) Boluk ve Biim 15) Kozmik Dans 16) Kuark Simetrileri Yeni Bir Koan m? 17) Deiim. Kalplar 18) Birbirine Gei SONSZ AIKLAMALAR

Alp Ofset

KAYNAKA .431 Ek 1 : Aitom-alt Fiziinde Gncel Gelimeler 439 Ek 2: Klasik T r k Filozoflar ve Mistisizm ... 446

N S Z Yaklak be yl nce yaam olduum olaanst bir tecrbe sonucunda, kendimi bu kitaba doru giden yolda buldum. O gn, deniz kysnda oturuyordum, scak bir yaz gn* idi, dalgalarn ylece gelip gidiini seyrediyor ve nefesimin ritmik sesini dinliyordum. te tam o anda, evremde olup bitenlerin gerek ve btnsel kavrayna varmtm. Sanki evremdeki her ey byk bir kozmik dansa katlr gibiydi. Aslnda bir fiziki olarak orada bulunan kumun, suyun, talarn ve havann durmadan titreen ve hareket eden molekl ve atomlardan olutuunu biliyordum. Bu molekl ve atomlarn, birbirlerini yok eden ya da birbirleriyle birleerek yeniden yaratlan paracklardan meydana geldiklerini de renmitim. Ayrca dnya atmosferinin srekli olarak bir kozmik nm yamuruna hedef olduunu da biliyordum. Szkonusu nm, ok yksek enerjilere sahip kck paracklardan(*) kaynaklanmaktayd ve bu kk paracklar da hem kendi aralartnda, hem de hava moleklleri arasnda saysz arpmalara maruz kalyorlard. Bunlarn tmn, yksek enerji fizii alannda yaptm aratrmalardan zaten biliyordum. Ancak ben, o ana kadar, bu bilgileri yalnzca grafiklerden ve diyagramlardan elde edebilmitim. Ama denizin kenarnda oturumken, sahibi olduum btn bilimsel tecrbeler birdenbire gzmn nne serili(*) ngilizce'deki - partide kavram, b i l i m s e l literatrde tanecik olarak da gemektedir. Biz, parack kelimesinin kullanlmasn daha uygun bulduk. (ev.)

Bu kitab, bana yol gsteren AH Akbar KHAN, Carlos CASTAEDA, Geoffrey CHEW, John COLTRANE, Werner H E I S E N B E R G , Knina M U R T , Liu Hsiu CH', Phiroz MEHTA, Jerry S H E S K O , Bobby S M I T H , Maria T E U F F E N BACH ve Alan W A T T S ' a ve ayrca bu yolda benimle usanmadan gezinen JACQUELIiNE'e ithaf ediyorum.

14

15

verilmiti. te o gn, h ayol edilemeyecek kadar uzaklardan gelen enerji akmlarn grebilmitim. Saysz paracklarn ritmik aralklarla yok edilip, sonra yeniden yaratldklarn grebilmitim. Doada bulunan elementlerin ve bedenimin iinde varolan yap talarnn, o byk ve muhteem kozmik enerji dansna katllarn da grebilmitim. Bu dansn ritmini hissedebilmi ve dansa elik eden mzii ya da senfoniyi duyabilmitim. te o an, orackta, denizin kenarnda, bunun iva'nn Dans olduunu anlamtm. Hindu'larn tapt danslar Tanr's iVa'dan baka bir ey deildi bu. Kuramsal fizik alannda yllarca renim grm ve aratrmalar yapmtm. Ama ayn zamanda da Dou Mist'sizmi'ni renmeye alyordum. Bylece zaman ierisinde Dou Mistisizmi ile modern fizik arasndaki paralelliklerin farkna varmtm. rnein Zen retisinde ve Kuantum kuramnda grlen gizemliliklerin benzerlii benli ok artmt. Ancnlk Ilk nceleri, bu iki farkl dnya arasndaki ilikiyi mevdana karma abalarm yalnzca dnsel bir uaray oluturmaktayd. nk aklc ve irdelevicl dnce gc ile mistik aercekliqin mditatif alalans arasndaki derin uurumu kanatmak, benim iin olduka zordu. tiraf etmeliyim ki, bu uurumu kapama hevesim halen zorluunu korumaya devam etmektedir. Eitimimin ilk baslarnda akademik evrede oluan dnsel atmosferde akln nasl da zarce hareket edebildiini grm, sezgisel ve btnsel alamn nasl kendiliinden olutuunu farketmis ve bilincimin derinliklerini kefedebilmitm. Dnsel atmosfer erevesindeki ilk nemli tecrbemi, yllar

iinde gelien derin dnceler sonucu elde edebilmitim. Bu tecrbe benim iin! o kadar olaanstyd ki, yaratm olduu etkiyle gzyalarm tutamam ve alamaya balamtm. 0 an oluan fikirlerimi ve dncelerimi hemen bir kda aktarmay da ihmal etmemitim. Daha sonra ise, ite bu iva'nn Dans tecrbesini yaadm. Bundan sonra da birok benzer duygularla karlatm ve zamanla uzman olduum modern fiziin, eski Dou Felsefesi'ne ok benzediini ve yaklatn hissettim. Dncelerim yllar iinde bu ekilde geliirken, fikirlerimi not etmeyi de unutmuyordum. Ayrca kefettiim paralelliklerle ilgili olarak birka tane makale de yazmtm. Bu dnsel gelimelerin sonunda ise, hayat ve dnce tecrbemi elinizdeki bu kitapta toplamaya karar verdim. Bu almann hedef ald kitle, Dou mistisizmine ilgi duyan, ama fizik alannda pek de nemli bilgilere sahip olmayan okuyucu kitlesidir. Bu genel hedefe bal kalarak, modem fiziin temellerini oluturan kuram ve modelleri, matematiksel ve teknik bir dil kullanmadan aklamaya altm. Bu abama ramen baz paragraflarn yine de biraz kark ve anlalmas g olmasn nleyemedim. Bu tr yerlerin sabrla yeniden okunmasn salk veririm. Teknik terimlerden vazgeemediim yerlerde, anlalmay kolaylatrmak iin hemen bir tanmlama yapmay uygun buldum. Bylece anlatlanlar daha abuk kavranabilir klmaya altm. Okuyucularm arasnda fiziin felsef boyutu ile ilgilenen bilim adamlarna da rastlamay mit ediyorum. Bylece bu kitapla, Dou'nun dinsel felsefeleri le henz tanamam olan fizikiler iin gzel bir

17 16

tanma imkn da yaratm oluyorum:. Onlar da kitab okuduktan sonra Dou mistisizminin ok gzel ve uyumlu bir felsef ereve iinde, gnmzn en gelimi fiziksel kuramlarn bile kapsayabildiim fark edeceklerdir. ' Elindeki kitab biraz daha yakndan inceleyen merakl bir okuyucu, bilimsel ve mistik konular arasnda belirgin bir dengesizliin varolduunu gzleyecektir, rnein kitapta ilerledike, okuyucunun fiziksel olaylar hakkndaki bilgisi srekli artarken, Dou mistisizmi alannda buna benzer bir arttan sz edilemeyecektir. Ancak bu, nne geilemeyecek bir durumdur. Gnk kabul edilecei gibi, mistisizm, kitaplardan renilmesi mmkn olmayan bir tecrbeler btndr. Mistik gelenek ancak bilfiil uygulanarak hissedilebilir ve yaanabilir. Burada benim yapmay arzuladm tek ey, okuyucuyu bu tr bir faaliyete ynlendirebilmek ve onun mistisizme olan lgisini artrabilmektir. Okuyucu, mistisizmle ilgilenmemin kendisine nemli yararlar salayabileceini dnmeye balad anda, bu kitabn da asl amacna ulam olduunu syleyebiliriz. Aslnda kendim de bu kitaptan fayda saladm. nk kitab yazarken, Dou dncesi ile ilgili grlerim de derinlik kazanm oldu. Burada bana byle bir heyecan yaama imkn tanyan Dou kkenli iki arkadama teekkr etmeyi bir bor bilirim. Hint mistisizmi le lgili bana yeni ufuklar aan Phiroz Mehta'y ve beni ada Tao retisi ile tantran T'ai Chi hocam Llu Hsiu Ch'i'yi vgyle anmak istiyorum. Birok nefis tartmalar aracl ile fikirlerimin oluumuna katkda bulunan bilim adamlarn, sanat-

itari, rencileri ve arkadalarm burada tek tek saymak hemen hemen imknszdr. Fakat bunlardan Graham Alexander, Jonathan Ashmore, Stratford Caldeoott, Lyn Gambles, Sonia Newby, Ray Rivers, Joel Scherk, George Sudarshan ve Ryan Thomas'in isimlerini belirtmeyi bir grev addediyorum. Son olarak da, en gerekli anda, yapm olduu cmert parasal yardmlar sayesinde, bu kitabn oluabilmesini mmkn klan Bayan Pauly Bauer-Ynnhofa teekkrlerimi sunmay erefli bir grev sayarm. Londra, Aralk 1974 Fritjof CAPRA

Fiziin Yolu

Bence, insanln dnce tarihine bakldnda, en verimli sonularn, iki farkl dnce sisteminin birbirleriyle temas ettikleri yerlerde ortaya ktklar fikri gerekten de dorudur. Bu sistemler, kklerini insan kltrnn ok eitli ve deiik biimlerine, deiik zamanlarna ya da deiik dinsel geleneklerine salm olabilirler. Ancak buna ramen birbirleriyle temasa getiklerinde, yani gerek bir etkileim ortaya ktnda, yeni ve ilgin gelimelerin de bunun takipisi olacan mit edebiliriz. Werner HEISENBERG

1)

MODERN F Z K BU YOLUN KALB VAR MI?

Modern fiziin, toplumsal yaaya olan etkileri her alanda grlebilir. rnein modern fizik, doa bilimlerinin temelini oluturmu ve teknik bilimlerle kaynaarak dnyamzdaki hayat tarzn yer yer olumlu ve yer yer de olumsuz ynde deitirmitir. Ayrca gnmzde, atom fiziinin neticelerinden yararlanmayan bir sanayi kolu da yok gibidir. te yandan atom fiziinin ortaya kard atom silahlarnn dnyadaki siyasal yaplar ne denli etkiledii de apak ortadadr. Ancak modern fiziin etkisi, yalnzca teknolojiyle snrl kalmam, onu bir hayli de amtr. Bu balamda, dnce ve uygarla etki ederek, insanln evren ve kendisi ile olan ilikilerinde byk gr deiimlerine neden olmutur. Yirminci yzylda atom ve atom-alt dnyamn baarl bir biimde aklanmasyla birlikte, klasik fikirlerin snrll arpc biimde ortaya km vs bunun neticesinde de, sahip olduumuz birok temel kavramlarda nemli deiikliklerin yaplmas bir zorunluluk haline gelmitir. rnein atom-ati fizik dalnda karmza kan madde hakkndaki grler, klasik fiziin gelitirmi olduu geleneksel madde anlayndan ak farkldr. Uzay, zaman ya da sebep ve sonu gibi kavramlar iin de ayn durum geerlidir. Bu kavramlarn tm, dnyay alglaymzn temel yap talar olduu iin, bunlarn yava yava

Her bir yol, sadece bir yoldur. Kalbimiz, bize bu yolu terk etmemizi sylerse,,bizi buna uymaktan kimse alkoyamaz... Bu nedenle her yola dikkatlice ve yakndan bir bakver. Bu yolu gerekli grdn kadar kullan. Ama bir sre sonra kendine (ve yalnzca kendine) u soruyu sor: Bu yolun kalbi var m? Eer bu yolun bir kalbi varsa, bu iyi bir yoldur. Yok, eer bu yolun bir kalbi yoksa, o zaman bu gereksiz bir yoldur. Don Juan'n retileri Carlos CASTAEDA

12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103 Japonya'nn kurambilimsel katk, belki varolan felsef fikirz arasndaki benHEISENBERG

da olsa kkl biimde deimeye balamas, eski dnya grmzn de yerini, yeni bir anlaya brakmasna yol amtr. Modem fiziin nayak olduu bu deiimler, son yllarda birok fiziki ve filozof tarafndan enine boyuna tartlmtr. Ancak bunlardan pek az, bu gelimelerin, Dou mistisizminin ortaya koyduu dnce yaplar ile ayn hareket ettiini farketmilerdir. nk modern fizik dalnda ortaya kan yeni grlerin ou, artc biimde Uzak Dou'da kk salan dinsel felsefelerle benzemektedirler. Sz konusu paralellikler u ana kadar yeterince tartlmam olmalarna ramen; retim grevleri sebebiyle Hindistan, in ve Japonya'y tanma frsat bulan baz byk ada fizikiler tarafndan eitli biimlerde dile getirilmilerdir. Aadaki paragraf, bunlara birer rnektir: Atom fizii dalnda yaplan keiflerle ortaya kan grlerin hibiri... tamamen baka, hi duyulmam ya da yepyeni deildirler. Kendi uygarlmzda bile bunlarn ncllerine rastlayabiliriz. Ancak Buddhist ve Hindu retilerde bunlar ok daha yaygndrlar. Bize den grev, bu eski aklamalarn desteklenmesi, dzenlenmesi ve gelitirilmesidir (1). Jul i us Robert O P P E N H E I M E R Atom kuram ile ilgili paralellikleri aramak istiyorsak, ... insan var oluun byk dram srasnda hem seyirci ve hem de aktr olarak ele alan Buddha ve Lao T z u gibi dnrlerin karlatklar sorunlara ynelmemiz gerekecektir (2). Niels BOHR

Son 'byk savatan beri sal fizik dalna salad byk de Uzak Dou geleneklerinde lerle kuantum kuramnn felsef zerlie iaret etmektedir (3).
4

Werner

Elinizdeki kitabn tek amac, modern fiziksel kavramlar ile Uzak Dou felsefeleri ve dinsel geleneklerinin temel fikirleri arasndaki ilikiyi aratrmaktr. Yirminci yzyln en nemli ilki fiziksel kefi, yani Kuantum kuram ile zafiyet kuram, bizi dnyay bir Hindu, bir Buddhist ya da bir Taoist gibi grmeye zorlamaktadr. Son zamanlarda bu iki fiziksel temel direi birletirme ynnde admlar atlmtr. Bu aamada ortaya kan ey, maddenin ana elerini oluturan atom-alt paracklarn zelliklerini ve etkileimlerini fiziksel olarak aklarken, Dou dncesi ile olan benzerlikler giderek daha da artmtr. Bu yeni aratrma sahalarnda, eskiden beri varolan benzerlikler doruk noktasna ulamakta ve bazen de, hangi aklamalarn fizikilere ve hangilerinin de Dou mistikllerine ait olduklar tam olarak belirlenememektedir. Ben, Dou Mistisizmi dediimde, Hinduizm, Buddhizm ve Taoizm geninde beliren dinsel felsefeleri anlyorum. Bunlar arasnda ok karmak alt disiplinler mevcut olmasna ramen, sahip olduklar temel dnya grleri hep ayndr. Aslnda bu dnya gr yalnzca Dou'ya zg de deildir. Bunun benzerlerine dier mistik felsefe okullarnda da rastlanabilir. Bundan dolay, bu kitapta dile getirilen argmanlar ve ileri srlen filkirler aslnda genel

40

Fiziini Tao'su

Fiziin

Yolu

24

anlamda, tm zamanlarn miistik gelenekleri ile modern fizik arasndaki bir benzemeye iaret edecek biimde yorumlanabilir. rnein, btn dinlerde baz mtetik elere rastlayabiliriz. te yandan Bat felsefe okullarnn birounda da bu tr eler mevcuttur. Yani modern fizikle olan paralellikler yalnzca Hinduizm'in Vedalar'nda, I Ohing'de ya da Buddhist Sutralar'da deil, ayn zamanda Heraklitus'un Fragmanlar'nda bni Arabi'nin Sufi'liinde ya da Yagui hocas Don Juan'n retilerinde de belirmektedirler. Ancak Dou ve Bat mistisizmi arasnda nemli bir fark vardr. yle ki: Mistisizm, Bat'da daima marjinal, yani snrl bir rol oynarken, Dou'dak felsef ve dinsel dncenin ana esini meydana getirmitir Bu nedenle, kolaylk olsun diye Dou dnya gr dediimde, aslnda dier misti'k gelenekleri de kapsam olduum iin, kitapta teki mistik kaynaklara daha az yer vermek istiyorum. Eer gnmz modern fizii bizi mistik bir dnyaya gtryorsa, bu aslnda mistik gelenein ortaya kt zamanlara geri dnmekte olduumuzu, yani 2500 yl geri gittiimizi gstermektedir. Ama te yandan burada mthi bir evrimin geliimini de grmekteyiz. nk Bat'daki bilimsel yaklamlar ilk nce erken Yunanllar'n mistik felsefelerinden yola km, ama daha sonra bu mistik kkene srt evirerek byk bir zihinsel yapnn olumasna yol amtr. Bylelikle de Uzak Dou yaklamlarna tam zt bir grnme brnmlerdir. Ancak bilimsel gelimelerin en yeni evrelerinde bu yaklam terkedilmekte ve bilimsel grler yine o erken Yunan ve Dou felsefelerine geri dnmektedirler. Bir farkla, bu sefer yalnzca sezgiye deil, bunun yan sra kar-

mak ve kesin deneyler ile tutarl ve apak matematiksel formllere dayanmaktadrlar. Btn Bat bilimlerinde olduu gibi, fiziin kkleri de Milt'tan nce altnc yzyl Yunan felsefesinde aranmaldr. Bu erken ada, bilim, felsefe ve din henz birbirinden ayrlmamtr. Nitekim, oniann baehri Milet'teki bilgeler bu tr ayrmlarla uramazlard. Bu insanlarn amac, physis diye isimlendirdikleri cisimlerin z doasn, ya da gerek oluumunu ortaya karmakt. Fizik (physics) terimi, bu Yunan kelimesinden tretilmitir ve bu adan aslnda tm nesnelerin z doasn kefetme abasn dile getirmektedir. Bu yaklam tm mistiSkilerin de ana amacn meydana getirdii iin, Milet okulunda belirgin bir mistik yn de gze arpmaktayd. Bu erevede Miletli'ier, hylozoist'Ier diye anlyordu, yani daha sonraki Yunanllar'n dedikleri gibi onlar maddenin canl olduuna inanyorlard. nk Miletli'ier canl ve cansz, ruh ile madde arasnda hi bir ayrm yapmyorlard. rnein maddenin yerini tutan bir kelimeye sahip deillerdi. nk mevcudiyetin her trl biimini can ve rutluluik ile dolu olan phys i s i n beliri biimleri olarak alglamaktaydlar. Bundan. dolay Thales, tm cisimlerin Tanr'larla dolu olduunu iln etmi ve Anaximander de evreni, pneuma denilen kozmik nefesle ayakta duran (aynen insan bedeninin hava ile desteklenmesi gibi) bir organizmaya benzetmiti. Miletli'lerin bu monistik ve organik dnya gr eski Hint ve in felsefesine ok benzemesine ramen, Dou dncesi ile ilgili paralellikler Efes'li

40

40 Fiziini Tao'su

Fiziin Yolu

Heraklitas'un felsefesinde daha da belirginlemektedir. rnein Heraklitus, srekli deien ve ebed olarak oluan bir dnyaya inanyordu. Heraklitus'a gre duraan olan tm varlklar birer hayal rn idi. Cisimlerin srekli akn ve deiimini simgeleyen ate ise ona gre evreni sembolize etmekteydi. Heraklitus, dnyada grlen deiimlerin, kartlklarn dinamik ve devirsel etkileimlerinden meydana geldiini dnyor ve kartlk iftini, bir btn olarak kabul ediyordu. Kart kuvvetleri ieren ve aan bu btnle de Logos ismini vermiti. Ancak Eleatik okulun ortaya kmas ile bu birlilk ve btnlk atlamaya balad. nk bu retiye gre, tm Tanr'larn ve insanlarn zerinde bulunan bir Tanrsal ilke vard. Bu ilke ilk nce evrenin btnsellii olarak grlm, ancak daha sonra dnyann stnde bulunan ve dnyay idare edecek bir akla sahip olan bireysel bir Tann olarak biim kazanmt. Bylece madde ile ruhu birbirinden ayrmaya ynelik bir eilim ortaya kmt. Bu yaklam, zamanla Bat felsefesinin karakteristik zellii olan bir ikililik anlaynn (dualism) meydana gelmesine yol amtr. Bu ynde atlan en kkl admlardan bir tanesini, Heraklitus'un byk bir muhalifi olan Eleal Parmenides gerekletirmitir. Temel ilkesine Varlk ismini takan Parmenides, bunun tekil ve deimez olduunu savunuyordu. Deiimi imknsz olarak dnyor ve dnyada halihazrda grlen deiimleri de hayal olarak nitelendiriyordu. Paralanamaz olan ve deiik zellikteki cisimlerin temelinde bulunan z kavram daha sonra Parmenides'in retisini ok am ve Bat dncesinin en temel kavramlarndan birisi haline gelmitir.

Milttan nce beinoi yzylda, Yunan filozoflar, Parmenides ve Heraklitus arasndaki bu byk gr ayrln gidermeye almlardr. Kimi dnrler, Parmenides'in Deimez Varlk fikrini, Heraklitus'un Ebed Oluum fikriyle badatrmak iin, Varlk'h baz deimez maddelerden olutuunu nermilerdir. Bylelikle bu maddelerin karmlar ve ayrmlar da dnyadaki deiimlerin sebebi olarak anlalabilecekti. Bu yaklam, atom kavramnn ortaya kna yol amtr. Leukippos ve Demokritos'un felsefelerinde, maddenin en kk ve paralanamaz birimleri ak ifadelerini bulmulard. Yunan atomcular madde ile ruh arasnda ok ak bir snr iziyorlard. Onlara gre -madde, baz temel yap talarndan meydana gemekteydi. Bu yap talar tamam ile edilgendiler ve boluk iinde sonsuza dein hareket eden cansz paracklar olarak grlyorlard. Bu paracklarn hareketleri tam olarak aklanmasa da, maddeden btn ile farkl olan ve ruhsal kaynakl bir dsal kuvvetten etkilendikleri dnlyordu. Daha sonraki yzyllarda bu varsaym Bat dncesinin nemli bir esi haline gelmi ve akl le madde, beden ile ruh arasndaki ikilik yerlemeye balamtr. Ruh ve madde arasndaki bu ayrm tam anlam ile yerleince, insanlar dikkatlerini maddeye deil, ruha yneltmiler, insann ruhuyla ve ahlak sorunlaryla uramaya balamlard. Milt'tan nce beinci ve drdnc yzyllarda Yunan bilimi ve uygarl ile birlikte doruk noktasna ulaan bu sorunlar, iki bin sene kadar btn Bat dncesini megul edeceklerdi. Antik alarn bilimsel bilgilerini sistematik biimde organize eden Aristoteles (Aristo), iki

28

Fiziin Tao'su

62 Fiziin Yolu

71

bin sene sre ile evren hakkndaki grlerimizin temelini oluturacak olan bir yapy gelitirmiti. Ancak Aristo'nun kendisi bile, insann ruhu ve Tanrnn mkemmellii ile ilgili sorularn, maddesel dnya hakkndaki aratrmalarmzdan daha deerli olduunu savunuyordu. Aristo'nun evren modelinin bu kadar uzun bir sre geerliliimi korumasnn nedeni, te bu noktada aranmaldr. Buna, Aristo'nun doktrinlerini destekleyen Ortaa Hristiyan K lises i'ni de eklemek gerekir. Bat biliminde yeni gelimeler ancak Rnesonstan sonra ortaya kabilmilerdir. nsanlar yava yava kendilerini Aristo'nun ve kilisenin etkisinden kurtarabilmiler ve doaya yeni bir ilgi ile yaklamlardr. On beinci yzyln sonlarna doru ise, ilk defa doa aratrmalar gerek bir bilimsel anlayla yrtlm ve speklatif fikirler, deneyler aracl ile snanmaya balanmtr. Matematie olan ilgi de artarken, sonunda bu gelimelerin tm, deneye dayanan ve matematiksel bir dille aklanm olan uygun bilimsel kuramlarn ortaya kmasna yol amlardr. Ampirik bilgiyi matematik ile badatran ilk insan Galile (Galileo) olduu iin de, bu bilim adam modern bilimlerin babas olarak kabul edilmektedir. Modern bilimin douu ise, ruh/madde ikililiinin ok ar bir ifadeleniine neden olmutur. Bu ifadeleni, on yedinci yzylda Ren Descartes'n felsefesi ile ortaya kmtr. Descartes, felsefesini doann temelli olarak iki ayr ve bamsz hkm alanna ayrlmasna dayandrmtr. Bu alanlardan birisi akla (res cogitans), dieri ise maddeye (res extensa) aitti. Sz konusu Kartezyen (yani Descartes'i) ayrm, bilim adamlarna maddeyi cansz ve yaltlm olarak

ele alma frsatn vermiti. Buna gre maddesel dnya, farkl nesnelerden meydana gelmi byk bir makina gibiydi. Isaac Newton da byle bir mekanistik dnya grne sahipti. Bu fikirsel temele dayanarak, daha sonra klasik fizik olarak anlacak olan yapy ortaya karmtr. Evrenin mekanistik modeli bylece on yedinci yzyln ikinci yarsndan balayarak, on dokuzuncu yzyln sonlarna kadar btn bilimsel dnce dnyasna hkim olmutur. Bu bilimsel yaklam biimine, kilise de, dnyay tepeden ve gksel yasalarla idare eden monarik bir Tanr kavram ile destek salyordu. Bu nedenle bilim adamlarnn aratrmakta olduklar doann temel yasalar, deimez ve ebed olon T a n r yasalarnn aratrlmas olarak grlmekteydi. Descartes felsefesi, yalnzca klasik fizii derinden etkilememi, ayrca genel olarak Bat dnce sistemine yapt etkileri gnmze kadar gelmitir. rnein Descartes'in nl deyii olan: Cogito ergo sum (Dnyorum, yleyse varm), Bat insannn kendi varlklarn btn bedenleri ile deil, yalnzca akllar ile zde tutmalarna sebep olmutur. Bunun neticesinde insanlar kendilerini, bedenlerinin iinde yaltlm olarak var alan ego'Iara sahip bireyler olarak grmeye balamlardr. Artk akl bedenden ayrlm ve bedeni kontrol etme grevini stlenmitir. Bu ekilde, bilinli irade ile istemd gdler arasnda belirgin bir atma ortaya kmaktadr. Bu genel ayrmn dnda her birey ayrca, kendi yeteneklerine, faaliyetlerine, hislerine, inanlarna, vs, gre birtakm bamsz blmlere ayrlmtr. Bunlar da sonsuz atmalarn birer sonular olduklar iin srekli olarak metafiziksel bir belirsizlie ve hsrana neden olmaktadrlar.

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

nsann isel dnyasnda yaplan bu ayrmlar ve farkllatrmalar aslnda insann dsal dnya hakkndaki grn yanstmaktadr. nk dsal dnya da, birbirinden ayr ve farkl nesnelerin ve olaylarn bir bilekesi olarak grlmektedir. Bu anlaya gre btn evren, farkl kar gruplarna hitap eden ayrk blmlerden meydana gelmi gibidir. nce insan, sonra da evreni birbirinden ayr blmlere ayran bu gr daha sonra toplumsal yapy da kapsayacak biimde geniletilmi, bylece farkl uluslarn, rklarn, dinlerin ve siyasal gruplarn varlklar da aklanmaya allmtr. imizde, evremizde ve toplumumuzda meydana gelen bu ayrtrma ve farkllatrmann gerek bir yapy yanstt konusundaki inan, aslnda gnmzdeki toplumsal, ekolojik ve kltrel krizlerimizin ana nedenini oluturmaktadr. nk bu ayrk dnya gr, insan hem doaya ve hem de kendisine kar yabanclatrmtr. Bunun neticesinde doal kaynaklarn dalm hi de dil olmayan bir biimde gereklemi ve bylece byk ekonomik ve siyasal sorunlar meydana gelmitir. Hem kiisel ve hem de organize sularda ortaya kan srekli art ve buna ilveten kirlenmi bir evre, hayat ekilmez bir hale getirmitir. Yani zetleyecek olursak, kartezyen ayrtrma yntemi ve mekanistik dnya gr, dnyamz iin hem olumlu ve hem de olumsuz etkilere neden olmulardr. rnein klasik fizik ve teknoloji alannda olaanst baarl sonular dourmu, fakat ayn zamanda da iinde bulunduumuz uygarln giderek insana daha ters ye daha uzak bir yapya brnm es in e yol amlardr. Ancak kartezyen ayrtrmacliktan ve mekanistik dnya grnden yola k-

m olan yirminci yzyl biliminin, bu olumsuzluklar nasl atn grmek de gerekten ok ilgi ekicidir. Artk, bilim anlaynda eski Yunan ve Dou felsefelerinde dile gelen btnsellik kavrayna bir geri dn yaanmaktadr. Mekanistik Bat grne ters olarak. Dou dnya gr tamamiyle organiktir. Dou mistikileri iin, .duyularmzla alglanan btn nesne ve olaylar birbirlerine baldrlar, badaktrlar ve ayn gerekliin farkl ynlerini ya da beliriierini yanstrlar. Algladmz dnyay bireysel ve ayrk nesnelere blme eilimimiz, len ve snflandran aklmzn bir hayali olarak grlmektedir. Bu gre avidya (yani, cehalet) adn veren Buddhist felsefesi, bunun almas gereken bir kirlenmi akla tekbl ettiini ileri srer: Aklmz kirlendiinde, nesnelerde eitlilik varm gibi dnrz. Ama eer aklmz susturulursa, nesnelerin eitlilii de ortada n kaybolacaktr(4). eitli Dou mistisizm okullar birbirlerinden bir ok detayda farkllk gsterseler bile, hepsi de evrenin teme! btnselliini vurgulamaktadrlar. Hindularn, Buddhist'lerin ya da Taoist'lerin en byk hedefi, evrendeki nesnelerin btnselliini ve karlkl etkileimlerini idrak etmek, yaltlm bireysel kii yaklamn amak ve niha (ultimate, yani, ulalabilecek en son) gereklikle kendilerini zdeletirmektir. Aydnlanma olarak adlandrlan bu idrakin ortaya kmas, zihinsel bir kavrayn da tesinde. tm kiilii ieren ve dinsel bir anlam tayan bir gelimedir. Bundan dolay Dou'daki felsefelerin birounun temelde dinsel bir ekirdee dayandklarn syleyebiliriz.

a 12
Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

Bu erevede. Dou gr, doay birbirinden ayr nesnelere blmemektedir. nk bu nesnelerin hepsi de akkan ve deiken bir karaktere sahiptirler. Dou felsefelerinin dnya gr, sonsuza dek isel bir dinamiklik tayan zellikler gsterir ve zaman ile deiirmi iki temel nitelik olarak kabul eder. Bu bak asndan kozmos, tek ve blnemez bir gereklik olarak alg ilan makta dr. Kozmos, hareketli, canl ve organik olarak, ve ayn zamanda da ruhan ve maddesel olarak grlmektedir. Hareket ve deiim, nesnelerin temel zellikleri olduklarndan, bunlar oluturan kuvvetler de, klasik Yunan grnde olduu gibi, nesnelerin dnda bulunmak yerine, maddenin isel bir nitelii olarak alglanmaktadrlar. Bundan dolay Dou'daki insanlarn T o n r ile ilgili imajlar, dnyay tepeden idare eden bir ynetici biiminde deil, her eyi ieriden kontrol eden bir ilke olarak ortaya kmtr: Cisimlerin iinde bulunan O, Yine de cisimlerden farkldr, Hi bir cisim O'nu bilmez, ama Btn cisimler birden onu meydana getirirler, Her eyi ierden idare eden O'dur. O, senin ruhundur. O senin denetleylcindir, O, lmsz olandr(5). Bundan sonraki blmlerde, Dou dnya grnn temel elerinin, yeni ortaya kan modern fizik dalndaki dnya gryle nasl da benzetiini greceiz. Sanki Dou dncesi (ve genelde mistik dnce) ada bilime ait kuramlarn arka plann oluturuyormu gibidir. Bu aamada, insanolunun bilimsel grleri ile insanln ruhan hedefleri ve dinsel inanlar ok gzel bir uyum iine girmilerdir. Bu yaklamn temel iki temas, tm fenomenlerin

btnsellii ve etkileimlerin karlkl oluu ile evrenin isel dinamizmidir. Atom-alt dnyann derinliklerine girdiimizde modern fizikilerin. Dou mistikilerme benzer biimde, dnyay ayrmaz, etkileen ve srekli olarak harekat eden bir eler s i s temi olarak grdklerini fark ederiz. Bu kapsam iinde insan da, sistemin ayrlmaz bir paras olarak deerlendi ri m ektedir. Halen mekanistik ve ayrk bir dnya grne sahip olan Bat kltr lemimizde, bu grn aslnda toplumdaki huzursuzluklarn kayna olduu dncesi giderek yaygnlk kazanyor. Bu nedenle Dou felsefelerinin organik ya da ekolojik dnya grleri, Bat dnyasnda ve zellikle de genler arasnda son yllarda bylesine popler olmutur. Birok insan kurtulmak amac ve umudu ile Dou felsefelerine ynelmilerdir. Dou mistisizminden bylenen, I Ohing'e bavuran ve Yoga gibi meditasyon yntemlerini uygulayan insanlar genelde Bat bilimine kar bir yaklama sahiptirler. nk bu insanlar bilimi, hayal gcnden yoksun, dar grl bir disiplin olarak grmektedirler. Yine bu insanlara gre, modern teknolojinin bylesine insana uzak oluunun tek nedeni de bilimdir. Bu kitabn amac, bilimin prestijini arttrmaktr. Bunu da, bilim ve Dou bilgelii arasnda nemli bir uyumun varolduunu gstererek salamay dnyorum. Bu kitapta, modern fiziin, teknolojinin tesine tatn izleyeceksiniz. Bylelikle fiziin yolunun (yani Tao'sunun) pekl da kalbi olan bir yol oldu u anlalacaktr. Bu yol, spritel aydnlanmann ve kendini, yani z benliini gerekletirmenin yoludur.

Fiziin Yolu

35

2)

BLMEK VE GRMEK Beni gerek olmayandan geree, Karanlktan a, Ve lmllkten lmszle ilet! Brihad-Aranyaka Upaniad

farn ve felsef denemelerin hangi blmleriyle karlatrmamz gerektiini ortaya koymamz lzm gelecektir. te kitabmzn bu blmnde, nce sz konusu iki sistemin temelinde yatmakta olan bilgi kavramn aklayacak, sonra da bu bilginin kelimeleri nasl ifade edildiini greceiz. * Tarih boyunca, insan aklnn iki tr bilgiye ulaabilecei zerinde durulmutur. Bilincimizin ki kutubu olarak da isimlendirilen bu iki bilgi tr, akl yoluyla ve sezgi yoluyla (yani aklc bilgi ve sezgisel bilgi) ulalan bilgidir. Geleneksel ve alldk bir yntem ile de, aklc bilgi, bilimle ve sezgisel bilgi de dinle aklanagelmitir. Bu sistem dahilinde, yava yava Bat dnce leminde aklc ve bilimsel bilgi, sezgisel ve dinsel bilgiye ye tutulmaya balanmtr. Ancak geleneksel Dou yaklam ise, Bat'da grlen eilimin tam tersi bir biimde olumutur. Burada, szn ettiimiz iki fikir sistemini zetleyen ;iki tane zl cmleden bahsetmek istiyorum. Bu cmlelerden ilki, Bat dnce sistemini temsil eden Sakrates'e aittir.- Bir ey bilemediimi biliyorum! diyen byk Yunan dnr bylece aklc bilgiyi tamamen n plana karmtr. in sistemini temsil eden Lao T z u ise, Bir ey bilmemek en gzel bilgidir diyerek sezgisel bilgiyi nemle vurgulamaya almtr. Bunun yan sra, Dou dnce sisteminde, bilginin sz konusu iki trne verilen isim de, bu konuya gsterilen nemin bir belirtisi durumundadr. Upaniad'larda, bu konuyla ilgili, byk ve kk bilgiden sz edilmektedir. Buna gre kk bilgi, deiik bilim biimlerinde; byk bilgi ise, dinsel bilin ve idrak btnl halinde nmze kmaktadr. te yandan Buddhist'Ier, izaf ve mutlak

ada modern fizik ile Dou mistisizmi arasndaki ilikileri ve benzerlikleri deerlendirmeden nce,, u noktay gzden geirmemiz gerekir: Acaba kendisini ok yksek derecede karmak bir matematiksel di He ifade eden, kesin ve kat bir bilim dal olan fizik ile, temelinde meditasyon ve bilgelik gibi isel kavraylarn bulunduu ve bunlarn kelimelerle anlatlamayacan savunan bir felsef gr nasl ve ne ekilde birbiriyle karlatrlabillrler? Burada karlatrmak istediimiz konu, ada bilim adamlar ile Dou mistikilerinin dnyay ve hayat nasl algladklardr. Byle bir karlatrmaya girmeden nce de, bu alglamann temelinde yatan genel ve btnsel bilginin ne anlama geldiini aratrmamz gerekecektir. Yani inceleyeceimiz konu, Acaba Angkor War'daki ya da Kyoto'daki bir rahip ile Oxford veya Berkeley'deki bir profesr bilgi denildiinde ne dnyor? sorusuna cevap aramak olacaktr. kinci olarak da, hangi grleri karlatracamz belirlememiz gerekeoktir. Yani deneysel verilerin, denklemlerin ve kuramlarn hangi unsurlarn alp, bunlar dinsel yazlarn, tarih mitos-

37

Fiziin Tao'su Fiziin Yolu 29

bilgiden, ya da dier bir deyile, artl gereklik ve yce gereklikten sz etmektedirler. Bunlarn yannda in felsefesinde de, sezgisel ve aklc bilgi arasndaki btnselliin nemi vurgulanmakta ve bu balamda, kayna ok eskilere dayanan yin ve yang ifti, in retisinin tayc temeli olarak kabul edilmektedir. Nitekim bylelikle, eski in'de bilgimin iki biimini yanstabilecek olan Taoizm ve Konfyusuluk gibi iki farkl okul meydana gelebilmitir. Aklc bilgimiz, evremizde her gn grebileceimiz nesne ve olaylarla ilgili yaadmz tecrbeler neticesinde olumaktadr. Yani aklc bilgimiz; asl grevi ayrmak, ayrtrmak, karlatrmak, lmek ve snflandrmak olan zihnin hkmranl altndadr. Bunun doal bir sonucu olarak da, gzlerimizin nne zihinsel farkllatrmalara dayanan bir dnya serilmektedir. Oluturulan bu dnyada varolan kartlklar, yalnzca karlkl olarak varolduklar srece canl kalabilmekte, bu nedenle kartlklar arasndaki ban mutlak bir neme sahip olduu yanlgs ortaya kmaktadr. Bundan dolay Buddhist'ler bu bilgi biimine zaf bilgi demilerdir. Bu bilgi trnde; ekillerin, yaplarn ve fenomenlerin saysz biim ve grnmlerini karlatrabilmek ve snflandrabilmek iin, soyutlama olay, karmza kanlmaz bir olgu olarak kmaktadr. nk biim ve grnm okluunu giderebilmek iin, olay ve fenomenlerin hepsini deil, ancak bunlardan yalnzca en nemlilerini gznnde bulundurmamz gerekmektedir. Bylece, olay ve fenomenleri dikkate alrken, gerek dnyay genel hatlarna indirgeyerek, onun basit bir haritasn karm olu-

ruz. Yani aklc bilgi, soyut kavram ve tasarmlarn bir byk sistemi niteliindedir. Bu soyut sistemin en belirgin zellii ise, aklmzn ileyiinde ve konumalarmzda ska rastlayabildiimiz ve adna dil dediimiz lineer ve kesikli yap karmdr. Hemen hemen btn dillerde bu soyut yapy, kullanlan alfabelerde grmek mmkndr. Yani iletiim ve dnce gibi srekli bir yapy, harflerin uzun ve fakat kesikli dizilileriyle, yani kelimelerle ortaya koymak olduka dikkate deerdir. Fakat te yandan, doal dnya dediimiz olgular btn, sonsuz saydaki biimlerin ve karmaklklarn dnyasdr. Bu ok ynl dnyada, dorusal hareketlere ya da btnyle dzenli biimlere rastlamak tamamen imknszdr. nk doal dnyada olaylar ve fenomenler blmler halinde, tek tek ve srasyla deil, hepsi ayn anda ve bir btnsellik iinde gereklemektedirler. Ya da gnmz modern fizikilerinin dedii gibi: Bu dnyada bo uzay bile eik bir biimdedir! Durum byle olunca, kelime ve kavram temeline dayanan dnme yeteneimizin byle bir gereklii hibir zaman tamamiyle aklayamayaca ya da anlayamayaca ortaya kmaktadr. nsanlar dnya hakknda dndklerinde, dnyann eik biimini iki boyutlu bir dzleme indirgeme sorunu ile kar karya kalan bir harita uzmanna benzerler. Biz, gerein yalnzca yaklak bir yansmasn ortaya koyabiliriz; bundan dolay da elde ettiimiz btn aklc bilgiler kanlmaz bir biimde snrl kalmaya, yani. geni kapsaml olmamaya mahkmdurlar. Aklc bilginin hkmranl demek, ayn zamanda; len, tartan, snflandran ve analiz eden bilimin

a 12
Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

hkmranl demektir. Ancak bu yntem aracl ile elde edilen bilgilerin snrll ve kstll modern fizik alannda gn getike artan bir biimde belirginlemektedir. Werner Heisenberg'in de dedii gibi, modern fizik, bize her ne kadar ak ve net olsalar da, her tasarmn ya da her kavramn snrl bir uygulanma alanna sahip olduunu gstermitir(l). Ancak bu bilgiyi gznnde tutsak bile, oumuz iin kavramsal ve aklc bilginin snrlln ve izaf oluunu srekli bir biimde dikkate almak imknsz gibidir. nk insanlar iin, kendi beyinlerinin yaratm olduu gerein sureti, gerein kendi* sinden daha kolay biimde anlalabiliri ektedir, nsanlar doal olarak, bu iki durumu tamamen kartrarak sahip olduklar tasarm ve kavramlar gerekliin ta kendisi olarak grmek eilimini gstermektedirler. te Dou mistisizminin ana hedeflerinden bir tanesi de insann kendisini bu karklktan kurtarmasn salamaktr. rnein Zen Buddhist'leri, gkteki ay gsterebilmek iin bir parman gerekli olduunu kabul ederler. Ancak ay bir kez gzlemledikten sonra, o parman nemi ortadan kalkar. Taoist bilgin Chuang Tzu'nun syledii gibi: Balk tutmak iin balk a gereklidir. Ama balklar bir kez yakalandlar m, insanlar alarn unutmaya balarlar. Ya da tavan tutmak iin bir ipe gerek vardr. Ama tavan yakaland m, insanlar ipi unuturlar. Fikirleri oluturabilmek iin ise kelimeler kullanlr. Ama fikirler bir kez yakaland m, insanlar kelimeleri unuturlar(2). Bat'da ise kelime bilimcisi Alfred Korzybski ayn nans u slogan ile yakalamaya almt: Basit bir harita, gerek bir arazi deildir.

Dou mistisizminin temel kaygs, yalnzca dnceyi deil, ayn zamanda duyusal alglamay da farkllatrp, yceltecek olan eyin, yani gerekliin, dorudan doruya tecrbe edilmesini ve yaanmasn salayabilmektir., Upaniad'larda bu konuda unlar okumaktayz: * Sessiz, ellenemez, ekilsiz ve sonsuz olan, Aym zamanda tatsz, sabit ve kokusuz olan, Balangc ve sonu olmayan, bykten daha byk olan, stikrarl olan. te bunu anlarsan, lmn korkun azndan kurtulabilirsin (3). Bu tr bir kavraytan kaynaklanan bilgiye Buddhist'ler, mutlak bilgi demektedirler. nk bu bilginin temelinde zihnimizin ayrtrma, soyutlatrma ve snflandrma faaliyeti bulunmamaktadr. nk bu bilgi izaf ve yaklak bir bilgi deildir. Buddhist'lere gre bu bilgi, blnmemi, ayrtrlmam ve tam olarak belirlenmemi bir bykln tecrbe edilmesi ve bilfiil yaanmasdr. Aslnda byle bir bykln btnsel olarak kavranmas, yalnzca Dou mistisizminin deil, ayn zamanda tm mistik tecrbelerin de en can alc zelliidir. Hepsinin de merkezinde ve znde yatan ite bu btnsel kavraytr. Bunun yan sra Dou mistisizminde, mutlak gerekliin; akl, mantk ve kavramsal bilgi gibi olgularla anlatlamayaca gr de egemendir. Onlara gre bu gereklik, hibir suretle kelimelerle ifade edilemeyen bir fenomen durumundadr. nk bu gereklik, be duyumuzun ve kelimeler ile fikirleri-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

mizi oluturan aklmzn hkmranl dnda bir yerdedir. rnein Upaniad'larda bu konudan yle sz edilmektedir: te o zaman gz grmez, Dil konumaz ve akl lemez. Bunu nasl reteceimizi kavrayamyaruz(4). Bilemiyoruz,

cin dnda ve ondan tamamiyle farkl baka bilin biimlerinin de varolabilecekleri aka ortadadr (6). Aklc bilgi, fizik bilginlerinin, sezgisel bilgi de mistikilerin "alma alann oluturmasna ramen, az nce szn ettiimiz farkl bilgi biimleri, her iki alanda, da karmza kmaktadrlar. Bunun nasl olduunu grp, kavrayabilmek iin, bilginin fizik disiplininde ve Dou mistisizminde ne yolla elde edildiini ve ne ekilde aklandn grelim. Fizik biliminde bilgi, bilimsel aratrma sreci iinde elde edilir. Bu sreci basamakl bir merdivene de benzetebiliriz: lk basamakta, aklanmas gereken fenomen hakkndaki deneysel veriler toplanmaktadr. kinci basamakta, daha nce elde edilen veriler matematiksel simgeler yardmyla birbirleriyle iliklendirilirler ve sz konusu simgeler arasndaki ilikiyi kapsayacak matematiksel bir ema oluturulur Genelde bu tr emalara matematiksel model, eer bunlar daha kapsaml iseler, kuram ismi verilir. te gelitirilen bu kuram yardmyla, daha sonra yaplacak kontrol deneylerinin muhtemel sonular ngrlmeye allr. Eer ngrde baarl bir matematiksel ema gelltirilmise, bilim adamlar ounlukla bununla yetinirler. Fakat baz hallerde fizikiler, ortaya kardklarn normal bir dille de ifade etmek ve aratrmalarnn sonularn fiziki olmayan insanlarla da paylamak isterler. Bu ise fizikilerin, elde ettikleri matematiksel emalar yorumlayp, onlar norma! bir dille aklayabilecek bir baka model gelitirmelerine neden olacaktr. Ancak, merdivenin nc basama demek olan bu son aama, ou

Bu gereklii Tao diye isimlendiren Lao T z u , Tao Te Ching adl eserinin ilk satrnda unlar yazmtr: fade edilebilen Tao, sonsuz Tao deildir. Aslnda yle bir durup dnecek olursak, insanolunun son iki bin yldr cklc bilgi alannda ortaya koyduu dikkat ekici gelimelerin dnda, bilge olma ynnde pek bir yol alamadmz farkederiz. Bu ise, bize, mutlak bilginin kelimeler yardmyla paylalamadn gsteren gzel bir rnektir. Shaung Tzu'nun da dedii gibi: Orun hakknda konuulabilseydi, herkes onu kardeine anlatrd(5). Buraya kadar anlatlanlardan, mutlak bilginin tamamiyle zihin-d bir yaay yanstt sonucunu kartabiliriz. Bu yaay gerekletirebilmek iinse:, bilincimizin allagelmiin dnda bir durumda, yani mditatif ya da mistik diyebileceimiz bir durumda bulunmas gereklidir. Bu tr bir bilin durumunun gerekten de varolduunu yalnzca ok sayda Dou mstikileri ispat etmemiler, ayn zamanda Bat'da yaplan birok psikolojik gzlemler ve deneyler de bunu gstermitir. William James'in dedii gibi: Bizim, aklc bilin olarak isimlendirdiimiz normal yank haldeki bilincimiz, btnsel bilincin yalnzca belirli bir tipidir. Aklc bilin-

42

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

31

durumlarda fizikiler iin bile ok zor bir ilemdir. Bu ise, bilim adamlarnn elide ettikleri konu ile ilgili kavray dzeyini belirleyen nemli bir eksii ortaya koymaktadr. Doal olarak pratikte, szn ettiimiz basamak, ya da aama, her zaman ayr ayr ve pe pee gereklemezler. Hatt bazen de ayn anda meydana gelirler. rnein bir fiziki, gelitirmi olduu fiziksel bir modeli, kendisinin felsef dnya gr sayesinde ortaya koymu olabilir. Ayrca sahip olduu dnya grn, aksi, deneylerle ispat edildii halde, terk etmek bile istemeyebilir. Byle olaylara hayatta ska rastlandn da gznne alrsak, fizikinin, kendi fiziksel modelini deitirmeye kalkmamas artc gelmemelidir. Ancak bazen de modelde kk deiiklikler yapar. Bylece farkllatrlm modelin yanll- ispatlanana kadar, model yrrlkte kalacak ve geerliliini srdrecektir. Fakat yanll ispatlandnda ise, fizikimiz, modelinden vazgemeye mecbur kalacaktr. Yukarda anlatlan ve kuramlar tmyle deneysel verilere dayandran aratrma yntemine bilimsel yntem, ya da lm metod denilmektedir. Bu ekildeki bir bilimsel yntemin Dou felsefesinde de bir karlnn bulunduunu daha sonra greceiz. Ancak burada unu syleyebiliriz: Bilimsel yntemli felsefenin tam kart bir rnee Yunan felsefesinde rastlyoruz. Yunanl'larn doa ile ilgili olaanst zgn grleri, amzn bilimsel modellerine hayret verici bir biimde benzemekteydi. Ancak gnmz fizii ile eski Yunan fizii arasnda nemli bir farkllk vardr. O da modern fiziin ampirik yakla-

mdr. nk sz konusu ampinizm(*), Yunan bilimine tamamen yabancyd. Yunanl'lar sahip olduklar modelleri, birtakm temel aksiyom ve prensiplerden elde ediyorlard. Yani tmdengelimci bir dnya grne sahiptiler. Gnmz biliminin deneysel ve gzlemsel tmevarma yntemini uygulamyorlardi. Ancak buna ramen, Yunanl'larn gelitirdikleri tmdengelimci deerlendirme yntemleri o denli baarl olmulardr ki gnmzde bile, yukarda bilimsel aratrmalarn ikinci basama olarak akladmz aamada, sz konusu mantk ve akl s i l s i l e s i geni uygulama alan bulabilmitir. Yani temellerini Yunanl'larn atm olduu tmdengelimci mantk ve akl kurallar, matematiksel modellerin formlasyonunda gnmzde de Kullanlmaya balanm ve ada bilimin en nemli unsurlarndan biri haline gelmitir. Aklc bilginin ve davrann bir bilimsel aratrmann en nemli esini oluturduklarn kabul etsek bile, onlarn her ey demek olmadn da belirtmemiz gerekir. nk bilim adamnn yaratc ve kavrayc duygular olmasa, yapt deneylerdeki btn aklc unsurlarn hibir nemi olmazd. Sz konusu kavraylar ounlukla birdenbire ve kendiliinden ortaya kmaktadrlar ve en byk zellikleri de, masa banda alrken ya da denklemlerle urarken deil de, rnein banyoda rahat bir biimde ykanrken veya ormanda yava yava yrrken, ya da deniz kenarnda gnelenirken aklmza gelmeleridir. yle grlyor ki, youn aKilc almalardan sonra hissedilen geveme anlarnda, sezgisel yeteneklerimiz glenmekte ve ortaya kmaktadr. Bu ekilde orta(*) Ampirizm: Bilginin yalnzca duyusal alg ve gzlem sonucu elde edilebileceini savunan gr. Cev.)

19

Fiziin Yolu
96

Fiziin Tao'su

ya kan sezgi, bize deneyin btn ynlerini gstererek, bilimsel aratrmalarmzda yaadmz byk zevki ve heyecan tattrmaktadr. Ancak sezgisel kavraylar, matematiksel bir ereveye oturtulmadklar srece, hibir fiziksel deere sahip olamazlar. nk bunlar ayrca gn lk konuma diliyle de ifade etmek zorunluluu vardr. te bu amaca ynelik en nemli adm da, soyutlama dediimiz basite indirgeme olay oluturmaktadr. Daha nce de belirttiimiz gibi, soyutlamann temelinde, gerekliin bir haritasn ya da suretinii kartacak olan kavramlar ve tasarmlar sistemi yatmaktadr. Fakat sz konusu harita ya da surette, gerekliin yalnzca birka unsuru mevcuttur. Ve ayrca bu unsurlarn neler olduundan da tamamen habersiz bir durumda bulunuruz, nk sz edilen haritay yaratrken, onu birdenbire deil, yava yava ve evrimletirerek ortaya koyarz. Bu ortaya koyma ileminin temel anahtarlarn da ocukluk amzda yaadmz tecrbeler verir. Ancak kullandmz dili oluturan kelimelerin tam. olarak tanmlanmam olduunu gryoruz. Bundan dolay kelimelerin ok sayda ve farkl anlamlar ortaya kyor. Yani iittiimiz bir kelimenin hangi anlamda kullanldn bekleyebilmek iin aklmz deil bilinaltmz altrmak durumunda kalyoruz. Kullandmz dilin tam olarak tanmlanm ve ok anlaml olmas, airler iin olduka nemli bir zellik tar. nk airler, dilin bilinaltndaki katmanlar ve armlar ile ilgilenirler. Ancak te yandan bilim, ak ve net tanmlara, kesin balantlara ve anlamlara ihtiya duyan bir yoldur. Bilimin bu yolda ilerleyebilmesi iin, bilim adamlar, konu-

ma dilini daha da soyutlatrarak snrlandrmakta ve dilin yapsn standartlatrarak mantn kurallarna uygun ilemesini salamaktadrlar. En ileri ve kapsaml sayutlatrma ilemleri sonucunda matematiksel ifadeler, konutuumuz dilin yerini alrlar. Matematik alannda kelimelerin yerlerini alan simgeler arasndaki ilikiler ise tam olarak ve deimez bir biimde tanmlanmlardr. Bylece bilim adamlar, ok eitli ve farkl bilgileri, bir denklem haline dnt rebi m ekte, yani nisbeten basit bir simge dizisi ekline getirebilmektedirler. Eer herhangi basit bir denklemi normal bir dille anlatmaya kalksalard, her halde birka sayfaya gerek duyarlard. Ancak matematiin, yalnzca konuma dilimizin ar bir soyutlandrmas olduunu, yle kolayca kabul edemeyiz. nk gnmzde birok matematiki, matematik biliminin doay aklayabilen bir dil olduuna deil, ayn zamanda bunun bal bana, bir doa fenomeni olduuna inanmaktadrlar. Aslnda bu inann temeli, Pithagoras'a kadar inmektedir. O: Her ey rakamdr diyerek, matematiksel mistisizm olarak isimlend'irebileceimiz bir disiplinin ncln yapmtr. O, bu ekilde dinsel inana, mantksal kavray ve alglay da dahil edebilmitir. Bertrand Russel'a gre, Pithagoras felsefesindeki bu gelime, daha sonra Bat'da meydana kan dinsel felsefenin de en nemli esini oluturmutur: Pithagoras ile balayan ve matematikle din biliminin birletirilmesi ile sonulanan bu gelime, Helen, Ortaa ve hutt Kant'a kadar uzanan bir zaman diliminin dinsel felsefesinin karakteristik bir zellii idi... Plato, Augustinus, Aguino'lu Thomas, Descartes,

40

Fiziini Tao'su Spinoza ve Leibniz'te, temeli Pithagoras'a dayanan din ve akl beraberlii ve zamanst olmaya duyulan bir hayranlk grlmektedir. Ahlk ve mantksal bir temele dayanan Bat dncesi ya da teknolojisi ite bu noktada Asya'nn daha kolayc mistisizminden ayrlmaktadr (7).

Fiziin Yolu

20

simgelerin ilettikleri duyusal bilgilerin ifade gc yok olmu ve incelediimiz gereklik ile kullandmz simge arasndaki' mevcut ba neredeyse ortadan kalkmtr. Bundan dolay da, matematiksel modei ve kuramlarmz, ok anlaml ve mulak kelimeler kullanarak desteklemek durumunda kalrz.
*V

Asya'nn daha kolayc mistisizmi doal olarak Pithagoras'n matematik yorumunu kabul etmemitir. nk Dou'da matematik bilimi, sahip olduu karmak ve iyi tanmlanm yapsyla, gerekliin blir esi olarak deil, gerekliin kavramsal suretinin (hayalinin) bir paras olarak grlmektedir. te yandan m i s t i s i z m aracl ile yaanlan gereklik, tamamyla belirsiz ve farkllamamtr. Yani mistik gereklik, soyutlan ma m tr ve dorudan, bir btnlk olarak yaanr, ylece kavranr. Bilimsel yntemin temelinde yatan soyutlandrma ilkesi sonu asndan ok baarl ve gl olmasna ramen, urunda denilen fiyat ok pahal ve acdr. nk kavramlarmzn oluturduklar s i s tem giderek kesinleirken, yani bu sistem gittike daha, iyi bir hal alr ve sistem ii balantlar yava yava katlarken, sz konusu sistemin incelediimiz gereklikle olan balar da hzla kopmakta ve byk gereklikten adm. adm uzaklamaktadr. Korzybskinin harita ve arazi benzetmesi dorultusunda unlar syleyebiliriz: lk nceleri elimizdeki harita boyutlu araziyi aa yukar tanmlamaktayd, ancak haritann giderek katlamas ve soyutlamas neticesinde, gerek arazi ile olan balant ortadan kalkmtr. Ya da matematiksel bir ifade kullanrsak: Artk yle bir duruma gelinmi oldu ki, bundan sonra

Bu noktada, nemli bir hususu belirtmekte yarar gryorum: Matematiksel modellerle, onlarn kelimeler kullanarak yaplm olan yorum ve aklamalar arasnda nemli farkllklar bulunmaktadr. rnein matematiksel modeller katdrlar ve genel bir s i l s i l e dahilinde alglanmaldrlar. te yandan bu tr bir modelde kullanlan simgelerin, gnlk hayatmzla bir ilgileri de yoktur. Fakat sz konusu matematiksel modellerin kelimeler kullanlarak yaplan yorum ve aklamalar, dorudan sezgi gcmze hitap etmekte ve bizde deiik armlar oluturmaktadrlar. Bu adan matematiksel modellerin kelimelerle yaplm olan yorumlarn, incelediimiz gerekliin felsef 'bir modeline benzetebiliriz ve bundan dolay da ikisini rahatlkla karlatrabiliriz. Bat biliminin sz konusu sezgisel zellii dnda, Dou mistisizminin aklc niteliklerinden de sz edebiliriz. Ancak Dou'da, mantk ve akln uygulanma derecesi, eitli felsef okullara gre byk farkllklar gstermektedir. rnein Hindu Vedanta ve Buddhist Madhyamika okullar son derece yksek bir entellektel guruba dahildirler. Bunun kart olarak da T a o i s t okul, srekli olarak mantn ve akln yetersizliini vurgulamaktadr. Buddhizm'den kaynaklanan ve Taaizm'den de bir hayli etkilenenden ret i s i ise, kelimeler kullanmadan, aklama yapmadan, emir vermeden, bilgili olmadan hedefe ulamaktan

21

Fiziin Tao'su Fiziin Yolu 96

byk bir onur duymaktadr. nk Zen retisi neredeyse tmyle aydnlanma tecrbesine dayanmakta ve sz konusu aydnlanmann kelimelerle yorumlanmasna souk bakmaktadr. rnein ok tannm bir Zen atasznde yle denir: B i r ey hakknda konumaya baladnda, onun zn gzden karm olursun. Ele aldmz okullarn tmnde dorudan yaanan mistik tecrbe n planda yer almaktadr. ok karmak ve bilgili bir tartmaya girien mistikiler bile akl ve dnceyi bilgeliklerinin bir kayna olarak grmek istemezler. Onlar akllarn, bireysel mistik tecrbelerimi analiz etmek ve yorumlamak iim kullanrlar. Demek ki Dou dncesine gre, bilginin kaynanda, yaanan isel tecrbe yatar. Yani Dou dnce geleneinde yine de belirli bir ampirik karakter gze arpmaktadr. D. T. Suzuki, Buddhizm hakknda unlar yazmtr: Buddhist felsefenin temel tan ... bireysel tecrbe oluturur. Bu adcn Buddhizm'i ampirik ve deneyci olarak nitelendirebiliriz. Aydnlanma ve tecrbe etme arasndaki mevcut diyalektik ilikiyi bu adan grmek gerekir (8). Joseph Needham, Science and, Civilization in Ohina (in'de Bilim ve Uygarlk) isimli tannm eserinde, Taoist'lerin ampirik yaklamlarn ok gzel bir biimde dile getirmi ve Taoizm'de grlen sz konusu ampirik yaklamn in bilim ve teknolojisinin temelini oluturduunu ddia etmitir. Needham'a gre ilk Taoist filozoflar, vahi hayata, ormana ve dalara geni dnmler ve oralarda. Doal Dzen'i

meditasyon yaparak anlamaya ve bu dzenin s a y s z biimlerini de gzlemleyerek kavramaya almlard (9). Aadaki Zen dizesinde ayn konuya iaret edilmektedir: Budlha'nn doasn anlamak isteyen, mevsimleri ve nedensel ilikileri incelemelidir (10). Dou mistisizmimin zellii olan bilgiyi tecrbeye dayandrma ilkesi, aslnda deneye dayanan bilimsel bilgi edinme ilkesine benzemektedir. Bu benzerlik, ayrda mistik tecrbenin doas ve yaps dolays ile de ortaya kmaktadr. Buna gre bilgi, Dou geleneklerine gre, akln hkmranl dnda kalan bir aydnlanma ve bir isel kavraytr. Bu aydnlanma ve kavray ise dnmekle deil, grmekle meydana gelir. Yani, aydnlanmaya ancak ve ancak kendi iimize bakarak ve kendimizi gzlemleyerek ulaabiliriz. Aslnda Taolzm'deki gzlem yapma eilimi, kendisini kuan denen tapmaklarn isminde de gsterir: nk kuan aslnda bakmak anlamndadr. Bundan dolay Taoist'ler tapnaklarn adeta birer gzlemevi olarak grmekteydiler. rnein Zen'in in'deki biimi olan Ch'an Buddhizmi'nde aydnlanma, Tao'nun grnts ve grmek de, tm Buddhist retinin temeli olarak kabul edilmekteydi. te bu nedenden dolay Budd.ha, Sekiz Basamakl Yol isimli kitabmda kendini (z) gerekletirme konusunu ilerken, ilk basama doru olarak grmek biimmde aklam ve ikinci basama ise, doru bilmek olarak dile getirmitir. Bu konu hakknda D. T. Suzuki unlar yazmaktadr:

40

Fiziini Tao'su

Fiziin Yolu

22

Buddhist retide 'grmek' ok nemli bir role sahiptir. nk Buddhist'lere gre, bilmenin temelinde grmek yatmaktadr. Grmeden bilmek ise imknszdr. Yani tm bilgilerin kaynanda 'grmek' vardr. Bu nedenle Buddha'nn retisinde bilmek ve grmek bir btn olarak ele alnmaktadr. Buddhist felsefenin banda, gerei olduu gibi grmek ilkesi yatmaktadr. Grmek, aydnlanmay bilfiil yaamak demektir (11). Bu paragraf bana Yaqui mistikisi Don Juan' hatrlatmaktadr. Don Juan yle demektedir: Benim en ok sevdiim ey, grmektir, ... nk akll insanlar yalnzca grerek bir eyler bilip, renebilirler (12). Ancak bu noktada bir uyarda bulunmak yararl olabilir. nk imdiye dek kullandmz mistik gelenek erevesindeki grmek ifadesi, yalnzca kelime anlamyla snrl kalmamaktadr. Onu ayrca sembolik ve mecazi bir anlamda da ele almak gerekir. nk sz konusu olan gerekliin mistik yollarla tecrbe edilmesi, btnyle duyu-d bir oiaydr. Yani Dou mistikileri grmekten sz ettiklerinde, genelde grsel algy da ine alan, ama her zaman ve zellikle de grmenin ycel estiril m i biimini n planda tutan, duyu-d bir gereklik tecrbesine ynelmeyi arzu etmilerdir. te yandan da grmek, bakmak ya da gzlemlemek ifadelerini kullanarak, bilgilerinin deneysel olduuna dikkat ekmilerdir. Bu noktada Dou felsefesinin deneysel yaklam, bize Bat biliminin gzleme verdii nemi hatrlatyor. Bylece, yapmak istediimiz karlatrma iin baz nemli unsurlar elde etmi oluyoruz.

Buna gre bilimsel aratrmalarda gznnde tutulan deneysel temel, bizi Dou mistisi/mindeki dorudan kavray olayna gtrmektedir. Byle dnldnde bilimsel model ve kuramlar, bu tr bir dorudan kavrayn farkl yorumlanlar anlamna gelirler. Aslnda bilimsel deney ile mistik tecrbe arasndaki bu trden bir paralellik, bilim ile mistisizmin gzlem ve inceleme alanlarndaki farkllklar gz nnde tuttuumuzda, bize biraz artc gibi gzkr. rnein fizikiler deneylerini ileri bir gurup almas ve yksek derecede sofistike (karmak) letler yardmyla gerekletirirler. Ancak buna karn mlstikiler, bilgilerini yalnzca ie-bak yardm ile ve hibir let ya da makina kullanmadan, meditasyonun bireysel cokusu aracl ile elde etmektedirler Ayrca bilimsel deneylerin her zaman herkes tarafndan yinelenebildii, fakat mistik tecrbelerin yalnzca bir ka kiiyle snrl kald ve ancak btz zel durumlarda meydana geldii de tartmasz bir gerektir. Ancak konu ile biraz daha yakndan ilgilendiimizde, ele aldmz gzlem biimlerinin yalnzca yaklam asndan farkllk gsterdikleri, ama gvenilirlik ya da karmaklk ynnden birbirlerinden pek de ayrlmadklar ortaya kacaktr. rnein modern atom-alt fizii 3 ilgili herhangi bir deney yapmak veya bir deneyi tekrarlamak isteyen bir kiinin, yllar sren youn bir eitimden gemesi gerekmektedir. Ancak byle yorucu bir eitimi aldktan sonradr ki, bu kii doaya deney aracl. ile belirli bir soru yneltebilme ve doann bu soruya verdii cevab anlayabilme dzeyine eriebilmektedir.

23 96

Fiziin Yolu Fiziin Tao'su

Derin bir mistik tecrbeye ulaabilmek iin de, buna benzer bir biimde, uzun yllar sren ve yaplmas iin yetenekli bir retmen gerektiren bir eitimden gemek gerekmektedir. Ayrca (aynen bilimsel eilimde olduu gibi) harcanm olan emek ve zaman, baary garanti edecek bir etken olmaktan ok uzaktr. Ama buna ramen renci baarl olduu takdirde, deneyi tekrarlayabilecek bir duruma gelmi olacaktr. nk aslnda deneyin (yani mistik tecrbenin) tekrarlanabilirimi, btn mistik eitimlerin temelini ve spiritel urann asl hedefini oluturmaktadr. Demek ki mistik tecrbe, modern bir fiziksel deneyden yle pek de farkl bir zellie sahip deildir. te yandan temelde farkl olsalar bile, bu tr bir tecrbenin bir fiziksel deneyden daha az karma k ve sofistike olduu da sylenemez. nk derin meditasyon durumunda bulunan bir mistiki, bir fizikinin sahip olduu teknik ara ve gerelerin karma k l k ve etkinlik dzeyine, fiziksel ve ruhsal bilincini youn biimde kullanarak eriebilmektedir. Yani konuya hkim olmayanlar iin kavranamaz ve anlalamaz gibi gzken doay, bilim adamlar ve mistikiler, deiik gzlemleme yntemleri gelitirerek anlamaya ve kavramaya almaktadrlar. Bundan dolay modern bir deneysel fizik dergisinin tek bir sayfas bile, Tibet Mandalas'na benzer bir esrarengizlie ve gizeme sahiptir. Her ikisi de, evrenin doasn anlamak isteyenlerin geride braktklar ve derin anlamlar tayan kaytlardan olumaktadrlar. Derin mistik tecrbeler ancak uzun n almalar sonunda ortaya kmasna ramen dorudan sezgisel aydnlanmalar gnlk yaammzda kendiliin-

den oluabilirler. rnein hepimiz, bir insann veya bir ehrin adn unutabiliriz. Ve bazen de ak uzun dnmemize ramen bu isim hatrmza gelmez. Unuttuumuz isim dilimizin ucunda olmasna ramen hatrlanamayacaktr. Ancak dikkatimizi bu isimden uzaklatrp baka konulara ynelttiimizde, unuttuumuzu sandmz isim birdenbire aklmza geliverir. Burada hi bir dnsel aba harcanmamtr. Bu, anszn oluan bir aydnlanmadr. Bu rnek, Bu ddt izm iin ok nemlidir. Buddhist'ler, insann aslnda Buddha orijinine dayandn, ama bu orijinin unutulduunu savunurlar. rnein Zen Buddhizmi'nin rencileri, orijinal yzlerini bulmalar cin eitilmektedirler. Anszn ortaya kacak olan hatrlama olay ise, onlarn aydnlanmas demek olacaktr. Anszn ve kendiliinden meydana gelen sezgisel aydnlanmaya dier bir tannm rnek ise, aka rneidir. nk bir akay anladmz anda, belirli bir aydnlanmay yaam oluruz. Bunun akay aklamak ile, yani zihinsel faaliyetle hibir ilgisi yoktur, yani bu, anszn ve kendiliinden olur. Aydnlanm insanlar, sanrm spiritel aydnlanma ile aka arasndaki benzerlii ok iyi bilmektedirler. nk bilge insanlarn ou ayn zamanda akacdrlar da. zellikle Zen, komik ykler ve anekdotlarla sslenmitir. Tao Te Ching ise, Onun hakknda glmeseydik, O, Tao'ya uygun olmazd (13) der. Ancak gnlk hayatmzda bu tr sezgisel aydniamalar normalde ok ksa srelerle snrldr. Fakat Dou mistisizminde durum byle deildir. Bu aydnlanmalar uzun periyotlara yaylmakta ve sonunda srekli bir alglay biimine dnmektedir. Dou

24

40 Fiziini Tao'su

Fiziin Yolu

mistisizmi ile ilgili btn Okullarn genel amac, insan akln bu aydnlanmaya hazrlamaktr. Bu tutum, Dou'daki hayat tarzna nemli etkilerde bulunmutur. Bu amaca ulaabilmek iin Hindistan, in ve Japonya kltr tarihinin geliim izgisi iinde ok farkl teknikler, merasimler ve sanatlar ortaya kmtr. Bunlarn tmne kelimenin geni anlamyla belki de meditasyon diyebiliriz. Bu tekniklerin esas amac, dnen akl susturmak ve dikkatimizi aklc bilinlilik durumundan sezgisel bilinlilie kaydrmaktr. eitli meditasyon yntemlerinde bu kaydrma, dikkati tek bir noktada toparlamakla gerekletirilir. Dier baz okullar ise, bedensel hareketler zerinde durmaktadrlar. Bu yntemi Hindu'larn Yoga's ve Taoist'lerin T'ai hi Gh'uan'mda grebiliriz. Bu okjltarm uyguladklar ritmik hareketler, meditasyonun dier biimleri ile ortaya kan hislerin aynsna sebep vermektedirler. Bu his baz spor trlerinde de ortaya kmaktadr. rnein benim tecrbelerime gre kayaklk, meditasyonun ok gzel bir biimini oluturmaktadr. Ayrca Dou sanat da bir meditasyon biimidir. Suna gre sanat, sanatnn grlerini deil sezgisel bilinlilik durumunu yanstmaktadr. rnein Hint mzii notalara baklarak deil, retmenin icrasn dinleyerek belirli bir duygu gelitirmek suretiyle renilebilir. Ayn ey Ta'i Chi hareketleri iin de geerlidir. rnein Japon ay merasimleri, yava ve ritel hareketlerle doludur. Ya da in hat sanat, elin tutuksuz ve spontane bir hareketini gerektirir. Bu zelliklerin tm, Dou'da bilinliliin sezgisel ynn ne karmak iin kullanlr.

nsanlar ve zellikle aydnlar iin bilinliliin bu durumu tamamiyle yeni bir tecrbedir. Ancak bilim adamlar sezgisel aydnlanmaya yabanc deildirler. nk her yeni bilimsel buluun temelinde byle bir anlatlamaz bilgi parlamas yatar. Ancak bunlar anlk olaylardr ve billimse! amalarla kullandmz akl; bilgi, kavram ve tasarmlarla dolu olmak zorundadr. te yandan meditasyonda akl, tamamen boaltlr ve sezgisel yndeki uyarlara ak hale gelir. Lao T z u , aratrma ve meditasyon arasndaki farkll u biimde dile getirir: renmeye devam eden, gn getike * ilerleyecektir; Tao'ya devam eden, gn getike gerileyecektir (14). Aklc zihnimiz sustuunda, onun sezgisel blm olaanst bir varla ve gereklie kavumaktadr. Bylece evremizde bulunan ve olup biten her ey, kavramsal aklmzn szgecinden gemeksizin, olduu gibi ve btn ihtiamyla karmza kmaktadr. Eer Shuang Tzu'nun ifadesini kullanacak olursak: Bilginlerin sakin akllar deta yerin ve gn aynas, ayrca sanki tm fenomenlerin bir mercei gibidir(15). Aslnda meditatif durumun temel zellii, meditasyon yapan kiinin iinde bulunduu ortamla yekvcud olmas, (yani bir-beden) haline gelmesidir. Bu bilin durumunda, her trl blmlendirme, ayrtrma ve farkllatrma ortadan kalkmakta ve meditasyomu yapan kii, farkllatrlmam bir btnsellie ulamaktadr. Derin meditasyon durumunda -bulunan akl, ileri derecede bir faaliyete geer. Bu durumda, gerek-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

Iiin duyu-d alglannn yan sra, evreden gelen btn ses, grnt ve dier uyarmlar da alglanr. Ancak bu alglar beyinde ilenmezler. Meditasyon yapan kiinin sahip olduu youn dikkatin, bu uyarmlar nedeniyle dalmas da bylece engellenmi olur. Bu durumu dmann saldrsn bekleyen bir askerin dikkatine ve zenine benzetebiliriz. nk sava halindeki bir asker de evresinde olup bitenleri byk bir dikkatle ve titizlikle izlemekte ve bir an iin bile olsa dikkatinin dalmasna izin vermemektedir. Zen stad ve retmeni Yasutani Rosh, Zen meditasyon un un uygulan anlamna gelen shikan-tazay aklarken de byle bir asker benzetmesine bavurmaktadr: Shikan-taza varoluun ve gerekliin ar' derecede younlam bir biimidir. Bu durumdaki bir insan, ne ileri bir gerginlie ve telaa, ne de ar bir geveklie ve kendini brakmla sahiptir. Aslnda bu durum, akln lm ile karlamasna ben-, zer. Bir an iin eski Japon geleneklerine uygun bir kl dellosuna katldmz varsayalm. Dmanmzla yzyze geldiimiz vakit, pr dikkat kesiliriz ve atik bir bedensel duruma geeriz. Bu ileri dzeydeki dikkatimizi ksack bir sre iin bile olsa baka yerlere yneltirsek, lmle kar karya gelme tehlikesini yaarz. te yandan bu delloyu izlemek isteyen birok kii de evremizde toplanacaktr. Kr olmadmzdan, bu seyircilerin tmn, gzmzn kenaryla bile olsa, grrz. Ve sar olmadmz iin de, bu insanlarn hepsini duyarz. Ancak sava halindeki beynimiz, bir an iin bile olsa, bu uyarmlarn hibirini alglamoyacaktr(16). Savann ruhsal ve zihinsel haliyle meditasyon

arasndaki benzerlikten dolay, Uzak Dou'da tatbik edilen ruhsal ve kltrel yaantda, savalarn ve askerlerin zel bir yeri bulunur. rnein Hindistan'n en ok sayg gren dinsel kitab olan Bhagavad Gita'nm konusu, bir sava meydannda gemektedir. Geleneksel in ve Japon kltrlerinde ise sava sahneleri ile "ilgili sanatlar nemli bir yer tutmaktadrlar. rnein Japonya'da, Zen dininin Samuray'lar zerinde yapt nemli etkiler sonucu, bushido (yani, savama sanat) denilen bir kavram ve davran biimi ortaya kmtr. Bushido durumunda bulunan bir savann ruhsal kavray ve alglay, sava teknii ile paralel biimde en yksek dzeyine erimektedir. rnein in'in en gelimi savama sanatna sahip olduu kabul edilen T'ai Chi Ch'uan, bir savann dikkatiyie, yava ve ritmik yoga hareketlerini olaanst biimde birletirmitir. Dou mistisizmi, gerekliin doasn dorudan doruya kavramak ister. Fizik ise, doal olaylarn ve fenomenlerin bilimsel deneylerle gzlenmesini hedef almaktadr. Ancak hem mistisizmde ve hem de fizik alannda, elde edilen sonular yorumlanmakta, yaplan yorumlar da kelimeler aracl le baka insanlara aktarlmaktadr. Ama daha nce de grdmz gibi, kelimeler gerekliin soyut ve yakla k bir haritas ya da sureti (hayali) olarak kalmaktadrlar. te bundan dolay da, bir mistik kavray ya da bir bilimsel deney kelimelerle ifade edildiinde, ortaya nlenemeyen bir belirsizlik ve eksiklik kmaktadr. Modern fizikilerle Dou mistikileri, bu tartmasz olgunun pekl farkndadrlar. Bilim adamlar:, fizik alannda yaptklar yorum ve aklamalara model ya da kuram ismini ver-

a 12
Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

inektedirler. Sz konusu kuram ve modellerin incelenen gerekliin yalnzca yaklak ve eksik birer yansmalar olduu dncesi, modern bilimsel aratrmalarn temelini oluturmaktadr. Einstein bu konuyu yle dile getirmeye almtr: Matematiksel kurallarn temelleri geree dayandklar srece, bu kurallar kesin olamazlar. Bunlarn kesin olmalar durumundaysa, kurallarn geree dayanm olduklar sylenemez. Gnmz fizikileri, gelitirmi olduklar mantk akl yrtme ve analiz yntemleri sayesinde, doal fenomenleri ayn anda hem kesin ve hem de doru olarak aklayamayacamz sonucuna varmlardr. Bu nedenle baz fenomenleri nce belirli bir guruiba katmakta, sonra da bu gurubun zelliklerini daha basit bir modelle aklamaktadrlar. Ama byle yaptklarnda o konuyla ilgili dier olgular gzard etmi ve gerek durumun eksiksiz bir anlatmdan da uzaklam olurlar. Bu olgularn ihmal edilmelerindeki neden, ya onlarn gerekten de az 'bir neme sahip olmalar, ya da kuramn veya modelin oluturulduu ano kadar etkilerinin bilinemeyidir. Bu konu ile ilgili anlatlanlar daha kolay anlalabilir klmak iin, benzerleri arasnda en tannm olan Newtan'un klasik mekanik sistemini bir fiziksel model olarak ele alalm. Bu modelde havann ve srtnmenin direnci tamamiyle ihmal edilmitir. nk gerekten de, hava ve srtnme direncinin etkisi, toplam sistem iinde nemsiz bir yere sahiptir. Bu tr kk ihmalleri grmezlikten gelirsek, Newton

mekanii uzun bir sre iin doada grlen btn fenomenleri aklayabilen en son tanmlama biimi olarak dikkatleri ekmiti. Ancak yllar ilerledike, gelien teknikle birlikte Newton kuramnda yer almayan elektriksel ve manyetik gler gibi fenomenler gzlenmeye baland. Byece sz konusu modelin eksik olduu* ve yalnzca snrl sayda .fenomenlere uygulanabildii (ve bunlar iinde de yalnzca kat cisimlerin hareketleri iin kullanlabildii) anlald. Snrl sayda fenomenlerin incelenmesi, kavranmak istenen fiziksel deerlerin de yalnzca snrl bir kapsam iinde ele alnmalarna neden olabilir. Bu da, kuram ya da modelin eksik ve yaklak olmasnn bir baka nedeni olabilmektedir. Baz durumlarda, byle bir yaklak tasarm ok nem kazanabilir. nk balangta kuramn ne gibi bir snrlamaya tbi olacan ngrmek hemen hemen imknsz gibidir. Sz konusu snrll beiirleyebilmenin tek aresi, bu amaca uygun bir deney yapmaktr. te bu balamda, yirminci yzylda yaplan birok deney yardmyla Newton fiziinin temel snrlar kesin olarak izilebildi. Gnmzde ise, bu modelin dayand temel hemen hemen yok olmu gibidir. nk biz, Newton modelinin, ancak ok sayda atomlara sahip atom guruplar ve k hznn ok altnda seyir eden cisimler iin geerli olduunu artk biliyoruz. Eer il!k koul yerine getirilememise, yani ok sayda atomlardan sz edilemiyorsa, bu modelin yerini Kuantum kuram alacaktr. Ve eer ikinoi koul salanmamsa, yani k hzna yakn hzlar sz konusu ise, Newton modelinin yerini zafiyet kuram alacaktr. Ama bu, Newton modelinin yanl olduu, ya da Kuantum kuramnn veya zafiyet kuramnn do-

96

Fiziin Tao'su

ru olduu anlamna gelmemelidir. nk sz edilen yukardaki btn modeller, gerekliin yaklak bir kavramdr ve yalnzca baz belirli fenomenleri kapsayacak biimdedirler. Bu kapsamn dna kldnda, doann gerekliini yanstabilme imknlar azalmakta ve hatt tamamen yok olmaktadr. Byle durumlarda yepyeni modeller gelitirilmekte, ya da eskilerimin eksik ynleri gzden geirilerek varolan modele ilerlik kazandrlmaktadr. Bylelikle doann yaklak biimde yanstl biraz daha kapsaml bir bale gelmektedir. Varolan bir modelin snrlarn saptamak, fizikinin en nemli ve ayn zamanda en zor grevlerinden bir tanesidir. nk bir modelin en nemli unsuru, onun snrlldr. Gelitirdii izme ba modellerimi daha ileride ayrntlaryla inceleyeceimiz Geoffrey Chew, bir modelin ya da kuramn ilemeye balad andan itibaren, u sorularn sorulmas gerektiini iddia etmektedir: Model ya da kuram niin alyor? Modelin snrlar nerelerdedir? Elimizdeki model ne tr bir yaklak kavray oluturmaktadr? Chew'a gre bu sorular, deta geliimin temel basamaklardr. Ayn biimde Dou mistiklleri de gerekliin szl anlatmnn, kesin ve e k s i k s i z olamayacan savunmaktadrlar. nk onlara gre, gerekliin dorudan doruya tecrbe edilmesi, akln ve dilin hkmranln ok aan bir olaydr. Btn -mistisizm, gerekliin dorudan tecrbesine dayand iin de sz konusu gereklik hakknda sylenen her ey, yalnzca baz ynleriyle doru olacaktr. Dou mistikilerinin hepsi de, yaadklar! tecrbenin szl analizi ile ilgilenmezler ve bu nedenden dolay da yakla-

Fiziin Yolu

29

k tanmlamalar sorunu, hi bir zaman Dou dnce sisteminde bir sorun olarak ortaya kmaz. Bir Dou mistikisi kendi tecrbesi hakknda konumak isterse, o da kelimelerin ve anlatmn snrll ile kar karya kalacaktr. Byle bir durumla baedebilmek iin. Dou kltrmde deiik zm yollar gelitirilmitir. rnein Hint mistisizminde ve bazen de Hinduizm'de, sylenmek istenilenlerin benzetmeler, semboller, i i r s e l anlatmlar ve alegoriler kullanlarak bir mitos havasnda aktarldn grmekteyiz. nk mitolojik dil, saduyunun ve mantn kat kurallarna bal kalma zorunluluu duymayan bir anlatm biit midir. Bu mitoslar akl almaz sihirler ve kart durumlarla sslenmilerdir. Ayrca mitoslar hi bir zaman kesin de deillerdir. Bylelikle mistik tecrbenin baka bir insana iletilmesinde epey yardmc olurlar. nk mitoslar aracl ile /aanan bu mistik tecrbeyi, gnlk konuma dilimden daha iyi ve daha anlalabilir bir biimde anlatabiliriz. Ananda Coomarasvvany'e gre unu syleyebiliriz: Mitoslar, mutlak gerekliin kelimelerle ifade edilmi en baarl anlatmlardr (17). Hint yaratclnn ve fantazisimin engin derinlii sayesinde s a y s z T a n r ve Tanra'lar ortaya km ve bu Tanr -ve Tanra'larn geirdikleri enkarnasyon ve yeniden dou gibi olaylar da birok fantastik ykye ve byk destanlara yol amtr. Ama buna ramen, derin alglama gcne sahip olan bir Hindu, sz konusu s a y s z Tanr'larn yalnzca insan aklnn bir rn olduklarn gzdem karmaz. nk bu Tanr'lar, incelenen gerekliin ortaya koyduu

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Y o l u

103

ok sayda grntnn mitolojik anlatmndan baka bir ey deildir. Fakat te yandan iyi bir Hindu, sz konusu Tanr ve Tanralarn, yklerinin daha ilgi ekici olmalar iin gelitirilmi figrler olmadklarn da bilir. nk bu kiiletirilmi varlklar, kklerini mistik tecrbeye dayandran felsef retilerin ok nemli birer anlatm aralardr. Bu adan bakldnda, in'li ve Japon mistikilerinin dil sorununa daha deiik bir zm yolu getirmi olduklarn gryoruz. Bu dnrler gerein kartlklarla dolu doasn, mitoslarn sembol ve benzetmeleri ile daha iyi kavranabilir bir hale getirmek yerine, bu kartl daha objektif bir dil kullanarak vurgulamak istemilerdir. nceleri Taoist'ler szl iletiimin snrlln ve yeters ; zliinl gstermek amac ile srekli bir biimde kartlklara bavurmular, daha sonra da bu teknik in'li ve Japon Buddtist'lere aktarlarak, onlar tarafndan gelitirilmitir. Sz 'konusu tekniin tarihsel adan en ar ucunu, Zen Buddhist'lerinin ortaya koyduklar koanlar oluturmaktadrlar. Koanlar, birok Zen retmeninin, rencilerini aydnlatmak zere yazdklar, anlalmas ok g ve hatta bazen bir bilmeceden farksz ve ou kez de anlamsz dizelerdir. Koanlarla, daha sonraki blmde ele alacamz modern fiziksel aklamalar arasnda ok ilgin ve yakn paralellikler bulunmaktadr. Ama bu konuya nmzdeki blmde daha kapsaml bir biimde deineceiz. te yandan Japonya'da, felsef grleri ifade etmek zere bir baka anlatm biimi daha vardr. Bu bazen Zen retmenlerinin de bavurduklar, ok ksa ve veciz iirlerden meydana gelen zel bir anlatm yoludur. Sz konusu yntemle, mistikilerin eline,

inceledikleri gerekliin varlna dorudan iaret etme imkn gemi olmaktadr. rnein bir gn bir kei, Fuketsu Ensho'ya u soruyu yneltmi: Konumann ve susmann yasakland bir durumda, nasl hatas? davranabilirim? Byk retmen de, keie yle bir cevap vermitir: Her mart aynda Kiangsu'yu, Kekliin sesini ' Ve ho kokulu iekleri hatrlarm (18). Tarihsel geliim iinde, sz konusu spritei iirlerin zirve noktasna haikularn ortaya kmasyla ulalmtr. Haiku'lar, yalnzca on yedi heceden meydana geien klasik Japon drtlkleridir. Aadaki eviri denemesinde bile, haiku airlerinin engin doa bilgisi ve kapsaml aydnlanmalar kendisini hissettirmektedir: Yapraklar Yamur, Yamuru dvyor(19). derlerken

stste geliyorlar;

Dou mistikileri, elde ettikleri bilgileri mitoslar, semboller, iirsel anlatmlar ya da kartlklar kullanarak akladklarnda yararlandklar konuma dilinin snrlln ve dorusal akl yrtlerinin eksikliini yeniden idrak etmektedirler. Gnmzde ise, modern fizik de bu gre gelmi ve szl modeller ile kuramlarnn snrlln anlamtr. nk model ve kuramlar yaklak bir yansmay vermekte ve bylece kanlmaz bir biimde kesin olmayan bir dnya grne varlmaktadr. Aslnda bir bakma ada fiziksel model ve kuramlar, Dou mitoslarnda

64

Fiziin Tao'su

kullanlan simge ve iirlerin Bat'daki kar Ilklardr Ben de ite bu ereve inde, sz konusu iki dnce sistemi arasndaki benzerlik ve paralellikleri gzler nne sermeye alacam. rnein Tanr ivann kozmik dans ile zetlenebilecek olan Hindu madde gr, modern Kuantum alan kuramnn baz elerine ok benzemektedir. nk danseden Tanr ile fiziksel kuram, aklmzn birer rnleridir: Yani her ikisi de, dnrn ya da bilim adamnn inceledii ge reklik ile ilgili grlerim yanstmaktadrlar.

3)

KELMELERN DE TESNDE
t

Alageldiimiz dnceleri altst eden kartlklarn temelinde isel tecrbelerimizi, normal konuma dili ile anlatmak zorluu yatmaktadr. Oysa isel tecrbelerimiz, konuma dilini ok aan bir yaaytr. D. T. Suzuki Anlatm dilinin sorunlar ok nemli bir yer tutar. rnein atomlarn yaplar hakknda konumak ve aklama yapmak isteriz. Ama bu konuda allagelmi konuma dilimiz yardmyla fikir yrtmek ve atomlar bu dille aklamaya almak tamamen inv knszdr. W. Heisenberg Btn bilimsel model ve kuramlarn, yalnzca yaklak bir zellik tadklar ve bunlarn kelimelerle yaplm anlatrmlarnn konuma dilinin eksikliine ve mulaklna tbi olduklar, daha yz ylmzn balarna doru kabul grmeye balamt. nk o tarihlerde, hi de beklenilmeyen baz gelimeler ortaya kmt. Atomlarn dnyas ile ilgili olarak yaplan aratrmalar, bilim adamlarn, gnlk konuma dilinin birok eyi anlatmak iin kesin, yeterli ve tam olmad konusunda fikir birliine vardrmt. Hele bu dil ve kavramlar aracl le atom ve atom-alt fe?iomn!er:n aklanmas hi mmkn deildi. Ay-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103 ardnda,

ot modern fiziin iki teme i direi niteliindeki Kantum ve zafiyet kuramlar bize, iinde bulunduumuz gerekliin, normal mantk snrlarn ok aan bir fenomen olduunu gstermeye balamlardr. Bu kuramlar da, tpk atom-alt aratrmalar ile uraan bilim adamlar gibi, yeni gerekliin cllageldik kokuma dili yardmyla aklanamayacan belirtiyorlard. Heisenberg bu konu ile ilgili unlar yazmaktadr: Diln kullanm ile ilgili sorunlarm en by, Kantum kuram evresindeki aklamalarda gn na kmt.' nk ilk olarak burada gelitirilen matematiksel tasarmlar ifade edilebilecek ve aklayacak karlklarn normal dilin yaps, iinde bulunmay sorunu karmza kmtr. Bunun yan sra da kullandmz ve kullanmlarna altmz kavram v A tasarmlarmzn, atomlarn yapsn aklamakta Yetersiz kaldklar gerei de bizleri artmtr(1). Yukardaki aklama, felsef adan modern fiziin ortaya koyduu en nemli geliimlerden birini yanstmaktadr. te bu noktada. Dou felsefesi ile Modern fizik arasnda bir benzerliin kurulmas mmkn olmaktadr. Bat felsefesinde, mantklk ve aklclk her zaman en nemli fikir yrtme ve argmantcjsyon arac olarak kuHanlagelmitir. Felsef dncelerin tm, bu iki temele dayanmaktadr. Keza, Bertrand Russel'e gre, bu durum, dinsel felsefe iin bile geerlidir. Ama te yandan Dou mistisizminde, erekliin, her zaman normal konuma dilini at kabul edilmitir. Bundan dolay da Uzak Dou bilginleri mantn ve alldk kavram ve fikirlerin tesine gitmekten saknmamlardr. Kanmca, Dou bilginlerinin, Bat'daki dostlarna kyasla, daha baarl ger-

eklik modelleri ortaya atm olmalarnn byle bir felsef temel yatmaktadr.

Dou mistikilerinin, konuma dili ile ilgili karr karya kaldklar orunlarn tm, gnmz fizikilerinin dil sorunuyla hemen hemen ayndr. rnein, bu blmn banda yer alan iki alnt, aslmda birbirinden tamamen, farkl ortamlarda dile getirilmilerdi. nk birincisinde D. T. Suzuki, Buddhizm{2) hakknda, ikincisinde de Werner Heisenberg atom fizii (3) hakknda konumaktayd. Fakat bu iki aklamann yine de neredeyse birbirlerinin aynlar olmalar, ok artc bir gerektir. Mistikiler ve fizikiler, elde ettikleri bilgileri, bakalaryla paylamak isterler. Ancak bu paylamay kelimeler aracl ile yaptklarnda, aklamalar hem kartlklarla ve hem de mantksal glklerle dolu olmaktadr. Bu kartlk, aslnda, ta Heraklitus'tan balayarak Don Juan'a kadar uzanan btn mistikilerin ortak yandr. Ve sz konusu kartlk, bir bilim dal olan fizik iin yzylmzn balarna kadar da geerli idi. Atom fiziinde grlen btn kartlklarn temellinde, n ikilii, yani iki farkl biimde davran yatmaktadr. Ya da daha kapsaml bir ifade ile; elektromanyetik nmn bazen dalga boylar, bazen de bir parack olarak kendini gstermesi bir trl anlalamayan bir eliki yaratmaktadr. Bir yandan nmn bir dalga kmesinden meydana geldii kabul edilmektedir, nk bu nm, yalnzca dalgalarn oluturabildikleri giriim olayn meydana getirmektedir: Yani iki adet k kaynandan kan k huzmesinin, belirli bir uzaklktaki nm toplam, bu iki kaynan aritmetik toplamna eit olmayabilir. Inm toplam, aritmetik toplamdan ya biraz daha fazla, ya da biraz

62 Fiziin Tao'su

Fiziin

Yolu

71

daha az olacaktr. Bu olaanst ve ayn zamanda da basit deneyi, iki deiik kaynaktan kan dalgalarn yaptklar giriim ile kolaylkla aklayabiliriz. yle ki: Dalga tepe noktalarnn st si e bindii yerlerde (rezonans) gzlemlenen nm, aritmetik toplamdan daha fazla olacaktr. Bunun tersi olarak eer bir dalga tepesi ile bir dalga dibi stste binerse (enterferans), toplamda daha az bir nm llecektir. Bu tr bir giriim olayn kolayca ''hesaplayabiliriz. Elektromanyetik nmn gzlendii her yerde, byie giriim olaylar ile karlamak mmkndr. te bu nedenle nmn ardnda, dalga boylarnn yattklarn rahatlkla syleyebiliriz.

, w v w v w v w , V # v V W W

konusu metal yzeyinden birok elektron darya frlayacaktr. Yani bu olaya bakarak, incelediimiz nmn, ok sayda paracklardan meydana geldiini dnebiliriz. Buna benzer bir durum, rntgen nmnn salma deneylerinde de gzlenebilir. Bu deneylerin hepsim, ancak nik paracklarnn elektronlarla arptklarn varsayarak 'aklayabiliriz. Ama rntgen nmnda ayn anda, dalgalara zg giriim saaklar da olumaktadr. imdi, atom kuramnn ilik yllarnda fizikileri ileden kartan soruyu sorabiliriz: Nasl olur da elektromanyetik nm hem bir parack olarak (yani kck bir hacme s k t r l m bir varlk olarak) ve ayn zamanda do uzayn byk bir blmne yaylabilen bir dalga boyu olarak karmza kmaktadr? Ne konuma dili ve ne de hayal gcmz ile incelediimiz gerekliin bu yzn tam anlamyla kavrayamyoruz. Dou mistisizminde ise, gerekliin kartlklarla dolu ynleriyle baa kabilmek iin, birok deiik yntemler gelitirilmitir. rnein sz konusu sorun Hinduizm'de, mitolojik ditin kullanm ile, Buddhizm ve Taaizm'de de, kartlklarn zerine gitmek suretiyle zlmeye allmtr. rnein Lao T z u ' n u n yazm olduu ve Taoist'lerin temel kitab durumunda olan Tao Te Ching, ar derecede karmak, girift ve hatt bazen de neredeyse mantksz bir dille yazlmtr. Yani bu kitap, gizemli kartlklar ve bunlarn yaratt etkilerle dolup tamaktadr. Ancak gl, veciz ve ok i i r s e l bir anlatmla okuyucunun dikkati yakalanmaya allm ve rencinin sahip olduu ve alt mantkl ak! yrtme tekniklerinden kurtulmas hedeflenmitir. in ve Japon Buddhist'leri, Taoist yaz ve anlatm -tekniini kullanarak, mistik tecrbenin kartlk-

ki dalgann Ama te yandan fotoelektrik olay denilen tadr: Uygun bir dalga nm baz metallerin

giriimi

ayn elektromanyetik nm, bir etkiye de neden olmakboyuna sahip mor tesi bir zerine ynelttiimizde, sz

62

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

71

larla dolu zelliklerimi arpc bir biimde ortaya dkmeye almlardr. Zen bilgini ve retmen Daito, rencisi olan mparator Godaigo'y. grdnde, ona unlar sylemitir: Binlerce 'kalpa' nce bizi ayrmlard, ama biz yine de bir an iin bile olsa birbirimizden uzaklamadk. Yzyze gelmediimiz halde, her gn birbirimizi grdk (4). Aslnda, szl anlatmda karlalan glklerin, Zen Buddbizm'nde, zel bir yetenee ihtiya duyan bir erdem haline dnm olduunu bile fclda edebiliriz. rnein Koan Sistemi yardm ile, retinin btnyle kelimesiz olarak aktarlmasnn bir yolu bile bulunmutu. Szn ettiimiz koanlar, tamamiyle anlamsz baz bilmecelerden meydana gelmektedirler. Bu bilmecelerin amac, Zen rencisine akl yrtmenin ve mantn snrlln dramatik bir biimde yaatmaktr. Bilmecelerin anlamsz sz seimi ve kartlklarla dolu ierii, akl yrtmeyle zmn imknsz klmaktadr. Onlar, sanki dnme srecini durdurmak iin gelitirilmi birer hazine gibidirler. renci bylece, gerekliin szl olmayan tecrbe ediliine hazrlanm olur. Gnmz Zen retmenlerinden Yasutani, bir gn bir Bat'l renciye, en tannm ve en gzel koanlar'dan bir tanesini yle anlatmtr: En basit, ve burudan dolay da en gzel koanlardan biri de Mudur. Hikyesi yledir: Gnlerden bir gn, bir kei, in'in en tannm Zen retmeni olan Jou'ya gider ve ona yle bir soru yneltir:

Gerekten bir kpek, Buddha-doasna sahip midir? Jou, keie yle cevap verir: Mu!. imdi Mu, szlk anlamnda hayr ya da yok demektir. Ama Jonun szndeki nem burada gizli deildir. nk Mu, ayn zamanda yaayan, alan ve hareket eden Buddh'a doasnn bir anlatm biimidir. Sana den grev ise, sz konusu Mu'iun ruhunu ya da zn yakalamaktr. Ancak bunu, dnsel analizlerle deil, kendi iindeki derinlikleri aratrarak yapmalsn. Bunu yaptktan sonra da benim karma kp, Mu'yu, gerekten ve canl olarak yaayan bir gereklik olarak algladn ve hibir tasarma, kurama ya da soyut aklamaya ynelmeden kavrayabildiim ispatlamalsn. unu hibir zaman unutma: Mu'yu allageldik dnce ve idrak gcnle anlayamazsn, Onu ancak tm benliinle yakalayabilirsin (5). Konuya ilk kez ilgi duyan birisi iin, her Zen retmeni, ya yukardaki Mu-koann anlatacak ya da aadaki iki koan'dan bir tanesini soracaktr: Henz daha sana, hayat verilmeden nce, senin ilk biimin nasld acaba? ki elini birbirine rparak bir ses kartabilirsin. Peki bir elin sesi nedir? Yukardaki koanlarn hepsinde, tek bir zm Vardr ve iyi bir Zen retmeni bu zm hemen syleyebilir. Sz konusu zm bir kez anlaldnda, koanm kartlklarla dolu olma zellii birdenbire yok olur ve srrna varlm bu koan, oluumuna ve uyanmasna yardmc olduu gl bir bilincin ola-

a 12 anst lanr. bir nitelendirmesi

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

olarak grlmeye

ba-

rnein Rinzai okulunda, rencilere zlmek zere birok sorular verilir. Bu koanlarn her biri, Zen retisinin deiik bir ynne k tutacak niteliktedir. Rinzai okulu, sahip olduu karmak retileri, yalnzca bu yolla rencilere iletmektedir. Yani renciye hibir pozitif aklamada bulunulmamaktadr. renci, .kendi gcyle ve bu koanlar aracl ile gereklii kavramak grevi ile babaa braklmtr. te burada yine atom fiziinin balarnda yaanm olan kartlk dolu durumlarla ilgili benzerlikler ortaya kmaktadr. Atom fizii almalarnn ilk devrelerinde, aynen Zen'de grld gibi, mantkl akl yrtmeyle zlemeyecek, kartlklarn ardna gizlenmi bir gereklikle kar karya kalnmt. Bu gereklii anlayp, kavrayabilmek iin ise, yeni bir bilin dzeyine gerek duyulmutu. Bu yeni bilin, atomsal gerekliin yemi bir kavran ile ilgiliydi. Ancak burada, bizi bu yenli bilindie ulatracak e, yal bir retmen deil, iinde yaadmz doann ta kendisi idi. Ama iinde yaadmz doa da, aynen Zen retmenlerinin yapt gibi, sorutan soru hakknda hi bir aklamada bulunmuyordu. Doamz, yalnzca bilmeceleri sormakla yetiniyordu. Bir koan zebilmek iin, renci gl bir dikkate ve katlma gerek duymaktadr. Zen ile ilgili yazlm kitaplarda koanlarn, rencilerin kalplerini ve akllarn yakaladklarn ve bunun sonucu olarak da rencilere gerek bir dnsel gelime imkn tandklar sylenir. Bylece rencileri srekli gerilim altnda tutarak, onlarn dnyann tmn bir p-

he ve soru yuma olarak grmeleri salanmaktadr. Kuantum kuramnn temellerini atan insanlar da ayn durumla kar karya kalmlard. Heisenberg, bu karmak durumu pek gzel ve arpc bir biimde yle ifade etmektedir: Bohr ile, yaptmz tartmalar hatrlyorum. Saatler sren ve ancak gecenin ge vakitlerinde nihayetlenen tartmalarmzn neticesinde, neredeyse srekli bir mitsizlik meydana kyordu. Bu tr tartmalardan sonra, yaknlardaki bir parkta tek bama yrye kyordum ve kendi kendime hep u soruyu soruyordum: Doa, atom denemelerinde olduu kadar sama olabilir miydi? (6). Cisimlerini zgn ve temel zellikleri incelendii zaman, ortaya kan sonular, zihnimiz iin her zaman sama ve eliik olacaktr. Bu gerei eski mfetikiler ak uzun zamanlardan beri bilmektedirler. Ama bilim adamlar, bunu daha yeni kefetmeye balamlardr. nk onlar yzyllardr, saysz biimlerde gzlenen olgularn ve doann temel kanunlarnn izini srmekle meguldler. Ayrca sz konusu olgu ve fenomenler, bunlar inceleyen bilim adam.nn makroskopik ortamlarnda (yani, elle tutulup gzle grlen dnyada) meydana gelmekteydi. Bundan dolay da, birtakm duyusal tecrbelerden sz etmek mmknd. Ama bilim adamlarnn kullandklar dil, grntleri ve dnsel tasarmlar bu tr bir tecrbeden soyutlad iin, dail olgu ve fenomenleri yeteri derecede aklayabilecei sanlyordu. Evrenin oluumu ile ilgili zellikleri soruturan aratrmalara, Newton'cu mekanik evren modeli erevesinde cevap verilmekteydi. Mekanik evren

62

Fiziin Tao'su

Fiziin Y o l u

74

modeli, antik Yunanistan'da oluan Demokr-itus'un modeline benzer bir biimde, btn evrensel olgu ve fenomenlerin sert ve blnmez atomlarn hareketleri ve karlkl etkileimleri sonucunda olutuklarn savunuyordu. Bu atomlarn zellikleri, normal hayatmzdaki bilardo toplarnn zelliklerine benzemekteydi. Yani bu model ma'kroskopik duyusal tecrbelerimiz (dnyay boyutlu biimde alglaymz) dorultusunda oluturulmutu. Byle bir yaklamn atomlarn dnyasnda geerli olup olmad konusunda ise, hi akl yrtlmem iti. Aslnda bunun deneysel olarak aratrlmas da o dnemlerde imknszd. Ancak yirminci yzyla gelindiinde, fizikiler maddenin en kk birimlerini inceleyebilecek imknlara kavumulard. Artk fizikiler ok karmak teknolojiler aracl ile doann derinliklerine dalmakta, maddeyi oluturan temel yap talarn bulmak amacyla maddeyi blm blm ortaya karmaktaydlar. Atomlarn varlklar tatmin edici bir biimde ispatlandktan sonra, atomlar oluturan paracklar da (yani, atomun ekirdei ve onu evreleyen elektronlar) kefedilmiti. Son olarak da ekirdei oluturan' paracklar yanli, protonlar ve ntronlar) ortaya karlm ve dier atam-a ti paracklarn varl tespit edilmiti. Modern deneysel fiziin sahip olduu gelimi ve duyarl aygtlarla, atom-alt dnyasnn derinliklerine rahatlkla inilebiliyordu. Artk iinde yaadmz ma'kroskopik evreye alk duyularmz aracl ile, sz konusu atom-alt dnyay ve orada hkm sren yasalar renebilecek duruma gelmitik. Aslnda duyusal kavraymz, yalnzca Geiger sayac-

nn bir sesiyle ya da fotoraf plakasndaki bir karartnn grntsyle snrl kalmaktayd. Ayrca grdmz ve duyduumuz her ey, incelediimiz fenomenin kendisi de deildi, biz yalnzca bu fenomenin etkilerini gzlemlemekteydik. nk atom ve atomalt dnya, bia kural olarak bizim alg alanmzn tesinde bir gerekliktir. Modern aralarn yardm ile atomlarn ve onlar oluturan elerin zellikleni ancak dolayl bir biimde gzlemlenebilmekte, bylelikle atom-alt dnya, bir bakma, tecrbe edilebilir bir duruma gelmektedir. Ancak byle bir- tecrbeyi, gnlk hayatmzda yaadmz tecrbelerle kar la t ramayz. nk bu durumda madde hakknda ele geirilen bilgiler, dorudan doruya duyusal alglamann bir sonucu olarak ortaya kmazlar. Bundan dolay da, aslen duyularmzn dnyasna dayanan gnlk konuma dilimiz, sz konusu fenomenleri ve gzlemleri aklamakta yetersiz kalr. Yani doann derinliklerine iimildilke, alageldiimiz dilin birok kavram ve tasarmlarm iptal etmek durum-u doar. Felsef adan bakldnda, sonsuz kklkteki elere doru yaplan byle bir gezide atlan ilk adm, ok byk bir nem tamaktadr. nk atomlarn ii ve yaps hakkmdaki aratrmalar, sahip olduumuz ve be duyumuzun alglamalarna bal hayal gcmzn ne denli snrl olduunu gstermitir. te bu noktadan sonra da, fenomenlerin mutlak kesinlikle manta ve saduyuya dayandrlmalar mmkn olmamaktadr. Bilim adamlar, atom fizii aracl ile, ilk defa cisimlerim temel doasna bir gz atabilme imknna kavumu oldular. Aynen mistikilerim yaptklar gibi, artk fizikiler de gerekliin

35

Fiziin Tao'su

duyud tecrbesini uygulayabilmektedirler. Ve yine mistikilerim karlatklar gibi, fizikiler de sz konusu tecrbe ediin, kartlklarla dolu ynleri ile kar karya kalmaktadrlar. te bu andan itibaren modern fiziin model, kavram ve kuramlar, Dou felsefesinde grlen temel yaklamlara benzerlik gstermeye balamtr.

4)

YEN

FZK

Dou miisikilerinin dediklerine gre, gerekliin mistik tecrbe edilii, insann dnya grn" birdenbire alt-st eden anlk bir olaydr. D. T. Suzuki, bu olay yle anlatmaktadr: nsann bilin dnyasnda gerekleebilen ve btn allm tecrbeleri glgede brakan olaanst bir yaaytr bu(1). Suzuki, bu tecrbemin ok edici zelliini, nl bir Zen retmeninin szlerini kullanarak yle anlatmaya almtr: Bu, sanki dibi patlayan bir kovadr. Atom fizikileri, bu yzyln balarnda yukarda anlatlan duygular yaamlard. Atomsal gerekliin yepyeni tecrbesi, sahip olduklar dnya grlerini temelden sarsm ve sz konusu deiimi anlatrlarken de, Suzuki'nin Zen retmenine benzer aklamalar kullanmlard. rnein Heisemberg unlar yazmt: Modern fizikte yaanlan deiimlere gsterilen youn tepkileri, ancak bu fiziin temellerini oluturan elerim sarslmaya baladn ve yklmaya doru gittiklerini gznnde bulundurursak anlayabiliriz. Bu sarsnt, bilimin artk temelsiz kalaca kaygsn da dourm utu r (2). Einstein da atom fiziinin yemi gerekleri ile ilk kez yz yze geldiinde ayn oku yaamt. Yazm olduu otobiyografide yle diyordu: Fiziin kuramsal temellerini sz konusu yemi olgulara uydurabilme abalarmn tm baarszlk-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Y o l u

103

ta sonulanmt. Sanki stnde durduumuz temelle- birdenbire km gibiydi. Ayrca bu yeni yapy kurabileceimiz baka bir temel de grnrlerde yoktu (3). Modern fizik alannda yaplan yeni keifler sonucunda uzay, zaman, madde, cisim, etki ve sonu gibi kavramlarda geni deiikliklere gidilmesi gerekiyordu. Ama sz konusu kavramlarn dnyay tecrbe ediimizin en temel aralar olmalar, onlarda deii klikler yapmak zorunda olan fizikilerde deta bir ok etkisi yaratmt. Ve bu deiiklikler sonucunda, yeni ve eskisinden tamamen farkl bir dnya gr olumaya balamt. Bu oluumun, yeni bilimsel aratrmalar yardmyla halen devam ettiini de unutmamak gerekir. Sylediklerimizi gznnde tutarak, Dou mistikisinin ve Bat fizikisinin ayn tecrbe balamaklarndan getiklerini iddia edebiliriz. Bylece onlar, dnyay btnyle farkl bir adan grebilme imknna ulaabilmilerdir. Aadaki iki alntda, Avrupa'l fiziki Niels Bohr ve Hindistanl mistiki Sri Aurobindo, sz konusu tecrbenin derinliini ve kklln aklamaktadrlar: Son yllarda yaadmz byk tecrbeler bize, sahip olduumuz basit mekaniksel kavramlarmzn yetersizliini gstermi ve bunun sonucu olarak da,, alageldiimiz gzlemleme temellerimizi btnyle yerinden oynatmtr (4). Niels Bohr

Gerekten de, her ey, doas ve grnts asndan deimeye balyor. nsann dnyay alglay biimi bile kkl bir deiime uruyor. ... Artk insanlara tecrbe ediin, grmenin, bilmenin ve temas etmenin yepyeni, geni ve derin bir yolu alm oluyor (5). Sri Aurabrde

Kitabn bu blmnde, dnyann yeni alglan biimini, klasik fizik retisi ile karlatrarak ksaca tantmaya alacam(*). Bylece klasik mekaniksel dnya grnn nasl deitirildii ve Kuantum kuram ile zafiyet kuramnn bu deiimde ne gibi bir rol oynad grlebilecektir. Modern fizik alannda gelien bu iki temel kuram aracl ile daha sonra, doay aklamaya alan, paralar birbiriyle ilintili, btnsel ve organik bir dnya gr ortaya kmtr.

KLASK FZK Modern fizik alannda yaplan keiflerle yerinden oynayan bu dnya gr, Nevvton'un gelitirmi olduu evrensel mekanik modele dayanmaktayd ve bu model, klasik fizik anlaynn o sert ekirdeini oluturuyordu. Gerekten de bu temel, btn bilimleri destekleyerek kendi felsefesini ve tabiat anlay Aadaki satrlardaki ksa tantm ok okuyucular hemen zel ve anlalmaz bulan tedirgin olmasnlar.

Bu blmde sz geecek olan btn kavram ve tasarmlar daha sonra geni bir biimde ele alnp, incelenecektir.

62 Fiziin Tao'su

Fiziin

Yolu

71

n yaklak olarak yzyl gibi tutobilmiti.

bir sre ayakta

Newton evreni, klasik klid geometrisinin boyutlu uzay grne dayanmaktayd. inde tm fiziksel olgularn -meydana geldii bu boyutlu uzay, hi bir biimde deimezdi ve btnyle duraan bir zellie sahipti. Eer Newton'un kendi szlerini kullanacak olursak: Mutlak uzay, kendi doas nedeniyle ve kendi dndaki hi bir eye gre izafi olmamak kaydyla, her zaman ayn ve deimezdir (6). Buna bal olarak da, fiziksel dnyada meydana gelen her trl deiim, yine kendi iinde mutlak olan bir baka boyut yardm ile ifade edilebil- mekted'ir. Sz edilen bu baka boyut, zaman boyutundan bakas deildir ve temel bir nermeyle, zamann, maddesel dnya ile ilgili hibir ba bulunmad ve gemiten gelecee doru hi durmakszn akp gittii kabul edilmitir. Newton, bu konuda unlar yazar: Mutlak, gerek ve matematiksel zaman, dzenli bir biimde akp gitmektedir ve haricinde bulunan hi bir eye bal deildir(7). Newton dnyasnn mutlak zaman ve mutlak uzaynda hareket etmekte olan temel eler, maddesel paracklardan olumaktadrlar. Bu paracklar, matematiksel denklemlerde, maddesel noktalar olarak ele alnmlardr. Newton ise, onlar; kk, sert ve blnemez varlklar olarak dnmekteydi. Ona gre sz konusu varlklar, evrende bulunan tm maddemin yap talarn oluturmaktaydlar. Aslnda bu model, fikir asndan, Yunanl atormistlerin dnya grlerine de ok yaknd. nk her iki model de, dolu ve bo, madde ve uzay gibi temel ayrmlara dayanmaktayd. Ayrca bu modellerde grlen temei

paracklar, arlklar ve ekilleri asndan srekli olarak ayn kalmaktaydlar. Buna gre madde, her zaman korunmaktayd ve yalnzca edilgen bir durumdayd. Fakat Demokrit'i ve Newton'cu atomizm arasndaki en nemli fark, Newton'un, maddesel paracklar arasnda, etki eden kuvvetleri kesin bir biimde aklam olmasnda gizlidir. Newton'a" gre yerekimsel kuvvetler ok basit birer olgudurlar. Asl nemli olan .bu kuvvetlerin temelinde yatan paracklarn ktleleri ile aralarndaki uzaklklarn miktardr. Ayrca yerekimsel kuvvet, btn uzaklklara ayn biimde uzanmakta ve onlar kapsamaktadr. lgin bir hipotez olmsna ramen, Newton'un gelitirmi olduu model, hibir zaman derinlemesine aratrlmamt. nk sz konusu paracklarla, onlar arasnda etki eden kuvvetler, Tanr vergisi olarak kabul edilmekteydi ve bu nedenden dolay da ileriye giden analizlere gerek olmad kans ok yaygnd. rnein Newton, Opticks adl eserinde, Tanr'nn maddesel dnyay nasl yaratm olduunu kendince yle aklamaktayd: Bence Tanr, en bata maddeyi; sert, ktleli, kat, geirgensiz ve hareketli paracklardan yaratmt. Paracklarn byklk ve ekilleri, onlarn uzaya olan ora-nlar ve dier zellikleri, yaradln hedefine doru bir yn almlard. Kat paracklar, birlemeleriyle oluturduklar tm cisimlerden daha serttirler. Onlar o kadar serttirler ki, hibir zaman parampara olmalar sz konusu olamaz. Hi bir allagelmi g, Tanr'nn ilk anlarda yarattn bIemeyecektir(8). Newton mekaniinde, btn fiziksel olaylar, maddesel noktalarn karlkl yerekimsel kuvvetle-

62

Fiziin Tao'su

Fiziin Y o l u

82

rinden meydana gelen uzaysal bir hareketten do'maktadrlar. Newton, byle bir maddesel noktann 'kuvvetini kesin ve net bir matematiksel biime sokabilmek iin, yepyeni' tasarm ve teknikler gelitirmek zorunda kalmt. Aslnda tm bunlar, olaanst bir zihinsel baaryd ve Einstein daha sonra, Newton'un baarsn u vgi szlerle anlatmaya almt: Herhalde bu, tek bir kiinin yapmaya muvaffak olduu en byk dnsel gelimedir. Klasik mekaniin temelleri, btn ile Newton'un denklemlerine dayanr. Bu denklemlerin, deimez birer yasa olduklar kabul edilmi ve tm maddesel -noktalarn bu yasalara gre hareket ettikleri dnlmtr. Bundan dolay, fiizilksel dnyada gzlemlenen btn deiikliklerin kaynanda da, bu r 'hareketlilikler aranmtr. Newton'a gre Tanr, zamann balangcnda maddesel paracklar, aralarnda etki eden kuvvetleri ve hareketin temel yasalarn yaratmt. Bylece evren, bir btn olarak harekete gemi ve o andan itibaren, deimez yasalarn idare ettii bir makina gibi hareket etmeye devam etmitir. Bu balam iinde, doann mekanistik bir biimde yorumlanmas, kat ve kesin bir determinizme yol amt. Bu son derece byk kozmik makina, tamamliyle nedensel ve belirlenebilir olarak-grlmekteydi. Bu gre gre, evrende meydana gelen her eyin kesin bir sebebi ve ayrca da bundan doan kesin bir etkisi ya da sonucu vard. Bir sistemdeki her bir enin gelecei (prensipte) mutlak bir kesinlikle nceden kestirilebilir hale gelmekteydi (tabii eer belirli bir anda sahip olduu tm detay bilgileri bilimi-

yorsa). Bu inan, Fransz matematikisi Pierre Simon Laplace'n u nl szleriyle en gzel anlatm biimini bulmutur: Belirli bir anda doada etki eden btn kuvvetlerin ve belirli bir anda dnyann temellerini oluturan cisimlerin bulunduklar yerlerin kesin bir tanmna sahip olan bir beyin, (eer bu kadar' ok bilgiyi ileyecek kadar gl bir beyinin varolduu varsaybrsa), evrende bulunan en byk cisimlerden en kk atomlara kadar btn hareketleri kavrayabilir. Artk hibir ey belirsiz ka imaya aktr. Gelecek ve gemi, imdiki zamann bilinen ve grnen birer eleri haline dneceklerdir (9). Sz edilen belirliliin felsef temelini, Descartes tarafndan gelitirilen Ben ve Dnya arasndaki genel ayrm oluturmaktadr. Bu ayrmn bir sonucu olarak, evremizdeki dnyann nesnel bi-r biimde aklanabileceine inanlyor, yani artk gzlemci kiinin nemi ortadan tamamiyle kalkyordu. Doann bu trden bir nesnel aklan, tm bilimlerin en byk ideali haline gelmiti. On sekizinci ve on dokuzuncu yzyllarda da, Newton mekaniinin baars hzla kendisini gstermeye balamt. Nitekim Newton, gelitirmi olduu kuramn gezegenlerin hareketlerine uygulam ve bu ekilde gne sisteminin en nemli zelliklerini aklayabilmiti. Ama aslnda, yaratm olduu gezegenler modeli, ok basitletirilmi bir yapyd. rnein gezegenlerin kendi aralarndaki yerekimsel kuvvetleri btnyle gzard edilmiti. Bundan dolay da Newton'un karsna nedenini tam olarak aklayamad baz dzensizlikler kmt. Newton, bu soru-

Fiziin Tao'su 62 Fiziin Yolu 71

nu, evrende dzensizlikleri srekli olarak dzelten bir Tanr'nn varolduunu dnerek zmt. Ancak byk matematiki Laplace bununla yetinmemi ve kendi kendine, Newton un hesaplarn! dzeltmek ve mkemmel bir biime getirmek grevini stlenmitir. Yazaca kitap, gne sisteminin ortaya .koyduu byk mekaniksel seruma kkl bir zm getirecek ve kuram ile gzlem arasnda o kadar byk bir benzerlik kuracak ki, artk astronomik tablolarda ampirik denklemler yer almayacaktr (10). Sonu olarak Laplace, Mcanique Cleste (Uzayn Mekanii) adl be ciltlik eserinde, gezegenlerin, ayn ve kuyruklu yldzlarn hareketlerimi byk bir dorulukla aklayabilmi ve gel-git olay ile dier yerekimsel fenomenleri de ayn dorulukla saptayabilmitir. Ayroa Newton'un hareket yasalarnn gne sistemindeki istikrar ve dzeni saladklarn ve evrenin kemdi kendini yneten mkemmel bir makina olduunu gsterebilmitir. Sylendiine gre Laplace, eserinin ilk basksn Napoleon'a takdim ettiinde, Napolon orna, -Monsieur Laplace, bana, bu byk kitab evrensel sistemi aklamak zere yazdnz sylediler; ama bir kelimeyle dahi olsa Yaradan'dan hi sz etmemisiniz der. Laplace ise pek sakimmadan imparatora u cevab verir: Yer vermedim, nk yle bir hipoteze hi gerek yoktu. Newton mekaniimin, astronomi alannda gstermi olduu byk baar nedeniyle fizikiler, bu modeli akkanlarn hareketlerini ve elektriksel cisimlerin titreimierini aklamada kullanmaya balamlard. Sz konusu model, bu alanda da olaanst bir biimde iliyordu. Sonunda s kuram bile mekaniksel bir aklamaya indirgenebiliyordu. Bunu

yapabilmek iin, sy, molekllerin karmak hareketlerinden doan bir enerji biimi olarak grmek yeterliydi. rnein suyun ss arttrldnda, su molekllerimin hareketleri de artmakta ve su molekllerini birbirlerine yaptran kuvvetler ortadan kalkp molekller dalncaya dek bu art da devametmektedir. Bu dereceye ulaan su ise buhara dnerek, biim deitirecektir. te yandan s sal hareket suyun soutulmas yoluyla azaltldnda, molekller yavalayacaklar ve kat ve sert bir dzene gireceklerdir. Bu ekilde de buz meydana gelecektir. te bu rnee benzer bir biimde, dier btn ssal fenomenler, sade ve net bir mekanistik bak asyla aklanmaya balamt.

Su

Sv h a l d e k i su b u h a r

Buz

Mekanikse! modelin elde ettii olaanst baar, on dokuzuncu yzyl balarnda yaayan fizikilerin, evreni gerekten de Newton'un hareket yasalarna uygun bir biimde alan byk bir makine olarak grmelerine neden olmutu. Sz konusu yasalar, artk doann temfel yasalar olarak grlmeye balanmt. Newton'un mekanii ise, doal fenomenlerin en son ve en kapsayc kuram olarak alg-

Fiziin Tao'su

62 Fiziin Yolu

71

tanr olmutu. Ancak yzyl kadar ksa bir sre iinde, yeni bir fiziksel gereklik ortaya kartlm ve Newton'cu modelin snrll ortaya konulmu oldu. Zamanla farkna varlan bu yeni bulgular, aslnda Newton mekaniini oluturan bi bir enin mutlak bir nitelie sahip olmadn gstermilerdi. Eer daha doru sylemek gerekirse, sz konusu gr deiimi anszn ortaya kmamt. Hatt on dokuzuncu yzylda meydana kan baz bulgular gnmzn bilimsel devrimlerine yol gstermilerdi. Bu erevede anlmas gereken gelimelerden ilkini, elektrik ve manyetik fenomenlerin kefi ve aratrlmas oluturmaktadr. Bu konuda mekaniksel model yetersiz kalm ve yepyeni bir kuvvet trnn kabul edilmesi bir zorunluluk haline gelmiti. Elektrik ve manyetik konularnda ilk admlar- atanlar Michael Faraday ve Clark Maxwell adnda iki bilim adamyd. Daha sonra Faraday, bilim tarihinin en byk deneycilerinden ve Maxwell de, bilim tarihinim en byk kuramclarndan birisi olarak ok onurlu' bir yer alacaklard. Faraday, bir mknats bir tel bakr sargsna yaklatrdnda, mknatsn mekanik hareketini bakr telindeki elektriksel bir enerjiye evirebilmi ve bylece bilimsel ve teknolojik bilgi birikimini yeni bir dnm noktasna getirmiti. Bu devrim niteliindeki deney, bir taraftan elektrik mhendislii alannda bir r am, te taraftan da kendisinin ve Maxwell'in kuramsal speklasyonlarna yeni bir temel oluturmutu. Sonu olarak, elektromanyetizma adnda tmyle yeni bir kuram ortaya kmt. Faraday ve Maxwell, aratrmalarn yalnzca elektrik ve manyetik kuvvetlerin etkilerini kavramak iin deil, ayn zamanda bu kuvvetlerin doalarn anla-

mak iin de yrtyorlard. Sonu olarak kuvvet kavram .kuvvet alan kavramyla deitirilmi Ve bylece ilk defa Newton'cu fizii aan bir model ortaya konulmutu. Faraday vejMaxwell, eksi ve art ykl iki paracn birbirlerini ekmelerini, ktlesel ekime uygun bir biimde aklamak yerine (yani Newton'ou fiziin uygulad yolun dnda) her ykl paracn kendilerini evreleyen uzayda bir karmaa ya da bir durum oluturduuna inanyor ve bu tr bir yerde bulunan dier bir ykl parca belirli bir kuvvet uygulandn savunuyorlard. Uzayda bulunan ve kuvvet yaratma yeteneine sahip olan byle bir duruma, alan denmektedir. Bir alan, bir tek yk tarafndan meydana getirilmekte ve baka bir ykl paracn bu alana girip girmemesinden bamsz olarak varolmaya devam etmektedir. Alan kavram, insanolunun fiziksel gereklik ile ilgili ortaya atm olduu grlerde byk bir deiiklik anlamna geliyordu. nk Newton'cu gre gre, btn kuvvetler, etki ettikleri cisimlerle s k skya ilintili olmaktadrlar. Ama imdii, kuvvet gr yerini alan gr biiminde ok daha belirsiz bir kavrama brakyordu. Bu alan grnn kendine zg bir gereklii vard ve hibir maddesel cisme atfta bulunmadan (ya da izafiyet gstermeden) kendi bana incelenebiliyordu. Bu kuramn zirve noktasn oluturan elektrodinamik model ise, n yalnzca ok hzl bir biimde deiiklik gsteren ve uzayda dalgalar halinde hareket eden bir elektromanyetik alan olarak aklanmasyla nlenmiti. rnein gnmzde radyo dalgalarnn, k dalgalarnn ve rntgen nmnn elektromanyetik dalgalar-

89 40 Fiziini Tao'su Fiziin Yolu

dan meydana geldiini ispatlam bulunuyoruz. Salnm (ya da fiziksel terminoloji ile ozsilasyon) gsteren elektrik ve manyetik alanlar yalnzca ozsilasyonlariRin frekanslarnda farkllamakta, ama aslen ayn kalmaktadrlar. Bylece, grlen n, byk elektromanyetik tayfn yalnzca ok kk bir blmn oluturduu anlalmaktadr Sz konusu byk apl deiikliklere ramen, ilk nceleri Newton mekanii yerini korumay baarabilmi ve fiziin temeli olmaya devam etmiti. Maxwell bile elde ettii deney sonularn mekanik kavramlarla aklamaya alm ve elektromanyetik alanlar, ok hafif bir uzay dolgu maddesinde (buna eter de deniliyordu) meydana gelen mekan,iksel gerilmelerin bir sonucu olarak dnme abas iine girmiti. Elektromanyetik dalgalar ise eterde oluan elastik dalgalar diye aklyordu. Aslnda bu gr ok da yanl deildir, nk genelde dalgalar, br cismin titreimi biiminde ortayj kmaktadrlar. Sudaki dalgalar suyun, ses dalgalar da havann titreimi sonucu oluur. Ama Maxwell, kuramn aklamak iin" birok mekaniksel yorumlamalara ayn anda yer vermekteydi ve bylece adeta bunlarn bi birinin, inceledii gereklii tam anlamyla aklayamadn beyan ediyordu. Aka belirtmi olmamasna ramen, herhalde kuramn oluturan temel unsurlarn, mekanliksel modellerin deil, elektromanyetik alanlarn tekil ettiini hissetmi olmalyd. Bu gerei net olarak gren, yaklak elli yl sonra Einstein olmutur. Einstein, eter diye bir eyin var olmadn aklam ve elektromanyetik alanlarn birer fiziksel varlk olarak kendi kurallarna sahip olduklarn gsterebilmitir. Einstein'e gre, bu var-

frekans(saniyedekidevirsays)

o ? .

il kozmik nm

10 2

10

10 2 !

gamma nm

^o2
^r 10
1

rntgen nm r ultra-viole (mor tesi)

10 16

>

10 14 grlebilir 1 ' 'k enfraruj (kzl tesi)

k dalgalar

10 12

i
radar dalgalar

o 2
-

l FM TV radyo dalgalar AM

(ok ksa dalga) 108 (televizyon) 106

(uzun dalga)

elektromanyetik tayf (spektrum)

90

Fiziin Tao'su

lklar, bo uzayda hareket edebilme zelliine sahiptirler ve mekanikel kavramlarla hibir zaman aklanamamaktadrlar. Ve bylece yirminci yzyln balarnda, fizikilerin ellerinde, farkl fenomenlere farkl bir biimde uygulanacak iki deiik kuram bulunuyordu: Newton'un mekanii ve Maxwell'in elektrodinamii. Artk Nevvton'cu modelin btn fiziksel bilimlerin temeli olma zellii ve ayrcal da ortadan kalkmt. MODERN FZK Yzylmzn ilk otuz ylnda yaanan hzl olaylar, fizik bilimini tmyle deitirmitir. lk nce birbirinden bamsz olan iki gelime (yani zafiyet kuramnn ortaya atl ve atom fiziindeki yeni bulgular), Nevvton'cu dnya grnn dayand btn kavram ve grleri tamamen paralamt. Artk ne mutlak uzay ve zamandan sz etmek, ne teme! sert paracklardan konumak, ne fiziksei fenomenlerin kesin olarak belirli doalarndan bahsetmek ve ne de doann nesnel anlatm ideal ine sahip olmak mmkn deildi. Bu kavram ve kalplarn hi biri, ada fiziin ykseldii yemi boyutlara ulaamyorlard nk. Modern fiziin balangcnda, tek bir insann olaanst bir dnsel baars bulunmaktadr: Bu insan Albert Einstein'dan bakas deildir. Einstein, 1905 ylnda yaynlad iki makale sonucunda, dnce alannda iki nemli devrimsel ynelie yol amt. Bunlardan ilki, zafiyetin zel Kuram'yd. kincisi ise, elektromanyetik nmn yepyeni bir alglann oluturmaktayd. Bu alglan, daha sonra, Kuantum kuramnn (yani, atomsal fenomenlerin yeni kuramnn) karakteristik bir zellii biimine gelecekti. Kuantum kuramnn son ekli se, bu iki makalenin yaynlanmasndan yaklak yirmi sene sonra, byk bir fiziki ekibi tarafndan oluturulacakt. Ancak zafiyet kuramnn neredeyse tm, Einstein tara-

62 Fiziin Yolu Fiziin Tao'su

71

fndam ortaya koyulmutu. Bu anlamda, Einstein'in bilimsel yaynlar, yirminci yzyln balarnda yaratlm gz kamatrc birer aheser olarak karmzda durmaktadrlar. nlar adeta ada uygarlmzn piramitleri gibidir. Einstein, doann btnsel hengine kuvvetle inanyordu. Bilimsel hayat sresince arzu ettii tek ey, fizie birleik bir temel arayp bulmakt. Bu hedefe ulamada att ilik adm, elektrodinamik ve mekanik konularna ortak bir ereve bulmak abas oluturuyordu. nk sz konusu konularn ikisi de, klasik fizikte ayr birer disiplin olarak ele al iniyordu. Bu ereveyi ortaya koymakta ok baarl olan Einstein, elde ettii sonuca zafiyetim zel Kuram (ya da zel zafiyet Kuram)- adn vermiti. Bu yemi kuram, klasik fiziin yapm birletiriyor ve tamamlyor, ayn zamanda da kullanlan geleneksel kavramlarda (rnein zaman ve uzay gibi) kkl deiikliklere neden oluyordu. Bylece Nevvton'un dnya grm oluturan nemli temel talarndan birisi daha ortadan kaldrlp, yok ediliyordu. zafiyet kuramna gre uzay, boyutlu bir zellie ve zaman da, bundan bamsz bir varla sahip deildir. Einstein, zaman ve uzayn birbirleriyle ayrlmaz bir btn olduklarn ve uzay-zaman denilen bir drt-boyutlu sreklilii oluturduklarn gstermitir. O halde, zafiyet kuram erevesinde, uzay hakknda konutuumuzda, zaman hakknda da yine ayn anda konumamz gerekmektedir. Bunun tersi de geerlidir: Zaman denildiinde, akla hemen uzay da gelmelidir. Bunun harioimde Nevvton'cu modelde olduu gibi zamann srekli ve evrensel bir akndan sz edebilmemiz de imknszdr. nk gzlemlenen

bir olaya gre farlkl hzlarda hareket eden farkl gzlemciler, ayn olay deiik bir zaman sralamasna tbi tutacaklardr. Byle durumlarda, bir gzlemci iin ayn anda oluuyormu gibi gzken olaylar, bir baka gzlemci iin farkl zamansal blmlendinmeiere sahip olabilirler. Bundan dolay, uzay ve zaman elerine sahip olan her lm, mutlak geerliliini; yitirmektedir. Yami zafiyet kuramyla, Nevvton'un gelitirdii ve fiziksel fenomenlerle olgularn temelini oluturan mutlak uzay kavram ortadan kaldrlmtr. Ayn paralelde mutlak zaman kavram da hkmn kaybetmitir. Artk uzay ve zaman, belirli bir gzlemcinin inceledii bir fenomenin ya da olayn aklanmasnda kulland basit bir anlatm esi olarak alglanmaktadr. Uzay ve zaman kavramlar doal fenomenleri aklamak zere kullanlan en nemli aralar oluturduklarndan, bunlar zerinde yaplacak bir deiiklik, kanlmaz olarak doay aklamaya yarayan btn kavram erevelerinin deiimine neden olacaktr. Einstein'in gerekletirmi olduu bu deiikliin en nemli sonucu, ktlenin yalnzca enerjinin bir farkl biimi olduu bulgusudur. Duraan, yani hareketsiz bir cismin (yani bir nesnenin) ktlesinde bile, enerji sakldr. te Einstein, enerji ve ktlef)
(*) Ktle, yerekimine bal olarak ortaya kan fiziksel bir ldr. Madde olmad takdirde ktle de olmaz. Yani ktle, maddeye zg bir deerdir. rnein ayda, yerekimi dnyaya oranla 1/6 oramnda daha az olduu iin, aydaki bir maddenin, belki de astronotun ktlesi, yani yaygn tbiri ile arl dnyadakine gre 1/6 orannda daha azdr. Ancak bu astronotun maddesi hi bir ekilde deiiklie uramaz. Ayda da tpk dnya-

94

Fiziin Tao'su

Fiziin Y o l u /

95

arasndaki sz konusu ilikiyi nl E mxc 2 zdelii ile ortaya kartmtr (burada, E: enerji, m: ktle, c: k hz dr). zafiyet kuramnda, n hzn gsteren (c) sabitimin ak nemli bir yeri vardr. nk k hzna yaklaan hzlarla ilgi,li fiziksel fenomen ve olaylar incelediimizde, mutlaka zafiyet kuramn dikkate almamz gerekmektedir. Bu aklama elektromanyetik fenomenler iin de geerlidir. Gerekten de insan gzyle grnen n da aralarnda bulunduu btn elektromanyetik fenomenler, Einstein'in o nl kuramlarn gelitirmesine nedeni olmulardr. Einsteln, 1915 ylnda da Genel zafiyet kuramn ortaya att. Burada, Einstein'in daha nce gelitirmi olduu zel zafiyet kuram, ktlesel (yani, bir arla sahip) cisimlerin karlkl yerekimini de iine alacak bir biimde geniletilmiti. Ancak nl fizikinin ze! zafiyet kuram saysz deneyler aracl ile dorulanm olmasna ramen, Genel zafiyet kuram halihazrda, yeteri derecede tasdik edilememitir. Ama buna ramen, genel kuram, yerekimini aklayabilen en gzel ve en dzenli kuram olarak kabul grm ve kendisine astrofizik ve kozmoloji alannda, evrenin aklanmas iin geni bir uygulama alan bulmutur Einstein'e gre, yerekimsel kuvvet, uzay ve zaman bkme (ya da eme) zelliine sahiptir. Bumun amlam ise, alldk klid geometrisinin, eik uzayda artk geersiz olmasdr. Nasl ki bir dzlemin
daki gibidir. Yerekimsiz ortamlarda ise, bir maddenin ktlesi sfrdr, yani arl yoktur. Ksaca, yerekimsel kuvvetin nicel ynne ktle denir. (ev.)

Bir kre ve bir dzlem zerine bir kare izme denemesi iki boyutlu geometrisi, kresel yzeylerde uygulanamaz ise, klidyen geometri de genel kuram erevesinde geersiz olacaktr. Bir dzlemin stnde bulunan bir noktadan balayarak hareket ettiimizi varsayalm. Eer bu noktadan bir metre gittikten sonra bir dik ayla dnp bir metre daha gidersek, sonra bir dik a daha yapp bir metre daha yrrsek ve en sonunda bir metre daha yryp bir dik a yaparak bir daha dnersek, balang noktamza geri dnm oluruz. Bylece drt tane dik adan oluan bir kareye sahip oluruz. Ancak kresel yzeyler sz konusu olduumda, klidyen geometri hkmsz kalmakta ve deminki deney baarszlkla sonulanmaktadr. nk drdnc dik adan sonra k noktasna geri dnmemi oluruz Ayn ekilde, eilmi olan , boyutlu bir uzayda da artk klidyen geometri geersiz kalacaktr. te Einstein. tam bu noktada, boyutlu uzayn gerekten de belirli bir eime sahip olduunu sylemekte ve sz

96

Fiziin Tao'su Fiziin Yolu

101

'konusu eimin de, ktlesel cisimlerin yerekimsel alanlarnn bir sonucu olarak meydana geldiini iddia etmektedir. rnein bir yldz ya da bir gezegen eklindeki ktlesel bir cismin bulunduu bir yerde, Onlar evreleyen uzay birazck bklecektir. Bu bklmenin miktar ise, cismin ktlesine bal olacaktr. Bunun yan sra, zafiyet kuramna gre uzay ve zaman bir btn oluturduklar iin, zaman da mevcut maddenin etkisinde kalacak, yani bir bakma evrenin dier noktalarna gre daha farkl bir hzda ilerleyecektir. Grlecei gibi, yalnzca uzay ve zaman- kavramlarm ieren her lm, izafi olduu gibi, ayn anda uzay-zaman srekliliinin btnsel yaps da maddenin evrendeki dalmna bal kalmaktadr. Olaya bu adan bakldnda iba uzay kavram tamamen amla-mszlaaaktr. Klasik fiziin mekaniksel dnya gr, sert cisimlerin bo' uzayda hareket ettikleri nermesine dayanmaktayd. Aslnda bu nerme gnmz iin de geerlidir. Ama yalnzca fizikilerin orta boyut blgesi olarak adlandrdklar bir blm iin. Bu blm,, gnlk yaammzn, hkm srd alandr. te burada, klasik fizik halen geerliliini srdrebilmektedir. Ancak bo uzay ve sert maddesel cisimlerle ilgili kavramsal sistemimiz bizi o kadar derinden etkilemitir ki, onlarn geersiz olduu bir fiziksel gereklii tasavvur edebilmemiz bizim iin hemen hemen imknszdr. Ama modern fizik, bizi, byle bir gereklii tasavvur etmeye zorlamakta ve iinde bulunduumuz orta boyutlar amamza yne tmektedir. nk ok byk nesnelerin bilimi olan astrofizik ve kozmoloji alannda, bo uzay fikri oktan beri terkedilmi, sonsuz kklklerdeki varlklarn bili-

mi olan atom fiziinde ise sert nesneler gr ortadan kaldrlmtr. Yzylmzn banda, atomlarn yaplaryla ilgili ve ne yazk ki klasik fiziksel kavramlarla bir trl aklanamayan otay ve fenomenlerle karlalmt. Atomlarn bir i yapya sahip olduklarn gsteren ilk bulgular, rntgen ya da x-nmnn kefiyle ortaya kt. Bu yeni nm tr kendine hzla modern tp alanmda yer etmeye balamt. Fakat rntgen nlar, atomlarn yaynladklar tek nm tr de deildi. Ksa bir sre iinde radyoaktif maddeler diye adlandrlan maddeler tarafndan yaynlanan birok farkl nm trleri de meydana kartlmt. Radyoaktivite olaynn kefedilmesi, atomlarn bileik yaplarn dorulayan en nemli bulgu olarak deerlendiriliyordu. nk radyoaktif maddeleri oluturan atomlar, yalnzca deiik trde nm yaynlamyorlar, ayn zamanda kendilerini ok farkl maddelerin atomlarna da dntrebiliyorlard. Bu olay ve fenomenler, youn arctrmalara neden olurlarken, ayn zamanda da, maddenin imdiye dek eriilmemi derinliklerine inebilme imknn yaratmaktaydlar. rnein Max von Laue rntgen nlarn kullanarak kristallerin atornsal dzenlerini incelemiti. Ernest Rutherford ise, radyoaktif maddelerin yaynladklar ve daha sonra alfa paracklar olarak isimlendirilen varlklarn aslnda, atom-alt bykle sahip olan ve yksek hzlara ulaabilen birer parack gurubu oMukldrni gstermi Ave bu paracklarn ato-m ii yapnn incelenmesinde rahatlkla kullanlabileceklerimi ispat etmiti. Bylece sz 'konusu alfa paracklar atomlarn stlerine yn-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

lendirilebilir ve ortaya kan sapmalarn miktarna ve ynne bakarak, incelenen atomun yaps hakknda nemli bilgiler elde edilebilirdi. Rutherford da aynen byle yapt. Ama elindeki alfa paracklarn deney atomlarna ynlendirdiinde hi beklenilmedik ve ok sansasyonel bir sonula karlat. nk karsna kan manzara uydu: Antik alardan beri inanld gibi, atomlar sert paracklar olmaktan ok, kk paracklarn (bunlara daha sonra elektron denildi) evreledii ar ktleli bir ekirdekten meydana geliyorlard. Bu paracklar elektriksel ekim kuvvetiyle birbirlerine kenetleniyorlar ve aralarnda kalan alan da bo uzay olarak deerlendirilebiliyordu. Atomlarn byklkleri hakknda herhangi bir fikir oluturabilmek aslnda ok zordur. nk atomlar, sahip olduumuz makroskopiK lein dnda kalan varlklardr. rnein bir atomun ap, bir santimetrenin yaklak olarak yz milyonda biri kadardr. Bu minicik bykl gzmzn nne getirebilmek iin, bir portakal dnya byklne getirdiimizi varsayalm. Bu olaanst portakaln, atomlar ise, yaklak o l a r j k kiraz byklnde olacaktr. Buna gre atomlar, makroskobik nesnelere oranla ok daha kk olan varlklardr. Ancak atomlarn merkezinde bulunan ekirdee gre bir deerlendirme yaparsak, ayn atomlar bu sefer ok byk birer varlk haline dnmektedirler. Kiraz byklndeki atom grntsne geri dnelim. Byle bir atomun merkezindeki ekirdei plak gzle kesinlikle gremeyiz. Atom ekirdeini grebilmek iin, z konusu atomu, dnyann en byk kubbesine safrriip olan Roma'daki Sen Piyer Katedralinin kubbe

byklne getirmemiz gerekir. Bu aptaki bir atomun ekirdei, ancak bir tuz tanecii kadar olacaktr. Sen Piyer'in kubbesinin merkezindeki bir tuz tanecii ve onun evresindeki byk bolukta bulunan kck toz paracklar; ite bu, atom ekirdei ve elektronlar arasndaki ly gzler nne seren gzel bir benzetmedir. Atomlarn, gezegensel modelinin gelitirilmesinden hemen sonra, nemli bir keif daha yaplmt: Bir atomda bulunan elektron saysnn, o atomun oluturduu elementin kimyasal zelliklerini belirledii ortaya kmt; Gnmzde ise, elementlerin periyodik cetvelini, doada en hafif atom olan hidrojenin(*) ekirdeine srekli olarak protonlar ve ntronlar ile gerekli tabakalara da elektronlar ekleyerek elde edebileceimizi renmi bulunuyoruz. Atom'ar arasnda meydana gelen karlkl etkileimler de, eitli kimyasal sre ve tepkimeleri olutururlar. Artk bu bilgiler yardm ile prensipte, btn kimyasal olaylar, atom fizii yasalar kullanlmak suretiyle aklanabilir bir duruma gelmitir. Fakat bu yasalarn bulunmas ve daha sonra da kabul edilmesi OK da kolay olmamt.r. Sz konusu yasalar Danimarka'dan Niels Bohr'u, Fransa'dan Louis de Broglie'yi, Avusturya'dan Erwin Schrdinger'i ve Wolfgang Pauli'yi, Almanya'dan Werner Heisenberg'i ve ngiltere'den de Paul Dirac' kapsayan uluslararas bir fiziki gurubu tarafndan yirmili yllarn ortalarna doru baaryla tanmlanmt. Ad geen bilim adamlar, beyin glerini ulusal snrlan
(*) Bir hidrojen atomu, yalnzca bir adet proton ve bir adet elektrondan meydana gelmektedir.

Fiziin Y o l u 100 Fiziin Tao'su

101

aarak birletirmiler ve modern bilimin, en ilgin dnemlerinden birini oluturmulard. Onlarn almalar ile, insanolu ilk kez atom-alt, dnyasnn yabanc ve beklenilmeyen gereklii ile temasa geebilmiti. Ama fizikiler bir atom deneyi ile doaya bir oru sorduklarnda, her defasnda bir kartlkla' karlamaktaydlar. Bilim adamlar bu durumu akla kavuturmaya altklarnda, sz konusu kartlklar daha da belirginleiyorlard. Bu kartlklarn, aslnda atom fiziinin isel yapsnn vazgeilmez birer esi olduklar gereinin kabul edilmesi ise ok uzun srmt. nk atomsal fenomenler ve olgular geleneksel fizik kavramlar ile aklanmaya alldnda, her seferinde sz konusu kartlklar ortaya kyorlard. Fizikiler bu gerei idrak ettikten sonra, artk doru sorular sormay ve tutarszlklar nlemeyi renebilmilerdi. Helsenberg bunu u ekilde dile getiriyordu: Onlar, Kuantum kuramnn mi insanlard. ruhunu kavrayabil-

grnme sahip soyut varlklar gibiydiler. rnein biz bu varlklara nasl bakarsak, onlar da bize yle grnmektedirler. Yani bazen onlar bir parack ve bazen de bir dalga biiminde alglamaktayz, Bu ikili zellik, normal kta da gzlenebilmektedir: Yani k bazen bir elektromanyetik dalga zelliine, bazen de bif parack zelliine sahip olmaktadr.

Parack

Dalga

Sonuta kuramn kesin ve tutarl bir matematiksel formlasyonu da elde edilebilmiti. Fakat matematiksel formlasyondan sonra bile Kuantum kuramnn temel kavram ve tasarmlar yle koiayca kabul edilebilecek bir zellie sahip deildiler. nk bu kuramn yaratt etki gerekten de ok ykcyd. Rutherford'un deneyleri, atomlarn sert ve paralanamaz olmadklarn, tam tersine ilerinde kck paracklarn hareket ettii byk boluklardan meydana geldiklerini gstermiti. imdi de Kuantum kuram, bu paracklarn, klasik fizikteki sert nesneler ile hi bir ilikileri olmadklarn gstermeye alyordu. Yani maddenin atom-alt eleri, ikili bir

Maddenin ve n sz konusu rili zellii, hem garip ve hem de ok zor anlalabilir bir durumdur. Aslnda bir eyin ayn anda hem bir parack (yani ok kk bir hacme sahip olan bir varlk) hem de biiyk bir uzay alanna yaylabilen bir dalga olabilmesi, hi bir biimde kabul edilemez gibi grnmektedir. Bu akl kartran durum, koan benzeri kartlklarn olumasna neden olmu ve Kuantum kuram ad verilen bir kuramn douuna yo amtr. imdi bu almalarn en bana dnelim. Sz edilen gelimelerin tm, aslnda Max Planck ile balamt. 'Max Planck, s nm enerjisinin(*) srekli bir biimde yaynlanmadn ve sanki enerji paketleri aracl ile ortaya ktn tespit etmiti. Daha sonra 'bu paketleri, quanta diye isimlendiren Einstein, onlarn doann en temel eleri olduunu ileri srmt. Bu kadarla da kalmayan Einstein, cesur bir
(*) Kzltesi nmn yol at ve kendini s biiminde hissettiren enerji tr. (ev.)

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

atlmla, n ve genelde elektromanyetik nmn yalnzca elektromanyetik dalgalar halinde deil ayn zamanda quantalar olarak da ortaya kabileceklerini savunmutu. Kuantum kuramna ismini veren bu k quanta'lar daha sonra gerek birer parauk olarak kabul edilmi ve foton diye tanmlanmlardr. Bu k paracklar, ok ilgin zelliklere sahip olan varlklardr. Bunlarn bi bir ktleleri yoktur, ama hi durmakszn k hz ile hareket etmektedirler. Parack ile dalga arasndaki bu belirgin kartlk, bir sre sonra, beklenmedik bir gelimeyle ve maddenin gereklik yaklamn (yani, klasik mekaniksel dnya grnn en temel unsurunu) derinden sarsacak bir biimde zlmtr. Ortaya kan bu yeni aklamaya gre madde, atom-alt dzeylere inildiinde tam olarak belirli bir kesinlie sahip olamyordu. Yani madde daha ok bir yerde bulunma eilimleri gstermekteydi. Ayn nedenle, atomsal fenomenler, belirli zamanlarda ve belirli yerlerde meydana gelen kesin oiaylar deil, daha ok, belirli oluum eilimleri gsteren olaslklard. Bu eilimlere Kuantum kuram iinde olaslk ad verilmi ve dalga biiminde ortaya kan matematiksel okluklara benzetilerek deerlendirilmilerdir. Bunun bir sonucu olarak, incelediimiz paracklar, ayn zamanda birer dalga zellii de gsterfibilmekteydiler. Ancak bunlar, ses ya da su dalgalar gibi boyutlu gerek dalgalar biiminde alglanmamaldr. Bunlar olaslk dalgalarladr, yani dalga zelliini tayan birer soyut matematiksel okluktur. Olaslklar dediimizde ise, incelenen paracklarn belirli bir uzay ve zaman blmnde bulunma olaslm kastetmekteyiz. Buna bal olarak da, atom fiziinde-grlen

tm yasalar, olaslklar yardmyla aklanmaya balanmtr. Yani atomsal bir fenomenin nasl gerekleecein! hi bir zaman nceden belirli bir kesinlikle bilemeyiz. Syleyebileceimiz yalnzca, bu fenomenin hangi olaslklarla meydana gelebileceidir. Bu ekilde* ifade edilen Kuantum kuram, sert nesnelerin klasik tasarmn yok etmi ve balayc bir kesinlikle belirlenebilen doa yasalar kavramna son vermitir. rnein klasik fizikte, sert maddeler diye adlandrlan eyler, atom-alt dzeylere inildiinde olaslk dalgalarna benzer biimlere dnmektedirler. Ayrca bu olaslklar, cisimlerin olrsliklarn deil, onlarn karlkl ilikilerinin olaslklar halinde ortaya kmaktadrlar. Yaplan dzeyli ve ciddi almalara gre, atom fizii alannda gzlenen paracklarn, kendi balarna (yani, izole edilmi varlklar olarak) hi Pir anlama sahip olmadklar ortaya kmtr. Bu paracklar ancak,.lmler arasndaki karlkl ilikimin bir sonucu olarak kavrannca, bir zellik kazanmaktadrlar. Demek ki, Kuantum kuram bize, evrenin temel birliini ve tekliini gsteren bir model olmutur. Yani Kuantum kuram, iinde yaadmz dnyay, birbirinden yaltlm ok kk elere ay ramaya camz gstermitir. Maddenin derinliklerine inildike, karmza kan temel yap talar deil, btn paralarn arasnda varolan karmak ilikiler dakusudur. Ancak unutulmamas gereken ok nemli bir nokta vardr: Bu ilikilerin en nemli aktrlerinden birisi de hi kukusuz gzlemcinin kendisidir. nk gzlemci, gzlem zincirinin en son halkasn oluturarak, gzlemlenen atomsal nesnenin kendisiyle giritii iliki sonucunda bir kavraya sahip olabilmektedir. Yani kendisi de gzlem-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

ilenen olayn bir parasdr ve ondan ayr ya da bamsz deildir. Bu yaklam, doann nesnel aktan m kendisine bir hedef olarak semi olan klasik grn ve idealin artk hkmsz kaldnn ak bir gstergesidir. Descortes'in yaratm olduu Ben ve Dnya ayrm, yani gzlemciyle gzlemlenen arasndaki ayrm, atom-alt paracklarn dnyasna inildiinde geersiz kalmaktadr. Atom fizii, iin iine insann kendisini de koymadan doa hakknda konuamayacamz ak ve net bir biimde gstermitir. nk tm evren, her zerresin kadar ayn btnln ve tekliin paralardr. Bu yeni atom kuram yardmyla, atomlarn yaplaryla ilgili olarak ortaya kan ve Rutherford'un gezegensel atom modeliyle bir trl aklanamayan bir ok karmak bilmece bir rpda zlebilmitir. Rutherford'un deneyleri, eer maddesel dalm gz nnde tutacak dlursak, sert maddelerin yap talar durumundaki atomlarn neredeyse tmyle bo uzaydan meydana geldiklerini gstermitir. Ancak bu aklamann ardndan kanlmaz bir biimde u soruyu sormamz gerekiyor: Eer- evremizdeki her ey ve hatta biz bile, byk bir ounlukla bo uzaydan oluuyorsak, peki o zaman niin kapal bir kapdan geemiyoruz? Yani: Maddeleri kat ve sert yapan nedir? Bu erevede ortaya kan ikinci bir soru da, atomlarn sahip olduklar olaanst mekanik sreklilik ve tutarllk ile ilgilidir. rnein soluduumuz 'havann iinde bulunan atomlar saniyede milyonlarca kez arpmaktadrlar. Ama yine de her arpmadan sonra, sahip olduklar zgn yaplarn koru-

yabilrnektedirler. Klasik mekaniin temel yasalarna dayanan hi bir gezegensel model, bu tr arpmalardan zgn yaplarn koruyarak kabilmi atomlar aklayamamt. Ama doa, bize fiil bir durumu gstermektedir. Bir oksijen atomu, etkilendii arpmalara bal kalmakszn hep ayn elektron yapsna sahiptir. Ayrca*bu elektron yaps, ayn trden atomlarda hep ayn dzeni meydana getirirler. rnein iki demir atomu ve tabii ki iki saf demir paras, birbirlerinin tpatp ayndr. Demir atomlarnn nereden geldikleri ya da nasl bir etki sonucu ortaya ktklar hi nemli deildir. Atomlarn bu ilgin ve artc zellii, Kuantum kuram bulgularna gre elektronlarn dalgasal zelliklerinden kaynaklanr. Yani maddenin sert ve kat zellii, tipik bir Kuantum etkisi neticesinde meydana gelmektedir. Bu etki, maddenin dalga/parack zelliine baldr ve bu ikilik, yalnzca atom-alt dzeylerde grlebilen, yan'i makroskopik dnyamzda var olmayan bir olgudur. Sz gelinini uzayn kk bir blmne s k t r l m olan bir parack, bu sktrlmaya kar durmakszn hareket etmekle cevap verecektir. Sktrma blgesi ne kadar dar ve kkse, parack da o kadar hzl ve abuk hareket etmeye balayacaktr. imdi atomlara geri dnelim: Bunlarda iki tane kart kuvvetten sz etmek mmkndr. Bir yandan elektronlar, elektriksel kuvvetler nedeniyle atom ekirdeine balanmlardr. Bunun sonucunda, ekirdek ile elektron arasndaki uzaklk, en dk dzeye inmektedir. Fakat te yandan, sz konusu elektronlar, atom iinde hapsoimu durumdadrlar. Bu sktrlmaya bir tepki olarak hareket -haline geerler ve hzla ekirdek evresinde dnme-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

106

ye balarlar. Elektronlar ekirdee ne kadar yaknsatar dnme hzlar da o kadar yksek olacaktr. Gerekten de, elektronlarn bir atomun iinde hapso ma lan, olaanst byklkte hzlara neden olmaktadr. rnein normal bir elektron, ekirdein evresinde saniyede yaklak 600 mil hzla dnmektedir. te bir atom, sz konusu yksek hzlardan dolay kat ve sert bir kre biiminde alglanmaktadr. (Ayn etki, yksek bir hzla dnen bir uuk pervanesinin dz bir disk gibi grnmesine neden olmaktadr.) Atomlarn daha fazla sktrlmalar imknszlatnda, maddemin kat zellii de ortaya kar. Sonuta elektronlar, atomlarn iinde belirli bir yrngeye yerleirler. Bu yrngelerde, ekirdein ekim kuvveti ile elektronlarn hopsolmaya gsterdikleri tepki, optimal bir dengeye kavuur. Ancak atom yrngelerini gne sistemindeki gezegen yrngelerine benzetmek doru olmaz. nk elektronlarn sahip olduklar dalgasal doalar bu benzetmeye zt durumlar yaratmaktadr. Bu nedenle bir atomun i yapsn kk bir gezegen sistemi olarak gstermeye almak yanltr. Atom ekirdeini evreleyen paracklar deiik yrngelerde dzenlenmi olaslk dalgalar olarak dnmek daha uygundur. Deney erevesinde herhangi bir lm yaptmzda, elektronlar bu yrngelerin herhangi bir yerinde bulabiliriz, ama onlarn (klasik mekanik grne uygun olanak) ekirdein evresinde dndklerini belirli bir kesinlikle syleyebilmemize imkn yoktur. Bu tr yrngelerde bulunan elektron dalgalar, ularnn birletii bir dzende bulunurlar. Yani

duraan, dalga olarak da isimlendirilen bir biimde organize olmulardr. S o n l u bir blgenin iine s k t r l n , her dalgada grlen bu oluum rnekleri, titreyen bir gitar teline ya da bir fltn iinde bulunan titreen havaya benzetilebilirler (aadaki sekile baknz). i '

Yukardaki rneklerden de anlalaca gibi, duraan dalgalar, yalnzca s n r l saylarda ve tam olarak tanmlanm biimlerde meydana gelebilmek-

100

Fiziin Tao'su Fiziin Yolu

101

tedirler. Eer atom iindeki elektron rneine geri dnecek olursak: Duraan dalgalarla ilgili sylediklerimiz bizi, elektronlarn yalnzca belirli ve tanmlanabilir aplara sahip atom yrngelerinde bulunduklar sonucuna gtrr. rnein hidrojen atomunda bulunan bir elektron ancak belirti bir bininci, ikinci, nc ya da benzeri bir yrngede bulunabilir, bu yrngelerin dnda ise hi bir yerde olamaz. Normal artlar altndaki bir elektron, her zaman temel durum denilen en alt yrngede bulunacaktr. Ama s z konusu elektron, bu yrngeden daha ykseklerdeki yrngelere de atlayabil mektedir, yeter ki gerekli olan enerji miktar salanm olsun. Byle olduunda, uyarlm durumlardan sz edilir. Ancak ok ksa bir sre sonra atom yine eski temel durumuna geri dnecek ve geri atlayan elektron da enerji fazlasn bir tane elektromanyetik nm Kuantasi (ya da foton) yaynlayarak darya saacaktr. Ayn sayda elektronlara sahip her atom, ayn atomsal duruma (yani, ayn elektron-yrmgesel biime ve karlkl uzaklklara) sahip olacaktr. Bundan dolay da iki tane oksijen atomu birbirinin ayn olmaktadr. Belki bu atomlar havada bulunan dier atomlarla giritikleri arpmalar neticesinde farkl uyarlm durumlara geecekler, ancak bir sre sonra btn Oksijen atomlar kanlmaz bir biimde yine ayn temel duruma geri dneceklerdir. Demek ki elektronlarn dalgasal zellikleri, atomlarn karakteristik kimliklerine ve byk bir mekanik istikrara neden olmaktadrlar. Dier bir nemli ve karakteristik zellik de,

landrian bir tamsaylar seti aracl ile tanmlanabilir bir zellik gsterebilmeleridir. rnein, (birinci Kuantum says, yrnge saysn gsterir. Bunun yardmyla o yrngede bulunan elektronlarn sahip olmalar gereken enerji miktarlar belirlenebilir. Bunu takip eden ikinci say da, sz konusu, yrngedeki elektron dalgasnn detayl biimini aklamaktadr. Sz edilen bu iki say, elektronun hzna ve elektronun kendi evresinde dnme ynne baldtr(*). Bu saylarn tam saylarla gsterilmeleri, elektronun dnme olaynn, ancak belirli bir deerden dier bir tam sayl deere atlayarak deiebildiim gstermektedir. (Aynen bir yrngeden dier bir yrngeye atlama olay gibi.) Bu durumda da, byk saylar, daha uyarlm bir durumu gstermektedirler. Temel durumda, elektronlar hem en alt yrngededirler ve hem de en dk dn deerine sahip olurlar. Oluma olasl, balanmaya hareketle cevap veren parack, bir Kuantum durumundan bir dierine dnen atomlar, tm fenomen ve olaylarn btnsel i l i k i s i ; ite saydmz btn bu olgular atomsal dnyann allmadk ve arpc zellikleri arasndan yalnzca bazlardr. Ancak te yandan tm atomsal fenomenlerin oluumlarna neden olan en temel kuvvet, daha alldk ve evremizin makroskopik ortamnda da tecrbe edilebilecek bir eydir. B i ; pozitif ykl atom ekirdei ile negatif ykl elektron arasnda oluan elektriksel ekim kuvvetin(*) Elektronun yrngedeyken klasik anlamda elektron kendi evresinde Ba dn dnmesi, hareketi, ifadesidir

atomsal durumlarn; elektron yrngelerinin yerini vs biimim gsteren ve Kuantum saylar olarak ad-

anlalmamaldr.

dalgas biiminin, yrngenin belli bir noktaoluumunun

snda b u l u n m a olaslna gre

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

den baka da bir ey deildir. Bu elektriksel ekim kuvvetinin elektron dalgalar ile oluturduu karlkl iliki sonucunda da, evremizde g z leyebi d iimiz s a y s z oluumlar ve fenomenler meydana gelmektedir. Bu iliki, tm kimyasal tepkimelerin oluumuna ve molekllerin (yani, birbirlerine karlkl ekim kuvveti nedeniyle balanm , olan atom bilekelerimin) dzenlenilerine neden olmaktadr. Dernek ki, elektronlarn ve atom ekirdeklerinin karlkl etkileimleri btn katlarn, svlarn ve gazlarn temelini, yaayan btn organizmalarn ve bunlara bal olan tm biyolojik srelerin zn oluturmaktadr. Atomsal fenomenlerin saysz derecede ok olduu dnyamzda atom ekirdekleri, olaanst kk ve istikrarl merkezler gibidirler. Atom ekirdekleri, elektriksel kuvvetin kaynan ve moleikler yaplann iskeletini oluturmaktadrlar. Bunlar ve evremizdeki doal fenomenlerin bir ounu anlayp aklamak iin, aslnda atom ekirdei ile ilgili, yk ve ktle dnda pek bir ek bilgiye ihtiya yoktur. Ancak maddenin doasn anlayabilmek, yani maddenin nelerden ve nasl olutuunu bilebilmek iin, 'neredeyse btn atomsal ktleyi bnyesinde toplayan atom ekirdeini biraz daha yakndan incelemek gerekir. te bu nedenden dolay, 1930'lu yllarda, yani Kuantum kuramnn atomsal dnya ile ilgili byk srlan zmlemesinden hemen sonra, bilim adamlar byk bir heyecanla ekirdein yapsn, onun paralarn ve bu paralar birbirine yaptran kuvvetleri aratrmaya koyulmulard. Nkleer (yani, ynnde atlan ekirdeksel) yapnn kavranmas bir ilk adm, proton kadar byk

ktleye sahip olan, yani bir elektrondan yaklak olarak iki bin kat daha ar olan, fakat hi bir elektriksel yk tamayan ve bu yzden ismi ntron olan paracn, atomsal ekirdein ikinci bir yap ta olduunun anlalmas idi. (ekirdein birinci yap ta olan proton daha ilk balardan- beri biliniyordu.) Bu keif, tm element ekirdeklerinin proton ve ntrondan olumakta olduunu gstermeklesnrl kalmayp, ayn anda nkleer kuvvet olarak adlandrlan ve ekirdeksel paracklar birbirlerine kenetleyen ilgin bir kuvveti de ortaya kard. Bu tamamen yeni bir olgunun meydana kmas anlamna geliyordu. nk ntronlarn elektriksel adan ntr olmalar nedeniyle, ekirdeksel kuvvetin kkenlinde elektromanyetik ekim kuvveti' yatamazd. Fizikiler ksa bir sre iinde, doada bulunan yeni bir kuvvet tryle kar karya kaldklarn farkettiler. S z konusu ekirdeksel kuvvet, atomsal ekirdein dnda hi bir yerde bulunmuyordu. in en ilgin yan da buydu! Bir atom ekirdei, merkezini oluturduu atomdan yaklak olarak yz bin kez daha kktr, fakat yine de atomda bulunan ktlenin neredeyse tamam bu ekirdekte odaklamtr. Bu da, altmz madde formlarna gre, ekirdekte bulunan maddelerin ar bir younlua sahip olduklar anlamna gelmektedir. Eer kendi bedenimizi, nkleer younlua getirebilmeyi baarabilmeydik, bir toplu ine ba kadar bir bykle indirgenmi olurduk. Tabii sz konusu ar younhjlu'k durumu, nkleer maddenin artc zelliklerinden yalnzca bir tanesidir. rnein nkleonlar (yani ekirdei oluturan proton ve ntronlar), elektronlarn temelinde var olan ayn Ku-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

antum doasna sahip olduklarndan, skmaya ve ha pso maya kar ok yksek hzlarla cevap vermektedirler. Ancak nkleonlar ok daha kk bir hacme ha psold aklarndan, ulatklar hzlar da buna ters bir orantyla olaanst yksek olmaktadr: ekirdeksel paracklar, saniyede yaklak olarak 40.000 mil hzla ekirdein dahilinde hareket etmektedirler. Yan-i nkleer madde, bizim burada makroskopik evrede grdmz her eyden ok daha farkl bir madde biimidir. Belki de nkleonlar, akl almaz bir biimde kaynayan ve kpren bir svnn damlalar olarak gzmzn nnde canlandrabiliriz. ekirdeksel maddenin en belirgin zellii, ancak ok ksa uzaklklarda etkili olan ve fakat bu blgede ok gl olan nkleer kuvvettir. Bu kuvvet tr, nkleonlarn birbirlerine ok yaklamalar (yani aralarndaki uzakln, aplarnn iki ya da mislini gemedii) sonucunda etkili olabilmektedir. Byle bir uzaklk sz konusu olduunda nkleer kuvvet, ok ekici olmakta, ama uzaklk azaldnda; ayn kuvvet itici bir karaktere brnmektedir. Bylece nkleonlarn birbirlerine daha fazla yaklamalar nlenmi olmaktadr. Bu mekanizma aracl ile atom ekirdei olaanst istikrarl ve salam, ama yine de ok dinamik bir dengeye ulamaktadr. Atomlarn ve atom ekirdeklerinin bilimsel deneylerle aratrlmalarnn sonucunda madde hakknda edindiimiz bilgiler, maddenin kk ama birbirinden uzak damlalar halinde younlam olduunu ortaya karmtr. Akl almaz bir biimde kaynayan ar nkleer damlacklarn d r J k i byk bolukta ise, yalnzca elektronlar hare'et etmektedirler. Elek-

tronlar atom ktlesinin ok kk bir blmm oluturmalarna ramen, maddenin kat ve sert grnmesini ve molekler yaplarn oluturulmas ynnde gerekli balarn kurulmasn salayan en nemli faktrlerdir. Elektronlar, kimyasal tepkimelerin vazgeilemez aktrleri ye maddenin kimyasal zelliklerini 'belirleyen ba elerdir. Bu tr bir maddesel dzende, nkleer tepkimeler kendiliinden meydana gelemeyecektir. nk nkleer dengeyi bozabilecek enerji miktarlar normal koullar altnda doada bulunmamaktadr. S a y s z biimleri, dokular ve karmak molekler mimarisi ile kendisini gsteren bu maddesel yap, ancak baz ok ze! artlar salandnda gerekleebilmektedir. rnein s ok yksek olmamaldr, nk yksek slarda molekller ar biimde salnacaklarndan sahip olduklar yap da bozulacaktr. Eer s enerjisi yldzlarda olduu kadar ok olursa, tm atomsal ve molekler yaplar zlecektir. Gerekten de, evrende bulunan maddenin byk bir oran, yukarda anlatlandan ok farkl bir maddesel durumdadr: Gkyznde grdmz yldzlann merkezlerindeki nemli nkleer madde birikimlerinde, dnyada ok az gerekleen nkleer olaylar srekli bir biimde meydana gelmektedir. te bu olaylar, astronomik gzlemlerle ortaya km olan eitli yldzsal fenomenlerin temelinde yatmaktadr. Ve bunlarn byk bir blm de nkleer ve yerekimsel kuvvetlerin bir bileimi eklinde belirmektedir. Dnya gezegeni iin, gnein merkezinde cereyan eden nkleer olaylar ayr bir yere sahiptir, nk bu olaylar dnyasal evreyi besleyen ve varolmasn mmkn klan enerjiyi salayan tek gtr. Modern

103

a 12 Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu anst bir biimde gelitiren fizikilerin, bu heyecan verici sonular elde edebilmeleri aslnda pek de artc olmamt. Bylece bilinen parack say s 1935 ylnda yalnzca alt tane iken, bu say 1955'te on sekize ykselmiti. Gnmzdeyse ki yzn stnde temel paracn varl ispat edilebilmitir. Varlklar ispatlanm para clklarn bir ounu grmek bile mmkndr. Bu nedenle temel sfatnn kullanm bu paracklar iin pek de uygun olmayacaktr. Fizikiler de bunun farkna varmlard. Yllarca sren ve yava yava ortaya kan aratrmalara gre, artk elde edilen paracklara temel parack demlemeyecei ve hatta bunlarn temel olma zelliine bile sahip olmadklar anlalmtr. Bu kavray, deneysel gelimelere paralel olarak ortaya kan kuramsal gelimelerle de desteklenmiti. Kuantum kuramnn formle edilmesinden hemen sonra, ekirdeksel fenomenlerin yalnzca Kuantum kuramyla deil, ayn zamanda zafiyet kuramyla da aklanabilecekleri anlalmt. nk incelenen ekirdeksel boyutlardaki paracklarn hzlar, neredeyse k hzyla zde bir deere ulamaktaydlar. ite bu bulgu, bu paracklarn davranlarn aklamada ok nemli bir rol oynamtr. 'Daha nceden de sylediimiz gibi, k hzna yakn hzlarla hareket eden paracklar anlayabilmek iin, mutlaka zafiyet kuramn dikkate almamz gerekmektedir. Yani burada, izaf bir anlatmda bulunulacaktr. ekirdeksel dnyay tamamiyle anlayabilmemiz iin bize gerekli olan ey, Kuantum kuramyla zafiyet kuramn birletiren bir kuramdr. Ancak hali hazrda byle bir kuram elimizde bulunmamaktadr.

fiziin en byk baarlarndan bir tanesi de, bu adan bakldnda, gneten gelen srekli enerji akmnn (eer daha byk bir lekle bakarsak; hayatn dnya ile ilgili en nemli bann) dnyada gereklemesi hemen hemen imknsz olan nkleer tepkimeler sonucu meydana gelmi olduunun ispat edilmi olmasdr. ok kklerin dnyasna inme serveninde, yani 1930'larn balarmda, bilim adamlar, artk maddenin temel yap talarn bulduklarn sanmlard. nk tm maddenin atomlardan olutuu ve btn atomlarn da proton, ntron ve elektronlardan meydana gelmi olduu biliniyordu artk. Temel paracklar olarak adlandrlan bu varlklar, maddenin blnemez ve niha eleri olarak grlmekteydi. Yani bu atomlar, Demokritus'un retisine uygun varlklard. Ama Kuantum kuramnn ortaya kp, dnyay birbirinden bamsz birimlere ayramayacamz sylemesi, o gnlerde pek de kabul edilemiyordu. nsan davran ve dnnn klasiklemi kalnlar o kadar glyd ki, bir ok fiziki, kendi kendini, maddenin temel yap talarndan ayramaz bir hale getirmiti. Bugn bile bu inan eilfmi, baskn bir konumdadr. Ancak modern fizik alannda yaanan iki nemii gelime sonucunda, temel paracklar maddenin birincil eleri olarak kabul etme eilimi ortadan tamamen kalkacakt. 1930'Iu yllarda kendini gsteren 'bu gelimelerden bir tanesi deneysel alanda, dieri 'ise dnsel ve kuramsal alanda ortaya kmt. Deneysel alanda yaplm olan keiflerle, daha nceden bilinmeyen yepyeni paracklar ortaya kartlmt. Deneylerde kullanlan ara ve teknikleri ola-

Fiziin 100 Fiziin Tao'su

Yolu

101

Bundan dolay da atom pekirdei hakknda tam bir bilgimiz yoktur. Nkleer yap ve nkleer paracklar arasndaki etkileimler hakknda ok ey bilmem-ize ramen, nkleer kuvvetin temel bazdaki doasn ve karmak belirim biimlerini tam olarak anlayamamaktayz. Yani atomsal dnyay aklamak iin gelitirilmi olan Kuantum kuramna benzer bir model, ekirdeksel fenomenler iin henz gelitirilememitir. Elimizde birka tane Kuantum-zafiyet modelinin bulunmasna ve bunlarla parack dnyasnn baz zelliklerinin pek gzel bir biimde aklanabilmesine ramen, Kuantum ve zafiyet kuramlarnn mikroskopik fenomenleri kusursuz olarak aklayabilmesini salayacak bir kaynatrlmas, modern temel fiziin en byk kaygs ve hedefi olmutur zafiyet kuram, madde hakkndaki grlerimizi ok derinden sarsarak deitirmitir. Klas'k fizik alannda bir nesnenin ktlesi daima yok edilemez ve paralanamaz bir z ile ilikilendirilmiti. Buna gre btn nesneler bir tr temel malzemeden meydana gelmekteydi. Ancak zafiyet kuram, ktlemin, z diye bir kavramla ilikili olmadn ve yalnzoa enerjinin bir beliri biimi olduunu ortaya koymutur. te yandan enerji ise, aktivite, sre ve hareketlilik ile ilikili olan bir okluktur. B i r parack ktlesinin belirli bir enerjiye edeer olmas, sz konusu paracn statik ve duraan bir nesne olarak alglanamayaca sonucunu dourmaktadr. Buna gre bir paracn ktlesi dinamik bir varlk olarak, yani enerji ieren bir sre olarak alglanmaldr. Sz konusu enerji srecinin kendisini da vurmas ise, ktle biiminde olacaktr. Paracklar ile ilgili olarak ortaya atlan bu yeni

gr, elektronun zafiyet denklemimi fonmle eden Paul Dirac'a kadar geri gtr lebi lir. Dirac'n gelit i r m i olduu kuram, hem atomsal strktrn ince yapsn belirlemek ve hem de madde ve kar-madde arasndaki temel simetriyi bulmak asndan ok baarl bir alma olmutur. Dirac, gelitirdii kurama dayanarak, elektrona denk bir ktleye sahip olan b:r kart-elektron un varln ngrm ve bu kart-elektronun pozitif bir yke sahip olmas gerektiini iddia etmiti. imdilerde pozitron olarak isimlendirilen pozitif ykl bu parack, gerekten de Dirac'n ngrsnden yaklak iki yl sonra ispatlanabilmitir. Bu gelimelerin neticesinde madde ve kart-madde arasnda ortaya kan simetri, her paracn bir tane de kart parac bulunduunu ortaya koymutur. Bu kart parack, asl paracn ktlesini tamakta, ancak tersi bir elektriksel yke sahip olmaktadr. Eer yeterince enerji mevcut ise, kendiliinden parack ve kart-paraok iftleri oluturulabilmektedir. Buna karn bu iki parack tr birletirildiinde, birbirlerini yok ettikten sonra ortaya saf enerji kmaktadr. Bu parack oluumlar ve yok edilileri, henz doada gzlenmeden nce Dirac tarafndan ngrlm ve aklanmt. O gnden gnmze kadar geen sre iinde de bu tr fenomenler milyonlarca kere deneyler aracl ile ispat edilebilmitir. zafiyet kuramnn en ilgin etkisi hi kukusuz, saf enerjiden nasl madde elde edilebileceinin aklanmas ile ortaya kmtr. Bu olay anlayabilmek iin daha nce aklam olduumuz parack doas n bilmek kanlmazdr. Parack fiziinin geliiminden nce, maddeyi oluturan eler ya parala-

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

103

namaz ve deitirilemez temel birimler olarak, ya da kaynaklarna indirgenebilecek birleik nesneler olarak dnlmekteydi. Bu cmleden olmak zere sorulan en temel soru, maddenin sonsuza kadar paralanabildii mu, yoksa sonunda en kk ve paralanamaz bir birime mi varlaca sorusu idi. Ancak Dirac'n bulularndan sonra, maddenin blnebillirlii sorusu, birdenbire yepyeni bir grnme kavumutur. nk eer herhangi iki parack yksek hzlarla arprsa, genelde ikisi de paralanrlar; ama bu artk paralar, orijinal paralardan daha kk deildirler. Yani arpma artklar hareket enerjisinden (yani, kinetik enerjiden) yararlanarak yeniden, ayn cinsten paracklar eklinde olumaktadrlar. Bylece blnebiliriik sorusu hi beklenmedik bir biimde zmlenmi olmaktadr. Atom-alt paracklar paralamann tek yolu, onlar yksek enerjiler eliinde birbirleriyle arptrmaktr. Bylece maddeyi srekli bir biimde paralayabilmekteyiz. Ancak hi bir zaman orijinallerinden daha kk paracklar elde edemeyiz. arpma ilemi iin gerekli olan enerjiden faydalanlarak t yeni yeni paracklar oluturulabilmektedir. Bylece atomalt paracklarn ayn anda hem paralanabilir ve 'hem de paralanamaz olduklarn syleyebiliriz. Bu durum, evreni temel yap talarndan meydana gelmi birleik nesneler btn olarak alglayan statik gre sadk kalndnda ok elikili bir grnm arzeder. Sz konusu kartlk ancak dinamik bir zellie sahip olan zafiyet grne bavurulduunda ortadan kaldrlabilmektedir. Bu erevede paracklar, birer dinamik fenomen ya da sre olarak tasavvur edilmekte ve onlarn enerjileri de

gzlemciye ktle olarak yansmaktadr. B i r arpma srasnda, arpan iki paracn enerjisi, yen] maddeleri yaratabilecek bir biimde paracklar arasnda yeniden datlr. Eer orada yeterince, kinetik enerji var ise, bu oluumda arpma ncesine gre daha fazla sayda parack ortaya kar. Atom-alt paracklarn ok yksek enerjilerle arptn ima lan, fizikilerin bu paracklarn temel zelliklerini aratrmak ynnde kullandklar en nemli yntemlerden bir tanesidir. Bu nedenle parack fiziine gnmzde yksek enerji fizii denmektedir. arpma deneylerini yapabilmek iin gerekli olan kinetik enerji ise, ok byk parack hzlandrclar kullanlmak suretiyle elde edillir. Bu makinalar birka mil apnda, iinde protonlarn k hzna yakn bir hza vmelendii ve daha sonra baka bir proton ya da bir ntrona arptrldklar byk deney tpleridir. Bu kadar byk makinalarn sons u z kklkteki nesneleri incelemek zere kullanlmalar ok ilgintir. Onlara, rahatlkla amzn sper mikroskoplar adn da verebiliriz. Bu tr arpmalarda oluan paracklarn bir ou, ok ksa bir sre iin yaayabilmektedirler. Saniyenin yalnzca milyonda biri kadar olan bu sre getiinde, sz konusu parack yeniden proton, ntron ya da elektron biimine geri dnmektedir. S z edilen paracklar, sahip olduklar ksack mr srelerine ramen, hem ispat edilmiler, hem de sahip olduklar zellikler yeteri derecede llebilmitr. Ayrca bunlarn braktklar izler, fotoraf plakalarna kaydedilebilmlitir. Bu izler, bir jet uann gkte brakt beyaz izlere benzerler ve kabarck odalar (bubble chambers) ad verileri

a 12

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

120

deney aralarnda rahatlkla gzlenebilmektedirler. Aslnda esas paracklar, grnen zi oluturan kabarcklardan ok daha kktrler. Fakat meydana gelen izin kalnlna ve eikliine baklarak, sz edilen paracm zellikleri tam olarak belirlenebilmektedir. Birok izin birdenbire bir yay eklinde ortaya kmas, orada bir arpmamn meydana geldiine iaret etmektedir. Gzlenen erilikler de paracklar tanmlayabilmek iin deneye dahil edilen manyetik alanlarm etkisi ile olumu izlerdir. Parack arpmalar, parack zelliklerini ve etkileimlerini gzlemleyebilmek iin kullandmz en deerli deney biimidir. Paracklarm, kabarck odalarmda braktklar o enfes eriler, spiraller ve dorular, modern fizik iim ok nemli verilerdir. Son yllarda yaplm olan yksek enerji dalma deneyleri bize, parack dnyasnn dinamik ve srekli olarak deien doasn ok arpc bir biimde gstermitir. Bu deneyler sonucu, maddenin, tamamen deiken bir varlk olduu ortaya kmtr. Buna gre, gzlemlenebilen btn paracklar, baka paracklara dntrlebilmektedirler. Paracklar enerji yardm ile oluturulabilirler, ya da tamamen enerjiye dntrlebilirler. Sz konusu bu dnyada; temel parack, maddesel z ya da yaltlm nesne gibi k'asik kavramlara yer yoktur, nk bu kavramlar artk anlamlarn kaybetmilerdir. Bylece sanki evrenin tm, birbirinden ayrlamayan ve bamsz olarak varolomayan enerji fenomenlerinin olaanst bir dokusu halime dnmektedir imdiye dek atom-alt paracklardan, meydana gelen bu btnsel dnyay aktayafaileoek byk apl ve geni bir kuram kurulamamtr. Ama yine de,

elimizde varolan birok kuramsal model yardmyla bu btnsel dnyann baz blmlerini ok gzel bir biimde aklayabilmekteyiz. Tabii bu modellerin hi biri de matematiksel zorlanmalardan tamamen arnm deildir ve hepsi de baz a o: lardan birbirlerine k a r t gibidir. Ancak bu modellerin hepsi de maddemin temel birliimi ve isel dinamizmimi yamstabilmektedirler. Sz konusu modellere gre, parackfartn zellikleri, yalnzca kendilerinin faaliyetleri ve aktiviteleri gz nnde tutulursa pek de anlalamaz. Onlar anlayabilmenin tek yolu, paracklarn evre ile giritikleri etkileimlerin, o btnsel a iindeki deiimlerini gzlemlemekten: geer. Herhangi bir parac yaltlm bir varlk olarak deil, btnn iinde yer alan bir para (btnn paras) olarak grmek daha yerinde olur. Einstein'in gelitirmi olduu zafiyet kuram, paracklarla ilgili dnoelerimizi derinden etkiledii gibi, bunlar arasnda etki edeni kuvvetlerim de nasl alglanmas gerektiini yeniden gstermitir. zafiyet kuramna gre, paracklar arasnda meydana gelen kuvvet etkileri (yani, paracklarn birbirlerini ekmeleri ya da itmeleri), deiik trde paracklarn a l v e r i i ile gereklemektedir. "insanlar yukardaki en son aklamay gzlerinin nne getirmekte zorlanrlar. nk bu gr anlayabilmek iin, atom-alt dnyann drt boyutlu karakterini de dikkate almak gerekmektedir. Ancak sahibi olduumuz duygularmz ve kullandmz dilimiz bu drt boyutluluu kavrayamad iin, yukardaki aklama da tam olarak anlalamamaktadr. Ama atomalt fenomen ve olaylar anlayabilmek iin, sz konusu drt boyutluluu kavramak en temel arttr. nk ta Yunan, atomou la rindan beri var olduu sa-

"1

122

Fiziin Tao'su

Fiziin Yolu

123

n lan madde ve kuvvet arasndaki ayrm, bu model erevesinde birletirilmekte ve maddenin kuvvetini maddenin dier zellikleri ile badatrmaktadr. Kuvvet ve madde denen olgular, parack olarak adlandrdmz dinamik fenomenlerin eitli varsaymlar ile ortaya kmaktadr. Ve bunlar birbirlerinden ayr deillerdir. Onlar daha ok, ayn gerekliin farkl grnmleri olarak dnmek daha doru olur. Atom-alt paracklarnn kendilerinden daha kk paracklara bln em emel eri, onlarn parack al-verii ile birbirlerine bir kuvvet etkisinde bulunmalarnn sonucudur. Keza makroskopik dzemden, nkleer dzeye kadar her basamak ve dzeyde grlen ve nesneleri birbirlerine yaknlat rp balayan kuvvetler, aslnda ok hafif etki eden kuvvetlerdir. Bundan dolay maddenin baz temel birimlerden meydana geldiini sylemek kabul edilebilir (bir yaklam oluturur. Yani bir tuz taneciinin, tuz molekllerinden, tuz molekllerinin de iki tr atomdan, bunlarn da ekirdek ve elektronlardan ve nihayet ekirdeklerin de proton ve ntronlardan meydana geldiklerini, biraz basitletirmeye gitmi olsak bile, syleyebiliriz. Fakat bu yaklamn parack dzeyinde pek kullanlabilir olduunu sylemek gtr. Yani yukarda verilen tuz rnei, parack fizii asndan yanltr. Son yllarda, proton ve ntronlarn da bileik bir yapya sahip olduklar dorultusunda kantlar elde edlmitir(*). Ancak bunlar birbirlerine yaptran
(*) Bu konuda son yllarda ortaya kan yeni gelimelerle ilgili daha geni bilgiyi (ev.) kitabn sonundaki ekte bulabilirsiniz.

kuvvetler ve bunun iin gerekli olan hzlar o denli byktr ki, burada, kuvvetleri ayn zamanda birer parack olarak gren zafiyet kuram yaklamnn uygulanmas kanlmaz bir zorunluluk haline gelir. Yani incelenen parack ve yaptrc kuvvetleri oluturan paracklar arasndaki ayrm artk burada ortadan kalkmakta ve nesne ile nesneyi" oluturan temel parack yaklam tamamen geersiz olmaktadr. Sonu olarak unu syleyebiliriz: Gzlemlediimiz paraok dnyas, artk temel oluumlara, yani daha alt baz paracklara ayrtriamaz bir duruma gelmitir. Modern fizik evrensel gereklii, ya da dzeni dinamik, birbirine bal ve ayr ayr paralara ayrtrlamayan ve blnemeyen bir btnlk olarak grmektedir. Ayrca bu btnlk ile onu gzlemleyen ve aratran gzlemci arasnda da bir birliktelik ve beraberlik vardr. te bu anlay erevesinde, zaman ile uzayn geleneksel anlamlar, evrenin birbirinden ayr yaltlm nesnelerden olutuu gr ve bilinen sebep- sonu ilikisi gibi kavramlar geerliliklerini tamamen yitirmektedirler. Bu yeni anlaya benzer bir tecrbeyi Dou mistlkileri de yzyllar boyu yaamlar ve bunu deiik biimlerde dile getirmilerdir. Bu benzeyi, Kuantum ve zafiyet kuramlar ile daha da belirginlemi ve bu iki kuramn birlemesiyle meydana gelen Kuantum-zafiyet atom-alt fizii ile Dou mistisizmi arasnda ok ilgin ve ok arpc baz paralellikler olumutur. Bu paralellikleri detayl bir biimde dile getirmeden nce, konu hakkmda hi bir bilgisi olmayan okuyucularma inceleme alanmza giren nemli Dou felsefesi okullarndan bazlarn ksaca tantmak isti-

124

Fiziin Tao'su

y o r u m . Bu felsefelerim balcalar Hinduizm, Buddlhizm ve T a o i z m dinsel felsefeleridir. leride be b l m d e sz edilen spiritel geleneklerin tarihsel geliimleri, karakteristik zellikleri ile felsef k a v r a m ve yaklamlar anlatlacak ve fizik ile ilgili konular zerimde de titizlikle durulacaktr.

Dou Mistisizminin Yolu

5)

HNDUZM

Dou felsefelerini tam olarak anlayabilmek iin, bu felsefelerin aslnda dinsel bir temele dayandklarn srekli biimde gznnde bulundurmak gerekmektedir. Bu felsef sistemlerin hedefleri, gereklii dorudan doruya ve mistik bir biimde tecrbe etmektir. Sz konusu tecrbe ediin doas itibariyle dinsel bir karakter tamas nedeniyle, Dou felsefeleri kanlmaz olarak dinsel bir temele dayanmlardr. Bu durum, Dou gelenekleri arasnda en fazla Hinduizm iin geerlidir. nk Hinduizm'de felsefe ve din arasndaki iliki bir hayli gelimitir ve ok gl bir durumdadr. Aslnda Hindistan yar ktasnda ortaya kan btn dnce sistemlerinin temelinde dinselliin yatt hep sylenegelmitir. Hinduizm, Hindistan entellektel yaantsn yzyllar boyu derinden etkilemi ve bu lkenin toplumsal ve kltrel geleneklerini nemli lde biimlendirmitir. Aslnda Hinduizm, ne tam bir felsefe ve ne de tam olarak tanmlanm bir dindir. Hinduizm daha ok byk ve karmak, saysz blmlerden, kltrlerden ve felsef sistemlerden meydana gelmi, buna bal olarak gelitirilen birok ritel, merasim ve ruhan disiplinlerden olumu ve ok sayda Tanr ve Tanra'lara sahip, toplum-dinsel bir organizma olarak grlmelidir. Bu byk karmakl oluturan her bir birim aslnda Hindistan'n coraf, rksal, dilsel

Dou Mistisizminin Yolu 164 Fiziin Tao'su

14

ve kltrel karmaklnn bir gstergesi ve simgesi haindedir. Bunun sonucu olarak Hinduizm, bir yandan yksek derecede younlam ve olaanst bir kavray yeteneine sahip entellektel bir felsefe olarak grlecei gibi, te yandan kitlelerin oc u k s u ve saf merasimleri olarak da deerlendirebilmektedir. Hindu dinine sahip kyllerin ounlukla basit bir hayat srdrdkleri gznnde tutulursa, dinlerini gnlk hayatlarna uygun olarak ayakta tutmalar ok normal olarak alglanmaldr. te yandan Hinduizm retisi ok sayda ruhan reticiler sayesinde sonsuz derinliklere de vara bilmitir. Hinduizmin sprite! kaynan yce Veda'lar oluturmaktadr. Veda'lar, ok eski tarihlerden kalma ve anonim bilginler ya da Veda kahinleri tarafnr dan yazlm eserlerdir. Bunlar drt byk kolleksir yondan meydana gelmilerdir. Bu kolleksiyonlar arasnda en e s k i s i Rig Veda denilen kitaptr. Hindistan'n kutsal dili olan eski Sanskrite ile yazlm olan bu eserler, Hinduizm'in birok okullar iin en kutsal dinsel kaynak ve otorite olmak zelliini halen korumaktadr. Veda'larn dinsel otoritesini kabul etmeyen felsef bir sistem, Hindistan'da sapknlkla sulanmaktadr. Veda'lar kendi ilerinde ayr ayr zamanlarda oluturulmu olan bir ok blmden meydana gelmilerdir (M.. 1500 ile 500). Veda'larn en eski blmleri kutsal ilhi ve yakarlar kapsamaktadr. Daha sonra gelen blmlerde Veda ilhileri ile ilgili kutsal merasimlere yer verilmitir. En son blmlerde ise (ki bunlara Upaniad'lar da denilir), Veda'larn felsef ve pratik ynleri ele alnmaktadr. Upaniad'lar, Hinduizm'in spritel mesaimin zn

bnyesinde toplamtr. Upaniad'lar sayesinde Hindistan'm em byk dnrleri yaklak olarak 25 yzyl gibi uzun bir sre inde, dnsel yollarn tam anlamyla bulabilmilerdir: By-k bir silaha benzeyen Upaniad'lar bir yay olarak dn, Meditasyonla keskinletirdliin bir ok ile ele onu. O'nun temellerine ynelmi bir dnce ile gerdikten sonra bu yay, Sonsuz olan tam ortasndan vurmaI sn dostum artk (1). Fakat Himtli'lerim byk bir ounluu Hinduizm retisini Upaniad'lar yardm ile deil, ok tannm yaygn ykler, destanlar ve renkli, geni Hint mitolojisi aracl ile renmilerdir. te bunlar arasmda sayabileceimiz Mahabharata destan, Hindistan'n en tannm ve yaygn dinsel yazs olan Bbagavad Gita'nn ender gzellikteki ruhan iirlerinde yer almaktadr. Halk arasnda sadece Gita olarak isimlendirilen bu yapt, Tanr Krina ile Suva Aryuna arasnda geen konumalar aktaran bir iirdi;-. Kendi kardeleri ile savamak zorunda braklan Sava Aryana, byk ruhsal ve ahlki sorunlarla kar karya kalmtr (zaten Ma-habharata'nn konusunu da bu byk aile sava oluturur). Aryuna'nn kiisel sava arabasnn srcs klna brnen Krina, kulland sava arabasn harp eden iki ordunun tam ortasna srer ve sava alanndaki bu dramatik durumda, Aryuna'ya Hinduizm'in en nemli gereklerini ve dorularn anlatmaya balar. Tanr'nm konutuu srada, arkadaki aile aras sa- i

131

AA

' T

Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

va sahnesi abucak ortadan ekilir ve anlalr ki, Aryuna'nn giritii sava, aslnda aydnlanma yolunda olan bir savann abalardr. te bu ortamda Krina, Aryuna'ya u d verir: Kalbinde gizlenmi olan ve senin cehaletinden kaynaklanan o pheyi, aklnn klc ile yok et. dm ile, ycel, daha ok ycel(2). Krina'nn ortaya koyduu spritel kurallar, btn Hinduist kurallarda da grlebilecei gibi, evremlizde var olan cisimlerin ve oluan olaylarn aslnda ayn ve en byk gerekliin farkl yansmalar olarak alglanmas gerektii ynndedir. Brahman olarak isimlendirilen bu gereklik, ok Tann'la ramen aslnda Hinduizm'in temelini oluturan gerek bir monizme (tek Tanr'cla) iaret etmektedir. En yce ve niha gereklik olarak isimlendirilen Brahman, tm cisimlerin ruhu ya da isel z olarak alglanmaldr. O, sonsuzdur ve her eyin stndedir. Akl ve kelimelerle aklanamaz ve kavranamaz bir zellie sahiptir: Brahman, balangc olmayan ve byk olandr. Ayrca hem olann ve hem de olmayann tesindedir(3). 0 yce ruh ani almazdr; o, s n r s z d r ve domamtr; onun hakknda tartlamaz ve dnlemez (4). Ancak buna ramen insanlar gereklik hakknda konumak ve tartmak arzusunu bastrama!mlardr. Bylece, zaten mitoslara ok yatkn olan Hindu bilginler, Brahman' bir T a n r olarak gstermeye ve onun hakknda mitolojik bir dil ile konumaya balamlardr. Bu Tanr, bir ok farkl zellikByk sava, artk kiisel uyumunla, yani Yoga yar-

lere sahip olduundan, Hindu'lar, onun zelliklerini cisimletirerek, tapmak zere, s a y s z T a n r ve Tanra motifleri yaratmlardr. Ama dinsel kaytlarda da aka grlebildii gibi, bu Tanr'larn tm, aslnda en yce ve niha gerekliin yalnzca basit bir yansmasdr: A ' nsanlar, 'Bu Tanr'ya tap. u Tanr'ya tap!' diyorlar. Herkes bunu sylyor. Aslnda bu, onun (yani, Brahman'n) rndr. Ve o, Tanr'larn tmdr(5). Hinduist inanca gre, Brahman'n insan ruhunda bulunmas Atman' ortaya karmtr. Atman ve Brahman'n, aslnda bir olduklar ve Atman'n kiisel ve Brahman'n da evrensel gereklii yanstan birer olgu olduklar fikri, Upaniad'larn en nemli temelidir: E n nemli z olan o. te bu dnyann tm onu, kendi ruhu olarak tar. te bu gerekliktir Bu Atman'dr. Bu sensin(6). Hindu mitolojisinde tekrarlanan en nemli konu, ii'nde yaadmz dnyann, Tanr'nn kendisini feda etmesiyle meydana gelmi olmasdr. Aslnda kendini feda etmek kavram burada hi kukusuz, kendini kutsallatrmak anlamnda kullanlmtr. Bylece nce T a n r dnya biimine, sonunda da dnya yine T a n r biimine dnmektedir. Tanr'nn bu yaratma zellii, lla (yani, T a n r s a l gsteri) olarak isimlendirilmitir. Dnya da. T a n r s a l gsterinin sunulduu bir sahne olarak dnlmektedir. Hlndu mitolojisinde grld gibi, lilann ok gl sihirsel bir anlam vardr. Brahman, kendini dnya 'biim'ne dntren byk bir sihirbaz olarak dnlmekte ve bu dnm sihirsel yaratma gc-

166

AA

' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

n (yani, Rig Veda'da geen- maya kavramnn esas anlamna uyarak) kullanarak gerekletirebilmektedir. Ancak Hint felsefesinin temelini oluturan sz konusu maya kavram, yzyllar iinde byk bir anlam kaymasna sahne olmutur. lk nceleri T a n r s a l aktrn ya da sihirbazn gc ya da becerisi anlamna gelen maya kelimesi, daha sonralar sihirli gsterimin bysne kaplm bir insann psikolojik durumunu aklayan bir kavram biimine dnmtr. T a n r s a l lilann sonsuz biimlerim gerekliin kendisiyle kartrdmz ve bu eitliliin temelinde yatan Brahman'n birliini kavrayamadmz srece, mayann bysne kaplm bir durumda bulunuruz. Maya, sanld gibi dnyann yalnzca bir hayal ya da illzyon olduu anlamna gelmemektedir. Bu hayal bizim kendi gr amzn yetersizlii sonucunda ortaya kmaktadr. evremizde bulunan biimleri ve yaplar, oisimleri ve olaylar doann gereklik unsurlar olarak dndmz ve onlar len ve snflandran aklmzn kavramlar ile aklamaya kalktmz zaman, byle bir kiisel hayal var olacaktr. Maya, sahip olduumuz kavramlar, gerekliin kendisi olarak hayal etmenin ismidir. Maya, haritay gerek arazi ile kartrmak demektir. Buna dayanarak gelitirilen Hindu doa grne gre, var olan her ey izaf, akc ve s-rekli > deien bir mayaya dnmtr. Maya, Tanrsal gsteri (yani, lila) srasnda adeta bir sihirbaz tarafndan yaratlm bir by gibidir. Ve O'nun dnyas, srekli olarak deimektedir. Bu byk gsterimin itici ve harekete geirici gc ise, karma

denilen kavramdr. Hint retiimin ve dnnn bir dier nemli kavramn oluturan karma, aslnda hareket anlamna gelmektedir. Karma, gsterinin en aktif esi olarak, hareket halindeki evrenin dinamik gcdr. Evrende her ey, birbiriyle dinamik bir ba iie balanmtr. Gita'ya gre: Karma, yaradln gc ve var oluun kaynadr(7). Aynen mayada olduu gibi karmamn anlam da daha sonralar asl kozmik dzeyinden insan dzeye indirgenmi ve psikolojik bir anlam kazanmtr. Buna gre, dnyamz hakknda ayrk bir gre sahipsek, yani mayann bysne kaplm ve kendimizi evremizden bamsz olarak dnyor ve de d'ilediimizce hareket ediyorsak, o zaman ikarmann e s i r i haline gelmi oluruz. Fakat karmann balarndan kurtulmak demek, insan da iine alan doann birliini ve ahengini kavram olmak ve buna gre davranmak demektir. Gita bu konuda ok aktr: Her ey, doal kuvvetlerin birbirleriyle olan etkileimlerinden meydana geii.r. Ama kiisel ve bencil bir gaflet iinde kaybolan nisanlar, kendilerimi aktrlerin ta kendisi sanrlar. Fakat doal kuvvetlerin ve hareketlerin arasndaki ilikiyi kavram olan birisi, doadaki kuvvetlerin nasl dier doal kuvvetlere dayandn grr ve bylece kendini onlarm klesi olmaktan kurtarr (8). Moyann bysnden kurtulabilmek ve karma nm zincirlerini krabilmek, duyularmzla algladmz tm fenomenlerin aslnda ayn gerekliim birer paras olduunu kavrayabilmi olmak demek-

166

AA

' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

tir. Yani somut ve Kiiisel olarak her eyin, hatta insann bile, Brahman denilen ayn tecrbeye dayandn renmi olmaktr. Hindu felsefesinde bu tecrbeye moka (yani kurtulu) denmi ve Hinduizm retisinin en nemli esi haline dnmtr. Hinduizm'e gre, kurtulua giden yollar ak fazladr ve hepsi de birbirinden farkldr. Bu yzden tm inananlarn Tanr'ya yalnzca bir tek yoldan ulamalar gerekmez. Bundan dolay da ok eitli kavramlar, merasimler ve farkl bilinlilik durumlarnda uygulanan ok farkl spritel almalar gelitirilmitir, Bu kavramlarn ya da almalarn bir ounun birbirlerine tamamen zt olmalar ise, Hindu lar' pek de tedirgin etmemektedir. nk onlar, Brahman'n temelde btn kavram ve grntlerin ardnda gizil olduunu bilmektedirler. Ancak bu tr bir yaklam aracl ile Hinduizm'in karakteristik hogrs ve kavraycl ortaya kabilmitir. Hinduizm'in en entellektel okulunu Veda nta'lar oluturmaktadrlar. Bu okul Upaniad'lar temel olarak almakta ve Brahman' kiilememi, mitolojik benzetmelerden uzak metafiziksel bir kavram olarak ele almaktadr. A r derecede felsef ve entellektel bir dzey tutturmasna ramen Vedanta'nn ortaya att kurtulu yolu, Bat felsefesinin gelitirdii yollardan ok farkl bir grnm ve zellik arzetmektedir. nk burada, her gn uygulanan meditasyonlara ve Brahman ile birlemeyi salayacak dier ruhan almalara nemle yer verilmektedir. S z konusu kurtuluun bir dier nemli ve etkili yntemi ise Yogadr. Yoga, kelime anlam ile boyunduruk altna girmek ya da katlmak eklinde

aklanabilir ve k i i s e l ruhun, Brahman'a katlmnn szle ifadelenmi biimi olarak gsterilebilir. Yogann ak farkl okullar ya da yollar vardr. Bunlar, baz temel fiziksel almalar iermekte ve farkl insan tiplerine uygun gelen ve eitli spritel dzeylere eriebilecek dnsel disiplinleri kapsamaktadr. Normal bir Hindu iin Tanr'ya ulamann en allagelmi yolu, ona k i i l e t i r i l m i bir T a n r ya da Tanra aracl ile tapmaktr. Hindu'larn zengin hayal gleri yardm ile neredeyse binlerce T a n r ya da Tanra'lar yaratlm ve s a y s z T a n r s a l ekiller ortaya kartlmtr. Ama buna ramen gnmzde Hindistan'da rabet gren tane T a n r vardr: Bunlar iva, Vinu ve akti'dir. iva, Hindistan'da kabul gren en eski Tanr'lardan biridir ve saysz biimlerde karmza kabilmektedir. Hintli'ler ona Mahesvara, yani Byk T a n r demektedirler ve inana gre, Brahman'n doluluunun k i i l e m i halidir. iva, ayrca Tann'nn birok farkl zelliklerini de kendi bnyesinde toplamaktadr. Onun en ok sevilen gsterili biimi de Nataraja, yani Danslar Kral biimidir. iva, Kozmik Dans zellii ile yaradln ve yok oluun T a n r ' s durumundadr. O, yapt muhteem dansyla evrenin sonsuz ritmini besleyen bir Tanr'dr. V i n u da farkl biimlerde karmza kmaktadr. rnein Bhagavad Gita'daki Krina gibi. Aslnda genelde Vinu'nun rol, evrenin koruyucusu biimindedir. Bu T a n r lsnn en son yesi ise akti, yani T a n r s a l Ana'dr. O, s a y s z biimleriyle evrenin kadns enerjisini simgelemektedir.

166

AA

' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu ligin duyusal ehvetine sahip mitir.

167 kiiler olarak gsteril-

Bunun dnda akti, iva'nn ei olarak da tanmlanmaktadr. Bu iki T a n r olaanst gzellikteki heykellerde birbirlerine heyecanla sarlm bir ift olarak gsterilmektedir. Bu iftin yayd ehvet ve his dolu duygular Bat'da grlen dinsel sanatla hi bir benzerlii olmayan k ilgin bir olgudur. Bir ok Bat dininin aksine, Hinduizm duyusal zevkleri hi bir biimde kreltmeye ve bastrmaya yeltenmemitir. nsan bedeni, insann var olmasnn zorunlu bir paras olarak grlm ve byk ruhtan ayrlmamas gerektii dnlmtr. Bu nedenle Hindu'lar bedensel arzularn kontrol altna almaya aImamlar ve kendilerini, sahip olduklar bedenleri Ve akllar ile bir btn olarak grmeyi hedeflemilerdir Bu arada Hinduizm'in bir kolu olan ve orta; alardan gnmze kadar uzanan Tantrizm'i de anmak gerekir. Tantrizm okulunda, aydnlanmaya duyusal ve cinsel sevgi yardm ile ulalmaya allmaktadr. Bu konuda Upaniad'larda unlar grmekteyiz: Eer bir kadnn ehveti iinde bulunan bir adam, neyin olup, neyin olmadn bilemiyorsa; ruhsal bir coku iinde olan akl da neyin olup, neyin olmadn bilemeyecektir (9). iva (ve Hindu mitolojisinde grlen akti gibi s a y s z dier Tanra'lar) hep bu orta adan kalma anlay erevesinde anlatlmaya allmtr. Hinduizm'de ihsan doasnn, fiziksel ve duyusal ynlerinin (ki bunlar hep kadnsalkla aklanagelmitir), btnsel Tanr'nn ayrlmaz bir paras olduuna inanlr. Bundan dolay Hindu Tanra'lar kutsal bakireler olarak deil, srekli olarak gz alc bir gzel-

Batl bir gzlemci, Hindu mitolojisindeki ok farkl grnm ve enkarnasyonlarla ortaya kan olaanst saylardaki T a n r ve Tanra'larn varl karsnda gerekten de arp kalr. Oysa onlar temelde ayn olan bir tek T a n r s a l gerekliin farkl yansmalardr. Onlar, sonsuz olan, her yerde var olan ve anlalamaz olan Brahman'n zelliklerini kiiletiren araclardan ve sembollerden baka bir ey deildirler.

Dou Mistisizminin Yolu

139

ortadan kaldrmak iin, geleneksel Hint kavramlarn (yani maya, karma, nirvana ve benzerlerini) yeniden ele alm ve onlara dinamik, taze ve psikolojik bir karakter kazandrmtr. 6) BUDDHZM Buddha'nn lmnden sonra, gelitirmi olduu reti ikiye ayrlarak devam etti. Bu okullarn ilki olan Hinayana (ya da Kk Ara), Buddha'nn retisine kelimesi kelimesiyle sadk kalan bir sistenv dir. Mahayana (ya da Byk Ara), yani Buddhist okulun ikinci kolu ise, daha deiken ve dinamik bir yaklamla olaylara bakmaktadr. Mahayanarya gre, ele ald retinin ruhu, orijinal aklamalardan ok daha nemlidir. Bu kolun coraf yaylm da farkldr. Hinayana S r i Lanka, Burma ve Tayland'ta, Mahayana ise Nepal, Tibet, in ve Japonya'da grlmekte ve zaman ierisinde Buddhist reti okullar arasnda daha nemli bir konuma gelmektedir. Hindistan'da ise Buddhizm, deiken ve kavrayc Hinduizm retisi tarafndan btnyle yutulmu ve Buddha da sonunda ok yzl T a n r Vinu'nun bir enkarnasyonu (bedenlenmesi) olarak grlmeye balanmtr. Buddhizm, Mahayana olarak btn Asya'ya yaylm, ak farkl kltrlere ve alkanlklara sahip halklarla temas etmitir. Bu nedenle Buddha'nn retisi farkl yorum tanlara sahne olmu, bu retiyi oluturan detayl zellikler ve yeni orijinal fikirler gelitirilmitir. Bylece Buddhizm, yzyllar boyunca hayatta kalabilmi ve derin psikolojik kavraylara yer veren, ok yksek ve karmak bir felsef sisteme sahip olan bir retiye dnebil-

Buddhizm yzyllardan beri Asya'nn, yani Hindiin'in, S r i Lanka'nn, Nepal'n, Tibet'in, in'in, Kore'nin ve Japonya'nn en nemli ve en gl ruhan gelenei olmutur. Hindistan ve Hinduizm'd e olduu giibi, bu reti de sz edilen lkelerin entellektel, kltrel ve sanatsal hayatlarn derinden etkilemitir. Fakat Hinduizm'den farkl olarak Buddhizm, kurucusu tam olarak belli olan bir retidir. Bu kurucu Siddharta Gautama, ya da tarihsel Buddha'dr. Buddha, milttan nce altnc yzyln ortalarnda Hindistan'da yaam olan birisidir. Aslnda Buddha'nn yaam olduu dnem, dnyada olaanst byk ve etkili dnrlerin ortaya km olduu bir evredir. imde Kanfys ve Lao T z u , ran'da Zerdt, Yunanistan'da da Pithagoras ve Heraktus Buddha ile ayn dnemlerde yaam olan dnr ve bilginlerdir. Hinduizm'n temeli genelde mitolojik ve ritel iken, Buddhizm'inki tamamen psikolojiktir. nk Buddha, insanlarn, dnyann ve evrenin nasl olutuu, Tanrnn doasnn nasl olduu gibi meraklarn gidermek ve tatmin etmek yerine, btnyle insann kendi durumuyla, yani insanlarn aclar ve hsranlaryla ilgilenmitir. Bunun doali bir sonucu olarak gelitirmi olduu reti de, metafizik deil, tam tersine, psikoterapik bir temele dayanmaktadr. Buddha, insanlarn hsranlarn aklamak ve onlar

166

AA ' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

Mabayana Buddhizm'i, eritii yksek dnsel dzeylere ramen, bir takm soyut ve speklatif fikirler iinde kaybolup gitmez. Her zaman olduu gibi. Dou mistisizminde akl ve dnce, mistik tecrbeye giden yolu aan bir ara olarak grlm ve bu biimde edinilen byk mistik tecrbeye de uyan ismi verilmitir. Bu tecrbenin zn, dnsel farkllklarn ve kartlklarn stne kp acintya dnyasna, yani dnmekle kavranamaz olan leme ulama fikri oluturmaktadr. Acintya dnyasnda gereklik, artk blnmemi ve farkl Yatrlmam bir btnlk ve stnlk haline dnmtr. te byle bir tecrbeyi, yedi yl boyunca ormanda ar bir disiplin iinde yaayan Siddharta Gautama, sonunda aydnlonmtr. Siddlharta, kutsal Bodhi Aac ya da Aydnlanma Aac'nn altnda derin bir med-itatif halde bulunurken, aratrmalarnn ve phelerinin niha ve kesin aklamasn bulabilmitir. Bu btnsel ve yce uyantan sonra Siddharta Ggutama, Buddha, yani Uyanm Olan nvann almtr. Meditasyon halindeki Buddha heykelciklerinin bir Buddbist iin tadklar manev nem, haa gerilmi sa'nn Hristiyanlar iin tad manev neme ve deere benzetilebilir. Ayrca bu heykeller saysz Asya'l sanaty, olaanst gzellikte eserler vermeye tevik etmitir. Buddihist gelenee gre, Buddha, aydnlanmasndan hemen sonra, retisini yaymak zere, Benares'teki Geyik Park'na gitmi ve burada trensel bir ihtiamla Drt Yce Gerei aklamtr. Bunlar, retisinin en nemli noktalarn birleik bir biimde ortaya koyan maddelerdir. Bu adan sz konusu

maddeleri, insann hastaln t e h i s eden, sonra bu hastaln tedavi edilebileceini anlayan ve nihayet bu hastaln aresini tespit eden bir hekimin aklamalarna benzetebiliriz. Birinci Yce Gerek, insann en karakteristik

halinin duhkha, yani zdrap ve hzn olduunu aklar. Bu hznn kkeninde hayatn en temel gereini, yani evremizde olup biten her eyin srekli olmayp, geici olduu gereini insanlarn kolayca kabul edememeleri gizlidir. Her ey doar ve daha sonra ekip gider der Buddha(1). Sz konusu bk ve deiim yaklam, Buddha'ya gre doann en temel zellii olup, kendi retisinin de hammaddesi durumundadr. nsanlarn zdraplarnn kaynanda ise, hayatn akna kar ayak diretmemiz ve tm maya (hayal) olan sabit biimlere balanmak hevesimiz bulunur. S z konusu mayaIar cisimler, olaylar, insanlar ya da fikirler biiminde karmza karlar. S r e k s i z l i i n retisi ayrca ego'nun (yani zbenliin) da var olmadn savunur. nk kendimiz de deien fenomenlerin bir paras durumundayz. zgn ve bamsz bir benliin tamamen hayal olduunu iddia eden Buddhizm, byle bir eyin mayalar ailesinin bir yesinden baka bir ey olmadn savunmaktadr. Gereklii olmayan dnsel bir kavrama balanmak ise, dncenin dier unsurlarna yapmak gibi, byk ve benzer hsranlara neden olacaktr. kinci Yce Gerek trina, yani vazgememek ya da yapmak olarak ifade edilen ve tm zdraplarn kaynan oluturan genel bir kavram ile ilgilidir. Bu kavram, Buddhist felsefede avidya, ya da

166

AA

' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

cehaletten kaynaklanan ve hayatn amasz balantlarm yanstan bir eydir. Bu cehaletten kaynaklanarak, duyumsadiimiz dnyay kiiler ve cisimler diye ayrmakta ve bylece gerekliin akc biimlerimi aklmzda retilmi sabit kavramlarla snrlamaya almaktayz. Byle bir dnya gr devam ettii takdirde, bir hsrandan dier bir hsrana komamz kanlmaz olacaktr. Aslnda hi de kat ve sr rekli olmayan tam tersine geici ve hep deiken olan cisimlere balandmz srece, her hareketimizin baka bir harekete ve her sorumuzun yeni bir soruya neden olduu fasit bir daireye kstrlm oluruz. Giderek bu ksr dngden kurtulmamz da tamamiyle imkanszlar. Bu duruma Buddhitler samsara derler (yani, hayatn ve lmn tekerlei). Bu daireyi harekette tutan kuvvet ise karma, yani nedenselliin ebed zinciridir. nc Yce Gerek, zdrabn ve hsrann sona erebileceini mjdelemektedir. Yani samsarann sonsuz dairesini krmak, karmann boyunduruundan kurtulmak ve nirvana denilen mutlak zgrlk durumuna erimek imkn dahilindedir. Bu zgrlk durumunda, zbenlik kavramnn hatal yaklam btnyle ortadan kalkmakta ve tm hayatn birlii ve btnl srekli bir alglaya dnmektedir. Nirvana, Hindu felsefesindek mokann zdeidir. T m dmsel kavramlarn tesinde olan bir bilinlilik durumunu yanstt iin, onu kelimelerle aklamak ve anlatmak mmkn olamamaktadr. Yani nirvanaya ulamak demek, -uyan elde etmek ve artk Buddha gibi olmak anlamna gelir. Drdnc Yce Gerek, Buddha'nn tm zdraplar ortadan kaldrc fikirleriyle ilgilidir. Bu bizi,

Buddha durumuna gtrecek olan bireysel geliimin Sekiz Basamakl Yol'unu temsil etmektedir. Sekiz Basamakl Yol'un ilk iki basama ya da blm (daha nce de belirtildii zere), doru grmek ve doru bilmek ile ilgilidir. Yani bu yola kmak iin ilik r.ce doru, bir alglaya ve insanln durumu ile lgili, doi bir kavraya sahip olmak gerekir. Daha sonra gelen drt basamak, doru davranmaya yneliktir. Burada, Buddhist hayat tarznn artlar, yani kart ularn Orta Yol'u dile gelmektedir. Son iki basamak ise doru bilinlllik ve doru meditasyonu ele almakta ve son hedef olan gerekliin mistik biimde dorudan doruya tecrbe ediliini ortaya koymaktadr. Aslnda Buddha'nn kendisi bu retileri srekli ve biimli bir sistem haline getirmemi, ama buna ramen retisini aydnlanmaya ulamann bir arac olarak grmtr. rnein dnya hakknda sylediklerinin neredeyse hepsi, cisimlerin sreksizliini vurgulamak amac ile sarfedllmitlr. Buddha. ayrca ruhan bir otoritenin bulunmamas gerektiini de zellikle vurgulam (hatta kendi otoritesini bile eletirerek), herkesin kendince Buddha'la erimesi gerektiini savunmutur. Buddha'nn lm deinde syledikleri, aslnda onun dnya grnn ve retisel yaklamnn ona hatlarn pek gzel bir biimda nmze sermektedir: Bileik cisimlerin ayrlmaz bir parasdr k; onunla sabrla baetmeye bakn (2). (*)
(*) Ekler Buddha: Ve unutmayn ki, iyilik iyilikten ve ktlk de ktlkten doar (ev.)

144

Fiziin Tao'su Dou Mistisizminin Yolu


S

Buddha'nn lmn taklip eden bir ko yzyl sresince, Buddhist okulun en nde gelen rahiplerince organize edilen birok Byk Oturumlar gerekletirildi. Bu oturumlarda, retinin tm, sesli bir biimde tekrarlanarak, ortaya kabilecek yorum farkllklar giderilmeye alld. Bu tr oturumlarn drdncsnde (milattan sonra birinci yzyl, Seylan/Sri Lanka), yaklak be yzyl boyunca ifah olarak kulaktan kulaa aktarlan ve ezberlenen Buddhist reti ilk kez yazl hale getirilip, saklanmaya baland. Pal" dili ile yazlm olan bu kayt, gnmzde Pali Kanonu olarak anlmaktadr ve ortodks Hinayana okulunun temelini oluturmaktadr. te yandan Mahayana Okulu, sutralor denilen yazl kaytlardan da byk apta yararlanr. Bunlar Sanskrit'e olarak ortaya klarndan yaklak bir ya da iki yzyl sonra kaleme alnmlar ve Buddha'nn retisini Pali Kanonlar'ndan ok daha detayl olarak ilemilerdir. Bunun yannda Mahayana okulu kendine, Buddhizm'in Byk Arac adn takmtr. nk Buddha'ya erimek iin, inananlara ok farkl ve zgn yntemler gstermitir. Bu yntemler, Buddha'nn retisine ballktan, modern bilimsel fikirlere ok yaklaan felsef kavramlara kadar uzanan bir dizi olgular kapsamaktadr. Mahayana retisini yorumlayan ve Buddhist rahipler arasnda en derin dncelere ve grlere sahip olan kii Avagoa'dr. Milttan sonra birinci yzylda yaam olan bu dnr, Mahayana Buddhizmi'nin temel fikirlerini dile getirmi (zellikle de Buddhist'lerin olu kavram ile ilgili) ve nancn Uyan isimli kk bir kitap yazmtr. Bu kolay

145

an,alan ve olaanst gzel eser, birok ynden Bhagavad Gita'y hatrlatmaktadr ve Mahayana retisi hakkndaki ilk bilimsel eser olarak grlmektedir. Bu nedenle de Mahayana Buddhizm'inin btn Okullar iin temel bir otorite olarak kalmtr. Avagoa, byk bir ihtimalle Nagarjuna'y da derinden etkilemitir. Nagarjuna, gereklik ile ilgili gelitirilen btn kavramlarn snrlln ve kstlln sofistike bir diyalektik yardm ile gstermi olan, en entellektel Mahayana filozofu olarak addedilmektedir. O, gelitirmi olduu olaanst argmanlarla ann metafiziksel dnlerini altst etmi ve sonu olarak, gerekliin kavramlar ve fikirler aracl ile aklanamayacan gsterebilmitir. Nagarjuna, gereklie sunyata, (yani boluk ya da bo olma durumu) ismini vermitir. Bu kavram, Avagoa'nn tathata kelimesine (yani olua) denk bir ifadedir. Nagarjuna'ya gre, kavramsal dncenin aresizliini anlayan birisi, gereklii de saf bir olu olarak tecrbe edebilecektir. Nagarjura'nn, gerekliin doasnn aslnda boluk olduu eklindeki aklamas, her eye ramen sanld gibi nihilist bir dnya grn yanstmamaktadr. Bu, insan akl tarafndan gelitirilen ve a'oa ile ilgili olan her kavramn sonuta bo ve geersiz olduu anlamna gelmektedir. Yani gereklik ya da boluk, kendi bana hiliin bir biimi deil, fakat her trl hayatn kayna ve her biimin zdr. Mahayana Buddhizm'i hakknda buraya kadar anlatlanlar, bu retinin yalnzca entellektel ve speklatif ynn yanstmtr. Fakat bu, Buddhizm'-

166

AA

' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

in yalnzca bir yndr. Buna ek olarak, Buddhist'terin dinsel bilinci ile inan, sevgi ve efkat konularndaki yaklamlarn da dile getirmek gerekir. nk Mohayana'da, gerekten aydnlanm kii (yani ibodhl) iki eden olumu kabul edilir. D.T. Suzuki bu iki eyi, muhteem Buddhizm binasnn iki temel direi olarak adlandrr. Bu elerden ilki prajna (yani, transandantal bilgi ya da sezgisel akl) ve ikincisi de karuna (yani, sevgi ya da efka)dir. Mahayana Buddhizm'ine gre btn cisimlerin temel doas, yalnzca olu ve boluk gibi metafiziksel kavramlarla deil, fakat ayn zamanda Dharmakaya (yani, Varolmann Bedeni) olarak da anlatlmaya allmtr. Dharmakaya, gereklii, onun Buddhist birisinin dinsel bilincine grnd gibi yanstmakta ve aklamaktadr. Bu adan Dharmakaya ile Hinduizm'de grlen Brahman kavramlar arasnda byk bir benzerlik vardr. Dharmakaya, evrende bulunan btn maddesel nesnelere nfuz eder ve insan aklna bodhi (yani, aydnlanm bilgelik) olarak yansr. Yani Dharmakaya ayn onda hem ruhsal ve hem de maddeseldir. rnein Malhayana Buddh izm'inin karakteristik bir uzants olan Bodhisattva'da, bilgeliin en nemli zellikleri olarak sevgiyi ve efkati grmekteyiz. Bir Bodhisattva, Buddha olma ynnde ok ilerlemi olan bir insandr. Bu kii, aydnlanmay yalnzca kendi ahs iin deil, ayrca dier nsanlar iin de hedeflemektedir. Ancak bundan sonra o kiinin nirvanaya ulamasna izin vardr. Byle bir retinin temelinde Buddha'nn, yalnzca nirvanaya erimek iin deil, ayn zamanda insanlara kurtulup yolunu gstermek iin dnyaya geri dnlmesi

gerektii yolundaki direktifi yatmaktadr. Bu direktif, Buddhist gelenekte bilinli, ama ayn zamanda kolay olmayan bir karar olarak grlmektedir. Ayrca Bodhisattva ideali, Buddhist retide grlen nonego (yani, beplik olmay) kavramyla da uyumaktadr. nk burada da ayr ve zgr bir k i i s e l benlikten sz edilememektedir. Bu adan bir kiinin nrvanaya tek bana ulamas pek de bir anlam tamaz. Buddhizm'deki inan esi Mahayana Buddhizm'inin Saf lke olarak isimlendirilen okulunda ele alnmtr. Bu okulun temeli, Buddhist retinin savunduu, tm insanlarn orijinal doasnda Buddha yatmaktadr ilkesine dayanmaktadr. Nirvana ya. yani Kutsal lkeye ulaabilmek iin, kiinin Buddha doasna inanmas yeterli olacaktr. Birok yazar, Buddhist retinin Avatamska okulu aracl ile doruk noktasna ulatna inanrlar. Bu okul, ayn isme dayanan sutra nn bir biinri'dir. Sz konusu sutra, Mahayana Buddhizmi'nin. ekirdei olarak ifadelenmi ve S u z u k i tarafndan heyecan dolu kelimelerle vlmtr: Avatamska-sutra'ya gelince: Buddhist retinin, Buddhist dnn ve Buddhist tecrbenin nef i s bir birleimidir bu. Bence dnyadaki hi bir dinsel literatr, bu sutra'da grlen byk kavraya, duygu derinliine ve kompozisyon byklne ulaamamtr. Hi bir dinsel akl, hayatn bu sonsuz kaynandan s u s a m ya da tam olarak tatmin edilmemi bir biimde geri dnmeyecektir (3). mi ite sz edilen bu sutra, Mahayana Buddhizile karlaan in ve Japon dncesini srekli

olarak megul etmitir. Fakat bir t a r a f t a inli'lerle J a p o n ' l a r ve dier t a r a f t a n da Hintli'ler arasndaki fikir ve gr farkll o kadar derindir ki, onlarn insan aklnn iki deiilk kutbunu yansttklar dahi sylenmitir. Bunlardan ilki pratik, pragmatik ve toplumsal ynde olmasna ramen, ikincisi daha ok hayal, metafiziksel ve yceletirme ynndedir. inli ve Japon filozoflar, Hint dinsel eserleri a r a s n d a en nemli yerini koruyan A v a t a m s k a ' y ev i r m e y e ve y o r u m l a m a y a baladklarnda, bu iki kutup, yeni ve dinamik bir birlie ve btnsellie kavuturulmutu. Bu ilemin sonucunda in'de Hua Yen felsefesi ve J a p o n y a ' d a Kegon felsefesi domutur. Bunlar, Suzuki'ye gre, Uzak Dou'da yaklak iki bin yllk bir sre iinde gelien Buddhist dncenin ve retinin doruk noktasn oluturmaktadrlar (4). A v a t a m s k a ' n n ana temas, nesne ve olaylarn btnlkleri ve karlkl etkileimleridir. Byle bir t e m a , yalnzca Dou'da grlen dnya grlerinde deil, ayn z a m a n d a modern fiziin y a r a t m a k t a olduu yeni dnya grnde de karmza kmaktadr. D a h a sonra greceimiz gibi, ok eski bir dinsel eser olan A v a t a m s k a - s u t r a , modern fiziin modelleri ve kuramlaryla arpc bir benzerlik gstermektedir. A n c a k bu konuya daha ileride yeniden dneceiz.

7) N RETS Milattan sonra birinci yzylda in'e gelen Buddh'izm, burada varl iki bin seneden beri sren bir uygarlkla karlamt. Bu eski uygarlkta, felsef reti zirveye hou Dnemi'nin sonlarna doru (yani, milattan nce 500-221 aras) ulam ve bu dneme in felsefesinin Altn a ad verilmiti. Sz konusu felsefe sistemi ta bandan beri iki kart eden olumaktayd. ok yksek d e r e c e d e gelimi bir sosyal bilince sahip olan pratik inli'ler, felsef okullarn da u ya da bu biimde toplumlarnn yaam, insanlar aras ilikiler, ahlak deerler ve hkmet ileri gibi konularla il ikil endi rmiilerdir. Fakat bu, in retisinin ancak bir yndr. Bunakart olarak gelien e ise, in karakterinin mistik ynn tm akl ile ortaya koyar. Bu mistisizmin temelini, toplumsal ve gnlk hayatn daha yksek bir bilinli tik dzeyine ulatrlmas gerektii gr oluturmaktadr. Bu dzeye ulaarak, evren ile mistik bir birlemeye gidenlere de aydnlanm a d a m a n l a m n a gelen bilge ad verilmitir. in bilgeleri yalnzca metafizik fikirler retmemiler, dnyasal ilerle de yakndan ilgilenmilerdir. Onlar kendi bnyelerinde, insan doasnn iki kartln (yani, sezgisel bilgi ve kart olan pratik bilgiyi, toplumsal davran ve mistik dnceyi) birletirebilmilerdir. inli'ler, bu kartl bilge ve kra'

166

A A ' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu 167

151

benzetmelerini kullanarak aklamaya almlardr. Bu kiiler btnlyle kavranabilir insanlardr ve Chuang Tzu'nun deyii ile, sessizlikleri ile bilge, hareketleri ile kral olmaktadrlar(l). Milattan nce altnc yzylda, in felsefesin deki sz edilen iki kart e iki ayr felsef okul haline (yani, Konfiyanizm ve Taoizm) dnmtr. Bylece Konfiyanizm, toplumsal rgtleniin, insan aklnn ve pratik bilginin felsefesi haline gelmitir. Bu reti, in toplumuna gerekli olan eitim sistemini salam ve sosyal snflarn kat bir biimdeki oluumuna neden olmutur. retinin ana amalarndan bir tanesi de, geleneksel in aile sistemine yeni bir ahlak temel kazandrmak ve bu aile sisteminin karmak yapsn ve aile bykleri ile ilgili trenleri yeniden dzenlemek olmutur. Ama te yandan Taoizm.. neredeyse tmyle doann gzlemlenmesi ile Doann Yolu'nun (yani Tao'nun) kefi ile ilgilenmitir. rnein Taist'lere gre, insanlarn mutluluu, ancak insanlar doai dzene uyduklar zaman ortaya kacaktr. Bunun iin de insanlar ilerinden geldiince hareket etmeli ve sezgisel bilgilerine gvenmelidirler. retideki bu iki trend, in felsefesinin iki kutbunu yanstmaktadr. Ama aslnda bunlar in'de, nsan doasnn btnsel kavranmn iki deiik grnts olarak alglanmaktadr. Bu erevede Konfiyanizm, toplumsal hayat iin gerekli olan ocuk eitimi alannda rabet grm, Taoizm ise insanlarn toplumsal kurallar tarafndan yok edilen orijinal spontaneliklerini (itenliklerini) yeniden kazandrmak ve gelitirmek amac ile kullanlmtr. On birinci ve on ikinci yzyllarda ortaya kan Neo-Konfiyanzm

dneminde Konfiyanizm, Buddhizm ve Taoizm erevesinde bir senteze vardrl,-oaya allm ve doruk noktasna en byk in dnrlerinden biri olan Chu Hsi'nin felsefesi ile ulamt. Ohu Hsi Konfiyanist bilgiyi, Buddhizm'i-n ve Taoizm'in derinlikleri ile birletirebilen olaanst bir filozoftu ve bu retinin (ve gelenein) temel elerini kendi felsef sentezinde gz kamatrc bir biimde birletirmeyi baarabilmiti. Konfiyanizm ismini, Kung Fu T z u (ya da Konfiyus)'dan almtr. Kung Fu T z u , ok sayda renoilere sahip olan etkili bir retmendi. Kendisinin ana amacn ve ilevini, eski uygarlk mirasn kendi rencilerine aktarmak olarak gren bilgin, kendisini bilginin aktarm ile snrl klmam ve geleneksel fikirleri yorumlayarak, onlara kendi ahlak grleri erevesinde yeniden bir anlam da kazandrmt. Kung Fu Tzu'nun retileri. Alt Klasikler denilen kitaplara dayanr. Bu kitaplarda felsef retilerin yan sra iirler, mzikler ve tarih bilgisi yer alr. Bu klasikler, in'in gemi dneminde yaam olan kutsal bilgelerin ruhan ve kltrel mirasn oluturmaktaydlar. Hal byle olunca in gelenei, Konflyus'u yazar, yorumlayc ya da en azndan bir derleyici olarak btn bu konularn uzman olarak grmektedir. Fakat modern aratrmacilara gre o, Alt Klasikler'in ne yazar, ne bir yorumlaycs, ve hatta ne de bir derleyicisidlr. Konfiyus'un fikirleri Lun Yu, ya da Konfiyus Analektleri isimli bir aforizma(*) klliyatnda rencileri tarafndan toplanm ve derlenmitir.
(*> eriklerinde Cev.) derin bilgelikler bulunan kk ykler

152

Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

153

te yandan Taoizm'in kurucusu Lao Tzu'dur. Bu isim aslnda yal stad anlamna gelir. Lao T z u , geleneksel efsaneye gre, Konfiyus'un yal bir ada idi. Yine sylentilere gre T z u , bir ok aforizmalar ieren ve T a o i s t eserlerin en nemlilerini oluturan kk bir de kitap yazmt. Bu eser in'de ksaca Lao-tzu olarak, Bat'da ise genellikle Tao Te Ching (ya da Yol ve Kuvvetin Klasii) diye tannmaktadr. Bu kitabn kart stili ile gl ve i i r s e l dilini daha nce vurgulamtm. Joseph Needham, kitap hakknda, Bence bu eser in dili ile yazlm en derin ve en gzel yapttr(2) eklinde bir vgsel d eeri end irm ede bulun makta d r. T a o i s t kitaplar arasnda ikinci bir neme sahip olan eser ise hung-tzudur. Tao Te Ching'den ok daha kapsaml olan bu kitabn yazarnn (yani, C'.'"ung T z u ' n u n Lao Tzu'don yaklak olarak iki yz yl sonra yaam olduu kabul edilmektedir. Ancak modern aratrmalara gre Ghung-tzu ve belki de Lao-tzu adl eserlerin tek bir kii tarafndan kaleme alnm olmalarnn ok g olaca dnlmekte ve bunlarn uzun sreler iinde toplanm T a o i s t yazlarn bir derlenmesiyle meydana geldikleri ileri srlmektedir. Hem Konfiys Analekleri ve hem de Tao Te Ohing in dnce biimine zg karakteristik ve arpc bir stilde yazlmlardr. nk in akl, soyut mantksal dncelerden ok, Bat'da rastlayamadmz ilgin bir anlamc ve konuma dili gelitirmitir. Yine in dilinde kullanlan kelimelerin bir ou hem fiil, hem sfat ve hem de isim olarak kullanlabilmektedir. Bu da Bat.'da gelien dil anlayndan ve dil sisteminden ok farkl bir zellii yan-

sumaktadr. Yani in dili, gramer kurallarndan ok, cmlenin sezgisel ieriine gre deer kazanmaktadr. Klasik in dilindeki kelimeler, kavramlarn kesin olarak snrlandrlm olan soyut anlatmlar deildir. Bu kelimeler daha ok, karmak duygular ve grntleri artrabilen gl birer sembol niteliini tamaktadrlar. Bylesi kelimeleri kullanaraK konuan bir konumacnn sonutaki amac da, d.'nsel bir fikri aklamak yerine, dinleyenleri etkilemektir. Bylelikle, yazlm olan bir karakter, (yani, bir kelime) soyut bir simgeden te, organik bir ierie (buna bir getalt de diyebilirsiniz) sahip olmaktadr. Bu sayede kelimenin ierdii grntler ve fikir aktarmlar aynen korunulmu olmaktadr. F i k i r yaplarna bu kadar uyum salayan bir dile sahip olan inli filozoflar, yazlarn ve sylevlerini ksa ve z bir biimde aklama imknna kavumulardr. Bylece onlarn arpc grntlere yer v9-me anslar da bir hayli fazlalamtr. Fakat doal olarak bu zengin ve deerli grntler, eviri srasnda byk bir blmyle yk olmaktadrlar. rnein Tao Te Ching'den yaplan bir eviri, orijinal ve karmak fikirlerin yalnzca bir blmn yanstabi lmektedir. Bundan dolay da bu kartlklarla bezenmi kitabn farkl farkl evirileri neredeyse tamamen farkl eserlermi gibi grnmektedirler. Fung Yu Lan'n da syledii gibi: Aslnda La-tznun ve Konfiys Analektieri'nin esas zenginliini ve derinliini anlatabilmek iin. yaplm olan btn evirilerin bir bileimi gereklidir (3). Hintli'ler gibi inli'ler de gzlemlediimiz nesne ve fenomenlerin ardnda onlar btnletiren bir gereKiin var olduuna inanrlar:

154

Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu,

155

tane kavram vardr. Bunlar btnclk, btnsellik ve kavrayclktr. Bu kavramlar farkl olmalarna ramen, ayn gereklii ifade etmektedirler. O da her eyin T e k oluudur(4). Onlar bu gereklie Tao (yani, orijinal anlamyla Yol) demilerdir. Tao, evrenin izledii yol ya da sretir, yani doann dzenidir. Konfiyusu'lar bu. kavrama daha deiik bir yorum getirmilerdi. Onlar, insann T a o ' s u ve insan toplumunun T a o ' s u gibi konularda da Tao kavramn kullanmlar ve bu kavram ahlak adan doru bir hayatn yolu olarak deerlendi rmilerdir Fakat esas anlamyla Tao (yani, Kozmik Tao), en yksek ve tanmlanamayan gereklik olarak aklanmtr. Bu bakmdan Tao'yu Hindular'daki Brahman ve Buddhistler'deki Dharmakaya'ya benzetebiliriz. Fakat Tao, sz konusu Hint kavramlarndan aslen dinamik olan nitelii ile ayrlmaktadr. nk bu zellii, inli'lere gre evrenin zn yanstan nemli bir esidir. Yani Tao, her nesnenin dahil olduu kozmik bir sreci ve gelimeyi ifade etmektedir. Bu bak asyla, dnya da srekli bir ak ve deiimi yanstmaktadr Aslnda s r e k s i z l i k retisini ieren' Hint Buddhizm'i de bu yaklama yak,n bir gre sahiptir. Ancak Hint Buddhizm'i, bu gr yalnzca insan varoluun temel bir durumu olarak kabul etmekte ve bu hkmn psikolojik sonularn ilemekle s n r l kalmaktadr. Ama buna karn inli'ler, ak ve deiim kavramlarn doann en nemli zellii kabul etmekle kalmamlar, ayrca bu deiimin insanlarca kefedilen sabit bir takm kalplar dahilinde ger-

eKetiini de savunmulard. Bilge insanlar bu kalplan kavradktan sonra, hareketlerini onlara gre ayarlayan insanlar olarak grlmekteydiler. Bylece bilgeler, Tao ile bir olmakta, yani artk doa ile byk bir uyuum iinde yaamaya balamakta ve bylece de giritikleri her ite baarl olmaktadrlar. Milattan nce ikinci yzylda yaam olan filozof Huai Nan T z u , bu konuda unlar sylemektedir: Tao'nun istikametine uyan birisi, yani gn ve yerin doal srelerini izleyen bir kii, tm dnyay kolayca idare edebilecek bir duruma gelir(5). Peki insann kavramas gereken ve kendilerini Kozmik Yol olarak gsteren bu kalplar nelerdir? Tao'nun en temel karakteristii, srekli hareketliliin ve deiimin sahip olduu devirsel bir doa anlaydr. Geriye dnmek, Tao'nun hareketidir, der La o T z u ve ileriye gitmek geri dnmektir diye ekler(6). Bu grn temelini, fiziksel dnyada ve insandaki tm doal gelimelerin gelip-giden, ya da genileyip-daraian devirsel kalplardan olutuklar iddias olut u rmaktadr. Bu yaklama, gnein ve ayn hareket biimlerinden ve mevsimlerin deiiminden esinlenerek varlmt. Fakat bu devirsellik ayn zamanda hayatn bir yasas olarak da alglanyordu. rnein inli'ler, arya varan bir durumda, geliim ynnn teki ar uca doru kayacana inanmaktadrlar. Bu inan, onlara s k n t l anlarda cesaret ve g vermekte, baarl durumlarda da onlarn dikkatini temkinli olma durumun-a evirmelerine neden olmaktadr. Sz konusu devirsellik inan, hem Taoist'lerin ve hem de Konfiyusu'lann byk bir heyecanla

144
savunduklar sebep luu mektedir: yok Buna daima eyi ok mekten doru leceiz. nasl para ancak trl eski altn Bu arta yol

Fiziin Tao'su
kavramnn Lao Tzu douuna syleS Dou

Mistisizminin Yolu
anlamlar, birbirleriyle anda bir d a i n olan glgede Bu kalan pek da

157
ksm bu iki gzel ay-

olmutur.

konuda

unlar

Bilgeler; edebilmi gre in sahip

arl, t u t u m s u z l u u ve t u t k u n insanlardr(7). dnnde, olmaktan o aza s a h i p o l m a k , iyidir. Ayrca arya zaman emin bir bir gitda

irin ile o bir

orijinal dan biimde u

gne gren

ksmdr.

anlam,

kavramn

izafiyetlerini ve az

yanstmaktadr: karanlkta olan kutuplar ve erkek Erkeksi kadns, ve gibi ve olan ey, ortaya kadn, yaratc sonra ta Tao'nun kendisiberi, fakat ya da eden ve

oka yapmam ok yne

daha

olmak, iyidir.

eyi y a p a r k e n nk ama belki gittiimiz doru ularsa, zamanla yaam rnei

dnla dir(9). Sz yalnzca ayn sabit Yang Yin ve

kavuacak konusu aydnlk

daha doru

byle

yaparak olabiinsan olarak

ileriye

gidemeyeceiz, hareket hep bir

klarndan ile da deil, alt, st ve gc

ettiimizden

karanlk

sfatlar

rnein

Dou'ya Bat'ya da

giden

zamanda

bir s r e biriktiren tm in Yin

sonra

srekli

deiken

kavramlarla alc

anlatlmaya temsil

insan

fakirleecektir. abalayan, bir bu da kalitesini saylabilir. kutupsal Yin

allmtr. ge; yere de

Durmadan

hayat toplum

dzeyimi modern arpc olarak

ykseltmeye sanayi bir

karanlk,

ve anne benzeri merkezde gre) Yang, bulunaaD-

bireylerinin

benzetilmekteydi. y e r ise eski dnya Bundan

Gk yukardadr

artramayan

toplumlar

hareket duunu dadr ve 'lii, rme ak!, tadr. Yin

doludur, savunan ise

(dnyann dolay

inannn ve

grne

durgundur.

hareketli-

Yang son

simlendirilen Tao'nun

durgunluu ise Y i n ; ak ve bilge

sembolize karmak, erkek

etmektedir. akln

kartlklarn devirsel ve Yang,

gelitirilmesiyle, deiimin

hareketinde ki kutupsal

dnyasnda Yang Yani ise Yin,

kadns ve hissi yanstmakseshareketini huzurlu

kalplara

bir b i i m devirlerini

kazandrlmtr. belirleyen

aklc insann

rahat ve

snrlardr: Doruk kr. Doruk Yang'a in bu iki maktadr. Yang'n dar, bir bir noktasna noktasna ulaan Yang, yerini ulaan Yin ise, yerini Y i n ' e brabu sefer

sizliini, Yang da gstermektedir. Yin eski Yce gre Tao'nun btn belirileri, dove kain ve

bir kraln g l v e y a p c

Yang'n

dinamik

karakterimi

simgeleyen (yani, En

terkeder(8). dncesine kutupsal Tabii in ok ki bu

sembolne,

inli'ler T'oi-chi T'u demektedirler.

SonIuun

ekli)

gcn

dinamik temel eski Yin

etkileiminden olabilmesine hakknda Yang

fiikir o k bu

ok eskidir ve Yin ta ift ve

retisinin kltrde

uzunca

s r e iiikir y r t l m t r .

kelimeleri-

166

AA

' T" Fiziin Tao'su simetstatik ratas devir-

Dou Mistisizminin Yolu

167

Bu ekil, karanlk Y i n ile aydnlk Yang'rn rik bir oluumudur. Ancak bu simetri kesinlikle (yani, dingin) deildir. Bu simetri dnel, yani yoneldir. Dnel simetri ok etkili bir biimde, sel ve srekli hareketlilii ifade eder.

Yang, devirsel olarak balang noktasna geri dner. Y i n ise, doruk noktasna eritikten sonra yerini Yang'a terk eder(10). eklin iinde bulunan noktalar ise doruk noktasna ulaan sz konusu glerden birinin, doruk noktasna geldiinde, kart gcn tohumunu iinde tadn gstermektedir.

Y i n ve Yang ifti, in kltrne damgasn vurmu olan en nemli layt-motifdir. Bu kavram ifti, geleneksel in hayat tarzn tamamen etkilemitir. rnein Chung T z u , hayat, Yin ve Yang'n karmndan meydana gelen bir ahenktir demektedir(11). Esasen ifti olan inli'ler, gnein ve ayn hareketini yakndan izlemiler ve mevsimlerin deiimini srekli olarak dikkate almlardr. Bundan tr mevsimsel deiimlerden doan organik doann geliimi ve yok oluu, yani karanlk ve souk k aylar ile aydnlk ve scak yaz aylarnn deiimi, inli'ler iin Y i n ve Yang'n en gzel belirii olmutur. S z konusu iki kartln devirsel etkileimleri, yediimiz yemekte bile meydana kmaktadr. nki yemeklerde de Yin'e ve Yang'a dayanan eleri bulmak mmkndr. Bundan dolay, bir inli iin, salkl bir yemekte Yin ve Yang eleri dengeli bir ekilde bulunmaldr. Ancak byle bir denge gerekletiinde, salkl bir yemekten sz etmek mmkn olabilir.

Bunlarn yanrnda geleneksel in tbb da Y i n ve Yang'n insan bedeni iindeki dengesine dayandrlmtr. Buna gre, ortaya kan herhangi bir hastalk, sz konusu dengede meydana gelen bir bozuklua iaret etmektedir. rnein bir dne gre, insan bedeni Y i n ve Yang blmlerine ayrlm durumdadr. Eer zetleyecek olursak, bedenimizin ii Yang', d ise Yin'i; ayrca bedenimizin n yz Yin'i, arka yz ise Yang' temsil etmektedir. Bunlara. ek olarak bedenimizin iinde de Yin ve Yang'a ait olan farkl organ snflar bulunmaktadr. Bu genel blmler arasndaki denge, akapunktur noktalarn da ieren bedensel boylamlardan durmakszn a,<on Ch'I (yani, hayat enerjisi) sayesinde salanr. Her organn kendine has bir boylam vardr ve ayrca bir Yang boylam bir Y i n organna, ya da bir Yang organ bir Yin boylamna balanmtr. Sz konusu Yin ve Yang arasndaki akm engellendii zaman, bedenimiz hastalanmakta ve bu hastalk da uygun akapunktur noktalarna batrlan akapunktur ineleri yardmyla yeniden harekete geirilen Ch'i aracl. ile tedavi edilmektedir Grlecei gibi, ok eski tarihlerden beri var olan kartlklar ifti Y i n ve Yang, Tao'nun hareketini ynlendiren en nemli ilke durumundadr. Fakat inli'ler bununla yetinmemiler ve sonunda kozmik temel tipler sistemine varan bir Y i n ve Yang karmas yaratma abasna girimilerdir. Sz konusu yeni sistem I Ching (yani, Deiimler Kitab) adl eserde detayl bir biimde aklanm ve gelitirilmitir. Deiimler Kitab, alt kitaptan oluan Konfiyusu klasiklerin ilik eseridir. Bu eser, in dnce

Dou Mistisizminin Yolu 160 Fiziin Tao'su

161

ve uygarlk sisteminin can damar ve hayat kayna, yani ekirdei olarak dnlmektedir. in'de binlerce seneden beri grd ilgi ve yayd otorite, ancak Vedalar ya da Kitab Mukaddes gibi dier kutsal yazlarla karlatrlabilecek bir zelliktedir. rnein tannm in bilgini Richard Wilhelm, Deiimler Kitab'nn evirisini u nszle okuyucuya takdim etmitir: Deiimler Kitab, ya da ince ismiyle I Ching, bi tartmasz dnya literatrnn en nemli eserlerinden bir tanesidir. Bu kitabn kkeni, ta mistik gemilere dek uzanmaktadr ve gnmz in bilginleri bile bu eserden ilham almaktadrlar! bin senelik in kltrnde olaanst ve ok nemli bir konumda olan neredeyse her ey; ya fikir kaynan bu kitaptan alm, ya da bu eserin yorumlarndan esinlenmitir. Bundan dolay ve biraz da dikkatli olarak, I Ching'in kkeninde, binlerce senelik bir inann yattn syleyebiliriz(12). Demek ki Deiimler Kitab, binlerce yl iinde organik olarak byyp, gelien ve in retisinin en nemli dnemlerinde yaratlan katmanlardan olumu bir eserdir. Kitabn hareket noktas 64 deiik ekilden oluan bir klliyattr. Bu ekillere, hexagram ad verilmitir ve Yin-Yang sembolne benzer biimde bir totem olarak kullanlmlardr. Her bir hexagram, kesik (Yin) ya da dz (Yang) alt tane yatay izgiden olumakta ve bunlarn kombinasyonlarnn toplam da. altm drt saysn oluturmaktadr. Kitabmzn ilerideki sayfalarnda daha detayl inceleme frsat bulacamz hexagramlar, Tao'nun doada ve insanda rastlanan eitli durumlardaki

kalplarn yanstan kozmik aretipler(*) olarak kabul edilmekteydi. Her birine deiik ve zgn bir unvan verilmi ve bkm denen ksa bir yazyla aklanmlard. Bu hkm, dikkate alnan kozmik kalbn (hareket ynn gsteren bir bilgiyi ieriyordu. Grnt denilen i bir dier aklatma ise, daha sonra eklenmi baka bir ksa metindir ve hexagramn anlamn ou kez olaanst bir i i r s e l anlatm ile aklayan bir ektir. Kitaba eklenmi olan nc metin ise, mitolojik ve ou kez anlalamaz bir dille, hexagramda bulunan her bir izginin yorumunu vermektedir.

Sz konusu bu metin ya da aklama, aydnlanmak iin yararlanlan kitabn en nemli eleri durumundadrlar. Bu amala kullanlan elli adet tahta ubuk ile yaplan kark bir merasim sonucunda ilgili kiinin kiisel durumunu yanstan en uygun hexagram tespit edilmektedir. Bunun ardndaki temel dnce, o anki kozmik kalb grnr hale getirmek ve bu kehanetten kan en uygun hareketi belirleme ktir-, Deiimler'de var olan grntler aklanmal, bunlara baz hkmler eklenmeli ve bylece ksmetli lik ya da ksmetsizlik durumu yorumlanp, bir harekete karar klnmaldr(13).
t*1 ok Cev.) eski alardan kalma genel dnce kalplar.

35

Fiziin Tao'su

Demek ki I Ohing'e bavurma nedeni, yalnzca geleoek hakknda bir bilgi edinime arzusu deil, ayn zamanda u anki durumu da deerlendirip, en uygun harekette bulunabilme isteidir. Bu yaklam I Ching'in olaan ve a l l m kitaplarn stnde tutulmasna ve bir bilgi kayna haline gelmesine neden olmutur. I Ching, bir kehanet aracndan ok, bir bilgilenme kitab olmas nedeniyle alar boyu parlaik zeklar beslemi ve Lao T z u bile en nemli afarizmatarn bu kitaptan esinlenerek kaleme almtr. Konfiyus da I Ohing'i yakndan incelemi ve bu eserin kitap haline getirilmesine n ayak olmutur. Kitap hakknda dile getirdii yorumlar (yani, On Kanat denilen yaptlar) onun, hexagramlarn yapsal yorumlarn, felsef aklamalarla ssleyebilmesine imkn vermitir. I Ching'de olduu gibi, Konfiyus yorumlarnn merkezinde de btn olay ve fenomenlerin dinamik olular yatmaktadr. T m nesne ve durumlarn srekli deiimleri, baka biimlere aktarlmalar ve dnmleri Deiimler Kitab'nn en can alc mesaj olmaktadr: Deiimler, insann uzak kalamayaca bir kitaptr. Onun Tao'su ebed deikenliktir. Deiim, duraksamasz hareket, Alt bo olan yerden akp giden, Kesin bir kural olmadan doan ve batan Kendisini kat ve deiken bir biimde farkllatrandr. Bunlar bir kuraln erevesine siktrlomazlar. Burada yalnzca deiimdir sz konusu olan (14).

8)

TAOZM

in dncesinin iki ana ynn temsil eden Konfiyanizm ve Taoizm'den ikincisi, daha kapsaml ve daha derin bir mistik havaya sahiptir. Bundan dolay da modern fizik ile ilgili karlatrmalarmz iin daha uygun olmaktadr. Aynen Hinduizm'de ve Buddhizm'de olduu gibi, Taoizm'de de aklc bilgi yerine, sezgisel bilgiye nem verilmitir. Aklc dncenin snrlln ve izafiyetini kabul eden Taoizm, temelde bu dnyadan kurtulmaya imkn veren bir yol niteliindedir. Bu adan, Hinduizm'deki Yoga ya da Vedanta yollar ile veya Buddha'nn S e k i z Basamakl Yol'u ile k a r l a t r a b i l i r , T a o i s t kurtulu, in kltr erevesinde, alkanlklarn kesin kurallarndan kurtulmak olarak anlalmaktadr. Taoizm'de allagelmi bilgiye ve aklcla duyulan gvensizlik, dier btn Dou felsefesi okullarnda grlen gvensizlikten ok daha byktr. Bu gvensizlik, insan aklnn hi bir zaman Tao'yu tam anlamyla kavrayamayaoa biimindeki kat bir gre dayanmaktadr. Chuang T z u , bunu u biimde aklamtr: E n kapsaml bilginin bile onu bilmesi imkns z d r . Bu yzden akl yrtme, insanlar daha fazla bilge yapmayacaktr. Yani bilgeler, bu iki yntemi de reddetmi olanlardr(1). Chuang T z u ' n u n kitab, akl yrtmeyi ve fikir

Dou Mistisizminin Yolu 164 Fiziin Tao'su

165

tartmasn hor gren blmlerle adeta dolup, tamtr. Bundan dolay iyi unlar sylemektedir: bir kpek oluna-

biimini vermektedir. Burada onlarn zamanla olgunlamalarn ve yok olmalarn grebilir, yani deiimin ve farkllamann srekli akn kavrayabiliriz^. Taoist'ler de tpk in dnce geleneinde olduu gibi, ddda var olan deimeleri, Yin ve Yang olarak isimlendirilen kutupsal kartlklarn, birbirleriyle dinamik biimdeki ve karlkl etkilemelerinin bir sonucu ve belirmesi olarak kabul ediyorlard. Bylece onlar, her kartlk iftinin bir kutupsal ilikiyi oluturduuna ve bu ilikide her kutbun dierini srekli olarak kontrol altnda tuttuuna inanyorlard. Tabii bir Bat dnr iin kartlklarn temel btnsellii ak zor kabul edilebilir bir konudur. Kartlk olarak yaadmz her fenomen iftinin aslnda ayn fenomenin iki farkl yzn oluturduklar gr, aslnda bize ok yabanc gelen bir grtr. Fakat Dou'daki dnrler iin bu yaklam, aydnlanp dnyasal kartlklarn tesine varabilmek asndan ak nemlidir. in'de kartlklar arasndaki kutupsal iliki, T a o i s t retinin nirengi noktas n oluturmutur. rnein Chuang T z u bu konuda unlar yazmaktadr: 'Bu' ayn zamanda 'u'dur. Dolaysyla ' u ' da 'Bu'dur. ... Tao'nun z, 'u'nun ve 'Bu'nun kartlk olmalarn durdurabilmektir. Bir temel eksen olarak, 'sonsuza dek gerekleen deiimlerin merkezinde ite bir tek bu z yer almaktadr(6). Tao'sal hareketin aslnda, kartlarn birbirleriyle srekli etkileimlerinden meydana geldii gr, Taoistler'in insan davran hakknda ortaya attklar iki temel kurala da bir alt yap tekil etmitir.

Yalnzca maz. Ayn

havlamakla, iyi

zamanda

bir insan, gzel ve yetkin bir

biimde konuarak iyi bir bilge olamaz(2). Ve devamla: Akl yrtme, bir olguyu net olarak kavraya-

mam olmann

bir gstergesidir (3).

Mantksal akl yrtme, Taoist'ler tarafndan sosyal etiket ve ahlki standartlar gibi, insann yaratt yapay dnyann bir paras olarak alglanmaktadr. Bu dnyaya hi ilgi gstermeyen Taoist'ler. dikkatlerini tamamen doann gzlemlenmesine yneltmilerdi. Bylece Tao'nun zelliklerini kavramaya alyorlard. Temelde bilimsel diyebileceimiz bir yaklam ortaya koymular ve yalnzca analitik yntemlere duyduklar derin gvensizlik, onlar uygun bilimsel kuramlar ortaya karmaktan alkoymutu. Fakat her ne olursa olsun, doay (gl bir mistik sezgiyi de iine alarak) dikkatlice inceleyen T a o i s t bilgeler, bugn modern bilimsel kuramlar tarafndan dorulanan gereklere daha o zamanlarda eriebilmilerdi. Taoist'lerin vardklar en nemli gerek, doann iindeki deiimi ve farkllamay kavrayabilmi olmalardr. Chuang-Tzu'da bulunan u blm, deiinimim yalnzca organik dnyay gzlemlemekle ispat edilebileceini gstermektedir: Btn nesnelerin deiimi ve geliimi, her bir tomurcua ve tamamlanmam olan her eye, uygun

166

AA

'

T"

Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

Ne z a m a n bir eye ulamak istersen, ilk nce onun ka r t ile balamalsn der Taoist'ler. Bu konuda Lao Tzu yle yazyor: Bir nesneyi bztrmek iin, onu ilik n c e g e r m e k gerekir. Yani z a y f l a t m a k iin nce glendirmeli. Y k m a k iin n c e desteklemeli ve A l m a k iin nce vermelidir insan. te buna gizili bilgi denir (7). Fakat te y a n d a n tutmak etmelisin: Eil, bylece dik kalrsn, Boal, bylece dolu kalrsn, Eski, bylece yeni kalrsn (8). te bu, hayatn srrna ermi bir bilgenin hayat tarzdr. Byle y a a y a n bir bilge, artk tm kartlklarn izafiyetini ve kutupsal ilikileri kesin olarak k a v r a y a b i l m i demektir. Bu kartlklar ilk nce, Yin ve Y a n g ' d a grlen ilikiye benzeyen iyi ve kty k a v r a m a k l a balar. yinin ve ktnn ve bylece tm ahlak standartlarn izafiyetini alglam olan bir Taoist bilge, artk yalnzca iyi olmaya almaya aktr. Onun y a p a c a , iyi ve kt arasndaki dinamik dengeyi s r d r m e y e almaktr. Bu konuda C h u a n g Tzu ok ak bir biimde unlar yazar: 'yi olan takip edip, onu u y g u l a m a k ve kt ile hi bir ekilde t a n m a m a k ' ya da 'iyi h k m e t edenleri, karklk karanlara ye tutup, onlar takip bir eyi s a k l a m a k ve elinde da o eye dahil istiyorsan, onun kartn

e t m e k ' biimindeki a k l a m a l a r , nesnelerin farkl nitelikleri ile t a n m a k istemeyenlerin ifadeleridir. nk bu, sanki g kabul edio yerden sz e t m e m e k gibi bir eydir. Bu sanki Yin'i takip ve kabul edip, Yang' hesaba k a t m a m a k gibidir. Byle bir yolda y r n e m e y e c e i ok aktrl(9). Bu arada Lao Tzu'nun ve onu izleyenlerin gelitirdikleri fikirlerin neredeyse ayn anda eski Y u n a nistan'da retilmekte olmas da ok artcdr. Y u n a n i s t a n ' d a k i Taoist benzeri reti,, eserlerinin yaVmzca bir blmne sahip olduumuz ve bunlarn da genelde yanl yorumlanm olduu Efes'li Heraklitus'un retiidir. O da Lao Tzu gibi her ey akp gider grn ifade etmi, ayn z a m a n d a her deiikliin devirsel o l d u u yaklamn da v u r g u l a m a ya almt. Heraklitus, dnyay, srekli olarak canl duran ve biimi srekli olarak deien bir atee benzetmekteydi(IO). Bu b e n z e t m e Yin ve Y a n g ' n devirsel etkileiminden d o a n T a o ' n u n in'deki alglanna gerekten de ok b e n z e m e k t e d i r . Deiimlerin a n c a k kartlklarn dinamik etkileimlerinden meydana geldii gr, Heraklitus'u da Lao Tzu gibi her kartln kutupsal, yani sonuta btnsel olduu sonuouna gtrmt. Yukar ve aaya giden yol, hep ayn yoldur ve baka bir yerde de, Tanr; g n d z - g e c e , yaz A k, sava-bar, tokiuk-alktr(11), diyerek bu yaklamn dile getirmeye almtr. A y n e n Taoist'lerde olduu gibi Heraklitus'da, herhangi bir kartlk iftini bir birlik ve btnlk olarak alglyor, ama yine de gelitirmi olduu kavramlarn izafiyetini dikkatten karmyordu. yle diyordu Heraklitus: Souk nesneler kendilerini strlar, scak olan sour, slak olan kurur, kuru

166

AA ' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

167

olan da nemlenir(l2). Bu, Lao T z u ' y u ok anmsatmaktadr: Kolay olan zor olan dourur, ... s e s yankyla birleir ve sonradan gelen nceden geleni takip eder (13). Milattan nce altnc yzylda yaam olan bu iki bilgenin dnya grleri arasndaki benzerliin gnmzde yeterince takdir edilmemi olmas, aslnda biraz artcdr. rnein Heraklitus'ton modern fizikte ska sz edilir, fakat Taoizm ile hi bir balant kurulmaz. Aslnda bu balant (buna belki benzerlik de diyebiliriz) Heraklitus'un mistik ynn gstermektedir. Bence, onun grlerini modern fiziin bulgularyla tamamen birletiren en nemli husus da, ite onun bu mistik anlaydr. Deiimin Taoist kavran hakknda konutuumuz zaman, sz edilen bu deiimin bir gn ya da etkenin sonucu olarak ortaya kmadn da nemle vurgulamamz gerekmektedir. nk bu deiim, tm nesnelerin ve durumlarn kendiliinden ynelileri sonucunda ortaya kmaktadr. Yani Tao'nun hareketi bir kuvvet etkisi sonucu deil, doal olarak ve kendiliinden meydana gelmektedir. Byleoe bu spontanite, (kendindenlik ve itenlik) Tao'nun hareket ilkesi haline gelmi olur. nsanlarn davranlar da Tao'nun hareketlerine gre cereyan edeceinden, insanlar iin spontanite vazgeilmez bir zellik olacaktr. Doa ile uyumlu bir biimde hareket etmek demek, T a o i s t anlaya gre, kiinin spontane ve gerek doasna uygun olarak hareket etmesi demektir. Bu da, kiin'n sezgisel aklna gven duymasn gerektirmektedir. Sezgisel akl, evremizde bulunan tm nesnelerde olduu gibi, insan aklnda da doutan itibaren mevcuttur.

Demek ki Taoist bir bilgenin hareket ve davranlar, onun sezgisel bilgisinin, spontanitesinin ve evresiyle gelitirdii uyumun bir sonucu olmaldr. Kendisini ya da evresinde bulunan herhangi bir nesneyi hi bir eye zorla mamas gerekmektedir. O, yalnzca hareket ve davranlarn Tao'nun hareketine adapte etmelidir, o kadar. Hucri Nan T z u ' n u n dedii gibi: Doal dzeni takip edenler Tao'nun na dahil olurlar(14). cereyan-

Bu hareket biimine Taoist felsefede wu-wei denir. Bu kavramn szlk a.nlam aslnda hareket etmemedir. Joseph Needham ise bu kavram, Chuang-tzu'dan aktard u satrlarla aklamaya almtr: Hareket etmeme, bir ey yapmama ya da s u s kun bir ekilde oturma anlamna gelmez. Daha ok, brak her ey doal olarak yaptn yapsn, brak doa kendiliinden tatmin olsun(15), demektir. Bu satrlar dikkate alarak wu-weii, doal olmayan hareket ve davranlardan kanma olarak evirmektedir. Eer birisi doal olmayan hareketlerden kanyorsa (ya da Needham'n ifadesi ile: Nesnelerin ekirdeine aykr davranmyorsa), o zaman o kii, Tao ile uyum iinde olur. Bu da onu giritii her davranta sonu olarak baarl klar. te bu Lao Tzu'nun u kavranmas g szlerle anlatmaya alt eydir. Hareket etmemek ile her ey yaplabilir (16). Yin ve Yang'n kartl, in kltrn yanstan temel dzenin ana esini oluturma zelliinin ya-

35

Fiziin Tao'su

nnda, in retisinin ve dncesinin iki nemli eiliminin de bir zeti gibidir. Konfiyanizm aklc, erkeksi, aktif ve baskn bir zellik tamaktadr. Ancak te yandan Taoizm de, sezgisel, kadns, mistik ve deiken olan her eyi yanstmaya elverili bir kar raktere sahiptir. rnein La o T z u : B i r ey bilmemek bir insann bilebilecei en iyi eydir ve bilge bir insan, iini hi bir hareket ve davranta bulunmadan yrtr ve retisini kelimeler kullanmadan aktarr demektedir(17). Taoist'lere gre, Tao ile uyum iinde olan dengeli bir hayata kavuulabiimesi ancak insan doasnn kadns ve deiken niteliklerini gz nnde bulundurarak gerekleebilir. Bu ideal, belki de T a o i s t bir cennetin tanmlanmas olan u Chuang tzu alntsyla aklanabilir: Eskiden, yani henz dnyann bu kaotik durumu ortaya kmam iken, yaam olanlar, dnyaya hkim olan o sakin s e s s i z l i i paylama erefine sahip idiler. O dnemde Y i n ve Yang da bir uyum iindeydi ve tam anlamyla sessizdi. Onlarn durmas ve hareket etmesi, hi bir engellemeyle karlamadan srp giderdi. Drt mevsim de belirli srelere sahiptiler. Hi bir nesne yara almaz ve yaayan hi bir ey zamansz bir sona uramazd. nsanlar belki bilgi yeteneine sahiptiler, ama hi bir zaman bu yetenekten yararlanmalar gerekmezdi. te bu, kus u r s u z btnlk ve birlik durumu denilen durumdu. O dnemde hi kimseye zg bir hareket yoktu. Her ey sanki spontaniteni,n srekli bir bellriiydi(18).

9)

ZEN

Milattan sonra ikinci yzylda in dnyas, Hint Buddhizmi'nin retisi ile tannca, ortaya birbirine paralel iki gelime kmt. Bunlardan ilki, Buddhist sutralarn evirisiyle meydana gelen entellektel geliim sonucunda Hint Buddhizmi'nin eski in dnceleri ile yorumlanmas idi. Fikirlerin verimli deiimi, in'deki Hua-yen Buddha okulunun (Sanskrlte'de Avatamsaka) ve Japonya'dak Kegn okulunun oluumuna neden olmutu. Fakat te yandan (ki bu gelimelerin ikinci kolunu oluturuyordu), pragtmatik in mentalitesi, Hint Buddhizmi'nin pratik ynlerine odaklanm ve onlar Ch'an ad altnda ok zel bir ruhan disiplin haline getirmiti. Ch'an, genelde rneditasyon olarak evrilmekte ve yle de anlalmaktadr. Ch'an ret i s i ve felsefesi, milattan sonra 1200 yllarnda Jar ponya'ya sram orada da (bu sefer Zen ismi altnda) gnmze dein korunup, uygulanagelm itir. Bylece Zen, ok farkl tane kltrn gelitirdii felsefe ve fikir sistemlerinin olaanst bir bileimi olmutu (idiosyncrasy). Zen, esasen tipik bir Japon hayat tarzdr. Ama ayn zamanda Hint mistizimini yanstmakta, Taoist doacl ve spontaniteyi iermekte., ayrca da Konfysc pragmatizmi gzler nne sermektedir.

144

Fiziin Tao'su
S Dou 83

Mistisizminin Yolu

Zen retisi, sahip olduu bu zel karakterine ramen btnyle Buddhist bir grnm almtr. nk bu retinin ana hedefi, satori olarak isimlendirdikleri aydnlanma tecrbesini bilfiil yaamaktr. te bu da Buddha'nn ta kendisidir. Aslnda aydnlanma tecrbesi, Dou'da grlen tm felsef okullarn temel konusudur. Ancak Zen retisi kendisini tamamen bu tecrbeye adam olduu iin. Dou felsefeleri arasnda zel bir konuma sahip olmaktadr. S u z k i ' n i n bu konuda syledii gibi: Zen, aydnlanmann okuludur. Zen retisine gre, Buddhizm'in temeli, Buddha'nn yeniden uyanmas ve dier insanlarn da bu uyana katlmas grdr. Bunun dnda sutralarda anlatlanlar, yalnzca birer ek niteliindedir. Yan' Zen'i tecrbe etmek satoriyi bilfiil yaamak demektir. Ayrca bu reti, tm dnce kavramlarnn zerinde bir anlaya sahip olduu iin, Zen'de soyutlamaya ya da kavramlatrmaya doru yneli grlmemektedir. Zen, hi bir zel retiye, ya da felsefeye, hi bir biimsel dogmaya, ya da kalba sahip deildir. Buna gre, sz konusu bu hrriyet, Zen'i gerek bir spiritalizme yneltmektedir. Dou'da grlen btn mistik okullardan daha fazla olarak Zen retisi, kelimelerin yce gereklii hi bir zaman aklayamayacan savunmaktadr. Herhalde bu gr, Taoizm'den alnmtr. nk hatrlayacanz gibi Taoizm'de de ayn kat inan grmtk. rnein Chuang T z u : B i r i s i bir dierine Tao'yu sorar ve teki de ona bir cevap verirse, bunlarn Tao hakknda hi bir ey bilmedikleri ortaya kar demektedir(l). Fakat buna ramen Zen tecrbesi, retmenden

renciye aktarlabilecek bir zellie sahiptir ve gerekten de bu tecrbe, yzyllardr Zen'e zg yntemlerle aktarlm ve aktarlmaya da devam etmektedir. Zen, drt dizeden oluan u klasik zetle aklanabilir: k , Kelimelere ve harflere dayanmakszn. Doruca insann akln hedef alan, K i i s e l doay ve Buddha'll amalayan ve Yazlanlarn dnda, zel olarak aktarlan. Dorudan hedef alma teknii, Zen'in en temel zelliidir. Japon aklnn tipik bir uzants olan bu yaklam, entellektel olmaktan ok, sezgiseldir ve fenomenleri hi yorumlamadan gzler nne sermeyi sever. Bundan dolay Zen retmenleri, sz okluunu kabul etmezler, kuramsallatrmay ve speklasyonlar da reddederler. Bu uygulamalar sonucunda da dorudan geree iaret edecek olan, ani ve spontane hareketleri ve buna uygun kelimeleri gelitirebilmilerdir. Sz konusu davranlar, kavramsal dncenin eliik olduunu gsteren ve daha nce anlattmz koanIara benzeyen, renciyi mistik tecrbeye hazrlayan ve onlarn sahip olduklar dnme srecini durdurmay amalayan uygulamalardan meydana gelmektedirler. Bu yntem, retmen ve renciler (ve mritler) arasnda gelien aadaki ksa diyaloglarda kendisini ok net ve gzel bir biimde belli etmektedir. Bu diyaloglarda (ki bunlar Zen literatrnn byk bir blmn meydana getirirler), retmen mmkn olduu kadar az konumaya almakta ve bylece rencinin (ya da mridin) dikkatini soyut kavramlardan somut geree evirmeyi amalamaktadr. imdi bu diyaloglarla ilgili birka rnek verelim:

144

Fiziin Tao'su

S Dou

Mistisizminin Yolu

175

Baz

bilgiler renmek isteyen

bir kei.

Bod-

hidharma'ya yle demi: Beynimde bar yok. netini sala. Bunun vermi: Beynini getir karma koy, bylece beynim zerine Bodhidharma keie u cevab Ltfen beynimin sk-

l'ii gibi konular, dnsel sistemle de desteklenmi olmaktadr. Bundan dolay inli retmenler srekli olarak Ch'an'n (ya da Zen'in) gnlk tecrbelerimize (ya da Ma-tsu'nun dedii gibi: gnlk aklmza) dayanmakta olduunu vurgulayagelmilerdir. Onlar, gnlk gelimelerin gbeinde gerekleen bir uyantan sz ediyorlard ve gnlk hayat yalnzca aydnlanmaya giden bir yol olarak deil, ayn zamanda aydnlanmann kendisi olarak gryorlard. Zen'de kullanlan satori kavram, tm nesnelerin temelinde yatan Buddha karakterinin dorudan doruya tecrbe edilmesi anlamna gelmektedir Nesnelerin arasnda gnlk hayatn bir paras olan insanlar, olaylar ve cisimler de bulunmakta dr. Bu yzden hayatn pratik elerini vurgulayan Zen, hi bir zaman tam bir mistisizm olarak kabul edilememektedir. u anda yaamakta olan ve tm dikkatini gnlk olaylara yneltmi olan birisi, gn gelip de satori tecrbesini yaadnda, her davrannn ardnda gizli olan btnsel hayatn mucizesini ve mistikliini grebilecektir: Ne kadar mucizev, ne kadar mistik! Odun tayorum, su getiriyorum (4). Bylece Zen'in doruk noktasn, gnlk hayatn doalln ve spontaneliini yaamak oluturmaktadr. Po-Chang'a, Zen'i tanmlama grevi verildiinde: A olduunda yemein, yorgun olduunda uykun denrtir. Bu basit ve ak gibi grnmesine ramen (ki Zen'de bu tr durumlara ska rastlarz), aslnda ok zor ve gizemli bir aklamadr. Orijinal yapmzn doalln yeniden elde edebilmemiz iin, ok uzun ve yorucu bir eitimden gememiz ve bunda da b-

sakinletirebilirim! Fakat beynimi aradmda onu bir trl bu-

lamyorum. Bunun zerine Bodhidharma: le(2) te demi. yle seslenmi: Ltfen bana bak! Beyninin sknetini saladm bi-

B i r k e i Jou'ya

Daha manastra yeni geldim.

he, eyi ret. J o u ona u soruyu yneltmi: ka (3). Yukardaki diyaloglar Zen'in karakteristik bir baka niteliini daha su stne rkarmaktadr. Zen retisinde aydnlanma, insann dnyadan elini ayan; ekmesiyle olumaz. Hayr, aydnlanma tam aksine, gnlk gelimelere tam bir katlm sonunda ortaya kar. Bu bak as, in mentaltesine de ok uyundur. nk bylece in geleneinde nemli bir yer. olan pratik ve retken hayat ve ailenin srekliBugn pirin lpan yedin mi? Evet yedim. O zaman sen ilk nce git ve taban y-

166

AA ' T" Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu ok iyi bir ekilde deerlendirebilmektedir. rumlarda, yani satoriye ulaldnda, renciye bir sopayla vurarak ya da ona bir biimde bararak satoriye ulaan ok etmeye alr.

17 6 Byle duretmen ok sert renciyi

yk bir spiritel baar salamamz gerekir. ok nl bir Zen aklamas bu konuda unu der: Zen'e balamadan nce, dalar da ve rmaklar da rmaktr. Zen'i uygularken dalar artk da ve rmaklar da rmak olmaktan karlar. Ancak insan bir kez aydnland m, dalar yine da,- ve rmaklar da yine rmak olacaktr. Zen retisinin, gnlk doall ve spontanelii bu denli nemsemesi hi kukusuz T a o i s t elere aret etmektedir. Ancak bu vurgulamann temeli kesinlikle Buddhist karakterlidir ve bizim doal yaradlmzn mkemmelliine olam inancn bir ifadesidir. Yani aydnlanma srecinin gereklemesi asknda yaratldmz andaki durumumuza geri dnmekten baka bir ey deildir. Zen retmeni PoChang, Buddha doasnn nasl bulunabilecei ile ilgili bir soruya: B u aslnda bir kzn stnde oturup da, o kz aramaya benzer eklinde cevap vermitir. Gnmz Japonya'snda iki tane temel Zen okulunun var olduunu gryoruz. Bunlar, kullandklar retim yntemleri asndan birbirlerinden ayrlmaktadrlar. rnein Rinzai (yani apansz, ans z n ) akuiu, kaan yntemini kullanmakta ve sanzen denilen periyodik bir takm retmen-renci diyaloglarna yer vermektedir. Esasnda sanzenler, rencilerim, kendilerine yneltilen koanlar hakknda fikir retmeleri amacyla gelitirilmilerdir. Koanlarn zmlenmesi uzun ve youn bir dikkati gerektirdiinden, renci birdenbire satoriye ulaabilmektedir. Ve ok tecrbeli bir retmen, rencisinin ne zaman apansz aydnlanmaya ulatn

te yandan Soto (yani yava, devinimsiz) okulu ise, Rinzai'de grlen ok yntemlerini kullanmaz. Burada, Zen rencisinin bir goncann almasna yardmc olan bir bahar yeli gibi, zamanla olgunlamas hedeflenmektedir(5). Soto okulunda sessizce oturmak ve gnlk iler yapmak, birer meditasyon biimi olarak kullanlmaktadr. Aslnda hem Soto ve hem de Rinzai okulu, zazenlere ok byk nem vermektedir. Bunlar her gn uygulanan ve birka saat srebilen oturma meditasyonlamdr. Her Zen rencisinin ilk nce renecei ey, oturma srasnda alaca doru oturma pozisyonu ve uygulayaca doru nefes ritmidir. Rinzai Zeni'nde zazenler, sezgisel akl :koanlara hazrlamak iin kullanlmaktadr. Soto okulunda ise bu, renciyi olgunlatran ve onu satorbye ulatrracak olan en nemli ara saylmaktadr. Bundan da te zazen, k i i s e l Buddha doasnn gereklemesi olarak alglanmaktadr. Bylece beden ve akl, uyumlu bir beraberlie ve birlie kanalize edilmektedir. Bir Zen airinin dedii gibi: Sessizce ylece oturup, bir ey yapmadan Bahar gelir ve otlar kendiliinden byr(6). Zen Buddhizmi aydnlanmann, gnlk olay ve fenomenler aracl ile belirginletiini savunduundan, geleneksel Japon hayat tarzn da ok etkile-

176

Fiziin Tao'su

Dou Mistisizminin Yolu

178

mitir. Bu, yalnzca resim, hat ve bahe biimlendirilmesi gibi sanatsal konularla s n r l kalmam ayrca ve ayn zamanda birok el ilerinde ve ay servisi ya da iek arajmanlar gibi trensel nitelikli davranlarda da etkisini gstermitir. Bunun yannda bir erkek sporu saylan okuluk, kl tok ve judo gibi uralar da yine Zen'in uygulanma alanlar olarak grlebilir. Bu faaliyetlerin her biri Japonya'da bir do, yani aydnlanmaya giden bir tao ya da yol olarak kabul edilmektedir. Bunlar, eitli Zen tecrbelerini mmkn klan, akl antrene eden (idman veren, altran) ve insann yce gerekle temas etmesine imkn veren birbirinden farkl aralar gibidirler. Az nce a-no-yunun, yani geleneksel Japon ay servis tekniinin trensel zelliklerine ufak bir deinmede bulunmutum. Ayrca bir hattatn sahip olmas gereken spontanla sahip el hareketinden ve bushdonun, yani savann hayat.nn ruhan zelliinden de bahsetmitim. Bu sanatlarn tm, Zen hayat tarznn karakteristik zelliklerini oluturan spontanite, basitlik ve akln mutlak hakimiyetinin ok gzel birer sentezidirler. nk bunlarn hepsi, teknikte mkemmellii gerektirmesinin yan sra, en ileri ustalk derecesinde ancak sanatsz bir sanat yapabildii bir durumda, yani sz konusu sanat kendini atnda ortaya kabilmektedir. Eugen Herrigel'in Zen in the Art of Archery (Okuluk Sanatnda Zen) adl kitabnda, sz konusu sanatsz sanatsn ne anlama geldii ve nasl uygulandna dair ok gzel aklamalar bulmak mm-

kndr. Herrigel be sene gibi uzunca bir sre ok tannm bir Zen retmeni ile beraber bu mistik sanat renmeye alm ve daha sonra yazd kitabnda da okuluk yaparak Zen'in nasl tecrbe edilebildiini aklamtr. Okuluun kendisine dinsel bir tren olarak takdim edildiini syledikten sonra, bu trenin spontane, abasz ve amasz hareketlerle dans etmek olduunu anlatmaktadr. Ancak uzun ve yorucu bir abadan sonra yayn ruhan bir biimde gerilmesini, abasz g kullanarak ipin amasz olarak serbest braklmasn ve okun, olgun bir meyva gibi dmesini ve yol almasn renebilmtir. Bu arada da, Herrigel'in tm benlii ve varl farkllamtr. Ustaln zirvesine ulatnda; yay, ok, hedef ve oku bir btn oluturacak biimde birbirleriyle kaynamlardr. Artk Herrigel at yapmyor, fakat o Herrigel iin at yapyordur. Bence Herrigel'in okuluk hakknda yazd eyler. Zen ile ilgili ortaya koyulmu eserlerin en durusu ve yalndr. nk bu eserde Zen hakknda neredeyse hi bir kelime sarfedilmemitir.

II I
Paralellikler

10) TM NESNELERN BTNSELL Son be blm boyunca anlattmz spiritel gelenekler birok detayda birbirlerinden farkllk gstermelerine ramen, dayandklar temel dnya gr, esas itibar ile ayndr. Bu dnya gr, mistik tecrbeye dayanmaktadr. Mistik tecrbe; ise, gerekliin akl-d ve dorudan doruya yaan-, mas anlamna gelmektedir. Bu ekilde yaanan bir gereklik tecrbesi, onu uygulayan mistikilerin corafi, tarih ya da kltrel etkenlerinden bamsz olarak herkes iin ayn olacaktr. Belki bir Hindu ile bir Taoist bu tecrbenin baz farkl ynlerini vurgulayacaklardr. Ya da bir Japon Buddhist'i, yaad tecrbeyi belki de bir Hint Buddhlst'inin kullanmad kavramlarla anlatmaya alacaktr. Ama bu kk detaylar bir kenara itersek, bu gelenekler aracl ile ortaya kan dnya grnn temellerinin esasen ayn olduunu grebiliriz. lgin olan, bu temellerin, modern fiziin ortaya koyduu temel zelliklerle de ok benzemeleridir. Dou'da ortaya kan dnya grnn en nemli zellii ve belki de esas, evrendeki tm nesnelerin ve fenomenlerin btnselliini ve karlkl etkileimlerini kavrayabilmi olmalardr. Yani dnyada grdmz btn fenomenler, bu temel tekliin parasal da vurumundan baka bir ey deildir. Bylece tm nesneler birbirleriyle balantl ve

185

190 Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

kozmik btnn ayrlmaz birer paras olarak grlmekte ve niha (ulalabilecek en san) gerekliin farkl birer belirii olarak alglanmaktadrlar. Dou gelenekleri, srekli olarak bu niha ve blnemez gereklie atfta bulunarak tm nesnelerin bu gerekliin farkl bir davurumu ve bir paras olduunu; belirtmilerdir. Bu gereklik, Hinduizm'de Brahman, Buddhizm'de Dharrn akaya, Taoizm'de ise Tao olarak isi-mlendirilrnitir. S z edilen gereklik, trn kavram ve tasarmlar atndan, Buddihist'ler ona Tathata, yani olu (suchness) demilerdir. Ruh tarafndan olu diye anlan ey, t;m nesnelerin teklii ve btnsellii, yani her eyi iime alan o byklktr (1). Gnlllk hayat erevesinde nesnelerin btnselliini ne yazk ki alg ilaya,mayz. Aksine, algladmz dnyay birbirinden ayr nesne ve fenomenlere ayrtrrz. Fakat bu ayrtrma ya da snflandrma, bir yandan ok faydal ve gereklidir, nk ancak bu biimde iinde yaadmz makno dnya ile baarl bir uyum kurabilmekteyiz. Fakat te yandan byle bir snflandrmann aslnda doann temel zelliklerinden olmadn da idrak etmemiz gerekir. Ayrtrma ve snflandrma zihnimizin bir soyutlamasndan baka bir ey deildir. Yani birbirinden ayr ve bamsz nesne ve fenomeri!erden oluan evrensel bir gereklik tasarmna inanmak yalnzca bir hayalden ibarettir. Hindu'lar ve Buddihist'ler bu hayalin, aslnda avidyaya dayandn sylerler. Bu da, mayanm bys altnda bulunan bir akln cehaletini gsterir. Mistik Dou gelenelklerin ana amac, akln meditasyon yardm ile yeniden ayarlan-

mas, yani sakinletirifmesi ve toparlanmasdr. Meditasyon un Sanskrite'deki ifadelenii (yani, samadhi) szlk anlam ile, akl denge demektir. Bu ise, evrenin temel btnsel li ini tecrbe edecek akl n saki n ve dengelenmi durumunu ifade eder. Samadhi nin duruluuna e r i m i olan birisi, her eyi delip geebilen bir aydnlana sahip olur. Bylece o, evrenin mutlak tekliinin hemen farkna varacaktr (2). Evrenin temel teklii yalnzca mistik tecrbe ediin en can alc unsuru deil, ayrca ve ayn zamanda modern fiziin gn na kard en nemli olgulardan da birisidir. Bu tekillik, ilk olarak atom dzeyinde karmza kmaktadr. Maddenin derinliklerine in ildike, yani atom-alt paracklarn hkm srd dnyaya dalndika, sz konusu teklik daha da belirginlemektedir. Modern fizik ile Dou felsefesi arasnda yapacamz karlatrmalarmzda sz konusu btnsellik srekli olarak karmza kacaktr. Atom-alt fizik ile ilgili fa ilki modelleri incelerken, onlarn, deiik yollar kullanarak da olsa, ayn gerei srekli bir biimde tekrarladklarn greceiz. Yani maddenin temel elerinin ve onlarla ilgili fenomenlerin birbirleriyle balant.l, baml ve ilintili olduklarn anlayaoaz. Bu elerin yaltlm varlklar oiaraik alglanamayacan ve fakat btnn vazgeilmez birer paras olarak grlmesi gerektiini de bu yolla kavrayacaz. Bu blmde, Kuantum kuram erevesinde, doada gzlenen temel ve karlkl likinin nasl ortaya ktn greceiz. Atomsal olgu ve fenomenlerin kuram olarak sayabileceimiz Kuantum kuram, gz-

187

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

lern srecinin ve gzlem ileminin titiz analizlerinden faydalanlarak bir takm nemli sonulara varmtr!*). S z konusu tartmalara girmeden nce, bir kuramn matematiksel erevesi ile onun szel yorumlan arasndaki ayrl yeniden vurgulamak isterim. nk Kuantum kuramnn matematiksel erevesi saysz baarl deneylerle onaylanm ve snanmtr. Bundan dolay bu kuram, tm atomsal fenomenleri aklayabilen doru ve isel bir anlama sahip olan nadir bir model olarak kabul edilmitir. Ancak te yandan ayn kuramm szel yorumlan, yani Kuantum kuramnn metafizii, ok daha az salam bir temele dayandrlmtr. Aslnda fizikiler krk senedir, kesin ve anlalabilir bir metafizii gelitirmeyi henz baaramamlardr. Aadaki tartma, Kuantum kurammn Kopenhagen yorumlan denilen, 1920'Ierde Bohr ve Heisenberg tarafndan gelitirilen ve gnmzde bile ok rabet gren bir yorum sistemlidir. Benim aklamalarm genelde, Kaliforniya niversitesi'nden Henry Stapp'n(3) almalar dorultusunda geliecektir. Bylece, sz konusu kuramn baz eleri zerinde nemle durulacak ve atom-alt fiziinde ska rastlanan belirli bir deneysel durum gz nnde tutul-

mu olacaktr(*). Stopp'n izdii yol, bize doann birbiriyle nasl balantl olduumu ok gzel bir biimde gsterecektir. Ayrca Stapp, Kuantum kuramn, daha sonra ele alacamz atom-alt paracklarn zaflyet modellerini de kapsayacak biimde gelitirmeye almtr. Kopenhag en yorumunun hareket noktas, fiziksel dnyay gzlenen sistem (yani, nesne) ve gzlemleyen sistem (yani gzlemci) olarak ikiye ayrmas idi. Gzlenen sistem bir atom, atom-alt bir parack, bir atomsal sre ya da benzeri bir olgu olabilmektedir. Gzlemleyen sistem ise, deney aralarn ve dzenini, bir ya da birka gzlemciyi kapsamaktadr. Ancak bu noktada nemli bir sorun ortaya kmaktadr: nk sz konusu iki sistem, farkl biimlerde ele alnp, deerlendir!lebiIrnefctedir. Yani gzilemleyen sistem, klasik fiziksel kavramlarla aklanrken, ayn kavramlar gzlemlenen nesnenin tanmlanmasnda tam anlamyla kullanlamamaktadr. Atomsal dzeylere inildiinde, klasik kavramlarn artk geersiz olduunu bildiimiz halde, onlar, yaptmz deneyleri ve bu deneylerin sonularn anlatp, aklamak iin yine de kullanmaktayz. Ve ne yazk ki, bu karklktan kurtulmann aresini de daha bulamadk. Yani klasik fiziin kulland teknik dil, gnlk dilimizin yalnzca biraz daha gelitirilmi bir biimidir ve bj dil, deneysel sonularmz tartabileceimiz tek aratr. Gzlemlediimiz sistemler, Kuantum kuramnda olaslklar olarak ifade edilmektedir. Bunun anlam
(*) Kuantum kuramnn nemli dier elerini, ilgili blmlerde ele almaya alacaz.

(*) Tm matematiksel ilemlerden vaz gememe ve analizleri bir hayli basitletirmi olmama ramen, yapacamz tartmann kuru ve teknik gibi grnmesini ne yazk ki nleyemedim. Okuyucu bunu yoga'sal bir idman olarak alglarsa daha iyi yapar, nk Dou felsefesinde ska rastlanan bu tr durumlarda da olduu gibi, bu tecrbe neeli olmasa bile, sonuta derin bir aydnlanmaya yol aacaktr.

190

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

ise belirli bir atom-alt paracnn belirli bir anda nerede olacan ya da atomsal bir olayn nasl gelieceini nceden kesinlikle belirleyemediimizdir. Yapabileceimiz tek ey, olaslklar tahmin etmektir. Gnmzde teknik aralarmzla belirleyebildiimiz atom-alt paracklarn byk bir ounluu, sabit (istikrarl) deildirler. Yani belirli bir sre sonra kendiliklerinden dier paracklara ayrrlar (ya da teknik deyimi ile bozunurlar). Fakat bu bozunum sresini- kesin olarak nceden belirlemek imknszdr. Biz yalnzca, belirli bir sre iinde meydana gelecek bozunumun olasln, yani bir baka deyile, ayn cinsten ok saydaki paracn ortalama hayat srelerini belirleyebiliriz. Bunun ayns, bozunum biimi (ya da bozunum modu) iin de geerlidir. nk istikrarl olmayan bir parack genelde birok parack bileimleri oluturacak biimde bozun makta dr. Ve ite burada da hangi parack bilekesinin meydana geleceini nceden bilemeyiz. Yapabileceimiz tek ey, baz olaslklar kestirebiimek, yani ok sayda paracn yzde altm u biimde, yzde otuzu bu biimde ve yzde onu da daha baka bir biimde bozunacaktr demektir. Bu tr istatistiksel tahminlerin ispatlanp, doru lanabilmeleri iin ok sayda lmlere gerek duyulduu da kesindir. Gerekten de, ylksek-enerji fizii dalnda oluturulan arpma deneyleri srasnda, on binlerce parack arpmalar kayda geirilmi ve analiz edilmitir. Ancak bu biimde belirli bir srecin olasln belirleyebilirle imkn ortaya kabilmitir. Aslnda atom ve atonvalt fiziinde kullanlan istatistiksel denklemler, fiziksel durum hakkndaki bilgisizliimizin birer gstergesi saylmaldr. nk

burada da, sigorta irketlerinin ya da kumar oynayanlarn kullandklar olaslk yasalar geerlidir. Kuantum kuram bize., olasln, tm sre ve olaylar; idare eden, onara yn veren atomsal gerekliin ve hatta maddenin var oluunu belirleyen en temel zellik olduunu gstermitir. Artk biliyoruz, ki, atomalt paracklar belirli yerlerde belirli bir kesinlikle var olmamaktadrlar. Onlar daha ak, var olma eilimleri gstermekte ve buna bal olarak da atomsal olaylar, belirli bir zamanda ve belirli bir yerde, belirli bir kesinlikte olumamaktadrlar. Onlar daha ok oluma olaslklar gstermektedirler. rnein bir elektronun belirli bir anda ait olduu atomun neresinde bulunduu, kesinlikle aklanamamaktadr, Elektronun konumu, onu atomsal ekirdee balayan ekimse! kuvvetlere ve atomda bulunan dier elektronlarn etkisine baldr. Bu koullar ise, karakteristik bir ekil, ya da kalbn domasna yol aarlar. Bu ekilleri, bir elektrona, bal olduu atomun farkl yerlerinde rastlama eitimlerinin grafik gsterimi olarak ifade edebiliriz. Aadaki resim, bu olaslk ekillerinin grsel modelleri,n yanstmaktadr. ekilde grlen parlak blgeler, elektronun bulunma olaslnn yksek olduu noktalar, koyu olan blggler se, olasln dk olduu noktalar gstermektedir. Burada nemli olan nokta, sz konusu ekillerin, bir btn olarak elektronun belirli bir andaki durumunu gstermesidir. eklin iinde, elektronun zel konumundan sz etmek bundan dolay imknszdr. Burada yalnzca belirli yerlerde bulunma eiliminden konumak gerekir. Bu nedenle Kuantum kuramnn matematiksel formlasyonu, sz konusu eitimleri ya da olaslklar, olaslk

190

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

fonksiyonu denilen matematiksel bir okluk ile ifade etmektedir. Bu okluk (ya da deer), bir elektronun, farkl yerlerde ve farkl anlarda bulunma olasl ile dorudan ilintilidir.

bir sistem btnnn parclar haline gelmektedirler. Bu btnde, ayr ve tam olarak tanmlanm paralar bulunmad gibi, deneysel durumun ayr bir fiziksel varlk olarak konumlanmas gerei de ortadan kalkmaktadr. Gzlem sreci ile ilgili derin tartlmalar yapabilmemiz iin, belirli bir rnei baz olarak kabul etmemiz kanmca daha uygun olacaktr. Bu konuda kullanabileceimiz ve atom-alt paracklarla iliki kurabileceimiz en basit rnek, bir elektrondur. Byle bir parac gzlemleyip, lmek istediimizde, onu ilk nce, hazrlk sreci denilen bir ilemden geirerek yaltmamz (ve hatta baz durumlarda oluturmamz) gerekmektedir. Paracmz gzleme hazrladktan sonra, sahip olduu zellikleri deerlendirmeye balarz. Bu ileme, lme ad verilmekted'r. Sz konusu durum sembolik olarak aadaki gibi anlatlabilir: Herhangi bir parack, bir A blgesinde gzlem hazrlanmaktadr. Bu parack daha sonra A'dan B'ye hareket etmekte ve nihayet B blgesindeki nitelikleri llmektedir. Pratikte, gzleme hazrlama ile parac lme ileminin ikisi de ok karmak ilemler serisi biimlinde ortaya kmaktadr Yksek enerji fiziinde yaplan arpma deneylerinde, mermi olarak (yani, arpma birimi olarak) kullanlan paracklarn hazrlanmas ve onlarn dairesel bir yrngeye oturtulmas, ayn anda yeteri kadar yksek enerjilerin kullanlmas ile salanmaktadr. Bu ilem, parack hzlandrcs denilen byk bir lette meydana gelmektedir. Gerekli olan enerjilere ulaldnda, paraclarn, hzlandrcy 'A) noktasnda terk etmeleri ve (B) noktasndaki hedefe doru ynelmeleri salanmaktadr. Bu noktada ise.

Olaslk dalgalarnn baz grsel modelleri

Bu anlatm erevesinde ortaya kan glk (yani, deneysel durumlarn klasik kavramlarla aklanmasna karn, gzlenen nesnelerde bunun olamay ve ortaya kan olaslk fonksiyonlar) gnmzde zmlenememi ve derin metafiziksel sorunlara yol amtr. Ancak pratikte, sz konusu sorunlar, gzlenen sistemi ilemsel (yani, operasyonel) kavramlar ile aklayarak ortadan kaldrlmaya yeltenUmitir. lemsel kavramdan ama, bilim adamlarna, deneylerini oluturabilecekleri ve yerine getirebilecekleri bir kurallar btn sunabilmektir. Bylece, lm letleri ve bilim adamlar anlalmas g

Paralellikler 192 Fiziin Tao'su'

193

mermi paracklar hedef paraclklarla arpmaktadrlar. arpmalar kabarck odasnda meydana geldiinden, paracklarn oluturduklar izler, burada grlebilir bir hale gelirler. Daha sonra bu izlerin fotoraf ekiliri*). Takip edilen paracklarn sah'ip olduklar nitelikler ise, meydana gelen izlerin matematiksel analizleri sonucu belirlenmektedir. Byle bir analiz baz hallerde ok karmak ldndn, parack hzlandrcs deneylerinde ou zaman ok gl bilgisayarlarn yardmmdan da faydalanlmaktadr. Anlatlan bu sre ve ilemlerin tm, lm olayn oluturmaktadr.

dir. Eer gzleme hazrlama ya da lm deitiriiirse, ya da farkllatrlnsa, sz konusu paracklarn zellikleri de deiecektir. Aslnda parack dediimizde ya da herhangi bir baka gzlemlenen sistemden sz ettiimizde, aKm 12da iilk rtce hazrlanan ve daha sonra da gzlemlenen bamsz bir fiziksel varln bulunduu phesizdir. Bu nedenle atom fizii dalnda yaplan gzlemler ile ilgili en temel sorun (Her.ry Stapp'n dedii gibi) udur: Gzlemlenen sistem, tanmlanabilmek iin, yaltimaldr. Fakat ayn anda da gzlemlenebilmek iin belirli bir etkileime uramaldr(4). te sz konusu kartlk (yani, hem gzlemlemek iin parack, ama buma karn parack iin gzlemleme) Kuantm kuram ile Ok pragmatik bir biimde halledilmitir. yle ki: Gzlemlenen sistem, dardan gelen etkilerle (yani, gzleme hazrlama ve daha sonra gelen lm arasnda yaplan gzlem ileminin etkisi ile) hi bir biimde farkllamamaktadtr. Byle bir koul, ancak ye ancak gzleme hazrlama ve lme ara-gerelerinin fiziksel olarak birbirinden ok uzaklarda tutulmalar durumunda geerli olmaktadr. Bylece, gzlemlenen nesne, zgrce hazrlama blgesinden lm blgesine doru hareket etme imknna kavumaktadr. Peki, sz konusu uzaklk ne kadar olmaldr? Aslnda bu uzaklk sonsuz byklkte olmaldr. nk Kuantum kuram erevesinde, serbest ve ayr fiziksel varlklar kavram, varlklarn gzlem birimlerinden sonsuz uzaklklarda bulunduklarnda geerli olmaktadr. Doal olarak bu durum pratikte pek mmkn olmaz, esasen gerekli de deildir. Burada

Atom

fiziinde bir paracn gzlemlenmesi

Gzlemleme ile ilgili yrttmz bu incelemenin en can alc noktas, sz konusu paracn, A ve B srelerini birbirine balayan bir arac olmasdr. Paracm var oluu, ancak bu erevede aklanabilir. Yani parack, /altlm bir varlk deil, yalnzca gzleme hazrlama ve lm srelerini birbirine balayan bir arac konumundadr. Paracklarn zellikleri de, ancak sz edilen sreleri gz nnde bulundurduumuzda be liri en eib ilmekte (*) Gnmzde bu veriler, annda bilgisayara aktarlarak, analiz edilmektedir. (ev.)

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

yapacamz tek ey, daha nce belirttiimiz modern bilimlerin yaklamn hatrlamaktr. Yani tm kavramlarn ve kuramlarn yaklak olarak ortaya atldklarn hatrlamalyz. Byle yaptmzda, serbest ve ayr f i z i k s e l varlklar kavramnn kesin bir tanma gerek duymad ve yalnzca yaklak olarak tanmlanabilir olduu ortaya kar. Bu da, aada daha detayl bir biimde incelenmitir. Gzlenen nesne, gzleme hazrlama ile lme sreleri sonucunda oluan etkileimin bir beliriidir. Sz konusu etkileim, genelde karmaktr ve ok farkl uzaklklara kadar uzanabilen birok deiik etkileri kapsamaktadr. Yani fizikilerin dedii gibi, bu etkileimlerin eitli ve farkl menzilleri vardr. imdi, eer bu etkileimin nemli bir blm uzak bir menzile sahipse, (yani, etki uzakl bykseA sonu olarak ortaya kan uzun menzilli etkileimin belirii de byk bir uzaklkta llebilecektir. Bu noktadan sonra, dsal etkilerden kurtulacak, serbest ve ayr bir fiziksel varlk haline gelecektir. Kuantum kuram dahilinde, serbest ve ayr fiziksel varlklar kavram yalnzca bir idealletirmeden baka bir sey deildir. Byle bir kavramn anlaml olabilmesi iin, bu etkileimin byk bir blm ile uzun bir menzile sahip olmas gerekir. Byle bir durum matematiksel adan kesin biimde tanmlanabilir. Ama fiziksel adan bu durum bir parack (ya da daha karmak durumlarda, bir parack ann) dei-tokuu ile ortaya kar. Doal olarak birok dier etkiler de ayn anda belirecektir. lm iin kullanlan ara ve gerelerin birbirinden uzakl, yeterince byk olduu srece bu ilve etkileri gz ard etmek imkn dahilinde olacaktr. Ara ve gereler birbirlerinden yeteri

derecede ayrlmamlar ise, ksa menzilli etkiler baskn hale geleceklerdir. Byle bir durumda, makroskopik sistemin btn, kapsaml bir birlik oluturacak ve gzlemlenen nesne yaklam da geersiz olacaktr. Demek oluyor ki, Kuantum kuram, evrenin tm nesnelerinin birbirleriyle balantl olduunu ortaya koymutur (interconnectedness of the universe). Bu kuram, dnyay serbeste paralara ayrtramayacamz, bamsz ve ayr olarak var olan en kk birimlerin mevcut olamayacan! gstermitir. Maddenin derinliklerine inildiinde, onun kk paracklardan olutuunu grmekteyiz. Ama bunlar Demokritus'cu ya da Newton'cu anlamda maddenin temel yap talar deildirler. Bunlar daha ok bize pratik adan fayda salayan birer idealletirmeden ya da birer modelden ibarettirler. Maddenin bu kk paracklar, eski grn tersine pek de bir neme sahip bulunmazlar. Eer Niels Bohr ile konuursak: Yaltlm maddesel paracklar yalnzca birer soyutlamadan ibarettir. Bu nedenle onlarn zelliklerini tanmlayamayz. Onlar ancak dier s i s temlerle giritikleri etkileimler aracl ile gzlemleyebiliriz (5). Ancak Kuantum kuramnn Kopenhagen yorumian, herkes tarafndan kabul edilmi deildir. Aslnda Kuantum kuramnn birok farkl yorumlanlarn bulmak mmkndr. Ancak felsef sorunlar yine de hi birinde zmlenmi deildirler. Her eye ramen, tm nesne ve fenomenlerin evrensel biimde birbirleriyle ilikili olmalar, atamsal gerekliin temel bir zelliidir ve matematiksel kuramn .farkl yorumlan biimlerine bal deildir. Kopenhagen

196

198 Fiziin Tao' su Paralellikler 197

yorumunun en nde gelen muhaliflerinden biri olan David Bahm, bir yazsnda, bu gerei ok ilgin bir biimde dorulamtr: Aslnda insan, klasik grte yer alan ve dnyay bamsz ve ayr olarak var olabilen blmlere ayrtrarak analiz edebileceimizi savunan yaklam terk edip, k e s i n t i s i z birlik ve btnlk yaklamna ister istemez eilim gsteriyor. ... Biz, alldk klasik ve bamsz temel birimler yaklamn tersine evirdik. Yani artk grlen sistemlerin, bu temel birimlerin birlemelerinden meydana geldikleri grn terkettik. Buna karlk, temel gerekliin, evrenin birbirinden ayrlamaz bir Kuantum etkileiminden (quantum interconneotedness) olutuunu savunuyoruz. Ve nisbeten serbeste davranabilen birimlerin, bu btnn yalnzca birer paralar olduklar grndeyiz (6). Bylece, atomsal dzeylere inildii takdirde, klasik fizikte grlen sert maddesel nesneler, olaslk ekillerine dnmekte ve bu ekiller de nesnelerin olaslklarn deil, karlkl etkileimlerin olaslklarn belirtir hale gelmektedir. Yani Kuantum kuram bize, evreni, f i z i k s e l bir nesneler kmesi olarak alglamann yanlln gsterir. nk evren, btnsel birliin farkl blmleri arasnda meydana gelen karmak bir ilikiler adr. Bu gr. Dou mistiki'lerinin dnyay tecrbe edi almalarnda vardklar sonularn aynsdr. rnein Dou mistiki erinden bazlar bu tecrbe edii, atom fizikilerinin aklamalarna ok yak.n bir ekilde ortaya koymaktadrlar. u iki rnee bir bakalm: Maddesel nesne, u anda grdmzden ok daha bakadr ve gzle grlebilen serbest ve de

ayr bir nesne deildir. O, blnemeyen srekliliin bir parasdr ve gzle grdmz her eyde karmza kan btnselliin davurumudur(7). Nesneler, varlklarn ve doalarn karlkl ballklarna A borludurlar. Kendi balarna durduklarnda ise hibir ey deildirler (8). Yukardaki iki aklama da, Dou mistikileri tor rafndan yaplmtr. Ancak atom fizikilerinin doa hakknda ortaya attklar grlere ne kadar da ok benziyorlar!'Atom fizikilerine ait olan aadaki iki aklama ise bu konum iinde sanki Dou mistikilerine aitmi gibi deerlendirilebilir: B i r temel parack, bamsz olarak var olamayan ve analiz edilemeyen bir varlktr. Aslnda o, dier nesnelere de uzanan bir ilikiler setidir(9). Bylece dnya, karmak bir fenomenler dokusu haline dnr. Burada, farkl zellikteki balantlar deimekte, kesimekte veya birlemekte ve bylece bundan doan btnn zelliklerini de belirlemektedir (10). Modern atom fiziinin ortaya att birbirine bal evrensel a modeli, Dou'da ska kullanlan ve doann mistik tecrbesinin aklanmasna yarayan yaygn bir benzetmedir. rnein Hindu'larda Brahman, kozmik an birletirici ipi olarak kabul edilmekte ve tm varlklarn en nemli temeli olarak grlmektedir: Gk, yer ve hava Ve rzgr da, btn Hayat nefesleri gibi, onun bnyesinde dokunmutur; te onu Ruh olarak tan (11).

208

Fiziin Tao'su

Paralellikler

199

Buddhizm'de ise kozmik a benzetmesi daha da nemli bir rol oynamaktadr. rnein Mahayana Buddhizm'inin ana eserlerinden biri olan Avatamsaka Sutra'nn ekirdeini, dnyann mkemmel bir kar l k l etkileim a olarak alglanmas oluturmaktadr. Burada tm olay ve nesneler, karlkl olarak 'birbirlerinden etkilenirler ve bu da sonsuz derecede karmak bir grnme sebep olur. Bu yzden Mahayana Buddhist'leri, birok benzetmeler kullanarak bu evrensel etkileimi ve ball aklamaya almlardr. Bunlardan bazlarn] daha sonra tartma imknna sahip olacaz. Bunu yaptmzda, modern fiziin gelitirdii a f e l s e f e s i n i n izafi yn daha iyi biimde karmza kacak. Nihayet Tantrik Buddhizm'de ise kozmik a, bir odak noktasn oluturur. Bu okul, milattan sonra nc yzylda Hindistan'da ortaya kan bir Mahayana uzantsdr ve gnmzde Tibet Buddhizmi'nin ana kaynan oluturmaktadr. Bu okulun kutsal yazlarna tantra ismi verilmektedir. Bu kelime Sanskirte'de rmek an'amna gelmektedir ve tm olay ve nesnelerin birbirleriyle rlm olmalarna ve birbirlerine bamllna iaret etmektedir. Dou mistisizmindeki rlmlk, her zaman, insan eklindeki gzlemci ile onun sahip olduu bilin halini de kapsamaktadr. Ayn durum atom fiziinde de geerlidir. Atamsal dzeye inildiinde, nesneler yalnzca gzleme hazrlama ve lm olayn birbirine balayan bir kavram olarak alglanmaktadr. Sz konusu sre zincirinin sonunda, daima insann (gzlemcinin) bilinci vardr. nk lme denilen fenomenlerin hepsi, bilincimizde bir takm uyarmlar olutururlar (rnein bir k parlama-

snn grsel uyarm ya da fotoraf plakasnda olur an karart gibi) ve atom fiziinde ortaya kan yapsalar bize, belirli bir atomsal nesnemin bizimle etkiletii zaman, hangi olaslkla belirli bir uyarma yol aacan gsterebilmitir. Doal bilimler diyor Heisenberg, doay yalnzca tanmlayp, -aklamazlar. Onlar ayn zamanda doa ve insan arasndaki etkileimin de bir parasdrIor(12). Atom fiziinin en can alc zellii, gzlemciye, yalnzca gzlemleme ile ilgili deil, ayn zamanda gzlemlenen zellikleri tanmlamada da byk ve nemli roller vermi olmasdr. nk atom fiziinde bir nesnenin kendi zelliklerinden sz edemeyiz. Bu zellikler ancak nesnenin gzlemci ile giritii etkileim sonucunda meydana gelmektedirler. Heisenberg'in szleriyle, gzlemlediimiz ey, doann kendisi deildir; doann, ynelttiimiz soruya verdii cevaptr yalnzca(13). rnein gzlemci lm aralarn nasl oluturacana karar verdiinde, bu oluum, sonu olarak gzlenen nesnenin zelliklerini de belirleyecektir. Eer deneysel dzen deitirilirse, buna karlk, gzlenen nesnenin zellikleri de deiecektir. Bu durumu, bir atom-alt parac kullanarak kolayca aklayabiliriz. Byle bir parac gzlemleyen birisi, rnein onun konumunu ve momentini (moment, paracn ktlesi arp onun hz olarak tanmlanan bir byklktr) belirlemek istesin. Bir sonraki blmde daha detayl olarak greceimiz gibi, Kuantum kuramnn ok nemli bir yasas (yani, He-isenberg Belirsizlik lkesi) bu iki bykln hi bir surette ayn anda kesin olarak tespit edilemeyeceini gstermektedir. Biz ancak paracn konu-

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

mu hakknda kesin bir bilgiye sahip alabiliriz ve bu paracn, momentini bu nedenle tamamen gz ard etmek zorunda kalrz (ve bylece onun hzn da dikkate almayz) veya tersini yapabiliriz. Ya da her iki byklk hakknda kesin olmayan ve takribi (yaklak) bir bilgiye ulaan aklamalarda bulunabiliniz. Burada en nemli olan nokta, sz konusu kstlamahn lm tekniklerimizin yetersizlikleri ile hi bir ilgisi olmaydr. nk bu belirsizlik, temel bir kstlamay ve atomsal gerekliin ayrlmaz bir blmn oluturmaktadr. Eer paracn konumunu byk bir kesinlikle lmeye karar verirsek, parack kendiliinden kesin olarak tanmlanamaz bir momente sahip olacaktr ve eer momenti lmeye karar verirsek, bu sefer de parack kesin olarak tanmlanmam bir konuma sahip olacaktr. Bylece atom fizii dalnda ura veren bir bilim adam, kendisini tm olaylardan soyutlam bir gzlemci olarak davranamaz. nk gzlemci, gzlemledii dnyann bir parasdr. Bylelikle de gzledii nesnelerin zelliklerini belirli bir ynde etkilemektedir. John Wheeler'e gre gzlemcinin sz konusu katlm, Kuantum kuramnn en nemli yann oluturmaktadr. Bu yzden gzlemci kelimesini, katlmc kelimesiyle deitirmeyi bile nermitir. Wheeler'in szleriyle: Kuantum prensibinde hi bir ey orada uzakta duran bir dnya ile yirmi santimetrelik koruyucu cam arkasna gizlenmi, tamamen yaltlm ve tamamen bamsz ve soyut bir gzlemci kavramn ortadan kaldrm olmaktan daha nemli deildir. Bir elektron kadar kk olan nesneleri gzlemek iin bile, gzlemcinin, bu cam krp gemesi gerekmek-

tedir. Gzlemci ta ierilere kadar girmelidir. nk setii lm aletlerini yerletirmek istemektedir. nk konumu mu, yoksa momenti mi lme karar tmyle ona aittir. Bylece, kulland aletleri, bu iki alterndtiftea herhangi birine uygulamak zere yerletirecektir. Ayrca, gerekletirdii lm sonucunda, elektronun durumu da deimektedir. Gzlemden sonra evren, ayn evren, olmayacaktr. Bundan dolay burada gerekleeni aklayabilmek iin, u eski gzlemci kelimesini kullanmdan kartmal ve onun yerine, yeni olan .katlmc kelimesini yerletirmelidir. Aslnda bize biraz garip gelse bile evrenimiz, katlmc bir evrendir (14). Gzlemleme yerine katlma eklindeki gr, modern fiziin ok yeni aklamalarndan yalnzca bir tanesidir. Ancak bu aklama, mistisizm hakknda az da olsa bilgisi olan herkesin ok yakndan tand bir eydir. nk mistik bilgi, hi bir zaman salt gzlemle elde edilemez, ancak insann tm benlii ile olaya katlmas sonucunda yaanabilir. Bylece katlmc yaklam. Dou dnya grnn nemli bir esi haline gelmektedir.- Dou mistikileri bu yaklam ar biimde abartarak, gzlemci ve gzlenen ya da nesne ve zne arasndaki ayrl tamamen ortadan kaldrm ve onlar neredeyse birbirlerinden ayrdedilemez hale getirmilerdir. Daha da ileriye giderek, derin meditasyon durumunda bulunduklarnda, gzlemci ve gzlenen arasndaki ayrl amay yaamakta ve zne ile nesneyi bileik ve bakalamam bir btn haline getirmektedirler. Bununla ilgili olarak Upaniad"larda unlar okuyoruz: B i r ikilik gren kii, baka bir ikilik daha gre-

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

celk, baka bir ikilik daha kok I ayacak ya da baka bir ikilik daha tadacaktr. Ancak her eyi insann kendisi haline dntren birisi neyi, nasl grsn ki? Neyi nasl koklasn ki? Neyi nasl tatsn ki? (15). te bu, tm nesnelerin btnselliinin yanstld niha durumdur. Mistikilerin dediine gre, bu durum, kiisel benliin, farkllamam btnsellie dahil olmasyla oluur. Burada duyularn dnyas artk alm ve nesne yaklam terkedilmitir. Chuang T z u ' n u n dedii gibi: Bedenimle ve uzuvlarmla olan balantm ortadan kalkmtr artk. Duyu organlarm devre ddr. Bylece maddesel biimimi terketmi ve bilgime de elveda demi olurum. Artk Byk Yayic haline dnrm. Bu ise, bana gre, oturup her eyi unutmak anlamn ta maktadr (16). Doal olarak modern fizik, bundan ok farkl bir ereve iinde almaktadr ve nesnelerin btnsellii ile ilgili tecrbesini bu denli ileriye gtrememektedir. Fakat atom kuram aracl ile, Dou mistikilerinin gelitirmi olduklar dnya grne doru nemli bir adm atlmtr. rnein Kuantum kuram, temelde birbirinden ayr paracklar yaklamn geersiz klm, gzlemcinin yerine katlmcy yerletirmi ve ayrca dnyay tanmlarken, insan bilincini de bu aklamaya dahil etmeye doru bir yaklam gstermitir(*). Artk evren, fiziksel ve zihinsel i l i k i l e r i n karlkl olarak birbirlerini etkiledii byk bir a olarak alglanmaya balanm ve bu ili-

kiler, yalnzca btnle olan balant aracl ile aklanmaya allmtr. Atom fiziinin ortaya att bu yeni dnya grn aklamak zere, bir Tantrik Buddhist olan Lama Anagarika Govinda'nn u szlerini kul lana I itan; Buddhistler, birbirinden ayr ya da bamsz birimlerden oluan ve kendilerini de onun dinamik glerine dahil edebildikleri bir dsal dnyaya inanmazlar. Bu dsal dnya ile onlarn kendi isel dnyalar, ayn kuman iki farkl yz gibidir. Kuman yzeyinde ise, tm kuvvetlerin, tm fenomenlerin, bilincin tm biimlerinin ve tm nesnelerin iplikleri, birbirlerinden ayrlamayan ve srekli etkileen bir a olutururlar. te kozmik dokuma budur(17).

(*) Bu konuyu 18. tartacaz.

Blm'de detayl bir biimde ele

alp

Paralel lkler

205

11) KARITLIKLAR DNYASNN TESNDE Bir Dou mistikisi, tecrbe ettiimiz olay ve nesnelerin aslnda temeldeki o byk tekliin farkl delirilerinden baka bir ey olmadn sylediinde. tm nesnelerin zde olduklarn vurgulamaz. nk Dou mistikileri nesnelerin kendilerine zg ve bireysel bir yanlar olduunu da kabul ederler, (individuality o{ things). Onlara gre tm farkllklar ve kartlklar aslnda, her eyi kapsayan bir btnselliin izafi paralardr. Normal bilinlilik halimizde, kartlklarn ve zellikle de ztlklarn bir birlik oluturduklarn dnmek hemen hemen imknszdr. Bundan dolay da bu durum, Dou felsefesinin en zor anla lan ynlerinden birisini oluturmaktadr. Fakat ayn zamanda bu nokta, Dou dncesindeki dnya grnn kklerini tekil eden genel bir kavraytr. Kartlklar, aklmzn egemenlii altnda domu bulunan soyut kavramlar " olduklar iin izafidirler, yarni duruma gre deiirler. Dikkatimizi belirli bir kavrama yneltirken, ayn anda onun kartn da yaratm olunuz. Lao Tzu'ya gre, eer dnyadaki herkes gzelin gzel olduunu anlarsa, irkin de yaratlm olur. Eer herkes yinin iyi olduunu anlarsa, kt de domu olur(1). Mistiki ise, akln hkmranl altndaki kavramlar aar ve onlar aarken de tm kartlklarn izafiyetini ve geicili-

ini de kavra. yinin ve ktnn, zevkin ve acnn, hayatn ve lmn farkl durumlara ait olan mutlak tecrbeler olmadklarn, ayn gerekliin iki farkl yz olduklarm anlar. Bu, ayn btnn iki ar ucu gibidir. Tm kartlklarn kutupsal olduklar ve bylece bir btn oluturduklar ile ilgili tecrbe, Dou'da uygulanan spritel geleneklerin insana ykledii en byk grev ve hedeftir. Gerekte sonsuz ol ve dnyasal kartlklar a!. Bu Krina'nn Bhagavad Gita'da verdii en nemli tavsiyedir. Ayn gre Buddhizm'de de rastlarz. rnein buna bal olarak D.T. Suzuki unlar yazmaktadr: Buddhizm'in temel dncesi, zihinsel ayrmlar ve duyusal etkiler sonucu yaratlan kartlklar dnyasn ap, mutlak bir gr asn hedefleyen ayrmsz bir dnyay gerekletirebilmektir(2). Buddhist retinin tm (ve aslnda Dou mistisizminin btn) sz konusu mutlak gr asn bulma kaygs ile yanp tutumaktadr. Bu durum, acintya (yan akl olmamas) dnyasnda gerekleir ve burada tm kartlklarn btnsellii canl bir tecrbe haline dnr. Bir Zen airinin dedii gibi: Horoz, alacakaranlkta afa mjdeler, Gecenin, kr karanlnda ise parlak gnei (3). Tm kartlklarn kutupsail yaklam (yani, n ve karanln, kaybetmenin ve kazanmann ya da ktnn ve iyinin ayn fenomenin farkl grntleri olduklar), Dou hayat tarznn en nemli prensiplerinden birini oluturmaktadr. Tm kartlklar, karlkl olarak birbirleriyle balantl olduklarndan,

194 F i z i i n

Tao'su

Paralellikler

2 01

hi bir zaman bir tarafn dierine stn gelmesi beklenemez. Kartlklar, her iki tarafn karlkl etkileiminin birer sonucudur. Bu anlaya gre yaayan Dou'lu ve faziletli bir insan, -iyi iin abalayan ve kty yok etmek isteyen birisi deildir. O daha ak iyi ve kt arasndaki dinamik dengeyi korumaya ya da yeniden kurmaya almasyla dikkati eker. Bu dinamik denge yaklam, kartlklarn btnsellii konusunun Dou mistisizminde nasl alglandn da yanstmaktadr. Bu gr, zellikle in bilgelerince, Yin ve Yang olarak isimlendirilen ve kkleri ok eskilere dayanan bir sembolizm aracl ile daha da net biimde vurgulanmtr. Onlar, Yin ve Yang'n ardndaki btnsellie Tao ismini vermiler ve bu btnsellii, etkileimleri oiuturan byk // sre olarak grmlerdir: u anda karanl ve hemen sonra da aydnl yaratan hep Tao'dur(4). Kutupsal kartlklarn dinamik etkileimi, ok basit bir dairesel hareket ve bu hareketin oluturduu deiimsel grnt yardm ile rneklenebilir. Bir an iin, bir topun, bir daire oluturacak bir biimde hareket ettiini varsayalm. Eer bu hareketin grntsn bir ekrana yanstacak olursak, hareket, iki u arasnda gidip gelen bir top biiminde grnecektir. (in retisi ile olan analojiyi karmamak iin byk daireye TAO ismini, deiimsel hareketinin u noktalarna da Yin ve Yang isimlerini yazdm). Top, daireyi sabit bir hzla katetmesine ramen, grntde, ulara gelindiinde hz yavalar, hareket tersine dner ve hzlanarak yeniden balar. Daha sonra yine yavalar ve bu olay sonsuz devirler halinde tekrarlanp, durur.

Kutupsal kartlklarn dinamik birlii

Buna benzer btn grntlerde, dairesel bir hareket, iki u nokta arasnda gelip gitme olarak yansyacaktr. Fakat ayn dairesel hareketin iinde ise, kartlklar btnlemekte ve almaktadr. Sz konusu kartlklarn dinamik bir biimde btnlemesi, in dnrlerini gerekten ok etkilemitir. Daha nce de deindiimiz Ohuang Tzu'nun u aklamas, bunu rahatlkla yanstmaktadr: Tao'nun z, unun ve bunun birer kartlk oluturmalarnn nne geilmesidir. Yalnzca bu z, bir temel eksen gibi, sonsuza dek gerekleen ve ylece srp giden deiimlerin merkezinde yer alacaktr. Hayatn en temel kutupsa Ilklarn dan biri de, insan doasnn erkeksi ve kadns ynleri biiminde karmza kmaktadr. yinin ve ktnn, lmn ve hayatn kutupsallnda olduu gibi, burada da kadn

208

Fiziin Tao'su

Paralellikler

101

ve erkek kutupsallnn varl nedeniyle, kendimizi tam anlamyla rahat hissetememkteyiz. Bundan dolay da bu kutuplardan birimi n plana kartrz. rnein Bat toplumlar geleneksel olarak erkek tarafn kadn tarafndan daha ne alrlar. Her erkein ve her kadnn, aslnda erkeksi ve kadns elerin ayn anda bir arada bulunmasyla var olduklarn anlayacak yerde, tm erkeklerin erkeksi ve tm kadnlarn da kadns olduklar, nder rolnn ve toplumdaki tm imtiyazlarn da erkeklere verildii statik bir dzen oluturulmutur. Bu yaklaum ise, insan doasnda bulunan Yang (erkeksi) elerin tek ynl olarak vurgulanmasna sebep olmutur: Yani sonuta, hareketlilie, aklc dnceye, rekabete, saldrganla ve benzerlerine yol almtr. Erkeksi biimde ynlendirilmi toplumumuzda, bilincimzin Yin (kadns) biimleri, yani sezgisel, dinsel, mistik ya da psiik eleri srekli olarak bastrlmtr. Dou mistisizminde ise kadns biimlere de nem verilmi ve insan doasnn bu iki yznn btnselliine eriilmek istenmitir. Gerei tamamen kavrayabilmi bir insan, buna gre, Lao T z u ' nun deyimi ile, erkeksiyi bilen ve yine de kadnsy koruyan biridir. te bu yzden, bilincimizin kadns ve erkeksi ynleri arasndaki dinamik dengeyi salamak, bir ok Dou geleneklerinde uygulanan meditasyonun, ana amac olarak grlmtr. Yine bu sebeple, sanat eserlerinde bile bu konu ile ilgili yaptlara rastlamaktayz. rnein Elephanta'daki bir Hindu tapnanda bulunan olaanst gzellikteki T a n r iva heykelinin tane yz vardr: Sadaki yz, erkeklii ve arzuyu yanstan erkeksi profili; saldaki yz, yumuak, davetkr ve ho kadns profili

yanstrken, ortadaki yz ise, bu iki profilin Byk Tanr iva Mahesvara'nn kafasn oluturacak biimde birlemelerinden ortaya kmtr. Bylece evresine, her eyi iine eken bir huzur, s e s s i z l i k ve kendini am bir byklk yaylmaktadr. Ayn tapnakta, iva iki cinsi i bir biimde gsterilmektedir. Yani bir yars erkek ve dier bir yars da kadm olarak resmedilmitir. Bylece Tanr'nn akarcasna hareketli erkeksi bedeni ve buna karn sakin ve huzurlu kadns yz, yine erkein ve kadnn dinamik btnlemesini sembolize etmektedirler. Tantrik Buddhizm'de, kadn ve erkek arasndaki kutupsallk ou zaman cinsel semboller kullanlarak yanstlmaktadr. rnein sezgisel bilgi, insan doasnn pasif ve kadns ynn, buna karn sevgi ve ihtiras ise insan doasnn aktif ve erkeksi ynn oluturmaktadr. Bu ilki e, aydnlanma annda btnselletikleri iin, erkek ve kadn Tanr'lar da cinsel ilikiye girmenin eitli biimleri ile sembolize edilmeye allmtr. Yani Doa mistikileri insann kadns ve erkeksi ynlerinin birlemesinin ancak akln ve dilin hkmranlndan kurtulan ve bu hkmranl aan, tm kartlklar bir dinamik btnlk olarak alglayan, st dzeydeki bir bilinlilik basamanda gerekleebileceini ifade etmektedirler. Modern fiziin de artk bu dzeye eritiini daha nce belirtmitim. nk atom-alt dnyann aratrlmas sonucu, dili ve akl srekli bir biimde aan bir gereklik ortaya kmtr. Daha nceleri kart ve birbiriyle badaamaz gibi dnlen kavramlar da, bylece birbirleriyle birletirilebilmilerdir. in ilginci, ortaya konan btnselliin, yeni meydana -

208

Fiziin Tao'su

Paralellikler

210

kartlan gerekliin, aslmda en nemli nitelii olduunun a Ulalmasdr. Bada trlamaz gibi gzken kavramlar, ounlukla Dou mi stiki ferinin ilgilenmedii kavramlar gurubunu olutursalar bile, bu kavramlarn allmn stndeki bir dzeyde btnseJlemeleri, gereklik hakknda Dou mistisizmi ile byk ve belirgin paralelliklerin ortaya kmasna yol amtr. Bundan tr modern fizikiler, Uzak Dou kkenli retilerin en temel noktalarn, kendi alanlarnda gerekletirdikleri tecrbelerle karlatrarak kavrayabilmektedirler. Saylar srekli bir biimde artan yeni nesil gen fizikiler, gerekten de sz konusu deerli ve heyecan verici Dou mistisizmine scak bakmaya balamlardr. Modern fizik dalnda,. demin szn ettiimiz kart kavramlarn btnselliini, atom-alt dzeylere indiimizde karmza kan, paracklarn ayn anda paralanabilir ve paralanamaz zellik gsterdikleri durumlarda grebiliyoruz. Bu dzeylerde, madde hem srekli ve hem de kesikli olarak gzkmektedir ya da kuvvet ve madde, ayn fenomenin farkl ynleri olarak karmza kmaktadr. Bundan sonraki blmde derinlemesine tartabileceimiz sz konusu rneklerin tmnde, gnlk tecrbelerimize dayanarak gelitirmi olduumuz ve genelde kartlklar temeline oturan kavramsal erevemizin, atom alt paracklarn dnyas iin ok dar ve yetersiz geldii anlalacaktr. Bu farkl dnyann tanmlanmas ve aklanmasnda, zafiyet kuram nemli bir rol oynar. nk izaf bir ereve dahilinde, kullandmz klasik kavramlar, daha st bir boyuta, yani drt boyutlu uzay-zaman anlayna ulaarak alrlar. Birbirinden ok farkl diye kabul edilen uzay

ve zaman kavramlar da, bylece zafiyet fizii yardmyla birletirilmi olmaktadr. S z konusu temel btnsellik, yukarda sz edilen kart kavramlarn birietirilmesindeki nirengi noktasdr. Mistikilerin yaadklar ve tecrbe ettikleri btnsellikte olduu gibi, burada da daha yksek bir dzeye ihtiya vardr. Ve yine mistikilerin tecrbe ettikleri btnselliin dinamik oluu gibi, izaf uzay-zaman gerekliinde de tm nesnelerin birer sre olabildikleri dinamik bir gereklik ortaya kmaktadr. Grnrde birbirinden ayr, yaltlm ve bams z olan varlklarn bir st boyutta btnsel (emesini tecrbe edebilmek iin illa da zafiyet kuramna gerek yoktur. Bu btnselleme, bir boyuttan iki boyuta ve iki boyuttan da boyuta geildiinde aynen ya a na bi m ektedir. Daha nce verdiimiz dairesel hareket ve grnt rneinde, bir boyutta (yani, bir izgi stnde) meydana gelen kart kutuplarn devirsellii, iki boyuta ykselindiinde (yani, dairenin dzlemine gelindiinde) dairesel bir hareket sonucu btnsellemektedir. Aadaki izim, iki boyuttan boyuta geite rastlanan bir dier rnei gstermektedir. Burada bir lokma halkasnn bir dzlem tarafndan k e s i l m i olduunu gryoruz. Bu dzlemin sahip olduu iki boyutta, kesitin yzeyi birbirinden btnyle ayr iki disk olarak grlmektedir. Fakat boyuta kldnda, bu disklerin, tek ve ayn nesnenin paralan olduklar grlmektedir. Ayr ve badatrlamaz gibi gzken nesnelerin benzer yoldan gerekleen bir birlemesi de, zafiyet kuramnda, boyuttan drt boyuta geildiinde yaanr. nk zafiyet kuramnn drt boyutlu dnyasnda madde

Paralellikler 208 Fiziin Tao'su

213

tm kartlklarn organik bir btnde birletikleri ok farkl bir gereklie dntrebilmektedirler. Mistikiler, sz konusu tecrbeyi, kelimelerle aklamaya alrlarken, zafiyet fiziinin ok boyutlu gerekliini aklamak zorunda kalan fizikilerin karlatklar zorluklarla kar karya kalmaktadrlar. Lama Govind'nn dedii gibi: Daha st bir boyutta gerekleen bir tecrbeye ancak bilincimizin farkl merkezlerinde ve dzeylerinde meydana gelen tecrbelerimizi btnletirerek varabiliriz. Ancak baz meditasyon tecrbelerini, boyutlu bilincimizin dzleminde ve aklama yeteneimizi daha da daraltan manitk sistemimizde aklamak veya aklamaya kalkmak, dnce srecimizi ayrca snrlayacaktr(5).

ve kuvvet artk birlemitir. Burada madde, gzmze hem kesikli paracklar ve hem de srekli alanlar eklinde gzkmektedir. Ancak bu durumda, sz konusu btnlemeyi tam olarak gzmzn nnde canlandranlayz. Ayn imknszl yaayan fizikiler ise, bu drt boyutlu uzay-zaman dnyasn, soyut ve karmak matematikse! formllerin oluturduu kuramlar aracl ile tecrbe etmeye alrlar. Fakat fizikilerin gelitirdikleri grsel tasarmlar da (dier insanlarda olduu gibi) duyularmzn boyutlu dnyas ile snrldr. nk konuma ve dnme kalplarmz, bu boyutlu dnyada gelimitir ve bundan dolay da zafiyet fiziinde karmza kan drt boyutlu gereklikle tam anlam ile ba edemeyiz. Fakat te yandan Dou mistikileri, st-boyutlu bir gereklii dorudan ve somut olarak tecrbe edebilmilerdir. Onlar, derin meditasyon durumunda gnlk hayatn ve yaaylarn boyutlu dnyasn.

zafiyet kurammn drt boyutlu dnyas, modern fizikte, kart ve badamaz gibi gzken kavramlarn aslnda ayn gerekliin farkl grntleri olduklarn gsteren tek rnek deildir. Byle bir kartlk birlemesinin belki de en nl rnei, atom fiziinde kullanlan parack ve dalga kavramlar ile ilgilidir. Madde, atom-alt dzeye inildiinde, ikili bir grnme brnr. Yani hem parack, hem de dalga olarak karmza kar. Bu ikilikten hangisinin geerli olduu, o anki duruma baldr. Yani baz durumlarda parack grnm baskn iken, dier baz durumlarda da paracklarn dalga grnm ne kmaktadr. te bu ikili doa, k ya da dier elektromanyetik nmda da karmza kmaktadr. rnein k, kuanta ya da foton aracl ile sourulur (yani, absorbe edilir veya emilir) ya da yaylr. Fakat bu paracklar uzayn iinde hareket ettiklerinde, tit-

208

Fiziin Tao'su

Paralellikler

215

resen manyetik ve elektrik alanlar gibi davranrlar ve dalgalarn btn karakteristik zelliklerini bnyelerimde toplarlar. te yandan elektronlar ise, normalde parack olarak kabul edilmesine ramen, bir elektron demeti dar bir aralktan getiinde, bir k demeti gibi krlmaktadr, yani dier bir deyile; elektronlar da dalgalar gibi davranrlar.

Bir parack

Bir dalga

Maddenin ve nmn bu ikili grnm gerekten de anlalamaz bir durum yaratm ve Kuantum kuramnn formle edilmesine yol aan bir ok kuantum koanlarna neden olmutur. nk durmadan uzaya dalan bir dalgann grnts, kesin bir konuma sahip olan bir paracn grntsnden ok farkl gibidir. Bu yzden de fizikilerin, maddenin, birbiri ile badatriamaz gibi gzken biimlerde belirdiini (yani, paracklarn dalga ve dalgalarn da parack olduklarn) kabul etmeleri uzun seneler almtr. Konuya yabanc olan birisi, yukardaki emaya (bakarak sadaki grntnn, dalga eklinde hareket eden bir paraca ait olduumu syleyerek belki de sorunu kknden halletmeyi dnebilir. Fakat bu argman, dalgalarn davran zellikleri ile ilgili bir yanl anlamann sonucudur. nk doada dalga eklinde hareket eden hi bir parack yoktur. rnein bir su dalgasnda, paracklar dalgayla birlikte hareket etmezler. Onlar, dalga, bulunduklar noktay

getiinde kendi evrelerinde bir daire izerek hareket ederler. Buna benzer biimde s e s dalgalarnn oluumu da aklanabilir. Burada havadaki paracklar dalgayla birlikte tanmazlar, onlar yalnzca oluan harekete titreerek cevap verirler. Dalgayla birlikte tanan ey, maddesel paracklar; deil, yalnzca dalgay oluturan fenomendir: Bundan dolay Kuantum kuramnda bir paracn ayn anda bir dalga olduunu sylediimizde, bir parack yrngesinden (particle's trajectory) sz edemeyiz. Anlatmak istediimiz ey, dalga kalbnn btnsel olarak, paracn bir belirimi-,olduudur. Bundan dolay da hareket eden dalgalarn grnts, hareket eden paracklarn grntsnden ok farkldr. Victor Weisskopf'un da dedii gibi: Gl stnde hareket eden dalgalarn hareket biimli, ayn ynde yzen bir gurup baln hareketinden ok farkldr(6).

dalga y n

Bir su dalgas Dalga fenomeni fiziksel dallarda bir ok farkl konumda karmza kmaktadr. Ama oluan her trl dalgay ayn matematiksel formllerle aklamak mmkndr. rnein k dalgalarn, titreen bir gitar telini, bir s e s dalgasn ya do bir su dalgas n aklamak iin hep ayn tr matematiksel formlar kullanrz. te Kuantum kuramnda, bu formlar da, paracklarla balantl olan dalgalar aklamak

201

194 Fiziin Tao'su

Paralellikler bunlar bazen kart da olsa) afklayamayfz. Yani parack kesin olarak bir yerde ne vardr ve ne de yoktur. Ne konumunu deitirmektedir ve ne de hareketsiz bir durumdadr. Deien ey, paracn olas l k kalb ve ayn zamanda paracn belli yerler de var olma eilimleridir. Robert Oppenheimer bu konuda unlar yazmaktadr: rnein bir elektron sahip olduu konumu deitirmez mi? diye sorarsak buna, hayr, deitirir diye cevap vermemiz gerekir. Ancak te yandan bir elektron zamanla sahip olduu konumunu deitirir mi? diye sorarsak, buna hayrr, deitirmez eklinde cevap vermeliyiz. Eer elektronun duraan m olduunu sorarsak, buna hayr, hareketlidir diye cevap veririz. Ve eer elektron hareketli midir? diye sorarsak, bunun cevab da hayr, duraandr biiminde olacaktr. (7) Atom fizikilerinin gereklii, bir Dou mistikisinin gereklii gibi, kart kavramlarn dar erevesini amaktadr. Oppenheimer'in szleri bu adan aadaki Upaniadlar'n bir yansmas gibidir adeta O hem hareket eder, hem etmez. O hem uzaktadr, hem yaknda. O her eyin, iindedir. Ve ayn zamanda da her eyin dnda(8). Kuvvet ve madde, parack ve dalga, hareketlilik ve hareketsizlik, var olma ve var olmama. te bunlar modern fizik aracl ile alm olan kart ya da badamaz kavramlardan bazlardr. Sz konusu kart iftler iinde belki de en nemlisi ve temellisi, en son saylandr. te atom fizii yardm

iin kullanlr. Ancak bu sefer, incelenen dalgalar ak soyutturlar. Onlar, Kuantum kuramnn istatist i k s e l doas ile yakndan ilgi lid iri er. Yani atomsal fenomenlerin yalnzca baz olaslklar aracl ile belirlenip, aklanabilmesi gereiyle yzyzedirler. Bir paracn olaslklar hakkndaki bilgi, olaslk fonksiyonu olarak adlandrlan bir deerle ifade edilmektedir. Bu bykln matematiksel formu ise, bir dalgannki gibidir. Yani dalgann dier trleri iin kullanlan formlara ok benzemektedir. Fakat paracklarla balantl olan dalgalar, su dalgalar ya do. s e s dalgalar gibi gerek ve boyutlu deildirler. Onlar birer olaslk dalgasndan ibarettirler. Sz konusu olaslk dalgas ise, paracklarn farkl yerlerde ve farkl zelliklerde bulunma olaslklar ile balantl olan matematiksel bir deer olarak karmza kar. Olaslk dalgalarnn ortaya atlmas, bir bakma, dalga halinde bulunan parack kartln zmeyi baarabilmi, ama bu olguyu ayn anda ok deiik bir konum iine de sokmutur. Hatta bizi, giderek ok daha temel olan bir kart kavramlar iftine (yani, var olma ve var olmama kavramlarna) gtrmtr. Bu kartlklar ifti, atomsal gerekliin anlalmas ile alabilmitir. Buna gre, bir atomsal paracn belirli bir yerde bulunup bulunmadn kesin olarak syleyemediimiz gibi, onun var olup, olmadn da kesinlikle ileri sremeyiz. Bir olaslk kalb halindeki parack, deiik yerlerde bulunma eilimleri gstermektedir. Bunun iin de, var olmak ve var olmamak arasnda, bize ok yabanc gelen bir fiziksel gereklik belirimi gstermektedir. Bu nedenle bir paracn durumunu belirli ve sabit kavramlarla (ki

208

Fiziin Tao'su

Paralellikler

219

ile, var olma ve var olmama kavramlarn bile am bulunuyoruz. Bu, Kuantum kuramnn en can alc zellii ve niteliidir. Fakat ayn zamanda da kabul edilmesi en g olan yandr. Bumun yorumu hakkndaki tartmalar, halen devam etmektedir. Ayn zamanda var olma ve var olmama kavramlarnn alm olmas, Dou mistisizminin, en anlalmaz ynn de meydana getirmektedir. Atom fizikilerinin yaadklar gibi, Dou mistikileri de var olma ve va olmamann tesinde duran bir gereklikle birlikte yaamaya almaktadrlar. Ayrca Dou mistikileri, bu nemlli olguyu da silk s k tekrarlamaktadrlar. rnein Avagoa bu konuda yle der: Olu (suchness) ne var olandr, ne var olmayandr. Ne ayn anda var olan ve var olmayandr ve ne de ayn anda olmayan var olan ve var olmayandr. (9) Kart kavramlarn tesinde bir gereklikle karlaan fiziki ve mlstikiler, zel bir dnme ynteminin varln da hep beraber kabul etmilerdir. Bu yntemde akl, klasik mantn kat erevesine hapsolmamtr. Sahip olduu gr asn srekli bir biimde farkllatrmakta ve deitirmektedir. rnein atom fiziinde, maddeyi tanmlayp, aklamak iin, hem parack ve hem de dalga kavramn ayn anda kullanmaya mecburuz. Bu iki deiik grnt ile oynamay ve atomsai gereklik ile baedebilmek iin bir grntden dier grntye atlamay renmi bulunuyoruz. Bu ise, kart (klorun tesindeki gereklik ile ilgili tecrbelerini yorumlamak isteyen bir Dou mistikisinin dnce tarzna ok benzemektedir. Lama Govinda'nn dedii gibi: Dou'daki dnce tarz, daha ok medidatif dnme

evresinde dnmektedir. Yani farkl bak alarndan elde edilmi etkileimlerin birlemesiyle oluan, ok ynl ve ok boyutlu bir btnsel etki gibidir. (10) Atom fiziinde parack grntsnden dalga grntsne nasi gidip gelebildiimizi, dalga ve parack kavramlarin daha da yakndan inceleyerek grmeye alalm. Bir dalga, zaman ve uzay iinde meydana gelen bir titreim kalbdr. S z konusu dalgaya belirli bir zaman dilimi ierisinde bakmak mmkndr. Bylece uzay iinde oluan devirsel bir kalp meydana gelmektedir.. Bu devirsel kalb aadaki rnekte gstermeye alalm.
L
< >

Bir daiga .kalb Bu kalp, bir A genlii (yani, titreim genilii) ve bir L dalgaboyu (yani, dalga tepecii arasndaki uzakl) ile karakterize edilmektedir. Bir alternatif olarak dalgann belirli bir noktasna srekli bir biimde bakabiliriz. Byle yaptmzda, belirli bir frekansa (yani, bir saniye iinde meydana gelen gelip gidilere) sahip salnmlarn olutuunu grrz. Burada ise, parack grntsne geri dnelim. Klasik gre gre, bir parack, her zaman diliminde belirli ve tam olarak tanmlanm bir konuma sahiptir. Paracn

208

Fiziin Tao'su Paralellikler


221

sahip olduu hareket de, hz ve hareket enerjisi aracl ile tam olarak akla naibi Imekted ir. rnein yksek hzlarla hareket eden paracklar, bu gre gre, yksek enerjilere sahip olacaklardr. Aslnda fizikiler, paracn hareket durumunu aklamak zere hz kavramn ok ender kullanrlar. Onlar daha ok moment olarak adlandrlan ve paracn ktlesi ile onun hznn arpmndan oluan bir bykl deerlendirmelerine temel olarak alrlar. Kuantum kuram da, olaslk dalgasnn zelliklerini, onlara denk den paracn zellikleri ile birletirerek belirli bir yerdeki dalgann genliini, paracn o yerde bulunma olasl ile orant tomaktadr Genliin byk olduu yerlerde, bir parac bulma olaslmz yksek olacaktr. Kk olan yerlerde ise, bir parack bulma ansmz yoktur. rnein bir nceki sayfadaki dalga katar (dalga kalb), tm uzunluunda eit bir genlie sahiptir. Yani herhangi bir parack, dalga boyunca herhangi bir yerde eit olaslkla bulunabilecektir (*). Paracn hareket durumu hakkndaki bilgi, dalga boyunun ve frekansn ardnda gizlidir. Dalga boyu, paracn momenti ile ters orantldr. Bunun anlam, kk bir dalga boyuna sahip olan bir paracn, yksek bir moment ile (ve buna bal Olarak da yksek bir hzla) hareket etmekte olduudur Dalgann frekans ise, paracn enerjisi ile doru
(*) Bu rnekte, dalga tepeciklerinde bir parac bulma olaslnn, dalga dzlklerinde bulma olaslndan az olduu dnlmemelidir. Burada, gsterilen statik dalga kalb srekli bir titreimin bir anlk fotoraf olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle, dalga boyunca bulunan her nokta, devirsel sreler sonucu tepeciin doruk noktasna eriecektir.

orantldr. Yani yksek frekansa sahip bir dalga, ona ait paracn yksek bir enerjiye sahip olduunu gsterir. I ele alalm. Mor iik yksek bir frekanstan ve ksa bir dalga boyundan olutuu iin, onun fotontor da yksek bir enerjiye ve yksek bir momente sahip olmaktadrlar. Ama te yandan kzl k dk bir frekanstan ve uzun bir dalga boyundan olutuundan, fotonlar da dk enerjiden ve kk bir momentten olumaktadrlar. rneimizdekine benzer bir ekilde yaylan bir dalga, ona denk den paracklarn konumu hakknda pek fazla bir ey ortaya koymaz. Byle bir dalgada, parack ayn olaslkla herhangi bir yerde bulunabilmektedir. Fakat ou kez, paracn konumunu aa yukar kestirebiliriz. Bir atomda bulunan elektronlarda olduu gibi. Byle bir durumda, bir parac belirli yerlerde bulma olasl, belli bir blgeye sktrlm olduu iin, bu blgenin dnda, paprac bulma olasl sfr olacaktr. Buna benzer bir durum aadaki diyagram yardm ile elde edilebilir. Burada sz konusu parack, X blgesine sktrlmtr.

x x blgesinin herhangi bir noktasnda bulunan bir paracn dalga paketi

222

Fiziin Tao'su

Paralellikler

223

Byle bir kalba dalga paketi denmektedir (*). Bu dalga paketi, X blgesinin dnda birbirini yok ederek giriim gsteren farkl uzunluktaki dalga boylarna sahip, ok sayda dalga katarndan (dalga ka>lbndan) olumaktadr. Bylece toplam genlik ve buna bal olarak da paracn orada bulunma olasl, buralarda s f r olmasna ramen, X blgesi iinde yukardaki kalp meydana gelmektedir, Bu kalp, paracn X blgesinin herhangi bir noktasnda bulunduunu gstermesine karlk, onun konumunu daha da belirgin bir hale getirmemize imkn tanmamaktadr. S z konusu blgenin dahilindeki noktalar iin yalnzca paracn bu.umma olaslklarn belirleyebiliriz. (rnein burada, parack byk b'r olaslkla, olaslk genliinin yksek olduu orta blgede bulunacakr. Buna karn genliin kk olduu dalga paketi kenarnda ise paraca rastlama olas l daha kk olacaktr.) Yani dalga paketinin uzunluu, paracn konumunu belirlemedeki belirs i z l i i n bir gstergesi gibidir. Byle bir dalga paketinin ok nemli bir dier zellii de, kesin bir dalga boyuna sahip olmamasdr. Yani kalp boyunca pepee gelen iki tepe noktas arasndaki uzaklk eit deildir. Grld gibi dalga boyu enine doru yayk biimdedir ve bu yaylmann miktar da dalga paketinin uzunluuna baldr. Yani dalga paketi ne kadar ksa ise dalga bo(*) Kolaylk olsun diye burada uzayn tek bir boyutu ile ilgileniyoruz. Yani bir izgi zerinde bulunan elektronun konumundan sz ediyoruz. Daha nce belirttiimiz gibi, olaslk kalplar ise, daha karmak dalga paketlerine denk den iki boyutlu rnekleri oluturmaktadrlar.

yundaki yaylma da o kadar byk olacaktr. Bunun aslnda Kuantum kuram ile bir ilgisi yoktur. Sz konusu durum, daha ok dalgalarn zellikleri ile ligindir. Dalga paketleri, belirli ve kesin bir dalga boyuna sahip deildirler. te bu noktada dalga boyunu, ona denk den parack ile ilikilendirdiimizde, karmza tm ihtiam ile Kuantum kuram kmaktadr. Eer dalga paketi tam olarak tanmlanm bir dalga boyuna sahip deilse, parack da tam olarak tanmlanmam bir momente sahip olacaktr. Bu ise, paracn konumu ile ilgili bir belirsizliin yannda (yani, dalga paketinin uzunluu ile ilgili olarak) onun momenti ile ilgili bir baka belirsizliin (ki bu da dalga boyunda meydana gelen yaylmadan kaynaklanmaktadr) ortaya kmas demektir. S z konusu iki belirsizlik birbirine s k skya baldrlar. nk dalga boyundaki yaylma (yani, momentteki belirs i z l i k ) dalga paketinin uzunluuna (yani, konumdaki belirsizlie) baldr. Eer paracn konumunu daha kesin bir biimde belirlemeye kalkarsak, yani sz konusu dalga paketini daha kk bir blgeye s k trmak istersek, bu, dalga boyunda bir yaylma artna neden olacak ve bylece paracn momentindeki belirsizliin artmasna yol aacaktr. Konum ile moment belirsizlikleri arasndaki bu ilikinin detayl matematiksel formu, Heisenberg Bel i r s i z l i k Bants (ya da ksaca belirsizlik ilkesi) olarak nlenmitir. Bunun anlam ise, atom-alt dnyaya dalndnda, bir paracn hem konumunu ve hem de momentini ayn anda byk bir kesinlikle belirleyemeyeceimizdir. Konumunu ne kadar kesin belirlersek, moment de o kadar belirsiz olacaktr (ve doal olarak bumun tersi de dorudur). Bu iki byk-

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

lkten ancak bir tanesini kesin olarak lmeye karar verebiliriz. Fakat o zaman da, dier bykl tamamen gz ard etmemiz gerekir. Bir nceki blmde de deindiim gibi, sz konusu belirsizlik, sahip olduumuz lm tekniklerinin yetersizliinden kaynaklanmamaktadr. Bu, temel ilkenin getirdii ve alamaz olan bir snrlamadr (limitdtion of principle). Eer paracn konumunu byk bir dorulukla lmeye karar verirsek, ilke olarak, o parack tam olarak belirlenemeyen bir momente sahip olacaktr (ve tabii ki tersi de geerlidir). Bir paracn konumu ile momenti arasndaki belirsizlik i l i k i s i , belirsizlik ilkesinin tanmlad tek durum deildir. Buna benzer ilikiler, dier matemat i k s e l deerler iin de geerlidir (rnein atomsal bir olayn oluma sresi ile bu olayn ierdii enerji arasndaki ilikide olduu gibi). Bu durumu ok kolay bir biimde gz nne getirebiliriz. Bunun iin daha nce grdmz dalga paketini, uzaysal bir kalp olarak deil de, titreen bir zamansal kalp olarak grmemiz gerekmektedir. Parack, gzlemi yaplan belirli bir noktadan getiinde, o noktadaki dalga kalbnn titreimi, ilk nce kk genliklere sahip olacak, daha sonra bu genlikler byyecek ve nihayet yeniden klerek bir sre sonra da hareketi kesilecektir. Bu kalptan geme sresi, paracn gzlem noktamzdan geme sresini temsil etmektedir. Geiin bu zaman dilimi iinde gerekletiini syleyebiliriz, ama bundan daha detayl bir bilgiyi ortaya koymamz mmkn olmaz. T i t r e i m kalbnn sresi, bu durumda, olaylarn zamansal belirsizliini temsil etmektedir. Dalga paketinin uzaysal kalbnda nasl ki tam

olarak tanmlanm bir dalga boyuna rastlayamyorsak, buna denk den zaman iindeki titreimsel kalpta da tam olarak tanmlanm bir frekansa rastlayanlayz. S z konusu frekanstaki yaylma, titreimsel kalbn sresine bal olacaktr. Kuantum kuram, dalgann frekansn paracn enerjisi ile badatrdndan, kalptaki frekansta meydana gelen yaylma, paracn enerjisinde bir belirsizlie neden olacaktr. Bylece, zaman iinde oluan bir olayn belirsizlii, enerjisindeki bir belirsizlikle, (aynen paracn uzaysal konumundaki belirsizliin momentteki belirs i z l i k l e ilikilendii gibi)' paralel gidecektir. Bunun anlam ise, bir olayn oluma sresi ile o olayn ierdii enerjiyi ayn anda ve byk bir kesinlikle belirleyemeyeceimizdir. ok ksa bir zaman sresi iinde gerekleen olaylar, enerji asndan byk bir belirsizlii iermektedirler. te yandan kesin bir miktarda enerji ieren olaylar da, ancak ok uzun bir zaman sresi iinde belirlenebilirler. B e l i r s i z l i k ilkesinin en nemli zellii, sahip olduumuz klasik kavramlarn snrlln kesin bir matematiksel forma sokarak gsterebilmi olmasdr. Daha nce de anlatld gibi, atom-alt dnya, btnsel bir birliin blmleri arasndaki ilikilerden oluan bir a gibi grnmektedir. Altmz makroskopik tecrbelerimizden oluan klasik yaklamlorrnz, bu dnyay tam anlam ile aklamak konusunda ok yetersiz kalmaktadrlar. Ayr ve bamsz fiz i k s e l varlklar kavram artk (rnein parack), teme! bir neme sahip olmayan pratik bir idealletirme ekline dnmtr. S z ' konusu kavram, yalnzca btnsellik dahilindeki balantlar asndan nem tamakta ve tanmlanabilmektedir. Bu balan-

202

Fiziin Tao'su

Paralellikler

226

tlar da, daha ak istatistiksel zelliktedirler. Yani kesinlikler yerine olaslklardan oluan bir dnyadr bu. Bamsz fiziksel bir varln zelliklerini klasik 'kavramlar erevesinde tanmlayp, aklarken, yani konum, enerji, moment, vs. gibi kavramlar kullanrken, baz kavramlarn bir ift oluturduunu ve birbirleri ile ayn anda aklanamaz bir ilikide bulunduklarn grrz. Fiziksel nesneye sz konusu kavramlardan bir tanesini uyguladmzda, dier kavram belirsizlemekte ve ikisi arasndaki kesin iliki de bel i r s i z l i k ilkesinin kurallar aracl ile ortaya konabilin ektedir. Niels Bohr, klasik kavra nlar arasndaki bu ilikiyi daha iyi gsterebilmek iin, tamamlayclk (complementarity) yaklamm ortaya atmtr. Bohr parack grnts ile dalga grntsnn ayn gerekliin birbirlerini tamamlayan iki farkl yansmas olduunu ileri srer. Bu yansmalardan her biri, kendi bana yalnzca s n r l lde geerli ve doru olmaktadr ve kstl bir kullanm alanna sahiptir. Atomsal gerekliin tam bir grntsn verebilmek iin, sz konusu yansmalarn ikisini birden kullanmak ve bunlar belirsizlik lkesinin izdii snrlar dahilinde uygulamak gerekir. Tamamlayclk yaklam, gnmz fizikilerinin doay alglama tarzlarnn en nemli unsuru haline 'gelmitir. Buna dayanarak Bohr, bu yaklamn, fizik d alanlarda kullanlan kavramlara da uygulanmas n nermitir. Gerekten de, 2500 sene ncesinde grld gibi, tamamlayclk yaklam, ok verimli bir dnce sistemi haline dnmtr. nk 2500 sene nce, eski in dncesi ve retisi, kart kavramlarn kutupsalln (ya da tamamlaycln)

kavrayabilmiti. in bilgelerin, kartlklarn sz konusu tamamlaycln, Yln ve Yang kutuplar olarak gstermiler ve bunlarn dinamik etkileimlerini, tm doal fenomenlerin ve insana zg durumlarn z olarak grmlerdir. j ' ' Niels Bohr, kendi yaklam ile in retisi arasndaki paralelliklerin farkna varmt. 1937 senesinde (yani, Kuantum kuram ile ilgili yorumlarn btnyle tamamlad bir tarihte) in'e gittiinde, eski in'in kutupsal kartlklar yaklamndan ok etkilenmi ve o gnden sonra da Dou medeniyetlerine olan ilgisini srekli canl tutmutu. Bundan on sene sonra, Niels Bohr, bilimsel alanda salad gelimelerden ve Danimarka kltr hayatna bahettii byk katklardan tr valye nian ile onurlandrld. Bunun zerine valyelik armas iin uygun bir motif bulmas gerektiinde ise, Yin ve Yang'n tamamlayc i l i k i s i n i temsil eden in kaynakl t'ai-chi semboln semiti. Bu semboln yan sra, armasna Contnaria sunt complementa (yani, kartlklar birbirlerini tamamlarlar) szn katan Niels Bohr, bylece eski Dou bilgelii ve ada Bat bilimi arasndaki gl uyumu da vurgulamt.

Paralel lkler

229

12)

UZAY-ZAMAN

Modern fizik ok arpc bir biimde, Dou mistisizminin en temel grlerimden bir tanesini dorulamtr. Yani bize, doay aklamak iin kullandm? tm kavramlarn s n r l olduunu, bunlarn doann bir zellii olmadklarn ve inanmzn aksine, bu kavramlarn aklmzn bir rn ve soyutlamalar olduklarn, bir arazinin deil, yalnzca bir haritann paralan olduklarn gstermitir. Tecrbelerimizi ne kadar geniletirsek geniletelim, aklc zihnimizin s n r l a r yine de karmza kacaklar ve bylece bizi sahip olduumuz kavramlar deitirmeye ya da baz hallerde tamamen ortadan kaldrmaya yneltecektirler. rnein uzay ve zaman hakkndaki yaklammz neredeyse tmyle, kendimizce gereklik hakknda gelitirdiimiz haritaya dayanmaktadr. Bunun amac, evremizdeki nesne ve olaylar bir dzene sokmaktr. Yine bu nedenle, uzay ve zaman tasarmlarmz yalnzca gnlk hayatmzda deil, ayrca bilim ve felsefe yardm ile aklamaya altmz doann anlalmasnda da hayat bir neme sahiptir. rnein fizik alannda, formlasyonu iin uzay ve zaman kavramlarna gerek duymayan hi bir yasa yok gibidir. zafiyet kuramnn sz konusu temel kavramlarda meydana getirdii olaanst deiimler de, bundan dolay, bilim tarihinin en nemli ve en byk devrimlerinden birini yaratmtr.

Klasik fizik, ierdii maddesel nesnelerden bamsz olan ve kiid geometrisine uyan, mutlak ve boyutlu bir uzay ve yine maddesel dnyadan bamsz, dzenli bir biimde akp giden mutlak ve ayr bir boyut olan zaman yaklamna dayanmaktayd Bat dnyasnda uzay ve zaman ile ilgili bu yaklamn bilim adamlarnn ve filozoflarn zihinlerinde o kadar derin bir eitkisi vardr ki, bu kavramlarn, sonunda doann gerek ve tartmasz zelliklerini yansttklar bile kabul edilmitir. Geometrinin, doay anlatmak iin yarattmz erevenin bir paras olmaktan ok, doann ayrlmaz bir zellii olduu gr, ta Yunan dnce ve reti geleneklerine kadar uzanabilmektedir. Yunan matematiinin en nemli hedeflerinden biri, uygulamal geometriydi. Bu hedef, Yunan felsefesi zerinde de byk etkiler yaratmt. T a r t m a s z ve sorgusuz baz varsaymlardan yola kma yntemi ve bunlardan tmdengelimci dnce aracl ile teoremler kartma gelenei. Yunan felsefesinin en nemli karakterlerinden biridir. Bundan dolay da geometri, tm dnsel, faaliyetlerin en nemli merkezi haline dnm ve btn felsef uygulamalarn temelimi oluturmutu. Platon'un Atina Akademisi'nin girii zerinde u szlerin bulunduu sylenir: Geometriyi renmeden buraya girmene izin verilmeyecektir. Yunanllar, gelitirmi olduklar matematiksel teoremlerin, gerek dnya hakkndaki sons u z ve kesin gerekleri yansttklarna ve geometrik ekillerim de mutlak gzelliin bir belirimi olduklarna iten inanyorlard. Geometriye, mantn ve gzelliin mkemmel karm olarak bakyor, bylece onum, Tanr'sal bir orijinden geldiini savunuyorlard.

194

Fiziin Tao'su hareketle Platon, Tanr bir geometricidir

Paralellikler

201

Buradan eklinde

bir hkme varmt.

Geometriye T a n r ' s a l bir uyum olarak bakldndan, Yunanl'lar ipin gkyznn de mkemmel geometrik biimler arzetmesi olaan saylyordu. Bunun anlam da, gk cisimlerinin bir takm gksel daireler zerinde hareket etmeleriydi. Durumu daha da geometrikletrmek iin, gk cisimlerinin,' merkezinde yerkrenin bulunduu iie gemi kristal kreler biiminde ve hep birlikte hareket ettikleri dnlmekteydi. Daha sonraki yzyllarda da, Yunan geometrisinin Bat felsefe ve bilimine olan byk etkisi devam etmitir. klid'in Elemanlar isimli eseri, yzylmzn balarna kadar Avrupa'deki okullarn standart bir ders kitabn oluturmaktayd ve klid geometrisi de, neredeyse iki bin yl, uzayn gerek doas olarak kabul edilmiti. Bilim adamlarna ve filozoflara geometrinin doann temel bir zellii olmadn ve aklmzn bir rn olduunu gstermek iin, Einstein apnda bir insana gerek duyulmutur. Henry Morgenaun dedii gibi: zafiyet kuramnn en can alc noktas, geometriyi aklmzn bir rn olarak gsterebilmi olmasdr. Ancak bu keif kabul edildikten sonra aklmz, uzay ve zaman ile ilgilenebilir. Bylece onlar tanmlamak iin mmkn olan imknlar aa kar ve gzlemlerimizle badaan formlasyonlar seilebilir (1). te yandan Dou felsefesi, Yunanl'larnkine benzemeyen bir yntemle, uzay ve zamann aklmzn bi-r rn ve yaps olduunu srekli dile getir-

mitir. Dou mistikileri bu kavramlar, dier btn zihinsel kavramlar gibi ele almlar, yani onlar izaf, s n r l ve hayal olarak grmlerdir. rnein bir Buddhist eserde unlar okumak mmkndr: Ey rahipler* Buddha bize, gemiin, gelecein, lemin ve insanlarn yalnzca isimler, fikir yaplar ve ortak olarak kullanlan baz kelimelerden ibaret olduklarn retmitir. Onlar, stn bir gereklikten haber getiremezler (2). Bu nedenle Uzak Dou'da geometri, hi bir zaman eski Yunanistan'daki kadar bir kabule eriemedi. Ancak bu, Hintli'lerin y da inli'lerin geometri hakknda bir ey bilmedikleri anla-, mna gelmemelidir. Bu insanlar, sahip olduklar geometri bilgilerini tapnak yapmnda, topran lmnde ve gkyz haritalarnn oluturulmasnda baarl bir biimde kullanmlardr. Fakat bu bilgileri ile soyut ve ebed gerekleri belirlemeye almamlardr. Bu felsef yaklam, kendisini, eski Dou bilimlerinde grlen doay dz izgiler ve mkemmel daireler iine sokmama eiliminde de gstermitir. Bu noktada Joseph Needham'n in astronomisi hakknda gelitirdii fikirler ok ilgintir: in astronomlar, aklamalarnda geometrik biimlere gerek duymamlardr. nk evrensel organizma btnn oluturan her bir organizma blm, kendi doasna uygun bir Tao'yu takip etmektedir. Bunlarn hareketleri ise temelde temsil edilemez bir cebirsel yapya sahiptir. Bu yzden inli'ler, Avrupa'l astronomlarn mkemmel ekillere olan tutkularna hi bir zaman sahip olmamlar ve ayn nedenden dolay da, kristal krelerden oluan Ortaa tutsakln yaamamlardr(3).

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

Grld gibi. Dou filozoflar ve bilim adamlar, daha o zaman zafiyet kuramnn temel yaklamlarna sahiptiler. Yani geometri hakkndaki grlerimizin, doann mutlak ve deimez temel zelliklerini deil, yalnzca zihinsel oluumlar yansttklarn, onlar daha o alarda kavrayabilmilerdi. Bu konuda Avagoa unlar'syler: Yanl anlalmasn! Uzay, blmlendirmenin bir eididir sadece ve kendi bana gerek bir varla sahip deildir. Yani uzay ancak, olgular blm Iendirerek kavrayan bilincimiz sayesinde var olabilir (4). Bu aklamann ayns, zaman hakknda sahip olduumuz fikirler ve grler iin de geerlidir. Dou mistikileri, uzay ve zaman yaklamlarn bilincimizin belirli baz durumlar ile ilikilendirmilendir. Meditasyon yardm ile alldk durumun tesine eriebilen mistikiler, uzay ve zaman hakkndaki bilinen yaklamlarn, ulalabilecek en son gereklii yanstmadklarm kavrayabilmilerdir. Mistik tecrbeleri neticesinde elde ettikleri farkllotrlmam uzay ve zaman kavraylar ise, birok ynden zafiyet kuramnda kendisini bulan modern fiziin yaklamlarna benzemektedir. Peki zafiyet kuram ile ortaya kan yeni uzay ve zaman yaklam nedir? Aslnda sz konusu yenilik, tm uzay ve zaman lmlerinin izaf olduklar buluuna dayanmaktadr. Uzaysal belirilerin izafiyeti yeni bir ey deildir. Uzayda bulunan bir nesnenin sahip olduu durumun, yalnzca dier bir nesnenin konumuna izafeten belirlenebilecei Einstein'den nce de biliniyordu. rnein byle bir izaf ba-

nt, genelde kartezyen(*) koordinatn kullanm ile yaplmaktadr. Koordinatlarn llmeye baland noktaya sz gelimi, gzlemci denilmektedir. Bu kartezyen koordinatlarn izafiyetini gzmzn nnde can landra bilmek iin, uzayda serbeste duran iki gzlemcinin bir emsiyeyi gzlemlediklerini varsayalm, A gzlemcisi, emsiyeyi sol tarafnda hafife eik bir biimde grmektedir. Yani emsiyenin st taraf ona daha yakn gibidir. te yandan B gzlemcisi, emsiyeyi sa tarafnda ve st taraf kendisinden biraz uzakta gibi grmektedir. Bu

A ve B isimli iki gzlemcinin bir emsiyeye bakmas


(*) Descartes'in (ev.) gelitirmi olduu koordinat sistemi

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

iki boyutlu rnei, boyuta evirirsek tm uzaysal belirilerln (yani, sa, sol, yukar, aa, eri, dz gibi) gzlemcimin konumuna bal olduu, yani izaf olduu ortaya kacaktr. Bunlar, zafiyet kuramndan ok nceleri de biliniyordu. Fakat klasik fiziin zaman konusundaki fikri tamamen farklyd. rnein iki olayn zaman sal dzeni, tmyle gzlemciden bamsz olarak kabul ediliyordu. Zamanla ilgili btn terimlerin (yani, nce, sonra, annda gibi) herhangi bir koordinat s i s teminden bamsz olarak, mutlak bir anlama ve ierie sahip olduklar dnlmekteydi. Einstein ise, zamansal belirilerin de izaf olduklarn ve bunlarn da gzlemciye bal olduklarn kavrayabilmeyi baarmt. Gnlk hayatmzda gzlemlediimiz her ey, k hzndan (yani, 186.000 mil/san)(*) ok dk olduklar iin, onlar, olutuklar anda grebiliyormuuz gibi bir dnceye sahip oluruz. Bylece evremizde olup, bitenleri bir zaman dilimlendirmesi ile snflara ayrabileceimizi dnrz. Ama ne yazk ki bu gr hataldr. nk n bile, olayn oluumundan gzlemcinin gzne ulaana kadar, bir sre uzayda hareket etmesi gerekmektedir. Normal durumlarda bu sre ok ksa olduu iin, n yayim anszn diye nitelendirilir. Fakat gzlemci gzlenen nesneye gre ok yksek bir hz ile hareket ediyorsa, bir olayn oluum am ile onun gzlemlenmesi arasnda geen zaman sresi, bir olaylar zincirinin Oluumu iin ok nemli olmaktadr. Einstein bunun farkna varm ve farkl hzlarda hareket eden gzlemcilerin olaylar zaman
(*) Yaklak 300.000 km/saniye. (ev.)

iinde farkl biimde dzenleyecekleri fikrini ortaya atmtr(*). Bir gzlemci tarafndan ayn anda, oluuy o r m u gibi gzken iki olay, dier gzlemciler iin farkl bir zamansal sralamaya sahiptir. Fakat gnlk hayatmzn alldk hzlarnda sz konusu farkllklar, kefedilmeyecek kadar kktrler. Ancak hzlar k hzna yaklatnda, farkl zamansal sralama llebilir hale gelmektedir. Neredeyse k hz ile hareket eden paracklarla uraan yksek enerji fizii dalnda, zamann izaf oluu oktan beri yerini almtr ve saysz deneyler sonucu da ispatlanabilmitir(**). Zamann izaf oluu, bizi Nevvton'cu mutlak uzay kavramndan da vaz gemeye zorlamaktadr. nk byle bir uzayn her an iin belirli bir madde ieriine sahip olduu dnlyordu. Fakat annda oiuun gzlemcinin hareket durumuna bal izaf bir kavram oluturduu anlaldndan beri, btn evreni kapsayan byle bir zaman diliminden sz edememekteyiz. Belirli bir anda, bizden ok uzaklarda gerekleen bir olay, baka bir gzlemci iin daha erken ya da daha sonra gerekleebilir. Bundan dolay mutlak bir ereve dahilinde belirli bir andaki evren diye bir durumdan sz edemeyiz. Yani gzlemciden bamsz, mutlak bir uzay yoktur.
(*) Bu sonuca ulaabilmek iin, n hznn tm gzlemciler iin ayn olduunu kabul etmek gerekir. (**) Gzlemcinin, laboratuvarda bulunurken hareketsiz olduuna dikkat ediniz. Ama te yandan gzlemledii olaylar, farkl hzlarda hareket eden paracklar tarafndan oluturulduu iin, ayn etki burada da meydana gelmektedir. nemli olan, gzlemci ile gzlenen olaylar arasndaki izaf hzdr. Bunlarn hangisinin hareket ettii aslnda pek bir neme sahip deildir. , >

236

Fiziin Tao'su Paralellikler


237

Bu anlamda zafiyet kuram, bize, uzay ve zaman kavramlarn ieren her trl lmlerin mutlak nemlerini yitirdiklerini gstermi ve klasik mutlak uzay ve mutlak zaman kavramlarmn terkedilmeine neden olmutur. Mendel Sachs, sz konusu gelimenin en can alc noktasn yle dile getirmitir: Binstein'in kuram ile ortaya tkan asl devrim, uzay-zaman koordinat sisteminin ayr ve nemini bamsz bir fiziksel varlk olarak nesnel dinatlarn, cinin trA). ada bir fizikinin yapt bu aklama, uzay ve zaman hakkndaki yaklamlarn, modern fizik ile Dou mistisizminde artk ne kadar birbirlerine yaklatklarn aka gstermektedir. Bu konuda Dou mistikileri (daha nce de belirttiimiz gibi), uzay ve zaman hakknda, isimlerden, dnce kalplarndan ve genel kullanm gren kelimelerden baka bir ey deildirler demilerdir. Gnmzde uzay ve zaman kavramlar artk, doal fenomenleri kendi asndan dile getiren belirli bir gzlemcinin znel rolne indirgendiinden, her gzlemcinin ayn fenomeni farkl biimlerde yorumlayp, aklayabilecei de kabul edilmitir. Bilim adamlar bu eitli yorum ve aklamalardan baz evrensel yasalar elde edebilmek iin, bunlar tm koordinat sistemleri iin ayn forma getirmeye almlardr. Yani herhangi bir konumda bulunan ve birbirine izaf olarak hareket eden tm gzlemciler iin ayn olan aklamalar bulunmas amalanmevresini dilin kaybetmesi bir gzlemaklam-

ile olumutur. zafiyet kuram, uzay ve zaman kooraklamak isteyen zellikleri olarak kulland

tr. Bu kural ve hedef, daha sonra zafiyet ilkesi olarak yerini alm ve aslnda zafiyet kuramnn hareket noktasn tekil etmitir. zafiyet kuramnn tohumu, henz on alt yanda olan Einstein'in ok nemli bir kartl' farketmesiyle atlmtr. Einstein, k hzyla hareket eden bir gzlemciye, onun yannda hareket eden bir k demetinin nasl grneceini merak etmiti. Kendi sorusuna yine kendisi yle bir cevap vermiti: Gzlemci, sz konusu k demetini hareket etmeden salnan (yani, ossile eden) bir elektromanyetik alan olarak alglayacaktr ve bylece herhangi bir dalga oluumu meydana gelmeyecektir. Gen Einstein, bir gzlemci iin bilinen bir elektromanyetik fenomenin (yani, bir k dalgasnn), baka bir gzlemci iin fiziksel yasalara ayk r bir fenomen olarak gzkebildii sonucuna varmt. Fakat byle bir fenomen, daha henz fizik dalnda grlm deildi. Bu yzden kendisi bile, byle bir sonucu bir trl kabul edemiyordu. Einstein, daha sonraki yllarda, zafiyet ilkesinin, elektromanyetik fenomenlerin aklannda, tm uzaysal ve zamansa! belirimleri izaf olarak kabul ederek, kullanlabileceini anlamtr. Buna gre, hareket eden cisimlerle ilgili fenomenlere uygulanan mekanik ve elektrodinamik yasalar (yani, elektriin ve manyetizmann kuramlar) ortak bir izaf ereve iinde formle edilebilirlerdi. Bu ekilde, zaman, uzayn koordinat ile birletirilerek, gzlemciye gre (yani, izaf olarak) belirlenen drdnc bir koordinata dntrlebilirdi. zafiyet ilkesinin dorulanmasn, yani bir kiinin gelitirdii bir kuramda bulunan denklemlerin, tm koordinat sistemlerinde geerli olup olmadn

238

Fiziin Tao'su

Paralellikler

210

saptayabilmek iin, uzay ve zaman be lirimi erJnin bir koordinat sisteminden (ya da referans sisteminden) dier bir koordinat sistemine (referans sistemine) aktarlabilir ve bu aktarma ileminin de tam olarak tanmlanm olmas gerekir. Bu trden aktarmalar (ya da teknik deyimi ile transformasyonlar) klasik fizikte de biliniyor, ok kereler kullanlyordu. emsiyeye bakan iki gzlemci rneimizde, iki referans sistemi arasndaki aktarma, dikey ve ygtay izgilerle temsil edilen A gzlemcisinin koordinatlarn,!, B gzlemcisinin iki koordinat ile birletirilmi olarak yanstmaktadr (tersi de geerlidir). Temel geometri kurallar kullanarak, bu iki ilikinin kesin formlasyonu rahatlkla yaplabilir. Fakat te yandan zafiyet kuram ile birlikte yeni bir durumla karlalmtr. nk uzayn sz konusu boyutuna bir drdnc boyut olarak zaman eklenmitir. Farkl referans sistemlerinin aktarlmas srasnda, herhangi bir sistemde bulunan bir koordinatn dier sistemin bir baka koordinat ile elemesi durumu doar. Bu nedenle bir sistemdeki uzay koordinat, dier bir sistemde belki de zaman ve uzay koordinatlarnn bir karm olarak alglanacaktr. te bu, gerekten de ok ilgin bir durumdur. Koordinat sistemlerindeki her bir deime, zaman ve uzay matematiksel olarak birbirleriyle kartrmaktadr. Bundan dolay sz konusu iki e, artk birbirinden ayr olarak kabul edilemezler. nk bir gzlemci iin uzay olarak gzken, dier bir gzlemci iin uzay ve zaman karm olarak gzkebilmektedir. te zafiyet kuram, uzayn boyutlu olmadn gstermi ve buna ek olarak zamanm da ayr ve bamsz bir varlk olarak dnlemeyeceini

ortaya koymutur. Her kii de, ayrlamaz ve btnsel bir biimde birbirleriyle balanmlardr ve uzayzaman denilen drt boyutlu bir sreklilii (continuum) oluturmaktadr. Bu yeni uzay-zaman kavram, Hermann Minkowski'nin 1908 ylnda verdii nl bir seminerde u szlerle ortaya atlmt: . Uzay ve zaman hakkndaki grleri sizlerin nne sererken, bunlarn deneysel fizik temeline dayandklarn da vurgulamak sterim. te bu grlerin g kazandklar nokta da budur. Bu yzden uzay ve zaman kendi bana tutulduunda, bir takm farkl glgeler ayracaklardr. Bamsz bir gereklii koruyabilecek olan tek are, onlarn btnlemesi ya da birlemesidir(6). Uzay ve zaman ile ilgili kavramlar genelde doal fenomenlerin anlatmnda o kadar nemlidirler ki, bu kjvramlarda meydana getirilen herhangi bir deiiklik, doay aklamak iin kullandmz tm fiz i k s e l erevenin de deimesine yol aacaktr. S z konusu yeni erevede, uzay ve zaman eit bir temele dayanmakta ve ayrlamaz bir biimde birbirlerine balanmaktadrlar. zafiyet fiziinde, zamandan sz etmeden uzay hakknda konuamayz (tersi de geerlidir). Bu yeni ereve, yksek hzlar ieren her trl tadr. fenomenin anlatlmasnda kullanlmak-

Uzay ile zaman arasndaki bu s k ilinti, zafiyet kurammdan ok nceleri, astronomi alannda da biliniyordu. Astronom ve astrofizikiler, ok byk uzaklklarla uramaktadrlar. Burada da n gzlenen nesneden gzlemciye ulaabilmesi iin belirli bir sreye ihtiya vardr ve bu durum gzlemlerde

240

t Fiziin Tao'su

Paralellikler sonuou, bu incelik'btn ile kavranabilmi ve bizi matematiksel formalizmi ile neredeyse akrabalatrmtr. Ama bu durum sezgilerimize yine de pek yardmc olamamtr. nk drt boyutlu uzay-zaman dorudan tecrbe edebilecek duyusal yeteneklere ne yazk ki sahip deiliz ve dier izaf kavramlar da ayn nedenden dolay kavrayamamaktayz. Y k s e k hzlara sahip doal fenomenleri aratrdmzda, bu kavramlar karsnda hem sezgisel adan ve hem de kullanlan alldk dil asndan tam olarak belirsiz bir durumla karlarz. Yani insan varlmz, gzlemlediklerini kavramakta ve tanmlamakta glk eker. rnein klasik fizikte, hareket halindeki ya da hareketsiz durumdaki ubuklarn hep ayn uzunluklara sahip olduklar kabul edilirdi. Fakat zafiyet kuram, bunun byle olmadm gstermitir. Buna gre bir nesnenin uzunluu, onun bir gzlemciye olan (izaf hareketine baldr ve bu hareketin hz ile deiim gstermektedir. Yani nesne, hareketi ile doru orantl olarak ksalmaktadr. Sz geiimi hareketsiz bir ubuk, en byk uzunlua sahipse ve gzlemciye doru izaf olarak artan bir hzla hareket etmeye balarsa, gittike klen bir uzunlua sahip olacaktr. A r yksek hzlarla arpan ve yksek enerji fiziinde dalma deneyleri olarak adlandrlan parack deneylerinde, paracklar o kadar byk bir izaf ksalmaya maruz kalrlar ki, sahip olduklar kresel biimleri neredeyse bir kat inceliine dnr. Burada belirtilmesi gereken nemli bir nokta da, 'hangi uzunluun gerek uzunluk olduu sorusunun anlamsz olmasdr. Bu tpk gnlk hayatmzda bir

nemli bir rol oynamaktadr. In sonlu bir hza sahip olmas, astronomlar iin bir olumsuzluk deil tam aksine, nemli bir avantajdr. nk bu durum, onlara yldzlarn, yldz kmelerinin ya da galaksilerin tm evrelerini gzleme imkn vermektedir. Astronomlarn bunu baarabilmek iin, drbnlerini yalnzca gkyzne evirip, zamann gemiine ynelmeleri yeterli olmaktadr. nk gemite kalan milyonlarca yl iinde oluan btn fenomen tiplerimi, gkyznn herhangi bir blgesinde gzlemek mmkndr. te bu nedenle astronomlar, uzay ve zaman arasndaki bantya youn bir ilgi duymulardr. zafiyet kuramnn bize syledii ey, bu balantnn yalnzca byk uzaklklarla ilgilendiimizde deil, ayrca yksek hzlarla da uratmzda karmza ktdr. rnein yeryznde bile herhangi bir uzakln llmesi, zamandan bamsz saylamamaktadr. nk bu lm, gzlemcinin hareket durumuna ve buna bal olarak da zamann referansna(*) denk dmektedir. nceki blmde de belirtildii gibi, uzay ve zamann birletirilmesi dier temel kavramlarn da birlemesine neden olmutur. S z konusu birletirici karakter ise, izaf erevenin en belirgin zelliidir. zaf olmayan fizik dallarnda tcmamen bamsz gibi grnen kavramlar, artk bir tek ve ayn kavramn farkl ynleri olarak grlmeye balanmtr. Sz edilen bu zellii, zafiyet kuramna, o olaanst matematiksel incelii ve gzellii kazandrmtr. zafiyet kuram ile yaplan ok uzun sreli almalar
(*) izafiyet fiziinde, yaplan gzlemin neye izafeten, yani neye gre yapldna verilen ad. (ev.)

202

Fiziin Tao'su

Paralellikler

242

kiinin glgesinin gerek uzunluunu sormak gibi anlamsz olacaktr. Bir kiinin glgesi boyutlu uzayda bulunan noktalarn, iki boyutlu bir dzleme gre yaplm bir aktarmdr. Farkl aktarm alarnda, glgenin uzunluu da baka baka olacaktr. Buna benzer bir biimde, drt boyutlu uzay-zamanda bulunan ve hareket halinde olan nesnelerin noktalarn boyutlu uzaya aktarrken de ayn olay meydana gelmekte ve bu aktarmlarn uzunluklar da farkl referans sistemlerinde farkl deerler almaktadr. Uzunluklar iin geerli olan hususlar, zaman dilimleri iin de geerlidir. Bunlar da referans sistemlerine baldrlar ve bylece gzlemciye izaf olarak artan bir hzda, oluum aralklar da uzam gibi gzkmektedir. Bunun anlam, hareket halindeki saatlerin daha yava altklar, yani zamann yavaladdr. Saatler belki farkl tiplerde olabilirler (mekanik saatler, atom saatleri ya da insann kalp atlar gibi), bu hi fark etmez. rnein ikiz > kardelerden birini, uzayn derinliklerine doru hzl bir geziye kartm olduumuzu dnelim. Bu kii dnyaya geri dndnde, kardeinden daha gen olacaktr. nk sahip olduu tm saatler (yani kalp atlar, kan dolam, beyin dalgalar, vs.) dnyadaki gzlemci kardeine gre gezi srasnda yavalam gibi gzkecek, fakat geziye kan karde, hi bir olaanstlk hissetmeyecektir. Ancak dnyaya geri dndnde, ikiz kardeinin kendisinden ok daha fazla yalandn aknlkla grecektir. Bu ikiz kartl belki de modern fiziin en nl kartlklarndan birisi durumuna gelmitir. Halen sren heyecanl tartmalarda, zafiyet kuramnn aa kartt

gerekliin, allageldik anlaymzla aklanamayaca ok gzel bir biimde ispatlanmaktadr. Her ne kadar inanlmas g olsa da, hareket halindeki saatlerin yavalamas, parack fizikileri nce bir ok kre ispatlanm ve dorulanmtr. Atom-alt paracklarn birou istikrarl deildirler. Yani belirli bir sre iinde baka paracklara ayrrlar. S a y s z deneyler sonucu, byle bir i s t i k r a r s z paracn mr sresinin(*), bu paracn hareket durumuna bal olduu gsterilmitir. S z konusu sre, paracn hz ile orant.l; olarak artmaktadr. rnein k hznn yzde seksenine yakn bir hzla hareket eden bir parack, yava hareket eden ikiz kardeine gre 1,7 kat doha uzun yaayacaktr. Ik hznn yzde doksan dokuzu kadar bir hz ile ha.eket eden bir parack ise, dierinden yaklak yedi Kat daha uzun yaamaktadr. Tabii burada paracn isel mr sresinde bir deime olmamaktadr. nk eer parack asndan baklrsa, sahip olduu mr sresi yine ayn kalacaktr. Ama laboratuvardaki gzlemci asndan bakldnda, paracn isel saatinin yavalad ve bundan dolay da paracn mrnn uzad mahade edilmektedir. Bu etkilerin tm, drt boyutlu uzay-zaman dnyasn sahip olduumuz gnlk duyu organlarmz ile
(*) Burada kk bir teknik detay belirtmeden geemeyeceim. Belirli bir istikrarsz paracn mr sresinden sz ettiimizde, onlarn ortalama mr srelerinden konumaktayz. nk atom-alt parac klann istatistiksel karakterlerinden dolay, belirli bir paracn znel zellikleri hakknda herhangi kesin bir aklamada bulunamayz.

Paralellikler 236 Fiziin Tao'su

245

kavrayamadmz iin, bize garip gzkmektedir. Biz, bu dnyann yalnzca boyutlu bir grntsn alglayabilmekteyiz. Bu grntler de, farkl farkl referans sistemlerine gre deiik zelliklere ve niteliklere sahip olmaktadrlar. Bundan tr, hareket eden nesneler, hareketsiz nesnelere oranla daha farkl grnmekte ve hareket eden saatler de daha farkl bir biimde almaktadrlar. Eer bu etkilerin aslnda drt boyutlu fenomenlerin birer aktarlmas olduklarm dikkate almazsak, doal olarak bunlar bize birer kartlk olarak grnecektir. Ayn durum az nce de boyutlu nesnelerin oluturduu glge konusunda da karmza kmaktadr. Ama sz konusu drt boyutlu uzay-zaman gerekliini gzmzde canlandrabilseydik, anlaymzda hi bir kartlk olumayacakt. Dou mistikileri, daha nce de belirttiim gibi, alldk bilin dzeyinden arnarak, gnlk hayatmzn boyutlu dnyasn ap, daha st dzeye ve ok boyutlu bir gereklie ulaabilmektedirler. Bundan dolay Aurobindo, grmz drt boyutlu haile getirebilecek kk bir deiirmden sz etmektedir(7). S z konusu bil inlik dzeylerinin boyutlar, zafiyet fiziinde kullandmz boyutlarn ayns olmayabilir. Ama onlarn mistikileri, zafiyet kuramnn ortaya att uzay ve zaman yaklamlarna ok benzeyen grlere, yaadklar bu bilinci ama yntemi ile ulaabilmilerdir. Dou mistisizminde, gerekliin uzay-zaman karakteri hakknda ortaya kan bu sezinleme, dikkate deerdir. Uzay ve zamann birbirinden ayrlamaz bir ekilde balanm olduklar,'yani zafiyet fiziinin vurgulad ey, Dou mistisizminde srekli

olarak tekrarlanmaktadr. Sz konusu sezgisel uzay ve zaman yaklam, belki de en ak ifadelemiim, Buddhizm'in kapsaml yapsnda ve zellikle de Mahayana Buddhizmi'nin Avatamsaka okulunda bulmutur. Bu okulun dayanak noktas olan Avatamsaka Sutra, aydnlanma annda, evremizdeki dnyann nasl teerbe edildiini ok canl bir biimde dile getirmektedir. Sutra'da uzay ve zamann kar l k l olarak birbirlerine getikleri (interpenetration of space and time) olgusunun ancak aydnlanm bir zihin tarafndan kavranabilecei sylenmektedir. D. T. Suzuki, bu konuda yle demektedir: Avatamsaka felsefesinin nemi, akl ve beden arasnda hi bir ayrmn olmadn kavrayan bir bilin olmadan anlalamaz. Ama byle bir durum bir kez yaand m, evremize baktmzda btn nesneler ile iliki halinde olduumuzu kavrayveririz. Ve bu ilikinin yalnzca uzaysal deil, ayn zamanda zamansal olarak da var olduunu idrak edeniz. Saf bir tecrbenin sonucunda, zamansz bir uzayn ve uzaysz bir zamann var olamadklar anlalr, nk bunlar, karlkl olarak birbirlerine nfuz etmektedirler (8). Bence zafiyet kuramndaki uzay-zaman kavramn bundan daha gzel anlatabilen bir sz bulunamaz. Suzuki'nin aklamasn, daha nce belirttiimiz Minkowski'nin aklamas ile karlatrdmzda, hem fizikinin ve hem de Buddhist'in, yaptrklar aklamalarda yalnzca tecrbelerine dayandklar dikkatimizi ekecektir. Yani varlan bir sonucum bir taraftan bilimsel deneye, te taraftan da mistik teorbeye dayanmas gerei olduka ilgi ekicidir.

201

194 Fiziin Tao'su

Paralellikler imdiye kadar tarttmz zafiyet kuram, zel zafiyet Kuram ismiyle anlmaktadr. Bu kuram, ha*reket eden cisimlerin ve elektrik ya da manyetizma ile ilgili fenomenlerin aklanmas iin ortak bir yap oluturmaktadr. S z konusu yapnn en gze arpan zellii, uzayp ve zamann izafiyetinin belirlenmi ve bunlarn ikisinin de, drt boyutlu bir uzay-zaman srekliliinde birletirilmi olmasdr. Fakat te yandan, Genel zafiyet Kuramnda, zel kuramn oluturduu ereve, yerekimeel kuvvetin de eklenmesiyle geniletilmitir. Genel zafiyet Kuram'na gre, yerekimsel etkinin varl uzay-zaman srekliliine bir eim kazanmaktadr ve bu btnlk bu nedenle adeta bklm gibi gzkmektedir. Bu olgu, yine ok zor anlalabilen bir durumdur. ki boyutlu bir yzeyin (rnein, bir yumurtann) eilmi olmasn rahatlkla tasavvur edebilmekteyiz. nk eilmi yzeyin boyutlu uzayda nasl durduunu grebilmekteyiz. Yani eilmi kelimesinin anlam, iki boyutlu ve bkk cisimler iin kolaylkla anlalabilmektedir. Fakat boyutlu uzaya gelindiinde (drt boyutlu uzay hi dnmeyelim!), tasavvur yeteneimiz bizi yalnz brakverir. boyutlu bir uzaya dardan bakamadmz iin omun herhangi bir biimde eilmi olduunu da d n etmemekteyiz. Eilmi uzay-zamann anlamn kavrayabilmek iim, eilmi iki boyutlu yzeyleri birer analoji olarak kullanmak zorundayz. rnein bir kre yzeyini hayal edelim. Uzay-zaman ile bir analojiye gidebilmemizi salayan en can alc olgu, sz konusu eimin o yzeyin isel bir zellii oluumda gizlidir. Bu zeK Hk, boyutlu uzaya uzanmadan llebilmektedir.

Bence Dou mistisizminin zamana deer veren sezgisi, ortaya, modern bilimsel grlere daha ok uyan bir evren anlay karmtr. Yunanl'larn evreni yorumlaylar bile, modern bulgularla bu kadar uyumamaktadr. nk Yunan doa felsefesi (evren anlay) bir btn olarak ve z itibariyle duraan ve byk bir blm ile de geometrik kurallara bal idi. Yani denilebilir ki, ar bir ekilde zafiyet d idi. S z konusu yaklamn Bat dncesine yapm olduu byk etki, bugn biz Bat'llarn, modern fiziin ortaya kard zafiyet modellerini kavramada bu kadar glk ekmemize neden olmutur. Fakat te yandan Dou felsefesi, z itibariyle bir uzay-zarnan felsefesidir. Bu nedenle ortaya att doa ve evren ile ilgili sezgileri, modem zafiyet kuramlarnn gereklerine ok yaklamaktadr. Uzay ile zamann isel bir biimde birbirlerine bal olduklarn ve birbirlerine nfuz ettiklerini kavram olduklar iin. hem modern fiziin ve hem de Dou mistisizminin ortaya koyduklar dnya grleri, asl olarak dinamiktir. Bu gr zaman ve deiimi varoluun temel eleri olarak ele almaktadr. Bu konu, sonraki blmae daha detayl olarak tartlacandan ve fizik ile Dou mistisizminin ikinci byk ortak noktasn oluturduundan (birincisi tm nesne ve olaylarn btnsellii idi), burada yalnzca konuya yle bir deinmekle yetineceiz. Modern fiziin gelitirmi olduu zafiyet modelleri ve kuramlar incelendiinde, hepsinin de Dou dnya grnn iki temel unsurunu olaanst bir biimde doruladklar grlr. Bunlardan birincisi, evrenin esasen btnsel olmas, ikincisi ise, evrenin isel olarak dinamik bir karaktere sahip bulunmasdr.

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

S z konusu krenin yzeyine hapsolmu iki boyutlu bir bcek, hi bir zaman boyutlu uzay tecrbe edemeyecek ve bundan dolay da zerinde yaad yzeyin eik olduunu anlayamayacaktr (tabii onun geometrik lmleri yapabileceini varsayarsak).

yapm yle? Bu bcek iin, izdii dz izgi, A ve B noktalar arasndaki en ksa yoldur. nk izecei herhangi baka bir izgi daha uzun olacaktr. Fakat bizim bak'amzdan bakldnda, izginin aslnda eik olduu grlr (daha dorusu: Bu izginin, byk bir dairenin bir yaym oluturduunu anlarz). imdi bu bceklerin, baz genleri incelediklerini var sayalm. Dzlem zerindeki bcek, herhangi bir genin i alarnn toplamnn, iki dik ann toplamna, yani yz seksen dereceye eit olduunu hemen tespit edecektir. Fakat kre zerinde bulunan bcek,

Bir dzlem ve bir kre zerinde dz bir izgi ekmek Bunun nasl olduunu grebilmek iin, krenin zerinde bulunan bceimizi, ayn trden fakat bir dzlemin stnde yaayan bir bcekle karlatrmamz gerekmektedir(*). Bu bceklerin, dz bir izgi ekerek geometrik incelemelere baladklarn dnelim (dz izgi, iki nokta arasndaki en ksa yol olarak tanmlanm olsun). Elde ettikleri sonular yukardaki ekilde gsterilmitir. Dzlemin zerinde bulunan bcein ok gzel bir dz izgi ektiini grmekteyiz. Fakat krenin zerindeki bcek de ne
(*) Buradaki rneklerin tm u kaynaktan derlenmitir: R. P. Feynman, R. B. Leighton ve M. Sands, The Feynman Lectures on Physics; (Feynman Fizik Dersleri); Addison-Wesiey, Reading, Mass., 1966; Cilt II, Blm 42.

Bir kre zerinde bulunan bir genin btn alar (dik alabilir geninin a toplamnn her zarnan yz seksen dereceden fazla olduunu bulacaktr. Kk genlerde bu arlk kk olacak, fakat genler bydke, arlk buna paralel olarak daha da byyecektir. En u durumda ise, karsna tane dik aya sahip bir gen kacaktr. Son olarak elimizdeki bceklerin daireler izdiklerini ve bu dairelerin evrelerini ltklerini dnelim. Dzlem zerindeki bcek, daire evresinin her zaman (yani, dairenin

194

Fiziin Tao'su olmakszn) daire yarap arp

Paralellikler

201

byklne bal zerindeki

ikl pi'ye eit olduunu grecektir. te yandan kre bcek, daire evresinin her zaman yarap arp iki pi deerinden kk olacan farkedecektir. Aadaki ekilde de grlebildii gibi, sahip olduumuz boyutlu bak as, bize, bcein dairenin yarap dedii eyin, aslnda dairenin gerek yarapndan daha uzun olan bir eri olduunu gsterecektir.

ekil iin ne kadar fazla se, erilik de o kadar byk olacaktr. te buna benzer bir yolla eik bir boyutlu uzay klid geometrisinin geersiz olduu bir uzay olarak nitelendirebiliriz. Byle bir uzayda geometri yasalar tamamen farkl, yani klid-d olacaktr. Byle bir klid-d geometri ise, on dokuzuncu yzylda yaam olan matematiki Georg Riemann tarafndan, soyut bir matematiksel fikir olarak ortaya atlmt. Ve bu zelliini, Einstein, iinde yaadmz boyutlu uzayn aslnda eik olduunu iddia eden nerisini yapana kadar da korumutu. Fakat Einstein'in kuramna gre uzay eikti ve bu eiklik, uzayn iinde bulunan ktleli cisimlerin yerekimsel alanlar tarafndan oluturuluyordu. Ktlesel bir cismin bulunduu bir yerde, onun evresindeki uzay, eilmektedir. Eiklik derecesi ise (yani, klid geometrisinden sapma derecesi), cisimlerin ktle miktarlarna baldr. Uzayn eiklii ile bu uzayda bulunan maddenin dalm arasndaki ilikileri gsteren bantlara, Einstein Alan Denklemleri denmektedir. Bunlar, yalnzca yldz ve gezegenlerin yaknlarnda oluan yerel eiklik farkllklar iin deil, ayn zamanda byk bir lekte, uzayn toplam eikliini belirlemede de kullanlmaktadrlar. Yani dier bir deyile, Einstein'in denklemleri, evrenin btnsel yapsnn ortaya konmasnda da nc bir rol oynamaktadr. Fakat ne yazk ki, bu denklemler, sorun hakknda tek bir cevap verememektedirler. nk denklemlerin birok matematiksel zmleri vardr ve bu zmler, kozmoloji alannda incelenen deiik evren modellerinin temellerini oluturmaktadrlar. Bunlardan bazlar, sonraki blmde ele alnacaktr. -

Bir krenin zerine bir daire izmek

Her iki bcein geometrik incelemelere devam ettiini dnrsek, dzlem zerinde yaayan bcein, ksa bir sre iinde klid geometrisinin temel kavram ve yasalarn ortaya koyacan, kre zerindeki arkadann ise, ok deiik yasalar gelitireceini grebiliriz. Buradaki bcek rnei, bize, bir yzeyin eri olup olmadn, yzey zerinde baz geometrik lmler yaparak ve bylelikle bulunan sonular klid geometrisinin verileri ile karlatrarak belirleyebileceimizi gstermektedir. Eer sonular arasnda bir farkllk varsa, yzeyin eri olduunu syleyebiliriz. S z konusu farkllk belirli bir

252

Fiziin Tao'su Paralellikler 253

zmlerin hangisinin evrenimizin gerek yapsn yansittm belirlemek, belki de gnmz kozmolojisinin en byk ve heyecanl hedefidiir. zafiyet 'kuramnda uzay, hi bir biimde zamandan ayrlamayaca iin, yerekimsel eiklik, boyutlu uzay ile s n r l kalmamakta ve drt boyutlu uzay-zajman sreklilii iin de geerli olmaktadr. te bu da, Genel zafiyet Kuram'nn ngrd bir eydir. Eik bir uzay-zamanda, eikliin Oluturduu arplma, yalnzca geometri yardm ile gsterilen uzaysal ilikileri deil, ayn anda zaman dilimlerinin uzunluklarn da etkilemektedir. Byle bir durumda zaman, dzlem uzay-zaman'nda olduu gibi dzenli bir biimde akp gitmeyecek, ayrca eiklik yerden yere deitii iin (ktlesel cisimlerin dalmna bal olarak), zamann akmda da baz deiiklikler grlecektir. Fakat bu deiimin, ancak baka bir referans sisteminde bulunan gzlemciler tarafndan tespit edilebileceini de unutmamaldr. nk gzlemci, zamann daha yava akt bir yere gittiinde, sahip olduu tm saatler de yava ilemeye balayacak, bylece elinde yavalama etkisini lebilecek hi bir alet kalmayacaktr. inde bulunduumuz dnyasal evrede, yerekimsel kuvvetin uzay ve zaman stnde yaratt etki o kadar kktr ki, onu rahatlkla gzard edebilmekteyiz. Fakat uzmanlk alanna gezegenler, yldzlar ya da galaksiler gibi ok byk ktleli cisimlerin girdii astrofizik dalnda, uzay-zaman eiklii, nemli bir fenomeni oluturmaktadr imdiye kadar yaplan tm gzlemler Einstein'in kuramn doruladndan biz, uzay-zaman'n gerekten de eik olduunu kabul etmek durumumda kalyoruz. Uzay-zamann en

arpc etkileri, ktleli yldzlarn yerekimsel kleri srasnda ortaya kmaktadr. Astrofizik alannda u anda en ok rabet gren fikirlere gre, her yldz, geirdii evrimin nihayetinde, sahibi bulunduu paracklarn karlkl ekim kuvvetine dayal olarak kecektir. Paracklar arasndaki aralk ya da uzaklk azaldka, sz konusu ekim kuvveti artmakta, bundan dolay da yldzn k byk bir ivme kazanmaktadr. Eer yldz yeterince byk bir ktleye sahipse (yani, kendi gneimizden iki kat daha. fazla ktle ierirse), hi bir sre, bu kn sonsuza dek devam etmesini engelleyemeyecektir. Yldz kp, giderken ve srekli olarak younluk kazanrken, yzeyindeki yerekimsel kuvvet giderek artmakta ve sonu olarak evresindeki uzayzaman da ortan bir biimde eilmektedir. Yldz yzeyindeki srekli artan yerekimsel kuvvet neticesinde, bu yzeyden uzaklamak da gittike zorlamaktadr. Ve bir noktadan sonra, hi bir eyin (n bile) yldz yzeyinden kurtulamayaca bir duruma eriilmektedir. Bu durumda, olay ufku denilen bir s i n i r olumakta ve yldz evresinde bulunan bu s nrdan darya hi bir balant salayc sinyai kamamaktadr. Y l d z evreleyen uzay artk o kadar eilmitir ki, oraya varan btn k demetleri hapsolmakta ve bylelikle bizler iin byle bir yldz grmek imknszlamakta, nlk yldzn yayd k bize ulaamamaktadr. te bundan tr bu tr yldzlara kara delik ad verilmitir. Byle kara deliklerin var olmas gerektii, 1916 ylnda, yani zafiyet kuramnn daha henz ortaya konulduu bir tarihte, ngrlm ve o tarihten beri de youn ve artan bir ilgi ile karlamt. Ancak son yllarda yaplan baz

194

Fiziin Tao'su

Paralellikler

201

yldz gzlemleri sonucu, ktlece ar baz yldzlarn kara delik olduu dnlen ve dnyamzdan grnemeyen baka yldzlarn evresinde doland tesbit edilebilmitir. Kara delikler, modern fiziin incelemekte olduu en gizemli ve en ilgi ekici olaylar arasndadr. nk kara delikler, zafiyet kuramnn etkilerini ok arpc bir biimde yans ta bilmektedirler. Bunlarn evrelerindeki uzay-zamann dramatik eiklii, bu oisimlerden gelen her trl n bize ulamasn engelledii gibi, zaman zerinde de ok nemli baz etkiler dourmaktadr. Eer sinyallerini bize doru gnderen bir saati, ken bir yldzn yzeyine yerletirebilme imknmz olsayd, yldzn olay ufkuna yaklaldka, sinyallerin giderek yavalayacan ve daha sonra da yldz bir kara delik haline geldiinde, hi sinyal gelmeyeceini mahade edebilirdik. Darda duran bir gzlemci iin, byle bir yldzn yzeyinde kaydedilen zaman, gittike yavalamakta ve olay ufku s n r aldktan sonra da birdenbire durmaktadr. te bu yzden, yldzn btnyle kmesi sonsuza kadar devam edebilmektedir. Fakat yldzn kendisi, olay ufkunun ardnda da kn srdrd iin, hi- bir tuhaf durum ile (kendince) karlamamaktadr. rnein yldz iin zaman, normal bir ekilde akmaya devam edecek ve iinde bulunduu k devresi de bir sre sonra sona erecektir. Bu durumda yldz, sonsuz derecede youn bir hale gelecektir. imdi kn gerek sresi ne kadardr, sonlu mudur, sonsuz mudur? diye sormak gerekir. Ancak zafiyet kuram dnyasnda, byle bir sorunun hi bir anlam yoktur. ken bir yldzn mr sresi, dier srelerde de olduu gibi, izafidir ve gzlemcinin referans sistemine baldr.

Genel zafiyet Kuram, klasik gre gre mutlak diye nitelendirilen uzay ve zaman gibi kavramlar tamamiyle kertmitir. Uzay ve zaman, yalnzca gzlemcinin hareket durumuna bal bir hale getirmemi, ayn zamanda da uzay-zamann tm yapsnn, maddenin A alm ile ayrlmaz bir biimde balandn da belirlemitir. Bu erevede, uzayn farkl derecelerde ortaya kan bir eiklie sahip olduu ve zamann da uzayn farkl yerlerinde farkl bir biimde akt anlalmtr. Artk ortaya kmtr ki, boyutlu klid uzay ve lineer zaman ak yaklamlar, fiziksel dnyann alldk tecrbe edilii ile siniri.dr ve bu tecrbe ald an, sz konusu yaklamlar ortadan kalkmaktadrlar. Dou mistikileri de, sahip olduklar bilin durumlarndan bir st duruma geii yaadklarnda, dnyay tecrbe edi biimlerinde bir genileme meydana geldiini sylemekte ve byle durumlarda uzay ve zamann tamamen baka bir biimde yaandn da dile getirmektedirler. Mistikiler, meditasyon s rasnda yalnzca alldk boyutlu uzayn tesine gitmekle s n r l kalmazlar, ayn zamanda zamann alldk alglann da aarlar. Onlar, zaman dilimlerinin dorusal silsilesini yaamaktan ziyade, ebed, zamansz ve bundan dolay da dinamik bir imdiki an tecrbe etmektedirler. Aadaki paragraflarda, Dou'lu byk mistiki, bu sonsuz imdiki ann tecrbesi hakknda konumaktadrlar. Bunlar, T a o i s t bilge Chuang Tzu, Altnc Zen Patrii Hui-neng ve ada Buddhist bilgini D. T. Suzuki'dir: Zamann akn unutalm. Fikirlerin atmasn da unutalm artk. Dikkatimizi sonsuza evirelim ve yerlerimizi orada alalm(9). Chuang T z u

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

imdiki on, mutlak sessizlii temsil eder. u an gereklemesine ramen, bu srenin hi bir snrlamas yoktur ve ite sonsuz mutluluk buradadr (10). Hunneng Bu spiritel dnyada; gemi, imdi ve gelecek gibi zaman dilimleri yoktur. nk bunlar, hayatn gerek anlamna varabildii imdiki anda birlemilerdir. Bylece gemi ve gelecek de, imdiki anda gerekleen aydnlanmann erevesi dahilime girerler. Bu ise ylece hareketsiz bir biimde duran bir ey deil, durmakszn hareket eden bir durumdur (11). D. T. Suzuki Sonsuz imdiki anda gerekleen bir tecrbeden sz etmek ok zordur. nk zamansz imdiki an, gemi, gelecek gibi kelimelerin hepsi de altmz zaman yaklamna bal olan kavramlardr. Bundan dolay da yukarda belirtilen paragraflara benzer yazlarda, mistikilerin ne sylemek istediklerini anlamak g olur. Ama yine de modern fizik yardm ile konuya belki biraz aklk getirebiliriz. nk burada, zamann alldk yaklamlarnn kuramlar aracl le nasl aldklar, grafiksel izimlerle de gsterilebilmektedir. zafiyet kuramnda, bir nesnenin (sz gelimi bir paracn) zaman iinde geirdii geliimi (yani, tarihesi), uzay-zaman diyagram denilen bir grafikle gsterilebilmektedir. Bu diyagramlarda, yatay ynde uzay(*), dikey ynde ise zaman gsterilmektedir.
(*) Bu diyagramlarda uzayn yalnzca bir tek boyutu vardr. Dzlemsel bir diyagrama varabilmek iin dier iki boyut kastl olarak gzard edilmitir.

Uzay-zoman iinde hareket eden paracklarn yollar ise, dnya izgisi (world line) denilen bir hat zerinde grlmektedir. Parack hareketsiz bir durumda bulunduunda zaman iinde hareket edeceinden, dnya izgisi dz bir doru halinde oluacaktr. Eer parack uzay iinde hareket ediyorsa, dnya izgisi de buna bal olarak eik bir hal alacaktr. Dnya izgisi ne kadar ei-kse, paracin hareket hz da o kadar byk olacaktr. Paracn yalnzca zaman ekseninden yukarya doru hareket ettiine dikkat ediniz. Uzay iinde ise hem ne ve hem de arkaya doru serbeste hareket edebilmektedir. Sz konusu dnya izgileri, dzleme oranla farkl alarda eik olabilmektedirler. Fakat eimler hi bir zaman, yatay duruma gelemezler, nk byle bir durum, paracn bir yerden baka bir yere hi zaman harcamadan gittii anlamna gelir ki, byle bir eyin olamayaca aktr.
zaman

Paracklarn dnya izgileri Uzay-zaman diyagramlar, zafiyet fiziinde farkl paracklar arasnda oluan etkileimleri gstermek amac ile kullanlmaktadrlar. Her ilem iin bir diyagram izilmekte, belirti bir matematiksel ifade ile elenmekte ve bylece sz konusu srecin meydana gelme olasl da belirtilmi olmaktadr. r-

254 Fiziin Tao' su nein bir elektron ve bir foton arasndaki bir arpma, ya da dalma, aada gsterilen bir diyagramla aklanabilmektedir. Bu diyagram (zamann
zaman

Paralellikler 4

259

uzay

Elektron-foton dalm cfk ynne uygun olarak aadan balayp yukarya doru gidildiinde) u ekilde okunmaktadr: Bir elektron (negatif bir yke sahip olduundan e- ile gsterilmitir) bir foton ile (gamma yani y ile gsterilmitir) arpmaktadr. Elektron, fotonu emdikten (yani, kendine kattktan) sonra, yoluna daha farkl bir hzla devam etmektedir (bu, dnya izgisinin arzettii farkl eimden anlalmaktadr). Bir sre sonra elektron, fotonu yeniden yaymaktadr (yani, darya frlatmaktadr). Bylece elektronun da hareket yn deimektedir. Sz konusu uzay-zaman diyagramlarnn uygun bir erevesini oluturan ve bu erevede kullanlan kuramlar ile metamatiksel ifadelere Kuontum Alan

Kuram denmektedir. Bu kuram, modern fizikte kullanlan en nemli zafiyet kuramlarndan bir tanesidir. Buradaki temel kavramlar daha sonra detayl biimde ele olacaz. Fakat uzay-zaman diyagramlar hakknda yapacamz tartmay yrtebilmemiz in, ncelikle bu kuramn u iki karakteristik zelliini belirtmekte yarar vardr: k olarak, tm etkileimler paracklarn oluumuna ve yok edililerine neden olmaktadrlar (diyagrammzda bir fotonun emilmesi ve daha sonra da yine yaynlanmas gibi). kinci olarak da, tm paactklar ile kart-paracklar orasnda temel bir simetri (bak.m) vardr. Yani her parack iin, ktlesi ayn olan, fakat kart bir yuke sahip bir kart parack var olacaktr. rnein bir elekti onun kart-paracna pozitron denmektedir ve genelde e + ile gsterilmektedir. Hi bir yke sahip olmayan bir foton ise, kendisinin kart-paracdr. Elektron ve pozitron iftleri, fotonlar aracl ile anszn (spontane olarak) oluturulabilmektedirler. Yok etme sresi erevesinde de (yani, oluturma ileminin tersi bir durumda), bir elektron ve bir pozitron iftinden fotonlar meydana gele- bilmektedir. Uzay zaman diyagramlarm yle bir yolla basitletirebiliriz: Ok ular paracn hareket ynn gstermek yerine (aslnda bunun gereksiz olduunu biliyoruz, nk paracklar her zaman zaman ynnde, yani diyagramn alt kesinden st kesine doru hareket etmektedirler), paracklar ve kartparacklar arasnda bir ayrma gidebilmek iin kullanlmaktadrlar. Eer ok ular yukarya doru ise, burada bir parack (rnein bir elektron), eer aaya doruysa bir kart-parack (rnein bir po-

Paralellikler SOI

261

260

Fiziin Tao'su

ziitron) var demektir. Kendisinin kart-parac olan fotonlar ise, ok ularna sahip olmayan dnya izgileri ile gsterilmektedirler. Byle bir deitirme yardm ile, diyagrammzdaki tm aklamalar herhangi bir karkla meydan vermeden ba s it let irebiliriz. nk artk biliyoruz ki, ok ulu izgiler elektronlar ve ak usuz izgiler de fotonlan temsil etmektedirler. Diyagram daha da basitletirmek iin, uzay eksenini ve zaman eksenini de atabiliriz. nk yine biliyoruz ki, zamann yn her zaman aadan yukarya doru ve uzayn yn de her zaman soldan saa doru olmaktadr. Sonuta, elektron-foton dadm sreci, u diyagramla ifade edilebilmektedir:

Pozitron-foton dalm (altmz zamann lineer ak yaklamna uygun olarak). Ancak pozitron izgilerini ieren diyagramlara gediimizde, btn tuhaflklar kendisini gstermeye balarlar (yukardaki pozitron-foton dalm rneine bakabiliriz). Alan kuramnn matematiksel formalizmi, bu izgilerin iki farkl biimde yorumlanabileceini gstermektedir: Ya zaman iinde ilerleyen pozitronlar olarak, ya da zaman iinde geriye doru hareket eden elektronlar olarak! Bu yorumlarn

Elektron-foton dalm Eer bir foton ve bir pozitron arasnda oluan bir dalma srecini gstermek istersek, ayn diyagram, yalnzca ok ucu ynlerini ters evirerek yeniden izebiliriz. imdiye kadar yaptmz uzay-zaman diyagramlar ile ilgili tartmada hi bir tuhafla rastlamadk ve diyagramlar aadan yukarya doru okuduk

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

ikisi de matematiksel adan geerlidir. nk ayn ifade bir kart paracn gemiten gelecee uzan ya da normal bir parac<n gelecekten gemie dnn yanstmaktadr. ncelediimiz iki diyagram da ayn srecin zt ynlerdeki oluumlar iin kullanlmaktadr. Her ikisi de, elektronlarn ve fotonlarn dalm olarak grlebilir. Bunlardan birisi zamann ak ynne doru, dieri de zamann ak ynne ters olarak hareket etmektedir(*). Grlecei gibi, parack etkileimlerinin izafiyet fizii, zaman istikametinde byk bir simetriyi aa karmaktadr. Yani her sre iin, ona denk den, fakat zaman yn ters dnm (iinde bulunan paracklar da kart-paracklar tarafndan deitirilmi) bir baka sre daha bulunmaktadr(**). Atom-alt paracklarn dnyasndaki bu srpriz zelliin, uzay ve zaman hakkndaki grlerimizi nasl etkilediini grebilmek iin, aada yer alan diyagramdaki sreci ele alalm. Diyagram alldk bir biimde okursak, yani aadan yukarya doru gidersek, u yorumu yapabiliriz: Bir elektron (dz bir izgi ile gsterilmitir) ve bir foton (kesik bir izgi ile gsterilmitir) birbirine yaklamaktadrlar. Daha sonra foton, A noktasnda bir elektron-pozitron ifti oluturur. A noktasnda meydana gelen elektron saa doru, pozitron ise sola doru hareket etmeye balar. Bundan sonra pozitron, ilk bataki elektron
(*) Kesik izgiler her zaman foton olarak yorumlanr. Fbtonlarn zaman iinde hangi yne doru hareket ettikleri burada tamamen nemsizdir. nk bir fotonun kart-parac yine bir fotondur. (**) Son zamanlarda yaplan deneyler, ok hafif etkileimleri kapsayan baz sreler iin bunun geerli olmayabileceini gstermilerdir. Zaman Terslenmesi Simet-

Bir adet fotonu, elektronu ve pozitronu kapsayan bir dalm sreci ile B noktasnda arpr ve ikisi de karlkl olarak yok olurlar. Bu ilem sonucunda, sola doru uan bir foton oluturulmu olur. Fakat bu sreci alternatif bir biimde daha yorumlayabiliriz. Burada ilk nce zaman ynnde hareket eden, daha sonra zamana ters ynde uan ve nihayet yeniden zaman ynne dnen iki foton ve bir elektron arasndaki etkileimden sz edebiliriz. Bu yorumu yapabilmek in, elektron izgisi zerinde bulunan oklar batan sona kadar takip etmek gerekmektedir. 0 zaman elektronumuz ilk nce B noktasna hareket etmekte, orada daha sonra bir foton yaymakta, zamanda geriye doru yolculuk ederek ve ynn deitirerek A noktasna gitmektedir. Burada ilk bataki fotonu emmekte, ynn deitirmekte ve yine zaman iinde doru biimde hareket ederek, uup gitmektedir. Bir bakma sz konusu ikinci yorumlay ok daha
risi'nin tam olarak belirlenemedii bu durumlar dnda, tm parack etkileimlerinin, sz konusu temel zaman simetrisine sahip olduklar kkl bir biimde ispatlanmtr.

264

Fiziin Tao'su

Paralellikler 387 cinin onlar hakknda var olmaktadr(12). oluturduu bilgisinden

386

basittir. Burada genel olarak yalnzca paracn dnya izgisi takip edilmitir. Ancak te yandan byle bir yorumda bulunduumuz anda, dil konusunda ok byk sorunlarla karlamamzda kanlmazdr. nk elektron ilk nce B noktasna, daha sonra da A noktasna hareket etmektedir. Fakat A noktasnda gerekleen foton emilmesi, B noktasnda oluan baka bir fotonun yaynmndan nce olmaktadr. te bu sorunlarn nne geebilmenin en iyi yolu, uzay-zaman diyagramlarn, parack yollarnn zaman iinde izledikleri kronolojik geliim kaytlar olarak deil de, uzay-zamanda bulunan drt boyutlu kalplar olarak deerlendirmektir. Bylece uzay-zaman diyagramlar, birbirine bal olaylarn oluturduklar bir iletiim ve etkileim a haline gelmektedirler. Burada kesin bir zaman ynnn bulunmamas, dikkat ekicidir. T m paracklar zaman inde ileriye ya da geriye hareket edebildiklerine gre (aynen uzayda saa ya da sola gidebildikleri gibi), diyagramlarda zaman iin tek ynl bir ak yolu gelitirmenin pek bir anlam yoktur. Bu diyagramlarda artk zamansa! blnmeden sz edemeyiz. Bunlar, uzay-zamanda izilmi drt boyutlu haritalardan baka bir ey deillerdir. Louis de Broglie bu konuda yle demitir: Hepimiz iin aslnda gemii, imdiyi ve gelecei oluturan her ey, uzay-zamanda btn bir blok haline dnr. Zamann getiini gren her gzlemci, uzay-zamann yeni katmanlarn kefedecektir. Bunlar, onun iin maddesel dnyann pepee gelen eleri olarak gzkmektedirler. Fakat gerekte, uzay-zaman oluturan olaylar btn, gzlem-

nce

Bu sz, uzay-zamann zafiyet kuramndaki gerek anlamn ortaya koyar. Uzay ve zaman, tamamiyle eittir. Bunlar, parack etkileimlerinin her yne doru geliebilecei drt boyutlu bir sreklilik iinde btnlk kazanmaktadrlar. Bu etkileimleri resmedebilmek iin, onlarn drt boyutlu bir fotorafm ekmemiz gerekecektir. Bu fotorafta, tiim zaman dilimleri ve tm uzay blgeleri bulunacaktr. Paracklarn izaf dnyalarn tam olarak anlayabilmek iin, Chuang Tzu'nun da dedii gibi, zamann akm unutmamz gerekir. te bu yzden alan kuramnda kullanlan uzay-zaman diyagramlar, Dou mistikilerinin uzay-zaman tecrbelerinin gzel bir analojisi olarak adlandrlabilir. Bu analojinin nemi, Buddhist meditasyonu hakkndaki fikirlerini aklayan Lama Govinda'nn u szleri ile de ortaya kmaktadr: Meditasyon ile ilgili uzay tecrbesinden sz ettiimizde, bambaka bir boyutla uramaya balarz. Bu uzay tecrbesinde, zamansal blmlendirmeler ayn anda oluan birlikte bir varolua, yani cisimlerin yanyana varolularna dnmektedir. Ve bu da yine duraan deil, iinde uzay ve zamann btnletii yaam dolu bir sreklilik halinde olumaktadr (13). Fizikiler, matematiksel formalizmlerini ve diyagramlarn, etkileimleri drt boyutlu uzay-zamanda bir blok halinde gsterebilmek iin kullanmalarna ramen, gerek ve gnlk hayatta, her gzlemcinin, bu fenomenleri yalnzca uzay-zaman blmleri-

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

nin ardarda dizilmeleri sonucunda anlayabileceklerini sylemektedirler. Bizler iin fenomenler ancak zamansa! bir blmlendirme yardm ile tecrbe edilebilmektedir. te yandan mistikiler uzay-zamanun tm bykln gerekten de tecrbe edebildiklerini savunmaktadrlar. Byle bir durumda, zaman, akp gitmeyecektir artk. Zen retmemi Doan bu konuda yle der: ou kiiler zamann geip, gittiine inanrlar. Fakat gerekte zaman olduu yerde kalmaktadr. Sz konusu geip, gitme fikri belki zaman olarak isimlendirilebilir, ancak bu temelde yanl bir fikirdir. nk onu yalnzca geip, giderken gren binisi, zamann yerinde durduunu aniayamaz(14). Dou retmenlerinden bir ou, insan dncesinin zaman iinde olutuunu, te yandan kehanetin bunu aabildiini vurgulamaktadrlar. rnein, der Govinda, kehanet, daha farkl bir boyutta gelien bir uzaya baldr. Bundan dolay da zamann tesindedir (15). zafiyet kura m ndaki uzay-zaman da daha farkl bir boyutta gelien bir uzaya baldr. Burada gerekleen tm olaylar birbirleriyle balantl olmalarna ramen, aralarnda nedensellik ilikisi yoktur. nk parack etkileimleri sebep-sonu kavramlar ile ancak uzay-zaman diyagramlarnn belirli bir ynde (rnein, yukardan aaya gibi) okunmas sonucunda aklanabilir. Eer bunlar kesin bir zaman ynne sahip olmayan drt boyutlu kalplar olarak ele alnrlarsa, nceden ya da sonradan gibi bir aklama yaplamayacandan, neticede nedensellik i l i k i s i de ortaya kmayacaktr.

Buna benzer biimde, Dou mistikileri, zaman amakla, sebep ve sonu dnyasnn da aldn savunmaktadrlar. Uzay ve zaman hakkndaki alldk yaklamlarmizda olduu gibi, nedensellik anlay da dnya ile ilgili belirli bir tecrbe ile snrldr. Svvaml Vivekananda'nn szleriyle: */ Zaman, uzay ve nedensellik, Mutlak'n gzlemlendii birer gzlk gibidirler. Ancak Mutlak'ta ne uzay, ne zaman ve ne de nedensellik yoktur(16). Dou'da grlen ruhan ve spritel okullar ve gelenekler, mritlerine, zamann alldk tecrbesini amalarn salayan farkl yollar gstermilerdir. Bylece bu insanlar kendilerini sebep ve sonucun zincirlerinden (ya da Hindu'larn ve Buddhist'lerin syledikleri, gibi karmann balarndan) kurtarabilmektedirler. Bundan dolay, Dou mistisizminin bir eit zamandan kurtulu yolu olduu da sylenebilir. Belki buna benzer bir durumun zafiyet fizii iin de geerli olduunu iddia edebiliriz.

Paralellikler

269

13)

DNAMK E V R E N

Dou mistisizminin ana kaygs, dnyadaki btn fenomenleri ayn gerekliin farkl belirileri olarak tecrbe edebilmektir. S z konusu gereklik, evrenin z olarak kabul edilmekte ve gzlemlediimiz btn olaylarn ve nesnelerin okluunun temeli ve de birletiricisi olarak deerlendirilmektedir. Hindu'lar bu gereklie Brahman, Buddhist'ler Dharmakaya (yani, Var Oluun Bedeni) ya da Tathata (yani, Varlk), Taoist'ler de Tao demekte ve bunun zihinsel kavramlarmz atn, daha kesin bir aklamaya da imkn tanmadn savunmaktadrlar. Ancak bu son z (ultmate essence), s a y s z bel irilerinden ayr olarak dnlemez. Onun doasnda, kendisini s o n s u z biimlerde da vurma (beliri) arzusu yatmaktadr. Yani, var olup, yok olmakta ve kendisini s o n s z a dein deitirmektedir. Fenomenal ynden, kozmik T e k , isel bir dinamizme sahiptir ve bu dinamik doann kavranlmas tm Dou mistisizm okullarnn temel hedefi olmutur. Bu konuda D. T. S u zuki, Mahayana Buddhizmi'nin Kegon okulu hakknda unlar yazmaktadr: Kegon'daki en byk arzu, evreni dinamik bir Evrenin karakteri ise shareket kalmak ve her zaman biimde yakalayabilmektir. rekli olarak hareketli ma gelir (1). Hareketliliin, akn ve deiimin bu kadar vur-

gul anmas yalnzca Dou'daki mistik geleneklerde deil, ayn zamanda yzyllar iinde grlen btn dier mistik dnya grlerinde de ok nemli bir yer tutar. rnein eski Yunanistan'da Heraklitus her ey akp gider diyerek dnyay srekli olarak yanan bir atee benzetirken, Meksika'da yaam olan Yoqui mistikisi Don Juan, fani bir dnyadan sz etmekte ve bilge olmak iin, k ve su olmak gerekir demektedir(2). Hint felsefesinde ise. Hindu'larn ve Buddhist'terin kullandklar aria kavramlarn tmnde dinamik bir ortaklk grlmektedir. rnein Sanskrite'de Brahman kelimesi, brih (yani, bymek) kknden tretilmi ve bylece dinamik ve canl bir gerekliin dnsel temelini oluturmutur. S. Radhakrinan bu konuda unlar yazmaktadr: Brahman kelimesi byme anlamina gelir; yani hayat, hareket ve geliimin hatrlatcs gibidir(3). Upaniad'lar ise Brahman konusunda, biimsiz. lmsz ve hareketli olan(4) demekte ve bylece Brahman' btn biimleri aabilen bir hareketlilikle badatrmaktadrlar. Rlg Veda ise, evrenin dinamik doasn anlatabilmek iin daha deiik bir terim kullanmaktadr: Bu, Rita terimidir. Bu kelime ri (yani, hareket etmek) kknden gelmektedir. Rig Veda'daki orijinal anlam ise, tm nesnelerin yolu, doann dzeni biimindedir. Veda destanlarnda nemli bir rol oynayan Rita, tm Veda Tanr'lar ile de ilikilidir. Evrensel dzen, Veda bilginlerince statik bir T a n r ' s a l yasa olarak deil, .evrenin kendisinde bulunan dinamik bir ilke olarak grlmekteydi. Bu gr, in'deki Tao (yani, yol) aniayimdan pek de farkl deildir.

halinde olmaktr. Bu da, hayatta kalmakla ayn anla-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler mik evrenin belki de en olan bir T a n r ' s d r . iyi

351

nk burada da evrenin hareket yofu, yani doann dzeni anlatlmaya allmtr. Veda bilginlerine benzer biimde in bilginleri, dnyay bir ak ve deiim btn olarak grmekte ve bylece de kozmik dzen fikrine dinamik bir temel kazandrmaktaydlar. Her iki gr de. yami hem Rita ve hem de Tao, daha, sonralar kozmik dzeylerden insansa! dzeylere indirilmiler ve ahlki bir erevede yorumlanmlardr. Bylece Rita, tm Tanr'larn ve zellikle erkeklerin uymas gereken evrensel bir yasa olarak ve Tao da, gerek ve doru hayat tarz eklinde, deerlendirilmeye balanmtr. Veda'daki Rita kavram daha sonralar gelitirilen ve nesneler le olaylar arasndaki dinamik etkileimi aklayan karma fikrinin domasna yol amtr. Karma kelimesi aslnda hareket anlamndadr ve tm fenomenler arasndaki hareketli ya da dinamik etkileimi anlatmaya almaktadr. Bhagavad Gita'nn szleriyle: T m hareketler, zaman iinde ve doadaki btn kuvvetlerin karm ile oluurlar (5). Buddha ise, karma nn geleneksel yaklamn ele aldktan sonra, onun dinamik etkileimler ve balantlar fikrini insan boyutunda yorumlamtr. Bylece karma, insan hayatndaki sebep ve sonucun bitmeyen zinciri olarak grlmeye balanmtr. Buddha se, bu zinciri krarak aydnlanma durumuna eriebilmi bir insandr. Hinduizm ise, evrenin dinamik doasn lojik bir dil kullanarak aklamaya almtr. gre Krina, Gita'da unlar sylemektedir: hareket halinde olmasam, bu dnya yok olup di(6). Bu anlamda iva, yani Kozmik Dans, mitoBuna Ben giderdina-

biimde ki i leti ril mi

iva, icra ettii dans ile, dnyadaki sonsuz fenomenleri besler , ve ritmiyle, bu fenomenlerin sregelen dansa katlmalarm salcyarak onlar birletirip, btnletirir. Benoe bu, evrenin dinamik doas iie ilgili ok. olaanst bir grtr. Hinduizm retisinden ortaya kan genel grnm; organik, byyen ve ritmik olarak hareket eden bir kozmos olgusudur. Bu evrende, her ey akcdr, srekli olarak deimektedir. Buradaki tm duraan biimler maya, yani hayal kavramlandr. Bu gr, yani tm biimlerin sreksizlii ise Buddhizm'in hareket noktasn oluturmutur. Buddha, bileik haldeki tm nesneler sreksizdir demi ve dnyadaki btn zdraplarn, sz konusu sabitletirilmi biimlere (yani, nesnelere, insanlara ya da fikirlere) kenetlenmekten ve balanmaktan dolay ortaya ktn savunmutur. Demek ki Buddhizm'in kkn ve temelini, dinamik bir dnya gr oluturmaktadr. S. Radhakrinan'n szleriyle: Yaklak 2.500 sene nce Buddha tarafndan, olaanst bir dinamizm felsefesi gelitirilmitir. Nesnelerin geiciliinden, onlarn durmak bilmeyen deiim, dnm (transformasyon) ve bakalamlarndan ok etkilenen Buddha, zamanla bu deiimin felsefesini gelitirmeye koyulmu ve sonuta gerekliin dinamik bir kavramn tanmlayabilmitir (7). Buddhist'ler, durmakszn deien bu dnyay

samsara, yani kelime anlam ile (durmayan hare-

416

Fiziin Tao'su

Paralellikler

417

ket) olarak adlandrmlardr. Ayrca bu dnyada, ona balanabileceimiz kadar deerli ve nemli hi bir eyin bulunmadn da ortaya atmlardr. Bundan dolay aydnlanm birisi ya da bir Buddhist, hayatn akna ayak direten biri deil, tam tersine, ona can gnlden elik eden birisidir. Ch'an rahibi Ynmen'e, Tap nedir? diye sorulduunda, haydi, yrmeye bala! diye cevap vermitir. Bu nedenle Buddhist'ler, Buddha'ya Tathagata ya da gelen ve ylece giden demektedirler. in felsefesinde ise, akan ve srekl. olarak deien gereklik Tao olarak isimlendirilmi ve tm nesnelerin dahil olduu kozmik bir sre olarak grlmtr. Taoist'ler, Buddhist'lerde olduu gibi, insanlarn bu aka kar diren gstermemelerini telkin etmekte ve tm davranlarn buna gre ayarlamalarn nermektedirler. Bylesi bir davran bilge bir kiinin, yani aydnlanm insann, karakteristik bir niteliidir. Eer Buddha gelen ve ylece giden ise, Taoist bilge de, Huai Nan Tzu'nun dedii gibi, Tao'nun cereyannda akp, gidendir. Hindu'larn, Buddhist'lerin ve Taoist'lerin dinsel ve felsef yazlar ncelendike, onlarn neredeyse hepsinde dnyann; hareket, ak ve deiim gibi terimlerle aklanm olduu grlr. Dou felsefesinin bu dinamik nitelii, belki de onun en nemli zellii gibidir. Dou mjsti-kileri evreni, aralarndaki balantlarn duraan olmad, dinamik bir biimde rlm olan ve birbirinden ayr amaya n bir a olarak grmektedirler. Yani kozmik a, hayat doludur, nareket eder, byr ve srekli olarak deiir. Modern fizik de evreni, tpk buna benzer bir ilikiler a olarak alglamaya balamtr. Dou mlstisiz-

minde olduu gibi, bu kozmik an, isel olarak dinamik bir nitelie sahip olduu da kavranabllmitir. Kuantum kuramnda, maddenin dinamik yn, atomalt paracklarn dalga sal doallarnn bir sonucu olarak ortaya krtr. Biraz sonra greceimiz gibi, bu konu, zafiyt'kuramnda daha da nemli bir rol oynamaktadr. nk burada, uzay ve zamann birletirilmesinden tr, maddenin va rl i nn, madden i n y a p t hareketten ayrlamayaca gsterilmitir. Bundan dolay, atom-alt paracklarnn zellikleri ancak dinamik bir erevede, yani hareket, etkileme ve aktarma gibi terimler kullanlarak anlalabilmitir. Kuantum kuramna gre paracklar, ayn anda da birer dalga gibidirler. Bu ise onlarn, ok zgn bir biimde davranacaklar sonucunu ortaya karmaktadr. rnein atom-alt bir parack, kk bir uzay blgesine sktrldnda buna evresinde dnerek cevap vermektedir. S k t r l m a (ya do hapsolrna) blgesi ne kadar kkse, parack bu blgenin iinde o kadar fazla zplamaktadr. Bu davran, tipik bir Kuantum etkisi rneidir. Byle durumlarda atom-alt dnyada rastladmz olaylarn makroskopik alanda benzerlerinin bulunamayaca aktr. Bunun nasl olduunu anlayabilmek iin, Kuantum kuramnda btn paracklarn dalga paketleri yardm ile gsterildiini hatrlamak gerekir. Daha nceden de akladmz gibi, byle bir dalga paketinin uzunluu, incelenen paracn konumuyla lgili bir belirsizlii yanstmaktadr. rnein aadaki dalga kalbnda parack x blgesinin herhangi bir noktasnda bulinabiTmektec1 ir. Fakat paracn tam- ve kesjn olarak nerede bulunduunu sylemek

274

264 Fiziin Tao'su

Paralellikler Paracklarn, sktrlmaya hareketle cevap verme eilimleri, atom-aft dnyann karakteristik bir nitelii olan temel bir durguneuzluk zelliini akla getirmektedir. Dnyamzdaki maddesel paracklarn byk bir blmy, imolekler, atomik ya da ekirdeksel (nkleer) yaplara balanmlardr ve b nedenle de durgun deildirler. Bylelikle, durmadan hareket etme eilimini, yani isel bir durgunuzluu ermektedirler. Kuantum kuramna gre, madde, hi bir zatman duraan deil, tam aksine, srekli bir hareket durumundadr. evremizde bulunan nesneler, makroskopiik adan edilgen ve cansz gibi grnseler bile, bir l ta ya da demiri bylttmzde, aslnda tam bir hareketlilik curcunasna sahip olduklarn mahade ederiz. Bunlara ne kadar yakndan bakarsak, canllklar da o kadar artacaktr. evremizdeki tm maddesel nesneler, birbirleriyle farkl biimlerde balar kuran ve bylece molekler yaplarn olaanst eitliliini meydana g et Yen, deimez ve hareketsiz olmayan, ancak sya bal olarak salnan ve titreen, evresindeki ssal titreimlere ayak uyduran atomlardan olumaktadrlar. Titreen atomlardaki elektronlar da atom ekirdeine elektriksel kuvvetlerle balanmlardr. Bu kuvvetler, elektronlar kendisine mmkn olduu kadar yakn tutmaya alrlar. Elektronlar ise, bu sktrlmaya tepki olarak byk bir hzla dnerek cevap verirler. Atomun ekirdeinde bulunan protonlar ve ntronlar, ok kk bir hacme, nkleer kuvvetler denilen kuvvetler tarafndan sktrlmlardr. Bunun sonucu olarak ekirdei oluturan bu paracklar, hayal edilemeyecek byklkteki hzlarla hareket edip, durmaktadrlar.

Bir dalga paketi mmkn deildir. Eer paracn konumunu doha yi belirlemek istiyorsak, yani onu daha kk bir blgeye sktrrsak, paracn dalga paketini daha dar bir blge iine almak gerekir. Ancak byle yapmakla, dalga paketinin dalga boyunu ve buna bal olarak da paracn hzn etkilemi oluruz. Yani sonu olarak, parack kendi evresinde dnmeye balayacak ve biz onu ne kadar fazla sktrmaya alsak, o da o kadar hzl dnmeye kalkacaktr.

Bir dalga paketini kk bir blgeye sktrmak

Paralellikler 416 Fiziin Tao'su

417

Yani modern fizik, maddeyi hi de edilgen ve cansz olarak deil, tam aksine, srekli bir dans ve titreim hareketine sahip olarak grmektedir. Bu dans ve hareketin ritmik kalplar ise, maddenin molekler, atomik ve nkleer yaplarnca belirlenmektedir. te bu, Dou misifcikilerimin maddesel dnyay alglama biimlerinin aynsdr. Onlar evrenim ancak dinamik biimde kavranabileceim vurgulamlar ve evreni hareket eden, titreen ve dans eden bir btnlk olarak grmeye almlardr. Onlara gre doa, duraan deil, dinamik bir dengeye sahiptir. T a o i s t bir yazda belirtildii gibi: Sessizlikteki Ancak hgreketteki s e s s i z l i k gerek s e s s i z l i k deildir. s e s s i z l i k ortaya karsa, gk ve

bir defa daha klmekte, bu klme byk bir patlamaya da sebep olabilmekte ve baz hallerde bu patlamadan sonra incelediimiz yldz, bir kara delik ekline dnmektedir. Bu faaliyetlerin hepsi (yani, yldzlar aras gaz bulutlarndan yldzlarn oluumu,, yldzlarn bzlmesi ve daha sonraki genilemeleri ve sonra da yok olular) gerekten - de gkyznn eitli yerlerinde bilimsel gzlemlerle tesbit edilebilmilerdir. Dnen, bzlen, genileyen ya da patlayan yldzlar, ok eitli biimlere sahip galaksiler (rneim, disk biimi, kre biimi spiral biimi, vs) meydana getirmektedirler. Bu galaksiler de hareketsiz olarak durmamakta, kendi evrelerinde dnel bir hareket gstermektedirler. Bizim iinde bulunduumuz Samanyolu galaksisi, uzayda ak sayda yldzlardan ve ok miktarda gazlardan oluan byk bir tekerlee benzemektedir. Bundan dolay Samanyolu'nda bulunan btn yldzlar (gneimiz ve onun gezegenleri de dahil), durmakszn galaksinin merkezi evresinde dnmektedirler. Gerekten de evren, grebildiimiz uzayn her bir yanna dalm galaksilerle doludur. Bunlarn hepsi de bizim galaksimizde olduu gibi, kendi evrelerinde dnmektedirler. Eer evreni, sahibi bulunduu milyonlarca galaksilerle bir btn olarak incelersek, uzay ve zamann en byk ve kapsaml leine ulam oluruz, te bu kozmik dzeyde bile evrenin statiik olmadm kefedebiliriz, nk evrenim kendisi de genilemektedir! Bu, modern astronomimin en nemli bulularndan birisidir. Uzak galaksilerden gelen n detayl bir analizi sonucumda, tm galaksilerin geniledikleri ve birbirlerinden uzaklatklar anlalm-

yeri saran ruhan ritim alglanabilir (8). te yandan fizik dalnda evrenin dinamik doas , yalnzca kk boyutlara (yani, atomlarn ve ekirdeklerin dnyasna) inildiinde karmza kmamaktadr. Byk boyutlarda da, yani yldz ve galaksilerin dnyasna geildiinde de, karmza yine bu dinamik anlay kmaktadr. Sahip olduumuz gl teleskoplar, bize durmakszn hareket eden bir evreni gstermektedir. Dnen hidrojen gaz bulutlar, bzlerek yldzlar oluturmakta, bu sre iinde bulut snmakta ve sonu olarak gkyznde asl gibi duran yepyeni yldzlar meydana gelmektedir. Yldzlar bu durumda da dnmeye devam ederler. Bunlardan bazlar darya madde pskrtmekte ve bylece yldzn evresinde dnen baz gezegenlerim olumasna sebep vermektedirler. Milyonlarca yl getikten sonra yldzn hidrojen yakt bitmekte ve bunun zerime sz konusu yldz genilemeye balamaktadr. Nihayet yerekimse! k srasnda son

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

tr. S z konusu hareket, ok muntazam bir btnlk iinde cereyan etmektedir. Nitekim, buna gre, gzlemlediimiz herhangi bir galaksinin uzaklama hz, onun bize olan uzakl ile orantldr. Bir galaksi bizden ne kadar uzaktaysa, bizden o kadar byk bir hzla uzaklaacaktr. Eer uzaklk belirli bir mesafenin iki kat ise, uzaklama hz da o mesafedekinden iki kat daha fazla olacaktr. Bu, yalnzca galaksimizden yaplan uzaklk lmleri iin deil, ayrca herhangi bir referans noktas iin de aynen geerlidir. Hangi galakside bulunursak bulunalm, dier galaksilerin bizden uzaklatklarn gzlemleyebiliriz. Yani yakn galaksiler saniyede birka bin mit ile, daha uzaktakiler daha yksek bir hz ile ve en uzaktakiler de k hzna yakn bir hzla bizden uzaklamaktadrlar. Bu uzakln tesindeki galaksilerin ise, bize hi bir zaman ulaamayacaktr, nk onlar, ktan daha hzl bir biimde bizden uzaklamaktadrlar. S i r Arthur Eddington'un dedii gibi, onlarn , biti noktas kendisinden srekli uzaklaan bir koucu gibidir. Evrenin neyin iinde genilediini daha iyi anlayabilmek iin, onun sahip olduu byk apl zelliklerin Einstein'in Genel zafiyet Kuram araclyla ortaya' koyduu temeller dorultusunda hatrlanmas gerekecektir. Bu kurama gre uzay, dz deil eikstir. Bu eikliin kesin biimi, evrendeki maddenin dalm ve Einstein Alan Denklemleri m in aracl ile beHrlenebil-mektedir. Bu denklemler, bize evrenin yapsn bir btn olarak deerlendirmek ve belirlemek imknn vermektedirler. Genel zafiyet Kuram erevesinde, genileyen bir evrenden sz ettiimizde daha st bir boyuttaki

genilemeden sz ederiz aslnda. Eik uzay kavramnda oiduu gibi, byle bir kavram da yalnzca iki boyutlu bir analoji yardm ile gzmzn nnde canlandrabiliriz. zerinde ok sayda noktalarn bulunduu bir balonu dnn. Bu balon evreni temsil etsin (iki boyutta eilmi olan yzeyi boyutlu uzay, noktalar da evrendeki galaksileri simgelesin). Balonumuz iirildiinde, tm noktalar arasndaki uzaklk byyecektir. zerinde bulunduumuzu varsaydmz herhangi bir nokta da, dier btn noktalardan uzak'ayormu gibi gzkecektir. Evren de buma benzer biimde genilemektedir: Gzlemci hangi galakside bulunursa bulunsun, dier btn galaksiler ondan uzaklayorlarm gibi grnecektir.

Tabii burada genileyen evren ile ilgili u arpc soruyu da sormamz gerekecektir: Bunlarn hepsi nasl balad? Galaksilerin uzaklama hzlarna ve uzaklama hareketlerine dayanlarak (buna Hutobte Y a s a s da denir) bu genilemenin balang noktas hesaplanabilir. Yani baka bir deyile, evrenin ya bulu naibi lir. Genilemede hi bir deiikliin ba gstermediini kabul edersek, (ki bu kesinlik kazanma-

264

Fiziin Tao'su

Paralellikler 387

386

mtr) yaklak olarak on bin milyon senelik bir evren ya ile karlarz. Yani evren, bu kadar yandadr. Gnmzde kazmolojistler, iinde bulunduumuz evrenin, gerekten de on bin milyon sene nce yaanan dramatik bir olayla ortaya ktna inanmaktadrlar. Bu olayda, evrende bulunan ktlenin tamam, kck bir ate topundan patlayarak ortaya kmtr. Evrenin gnmzde kaydedilen genileme hareketi ise, bu ilk patlamadan arta kalan t i kuvvetinin devam olarak deerlendirilmektedir. Big bang (yani, byk patlama) modeline gre, sz konusu byk patlama, evrenin, uzayn ve zamanln balangcn oluturmutur. Patlama anndan nce ne olduunu renmek istediimizde, yine dnme ve konuma zorluklan ile kar karya kalmaktayz. S i r Bernard LoveH'in bu konu hakkndaki grleri yledir: te bu aamada dncenin byk snrna ularz. nk burada gnlk tecrbelerimiz erevesinde kullandmz uzay ve zaman kavramlar, -henz bugnk gibi ortada deildirler. Kendimi sanki alldk dnyann birdenbire kaybolduu bir s i s bulutuna girmi gibi hissediyorum (9). Einsten'in denklemleri, srekli olarak genilemen evrenin gelecei hakknda yeterli1 bir cevap salayamamaktadrlar. nk denklemlere gre, evrenim farkl modellerine denk den farkl zmler ortaya kmaktadr. Bu modellerden bazlar genilemenin sonsuza kadar sreceini, dierleri ise hareketin yavalayacan ve belki de ters dnp bzlmeye dneceini ngrmektedirler. Ama modellerin hepsi de salnan bir evreni tanmlamaktadrlar. yle ki: Bir ka milyar yl sreyle evren geni-

temekte, daha sonra btn ktlesi kck bir madde topuna dnene kadar bzlmekte, bunu takiben yeniden genilemekte ve bylece sonsuza dein salnp, durmaktadr. Devirsel olarak genileyen ve bzlen bir evren gr (ki burada inanlmaz zaman ve uzay lekleri s z konusudur), yalnzca modern kozmolojide deil, ayn zamanda eski Hint mitolojisinde de ortaya atlmt. Evreni, organik ve ritmik olarak hareket eden bir kozmos biiminde tecrbe eden Hindu'lar, modern bilimsel modellerimize ok yaklaan evrimsel kozmolojiler gelitirebilmilerdir. Bu kozmolojilerden bir tanesi, Hindu'larn la (yani, T a n n ' s a l oyun) isimli mitosuna dayanmaktadr. Buna gre Brahman, .kendisini dnya haline dntrmtr ve lila sons u z devirlerle gerekleen ritmik bir oyundur. T e k olan, ok olur ve daha sonra ok olan T e k olur.Bhagavad oyununu Gita'da T a n r Krina yaradln u szlerle anlatmaktadr: ritmik

Zaman karanlnn sonunda tm nesneler yine benim doama geri dnerler. Zamann aydnl yeniden geldiinde ise, ben onlar a yneltirim. Bylece ben, doam yardm i ile tm yaradl gerekletiririm ve bunu da zamansal devirler iinde yaparm. nk yalnzca ben varm ve yalnzca ben bu faaliyetin oyununu izlerim. Ben bu oyunu izlerken, evrenin yaradlndaki hareketli ve hareketsiz her eyi ortaya karrm. Ve bylece dnyann devirleri s rp gider (10).

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

Hindu bilginleri, bu ritmik ve T a n r ' s a l oyumu, kozmos btnnn evrimi ite zdeletirmekten de ekinim iyorlard. Bundan dolay bu bilginler, evreni devirsel olarak genileyen ve bzlen bir btn olarak resmediyorlar ve yaradln balangc ve bitii arasndaki hayal edilemeyecek uzunluktaki zaman dilimine da kalpa diyorlard. Bu eski mitosun kapsam ve ileri gr gerekten de artcdr. Buna bemzer kavramlar yeniden ortaya atabilmek iin insan beyni, iki bin sene beklemek zorunda kalmtr. En byk lekteki dnyadan, yani genileyen evrenden gelin, yine en kklerin dnyasna geri dnelim. Yirminci yzyln fizii, srekli olarak artan bir atom-alt boyutlara dalma macerasna tank olmutur. Atomlarn, ekirdeklerin ve bunlar oluturan elerin hkmranlk alanlarnn incelenmeye balammas, insanln en ilgin servenidir. Atom-alt (dnyann aratrlmas, insan akln binlerce yl megul ederek, onu inanlmaz biimde tevik eden ak temel bir soru erevesinde yrtlmt: Madde neden olumaktadr? Doa felsefesinin bandan beri, insanolu bu konu hakknda bir ok gr ileriye s r m ve tm maddelerin zn oluturan temel eyi bulmaya almtr. Anoak iinde bulunduumuz yzylda, deneyler yaplarak bu soruya cevap verilmeye balanmtr. Cak karmak ve ileri teknolojiler yardm le fizikiler ilk nceleri atomlarn yaplarn inceleyerek, onlarn ekirdek ve elektronlardan olutuklarn belirleyebiimiler, daha onra atom ekirdeinin yapsn aratrmlar, bunlarn da proton ve ntronlardan (yani, nkleonlardan) olutuklarn bulmulardr. Son yirmi senedir de fizikiler bir adm daha ileriye atarak, nkleonlarn yap-

emi aratrmaya koyulmulardr. Bu noktada atom ekirdeimin elerini oluturan nkleonlarn da niha elemanter paracklar olmadklar ve dier varlklarn bileiminden ortaya ktklar hayretle anlalmtr. Maddenin/ daha derin katmanlarna inil dike (atomlarn dnyas aratrldka), daha nceki blmlerde de anlattm gibi, madde hakkndaki genel grlerimizde byk deiimler meydana gelmiti. Daha sonra ise atom ekirdeine ve atom ekirdeini oluturan elere doru atlan admlar geldi. Bunum sonucunda da grlerimizde nemli deiiklikler olumutu. nk sz konusu dnyada, atomsal leklerden yz bin kere daha kk olan leklerle uralmakta ve buna bal olarak da, bu kadar kk blgelere s k t r l m olan paracklarn, atomsal blgelere s k t r l m olan paracklardan ok daha byk hzlara eriebildikleri grlmekteydi. Gerekten de nkleonlar, yalnzca zel zafiyet Kuram erevesinde tam anlam ile aklama bilecek kadar yksek hzlarda hareket etmektedirler. Bu nedenle atomalt paracklarm zelliklerimi ve etkileim biimlerini anlayabilmek iin, hem Kuantum kuramm ve hem de izafiyet kuramn kapsayan bir genel bak erevesine ihtiya vardr. Kullandmz zafiyet kuramndan tr de, madde hakkndaki grlerimizde bir kez daha deiiklikler yapmak zorunda kalmaktayz. Daha nce de deindiim g'ibi, zafiyet erevesinin en karakteristik zellii, nceleri tm ile ilgisiz gibi grnen kavramlar bir rpda birletirmi olmasdr. Bu nemli rneklerden biri, ktle ile enerjinin eitliidir. Bu eitlik, Einstein'in nl E = m c 2 denk-

234

Fiziin Tao'su Paralellikler SOI 285

lemi ile gsterilmektedir. Bu eitliin nemini kavrayabilmek iin, olduunu ilk nce enerjinin ve maddenin ne anlamamz gerekmektedir.

Enerji, doal fenomenleri aklamak iin kullanlan kavramlardan en nemlisi gibidir. Gnlk yaamda olduu gibi, bir ii yapabilme kapasitesine sahip cisimlere, enerjiye sahip cisimler demekteyiz. Bu enerji, ok eitli biimlerde karmza kabilir. Hareket enerjisi, s enerjisi, kimyasal enerji ve benzerleri gibi. rnein bir ta belirli bir ykseklie kaldrmak, ona yerekimsel enerji kazandrmaktadr. T a bu ykseklikten braktmzda, sahip olduu yerekimsel enerji, hareket enerjisine (kinetik ener iye) dnmekte, ta yere arptnda ise bir cismi krarak bir i yapabilmektedir. Ya da daha arpc bir rnek kullanarak, elektrik enerjisinin veya kimyasal enerjinin dntrlp ev ilerinde yararl olabilmelerini gsterebiliriz. Demek ki fizik dalnda, enerji her zaman belirli bir srele ya da belirli bir faaliyetle ilikilendirilmektedir. Buradaki en temel zellik, bir sre iindeki toplam enerji miktarnn her zaman ayn kalmas, yani korunmasdr. Belki elimizdeki enerji, biimini deitirebilir, ama hi bir zaman ortadan kaybolmaz. Bu yzden enerjinin korunmas, fiziin en temel yasalar arasna girmitir. Bu yasa, btn doal fenomenleri ynetmektedir ve u ana kadar hi bir fenomen bu yasaya aykr davranmamtr. te yandan bir cismin ktlesi, onun arlnn bir lsdr. Yani herhangi bir cisme uygulanan, yerekimsel kuvvetin bir lsdr. Bunun yannda ktle, cismin ataletini de ler, yani cismin ivmeye kar gsterdii direnci belirler. Bylece ar cisimler,

hafif cisimlere oranla daha zor hareket ettirilebilmektedirler. Bu olgu, bir arabay itmek zorunda kalm olan herkes tarafndan dorulanacoktr. Klasik fizikte ktle, ayrca paralanamayan maddesel z ile birlikte ele alnmaktayd. Yani tm nesnelerin temelini oluturan ey ile ktle arasnda da * bir ba vard. Enerjide olduu gibi, ktlenin de btn ile korunduu dnlyor, yani hi bir ktlenin kaybolmayaca varsaylyordu. Fakat te yandan, zafiyet kuram, bize maddenin, aslnda enerjinin bir biiminden baka bir ey olmadn gstermitir. Enerji, klasik fizikte grdmz eitli biimlerin dnda ayrca bir nesnenin ktlesi olarak da ortaya kmaktadr. rnein bir par-J acn ierdii enerji miktar, paracn ktlesi ile (yani, m ile), k hznn karesinin (yani, c 2 'nin) arpmna eittir. Bylece u denklem ortaya kmaktadr: E = m c2 Ktle, artk enerjinin bir biimi olduu iin, paralanamaz olmaktan uzaklar ve dier enerji biimlerine dntrlebilir. Bu dnm, atom-alt paracklarn arpmalar srasnda rahatlkla gzlenmektedir. Bu tr arpmalarda, paracklar paralanmakta ve ktlelerinde sakl olan enerji de, kinetik enerji biimine dnp, arpma sonucunda elde edilen yeni paracklar arasnda datlabilmektedir. Yani yksek hzlarla arpan paracklarn kinetik enerjileri yardm ile yeni oluan paracklarn ktleleri meydna getirilebilmektedir. Ktle ve enerji eitliinin belki de en artc yn. maddese paracklarn olumalar ve yok olu-

286

Fiziin Tao'su

Paralellikler

297

lar s. ra s n da ortaya kar. nk yksek enerji fiziinde oluturulan arpma srelerinde, artk ktlenin korunmas sz konusu deildir. arpan paracklar paralanabilir ve ktlelerinin bir blm de yine ktleye, dier bir blm ise yeni oluan paracklarn kinetik enerjisine dnebilir. Byle bir sre iinde, toplam enerji korunmakta, yani toplam kinetik enerji ile tm ktlelerdeki sakl enerji sabit kalmaktadr. te bu yzden atom-alt paracklarn zelliklerini incelerken, arpma deneylerini birinci derecede gzlem aralar olarak kullanabilmekte ve ktle ile enerji arasnda ortaya kan ilikiden de onlarn aklanmas iin gzel bir biimde yararlanmaktayz. S a y s z kereler deneylerle ispatlanm olan ktle ve enerji eitlii, parack fizikilerinin vaz geilemez bir yardmcs haline gelmitir. Artk parack fizikileri bu eitlie o kadar almlardr ki, paracklarn ktleleri bile, onlara denk den enerji birimleri ile ifade edilmeye balanmtr. Ktlenin esasen enerjinin bir biiminden baka bir ey olmadnn kefedilmesi, paracklar hakkndaki kavramlarmzn nemli lde deimesine neden olmutur. Artk modern fizikte ktle, maddes e l bir z le bal tutulmamakta ve bundan dolay da paracklarn temel bir maddeden olumadklar kabul edilmektedir. Artk paracklarn bir enerji demeti olarak alglanmasna balanmtr. Fakat enerji, faaliyetle ya da srele ilikili olduundan, neticede atom-alt paracklarn doasnn da isel olarak dinamik olduu dnlmeye balanmtr. Bunu daha iyi anlayabilmemiz iin, sz konusu paracklarn, yalnzca baz zafiyet terimleri ile (yani, uzay ve zamann drt boyutlu bir sreklilikte birle-

tii bir kavrayn ierdii terimlerle), aklanabildlklerini hatrlamamz gerekmektedir. Paracklar artk duraan birer boyutlu nesne olarak (bilardo toplar ya da kum tanecikleri gibi) alglanmamal, drt boyutlu uzay-zaman varlklar olarak ele alnmaldrlar. Biimleri ise, dinamik olarak uzay ve zaman iinde oluan biimler olarak grlmelidir. Atom-alt parac|klar, uzay ve zaman esine sahip, dinamik kalplar gibidirler. Sz konusu uzay esi onlar belirli bir ktleye sahip bir nesne gibi gstermekte, te yandan zaman esi de onlarn belirli bir enerjiye sahip bir sre ola ra k r n mel e ri n e neden olmaktadr. Bu dinamik kalplar, ya da enerji demetleri maddeyi meydana getiren ve ona makraskapik adan sert bir grnm salayan salam nkleer, atomik ve molekler yaplar oluturmaktadrlar. Bylece biz de, maddenin bir takm maddesel zlerden meydana geldii gibi hatal bir sonuca varmaktayz. Makrosikopik dzeyde sz konusu z yaklam ok faydal bir aklamadr. Ama bunu atomsal dzeyde uyguiayamayz. nk artk anlam yoktur. Atomlar paracklardan olumalarna ramen, bu paracklar maddesel bir zden olumazlar. Onlar incelersek, hi bir z gremeyiz. nk incelediimiz eyler srekli olarak bir biimden dierine geebilen dinamik kalplar, yani enerjinin srekli bir dansdr. Bylece Kuamtum kuram bize, paracklarn yaltlm madde tanecikleri deil, birer olaslk kalb ya da ayramaz bir kozmik an balantlar olduklarn gstermitir. zafiyet kuram da bu kalplarn isel dinamizmini ortaya kartarak, onlara hayat kazandrmtr. zafiyet kuram maddenin faaliyetinin.

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

maddesel var oluun temelini oluturduunu gstermitir. Atom-alt dnyadaki paracklar, yalnzca hzla hareket ederek faaliyete gemezler, onlar kendi balarna da birer sreci oluturabilirler. Yani madde ve faaliyetin var oluu birbirinden ayrlamaz. Bunlar, ayn uzay-zaman gerekliinin farkl ynlerinden baka bir ey deildirler. nceki blmde, uzay ve zamann birbirine gemesinin, Dou mistikilerini isel bir dinamizme sahip olan bir dnya grne ynelttiinden sz etmitik. Bu konuda yazlm eserlerin incelenmesi ile onlarn dnyay yalnzca bir hareket, bir ak ve bir deiim olarak alglamadklarn, ayrca tipik bir izafiyet fizii esini oluturan maddesel cisimlerin uzay-zaman karakteri konusuna da gl bir sezgi le yaklatklarn grmekteyiz. Fizikiler, atom-alt dnyay incelemek istediklerinde, uzay ve zamann birleimini de dikkate almak zorundadrlar. Bunun bir sonucu olarak, sz konusu dnyay (yani, paracklar) duraan deil ve fakat dinamik olarak ve enerji, oktivite ve sre terimleri yardm ile aklamaya almaktadrlar. A l l m n dnda bir bilinlilik durumuna sahip olan bir Dou mistikisl ise, uzayn ve zamann karlkl olarak birbirlerine geilerimi makroskopik dzeyde de kavrayabilmektedirler. Bundan dolay da makroskopik nesneleri, fizikilerin atom-alt paracklar grdkleri gibi grmektedir. Bu, zellikle Buddhizm'de ok artc bir biimde karmza kar. Buddha'nn en nde gelen retisinden bir tanesi: B i l e i k nesneler srekli deildir cmlesidir. Bu nl deyiin orijinal Pali dilindeki eklinden 1), nesneler yerine kullanlan kelime sankharadr (Sanskrite'de: r samskara). Bu kelimenin

anlam ise, hem bir olay ya da bir gerekleme (yani, bir eylem, bir fiil) ve hem de var olan bir nesnedir. Bu, Buddhist'lerin, nesneleri srekli olarak deien bir sre olarak grdklerini ispatlayan ok gzel bir delildir. D. T. Suzuki'nin dedii gibi:, i Buddhist'ler bir nesneyi bir cisim ya da bir z olarak deil, bir olay olarak dnmektedirler. Buddhizm'de, nesnelerin samskara (ya da sankhara) olarak, yani eylemler ya da olaylar olarak alglanmalar onlarn, sahibi bulunduumuz tecrbeleri, zaman ve hareket olarak deerlendirdiklerini gstermektedir (12). Buddhist'ler de, aynen modern fizikiler gibi, tm nesneleri evrensel akn bir sreci olarak grmekte ve her trl zn varln reddetmektedirler. Bu reddiye, tm Buddhist felsefe okullarnn en zgn zelliinden bir tanesidir. in dncesinde de buna benzer bir zellie rastlayabiliriz. inli'ler nesneleri, s r e k l i olarak akan Tao'daki geici aamalar olarak grmekte ve onlar baz temel zlere indirgemek kaygsndan ok, onlarn etkileimler: ile ilgilenmektedirler. Avrupa, felsef gereklii, zde ararken, der Joseph Needham, in felsefesi bunu, ilikiler dahilinde bulmaya a!mtr(13). Dou mistisizminde ve modern fizikte ortaya kan dinamik dnya grleri, statik biimlere ya da herhangi bir maddesel ze yer brakmamaktadr. Bu evrenin temel eleri, dinamik kalplar biimindedir. Chuang Tzu'nun dedii gibi, onlar deiim ve farkllamann oluturduu srekli akmdaki geici aamalardr.

345

Fiziin Tao'su Madde 'hakknda u ana kadar elde ettiimiz bilgilere gre, onun temel kalplarmn atom,-ati paracklardan olutuunu grdk. Modern temel fiziin en byk amac, bunlarn zelliklerini ve etkileim biimlerini aklayabilmek ve anlayabilmektir. Gnmzde, iki yzn zerinde paracn varlndan haberdarz. Bunlarn ou yapay olarak baz arpma sreleri yardmyla oluturulmulardr. Doal olarak bunlarn mr sreleri de ok ok ksa olacaktr: rnein baz paracklar iin bu sre saniyenin bir milyonda birinden bile azdr! Bundan dolay sz konusu ksa mrl paracklarn, yalnzca dinamik bir srecin geici birer aamalarn yansttklar da tabiidir. Bu kalplarla ya da paracklarla ilgili en nemli sorular unlardr: Onlar birbirlerinden farkllatran nedir? Yoksa onlar bileik midirler? Eer yleyse nelerden ya da daha dorusu hangi kalplardan meydana gelirler? Birbirleri ile nasl etkileme gsterirler, yani aralarndaki kuvvetler nelerdir? Son olarak da unu sorabiliriz: Eer paracklar kendi balarna birer sreci oluturuyorlarsa, bu nasl bir sretir? Parack fiziinde, yukardaki sorularn birbirleriyle ayrlamaz bir biimde ilikili olduklarn grmekteyiz. Atom-alt paracklarn zaf yaplarndan tr, onlarn zelliklerini zebilmek iin, karlkl etkileimlerini anlamak zorundayz. Ayrca da atom-alt dnyada grlen temel etkileimler ve balantlar medeniyle, bir parac dierlerini anlamadan kavrayanlayz. Bunu takip eden blmlerde, paracklarn zellikleri ve etkileimleri hakknda ne kadar ilerlemi olduumuzu greceiz. Atom-alt dnya ile ilgili tamamlanm bir Kuan-

Paralellikler

351

tum-lzafiyet kuramna sahip olmadmz halde, sz konusu dnyay ok baarl biimde aklayan baz kuramlar ve modeller gelitirilebilmitir. Bu model ve kuramlarn en nemlileriyle yapacamz bir tartma bize, onlarn da Dou mistisizm,iyle ok yakn bir uyuum gsteren felsef kavramlarla uratklarm gsterecektir.

ParalelliMer

293

14)

BOLUK ve BM

Klasik mekaniksel dnya gr, sert ve paralanamaz paracklarn bir boluk iinde hareket ettikleri grne dayanmaktayd. Modern fizik ise, bu grnty kknden deitirmitir. Bylece yalnzca yeni bir parack yaklam deil, ayn zamanda boluun klasik alglan da ok nemli bir biimde farkllatrlmtr. S z konusu deiimler, Alan Kuramlar denilen yaklamlar sonucu ortaya atlabilmitir. Bu gelimelerin banda Einstein'in; yerekimsel alan, uzayn geometrisi ile ilikilendirme fikri yatmaktadr. Daha sonra Kuantum kuram ile zafiyet 'kuram da birletirilerek, atom-alt paracklarn kuvvet alanlar aklanmaya balannca, bu deiimler daha da nem kazanmlardr. Bu Kuantum Alan Kuramlarnda, parack ve parac evreleyen uzay, ilk dnemlerdeki kein ayrmn yitirmekte ve boluk da, ok nemli bir dinamik deer olarak karmza kmaktadr. Aslnda alan kavram, on dokuzuncu yzylda Faraday ve Maxwell'in elektriksel yk ve akmlar arasndaki kuvvetleri aklamaya alrlarken kullandklar bir yaklamdr. Buna gre elektriksel alan, ykl bir cismin evresindeki uzayda oluan bir durumdur. Bu uzayda bulunan ve bir yke sahip olan herhangi dier bir cisme de belirli bir kuvvetle etki I etmektedir. Elektriksel alanlar ykl (yani, elektriksel yk tayan) paracklarca oluturulmakta ve yalnz-

ca dier ykl paracklarca hissedilebilmektedirler. Manyetik alanlar ise, hareket halindeki ykler (yani, elektriksel akmlar) sayesinde meydana gelmektedirler. Bunun neticesinde ortaya kan manyetik kuvvetler de ancak hareket eden ve ykl olan dier cisimler tarafndan hissedilecektir. Klasik efektrodinamiksel alanda, yani Faraday ve Maxwell tarafndan gelitirilen kuramsal yapda, alanlar birincil fiziksel varlklar olarak kabul edilmekte ve onlar bamsz olarak (yani, maddesel cisimlerle aralarnda bir iliki kurulmadan) incelenebilmektedirler. rnein titreen elektriksel ve manyetik alanlar, uzayda radyo dalgalar, k dalgalar ya da baka elektromanyetik dalgalar biiminde hareket edebilmektedirler. zafiyet kuram, yk ie akm ve elektrik ile manyetik alan kavramlarn birletirerek, elektrodinamiin yapsn enfes bir biime sokmutur. T m hareketler izaf olduundan, her trl yk, bir akm olarak da alglanabilmektedir (tabii bu arada iinde hareket ettii referans sistemlini gz nnde tutarsak). Sonu olarak, elektriksel alan, ayn anda bir manyetik alan da olabilmektedir. Elektrodinamiin zafiyet formlasyanunda, bylece her iki alan tek bir elektromanyetik alan halinde birletirilmitir. Alan kavram yalnzca elektromanyetik kuvvetlerle s n r l kalmam, ayn zamanda byk lekli dnyann en nemli teki kuvvetiyle, yani yerekimsel kuvvetle de bir balant iine sokulmutur. Yerekimsel alanlar btn ktlesel cisimler ta rafndan, oluturulmakta ve yine onlar tarafndan hissedilmektedir. Bunun sonucunda ortaya kan kuvvetler her zaman ekicidir. Buna karn elektromanyetik alanlar yalnzca ykl cisimlerce hissedilmekte ve

Fiziin Tao'su hem ekici, hem de itici bir karakter ortaya (Jcoymaktadrlar. Bu nedenle yerekimsel alana uygun gelen tek alan kuram. Genel zafiyet Kuram'dr. 'Bu kuramda, ktlesel bir Cismin onu evreleyen uzaya olan etkisi, ykl bir cismin elektrodinamikte gsterdii etkilerden daha byktr. Buradaki uzay da yle art'andrlmtr ki, orada bulunan herhangi bir nesneye mutlaka bir kuvvet etki edecektir. Ayrca bu artlandrma uzayn geometrisini ve bylece onun yapsn da etkilemektedir. Madde ve bo uzay (yani, dolu olan ve bo olan), Demokritus ve Newton atom anlayna gre temelde iki ayr kavramdr. Genel zafiyet Kuram,'nda ise, sz konusu iki kavram artk birbirinden ayr olarak ifade edilememektedir. Yani nerede ktlesel bir cisim varsa, orada ayn zamanda bir de yerekimsel bir alan oluacak ve bu yerekimsel kuvvetin belirii de, sz konusu cismi evreleyen uzayn eiklemesi biiminde ortaya kacaktr. Fakat burada sz edilen alann, uzay doldurup, onu bu ekilde edii dnlmemelidir. nk bunlarn ikisi de aslnda birbirinden ayrlamaz, yani alan, ayn zamanda eik uzaydr! Genel zafiyet Kuram 'nda, yerekimsel alan ve uzayn yaps (ya da geometrisi) aslen zdetir. nk bunlar, Einstein'in alan denklemlerinde ayn matematiksel deerlerle gsterilmektedirler. Buna gre Einstein'in kuramnda madde, kendi yerekimsel alanndan ayrlamaz ve yerekimsel alan do eik uzaydan ayrt edilemez. Bylece madde ve uzay birbirinden ayrlamamakta ve tek bir btnn birbirine bal eleri olarak ifade edilmektedir. Maddesel nesneler, kendi evrelerindeki uzayn yapsn etkilerken, evre de maddesel nesneleri

386

Paralellikler 387

nemli lde etkilemektedir. Fiziki ve filozof Ernst Mach'a gre, maddesel bir nesnenin ataleti ( y a n i , " nesnenin hareketlendirilmeye kar gsterdii direnoi), maddenin isel bir nitelii deil, yalnzca maddenin evrenin kalan dier blmleri ile girdii etkileimin bir lsdr. Mach'a gre madde, evrende A madde bulunduu srece atalet gsterecektir. Bir cisim dndrldnde, onun ataleti merkezka kuvvetlerin olumasna sebep olmaktadr (bu yntemden, slak bir amar kurutmak iin gelitirilen savu rmol amar kurutma makinalarnda istifade edilmektedir). Ancak bu kuvvetler Mach'n deyimi ile, yalnzca sabit yldzlara izaf olarak dndkleri iin meydana gelmektedirler. Eer sz edilen sabit yldzlar birdenbire yok olsalar, dnen cismin ataleti ve merkezka kuvveti de onlarla birlikte yok olur. Mach'n ilkesi olarak isimlendirilen bu atalet kavram, Albert Einstein'i de derinden etkilemi ve onun Genel zafiyet Kuram'n oluturmasna yol aan nedenlerden birisi olmutur. Fakat Einstein kuramlarnn matematiksel zorluu nedeniyle fizikiler henz bu yapnn, Mach'n ilkesini dorulayp fizikilerin byk bir ounluu, o ya da bu yolla, iki modelin birletirilerek btnsel bir ekim kuramna ihtiya olduunu savunmaktadrlar. Bylece, bu sefer makroskopik dzeyde, modern fizik, bize maddesel nesnelerin ayr varlklar almadklarn ve evreleri ile ayrmaz bir iliki iinde bulunduklarn gstermitir. Bunlarn zelliklerini, ancak ve ancak dnyann geri kalan blm ile olan ilikilerini gz nnde tutarsak anlayabiliriz. Mach ilkesine gre, bu etkileim uzak yldzlara ve galak-

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

silere kadar btn evreni iine almaktadr. Bylece kozmosun temel birlii kendisimi yalnzca ok kklerin dnyasnda deil, ayn anda ok byklerin dnyasnda da gsterebilmektedir. Bu olgu giderek, modern astrofizik ve kozmoloji dallarnda destek grmekte ve dorulanmaktadr. Astronom, Fred Hoyle bu konuda u gr dile getirmektedir: Gnmzde kozmoloji dalnda meydana gelen gelimeler, gnlk kural ve artlarn evrenin uzak blgeleri olmadan geerli olamayacan ve evrenin s z konusu uzak blgelerinin ortadan kalkmas halinde uzay ve geometri hakkmda sahip olduumuz btn fikirlerin geersiz olacan hzla ortaya karmlardr. Gnlk tecrbelerimiz, en kk detaylarna kadar evrenin byk lekli nitelikleri ile o kadar ili dldrlar ki, onlarn ikisini birbirinden ayr olarak dnmek bile imknsz bir hale gelmitir (1). Genel zafiyet Kuram'nda, makroskopik lekte beliren maddesel nesne ile onun evresi arasndaki birlik ve etkileim, atom-alt dzeylerde daha da arpc bir hal alr. Burada, klasik alan kuramnn fikir ve grleri, atam-alt paracklar arasndaki etkileimleri anlatabilmek zere Kuantum kuramnn fikir ve grleri ile birlemilerdir. Byle bir birleme, henz yereikimsel etkileimler iin ne yazk ki gerekletirilememitir. nk Emstein yerekimsel kuramnn anlalmas zor matematiksel formu, buna byk bir engel oluturmaktadr. Anoak dier kuram (yani, klasik elektrodinamik kura m) Kuantum kuram ile birletirilerek, Kuantum elektrodinamii denilen yepyeni bir karam oluturulmutur. Bu yeni ku-

ram, atom-alt paracklarn elektromanyetik etkileimlerini aklamaya alan bir yapdr. Bu kuram, ayrca Kuantum kuram ile zafiyet kuramn da birletirmektedir. Bylece modern fiziin ilk ve hl da en baarl Kuantum-zafiyet modeli gelitirilmitir. Kuantum elektrodinamiinin en can alc zellii, iki deiik kavram birletirmi olmasnda gizildir. nk elektromanyetik alan kavram ile elektromanyetik dalgalarn paracksal belirilori olan foton kavramn birletirebilmitir. Fotonlar ayn zamanda birer elektromanyetik dalga olduklar ve bu dalgalar da titreen alanlardan meydana geldikleri iin, fotonlar, te yandan da birer elektromanyetik alam belirii halindedirler. Bylece Kuantum alan denilen yeni bir kavram ortaya kmtr: Yani quanta ya da foton biimi alabilen bir alan meydana getirilmitir. Bu, geekten de btn atom-alt paracklarn ve etkileimlerini, her bir paracn farkl bir alana denk dmesiyle aklayabilen yepyeni bir kavram btnn oluturmaktadr. Sz konusu Kuantum Alan Kuram ile sert parack ve onu evreleyen uzay arasndaki klasik ztlk, tamamen ortadan kald almtr. nk artk Kugntum glan bir temel fiziksel varlk olarak alglanmakta, yani uzayin belirli bir yerinde varolan srekli bir arac (ya da aktarc) olarak grlmektedir. Paracklar ise, bu alann blgesel younlamalardr. Yani gelip, giden ve bu arada da zgn karakterlerini yitiren ve ait olduklar alanda kaybolan enerji younlamalar halindedirler. Albert Einstein'in dedii gibi: Bundan dolay maddeyi, alamn ar derecede younlat uzay blgelerinden oluan bir ey olarak alglayabiliriz. S z konusu yeni fizik anlaynda.

386

Fiziin Tao'su

Paralellikler

387

hem alana ve hem de maddeye ayr ayr yer yoktur. nk burada alan tek gerekliktir (2). F i z i k s e l nesne ve fenomenleri, temel bir varla dayanan geici beliriler oiarak alglamak, yalnzca Kuantum Alan Kuram'nin deil, ayn zamanda Dou dnya grnn de ana esidir. Einstein'da olduu gibi, Dou mistikileri de temel varl tek gereklik olarak deerlendirmektedirler. Bu varln tm fenomenal belirileri ise, geici ve hayal olarak addedilmektedir. Aslnda Dou mistikilerinin bu gereklik anlay, yine de tam anlamyla fizikilerin Kuantum alan olarak tanmlanamaz. nk bu varlk, dnyadaki tm fenomenlerin z olarak grlmekte ve bunun bir sonucu olarak da, tm kavram ve fikirlerin tesinde yer almaktadr. Oysa, Kuantum alan, yalnzca baz fiziksel fenomenlerde kullanlabilen ve tam olarak tanmlanm (yani, aklanm) olan bir kavramdr. Buna ramen fiziki, atom-alt dnyay Kuantum alan terimleri ile aklayp yorumlarken, sezgisel olarak; dnya ile ilgili tecrbeleri de yce temel gereklii aklamaya ve yorumlamaya alan bir Dou mistikisine ok yaklamaktadr. Alan kavramnn ortaya kndan sonra fizikiler, ok farkl ve eitli alanlar tm fiziksel fenomenleri kapsayacak tek bir temel alanda birletirmeye almlardr. zellikle Einsten, hayatnn son yllarn byle bir birletirilmi genel alan aramakla geirmitir. Ama belki de Hindu'larn Brahman', Bu d dh ist'I erin Oharmakaya's ya da Taoist'lerin Tao'su niha olarak birletirilmi alan olarak deerlendirilebilir, kim bilir? Bylece bu alan, yalnzca fizik dalnda incelenen fenomenleri kapsamayacak, ayn zamanda tm dier fenomenlerin oluumuna da sebep olacaktr.

Doudaki inana gre, btn'fenomenlerin temelinde oturan gereklik, tm biimlerin tesindedir ve hi bir aklanmaya ya da somutlatrmaya imkn tanmamaktadr. Bundan dolay ounlukla biimsiz, isiz ya da bo gibi kelimelerle deerlendirilmektedir. Fakat "bu isizlik sade bir hilik olarak deerlendirilmemelidir. Bu aslnda tam aksine, tm biimlerin zdr ve btn hayatn kaynadr. Bundan dolay da Upaniad'larda yle yazar: Brahman hayattr. Brahman zevktir. Brahman Boluk'tur... Zevk, aslnda B o l u k l a ayndr. Boluk, aslnda zevkin aynsdr(3). Buddhist'ler en son gereklii sunyata (yani, isizi'k ya da boluk) olarak isimlendirerek, ayn fikri paylamaktadrlar. Onlar, yaayan Boiuk'un fenomenal dnyadaki tm biimlere hayat kazandrdn dnmektedirler. te yandan Taoist'ler de Tao'ya s o n s u z ve bitisiz bir yaratcl yaktrmakta ve ona isizlik sfatn uygun bulmaktadrlar. Gn T a o ' s u isiz ve biimsizdir(4), der Kuan-tzu. Lao T z u da bu isizlii aklayabilmek iin ok sayda benzetmeler kullanmaya almtr. rnein Tao'yu ou kez bo bir vadiye ya da s o n s u z sayda nesneleri ierebilen, ama yine de sonsuza delk bo olan bir kaba benzetmektedir. Dou'lu bilgelerin, isiz ya da bo gibi terimler kullanmak yerine, Brahman, Sunyata ya da Tao gibi kelimeler kullanmalarnn ardnda, alldk isizliin dnda bir olgudan, s o n s u z bir yaratclk kudretine sahip bir boluktan sz etmek istemeleri sakldr. Bundan dolay Dou mistikilerinin kullan-

416

Fiziin Tao'su Boluk kavram, rahatlrkla atom-alt fiziinKu-

Paralellikler

417

dklar deki dii

Kuantum alan ile karlatrlabilir. nk sonsuz eitlilikteki biimlere hayat

antum alanlarnda olduu gibi, bu Boluk da, ierkazandrmakta ve bazen de bu eitlilii yutmaktadr. Upa'n i ad Marda da denildii gibi: Sakince O'na dua edelim; O'ndan olutuun iin, O'na geri dnecein iin, O'nun nefesini iine ektiin iin (5). Mistik Boluk'un fenomenal belirileri, atom-alt paracklarda olduu gibi duraan ve srekli deil, dinamik ve geicidir. Hi durulmayan bir hareketle ve byk bir enerji dans ile var olmakta ve ayn anda da yok olmaktadr. Fizikilerin atom-alt dnyasnn olduu gibi. Dou mistikilerinin fenomenal dnyas da bir samsara yani srekli doumun ve lmn dnyasdr. Bolukun geici birer belirileri olan bu dnyadaki btn nesneler, hi bir temel zgnle sahip deildirler. Bu daha ok, maddesel z reddeden ve sabit bir benlik tecrbesinin hayal olarak deerlendirildii Buddhist felsefesinde zellikle vurgulanmtr. Buddhist'ler, sz konusu maddesel z ve zgn benlik hayalini, su paracklarnn aa ve yukar hareket etmeleri sonucunda, su tanesinin yzeyin zerinde hareket ediyormu gibi grnmesine benzetmektedirler. Ayn analojiyi alan kuram teorisinde fizikilerin maddesel z aldanmasn aklamak zere kullandklar, ok ilgin bir gerektir. Bu konuda Hermann Weyl unlar yazmaktadr: Maddenin alan kuramna gre, elektron benzeri

br maddesel parack, yalnzca elektriksel alann kk bir baskn noktasdr. Bu baskn noktada, alan kuvveti ok yksek deerlere ulamaktadr. Bu da bize, orada ok yksek bir alan enerjisinin ok kk bir uzay blgesinde younlatn gstermektedir. Byle bir enerji dm, evresindeki' alan blgesi ile kesin bir snra sahip olmamakla beraber bo uzayda, gl yzeyinin stnde hareket eden bir su dalgas gibi ilerlemektedir. Ancak bir elektronun ilk batan beri tek bir zden meydana geldiini iddia edemeyiz(6). in felsefesinde alan fikri, genel olarak Tao yaklamnda grlmekte ve Tao biimsiz ve isiz olarak tanmlanmaktadr. Buna ramen btn biimleri ortaya karabilmekte ve bu yzden de ch'I kavramyla' zde olmaktadr. Bu kavram, neredeyse tm in doa felsefesi okullarnda nemli bir rol oynamakta ve Neo-Konfiyanizm ekolnde de dikkate deer bir anlam kazanmaktadr. Son belirtilen ekol aslnda, Konfiyusuluk'un, Buddhizm'in ve Taoizm'in byk apl bir sentezidir. Ch'i kelimesi ise, szlk anlamnda gaz ya da eter demektir ve in'de evreni canl tutan hayat nefes ya da hayat enerji olarak aklanmtr. nsan bedenindeki ch'i'nin yollar ise, geleneksel in tbbnn temelini oluturmutur. Akupunkturun amac da, ch'i'nin alkn bu kanallar yardm ile ayarlamaktadr. Ayrca ch'i'nin ak Taoist Sava Dans demek olan T'ai Chi Ch'uann akc hareketlerinin de temelidir. Neo-Konfiyusu'iar, modern fizik dalnda kullanlan Kuantum alan kavramna arpc bir biimde benzeyen bir ch'i yaklam ortaya atmlardr. Ch'i,

351

303 Fiziin Tao'su

Paralellikler kadar artc siniz: olduunu s i z de mahade edecek-

bir Kuantum alon gibi, maddenin zayf ve hissedilemez bir biimi keyf Bu oh'i turmak olarak grlmekte ve dalm uzayn iinde olubir biimde zere olarak dnlmektedir. youn la abiImektedir.

daha sonra,

sert maddesel nesneleri

kendiliinden

Chang T s a i ' n i n szleriyle: Ch'i tadr. younlatnda, grnebilir bir duruma yok ol-

gelmekte ve bylece nesnelerin biimini oluturmakOrtadan kalktnda ise, grnrl biimler de ise, makta ve oluturduu kaybolmaktadr.

Younluun belirli bir sre ise kstl olduu sylenebilir mi? Yok olduunda d Bylece luksun tm ch'i, onun artk var olmaileri srlebilir mi?(7). ritmik biimde younlamakta ve Bu ekilde Yine BoChang yaratlmaktadr.

Modern kuramsal fizik, maddenin z hakkndaki grlerimizi farkl bir duruma getirmitir. Bylece dikkatimizi grnen varlklardan (yani, paracklardan) bir temele/arla, yani alana evirmemize sebep olmutur. Buna gre, maddenin var olmas, yalnzca mkemmel alan durumunda meydana gelen bir bozulmann neticesidir. Neredeyse kk bir" leke olumutur demek geliyor iimden. Tabii buna bal olarak da elemanter paracklar arasnda oluan kuvvetleri aklayan basit yasalar var olamayacaklardr. Yani dzen ve simetriyi, temel ve genel alanda aramalyz(9). F i z i k s e l evren ile ilgili eski adaki ve ortaadaki Cin gr, mkemmel ve srekli bir btnlk bi;mindeydi. Elle dokunulabilen maddeler halinde younlam Ch'i'ye nem verilmezdi. nk ayr ayr birer nesne halindeki dnya birimleri, burada dier btn nesnelerle belirli bir tepkimeye g'rerler. Bu, bir dalga halinde ya da bir titreim eklinde olabilir. S z konusu hareket biimi ise adeta Yin ve Yang diye anlan iki temel kuvvetin ritmik deiimi gibidir. Yani her bir nesne, isel bir ritme sahiptir. Bunlar da, dnya henginin genel kalbna dahildirler(10). Yzyllardr hararetle yaplan, madde blnemez atomlardan m, yoksa baz temel srekliliklerden mi oluur? tartmas, modern fiziin gelitirdii Kuantum alan kavram ile hi beklenmedik biimde cevaplanm oldu. nk alan, uzayn her yerinde mevcut olan bir srekliliktir ve buna ramen parack yn ile, srekli olmayan, yani taneciksel bir

daha sonra yine yok olmaktadr. biimleri gibi: T s a i ' n i n dedii tir. Ch'i,

Byk Boluk sadece ch'i'den meydana gelmiyounlaarak tm nesnelerin biimlerini olumeydana getirir. Bu nesneler ise, daha sonra tekrar yok olurlar ve bylece yine tururlar (8). Kuantum alan kuramnda ise, ele alnan alan (ya da deyiniz ki, ch'i), yalnzca maddesel nesnelerin temel birimi olarak grlmektedir. Alann oluturduu btn karlkl etkileimler ise, dalgalar biimimde gereklemektedir. Aada aktardm paragraflardan birincisi Walter T h i r r i n g ' i n modem fizik dalnda gelitirmi olduu alan kavram ile ilgilidir. Dieri ise Joseph Needham'n inli'lerin f i z i k s e l dnya hakkndaki grlerini kapsayan fikirlerini iermektedir. Bu iki paragraf arasndaki benzerliin ne Byk B o l u k u

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

yapya da sahiptir. Grnrde kart olan bu iki kavram bylece birletirilmi ve ayn gerekliin yalnzoa tki farkl bslirii olarak deerlendirilmeye balanmtr. zafiyet kuramnda olduu gibi, iki kart kavramn birletirilmesi, dinamik bir biimde olmutur: Maddenin iki yn, birbirini sonsuza dek deitirmektedir. Dou mistisizmi de buna benzer bir biimde, Boluk ile onun oluturduu biimler arasndaki, dinamik birlii vurgulamtr. Lamo Govinda, bu konuda unlar yazmaktadr: Biim ve Boluk arasndaki iliki, birbirlerini reddeden kartlklar olarak deil, yalnzca var olan ve karlkl olarak alan bir gerekliin iki farkl belirii eklinde dnimelidir(11). Bu kart gibi grnen kavramlarn bir btn oluturacak biimde kaynatrlm olmas, bir Buddhist Sutra'da u nl szlerle anlatlmtr: Biim, boluktur. Ve boluk da gerekten biimdir. Boluk, biimden farkl deildir. Biim de 'boluktan farkl deildir. Biim ne ise, boluk da odur. Boluk ne ise, biim de odur(12). Modern fizik dalnda ortaya kan alan kuramlar yalnzca atom-alt paracklarla ilgili grlerimize yeni boyutlar kazandrmam, ayn zamanda bu paracklar arasnda cereyan eden kuvvetler hakkndaki yaklamlarmz da derinden deitirmitir. Aslnda alan kavram, ilk nce kuvvet kavram ile ilikilendirilmiti. Daha sonra gelitirilen Kuantum Alan Kuram'nda bile, paracklar arasnda ortaya kan kuvvetler nemle dikkate alnmaktadr. rnein elektromanyetik bir alan, serbest alan olarak

belirebilir (hareket eden dalga-fotonlar) ya da ykl paracklar arasndaki kuvvet alan olarak ortaya kabilir. Bu son durumda, kuvvet, etkileen paracklar arasnda gerekleen bir foton al-verii eklinde kendini gsterir. Bu arada iki elektron arasmda oluan elektriksel itme de, yine sz konusu foton al-veri. nedeniyle olumaktadr. Kuvvet ile ilgili gelitirilen bu yeni yaklamn 'kavranmas biraz zor grnse bile, foton al-verii srecini bir uzay-zaman diyagrammda gstermek suretiyle, daha kolay anlalr klnabilmektedir. Aadaki diyagram, birbirine yaklaan iki elektronu gstermektedir. Bunlardan birisi A noktasnda bir foton yaymaktadr (y ile gsterilmitir). Dieri ise bu fotonu B noktasnda emmektedir. Birinci elektron, fotonu

-Ye

Elektron ciei-tokuu aracl ile iki adet elektronun birbirini itmesi yaynladnda, hareket ynn ve hzn deitirmektedir. Bu, dnya izgisinde meydana gelen yn ve a deiikliinden de anlalabilir. Daha sonra fotonu

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler

289

emen ikinci elektron da, ayn etkiye maruz kalacaktr. Sonu olarak her iki elektron da birbirlerinden uzaklaacak ve foton al-verii suretiyle birbirlerini iteceklerdir. Elektronlar arasndaki tm etkileimler, bir seri foton al-veriini kapsamaktadr ve bunun sonucu olarak da elektronlar, birbirlerini itiyorlarm gibi gzkmektedirler. te yandan k'asik fizik kapsamnda, elektronlarn birbirlerine bir eit itici kuvvet uyguladklar sylenecektir. Fakat bunun, durumu aklamakta ok yetersiz Kald hemen anlalmaktadr. nk her iki elektrondan hi biri, birbirlerine yaklarlarken bu kuvvet; hissetmemektedirler. Onlarn yaptuklar tek ey, alo verilen foton yardm ile belirli bir etkileime uramaktr. Sz konusu kuvvet ise,, ok sayda foton dei tokuunun toplam makroskopik etkisidir. Bylece atom-alt fiziinde artk kuvvet kavram kullanmdan kalkmaktadr. Buna gre kuvvet, yalnzca belirli bir uzaklkta hissedilen bir etki olarak aklanan klasik bir Newton kavramdr. Atom-alt dJnyadaysa bu tr kuvvetlere yer yoktur. Burada alanlar tarafndan ynlendirilen parack etkileimleri vardr. Yani dier paracklarn yardm ile belirli bir etkileim gereklemektedir. Bundan dolay da fizikiler, kuvvetler yerine daha ok etkileimler kavramn kullanmaktadrlar. Kuantum Alan Kuram'na gre, tm etkileimler, parack al-verii araclyla oluurlar. rnein elektromanyetik etkileimde, fotonlar del-toku edilmektedir. te yandan nkleonlarda ise iddetli etkileim der'len ok daha gl bir ekirdeksel kuvvetin ortaya 'kt gzlemlenmektedir. Sz konusu iddetli etk leim, meson olarak isimlendi-

nilen yepyeni bir parack trnn al-verii ile salanmaktadr. Mesonlar, .kendi aralarnda ok farkl biimlerde ortjya kmaktadrlar. Bu farkl biimler, protonlarla ntronlar arasnda dei toku edilirler. rnein, nkleonlar birbirlerine ne kadar yaknlarsa, kendi aralarnda'a!p verdikleri mesonlar da o kadar ok ve ar olmaktadr. Yani nkleonlar arasndaki etkileimler, dei-toku edilen mesonlarn zellikleri ile ilikilidir ve bunlar da, kendi aralarnda bir baka parack trnn alverii ile etkilenmektedirler. Bu nedenden dolay, tm atom-alt paracklarn zelliklerini anlamadan, ekirdeksel kuvvetlerin temellerini anlamamz imkns.z gibi grnmektedir. Kuantum Alan Kuram'nda, daha nce de grdmz gibi, tm paracksal etkileimler, uzay-zaman diyagramlar yardm ile gsterilebilmektedir. Her diyagram, matematiksel bir ifade yardm ile anlatlmakta, bylece incelenen srecin meydana gelme olasl hesapianabilmektedir. Bu diyagramlarla matematiksel ifadeler arasndaki ilintilik, 1949 ylnda Richard Feynman tarafndan titizlikle ortaya kartlmtr. O tarihten itibaren de, sz konusu diyagramlara Feynman diyagramlar denilmeye balanmtr. Bu kuramn en can alc noktalarndan biri de, paracklarn olumalar ve yok olular ile ilgilidir. Aadaki diyagramda gsterilen foton, A noktasnda gerekleen yaynlama sreoi srasnda ortaya kmaktadr. B noktasnda meydana gelen emilme sreoi dahilinde de yok olmaktadr. Byle bir sre, yalnzca zafiyet kuramlar erevesinde mmkn olabilmektedir nk burada, paracklar blnmesi imknsz nesneler olarak deil, belirli bir enerji miktar ieren dinamik kalplar olarak grl-

308

f iziin Tao'su

Paralellikler

309

mektedir. Bu enerji, eer yeni kalplar meydana geliyorsa, rahatlkla yeniden da itila bil mektedir. Maddesel paracklarn olumalar, kendi ktleleri ne denk den enerjinin bir arpma snecinde hazr olmas durumunda gereklemektedir. Ancak iddetli etkileimler durumunda bu eneri her zaman salanamayabilir. Byle hallerde, ktlesel mesonIar;n al-verii imknsz gibi grnmekte, fakat dei takular, buna ramen meydana gelmektedirler. rnein iki proton, ktlesi bir proton ktlesinin yedide biri kadar olan bir pi mesonu ya da bir pion dei-toku edebilirler.

ki adet proton (p) arasnda oluan pion M dei-tokuu Byle bir al-/eri srecinin olumasndaki neden, (mesonun ortaya kmas iin gerekli olan enerji miktarnn var olmamasna ramen), belirsizlik ilkesi ile ilgili olan bir Kuantum olayna dayanmaktadr. Daha nce de tartld gibi, ok ksa zaman dilimleri dahilinde meydana gelen atom-alt olaylar,

byk bir enerji belirsizlii gstermektedirler. Mesonlarn dei-tokuu da (yani, onlarn olumalar ve daha sonra yak olmalar), bu trden bir olaydr. Bu olay ok ksa bir sre iinde cereyan etmekte ve bylece meydana gelen enerji belirsizlii, mesonlar m olua bil meleri ne imkn tanyacak kadar byk olmaktadr. Bu mesonlara, sezilgen (virtual) parack denir. Sezilgen mesonlar, arpma sreleri dahilinde ortaya .kan gerek mesoniardan farkldrlar. nk bunlar, ancak belirsizlik ilkesinin snrlad bir zaman dilimi iinde var olabilmektedirler. Mesonlar ne kadar arlarsa (yani, onlar oluturmak iin ne kadar fazla enerji gerekiyorsa), dei toku sresi iin kullanlabilen zaman dilimi de o kadar ksa olmaktadr. Bundan dolay da, ar mesonlar ancak nkleonlarn birbirlerine ok yakn olduklar zaman dei-toku edilebilmektedirler. te yandan sezilgen fotonlarn al-verii, snrsz uzaklklar iin geerli atabilmektedir. nk bu durumda ktlesel olmayan fotonlar, sor.suz derecede kif enerji miktarlar kullanlarak oluturulabilmektedirler. ekirdeksel ve elektromanyetik kuvvetler ile ilgili yaptmz bu analiz 1935 ylnda Hideki Yakawa'ya nemli pular vermiti. Yukawa, ispatlanmalarndan daha on yl nce, pionlarn var olduklarn ngrm ve ayrca ekirdeksel kuvvetin yneldii hedeften dolay da, pionlarn ktlelerini tahmin edebilmiti. Bylece Kuantum Alan Kuram'nda, tm etkileimler, sezilgen paracklarm al-verii olarak aklanmaya balanmtr. Etkileim ne kadar iddetli se, (yani, paracklar arasnda cereyan eden kuvvet ne kadar bykse), bu tr dei-toku srelerinin oluumu da o kadar mmkn hale gelmekte

310

Fiziin Tao'su

Paralellikler260 SOI te olduumuz iin ok yksektir. Bu da, nkleonlarn gerekten de sezilgen paracklar srekli olarak yayp, emdikleri anlamna gelmektedir. Alan kuramna gre, bunlar, sezilgen parack bulutlaryla evrili, sirekli bir aktiviteye sahip odak noktalar olarak alglanmaktadrlar. Sezfcen mesniar, ortaya ktktan hemen sonra yok olmakta, yani nkleonlardan pek uzaklaamamaktadrlar. Demek ki burada meson bulutu ok kk olacaktr. Bu bulutun d blgesinde hafif mesonlar bulunacak (ounlukla da pionlar), ar mesonlar ise ok ksa bir sre iinde emildiklerinden, bulutun i blgesinde yer alacaklardr. Btn n'kleonlar byle sezilgen bir meson bulutu ile evrilidir. Sezilgen mesonlar ise, olaanst 'ksa bir sre iin var olup-yak olmaktadrlar. Fakat baz zel artlar a'tnda, sezilgen mesonlar, gerek mesonlara dnebilmektedirler Qok yksek bir hzla hareket eden bir parack, bir nkleona arptnda, bu paracm sahip olduu hareket enerjisinin bir blm, sezilgen mesona aktar la bilmekte ve sezilgen mesonu iinde bulunduu buluttan kurtarabilmektedir. Bu ise, yksek enerji arpmalarnda bir gerek meson elde edi yntemidir. te yandan iki nkleon, sahip olduklar meson bulutlar kesiecek kadar yaklarlarsa baz mesonlar onlar oluturan nkleonu terkedip, yani br tarafa atlayarak, dier nkleon un bulutuna dahil olabilir ve orada ernilebilir Bu durum, iddetli etkileimlersin nasl olutuklarn ortaya koymaktadr. Yukardaki aklamalar bize, paracklar arasndaki etkileimi enin ve buna bal olarak da onlar arasmda oluan kuvvetlerin, sezilgen bulutlarm olu-

ve sezilen paracklar ok sayda dei-toku edilmektedirler. Ancak sezilgen paracklarn grevleri, bu tr etkileimlerle snrl deildir. rnein tek bir nkleon bile, kendi bana sezilgen bir parack yaynlayabiimekte ve hemen sonra onu emebilmektedir. Mesonun, belirsizlik ilkesinin belirledii zaman dilimi iinde yok olduunu kabul edersek, ortada byle bir olay engelleyecek hi bir durum olmad grlmektedir. Aadaki Feynman diyagramnda, bir ntron, kendiliinden bir pion yaynlamakta ve daha sonra da onu emmektedir.

Bir pionu (ir) yaynlayan ve daha sonra onu emen bir ntron (n)Byle bir kendi-etkileim srecinin olasl,

nkleonlardaki iddetli etkileimleri ispat edebilmek-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

omuna bal olduunu gstermektedir. Bir etkileimlin menzili (yani, etkileimlin grlecei paracklar aras uzaklk) ise, sezil-gen bulutlarn byklne bal olmaktadr. Etkileimin detayl biimi de, bu bulutta bulunan paracklarn zellikleriyle ilgilidir. Bundan dolay elektromanyetik kuvvetler, ykl paracklar iinde bulunan sezllgen fotonlar nedeniyle; nkleonlar arasnda ortaya kan iddetli etkileimler ise, nkleonlarn iinde bulunan pion ve dier meson trleri nedeniyle meydana gelecektirler. Yani alan kuramnda, paracklar arasndaki kuvvetler, o paracn isel zellikleri olarak ortaya kacaktr. Bylece Newton atom anlayndaki kes i n kuvvet ve madde ayrmnn, bizim parack olarak isimlendirdiimiz dinamik ve ortak bir kalba sahip olan varlklar olarak anlalmas gerektii vurgulanm olmaktadr. Kuvvetlerle ilgili bu gr, Dou mistisizminde die vardr. Burada, hareket ve deiim, tm nesnelerin isel ve nemli zellikleri olarak kabul edilmektedir. Dnen her ey, der Chang T s a i , d etkilerden spontane (kendiliinden) bir kuvvete sahiptir ve bundan dolay da kendi hareketleri, maktodr. (13) I Ohing'cle ise unlar okumaktayz: (Doal) Yasalar, nesnelerin dndaki kuvvetleri deil, nesnelerin iindeki hareket uyumluluunu temsil etmektedirler. (14) Kuvvet ile ilgili bu eski in szleri, Kuantum Alan Kuram altnda bakldnda, doru ve geerli gibi gzkmektedir. nk burada da, paracklar kaynaklanma-

arasndaki kuvvetler, kendi ilerindeki dinamik kalplar (yani, ezilgen bulutlar) yanstmaktadrlar. Modern fizik dalndaki alan kuramlar, bizi, maddesel paracklar ve boluk arasndaki klasik ayrm ortadan kaldrmayd zorlamaktadr. Einstein'in yerekimsel alan kuram ile Kuantum Alan Kuram, paracklarn, kendilerini evreleyen uzaydan ayr dnlemeyeceini gstermektedir. Ayrca bu paracklar bir yandan uzayn yapsn belirlerken, te yandan da yaltlm varlklar olarak deil, uzayn her yerinde bulunan s r e k l i , bir alann blgesel younlamas olarak ele alnmaktadrlar. Kuantum Alan Kuram'nda, bu alann, tm paracklarn ve bunlarn arasndaki etkileimlerin temeli olduu ngrlmektedir. Bu alan her yerde ve her zaman vardr. Hi bir zaman da ortadan kaldrlamaz. Sz edilen alan, tm maddesel fenomenlerin taycsdr. Bu, protonun, pi mesonu iinden kard boluktur. Paracklarn olumalar ve yok olular bu alandaki hareket dalgalanmalarn yanstmaktadr. (15) Sezilgen paracklarn kendiliinden ve bir boluktan ortaya kmalar ve hemen sonra da yeniden yok olmalar ve bu olayn da hibir nkleon ya da iddetli bir biimde etkileen parack olmadan kendiliinden gerekleebilmesi, madde ve bo uzay arasndaki ayrmn artk btn ile ortadan kalkmasna neden olmutur. Aada byle bir srecin vakuum diyagram kartlmtr: _adet parack (bir proton (p), bir kart-proton (p) ve pion (n) boluktan ortaya kmakta ve yine bolua geri dnmektedir. Alan kuramna gre bu tr olaylar srekli olarak

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

31 5

gereklemektedirler. Yeni vakuum, bo olmaktan ok uzaktr. T a m aksine, hi tkenmeyen bir zincir gibi yaratlp yok olan s a y s z paracklarla doludur, dur.

m, ak nemli boyutlara sahip olan dinamik bir okluk haline gelmitir. Yani modern fiziin sonular unlu Cin bilgimi Chumg Tsai'nin szlerini dorular aibidir: Byk Boluk'un oh'i ile dolu olduumu kavrayan birisi, yokluk diye bir durumum var olmadn da fdrak eder. (16)

B i r vakuum diyagram te bu noktada, modern fizik ile Dou mistisizmindeki Boluk yaklam arasndaki en byk paralellik ortaya kmaktadr. Dou'daki Boluk gibi, fiziksel vakuum da bir birey olmama durumunu deil, aksine, parack dnyasndaki tm biimlerin (kendiliinden) yaratlabilirliimi temsil etmektedir. Bu biimler ise; bamsz birer varlk deil, genel Bolukun geici belirileri olarak deerlendirilmelidir. Sutra'larda denildii gibi: Biim boluktur ve boluk da biimdir. Sezilgen paracklar ile vakuum arasndaki iliki, temelde dinamiktir. Yani vakuum gerek bir Canl Boluktur. Bu Canl Boluk, yaratl ve yok oluun sonsuz ritmine gre atmaktadr. Vakuumun dinamik niteliimin kefedilmesi, bir ok fizikiye gre, modern bilimin en nemli buluudur. Artk boluk, fiz i k s e l fenomenleri tayan bo bir kap olmaktan k-

Paralellikler

269

15)

K O Z M K DANS

Yirminci yzylda atam-alt dnyasnn aratrlmas ile maddenin isel dinamizmi ortaya kartlm oldu. Bylece, atomlar oluturan paracklar olan atom-alt paracklarn, yaltlm varlklar olarak var olamadklar, dinamik bir kalb tekil ettikleri ve ayrca ayrlamaz btnsel bir etkileimler ann blmleri olduklar ortaya kt. S z konusu etkileimler, kendilerini parack al-verii biiminde beiirginletiren sonsuz bir enerji akn kapsamaktadr. Bu ise, paracklarn sonsuza dek yaratlp, yok olduklar dinamik bir etkileim adr. Paracklar arasndaki etkileim ise, maddesel dnyay oluturan salam yaplarn meydana gelmesine imkn tanmtr. Ancak bu yaplar da duraan deil, tam aksine, ritmik hareketler i'e gidip-gelen bir hareket topluluudur. Yani evrenin tm, sonsuz bir hareket ve faaliyet gstermektedK, Evren, srekli bir kozmik enerji dansn iora etmektedir. Bu dans, olaanst bir kalplar eitlemesini kapsamasna ramen, belli bal birka snfa da ayrlabilmektedir. Yani atom-alt paracklar ve onlarn etkileimlerinin aratrlmas, byk bir dzeni gzler nne sermitir. rnein atomlar ve buna bal olarak da evremizdeki btn madde biimleri, eit ktlesel paracktan olumaktadrlar: Protonlar, ntronlar ve elektronlardan. Drdnc bir parack olan foton ise ktlesizdir ve elektromanyetik -

mimin lm birimini oluturmaktadr. Protonlar, elektronlar ve fotonlar salam ve istikrarl paracklardr, yani bir arpma sreci iinde yok olmadklar srece, sonsuza dek var olabilmektedirler. Ama te yandan ntronlar, kendiliinden ayrabilmektedirler. Bu ayrm, Ibeta bozunumu olarak isimlendirilmekte ve belirli bir radyoaktivite trnn temel srecini tekil etmektedir. Burada bir ntron, bir elektronun ve ntrino denilen yeni ve ktlesiz bir paracn eliinde, bir protona dnmektedir. Protonlarn ve elektronlarn olduu gibi, ntrinolar da salam ve istikrarl paracklardr. Ntrinolar, genelde bir Yunan harfi olan v (n) ile gsterilmekte ve sz konusu beta bozunumu da simgesel olarak u ekilde aklanmaktadr : n p + e- + v

Radyoaktif bir maddedeki atomlarda meydana gelen ntron-nroton dnm, bu atomlarn tamam ile deimesine neden olmaktadr. Bu sre dahilinde oluan ve aa kan elektronlar, gl bir nm olarak yaynlanmakta, bundan da biyoloji, tp ve sanayi dallarnda yaygn biimde istifade edilmektedir te yandan ntrinolar ise, ok zor bir biimde gzlenebilmektedirler. nk ne bir ktleye ve ne de bir elektriksel yk sahip deildirler. Daha nceden de belirttiim gibi, her paracn ayn ktleye ve farat ters yke sahip bir kart-parac bulunmaktadr rnein bir foton kendi kartparacn olutur naktadr. Elektronun kart-parac ise, pozitron olarak islmlendlrilmektedir. Bunlarn haricinde bir kart-proton, bir kort-ntron ve

288

Fiziin Tao'su

i Paralellikler kat fazlasn ancak bir saniyede Bir parack iin bu deerlendirme mal bir paracn kendi boyunun bir mesafeyi ne kudar sre iinde

289

bir karrt-ntrino .da vardr. Aslnda beta bozunumu srasnda mey cana gelen ktlesiz parack bir ntrino deil, bir kart-ntrino'dur. (v ) ile gsterilmektedir). Bylece sz konusu sre u ekilde dzeltilmelidir :

kat edebilmektedir. yapldnda norbirka kat fazlas katettii aratr-

ADI

'

SEMBOL PARACIK JKARIT PARACIK

Buna ramen imdiye dek anlattmz paracklar, gnmzde bilinen atom-alt paracklarnn yalnzca kk bir blmn oluturmaktadrlar. Ancak sz konusu diger paracklar istikrarl olmadklarndan, ok ksa bir iire iinde baka paracklara dnerek, bozurnmaktadrlar. Bu paracklardan bazlar da bir kez daha bozunarak, salam ve istikrarl bir parack oluana kadar bozunmaya devam etmektedirler. Bu tr salam ve istikrarl olmayan paracklarn aratrlmas, ok pahaldr. nk onlarn her gzlem iin arptrlmak suretiyle yeniden yaratlmalar gerekmektedir. Bu ise ancak byk parack hzlandrclarnn, kabarctk odalarnn ve ok .'kapsaml dier parack alglayclarnn ina edilmesi anlamna gelmektedir. Salam ve istikrarl olmayan paracklarn bir ou, insann sahip olduu zaman lei ile karlatrldnda, inanlmayacak kadar ksa srelerde, (rnein bir saniyenin bir milyonda biri kadar) yok olmaktadr. Ama yine de onlarn mr sreleri, byklkleri ile orantilanmaldr (nk paracklarn kendileri de ok kktr). Eer byle bakacak olursak, bunlarn bir ou esasen bir hayli uzun bir sre hayatta kalmaktadrlar. nk milyonda bir saniyenin bile, parack dnyasnda ok uzun bir sre olduu bilinmektedir. B i r insan, kendi boyunun bir ka

foton
c o. 0)

y
"e V

ntrino elektron mon


c o d) F

ve
e*

v M*

e~ M"

plon kaon eta

nR p
n

K* p
n

K 1
n

K-

c o o ra c o >. <0 -O

proton ntron lambda sigma kaskad omega

A V r n
-

i* r rz r-

(*) Yukardaki tabloda on tane deiik parack tr gsterilmitir. Bunlardan birou deiik ykl durumlarda belirirler. rnein pionlar, pozitif bir yke (71+) ya da negatif bir yke (ir) veya elektriksel olarak ntr bir duruma sahip olabilirler. Ayrca iki tip ntrinonun var olduunu grmekteyiz. Bunlardan bir tanesi yalnzca elektronlarla, dieri ise yalnzca monlarla etkilemektedirler. Tabloda kart-parackiar da belirtilmitir. Bunlardan tanesi kendisinin kart-parac durumundadr. (Foton, eta ve monla elemi pion)

288

Fiziin Tao'su Bu zaman dilimi ise, adlandrlabilir^). parack saniyesi

i Paralellikler

289

lacoktr. olarak

Bir parack, orta byklkteki bir atom ekirdeini aabilmek iin (eer arpma deneylerinde olduu gibi k hzna yakn bir hzla yol aldn var sayarsak), parack saniyesinin on kat bir sreye gerek duyacaktr. Salam ve istikrarl olmayan paracklar arasnda iki dzine kadar parack vardr ki, bunlar bozunmadan nce birka atomdan rahatlkla geebilmektedirler. Bu, byklklerinin yz bin kat kadar bir uzunlua denk dmekte ve birka yz parack saatini oluturmaktadr. S z konusu paracklar, deminki tabloda, daha nce belirttiimiz salam ve istikrarl paracklarla beraber gsterilmilerdir. A n c j k bu i s t i k r a r s z paracklarn bir ou bozunmadan nce bir ya da birka santimetre yol katedebilmektedirler. Bunlar arasnda en uzun mre sahip olanlar ise (saniyenin milyonda biri kadar), hi bozunmadan birka yz metre yolu rahatlkla aabilmektedirler. Bu gerekten de byk bir mesafedir! u ana kadar bilinen paracklarn tm, resonanslar olarak isimlendirilen ve az sonra daha
Yukardaki paracklar, artan ktlelere gre sralanmtr: Fotonlar ve ntrinolar ktlesizdir, elektronlar ise en hafif ktleli paracklardr. Monlar, pionlar ve kaonlar, elektronlardan birka yz defa, dier paracklar ise yine elektronlardan bin il bin kez daha ardrlar. (*) Fizikiler bu sreyi 10-23 saniye olarak hesap etmilerdir. Bu ise yirmi tane sfra sahip ondalk bir saydr. Yani aacak olursak: 0,000000000000000000000001 saniye demektir.

detayl olarak inceleme frsat bulacamz bir kategoriye dahildirler. Bunlar, ksa bir sre yaamakta, birka parack saniyesi iinde bozunmakta ve bylece byklklerinin ancak birka kat bir yolu aabilmektedirler. Yani bunlar kabarck odasnda gzlenemeyen paracklardr. Bunlarn var olduklarn ancak dolayl yollardan tesbit edebiliriz. Kabarck (Odalar resimlerinde grlen izler ise, ancak deminki tabloda sralanan paracklarla oluturulabilmektedir. Bu paracklarn tm de, arpma sreleri esnasnda oluup, yok edilebilmektedirler. Ayrca bunlardan her biri, sezilgen parack olarak deitirilebilmekte ve dier paracklar arasndaki etkileimi salayabilmektedirler. Bu anlamda, ok sayda parack etkileiminden sz edilmesi gerei dnlebilir. Fakat ok kr, (henz nedenini bilmesek bile), bu etkileimlerin tm, birbirinden ok farkl etkileim iddetlerine sahip yalnzca drt tane kategoriye ayrlabilmektedir: 1. iddetli 2. 3. etkileimler etkileimler Elektromanyetik Hafif etkileimler etkileimler.

4. Yerekimsel

Bunlardan elektromanyetik ve yerekimsel etkileimler, bu kategorilerin en tannmlardr. nk byk lekli dnyamzda tecrbe edebildiimiz etkileimlerdir. rnein yerekimsel etkileimler, tm paracklar arasnda cereyan etmelerine ramen, deneysel olarak tesbit edilemeyecek kadar hafiftirler. Ama makroskopik dnyada, ktlesel cisimler ok sayda paracklardan olutuundan, onlarn yerekimsel etkileimleri birleerek, evrenimizin en baskn

416

Fiziin Tao'su

Paralellikler

417

kuvveti olan yerekimsel kuvveti meydana getirmektedirler. Elektromanyetik etkileim ise, ykl btn paracklar arasnda olumaktadr. Bunlar, kimyasal sreler ile btn atomsal ve molekler yaplarn oluumuna sebep olmaktadrlar. te yandan iddetli etkileimler de protonlar ve ntronlar atam ekirdeine balamaktadrlar. iddetli etkileimler, doa da grlen en iddetli kuvvet olan ekirdekse! kuvveti meydana getirmektedirler. rnein elektronlar, atom ekirdeine elektromanyetik kuvvet araclyla yaklak on elektron volt denilen enerji birimi ile balanmlardr. te yandan ekirdeksel kuvvetler ise protonlar ve ntronlar yaklak on milyon enerji birimi ile birbirlerine yaptrmaktadrlar. Ancak iddetli etkileimlerle birbirlerine balanm olan paracklar yalnzca nkleonlor deildir. Aslnda paracklarn byk bir ounluu, iddetli etkileim gstermektedir. Bilinen paracklardan yalnzca be tanesi (ve tabii bunlarn kart-paracklar) iddetli bir etkileim gstermezler. Bunlar, deminki tablonun st kesimlinde grlen fotonlar ve drt tane de leptonIardrr. Yani btn paracklar iki byk guruba ayrlabilir: Bunlardan birincisi leptonlar, dieri ise hadronlar olarak isimlendirilen ve iddetli etkileim gsteren paracklar snfdr. Hadronlar da, mesonlar ve baryonlar olarak ikiye ayrlmaktadrlar. Bunlardan baryonlarn hepsinde birer kart-paracik bulunmakta, mesonlarn ise yalnzca bazlarnda kart-paracik grlmektedir. Leptonlar, hafif etkileim diye isimlendirdiimiz drdnc etkileim tryle ilgilidirler. Bu etkileim o kadar hafif ve ksa menzillidir ki, bunlara dayanan hi bir nesne birbirine tutturulamamaktadr. Ama

te yandan, dier trdeki etkileimin oluumuna neden olurlar (yani: Atom ekirdeini tutan iddetli etkileim, atomlarn ve molekllerin yapsn ayakta tutan elektromanyetik etkileim ve nihayet gezegenleri, yldzlar ve galaksileri bir arada tutan yerekimsel etkileim bu yolla ortaya kar). Hafif etkileim ise, yalnzca belirli bir parack arpmas ve bozunumu srasnda ortaya kmaktadr (rnein, daha nce szn ettiimiz beta bozumunda olduu gibi). Hadronlar arasnda cereyan eden tm etkileimler, dier hadronlartn dei-tokuu ile meydana gelmektedir Bu ktlesel paracklarn dei-tokuu ise, ok ksa menzile sahip olan iddetti etkileimlere neden olmaktadr. Bu etkileim yalnzca birka parack uzunluuna kadar eriebilmekte ve bu nedenden dolay da hi bir zaman makroskopik bir kuvvet haline gelememektedir. Yani iddetli etkileimler, gnlk hayatmzda tecrbe edilemezler. te yandan elektromanyetik etkileimler, ktlesiz fotonlarn dei-tokuu aracl ile meydana geldiinden, elektrik ve manyetik kuvvetlere, byk lekli dnyamzda da rastlayabilmekteyiz. Yerekimsel etkileimlerin ise, graviton denilen ktlesiz bir parack tarafndan meydana getirildii dnlmektedir. Ama bunlar o kadar belirsizdirler ki, var olmalarna engel olacak hi bir ey bulunmamasna ramen, varlklar henz deneylerle ispat edilememitir. Son tr olan hafif etkileimler ise, olaanst ksa bir menzile sahiptirler. Bu menzil, iddetli etkileimlerde grlen menzilden de ksadr. te bu ksa menzilden dolay, sz konusu etkileimlerin W-meson olarak isimlendirilen ok ar bir paracn

416

Fiziin Tao'su

Paralellikler

417

dei-tokuu ile meydana geldii kabul edilmektedir. S z konusu varsaymsal paracn (byk ktlesi gzard edilirse) fotonlarn elektromanyetik etkileimlerde oynadklar role benzer bir role sahip olduu sanlmaktadr. Bu benzerlik, alan kuramndaki en yeni gelimelerin de temelini oluturmaktadr. Bu yeni gelimeler aracl ile birleik bir elektromanyetik ve hafif etkileimler kuram gelitirilmeye allmaktadr.

Y k s e k enerji fizii alannda gerekletirilen arpma deneylerinin bir ounda, iddetli, elektromanyetik ve hafif etkileimler birleerek karmak bir olaylar zinciri meydana getirmektedirler. arpan ilk paracklar ou kez paralanmakta ve bu ekilde yepyeni paracklar oluturmaktadrlar. Bunlar da, ya arpmaya devam eder, ya da bozunur ve kalc bir parack meydana getirirler. Aadaki ekilde, sz konusu oluum ve yok olu ile ilgili bir kabarck odas izimi grlmektedir. Aslnda

i*) Parack arpmasna ve bozunumuna karmak bir rnek: Sol taraftan gelen negatif bir pion Ctc~) kabarck odasnda hareketsiz duran bir protonla yani, bir hidrojen atomu ekirdei ile arpmaktadr. Her iki parack da paralanmaktadr ve bunun zerine bir ntron Cn) ve iki kaon (K- ve K+) olumaktadr. Ntron, hi bir iz brakmadan uup gitmektedir. K~ ise, od akta bulunan dier bir protonla arpmaktadr. Her iki parack yine paralanmakta, bir lambda i A) ve bir foton (y) meydana gelmektedir. Bu iki ntr paracktan hibiri ekilde grlmemektedir. Ama (A', ok ksa bir sre sonra iz oluturan bir proton (p) v bir (n-l'a bozunmaktadr. (Al'nn oluumu ve bozunumu arasndaki ksa mesafe, yukarda ok net bir biimde grlmektedir. Son olarak da ilk arpmada olumu olan (K+), bir sre hareket ettikten sonra pion oluturacak biimde bozunmaktadr.

(*) ki tane ift oluumu kapsayan bir zaman kesiti: Aadan gelen bir kart-proton Cp), kabarck odasnda bulunan bir protonla arpmakta ve bir Ctc-J (sola doru uuyor), bir (tc + ) (saa doru uuyor) ve iki foton (y) ortaya kmakta, bunlardan her biri de bir elektron-pozitron ifti oluturmaktadr. Bu ekilde oluan pozitron (e+) saa, elektron (e-) ise sola doru umaktadr.

bu resim, parack dzeyindeki maddenin deikenliini gsteren arpc bir belgedir. Burada eitli

326

Fiziin Tao'su

Paralellikler

297

kalplarn (ya da paracklarn) bir enerji selinde nas l da yaratlp, yak olduklar rahatlkla grlebilmektedir(*). Fer ktlesiz, fakat ok yksek enerjilere sahip bir foton da sz konusu ayrm ilemlerine katlrsa, maddenin oluumu daha da ilgin bir grnm kazanr. nk fotonlar kabarck odasnda gzlemlenemedikierinden, birdenbire ykl bir parack ifti olumaktadr. Oluan elektron ve pozitron ise, ayr eriler halinde uup gitmektedirler. Aada, iki tane ift oluumuna k gzel bir rnek verilmitir. arpma sreleri dahilinde llen balang enerjisi ne kadar bykse, yaratlan paracklarn says da o kadar ok olacaktr. Sayfa 327'deki izimde bir kart-proton ile bir proton arasnda meydana gelen arpmadan sonra elde edilen sekiz adet pion grlmektedir. Sz edilen arpmalarn tm, yapay olarak gerekletirilmitir. Bu amala, iinde paracklarn gerekli hzlara ve enerjilere ivmelendii byk laboratuvar makinalar kullanlmaktadr. Dnyada yaanan doal fenomenlerin ounda ise, enerjiler, ktlesel paracklarn yaratlmasna yetecek kadar byk deildir. Fakat buna ramen atom-alt paracklarn, rnein yldz ekirdeklerinde retildiklerini grmekteyiz. Buralarda, hzlandrc laboratuvarla-

(*) Bir kart-proton Cp) iie, kabarck odasnda bulunan bir proton arasnda meydana gelen bir arpma sonucu oluan sekiz adet pion.

(*) Yalnzca ykl paracklarn birer iz braktklarna dikkat etmeliyiz. Bu izlerin ise manyetik alanlarn yarl nedeniyls saat ynnde bklm olduklarn grrz (pozitif ykl paracklar). Negatif ykl paracklarn izleri ise saat ynne ters biimde bklmtr.

rtnda incelediklerimize benzer olaylar srekli bir biimde meydana gelmektedirler. Baz yldzlarda ise, sz konusu sreler, astronomlarn evren hakkndaki grlerine kaynaklk eden konulardan birini oluturan, ok iddetli elektromanyetik nmlara yol amaktadrlar. Bunlar genellikle radyo dalgalar, k dalgalar ya da rntgen dalgalar biiminde ortaya kmaktadrlar. Yldzlar aras uzay ve galaksiler aras uzay, bundan dolay sz konusu elektromanyetik

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

nmn s a y s z frelkanslaryla dolup, tamaktadr. Yani bu blge farkl enerjilere sahip fotonlarla doludur. Fakat bunlar, kozmosun iinde hareket eden tek parack biimi deildir. Yani kozmik nm yalnzca falanlardan deil, ayn zamanda kayna tam bir muammay oluturan eitli ar ve ktlesel paracklardan meydana gelmektedir. Bunlardan ou bazen ok byk enerji deerlerine ulaan protonlardan olumaktadrlar. Sz edilen enerji deerleri, gnmzn en gl parack hzlandrclarnda elde edilebilen enerjilerden bile daha fazladr. Y k s e k enerjilere sahip kozmik nm dnya atmosferine arptnda, burada bulunan hava atomlarnn ekirdekleri ile ok sayda arpma meydana gelmektedir. Bylece ok eitli ikincil paracklar domaktadr. Bunlar, ya hemen bozunmakta ya da baka, arpmalardan geerek yeni paracklarn ortaya kmasna yol amaktadrlar. Bylece, dnyaya bu tip paracklar ulaabilmektedirler. Bu ekilde, dnya atmosferine dalan bir tek proton bile, ierdii kinetik enerjisinin dnm ile ok sayda fenomenlerin meydana gelmesine sebep olmaktadr. Bu yeni paracklar, havada ilerleyip, ok sayda arpmalara maruz kaldka yava yava emilmektedirler. Yani yksek enerji fiziinde gerekletirilen ve gzlemlenen arpma deneyleri, doal olarak ve hatta daha youn bir biimde, dnyann atmosferinde kendiliinden cereyan etmektedir. Bu da byk bir parack kalb eitliliine yol amakta ve srekli bir enerji akmn oluturmaktadr. Sanki yaratln ve yok oluun ritmik bir dans gibidir. Paracklar dnyasnda cereyan eden oluum ve

yok olu sreleri, yalnzca kabarck odalarnda gzlenebilen cinsten deildirler. Bunlar ayrca sezilgen paracklarn yaratllarn ve yok olularn da kaplamaktadrlar. Parack etkileimleri srasnda dei-toku edilen bu paracklar ise, ne yazk ki, gzlemlenmeye yeterli bir mre sahip bulunmazlar. rnein bir proton ile bir kart-protonun arpmasyla oluturulan iki pionu ele alalm. Bu olayn uzay-zaman diyagram, aadaki gibidir (bu diyagramlarda zamann, aadan yukarya- doru ilerlediini unutmayalm). Burada, uzayn ve zamann herhangi bir noktasnda arpan bir proton (p) ile bir kart-protonun (p) dnya izgileri gsterilmitir. Sz konusu paracklar arptktan sonra, paralanmakta ve iki tane pionun (tt+ ve tz~) oluumuna sebep olmaktadrlar. Ancak bu diyagram tam bir resim deildir.

nk bir proton ile bir kart-proton arasndaki etkileim ayn zamanda sezilgen bir ntron al-verii olarak da d nlebilm ektedir (bu alternatif aklan tarz diyagramda gsterilmitir).

322 Fiziin Tao'su /

Paralellikler

331

olarak ifade edilebilir (proton/kart-proton arpmas sonucu drt tane pion Olumutur). Yani bu trl aklandnda, Feynman diyagram u ekli alacaktr(*).

Aadaki izimde gsterilen sre de buna benzer olarak sezilgen paracn (yani, iki ntron ile bir protonum) yaratln ve yok ediliini kapsamaktadr. Bu karmak fenomen, bir dei-toku sreci Sz konusu rnekler, kabarck odas fotoraflarnda grlen izgilerin, paracklar arasndaki etkileimi nasl kaba bir biimde yansttklarn gstermektedirler. nk gerek sreler, aslnda daima ok daha karmak bir parack dei-toku an meydana getirirler. Eer etkileime dahil olan paracklarn srekli olarak kendiliklerinden, sezilgen paracklar yaratp-yok ettiklerini de dnrsek, durum daha da karmatklaaaktr. rnein bir proton srekli olarak ntr bir pion yaratp, emecektir. Baz hallerde de bir tt+ yaynlayp bir ntron haline
(*) Aadaki diyagramlarn tm ematiktir ve parack izgilerinin alarna dikkat edilmemitir. Ayrca kabarck odasnda bulunan balang protonu fotoraflarda grlemediinden, (buna karn yine de zaman iinde hareket ettiklerinden) uzay-zaman diyagramlarnda ayr bir dnya izgisi ile gsterilmi olduklarna dikkat ediniz.

Paralellikler 332 Fiziin Tao'su

333

dnecek, bu ntron ise, ksa bir sre sonra bir -r+'yi emerek yeniden bir protona dnecektir. Feynman diyagramlarnda grlen proton izgilerinin ise, sz konusu diyagramlarda u yeni biimlerle deitirilmesi gerekecektir. Sezilgen srelerde, balangtaki parack, ksa bir sre iin tamamen yok olabilecektir (diyagramda (b)'de gsterildii gibi): Bir protonun sezilgen pionlar yaynlamasn ve emmesini gsteren Feynman diyagram Sz edilen btn srelerin esasen Kuantum Kuram yasalarna gre ilediklerini vurgulamakta yarar vardr. Yani bu sreler birer olgudan ok, birer eilim ya da birer olaslktrlar. rnein her bir proton, potansiyel olarak (yani, belirli bir olaslkla) bir proton art bir ya da bir ntron art bir Tt+ veya daha baka bir biimde var olabilecektir. Yukarda anlan rnekler aslnda sezilgen srelerin en basitleridir. Sezilgen paracklarn, baka sezilgen paracklar yaratp tam bir sezilgen etkileim a kurduklarnda ise, ok daha karmak bir kalp meydana gelmektedir(*). Kenneth Ford, The World of Elementary Particles (Temel Paracklarn Dnyas) isimli kitabnda, tam on bir tane sezilgen paracn yaratln ve yok ediliini kapsayan karmak bir rnek sunmutur. Ford, kulland rnek hakknda u yorumu yapmaktadr: (Diyagram zerinde) byle bir srecin yalnzca bir dilimi gste(*) Sz konusu olaslklarn keyfi olarak belirlenmediklerini, dala sonra tartacamz bGirli baz yasalara uyduklarn burada vurgulamakta yarar vardr.

(a) Sezilgen

tt bir ntron-kart-proton iftinin olumas

Baka bir rnee geelim: Negatif bir pion, bir ntron ( n ) A bir kart-proton (p) yaratabilmekte, bunlar ise birbirlerini yok edip yine balangtaki panu meydana getirmektedirler.

334

345 Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

ritim ve dans imajna verilebilecek en gzel rneklerden biri de, Alexandra David-Neel'in kaleme ald Tibetian Journey (Tibet Gezisi) adl eserde gemektedir. David-Neel bu kitapta, bir lama ile nasl tantn ve lamann kendisini seslerin retmeni olarak takdim ettikten sonra, madde ile. ilgili u gr nasl akladn yle anlatmaktadr: Tm nesneler dans etmektedirler. Hareketleri netioesinde ise baz sesler reten atomlar vardr. Bu dansn ritmi deitiinde, ortaya kan ses de deiecektir. Yani her bir atom srekli olarak kendi arksn sylemekte ve bu ekilde meydana gelen ses de her an youn ve sofistike baz biimleri yaratmaktadr (2). Bu benzetmenin modern fizik ile olan benzerlii, sesin belirli bir frekanstaki bir dalgann titremesinden meydana geldiini hatrladmzda, daha da arpc olmaktadr. Ses deitiinde frekans da deimekte, bylece eski atom kavramnn modern karl olan paracklarn da enerjileri ile orantl bir frekansa sahip olan dalgalardan olutuklar anlalmaktadr. Alan kuramna gre her parack, gerekten de srekli olarak kendi arksn sylemektedir ve bu arada ritmik enerji kalplarn (yani, sezilgen paracklar) youn ve karmak baz biimlerde oluturmaktadrlar. Ama bence kozmik dans benzetmesinin en gzel biimini Hinduizm'deki danseden Tanr iva imaj oluturur. En eski, fakat en ok sevilen Hint Tanrlarndan biri olan iva, Danslar Kral olarak karmza kmaktadr. Hindu inanna gre tm hayat, yaratln ve yok oluun, lmn ve yeniden

SezNgen etkileimler a {Ford: The World of Elementary Particles) rilmitir. rktc gibi grnse de, bu, tam anlam ile gerektir. Her proton byle bir yaratl ve yok olu dansn icra etmektedir (1). Ford, yaratl ve yok olu dans ya da enerji dans gibi terimler kullanan tek fiziki deildir.nk parack dnyasn oluturan kalplardan geen enerji akn hayal ederken, insan ister istemez ritim ve dans figrlerini anmsamaktadr. Ksaca modern fizik, hareket ve ritmin, maddenin temel zellikleri olduunu gstermitir. Dnyadaki ya da evrenin ok uzak bir kesindeki her madde birikimi, srekli olarak bu kozmik dansa itirak eder gibidir. Dou mistikileri de, modern fizie benzeyen bir dinamik evren grne sahiptirler. Onlarn da doa ile ilgili sezgilerini dans etme kelimesi ile aklam olmalar hi de artc gelmemelidir. Byle bir

386

Fiziin Tao'su

Paralellikler 387 va'nm kozmik dansn olaanst gzellikteki drt kollu bronz heykellerle gstermeye almlardr. i va'nn kollar hem dengelidir ve hem de (sahip olduu dinamik hareket nedeniye) hayatn ritmini ve birliini temsil etmektedir. Bu dansn kapsad eitti anlamlar, bu heykellerdeki karmak resim alegorileri sayesinde yanstlmaktadr. rnein Tanr'nun yukardaki sa elinde, yaratln balang sesini simgeleyen bir davul; yukardaki sol ellinde ise, yok oluun eleri Olan ate ve alev dalgalar bulunmaktadr. Bu iki elin dengeli duran hali ise, dnyada grlen yaratln ve yok oluun dinamik dengesini yanstmaktadr. ki elin arasnda bulunan dansnn yz, yaratln ve yok oluum kutupsaHn am ve zmlemi olan sakin ve huzurlu bir ifadeye brnmtr. kinci sa el ise, (korkma! biiminde 'b:r mesaj iletmektedir, yani sreklilii, korunmay ve bar s mg el emektedir. Ancak dier sol el, maya bysnden kurtuluu simgeleyen kalkk bir bacaa doru iaret etmektedir. iva, baz tasvirlerde bir cinin bedeni zerinde dans etmektedir. Bu da, zgrle ulamak iin, insanln amas gereken c eh aleti n i si rng elem ektedir. Coomarasvrany'e gre, iva'nn dans, bir sanatn ya da bir dinin, Tann'nn etkinlikleri hakknda ortaya atabilecei en net imajdr(5). iva, Brahman'n kii leti rilm-i hali olduundan, kendisinin etkinlii, Brahman'n sonsuz ve saysz dnyasal belirilerini yanstacaktr. iva'nn dans bir bakma, evrenin de dansdr. Yani sonsuz eitlilikteki kalplardan birbirlerine aktarlan enerji akm gibidir. Modern fizik yaratln ve yok oluun ritminin, yalnzca mevsimlerin devirlerinde ya da yaayan

douun byk ritmik srecinin bir blmdr. iva'nn dans da, s o n s u z devirlerle meydana gelen ebed hayat/lm ritmini temsil etmektedir. Ananda maraswany'e gre: Brahman'n karanlnda doa iseldir ve iva istemedii srece dans edememektedir. iva, kendi dalgnlndan uyanr ve onun dans da maddenin iindeki uyann ritmik seslerini ortaya karr. Artk madde de dans etmeye balar ve iva'nn evresinde bir nur halkas grnmn alr. iva, dans ederek s o n s u z fenomenleri oluturur. Zamann dolduu anda ise, yine dans ederek tm biim ve isimleri byk bir ate ile yok eder ve onlara yeni bir durgunluk verir. Bu aslnda bir i i r olmasna ramen, yine de bilimdir(3). iva'nn Dans yalnzca yaratln ve yok oluun kozmik devirlerini simgelemekle kalmaz, ayrca Hint mistisizmine gre varoluun temeli olarak kabul edilen doumun ve liimn gnlk ritmini de temsil eder. Ayn zamanda iva bize, dnyada bulunan sons u z biimlerin maya olduklarn hatrlatmaktadr nk iva, bunlar, dansnn sonsuz ak iinde yaratmakta ve yine yok etmektedir. Bundan dolay da bunlar temelli ve kesin eyler deil, hayal ve deikendirler. Heinrich Zimmer'in dedii gibi: Onun cokun ve aal hareketleri, kozmik hayali oluturmaktadr. Onup uan kollaryla bacaklar ve salnan gvdesi ve yok (gerekten de) evrenin yaratl Burada lm ile bir her ey, oluunu simgelemektedir. Coo-

doum tam bir dengededir ve oluan son bulmaktadr (4).

Onuncu ve on ikinci yzyl Hint sanatlar, i -

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

btn varlklarn doumlarnda ve lmlerinde grlmediini gsterebilmitir. S z konusu ritim, organik olmayan maddenin de temel z gibidir adeta. Kuanturn Alan Kuram'na gre, maddenin eleri arasndaki tm etkileimler, sezilgen paracklarn yaynlanmas ve emilmesi biiminde gereklemektedir. Bundan da te, tm maddesel paracklar kendiliklerinden sezilgen paracklar yaymlayp emdikleri iin, yaratl ve yok olu dans, sanki btn maddenin en temel nitelii gibi gzkmektedir. Buna gre modern fizik, her atom-alt paracn yalnzca bir enerji dansn icra etmekle s n r l kalmadn, ayrca kendisinin de bir enerji dans olduunu ve oluumun ve yok oluun ritmine sahip bulunduunu gstermitir. Sz konusu dans kalplar, her paracn zgl doasnn ok nemli bir yndr ve birok zelliini belirlemektedir. rnein sezilgen paracklarn yaynlanmas ve emilmesi iin gerekli olan enerji miktar, kendi kendisine etki eden paracn ktlesine eklenen bir ktle miktarna eittir. Farkl paracklar da danslar srasnda farkl kalplar oluturacaklar ve ok eitli enerji miktarlarna, bylece de farkl ktlelere sahip olacaklardr. Sezilgen paracklar, yalnzca btn parack etkileimlerinin en nemli paracklar olmaktan te, ayn zamanda vakuum tarafndan yaratlp-yok edilebilen bir olguyu oluturmaktadrlar. Yani, hem madde ve hem de boluk bu kozmik dansa itirak etmekte ve hi durmakszn enerji kalplar yaratmakta ve yok etmektedirler. Bu sebeple modern fizikiler iin iva'nn dans, atom-alt maddenin dansn simgelemektedir. Hindu mitolojisinde olduu gibi, bu yeni dans da srekli

bir yaratl ve yok oluu iermekte ve ayrca tm evreni de kapsamaktadr. Bundan yzlerce yl nce Hint sanatkrlar dans eden iva'larn ok gzel bronz heykellerini yaratmlard. Gnmzde ise fizikiler, ellerindeki en gelimi teknolojiyi kullanarak kozmik dans sonrasnda grlen kalplarn bir portresini karmaya almaktadrlar. Etkilen paracklarn kabarck odas fotoraflar, iva'nn dansnn arpc imajlarna benzemektedir. Bunlar, evrendeki srekli yaratl ve yok olu ritmini gstermekte ve Hint sanatkrlarnn eritii gzellie ve neme ulamaya almaktadrlar. Yani kozmik dans benzetmesi; eski mitolojiyi, dinsel sanat ve modern fizii olaanst bir biimde bir araya getirmitir. Bu dans gerekten de, Coomarasvvany'nin dedii gibi, '(aslnda bir i i olmasna ramen, yine de bilimdir.

Paralellikler

269

16)

KUARK SMETRLER. YEN BR KOAN MI?

Atom-alt dnyas bir ritmi, bir hareketi ve srekli bir deiimi yanstmaktadr. Ancak bunlar, keyf ve dzensiz deil, tam tersine, belirli ve ak kalplar erevesinde gerekleen hareketlerdir. sterseniz aklamalarmza u hareket noktasndan balayalm: Belirli bir trden olan btn paracklar, ayndr. Onlarn ktlesi, elektrik ykleri ve dier karakteristik zellikleri, birbirinin ayndr. Dahas, elektriksel olarak ykl olan btn paracklar ya tam olarak bir elektronun ykne ya da bu ykn tam iki kat byklndeki bir yke sahiptirler. (Veya ters bir elektriksel yke sahip bulunurlar). Paracklarn dier karakteristik zellikleri iin de, bunun benzeri kurallar geerlidir. Yani paracklar keyf deerlere deil, snrl saydaki belirli byklklere sahip ola bilmektedirler. Bu nedenle, paracklar bir ka farkl guruba ya da aileye ayrabilmekteyiz. Ancak bu noktada, dinamik ve srekli olarak deien bir parack dnyasnda bu tr kalplarn nasl meydana geldiini sormamz gerekmektedir. Madde yapsnn iinde bulunan genel kalplarn ortaya kartlm olmas, aslnda ok yeni bir fenomen deildir. nk bunlara benzer kalplar atomlarn dnyasnda da mevcuttu. Yine atom-alt paracklarda olduu gibi, ayn trden atomlarn tm, ayndr. Kimyasal elementlerde grlen atom trleri

de, buna dayanlarak hazrlanan periyodik bir element cetvelinde, az sayda guruba ayrlabilmitir. Gnmzde bu snflandrma artk ok iyi anlalm bir durumdadr. Bu guruplandrrma, atom ekirdeinde bulunan proton ve ntronlarn saysna ve elektronlarn ekirdek evresinde oluturduklar kresel orbitlerin (ya aa tabakalarn) dalmna baldr. Daha nce de tartld gibi, elektronlarn dalgasal bir doaya sahip olmalar, elektron orbitlerinin, birbirlerine olan uzaklklarn snrlamaktadr. Elektronun belirli bir orbitte sahip olduu dnel hareket miktar ise, elektron dalgalarmn belirli titreimlerine denk den kesin deerlere bal olmaktadr. Sonu olarak atom yapsnda belirli kesin kalplar meydana gelmekte, bunlar tam saysal Kuantum saylar ile belirlenmekte ve atomsal orbitlerdeki elektron dalgalarnn titreim kalplarn yanstmaktadrlar. Sz konusu titreimler, bir atomun Kuantum durumunu belirlemekte ve iki eit temel durumda ya da ayn uyarlm durumda bulunan atomlarn da tamamiyle zde olmalarn salamaktadr. Parack dnyasndaki kalplar da atomsol dn-yadakilere ok benzemektedir. rnein paracklarn birou, bir topa gibi kendi eksenleri evresinde dnmektedirler. Sz konusu spinler, baz temel birimlerin tam saysal katsaylar olan kesin deerlerle snrldrlar. rnein baryonlar yalnzca 1/2, 3/2, 5/2 gibi spinlere, mesonlar ise 0 , 1 , 2 gibi spin deerlerine sahip olmaktadrlar. Bu olgu, atomsal orbitlerinde dnel olarak hareket eden elektronlarn deerlerine ok benzemektedir. nk elektronlar da tam saylar halindeki deerlerle kesin olarak snrlanmlardr.

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

Atomsal kalplarla olan benzerlik, iddetli etkileim gsteren her paracn, yani btn hadronlorn, ktle ve spin dnda ayn zelliklere sahip baka alt blmlere ayrldklarn daha da belirginletirmektedir. Bu alt blmlerin daha st kademedeki yelerini, resonanslar olarak isimlendirilen ok ksa mrl paracklar oluturmaktadrlar. Som yllarda bu gibi paracklardan ok sayda rnek tespit edilebilmitir. Resonanslarn ktle ve spinleri, her alt blm iinde belirli ve kesin bir yolla oalmaktadr. Bunun sonsuza dek bylece srp gittii sanlmaktadr. Byle bir dzen, uyarlm atom durumlarn hatrlatmaktadr. Bu yzden fizikiler, bir hadron alt blmnde bulunan st dzeydeki yelerin aslnda en dk ktleli yelerin uyarlm durumumu oluturduklarn dnmektedirler. Bir atomda olduu gibi, bir hadronda da ok ksa mrl uyarlm durumlar var olabilmekte ve bylece daha byk bir dnel harekete (ya da spine) ve enerjiye (ya da ktleye) sahip alabilmektedir. Atomlarn Kuantum durumlar ile hadronlar arasndaki benzerlik, hadronlarn isel bir yapya sahip olan birleik nesnelerden meydana gelmi olabileceklerini dndrmtr. Bu isel yaplar, uyarlma yeteneine sahip kalplardr, yani eitli biimlerdeki enerjileri emebilecek farkl kalplar oluturmaktadrlar. Buna ramen, gnmzde bu kalplarn nasl biimlenmi olduklar bilinmemektedir. Aslnda bunlar, atom fiziindeki atom eleri arasnda (protonlar, ntronlar ve elektronlar) cereyan eden etkileimler ve buradan doan zellikler olarak aklanabilmclerine ramen, parack fiziinde henz byle bir aklamaya gidilememitir. Parack dnyasn-

da, tespit edilen kalplar, yalnzca ampirik bir biimde snflandrlmlar ve henz parack yapsnn detaylarndan yola klarak ispat edilememilerdir. Parack fizikilerinin karlatklar bir dier nemli zorluk do, bileik nesnelerden meydana gelen ve belirlf elerden oluan klasik yaklamn, artk atom-alt paracklar iin uygulanamamasdr. Parack elerinin nelerden meydana geldiklerini bula bilim enin tek yolu ise onlar, yksek enerjiler gerektiren arpma sreleri iinde arptrmak ve bylece onlar blmektir. Ama bu yapldnda da, ortaya kan paracklar orijinal paracklardan daha kk olmayacaklardr. - rnein iki proton, yksek bir hzla arptnda ok say:da paraca paralanabilmektedirler. Fakat bunlar arasnda hi bir zaman bir protonun paras bulunmayacaktr. Yani paracklar her zaman tam bir hadron olacak ve bunlar d,a arpan protonlarn tadklar kinetik enerji ve ktleden meydana geleceklerdir. Bir paracn, onu oluturan elerine ayrtrlmas bu adan, arpma sreci srasndaki enerji miktarna bal olarak kesin Olmaktan uzak olacaktr. Burada ok nemli bir zafiyet durumu ile kar koryayz. Artk dinamik kalplar ayrmakta ve yeniden dzenlenmekte, bileik nesneler ve onlar oluturan eler ile ilgili statik kavram da, sz konusu kalplar gz nnde bulundurulduunda geers i z ve anlamsz olmaktadr. Yani atom-alt paracklarn yaps ancak dinamik bir biimde, sz gelirni, sre ve etkileim kavramlar ile aklanp, anlalabi lmektedir. Paracklarn arpma sreleri iinde paralanmalar, baz kesin kurallara gre cereyan etmek-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

tedir. Oluan yeni paracklar ayn trden olduklar iin, bu kurallar parack dnyasnda gzlenebilen dzenlilii aydnlatmak iim kullanlabilmektedir. rnein .gnmzde var olduklar bilinen parack ve parack ailelerinin daha henz kefedildii altml yllarda, fizikilerim ou, almalarn sz konusu dzenlilii ortaya karmak ynmde younlatrmlard. Parack kalplarnm dinamik sebeplerini oluturan sorunlar incelemek yerine, dzenliliklere ilgi duyan fizikiler, ksa bir sre iimde baarl da alabilmilerdi. Bu yeni aratrmalarda simetri (bakm) yaklam ok nemli bir rol oynamt. Genel olarak kabul edilen simetri kavramn genelletiren ve ona daha soyut bir anlam kazandran fizikiler simetriyi, paracklarn snflandrlmas ynnde byk yardmlar dokuman gl bir alet halime getirmilerdi. Gnlk hayatmzda, simetri ile ilgili en tannm rnek olarak aynada meydana gelen /yansma gsterilebilir. Veya, bir eklin ortasndan bir izgi ekip onu iki blme ayrdktan sonra, o blmlerin tamamen zde olmalar halimde, yani birbirlerini tpatp

yansttklarnda sz konusu eklim simetrik (bakml) olduunu syleriz. Daha deiik simetri rneklerinde ise (rnein aadaki Buddhist sembolde olduu gibi), ayn desenli birok kez yanstarak ok karmak bir simetriyi oluturabiliriz.

Ancak yansma, simetrinin tek oluum yntemi deildir. Eer bir ekil belirli bir a ile dndrldnde ortaya kan yeni ekil ilk batakinin ayn gibi gzkyorsa, bu sekle de simetriktir deriz. rnein in .kaynakl Yin-Yang diyagramnn biimi de byle bir dnel simetriye sahiptir.

nellik dnda birok dier biimlerde de karmza kmaktadr. Sz konusu simetrik ilikiler alldk uzayda (ve zamanda) meydana gelebildikleri gibi, so~

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

yut matematikseli uzayda da ortaya kabilirler. Bu simetriler, paracklara ya da parack gruplarna uygulanmakta ve bu paracklar da karlkl etkileimleri ile i ie olduklarndan, ayn simetriler, etkileimler (yani, paracklarn dahil olduklar sreler) iin de geerli olmaktadr. Bu simetrik ilikiler atomalt aratrmalarda ok faydal olmaktadrlar. nk, onlarn korunma yasalar ile yakndan ilikileri vardr. Parack dnyasndaki bir sre belirli bir simetri gsterdiinde, burada korunan ve llebilen bir miktarn (deerin) var olduu ,kestirilebilmektedir. Bu miktar, sre sresince btnyle korunacaktr. Bunlar, atam-alt maddenin o gizemli dansna belirli bir sreklilii ve istikrar sala maktadrlar. rnein baz miktarlar, btn etkileimlerde korunmalarna ramen, dierleri yalnzca baz etkileimler erevesinde korunabilmektedir. Bylece her bir sre, belirli ve korunan bir miktarlar seti ile ilikilendirilebilmektedr. Yani parack zelliklerindeki simetriler, etkileimleri srasnda bir talkm korunma yasalar olarak karmza kmaktadrlar. Bu sebeple fizikiler, her iki kavram da kullanmakta ve bazen bir srecim simetrisine, bazen de ona uygum gelen bir korunum yasasna atfta bulunmaktadrlar. Bunlardan hangisinin kullanlaca, durumun kendisine baldr. Gnmzde, tm srelerde gzlenebilen drt tane temel korunma yasasnn var olduu bilinmektedir Bunlardan tanesi, alldk uzay ve zamandaki basit simetri ilemleri ile balantldrlar. Buna gre, btn parack etkileimli eri, uzaydaki yer deimelerime bal olmakszn simetriktirler. Yani Londra'da ya da New York'ta meydana gelen iki tane etkileim de birbirlerinin ayn olacaktr. Ayrca et-

ki lei mler zamandan bamsz olarak da srekli bir simetri gstereceklerdir. Yani iki etkileim hem pazartesi gn ve hem de aramba gn ayn biimde cereyan edecektir. Bu simetrilerin ilki moment ile ilgilidir. kincisi ise enerjinin korunumunu kapsamaktadr. Bunlarn anlam, bir etkileime katlan tm paracklarn toplam momentlerinin ve enerjilerinin (ktleleri dahil) etkileimden nce ve sonra da ayn kalacadr. Temel simetrinin ncs, uzaydaki yn bulma ile ilgilidir. rnein bir parack arpmas s rasnda, paracklarn kuzey-gney ya da dou-bat ynnde ilerlemeleri bir fark yaratmayacaktr. Bu simetrinin bir sonucu olarak, bir srece katlm olan toplam dnellik miktar (paracklarn kendi spinleri dahil) her zaman korunacaktr. Son olarak da elektrik yknn korunumu vardr. Bu ise daha karmak bir simetri ilikisi, ile ilgilidir. Amq bir korunum yasas biiminde formle edildiinde, ok basit bir grnm kazanmaktadr. yle ki: Bir etkileime katlan btn paracklarn toplam yk sabit kalmaktadr. Bunlarn yannda, soyut matematiksel uzaylarda uygulanan ve korunan simetri eitleri vardr (yklerin koru numune'a ki ne benzer bir biimde). Bunlardan bazlar btn etkileimler iin, dierleri de baz nemli etkileimler iin (rnein: iddetli ve elektromanyetik etkileimler iin: Evet, hafif etkileimler iin: Hayr) geerlidir. Bunlara gre korunan miktarlar, paracklarn tadklar soyut ykler olarak ele alnabilmektedir. Her zaman tam sayl deerler aldklar iin (1, 2 gibi) ya da yari-tamsayi deerler ile gsterdikleri,nden(:1/2, 3 / 2 , 5/2 gibi), onlara, atom fiziine benzer biimde, Kuantum saylar denmitir. Bu durumda her bir parack, kt-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

lesiyle beraber dnldnde onun zelliklerini tam, olarak yanstabilen bir Kuantum says setinden olumaktadr. rnein hadromlar, belirli ve kesin bir isospin ve hiper-yk deerine sahiptirler. Sz konusu deerler, btn iddetli etkileimlerde korutnan ilki tane Kuantum saysdr aslnda. Bir nceki blmde gsterilen tablodaki sekiz mesonun tm de bu iki Kuantum saysnn deerlerine gre dzenlendiklerinde, meson okteti diye anlan bir altgen kalp meydana getirmektedirler. Bu dzende de, byk bir imetri gze arpmaktadr. Altgende, paracklar ve onlarn kart-paracklar kar karya gelmekte ve merkezdeki iki parack da kendi k a r t paracklarn oluturmaktadrlar. En hafif sekiz baryon da buma benzer bir kalb meydana getirmekte ve genelde bu yapya da baryon okteti ad verilmektedir. Fakat bu sefer, kart-paracklar oktet

dahilinde bir kalp oluturmak yerine, bununla zde kinci bir kort-oktet meydana getirmektedirler.

/'
r-<-

'

v /' \p/
*

'

\ \

v'

\/'

Baryon okteti
Parack tablosunda arta kalan bir baryon ise (yani, omega baryonu), dokuz tane resonans ile birlikte baryon dekupleti diye anlan baka bir kalb meydana getirmektedir. Belirli bir simetri kalbndaki b-

tn paracklarn Kuantum saylar, isospin ve hipheryk deerleri hari, -btnyle zdetirler. sospin ve hipher-yk yardm ile, paracklarn kalplardaki yerleri belirlenmektedir. rnein meson oktetinde bulunan btn mesonla r s f r spine sahiptirler (yani, hi

35 4

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

bir spinleri yoktur). Oktetteki boryonlar ise, 1/2 deerinde bir spine ve dekuplettekiler de 3/2 deerinde bir spine sahiptirler. Kuantum saylar bunun yannda, paracklarn tam bir simetrik kalp meydana getiren ailelere ayrtrmalarnda, paracklarn kalplardaki zgn yerlerini belirlemede ve ayn zamanda sahip olduklar korunum yasalarna gre gsterdikleri, eitli etkileim snflamalarnda kullanlmaktadrlar. Birbiri ile ilintili olan simetri ve yansma kavramlar, grld gibi, paracklar dnyasndaki dzenlikleri aklamakta ok yararl olmutur. Aslnda bu dzenliliklerin bir ounu ok arpc bir biimde aklayabiliriz: Eer btn hadronlarn ayn cinsten ve az sayda temel varlklardan (imdiye dek grlememi olmalarna ramen) olutuklarn dnrsek, durum birdenbire kolaylamaktadr. Bu varlklara Murray Gell-Mann ok tuhaf bir isim takmtr: kuark. Aslnda Gell-Mann, James Joyce'un Finnegans Wake (Finnegan'n Cenaze Merasimi) adl eserinden yapt alntyla (Three quarks for Muster Mark) fizikilere atfta bulunmu ve sz konusu paracklarn var olmas gerektiini ngrmt. Gell-Mann, yukarda tarttmz oktet ve dekuplet trnden hadron kalplarna, kendi gelitirdii tane kuark ve onlarn kart-kuarklan uygulayarak, byk bir kuramsal baar elde edebilmiti. Daha sonra bu yap talarn farkl bileimlerde kullanarak baryonlar ve mesonlar oluturmu, Kuantum saylarn da onlar oluturan kuarklara ilave etmiti. Bu adan, baryonlarn tane kuarktun, onlarn kart-parcacklarnn ise tane kart-kuarktan; buna mukabil mesonlarn da bir kuark ve bir kart kuarktan olutuklarn iddia edebilmiti.

Bu modelin basitlii ve etkinlii ok arpc olmasna ramen, kuarklar, kolaylkla hadronlar meydana getiren gerek fiziksel eler olarak kabul edemeyiz. nk imdiye kadar hi bir hadron kendisini oluturan kuarklara ayrtrlamamtr Mmkn olan en yksek enerjilerde arptrldklar halde bile, bu ilem baarlamamaktadr. Bu da gstermektedir ki, kuarklar ok iddetli balama kuvvetleri ile birbirlerine yapm durumdadrlar. Paracklar ve onlar arasnda meydana gelen etkileimler hakknda sahip olduumuz bilgilere gre, sz konusu kuvvetler kendilerini dier paracklarn dei-tokuu aracl ile belli edeceklerdir. Fakat bu demektir ki, sz konusu paracklar da hadronlarn dahilinde bulunmaldrlar Eer bu doru ise, bunlar da hadronun zelliklerin! belirlemeli ve bunun bir sonucu olarak da, basit kuark modelini yok etmelidir. Bir baka deyile, kuarklar iddetli etkileim kuvvetleri ile balanmlarsa, baka paracklar da var olmaldr ve bunun bir sonucu olarak kuarklar da, belirli bir yapya sahip olmaldrlar (btn dier iddetli etkileim gsteren paracklarda olduu gibi). Ancak kuark modeli iin, kuarklarn noktasal ve yapz olmalar zorunludur. Aksi halde model ba a r s z olacaktr. Bu temel zorluk nedeni ile kuark modelinin, simetrilerini ve balanma kuvvetlerini de dikkate alan dzenli ve dinamik bir aklanmas mmkn olamamtr. te yandan deneysel alanda adeta bir kuark av balam olmasna ramen, imdiye dek hi bir baar elde edilememitir. Eer tek tek kuarklar varsa, onlar aslnda gze arpan bir zellik gstermelidirler; nk Gell-Mann'n modeli, kuarklarn all-

353

Paralellikler Fiziin Tao'su

401

m-n dnda zelliklere sahip olduklarn ileri srmektedir. rneim kuarklar arasmda paracklar dnyasnda hi bir yerde rastlanmayan 1/3 ve 2/3 gibisinden elektriksel ykler olmaldr. Ancak ok kapsaml aratrmalara ramen, imdiye dek bu zelliklere sahip bir parack gz lemlenememitir. Deneysel ispat yoksunluu ve nemli kuramsal engeller, kuarklarn varlklarn pheli bir duruma sokmutur. Ancak t yandan kuark modeli, paracklar dnyasnda grlen dzenlilikleri aklamakta ok yararl ve baarl olmaya da devam etmektedir. Ama artk balangcndaki basit biimi de terk edilmitir. rnein Gell-Mann'un orijinal modelinde, hadronlar eit kuark ve ayn saydan kart-kuarktan olumaktayd. Ancak gnmzde fizikiler, varolan olk sayda hadron kalplarn aklamak zere bir takm ek kuarklar gelitirmilerdir. Bir sre nce, GellManm'n kendisi de Paris'te verdii bir konferans/ ders'te, her kuarkn farkl biimde ortaya ktn ve bunlara krmz, beyaz ve mavi kuarklar ismimi verdiini aklamtr. Bylece kuarklarn toplam says on dokuza ykselmi ve o tarihten beri ayr kuairkn daha bunlar arasna katlmalar nerilmitir(*). Bu durum konferansa katlan bir fiziki tarafndan, bunlarn gzlemlenen on iki kuark olduklar biiminde, anlamsz bir yakla'mla dile getirilmitir. Ama yine de bu om ilki kuark yardm ile baarl bir ekilde aklanabilen dzenliliklerim says ger{*) Drdnc kuark ls, yeni trde bir hadronun varlna dayanmaktadr. Son zamanlarda kefedilen ;psi paracklar bu tr paracklar olabilirler.

ekten de ok arpcdr. Hadronlorm bir takm kuark simetrileri gsterdikleri hi pheye mahal vermeyecek kadar aksa da, paracklar ve onlar arasndaki etkileimler ile ilgili elde ettiimiz bilgiler nda, genel anlamda kuarklarn var olamayacaklar belirlenmitin u anda, yani 1974 ylmn yaznda, kuark modelini kapsayan kartlklar gittike belirginlemektedir. rnein deneysel verilerin bir ou kuark modelini desteklemesine ramen, bazlar da bu modele tamamen ters den sonular ortaya karmaktadrlar. imdiye dek hi kimse bir ikuark gzlemleyememitir ve sahip olduumuz temel parack etkileimleri bilgilerimize gre de, hi kimse onlar oziemleyemeyecektir, nk onlarm var olmalar imknszdr. Ancak buna ramen, kuarklarn sanki noktasal elerden oluuyormuasna davranmakta olduklar dnlmektedir. Bu durum, atom fiziinin ilk gnlerinde de yaanmt, tarihlerde, buna benzer kartlklar fizikilerin atomlar kavramalar ynnde nemli katklarda bulunmutu. Aslnda bu kuark bilmecesi yeni bir koan oluturan tm zellikleri bnyesinde toplamaktadr. Bu yeni koan, atom-alt paracklar hakkndaki grlerimizde nemli gelimeler ve deimeler salaya b i I ecek niteli kted ir. Parack dnyasnda hkm sren baz simetrik kalplarn kefedilmi olmas, fizikilerim bu kalplarn doann temel yasalarn yansttklar ynnde dnmelerine sebep olmutur. Son on be yldr da, sz konusu temel simetriyi bulmak iin byk abalar harcanmtr. Bu temel simetriye bilineh btn paracklar dahil olacak ve bylece maddenin yaps da ortaya kacaktr. Aslnda bu ama, eski

174

Fiziin Tao'su

297
Paralellikler

Yunanllardan arta kalan ve yzyllarca korunan felsef bir yaklam yanstmaktadr. nk Yunan bilim, felsefe ve sanat anlaynda geometri ile birlikte ortaya kan simetri fikri nem bir rol oynamakta ve gzellii, uyumluluu ve mkemmellii yanstmaklayd rnein Pithagoras'lar simetrik say kalplarn, tm nesnelerin z olarak kabul ediyorlard. Platon, drt element atomlarnn sert cisimler biiminde olduklarn dnyordu. Birok Yunanl astronom da, gk cisimlerinin daireler zerinde hareket ettiklerine inanyorlard. nk onlara gre, bir daire, simetri asndan en mkemmel geometrik ekli oluturuyordu. Dou felsefesinin yaklam ise, eski Yunanl'lar ile karlatrldnda, tamamen farkl idi. Uzak Dou'daki mistik geleneklerde, simetrik kalplar belirli semboller ya da meditasyon aralar olarak kullanl maktaysa da, bu insanlarn gelitirdikleri felsef sistemde, simetri kavramnn pek nemli bir yeri yoktur. Geometri gibi simetrinin de, aklmzn bir rn olduu savunulmakta ve doann temel bir zelliini yanstmad dnlmektedir. Bu yzden Dou'da grlen bir ok sanat eserleri asimetriye byk bir ilgi gstermekte ve bazen de tm dzenli ya do geometrik biimleri nlemeye almaktadrlar. in'de ve Japonya'da grlen Zen kaynakl resimler, tek ke diye isimlendirilen bir tarzda yaplmlardr. Bir dier rnek de Japon bahelerinde grlen dzensiz snr talardr. Bunlarn tm. Uzak Dou kltrndeki genel yaklam gzel bir biimde yanstan simgeler gibidir. Bu adan, parack fizii dalnda temel simetriler yolunda harcadmz abalarn aslnda Hele-

nitik mirasmzdan kalma bir alkanlk olduunu sylemek mmkndr. Ayrca bu aray, bir bakma da, modern bilimde daha henz ortaya kmaya balayan genel dnya gr ile badaamaz gibi de gzkmektedir. Ama te yandan simetrinin vurgulanmas, parack fiziindeki grlerden yalnzca bir tanesidir. Stat'k simetri yaklamna kar her zaman dinamik bir dnce okulu da var olmutur. Bu dinamik okul, parack kalplarn doann temel zellikleri olarak ele almaz. Ancak yine de bu aratrmalar, atom-alt dnyadaki dinamik doann ve nemli etkileimlerin anlalmas ynnde atlm admlar olarak grr. Bundan sonraki iki blmde bu okulun son on ylda doa yasalar ve simetriler hakknda nasl radikal yeni fikirleri ortaya attn greceiz. Sz konusu yeni fikirler, buraya kadar anlattmz modern fiziin dnya gr ile hem byk bir uyuum gstermekte ve hem de Dou felsefesi ile tam bir fikir birlii oluturmaktadrlar.

Paralellikler

269

17)

DEMN KALIPLARI

Paracklar dnyasndaki simetrileri dinamik bir modelle (yani, paracklar arasndaki etkileimlerle) aklamak, gnmz fiziinin en nemli meydan okuyularndan biridir. Aslnda sorun, Kuantum kuram le zafiyet kuramn ayn anda nasl gz nnde bulundurabileceimiz muammas ile ilgilidir. rnein parack kalplar, paracklarn sahip olduklar Kuantum doalarn yanstr gibi grnmektedirler (bunlara benzer kalplara, atom dnyasnda da rastlanmaktadr) Ancak parack fiziinde bunlar Kuantum erevesi dahilinde hareket eden dalgasal kalplar olarak ak'anamamaktadrlar, nk burada gmlen enerji miktarlar o kadar byktr ki, artk zafiyet kuramnn kullanm bir zorunluluk haline gelinmektedir. Gzlemlenen simetrileri aklamaya ancak ,paracklar iin gelitirilen bir Kuantum-zafiyet kuram yetkili olabilecektir. Kuantum Aian Kuram, byle bir modelin ilk tr saylabilir. Ancak bu kuram, elektronlar ve fotonlar arasnda cereyan eden elektromanyetik etkileimleri mkemmel bir biimde aklamasna ramen, iddetli etkileim gsteren paracklarn davranlarna hi <de tatmin edici bir cevap bulamamaktadr. Paracklarn says arttka, fizikiler, bunlarn her birini itemel bir alan ile badatrmann hi de iyi olmad,n grmlerdi. Parack dnyasnn birbirleri ile etkileen ok karmak bir doku halinde var olduunun anlalmas ile dinamik ve srekli olarak de-

ien gereklii temsil edebilecek yeni modeller de aranmaya baland. Gerekli o'an ey, ok iddetli hadron kalplarn dinamik bir biimde aklayabilecek bir formalizm idi. Burada, hadronlarn srekli olarak deiim gstermeleri, parack dei-tokuu ile karlkl bir etkileimde bulunmalar, iki ya da daha ok hadronlarn birleik durumlar oluturmalar ve daha sonra eitli parack kombinasyonlar oluturacak biimde bozunmalar dikkate alnmalyd. Genelde hepsine birden parack tepkileri denilen sz konusu srelerin tm de, iddetli etkileimlerin en temel zettiklerini oluturduklar iin, hadronlarla ilgili bir Kuantum-zafiyet modeli mutlaka gz nnde tutulmalyd. Hadronlarn ve etkileimlerinin aklanmas ynnde en uygun ereveyi, S-matriks kuram oluturur. Bu kuramn zn oluturan S-matriks kavram 1943 ylr.da Heisenberg tarafndan ortaya atlm ve o tarihten bu yana iddetli etkileimleri aklayabilen ak uygun ve karmak bir matematiksel yapya dntrlmtr. Aslnda S matriksi hadronlarn dahil olduklar tm tepki olaslklarnn bir toplamdr ve ismi de u ekilde ortaya kmtr: Olas tm hadron tepkileri, matematiksel deyimi ile sonsuz bir mairiks biiminde dnlebilir. Bu nedenle de, kurama matriks ismi verilmitir. Balangta kullanlan S harfi ise, kuramn orijinal isminin (yani, scattering matrixin) ksaltlm bir eklidir. Burada parack tepkilerinin en nemli unsurlarn oluturan arpma (yani, scattering) srelerine bir atfta bulunulmaktadr. Tabii pratikte hi bir zaman tm hadron srelerinin toplam dikkate alnamamakta, daha ok, baz zel ve az sayda tepkilere odaklanlmaktadr. Bun-

359

Fiziii Tao'su

Paralellikler

373

bu srecin tm, basit bir daire ile ifade edilmekte ve dairenin iindeki hi bir detay belirtilmemektedir.

lar ise grlen ekildeki gibi diyagramlarla izah edilmektedirler. rnein bu diyagram, mmkn olan en basit ve en genel parack tepkilerinden birini gstermektedir: A ve B trnden iki parack bir arpma sonucu C ve D trnden iki deiik paraca dnmektedir. Bundan daha karmak sreler, daha ok parac kapsamakta ve aadakilere benzer diyagramlarla ifade edilmektedir. Ancak

Ayrca S matriks diyagramlar, uzay-zaman diyagramlarndan da farkldr. nk bunlar, parack tepkilerinin genel ve simgesel temsillerinden baka bir ey deildirler. Sz konusu tepkilerin kesin uzay ve zaman noktalarnda olumalar da gerekmez, Bunlar yalnzca gelen ve giden paracklarn hzlar ile (ya da daha kesin olmak gerekirse, momentleri ile) ifade edilmektedirler. Bunum anlam da tabii ki, S matriks diyagramlarnm, Feynman diyagramlarndan ok daha az bilgi iermesidir. Ama te yandan S matriks kuram yardm ile, alam kuramnda grlen karakteristik zorluklar ortadan kaldrabilmektedir. nk Kuamtum ve zafiyet kuramnn birletirilmi etkileri sayesindedir ki, belirli paracklar arasnda gerekleen etkileimler tam' olarak belirlenebilir. Belirsizlik ilkesine bal olarak, bir paracn etkileim blgesii keinleitirilcjii lde, hz belirsizlii artacandan, sahip olduu kinetik enerji miktar da gittike belirs i z i e ecektir. Baz durumlarda bu enerji, yeni paracklarn olumalar iin yeterli byklkte olacak ve zafiyet kuramna uygun bir biimde, artk gzlemci orijinal tepki le urap uramadna tam olarak

hemen unu vurgulamakta yarar vardr: Sz edilen S matriks diyagramlar, alan kuramnda grlen Feynmon diyagramlarndan ok farkldr. rnein bunlar, parack tepkilerinin detayl mekanizmalarn gstermekten ok, yalnzca balangtaki ve sonutaki paracklar ortaya koymaktadrlar. rnein A + B C + D benzeri bir standart sre, alam kuramnda ezilgen bir V paracnn dei-tokuu olarak gsterilmesine ramen, S matriks kurammda

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

karar veremeyecektir. Bundan dolay, Kuantum ve zafiyet kuramn birletiren bir sistemde paracklarn ayr ayr konumlarn kesin olarak belirlememiz.mknsz olacaktr. Eer buna ramen byle bir giriimde bulunursak (rnein alan kuramnda olduu gibi), bir takm matematiksel dzensizliklerle karlarz. Bunlar da tm Kuantum Alan Kuramlar'nn en nemli sorunlardr. Ancak S matriks kuram, bu sorunu pas geer. Ve paracklarn momentlerini belirsiz tutarak, tepkinin olutuu blgenin tam olarak belirlenmemesine zen gsterir. S matriks kuramnn en nemli yeni yn, dikkatleri nesnelerden olaylara doru kaydrm olmasdr. nk bu kuramn temel kaygsn paracklar deil, paracklarn tepkileri oluturmaktadr. Nesnelerden olaylara yaplan bu gei srasnda, Kuantum ve zafiyet kuramlarna nemli grevler dmektedir. Bilindii gibi Kuantum 'kuram, atomalt paracklarn ancak eitli lme sreleri srasnda ortaya ktklarn gstermitir. Yani paracklar, yaltlm birer nesne olaraik deil, kendilerini dier olaylarla belirli biimlerde il ikil endlren, fenomenler ya da varolular olarak deerlendirilmelidir. Heisenberg bu konuda unlar yazmtr: Modern fizikte; dnya, farkl nesneler guruplarna deil, farkl balantlar guruplarna ayrlmlardr. Artk ayrtrabileceimiz tek ey, baz fenomenler iin ok nemli olan balant trleridir. Yani dnya, birleik bir olaylar dokusu gibi bel irmektedir. Bu dnyada farkl trdeki balantlar srekli olarak deimekte, birbirlerine gemekte ya da birlemekte ve bylece btnn zelliklerini belirlemektedirler (1).

zafiyet kuram ise bize, paracklar uzay-zaman olarak alglamamz retmitir. Burada artk her ey drt boyutlu kalplar olarak grlmekte ve nesneler de, sreler olarak ifade bulmaktadr. S matriks yaklam. bu grleri bnyesinde toplayp birletirmektedir. zafiyet kuramnn drt boyutlu matematiksel formalizmi kullanlarak hadronlarn tm zellikleri, tepki (ya da daha kesin olmak gerekirse, tepki olaslklar) eklinde aklanmakta ve bylece oluan sreler arasnda da belirli balantlar ortaya konmaktadr. Her tepki, baka tepkileri birbirlerine balayan paracklar kapsamakta ve bunun sonucu olarak da, byk bir sreler a ortaya kmaktadr. rnein bir ntron, farkl paracklar ieren ve pe pee geler iki tepkiye katlm olsun. Bunlardan ilkini bir proton ve bir tz~ olarak, ikincisini ise bir ve bir K+ olarak dnelim. Yani burada ntron bu iki tepkiyi balantlamakta ve onlarn daha kapsaml ve byk apl bir sre haline dnmesini salamaktadr (aadaki diyagram (a)'ya baknz). Balangtaki ve sondaki paracklarn hepsi de, dier tepkilerin unsurlar haline gelebilmektedirler. rnein buradaki proton, bir K+ ve bir /\ etkileimin ortaya kard bir parack olabilmekte (diyagram (b)'ye baknz); balangtaki tepkide grlen K+ ise, bir K" ve bir u0 ile ilintilenmi ve tz~ de, tane baka piona balanm olabilmektedir. Balangtaki ntron, btnsel bir etkileim ann bir unsuru gibi gzkmektedir. Bu olaylar dokusunun hepsi de, S matriks yardm ile aklanabiimektedir. Anoak byle bir adaki balantlar tam bir kesinlikle belirlenememekte, yalnzca baz

178
260 Fiziin Tao'su Paralellikler SOI

yaps, onu oluturan paracklarn kesin bir dzenlenmesi olarak deil, bu hadronu oluturacak parack etkileimleri setimin toplam olarak ifade edilmelidir. Ayn ekilde bir proton, bir ntron-pion iftinden, bir kaon-lambda iftinden ya da benzeri iftlerden meydan gelmi olabilir. Eer yeteri miktarda enerji mevcut ise proton, bu parack bilekelerinin herhangi birine ayrabilmektedir. Bir hadronun eitli belirileri de, varolma eilimlerinin, tepki olaslklar byklkleri olarak gsterilmesiyle olur. Bunlarn tm de, hadronun isel yapsnn eleri olarak deerlendirilebilm ektedir.

olaslklar ortaya kayufbirmektedir. Yani her tepki, ortamda bulunan enerjiye ve bu tepkinin karakteristik zelliklerine bal olarak belirli olaslklar erevesinde meydana gelmektedir. Sz konusu olaslklar ise, S matriksinin eitli eleri tarafndan gerekletirilmektedir. Byle bir yaklam bize, hadronun yapsn tamamen dinamik bir biimde aklamaktadr. ncelediimiz yukardaki ada bulunan ntron, protonun ve nin bir balanm durumu olarak grlebilmekte, ama ayrca (yatk M) ve K - ' n i n balanm durumu olarak da deerlendirilebi lmektedir. Hadron bilekelerinin her biri bir ntron oluturabilmekte ve bunun bir sonucu olarak da, ntron yapsnn elerini meydana getirdikleri sylenmektedir. Yani bir hadronun

Paralellikler 364 Fiziin Tao'su

401

Hadron yapsn, eitli tepkilere girme olaslklar olarak tanmlayan S matriksi, yap kavramna dinamik bir anlam kazandrmtr. Ayn zamanda bu yap yaklam, deneysel olgularla da ok iyi bir uyuum halindedir. nk yksek enerji arpma deneyleri srasnda hadronlar, dier hadronlarn bilekelerini oluturacak biimde paralanmaktadrlar.

Yani hadronlarn potansiyel olarak bu hadron bilekelerinden olutuklar sylenebilmektedir. Byle bir arpma srasnda oluan paracklar da, eitli tepkilere neden olacak ve bylece kabarck odasnda fotorafn ekebildiimiz byk bir olaylar a olarak ortaya .kacaklardr. Hangi an hangi deney sonucu ortaya kaca, bir olaslk ii olmasna ramen, her a, belli kurallar erevesinde ortaya kmaktadr. Bu kurallar, daha nce szn ettiimiz korunum yasalardr. Yani ancak tam olarak tanmlanm Kuantum saylar setinin korunabilecei tepkiler meydana gelebilecektir. rnein her tepki srasnda toplam enerji, sabit kalmak zorundadr. Bu, tepkiye dahil olan enerjinin, oluturulacak ktleler iin yeterli olmas halinde tepkinin gereklemesi demektir. Ayrca meydana gelen paracklar gurubu, balangtaki paracklarn tadklar Kuantum saylarnn aynlarna sahip olmak zorundadrlar. rnein toplam elektrik yk sfr olan bir proton ile bir t-, arpma sonunda paralanmakta ve bir ntron ile bir tc meydana gelecek biimde yeniden dzenlenmektedir. Ama hi bir zaman bir ntron ile bir t + ortayc kmayacaktr, nk bunlarn tadklar toplam yk +1 olacaktr. Demek oluyor ki, hadron tepkileri adeta, paracklarn yaratld ve yok olduu bir enerji akm gibidir. Ancak bu enerjiler, iddetli etkileimlerde korunan Kuantum saylar ile ifade edilen kanallardan kabilmektedirler. Bu adan S matriksi kuramnda, tepki kanal olarak isimlendirilen kavram, genel bir paracktan ok daha nemlidir. Bu kavram, bir Kuantum says seti olarak tanmlanmakta ve bunlar da, eitli hadron bilekelerinde ve ounlukla da tek bir hadronda bulunmaktadrlar. Hangi

Protonlar, kart-protonlar, bir lambda-kart lambda ifti ve birok pion ieren tepki a

367

Fiziin Tao'su

Paralellikler

401

hadron bilekesinin hangi kanaldan geecei, bir olaslk meselesidir ve en bata var olan enerjiye baldr. rnein yukardaki diyagramda, bir proton ve bir tz~ arasndaki etkileimi ve bir ntronun geici olarak oluumunu grmekteyiz. Yani buradaki tepki kanal ilk nce iki hadron tarafndan belirlenmekte, daha sonra ise tek bir hadron tarafndan ve nihayet yine iki hadron tarafndan ortaya konulmaktadr. Eer daha fazla enerji kullanma imknmz varsa, ayn kanal, bir A-K ifti, b i r A - - K+ ifti ya da dier bir ok bilekeler aracl ile de oluabilecektir. Tepki kanallar yaklam, resonanslar iin de (snrl da olsa) uygulanabilmektedir. Resonanslar, tm iddetli etkileimlerde grlen ok ksa sreli hadron durumlardr. Bunlar o kadar ksa mrl fenomenlerdir ki, fizikiler nceleri resonanslar ayr paracklar olarak snflamak bile istememilerdir. Gnmzde resonanslarn zelliklerini belirleyebilmek, deneysel yksek enerji fiziinin en nemli grevlerinden biridir. Resonanslar, hadron arpmalar srasnda meydana gelirler ve neredeyse olutuklar anda yine paralanrlar. Bunlar kabarck oda-

snda grlememelerine ramen, tepki olaslklarndaki ok zel davranlar dolays ile belirlenebiimektedirler. ki tane arpan hadronun bir tepkiye girmesi (yani birbirleriyle etkilemeleri), arpma srasndaki enerjiye baldr. Eer enerji miktar deitirilirse, sz konusu olaslk da deiecektir. Tepkinin detaylarna bal olarak, artan enerji le olaslk artacak ya da azalacaktr. Ancak, belirli enerji deerlerinde, tepki olaslnn bariz bir biimde artt grlmektedir. Yani bir tepkinin meydana gelmesi, bu enerji deerlerinde daha olasdr. Bu keskin art, o andaki enerjiye denk den bir ktleye sahip olan, ksa mrl bir arac hadronun olumas ile birlikte gzlenmektedir. Sz konusu ksa mrl hadron durumlarnn resonanslar olarak isimlendirilmi olmalar, titreimlerde rastlanan ve ok iyi bilinen resonans fenomeni ile olan benzerliklerine dayanmaktadr. rnein ses fenomeninde, bir oyuun indeki hava, dardan gelen bir ses dalgasna hafife karlk vermekte; fakat ses dalgasnn resonans frekans denilen bir deere ulamas ile birlikte, iddetli bir resonans gstermekte> ya da birlikte titremeye balamaktadr. Bir hadron tepki kanal byle bir titreen oyu/k ile rahatlkla karlatrlabilir. nk arpan hadronlarn enerjisi, ona denk den olaslk dalgasnn frekans ile yakndan ilgilidir. Sz konusu enerji ya da frekans, belirli bir deere ulatnda, kanal da titremeye (resonans gstermeye) balayacaktr. Bylece olaslk dalgasnn titreimleri anszn glenmekte ve sonu olarak da tepki olaslndaki keskin art meydana gelmektedir Tepki kanallarnm ounda, birok resonans enerjileri grlmekte ve bunlarn her biri ok ksa mrl bir arac hadronun

181

Fiziin Tao'su

297
Paralellikler

ktlesine denk dmektedir. Sz konusu arac hadron da, arpan paracklarn enerjileri uygun bir resonans deerine ulatnda, anszn ortaya kmaktadr. S matriks kuram erevesinde, resonans paracklarnn varolup, olmadklar tartmas yoktur. Burada btn paracklar bir tepki a iindeki arac ve geici durumlar olarak grlmekte ve resonanslarn dier hadronlardan ok daha ksa bir sre var olmalar sonuta bir farkllk olarak addedilmemektedir. Aslnda resonans kelimesi ok uygun bir terimdir. nk hem tepki kanalndaki fenomen iin ve hem de bu fenomenin sonucunda ortaya kan hadron iin rahatlkla kullanlabilmektedir. Bylece paracklar ve tepkiler arasndaki ayrlmaz ba da ok gze! bir biimde yanstlm olmaktadr. Yani bir resonans, bir parack olmasna ramen bir nesne deildir. Bence onu daha ok bir olay, bir varolu ya da bir vak'a olarak aklamak daha yerinde olur. Parack fiziinde yaptmz bu hadron tartmas, aklma daha nceki blmlerde belirttiim D. T. Suzuki'nin sylediklerini getirmektedir: Buddhist'ler bir nesneyi, bir cisim ya da bir z olarak deil, sadece bir olay olarak dnrler. Buddhist'Ierin doay mistik bir tecrbe ile kavramalar sonucunda ortaya kardklar ey, gnmzde modern bilimsel deneylerin ve matematiksel kuramlarn yardm ile yeniden kefedilmitir. Tm hadronlar bir tepki andaki geici durumlar olarak aklayabilmek iin, karlkl olarak etkiletikleri kuvvetleri de dikkate almak gerekir. Bu iddetli etkileim kuvvetleri hadronlar saptrmakta, (ya da scatter ettirmektedirler), onlar farkl kalp-

lara sokmakta ve bu kalp guruplarn balanm durumlar yaratacak biimde birletirmektedirler. S matriks kurammda (alan kuramnda olduu gibi), bu etkileim kuvvetleri paracklarla ilikilendirilmekte, fakat sezilgen parack kavram kullanlmamaktadr. Bunun yerine, kuvvetler ve paracklar arasndaki iliki, S matriksinin aprazlama denilen ilgin bir zelliine dayandrlmaktadr. Bu zellii aklayabilmek iin bir proton ile bir nr arasndaki etkileimi gsteren aadaki diyagram gz nnde bu-

lunduralm, Eer bu diyagram doksan derecelik bir ayla evirir ve daha nce kabul ettiimiz artlan deitirmezsek (konuyla ilgili nceki sayfalara baknz), aaya doru gsteren oklar kart-paracklan gsterecek ve yeni diyagram da bir kartproton (p) ile bir proton (p) arasndaki tepkiyi belirlemece balayacaktr. Bu tepki sonucunda ise bir pion ifti meydana gelecektir (burada tc+, ilk nceki tepkide bulunan u-'nin kart-paracdr).

matriksinin

aprazlama zellii,

her iki sre-

371

Fiziii Tao'su

Paralellikler

373

cin de ayn S matriksi esi ile gsteri m ekte olduunu ortaya koymaktadr. Bu da, sz konusu iki diyagramn ayn tepkinin yalnzca iki farkl ynn, ya da kanaln yanstmalar anlamna geliri*). Parack fizikileri, hesaplamalarnda bir kanaldan dierine atlayabirmekte ve diyagramlar dndrmek yerine onlar aadan yukarya ya da soldan saa doru okumakta ve dik kanal (veya dorudan kanal) ve apraz kanobdan sz etmektedirler. Bylece rneim izdeki tepki dorudan kanalda p + u" - p + u- biiminde ve apraz kanalda da p"+p w +7i:+ biimnde okunmaktadr.

ile oluturulabilmektedir. Bu pion (yani, apraz kanaldaki arac durum), dik kanalda etki eden ve ntronu oluturmak zere protonu ve i r ' u birbirine balayan kuvvetlerin belirii olarak yorumlanmaktadr. Yani kuvvetleri ve paracklar ilikilendirebilmek iin her iki kanala da* ihtiya vardr. nk bir kanalda bir kuvvet olarak beliren ey, dier kanalda bir arac parack olarak ortaya kmaktadr. Bir kanaldan dierine matematiksel adan ok kolay bir biimde geilebilm'esine ramen, bu atlay

- Y
apraz kanal p + p / \ dik kanal

Kuvvetler ve paracklar arasndaki balant ise, her iki kanalda bulunan arac durumlar yardm ile belirlenmektedir. rneimizdeki dik kanalda, proton ile n-, arac bir ntron yaratabilmekte, ancak apraz kanal yalnzca bir tek ntr aktarc (arac) pion (tt )
{*) Aslnda diyagram daha da dndrlebilir ve her bir

izgi farkl sreler oluturacak biimde aprazlatnlabilir. Bunlar yine de ayn S matriksi ile gsterilmektedir. Her -bir matriks esi, toplam olarak alt tane farkl sreci yanstabilmektedir. Ancak yalnzca bunlardan iki tanesi, etkileim kuvvetleri ile ilgili tartmamzda nem arzetmektedir.

hakknda sezgisel bir fikir gelitirebilmek de o kadar zor ve hatta imknszdr. nk aprazlama olay, zafiyet kuramnn drt boyutlu formalizminden do-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

an, ok temelli bir zafiyet kavramn oluturmakta ve bu nedenle de gz nnde canla ndrlabilmesi ok zor olmaktadr. Buna benzer bir durum, etkileim kuvvetlerinin sezilgen paracklarn dei-tokuu olarak akland alan kuramnda da grlmektedir. Aslnda apraz kanalda bulunan arac pionu gsteren diyagram, bu ekliyle saz konusu parack alveriini aklayan Feynman diyagramlarna ok benzemektedir^). Bu yzden insann, bir proton ile bir Tl", bir 7'm dei-tokuu ile etkilemektedir diyesi geliyor. Buna benzer kellimeleri fizikiler ok kullanmalarna ramen, sz konusu durumu yine de tam olarak alg ilaya ma maktadrlar. Tatmin edici bir aklama, ancak dorudan ve apraz kanal terimleri ile slanabilmekte, yani neredeyse hi bir biimde gz nne getirilememektedir. S matriks kuramnda grlen farkl formalizmlere ramen, genel yaklam, alan kuramndaki etki- leim kuvvetlerine ok benzemektedir. Her iki kuramda da sz konusu kuvvetler, paracklar yardm ile belirmekte ve sahip olduklar ktleleri de bu kuvvetin menzilini gstermektedir. Yine her iki kuramda, kuvvetler etkileen paracklarn isel zellikleri olarak alglanmaktadr. Bu kuvvetler, alan kuramnda paracn sahip olduu sezilgen bulutlarn yapsn vans.tmakta ve S matriks kuramnda ise etkileen paracklarn balanma durumlar ile meydana gelmektedirler. Yani daha nceki sayfalarda akladmz Dou gr ile olan benzerlik, her, iki kuram
(*) Yine de S matriks diyagramlarnn uzay-zanan diyagramlar olmadklarn ve parack tepkilerinin simgesel temsilleri olduklarn hatrlatmakta yarar vardr. nk bir kanaldan dierine yaplan atlay, soyut bir matematiksel uzayda meydana gelmektedir.

iin de geerlidir. Ayrca sz konusu etkileim kuvvetleri ile ilgili gr, bilinen tm paracklarn bir isel yapya sahip olmalar gerektii sonucunu dourmaktadr. nk ancak o zaman gzlemciyle etki I eebilecekler ve bylece de gzlenebileceklerdir. S matriks kuramnn kurucularndan ola o Geoffrey Chew bu konuda: Tamamen elemanter bir parack (yani, hi bir yapya sahip olmayan bir tanecik), onu gzlemleyebileceimiz ve varln ispatlayabileceimiz herhangi bir kuvvetin etkisi altnda kalmayacaktr. Ancak, paracklarn var olduklarn bildiimiz iin, onlarn isel bir yapya sahip olduklarn da syleyebiliriz! biiminde bir ifade kullanmaktadr(2). S matriksinin bir dier avantaj da, bir byk hadron ailesinde cereyan eden dei-tokular aklayabilmesidir. Bir nceki blmde anlatld gibi, btn hadronlar, yelerinin zde zellikler gsterdii alt blmlere ayrlabilmekte ve yalnzca ktle ile spinlerinde baz farkllklara rastlayabilmekteyiz lik nce Tullio Regge tarafndan nerilen bir formalizme gre, sz konusu btn alt blmler eitli uyarlm durumlarda bulunan tek bir hadron olarak ele alnabilmektedir. Son yllarda Regge formalizmi, S matriksi erevesinde ele alnabilmi ve hadron tepkilerini aklamakta ok baarl olmutur. Bu ise, S matriks kuramndaki en nemli gelimelerden birini meydana getirmi ve parack kalplarnn dinamik aklamna doru bir ilk adm niteliini kazanmtr. Buna gre S matriks i erevesi, hadronlarn yapsn, karlkl olarak etkiletikleri kuvvetleri ve oluturduklar baz kalplar dinamik bir biimde aklayabilmekte ve bu erevede btn hadronlar da ayramaz bir tepkiler ann btnsel eleri olarak kabul edilmektedirler. Ancak S mat-

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

riks kuramnn bugne 'kadar zmlenemeyen en nemli problemi, sz konusu dinamik aklamalar, daha nceki blmde tarttmz hadron kalplar ite korunum yasalarn, simetri kurallarna uygulayabilmektir. Byle bir kuramda, sz konusu hadron simetrileri, S matriksinin matematiksel yaps tarafndan yanstlacak ve bylece yalnzca korunum yasalarna uygun grlen tepkilerin elerini de ierecektir. Sz konus kurallar daha sonra ampirik dzenlilikler cinsinden bir statden kurtulacaklar ve S matriks yapsnn bir sonucu olacaklar, bylece de hadromlarn dinamik doasnn bir neticesi halini alacaklardr. Gnmzde ise fizikiler, bu nemli hedefi yerine getirmeye alrlarken, baz genel ilkeler kurmakta, bylece S matriks elerinin oluturulmasnn matematiksel olaslklarn snrlamakta ve bunun sonucu olarak da S matriksime kesin bir yap kazandrmaktadrlar. imdiye dek bu genel ilkelerin tanesi yerlemi bir durumdadr. Bu ilkelerden birincisi, zafiyet kuram tarafndan ve makroskopik uzay ve zaman tecrbemiz aracl ile ortaya atlmtr. Buna gre tm tepki olaslklarnn (ve bylece tm S matriks elerinin), deney aygtlarnn zaman ve uzay iindeki hareketlerinden, uzaydaki ynnden ve gzlemciye oton hareket durumundan bamsz olmas gerekmektedir. nceki blmde tartld gibi, bir parack tepkisinin uzay ve zaman iindeki yn ve yer deiiminden bamsz olmas, bu tepkideki dnel hareketin, momentin ve enerjinin toplam miktarnm korunumuna neden olacaktr. Bu simetriler bilimsel almalarmz erevesinde ok nemli bir yere sahiptirler. Eer bir deneyin sonucu, onun nerede ve ne zaman yaplm olduuna bal olarak de-

iseydi, u anda uygulanan biimi ile bir bilim var olamazd. Son gereklilik ise (yani, deneysel sonularn, gzlemcinin hareketine gre bamsz olma gereklilii), zafiyet kuramnn temelini tekil eden bir zeli ilktir. kinci genel ilke ise, Kuantum kuram, tarafndan ortaya atlmtr. Buna gre, bir parack tepkisinin sonucu ancak olaslklarla belirlenmekte ve dahas, mmkn btn sonularn (paracklar arasnda etkileimin olmamas dahil) toplamlar, bire denk dmektedir. Yani bir baka deyile, paracklar ya birbirleriyle tepkimeye girecekler ya da girmeyeceklerdir. Basit ve ak gibi grnen bu aktama, aslnda Ibirleiklik ismi altnda ok gl bir ara haline gelmektedir. Ancak bu ilke, S matriks elerini gelitirme imknlarmz ok snrlamaktadr. nc ve son ilke ise, sebep ve sonu yaklamlarnmzla lgilidir ve nedensellik ilkesi olarak tannmaktadr. Buna gre enerji ve momentler, uzaysal uzaklklara ancak paracklar vastasyla yaylabilmekte ve bu yaylma bir paracn yaratlmas ya da yok olmas sonucunu dourmaktadr. Ama bir tepki olumadan, dier bir tepkiye geme imknmz da yoktur. Yani ilk nce bir tepki, sonra bir bakas meydana gelecektir. Nedensellik ilkesinin matematiksel formlasyonu, S matriksinin bir tepkiye dahil olan paracklarm enerjilerine ve momentlerine dayandn gstermektedir. Ancak yeni paracklarn oluabilme olasl iin bu durum geerli deildir. nk bu deerlerde S matriksinin matematiksel yaps birdenbire deimektedir. Bu durumda, matematikilerin tekillik dedikleri (singularity) durumu ortaya kar. rnein her bir tepki kanal byle tekilliklerden bir ka tanesini iermektedir. Yani her kanal-

391 Fiziii Tao'su Paralellikler

373

da yeni paracklarn yarattlabildii bir ok enerji ve moment deerleri bulunmaktadr. Daha nce anlattmz resonans enerjileri, bu tr deerlere rnektirler. S matriksinin tekillik gstermesi, nedensellik (causalitiy) ilkesinin bir sonucudur. Ancak bu yntem yardm ile teki id ilklerin konumlar belirlenememektedir. Paracklarn ortaya kabilecei enerji ve moment deerleri, farkl tepki kanallar iin farkl deerler arzetmektedir ve yaratlan paracklarn ktleleri ile dier zelliklerine baldr. Yani tekillik konumlarnn belirlenmesiyle sz konusu paracklarn zellikleri de ortaya km olur. Btn hadronlar parack tepkileri sonucu yaratlabildiklerine gre, S matriksindeiki tekillikler de hadronlarn btn kalp ve simetrilerini yanstabilecek zelliklere sahip olmaktadrlar. Bu adan, S matriksinin tekillik yapsn genel ilkelerden yola karak belirleYebilmekteyiz. Ancak u ana kadar her ilkeyi de gz nnde bul un durabilen yeterli bir matematiksel model gelitirilememitir. Ama yine de bunlarn zgn bir biimde S matriksinin zelliklerini (ve bu erevede tm hadron zelliklerini) yanstabilecekleri dnlebiliri*). Eer bunun gerekten de mmkn olduu anlalrsa, bu ekilde gerekletirilen bir kuramn felsef etkileri de olaanst olacaktr. Genel ilkelerin de, gzem ve lm tekniklerimiz ile ilgilidir, yani belirli bir bilimsel evreye baldr. Ancak bu yntemin hadron yapsn belirleyebilmemiz iin yeterli olduu ortaya karsa, fiziksel dnyann temel

yaplarnn onlara nasl baktmza bal olduu ortaya kacaktr. Gzlemsel yntemlerimizde gerekletirilen herhangi nemli bir deiim, sz konusu genel ilkelerde de nemli deiimlere neden olacak ve bu da, S matriksinin farkl bir yap kazanmasna yol aacaktr. Bu sebeple de hadronlarn yaps farkllaacaktr. Atom-alt paracklar ile ilgili byle bir kuram, bilimsel gzlemcinin gzlenen fenomen ile ayramayacan ortaya koymaktadr. Bu durumu, Kuantum kuram erevesinde en ar ekliyle daha nce grmtk. Yani sonu olarak, doada gzlemlediimiz fenomenlerin, len ve kategorize eden aklmzn birer kreasyonu (rn) olduklar bir kez daha ortaya kmaktadr. Bu ayn zamanda, Dou felsefesinin en temel inanlarndan biridir. Dou mistikileri burada da, algladmz tm nesne ve olaylarn aklmzn kreasyonlarn oluturduklar tekrar tekrar vurgulanmaktadrlar. Bu alg biimleri, Dou mistikilerine gre, belirli bir bilinlilik durumuna tekabl etmekte ve bu durum aldnda ise, yine ortadan kaybolmaktadr. Hinduizm'e gre, evremizde bulunan tm ekil ve tasarmlar aklmzn birer eseridir ve mayann bys altndadr. Onlara byk bir nem vermemiz, bir hayale kaplmak olarak deerlendirilmektedir. Buddhist'ler bu hayale avidya (ya da, cehalet) demekte ve onu, kirlenmi akl durumunun bir neticesi olarak grmektedirler. Avagoa'nn dedii gibi: Tm nesnelerin birlii anlalamaz olduundan, oehalete ve ayrtrmaya yol aar. Bylece de kirlenmi akln tm evreleri ortayaA kmaya balar... Dnyadaki btn fenomenler, akln hayal

(*)

izme ba (boot-strap) hipotezi olarak bilinen bu varsaym, sonraki blmde daha detayl biimde el alnacaktr.

379

Fiziii Tao'su

Paralellikler

373

belirirlerinden baka bir ey deildir. Bu hayaller, kendi balarna hi bir gereklie sahip deildirlerA). Bu, Buddhist Yogaoara okulunun da nde gelen ve srekli tekrarlanan temasdr. Buna gre algladmz btn biimler yalnzca akla aittirler. Yogacara'clar, aklmzn projeksiyonlar ya da glgelerimden bahsetmektedirler: \ Aklmz, saysz nesneleri oluturabilmekte ve ayrtrma yeteneine dayanarak bu konuda ok baarl olmaktadr... Bu nesneleri insanlar, dsal dnya olarak kabul etmektedirler... Dsal gibi grnen, gerekte var olmamaktadr. Bu aslnda yalnzca eitlilik kazanm akldr. Beden, sahiplik ve tesi; bunlarn hepsi bana gre akldan baka bir ey deildir (4). Parack fizii dalnda, hadron kalplarn S matriks kuramnn genel ilkelerinden yola klarak tretmek abas, uzun ve zahmetli bir itir. Gnmze kadar bu ynde ancak birka kk adm atlabiliri itir. Ayrca, sz konusu kuram, bu biimi ile, atomsal yaplar oluturan ve kimya i,le biyoloji dnyasna egemen olan elektromanyetik etkileimler iin de kullanlamamaktadr. Ancak buna ramen, hadron kalplarnn bir gn bu genel ilkelere dayanlarak tretilebileceklerine inanabiliriz. Bunun, parack fiziinin en genel bir zellii olaca da ilgin bir varsaymdr. nk daha ileride elektromanyetik, hafif ve yerekimsel etkileimler iin de bu kuramn uygulanmas sz konusu olabilir. Eer byle bir ey gerekten vuku bulursa, modern fizik. Dou bilgeleriyle ayn sonulara varacak ve fiziksel dnyadaki yaplarn maya ya da yalnzca akla ait olduklarn syleyeceklerdir.

S matriks kuram. Dou dncesine yalnzca sonular asndan deil, ayn zamanda madde hakkndaki temel grleri asndan da benzemektedir. Sz konusu kuram, atom-alt paracklarn dnyasn, olaylarn dinamik bir a olduklarn syleyerek aklamakta ve temel yaplar ya da varlklardan ok, deiim ve dnme nem vermektedir. Dou'da ise, buna benzer bir vurgulamaya, tm nesnelerin dinamik, sreksiz ve hayal olduklarn savunan Buddhist retide rastlanmaktadr. Bu konuda S. Radhakrinan unlar yazyor: Nasl olur da bu mutlak ak iinde srelerden ok nesneleri dnrz? Pepee gelen olaylara gzlerimizi kapamamz nedeniyle tabii. Ama bu, yapay bir yaklamdr ve deiimin ak iinde ayrmlar yapmak suretiyle onlara, nesne ad yapay bir ekilde verilmitir... Nesnelerin gereksizliini anladmz zaman, deiimler serisinin yaltlm rnlerine sanki sonsuz ve gerekmi gibi davranmamzn ne kadar da sama olduunu anlarz. Hayat, bir nesne ya da bir nesnenin durumu deildir. Hayat, srekli bir hareket veya srekli bir deiimdir(5). Artk hem fiziki ve hem de Dou mistikisi, bu deiimler ve farkllamalar dnyasndaki btn fenomenlerin, dinamik bir biimde birbirlerine balanm olduklarn kavramtr. Hindu'lar ve Buddhist'ler bu karlkl ilikiyi, bir kozmik yasa olarak grmekte ve buna karma yasas demektedirler. Ancak onlar, olaylarn evrensel a iindeki ksm kalplarla ilgi* lenmemektedirler. te yandan in felsefesi de hareket ve deiimi vurgula makta dr. in'de, Tao'nun kozmik ak iinde srekli olarak biimlenen ve ayran dinamik kalplar yaklam gelitirilmitir. I Ching'de (yani, Deiimler Kitab'nda), bu kalplar,

391 hexagramlcr olarak anlan gelimi mine dntrlmtr.

Fiziii Tao'su

Paralellikler yaz K

373

bir simge siste-

1 Ching'deki kalplarn dzenleyici temel ilkesini, kutupsal kartlklar denilen Vin ve Yang ifti oluturmaktadr. Yang, dz bir izgi ile temsil edilmekte ( ) , Yin ise, kesik bir izgi dizisi ile (- -) gsterilmektedir. Hexagramlarn tm, bu iki izgiden meydana getirilmilerdir. Bu izgiler, iftler oluturacak biimde kombine edilirlerse, drt farkl bileim

G k

ortaya kacaktr. Bir nc izginin ilve edilmesi ile, sekiz tane trigram elde edilir.

Eski in'de, trigramlarn mmkn olabilen btn kozmik ve insansa! durumlar temsil ettiklerine inanlrd. Bu adan onlarn her birine, temsil ettii temel zellie uygun bir isim verilmiti (Yaratc, Kabul Edici, Canlandrc gibi). Doadan alnan ok eitli imajlarla bu simgeler renklendirilmilerdi. rnein bunlar; g, dnyay, imei, suyu vs.'yi yansttklar gibi; bir babadan, bir anneden, ouldan ve kzdan oluan bir aileyi de temsil edebiliyorlard. Sz konusu simgeler ayrca drt ana yn ve yln mevsimlerini' de yanstmakta ve genelde u biimde dzenlenmekteydiler:

Bu dzenlemede, sekiz tane trigram, doal dzen iinde bir dairenin evresine yerletirilmitir. Bundan dolay yukardan balayp (inli'lere gre Gney hep yukardadr), ilk drt trigram dairenin sol tarafna, dier drdn de dairenin sa tarafna izmilerdir. Ayrca bu dzenleme, yksek bir simetri gstermektedir. nk kar karya gelen trigramlarda Yiri ve Yang'larn yerleri deitirilmitir. Olabilecek kombinasyonlar daha da artrabilmek iin, trigramlar stste konularak yeniden iftler haline getirilmilerdir. Bu ekilde altm drt tane hexagram elde edilmitir. Bunlardan her biri ise, alt tane dz ya da kesik izgiden meydana gelmektedir. Sz konusu hexagramlar, eitli dzenli kalplar halinde gsterilebilmektedirler. Bunlardan en yaygn biimde kullanlan iki tanesi aada gsterilmitir. Bunlardan ilki sekiz arp sekiz tane hexagramdan oluan -bir kareyi, ikincisi ise, trigramlar dzenine

416 sahip dairesel bir oluumu

Fiziin

Tao'su

Paralellikler

417

simgelemektedir.

Bir baka-rnek verelim: Gelitirici hexagramn, kenetlenmek isteyen trigramn Kabul Edici trigramnn stne koyarak elde edebiliriz. Bu ise dnyann stne doan gne olarak yorumlanmakta ve bundan dolay da hzl ve kolay bir geliimi yanstmaktadr.

Kenetlenmek

steyen

Kabul

Edici

Gelitirici

64 hexagramin iki ayr dizili biimi Sz konusu altm drt hexagram, kozmik sim geler olarak kabul edilmi ve I Ching de bu anlamda bir kehanet kitab olarak kullanlmaya balanmtr. Herhangi bir hexagram yorumlamak iin, onu oluturan trigramlarn farkl anlamlar da dikkate alnmaldr. rnein Canlandrc trigram, Kabul Edici trigramnn stne konduunda, meydana gelen hexagram, hareketlilik ve sadakat olarak deerlendirilecek ve bu neden dolay da bu hexagrama Cokulu ismi verilecektir.

Trigramlar ve hexagramlar, I Ching'de, Tao'nun kalplar olarak yorumlanmaktadr. Bu kalplar, Yin ve Yang'n dinamik etkileiminden meydana gelmekte, tm kozmik ve insansal durumlar yanstmaktadrlar. Bu nedenle sz konusu durumlar, statik olarak deil, aksine srekli bir ak ve deiim iindeki basamaklar olarak alglanmaktadrlar. te bu, Deiimler Kitab'nn en temel fikrimi oluturmaktadr. Zaten bu zellie, kitabn zgn ismi de iaret etmektedir. Dnyadaki btn nesne ve durumlar, deiim ve bakalamn etkisi altndadr. Bundan dolay trigramlar ve hexagromlar da ayn zellii yanstmaktadrlar. Bunlar da srekli olarak bir deiim durumunda bulunurlar. Burada her ey deimekte, dz izgiler dar tamakta, krlmakta ve kesik izgiler oluturmakta; kesik izgiler de ieri kaymakta ve birbirlerine yaparak dz izgiler meydana getirmektedirler.

345

Fiziin Tao'su

Paralellikler

351

Deiimin ve baka ta m in bir sonucu olan dinamik kalplar yaklam, I Ching'i Dou dncesinin S matriks kuram haline getirmitir. nk her iki sistemde de, nesnelerden ok sreler vurgulanmaktadr. S matriks kuramnda, bu sreler, hadronlarn dnyasndaki tm fenomenlere neden olan parack tepkilerini yanstmaktadrlar. I Ching'de ise, ayn temel sreler deiimler olarak isimlendirilmekte ve btn doal fenomenleri anlamamzda en nemli unsuru- oluturmaktadrlar: Deiimler, kutsal bilgelerin, nesnelerin derinliklerine ya da tohumlarna uzanabilmelerini salamlardr (6). Deiimler, fiziksel dnyaya yaktrlm temel yasalar deildirler. Daha ok, Hellmut VVlhelm'in deAyimi ile, herhangi bir geliimin doal olarak, kendiliinden ve isel bir ekilde meydana gelme olasln gsterdikleri dnlmektedir(7). Ayn eyler, parack dnyasndaki deiimler iin de sylenebilir. Onlar da paracklarn isel eilimlerini yans.tmaktan ok, S matriks kuramndaki baz tepki olaslklar olarak gsterilmektedirler. Hadron dnyasndaki deiimler, sembolik olarak tepki kanallar ile gsterilen simetrik kalplara ve yaplara sebep olmaktadrlar. Ne sz konusu yaplar ve ne de sz edilen simetriler hadron dnyasnn temel zellikleri olarak alglanmamaldr. Bunlar daha ok, paracklarn dinamik doalarnn sonucu olarak deerlendirmek ve deime ve baka-, lama eilimlerini yansttklarn varsaymak gerekir. I Ching'de de deiimler baz yaplarn (yani, trigramlarn ve hexagramlarn) olumasna sebep

vermektedirler. Parack tepkisinde grlen kanallarda olduu gibi. bunlar da deiiim (kalplarnn sembolik birer anlatmlardr. Tepki kanallarndan enerjinin gemesine benzer bir biimde, deiimler de hexagram izgilerinden akmaktadrlar: A. Deiim, hi durmadan hareket. Alt adet bo yerden akp giden, Sabit bir yasa olmakszn ykselen ve alalan, te burada cereyan eden yalnzca deiimdir (8). in grne gre, evremizde bulunan btn nesne ve fenomenler, deiim kalplarndan ortaya kmakta ve trgromlarla hexagramlarin eitli izgileri ile gsterilmektedirler. Yani fiziksel dnyada varolan cisimler statik ve bamsz nesneler olarak deil, Tao olarak isimlendirilen kozmik srecin geici durumlar biiminde grlmektedirler: Tao'da deiim ve hareiket vardr. Bundan dolay da izgilere, deiim izgileri denmektedir. Bu izgilerde de deiim olduundan, bunlar hep beraber cisimleri temsili ederler (9). Paracklar dnyasnda olduu gibi, deiimlerden tretilen yaplar da ok sayda farkl simetrik kalplar halinde dzenlenebilmektedirler. rnein sekiz tane trigramdan, sekizgen bir kalp elde edilmekte ve bu kalpta karlkl olarak duran trigramlar, Yin ve Yang'n deitirilmi yerleri olaralk gzkmektedirler. Bu kalp, nceki blmde ele aldmz meson oktetine de benzemektedir. Meson oktetinde,

386

Fiziin Tao'su

Paralellikler

387

parack ve kart-paracklar kar karya gelmekteydiler. Ancak nemli olan husus, sz konusu tesadfi benzerlik deil, modern fiziin ve eski in dncesinin, deiim ve farkllamay doann birincil zellii olarak deerlendirmeleridir. Sz konusu deiimlerden treyen yap ve simetriler, bu iki gre gre, yalnzca ikincil bir konumda bulunmaktadrlar. Richard VVilheim'in, I Ching evirisinin nsznde dedii gibi, bu fikir, Deiimler Kitab'nn en temel kavram niteliindedir:
E S ar u F S m a

Sekiz trigram, srekli bir deiim olarak grlmektedir. Nasl ki fiziksel dnyada bir fenomen dierini sistem olarak takip ediyorsa, ite trigramlar da bu tr bir deiim iindedirler. Burada Deiimler Kitab'nn temel kavrayna ve temel dncesine rastlarz. Sekiz triram, deien geici durumlar simgelemektedirler. Bunlar adeta durmakszn deiim gsteren imajlar gibidirler. Dikkatimiz ise, (genelde Bat dnyasnda olduu gibi) bu imajlarn varolma durumlarna deil, onlarn deien hareketlerine evrilmektedir. Bundan dolay sz konusu sekiz trigram, nesneleri deil, nesnelerin hareket eilimlerini temsil etmektedirler (10). Artk modern fizikte de atom-alt dnyasndaki nesneleri yukardakine benzer biimde grmeye balyoruz. Burada da hareket, deiim ve farkllama nem kazanmakta ve paracklar devam eden bir kozmik srecin geici durumlar olarak deerlendirilmektedirler.

K"

Paralellikler

269

18)

B R B R N E GE

Karmak yaplar daha basit elere ayrma gelenei;, yzyllardr o kadar derin izler brakmtr ki. Bat dnyasnda bu temel elerin aratrlmas halen ve ne yazk ki beyhude bir biimde devam edip, durmaktadr. Ancak parack fizii dalnda, radlkaf ve ok farkl bir dnce okulu vardr. Bu okulun balang noktasn, doa; temel paracklar, temel alanlar gibi temel varlklara ayrrtrlamaz tezi oluturmaktadr. Doa, ancak kendi btnl iinde anlalabiimektedir. Sz konusu fikir, S matriks kuram erevesinde ortaya km ve izme ba (boot-strap) hipotezi olarak isimlendirilmitir. Bu hipotezin gelitiricisi ve en byk savunucusu olan Geoffrey Chew bu fikri, doann genel bir izme ba felsefesine dntrm ve te yandan da dier fizikilerle ibirlii yaparak, S matriks dilinde gelitirildii zel parack modellerini de ortaya atmtr. Chew, izme ba hipotezini ok sayda makalelerle aklam(l) ve byk bir ilgi toplamtr. Aadaki aklama, byk bir blm ile bu makalelere dayanmaktadr. izme ba felsefesi, mekanistik dnya grnn, modern fizik erevesinde nihai olarak reddedlllini temsil etmektedir. Newton'un evreni, baz temel zelliklere sahip bir takm varlklara dayanmaktayd. Bunlar Tanr tarafndan yaratlmlard ve bundan dolay da daha derinlemesine analiz edilememekteydiler. Bu ya da u biimde, sz konusu yaklam doa bilimleri ile ilgili tm kuramlarn temelini oluturmaktayd. Ancak izme ba hipotezi dnyann, analiz edilemeyen varlklarn birleiminden meydana gelemeyeceini ortaya koymutur. Evren, sz konusu yeni dnya gr dahilinde, birbirleriyle

lmidiye kadar, modern fiziin ortaya koyduu dnya gr, maddenin temel yap talarndan olutuunu savunan grn haksz olduunu gstermitir. Ancak gemite, sz konusu kavram, atomlarn yardm ile fiziksel dnyay aklamaktayd. Atomlarn yaps, elektronlarn evresinde dnd bir ka ekirdek aracl ile, ekirdeklerin yaps da proton ve ntron denilen ilki temel ekirdeksel yap ta aracl ile tantlmt. Bundan dolay da nce atomlar, sonra ekirdekler ve hadronlar, temel paracklar olarak dnlmt. Ancak bunlarn hi biri, bu sfata lyk olmadlar. nk her seferinde bu paracklarn da birer bileke olduklar, yani onlarn da dier paracklardan olutuklar ortaya kyordu. Fizikiler bu durum karsnda, gzlemledikleri en alt dzeydeki enin o an iin maddenin en son esi olacan dnmeye balamlard. te yandan atom ve atom-alt fizii ile ilgili kuramlar, temel paracklarn var olabilmelerini gn getike imknszlatryorlard. Bu kuramlara gre, madde temelde birbiriyle ilikiliydi. Hareket enerjisi de ktleye dntrlebiliyor, bylece paracklarn, nesneden ok birer sre (process) olduklar ortaya kyordu. Bu gelimelerin hepsi, temel yap talar ile ilgili basit mekanik dnn reddedilmesi gerektiini ortaya koymutu. Ancak fizikilerin ou, bunu yapmakta halen glk ekmektedirler.

391

Fiziii Tao'su

Paralellikler

373

ilikili bir otoylar a olarak grlmektedir. Bu olaylar andaki blmlerin hi biri, temel zellikleri temsil etmemektedirler. Bunlarn hepsi dierlerinin zelliklerine baldrlar ve etkileimlerinin toplam da an btnsel yapsn belirlemektedir. te bu izme ba felsefesi ile birlikte Kuantum grnn zafiyet kuramnn dinamik ieriine dayanarak ortaya koyduu evrensel etkileim ve iliki gr doruk noktasna ulam oldu. Bu yeni gr, S matriks kuramndaki tepki olaslklar yardm ile dile getirilmiti. Ayn anda bu yeni evren tasarm, Dou'daki dnya grne ok yaklam ve Dou dncesi ile bir uyum iine girmitir. Artk hem genel felsefe alannda ve hem de zel olarak madde atannda, byk bir uyuum ve benzeme meydana gelmitir. izme ba hipotezi yalnzca maddenin temel baz yap talarndan olutuu dncesini reddetmekle kalmam, ayn zamanda hi bir temel varl kabul etmeme yolunu da semitir. (Yan;, temel yasalar, denklemleri ya da ilkeleri geri evirmitir). Bu ekilde yzlerce yl doa bilimlerinin en nemli zellii saylan bu dnce de rtlmtr. Aslnda doada bulunan temel yaplar yaklam, Tanrsal bir yasa koyucu inanna dayanmakta ve Musevi-Hristiyam geleneine kadar uzanmaktadr. Bu konuda Aquino'lu Thomas unlar yazar: Belirli bir Sonsuz Yasa vardr. Bu, aslen Tonn'n-n akldr ve tm evreni idare etmektedir(2). Sonsuz ve Tann'sa! bir doa yasas yaklam, Bat felsefesini ve bilimini derinden etkilemitir. Desoartes, Tanr'nn doaya emrettii yasalar hak-

knda fikir beyan etmi; Newton ise, bilimsel almalarnn en byk hedefinin Tanr tarafndan doaya uygulanm olan yasalarn ispat edilmesi olduunu ifade etmitir. Doann niha ve temel yasalarn kefetmek, Newton'dan sonraki yzyl iinde btn doa bilimcilerinin ana hedefi olmaya devam etmitir. Ancak modern fizik dalnda zaman iinde ok yeni bir yaklam filizlenmeye balamtr. Fizikiler, doal fenomenler hakknda gelitirdikleri btn kuramlarn (bunlara aklamaya altklar yasalar da katabiliriz), aslnda insan aklnn rnleri olduklarn ortaya atmlardr. Bu da, gerekliin kendisinden ok, gerekliin kavramsal bir haritas anlamna gelmektedir. Bu nedenle kavramsal ema, ya da harita snrl ve belirsiz kalmaya mahkm olmakta, ierdikleri btn bilimsel kuramlar ve doa yasalar da, ayn derecede snrl ve belirsiz kalmaktadr. Buna gre tm doal fenomenler, sonuta, birbirleriyle ilikilidir ve bunlardan bir tanesini anlayabilmek iin de, bunlarn tmn anlamamz gerekmektedir. Bunun imknsz olduunu sylememize gerek yok herhalde. Benoe bilimi bu kadar baarl yapan ey, yaklak tasarmlarda bulunulabilirle imknnn kefedilmi olmasdr. Eer bir insan, doann yaklak bir biimde anlalmasna kanaat getirecek olursa, seilmi fenomen guruplarn da bu yolla aklar ve daha az nemli olan fenomenleri rahatlkla gzard edebilir. Bu biimde bir ok fenomen, az saydaki kavramla aklanabilir duruma gelmektedir. Sonuta doamn farkl ynlerini, her eyi bir anda kavramakszn, yaklak bir biimde an laya bilmekteyiz. te bu, bilimsel yntem-

392

Fiziii Tao'su

Paralellikler

3 9 373 7

dir. Bilimsel kuram ve modellerin tm, nesnelerin gerek doalatnn yaklak olarak ele alndr (approximation'dr). Basitletirme ve yaklak klma ilemi srasnda giriilen hata ise o kadar kktr ki, sonuta elde edilen yaklak sonu, yeteri derecede anlaml olabilmektedir. rnein parack fiziinde, paracklar arasndaki"yerekimsel kuvvetler genelde gzard edilmektedir, 'nk bu etkileimin arl, dierlerine nazaran ok daha azdr. Bu gzard edilme sonucu meydana gelen hata olduka kktr. Ama yine de gelecekte gelitirilmesi dnlen daha doru ve daha detayl parack kuramlarnda, yereklmsel etkileimin mutlaka gz nnde bulundurulmas gerektii de bence artk kesindir. Yani fizikiler, blmsel ve yaklak kuram dizileri oluturarak, her yeni kuramn bir nceki kuramdan daha kesin ve btnsel olmasna almaktadrlar. Kuramlarda olduu gibi, fizikilerin akladklar btn doa yasalar da deikendirler ve kuramlar ilerleyip, gelitike, bunlarn yerini daha doru yasalar almaktadr. Bir kuramn tamamlanmam karakteri, en belirgin biimde keyf olarak belirlenmi parametrelerinde ya da temel sabitlerinde grlebilmektedir. Bu temel sabitler, kram tarafndan nedeni ve nasl aklanamayan deerlerdir ve ancak ampirik biimde belirlendikten sonra, kuram iindeki yerlerini almaktadrlar. Kuantum kuram, elektronun ktlesi iin kullanlan deeri aklayamamaktadr. Ya da Alan kuram, elektron yk bykln veya zafiyet kuram da n hzn belirleyememektedir. Klasik grte bu deerler, daha detayl aklamalara gerek duymayan temel doa sabitleri olarak ka-

bul edilmekteydi. Modem grte ise bunlarn temel sabit olma rolleri, geici olarak addedilmekte ve mevcut kuramlarn snrlln gsterdikleri dnlmektedir. izme ba felsefesine gre ise, temel sabitler, kuramlarn doruluklar ve kapsamlar artt oranda da ieker teker aklanabileceklerdir Buna gre ideal duruma (ama ne yazk ki hi bir zaman ulalamayacaktr), bir kuramda aklanmam hi bir temel sabit bulunmad ve tm yasalarn btnsel isellkten kaynakland zaman ulalacaktr. Ancak byle bir ideal kuramn, yine de saysal sabitler biiminde olmasa bile, baz aklanmam niteliklere sahip olaca dikkate alnmaldr. nk bir kuram, bilimsel bir kuram olduu srece, bilimsel dili oluturan baz temel kavramlar, bir aklama yapmadan kabul etmek zorunda olacaktr. Yani izme ba fikrini daha da ileriye gtrmek, bilimin tesine gitmek anlamna gelmektedir: izme ba fikri, olaanst ve ok faydal olmasna ramen, geni anlamda bilim-ddr... Bildiimiz anlamdaki bilim, dokunulmaz bir ereveyi oluturan bir dile gerek duymaktadr. Bylece tm kavramlar aklamaya kalkmak, bilim olarak ifade edilememektedir (3). Evrendeki btn fenomenlerin karlkl iselliklerle belirlenmesi gibi, izme ba grnn Dou dnya grne ok yaklat da meydandadr. Tm nesne ve olaylarn birbirleriyle ilikilenmi olduu, temelde ayrtrlamayan bir evren, eer kendi iinde tutarl olmazsa, pek bir anlam ifade edemeyecektir.

394

Fiziin Tao'su

ParalelliMer

395

Yani bir bakma, izme ba hipotezinin temelini meydana getiren isel tutarl Ilkta, Dou mistisizminin nemle vurgulad fenomenlerin birlii ve ilintililil, ayn fikrin yalnzca iki farkl yz gibidir. Bu yaknlk en ok Taoizm'de gze arpmaktadr. Taoist bir bilge iin dnyada varolan tm fenomenler, kozmik Yol'un (yani, Tao'nun) bir blmn olutururlar. Tao'nun izledii kurallar ise, Tanr'sal bir yasa koyucu taraflndan deil, Tao'nun sel doas tarafndan belirlenmektedir. Bu konuda Tao Te Ching'te unlar okuyoruz: nsan, dnyann yasalarna uyar; Dnya, gn yasalarna uyar; Gk, Tao'nun yasalarna uyar; Tao ise, isel doasnn yasalarna uyar (4). in bilimi ve uygarln ciddi bir biimde inceleyen Joseph Needham, ardnda Tanr'sal bir yasa koyucunun gizli olduu ve Bat'dakine benzer temel doa yasalar anlaynn in dncesinde niin bir karlk bulmadn, uzun uzodya tartmtr. in dnya grnde diyor Needham, tm varlklarn uyumlu ilerlii, kendilerinin dnda bulunan stn bir otorite tarafndan deil, tm paralarn btnsel bir hiyerari iinde kozmik bir kalp oluturduklar olgusundan kaynaklanmaktadr. Bunlarn genelde uyduklar ey ise, kendi doalarnn isel ynlendirmesidir(5). Needham'a gre inli'lerde, klasik Bat fikri olan doa yasas kelimesinin karl bile yoktur. Bu kavramn anlamna en ok yaklaan kelime lidir. Bu kelime, Neo-Konfiyus'u filozof Chu Hsi tara-

finden, Tao'ya dahil olan saysz damar benzeri kalplar olarak tanmlanmtr(6). Needham ise liyi, organizasyon ilkesi olarak evirmekte ve u yorumu dile getirmektedir:
4

En eski anlamyla nesnelerin iindeki kalplar ifade etmekteydi, yeim tann izleri ya da kaslardaki lifler gibiydi. Daha sonra lilke biimindeki szlk anlamn knzanm, ancak yine de kalp biimindeki anlamn da gizli gizli srdrmtr... Bunun iinde yasa da vardr. Ancak bu yasa, btnn paralarnn, btnn birer paralar olmalarndan dolay isel olara* uymalar gereken bir aurumdur... Paralar ile ilgili en nemli ey, dierleri ile oluturduklar btnsel organizma iinde, ait olduklar yerlere yerlemeleri o! g usudur (7). Byle bir grn in dnrlerini modern fizikte daha yeni ortaya kmakta olan doa ile ilgili yasalarn znde isel tutarllk vardr fikrine ulatrm olmas, kolayca anlalabilmektedir. Aadaki paragraf, Ch'en Shun'a aittir. Ch'en Shun, yaklak olarak milattan sonra 1200'de yaam olan Chu Hsi'nin bir rencisidir ve izme ba felsefesinin isel tutarllk yaklam ile ilgili ok gzel bir aklamada bulunmutur, yle ki: Li, olaylarn ve nesnelerin doal ve vazgeilmez bir yasasdr. ... Doal ve vazgeilmezsin anlam (insansal) olaylarn ve (doal) nesnelerin tam yerlerine oturmak zere yaplm olduklardr. Yasann anlam ise, sz konusu yerine oturmann, hi bir arlk ya da bozukluk olmadan cereyan etmesidir. ... Eskiden yaayanlar, nesneleri tam anla-

399

Fiziii Tao'su

Paralellikler

373

lerin karlkl etkileimleri ve isel tutarllklar asndan deil, ayn zamanda maddenin temel elerinin reddedil ii asndan da benzerlik gstermektedir. Ayramaz bir btn olan evrende, yani btn biimlerin srekli olarak deitii ve akc olduu bir yerde, sabit temel varliklara yer yoktur. Maddenin, temel yap talar yaklamna, bundan dolay Dou dncesinde bi rastlayanlayz. rnein in dncesi, madde hakknda hi bir zaman atomsal kuramlar gelitirmemitir. Baz Hint felsefe okullarnda byle bir eilimin ortaya kmasna ramen, genelde Hint mistisizminde de ok nemsiz bir rol oynamaktadr. Hinduizm'de de atom yaklam, Jaina sisteminde mevcuttur (anoak bu okul, ortodoks d olarak kabul edilmektedir). Vedalar'n otoritesini kabul etmedii iin Buddhist felsefede, atomsal kuramlarn Hinayana Buddhizmi'nin iki okulunda ortaya kt grlmekte, fakat daha nemli olan Mahayana kolu tarafndan avidyann hayal rnleri olarak kabul edilmektedirler. Bundan dolay Avagoa unu belirtmektedir: Bileik bir maddeyi blersek, onu atomlarna indirgeyebiliriz. Ancak atomlar da blnmeye urayacandan, maddesel varlklarn btn biimleri (bileik olsunlar ya da olmasnlar), blnmenin glgesinden baka bir ey olmayacaklardr. Bu adan onlara herhangi bir (mutlak ya da bamsz) gereklik derecesi atfedemeyiz(12). Grlecei gibi, Dou mistisizminin en gze arpan okullar, izme ba kuramnn, evren, karlkl olarak ilikilendirilmi bir btndr. Burada hi bir blm dierinden daha temelli deildir. Bu a-

dan bakldnda, herhangi bir blmn zellii, dier btn blmlerin zellikleri tarafndan belirlenmektedir gryle hemfikirdirler. Bylelikle her parann (ya da blmn), dier btn paralan (ya da blmleri) ierdiini syleme eilimine girebiliriz. Ve gerekten de, evrenin mistik bif biimde tecrbe ediliindeki karlkl ierme vizyonu, karakteristik bir zellik gibidir. Sri Aurobindo'nun szleriyle: Akl st algda, hi bir ey gerekten de sonlu deildir. Bu alg biimi, her eyin her bir eyden ve her bir eyin de heir eyden kaynakland grne dayanmaktadr (13). Her eyin her bir eyden ve her bir eyin de her eyden yaklam, en geni izahn Mahayana Buddhizmi'nin Avatamsaka okulunda bulmutur. Bu okul, Buddhist dnrlerinin doruk noktas olarak da tannmaktadr. Bu reti, geleneksel olarak Uyan'tan sonra derin bir meditasyon halinde bulunan Buddha'ya gnderildiine inanlan Avatamsaka Sutraya dayanmaktadr. Bu geni kapsaml sutra (ne yazk ki imdiye kadar hi bir Bat diline evrilmemitir!), bilincin aydnlatlm durumunda dnyann nasl alglandn, byk bir detayla ani atmakta dr. Buna gre, bireyselliin kat hatlar, eriyip gitmekte ve artik somuluk duygusu bize eziyet vermemektedir (14). Gcndavyuha olarak isimlendirilen son blmde ise, Sudhana adndaki gen bir hacnn yks dile gelmektedir. Okuyucu, bu gencin evreni mistik biimde nasl tecrbe ettiini, anlatm sresince ok canl biimde grebilmektedir. Sudhana'ya gre evren, tm nesne ve olaylarn birbirleriyle etkiletikleri ve her birinin de dierlerinin tmn

416

Fiziin Tao'su Paralellikler 417

ierdii mkemmel bir etkileim adr. D.T. Suzuki'nin deindii aadaki stra alntsnda, Sudhana" nn tecrbesini anlatmak iin olaanst gzel biimde sslenmi bir kule benzetmesinden sz edilmektedir: Bu kule gk kadar geni ve hacimlidir Temeli ok fazla miktarda eitli deerli talarla den mistir. Kule'nin kendisinde ise saysz kkler, pencereler, merdivenler, parmaklklar ve pasajlar bulunmaktadr. Bunlarn hepsi de yedi tr deerli mcevherden meydana getirilmitir. ... Bu hacimli ve ok gzel sslenmi Kule'nin iinde de yzbinlerce ... baka kuleler vardr; ve bunlarn tm ana Kule kadar gzel sslerle bezenmilerdir ve bunlarn her biri de yine gk kadar hacimli ina edilmilerdir. Ancak bu kuleler saylamayacak kadar ok olmalarna ramen, yine de hi birisi dierinin nnde durmamaktadr. nk bunlarn her biri, dierleriyle birlikte olaanst bir uyumluluk gstermektedir. Aslnda bir tane kulenin dieriyle bireysel ve toplu olarak kaynamasn engelleyecek bir ey de yoktur. Yani mkemmeli bir karklk olmasna ramen, ayn anda mkemmel bir de dzen vardr. Gen kei Sudhana ise, kendini btn kulelerde ve yine de bir tek kulede grmektedir. te burada her ey her bir eyi ve her bir ey de her eyi iermektedir (15). Yukardaki paragrafta anlatlan kule, evren iin kullanlm bir benzetmedir. Evreni oluturan paralarn mkemimel olarak kaynamalar Mahayana Buddhizm'inde karlkl gei (interpntration) diye isimlendirilm ektedir. Avatamsaka, bu karlkl

geiin, temelde dinamik bir etkileim olduunu ve hem uzayda ve hem de zamanda cereyan ettiini vurgulamaktadr. Daha nce de belirtildii gibi, buna gre uzay ve zaman, karlkl olarak geigendlrler, yani birbirlerine dnebilmektedirler. Aydnlanma durumunda idrak edilen karlkl geigenlik, evrendeki tm fenomenlerin uyumlu bir biimde birbirleriyle ilintili olduklarn savunan izme ba durumunun mistik bir grnts olarak ele alnabilir. Byle bir bilin durumunda, zihnin hkmranl alm ve nedensel aklamalar artk gereksiz olmutur. Bunlarn tm, btn nesne ve olayarm karlkl bamllklarnn dorudan tecrbe edilii ile gsterilmektedir artk. Buddhist'lerin Karlkl Gelgenlikten anladklar, btn bilimsel izme ba kuramlarnn da tesindedir. Ancak yine de modern fizikte, izme ba hipotezine dayanan atumalt paracklarla ilgili modellerde, Mahayana Buddhizmi ile ok arpc benzerlikler ortaya kmaktadr. izme ba fikri bilimsel bir anlamda formle edildiinde, snrl ve yaklak olmak durumuna dmektedir. Yaklak olmasnn en nemli nedeni, iddetli etkileimler dnda tm etkileimleri gz ard etmesidir. Aslnda sz konusu etkileim kuvvetleri, elektromanyetik kuvvetlerden yaklak yz kat daha fazla olduklar, hafif ve yerekimsel kuvvetlerden de ok daha gl olduklar iin, bu tr bir gz ard etme, kabul edilebilir gibi gzkmektedir. Bu durumda, bilimsel izme ba, yalnzca iddetli bir biimde etkilenen paracklar ile (ya da dier bir deyile, hadronlarla) ilgilenmekte ve bu nedenden colay da ou kez hadron izme ba olarak isimr

402
lendirilmektedir. mle rini ve tretmek lmde hip zin maz ele edilen bu S matriks isel kuram

Fiziin Tao'su
erevesinde for-

ParaMliMe!ma rak kn gre, yan gtrr. baarl gibi hadron Bu A n c a k daha modeller fiziinin nedenden kk lekli hedef bir da, ortaya yava olarak iin Bunlardan yalnzca dolay ve

403
ksm olammbuma kapsave Bir ile ok

hipotez,

btn

hadronlarin Hatrlayacak yasalar, ilkeleridir. lme

zellikleolursak; bsa-

dizisinin

alnmas h e r biri,

etkileimlerini, hedefini kabul

tutarllk

gerekliliinden nceki Bunlar,

grnmektedir.

gtmektedir. gren temel ve matriksi

blmn baz

gnmzde

yacaktr. bylece

aklanama-

aldmz S

parametreleri herbirinin

kendiliklerinden snrll Bylece, srekli dier

ierecekler kacaktr. yardm daha bir yava artan de,

olduumuz bir g e r e i ve zorunlu dier eklinde

gzlemleme olduklarndan, erevesini zellikleri postle isel ilgili

yntemlerimitartlS temel btnsel bir s o Regge olutur-

btn ise

bilimlerin olarak fakat gerekli

modeldeki hadron likle lantl adan, deil, model

parametreler,

modeller

oluturmaktadrlar. geici

aklanabilecektir.

matriksinin ilkeler bir nucu oluan kuram

fenomenleri,

kesin-

edilmekte, tutarlln blme bu tr

aklanabilecek ve modeller izme ancak

bunun

aklanmam bir o k b a Bu iin olan Ama ve bir model tutarl

dahilinde, (konuyla

parametrelerin

net says mozayii ba

giderek azalan meydana bireysel uygun ok bir

olarak

anlalacaklar blmeleri,

dnlmektedir. baknz) bir kuram

gelecektir.

formalizmi maktadrlar. Bu m tm

biiminde

sfat iin gibi:

hadron

birbiriyle

karlkl

olarak

kombinasyonlar Chevv'un modelleri dedii iltimas

decektir. sayda

adan

izme S

ba

hipotezi,

matriks

kuraakolagenel model izme btn matbir S k-

bunlardan yacaktr. baarl fiziki, te ten rim

hi biri d e d i e r l e r i n d e n

daha temelli olmafarkl grebilen o-lur. (16) model zel gerekedilynle-

dilinde,

btn

matriksinin ilkeleri her

(yani,

hadroniarin

zelliklerinin) salayan Bu

genel

erevesinde de tutarl S dek olas

gstermeden ba' c ksm

lanabilmektedir. bilmesini vardr. ilkeleri dir, ba riks

nk

lkenin

kendili nden bu trden hadron

bir i z m e birka tane S matriks

yalnzca hi

bir t e k bir

matriksi

varsaym, olmalar

fizikilerin nedeni gibi olarak

imdiye ile S

de vardr.

Bunlar

dilinde formle baz en ikili Bu hadron ile

tatmin

edebilen

matematiksel matriksi, bir

milerdir ve arasnda de

fenomenlerinin Bunlarn ve yardm ilkesine S zellii en denilen

gelitirememi

desteklenmektehadroniarin

aklayabilmektedirler. ikili model kanal iki

baarllar tepkilerini bir b i i m ilk (yalnzca ve Reyge dayanmodelde

Eer tutarl hipotezinin ve niin ise,

olabilecek varsayd

bir t e k

d o r u d a n ve apraz anlatan bir m o d e l defa birlik tir. ha genel ilkesine bu,

zelliklerini matriksini maktadr.

etkileimlerini ksm meydana

aklayabilen tutarl

bulunmaktadr.

fizikilerin

olan ortaya

ilkenin

uyulmu tatbik

getiremedikleri

uyulmamtr), aprazlama olan

matriksinin ba

formalizminin ieren iinde fenomenler o btn ile bile bu kadar karmakolan bit S tartte ileriye

edilebilmi-

Hadronlar trlar ki, kendi matriksinin

imdiye kadar izme gtrecek

programn yaklam

tutarl

umutlu

oluturulabilmesi

adan

stmaktadr.

BaralelHkler 404
Sz gelen btn cmleyle hadron un da konusu izme ba

405
sz konusu (kendisini bir t a n e karmak izme belirlemektedir. bir olas yolu vardr. seti hadron ba mekaulabir o

Fiziin Tao'su
dr. modellerinde ou bir kez u meydcna cretkr dier bir b'n Buraekok bir Ancak Ksaca nizmas, deyile da kendi yalnzca Buna Dier vardr,

yeni

hadron

anlaylar, meydana statik bir

abilmenin doada Hadron tedirler. lenebilir. yen en Bu

ise. a n c a k t e k bulunan izfre adan

zetlenmektedir: klasik ve

Her

parack, dier

paracklardan

gelmitir. biimde

hadrondur. tm paracklar meydana buna x>k ierdikleri dinamik gelmekde sygeAvau benze-

hadronlardam meydana linde daha sinin olan nu

olutuunu gelmitir Yani

dnmek ifadesi bu her

yanltr. ilkinden S uygun

banda,

iermektedir kellime hadron,

biimde ve

isel

bir t u t a r l l k l a birbirlerini Buddhizmi'nde oluturduu ama

anlalmazdr ve uygundur. dinamik ile parack meydana bir yap. olmasn ve

bence burada

matrikolarak, durumu-

Mahayana ve

olaslk

erevesine potansiyel Bu

bir e v r e n nesne

yaklam olaylarn

gelitirilmitir.

Birbirine a,

birbirleri

efckileip, setlerinin yine

istenen

hadronu

oluturacak tm hi hadbiri pardikkat dolay bir

kozmik

ballk anlamda meydana Bunlar Bu

tamsaka ekilde

Sutra'da,

ndra'ntn

benzetilerek

getirmektedir.

aklanmtr: gsnde Bu a, yle bir bir inci amn incilerin varlndan ki, tek her dier eydir. gizlidirbu inciye

ronlar. bileik salam ack dir.

elerini

hadronlarn

getire i sz yapnn

ndra'mn ederler. bir inciye yansdn nesne, btn Yani

oluturmaktadrlar. elemanter eklinde salayan olan birletirici

yerletirilmitir biimde ayn Aslnda

dierlerinden

daha

deildir. kendisini ise,

baktnzda grrsnz.

dier btn Ayn deil, saysz

kuvvetler buraya Bundan

dnyadaki zamanda o, her

dei-tokuu Dei-toku yine

gstermekte-

yalnzca nesneleri her toz

kendisini

paracklar rolde yapya

iermektedir.

edilmeli, Hadronlar hadronun tutan k ron

hadronlarn deiik bir

kendileridir. karmza

zerreciinde

Buddha'iar

hadronlar

kmaktadr: baka bileik yapy nhadbalanhadronun tutulmakoluusz Hadron balarn olumakta-

ler! (18) te hakknda. zerinde herlerden Bu Sir asl Charles ndra'nun duran bir oluan Eliot a, ve adr. izme ba nce ile ba ile bile olan benbenkbyle Tanr ok diyor ndra'mn! indra'mn deerli a

bileik esi

sahiptirler, ve

olabilmektedirler eleri haline burada kanalda ile her

saraynn mcev-

kuvvetin

gelebilmektedirler. nemlidir. gelen ilk

apazlama hadronlar,

kavram apraz Bu

ok

sayda

meydana biri

dei-tokular bulunduu her

aracl

birbirlerine tarafndan

yaklamn de

hadron

maktadrlar. katksnn tadr. Yani,

hadronlarn parack

zerlii gerekten z e t m e s i n e belki nk ndan fndan gei bu yaklak ortaya

ok arpcdr. parack yl

n d r a ' m n a ortaya ise,

kuvvetler dier

ilik i z m e 2500 akl

modeli Dou'lu

denilebilir.

paracklarn

benzetme,

fiziinin

muna yardmc konusu setinin kullanp, tm,

olmaktadr ve bu ekilde ya

bunlar da da

sonuta

bilgeler tarakarlkl kavra-

parac kendilerini

o l u t u r m a k t a d r l a r . (17) izme yukarya ekerek

atlmtr. yolu

Buddhist'ler

kavrammn,

hi b i r z a m a n

402
namayacan kavram, dnlanm dolay D.T. ancak bir srekli akl, olarak

Fiziin Tao'su
vurgulamaktadrlar durumunda yazmaktadr: artk duyu zaman bir ve ve bulunan edebilmektedir. Bu ay-

ParalelliMe!Bir iermesi Dou in ki: Bir kum taneciinde de dnyay. g grebilmen iin, Avucunda sonsuzluu da ebediyeti bir v i z y o n , modern sakla. izme fizikiler Ve tek bir a n n d a te benzeri kum dnyay Buna vardr. monadn maktayd. hadron kndaki nadlardan) da Bu izme burada da, tane paracn ortaya dier kan ayn gre btn zamanda

407 paracklar yalnzca mistik Blake'yle Bat

meditasyon tecrbe unlar

eklinde

yaklam, William

Bundan

mistisizminde deil, dizelerinde bu

Suzuki

retisinde de nl

grlmektedir.

rnein

rastlayabiliriz,

(Gamdavyuha'daki) uzaydan meydana gre yaamamaktadr. kurallarna ne rallar benzemez. olan ayr Onun ileyen

Buddha, bilinlilii, alldk

geldiini

sundmz

dnyada mantn bilinliliikendi kuY a b a n ibir i e k t e

bir a k l n Buddha's,

Gamdavyuha'nn

bir r u h a n d n y a d a de durum

y a a r . (19) hemen bunun ierediken-

Modern ayndr. mesi, dine tadr. lik, Her artk has

fizikte bir

hemen dier

paracn

paracklar hayal gibi, bu olduu

mistik

ba bir de

uzay ve zurnam Burada, olan zafiyet can edilen Bu izme ve En

erevesinde

bir g r n t y e y o l bir hadronda

ayor.

airler dnyay

lememektedir. Hadron Kuantum

Buddha'da ba

zerresinde

grrlerken,

kurallar

bir g e r e k l i k o r t a y a kavraynda kuramlar alc nokta ise, yani bir Bu, aracl apraz

kmakgerekile dile

izleyebilmektedirler. Leibniz'in baz temel felsefesinde zlerden de

b e n z e r bir i m a j , dnyann meydana evrenim ba

getirilmektedir. birbirine larda sel nn dilerinin lebilmesi boyutlu

paracklar kanalkengetiribadrt tayine

Leibniz,

(moinanhak-

tutturan

kuvvetlerin, gre

aslnda kesin gz

geldiini btnm

d n m e k t e ve yamstabildiine grlen

her bir

dei-toku

paracklar, ramen,

olmalardr. hemen dnyas

matematikizme

biimde

M ah a y a n a

B u d d h i z m i ' n d e ve madde Leibniz, Mona-

anlam ilgin

verilebilmesine hemen ile hi

nne

hipotezinde dile bir

imknszdr. bir ve dorudan ayn iin Ama

grlerine unlar her

ulaabilmiti(*).

bir z a f i y e t z e l l i i d i r .

Uzay-zomamm tecrbeye

doloji'sinde

getirmektedir: blm, dolu bitkilerle bir gle da dolu bir

Maddenin baheye tedir. her biri, ya da Burada

li ip o l m a d m z i i n , paracklar bir paras gibi mucize olabilmesi ortaya bir tane,

bir a d e t p a r a c n bizim

dier btn onlarn g bir

balklarla

benzemekhayvanlarn itersek,

iterebilmesi

zamanda inanlmas tam

bitkinin tek da bir g l

bir dal, y a

eer genel

yaratllarn

bir k e n a r a

grnmektedir. att tmme hepsini

bu, kar

olarak Mabir Ayn

bir b a h e y a

g i b i d i r l e r a d e t a (21).

nayana'nn Eer tanenin zamanda

grtr: tutulursa grlr nfuz de ettii

dierlerine

bunlarn onlar,n

iermektedir(20)

(*) Leibniz'in madde hakkndaki grleri ile hadron izme ba arasndaki paralellikler daha nce tartlmtr. Bkz: G. Gale, Chew's Monadology, Journal of History of Ideas, Vol. 35 (Apriil-June 1974), p. 339-348.

402

Fiziin Tao'su

ParalelliMe!temelci le ve d n c e tarz, de gizlidir. ok km onun kuvvet hakkndaki

408

Bu tamsaka tir. lar ini

satrlarn d a h a n c e alntsn Sutra'ya benzerliliinin, kaynaklanm olmadn evirileri Chu Ancak Bununla

yaptmz AvaBuddhist ilginve bunfelseetkiokulun ile dek benbenfikri, ve

g-

Leibniz'in in

rlerinde ortaya

Kuvvetlerin

Tanr'sal iddia Bu ters

bir e m i r -

eilimlerinden Joseph Jesuit kltrne

olabilecei iddia

birer yasa farkl der

olduklarn Leibniz,

savunmakta etmektedir. gibi moda yine madde

Needham(22), papazlarn

Leibniz'in

dnce ile

maddeden

olduklarn

yabanc

etmekte

Kuvvetler ve duraan dern fizie Ancak ba leriyle dedii yana tadr. ile gz ve en

hareketler Dou byk

aracl Hsi sz ve

rendi-

bir e y l e

a k l a n a m a z (24). mistisizmine fartkllk

sylemektedir. de

beraber,

Leibniz okulundan konusu bir

dmektedir. hadron izme birbir-

fesinin lendii kkleri de

Neo-Konfiyus'u savunulabilir. Mahayama

(eer

nnde onlarn

bulundurulursa), pencereleri Ancak en

monadlarn ve da e

Buddbizm'ine (ince'si:

blm okuluna a bir

etkllememelerlnde gibi, ve yanstabilirler. izme banda

yatmaktadr. yoktur te ya

Leibniz'in yalnzca Mahakarlkl saylmakmadde gr aluzay

Avatamsaka

Huo-yen) ile

uzanmaktadr. zetmesinin, zerlik tadn Ancak nu bir

Needham, iddia

hdra'nn

inciler belirgin

birbirlerini gei, tm

yandan,

Leibmiz'in

monadlar etmektedir. monadlar karlkl

etkileim,

p a r a c k l a r in izme Buna

nemli

Leibniz'in grlen

arasnda gei

varolduuile olmofarkniha giri bilebu tm gdetayl ortaya ok Monado-

Dahas,

bann ve tamamen gre

Mahayana'nn uzay-zaman olaylar geileri de,

savunduu

yansyan

etkileimler

yaklam fikrinin farkl

ilgili

grleri, ve

Mahayana'da duklar attklar dern loji llk, temel ve ve

niteliindedir. glanmakta ve zamann

nesneler, karlkl

olarak

karlatrlmas grlerin

yapldnda, madde ortaya

bunlarn hakknda daha en

bunlarn

Buddhist'lerin benzedikleri

'karlkl

olarak

geitikleri

dnld-

Leibniz'inkilerden arasndaki maddeyi u

n d e a n la l abi I m e k t e d i r. imdiye ortaya yktr. lamn S uygulama dek, izme ba Bu hipotezi de isel byle iin tam anlamyla olduu byakkadar

fizie

kacaktr.

Buddhist grler monadlar, zler olarak

byk

Leibniz'in, Le.bniz,

oluturan szlerle monad, eder:

konulamamtr. zorluklar yine hadronlarn nk Ancak de,

haliyle

sahip

grmesinden Monadoloji'sine

kaynaklan maktadr.

gzard tesine u S

edilemeyecek tamak an,

rnein yapmtr: iin

fizikiler

tutarllk bir

Burada szn basittir.

edeceimiz yani devam Byle bir

istemektedirler. genileme zellikle

keler o l u t u r a n esasen monadlar nesnelerin r, yana hem

b a s i t bir z d r ; yle gerek

eleri

olmad Ve

matriksi

kuramnda

imknszdr. iddetli parack te

matriksi

erevesi,

doamn izme ya da

atomlardr,

bylece temelci de

etkileimleri fiziinin dolay olan Yani

aiklamak da,

gelitirilmitir ve karaktegeerli genilete-

temelleridir(23). ba

dier dallarna ktlesiz hadron

uygulanmamaktadr. iin

felsefesinde ve grlmez. nk

hem

Mahatemel

bundan

dier etkileimlerin paracuklar izme ban

Buddhizm'inde

bunlar,

ristik zellikleri olamamaktadr.

varlklar

zleri

reddetmektedirler.

Leibniz'in

402

Fiziin Tao'su
iirt, yeni yeni bir genel ereveye imdiye isel gerek kadar ba vardr hi ile bir biryola

ParalelliMe!biimde d i r ) 26). landklar yonu, insan mn lunmaz. aklamak Kuantumhemen hemen almalar de pek imknsz srasnda bir a t f t a fizikiler,

407

bilmek ve bu

gibikulbuartk

ereve yani

dahilinde, genel

Bilim adamlarnn

ekilde aklanamayan letirilmen, bunlar ika ra k t r e t i l m e i d i rle r. Geoffrey mam kapsamaldr: izime getirildiinde, linliliim'izin tarllna Bu Dou ba de Chew'a

kavramlar izme

kuramnn dier

pragmatik baz

formlas-

tutarllktan

onlarn

bilinliliine yine

A n c a k Wigner ve olduunu bir

gre ve

bu,

makroskopik insan

uzay-zade

b i l i n l i i i i n i n de a k a art

dile g e t i r i l d i i

bir k u r a -

kavramlarmz

belki

bilinlillini

savunmaktadrlar. fizik ve nsan Dou mistisizmi ortaya arak-

Byle hipotezi, dier hesaba mantksal ynleri u ile durumuna birlikte isel bitusnda masna varlmas ilikisinin yllar tirilen tedir. in in larsa, gr Bu

gelime, olmutur.

dorudan sebep ve bu

doruya

bir e t k i l e i m i n evrenin Dou

doann

bilinlililnin btn btn aslnda

farkna ile o l a n mistik yzgeliaratr-

katlarak

btnn

bilinci il i in noktasdr.

ulaabileceimizi gr de, bilinci ile

dndrmektedir(25). evrenin gre, bir paras btn sayan canl

ortaya ortak

kartlmas, bilinlilik sonular, farkl

tecrbelerin mistik gelenekleri Dou olduu bir mkemmel insanolu bir parasn zek kozmik sahip olduu bir u y u m o l u da, ise, ayramaz kendiliindnyaaiimlardr.

mistikileri, Bat'da insan katmak yle

boyunca

eitli ok

durumlarn bazen de grnm

Ulatklar fizikiler ortaya

turmaktadr. biimlerinde ve dr. den, yan organik

grne gibi,

dier

fikirlerden Eer doasn, Dou'da ve alar

bir

arzetmekbilinliliistiyorbir g z d e n

gerekten kan ok

btnn sahip de

oluturmakta-

aratrma

alanlarna fikirleri ilgin ve

nsanolunun btnn bir ispat sahip Yani

bir z e k y a insanolu,

olacan zeknn Evren,

geirmeli

onlardan

ynlendirici yeni

drmektedir. mizde, tedir.

konusunda hadron ve ok

esinlenmelidirler. izme de bann ba gelecekte ve insan hi biliminin

olarak olduu ve

grlmektedir. kendi

bizim

tekrar tekrar yaratma bilinliliine fizik ile

yeteneini

adan

gsterebilmekte

ulaabilmekatomsal kmtr. haldo bunun

geniletilmesi biiinliliini alldk

halinde,

ortaya

uzay-zama-n izme ayn

kapsayan yepyeni

Bilinlilik sorunu, fenomenlerin Kuantum kalar sonu l i lik Eugene olarak olarak durumu kuram, bu

modem

dalnda, ortaya bir ve

erevesini

aan, durum

zamanda

gzlemlenmeleri dnlmeleri insan ile (ilgili

beklenilmeyen

bir

kabilir. ok dagzlem alabaolmas

fenomenlerin biimindeki

srecin

B y l e b i r adm, ha nirdi. snn kapsaml Hadron olurdu. izme

hadron Elle

izme bandan bir ile k a r

gerektiini

tutulamayan

gzlemcinin Kuantum

bilin-

kavram ya da bilinlilik kavram bayla m a l a r bu adan, insan

karya gelibir

olduunu

gsterebilmitir. kuramnn tutarl bir

yaptmz u anki yepyeni Bu, f i z i i n dnda

VVigner'in

szleriyle: atfta

zeksnn

yasalarn,

bilinliiie

bulunmadan

ncl durumundadr.

412
nedeniyle herhalde bilim olarak bile

Fiziin Tao'su
isimlendirile-

m e y e c e k t i r (27). Peki Ancak lan m da, dan bu o safhada bumu konu izme u ba fikri bizi nerelere bulunS ON S Z dinsel felsefeler Bu ve bilgi aka ey, Bunun biimde bana olma temel ve zaman-st ise, akln ve fizik modern bir ile misolan Orbir Dou'daki tik bilgiyle ok lerin ilgilenirler. tesindedir. ynldr bir sezgisel kelime-

gtrr? Tabii m a k bile kuramlar onu

anda

kimse

bilememektedir. artarak oakapsayan bu an aklanamayaps tutarllklarmeleifade kavtaa-

hakknda ilgintir. bir byk

speklasyonlarda rnein, kesinlikle Bu ada, ve bu Bu Ya

olaanst an

fenomenleri

dnebiliriz. blmlerim Gnn

zellikler giderek oluturan tremektedir.

azalmakta birinde,

karlkl

k u r a m l a r anm erevenin nokta da kelimelerle aklc tesine ve anlal-

ilikisi, ramen, taya ma bir isel

ok

kantlanamamasna kapsayc ve bir aklaveren

aklanamam manlar dnda, edilemez ramlar caktr. izme lardr. nin lerle

zelliklerini, sonular bu

bilimsel artk

kavranabilmektedir. zevk heyecan

aklayabilir kuramn bir ekle

olacaklardr. brnecektir. adan ba

karmaya deil, tecrbeye modern bir

altm ortak fizikteki olan

okuyucuya

imknn Dou

verebilmektir. modeller, ile miler-

aacaktr ve Doanm ba dilin vizyonu

bilimin olacaktr da

nk kemmel

kuramlar ve mistisizmi bir d n y a y a

izme

kuram

yerine, alm Byle

doann bylece, olacakbir bilgi(yani, d-

olarak tutarl henk

olumu

oluturan

doru

dnceyle nlemezin) ierii yl

hkmranlklar

lemektedir. Bu ve lik, lay, dr. hi ahengi tecrbe dnya hemen soru, deil, bu etmi olanlar grleri bu iin, fizikilerin paraleldo-

Bu onda, b i l i m d e n kp dnyasna ise, bir b t n t e k i l Bu,

acimtyann edecek, u

geilecektir.

mistikilerin phesiz olan sorusu ilgin

arasndaki

fakat

kelimeyaklak kesin

beliriverecektir. paralelliklerin niin paralelliklerin meraktr. isterken, Ancak onlarm

Bundan

ifade edilemeyecektir. nce aklndan ortaya

Lao T z u ' n u n

varolup-olvarolduklarbizi nerelere

iki b i n

geirdii

gerein,

madklar gtrecei

bir e k i l d e

konulmas

demektir:

Bir d i e r n o k t a d a

Bilen

sylemez, b i l m e z (28).

konusundaki srrn

Syleyen

Hayatn farkl da da bilimsel ve lerim, lerinin yollar, bir ok

anlamak

insanolu bunlarn ve de

ok dnair-

yaklamlarda bir o k farkl ocuklarn, yollar evren ite

bulunmutur. uygulamalar bunlar ortaya

Bunlar

arasnda

mistik yollar vardr. palyaolarn,

grlmtr. Sz ok

amanlarn hem

dierkonusu szsz, farkl

arasndadr.

hakknda

hem szl ve

anlatmlar

karmlar ve

402
ynleri ldr. birer snrl yamaz. Klasik gnlk da, anlatmnda dmektedir. olutururken cak da bu cereyan nn eden fiziin ok aklad yararl bu mekanik fiziksel vurgulamlardr. ve kullanldklar bunlarn hepsi biimidir. Ancak Bunlarn ereve de Ya da

Fiziin Tao'su
tm, iinde geerlidir, de yararbirer da koevren yalnzca dolay biri, ortaya

ParalelliMe!yararl hayat oiduu ganik ramlar taya san klmak iin gerekir. ise nk Ancak bunlarn dopdolu ilki bilim

407 ve

dorudur

teknoloji,

ikincisi boyutlarn

dengeli ve tesine

bir s p i r i t e l sahip orkavok orinilgili orgadnya Mefizik, mekanistik yeni zn

gerekliin bundan hi resim

gereklidir.

gnlk

evremizin ve yerlerini Bu

aklan

gerekliin

gidildiinde,

hayal ve temsil hakk.nda btn

resimleridirler ve ve kusursuz bir

kavramlar ise,

geerliliklerini mistikilerin te ve

yitirmekte kullandklar bu,

bir n i t e l i k t a m a k t a d r l a r .

Yani

kavramlara

terketmektedirler,

kavramlara

benzemektedirler. dnya Bundan gr, dolay uygun temelini Andnyada konusunalglanbulundiyeolakoymakta leindeki bile, eilimi

tartmamzn fizik dalnda yzyl iin

modern

grlen temel fizikileri, pek de ile yarar

hayatta

karlatmz

fenomenlerin

oluturmaktadr.

Yirminci dnya

olmaktadr. gr, epeyce

bilim ve t e k n o l o j i organik ve atom-alt gre, ve dayal

gnlk evremizle Ayrca insanln fiziksel kalmtr. dnya

urarken

kullanlmas teknolojinin

salamasa kavramlarn rarl nik dnya

gr dzeylerde Yani

atomsal gr daha

ok ya-

iine

yaramtr. alt

olabileceklerini

gsterebilmilerdir. buna temelli daha

mekanik

yaklam

mikroskop

mekanistik geerlidir. olan Bu klasik

fenomenlerin Dnyann belki

anlatm

grmden kanistik rahatlkla Ancak fizik ile rnn maddenin olarak rin ve farkl

yetersiz Bu

mekanistik gr de

dnya bunun Dou ilk

grne tersi

karsnda, bir

mistikilerin gr

dnya

Kuantum

kuramndan imknszdr. olabilir. ile insan

t r e t i leb i l m e k t e d i r . nokta, ikisi ve de buna modern gnesneler Fizikte paralel deok yzeysel bir d n y a

maktadr. bileceimiz leri rak liin den

organik btn blmleri gr,

eydir ve uyumlu Sz

evrendeki bir b t n n dnya ilgili ile bu

fenomenbilinlihakknda dndaki ne yazk gkendilerine dnya

mistisizminin iareti

benzetii nk kstl

ayramaz ve grmektedir. meditat'f

konusu

dnyasnn

yzeysellii daha derin de

kalmazlar.

durumlar

mistik dnya

gelenekler-

katmanlarna gnlk

kaynaklanmtr. ilgili

Mistikilerin

mistisizmde

bilinliliinin hayatn ardnda,

daha

yaptklar tecrbelerle ki, yer bu

aklamalarda, kavramior bilimsel

allmn

blgelerine mekanistik bir

inildiinde,

kavramlar kullanlmakta ve aklamalarda organik pek nk

grnmnn

aslnda

gerekliin

varolduu

anlalmaktadr.

bulamamaktadrlar. problemlerinin

r, teknik

makinalarn yapmnda ya

da youn dnyamzn bir avantaj

Fizikilerin rler sinin arasndaki de hatrladmzda,

ve

mistikilerin paralellikler, akla de yatkn

sahip dier bir

olduklar hale gelir.

gde kide-

zmnde

benzerlikleri bilgilerini

salamamaktadr. Bu kanik nedenle ve hem gnlk de hayatta, evrenin hem meve

daha

yntemi

ampiriktir.

Fizikiler, mditatif

organik

grnmn

geerli

neylerinden;

mistikiler

aydnlanmadan

Paralellikler 416
elde her her etmektedirler. iki iki dalda da Her sz da ikisi de birer

417
noktaya gelmektedirler. uyum, esiki bir Bu Hint olan insanlarn bilgisini Brah-

Fiziin Tao'su
gzlemdir ve bilginin tek nesne ieriye Burada kabul tecrbe anahbedeBykenolma bedeLama benzer

karak grleri

ayn

arasndaki iimizdeki ve

dorulamaktadr: man ile

Dmzdaki

gereklik Atman

konusu ok

gzlemler,

gereklik olan mistikilerin benzerlik esasen Bu ise modern de,

ayndr! yollar nor-

kayna bakarlar insann edilmesi, ve tar lece

olarak grlmektedir. durumda ve bedeni, bir ok bilinlilik akln Dou

Gzlemledikleri Mistikiler aratrrlar belirii olarak bedeninin

farkldr.

Fizikilerin arasndaki mal alt tedir.

kullandklar gzlemlerinin atom

dzeylerini fiziksel de insan

bir dier

duyularm-zla dnyada, bir Bylece

ulalamayacak fizikte, duyusal kez,

dallarda ve atomaletmekbilinlilik bir s t benzer burada, ve da

edilmektedir. genellikle olarak hi

Gerekten dnyann bir

gereklemesidir. m o l d u u odaklarnn bir d u r u m , drt alldk lemler ok lar bundan

geleneinde Salkl ayr idrak, neden idrak

vurgulanmtr ediliinin

mistisizmde bilinlilik mistikiler sz fizikte

dnyann cereyan farkl

mistik tecrbe ayr

durumunda ou

grlmtr. parasn Bu

olduumuzda, hissetmeyiz. kendi ve mutlu Buna

nimizin dimize biimde nimizin

uyumlu modern boyutlu

bir b t n l k o l u t u r d u k l a r etmektedirler. de vardr. formalizmi farkl Her dnyay Buna nk

bedenimizin

ayrlmaz

btnselliini salkl olur.

boyuttaki tecrbeden boyutlu burada dolay

idrak ederiz. mistikiler, bir uzants dedii

duygusunun

domasna

uzay-zoman

gelitirilmi iki dalda

kozmosun olarak gibi:

btnselliini, etmektedirler.

dnyadaki

kavram ve gzamakta ve

birleti rebilmitir. duyusal da a l l d k dil

Govinda'nn

boyutlu ok

tecrbeler,

yardm

ile a k l a n m a -

<Bilinlilii evreni iin Kendi olur, evren, de, kendi bedeni evrensel sz de

kapsamakta olur, belirii bu akln en

olan ekline

bir

insan fiziksel

zor olmaktadr. fizikilerin ramen, ve Dou bir mistikilerin in farklym ok ortak gibi izleg-

bedeni

arada

Modern dikleri yollar rnmelerine varolduu snda artc bunun bilim, limsel drlar? arpc

dnr. bir i f a d e s i bir

ij< b a k t a t a m a m e n aslnda

isel g r n t s kendi haline gelir

yoe gerekliin

ynlerin pek de

sonsuz gerein ve (1). aksine,

kuvvetin

anlalmaktadr. benzerliklerin Bat paralellikler ile ilgili karmak yldr

Bundan dolay ortaya bilimi kabul ve Dou ortaya

bunlar aramistisizmi sonra, modern eski bikacaktr.

yansmas

kmas edildikten sahip

Fizikiler, maddesel lar. btn nin ce Biri ve Gittike

mistikilerin maddenin Bunun

btn inen

glerini fizikiler, kendibir Byleyola

olmamaldr. bu ok sonucu

dnyay

aratrmakta temel da

younlatrmaktadrbirliini idrak etmeye fiziki,

arasndaki rnein:

derinliklerine tesinde,

birok soru

nesne ve olaylarn bilincinin olduunu ve lemden,

makinalara bilgelerce

balamaktadrlar. paras isel

binlerce yntemi Ya da

Dou'lu

bilinen m

sz k o n u s u kavramaya ayn dieri fiziki

birliin vaz geilmez balamaktadr. dsal dnyadan sonuta

bilgileri y e n i d e n

mi k e f e t m e k t e d i r ? Yani fizikiler, terkedip bilim meditasyona ve mistisizmde karlkl

balamalbir e t k i -

mistiki

birlemektedirler.

ise

402 leim dir? D n y o r u m da, bir c e v a p v e r i l m e l i d i r . eklinin ve birbirini sezgiisel bu sorularn iki (ve hatta bir sentez) mi

Fiziin Tao'su
meydana gelmekte-

ParalelliMe!idir. mnn Gelitirdikleri sahip bu Bu Yani dnya grleri gittike bilim mistisizm ilgintir. bir z te

407 mistikadataraAncak olur ile bikug-

ilerinkine tmne olumsuz insan aklc uzuzSz yndieve in te ama fndan lamaz. adeta. deiim limsel dr. uramak

benzemesine olduklar belirli tarz, kadar az hpyat mistik

ramen,

birok ok

yaklamlarn,

etkilenmesi bu

Bence bilim ve mistisizm, belirii ok olarak tamamlamaktadrlar. akln ok gelimi olduu etmektedirler. gelimi

m i s t i s i z m d e bilgi,

bir h a y a t t a r z n d a n bilginin ulamak bilginin, demek,

ayr t u t u deiime itibar

tamamlayan aklc akim ile

belirii

blmlerini sonucu aracl yaklam,

Modern bir bir Mistikti-

bilgiye bile

fizikiler, ler ise,

dnyay sezgisel iki

demektir. olduunu

Aslnda

manlamas manlama konusu Ama tem rini de

tecrbe

syleyebiliriz. soyut ve

yandan ou,

bilgi,

o u kez dolay

kuramsal

kalmakta-

hareket birbirinden

etmektedirler. tamamen Bu Hi de iin iki

Bumdan

gnmz bir

fizikilerinin ksm ve halen,

farkldr.

ramlarndaki feisef, rememektedirler. blntl lumsal tedirler. ayn bir ve dzeni nk ve

kltrel ve dnya

spritel sonular sahip

fizikilerin

kullandklar ve

bir d e y i m l e : hi

Onlarn

mekamik, bir t o p imdeil, Ben gn-

birbirlerini t a m a m l a m a k t a d r . ayrca ikisi Ancak

birisi

sreksiz

grne

kapsamamaktadr daha iyi

birisi

dierine

desteklemekte bilim, btn ortaya yalnzca insanlar att

aslnda

bilimin

indirgenememektedir. dnyann bir deyii ile: de desteki roln

gereklidir Eski bir

d i k i h a l i ile b u zamanda birlie fiziin

noktay am olduunu f a r k e d e m e m e k doal da evremizi kapsayan evrensel ilerlemektedir. grnn doada dnyorum.

anlalabilmesi

vazgeilmez kavrayabil-

oynamaktadrlar. dallarn

Mistikiler Tao'nun ramen, onun Tao'nun dallarn

kklerini

teklie

doru

melerine fizikiler onun sanilk bilmek,

anlayamazlar. anlayabilmekte, Bilimin

modern nmz k Bu iin,

dnya

toplumuyla uyumlu bir Bu

uyumadn beraberlii denge ve sosyal

kklerine bunlarn bilim

inememektedirler. de bilime ikisine de nesnelerin ise ile modern

mistisizme r a m e n , inmk anlayafa-

iinde tr

bulunduumuz dinamik deiik ise,

toplum,

gzlem-

ve mistisizmin mistik tecrbe, Bundan dolay

ihtiyac olmasna en derin

lediimiz kkten

yanstamamaktadr. ulaabilmek gebu bu Buile bir k l t r iin Sonuta, baldr. e k o n o m i k bir yap devam

gerek duymaktadr. doasn h a y a t iin

durumuna

vazgeilmezdir.

reklidir: devrimi deiimi deiim, bazlarn

kelimenin gerek anlam Uygarlmzn Yin zorunludur.

bize g e r e k e n ey,

bir s e n t e z d e i l ,

yaratacaktr Dou kabul ise,

kat mistik sezgi lkl

bilimsel analizin

d i n a m i k ve kar-

gerekletirmemiz edip, doann bir gerekir.

etkileimidir. Gnmzde, sahip ok olduumuz erkeksi ve evren ok en yaklam atlgandr. tipik rne-

mistisizminin

yaklamlarndan tecrbe etmek sanatn

edemeyeceimize btnselliini biimde

nun ve

iin onunla

(Cin dr, Bilim

deyimini yani ok

kullanacak olursak) aklc, kendileri

ar

ekilde Yang'-

uyumlu

yaayabilmek

renmemiz

adamlarnn

de bunun

Aklamalar
12. 13. A I K L A M A L A R 1) 1 : 1. 2. 3. 4. 5. J. R. N. W. FZN YOLU MODERN KALB VAR FZK MI? Science and Common Un18. 19. Human Knowledge, 3 : Physics and Philosophy, of Faith, s. 3.7.15. Philosophy, ch. s. 125. s. 202. The Awekening Upanishad, GRMEK Physics 3.15. Civilization in China'4: of Religious Experience, 1. H i s t o r y of W e s t e r n P h i l o s o p h y , On Indian cilt Mahayana II, s. 33. The Zen Koan, 5. Mahayana Buddhism, 6. 7. s . 37. s. 2. 3. 4. D.T. P. A Suzuki, Schilpp The E s s e n c e of B u d d h i s m , Physics and Philosophy, Albert Einstein: and the s. 7. W. H e i s e n b e r g , Scientist, a.g.e., R. Nature, s. 45. Physics Description YEN FZK and 3. 4. 5. 6. J a m e s Legge, 26. 78. 1. W. 2. D.T. 239. W. H e i s e n b e r g , D.T. P. Suzuiki, Kapleau, a.g.e., s. 178-179. DLN TESNDE Philosophy, s. BU YOLUN 14. 15. 16. 17. Carlos 41 a.g.e., bl. 48. a.g.e., Three bl. Pillars 13. of Z e n , s. 53-54. ChuangiTzu, P. K a p l e a u , A. K. s. 33. A. W. W a t t s , T h e W a y of Zen, 187. s. 183. a . g . e . , s. Castaeda, T o o Te A Separate Ching, ev. Reality, Ch'u s. 20.

421

Lao Tzu,

Ta-Kao,

bl.

Coomaraswamy,

Hinduism

and

Buddhism,

Oppenheimer,

d e r s t a n d i n g , s. 8-9. Bohr, A t o m i c Physics and Heisenberg, s. 20. Ashvagosha, 2 : 1. W. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11.

Heisenberg, Physios and Suzuki, On Indian

177. s.

Brihad-aranyaka B L M E K ve Heisenberg, Tzu,

Mahayana

Buddhism,

Ghuang Katha Kena J. dan

trans.

The

E s s e n c e of B u d d h i s m , s. s. 135.

26.

Upanishad,

T h r e e P i l l a r s of Z e n . a.g.e., s. 42.

U p a n i s h a d , 3. Science and 85. a l n t , c i l t II, s.

W. H e i s e n b e r g ,

Needham,

W.(James,,The Varieties s. 388. B. D.T. 237. J. I. D.T. Needham, Muira ve Russell, Suzuki,

s . 167.

Buddhism,

(der.)

Philosopherof

N. Bohr, A t o m i c s. 2.

Fuller Sasaki, s . 103. of

Zenrin s. 2 3 5 .

Kushu'dan, Suzuki,

S. A u r o b i n d o , On M. Capek, porary a g.e., s. The 36.

Y o g a II, alnt,

Birinci s. 7.

Bap,

s . 327.

Outlines

Philosophical

Impact of Contem-

Phyiscs'den

422
8. 9. 10. M. P. 76. M. C a p e k , a . g . e . , J. J a m e s , t. 11. s. 2 3 7 . of Particle Group, Properties, alnt, s. 122. of Physical Croslond (der.) The Science

426 Fiziin Tao'su


of M a t t e r , s.

Aklamalar
3. 4. Fung Yu-Lan, s. 14. bl. 22. (alnt). Ch'u Ta-Kao,
;

427

Short

History

of

Chinese

Phi-

losophy, 5. 6. Yaynlayan: Par7. 8. 9.

C h u a n g Tzu, a.g.e., Lao Tzu, Tao Te

The Growth

Science,

aln-

J. N e e d h a m , a . g . e . , c i l t II, s. 51 Ching, ev. 4 0 v e 25.

bl.

' cilit

Tables No. I!) 5: 1,

a.g.e., Wang

b l . 29. Gh'ung, M.S. I 80; Chlng J. N e e d h a m , or Book of a.g.e.,

t i d e Data

k:

Physios Letters,

cilt 50b,

1974. MSTSZM 10. 2.2.3. 11. 12. 13. 14. 1.4.6. 6.9.4. 1. 4.3.21. 2. 3. 4. 5. 6. Mahayana Buddhism, s. 54. s. 7.

IV, s. 7 ( a l n t ) . R.Wilhelm, s. 2 9 7 . Kuei Ku Tzu, M.0. d r d n c yzyl; J. N e e d h a m , bl. 22. a . g . e . , c i l t IV, s. 6 ( a l n t ) . The Changes,

DOU

HNDUZM Upanshad, Gita, Gita, 4.42. 13.12. 6.17. Upanishad, 8.3. 3.27-28. Upanishad, 113.

1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 1. 2. 3. 4.

Mundaka Bhagavad Bhagavad Maitri

C h u a n g T z u , a.g.e., R. Wilhelm, s. 321. s. 348. a.g.e., a.g.e., a.g.e., 8 :

s. x v i i .

Upanishad,

Brihad-aranyaka Chandogya Bhagavad Bhagavad 6 : Gita, Gita,

Upanishad,

TAOZM Tzu, bl. bl. bl. ev. 2. 13. Giita, 2.45. History of Chinese PhiloA Short (alnt). James Legge, bl. 22.

Chuang a g.e., a.g.e., a.g.e., Fung sophy,

Brihad-aranyaka BUDDHZM Dhammapada, Digha D.T. 122. D.T. 7 : Suzuki, N The

24.

Bhagavad

N i k a y a , ii, 154. Suzuki, On Indian

Yu-Lan, s. 112 bl. Kirk 22.

L a o T z u , T a o T e C h i n g , e v . C h ' u T a - K a o , bl. 36. a.g.e., GS. a.g.e., a.g.e., C h u a n g Tzu, s. 307. a.g.e., bl. 17. Cosmic Fragments,

E s s e n c e of B u d d h i s m ,

8. 9. 10.

RETS ev. J a m e s Science and L e g g e , bl. Civilazition 13. in China,

Heraclitus The

1. 2.

Chuang Tzu, J Needhom, cilt II, s. 35

11. 12.

s. 105 ve 184. s. 149.

424
13. 14. 15. 16. 17. 18. 1. 2. 3. 4. 5. 6. Lao Tzu, a.g.e., b l . 2. and

Fiziin Tao'su

422 Aklamalar
9. H. P. Staipp, a . g . e . , s, 1310. W. Heisenberg, Physics and Philosophy,

424

J. N e e d h a m , c i l t II, s. 88. a.g.e.,

Science

Civilization

in

China,

10. 11. 12.

s . 107.

Mundaka,

Upanishad, a.g.e.,

2.2.5. s. 81.

s. 6 8 - 6 9 . a.g.e a.g.e., bl. bl. 48. 71 bl. ve 72. 16. bl. s. 96. Culture, e. 49. s . 134. a.g.e., s . 16. 22.

W. H e i s e n b e r g , a . g . e . , s. 58. J. M e h r a (der.),

Lao Tzu, Lao Tzu, 9: Z E N

13. 14. 15. 16. 17.

C h u a n g Tzu, a.g.e., C h u a n g Tzu, A. W. D.T. P Watts, Suzuki, P. R e p s , Z e n Kapleau, ev.

J. A.

Wheeler,

The

Physicist's

C o n c e p t i o n o f N a t u r e , s . 244. Brihad-aranyaika Chuang Lama tian Tzu, ev. Upanishad, 4.5.15. bl. 6. of Tibe-

J a m e s Legge,

T h e W a y of Zen, Zen Three

s . 87.

J a m e s Legge, Govinda,

Flesh, Z e n -Bones, and Japanese Pillars A.W. of Z e n , Watts,

Anagarika

Foundations

Mysticism,

s . 93.

Zenrin

Kushu'dan;

II :

KARITLIKLAR TESNDE

DNYASININ

Ill) 10 :

PARALELLKLER TM NESNELERN BTNSELL The Awakening of Faith, of s . 55. Quantum 15th,

1. 2. 3.

Lao Tzu, Ta o Te C h i n g , ev. C h ' u T a - K a o , b l 1. D.T. A.W. R. Suzuki, Watts, The The The E s s e n c e of B u d d h i s m , W a y of Zen, I Ching s . 117 s . 18. (alnt). Changes,

1. A s h v a g o s h a , 2. 3. a.g.e., s. 93. H. Stopp, Theory, 1971), 4. 5. 6. a.g.e., N. Nature, D. B h m standing Theory, 7. 8.

4.

Willhelim,

or B o k of

S-Matrix Physical

Interpretation Vol. D3

s. 297. 5. 6. Lama tian V. F. Anagariika Weissikopf, Govinda, Foundations of TibeCenM y s t i c i s m ; , s. 136. P h y s i c s in t h e s . 30. UnderTwentieth Essays,

Review,

(March

s. 1303-20. s. 1303. Atomic ve Physics and the Description On of the Intuitive by Vol, 5 of o. 57. B . Hiiley, Underof Nonlocality as Foundations Implied Quantum (1975),

Bohr,

tury-Selected 7.

J. R. O p p e n h e i m e r , Science and C o m m o n standing, s. 42-43. 5. Faith,

8. 9. 10.

Isa-Upanishad, Ashvagosha, Lama in the verse,

Physios,

T h e A w a k e n i n g of Govinda,

s . 59. Symbol Uni-

s. 96 v e 102. S Aurobinao, Nagariuna; The Synthesis Murti, 138. of Y o g a , s . 993. Philosophy T.R V . The Central

Anagarika Main

Logic

and

Multidimensional

Conception

of the

C u r r e n t s , V o l . 25, s . 60.

of B u d d h i s m , s.

426
12: 1. 2. 3. 4. 5. P.A. UZAY-ZAMAN Schilipp (der.) Kar ika Science Allbert Einstein: Vritti; and T.R.V.

Fiziin Tao'su

422 A k l a m a l a r 5. Bhagavad a.g.e., S. Gita, 8.3.

427

PhilosopherMurti, The (alnt). China,

6. 7. 8.

3.24. T. Leggett, A First Zen Three the Ways of

Scientist, Central

s. 250. Philosophy of B u d d h i s m , s. 198 in

R a d h a k r i s h m a n , a.g.e., s. 367. s . 229 Lovell, Gita, ve The N.W. Ross,

Maidhyamika J. N e e d h a m , eilt III, s. 458. Ashvagosha, M. Sachs, tions in r u a r y 1969),

T s ' a i - k e n t ' a n ; Alnt yeri: Reader, Asian Wisdom, s . 144.

Civilization

9. T h e A w a k e n i n g o r F a i t h , s . 107. Elementary Interac(Feb10. 11. 12. The Principle of Relativity, s. 993. 13. P h y s i o s T o d a y , Vol. 2 2

A.CJB. s. 93.

individual

and

Universe,

Space-Time and s. 53. et al..

Bhagavad Digha

9.7-10. ii, 198.

Relativity,

Mikaya,

D.T. S u z u k i , J. N e e d h a m , c i l t II, s. 478.

a.g.e., s. 55. Science and Civilization in Chinai,

6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16.

A. Einstein s. 75.

S. A u r o b i n d o , dhism, s. 33.

T h e S y n t h e s i s of Y o g a ,

D.T. S u z u k i , n s z : B. L. S u z u k i , M a h a y a n a B u d C h a n g T z u , ev. J a m e s Legige, bl. 2. A.W. Watts, D.T. Suzuiki, 148-149. P . A . S o h i l p p , a.g.e., Lama tian Anagorika Mysticism, s. 114. Foundations o f TiibeGovinida, s. 116. River, s. 140. The On Way of Zen, s . 201 (alnt). Indian Mahayana B u d d h i s m , s. 1. 2. 3. 4.

14 :

B O L U K ve B M F r o n t i e r s of A s t r o n o m y , s. 304. The Philosophical s . 319. 4.10.4. ok geni GeleAnalmadr. R i c k e t t , XIII, 36: Impact of Con-

F. H o y l e , M. C a p e k

t e m p o r a r y Physics, Chandogya Kuan-tzu; kapsaml ev.

Upanishad, W.A.

bir t o p l u m s a l - f e l s e f Kuan Chung'a

neksel o l a r a k M.. y e d i n c i y z y l d a y a a m olan devlet adam cak tzu, 5. byk atfedilmektedir. nce olan bir k i t a p bir olaslkla felsef milattan okullarn 3-14.1. Mathematics History of and NatuPhinc Kuanyan-

Dogen Zenji, S h o b o g e n z o ; kt yer: J. Kennett, S e l l i n g W a t e r by t h e Govinda a.g.e., s. 270.

yzylda ortaya ok eitli stmaktadr. Chandogya H. ral 7. 8. Weyl, Science,

km olan

S. V i v e k a n a n d a , J n a n a Y o g a , s. 109. 13 : DNAMK EVREN Suzuki, The Castaneda, E s s e n c e of B u d d h i s m , s. A Separate Indian Reality, Philosophy, 2.3.3. 53.

fikirlerini

Upanishad, P h i l o s o p h y of s. 171. A Short

1. 2. 3. 4.

D.T. S.

6.

Carlos

s. 16.

Radhakrishnan,

s. 173.

Fung a.g.e.,

Yu-Lan, s. 279. s. 280.

Chinese

Brihad-aronyalka

Upanishad,

losophy,

428
9. W. Thirring, der Urbausteine cilt der

Fiziin Tao'su
Materie, Akademie s. 160. in China, Alder

Akl amalar
4 L a n k a v a t a ra Sutra; D.T. s . 242. Indian I Ching s. 19. Philosophy, or B o o k of s. 369. Suzuki, Studies

429
in t h e

L a n k a v a t a rai S u t r a , 5. 6. 7. S. R a d h a k r i s h n a n , R. W i l h e l m , s. 315. H. W i l h e l m , C h a n g e , R. W i l h e l i m , a.g.e., s. 352. 8. 9. 10. The

manach 10. 11. . 12. J cilt tian

sterreichischen 118 (1968), and Science

Wissenschaften, Needham, IV, s. 8-9. Anagarika Mysticism,

Changes,

Civilization Foundations

Lama

Govinda, s. 223.

o f Tiibe-

a . g . e . , s. 348. s. 1.

Parina-paramita-hridaya Sutra; leyen), S a c r e d dhist Ma hayan a, Sutras. a.g.e., cilt

F. M.

Mu iler ( d e r Bud-

R. W i l h e l m a . g . e . , 18 :

B o o k s of t h e East, cilt X L I X ,

BRBRNE GE Chew, Vol. 'Bootstrap': 161 ( M a y 23, Triumph 23 A Scientific s. or Idea,

13. 14. 15. 16.

J. N e e d h a m , Y Ching

II, s. 62. R. s. Wilhelim, 68. The I

h e x a g r a m in in or B o c k a.g.e., a.g.e.,

yorumu; s. 159. c i l t IV,

1.

G. F.

of C h a n g e s ,

Science, Hadron Impasse The

1968),

762-765; s. 23-28; ChiChina, Idea?, bl.

W. T h i r r i n g , J. N e e d h a m , 15 :

Bootstrap: for the Ideas

Frustration?, Concept,

s. 33.

Physics Today, Vol. Great 1974).

( O c t o b e r 1970), Particle (William

Elementary Today

Benton, in

KOZMK Ford,

DANS of E l e m e n t a a r y Journey, Particles, 2. 3. 4. 5. 6. 7. Philosophy, Ideas of of s . 107. Par(Wils. 79 8. 9. 10. 11. Faith, 12.

cago,

1. 2. 3. 4. 5.

K. W. s. 209.

The World Tibetian

J. N e e d h a m , c i l t II, s. 538. G. F. a.g.e., 25. J. J. Needhaim, Chew,

Science and Bootstrap: Ching,

Civilization A

A. D a v i d - N e e l , A. K.

s . 186-187.

Scientific

C o o m a r a s w a m y , T h e D a n c e o f S h i v a , s . 78. M y t h s and S y m b o l s in s. 155. Indian Art and

s. 7 6 2 - 7 6 3 . Too Te ev. Ch'u Ta-Kao,

H. Zimrner, Civilization,

Lao Tzu,

A. K. C o o m a r a s w a m y , a . g . e . , s. 67. 17. DEM KALIPLARI Physics and Impasse The The Chicago, Great

a.g.e.,

c i l t II, s. 582. cilt II, s. 4 8 4 .

N e e d h a m , a.g.e., s. 5 5 8 ve 567. s. 566. The

a.g.e., a.g.e.,

1. W. H e i s e n b e r g , 2. G. F. ticle liam 3. ve Chew, Concept, Benton,

for the 1974),

Elementary Today

Ashvagosha, P. R e p s , Z e n a.g.e., s. 119.

Awakening

of

Faith,

s . 56.

F l e s h , Z e n B o n e s , s. 104.

s . 99.

Ashvagosha, 86.

Awakening

Ashvagosha,

a.g.e.,

s. 104.

412
13. 14. 15. 16. 17. S. Aurobindo, Suzuki, The Synthesis On Indian

Fiziin Tao'su
of Y o g a , s . 989. 6.

D.T. 150.

Mahayanai

Buddhism,

a.g.e., G. F. G. F. rican,

s. 1 8 3 - 1 8 4 . Chew, Chew, Vol. Hadron M. Bootstrap: A. H. Triumph or Alfven, H.: K A Y N A K A Worlds-Antiworlds. San ev. S.: Fransisoo: D.T. The. The A w a k e n i n g Suzuki, (DnyalaV-Kart-DnFreeman, Open 1966. UyaCourt, o f Faith. Chicago: of (nancn

F r u s t r a t i o n ? , a . g . e . , s. 7. G e l l - M a n n ve Particles, Buddhism, s. 148. of Buddism, s . 547. s . 52. (February Rosenfeld, AmeStrongly 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. C. D.T. D.T. P.P. J. P.P. G. F. a.g.e., E. P. entific G. F. a.g.e., Eliot, Interacting 210 Japanese a.g.e., The Scientific yalar); n); 1900. Aurobindo, Ashram ,: Bahm. Synthesis Yoga. (Yoga'n in Aurobindo Pondicherry: 1958. Underby Q u a n t u m Mekansz!iin of sayfa 1975, Sentezi); On Y o g a D. ve of Pondicherry, Press, II. 1957. (Yoga B.: Hakknda Ashram On ais the II); Press, Hindistan: W. H.

1964), s . 93. s . 109-110.

Ashvagosha:

Suzuki, Suzu-ki, Wiener, Wiener, s. 161. Chew, s. 763.

Essence eilt II,

Leibniz-Selections, a.g.e., a.g.e., s. 533. A

Needham,

s. 4 9 6 v d .

a.g.e.,

Hindistan: 'Bootstrap': Symmetries s. 172. 'Bootstrap': cev. A Scientific Ch'u Idea?, bl. Bohr, Scientific Idea?, standing and Reflections-SciTheory. Sezgisel Physics 93-109. Ta-Kao, N.:

Aurobindo Hiley,

Intuitive

Nonlocality

Implied Gre Vol. 5,

Wigner, Essays, Chew, s. 765.

(Kuantum (Fiziin

Kuramna Dair);

Kavranna

Foundations

Temelleri),

Lao Tzu,

T a o Te Ching,

Atomic Fizii ve Sons,

Physics nsan 1958.

and

Human New

Knowledge. York: John

(Atom

Bilgisi);

Wiley and S O N S Z 1. Lama tian Anagarika Govinda, s . 225. Foundations of Tibe-

,: A t o m i c Physics and the (Atom bridge, 1934. Oapek, M.: The Physics. N.J.: The C.: Philosophical (ada D. Van Fizii ve Doann ngiltere:

Description

of Nature. CamPress,

Aklanmas); University

Cambridge

Mysticism,

Impact

of 1961.

ContemEtkileri); (Don

porary Castaeda,

Fiziin

Felsef

Princeton,

Nostrand, of Don

Teachings

Juan.

432
Juan'un 1968. ,: : ,: Ohew, ime ,: A Seperate Simon J o u r n e y to Reality. and Ixtlan. retileri); New York:

Fiziin Tao'su
Ba llantl ne Books,

Kaynaka
,: The Dance of (der.): Shiva. Press, The (iva'nn 1969. of Matter. Bilimi. Baltimore, Science Tarihi); Dans);

433 New HisBiMd.:

York: Crosland, tory

The

Noonday

M. P. Okuma

( A y r Bir G e r e k l i k ) : N e w 1971. Gezi); New York: New Yank: (iz(Bi(Ixtlan'a 1972. 1974. Idea?.

of Science Books, Lane, Essays

Readings. Paralan 1971.

(Maddenin

York: Simon

Schuster,

limsel

Penguin don:

and Schuster, Schuster, Bilimsel 161, izme 23-28, sayfa Ba: Ekim

David-Neel, A. :* Tibetian Journey. John 1936. in Science. Einstein, A . : meler); fe ,: KOut mi?); or Science 1968. Hayal

(Tibet Gezisi); Lon( B i l i m l e lgili Library Dene(Felse-

Tales of Power. G. F.: Ba: Hadron m?);

(Kuvvet Masallar);

Simon and

'Bootstrap': A Scientific Bir Fikir 762-765, Zafer 1970. Elementary

New York: 1934. My of

Philosophical Years.

Kitapl),

lim), Vol. (Hadron rkl 23, ,: cept The leri), nica, Ohew, im 1964. C h u a n g Tzu : Wa tham Chuang Tzu : Gia-Fu Books, sayfa

M a y s 23, mi Yoksa

Later

(Son

Yillarim'dan Library (za-

Bootstrap:

Triumph

Frustration? Fizii), Vol.

Semeler); (Felsefe fiyet

New

: York: 1950. The

Philosophical

Kitapl),

Physics Today (Gnmz

Einstein, A. ve dig.: lkesi); Eliot, C.: Japanese

Principle of Relativity. Dover, Noble, Physics. Mass.: of 1923. (Japon 1969. M.:

New York: Barnes and on

Impasse Great 1974, 1974.

for the

Particle Byk

ConFikirBritanA. H.: Etkileubat

Buddhism.

Buddhizmi); The Fizik

(Elemanter

Parack III.: M.

Grnn

kmaz);

New York: Feynman, R. P.: Feynman Dersleri); 1966. Ford, K. W . : 1965.

Ideas T o d a y ( G n m z n Chicago, Gell-Mann, Interacting

Leighton, Reading, The World

R. B. ve Sands,

Encyclopedia ve Rosenfeld, (iddetli Scientific

Lectures

(Feynman

Addison-Wesley, Particles. BlaisPhilo-

G . F.,

Strongly

Particles

Elementary New

Gsteren

Paracklar),

American

(Elemanter Parack dell, Fung, sophy. Gale, G.. Yu-Lan : (in A Short

Dnyas); History

York:

(Bilimsel Amerikan),

V o l . 210, s a y f a 7 4 - 8 3 ,

of C h i n e s e

eviren J a m e s Legge, New York: Ace Inner C h a p t e r s Books, (

Hazrlayan Glae 1971. eviren

Felsefesinin

Ksa T a r i h i ) ;

New York: Mona(Fikirler Nisan -

M a o n i I Ian, 1958. Chew's Journal 1974. Foundations 1974. of Tibetian New Mysticism. York: SaMistisizminin Weiser, Temelleri); Dergisi), L. A.: Monadology. of History 35, sayfa Vol. (Chew'un of Ideas 339-348, dolojisi); Tarihi Haziran Govinda, (Tibet muel

Blmler);

Feng ve Jane 1974. A. K.: ve

English,

New York: Vintage

Gaomaraswamy, (Hinduizm (Felsef

Hinduism

and

Buddhism. Library

Buddhizm),

Philosophical 1943.

Kitaplk),

New York,

434
,: Logic and Symbol in the

Fiziin Tao'su
Multidimensional (Evrenin Simge); 25,2 Greek 1969. (Fizik v e 1958. Torohbooks, Row, 1971. (Okuluk Books, DoVintage Cok Main sayfa BoCur59-62,

432 Kaynaka
Press, Kink, G. S . : raklitus'a ing.: Korzybski, duyu); A. : 1969. Heraolitus - The Cosmic Fragments. Ait Kozmik Science Library Freedom Fragmanlar); Press, and Sanity. The University 1970. (Bilim ve

433

Conception yutlu rents 1969. Guthrie,

of The

Universe. Mantk ve Vol. of

(He-

Alglannda (nemli W. K. C.: Felsefesi W.: W.:

Cambridge, Sa-

Akmlar), A History Tarihi); and and Art

Cambridge

Philosophy. ngiltere:

Lakeviller Conn. : Kitaplk), J.: zgrle); e.v W. A. 1965. Te Ching, Ching, Tao Samuel Tao Te A 1958.

International -NonAristotelesi Known. (BiliRow,

(Yunan Heisenberg, Felsefe); Heisenberg, si); Herrigel, 1971. Hoyle, ,: r); Hume, F.: E.:

Cambridge, Philosophy. Beyond.

Aristotelian Olmayan Krishnamurti, nenden 1969. Kuan Tzu :

(Uluslararas from the

Cambridge

University Physics Physics in the New York

Press,

Harper:

New York: Rickett. ev. 1973. ev.

Harper and Kong

(Fizik v e te-

New York: Zen

Harper and New

Hong Ch'u

UniverNew Jane Rut-

of Archery.

sity York:

Press,

Sanatnda The

Zen);

York:

L.ao T z u : Lao Tzu : English. Leggett, land, Lovell, T.:

Ta-Kao. Feng ve 1972.

W e i ser,

Nature of the Harper, of The

Universe. 1960.

(Evrenin

Gia-fu Books, 1972. and

as);

New York:

New York:

Vintage

Frontiers New York: R. E.:

Astronomy. Harper, 1955. Thirteen

(Astronomi

Ufukla-

First Z e n The

Reader.

(Zen'e Giri); the

Vermont: ve

C. E. T u t t l e , Individual New York: Gncel University Baltimore,

Principal New York:

Upanishaids. Oxford Uni-

A. C. B.:

Universe. 1959. (EvCambridge,

(On Temel versity James, W.: (Dinsel Green Jeans, sel Kapleau, Kennett, J. : Press, The and The

Upaniad); 1934. Varieties 1935. of

(Birey ,: O u r ren Maharishi 1973. Mascaro, ,: Mehra, Mass.:

Evren);

Harper,

of

Religious New York:

Experience. Longmans, (Fizik-

Present Harvard

K n o w l e d g e of the Press, Md.: Gita.

Universe. 1967. Blm

Tecrbe Co.,

eitleri);

Hakkndaki

Bilgimiz); Gita.

Growth University

Physical

Science.

Mahesh Yogi:

Bhagavad

1-6,

Bilimlerin P.: J.: Three

Geliimi); Pillars Beacon

Cambridge, 1951. (Zen'in 1967. River. of Zen.

ngiltere: KatKe-

eviri ve yorum, J. :

Penguin Baltimore, Md.:

Books, Md. :

Cambridge man); narnda 1972. Keynes, in G. Tm

Press, Press,

The . Bhagavad Books, 1970.

Boston: Su

Penguin The J. Books, ture.

S e l l i n g W a t e r by the Satmak);

(Irmak

Dhammapada. 1973. The

Baltimore,

Penguin

New York:

Vintage

Books,

(der.) : (Bir D. and

Physicist's Doay R.:

C o n c e p t i o n of NaNasl Algladna 1973. Koan. (Zen

Fizikinin Reidel,

(der.) :

Blake-Complete Writings. New York: Oxford

(Blake'-

Dair); Miura, I.

Dordrecht-Hollanda, The Zen

Eserleri);

University

Fuller-Sasaki,

434

Fiziin Tao'su
Koan'); 1965. New York: Harcount Sacred Kitaplar); Brace of ond the world, East. Univer-

Kaynaka Philosophers 1949. Stace, W. T.: The 1960. S-Matrix (Kuantum Physical 20 Mart The 1971. Essence of Buddhism. Hozokan, Interpretation Kuramnn Vol. D3, of Teachings New of the Mystics. New (Yaayan Felsefeciler

436
Kitapl), (Mis-

Muier,

F. M.

(der.)l: Kutsal Sutralar,

Baolks

(Dou'nun Mahayana sity Murti. Press.

cilt XLIX. Oxford

Buddhist

tikilerin Library, Stapp, H. P.: Theory. lan); 1320, Suzuki, ,:

retileri);

York:

American Quantum Yorum1303 -

N e w Yorlk:

T.R.V.:

The

Central

Philosophy

of Buddhism. Allen in and

S-Matriks sayfa

(Buddihizm'in Unwin, Needham, (in'de Oppenheimer, York: fesi) Reps, Ross P.: 1955. J.:

Ana

Felsefesi); and

London:

Review,

Science ve R.: University J. (Bilim S.:

Civilization 1956. the

China. n g.: UnNew

D. T.: z);

(Bud-

Bilm

Uygarlk); Press, and Genel Press, ve Science

Cambridge, Common

dhizm'in

Kyoto, Ana

Japonya: Hatlar);

1968. Schocken

Cambridge derstanding.

Outlines of M a h a y a n a

Buddhism. New York:

(Mahayana

Buddhizmi'nin Books, ,: yana York: On 1963. Indian

Kavray); 1954. (Hint

Oxford

University Indian

Mahayana Hakknda); Row,

Buddhism. E.

(Hint

MahaNew

Raidihakrishnan,

Philosophy. 1958. (Zen Books.

Felse-

Buddhizmi

C o n z e (der.).

New York: Zen

Macmillan,

Harper and Zen and New in

1968. Culture. (Zen ve Japon

Flesh, Zen Yorik; Three Ways 1966. Yolu);

Bones.

Eti,

Zen

Ke-

Japanese York: the

mikleri); N. W . :

New

Anchor New

Kltr); (Asya and ,: Studies tara and

Bollingen

Series, Sutra.

1959. (LankavaRoutledge

of Asian

Wisdom. Simon

Lankavatara

Bilgeliinin Schuster, Russel, B.:

Yorlk:

Sutra Kegan

Aratrmalar); Paul, 1952. Suzuki,

London:

History of W e s t e r n Tarihi); New York:

Philosophy. Simon and

(Bat

Fel-

,:

P r e f a c e to nsz);

B. L.

Mahayana Buddhizmi and der cilt Materie.

Buddism. ismindeki 1959. (Madde(Avustur118, sayfa RamaNew

sefesi 1945. Sachs,

Schuster,

(B. L . eserine Thirring, nin ya schen

Suzuki'nin

Mahayana London: der

Allen

Unwin,

M. : in

Space-Time Relativity.

and

Elementary Gre

Interac-

W.: Temel

Urbausteine Talar); der

tions ve mz Sciama,

(zafiyete

Uzay-Zaman (Gn1969. (Evrenin 1959.

Almanach Almana), 1968. Yoga. Center, of Zen. 1957.

sterreichi-

Temel Fizii), D. W . :

Etkileimler); Vol. The 22,

Physics 51-60,

Today ubat

Akademie Wien, S.: The

Wissenschaften

sayfa

Bilimler A k a d e m i s i Jnana Way

Unity of the Faber

Universe. and Faber,

153-162. Vivekananda, Watts, A.W.:

Avusturya,

Btnsellii); Sohilpp, P. A.

London:

New 1972. (Zen'in

York: Yolu);

krishna-Vlvekananda York: Vintage Books,

(der.): (Albert Evanston,

Albert III.:

Einstein: Bir The

PhilosopherFilozof - Bilim of Living

Scientist. Adam);

Einstein:

Library

434
Weisskoppf, Selected mi 1972. Weyl, H.: Philosophy Princeton, 1949. A. N.: Essays. A. H. The Interpretation Yorumu. (der.). of Mathematics Doa V.F.: Physios in the

Fiziin Tao'su
Twentieth Mass.: Century. SeilPress,

Kaynaka EK 1 : ATOM-ALTI GELMELER Fritiof n dir. ifade 1974'd e (bu on olmakla Capra'nn ettii , en kitabn kitap bu (kitab, ilk Pek ve kendi dnya Ancak da hayli FZNDE GNCEL

19

Essays.

(Yirminci Cambridge,

Yzylda

Fizik. M.I.T.

Denemeler);

and

Natural! FelseUniversity

grbyle eskidier sre

Science. fesi); Press, Whitehead, Selected nemeler); Y. : Wiener, ler); Wiigner, tific

(Matematik ve N. J.:

Bilimlerinin

nemli

eseridir. hemen tabii bir bu bir o

Princeton of

berabeP,

b a s k yl bu

bitmi ve uzun

ardndan uzunca da sredir), kadar ilvedeki b i r iki yeni bir

Science. DeN.

basklarna iinde fizik cm, fizik dalnda

geilmitir. be yldan pek

(Bilimin Johnson 1961.

Seilmi

modern arpc amakonuya zabilgileri eviren mit etbu yana

Indianapolis,

ok yeni kmtr. kan

Bobbs-Merrill, P. P.:

bulgular (Leibniz-SemerSons, 1951. Scien(Ya da:

ortaya

Benim

Leibniz-Selections. Ch. Soribner's and ve

Capra'nn alannda ile etmek ve

kitab y a z m olduu t a r i h t e n ortaya ok nemli gnmz bu dalnda en bylece, Bu

New York: E. P.: Essays. ve

Symmetries (Simetriler Mass.: Ching I

Reflections. Yansmalar

temas

okuyucusuna ilveyi

fiyet fizii bilmilii mek

K u a n t u m fizii

Simetriler Wilihelm, York: Wilhelm, Ching J.: ,: H.:

Dnceler). M.I.T. ile

Seilmi Press, sekiz of

Denemeler); I Ching. New

aktarabilmektir. istiyorum. ok bu arada srekli talar, de leptonlar, ve ayrca cklar yakn opra ikiye

balamda,

Cambridge, (Deiim -1 R.: ya

1970. ders);

olarak

deerlendirmeyeceinizi

C h a n g e - Eight L e c t u r e s on t h e ilgili or 1964. Book Kitab); Press,

bir da,

tarihe

kadar bylece

bilim sz iki da

adamlar, konusu blm anlatt sahip ve

ve

Harper Torchbooks, The da Ching Deiimler University of the London:

maddenin hadronlar

temel yap talarn yap halingibi, paramaruz olan diye

Changes. Princeton,

(I N. i-

ayrmlar ve

leptonlar ve hi bir

Princeton The Secret Srr);

1967. Flower. (Altn Kegan Paul,

deerlendirilmitir. iddetli

Capra'nn ile

Golden

uzaysal kuvvetler ise, her

bykle (elektronlar drt ve kuvvet

olmayan ntrinolar

ek'in 1972. Woodward, of Zimmer, the

Routledge and

etkilemeyen trne

olarak ve

grlmektedir belirli

F. L.

(eviri

ve

yorum): Baz

Some 1973.

Sayings

gibi).

Hadronlar

Buddha. Myths (Hint Press,

(Buddha'mn University Symbols Sanatnda 1972. and

Konumalar); Indian Art and Mi-

kalabilen Ancak tedir. ortaya

bir u z a y s a l yava

bykle yava

sahip

New York: H.: Civilization. toslar ve University

Oxford

Press, in ve

paracklardr bu nk

(protonlar yaklam,

ntronlar

gibi). terk edilmekolarak artk ilgili

Uygarlnda N. J.:

Fritjof Capra'nn ekingenlik,

k u a r k l a r ile bilimsel Avrupa

Simgeler);

Princeton,

Princeton

koyduu

evrede

almaya

balanmtr. Merkezi

rnein CERN'deki

ekirdeksel guruplar

Aratrmalar

alma

412 almalarn ettikleri hazrda larn mitir. bu youn ispatlama olsa -bir biimde,

Fiziin Tao'su
varlklarn kuarklarda sadece ve bir kabul Haligerekhadronedilismi yapdeikart -

kuarklarn

ispatna yaltlm bile,

yneltmilerdir.

letirilememi

kuarklarn gerei bir k u a r k hadronlara

ilerinde varolduklar C E R N ' d e k i l e r e gre, meydana Yani yeni gelen

artk teslim meson

kuarktan lan

verilmektedir. tirilmitir. girmi da da ya u kendi ailelere) da aile Bu

leptonlar ve leptonlar ve ayrm Ancak bamsz biten artk

h a d r o n l a r diye kuarklar olarak bilimsel ve bu tek Bu kuarklar drtl rnein

genel ayrm,

literatre leptonlar (ya biimde bir g u r u p grupta,

bulunmaktadr. aralarnda

guruplara

ayrlmaktadrlar. olup ile yardm

gnlk

evrenizde eler

her

ey,

aklanmaktadr.

temel

bulunmaktadr: kuark tipi daha kuark ntrino. ya da iki yapay hzlandrc drtl Sz ortamr bu gise, gurup konusu yksek Bunlar, ar arasndaki vastas gre gibi, enerji deerlerinde, hayatta etkileimi ce iki t a n e ana guruba indirgenebilmitir. nemli ismi kalan verilirken, hafif ile Bu, yakn

up

down elektron elektron bulunan

fiziksel iddetli

tarihimizin kuvvetlere

ok ok gluon

bir b a a r s d r ! (1). elektroaktarld bilimdoNokat Bundan ile 1984 yl doksan kuvvetlerin

Doal iarnda daha rlen

ortamda

manyetik de sel lay, bel bir W ve ve

kuvvetlerin Z trnden Bu

dnda iki tane ispat Carlo

boson edilmitir. Rubbia

kuark-lepton

drtlsne daha

adet deiik gndelik trleridir. kuvvet ile

bulunmutur. nl dl yk

bulgu, olarak fiziki

1983 y l n d a

CERN'de

eklenmektedir. drtllerin kmesi yeni

deneysel italyan uzman lyk

Hollanda'l elektriksel protona birkuvar-

paracklar aktarc Bunlar gluonlar mas ise,

teknoloji

Simon van

der Meer'e

paracklar diye

gereklemektedir. bosonlar ve snflakuvvet ayrma sadece kapsade-

grlmtr. Z-bosonu ok ile ktle hafif

W-bosonu, ise ierir.

gre

fotonlar,

tamaktadr ve sahiptir. kat d a h a kuvvet ve

protonunkinn Bu

isimlendirilmektedirler. izlenebildii ok kuark-lepton hem bir de ikili artk

bir k t l e y e gre yz tromanyetik

ntrdr ve

Tablodan aktarc gidilmitir. iddetli

biimde elekkuvvet

h e m t a m bir t e m e l e o t u r m u v e paracklarda yle ki: ve kuvvetleri nemli

ekirdeksel

letirilebilmi vet pc olarak Bu

elektro-hafif nl fiziki

(electro-weak)

Kuvvet aktarclar, elektro-haflf doadaki btn

isimlendirilmitik). Raf el C a r r e r a s u bulunmutur:

kuvvetleri kuvvetler,

balamda

samaktadrlar.

Yani

anlatmda

442
gkyz dnya rzgr deniz aalar hayvanlar insanlar Carreras'n demin yukar rilen de tabloda ve aa) szn her u d ve ey

Fiziin. Tao'su

Ek'ler
TBTAK'tan kale deyimi mtr. cel krk dizisinde, ile te bu Hanasl kuantum erevede u filtre bir G r ise, y a y n l a d dnyasnn ortaya kuantum arpc, koymaya koanlarna ve

443
bir makendi algn-

kuarklardan kuarklardan boluktan gelir(3) d kuarklar, (yani, getiiin ekilleridir. dile kuvvet

acayip olarak

ynlerini

elektronlardan meydana ettii u up ve ve

rnekler be ile ya

deneyleri ay dik ve ya

gsterebiliriz(5): bunlar deney iki

1) Kutuplaycr derecelik amac adet geip, Yani

kullanlyorsa ters ynde

oluturuyorlarsa; hep bir beraber sonu bu

birbirlerine her birisi da

uan

gsterdiimiz kuarklarnn yapt

down

fotonun

filtreden birinin da ne

ksaltlm esnasnda burada

geecek

gemeyecektir. gemedii ayr fotonlar, nasl

Fotonlardan dier parann ve ne zarnan gre,

Capra'nn aynen

tartma

dierinin birbirinden

olmayacaktr.

dalga/madde uygun

ikililii,

yerekimsel

uygulanabilir. olarak)

rnein yerekimsel ile

(zafiyet yereedileve bir

yapacan 2) bir hale temel gerek likten ciin yme 3) tedir Oysa len

uzakla

balf olmadan cevabna Baka geri tam bir

bilmektedirler. belirli bir dek Hi

fiziine kimsel bilir.

kuvvetin, kabul

Belirsiz gelir? Kuantum belirlilie kararmas etkisi Klasik (bir topu

bir zellik, Wheeler'in olay, gei, gibi fizie bir

dalgalar vastas Yerekirrsel olarak ikiye alan

aktarldklar d a l g a l a r gibi

dalgalar

(gravitational Duraanlara

waves), rnek

kaydedilmi fotoraf artk gre,

bir o l a y o l a n a bir d e y i l e ,

gnmzde deiken rnek rdr. tadr. ise, ykne ise,

elektromanyetik

duraan

bir olay d e i l d i r .

belirsizbir t a n e bir biki

ayrlrlar. hareket

eriyiindeki evrilemeyen deildir. ile

olarak yerekim

gsterilebilir.

Deikenlere

k h z y l a oiarak

eden yerekim dalgalaivmesine ve elektriksel dalga yaymakdalga yaymas moAncak,

olmadka, gei,

Hareket eden bal Byle omun

bir n e s n e ,

bir e n g e l d gre

ayrlm atmak olay

elektromanyetik yerekimsel ivmesine bir s o n u c u baz ivmeli

deer arasndaki

enerji bu

gerektirmekgibi). deniherhangi

bir n e s n e n i n

tepenin

zerinden

ktlesine ve net ivmesi ile

baldr.

Kuantum mekaniine kayna ile geilebilir. atomsai ile dnda, Haber

engel,

mentum sistemin kar tadr.

korunumunun

o l a r a k y a l t l m bir Fokat b u etki-tepki etkiye kmakdurumlarda olup

bir d e n e r j i bir e t k i sper tnel

o l m a d a n da

tnel

sfr o l a c a k t r . bir

Nitekim manyetik aklarn belirsizlik bir ou bundan da bu etkilerin 1986'da Blteni) hzlarda

her z a m a n tepki Bu

eit o l m a m a k t a ve beraber az hareket genellikle ise,

iletkenlerde Ayrca anlatlarn (Fiziksel imdiye olacak olay yardm

gsterdikleri

hareket ortaya

dolaydr. Bu doada trl neden

yerekimsel neden olur. bir orboyunca idde-

aklanabilmektedir. Physical Ocak bir yere Review her saysnda,

nma, y a n i y e r e k i m s e l Yerekimsel tamn trma tine eklini ve deitirirler. dalgalar Bu

dalga yaymna getikleri birbirine olup

herhangi

Letters'rn

hareket ynne deitirme,

dik bir d z l e m

kadar tannmayan deiik biimde yerekimine

kuvvetin,

dik y n d e skdalgann

nesnelerin iddia

dmelerine kmakta

genletirme

biiminde

kar

ve frekansna

ba11dr(4).

olabilecei

edilmitir.

22 434
rnein tin, bire rca de Bu bir den Yani ulaan buna dnya yzeyindeki derin az olduu

Fiziin Tao'su
yerekimsel kuvveyzde Ay-

Kaynaka tanmlamtr. geirmezliini vettir. Yani, yoktur. bu de g r, yeniden Sadece Kant'a gre oisim fiziinde bu maddenin ve da ya cisimliliini zellik, z diye bir vardr. bir ve kuv-

Avustralya'nn ekirdek-alt benze farkllklar kuvvetin ve

m a d e n l e r d e k i nden yaplan fizikiler,

belirleyen kuvvet

nitelik (yani,

bir o r a n d a ok olarak bu

grlmektedir.

doada amz

bir e y Kant'n biim-

paracklarla iin

deneylerde kmtr. hiper-yk

enerji)

ilgin sonular ortaya adlandrlan ileri itmek daha kuvvetin

sansasyonel Zaten gibi, Fritjof

hesaplamak

dorulanmtr. kitab da, bir da anlatt biimi serbeste

Capra'nn madbun-

(hyper-oharge)

kart-yerekimsel Yerekiminbir n e s n e n i n belirmektedir. bir madde, bu abuk yere dnetkisi,

elinizdeki nk deyi

tecrbeyi olarak

belgelemektedir. m o d e r n fizik, ve

varln

srmlerdir. suretiyle az olan oranla bilinen ve (ki

Capra'nn de

daha zayf olan proton daha biimde tartlr Son ve (6).

enerjinin

grmekte Kant'n kan

proton eleri gzel da tr)

ntronlarn ntronu fazla

l a r n .ikisinin limsel lerle ve en

birbirlerine gibi, ortaya

geebildiklerini doabigelimeyaklam,

savunmaktadr(7). a t o m - a ti ve

Grlecei fiziinde

olanlara

daha

gayrmetafiziksel zafiyet, byk destekisini

monadoloji bulmutur. Kaan Mart H. 1991

decektir.

Yani doada aklad

Capra'nn ok etkisinin bu hiper-yk-

drt

kuvvet

bir de b e i n c i

bir k u v v e t i n v a r l

KTEN

hale gelmitir bilimsel Capra'nn Leibniz Ancak Leibniz

evrelerde. atfna deinmek atfta bu(1) (2) (3) (4) gr sadece byk mobir EK YE KAYNAKA In Bildern, s. 2-5,

olarak Capra,

istiyorum. lunarak, ile arasnda

Monadolojisi'ne Uzak nl scak a pek Bat

CERN: CERN : slos, 34, 1988 s. Carreras,

Genf,

1986. Partide Phys.

monadoloji monadoloji nl

felsefesini kavramna aydnlanma Kant

Dou bakan filozofu

European 14-15, R.: Bilim How

Laboratory 1985. Energy 1986.

for

karlatrmtr.

filozoflar

Geneva,

Becomes Dergisi, Yeni s.

Matter, 9,

Leibniz deildir. temizleyici nadoloji Kant, (Nesnel dern sefeleri gr Bylece n lerini mitir. larn ve Bu kulland

CERN/Geneva (M. Karaman:

Immanuel

bile

kendince

TBTAK:

ve T e k n i k

Nisan

gelitirmitir. 1756'do ok byk yazd isimli bir yaklaan Physische eserinde, ve hatta Monadologie gnmz Uzak Dou bir mofel(5) Monadoloji) ile

Bilimde

Bir baz s.

Pencere: deiikHaGer-

Gravitasyonel likler ziran ek (6) olarak 1986 (7) yaptm). TBTAK : 1988

Dalgalar),

(Dilinde Dergisi,

fiziine ortaya

Bilim ve T e k n i k (Gr, H.: (Kuvantum Derleme ve T e k n i k

22-28,

uyuum Kant

gsteren burada, ele ile yeniden

dnya almtr. yapszellikisteolarak

Kuvantum

Dnyas

koymutur.

Leibniz'in

midir?),

terimini, yaptm.). Dergisi, s.

kuantum 8, C. der Nisan Varlk), Philo-

monad getiren

kavramn en daha kk Kant,

deitirdim. Bilim yaptm). (Fizikteki H. J.: s. 338,

gerekletirdikleri niteliklerini balam

hareket yakndan ad

dnya

TBTAK : (derleme Strig, sophie,

meydana

paracklarn geen

Beinci Kleine

Kuvvet,

ev.

incelemek kuvvet

iinde uzay

parack-

Weltgeschichte 1987.

zelliklerini

dolduran

bir

Fischer Vertag,

Fiziin Tao'su EK 2 : KLASK TRK FLOZOFLARI VE

432

Kaynaka

433

Bu teze mza (ve zellikle Ama de klasik Trk nce. grbirer bir z a Review. Yunus da kitapta anlatlanlara1 benzer burada nesneleri dnrler hi (Turkish ok

konu yakn

ile

ilgili

olarak,

tasavvuf dnrlerini Capra'c Rum senkarve biri, olduu Dou mistikisi de dahil

de zikretmek kar.

gerekir. Bunlar Bu gre

Bunlar arasnda Mevlna iki en Bu,

MSTSZM slam filozoflarnn bazlar

iki t a n e Y a k n

Celleddn-i

Emre'dir.

ahsiyetin nemli salt Hak (akn) ilksel

filozoflarnn) unu larn rz man

mutasavvflara Adem-i Evrenin Ayrca

kavramlardan yokluk

mistik tecrbelere ynelmilerdir. nemle vungulamalyz : en n e m l i k n o k t a s ; nermesidir. d ele pheyle Yani, dnyann s.

Mtlaktr. boluunu ermilerin

anlamndadr. ben Tanr'ym) ne karulaartk te

slam filozof ve teologvarolan

ve enel

halini (yani, ile

tanmlamaktadr.

msliiman

demeleri, transandantal maktadr. an yce byle bir Meditasyon Buddhist nk de

birlemeyi ben

r e a l i s t t i r l e r ve 4/1989.

gerekliini

tecrbesi br sahip vcd

nirvanaya atman, gelmitir.

anmamlardr. 52-69.) baz

anlamda

Tanr'ym

Mehmet Aydn.

demektedir. metafizik ile bu ilgi tutbir

onun

olduu haline

Fakat buna ve mistik Capra'nn arasnda bni madan ne de ortaya ise, iinde

ramen, koymaya

dnrlerde bir ilgi de sentez gz ne

brahman temele

ile y e k

dncelere baz gre,

kar

grlmtr.

dayanan

Mevlna leme eritik.

y l e der: getik. ne gam? gelirler. olduu O'na Bitkisel ise Megibi geri Lkin

alt fikrini

Cansz lemden, insan lekleri oldu. de lmden ca

olandan, lmn

bitkisel dnyaya

arpc

benzerlikler grlmektedir. nnde dnyay anlayabilir ve

hayvansal sonra

Hayvandan

Sina'ya

deiim

bizi sonra

ufaltacana melek hi bir akln

yaadmz

insanlar eriilir.

haline

aklayabiliriz. okuyucularn ekmek ve mslman slam dnce Bundan en felsefesi ilk ve dikkatini istiyoruz. dini ile mellif zellikle nk geni Sahip ile sz Yakn idi. (yani, bu bir ilgili ai-Birudbilgi konuDou olduu

atktan

kavrayamaya-

Ancak n'nin nr, sahibi derin su ile iki Hint

bir d u r u m a

Artk balangta Zaten Hepimiz

eserlerine olan Yunan

sonsuzlukla dneriz Bu zerlii

kaynalr.

denmemi pasajn ok

miydi? Dou felsefeleri diyen Son ile olan ben-

Uzak daha

bilgisinin yardm sistemini ilgin dolay nemli

arpcdr.

Ayrca iyidir

amasz

hareketlilik, Mevlna'

byk Dou

ylece durmaktan dnceye nn u s z l e r i n i

Mevlna, Taoist olarak

Uzak

sistemlerini)

biimde

karlave Ki-

ok yaklamaktadr. aktaralm : lem-i sen,

t rabmitir. zellikle tab

al-Birun'yi

ilgilenenlere

salk verebiliriz 1974 yer ylnda

(al-ahtar al-bakiya yaynlad bir

m ail i'I-ihi mel geni da nemli

e s e r l e r i d i r ve T r k T a r i h anma Yoga bilim kitaSutAl-Biruni, ann olmutur.

Biiminle Gerekte

asgar.

(mikrokozmos) olsan bile,

Kurumu'nun bnda ray sinde

almaktadr). evirerek neden

lem-i

ekber'i temsil edersin.

Arapa'ya etkilere

evre-

(makrOkozmos)

448
Dsal Ancak Meyva Bundan Tersi Bu ak Aruz leri, mu? tren olarak isel iin bir a a c n olarak hi bir eker dal, dal,

Fiziin Tao'su
bir

meyvenin oluumunu mit Bahvan aac dolay,

kaynadr.

meyvann salamaktadr. olmasayd, aa doar.

miydi?A meyvadan

gerekte,

gibi

g z k s e bile. dayandn apeb- dnmeanlamna gksel b-

szlerin

mistik bir t e c r b e y e (Zaten srasnda Mevlevi kendi ve

ortadadr. trenleri lemsel eb- Aruz

dervilerinin evrelerinde gecesi

hareketlilii kavram Sema

btnsellii

yanstmyor

birleme

gelmiyor mu? tnllk

treni mu?). ayn

ayn z a m a n d a

demek olmuyor mu? Ve bununla da vurgulanmyor Emre ise,

lemsel

Yunus yle ki:

mistik

tecrbeyi

sergiler,

Bilmiim Terkettim Ba ak

dnya Kl- ayak

halini, Hlini, yaln, seni mu bu satrlar? olan 13. ki, Hem yzyl Mev-

araym Zen de Zen ile lna Buddhizmi Okulunun biimde!

Mevlm ortaya Ne de

kokmuyor byk bu

k tarihi ada

ada

bir t e s a d f slm altnda ile olsa (ve

Celleddin Kanmzca

Rum baz

yayordu! zellikle Arap bir harekalan doru

Yakn

Dou etkisi

de Trk) felsefesini yaknlk ket istedik.

filozoflar, Y u n a n ap, Uzak gsteren, btnsel

Dou

felsefesi ksa da

byk

bir a n l a y a

etmilerdir.

Buna burada

deinmek

You might also like