You are on page 1of 153

Erich Maria Marque

nsanlar Seveceksin


















Kern, dald karanlk ve rahatsz uykudan, silkinerek uyand ve etrafna kulak kabartt. O da, kovalanan
btn insanlar gibi hemen uyand. Btn sinirleri gerilmiti ve kamaa hazrland. elimsiz vcudunu ne
doru emi, yatan iinde oturuyor ve merdiven kesilirse nasl kurtulabileceini dnyordu.
Oda, drdnc katta idi ve avlu tarafna alan bir penceresi vard, fakat ne balkonu, ne de su oluuna
yetisebilinecek bir saa mevcuttu. Bu yzden de avlu tarafndan kamak imknszd. Ancak bir yol, koridor
kalyordu. Tavan arasna ve oradan xla-ma karak yandaki eve gemek kabildi...
Kern, saatinin fosforlu kadranna bakt. Be olmak zere idi. Oda, hemen hemen karanlkt. teki iki
yatan rtleri belli belirsiz bir alacalk iindeydiler. Duvarn yannda yatmakta olan Lehli horluyordu.
Kern, byk bir dikkatle yataktan karak kapya doru, adeta kayd. Ayn anda da ortadaki yatakta
bulunan adam kmldand ve: Bir ey mi oldu? diye fsldad.
Kern, hi cevap vermedi, kulan kapya smsk yapitir-mitl.
teki adam yatanda doruldu. Karyolann parmaklklarnda asl duran teberisini kartrd. Bir cep
lambas akt. Soluk ve titrek k, kapy karmakark salar ve bumburuuk i amai-riyle, anahtar
deliinden darsn dinleyen Kern'i yakalad.
Yataktaki adam: Hey Allann bels, sylesene, ne oldu? diye keskin bir ses kard.
Kern. doruldu: Bilmiyorum, bir eyler duyarak uyandm.
Bir eyler mi? Ne bir eyleri? Budala...
Aa kattan doru gelen bir eyler. Sesler, admlar, ya da buna benzer eyler.
Adam kalkt ve kapya yaklat. Elektrik iinde, altnda ok kll ve adalesiz bir ift bacak grnen sar
bir gmlek giymiti. Bir mddet kulak kabartt. Sonra: Ne vakitten beri burada oturuyorsun? diye sordu.
ki aydan beri.
Hibir vak'a oldu mu, burada?
Kern, hayr der gibi, ban sallad.
Ya! O halde yanlm olacaksn. Bazan uykuda ki bir osuruk bir gk grlts gibi gelir insana.
Adam cep lambasyle, Kem'in yzn aydnlatt: Ancak yirmi yanda varsn. Mltecisin, deil mi?
yle...
Kedeki Lehli: Jesus Christu, tso siem stalo... diye bir eyler yumurtlad birden.
Gmlekli adam, elektrik fenerinden kan dolatrd, karanln iinde; gerilmi bir az, gayet sk
kalarn altndaki fal-ta gibi alm gzler ve al gibi siyah bir sakal belirdi.
Elektrik lambasn tutan adam: imdi, senin Isana balarm. diye homurdand eneni tut. Polak, sa
leli ok oldu. Gnll olarak itirak ettii Somme cephesinde ehit dt.
Kern, te, yine... diye yataa srad. Aadan geliyorlar. Damdan kamalyz.
teki, bir topa gibi, olduu yerde dnd. Alp kapanan kap4arn kard grltler ve ksk sesler
duyuluyordu. Hay Allah mstahakn versin. Haydi, Polski... Mar. Polis geliyor.
Adam, yataktaki eyalarn yakalad ve Kern'e: Yolu biliyor musun? diye sordu.
Evet, koridor boyunca sadan. Lavabonun arkasndaki merdivenden yukarya.
Gmlekli adam, kapy sessizce at: Haydi.
Lehli, tuhaf ivesiyle, gargara eder gibi: Matka baka dedi.
teki kt: eneni ks, ele vereceksin bizi.
Adam, kapy hafife kapatt. Sonra, Kern'le beraber, dar ve pis koridor boyunca, deta kayar gibi getiler.
O kadar sessiz kouyorlard ki, iyi sktrlm musluktan damlayan suyun lavaboya arparken kard
prty iitiyorlard.
Kern: Buradan. diye fsldad, keyi dnd, bir eye doru saldrd ve sendeledi. Bir niforma
grmt, gerilemek istedi. Fakat ayn anda koluna, iddetli bir darbe indi. Karanlkta bir ses:
Kmldamayn, eller yukar! diye emretti.
Kern, elindekileri yere drd. Dirseine raslayan darbe yznden, sol kolu uyumutu. Gmlekli adam,
karanlktaki sese saldrmak ister gibi bir tavr taknd bir an. Fakat hemen arkasndan, ikinci bir memurun,
gsne dayad rovelver namlusunu grd ye ellerini, ar ar yukar kaldrd.
Ses: Arkanz dnn. Pencerenin nne dizilin! diye emretti.
kisi de, emre uydular.
Elinde revolver olan polis: Bak bakalm, u dkntlerin iinde ne var? dedi.
ikinci memur, yerde duran elbiseleri gzden geirdi:
35 iling, bir cep lambas, bir azlk, bir ak, bir tarak. Baka bir ey yok.
Hibir kt yok mu?
Birtakm mektuplar ve buna benzer eyler.
Pasaportlar yok mu?
Hayr.
Revolverli polis: Pasaportlarnz nerede? diye sordu.
Kern: Benim yok. cevabn verdi.
Polis: Malm, diyerek revolverini gmlekli adamn srtna dayad: Ya sen, sana da ahsen mi sormak
gerekiyor, o. raspu tohumu?
ki polis, baktlar. Tabancasz, glmee balad. teki dudaklarn aprdatyordu. Ar ar: Hele bak
dedi. Ne kibar bir Msy, asaletmaap serseri. Birden elini kaldrd ve yumruunu adamn enesine indirdi.
teki sendelerken, polis: Eller yukar diye haykrd.
Adam, polise bakt. Kern o ana kadar byle bir bak grmemiti. Polis: Sana sylyorum, cenabet.
dedi. Yola gelecek misin, yoksa beynini mi dataym?
Adam Pasaportum yok. dedi, polis pasaportum yok diye adamn taklidini yapt Tabi, orospu
tohumlarnn pasaportu bulunmaz. Bunu tahmin etmek hi de zor deildi. Haydi giyinin. abuk.
Bir sr polis, koridor boyunca kouuyorlard. Kaplar hzla ayorlard. Apoletli bir tanesi yaklat:
Ne yakaladnz?
Damdan svmak isteyen iki kii.
Subay, ele geenleri szd, genti ehresi ensiz ve soluktu. zenle dzeltilmi kk bir by vard ve
tuvalet kolonyas kokuyordu. Kern, bu kokuyu tand; mehur 4711 kolonyas idi. Kern'in babasnn bir
parfm fabrikas vard da, bu ilerden biraz anlard.
Temen: Her ikisinin de sk skya muhafazasna bilhassa dikkat etmeliyiz dedi. Ellerini kelepeleyin.
Gmlekli adam: Tevkif ederken dvmek iin Viyana polisine izin verilmi midir? diye sordu. Temen
dikkatle bakt: sminiz ne?
Steiner, Joseph Steiner.
Tabancal polis: Pasaportu yok. Hem de bizi tehdit etti. dedi.
Subay, ksaca: Sizin dnebileceinizden pek fazia eylere msaade olunur, dedi. Mar, aa
bakalm.
Her ikisi de giyindiler. Polis, kelepeleri getirdi: Gelin bakalm, sevgili dostlarm. Hah yle. imdi daha
fiyakal oldunuz. l zerine yaplm gibi uydular.
Kern, serin elii bileklerinde hissetti. mrnde ilk defa olarak balanyordu. elik halkalar, yryne
pek engel olmuyorlard. Kern, kelepelerin sadece ellerini balamaktan daha fazla birey yaptklarn sand.
Darda sabah, daha erken olmutu. Evin nnde iki polis kamyonu duruyordu. Steiner, yzn
buruturdu: Birinci snf bir l gmme treni. Nasl, pek asilce hareket ediyorlar, deil mi km?
Kern, cevap vermedi. Kelepeleri kabil olduu kadar ustalkla ceketinin altna sakladt. Mtecessis bir ka
st arabacs, sokakta duruyordu. Kar taraftaki evlerin pencereleri akt. Karanlk boluklarda soluk yzler
titreiyordu. Bir kadn glyordu. Tevkif edilen 30 kadar insan, kamyonlara bindirildiler. Arabalar a-k polis
otomobilleriydi. Tevkif edilenlerin ekserisi, tek kelime sylemeden arabaya trmanyorlard. Elli yalarnda
kumral ve iman olan ev sahibi kadn da onlarn arasnda bulunuyordu. 30 kiinin iinde heyecanl
heyecanl protesto eden tek insan, bu kadnd. Kadn, yklmaa yz tutmu evinin bo duran iki katn, iki
aydan beri ucuz pansiyon olarak kullanmaktayd ve bu pansiyonda, polisin gzne arpmaktan uyku
ekmenin kabil olduu da ksa bir zamanda duyulmutu.
Kadnn pasaportlu ve polise bildirilmi bir seyyar satc, bir tahribatla mcadele memuru ve iki orospudan
ibaret 4 sahici kiracs vard yalnz. tekiler, akamleyin ortalk kararnca geliyorlard. Hemen hepsi de
Alman, Leh, Rus, talyan gmen veya mltecisi idiler.
Temen, ev sahibi kadna: Haydi bakalm! dedi. Btn bunlar karakolda anlatabilirsiniz. Orada bol bol
vaktiniz olacak.
Kadn: Protesto ediyorum diye haykrd.
stediiniz kadar protesto etmekte serbestsiniz fakat imdilik bizimle geliyorsunuz.
ki polis kadn kollarnn altndan yakaladlar ve kamyona koydular.
Temen, Steiner'le Kern'e dnd: Hah imdi sra bunlarda. Fakat bunlar bilhassa kollamal.
Steiner: Mersi dedi ve kamyona bindi.
Kem de arkasndan.
Kamyonlar hareket etti. Kar evlerin pencerelerinden crtlak bir kadn sesi: Yine grelim. dedi.
Bunun arkasndan da bir erkek sesi: u hnzr gmenleri gebertin. diye haykrd. Hi olmazsa kr
grtlaklarndan kurtuluruz, Heil Hitler.
Kamyonlar, olduka hzl yol alyordu. Zire caddeler henz bombo gibiydi. Evlerin arkasnda gkyz
ald, aydnlrklat ve geniledi, effaf bir mavilik ald. Fakat kamyondaki tutuklular, son. bahar yamuru
altndaki stler gibi lo ve mphem kald. Birka polis tereyal ekmek yiyor veya alminyum
matralarndaki kahvelerini iiyorlard.
9
Frans -Joseph kprs yaknnda bir zerzavat otomobili, caddeyi bir batan teki baa kesti. Kamyonlar
fren yaptlar ve yine yollarna devam ettiler. Ayni anda, ikinci kamyondaki tutuklulardan biri arabann
kenarna trmand ve caddeye atlad. Adam, arabann amurluuna doru yanlamasna dt. Derken
mthi bir atrd ile kaldrma arpmt.
Balarndaki Temen: Dur, arkasndan koun! diye bard. Olduu yerden kmldarsa ate edin.
Kamyon kuvvetle fren yapt. Polisler aa saldrdlar ve a-damm dt yere kotular. ofr, etrafna
bakmyordu. Adamn kamadn grnce arabay yava yava geri bast.
Adam, srtst yerde yatyordu. Bann arka ksm, taa arpmt. Etrafa savrulmu pardess, iki yana
doru alm kol ve bacaklar ile, yere dm bir byk yarasa gibi boylu boyuna uzanmaktayd.
Temen: Buraya getirin onu! diye bard. Polisler, yere eildiler. Sonra biri doruldu: Bir yerini krm
olacak, kalkamyor.
Pekl da kalkabilir, srtlayn.
Steinere vurmu olan polis, isteksiz isteksiz: Lyk olduu tekmeyi bir yaptrn da bak nasl canlanr.
dedi.
Yerdeki adam inliyordu. teki polis: Gerekten kalkacak halde deil. diye haber verdi Kafatasndan
kan akyor.
Balarndaki Temen: Hay Allah tnstahakn versin diyerek aa atlad ve tutuklulara bard: Sakn
kmldaym demeyin, melun haydutlar. Eziyetten baka ne yaparsnz ki!
Kamyon, imdi tam da zavall adamcazn yanndayd. Kem, yukardan baknca adam iyice grd ve
tand. Bu titrek, krl sakall, clz bir Leh yahudisiydi. Kem, onunla ayni odada yatmt, birok defa.
htiyarn, sabahn ok erken saatinde omuzuna dua kayn geirerek pencerenin nnde durduunu ve
vcudunu ileri geri hafife hareket ettirerek dua ediini, iyice hatrlad. htiyar Yahudi, makaralar, tireler ve
eritler satard. imdiye kadar defa Avusturya'dan kap dar edilmiti.
Subay: Kalk, haydi! diye emretti! Ne diye arabadan atlyorsunuz? etele tahtas fazla geldi, deilmi?
Hrszlk ve kimbi-lir bir sr eyler daha.
10
htiyar adam dudaklarn kmldatt. Bym gzleri temene dikilmiti.
Temen: Ne o? diye sordu. Bir ey mi syledi?
htiyarn yanbanda yere melmi olan polis: Bu ii korkudan yaptn sylyor. cevabn verdi.
Korkudan ha? Pek tabi!... Kimbilir ne halt kartrmtr? Baka ne diyor?
Hi bir su ilememi olduunu sylyor.
Bunu hepsi de syler. Fakat imdi bunu ne yapacaz? Nesi varm?
Stemer; kamyondan aaya: Bir hekim getirtmeliydi. dedi.
Temen sinirli bir tavrla, deta hrlar gibi: Sesinizi kesin! dedi Bu saatte nereden bir hekim armal?
Hem de sokan ortasnda uzun mddet braklamaz! Sonra onu kasten geberttiimizi sylerler. yleya her
eyden polis sorumlu tutulur.
Steiner: Onu hastaneye gtrmeli. Hem de abuk. diye devam etti.
Temen aknlamt. Adamn ar surette yaral olduunu grm ve bu yzden, Steiner'i sz
sylemekten menetmeini u-nutmutu.
yi amma, hastane onu hemen kabul etmez ki!... Bu i iin de bir ilmhaber lzm. Bunu da benim yalnz
bama tanzim et-mekliime imkn yok. Evvel vukuata gemeli.
Steiner: Yaraly, Yahud hastanesine gtrn. dedi. Orada, ilmhabersiz ve raporsuz, hatt parasz
bile kabuLederler.
Temen, Steiner'e hayretle bakt: Siz bunu nereden biliyor-sunu?
Polislerden biri: Yaraly ilk yardm istasyonuna gtr., meli. diye teklif etti. nk orada bir salk
memuru veya hekim bulunur her vakit. tesiyle onlar megul olurlar, biz de bu ykten kurtulmu bulunurduk,
bylelikle.
Temen, nihayet bir karar verebilmiti: Peki. Yaraly kaldrn. lk yardm istasyonuna urayacaz.
Yannda da birisi kalr. Hay aksi eytan hay.
Polisler, adam yklendiler. Yaral inledi ve kire gibi oldu. Kamyonun demesine uzattlar. htiyar,
gzlerini oynatyordu.
11
km yzdeki gzlerin parlakl gayri tabi idi. Temen dudaklarn srd: Bu kadar aptallk olur mu?
Bu yata bir adam, kamyondan atlasn!.. Hey, arabay yava srn.
Yaralnn bann altnda yava yava bir kan birikintisf meydana gelmiti. Kenetlenmi parmaklar,
kamyonun deme tahtasn kazmaktayd. Dudaklar, dilerden ar ar ayrldlar ve diler, bolukta
srtverdi. Istrabn hayalet eklini alm maskesi arkasnda birisinin, bir baka trl ve alayla gld
sanlrd.
Temen: Ne diyor? diye sordu.
ndeki polis, tekrar ihtiyarn yanna diz kt, kamyonun sarsmamas iin, yaralnn ban tuttu ve
Yahudinin sylediklerini izah etti: ocuklarna gitmek istediini sylyor, ocuklar am.
Ne sama dnce. A kalmazlar. ocuklar neredeymi ki?
Polis eildi: htiyar, bunu sylemek istemiyor, o vakit ocuklarn snr dna atarlarm. Hibirinin ikamet
tezkeresi'yokmu!
Hepsi sama. Daha ne sylyor?
Kendisini affetmenizi istiyor.
Temen, hayretle: Ne dedin? diye sordu.
htiyar, onun yznden katlandnz eziyetten dolay kendisini affetmenizi sylyor.
Temen, ban sallayarak, kamyonun deme tahtasn s zyordu: Affetmek mi? Bu da nesi?
Kamyon, ilk yardm merkezinin nnde durdu.
Temen, Yaraly ieri tayn, diye emretti. Fakat dikkatli olun. Siz de Rhode, ben telefon edinceye
kadar yannda kaln.
Polisler, kaza kurban Yahudiyi kaldrdlar. Steiner ne doru eildi: ocuklarn bulacaz ve onlara
yardm edeceiz, dedi. Anlyor musun, ihtiyar?
Yahudi, gzlerini kapad. Sonra yine at. Sonra, polis tarafndan ieri gtrld. Kollar sarkyor ve
daha imdiden, hayattan yoksun kalmlar gibi, hi bir diren gstermeden kaldrmda srrkleniyoriard. Bir
sre sonra polislerin ikisi geri geldi, kamyona bindi. Temen: Baka bir ey syledi mi? diye sordu.
12
Hayr, yz imdiden yemyeil olmutu. Eer belkemii-ne bir ey olduysa ok srmez.
Steiner'e vurmu olan polis: Daha iyi ya... dedi. Bir Yahudi eksik olur.
Temen: Affetmek ha! diye mrldand Tuhaf insanlar...
Steiner: Hem de bu zamanda... dedi.
Temen, sertleti ve: Seni Bolevik seni, ks eneni bakaym! diye hrlar gibi bard. Bu
kstahlklarnn hesabn senden soracaz.
Tutuklular, Elizabet kprs yanndaki polis karakoluna gtrdler. Kern'in ve Steiner'in kelepeleri
karld. Sonra da, -tekilerle birlikte, byk ve yar lo bir odaya brakldlar. ou, hi konumadan
oturuyorlard. Beklemee almlard. Sadece u kumral ve iman ev sahibi kadn, durup dinlenmeden
szlanyordu.
Saat dokuza doru, birbiri peinden darya karldlar. Kem, iki polisin, bir sivil ktip ve temen ile yal
bir polis komiserinin bulunduu bir odaya gtrld. Tahta bir sandalyede oturan yzba sigara iiyordu.
Masadaki adama: Hviyetini tespit edin! dedi.
Ktip, ringa baln andran zayf ve yz sivilceli bir a-damd. nsan hayrete dren kaln bir sesle:
Adn ne? diye sordu.
Ludvvig Kern.
Doumun?
Dresden, 30 Kasm 1914
Almansn, deil mj?
Hayr, vatandalktan atldm. Vatanszm.
Yzba, Kern'e bakt: Hem de yirmi bir yanda iken ha? Ne halt kartrdnz ki?
Hi. Babam vatandalktan karld da. O tarihte reid bulunmadm iin ben de ayni kibete uradm?
Peki bu i babanzn bana ne yzden geldi?
Kern, bir an sustu. Bir senelik mlteci hayat, ona resmi makamlarda her sze byk dikkat etmek lzm
geldiini retmiti. Nihayet: Babam haksz olarak, siyas bakmdan gvenilmez sayld dedi.
13
Katip: Yahudi misin?
Babam Yahudidir, fakat annem deil.
Ya...
Yzba, sigarasnn kln yere silkeledi: Peki ne diye Almanya'da kalmadnz?
Pasaportlarmz aldlar ve bizi kapdar ettiler. Almanya'da kalm olsaydk, kampa atlacaktk. Biz de
Almanya olmasn baka bir memleket olsun, dedik.
Yzba, kuru bir sesle gld: Anlyorum. Peki, pasaportunuz olmad halde snr nasl getiniz?
O vakitler ek snrnda ksa gidi geliler iin basit bir ilmhaber yetiyordu. Bizim de bu kdmz vard,
henz. Bu ekilde gn ekoslavakya'da kalmak mmknd.
Peki sonra?
aylk ikamet izni verdiler. Sonra ekoslavakya'y terletmek zorunda kaldk.
Ne vakittenberi Avusturyadasnz?
ay oldu.
Peki ne diye hemen polise ba vurmadnz?
nk bu takdirde derhal snr dna karlacaktm.
Yzba: Hele bak! diye elinin ayas ile sandalyenin arkalna vurdu. Bu kadar kesinlikle nereden
biliyordunuz, bunu?
Kern ailesile beraber Avusturya snrn ilk geilerinden derhal polise mracaat ettiklerini saklad. Ayn
gnde hemen snrn tesine atlmlard. Yine snr geerek Avusturya'ya dndkleri zaman da polise
grnmemilerdi, artk.
Yzbaya: Yoksa byle deil mi? diye sordu.
Ktip, kaba bir tavrla: Burada sormak size dmez dedi. Sorulanlara cevap vermek zorundasnz,
sadece...
Yzba: Ana ve babanz imdi neredeler? diye sordu.
Anam Macaristanda, Macar aslndan olduu iin aylk bir ikamet izni alabildi. Ben otelde yokken de
babam tutuklanarak snr dna karlm. u anda nerede olduunu bilmiyorum.
;*'
Hangi meslektensiniz?
niversiteliydim!
Ne ile yayordunuz?
14
Biraz param vard da.
Ne kadar?
Yanmda 12 ilinim var. tekiler, tandklarn yannda.
Kern'in on iki ilinden baka paras yoktu. Bunu da, sabun, esans ve tuvalet suyu satarak kazanmt. Eer
bunu sylemi bulunsayd bir de izinsiz almak yznden cezaya arplacakt.
Yzba oturduu yerde doruldu ve esnedi.
Bitirdin mi?
Ktip: Aada birisi daha var, dedi.
Yzba: O da tekiler gibi olacak. Bo yere grlt. derken ktibe yle bir bakt. Btn sular gizli
seyahat etmi olmak hepsinin. Bir komnist komplosuna benzemiyor, deil mi? hbar kim yapt?
Ktip: Byle bir yer ileten bir bakas. Onun evi tahta-kurulu idi de. Ticar rekabetten olacak.
Yzba gld. Sonra, Kern'in daha hl odada olduunu grd: Bunu aaya gtrn. phesiz ne
olacan biliyorsunuz. On drt gn tutuklu ve snr d edilmek. yine esnedi: Haydi bir gula ile bir bira
ieyim.
Kern'i, evvelce yattndan daha ufak bir hcreye gtrdler. Burada kendisinden baka be tutuklu daha
vard. Bu arada, bir odada yattklar Lehli de bulunuyordu. Bir eyrek saat sonra, Steiner'i de getirdiler.
Kern'in yanna oturdu: lk defa delie giriyorsun deilmi km?
Kern, ba ile tasdik etti.
Nasl kendini bir katil gibi mi hissediyorsun?
Kern, dudaklarn bzd: Aa yukar. Hapishane hakknda daha evvel fikrim vard.
Steiner: Hapishane deil, tevkifhane. diye olann bilgi eksikliini dzeltti. Hapishane daha sonra.
Sen hi girdin mi?
nce ok dokunur. Fakat sonra hi tesir etmez. Bilhassa klar fark bile etmezsin. Hi olmazsa ban
rahattr. Pasaportsuz insan mezuniyet alm bir cesede benzer. Kendine kymaktan baka yapacak ii
kalmaz. Peki pasaportla? Pasaportun olursa herhangi bir yabanc memlekette alma izni alabilir misin?*
phesiz hayr. Fakat bu ekilde hi olmazsa sknet iinde
15
alktan geberebilirsin. Ke bucak kamak ihtiyacnda deilsin, eh bu bile bir eydir.
Kern, nne bakyordu. Steiner, olann omuzuna vurdu; Ban dik tut, ocuum: Kltr, ilerleyi ve
insanlk asr olan yirminci yzylda yaamak gibi bir mutluluun var!
Kedeki bir kerevete oturan dazlak kafal ufak tefek bir adam: Acaba burada yemek yok mu? diye
sordu. Hi olmazsa kahve?
Steiner: Garson armak iin zile bir bassanz. cevabn verdi, hemen listeyi getirir. Men olarak drt
eit var. phesiz havyar da bulunur.
Lehli: Burann yemei pek kt, dedi.
Steiner: Bizim Hristo efendi de burada imi, diye Lehli ile ilgilendi. Meslek icab m buradasnz?
Lehli: Yemek ok kt, hem de yle az ki... diye tekrar-' lad.
Dazlak kafal: Aman yarabbi dedi Bavulumda tavuk kzartmam vard. Peki bizi ne vakit brakacaklar.
Steiner: On drt gn sonra, cevabn verdi. Bu mddet vesikasz mltecilere verilen malm cezadr.
yle deil mi, Hris-tosum, sen bunlar bilirsin?
Lehli: Ondrt gn veya daha ziyade, diye tasdik etti, Yemek ok az. Pek kt. orba supsulu.
Dazlak kafal: Hay Allah mstahakn versin! diye inledi. On drt gnde tavuk kzartmam bozulacak. ki
senede kavuabildiim tek pili kzartmasyd. Kuru kuru biriktererek almtm. Bu le zeri yiyecektim.
Steiner: Bu akama kadar acya katlannz, dedi. O vakit yediinizi farzedebilirsiniz. Hem de hafiflemi
olursunuz.
Adam, Steiner'i fkeli fkeli szerek: Ne dediniz? Samalamayn bakalm, dedi. Hi ikisi de ayn ey
olur mu? Serseme bak, yemediim halde farzedecekmiim. Hem de yarn sabah iin de bir but ayrdm.
O halde yarn leye kadar beklersiniz.
Lehli : Benim iin bir pili yemekten mahrum olmak o kadar feci bir ey deil. diye lfa kart.
16
Kedeki adam, kfreder gibi cevap verdi : Senin iin elbette olmaz. Bavuldaki kzarm pili beklemiyor
ya.
Bekleseydi de nemi yoktu. Hep byle eyler yemiyorum ki. Pili barsaklarma dokunur, hemen ishal
oluyorum. Lehlinin yz parlyordu. Pili iin hi te mhim bir ey deil!..
Dazlak kafal: Aman yarabbi, hi kimse de halimden anlamak istemiyor. diye feryad bast.
Lehli, muzaffer bir tavrla: Hattpili burada bile olsayd ben yine yemezdim, dedi.
Bavuldaki tavuk kzartmasnn sahibi, ellerini mitsizlikle yzne kapad : Yarabbim, hi iitilmi ey mi?
Steiner: Kzarm tavuk ona herhalde dokunmuyor, dedi. Bizim Lehli ise tavuk kzartmalarnn Diyojeni
mbarek! Peki tavuk orbasna ne buyrulur?
Lehli gayet kesin : Onu da istemem dedi. Ya krmz biberlisine ne buyurulur?
Lehlinin yz parlad : Tavuun hi bir trlsn istemem. Tavuun, ikence iinde kvranan sahibi:
ldracam. diye ulur gibi bard.
Seiner, arkasna dnd : Yumurta, tavuk yumurtalarna ne buyurulur, Hristosum?
Lehlinin yzndeki parlt kayboldu : Yumurtacklar evet, yumurtacklar seve seve... karmakark
edilmi sakalnn etrafnda bir zlem lts dalgaland : Yumurtaya baylrm.
Lehli : Yumurtacklara baylrm diye taklit etti 4 tane, 6 tane, 12 tane. 6 s suda pimi, dierleri
tavada, domuz ya ile kzartlm, patatesli olsun.
Bavuldaki tavuun sahibi : Artk daha fazlasn dinliyemiye-ceim diye grledi. Bu melun Hristosu
armha germeli.
Rus iveli scak bir bas ses: Baylar dedi Bir hayal iin bu kadar heyecan ne diye? Yanmda bir ie
votka var. kram edebilir miyim? Votka, kalbi str ve ruhu yattrr.
Rus, ienin mantarn at, itikten sonra Steiner'e uzatt.' Steiner de, bir yudum aldktan sonra Kern'e
uzatt. Delikanl baiy-le istemez iareti yapt.
Steiner: Haydi bebeim, i. dettir. Senin de uyman lzm.
17
Lehfi tasdik etti: Votka mkemmel ikidir.
Kem, bir yudum aldktan sonra ieyi, alkn ellerle yakalayp grtlana diken Lehliye uzatt.
Tavuk olaynn kahraman adam : Herif bir ey brakmya-cak. diye homurdand ve ieyi Lehlinin
elinden kapt, itikten sonra da zgn bir tavrla Rusa : inde fazla bir ey kalmad, dedi.
Rus, hi umursamyarak : Zarar yok, dedi! En fazla akama kadar buradaym daha.
Steiner: Bundan iyice emin misin? dedi.
Rus hafif bir reverans yapt : Esefle bildirmek mecburiyetindeyim ki, Rus olduum iin bir Nansen
pasaportum var.
Tavuk kahraman : Nansen pasaportu mu? diye saygl bir tavrla tekrarlad. O halde vatanszlarn
aristokrasisine mensupsunuz.
Rus nezaketle : Sizin bu dereceye henz eriememi olmanza cidden mtessirim, dedi.
Steiner: Sizin ncelik hakknz oldu cevabn verdi.
Sizler ilktiniz. Btn dnyann muazzam merhametini kazan-mtmz. Bizler ise bundan pek az bir ey
kald. Bize anlyor, fakat bizi bir yk sayyorlar ve istemiyorlar.
Rus, omuzlarn kaldrd. Sonra da, o ana kadar hi azn amadan kesinde oturan son adama ieyi
uzatt : Haydi siz de bir yudum alnz.
Adam, reddetti : Teekkr ederim, ben sizlerden deilim.
Hepside bu adama baktlar.
Benim muntazam bir pasaportum, bir vatanm, ikamet tezkerem ve alma iznim var.
Hepsi susuyordu. Bir sre sonra Rus, tereddtle : Sualimi af buyurun, dedi. O halde ne diye
buradasnz?
Adam marur bir tavrla : Mesleimin yznden dedi. Ben, evrafa yerinde olmyan ve rzgra tbi bir
mlteci deilim. Ben, ktan muntazam ve btn vatandalk haklarna malik bir yankesici ve
manitacym.
leyin, iinde fasulya bulunmyan sulu bir fasulya orbas verildi. Akam da ayn ey. Fakat bu defakinin
ad kahve idi ve yannda bir para da ekmek vard. Saat yedide grltyle kap a-
18
ildi. Evvelce sylemi olduu gibi, Rus tahliye ediliyordu. Krk yllk ahbaplardan ayrlyormu gibi
vedalat ve Steiner'e Onbe gn sonra Sperler kahvesine urayacam. dedi Belki size rastlarm. Baz
eylere de aklm erer. Allahasmarladk.
yi vatanda ve manitac, saat sekizde yola gelmiti. Bir kutu sigara kard ve datt. Hepsi birer sigara
yaktlar. O vakit, gnein bat ve sigaralar; hcreye hemen de bir memleket havas getirdi. Yankesici, son
alt ayda bir i becerip beceremediini aratrmak istediklerini syledi. Kendisi, bir ey bulacaklarn
sanmyordu. Bunlar anlattktan sonra da, hcredekilere bir oyun teklif etti ve kala gz arasnda ceketinden
bir deste imkambili kard.
Karanlk km ve elektrik yanmamt. Yankesici buna kar da hazrlkl idi. Yine kala gz arasnda bir
kutu kibritle bir mum kard. Duvarn bir kntsna tutturulan mum donuk ve titrek bir k veriyordu.
Lehli tavuk kahraman ve Steiner bir araya geldiler.
Tavuk : Parasz oynanlacak, deil mi? dedi.
Manitac glmsedi : Tabi, tabi.
Steiner, Kern'e sordu : Sen oynamyor musun?
Ben iskambil bilmem ki!
renmek lzm, yavrum. Yoksa akamlan ne yapacaksn!
Yarn balarm. Bugn kalsn.
Steiner, arkasna dnd. Zayf k, yznde derin krklar yapmt. Bir eyin mi var?
Kern, ban sallad : Hayr. Sadece bir para yorgunluk. u kerevete uzanacam.
Manitac iskambilleri kantyordu. Bu ii, iskambilleri aklatarak ve fiyakal bir alkanlkla yapmaktayd.
Tavuk sordu: Kim balayacak?
Hakiki vatanda, iskambilleri datt. Lehli bir dokuzlu, tavuk bir kz, manitac ile Steiner de birer koz
ektiler.
Manitac ksaca bir gz attktan sonra : Durun dedi ve bir daha ekti. Yine bir koz geldi. Glmsedi ve
desteyi Steiner'e verdi. O da isteksiz bir tavrla, kendi kozunu yerdeki iskambilin zerine frlatt.
Tavuk glyordu : Ne tesadf.
19
w
Manitac glmyordu : Bu hileyi nereden biliyorsunuz? diye can skkn bir tavrla Steiner'e sordu : Siz
de meslekten misiniz?
Hayr, amatrm*. Bu iin ustas ile karlamak insan iki kat sevindirir.
Manitac, Steiner'e bakt : Hayr, yle deil, bu hileyi ilk uygulayan benim de!
Steiner, sigarasn bastrd : Ya!.. Ben bu hileyi Budapete'de rendim. Snr dna atlmadan nce
girdiim hapishanede. Kastcher adnda birisinden.
Yankesici bir nefes ald : Kascher mi? imdi anlyorum, demek byle. Katscher, benim yetitirmemdir. yi
renmisiniz!
Steiner: Evet, dedi nsan bir defa yola knca ok eyler reniyor.
Manitac, oyun ktlarn Steiner'e verdi ve mumun alevine dikkatle bakt : Ik kt. Fakat biz sadece
elenmek iin oynadmza gre... yle deil mi baylar, hilesiz oynayacaz?
Kern, kerevete uzand ve gzlerini kapad. Kendini sise benzeyen puslu bir hzne kaptrmt. Sabah
verdii ifadeden beri ailesini dnmekteydi. Epeydir unutmutu. Babasnn polisten dnd an grr gibi
oluyordu. Tbb sabunlar, esas ve tuvalet suyu hazrlayan kk laboratuvarn, ilerini bozmak ve sonra da
yok pahasna satn almak isteyen bir rakip, devlet aleyhine konuuyor diye babasn Gestapoya ihbar etmi
ve o vakitler uygulanan binlerce plan gibi baar kazanmt. Kern'in babas 6 hafta sren bir tutukluktan
sonra bitkin bir halde eve dnmt. Adam, bu konuda bir daha konumam, fakat fabrikasn, gln bir fi-
'* yatla rakiplerine satmt. Dresden'den Prag'a, Prag'dan Brun'e, oradan da, snr geceleyin geerek
Avusturyaya, ertesi gn polis tarafndan yine ekoslovakya'ya. Birka gn sonra gizlice yine snr geerek
Viyana'ya. Geceleyin krlan kolu yznden anas, iki gn ormanda kaldktan sonra, Viyana'dan
Macaristan'a, birka hafta da anasnn akrabalar yannda. Sonra tekrar polis. Macar aslndan olduu iin
kalmasna msaade edilen anasndan ayrl. Tekrar snr. Tekrar Viyana, sabun, tuvalet suyu, ask ve fotin
balar sat i!e geirilen ackl gnler. hbar edilmek veya elege-mek karsnda duyulan sonsuz korku.
Babasnn dnmedii ak-
20
sam. Bir delikten tekine Simarak geen yapayalnz aylar.
Kem arkasna dnd. Bu hareketi yaparken, birisine arpmt. Gzlerini at. Kerevetin stnde hcrenin
en son misafiri olan ve btn gn hemen hi kmldanmam elli yalarnda bir adam, karanlkta simsiyah bir
kn gibi Kern'in yanna uzanmt..
Kern : .Affedersiniz, sizi grmemitim, dedi.
Adam, cevap vermedi. Kern, adamn gzlerini atn far. ketti. O bu halleri, yolda iken ok grmt.
Adam kendi haline brakmak, yaplacak en iyi hareketti.
Kesinde iskambil oynamakla megul tavuk, birden feryad bastrd : Hay Allah mstahakn versin. Ne
kzm ben. kzn gz.
Steiner, sakin bir tavrla : Niye? diye sordu Kupa kz, tamam deil mi?
Bunu dnen yok! Fakat u Rus benim pilicimi gnderebilirdi pekl. Hay aksi eytan hay! Ben ne kz
eymiim.-Hem de kzn gz.
Tavuk, dnya batm gibi etrafna bakmyordu; Kern, glmekte olduunu fark etti birden. Glmek
istemiyordu, fakat an bir glmeye kaptrmt kendini ve bir trl de kurtuiamyordu. Sarsla sarsla
glyordu ve sebebini bilmiyordu. inde bir eyler glyordu ve hereyi kederi, maziyi ve her trl
dnceyi birbirine kartyordu.
Steiner, ban iskambillerden kaldrarak : Koca bebek, ne o-luyorsun? diye sordu.
Bilmiyorum... glyordum ite!
Kern, bir sigara yakt. Artk her eyi ok basit gryordu. Ertesi gn iskambil renmee karar vermiti. Bu
karar, btn hayatn deitirecekmi gibi tuhaf bir duygu uyandrd, iinde.
I!
Manitac, be gn sonra tahliye edildi. Hibir suunu bulamamlard. Steiner'le iki dost olarak ayrldlar.
Manitac, bu be gnlk mddeti, rencisi Katscher'in Steiner'e rettii usuln noksanlarn tamamlamakla
geirmiti. Vedalarken de, iskambillerini Steiner'e hediye etti ve o da Kern'e ders vermee balad.
21
Kern'e; Skat, Loss, Tarock ve Poker gsteriyordu. Gmen Skat'. svire Loss'u, Avusturya Tarock'u ve
Pokerin her eidini.
14 gn sonra Kern oradan karld. Bir beki tarafndan iinde yal bir adam oturan bir odaya gtrld.
Kern hcresine o kadar almt ki, bu oday pek kocaman ve aydnlk buldu. Gzlerini krptrd. Adam, bir
kda bakarak biteviye bir sesle sordu.
30 Kasm 1914 tarihinde Dresden'de doan Ludvvig Kern siz misiniz? niversitelisiniz ve vatannz yok
deil mi?
Kern bayle tasdik etti. Konumuyordu, birdenbire boaz kurumutu. Adam ona bakyordu.
Kern, ksk bir sesle : Evet, dedi.
Adam, nndeki zapt abuk abuk okudu : Evraknz olmad ve kendinizi resmi makamlara
bildirmediiniz halde Avusturya'da kaldnz. 14 gn tutukluluunuza karar verildi ve imdi bu mddeti
tamamlam bulunuyorsunuz. Avusturya snr dna karlacaksnz. te mahkeme karar. Her trl dn
teebbsnde cezaya arptrlacanz rendiinize dair buraya imza edeceksiniz, buraya sa tarafa.
Adam, bir sigara yakt. Kern, damarlar km ve bu i i ele, bylenmi gibi bakt. Bu adam, iki saat
sonra yaz masasn kilitleyecek ve akam yemeine gidecekti Daha sonra da belki bir parti Tarock
oynyacak ve birka kadeh taze arap iecek, saat on bire doru esniyecek, ayak parmaklarn sayacak ve :
Yorulmuum eve gidip uyumal, diyecek. Eve gitmek ve uyumak. Bu saatte snrdaki orman ve tarlalarn
zerine karanlk gurbet, bir kaybolu korkusu, yapyalnz, sendeleyen yorgun insanlar zleyen ve onlardan
rken Ludvvig Kern'in kck ve titrek hayat kvlcm kerdi. Btn bunlar, masann arkasnda
oturmaktan can sklan memurla kendisini ayran u pasaport adli kt paras yzndendi. Her ikisinin de
kanlarndaki hareket ayn, gzlerinin yaps ayn, sinirleri ayn tarzda tesir brakyor, fikirleri ayn yolda
gidiyordu. Fakat buna ramen aralarnda bir uurum vard. Onlarn hi bir eylerinde bir benzerlik yoktu.
Birisi iin rahatlk olan, tekisine bir ikence olmaktayd. Birisinin hereyi vard, tekisi ko-vulmuun birisiydi
ve onlar ayran uurum, zerinde bir adla deersiz birka tarihten baka bir ey bulunmayan kk bir kt
parasndan ibaretti.
22
Memur: Buraya, sa tarafa, dedi. Kk adnz ve soyadnz yazn.
Kem, topland ve imzasn koydu.
Memur sordu : Hangi snra braklmak isterdiniz?
ekoslovak snrna...
Peki. Bir saate kadar olur. Birisi oraya kadar brakr.
Kalm olduum evde birka para eyam var. Daha nce bunlar alabilir miyim?
Ne gibi eyler?
inde amarlar vesaire olan bir bavul!...
Peki. Sizi snra gtrecek olan memura bunu syleyin. Giderken uryabilirsiniz.
Gardiyan, Kern'i yine aa gtrd ve Steiner'i yukar getirdi. Tavuk merak iindeydi. Kern'e sordu : Ne
haber? diye.
Bir saate kadar serbestiz.
Lehli : Jesus Christus! dedi ler, yine berbatlayor.
Tavuk : Burada m kalmak isterdin? diye sordu.
Eer yemek biraz daha iyi olsayd seve seve.
Kern, mendilini kard ve elbisesini kabil olduu kadar temizlemee alt. Bu on be gnde gmlei pek
kirlenmiti. Gmleinin manetlerini evirdi. Hapiste olduu srede bunlar muhafaza etmiti. Lehli, Kern'e
bakyordu: Bir iki yla kadar btn bunlara alacaksn, diye de bir kehanet savurdu .
Tavuk sordu : Nereye gideceksin? diye.
svireye. Buna iyice dndkten sonra karar verdim. Sen de gel, oradan Fransa'ya atlyabiliriz.
Kern, baiyle olmaz der gibi bir iaret yaparak : Hayr, Prag'a varabilmee alacam dedi.
Birka dakika sonra Steiner'i yine hcreye braktlar. Girer girmez, Kern'e sordu : Tutuklanrken suratma
vuran polisin ismini biliyor musun? ve devam etti : Leopold Schaefer'mi Trau-tenagasse sokanda 27
numarada oturuyor. Zabt okunurken bunu rendim. Tabi, bana vurduu yazl deildi, sadece kendisini
tehdit ettiimden bahsolunuyordu. Kern'e bakt : Adresi ve ismi unutabileceime ihtimal verir misin?
Kern : phesiz hayr, dedi.
Ben de ayn fikirdeyim.
23 >
Sivil giyinmi bir cinayet masas memuru, Kern'ie Steiner'i almaa geldi. Kern, heyecanlyd. Kapdan
karken, farknda olmadan bir duraklad. Gzlerinin nndeki manzara, scak bir gney rzgr gibi alnna
arpmaktayd. Mavi gkte gurup balyordu. Gnein son krmz klarnda damlarn sivri atlar parld-
yordu ve Tuna nehri gz alc bir lt iindeydi. Caddede dolaan ya da eve dnen insan seli arasnda prl
prl otobsler kayar gibi gemekteydi. Ak renk elbiseler giymi bir sr gen kz, gle oynaya ve acele
acele geiyorlard. Kem, bu kadar gzel bir manzaray mrnde ilk defa grdn sand. Sivil memur:
Haydi gidelim! dedi.
Kern, toparland ve stne bana sklarak bakt. nnden geen birisinin, arsz arsz kendisini
szdn farketmiti.
Sivil memur ortalarnda olduu halde, caddeler getiler. Kahvelerin nlerinde masalar ve sandalyeler
konulmutu ve her yerde, neeyle syleen insanlar oturmaktayd. Kem, ban nne edi ve daha hzl
yrmee balad. Steiner, arkadaa bakarak akalat : Ne o km, bize gre bir eyler yok, deil
mi? Kern : yle! cevabn verdi ve dudaklarn srd. Kaldklar pansiyona gelmilerdi. Evsahibi kadn
kzgnlk ve acmayla kark bir duygu ile onlar karlad. Hemen eyalarn getirdi. alnan ve kaybolan bir
eyleri yoktu. Hcredeyken, temiz bir gmlek giymee niyetleniti. Fakat caddelerden getikten sonra buna
lzum grmedi. Klstr bavulunu koltuunun altna sktrd ve ev sahibi kadna teekkr etti: Banza
iler atmz iin ok mtessirim.
Ev sahibi kadn : Yok canm, dedi. Sizin ileriniz yolunda gitsin de!.. Sizin de Steiner! Niyetiniz
nereye?
Steiner, hibir anlam taayan bir iaret yapt : Snr tahta-kurularnm izledii yol, bir allktan teki
alla...
Pansiyoncu kadn, bir an kararsz kald. Sonra bir ortaa atosu eklinde ve cevizden yaplm kk
dolaba yaklat. Yola karken birer tane parlatn.
Kadn, bir ie ile bardak getirdi ve bardaklar doldurdu. Steiner sordu : Silowitz mi?
Kadn, ba ile dorulad ve memura da ikram etti. Memur byklarn sildi ve : Biz sadece grevimizi
yapyoruz, dedi.
24
Pansiyoncu kadn : Tabi tabi... diyerek adamn bardan bir daha doldurdu. Sonra da Kem'e sordu.
Siz ne diye imiyorsunuz?
Bo mide ile iemeyeceim.
Pansiyoncu kadn,delikanly szerek: Ya! dedi. Kadnn, i ve souk yzn u anda belli belirsiz bir
ate kaplamt. Sahi, daha ocuk saylr... diye mrldand. Sonra da Franz! diye ses., lendi Bir
tereyal ekmek.
Kern kzard : Teekkr ederim. Hi te lzum yok buna. Karnm a deil ki.
Garson kadn, bir byk sucuklu ekmek getirdi. Pansiyoncu kadn : Haydi bakalm.. dedi Nazlanmay
brakn.
Kern, Steiner'e sordu : Yarsn da sen yer misin? Bana ok gelecek.
Steiner: ok sylenmeden, yemene bak! cevabn verdi.
Kern, sucuklu ekmei yedi ve bir kadeh Silovvitz iti. Sonra vedalatlar. Tramvaya binerek ehrin dna
doru yola ktlar. Kern, birden kendini ok yorgun hissetti. Tramvay sarsnts uyu-suklatrd.
Evlerin,fabriaklarn .caddelerin, koskocaman cezi aal gazino bahelerinin, ayrlarn, tarlalarn ve tatl
mavi rengi ile grubun, ryadaym gibi gzlerinin nnden kayp getiini gryordu. Karn toktu ve bu hal,
delikanly sarho etmiti deta! Dnceleri siliklesti ve iek am kestane aalar arasnda bir beyaz
evin, ona erefli vatanda unvann veren mektubu uzatan resm elbiseli heyet azasnn, aiyarak nnde
diz ken ve af dileyen niformal bir diktatrn ryas iinde, kayboldular.
Gmrk binasna vardklar zaman etraf iyice kararmt. Sivil memur, onlar gmrkye teslim etti ve
leylk rengini alm gurup iinde uzaklat.
Otomobili hazrlayan gmrk memuru : Daha erken, dedi. yle saat dokuz buua doru tam vakitir.
Kern ve Steiner, kapnn nndeki bir sraya oturarak otomobillerin geliini seyrettiler. Bir mddet sonra
ikinci bir gmrk memuru grnd. Adam onlar ald ve bir yaya yolu izleyerek gmrk binasndan
uzaklatlar. Keskin bir toprak ve ayr kokusu yaylan tarlalardan pencerelerinden k grnen birka ky
evinin nnden ve bir ormann kenarndan getiler. Gmrk memu-
25
V
ru bir mddet sonra durdu : Bu yolu takip edin ve Morava nehrine gelinceye kadar soldan gidin, allk
siper olur.
Kem ve Steiner yrdler. Etrafta t yoktu. Bir zaman sonra Kern, etrafna baknd. Ufukta, gmrk
binasnn, kapkara silueti ykseliyordu. Kern, bunu szd ve sonra yine yollarna devam ettiler. Morava
nehrine vardklar zaman soyundular. Elbiseleriyle eyalarn bir kn yaptlar. Su amurluydu, toprak
rengiyle gm lts arasnda bir parlts vard; gkte yldz ve bulutlar gze arpmaktayd. Ay da baz baz
kyordu.
? Steiner Ben nden gideceim, senden bym, dedi.
Suyun iinde ilerliyordular. Kern, serin ve esrarl sularn, hi brakmak istemiyormu gibi her yann sararak
ykseldiini hissetti. Steiner de onun nndeydi ve bast yeri ar ve dikkatli admlarla yoklyarak
ilerlemekteydi. Arka antasn ve elbiselerini bann stnde tayordu. Genisomuzlarma bembeyaz ay
vurmutu. Nehrin ortasnda durdu ve etrafna baknd. Kern, hemen arkasnda idi. Gld ve ba ile iaret
etti.
Kar kyya trmandlar ve mendilleriyle abuk abuk kurulandlar. Sonra giyinerek yollarna devam ettiler.
Bir mddet sonra Steiner, durdu ve : imdi snr getik dedi. Aalar burada da ayn ekilde bymyor
mu? Yoksa rzgrn bir baka kokusu mu var? Yldzlar da ayn deil mi? nsanlar hep ayn ekilde
lmyorlar m?
Kern : yle, dedi Her ey ayn, fakat ben kendimi bambaka hissediyorum.
Grlmek tehlikesinden korunmak iin yal bir kayn aacnn altna oturdular. nlerinde yava yava
bozulan bir ayr u-zanmaktayd. Uzaklarda bir Slovak kynn klar parldyordu. Steiner, sigarasn
aramak iin arka antasn zd. Bunu yapar-kende Kern'in bavuluna bakt: una iyice inandm ki... dedi
bir arka antas bir bavuldan daha kullanldr. O kadar fazla gze arpmaz. nsan kimseye zarar
dokunmayan bir izci sanrlar.
Kern : zcileri de soruturuyorlar.... cevabn verdi. Fakir grnen her eyi inceliyorlar. En iyisi bir
otomobil olurdu.
Sigaralarn yaktlar. Steiner: Ben bir saate kadar geri dneceim, dedi. Sen ne yapacaksn?
Prag'a gidebilmee alacam. Bu ehrin polisi baka yer
26
lerden daha iyi davranyor. Birka gnlk ikamet msaadesi kolaylkla alnyor. Ondan sonra da Allah
kerim! Belki babam bulabilirim ve bir yardm grebilirim. Orada bulunduunu iittim.
Nereye oturduunu biliyor musun?
Hayr.
Ne kadar paran var?
12 ilin.
Steiner, ceketinin cebini kartrd : Bak, burada biraz bir ey var. Hi olmazsa Prag'a kadar yeter.
Kern, bakt. Steiner: Hi dnmeden al, dedi. Bende yetecek kadar var.
Steiner, bir miktar para gsteriyordu. Kern aacn glgesi yznden bunlarn miktarn ve cinsini
anlyamad. Bir an kararsz kald, sonra ald ve : Teekkr ederim! dedi.
Steiner, karlk vermedi. Sigara iiyordu. ektii zaman sigarann ucundaki ate parlyor ve glgede kalan
yzn aydnlatyordu. Kern tereddtle : Sen niin diyar diyar srnyorsun? Yahudf deilsin ki! diye
sordu.
Steiner, bir zaman sustu. Sonunda Evet Yahudi deilim, dedi.
Arkalarndaki aalkta bir hrt oldu. Kern ayaa srad. Steiner: Bir tavan! dedi. Belki de bir ada
tavan olmal sonra, Kern'e dnd : Kendini mitsizlie kaptrdn zaman unu hatrla, km : Sen
de baban da, anan da hep memleket dn-dasnz. Ben de memleket dndaydm. Fakat krm Almanya'da
ve ben onun hakknda hibir ey bilmiyorum.
Arkalarnda yine bir hrt oldu. Steiner, sigarasn bastrd ve kayn aacnn gvdesine yasland. Rzgr
kmt. Ay, ufka aslm gibiydi. Bu ta yrekli ve kire kadar soluk ayn, geen gecelerin herhangi birisinde
doan aydan ne fark vard?
Toplanma kampndan katktan sonra Steiner, tam bir hafta bir dostunun yannda gizlenmiti. Hi kimsenin
gremiyecei bir tavan arasnda, pheli bir grlt duyar duymaz kamaa hazr bir vaziyette bir hafta
oturmutu. Dostu, akamlar ona, ekmek, konserveler ve bir ka ie su getiriyordu. ki gecede bir de kitap.
Steiner avunmak iin gndzleri bu kitaplar tekrar tekrar okuyordu. Ik yakmasna ve sigara imesine izin
yoktu. Aptestini de,
27
bir kartonla rtl oturaa yapak zorundayd. Dostu, otura geceleri aaya gtryor, sonra da yine
getirip brakyordu. kisi de ok dikkatli hareket etmekteydiler. Aralarnda ancak fslt ile konuuyorlard.
Yandaki odada bulunan hizmeti kz seslerini iitip ihbar edebilirdi.
Steiner, ilknce : IVari biliyor mu? diye sormutu.
Hayr, onu gzlyorlar.
Bana bir ey geldi mi?
Dostu, ban sallayarak gitmiti.
Steiner, her gece, hep ayn eyi soruyordu. Drdnc gece dostu, karsn grdn haber verdi. Mari,
imdi kocasnn ner-de olduunu biliyor, dostu, vaziyeti kadna fsldayabiliti. Karsn, yarn hafta pazarnn
kargaal arasnda yine grecekti. Steiner ertesi gn karsna bir mektup yazmakla geirdi. Bu mektup
dostu vastasyle karsnn eline tututurulacakt. Fakat akam o-lunca mektubu yrtt. Kadn belki de
gzSyorlard. Geceleyin de dostundan, ayn endie ile, bir daha karsiyle bulunmamasn rica etti. Steiner,
bu tavan arasnda daha gece geirdi. Dostu, nihayet para ile yol bileti ve bir elbise ile grnd. Steiner,
salarn kesti ve oksijenli su ile renklerini at. Daha sonra byn tra etti. leden evvel de evden kt.
Bir montr ceketi giymi ve eline ii let dolu bir kutu almt. ehirden hemen uzaklamalyd. Fakat bunu
yapamad. Karsn grmiye iki yl olmutu. Haftalk pazarn kurulduu yere doru yrd bir saat sonra
kars grnd. Steiner, titremee balad. Kadn nnden geiyordu, fakat kocasnn farknda bile olmad.
Steiner, kadnn pei sra gitti ve iyice yaklanca : Sakn arkana bakma. Yabanc deil, benim yoluna
devam et. Yoluna devam et, dedi.
Kadnn arkasndaki ses : Sana bir ey yaptlar m? diye devam etti.
Kadn hayr demek ister gibi, ban iki yana sallad.
Seni gzlyorlar m?
Kadn, evet demek ister gibi ban nne edi.
u anda?
Kadn tereddt etti. Sonra, kafasn iki yana sallad.
Ben hemen gideceim. Kurtulmaa alacam. Sana mektup yazacam. Bana i amasndan
korkarm.
28
Kadn, baiyle tasdik etti.
Benden boanman gerekli.
Kadn olduu yarde biran kald. Sonra yine yoluna devam etti.
Benden bo'.man gerekli! Hemen yarn boanmalsn! Fikirlerimden dolay ber.d^n ayrlmak istediini ve
bu hallerimi evvelce bilmediini sylersin anladn m?
Kadnn banda hibir hareket grlmedi. Dimdik bir yryle yoluna devam etti.
Steiner: Sylediklerimi iyi anla! diye fsldad. Bunu senin gvende olman iin istiyorum. Sana bir eyler
yaparlarsa ben ldrrm. Benden ille de ayrlman gerekli. Ancak o vakit peini brakrlar.
Kadn cevap vermedi.
Steiner, heyecan iindeydi. Gzlerinin nnde bir eyler u-uuyordu. Yava bir sesle ve adeta dilerinin
arasndan konuur gibi : Mari... dedi Seni seviyorum. Bana sz vermedike buradan uzaklamyacam.
Sz vermezsen yine oraya dneceim. Sylediklerimi anlyor musun?
Steiner'e bir sonsuzluk kadar uzun gelen bir andan sonra kadn, peki demek ister gibi ban nne edi.
Buna s'zveriyor musun?
Kadnn ba ar ar ne dt, omuzlan kt.
Ben imdi senden ayrlyor ve sadan gidiyorum. Sen soldan dola ve bana doru yr. Ne konu, ne de
bir hareket yap. Seni bir defa daha grek istiyorum, o kadar. Sonra giderim. Eer bir ey duymazsan,
kurtuldum demektir.
Kadn, baiyle peki iareti yapt ve yoluna daha hzl devam etti. Steiner, ayrld ve yolun sandan yukar
doru yrd.
Kadn, kasap dkknlar arasnda gzden kaybolmutu. Ellerinde sepetler bulunan kadnlar sergi
nlerinde fiyat soruturmakla meguldler. Gne altndaki beyaz ve kanl et paralarndan kan koku
dayanlmayacak kadar ard. Kasaplar bartyorlar. Fakat btn bunlar bir anda silindi. Et tahtalar stne
inen satr azlar zarif birer orak eklini aldlar. Bir ayr bir buday tarlas, hrriyet armutlar, rzgr, sevgili
admlar ve sevgili br ehre vard u anda. Karsnn baklarnda dayanan ve teslim ol-myan bir anlatm
okunmaktayd ve bu gzel gzlerde ac bir mut-
29
fuluk, sevgi ve ayrlk, balarn zerindeki titrek hayat dopdolu, tatl veya vahi bir anlam; dnen binlerce
ban kard lgnca grlt ve feragat vard.
kiside ayn zamanda yryor, ayn zamanda hareketsiz kalyor, yine yryor ve yaptklarnn farknda
olmuyorlard. Sonra, bir k Steiner'in gzlerine doldu ve o, ancak bir mddet sonradr ki,
gzbebeklerinin dnda aniam bir ekilde kayp giden ve ieriye geemiyen renkleri ve Kaleidoskop'u yine
seti.
Steiner, sendeliye sendeliye yoluna devam etti; sonra gze arpmadan kabil olduu kadar hzland.
Muamba kapl bir masaya arparak, stndeki kesilmi bir domuzun yarsn yere yuvarlad, kasabn
Trampet gibi durmadan savurduu kfrleri duydu, dkknlarn bulunduu sokan kesini dnd ve durdu.
Steiner, pazardan uzaklamakta olan karsna bakt. Kadn ok yava yryordu. Caddenin kesini
dnerken olduu yerde kald ve arkasna dnd. Yz biraz yukar kalkk ve gzleri sonuna kadar alm
olduu halde uzun mddet durdu. Rzgr, elbiselerini itiyor ve vcuduna yaptryordu. Steiner, karsnn
kendini grp grmediini bilmiyordu. Kadna bir defa grnmei gze alamad, koa koa stne
atlacandan korktu. Epey sonra kadn, ellerini gsne koydu ve kocasna doru dnd. Btn vcudu ile
kocasna dnmt. Gzleri kapal ve dudaklar aralkt. Ac verecek ikadar bombo ve hi bir ey grmiyen
bir kucaklay halinde kocasna dnmt; sonra ar ar uzaklat, caddenin glgeleri iinde kayboldu.
gn sonra Steiner snr geti. Gece, aydnlk ve rzgrl idi. Gkyznde tebeir gb bir ay vard.
Steiner dayankl bir insand. Fakat buz gibi bir tere batm olduu halde snr at zaman, arkasna dnd
ve geldii tarafa bakarak tpk bir lgn gibi karsnn adm tekrarlad.
Steiner, yeni bir sigara ald. Kem, ate uzatt.
Steiner: Ka yandasn? diye sordu.
Yirmi bir. Yaknda yirmi iki?.
Ya, yaknda yirmi iki ha! Demek iin akas yok, k im.
Kem ban iki yana sallad.
Steiner, bir mddet sustu. Sonra Ben yirmi iki yanda ikon savataydm, dedi Flandr'daydm. in hi
akas yoktu. Bj
30
imdiki durumlar yz defa iyidir. Nasl, anlyor musun?
Kem, arkasna dnd: lmektense, daha iyi, elbette! He\
eyi biliyorum.
O halde epeyce biliyorsun. Savatan nce bu ilerin pek az
kimse farkndayd.
Savatan nce, yani yz yl nce demek!..
Hatta bin yl nce! Yirmi yanda iken seyyar hastanede ya.
tyordum! te orada bir eyler rendim. Bunun ne olduunu sen
de renmek ister misin? Evet. Steiner, sigarasndan bir nefes ekti: Dinle. yle mhim bir
eyim yoktu. Pek fazla canm yakmyan hafif bir yara. Fakat yan ; bamda bir dostum yatmaktayd.
Dostum diyorum sana. yle her.
P^ hangi bir dost deil. Bir mermi parasyla karn deilmiti ve uzand yerde durmadan haykryordu.
Morfin de yoktu, anlyor musun? Hatt subaylara yetecek kadar bile morfin yoktu. Adamcazn sesi o kadar
fazla kslmt ki artk sadece inliyebiliyor-du. ini bitirmekliim iin bana yalvard. Eer bu ii nasl
yapabileceimi bilseydim hi tereddt etmezdim. nc gn, le yemeinde mercimek orbas kt. Bu,
beklenmedik bir orba, domuz ya ile piirilmi kopkoyu bir bar orbasyd. Daha nceleri verilen deta bir
bulak suyu idi. Mthi atk ve ben a-? lktan gzleri dnm bir inek kadar kendimben gemi bir
halde aprtada aprtada tkmrken, taban kenarndan, dostm*adu-| daklar sonuna kadar ekilmi
suratn grdm. Mthi bir acyla : can ekiiyordu. ki saat sonra ld. Oysa, ben mkemmelen tikindim
ve mrmde bu kadar lezzetli yediimi hatrlamyorum. Steiner, bir mddet sustu. Kern: nk dehetli
atnz, dedi. Hayr, bundan deil. Biraz daha baka. Senin ruhun bile duymadan yannda bir insan
kuyruk titretebilirdi. Merhamet mi diyeceksin? la, fakat bunu duymazsn bile. Senin karnn sapasalam-.
dr, sen onabak. Yarm metre tendeki bir bakas ise dnya mahvolmaktadr. Hemde ikence ve
iniltiler iinde Bunu ru-' hun bile duymaz. te dnyann sefil taraf bunda. Buna mim
!koy, km. te bu yzden deil midir ki, ilerleyi pek ar ve gerilemeler hzla gemektedir. Nasl, sen
de ayn fikirde misin?
31
Kern: Hay, dedi.
Steiner glmsedi: Al. Fakat hele bir dn! Belki yardm olur!
Steiner kalkt: Artk harekete gemeli! Yine geldiim yere. Gmrk beni u anda beklemez. lk yarm
saatte etraf gzlemitir. Yarn sabah erkenden yine gzliyecektir. Benim ise bu srede geri dneceimi akl
etmez. Gmrk psikolojisi bu. Kovalanan, birka zaman sonra avcdan daha baskn oluyor ou. Sebebini
bilir misin?
Hayr.
nk mesele onun iin daha mhim de.
Kem'in omuzuna vurdu: te bu yzdedir ki, bugn Yahudiler, yeryznn en kurnaz insanlardr. Hayatn
ilk kanunu: Tehlike, zeky iler. Kern'e elini uzatt. Bu eller byk, kuru ve scaktr: Haydi gle gle! Belki
de birbirimizi yine grrz. Ben ou akamlar Sperler kahvesinde olacam. Beni orada aryabilir-siniz.
Kern, ba ile tasdik etti.
Haydi hayrls! skambili de unutma. nsan dndrmeden oyalar. Hibir eye bal olmayanlar iin
yksek bir ama. Tarock ve Joss'da fena deilsin. Pokerde biraz daha fazla riske etmelisin Fazlaca blf
yapman gerekir.
Kern: Peki, daha fazla blf yapacam. Sana da teekkr ederim. Hepsi iin. dedi.
Borlu kalmaktan vazgemelisin. Yok, yok vazgeme!... Bylelikle daha iyi muvaffak olursun. Yani, una
buna kar borlu kal demek istemiyorum. Bunun hi bir deeri yok. Sadece kendi kendine kar borlu ol!
Elinden gelebildii kadar kalbini scak tut ve unu daima hatrla ki, her ey savatan daha iyidir.
Kern, bir zaman oturdu. Gkyz berraklamt ve krlar skn iindeydi. Grnrlerde tek insan yoktu.
Kern kayn aacnn altnda sessizce oturuyordu. Bann ze rindeki yapraklarn ak renk ve yer yer kl
yeili, iip geril, mi byk bir yelkeni andryordu ve rzgr, yldzlarn yol gsterici klar sayesinde ayn
fener amandras nnden geirdii yeryzn, usuz bucaksz mavilikte srkler gibiydi. Kern, sabah
olmadan Presburg'a ve oradan da Prag'a varmaa karar ver-
32
di. Bir ehir, daima en fazla gvenilecek bir yerdir. Bavulunu a-ti ve iinden, giymek iin temiz bir
gmlekle bir ift orap ald. Birisine rastlad zaman st ba meselesinin pek mhim olacan biliyordu.
Hem bu ii, biraz da hapishaneyi unutmak iin yapyordu.
Ay nda rlplak olduu zaman halini yle garipsedi ki, kaybolmu bir ocuk sand kendisini.
nndeki otlarn stnde duran temiz gmleini hzla ald ve bandan geirdi. Mavi bir gmlekti ve Kern bu
rengi abuk kirlenmedii iin pek kullanl bulurdu. Gmlek, ay nda soluk klrengi ve menekemsi
grnyordu.
Kern, yrekliliini yitirmemee karar verdi.
III
Kern, leden sonra Prag'a vard. Bavulunu istasyonda biti ve hemen polise gitti. Mracaat etmek
niyetinde deildi. Sadece, yapaca ileri ba din olarak dnmek istiyordu. Bu i iin en uygun yer polis
binasyd; ne bir polis dalar, ne de insandan kt isterlerdi.
Kern, koridordaki sralardan birine oturdu. Yabanc muame-leinin grld bro tam karsndayd. Kern
yannda bekliyen bir adama sordu: Sivri sakall memur hl orada m?
Bilmem, benim grdmn sakal yok.
Ya... Deitirilmi olabilir. Peki imdiki nasl?
Adam: Fena deil. dedi, Birka gnlk ikamet msaadesi koparlyor. Fakat sonra i atallayor.
nk mracaat pek fazlar.
Kem, dnd. Birka gnlk ikamet msaadesi koparabildii takdirde muhacirler komitesinden, bir hafta
yemek yiyece:< ve barnacak bir yer belgesi alabilirdi. Bunu, geen seferden biliyordu. Fakat beceremezse
polis tarafndan delie tklmak ve snrn tesine atlmak tehlikesini de gze almak gerekiyordu.
Yanndaki adam: Sra sizde, dedi.
Kem. adama bakt: Siz daha nce gitmek istemez misiniz? Benim vaktim var da.
Olur.
33
Adam ayaa kalkt ve ieri gitti .Kem, broya kendisinin de mracaat edip etmemesi hususunda bir
neticeye varmak iin ade-ma na! davranlacan renmee karar verdi. Koridorda, bir aa bir yukar
dolamaktayd. Adam, nihayet kt: Kem, hemen ona doru gitti ve sordu: Nasl gitti?
Adamn yz parlyordu: 10 gn. Ne mutluluk Hem de hi sorgusuz, sualsiz. erdekilerin keyfi yerinde
olacak! Yada, bugn ok mracaat eden yoktu, son defa be gn vermiti sadece.
Kern, bir titreme ile: O halde ben de bir deneyeceim.
Memur, sivri sakall deildi. Buna ramen bu yz Kern'e hi te yabanc gelmedi. Aradan geen zaman
zarfnda sakaln kestirmi olabilirdi. Sedeften yaplm kk bir ak ile oynayan memur, Kern'e bakt:
Mlteci mi?
Evet.
Almanya'dan m geliyorsunuz?
Evet bugn...
Herhangi bir kdnz, falan.
Yok.
Memur, malm eyler demek ister gibi ban nne edi aknn azn kapatt ve tribusonu ekti. Kem,
sedef akda bundan baka bir de trnak trpsnn bulunduunu grd. Memur, bununla da ba
parmann trnan ihtimamla dzeltmee balad.
Kern, bekliyordu. nndeki u yorgun adamn trna dnya-nn en nemli eyiymi gibiydi onun iin
Adam rahatsz etmemek ve kzdrmamak iin soluk almaktan bile ekiniyordu. Yalnz, ellerini gizlice
arkasna kavuturmutu.
Trnak ii, sonunda bitti. Memur, memnun baklarla Kem", gzden geirdi ve 10 gn... dedi On gn
burada kalabilirsiniz. Sonra Prag'dan ayrlmak mecburiyetindesiniz.
Kem'in getirilmi bulunan sinirleri geveyiverdi. Dtn sand. Fakat sadece, derin derin nefes
almaktayd. Son<-a hemen kendini toparlad. Rastlantlar karmamay renmiti: Eer, dedi. On drt
gnlk bir msaade almaklm kabil olursa, size pek minnettar kalrdm.
Olmaz, hem ne diye?
34
Arkamdan ktlarm gnderilecek, onlar bekliyorum da. Bu yzden belirli bir adrese ihtiyacm var. ler
bittikten sonra da Avusturya'ya gemek istiyorum.
Kern, son dakikada her eyi bozmaktan korktu; fakat artk geri dnemezdi. atr atr ve hi dnmeden
yalan sylyordu. Gerei sylemeyi de ayn derecede arzu ederdi. Fakat yalan sylemek mecburiyetinde
olduunu biliyordu. Memur da, bu yalanlara inanmak zorunda bulunduunun farkndayd. nk sylenileni
kontrol iin hibir olana yoktu. te bundan dolay ikisi de, sylediklerine neredeyse inanacaktlar.
Memur, aksnn tirbuonunu kapatarak: Peki, dedi stisna olarak size 14 gn veriyorum: Fakat hi br
suretle uzatma istiyemezsiniz.
Memur, bir kt aldr ve yazmaa balad.
Kem, adam, bir Cebrail yazyor sand. Hereyin bu kada~ yolunda gitmesini akl almyordu. Son dakikaya
kadar, memurun kartotekse bakarak daha iki defa Prag'a gelmi olduunu tesbit edeceini bekledi hep. Bu
yzdendir ki, kk adn yanl ve doum tarihini baka syledi. nk bylelikle, evvelce Prag'a gelenin
kardei olduunu iddia edebilirdi.
Fakat memur, byle incelemede bulunamyacak kadar yorgundu. Yazd kd uzatt: Aln. Darda
daha ok kimse va--m?
Hayr, zannetmem. Hi olmazsa ben yannza girerken kimseler yoktu.
Al...
Adam bir mendil kard ve aksnn sedef ksmn okar gibi parlatmaa balad. Kern'in teekkr ettiini,
ve hemen o anda kd elinden alnacakm gibi byk bir hzla dar ktn fark bile etmedi.
Kern, ancak darya knca, binann kaps nnde durdu ve etrafna baknd: Benim gzel, benim mavi
gkyzm, diye meydan okuyan bir tavrla aklndan geirdi. Ne snr dna atldm, ne de tecrit edildim. 14
gn, koskocaman 14 gn ve 14 gece md-detle korknnyacam. Bir edebiyat demek, bu! u sedef akl
adamdan Allah raz olsun. nallah yaknda altn suyuna batm bir saate ve altndan bir makasa kavuur.
35
Giri yerinin nnde, Kern'in t yan banda bir polis memuru duruyordu. Gen adam, cebindeki vesikaya
dokundu ve ani bir kararla polise yaklaarak: Bay polis acaba saat ka? diye sordu. Geri kendi saati
vard, fakat hibir korku duymadan polisle konuabilmek, her vakit ele gemiyen hdiselerdendi.
Polis: Saat yedi, diye homurdand.
Teekkl ederim.
Kem, merdivenleri ar ar indi. Fakat koa koa inmek daha ok houna giderdi. Ancak u andadr ki,
btn olup bitenlerin doruluuna inanmt.
Mltecilere yardm komitesinin byk bekleme salonu insan-la az aza doluydu. Buna ramen yine de
manzarada tuhaf bi boluk vard. Yar loluk iinde, ayakta duran veya oturan ina' lar, glgelere
benziyorlard. Hemen hi kimse konumuyordu. O-turanlarn hepsi de, ahslarn ilgilendiren eyleri imdiye
kadar yz defa sylemi ve konumutular. imdi tek bir ey dahf. yani beklemek kalyordu.
Salondakilerin yardan ou Yahudiydi. Kern'in yannda keman kutusunu dizleri stnde tutan soluk yzl
ve armut kafal bir adam oturuyordu. teki tarafna da, kntl alnnda bir yarn izi bulunan yal bir adam
melmit. Adam, durup dinlenmeden, ellerini ap kapyordu. Onun yannda birbirlerine iyice sokulmu
sarn bir gen adamla, esmer bir gen kz oturmaktayd, ellerini, birbirlerine smsk kenetlenilerdi. Bir an
iin de olsa uyankl elden brakacak olurlarsa, onlar burada bile zorla birbirlerinden ayracaklarn sanan
bir halleri vard. Birbirlerine baktklar yoktu, salonun herhangi bir noktasna, aemilerine bak'-yor gibiydiler
ve bombo baklarnda hibir duygu izi yoktu. Bu iftin arkasnda da, sessizce alamakta olan iman bir
kadn oturuyordu.
Gznden boanan yaslar, yanaklarndan ve enesinden kayarak elbisesine damlamaktayd. Fakat
kadnn umursad ve yaslar durdurmak iin hibir harekette bulunduu yoktu; ellerin', bezgin bir tavrla
kucana brakmt.
Bu sessiz kendini veri ve hzn dekoru iinde, her sevde habersiz bir ocuk oynamaktayd. Alt
yaslarnda kadar asteren bir kz ocuu idi. Parlak baklar, siyah bukleleri, canl ve sabr-
36
sz hareketleriyle oradan oraya dolayordu.
Kz, armut kafal adamn nnde durdu. Bir sre bakt ve sonra, adamn dizleri stnde tuttuu keman
kutusunu gstererek: Bunun iinde kemann m var? diye prl prl ve merakl ocuk sesiyle sordu.
Adam, sylenilenleri sanki anlamam gibi, bir an ocua baktktan sonra dorulad.
Kz: Kemann bana gstersene, dedi.
Ne diye?
Merak ediyorum da.
Kemanc, bir an tereddt ettikten sonra kutuyu at ve kemann kard. Keman, meneke renkli bir
ipekliye sarmt. A-damcaz dikkatle sargy at.
ocuk, uzun sre gzlerini kemandan hi ayrmad. Sonra dikkatle elini kaldrd, kemann tellerine
dokundu ve adama: Neye almyorsun? diye sordu.
Kemanc, cevap vermedi.
Kz: Haydi, bir ey alsana! diye tekrarlad.
Salonun teki ucunda, kucanda meme ocuu ile oturan bir kadn, yava ve bezgin bir halde: Miryam,
diye seslendi. Mir-yam buraya gel!
Kzn, sese falan dikkat ettii yoktu. Kemancya bakyordu: Yoksa almasn m bilmiyorsun?
Biliyorum.
yle ise ne diye almyorsun?
Kemanc, mtereddit bir tavrla etrafna baknd. ri ve alkn elleriyle kemann boynunu yakalad. Yannda
oturan birka kii ilgilendiler ve adama baktlar. Adam,, bakaca yeri armt. Nihayet: Burada da
alamam ya, dedi.
Kz ocuu: Niye? diye sordu. Haydi, alsana! nsann burada ok can sklyor.
Annesi: Miryam, diye seslendi.
Kemancnn yannda oturan ve alnnda bir yara izi olan a-dam: ocuun hakk var, dedi. Haydi aln,
belki hepimizi b1-raz oyalarsn. Keman almak yasak olmasa gerek.
Kemanc bir an daha tereddt etti. Sonra, yayn kutudan ald, gerdi ve kemann omuzuna yerletirdi,
yaydan kan ilk berrak akis, oday dolat.
37
Kem, vcuduna bir eyler dokunuyormu, bir el iinden bi eyler alp gtryormu sand. Kendini tutmak
istedi, fakat eli den gelmedi. Ani bir titremeye kaplarak olduu yerde bzld"' Sonra gerindi ve btn
vcudunu bir scaklk kaplad.
Yazhaneye giden kap ald ve bir ba grnd; sekreterdi. Adam, salona girerken kapy ak brakt.
Yazhanede klar yanal epey olmutu ve aydnlk kap aznda grnen sekretenn kk biimsiz ekli, bir
karaltya benziyordu. Bir eyler sylemek istiyor gibiydi. Fakat sonra bundan vazgeti, ban yana eerek
kulak kabartt. Kap, grnmez bir el itiyormu gibi usulca, adamn arkasndan yine kapas.d.
Artk, sadece keman vard. Keman, odann ar ve l havasn dolduruyor ve sanki her eyi-
deitiriyordu. Keman, duvarlarn glgesinde bzlen bir sr kk varlklarn cansz ya1-nzln eritiyor,
onlar bir tek vcut olmu bir zleyi, bir yalvar halinde birletiriyor gibiydi.
Kern, kollarn dizlerine brakt. Ba nne dt ve kendi ni, stne ken dalgalara brakt. inde, bu
dalgalarn onu herhangi bir yere, hi tanmad yerlere srkliyeceini sanan bir duygu vard. Siyah sal kz
ocuu, kemancnn yan banda yere meimiti. Hi kmldamadan ve sesini karmadan oturmu,
kemancya bakmaktayd.
Keman susmutu. Kem, bir para piyano alard ve adamn harikulade aldn sezecek kadar mzikten
anlard.
Kemancnn yanndaki ihtiyar, sordu: Schuman m? teki dorulad.
Kz: Daha al, dedi, tuhaf bir eyler al, buras ok skc! Anne, usulca seslendi: Miryam! diye.
Kemanc: Peki dedi ve yayn yine eline ald. Kem etrafna baknd ve ne eilmi srtlar, prl prl
ldayan yzler grd. Hzn, mitsizlik ve kemann ksa bir an iin getirdii sak bir mutluluk grd. Kern,
btn bunlar grd ve tek sular domak ve yaamak olan u yerlerinden yurtlarndan kovulmu insanlarla
dolu bu odaya benzer bir sr baka odalar, evvelce grm olduu odalar hatrlad. Bir an, sonsuz bir
teselli ve mthi bir alayla doluydu. Kern, kemancnn, ban, tpk bir sevgili omuzuna brakr gibi,
kemanna yasladn grd. Bu koskocaman
38
odaya ,gurup gittike daha fazla kerken, Kern, mahvolmak istemiyorum, diye dnd. Hayat vahi
fakat hotur. Bense onu he-nz tanmyorum. Bu uzaklardaki ormanlarn, bilinmeyen ufuklarn ve bilinmeyen
gecelerin zerindeki bir melodi, bir ses ve feryattr.
Kern, ancak bir mddet sonra etrafn sessizletiini farket. ti. Kk kz, sordu: Bu alnan ne idi?
Kemanc, ksk bir sesle: Franz Schubert'in Alman danslar, dedi.
Kemancnn yanndaki ihtiyar adam yksek sesle gld: Alman danslar... ve elini alnndaki yarada
dolatrarak tekrarlad: Alman danslar.
Sekreter, kapnn n yakp: Sra kimde? dedi.
Kern.^Bristol otelinde bir yatacak yer pusulasn ve Wen-zel meydanndaki Mensa'da yemek iin de 10
karneyi elde etti. Karneyi alnca, karnnn a olduunu farketti. Ge kalmak ko*-. kusiyle, caddeleri koa koa
geti.
Yanlmamt. Mensa'daki btn yerler dolu idi ve Kern'in beklemesi gerekiyordu. Yemektekiler arasnda
niversitedeki eski profesrlerinden birini grd. Ona doru gitmek ve selm vermek istedi, fakat sonra
hemen bundan vazgeti. Bir ok mltecinin, gemilerinin hatriatimasndan holanmadklar aklna gelmiti.
Kern, bir mddet sonra, kemancnn geldiini, kararsz b:r tavrla etrafna bakndn grd ve ona iaret
etti: Kemanc, hayretle Kern'e bakt ve ar ar yaklat. Kern, armt. Kemancya tekrar rastlaynca, onu
ok zamandan beri tanyormu gibi gelmiti. Oysa imdi daha birbirleriyle henz konumadklarn
hatrlyordu.
Kern, kemancya: Affedersiniz, dedi, daha nce sizi, alarken dinlemitim de, hem dndm ki,
buralar hakknda belki soracanz bir ey bulunur.
Hakikaten buna ihtiyacm var. Siz buralar tanyor musunuz?
Evet. Ben daha nce iki defa buraya gelmitim. Memleket dna kal ok olmad galiba?
14 gn oldu. Bugn geldim.
39
Kern, profesrn ve yannda oturan adamn ayaa kalktklarn grd. abuk abuk: Hah, dedi urada
iki yer boald. Haydi gelin.
Masalarn arasndan hzla getiler. Profesr, darack yolda onlara kar geliyordu. Kern'e mtereddit bir
tavrla bakt ve olduu yerde durdu: Acaba sizi tanyor muyum?
Kern: Vaktiyle bir rencinizdim, dedi.
Profesr, ba ile dorulad: yle ya, sahi! Elektrik sprgesi satn almak isteyen tandklarnz var m
hi? Hem yzde on tenzilt yapyorum, hem de taksitle veriyorum. Radyolu gramofon da satarm.
Kern, bir an ard. Profesr, kanser zerine aratrmalaryla tannm bir otorite idi. Acnr gibi: Hayr,
dedi, Elektrik sprgesi ve gramofon satmak istemenin ne demek olduunu Kern de bilirdi.
Profesr, onun farknda deilmi gibi bakyordu: Bunu akl etmekliim lzmd, dedikten sonra Kern'e
baka birisiyle konuuyormu gibi: Affnz rica ederim, diyerek yoluna devam etti.
Sr etli bulgur orbas vard. Kern, taba hemen boaltt. Etrafna bakt zaman, ellerini masann stne
koymu ve nndeki tabaa hi dokunmam olan kemancy grd.
Kern, hayretle sordu: miyor musunuz?
Elimden gelmiyor.
Hasta msnz?
Kemancnn; abajursuz elektrik lmbalarnn soluk altndaki armut biimi ba ok sar ve renksizdi.
Kern: meliydiniz! dedi.
Kemanc, cevap vermedi. Bir sigara yakt ve hrsla iti, sonra da nndeki taba kenara itti: Bu ekilde
yaamak kabil mi?
Kern, ona bakt: Pasaportunuz yok mu?
Hayr var. Fakat bunu sylerken sigarasn sinirli bir tavrla ezdi. Byle yaamak kabil deil. Yani, hi
bir eysiz. Ayaklarmn altnda baslacak bir toprak olmadan nasl yaanr?..
Kern: Fakat azizim, dedi, bir pasaportunuz var, sonra kemannz da yannzda.
40
Kemanc, ona bakt ve kzgn bir tavrla: Btn bunlarn bu ile ne ilgisi var! Yoksa kavryamadnz m?
Yoo...
Kern, byk bir hayal krklna uramt. O, elinden keman almak gelen byle birisinin kendisinden
farkl olacan ondan bir eyler renebileceini sanmt ve u anda nnde duran bu canndan bkm
adam -muhakkak ki Kern'den on be ya daha bykt- kendi nazarnda bir ocuk gibiydi. Kern, y-dellerin
ilk basamanda henz, diye aklndan geirdi. Elbette a-. Ir.
Adama sordu: orbanz sahiden imeyecek misiniz?
Hayr.
yle ise ben ieyim. yice doymadm.
Kemanc, taban ona doru itti. Kem, ar ar iiyordu. Yoksullua gs germek iin gerekli kuvvetle
dolu akla!-. dan zerresini ziyan etmemek istiyordu. Bitirince, ayaa kalk*i ve: orba iin teekkr ederim.
Fakat siz iseydinte, daha memnun olurdum, dedi.
Kemanc, Kern'e bakt. Yz kr krt. Lkayt bir tavrla: Byle eyleri henz anlamazsnz, dedi.
Kem: Bunu anlamak sizin sandnzdan daha kolaydr, C3 vabn verdi. Bedbahtsnz, hepsi o kadar.
O kadar m?
Hayr, nceleri insan olaanst bir eyler olduunu sanr. Fakat uzun mddet gurbette kalrsanz siz de
greceksiniz ki, bedbahtlk denilen ey gnlk olaylardandr.
Kern, yemek salonundan kt. Caddenin te tarafnda, profesrn bir aa bir yukar dolatn hayretle
grd. Profesr, kanser zerine aratrmalarda yeni yaplm bir kefi aklamak iin krsnn nnde
dolat tavryle vcudu ne eik ve elleri arkasnda, bir aa bir "yukar geziniyordu. u farkla ki, bu anda
gramofon ve elektrik sprgelerini dnyordu belki!
Kern, bir saniye tereddt etti. O ana kadar profesre hi seslenmemiti. Fakat kemancy tandktan sonra
artk ekinmesine lzum kalmamt profesre doru yrd.
Size seslendiim iin kusuruma bakmayn. Bay profesr, dedi. imdiye kadar size bir akl
verebileceimi dnmemi-
41
tim. Fakat bu anda bunu istiyorum.
Profesr olduu yerde kalmt, perian bir halde; Memnun olurum, cevabn verdi. Vereceiniz her
trl akla pek mteekkir kalacam. Durun bakaym, adnz neydi?
Kem, Ludvvig Kem.
Bay Kem, vereceiniz her trl akla mteekkirim. Hem de fevkalde mteekkir. Evet gerekten.
Buna akl vermek demek hi doru deil. Bir para tecrbe sadece. Siz, elektrik sprgeleri ve gramofon
satmaa alyorsunuz. Vazgein bu iten. Zaman kaybndan baka bir ey deil. Buradaki mltecilerden
yzlercesi ayn ii yapmaa alyorlar. Bu i de, hayat sigortas yapmak istemek kadar sama.
Profesr, ilgiyle: Ben de artk bu ii yapmaa karar vermitim... diye Kern'in lfn kesti. Birisi bu iin
daha kola olduunu sylemiti.
Her sigorta bana da size bir komisyon vdetti, deil mi?
Evet, pek tabi, hem de iyi bir komisyon.
Fakat sadece o kadar, herhangi bir cret falan yok, dei mi?
Hayr, yok.
Bunu size ben de vdedebilirim. Hi bir deeri yok ki. Ba profesr, imdiye kadar bir tane olsun elektrik
sprgesi sattnz m? Yada bir gramafon?
Profesr yardm ister gibi ona bakt. Pek utanm bir tavrla: Hayr! dedi. Fakat yaknda satacam
unuyorum.
Kern, Vazgein bu iten, cevabn verdi. Bir miktar fotin ba ve birka kutu kundura boyas aln, yada
birka paket engelli ine. Yani, herkese lzm olacak ufak tefek eyler. Byle eyler satmaa bakn. Pek
fazla kazanmazsnz. Fakat arada srada bir parack sat yapabilirsiniz. Geri bu ile uraan yzlerce
mlteci var amma, engelli ineler, elektrik sprgesinden daha kolay satlr.
Profesr, dnceli dnceli ona bakt: Bunu hi akl etmemitim.
Kern, ekingen bir tavrla glmsedi: yle sanrm. Fakat hele bir dnn. Bunun daha iyi olduunu
bilirim de. Evvelce
_ 42
ben de sprge satmak istemitim.
Profesr, elini uzatt: Belki de hakknz var. Size mteekkirim. Bana kar ok iyi davrandnz.
Sesi, birden o kadar hafif, o kadar suluymu gibi kmaa balad ki, dersini iyi renmemi bir renci
konuuyor sanlrd.
Kem, dudaklarn srd ve: Sizin btn derslerinizde bulunmutum, dedi.
Profesr, yle bir hareket yapt: Evet, evet, size mteekkirim bay... bay...
Kem. Fakat adn ne nemi var!
yle demeyin, Bay Kern. Kusuruma bakmayn, sakn! Son zamanlarda biraz unutkan oldum. Size tekrar
teekkr ederim. Bay Kren sanrm bu ii yapmaa alacam.
Bristol oteli, Mltecilere Yardm Komitesi tarafndan kiralanm harap ve darack bir yerdi, Kern'e yatmak
iin gsterilen odada iki kii daha vard. Delikanl yemekten sonra birdenbire pek yorgun hissetmiti kendini.
Hemen yatt. Oda komular daha gelmemitiler.
Kern, gecenin ortasnda uyand. Feryatlar duyarak hemen yerinden frlad. Bir an bile dnmeden
bavulunu ve elbiselerini yakalad, kapdan kt, koridor boyunca hzl komaa balad.
Darda t yoktu. Kern, merdiven sahanlnda durdu. Bavulunu brakarak etraf dinledi. Ve sonra,
yumruklarn yznde dolatrd. Neredeydi? Ne olmutu? Polis neredeydi?
Yava yava hatrlad. Kendini yle bir tepeden trnaa kadar szd ve ii rahatlayarak glmsedi.
Prag'da Bristol otelindey-di. Ondrt gnlk de ikamet tezkeresi vard. Byle korkmak iin hibir sebep yoktu.
Muhakkak rya grm olacakt. Dnd ve bir daha byle eyler bama gelmemeli, diye aklndan geirdi.
Bir de sinirlerinin bozulmas eksikti. te o zaman her ey tamam.
Kern, kapy at ve karanlkta etraf yoklaya yoklaya yatana doru ilerlemee balad. Duvar tarafndan
sadaki yatak o-Icakt. Bavulunu, usulca yere brakt. Elbiselerini, yatan ayak ucuna ast ve yorgan arad
el yordamyie. Fakat birden elinin altnda scak bir hava teneffs eden yumuaka bir eyler hissederek,
dimdik oldu.
43
Bir gen kzn, uyku sersemi: Kimsiniz? diye soran sesi duyuldu.
Kern, soluunu tuttu. Baka odaya girmiti. Ses, bir defa daha sordu: Birisi mi var orada?
Kern dimdik duruyordu. akr akr terlediini hissediyordu.
Bir mddet sonra, birisinin iine ekerek yatakta dnd, gn duydu. Birka dakika daha bekledi. Etraf
iyice sessizleip de karanlktaki derin soluklardan baka bir ey iitilmez olunca Kern, usulcack eyalarn
yakalad ve dikkatle odadan, deta szlr gibi, kt.
Koridorda, gmlekli bir adam duruyordu. Adam Kern'in kald odann nnde durmu, gzlklerinin
arkasndan delikanly szyor ve elindeki eyalarla yandaki odadan kmasna bakyordu. Kem, vaziyeti
izah edemiyecek kadar aknd. Tek kelime sylemeden yrd ve kendisine yer amak iin bir hareket
yapmayan adamn nnden geerek kapdan girdi. Eyalarn brakt, ve yataa uzand. Fakat dikkatli olmak
iin daha nce yorgann stn bir yoklad. Yatak botu.
teki adam, daha bir mddet kap eiinde kald. Gzl, koridorun hafif nda parlyordu. Sonunda o
da ieriye dnd ve kapy at diye rtt.
Tam bu srada feryat yine balad. Kern, imdi anlyordu. Vurmayn, ne olur vurmayn. sa hakk iin
vurmayn. Yalvarrm size, ne olur.
Feryatlar, dehetli ve bouk seslerle deierek sonunda bsbtn kesildi. Kern yatt yerde doruldu.
Karanla doru: Ne oluyor? diye sordu.
Bir elektrik dmesi t etti ve etraf aydnland. Gzlkl adam kalkt, nc yataa gitti. Bu yatakta
baklar lgna dnm ve tere batm bir adam vard, boulacakm gibi ksryordu. teki, barda ald
ve su doldurarak yataktakinin azna uzatt: unu iin hele bir defa. Yine rya grdnz. Gvendesiniz.
Merak etmeyin.
Adam, hrsla iti. ncecik boynundaki grtlak inip kyordu. Sonra da yorgunluktan bitik bir halde yataa
dt ve derin bir nefes alarak gzlerini kapad.
Kern, bir daha sordu: Ne oluyor?
44
Gzlkl adam, Kern'in yatana geldi: Ne mi oluyor? Birka hafta evvel bir toplanma kampndan
kurtulmu bir insan rya gryor, hem de mthi ryalar. Sinir meselesi, anladnz m?
Kern: Evet dedi.
Gzlkl adam sordu :Burada m oturuyorsunuz?
Kern, ba ile dorulad: Benim de sinirlerim bozulmua benziyor, bir para. Evi polis bast, sanmtmT
Bu esnada da o-day ardm.
Ya...
nc yataktaki adam: Affedersiniz, dedi. imdi uyu-rnyacam artk... Affedersiniz.
Gzlkl adam: Haydi canm samalamayn! diyerek yatana dnd. Bir parack ryadan m rahatsz
olacakmz? yle deil mi delikanl?
Kern: Elbette, diye cevap verdi.
Elektrik dmesinin tekrar sesi duyuldu ve etraf yine karanla gmld. Kern, uzand. Fakat uzun mddet
uyuyamad. Biraz nce, u yandaki odada bana gelen ey harikuladeydi. nce keten rtnn altndaki
yumuak vcudu hl unutamamt. Sanki bu temastan sonra eli deimi gibiydi.
Bir mddet sonra, feryat eden adamn yatandan karak pencereye gittiini duydu. Sabahn etrafa ken
ilk alaca karan- l iindeki adamn ne ejk ba, bir kle iin dikilmi kapkara bir ant kadar karanlkt.
Kern adam bir mddet szd. Sonra, uyku bastrd.
Joseph Steiner, snr pek kolaylkla geerek geri dnd. Etraf iyi tanrd, sonra da, evvelce hayli keif
yryleri yapm bir askerdi. Ble kumanda etmiti ve daha 1915'te yapt g bir keif hareketinde bir
de esir getirdii iin demir ha nian almt.
Bir saat sonra Steiner iin artk hibir tehlike kalmamt. Viyana'ya giden tramvaya bindi. Araba pek tenha
idi. Bileti yle bir bakt: Bu kadar abuk mu dnyorsun?
Steiner: Viyana'ya bir bilet, ite o kadar, cevabn verdi.
Bileti: abuk oldu! dedi.
Steiner, adama bakt. Bileti, devam etti: Her gn byle bir Tcafile gtryoruz. Siz bu araba ile
gitmitiniz. Her halde farknda deilsinizdir?..
45
Ne demek istediinizi bir trl anlayamyorum.
Bileti glyordu: imdi anlarsnz. Sahanlkta durun. ayet kontrol gelirse atlarsnz. Ama bu saatte
kontrol geleceini hi sanmam. Fena m, bilet parasndan kurtulursunuz.
Al.
Steiner, yerinden kalkt ve arka sahanla geti. Serin bir mzgr yzne arpt. Kk balk kylerin
klar, gzlerinin -nnden uar gibi kayyordular. Derin derin soluk alyor ve insanlarn tadabilecei en
gzel sarholuk olan hrriyeti btn hazz ile iiyordu. Damarlarndaki kan ve adalelerinin scakln
hissediyordu. Yayordu. Ele gememiti; hayattayd.
Arkasndan gelmi olan biletiye: Bir sigara al, arkada! dedi.
Memnuniyetle. Fakat imdi iemem. Vazifede yasaktr da...
Fakat ben iebilirim, deil mi?
Bileti tatl tatl gld: Bu hususta bana stnln var.
Steiner, sert duman cierlerine doldurdu: Evet ite senden nce...
Steiner, polisin eline dt pansiyona gitti. Pansiyoncu kadn henz yazhanede oturuyordu. Baklar
Steiner'e raslaym-ca parlad, bir nefeste: Burada kalmanza imkn yok, dedi.
Steiner, arka antasn brakt: Pekl da olur.
Bay Steiner, buna imkn yok. Polisin yine gelmesi her an muhtemel. Sonra benim pansiyonu bsbtn
kaparlar.
Steiner, sakin sakin: Louis'ciim, savata en gvenilir smak, henz alm bir mermi ukurudur.
nk oraya bir ikinci isabet olduu hemen hemen grlmemitir. te bu yzden sizin pansiyonunuz da u
_anda Viyana'nn en gvenilir yerlerinden biridir.
Pansiyoncu kadn, mitsizlikle ve kaygl bir tavrla: Siz benim mahvma sebep olacaksnz, dedi.
Ah, ne gzel olurdu. Birisinin mahvna sebep olmay hep istemitim. Louis-ciim, sizin ltif ve romantik bir
yaradlnz var. Steiner, etrafna baknd: Bir para kahveniz daha kald m? Bir de iecek bir ey?
Kahve mi? iki mi?
46
Evet Louis-ciim. Beni anlayacanz zaten biliyordum. Ah siz ne ltif bir kadnsnz! Duvardaki dolapta
Silovvitz'iniz var m, biraz daha?
Pansiyoncu kadn, mitsiz bir halde baktktan sonra: Evet, l var, dedi.
Steiner, Mkemmel! diyerek dolaptan iki bardakla ieyi ald, siz de bir tane iersiniz, deil mi?
Ben mi?
Tabi siz, baka kim olabilir?
istemem.
Yooo olmaz Louis'ciim. Haydi bakalm, beni krmayn. Yalnz imek pek ho deil. Haydi buyurun.
Kadehi doldurarak kadna uzatt.
Kadn tereddt ettikten sonra ald: Al, bana gre hava ho. Fakat burada kalmyacaksnz, deil mi?
Steiner, kadn yattrmak iin. Sadece birka gn daha fazla deil. Siz bana uur getiriyorsunuz, baz
tasarlarm var da... Glmsyordu. Haydi bakalm Louis'ciim, imdi kahveyi ielim.
Kahve mi? Hi kahvem yok.
Haydi canm. te urada duruyor. Enfes olduuna da bahse girerim.
Kadn sinirli sinirli glyordu: Ne yaman adamsnz. Hem benim ismim Louis deil, Therese'dir.
Therese, bir rya kadar gzel isim.
Kadn, kahveyi getirdi. Bir bavulu gstererek: ihtiyar Selig-man'n eyalar daha burada, dedi bunlar da
ne yapacam bilmiyorum.
Hani u krl sal Yahudi, deil mi?
Kadn ba ile tasdik etti: ldn duydum, baka bir ey daha iitmedim.
Bir insan zerine bundan fazlas da gerekli deil. ocuklarnn nerede olduunu biliyor musunuz?
Nerede bilecekmiim! Hem bununla ne diye ilgileneceim?
Oras yle...
Steiner, bavulu nne ekti ve at. inden bir sr makara ve renk renk tireler dkld. zenle sarlm
bir paket fotin ba
47
da vard. Daha sonra, bir elbise, bir ift ayakkab, branice bir kitap, birka para amar, bir miktar kemik
dme, iinde bir ilinlik paralar olan kk bir deri torba, iki dua kay ve kda sarlm beyaz bir dua
cbbesi kt.
Steiner: Ne dersin Therese, btn bir mr iin pek fazla deil mi? diye sordu. .
Bu kadar eyi olmayanlar da var.
O da doru.
Steiner, branice kitab kartrd ve i kapan arasna skm bir pusula buldu. Dikkatle eline ald.
Mrekkeple yazlm bir adresti:
Al, bu adresi soruturacam.
Ayaa kalkt: Therese'ciim, kahve ve Silovvitz iin teekkr ederim. Bu akam ge vakit dnerim. Bana
parterde avlu tarafndan bir yer ayrn, en uygunu byle bir yerdir. abuk savuulur da.
Kadn, daha bir eyler sylemek istiyordu. Fakat Steiner, elini kaldrd: Hayr, hayr Louis! Eer kapy
ak bulamazsam btn Viyana polisini getirtirim. Fakat ak bulacamdan eminim. Yertsiz yurtsuzlar
barndrmak Allahn emridir. Buna karlk gkyznde tam bin yl en byk ltflara nail olunur. Arka
antama da zaten braktm.
Steiner gitti. Konumaa devam etmenin faydasz olduunu ve geride braklan eylerin, bu orta halli
insanlarn merakn ar derecede kkrtacan biliyordu. Brakt arka antas, kadn ikna iin kullanaca
szlerin hepsinden daha kuvvetle yerini salamlayacakt. Bu arka antas, sessiz varlyla pansiyoncu
kadnn son direncini de kracakt.
Steiner, Sperler kahvesine gitti. Rus ernikof'u bulmak istiyordu. Hapisteyken Steiner'in tahliyesini
izliyecek ilk iki gn iinde ve gece yarsndan sonra bu kahvede birbirlerini beklemek iin szlemilerdi.
Vatansz yaayan Ruslar, Almanlardan 15 yl daha fazla bir tecrbe sahibiydiler. ernikof, Steiner'e Viyana'-
da sahte belgeler satn almak mmkn olup olmyacam aratrmay vdetmiti.
Steiner, bir masaya oturdu. ecek bir ey smarlamak istiyordu; fakat hibir garsonun onunla ilgilendii
yoktu. Kahvede-
48
kilerin ounda bir ey smarlayacak para olmad iin byle bir det de yoktu. Sperler kahvesi
karakteristik bir mlteciler lokali idi. Tklm tklm doluydu. Biroklar, sralarn ve sandalyelerin zerinde
uyumaktayd; tekiler de arkalarn duvara yaslyarak yere uzanmlard. Kahve kapanmcaya kadar zaman,
bedavadan uyumakla geiriyorlard. Sonra da, sabahn beinden leye kadar urada burada dolaarak
kahvenin yine almasn bekliyordu-lar. ou aydn insanlard. Burada hi olmazsa biraz rahatlyorlard.
Kareli elbise giymi yusyuvarlak suratl bir adam, Steiner'in yanna oturdu ve fldr fldr dnen siyah gzleri
ile bir sre onu szdkten sonra: Satacak bir ey var m? diye sordu sslenme eyas gibi! Eski de olsa
alrm, para da pein. Steiner, hayr iareti yapt baiyle. Elbiseler, amarlar, ayakkablar da alrm.
Adam, gzlerini Steiner'den hi ayrmyordu: Ya da bir nian halkanz bulunur mu?
Steiner, homurdanarak herifi tersledi: Seni le kargas seni, defol oradan.
Perian mltecilerin son bir iki para eyasn da birka kuru karl kapatmak istiyen alclardan nefret
ederdi.
Steiner, uar gibi nnden geen bir garsona seslendi: Hit bir konyak getirsene!
Garson kukuyla bakarak yaklat. Avukat m dediniz? Bugn iki tane var. u kede oturan Berlin
meclisi mahkemesinden avukat Silber'dir. bir ilin mavere creti alr. Kapnn yanndaki masada da Mnih
Vilyet Mahkemesi Maviri Epstein oturuyor, istiareyi yarm iline yapyor. Aramzda kalsn ama. ilber
daha iyidir.
Steiner: Ben avukat deil, konyak istiyorum, dedi. Garson elini kulana gtrd: Sakn yanl anlam
olm-yaym? Bir konyak m dediniz?
Evet bilinen iki. Bardak kk olmazsa daha makbule geer.
Bastne. Affedersiniz, biraz ar iitirim de. Hem de byle eylere pek alk deilim. nk burada
kahveden baka bir ey iilmez de.
49
Al. yleyse konya kahve fincan iinde getirin.
Garson .konya getirdi, fakat masadan ayrlmad...
Steiner: Ne var? diye sordu yoksa nasl itiime mi bakmak istiyorsunuz?
Paray pein alrz da, burada baka trl yrmyor. Yoksa ifls ederdik.
Ya... Sahi, hakknz var.
Steiner, paray verdi. Garson: Fazla veriyorsunuz dedi.
Fazlas da sizin bahiiniz.
Bahi mi? Garson bahi kelimesini deta yutkunur gibi tekrarlad. Sonra da duygulu bir tavrla aman
yarabbim dedi byle bir eyi burada grmiyeli yllar var. ok teekkr e-derim baym!.. nsan nihayet
kendini insan srasna koyuyor.
Birka dakika sonra Rusun kapdan girdii grld. Hemen de Steiner'i grmt, geldi yanna kt.
Sizin Viyana'dan gittiinizi sanmaa balamtm. erni-kof.
Rus glyordu: Bizim ipimizle kuyuya inilmez. stediiniz hereyi saladm.
Steiner, konyan sonuna kadar iti: Vesikalar bulabildin mi?
Evet. Hatta ok mkemmel! Uzun zamandr bu kadar mkemmel sahte belge grmemitim.
Steiner: Buradan gitmeliyim! dedi. Belgelere ihtiyacm var. Her gn byle bin trl sknt iinde
yaamaktansa sahte bir pasaport yznden delie girmee oktan razym. Nasl bir ey buldunuz?
Hallebarde'a gitmitim. Orada bu ilerden anlyan insanlara rastlamak kabildir. Tpk yedi yl evvelki gibi.
Gvenle i grebilirsiniz. Her neyse imdi en ucuz sahte vesika 400 ilinden a_ a deil.
Bu miktarla ne almak kabil?
lm bir Avusturyalnn pasaportu. Daha bir yl geerli.
Ya bir yl sonra?
ernikof, Steiner'e bakt:
Yabanc bir memlekete belki de uzattrlabilir. Ya da iten anlar birisi tarihi deitirir.
50
Steiner kabul etti.
lm iki Alman mltecisinin pasaportlar da var. Fakat her biri iin 800 ilin isteniyor. Sahici kadar
mkemmel taklit edilmileri ise 1500 den aa almaa imkn yok. Bunu da size ben tavsiye etmem.
ernikof, sigarasnn kln silkti: Milletler Cemiyetinden u srada bir eyler bekleyemezsin.
Pasaportsuz gizli seyahat de imknsz. Vaktiyle bizim pasaportlar salayan Nansen ld.
Steiner: Demek 400 ilin... dedi, bende ise 25 ilin var.
Pazarlk kabil. Sanrm 350'ye olur.
25 ilin'e kar byk bir deiiklik deil. Fakat nemi yok, para bulmaa bakmalym. Hellebarde
nerede?
Rus, cebinden bir pusula kard: te adresi. Aradaki garsonun ad da yazl. Sen ii tlatrsn; o,
adamlar bulur getirir. Bu i iin be ilin alyor.
Al. Hele bir bakaym, nasl yapacaz.
Steiner, pusulay ihtimamla saklad. Benim yzmden zahmete girdin, ernikof. ok teekkr ederim.
Rus, yok canm der gibi kolunu sallad.
Aman, rica ederim. Elde olduktan sonra seve seve. Hepimizin ayn duruma dmesi her gn iin kabil.
Steiner: te byle diyerek ayaa kalkt sizi yine burada arayp bilgi veririm.
Pekl. Bu saatlerde hemen ou buradaym. u karda oturan kvrck sal adamla satran oynarm.
Gney Almanya satran ampiyonudur. Byle bir otorite ile normal zamanlarda oynayabilmek mutluluunu
dnyada aklma getirmezdim. ernikof glmsyordu: Satran, benim en byk zfmdr da.
Steiner, yle der gibi ban sallad. Sonra da, srtlarn duvara yaslam ve azlarn bir kar am, yol
stnde uyukla-yan gen adamlarn stnden atlyarak kapya doru yrd.
Vilyet Mahkemesi Maviri Epstein'in masasnda iko bir Yahudi kars vard. Ellerini nne
kavuturmu olan kadn, ok nemli bir tavrla kehanetler savuran Epstein'i, pek mhim olmyan bir ilha
bakar gibi szmekteydi.
Masann kadndan yana olan ksmnda yarm ilin duruyordu. Epstein'in kll ve byk eli, pusuya yatm
bir rmcek gibi,
51
parann ta yan bana kadar sokulmutu.
Steiner, darya knca derin derin nefes ald. Kahvenin, yoksulluk ve lm kokan atmosferinden sonra
gelen bu yumuak gecenin serinlii arap kadar hotu. Buradan gitmeliyim, diye dnd. Ne pahasna
olursa olsun buralardan uzaklamal. Saate bakt. Gece olmutu. Buna ramen manitacy bulmay bir
denemee karar verdi.
Herifin, her vakit gittiini sylemi olduu kk bar hemen deiao gibiydi. Yksek bar iskemlelerine
oturmu iki kz vard, sadece. Bu maln gzlerinde, nikel ubuklara tnemi papaanlara benziyen bir hal
vard.
Steiner, tezghtaki adama sordu: Fred buraya urad m?
Tezghtaki, Steiner'i dikkatle szd: Fred mi ondan ne istiyorsunuz ki?
Hi beraber dua edecektik de. Baka ne istiyebilirim ki, dostum?
Tezghtaki bir sre dnp tandktan sonra Bir saat nce gitti, dedi.
Yine gelir mi?
Ne bileyim ben.
Al. O halde bekleyeceim. Bana bir votka verin.
Steiner, bir saat kadar bekledi. Paraya evirebilecei here-yini dnd. Fakat 80 ilinden yukar bir trl
kamad.
Kzlar, ona yle bir bakmlard. Bir mddet daha oyaladktan sonra ayaklarn srye srye kp gittiler.
Tezghtaki, fincan iinde zar atyordu. Steiner'e sordu: Beraber atalm m?
Ne duruyoruz?
Zarlar atld ve Steiner kazand. Devam ettiler. Steiner, st-ste iki defa da zarlar tam oturttu ve: Talihim
varm! dedi.
teki: Talihine hi diyecek yok, diye cevap verdi, yoksa mneccim misiniz?
Ben de farknda deilim.
Bir arslana benziyorsunuz. Hi olmazsa bahtnz arslan burcuna rastlam. Bu ilerden biraz anlarm. Son
partiyi mi oynuyoruz ha? Fred bu saatten sonra gelmez artk. Bu saatte geldii hi grlm deildir de.
Sakin oynamak iin iyi uyumas gerekir. ^
52
Tekrar zar attlar ve Steiner yine kazand. Tezgh dediinin ktndan memnun bir tavrla: Ben
demedim mi? dedi ve 5 ilini ona doru itti: Siz kuvvetli bir arslansnz; hem de kuvvetli bir Neptnnz
var sanrm. Hangi ayda dodunuz?
Austosta.
O halde tam bir arslansnz. Bu ayda doanlarn talihi ok parlak olur.
Bu yzden balta girmemi bir orman dolusu arslan stme saldrtyorum.
Steiner, bardan sonuna kadar iti: Burada olduumu ve onu sorduumu Fred'e syler misiniz? Yarn
yine urarm.
Olur...
Steiner pansiyona dnd. Yol hayli sessiz idi ve caddeler bombotu. Gkyz yildz iindeydi. Havada,
duvarlarn urasndan burasndan taan yeni am leylklarn keskin kokusu vard.
Steiner, Ulu Tanrm, diye aklndan geirdi, yoksa Mari'-mi mrmn sonuna kadar gremiyecek
miyim?
IV
Kern, Wenzel alan yaknndaki bir ecza deposundayd. Vitrinde, babasnn lbaratuvar yapm birka ie
tuvalet suyu grmt.
Farr tuvalet suyu diyerek, eczacnn raftan getirdii ieyi elinde evirdi, Bunu nereden buldunuz?
Eczac, omuzlarn silkti. oktan aklmdan kt. Almanyadan gelir. Biz alal epey oldu. Bu ieyi almak
m istiyordunuz?
Sadece bu bir taneyi deil, alt tane isterim.
Alt tane mi?
Evet, imdilik 6 tane. Sonra daha fazla alrm. Byle eyler satarm da. phesiz tenzilt yapmay
unutmazsnz?
Eczac, Kern'e bakt Mlteci misiniz? diye sordu.
Kern, ieyi tezghn zerine koydu ve sinirli sinirli: Size bir ey syliyeyim mi? dedi, bu suali siviller
sorduu zaman kzyorum, artk. Hem de cebimde ikamet msaadem varken. Eer bana ne tenzilt
brakacanz sylerseniz daha makbule geer.
53
Yzde on.
Alay m ediyorsunuz? Bu kadarckla ben ne kazanrm?
Yanlarna gelmi olan dkkn sahibi: ieleri yzde 25 ile alabilirsiniz, dedi hatta, miktar ona
karrsanz yzde otuz bile olur. Eer bu taponlardan kurtulacak olursak pek sevinirdim.
Kern, hakaret grm bir tavrla adama bakt: Tapon eyler m? Bu marka ok nefis bir tuvalet suyudur
siz bunun farknda deilsiniz galiba?
Dkkn sahibi, parma ile bir kulan temizliyordu: yle olsun. O vakit de, yzde yirmi tenzilta hibir
diyeceiniz yoktur, sanrm.
Yzde otuzdan aa tenzilt kabul etmem. Hem kalitenin tenziltla ne ilgisi var. Siz bana yzde otuzu
verirseniz, fAkat bu yzden, sattnz maln kalitesi iyi veya fena olmaz.
Eczac, dudaklarn bzd: Btn tuvalet sular ayndr. Fa. kat, reklm yaptranlardan bakas iyi deildir.
te iin btn srr bu.
Kern, adama bakt. Bu marka iin artk reklm yaplmya-ca muhakkak, nk ileri hi de yolunda
gitmiyor. Bundan dolay yzde 35 tenzilt tam hakas olur.
Dkkn sahibi: Yzde otuz diye tekrarlad. Arada srada soranlar oluyor.
Eczac, Bay Bureck, dedi, bana kalrsa, bir dzine almak artyle yzde otuz beten brakalm nk
arada srada bu markay hep ayn adam soruyor. Zaten onun da bir ey satn ald yok ;bu suyun formln
satmak istiyor bize.
Bureck, ellerile, Allah saklasn, der gibi bir iaret yaparak: Molmln m? dedi, bir de bu eksikti.
Kern, kulak kabartt: Forml m? Bunu size satmak isteyen kim acaba?
Eczac gld: Vaktiyle bu markay yapan lboratuvarn sahibi olduunu syliyen birisi. Tabi hibiri doru
deil, bunlarn. Bu mlteciler neler yumurtlamazlar ki!
Kern, bir an soluunun kesilir gibi olduunu sand: Adamn nerede olduunu biliyor musunuz?
Eczac omuzlarn silkti: Galiba adresini bir yere sakladk. Birka defa brakmt, bize. Ne yapacaktnz?
54
Bahsettiiniz adam benim babam olacak.
Dkkn sahibi ve eczac, Kern'i hayretle szdler. Sonunda eczac sordu. Sahi mi sylyorsunuz?
yle sanyorum. Ben de uzun zamandan beri kendisini aryordum.
Dkkn sahibi, ecza deposunun arkasnda bir yaz masasnda alan bir kadna seslendi: Bertha, hani
bize tuvalet suyu formln satmak istiyen birisi vard ya, onun adresi hl duruyor mu?
Kadn oturduu yerden cevap verdi: Bay Stran' m, yoksa birio defa gelip giden budala herifi mi
soruyorsun?
Dkkn sahibi: Hay Allah mstahakn versin! dedikten sonra ezile bzle Kern'e bakt: Affedersiniz.
Sonra hzla arka tarafa doru yrd.
Eczac, adamn arkasndan alayc alayc sylendi: nsan mstahdemlerinin koynuna girerse ite byle
olur.
Dkkn sahibi bir mddet sonra elinde bir pusula ile oflya puflya dnd: te adresi. Bay Kern isminde
biri. Siegtung Kern.
Babamn ta kendisi.
te adresi. Son defa buraya geleli hafta oldu. Biraz evvelki mnasebetsizlii ho grn.
Ne nemi var. u anda hemen gitmekten baka birey dndm yok. ieleri almak iin sonra yine
geleceim.
Elbette, acelesi yok!
Kern'in babasnn oturmas muhtemel ev, pazar yerinin yaknndaki Tuzarova Uluc sokanda idi. Yani
karanlk ve kf kokulu idi. Islak duvarlardan ve kmr dumanndan yaylan karanlk bir koku her yere
sinmiti. Kern, merdivenleri yava yava kyordu. Geri tuhaf bir histi, fakat babasn uzun bir ayrlktan
sonra yine grmekten gelen bir korku besliyordu. Hi bir eyin daha iyi olamyaca kans ta iinde yer
etmiti.
nc katta, ngra ald. Bir mddet sonra kapnn arkasnda sesler oldu ve yuvarlak gzetleme
deliinin arkasndaki kapak kalkt. Kern, siyah bir gzn zerine dikildiini grd.
Bir kadn sesi, ters ters: Kim o? diye sordu.
Kern: Burada oturan birisi ile grmek istiyorum.
55
Burada oturan kimse yok.
Nasl olur! Siz varsnz ya. Kem, kapdaki ilde bakt. Bayan Melanie Ekosnki ile merref oluyorum,
deil mi? Fakat benim aradm siz deildiniz.
yleyse...
Ben, burada oturan bir bay ile grmek istiyorum.
Burada oturan bay filn yok.
Kem, yuvarlak ve siyah gze bir bakt. Belki de, kadnmsy-ledii doru idi ve babas buradan tanal
okoimustu. Birden kendini yle krgn ve bo hissetti ki!
Kapnn arkasndaki kadn sesi sordu: Ad ne idi bu adamn?
Kem'in ba, yine bir mitle doruldu. Bunu herkese iittirecek bir ekilde bara bara syliyemem. Eer
kapy aarsanz sylerim.
Deliin arkasndaki gz kayboldu. Bir zincir sakrdad. Kem, ev deil, kale diye dnd. imdi babasnn
burada oturmu olduuna hemen hemen kanaat getirmiti, yle olmasayd kadn hibir ey sormazd.
Kap ald. Al yanakl, geni yzl ve gl kuvvetli bir ek kadn, Kern'i tepeden trnaa kadar szd.
Bay Kem ile konumak istiyorum.
Kem mi? Tanmyorum. Burada oturmuyor.
Bay Siegmund Kem. Benim adm da Ludvvg Kern.
Ya?.. Kadn, Kern'e kukuyla bakyordu: Bunu herkes syleyebilir.
Kern, ikamet tezkeresini kard: Buyurun, bakn. Kk adm bile bile yanl yazdrlm. Fakat baka
belge de bulacaksnz.
Kadn, btn belgeleri okudu. Bu epey srmt. Sonunda katlar geri verdi: Akraba m
oluyorsunuz?
Kern: evet dedi. Daha fazla sylemekten ekinmiti. Babasnn burada olduuna artk iyice emindi.
Fakat kadn kesin bir sesle: Burada oturmuyor. dedi. Kern: la, cevabn verdi. u halde ben
adresimi vereyim size. Bristol otelinde oturuyorum. Prag'da birka gn kalacam. Buradan ayrlmadan evvel
Bay Siegmund Kern ile tonu-
56
may ok isterdim. kadna doru yle bir bakarak ilve etti: Kendisine verilecek bir eyim vard da.
Ya?..
Evet. Bristol otelinde Ludwig Kem, dersiniz, Akamlar hay-rolsun.
Kem, merdivenleri inerken : Aman yarabbi! diye dnyordu, babam muhafaza eden bu karnn
mitolojideki bal cehennem kpeinden hi fark yok. Fakat ne olursa, olsun, ele verilmekten iyidir.
Kern, ecza deposuna dnd. Dkkn sahibi hemen ona doru kotu : Babanz buldunuz mu? Adamn
yznde, hayatnda hibir heyecanl olay grmemi insanm btn tecesss toplanmt.
Kern, birden isteksizlemiti : Henz bulamadm. dedi. Fakat verdiiniz adreste oturuyor. Evde
deilmi.
Adam kollarn masaya koydu ve hayattaki olaanst hallerden enine boyuna bahsetmee hazrland.
Kern : Bize gre deil. dedi. ler biraz yolunda giderse bizim iin bir rastlantdr. Tuvalet suyu ne oldu?
imdilik yalnz alt ie alabileceim. Daha fazla param yok. Yzde ka brakacaksnz bana?
Dkkn sahibi bir mddet dndkten sonra iyi yrekli bir tavrla : Yzde otuz be dedi, byle
rastlantlar her vakit olmaz.
Kern paray verdi. Eczac, ieleri sard. Bertha adl kadn da, bu srada arka taraftan gelmi babasn yine
bulan delikanly grmek istemiti. Aznda bir eyi heyecanl heyecanl iniyordu.
Dkkn sahibi : Size bir ey syliyeyim mi? dedi. Bu tuvalet suyu ok iyidir, gerekten pek iyidir.
Kern : Teekkr ederim, diyerek paketi ald. teki ieleri almak iin yaknda geleceimi sanrm.
Kern otele dnd. Odasnda, paketi atve iinden ald iki ieyi, bir miktar sabun, birka ie ucuz
esans ile beraber bir evrak antasna yerletirdi. Bir eyler satmay hemen denemek istiyordu.
Koridora knca yandaki odadan da birisinin ktn grd. Ak renk elbise giymi ve koltuunun altna
birka kitap
57
sktrm bulunan kumral ve orta boylu bir gen kzd bu. Kern, nce hi dikkat etmedi, tuvalet suyunun
fiyat hesabn yapmakla meguld. Fakat kzn dn gece yanllkla girdii odadan ktn birdenbire
hatrlayarak, durdu. inde, kzn da kendisini tani-yacakm gibi bir duygu vard.
Gen, kz, hi etrafna bakmadan merdivenleri iniyordu. Kern, bir mddet daha durdu. Sonunla o da, hzl
hzl koridoru geerek arkasndan gitti. Kzn ne biim bir ey olduunu grmeyi yle istiyordu ki u anda.
Merdivenleri indi ve etrafna baknd; fakat gen kz grnrlerde yoktu. Kern, kapya gitti ve caddeye
bakt. Tozlu bir k yamuru iinde cadde bombotu.
Kern, yine otele girdi. Hem garson, hem de hizmetilik grevi yapan kapcya : Biraz nce dar kan
oldu mu? diye sordu.
Kapc hayretle bakyordu : Siz ktnz.
Adam da yapt akann Kern'i katla katla gldreceini sanm gibi bir hal vard.
Fakat Kern, glmedi. Aradm, bir gen kzd, dedi. Daha dorusu gen bir bayan.
Kapc, ters ters :Burada bayanlar oturmaz, dedi. Yapt akann hoa gitmemesine fena halde can
sklmt. Burada kadnlar bulunur.
Peki, hi kimse kmad m kapdan?
Kapc aktan aa cephe almt Yoksa polise mi mensupsunuz da her eyi byle ince eleyip sk
dokuyorsunuz?
Kern ,ona hayretle bakt. Adamn neden byle deitiini an-lyamamt. Yaplan akann farknda bile
deildi. Cebinden, kk bir sigara paketi kararak kapcya ikram etti.
Fakat beriki, buz gibi bir tavrla : Teekkr ederim cevabn verdi. Ben daha iyisini ierim.
Bana kalrsa da yle.
Kern, sigaralar yine cebine soktu. Bir an daha durup dnd. Gen kz otelde olmalyd daha! Belki de
holdeydi. Kern ieri dnd.
Hol, nnde imentolu bir taraa bulunan dar ve uzunca bir odadan ibaretti. Oradan, etraf duvar evrili ve
iinden birka ley-
58
lak fidan bulunan baheye klrd.
Kern, caml kapdan bakt ve gen kzn bir masada oturmakta olduunu grd. Dirseklerini masaya
dayam, kitap okuyordu. Holde, ondan baka kimseler yoktu. Kern, kendini tutamad, kapy aarak
baheye kt.
Gen kz kapnn aldn duyunca ban kaldrd. Kern, tu-tuklamt, duraklyarak: yi akamlar.
dedi.
Gen kz yle bir bakt ve ba ile karlk verdikten sonra okumaa devam etti.
Kern, bir keye oturdu. Bir mddet sonra ayaa kalkt ve birka gazete getirdi. Kendini u anda hayli
gln buluyordu. Yine darda olmay yle isterdi ki! Fakat hemen kalkp gitmek de imknsz gibiydi.
Gazeteleri kartrd ve okumaa balad. Bir mddet sonra, gen kzn antasna uzandn ve atn
grd. inden bir gm sigara tabakas alm ve amt. Fakat hemen sonra tabaka yine kapand ve
antaya kondu. Hem de hi bir sigara almadan.
Kern gazeteleri hzla kenara iterek ayaa kalkt ve : Sigaranz ieride unuttunuz galiba! dedi. Sunabilir
miyim?
Paketini kard. u anda bir tabakas olsun diye neler vermezdi? Paketi, ezilmi ve kenarlardan yrtlmt.
Kza uzatt : Bilmem bunlardan ier misiniz ki! Biraz nce kapc reddetti; pek kt bulmutu da...
Gen kz, kutunun markasna bakt ve : Ben de bundan ierim, dedi.
Kern glyordu : Bundan daha ucuzu da yok. Sade bu kadar bile, btn hayatn anlatm hissini veriyor
insana.
Gen kz, ona bakt : Sanrm, otel daha nceden hereyi anlatmaa yeter!..
Doru.
Kern, bir kibrit akarak kza uzatt. Alevin soluk krmzms ", ensiz bir esmer yz, sk kalar
aydnlatt. Gzleri iri ve aydnlk, az etli ve yumuakt. Kern, kzn gzel olup olmadn, ondan holanp
holanmadn bilmiyordu. Fakat aralarnda uzak ve bellisiz bir ballk olduu syliyen bir duygu vard
iinde. Kern, kz daha tanmadan nce bu, gse dokunmutu. Nefes alp verirken inip kan bu gse bakt
ve birden, manaszlk olduunu
59
bile bile, elini cebine soktu.
Kern, kza sordu : Memleketten kal ok var m?
ki ay.
Pek uzun bir sre deil.
Tam tersi, yle uzun geliyor ki!
Kern, hayretle ona bakt. Sonra da: Hakknz var! dedi. nsana iki yl uzun gzkmez de iki ay bir trl
bitip tkenmez gelir. Fakat bunun da faydal taraf var, sre artka ksalyormu gibi gelir, insana.
Gen kz : Daha ok sreceini sanr msnz? diye sordu.
Bilmiyorum. Artk bunu hi dnmyorum da.
Bense daima.
Memleket dna kal henz iki ay getii sralarda ben de yle yapardm.
Gen kz susuyordu. Ba, dnceli dnceli nne dmt; sigarasndan derin nefesler ekiyordu.
Kern, gen kzn yzn eviren gr ve hafif dalgal siyah salara bakt. u anda bir eyler, iten gelen bir
eyler sylemek isterdi, fakat aklna hibir ey gelmedi. Okuduu baz kitaplarn dnya apnda
kahramanlarnn u bulunduu vaziyette nasl davrandklarn hatrlamaa alt. Fakat beyninin ii sanki
boalmt. Hem bu kahramanlarn, Prag'daki bir mlteciler otelinde bulunmu olmalarna imkn var myd?
Sonunda: Karanlkta okuyabiliyor musunuz? diye sordu.
dm, satp da geinmek iin. imdi byle ekmek paras kazanyorum.
Kz, ona bakt : Bana hi de cesaret vermiyorsunuz.
Kem, abuk abuk : Sizin cesaretinizi krmak istememitim, dedi. 3enim durumum bambakayd. Tek
bir belgem bile yoktu. Sizin hi olmazsa bir pasaportunuz olduunu sanrm.
Kz, baiyle dorulad. Bir pasaportum var, geri. Fakat alt hafta sonra sresi geiyor.
Mesele deil. Sonra yine uzatabilirsiniz, her halde!
Sanmyorum.
Kz, ayaa kalkt.
Kem. sordu : Bir sigara daha imez misiniz?
Hayr, teekkr ederim. ok sigara iiyorum, zaten.
Vaktiyle birisi yle demiti bana : Tam zamannda iilecek bir sigara dnyann btn ideallerinden daha
iyidir.
ok doru.
Gen kz glmsyordu ve u anda Kern'in gzne ok gzel grnyordu; kzla konumaa devam
edebilmek iin hereyi vermee razyd, fakat onu burada daha fazla tutabilmek iin ne yapmas lzm
geldiini de bilmiyordu.
abuk abuk konuarak : Size herhangi bir suretle yardmm dokunabilirse seve seve yaparm. dedi.
Ben Prag' bilirim. Evvelce iki defa daha buraya gelmitim. Adm Ludvvig Kern'dir. Sizin odanzn sandaki
odada kalyorum.
Gen kz, bir an ona bakt. Kem, hereyi anladn sanmt. Fakat kz, serbest bir tavrla elini uzatt ve
Kern'in elini kuvvetle skarak : Eer bilmediim bir ey olursa mutlaka sorarm, dedi. Teekkr ederim.
Ve masann stnden kitaplarn alarak merdivenleri kt.
Kern, daha bir mddet holde oturdu. Kza sylemesi lzmge-ien hereyi u anda artk biliyordu.
Manitac : Haydi Steiner, bir daha, dedi, Allah biliyor ya, oyunda yapacanz ilk el iin sanki ben
kendim. Cokey klpte oynyacakm gibi sinirliyim.
Bardaydlar ve Fred, Steiner'in son provasn yapyordu. Fred, onu hazrlayp, civar bir meyhanedeki daha
acemi birka manitacya kar karmak istiyordu. Steiner iin de bu i, hrszlk ve
61
byk lde vurgunculuk hari para getirecek tek yoldu.
Yarm saat kadardr, koz dalaverelerinin eksersizini yapyordu-iar. Yankesici, sonunda bu kadar yeter
bularak ayaa kalkt. Srtnda smokin vard : imdi Operaya gitmem gerekiyor. Fevkalde bir prmiyer var.
Lehman okuyor. Gerek sanatn bulunduu yerde bizim iin daima i vardr. nsanlar, bu gibi yerlerde
kendilerinden geerler, yle deil mi? Ve eiini Steiner'e uzatt : Ha, bak, bir ey daha geldi aklma... Ne
kadar paranz var?
32 ilin.
Azdr. Arkadalarn byk para grmesi lzm, yoksa oltaya gelmezler.
Elini cebine soktu ve yz iliniik bir banknot kard :
Aln. eceiniz kahve parasn vermek iin bunu karn. Muhakkak birisi decektir. Parann stn
benim namma meyhaneciye brakn, tandktr. Tekrar ediyorum : Ksa ve dikkatli oynayn ve drt kz
ekince i tamam.
Steiner, banknotu ald : Oyunu kaybedersem paray geri ver-mekliime bir daha imkn yok.
Yankesici omuzlarn silkti : O vakit gemi ola! Zenaatn cilvesi. Fakat kaybetmezsiniz. Ben oradakileri
bilirim. Kylleri kafese koymaktan baka bir ey beceremezler. Kaliteli eyler deillerdir. Sinirli misiniz?
Sanmyorum.
Hem bundan baka bir ansnz daha var. Berikiler, sizin bu ilerden aktnzn farknda deiller.
Anlayncaya kadar da i iten geer. Haydi yleyse, Servus.
Servus.
Steiner, karki meydaneye gitti. Yolda, biraz nceki olayn olaanstln aklndan geirdi.
Dalaverecinin hi dnmeden kendisine gvendii parann drtte birini bile baka bir kimse vermezdi, diye
dnd, kr ki bu hep byledir.
Meyhanenin n ksmnda bir ka Yarock partisi evriliyordu. Steiner, pencerenin yanna oturdu ve iki
smarlad. Tka basa dolu hissini vermesi iin bir miktar kt koyduu czdann glkle kard ve hesab
yz silinklik banknotla dedi.
Hemen bir dakika sonra da, sska bir herif ortaya karak u-fak bir poker partisi evirmelerini ileri srd.
Steiner, can skl-
62
01
m bir tavrla reddetti. Fakat adam, kandrmak iin diiler dkyordu.
Steiner: Pek az vaktim var da, diye aklamaa alt. Pek pek bir yarm.saat. Fakat oyun iin bu
yetmez ki...
Kim demi, kim demi! derken sska herifin batan baa rk dileri ortaya kyordu. Hatt yarm
saatte vurgun yapanlar bile olmutur aziz komum.
Steiner, yan masadaki teki iki kiiye bakt. Biri yuvarlak suratl ve kabak kafal, tekisi de esmer, ok kll
ve koca burunlu idi. kisi de ilgilenmez bir davranla ona bakyordu. Steiner, tereddt ediyormu gibi : Eer
gerekten yarm saat iinse, talu hinizi bir deneyelim, dedi.
Sska herif sevincinden uuyordu : Tabi, elbette! stediim zaman oyunu brakabilir miyim? Fakat
komum, lf m olur byle eyin, ne zaman isterseniz.
Kazanm olsam da, ama!..
Masadaki imann dudaklar birazck bzld ve karsndaki esmer herife, aa tam bir acemi aylak
dt, der gibi bakt. Sska herif sevin iinde: Elbette komum, elbette! dedi.
O halde, l.
Steiner, masaya oturdu. iko, ktlar yapt ve datt. Steiner, birka ilin kazand ve ktlar kendi
yaparken, iskambillerin kenarn yoklad. Sonra bir daha kt yapt. Sras gelince kendi iskambilini ald.
phelendii yerlerde bir Silovitz smarlayarak, stteki kdn altna bakt ve kenarlar biraz kesiklerin maa
olduunu grd. Daha sonra birka defa daha kt yapt.
On be dakika sonra 30 ilin kadar kazanmt. Sska herif : Mkemmel! diye sylendi, nasl, miktar
arttralm m?
Steiner, basile kabul iareti yapt ve daha fazla oynadklarr partiyi de kazand. Bundan sonraki ktlar
iko yapt. ikonun elleri iskambil oynamak iin ok ufak saylrda, fakat buna ramen gayet ustalkl
hareket ediyordu. Steiner, ktlarn kaldrd. kz vard.
iko, purosunu ineyerek Ka? diye sordu: Steiner: Drt dedi. Kendisinin ancak iki kt
alabileceini bilen ikonun bu ie ok hayret ettiini farketmisti. iko, ona drt kt
63
uzatt. Steiner, bunlardan ilk kdn evvelce kesik bulunan kz olduunu grd. Yapacak baka bir
hareketi olmad iin : Hay Allah mstahakn versin diyerek, ktlarn ortaya att. herif de birbirlerine
bakarak ayn hareketi yaptlar.
Steiner, eer kendi de verecek olursa bir eyler yapabileceini biliyordu. Bu ekilde hareket ettii takdirde
talihi bire kar olacakt. Yankesicinin hakk vard. tekilerin bir eyler far-ketmesine meydan vermiyecek
kadar hzl hareket etmeliydi.
yle kolay tarafndan bir koz hilesi yapt. Ona kar oyni-yan herif kaybetmiti. Steiner, saate bakarak:
Gitmekliim lzm, dedi, son partiyi oynuyorum.
Sska herif: Hele hele komu, diye sylendi. tekiler azlarn amadlar.
Bundan sonraki partide Steiner'e ilk elde drt kz geldi. Beriki bir kt daha ekti. Kll ve kara herif de iki
kt ekti. Steiner, sska herifin el abukluu yaparak bunlar alttan verdiini grmt. in farknda
olmasna ramen yirmi iline kadar arttrdktan sonra brakt. Kara herif, Steiner'e bir bak frlatarak haslat
toplad. Sska herif: Ne kdnz vard? diyerek Stei-ner'in kdnn sratle arka'sn evirdi. Drt kz,
aman yarab-bi dnyann hazinesi elinizde imi de hi dikkat etmemisiniz. Sonra, kara herife sordu :
Sizinki neydi?.. Kara herif, eki bir yzle : papaz, dedi.
Ben size demedim miydi, komum, pekl kazanabilirdiniz. Tekrar kara herife dnd : Elinizdeki bu
ktlarla ne kadar kabilirdiniz?
Kara herif, olduka ters bir yzle : Elimde papaz olduktan sonra aya kadar, cevabn verdi.
Steiner: Yanlmm, dedi, kzm olduunu sanyordum. Birini olam sanmtm.
Bak hele u ie!
Ktlar kara herif yapt. Steiner'e papaz dmt, bir kt daha ald ve 15 iline kadar ii
kztrdktan sonra dikkat etmee balad. nc herifin, havay deta smryormu gibi bir hali vard.
Steiner, 90 ilin kadar kazand, iki oyun daha kalmt.
Ne kdnz vard ki, komum?
64
Sska herif, hzl bir hareket yaparak ktlarn arkasn evirmee alyordu. Steiner, herifin eline vurdu :
Yoksa bu da sizin modanz m?
Canm ho grverin, insan merak ediyor da! Sonraki oyunda Steiner 8 ilin daha kaybetti. Fakat
ilerisine gitmedi. Bundan sonraki ktlar Steiner yapt. Bu ii ylesine yapmt ki, papazlar ikoya vermek
mmkn olacakt. rastgitti. Kara herif, arttryor grnyordu. iko bir kt istedi. Steiner, ona da son
papaz verdi. iko, burun delikleri ile havay iine ekti ve teki herifle bakt. te Steiner burada koz
hilesini yapt. kdn da att ve imdi en stte olan son iki kozu ald.
iko, ktlarn vermee balamt. Steiner de kendi ktlarn ortaya koydu ve tereddtl bir tavrla
devam etti. iko iki misline kard. Kara herif 110 ilinde aradan ekildi ve iko ii 150 iline kadar kard.
Steiner, bir dnd. Pek emin deildi. ikonun elinde drt papaz olmadn biliyordu. Yalnz son kd
renememiti. Eer bu son kt jokey karsa Steiner kaybedecekti. Sska herif, oturduu yerde tir tir
titriyordu. Ba. kabilir miyim? Steiner'in ktlarna uzanmak istedi.
Steiner: Hayr, diyerek elini ktlarnn zerine koydu. Bu kadar yzszle hayret etmiti. Sska herif
Steiner'in elindeki kd hemen aya ile ikoya telgraflamt.
iko tutuklat. Steiner, imdiye kadar yle dikkatli davranmt ki, kt bir kd olmasna imkn var
myd? Steiner, ikonun bu halini farketti ve daha fazla arttrd. iko 180 de brakt. 4 papazn da masann
stne koydu. Steiner, bir soluk ald ve elindeki drt kozunu gsterdi.
Sska herif bir lk kopard. Steiner, paralar cebine yerletirirken t kmyordu.
Kara herif, birdenbire sertleerek : Bir parti daha oynya-az, dedi.
Steiner: Maalesef! cevabn verdi. Kara herif, enesini ileri doru kararak tekrarlad : Bir parti daha
oynyacaz.
Steiner, ayaa kalkmt : Gelecek sefere. Tezgha gitti ve hesabn grd. Bunu yaptktan sonra iyice
katlanm yz ilinlik bir banknotu da meyhaneciye uzatt : Bunu
65
da Fred'e verin, ltfen.
Meyhaneci, hayretle kalarn kaldrd :
Fred mi?
Evet.
Meyhaneci srtyordu : Olur. Arkadalar, morina avlamak isterken kpek balna rastladlar.
Heriflerin de kapdaydlar. Kara herif : Bir parti daha oynayacaz, diyerek kapy tuttu.
Steiner, herife bakt.
Sska herif sylenip duruyordu : Bay komu, yama yok! Dnyada olmaz.
Steiner: Herhalde birbirimize akl retecek deiliz, dedi, sava savatr. Kaybetmesini de bilmeli.
Kara herif Bize gre deil, cevabm verdi. Bir parti daha oynyacaz.
iko ilve etti : Ya .da kazanm olduunu geri verirsin.
Steiner, olmaz der gibi ban iki yana sallad ve alayc alayc glmsiyerek:
Merte oynadk, dedi. Siz de, ben de yaptmz iin farkndaydk. Haydi akamlar hayrolsun.
Byle diyerek kara herifle sskann arasndan syrlp gemee alt ve kara herifin sertleen pazular ile
karland.
Sonra gittike yavalad ve kalabalk caddelere geldi. Birmo-<Ja evinin aynasnda durarak kendini gzden
geirdi. Bir manitac ve dolandrc olduk, diye dnd. Fakat hi olmazsa bir yarm-pasaporta
kavuacam. Aynada memnun memnun ban sallya-rak yoluna devam etti.
V -
Kern, eski yahudi mezarlnn duvarna oturmu, bir sokak fenerinin altnda paralarn sayyordu.
Btn gn bu civarda sat yapmt. Geri, buras fakir bir mahalle idi, fakat Kern, fakirlerin iyi yrekli
olduklarn ve polis armadklarn da bilirdi. 38 kuron kazanmt. Ksmetli bir gnd.
Parasn cebine koydu; zamanla okunmaz bir hale gelmi ve duvara yanlam bir mezar tann stndeki
ad karmaa alarak : Haham srail Lv dedi Kimbilir ne zaman lm. Muhakkak ki, o zamanlar ok
bilge bir insand. imdi ise ryp topraa karm bir para kemikti. Syle bakalm, Haham srail Lv, ne
yapaym imdi? Bu kadarna raz olarak eve mi gideyim, yoksa ie devam ederek kr 50 kurona m
karaym?
Bir be kuronluk kard : Sana gre hava ho, deil mi ihtiyar? O halde bu ii, bizlerin baht olan
rastlantya soralm. Tura gelirse, eve dneceim, yaz gelirse ie devam edeceim.
Paray yukar doru kaldrarak elinin iinde dndrd ve brakt. Elinden kayarak mezarn stne
dmt. Kern, duvarn -zerinden o tarafa doru uzand ve paray dikkatle kaldrd : Yaz. Hem de
mezarnn stnde. Demek, Hahamm sen bile byle olmasna taraftarsn. Haydi yleyse!
Bir kaleye saldrmak istermi gibi, ilk rastlad eve doru yrd.
Parterdeki dairede kimseler yoktu. Kern, bir sre bekledikten sonra merdivenleri trmand. Birinci katta irin
bir hizmeti kzla karlat. Kz, Kern'in antasna baktktan sonra dudaklarn bzm ve hibir ey
sylemeden kapy yine rtmt.
Kern, ikinci kata kt. Kapy iki defa aldktan sonra, yeleinin nn iliklememi bir adam grnd- Kem
sze daha yeni balamt ki, adam hiddetle kesti : Tuvalet suyu mu? Esans
67
m? Yoksa okumak bilmiyor musunuz? Bana, Leo itriyat messesesinin umumi vekiline tapon mallarnz
srmee nasi cesaret ediyorsunuz? Defolun!
Kap iddetle kapand. Kem, bir kibrit akarak pirin etiketi gzden geirdi. Herifin hakk vard Josecph
Shimek, tuvalet suyu, esans ve sabun toptancs idi.
Kern, ban iki yana sallad : Muhterem haham srail Lv, bu'da ne demek? yoksa birbirimizi yanl m
anladk?
nc katn kapsn da ald. Gler yzl ve iman bir kadn at. Kadn, Kern'i grnce gler yzle :
Alman mltecisiniz deil mi? dedi. eri gelsenize!
Kem, kadnn peisra mutfaa kadar girdi. Kadn : Oturunuz. dedi herhalde ok yorgunsunuzdur.
Pek o kadar deil.
Prag'da, Kern'e bir sandalye ikram edilmesi ilk defa oluyordu. Bu az ele geer frsat karmayarak
sandalyeye oturdu. Kusuruma bakma sayn hahamm, diye aklndan geirdi, fazla acele hkm verdim.
Kusuruma bakma, sayn haham srail, daha gencim. Byle dnerek antasn at.
iman kadn, kollarn gsne kavuturmu olduu halde durmu, serbest bir tavrla Kern'e bakmakta
idi. Kk bir ieyi gstererek: Esans m? diye sordu.
Evet.
Kem,, kadnn sabunlarla ilgileneceini sanmt. ieyi, kymetli bir mcevher gibi elinde tutarak: Bu
grdnz iede, Kern firmasnn mehur bir esans var. Her vakit ele gemez. u sizin aadaki Bay
Shimek'in Leo yapmlar gibi su kmaz.
Ya yle demek!..
Kern, ieyi aarak kadna koklatt. Sonra da, ufak esans camn kadnn etli eline srd: Hele bir
koklayn!
Kadn burun deliklerini oynatarak elini kokladktan sonra dorulad : yiye benziyor. Fakat ieleriniz hep
byle kk m?
te bu daha byk. Bir tane daha var, fakat ok byktr. te, fiyat da sizin iin 40 ikuron olur.
Fiyatn nemi yok. Byk ie tam benim istediim, alyorum.
Kem, kulaklarna inanmak istemiyordu. Net olarak tam 18
68
kuron kazanyordu. Kendinden gemi bir halde Eer byk ieyi alacak olursanz size cabadan bir de
acbadem sabunu veririm, dedi.
l, sabun da her zaman lzm olur.
Kadn ieyi ve sabunu alarak yandaki odaya gitti. Bu arada Kern teberisini tekrar toplad. Kapnn
aralndan, kaynatlan etten kan gzel bir koku gelmekteydi. Buradan knca kendine nefis bir akam
yemei smarlamaa karar verdi. Wenzel meydanndaki Mensann verdii orba ile doymuyordu.
Kadn yine geldi ve sevimli bir tavrla : ok teekkr ederim, yine grelim dedi. Yolda yemeniz iin
bir de tereyal ekmek ite.
Kern, teekkr ederim, dedi ve bekledi.
Kadn sordu: Yoksa bir ey daha m istiyorsunuz?
Kern, glyordu: yle ya. Param henz vermediniz ki
Para m? Ne paras?
Kern hayretle : 40 kuronu... dedi.
Kadn ; Ya yle mi? diyerek yandaki odaya seslendi : An-ton, buraya gelsene! Baksana, bu adam
paradan sz ayor...
Yandaki odada asklar meydanda bir adamn, terden su gibi olmu gmleinin stne niforma iaretli bir
pantalon ekmi olduunu grerek korkar gibi oldu. Adam kulan kartrd ve ksk bir sesle : Para m?
diye sordu.
Kern : Krk kuron cevabn verdi, fakat eer pahal buluyorsanz ieyi geri verin, daha iyi. Sabun
kalsn.
Adam, biraz daha yaklat : Hele hele!...
Kern'in burnuna yerlemi bir ter ve pimi domuz yavrularnn karnndan kan bir koku arpt. Adam :
Gel bakalm yavrum diyerek yandaki odann kapsn at. Bunu tanr msn? Bir sandalyenin zerine
ilitirilmi bir niformay gsteriyordu. Yoksa bunu srtma geirip de seninle polise gitmekliimi ister
misin?
Kern, bir adm geriledi. Msaadesiz ticaret suundan dolay 14 gn hapse girdiini sanmt, u anda.
Elinden geldii kadar belli etmemee alarak: 14 gnlk ikamet msaadem var, dedi. isterseniz
gstereyim.
Adam gzlerini Kern'den ayrmayarak : msaadeni gs-
69
terirsen daha memnun olurum, dedi.
Otelde unuttum.
O zaman otele urarz. Yoksa ieyi hediye etmek daha m iine gelir, ne dersin?
Kern kapya dnd : Bana gre hepsi bir.
Kadnn yznde geni bir tebessm belirdi : Tereyal ekmeinizi aisanza canm, ite burada.
Kern kapy at : Teekkr ederim. Lzum yok. Hele una bak! Daha hl kafa tutuyor.
Kern kapy arkasndan ekti ve merdivenleri hzl hzl indi. Ardndan kopan kahkahalar duymuyordu.
Kar, makalar koyu-vermiti:
Kapya, nasl saldrdn grdn m, Anton? Donuna arlar kam gibiydi. Bugn leden sonra gelen
ihtiyar yahudiden daha hzl gitti. Seni muhakkak bir polis komiseri sanmtr da delie gireceim diye
korkmutur.
Anton srtarak dorulad.
Bir niforma grdler mi hepsinin dleri patlyor. Hatt bir posta mvezziinde bile.
Ve karsnn gsne uzanarak devam etti : Bu da bizim krmz. Ne dersin, bu mlteciler yznden hi
te fena yaamyoruz, deil mi?
Kar, Antona doru atlarak : Esans grel kokuyor, dedi. Bu leden sonra gelen ihtiyar yahudinin sa
suyundan daha iyi.
Anton, pantolonunu yukar ekti : Bu gece yataa girerken bu kokudan srersen ben de bir kontesle
yatm olurum. Tencerede domuz eti kald m daha?
Kem sokaa kmt. Karki mezarla doru bakarak olduka kzgn bir sesle : Muhterem haham Lv
srail! dedi. Benim canma okuttunuz. Tam krk kuron! Hatta sabunla beraber 43 yapar. Kusursuz 24 kuron
zarar.
Otele dnd ve kapcya : Beni arayan oldu mu? diye sordu.
Kapc ban iki yana sallad : Kimse aramad.
Emin misiniz?
Evet. Hatt ekoslovak Cumhurbakan bile gelmedi.
Kern : Zaten dedi benim de onu beklediim yok.
70
Merdivenleri kt. Babasndan bir haber alamamas ok tuhaft. Belki de bu adresten gerekten kmt,
ya da bu arada polisin eline gemiti. Birka gn daha beklemee ve sonra, Madam Ekovvski'nin evine bir
daha gitmee karar verdi.
Odasna girdii zaman geceleri feryat eden adama rastlad. Adamn ismi Rabe idi. Soyunmak zere
bulunuyordu.
Kern : Yoksa yatmak niyetinde misiniz? diye sordu. Daha dokuz bile olmad.
Rabe, basile dorulad :
Benim iin yaplacak en makul hareket bu. 12 ye kadar uyuyorum. nk bu saatten sonra korkup
uyanyorum. Hapisteyken hep bu saatte gelirlerdi de, Sonra da pencerenin nnde iki saat oturuyorum ve bir
uyku ilc alyorum. Bu ekilde pekl idare ediyorum.
Yatann yanna bir bardak su koydu. Geceleri pencerenin nnde otururken beni en ok ne yattryor,
biliyor musunuz? Kendi kendime iirler okuyorum. Mektepte rendiim eski iirleri.
Kern, hayretle sordu : iir mi?
Evet, hem de ok basit iirler. Mesel akamleyin ocuklara sylenilen u para :
Yorgunum ve dinlenmee gidiyorum
Ve artk gzlemimi kapyorum.
Ve sen de baba gzlerini yatamdan ayrma
Ve eer bugn bir hakszlkta bulunmusam
Sakn bunu grmesin Tanrm
nk onun ltfu ve sann kan ile her gnah balanr.
Fersiz baklarn, pencereden grnen geceye dikmiti. Beyaz gecelii iinde bir ninninin msralarn
biteviye sesle kendi kendine okuyan bu adam, odann yar loluunda duran bir hayaleti andryordu.
Adam : Bu ninni beni yattryor, diye tekrarlarken glmsedi. Neden olduunu bilmiyorum, fakat
rahatlyorum, bylece.
Kern : Olabilir, dedi.
Sama szler olduunu biliyorum, fakat beni gerekten yattryorlar. Bunlar syledikten sonra kendimi
evliym gibi hissediyorum.
71
Kern, bir tuhaflat, vcudunda bir eyler dolatn hissetmiti : Artk ezberimde hibir iir yok, dedi.
Hepsini unuttum. Okulu brakal uzun, pek uzun zaman gemi gibi geliyor bana.
Ben de hepsini unutmutum. Fakat imdi her eyi yine hatl iyorum.
Kern, bayle dorulad ve ayaa kalkt. Odadan uzaklamak istiyordu. Rabe de rahat rahat uyurdu. Hem
de Kern artk bu a-damla megul olmak istemiyordu. Eer dedi insan akamlar ne yapacan bilseydi.
Ve ilve etti : Ah bu melun akamlar! Okumay oktan braktm. Aada oturup, Almanya ne gzeldi,
acaba ne vakit iler deiecek yine diye belki yznc defa ayn eyi tekrarlamaa da hi hevesim yok.
Rabe yatana oturdu : Sinemaya gidiniz. Akam geirmek iin en iyi are. Geri sonradan,
grdnz hatrlamazsnz amma, hi olmazsa bu srede kafanz rahat eder.
Adam, oraplarn karyordu. Kern, dnceli dnceli ona bakt. Yandaki odada oturan kz sinemaya
gtrebilecei aklna gelmiti. Rabe'ye sordu : Oteldekileri tanyor musunuz?
Rabe, oraplarn bir sandalyeye brakt ve plak ayak parmaklarn hareket ettirerek: Bir kan... dedi.
Ne diye soruyorsunuz?
Hi grmemi gibi hep ayak parmaklarna bakmaktayd. u yandaki odadakileri tanr msnz? Rabe, bir
sre dnd : Bu odada ihtiyar bir Simanovska oturuyor. Savatan nce mehur bir sahne artisti idi.
Onu demek istemedim.
Odann nc kiisi olan gzlkl adam sze kart. O, u kk ve irin Ruth Holland' soruyor.
Adam, bir sre kap aznda durarak konuulanlar dinlemiti. Ad Marill idi ve eski Reicstag
milletvekillerindendi.
yle deil mi Kern? Seni Don Juan seni! Haydi sylesene! Kern kzard:
Marill devam etti: nsanlarn en olaan eylerde bile kzarmas ne tuhaf! Oysa, baya ilerde hi te byle
olmaz. Kern, bugn iler nasl gitti?
Hakiki 'bir felket oldu. Cepten verdik.
72
O halde biraz daha harcadn. lerin bsbtn karmamas iin bundan uygun are yoktur.
Kern: Ben de ayn eyi dnyorum, cevabn verdi. Sinemaya gideceim.
Bravo. Biraz nceki dikkatli soruturmalarnza bakarak Ruth'-la gideceksiniz, derim.
Bilmem, henz kendisile tanmyorum.
nsanlarn byk bir ksmn tanmayz. Fakat sonunda bir frsatta bu ii denemeli. Kern hep ileri
atlmalsnz. Cesaret, genliin en gzel ssdr.
Beraber geleceini sanr msnz?
Tabbi. Byle eyler, u bizim berbat hayatn iyi taraflardr. Korku ve can sknts arasnda bocalyan
bizler, oyalanacak her eye kar minnettar kalrz. Bo yere utanmaa hi te lzum yok. Haydi bakalm,
titremeden ileri.
Yatana girmi olan Rabe: Rialto'yo gidin diye seslendi. Fas, diye bir film oynuyor. Grdmz
eyler bize ne kadar fazla yabanc olursa, o nisbette daha fazla oyalyor, kansndaym.
Marill: Fas! dedi. Gen kzlar iin de iyidir.
Rabe, iini ekerek yorgan rtnd: Baz, baz on yl devaml uyumak istiyorum.
Marill, sordu; Peki, on yl daha yalanm olarak uyanma ister miydiniz?
Rabe bakt: Hayr. Sonra ocuklar bym olurdu. Kern, yandaki odann kapsn vurdo. eriden bir
ses cevap verdi. Kern'in kapy amasile olduu yerde kalmas bir olmutu. Simanovska'nn bakslarile
karlamt. Kadnn yz bir baykuu andryordu. Kaln bir pudra tabakasile rtlm bulunan yz
krklar ile bu yz karl ve dalk bir araziye benziyordu; beyaz kat tabakasnda rastlanan derin ukurlar
hatrlatan bir ift gz, bu manzaray tamamlamaktayd. Kern'e penelerile hemen stne atlacakm gibi
bakyordu. inde birka t bulunan zencefre krmzs bir rt vard elleri arasnda. Yz birden krt. Kern,
hah imdi stme atlacak diye dnd srada, kadnn yz izgilerinde bir glmseme belirdi, teatra! ve
duygulu bir sesle: Gen dostum ne arzu ediyor?
Matmazel Holland'la grmek istemitim de.
73
Kadnn yzndeki glmseme bir sngerle silinmi gibi kay-boluverdi.
Simanovska, Kern'e soru dolu baklarla bakt ve tlarn hzl hzl oynatmaa balad. Ruth Holland
yatanna melmi-ti. Kitap okumakta idi. Kem bu yatan, geen gece yanllkla geldii yatak olduunu
grd ve alnnn arkasnda ani bir scaklk duyarak: Size bir ey sorabilir miyim? dedi.
Gen kz yatanktan kalkt ve Kern'le beraber koridora kt. ki gencin arkasndan, yaral bir beygirden
geliyormua benziyen bir soluk, Simanovska'nn i ekii duyuldu.
Darya knca Kern: Benimle sinemaya gider misiniz diye sormak istemitim. dedi ve cmlesini bir
yalan ile bitirdi: iki biletim var da.
Ruth Holland bakt.
Yoksa baka bir tasarnz m vard? Olur ya...
Gen kz ban iki yana sallyordu: Hayr hibir tasarm yok.
O halde benimle gelin! Ne diye btn akam odanzda geireceksiniz?
Buna artk altm.
Daha fena ya. Ben darya kar kmaz hemen neeleniyorum, ieriydeyken, beni yutacaklarm
sanyorum.
Gen kz glyordu. Birdenbire tamamiyle ocuklamt: Siz Simanovska'nn grnne bakmayn,
kalbi ok iyidir.
Olabilir. Fakat mbarek kavun deil ki koklyaym. Film, on be dakikaya kadar balyor. Gidiyor muyuz?
Ruth Holland, kesin karar veren bir tavrla: Pekl dedi.
Sinemann giesinde Kern abucak nden yrd: Bir saniye, biletleri alacam da. Buraya brakmtm.
ki bilet ald ve iinden, kzn bu ii farketmemesini diledi. Fakat hemen sonra, hepsi bir diye dnd. Asl
nemlisi, Ruth'un u anda yan banda oturmasyd.
Salon, karard. Beyaz perde de gneli ve bir tablo kadar renkli Mareke kasabas ve l grnd.
Fltlerin ve darbukalarn biteviye yanklar scak Afrika gecesinde titretiler.
Ruth Holland, koltuuna yasland. Filmden akseden bu biteviye mzik gen kzn stne, scak bir yamur
scak bir srgit bir yamur gibi dmekte ve hi ho olmayan anlar canlan-
- 74
drmaktayd.
Bir nisan gn idi ve Ruth. Nrnberg'deki hisarlarn yannda bulunuyordu. nnde, elinde buruturulmu
bir gazete tutan niversiteli Herbert Binding durmaktayd. Etraf kararmt.
Ne demek istediimi anlyormusun, deil mi Ruth?
Tabi anlyorum, Herbert, hem bunda anlalmayacak ne var ki!
Binding, elindeki Strmer gazetesini sinirli sinirli buruturmaktayd. Gazete, benden yahudi klesi,
rkmz kirleten diye bahsediyordu. Mahvoldrrniarra^ak veriyorsun deil mi Ruth?
Eve.t
Bakalm bu iin iinden nasl kacam. Btn geleceim tehlikede. imdi gazeteyi herkes okuyacak.
Halimi gryorsun ya?
Evet Herbert. Fakat benim adm da gazeteye baslm.
Amma seninkisi bambaka. Bundan sana nezarar gelebilir ki! Sen artk nasl olsa niversiteye devam
edemiyeceksin!
Hakkn var. Herbert.
O halde herey bitti deil mi?.. Birbirimizden ayrlyoruz ve aramzda hibir ilgi kalmyor.
Evet hibir ey kalmad. Haydi yolun ak olsun!
Ruth, arkasn dnerek gidiyor.
Bir saniyye Ruth, beni dinle, dur biraz.
Gen kz olduu yerde kalyor. Olan da yaklayor ve loluk iindeki yz, Ruth'a imdi o kadar yakndr
ki gen kz onun soluk aln hissediyor. Binding:
Beni dinle diyor: imdi nereye gideceksin?
Eve
Olan, daha kuvvetli soluk alyor. Ne diye hemen gidiyorsun. phesiz her ey kararlat, deil mi? Bunu
deitirecek deiliz. Fakat hi olmazsa sen, daha dorusu biz. Hem bu akam da bizde kimseler yok, anlyor
musun? Gren falan da olmaz, ve kzn kolunu kavryor: Birbirimizden bu ekilde, yani bu kadar kuru bir
ekilde ayrlmamalyz. Bir defa daha...
Gen kz: Yanmdan ekil diyor: Hemen imdi
Binding, kz omuzlarndan tutuyor: Fakat makl olsana Ruth.
75
Gen kz bir zamanlar sevdii ve hi dnmeden kendini brakt bu gzel ehreye bakyor, sonra birden
tokad yaptryor ve gznden yalar boanrcasna: Git! diye haykryor Yanmdan git!
Binding geri ekiliyor: Ne, bana vuruyorsun demek? Bana vuruyorsun, bana el kaldryorsun ha? Seni pis
yahudi kars seni.
Binding, kzn zerine atlacak gibi hareketler yapyor.
Gen kz, tiz bir lk koparyor: ekil yanmdan.
Binding etrafna bakmyor ve crlak bir sesle: eneni ks! diye baryor: Yoksa herkesi aleyhime mi
kaldrmak istiyorsun? Sana bu yakrd zaten. Gidiyorum ve kr Allahma senden kurtuluyorum.
Beyaz perdedeki kadn, Fas kahvesinin dumanlar ve grltleri arasnda Franszca bir ark sylyor
Ak lnce...
Ruth Holland, eljni alnnda dolatryor.
Bu durum karsnda hi kimsenin pek bir ey diyecei olmuyor. Yanlarnda oturduu akrabalarn korkusu,
kendinin bu ilere kartrlmasndan rken amcann bir an nce yola k diye ayak diretmesi, gne kadar
ehri terketmezse salar kesilip bir arabayla gs ve srtna, rkmz kirleten kar diye, tabellar aslp
sokak sokak dolatrlacan bildiren imzasz mektup, anasnn mezarn ziyaret, 1916'da Fandr'da vatan
urunda len babasnn ismini, Yahudi olduu iin silip kazdklar muharipler bidesine gittii slak sabah...
Ve sonunda anaslnn birka para mcevherini yanna alarak snr geip Prag'a yapt yapayalnz ve ba
dndrc yolculuk.
Beyaz perdedeki fltler ve darbukalar yine balad. Ayn zamanda, bu garip l mziini aan yabanclar
lejyonunun mar, bu vatansz, bu yersiz yurtsuz sava blklerinin balar zerinden aan heyecanl ve
aceleci borozan sesleri duyulmaktadr.
Kern, Ruth Hollan'da eiliyor: Film hounuza gidiyor mu?
Evet. Kern, elini cebine atyor. Yass ve ufak bir ie kararak kza uzatyor ve: Kolonya, diye
fsldyor. Buras scak. Biraz serinletir belki.
Teekkr ederim.
76
Ruth, avucuna birka damla kolonya serpiyor. Kem, gen kzn gz bebeklerinde birden yalar toplandn
farketmiyor.
Ruth ayn kelimeyi bir daha tekrar ediyor: Teekkr ede-rim.
Steiner, Hallebarde kahvesinde ikinci defa oturmaktadr. Garsonun eline bir be ilinlik sktryor ve
kahve smarlyor. Garson: Telefon edeyim mi? diye soruyor. \
Steiner, bayle evet iareti yapyor. Geen defa bu kahvede-kinden baka birka kere daha eitli
lokallerde kt oynamt. Talihi hep deiik gitmiti. Fakat imdi artk 500 ilin kadar bir para yapmt.
Steiner daha sonra masadaki gnlk gazetelerden birini ekerek okumaa balad. Fakat az sonra
gazeteyi bir yana brakt, dnyada olup biten eylere kar yle az ilgi duyuyordu ki! Suyun altndaki insan
tek bir ey dnr; yine yukar kabilmek. Balklarn ne renkte olduu ise umurumda bile deildir.
Garson, kahveyi getirdi ve bir bardak su da brakt: Baylar bir saat kadar geliyorlar.
Garson gitmemiti. Masann yannda dikilmiti. Bir mddet sonra; Nasl, hava gzel deil mi? diye
sordu.
Steiner, ba ile evet iareti yapt ve malt hulsas ierek hayatn uzatlmasn istiyen bir iln szd.
Garson, tezghn arkasnda kayboldu ve bir mddet sonra yine grnerek bir tepsi iinde ikinci bardak
suyu getirdi.
Steiner: Bana bir kirsin getirseniz daha makbule geer, dedi.
Bastne, derhal!
Bir tane de siz iin!
Garson, bir reverans yapt: Teekkr ederim. Baym, siz bizlerin halinden anlyorsunuz. Bylelerine her
zaman rastlanmaz da.
Steiner: Yok canm, cevabn verdi sadece canm sklyor, hepsi o kadar.
Garson: Canlar sklnca eskiden daha kt fikirlere kendilerini kaptran insanlar da grdm. dedi.
nndeki barda dikerek grtlan temizledikten sonra itenlikle: Baym, dedi Neye ihtiyacnz
olduunu biliyorum. Si-
77
ze akl vermeme izin verilirse, lm olan u mahut Avusturyalnn pasaportunu tavsiye edebilirim. Geri,
lm Romanyallar da var amma. Hem de biraz daha ucuz fiyatla. Fakat romence bilmek te mesele!
Steiner, garsona dik dik bakt. Garson grtlan temizlemei brakt ve srtn kamaa balad. Ayn
zamanda tpk bir kpek gibi yeri eeliyordu. Dnceli dnceli: Tabi bir A-merikalnn Avusturya'da
ld hi grlmemitir! Haydi, bir otomobil kazasnda falan byle bir i oldu diyelim, pasaportunu nasl
ele geirecekler.
Steiner: Alman, Avusturyalya tercih etmek doru olur, sanrm, dedi. Kontrol g te.
Oras yle. Fakat i msaadesi alamayacaksnz. Sadece ikamet tezkeresi. Oysa, len bir Avusturyal
sayesinde Avusturya'nn her yannda alabilirsiniz.
Ele geinceye kadar.
Evet, yle. Fakat Avusturya'da imdiye kadar kim ele geti ki? zellikle sahte pasaportlulardan.
Steiner, kendini tutamyarak gld: Fakat, nihayet sahte pasaportlar da ele geebilir. Tehlike baki.
Garson: Size bir ey syliyeyim mi, baym! dedi. nsan ekinecek olursa burnunu kartrmak bile
tehlikelidir.
yle, fakat bu iin sonunda hapse girmek yok.
Garson byk bir zenle burnunu outurmaa balad, fakat kartrd yoktu. Ben daha. iyi olurdu
sanrm, baym, dedi. Birok tecrbelerim var. lm bir Avusturyal her zaman en realist hareket olur.
ki pasaport tccar saat ona doru geldiler. Bunlardan; ku gzl ve aceleci bir adam olan
konumay idare ediyordu. teki hi azn amadan sadece oturmaktayd. Kle gibi bir tuluma
benziyordu.
Konumakta olan cebinden bir Alman pasaportu kard: Beraber altmz arkadalarla grtk. Bu
pasaportu sizin adnza yapmak kabil. Nfus kayt yeri silinerek sizinkiler yazlacak. phesiz doum yeri
kalacak. Artk siz de Rusburg'iu oluverirsiniz. Pasaportun mhr orann da! Yalnz, bu i 200 ilin-daha
fazlaya oluyor. Fakat gayet mkemmel olacak. Anlyor mu. -sunuz?
78
Steiner: O kadar param yok, dedi. Hem kendi adma yle pek nem verdiim yok.
O halde olduu gibi aln. Yalnz fotoraf deitiririz. Fotorafn stne rastlyan damga ksmn da size
parasz olarak yapacaz.
Hi deeri yok. Ben almak istiyorum. Oysa, bu pasaportla ikmet msaadesi almaklma imkn yok.
Konumakta olan adam omuzlarn silkti: O halde Avusturyalnn pasaportu kalyor. Ancak onunla burada
alabilirsiniz.
Ya karakolda bu ii kimin saladn soracak olurlarsa?
Siz bir ey kartrmazsanz kim soracakm?
Steiner: 300 ilin veririm. dedi.
Pasaport tccar yerinden srad ve hakaret grm bir tavrla: Fiyatlarmz pazarlkszdr, dedi. 500
ilinden santim aa olmaz.
Steiner, susuyordu.
Alman pasaportu iin bir eyler yapmak kabil olurdu. By-lesini her vakit bulabiliriz. Fakat bir Avusturyal
pasaportu hemen pek az ele geer. yle ya, insan, memleketindeyken pasaporta ihtiyac olmaz, seyahate
kt zaman da artk yabanc diyarlardadr. Buna bir de dviz tahdidini ilve edin. te bu yzden 500 iline
bir Avusturya pasaportu para ile deildir.
350 veririm.
Konumakta olan pasaportun satcs hararetlenmiti: Merhumun ailesine ben kendim 350'yi saydm. Bu
iin daha ne kadar glkleri olduunun farknda msnz, siz Bu miktarda masraf ve komisyonlar ilve edin.
Baym, bunlar hi de ucuza mal olan eyler deil. Henz mezar kurumam birisinin pasaportunu ele
geirmek iin mangizleri tkr tkr ve pein saymal. Gz yalarn silecek ve kederi ortadan kaldracak tek bir
ey paradr. Size 450 iline brakalm. Sizden ok holandk ta... Sonunda, 400 iline uyutular.
?
Steiner, bir otomatta bir iline ektirdii fotorafn cebinden kard. Pasaport satclar gittiler ve
pasaportu bir saat sonra yine getirdiler. Steiner parasn vererek cebine yerletirdi. Adam: Hayrls olsun!
dedi. Ha, bir ey daha syleye-
79
yemi. Eer mddeti geerse uzatabiliriz. Tarihi silmek ve deitirmek ok basittir. Mklatn en by
vize meselesinde. Buna ne kadar ge muhta olursanz, hakknzda o kadar hayrl olur. Tarihini istediinz
kadar silip geri atmak elimizdedir.
Steiner: Bunu hemen imdiden yapmalydk, dedi.
Adam, ban sallad: Byle kalmas sizin iin daha hayrl. Nihayet byle bir hakiki pasaportu bulmu ta
olabilirsiniz. Bir fotoraf deitirmek yaz ksmnda tahrifat yapmak kadar kt bir hareket saylmaz. Hem
sizin daha bir yl vaktiniz var. Bu srede ok eyler olabilir.
Belki de!
phesiz, dilinizi fevkalde sk tutacaksnz, deil mi? Hepimiz iin. Yolu biliyorsunuz ya? Haydi,
akamlar hayrl olsun.
O ana kadar azn hi amam olan teki adam: Stres. zezc mecze dedi. Arkada srtt: Almanca
bilmez. Fakat damgalar o kadar maharetle taklit eder ki!
Steiner istasyona gitti. Arka antasn, bagaj muhafaza servisinde brakmt. Bir akam nce pansiyonu
terketmi bulunuyordu. Geceyi, istasyon binasndanki bir sra stnden geirmiti. Sonra da sabah sabah
istasyonun ayak yolunda sakaln tra ederek fotoraf kartmt. ini, bir haz kaplamt. Artk o Steiner
deildi. Graz'l Johann Huber'di.
Yolda giderken duralad. sminin Steiner olduu zamanlardan kalma grlecek bir ii vard. Bir otomatik
telefon yerine giderek rehberde Leopold Schafer adl birisinin numarasn arad. Leoyold Schafer diye
mrldand. Troutenau soka 27 numara. Bu isim beyninin her tarafn sarmt.
Steiner, arad numaray buldu, konumaa balad. Bir kadn cevap verdi Steiner: Polis Schafer evde
mi? diye sordu.
Evet, imdi arrm.
Steiner, abuk abuk cevap verdi: Lzum yok. Buras Eli-zabeth gezisi polis komiserlii. Saat on ikide bir
soygunculuk vak'-as olacak. Polis Schafer'in on ikiye eyrek kala burada bulunmas lzm. Anlald m?
Evet on ikiye eyrek kala.
Steiner: Al! diyerek telefonu yerine brakt.
Sevimsiz grnl, orta halli evlerin bulunduu Trautenau-
80
gasse, dar ve sessiz bir sokakt. Steiner, 27 numaral evi inceden inceye gzden geirdi. tekilerden hi te
farkl olmayan bu evi Steiner, fevkalde sevimsiz bulmutu; birka adm geri ekilerek bekledi.
Polis memuru Schafer, evden acele acele kt. Yznde nemii bir ie giden insanlarn hali vard. Steiner
o ekilde hareket etti ki, Schafer'e tam karanlk bir kede rastlad ve mthi bir omuz vurdu.
Schafer, sendeledi ve: Sarho musun be herif! diye homurdand. Vazife banda bir memur karsnda
olduunun farknda deil misin yoksa? .
Steiner: Hayr, cevabn verdi. Ben karmda bir orospu tohumundan baka bir ey grmyorum.
Anladm m?
Schafer, bir an dili tutulmu gibi kaldktan sonra yava bir sesle: Sen akln karmsn, dedi. Bunun
hesabn soracam senden, haydi bakalm yr karakola.
Schafer, tabancasn ekmek istedi. Fakat Steiner buna meydan vermedi. Ayayla polisin kolunu
nledikten sonra yldrm gibi bir hareket yapt ve elinin ayasyla sal sollu iki tokat yerletirdi.
Polis hrldar gibi sesler kararak stne atld. Steiner, kenara ekilerek bu hareketten kand ve
Schafer'in burnuna kuvvetli bir sol yaptrd. Burun hemen kanamaa balamt Steiner: Seni orospu
tohumu seni, seni kenef, seni melun herif seni! diye homurdanyordu.
Steiner, Schafer'in tam az stne bir yumruk daha yaptrd ve hemen peinden de ksa ve hzl bir sol
akt. Schafer, inledi ve bouk bir sesle: mdat! diye feryad bast.
Steiner! eneni ks! diyerek tam eneye bir sa yerletirdi ve hemen peinden ksa ve sert bir sol akt.
Schafer, kurbaa gibi bir ses kard ve bir stun gibi yere kapakland.
Baz pencerelerde klar yand. Bir sesin: Yine orada neler oluyor? diye haykrd duyuldu.
Karanlk iinde hemen de hi grnmeyen Steiner: Hi! cevabn verdi Sadece bir sarho.
Ses; Bu melun sarholarn Allah belsn versin, diye hiddetle haykrd. Hemen polise teslim edin.
81
Ben de ayn ii yapyordum.
Raky zkkmlanan o musibet a'za daha bir ka tane yerletirin, eyle.
Pencere kapanmt. Steiner srtt ve ilk ke azna saparak kayboldu. imdi bambaka grnen yeni
ehresiyle Scha-fer tarafndan tannmad muhakkakt. Kalabalk bir yere gelinceye kadar daha bir ok
keye saptktan sonra yavalad.
Kendi kendine: Bu gln al ne tuhaf, tuhaf olduu kadar da ne rezilce bir ey! diye dnd.
Fakat senelerdenbe-ri her eyden kamak ve ban hep aada tutmann verdii duyguyu hafifletiyor.
Frsatlar olduu gibi karlamalyz.
Bir sokak fenerinin altnda durarak cebinden pasaportunu kard, ite byle, ii Johan Huber! Sen oktan
ldn ve Graz'-n herhangi bir yerinde rmektesin. Fakat pasaportun hl yayor ve resm dairelerce
geerli saylyor. Ben Joseph Stelner ise yayorum. Fakat pasaportum olmad iin hi de bir makam
yaadm kabul etmek istemiyor.
Glyordu. Haydi Johan Huber, seninle deielim. Kttan hayatn bana ver benim katsz lmm
sen al. Ne yapalm, hayattakiler bize yardm etmediine gre bu ii llerden beklemeliyiz.
VI
Kern, Pazar akam otele dnyordu. Odaya girince pek heyecanl bulunan Marill'e arpt. Eski mi.letvekili:
Nihayet bir gelen oldu diye haykrd. Ne melun yermi buras, tek insan bulamadm, bugn herkes dar
km. Herkes gezmede, hatt u Allahn bels otelci bile.
Kern: Ne var? diye sordu.
Bir ebe adresi biliyor musunuz? Ya da bir hekim, herhangi bir kadn hekimi.
Hayr.
Marill, gzlerini Kern'e dikmiti. Doru dedi. Siz akl banda bir adamsnz Kern. Haydi gelin benimle.
Kadnn yannda muhakkak birisi kalmal. Ben de gidip bir ebe arayaym. Nasl, becerebilecek misiniz?
82
Neyi?
Fazla haraket etmemesine dikkat edeceksiniz. Kadnla uradan buradan konuacaksnz.
Marill, olup bitenlerin farknda bulunmayan Kernl yakala, di. Koridordan srkler gibi geirerek aa kata
indirdi ve iinde bir yataktan baka eya olmayan 1<k bir odann kapm at. Yataa bir kadn
uzanmt ve inliyordu.
Vaktinden evvel doum yapyor. Yedi aylkm. Elinizden geldii kadar onu yattrmaa aln. Ben
hekim getireceim.
Kern, cevap vermedi. Marill darya frlamt bile.
Yataktaki, kadn inliyordu. Kern, ayak parmaklarnn ucuna basarak yaklat ve: Bir ey vereyim mi?
diye sordu.
Kadn inliyordu. Soluk kumral salar tere batmt. Kire gibi olmu yzndeki iri iri gne lekeleri pek
kocaman duru-yordular. Gzler, deta tersine dnmt. Yar kapal gz kapaklarnn arasndan bir beyazlk
grnyordu sadece. Ensiz dudaklar bzlmt. Smsk kenetlenmi diler, azn yar loluunda
bembeyaz prldyordu.
Kern, bir ey ister misiniz? diye yine sorduktan sonra etrafna bakld. Ucuz bir ince manto, sandalyenin
zerine ylece frlatlvermiti. Yatan nnde bir ift iskarpin duruyordu. Kadnn elbiselerini bile
karmadan kendini yataa att grlyordu. Masann stnde ii su dolu bir ie ve lavabonun ya, nmda
bir bavul vard.
Kadn, inliyordu. Kern, ne yapacan bilmiyordu. Yataktaki, kendini oradan buraya atyordu. Kern, Marill'in
sylediklerini ve niversitede bir ylda renebildiklerini hatrlayarak kadn o-muzlarndan tutmaa alt.
Fakat bu i kvranan bir ylan hareketsiz durdurmak kadar gt. Biri yakalamaa, teki kayp kurtulmaa
alt srada, kadn ani bir hareket yapt ve btn kuvvetiyle Kern'in kollarna yapt.
Kern, sanki olduu yerde mhlanmt. Bir kadnda bu kadar kuvvet bulunabileceini hi aklna
getirmemiti. Ban, tpk bir burgu gibi ar ar dndryor ve olduu yerin ta derinliklerinden geliyormu
gibi dehet iinde bir sesle inliyordu.
Kadnn vcudu tostoparlak olmutu. Kern; yukarya doru kabarm yorganda birdenbire ok koyu bir
krmz lekenin orta-
83
ya ktn, byyerek keten araf gittike daha fazla kapladn grd ve kadnn elinden kurtulmaa
alt. Fakat kadn, demir gibi yapmt. Geni bir erit halini alarak keten rtnn kenarna varan ve
oradan da yere damlayarak siyah bir birikinti yapan kan lekesine, bylenmi gibi bakmaktayd.
Kern, yapaca herhangi bir hareketin, kadnn vcudunu sarsacan dnd iin kmldamyor,
sadece cyak cyak baryordu. Brakn beni! Haydi braksanza!
Kadnn vcudu birden geveyiverdi ve kendini brakarak yasta dt. Kern rty yakalayarak biraz
yukar kaldrd. Bir kan dalgas fkrd ve demeyi kaplad. Delikanl hemen dar frlad ve Ruth'un
odasna kotu.
Gen kz oradayd. Yatann zerine yayd bir sr kitaplar arasnda oturmaktayd. Kem: Koun! diye
haykrd. Aa kattaki bir kadn kan kaybediyor.
Beraber aa kata kotular. Oda biraz daha lolamt. Pencerelerden ieri dolan akam kzllnn
soluk klar demeye ve masaya arpyordu. Bu kzl klarn su iesindeki aksi bir yakutu andryordu.
Kadn, u anda tamamen hareketsiz durmaktayd, soluk bile almyor gibiydi.
Ruth Holland, rty kaldrd ve: Kadn kan iinde yzyor! diye seslendi. An u elektrii.
Kern, elektrik dmesine kotu. Elektrik lmbasnn zayf , akam kzll ile kararak odaya hznl
bir aydnlk verdi. Bu sar krmz k altndaki yatakta kadn yatyordu.
Altndan siyah oraplar dm bacaklar sarkan kanl elbise yn iinde bu kendi kendine kapanm ve
bitik kadn, u haliyle, biimsiz bir karn parasndan baka bir ey deilmi hissini brakmaktayd.
Havluyu verin. Kann durmas gerekli. Haydi bir eyler bulun!
Kern, Ruth'un kollarn svadn ve kadnn elbiselerini karmaa uratn grd ve lvobadan ald
havluyu ona uzatt : MariK gitti, hekim neredeyse gelir. Sarg bulmak iin bavulu acele kartryordu.
Ruth, Ne buldunuzsa verin diye seslendi.
Yerde kck gmlekler, kundaklar, bezler ve ipekli kur-
84
delelerle ssl pembe ve mavi ynden rlm minimini ceketler ve daha bir yn ocuk amar
durmaktayd. Ceketlerden bir tanesi daha tamamlanamamt, tlar zerindeydi. Aralarndan yumuak ve
mavi bir yn yuma kayd, demede sessiz yuvarland.
Ruth, elindeki kanl havluyu att : Versenize! Kem, kunda ve bezleri uzatt' Dardan ayak sesleri
geliyordu. Hemen peinden de kap ald ve yannda bir hekim olduu halde Ma-rill grnd.
Hekim, geni admlarla ilerledi ve Ruth Holland' kenara iterek kadnn zerine eildi. Bir mddet sonra
Marill'e dnd : Derhal 2167 numaraya telefon edin. Braun hemen gelsin ve bir mdahale ameliyatnda
hissi uyuturmak iin ne gerekirse beraberinde alsn.
Peki.
Hekim etrafna baknd ve Kern'e : Siz gidebilirsiniz de* di. Matmazel burada kalr. Su getirin ve
antam verin.
On dakika sonra, teki hekim de geldi. Kadnn yatt odann yanndaki oda, Kern'in ve bu arada gelmi
bir ka kiinin yardmlaryla bir ameliyat yeri ekline konulmutu. Yataklar, kenara ekilmi, masalar
birletirilmi ve letler hazrlanmt. Otelci de, en kuvvetli ampullerini getirip takmt.
lk gelen hekim sabrszlktan patlyordu. Beyaz gmleini abucak srtna geirdi ve dmelerini Ruth
Holland'a ilikletti. Kza da bir gmlek uzatarak: Siz de byle bir ey giyin stnze. Belki de size ihtiyacmz
olacak. Kan grmee dayanabilir misiniz, yoksa fenalair msnz?
Ruth : Hayr, bana dokunmaz, dedi.
Kern : Belki ben de bir ie yaryabilirim, dedi.
Bravo.
ki smestr tpda bulundum.
Hekim : imdilik istemez, dedi ve letlere bakt Balayabilir miyiz?
Ampullerin keskin , hekimin dazlak kafasnda parld-yordu. Kap ardna kadar ald. Drt adam
sessizce inleyen kadn yatayle alp getirmilerdi. Kadnn gzleri sonuna kadar akt. Rengi ekilmi
dudaklar titriyordu.
-- 85
Hekim homurdand Haydi tutun, kaldrn. Dikkat etsenize. Hay Allah...
Kadn, hayli ard. Kern'in alnnda ter damlacklar birikmiti. Baklar, Ruth'la karlat. Kz da
sararmt, fakat o kadar sakin ve bambaka bir tavr vard ki, Kern onu glkle tand. Sanki kendini u
kanlar iinde yatan kadna vermiti, btn varlyla!
Kafasnda tek sa bulunmayan hekim homurdand : Haydi, burada ii olmayan ksn! Sonra, kadnn
elini tuttu ve : Can acmyor, kolay oluyor, dedi. Hekimin sesi birden deimi, br ana sesi kadar
yumuamt.
Yataktaki kadn ancak duyulabilir bir sesle : ocuumu kurtarn! dedi.
Hekim, tatl bir sesle : kinizi de kurtaracaz, cevabn verdi.
ocuumu...
Kollarnn altndan tutup biraz yan evirelim. Doum ok abuk olur. Fakat ok yava, ok dikkatli. Haydi
hissini uyuturun!
Kern, Marille ve daha bir ka kii, kadndan bo kalan odada duruyor ve yine bir ie yararz belki diye
bekleiyorlard. Yandaki odadan, hekimlerin alak sesle konumalar gelmekteydi. Yerde, pembe ve mavi
ynden rlm minimini ceketler duruyordu.
Marille, Kern'e bakarak: te doum! dedi insan, dnyaya byle geliyor. Bol bol kan ve feryat. Nasl,
sylediklerimi kavryor musun?
Evet.
Marille : Hayr, dedi. Bunu ne siz, ne de ben anlayabiliriz, bir kadn bunu anlayabilir, sadece. u anda
kendinizi bir domuz sanmyor musunuz?
Kern: Hayr, cevabn verdi.
Marill, gzln ald ve Kern'i szerek: Ya! dedi. Fakat ben kendimi yle hissediyorum. imdiye
kadar hi kadnla yatmadnz m? Galiba hayr. Yoksa benim kapldm duygudan siz de kendinizi
kurtaramazdnz. Burada bir ey imek imkn varm acaba?
_ 86
Odann dip tarafnda bir garson ortaya kt. Marill: Yarm ie konyak getirin! dedi. Evet merak
etmeyin parasn ve-rebilirim. Haydi, getirmenize bakn.
Garson, gzden kayboldu, pei sra da, otelci ve iki adam gittiler. imdi odada ikisi yalnz kalmlard.
Marill : Pencerenin nne oturalm, dedi. Akam kzlln gstererek, ilve etti : Nasl, ho deil mi?
'
Kern, dorulad.
Marill : Evet, dedi. Her ey yanyana. u aadaki leylk m?
Evet.
Evet, her ey yanyana. Leylk ve eter. Konyak ve kan. Haydi erefe!
Garson: Bay Marill, ben drt kadeh getirdim, diyerek tepsiyi masaya brakt ve bayie yan taraf iaret
etti: Belki diye dnmtm de.
Peki, brakn.
Marill, iki kadehi azna kadar doldurdu: Siz de ier misiniz, Kern?
Az miktarda.
ki dmanl bir yahudi adetidir. Fakat buna karlk ya. hudiler, kadn daha iyi anlarlar. Ne yapalm ki,
kadnlarn anlalmak istedii yok. Prozit, Kern!
Prozit.
Kern, kadehini boaltt. imdi, kendini daha iyi hissediyordu. Marill'e Erken doum mu, yoksa daha
tehlikeli bir ey mi? diye sordu.
Evet. drt haftas daha vard. Fazla yorgunluktan olmal. Bir trenden tekine binerek yaplan yolculuk,
fazla heyecan, durmadan oraya buraya komak ve bu durumdaki bir kadnn yapmamas gereken bir sr
ey!... Anladnz m?
Peki ne diye?
Marill, yeniden doldurarak : Ne diye mi? dedi. nk kadn ocuunun bir ek olarak dnyaya
gelmesini istiyordu. nk bu kadn, ocuunun pis yahudi diye kfrlerle okuldan kovulmasn
istemiyordu.
Kern: Anladm, dedi. Kocas da onunla beraber memleketi terketmedi mi?
_ 87 _
Kocasn birka hafta nce delie tktlar. Ne diye mi? nk adamn bir dkkn vard ve bu adam, teki
kedeki rakibinden daha alkan ve becerikliydi. Byle bir rakibe nasl dav. rantldn bilmiyor musunuz?
Hemen gidip bu alkan rakibi gstererek .* Hkmet aleyhinde bulunuyor, kfrediyor, komnist fikirleri var,
deyiverin veya buna benzer eyler syleyin, adamcaz hemen ieridedir. Siz de onun mterilerine
konarsnz. Kavrayabildin mi?
Kern : Bilirim, dedi.
Marill kadehini boaltt: Berbat zamanlarda yayoruz. Bar, toplar ve bomba uaklaryla insanlk da
toplama kamplar ve kymlarla korunuyor. Kern, btn hkmlerin deerden dt bir devirdeyiz. Bugn
saldrgana bar koruyucusu deniliyor. Takip ve bask grevi de bar bozmakla itham ediyoruz ve unutma
ki, bunlara inanan koskocaman milletler var.
Yarm saat sonra yandaki odadan bir viyaklama duyuldu.
Marill: Hay Allah mstahakn versin! dedi. i baardlar. Yer yzndeki eklerin says bir tane
fazlalat. Haydi bakalm Kern, bunun erefine kadehleri bir daha kaldralm. Dnyann en byk srrnn
erefine doum erefine. Doumun niin bir sr olduunu bilir misiniz? nk sonra yine lnr de. Haydi,
przit.
Kap ald ve ikinci hekim grnd. st ba kana bulanmt ve terlemiti. Elleri arasnda stakoz gibi
krmz ve viyaklayan bir eyler tutuyordu. Bu krmz et parasnn srtna ap ap vurarak: Yayor! diye
homurdand ve bir bez ynna u-zanarak ilve etti : Burada kullanlabilecek bir ey bulunur mu,
matmazel?
Hekim, ocuu ve bezleri Ruht'a uzatt. Ykayp kundaklayn, fakat ok sk olmasn. eri odadaki otelci
kadn da bu iten anlar. Fakat nce eterden karn.
Ruth ocuu ald. Gen kzn gzleri, Kern'e her vakitkin-den bykmler gibi geldi. Hekim masaya kt
: Konyak bulunur mu? Marill, ona da bir konyak doldurdu ve: Hastane deil de, her gn yeni yeni bomba
uaklar ve toplar yapldn gren bir hekim acaba neler dnr? diye sordu. Berikilerin sebebi hikmeti
sadece tekileri doldurmak.
Hekim, yle bir bakarak: Alayn topa tutmal! dedi. Evet alayn topa tutmal..Ne gzel i. Dnyann
en korkun barbarl tarafndan yine paralara ayrlmak zere en byk bir san'atla birletirmek. Ne diye
daha ocuk iken ldrmezler! Hem daha kolay olurdu.
Reishtag milletvekili Marill : Azizim! cevabn verdi. ocuk ldrmek cinayettir. Yetimi insanlar
ldrmekse, mill onur gereidir.
Hekim homurdand : Merak etmeyin. Gelecek savata yeter sayda kadn ve ocuk da hesaba katlr.
Koleray yeniyoruz da...
Yan odadaki hekimin sesi duyuldu : Braun, abuk ko.
imdi.
Marill: Hay Allah mstahakn versin! dedi. ler yine de yolunda gitmiyora benziyor.
Rahimde yrtk var, dedi. Yapacak hibir ey yok. Kan devam ediyor.
Bir mddet sonra Braun yine geldi. Pek bitik grnyordu.
Yapacak hibir ey yok mu?
Evet. Her areye bavurduk. Kan bir trl kesilmiyor.
Kap aznda durmakta olan Ruth: Kan nakli yapamaz msnz? diye sordu. Benden kan aln.
Hekim, ban iki yana sallad : Kan kesilmezse hi bir faydas olmaz.
Hekim, gitti. Kap ak kalmt. Bu aydnlk drt ke boluk korkuntu. Odadaki kii hi konumadan
oturuyorlar. Garson grnd.
Oday toplayaym m?
Hayr, istemez.
Marill, Ruth'a sordu : Bir ey ier misiniz?
Gen kz, istemez der gibi ban sallad. Marill gen kzn kadehini yarya kadar doldurarak : Haydi
canm, dedi. yi gelir.
Etraf kararmt. Damlarn stnden grnen ufukta, gnn son klarnn soluk yeil ve turuncu rengi
parldyor ve eski bir madeni para gibi delik deik olmu soluk bir ay ykseliyordu. Caddeden sesler
geliyordu. Bu sesler, grltc, memnun ve
89
hibir eyin farknda deildiler. Kern, birdenbire Steiner'i ve szlerini hatrlad. Steiner, yannda birisi
ld zaman bunu senin ruhun bile duymaz, demi ve ilve etmiti. te dnyann mutluluu budur.
Merhamet bir ac deil, bakasnn felketi karsnda duyduumuz gizli bir sevintir. Kendi bamza veya
bir sevdiimizin bana gelmedii iin sevincimizden aldmz rahat bir nefestir. Kern, karsndaki Ruth'a
bakt. Kzn yzn karanlkta gremiyordu.
Marill, kulak kabartt : Bu da ne?
Etrafa ken gecede, dolgun ve devaml bir keman sesi du-> yulmaktayd. Ses, alalyor, sonra zaferle
tekrar ykseliyor ve inci tanelerini andran ezgiler, gittike daha gzelleerek, batan gn kadar basit ve
hznl bir melodi, her taraf kaplyordu.
Marill : Bizim otelden geliyor, diyerek pencereden baknd: Bizim stmzde, drdnc katta.
Kern : Bu keman alan ben tanyorum galiba! cevabn verdi. Onu bir defa daha dinlemitim. Fakat
onun da bu otelde oturduunu bilmiyordum.
yle hi de sradan almyor. yi bir kemanc olacak.
Yukarya gidip de, almaktan vazgemesini syleyeyim mi?
Niin?
Kern, kapya doru bir hareket yapt. Marill'in gzl pa-ridyordu. stemez. dedi. Hem ne diye? nsan
daima kederli olabilir. lmse her yerde var. Olup bitenleri birbirinden ayramayz ki!
de, hi kmldamadan etraf dinliyorlard. Aradan uzun bir sre getikten sonra yandaki odadan Braun
geldi: bitti dedi. Fakat kendisi pek de farknda olmad. Bir ocuu olduunu biliyor, sadece bu kadarn
ona syleyebildik.
birden ayaa,kalktlar. Braun : Kadn buraya getirebiliriz, artk, dedi. yle ya, yandaki oda
bakalarna gerekli. Kanl bezlerin, kan ve pamuk dolu kova ve gerdellerin perian manzaras arasndaki
kadn birden bembeyaz olmu ve ufalm-t. Gerilmi yznde, etrafta olup bitenlerle ilgisini kesmi bo ve
yabanc bir anlatm vard. Etrafnda dolaan dazlak kafal hekim, onun yannda, ne kadar da uygunsuz
kalyordu. Bu sakin sonun yanndaki hayat, u durmadan anp tkenen, u lezzet do-
90
iu, u paralanp toz olan ve snen hayat ne kadar baka idi.
Hekim, stne bir ey rtlse, dedi. Ona bakmamanz daha iyi. Bu kadar bile biraz fazlayd, yle deil
mi, kk hanm?
Ruth ban iki yana sallad.
yi dayandnz. Hem hi de sesiniz kmad. u anda ne yapmak istediimi bilseydiniz? Kendimi asmak
evet ilk rastlayacam pencereye asmak isterdim!
ocuu kurtardnz; bu bal bana bir baar.
Kendimi asmak isterdim, anlyor musunuz? Her areye bavurduumuzu ve bu iin gcmz dnda
olduunu da biliyorum. Fakat yine de kendimi asmak istiyorum.
Etli ve renkli yzn, kana batm ameliyat gmleinin yakas zerinden, hiddetle boarcasna skyordu :
Bu ii tam yirmi yldr yapyorum. Ne vakit birisini ellerim arasnda kaybedecek olsam hep byle kendimi
asmak isterim. Aptallk olduunu biliyorum, amma! ve Kern'e dnd: u ceketimin sol cebinden bir sigara
alp azma yerletiriverin. Evet, kk hanm, sizin de ne dndnz biliyorum. Hah byle ite. imdi
de kibrit isterim. Ben ykanmaa gidiyorum.
Lastik eldivenlerine, btn kabahat onlarmm gibi baktktan sonra isteksiz admlarla banyo odasna doru
yrd.
ly, yata ile beraber koridora kardlar ve asl odasna gtrdler. Koridorda, ameliyat yeri yaplan
byk odada yatp kalkan birka kii durmaktayd. Boynu, bir hindininkine benzeyen zayf bir kadn : Bir
klinie kaldrlamaz myd? diye sordu.
Marill : Hayr, dedi. Kabil olsayd yaplrd.
Demek imdi btn gece burada kalacak. Bir l ile yan-yanayken insann gzne uyku girer mi?
Marill : O halde siz de uyumazsnz, hanm nine. cevabn verdi.
Kadn : Ben hanm nine deilim, diye feryad bast.
Allah iin mal meydanda.
Kadn, Marill'e doru, kt kt bakt : Peki oday kim temizleyecek? Bu koku. dnyada kmaz. u
karki on numarada da bu i pekl olurdu.
91
Marill, Ruth'a dnerek: Gryorsun ya? dedi. Bu kadn ld. O ocua gerekliydi; belki kocasna da,
fakat u dardaki ksr kar yayor. Hatt herkesi kzdrmak iin daha pek ok yllar hayatta kalacak. te
halledemediimiz bir muamma daha.
Ruth, dalgn bir tavrla : Ktler daha sert oluyorlar, dedi. Daha fazla dayanyorlar.
Marill, gen kza bakt : Byle eyleri nereden biliyorsunuz?
imdi byle eyleri renmek pek kolay.
Marill, hi cevap vermedi. Gen kza, sadece bakt. Hekimlerin ikisi de geldiler. Kafas dazlak olan :
ocuk, otelci kadnn yannda, dedi. Biraz sonra alp gtrrler. Ben imdi telefon ederim. Kadn tanr
mydnz?
Marill, ban iki yana sallad. Birka gn nce gelmiti. Kendisiyle sadece bir defa konumutum.
Belki de evrak vardr. Eer byle ise onlar da beraber teslim etmek gerekir.
Br bakaym.
Hekimler gitti. Marill, lnn bavulunu kartrd. Bavulda sadece ocuk teberisi vard; bunlarn arasnda
mavi -bir elbise, birka para amar ve renkli bir ocuk ngra gze arpyordu. Marill, btn bunlar yine
bavula koydu : Btn bunlarn da birdenbire lvermeleri ne tuhaf!
Kadnn el antasnda bir pasaportla, der nehri kysndaki Frankfurt ehri polisince verilmi bir
ihbarname pusulas vard. Marill, bu pusulay a doru tuttu : Katharina Hirschfeld, Mnster'li
Birkmann'dan olma, doum tarihi 17 Mart 1901.
Marill, ayaa kalkarak lye, bu kumral sal bu sert ve ensiz VVestfal ehresine bakt ve : Hirschfeld'in
kars Katharina Birkmann! dedi.
Marill, lnn pasaportuna yine bakt. Daha yl geerli, diye mrldand. Tam yl, bu yl
bakas kullansn. Gmmek iin sadece bir ihbarname de yetiir.
Ktlar, cebine yerletirerek Kerne: Bu ii ben yoluna koyarm, dedi. Bir de mum bulmal. Bilmiyorum
neye?.. Fakat lnn yannda bir mddet insan kalmas gerekir. Geri hibir ie yaramaz amma, bir para
yannda kalmal yine de.
92
Ruth: Ben kalyorum, cevabn verdi.
Kern: Ben de, dedi.
l, ben sonra yine gelir, sizi iten kurtarrm.
Ay, daha berraklat. Etraf iyice kaplayan bu usuz bucaksz ve lcivert gece, toprak ve iek kokular
iinde ta odaya kadar sokuluyordu.
Kern ve Ruth, camn nndeydiler. Olana, sanki ok uzaklara gitmi te geri dnm gibi geliyordu.
Douran kadnn, ihtillar iinde kvranan ve durmadan kanayan vcudundan da feryatlarndan duyduu
dehet henz btn karanlyla iini kaplamaktayd. Kern, yanndaki gen kzn hafif soluunu duydu, ho
ve krpe azn grd. Ak bir felket halkasyla eviren bu karanlk srdan Ruth'un da pay olduunu an bir
duygu ile anlad. Gecenin de, ieklerin de, keskin toprak kokusunun, damlarn zerinden doru akseden bu
ho keman sesinin de hep bu srla ilgili olduklarn, arkasna dnecek olursa, mumlarn titrek -ndaki
solgun lm maskesinin kendisine nasl da srarla bakacan sezdi ve ona hararet veren, onu tirtir titreterek
hareketten baka derisinin altndaki u scakl daha iddetle hissetti.
Yabanc bir el, Kern'in elini ald ve yan bandaki gen ve dzgn omuzlara bakt.
VII
Marill otelin imento sval taraasnda oturmu elindeki gazeteyle yelpazeleniyordu. nnde birka kitap
vard : Gelsenize Kern! diye seslendi. Akam oluyor. Bu saatlarda hayvanlar yalnzlk arar, insanlar da
topluluk. kmet ne lemde
Kern : Daha bir haftas var, diye cevap verdi.
Marill : Hapiste olan iin bir hafta epeycedir. Hrriyetteki-ne de ok ksa gelir, diyerek nndeki kitab
at : Mltecilik insan alkan yapyor. Yama bakmadan ngilizce ve Franszca reniyorum.
Kern, ask bir suratla: Bazan bu mlteci kelimesine tahamml edemiyorum, dedi.
Marill, glyordu : Sama. Bilkis, evrenizle iftihar etmelisiniz. Dante mlteciydi. Schiller
memleketinden ayrlmak zo-
93
runda kalmt. Heine ve Victor Hugo da yle. Saylar, bu birka kiiden ok fazladr. u tepemizdeki
solgun aya baksanza, o da yeryznden hicret etmitir ve sonunda u bizim yeryz ana bile, gneten
hicret etmi deil mi? Gzlerini krptryordu : Bu hicret hadisesinin cereyan etmemi olmas ve bizim
yanmakta olan gaz tabakalar, ya da gne lekeleri eklinde bolukta dnp durmaklmz daha hayrl
olurdu. Siz, ayn fikirde deil misiniz?
Kern : Hayr, dedi.
Marill, elindeki gazete ile yine yelpazelendi: Biliyor musunuz, gazetede ne okudum?
Yamur yamad iin yahudilerin kabahatli tutulduunu.
Hayr.
Gerek bir insann, karnna bir mermi paras isabet ettikten sonradr ki, ancak mutlu olabileceini.
O da deil.
Byk bir hrsla para biriktirdikleri iin btn yahudilerin Bolevik olduklarn.
Fena deil. Devam edin bakalm.
Bir Cermen lejiyonerinin gayrimeru ocuu olan sa'nn Ariyen olduunu.
Marill, glyordu : Hayr, kefedemeyeceksiniz. Evlenme ilnlarn okudum. Bakn dinleyin : Beni mutlu
etmek isteyen sevimli ve cana yakn adam nerede? Asil karakterli, kibar tavrl, ok samim ve otelcilikte
byk ihtisaslar bulunan, gzel ve iyi, her eye kar sevgi besleyen bir matmazel, ayn ruh evsaf haiz ve
iyi mevkie sahip kalplerle tanmak istiyor.
Marill, ban gazeteden kaldrp bir bakt : 35 ile 40 arasnda 41 ya zaten hesap harici. Bu da bir fikir
deil mi? Ya da unu dinleyin : Ruhum, sana nerede rastlayacam? Fevkalde ne'eli bir tabiata malik, ayn
zamanda da bir Lady ev kadn olan ve gnlk yorgunluklardan hi sarslmam, ruh ve beden din, iyi yrekli
ve samimi bir arkadalk kurmak isteinde bir bayan, yeterince gelirli san'at ve spordan holanr ve ayn
zamanda sevimli bir delikanl olmasn beceren bir centilmen aryor. Nasl, mkemmel deil mi? Ya da unu
bir okuyalm : Yan hi te gstermeyen ellilik bir bay, iine kapank ve aln-
94
gan bir tabiatta. Hi kimsesi yoktur. Marill, bir durdu'. Hi kimsesiz, diye tekrarlad.
Elli yanda. u zavall ellilik pek te merhamete lyk.
Gazeteyi Kern'e doru uzatt: te azizim. ki sahife dolusu hep ayn eyler. Sadece bu gazetede her
hafta iki sahife tutuyor. u balklara bir gz atmanz yeter, hepsi de ruhtan, iyilik ve arkadalktan, ak ve
muhabbetten dem vuruyor. Cennetin ta kendisi, Siyaset lnde yeryz cenneti de diyebiliriz. nsana bir
canllk ve tazelik veriyorlar. Bu musibetli zamanlarda iyinin henz bulunabileceine baknca, insan yle bir
kendine geliyor.
Marill, gazeteleri yere att : Bunlarn arasnda yle balayan bir iln da pekl bulunabilir: Temiz vicdanl
ve duygulu bir toplanma kamp komutan...
Hi phe etmeyin. nsan zellikleriyle ne kadar fazla ba. baa kalrsa kendini o derece fazla iyi sanr.
u okuduunuz ilnlar da buna delildir. Marill srtyordu : An bir gven, krk-rne balam. Kuku ve
hogr medeni insann zellikleridir. Bu yzden de ban yeni yeni bellara sokar. Eski hikyedir.
nsanln en belirli vasflarndan biri.
Birden otelin hademeliini yapan ocuk grnd. Heyecanl,heyecanl : Bay Kern, dedi birisi sizinle
grmek istiyor. Polise falan da benzemiyor.
Kern abucak ayaa kalkt : Peki geliyorum.
Kern, bu perian klkl ihtiyar ilk bakta tanyamad. Bir fotoraf makinesinin mat cam arkasndan
baklnca, nce pek seilemeyen fakat sonra yava yava netleen ve ne olduu ortaya kan bir manzara
gryorum, sand ve rkm gibi : Baj ba! dedi.

Evet Ludvvig, benim.
htiyar adam, terini sildi ve hznle glmseyerek Hava da scak! dedi.
yle! Gel, baba seninle u piyanolu odaya gidelim, oras serindir.
Karlkl oturdular. Fakat Kern, hemen yerinden kalkt. ok ta skntlyd. Elinde limanota ile geri dnd
zaman ekingen bir tavrla: Baba, dedi Birbirimizi grmiyeli ok oldu.
_ 95
htiyar ba ile dorulad : Burada kalabilecek misin Ld-wig?
Sanmam. Sen de biliyorsun ya, pek iyi davranmyorlar. 14 gnlk ikamet msaadesi ve ayrca belki bir
ka gn daha. Fakat ondan sonra gitmek gerekiyor. .
Peki ondan sonra gizliden kalmak niyetinde misin?..
Hayr, baba. Burada zaten lzumundan fazla mlteci var. Ben byle olduunu bilmiyordum. Yine
Viyana'ya dnebilmee bakacam. Orada gze pek. arplmyor. yi amma, sen ne lemdesin.
Ben hasta idim, Ldvvig. Grip olmutum. Ancak daha birka gn nce iyiietim.
Kem, rahat bir nefes ald: Ya demek hasta idin? Peki ' imdi tamamyle iyilestin mi?
Evet, sen de gryorsun ya.
Peki baba, ne i yapyorsun?
Hi, bir yere kaplandk imdilik.
Kem glmseyerek: iyi korunacan muhakkak. dedi.
htiyar, yle acele ve tereddtle bakt ki, Kern, lfn szn ararak: Baba, iyi deil misin yoksa? diye
sordu.
yi de ne demek, Ldvvig? Bizler iin iyinin anlam ne olabilir ki? Bir parack bamz dinliyebilsek ne
mutlu? imdilik baz eyler yapmaa alyorum; defter tutuyorum. Pek ok bir ey getirmiyor, geri. Fakat
ne de olsa bir megaledir. Bir kmr maazasndaym.
Ne olursa olsun harikulade vallahi! Burada ne kazanyorsun?
Cep harlndan baka bir ey kazandm yok. Buna karlk yemek ve yatacak yerimi variyorlar.
Bu bile bir eydir. Baba, yarn ziyaretine geleyim mi?
Olur, olur! Ya da!.. Ben buraya gelebilirim.
Fakat sen ne diye koacakmsn? Ben gelirim. Dedim ya!
htiyar Kern yutkunuyordu : Ldvvig, ben buraya gelmeyi daha ok isterdim.
Kern, babasna hayretle bakt ve birdenbire her eyi anlad. Babas, Kern'e kapy aan iriyar kardan
skiniyordu. Delikanlnn kalbi bir an bir eki kadar kuvvetli vurularla cidarla-
96
nn dvd. Kern, babasn alp ileri atlmak, buralardan koa koa uzaklamak istedi. Mthi bir kargaalk
iinde anasn, Dres-den'i, Pazar gnleri leden evvel beraberce geirdikleri sakin. anlar hatrlad ve
sonra, kaderin sillesini yemi u adama, mthi bir alalma duygusu iinde oluna bakan babasna bakarak:
her ey bitti, mahvoldu, diye dnd. O vakit vcudundaki titreme gevedi ve yerini, sonsuz bir merhamete
brakt.
ekler beni iki defa snr d ettiler Ldvvig. Eer bir daha grnseydim, yine ele geecektim. Geri bu
ekler fena a-damlar deil amma, sonunda hepimizi de burada alkoymazlar ya! Hastalandm, durmadan
yamur yayordu. ki tarafl zatrreeye yakalanmtm. te bu kadn bana bakt. Yoksa oktan lp
gitmitim. Hem hi te fena kalpli deildir, Ldvvig.
Kern, sakin bir tavrla : Muhakkak yle, baba! dedi. Hem bir para da alabiliyorum ve becerebildiim
i kadar kazanyorum. Sakn yle zannetme, anlyor musun? Fakat artk sralarda uyumaa ve korku iinde
yaamaa tahammlm kalmad, Ldvvig.
Anlyorum, baba. htiyar, nne bakyordu.
Bazen, anan benden ayrlsayd, diye kafamdan geiriyorum. O vakit hi olmazsa yine Almanya'ya
dnebilirdi. Bunu ister misin?
Hayr, kendim iin deil, onun iin byle dnyorum.. Stn bu olup bitenler benim yzmden. Benim
nikhmda olmasa, memlekete pekl geri dnebilir. Gryorsun ya sulu benim, senin yannda da sulu
benim. Benim yzmden sen de vatansz kaldn.
Kern, pek sarslmt. u nnde duran adam, onun Dres-den'deki ne'eli ve canl babas deildi, artk.
Onun yakn olan bu adam, hali insana dokunan bu yalanm bu perian adam, yaamak gcn
kaybetmiti. Kendini kaptrd aknlk iinde, mrnde hi yapmad eyi yapmt. Kern, onu dar ve
kk omuzlarndan kavrad ve pt.
Siegmund Kern *. Anlyorsun deil mi, Ldvvig. diye mrldand.
Elbette, baba! Hem zaten ne oldu ki! Hi bir ey yok ki!
97
^basnn kemikleri km srtn eliyle hafif hafif okad ve /iyanonun stnde asl duran karl bir Tirol
manzarasna bakt:
Haydi, ben gidiyorum.
Peki.
Yalnz, u limonata parasn ben vereceim. Sana da bir kutu sigara getirdim. Artk bydn sen Ldvvig;
hem bydn hem de gl kuvvetli oldun.
Kem, evet diye dnd, sen de yalandn ve sarsak bir adam oldun. Ah, seni bu hale sokan u tok lgn
ve aptal suratl heriflerden birini urackta azn burnunu bir databsey-dim! Babasna : Sen de hi
bozulmamsn, dedi. Limonatann paras oktan verildi. imdi biraz para kazanyorum. Hem de bu paray
ne satarak kazandm bilsen? Bizim mallarla, senit> acbadem kremi ve Farr tuvalet suyu satyle.
Buradaki bir ecza deposunda bir stokunu buldum, oradan satn alyorum.
Siegmund Kern'in baklar biraz canland. Fakat hemen peinden, hznle glmsedi : Demek imdi
bunlarla kap kap dolayorsun. Beni affet, Ldvvig.
Kem, boazndan yukar doru kan bir eyi yutmak ister aibi bir hareket yapt : Yok canm. Hayatta
bundan daha iyi bir okul yok. Hayat ve insanlar aadan doru tanmak imkn var.
Beraberce ktlar. Babas: ok mitlisin sen, Ludvvid! dedi. Kern, aman yarabbi, buna mit diyor, diye
aklndan geirdi. Babas devam etti : Her ey yine yoluna girecek. Hep byle kalmayacak ya.
htiyar: Ldvvig. diye devam etti : Acaba yine ne zaman-hep beraber olacaz, anan ne vakit yine bizim
yanmzda olacak? Arkasna doru bir hareket yapt : O vakit her ey unutulacak, btn bunlar unuturuz,
yle deil mi?
(htiyar, bir ocuk kadar cana yakn ve usul konuuyordu; sesi, yorgun bir kuun cvltsn andryordu.
Zamann kendisini sulu bulmasn, dnmeden kabullenen ve sonradan kl krk yararcasna kafa patlatan
insann bir para yaknan ve mihanik sesiyle: Ben olmasaydm, tahsiline devam edebilirdin, dedi.
Kern : Fakat baba, sen olmasaydn ben de dnyada olmazdm, cevabn verdi.
98
Sa ol, Ldvvig. Sigaralar almyor musun? Baban deil miyim, bir ey getirmek istemitim sana.
Peki baba. Alyorum.
htiyar adam birden dudaklar titreyerek: Beni bsbtn unutma! dedi. Ben, iyi olmasn istemitim,
Ldvvig. htiyar, olunun adndan bir trl ayrlmak istemiyor gibiydi. Hep bu ismi tekrarlyordu. Eer
ilerle baa kamadmsa, Ldvvig.
Gcn yettii mddete bu ii yaptn.
Kern, ocuk ha, diye dnd. Acaba u ikimizden hangimiz daha fazla ocuk. Yokuu inmekte olan
babasnn arkasndan bakt. Kern, babasna mektup yazacan ve onu yine greceine sz vermiti. Fakat
bunu sylerken babasnn bir daha gre-miyeceini de biliyordu. Gzlerini, sonuna kadar at ve ihtiyar
grnmez oluncaya kadar arkasna bakt, sonra her ey bombo-lat.
Kern, dnd. Terasda Marill oturmu, dehet ve alay dolu bir yzle gazetesini okuyordu hl. Hznl bir
alayl sinirli sinirli glmsedi : 50 yanda ve kimsesiz. nsann anas babas lmeden kimsesiz kalnmazm
gibi!
Ruth Holland, gn sonra Viyana'ya gitti. Yannda kalabilecei bir kz arkadandan telgraf alm ve bu
frsat kar-myarak bir i bulup niversiteye devam aresini aramak istemiti.
Ruth, yola kaca akam Kernle beraber Kk Kara Domuz Yavrusu lokantasna gitti. O, ana kadar
her ikisi de halk mutfandan yemilerdi. Fakat Kern, bu son akam, bir bakalk yapmalarn teklif etmiti.
Kk Kara Domuz Yavrusu, hi te pahal olmamasna ramen yemekleri mkemmel, kk ve is kokulu
bir yerdi. Kern'e burasn Marill sylemiti. Marill, harfi harfine fiyatlar da bildirmi ve ann her yemekten
daha nefis yapt dana gulam bilhassa tavsiye etmiti. Kem parasn iyice hesap etmi ve gulatan sonra
stlk olarak bir de peynirli brek yiyebileceklerini grmt. Bir gn konuurlarken Ruth ona, peynirli brei
pek sevdiini sylemiti. Lokale gelince, pek te ho olmyan bir eyle karlatlar. Ge geldikleri iin gula
kalmamt. Kern, byk bir endie iinde yemek listesini gzden geirdi. Gulatan baka hemen her ey
pahalyd. Yanban-
- 99
/
da dikilen garson, can skc bir srarla durmadan sayp dkyordu : Salatal domuz kokleti, krmz biberli
tavuk, taze kaz cieri...
Kern, kaz cieri, diye fikrinden geirdi. Aptal herif bizi ka. run sand, galiba. Listeyi Ruth'a uzatarak :
Gula yerine ne istiyorsun? diye sordu. Eer Ruth kotlet smarlayacak olursa, peynirli brek yemee
parasnn yetecein hesap etmiti.
Ruth, listeye ksaca baktktan sonra : Patates salatal sucuk, dedi. Listede de bundan ucuzu yoktu.
Kern : mkn yok olmaz, dedi. Hi byle veda ziyafeti olur mu?
Ben bunu ok severim. Hem halk mutfann orbasndan sonra da pekl ziyafet saylr.
Domuz kotletli bir ziyafeti nasl buluyorsun?
Fazlaca pahal.
Kern : Bay garson, diye smarlad : ki domuz kotleti. Fakat byklerinden olsun.
Garson, yerinden hi kmldaman. Hepsi birbirinin ayndr, Cevabn verdi. Daha nce bir ey istemez
miydiniz? Mesel bir orba, ordvr veya paa gibi bir ey?
Ruth, Kern'in kendisine sormasna meydan brakmadan : Hayr, dedi.
Bir srahi de ucuz arap smarladlar. Garson Kern'in yarm kuron bile bahi veremiyeceini sezdii iin,
olduka k-msiyen tavrla yanlarndan ekildi.
Lokanta hemen hemen de botu. Kedeki bir masada yapayalnz bir adam oturuyordu. nnde bir
bardak bira bulunan bir monokl ve geni krmz yzl adam, Kern'le Ruth.tan hi gzn ayrmyordu.
Kern; Yazk ki yalnz deiliz, diyerek bu adam iarel etti.
Ruth: Evet, dedi. Bir mlteci olmad muhakak. Belki ds bir mltecinin tam tersi.
Oraya bakmayz, olur biter.
Fakat buna ramen Kern oraya bakt ve adamn durmadan kendisini szmee devam ettiini grerek,
kzgn kzgn sylendi: Bilmem ki, bizden ne istiyor! Gzn hi zerimizden ayrd yok.
100
Belki de bir Gestapo ajandr. Duyduuma gre burada vcr vcr casus kaynyormu.
unun yanna gidip te bizden ne istediini soraym m?
Ruth, ellerini korku ile Kern'in kollarna koydu: Hayr.
Kotletler gelmiti. Pek lezzetli ve ktr ktrdlar. Beraber de taze yeil salata vard. Fakat buna ramen ikisi
de umduklar kadar lezzetli bulmadlar... u karki adam yznden rahatlar kamt.
Kern: Bizim iin burada bulunmasna imkn yok, dedi buraya geleceimizi kimse bilmiyordu.
Ruth: Oras yle! cevabn verdi. Belki de rastlantya burada. Fakat bizi tetkit ettii meydanda.
Garson, tabaklar kaldrd. Kern, garsonun arkasndan ters ters bakt. Bu akamki yemekle Ruth'u biraz
ne'elendirmek istemiti, fakat u kardaki monokl herifin korkusu her eyi bozmutu. Kzgn bir tavrla
ayaa kalkt, bir eye -karar verdii belliydi. Gen kza: Bana bir saniyecik msaade, Ruth, dedi.
Gen kzn d kopmutu: Ne yapacaksn? diye sordu. Hayr, yanmda ayrlma.
Hayr, merak etme. Kardakine gidecek deilim. Bir defa lokantac ile konumak istiyorum sadece.
Kern. buraya gelirlerken her ihtimale kar yanna iki ufak ie parfm almt, ite u ielerden birini
imdi lokantacya verip yerine iki peynirli brek koparmaa alacakt. Geri ienin kymeti daha fazlayd
amma, ne nemi vard. u tatsz tuzsuz yedikleri kotletten sonra Ruth hi olmazsa sevdii bir st-
lkyemeliydi. Hatt kendisi iin de belki bir kahve koparabilirdi.
Kern, dar karak lokantacnn yanna gitti ve teklifini yapt. Herif bir anda kpkrmz kesilmiti: Demek
hesab takmak niyetindesin ha! Hem zkkmlan, hem de paralan verme. Yoo, aziz dostum, polisi hemen
karsnda bulacan unutma.
Kern, paray masann stne hiddetle brakarak: Yediimin parasn verebilirim, dedi.
Lokantac garsona. Say bakalm unlar, dedikten sonra Kern'e doru soludu: Klstr ieni cebine
sok. Hem ne istiyorsun Allahakna? Mteri misiniz, yoksa seyyar satc msnz?
101
Kern, hiddetie: u anda henz mteriyim, dedi. Ve siz bir...
Arkadan gelen bir ses: Bir saniye! dedi.
Kern, hzla arkasna dnd ve Monolklu yabanc ile karlat. Adam, Kern'e: Siz bir ey sorabilir miyim?
dedi. Bunu syledikten sonra tezghtan birka adm uzaklat. Kern de peinden gitti. Kalbi, birden yle gm
gm atyorduki. Adam, Alman mltecisisiniz, deil mi? diye sordu.
Kern gzlerini adamdan ayrmayarak: Size lzm m? dedi.
Adam, sakin bir tavrla: Hayr, dedi. Biraz nce ki konumanz duydum da. ieyi bana satar
msnz?
Kern, ii kavradn sand. Eer ieyi adama satarsa, msaadesiz ticaret suunu ilemi olacak ve
derhal tevkif edilerek snr dna karlacakt, adama: Hayr, dedi.
Neden?
Satacak malm yok. Ben ticaret yapmyorum ki.
O halde deielim. Siz ieyi bana verin ben de size, biraz nce lokantacnn kabul etmedii eyleri yani
brekle kahveyi vereyim.
Kern: Ne istediinizi bir trl anlyamyorum, dedi.
Adam, glmsyordu. Anlyorum, benden pheleniyorsunuz. Beni dinleyin Berlinliyim ve bir saate kadar
yine oraya dneceim. Siz Berline dnemezsiniz deil mi?
Kern. yle! dedi.
Adam, Kern'e bakt: te yanmaza gelmenin sebebi. Bu yzden size kk bir yardmda bulunmak
istemitim. Geen savata bir ble kumanda etmitim. En iyi askerlerden birisi bir yahudi idi. Nasl, u
kk ieyi artk bana verecek misiniz?
Kern, akn akn geri dnd ve gen kza:
Ruth dedi. Ya Noaldeylz, ya da ben aklam kaybettim.
Hemen peinden de garson grnd. inde, kahve ve gm bir tabaa konmu sra pasta bulunan bir
tepsi getirmiti.
Ruth. hayretle sordu: Bunlar da ne?
Bunlar, Ker'in Farr parfmlerinin mucuzesi.
Kern'in yz parlyordu. Kahveleri koydu: ok sevdiimiz pastalardan birer tane almaa ikimizin de hakk
vard. Sen hangisini istersin?
102
Bir peynirli brek.
ite sana bir peynirli brek, ben de bif arap ba alyorum.
Garson, Geri kalanlar paketedeyim mi? diye sordu.
Hangi geri kalanlar? Anlayamadm.
Garson, elini pastalarn zerinde dolatrd: Bunlarn hepsi de size smarland.
Kem, hayretle garsona bakt! Hepsi bizim iin mi? Peki ya... evet bu Bay gelmeyecek mi?
O oktan gitti. Hepsinin de hesabn grd. O halde...
Kern, acele acele: Dur! dedi. Hay Allah iyiliini versin senin. Ruth bir kremal istemez misin? Ya da bir
domuz kula, veya bir baka pasta? Ve kzn taban doldurduu gibi kendi nne de birka pasta ald,
rahat bir nefes alarak: Hay yle, dedi. Geri kalanlar da iki paket yapn. Bir tanesini sen yanna alrsn!
Ruth bir defack olsun sana bir eyler yapabilmek ne gzel... Ne gzel!..
Garson: ampanyanz soutuldu, cevabn vererek, gm ampanya kovasna uzand.
Kern, glyordu: ampanya m dediniz? Ho aka yapmasn biliyorsunuz.
aka falan deil.
Garson, kapy iaret ediyordu. Kapnn aznda, iinden bir ampanya iesi taan buz dolu bir kova ile
bizzat lokanta sahibi duruyordu. Lokantac yaklat ve tatl tatl srtt: Sakn yanl anlamayn. Biraz nce
sizinle aka etmek istemitim, sadece.
Kern, gzlerini ardna kadar aarak sandalyesine yasland. Garson da ban sallyordu: Hepsinin de
hesab grld.
Kern: Rya gryorum, diyerek, eliyle gzlerini ovalad. Hi imdiye kadar ampanya itin mi, Ruth?
Hayr .imdiye kadar yalnz filmlerde grmtm.
Kern, yava yava kendini toplamt. Azametle: Bay lokantac! dedi. Size yaptm dei toku
teklifinin ne kadar da lehinizde olduunu grdnz. Dnyaca tannm bir ie Kern Farr esansna karlk
sadece iki parack peynirli brek. Oysa, bundan anlyanlarn neler verdiini ite gzlerimizle gryorsunuz!
103
Lokantac aklamak ister gibi: nsan her eyi bilemez ki! dedi. Ben daha ok ikiden anlyorum.
Kern: Ruth! dedi. Bugnden sonra mucizeye inanyorum. Eer u anda, gagasnda be yllk iki
pasaport veya mrmz olduka kullanabileceimiz alma msaadesi tayan bir beyaz gvercin
pencereden girerse, beni hi te hayrette brakmayacak.
ampanyay sonuna kadar itiler. Eer ienin dibinde bir damlack bile brakacak olurlarsa pek byk bir
gnah iliyecek-lermi gibi geliyordu. Geri ampanyann lezzetinden pek fazla bir ey anlamamlard
amma, itike ne'eleri artt ve sonunda da kafalar bir para dumanland.
Kalktlar, Kern, pasta paketlerini alrken, kotletlerin parasn vermek istedi. Fakat garson kabul etmedi:
Btn hesabnz grld.
Kern, tkanr gibi bir sesle: Ruth, dedi hayat bizi ayor. Eer byle bir gn daha yasyacak olursam,
tamamyle romantik olup kacam.
Lokantac onlar durdurdu: u parfmnzden biraz daha var myd acaba? Karma almak istiyordum
da.
Kern, hemen ayld: Tesadfen bir tanem daha var. Son ie, hem de! teki ieyi cebinden kard:
Fakat ne yazk ki deminki kadar nefis deil. Ne yapaym, frsat kardnz. Yirmi kurona brakrm bunu.
Bir an durduktan sonra ilve etti. O da sizin hatrnz iin.
Lokantac sr'atle bir hesap etti. Demin ampanya ve pastalarn hesabn yaparken svari yzbasndan
30 kuran fazla almt. ieyi alrsa bu fazla krdan daha 10 kuronu kalacakt. Buna ramen: 15 kuron
veririm, diye pazarla giriti.
Kern, ieyi yine cebine sokacakm gibi, bir hareket yapt: Yirmi kurondan santim aa olmaz. Haydi
yle olsun.
Lokantac, cebinden krm bir kt para kard. Yaman Barbarasna, bu ienin 50 kuron ettiini
sylemee karar vermiti. Bylece kadnn haftalardan beri tutturduu 48 kuron-luk bir apkay da
savuturmu olurdu. ki defa krl bir i yapacakt.
104
Kern ve Ruth otele dndler ve Ruth'un valizini alarak istasyona gittiler.
Ruth sessizlemiti. Kern: Mahzunlama, yle, dedi. Yaknda ben de arkandan gelirim. En ok bir
haftada buray terketmeliyim. Byle olacan biliyorum. Benim de Viyana'ya gelmemi ister misin?
Evet gel. Fakat iine uygun gelirse ancak.
Peki, ne diye, gel demiyorsun, sadece?
Gen kz, suunu bilir bir tavrla delikanlya bakt: Baka bir diyecein yok mu?
Bilmiyorum, biraz fazlaca ekingenlik geldi de bana.
Gen kz birdenbire mahzunlamt: Evet cevabn verdi. Biraz daha fazla ekinmek, doru.
Kern: Mahzun olma yle, dedi. Fakat nce ne kadar ne'-eliydin.
Gen kz, Kern'e perian bir tavrla bakt: Benim szlerime aldrma. Baz baz kafamn ii yle
karmakark oluyor ki. Belki de araptan. Haydi, sen de bunu byle kabul et. Gel, daha birka dakika
vaktimiz var.
Barakalarn bulunduu yerdeki bir srann stne oturdular. Kern, kolunu kzn omuzlarna koydu: Ne'eli
olmaa bak, Ruth! Baka trl iin iinden kamayz. Geri pek aptalca bir sz amma, bize gre hi te
byle deil. Bu bir lokmack ne'-emiz bize yle gerekli ki. Bilhassa bizler iin.
Ruth, gzlerini yerden ayrmyordu: Ne'eli olmay ben de istiyorum Ludvvig. Fakat ben ok arm. Oysa
hafiflemeyi ben de isterdim, her eyin iyi olmasn ben de arzu ediyorum. Ne yapaym, fazla beceriksiz ve
arm.
Bu szler, gen kzn azndan fkeli fkeli kmt. Kern, birden Ruth'un yznn, gzyalar iinde
kaldn grd. Ruth, hiddetli ve perian, fakat sessiz sessiz alamaktayd. Kern'e: Neden aladm
bilmiyorum, dedi. Hele u anda alamak iin hemen de hibir sebep yok. Fakat belki de ite bunun iin.
yle bakma. Bana bakma.
Kern: Olmaz! cevabn verdi.
Ruth, yzn ne edi ve ellerini delikanlnn omuzlarna koydu. Kern, gen kz kendine doru ekti ve
Ruth, onu kendin.
105
den uzaklatrmak iin itiyormu gibi bir halde, gzleri smsk kapal ve ta gibi olmu bir azla, deta
vahi bir fke iinde pt.
Ruth, biraz sakinlemiti: Ah! dedi, Sanki ne biliyorsun? ve ba, Kem'in omuzlarna dt. Gzleri
hep kapalyd: Ne biliyorsun ki! ve az yava yava gevedi, dudaklar bir yemi kadar yumuaklat.
Yollarna devam ettiler. stasyonda Kem bir ara ortadan kayboldu ve bir demet gl ile tekrar yine kt. Bu
ii yaparken de, monolkl adam ve Kk Kara Domuz Yavrusu lokantas sahibini hayrla anma
unutmad.
Delikanl gllerle dnd zaman Ruth pek ard. Kpkr-z oldu ve yznden btn keder siliniverdi.
iekler ve gller dedi yolculua km tpk bir film yldznkine benziyor.
Kern de byk bir gururla u szleri syledi: Yolculua fevkalde baarlar kazanm bir i adamnn
kars gibi, kyorsun.
Fakat Ludvvig, i adamlar iek falan hediye etmezler ki.
Yok yok! Gen nesi! bu ie yine balad.
Kern, gen kzn valizini ve pasta paketini vagondaki file torbaya brakt. Delikanl inerken gen kz da
beraber geldi ve istasyonda, Kem'in ban elleri arasna ald, cidd bir tavrla yzne bakt: Burada
bulunduuna iyi ettin!
Delikanly pt: Haydi artk git. Ben trene binerken sen buradan uzakla. Yine alamak istemiyorum...
Yoksa beni hep byle sanacaksn. Haydi git...
Kerr duruyordu: Ben vedalamaktan korkmam. dedi. imdiye kadar pek ok kii ile vedalatm. Hem
bizimki veda falal deil ki.
Tren hareket etti. Ruth elini sallyordu. Kern, tren gzden kayboluncaya kadar yerinden hi kmldamad ve
sonra geri dnd. Btn ehir lyoru gibi bir duygu vard iinde.
Otelin giri yerinde Rabe'ye rastlad: yi akalar! diyerek cebinden sigara kutusunu kard ve ikra etti.
Rabe geri geri ekildi ve bir darbeden kamak istiyor gibi kolunu kaldrd. Kern, ona hayretle bakt. Rabe,
fevkalde mtereddit bir tavrla: Affedersiniz, dedi, bu yle irade d bir hareket ki! ve sigaray ald.
106
Steiner, on drt gnden beri Yeil Aa lokantasnda garsondu. Gece epeyce ilerlemiti. ki saatten beri
lokantac u-yukluyordu. Ancak birka mteri daha kalmt.
Steiner, kepenkleri indirerek bard: Paydos!
Hyar suratl bir marangoz ustas olan bir mteri: Brak be Johann! dedi., bir tane daha ekelim.
Steiner: Peki diye karlk verdi. Barak m istiyorsun?
Hayr, Macar ikisi yeter. Hele iyisinden olmak artyle bir de erik raksn deneyelim!
Steiner ieleri ve kadehleri getirmiti. Marangoz: Sende bir tane i! dedi.
Bugn istemem. Ya azma hi koymam, ya da szncaya kadar ierim.
Marangoz, hyara benziyen suratn outurdu: O halde szncaya kadar iin! Ben de szacam. Dn
be birader, -nc ocuum da kz oldu. Bu sabah ebe geldi ve: tebrik ederim, Bay Blan, dedi, turp gibi
salam bir nc kznz oldu. Oysa ben, artk bu defa muhakkak olan doacak diye dnyordum.
Dn be birader, tanesi de kz, tek bir halef bile brakmayacam, arkamda. nsann zihnine fenalk
geliyor, vallahi. Sen syle Johann, insann zihni durmaz m? Sen de insansn, halden anlaman gerekir!
Steiner: Hem de nasl! dedi. Byk kadehlerle ielim m?
Marangoz yumruunu masaya indirdi: Hay Allah msta-hakm versin. yle ya, mkemmel fikir. Tabi
byk kadehler-; le!
Byk kadehleri aldlar ve bir saat durmadan itiler. Marangoz, artk her eyi birbirine kartryor ve kars
kz dourduu iin bir sr yaknyordu; paralar glkle sayd ve arkadalaryle birlikte, kp gitti.
Steiner, etraf toplad. Kadehi yine azna kadar eftali suyu ile doldurup sonuna kadar iti. Ba
dnyordu. Masaya oturdu ve halini dnd. Sonra yine ayaa kalkp odasna gitti. Eyalarnn arasndan
karsnn fotorafn ekip kard ve uzun uzun bakt. imdiye kadar ondan hibir haber alamamt. Kendisi
de ona hi yazmamt; zira kadna gelen btn mektuplarn
107
kontrol edildiini tahmin ediyordu. Kadnn, kendisinden resmen ayrldn sanyordu.
Lanet olsun! diyerek ayaa kalkt: Belki de o, oktan bir bakasyle yayor, beni unutmutur bile! Bir
hamlede fotoraf paralad ve yere att: Ben de kaym. Yoksa fenalaa-cam. Hem de artk Steiner
falan deilim ki! Johann Huber'im ben. Yapayalnz yaayan bir adamm. Tamam.
Bir daha itikten sonra kalkt ve caddeye kt. Ring civarna geldii zaman bir gen kz lf att: Benimle
gelsene, cicim!
Peki.
Yanyana yrdler. Kz Steiner'i yandan dikkatli dikkatli szyordu. Bir defa bile suratma bakmadn,
hl.
Steiner hi bakmadan: Yok canm! dedi.
Hi sanmyorum. Peki houna gidiyor muyum?
Evet, hem de pek ok.
Hi te zor beenir deilsin.
Steiner: Evet, dedi, yleyimdir.
Kz, Steiner'in koluna girdi: Cicim, ne kadar vereceksin?
Bilmem. Sen ne istersen?
Btn gece mi kalacaksn?
Hayr.
Yirmi iline ne dersin?
On ilinden fazla vermem. Fazla kazanamyorum k, bir garsonum.
Hi te garsona benzeiyorsun.
Devlet reisine hi benzemedikleri halde o makamda oturan insanlar da vardr.
Kz gld: Neeli adamsn. Ben ne'eli insanlardan holanrm. Haydi yle olsun. 10 iline raz oldum
gitti. Odam da pek gzeldir. Hele bir bak, seni nasl da mutlu edeceim.
Steiner: Ya? dedi.
Krmz kadife denmi oda, Nipun heykelleri, masalarn stlerine yayl kk seccadeler ve
sandalyelerle dzenmiti. Minderin stnde bir sr oyuncak ay, karnaval bebekleri ve bez maymunlar
dizilmiti. Minderin zerinde de, akn bakl ve muhteem kaytan bykl bir baavuun agrandisman
aslyd.
108
Steiner: Kocann resmi mi? diye sordu.
Hayr, bizim patron karnn lm kocas.
Baavutan kurtulduu iin kadn herhalde memnundur.
Gen kz: Bir eyden anlamyorsun. diye blzunu zd. Hal arkasndan alar durur. Biliyor musun,
bu baavu pek yaman bir adamm?
O halde adamn resmini ne diye buraya asyor?
Kendi odasnda daha byk ve renklisi var da. Ha sakn yanl anlama, yalnz niforma ksm renkli. Gel,
arkamdaki u engeli aver.
Steiner, ellerinin dipdiri omuzlara temas ettiini duydu. Bunu hi te ummamt. Orospularn daima fazla
prsk ve km olduklarn askerlikte renmiti.
Gen kz, blzunu mindere frlatt. Memeleri de dipdiri ve gergindi. Kuvvetli omuzlara ve gzel boynuna
yakyorlard. Stei-ner'e Cicim otursana! dedi Rahatna bak. Garsonlarn ve bizlerin bacaklar daima
yorgundur.
Kz, etekliini syryordu.
Steiner: Vay anasn, dedi. Sen gzelmisin be!
Kz, etekliini zenle katlyordu. Daha nce bakalar da byle sylemiti. Eer bundan rahatsz
olmuyorsan...
Bilakis, fazlasyle rahatsz ediyor.
Kz, yle bir yarm dnd: akadan holanyorsun. Yaman herifsin?
Steiner kza bakyordu.
Kz: Ne bakyorsun yle? dedi. nsann senden korkaca geliyor. Aman yarabbi, bir katil gibi
bakyorsun. Yoksa oktan kadn yz grmedin mi?
Steiner: Adn ne senin? diye sordu.
Sylesem glersin: Elvira. Anam yle istemi. Kadncazn gz hep ykseklerdeydi. Haydi gel artk
yataa girelim.
Steiner: Hayr dedi, dur bakalm, nce bir ey ielim.
Kz, acele acele sordu: Paran var m?
Steiner bayla dorulad. Elvira plakt. Fakat hi aldrmadan kapya giderek seslesdi: Bayan
Poschniga. ecek bir ey getir bize.
Patron kadn kapnn arkasndan ieriyi dinliyermu gibi
109
abucak grnd. Vcuduna smsk yapm siyah kadife elbiseler giymi yusyuvarlak bir kadnd;
krmz yanaklar ve parl parl yanan fndk gibi gzleri, tuhaf bir hali vard. Hizmete hazr bir tavrla: yle
bir ampanyamz var ki, dedi, tpk eker!
Steiner, kadnn yzne bakmadan: Kuvvetli bir iki isterim, dedi. Erik veya kiraz raks, ya da Enzian
olsun, hepsf bir bence!
ki kadn birbirlerine baktlar:
Elvira: Kiraz raks dedi, u st taraftaki iyisinden olsun. Fiyat 10 ilin, cicim.
Steiner, parasn uzatrken sordu: Bu nefis cildi nereden buldun?
Elvira, adamn nnde yle bir dnd: Nasl hi sivilce falan yok deil mi? Bylesini yalnz kzl sallar
da bulabilirsin.
Oras yle! dedi: Salarnn kzl olduunu grmemitim de.
Elvira: apka engel olmutur, canm diyerek patron karnn-elinden ieyi ald. Bizimle beraber bir tane
de siz ier misiniz bayan Poschnigg?
Kadn: Eer msaade buyurulursa diyerek yanlarna kt. Ahlaya oflaya devam etti: Pek te iyi
yapyorsunuz Matmazel Elvira. Biz dullar byle yapayalnz yayoruz da ne oluyor?
Zavall dul kadn, bardan bir yudumda dikti ve hemen yenisini doldurdu: Cici baymn erefine.
Kadn yerinden doruldu ve Steiner'e kokete bir bakarak: 'Pek ok teekkr. Haydi bakaym, gzel vakit
geirin.
Elvira: Cicim dedi, patronun houna gittin.
Steiner: Sen bana su bardan versene. dedi. Uzatlan barda ald ve azna kadar doldurduktan
sonra bir yudumda hepsini iti.
Elvira, kayguyla bakyordu: Aman yarabbi! dedi, Ah cicim. Sakn bir ey krp dkeyim deme! Hep
pahal eylerdir anladn m? Sonra tuzluya oturur sana.
Steiner: Gel yle yanma otur, dedi.
Dar ksak daha iyi olacak. Prater'e ya da ormana giderdik.
Steiner, ban kaldrd. tii kiraz raks beynine vurmu-
110
tu; alnnn arkasndaki yumuak bir eki gzlerine doru hafif darbeler indiriyordu sanki Orman m
dedin? diye sordu.
Tabi, yazda deil miyiz? Ormana, ya da bir buday tarlasna gireriz.
Buday tarlas m? Yazda myz? Buday tarlas da nereden aklna geldi?
Elvira, tasal bir tavrla acele acele sylendi: te yle aklma geldii gibidir. nk cicim, tam yazdayz
da! Bilmiyor musun sen, bu mevsimde buday tarlasna gidilir?
Haydi, ieyi saklayp durma. Odan krp geirmem meraklanma. Yazdan ve buday tarlasndan
bahsediyordun, deit mi?
Elbette yazn byle ey olur cicim, k souk olur da!
Steiner, bardan azna kadar doldurdu: Hay Allah cezan versin, nasl da korkuyorsun...
Btn kzl sallar byle korkarlar, cicim. Steiner'in kafasndaki ekiler daha obuk inip kalkmaa
baladlar. Oda, dnyordu. Kelimeleri glkle syliyerek: Bir buday tarlas!.. dedi ve geceleyin esen
rzgr.
Haydi canmn ii yataa gel, soyunsana.
Pencereyi a...
Pencere ak ya, cicim. Haydi gelde seni mutlu edeyim.
Steiner, iti ve gzlerini masaya dikerek sordu:
Hi mutlu oldun mu?
Tabi ya... Hem sk sk.
Ooof... Tutu eneni artk. I da sndr.
nce sen soyun...
I sndr, diyorum sana.
Elvire, sz dinledi ve oda kapkaranlk oldu: Haydi cicim, gel yataa.
Hayr, yataa gelmiyeceim. Yatak baka sey. Hay Allah cezan versin be.
Steiner, elleri titriyerek, kiraz raksn bardana doldurdu. Ba zonkluyordu. Gen kz ayaktayd,
pencerenin nne gelerek bir saniye durdu ve darya yle bir bakt. Odann loluu iinde esmerieen
omuzlarna, sokak fenerlerinin soluk t vuruyordu ve bann arkasndan sonsuz bir gece uzanyordu.
111
Steiner, ksk bir sesle: Buraya gel! dedi.
Gen kz dnd. Yumuak ve sessiz admlarla ona doru geldi. Elvira, bir buday tarlas kadar olgun,
karanlk ve bilin, mezle dolu olarak, bir tek ve binlerce kadnn kokusu ve teni yanna geliyordu. Steiner:
Mari! diye mrldand.
Elvira, cilveli cilveli t iinden sarslarak gld: Fazla sarho olduun belli, benim adm Elvira deil mi,
cicim?
VIII
Kem, ikamet msaadesini daha be gn uzattrabiidi. Fakat, sonra snr dna karlmasna karar verildi.
Eline bir de bedava seyahat bileti vermilerdi. Bylece snra kadar yrmekten kurtuldu.
ek gmrk memuru: Ktlarnz yok mu? diye sordu.
Evet yok.
eride bekleyin. Bekleyin birka kii daha var. iki saat sonra tam vakittir.
Kem, gmrk kulbesine girdi. eride, suratnda hi kan kalmam bir adamla bir kadn ve ihtiyar bir
yahudi vard.
Kem: yi akamlar! dedi.
tekiler, bir eyler mrldandlar.
Kem, valizini yere brakarak, oturdu. ok yorgundu gzleri kapanyordu. imdi kaca yolun bir trl bitip
tkenmeyeceini bildii iindir ki, uyumaa alyordu.
Yzndeki btn kan ekilmi adamn: teye geince ilerin nasl da dzeleceini greceksin, Anna!
dediini, duydu.
Kadn, hi cevap vermedi.
Adam: Muhakkak teye geeceiz, diye tekrar sze balad: Hi kukum yok bundan. Hem bizi ne
diye brakmyacak-larm ki?
Kadn: nk bizi istemiyorlar da ondan, cevabn verdi.
Fakat biz de insan deil miyiz?
Kem, zavall lgn diye dnd ve adamn anlalmaz
112
baz szler daha mrldandn duydu; daha sonra da uyuya kald.
Kem, onlar snrn tesine brakacak gmrk memuru geldii srada uyand. Tarlalardan getiler ve
nlerindeki karanlkta, kocaman siyah bir blok halinde uzanan sk aalkl bir ormana geldiler.
Gmrk memuru daha ileri gitmedi: Bu patikay izleyiniz ve sadan gidiniz. Caddeye knca yine sola.
Haydi bakalm yolunuz ak olsun.
ek gmrk memuru gecenin iinde kayboldu. Drd de, kararsz bir haldeydiler. Kadn: imdi ne
yapacaz? diye sordu. Yolu bilen var m?
Kern: Ben nden gideceim, dedi. Bir yl nce bir daha gelmitim de...
Karanlkta el yordamiyle yryorlard. Ay, daha kmamt. Az sonra ormana vardlar ve onun sonsuz
soluu iinde kayboldular.
Uzun zaman yol aldlar. Kern, tekilerin peinden geldiklerini iitiyordu. Birdenbire nlerinde elektrik
lmbalar parldad ve kaba bir ses bard: Durun kmldanmayn!
Kern, yana doru srad. Karanln iinde uar gibi kouyordu. Aalara arpt. Brtlenler arasnda
de kalka yol ald ve valizini buraya frlatt. Arkasndan koumalar duydu. Dnd ve kadn grd.
Saklanmaa bakn! Ben, u aaca trmanyorum.
Ah kocam kocam.
Kern, hzla bir aaca trmand. Bir dala tutundu. Altndaki yumuack yapraklarn hlts duyuluyordu.
Aada, hi kmldanmadan duran kadn geri karanlk yznden gremiyordu, fakat byle olduunu
hissediyordu.
Uzaklardan, bir eyler syleyip duran ihtiyar yahudinin sesi geliyordu.
Kaba bir ses: Haydi samalama, cevabn verdi pasaportsuz gemek hi olur mu?
Kem kulak kabartt ve biraz sonra, teki adamn da usul sesle jandarmaya bir eyler sylediini duydu.
Demek her ikisi de ele gemitiler. Tam bu srada aada hltlar oldu. Ka-
113
din, bir eyler mrldanarak uzaklat.
Bir sre her ey sakin kald. Fakat sonra, el fenerlerinin yapraklar arasnda dolamaa balad.
Yaklaan adm sesleri duyuldu- Kern aacn gvdesine deta yapmt. Alttaki sk yapraklar grlmesini
nlyordu. Fakat birden, kadnn sert ve kendini tutamyan bir sesle: Buralarda olmal, evet burada bir
aaca trmand, dediini duydu.
Ik, yukarlar tarad ve kaba bir ses: Haydi aa diye bard, yoksa ate edeceiz.
Kern, bir an dnd ve saklanmann bouna olacan anl-yarak aatan indi. Eletrik fenerlerinin keskin
klaryle karland; Pasaport!
pasaportum olsayd aacn tepesinde ne iim vard?
Kern. onu ele veren kadna bakt. Kadn, kendinden gemi bir haldeydi. Islk alar gibi bir sesle Kern'e
doru bard: Nasl hounuza gider miydi? Siz kap kurtulun biz burada kalakalalm. Hepimiz de beraber
kalacaz, evet hepimiz de.
jandarma: enenizi ksn! diye homurdand. Bir araya gelin bakaym. Lmbasn onlarn zerinde
dolatrd: Sizi imdi hapishaneye gtrmemiz gerekirdi, bunu siz de pek iyi bilirsiniz. zinsiz snr gemek
suunu ilediniz! Fakat ne diye bir de kr boaznz doyuracakmz. Haydi bakalm, ekoslovakya'ya geri
mar. unu iyi bilin: Bir daha dnerseniz ate aacaz.
Kern, brtlenlerin arasna att valizini arad, ve sonra drd de, muntazam admlarla, tek sz
konumadan geri dndler. Elektrik fenerli jandarmalar pelerinden geliyordu. Kendilerini yakalyan
insanlarn suratlarn bile tammyorllard. Sadece lambalar yuvarlak klarn grmlerdi. Evet onlar
yakalyan ve geriye kovan ey sadece sesler ve k olmutu. Iklarn yuvarlak halkalar duraklad. Kaba
ses: u ynde ileri mar! emrini verdi; Kim yine dnerse kurunu beynine yer.
Drd de, k halkalar aalarn ardnda grnmez oluncaya kadar yollarna devam ettiler.
Gem, onu ele veren kadnn kocasnn usul sesle: Affedersiniz! diye kendisine seslendiini duydu.
Karm ok heyecanlyd da... Kusura bakmayn. Yapt bu hareketten dola-
114
yi u anda o da pimandr, muhakkak.
Kern, hi arkasna bakmadan: Bana gre hava ho, dedi.
Adam fsldar gibi konuuyordu: Anlyorsunuz deil mi? diyordu. Korkusundan bunu yapt, evet korku
ile...
Kern arkasna dnd: Ben halden anlarm, fakat affetmek biraz fazla olur. Daha iyisi unutalm.
Kern, olduu yerde kald. Ormann aklk bir yerine gelmilerdi. tekiler de ayn anda durdular. Kern
valizini bann altna koyarak otlara uzand. tekiler, aralarnda fsldayorlar-d. Sonra da, kadnn bir adm
att grld. Kocas:
Anna, dedi.
Kadn, Kern'in nne gelmiti. Keskin bir ifade ile: Hangi yoldan geri dnebileceimizi gstermek ister
misiniz? diye sordu.
Kern: Hayr, cevabn verdi.
Kadn: Seni serseri seni, diye bard. Bunlar hep senin yznden bamza geldi.
Kocas: Anna! diye seslendi.
Kern: Brakn sylesin, dedi. iini dknce insan ferahlar.
Kadn feryad bast: Ayaa kalkn diyorum size.
Ben burada kalacam, siz de ne isterseniz yapn. Ormann arkasndaki yolun solundan dosdoru gidince
ek gmrk me-murlaryle karlarsnz.
Kadn hl barp duruyordu: Seni yahudi bozuntusu seni.
Kern, glyordu: Bir bu eksikti
Adam ar giden karsnn kulana bir eyler fsldayarak oradan uzaklamaa alyordu.
Kadn: O muhakkak geri dnecek diye hkryordu. Evet, bunu ok iyi biliyorum, o muhakkak geri
dnecek ve teye geecek. Bize de... Hem buna mecbur da.
Adam, karsn yava yava ormana doru gtrd. Kern, bir sigara kard. Tam bu srada .yerden biten
bir ecinni gibi, birka metre tesinde bir karaltnn peyda olduunu grd. Bur kendi gibi yere uzanm olan
ihtiyar Yahudi idi. Yerinden dorulmu, ban iki yana sallyordu: Ah bu kan...
Kern, hibir cevap vermedi ve sigarasn yakt.
115
htiyar, bir sre sonra tatl bir sesle sordu:
Geceyi burada m geirelim? e kadar. Sonra tam vakittir. Zira u srada daha hl kollarlar.
Kimsenin dnmediini grnce de yorulurlar.
htiyar yahudi sakin sakin: O halde bekliyeceiz. dedi.
Kern: Oraya varmak iin daha epey yolumuz var, cevabn verdi. Galiba bir ksmn da srne srne
geeceiz.
Zarar yok. Gemi gnlerimde ben byle eylere altm.
Hi konumuyorlard. Yava yava, gkyznde yldzlar belirdi. Kern, bykayy ve kutup yldzn hemen
tand. htiyar yahudi, bir sre sonra: Ben Viyana'ya gitmee mecburum, dedi.
Kern: Bense hibir yere gitmek mecburiyetinde deilim, cevabn verdi.
htiyar, bir otun sapn aznda iniyordu: Oiabilir! Fakat eninde sonunda insan bir yere gitmee
mecburdur. Bu iler byle yrr. Sadece beklemek gerekir.
Kern: Evet dedi Beklemek lzm, fakat acaba neyi?
htiyar sakin sakin cevap verdi: Hakikatte hi bir eyi. nk insan beklediine kavuunca hayal
krgnlna urar ve o vakit yeniden, bir baka eyi beklemee balar.
Kern: Evet, diyerek yine yere uzand. Ba, valize dokundu ve o, bundan bir eit memnunluk duydu.
htiyar bir sre sonra: Ben Rhein nehri kysndaki Kodes-berg'denim, adm Moritz Rosenthal'dir, dedi ve
arka antasndan ald ince ve kl rengi pelerini omuzlarna koydu. Bu haliyle imdi ncekinden daha ok
ecinniye benziyordu.
Bir ad bulunmas insana bazan tuhaf geliyor, hele geceleri, yle deil mi?
Kem, karanlk gkyzne bakyordu: Pasaportsuz olunca da yle. Fakat isimlerin yazlm bulunmas da
art. Kimse onlarn sahibi olamaz, yoksa!
Aa kmelerinin stndeki rzgr balamt. Orman, arkasnda bir deniz varm gibi, derin derin
hldyordu.
Moritz Rosenthal: Berikilerin ate edeceklerini sanr msnz? diye sordu.
116
Bilmem! Belki de etmezler.
htiyar, boynunu bkt: nsan, yetmii anca bu tekilerden daha kolay davranabiliyor, nk o zaman
artk pek fazla bir eyini tehlikeye koymu olmuyor.
Steiner, ihtiyar Seligmann'n ocuklarnn nerede gizlendiklerini sonunda renmiti. branice dua kitabnn
iinde bulduu adres doru idi, fakat ocuklar bu arada, baka bir yere gtrmlerdi. Steiner, burasn
reninceye kadar epey zaman kaybetti. Sonunda o hale geldi ki, onu her yerde bir casus sanmaa
baladlar.
Steiner, ihtiyar Seigman'n valizini pansiyondan ald ve yola koyuldu. Ev, Viyana'nn dou tarafndayd.
Oraya bir saatte vard. Merdivenleri kt. Her katta daire vard. Bir kibrit yakarak adlara bakt. Sonunda
drdnc katta; yumurta biimi pirin bir etikete rastlad: Samuel Bernstein, saat tamircisi, kapy ald.
Kapnn arkasnda tell sesler ve fsltlar oldu ve tetikte bir ses sordu: Kim o?
Steiner: Bir ey verecektim de, dedi. Bir valiz getirdim.
Bir an, gzetlendiini sanarak arkasn dnd.
Arkasnda kalan kapnn sessizce aldn hissetti. Srtna gmlek geirmi elimsiz bir adam, kapnn
aznda duruyordu. Steiner, valizi yere brakt.
Kap aznda duran adam: Kimi istiyordunuz? diye sordu...
Steiner, adama bakt. O lfna devam etti: Bernstein burada deil.
Steiner: htiyar Seligmann'n eyalarn getirdim, dedi. ocuklar buradaym ta. Kazaya urad
zaman ben yanndaydm.
Adam, Steiner'i biraz daha szdkten sonra ieriye seslendi: Adam ieriye almakta bir saknca yok,
Moritz.
Bir zincir sakrdad ve bir anahtar gcrdad. Barnstein'lerin oturduu dairenin kaps ald. Steiner, lo
antreye dikkatle bakarak: Bu da ne? dedi, Yok canm... Fakat bizim Moritz babann t kendisi.
Moritz Rosenthal kapda duruyordu. Elinde, tahtadan bir yemek ka vard. Omuzlarna da bir pelerin
koymutu. Be-
117
nim ya! cevabn verdi ve birden sevin ve hayret iinde: Kimi gryorum karmda! Steiner'mi yahu!
dedi. Bunu akl etmeliydim. Sahi, gzlerim bozuluyor. Viyana'da olduunuzu biliyordum. Son defa nerede
rastlamtk birbirimize?
Hemen hemen bir yl oldu, baba Moritz.
Prag'da m?
Zrich'de.
Sahi. Zrich hapishanesindeydi. Dorusu kibar insanlard. Ben bu son zamandaki olup bitenleri biraz
kartryorum da. 6 ay nce yine svire'ye gemitim. Basel'e gittim. Yiyecek pek nefisti. Fakat maalesef,
Locarno ehir hapishanesindeki gibi sigara vermiyorlar. Hcremizde bir kamelya fidan bile vard. Hi
ayrlmak istememitim. Oysa Milano'yu bunlarla kyas edemeyiz. Bir duralad: eri geisenize Steiner,
biribirine epeydir rastlamam kanl katiller gibi koridorun ortasnda durmu bamzdan geenleri
anlatyoruz.
Steiner, ieri girdi. Apartman, bir oda ile bir mutfakt. 0-dada, birka sandalye, bir masa, bir dolap ve st
rtl iki somya vard. Masann stnde bir sr let ve bunlarn arasnda, kadran yerinde elinde bir orak
tutan ve durmadan sallanan bir lm sembol barok slubunda meleklerin tad eski bir saat, boyal ve
ucuz bir saat mahfazas durmaktayd. Ocan stnde, ne doru eike bir kola balanm bir havagaz
lambas yeilimtrak ve titrek bir k karyordu. Havagaz ocann yuvarlak demirleri stnde de, byk bir
orba tenceresinin duman ttyordu.
Moritz Rosenthal: Tam ben de ocuklara bir ey piiriyor-dum, dedi, zavalllar, kapana tutulmu bir
fareden farkszdlar. Bemstein de hastanede.
lm Seligmann'm ocuu da ocan bana melmi-ti. Steiner'e baktklar yoktu. Gzlerini orba
tenceresine dikmitiler. En bykleri 14 en kkleri de 7 - 8 yalarnda kadard.
Steiner, valizi yere brakarak: Babanzn valizini getirdim, dedi.
ocuk, hemen de hibir hareket yapmadan ilgisiz ilgisiz Steiner'e baktlar. Balarn bile tencereden pek
evirmemiler, di.
118
Steiner: Ben kendisini grmtm de! dedi. Sizden bahsediyordu.
ocuklar, Steiner'e baktlar. Fakat hi cevap vermediler. Gzleri, yuvarlaklatrlm ve parlatlm siyah
ta paralarn andryordu. Gaz ocann alevi czrdyordu. Steiner huzurunun katn hissetmiti. indeki
bir ses ona, teselli iin insan bir eyler sylemesi pek budalaca ve u susmakta olan ocuktan etrafa
gerektiini syleyip duruyordu, fakat aklna gelenler yaylan yalnzlk yannda ne kadar zayf kalmaktayd.
Bir sre sonra, ocuklarn en by: Valizin iinde ne var? diye sordu.
Krgn bir sesi vard, yava yava, sert ve ok dikkatli konuuyordu.
u anda iyice hatrlayamyorum. Babanza ait bir ok eyler. Bir para da para.
imdi bizim mi oldular?
phesiz. Ben de bunun iin onlar size getirdim ya!
Onlar alabilir miyim?
Steiner, hayret iindeydi: Elbette! dedi.
Olan, yerinden kalkt. Uzun boylu, esmer ve darack omuzlu bir ocuktu. Gzlerini Steiner'in zerinden
hemen de hi ayrmadan valizin yanma yaklat. k hzl, adet bir hayvan kadar abuk bir hareketle sepete
uzand ve ganimetini elinden kapp alacaklarm gibi hemen geri kat. Valizi derhal yandaki odaya
srkledi. teki iki kardei de, kocaman iki kara kedi gibi, itie kaka peinden gittiler.
Steiner, Moritz babaya bakt ve biraz hafiflemi gibi: Ya byle! dedi, Siz de oktan biliyordunuz, bu ii
herhalde.
Moritz Rosenthal, orbay kartryordu: Bu olay onlara pek dokunmaz. Daha nce analarnn ve iki
kardeinin ldn grdler. Bunun iin bu defa pek dokunmyacak. Zaten bir ey, pek sk olursa tesirini
kaybeder.
Steiner: Ya da daha ok tesir eder, dedi.
Moritz Rosenthal, kurumu gzlerle ona bakt. ok genler, bir ey istedikleri yok... Kapa tencereye
koyarak devam etti: Hepsine de yer bulduk. Birini Mayer beraberinde Romanya'ya gtryor. kinci olan
da Locarno'daki bir ocuk yurduna
119
veriyoruz. Orada bir tandk cretini diyecek. En bykleri de imdilik burada Bernstein'lerin yannda
kalyor.
Peki birbirlerinden ayrlacaklarn kendileri de biliyorlar m?
Evet. Fakat bu da onlara pek tesir etmiyor. Hatt bundan bir para da seviniyorlar. Rosenthal arkasna
dnerek: Stei-ner, dedi, babalarn yirmi senedenberi tanrdm. lm nasl oldu? Kendini aa m
att? Evet.
Aa atmadlar ya? Hayr, olay srasnda ben de yanndaydm. Ben Prag'da haber aldm. Yksek
bir yerden frlatlarak ldrldn sylyorlard. Sonra buraya geldim. ocuklar grmek istiyordum.
Babalarna sz vermitim de. Adamcaz daha genti, ancak altmnda vard. Byle olacan hi aklna
getirmezdi. Fakat Rael leliberi biraz sarslmt.
Moritz Rosenthal Steiner'e bakt: ok ocuu olmutu. Ya-hudilerde, ou byledir bu i. Aileden
holanyorlar. Fakat gerekte hi te byle olmamal. Birden titreme gelmi gibi, pelerinini omuzlarna doru
biraz daha ekti, yle yorgun ve ihtiyar bir hal almt ki.
Steiner, bir paket sigara kararak: Baba Moritz, ne kadar zamandanberi buradasnz? diye sordu.
gndenberi. Snr Geerken bir defa da yakay ele verdik. Sizin de tandnz bir genle beraberdik.
Bana sizden bahsetti. smi de Kem:
Kem mi? Evet tanrm. Nerede imdi? O da burada, Viyana'nn herhangi bir semtinde. Nerede
olduunu bilmiyorum.
Steiner, ayaa kalkt: Bir bakaym, onu bulabilecek miyim? Yine grelim. Baba Moritz koca yolcu. Bir
daha nerede buluacamz Allah bilir.
Steiner, ocuklarla vedalamak iin yandaki odaya gitti. ocuk, bir somyann stne oturmular valizin
iindekileri nlerine ymlard. Tireler, muntazam ve kk bir yn halinde bir araya getirilmiler, onlarn
yanna kundura balar ve iinde ilinler olan kk para torbas ile birka paket ibriim ko.
120
nulmutu. amarlar, kunduralar, elbise ve ihtiyar Seligmann'n bir ka para te berisi, daha valizdeydi.
Steiner'le Moritz Rosenthal odaya girince, en byk olan onlara yle bir bakt ve ellerini somyann
stne yayl duran teberinin zerine doru elinde olmadan uzatt. Steiner, olduu yerde kald.
Olan, Moritz Rosenthal'e bakyordu. Yanaklar kzarmt ve gzleri parldamaktayd. Valizde duran te
beriyi iaret ederek heyecanl heyecanl: Eer bunlar satarsak," dedi, aa yukar otuz ilinimiz daha
olacak. te o zaman btn paray yatrarak kuma almalyz. Manchester ve Buckskin mal, bir miktar orap
ta almal. Bu ide daha ok para var. Yarn hemen balyacam. Yarn sabah yedide. Olan ok cidd ve
heyecanl bir halde ihtiyara bakmaktayd. Moritz Rosenthal, onun zayf ban okad: Al. Yarn yedide
balarsn.
Olan: Bu durumda VValter'in Romanya'ya gitmesine lzum yok. Bana yardm eder. Merak etme iin
stesinden geliriz. Yalnz Max' gndeririz.
ocuklarn de Moritz Rosenthal'e bakyorlard. En kkleri Max da bayle kardelerini doruluyordu.
Bu ileri o da doru buluyordu.
Bakalm! Bu meseleyi sonra yine grrz.
Moritz Rosenthal, Steiner'i kapya kadar geirdi: Kederlenmee vaktimiz kalmyor, dedi sefalet pek
fazla, Steiner.
Steiner, bayle dorulad: nallah olanlar pek abuk enselemezler...
Moritz Rosenthal, ban iki yana sallad: Merak etme, byk olan dikkat eder. Yeterince bilgili. Erken
reniyorlar.
Steiner, Sperler kahvesine gitti. Epeydir buraya gelmemiti. Sahte pasaporta sahip olalberi, evvelce
tannd yerlere gitmekten ekinmiti.
Duvarn nndeki bir sandalyede Kem oturuyordu. Ayaklarn valizin stne koymu ve ban arkaya
doru yaslam olduu halde uyumaktayd. Steiner, ekingen bir tavrla onun yanna oturdu; uyandrmak
istememiti. Biraz yalanm, diye dnd. Biraz yalanm ve olgunlam.
Steiner, kahveyi bir gzden geirdi. Kap yannda stnde
121
bir bardak su ile kitaplar duran bir masann nne, Vilyet mahkemesi maviri Epstein kmt. Elinde
yarm ilinle yapayalnz oturan bu adamda her eyden korkan ve hibir eyden memnun olmayan bir
halvard. Steiner, etrafna baknd. Epstein'in rakibi olan avukat Silber mterilerin hepsini alm olacakt!
Fakat Silber grnrlerde yoktu.
Garson, arlmadan gelmiti. Yznden, Steiner'i tand anlalyordu. Ahbapa sordu: Demek yine
buralara dtnz ha?
Beni hatrlyor musunuz?
Elbette. Hatt sizi merak etmee balamtm, artk. yle ya imdi her eyler daha gleti. Yine konyak
m getireyim Baym?
Evet. Peki amma u avukat Silber nerelerde?
Sorma Baym. O da kurbanlardan. Tevkif edilerek snr dna atld.
Ya... Bay ernikof bugnlerde hi buralara urad m?
Bu hafta grnmedi.
Garson, konya getirdi ve tepsiyi masaya brakt. Tam bu srada da Kern'in gzleri araland. akn
akn baktlar ve Kern yerinden frlad: Steiner! diye.
Steiner, sakin bir tavrla: Gel, hemen u konya i, dedi! nsan oturduu yerde uyuduu zaman bir iki
kadar hibir ey onun yorgunluunu almaz.
Kern, konya dikerek: Seni aramak iin buraya iki kere daha geldim.
Steiner, glmSyordu: Ayaklar da valizin stnde. Demek hibir eylerin kalmad ha?
yle!
Benim yanmda kalabilirsin.
Sahi mi? Harikulade olacak. imdiye kadar bir yahudi ailesinin yannda odam vard. Fakat bugn
yanlarndan ayrlmam gerekti. Benim gibi pasaportsuzlar iki gnden fazla yanlarnda alkoymaktan
korkuyorlar.
Benim yanmda hibir eyden korkmadan kalabilirsin. Epeyce uzakta oturuyorum. Hemen de buradan
gidebiliriz. Uykuya doymam bir halin var.
122
Kern: Evet dedi. ok yorgunum. Sebebini de bilmiyorum.
Steiner, garsona iaret etti. O da, arabaya alkn bir sava at gibi hemen drt nala geldi ve daha Steiner
paray vermeden mit dolu bir tavrla: Teekkr ederim, Baym, dedi, pek ok teekkrler ederim, ve
bahii gzden geirerek alakgnlllkle: Garson kulunuz, Kont Hazretlerinin eteklerin per, diye ilave
etti.
Dar knce Steiner: Prater'e gideceiz. dedi.
Kern: imdi yine ne'elendim. Neresi olursa olsun giderim, cevabn verdi.
Tramvayla gideceiz. Senin valizin gze arpmamas iin byle davranmak daha iyi. Hal tuvalet suyu ve
sabun mu satyorsun?
Kern, bayle dorulad.
Seni grmiyeli adm deiti; fakat sen bana yine Steiner diyebilirsin. Bu ad her ihtimale kar artist ismi
gibi hal kullanyorum. nsan bunun bir takma ad olduunu da iddia edebilir. Ya da tersini. Duruma gre
tabi.
Peki imdi ne i yapyorsun?
Steiner glyordu: Bir mddet garson vekillii yaptm. Fakat asl garson hastaneden knca bana da yol
grnd. imdi de. Potzloch temaa messesesinin asistanym. Nianc aygrl- ve falclk ile megulm.
Peki, sen ne yapmak niyetindesin, burada?
Hibir fikrim yok.
Belki bizim yanmzda sana da bir i bulabilirim. Burada zaman zaman yardmcya ihtiya olur. Yarn ben
bir defa bizim koca Potzloch'la konuaym. Fakat iin asl iyi yan Prater'de hibir kontrol yaplmamas.
Hatt, usulen bildirmek mecburiyeti bile yok.
Kern: Aman yarabbi! Ne, gzel, ne esiz! dedi, bir mddet olsun Viyana'da kalmak arzusundaym.
Steiner, yandan doru ona bakarak: Ya? dedi. demek bu arzudasn?
Evet.
Tramvaydan indiler ve gecenin iinde kapkaranlk grnen Prater'de ilerlemee baladlar. Steiner, bu
elenceler ehrinin
123
tenha bir kesindeki arabal bir artist evinin nnde durdu. Kapy aarak lambay yakt: ite km,
yerimize geldik. imdi ilk i sana bir nevi yatak icat edeceiz.
Keden alp getirdii eski bir somya ile birka para rty yatann yanma yerletirip yaymakla
meguld: Kern'e Muhakkak karnn atr, deil mi? diye sordu.
oktanberi byle eyleri unuttum.
u kk sandkta ekmek, tereya ve salam var. Bana da bir para hazrla.
Yavaa kapya vurulmutu. Kem, elindeki ba brakarak kulak kabartt. Baklar hemen pencereyi
aratrd. Steiner glyordu. Ne o bebeim hal eski rkekli mi? mrmz olduka bundan
kurtulamyacamz muhakkak! eri girsene, Lilo!
Gzel endaml bir kadn ieriye bir adm att. Fakat kapnn azndan daha ileri gemedi. Steiner:
Msafirim var dedi, arkadam Ludvvig Kern'i tantaym. Gentir amma yabanc diyarlarda adamakll piti.
Bende kalacak. Bize biraz kahve yapabilir-misin, Lilo?
Peki.
Kadn, bir ispirto aca ald. yakt ve stne su dolu kk bir kap koyduktan sonra kahve ekmee
balad. Fakat btn bunlar yle sessiz, yava ve uar gibi hareketlerle yapyordu ki!
Steiner: Uyuyal ok oldu sanmtm seni, Lilo? dedi.
Uyuyamyorum ki!
Kadnn iten gelen ve biraz kska bir sesi vard .Yz u-fak ve muntazamd. Siyah salarn tam ortadan
iki yana ayrmt. talyana benzemesine ramen sert bir Slav almancasyle konuuyordu.
Kern, krk bir demir sandalyeye oturmutu. ok yorgundu ve bu yorgunluk sadece kafasnda deildi.
oktandr kendini kaptrd uyuturucu bir sinir yorgunluu kmt, zerine. Kendini yle bitkin
hissediyordu ki!
Steiner: Sana bir yatak lzm, dedi, fakat tek eksiimiz de bu.
Kern: Ne nemi var! cevabn verdi. Ya ceketimi katlayp koyarm ,ya da valizden birka para
amar alrm.
124
Kadn: Bende bir yastk var, dedi ve kahveyi haladktan sonra kalkt, glge kadar sessiz hareketlerile
darya kt.
Steiner: Haydi gei, yei diyerek, zerinde soan resimleri bulunan iki mavi fincana kahveleri doldurdu.
Ekmek ve sucuk yiyorlard. Kadn yine ieriye dnd ve beraberinde bir yastk getirdi. Yast, Kern'in
yataca yere braktktan sonra o da masaya oturdu.
Steiner, sordu: Sen kahve iecek misin, Lilo?
Kadn, istemez der gibi ban sallad. Onlar yemekle megulken hi konumadan oturuyor ve ikisine
bakyordu. Bir sre sonra Steiner ayaa kalkt:
Yntmak vakti. Nasl yorgun musun km?
Evet yava yava yoruldum yine.
Steiner, kadnn salarn okuyordu. Haydi Lilo sen de yatmaa git...
Kadn, uysal uysal ayaa kalkarak: Peki dedi, yi geceler.
Kern'le Steiner, yataklarna uzandlar. Setiner, lambay sndrd ve bir mddet sonra, karanln
bilinmezler dolu scakl iinden sesieniyormus gibi: Biliyor musun?l dedi, teye bir daha
dnmiyecekmiiz gibi yaamak gerekiyor.
Kern: yle! cevabn verdi, benim iin pek g deil bu.
Steiner, bir sigara yakt. Ar ar iiyordu. Duman iine her ekiinde sigarann ucundaki krmz kl
nokta, daha ay. dnlklayordu. Kern'e: Sen de bir tane ister misin? diye sordu. Karanlkta iilen
sigarann tad bambaka olur.
Kern: Evet derken sigara kutusunu ve kibriti uzatan Stei-ner'in eline dedi eli.
Steiner: Prag'da olup bitenleri anlatsana? diye sordu.
Kern: Olur dedikten sonra bir mddet sustu ve sigarasn iti. Sonunda: Orada birisine rastladm,
dedi.
Peki, Viyana'da imdi bu yzden mi bulunuyorsun?
Hayr, sebep yalnz bu deil. Fakat kz da Viyana'da bulunuyor.
Steiner, glmsyordu. Durmadan yol alan bir yolcu olduunu sakn unutma, bebeim. Geri bu gibi
insanlarn da maceralar olur, fakat ayrlmak gerektii zaman, kalplerini paral.
125
yacak cinsten olmamal bunlar.
Kern, susuyordu.
Steiner: Bu, maceraya gerekmez demek deildir, szn srdrd: Hatt kalp meselelerine muhalefet
anlamna da gelmez. Fakat yollarda bize bir para scaklk verenlere kar hi deil. Belki, sadece bizlere,
kendi kendimize kar bir hareket. Zira, aldmza kar verecek pek az eyimiz var da!
Kern, birdenbire btn cesaretini kaybetmiti: Ben hibir ey veremiyeceimi sanyorum. Hayatta ne
biliyordu ki? Hem de Ruth'a ne verebiliyordu? Sadece hislerini deil mi? Bunlarsa u anda Kern'e ok
deersiz grnyordu. Genti, bilgisizdi ve ite hepsi bu kadard.
Steiner, sakin sakin Koca bebek! dedi, Bir eye pek az sahip olmaktansa hibir eyi bulunmamak ok
daha iyidir. Byle bir insan hemen de her eyin sahibidir.
Bu, adamna gre deiir...
Steiner, glmsedi: Sakn kendini korkuya brakma, km! Hissettiimiz her eyde bir gerek vardr.
Kendini bu gerein iine at, fakat orada yapp kalma! sigarasn sndrd: yi uyumana bak imdi.
Yarn Potzlach'a gideriz.
Teekkr ederim. Burada rahat uyuyacam muhakkak.
Kern. sigarasn brakt ve ban yabanc kadnn yastna gmd. u anda daha hal cesaretsizdi fakat
hi te bedbaht saylmazd.
IX
Direktr Potzloch, kocaman burnunun stnde durmadan titriyen erevesiz gzl, karmakark
sakalyle, aceleci ve kk bir adamcazd. Her zaman acelesi vard, hele yapacak hibir ii olmad
zamanlarda.
Steiner, Kern'le beraber direktrnn yanna gittii zaman, adam acele acele: Ne oldu yine? dedi,
abuk syleyin.
Steiner: Gndzleri etraf toplamak, geceleri iin de telepatiden anlar bir yardmcya ihtiyacmz vard.
te! diye Kern'i gsterdi.
Elinden bir eyler geliyor mu?
126
Bizim ihtiyacmz olan ileri yapabilir.
Potzloch, gz krpyordu: Tandk galiba? Ne istiyor?
Yemek ve imek imdilik 30 ilin.
Direktr Potzloch: Mthi bir servet bu diye haykrd, bir film yldznn creti. Yoksa beni mahvetmek
niyetinde misiniz, Steiner? Bu kadar ok para resmi evrak tamam bir delikanl iiye verilebilir diye de ilve
etti.
Kern, hemen cevap verdi:
Parasz da kalrm. Bravo delikanl. nsan bylelikle milyoner olur. Hayatta ancak alakgnlller
ilerliyebilirler!
Potzloch, burnundan soluyarak havay smrd ve kayan gzln yakalad: Fakat siz Leopold
Potzloch'u, yer yznden kalan u tek insan dostunu tanmyorsunuz. cret te alacaksnz. Ayda 15 prl prl
ilin. Dostum, szlerime iyi dikkat edin, aylk deil, cret diyorum. Bugnden itibaren san'atkrsmz. 15 ilin-
lik cret 1000 ilinlik aylktan ziyade makbule geer. Elinden, ie yarar baka bir ey geliyor mu?
Potzloch, burundan skma gzln enerjik bir hareketle yerine oturttu: Hafiften bir eyler alabilir
misiniz? yle biraz vakit geirtecek kadar?
Bylesini daha iyi alarm.
Potzloch: Al derken bir Feldmareal tavrn almt. Msr havas verebilecek bir eyler alsan.
Testere ile kesilen mumya ve vcudunun alt ksm olmayan kadn sahnelerimizde mzikten yararlanabiliriz.
Bunlar syleyerek kp gitti. Steiner, Kerne bakarak kafasn sallyordu: Benim nazariyemi
doruluyorsun dedi, ben yahudileri dnyann en aptal ve en ok itimada lyk insanlar addederdim. Eer
sen acele etmeseydin 30 ilin bal gibi kopar-yorduk.
Kern, glmsyordu: Yalnz sen bir noktay, birka bin yllk Getto ve katlimlarn yznden iimize
iliyen mthi rkeklii, hesaba katmyorsun. Eer bunu gznnde bulundursak ya-hudilerin hatta ok
soukkanl bir millet olduklarn anlarz. Nihayet unutma ki, ben zavall bir melezden baka bir ey deilim.
Steiner, srtt: Pekl, pekl. Haydi gel, hamursuz yiyelim
127
ve hamursuz bayramn kutlyalm.
Lilo mkemmel bir adr.
Potzloch messesesi, bir atlkarnca, bir nianc dkkn ve bir de cihan panoramas tbir olunan ksm
olarak e ayrlyordu. Steiner, hemen ertesi sabah Kern'e yapaca ilerden bir ksmn gsterdi. Bu vazife,
atl karnca beygirlerinin maden ksmlarn parlatmak ve atl karncann tozlarn almaktan ibaretti.
Kern, ie giriti. Hatt yalnz beygirleri parlatmakla kalmad, tempo ile hareket eden geyii, domuzlar ve fili
bile parlatt. O kadar ie dalmt ki, yanna Steiner'in yaklatn duymad.
Gel bakalm, kk le yemei yiyeceiz.
Yine mi yemek?
Steiner, bayle tasdik etti: Evet yine yemek. Pek allm ey deil, deil mi? Artisler arasnda
yaadn unutma. Dnyann en fazla burjuva detleri ise bunlar arasndadr. Hatt leden sonra bir de
Jause var. Pasta ve kahve de cabas.
Kern, tozunu almakta bulunduu ve bir balinann ektii Gondoln iinden ban uzatarak; isiz
gszler memleketinde yayacaz, desene, Steiner, dedi. Son zamanlarda iler yle yolunda gidiyor ki,
insann iine baya korku dyor. Geenlerde, Prag'da da byle olmutu. imdi de burada. Oysa, daha
dn,' nerede yatacam bilmiyordum. u anda ise barnacak bir yerim ve bir iim var. le yemeine
arlyorum, inanam-yacam geliyor.
Steiner: nanmana bak! cevabn verdi, pek yle derin dnme, olduu gibi kabul et. Bizim gibi
durmadan yol alan insanlar iin baka are yok.
nallah iler bir sre byle iyi gider.
Steiner: Btn bir mr srecek bir ide alyoruz dedi, hi olmazsa ay, yani havalar souyuncaya
kadar srer.
Lilo, oturduklar vagonun nndeki yeillie klstr bir masa koymutu. Byk bir kse dolusu etli sebze
orbas getirdi ve Steiner'le Kern'in yanna oturdu. Hava akt, fakat hafif bir sonbahar kokusu vard. ayra
amarlar aslmt. Ak filizi renkte birka kelebek uuuyodu.
Steiner, kollarn gerdi: Salam olmak en iyi ey. Haydi
128
imdi de nian kulbesine.
Kern'e silhlar gsterdi ve nasl dodlurulacaklarn retir, ken: iki eit silh vardr, dedi, iyi yrekliler
ve agzller.
Tam bu srada nlerinden geen direktr Potzloch : Hayatta olduu gibi, diye bir sz att.
Steiner aklamasn srdrerek: yi yrekliler dedi, kart ve numaralara isabet kaydederler. Tehlikeli
deildirler. A gzl-lerse bir eyler kazanmak isterler.
Bunlar sylerken, kulbenin dibindeki bir sr etajerin stnde duran oyuncak aylar, bebekleri ve sigara
tablalarn, arap ielerini, bronz heykelleri ve daha byle bir alay te be-, riyi gsteriyordu.
Biraz da kazanmalar gerekir. Yani alt sralardan demek istedim. Fakat elli halkay bulan birisi de u on
ve daha fazla ilin deerinde eylerin bulunduu st sralardan bir ey almaldr. Fakat bundan sonra ona
direktr Plotzloch'un sihirli mermi, lernden verirsin. tekilerden hi farkszlardr, ite uradadrlar. Bunlarn
yznden sadece bir veya iki at yapabilecek olan insan hayretler iinde kalacaktr. Sadece biraz barutlar
noksandr, anlald m?
Evet.
Bu srada yine yanlarna gelmi olan direktr Potzfooh : Fakat delikanl, silh dertirmemee bilhassa
dikkat etmelisin diye izahat verdi. Ahbaplar, silhtan daima phe ederler. Fakat mermileri akllarna bile
getirmezler. Ha sonra, ileri ll evirmelisin. Mterilerin de kazanmas lzmdr. Bizim kr et-mekliimiz
ise elzemdir. Bu ikisini iyice dengelemeli! Eer bu ii becerebilirseniz mkemmel bir san'atkrmsnz,
derim. Bir ey daha syleyim, fazla at yapan mterinin phesiz nc raftan da bir ey kazanmaa
hakk vardr.
Steiner: Be ilinlik barut sarfeden bir mterinin u bronz ilahe heykelciklerinden de kazanabileceini
unutma dedi ve ilve etti : Kymetleri bir ilinden fazla deildir.
Potzloch, an bir hareketle ve teatral bir tehdit jesti yaparak: Delikanl dedi, fakat bir noktaya derhal
dikkatini ekerim; yani u byk ikramiye meselesine. Bu byk ikramiyenin asla kazanlamyacam sakn
aklnzdan karmayn. Kendi ev
129
eyamdandr, hem de fevkalde gzeldir. Bunu sylerken, 12 taba ve zarf bulunan gm bir yemi
sepetini gsteriyordu. Herhangi bir mterinin 60 say yapmasna msaade etmektense lm tercih
edeceinize sz verin bakaym!
Kem. bunu vdetti. Potzloch, alnndaki teri sildi burundan skma gzlne davranarak : Dncesi bile
insana fenalk getiriyor, diye mrldand ve arkasndan, vallahi karm canma o-tar, baba yadigr idi diye
feryad basar. Bu kupkuru devirde de byle bir baba yadigrnn ne olduunun sen farknda msn
delikanl? Doru, siz byle eylerden anlamazsnz.
Potzloch, hzla uzaklat. Kern, arkasndan baka kalmt. Steiner: Pek o kadar korkacak bir ey yok
dedi, nasl olsa, bizim silhlar Trova savandan kalma. Hem pek ban skrsa Lilo'yu da yardma
arabilirsin.
Steiner ve Kern, Seyreyle dnyay ismindeki merakl panoramann bulunduu yere gittiler. Buras renk
renk kartellarla rtlm kk bir kulbeydi. basamak merdivenle klan bir sahanlk stne
oturtulmu bu kulbenin n ksm bir in mabedini andran bir gie olarak yaplmt. Bulu, direktr Leopold
Potzloch'undu. Steiner, stnde, gzne yldrm arpm bir a-dam resmi olan bir tabely gsterdi :
Telepaticiler kral Alva-ro; yani bendeniz. Nasl km, beendin mi? Sen de asistanm olacaksn.
Yar karanlk olan ve kf kokan kulbeye girdiler. Birka sra bo sandalye, karmakark halleriyle
hayaletlere benziyordu. imdi gzn iyi a! Salondakiler arasnda herhangi bir mteri, bir baka
mteriye bir eyi saklatyor. Bunlar ou sigara veya kibrit kutusu, pudralk veya pek pek engelli ineler
gibi hep ayni eylerdir. Arzu eden bir mteri sahneye davet edilir ve ben adam elinden yakalyarak deli gibi
sarsarm. Bu sahneye gelen eer sen isen beni doruca bir eyini saklyan adamn yanna gtrrsn. Elimi
ne kadar fazla skarsan saklanan eye o kadar daha yakn olduumu anlarm. Orta parmakla hafif bir darbe,
aradm eyin tam yannda bulunduumu iaret eder. Gryorsun ya. kolay ey. Sen vuruncaya kadar
aryacam. Aradm eyin biraz daha aada veya biraz daha yukarda olduunu ise elini sa yukar
hareket ettirerek bildirirsin.
130
Direktr Potzloch, paldr kldr yine kapnn aznda be. lirdi : Nasl renebiliyor mu?
Steiner : Biz de imdi tecrbesini yapacaktk cevabn ver-di. Bay direktr oturun da stnzde bir ey
saklayn. Bir engelli ineniz var m?
Potzloch: Elbette! diyerek ceketine uzand.
Steiner: Bay direktrde elbette engelli ine bulunur! diyerek arkasn dnd : imdi saklayn bakalm
inenizi. Haydi Kem, gel sen de bana yol gster.
Leopold Potzloch, hileci bir tavrla bakarak ineyi ald ve kundurasnn taban arasna saklad.
Steiner: Haydi bakalm, Kern dedi.
Kern, sahneye gitti, Steiner'in elinden tuttu ve onu Potz-loch'un yanna kadar gtrd. Steiner, hemen
aratrmaa balad.
Potzloch: Ben gdklanrm, Steiner, diye makaralar koyuverdi.
Birka dakika sonra Steiner, saklanlan ineyi buldu. Bu ii birka defa daha tekrarladlar. Kern, iaretleri
rendi. Steiner, Potzloch'un sigara kutusunu buluncaya kadar hnerin yaplmas epiyce abuklat.
Direktr, Kern'n yanndaki bir sandalyeye oturdu. Steiner, sahneye dnd ve kuvvetli bir hatip sesiyle
bombo salonu gmbr gmbr ttrd : Sayn halktan birisinin ltfen sahneye terifini rica edeceim.
Sadece elimi skmanz telepati olay geecek ve saklanlan bir eyi tek bir lf sylemeniz gerekmeden
bulduumu gzlerinizle greceksiniz.
Direktr Potzloch, ayaa kalkmak ve bir ey sylemek istiyormu gibi bir hareket yapt, fakat mtereddit
kald. Sandalyesinde kmldanp duruyor, burundan skma gzl ile oynuyor ve mahcup etrafna
bakmyordu. Sonunda, sulu sulu glmsedi, yle bir kalkmaa davrand, kkr kkr gld ve hemencecik
yine oturdu. Fakat sonunda bir kendini zorlad ve kahkahadan baylan Steiner'e, cidd, kuru, mtecessis,
ayni zamanda ekingen bir halde ilerlemee balad.
Potzloch, sahnenin nne gelince arkasna dnd ve yapt ii pek beenmi bir tavrla : Haydi
bakalm, delikanl di-
131
ye Kern'e cesaret vermee alt : u yaptmn aynn bir de siz tekrarlayn.
Steiner: Yok, yle ayn yaplacak bir ey deil kil diye bard.
Potzloch, yaltaklanr gibi srtt : Tereddt ann yaatmann gln, yani gerek tereddd
kastediyorum, eski bir sahne kurdu olarak pek iyi bilirim bunun gln.
Steiner, vaziyeti izah etti : Bizim Kern ezelden mtereddittir. Merak etmeyin, bu ii becerecektir.
O halde mesele yok. Ben imdi atl karncaya gidiyorum.
Potzloch, bunu syledi hzla uzaklat.
Patronunu iyi tanyan Steiner: iindeki ate hl snmemi demekten kendini alamad, dn ki,
altmn gemi. Gel, imdi sana, tereddt edemezsen veya bir bakas tereddt ederse ne yapman lzm
geldiini gstereceim. Burada on sra sandalyemiz var. Salarn ilk okadnda, hangi srada olduunu
bildireceksin. Hi te g deil. Sra adedi kadar, parman var. kinci defasnda da mesel soldan hangi
sandalyenin olduunu iaret edersin. Bundan sonra etrafa sezdirmemee alarak saklanlan eyin
bulunduu yeri kendi zerinde gsterirsin. Bundan tesi kolay, ben bulurum.
Bu kadar sana yeter mi?
Yeter. nsanlarn muhayyilesi byle eylerde pek ksr o-luyor.
Fakat bu ok kolay bir ey.
Dalavere basit olmaldr. Pek fazla girift dolaplar ou kuku uyandrr. leden sonra yine almaa
devam ederiz. Lilo da yardm eder. imdi sana bizim piyano bozuntusunu gstereyim. Hani mbarek te
mzeliktir ya! ilk piyanolardan olduu muhakkak.
Fakat ben de almakta ondan aa kalmam.
Brak samalamay. yle birka gzel para bul. Mesel testere ile kesilen mumya sahnesinde biraz
gevek, vcudunun alt ksm olmyan kadn numarasnda da canl ve grltl alarsn. Kimsenin dikkat
ettii yoktur zaten.
Kern : Pekl. Bir bakaym da sana bir eyler alaym, dedi ve sahnedeki blme odaya girdi. Piyanonun
sapsar dileri
132
srtr gibi bakyordu. Biraz dndkten sonra, mumya sahnesi iin Ayda'nn matem marnda ve
vcudunun alt ksm olmyan kadn iin de Mays Bceklerin Dn Ryas isimli bir salon parasnda karar
kld. Piyanoyu tngrdatrken Ruth'u, Steiner'i, sakin haftalar ve akam yemeini dnyor ve hayatta
hibir zaman iinin, bu kadar iyi gitmemi olduunu sanyordu.
Bir hafta sonra Ruth, Prater'de grnd. Tam da Seyreyle dnyay panoramasnn gece temsili
balyaca srada gelmiti. Kem, kz ilk srada bir yere oturttuktan sonra olduka heyecanl bir halde
ortadan kayboldu; piyano alacakt. Bu akam erefine programnda da deiiklik yapmt. Mumya sahnesi
iin Japon Me'aleleri Serenadn ve vcudunun alt ksm olmyan kadn iin de Ate bceinin
parasn ald. ok canl ve iten alyordu. Bunlardan sonra gelen Avustralyal adam Mungo numaras
iin de cabadan bir palyao prologu kard. Oktav arpej yapmaa fevkalde msait olan bu para en gzel
ald eserlerdendi.
Kern'i, darda Leopold Potzloch yakalad ve takdirkr bir tavrla : Esiz! dedi. imdiye kadar hi byle
canl almam-tnz! Yoksa itiniz mi?
Kern: Hayr cevabn verdi. Biraz keyifliyim de!
Potzloch burundan skma gzlne uzanarak: Demek imdiye kadar beni aldattnz, dedi. Aldnz
paralan geri istemek lzmd amma ne ise! Fakat bugnden sonra artk her gn keyifli olmak
mecburiyetindesiniz. Bir artist iin pek g bir ey deil, anlald m?
yle.
Ve kabahatinizi rtmek iin u andan itibaren ehlletiril-mi kpek bal, sahnesinde de alacaksnz.
Klsik br eyler olsun, anlald m.
Kern : l dedi. 9 uncu senfoninin bir parasn bilirim. Uygun da der. Bu cevab verdikten sonra
salona giderek arka sralardan birine oturdu. Tyl bir apka ile dazlak bir kafa arasnda, salondaki sigara
dumanlaryle evrilmi Ruth'un ban gryordu. u anda bu ba ona dnyann en zarif ve gzel ba-ym
gibi geldi; bu ba, baz baz seyirciler gld ya da hareket ettikleri zaman gzden kayboluyor, sonra,
insan hayrette
133
brakan bir hzla uzak ve ho bir hayal gibi yine onaya kyordu.
Kern, bu hayal kadar gzel ban, biraz sonra konuaca ve beraber gidecei birisine ait olabileceini,
havsalasna sdra-myordu.
Steiner, sahnede grnd. Arkasna, stne bir ka ilmin-cm iareti ilemi siyah bir triko giymiti.
iman bir kadn, dudak boyasn yanndaki bir delikanlnn i cebine saklad ve Steiner, birisinin sahneye
gelmesini istedi.
Kem, tereddde balad. O kadar harikulade tereddt ediyordu ki, hatt yolun tam ortasna gelmiken
geriye dnmee bile kalkmt.
Poztloch ok mkemmel, ok mkemmel der gibi Kern'e bakt. Fakat direktr yanlmt, nk Kern'in
yapt bir hareket herhangi bir artistik baar sonucu deildi; o sadece Ruth'un nnden geemiyeceini
hissederek duraklamt.
Fakat sonra birden kendini toparlad ve artk hi bir glk duymad.
j fjfj
Temsilden sonra Potzloch, Kem'i ararak: Bugn sana ne oldu, delikanl? dedi Tereddt ann
fevkalde muvaffakiyete yaattn. Hatta alnndaki ter taneciklerine kadar. Yalancktan terlemek yle her
babayiitin kr deildir. Ha, nasl becerdin bunu? Nefesini mi tuttun yoksa?
Sadece sahnenin verdii heyecandan olacak sanrm!
Potzloch : Sahne heyecan m? derken yz parlad. Demek nihayet, ha! Gerek sanatkrn admn
sahneye atarken duyduu iten heyecan! Size bir ey syliyeyim mi? Kpek balnda aldnz gibi u
andan itibaren Yeni Kaledonya orman adamlar sahnesi iin de piyano alacaksnz. Buna karlk ben de
cretinize be ilin zam yapyorum. Mutabk myz?
Kern: Mutabkz dedi. Fakat on ilin avans istedim. Potzloch, hayretle ona bakt: Demek avans
kelimesini de biliyorsunuz imdiden? ve cebinden bir on ilinlik banknot kararak: Artk hibir phem
kalmad diye devam etti. Siz gerekten bir artistmisiniz!
Steiner: Haydi ocuklar dedi. imdi gidip dolan. Fakat saat on birde yemek iin burada bulunmay
unutmayn. Su
134
cak scak pirzola var; Ruslarn deta tapt u kutsal yemek. yle deil mi, Lilo?
Lilo bayle dorulad.
Kern ve Ruth, nian kulbesinin arkasndaki ayr getiler ve atl karncadan gelmekte olan grltye
doru ilerlediler. Bu koskocaman alann klar ve mzii berrak ve parltl dalgalar gibi onlara arpyor ve
btn tasalardan durulmu ne'eli kpkler halinde stlerinden ayordu.
Kern, gen kz kolundan tutarak: Ruth dedi. Bu akam, iyice kutlamalyz. Uruna en aadan 50
ilin harcyacam...
Ruth olduu yerde kalmt: Olmaz! dedi.
yle bir olur ki! Evet senin erefine 50 ilin harcyacam fakat bu ii yaparken Alman hkmeti gibi
davranacam. Yani 50 ilinim olmad halde bu ii yapacam. Sen de bunun nasl ol. duunu greceksin.
Haydi yr!
Perili trene doru yrdler. Yerden hayli ykseltilmi raylar zerinde giden, kk vagonlardan
kahkahalar ve feryatlar ta. an bu perili tren muazzam bireydi. Kapsnn nnde kalabalk, tan
geilmiyordu. Kem, kalabala dald ve Ruth'u da peisra srkledi. Giedeki adam Kern'i grnce: Ooo...
Jorj dedi. Demek sen buralara gelirdin ha. Gir, bakalm..
Kern, alack vagonlardan birinin kapsn aarak, Ruth'a Hadi bin dedi.
Gen kz hayretle Kern'e bakyordu.
Kem glyordu: te byle. El abukluu marifet! On para bile vermedik.
Tren, uar gibi gidiyordu. Yokular trmandlar, sonra ba-dndrc bir hzla karanlk tnellere daldlar.
Durmadan inleyip feryat eden, zincirlere vurulmu mthi bir canavar rterine kt ve Ruth, lk la,
kendini Kern'in gsne att. Hemen peinden bir mezarn ald ve bir sr iskeletin meydana karak
takr takr bir matem mar aldklar grld. Tam' bu srada da tren tnelden kt. Bir viraj kvrldktan
sonra yine bir baka karanlk kuyu azna doru atld. Tam kardan da br ba. ka vagon onlara doru
geliyordu. Bu vagonda birbirlerine yaslanm iki insann baklar Kern'le Ruth'a dehetle dikilmidi. Bu
arpmadan kanmann imkn kalmam gibiydi, fakat kardan
135 -
gelen vagon tam bu esnada bir viraja sapt ve manzara deiti. imdi dumanlar tten bir cehennemde
deta uuyorlard ve yzlerine nemli eller dokunuyordu.
Kern'ie Ruth, durmadan inleyip haykran ok yal birinin stnden getikten sonra gn na yine
kavutular ve vagon durdu. Ruth gzlerini uuturdu ve glmsiyerek : Herey yine nasl da
gzelleiverdi, dedi. Ik ve hava... Teneffs edebilmek ve yryebilmek.
Kern: Pire canbazhanesine gittin mi hi? diye gen kza sordu.
Hayr.
yle ise haydi!
Pire canbazhanesinin kapsndaki kadn, Kern'e: Servus Charlie dedi. Bugn izinli misin? Haydi
glrsene. Tam da ikinci Aleksandrn sras.
Kern, keyifli br tavrla Ruth'a bakarak: Yine beleten, dedi. Haydi gel.
kinci Aleksandr, halkn nne ilk defa yalnz bana bu gece kan olduka kuvvetli bir krmz pire idi.
Yetitiricisi bir para sinirli gzkyordu, o zamana kadar, drt pirenin ektii bir arabann nndeki sol
hayvann yerinde alan ikinci Aleksandr hi hesaba kitaba gelmeyen ters ve huysuz bir mizatayd. Kern
ve Ruth'Ia hepsi hepsi be kii oton seyircilerin merakl baklar hayvann zerine dikilmiti.
Fakat kinci Aleksandr, vazifesini fevkalde baarl yapyordu. Trsa kalkm bir hayvan gibi kouyor.
Trapeze trmanp idman yapyor ve hatt hi armadan denge srnda enfes bir hner bile gsteriyordu.
Kern, marur bir tavrla duran mrebbinin elini skt : Bravo Alfons.
Teekkr ederim. Bayann houna gitti mi?
Ruth da Mrebbinin elini skarken : Harikuladeydi dedi. Bunlar nasl becerdiinizi aklm almyor.
ok kolay. Sabretmek ve yola getirmesini bilmek. Bir defa bana birisi yle demiti : Eer insan
sabretmesini becere-bilrse ta topra bile yola getirebilir. Gzlerini kurnaz kurnaz krparak devam etti:
Biliyor musun. Charlie, bu akam i-
136
kinci Aleksandr'n numarasnda kk bir hile yaptm. Temsilden nce nce hayvana yarm saat top
ektirdim. Hem gayet ar bir toptu. Bu yzden ok yorgun dmt. Yorgunluk, istei kamlar.
Ruth : Top mu? diye sordu. Demek artk pirelerin bile toplar.
Mrebbi, ikinci Aleksandra iten gelme bir iltifatta bulun, duktan sonra: Hatt ar sahra topu bile! dedi.
Ne yapalm, byle eyler artk rabette. Rabette olunca da para gelir.
Kern : Fakat pireler birbirlerine ate etmiyorlar dedi. Hem birbirlerinden ayrlmamakta bizlerden daha
akllca davranyorlar.
Pire canbazhanesinden ayrlarak otomatik yar otomobillerinin bulunduu yere aittiler.
Kapnn azndaki adam ieriden duyulan maden bir amata arasnda. Grss gott, Peper! dedi. Yedi
numaraya binin, yaman kaar vallahi.
Kern, Ruth'a Biraz daha byle giderse beni her halde Viyana Belediye bakan sanacaksn, dedi.
Hatt daha fazlasn. Praterin sahibi sanacam.
Bindikleri elektrikli otomobil lgnca gidiyordu. teki otomobillerle birok defalar arptlar. Artk imdi
kargaaln tam ortasmdaydlar. Kern, kahkahalarla glerek direksiyonu brakt. Ruth, arlam gz
kapaklarna ramen byk bir ciddiyetle direksiyonu ele almak istedi. Fakat sonunda yine brakt ve suunu
balatmak ister gibi glmseyerek Kern'e dnd. Bu glmseyi, gen kzn yzn aydnlatm,
yumuatm ve oc'uk-latrmt. u anda Ruth'un biraz nceki arlam gz kapaklarndan eser yoktu,
sadece dolgun ve kpkrmz dudaklar vard.
Ruth'la Kern altya yakn eitli elence kulbesini dolatlar. Hesap yapmasn bilen arslanlardan,
gelecei haber veren Hintlilerin bulunduu binacklara kadar btn Prater'i dolatlar. Fakat hibir yerde de
metelik harcetmediier. Kern, memnun bir tavrla : Gryorsun ya dedi. Bir ok yerlerde adm bile
kartryorlar, fakat kimsenin on para istedii yok. ite halk sevgisinin yksek bir rnei.
Ruth: Acaba u kocaman atl karncaya da brakacaklar m diye sordu.
137
Elbette Direktr Potzloch'un adam olalm da! Hem de arlanarak. Haydi yr, hemen atl karncaya
gidiyoruz.
Giedeki adam: Servus, Schani! dedi. Demek nianlnz bayan da beraber?
Kem, bayle dorularken kzard ve Ruth'dan tarafa hi bakmad.
Adam, yan bandaki bir ynn iinde renkli 2 posta kart alarak Ruth'a uzatt. Bunlar, kocaman atl
karncay Viyana panoramas iinde gsteren resimlerdi : Bir htra olarak bayan.
ok teekkr ederim.
Aralardan birine binerek pencerenin yanma oturdular. Kem: u nianl deyimine hi ses karmadm,
nk dedi, bunu ona anlatncaya kadar dnyann vaktini kaybedecektik.
Ruth glyordu : Bu yzden de fazla ikram grdk. Kartlara konduk. Fakat sanrm, bunlar kime
gndereceimizi ikimiz de bilmiyoruz.
Kern : yle! dedi. Hi kimseyi hatrlayamyorum. Hatrladklarmn da adresleri yok.
Bindikleri araba ar ar ykseliyor ve aalarda kalan Viyana panaromas, kocaman bir yelpaze gibi
yava yava alyordu.
nce, klr iinde prl prl yzen yollaryla ormann karanlk ensesine aslm inci dizilerine benzeyen
Prater, arkasndan alacal prlts iinde yakut ve zmrtten yaplm kocaman bir ss hatrlatan
barakalarn bulunduu ksm, nihayet binbir k yamuruyle gzleri kamatran byk ehir ve en dipte,
yksek tepelerin ensiz ve karanlk duman uzanmaktayd.
Tatl tatl hep ykselen ve sonra sola doru yine alalmaa balayan arabann iinde ikisindenbaka
kimse yoktu. Onlar birden arabada deil de hi grlt karmayan bir uakta oturduklarn ve altlarndaki
yeryznn ar ar dnmesine devam ettiini sandlar. Ruth ve Kern yeryz ile ilgilerini kesmilerdi,
inecek hibir yeri olmyan perili bir uaktaydlar ve altlarndan, klarn yakm yz binlerce evli ve
kulbecikleri, binlerce vatan kayp gidiyordu. Ufuklardan, ta akamlar eve dn hallerini hatrlatan evlere,
lmbalara ve damlarna kadar seslenen ve aran btn bu grdkleri iinde tek eyleri yoktu. Ruth'la Kern,
btn bunlarn stn kaplyan vatanszlk karanl iinde yz-
138
yorlard ve bir k yakmak iin uzanabilecekleri tek ey bir zlem mumuydu, sadece.
Ev olarak kullanlan arabann pencereleri ardna kadar akt. Etrafta t yoktu ve hava yap yapt. Lilo
yatan stne renkli bir rt ve Kern'in yatt yere de, nianc barakasndan ald kadife bir perde
yaymt. Pencerede iki kt fener sallanyordu.
Steiner: Zamanmz gebelerinin Venedik lemleri dedi, u toplanma kamp minyatrne uradnz
m?
Ne demek istiyorsun?
Perili treni kastediyorum.
Ha, evet!
Steiner, glyordu : Maaralar, yeralt siperleri, kan ve gz yalar. Perili tren birden modernieiverdi. Ha
ne dersin bu ie sen, kk Ruth? Ayaa kalkarak sordu : Bir vokta ielim mi?
Steiner, votka iesini masadan ald : Ruth, sen de ier misin?
Evet, hem de byk bardakla...
Ya sen Kem?
Duble olsun?
Steiner: Ne oldunuz byle ocuklar! dedi.
Kern, durumu aydnlatmak ister gibi : Hi, hayattan zevk duymaa baladm da! dedi.
Bir tabak dolusu nar gibi kzarm pirzola ile grnen Lilo : Bana da bir tane verin! dedi.
Steiner, doldurdu ve kendi bardan da kaldrrken srtt : Haydi sevincinin karanlk anas olan bask
erefine!
Lilo, elindeki taba masaya brakt ve hyar turusu dolu bir testi ile iinde siyah Rus ekmei bulunan bir
tabak getirdi. Sonra da bardan ald ve yava yava iti.
Kt fenerlerden taan k, bir berrak svnn iinde trl o-yunlar yapyordu. Lilo'nun bir pembe elmas
itii sanlrd.
Kadn, Steiner'e sordu : Bir bardak daha verir misin?
stediin kadar vereyim, benim melnkolik step ocuum. Ya sen Ruth, daha niyetin var m?
Evet, bir tane daha isterim ben de.
Kern : Bana da bir daha doldur dedi. cretim artt.
139
Hep beraber yine itiler. Scak scak lahana ve etli brek yediler. Bundan sonra Steiner, yatann zerine
oturup sigara iti. Kern'le Ruth da delikanlnn demeye serilmi yatacak yerine oturdular. Lilo ise, bir oraya
bir buraya gidip geliyor ve masay topluyordu. Glgesi duvarlarda kocaman ve hareketli akisler brakyordu.
Bir sre sonra Steiner: Bir ark sylesene Lilo! dedi.
Kadn, bayle olur iareti yaptktan sonra, duvara asl bir gitar ald. Konuurken ksk kan sesi, ark
balaynca berrak ve iten gelen bir ahenkle etraf kaplad. Kadnn bulunduu yer lotu. Baka zamanlarda
hi hareketsiz duran yz imdi canlanm, gzlere vah ve gaml bir parlt gelmiti.
Lilo, Rus halk arklar ve eski ingen ninnileri sylyordu. Bir mddet sonra arky brakarak Steiner'e
bakt. Gzlerinde bir k parlyordu.
Steiner : arkn kesme! dedi.
Kadn, peki der gibi ban sallad ve parmaklarn gitarn stnde dolatrdktan sonra ksa ksa paralar
mrldanmaa balad. Bu melodilerden tpk karanlklardan frlayan kular gibi zaman zaman taan
kelimeler adrlarda yaanm kaamak skn anlarn hatrlatan yol arklaryd ve kt fenerlerin titrek
altnda araba, yarn yine yola kmak zere geceleyin abucak kuruluvermi bir adr olmu gibiydi.
Ruth, Kern'in nnde oturmu ve delikanlya yaslanmt. Omuzlar, Kern'in yukar doru kalkm dizlerine
dokunuyordu ve delikanl, gen kzn sert scakln duyuyordu. Ruth, ban geriye doru delikanlnn
ellerine brakt. Kern'in ellerinden taan bir scaklk, kann kaplyordu ve delikanly trl yabanc arzular
nnde perianlatryordu. Kern'in iinden karanlk bir eyler kmak ve yine dnmek ister gibiydi.
Delikanlnn hem t ierilerinde olan, hem de hibir yerde olmyan tuhaf ey, Lilo'nun derin ve ihtirasl
sesinde, gecenin soluunda ve onu brden yakalayp srkliyen dncelerinin akn kanda, aydnlk
se-lindeydi. Kern, nnde duran ve kendine doru istekle uzanan bu biimli boynun etrafna tpk bir boyun
atks gibi, ellerini brakt.
Kern'le Ruth dar ktklar zaman etrafta t duyulmuyor-
140
du. Barakalarn koyu renkli adr bezleri oktan rtlm, grltler dinmi, nianc tfeklerinin atrtlar
ve elence treninin gcrtl seslerine kadar bu uultular ve lklar leminin her eyine orman, sessizce yine
kmt. adrlarn alacal yada koyu renkli uyuukluu ise yine kendi iine kapanmt.
Kem : Eve gitmek ister misin artk?
Bilmem ki! Polisler herkesten daha fazla uyank!
Brak, daha burada kalalm ve dolaalm. Hi sabah olsun istemezdim.
Ben de yle. Sabah daima insana bir korku ve kararszlk getirir. Buras yle gzel ki!
Karanlkta ilerliyordular ve balar zerinde aa tabakasy-ie sarlmlar gibi yumuak bir skn
kaplamt her yanlarn. Yapraklarda bir hrt bile yoktu.
u anda bizden baka herkes uyuyor, belki de!
Bilmem. Hayr.
Burada polis falan bulunmaz. Evet, burada yle eyler yoktur. Burada, ormandayz. Yrmek ne gzel
ey! nsan, admlarnn sesini hi duymuyor.
yle, hibir ey duyulmuyor.
Hi deil, ben seni duyuyorum. Fakat bu belki de benim, kendimim. Zaten, seni tanmadan nce nasl
olduumu gzmn nne getiremiyorum.
Yollarna devam ettiler. Etraf o kadar sessizdi ki, insan, bu sessizliin iinde gizli bir fsltnn dolatn
sanrd. Soluk almaktan ekinen bu muazzam sessizlik uzaklardan gelecek ve o ana kadar hi grmedii bir
eyleri bekliyor gibyidi.
Kem : Elini bana ver, dedi, yanmda birdenbire kaybola-cakmsn diye bir korku var iimde.
Ruth, delikanlya yasland. Gen kzn salar Kern'in yzn okuyordu. Ruth dedi, bu sonsuz boluk
ve ka iinde bir para yaknlktan baka aramzda bir ey olmadn biliyorum, fakat bizler iin bu kadar
bile bir sr byk byk eylerden fazla deer tamyor mu?
Gen kz ban Kern'in omuzuna dayad. Bir sre ylece kaldlar. Sonra Ruth : Ldwig dedi, baz baz
hibir yerlerde olmamay yle istiyorum ki! Sadece yere dmek ve snp tken^ mek istiyorum.
141
Yorgun musun?
Hayr, yorgunluk deil. Yorgun deilim. Byle hi durmadan yol alabilirim. yle yumuak ki, insan hibir
yere arpmyor.
Rzgr balamt. Balarnn zerinden aalarn yapraklan hrdyor, imdi. Kern, scak bir yamur
damlasnn elini slattn farketti. Bir ikinci damla da yzne dokundu. Delikanl, Ruth'a bakt : Yamur
yayor.
yle!
Yamur gittike daha muntazam damlalar halinde dyordu. Kem : Benim ceketimi al, dedi. Bana
dokunmaz, ben byle eylere altm artk.
Kern, ceketini Ruth'un omuzlarna koydu ve gen kz, ceketin hl koruduu scakl duyarak kendini
birden yle gvende hissetti ki!
Rzgr dinmiti. Ormann bir an iin soluunu tuttuu sanlrd. Bunu, karanl yrtan bir imek, hzl bir
gk grlts izledi ve gkyz paralanmasna iddetli bir yamur boand.
Kern : abuk gel! diye bard.
stne ekilmi adr bezlerinin altndaki kt biimde haydut kalesini andran ve gecenin iinde hayl
meyal seilen atl karncaya kotular. Kern, adr bezinin bir yann kaldrd ve ieriye kapa attlar. Soluk
solua idiler. Kocaman ve karanlk bir daluvun altna snmlard da yamur bunu alyor gibiydi.
Kern, Ruth'u elinden yakalayarak beraber srkledi. Gzleri, yava yava karanla alt. Ard ayaklar
stnde kalkm atlarn ana izgileri kranlkta birer hayalet gibi grnyordu. Geyikler, bir glge kadar hafif
ve sonsuz kalar iinde kuular da kanatlarn germilerdi. Etraf kaplayan karanlk yznden fillerin
kocaman srtlar kapkara bir kaya parasn hatrlatyordu.
Kern : Gel! diyerek Ruth'u bir gondola ekti. Atl karncann arabasndan ald birka kadife yast
birletirdi ve gen kz oraya doru itti. Bir filin altn ilemeli rtsn ekip alarak : imdi Prenseslere lyk
bir de rtn oldu, dedi.
Darda gk grltsnn derinden derine yanklar duyuluyordu. Yldrmlar, adrn scak loluuna
donuk ve solgun bir aydnlk brakyorlard.
142
Ebed yuvarlan iinde uzak bir cennetin sihirli hayali gibi sakin sakin birbiri ardna dizilmi hayvanlarn
alacal boynuzlar
koum takmlar her defasnda yeniden ortaya kyordu. Kern, Ruth'un kara gzlerini ve solgun yzn
grd ve gen kz r-ty stne ekerken, delikanlnn elleri Prag'da Bristol otelin, deki ilk gece kadar
bilinmez, yabanc ve heyecanlandnc bir gse dokundu.
Frtna imdi daha yaklamt. Gk grlts, gergin damnda bardaklardan boanrcasna sular dklen
adrn stndeki akrty bastryordu. stne bastklar yer bu iddetli vurularn altnda sarslyordu. Son
ve fevkalde ar bir sarsnty izleyen sessizlikte atl karnca birden kmldand ve yava yava dnmee
balad. Gndzkinden daha yava, hemen de isteksiz grnmez bir bask altnda zorla hareket ediyormu
gibi dnyordu. Mzik de gndzkinden daha zayft, tuhaf ve kesik kesik alyordu. Bu hal, uykudan uyanan
bir an gibi sadece bir yarm devircik srd. Sonra, yine sessizlik balad ve yorgunluk yznden paralar
birbirinden dalvermi org da sustu. imdi, artk sadece yamurun, yeryznn bu en eski ninnisinin,
arlts vard.
X
niversitenin nndeki alan le gnei altnda bombotu. Hava berrak ve maviydi. Damlarn zerinden
tell bir krlang srs geiyordu. Kern, alann kenarnda durmu, Ruth'u bekliyordu.
Byk kapdan kan ilk renciler, merdivenlerden iniyorlard. Kern, Ruth'un kahverengi beresini
grebilmek iin boynunu uzatt. Ruth daima ilk kanlar arasnda bulunurdu. Fakat bugn grnrlerde
yoktu. Hatt kanlarn arkas kesildi. Tersine dar kanlardan mhim bir ksm geri dnyordu. Bireyler
olmu gibiydi.
Birden, br patlay sonucu frlatlm gibi birbirine girmi bir yn niversiteli dar frlad. Bir dv
oluyordu. Kern, imdi sesleri de farkediyordu : Yahudiler defolsun! Musa tohumlarnn enelerini
datalm! Filistine kovalm!
143
Kern, alan hzla geerek binann sa tarafnda durdu. Dve karmaktan kanmas gerekiyordu. Ruth'u
ekip kurtarmas iin de mmkn olduu kadar yaknda bulunmak istiyordu.
30 kiilik kadar yahudi renci grupu kurtulmaa abalyordu. Birbirine smsk sokulmu bir halde
merdivenleri iniyorlard.. Her yandan saldran ve vuran 100 kadar renci tarafndan evrilmitiler.
Saldrya urayanlarn hemen ouluundan daha fazla ya-hudiye benzeyen iri vcutlu ve siyah sal bir
niversiteli: A-ralarna dalalm. Tek tek pataklarsak daha kolay olur.
Mthi sesler kararak Yahudilerin grubunda bir gedik amaa alan bir topluluun bana geti. ekip
tartakladklarn arkadalarna devrediyor ve onlar kitap paketleri, yumruk ve sopalarla hemen devam
ediyorlard.
Kern, bir trl-yerinde duramyor ve gzlerini her tarafa dolatrarak Ruth'u aryordu. Gen kz
grnrlerde yoktu ve Kern de buna bakarak Ruth'un niversitede kalm olduunu umuyordu. Merdivenin
en st banda iki profesr duruyordu. Bunlardan biri Fransuva Josef biimi atal sakall ve pembeya.
naklyd, glmsiyerek ellerini uuturuyordu: Zayf ve kuru olan tekisi de yznn tek izgisini
kprdatmadan aadaki dv seyrediyordu.
Alann te tarafndan acele acele birka polis geldi. En ndekileri. Kem'in hemen yannda durdu ve dier
iki arkadana: Durun! dedi. Karmayacaz.
teki polislerde de durmutular, br tanesi: Yahudiler, deil mi? diye sordu.
ilk gelen polis bayla dorulad ve bu srada Kern gzne ilitii iin sert sert bakt. Kern, hibir ey
duymam gibi bir tavr taknd. Uzun uzun uraarak bir sigara yakt ve hibir eyle ilgili deilmi gib, birka
adm yrd. Polisler kollarn germiler, dv merakl merakl seyrediyorlar.
Kk bir yahudi renci, kargaalktan kurtulmay baard ve gzleri kamam gibi bir an olduu yerde
kald. Sonra, gzne polisler iliti ve onlara doru koarak: Celsenize! diye bard. abuk imdada
yetiin, Arkadalarm dayaktan ldr-Vorlar.
144
Polisler, bu ufak tefek Yahudi delikanlsn acayip bir bcee bakar gibi szdler. O, bu baklardan bir ey
anlamamt. Polis, lere hayretle bakt ve tek kelime sylemeden arakasna dnerek yine geldii yere,
bouanlarn arasna kotu. Henz 10 adm bile ilerlememiti ki, bouanlarn arasndan ayrlan iki
niversiteli stne atldlar. nden saldran: Hergele! diye bard. Hergele hak ve adalet aryor. Al yle
ise!
Byle diyerek, ufak tefek Yahudi delikanlsnn suratna akrtl bir tokat yerletirdi. Olan toparlanmaa
alt. Fakat teki karnna doru bir de tekme yerletirerek yine geri yuvarlad. Sonra, onu bacaklarndan
yakalyarak bir el arabas gibi kaldrmda srklediler. Zavall olan bo yere abalanyor ve kaldrm
talarna tutunmaa alyordu. Kire gibi olmu yz ile, bir dehet ve korku maskesi gibi geriye polislere
bakyordu. st ak duran kapkara bir ukuru andran azdan boanan kan, enesinden geerek yere
damlyordu ve delikanldan hibir feryat, dayanamayarak bir yaknma sesi kmyordu.
Kem damann kuruduunu hissetti. inden gelen bir ses, u iki niversitelinin stne atlmas gerektiini
hatrlatyordu. Fakat polislerin kendisini tetkik ettiklerini grd ve kzgnln alamad iin deta kvranarak
alann kar kesine gitti.
Kurbanlarnn yakasn smsk tutan iki niversiteli Kern'in ok yaknndan geiyorlard. Kahkahalarla
glen, dileri bembeyaz parlayan bu yzlerde en ufak bir ktln izi yoktu. Yzlerinde masum ve samimi
bir elencenin hazz parldayan bu delikanllarn, kanlar iinde bir insan kaldrmlarda srkledii deil, fakat
herhangi bir spor yaptklar sanlrd.
Tam bu srada imdat geldi. O ana kadar ilgisiz kalm iri ve kumral bir niversiteli, bu kanlar iinde kk
Yahudi nnden srklene srklene geirilirken dayanamayarak yzn buruturdu, ceketinin kollarn bir
para yukarya doru svad, hesapl birka adm att ve ke hal ikence eden niversitelileri ksa, fakat
kurun gibi ar iki vuruda yere ykt.
Toza topraa batm bir halde yerde yatan k yakasndan tutup kaldrd: Haydi bakalm diye
homurdand: imdi svmaa bak. Fakat abuk ol. '
Sonra, hal boumakta olan yna doru hep deminki gibi
145
ar ve dnceli yrd, eleba olan kara sal niversiteliyi yle bir gzden geirdikten sonra burnunun
stne mthi bir yumruk yerletirdi ve hemen peinden de kurun gibi bir yum. rukla eneye yklendi;
olan, grlt ile kaldrma kapakland.
Tam bu srada Kern de Ruth'u farketti. Bouan ynn en kenarnda duran gen kz beresini kaybetmiti.
Kern, ona doru kotu; abuk abuk ol Ruth, buradan derhal uzaklamalyz.
Gen kz, Kem'i hemen tanyamad. Heyecandan sapsar olmu bir halde Polis! diye kekeledi, polis
yardma komal!
Polisin yardm falan ettii yok. Hem eline gememeklii-miz de daha hayrl. Haydi Ruth, hemen
savualm.
Gen kz. uykudan uyanyormu gibi: Peki! dedi. Yz deimiti. Alamak isteyen bir hali vard. Son
derece ikrgn bir sesle: Peki Ldwig dedi haydi gidelim.
Kern, gen kz kolundan tutup srkledi: Haydi abuk ol.
Arkalarndan feryatlar duyuyordu Yahudi niversitelilerinden bir grup stlerine atlanlarn ellerinden
kurtulmay baarmt. lerinden bir ksm koarak alan geiyorlard. Bouanlar, daha ileriye doru
srklenmilerdi ve bir an iinde Ruth'la Kern, bunlarn tam ortasnda buldular, kendilerini.
zerine saldranlardan bir tanesi: Ah Rebekacm, diyerek Ruth'a uzand.
Kern. vcudunda bir zenberek boanmasna benziyen tuhaf bir his duydu ve Ruth'a uzanan niversitelinin
ar ar kaldrma yuvarlandn grnce mthi bir hayrete kapld. Vurann kendisi olduunu
farkedemiyecek kadar uurunu yitirmiti.
Yannda duran birisinin saygl sesi: Enfes bir direkt yerletirdin, dedi.
Sesin sahibi, o anda iki yeni niversiteliyi kafa kafaya arpan kumral delikanlyd. Mallara bir ey olmaz!
diyerek onlar tpk slak uvallar gibi yere frlatt ve iki yenisine saldrd.
Kem'in koluna da bir baston vuruu rastlad. Delikanl, kudurmu gibi ileriye, krmz bir sis tabakas iine
atld ve etrafna rastgele vurmaa balad. Havada bir gzlk utu ve birisi yere yuvarland. Sonra
kulaklarnda mthi bir uultu oldu ve krmz sis tabakas simsiyah kesildi.
Kern, gzlerini at zaman polis karakolunda idi. Yakas
146
yrtlm, yana kanyordu ve beyni hl zonkluyordu. Glkle dorulup oturdu.
Yannda oturan birisi: Sen/us! dedi.
Sesin sahibi, dve karan iri ve kumral niversiteliydi.
Kem: Hay Allah mstahakn versin! cevabn verdi. Neredeyiz ki?
teki glyordu: Kodesteyiz azizim. Birka gn kaldktan
sonra brakrlar.
Kem: Beni brakmazlar, dedi ve etrafna baknd. Sekiz kiiydiler. Kumral delikanldan bakas hep
Yahudi idi. Aralarnda Ruth yoktu.
Kumral niversiteli yine gld: yle etrafnza ne baknp duruyorsunuz? Asl sulularn burada
bulunadn syliyeceksi-niz deil mi? Yanlyorsunuz, dostum, yanlyorsunuz. Saldranlar deil, fakat
saldrya uryanlar suludur. te insan ileden karan da bu ya. En modern psikoloji kurallarna gre byle
imi!
Kem: Beraberimdeki gen kzn ne olduunu acaba grd, nz ? diye sordu.
Kumral delikanl: Gen kz m? diye yle bir dnd. Herhalde ona bir ey olmamtr. Hem bana
ne gelebilir ki? Ne de olsa gen kzlar dve kartrmazlar.
Bundan iyice ein misiniz?
Evet, olduka. Hem tam bu srada da polis gelmiti.
Kem, nne bakt. Demek, polis gelmiti. Neyse ki, Ruth'un pasaportunun sresi daha bitmemiti. Bu
yzden gen kzn bana pek bir ey gelemezdi. Fakat bu kadar bile fazlayd: Bizden baka tutuklanan
ok mu? diye sordu.
Kumral delikanl ban iki yana doru sallad: Sanmyorum. Sonuncusu bendi. Yalnz, bana biraz
ekinerek sokulmulard.
Sahi baka tutuklanan yok mu?
Hayr, yok. Olsayd, onlarn da burada bulunmas gerekirdi. Bizler de imdilik sadece gz altnda
bulunduruluyoruz.
Kern, geni bir nefes ald. Belki de Ruth'un bana bir ey gelmeiti.
Kumral delikanl, Kern'e alayl alayl bakyordu: Ne o, hl kendine gelemedin mi? nsann suu olmazsa
byledir, insann bana bir ey gelmesi iin bir sebep bulunmas phesiz daha
147
iyidir. Beni gryormusunuz? Modas gemi hak ve adalet kurallar yznden uraya tklan tek insan ben
deil miyim? Kendi isteimle kavgaya karmtm, bundan da pek emnunum.
Erkeke davrandnz.
Erkeke mi, yok canm. Kumral delikanl ne nemi var, der gibi bir el hareketi yapt: Aslnda ben Yahudi
dmanymdr. Fakat byle bir boumaya insann gz yummasna imkn yok. Hem size bir ey syliyeyim
mi? Ksa ve enfes bir direkt yaptrmtnz, o srada. Kuru ve imek gibi. Evvelce boks renmi
miydiniz?
Hayr.
O halde size renmenizi tavsiye edeceim. Mkemmel yaptryorsunuz, sadece pek sert. Eer ben
yahudilerin ruhan reisi olsaydm sizi gnde bir saat boks renmee mecbur tutardm. O vakit arkadalarn
size kar ne kadar saygl davranacaklarn grrdnz.
Kem, dikkatli dikkatli ban yoklad: u anda boks etmek iin hi de cesaretim yok.
Bu gibi ilerle tecrbesi olan kumral delikanl: Kauuk bastonlu yznden, diye aklamaa giriti,
bizim kabaday polislerimiz kazananlardan yana karlar, hep. Kafanz bu akam biraz daha iyileir. O vakit
boks almaa balarm. Hem bir eyler de yapmak bu, Uzun bacaklarn kerevitin stne ekerek etrafna
baknd: Buraya geleli iki saat oldu. Ne Allahn bels yermi! Hi olmazsa yanmzda iskambil ktlar
bulunsayd. Kara Peter veya herhangi bir oyun karlrd. Bunlar sylerken pheli ve mitsiz bir tavrla
Yahudi genleri szyordu.
Kern, cebine uzanarak: Bende var, dedi.
Steiner'in vaktile hediye ettii yankesicinin ktlarn, bir muska gibi saklamt.
Kumral delikanl takdirle bakyordu: vgye layksnz. Fakat bana sakn Bri bildiinizi sylemeyin. Zira
btn yahudiler Briten baka oyun bilezler.
Kern'in yznde bir gurur dalgas dolamt: Ben yar ya-hudiyim, cevabn verdi. Skat, Torok, Joss ve
Poker bilirim.
Fevkalde. Hem beni de getiniz, ben Jose bilmem.
svirelilerin oynad bir tr. sterseniz size de retebilirim.
148
l. Buna karlk ben de size boks dersi vereceim. Bylece manev deerlerin dei tokuunu yapm
oluruz.
Akam oluncaya kadar oynadlar. Onlar oyunla megulken yahudi niversiteliler de politikadan ve
hakkaniyetten bahsettiler, durmadan. Fakat hibir sonuca varamadlar. Kern'le kumra' delikanl nce Joss,
sonra da poker oynadlar. Kern, pokerde yedi ilin kazand: Steiner'in iyi bir rencisi olduu belliydi. Yava
yava kafasn da toplamt. Ruth'u dnmemek istiyordu. Gen kz iin u anda elinden bir ey gelmezdi;
sadece kafa patlatmak ise zayf dmekten baka bir ie yaramazd. Oysa o, yargcn nne kmadan nce
sinirlerini bozmak istemiyordu.
Kumral delikanl ktlar brakt ve Kern'e borcunu deyerek: imdi ikinci ksm balyor, dedi, haydi
bakalm, ikinci bir Dempsey olmaa davran.
Kern, kalkt. Fakat daha hl kuvvetini tophyamamt. Galiba yapamayacam, dedi. Kafamn bir ikinci
yumrua daha tahamml yok.
Kumral delikanl, srtarak: Benim yedi ilini alacak kadar kafanz yerindeydi ya! cevabn verdi. Haydi
mar, iinizdeki u melun korkakl altedin ve kannzdaki eriyen atakl harekete geirin, bakaym.
Benliinizin yarsn kaplam bulunan u yahudi hmanizmine bir son verin artk.
Bu ii ben bir yldanberi yapmaktaym.
Mkemmel. Haydi bakalm nce kafay saknarak ie girielim ve bacaklarla harekete geelim. Boksta en
nemli ey bacaklar hafif ve kolay hareket ettirebilmek. Adet parmaklarn stnde danseder gibi; bu
ekilde vuracanz darbeler karsndakinin dilerini dker. Buna Nice usul derler.
Kumral delikanl, hemen vaziyet ald ve dizlerini eerek muhtelif ynlerde ileri geri bir sr admlar att:
Haydi bunlar siz de tekrar ediniz.
Kern de ayn hareketleri yapt.
Yahudi niversiteliler tartmay brakmlard. lerinden gzlkl biri ayaa kalkarak: Bana da retir
miydiniz acaba? diye sordu.
Elbette. Haydi gzln kar ve atl, diyerek kumral delikanl, Yahudi rencinin omuzuna vuruyordu:
Demek Makkabe
149
kardelerin kan yeniden kaynamaa balad (1).
ki niversiteli daha bu ie istekli kt. Geri kalanlar orada deillermi gibi, hi azlarn amadlar. Fakat
kerevete oturmaa ve byk bir merakla bakmaa devam ettiler.
Kumral delikanl ki saa, iki sola diye ynetiyordu. Haydi bakalm imdi daha sk. Binlerce yllk
rkeklikten silkinip kurtulmak iin byle lzm. Vuruu yalnz kol ile deil, fakat btn vcudunuzla
yaptracaksnz.
Kumral delikanl, ceketini bir kenara brakt. tekiler de onun gibi yaptlar. Bu hareketi, ksa bir aklama
parlak etti ve tam yknn hizasna kaldrarak renci ve prova izledi ve drd de hcrenin loluunda ateli
ateli srayp durdular.
Kumral delikanl, kan ter iinde kalm rencilerini bir baba efkatiyle szdkten sonra: l dedi, bunu
rendiniz, saylr. Irk dmanl yznden hakik Ariyenlerin ban belya soktuunuz iin burada
geireceiniz sekiz gnde iyice renirsiniz. Ha, imdi birka dakika derin derin soluk aln ve soluyun. imdi
size, boks ilminin en nemli noktas olan ksa direkt vurmay gstereceim.
Bu hareketi gsterdikten sonra ceketini alp tostolerini bu noktaya vurdurttu.
Eitimin en heyecanl yerindelerken kap ald. Duman tten karavanalar tayan bir hademe ieriye girdi.
Fakat girmesiyle beraber karavanalar brakp: Nbeti abuk, diye arkadana barmas bir oldu.
abuk ol. Herifler karakolda bile dve devam ediyorlar.
ki muhafz koa koa geldiler. Kumral niversiteli ceketini sakin bir tavrla brakt. Boks rencilerinin
drd de bir keye bzlmlerdi. Kumral delikanl hademeye stperdeden: Senr hayvan seni diye
kt, seni kz kafal, seni buldog suratl sersem herif seni. Bu szlerden sonra muhafzlara dnd:
Burada grm olduunuz u sahne modern hmanizm anlayna uygun bir dersten ibarettir. Byle
eylere pek hevesli ellertniz-deki kauuk sopalarla burada boy gstermeniz ite bu sebepten
(1) Yahudi tarihinde yedi Makkabe kardelerin ldrlmesini anlatan iki kitap.
150
pek lzumsuzdu, anlaldm?
Muhafzlardan biri Hayr, dedi.
Kumral renci ona acr gibi bakt: Vcudumu^un "ayan',c" llm arttrmak iin jimnastik yapyoruz.
Serbest v^cut e' ketleri. imdi anlald m? Bu karavanalardaki bizim aksam ye" mei mi?
Uak :yle diye dorulad.
Kumral niversiteli, bu karavanalardan bir tne^1 uzerme eildi ve yzn tiksinmi gibi buruturdu:
Defolun b** karavana-larla darya, diye birdenbire ve sert bir sesle hayk^1, myemek diye bu amuru
getirmee nasl cesaret ediyorsunuz? Senato re" isinin oluna demek bu bulak suyunu getiriyorsunuz1/
*oksa yerinizden atlmak m istiyorsunuz? Muhafzlar yle ^'J" su .: Hakknzda ikyette bulunacam.
Hemen u anda f?0,is komJ-serleriyle grmek istiyorum. Beni polis mdrnn yanna 9" trn. Bu
yaptnz hareket yznden babam yarn A^ ye ekl" line meclisi zindan edecek.
Muhafzlarn ikisi de gzlerini hi ayrmadan de!i^an. .^" kyorlard. kmalar m, yoksa saygl
olmalarm ger^ ^n trl kestiremiyorlard. Kumral delikanl onlar bulunda yere ivilemiti sanki.
Nihayet, yalca olan, ekine ekini ay.m" dedi. Bu grdnz bizim hapishanenin her vakitki
y'e_me9,dl,j;"
Ne? Demek ben hapishanedeyim ha? Kumral d^Iikanl' ^" yk bir hakarete uram bir insan gibi
kprmt: f?em oy" le ha hapishanedeyim. Yoksa sen tevkifhane ile hapi^ ara"
sndaki fark bilmiyor musun?
Elbette, elbette efendim. Muhafzn imdi bsb tn ekin" genletii grlyordu: phesiz efendim
kendi hesa ^nza yemek getirtbilirsiniz! Bu gayet ak bir haktr sizin i'n; ParasI" n siz verecek olduktan
sonra hademe, gula bile getirt
Kumral rencinin tavr yumuamt: Sonunda ef bam-da bir sz duyabildim.
Yannda bir bira da arzu buyurulur mu?
Kumral delikanl muhafza yle bir bakt: Houma ^" sunuz. Size yardm edeceim. Adnz syler
misiniz?
Rudolf Egger, sayn baym.
l. Haydi imdi iimize bakalm, diyerek ceb\f^en P
151
kard ve hademeye uzatt: Patatesli iki sr gula. Bir ie de erik raks.
Muhafz Rudolf Egger'in az bir kar ak kalmt: spirtolu ikiler...
Onun yarda tkalan cmlesini kumral delikanl tamamlad: ...e de msaade var. ki sifon da bira. Biri
muhafzlar iin, birisi de bize.
Rudolf Egger; Pek ok teekkrler efendim. Sayglarm sunarm, diye yerlere eiliyordu.
Senato reisinin olu hademeye: Eer bira taze ve buz gibi soutulmu olmazsa senin bacan testere ile
keserim, istediim gibisini getirirsen parann stn sen alacaksn.
Hademe, yzn ne'eyle krtrd: Emirlerinizi aynen yerine getireceim Kont Hazretleri.
Delikanlnn yz parlyordu: Byle gerek bir Viyana'l nktesini hi ummamtm, derken.
Yemekler geldi. Kumral niversiteli, Kern'i de davet etti. Kern, nce istemedi. Bulak suyunu cidd cidd
ien yahudi rencilere bakt. Kumral delikanl onu tevik etti: Haydi bir Kain de siz oluverin. Hem byle
hareket ederseniz sizi modern sayacaklar. unu da unutmayn ki bizim yemek iki iskambil arkada iin pek
olaandr.
Kern, yerine oturdu. Ne yapsn, gula lezzetliydi. Kern'in eninde sonunda pasaportsuz bir melez olduunu
da unutmamak gerekirdi. Kumral delikanlya: Sizin burada bulunduunuzdan babanzn haberi var m?
diye sordu.
Delikanl glyordu: Hay Allah iyiliini versin. Babam hal Adamcaz Linz'de bir eya maazasnn
sahibidir.
Kem, byk bir hayret iinde delikanlya bakt.
O, gayet sakin bir tavrla: Azizim dedi, blf yzylnda yaamakta olduumuzu daha hl renememie
benziyorsun. Demokrasinin yerini demagoji alm bulunuyor. Bundan tabi bir ey de olamazd. Haydi
prosit! Byle derken erik raksnn iesini amt. Gzlklye de bir bardak sundu.
Beriki, ekingen bir tavrla: Teekkr ederim, dedi. Ben imem.
Doru, bunu akl etmeliydim, ve byle syleyerek biraz
152 ~
nce doldurduu barda yuvarlad. te bu sebepledir ki, tekiler peinizi hibir zaman
brakmayacaklardr. Ha, Kem, biz naslz? ieyi boaltalm m?
Evet.
ieyi sonuna kadar itiler ve kerevete uzandlar. Kern, uyuyabileceini sanmt. Fakat saniyede bir
uyanyor ve hay melunlar hay, acaba Ruth'a ne yaptlar? diye dnyordu. Sonra acaba Kern'i daha ne
kadar burada alkoyacaklard?
Yaralamak, karklk karmak, devlet otoritesine kar gelmek ve sste gizli ikametten dolay iki ay
hapse hkm giydiinde Kern, bu kadar su iin 10 yl yemediine at.
Kern, hkm giydii srada serbest braklan kumral renci ile vedalat. Sonra, onu aa kata
gtrdler. Kendi stbam verip yine hapishane elbiselerini almas gerekiyordu. Duun al-tnda ykanrken,
eline ilk kelepe geirildii zaman pek fazla -zlm bulunduunu hatrlad. O vakittenberi usuz bucaksz
bir zaman gemi gibiydi. imdi hapishane elbiselerini sadece kullanl buluyor ve kendi stbam, hi
aklna getirmiyordu.
Kern'in hcre arkadalar bir hrsz, ufak tefek yapl bir kaak ve yersiz yurtsuz takmndan olduu iin
ieri tklan Kazan-l bir Rus profesryd. Drd de hapishanenin terzi atlyesinde alyordular.
Kern iin ilk akam ok kt geti. Vaktile Steiner'in ona syledii sz, alacaksn szn hatrlad.
Fakat yine de kerevetine oturup gzlerini hi ayrmadan duvara bakmaktan kendini alkoyamad.
Kerevete uzanm olan profesr de birden: Franszca bilir misiniz? diye sordu.
Kern korkmutu: Hayr, dedi,
renmek ister misiniz?
Elbette. Hatt hemen balayabiliriz.
Profesr kerevetinde dorulmutu: nsan oyalanacak bir i bulamazsa akln karr.
Kem, bayla dorulayarak: yle dedi, Hem bundan isti-fade de ecrebilirim. Buradan knca galiba
Fransa'ya yollanmaktan baka arem kalmayacak.
Alttaki kerevete yanyana oturdular. stlerindeki kerevete
153
uzanm olan kaaknn mrldand duyuluyordu. Elindeki kt bir kurun kalemiyle duvara rezilce
resimler iziyordu.
Profesr yle zayf, hcrenin boluu yle usuz bucakszd ki! Adamcazn karmakark olmu kzl bir
sakal ve ortasn, da bir ift mavi gzn parlad bir ocuk yz vard. Her trl alaydan uzak esiz gzel bir
glmseyile:
Dnyann en gzel ve o nisbette de ho bir sz ile, balayalm dedi, Franszlar, hrriyete La liberte
derler...
Ksa bir srede Kern, pek ok eyler rendi. Girdiinden gn sonra, teki mahpuslarla beraber avluda
gezinirken azn hi amadan istedii eyleri konuabiliyordu. Hatt, bu ekilde terzihanedeyken profesrle
Franszca fiilleri ezbere almaktan geri kalmyordu. Akamlar, Franszcaya almaktan yorulduu zaman,
teki hcre arkada kaak, ona basit bir telden bir maymuncuun nasl yapldn ve fazla vahi kpekleri
eitmesinin usln retiyordu. Ayn kaak ona, her eit tarla rnlerinin olgunlama zamanlarnn ve
hi kimseye grnmeden saman ynlarna nasl gizlenip uyku ekilebileceini de retiyordu. Kaak
Kibar lemi adl mecmuann birka saysn da gizlice ieri karmay baarmt. Bulunduklar yerde,
ncilden sonra okunabilecek baslm tek eser olan bu mecmua sayesinde onlar, diplomasi evrelerinde
verilen kabul resimlerinde nasl elbise giyildiini ve bir fraka ne zaman krmz beyaz karanfil ta.
klabilecein rendiler. Fakat ne yazk ki, hrsz bir noktay bir trl grenemiyordu; ona gre farkla siyah
kravat taklmalyd, nk birok lokal garsonlarnda hep bylesini grmt.
Hapishaneye girdiinin beinci sabah hcreden aldklar srada, hademe Kern'e o kadar iddetle arpt ki
delikanl duvara doru sendeledi. Herif ayn zamanda da;
Gzn asana, eek, diye homurdand.
Kern ayakta duramyormu gibi davrand. Byle davranarak hademenin bacak kemiine yklenirse kimse
bir ey farkedeme. yecei iin ceza falan da grmezdi, rastlant sanlrd. Fakat daha Kern harekete
gemeden hademe onu kolundan ekerek: Bir saat sonra karnnda mthi sanclar hissettiini syle ve
abdestha-neye gtrlmesini iste! diye fsldadktan sonra: Haydi yr bakalm. diye ba'rd, yoksa seni
bekleyeceimizi mi sanyor-
154
sun?
Kern, btn gezinti esnasnda, acaba hademenin benimle grlecek bir hesab m var? diye dnd.
nk ikisi de birbrin--den holanmazlard. Terzihaneye dnd zaman hapishane sorun, larnda uzman
olan hrszla bu ii fsldayarak grt.
Hrsz: Abdeste daima gidebilirsin, diye aklamaya giriti: Bu insann en doal hakkdr. Hademenin
bu yzden bana bir i amasna imkn yok. Kimisi dar sk sk kar, kimisi d az; bu yaratla bal.
Fakat bundan sonra olup biteceklere gzn aacaksn.
l! Ne istediini anlayacaz bakalm. Ne de olsa bir deiiklik olacak bu sayede.
Kern, karn aryormu gibi yapt ve hademe, onu darya karak abdesthaneye gtrp etrafna
bakndktan sonra: Sigara ister misin? diye sordu.
Sigara imek yasakt. Kern, glerek: Demek plnn buydu ha? dedi. Fakat ben kolay kolay tuzaa
dmem.
Haydi eneni tut bakaym. Sana oyun mu edeceimi sanyorsun? Steiner'i tanr msn sen?
Kern, hademeye yle bir baktktan sonra: Hayr dedi. Bu sorunun, Steiner'i ele geirmek iin kurulmu
bir tuzak olduundan kukulanmt.
Demek, Stainer'i tanmyorsun?
l! O halde syleyeceklerimi iyi dinler. Stainer, Ruth'un gvende olduunu sana sylememi istedi. Hi
kaygulanma. Buradan ktm zaman ekoslovakya snrna braklman iste ve sonra geri dn. imdi
Steiner'i tanyor musun artk?
Kern, birden her yannn titrediini hissetti. Hademe: Nasl imdi bir sigara iilir mi? diye sordu.
Kern, bayla dorulad. Hademe, cebinden bir kutu Memfis sigarasyla kibrit kard: Al bakalm, Steiner
gnderdi. Bunlar stnde bulurlarsa sakn benden aldn syleme. Haydi imdi yle bir tane tellendir.
Dumanl kubura fle, ben dary kollarm.
Kern, abdesthaneye oturdu. Kutudan ald sigaray ikiye bl-dkten sonra bir parasn yakt. Ar ar ve
iyice iine ekerek i-iyordu. Demek, Ruth gvendeydi veSteiner de gen kza gz ku-
155
lak oluyordu. Kem ak sak resimli, pis duvarlara bakarken bu darack abdesthaneyl, dnyann en gze
odas sanyordu.
Kern, abdesthaneden kt srada hademe: Evlt be! dedi, Steiner'i tandn benden neye
sakladn?
Kern: Sen de bir sigara alsana! dedi.
Hademe, ban iki yana sallyordu: mkn yok!
Kem de ona sordu: Peki Steiner'i sen nerden tanyorsun?
Bir defasnda bam byk bir beldan kurtarmt da. Haydi imdi yr.
Beraber terzi atlyesine dndler. Profesrle hrsz Kern'e bakyorlard. Delikanl, iyi gitti der gibi, bayla
bir iaret yapp yerine oturdu. Profesr, hi konumadan: Nasl iyi gitti mi? diye sordu.
Kem, bayla yine dorulad.
Profesr, kzl sakalna doru bakarak: O halde derse devam, dedi. Aller, gayri kyas fiil... je vois,
tuvois, il...
Kem: Hayr cevabn verdi, bugn bir baka fiil tarif etsen. Sevmek masdarnn franszcas nasldr?
Sevmek mi? Aimer. Fakat bu gayri kyasdir.
Kern: te ben de bunun iin istiyorum ya! dedi.
Profesr drt hafta sonra tahliye ettiler. Hirsiz alt hafta sonra ve kaak da hemen onun arkasndan
serbest brakld. -acana birka gn kala, Kern'i homoseksel yapmak iin hayli uramt. Fakat Kern
ona uymayacak kadar salamd. Hatt bir defasnda kumral niversiteliden rendii ksa bir direkt ile heri-fi
yere ykt ve bundan sonra ba rahat etti.
Kern, birka gn yalnz kald fakat sonra, iki yeni hcre arkada geldi. Mlteci olduklarn hemen
anlamt. Biri olduka yal ve ok az konukand, daha genci de otuz yalarnda kadard. Srtlarnda, temiz
tutmak iin hayli skntya katlandklar hav dklm elbiseler vard. Yals, hemen kerevete uzand.
Kern, gence sordu: Nereden geliyorsunuz?
talya'dan.
Oralar nasl?
Evvelce iyi idi. Ben iki yl bulundum. imdi artk her ey deiti. Ne var, ne yok, her saat kontrol
ediyorlar.
Kern: iki yl dedi, bir mre bedel!
156
yle! Fakat burada sekiz gn iinde yakay ele verdik. Hep byle midir?
Son alt ay iinde iler pek ktleti!
Yeni hcre arkada, ban ellerine brakt: Her tarafta byle! Bu gidile bilmem sonumuz ne olacak?
Acaba ekoslovakya nasl?
Oras da berbatlat. Arr sayda mlteci var. svire'de bulundunuz mu?
svire'de ok kk. nsan hemen gze batyor. Adam gz. lerini yere dikmiti: Fransa'ya
gitmeliydim.
Franszca bilir misiniz? ,
Adam salarn kartryordu: Elbette.
Kern, ona bakarak: Biraz franszca konualm m? dedi, yeni rendim de, unutmaktan korkuyorum.
Adam, hayretle ban kaldrd: Franszca m konualm? Kuru kuru gld: te bu elimden gelmez.
Hem hapse tklaym, hem de sonra Franszca konuma alacaz. Yoo, bu fazla, gerekten sizin pek
parlak fikirleriniz varm!
Hi de deil. Sadece parlak bir hayat yayorum.
Kem acaba adam raz olacak m diye bir sre daha bekledikten sonra kerevetine trmand ve uykusu
gelinceye kadar gayri kyas fiilleri tekrarlad.
Kern, sarslarak uyand. Baucunda, Franszca konuma teklifini reddeden adam duruyor ve kelimeleri
glkle telffuz ediyordu. Kern'e: mdada koun! diye bard. Arkadam kendini ast.
Uyku sersemliinden hl kendini kurtaramam olan Kern, kalkt. Sabahn alaca karanl iinde ba
nne dm bir karalt pencerede sallanyordu. Kern kerevetten aa atlad. abuk bir bak.
Bende bak falan yok. Sizde var myd?
Hay aksi eytan hay! Bende de yok. Tutun bakaym. Ben yukar kaldracam. Kaylar bann stnden
kurtarmaya aln.
Kern, kerevete trmand ve bolukta sallanan a^am vnkar kaldrmaya alt. Fakat adam grndnden
pek fazla ard. Srtndaki elbiseler de onunla beraber lmler gibi soumutu-
157
lar. Kern, btn gcyle lye yapt. ok glkle kaldrabili-yordu: Haydi! diye soludu. Boynundaki
kay gevetmeye kakn! Fazla dayanamayacam.
tekisi: Peki diyerek kerevete trmand ve sallanan adamn boynunu kurtarmaya alt. Fakat birden
brakt, iki tarafa salland ve kustu.
Kern: Hay Allah mstehakn versin! diye haykrd. Baka bir ey becermek elinizden gelmiyor mu?
tekisi: Bakamyorum, diye inledi, bu falta gibi alm gzler, bu dar sarkm dil...
O halde siz buraya gelin de yukar kaldrmaya aln. Ben
boynunu kurtaracam.
Kern, kurun gibi ar vcudu, tekinin kollarna brakp kerevete srad. Karlat manzara tyler
rperticiydi. Btn kan ekilmi bu soluk, bu i surat, yuvalarndan oynam gibi dar frlam bu patlak
gzler ve bu simsiyah kocaman dil! Delikanl, imi boyuna iyice yerlemi kaya uzand ve aadakine:
Daha yukar, daha yukar kaldrn diye haykrd.
Aadan bouk bouk sesler geliyordu. Kern, oraya baknca tekinin yine kustuunu grd ve ellerinden
hibir ey gelmeyen bu hayattakilerle ac ac alay etmek ister gibi gzlerini ve dilini sonuna kadar zorlayan
ly brakt: Hay aksi eytan! diyerek, aadaki adam kendine getirmenin arelerini mitsiz mitsiz a-
ramaya balad. Birden yldrm kadar an bir sr'atle, vaktile kumral niversiteli ile hapishane hademesi
arasnda geen sahneyi hatrlad ve Seni hergele seni! diye haykrd. Hemen harekete gemezsen
barsaklarn deerim. Seni korkak serseri seni. Bunu sylerken de ayayla bir tekme yerletirdi ve tam
istedii gibi yaptrdn farketti. Btn kuvvetiyle bir daha vurarak: Btn kuvvetinle kaldr! diye bard.
Yoksa beynini patlatrm.
Aadaki adam hi azn amadan ly yukar doru kaldrd. Kern fke ile barp armakta devam
ediyordu: Daha daha yukar kaldr. Seni miskin serseri seni.
Adam ly daha yksee kaldrd. Kern de dm zerek lnn bandan syrmay baard: Ha
yle! imdi de aa al.
158
kisi birden yaparak lnn prsk vcudunu kerevete u-zattlar. Kern yeleini ve pantolonunu syrarak:
Hcrenin penceresini an! dedi Nbetiyi arn. Ben sun'i teneffs yaptracam. Bunlar syliyerek
simsiyah olmu ban ardna diz kt. Hayat dolu scak avular iine lnn buz gibi ellerini ald ve hareket
ettirmee balad. lnn gs kemikleri inip karken duyulan sert ve gcrtl sese kulak kabartt. Fakat
soluk bir trl yerine gelmedi Franszca bildii halde konumak istememi adam kapnn dnda patrt
grlt yapyor ve baryordu: Nbeti... nbeti!.. Sesi, hcrenin duvarlarma bouk bouk arpmaktayd.
Kern, hi durmadan alyordu. Bu ie saatler saati devam etmek gerektiini bilmesine ramen bir sre
sonra brakt.
tekisi sordu: Soluk alyor mu?
Kern, bir an iinde mthi surette yorulduunu hissetmiti. Hem zaten bizim yaptmz da manaszlk.
Kendisi lmek istiyordu. yle ise bu isteinin yerine gelmesine biz neden engel olacakmz?
Fakat Allahakna devam edin...
Kern, ok yava duyulan tehlikeli bir sesle: Heyecanlanmayn bakaym, dedi.
Daha tek bir laf duymaya tahamml kalmamt, artk karsndaki adamn btn syliyeceklerini
biliyordu. Fakat Kern, u anda yerde cansz uzanan adam kurtarlrsa kendini yine asacan da biliyordu. Bir
mddet sonra sakin bir sesle: Bir de siz deneyin bakaym, dedi. u yerde yatan adam, artk niin
yaamamak istediini herhalde biliyordu.
Bu szlerin hemen arkasndan da nbeti geldi: Bu ne patrt, aklnz m kardnz?
Burada birisi kendini ast.
Aman yarabbi! Yayor mu?
Gardiyan kapy at. Adamn az mthi arap ve sucuk kokuyordu. Cep fenerinin parlad: Adam
ld m?
Galiba!
O halde sabaha kadar vakti var. Bu ile de Sternkosch urasn. Ben bir ey grmemi olaym.
Gardiyan gitmek istiyordu. Kern: Durun! dedi. mdat mer-
159
kezinden hemen bir hastabakc getireceksiniz.
Gardiyan, Kern'e hayretle bakyordu.
Eer be dakikaya kadar buraya dnmiyecek olursanz mthi bir mesele patlyacak, bu yzden sizin de
iiniz tehlikeye girer.
Hcrenin dibinde, tpk bir glge gibi lnn kollarn aa yukar hareket ettiren teki tutuklu: Belki de
oksijen sayesinde kurtulmas kabildir diye seslendi.
Nbeti: Gn pek kyak balyor! diye homurdandktan sonra uzaklat.
Birka dakika sonra hastabakclar geldiler ve ly alp gtrdler. Hemen peinden de nbeti yine
grnd: Ask, bel kemeri ve fotin balarnz teslim edeceksiniz.
Kem: Merak etmeyin, ben kendimi asmam, dedi.
Hepsi bir. Bunlar teslim etmek zorundasnz.
Kern ve teki tutuklu, istenilen eyleri teslim ettikten sonra kerevetin stne meldiler. Biraz nceki
kusma yznden hcre eki eki kokuyordu.
Kern: Bir saate kadar ortalk aydnlanacak, o vakit temizlersiniz dedi. Boaz kurumutu, susuzluktan
yanyordu.. inin her yan kuru ve tozlu idi. Kendisini, kmr ve pamuk yutmu sanyordu. Artk bir daha
temizlenmez gibiydi.
Bir sre sonra, teki adam: Berbat ey, deil mi? dedi.
Kem: Hi de deil diye karlk verdi.
Ertesi akam her ikisini de baka ve daha byk bir hcreye gtrdler, daha imdiden drt tutuklu vard.
Kern. drdnn de mlteci olduklarn sand. Fakat hi ilgilenmedi. yle yorgundu ki, hemen kerevetine
trmand. Fakat uyuyamad. Gzlerini hi yummadan, hep demir parmaklkl pencerenin drt ke ekline
bakt. ok ge, hemen hemen gece yars, hcreye iki kii daha getirildi. Kern, yeni gelenlere bakmad bile;
sadece konutukla-, rn duydu.
Yeni gelenlerden bir tanesinin bir sre sonra ekingen ekingen: Buradan yine kncaya kadar kimbilir
ne kadar zaman geecek? diye sorduu duyuldu.
Ses sahibinin bir cevap almas hayli srd. Sonunda bir bas ses: Suunuzun derecesine bal, diye
homurdand. Adi c-
160
Kim niteliinde cinayetlerin cezas bir mre bedelidir, fakat siyas ciayetler iin 8 gnlk ceza yeter.
Benim crmm, ikinci defa pasaportsuz yakalanmaktan ibaret.
Bas sesin sahibi, korkun bir sesle: Daha berbat ya! diye bard: yle ise drt haftay rahata gze
aln.
Aman yarabbim, imdi ne yaparm. Valizimde kzarm tavuum vard. Ben buradan kurtuluncaya kadar
bozulacak.
Bas ses: Ona ne phe! diye dorulad.
Kem, kulak kabarttktan sonra: Siz evvelce bir defa daha valizinizde tavuk unutmam mydnz? diye
sordu.
Yeni gelen, biraz aalayarak: Evet ok doru diye cevap verdi. Fakat baym, siz bunu nereden
biliyorsunuz ki!
O zaman da tevkif edilmi bulunmuyor muydunuz?
Karanlktaki sesin sahibi arm bir halde: ok doru dedikten sonra: Beni sorguya eken de kim?
Siz kim oluyorsunuz? Hem nasl oluyor da siz bu ileri bilioyrsunuz baym?
Kern, glyordu. Birden yle iddetle glmeye balamt ki, neredeyse boulacakt. Bu kahkahada, bir
bask, insan kvrandi-ran bir sanc gizli gizliydi. Bu kahkahada, son iki ayda Kern'in iinde biriken her ey,
tutukluluuna kar koyduu fke vard; herkes tarafndan terkedilmi, Ruth iin duyduu znt, bsbtn
kaybolmamak iin sarfettii enerji, kendini asan adamn cesedi karsnda dt dehet ve btn bunlar
gibi daha bir sr ey hep bu kahkahalarda biribirine karyor, dalyordu.
Kern, glyor, durmadan ve yerlere yatarak glyor, glyordu. Sonunda: Sahi diye kekeledi: Bizim
tavukmu! Hem yine valizinde bir tavuk kalm! Ne rastlant, yahu!
Tavuk, fkeyle soludu: Demek siz buna raslant diyorsunuz? Bylesine 'kr talih demeli!
Bas ses: Kzarm tavuklarla yldznz bark deile benziyor, dedi.
Bir baka ses: Susun be! diye poflad. Hay tavuklarnzn bok canna olsun. Yersiz yurtsuz bir
adamcazn geceleyin aklna byle eyler getirmek!
Bas ses: Belki de onunla tavuk arasnda ok derin bir iliki vardr, diye bir kehanet savurdu.
161
Hibir vatan olmayan adam: Tavuk bir de kzarm tahta atlar tecrbe etseydi diye homurdand.
t krldm bir ses: Ya da bir mide kanseri ile diye adet kinedi.
Bas ses bir baka tahmin ileri srd: Belki dnyaya nce tilki olarak gelmiti de imdi tavuklar
alyorlar, ondan.
Tavuk, bir defa daha sesini ykseltti: Felket iinde yzen bir insanla alay etmek kadar hayszca bir
davran grmedim.
Bas ses, daha da kkrtmak ister gibi sordu: Peki ne zaman olmalym? diye.
Kapnn dndaki gardiyan: enenizi ksn ulan! diye bard. Buras bildiiniz gece lokallerinden deil;
burada gerek bir okul bulacaksnz?
XI
Kem, Avusturyadan ikinci olarak kouluunu bildiren evrak imzalad. Bu defaki mrnn sonuna kadar
srecekti. Bunu yaparken hibir eyi dnmedi. Sadece, belki de bu leden sonra yine Praterde
bulunabileceini aklndan geirdi.
Memur: Viyana'da yannza almak istediiniz bir eyleriniz var m? diye sordu.
Hayr, hibir eyim yok.
Yine Avusturya'ya dnecek olursanz en aa ay hapse girmeyi gze almanz gerektiini biliyorsunuz,
deil mi?
Evet.
Memur, Kern'i bir szdkten sonra elini cebine daldrd ve bir be ilinlik uzatt: Aln, bir ey iersiniz. Ne
yapaym, kanunu deitirmek elimden gelmez! Bir Gumpoldskirchner iin. Bu yln en mkemmel ikisi.
Haydi bakalm.
Kem hayretler iindeydi: Teekkr ederim dedi. Bir polisten ilk defa bir hediye alyordu: ok ok
teekkr ederim. Paraya her zaman ihtiyacm olur.
Al, al! Haydi imdi kmaya bakn. Sizi snra brakacak memur dardaki odada bekliyor.
Kem, paray cebine koydu. Bu miktar para ile sadece iki bardak Gumpoldskirchner imekle kalmaz,
Viyana'ya dnerken
162
tramvaya da binebilirdi. Byle yaparsa gze arpmas ihtimali de azd. Hem, her ihtihmale kar daha iki
ilini de kalyordu.
Kern ve memur, daha nce Steiner'le beraber gemi olduu ayni yolu izlediler. Kern, o zamandan beri on
yl gemi bulunduunu sand.
Son tramvay durandan sonra biraz daha yrmeleri gerekti. Bir sre sonra, bir yazlk gazinoya vardlar.
Bahenin n ksmna birka masa ve sandalye konulmutu. Kern, memurun tn-hatrlamt.
Yanndaki adama: Bir ey ielim mi? diye sordu.
Ne iecekmiiz?
Gumpoldskirchner. Bu yln en iyi ikisi.
Olur. Gmrk iin ortakltk daha aydnlk saylr.
Gazinonun n ksmna oturarak, berrak ve mayho Gum-poldskirchner'den itiler. Etraf o kadar sakin ve o
kadar sessizdi ki Gkyz ok yksek berrak ve elma yeili bir renkteydi. Ufuklarda szlen ahini andran
bir uak, Almanya'ya doru yol alyordu. Gazinocu caml bir feneri getirip masann stne koydu. Bu akam
saati, uzun bir zleyiten sonra Kern'in kavutuu ilk ak hava akamyd. Tam iki ay, ne bir mavi gk, ne
de usuz bucaksz tabiat gremeden yaamt. u anda ilk defa yeniden hayat teneffs ediyor gibiydi. Hi
kmldamadan oturmu, u ksack skn annn son saniyeciklerini btn tadyle iiyordu. Bir iki saate kadar
dertler ve sonsuz kovalamaca yine balyacak-t.
Memur: ler gerekten gittike daha ktlyor diye homurdand.
Kern, adama bakt: Ben de yle gryorum.
Ben baka ey demek istiyorum.
Olabilir!
Memur, terslikle: Ben sizi, mltecileri... diye grn a-klad. Mlteciden baka ey gtrdmz
yok ve sizler de insann meslek haysiyetini on paralk ediyorsunuz. Her gn ayn ey. Viyana'dan snra
kadar hep. Bu benimki de yaamak m? yle kelepeli falan gerek bir sulu gtrmeyi zledim.
Kern, kuru bir tavrla: Belki birka yla kadar bizleri de kelepe ile gtrmek erefine kavuursunuz dedi.
163
Memur, olduka stten bakan bir tavrla: Bu iin taklidi olmaz, dedi. Sizin polis nazarnda hibir
deeriniz yok ki! Ben drt cinayet ilemi ikinci Mller gibi bir adam, tabancamn tetiini ekerek
gtrmtm. Sonra u kadn kasab Bergmann' da iki yl nce yine ben gtrdm. Hatt Brust'u da. Hele
u llerin rzna geen Teddy Blmel'in lf bile olmaz! Her gibi gnler hey! Bugn sizlere mrmz
rtyoruz.
iini ekti ve bardan dikti. Yine ne ise, siz hi olmazsa araptan anlyorsunuz. eyrek litre daha ielim
mi? Bu defa parasn ben vereceim.
Olur...
kinci eyrek litreyi de beraberce itikten sonra kalktlar. Bu arada hava kararmt. Yolun zerinde
yarasalar ve gece kelebekleri uuuyordu.
Gmrk binas iyice aydnlatlmt. Memurlar deimemiti. Kern'i getiren memur onu gmrklere teslim
etti. Gmrk memurlarndan biri: Daha bekliyeceksiniz, dedi. Henz erken.
Kem: Biliyorum cevabn verdi.
Ya, demek bunu biliyorsunuz?
Elbette. Baka vatanmz yok ki!
Kern, daha sabahn alaca karanlnda yine Prater'e dnmt. Fakat tou arada ne olup bittiini bilmedii
iin Steiner'in yatt arabaya gitmeyi gze alamad. Etrafta dolat. Sis iindeki a-alar alacal bulacal
gzkyordu. Kern, hapishanedeyken sonbahar olmutu. stne kurun renkte rtler ekilmi atl
karncann nnde bir sre durduktan sonra adr bezini bir yanndan kaldrd ve ieriye szld. Bir
gondoln iine oturdu. Bu suretle, etraf kollyan polislerin eline gemekten kurtulurdu.
Bir kahkaha duyarak uyand. Etraf aydnlanmt ve adrn kenarlar yukar kaldrlmt. Hemen yerinden
frlad. Srtnda mavi tulumu ile, Steiner nnde duruyordu.
Kem, bir srayta gondoldan atlad. Bir anda yine evine dnm gibiydi. Sevin iinde: Steiner! diye
haykrd. ok kr yine aranzdaym.
Farkndaym. Mahvolduunu sandmz evlt polis zindanndan geri geliyor. Hele gel de yle bir
bakaym. Mahpushane yemeinden bir para sararm ve zayflamsn. Peki ne diye
164
doru arabaya gelmedin?
Senin burada olup olmadn bilmiyordum da.
imdilik buradaym. Fakat gel bakalm. nce bir kahvalt edelim. nsann karn tok olunca dnyay baka
trl grr.
Steiner, arabaya doru: Lilo diye seslendi Bizim kk yine grnd. Tka basa bir kahvaltya ihtiyac
var ve yine Kern'e dnd: Daha serpilmi ve erkeklemisin. Nasl bu arada bir-eyler rendin ini
km?
Evet, gebermek istemezsek etin olmak gerektiini ve beni mahvedemiyeceklerini rendim. Bundan
baka uval dikmesini ve Franszcay. Sonra da, emretmenin ou yalvarmadan ok ie yaradn.
Steiner: Hayli ey, diye yzn krtrd: hayli eyler renmisin, km.
Kern: Ruth nerede? diye sordu.
Zrich'te. Snr dna karld. Bana baka ey gelmedi. Lilo'da senin iin mektuplar var. O bizim
postanemizdir. yle ya, iimizde ktlar dzgn olan tek insan Lilo'dur. Ruth, sana yazd mektuplar onun
adresine yolluyordu.
Kern: Demek Zrich'te! dedi.
Evet km... Yoksa, pek mi kt buldun?
Hayr.
Ruth oradaki akrabalarnn yannda oturuyor. Hem yaknda sen de Zrich'te olacaksn, hepsi bu kadar.
Zaten buras da yava yava durulmaz hale geliyor.
yle!.. Lilo gelmiti, Kern, bir gezintiden dnyormu gibi selm verdi. Lilo iin bu iki ay, yle uzun boylu
konumaa deer bir sre sa-ylmazd. O, yirmi yldan beri Rusya dnda yaamaktayd ve 10 . 15 sene
ortadan kaybolan insanlarn in'den ya da Sibirya'dan dnerek yine ortaya ktklarn grmt. Her vakitki
telsz hareketlerle masann stne, iinde fincanlarla kahvelik bulunan bir tepsi koydu.
Steiner: uhun mektuplarn versene Lilo... dedi. Onlar okumadan dnyada -kahvalt etmez.
Lilo, tepsiyi gsterdi. Mektuplar bir kahve fincanna yasla-mt. Kem, hemen zarflar yrtt ve okumaa
balad. Birden her
165
ey silinmiti. Bunlar, Ruth'dan gelen ilk mektuplar, mrnn ilk ak mektuplaryd. u anda, gen kzn
burada bulunmasndan duyduu hayal krkl, tedirginlik, korku, yapayalnzlk ve Kem'in btn dertleri sihirli
bir denekle uzaklatrlm gibiydi. e u anda karsna kan bir insan Kem iin kaygulanyor, olup
bitenlerden dolay mitsizlie dyor ve ona, seni seviyorum, diyordu. Sanin Ruth'un. Senin Ruth'un, aman
yarabbim, diye dnd. Senin Ruth'un ha!.. Senin... Adeta inanamyaca geliyordu. Senin Ruth'un ha! u
ana kadar onun olan ne vard? Nesi olmutu? Yannda tad birka ie, biraz sabun ve teberiden baka
nesi vard ki! imdiyse bir insan koskocaman bir insan, az ve simsiyah salar, gzleri ve her eyi ile bir
insanona, ben seninim diyordu. Buna nasl inanabilirdi!
Kern, ban kaldrp bakt. Lilo arabaya gitmiti. Sigarasn imekte olan Steiner: Nasl, iler yolunda m
km? diye sordu.
Evet. Ruh buraya gelme diye yazyor. Onun yznden yine tehlikeye girmemeliymiim!
Steiner glyordu: Hele bak neler de yazyor. Kern'in fincanna kahve boaltt: Gel, nce yiyip imene
bak!
Steiner, arabaya srtn dayad ve Kren'in kahvalt ediini seyretti. Beyaz ve ince sis tabakas arasndan
gne kmt. Kem, gnein ilk klarn yznde hissediyor ve nefis bir arab btn tad ile itiini
sanyordu. Daha dn sabah le gibi kokan bir odada yamru yumru bir teneke kaptan yar scak ve sulu bir
eyi kaklam, yersiz yurtsuz takmndan Leo, her uyanta unutmad osuruk konserini ihmal etmemiti.
u anda, e-sen hafif ve serin sabah rzgrnn dokunuunu ellerinde hissediyor, halis kahvesini ierken,
bembeyaz ekmeini yiyordu. Cebinde, Ruth'un mektubu var ve yanbandaki Steiner arabaya
yaslanmaktadr. Kodeste olmann bu avantaj var, dedi. knca her ey esiz geliyor insana.
Steiner, bayle tasdik etti. Sonra da: Sana kalrsa hemen bu akamdan tezi yok yola karsn, deil mi?
diye sordu.
Kern, ona bakt: Hem gitmek istiyorum, hem de kalmak. Hep beraberce buradan uzaklamamz
isterdim.
Steiner, delikanlya bir sigara vererek: imdilik hele iki
166
gn burada kal da! dedi. Pek ktlemisin. Mahpushane.
nin yemei canna okumu. Burada biraz kendini besle. Ayaklarn bekleyen sonsuz oseler iin kemiklerin
biraz kuvvetlenme-li. Yolda yklp kalp ele gemektense burada birka gn beklemek elbette daha iyidir.
svire hi de ocuk oyunca deildir. nsann yabanc bir memlekette iyice kendinde olmas gerekir.
Peki burada herhangi bir i grebilir miyim?
Nian barakasnda yardm edebilirsin, akamlar da gaipten haber verme iinde bana yardm edersin.
Geri bu i iin daha nce bir baka yardmc bulmak zorunda kalmtm amma, iki kii daha iyidir elbette.
Kern: Peki dedi. Elbette haklsn. Yola kmadan nce her halde biraz kendime bakmalym. Ne
olduumu kestireme-diim mthi bir alk hissediyorum. Hem sadece midemde deil. Gzlerimde, bamda
ve her yerimde mthi bir alk var. daha nce biraz kendime gelmekliim iyi olacak.
Steiner, glyordu: Hakkn var. Hah, Lilo da scak pirzola getiriyor. Km, tka basa ye! Ben de bu
arada gidip bizim Potzloch'u uyandraym.
Lilo tepsiyi Kern'in nne srd ve delikanl yine yemee koyuldu. Zaman zaman, cebindeki mektuplar
yokluyordu.
Lilo, o kendine zg ar ve bir parack sert Almancasyle: Kalyor musunuz? dedi.
Kern, bayle dorulad.
Lilo: Hi korkmayn dedi. Ruth iin sakn endielenmeyin. Ruth her eyin stesinden gelir. Ben insann
yznden anlarm.
Kern, korkusunun bundan tr olmadn ve sadece, kendi Zrich'e varmadan kzn yakalanacandan
korktuunu sylemek istedi amma, sonsuz bir hznle glgelenmi bu Rus kadnn yzne yle bir
baknca, vazgeti. Bu yzle kyaslannca, her ey kk ve deersizdi. Fakat kadn bir eyler sezmi gibiydi:
Pek kt deil dedi. Hatt tekisi hayatta olduu sre hi de kt deil.
ki gn sonra bir ikindi zeriydi. Nian barakasna doru bir ka kii yaklat. Lilo, bir sr delikanl ile
megul olduu
167
iin bu yeniler Kern'e gittiler.
Kern, doldurduu tfei ilkine uzatt. Adamlar bir iki defa angrt ile aaya den heykellere ve kk bir
fskiyenin parltlarnda zpzp zplayan incecik camdan yuvarlaklara nian aldlar. Bunun zerine, mkfat
listesi yazl tahtay gzden geirdiler ve kazanlar iaret etmek iin nian tahtasn istediler.
lk ikisi, 34 ve 44 say kaydettiler ve bezden bir ay ile gm kaplama bir sigara kutusu kazandlar. Dimdik
sa, sk kumral bykl ve tknazca bir adam olan ncs, uzun uzadya zenle nian aldktan sonra 48
halkay buldu ve dostlarnn grltl alklaryle karland. Lilo, onlardan yana doru yle bir bakt. Adam:
Be at daha dedi ve apkasn geriye itti: Ayn silh isterim.
Kern, silh doldurdu. Adam, atta 36 say yapt. Her defasnda tam on iki, Kern; Postcloch larm
babadan oula kalma aile miras u gm kaplamal yemiliin tehlikeye girdiini anlad. Bunun zerine
direktr Bay Potzloch'un u mahut uur getiren fieklerinden doldurdu ve adam ancak 6 yapabildi.
Adam: Hey! diyerek silh bir kenara brakt. Muhakkak bir ey var. Ben ok mkemmel hareket ettim.
Kern: Belki de biraz eliniz titremitir, dedi. Silh hep ayni.
Adam, bsbtn kzdrlm bir tavrla: Benim elim titremez dedi. Eski bir polisin eli falan titremez. Ben
at yaparken isabet ettireceim noktay da bilirim.
Bu cevap karsnda Kern titredi. Bir polis, hatta sivil elbiseli de olsa, delikanlnn sinirini bozuyordu. Adam
gzlerini Kem'-e dikmiti. Tehdit eder bir tavrla: Muhakkak bir dalavere var, dedi. Fakat ben sana...
Kern, hibir cevap vermedi ve dolu silh adama uzatt. Bu defa dalaveresiz bir fiek srmt. Polis nian
almaa balamadan nce silha yle bir daha bakt. Tekrar 12'ye vurmutu, silh brakt: Naslm?
Kem: Olur a... dedi.
Olur a m? Hayr baym byle ey olamaz. 4 defa 12'ye vuraym da bir tanesi altya rastlasn. Nasl, buna
kendiniz de inanmyorsunuz deil mi?
168
Kem susuyordu. Adam, kpkrmz yzn Kern'e yaklatrd Hem ben sizi bir yerden tanyorum da
galiba...
Arkadalar, adamn lfn kestiler. Grlt, patrt yapyor ve bedavadan bir at istiyorlard. Bu altl
saymayz diye baryorlard. Fieklerde bir dalavere yaptnz.
Lilo, yanlarna gelmiti: Ne oluyor? diye sordu. Yardmda bulunabilir miyim? Delikanl burada pek
yenidir de.
tekiler, kadn ikna iin bir sr lf ediyordular. Fakat polis hi azn amyordu. Durmadan Kern'e
bakyor ve kafasn iletiyordu. Delikanl, hibir ey belli etmemi olmak iin herifin baklarna katlanyordu.
Devaml bir tedirginlik iinde gemekte olan hayatnn btn bilgilerini hatrlamt. steksiz bir tavrla:
Direktrle greceim, dedi. Ben bu ilerin iinden -kamyacam.
Polise cabadan bir at teklif etmek aklna geldi. Fakat karsnn aile yadigr elden gidecek olursa
Potzloch'un kyametler koparaca da gznn nne geldi. Ar ar bir sigara karp yakt. Ellerinin
titrememesi iin mthi kendini zorluyordu. Bundan sonra, arkasn dnd ve Lilo'nun karsndaki yere
geti.
Lilo, Kern'in yerinde kalmt. Bir uzlama teklifi yapt. Buna gre polis be at daha yapabilirdi. Tabi
cabadan. tekiler yanamadlar. Lilo, kardaki Kern e yle bir bakt ve delikanlnn sararm olduunu
grerek meselenin Potzloch'un hileli fieklerinden kan bir tartmadan daha nemli olmas gerektiini
farketti. Hemen glmsiyerek, polisin karsndaki masaya oturdu ve: Sizin gibi mkemmel bir erkek ikinci
bir defa daha da pekl isabet ettirebilir, dedi. Haydi gelin de bir deneyin bakalm. erefe tam be
cabadan at.
Polis koltuklar kabarm bir tavrla ban uzatt. Lilo, ensiz elini, polisin krmz kll ve kuvvetli eline
dokundurarak: Byle bir elin sahibi korku falan tanmaz, dedi.
Polis: Biz korku falan bilmeyiz, dedikten sonra gs dolusu takr takr gld: Hem bylesi daha enfes
olurdu.
Lilo, adama hayran hayran bakarak: Ben de ayni eyi dnmtm dedi ve tfei ona doru uzatt.
Polis, tfei ald, zenle nianlad ve tetii ekti 12 ye rastlamt. Memnun memnun, Lila'ya bakt.Kadn
glmsedi ve t-
169
fei yine doldurdu. Polis tam 58 halka drd.
Lilo'nun memnunluktan az kulaklarna varyordu: Seneler-denberi sizin kadar mkemmel bir nianc
buralarda grnmemiti diye bu sevincini aklad. Karnz hakl olarak hibir eyden korkmaz.
Evli deilim ki.
Lilo adamn gzlerinin ta iine bakt ve:
Eer istemi olsaydnz... dedi.
Polis, yzn krtrd. Arkadalar grlt patrt yapyordu-lar. Lilo da niandan kazand piknik sepetini
getirmee gitti. Polis, byn okad ve buz gibi baklarn Kern'den ayrmadan birdenbire: Sizin icabnza
da bakacam, dedi. niforma ile yine gelirim.
Bundan sonra srtarak sepeti ald ve dostlaryle beraber uzaklat.
Lilo hemen: Sizi tand m? diye sordu.
Bilmem, sanmyorum. Ben onu ilk defa gryorum. Fakat o beni bir yerde grm olabilir.
imdilik burdan uzaklamanz iyi olacak. Sizi yine grmemesi daha uygun. Durumu Steiner'e syleyin.
Polis, ayn gn yine gelmedi. Fakat Kern, daha o akam yola kmaa karar verdi.
Steiner'e: Gitmem gerekir, dedi. Yoksa yle hissediyorum ki, bir eyler gelecek bama! Buraya geleli
iki gn oldu. Kendime geldiimi sanyordum. Sen de byle dnmyor musun?
Steiner bayle dorulad: Haydi yolun ak olsun bebeim. Birka haftaya kadar ben de buradan
yollanmak niyetindeyim. Benim pasaport buradan baka her yerde daha geerli. Avusturya gittike daha
tehlikeli oluyor. Son gnlerde pek ok ey duydum. Haydi yr, Potizloch'a gidelim.
Direktr Potzloch, piknik sepetinin kibetinden dolay mthi kzmt: Delikanl diye grledi Toptan
fiatla alnsa tam 30 ilin eder. Beni mahvedeceksiniz.
Steiner: Olan gidiyor diye durumu aklad, szn bu ok gerekli savunma tedbirini almasayd sizin
aile yadigr oktan uup gitmiti, diye balad.
170
Potzloch bir an korktuktan sonra nihayet memnun bir tavrla: yle ise baka. dedi. yi yaptnz ve
Kern'e alacan dedikten sonra onu nian barakasna kadar gtrd: Delikanl, yer yzndeki insanlara
muhabbet besyen son iyi yrekli yarat, yani Leopold Potzloch'u yakndan tanmanz isterim. u
grdklerinizin iinden kendinize bir eyler sein, htra olarak. Satmak iin elbette. Akl banda birisi hibir
hatray alkoymaz. Hayatn tadn karmaktan baka bir ie yaramazlar da. Hem siz biraz satclkla
geineceksiniz, deil mi? Aramzda kalsn elbette...
Potzloch: Seyreyle dnyay panoramas ynnde gzden kayboldu. Steiner: Haydi iine bak! dedi
Hrdavat her vakit ele geer. Sen kk ve hafif eyler almaa bak. Potzloch caymadan elini abuk tut.
Fakat Potzloch caymad.
Tersine, Ker'in ayrd sigara tablas, tarak ve zar gibi eylere ek olarak bronzdan plak ilh heykelini
de kendiliinden verdi: Kk ehirlerde size nemli baar salar bunlar diye akladktan sonra alayc
alayc gld ve burundan takma gzln tuttu: Kk ehrin insan u cinsi heyecan iyi tanr. phesiz
ben genel evi falan olmyan kk ehir demek istiyorum... Haydi bakalm Kern, kadere rza! Ben imdi,
elence yerlerinden alnan vergi yksek konulu br konferansa gitmek mecburiyetindeyim. Elence
vergisi, nasl tam asrmz uygun bir isim deil mi? Bu i iin bir mkfat konulacak yerde.
Steiner: Kederli olmakla haklsn, dedi Eski Yunann kahramanlar bizim bugnn duygulu bir lgn
kadnmzdan daha ok alard. Onlar, kederi ilerine atmamak gerektiini biliyor-dular. Bizim idealimizse bir
heykelin hareketsiz cesurluundan farksz. Kederli ol ki, ondan abuk kurtulasn!
Lilo: Mahzunluk bazen insann elde edebilecei son mutluluktur, dedi ve Kern'e bir tabak dolusu salal
bor orbas uzatt.
Steiner, glmsedi ve kadnn salarn okad:
Benim kk kozmopolitim, u anda senin iin en son mutluluk iyi bir yemektir. Eski bir askerin bilgisi.
Senin de bir asker olduunu hatrdan karma. Daha dorusu.bir nc, bir keif mf-
171
rezeslsin. Dnya hemeriliinin bir istihkm eri. Uak ile bir gnde 10 devletin gmrk snrlar zerinde
utuun zaman unu greceksin. Herbirinin tekine ihtiyac vardr ve hepsi de demir ve barut ile boazlarn
kadar silhlanm birbirlerine kar-, hazrlanyorlar. Bu byle skmez. Sen ilk Avrupallardan birisin. Bunu
unutma ve bununla n.
Kem glmsedi : Bunlarn hepsi gzel eyler. Bununla ben de nyorum. Fakat bu akam yalnz
kalnca ne yapacam?
Kern, gece treniyle Viyana'dan ayrld. En ucuz trenen en ucuz mevkii ile ve hayli dolaarak Insburck'a
vard. Buradan sonraki yoluna yaya devam etti ve onu yanna alacak bir otomobil kollamaa balad. Akam
st bir konukevine urad ve doyurucu oiduu kadar ucuz bir porsiyon patates kzartmas yedi. Gece de bir
samanlkta uyudu. Bu ii yaparken, mahpusta rastlad hrszn retmi olduu usulden yararland. Yatt
yer ok mkemmeldi. Ertesi sabah, onu Landeck'e kadar gtren bir otomobil buldu. Otomobilin sahibi,
direktr Potzloch'un hediye ettii ilahelerden birini be iline satn ald. Akam zeri yamur ba. lad. Kern,
kk bir konukevinde kald ve birka odun kesici ile Tarok oynad. Bu ide ilin kaybetti. Fakat sonra
yatmak iin de iki ilin verince bsbtn can skld ve bylece uyudu. Ertesi sabah yine yola devam etti. Bir
otomobil durdurdu. Fakat arabann sahibi yanna almak iin ondan be ilin istedi. Otomobil, 5000 ilin
deerinde bulunan bir Austra - Daimler'di. Kern, kabul etmedi. Daha sonra bir kyl onu arabasna ald
kocaman bir dilim tereyal ekmek de hediye etti. Akam yine samanlkta uyudu. Yamur yayordu. Kern,
bu biteviye rltya uzun zaman kulak kabartt ve slak samann insan heyecanlandran eki kokusunu
koklad. Ertesi gn, Arlberg geidini trmanp geti. Tam yukarya varp ta bir jandarma tarafndan
yakaland srada ok yorgundu. Buna ramen, bisikletli jandarmann yanndan yryerek t St. Enton'a
kadar olan yolu yine geri dnmee mecbur kald. Burada bir gece alkoydular. Bir dakika bile gzne uyku
girmedi; nk Viyana'dan geldiini anlayarak hkm giymesi iin yine oraya gnderilmesinden korkuyordu.
Fakat Kern'-in, sadece snr gemekte olduuna inanarak ertesi sabah serbest braktlar. Bu defa Kern
jandarma tarafndan yakalanmasna
172
sebep olduunu dnerek, valizini Feldkirchen'e kadar trene verdi. Bir gn sonra Kern de Feldkirchen'e
vard, valizini ald ve geceyi bekledi. Sonra soyundu ve Ren nehrini gemee balad; valizini ve elbiselerini
elleriyle bann stnde tutuyordu. Artk svire'deydi. Hep yrd. Bundan sonra valizini trene verdi ve
kendini Zrich'e kadar alacak bir otomobil bulmakta glk ekmedi.
Kern, merkez garna vard zaman ikindi zeriydi. Valizini emanetiye brakt. Ruth'un adresini biliyordu,
fakat gndzn o-raya gitmek istemiyordu. Bir sre istasyonda kaldktan sonra civardaki yahudi
dkknlarndan, mltecilere yardm komitesinin bulunduu yeri soruturdu. Arad adresi br orap
maazasndan renerek oraya gitti.
Onu, gen bir adam karlad. Kern, snr dn gemi bulunduunu anlatt.
Gen adam : Serbest mi getiniz? diye sordu.
Hayr.
Evraknz var m?
Kern, adama hayretle bakt : Evrakm olsayd burada ne i-im vard?
Yahudi misiniz?
Hayr. Yar Yahudi.
Dinniz?
Hristiyan.
Demek hristiyansmz! O halde size pek az yardmda bulunabiliriz, imknlarmz pek dar, ve bir din
teekkl olduumuz iin her eyden nce -siz de hak vereceksiniz, kendi dinimizden yahudilere yardm
ediyoruz.
Kern : Anlyorum, dedi. Babam yahudi olduu iin Almanya'dan katm. Siz ise burada bana, anam
hristiyan olduu in yardm edemiyeceinizi sylyorsunuz, gln dnya!
Gen adam, omuzlarn siikti : ok zgnm. Fakat bu iler iin elimizde sadece unun bunun verdii
zel balar var.
Kern : Kendini bildirmeden birka gn nerede kalabileceimi de sylemez misiniz hi deilse? diye
sordu.
Maalesef hayr. Bu ii hem yapamam, hem de msaade yok. Kaytlar ok sk ve biz bunlara harfi harfine
uymak zorundayz.
173 ~
Polise gidip bir ikamet msaadesi istemelisiniz.
Kern: yle dedi. Bu ite ihtisasm vardr.
Gen adam, ona bakt : Rica ederim, hele birazck bekleyin ve arkada bir yazhaneye gidip hemen
dnd : Haktan olarak size yirmi franlk bir yardm yapabileceiz. Maalesef bundan fazlasn yapmamza
imkn yok.
ok ok teekkr ederim. Bu kadar fazlasn beklememitim bile.
Kern paray byk bir zenle katlad ve para antasna soktu. u anda sahip olduu tek svire parasyd.
Sokaa knca bir durdu. Nereye gideceini kestiremiyor-, du. Arkasndan birisi : Az bakar msn Bay
Kern, diye biraz a-layla seslendi.
Kern, arkasna dnd ve olduka k giyinmi olan aa yukar kendi yanda bir genle karlat.
Delikanl glmsyor-du : Korkmayn. Ben de oradaydm. Bunu sylerken de yahudi cemaati merkezinin
kapsn iaret ediyordu. Zrich'e ilk geliiniz, dei! mi?
Kern, ona bir an gvensizlikle baktktan sonra : Evet dedi. Hatt svireye de ilk geliim.
Ben de byle dnmtm. Affedersiniz amma size bir ey syleyeyim mi? Demin beceriksizlik ettiniz.
Hristiyan olduunuzu sylemekliinize hi de lzum yoktu. Ne ise ki buna ramen yine yardm grdnz.
sterseniz size baz bilgiler verebilirim. smim Binder'dir. Haydi beraber kahve ielim mi?
Evet memnunlukla. Buralarda bir mlteciler kahvesi ya da buna benzer birey bulunur mu?
Bir sr. Fakat en iyisi biz Greif kahvesine gideriz. Hem buraya ok uzak deildir, hem de polis daha pek
bilmiyor. Hi olmazsa imdiye kadar olay falan kmad.
Greif kahvesine gittiler. Bir yumurtann tekine benzedii kadar buras da Viyanadaki Sperl kahvesinin
tpksyd.
Binder: Nereden geliyorsunuz? diye sordu.
Viyana'dan.
yle ise baz eyler renmeniz gerekiyor. Beni dinleyin. phesiz polisten ksa bir ikamet msaadesi
almanz kabil. Fakat sadece birka gnlk elbette. Ondan sonra isvire'den ay-
_ 174
rlmak gerekir. Evraknz olmadan bu msaadeyi koparma talihi, niz u anda yzde iki bile deil. Derhal
snr dna karlmanz ise aa yukar yzde 98'dir. Bu tehlikeyi gze almak ister misiniz?
Hibir zaman.
ok doru. Bundan baka da bir yl yl, be yl veya daha fazla iin svire'ye bir daha girmeniz hemen
yasaklanr. Duruma gre. Ele geerseniz de hapishane.
Kem : Bunu biliyorum, dedi <^her yerde olduu gibi.
l. Kaak plarak kalabildiiniz sre bu tehlikeleri nlemi oluyorsunuz. lk defa ele geinceye kadar. En
akllca olan ve en iyi sonu veren davran da budur.
Kern bayle dorulad : Peki i imknlar nasl?
Binder gld : imknsz. svire kck bir memleket. Zaten kendi isizleri de haddinden fazla.
Demek hep ayn ey : Msaadeli veya msaadesiz alktan lmek ya da nizamlara toslamak.
Binder: Tastamam byle diye hemen cevap verdi. imdi gelelim mntka meselesine, Zrich ok
scaktr, yani polis durmadan aratrr. Hem de sivil polis olduu iin daha fena. Burada ancak profesyoneller
tutunabilirler. Amatrler iin kabil deil. u anda Fransz sviresi iyidir. zellikle Cenevre. Hkmet
sosyalisttir. Tessin de fena deil, amma ehirleri pek kktr. Siz nasl alrsnz? Perdahl m, yoksa
perdahsz m?
Bu da ne demek?
Bunun anlam : Sadece yardm koparmaa m abalarsnz, yoksa bir i yapmakla beraber yannzdaki
teberiden da satmaa m alrsnz?
Biraz sat yapmak niyetindeyim.
Tehlikeli. le bir tutuyorlar. Cezas iki kat. Msaadesiz i-kamet ve msaadesiz i. Hele ihbar edilecek
olursanz.
hbar m?
Bu ilerde ihtisas bulunduu belli olan Binder, karsndakinin bilgisini arttrmaa alan sabrl bir tavrla
: Azizim, dedi ben bir defa, sizin Franklarnzdan ok milyonlar olan bir Yahudi tarafndan ihbar edildim.
Herif, Basel'e kadar bir tren bileti alabilecek bir para istediim iin fkelenmiti! te byle!
175
Eer bir ey satarsanz ufak tefek eyler olsun. Kurun kalem, kundura balar, dme veya lstik, di
fras veya bu gibi ey-le. Yannza sakn bir valiz, bir sandk, hatt bir evrak antas bile almayn. nk
anta yznden bile enselenenler oldu. Hepsinin iyisi, bunlar ceplerinizde tamak. Hem bylesi
sonbaharda kolaydr, nk u srada pekl bir pardes giyebilirsiniz. Neler satyorsunuz?
Sabun, esans, tuvalet suyu, taraklar, engelli ineler ve byle eyler.
Gzel. Bir eyin deeri ne kadar az olursa kn da o nis-bette fazladr. Ben esas itibarile al verile
megul deilirrr. Badece yardmlarla geiniyorum. Bu suretle, msaadesiz i yasana aykr hareket etmiyor
ve yalnz dilencilik yapmak ya da isiz gsz takmndan olmak suunu iliyorum. Adresler konusunda
naslsnz? Bildiiniz adresler var m?
Ne gibi adresler?
Binder, arkasna yaslanarak Kem'e hayretle bakt ve : Aman yarabbi! dedi. En nemli ey, kendilerine
bavurabileceiniz kimselerin adreslerini demek istiyorum. Bir evden tekine tavsiye ile dolamazsnz ya.
Byle yaparsanz iiniz gnde tamamdr.
Binder, Kern'e bir sigara ikram etti ve: Ben size, gvenebileceiniz bir sr adres vereceim, diye
devam etti : Bunlar sofu Yahudiler, melezler ve hristiyanlar diye e ayrabiliriz. Bunlar iin sizden para
alacak deilim. Ben ilk aldm yirmi frank bu uurda harcadm. Bunlardan bir ksmnn ban pek ek
artyorlar phesiz. Fakat ne de olsa insana fazla glk karmazlar.
Binder, Kern'in elbisesini szyordu: Esvabnz yolunda! svire'de bunu gzetmeli; hafiyeler yznden.
Hi deilse pardes iyi olmaldr, phe uyandrabilecek kadar para para bir esvab rter hi olmazsa.
Geri, iyi ve temiz bir esvabnz da olsa yardmlarn sizden esirgeyecek hayli insan var. Anlatabilecek ilgin
bir maceranz bulunur mu?
Binder, yle bir bakt ve Kern'in gzlerindeki anlam fark-ederek Azizim dedi. u anda ne
dndnz biliyorum. Bir zamanlar ben de sizin gibi dnmtm. Fakat inann ki yoksul-
176
lukta tutunabilmek bile san'at oldu artk. Ltufkrlk ise ok g. lkle ve pek az st veren bir inekten baka
bir ey deildir. ylelerini tanyorum ki, daarcklarnda anlatlacak serveni birden bulunur. Birisi fazlaca
duygulu, bir tanesi sert ve birde birka franklk yardm yapacak herifin isteine gre her kalba girer cinsten.
Fakat bunlarn nn de esas noktalar hep ayndr. Yoksulluk, gurbet ve alk.
Kem : Bilirim dedi, Hem bu yan hi dnmemitim. Yalnz, sizin bu kadar ok eyi, hem de ok iyi
bilmenize atm.
yllk ok dikkate deer bir hayat savandan kazanlan youn bilgi. Evet, ben artk yrtldm. Fakat
benim gibisi az bulunur. Mesel erkek kardeim hi de byle deildi. Bir yl nce beynine bir kurun skt.
Binder'in yz bir an kart, fakat sonra eski halini ald. Ayaa kalkt : Nereye gideceinizi bilmiyorsanz
geceyi bende geirebilirsiniz. Bir haftalk gvenilir bir yer ele geirdim de rastlantyla. zinini geirmek iin
ehirden uzaklaan Zrich'li br dostumun odas. Saat onbirden itibaren buradaym. Saat onikide polis
kontrol balar. Onikiden sonra ok dikkatli olun. Bu saatten sonra sokaklarda vzr vzr hafiyeler dolar.
Kem : svire'de oturabilmenin olana kalmama benziyor, dedi. ok kr ki, size rastladm. Sz
olmasaydnz daha ilk gnden enselenecektim galiba. Size can ve yrekten borluyum. Bana fazlasyle
yardm ettiniz.
Binder: Bizim gibi felein tokatm yemi insanlar arasnda byle eyler ok olaandr diye cevaplad.
Mltecilerin bu igd arkadal canilerin arasndaki dayanmay andrr. Her-birmizin yarn zor bir
duruma der ve yardm isteyebiliriz. Demek, saat on birde burada buluacaz, belki!...
Binder, kahvenin hesabn grd, elini Kern'e uzatt, gvenle ve kibar bir tavrla kp gitti.
Kern, hava kararncaya kadar Greif kahvesinde kald. Bu arada bir ehir rehberi getirtti ve Ruth'un
oturduu eve giden yolu iaretledi. Bundan sonra kahveden ayrld. i ok skntl ve sinirleri ok gergin bir
halde caddelerde ilerlemee balad. Evi buluncaya kadar bir yarm saat geti. ehrin sapa ve sessiz bir
__ 177 _
kesinde bulunan bu byk ev, ay altnda bembeyazd. Kern kapnn nnde durdu. Kapnn geni
pirin tokmana bak. t zaman sinirlerindeki gerginlik birden geveyivermiti. Ruth'u bulmak iin sadece
bir merdiven yukar kmas gerektiine adet inanamyordu. Btn bu etin aylardan sonra bu hareket ona
ok kolay geliyordu. Kern bu kadar kolaya almamt. Yukar pencerelere doru gzlerini dikti. Belki de
Ruth evde deildi. Hatt belki de Ruth artk Zrich'te de deildi.
Kern, byle dnerek evin nnden geti. Birka ke ileride bir ttnc dkkn vard. Oraya girdi.
Tezghn arkasnda ters suratl bir kar ortaya kt.
Kern : Bir paket Parisienne isterim. dedi.
Kadn, Kern'in nne doru ufak bir paket ittikten sonra tezghn altndaki bir sandktan kibrit alp
sigaralarn stne brakt. Kibrit, birbirine yapm iki paketti. Kadn bunu grnce hemen birini ayrp yine
sanda att ve : 50 Rappen, dedi.'
Kern, paray verdi ve Bir de telefon edebilir miyim? diye sordu.
Kadn, ban sallad : Telefon u sol kededir.
Kern, telefon rehberinde Neumann'larn numarasn arad. Bu ehirde yzlerce Neumann vard. Sonunda
aradn buldu. Reseptr ald ve numaray syledi. Tezghn arkasndaki kadn durmu dikkatli dikkatli ona
bakyordu. Kern, fkeyle srtn kadna evirdi. Kar tarafn cevap vermesi epeyce uzun srd.
Kern, siyah deliin iine doru : Matmazel Holland'la konuabilir miyim? diye sordu.
Kim konuuyor?
Ldvvig Kern.
Telefondaki ses bir saniye sustuktan sonra soluu kesilmi bir halde : Ldvvig! dedi. Sen misin
Ldvvig?
Kern : Evet derken kalbinin birdenbire eki gibi sert sert vurduunu hissetti : Evet benim. Bu konuan
da sen, sen misin Ruth? Sesini tanmamtm. imdiye kadar telefonla hi ko-numamtrk ki!
Neredesin bana nereden telefon ediyorsun?
Burada, Zrich'deyim. Bir ttnc dkknndan.
Burada m?
178
Evet, senin oturduun caddede.
Peki ne diye hemen geliniyorsun? Bir ey mi oldu, yoksa?
Hayir. Olup biten bir ey yok. Bugn geldim. Artk bu ad-resten gitmi olacan dndm de. Nerede
buluabiliriz?
Burada. abuk buraya gel.. Evi biliyor musun? kinci kattaym.
Evet biliyorum. Fakat bu olur mu? Yani yannda oturduun insanlar yok mu?
Yanmda kimseler yok. Yapayalnzm. Hepsi de hafta sonu tatiline gittiler. Haydi gel.
Peki.
Kern, ahizeyi yerine brakt ve dalgn dalgn etrafna baknd. Sanki buras deminki dkkn deildi. Sonra,
tezgha giderek: Bir konuma ka kuru? diye sordu :
10 Rappen.
Sadece 10 Rappen mi?
Kadn, nikel paray parlatarak : Yeter derecede pahal, dedi. Sigaranz unuttunuz.
Ha... Sahi.
Kern sokaa kt. imdi komyacam, diye aklndan geirdi. Sokakta koan insan muhakkik ki, pheyi
eker. Ben kendimi tutacam. Byle bir durumda Steiner de komazd. Tabi yryeceim. Halimden kimse
bir ey sezmemeli. Fakat pekl daha abuk yryebilirim. Hatt ok daha hzl yryebilirim. Bu ekilde
komaktan daha hzl da gidebilirim.
Ruth merdivenin st banda duruyordu. erisi karanlk olduu iin Kern kz glkle grebiliyordu. Ksk
bir sesle acele acele : Dikkat et! dedi. or kirliyim. Eyalarm hl istasyonda olduu iin ykanp st ba
deitiremedim.
Gen kz cevap vermedi. ne doru eilmi bir halde merdiven sahanlndan sarkm, Kern'i bekliyordu.
Kern, merdivenleri trmand. te, Ruth birdenbire yanndayd. Hayat kadar scak ve hayattan da gerek olan
Ruth'u yan banda duruyordu.
Gen kz sesini karmadan Kern'in kollar arasnda duruyordu. Delikanl, Ruth'un soluklarn ve sandan
kan kokuyu hissediyordu. Kern, hi kprdamyor, fakat etrafn kaplyan bu
179
temiz karanlk hareket ediyordu. Delikanl, Ruth'un alamakta ol-duunu farkederek rastgele bir hareket
yapt. Ruth ban delikanlnn omuzlarna vurarak: Beni halime brak, dedi, imdi kendime gelirim.
Aadaki bir kap almt. Kem, ar dikkatle arkasna dnd, hi sezdirmeden kenara ekildi ve
merdiveni gzden geirdi. Ayak sesleri oldu. Bundan sonra bir elektrik dmesinin kard ses duyuldu ve
etraf aydnland. Ruth, rkmt : Gel, abuk gel! diyerek delikanly kapya doru srkledi.
Naumann ailesinin yemek odasnda oturuyordular. Kem, u-zun bir ayrlktan sonra ilk defa yine bir aile
yuvasnda oturuyordu. Oda, dayankl maun mobilyalar, modern bir acem hals, su-lerlne rt gemi
aralkl birka sandalye ve renkli ipek abajur lmbalarla orta halli denmiti; hatta denii pek te beenin
deildi. Fakat Kern'e bir bar hayali, bir gven ve sessizlik gibi grnd.
Delikanl, Ruth'a : Pasaportunun sresi ne vakittenberi bitti? dedi.
Ruth bfeden iki bardak ve bir ie ald: Yedi hafta oluyor, Ldvvig.
Uzatlmasn istemedin mi?
Evet. Buradaki Zrich konsolosluumuza gittim. Fakat bu isteimi reddettiler. Zaten ben de baka trl
bir muamele beklememitim.
Geri ben de yle. Her ne kadar hl yeni bir mucize bekliyorsam da! yle ya hkmet, bizleri dman
saymyor mu? Hem de tehlikeli dmanlardan.
Ruth, bardaklar ve ieyi masaya brakarak : Bana gre hava ho dedi. u anda senin yanndaym,
artk hibir eyi nceden dnmyorum, bu kadar bile fazla.
Kem gld ve kz omuzlarndan yakalayarak ieyi gsterdi : Bu da ne? Konyak m?
Evet. Neumann ailesinin en nefis konya. Sen yine buradasn diye berber imek istiyorum. Ah sensiz
geen gnlerim yle mthiti ki! Senin hapiste olduunu bilmek beni bsbtn bouyordu. O haydutlar sana
vurdular da... Hem btn bunlar benim yzmden bana geldi.
180
Ruth, delikanlya bakt ve glmsedi. Fakat Kern, onun heyecanlanm olduunu farketti. Gen kzn sesi
deta fkeliydi. Bardaklar doldururken eli titriyordu. Bir defa daha : Ah ne mthi eyler oldu! dedikten
sonra barda delikanlya uzatt : Ne ise, artk yine yanmdasn!
Beraber itiler. Kern : Hi de berbat deildi... dedi. Berbat deildi gerekten...
Ruth, bardan kaldrd. Bir yudumda dikmiti. Kollarn Kern'in boynuna dolad ve onu pt : Seni bir
defa daha koyuver-miyeceim, diye mrldand : Asla!
Kern, gen kza bakt. imdiye kadar Ruth'un byle olduunu hi grmemiti. Gen kz bsbtn
deimiti. nceleri aralarnda glge gibi duran bir para yabanclktan eser yoktu. Ruth, iyice karar vermi
bir halde orada duruyordu ve Kem ilk defa, bu gen kz vcudunun kendisine ait olduunu hissediyordu. Bu
duyguyu evvelce hi bir zaman tam bir gvenle duymamt.
Kern: Ruth dedi. sterdim ki, tavan ikiye blnsn ve bir uak gelip bizi, insanlarn, pasaport ve ikmet
izni nedir bilmedii bir palmiyeler ve mercanlar adasna uursun.
Gen kz, Kern'i yine pt : Korkarm ki, Ldwig, byle eyleri onlar da rendiler. Muhakkak ki,
palmiyeler ve mercanlarn altna onlar da istihkmlar, toplar, sava gemileri yerletirdiler ve Zrich'tekinden
ok daha fazla kolluyorlar.
Evet, oras yle. Haydi bir bardak daha ielim, ve ieyi doldurdu : Fakat artk Zrich de tehlikeli oldu.
Burada uzun sre sakl kalmann imkn yok.
yle ise buralardan gidelim.
Kern, odaya, damal perdelere, arkalkl sandalyelere ve sar ipekli lmbalara baktktan sonra: Ruth
dedi. Seninle buralardan gitmek harikulade olacak ben mrmde bundan bakasn da hayal edemezdim.
Fakat bu odada grdklerine ve o zaman veda etmek gerekeceini unutma. O zaman sadece gizlenmek,
oseler ve saman ynlar, kk ve yoksul grnl pansiyon odalar ve biraz mutlu olabileceimiz
zamanlarda, polis korkusu ve hapishane bekliyecek.
Biliyorum. Fakat ne nemi var. Bundan dolay zlmen hi gerekmez. Muhakkak buradan gitmeliyim.
Artk burada daha fazla
181
kalamayacam. Resmen mracaat etmedim diye bu ailenin polisten d patlyor. Gidersem ok memnun
olurlar. Ldvvig, benim daha biraz param var. Hem sana satta yardm ederim. ok fazlaya mal olmam
sana. ok pratik olduumu sanyorum.
Kern : Ya dedi. Hatt biraz paran da var ne demek satta da yardm edeceksin! Eer biraz daha
devam edecek olursan kocakar gibi uluya uluya alayacam. Beraberinde ok teberin var m?
ok deil. Kullanmayacam eyleri burada barkarm.
yi. Peki senin kitaplar ne yapacaz. Hele u kaln kimya kitabn? imdilik burada brakalm m
kitaplar?
Ben kitaplarm sattm. Bana Prag'da vermi olduun d tuttum. nsann eskiye ait hibir eyi yanna
almamas lzm. Evet hibir eyi almamas gerek. Geriye de bakmamal. nsan yorgun dnmekten baka
bir eye yaramyor. Kitaplarsa bizi sadece bedbaht yaptlar. Ben btn kitaplarm sattm. Hem zaten
yanmda srklemek iin pek fazla ardlar.
Kem, glmsedi : Hakkn var Ruth, sen pratik olmusun. Bana kalrsa nce Luzern'e gidelim. Bunu bana,
svire zerine iyi bilgisi olan George Binder adnda birisi tavsiye etti. Orada pek ok yabanc bulunduu iin
gze arpmyormu, hem polisi de yle pek sk deilmi. Peki ne vakit gideceiz?
br sabah erken erken. O zamana kadar burada kalabiliriz.
l. Yatacak bir yerim var. Yalnz saat on ikiye kadar Greif kahvesinde olmalym.
Saat on ikiye kadar Greif kahvesine gidemiyeceksin. Sen burada kalacaksn. Ldvvig! br sabahtan
nce Sokaa kmya-caz. Yoksa korkudan lrm.
Kern gen kza hayretle bakt : Nasl olur? Evde hizmeti ya da herhangi birisi yok mu, bizi ele
vermesin?
Hizmeti kz pazartesi sabahna kadar izinli. Saat on biri krk gee treniyle dnecek. tekiler de leden
sonra te. O zamana kadar vaktimiz var.
Kern : Ey ulu tanrm! dedi. Demek bu kadar uzun bir sre btn bu ev bizim?

Evet.
182
Demek bu salonda yatak odas ve ayr yemek odasyle, bu iek gibi bembeyaz masa rts,
porselenleri ve ne bileyim ben gm atal baklar ve elma kesmek iin zel baklar ve kk fincanlarda
iilen kahvesiyle, radyosuyle btn bu ev bizim kendi malmzm gibi burada yaayabileceiz.
Evet btn bunlar bizimmi gibi! Ben de yemek piirip kzartmalar hazrlayacam ve senin erefine de
Sylvia Neumann'-n tuvaletini giyeceim.
Ben de bay Neumann'n smokinini. Biraz byk gelse de! Hapisteyken kibar alemi dergisinden
rendim nasl giyinileceim...
Smokin sana ok da yaraacaktr.
Kern : Harikulade. Bu akam kutlamalyz, diye ayaa frlad. O halde scak bir banyo ile bol bol
sabuna da kavuabilirim, ha? Uzun zamandr bundan yoksundum. Hapiste bir eit lizoll kpkten baka
bir ey bulamazdk.
Elbette! Hem de dnyaca tannm Kern-Far tuvalet suyu kartrlm scak bir banyo...
Oysa ben btn tuvalet sularm satmtm.
Fakat bende bir ie daha var. Prag'daki sinemada bana hediye ettiin ie. Hani beraber geirdiimiz ilk
akam vermitin. imdiye Kadar sakladm.
Kern : Mutluluun en yksek tepesindeyiz, dedi. Ey ilhi Zrich ehri! Ve sen, sen de beni aryorsun
Ruth! lerimiz dzelmee balyor.
X
Kern, Luzem'de ticar mavir Amold Oppenhaim'm villsn iki gn deta devaml muhasara etti. Drt
orman glne bakan bir tepe stndeki bu beyaz ev bir kaleyi andryordu. Meslekten yetime Binder'in
Kern'e hediye ettii adreslerin arasndaki Op-penheim'n ismi arkasnda u not vard: Alman, Yahudi, verir,
fakat ancak sktrlmak artyle. Mltecidir. Siyonizmden hi sz amamal.
Kern sonunda nc gn kabul edildi. Oppenheim onu ka-smpatlar ve ieklerle dolu byk bir bahede
kabul etti. Op-
183
pemheim, sk bykl, etli ve kt parmakl, ne'eli ve gl kuvvetli birisiydi.
Kern'e : Doru Almanya'dan m geliyorsunuz? diye sordu.
Hayr. Ayrlal iki yl geti.
Peki neresindensiniz?
Dresden'denim.
Oppenheim Ya, demek Dresden'densiniz! diyerek parl parl dazlak kafasn okad ve hayran hayran
iini ekti: Dresden ne gzel ehirdir. Gerek bir incidir. Hele o Brhl terasas ne kadar da ilgintir, deil
mi?
Kern : Evet dedi. Scaktan bunalmt ve Oppenheim'tn -nndeki ta masann stnde duran zm
suyundan bir bardak imeyi yle can ekiyordu ki! Fakat Kern'e bir bardakk ikram etmek Oppenheim'i
aklna bile gelmedi. Gemii hatrlamak ister gibi berrak havaya bakyordu : ...Hele o burlar, saray, ga.
leriler... phesiz siz bunlar gayet iyi bilirsiniz, deil mi?
Pek o kadar deil. Daha ziyade dtan tanrm.
Oppenheim, sitemli sitemli ona bakarak: Fakat aziz ve gen dostum. dedi. Bunlar tanmayasnz!
Alman barok tarznn bu asl rneklerini bilmeyesiniz? Daniel Pppelman'dan bahsedildiini iitmediniz mi?
Tabi, elbette iittim, Kern, Barok tarznn bu nl stad zerinde hi bilgisi olmamasna ramen sadece
Oppenheim'e ho grnmek iin bu cevab vermiti. Oppenheim, arkalkl sandalyesine yaslanmt : Ha,
yle! dedi. Evet, bizim Almanya'mzn bir ei daha yoktur, yle deil mi?
Muhakkak ki yle. Hem byle olduu da ok iyi.
yi mi? Ne gibi? Bu sznzle ne demek istiyorsunuz?
ok basit. Yani yahudiler iin iyi demek istemitim. Baka trl olsayd hepimiz mahvolup giderdik.
Ha anladm. Politika alnamnda. Hele bakn, mahvolmak, mahvolmak ha! Ne de byk lflar ediyorsunuz!
Azizim szlerime inann ki bugn mbalada pek ileri gidiliyor. Ben gayet gvenilir bir kaynaa dayanarak
sylyorum. ler hi te sizin sandnz kadar berbat deil.
Ya?
Oppenheim, ne doru eildi ve sesine mahrem bir ahenk
184
vererek: Muhakkak dedi vs ilve etti: Aramzda kalsn amma, bugn olup biten eylerden dolay bizzat
Yahudilerin de epey suu var. Azizim, bana inann ki, suunuz pek ok. Hem ben de sylediimi de
biliyorum. Yahudilerin yapt eylerden pek ou hi te yle gerekil deildi ve ben bu ilerden iyi anlarm!
Kem, acaba bana ne kadar para verecek, diye dnd. Verecei miktar Kern'i acaba Bern'e kadar
gtrmee yetecek miydi?
Oppenheim, zm suyundan bir yudum alarak: Mesel u dou Yahudileri meselesini, yani Galiya'dan
ve Polonya'dan g edenleri ele alalm, diye aklad. Btn bunlarn Almanya'ya g etmelerine lzum
var myd? Hakikaten bu adamlarn Almanya'da ne ii vard? Buna hkmet kadar ben de karym.
Neticede, Yahudi Yahudidir. Fakat bu yal kaftanl ve pis adamlarla asrlardanberi yerlemi eski Yahudi
burjuva aileleri arasnda nasl bir ba bulunabilir?
Kern, hi dnmeden : Birisi daha nce g etmi, tekiler de daha sonra dedi ve bunu syledikten
sonra kendi de rkt. Oppenheim' hibir suretle kzdrmak istemiyordu.
Ne ise beriki hibir eyin farknda olmad; kafasndaki meselelere yle dalmt ki: Birinciler; iyice
Almanlam olan mkemmel ve deerli mill vatandalar; tekiler yabanc muhacirlerdir. Fark bu, azizim!
Bizim bu adamlarla ne al veriimiz var Hi, hibir ey! Onlar Polonya'ya brakmak gerekirdi.
Fakat oras da istemiyor.
Oppenheim, geni bir el hareketi yapt ve Kern'e kzgn bakt: yi ama bunun Almanya ile ne ilgisi var! Bu
i bsbtn bambaka bir ey. Objektif olmal. Ben, herkese uyup bir eyi ktlemekten nefret ederim.
Oradakilerin bir eyler yapt muhakkak ve insan Almanya aleyhine istediini syliyebilir. Fakat bir eyler de
elde ettikleri muhakkak. Bunu siz de kabul edersiniz, yle deil mi? Kern Tabi derken yirmi frank diye
dp-d. Drt gnlk pansiyon paras. Belki daha fazla da verir.
Bu iler olurken de ferdin veya belli zmrelerin zarar grmesi Oppenheim hafife soludu: Evet byle
eyler politikann sert icaplarndandr. Byk siyaset hi bir ar duygululuk tanmaz. Bunu kabul
etmekliimiz gerekir.
phesiz...
185
Oppenheim: Bakn, dedi halk megul ediliyor. Mill haysiyet ykseltiliyor. Bu arada ar hareket edildii
de muhakkak. Fakat balangta byle eyler olur. Bunlar geecek. Siz sadece bizim ordumuza bir bakn.
alacak gibi deil mi? imdi yine gerek deerimize kavutuk. Byk ve savaa kabiliyetli bir ordudan bir
millet hitir bir hitir azizim.
Kem: Ben bu iten hi anlamam, dedi.
Oppenheim delikanlya ters ters bakt ve: Fikrimi anlamanz icap ederdi, diye aklad. Hele bir yabanc
memlekette olunca. Bir sivrisinek yakalad ve ihtimamla ezdi. imdi tekiler bizden yine korkuyorlar ve
bana gvenin azizim, korku her eydir. Ancak kar taraf korktuu zamandr ki, bir ey elde edilir.
Kern: Bunda haklsnz dedi.
Oppenheim, zm suyunu sonuna kadar iti ve bahede birka adm yrd. Aadaki gl, gkyznden
dm mavi bir levha gibi ldyordu. Deimi bir sesle: Peki sizin iiniz neydi? diye sordu. Nereye
gitmek istiyorsunuz?
Paris'e.
Ne diye doruca Paris'e?
Bilmem! Bir ama olsun diye. nsan, ban sokacak bir yeri orada daha kolay buluyormu.
Ne diye svire'de kalmyorsunuz?
Kern'in birden soluu kesilmiti deta: Sayn Bay Oppenheim, dedi. Eer bunu yapabilseydim. Burada
kalmaklm iin bana yardm edebilseydiniz. Belki bir tavsiyeniz... Ya da bana i vermeyi kabul etseydiniz...
Eer siz isminiz...
Oppenheim, delikanlnn lfn acele acele kesti: Ben hi bir ey yapamam. Evet, katiyen hi bir ey
yapamam. Zaten ben bunu demek istememitim. Sadece renmek istemitim. Her ne ekil de olursa olsun
siyasette bitaraflm muhafaza etmekliim gerek. Hi bir meseleye karmaklma imkn yok.
Fakat bu siyas deil ki!
Bugn her ey siyasdir. Ben isvire'nin konuu bulunuyorum. Hayr, hayr bana byle teklifler
yapmaynz.
Oppenheim'in gvensizlii gittike artyordu: Benden baka ne istiyorsunuz?
186
Kern, cebindeki teberiden bir kan kard: Bu nem. siz eyler iinde acaba size lzm olan bulunur
mu? diye sormak istemitim.
Oppenheim; Neleriniz var? Esans m? Tuvalet suyu mu? Katiyen istemem, diyerek ieleri kenara itti.
Sabun mu? Ha, olur. Sabun her zaman iin kullanlabilir. Gsterin bakaym! Gzel. Bir tane brakn. Durun
bakaym... Elini cebine soktu, bir an tereddt etti parann bir miktarn geri brakt ve masann zerine iki
frank koydu. Nasl, sabunun bedeli ferah ferah -dendi, deil mi?
Hatta ok fazlasye: Sabunun bedeli sadece bir franktr.
Oppenheim, byk bir iyi kalblilikle: Brakn canm kalsn dedi. Fakat bunu baka yerde anlatmayn.
Nasl olsa fazlasye bamz artlyor.
Kern, sakin bir tavrla: Sayn Bay Oppenheim dedi. te ben de bu yzden sabunun sadece gerek
deerini almak istiyorum.
Oppenheim, delikanlya biraz da hayretle bakt: Eh!.. Nasl isterseniz. Mamaafih hi bir hediye kabul
etmemek iyi bir prensiptir. Bu benim de amacmdr.
Kern, leden sonra daha iki sabun, bir tarak ve paket engelli ine satt. Bylece toplam 3 frank
kazanm oluyordu. Sonunda daha ziyade can skntsn gidermek iin, Madam Sara Grnberg adl bir
kadnn k amarc dkknna gitti.
Salar karmakark, ve burunda takma gzlk bulunan madam Grnberg onu byk bir sabrla
dinledikten sonra: Bu i size gre deil, deil mi? diye sordu.
Kern: Hayr dedi. Hem bu i iin elim pek yatk deil galiba.
almak ister misiniz? Ben de tam envanter yapyordum. ki gnlk i verebilirdim size. Gnda yedi
frank ve iyi bir yemek. sterseniz yarn sabah sekizde balyabilirsiniz.
Kern: Seve seve dedi. Fakat...
Biliyorum ...Fakat benden lf kmaz. Haydi bakaym bana bir de sabun verin. Nasl, frank yeter mi?
Fazlasye.
187
Hi te fazlasyle deil. Hatt az bile. Haydi cesaretinizi kaybetmeyin.
Kem: Sadece cesaretle pek fazla yol alnmyor diyerek paray ald. Neyse ki, zaman zaman insann
baht glyor. Bundan fayda var.
imdi de bana dkkn toplamam iin bir ka saat yardm edebilirsiniz. Saati bir frank. Buna da talih mi
diyeceksiniz?
Kern: Evet dedi. nsann talihi yardm ederse hi bir zaman fazla dmez.
Madam Grnberg: Byle eyleri yolda m rendiniz? diye sordu.
Yolda deil fakat arada, yol almadm zamanlarda. O vakit olup bitenleri dnr ve bir eyler
renmee alrm. nsan her gn bir eyler reniyor. Hatt bazan ticaret maviri baylardan bile.
Madam Grnberg: amardan da biraz anlar msnz? diye sordu.
Ancak pek kaba ilerden. Bir sre iki ay bir enstitde diki renmitim de. Fakat yalnz ok basit eyler.
Madam Grnberg: Hi de fena deil! dedi. Ben, hatt di bile ekebilirim. 20 yl nce bir diiden
renmitim. Kim-bilir, bir gn gelir, bu yzden bahtm kazanrm.
Kern, saat ona kadar alt ve iyi bir akam yemeinden ayr be frank da para ald. Kadndan sabun iin
ald teki frankla beraber bu para iki gn yeterdi ve ticar mavir Oppenheim'n verecei yz franktan
fazla koa gidiyordu. Ruth, Kern'i kk pansiyonda bekliyordu. Binder'in adres fihristinden bulduklar bu
yerde birka gn gizli kalmak mmknd. Gen kz yalnz deildi. Kk taraadaki masa banda
kendilerinden baka birisi, yalca ve zarif bir adam vard.
Ruth: ok kr ki, gelebildin... diyerek ayaa kalkt Tasalanmaa balamtm.
Korkmana hi lzum yok. nsan korktuu zaman bana pek bir ey gelmez. Ancak byle bir ihtimali akla
getirmediimiz zamanlar bamz belya girer.
Ruth'la beraber masada oturan adam: Bu sizinkine felsefe deil, sofizm derler, dedi.
188
Kern, adama doru dnd. Adam glmsedi: Haydi gelin de benimle bir bardak arap iin. Her trl
dertten uzak bulunduumu size Matmazel Holiand sylesin. smim Vogt'tur. Bir zamanlar Almanya'da doent
idim. Haydi, itiim u son arap iesinde bana arkadalk edin.
Ne diye son ieniz oluyormu?
Zira, yarn bir sre iin pansiyona ekileceim. Yorgunum ve biraz istirahate ihtiyacm var.
Kern, bir ey anlamam gibi: Pansiyon mu? diye sordu.
Ben byle diyorum. Pekl hapishaneye de bu ad verebiliriz. Yarn polise bavuracam ve svire'de iki
aydan beri gizlice kalmakta olduumu syleyeceim. Daha nce de iki defa snr d karldm iin birka
hafta hapse mahkm edilirim. Fakat bu devlet pansiyonuna kavumak iin daha nce bir ka defa svire'de
bulunduunu sylemeli. Yoksa svire snrndan ieri girmek yasandan mahkm edilirsin ve sadece snra
kadar brakrlar.
Kern, Ruth'a bakt: Biraz paraya ihtiyacnz varsa... Bugnk kazancm yolunda da.
Vogt, reddetti: Teekkr ederim, hayr. Daha on frankm var. Bu kadar da arap ve bu gece iin yeter.
Sadece yorgunum ve bir para dinlenmek istiyorum.
Bizler buna ancak hapishanede kavuabiliriz. Elli iki yandaym. Salm da pek yolunda deil. Oradan
oraya komaktan ve saklanmaktan gerekten yoruldum. Haydi, gelin, ikiniz de yanma oturun. nsan benim
kadar yalnz kaldktan sonra byle bakalaryle beraber bulunmaktan holanyor.
Vogt, bardaklara arap boaltt: Halis Neuchtel! Gletsc-hervvasser kadar berrak ve mayhotur.
Kern: Peki amma hapishane... demek istedi.
Luzern hapishanesi iyidir. Eskiden tanrm. Hapishane ara-maklm, kendime ikram edebileceim en
lks eydir. Benim btn korkum bu isteimi baaramamak. Olur ya, beni sadece snr dna kartlmaa
mahkm edecek kadar iyi yrekli hkimlere de rastlyabilirim. O vakit yeni batan balamal. Fakat u mahut
tbirle, biz arienlere, byle eyler yahudilerden da ha ar geliyor. Bizi koruyacak ne cemaatlerimiz var, ne
de inan
189
yoldalarmz. Fakat byle eylerden bahsetmemek daha iyi ola-cak...
Vogt, bardan kaldrd: Haydi, dnyada tahrip edilemiye-cek tek ey olan gzel kavram erefine
ielim.
Bardaklar tokuturulurken berrak bir ses kardlar. Kern, serin arab iti ve zm suyu, diye aklndan
geirirken Oppenhe-im' hatrlad. Sonra Vogt ile Ruth'un yanna, masaya oturdu.
Vogt: Yalnz olmak istemitim, dedi. Fakat imdi yanmda sizler varsnz. Akam ne gzel! Hele bu
berrak sonbahar klar.
Yar aydnlanm taraada uzun sre hi konumadan otur-duler. Elektrik ampulnn ate gibi snm
camna, ge kalm bir ka gece kelebei, iri kanatlarn srarla arpyordu. Vogt, sanki u anda yakm gibi
sakin bir tavrla sandalyesine yasland, bu ensiz yz, bu berrak baklar gren Ruth'la Kern, ken bir
yzyln yzst arkada brakt bir insann hayat ve dnya ile ilgisini kestiini sandlar.
Vogt kendi kendisiyle konuuyormu gibi dalgn dalgn: Ne'e dedi Evet ne'e sabr ve ho grmenin
yzst braklm kzdr. Fakat ne yazkki, zamanmza kurban gitti. Hem daha pek ok eyler de; bilgi
alak gnlllk, imknszlk karsnda duyduumuz sakin kendini veri hep ayn kibete uradlar. Btn
bunlar bugn bkp usanmadan dnyay dzeltmee abalayan kla idealinin nnden katlar. Unutmamak
lzmdr ki imdiye kadar dnyay dzeltmek isteyenler bsbtn bozmaktan baka bir i becerememilerdir.
Hem diktatrler hi bir zaman iyi yrekli olamamlardr.
Kern: Onlarn emri altnda bulunan da yle, dedi.
Vogt, bayle dorulad. nndeki berrak araptan bir yudum aldktan sonra: kymetli bir mahfazann
cidarlarn andran dalarla evrili ve gen ayn gm gibi klar altnda prl prl ldayan gl iaret
ederek: Bunlara emredilemez, dedi. Kelebeklere ve aalarn yapraklarna da emredilemez ve un lara
da... Bunu sylerken ok okumaktan ypranm bir ka kitab gsteriyordu: Holderiin ve Nietsche. Biri,
hayat zerine en gzel vgleri yazd. teki de Diyoniyosun ne'esini tayan ilhi danslar hayal ediyordu.
Her ikisinin de sonlar ldrma
190
oldu! Tabiat herhangi bir noktadan sonrasna izin vermiyormu gibi.
Kern: Diktatrler ldrmazlar, dedi.
Elbette ldrmazlar.
Byle syleyerek Vogt ayaa kalkt ve glmsedi: Fakat akll da olamazlar.
Kern: lYarn polise sahiden gitmek niyetinde misiniz? diye sordu.
Evet yle. Haydi hoa kaln, bana yardm etmek istediiniz iin size teekkrler. Ben u aadaki gl
kysnda bir saat oturacam.
Vogt yolu yava yava indi. Etrafta kimseler yoktu ve Vogt gzden kaybolduktan sonra bile bir sr ayak
sesleri iitildi.
Kern, Ruth'a bakt. Gen kz glmsyordu. Delikanl: Kork-muyormusun? diye sordu.
Gen kz, ban hayr demek ister gibi, iki yana sallad.
Kern, Biz onun gibi deiliz, dedi. Genciz ve iin stesinden geleceiz.
ki gn sonra Zrich'li Binder kageldi; ok sakin, k ve gvenli bir hali vard:
ler nasl? diye sordu. Hepsi yolunda gitti mi?
Kern, ticari mavir Oppenheim ile bandan geeni anlatt. Binder dikkatle dinledi. Kern; Oppenheim'den
kendisi iin araclk rica ettiini anlatt zaman, Binder gld ve: te sizin hatanz dedi. Bu adam,
tandm kt yaratklarn en korkadr. Fakat ona kar bir ceza tertip etmek gerekiyor.
Binder ortadan kayboldu ve akam zeri elinde yirmi franklk bir banknot ile geri dnd.
Kern: Sayglar dedi.
Binder. Hi de ho deil dedi. Bana inanabilirsiniz. Milyonlar yznden hereyi anladn sanan u
milliyeti bay Oppenheim yok mu? Vallahi, para insann mthi ahlkn bozuyor.
Paraszlk da ayn eyi yapar.
Doru. Fakat daha az olur. Almanya zerine verdiim mt-hi haberle herifin dn patlattm. O ancak
korktuu zaman verir. Grn grnmez kazadan beldan korunmak iin. Sana verdiim listede bu cihet
yazl deil mi?
191
Hayr. Listede; ancak bask yaplrsa verir, yazyor.
Ayn ey. Ey, belki de bu sayn ticar mavire bir daha rastlarz, fakat bu defa ayn yolun yolcusu olarak,
osede. O zaman uradm bir ok zararlarn acs kacak.
Kem gld: O bann aresine bakmann yolunu bulur. Fakat siz ne diye Luzern'desiniz?
Zrich biraz fazlaca snd. Peime bir hafiye taklmt. Hem bundan baka da -yz glgelendi- buraya
zaman zaman gelir ve Almanya'dan gnderilen mektuplar alrm.
Ailenizden mi?
Anamdan.
Kem sustu. Anasn dnyordu. O da anasna zaman zaman yazmt. Fakat kendisi devaml olarak
adres deitirdii iin anasndan hi bir mektup alamyordu.
Binder bir sre sonra: Pasta sever misiniz? diye sordu.
Evet, elbette! Yoksa pastanz m var?
yle. Bir dakika bekleyin.
Binder, elinde bir paketle geri dnd. Bu ince kartondan ku tunun iindeki ipekli kda kk bir turta
sarlmt.
Binder. Bugn gmrkten kt, dedi. Buradaki tandklar alverdiler.
Kem: Fakat bunu pekl siz kendiniz yersiniz. dedi. Annenizin kendi eli ile piirdii hemen de
anlalyor.
yle. Annem kendi eliyle piirdi, ite ben de bu sebepten dolay pastay yemiyorum ya. Evet bir tek
lokmasn bile yiye-mem.
Vallahi bunu anlyamyorum. Ben anamdan-bir pasta alacak olsaydm bir ay hep bunu yerdim. Her
akam kk bir parasn yerdim.
Binder, perian ve serte bir sesle: Canm anlasanza dedi, Anam bu pastay benim iin gndermedi.
Erkek kardeim iin.
Kern hayretle bakt: Fakat erkek kardeiniz ldn siz sylemediniz mi?
Evet ok doru. Fakat anam bunu henz bilmiyor.
Ananz bunu henz bilmiyor mu?
Hayr. Bunu kendisine yazmak elinmden gelmiyor. te
192
byle, yazamyorum vesselam. Eer kadncaz bu haberi alr. sa muhakkak lr. Erkek kardeimi gz
bebei gibi severdi. Benimle yldz pek bark deildi. Maamafih erkek kardeimin benden daha iyi bir insan
olduu da muhakkakt. Bu yzden deil mi ki, daha fazla dayanamad. Oysa ben pekl stesinden
geliyorum. Elbette ya! Siz de gryorsunuz ite.
Oppenheim'n parasn yere frlatt.
Kern, paray yerden alp yine masann stne brakt. Son. ra da cebinden bir mektup kararak: te
anamdan son mektup, dedi. Bunu okuyunca hereyi anlyacaksnz ve iinize ileyecek.
Soluk mavi kda, bir gen kz yazsn andran yumuak ve iri bir yaz ile yazlm bir mektuptu bu:
Benim canm cierim ieopold'um. Mektubunu dn aldm ve bundan dolay yle sevindim ki, okumadan
nce oturup iyice yatmcaya kadar beklemee mecbur kaldm. Ancak sonra zarf ap okumaa baladm.
Bu kadar heyecanlardan sonra kalbimin yolunda olmadn sen de herhalde tahmin edersin. Nihayet bir i
bulabilmi olmana sevindim. Sonra elbette yine tahsiline devam edebilirsin. Sevgili leopold'cuum, ama u
George'a gzkulak oluver. Onun ne kadar aceleci ve dikkatsiz olduunu bilirsin. Fakat sen yannda
bulunduka benim burada iim rahat ediyor. Senin her vakit seve seve yediin Sandtorte cinsinden bir pasta
piirdim. Posta ile yolluyorum, inallah eline geinceye kadar kurumaz, geri bu cinsin biraz kuru olmas
gerekirse delYoksa sana bir Frankfurt elen-gi gnderirdim. Sen bunu bilhassa seversin. Fakat bu da
yollarda bozulacakt. Sevgili Leopold'cuum, vakit bulur bulmaz hemen bana mektup yaz. Bsen her an yle
tedirginim ki! Yannda hi resmin yokmu?.. nallah yaknda hepimiz yine bir araya geleceiz. Beni unutma.
Seni seven anan.
George'a selmlarm syle.
Kern, mektubu yine masann stne brakt. Binder'in eline verememiti:
Kardeinin son mektubunu annen yeni mi ald.
Binder, hayr demek ister gibi ban sallad: Kardeim kendini ldreli bir yl oldu. O vakittenberi anama
ben yazarm. Her bir ka haftada bir, Kardeimin el yazsn taklit ederek. Tpksn benzetebiliyorum. Anam
hi bir ey renmemen, imkn
193
yok bunun. Onun hi bir ey renmemesini siz de doru bulmuyor musunuz?
Binder, srarla Kern'e bakyordu: Haydi, siz de fikrinizi sylesenize!
Evet, bylesinin daha iyi olduunu ben de sanyorum.
Anam 60 yandadr. Evet hem altmnda hem de kalbinden rahatszl var. Zaten fazla yaamyacak.
Hi bir eyi renmemesi iin elimden geleni yapacam ve sanrm baaraca m da. Kardeimin bu ii
kendi eliyle yaptn, hele bunu, imkn yok anamn akl almyacaktr. Anlyorsunuz deil mi?
Evet.
Binder, ayaa kalkt: imdi ona bir mektup yazmal. Kardeim tarafndan etbette. O vakit i yine bir sre
yoluna girer,. Fakat bir resim, evet bir resim nereden bulacam?
Binder, masann stnde duran mektubu ald: Rica ederim* pastay aln. Eer istemezseniz Ruth'a verin.
Kzcaza iin iyzn anlatmak zorunda deilsiniz ya!
Kern tereddt ediyordu.
ok lezzetlidir hem. Ben sadece bir lokmack keseceim, u kadarck...
Binder, cebinden bir ak kard ve Sandtorte'nin kenarndan incecik bir para keserek anasnn
mektubunun arasna koydu. Sonra da yz iyice krarak: Bilir misiniz? dedi. Kardeim anam hi de
yle ok sevmezdi. Fakat ben... Evet ben. Tuhaf deil mi?
Ve odasna gitti.
Gecenin saat onbirine yaklayordu. Ruth'la Kern taraaday-fhlar. Binder merdivenleri indi. Yine eskisi
kadar soukkanl ve kt: Haydi, gelin beraber bir yere gidelim, dedi. Hal gzme uyku girmiyor. Hem
bu akam yalnz kalmak istemiyorum. Sadece bir saat gvenilir bir yer biliyorum. Haydi benim hatrm iin.
Kern, Ruth'a bakarak: Yorgun musun? diye sordu.
Gen kz, hayr demek ister gibi ban sallad.
Binder, onlar dans da edilen yar kahve, yar barms bir bir lokale gtrd. Ruth etrafna baknarak:
Buras fazla lks* dedi. Bize gre deil.
194
Binder, hznl bir alayla: Biz kozmopolitler iin olmazsa kimin iin olacakm! cevabn verdi. Hem
dikkatli bakacak olursanz yle hi de fazla lks olmadn greceksiniz. Sadece hafiyelerin dikkatine
arpmyacak kadar. Sonra buradaki bir kadeh konyak fiyat ile herhangi bir baka lokalin fiyat arasnda fark
da yok. Buna karlk, mzik daha iyidir. nsan baz byle eyi de istiyor. Gelin, rica ederim, ite urada bir
yer var.
Oturdular ve iecek bir eyler smarladlar. Binder, kadehini kaldrarak: Btn bunlar neye yarar ki dedi,
mr a, buk geiyor. Biz ldkten sonra, arkamzdan kimse kp da bunlar ne'eli ya da mahzun
insanlard, demez.
Kem de: ok doru diyerek kadehini ald. Kendimizi birden u memleketin yerlisi olmu saymaktan
baka are yok, yle deil mi Ruth? Evi Zrich'te olan ve Luzern'e bir gezinti yapan insanlar gibi!
Masalarnda oturmular dansedenlere bakyordular. Bunlar, hi de kendilerinden yal olmyan bir sr
genti. Fakat yine de yolunu kaybetmi ocuklar gibi gzlerini sonuna kadar am oturmakta ve tekilere
karmamaktaydlar, bunun tek sebebi, korkun bir ember gibi her taraflarn saran u vatanszlk deildi.
Bunda, midi ve yarn pek kalmam bir genliin ne'esizliini de aramak gerekirdi. Kern, bize ne oldu ki!
Diye aklndan geirdi, elenmek istiyorduk. Sahip olabileceim her eye sahibim, hatt fazlasyle, peki bu
hal ne!
Ruth'a Houna gidiyor mu? diye sordu.
Gen kz. Evet hem pek ok cevabn verdi.
Lokal, birdenbire karard. Bir projektrn renk renk klar dans yerinde dolat ve gzel vcutlu kvrak bir
dansz dn mee balad.
Binder, Nasl harikulade deil mi? diye sordu ve el rpt.
Kern de el rpmaa katld:
Enfes, mkemmel!
Birinci snf.
Orada oturuyorlar ve her eyi harikulade grmee, ku kadar hafif olmaa ve ne'elenmee iyice hazr
bulunuyorlard; fakat toz gibi, kl gibi bir ey, btn bu grdklerine bir para-
195
ck karyordu ve onlar bunun nereden gelmekte olduunu bir trl kestiremiyordular.
Binder: Ne diye bir def ack olsun birbirinizle dans etmiyorsunuz? diye sordu.
Kern, ayaa kalkt: Edelim mi?
Ruth: Becerebileceimi hi de sanmyorum, dedi.
Ben de bilmem. Bylece i kolaylar.
Ruth, bir sre tereddt ettikten sonra Kern'le birlikte dans yerine gitti. Projektrn renkli klar, dans
edenlerin zerinde dolayordu. Kern: te meneke k yand dedi aralarna karmak iin tam frsat.
Kern ve Ruth byk bir dikkatle biraz da ekingenlikle dan. sediyordular. Fakat yava yava, hele
kimsenin kendilerine dik. kat etmediini farkettikten sonra daha gvenle oynamaa bala, dlar. Kern:
Seninle beraber dansetmek ne gzel dedi, nsan, seninle beraber olunca hep yeni eyler kefediyor.
Oysa yal-, nzken! Amma, sen beraber olunca etrafta ne var ne yok baka-; layor ve insana ok gzel
daha gzel grnyor.
Ruth, elini Kern'in omuzuna biraz daha yaklatrd ve kendini biraz daha ona brakt. Mziin ahengi iinde
yava yava kayyordular. Projektrn renkli klar tpk renkli sular gibi onlarn zerinde oynayor ve bir
an her eyi unutuyorlar; onlar u anda .korku, saklanmak zorunluu ve gvenlik glgeleri iinde erimi ve
birbirlerine kavumaa abalayan yumuack ve krpe bir tek hayatlar, sadece.
Mzik durdu. Masalarna dndler.
Gzleri parldamakta ve yz izgileri kmldamaktayd. Bu yzlere, birden parltl, kendinden gemi ve
hatt soukkanl bir anlatm gelmiti. Kem, istei gibi yayabilmek mthi eymi, diye aklndan geirdi ve
bir an iin kendini pek bitkin hissetti.
Binder: u tarafa bir bakn, dedi. Geleni grdnz m?
Kern, o tarafa bakt: ticar Mavir bay Arnold Oppeheim salonun ortasndan yryerek kapya doru
gidiyordu. Bulunduklar masann yanndan geerken aalyarak olduu yerde kald. Bir sre ne akn
akn baktktan sonra: Fevkalde ilgin diye homurdand. Son derece mkemmel.
Hi biri cevap vermediler. Oppenheim: Demek iyi kalplili-
196
in ve himayenin karl bu diye fketie devam etti. Paralar hemen barda ezilecek!
Binder, soukkanllkla cevap verdi: Sayn Bay Mavir, bir para kendini unutabilmek bazan bir akam
yemeinden de Mizumludur.
Samalamayn, sizin gibi genlerin barda ii ne imi?
Binder: Da balarnda ve oselerde de ii yok. cevabn verdi.
Kern, Ruth'a doru dnerek: Tantrabilir miyim? dedi. Bizim hakkmzda bu kadar heyecana kaplan
bay, sayn ticaret maviri Oppenheim'dr. Benden bir sabun almlard ve bu i-de tam 40 santim
kazandm.
Oppenheim, dili tutulmu gibi bir halde delikanlya bakt ve paldr kldr uzaklat.
Ruth: Bu da nesi? diye sordu .
Binder alayl bir sesle: Olaan eyler, dedi. Bilinli iyi kalplilik elikten daha sert olur.
Ruth, ayaa kalkt: imdi herhalde polis aracaktr. Buradan gidelim.
Bunu yapamayacak kadar korkaktr. Bana i amaktan ekinir.
Olsun gidelim.
Peki.
Binder, hesab dedi ve bardan ayrlarak pansiyonlarna dndler. stasyon civarnda, kardan iki adamn
geldiini grdler. Binder: Dikkat diye fsldad: Birisi hafiyedir. Hi renk vermeyin.
Kern, Ruth'u kolundan tuttu ve slk alarak ar ar yrd. Gen kzn daha hzl gitmek istedii belliydi.
Fakat delikanl onu kolundan drtt ve glerek, deta admlarn srkler gibi aheste aheste yoluna devam
etti.
Kardan gelen iki adam, nlerinden geiyordu. Sert bir apka giymi olan lakayt bir tavrla sigarasn
imekteydi. tekisi ise Vogt'tu. O da onlar tand ve gzleriyle, hemen hemen farkedilmeyecek kadar belirsiz
bir teessf iareti yapt.
Kern, bir sre sonra etrafna baknd. Adamlarn ikisi de gzden kaybolmutu. Binder bir uzman tavryla:
Basel'e dedi,
t- 197
12,15 treniyle doru snra.
Yollarna devam ettiler. Ruth'un ii rperiyordu. Burada iler birden yle ktleti- ki! dedi.
Binder: Fransa'ya gitmeli! Karln verdi.
Peki ne diye siz de oraya gitmiyorsunuz?
Tek kelime Franszca bilmem. Hem de svire'yi iyi tan-rm. Bundan baka... ve sonunu getirmedi.
Hi konumadan yollarna devam ettiler. Glden doru serin bir rzgr esiyordu. Balar zerinde bu
korkun ve usuz bucaksz gkyz onlara yle yabanc idi ki!
Steiner'in nnde duran adam, sabk Berlin Kral sarayndan Dr. Goldbach II idi. Yeni telepati medyumu
iini gryordu. Stei. ner onu Sperler kahvesinde bulmutu.
Goldbach elli yanda kadard ve yahudi olduu iin Almanya'dan kovulmutu. Kravat satarak ve hukuki
istiarelerle geinmee alyordu. Fakat bu ilerden kazand para ancak alktan lmemesine yetiyordu.
Goldbach'n ok sevdii otuz yalarnda ve pek gzel bir kars vard. Kadn imdilik mcevherlerini satarak
yaamaktayd; fakat Goldbach karsn elden karmann muhtemel olduunu da biliyordu. Bu hikyesini
dinleyen Steiner ona akam temsilleri iin bir i vermiti. Gndzleri de yine eski ilerine devam
edebiliyordu.
Fakat ksa bir sre sonra Goldbach'n medyumluk iine hi de uygun olmad ortaya kt. Her eyi ters
yapyor ve temsili berbat ediyordu. Oyundan sonra da perian.bir halde Steiner'in nnde oturuyor ve
kendisini kap dar etmemesi iin yalvarp yakaryordu.
Steiner: Goldbach. dedi. Hele bugn ok berbattnz. Bu i byle skmiyecek. Siz beni deta sahiden
gaipten haber vermee zorluyorsunuz.
Goldbach, Setiner'in yzne son saatini yaayanbir oban kpei hznyle bakt.
Steiner: Oysa ne kolay diye devam etti. lk adr direine kadar atacanz admlarn says
sandalyenin hangi srada olduuna iarettin Sa gznz kaparsanz kadn, sol gznz kparsanz erkek,
demektir. Etrafa aktrmadan parmaklarnz ap kapyarak soldan kanc olduunu, sa ayanz ileri
doru atarak
198

saklanlan eyin vcudun st ksmnda bulunduunu, sol ayakla ise vcudun alt ksmn, bildireceksiniz.
Ayanz ne kadar daha ok ileri atarsanz saklanlan eyin o kadar daha yukarda veya aada olduunu
iaret etmi olacaksnz. Sizin sarsaklnz yznden usulmz bile deitirmi bulunuyoruz.
Avukat parmaklarn sinirli sinirli kravatnda dolatryordu. Sonra sulu sulu: Bay Steiner dedi. Her
gn provasn yap-yorum, artk ezberime aldm. Fakat ne oluyor bilmiyorum. banda deta tutuluyorum.
Steiner, byk bir sabrla: Fakat Goldbach dedi, hayatta imdiye kadar bir ok ey renmi olmanza
gre hafzanz daha ilek olmalyd.
Goldbach, ellerini kavuturdu: Vatandalk kanunu ezbere bilirim, yzlerce haiye ve karar da kafamda
aynen yazl gibidir. Size hi mbalasz sylyorum Bay Steiner, hafzamn kuvveti sayesinde, btn
yarglarn gzn yldrmtm. Fakat bu ie balaynca, bylenmi gibi tutuklayorum.
Steiner, ban iki yana sallyarak: Bu kadarck eyi bir ocuk bile aklnda tutabilir dedi. Sekiz muhtelif
iaret, hepsi o kadar. Bir de her ihtimale kar drt ayr iaret.
Ah yarabbim, hepsini biliyorum. Hergn hep bunlara alyorum. Sadece heyecan yznden...
Goldbach, klm ve bzlm bir halde minderine oturmutu. Mthi bir perianl vard. Steiner
gld.
Fakat mahkeme salonunda asla heyecanlanmyordunuz! Hem de nice byk dvalarda bulundunuz ve
bu etin sorunlarn altndan baaryla kalkmasn bildiniz.
Evet yle, btn bunlar ok kolay eylerdi benim iin; amma burada temsil balamadan nce hereyi
btn ayrntlar bile biliyorum. Fakat salona ayam atar atmaz heyecandan btn bunlar karmakark
ediyorum.
Goldbach, bir sre sustuktan sonra, usul bir sesile: Bunu ben de bilmiyorum dedi, Pek ok nedenler bir
araya geliyor.
Ayaa kalkt: Bay Steiner, yarn beni bir defa daha denemez misiniz?
Elbette, fakat yarn baarmak gerekiyor. Yoksa Potzloch kafamz krar.
199
Goldbach, ceketinin cebini kartrd ve ipek kdna sarl, mbir kravat karp Steiner'e uzatt: Size
lyk deil ama, benim yzmden yle ok zahmetlere katlanyorsunuz ki...
Steiner, reddetti: mkn yok alamam. Bizlerde byle det yoktur.
Fakat ben buna on para bile vermedim!
Steiner, Goldbach'n omuzuna vurdu: Bir adliyeci tarafndan rvet teklifi ha. Bu yzden bir dvada ceza
miktar ne nis-bette fazlalar?
Goldbach, isteksiz glmsedi: Bunu savcya sormalsnz. yi bir avukattan, sadece u sorulabilir: Ceza
miktarn indirmek nasl kabildir? Bundan baka eldeki ceza ls hep ayndr, sadece byle bir ihtimalde
hafifletme nedenleri bulmaa imkn yoktur. Bu eitten hatrladm son byk dva Haner ve ortaklar ii
di,
Goldbact, biraz canlanr gibi oldu: Bu meselenin savunmasn zerine alm olan Freygang,
almalardan biraz fazlaca holanan becerikli bir insand. Ayrnt olmak artyle elimelerle elimelerle
oynamak iyidir, fakat savunmann esasn yalnz buna balamamak kaydyle. :te Freygang bu yzden
kazanamad. Hafifletici sebepler yznden bir vilyet mahkemesi maviri ile savunmasn istiyordu...
Heyecanl heyecanl gld: Kanunlar bilmemek yznden elbette...
Steiner: yi bir bulu, dedi!
aka iin olur. Fakat bir davaya uygun dmez.
Goldbach'n ba biraz yana dmt, gzlerine n bir parlaklk gelmi ve gz kapaklan krmt.
Birdenbire, u kravat satcs zavall mlteci olmaktan km, yine eski Dr. Goldbach oluvermi gibiydi. u
anda Goldbach, maddeler ve haiyelerin balta girmemi ormannda szn geiren eski kapland, yine...
Goldbach, uzun zamandr grlmiyen dimdik bir yry ve gvenli bir tavrla Prater'in ana caddesinde
yrmekteydi. Bu berrak sonbahar gecesinin hznn fark bile etmiyordu. O u anda, azna kadar dolmu
mahkeme salonundayd yine. Notlar nnde olduu halde avukat Freygang'n yerinde oturuyordu,
ithamnamesini bitiren savcnn yerine oturduunu, cbbesini d-
f- 200
zelterek, hafife ellerine yaslandn ve ileri geri sallandktan sonra, madeni bir sesle: Sayn yarglarm,
sank Kaner... di. ye baladn, grr gibi oldu.
Kuvvetli mantklar yznden kar konulmas ihtimali ol. myan ksa ve keskin cmleler biribirini
kovaladlar savcnn mtalaalarnn birbiri arkasndan ele alyor, iddialar ileri sren ve savunma deil, bizzat
sulayan bir hali var. Salon sessizleiyor, yarglar balarn ileri doru uzatyorlar. Fakat birden stata bir
hareketle arkasna dnyor ve rvet hak. kndaki maddeleri sralayarak ileri srd drt sual cmlesi ile
pheleri aydnlatyor. Sonra, imdi artk bambaka bir anlam kazanm olan iddialarn, bir kam sratiyle
sayp dkyor.
Goldbach, evinin nnde durdu. Merdivenleri ar ar gittike daha tereddtle ve gittike daha ar
admlarla kt.
Kapy aan uyku sersemi kza: Karm eve dnd m? diye sordu.
Madam on be dakika evvel geldi.
Goldbach: Teekkr ederim. Diyerek koridoru geti ve odasna gitti. Penceresi avluya bakan darack bir
odas vard. Salarn fraladktan sonra yandaki odann kapsn tkrdatt.
Girin...
Kars aynann nnde oturmu, dikkatle yzn gzden geiriyordu. Arkasna bile dnp bakmadan: Ne
haber? diye sordu.
Sen naslsn, Lena?
Bu halimizde nasl olabiliriz ki! Kt elbette! Hem byle eyleri ne diye sorarsn?
Kadn gz kapaklarn incelemee koyuldu.
Dar ktn m bugn?
Evet.
Nereye gittin?
yle bir yere. Btn gn burada oturup da duvarlar seyredecek deilim ya.
Sana byle yap diyen yok ki! Sen biraz vakit geirme o-lanan bulduun zaman ben daha memnun
olurum.
O halde mesele yok, demek!
Kadn, dikkat ve zenle ar ar cildine krem srmee ba.
201
lad. Goldbach'la, tpk bir odun paras ile konuur gibi, biraz olsun ilgilenmeden, mthi bir lakaytlkla
konuuyordu. Tek bir iyi kelimeye susam adam, kapnn aznda durmu, karsna bakmaktayd. Kadnn,
lamba nda parldayan lekesiz ve pembe bir cildi vard. Vcudu tombul ve yumuakt; kocasna: Bir i
bulabildin mi? diye sordu.
Goldbach olduu yerde kverdi: Sen de biliyorsun Lena, benim i msaadem yok. Meslekdalardan
Hopfner'e uramtm, onun da elinden bir ey gelmiyor. Her ey de yle oluyor ki...
Evet, gerekten de pek fazla zaman geti imdiye kadar.
Lena, ne yapaym, elimden gelen hereyi...
Evet, evet, biliyorum. Bugn ok yoruldum.
Haydi ben gideyim. Gecen hayrolsun.
Goldbach, kapy ekti; ne yapacan bilmiyordu. Yine ya. nna koup, anlamas iin karsna yalvarmak
ve kendisi ile bir tek gececik yatmas iin merhamet mi dilenmek, ya da?.. Der. mansz dermansz,
yumruklarn skt, dayaktan gebertmeii diye aklndan geirdi. Bu pembe etlere btn zilletimi, btn utan.
cimi arpmal ve sonunda kendimi kapp koyvermeli; oday krp geirerek, u lkayt, u kendini beenmi
az, barp in-eyinceye ve yumuack vcut yere kapaklanncaya kadar dvmeli ve dvmeliyim.
Goldbach, titriyor ve kulak kabartyordu. O olayn kahraman adamn ismi Karbatke, hayr hayr, dorusu
Karbutke idi. Ksa boylu tknaz bir adamd; salar alnna yapm gibiydi ve insanlarn bir katil dndkleri
zaman gzleri nne gelen bir surat vard. te bu surat iin tahliye isteinde bulunmak ok gt. Adam,
dost tuttuu kzn dilerini dkm, kolunu krm ve azn boydan boya yrtm; kz yle dayak yemiti ki,
mahkemeye geldii gn hal gznn ii inmemiti. Fakat buna ramen de bu insan eklindeki kze bir
kpek sadakati ile bal kalyordu; amma belki de byle muamele grd iin ona ba. ianmt. Bu berbat
olay o vakit byk bir baar kazanmasna sebep olmu ve meslekdalarndan Cohn III.'un onu tebrik eder.
ken dedii gibi, psikolojik kapsam geni bir savunma ahaseri saylmt.
202
Goldbach, ellerini iki yanna brakt ve masada duran suni ipekten ucuz kravat eitlerine bir bakt. Evet, o
zaman meslek, dalarnn arasnda avukatlarn bulunduu odada, kadn sevgisinin hkmedecek bir ustaya
muhta olduunu nasl da incelik, le ispat etmiti; ylda 60 bin mark kazand ve imdi sarfet-mekle megul
bulunduu mcevherleri Lena'ya hediye ettii o zaman...
Golbach, karsnn yataa uzanmasn dinledi. Adam, bu hareketi her akam tekrarlyor ve bu yzden
kendi kendinden nefret etmesine ramen bir trl vazgeemiyordu. Somyalarn gcrtsn duyduu zaman
adamn yanaklar pene pene oldu. Dilerini skarak aynaya gitti ve kendini szd. Sonra bir sandalye alp
odann ortasna koydu ve: Diyelim ki, dokuzuncu sradan nc kadn, kundurasna bir anahtar saklad.
diye mrldand. Sandalyeye kadar byk bir dikkatle dokuz ksa a-dm att, sa gz ile iaret etti,
parman alnnda dolatrd ve sol ayan ileri doru uzatt - biraz daha dedi kendi kendine -u anda
kendini tamamiyle bu ie vermiti; Steiner'in arandn grr gibi olduu iin ayan daha ileriye att.
Ampuln krmz altndaki Goldbach'n zavall akn glgesi de ayn hareketleri tekrar etmekteydi.
Tam bu srada Steiner de: Acaba, bizim kk ne lemde Lilo? dedi, Allah biliyor ya, u son
zamanlardaki beceriksizliim sadece bizim sersem Goldbach yznden deil. u kn yokluunu
gerekten yle hissediyorum ki...
XIII
Kern ve Ruth, Bern'deydiler, immergrn pansiyonunda oturuyorlard. Burasn Binder'in adres listesinden
bulmulard. Polise haber vermek mecburiyeti olmadan bu pansiyonda iki gn kalmabiliyordu.
kinci akam, hayli ge saatte Kern'in kaps vuruldu. Delikanl henz soyunmutu ve yataa girmek
zereydi. Hi kmldamadan bir an bekledi. Kap yine vuruldu. plak ayaklaryle hi grlt karmadan
pencereye doru kotu. Bulunduu oda, a-aya atlanamyacak kadar yksekti ve grnrlerde de trmana-
203
cak yamut oluu falan yoktu. Bunun zerine yava yava kapya dnd ve at.
Otuz yalarnda kadar bir adam vard. Kapnn dndaki a-dam, Kern'den bir ba daha boylu idi. Kvrck
ve kumral salar, ok ak renk gzleri ve yusyuvarlak bir yz vard. Elinde tuttuu gri apkay sinirli sinirli
eviriyordu: Affedersiniz dedi, ben de sizin gibi bir mlteciyim...
Kem, o anda kanatlanm gibi bir his duydu ve kurtulduk, diye aklndan geirdi. Demek polis falan
deilmi.
Adam: Byk bir tereddt iindeyim, diye devam etti, ismim Bindig'dir. Richard Bindig. Zrich'e doru
yoluma devam ediyorum ve herhangi bir yerde gizlenebilecek tek metelikten yoksunum. Sizden para yardm
rica edecek deilim. Size sade-c, geceyi acaba urackta, demenin stnde geirmeme izin verir misiniz,
diye soracaktm.
Kern, adama bakarak: Burada m, dedi. Bu odada m? Demenin stnde mi?
Evet. Ben alm byle eylere. Sizi rahatsz etmiyece-imden de eminim. Yola kallberi tam yl
oluyor u anda. Darda, o iimizden bir trl atamadmz polis korkusu ile sralarda gecelemenin ne
demek olduunu siz de bilirsiniz. te insan byle birka saatini gvende geirebilince baya seviniyor.
Dorudur. Fakat odaya bir baksanza, yle boylu boyuna uzanacanz bir yer bile yok. Bu biimde nasl
uyuyabileceksiniz?
Bindig, acele acele: Zarar yok dedi. Elbet bir yolunu buluruz. Mesel u kede srtm dolaba verip
oturduum yerde uyuyabilirim. Pekl da olur. Bamz -bir parack rahat olmak artyle bizler her yerde
uyuyabiliriz.
Kern, bir sre dndkten sonra: Hayr, olmaz dedi, bu pansiyonda iki franga oda veriyorlar. Size bu
paray ben vereyim. En iyisi bu. Hem bu ekilde enine boyuna da yatabilirsiniz.
Bindig olmaz der gibi ellerini kaldrd. Bu eller; kocaman, krmz ve etli idi. Sizden on para bile almam.
Buraya ben bunun iin gelmedim. Bu pansiyonda oturan insann birka kuru-
204
unu bile israf etmemesi doru deildir. Hem ben zaten buraya gelirken aaya sordum da yatacak
odalar bulunmadn sylediler...
Elinizde iki frank tutacak iki yln toplanma kampnda geirmi birisini parasz yatrmaa daima hazrm.
Fakat ne yapaym ki sahiden tek odam bile yok, dedi.
Kern: Ne dediniz? diye sordu, iki yl toplanma kampnda m buldunuz?
Bindig: Evet dedikten sonra kadife apkasn dizleri a-rasna sktrd i cebinden, katlanm bir belge
kard ve Kern'e uzatt: te bakn. Oranienburg kampndan tahliye kdm.
Kern, zedelenmi kat yerlerini paralamaktan ekinerek belgeyi dikkatle ald. imdiye kadar bir defa olsun
bir toplanma kamp tahliye kd grmemiti. Yazlanlar basl ksmn karsna makine ile ilve edilmi
Richard Bindig ismini okudu. stnde gamal ha bulunan damgaya ve memurun ak okunakl imzasna
bakt: doru idi. Hatt ukalaca denecek kadar muntazam ve krtas bir ekilde doru idi ve ite byle oluu
da, elinde ikmet msaadesi ve vizesi ile birisinden cehennemden dnp geldiine insan inandracak kadar
mthiti.
Kern, kd Bindi'e geri uzatarak: Beni dinleyim dedi, bu ii yle yapacaz. Size benim oday ve
yata vereceim. Benim pansiyonda bir tandm var. Onun odas daha byke-<lir. Geceyi onun yannda
pekl geirebilirim. Hem bylece ikimizin de ii grlm olur.
Bindig, yuvarlak gzlerini Kern'den ayrmadan bakyordu: Fakat imkn yok olmaz.
Kern, pardessn alp pijamasnn stne geirerek: Bilkis, dnyada bundan kolay bir ey olmaz
dedi. Sonra elbisesini koluna att ve ayakkablarna uzand. te bakn, bunlar da alyorum, artk sabah
sabah sizi rahatsz da etmem. te-1<i odada giyinebilirim. Bu kadar ekmi bir insana bir parack yardm
edebildiim iin seviniyorum.
Ama siz... diyerek Bindig, birden Kern'in ellerine uzand, bu elleri pmek istiyen bir hali, vard. Aman
yarabbim, siz melek misiniz? Benim hayatm kurtaryorsunuz! diye kekeledi.
205
Kern, ekingen ekingen: Haydi canm, cevabn verdi, bir frsat oldu da birisine yardm ediyorum.
Hepsi bu kadar. Bu kadarn da yapmyacak olsaydk ne nemimiz kalrd? Haydi iyi uykular.
Muhakkak ki mkemmel uyuyacam.
Kern, acaba valizimi beraber alsam m? diye bir an dn, d. Valizin bir yan gzne 40 frank saklamt
da. Fakat bu paray gizlemiti, valiz de kilitliydi; toplanma kampndan yeni km bir adama kar bu kadar
aka gvensizlik gstermekten de ekindi. Mlteciler birbirlerini soyacak deillerdi ya, Bir defa daha: yi
geceler. yi uykular dedikten sonra odadan kt.
Ruth'un odas da ayn koridorda idi. Kern, kapya iki kez ksa ksa vurdu. Bu, aralarnda kararlatrdklar
bir iaretti. Kap hemen ald ve Kern'i elinde te berisi ile gren Ruth, korku iinde: Bir ey mi oldu diye
sordu, hemen mi yola kacaz?

Hayr. Benim oday toplanma kampndan yeni kan, ve ka gecedir uyumam bir zavallya verdim de.
Senin odandaki u ezlongda yatabilir miyim?
Ruth glmsedi: ezlongun eskilikten her taraf dklyor; fakat acaba benim yatak ikimize yetecek
kadar byk deil mi dersin?
Kern, gen kza abucak yaklat ve perek: Sahi, bazen yle aptalca eyler soruyorum ki! dedi. Fakat
vallahi hep ekingenlikten. Ne yapaym, btn bu eyler benim iin yle yeni ki!
Ruth'un odas tekinden bir parack daha bykt. ezlong saylmazsa, tpk Kern'in odas gibi
denmiti, fakat delikanlya yle bambaka grnd ki! Ne harikulade oda, diye aklndan geirdi. Bu odada
zarif eyler ne kadar ok. Byle dnrken, ensiz iskarpinleri, bluzu ve kahverengi eteklii gzden
geiriyordu. Benim eyalarm ise oday karmakark gstermekten baka ie yaramazlar.
Delikanl: Ruth dedi, evlenecek olsaydk... ktlarmz olmad iin bu ii asla baaramyacamz
biliyor musun?
Biliyorum. Fakat baka tasam olmasa! Ne diye iki oda tutuyoruz?
206
Kern, gld: svire'nin saf ahlkn bozmamak iin. Bu memlekette, polise haber vermeden bir
pansiyonda yle bir kalnabiliyor ama, resmen nikhl olmadan buna imkn bulamazsn!
Kern, ertesi sabah saat ona kadar bekledikten sonra odas-na gidip valizini almak istedi. inden bir ka
adres bulduktan sonra Bindig'i yine uykusu ile babaa brakacakt.
Fakat oda oktan boalmt. Bindi yine yola km olmal idi. Kern, valizini at. Fakat kilidin ak
olmasna hayret etti. Akamdan kilitli braktna emindi. ielerin yerleri deimi gibiydi. abuk aratrd.
Gizli cebine saklad kk zarf yerindeydi. Hemen at, fakat svire franklarnn yerinde yeller esti-ini
grd. Yalnz, zavall iki Avusturya be ilingi boyunlarn bkm, Kern'e bakyordu.
Her yan bir daha iyice arad; paray nereye koymu olduunu ok iyi bilmesine ramen elbisesinin her
yerini de aratrd. Yolda ele geirivermek ihtimali karsnda yannda hibir ey tamazdj. Bu taktirde
Ruht'un yannda valizle para kalrd. Fakat 40 frank uup gitmiti.
Valizin yanna meldi ve kendini tutamayarak: Ah dolandrc dedi, seni mel'un dolandrc seni!
Bylesini de hi grmemitim!
Bu durumda bir sre kald. Acaba bunu Ruth'a heber versem mi? diye dndkten sonra, yapacak hi bir
ey kalmazsa ona sylemee karar verdi. Ruth'un cann nceden skmaa lzum yoktu.
Bundan sonra, Binder'in listesini karp bir ka Bern adresi not ald ve ceplerine sabun, fotin ba engelli
ine, tuvalet suyu doldurup merdivenleri indi.
Aada, pansiyon sahibine rastlamt, Richard Bindi adnda adam tanyor musunuz? diye sordu.
Pansiyoncu, bir sre dndkten sonra hayr dergibi ban sallad.
Dn gece buraya urayan bir adam demek istiyorum. Bir oda istiyordu.
Dn akam oda falan isteyen olmad. Hem ben dn akam burada deildim ki. on ikiye kadar glle
oynadm.
207
Ya, yle mi? Peki, bo odanz var myd?
Evet, tane. Bugn de boturlar. Birisini mi bekliyorsun, uz? Sizin koridordaki 7 numaray vereyim.
stemem. nk beklediim adamn yine geleceini sanmyorum. O, oktan Zrich yolunu tutmu
bulunuyor.
Kern, leye kadar fraank kazand. Bir tereyal ekmek yiyip yine iine devam etmek zere, ucuz bir
lokantaya gitti.
Hemen tezgha yanat ve byk bir itahla yemee balad. Fakat birdenbire sandevi az kalsn elinden
decekti. T dipteki masalardan birinde oturan Bindig gzne ilimiti.
Tereyal ekmein kalan ksmn bir lokmada azna tkp yuttuktan sonra o yana yrd. Kollarn masaya
dayam olan Bindig, nndeki byk bir tabak dolusu krmz lhanal ve pa-tetes domuz kotletini yiyiyordu
ve dnyay unutmu bir hali vard, Kern.i ancak t masaya yaklat srada farketmiti. Lkayt bir tavrla:
Ooo, siz misiniz? dedi, naslsnz?
Ken, 40 frangm kayboldu... dedi.
Bindig: Vah vah dedikten sonra kzartmadan kocaman bir paray gvdeye indirdi: Gerekten ok
zldm!
Haydi, parann kalan ksmn geri verin de mesele kapanm olsun.
Bindig, nndeki biradan bir yudum ald, azn sildi ve keyifli bir tavrla: Mesele bu ekilde de kapand
dedi, yoksa bir diyetiniz mi vard?
Kern, hayretle ona bakt. Kzgnl arasnda, bu herife sahiden bir ey yapamyacak durumda olduunu
dnmt. Polise gidecek olsayd, hemen evrakn soracaklar ve bu yzden kendisi de hapsedilip snr
dna atlacakt.
Gzlerini yar kapayarak, Bindig'i szd. Beriki: Hi de talihiniz yok dedi, ok iyi boks bilirim. Hem de
sizden 20 kilo daha arm. Dahas var: Lokantada mesele karrsanz polis damlar ve snr dna
atlrsnz.
u anda Kern, kendi bana ne gelirse gelsin umursamazd. Fakat Ruth'u dnmek lzmd. Bindig'in
hakk vard; ona bir eyler olacak en ufak bir talihi bile yoktu. Herife: Byle eyleri sk sk yapar msnz?
diye sordu.
Bu yzden yayorum. Hem de grdnz gibi pek mkemmel!
208
Kem, fkeden boulacakm gibi baygnlk geiriyordu. Ksk bir sesle: Hi olmazsa yirmi frangn iade
edin dedi, bu para ok lzmd. Hem kendim iin deil, bir bakasnn, parann asl sahibinin ihtiyac var.
Bindig olmaz der gibi ban sallad: Oysa bu paraya benim ihtiyacm var. Hem siz bu iten ucuz
kurtuldunuz. Sadece 40 frank mukabilinde dnyann en byk dersini, kimseye gvenli-memesi gerektiini
renmi oldunuz.
Kern, gzlerini heriften bir trl ayrmyordu: Muhakkak dedi ve gitmek istedi. Fakat bunu baaramad:
Demek btn o belgeler filan hep uydurmayd...
Bindig: Yoksa buna inandnz m? dedi, toplanma kampnda gerekten de bulundum. Glerek ilve
etti: Fakat iin dorusuna bakarsanz, bir Nazi idarecisinin teberisini aldm iin. Nasl, az rastlanr
olaylardan deil mi?
Bindig, tabaktaki son kotlet parasna uzand. Fakat Kern daha nce davranarak kapmt: Haydi
bakalm, isterseniz bir rezalet karn.-
Bindig srtt: Aklmdan bile gemez. Zaten olduka da doydum. Haydi bir tabak getirtin ve u lahanalar
da aln. Hatt size bir de bira smarlayabilirim.
Kern, tek kelimeyle dahi cevap vermedi. Eline ne geerse u herifin suratna frlatmamak iin kendini g
tutuyordu. Hzla arkasn dnd ve kapt kotlet paras elinde yrd.-Tezghtan da bir para kt alp
ganimetin sard. Tezghn arkasndaki, merkala ona baktktan sonra bir bardaktan ald iki hyar da uzatt:
Bunlar da aln dedi, beraber yersiniz...
Kern, hyarlar da alarak: Teekkr ederim dedi- Pek ok teekkr ederim. Ve, Ruht iin akam
yemei olur, diye aklndan geirdi. Hay Allah mstahakn versin tam krk franga patlad.
Kapya gelince yine arkasna bakt. Bindig ona bakyordu. Kem, bir tkrk att. Bindig ise, sa elinin iki
parma ile tuhaf bir selm verdi.
Bern'den sonra yamur balad. Ruth ve Kern'in en yakn byk ehre gitmek iin trene binmee yetecek
kadar paralar yoktu. Geri biraz daha yedek parlar vard ama, buna, Fransa'ya
209
'armadan dokunmak istemiyorlard. Yolda rastladklar bir otomobil onlar 50 kilometre kadar gtrd.
Bundan sonra yine yaya yrmek zorundaydlar. Kem, kylerden bir ey almaktan pek ekiniyordu ve bu ii
pek az yapyordu. nk pek abuk gze arpyorlard, ayn yerde bir geceden fazla kamyorlard.
Akamlar ge vakit, ancak polis brosu kapandktan sonra gidiyor ve sabahleyin, henz almadan da
uzaklayorlard. Bylelikle, jandarmaya kayt ii balamadan kyden uzaklam oluyorlard. Binder'in
listesinde, sadece byk ehirler iin bilgi vard, buralar iin hibir not yoktu.
Murten yaknlarndaki bo bir samanlkta br gece geirdiler. Geceleyin, gkyz mthi bir arlt ile
boand. Samanln dam sakat olduu iin uyanncaya kadar yamur iliklerine gemiti. stlerini kurutmak
istediler. Fakat ate yakmalarna imkn yoktu. Her eyleri srlsklam olmutu. Kuru kalm bir kecii
glkle bulabildiler. Isnmak iin birbirlerine sokularak yattlar. Fakat zerlerine rttkleri pardesleri
adamakll slanm olduu iin bir trl snamadlar ve gzlerine uyku girmeden sabah ettikten sonra yola
koyuldular.
Kem, Yrrken snacaz, dedi, hem, bir saate kalmaz, kahve iecek bir yere de varrz.
Ruth da ayn fikirdeydi: Belki gne de kar. O vakit daha abuk kurunuruz.
Fakat hava btn gn buz gibi ve rzgrl kald. Saanak gibi bir yamur tarlalar yalyyordu. Mevsimin ilk
buz gibi gn idi. Ask suratl bulut kmeleri iyice alalmlard. leden sonra hava yine mthi bozdu.
Ruth'la Kern, saanan gemesini, rastladklar kk bir ky kilisesinde beklediler. Etraf mthi kararmt.
Bir sre sonra gk grlemeleri iitildi. Gkyznn skna ve ruha dair hadiseler yazl krmzl mavili
kurdellar tutan a-ziz resimleri bulunan renkli camlarda durmamacasma amek akt grlyordu.
Kem, Ruth'un titrediini hissederek: ok mu yorsun? diye sordu.
Hayr, o kadar deil!
Gel, bir para yryelim, biraz faydas olur. Kendini tmenden korkuyorum.
210
Merak etme, tmem. Brak da yle biraz oturaym.
Yorgun musun?
Hayr, yle birazck oturmak istedim de.
Biraz kilisenin iin dolasan daha iyi deil mi? slak eylerle bu kadar uzun oturmak hi de doru deil.
Ta da buz gibi.
Peki.
Yava yava kiliseyi dolamaa baladlar. Admlarndan kan ses bolukta akis yapyordu. Hava akm
yznden yeil perdeleri bir yelken gibi ien gnah karma sandalyeleri nnden getiler ve yine
cemekna dnmek zere mihrab dolatlar.
Kem: Murten'e kadar daha dokuz kilometre yolumuz var dedi, oradan nce bir baka snak yer
bulmaa bakmalyz.
9 kilometreyi pekl alabiliriz.
Ruth: Ne sylyorsun? diye sordu.
Hi... Bindig adnda bir herife lanet ediyorum.'
Gen kz, elini Kern'in koluna soktu: Unutuver gitsin. En kolay budur. Hem galibi da yamur dindi.
Darya ktlar. Henz tektk damlyordu. Fakat dalarn zerinde muazzam bir gkkua grnmt.
Alacal ve koskocaman bir kpr gibi btn vadiyi batan baa saryordu. Ormanlarn arkasnda bulut
kmeleri arasndan fkran sarmtrak ve beyaz bir k yamuru btn civar araziyi kaplamaktayd. Ruth ve
Kem gnei deil, fakat aydnlatlm bir sis tabakasn and., ran grebiliyorlard.
Ruth: Haydi gel! dedi, imdilik hava dzelecek.
Akam zeri bir koyun alna vardlar. Yalca ve az konuan bir kyl olan oban, kapnn nnde
oturuyordu. Yanbanda iki oban kpei uzanmt. Gelenleri grnce havlyarak zerlerine atldlar. Kyl
ubuunu azndan ekti ve slk alarak hayvanlar geri ard.
Kern, obana doru ilerledi: Geceyi burada geirebilir miyiz? Srlsklam olduk ve ok da yorgunuz, tek
adm atacak halimiz yok.
Adam, Kern'e uzun sre baktktan sonra: u yukarda samanlk var, dedi.
Biz de zaten bundan fazlasn istemiyoruz!..
Adam yine bir sre Kern'e bakt ve: Kibritlerinizle cigara-
211 *
larnz bana verin... dedi, yukarda ok miktarda saman var da...
Kem, istenilenleri verdi. Kyl: Merdiveni yukarya ekmeniz gerekir diye aklad, al sizin stnze
kilitleyeceim. Ben de civarda oturuyorum. Yarn sabah gelir, sizi koyuveririm. ok, pek ok teekkr
ederiz.
Merdiveni trmandlar. Yukars, yar karanlk, fakat scakt. Bir sre sonra kyl geldi ve onlara zm, bir
parack beyaz peynir ve kara ekmek getirdi ve: imdi kapy kilitleyeceim, haydi iyi geceler, dedi.
Size de iyi geceler, ok teekkr ederiz. Adam merdiveni ininceye kadar kulak kabarttlar. Sonra, slak
stlerini karp samanlara braktlar ve valizlerinden geceliklerini aldktan sonra, yemek yemee baladlar.
yice karnlar a-ckmt.
Kern: Nasl lezzetli mi? diye sordu.
Ruth, delikanlya yasland: Harikulade nefis.
Nasl talihimiz varm deil mi?
Gen kz, evet der gibi ban nne edi.
Aada, kylnn kapy kilitledii iitiliyordu. Samanln yuvarlak bir penceresi vard. Samanlarn iine
meldiler ve oradan, kylnn uzaklamasna baktlar. u anda artk iyice berraklam olan gkyznn
aksi, gle vurmutu. Kyl; btn gnlerini tabiatla har neir geiren insann keyifli admlary-le biilmi
tarlalarda ilerlemekteydi.
Ruth ve Kern, gece iyice kmeden nceki o renksiz an hereyi lolandrncaya kadar, pencerenin nnde
kaldlar. Arkalarndaki samanlarn zerine glgeler saldrm ve bir masal leminin muazzam dalarn
mevdana getirmilerdi. Koyunlardan doru gelen rm bitki ve hububat kokusu ile saman kokusu
birbirine karyordu.
Ruth ve Kern, samanln demesindeki bir delikten aay grebiliyor ve altlarndaki alda koyunlarn
durmadan hareket eden yumak yumak srtlarn hayal meyal seebiliyordular. Sonunda, melemeler kesildi ve
yava yava evre sessizleti.
Ertesi sabah kyl gelip ahrn kapsn at. Kern aaya indi. Ruth daha uyumaktayd. Yz kzarmt
ve nefesi intizam-
212
szd. Kern, koyunlar karma iinde kylye yardm etti.
Delikanl, kylye: Burada bir gn daha kalabilir mi idik? diye sordu. Buna karlk size seve seve
yardm ederdik, olur mu?
Yaplacak pek iim yok. Fakat kalmanz kabil...
Teekkr ederim.
Kern, civar ehirde oturan Almanlarn adreslerini de soruturdu. Binder'in listesinde buralara dair bilgi
yoktu. Kyl, Kern'e birka adres syledi ve yerlerini tarif etti.
Kern, ikindiden sonra ortalk kararmaa balaynca yola kt. Birinciadresi kolayca buldu. Buras kk bir
bahenin iinde beyaz bir viil idi. Temiz klkl bir hizmeti kz kapy at ve delikanly kapnn dnda
bekletecei yerde hemen kk antreye aidi. Kern, aklndan, iyi almet diye geirerek: Bay Ammers ile
grebilir miyim? diye sordu, yahut da madamla?
Kz kayboldu ve hemen yine gelip Kern'i maun mobilyal bir salona gtrd. Deme yle cillyd ki, Kern
az kalsn yere decekti. Btn demelerin stnde tenteneli rtler vard.
Bir dakika sonra Bay Ammers grnd. Beyaz sivri sakall ve ufak tefek bir adamd. Pek ilgili grnyordu.
Kern, daarc-ndaki iki hikyeden gerek, olann anlatmaa karar verdi.
Ammers, gleryzl bir tavrla delikanly dinledikten son-Demek ki, mltecisiniz, pasaportunuz veya
ikmet tezkereniz falan da yok? dedi, sabun vesaire gibi eyler satyorsunuz, yle mi?
Ammers, Peki diyerek ayaa kalkt, bunlar bir defa da karm grsn.
Dar kt. Biraz sonra kars odaya girdi. Kadn; halanm et rengindeki yz ve morina balna
benziyen solgun baklar ile tuhaf bir yaratkt. Krtarak Ne gibi eyleriniz var? diye sordu.
Kern, birka ey kard. Zaten ok mal da kalmamt. Kadn; bir eyler aratrd, sanki o ana kadar hi
grmemi gibi diki inelerine uzun uzun bakt, sabunu koklad ve di fralarn ba parmanda denedi.
Sonunda fiyatlar sordu ve kz kardeini getirmee karar verdi.
Kz kardei de kendisinin bir ikinci nshas idi. Sivri sakall
213
Ammers'in, ufak tefekliine ramen evde iddetli bir ynetim uygulad, baldzn da kars kadar snk ve
ekingen oluundan, korka korka konumasndan belliydi. ki kadnn baklar durmadan kapya taklyordu.
Kadnlar o kadar fazla tereddt ettiler ve dnp tandlar ki, Kern'in sonunda can skld kadnlarn daha
hl bir eyde karar klamyacaklarna akl kestii iin mallarn toplad ve: Hele bir yarna kadar dnn,
dedi. Ben yine gelirim.
Kadn, rkm gibi bir tavrla Kern'e baktktan sonra: Bir kahve ier miydiniz? diye sordu.
Kern uzun zamandan beri kahve imemiti: Hazrda varsa...
Evet, elbette; imdi getiririm. Bir saniyecik msaade.
Kadn, arpk bir f gibi yrmesine ramen odadan hzla kt. Kz kardei, odada kalmt. Kern, bir ey
sylemi olmak iin: u anda bir fincan kahve hi de fena deil! dedi.
Ammers'in baldz glmee benzer hindi gibi bir ses kard, fakat boulmu gibi glmesi yarda kald. Kern
hayretle ona bakt. teki olduu yerde bzld ve burnundan doru slk gibi yksek bir ses kard .
Bu srada Ammers'in kars geldi ve dumanlar kan kahveyi, Kern'in nndeki masaya braktktan sonra
endieli bir sesle:
Rahat rahat imenize bakn, dedi, yle ne diye acele e-decekmisiniz. Hem vaktiniz var hem de kahve
ok scak.
Kadnn kz kardei ise inceli kalnl gld ve hemen arkasndan da rkm bir tavrla bzld .
Fakat Kern'in kahveyi imesi kabil olmad. Kap ald. Arkasnda, can skkn tavrl bir jandarma olduu
halde ksa ve yaylanm admlarla ilerliyen Ammers grnd ve tuhaf bir jest yaparak, Kern'i iaret etti: Bay
jandarma, devinizi yapn, karnzdaki bu adam, Alman devleti tarafndan kovulmu pasaportsuz bir
adamdr.
Kern, akn akn bakyordu. Jandarma, delikanly szdkten sonra: Haydi yryn. diye mrldand.
Kern, bir an iin, beyninin akp boaldn hissetti. Hereyi beklemiti, fakat bunu deil. Bir poz resmi
ektiriyormu gibi
214
ar ve mekanik bir tavrla teberisini topladktan sonra ayaa kalkt. Sylediine nce kendisini
inandrmak ister gibi tutuk tu. tuk ve zahmetle: Demek kahveler ve gler yzler bunun iinmi! dedi. Hep
beni alkoymak iindi ha... Yumruklarn skt ve hemen geri kaan Ammers'e doru bir adm att. Kem ok
yava bir sesle: Hi korkmayn dedi size elimi sr-miyeceim. Sadece lanet edeceim size. Evet size,
ocuklarnza ve karnza btn kalbimle lanet ediyorum. Dnyann btn musibeti zerinize olsun.
ocuklarnz size kar gelsinler ve sizi keder ve yoksullluk iinde yapayalnz braksnlar.
Ammers, sapsar oldu. Sivri sakal titriyordu. Jandarmaya: Bu adama engel olun, diye emretti.
Jandacma, soukkanllkla: Henz sizi tahkir falan etmedi cevabn verdi, u ana kadar size sadece
beddua etti. Eer sizi mesel: Pis muhbir demi olsayd o vakit bu szleri, iinde pis kelimesi bulunduu iin
bir tahkir sayardk.
Ammers, jandarmaya kzgn kzgn bakarak, kedi gibi bir ses kard: Size grevinizi yapn, diyorum.
Jandarma: Bay Ammers diye sakin sakin aklad, bana akl retmenize lzum yok. Bu ii ancak
mirlerim yapabilir. Siz bir adam ihbar ettiniz, ben de geldim. Bundan tesini bana brakacaksnz. Ve
Kern'e dnerek: Haydi, arkamdan gelin, dedi.
Kern ve jandarma dar ktlar. Delikanl tek sz konumadan memurun yannda yryordu. Daha hl
akln bana top-lamamt. Beyninin uyumu bir noktasnda Ruth diye bir dnce vard. Fakat sadece
onu dnmee bile cesaret edemedi.
Jandarma, bir sre sonra: Ahbab be! dedi. Koyunlar bazan srtlanlarn ayana giderler. Bu adamn
kimin nesi olduunu bilmiyor muydunuz yoksa? Herif, bu civar Alman Nazi Partisinin gizli casusudur.
imdiye kadar daha nicelerini ihbar etti.
Kern: Aman yarabbim! dedi.
Jandarma: te byle, dedi, buna adyla sanyla talihsizliin koyusu derler.
Kern susuyordu. Bir sre sonra da, halsiz halsiz: Bildiim tek ey, u esnada bir hastann beni bekledii.
Jandarma boydan boya caddeye bakt ve omuzlarn silkti: Btn bunlarn hibir faydas yok! Hele beni
hi de ilgilendir-
215
mez. imdi sizi karakola gtrmeliyim... dedikten sonra evresine baknd. Cadde bombotu. Size
kamanz tavsiye etmem diye devam etti, hi bir eye yaramaz. Geri, bacam sakat olduu iin
arkanzdan koamazsam da hemen arkanzdan baracam ve durmazsanz tabancam ekeceim.
Birka saniye Kern'i szd ve szlerine yle devam etti: Bu iler iin zaman gerekli elbette, bu arada
kam olabilirsiniz. Hele imdi geeceimiz bir yerde rahat rahat. nk orada bir sr yan sokak ve ke
bucak vardr. Hem ate etmek de pek yle kesin deil. Kaacak olsaydnz, sahiden yakalyamyacaktm.
Olsa olsa, daha nce ellerinize kelepe vurmam gerekecekti.
Kern'in birdenbire gzleri alm ve lgnca bir mide kaplmt. Jandarmaya hayretle bakmaktayd.
Jandarma, fazlaca msamahal bir tavrla yoluna devam etmekteydi. Bir sre sonr, dnceli dnceli:
Biliyor musunuz? dedi, insan baz eyler iin gerektiinden ok drst hareket ediyor.
Kem, ellerinin heyecandan srsklam olduunu hissetti ve acele acele: Bana bakn dedi, bensiz
mahvolacak bir insan beni bekliyor. Brakn da gideyim. Fransa'ya gidiyoruz, ne olursa olsun svire'den
kmak istiyoruz. yle yada byle olmasnn ne fark var.
Memur, hep ayn soukkanllkla: te bunu yapamam dedi, bu kadar grevimin emrettii eylere
aykr. Benim vazifem sizi polise gtrmek. Olsa olsa sizi elimden karm olurum ki, tabi buna kar da bir
ey yapamam. Durdu ve etrafna bakarak devam etti: Mesel u caddelerden aa doru koarsanz ve
keyi kvrlp sola saparsanz o vakit daha ben ate etmee vakit bulamadan siz kurtulmu olurdunuz.
Sabrszlanarak Kern'e bakt: Ey, artk elinize kelepeleri takmal. Hay Allah mstahakn versin, nereye
koymuum acaba?
Yar arkaya dnd ve ceplerini uzun uzun aratrd. Kern: Teekkr ederim, diyerek ileri frlad. Keye
vard srada, komasn brakmadan arkasna bakt. Ellerini kalasna dayam olan jandarma hi yerinden
kprdanmamt. Sadece srtyordu.
Ertesi gece Kern, uykuda birden uyand. Ruth'un abuk a-
216
buk ve intizamsz soluklar duyuluyordu. El yordam ile kzn alnn yoklad; terden srlsklam olmutu.
Ruth ok derin, fakat rahatsz bir uykudayd; uyandrmaa cesaret edemedi. stnde kaba bezler ve rtler
yayl da olsa saman, keskin keskin kokuyordu. Bir sre sonra, Ruth kendiliinden uyand ve ocuunkini
andran uyku sersemi sesiyle su istedi. Kern, bir ibrikle bir bardak getirdi. Gen kz byk bir hrsla iti.
Delikanl: ok mu susadn? diye sordu.
Evet, pek fazla. Fakat belki de samandan tr. Boazm kurumu gibi.
nallah atein yoktur.
Ateimin olmamas gerekir. Hasta olmamaklm gerekli. Hem hasta deilim de, hasta deilim ki!
Ruth, yatt yerde dnd ve ban Kem'in koluna sokarak yine uylo'u.
Kern, hi kmldamadan duruyordu. Ruth'un ne halde olduunu grebilmek iin urada bir k bulunmasn
yle isterdi ki! Gen kzn yzndeki slak scakla gre ateli olduu muhakkakt. Yannda bir cep feneri
bile yoktu. Kern, yatt yerde hl kmldanmamst. Gen kzn ksa ve acele soluklarna kulak veriyor,
karanln iinde ok uzaklardan glkle seilen ve zaman len bir cehennem makinesine benziyen
saatinin fosforlu kadrannda akrebin ne de ar yrdne bakyordu. Atlarnda koyunlar itiiyorlar ve
zaman zaman iniltili sesler karyorlard. Delikanlya pencere delii aydnlanp da sabahn ilk klar
seilinceye kadar yl gemi gibi geldi.
Ruth, uyanmt: Su ver Ldvvig.
Kern, barda gen kza uzatt:
Ruth, senin atein var. Bir saat kalabilir misin?
Evet.
Kyl gelip kapy amt. Kern, olup biteni syledii zaman adamn surat ekidi: O halde hastaneye
kaldrmak gerekir. Burada kalamaz ki!
Bakalm, belki leye kadar biraz iyileir.
Kern, jandarmaya veya Ammers ailesinden birisine rastlamak korkusuna ramen civarda bir eczaneye
gitti, kira ile bir. termometre istedi. Parasn brakt. Kalfa, leti uzatt. Delikan-
217
l bir tp de Arkonal aldktan sonra hemen geri kotu.
Ruth'un 38 1/2 atei vard. -Kem, onu ceketine ve parde. ssne sararak samana yatrd ve iki tablet de
Arkonal yutturdu. Fakat bunlara ramen ate leyin 39'a kt.
Kyl ban kayarak: !yi baklmal dedi. Ben sizin yerinizde olsam onu hastaneye gtrrdm.
Ruth, ksk ve yava bir sesle: Hastane falan istemem dedi. Yarna kadar bir eyim kalmaz.
Kyl: Hi de yleye benzemiyor, dedi, Bu saman zerinde deil, bir odada ve yatakta yatmanz
gerekir.
Hayr, hayr. Buras scak ve pek gzel. Rica ederim, brakn da burada kalaym.
Kyl, aa indi. Kern de peinden gitti. Adam, Kern'e: yi ama ne diye buradan gitmek istemiyor? diye
sordu.
nk byle olursa ayrlmamz gerekecek de...
Bundan bir ey kmaz. Siz de onu beklersiniz.
Bunu yapmak benim elimde deil. Ruth hastaneye gidince pasaportunun olmad anlalacak. Pek bu
ie yetecek kadar paramz bulunmamasna ramen belki de hastanede alkoyacaklar, fakat iyileince polis
onu snrn herhangi bir yerine brakacak. Oysa benim, bu iin ne vakit ve nerede olup biteceinden haberim
bile olmyacak.
Kyl kafasn iki yana sallad: Hem siz hibir ey yapmadnz, hibir suunuz da yok deil mi?
Pasaportumuz yok, bir bakasn da alamyoruz. Hepsi bu kadar.
Bunu demek istemedim. Hibir yerde hrszlk veya birisini dolandrmak falan gibi bir ey yapmadnz
deil mi?
iHayr.
Buna ramen de, arkanzdan gizli bir mektup yazlm gibi peinizi brakmyorlar.
Kyl: bir tkrk frlatt: Bunu kim isterse anlasn, fakat benim gibi basit bir insann akl almyor.
Kern: Ben anlyorum, dedi.
Yukardaki hastann zatrrie olabileceini biliyor musunuz?
218
Kern, dehetle bakt: Zatrree mi? Fakat imkn yok. Byle bir ey hayatn tehlikeye sokard.
Kyl: Elbette dedi. Ben de bu yzden lf edip duruyorum ya...
Belki de bir griptir.
Atei yksek, hem epeyce yksek. in dorusunu ancak bir hekim syliyebilir.
O halde bir hekim getirmeliyim.
Buraya m?
Belki bir gelen bulunur. Telefon rehberinden bir yahudi hekim adresi bulmaya bakacam.
Kern, yine deminki yere dnd bir ttnc dkknndan bir sigara ald ve telefon rehberini istedi. Dr.
Rudolf Beer adnda birisini bulmutu, hemen oraya gitti.
Kern, doktorun yerine vardu zaman muayene saati bitmi, ti. Bir saatten fazla beklemesi izm geldi. Bu
sreyi, mecmualara ve magazinlere bakmakla geirdi. urada kendisi perian bir durumdayken ve Ruth
ateler iinde yatarken nasl olup da ne'-eli insanlarn bulunabileceini, Florida'da yan plak kadnlarn
dolaabileceini, kabul resimleri ve tenis malar tertibedilebile-ceini bir trl akl almyordu .
Hekim, sonunda grnd. Daha gen saylr bir adamd. Azn amadan Kern'i dinledikten sonra
teberisini cebine doldurdu ve apkasn ald. Haydi gelin. Otomobilim aada. Beraber gideceiz.
Kern, yutkundu: Yayan gidemez miyiz? Otomobille daha pahal gelecek. Oysa bizim'paramz pek az.
Beer: Orasn bana brakn, dedi.
Otomobile bindiler ve koyun alna gittiler. Hekim Ruth'u muayene etti. Gen kz delikanlya rkek rkek
bakyor, hafife ban sallyordu. Buradan gitmek istemiyordu.
Beer ayaa kalkt: Hastaneye kaldrmamz gerekli. Sa cierde bouk bir ses var. Zatrree tehlikesi
gsteren bir grip. Sizi otomobilimle gtreceim.
Hayr hayr! Hastane istemiyorum. Hem hastane paras da vermemize imkn yok.
Para ile siz ilgilenmeyin! Buray hemen terketmelisiniz.
219
Adamakll hastasnz.
Ruth, Kern'e bakt. Delikanl: imdi dnerim dedi. Bu meseleyi bir daha konuuruz.
Hekim: Yarm saate kadar gelip sizi gtreceim. dedi. Scak tutacak stnz rtecek bir eyiniz var
m?
Sadece bunlar var.
Ben bireyler getiririm. O halde yarm saate kadar.
Kem de hekimle indi ve: Hastaneye kaldrlmas gerekli mi? diye sordu.
Evet. Burada saman stnde kalamaz ya! Odann birine saklamakta da fayda yok. Bayann u sradaki
yeri hastanedir, hem de ok abuk.
Kem: Peki dedi, Fakat bunun bize neye malolacan da size sylemeliyim.
Beer, delikanly dinledikten sonra: Demek ki, bayann ziyaretine gidebileceinizi sanmyorsunuz? diye
Hayr. Birka gnde hemen gze batacaktr. Ondan sonra da polisin avucundaym. Oysa, imdi durumda
yannda kalabiliyor, saln .gidiini renebiliyor ve ona gre hareket edebiliyorum.
Anlyorum. Fakat istediiniz zaman bana gelip durumu sorabilirsiniz.
Teekkr ederim. Durumu tehlikeli mi?
Tehlikeli olabilir. Buradan kaldrmas muhakkak lzm.
Hekim, otomobille uzaklat, Kem, merdivenleri yava yava yine kt. Ne bir ey hissediyor, ne de bir ey
istiyordu. Alak tavanl samanla dolan gurubun loluu iinde siyah bir ift gzn parldad bembeyaz bir
yzle Ruth, Kern'e dnd ve: Syliyeceini biliyorum, diye fsldad.
Kern, ba ile dorulad: Baka trl olmuyor. Bir hekim bulabildiimiz iin sevinmeliyiz. Hastanede
parasz baklacana kukum yok.
Gen kz Evet dedi, ve gzlerini yere evirdi-. Fakat birden bir ey rkm gibi doruldu. Aman
yarabbil Ben hastanede iken sen nerede kalacaksn? Hem sonra birbirimizi yine nasl greceiz? Gelmene
imkn yok, belki de hastanede tutuklanrsn.
220
Kem, gen kzn yanna oturdu ve ate gibi yanan ellerini smsk tutarak: Ruth dedi, u anda, ak ve
akl banda konumamz gerekiyor. Ben hereyi daha nceden dndm. Kyl msaade ediyor. Burada
kalp saklanmaa devam edeceim. Sadece seni beklemekten baka bir i yapacak deilim. Hastaneye
senin ziyaretine gelmemekliim daha iyi. Byle eyler abuk duyulur, ben de yakay ele veririm. Bu ii baka
trl yapacaz. Ben her akam hastaneye geleceim ve darda durup senin pencerene bakacam.
Hekim bana senin odann yerini sy-liyecek. Bu da pekl ziyaret yerine geer.
Saat kata?
Dokuzda.
Fakat dokuzda hava kararyor, seni gremiyeceim ki!
Hava kararmadan ben gelemem, "Byle yapmazsam tehlikeyi gze almam gerekir.
Hatt hi gelmemelisin. Brak beni kendi bama, byle de olur.
Olmaz gelirim. Yoksa dayanamam. Haydi, artk giyin.
Mendilini inko ibrikten ald bir parack suda slatarak Ruth'un yzn sildi. Gen kzn dudaklar
ateten atlamt. Yzn, delikanlnn ellerine brakt. Kern: Ruth dedi, Btn ihtimalleri dnmek
zorundayz. Sen iyileince belki de ben buralardan gitmi olacam. Ya da seni snr d ederler. Cenevre
snrna braklman iste... Cenevreye postrestant yazarz, olmaz m? Bu ekilde birbirimizle daima
buluabiliriz. Cenevre postrestant anladn m? Eer ben yakay ele verecek olursam bizim doktora da
adreslerimizi verelim, hi olmazsa o, birimizin durumunu tekine bildirebilir. Bunu yapacana sz verdi
bana. Onun vastasyla hereyi sana duyurabilir ve senden haber alabilirim. Biribirimizi kaybetmek ihtimalini
bylece tamamile ortadan kaldrm oluyoruz.
Gen kz: yle, Ldvvig! diye fsldad.
Sakn korkma, Ruth! Bunlar sana, en kt dnce yani ele geebileceimi de gznnde bulundurarak
sylyorum. Ya da, senin hastanede serbest braklmaman ihtimaline kar. Fakat sanrm ki, polise bir
eyler sezdirmeden seni hastanede brakrlar, biz de beraberce yolumuza devam ederiz.
221
Ya polis bir eyler sezecek olursa?
Olsa olsa seni snra brakacaklar. Ben seni bekliyeceim. Cenevre'de byk postanede.
Kern, gen kza gven vermek istiyen bir bakla bakt: te para. yi sakla, belki yol iin gerekir. Ve
yannda kalan son birka kuruuu da gen kza verdi.
Paran olduunu sakn hastanede syleme. Asl ondan sonras iin para gerekecek.
Hekim, aadan sesleniyordu. Kern: Ruth diyerek, gen kz kucaklad. Ruth, kendini
koyuvermiyeceksin, deil mi?
Gen kz, Kern'e smsk sarlmt: Kendini koyuvermiye-ceim ve seni yine greceim.
ler bsbtn ters giderse Cenevre'ye postrestant yazacaz. Byle bir ey olmasa seni buradan
alacam. Her akam hastanenin dnda durup iyi eyler dileyeceim.
Ben de pencereye gelirim.
Hayr, sen yataktan kmayacaksn, yoksa gelmem. Haydi bir defack gel.
Hekim: Hazr msnz? diye sordu.
Ruth, gz yalar iinde glmsedi: Beni unutma!
Hi byle ey yapabilir miyim? Hayatta senden baka nem var ki? Gen kzn kurumu dudaklarn pt.
Delikte, hekimin ba grnmt: Haydi, haydi, nemi yok, dedi. Fakat artk yeter.
iki erkek. Ruth'u aadaki otomobile tadlar ve stn rttler. Kem: Bu akam sormaa gelebilir
miyim?
Elbette. Siz burada m kalyorsunuz? yle! Daha doru. Fa kat ne vakit isterseniz bana gelebilirsiniz.
Otomobil uzaklat. Araba gzden kayboluncaya kadar Kern hi kprdamad. Hl olduu yerden
kmldanmad halde kuvvetli bir frtna tarafndan geri geri itildiini sanyordu.
Kern, saat sekizde doktor Beer'e gitti. Hekim, evde idi. Kern'i yattrd, atein yksek olmasna ramen
imdilik hi bir byk tehlike-yoktu. Hastalk nemsiz bir zatrrie seyri takib ediyora benziyordu.
Acaba ne kadar srer bu?
Eer bir terslik olmazsa iki hafta. Sonra da bir hafta iyileme dnemi.
222
Kern: Para ii ne olacak? diye sordu, Bizim on paramz yok.
Beer gld; Bayan, imdilik bir hastanede yatyor. Sonra da herhangi bir yardm dernei hastane borcunu
verir.
Kern, hekime bakt: Ya sizin cretiniz?
Beer yine gld: Birka frangnz kendinize saklayn hele. Onsuz da yayabiiirim. Yarn yine sormaa
gelebilirsiniz. Ve a-yaa kalkt.
Kem: Yata ne tarafta? diye sordu. Hangi katta?
Beer, kemikli iaret parman burnuna koydu: Durun bakaym... 35 numara, ikinci katta.
Hangi pencereye dyor?
Beer gzlerini krptrd: Sanrm, sadan ikinci pencere olacak. Fakat bir ie yaramaz ki, uyumu
olmal.
Benim kasdm bu deildi.
Beer: Elbette, elbette cevabn verdi.
Kern, hastanenin nerede olduunu soruturdu ve arabuk bularak gzlerini saate evirdi. Saatin bu kadar
ge, dokuza gelebileceini asla aklna getirmemiti. Birden pencerenin aydnlandn grd. Btn sinirleri
gerilmi bir halde siyah gecenin iindeki bu krmzmtrak drt keye bakt. Evvelce bir kitapta, dncelerin
birbirine aktarlabildiini okumutu. te imdi o da btn dikkatini bir noktaya toplayarak Ruth'a kuvvet
gndermek istiyordu: Ruth'un sal yerine gelsin, diye kendi kendine durmamacasna tekrarlyor ve bu
ii yaparken kime dua ettiini bilmiyordu.
Derin derin soluk ald ve ar ar brakt. Kitapta da en -nemii noktann nefes alp vermek olduunun
yazl bulunduunu hatrlad. leri frlamak istiyormu gibi ayak parmaklarnn ucunda ykseldi, yumruklarn
skt ve adalelerini gererek, simsiyah gecenin iinde bu tek aydnlk noktaya hep ayn szleri fsldar gibi
tekrarlad: yi ol, abuk iyi ol, seni seviyorum.
Pencere karard. Bir glge oldu. Kern; mutluluktan uarken, yataktan kalkmamalyd, diye dnd.
Penceredeki glge bir iaret yapt. Kem, bir iaret verdi, fakat hemen, kendi verdii iareti gen kzn
gremiyeceini hatrlad. nnde durup kendini gsterebilecei bir sokak feneri ya da herhangi bir ay-
223
dnlk parasn bo yere arad. Sonra birden aklna bir ey geldi ve sabahleyin iki sigara ald
dkkncnn verdii kibrit kutusunu hemen cebinden karp bir tanesini akt ve kendine doru tuttu.
Yukardaki glge yine iaret etti. Kern, dikkatle karlk verdi. Kern yine birka kibrit alp akt ve yzn
aydnlatacak gibi tuttu. Ruth, hzl hzl iaret ediyordu. Kern, artk yatmasn iaret etti. Gen kz, ba ile,
olmaz iareti yapt. Delikanl yzn iyice aydnlatt ve evvelki iaretinde srar etti. Kz hi aldrmad. Kern
gen kz yataa girmee zorlamak iin kendisinin gitmesi gerektiini farketti ve gittiini gstermek iin birka
adm attktan sonra elindeki btn yanan kibritleri yukarya doru tuttu. Kibritler, titreerek yere dtler ve
sndler. Yukarda k da bir mddetik daha yandktan sonra snd ve pencere, kendini eviren simsiyah
karanlk perdeden daha ok karanlk perdeden daha ok karanlk oldu.
Steiner: Tebrik ederim Goldbach dedi, Bugn ilk defa olarak iyi idiniz. ok sakin ve cesaretli hareket
ettiniz, tek bir yanlnz bile olmad. Hele o sutyene saklanan kibritin yerini bildirmek iin verdiiniz iaret
fevkaldeydi. Gerekten de bu gt.
Goldbach, borluluk dolu gzlerle Steiner'e bakt: Bu iin nasl olduunu ben kendim de bilmiyorum.
Dnden bugne gzlerimin nnden bir perde kalkm gibiyim. Daha durun bakalm, mkemmel bir medyum
da olacam.
Steiner, gld: Haydi gelin, bu sevinli olay erefine birer bardak atalm diyerek bir ie kays raks
getirtip bardaklara doldurdu: erefe, Goldbach!...
erefe!
Goldbach, yutkundu ve barda yine yerine brakarak: Affedersiniz, dedi. Artk byle eyleri
kaldramyorum. zin verirseniz eve gitmeyi tercih ederim.
Elbette! Buradaki iimiz bitti. Fakat hi olmazsa barda-nzdakini sonuna kadar imez misiniz?
Goldbach: Memnunlukla diyerek sz dinleyen bir ocuk gibi barda boaltt.
Steiner, elini uzatt: Beni dinlerseniz, sakn daha fazla hile
224
renmeyin. nk bu kadar fazla incelirse ben ilerin iinden kamam.
Goldbach, yolda acele acele yryerek ehre doru uzaklat. stnden ar bir yk kalkm kadar kendini
hafiflemi hissediyordu. Fakat bu, kemiklerinin iine hava dolmu ve istekleri grnmez bir maddedenmi
gibi bir hafifleyiti. Bir yerde tutunmasna imkn brakmyan ve her rzgrn ynne bal bir hafifleyi.
Goldbach, pansiyonun kapsn aan kza: Karm evde mi? diye sordu.
Kz: Hayr derken glmee balad.
Goldbach, dargn bir tavrla: Ne diye glyorsunuz yle? diye sordu.
Ne diye gjmeyecekmisim? Yoksa glmek yasak m?
Goldbach, kza dalgn dalgn bakt ve: Bunu demek istememitim... diye mrldand, Glmenize bakn.
Dar koridoru geerek odasna gitti ve yandaki odaya ku* lak kabartt. Hibir ses duymamt. Salarn ve
elbisesini zenle fraladktan sonra hizmeti kz, karsnn evde bulunmadn sylemi olmasna ramen
ara kapy tkrdatt. yle ya, kars bu arada gelmiti de hizmeti kz grmemi olabilirdi. Tokma dikkatle
evirdi ve karsnn odasna girdi. Aynann nndeki lmba yanyordu. Ia, denizin ortasnda fener grm
bir gemici gibi hayretle bakt ve aklndan: Karm imdi neredeyse dner dedi, Yoksa k yanmazd.
Fakat Goldbach, aklndan daha bunu geirmeden karsnn bir daha geri gelmeyeceini kemiklerinde ve
damarlarnda hissetmiti. Dnceleri, ona, bunu sylyordu. Fakat korku igdsyle kendisini dalgalardan
kurtaracak bir diree sarlmak istiyormu gibi hl u sama Karm muhakkak gelecek, yoksa lmba
yanmyacakt dncesine saplanyordu.
Sonra birden odann bomboluunu farketti. Aynann nndeki fralar ve krem tpleri yoktu, dolabn bir
kanad yar akt ve elbiselerin, bu yar ak kap aralndan gzkmesi gereken pembe ve soluk renk
lekesi, eksikti. Arkada braklm bu simsiyah azn esnedii sanlrd. Sadece, odann kokusu henz
duruyordu, fakat htradan ve pusuda bekliyen straptan ibaret i i 225
bu bir avu hayat da artk kuvvetini kaybetmiti .Sonra masann stnde duran mektubu buldu ve
deminden beri grmemi ol-duuna isteksiz hayret etti. Mektup masann tam ortasna konmutu.
Goldbach, bu mektubu ancaya kadar epey vakit geti: o zaten hereyi biliyordu, ne diye aacakt?
Sonunda, yandaki bir sandalyenin stnde unutulmu bir firkete ile mektubu at ve okudu. Fakat buna
ramen kelimeler, beynindeki buz tabakasn bir trl delip geemediler; onu hi ilgilendirmeyen ve bir
kitaptan, bir gazeteden rastgele okunmu kelimeler kadar cansz kaldlar. Elinde tuttuu firkete, bu
kelimelerden ok daha canl idi.
Goldbach, byk bir huzur iinde oturup zdrab bekledi ve gelmediini grnce hayret etti. inde kuvvetli
bir brom aldktan sonra uyku bekledii korku dolu ana benzer mthi bir uyuukluk, sarlam bir his vard.
Goldbach, uzun zaman byle kald. Ellerine bakt. Beyaz l hayvanlara benziyen bu eller, be prsk
ayakl duygusuz hayvanlar andrmaktayd ve Goldback'a ait deillerdi. Fakat Goldbach da kendi kendisine
ait gzleri kendi zerine evrilmi olan ve zaman zaman iinden rperen memeli bir hayvan hayretle szen
bir bakasnn vcudu idi.
Goldbach, sonunda ayaa kalkt ve kendi odasna dnd. Masann stndeki kravatlar byk bir zenle
lime lime doramaa balad. Kestii paralar yere atyor ve kendini beenmi bir tavrla gevek parmaklar
arasnda biriktirdikten sonra masann stndeki alacal yna istif ediyordu. Otomat gibi tekrarlad
hareketlerin ortasnda, yaptna kendi de hayret etmi gibi, makas bir yana koydu ve vazgeti. Bu hareketi
yapar yapmaz da yine hereyi unutmutu. Sert admlarla odada dolat ve bir keye oturdu. Goldbach bu
kede, hep ayn durumda melmi olarak kald ve durmadan ellerini uuturdu. Bunu, durmamacas-na
son derece yorgun ve km bir hareketle, titriyormu gi- / bi tekrarlayp duruyordu.
226
i
XIV
Kern, son kibritleri de havaya frlatt srada omuzuna bir el dokundu: Bu yaptnz da ne?
Kern toparland ve arkasna dnd zaman da bir niformal ile yzyze geldi: Hibir ey deil diye
kekeledi: affedersiniz efendim, sadece bir aka idi yaptm, sadece bir aka...
Memur, delikanlnn yzne dikkatli dikkatli bakt. Bu adam, Kern'i, Ammers'in evinde tevkif eden memur
deildi. Delikanl, yukardaki pencereye sratle bakt.'Ruth artk grnrlerde yoktu. Etraf ok karanlk
olduu iin gen kz hibir ey farketme-miti, herhalde.
Kem, itenlikle glmsemee alt ve hi unursamyan bir tavrla: Pek ok atfnz dilerim, dedi.
Sadece ufak bir aka idi. Bu yzden hibir ey olamyacan siz de gryorsunuz. Sadece birka kibrit
paras, bir sigara yakmak istemitim. Fakat ivi vakamadm iin bir dzine kibriti birden tututurdum ve bu
yzden de az kalsn parmaklarm yakyordum.
Gld ve kollarn sallyarak yoluna devam etmek istedi. Fakar memur, delikanly smsk tuttu: Bir
saniye, svireli deilsiniz, deil mi?
Neden olmasn?
Konumanzdan belli! Ne diye saklyorsunuz?
Kern, Benim bir ey sakladm yok cevabn verdi. Bunu bu kadar abuk nasl anladnz merak
etmitim de...
Memur, Kern'i byk bir gvensizlikle szerek: Yoksa oray bir boylasa mydk? diye mrldand ve bir
cep feneri yakt. Son"a da: Bana bakn dedi. Memurun sesi deta deiti: Bay Ammers'i tanyor
musunuz?
Kern, elinden geldii kadar sknetle: Adn bile duymu deilim, dedi.
Nerede oturuyorsunuz?
Daha bu sabah geldim. Tam bir otel aramakla meguldm. Acaba bir yer salk verebilir miydiniz? Pahal
olmamak arty-le.
nce benimle gelin de. Bay Ammers tarafndan yaplm
227
bir ihbar var, tpk size benziyor. nce bunu aydnlatalm.
Kern, beraber yrd. Etrafna iyi baknmad iin kendi kendine lanet ediyordu. Memur, muhakkak ki
lstik keli ayak-kablaryla bu kadar yaknna sokulabilmiti. Bir haftadan beri ilerinin yolunda gitmi
olmasnn da bu olayda tesiri vard. Yava yava bir gven gelmiti. Savumak imknn bulurum midi ile
etrafa kaamak bir bak frlatt. Fakat yol ok ksa srd ve birka dakika da polis karakoluna vardlar.
lk defasnda Kern'in kamasna gz yummu olan memur bir masaya oturmu yaz yazyordu. Kern'e
biraz cesaret geldi. Getiren polis: Bu muydu? diye sordu
tekisi, Kern'e yle iyice bir bakt: Belki! Tamamyle kes-tiremiyeceim. Etraf iyice kararmt da.
O halde Bay Ammers'e telefon edeyim. Onun tanmas lzm.
Byle diyerek dar kt. Kern'i ilk defa yakalam olan memur: Be evlt! dedi. Ben seni oktan
buralardan gitmi sanyordum. imdi iler berbatlaacak. Ammers sizi o zaman hemen ihbar etmiti.
Kern, abucak: Tekrar savuamaz mym? dedi. Siz de biliyorsunuz ki...
mkn yok. kacanz tek kap n odadan geiyor. Orada ise imdi sizi getiren ahbap, Ammers'e
telefon ediyor. Hayr hayr. imdi oturmaktan baka areniz yok. Hem de byle eylerden pek holanan bir
adammzn avucu iine dtnz.
Hay kt talih hay...
Evet. Daha nce bir defa da savutuunuza gre daha da kt. Ammers'in, bu iin peini
brakmayacan bildiim iin ben de kan rapor etmek zorunda kalmtm.
Kern, bir adm geriledi: Jesus...
Memur: Hatt Jesus Christus de diyebilirsiniz, dedi. Fakat bu defa isa peygamber de yardm edemez.
Birka haftay gze aln.
Birka dakika sonra Ammers geldi. O kadar ok komutu k\, soluu kesilmiti. Sivri sakal sevinten
titriyordu: Ta kendisi dedi, Evet ta kendisi. O hayasz herifin ta kendisi!
Kern ona bakt. Ammers: Bu defa artk herhalde savua-
228
maz, deil mi? diye sordu.
Jandarma: Bu defa imkn yok diye dorulad.
Ammers, adeta bir nutuk sylyormu gibi byk bi' cokunlukla ve muzaffer bir tavrla ballandra
ballandra: Cenab Hakkn deirmenleri ar ar trler dedi. Ar, takat tam hedefi bulurlar. Testi de
ancak krlncaya kadar suya gider.
-Kern: Sizde karacier kanseri olduunu biliyor musunuz, diye Ammers'in lfn kesti. Sylediinin kendi
de farknda deildi. Bunu nerden akl ettiini de bilmiyordu. Sadece ok kzmt ve kendini tamamyle
talihsizlie terketmeden o gecs btn dncesini otomatik bir surette, Ammers'e iyi bir vuru
yerletirebilmek urunda altrmt. Herife vurmasna imkn yoktu, byle yapmakla ancak kendi cezasn
arttrm olacakt.
Ammers'in az bir kar ak kalmt:
Ne dediniz?
Kern, darbenin hedefe rasladn anlyrk: Karacier kanseri, hem de ok karakteristik! dedi ve peini
brakmad. Ben tptanm, bu iten anlarm. Bir yla kadar mthi ac balyacak. lmnz korkun olacak.
Bu ie kar hibir are yok. Evet, hibir are yok!
Fakat bu...
Kern, alayla slk alar gibi: Cenab Hakkn deirmenleri... dedi. Siz nasl sylemitiniz bakaym, ha,
havas yava! Senelerce...
Ammers, bunalm gibi: Bay jandarma diye bard, beni bu yaratktan kurtarmanz istiyorum.
Kern ,kedi sesine benziyen tuhaf bir sesle: Vasiyetnamenizi yapn, dedi, bundan baka hibir areniz
kalmad. ten -ryp mahvolacaksnz.
Ammers, kzgnlktan lgna dnmt, yardm istiyen bir bakla etrafna baknd: Bu tahkirlerden beni
korumakla grevlisiniz.
lk memur, merakl baktktan sonra: u ana kadar sizi tahkir falan etmedi, dedi. Bu ana kadarki szleri
sadece hekimce grler...
Ammers: Btn bunlarn dosyaya geirilmesini istiyorum, diye feryad bast.
229
Kern, bir ylandan kayormu gibi geri geri giden Ammers'i bir parma i!e iaret ederek: Hele bir bakn
dedi, heyecanlandnz zaman yznzn ald u kurun renge, u sapsar gz bebeklerinize bakn.
Btn bunlar ok kuvvetli belirtiler. Siz bir lm adaysnz. Sizin iin dua etmekten baka ne yapabiliriz?
Ammers: lm aday ha! diye kprd, lm aday deyimini de dosyaya geirin.
lk memur durumdan memnunluunu pek belli ederek: -lm aday deyimini hi bir zaman bir tehkir
anlamn tamaz... Hepimiz de lm adaylaryz.
Kem: Daha hayatta iken karacieriniz delik deik olup dklyor, dedi ve Ammers'in birdenbire sapsar
kesildiini grerek bir adm ilerledi. Ammers, bir eytan grm gibi delikanlnn nnde geriledi. Kern, artan
bir zafer edas ile: Balangta hi fcir eyin farkna varlmaz dedi, hem, farkedecek hi bir ey de
bulunmaz. Fakat iin farkna varld zaman artk i iten gemitir. Karacier kanseri kadar ar fakat
kvrandra kvran-dra ldren mthi lm yoktur.
imdi Ammers, Kern'e sadece bakyordu ve hibir cevap vermiyordu. uursuz bir hareketle de, karacierin
bulunduu yere uzand.
kinci memur birdenbire sertleerek: Susun bakalm diye soludu: Artk yeter. uraya oturun ve
sorduklarmza cevap verin. Ne vakitten beri svire'desiniz?
Kern, ertesi sabah Eyalet mahkemesine gtrld. Yarg yuvarlak krmz yzl yalca ve iman bir
adamd. yi yrekliydi, fakat Kern'e yardm etmesine imkn yoktu. Maddeler gayet akt.
Kern'e: Snr gizlice getiiniz zaman ne diye polise ba vurmadnz? diye sordu.
Kern, yorgun yorgun: nk hemen yine geri kovulacak-ttm, cevabn verdi.
Evet, elbette byle olacakt.
Kanuna kar gelmemek istiyorsam orada da hemen ilk polis noktasna bavurmak zorundaydm. Oradan
da daha ilk gece isvire'ye geri braklacaktm. Sonra yine svire'den te tara-
230
fa geriye. Oradan yine tersyzne isvire. te bylece de s. nr nbetileri arasnda yava yava alktan
geberip gidecektim. En hafif ihtimalle, bir polis karakolundan tekine srtp duracaktm. Bu durumda bizerin
kanuna kar gelmekten baka areleri varm?
Yarg omuzlarn silkti: Size hi bir yardmda bulunamam. Sizi mahkm etmek zorundaym. En hafif
ceza 14 gn hapis yatmaktr. Kanun byle. Mlteci akmndan vatanmz korumamz gerekiyor.
Biliyorum.
Yarg, dosyasna bakt: Sizin iin yapabileceim btn ey hapse deil, fakat tevkifhaneye konulmanz
iin st makam uyarmak olabilir.
Kern, dnyadan haberi olmayan u iyi kalpli adamcaza bir sre baktktan sonra: Vatandan eref ve
haysiyeti mi? dedi. Benim ne iime yarar bu? Ben en basit vatandalk haklarna .bile sahip deilim! Ben
sadece bir glge, bir hayalet, vatandalk bakmndan oktan teki dnyay boylam bir lym. Sizin
vatandalk eref ve haysiyeti dediiniz eylerden bana ne!?
Yarg bir sre sustu, sonunda: Fakat, herhangi bir belge salamaa almalsnz dedi. Belki her
hangi bir Alman konsolosluu araclyle sizin iin bir belge salamak kabildir.
Bir yl nce bu ii ek mahkemesi denedi ve istek reddedildi. Bizler Almanya iin resmen mevcut deiliz.
Dnyann geriye kalan ksm iin de, imdilik yalnz bir polis olay konusu diye yayoruz.
Yarg ban sallad: Milletler Cemiyeti sizin iin daha bireyler yapmad m? yi' amma sizin gibi daha
binlerce kii var. Sonunda herhangi bir yerde yaamanz gerekli.
Kern, byk bir sabrla: Milletler Cemiyeti bize kimlik czdan vermek iini bir ka yldanberi mzakere ile
megul dedi. Oysa her devlet bizi tekinin stne ykmak ister. Bu gidile daha yllar srecei muhakkak.
Ya bu arada...
Bu arada ne olduunu ise kendi gzlerinizle gryorsunuz ite...
Yarg, bask svire ivesiyle ve olduka arm bir hal.
231
de: Aman yarabbi, dedi. Bu i bal bana bir sorun. Peki amma, sizin durumunuz ne olacak?
Bunu bilmem, fakat benim iin u anda daha nemli sorun kendi ak betimdir.
Yarg parl parl parlyan yznde elini dolatrarak: Siz yata bir olum var, dedi. Yeryzne gelmi
olmaktan baka hi bir nedensiz oradan oraya kovulduunu dnecek olsaydm...
Kern: Benim de bir babam var, diye karlk verdi: Siz babam grm olsaydnz...
Kern, pencereden darya bakt. Btn dallar yemi dolu bir elma aacna vurmu sonbahar gnei yle
sakin ve huzur verici idi ki! Pencerenin dnda sevgili Ruth vard.
Yarg bir sre sonra: Size bir ey sormak istiyorum. dedi. Bu ile ilgisi yok amma yine de soracam.
Hi bir eye inancnz kald m?
a.
Elbette. Kutsal bencillie, ta yreklilie, yalana ve kalbin miskinliine inanyorum!
Ben de bundan korkmutum. Amma, baka trl de olmasna imkn yok...
Kern, byk bir sknetle: Hepsi bu kadar deil karln verdi: yilie, arkadala, sevgiye ve
bakalarna yardmdan kanmamaa da inanyorum. Ben bunlar, ileri tkrnda giden herhangi birisinden
ok daha iyi rendim.
Yarg ayaa kalkt ve Kern'e doru yryerek: Byle eyler iitebilmek insann houna gidiyor diye
mrldand: Ah size ne yardm yapabileceimi bilmi olsaydm.
Kern: Hi bir ey dedi. Artk kanunu ben de rendim dedi. Hem bu ilerden anlyan bir de dostum
vard. Beni hapishaneye gnderin.
Tahkikat yaplncaya kadar siz! tevkifhaneye gndereceim.
Bu ekilde hkm daha abuk kacak ise, hay hay. Fakat daha ok srecekse hapishaneyi tercih
ederim.
Uzun srmemesi iin ilgileneceim.
Yarg cebinden, kocaman bir para czdan kard ve tereddt ederek: Bu zel yardmdan baka
elimizde bir ey yok,
232
maalesef dedikten sonra katlanm bir banknot: Size baka trl bir yardm yapamam olmaktan yle
ac duyuyorum ki...
Kern, paray ald ve: Bizlere gerek yardm dokunan tek ey dedi; aklndan da yle geirdi: Tam yirmi
frank, ne talih! Bu kadar para ile Ruth snr boylar.
Kern, gen kza yazmaa cesaret edemedi. Bu yzden gen kzn epeydir svire'de bulunduu ortaya
kabilir ve hkm giyebilirdi. Oysa, imdiki haliyle sadece snr d edilmek, hatt talihi yardm ederse
baka hi bir eye lzum kalmadan hastaneden taburcu edilmek, olana vard.
Kern, ilk akam ok bahtsz ve skntlyd, bir trl uyuya-mad.Ruth'un ateler iinde yatanda yattn
dnnce d patlad. Kerevete meldi ve uzun sre kollarn dizlerine dayam halde kald. Alt olmak
istemiyordu. Fakat bu gizli dmann kendisinden daha kuvvetli olduunu hissediyordu. Gece ve geceden
duyduum korku, diye dnd. Gndz hissedilen korku o kadar olaanst deildir, fakat geceleyin
duyulan korku yle byk, yle usuz bucakszdr ki.
Kern ayaa kalkt ve kk odada bir aa bir yukar dolat. Derin derin nefes ald. Daha sonra ceketini
kard ve serbest vcut hareketleri yapmaa balad. Sinirlerimi bozmamaa dikkat etmeliyim, diye aklndan
geirdi, yoksa mahvolduum gndr. Salm korumalym. Diz ve gvde hareketleri yapa yapa sonunda
btn dikkatini vcuduna toplamay baard. Sonra, Viyana karakolunda geirdii akam ve boks dersi
veren niversiteliyi hatrlad. Yzn krtrd ve bu niversiteliye rastlamasay-dm bu akam Ammers'e
byle kar kmama imkn yoktu, diye dnd. Bu niversiteli ve Steiner olmasayd bu etin hayata da
dayanamazdm. Geri bu mr beni sertletiriyor, fakat mahvetmemesi gerek. Kendimi koruyacam.
Bacaklarn bir yay gibi gererek ileri geri hareket etmee balad ve vcudunu eip karanla doru sal
sollu bir direkt savurdu, gittike daha hzlanarak, ksa bir ka aparkat ilve etti.
Gzlerinin nndeki karanlkta birdenbire, karacier kanserine tutulmu Ammers'in sivri sakal bir hayalet
gibi ldad zaman btn bu yaptklarnn bir anlam oluverdi. Kem ksa bir direkt ve muntazam bir yarm
arkla herifin enesine ve kulak-
233
(arna yklendi. Vahi bir engelleme ve mthi bir yumrukla tekrar etti ve Ammers'in paldr kldr yere
kapaklandn sand. Fakat herifi bu kadarla brakmayacakt. Yakalayp yine ayaa kaldryor ve
dmannn glgesine, heyecandan nefesi kesilmi bir halde durmamacasna yaptryordu. Bu ii
yaparken, herife son bir ikram olmak zere, karaciere okkal bir yumruk yerletirmek aklna geldi ve
bylece sabah ettii zaman yle bitkin ve yorgundu ki, kerevetine derek hemen uyudu, geceden duyduu
korkuyu da yenmi oldu.
ki gn sonra, hcreye Doktor Beer girdi. Kem yerinden sramt: Ruth'un sal nasl?
ok mkemmel, yani normal gidiyor.
Kem, rahat bir soluk ald: Burada olduumu nereden bili. yordunuz?
ok basit Bir daha grnmediinize bakarak burada bulunduunuzu anladm.
Doru. Peki Ruth'un haberi var m?
Evet. Siz dn akam yine bir Prometheus edasile grnme-yince Ruth herkesin iki ayan bir pabuca
soktu. Bir saat iinde durumu rendik; fakat sizin u kibrit iiniz lgnlk dorusu.
Doru, yle! nsan bazan kendini ok perian hissediyor da byle budalalklar yapyor. 14 gn mahkm
edildim. Sanrm, 12 gne kadar kacam. O vakte kadar Ruth iyi olur mu?
Hayr, hi olmazsa, yola kacak kadar iyilemez. Kabil olduu kadar hastanede alkoymak istiyorum.
Kern, dnceli dnceli: Elbette dedi. O halde onu Cenevre'de beklemeklim gerekecek/Madem ki
beraber gtremi-yorum. O hastaneden kncaya kadar beni burada brakmazlar.
Beer cebinden bir mektup kard. Bakn, size ne getirdim.
Kern, mektubu kapar gibi aldktan sonra hemen cebine koydu.
Beer: Okumanza bakn dedi. Benim vaktim var.
Hayr, sonra okuyacam.
O halde ben hastaneye dneyim ve sizi grdm Ruth'a syliyeyim. Vereceiniz bir haber var m?
diyerek Beer cebinden bir dolma kalem ile mektup kd kard. Size hepsini getirdim.
r- 234
Kem: Teekkr, teekkr ederim diyerek acele acele bir mektuba balad; kendi ileri yolundayd, Ruth
abuk iyi olmaya baksnd! Kendisi daha nce buradan uzaklatrlrca onu Cenevre'de bekliyecekti. Her le
zeri saat onikide byk postanenin nnde, Beer, her eyleri daha iyi anlatacakt; hkimin verdii 20
franklk banknotu da koyduktan sonra zarf yaptrd: Buyurun! diye uzatt.
Beer: nce teki mektubu okumak istemez miydiniz? diye sordu.
Hayr! imdi deil. Bu kadar abuk deil. Btn gn baka ne iim var ki!
Beer, biraz da hayretle Kern'e baktktan sonra mektubu cebine koydu: Pekl! Bir ka gne kadar yine
geleceim.
Muhakkak deil mi?
Beer gld:
Neden muhakkak olmyacakm!
Evet, o da doru ya. Artk imdi herey yoluna girdi. Hi olmazsa ilikilerimiz. nmzdeki on iki gn de
baka bir terslik olmasna imkn yok. Fevkalde bir olay falan .Byle oluu insann iini rahatlatyor.
Beer, dar knca Ruth'un mektubunu eline ald. Bu kadar ok mutluluun fcu br parack kt ve bir
ka damlack mrekkepte bulunmas... diye dnd.
Kern mektubu, kerevetin baucuna braktktan sonra vcut hareketlerine devam etti. Ammers'i yeniden
yumruklad ve hatt bu defa, bbreklere doru yasak bir ka darbe yaptrd. Mektubun bulunduu keye
bakarak: Bir daha kendimizi alt ettirmeyiz dedikten sonra sivri sakalnn tam stne bir tane yaptrarak
Ammers'e yeri ptrd. Sonra dinledi ve mektupla konumasna devam etti. Ancak ikindi zeri ortalk
lolamaa balad zaman mektubu at ve ilk satrlar okudu. Btn bir saat ancak bir paracn
okuyarak bunu srdrd. Akam olduunda imzaya kadar gelmiti. Kern'in gzleri nne Ruth'un endieleri,
korkusu, sevgisi ve cesurluu geldi ve yerinden srayarak Ammers'i yine yumruklad. Fakat bu mcadele
spor kurallarna hi de uygun deildi. Ammers'e tokatlar ve tekmeler durmadan iniyordu. En sonunda beyaz
sakaln yoldu.
> 235
Steiner. teberisini toplamt. Fransa'ya gitmek niyetindeydi. Avusturya'da kalmak tehlikeli olmaa
balamt ve Almanya'yla birleme de artk sadece bir zaman iiydi. Hem btn Pra-ter ve Potzlock
messesesi k uykusuna hazrlanmaktayd.
Potzloch, Steiner'in elini skt:
Bizim gibi mr yollarda geenler byle ayrlklara alktr. Ummad bir yerde insan yine birbirine
rastlar.
Muhakkak.
Potzloch Haydi yle ise diyerek burundan takma gzln tuttu. K iyi geirmee bakn. Ben veda
sahnelerinden hi holanmam...
Steiner: Bende! karln verdi.
Potzloch, gzlerini krptrd: Bilseniz, bu sadece bir alkanlk. nsan, byle, bir oklarnn geldiini sonra
yine gittiklerini gre gre sonunda iyice alyor. Ondan sonra btn bunlar, u nian kulbesinden
atlkarncaya gitmek gibi bir ey geliyor insana.
Ne gzel bir benzeti!.. Nian kulbesinden, atl karncaya, sonra atl karncadan yine nian kulbesine,
vallahi insann bu manzaraya vurulaca geliyor.
Potzloch, honutlukla yzn krtrd:
Steiner, imdi biz bizeyiz; yer yznde en korkun eyin ne olduunu bilir misiniz diye sorsam, ne
derdiniz? Aramzda kalsn, ben syleyeyim; sonunda insann her eye almas, azizim.
Takma gzln burnuna oturttu:
Hatt hayranlk duyulan nesnelere bile!
Steiner: Hatt savaa bile! dedi. Hatt acya ve lme! On ylda drt karsn kaybeden birisini tanrm.
imdi beinci defa evlenmitir. Bu kadncaz da hastalanmaa balad. Adamn, kln kprdatmadan altnc
kary aramaa hazrlandn sylersem, amayn. Her eye alyor.
Sadece kendi lmne insan alamyor.
Potzloch, kaamak bir iaret yapt:
Bunu hi bir zaman cidd olarak dnmemeliyiz, Steiner! Hatt savata bile! Bunu dnebilseydik yer
yzndn sava kalkard. Kendimizin bu iten de sa kurtulacamz sanrz, hep. yle deil mi?
236
Potzloch, ban arptarak Steiner'e bakt. Beriki akalar gibi bir iaret yapt. Potzloch, Steiner'in yine
elini skt: Haydi bakalm, Servus. u nian kulbesine abucak bir gideyim de ambalajlar nasl
yaptklarna bakaym.
Servus. yle ise ben bir defa daha atl karncaya gideyim.
Potzloch srtt ve rzgr gibi uzaklat.
Steiner, kardaki arabaya doru yrd. Ayaklarnn altnda kuru yapraklar hrdyordu. Ormana, ta
yrekli bir gecenin sessizlii kmt. Nian kulbesinden doru eki sesleri duyulmaktayd. Yar
sklm atl karncada bir ka lmba sallanyordu.
Steiner, Lilo ile vedalamaa gidiyordu. Kadn, Viyana'da kalacakt. Belgesi ve i izni ancak Avusturya'da
geerliydi. Ama, imkn da olsayd, Lilo yine de buradan ayrlmazd. Steiner'le sadece iki arkadatlar. an
rzgrna tutulmu kader yolcular olduklarn, kendileri de biliyorlard.
Lilo, oturmak iin kullandklar arabadayd, masay hazrlyordu.
Steiner, arabaya girince Lilo arkasna dnd ve: Sana mektup var, dedi. '
Steiner, mektubu ald ve pulun stne bakarak: svire'den geliyor, bizim kklerden olmal dedi. Zarf
at, okuduktan sonra: Ruth hastanedeymi dedi.
Lilo, Nesi varm? diye sordu:
Zatrrie. Fakat pek ar deilmi sanrm. Murt'da bulu-nuyorlarm. Delikanl hastanenin nnde bir
gece kibritle iaret vermi. svire'den geerken belki de onlara rastlarm.
Steiner, mektubu gs cebine yerletirerek: Biribirlerini bulabilmeleri iin ne yapmas lzmgeldiini
delikanl biliyordur inallah.
Lilo: Biliyordur, dedi. ok ey rendi. -
Evet, fakat yine de...
Steiner, Ruth, hastaneden doru snra braklnca, Kem iin durumun gleeceini Lilo'ya anlatmak
istedi. Fakat hemen, bu akam son defa birlikte yediklerini ve birbirlerinden ayrlmayan ve birbirlerini yine
grecek iki kiiden bahsetmenin daha doru olacan dnd.
- 237
Pencereye giderek dar bakt: Karpit lmbalar ile aydnlatlm alanda iiler, atl karncann kuularn,
beygir ve z-rafalarn uvallara koymakla meguldler. Beraber geen cennet kadar gzel gnler bir bomba
tarafndan bozulmu gibiydi; atl karncann eitli hayvancklar urada burada karmakark duruyordu.
Sklm gondollardan birine oturmu iki ii, ie ile bira iiyordu. Ceketleri ve kasketleri, ne doru gerdii
ba-caklaryle bir mindere yaslanan ve bu sonsuz yol hazrlna am gibi bakan, bir beyaz geyiin
boynuzlarna ilitirilmiti.
Steiner'in arkasnda duran Lilo: Haydi gel! dedi Yemek hazr. Sana pirzola yaptm.
Steiner, arkasna dnd ve kadn omuzlarndan tutarak:
Yemek, hem de pirzolalar, dedi. Dnyann hi bir yerinde duramyan bizim gibileri iin, ba baa
yenilen bir yemek, biraz da vatan demektir, ne dersin?
Bir ey daha var, fakat sen bunu* bilemezsin?
Lilo bir an durdu: Sen, beraberce mahzun olmann ne demek olduunu bilemezsin,
nk,alyamyorsun.
Steiner: Evet bunu beceremedim dedi. ok sk mahzun olmazdk da.
Hayr, sen ylesin. Vah ya da lakaytsn. Yada glersin. Belki sizin yrekli dediiniz adamlardansn!
Fakat onlarn hi biri deil.
O halde bunun ne olduunu sen syle Lilo!
Kendini hislerine kaptrmaktan ve gz yandan korkuyorsun. Bunlar erkekliine yaktramyorsun.
Bizim Rusya'mzda erkekler alarlar, fakat yine de erkekliklerinden bir ey kaybetmezlerdi. Sen, kalbini hi
boaltmadn.
Steiner: yle dedi.
Beklediin mi var?
Bunu ben de bilmiyorum. Hem bilmek de istemem.
Lilo, dikkatle onu szdkten sonra: Gel yiyelim dedi. Gitmeden nce yanna Rusya'da yaptklar gibi
ekmek ve tuz vereceim, evet, skntdan bir trl ii iine smayan sana uur getirmeleri iin. Fakat, sen
belki bununla da alay edersin.
Hayr
Lilo, pirzola taban masaya koydu.
238
Sen de yanna otur. Lilo.
Kadn, ban sallad: Bugn yalnz ye! Ben hizmet g--receim ve yemeklerini getireceim. Burada
son defa yemek yiyorsun.
Lilo, oturmad ve Steiner'e pirzolalar, ekmei eti ve salatalar verdi. Steiner'in yemesine bakarken bir
yandan da hi konumadan ay hazrlad. Bu kk arabann iinde geni admlarla ve evik bir tavrla
yryen kadn, darack kafesine oktan alm bir panteri hatrlatyordu. Eti kesen bir bronz paras gibi,
ensiz elleri ve ne olduu anlalamayan bir sr hislerin topland bu yzyle Lilo'y, bir kutsal kitap
kahraman sand, birdenbire.
Steiner yerinden kalkt ve teberisini getirdi. imdi, pasaportu olduu iin, arka antasn bir valizle
deitirmiti. Arabann kapsn at merdivenleri indi ve valizi dar braktktan sonra yine ieri dnd.
Lilo, masann banda duruyordu. Bir elini masaya dayamt ve gzleri yle bombo parlyordu ki, kadnn
hi bir eyi grmedii ve oktan yalnz olduu sanlrd. Steiner, ona doru yrd:
Lilo...
Kadn, kmldand ve Steiner'e bakt. Gzlerinin anlam deimiti.
Steiner, Ayrlmak ok g! dedi.
Kadn bayle dorulad ve bir elini erkein boynuna dolad: Sensiz ok yalnz kalacam.
Nereye gitmek niyetindesin?
imdilik bilmiyorum.
Avusturya'da gvendesin, hatt Almanlar da gelse!
yle!
Neden olduunu bilirsin deil mi?
Bilirim. Oysa, sen bunu benden rendin.
Hal birbirlerine bakyorlard. Steiner: Ne tuhaf! dedi. Aramzda sadece br para zaman ve bir
parack hayat var. Ondan tesi hep yerli yerinde.
Lilo. yumuak bir sesle: Btn bir zaman dedi. Btn bir zaman ve btn hayatm.
Steiner, bayle dorulad. Kadn, ellerini adamn yzne
< 239
koyarak Rusa bir ka sz syledi ve ona bir para ekmekle biraz tuz verdi:
Buradan uzaklanca yersin. Yabanc diyarlarda ekmei ta-sasz kazan! Haydi imdi git...
Steiner kadn pmek istedi, fakat onun yzn grnce bundan cayd. Lilo, yava bir sesle: Haydi dedi.
Git artk!
Steiner, ormanda ilerliyordu. Bir sre sonra dnp arkasna bakt. Barakalar imdi gecenin iinde
kaybolmutu. nnde hareketsiz kck bir glgenin bulunduu ak bir kap azndan taan ktan baka
hi bir ey, grnmyordu. Usuz bucaksz ve uultulu bir karanlk, sadece!
XV
Kern'i, on drt gn sonra y/ne eyalet mahkemesine gtrdler. Elma yzl iman adam, tasal tasal
bakt:
Size kt bir ey bildireceim Bay Kem.'
Kern, hemen ayaa kalkt. Drt hafta, diye aklndan geirdi, inallah drt haftadan fazla deildir! Mecbur
kalrsam Beer daha bir sre iin Ruth'u hastanede alkoydurabilir.
Hakknzda af istei svire'de uzun sre kalm bulunduunuz iin, yksek mahkemece reddoiunmustur.
Bu hareketinizi mazur saydracak herhangi bir delil gsterecek durumda deildiniz. Bundan baka jandarma
ile aranzda geen olay da vard. Bunlardan dolay 14 gn hapse mahkm edildiniz.
On drt gn daha m?
Hayr. Sadece on drt gn. Tahkikat srasnda tutukluluunuz buna saylacak.
^
Kern, derin bir nefes ald: Buna gre bugn kyorum, demek?
Evet. Yalnz, tevkifhane yerine hapishanede kalm olduunuzu hatrlayacaksnz. Fakat iin kt taraf
bundan sonra sabkal saylmanzdr.
Yarg delikanlya bakt: sminizin sulular arasna yazlmamas daha iyi olacakt! Fakat yapacak hi bir
ey yoktu.
Kem: Hemen bugn snra braklacak mym? diye sordu.
240
Evet, Basel'den!
Basel'den mi? Almanya'ya m? Kem etrafna abucak ba. knd. u anda pencereden atlayp kamaa
hazrd. Mltecilerin, Almanya snrna brakldklarn Kern bir ka defa duymutu. Fakat bunlar, dorudan
doruya Almanya'dan gelmi mltecilerdi.
Pencere akt ve mahkemenin bulunduu salon dz ayakt. .Darda gne vard. Darda, elma
aacnn dallar yerlere srnyordu ve aacn arkasnda bir ift grnyordu. Bu alack itin stnden
alnca, usuz bucaksz hrriyet bekliyordu.
Yarg ban iki yana sallad: Fransa ynne gtrleceksiniz, Almanya'ya deil. Basel, bizim hem
Almanya ile, hem de Fransa ile snrmz olan bir ehirdir.
Snrn tesine Cenevre'den braklamaz mydm?
Hayr, maalesef kabil deil. Basel en yakn yerdir. Usul ve talimatmz bunu gerektiriyor. Cenevre ok
uzak.
Kern, bir an sustuktan sonra: Fransa snrna braklacam muhakkak m? diye sordu.
Evet muhakkak.
Burada pasaportsuz ele geen hi kimse Almanya snrna braklmaz m?
Hi kimse. Hi olmazsa ben Bilmiyorum. Bu i olsa olsa snr &hirler'mde olabilirdi. Fakat byle bir eyi
hemen hemen duymadm.
O halde, bir kadn da Almanya'ya doru geri gnderilmezdi, elbette?
Elbette gnderimez. Hele ben byle bir eyi hi yapmazdm. Ne diye bunu renmek istiyorsunuz?
Esasl bir sebep yok. Baz baz yollarda pasaportsuz kadnlara rastlamtm da. Onlarn durumu bizden
ok daha gt. Bundan dolay sormutum.
Yarg dosyadan ald bir yazy Kern'e gsterdi: te snr d edilmeniz iin emir. Fransa snrna
braklacanza artk inanyor musunuz?
Evet.
Yarg, kad yine dosyasna yeretirdi: Treninizin hareketine iki saat var.
,~ 241
Demek, Cenevre'de braklmak bsbtn imknsz?
Evet. Mlteciler yznden bir sr tren paras veriyoruz. Sizleri en yakn snra brakmak iin ok sk
emir var. Bu ide size yardm etmem gerekten imknsz.
Eer yol param ben verecek olsaydm Cenevre'ye bka-klmam kabil olur muydu?
Evet, bu kabil olurdu. stiyor musunuz?
Hayr istemem. Bu kadar param yok. Sadece sormutum.
Yarg: Bu kadar fazla soruturmayn dedi. in dorusuna baklrsa yannzda para olunca Basel'e
kadarki yol paranz da kendinizin vermesi gerekirdi. Ben bu ii hi gz nnde bulundurmadm.
Ayaa kalkt: Haydi yolunuz ak olsun. Benden hayr dualar, inallah Fransa'da muvaffak olursunuz ve
inallah yaknda her ey deiir.
Evet, belki de! Eer bu mit de olmasayd hemen kendimizi asmak gerekirdi.
Kem, Ruth'a haber verecek, hibir imkn bulamad. Beer, bir gn nce gelmi ve gen kzn daha bir hafta
hastanede kalmas gerektiini haber vermiti. Delikanl, Fransa snrna varr varmaz, Ruth'a yazmaa karar
verdi. u anda o, en nemli eyi, Ruth'un asla Almanya snrna braklmayacan ve paras da olursa
Cenevre snrna braklacan renmi bulunuyordu.
Tam iki saat sonra, bir sivil memur gelir Kern'i ald ve istasyona doru yrdler. Kern'in elinde valiz vard.
Bir gn ncesi Beer bunu koyun alndan alp tevkifhaneye kadar getirmiti.
Bir konakevinin nnden gemekteydiler. Binann yerle bir olan pencereleri ardna kadar akt. Bir
kadnlar orkestras Tirol havalar almakla ve erkekler korosu buna elik etmekteydi. Pencerenin yannda
duran Alp elbiseleri giymi iki kii ark sylyor ve kollarn birbirlerinin omuzuna atm, eilip kalkyorlard.
Polis memuru, durdu. arkclardan biri, tenor olan, arksn yarda brakt ve: Bu zamana kadar nerede
kaldn, Max? diye sordu. Hep seni bekliyorlar.
Polis memuru: kt dedi.
arkc, Kern'i yle bir szd ve Ne berbat ey diye ka-
242
In bir sesle homurdand Demek, bu akamki kuvartetimiz suya dt!
Katiyen. Yirmi dakikada dnerim.
Muhakkak.
yi. ift ses zerine hazrladmz Tirol arksn bu akam muhakkak karmalyz. Sakn kendini
tme!
Yok, yok.
Yollarna devam ettiler. Kern, bir sre sonra: Siz snra kadar beraber gelmiyecek misiniz? diye sordu.
Hayr sizler iin yeni bir usul bulduk.
stasyona gelmilerdi. Polis memuru, lokomotifiyi arad ve Kern'i gstererek: te bu! dedikten sonra
snr d edilmesi iin emri de verdi. Kern'e kar birdenbire pek nazik br tavr taknarak: yi yolculuklar,
baym dedi ve yanlarndan uzaklat.

Benimle gelin.
Lokomotifi, Kern'i bir yk vagonunun fren odacna gtrerek: Buraya binin dedi .
Bu kck odada, oturacak bir tahta sradan baka bir ey yoktu. Kern, valizini bunun altna koydu.
Lokomotifi, kapad: ite byle. Basel'de sizi buradan karrlar.
Lokomotifi, iyi aydnlatlm istasyon kaldrm boyunca ilerliyordu. Kern, vagonun penceresinden dar
bakt ve bu delikten sp smyacan byk bir dikkatle gzden geirdi. mkn yoktu, pencere dar
geliyordu.
Birka dakika sonra tren kalkt. Bo masalar, bombo ve anlamsz klaryle bir alay bekleme salonu
kayp geti, uzaklat. Issz sokaklar, trenin nnden katlar. Sonra otomobiller ve daha sonra da, bir ka
kiinin oturup iskambil oynadklar bir kk kahve geti ve ehir bylece gzden kayboldu.
Kern, tahta srada oturdu ve ayaklarn valize koydu. Ayaklarnn btn iddetiyle valize basyor ve
pencereden bakyordu. Dardaki gece karanlk bilinmezliklerle dolu ve rzgrlyd. Kem, u anda kendini
yle sefil hissetmekteydi ki!
Basel'de Kern'i bir polis memuru ald ve gmrk muhafzna teslim etti. Burada delikanlya yemek verdiler.
Sonra memurla beraber tramvaya binerek Burgfeiden ynnde yollarna devam ettiler. Karanlkta bir yahudi
mezarlnn nnden getiler. Son-
243
ra, br tula harmanndan geerek oseden ayrldlar. Bir sre sonra, memur durdu: Bu yolu izleyin. Hi
saa sola sapmyacaks-nz.
Kern, yoluna devam etti. Bulunduu yeri aa yukar bildii iin St Louis ynn tuttu. Hi saklanp ettii
yoktu; isterse hemen yakalasnlar, vz geliyordu.
Yolu armt ve ancak sabaha kar St. Louis'ye varabildi ve hemen Fransz polisine ba vurup
Basel'den buraya brakldn bildirdi. Hapiste olduunu saklamas gerekti. Ayn gnde polis veya gmre
bavurduunda ancak bu kadarn syleyebilirdi, Byie yapnca cezaya filn uramazd, sadece geri
gnderildi.
Fransz polisi, Kern'i gndzn tevkifhanede alkoydu v akam zeri snr gmrne gnderdi.
ki gmrk memurundan birisi masaya oturmu yaz yazyordu. tekisi m, sobann yannda bir sraya
melmiti. Sert Cezayir ttnnden sigarasn iiyor ve zaman zaman Kerfi szyordu. Bir sre sonra:
Valizinizde ne var? diye sordu.
Bana ait baz eyler.
An bakaym.
Kern, valizin kapan at. Gmrk, ayaa kalkp geldi ve valizin zerine doru merakla eildi: Tuvalet
suyu, sabun, esans! Hele bakn, btn bunlar svire'den mi getirdiniz?
Elbette!
Btn bunlar kendi ihtiyacnz iin kullandnz syliye-mezsiniz, herhalde?
Hayr, bunlarn satyle geiniyorum.
Memur: O halde bunlar iin gmrk resmi vermelisiniz diye aklad.
Kern, rya grdn sanarak: Gmrk resmi mi? diye sordu. Ben mi gmrk resmi deyeceim?
Elbette. Ne o, yoksa kordiplomatie mi mensupsunuz? Ya da bu ielerinizi satn alacam m
sanmtnz? Fransa'ya, gmre tabi mal getirdiniz. Haydi bakalm, bu ii bitrelim!..
Memur bir gmrk tarifesine uzand ve bir terazi getirdi.
Kern: Bende para yok k, dedi.
Paran m yok? Memur, ellerini pantolon cebine soktu ve
< 244
diz kapaklarn hareket ettirdi. Al, o halde bunlar msadere e-deceim. Verin bakaym buraya.
Kern, meldii yerde kald ve valizini sim sk tutarak: Ben dedi. Fransa'ya kendi isteimle gelmi
deilim. Zaten size de, svire'ye geri gnderilmekliim iin bavurdum. Gmrk resmi dememe hi de
gerek yok.
Hele una bakn. Herhalde bana akl retmek niyetinde deilsiniz, ha.
Masada oturmu yaz yazan gmrk: Fransuva dedi. Delikanly rahat brak, haydi.
Byle bir eyi aklma bile getirmedim. Btn u te yan-dakiler gibi her ey mkemmelen biliyor. Haydi,
kar ieleri.
Ben sizin bildiklerinizden deilim.
Bu srada, odaya bir nc memur girdi. Kern bunun teki iki memurdan daha yksek rtbede olduunu
grd. Yeni gelen: Burada ne oluyor, diye sordu.
Gmrk durumu anlatt, mfetti, Kern'e:
Derhal polise bavurdunuz muydu.
Evet.
svire'ye geri yollanmanz istiyorsunuz, deil mi.
Evet. Burada, bu yzden bulunuyorum ya.
Mfetti, bir an dndkten sonra: O halde eyalar iin gmrk resmi vermemesi gerekir hkmn
verdi. Kaaklk yapmyor ki! Onu karyorlar. Geldii yere geri gnderince tamam.
Gmrk mfettii odadan kt. Masada yaz yazan memur. Grdn ya Fransuva dedi. Ne diye hep
byle heyecanlanyorsun? Sinirlerini bozuyorsun bo yere!
Fransuva, hi karlk vermedi. rkek rkek Kern'e bakt. Kern de ona bakt ve birden .adamla Franszca
konumu bulunduunu, Franszcay anlam olduunu hatrlayarak, Viyana ha-pishanesindeki Rus
profesre, iinden dualar etti.
Kern, ertesi sabah yine Basel'deydi. Bu defa taktiini deitirmiti. Hemen sabah sabah polise gitmedi.
Gn Basel'de geirip de polise akama bavurmasnda bir saknca yoktu. Hem, yanndaki listede Binder'in
vermi olduu adresler bulunuyordu. Geri burada pek ok mlteci vard amma, o yine de be on ku-
245
ru kazanma denemee karar verdi.
e, rahiplerinden balad. Bu adamlarn kendisini ele vermi-yeceklerinden olduka emindi. Urad birinci
rahipten hemen kap dar edildi, ikincisinden bir dilim tereyal ekmek, ncsnden de be frank ald. e
devam etti ve talihi varm, leye kadar 17 frank kazand. Ne yapp yapp elinde kalan en son esans ve
sabunlar bile satmak istiyordu. Gmrk Fransu-va'ya belki yine rast gelebilirdi. Bunlar, rahiplere 3atmak
g. t amma, baka adreslerde bu ii de halletti: kindi zeri 28 frank kazanm bulunuyordu. Katolik
kilisesine gitti. Kilise, akt ve dinlenmek iin en gvenilir yer olduu muhakkakt. ki gecedir uyumamt.
Kilise, lotu ve grnrlerde kimseler yoktu. Havasnda gnlk ve yank mum kokusu vard. Kern, bir
sraya oturarak Doktor Beer'e bir mektup yazd. Bu zarfn iine bir de Ruth iin yazlm mektupla para
koyduktan sonra kapad ve cebine yerletirdi. ok yorgundu. Yava yava aaya doru kaydrd ve ban,
dua rahlesine koydu. Sadece birazck dinlenmek istemiti; fakat uyuya kald.
Uyand zaman, nerede olduunu hi bilmiyordu. Ebed n donuk ve kzl parltsna bakarak gzlerini
krptrd ve ancak yava yava kendine gelebildi. Hele, ayak sesleri duyun-ce kafas iyice yerine gelmiti.
Kara rahip cppesi giymi bir ruhani, ortadaki kapdan doru geliyordu. Kern'in yannda durup bakt.
Delikanl, bir pot krmam olmak iin ellerini dua eder gibi kavuturmutu.
Ruhan: Sizi rahatsz etmek istememitim, dedi.
Kern de: Ben de imdi gidecektim, cevabn verdi.
Sizi mihrabn arkasnda grdm. ki saattir buradasnz. ok nemli bir ey iin mi dua ettiniz?
Kern, biraz armt. Fakat hemen kendisini toplyarak: Evet, elbette! dedi.
Ruhan, Kern'in valizine bakt: Siz bural deilsiniz, deil mi?
Hayr. Kern, onu bir gzden geirdi. Rahibin, insana gven veren bir hali vard. Mlteciyim. Bir gece
snrn tesine gitmem gerekiyor. u grdnz valizde de sattm teberilerim var.
h- 246
Daha bir ie tuvalet suyu kalmt. Birden, bunu burada, kilisenin iinde u ruhanye satabilmek arzusunu
lgnca duydu. Geri bu hi te kabil bir ey deildi amma Kem, byle olmaz ok iyi eylere alknd.
Tuvalet suyu var dedi. Hem de ok iyi ve ok ucuz bir mal. Ne nar ne yok elden karyorum da.
Valizine uzanmak istedi.
Rahip, engel oldu: Peki peki. Ben size inanyorum. Mabedin iinde alverie kalkacak deiliz. Uzun uzun
dua etmeniz beni ok memnun brakt. Benimle beraber kutsal odaya gelin. Yoksul mminlere tahsis edilmi
bir hayranmz vardr.
Kern, bylece 10 franka daha kavutu. Paray alrken birazck sklmt, fakat fazla srmedi. Bu on frank,
Ruth'la Kern'in Fransz imendiferlerine bir sre yolculuuna yeterdi. Terslik sona ermie benziyor, diye
dnd. Yine kiliseye dnd ve bu defa gerekten dua etti. Kime dua ettiini pek bilmiyordu. Kern pro-
testan, babas da yahudi idi ve u anda diz kt bu yer katolik kiliseydi. Fakat delikanl, belki gkyznde
bile olduka karkln hkm srmekte olduu bu zamanlarda, yapt duann, gerek yerine varacana
inand.
Kern, akam zeri trenle Cenevre'ye hareket etti. Birden, iindeki bir his ona, Ruth'un daha nce
hastaneden taburcu e-dilmi olabileceini sylemiti. Ertesi sabah Cenevre'ye vard ve valizini istasyondaki
bagaja brakaark polise gitti. Memura, Fransz hkmeti tarafndan isvire'ye henz brakldn syledi.
svire'den snr d edilmesine dair emir yannda bulunduu ve tarih de ancak bir ka gnlk olduu iin,
szlerine inandlar ve gndzn alkoyduktan sonra, Cologny'de de snrn tesine braktlar.
Kern, hemen, Fransz gmrne bavurdu. Uyuklayan bir memur, eriye gidin dedi. Sizden evvel
gelen bir bakas da bekliyordu. Drde doru ikinizi de yollarz.
Kern, gmrk kulbesine girince, hayretle: Sen misin Vogt? dedi! Nasl oluyor da buradasn?
Vogt omuzlarn silkti: Yine isvire snrn iniyece-im.
O vakitten beri ilk defa m? Hani Luzern istasyonuna gtrlrken grmtk?
>~ 247
Evet, o vakitten beri ilk defa.
Vogt, ktlemiti, zayflamt ve yznn derisi soluk bir kda benzemiti. Bende bir uursuzluk var,
dedi. Hapse girmei bir trl baaramyorum. Oysa, geceler de adamakll soudu. Katlanmama imkn
yok.
Kern, onun yanna oturarak: Ben hapisteydim dedi. Ve yine serbest olduum iin yle memnunum ki.
Hayat hep byle ite.
Bir jandarma, ekmek ve arap getirdi. Yer yemez srann stnde uyukladlar. Sabahn drdnde
uyandrldlar ve snrai gtrldler. Etraf adamakll karanlkt. zerlerine kra dm tarlalar soluk bir
lt iindeydi.
Vogt, souktan titriyordu. Kern, sveterini kard:
Siz giyin bunu. Ben hi myorum.
Sahi mi sylyorsunuz?
Elbette.
Vogt: Siz gensiniz dedi. Btn mesele bunda. Sveteri bandan geirdi. Bir ka saat sonra geri
veririm. Gne kncaya kadar, sadece.
Cenevre'ye varmadan az nce vedalatlar. Vogt'un niyeti Lozan zerinden geip svire'ye derinlemesine
girmekti, snr civarnda bulunduka hemen yzgeri evrilmiti ve adamcaz hapse girmeyi bile
baaramamt.
Kern: Sveteri alkoyunuz, dedi.
mkn yok. Bal bana bir servet!
Bende bir tane daha var. Viyana'daki bir hapishane ruhansinin hediyesi. Cenevre'deki emanetide
duruyor.
Doru mu bu sylediiniz?
Elbette doru. Krmzl mavili bir sveter. nandnz m?
Vogt glmsedi ve cebinden, ince bir kitap kararak: yle ise siz de bunu aln dedi.
Hlderlin'in iirleriydi. Kern: Amma bunlardan vaz gemenize imkn yok... dedi.
Hi te deil. nemli bir ksmn ezbere bilirim.
Kern, Cenevre'ye doru yrd. Bir kilisede iki saat uyuduktan sonra, on ikide byk postanenin
nndeydi. Ruth'un henz gelemiyeceini bildii halde saat ikiye kadar bekledi. Da-
j 248
ha sonra, Binder'in listesinden akl danmaa karar verdi. Ak.-ama kadar 17 frank kazandktan sonra
polise gitti.
Cumartesiydi. Gecede bir sknt vard. Saat henz on birken adamakll szm iki kii getirdiler. Herifler
her tarafa kustuktan sonra arkya baladlar. Saat bire doru be kii olmutular. Saat ikide de Vogt'u
getirdiler.
Vogt, mahzun bir tavrla: Bylenmi gibiyiz dedi. Hep ayn ey! Amma ,hi olmazsa beraberiz.
ki saat sonra hcreden alndlar. Gece souktu. ok u-zaklarda yldzlar parldahyordular. Henz
yusyuvarlak olmam ay, eritilmi bir maden paras gibi ldyordu.
Jandarma durmutu; Buradan saa sapacaksnz, sonra da...
Kern, onun lfn yarda brakt: Biliyorum. Yolun yabancs deilim.
*
O halde yolunuz ak olsun.
Kern ile Vogt, snrlar arasndaki bu Hi bir devletin, ol-myan arazi parasnn darack sahasnda
yollarna devam ettiler.
mide aykr olarak, ayn gece hemen geri evrilmediler. nce, belediyeye gtrlerek haklarnda bir zabt
tutuldu. Sonra da yemek verdiler. Ertesi gece yine ters yz snr d edildiler.
Hava rzgrl ve skntlyd. Vogt yle yorgundu ki, hemen hi azn amyor ve bu haliyle insanda
perian edici bir his brakyordu. Snr geip biraz ilerledikten sonra bir samanla saldrdlar. Vogt, sabaha
kadar bir l gibi uyudu.
Gne ykseldiinde Vogt da uyand. Fakat hi kmldanmad, yalnz gzlerini at. ncecik pardesnn
altndaki bu zayf ve hareketsiz ekli, gzlerini sonuna kadar aarak kprdatmadan bakan bu bir lokmack
insan grmek, Keme yle dokundu, yle tuhaf tesir etti k\\
Tatl bir yoku yapan yamataydlar. Bulunduklar yerden ehrin sabah hah" ve gl grnyordu. Ev
bacalarndan kp serin havaya karan dumanlar, insanda scaklk, gven, kahvalt ve yatak hissi
uyandryordu. Gl, belli belirsiz bir sknt, bir kmldan iinde prldamaktayd. Vogt, hi konumuyor,
gne-
r- 249
in sisi yutmasna ve bulut ynlarnn arkasndaki Montblanc beyazlnn, ykseklere ina edilmi bir
kalenin aydnlk duvarlar gibi, yava yava ortaya kmasna bakyordu.
Saat dokuza doru yola ktlar. Cenevre'ye varnca gl kenarndaki yolu izlemee baladlar, bir sre
sonra Vogt, olduu yerde kalarak: Buna baksanza! dedi.
Neye bakaym?
Vogt. byk bir parkn ortasnda bulunan saray gibi bir binay gstermekteydi. stne gne vurmu bu
korkun yap, iyi geen bir mrn ve her trl gvenliin hkm srd bir saraya benziyordu. Muhteem
kpkrmz olmu lts iinde gz alyordu. Ardna kadar alm giri kapsnn bulunduu yerde sra sra
otomobiller duruyor ve keyifli bir sr insan, gelip gidiyordu.
Kern: Harikulade dedi, svire'nin imparatoru burada otu-ruyora benziyor.
Burasnn ne olduunu bilmiyor muydunuz?
Vogt, hzn ve alay dolu bir sesle: Buras Milletler Cemiyetinin saraydr, dedi.
Kern, adamn yzne akn bakt.
Vogt, tasdik etti: Buras senelerdenberi bizim alnyaz-mz gren ve acaba bunlara kimlik belgeleri
vererek yeniden insan yapsak m diye bir trl karara varamyan yerdir.
Sra sra otomobillerin arasndan ayrlan ak bir Cadillac, kapya doru kayd. Arabada, k genler ve
pahal bir krk manto giymi ok gzel bir gen kz oturuyordu. Glerek baka bir arabaya iaret ettiler ve
gl kenarnda beraberce kahvalt iin anlatlar.
Vogt: bir mddet sonra: Ya, byle dedi. ilerin ne diye bu kadar uzun srdn imdi anladnz m?
Kem: Evet cevabn verdi.
mit yok, deil mi?
Kern, omuzlarn kaldrd: Bu ii pek acele tuttuklarn sanmam.
Yanlarna yaklaan bir kapc Kern'le Vogt'a gvensizlikle bakt: Birisini mi aryorsunuz?
Kem, hayr demek ister gibi ban sallad.
>? 250
Kapc yine sordu: O halde arzunuz ne?
Vogt, Kern'e bakt. Onun gzlerinde yorgun bir alayn kvlcm parldamaktayd. Kapya dnerek: Hi bir
ey dedi. Sadece turistiz. Cenab Hakkn lkesinde yol almakta olan basit yolcularz.
Aklna gelen tehlikeli anarist fikrini kafasndan komak isterken: O halde dedi. Yolunuza gitmeniz
daha hayrl olacaktr, muhakkak.
Vogt: Evet dedi. Byle yapmak elbette daha hayrl.
Montblanc sokandaki dkknlarn vitrinlerine bakyorlard. Vogt, bir mcevherci dkknnn nnde
durdu. Ben sizden burada ayrlmak niyetindeyim.
Kern: Bu defa ne yana? diye sordu.
ok uzaa deil. u dkkna kadar gideceim.
Kern, vitrinin cam arkasndaki kadifeye serpitirilmi eU malara, yakut ve zmrtlere aptal aptal bakt ve:
Pek ksmetiniz olacan sanmyorum, dedi. Mcevhercilerin kat yrekli olduklar bilinir. Belki de
mrlerinin hep talar arasnda gemesinden olacak. nsana metelik vermezler.
Ben de bir ey istemek niyetinde deilim. Sadece bir eyler almak istiyorum.
Kem, Vogt'a merhametle bakarak: Ne dediniz? dedi. Cidd mi? Fakat bu ekilde de, uradan ileri
gidemezsiniz.
Benim de byle bir arzum yok. Bunun iin yapyorum ya.
Kern: Ne demek istediinizi anlamyorum, dedi.
imdi anlarsnz. Ne yapacam ok iyi dndm. K geirmek iin bavuracam tek olanak. Bu
yzden en aa bir ka ay hapse mahkm olurum. Artk daha iyisini aramaa mecalim yok. Hemen hemen
kmemi bir yerim kalmad. Snrdan snra daha bir ka hafta srtecek olursam hap yutacam.
Kern: Amma... diye balad.
Sylemek istediiniz btn eyleri biliyorum.
Derileri tutan ipler kopmu gibi, Vogt'un yz birdenbire yle kmt ki! Artk daha fazla
dayanamyacam, diye mrldand. Hoa kln!
Kem, bir eyler daha sylemenin bo olduunu grmt. Vogt'un mecalsiz elini skt. nallah yaknda
istirahate kavuursunuz.
251
Evet, inallah. Burann hapishanesi iyidir.
Vogt, Kem bir para uzaklancaya kadar bekledikten sonra dkkna girdi. Kern, sokan kesinde durdu
ve tramvay bek-liyormu gibi yaparak, dkkn gzlemee balad. Ksa bir zaman sonra, gen bir adamn
kapdan frladn ve yannda bir polisle geri dndn grd. nallah Vogt artk rahata kavumutur, diye
aklndan geirdi ve yoluna devam etti.
Steiner, Viyana'nn hemen dnda, kendisini snra kadar brakacak bir otomobil buldu. Pasaportunu,
Avusturya grmk memurlarna gstermek tehlikesini gze almak istedii iin, snra biraz kala arabadan
indi ve yolun geri ksmn yaya gitti. Saat ona doru gmrk binasna bavurdu ve svireliler tarafndan
Avusturya'ya yeni braklm olduunu syledi.
Fransuva Josef sakall bir ihtiyar olan gmrk memuru: Al dedi. Malm malm! Yarn sabah biz de
sizi yine geri yollarz. imdilik urada bir yere oturun.
Steiner, gmrk kulbesinin dnda oturdu ve sigara iti. Etraf ok sessizdi. O sra i banda olan
memur, deta dalgadayd. Zaman zaman bir otomobil geiyordu. Aa yukar bir saat sonra, Fransuva
Josef, sakall memur geldi ve Steiner'e Bana bakn dedi. Siz Avusturyal deil misiniz?
Steiner hemen dikkat kesildi. Pasaportunu apkasnn iine dikmiti. Sakin bir tavrla: Bunu da nereden
karyorsunuz ki! dedi. Avusturyal olsaydm, hi mlteci olur muydum?
Memur, alnna yle iddetle vurdu ki, st gibi beyaz sakall titredi: Sahi! Sahi! nsan baz baz neleri de
unutuyor. Belki A-vusturya'lsnz da Tarock oynamasn bilirsiniz diye sormutum.
Tarock oynamasn bilirim. Bunu daha ocukken savata renmitim. Bir Avusturya tmeninde bir sre
bulunmutum da.
Fransuva Josef sakall memur: Harikulade, harikulade diyerek Steiner'in omuzuna vurdu: O halde
hemen de vatanda saylrz. Eh, nasl yapalm? Bir parti oynyalm m? Say da uygun der.
Elbette!
Beraberce ieriye girdiler. Bir saat sonra Steiner 7 ilin kazanm bulunuyordu. Dalavereci Fred'in usul ile
deil, hilesiz oynamt. Fakat gmrk memurundan ok daha usta olduu iin,
i 252
kd biraz iyi geldike kazanmasna imkn yoktu.
Saat on birde, akam yemeini hep beraber yediler. Gmrk memurlar, bu yediklerinin kahvalt olduunu
syledi; ileri sabahn sekizine kadar sryordu. Kahvalt besleyici ve lezzetliydi. Bundan sonra yine oyuna
devam ettiler.
Steiner'e mkemmel kt gelmiti. Avusturya gmrk memuru ise aknln verdii cesaretle oynuyordu
ve ekiiyorlard; fakat dostasna. Gecenin saat birinde artk kk adlaryla konumaktaydlar. Saat te
senli benli gryorlard ve drtte iyice ili dl olmulard. Pis herif, ls kandilli, kaba gt gibi deyimler
artk tahkir yerine deil de hayret, hayranlk ve ezilenlerin aklanmasnda kullanlan zorunlu anlatm
aralaryd:
Gmrk, saat bete iini brakarak ieri geldi. ocuklar, Steiner'i snrn tesine brakmann tam
vaktidir.
Genel bir sessizlik oldu. Btn gzler Steiner'in nnde duran paraya evrilmiti. Sonunda Fransuva Josef
sakall memur, kaderine raz olmu bir tavrlar: Kazanlan kazanlmtr dedi. Bu melun bizi berbat
ettikten sonra imdi de bir sonbahar krlangc gibi ban alp gidiyor!
Steiner: iyi kt gelmiti karln verdi. Fevkalde iyi ktlarm vard.
Fransuva Josef sakall memur, mahzun bir tavrla: iin dorusu da bu dedi. Ktlarn iyi idi. Amma
belki yarn da bizim iyi ktlarmz olacaktr. Ne yapalm ki o zaman da sen burada deilsin. te hakszlk ta
burada ya.
Buras doru. Fakat artk hak nerede kald, kardeler!
Kazanan taraf bir partiye daha raz olduu zaman kt oyununda haka davranlm demektir. Eer yine
de kzanrsa artk yapacak ey kalmaz, fakat bu ekilde... diyerek Fransuva Josef sakall memur ellerini
havaya kaldrd. nsan hi te memnun kalmaz...
Steiner: Yok be ocuklar, dedi. Eer hepsi buysa kolay. Siz imdi beni snrn tesine brakrsanz.
Yarn da svireliler beni yine geri brakrlar ve o vakit bir revans partisi daha yaparz.
Fransuva Josef sakall memur, ellerini birbirine vurdu. Sesi, odann duvarlarna arpt ve gmrk
ferahlam gibi: Oldu
h- 253
dedi. Bunu bizlerin sana teklif etmesine imkn yoktu; anlyor musun. Zira biz resmi bir makamda
oturuyoruz. Seninle kt oynayabiliriz, bu yasak falan deil. Fakat bu i iin snr yine gemeyi sana tavsiye
edemeyiz. Amma sen kendiliinden gelecek olursan i deiir.
Steiner: Geleceim dedi. Bana gvenebilirsiniz.
Steiner, svire snr nbetilerine bavurdu ve gece yine A-vusturya'ya dnmek istediini syledi. Bu defa
onu polise gnder-mediler ve yanlarnda alkoydular. Pazard. Gmrk kulbesinin he^en yan banda
kk bir gazino vard. leden sonra buras ok kalabalkt, akam sekizden sonra kimse kalmamt.
zinli olan bir ka gmrk memuru gazinonun urasna burasna kmlerdi. Arkadalarn grmee
gelmiler ve Joss oynamaa balamlard. Steiner, hemen oyuna karmt.
svireliler ok usta oynuyorlar. Pek sakin ve mthi talihliydiler. Saat onda Steiner'in tam sekiz frangn
almlard. Gece yansna doru Steiner bu parann beini geri ald. Fakat gecenin ikisinde, gazino kapand
srada on frank kaybetmiti.
isvireliler ona byk bardakla bir iki kiraz raks ikram ettiler. Steiner'in de buna ihtiyac vard; zira gece
ok serindi ve Ren nehrini yze yze gemek zorundayd.
Nehrin tesindeki tepenin stnde karanlk bir ekil seti. Fransuva Josef sakall gmrkyd. Bann
arkasnda parlyan ay, bir aziz resmini aydnlatan a benziyordu.
Steiner, kuruland. Dileri birbirine arpyordu. svire'n gmrklerin verdii kiraz raksndan yannda
kalann da iti ve giyindi. Sonra, u yapayalnz duran ekle doru yrd.
Fransuva Josef: Nerede kaldn? diye selmlad. Saat birden beri seni bekliyorum. Yolunu kaybetmi
olabileceini aklmza getirdiimizden ben burada dikiliyordum!
Steiner gld: isvireliler, beni kolay kolay brakmadlar.
Ya, haydi abuk ol! Ancak daha iki buuk saatlik vaktimiz var.
Sava derhal balad. Saat bete henz bir sonu alnmamt. Avusturyallarn tam bu srada iyi ktlar
olmutu. Fransuva josef, kdn masaya frlatarak: Ne rezalet, hem de tam imdi! ve pardessn giyip
tokasn geirdi: Haydi, Stepp. are
254
yok. Grev grevdir. Seni snrn tesine brakmamz gerekiyor.
Steiner ve gmrk memuru snra doru yrdler. Fransu. va Josef, dilerinin arasnda kokulu bir Virjinya
ttnn apr, datarak: imden bir his bana svirelilerin bu gece bilhassa etraf kolladklarn sylyor.
Senin yine gelmeni bekliyorlar, sen de ayn fikirde deil misin?
Steiner: ok doru!.. diye cevap verdi.
Seni ancak yarn gece teye brakmak daha akllca bir hareket olabilirdi. nk svire gmrkleri,
bizim snr gemei baardn sanacaklar ve kollamaktan artk vazgeeceklerdi.
Oras yle.
Fransuva Josef, olduu yerde kald: Arkandakini gryor musun? Bir ey mi parlyor, ne? Muhakkak bir
elektrik feneriydi. te bak, urada. Grdn m ?
Steiner: Hem de gayet net olarak dedi ve srtt. Hi bir ey grmemiti. Fakat gmrknn meramn
anlamt.
Fransuva Josef, beyaz sakaln kadktan sonra, Steiner'e kurnaz kurnaz bir gz krpt: Karya
geebilmei baaramyaca-n ortada. yle deil mi? Geri dnmeliyiz, Stepp! ok zgnm, fakat ne
yapaym ben, snr batan baa tutulmu. Yarn beklemekten baka yapacak kalmyor. Ben bir rapor tanzim
edeceim.
Al.
Sabahn sekizine kadar oyuna devam ettiler. Steiner, 17 ilin kaybetmesine ramen 24 ilin krl
kyordu. Fransuva Josef, raporunu yazdktan sonra Steiner'i nbete giren gmrklere teslim etti.
Gndz nbeti bekliyen gmrkler, vazifelerine ve kurallara pek sayglydlar. Steiner'i karakola
kapattlar. O da btn, gnn uyumakla geirdi. Saat sekizde Fransuva Josef ve muzaffer bir tavrla,
Steiner'i gmrk kulbesine srkledi.
Ksa, fakat kuvvetli bir yemekten sonra hemen sava balad. Her iki saatte bir gmrklerden birisi
yerini, henz nbetten gelen berikisine brakyordu. Steiner, sabahn beine kadar masa banda kald.
12.15'te Fransuva Josef sakalnn st ksmlarn tututurdu; heyecandan aznda bir sigara var sanm
255
ve yakmaa almt. Bir saatten beri sadece pik ve istavroz ald iin kafas ok karkt. Siyah ile
beyaz bile birbirinden a-yrdedemiyordu.
Steiner, btn gmrkleri krp geirdi. Bilhassa saat ile be arasnda gmrklerin durumu
berbetlamt. Fransu-va Josef aknlktan takviye getirmee kalkt ve Buch'un Ta-rock ampiyonuna
telefon etti. Adam da hemen bir motre atlayp geldi; fakat hi bir eyin faydas olmad. Steiner, onu da
temizledi. Steiner Allah tanyalberi, o ilk defa yoksuldan yana kyordu. Steiner'e yle kt geliyordu ki, ne
diye milyonerlerle oynamyorum diye zlebilirdi.
Saat bete son ravunt da bitmiti. Ktlar topland. Steiner, 106 ilin kazanmt.
Buch ampiyonu, selm falan vermeden motosikletine atlayp rzgr gibi uzaklat. Steiner ve Kayzer
Fransuva Josef snra doru yrdler. Fransuva Josef delikanlya: ki gece ncekinden bir baka yol
gstererek: Buradan git dedi. Bak, sabahleyin saklanp leden sonra istasyona doru yoluna devam
edebilirsin. imdi artk paralsn. Hem seni yolkesen haydut seni, sakn bir daha buralarda grneyim deme
diye mezardan konuuyormu gibi ilve etti: Yoksa maalarmz arttrmalarn istemeliyiz.
Olur! Her hangi bir yerde sizinle yine bir revan partisi yapacam.
Tarock deil. Bundan yeterince azmzn tadn aldk. Bence satran veya krebe.
Steiner snr geti. Acaba svire gmrk memurlarna grnp de bir revan teklif etsem mi? diye
dnd, fakat kaybedeceini bildii iin, Kern'i grmek zere trene binip Murt'a gitmee karar verdi. Paris
yolundayd ve nemli hi bir glk yoktu.
Kem, byk postaneye doru yava yava yryordu. Yorgundu. Son gecelerini hemen de uykusuz
geirmiti. Ruth'un gndenberi burada bulunmas gerekirdi. Delikanl uzun zamandr ondan hi bir haber
alamamt. Ruth da yazmamt. Kem, bunun bir baka sebebi olacan sanm ve binlerce sebep
dnmt. Fakat u anda Ruth'un gelmiyeceini sanverdi. yle gev-
256
eyivermiti ki! Caddenin uzaklardan gelen grlts, delikanl, nm uyuuk ve ekilsiz hznne damla
damla dklyordu. Kem, makine gibi bir hareketle ayan hareket ettirdi.
Delikanl, mavi mantoyu grnceye kadar hayli zaman geti. Durduu yerden hi kmldamyarak,
herhangi bir mavi manto, diye aklndan geirdi, hafta iinde beni lgna eviren yzlerce mavi mantodan biri.
Yine etrafna baknmaa devam etti. Yazha. ne garsonlar ve bir sr paket yklenmi iman bir kadn,
grnne engel oluyordular. Soluu tutulmu gibiydi, titriyordu. Mavi manto, durmadan araya sokulan
insanlarn, paketlerin, bisikletlerin, apkalarn ve krmz yzlerin arasndan grnp kayboluyordu. Kern, bir
ip zerinde yryen ve dmesi her an muhtemel bir canbazin mthi dikkatiyle ilerliyordu. Hatt. Ruth ona
doru dnd ve yzn grd anda bile hayal gcyle birisini ona benzettiini, yanldn sand.
Delikanl, Ruth'un yz deiti srada ona doru ileri atld, ancak:
Ruth! Geldin ha! Geldin ha! Sen beni bekliyesin de burada olmyaym!..
Delikanl, Ruth'u kollan arasnda tutarken onun da kendisine nasl sarldn hissetti. Darack bir dan
tepesinde, onlar aaya frlatmak istercesine esen frtnanaya kar koymak ister gibi birbirlerine
sarlmlar. Cenevre byk postanenin kapsnn tam ortasnda duruyorlar. Gidi geliin son haddine vard
bir saatte. nlerinden geerken arpan insanlar dnp hayretle bakyor ve glyorlardular. Fakat onlar hi
bir eyin farknda deillerdi. Ancak Kern, gr alannda bir niformam ortaya ktn farkedince hemen
kendine geldi ve Ruth'u brakt.
abuk yr diyefsldad. Bamza bir ey gelmeden postaneye girelim.
Hemen kalabala kartlar: Buraya, buraya gel. Yol verilen bir gienin nnde bekleenlerin arkasna
sokuldular. Kern: Ne zaman geldin? diye sordu. Cenevre byk postanesinin bu kadar aydnlk olduunu
hi sanmamt. Bu sabah.
Daha nce Basel'e mi gtrldn? Yoksa doruca buraya m?
Hayr ikisi de deil. Murten'de iken 3 gnlk bir ikamet tez-
257
keresi vermilerdi. Ben de trenle doru buraya geldim.
Mkemmel. Hem de ikamet tezkeresi! O halde senin bir eyden ekinmene lzum yok. Oysa ben senin
srada yapayanlz kalm sanyordum. Biraz sararm ve zayflamsn, Ruth.
Fakat hastalm filn kalmad. Daha m irkinim?
Yok canm. Eskisinden ok daha gzelsin. Seni her grmde eskisinden daha gzellemi buluyorum.
A msn?
Ruth: Evet dedi. Seni grmee, caddelerde dolamaa, havaya, lfa ve her eye am.
O halde hemen yemee gidelim. Ben kk bir lokanta biliyorum, taze taze gl balklar bulunduruyor.
Tpk Luzern'deki gibi.
Kern'in sevinten yz parlyordu: svirede yle ok gl var ki! Bagajn nerede?
stasyonda elbette! Eski ve grm geirmi bir yersiz yurtsuz olduumu unutuyorsun galiba?
Doru seninle nyorum! Ruth, imdi ilk olarak bir snr gizlice geeceksin. Bu bir eit bitirme
snavna benzer. Korkuyor musun?
Katiyen.
Korkmana da lzum yok. Ben snrlar ceketimin cepleri kadar tanrm. Her eyi rendim. Hatt tren
biletleri bile yanmda. Evvelsi gn Fransa'da aldm. imdi her ey hazr. stasyonu da ok iyi biliyorum.
Gvenilir bir kk meyhanede bekleyeceiz ve tam tren kalkarken son dakikada bineceiz.
Tren biletlerini de mi aldn? Paray nerden buldun? Bana o kadar ok yollamtn ki?
Dtm mitsizlik iinde svire ruhanilerini soyup soana evirdim. Tpk gangster gibi. Baselle
Cenevre'nin altn stne getirdim. Alt ay iin olsun buralarda bir daha ortaya kmam artk.
Ruth, gld: Benim yanmda da biraz para var. Doktor Beer, Mltecilere Yardm Komitelerinin birinden
benim iin alm.
Birbirlerine iyice sokulmulard. Gienin nnde bekleen insanlar zincirinde yava yava ilerliyordular.
Kern, Ruth'un ellerini avularna almt. Mmkn olduu kadar lkayt grnmek iin, alak sesle
konuuyorlard.
258
Kem: Talihimiz mthi alma benziyor dedi. Sadece yine gelmekle kalmyorsun... Bir de ikamet
tezkeren var, hatt beraberinde para da getiriyorsun! Bana bir defa olsun ne diye yazmadn? mkn m
bulamadn?
Korktum. Mektuplar alrken seni yakalyacaklarndan korktum. Beer bana Ammers meselesini anlatmt.
O da yazmazsam daha iyi yapacam fikrindeydi. Ldvvig, sana yle ok mektuplar yazdm ki! Hep sana
mektup yazdm. Hem de kalemsiz, kt-sz ve Ruth, delikanlya bakarak ilve etti: Bu ii sen de bilirsin,
deil mi?
Kern, kzn elini skt: Bir oda tuttun mu?
Peki, yalnz... Kern bir an tereddt geirdi. Bilsen. Son gnlerde artk bir ,eit gece kuu olmutum.
Hi bir tehlikeyi gze almak istemiyordum. Bu yzden de ou devlet pansiyonlarnda kaldm. Ruth'un
baklarndaki anlam farkederek: Hayr, hayr dedi. Hapishane deil, gmrk kulbeleri. nsan buralarda
iyi uyuyabiliyor, her eyden nce de scak yerler. Souk havalarda btn gmrk kulbeleri hamam gibi
stlyor. Buralar sana gre deil, elbette. Senin bir ikamet tezkeren var. Sana tutacamz oda ancak Krand
Hotel Belvue'de olabilirdi. Bu otelde Milletler Cemiyeti delegeleri otururlar. Nazrlar ve benzerleri gibi hi
yarar olmyanlar.
Biz byle ey yapmyacaz. Ben senin yannda kalyorum. Sen herhangi bir tehlike gryorsan bu
akamdan tezi yok buradan uzaklaalm.
Gienin arkasndaki posta memuru sabrszlanmt: Ne istiyorsunuz? diye sordu.
Hi farkna varmadan pencerenin nne kadar sokulmulard.
in hemen farkna varan Kern: 10 santimlik bir pul dedi.
Memur pulu uzatt. Kern, parasn verdi ve giri yerine doru yrdler. Ruth: Pulu ne yapacaksn? diye
sordu.
Bilmem! yle aldm, ite! Bir niforma grr grmez otomatik olarak hemen korunmaa alyorum.
Kern, pula bir sre bakt. zerinde, Gotthard'n nl eytan ellelerinin resmi vard. Ammers'e imzasz
bir kfr mektubu yollyabilirim bu pulla dedi. Doktor Beer tarafndan tedavi edildiini biliyor musun?
259
Ne? Doru mu sylyorsun? Kern, gen kza akn akn bakyordu. Eer bir de herifin
karacierinden ikyeti olduunu syliyecek olursan sevincimden ldracam.
Ruth gld. Rzgrla eilip bklen bir st gibi sarsla sarsla gld: Evet, hem de istediin gibi. Beer'e
de bu yzden bavurmutu. Musten'de Doktor Beer'den baka mtehasss yoktur. Hem dn ki, Ammers
bu yzden daha bir takm aclara katlanacak... Yani bir Yahudi hekime mracaat zorunda kaldndan!
Ey ulu Tanrm! Hayatta u andaki kadar kendimi byk hissettiimi bilmiyorum. Steiner, bana bir defa ak
ve intikamn yeryznde ayn derecede az bulunduunu sylemiti. Cenevre byk postanesinin
merdivenlerinde durduum u srada ben her her ikisine de kavumu bulunuyordum. Kimbilir Binding de
tam bu esnada ya bir hapishanede oturuyordur, ya da bacann birini krmtr!
Ya da parasn aldrmtr.
Daha mkemmel. Esiz bulularn var, Ruth!
Merdivenleri indiler: Gidi geliin ok olduu saatler en gvenilir zamandr. Bu srada insann bana
hemen hi bir ey gelmez.
Ruth: Snr bu gece geelim mi? diye sordu.
Hayr. nce uyuman ve dinlenmen gerekir. Yolumuz epeyce.
Peki sen! Sen uyumyacak msn? Binder'in listesinden bir pansiyon bulabiliriz. Tehlike bu kadar byk
m sahi?
Kern: Bilmiyorum, dedi. Sanmam! Snrn bu kadar yaknnda pek bir ey olmaz. Zaten ben ok gelip
gittim. Olsa olsa bizi gmre gtrrler. Hem tehlikeli bile olsa, bugn bir defa daha yalnz gitmee raz
gelemiyeceim! Kafasnda bir sr tasarlar olan insan, lenin saat on ikiyi eyrek gecesinde bu gidi geli
seli arasnda kendinizi henz ok kuvvetli hisseder. Fakat akam olup ta etraf kararnca her ey deiir. O
zaman dakikalar gittike daha fazla bilinmezle dolar. imdi sen yine ya. nmdasn. Kendi isteimle nereye
ayrlabilirim buradan!
Ruth da: Ben de dedi. Ben de burada yapayalnz kalamazdm.
260
XVI
Kern'le Ruth, gze arpmadan snr gemei ve Bellegard'. da trene yetimei baardlar. Akam st
Paris'e vardlar ve istasyonda, nereye gideceklerini kestirmeden durup etraflarna ba-kndlar.
Kern: Cesaret, Ruth! dedi. imdilik herhangi bir kk otele gideriz. Baka birey aramak iin artk
bugn ge oldu. Yarn da iimize bakarz.
Ruth, basyle dorulad. Gece ve tren yolculuu yle yormutu ki otelin birine gidelim.
Yan sokaklarn birinde, kapsnda krmz kla aydnlatlm Habana oteli tabelas asl bir otel grdler.
Kern, gidip bir odann ka para olduunu sordu.
Kapc: Btn gece iin mi? diye sordu.
Kern, hayretle: Evet, elbette! cevabn verdi.
25 frank. Kern: ki kii iin mi? diye sordu .
imdi, hayret etmek sras kendisine gelmi olan kapc: Elbette dedi.
Kern, Ruth'u getirmek iin otelden kt. Kapc, ikisine yle bir baktktan sonra nlerine bir polis
ihbarnamesi brakt. Fakat Kern'in kararsz bir halde durakladn grnce glmseyerek: Her eyi aynen
yazmaa lzum yok dedi.
Kern, rahat bir nefes alarak adn: Ldvvig Oppenheim diye yazd. Kapc: Bu kadar yeter dedi.
imdi yirmi be frank da verin.
Kern paray verdi ve bir olan yukar kattaki odalarna gsterdi. Oda; kk, fakat temiz, hatt bir dereceye
kadar da kt. Byk ve rahat bir karyolas, iki lavabosu, bir koltuu vard, yalnz dolab yoktu. Kern, darya
bakmak iin pencereye doru giderek: Dolapsz da yapabiliriz dedi. te, artk Paris'teyiz, Ruth.
Gen kz, Kern'e doru glmsedi; Evet. Hem de btn bu eyler ne abuk oldu.
Buradaki polis ihbarnamesi iin pek sknt ekmiyeceiz. Franszca konumam dinledin mi? Kapcnn
btn sylediklerini anladm.
261
Ruth: yle esiz konutun ki! cevabn verdi. Ben olsaydm azm bile aamazdm.
Oysa, senin Franszcan benden ok daha iyidir. Sadece ben daha yrtm. Mesele bunda. Gel, imdi
yemee gidelim. Yiyip iinceye kadar, byk ehir insana yabanc, hatt dmandr.
Civardaki kk bir meyhaneye gittiler. Btn lambalar yanyordu. Her tarafta aynalar vard ve insann
burnuna mthi bir anason ve kepek kokusu arpyordu. 66 franka mkemmel bir yemek, bir ie dolusu
krmz arap getirdiler. Hem ucuz, hem de iyiydi. Btn gn hemen de hi bir ey yememilerdi. arap
balarna vurdu ve yle mthi bir yorgunluk duydular ki derhal kalkp otele dndler.
Kapcnn bulunduu holde, krk mantolu bir kzla azck akr keyif bir adam duruyordu. Kapc ile
pazarla girimilerdi. Gen kz irindi, hem de iyi boyanmt. Ruth'a doru rkek bakt. Adam sigarasn
iiyordu. Kern, odann anahtarn istemek iin kapcya doru yrd zaman herif kenara bile ekilmedi.
Merdivenleri karlarken, Kern: Buras hayli lks yere benziyor dedi. Krk mantoyu grdn m?
Ruth, glmsedi: Evet, Ldvvig. Taklit. Kedi derisinden. Bu cinslerin fiyat iyice bir kuma mantodan fazla
deildir.
Hi grmemitim. Ben pahal bir ey sanyordum.
Kern, elektrik dmesini evirdi. Ruth, antasyle mantosunu yere brakt. Kollarn delikanlnn boynuna
dolad ve yzn yzne yaklatrd: yle yorgunum ki! Biraz yorgun, biraz mutlu ve bir parack da
rkek. Fakat en fazla yorgunluk. Yardm et ve beni yataa gtr.
Peki.
Karanlkta, yanyana yataa uzandlar. Ruth, ban delikanlnn omuzuna koydu ve derin derin iini
ektikten sonra tpk bir kk ocuk gibi, uyuyakald. Kern, daha bir sre uyank kald ve kzn soluk
allarn dinledi. Sonra, o da uyuyuverdi.
Fakat sebebini bilmeden uyand ve srayarak etrafa kulak kabartt. Darda t yoktu. Kalbi atlayacak gibi
vuruyordu. Polis gelmi olacakt. Hemen yataktan frlad, kapy at ve bir parack aralyarak dary
gzetledi. Aa kattan: bir adamn bir eyler syleyip bard ve fkeden kudurmu st perdeden
262
bir kadn sesinin de crlak bir Franszca ile cevaplar verdii ii. tiliyordu. Bir sre sonra kapc yukar kata
kt.
Kern, kap aralndan heyecanla: Ne oluyor? diye sordu.
Kapc, isteksiz bir hayretle Kern'e bakt: Hi. Borcunu vermek istemiyen bir sarho, dedi.
Baka bir ey yok ya!
Baka ne olsun ki. Byle eyler hep olur.
Kapc, yandaki oday at ve arkasnda duran kara sakall bir herif ile, her yan ayr titreyen tombul bir
kumral kadn ie-ri soktu. Kern, aral kapad ve karanlkta el yordamyle geri dn. d. Yataa arpt ve
dmemek iin tutunduu zaman ellerinin altndan Ruth'un yumuak gsn hissetti. Prag, diye aklndan
geirdi ve zerine ak dalgalar hcum etti. Ruth, dirseklerinin -zerinde doruldu ve korkudan d patlam
bir sesle fsldar gibi: Ne... Ne var? Aman yarabbi... ve sustu. Karanlkta gen kz soluyordu.
Ya. Sendin demek! diye mrldand.
Ruth, yine uyuyuverdi. Ate gibi yz Kern'in omuzuna yaslanmt. Ac ac, seni de bu hale soktular, diye
aklndan geirdi. O vakitler Prag'dayken sadece yava bir sesle: Kim o? diye sorardn. Fakat imdi
titremektesin ve korkuyorsun?
Yandaki odadan duyulan yal bir erkek sesi: rl plak soyun, dedi. Kocaman kna bitiyorum.
Kadn gld: Ondan yana talihin varm.
Kern, kulak kabartt. Nasl bir yerde olduunu renmitik Randevu kabul eden bir oteldeydiler. Ruth'un
bulunduu yana doru ekine ekine bakt. Gen kz, hi bir eyler duymama benziyordu. Delikanl,
hemen de duyulmyan bir sesle: Ruth dedi. Benim sevgili benim kk, benim yorgun midilliciim, haydi
rahat rahat uyumana bak ve sakn uyanma. u odadakile-rin bizimle hi bir alverileri yoK. Seni
seviyorum, sen de beni seviyorsun ve yanmzda kimsecikler yok.
Hay lanet olasca! incecik duvarn tesinden bir akrt duyuldu: Vay canna, ta m be!
Kadn, naray bast: Uh, seni hayvan seni. Ne hergeleymi-sin sen be.
Ne sandnd, mukavvadan m olacaktm?
263
Kern: yle uzaktayz ki! diye fsldad. yle uzaklardayz ki! Gnlk gnelik bir ayrdayz. Her
yanmzda papatyalar ve haha iekleri am. Bir guguk kuu kesik kesik tyor ve gzel yznn
stnden renk renk kelebekler uuuyor.
Yan odadaki erkek sesi: br trl diye saklad. a.
Kadn kahkahadan krlyordu: Yine ne istiyorsun? Ah seni...
Kern, fsldar gibi anlatmaa devam etti: Kk bir ky evindeyiz. Akam oluyor. Mis gibi stmz itik
ve taze ekmeimizi yedik. Yzlerimize batan gnein kzll vuruyor. t yok; geceyi bekliyoruz, yle
sakiniz ki. nk birbirimizi ok seviyoruz.

Yan tarafta yine ekime karyola gcrts ve feryat balyor.
Bam senin dizlerine yaslyorum ve ellerin salarmda dolayor. Artk hi bir eyden korkmuyorsun.
nk pasaportun var. Btn polisler bize selm duruyorlar. t yok. Geceyi bekliyoruz. yle sakiniz ki.
nk birbirimizi ok seviyoruz... ve ben...
Koridorda ayak sesleri oluyor. O ana kadar t duyulmyan te yandaki odann kapsnda bir anahtar
sakrdyor. Kapcnn sesi: Teekkr ederim diyor. ok teekkr ederim.
Bezgin bir kadn sesi: Bana ne kadar vereceksin cicim? diye soruyor...
Bir erkek sesi cevap veriyor. Fazla param yok. Amma neyse, bir ellilie naslsn?
Sen akln karmsn. Yzlkten aa bir dmemi bile zmem.
Amma yavrum... ve ses, anlalmaz bir fslt oluyor.
Kern, fsldar gibi anlatmasna srarla devam ediyordu: Tatilimizi deniz kenarnda geiriyoruz. Banyonu
yapm, scak kumda uyumaktasn. Deniz, masmavidir ve ufukta beyaz bir yelken var. Martlar baryorlar,
rzgr esiyor...
Duvara bir ey arpmt. Ruth titredi ve uyku sersemlii iinde: O ne? diye sordu.
Sen buradasn, deil mi?
264
Hi birey deil, Ruth uyumana bak.
Ben hep buradaym ve seni yle seviyorum ki.
Beni sev Kern, beni ok sev.
Gen kz yine uyudu: Birbirimizin yanndayz ve peimizden frlattklar btn irenlikler bizi hi
ilgilendirmiyor ve bu randevu otelinin iren grltleri arasnda Kern fsldamasna devam ediyor.
Yanmzda hi kimse yok. Genciz. Uykularmz tertemiz. Benim sevgili Ruth'um, benim iek gibi midilim...
Kern, Mlteciler Yardm komitesinden geliyordu. Sylenilenlerden fazlasn da beklememiti. kmet
tezkeresinin lf bile olamazd. Yardm ise ancak pek zorunlu durumlarda beklenebilirdi. kmet tezkeresi
olsa da olmasa da almaa elbette izin yoktu.
Kern, pek zlmemiti. Her memlekette hep ayn eydi. Fakat kanuna gre alktan geberip gitmeleri
oktan gerekli binlerce mlteci yaayp duruyorlard.
Delikanl yazhanenin d salonunda bir mddet kald. Salon tklm tklm insan doluydu. Kern sra ile
hepsini gzden geirdikten sonra, biraz yanda oturan ve insanda sakin ve akl banda bir tesir brakan bir
adama doru yryerek: Affedersiniz dedi. Sizden bir ey sormak isterdim. Polise ihbarname vermeden
oturabilecek bir yer tavsiye edebilir miydiniz acaba bana? Paris'e daha dn geldim de!
Adam, en kk bir hayret eseri bile gstermeden: Paranz
var m? diye sordu.
Biraz.
Bir odaya gnde 6 frank verebilir misiniz?
imdilik evet.
O halde Turenne sokandaki Verdun oteline gidin Otelci kadna benim gnderdiimi sylersiniz. Adm
Klassmann'dr. Ve adam, mahzun bir glmseyile ilve etti: Doktor Klassmann.
Verdun polise kar gvenilir bir yer midir?
Gvenilir hi bir ey bulamazsnz. Polis ihbarnamesini tarihsiz dolduruyorlar ve alkoyuyorlar. ayet
kontrol olursa sizi hemen o gn gelmi gsteriyorlar ve pusulalar da ertesi gn polise gnderiliyor, anladnz
m? En nemlisi bu otelde hem ele gemiyeceinizdir. nk mkemmel bir yeralt yolu var. Siz de
265
greceksiniz ya! Verdun'a otel falan dememeli, her eyleri bilen Tanr burasn, sanki daha elli yl
ncesinden mltecilere hazrlanm. Elinizdeki gazeteyi okumu muydunuz?
Evet.
yle ise bana verin. demi oluruz.
Peki. ok teekkr ederim.
Kem, en yakn ke bandaki bir kahvede kendisini bekli-yen Ruth'un yanna gitti. Gen kzn yannda bir
ehir pln ve Franszca bir gramer vard: Bak! dedi Bu arada ben bir kitapdan bunlar ucuza aldm,
eski fiyatna. Parisi fethetmek iin kullanacamz en mkemmel iki silh.
ok doru. Hemen yararlanalm. Dur bakalm. Turenne soka neredeymi?
Verdun oteli, svalar bir ok yerlerinden dklm eski ve harap bir bina idi. Kk kapsnn arkasndaki
kulbede siyahlar giymi sska bir kar oturuyordu.
Kern, yarm yamalak franszcasyle ne istediini anlatt. Ka7 din, simsiyah ve pari parl gzlerini bir
mddet her ikisinin de zerinde dolatrdktan sonra, kupkuru bir sesle: Yemek dahil mi? diye sordu.
Yemekli ne kadara?
Adam bana yirmi frank: n. Kahvalt odaya getirilir, yemekler salonda.
Kern, Almanca olarak Ruth'a bana kalrsa ilk gn yemekli tutalm dedi. Sonra istediimiz zaman
deitirebiliriz. En nemlisi snacak bir yer bulmamz. \
Rutf, bayle dorulad.
Kern: O halde yemekli olsun, dedi. Bir oda tutacak sak fiyatta bir fark yapar m?
Otelci kadn, ban iki yana sallad: ki kiilik bo odamz yok. 121 ve 122 numaralar veriyorum diyerek
masann zerine iki anahtar frlatt: Para her gn denir, pein.
Kem: Peki diyerek tarihsiz polis ihbarnamesini kenara itti ve paray verip anahtarlar ald.
Odalar yanyana idi. Tek kiilik yataklar darackt ve pencereleri avluya bakyordu. Burann yannda,
Habana oteli bir sarayd.
268
Kern, etrafna baknd ve: Tam bir mlteci kulbesi, dedi. Kasvetli, fakat insana yuvasn hatrlatyor.
Olduklarndan fazla bir ey vdetmek istemiyorlar. Sen ne dersin?
Ruth: Ben ok beendim, cevabn verdi. imdi ikimizin de bi odas ve bir yata var. Prag' bir
dnsene! Her odada er drder yatlyordu.
ok doru. Bsbtn unutmutum bunu. Ben u srada, Zrich'teki Neumann ailesinin evini
dnyordum.
Ruth gld: Bense, u srlsklam olduumuz samanl.
Sen benden daha iyi dnebiliyorsun. Fakat benim ne diye byle dndm biliyor musun?
Ruth: Evet dedi. Fakat hi doru deil, hem bunu ben tahkir sayarm. Biraz ipek kd alp gzel
abajurlar yapalm. Bu masann banda Franszca reneceiz ve u damdan, bir para gkyz
seyredeceiz. Dnyann en mkemmel yataklar olmas gereken bu yataklarda uyuyup, uyanacaz ve
pencereden baktmz zaman u pis avlu esiz romantik bir manzara olacak. Zira buras bir Paris
avlusudur.
Kern: Al dedi. O halde imdi yemek salonuna gidelim. Mkemmel Fransz yemekleri var ve Fransz
yemei de dnyann en nefis yemeidir.
Verdun otelinin yemek salonu bodrum katndayd. Bunun iindir ki otel mterileri buraya Katakomb adn
vermilerdi. Yemek salonuna, merdivenlerden, koridorlardan, bataklkl bir gl suyu kadar durgun ve pire
dolu asrlk odalardan geilerek varlyordu. Buras olduka bykt; zira otel sahibi kadnn kz kardeine ait
bulunan yandaki Enternasyonal otelinin yemek salonu iini de grmekteydi.
Bu ortak yemek salonu, bu iki harap otelin nemli zelliiydi. Eski Roma'nn hristiyanlar iin Katakomb ne
ise buradaki mlteciler iin de bu salon ayni ey idi. Enternasyonal'de kontrol olduu zaman btn mlteciler
bu salondan Verdun'a savu-urlard ve Verdun kontrol edildii zaman da teki yana. Bu ortaklaa bodrum
kurtulu yolu idi.
Kern ve Ruth kapda bir sre kararsz kaldlar. leydi. Fakat yemek salonunun penceresi olmad iin
lambalar yaklmt. Gnn bu saatinde elektrik nn manzaras, bir akam n-
^- 267
ceden artakalm ve unutulmu bir an kadar silik ve hastayd.
Kern: Bak, Marill burada!
Nerede?
u karda lambann yannda! Hele u ie bak! Hemen de bir tanda rastladk.
imdi, Marill de onlar grmt. Gzlerine inanmam gibi bir an gzlklerini yerletirdikten sonra ayaa
kalkt ve yanlarna gelerek ellerini skt: Ne gryorum. Bizim kkler demek Paris'te!... Peki bu ihtiyar
Verdun'u nereden de kefettiniz?
Doktor Klassmann salk verdi.
Ha, Klassmann, demek. yi, tam yerine geldiniz. Verdun mkemmel bir yerdir. Yemekli mi tuttunuz?
Evet, fakat yalnz bir gn iin.
yi ettiniz. Yarn deitirin. Sadece oda paras verin ve yiyecek teberiyi kendiniz aln. Fakat arada srada
yine buradan da yiyin ki, otelci kadnn gnl ho olsun. Viyana'dan savumanz yerinde oldu. Yangn
kokusu artk iyice duyuluyormu!
Buras nasl?
Buras m, delikanl? Avusturya, ekoslovakta, isvire: mlteciler iin bir harekt harbi oldu. Fakat Paris
bir siper savadr. Buras, siperlerin en n hattdr. Her yeni mlteci dalgas buraya kadar yuvarland. u
kardaki kara sal adam gryor musunuz? Bir talyandr. Onun yanndaki sakally? O da bir Rus-tur. ki
kii tedekini? Bir spanyoldur. Ondan sonraki iki kiiyi de grdnz m? Biri Polonyal, teki Ermenidir.
Onlarn yannda drt Alman oturuyor. Paris, btn dnyann son mit ve kaderini deneyecei son ehirdir.
Saatine bakt: Gelin ocuklar: -kiye az var. Eer yemek yemek niyetinde iseniz tam zamandr. Franszlar
yemek vakitlerine ok dikkat eden bir millettir. kiden sonra lokma bulamazsnz.
Hep beraber Marill'in masasna oturdular. Marill: Otelde yiyecek olursanz u iman garson kadnn
masasna oturmanz tavsiye ederim, dedi. smi Yvonne'dir ve Alsas aslldr. Nasl becerdiini bilmem,
fakat onun tabaklar teki garsonlarn getirdiinden daha doludur.
Marill: ocuklar, paral msnz? diye sordu.
268
yKern: Aa yukar iki hafta yetecek kadar cevabn verdi.
Mari/I, onaylar gibi bir ba hareketi yapt. Byle oluu iyi. Ne yapmak istediinizi de dndnz m?
Hayr. Daha dn geldik; btn burada grdklerimiz ne ile yaarlar?
yi sordun. nce kendimden balyaym. Baz mlteci gazetelerine yazdm makalelerle geiniyorum. Bir
zamanlar Reichs-tag mebusu olduum iin bunlara para veriyorlar. Ruslarn hepsinde bir Nansen pasaportu
ve bir i izni vardr. Hem onlar ilk byk mlteci dalgas idiler. Yirmi yl oldu o zamandanberi. Garsonluk
alk, masrlk, kapclk, kunduraclk, ofrlk ve benleri ileri yaparlar. talyanlarn byk bir ksm da
balarnn aresine bakmann yolunu buldular, onlar da ikinci byk mlteci dalgasydlar. Almanlarn b/r
ksmnn henz geerli pasaportlar ve az bir ksmnn da i izni var. Bazlarnda da henz biraz para kalm,
byk bir dikkatle onu harcyorlar. Fakat u grdnz insanlarn en byk ksm her eyden yoksundur.
Bir ka frank ve bir lokma yiyecek karl gizli alrlar. Ellerinde ne kalmsa satarlar. u kardaki avukat,
tercme ve yaz makinesi ileri yapar. Onun yanndaki gen paral Almanlar gece kulplerine gtrr ve
bundan komisyon alr. Bu delikanlnn karsnda oturan u artist kadn ele bakar ve fal aar. Bazlar lisan
dersi verirler. Bir ksm da jimnastiki olmulardr ve bir ikisi, sabah sabah pazarlara gidip kfe tar. Biraz
da, Mltecilere Yardm komitesi sayesinde yaar. Kimisi satclk yapyor, kimisi dilenir ve bazlar da,
bakarsnz, ortadan kayboluverirler. Mltecilere Yardm Komitesine bavurdunuz muydu?
Kern: Gittim dedi. leden evvel.
Bir ey kopardnz m?
Hayii'.
Zarar yok. Bir daha gidin. Ruth, yahudilerinkine, siz de, melezlerinkine. Ben Ariyen komitesine
gidiyorum.
Marill gld: Gryorsunuz ya, yoksullukta krtasiyecilik eksik deil. Kayboldunuz mu?
Hayr, henz deil:
Bu ii yarn hemen yapn. Klassmann size yardm eder. Bu
269
ilerin uzman olmutur. Ruth'un pasaportu var, belki ona bir ikmet tezkeresi alabilir.
Kern: Evet, geri bir pasaportu var, dedi. Fakat mddeti bittii iin snrdan bile gizlice ve izinsiz
gemek zorunda kald.
Zarar yok. Pasaport her zaman pasaporttur. Altndan bile deerlidir. Bunu size Klassmann da
syliyecek. Yvonne patatesleri ve iinde para dana eti bulunan taba masaya brakt. Kern, kadna
glmsedi, Yvonne hemen srtarak karlk verdi.
MariH; Grdnz m Yvonne'u? dedi. Bir porsiyonda ancak bir para et bulunur. Oysa o bir tane fazla
getirdi,
Ruth: ok teekkr ederim. Yvonne dedi.
Kern: Ey ulu Tanrm! dedi. kmet tezkoresinden yana Ruth'un talihi var gibi. gn iinde olsa
isvire'de almt.
Marill: Kimya renimini braktnz m, Ruth? diye sordu.
Evet. Hem evet, hem de hayr. Hi olmazsa imdilik.
Marill, bayle dorulad: yi ettiniz. Pencerede oturan ve. nnde bir kitap duran gen bir adam
gsterdi: u kardaki delikanl iki yldanberi gece kulbnn bulaklarn ykar. ki hafta nce Franszca
doktorasn verdi. Fakat bu arada da, Fransa'da almasna msaade edilmediini, tali-hini ancak Kap'ta
deneyebileceini rendi. imdi de, gney Afrikasma gidebilmek iin ngilizce doktorasn vermek zere
ngilizce reniyor. Burada byle eyler de oluyor, ite. Buna bakarak hi olmazsa teselli duyarsnz, deil
mi?
yle!
Nasl siz de ayn fikirde misiniz?
Ben her eyde bir teselli pay buluyorum. Burann polisi nasl?
Olduka tetikte. Kollamal; fakat svire'deki kadar sk deil.
Kern, Benim iin bu da bir teselli! dedi.
Kern ertesi qn leden nce kaydn yaptrmak zere Doktor Klassmann'la beraber, Mlteciler Yardm
Komitesine gitti. Oradan knca da vilyete gittiler. Klassmann: Resmen bavurmakta en ufak bir fayda bile
yok, dedi. Sadece snr dar edileceksiniz. Fakat olup bitenleri bir grmeniz hi te fena deil.
270
Hem tehlike falan yok. Mlteciler iin polis binalar da kilise ve mze kadar tehlikenin en az bulunduu
yerlerdir.
Kern: ok doru diye cevap verdi. Sahi, imdiye kadar ben mzeleri hi dnmemitim.
Vilyet, byk bir avlunun etrafn eviren muazzam bir binalar sistemiydi. Klassmann, Kern'i bir ka kemer
ve kapdan geirdi ve az ok bir istasyon bekleme salonunu andran byk bir salona gtrd. Duvarlar
boyunca brr sra gie vard ve her gienin arkasnda memurlar oturuyordu. Salonun ortasnda arkalksz bir
ok sra gze arpyordu. Salonu dolduran yzlerce insandan bir ksm bu sralarda oturuyor, bir ksm da,
gielerin nnde uzun kuyruklar tekil ediyordu.
Klassmann: Buras semenlerin salonu dedi. Adeta cennet saylr. Buradaki grdkleriniz ikamet izinleri
olup ta uzattrmaa gelmi insanlardr,
Kern, salona ken kaygulu havann sebebini anlamt: Cennet bu mu? diye sordu.
Evet, ite gryorsunuz!
Klassmann, yanlarndaki gieden o sradan ayrlan bir kadn gsteriyordu. Kadn gienin arkasndaki
memur kadnn damgalayarak geri verdii belgeye deta lgnca bir tutkunlukla gzlerini dikmiti. Biraz
sonra beklemekte olan insanlarn bulun, duu bir toplulua doru koarak: Drt hafta diye bard. Drt
hafta daha uzatld.
Klassmann'la Kern baktlar: Drt hafta demek... Bu gnler iin hemen de bir mre bedel, deil mi?
Kern, bayle dorulad.
Gienin nnde ihtiyar bir adam durmu, memura yi amma imdi ben ne yapacm? diye akn
soruyordu.
Memur: Sra kimde? diyerek, ihtiyarn ba zerinden u- s zatlan ktlar ald.
htiyar, ban geriye evirerek: Amma, benim iim daha bitmedi ki! dedi ve Henz ne yapacam
bilmiyorum. Nereye gidebilirim ki! diye memura yine sordu.
Memur, bir eyler syledi ve ihtiyarn arkasndaki adamn ktlaryla megul oldu. htiyar, gienin
kenarna, denize den bir adamn bir tahta parasna tutunmas gibi smsk yapm-
271
tr. Benim kdm uzatmazsanz ben ne yaparm, ne yapabilirim? diye yine sordu.
Memur, onunla megul bile olmuyordu artk: Adam arkasnda toplananlara dnd. imdi ben ne
yapabilirim?
htiyar durmamacasna kovalanndan bunalm ve talam yzlerle karlat. Hi kimse cevap
vermiyordu; fakat ihtiyar itip kakalyan kimse de yoktu. Ona arpmamaa pek dikkat eden eller, katlarn
ihtiyarn ba stnden uzatyordular.
htiyar, yine memura dnd ve gittike yavalaan bir sesle: Ne yapmam lzm geldiini otsun herhangi
birisi sylemeli diye hep ayn eyi tekrara devam etti. Adamcaz, birbiri peinden hcum eden dalgalar gibi
bann stnden amakta olan bir sr el ve kollarn altnda sinmi ve gzleri korkuyla bymt; sesi
ancak bir vzlt halinde kyordu. Kr kr damarlarn ok gibi frlad elleriyle gienin tahtasn hl
tutmakta idi.
htiyar sonunda sustu. Btn kuvveti kesilmi gibi gienin kenarn brakt ve kollar, iki yanna dverdi.
Artk bir ie ya-ramyan iri elleri omuzlarna rastlantyla aslvermi olan ve vcutla hi bir ilgisi bulunmyan
halat paralar gibi iki yanda sallanmaktaydlar. ne doru eilmi ba da artk hi bir ey grmyordu.
Fakat, ihtiyar yine bitkin bir halde gienin nnde dururken, Kern'in gzieri dehet iinde dolup kalm bir
baka yzle, sonra acele hareketlerle ve yine bu dehete kaplm, btn mitlerini kaybetmi sabit
baklarla, sanki artk hi bir yerde her hangi bir kurtulu midi kalmamasna kendi iine evrilmi bu kr
baklarla karlat.
Delikanl: Cennet bu mu? diye sordu.
Klassmann: Evet karln verdi. Buras elbette bir cennet saylabilir. Geri bir oklar reddolunuyor;
fakat bir okla-v rntn da sreleri uzatlyor.
Bir ka koridor getiler ve bir istasyon holnden ziyade drdnc mevki bir bekleme salonunu andran bir
yere geldiler. Burada, dnyann drt bucandan gelmi insanlar vard. Sralar, yetmiyordu. Bir ksm ayakta
duruyordu, bir ksm yerlere oturmutu. Kern, salonun bir kesinde, iri ve esmer bir kadnn kulukaya
yatm tavuk gibi oturduunu grd. Kadnn, hareketsiz ve muntazam izgili bir yz vard. Siyah salar iki
yana ayrlm
272
ve taranmt. Etrafnda bir sr ocuk oynayordu. En kk ocuuna meme veriyordu. Kadn salam
bir havann o tuhaf gururu ve her anada bulunan olaan bir sahip kma duygusu ile btn bu grlt patrt
iinde sakin sakin oturuyor ve bir ant evresinde oynar gibi analarnn dizi dibinde veya arkasnda
oynaan yavrucuklarndan baka gzne bir ey grnmyordu.
Kadnn yan banda, titrek krl sakallan, lle lle salar ve siyah kaftanlanyle bir sr yahudi
durmaktayd. Yzlerinde sarslmaz bir kendini brakp okunan bu yahudilerin, yzlerce yl-danberi bekliyen
ve daha da birok yzlerce yl bekleyeceklerini bilen bir halleri vard. Duvarn nndeki sraya gebe bir kadn
o-turmutu. Kadnn yan banda ellerini durmadan sinirli sinirli uguturan bir adam oturuyordu. Bunun
yannda, alyan bir kadn yava sesle teselliye alan beyaz sal bir adam, gebe kadnn br yannda,
sivilceli yzl bir gen oturmakta. Delikanl; karsnda oturan ve eldivenlerini bir giyip bir karan gzel ve
k bir kadna hrszlama bakyor ve sigarasn iiyordu. Kambur bir adam. not defterine bir eyler yazmakta.
Bir ka Romanyal, bir buhar kazan gibi sesler kararak konuuyorlar. Fotoraflara bakan br adam bunlar
bir cebine koyuyor, bir daha karp yine bakyordu. Bir iman kadn talyanca gazetesini okumaktayd.
Kendi mahzunluuna kapanm bir gen kz btn bu olup bitenlere hi ilgi gstermeden, oturuyordu.
Klassmann: Btn bu grdklerin, dedi. Bir ikamet tezkeresi isteinde bulunan veya bulunacak
kimselerdir.
Bunu almak iin ne gibi katlar gerekli?
nemli bir ksmnn henz sresi, bitmemi ya da bittii halde yenilenmemi pasaportlar var. Veya
herhangi bir belge ile Fransa'ya resmen girebilmi bulunuyorlar.
O halde buras en berbat salon deil?
Klassmann: yle! dedi.
Kenr, gielerin arkasnda erkek memurlardan gayri gen kzlarn da altn grd. Bu irin kzlar k
giyinmilerdi; ounun ak renk bluzlar vard ve bunlar kirden korumak iin siyah setenden yarm kolluklar
geirmilerdi. Kern, bir an iin, gielerin dndaki bu bir sr insann btn hayat amur iinde geen
muazzam bir didimeden ibaret olduu halde ayn gielerin
273
arkasnda bluzlarnn kollarn bir parack kirden korumaa alan insanlar oturabileceini yle tuhaf
buldu ki!
Klessmann: Bu son hastalarda vilyetteki ilerimiz bsbtn ktleti, dedi. Almanya'da komu
memleketleri sinirlendirecek bir ey olunca bunun ilk acsn yine mlteciler ekiyor. ki tarafnda gc ancak
bu zavalllara yetiyor.
Kern, gienin nnde darack ve zeki yzl bir adamn durduunu grd. Adamn ktlar muntazam
olmalyd; zira gienin arkasndaki kz bir ka sorudan sonra bayle olur iareti yaparak bunlar alm ve
yazmaa balamt. Fakat Kern, adamn bekledii yerde nasl terlemee baladn grd. Kocaman
salonun souk olmasna ve adamcazn srtnda sadece ince bir yazlk elbise bulunmasna ramen her
yannda terler szyordu; yz srlsklam olmutu, alnndan ve suratnn her yanndan inci gibi ter damlalar
akyordu ve kollar gienin tahtasna dayanm, hi bir hareket yapmadan bekliyordu. Sorulara hemen cevap
verebilmek iin ylece bekliyordu. Adamn istei yerine getirilmiti. Fakat o, sanki bir kalpsizlik dnyasnda
azaba mahkm e-dilmi gibi ecel terleri dkyordu. Adam barsa veya dilenseydi Kern'e bu kadar mthi
gelmiyecekti. Fakat derli toplu, iyi bir vaziyette ve terbiyeli terbiyeli orada durmas, sadece ter deliklerinin
arzularn aa vurmas insana, adamcazn kendi iinde boulduunu sandryordu. u grd manzara
kadar baka hi bir ey delikanlya, insanlnn btn oluklar szmaa balyan bir yaratn azabn
hissetiremezdi.
Gienin arkasndaki memur kadn, sevimli bir glmseyile adamn yzne bakt ve ktlarn geri verdi.
Adam, yumuak ve esiz bir Franszca ile teekkr etti ve acele acele uzaklat. Ancak, salonun k
kapsnda durdu ve iinde yazl olanlar grmek iin ktlarna bakt. Mavimtrak bir damgadan ve bir ka
tarihten baka bir fazlalk yoktu. Fakat adam birdenbire ilkbaharn geldtini ve bu rkek insanlarla dolu
salonda, hrriyet blbllerinin sarho edercesine ttklerini sand.
Kem: Gidelim mi? diye sordu.
Yeterince grdnz m?
Evet.
D kapya doru yrdler .Fakait stleri balar berbat
274
bir alay yahudi, yollarn kesti. Alktan kyameti koparan kargalar gibi etraflarn sarmlard.
Yahudilerin en ihtiyar, dkn ve alalm bir davranla onlara doru ilerledi ve pek bozuk bir Almanca
ile, baz szler kekeledi: Ltfen, yardm, biz bilmez Franszca, yardm... yardm, rica ederiz, efendi, efendi,
yardm.
Btn yahudiler, bu garip szlere, ellerini kollarn hareket ettirerek acayip bir koro hengiyle katldlar:
Efendi... efendi, efendi... efendi...
Bildikleri tek Almanca kelime bu olacakt. Zira efendi kelimesini aralksz tekrarlyorlar, bunu sylerken
de sarmtrak ve mecalsiz elleriyle kendilerini, alnlarn, gzlerini, kalplerini iaret ediyorlar ve bu hareketleri
srarla, hatt biraz da yaltaklanarak durmamacasna tekrarlyorlard: Efendi, efendi... efendi. En ihtiyarlar
ayn eyi tekrar ediyordu: Efendi... efendi. htiyar, tekilerden bir ka kelime daha fazla Almanca biliyordu.
Klassmann, delikanlya sordu: Yahudice bilir misiniz?
Kern: Hayr diye cevap verdi. Tek kelime bilmem...
Bu hayudiler, Yahudiceden baka dil bilmiyorlar. Gnlerden beri burada oturuyorlar ve bir trl dertlerini
anlatamyorlar. Bu sebepten kendilerine yardm edecek bir tercman aryorlar.
Yahudice kelimesini duyan ihtiyar: Yahudice, Yahudice diye acele ilve etti.
Heyecan ve anlam dolu yzlerden meydana gelmi bu acayip koro: efendi... efendi diye, esrarl
dalgalan hatrlatan bir ahenkle uuldad.
htiyar Yahudi, gieleri gsteriyordu: Yardm, yardm. Ben bilmez... konumak efendi... efendi.
Klassmann, ihtiyara doru, maalesef der gibi, bir davran yapt: Yahudice bilmez.
Bir karga srsn andran bu zavall insanlar, Krn'in etrafn evirmilerdi: Yahudice... efendi,
Yahudice...
Kern, hayr demek ister gibi ban sallad. Hareketleri birdenbire duraklad. htiyar Yahudi, ban ne
doru emi ve gzlerini hayretle am olduu halde sorusunu tekrarlad: Bilmez mi?
Kern, hayr demek ister gibi ban yine sallad. htiyar Ya-
? 275
hudi: Ah dedi ve ellerini gsne yine kaldrd. Parmaklarnn ucu ile vcuduna dokunuyordu. Ellerinin
ald ekil insana, kalbi korumak iin atlm kk bir dam hatrlatyordu ve bylece uzaklardan gelen bir
sesle kulak kabartyormu gibi bir para ne doru eilmi olduu halde bir mddet kaldktan sonra bir
reverans yapt, ellerini yava yava yanna brakt.
Kern ve Klassmann, salondan ktlar. Koridora vardklar zaman, biraz tede balyan ta merdivenlerden
doru gelen cokun bir mzik duydular. iMuazzam bir bandonun ve kyameti koparan borazanlarn ald
oynak bir mart bu.
Kern: Bu da ne ses? diye sordu.
Radyo. Yukarda polis yatakhaneleri var da. le konseri dinliyorlar.
'Marn yanklar, l l, bir derenin sular gibi merdivenlerden aa saldryorlar, koridorun her yann
kaplyorlar ve geni giri kapsndan, bir elle gib dar fkryorlard. Bu kpre kpre fkran mziin
yanklar, merdivenin en alt basamana, hareketsiz bir siyah yumak gibi melmi renksiz, garip ve lo bir
eklin zerinden tayor, bu akn bakl zavall insanc kaplyordular. Bu zavall, ta yrekli gienin
nnden deta kopar gibi ayrlan adamcazd. Artk, bir daha ayaa kalkmak niyetinde deilmi gibi,
enesini vcuduna dedirircesine emi, omuzlarn toparlamt.
Tamamiyle ii bitmi ve mahvolmu bir halde oraya me-livermi. Cokun mziin hayat kadar gl,
hayat kadar acn-masz ve renk renk kaskatlar, bir an bile ara vermeden adamcaz kaplyorlar ve salp
dklyorlard.
Darya knca Klassmann: Haydi gelin dedi. Birer kahve ielim.
Kk bir meyhanenin nne konulmu demir bir masaya oturdular.. Kem, siyah ve ac kahveden bir
yudum alnca, hafiflediini hissetti ve: Son istasyon ne anlama gelir? diye sordu.
Klassmann: Son istasyon, urada burada yapayalnz ve a, lm bekliyen yzlercenin semboldr
diye cevap verdi. Hapishaneler, geceleri yeralt tren istasyonlar, Sein nehrinin yeni yaplm kpr altlan.
Kern, kahvenin masalar nnde kayt lakayt akp giden in.
276
san seline bakt. Koluna mukavvadan bir apka kutusu geirmi bir gen kz, delikanlya yle bir
glmsedi. Gen kz, bir daha dnd ve omuzlarndan doru bir daha, kaamak bakt.
Klassmann: Ka yandasnz? diye sordu.
Yirmi bir. Yaknda yirmi ikiye gireceim.
Klassmann fincann kartrd: Ben de yle tahmin etmitim. Benim olum da siz yatadr.
O da burada m?
Klassmann: Hayr dedi. O Almanya'da.
Kern bakt: Kt! Bunun ne demek olduunu ben de bilirim.
Benim iin hi de yle deil.
yle ise daha iyi.
Burada bulunsayd onun ii kt olurdu.
Kern: Ya? diyerek Klassmann'a hayretle bakt.
Evet o zaman onun pastrmasn karncaya kadar der-dim.
Ne dediniz?
Beni ihbar etmiti. Onun yznden buralara dtm.
Aman Yarabbi, ne iren i'flr!
Ben Katoliim, hem de sofularndan. Oysa bu olan bir ka seneden beri Partinin u mahut genlik
tekiltndan birinde. Byleleri kdemli mcahitlerden saylyorlar. Btn bunlardan hi de holanmadm
tahmin edebilirsiniz. Olan |fe|na kar gittike dman kesiliyordu. Gnn birinde bir onbann nefere
emrettii bir eda ile eer azm tutmayacak olursam bama bir i geleceini syledi. Sizin nlyacanz
gzdana kalkyordu. Ben de cevap olarak suratna bir tokat yaptrdm. Kudurmu gibi kotu ve polise
ihbar ederek Parti iin btn kfrlerimi zapta geirtti. Yine talihim varm ki, orada grevli bir dostum hemen
telefon etti ve usulla savumaklm tavsiyesinde bulundu. Bir saat sonra beni yakaTamak zere gelenlerin
banda olum bulunuyordu. . Kern: Hi akas yok,demek! dedi.
Klassmann, bayla dorulad: Evet amma ben geri dnn-re onun iin de hi akas olmyacak iin.
Kim bilir o zamana kadar belki o da bir oul sahibi olacak. Hem bu oul onu belki de komnistlere ihbar
edecek.
277
Klassmann, Kern'e alngan alngan bakt: Bu iin o kadar uzun mu sreceini sanyorsunuz.
Bilmiyorum. Fakat gnn birinde geri dneceimi dnemiyorum.
Steiner, ceketinin sol yakasnn altna bir Nasyonal Sosyalist Parti iareti ilitirdikten sonra: Vallahi enfes
oldu Beer dedi. Peki amma bunu nereden ele geirdiniz?
Doktor Beer srtt; Geenlerde Murten'de bir otomobil kazas geiren bir mterimin kolunun kn
dzeltmitim. nce pek ekingen davranyor ve orada olup bitenleri esiz buluyordu. Sonra karlkl birka
konyak itik ve adamcaz biraz nce esiz bulduu her eye kfrler savurdu ve Parti iaretini de htra
olarak bana verdi. Ne yazk ki, yine Almanya'ya dnmek mecburiyetinde idi.
Steiner: Allah bu adamcazdan raz olsun dedi ve masann stnde duran mavi bir dosyay alp at.
inde, gamal hal bir liste ve baz propaganda nutuklar vard. Sanrm bu kadar yeter. Bunlarla yz defa
bile kafese girer.
Nutuklar ve listeyi doktofrBeer'den almt. Bunlar Beeer'e, bir trl anlalamayan bir sebep yznden
yllardan beri Stutt-gart'daki bir Parti rgt yolluyordu. Steiner, istediklerinden alsn bulmu ve Ammers'e
kar sava durumuna gemiti. Kern' in bana gelendi Beer'den duyup renmiti.
Beer: Yolculuunuza ne vakit devam edeceksiniz?
Saat on birde. Hareket etmeden nce gelir sizden' aldm Parti iaretlerini geri veririm.
Ala! Ben de bir ie Fendaut'Ia sizi bekliyeceim.
Steiner yrd, gitti ve Ammers'lerin sokak kapsn ald. Hizmeti kz amt. Steiner ksaca: Bay
Ammers ile grmek istiyorum, dedi. Adm Huber'dir.
Hizmeti bir sre kayboldu ve yine geldii zaman: Ne maksatla grecektiniz? diye sordu.
Steiner: Ha diye aklndan geirdi, bizim Kern'in yadigr. nk Kern'in sorgusuz sualsiz kabul
olduunu biliyordu. Ksaca aklad: Parti ileri iin.
Bu defa Ammers grnd ve mtecessis mtecessis Stei-ner'i szd. Steiner, lakayt bir tavrla elini
kaldrd: Parti arka-
278
da Ammers'le mi gryorum?
Evet.
Steiner, yakasn tersine evirdi ve Parti iaretini gstererek Huber dedi ve aklama yapt: Partinin
yabanc memleketler rgt tarafndan gnderiliyorum ve size baz eyler soracam.
Ammers de hemen toparland ve reverans yapt: Ltfen ieri buyurmaz msnz... Bay... Bay?
Huber. Schlichtvvez Huber. Malm ya. Yerin kula vardr.
Malm, malm. Benim iin ne eref Bay Huber.
Steiner iyi hesaplamt. Kukulandrmak Ammers'in aklna bile gelmemiti. Kr krne itaat ve Gestapo
korkusu adamcazn kemiklerine ilemiti. Fakat, phelenecek bile olsayd, svire'de bulunduka
Steiner'e kar bir ey yapmasna imkn yoktu. Steiner'de Avusturyal bir Huber'in pasaportu vard. Bu
sebepledir ki, onun Alman parti tekiltlar ile ilikilerinin derecesini kimsenin kestirmesine imkn yoktu.
Hatt, gizli propaganda ilerinde epey zamandan beri haberdan edilmiyen Alman elilii bile kestiremezdi.
*
Ammers, Steiner'j salona gtrd. Steiner, Ammers'in koltuuna yerleerek: Oturunuz dedi ve dosyasn
kartrarak devam etti: Parti arkada Ammers, siz de bilirsiniz ki memleket dndaki almalarmzda
gznnde bulundurduumuz en nemli prensip grltszce i grmektir.
Ammers bayle dorulad.
Bizim de sizden beklediimiz bu idi. Sessizce almak. Fakat iittiimize gre burada gen bir mlteci ile
lzumsuz bir dedikoduya sebebiyet vermisiniz.
Ammers, sandalyesinden frlad: Bu cani, bu melun herif beni hasta yapt, hasta ve gln yapt. Ah
melun serseri!
Steiner, hemen lf kesti: Alenen mi? Alenen mi gln oldunuz Parti arkada Ammers?
Ammers, bir gaf yaptn farketti. Heyecandan kekeliyerek: Alenen deil, alenen deil dedi. Sadece
kendi kendime kar... Evet sadece...
Steiner, yiyecekmi gibi bakt ve kelimeleri ar ar telffuz ederek: Hakiki bir parti arkada kendi
kendisine kar da
279
hi bir zaman gln duruma dmez dedi. Hem siz ne oldunuz Allah akna? Yoksa demokrasi fareleri
huyunuzu mu deitirdiler? Gln ha? Bizler iin byle bir kelimenin lgatta yeri yoktur. Fakat 'biz Nasyonal
Sosyalistlerden gayri herkes topye-kn glntr, anlald m?
Ammers elini alnnda dolatrd: Evet, elbette, elbette! Kendini artjk yar yarya toplanma kampnda
sayd iin bu hareketle biraz kendine gelmek istemiti. Bu bir rastlantdan baka bir ey deildir. Yoksa
ben daima bir elik kadar dayanklym-dr. Partiye olan ballm hereyin stndedir...
Steiner, herifin konumasn bir sre dinledikten sonra yarda kesti: Pekl, Parti arkadam. Byle bir
olayn bir daha tekrarianmyacana kanaat getirdim. Bundan byle mltecilerle ilgilenmeyin, anlald m?
Bu bellardan kurtulmu olmaklmz bile bizler iin ne mutluluk!..
Ammers, acele dorulad, ayaa kalkt ve bfeden, kristal bir ie ile, i ksmlar altn suyuna batm
gmten iki likr kadehi getirdi. Steiner, olup bitenlere rkek rkek bakt ve Bu da ne? diye sordu.
4P
Konyak. Serinletici bir ey almak istediinizi sanmtm da...
Steiner, biraz itenlikli bir tavrla: nsan ancak ok kt konya byle jjjtram eder dedi. Ya da bir iffet
ve doruluk cemiyeti ziyafetinde. Benim konya yle pek kk olmamak arty-le bildiimiz bardakla
getirin.
Ammers sevincinden uuyordu: Memnunlukla... Memnunlukla...
Steiner iti. Konyak olduka iyi idi. Bundan yana Ammers'in vnmesine hi bir sebep yoktu. svire'de
kt konyak bulunmazd.
Steiner, doktor Beer'den dn alm olduu mavi deri antada bulunan dosyaya uzand: Sizinle
halledilecek ufak J>ir iimiz daha var, Parti arkadam Ammers. Fakat bakalarna amamak artyle!
Propagandamzn bugne kadar svire'deki faaliyetinin pek zayf olduunu siz de kabul edersiniz ya?
Ammers, acele acele: Evet, evet dedi. Bunu ben de n-cedenberi syler dururdum.
280
Steiner, bir igdyle: Al! diye cevap verdi. Oysa byle olmamas gerekiyor. Bu sebeple gizli bir ba
kaydna baladk. Elindeki listeye bakt. Daha imdiden nemli balar kaydetmi bulunuyoruz. Fakat en
ufak miktarlar da memnunlukla karlayacaz. u gzel ev kendi malnzdr, deil mi?
Evet. Fakat iki defa ipoteklidir. Bu yzden evin gerek sahibi benden fazla bankadr, diyerek Ammers
acele acele izahat verdi.
ipotekler vergi dememee yarar. Bir eve malik olan bir Partilinin bir arlatan olmasna ise asla imkn
yoktur. Sizin iin ne yazaym?
Ammers, hayli mtereddit duruyordu. Steiner: Bu frsat sizin iin hi te fena olmyacak diye
yreklendirdi. Tabi listeyi de Berline yollyacaz. Bana kalrsa size elli frank yazabiliriz.
Ammers, hafiflemi grnyordu. O en aa yz frank hesaplamt. Partinin agzlln bilirdi. Bu
sebeple Elbette diyerek hemen cevap verdi ve hatta ilve etti: Yahutta 60 frank yazn.
Steiner kaydetti: Pekl 60 frank olsun Heinz'den baka bir kk adnz var m?
Heinz, Kari, Gosvvin, fakat Goswin'i bir s ile yazn.
Evet. Gerek bir Alman ismidir. Eski Alnanlarda vard. Kavimler gleri srasnda bu isimde bir Kral
Gosvvin yaamtr.
Evet, ben de sanyorum.
Ammers, masann stne bir elli, bir de on franklk brakt. Steiner, paralar cebine yerletirerek: Makbuz
vermeme imkn yok dedi. Neden olduunu sizde takdir edersiniz phesiz?
Ammers, kurnaz kurnaz iaret etti: Elbette. Gizli kalmas gerekir. Buras svire.
Hem bo yere olay karmak da hi gerekli deil. Sessiz i grmek baary yar yarya salama balar.
Bu dsturu daima hatrlayn.
Memnunlukla. Anladm. O olayda sadece bir talihsizlikten.
Steiner dnemeli yollardan geerek doktor. Beer'e dnyordu. Karacier kanseri diye kendi kendine
konuarak hayret etti. Afi u Ker..' 3u rktme sonucu elde edilen 60 frank alnca
281
kim bilir surat ne hale girecektir.
Kapya vuruldu. Ruth, o yana kulak kabartt. Odada yapayalnzd. Kern, i aramak iin daha leden nce
dar kmt. Gen kz bir mddet tereddt ettikten sonra usulcack kalkt ve Kern'in odasna geip ara
kapy arkasndan kilitledi. Odalar, tam keleme geliyordular. Bir olay karsnda uygun bir durumdaydlar,
insan teki odann kapsnda duran biri tarafndan grlmeden koridora kp savuabilirdi .
Ruth, Kern'in odasnn d kapsn sessizce ap koridora kt ve keye doru yrd.
Kapsnn nnde 40 yalarnda bir adam duruyordu. Ruth, adam hemen tand. Ayn otelde oturuyordu
ve ad Brose idi. Kars yedi aydanberi hasta idi. Yataktan kamyordu. Kar Koca, Mltecilere Yardm
Komitesinin ufak bir yardm ve beraber getirebildikleri bir miktar para sayesinde yayorlard. Bunu bil-miyen
yoktu. Verdun otelinde herkes birbirinin hereyini bilir.
Ruth: Bana imgeliyordunuz? diye sordu.
Evet. Sizden bir ricada bulunacaktm. Siz, Matmazel Hol-land'snz deil mi?
j
Evet.
Adam, tereddtle:
Benim adm da Brose'dir. Altnzdaki katta oturuyorum. Hasta bir karm var. Ben i aramak iin dar
kmak mecburiyetindeyim. Bu yzden size geldim, acaba bir para vaktiniz var m diye soracaktm da...
Brose'nin zayf ve ackl bir yz vard. Ruth, otelde Brose'-yi her grenin bundan tr hemen yanndan
savutuunu biliyordu. Adamcaz, kars iin durmadan birisini arard.
Karm ok yalnz kalyor. Oysa, hasta insann yalnz kalnca hemen midini kaybedeceini siz de
bilirsiniz. Baz gnler karm daha kederli oluyor. Fakat yannda birisi olur da onunla konuursa hemen
iyileiyor. Birisiyle oturup iki lf etmekten sizin de holanabileceiniz! dndm de! Karm zekidir.
Sklmazsnz.
Ruth bu srada, ince tiftik ynnden kazak rmekteydi. Chaps Elees'de bir Rus maazasnn, misline
satmak zere byle eyler aldn duymutu. Gen kz demin bir trl bu ie
282
devam edememiti. Fakat mitsiz bir tavrla sylenilen karm zekidir sz karsnda hemen kararn
vermi ve kendi kendi-sinden de utanmt: eylerimi alaym da geliyorum dedi, bir dakika bekleyin.
Ruth, ynn ve rneini aldktan sonra Brose ile beraber a-a kata indi. Hasta kadn, sokak, sokak
tarafndaki kk bir odada yatmaktayd. Br.ose'nin yz, yannda Ruth olduu halde odaya girerken
deiivermiti. Heyecandan deta parldyordu. Acele acele: Lucie dedi. Bak Matmazel Ruth seninle
ahbaplk etmee geldi.
Balmumu gibi sar bir yzn derinliklerindeki bir ift siyah gz, Ruth'a gvensizlikle bakt. Brose, abuk
abuk: Ben imdi " gidiyorum dedi. Akam yine gelirim. Bugn muhakkak bir eyler bulacam.
Allahasmarladk.
Adam glmsedi, etiyle bir iaret yapt ve kapy arkasndan ekti.
Sapsar yzl kadn, bir sre sonra: Sizi kocam alp getirdi buraya, deil mi? diye sordu.
Ruth, nce baka bir cevap vermek istemiti, fakat sonra bundan vazgeti ve kadnn sorusunu dorulad.
Bunun boyla olduunu biliyordum. Geldiiniz iin teekkr ederim. Fakat pekl yalnz da kalabilirim.
Benim yzmden iinizi brakmayn. Ben de biraz uyurdum.
Ruth: Yapacak hi bir iim yok, diye cevap verdi. Sadece bir parack yn ii reniyordum. Bunu sizin
yannzda yapabilirim. Yn ve ileri beraber getirdim.
Kadn, yorgun bir sesle: Bir hastann yannda oturmaktan daha holanlacak iler vardr, dedi.
Elbette! Fakat yalnz oturmaktan yine de iyidir.
Kadn: Beni teselli etmek iin herkes byle syler diye mrldand. Haydi, ekinmeyin. Durumu hi te iyi
olmayan ve tanmadnz bir hastann yannda oturmann hounuza gitmediini, fakat kocamn bir sr lf
karsnda dayanamayp geldiinizi aka syleyin.
Ruth: ok doru dedi. Hem sizi teselli etmek gibi bir niyetim falan da yok. Fakat bir kimse ile iki lf
edebileceim iin cok memnunum.
283
Hasta kadn. Olsun dedi. Yine de buradan gitmek istersiniz.
Bundan pek holanmyacaktm.
Kadnn hi bir cevap vermediini gren Ruth, yataa doru bakt ve dnya ile iliiini kesmi bir yzle
karlat. Hasta kadn, yatan iinde dorulmu ve gzlerini Ruth'a dikmiti. Birdenbire gzyalar
boanverdi. Yz bir saniyede yaa boulmutu: Ah yarabbim! diye hkrd. Bunu ne de kolay
sylediniz. Oysa ben, bir defa olsun sokakta yryebilseydim.
Hasta kadn, yine yastklara brakt, kendini. Ruth, yerinden doruldu ve bu inip kalkan renksiz omuzlara,
tozlu ikindi altnda grd u perian yataa ve onun arkasndan grnen gneli ve ruhsuz caddeye
demir parmaklkl balkonlu evlere, Dubonnet'apeartifinin reklmn yapmak iin gnn bu saatinde bile
durmadan yanp snen koskoca bir ienin damlar stndeki manzarasna bakt ve br an iin kendisini bir
baka gezegen. deymi sand.
Kadnn alamas durmutu. Yava yava doruldu ve: Siz daha burada msnz? diye sordu.
Evet.
Sinirlerim ok bozuldu, deta isterik oldum. Baz gnler ite byle oluyorum. Kuzum darlmayn bana.
Hayr, hayr. Sadece dalmtm, o kadar.
Ruth, yine yataa oturdu. Yanna alm olduu kazak rneini koydu ve baka baka rmee balad.
Hastaya bakmyordu artk. Bu perian yz bir daha grmek istemiyordu. Kendi sa-lkl yle tuhaf
geliyordu ki imdi.
Bir sre sonra hasta kadn: neleri doru tutmuyorsunuz dedi. Byle ok ar i karrsnz. Baka
trl tutmalsnz.
neleri Ruth'un elinden alarak gsterdi. Bundan sonra da, nce Ruth'un yapt ksm alp bakt ve:
Burada bir say atlamsnz dedi. Burasn yeniden yapmanz gerekiyor. Bakn byle.
Ruth, bakt; hasta kadn glmsyordu. imdi yz mna-lanm ve, kendini tamamiyle ie vermiti. Biraz
nceki sinir buhranndan eser yoktu. Kan ekilmi parmaklaryle makine gibi -ryordu. Heyecanla: te,
bu biim. dedi. imdi de siz bir deneyin bakalm.
284
Bree, akamst otele dnd. Oda karanlkt. Pencereden akam gariplii km, elma yeili bir
gkyz ve Dubonnet a-peratifinin krmz ampullerle aydnlatlm kocaman iesi gr-nyordu sadece.
Adam, baklaryle karanl aratrarak; Lucie diye sesiendi.
Yataktaki kadn kmldand ve Brose, karsnn yzn seti. Elektrikli reklmn vuran bu yze tatl bir
krmzlk gelmiti; bir mucize olmu da kars iyileivermi gibiydi..
Adam: Uyudun mu? diye sordu.
Hayr, yle bir uzandm.
Matmazel Holland gideli ok oldu mu?
Hayr. Ancak bir ka dakika var.
Adam, yatan kenarna dikkatle iliti: Lucie...
Kadn, kocasnn elini okad ve: Canm dedi, bir eyler
bulabildin mi bari?
Henz deil. Fakat yaknda muhakkak bulacam.
Kadn, uzand yerde bir zaman sustuktan sonra: Otto
dedi, Sana yle yk oluyorum ki!
Ah Lucie, nasl da byle eyler syleyebiliyorsun! Sen olmasaydn ben nasl yaardm?
Bensiz, serbestliyecektin. Bensiz, her istediini yapabilecektin. Hatt Almanya'ya da dnebilir ve
alabilirdin.
Ya, demek byle dnyorsun?
Kadn: Evet, byle dedi, benden ayrlver gitsin. Hatta bu hareketinden dolay tekiler seni verler de.
Brose: Soylu kann hatrlayan ve yahudi karsndan boanan br Ariyen deil mi?
Herhalde Aa yukar byle diyeceklerdir. Hem sana kar baka bir kzgnlklar da yok ki Otto.
yle! Fakat benim onlara kar var.
Brose, ban yatann kenarna dayad. efinin, alkanlndan ok memnun olduklarndan uzun uzun
syledikten sonra, sadece karsnn yahudi olmas yznden iine son verilmek mecburiyetinde kaldn
syledii an hatrlamt. Brose apkasn alm ve acele oradan uzaklamt.
Pencereden grnen elma yeili gkyznn rer.gi silinmi, tozlu ve lo bir hal almt. Brose: Arlarn
var myd,
285
Lucie? diye sordu.
ok deil. Sadece yle yorgunum, yle yorgunum ki! Ruh. yorgunluu.
Brose, kadnn salarn okad. Bu salar Dubonet elektrikli reklmnn bakrms akisleri altnda l l
yanyordu. Yaknda yine ayaa kalkabileceksin, Lucie!
Kadnn ba, Brose'nin ellerinin altnda ar ar kmldand: Acaba hastalm ne, Otto? imdiye kadar
bama hi byle= bir ey gelmemiti. Hem de aylardanberi sryor.
nemsiz bir ey olmal! Kadnlarda bu gibi hastalklar hep olur.
Kadn, birden btn btn mitsizlenmiti: Artk bir daha iyileeceimi sanmyorum, dedi.
Muhakkak iyi olacaksn. Hatta ok yaknda. Sadece cesareti elden brakmamak gerekiyor.
Darda, damlarn zerine gece kmekteydi. Brose, ban hal yatan kenarndan kaldrmadan, hi
konumadan duruyordu.. Btn gn korku ve endie kapl yzn, u anda oday dolduran bu belli belirsiz
son gn altnda aydnlk ve sakin bir anlatm kaplad.
Ah Otto, hi deilse sana yk olmasaydm.../
Brose, durumunu hi deitirmedi ve yava bir sesle: SenK seviyorum, Lucie dedi.
Hasta bir kadn sevilmez.
Hasta bir kadn iki kat sevilir. nk hem kadndr, hems de ocuk.
Kadnn sesi klm ve deta iitilmez olmutu: te bu; sebepten ya dedi. Ben bu kadarck bile
deilim. Hatta karn; bile deilim. Bu kadarn bile veremiyorum, sana. Ben, senin iim sadece bir ykm,
ite o kadar.
Brose: Senin salarn, senin sevgili salarn benim deil mi dedi ve eilip bu salar pt. Senin bu
gzel gzlerin de benim deil mi? kadnn gzlerini pyordu. Ve bu eller? imdi eilmi kadnn ellerini
pyordu. Ve sen, sen de benim deil misin? Yoksa artk beni sevmiyor musun? Adamn yz, kadnn
yzne iyice yaklamt. Artk beni sevmiyor musun, yoksa? diye yine sordu.
286
Kadn, zayf bir sesle: Otto diye mrldand ve gs ile kocas arasnda duran ellerini ekti.
Adam, yava bir sesle: Artk beni sevmiyor musun, yoksa? diye sorusunu tekrarlad ve: Sylesene!
Sana hak veriyorum, bir lokma ekmeini kazanamyan beceriksiz bir adam sevilmez. Fakat haydi
syleyiver,'ne olur syleyiver bir taneciim, diye bu km yze kafa tutarcasna sylendi.
Kadnn gzlerinden yalar boanverdi ve sesi birden yumu-ayp, genleiverdi. Kadn adamn yreini
paralayan bir glmseyile sordu: Demek beni gerekten byle seviyorsun, hal? diye.
Bunu sana her akam tekrarlamam m gerekiyor? Seni o kadar ok seviyorum ki, u iinde yattn
karyolay bile kskanyorum. Benim iimde, benim kalbimde ve benim yanmda yatman isterdim, anlyor
musun?
Kadnn, grebilmesi iin glmsedi ve yine onun zerine eildi. Adam, karsn seviyordu ve bu kadn,
onun sahip olduu tek eydi..Fakat yine de sebebini bir trl bilmedii bir his yznden karsn pemiyordu.
Bu yzden kendi kendisinden yle nefret ederdi ki! Kadnn hastalnn ne olduunu biliyordu ve bu his
salkl vcudunun, kendi iradesinden daha stn gelmesinden baka bir ey deildi. Fakat u anda, aperatif
ilnnn scak ve efkatli akisleri vuran bu akam saati ona, yllarca nce akamlarn, hastaln korkun
kbusundan uzak ve u kar damlarn tesindeki krmz n akisleri kadar scak ve teselli dolu
akamlarn hatrlatmt.
Adam, Lucie! diye mrldand. Kadn nemli dudaklarn kocasnn azna uzatt. Bir mddet byle kald
ve hastaln usul usul dal budak sald aclar iindeki vcudun ve lmn bir sis kadar bellisiz penesi
altnda, evrende her eyin, yorgun kmr paralarnn yanp kl olmas gibi dklp kaybolduklarn unuttu.
Kern ve Ruth, Champs Elysee'de yava yava dolayorlard. Akamd. Vitrinler prl prl ve kahveler tklm
ttk''m Holuv-du. Elektrikli reklmlar yanp snyordu ve geceleri bile aydnln srdren Paris havasnn
gm parlts iinde zafer bidesi, gkyzne alm kocaman bir kapy andryordu.
287
Kern: uraya, sa yana bak, dedi. VVaser'le Rosenfeld.
General Motor Co.'nin muazzam vitrinleri nnde duran iki adam gsteriyordu. Delikanllarn klk kyafeti
pek yoksuldu. Elbiseleri deta dklyordu ve ikisi de pardesszd. O kadar heyecanl bir tartmaya
dalmlard ki, Kern'ie Ruth'un yanlarnda olduunu bir sre hi farketmediler. Delikanlnn ikisi de Verdun
otelinde oturuyordu. Waser, teknisyen ve komnistti. kinci kat-ta oturan Rosenfeld, Frankfurtlu bir banker
ailesinin olu idi. Fakat her ikisi de mthi otomobil meraklsyd ve ikisinin de hemen hi bir geliri yoktu.
Waser, arkadan inandrmaa alarak: Rosenfeld dedi. Bir an iin makl ol. Haydi diyelim ki, bir
Cadillac yallar iin ideal bir otomobil olsun! Fakat 16 silindirlisini ne yapacaksn? Vallahi bir inein su
imesi gibi benzin smrr. Yine de daha hzl gitmez!
Rosenfeld ban iki yana sallad ve, bir yuvarlak cam sathta dnp duran siyah ve muazzam bir
Cadillac'n bulunduu gn kadar aydnlatlm vitrine bakarak: Benzin smrrse s-mrsn, diye
grn aklad: Hatta benden yana, flarla benzin feda olsun. Bunun hi nemi yok. Fakat u arabann
esiz rahatlna bir bakn! Bir elik kale kadar gven verici!
Waser: Bu dedikleriniz bir hayat sigortas iin inandrc o-labilir, fakat bir otomobil iin deil, diyerek,
Lancia mmessilliinin vitrinini gsterdi: Hele una bir bakn! Drt ba mamur. Hem de sadece drt
silindirli. Sinirli ve zavall bir hayvancaza benzer, fakat bir yol almyagrsn, o vakit bir panter kesilir. Bu
araba ile isterseniz bir evin duvarna bile trmanabilirsiniz!
Rosenfeld, hi istifini bozmadan cevap verdi. Evin duvarn falan trmanmak istediim yok. Ben Ritz'deki
kokteyl partiye gitmek istiyorum
VVaser'in itiraza falan aldrd yoktu: Hele u izgiye bir bakn diye mee devam etti. Ne de
dmdz uzanp gidiyor. Bir ok gibi, bir imek gibi. Bir sekiz silindir benim iin artk ok mtevazidir. Vallahi
bir sr'at ryasi deta...
Rosenfeld, alayc bir kahkaha koyuverdi: Peki amma VVaser, bu ocuk tabutu kadar darack eyin iine
nasl gireceksiniz? Bu araba galiba cceler iin yaplm. Dnn ki, yannzda pahal
288
bir krk ve ok k bir akam tuvaleti giymi gzel bir kadn var. Maxim'den dnyorsunuz. Ocak
ayndasnz ve karl sokaklar vck vck olmu. Bu otomobil biimindeki radyo makinesi de sizi bekliyor. Ha,
ne dersiniz? Daha fazla gln olmak ister misiniz?
VVaser'in yz fkeden mosmor olmutu:
Bir kapitalist ancak sizin gibi dnr. Fakat rica ederim Rosenfeld... Siz otomobil deil, ancak bir
lokomotif hayal ediyorsunuz. Byle bir devin neresi hounuza gidiyor? Bu araba belki bir ticaret maviri
baya yakrd! Kendinizin gen bir adam olduunu unutuyorsunuz, galiba! lle ar bir ey almak
istiyorsanz. Allah rzas iin hi olmazsa Delahaye'y tercih edin. Hi olmazsa soy arabadr ve hi
zahmetsizce 160 kilometre yapar, daima!
Rosenfeld, kmser bir tavrla burnundan soludu: Delahaye mi ?Dakikada bir bujileri yalyacam deil
mi? Doru drst kullanmasn bilirseniz byle eyler hi olmaz. Bir zaar, bir mermi gibi uar. Yalnz
motorun sesini duymakla bile sarho olursunuz. Amma, pek fevkalde bir ey isterseniz, mesel yeni model
bir Spertalbot aln. 180 kilometreyi oynya oynya yaparsnz. Hem de gerekten deerli bir ey alm
olursunuz!
Roselfeld, istemez der gibi bir el iareti yapt: Benimle bouna uramayn. Ya Cadillac olur ya da bir ey
istemem dedikten sonra, vitrindeki yuvarlan stnde dnmekte olan muazzam arabann simsiyah
gzalclna kendini brakt.
Waser, mitsizlikle etrafna bakt srada gzne Ruth'la Kern iliti ve: Bana bakn, Kern! dedi. Bir
Cadillac'la bir yeni Talbot arasnda tercih yapmak zorunda kalsaydnz, ne yapardnz? Elbette bir Talbot'yu
deil mi?
Rosenfeld arkasna dnd: Hi phe yok ki, bir Cadillac, hem bu konuda tereddt gerekmez!
Kern, srtt: Ben bir Gitroen'e bile raz olurdum. Bir Citroen'e mi? derken bu iki otomobil delisi, Kern'e
u-yuz bir koyun grm gibi baktlar.
Kern, ya da bir bisiklete! diye szn tamamlad. ki uzman bir baktlar ve Rosenfeld, hayli souk bir
tavr-
289
la: Anlald dedi. Otomobilden pek anladnz yok.
VVaser de, biraz stten bir tavrla: Her halde otomobil sporundan da anlamazsnz deil mi? diye
arkadan tamamlad. Evet, doru. Posta pulu biriktirmek meraknda insanlar da bulunuyor.
Kern: Ne'eli bir tavrla: Ben de ayn ii yaparm, dedi. Hele damgalanmam posta puluna pek
meraklymdr.
Rosenfeld: O haJde affedersiniz dedi ve ceketinin yakasn yukar kaldrd: Haydi VVaser, gelin u
kark yeni model Alfa Romeo ile Hispano'ya da bakacaz daha.
Kern'in bu kadar fazla cahillii yznden baran iki arkada, para para giysilerine hi aldrmadan, bir
ka baka yar otomobili zerinde tartmak zere uzaklatlar. Bir akam yemeine verecek paralar
olmadndan byle eyler iin bol bol vakitleri vard.
Kern, arkalarndan memnunlukla bakt: nsan denilen yaratk koskoca bir mucize vallahi, sen ne dersin,
Ruth?
Gen kz gld.
Kem, hi bir i bulamad. Her yere ba vurdu. Fakat gndelii 20 frank olan yerlere bile giremedi.
Yanlarndaki para iki hafta sonra bitmiti. Ruth, Yahudi ve Kern de Yahudi Hristiyan melezleri Komitesinden
kk bir yardm gryordu; ikisinin tutar haftada 20 frankt. Kern, otelci kadnla konumu ve bu para ile
oturduklar iki odann parasn ve sabahlar biraz kahve ile ekmek koparmay baarmt.
Delikanl, pardessn, valizini ve Potzloch'un verdii eylerin kalan ksmn satt. Bundan sonra Ruth'un
teberisini satmaa baladlar. Anasnn bir yz, elbiseleri ve ensiz bir altn bilezik, hep satld. Her
yenigne bir mit besliyorlar ve kendilerini yeni domu hissediyorlard. ann btn mltecilerini kabul
etmi bu ehirde br sabr ve tahamml ruhu esiyordu. nsan bu ehirde alktan lebiliyordu; fakat hi
olmazsa rahatt, polisin takibi ancak resm bir lzum derecesini gemezdi ve bu ka-darc onlara yetip de
artyordu.
Giri paras denmiyen bir pazar gn leden sonra Marill onlar alp Louvre'e gtrd. Kzn vaktinizi
geirecek bir yere ihtiyacnz var demiti. Mltecilerin en byk derdi alk, ka-
290
lacak bir yer ve almalarna izin verilmedii iin nasl kullanacaklarn bilemedikleri zamandr. Alk ve
nereye bamz sokabiliriz kaygusu, mltecinin savamak zorunda bulunduu iki can dmandr. Fakat hi
bir ie yaramadan geen ve btn enerjisini yiyip tketen bir sr bo zamanlar asl gizli dmandr. Srgit
bir bekleyi onu son derece yorar, bir kbus gibi zerine ken korku her yann uyuturur. Bunlardan ikisi
ona cepheden saldrd iin mlteci ya kendini korumak ya da mahvolmak zorunda kalr. Fakat zaman
dediimiz o korkun dman arkadan gelir ve btn kann emip bitirir. Sizler gensiniz. Kahvelerde o-turup
ah vah etmezsiniz yorulmazsnz. Kendinizi pek fazla kt hissedersiniz. Paris'in en byk bekleme salonu
olan Louvre Mzesine gidin. Klar iyi stlr. nsana bsbtn fenalk getiren gazap ve yeis dolu bir meclis
ve bir kadeh rak yerine bir Delac roix'nn bir Rembrandt veya Van Gogh'un nnde tasalanmak elbette daha
iyidir. Bunu size ben, bir iki kadehini her eye tercih eden Marill, sylyorum. Kendim denemeseydim size
byle akl retici nutuklar vermezdim.
Louvre'un muazzam san'at galerilerinde, yz yllarn, Misi. rn ta olmu krallarnn, Yunan ilhlarnn,
Roma Sezarlarnn, Babil mihraplarnn, Acem hallarnn ve Flaman Goblen'Ierinin nnden geerek
dolatlar. Bir trl sonu gelmiyen salon ve koridorlar dolaarak Rembrant'n, Goya'nn, Greco'nun, Leonar-
dG'nun, Drer'in nnden getiler ve sonunda, empressiyonistle-rin eserleri sergilenen salonlara vardlar.
Orta yerde duran bir kanepeye oturdular. Duvarlarda, Cesan-nes'in, Van Gogh ve Manetts'nin tabiat
tasvirleri, Renoir'in solgun renkli kadn balar ve Manetts'nin renk dolu sahneleri, her yeri renge ve a
bouyordu. Salonda t kmyordu ve onlardan baka tek kimse yoktu. Kem ve Ruth, sihirli bir kulede
oturduklarn bu grdkleri resimlerin de, uzak lkelere, iinde sahici hayat sevincinin kaynat bahelere
ok uzak hislere, muazzam ryalara ve baskdan, korku ve hakszlktanberi bir ruh lemine alm
pencereler olduunu sandlar.
Marill: Mlteciler! dedi. Evet btn u grdkleriniz de mlteciydiler. Takibe uram, alaya alnm ve
kap dar edilmitiler. ou ban sokacak yerden yoksun ve a, bir ksm da
291
adalannca inkr edilmi ve alaya alnm bir halde ve sefalet iinde yaadlar, sefalet iinde ldler.
Fakat u yarattklarna bir bakini Dnyaya bir medeniyet hediye ettiler. te size gstermek istediim ey!
Mariir, gzln ald ve beceriksiz beceriksiz camn parlatarak Ruth'a: Bu resimlerden edindiiniz en
gl izlenim ne oldu? diye sordu.
Gen kz, hi dnmeden: Skn cevabn verdi.
Sk ha! Bense gzellik diyeceinizi sanmtm. Fakat hakknz var, bugnn gzellik ideali skndur.
Hele bizler iin. Sizin iin de yle deil mi, Kern?
Kem: Bilmem! dedi unlardan birinin benim olmasn sadece satmak ve bu yzden yaamak imkn
btlmafc iin isterim.
Marill: Siz bir idealistsiniz dedi.
Kern, bakmt. Marill: Cidd sylyorum dedi.
Bu dncemin sama bir ey olduunu biliyorum. Fakat mevsim k ve Ruth'a bir pardes almay
isterdim.
Kern, dncesini bir lgnlk sayyordu, fakat gerekten de aklna baka trls gelmemiti. Zaten bu
pardes iini epeydir dnyordu. Ruth'un elini birden kendi elleri arasnda bulduu iin ok at. Yznde
bir memnunluk dalgalanan gen kz kendini delikanlya yaslavvermiti.
Marill, gzln yerine koydu ve etrafna baknarak: nsan, kendi arlklar iinde byktr dedi.
San'atta akta, aptallklarnda ve nefretlerinde, egoizminde ve hatta fedakrlklarnda bu hep byledir. Fakat
dnyadaki insanlarn en nemli ksmnda noksan olan ey orta derecede bir iyilik duygusudur.
Kern ve Ruth akam yemeklerini bitirmiler. Kakao ile ekmekten ibaret bu yemek, oda cretine dahil olmak
zere otelci kadndan her sabah iin kopard kahva ile iki Brisch dnda onlarn bir haftadanberi btn
yedikleriydi.
Kern: Bugnk ekmekte biftek lezzeti var, dedi. Hem de kzarm soanl pamuk gibi nefis bir biftek.
Ruth: Bana kalrsa tavuk lezzeti vard, cevabn verdi. Hem de yannda yeil salata olan krpe bir
tavuk kzartmas.
Olabilir! Belki de senin dediin dorudur! Ver bakalm seninkinden bir para. Midemde bir para tavuk eti
hazmedecek yer var daha.
292
Ruth, uzun ve beyaz Fransz ekmeinden kaln bir para keserek: Buyurun dedi. But tarafndan m
yoksa gs par-, asndan m tercih ederdin?
Kern, gld: Sen yanmda olmasaydn ben u anda Allahla kavga ederdim!
Ben de sensiz olunca yataktan hi kmaz ve hngr hn. gr alardm.
Kap vuruldu. Kern, olduka keyfi kam bir tavrla: Mu. hakkak Brose'dir dedi. Tam da latif ak szleri
srasnda!
Ruth: Giriniz diye seslendi.
Kap ald. Kern: Hayr, bunun imkn yok dedi. Rya gryorum! Hayaleti rktmemek istiyormu
gibi ok dikkatli davranyordu: Steiner diye kekeledi. Hayalet srtt. Kern: Steiner diye haykrd. Ey ulu
Tanrm, bizim Steiner'-mi!
Steiner: Akn mahv ve dostluun temeli iyi bir hafzaya dayanr cevabn verdi. Daha ilk admda bir
hikmet yumurtladm iin affm rica ederim. Ruth. Fakat aada biraz nce eski ahbap Marill'e rastgeJdim.
Byle olunca da insan bu gibi eylerden kendini alkoyamyor.
Kern: Nereden geliyorsun? diye sordu. Doru Viyana'-dan m?
Evet Viyana'dan. Murten zerinden dolaarak. Kern, bir adm gerilemiti: Murten zerinden mi? Ruth
gld ve Steiner dedi, Murten, bizim bamza musibetlerin geldii yerdir. Ben, orada hastalandm. Bu
yllanm snrlar yolcusunu da polis orada enseledi. Murten, bizler iin u-ursuz bir isimdir.
Steiner, glmsedi: te ben de bunun iin oraya uradm ya! Sizin cnz aldm, ocuklar ve
cebinden kard czdandan 60 sve Frank ekti: te 14 dolar, yahut ta aa yukar 350 Fransz frank
yapar. Ammers'in sizlere hediyesi.
Kern sylenilenlerden hi birey anlamam gibi onun-yzne bakarak Ammers mi? dedi. 350 frank
m?
Bunu sana sonra aklarm. Sen imdi paralar cebine yerletirmee bak, km. Hele durun bakaym
sizi bir gzden geireyim. kisini de bir gzden geirdi: Yanaklar km;
293
kendinize iyi bakmadnz muhakkak. Akam yemei olarak, su ile pimi kakao iiyoruz da kimseye bir
eyler sylemiyoruz ha?
Kern: imdiye kadar byle bir ey yapmadk. Tam byle bir vaziyete derken Marill yemee davet eder.
Mbarek adamn bir altnc (hissi var gibi.
Hatta daha da fazla. Bir yedinci his te resimler iin mevcuttur. Sizi yemekten sonra mzeye gtrmedi
mi? nk yemein karln byle detir.
Ruth: Evet dedi. Cezanne'a, Van Gogh'a, Manet'ye, Reno-ir'a ve Degas'a gtrd.
Demek empressiyonistlere gtrd. O halde le yemei yediniz. Akam yemei yedirdii vakit
Rembrandt, Goya ve Gre-go'ya srkler. Fakat artk lf yeter ocuklar, giyinin bakalm. Pa- * ris, btn
lokantalanyle prl prl klar iinde bizi bekliyor. Fakat biz henz...
Steiner, fkeye: Evet belki! diye lf kesti. Lam cimi yok, hemen giyineceksiniz. Ben para ile
oynuyorum sizin haberiniz var m?
Biz zaten tepeden trnaa kadar giyimliyiz. Ya! Demek pardesy, sizi muhakkak kafese koyan bir
dindanza sattnz.
Ruth: Hayr dedi.
Steiner: ocuum dedi. Namuslu olmyan yahudilerde vardr. Ceddiniz benim iin u anda da yine
mazlum bir millettir. Haydi artk gelin de u kzarm tavuklarn rk meselesini sz konusu edelim.
Steiner, yemekten sonra: Haydi ocuklar, dedi, imdi anlatn bakalm.
Kern: Sanki bylendim, dedi. Paris sadece tuvalet suyu, sabun ve esans ehri deil, ayn zamanda
da engel ineleri, dmeler ve hatt galiba kundura balar ehridir. Fakat burada hemen hemen de ticaret
olmuyor. Bir sr i denedim. Bulak ykadm Yemi sepeti tadm, una buna adres yazdm, oyuncak
sattm. Fakat u ana kadar uygun bir i bulamadm. Hep rastlantlar! Ruth on drt gn sreyle bir
yazhanenin temizliini yapt, fakat sonunda firma ifls ettii iin on para bile alamad.
294
Tiftikten rd kazaklar iin teklif ettikleri para ile ancak yn almas kabil oluyordu. Bu yzden...
Kern, ceketini at: Bu yzden ben de bir zengin Amerikal gibi dolayorum. nsann pardess
olmamas esiz bir ey. Steiner, istersen Ruth sana da byle bir kazak rer.
Ruth ta: Daha bir kazaklk ynm var dedi. Amma siyah renk. Siyahtan holanr msnz?
Hem de nasl! Btn yaaymzn rengi simsiyah deil mi?
Steiner, bir sigara yakt:
meydanda! Pardeslerinizi sattnz m, yoksa rehin mi braktnz?
nce rehin braktk. Sonra sattk.
Anlald. Olaan yolu izlemisiniz. Moris kahvesine hi gittiniz mi?
Hayr. Yalnz Alsas kahvesini biliyoruz.
Al! O halde bir de Moris'e gidelim. Orada Dickmana'a rastlarz. O her eyi bilir. Hatta pardes zerine
bile bilgilidir. Fakat ben ona daha nemli birey sormak istiyorum. Dnya sergisi zerine bilgi,
istiyeceim.
Dnya sergisi mi dediniz? Steiner: Evet km dedi. Burada i bulabileceiz. Hem de ktlar
yle pek ince elenip sk dokunmyacak.
Her eyi byle inceden inceye renecek kadar zaman oldu mu sen Paris'e geleli, Steiner?
Drt gn. Daha nce Stressbourg'daydm. Yoluna koyacak iim vard da. Sizin adresinizi Klassmann'dan
rendim. Ona vilyette rastlamtm. Ey, ocuklar sonunda bir pasaportum olduunu unutmayn. Bir ka
gne ikadar ben enternasyonal oteline tanacam. Ad houma gidiyor da.
Moris kahvesi, Viyana'daki Sperler ve Zrich'teki Greif kah. velerini andryordu. Tam bir mlteciler borsas
idi. Steiner, Ruth ile Kern iin kahve smarladktan sonra karda oturan yalca bir bayn yanna gitti. kisi
babaa vererek bir sre konutuktan sonra, adam, Kern ile Ruth'a dikkatle bakt ve kp gitti.
Steiner: Dickmann buydu dedi. O hereyi bilir. Dnya sergisi ii doru imi. Yabanc memleketler
pavyonlarnn na-
295
sna imdiden balanacak ve paray da her memleketin kendisi deyecek. Bir ksm ileri iin iilerini
kendileri getiriyorlar, m. Fakat toprak kazmak ve dier kaba iler iin buradan adam tutacaklarm. ite
bizim byk ans bu ide denenecek. Gnde. lkleri baka memleketler deyecei iin Franszlar yle
iiler, le pek ilgilenmiyor. Yarn sabah sabah oraya gideriz. Daha imdiden bir sr mlteci ie balam.
Biz, Franszlardan daha ucuza alacamz iin ansmz onlardan ok!
Dickmann, dnmt. Kolunda iki pardes tutuyordu: Sanrm bunlar vcudunuza uyacak.
Steiner, Kern'e: Pardesy bir deneyim, dedi. nce sen, sonra da Ruth teki pardesy. Her trl
diren bounadr.
Pardesler tpatp uygun gelmiti. Hatta Ruth'unkinin eskice ve kk bir de krk yakas vard. Dickmann,
hafife glm-siyerek: Benim gzm amaz dedi.
Steiner: Heinrich, yahu dedi. Daha iyi bir eylerin yok muydu?
Dickmann, biraz alnm gibiydi: Pardeslerin yeni olmad muhakkak. Fakat iyi maldrlar. Hatta krk
yakals bir kontesin. phesiz, srgnde bir kontes! ve Steiner'e bir bakarak: Hem de sahici ay
postundandr. yi bak Josef, yle tavan falan deil! diye ekledi.
Al. Pardesleri alyoruz. Yarn gelirim de bu ii yine grrz.
Buna ihtiya yok. Olduu gibi alkoyabilirsin. Hem grlecek bir hesabmz da var nasl olsa!
Haydi samalama.
Hi te deil. Pardesleri al ve bir daha lfn etme. O zaman da ben kt durumdaydm. Hay Allahm!
Steiner: yi, baka ne var ne yok? diye sordu.
Steiner, gld: Heinrich, ar duygulu olma, yine! Karnda duran ben, evrak tahrif eden, manifaturaclk
yapan bir serseri, yaralama suunu ilemi ve devlet otoritesine kar gelmi ve daha bir sr haltlara
karm birisiyim. Fa'kat yine de aklm bamda, pek al.
Dickmann, bayle dorulad: En kk ocuum gripe tutuldu. Atei var. Ne dersin? ocuklarda ate
pek tehlikeli saylmaz deil mi?
296
Adam, bir cevap bekler gibi srarla Steiner'e bakyordu. O da ban sallad: Yok canm. abuk iyileecei
belirtisidir. Baka bir ey deil.
Bugn olsun eve erken dnmek niyetindeyim.
Steiner, kendisine bir konyak smarlarken Kern'e Sen de bir tane ier misin, km, dedi.
Kern: Bak, beni dinle Steiner... diye balad.
Steiner, eliyle adam sende der gibi bir iaret yapt: Lf yok. Metelik harcamadan Noel hediyesi veriyorum.
Bunu siz de grdnz ya. Bir konyak ister misin, sen de Ruth?
Evet.
Kem, konyan yuvarlad: Yeni pardesler. Tasarlanm iler. Yaamak ilgi ekici olmaa balyor.
Steiner srtt: Yanlma sakn, ileride bol bol iin olunca, bir vakitler almaktan yoksun brakldn
zamanlar mrnn en dikkate deer anlar sanacaksn. Dizinin dibinde oynyacak torunlara bu esiz
hikyeyi, bir zamanlar Paris'te iken, diye anlatacaksn...
Dickmann, nlerinden geiyordu. Onlar yorgun yorgun selmlad ve d kapya yrd.
Steiner, arkasndan bakt: Bir vakitler sosyal demokratlarda Belediye bakanl yapmt. Be ocuu
var. Kans ld. yi dilencidir de. Hem de azametli soyundan. Her eyi bilir. ou sosyal demokratlar gibi
kalbi bir para yufkadr. Bu sebepten de kt politikaclard ya.
Kahve dolmaa balamt. Gece iin keleri paylamak -zere uykucular geliyordu. Steiner, konya
sonuna kadar iti: Burann sahibi, esiz bir adam. Yer bulan herkesin uyumasna izin veriyor. Para da
almaz. Ya da bir fincan kahveye. Buralar olmasayd, bir oklarnn ii dumand.
Ayaa kalkt: Gidelim, ocuklar. Darya ktlar. Hava rzgrl ve souktu. Ruth yeni pardess-nn
ay pstekisinden yakasn yukarya kaldrd ve iyice boynuna yaptrarak Steiner'e glmsedi. O da bayla
karlk verdi:
ste byle, kk Ruth. Dnyadaki btn eyler bir para scaklkla ilgilidir.
Steiner, nnden geen ihtiyar bir ieki kadna iaret et-
297
ti.' Kadn srklene srklene geldi ve tuhaf bir sesle: Menekelerim var dedi. Mis kokulu Riviera
menekeleri.
Steiner bir demet alp Ruth'a vererek: Ne ehir! dedi. Aralkta bile sokaklarda meneke satlyor. Bu
mor mutluluk. Faydasz iekler. Faydasz eyler. Amma ou scakl da byle eyler verir.
Kern'e doru gz krpt:
Marill olsayd, hayat iin yeni bir ders, derdi.
Dnya sergisinin kantininde oturuyorlard. Pazar gn idi. Kem, incecik kt paralar tabann etrafna
dizerek: 270 frank dedi. Bir haftalk kazan. Hem de bununla nc defa oluyor. Masaldan fark yok.
Marill, alay eder gibi bir sre delikanly szdkten sonra bardan Steiner'e doru kaldrd:
Sevgili Huber, kda kar duyduumuz nefretin erefine birer yudum ieceiz. Bir kt parasnn
insan zerinde mthi kudreti pek hayrete deer. En eski cedlerimiz gk grlts ya da imekten
kaplandan ve yer sarsntsndan, daha yakn cedlerimiz de kltan, haydutlardan, vebadan ve Allahtan
titrerlerdi. Bizse, ister banknot olsun, isterse pasaport biiminde olsun kt paralarndan titreiyoruz.
Neander adamnn kama ile Ro-malnrn kl ile, ortaa insannn veba ile, fakat bizlerin bir parack kt
parasyle canmza okumak kabildir.
Ya da can vermek! diye ilve etti ve tabann etrafnda dizili Fransz banknotlara bakt.
Marill, delikanlya ters baktktan sonra; Steiner'e: Bu ocua ne dersin? diye sordu. Epeyce eyler
beceriyor, deil mi?
Hem de neler! Yabanc diyarlarn sert rzgr ile olgunla-yor.
Marill: Ben onun ocukluunu bilirim, diye devam etti. Birka ay nce nazl nazik bir eydi.
Steiner gld: Kararsz bir yzylda yayor. Byle zamanlarda insan abuk mahvolup gider ,fakat o
nisbette de abuk olgunlar.
Marill, krmz hafif araptan bir yudum ald ve Kararszlk yzyl diye tekrarlad. Sonsuz tedirginlik
yzyl ve ikinci kavimler glerinin gen Vandal' Ldvvig Kern.
298
Kern: Yanl sylediniz, dedi. Ben ikinci Msr gne katlan gen bir yan ibraniyim!
Marill, yaknr gibi Steiner'e bakt:
rencinizi gryorsunuz ya, Huber!
Hi te deil. zdeyiler yumurtlamay sizden rendi, Manii. Hem zaten salam bir haftalk ta insann
nkte kabiliyetini arttrr. Mahvolmu oullarn cret almaa dnleri erefine.
Steiner, Kern'e dnd: Km, paralan cebine yeletir. Yoksa uuruverirler. Para ktan holanmaz.
Kern: Sana vereceim, dedi. Yoksa hemen uacaklar. Hem zaten benden daha epiyce alacan
kalyor
Hele bir dene! Verdiklerimi geri alacak kadar zengin hi bir zaman olamadm.
Kem, Steiner'e baktktan sonra, paray cebine yerletirdi ve: Bugn dkknlar kaa kadar aktr? diye
sordu.
Ne diye soruyorsun?
Bu igece ylba ya.
Marill: Saat yediye kadar, Kern dedi. Bu akam iki mi almak niyetindesiniz? Buradaki kantinde daha
ucuza alrdnz. Hem de nefis Martinque romu bulunur.
Hayr, iki falan deil.
Anlald. O halde.yln son gnnde olsun burjuva santi. mantalizminin izi zerinde yrmek niyetindesin
deil mi?
Kem, ayaa kalkt: Aa yukar yle. Saloman Levi'ye gi-ceim. Belki bugn onun da ar duygululuu
zerindedir ve uygun fiyatlar vardr.
Salamon Levi, titrek kei sakall, ufak tefek ve evik bir a. damd. Tavan bir kubbeyi andran karanlk bir
odada, saatlerin, mzik letlerinin, kullanlm hallarn ve yal boya tablolarn, ev eyalarnn, aldan
yaplm ccelerin ve porselenden hayvancklarn arasnda mrn geirirdi. Vitrininde, ucuz taklitler, sun'i
inciler gm suyuna batrlm eski ziynet eyas, cep saatleri ve eski sikkeler, mthi bir karmakarklk
iinde dklp salmt.
Levi, Kern'i hemen tanmt. Bir ana ktk defteri kadar salam hafzas vard bu yzden iyi iler de
yapmt.
Kern'in yine br ey satmak istediini sand iin hemen
299
ekimee hazrland ve: Ne var, ne yok? diye sordu. Fena zamanda geldiniz.
Ne demek istiyorsunuz? Yoksa yz sattnz m?
Levi: Sattm m? Sattm m? diye sylendi. Sattm m diyorsunuz, yanl anlamadmsa. Yoksa yanldm
m?
Hayr, doru iittiniz.
Levi: Delikanl diye sknt ile bard. Siz gazete falan okumuyor musunuz? Yoksa ayda m
yayorsunuz da dnyada o-lup bitenlerin farknda deilsiniz? Satmak ha! Hem de byle tapon bir eyi.
Sattm m ha! Tpk bir Roilt gibi yle st perdeden nasl da konuuyorsunuz. Bana sattnz eyin ne
matah olduunu yoksa bilmiyor musunuz? Yalancktan biraz duraklayp dinlendi sonra duygulu bir tavrla
aklad: Yabanc birisi geliyor ve bir ey istiyor. Sonra da cebinden varn younu kararak... Levi bir
para czdan ald. Ayor. O da czdann at. Ve uraca brakyor. Paray masaya sryor. Fakat
btn bunlarn en nemlisi.../ Levi'nin sesi adamakll alalyor: Ve bu paradan bsbtn ayrlyor.
Levi, paray yine cebine yerletirdi: Hem de niin? Pften bir ey iin deil mi? Pein pein, yepyeni
paracklar. Hi te glecek gibi deil. Byle eyi delilerle ecinniler yapar ancak. Ya da benim gibi al veri
merakls bedbahtlar. Haydi syleyin bakalm, bu defa neniz var satlacak? Fazla bir ey verecek gcm yok.
Evet, drt hafta nce yleydi amma, imdi o zamanlar geti!
Bay Levi, ben bir ey satmak niyetinde deilim. Size sattm yz geri almak istiyorum.
Levi'nin az, yuvadaki a bir sar asma kuu gibi bir an ak kald: Ne? htiyar Yahudinin sakal da bir
ku yuvasn andryordu. Ha imdi meramnz anladm. Deitirmek niyetindeei-niz. Yoo, delikanl bu ii
bilirim. Daha bir hafta nce bu yzden iim ters gitti. Bir saat m dediniz, pekl, fakat imdi saat satlmyor
ki, Amma bronzdan bir yazhane eyas veya altn ulu bir dolma kalem yannda saat yine kymetli saylr.
Size daha baka ne diyeyim? Her eye gvenen ben ihtiyar lgn zaten kafese koydunuz. Dolma kalem
ilemiyor. Al, fakat saat de en fazla on be dakika iliyor. Amma bir saatin ilemesiyle bir dolma kaleminki
arasnda fark vardr. nk her eye ramen saat saat-
300
tr. Fakat dolmakalem yle mi ya? Byle bir dolma kalemin artk hi bir deeri kalmaz, ha varm ha
yokmu gibi! Peki ne ile de. itirmek istiyordunuz?
Hi bir eyle deil, Bay Levi. Size sata alacam demitim. Satn alacam.
Para ile mi?
Evet, pein para ile.
Anladm, anladm. Macar veya Romen paras deil mi? Ya da kymetten dm Avusturya paras veya
enflsyon paras elbette. Bunlar hep biliriz. Daha geenlerde Byk arl gibi top sakall birisi...
Kem, bir yz franklk kard ve para antasn da masann stne koydu. Levi, hayretle gzlerini at ve
bir slk ald: Yoksa veznedar m oldunuz? Byle bir eyi ilk defa gryorum. Fa. kat delikanl, polise
dikkat...
Kem: Kazancm dedi. Namusumla kazandm. Haydi imdi gelelim yze?
Levi: Bir saniye diyerek kotu ve Ruth'un anasnn yz ile dnd. Kolluklariyle yz prl prl
parlatt, dikkatle fleyip hohlayp bir daha parlattktan sonra, yirmi bir kratlk el-masm gibi bir kadife
parasnn stne koydu ve dikkatle: Ne gzel bir para dedi. Az bulunur cinslerden.
Kem: Bay Levi dedi. O vakit yzk iin bize 150 frank vermitiniz. Ben imdi size 180 frank geri
verirsem yzde yirmi kr etmi olacaksnz. Fena teklif deil, ne dersiniz?
Levi'nin hi bireyi duyduu yoktu: nsan vallahi vuruluyor deta! Gzlerini hlyal bir tavrla szd:
Hem de yle modern taponlardan deil. Hakiki mal. Bunu kendime ayrmak istemitim. Benim kk bir
kolleksiyonum var. Evet ahsma mahsus!
Levi, nemsemez bir tavrla: Para! dedi. Bugn parann lf m olur? Kymetlerin dt bir zamanda!
Bugn sadece mallarn deeri var. nsan bir yzk ele geirirse hem memnun, iuk duyar, hem de kymeti
artan bir eyi alm olur. Altnn kymeti imdi yle artt ki! ve hatrlam gibi: Byle esiz bir ey in 400
frank bile ucuzdur. Byle eyler iin amatr fiyat istemeliydim. diye ekledi.
301
Kem rkmt: Bay Levi!
Levi, kesin bir karar vermi gibi: Sonunda ben de insanm, dedi. Yz size geri vereceim.
Gnlnz ho etmek isterim. Bugn ylba akam, ben de bir ey kazanmayveririm, ne kar. 300 franka
brakacam. Yreim kana kanaya bu ii yapacam amma zarar yok.
Kern, mthi fkelenmiti: Tam iki misli fiyat istiyorsunuz.
Siz bu cmleyi, ne dediinizi farknda olmadan sylyorsunuz. ki misli de ne demek? Bir mnasebetle
haham Michael von Hovorodka iki misli demek sadece yars demektir, dememi miydi? Delikanl siz yoksa
masraf stne masraf. Vergiler, kmr, trl masraflar, kayplar. Size gre hi nemi yok, fakat benm iin
mthi. Her gn daha byle bir ey, ite bu kck yzklerin maliyetine biniyor!
Amma ben de zavall ve yoksul bir mlteciyim!
Levi, yle bir iaret yapt: Mlteci olmyan ki-m varki? Satn almak istiyen herkes satmak istiyende
daima daha zengindir. Ah, siz syleyin bakaym, u ikimizden hangisi alc durumunda?
Kern: 200 frank dedi. Baka teklif yapmy.cam.
Levi, yz alp hohlad ve ortadan kaldrd. Kern de paray cebine koyup kapya doru yrd. Tam
karken Levi arkasndan haykrd 250 frank. Gen olduunuz iin ize bir iyilik yapmak istiyorum da!
Kapda duran Kern: 200 frank diye karlk etti.
Levi: alom Alehem diye uurlad.
225 frank. te aka sylyorum, yarn kiray vermek zorunda olduum iin bu da!
Kern, geri geldi ve paray brakt. Levi, yz karton bir kutuya yerletirerek: Kutuyu cabadan veriyorum
size dedi. Bu zarif mavi pamuu da yle. Beni mahvettiniz.
Kern: Yzde elli kr, diye homurdand. Muhtekir. Levi, son kelimeyi hi duymam gibi davrand ve
iyiliksever bir tavrla: Bana inann diye mukabele etti. Byle bir yzn Rue de la Paix'deki fiyat 600
franktr. 350 frank ta deeri vardr. Hem bu sylediim gayet dorudur.
302
Kem, otele dnd. Kapdan girerken: Ruth dedi. nilerimiz parlak gidiyor. Bak, son Mohikan yurduna
dnd.
Ruth, kutuyu ap ierisine bakt ve sadece: Ldvvig! diyebildi.
Kem, abuk, fakat mtereddit bir tavrla: Faydasz eylerden baka bir ey deil diye mukabele etti.
Steiner nasl diyordu? Amma byle eyler en fazla scaklk verirler. Haydi imdi unu tak artk. Bu akam
hep beraber lokantada yiyeceiz. Haftalk alan gerek iiler, gibi!
Akamn onu idi. Steiner, Manii, Ruth ve Kem Mere Mar-got lokantasnda oturuyorlard. Garsonlar,
sandalyeleri toplamaa ve sapl sprgeleri suda slatp yerleri sprmee balamtlar. Kasada oturan
kedi, gerindi ve oturduu yerden aa atlad. Bir rg ceketin iinde deta kaybolmu gibi oturan patron
kadn uyuyordu. Yalnz, uyank kalan bir gzn zaman zaman ayordu.
Steiner: Galiba bizleri kap dar etmek niyetindeler dedi ve garsona iaret etti. Vakit te geldi ya, Edith
Rosenfeld'e gideceiz daha. Baba Moritz de bugn gelmi.
Ruth: Baba Moritz mi? diye sordu. Bu da kim?
Steiner: Baba Moritz, mltecilerin en kdemlisidir, cevabn verdi. 75 yandadr .Dile kolay bu. Kk
Ruth'um. Btn snrlar, btn ehirleri, btn otelleri, polise bildirmek zorunda olmadan kalnabilecek btn
pansiyon ve hususi yerleri, be meden devletin hapishanesini tanr. Ad Moritz Rosenfeld'dir ve Ren nehri
kysndaki Godesberg ehrindendir.
Kern: O halde ben onu tanyorum, dedi. Bir defa beraber ekoslovakya'dan Avusturyaya gemitiJfe?
Marill: Ben de svire'den talya'ya, dedi.
Garson hesab getirmiti. Steiner: Ben de onunla bir ka snr gemitim, dedikten sonra garsona:
Yanmza almak iin bir ie konyanz var m? diye sordu. Br Courvolsier olsun, tabi dkkn fiyatna.
Bir saniye. Dkkn sahibi bayana soraym.
Garson rg hrkas 'iinde uyuklyan kadna doru yrd. Kadn, gznn birini ap kapad. Garson geri
geldi, raflardan bir ie alp Steiner'e uzatt. O da ieyi pardessnn yan cebine yerletirdi.
303
Tam bu srada sokak kaps ald ve ieriye glge gibi bir ekil ?girdi. Patron kadn elini aznn stnde
dolatrd, esnedi ve iki gzn birdejj at.
Garsonlarn surat asld.
eriye giren adam uykuda yryormu gibi hi azn amadan lokantay batan baa geti ve nar gibi
mangal kmrlerinin zerinde bir zgarada kzaran tavuklara doru yrd.
Adam, gzlerinde rtgen varm gibi tavuklar inceledikten sonra garsona: unun fiyat ne? diye sordu.
26 frank.
Ya ununki?
26 frank.
Hepsinin de fiyat 26 frank'm?
Evet.
Bunu ne diye hemen sylemediniz?
nk siz hemen byle sormamtnz da.
Adam bakt. Uyku hastasna benziyen adamdan, bir an iin mthi bir hiddet tat. Sonra da, en 'iri tavuu
aret etti:
Bana unu verin.
Garson: Yanna salata m, patates, ya da pirin mi koyalm? diye sordu.
Hi bir ey istemez. Bana sadece atal bakla u gsterdiim tavuu verin.
Kern: Bizim tavuk diye fsldad. Sahi bizim eski tandn t kendisi.
Steiner, dorulad: Evet, o Viyana hapishanesindeki tavuk.
Adam bir masaya kt, para czdann kard ve parasn alp sayd. Sonra paralar kaldrd ve peeteyi
byk bir merasimle yayd. nnde duran tavuk kzartmasndan deta gurur duyuyordu. Adam, tavuk
kzartmasn kutsallatrmak istiyen bir rahip gibi ellerini kaldrd. Yznde parltl ve vah bir haz
dalgaland. Sonra tavuu kendi tabana ekti.
Steiner, srtt ve yava sesle: Onu rahat brakalm dedi. Yedii tavuk, hayli pahalya patlama
benziyor.
Kem: Tam tersine diye cevap verdi. Bense, derhal savumamz sryorum ileri. imdiye kadar
onunla iki defa bulun-
304
dum. Her iki defasnda da hapiste. Her defa, bir tavuk kzartmas yemek zere iken tutuklanmt. Bundan
dolay, polis her an gelebilir.
Steiner, gld: Amma artk yeter! Vilyetin polis karako.-lunda olmaa, bu dnyada nasipleri kalmam
insanlarn ylba sofrasnda bulunmay tercih ederim.
Kalktlar. Kapdan karken bir defa daha arkalarna baktlar. Tam o srada mahut tavuk, nar gibi kzarm
ktr ktr bir budu koparp kutsal mezar banda duran bir hac gibi uzun uzun sz. d, dikkatle srd, fakat
birden karar vermi gibi ve mthi bir itahla tknmaa balad.
Edith Rosenfeld, 66 yanda bulunan ak sal ve zarif bir ka, dindi. 2 yl nce yedi ocukla Parise gelmiti.
Bunlardan altsn birer yere yerletirmiti. Oullardan en by hekim olarak in savana gitti. nce Bonn
niversitesinde filolog olan en byk kz, mltecilere Yardm Komitesi araclyla skoya'da bir hizmetilik
buldu. kinci olu, da Paris'te, Franszca olarak resmen hukuk imtihann verdi; fakat almak olanan
bulamaynca Can-nes'daki Cariton oteline kapc girdi. nc olan yabanclar ordusuna yazld. Daha
k de Bolivyaya gt. Kk kz Fi-listinde bir portakal bahesi iletiyordu. Kala kala en kk olan
kalmt. Onu da, ofr olarak Meksika'ya gndermek iin Mltecilere Yardm Komitesi bir are aramaktayd.
Edith Rosenfeld'in oturduu yer iki odayd. Byk odada kendisi, kk odada, otomobillere mthi bir
dknl olan en ufak olu Max Rosenfeld oturuyordu. Steiner, Marill, Kern ve Ruth ieri girdikleri zaman
bu iki odaya yirmi kii kadar toplanm bulunuyordu. Hepsi de Alman mltecileriydi; bir kann i msaadesi
vard. Fakat nemli bir ksm bundan yoksundu. Gc yetenler iecek bir eyler getirmiti. Hemen hepsinin
getirdii Franszlarn ucuz arabyd. Konyak getirmi olan Steiner ve Marill bunlarn arasnda birer temel
direi gibi kalmlard. Bu gereinden fazla duygululuu koruyabilmek iin konya gnl rzasyla dattlar.
Moritz Rosenthal, saat on birde geldi. Kern ihtiyar adeta tanyamad. Aradan geen ancak bir ylda sanki
10 yl daha yalanmt. Yz sapsaryd, damla kan kalmamt. Modas ge.
305
mi fildii topuzlu abonoz bastonuna dayana dayana glkle yryordu.,
Edith'ciim, benim eski sevgilim dedi. Bak yine geldim. Daha erken gelemedim. ok yorulmutum.
Kadnn elini pmek iin eildi. Fakat beceremedi. Edith Ro-senfeld ayaa kalkt. Kadn, ku gibi evikti.
htiyarn elinden tuttu ve yanandan pt.
Moritz Rosenthal, Sanrm yalanyorum, dedi. Artk senin elini bile pemiyorum. Ah hi olmazsa
yetmiimde olsaydm!
Edith Rosenfeld ona bakt ve gld. Kadn, onu byle perian ve km grnce korktuunu belli
etmemek istemiti. Moritz Rosenthal de, kadnn ne kadar korktuunu anladn belli etmedi. Sakin ve
ne'eliydi. Parise, lmn beklemek iin gelmiti.
htiyar, evresine baknd ve Hep in yzler dedi. nsan hi bir yere bal olmazsa her yerde
tandklara rastlar. Ne esiz macera! Steiner, seninle son defa nerede bulumutuk? Sahi, Viyana'dayd. Ya
seninle, Marill! Brisaggo'da, sonra da Lo-carno'da polis tevkifhanesinde deil mi? Zrich erlok Hoimesi
Klassmann da burada! Demek hafzam bir dereceye kadar iliyor, daha. Sonra u Waser, Brose de hep
buradalar. ekoslovak-ya'daki Kern de burada, Pallanza'daki jandarmann dostu Meyer de var. Ah ocuklar,
o eski gnler ne gzeldi! imdi hi te yle deil. Bacaklar tamak istemiyor artk.
htiyar glkle bir yere oturdu. Steiner: Peki imdi ne taraftan geliyorsun, baba Moritz? diye sordu.
Basel'den geliyorum, ocuklar. Fakat size bir ey syli-yeyim: Elsas'a gitmekten saknn, Strossbourg'da
dikkatli davrann ve Kolmar'n semtine bile uramayn. te byle Mathias Grnvvald ve senheim mihrab
artk bir ey arzulamyor. Snr izinsiz gemenin cezas 3 ay hapis. Baka her hangi mahkeme en ok be
gn verirdi. kinci defasnda alt ay. Hem byle ocuklar, Kolmar'la Elsas'dan saknn. Cenevre zerinden
geersiniz!
Klassmann: imdi talya ne durumda? diye sordu.
Moritz Rorenthal; Edith Rosenfeld'in nne koyduu bir bardak krmz arab ald. Kadehi kaldrrken elleri
o kadar titriyor du ki, evresinden utand ve yine yerine brakarak; talya'da Alman ajanlar dolu dedi,
Bizler iin artk oralarda i yok.
306
Waser de: Ya Avusturya? diye sordu.
Avusturya ile ekoslovakya birer fare kapanndan farksz. Fransa, Avrupada bizler iin kalan tek
memleket. Burada kalabilmenin yolunu bulmaa bakn.
Bir mddet sonra, Edith Rosenfeld: Mary Altmann iin bir eyler duydun mu, Moritz? diye sordu.
Son defa Milano'da idi.
Evet. imdi Amsterdam'da hizmetilik yapyor. ocuklar da svire'de bir mlteciler yurdunda. Sanrm
Lacorna'dalar. Kocas da Brezilya'da.
Kadnla konutun mu?
Evet. Zrich'den ayrlmadan az nce. Hepsi bir yere snabildikleri iin ok mutlu.
Klassmann: Joseph Fessler iin bir ey biliyor musunuz? diye sordu. Zrich'de bir ikamet msaadesi
alabilmek midiyle bekliyordu.
Moritz Rosenthal, arclktan bahsediyormu gibi gayet sakin bir tavrla: Fessler dedi. Kendini ve
karsn tabanca ile ldrd. Bunu sylerken, Klassmann'n yzne bakmyor ve gzlerini kapda
dolatryordu. Klassmann hi bir ey sylemedi. -tekilerden hibirisi de azn amad. Bir an t kmad,
sadece. Hepsi de, hibir ey duymamlar gibi davrandlar.
Brose: Her hangi bir yerde Joseph Freidman'a rastladnz m? diye sordu.
Hayr. Fakat onun Salzburg hapishanesinde bulunduunu biliyorum. Erkek kardei Almanya'ya
dnmt. u srada, eitici bir toplanma kampnda bulunmal.
Moritz Rosenthal, nndeki barda bir kupa tutuyormu gibi iki eliyle yakalad ve ar ar ti.
MarilPde: Acaba, nazr Altmann ne lemde? diye sordu.
Onun ileri ok parlak gidiyor. Zrich'de taksi ofr oldu. Hem ikamet tezkeresi hem de i msaadesi
var.
Komnist Waser: Elbette olur, dedi.
Ya Bernstein?
Bernstein Avustralya'da. Babas da Dou Afrika'da. Fakat en talihlisi Max May kt. Bombay'da bir di
hekimine yardmclk yapyor. Geri izinsiz alyor ama hi olmazsa ekmek derdin-
307
den kurtuldu Lvvenstein de avukatlk snavlarnn hepsini ngilizce verip bitirdi. imdi Filistin'de avukatlk
yapyor. Artist Hansdorff Zrich devlet tiyatrosunda alyor. Storm kendini ast. Berlindeki devlet maviri
Binder'i tanr miydin, Edith?
Evet.
Karsndan ayrld. Meslei yznden elbette. Oppenheim ailesinden birisiyle evli idi. Kadn da, kendini ve
iki ocuunu zehirledi.
Moritz Rosenthal, bir sre hafzasn yokladktan sonra: te bildiklerimin hepsi bu, aa yukar dedi.
Geri kalanlar, her vakitki gibi oradan oraya dolayorlar. Sadece saylar artt.
Marill, bardana konyak doldurdu. stnde Garede Lyon yazl bir bardakla iiyordu. lk tutuklan hatras
olan bu barda her yere gtrrd. Konya, bir dikite bitirerek: stisnalar ve hesap harici brakanlarla
dolu bir gnlk dedi. Yaasn, individalizm'in imhas! Eski Yunanllarda felsefe bir imtiyaz vesilesi idi.
Sonra ilh bir nevi asalet sayld. Daha sonra ise hastalktan farksz tutuldu: Medeniyetin tarihi, onu
yaratanlarn straplariyle yazlmtr.
Steiner, srtarak bakt. Marill de. Ayn anda da darda anlar balad. Steiner, etrafndaki yzlere, kader
rzgriyle buralara atlm bu bir sr kk varlklara bakt ve bardan kaldrarak. Baba Moritz dedi,
ey durmadan yol alan kral, ey Ahasve-rin son halefi ve ey ebed mlteci, ho geldin! Bu yln bizlere neler
getireceini eytan bilir ancak. Yaasn yeralt bl. nsan yaad srece hibir ey kaybolmamtr.
Moritz, Marill'i bayle dorulad. Bardan, Steiner'e doru kaldrd ve iti. Odann arka tarafndan bir
kahkaha duyuldu. Sonra etraf sessizleti. Yasak bir ey yaparken yakalanm gibi, herkes birbirinin yzne
tereddtle bakt. Dardan, sokaktan doru sesler geliyordu. tfaiyenin grlts duyuluyordu: Taksiler
grlt ile korna alp geiyordular. Kar evin balkonlarndan birinde yelek ve gmlekli ufak tefek bir adam,
hava fiek barutu doldurmu bir kap gibi yanmaktayd. Evin yz batan baa aydnlanmt. Alevlerden
kan yeilimtrak bir k, Edith Rosen-feld'in odasna doluyor ve buraya.bir Paris oteli odasndan ok, sularn
derinliine gmlm bir gemi kamaras manzaras veriyordu.
308
Artis Barbara Klein, Verdun otelinin fcatakomba benziyen yemek salonunun bir kesinde, masada
oturuyordu. Vakit ge olmutu ve salona girilen kapnn stnde yanan iki ampulden baka btn klar
sndrlmt. Kadn, bir palmiye sakssnn nnde oturmaktayd; geriye yasland zaman palmiye
yapraklar hayretle uzanan eller gibi salarn okuyordular. Her defasnda ban kmldatyor, fakat ayaa
kalkp bir baka tarafa gidecek gc kendinde gremiyordu.
Mutfak tarafndan, bulak grltleri ve radyodan iitilen ikyeti bir akordeon sesi gelmekteydi. Barbara
Klein, Toulouse istasyonu, diye dnd. Yeni-bir yl geldi. Ben ise yle yorgunum ki! Toulouse istasyonu,
ben artk yaamak istemiyorum. Benim u anda ne kadar ok yorgun olduumu kim anlyabilir?
Kadn, sarho deilim, diye dnd. Sadece daha ar dnebiliyorum. Kn sineklerin yava yava
lmesi gibi. Bertfcn iimde de yava yava donmakta olan ve damarlardan kurulu bir aa gibi lm,
kksalmakta. Birisi bir bardak konyak vermiti bana. Ya u Marill, ya da sonradan, giden, vermiti
snmalymm. Oysa ben myorum bile. Sadece btn hislerim dondu.
Oturduu kede, camdan bir duvar arkasndan bakyormu gibi, kendisine doru birisinin geldiini grd.
Adam, imdi daha yaklamt ve kadn onu artk iyice seiyordu, fakat aralarnda hl bir cam vard. Hem
imdi adamn kim olduunu da tanmt; Edint Rosenfeld.in odasnda yan banda oturan adamd. Byk
gzlkl, rkek ve silik bir yz vard. Az arpkt. Elleriyle durmadan hareketler yapyor ve yrrken
topallyordu. Camdan duvarn arkasndaki adam imdi topallamaa balamt.
Kadn, adamn sylediklerini anlayncaya kadar epey zaman geti. Adamn, aksak yry ile tpk
denizde yzyormu gibi yanndan uzaklatn ve yine gelip yanna oturduunu ve kendisinin de erkein
verdii bir eyi itiini gryor, fakat boazndan geen mayiin lezzetini hissedemiyordu. Kulaklarnda ho
bir uultu ve uzaklardaki bir baka sahilden gelen kelimeler, sama ve faydasz br sr kelime vard ve
birden nndeki adam bir insan olmaktan km, ateler iinde yanan, her yan lekeli ve huzursuzluktan
kvranan bir ey; durmadan kmldanan, yalvaran, hakaret grm zavall bir yaratk kalnt oluvermiti. Hatta
309
u anda nnde duran ey, cam duvardan ve Toulouse istasyonundan mrekkep bu baya gecenin
iinden bir trl kendini kurtaramyan her hangi bir hayvann korku ve srar dolu baklaryd sadece.
Kadn: Evet dedi adamn u anda nnde uzanan sonsuzluun bir kk paras kadar olsun, bir ka
dakika veya sadece bir an, yanndan uzaklamasn ve onu yalnz brakmasn istiyordu. Fakat buna ramen
adam ayaa kalkp nnde dikiliyor, yere eiliyor, kadnn kolunu alp yukar kaldryor, bir eyler sylyor ve
onu srklyordu. Kadn eritilmi cam hamurundan bir derede el yordamyla yryor ve adam izliyordu.
Sonra; basamaktan dileriyle bacaklarn yutan yumuak merdivenler, kaplar, aydnlk ve bir oda geldi.
Kadn yatanda oturmaktadr. Bir daha kalkamyacakm gibi bir duygu var, iinde. Dnceleri
biribirlernden ayrlveri-yor. Hi bir ac duymuyor. Bu hal sakin sonbahar gecesinde kmldanmadan duran
bir aatan, olgun meyvalarn dmesine benziyor. Kadn ne doru eiliyor ve varm gibi inenmi yol
hallarna baktktan sonra ban kaldryor. Bir insan, kadna bakmaktadr.
Yumuak salarn altndaki bu baklar kadn hi tanmyor. Bir maske gibi ne doru eilmi bu dar yz,
ona ok yabanc geliyor. Daha sonra, uzaklardan gelen bir uyan, bir sarsnt ve buz gibi bir rperti oluyor
ve o zaman kadn, aynadan kendisine bakan yzn, kendi yz olduunu farkediyor.
Kadn kmldanyor ve ellerini tutan adamn, yata nnde ok gln bir halde diz km olduunu
gryor. Ellerini ekiyor ve sert sert: Ne istiyorsunuz? diye soruyor. Benden ne istiyorsunuz?
Adam hayretle ona bakyor: Fakat gelmemi bana siz sylemitiniz...
Kadn, yine yorgunlamtr. Usul bir sesle: Hayr diyor, hayr.
Yine bir sr sz duyuyor. Bedbahtl, yaknmas yalnzl ve strab anlatan kocaman kocaman
kelimeler duyuluyor. Amma bir insan ufalayp paralara ayran, yokeden kk kelimeler de var mdr?
Adam, yarn buralardan uzaklamak zorundadr ve im-
310
diye kadar kadn yz grmemitir. Adam uyuturan rkek ve gln yapan o hata yapmak korkusu.
Paralanm bir adam, sadece bir adm daha ve sonra, mitsizlik ve mit hem de bu gece. Fakat onu daima
beenen de kadnn kendisiydi, adam san-mt ki...
Kadn, adam beenmi miydi? Bunu o da bilmiyordu. u anda sadece, burasnn kendi odas olduunu ve
onun buradan bir daha kamyacan, ondan tesi her eyin bir sisten ibaret bulunduunu biliyordu.
Dizleri dibine km adam: Benim iin bambaka bir hayat olacakt diye fsldyor: Benim iin her
eyin anlam deiecekti. Bunun ne demek olduunu elbette anlarsnz. Kendimi hi te sarslmam
hissetmiyecektim...
Kadn hi bir ey anlamyordu. Yine aynaya bakyor. u anda, ba biraz ne eik bir halde midi
kalmadan sonunu bekli-yen bu insan, asla gelmemi olan bir rya iin hi kmldamadan btn bir mr
saklyan 28 yandaki artist Barbara Klein'dir.
Kadn, dikkatle ayaa kalkyor. Aynadaki resmi gzden karmyor ve durmadan ona bakyor. Kadn
adama glmsyor vs bir an iin gzlerinin nnden alay ve ac bir kmseyie benzer bir eyler uuuyor.
Yorgun bir sesle: Evet diyor. yi yle ise!
Adam susmaktadr. Kadn, bir trl akl almyarak szyor. Fakat kadnn byle eylere dikkat ettii yok.
Birden her ey yle arlayor ki! Elbisesi bir zrh gibi skmaktadr. Srtndan karp atyor. Kadn, kendini
de ar ayakkablarn da, zayf vcudunu da biraz kvryor ve yatak byyor, durmadan byyerek
koskocaman oluyor, yumuack bir beyaz mezar gibi kollarnn iine alyor...
Kadn, bir elektrik dmesinin evrildiini ve elbiselerin h-ldadn duyuyor. Gzlerini pek glkle
ayor. Hava kararmtr. Yastklara doru bakarak: Ik isterim diyor. Ik.
Adamn mtereddit ve aceleci sesi: Ltfen bir saniye diyor. Sadece bir saniye... Anlarsnz ya ey
iin...
Kadn: Lmba yansn, diye karlk veriyor.
Evet ya elbette yanacak!.. Sadece!..
Zaten ne zamanberi karanlk hep, diye kadn mrldanyor.
311
Evet, evet, dorudur. K geceleri uzun srer de!
Kadn, elektrik alterinin sesini iitti. Tatl bir grup kzll iinde k, kadnn kapal gzkapaklanna
vurmutu yine. Kadn, yannda yabanc bir vcut hissetti. Bir an iindeki her ey toparland, sonra kendini
brakverdi. Her ey gibi bu da geecekti.
Kadn, yine yava yava gzlerini at. Tanmad bir adam yatann nnde duruyordu. O, tedirginlikle
kvranan yalvarp yakaran ve perian bir eyden bir htra edinmiti; fakat u anda grd ey mutluluktan
yzen ak ve scak bir yzd.
Adama bir an baktktan sonra Haydi imdi gidin, dedi. Rica ederim, gidin.
Adam bir hareket yapt. Bunu, bir sr lf birbiri arkasndan makine gibi sylenen kelimeler izledi. Kadn
balangta bir ey anlamad. Btn bunlar ok hzl idi, o ise yle bitkindi ki! Kadnn istedii tek ey adamn
artk gitmesiydi. Sonra, baz ey. ler anlyabildi. Ona rastlamadan nce adam mitsiz ve harapt; oysa imdi
bunlardan eser kalmamt ve imdi, tam Fransadan snr dar edilecei u srada yine yreklenmiti.
Kadn, bayle iaret etti. Konumann arkasn getirmeliydi: Ltfen, susun artk, dedi.
Adam, sustu.
Kadn: Artk gitmeniz gerekiyor.
Peki!
Kadn, yorgann altnda bitkin yatyordu. Gzleri kapya giden adam izledi. Bu adam, grm olaca son
insand. Kadn, esiz bir skn iinde ve hi kmldanmadan duruyordu. Artk onu hi bir eyler
ilgilendirmiyordu.
Adam kapdan karken durdu. Mtereddit bir tavrla bir an bekledikten sonra, kadna doru dnd ve:
Haydi bana bir eyler daha syle! dedi. Bunu, bu i sadece, hatt daha ok, acyarak m yaptn
yoksa...
Kadn, ona bakt. Grd son insan, hayatn son bir paras, karsndaki u adamd. Kendini mthi
zorlyarak Hayr dedi.
Demek acdn iin deil?
Hayr.
t t -i
312
Kapnn aznda duran adam hayretle gzlerini amt. Soluu kesilmi gibi bekliyordu. Uuruma
yuvarlanmaktan korku-yormu gibi ok yava bir sesle: Ya ne iin? diye sordu.
Kadn, hal adama bakmaktayd ve ok sakindi. Grdm son hayat paras, diye dnd ve:
Sevdiim iin, dedi.
Kapnn azndanki adam susuyordu. Bir haner beklerken kucaklama ile karlam bir insan hali vard
adamda. Hi kmldamad halde gittike daha irileiyor gibiydi: Aman yarabbim, dedi.
Kadn, birden mthi korkmu ve adamn geri dneceini sanmt: Haydi artk git! dedi. ok
yorgunum.
Peki.
Kadn, adamn sylediini artk anlamad. Mthi bir kesiklik duydu ve gzlerini kapad. Sonra yine kapy,
bombo ve aydnlk kapy grd. imdi yine yapayalnzd ve adam unutmutu.
Hi kmldamadan bir sre kald. Aynada, kendi yzn grerek glmsedi; bu gzel yze ne kadar da
yorgun bakyordu. Kafasnn ii u anda yle berrakt ki! Artist Barbara Klein diye dnd. "Fakat u anda
btn teki gnlere benzemiyor muydu? Komidinin stndeki saatte bakt. Sabahleyin kurmutu. Bir hafta-
daha ilerdi. Saatin yannda duran ve iinde lm saklyan mektuba bakt.
Kk jileti, ekmeceden ald, ba ve iaret parmaklaryla tuttu. Sonra, yorgan bana kadar ekti. Fazla
bir ac duymuyordu. Yarn sabah otelci kadn kfr edecekti. Ne yapsn, baka bir are bulamamt ki!
Veranol falan da almad. Yzn, yastklarn arasna soktu. Her ey kararyordu ve sonra yine ok
uzaklardan gelen Toulouse radyosunun sesi duyuldu. Ses gittike yaklayordu. Clz bir gzda gibiydi.
Gittike daha hzlanarak bir delie yuvarlanyordu.
Ve sonra rzgr, sadece bir rzgr kald.
Marill, kantine geldi:
Hangi admla? Steiner diye mi, yoksa Huber diyemi?
Steiner diye.
Dikkat etmek lzm. Marill, Steiner'e bakarak devam etti: Berlin'den bir mektup getiriyor.
Steiner, bir hamlede sandalyesini geri itti: Adam nerede?
313
urada, Romanya pavyonunda.
Ajan falan olmasn?
yleye benzemiyor.
Beraber o tarafa doru yrdler. plak aalarn altnda elli yalarnda kadar bir adam bekliyordu:
Steiner siz misiniz? diye sordu.
Steiner: Hayr dedi. Neye sordunuz?
Adam, belli etmeden bir szd: Size verilecek bir mektubum var. Karnzdan geliyor ve czdanndan bir
mektup alarak gsterdi: Karnzn el yazsn elbet tanrsnz.
Steiner, btn kuvveti yerinde ve ok sakin bulunduu halde birden t ierisinde bir geveme olduunu
her tarafnn titrediini ve hereyin uuverdiini hissetti. Elini bile kaldramyordu. Byle bir hareket yaparsa
eli bile uup gidecekti.
Mariil: Steiner'in Paris'te olduunu nereden biliyorsunuz? diye sordu.
Mektup Viyana'dan geliyor. Berlin'den bir vasta ile gnderilmi. Getiren adam sizi Viyanada aram, fakat
Paris'te olduunuzu duymu. Adam. zerine Lilo'nun iri el yazs bulunan ikinci bir zarf gsterdi. Adam, bir
baka posta ile mektubu bana gnderdi. Birka gndenberi sizi aryorum. Sonunda Moris kahvesinde sizi
burada bulabileceimi duydum Steiner olup olmadnz bana sylemeniz gerekmez. Dikkatli davranmak
lzm geldiini bilirim. Sadece mektubu aln, yeter. Benim stmden yk gitsin.
Steiner: Mektup bana! dedi.
Ala.
Adam mektubu verdi. Steiner, zarf alrken deta zahmet ekti, sanki bu mektup, dnyann btn teki
mektuplarndan bambaka ve ok daha ard. Fakat zarf bir defa parmaklan arasnda hissettikten sonra
onu geri almak iin elini krp gvdesinden ayrmak lzm gelecekti. Adama: Teekkr ederim, dedi. Bu
yzden zahmete girdiniz.
Hi de, deil. Elimize bir mektup geerse sahibini aramaa deer. Neyse ki, sizi buldum.
Ve selmlyarak uzaklat.
Steiner, tamamiyle kendinden gemi bir halde: Mariil!
314
dedi. Karmdan geliyor. Hem de ilk mektubu! Acaba ne olabilir? Oysa, mektup yazmamas gerekiyordu.
A bakalm.
Peki. Dur gitme. Hay Allah mstahakn versin. Acaba ne olabilir?
Zarf yrtp okumaa balad. Ta kadar hareketsiz bir tavrla mektubu sonuna kadar okudu; fakat yznn
izgileri yava yava deiti. Sapsar oldu ve kt. Yanak adaleleri gerildi ve damarlar ok gibi frlad.
Steiner, mektubu yere brakt ve gzlerini, hi konumadan bir sre yere diktikten sonra tarihe bakarak:
On gnlk dedi. Karm hastanede. On gn nce daha yayordu.
Marill, Steiner'e bakt ve bekledi.
Karm kendisini kurtaramayacaklarn yazyor. Bunun iin yazyor ya! Artk imdi hepsi bir. Nesi olduunu
sylemiyor. Bu mektubun, son .mektubu olduunu yazyor.
Marill: Hangi hastanede yatyor, diye sordu. Bunu yazm m?
Evet.
Hemen telefon edeceiz. Telefonda hastaneyi buluruz ve herhangi bir isim veririz.
Steiner, biraz sendeliyerek ayaa kalkt: Oraya gitmeliyim.
nce telefon et. Haydi gel, Verdun'a dnelim.
Steiner, telefon numarasn syledi. Yarm saat sonra zil ald ve adam, karanlk bir kutuya benziyen
telefon odasna girdi. Dar dnd zaman terden srsklam olmutu. Karm henz yayor, dedi.
Marill: Onunla konutun mu? diye sordu.
Hayr, hekimle grtm.
smini verdin mi?
Hayr bir akrabas olduumu syledim. Ameliyat olmu. Kurtulmasna imkn yokmu. Hekim, daha pek
pek drt gn, diyor. Karm da bu yzden mektubu yazd ya? Elime bu kadar abuk geleceini ummamt.
Hay aksi eytan hay! Mektubu hl elinde tutuyor ve Verdun otelinin bu berbat bekleme salonunda ilk defa
bulunuyormu gibi etrafna bakmyordu.
Marill, ben bu akam yola kyorum.
315
Marill, yle bir baktktan sonra yava bir sesle: Yoksa akln m kardn delikanl, diye sordu.
Yoo. Snr geebilirim. Pasaportum var ya.
te tarafa getikten sonra pasaportun ne deeri var. Bunun byle olduunu sen kendin de bilirsin.
Evet!
O halde oraya dnmenin ne demek olduunu da bileceksin!
Evet!
Belki mahvolacan da biliyorsun yle ise!
Karm lrse ben zaten mahvolacam.
Marill birdenbire mthi fkelenmiti: Hi te doru deil dedi. Sana vereceim nasihat pek ho deil
belki, Steiner! Karna mektup yaz, telgraf ek, fakat burada kal!
Steiner, dalgn dalgn ban sallad. Sylenilenleri hemen hemen anlamamt.
Marill, onu omuzlarndan yakalad: Karna hi bir yardmn dokunmayacak. Hatta oraya gitsen bile!
Fakat hi olmazsa onu grebileceim.
Fakat adamm, seni grmce kadnn d patlayacaktr.
u anda karna sormak kabil olsayd burada kalman iin her areye bavururdu.
Steiner, hi bir ey grmeden caddeyi szyordu. Fakat birden arkasna donuverdi ve Marill! dedi.
Gzlerinin nnde bir sr ey uuuyordu: O henz benim her eyim. Yayor, teneffs ediyor, gzleri
henz bakyor ve dsnbiliyor ve ben gzlerin arkasndaym, henz. Bir ka gn sonra lm bulunacak,
varlndan hi bir eser kalmayacak. ryen bir yabanc paavradan baka arkasnda hi bir ey
brakmayacak. Oysa imdi daha yayor, son bir ka gn daha var. Amma sen de hak ver. Nasl el*n varr
da onun yanna gitmem. Oraya muhakkak gitmeliyim. Baka trl olmasna imkn yok. Lanet olsun. Eer
yanna dnmezsem dnya batsn, hem de para para olaym, ben de onunla lp gideyim.
Senin de beraber lmene lzum yok. Gel, karna telgraf ek. Benim param da kendi parana kat. Kern'in
parasn da al ve her saat banda karna sayfalar dolusu mektupla, telgrafla, her eyi,
316
her istediini syle, fakat burada kal!
Oraya dnmemde tehlike yok ki! Pasaportum var, bu sa. /ede geri dnebilirim!
Zevzeklii brak. Bunun ne kadar tehlikeli olduunu sen de biliyorsun. Oradakilerin yle melunca
kusursuz bir rgt var ki!
Steiner: Gideceim, dedi.
Marill, Steiner'i kolundan yakalayp beraber srklemee abalad: Haydi gel, bir ka ie iki
yuvarlyalm. Szncaya kadar i. te sana sz veriyorum, her saat banda telefon edeceim.
Steiner, adamcaz bir kk ocuk gibi silkeleyip elinden kurtuldu: Brak beni Marill. Bu baka eye
benzemez. Ne dndn biliyorum ve ok iyi anlyorum, deli de deilim. Oynadm oyunun ne kadar
tehlikeli olduunu biliyorum. Fakat tehlike bin defa daha fazla daha byk de olsayd yine oraya gidecektim.
Bundan beni hi bir ey alkoyamazd. Bunun ne demek olduunu yine de anlamyor musun?
Marill: Anlyorum. diye homurdand. Elbette anlyorum. Ben de senin yerinde olsaydm oraya
giderdim.
Steiner, teberisini topluyordu. Birdenbire paralanveren donmu bir akntya benziyordu. Marie ile ayn
at altnda bulunan birisiyle telefonda konumu olduunu ve bir reseptrn siyah kauuk telinde kendi
sesinin vnladn hemen hemen akl almyordu. Her eyler, eyalarn toplamas, bir trene binecei ve
yarn, karsnn bulunduu yerde olabilecei ona yle inanlmaz geliyordu ki!
Gerekecek eylerin geri kalan ksmn valize tkt ve kapan kilitledi. Bu ii bitirdikten sonra Kern'le
Ruth'un yanna gitti. Marill'den her eyi duymular ve akn akn onu bekliyordular.
Steiner: ocuklar dedi. imdi sizlerden uzaklayorum. Epey .srd. Fakat bunun byle olacan hep
biliyorum, belki ta-mamiyle byle deildir! Fakat henz bunu sanmyorum. Sadece yle biliyorum.
Mahzun ve perian bir halde glmsedi: Hoa kal, Ruth!
Ruth, elini uzatt, alyordu.
Size syleyecek o kadar eylerim vard ki, Steiner, Fakat u anda bir ey kalmad aklmda. Artk sadece
mahzunum. Bunu yannza alacak msnz?
317
Gen kz, siyah bir kazak uzatyordu. Tam da bugn bitmiti.
Steiner glmsedi. Bir an iin eski Steiner'e benzemiti: Tam da zamannda yetiti, dedikten sonra
Kern.e dnd: Hoa kal km. Nasl baz baz her ey pek ar gidiyor deil mi? Fakat, bazen de
mthi hzlanyorlar.
Kern: Steiner dedi. Acaba sen olmasaydn bilmem ben buralarda bulunabilecek miydim?
yle! Fakat bana bunu sylemen ne gzel. Hi deil btn bu zamanlan bouna geirmemi olduumu
hatrladm.
Ruth: Yine buraya dnn, dedi. Daha fazla bir ey syli-yemem. Yine geri gelin. Sizin iin elimizden
fazla bir ey gelmez, fakat hepimiz sizin iin buradayz. Daima.
Peki. Bakalm!.. Hoa kaln, ocuklar!
Kern: Brak ta istasyona gelelim dedi.
Steiner, tereddt etti: Marill beraber geliyor. Haydi, peki! Gelin bakalm!
Merdivenleri indiler. Darya knca Steiner arkasna dnd ve otelin, siyah ve her taraf dklm n
yzne bakarak: Ver-dun! diye mrldand.
Kern: Brak da valizini tayaym, dedi.
Ne diye bu zahmet ocuum? Ben kendim pekl tayabiliyorum.
Kern, mahzun bir glmseyile: Ver onu bana dedi. Ne kadar kuvvetlendiimi bugn leden sonra
sana isbat etmitim.
Evet, oras yle. Bugn leden sonrayd, deil mi? O vakitten beri ne uzun zaman geti!
Steiner, valizini Kern'e verdi. Delikanlnn, ona bir hizmette bulunmak istediini ve bu valizi tama iinden
baka bir ey bulamadn biliyordu.
Tren hareket etmek zereyken, yetitiler. Steiner hemen atlad ve vagonun penceresini aa indirdi. Tren
kalkmamt. Fakat pencerenin iinden grnen bu Steiner, istasyonda kalan insana eriilmez derecede
uzak ve kendilerinden ayrlm gibi gzkt. Kern, gzleri yana yana, bu sert ve kemikli yze bakt; btn
mr boyunca hafzasna yerletirmek istiyordu. Bu yz, bir ok aylar delikanldan ayrlmam ve ona
ret.
^- 318
menlik etmiti. u anda edindii btn bilgileri, btn diren kabiliyetini Steiner'e borluydu. imdi ise bu
yzn son derece kendisine hkim ve sakin bir anlatmla ve isteye isyeye mahvna kotuunu gryordu.
Onun bir daha geri dneceini hi birisi dnmyordu.
Tren hareket etti. Hi kimse tek lf sylemedi. Steiner, yavaa kalunu kaldrd. stasyonda kalan insan
vagon bir virajda koyboluncaya kadar arkasndan baktlar.
Marill, sonunda ksk bir sesle: Lanet olsun! dedi. Haydi gelin. Bir ey imeliyim. Bir ok kimselerin
lmn grdm, akat imdiye kadar hi bir insann intiharnda bulunmamtm."
Otele dndler. Kern ve Ruth, gen kzn odasna gitti. Bir sre sonra delikanl: Ruth dedi. Birdenbire
her ey yle bom-bolat ki insan, yor. Sanki btn ehir oluvermi gibi...
Akam st baba Moritz'i ziyaret ettiler. htiyar imdi yataa girmiti ve bir daha kalkmasna imkn yoktu.
Oturun yle ocuklar dedi. Hepsini biliyorum. Yapacak hi bir ey yok. Her insan, kendi alnyazsn
izmek hakkna sahiptir.
Moritz Rosenthal, artk bir daha buradan kalkamyacan biliyordu. Bu yzden yatan, pencereden
dary grecek gibi koydurmutu. Grd eyler yle pek ok deildi; sadece, kar taraftaki sra evlerin
bir paras. Fakat daha baka eyleri olmad iin bu kadar bile yetiyor da artyordu. Kesinden seyrettii
bu kar taraf pencereleri ihtiyar iin hayat kadar anlamlyd. Sabahlan pencereler ald zaman ortaya
kan bur sr yz seyrediyordu. Camlar silen zavall kzcaz, leden sonralar tllerin arkasnda hemen
hi kprdamadan oturup gzlerini sokaa diken yordun gen kadn ve akamlar ak pencerenin nnde
jimnastik yapan st kattaki kabak kafal adam, tanyordu artk. ndirilmi perdelerin arkasndaki ikindi n
saa sola hareket eden glgeleri, her eyi yzst braklm bir cehennem gibi kapkaranlk olduu
akamlar ve btn klarn yand teki eyleri hep u kesinden gryordu. Btn bunlar ve caddeden
duyulan bouk bir grlt, vcudunu deil hafzasnn olan dardaki dnya idi. teki dnyay, hatrlar
dnyasn, odasnn duvarlarnda buluyordu. Son kuvvetini toplam ve elinde bulunan btn fotoraf ve
resimleri, hizmeti kzn da yardmyla duvara
319
raptiyelemiti.
Yatan zerindeki duvarda soluk aile fotoraflar aslyd. Ana babasnn, 40 yl nce lm karsnn, 17
yandayken len bir torunun, sadece 35 yl yaam bir gelinin resimleri gibi bir sr lnn resimleri
arasnda Moritz Rosenthal bu yaa kadar yapayalnz yaamt. imdi de yine onlarn arasnda lm bek-
liyordu.
Karya gelen duvar ise tabiat manzaralariyle kaplyd. Balar, saraylar ve kuleleriyle Rhein havalisini
gsteren fotoraflar ve bu arada, Rhein'de gnein douunu veya kasrgay gsteren renkli gazete
resimleri ve Rhein nehri kysndaki kk Godes-berg ehrini gsteren bir dizi resim.
Moritz Rorenthal, treddtle: Elimden bir ey gelmiyor ar. tk, dedi. Burada Filistin resimleri asl
olmalyd. Hi olmazsa bunlarn arasnda bir ka tane bulunmalyd. Fakat byle eyler yaptm yok benim.
Ruth: Godesberg'de ne kadar yaadnz? diye sordu.
18 yana kadar. O tarihten sonra bu ehirden ayrldk.
Ya sonra?
Sonra bir daha bu ehre uramadm.
Ruth: Demek ki, ok zaman gemi baba Moritz? dedi.
Evet. O tarihte sen henz dnyaya gelmemitin, belki ancak anan yeni domutu.
Ruth, ne tuhaf, diye dnd. Bu resimler, u nmde duran alnn arkasndan oktan birer hatra olduklar
zaman daha be nim anam yeni domutu. Anam, meakkat dolu mrn yasay bitirdii halde bu ihtiyar
alnn arkasndaki hatralar, baz hayat lardan daha kuvvetliymiesine birer hayalet gibi yaamakta de vam
ediyorlar.
Kap vuruldu ve ieriye Edith Rorenfeld girdi. Moritz Rosent hal: Edith dedi. Nereden byle, benim
ezel sevgilin ?
stasyondan geliyorum. Moritz Max' selametledim. Londra' ya hareket etti. Oradan da Meksika'ya
gidecek.
Demek imdi yapayalnzsn, Edith.
Evet, Moritz. imdi hepsini bir yere yerletirdim, artk alabilirler.
Max, Meksika'da ne yapacak?
320
i olarak gidiyor. Fakat otomobil ticaretine atlamay denemek niyetinde.
Moritz Rosenthal: Sen iyi bir anasn Edith dedi.
Benim de teki analardan hi farkm yok, Moritz.
imdi ne yapacaksn? .
nce biraz dinlenmek niyetindeyim. Sonra yine iim var. Bu otelde 15 gn nce bir olan ocuu dodu.
Anasnn yaknda yine almaa balamas gerekiyor. te o zaman ben de olana byk analk
yapacam.
Moritz Rosenthal, yatanda bir parack doruldu: Bir olan ha?? 14 gnlk m? O halde bir Fransz
saylr. Benim seksen yamda bile baaramadm ey. Glmsedi. Ninni syli-yebilecek misin Edith?
Evet.
Benim olumu uyuttuun ayn ninnilerle mi? Ah Edith, o zamanlar geceli ne ok oldu. Bu ninnilerden bir
taneciini olsun bana da bir defa sylemek istemez miydin? Baz baz ben de, u-yumak isteyen bir ocua
benziyorum.
Hangisini istefdin, Moritz?
Fakir Yahudi ocuu ninnisini. Bunu senden ilk duyal tam krk yl geti. O zaman yle gen ve gzeldin
ki. Amma, sen hal da gzelsin, Edith.
Edith Rosenfeld, glmsedi ve bir parack ayaa kalkarak, atlak sesiyle bir eski yahudi arks
sylemee balad. Kadnn sesi, algl bir oyuncaktan duyulan incecik bir melodi gibi tuhaf kyordu.
Moritz Rosenthal bir para arkasna yasland ve kulak verdi. Gzlerini kapayp rahat rahat soluk ald. Bu
plak odann ortasnda ihtiyar kadn, vatanszln gaml melodisini ve hazin kelimelerini ar ar okuyordu:
Acbadem kurabiyeleri ve zml ekmekler Satmak olacak senin iin Ve bunlar satarak geirmek
zorunda kalacaksn Uyu ey yahudicik, uyu.
Ruth ve Kem hi seslerini karmadan oturuyor ve dinliyorlard. Balarnn zerinde ise zamann rzgr
hldyordu. htiyar kadnla karsnda oturan ihtiyar adamn konumalarnda 40
321
yl ve 50 yl szleri uuuyordu ve her iki ihtiyar da u anda, a-radan bu kadar zaman gemesini ok
olaan buluyorlar . Fakat bu geen zamann ortasna ken yirmier yllk iki hayat iin bir yl bile akln
alam/yaca kadar usuz bucaksz bir eydi ve onlar her eyin geip gideceini zaman denilen bu usuz
bucaksz bilinmezin kendilerini de yutacan, bir kbustan korkar gibi t ilerinden duyuyorlard.
Edith Rosenfeld, ayaa kalkt ve Moritz Rosenthal'in stne eildi. htiyar, uyuyordu. Kadn bu ok yal
yz bir sre gzden geirdikten sonra gelin dedi, brakalm da uyusun.
I sndrd ve ayaklarnn ucuna basarak karanlk koridora ktlar, ayaklaryle yoklya yoklya karya,
kadnn odasna getiler.
Kern, kocaman bir el arabas dolusu topra pavyondan alp kardaki Marill'e tarken iki Bay tarafndan
durduruldu.
Bir tanesi, Marill'e Ltfen siz de bir dakika durun, dedi.
Kern, arabay zahmetle yere brakt. Anlamt. Delikanl, sesin bu tarzn bilirdi, dnyann neresinde olsa,
bu yumuak, nazik ve usul sesi duyunca en derin uykudan bile hemen srayp kalkard.
Bize vesikanz gsterir misiniz?
Kern: Yanmda deil cevabn verdi.
Marill: Ltfen vesikanz siz daha evvel gsterir misiniz? dedi.
Elbette. Hay hay. te sanrm bu kadar yeter? Polis. Bu bay da Bakanlnn mfettiidir. Ne yapalm,
Fransz isizlerinin kabark yeknu yznden kontrol yapmaa mecbur kalyoruz...
Hakknz var, baym. Fakat size maalesef yalnz bir ikmet tezkeresi gsterebileceim, i msaadem yok.
Bunu siz de beklemiyordunuz her halde...
Mfetti, nezaketle: Tamamiyle hakknz var baym, dedi. Bunu biz de beklememitik. Fakat bu kadar
da yetiir. inize devam edebilirsiniz. Hkmet bu olaanst durumdan dolay sergi iin pek ince aratrp
sk dokumuyor. Rahatsz ettiimiz iin-kusura bakmayn.
Rica ederim, grevinizi yapyorsunuz. /
322 ?
Mfetti Kem'e dnd ve: Sizin vesikanz da grebilir miyim? diye sordu.
Benim yok.
Relcepisse'niz de yok mu?
Hayr.
zinsiz mi snr getiniz?
Baka arem yoktu ki!
Polis mdriyetinin adam: ok mteesirim. Fakat bizimle vilayete kadar gelmeniz gerekiyor.
Kern: Bunu ben de tahmin etmitim, mukabelesinde bulundu ve Marill'e dnd: Enselendiimi Ruth'a
sylersiniz. Elimden geldii kadar abuk dnmee alacam. Hi meraklanmasn.
Kern, Almanca konumutu. Ffetti, nazik bir tavrla: E-er bir para konumak isterseniz bizden yarra
serbestsiniz, dedi.
Marill de Almanca olarak: Siz dnnceye kadar Ruth'la ilgileneceim, dedi. Haydi bakalm, gle gle
koca bebek! Basel zerinden snr d edilmee bakn. Burgfelden snrndan yine Fransa'ya dnersiniz.
Steiff misaf irhanesinde St. Louis'deki Steiff oteline telefon ederek, Mlhausen'e, oradan da Belfort'a gidecek
bir taksi isteyin. En gvenilir yol budur. Sante'ye gtrlnce ilk frsatta bana yazn. Hem Klassmann da
megul olacak ayrca. imdi ona telefon edeceim.
Kern bayle Marill'e bir peki iareti yaptoktan sonra memurlara dnd: Ben hazrm.
Polis mdriyetinin adam delikanly civarda bekliyen bir baka adama devretti. Mfetti glmsiyerek
Marill'e bakt ve: Gzel vedalama, dedi. Snrlarmz iyi tanyora benziyorsunuz.
Marill: Maalesef cevabn verdi.
Marill, VVaser ile beraber bir meyhanede oturuyordu: Haydi gelin, de birer iki daha yuvarlayalm dedi.
Hay melun ey hay! Otelde bir trl iim rahat etmiyor. Byle bir ey bama ilk defa geldi. Siz ne
ieceksiniz? Bir Fine mi, yoksa Pernod mu istersiniz?
VVaser, kendini beenmi br anlatmla: Fine olsun de-
323
di, tekini karlar ier.
Maritf: Fransa'da deil dedi ve garsona bir konyak ile halis bir Pernod smarlad.
Waser: Size unu syliyebilirim ki, diye balad. Bizim evrelerde byle eyler olaan ilerdendir.
Herhangi birisinin alp gtrldn ve arkada kalan kar ya da kzma bu ii anlatmak lzm geldii ok
olur. En iyisi, kadnlarmzn, hep feragat istiyen genel sorunlara atlmalar gerekirdi.
Ne gibi genel sorunlar?
Hareketi, ynlarn ihtillci hamlelerini kastediyorum, phesiz!
Marill, gen komnisti bir an inceledikten sonra sakin bir tavrla: VVaser dedi, bu suretle de fazla bir
ilerleyiimiz olamazd her halde! Byle eyler ancak bir sosyalist beyannamesine yarar, baka ie deil.
Siyas ilere burnunuzu soktuunuzu unutmutum. nce u ieceklerimizi yuvarlayalm da silha sonra
sarlrz. Elbette bu iler de u veya bu yoldan dzelir.
Paralan verdiler ve pl pl erimi karl sokaklardan geip Verdun oteline dndler. VVaser, otelin
katakomba benziyen yemek salonuna doru gzden kayboldu. Marill de yava yava merdivenleri kt.
Marill, Ruth'un kapsn tkrdatt. Kap gen kz sanki arkasnda bekliyormu gibi hemen ald. Ruth'un
yzndeki tebessm Marill'i grr grmez silindi ve A, Mariffmi! dedi.
yle. Nasl herhalde Marill'i beklemiyordunuz, deil mi?
Ldvvig geldi sanmtm. Hem onun da her an gelmesi gerekir!
Evet.
Marill, ieriye girdi ve masann stndeki tabaklara, stnde su kaynyan bir ispirto lambasna, ekmee,
baa ve bir vazonun iinde ieklere bakt". Btn bunlara ve nnde soru dolu baklarla duran Ruth'a
baktktan sonra bir eyler yapm olmak iin vazoyu alp yukar kaldrarak: iekler! diye mrldand.
Demek hal iek merak...
Ruth: Paris'te iekler ucuzdur, dedi.
yle! Fakat ben bu sebepten sylememitim, dedi ve vazoyu, ucuz ve kaln adi camdan deil de incecik
porseiendenmis
324
gibi byk bir dikkatle yerine brakarak: Bu kr olas aksilik de her eyin stne ty dikti, dedi.
O da ne?
Maril, cevap vermedi.
Ruth, birden: Ne olduunu biliyorum, dedi. Polis Ld-wig'i yakalad.
Marill, gen kzdan tarafa dnd. yle, Ruth.
imdi Ldvvig nerede?
Vilyete.
Ruth, tek kelime konumadan mantosunu ald. Srtna geirdi, cebine bir ka ey sokuturdu ve MarilPin
nnden geip kapdan frlamak istedi. Marill gen kzn yolunu kesti ve: lgnln lzumu yok, diye sze
balad. Bu hareketlerin ne ona, ne de size bir faydas dokunur. Durumu izliyen bir adammz u anda
vilyette bekliyor. Haydi vazgein bu gitmek sevdasndan.
Bu elimden gelir mi? Hem onu muhakkak grmeliyim de! Brakn, kesmeyin yolumu. Hi olmazsa snr
beraber geerdik.
Marill, gen kz smsk tutuyordu, Ruth'un, vcudu kurulmu bir yay gibiydi ve sapsar olmu yz
heyecandan klmt. Sonra birden kendini brakt ve perian bir halde: Marill, dedi, imdi ben ne
yapaym?,
Burada kaln. Klassmann, vilyettedir. Olup bitenleri bize bildirecek! Kern'i, olsa olsa snr dar ederler.
Bu durumda birka gn sonra yine aramzda bulunur. Hem ben ona sizin akll uslu davranacanza ve
kendisini burada bekliyeceinize sz vermitim.
Gen kzn gzleri yaarmt: Evet, byle yapmaa alacam. Mantosunu karp brakarak: Marill,
dedi, ne diye btn bunlar bamza geliyor? En ufak bir zararmz bile dokunmad hi "kimseye?
Marill, gen, kza dnceli dnceli bakarak: Sanrm ki, btn sebep de bu dedi. Hakikaten bu i
byle sanyorum.
Acaba Kern'i hapishaneye mi gtrecekler?
Zannetmem. Bu ii Klassmann'dan reniriz. Hele bir yarn sabaha kadar bekleyelim de.
Ruth, bayle dorulad ve mantosunu yerden ald: Klassmann, size daha baka bir eyler syledi mi?
325
Hayr. Onunla sadece bir saniye grtm ve hemen vilayete gitti.
Bu leden evvel ben vilyetteydim. Onunla beraber armlard da. Ve gen kz, mantosunun
cebinden bir kt kard, eli ile bir dokundu ve Marill'e uzatarak. Bunun iin a. rmlar, dedi.
Gen kzn gsterdii kt drt haftalk bir ikmet tezkeresi idi. Mlteciler komitesi salad. Mddeti
gemi bir pasaportum vard ya. Haberi bugn Klassmann getirdi. Btn ay bu iin peinden komutu.
Ldvvig'e gsterecektim. Masann stne iekleri de bunun iin koymutum.
Ya, demek yle! Marul, vesikay elinde tutuyordu. Mel'-un bir talih ve uursuz bir felket ayn zamana
rastlad, dedi. Fakat talih daha fazla. Bu sizinki bir nevi mucize, bylesi yle kolay kolay bir daha ele
gemez. Fakat Kern yine gelir. Doru sylemiyor muyum?
Ruth: Evet dedi. Biri olmadan teki olmuyor, Kern'in muhakkak geri gelmesi gerekiyor.
yle. Haydi bakalm imdi benimle dar kn! Yemeimizi herhangi bir yerde yeriz. Hem biraz da bir
ey ieceiz... ikmet tezkeresinin ve Kern'in erefine. Merak etmeyin, Kern tecrbeli bir askerdir. Biz
hepimiz de birer askeriz zaten. Siz de yle. Hakl mym?
Evet.
Sizin u elinizdeki kda kavutuunuzu Kern renseydi, vallahi elli defa bile oynya oynya kendini
snr d ettirirdi. Bunu siz de pekl bilirsiniz ya?
Evet, bende yz defa burada kalmay tercih edecektim...
Maril, gen kzn lfn kesti. Biliyorum. Kern yine aramza dnnce bu ii konuuruz. Askerin ilk
kurallarndan biri de budur.
Geri dnecek paras var m?
Sanrm. Tecrbeli bir sava olarak bizlerin yannda zarur bir olayda kullanlabilecek kadar bir ey
daima bulunur. Pa. ras yetmezse, Klassmann, geri kalan ksm ona gizlice ulatrmann yolunu bulur. O
bizim ncmz ve keif kolumuzdur. Haydi imdi gelin! Dnyada iki denilen eyin bulunmas bazan in-
326
sana yle mthi geliyor ki! Hele son gnlerde.
Tren snrda durduu zaman Steiner, son derece uyankt. Btn sinirleri gergindi. Fransz gmrk memur-
lan lakayt bir tavrla ve abucak ilerini bitirdiler. Sadece pasaportu sormular, damgalamlar ve Steiner'i
kompartmannda brakp gitmiler. Tren yine harekete gemi ve yava yava yol almaa balamt.
Steiner, bu anda, kendi alnyazsnn izildiini biliyordu. Fakat artk geri dnemezdi.
Bir mddet sonra iki Alman memuru geldi ve selm verdiler: Ltfen pasaportunuz!
Steiner, vesikay cebinden ald ve soruyu sormu olan gen memura verdi.
teki memur: Almanya'ya ne diye yolculuk ediyorsunuz?
Akrabalarm ziyaret etmek istiyorum.
Pariste mi yayorsunuz?
Hayr, Graz'da. Paris'teki bir akrabamn ziyaretine gitmitim.
Almanya'da ne kadar kalmak niyetindesiniz?
Aa yukar 15 gn. Sonra Graz'a dneceim.
Yannzda dviz var m?
Evet, 500 frank.
Bunu da pasaporta kaydetmek gerekiyor. Paray Avustur-yadan m getirmitiniz?
Hayr. Paris'teki bir yeenim verdi.
Memur, pasaportu bir sre inceledikten sonra iine bir eyler yazd ve damgalad. tekisi de:
Gmrklenecek bir eyiniz var m? diye sordu.
Steiner, valizi aa ald: Hayr, hibir eyim yok.
Daha byke eyanz yok mu?
Hayr, bu grdnzden baka hi bir eyim yok.
Memur, valizin iine kaamak bir bakt:
Yannzda gazete, matbua veya kitap gibi eyler var m?
Hayr, hibir ey yok. ? Teekkr ederim. Gen memur Steiner'e pasaportunu geri verdi. kisi de
selm verip gittiler. Steiner, rahat bir nefes ald. Birden, terden srlsklam olmu bulunduunu farketti.
Tren, daha hzl yol almaa balamt. Steiner, geriye doru
327
yasland ve pencerenin arkasndan darya bakt. Gece idi; gkyzndeki aceleci bulutlar adamakll
alalmlard ve u. rada burada yldzlar ldyordu. Gzlerinin nnde, yar aydnlatlm kk istasyonlar
uuuyor, krmz ve yeil iaretler kayor ve raylar parldyordu. Steiner, pencereyi aa indirdi ve
darya bakt. Trenin yol alrken nemli bir rzgr yzn ve salarn yalad. Derin derin nefes ald. Bir
baka hava teneffs e-diyor gibiydi. Rzgr, bir baka rzgr, ufuk, bir baka ufuktu. Cadde kenarlarndaki
kavak aalar, daha baka ve daha ana kvrlyorlar ve caddelerse Steiner'in ta kalbine uzanmaktadrlar.
Derin derin nefes ald. Ate gibi yanyordu ve damarlarndaki kann sesini duyuyordu. Bu bilinmezlerle dolu,
fakat hi de yabanc olmyan topraklar kalkp Steiner'e bakmaktadr. Hay aksi eytan, diye dnd. Bu da
nesi, galiba airleiyorum. Yine yerine oturdu ve uyumaa alt. Fakat imkn yok, uyuyamyordu. Dar-*
dan kayp geen bu karanlk toprak paralar insan ekiyor ve aryordu. Bu karanlk paralarn iinde
hatralar ve ehreler beliriyordu. Tren, Ren kprsn geerken savan glk dolu yllar yine
karsndayd. Prl prl yanan ve souk bir hlt ile akp giden su, yukarya doru yzlerce ad, kaybolmu,
lm, hemen hemen unutulmu isimler, alaylarn, arkadalarn ehirlerin ve kararghlarn isimlerini yllarla
rlm usuz bucaksz bir gecenin bir sr ismini, frlatmaktadr. Sanki bir arpma olmutur ve Steiner,
gemi gnlerinin koparm olduu bir frtnann ortasnda kalmtr. Kendini korumak istemekte ve elinden
bir eyler gelmemektedir.
Kompartmanda yapayalnzd... Birbiri peinden sigara iiyor ve bu darack yerde bir aa bir yukar
dolayordu. Btn bunlarn kendi zerinde bu kadar mthi bir tesiri olacan sanmt. Ertesi sabah, gze
arpmadan ii baarmak iin neler yapmas gerektiini, hastaneyi, kendi vaziyetini ve arkadalarndan
hangisini bulup bilgi istiyebileceini dnmek iin, mthi bir aba sarfetmee balad.
Fakat u anda btn bunlar, tuhaf bir sis arkasndan grnmekle, yakalamak istedike elinden
kamaktadr. Hatta, u anda iinde yzd ve kucana doru atld tehlike bile bir biim gibi
siliklemektedir. Steiner'in kanndaki titremeyi gi-
328
dermek ve onu, olaylar dnmee zorlamak kudretinden bile yoksun bu tehlikeli bir girdaba, iinde
Steiner'in hayatnn 'karanlk bir raks ve mistik bir geri dn gibi dnd sansn veren bir girdaba doru
srklemektedir. Steiner, bu gecenin son gece olduunu biliyordu. Yarn her eye bir kbus kecekti. Bu
gece, kntnn vzhlndan, gerein acmazln-dan uzak, son tertemiz gece idi. Steiner,
dnmekten vazgeti ve kendini brakt.
lieri doru koan trenin penceresinden grlen gece, koskocaman bir yelpaze gibi almakta ve bir adamn
krk yl ve hayat zerine yaylmaktadr. Bu krk yl, adam iin bir sonsuzluk demektir. Tektk klar ve baz
-baz duyulan kpek sesleri ile, kayp geen u kyler onun ocukluk gnlerinin kyleridir. Adam, btn bu
kylerde oynam, yaz ve klar buralarda gemi ve bu kylerin kilise anlar her yerde onun iin almt.
Gzlerinin nnde uuan u simsiyah ve uykulu ormanlar da onun genliinin ormanlardr. Bu ormanlarn
yeil prltl gruplar adamn ilk gezmelerini glgelemi ve ayna gibi gllerinde, nefes nefese-yznn aksi
dolamt. Kayn aalarn ttren ve canlar inleten rzgr da pek ok eski zamanlardanberi esmekte olan
macera rzgr idi. Koca koca tarlalar arasnda bir ebeke gibi yaylan bu donuk ltl caddeler. O, btn bu
caddelerde dolam, drt yol azlarnda tereddt etmiti, Adam, bu caddelerin vedlarn ve mitlerini, bir
snrdan teki snra kadar sren dnlerini, bu caddelerin iki yannda uzanp giden kilometre talarn ve
iftliklerini de tanrd. Sonra; damlarn altndaki klarn birer tutsak gibi bzld ve yurt kadar krm-
zmtrak klarn pencerelerinden fkrd u evler... O, bu evlerin her penceresinde oturmutu; kap
tokmaklarnn ho basncn bilirdi ve lambann altna vuran yuvarlak kta aln biraz ne doru km
olduu halde ve bir altn yamuru iinde l l yanan bu alev alev salarn sahibini tanrd. Dnyann btn
ke bucaklarnn ve caddelerinde bazan lo ve ou hemen hi seilmez bir halde dikilip beklemi olan bu
kadn yzn, bu zlem dolu, bu unutulmak istei dolu yz, u anda simsiyah bir gece halinde her yeri
kaplyan gkyzne yaylan ve ona kar utuu hayatnn yzn, bulutlarn arkasnda lda-
329
yan gzleri, kar ufuktan bu yana hi kprdamadan konuan az, aalarn iniltisinde ve rzgrlarda
hissettii kollar, etraftaki arazinin ve kendi kalbinin sonsuz bir mutluluk iine gmld bu kadn
glmseyiini de tanrd.
Steiner, damarlarnn eriyip aldn, kannn aldyan berrak akntya karp daha gl geri dner gibi
olduunu hissetti. Elleri, kendi ellerine benziyen ve vah sularn buharda buzlar eritmesi gibi vcudundan
kopard paralar alp gtren bu anaforlar iinde kaynyan aknt onu, kardan doru uzanan tanmad
ellere srklyor ve bu usuz bucaksz tek gecenin iindeki candan balln babo mutluluunu, ksacas
ne varsa, hayatnn kaybolmu yllarn sevginin parlakln ve kntnn tesinde yine dnlecei zerine
derin inanc getirip gsne brakyordu.
Steiner, gidecei yere sabahn on birinde vard. Valizini, bagaja verdi ve hemen hastaneye yolland. ehri
grmyordu; sadece iki yanndan geip ileri doru srklenen insanlar, arabalar ve evler seli vard.
Byk ve beyaz binann nnde duraklad. Bir an tereddt etti. Geni cmle kapsna, kat kat ve bitip
tkenmiyen sralar halinde pencerelere hayretle bakt. u binann herhangi bir kesinde... Fakat belki de
artk i iten gemitir. Dilerini skt ve admn ieri att. .
Mracaat kaleminde: Ziyaret saatini renmek istiyorum, dedi.
Hemire: Kanc snfnkini? diye sordu.
Bunu ben de bilmiyorum. lk defa geliyorum.
Kimi grmek istiyorsunuz?
Hemire lakayt bir tavrla kaln bir defteri at zaman Steiner bir an hayret etti. O, Steiner ismini duyunca
hemirenin havaya srayacan ve herhangi birini, bir polisi, bir nbetiyi aracan ve ya da bu
bembeyaz salonun kvereceini hemen hemen de beklemiti.
Hemire, defterin yapraklarn evirerek: Birinci snf mteriler iin ziyaret saati serbesttir, dedi ve
aratrmaa devam etti.
Steiner: Birinci snf olmamal diye karlk verdi. Belki
330
nc snf.
nc snf iin ziyaret saati ten bee kadardr.
Hemire aryordu. Bir aralk: Ad nasld ki?.. diye yine sordu.
Steiner Marie Steiner derken, Steiner'in boaz kuruyu-vermiti. Gzlerini; lm karar
bekliyormusasna bu gzel azdan kacak lm! cevabn biliyordu:
Hemire: Marie Steiner dedi, kinci snfta yatyor. Beinci katta 505 numara. Ziyaret saati ten altya
kadar. '
505 numara. ok teekkr ederim, hemire.
Rica ederim, baym.
Steiner, hal bekliyordu. Hemire, vnlayan telefona u-zanmt. Bir ey daha m soracaktnz, baym?
Steiner: Acaba hal yayor mu? diye sordu.
Hemire telefonu brakt. G anlalan teneke gibi bir ses syleyip duruyordu hal. Sanki telefon bir let
deil de, bir hayvand.
Hemire, nndeki deftere bakarak: Elbette, baym, dedi, yoksa adnn yanna iaret konurdu. Vukuat
daima saati saatine ilenir.
Teekkr ederim.
Steiner, hemen yukarya kp kamyacan sormamak iin kendini zorlad. Bu acelesinin sebebini
anlamak ieyeceklerinden korkmutu. Oysa, onun hibir surette dikkati ekmemesi gerekirdi. Bu dnce ile
hastaneden kt.
Gittike daha byk halkalar izerek hep hastane civarndaki caddelerde hedefsiz, gayesiz dolat durdu.
Marie yayor, diye dnyordu. Aman yarabbi, karm yayor. Sonra birden, ya birisi beni tanrsa, diye
korkuya kaptrd kendini. Ziyaret saatini beklemek zere cra bir meyhane arad. Yiyecek bir eyler
smarlad. Fakat bunlar bir trl boazndan gemediler.
Garson, Steiner'e tuhaf tuhaf bakt: Hounuza gitmedi mi?
Yooo. ok gzel. Fakat daha nce bir bardak kiraz raks getirin bana.
Yemei bitirmek iin kendini zorlad. Bu ii bitirdikten sonra garsondan gazete ve sigara istedi. Okuyormu
gibi bir tavr taknd. Zaten maksad da bu idi. Fakat aln sanki bir duvarla 6-
331
rlmt de ieriye hibir eyler geemiyordu. u anda, yemek ve bira kokan yar karanlk bir yerde
oturuyor ve mrnn * en mthi saatlerini yayordu. Tam bu saatlerde Marie'nin lmekte olduunu hayal
ediyor, karsnn mitsiz mitsiz kendisine seslendiini iitiyor, kadnn ecel terleri dken yzn gryor ve
o, kurun kadar hareketsiz bir halde sandalyesinde oturuyordu.' Gzlerinin nnde gazeteler hrdyor ve
Steiner, inlememek iin, oturduu yerden srayp, hastaneye komamak iin dilerini skyordu. Saatin tkr
tkr iliyen yelkovan, Steiner'in hayatn hareketsizletiren ve arlndan dolay da onu boacakm gibi
olan alnyazsnn koluymu gibiydi.
Steiner, sonunda gazeteyi brakt ve doruldu. Tezgha yaslanm garson dilerini kartryordu.
Mterinin kalktn grnce davrand ve Hesap m? diye sordu.
Steiner: Hayr, dedi. Bir kiraz raks daha.
Garson: Hay hay dedi ve doldurdu.
Siz de bir tane ier misiniz?
eriz ya...
Garson, bir bardak daha doldurdu ve iki parma arasnda tutup kaldrd: Shhate...
Steiner: Evet, dedi, shhate.
Bardaklarn boaltp masaya braktlar. Steiner:
Bilardo oynar msnz? diye sordu.
Garson, salonun ortasnda duran toyu yeil rtl masaya bakt: Azck.
Bir parti yapalm m?
Neden olmasn? yi oynar msnz?
Epiydir oynamadm. sterseniz bir deneme partisi yapalm.
Kabul.
Sopalara tebeir srdler ve bir iki vuru yaptlar. Sonra bir parti yaptlar ve Steiner kazand.
Garson: Benden daha iyi oynuyorsunuz, dedi, bana 10 say avans vermelisiniz.
Al.
Steiner, bu partiyi kazanacak olursam her ey dzelecek, diye dnd. Karm yayor, onu gryorum ve
belki de iyile-
332
/
ecek.
Steiner, btn dikkatini toplyarak oynad ve kazand. Bu defa size yirmi say avans vereceim dedi.
Verecei bu yirmi say avans, Steiner iin hayat, salk ve kurtulua bedeldi. Bu beyaz toplar ve bu istekalar,
Steiner'in alnyazs anahtarlarnn akrtsn hatrlatyordu. Garson, iyi bir oyun kararak 12 say yapp
sonuca yaklat. Fakat tam son vuruta bir santim yznden kaybetti. Steiner, kendininkini alp balad.
Gzlerinin nnde bir eyler uuuyordu ve birka defa durup dinlenmek zorunda kald, fakat hi yanlsz
olarak oyunu bitirdi.
Garson, ven bir tavrla: yi oynadn, dedi.
Steiner, borlulukla br ba iareti yapt ve saate bakt: - geiyordu/Acele acele paray verdi ve kp
gitti.
Steiner, linolyom deli basamaklar trmand. Yksek, dev gibi ve lgnca uultudan baka bir ey
duyulmuyordu. Bir trl sonu gelmiyen koridor, durmamacasna kvrmlar yapyor ve birdenbire beyaz bir
kap ortaya kp Steiner'in nnde sessizce ykseliveriyor: 505.
Steiner, kapy vurdu. Cevap veren olmad. Bir daha vurdu. u anda bile baz eylerin olabileceine dair
mthi bir korku uyandrmak ister gibi, bir aba gsteriyordu. Kapy at.
kindi gnei altnda nnde uzanan bu kk oda, bir baka dnyann bar ve skn sembol zerinde
hibir tesir yapmamt. Steiner, sendeledi ve apkasn drd. Eilip apkay kaldrmak istedi. Fakat tam
eilirken, srtna vurulmu gibi yere kapanverdi ve yaptn bilmeden yatan yanma diz kt, memlekete
dnmenin ruhunda uyandrd derin sarsntnn tesiri ile sessizce boand.
Kadnn gzleri uzun mddet byk bir sknla ona baktlar. Sonra yava yava huzursuzlatlar. Aln
krmaa ve dudaklar kprdanmaa balad. Sonra bu baklarda- bir korku glgesi uutu. Yorgann
stnde hi kmldamadan duran el, gzlerin grd bu eylere temas etmek ve doruluuna inanmak ister
gibi kalkt.
Kadn, ban dorultmaa alt. Baklar, yzne dokunacak kadar yaklam Steiner'in yznde
dolatlar.
Steiner: Tellanma, Marie, benim dedi, ben geldim.
333
Kadn: Joseph diye fsldad.
Steiner'in ba nne dverdi. Gznden yalar fooan-yordu. Dudaklarn sryor ve hkryordu:
Benim, Marie. Benim, sna dndm.
Kadn: Seni ele geirecek olurlarsa... diye fsldad.
Beni bulamazlar. Beni bulmalarna imkn yok. Burada kalabileceim. Senin yannda kalacam.
Joseph, vcuduma dokun. Karmdaki adarffln sen olduunu anlyaym. nk imdiye kadar seni hep
byle karmda grrdm.
Steiner, bu mavi damarl ve ku kadar hafif eli tuttu ve pt. Sonra da, kadnn zerine eildi ve
dudaklarn, kadnn yorgun ve epeydir ak duran dudaklarna yaptrd. Yine do-rulduu zaman, kadnn,
gzleri ya iinde idi. Yzn, tatl tatlr sallad ve yalar, yamur damlalar gibi aa dkldler.
Senin gelemeyeceini biliyordum. Fakat yine de hep seni bekledim.
imdi senin yannda kalyorum, artk.
Kadn, Steiner'i geri itmek istedi: Burada kalamazsn ki! Gitmen lzm. Buralarda olup bitenleri sen
bilmiyorsun. Hemen gitmelisin. Haydi Joseph, git...
Hayr hibir tehlike yok.
Tehlike var, Joseph. Bu ileri ben senden daha iyi bilirim. Seni grdm ya, bana bu kadar da yeter.
Fakat imdi git. Hem ben artk ok yaamyacam. Yalnz bama da lebilirm.
Senin yannda kalabilecek gibi davrandm. Marie. Yaknda kacak bir genel aftan ben de istifade
ediyorum.
Kadn, sylenilenlere inanmam gzlerle kocasna bakt.
Steiner: Doru sylyorum, dedi. Yemin ederim kfv sylediklerim yalan deil, Marie. Fakat buraya
geldiimi kimsenin bilmemesi daha iyi. lkin renirlerse de korkmaa fi lzum yok.
Ben bir ey sylemerr, Joseph. Bu ana kadar da hi bir ey sylemedim zaten.
Steiner: Bunu bilirim, Marie, derken alnnn arkasndan bir ate bast, benden boanmadn deil mi?
Hayr. Bu nasl elimden gelirdi. Bu yzden bana darlma,.
334
/
joseph.
Bunu seni niin istemitim, benim yzmden bann derde girmemesi iin.
Glk ekmedim Joseph. Yardm da grdm. Hatta bu oda iin bile. Yalnz odada yatmak elbette daha
iyi idi. Yalnz o-lunca hep seni dnebiliyordum. Steiner, karsna bakt. Yz erimi, kemikleri ileri
frlam, deri balmumu rengini alm ve yer yer morarmt. Boynu, kopacak kadar incelmiti. km o-
muzlarndan gs kemikleri frlyordu. Hatta gzlerinin feri bile kamt. Sadece, snp giden bu vcut
zerinde muzaffer olmak istercesine gemiin btn kuvvetini toplama benziyen salar ldyor ve
parldyordu. Salar, keten rtnn altnda hemen de hi kmldanmadan duran u ocuumsu vcuda kar
alm ateli bir protesto, altn sars ve krmz renklerden yaplm bir zafer sembol gibi, bu ikindi
gneinin altnda durmaktadrlar.
Bu sra tkap ald ve ieriye bir hemire girdi Steiner, ayaa kalkt. Hemire, ste benzer bir mayi ile dolu
ieyi masaya brakt ve aceleci gzleri ile Steiner'i tetkik ederken: Misafiriniz mi var? dedi. ,
Hasta kadn, ban kmldatt ve Breslau'dan geliyor, dedi.
Demek bu kadar uzak yerden? yi; hi olmazsa biraz vakit geirirsiniz.
Dereceyi karrken hemirenin mavi gzleri yine acele acele Steiner'in zerinde dolatlar.
Steiner: tei var m? diye sordu.
Hemire, nezaketle: Yok! karlm verdi. Gnlerdenbe-ri atei yok.
Hemire dereceyi koyup gitti. Steiner, yatan yanna bir sandalye ekti ve Marie'nin karsna oturdu.
Kadnn ellerini, ellerinin iine ald ve sorduu eyin anlamszln kendi de bildi halde: Buraya geldiime
seviniyor musun? dedi.
Marie, yznn herhangi bir izgisini deitirmeden; Dnyada daha gzel ne olabil ki! dedi.
Birbirlerine baktlar ve sustular. Syliyecek ok az ey vard; zira beraber bulunmalar bal(bana
hereye bedeldi. Birbirlerine bakyorlar ve baka hibir ey gzlerine grnmyordu.
335
Birbirlerinin iinde kaybolmutular. Kendi kendilerine yine dn-mlerdi. Artk hayatta ne gelecek, ne de
gemi vard;sadece yaanlan an vard. Sadece rahatlk, sessizlik ve skn vard.
Hemire bir daha yanlarna geldi ve yatan baucundaki tabelya derecesini yazd; ikisi de bunu hemeh
hemen farketme-diler. Hl birbirlerine bakyordular. Gne, 'ileri doru yava yava kayd; bir akam
yangn gibi alev alev tutuan gzel salardan istemiye istemiye ayrld ve k vcutlu yumuak, bir kedi gibi
yasta kt. Daha sonra, yine istemiye istemiye kar duvara geti ve yukarya doru trmand. kisi de
hl birbirlerine bakyordular. Mavi renkli ayaklaryla gelen gurup, oday doldurmutu. Onlar, hl birbirlerine
bakmakta ve birbirlerinden ayrlmamaktaydlar. Bu hal, odann kesinden frlayan glgelerin kanatlar bu
bembeyaz, bu bir tanecik yz rtnceye kadar srd.
Kap yine ald ve k dalgas iinde hekim ve arkasndan da hemire ieri girdiler. Hemire: Artk gitme
zaman geldi dedi.
Peki diyerek Steiner doruldu ve yatan zerine eilerek: Yarn yine geleceim, Marie dedi.
Kadn, oyundan yorgun den yar uykulu ve yar rya gren bir ocua benziyordu: Peki dedi. Steiner,
bu cevabn, kendisine mi, yoksa kadnn ryasnda grd insana m verildiini anlayamamt: Peki
Stener, yarn yine ger.
Steiner, darda hekimi bekledi ve kadnn bu durumunun daha ne kadar sreceini sordu. Hekim onu
szdkten sonra: , pek pek drt gn dedi. Bu kadar sre dayanabilmi olmas da bir mucizedir.
Steiner: Teekkr ederim dedi ve merdivenleri indi. Byk kapnn nnde durdu. nnde uzanp giden
ehri birdenbire grd. Dnnn ilk anlarnda btn bu grdklerinin sahi olduuna inanmamt. Fakat u
anda nnde uzanan her ey apak ve gerekti. Steiner, caddeleri, evleri ve her ke bucakta, her evin
kapsnda ve btn yzlerde pusu kurmu oian sessiz ve grnmez tehlikeyi, gryordu. Elinden pek fazla
bir ey gelemi-yeceini de biliyordu. Balta girmemi ormandaki vah hayvann su banda yakalanmas gibi
onu da burada u anda arkasnda ykselen bu beyaz ta binada yakalyacaklard. Fakat ayn zamanda
336
buraya yine gelebilmek iin kendisini iyi saknmas gerektiinin de farkndayd. Bir an, acaba dostlarmdan
birini grsem mi, diye dnd. Fakat yine de orta snf bir otelde karar kld. lk gn iin byle hareket etmek
en ihtiyatls olacakt.
Kern, La Sante hapishanesinin bir hcresinde oturmu, Avusturyal Leopold Bruck ve VVestphalI'li
Moenke ile kesekd yaptryordu.
Bir mddet sonra Leopold: ocuklar dedi Manda gibi bir itahm var. Ceza grmiyeceimi bilseydim,
u irii tknmak isterdim.
Kem: On dakika daha bekle karln verdi. Akam yemei gelecek
Ne faydas var! Sonra, bsbtn ackacam.
Leopold, bir kesekdn iirip patlatt: Byle felket zamanlarnda insann bir midesi olmas ne sefalet.
u anda bacak veya gs tarafndan bir et paras aklma getirecek olsaydm, btn bunlar altst
ederdim.
Moertke, ban kaldrarak: Ben daha ok byk ve kanl bir biftek dnyorum, diye grn
aklad. Yannda soan ve patetes kzartmas. Bir de buz gibi bira.
Leopold: Yeter diye inledi. Brak da baka eyler dnelim. Bana 'kalrsa iekleri...
Ne diye baka ey deil de iekleri? Gzel bir eyleri dnm olmak iin, anlamyor musun? Biraz
oyalanmak iin!
iekler beni oyolamaz ki.
Leopold, btn dncesini younlatrmaya alarak: Bir defa bir gl tarh grmtm. dedi, geen
yazd. Pallanza hapishanesinin nnde, akam gnei vard ve henz tahliye edilmitik. Krmz krmz
gllerdi. yle krmz idiler ki... Tpk, evet tpk eye benziyordular, tpk...
337
Moenke tamamlad: Tpk iy bir biftek gibi.
Hay Allah mstahakm versin be!
Bir anahtar sakrdad. Moenke: Hah ite zkkm geliyor, dedi.
Kap ald. Gelen, yemek getiren hapisane hademesi deildi, gardiyand: Kern dedi.
Kern, doruldu.
Benimle gelin, ziyaretiniz var.
Leopold: Galiba cumhurreisi gelmi! diye bir tahmin yrtt.
Belki de Klassmann'dr. Onun evraki muntazam. Yiyecek bir eyler getirmi olmas kabil.
Leopold, ateli ateli: Tereya olmal, dedi. Hem de kocaman bir para. Ayiei gibi sapsar bir
para.
Moenke srtt ye: Leopold be! dedi, airlikten kurtulam-yorsun vesselam, u srada bile ayiekleri
hayal ediyorsun!
Kern, bir yumruk yemi gibi kapnn aznda kala kald. Nefesi tutulmu bir halde: Ruth, dedi. Buraya
nasl gelebildin? Yoksa ele mi getin?
Hayr, hayr, Ludvvig.
Kern, lakayt bir tavrla keye yaslanm olan gardiyana kaamak bir bak frlattktan sonra acele acele
Ruth'a doru yrd. Almanca olarak: Allah akna Ruth, hemen git! diye fsldad. Olup bitenlerden
haberin yok. Her an tevkif edilmekliin kabil. Bunun mnas ise drt hafta hapis ve tekrarnda alt ay
demektir. Haydi, abuk git abuk ol!
Ruth, delikanlya rkerek bakt: Drt hafta m? Burada drt hafta m kalacaksn?
Bunun nemi yok. Olan oldu bir kere. Fakat sen... Haydi lgnl brakalm. Her an senden belge
istebilirler. Bunu hepsi de sorabilir.
yi ama benim ktlarm var!
338
Ne dedin?
ikmet tezkerem var, dedim. Ldvvig.
Cebinden kard bir pusulay Kern'e verdi. Delikanl, kd uzun uzun szdkten sonra, kelimeleri ar
ar syleyerek: Ey Allahm dedi. Demek doru. Gerein ta kendisi! Bir lnn dirilivermesi kadar
inanlmayacak bir ey. Demek hereye ramen bir defa daha iler yolunda gitti. Kim yapt bu ii? Mltecilere
yardm komitesi mi?
Evet. Komite ve Klassmann.
Kem: Bay gardiyan dedi, mahkmlarn bir bayan pmelerine izin var mdr?
Gardiyan, delikanlya tembel tembel bakarak: Benden yana istediin kadar cevabn verdi. Yanlz bu
srada bir bak veya trp falan karmayn da!
Birka hafta iin demez.
Gardiyan bir sigara yakt.
Kem: Ruth, dedi. Steiner iin hibir ey duydunuz mu?
Hayr. Hibir ey duymadk. Fakat bunun kabil olmadn
Marill de sylyor. Yazmyaca muhakkak. Sadece bir gn yine
kagelir.
Kern, gen kza bakt: Marill buna sahiden inanyor mu? Ludvvig, biz hepimiz buna inanyoruz. Baka
ne yapabiliriz ki?
Kern, bayla dorulad: yle. Baka ne yapabiliriz ki. Gi-deli daha bir hafta oldu. Belkide iin iinden
syrlr.
Syrlmas gerekiyor. Baka bir ihtimal aklma getirmeme imkn yok.
Gardiyan: Tamam, dedi. Bugnlk bu kadar. Kern Ruth'u kucaklad. Gen ikiz: Artk geri gel, diye
fsldad. abuk dn. Burada Sant'de 'kalacak msn?
Hayr. Buradan gtrecekler. Snra braklacaz. Seni ziyaret iin bir izin daha koparmaa
alacama abuk dn, Kern! Seni yle seviyorum ki. abuk gel. Korkuyorumy;
339
Kern. Ben de seninle gitmek istiyorum.
Bunu yapmana imkn yok, recepsissen sadece Paris iin geerli. Merak etme, abuk dneceim
yanna.
Yanmda para var. Koltuumun altnda sakl. Beni perken alver.
Hi bireye ihtiyacm yok. Yetecek kadar benim yanmda da var. Sendeki kalsn! Marul, seninle megul
olacaktr. Belki Stei-ner de yaknda geri dner.
Gardiyan: Vakit tamam diye bir daha uyard. Sanki giyotine gidiyor gibi vedalayorsunuz be
ocuklar...
Ruth, delikanly pt: Hoa kal Ldvvig. abuk gel! Seni yle seviyorum ki!
Gen kz etrafna bakmdktan sonra, srann stnde duran bir paketi ald ve: Yiyecek biraz bir ey
getirdim, dedi ve gardiyana dnerek ilve etti: Merak etmeyin. Aada kontrol edildi. Yine Kern'e bakt:
Hoa kal Ldwig!
yle mutluyum ki, Ruth. Ey yce Tanrm! Senin u ikamet tezkeren beni yle mutlu etti ki! Artk buras
benim iin cennetten farksz.
Gardiyan: Haydi yeter bakalm dedi. Cennete dn zaman geldi.
Kern, Ruth'un verdii paketi koltuuna sktd. Hayli ard. Gardiyanla birlikte hcreye dndler. Bir
mddet sonra gardiyan dnceli dnceli: Biliyor musunuz? dedi. Karm altm yandadr, hafif de
kamburu var. Baz baz aklma gelir de.
Kern, tam hcrenin kapsna vard zaman tademe de yemek karavanalar ile grnmt. Leopold
perian bir yzle: Kern, dedi. Patetessiz patetes orbas var yine.
Hademe: Zerzavat orbas, diye dzeltti.
Leopold: stersen kahve de diyebilirsin, dedi. Hepsine inanrm.
340
/
VVestfal'li Moenke, Koltuundaki pakette ne var? diye sordu.
Biraz yiyecek. Fakat ne olduunu henz ben de bilmiyorum.
Leopold'un yz parlamt: Haydi abuk , abuk a u paketi.
Kem, sicimi zerken Leopold hep ayn saplantyla: Tereya dedi.
Moenke: Br ayiei gibi diye arkadannn szn tamamlad.
Leopold, hayran hayran devam etti: Beyaz ekmek ocuklar ikolata... ve uraya bakn... kocaman bir
peynir paras... Moenke, ayn eyi tekrarlad:... Bir ayiei gibi.
Leopold'un aldr ettii yoktu. Emreder gibi: Hademe, dedi. Getirdiin u berbat zkkm al gtr ve...
Moenke: Dur sen diye arkadann lfn kesti. yle pek acele etme. Ah bu Avusturyallar. 1918 de bu
yzden sava kaybettik. Ve hedemeye dnd: Karavanalar buraya verin bakalm.
Moenke karavanalar ald ve bir srann stne koydu. Sonra da bunun yanna baka eyler sralad ve bu
suretle ortaya gelen Natr mort tabloyu bir szd. Peynirin stne rastlyan duvar parasnda, hcrede
daha nce kalmlar tarafndan kurun kalemi ile u szler yazlmt: Herey geicidir ve hatta btn bir
mre bedeldir.
Moenke, srtarak: Zerzavat orbasn ay sayacaz dedi. Haydi bakalm, br defa da akam
yemeimizi aydn insanlar gibi yiyelim. Ha, bu ie ne dersin sen Kern?
Delikanl: Amin! cevabn verdi.
Yarn yine gelirim, Marie.
Steiner, bu hareketsiz eklin zerine eildi ve yine doruldu.
Hemire kapnn aznda duruyordu. abuk abuk hareket
341
eden gzleri, Steiner'in stnden kayp baka yerlere bakyordu. Elirfdeki camn titredii ve angrdad
duyuldu.
Steiner, koridora kt srada bir ses: Kaprdama diye emretti.
Kapnn sa ve solunda niformal birer adam duruyordu, ellerinde rovelverieri vard. Steiner, olduu yerde
kald, korkmaa bile lzum grmemiti.
sminiz ne?
John Huber.
Bizim u pencereye kadar bir gelin!
Bir nc niformal daha ortaya kt, ve Steiner'e bakarak: Steiner'in ta kendisi dedi. Hi pheye
lzum yok. Evet, evet odur tanrm. Sen de ben yine tandn herhalde? Ha, Steiner?
Steiner, sakin bir tavrla: Seni hi unutmamtm Stein-brenner dedi.
Bu cevab alan adam, kiner gibi gld: Elbette ya... yle kolay jkolay aklndan kmasna imkn yoktu.
Seni yine grmekten gerekten sevindim. Herhalde yanmzda bir parack kalrsn, deil mi? Her trl
konforu olan pek de gzel yeni bir kampmz da var.
Bundan yana hi kukum yok.
Steinbrenner: Kelepeleri geirin, diye emretti ve Steiner'e uyank olmak lzm, ekerim, dedi. Seni
bir daha elden uuracak olursak kalbim para para olurdu.
Bir kap gcrdad. Steiner, omuzu stnde bakt. Karsnn yatt odann kaps idi. Hemire aradan yle
bir bakt ve ban hemencecik yine geri ekti.
Steiner: Anlald, dedi. Demek ki bu yzdenmi... Steinbrenner: te byle sevgilim, dedi. Tilkinin
dnp dolap gelecei yer krk dkkndr. Biraz da devlet ve dostlar sevinsin.
342
Steiner, bu geri doru ekik eneli, gzlerinin alt mor mor lekeli surata bakt. Bu surat yznden bana
gelen ileri bilmesine ramen yle sakin bir tavrla bakyordu ki, btn bunlar onu hi alkadar etmiyen iler
gibi ve ok evvelden olup bitmiti. Steinbrenner, gzkrpt, dudaklarn aprdatt ve bir adm gerileyerek
Steiner'e: Hl akln bana toplamadn m? diye sordu.
Herif srtyordu. Sevgilim, sana ancak akln bana toplaman tevsiye edebilirim. Klcmn altna
sizlerden ne kadar ok drrsem iler o kadar iyi gider. Mkemmel bir uykum vardr. Fakat senin iin bir
istisna yapacam. Bu gece ziyaretine gelip seninle biraz lf atacam. Ve birden sert sert: Haydi gtrn
bunu dedi.
Steiner, yannda muhafz olduu halde merdivenden indi. Rastgeldii insanlar duruyor ve ona sessizce
yol veriyordular. Caddeden getikleri srada da hep bu sessizlikle karlanrd.
Steiner, sorguya ekildi. Bu ii ihtiyar bir memur yapmakta di. Steiner, doum tarihini zapta geirtti.
Memur: Almanya'ya niin dndnz? diye sordu.
lmeden nce karm grmek istiyordum.
Siyaset arkadalarnzdan burada kime rastladnz?
Hi kimseye.-
Nakledilmeden nce bana sylemeniz hayrl olurdu.
Kimseyi grmedim, dedim ya.
Kimin emri ile buraya geldiniz?
Hi kimseden emir falan almadm.
Dardayken hangi siyas teekkle girdiniz?
Hibir yere.
Yaamnz ne ile salyordunuz? Kendi kazancmla. Bir Avusturyal pasaportum olduunu siz de
gryorsunuz.
343
Burada hangi gurupla temasa geecektiniz? Eer byle bir maksadm olsayd, daha baka gizlenirdim.
Karmn ziyaretine giderken yaptm iin farkndaydm.
Memur, Steiner'i bir sre daha sorguya ekti. Bu ii bitirdikten sonra Steiner'in stnde bulup aldklar
pasaportunun ve karsnn mektubunu inceledi. Steiner'e bakt ve mektubu bir daha okudu. Sonunda,
omuzlarn silkerek. Bugn ikindi zeri nakledileceksiniz, dedi.
Steiner: Sizden bir ricada bulunacaktm, diye karlk verdi. Geri nemli bir ey deil, fakat benim iin
dnyalara bedel. Karm, henz yayor. Hekim, bu iin bir veya iki gn daha sreceini sylyor. Eer
ziyaretine gitmezsem bama geleni anlayacak. Kendim iin ne bir merhamet, ne de herhangi bir yumuama
beklediim yok. Fakat sadece, karmn rahat rahat lmesini istiyorum. Sizden, bir veya iki gn beni burada
alkoymanz ve karm grmem iin izin vermenizi rica ediyorum.
Olmaz. Size kama frsat vermek niyetinde deilim.
Kamyacam. Buna imkn da yok. Karmn yatt oda beinci katta, hem yan kaps falan da yok. Eer
birisi gtrp getirir ve kapda da beklerse imkn yok byle bir teebbs yapamam. Sizden kendim iin
deil, lm deinde bulunan bir kadn namna ricada bulunuyorum.
Memur mkn yok, dedi, buna yetkim de yok. Pekl yetkiniz vardr. Beni bir defa daha sorguya
ekebilirsiniz. Karmla bulumam imknn verirsiniz. Sebep de, karmla belki mhim bir ey
konuabileceim olabilir. Hem muhafzmn darda kalmasn da bununla izah tabiidir. Herhalde emniyetiniz
olan hemire ise odada kalp konuulanlar iitebilirdi.
Hepsi sama eyler. Ne karnz size bir ey syler, ne siz ona.
Elbette yle! Hem onun bildii bir ey de yok. Fakat byle davranrsanz tarm rahat bir lme
kavuacaktr.
Memur dnd ve dosyay kartrd. O zaman sizi sorguya ekerken VII. grup iin tek bir ad bile
vermemitini2. Bu ara-
344
da biz, Mller, Bse ve VVelldorf'u bulduk. teki adlar da bize sylemek ister misiniz? Steiner,
susuyordu.
ki gn daha karnza gitmenizi mmkn klarsam bu adlar syler misiniz?
Steiner: Bir mddet sustuktan sonra: Evet dedi. O halde syleyin.
Steiner susuyordu.
Yoksa yarn akam iki ad ve br gn de tekilerini mi sylersiniz?
Size br gn hepsini sylerim.
Sz verir misiniz?
Evet.
Memur, Steiner'e uzun uzun bakt: Bir eyler yapmaa alacam. Sizi imdi hcrenize brakacaklar;
yine.
Steiner: Mektubu geri verir misiniz? diye sordu.
Mektubu mu? Onun dosyada kalmas gerekli, diyerek kararsz bir tavrla mektuba bakyordu. inde
aleyhte bir ey yok. ' Peki, aln bakalm.
Steiner: Teekkr ederim, dedi.
Memur, ngra ald ve Steiner'i alp gtrmelerini emretti. Yazk, dye dnd, ama elden ne gelir iki!
Fakat insann bir parack kalbi olursa byle kendi kendine eytann ayana gelir. Adamn yumruu
birdenbire masann stnde kalakald.
Moritz Rosenthal yatanda yatyordu. Gnlerden beri ilk defa arsz ve szz. Akam erken olmutu ve
Paris ubatnn bu gm mavisi gurubunda, ilk klar parldyordu. Rosenthal, ban hareket ettirmeden
kar evin pencerelerinin aydnlanmasna bakt. O, yola kmak zere bulunan kocaman bir gemi, bir
transatlantik gibi gurubun iinde deta yzyordu. Pencerelerin arasndaki duvar ksm, kar yandaki
Verdun oteline doru uzun ve lo glge yapyordu. Glgeden rlm bu vapur iskelesi, stnde insanlarn
gemesini bekliyor gibiydi.
345
Moritz Rosenthal, hi kprdamadan yatanda yatyordu. Fakat birdenbire, pencerelerin sonuna kadar
aldn ve kendisine benzeyen birisinin, yerinden kalkp bu pencerelerden darya doru admn attn
grd. Adam, glgeden rlm iskeleyi geti ve hayatn iten ie dalgalanlarnda yava yava sallanan
ve imdi artk demir alp buradan uzaklamak zere olan gemiye doru deta kayd. Etrafndaki oda,
yumuak bir mukavva kutu gibi akntnn iinde paraland ve bir kasrga gibi uzaklat. Geminin ba altndan
ormanlar kayp geliyor ve caddelerin alts akp gidiyordu. Gemi, sonsuz bir uultuyu andran ho bir sis
tabakasna doru ykseliyordu, bulutlar, yldzlar ve koyu bir mavilik hep o tarafa doru toplanyorlard.
Btn bunlarn arasnda duyulan bir ninni gibi, pembe ve altn kadar ho sar renklerden meydana gelmi bir
ky, ihtiyarn karsna kyordu. Siyah bir glgeye benziyen iskele, yine sessizce aa indiriliyor ve Moritz
Rosenthal, bunun zerinden yryerek aaya iniyordu. Arkasna dnp bakt zaman artk gemi
meydanda yoktur ve ihtiyar tanmad sahillerde yapayanlz kalmtr.
Ayaklarnn ucunda uzun ve dmdz bir cadde uzanmaktadr.
Fakat ihtiyar yolcu, bir caddenin geilmek iin var olabileceini ve kendi ayaklarnn da pek ok caddeler
tandn uzun sre akl edemedi.
Ama, aradan ok zaman gememiti ki, gm renkli aalarn arkasnda prl prl yanan grkemli bir
kap, grnd; aralndan kubbeler ve kuleler parldyordu. Kapnn tam ortasnda, elinde eri bir sopas
bulunan ve lt iinde duran kocaman bir I ek/II vard.
Moritz Rosenthal'in d patlamt: Gmrk galiba! dedi ve bir alln arkasna srad. Etrafna
baknd. Artk geri dnmesine imkn yoktu. nk yol hibir yere kmyordu. Pu eski mlteci kaderine raz
bir tavrla hi bir are yok, diye dnd. Gece oluncaya kadar burada saklanacam. Belki ondan sonra yan
tarafa doru srne srne kayar da herhangi bir arka yoldan geme aresini bulurum. htiyar, kzl yakut ve
kymetli talardan
346
atal bir daln arasndan bakt ve deminki dev nbetinin sopa-sini salladn grd, tfhtiyar, bir daha
etrafna baknd. Kendisinden baka kimseler yoktu, etrafta. Tatl ve yanklar birakan bir ses: Moritz baba!
diye seslendi. Moritz Rosenthal, sen foara-dur, dedi. bak ben ortaya kacak mym?
Ses, Baba Moritz! diye yine seslendi. u zahmet dolu alln arkasndan k da ortaya gel.
Moritz doruldu ve enselendik, diye aklndan geirdi. Oraya gitmek gerekiyor. Bu devin benden hzl
koacana gre kamak da faydasz.
Ses: Baba Moritz! diye yine seslendi.
Moritz, adm da biliyor, diye yine mrldand. Ne aksilik. Demek ki, buradan da bir defa snr d
edilmiim. u halde yeni kanunlara gre en aandan ay hapis var iin ucunda. nallah, hi deilse
yemek iyidir. Hem okumak iin de elime 1902 tarihli aile mecmuas yerine biraz daha zamana uygun bir ey
ve-ririer.Mesel Hemmingvvay falan gibi eyleri okumay pek isterdim.
Rosenthal, yryp yaklatka, kap daha parlaklayor ve daha aydnlanyordu. Moritz, snrlarnda ne
mkemmel elektrik tesisleri var, diye derin derin dnd. nsan nerede bulunduunu imkn yok
tanyamyor. Belki de bizleri daha iyi enselemek iin artk hereyi byle aydnlatyorlar. Ne msriflik!
Kap muhafz: Baba Moritz! dedi, ne diye saklanyorsun sanki?
Moritz, al sana aptalca bir soru, diye aklndan geirdi. Hem benim kim olduumu, me halde bulunduumu
da biliyor. Kap bekisi: eri gir! dedi.
Moritz: Beni dinleyin! cevabn verdi. Bana -kalrsa, kanuna gre u ana kadar cezalandrlacak bir
hareket yapmadn. Henz snrnz genememi bulunuyorum. Yoksa ben buralardan kal-beri bylesi de
mi cezalandrlyor?
Muhafz: Evet, bylesi de dedi.
347
Moritz, o halde mahvoldum diye dnd. Buras br adaya benziyor, belki de Kba'dr! Herhalde ok
insana ihtiya olmal!
Beki: Korkma! dedi. Bana hibir ey gelmez. Haydi rahat rahat gir.
Moritz Rosenthal: Beni dinleyin dedi. Size doruyu hemen sylemeliyim: /Benim pasaportum falan
yok. Pasaportun yok mu?
Sesin grltsn duyan Moritz aadan alarak ban salla-di ve alt ay giydik, diye aklndan geirdi.
Kap muhafz, asasn kaldrd: O halde semavi bekleme yerinde yirmi milyon yl beklemene lzum yok.
Sana kol koyacak yerleri ve kanattan istinat yerleri olan cill bir koltuk verilecek, hemen!
Baba Moritz: Bunlarn hepsi ok gzel! cevabn verdi. Fakat olmaz. Zira benim ne seyahat
(msaadem var, ne de ikamet tezkerem. Bir vesikadan sz aamam elbette!
Beki: Demek ikamet tezkeren de yok? Demek vizen de yok? Demek i vesikanda da yok. diyerek elini
kaldrd. O; halde birinci kattan bir locaya da nail olacaksn. Semav mev-kebi btn ihtiam ile
grebilirsin.
Baba Moritz: Hi de fena olmazd, dedi. Hele tiyatroya gitmekten ok holandma gre. Fakat btn
bunlar berbat edecek ey imdi geliyor. Ama, bizlerin buraya giremeyeceine dair bir levhay darya
asmam olmalarna sahiden hayret ediyorum. Bana bakn, ben Yahudi'yim. Alman vatandalndan
karlm bulunuyorum ve senelerdenberi vatansz olarak gizli yayorum.
Kap muhafz, iki kolunu birden kaldrd: Yahudi misiniz. Vatandalktan m atldnz? Senelerdenberi
vatansz msnz? O halde ahsi hizmetine iki melek ve bir de borucu tahsis olundu. Ve kapdan ieri
seslendi. Ey vatanszlarn melei, gel! Ve bana Moritz'in yanbanda, yz dnyann btn analarnn
yzne benziyen ve mavi tller giymi byk bir ekil belirdi.
348
Beki yeniden seslendi: ok strap ekmilerin melei, sen de ge. Ve baba Moritz'in te banda da,
omuzunda gz yalar ile dolmu br testi tayan ve beyazlar giyinmi bir ekil peydah oldu.
htiyar: Bir saniye diye rica etti ve bekiye yalvard: Fakat baym, emin misiniz ki, ieride biri...
Hi zlmeyiniz. Bizim toplanma kamplarmz en alt katlardr.
Bylece yatm bulunan baba Moritz'i, iki melek kollarndan tuttu. Mltecilerin en 'kdemlisi olan ihtiyar
yolcu kapu dan ieri admn att ve zerine birdenbire deta ba dndrc bir hzla renk renk glgelerin
dt muazzam a doru ilerledi.
Kapnn aznda duran Edith Roselfeld: Moritz, dedi. Bak, sana kk Fransz getirdim. Bebei grmek
ister misiniz?
t yoktu. Kadn, ayaklarnn ucuna basarak yataa yaklat. Ren nehri kysndaki Godesberg ehrinden
Moritz Rosenthai artk nefes almyordu.
Marie, yine kendine geldi. Btn lenden sonray gittike artan bir can ekimesiyle geirmiti. imdi
Steiner'i yeni tanyordu.
Kadn, rkm gibi: Sen hl burada msn? diye fsldad.
Elbette. Artk istediim kadar burada kalabilirim, Marie. Bu da ne demek?
Genel af kt. Bundan ben de faydalanyorum. Korkmama hi lzum yok. Artk hep burada, senin
yannda kalacam.
Kadn, derin derin dnerek Steiner'e bakt. Joseph, beni teselli iin btn bunlar sylyorsun...
Hayr, Marie, genel af kt. Odann dip tarafnda bir eyler yapan hemireye dnd: yle deil mi
hemire? Artk dn-
349
denberi bem'm iin ele gemek diye bir tehlike yok, deil mi? Hemire, aznn iinden konuuyormu
gibi: Evet! dedi.
Rica ederim, biraz yaklan. Karm, bunu sizin aznzdan iyice duymak istiyor...
Hemire, hep ayn eik vaziyette duruyordu: Bir defa syledim ya ite.
Marie: Ah, yalvarrm size, hemire... diye fsldad.
Bir skn oldu. Hasta kadn, fsldar gibi bir sesle yine: Yalvarrm, hemire, dedi.
Hemire, isteksiz isteksiz yaklat. Hasta byk bir d^aba, gstererek bakyordu. Steiner: yle deil mi,
hemire, burada kalmamda dndenberi artk hibir tehlike yok deil mi? diye sordu.
Hemire: Evet diyebildi.
Evet.
Teekkr ederim, hemire.
Steiner, lmekte olan bu kadnn baklarnn nasl da s-nkietiklerini grd. Kadnda, alamak gc bile
kalmamt. imdi herey dzeldi, Joseph diye fsldad. Oysa, imdi ben, tam, bana ihtiyacn olaca bir
srada... senden ayrlmak zorundaym...
Hibir yere gitmiyeceksin, Marie...
u anda ayaa kalkabilmek ve seninle beraber gidebilmek isterdim.
Beraberce buradan gideceiz, Marie.
Kadn, uzun sre ayn vaziyette kald ve hep kocasna bakt... Yz kl gibi olmutu ve kemikler tamamiyle
ortaya kmt. Salar, bir gece iinde oluvermiler gibi btn parltlarn kaybetmiler ve canszlamlard.
Steiner, btn bunlar hem gryor, hem de grmyordu. Onun farkedebildii tek eyin,
350
soluun henz kesilmemi olmasyd. Hasta yayabildii mddete Steiner iin Marie genliklerinin ve
ortaklaa bir mrn kadn olmakta devam edecekti.
Odaya akam kmekteydi. Dardan, kapnn arkasndan doru, Steinbrenner'in sinirli sinirli grtlan
temizledii duyuluyordu. Marie'm'n soluu bir kr andrmaktayd, aralklarla duyuluyordu. Sonunda,
dinen hafif bir rzgr gibi yavalad ve duruverdi. Steiner, buz gibi souyuncaya kadar lnn ellerini
brakmad. Bu buz gibi souyan ellerle beraber Steiner de lmekteydi. Darya kmak zere ayaa kalkt
zaman, bir insann hareketlerini taklit eden bir uval paras, hibir hissi kalmam yabanc bir insandan
baka bir ey deildi. Lkay:t baklarn hemirenin zerinde olatrd. Odadan knca onu Ste-inbrenner
ve birisi daha karladlar.
Steinbrenner: saatten fazladr seni bekliyoruz. diye homurdand. Bu meseleye sk sk temas
edeceimizden emin olabilirsiniz.
Bundan eminim. Steinbrenner. Senin bu gibi ileri yapacandan hi phem yok.
Steinbrennr, budaklarn yalad: Bana, Bay 'Komiser, diye hitap edildiini 'herhalde bilirsin. Nasl, yle
deil mi? Steinbrenner ve sen diye bana hitap etmee istediin kadar devam et. Fakat sevgilim, her
defasnn haftalarla kanl gz yana mal olacan sakn unutma. Seninle megul olmak iin artk bol bol
vaktim var.
Steiner, iki muhafzn ortasnda merdivenleri iniyordu. Tatl bir akamd. Beyaz bir dneme! yapan
duvarn yere kadar uzanan pencereleri ardna kadar akt. Havada benzin ve bir bahar mjdesinin kokular
vard.
Steinbrenner, ar ar ve keyifli keyifli: Seninle megul olmak iin, ok vaktim var, diye tekrarlad.
Yaadn mddete bu i iin vaktim var demektir. Hem isimlerimiz de ne gzel uygun dyor. Steiner ve
Steinbrenner. Dur bakalm bu ii de nasl halledeceiz!
351
Steiner, dalgn dalgn ban sallad. Meyilli yaplm ak pencere gittike byd, yakna geldi, adamakll
yaklat ve Steiner, Steinbrenner'i pencereye doru itti, stne srad. Sonra onunla birlikte bolua brakt,
kendini.
Marill, perian ve kederli bir tavrla: Paray ti tereddtsz alabilirsiniz, dedi. Steiner, bunu siz ikiniz
iin braktn bana srarla sylemiti. Geri gelmezse size verecektim.
Kern, ban sallad. Henz gelmiti. st ba para para ve pis bir haldeydi. Verdun otelinin
katakombunda oturmu, iMarill ile konuuyordu. Dijon'dan itibaren bir kamyon kafilesine yardmclk ederek
yolculuk etmiti. Yine gelecek dedi. Seiner yine gelecek.
Marill biraz serte: Yine gelmeyecek karln verdi. Aman yarabbi! Bu bir trl bitip tkenmeyen yine
geleceklerinizle insan bsbtn ileden karmayn. Steiner, yine gelmi-yecek. te aln, okuyun!
Cebinden kard kr olmu bir telgraf masann stne att. Kern, alp dzledi. Berlinden, Verdun
otelinin sahibi kadna ekilmi. Kern: Dm gn mnasebetiyle candan tebrikler, Otto diye okudu ve
Marill'e bakarak sordu: Bu da ne demek?
Bunun anlam, Steiner enselendi demektir. Bu ekilde mutabk kalmtk. Dostlarndan biri bu telfraf
ekecekti. Zaten bu nrJeden de belliydi. Ben hemen sylemitim kendisine. Haydi bakalm u kirli eyleri
aln, artk!
Marill, paralar Kern'in nne doru srd ve: 2240 franktr dedi. Durun bir ey daha var. Para
antasn kard ve ilinden iki kk defter ald. Bunlarda, Bordeau'dan Meksika'ya vapur bileti. Portekiz
Taoda ilebi iin. Size ve Ruth'a. Ayn 18'inde hareket ediyor. Bunlar, parann te yan ile aldk. Bu
grdnz miktar artandr. Vizeler de hazr. Komitede duruyor.
Kern, defterden gzn bir trl ayramyordu. Aptalla-m gibi: yi amma... dedi.
Marill, terslikle szn kesti: Fakat makat yok. Glk karmann sras deil. Kerru Zaten fazlasyla
zahmete mal oldu btn bunlar. Bir sr rastlantlarla ancak gn nce tamamland. Mltecilere Yardm
Komitesi, Meksika hkmetinden, 150 muhacir gndermek izni ald. Herkesin kendi yol parasn vermesi
artyla. Zaman zaman olan mucizelerden biri. Klssmanni b ile ilgilendi. Gecikmee meydan brakmadan
hemen ikinizin adn yazdr. yle ya artk seyahat paras da var
Marill, sustu. Bir mddet sonra lsasl iman garson kadna Yvonne dedi. Bana bir kiraz raks
getirin.
Yvonne, bayla hay hay iareti yapt ve iri kalalarn alkalya alkalya mutfaa yolland.
Marill, garson kadnn arkasndan bard: ki tane getirin.
Yvonne, arkasna dnd ve: Bu ii nasl olsa yapacaktm, Bay Marill, dedi.
l. Akl banda hi olmazsa bir kiiye rastladm.
Marill, yine Kern'e dnerek: Nasl, bu arada akln bana geldi mi? diye sordu. Btn bunlarn bir para
artc olduunu kabul ederim. Seyahat biletleriniz ve vizenizi vilyete gsterecek olursanz, vapurun yola
kaca tarihe kadar Fransa'da bir ikamet tezkeresi alabilirsiniz. Hatta memlekete gizli ve msaadesiz
girmi olsanz bile. Komite, bunu baard. Yarn hemen bavurabilirsiniz. Sizin iin, bu amurdan
kurtulmann tek aresi.
yle. lk defasnda bir ay, ikinci defasnda da alt ay hapis.
Marill alt ay, ya! nsann bir ikinci defa enselenecei ise yzdeyz diyerek ban kaldrd. Yvonne nnde
durmu ve iinde iki bardak bulunan bir tepsiyi masaya brakmt. Bardaklardan biri tabi byklkteydi,
teki bardak da az aza kiraz ra. ksyla doldurulmutu.
Yvonne: Bu sizinki diye srtt ve ba parmayle su bardan iaret etti: Hem de ayn fiyata.
Teekkr ederim! Akll uslu bir ocuksunuz vallajhi. Evle.
353
nip de gz gre gre kocakar veya namuslu bir ileke olmanz ok yazk olurdu..erefe!
Marill, kadehi bir yudumda yarlad ve: erefe Kern! dedi. r Fakat siz niye ilmiyorsunuz?
v|
Bardan masaya brakt ve Kern'in yzne ilk olarak dikkatle bakarak: Bir bu eksikti dedi. Bir de
alyacaksn ha. i Efendi, sende hi utanma yok mu?
Kern: Alamyorum, cevabn verdi. Hem alyacak olsam da!.. Amma lanet olsun her eye, btn bu
sureden ben hep, geri geldiim zaman, Steiner'i burada bulacam diye dnmtm. Oysa, imdi siz
benim elime paralar ve seyahet biletlerini tututuruyorsunuz ve Steiner mahvolduu iin de ben
kurtuluyorum. Dnyada bundan daha mel'un, daha kr olas birey olamaz, yoksa ne demek istediimi
anlamyor musunuz?
Hayr,- ."anlamyorum.,.. Bir, afc-gibi. safltaJjyorsunuz. .Szle-,..,-rinizin anlalacak bir yan yok. Bu
iler hep byledir. Haydi bakalm u bardanz boaltn! Hah yle... Yoksa btn bunlarn benim de iime
ilediinin farknda deil misiniz?
Doru.
Kern, barda boaltt ve: Yine kendime geldim.dedi. Bir sigaranz var m, Marill?
Elbette, al bakalm!
Kern, duman derin derin iine ekti. Katakomb'un yar karanlnda birdenbire. Steiner'in yzn
gryordu. Bir para alayc, ne doru eilmi ve imdi delikanlya bir sonsuzluk kadar uzak gelen Viyana
hapishanesindeki gibi titrek mum kla-
ryle aydnlanm bu yzn sahibi, sakin ve iten bir sesle ona: Ne o km? diyor gibiydi. Kern, evet,
diye dnd, evet Steiner!
Ruth'un haberi var m?
Evet.
354
imdi nerede?
Bilmiyorum. Galiba Mltecilere Yardm Komitesinde. Sizin geleceinizi bilmiyordu da.
Doru. Ne vakit gelebileceimi kesin olarak bende bilemiyordum. Meksika'da almak kabil mi?
Evet... Ne i olduunu ben de bilmiyorum. Fakat bir ikamet tezkeresiyle bir i vesikas alyorsunuz. Bu
kadar saland.
Kern: Ben tek kelime spanyolca bilmiyorum, dedi.
Yoksa orada Portekizce mi konuuluyor?
spanyolca. Hemen renmelisiniz!.
Kern, evet der gibi, ban sallad.
Marill, ne doru eildi ve birdenbire deimi bir sesle: Kern dedi. Pek bilmiyorum, hem hi te kolay i
deil bu. Fakat size u kadarn syliyebilirim. Hemen yola kn. Uzun boylu dnmeye lzum yok. Yola
kn. Avrupa'dan kp uzaklamaa bakn. Burada daha neler olup biteceini eytan kestiremez. Byle bir
talihi de kolay kolay bir daha ele geiremezsiniz. Hem bu kadar ok paray da bir arada bir daha bulmanza
imkn yok, uzaklasn ocuklar .buradan...
Ve Marill bardan dibine kadar boaltt.
Kern: Siz de beraber gelecek misiniz? diye sordu.
Hayr.
Yoksa para mze yetmiyor mu? Fakat bizim yanmzda da bir miktar vard.
Bununla ilgisi yok. Ben kalmak istiyorum. Bunun sebebini size imkn yok anlatamam. Sadece kalmak
istiyorum. Ne olursa olsun bence bir! Bunu izaha ise imkn yok. Sadece byle olduunu biliyoruz, bu da
yeter.
Kern: Anlyorum, dedi.
355
Marill: te Ruth da geliyor, cevabn verdi.
Benim burada kalmaklnrne kadar olaansa sizin buradan uzaklamanz da o kadar gerekli. Bunu da
anlyor musunuz?
Evet, Marill.
Hele kr!
Ruth, kapnn aznda, bir an durduktan sonra Kern'e doru tld:
Ne vakit geldin?
Yarm saat nce!
Usuz bucaksz olduu kadar ksa, hem de tok 'ksa sren bir kucaklamadan ban kaldran Ruth:
Biliyor musun ki?..
Evet. Marill hepsini anlatt.
Kem, etrafna baknd. Marill, artk grnrlerde yoktu.
Ruth, tereddtle: Peki, teki ii de biliyor musun? diye
sordu.
Evet. Onu da biliyorum. imdi bunlardan bahsetmiyelim. Haydi gel. Buradan gidelim; Sokaa kalm.
Darya gidelim. Buradan uzaklamak istiyorum. Haydi caddeye kalm.
Peki.
Ghamps Eyees'de yryordulr. Akamd ve elma yeili gk yznde solgun bir yarm ay vard. Hava,
gm kadar parlak ve tatl bir berraklk iindeydi. Btn kahve taraalar tklm tklm dlyd.
Bir sre, hep byle konumadan yrdler. Sonunda Kern: Meksika'nn ne tarafta bulunduunu biliyor
musun acaba? diye sordu.
Ruth, ban hayr der gibi, iki yana sallad: Peki o kadar tam tamna deil. Fakat u anda Almanya'nn
bulunduu yeri de
-r- 356 ^-
artk bilmiyorum.
Kem, gen kza bakt ve onu kucaklad: imdi bir gramer alp spanyolca renmeli, Ruth.
nceki gn ben bir tane aldm. Hem de kullanlm.
Kern glmsedi: Demek, kullanlm. Elbette bu iin iinden kacaz, ne dersin sen Ruth?
Gen kz, bayla dorulad.
Hi olmazsa bir para dnya greceiz. Memlekette kalsaydk byle eylere imkn bulamazdk
Ruth, yle der gibi tekrar bir ba iareti yapt.
Yollarna devam ettiler. Rondpoint'den getiler. Aalarda ilk krpe yeil sryordu. Erken yanm
lambalarn altnda kestane aalarnn dallarnda topraktan geliyormu gibi bir ate tr tr
yanmaktayd. Tarhlar kabartlmt ve keskin bir toprak kokusu bu geni caddede hi eksik olmyan benzin
ve makine ya kokusuyla tuhaf bir surette karyordu. Baz yerlerde bahvanlar, imdiden am nerkis
liei gbeklerini dzeltmilerdi, batan gnein kzll iinde l l yanyordular. Dkknlarn kapand
saatti. Gidi-geli o kadar sklamt ki, ilerlemek imknszlamaa balyordu.
Kern, Ruth'a bakarak: Ne de ok insan var! dedi.
Gen kz: Doru cevabn verdi. nsanlar yle oklar ki!...
SON

You might also like