You are on page 1of 4

Geçmiş Günahlarımızdan ve Halen İçinde Bulunduğumuz Sıkıntılardan Kurtulmak İçin;

ARINMA DUASI.

Geçmişimizden kaynaklanan her ne olumsuzluk varsa tamamından kurtulmak, affedilmek, kutsanmak, arınmak için
aşağıdaki dua tarif edildiği şekilde, en az kırk gün aralıksız, her namazın ardından okunmalıdır… Sonra gelişme
şartlarına riayet edilerek zikire devam edilmelidir. Eğitim gibi, önce anaokulu, sonra ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite
eğitimi alınır, ardından doktora ya geçilir. İnsan eline geçen her kitabı okumaya kalkışmadığı gibi aklına gelen her zikiri
de yapmamalıdır.

Zikir;

Sağ el şahadet parmağı ile tespih taneleri teker teker çekilerek yapılır.  Eğer yanımızda tespih yoksa sağ el sağ diz
üzerine konur, sağ el şahadet parmağı sürekli aşağı yukarı inip kalkarak hareket ederken, acele etmeden esmalar
okunur.  Bu efâl (hareket), yalnız Esmalar okumaya başlandığında başlar, iş bitinceye kadar da kesintisiz devam
ettirilir.

Şimdilerde zikirmatik diye bir aletle zikir yapılıyor… El başparmağı ile butona basılıyor. Bu doğru değildir. Tespihte üç
parmak işe dâhildir. El orta parmak, işaret parmağı ve başparmak ortak olarak harekete dâhildir… İşaret parmağımız
en faal parmaktır. Şahadet getirirken işaret parmağı ile fiil yapılır.  Diğer parmaklar devre dışı bırakılır ki sağ el işaret
parmağının kudret kalemi olduğuna atıf vardır.

Niyet;

Öncelikle niyet edilir… Niyetsiz dua hedefsiz atılan ok gibidir.

Tavsiye edilen niyet şöyledir.

“ Rabbim, okuyacağım esmaların ve yapacağım efâllerin zatımda ve sıfatımda tecellisiyle, zatımı ve sıfatımı korumanı
niyet ve talep ediyorum. Arş-ı âlâ’ndan, Mucip sıfatınla kabul buyur. Ya kerim allah ve ya rahiymullah ve ya muciyp.
Dedikten sonra ;İstimdat ya Resulullah, istimdat ya Habibullah, istimdat ehl-i beyt-i güzin, istimdat ashab-ı kiram ve’l
istimdat cümle ruhaniyat…diyerek hiyerarşiden ve arşın melekleri ve dört büyük melekler dahi bütün ruhaniyetten
duamıza katılmaları talep edilmiş olur..

Ardından;

En az üç veya dokuz kere istiğfar getirilir. Tavsiye edilen istiğfar ise şu şekildedir…

’’Subhanallahu ve bi hamdihi subhanalahul azıym, estağfirullah’’

Dokuz kere salâvat getirilir. Tavsiye edilen salâvatı şerife şu tertip ile olanıdır.

’’Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed.’’ veya

’’Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ecmaiyn’’şeklinde olanlardır.

Ve bir kere euzü besmele çekildikten sonra dilediğin sayıda, zamanın el verdiğince ve kalp ile dil birliği sağlandığı
sürece;

“Ya latıfün ya latıyf. Bi lutfikel hafiyyü bil kudretilletiy isteveytü biha alel arş”

Veya
Ya kuddusün ya tahirun Ya latıfün ya latıyf. Bi lutfikel hafiyyü bil kudretilletiy isteveytü biha alel arş ‘’ Esma
tertiplerinden biri okunur.

Tamamlamaya karar verildiğinde dokuz kere daha salâvat-ı şerife getirilir.

’’Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala âli seyyidina Muhammed.’’

Zamanın yetersiz olduğunda zikir sayısı azaltılır, yeterli vaktin olduğunda artırılır, ancak her namazdan sonra en az
dokuz kere zikredilmesi uygun olur.  Yani zikirde kopukluk, ara vermek olmamalıdır. İbadetin ve zikirin az bile olsa
devamlı olanı makbuldür.
Umulur ki geçmişe dair olumsuz tecelliler varsa tamamının ifnası bu zikirle gerçekleşir. Pek çok kere tecrübe edilen ve
sık müracaat edilen bir zikirdir. İstiğfar ve salâvatlar dışında kalan bu bölüm yürürken dahi okunabilir… Namazlarda
düzenli okunduysa, istendiğinde namaz aralarında da bu bölüm okunabilir.

Bu zikiri samimi şekilde okuyup tecelli ettirenler, rüyalarında sağ önlerinden herhangi bir kitap yahut kuranı kerim
yahut temiz bir sayfa veya kişiye özel ikramlar aldıklarını görürler.
’’Kitapları sağ önlerinden verilenler, kurtuluşa erenlerdir’’ayetinin muhatabı olurlar.

BU şekilde zikiri tamamlayan kardeşlerimiz, ihtiyaç halinde, talep eden yakınlarına aynı zikiri aynı tertiplerle ve
usullerle yapmak üzere verilebilirler. Yani herkesin okuyabileceği bir Cemâl duadır. İçinde celâl esması yoktur… Kalp
gözünün açılmasına, okuyan kişinin âlemi melekût ile temasa geçip nur görmeye başlamasına vesile olur.

Bu arada zikire başlayan kardeşlerimiz, günde bir defa zikrini tamamladıktan sonra, aşağıda apaçık tarifi yapılan sağ
devrini yaparlarsa yerde ve gökte negatif güçleri bağlamış, nefsanî ve şeytani baskılardan, düşmanlarından gelecek her
türlü tehlikeden kendilerini korumuş olurlar…

Sağ devri Kâbe-i muazzamayı tavaf etmiş gibi fayda sağlar, sevap kazanırlar. Kâbe insan kalbini temsil eder. Sağ devri
ile kişi kendi kalbi üzerinde tavaf yapmış, allahın celalini temsil eden sol yanımızı daire içine alarak bütün süfliyatı
hapsetmiş, cemalullaha sığınmış olur.Bu devirin tecellisi halinde celal verir cemal alır,yani kafir verir mümin alır,yahut
kötüler verir iyiler alır..şeytanlar verici melekler alıcı konumdadır…

Bu devir kesretle yapılmaz. Günde bir sabah bir akşam olmak üzere iki defa yapılması yeterlidir. Daha fazlası ancak ileri
derecede bir olumsuz tecelliden haberdar olunursa yapılır ki,
ihtilaçnamede hangi hallerde ek olarak sağ devri ile savunma yapılacağı yazılıdır.

Aşağıda İhtilaç name de mümin kardeşlerimizin hizmetine sunulacaktır… Yüzyıllar boyu bu bilgiler halktan gizlenmiş
veya kitaplara geçirilmediği için unutulmuş bu efaller ve ihtilaçname günümüz insanının içinde bulunduğu
zorluklardan dolayı biiznillah bu zamanda yayınlanmasına müsaade edilmiştir.

Dünya döner, ay döner, güneş döner galaksiler döner, evren döner… Son zamanlarda haritası çıkarılan evren bile
efendimizin belirttiği gibi dekaka-devekuşu yumurtası gibi kutuplarından hafif basık küre şeklindedir.  Allah’ın bir ismi
“el Devvar”dır. Yedi gökten biri dışında tamamı saat yönünün tersine yani solunu içeride bırakacak şekilde, yani sağ
devri yaparak döner.
Bu dönüşe ilm-i ledün dilinde sağ devri denir. Bedenin sol yanını içeri alır, hapseder.

Solumuz Allah’ın Celâl sıfatlarını, sağımız Cemal’ini temsil eder. Celâl yıkıcı güç, Cemâl yapıcı güç demektir. Ve Evren
düalite üzerine var edilmiştir. Varlık Cemalden, yokluk Celaldendir. Cennet Cemalden, Cehennem Celaldendir. Her iki
sıfat da Allahın asli sıfatlarıdır.Mümin Allahtan Allaha sığınır. Şeytanın kendine has kudreti kuvveti yoktur. Şeytan yani
Celal sen eğer fırsat verirsen güç kudret kazanır..Onun yemesi içmesi sol el ile yiyip içmendir. Sol el ile asla tespih
çekilmez..Sol el efali Mikail efalidir. Yahudilerin kudsadığı melektir. Kuranı kerim Cebrail as. büyük melek olarak
bildirdiği halde onlar Mikail büyük melektir derler. Sol el ile çok iş yaparlar,Celali işleri önce kendilerini kahreder sonra
onlar da başkalarını kahrederek tatmin olurlar.Sol el efali yapanları korku kaplar,güvensizlik ve tehlikeler çepe çevre
etraflarını sarar..Kimseye güvenemez,güven aşılayamaz olursun..Asla sol el efali yapmamalısın.Derler ki Hz. Mevlana,
“Yıldız adaları-galaksiler döner, yıldızlar döner, gezegenler döner, bunlarla beraber her şey döner ben neden
dönmeyecekmişim, dedi” sema’ya başladı. Ama kesrete gitti.

Bir saat içinde binlerce kere döndü. Lakabı CELALEDDİN- dinin Celali oldu. Üstelik dönerken sağ ayağı sürekli yerden
kesdiği için müminler yerlerinden yurtlarından oldu..sağ devri yapılırken ayaklar yerden kesilmez..dönüş sırasında
sürüyerek ilerletilir.Hatalı ve sıklıkla devir yapması nedeniyle Mevlana hz..zamanı tarihte görülmemiş Celali tecellilerle
geçti. Moğollar dünyanın öbür ucundan İslam toraklarına saldırdı, yakıp yıktılar. O zamana kadar biriktirilmiş ilmi
eserleri yakarak imha ettiler. Ekonomik olarak ise taş taş üzerinde bırakmadılar. Kan döktüler, mal telef
ettiler,İradeleri gaspettiler.Müslümanların itikadlarına ve kendilerine olan güvenlerine halel getirdiler.. Etkileri
günümüzde bile sürmekte olan gerilemeye sebep oldular. Yaralarını sarmak asırlar aldı. Hâlbuki korunmak için günde
bir-iki kere yapması yeterlidir..

Ehli (zamanın zat evliyası ) şartlarına uyarak üç kere de devir yapabilir.Daha fazlasını da yapar .ancak o neyi nasıl ve
neden yaptığını bildiği gibi oluşacak her tecelliyi yenisi ile değiştirme ilmine ve yetkisine sahiptir.Yönetim mühürü
ondadır,yer gök nuru tevhidinde sıfatı olmuştur..Efendimizin makamının varisidir. Ancak üçten ziyadesi zarar-ı
muciptir. İşte o mucize dönüşün nasıl yapıldığına dair yazımız; Tam da Kâbe’de hacıların yaptığı farz ibadet şekliyle;

SAĞ DEVRİ:

Sağ devri efâl sırrında en büyük korunma efâlidir… Her türlü tehlike anında yapıldığı gibi, günlük olarak olması
muhtemel olumsuzluklardan Allah’a sığınmaktır. Allah tealanın gazabından lutfuna sığınmaktır.

Ayet el Kürsî ile yapılan devire “devri âlâ” denir. Kişinin kendi kalbi etrafında tavaf etmesidir. Kâbe’nin tavafı ile eş
anlamlıdır. Hz İbrahim Halilullah zamanından bu yana ledün sırlarına vakıf olan Allah dostları tarafından bilinen bir
ibadet şeklidir. Allah’ın Celâl sıfatından, Cemâl sıfatına sığınmaktır.

Evrende her ne olursa Allah’ın sıfatlarının tecellisinden ibarettir. Gerek kaderin cilvesi, gerekse yine kader sırrının icabı
olarak yaptığımız işlerin, söylediğimiz sözlerin sonucu olarak bizden sadır olup bize geri dönen tecellilerin
olumsuzlarından korunmak üzere yapılır… Besmelenin, fatihanın ve Ayet el Kürsî’nin koruyuculuğuna sığınmaktır.
Cenabı Hakk’ın bir sıfatının etkisini bir diğer sıfatı izale eder. San’iğ kudret ezelde böyle hükmetmiş… Açlığı nimeti izale
eder; hastalığı şifa sıfatı iyileştirir.

Geçmişte bilerek bilmeyerek işlediğimiz yasak fiiller ile sözler veya hayır zannıyla yaptığımız yanlış efâl ve dualarımız,
hikmetullahın yönetim çarkında belli işlemlerden geçtikten sonra beşeriyete intikal ile kişiye mükâfat veya ceza olarak
döner. Ceza olarak dönenlerden Allah’ın af ve koruyuculuğuna sığınmak üzere bu sağ devri seçilmişlerce
yapılagelmiştir.

Her ne hikmetse yazılı kaynaklarla umuma açılmamış, hep gizlenmiş. Bu zor zamanda Mü’min’lerin imdadına yetişmek
üzere bildirilmesine izin verilmiştir. Bu efâli düzenli olarak yapan bir Allah yolcusu hem içten hem dıştan gelen
saldırılara karşı korunmuş olur.

Ayetel Kürsi’de beş esma vardır. Bu beş esmadan biri şafiun esması biri hafizun esmasıdır. Bu devir ile allah tealaya
müracaat eden kişi hasta ise şifa bulur, dertli ise deva bulur, cahil iken ilme ulaşır, sülûku sırasında karşılaştığı engelleri
kolay aşar. Nefsinde emniyet hâsıl olacağından Allah’a yolculukta cesareti artar. Şeytanın tuzaklarından,
vesveselerinden evhamlarından arınır. Hayırlı işlere yönelir, namaza, zikire iştiyak duyar, haz alır.

Günde bir akşam bir sabah olmak üzere iki defa yapılır… Ehli ihtiyaç halinde daha fazla yapar, avam insanlar için iki
defası yeterlidir. Düzenli namaz kılanların herhangi bir vakit için bunu adet edinmesi ve her gün aynı vakitte yapması
tavsiye edilir.

Sağ devri besmeleye ihtiyaca göre eklenen iki esma ile de okunur. Ancak bu esma bilgisi gerektirir. En iyisi Ayet el
Kürsî ile korunmaktır.

Her duada, ibadette olduğu gibi sağ devrinde de niyet etmek gerekir. Niyetsiz ibadet olmaz. Abdestsiz ibadet olmadığı
gibi niyetsiz ibadet de olmaz. Niyetsiz ibadet hedefsiz ok gibidir, denilmiştir.

Bana bütün dualarımda şöyle niyet etmem emredildi:

“Allah’ım; okuyacağım esmaların ve yapacağım efâllerin sırrı mucibince (hikmeti mucibince) zatımı ve sıfatımı
korumanı niyet ve talep ederim. Dostuma dost düşmanıma düşman, zaman içinde an serian ve gariben mucip sıfatınla
Arşı alandan tecelli buyur, ya kerim ya rahiym ya muciyp” derim.
Sonra; “İstimdat ya Resulullah ,İstimdat ya Habibullah,İstimdat ehli beyti güzin,İstimdat ashabı-ı kiram,ve’l istimdat
cümle ruhaniyât” diyerek evrensel hiyerarşiden yardım dilerim.

Ve üç yahut dokuz kere salâvat-ı şerife getiririm.

“Allahumme salli âlâ seyyidina Muhammedîn ve âlâ âlihi ve sahbihi ecmain”


Veya
“Allahumme salli âlâ seyyidina Muhammedîn ve âlâ âli seyidine Muhammed”

Ellerini namazdaki gibi bağlar,


Bir Fatiha okur, ardından besmele çeker, Ayet’el Kürsî’yi bir defa okursun. Kırk beş derece, bir çeyrek daire soluna, her
iki ayağını yerden kaldırmadan, sağ ayağını ileri atarmış gibi sürükleyerek döner, sol ayağını yeni durumuna adapte
eder, vücudun duruşunu düzeltirsin.Yönün doğuya olur.

Yeniden aynı ayeti besmele ile birlikte okur, bir çeyrek daire dönüşle, yönün kuzeye gelir.

Yeniden aynı ayeti besmele ile birlikte okur, bir çeyrek daire dönersin, yüzün batıya dönmüş olur. Yeniden okuyarak
kıbleye dönersin ve devir tamamlanır.
Kendini ve sıfatını okuduğun esmaların (Ayet’el-Kürsi’nin beş esmasının) ve besmelenin anlamıyla daireye aldın
demektir.

Burada dilersen bir kere daha ayeti kebiri okur gökyüzüne nefes edersin.Yeniden okur yere yönelerek
üflersin. Yeniden okur ve yutkunursun, yutarsın.

Böylece yedi yönden kendini korumuş olursun. Bu son üç okuyup üfleme işi her zaman şart değildir. Sıkıntı
duyulduğunda yapılır.

Bu arada evin kapıları pencereleri halıları üzüm sirkesi ile sık sık silinmelidir. Kendisini nazar büyü vs.ile hasta
hissedenler banyo sularına bir çay bardağı sirke ilave ederek yıkanmalılar. Sabahları bir kaşık sirkeyi bir bardak suyla
seyrelterek içmek de şifa kaynağıdır.>

Devir tamamlandıktan sonra eller yanlara bırakılır. Üç veya dokuz salâvat getirilerek devir den sol adım ileri atarak
çıkılır.

Bir kere de;

“Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerikeleh lehül mülkü ve lehül hamdu ve hüve âlâ külli şey-ün kadir” okursun. İşin tamam
olur…

Daireden sol adımını ileriye, çizdiğin dairenin dışına atarak çıkarsın. Kişi kendisi hikmetullahta sol ayakla temsildir. Bu
şekilde dairede mahsur kalmamış olursun… Buna dikkat etmek şarttır. Aksi halde o dairede kendin dahi hapsolmuş
olursun ki bu hikmette yasaktır; zarar görürsün. İptilaya uğrarsın.

Bu yaptığın efâl ile hem kendini, hem yakın çevreni, sevdiklerini, Mü’min’leri koruma altına aldın demektir. Tecellisi
halinde seni üzecek her gelişme-kaza Allah’ın izniyle mahviyete gidecek, affedilecektir. Sağ Devri bu demektir.

Bir kardeşimize verdiğimiz aşağıdaki zikirleri sırası ile çekebilirsiniz.Yazımızdan yararlanarak,zikire başlayan ve
kimseden yardım almadan devam eden kardeşlerimiz aşağıdaki zikirlerle yolculuklarına devam edebilirler.her zikiri
kırkbir gün çekmeleri tavsiye olunur…

Bugüne kadarki zikirlerim:


1) “Ya latiyfun ya latiyf bi lutfikel hafiyyu bil kudretilleti isteveytü biha alel arş”
2) “El kuddusun et tahirun”
3) “Allahümme ehatet minel envari min külli canibin”
4) “Rabbi zidni ilmen ve fehmen ve imanen”
5) “Allahu veliyyüllezine amenu yuhricuhum minez zulumati ilen nur”
6) “Selamun kavlem mir rabbir rahiym”
7) Fecr Suresi 1-2-3-4-5, 27-28-29-30. ayetler
8) “Hasbiyallahu la ilahe illa hu, aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil aziym”.
9) Duha suresi
10) “Rabbena atina min ledünke rahmetev ve heyyi lena min emrina raşeda, ya raşid.”
11) “Narı aleyye nazharul acaibi külli hemmin ve yü’min ya vedut ya vedut ya vedut ya vedut ya vedut…bi nübüvvetike
muhammed as. ve bi vilayetike imam-ı ali (ks.)ya vedut ya vedut ya vedut ya vedut ya vedut”
12) “Esselamu aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berakatuh”
13) Şuara Suresi, 83. ayet: “Rabbi heb lî hukmev ve elhıknî bis sâlihîn”
14) Bakara Suresi, 208. ayet: “Yâ eyyuhellezîne âmenûdhulû fîs silmi kâffeh(kâffeten), ve lâ tettebiû hutuvâtiş
şeytân(şeytâni), innehu lekum aduvvun mubîn(mubînun).”

You might also like