You are on page 1of 5

177

S I K I N T I*
Siegfried Kracauer

Gnmzde hal sklacak zaman olup gene de sklmayanlar, hi kukusuz sklmaya zaman olmayanlar kadar skcdrlar. nk bylelerinin benlii [Selbst] silinip gitmitir o benlik ki varl, gnmzn kouturmal dnyasnda1 onlar belli bir yerde uzunca kalamayp, amasz salnmaya2 zorluyor olacakt. ou insan huzur(zaman)dan [Mue]3 yoksun, bu doru. Onlar temel gereksinimlerini karlamaya ancak yetecek kadar kazanmak iin tm enerjilerini harcadklar bir yaam srdrmektedirler. Bu yorucu grevi birazck hafifletebilmek uruna, uralarna ahlaki [moralisch] bir tl ekecek, en azndan kendilerine belirli bir ahlaki doyum4 salayacak bir "i etii" [Arbeitsethik] icad etmilerdir. Kendini ahlaki bir varlk olarak [als sittliches Wesen]5 dnmenin kiiye verdii vncn her tr sknty giderdiini iddia etmek abart olurdu. Gene de burada sz konusu olan, gndelik kouturmaya zg baya, kaba sknt [vulgre Langeweile] deildir; nk bu trden sknt ne ldresiye ne de kiiyi yeni bir yaama aydrc deil,
* lk kez "Langeweile" balyla Frankfurter Zeitung 69, No. 859 (Nov. 16, 1924) Feuilleton 1 olarak km olan bu ksa yaz sonradan Kracauer'in 1963'te derledii Weimar dnemi yazlar (Das Ornament der Masse: Essays, Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag, 1977 [1963]) ve gene onun toplu yazlar (Schriften, Band 5/1: 278-281) iinde yer almaktadr. (evirinin zgn Almancasyla karlatrlmasnda her zaman olduu gibi yardmn esirgemeyen Sayn Leyl Baydar'a teekkrlerimle. (.n.) 1. [betriebsamen Welt]. "Koturdur dnya"da diyebilirdik. Betrieb szcnn i dnyasna da gnderme yapt dnlebilir. 2. Langeweile = Lange (ver) weilen; [uzun sre/aralk] szc ile lang zu verweilen [ayan srmek; sallanmak; salnmak] szcklerinin Almanca'da yaknl zerinden szck oyunu yapyor. 3. zgrce olarak da nitelenebilecek bu tr zaman [Mue] ve "bo zaman"dan fark konusunda bkz. H. nal Nalbantolu, "Teknoloji, Sknt ve teki eyler", Defter, Say 42 (K 2001): 53-54; zellikle Not 2. 4. eine gewisse moralische Genugtuung. 5. Metinde nerdeyse tek bir cmle iinde evirirken dikkat edilmezse 'ahlak' szcyle karlayabileceimiz, ama nansl Almanca szck kullanyor olmas ilgin: sfat ve ad halleriyle kullanlan Moral, Ethik, ve Sitte/Sittlichkeit szcklerinin kk ve deiik vurgular hakknda bkz. Theodor W. Adorno, Problems of Moral Philosophy, yay. haz. Thomas Schrder, ev. Rodney Livingstone (Cambridge: Polity Press, 2000): Lecture 1, s. 9-10 ve Lecture 2, s. 15; ayrca s. 185, not 20.

178

Defter

ahlaken onayl halihazrdaki uratan daha iyisi ktnda hemen silinecek bir doyumsuzluun davurumudur yalnzca. Bununla birlikte, grevleri arada bir kendilerini esnemeye itenler, yatknlklar gerei ilerini srdregidenlere gre daha az skc olabiliyorlar. br mutsuz tipler ise gittike kouturma iine batarak, sonunda nerde olduklarn bilemez hale gelirler; onlar yeniden kafalaryla btnletirecek, o olaand, kkten6 sknt hibir zaman ulaamayacaklar bir uzakla ekilmitir artk. Gene de kimse huzur(zaman)dan tmyle yoksun deildir. Ofis srekli snlacak bir yer7 olmad gibi, Pazar gnleri de bir kurumdur.8 Bylece, en azndan ilke olarak, serbest zamann o gzel saatlerinde herkesin kendini gerek sknt dzeyine ykseltme olana vardr; ama insan hibir ey yapmak istemese de ona olanlar olur.9 Dnya kiinin [yitirdii] kendine eriememesini gvence altna almtr bile. Dahas, kii dnyayla ilgilenmese bile dnya onunla yle ilgileniyordur ki, huzur ve dinginlie bir trl kavuamayarak toptan sknt iine yuvarlansn. Dnya da sonunda bu toptan sknty haketmekte. nsan iinden doygunluun serpilebilecei bir doymamlkla ykl, akamlar caddelerde srter durur. Binalarn tepelerinde aydnlatlm szckler kayp durmaktadrlar ve zaten kii kendi boluundan kovulmu, reklamlarn10 o yabanc dnyasna srgne gnderilmitir bile. Beden asfalta kk salm, artk kendi tinimiz olmaktan km tin de [Geist] kl pa6. [radikale] 7. [Dauerasyl] 8. Pazar gnleri konusunda Adorno'nun u deerlendirmesine burada yer vermekte yarar var: "Pazar zlemi [nostalgie du dimanche], alma haftasna deil, almadan kurtulmu olmaya duyulan bir zlemdir[Heimweh]; Pazar gnnn de kiiyi tatmin etmeyiinin nedeni vaktin iten uzak gemesi deil, tatilin kendi vaadini tutmad duygusudur; tpk ngiliz Pazarlar gibi, her Pazar ok az Pazardr [wie der englische ist jeder Sonntag es zu wenig]. Zamann ac verecek kadar uzadn hisseden kii bouna beklemi olandr: Yarnn oktan dnn devam olmadn anlamak hayal krklna uratmtr onu. Ama almak zorunda olmayanlarn can sknts da temelde bundan farkl deildir." Theodor W. Adorno, Minima Moralia: Sakatlanm Yaamdan Yansmalar, ev. Orhan Koak ve Ahmet Doukan (stanbul: Metis Yay., 2000): 180; Minima Moralia: Reflexionen aus dem beschdigten Leben (Berlin u. Frankfurt am Main, 1951): 330. Almanca'snda Adorno'nun "La nostalgie du Dimanche" olarak yazd bu zlemin, yer yer "ngiliz hastal [La maladie anglaise]" olarak da geen ve, baz Fransz yazarlar ve ozanlarnca ngiltere ikliminin baskcln da anmsatacak biimde ngilizlere atfedilen "Le spleen anglais" ile i ie dnlmesi gerekiyor; bkz. Guy Sagnes, "Baudelaire. Spleen, ennui, mlancolie...," [Magazine littraire, No. 273 (Janvier 1990)]. 9. [Indessen: man will nichts tun, und man wird getan.] aka yollu, "Hi bir ey yapmak istemese de insann can, benzetir dnya adam" da diyebilirdik.

Sknt

179

nolarn aydnlatc vahiyleriyle birlikte durmakszn gecenin iine dalp kar hale gelmitir. Ortadan silinip gitmelerine izin verilmi olsa bari! Ama bu tin tpk atlkarncada inip kan Pegasus [kanatl at] gibi kendi evresinde emberler izmek zorundadr ve alkoll ikinin grkemini gklere kartmaktan, en kaliteli be pfenniglik sigarann nimetlerini vp saymaktan bkp usanmaz. Binlerce ampul ortasndaki insan bir tr by tarafndan amanszca mahmuzlanarak kendini yeniden ve yeniden parlak cmlelerle biimlendirmeye ynelir.11 Diyelim ki, sz konusu ruh raslant eseri bir defasnda kt, geri geldi; hemen kendine deiik klklar ardnda yitmek zre bir sinemaya gitmeyi nerir. Sahte bir afyon tekkesindeki sahte bir inli gibi melir. Bir film diva'sn honut edebilmek iin gln oyunlar evirmek zere yetitirilmi bir ss kpeine dntrr kendini. Yaln da tepelerini kasp kavuran frtna iine dalar. Ayn anda hem aslan hem sirk terbiyecisi oluverir birden. Nasl direnebilirdi ki byle dnmlere? Afiler onun doldurulmasna kar kmayaca boluklarda sallanr, terk edilmi bir palazzo kadar plak beyaz perde nne srklerler onu. mgeler de birbiri ardndan boy gstermeye balad m bir kere, onlarn geip gidiciliinden baka bir ey kalmaz dnyada. Bo bo bakarken unutur kii kendini ve o koca kara delik hi kimsenin olmad gibi herkesi de tketen bir yaam yanlsamasyla12 canlanr. Ayn ekilde radyo da, onlarda tek bir kvlcm13 akmasna izin vermeksizin varlklar [Wesen] unufak eder. ou insan yaynlara inanmak zorunda hissettiinden, Londra'ya, Eyfel Kulesi'ne, Berlin'e gebe, srekli bir [edilgen] alc14 durumunda bulur kendini. O narin kulaklklarn davetine kim direnmek ister ki? Haberler oturma odalarnda ldayarak dner sararlar kafalar. Oturanlar da yetkin bir sohbeti o bile skc olabilir gelitirecek yerde, gizil nesnel skclklar bir yana, kendilerine kiisel sknty ya10. [Reklame] 11. Kracauer'in Die Angestellten. Aus dem neuesten Deutschland (1930, "Memurlar") balkl kitabndaki sk alntlanan deyii (Gereklik bir kurgudur) nceleyen bir cmle; kr. Siegfried Kracauer, The Salaried Masses: Duty and Distraction in Weimar Germany, ev. Quintin Hoare (Londra: Verso, 1998) [. N.] 12. [Schein des Lebens] 13. Cmlede das Radio szcn kullanmasna karn, gene radyo demek olan der Funk ile der Funke (kvlcm) szcklerinin benzeimi zerinden yaplm bir baka sz oyunu. 14. [Empfngnis] szcn cinsel bir yananlam da var.

180

Defter

amak gibi en basit bir hakk bile tanmayan dnyann o uultusunun oyun alan haline gelmilerdir. nsanlar sanki ruhlar uzaklarda babo dolarken, sessiz ve yaamazcasna yan yana dizilidirler. Ama bu ruhlar keyiflerince dolaamamaktadrlar; dizginlenemeyen habercilerce taciz edilir dururlar ve ksa zamanda kimdir avc kimdir avlanan, kimse syleyemez. nsann, kirpi gibi tortop olmak ve kendi hiliine [Nichtigkeit] aymak istedii cafe'lerde bile buyurgan bir hoparlr kiiye zel varoluun her bir izini15 siler, sprr. Grltyle savurup yayd duyurular konser aras zaman dilimine hkmeder; zaten kendileri de ayn duyurular dinlemekte olan garsonlar bu gramofon taklidini susturmalar yolundaki sama istekleri "ne mnasebet!" dercesine geri evirirler. Antenlerle gelen bu tr yazgy kii aresiz kabullenirken be kta gittike birbirine yaklamaktadr. Hakikatte oralara uzanan bizler deiliz; bizi kendi snrtanmaz emperyalizmlerine maleden onlarn kltrleri aslnda. Sanki bo midenin dourduu dlerden birini yayor gibiyiz: ok uzaklardan yuvarlanp gelen kck bir topun birden yakn ekime girip irileerek seni ezip gemesi gibi. Ne durdurabilirsin, ne kurtulman mmkn; o noktada zincirli, gelen devin ktlesi altnda silinip gidecek zavall bir oyuncak bebek, kaabilmek sz konusu deil. Diyelim ki bu bunaltc in bilmecesi ustaca geitirilebildi; hemen bir Amerikan boks mann sizi alp gtreceinden emin olabilirsiniz. Kabul edilsin ya da edilmesin, burada fazlasyla egemen olan Bat'dr. u yeryuvarla yznde yer alan dnya tarihinin utansz yaam hrsyla dolu tm olaylarnn salt imdikiler deil, gemitekilerin de tek istei vardr: bizi nerede istiyorlarsa orada bir buluma belirlemek. Ama efendileri yerlerinde bulmak ne mmkn. Gezmeye kmlar, nerede olduklar bilinemiyor; bo salonlarn da oktandr "beklenmedik misafirlere"16 terk etmiler; onlar ise efendilik taslayarak igal etmekteler odalar. Ama ya birisi byle kovalanmaya hayr derse? te o zaman sknt kiinin sz gelimi hal kendi varoluu hakknda17 sz sahipliine bir tr gvence
15. [jede Spur der privaten Existenz] 16. Kracauer Almanca baskda (1963) ngilizce'deki surprise party ifadesini kullanmakta. 17. [ber sein Dasein] 18. [nicht vorhanden]. Doyurucu tam bir evirisi henz olmayan, "hazrda", "gz nnde" anlamn da artran Vorhandene szcnn, Zuhandene (ievuruk, el altnda) szc ile birlikte Heidegger'in syleminde de nemli yeri vardr.

Sknt

181

salad iin tek uygun [zgn] ura haline gelir. Eer kii hi sklmasayd, bata da iddia edildii gibi, belki de gerekte hi mevcut olmayacak18 ve bylece skntnn nesnelerine bir yenisi daha19 eklenerek, insan ya atlarda yanp snyor ya da film eridi halinde makaraya sarlyor olacakt. Ama eer kii orda mevcut olacaksa [Ist man aber vorhanden], o zaman her yerde hazr ve nazr o soyut tezghtan sklmaktan, ve ayn zamanda bu tezgh iinde varolduu iin kendisini skc bulmaktan baka seii yoktur. Bir yaz ikindisi herkes dardayken yaplacak en iyi ey, tren istasyonunda salnmak ya da en iyisi evde kalp perdeleri ekerek sofa stnde kendini skntya terk etmek. Hznle [tristezza] kapl olarak, bu sre iinde saygnlk bile kazanabilen fikirlerle oynalr; hi yoktan ciddi grnme giriveren deiik tasarmlar dnlr. Sonunda da masa stndeki srayamayan cam ekirgeden ya da kendi kaprisinden bile habersiz kk kaktsn sevecen apallndan etkilenen insan, gerekte ne yapmas gerektiini bilmeksizin, kendiyle babaa olmaktan te hibir ey yapmamakla yetinir. Tpk bu dekoratif yaratlar gibi ciddiye alnmazlyla20 insan da iinde sadece nedensiz bir huzursuzluk, yana itilmi bir doyumsuzluk, ortalkta ama gerekte varlktan yoksun eyler21 karsnda bir bitkinlik tar. Ama eer kii sabreder, meru saylr skntya zg sabr gsterirse, ite o zaman neredeyse bu dnyaya ait olmayan bir tr huu yaar. Tavus kularnn iinde dolat bir manzara alr karda; ruh dolu insan imgeleri belirir gznnde. Ve baksenin ruhun da ayn ekilde dolup tamaya balyor ve haz iinde hep eksikliini duyduun eyi, o byk tutkuyu22 adlandrabiliyorsun artk: Bir gkta gibi kayan bu tutku inip de, seni, bakalarn ve dnyay sarverseydiah, ite o zaman sknt biter, ortalktaki her ey de var olurdu...23 Ama insanlar hal uzak imgelerden ibaret; o byk tutku da ufuk izgisinde szlp gitmekte. Dalmaya direnen sknt iindeki kii de tpk burda olduu gibi skc gereksizlikler24 yumurtlamay srdrmekte.

eviren: Hasan nal Nalbantolu


19. [nur ein Gegenstand der Langeweile]. Burada "nesne" olarak evirdiimiz, Gegenstand (literal anlamyla, "karda dikilen") yannda Alman diline geen dn bir baka szck de herkesin bildii Objekt olmakla birlikte daha ok, dnceye konu olan soyut nesneler (metafizik kavramlar, vb.) iin kullanlr. 21. [was ist, ohne zu sein] 20. [Unseris] 22. [die groe Passion] Vurgu Kracauer'in. 23. [und alles, was ist, es wre...] 24. Almanca'snda Bagatellen.

You might also like