You are on page 1of 246

STN DKMEN

LADES



Yaamn Kerteriz
Defterinden Bir roman

























lkemde ve dnyada ladesilik yapmayan,
alan ve seven nice gzel insana,
ladesilii azaltmalar umuduyla
cmle ladesilere ve yaadm ehirleri
cennete eviren Zehra'ya...


























































Prof. Dr. STN DKMEN

1954 ylnda stanbul'da dnyaya geldi. Hacettepe niversitesi
Psikoloji Blm'nden mezun oldu. Halen Ankara niversitesi
Eitim Bilimleri Fakltesi'nde retim yesidir. Yazarn eitli
bilimsel makaleleri ile letiim atmalar ve Empati, Sosyometri
ve Psikodrama, Varolmak Gelimek ve Uzlamak, Kk eyler
adl almalarnn yan sra Bir Yumurtann Tarihesi, Selam,
Yamurda Yangn adl iir kitaplar (Sistem Yaynclk) ile Komu
Kyn Delisi, Otoyolda Piknik ve Padiah- Hali Osman (Galata)
adnda tiyatro eserleri bulunmaktadr.
Prof. Dr. stn Dkmen, meslekta Do.Dr. Zehra Yan
Dkmen'le evlidir.
















































indekiler


Ladesi I. BLM
Lades Oyunlar 7

Ladesi II.BLM
Sayfac 101

Ladesi III.BLM
Yaamn Kerteriz Defteri
Drstlk zerine 143

Ladesi IV.BLM
Son Semerci 213







































Drstlk ve Yalanclk zerine Birka Cmle

" Yalan sylemek beni insan yapar."
Su ve Ceza'dan Razumihin
(Raskolnikov'un arkada)

" Yalan sylemek beni insan yapar, hi yalan sylememek ise
stn insan yapar."
Ladesden Ayya Ahmet
(Herkesin arkada)

"Ahlakn kurucusu ve yaycs edebiyattr.'"
Nurullah Ata

"Onlar hi roman okumadlar, sayfa evirmediler;
o yzden milleti soyup soana evirdiler."
Lades den Sayfac Raif

"Doru syleyeni dokuz kyden kovarlar."
Trk Atasz

" Yalan syleyeni kovmazlar, memlekete muhtar
yaparlar ama ona da sayg duymazlar"
Ladesi Cemil
























LADES I. BLM


Lades Oyunlar







































1 (Bir)

Her ey bir kehnetle balad. "yle bir yere gndereceiz ki
olunu, gece binlerce gne grecek gnde ama ellerini
uzattnda hibirisi stmayacak onu" diye bir cmleydi bu
kehnet. Havva Hanm hamileyken ryasnda duymutu.
Havva Can ile Adem Usanmaz 1900'l yllarn ikinci yarsnda bir
Anadolu kasabasnda evlenmilerdi. Evlenir evlenmez Havva
Hanm deimeye balad. nce soyad deiti, Havva Usanmaz
oldu.
Adem ile Havva'nn evlenmeleri komik gelmiti insanlara. Dostlar
durmadan takld, hatta bir mahalli gazetede haber konusu bile
oldular. Adem, karsna "Soyadn deiti, oldu olacak adn da
deitirelim de dalga gemesinler" dedi. Havva Hanm kabul etti,
ancak mahkeme masraf ok geldii iin bu isteklerini
gerekletiremediler.
Evlendikten ksa bir sre sonra Havva Hanm hamile kald.
Hamileliin ilk aylarndayd. Bir gece ryasnda kendisini
dnyadan ok uzaklardaki bir galakside grd. Hamileydi,
yalnzd, g ssz ve yldzszd. Uzaklardan gelen bir ses ona
yle diyordu:
"Sen bir olan douracaksn burada ve yle bir yere gndereceiz
ki olunu, gece binlerce gne grecek gnde ama ellerini
uzattnda hibirisi stmayacak onu."






































Bu, yalnzca bir dt uykuda ya da bir kehnet. Aslnda btn
dler bir kehnet saylr bu dnyada.
Yedi ay sonra bir olan dourdu Havva Hanm. Adn Cemil
koydular. Cemil bu dnyann insanyd. Bylece kehanetin ilk
blm dorulanmt. Gkyzne baksa binlerce gnei birlikte
grrd geceleri. Her biri yz binlerce derece santigratt ama
hibirisi srmazd ellerini. Kehnet dorulanmt.
Kehnet drstlk mdr? Belki gelecei bildirir khinler, belki
olup biteni syler. Oysa ne tahmindir ne de gzetlemektir
drstlk. Bitimli bir yolda bitmeyen bir izgiyi dlemektir
drstlk.
Uzay eridir; k eriler boyunca yaylr; Riemann ile Einstein
gsterdiler bunu. Yani uzayda doru yoktur; kapal, bkml ve
eridir evren. Bunu fark ettiinizde baz insanlarn niin drst
olmadklarn daha rahat kavrayabilirsiniz. "Eri bir evrende nasl
doru olsun insanlar" diyebilirsiniz ya da demeyebilirsiniz.
tekiler yle ama siz eri izmek zorunda deilsiniz. Kimse
kalemle domaz, izgileri doru ya da eri izmek size kalmtr
sonunda. Belki de en byk erdem, eri bir evrende, doru izgi
izebilmektir bu dnyada.
Roman balyor, haydi rastgele, ne izilecekse rast izile!
Roman balyor, bir cetvel verin elime, daha nce erilik
dememi olsun yreine.
Bir cetvel verin elime, daha nce erilik dememi olsun dlerine.
Roman balyor, ad Ladesi mi ne.



































2 (ki)

Tavuklarn, kularn gsnde bir kemik vardr "V" eklinde.
Lades kemii denir. Sular yaran gemilerin burnu gibi, kimi
rdeklerin kuularn gsnde, kimi tavuk benzeri kara
hayvanlarnn gsnde, kimi gklerdeki kularn gsnde bir
lades kemii kemik vardr, "V" eklinde.
"Ben ve sen" diyen, "Biz ve teki" diyen insanlar gibi, "Ben ve su",
"Ben ve hava" diyen hayvanlar da, yaam iinde kendilerine yol
aarken yaamla birleebilmek iin, "V" eklinde bir kemik tarlar
gslerinde. Gmen ku srlerinde V dzeniyle uarken
gkyznde, dostluun ve ibirliinin iareti diye, V eklinde bir
iaret tarlar gslerinde. Lades kemii ad verilen bu kemik
milyonlarca yllk bir geliim srecinin sonucunda, dinozordan
arkeopterikse (archaeopteryx), arkeopteriksten gnmze geldi.
Latince ad furcula'dr.
Lades kemii havay yarar, suyu yarar, ie yarar. O yzden, o
gnden bugne ulamtr, o yzden yaamtr. alar, zamanlar,
zorluklar yarp yarnlara ulamtr. Demek ki, belli ki lades
kemii yararldr.
Tavuklarn, kularn bir paras olan lades kemii, kltrlerin de
bir paras olmutur. Kimi kltrde lades kemii uurlu saylr,







































elinde lades kemii bulunan kiilerin dileklerinin yerine geldiine
inanlr. Kimi kltrde ise bir oyun oynanr lades kemii ile "lades
tutumak" diye. Lades tutumak, ok sevilen bir akl-dikkat
oyunudur. yle oynanr:
ki insan zerlerindeki etleri syrp lades kemiini birer ucundan
tutarlar. nce szde bir antlama yaparlar aralarnda, oyunu
kaybedenin kazanana ne alacan kararlatrrlar. Sonra iki yana
ekip krarlar kemii. Artk ladeslidirler. Birbirlerinin elinden
herhangi bir ey almadan nce "Aklmda" demeleri gerekir.
Aklmda demeden tekinin elinden bir ey alan, yenilmi saylr,
galip gelene anlatklar hediyeyi almak zorundadr.
Lades tutuanlar ladesli olduklarn unutmamaya ama rakibine
unutturmaya alrlar. Ladeste kanmamak, kandrmak esastr.
Lades bir anlamda, oyun yoluyla ktlktr.
Lades oyununda yaamla mcadele, tekiyle kavga vardr. Yani
lades kemii, birbirleriyle yaranlarn ellerine yarar. Ladeste akl
ile az, elbirlii yapmaldr.
te bu oyunu Adem'den olma Havva'dan doma Cemil Usanmaz
ok severdi. Kkken renmiti.











































3 ()
Cemil alt yandayd. Bir akam sofrada tavuk vard, annesiyle
babas lades tututular. Cemil ilk defa gryordu bu oyunu, ok
houna gitti.
"Baba ne olur biz de oynayalm" diye yalvarmaya balad.
Babas,
"Bu kemikle olmaz, krld, bir dahaki sefere" dedi.
Cemil tavuk alnmasn iple ekti. Tavuk sevmezdi ama annesine
srekli "Ne zaman tavuk alacaksn?" demeye balad. Sonunda
tavuk alnd.
O akam Cemil ok heyecanlyd. Herkesten nce sofraya oturdu.
Annesi tavuun iinden lades kemiini kard. Cemil'e,
"Kiminle tutuuyorsun?" diye sordu.
Cemil heyecanl,
"Babamla!" diye bard.
"yi, tutuun o zaman."
Babas kemiin ucundan tutup Cemil'e doru uzatt.
"Tut bakalm" dedi.










































Cemil kemiin teki ucundan tuttu. "Nesine?" diye sordu babas.
Cemil,
"Nasl, nesine?"
'Yani kazanrsan sana ne alaym, kaybedersen sen bana ne
alacaksn?"
"Dondurma."
"Tamam, sen kazanrsan ben sana dondurma alaym, ben
kazanrsam sen de bana harlndan bir gazete al."
Cemil heyecandan gzleri akmak akmak, "Olur!" diye bard.
Ve baba oul kemii iki ucundan ekip krdlar. kisinin de elinde
kemiin birer paras vard. Baba elindeki kemii Cemil'e doru
uzatp,
"Al, l bakalm, hangisi daha uzun" dedi.
Belli ki bu da oyunun bir baka kuralyd. Cemil hemen babasnn
elindeki kemii alp kendi kemiinin yanma getirdi. O an babas,
"Lades!" diye bard.
Cemil neye uradn armt. Dondu kald. Annesi hemen
araya girip,
"Aa, zme ocuu Adem. yle hemen olmaz" dedi. Cemil'in
gzleri dolmutu, alamak zereydi. Babas, "Peki peki, hadi bir
daha tutualm" dedi.








































Cemil'in btn hevesi kamt. Yine de yeniden tututular. ki
krk kemii birbirine dedirip ayrdlar, yeniden ladesli oldular.

Lades Cemil'in ok houna gitmiti, durmadan lades tutumak
istiyordu. Annesiyle, babasyla, aabeyi hsan'la ard ardna lades
tututu. Ladesi kazandnda veya kaybettiinde hemen oyuna
yeniden balamak isterdi. Babas bu huyuna gler, 'Yenilen
pehlivan doymazm" derdi. Cemil yense de yenmese de ladese
doymuyordu.
Ancak ev halk giderek ladesten skld. Artk kimse Cemil'le lades
oynamaz olmutu. Bu yzden Cemil kendisine yeni bir oyun
gelitirdi. evresindeki insanlarla, onlarn haberi olmadan tek
tarafl lades oynamaya balad. Herkesle srekli ladesli olduunu
dnyordu.
Babas eline bir ey verecek olsa, almadan nce iinden
"Aklmda!" diyordu. Onun uzatt bir eyi babas eline aldnda
ise yine iinden "Lades!" diye baryordu. Bakkala ekmek almaya
gitse, paray verirken sessizce "Lades", ekmei almadan nce de
"Aklmda" diyordu.
lkokuldayd Cemil, lades en sevdii, giderek tek sevdii oyun
oldu. Arkadalar ona "Ladesi Cemil" diyorlard, sonra Cemil'i
unuttular, yalnzca Ladesi demeye baladlar. "Hey Ladesi, u
kalemini versene!"
Ladesi ladesi seviyordu. steyen arkadalaryla aka,
istemeyenlerle, bu arada retmenleriyle, onlarn haberi olmadan
tek tarafl ve iinden lades oynuyordu. O, artk tam bir ladesiydi.
Kanmamaya ve fakat kandrmaya dayanan bir oyunun gzde bir
temsilcisi olmutu.

































4 (drt)
Cemil'in ailesi gelimekte olan kk bir Anadolu kasabasnda,
Cennetehir'de yayordu.
Gelimemi lkelere ve geri kalm blgelere "gelimekte olan"
denmesi, nezaket icabdr; belki kandrmacann kibar bir trdr,
belki de gereki bir ifadedir.
Cemiller, bir kasabada yayorlard, sonra birdenbire bir ehirde
yaamaya baladlar. Tanmadlar, kasabalar il oldu. Cennetehir
il oldu.
Bu duruma Trkiye'de ska rastlanr. Bir sabah bir kasabada
uyanrsnz, o gn bir kararname imzalanr, akama bir ehirli
olursunuz.
Cennetehir irin bir ileydi. Cennetehirlilerin aklna pek ok
kasabalnn bana gelen bir ey geldi. l olmaya heveslendiler. l
olmak krlyd. Yllarca uratlar. Kasabadan geen byk kk
devlet adamlarnn yollarn kestiler. Onlara kuzu kestiler.
Arladlar. Kasabann her tarafna "l Olmak stiyoruz" diye
pankartlar astlar. Bakente telgraflar ektiler. Tandk tanmadk
btn milletvekillerini seferber ettiler. ok altlar. Sonunda il
oldular.
l olmak Cennetehirlileri ok mutlu etti, kendileriyle gurur
duydular. Bu baary gnlerce kutladlar. Artk kasabalar il
olmutu. Resmi kaytlarda Cennetehir "l"






































olarak geiyordu. Ancak Cennetehirliler il olduktan sonra yllar
boyunca, az alkanlyla Cennetehir'den sz ederken "Bizim
kasaba" dediler. Gurbete gidenler srekli kasabalarna dnmekten
sz ettiler. Tabelalar sizi kandrabilir ama dil drsttr.
Cennetehir'in il olmas bir kandrmacayd.
Cennetehirliler hrsl insanlard. l olmak onlara yetmedi.
Devletten srarla bir havaalan, bir de niversite kurmasn
istediler. Milletvekillerini yine seferber ettiler. Kampanyalar
atlar, yreklerini atlar, kasaba erafna kesenin azn atrdlar.
Pankartlar astlar, davetler verdiler. Sonunda havaalan ile
niversiteleri de oldu. Halk istedi, politikaclar da verdi.
Balangta iki tarafn da yz akt.
nce havaalan yapld, gayri resmi ald. Personel almaya
balad. Henz uaklar inip kalkmyordu. Resmi alta inecek
dendi.
Havaalannn resmi al muhteem oldu. Pek ok siyaseti geldi,
basn geldi. ehir bayram yerine dnmt. Sevin bykt. Fakat
bir ey dikkati ekmeyecek gibi deildi. Davete gelenlerin tm
arabalarla gelmilerdi. Uakla gelen yoktu. nk Cennetehir'in
havaalan bulunan byk ehre uzakl uak gerektirecek kadar
byk deildi. Bu kadarck mesafe iin uaa binmeye demezdi.
Al srasnda, halkn korkun tezahrat arasnda piste bir tane
ilalama ua indi. Bunu izleyen aylarda ve yllarda ise
Cennetehir Hava Limanna inen baka bir uak olmad.
Sylentilere gre pistin boyu ksayd, byk




































uaklarn havalanmasna ve inmesine uygun deildi. Havaalan
vard ama kullanl deildi, i olsun diye yaplmt, ilevsel
deildi, ie yaramazd.
Cennetehir niversitesinin durumu havaalanndan fazla farkl
olmad. Bir niversiteye sahip olmak Cennetehirlileri ok
sevindirdi. Al yine muhteem oldu. Ama zaman iinde grld
ki, byk ehirlerdeki retim yeleri, tara niversitesi diye bu
niversiteye rabet etmiyorlard. Cennetehir'de oturan liseli
genler bile kendi ehirlerindeki niversiteye tercihleri arasnda yer
vermiyorlard, byk ehirlerin byk niversitelerini tercih
ediyorlard.
Snav ald, pek ok Cennetehirli niversiteye memur olarak
girdi. dar personel kadrosu dolmutu. Baka illerde oturan
genler Cennetehir niversitesi'ni yazdklar iin snflar da
dolmutu. Her ey tamamd yalnzca akademik personel yoktu,
merkezden atanan rektr dnda retim yesi yoktu. Dersler bo
gemeye balaynca Cennetehirliler niversitelerini desteklediler,
avukatlar, eczaclar, lise retmenleri, subaylar, yksek tahsilli
esnaf, mesleklerine, ilgi alanlarna uygun derslere girmeye
baladlar. niversitenin yz gld.
Havaalan personeli ve niversitedeki memurlar alkan ve drst
insanlard. Ancak gayretleri ileri dzeltmeye yetmedi. Belki bir
eyler ta bandan yanl planlanmt. Ya halkn arzusunda bir
ayarszlk ya politikaclarn politikasnda bir potluk vard. Belki
bilerek, belki bilmeden, muhtemelen fark etmeden ve fark
ettirmeden, Cennetehirliler ve politikaclar, hem kendilerini hem
de birbirlerini kandrvermilerdi. Bu da bir tr ladesilikti.


































Aslnda Cennetehir'in ad da bir kandrmacayd galiba. Ad
Cennetehir'di ama ne aa vard iinde doru drst, ne
evresinde ba, bahe, orman. Gnein altnda kavrulan dmdzlak
bir ehirdi, cennet deildi. Yalnzca yaknlarnda tarm alanlar
vard.
Her eye ramen Cennetehir zaman iinde geliti. Hi olmazsa
nfusu artt. ehir, dan yamacndan balayp dzle doru
yaylmt. Nfus artka son aalar da kesildi, apartmanlar
yapld. Cemillerin evi otoyolun yaknndayd.
Bu ehrin insanlar ehirlerini-kasabalarn severdi. Tozlu yollarn,
fskiyeli belediye bahesini, mahalli yemeklerini severlerdi.
Kendilerini komu illerden stn grrler, teye gidip
stanbul'u bile beenmezlerdi.
"Cennetehir Cennet misali. stanbul dediin iki uzun kpr, denizi
desen pislikten kprd" derlerdi.















































5 (Le)
Cemil'in babas Adem Bey lise mezunu bir devlet memuruydu.
Hayat boyu ek gstergelerini, katsaylarn hesaplad durdu.
Muhasebeci deildi ama btn memurlar gibi bordrodan anlard.
Birka defa memuriyetin yan sra ticarete giriti. Memurlarn
ticaretle uramalar yasak olduu iin bir kez ei Hava Hanmn
zerine gsterip bir dkkn at. Yrmedi. Birka kez
arkadalaryla perde arkasndaki ortak olup talihini denedi, olmad.
Sonunda elli yalarna doru pazarlamaclk yapmaya balad. Eli
para grd, yz gld. Yllarca semt pazarlarnda ucuz sebze
meyve arayan Havva Hanm da rahatlad, manava, markete
gitmeye balad. Cemil ile aabeyi hsan'a gzel elbiseler ald.
Pazarlamacln yan sra memuriyeti de srdrd Adem Bey.
Yaygn tanmlamaya gre "iini bilen" bir memurdu. ini bilirdi,
haddini de bildi. Dairedeki ilerini aksatmad.
Emekli olmadan nce bir ortakla birlikte irket kurmay bir defa
daha denedi. Bu giriimi Adem Beyin tanmyla kprden nceki
son kt. Bu son k da tam bir k oldu, durumu daha da
iyiye gitti. Artk zengin saylrd.









































Adem Bey, genliinde gmre girecekmi memur olarak. Elinde
tane tavsiye kart varm. Fakat ne yazk ki elinde be tane kart
bulunan, stelik kartlarnn kalitesi daha yksek olan bir bakasna
kaptrm bu ii. Bu duruma hayat boyu esef etti Adem Bey.
Yzlerce defa "oraya girseydim baka olurdu" dedi. Cemil
babasnn neye zldn anlayamazd kkken ama o da
babas gibi , zlrd.
Ladesi Cemil, asl adyla Cemil Usanmaz, seksenli yllarn
banda herhangi bir travma almadan gelmiti dnyaya.
Doumundan kalan, annesinin doumuyla ilgili kehnet ryasyd
yalnzca.
Zengin bir ocuktu Cemil, i dnyas zengindi yani.
Aslnda btn ocuklar zengindir. Doaldrlar, drsttrler,
dnyaya gzbebeklerinin hakkn vere vere, renkli renkli, zengin
zengin bakarlar. Sonra, doallklarn, drstlklerini kaybetmeye
balarlar. Doallklarn ve zengin bak alarn, ana babalarna,
retmenlerine, mfredatlarna, komu teyzelerine dn vermeye
balarlar ve giderek fakirleirler. Dikdrtgen olur dnyalar,
yalnzca paray grrler. Belki ok para kazanrlar ama artk
fakirdirler.
ocuklar ounlukla kendilerini terk ederler byrken, doadan,
kendilerinden, hatta yldzlardan uzaklamaya balarlar. Kendi
vcutlar iindedirler, gn altnda, toplumun ortasnda
gzkrler ama orada yokturlar, terk etmilerdir. Kendi
varlklarn, toplumu, doay terk




































etmilerdir. Yaam terkilerinde tarlar, kendilerince ciddi ilerle
urap yaam yedekte yaarlar, gerek benliklerini yedekte
tutarlar. Yabanclarlar, maskeli yaarlar, dnyaya donuk yzlerle
bakarlar, zenginliklerini yitirirler.
Cemil Usanmaz da balangta zengin bir ocuktu. Bykleri onun
zenginliini de -asla kt niyet tamadan-elinden almaya altlar
ama o direndi. rnein arada bayram harln annesine kaptrd
oldu. Bayramda dedesinden harlk aldnda annesi "Sen
kaybedersin, ver ben saklayaym" derdi ve gerekten de iyi
saklard. Cemil bayram harlklarn ok iyi saklayamad fakat
yaama sevincini ve dnyaya bak tarzn, ara ara kaybeder gibi
olsa da mr boyu saklamay becerdi.
Be yalarndayken Cemil, sokakta bir yerden bir yere giderken
srekli olarak hayali bir araba kullanrd. Yrrken ellerini gs
hizasna kaldrp yalnzca kendisinin grebildii bir direksiyon
tutar, grnmez vitesini deitirir, arada da "rn, rn, rn" diye ses
karrd. Cemil, hayal kurmay severdi ama hayat boyunca
gerekleri de terk etmedi.
Ladesi rendikten sonra dier oyunlara ilgisi azald Cemil'in.
Varsa yoksa ladesti sevdii oyun. Kiminle olsa oynamay
seviyordu ama en ok, ikna ettiinde aabeyi hsanla oynamak
houna gidiyordu.
hsan, Cemil'den drt ya bykt. ok iyi bir renciydi,
retmenlerin gzdesiydi. Cemil aka sylemezdi ama aabeyini
kskanrd. Aabeyini ladeste yendii anda



































kendisini ondan daha gl hisseder, ksa bir sre iin kskanmaya
ara verirdi.
Aabeyiyle lades olduklarnda, ladesli olduklarm unutmamaya
alarak, aabeyinin bir eye ihtiyac olmasn beklerdi.
Karsndakinin istei zerine ona bir ey vermenin ladesi
kazanmakta en etkili yol olduunu bulmutu. Bazen aabeyi evden
ktnda topunu almadn fark eder, tekrar ieri girmeye enir,
"Cemil u topu getirse-ne" derdi. O zaman Cemil mzmzlanmadan
hemen kalkp itaatkr bir karde tavryla topu getirirdi. Topu
vermeden nce iinden "inallah hatrlamaz" derdi. Aabeyi topu
aldnda ise sevinten ii titreyerek "Lades!" diye barrd.
Ladesli olmadklar zamanlar aabeyinin hibir dediini yapmazd.
Giderek hsan bu durumu fark etti. Ladesli olduklarnda Cemil sz
dinleyen bir karde oluyordu. Cemil sz dinlediinde "Aklmda"
demeye balad hsan. Bunun zerine Cemil kar taktik gelitirdi.
Ladesli olduklarnda abisinin istedii eyi hemen getirmemeye,
ardan almaya, iki defa sylettikten sonra istemeden
yapyormu havasyla davranmaya balad. Bir sre de bu taktik ie
yarad.
Cemil lades oynarken, dikkatli olmay, kendi olanaklarn iyi
kullanp evrenin eksiklerinden faydalanmay reniyordu. Lades
basit bir oyun deildir; bir sinir, bir strateji savadr. Sizi gerek
hayata hazrlar.
Cemil, aabeyi kadar olmasa da alkan saylrd. Ders d
kitaplar okumay severdi. Bir an nce bymek istiyordu.
Kendisinden birka ya byk ocuklara zendii,




































onlarn neler dndn merak ettii ok olurdu. lkokul ikinci
snftayken, beinci snftaki abiler ona ok byk gzkrd. Bu
yan ban alm abilerin neler dndklerini, neler
hissettiklerini ok merak ediyordu. inden "onlarn yana gelsem
de ne dndklerini anlasam" derdi. lkokul beinci snfa
geince, drt yl nce byle dndn hatrlad, u an ne
dnyorum diye dnd, iine bakt, fakat yeni bir ey
bulamad. Hayal krklna uramt.
Srekli, aka veya iinden, insanlarla lades oynuyordu Cemil.
Almadan nce "Aklmda", verince "Lades" diyordu. lkokul
beinci snfta snflarndan bir kza k oldu. Tabii bunu kimseye
sylemedi. Kzn ad Glen'di. evresindeki hemen herkesle en
azndan iinden lades oynad halde, Glen'le hi lades
tutumad. "nsan sevdii kiiyi kandrmamal" diye dnyordu.
Daha sonraki yllarda Cemil Glen'i unuttu. Ancak bydnde
bu olaydan kard dersleri unutmad. Bir, birisini sevdiinizi
unutmak istemiyorsanz, onunla etkileiminizden bir kr elde
etmeyi unutmalsnz. ki, sevdiklerimizi sevdiimizi aklmzda
tutmak, bazen ladesli olduumuzu aklmzda tutmaktan daha
zordur. Ve , sevdiklerimizi kandrmak, onlara kar drst
olmaktan her zaman daha kolaydr. Ne yazk ki.
Belki de yle bir slogan olmal: "Sevince ladessiz sevmeli" diye.
Ortaokul yllarnda Cemil tek tarafl lades oynamay azaltt. lgisi
giderek kzlara yneldi. Artk iinde manken resimleri bulunan
baz dergileri biriktiriyordu. Televizyon-





































daki yarma programlarnda nl sunuculara yardm eden mini
etekli kzlar da ilgin gelmeye balamt. Bunlar ok kapsaml
buluyordu. (Yarma programlarn deil, kzlar kapsaml
buluyordu.)
Yine ortaokul yllarnda Cemil, kafasn ilerde nasl bir kzla
evlenecei konusuna takt. Zaman zaman "lerde evleneceim kz
acaba u an nerede, ne yapyor?" diye merak etmeye balad.
Bazen haritaya bakarak, evlenecei kzn hangi ehirde, hangi
semtte yayor olabileceini tahmin etmeye alrd.
Lisedeydi, bir gn yolda bir kz grd. Kz inanlmazd. Ik
gibiydi, gzleri ay idi. Yznde can parlakl vard, evreye
can sayordu. Baharda alman bir derin nefes gibi gelip geti
Cemil'in yanndan. Ladesi arplmt. Yavalad. Dnp
arkasndan bakmak istedi, bakamad. Baklmazd. O an derin bir
sz duydu Cemil iinde, bu kz ya benim sevgilim olmazsa diye,
ondan uzam diye, ya onu bir daha hi gremezsem diye.
Gnlerce ayn saatte kz grd yerden geti. Sorup soruturdu.
Kz grmedi ama kim olduunu rendi. Adliye bakatibi Hdayi
Beyin kzyd. Ad Aybahar'd. Cemil Aybahar'a k olmutu.
Aybahar' dndke hep "Aklmda" diyordu. Hi lades demedi.
Aybahar hep aklndayd.
Aybahar enstitye gidiyormu. Cemil zaman iinde, daha imdiden
Aybahar'n ok talibi olduunu rendi, iinden "Eek herifler, kz
daha kck, bu yataki kz istenir mi?" diyordu. Ama mmkn
olsa Aybahar' istemeye annesini gnderirdi.



































Aybahar' tandktan birka ay sonra Cemil'in babas ld. Aile
derinden sarsld, Havva Hanm ykld.
Babasn kaybettikten sonra Cemil Aybahar'a daha da baland.
Ona babasnn ldn sylemek isterdi. Pek ok kez Aybahar'la
tantklarn, ona babasnn ldn sylediini, Aybahar'n ise
kendisini barna bastn hayal etti. Emindi, imdi bile Aybahar
babasnn ldn bilse ban barna basard. nk o gzel
olduu kadar, sevecen, iyi kalpli bir insand, efkatliydi.
Cemil arada yolda Aybahar' gryordu. Aybahar ciddi kzd.
Sokakta yere sert basar, yz ask yrrd. Etrafna hi bakmazd.
Cemil'e de bakmad. Zaten Cemil Aybahar'n yoluna kmadan,
kar kaldrmlardan, kaamak baklar atyordu Aybahar'a.
Cemil o yllarda karar verdi. Bir gn zengin olacak ve Aybahar'la
evlenecekti. Artk lades oynarken Aybahar' dnp de
oynuyordu. inden, "Eer bu eli kazanrsam Aybahar'la
evleneceim" derdi.













































6 (alt)

Cemil giderek gelien Cennetehir niversitesi'nin letme
Fakltesine girdi. alkan bir renciydi. letmeci olmak
istiyordu. Zengin olmak istiyordu. zetle, zengin bir iletmeci
olmak istiyordu. Aka sylemese bile iinde ta derinlerde
babasnn tam gereklememi hayalini gerekletirme istei vard.
Zengin, gl, baarl bir insan olmak istiyordu, itibarl olmak
istiyordu, annesini yallnda rahat ettirmek istiyordu, bir de
gzel bir ei olsun istiyordu.
Birka erkek arkada vard. lerinden birinin ad Ayvaz'd. Kz
arkada yoktu. Aybahar hl aklndayd.
Olanlarla arada futbol oynarlard. Annesi bir tarafn kracak diye
endie eder, engellemeye alrd.
Aabeyi hsan hukuku bitirdi, stanbul'a yerleti. Bir bankaya
hukuk maviri olarak girdi. Sonra ayrlp yazhane at, serbest
avukatlk yapmaya balad.
nc snftayken Cemil fakltede aratrma grevlisi olarak
kalmaya niyetlendi. Aratrma grevlisi olursa n akt. Gn
gelir profesr olurdu.
Bu arada lades oynamaya devam ediyordu. steyenlerle aka,
istemeyenlerle habersizce iinden oynuyordu.







































Bakkala gitse bakkaln elinden ekmei almadan nce "Aklmda"
diyordu iinden, uzatt paray bakkal aldnda ise "Lades!"
diyordu sevinle. Aklmda'y ve lades'i kimseler duymuyordu
dardan. Bazen bu iki kelimeden birini dalgnlkla, dardan
duyulacak biimde syleyiverirdi. ounlukla anlamazd
karsndaki bunu, ama yine de byle durumlarda, boazn
temizler gibi bir ses karmay alkanlk edindi Cemil.
Bir gn ekonomi doenti olan bir hocasyla birlikte otobse
binmilerdi. Yaamn glklerinden, ktln lkeye
getirdii zararlardan konuuyorlard. Konuma iinde bir ara hoca,
Cemil'in elindeki romana bakmak istedi. Cemil, kitab verir
vermez, hafife "lades" dedi. Hoca, Cemil'in kendi sylediklerine
ilikin felsefi bir yorumda bulunduunu zannetti. Duruma uygun
bir eyler sylemek istedi. Uygun bir ey bulamad. "Evet, yle"
lamnda kafasn sallad.
Lades dedii duyulunca Cemil'i ter basmt, ok rahatsz oldu,
konumaya dikkatini veremedi. O andan itibaren hoca ne sylese
anlamadan kafasn sallad.
Eve geldiinde annesi kapda karlad, "Sana bir ay demleyeyim"
dedi. Annesinin bu ilgisi hem houna giderdi hem de rahatsz
olurdu. Olurla olmaz aras bir eyler mrldand. Havva Hanm
olunu duymad, mutfaa gitti ayn altn yakt. Cemil zerindeki
kuma pantolonu ve gmlei karp kot stne bir kazak giydi.
Kitaplarn at, almaya balad. Az sonra annesi ay getirdi.
"Niye sen getirdin, ben alrdm" dedi.




































Hep byle sylerdi ama hibir zaman kalkp almazd.
Bir sre sonra telefon ald. Arayan, aabeyinin liseden arkada
Demir Tiriti'ydi. Demir di hekimiydi. Akamlar belli bir saatten
sonra randevu vermez, muayenehanesinde oturup mzik dinler,
kitap okurdu. Arkadalar gelirse oturup sohbet eder veya satran
oynarlard. Cemil'e,
"Dersin yoksa gel, Ayhan da burada" dedi.
Telefon gelene kadar Cemil'in dersi vard, telefon geldikten sonra
can almak istemedi. Annesine
"Ben Demir abiye gidiyorum" dedi.
Annesi,
"Ge kalma" diye seslendi arkasndan.
Cemil muayenehaneye girdiinde Demir'le Ayhan sohbet
ediyorlard. Demir her zamanki gibi dnceli grnyordu.
Ayhan, gler yzl, sakin bir genti, lisede resim retmeniydi.
Cennetehir'deki tek sergi salonunda sk sk kiisel resim sergisi
aard. Kasabal ona "Ressam Hoca" derdi. Resimlerini kimse
almazd, hatta birka retmen dnda sergilerini dikkatlice gezen
de olmazd. Mlki amirler ala iek gnderirlerdi. Ayhan
halinden memnundu.
Demir'le Ayhan kalkp Cemil'i kucakladlar. Demir Cemil'e,
"Naber lan ufaklk" dedi ve bir elense ekti. Cemil elinden zor
kurtuldu.






































Demir Cemil'den bakasna el akas yapmazd. Cemil bakayd,
ufaklkt.
Demir ile hsan lisede iyi arkadatlar. Cemil kk bir ocuktu o
zamanlar. kide bir uurtmasn karr veya tellere takar, sonra
alayarak hsan'la Demir'in yanma gelir, yardm isterdi.
Cemil,
"Demir abi, bak aklma ne geldi. Seninle son bir kez yle byk
bir lades tutualm, nesine istersin?" dedi.
Demir,
"Sonuncu lades olacandan emin misin aslanm? En az otuz defa
sonuncu ladesi tututuk seninle" diye karlk verdi.
"Valla bu son abi. Bak eyine tutualm istersen, eer ben
kaybedersem bu son ladesimiz olsun."
"Hep byle diyorsun, sonra kazanyorsun. Sen usta olmusun bu
ite!"
Cemil ladesi kazanmak iin, srekli yeni taktikler gelitiriyordu.
Son buluu Demir'in hazrlad protez kalplarn eline alp "Abi
bu ne?" diye sormakt. Demir telala atlp "Brak unu,
dreceksin" diye elinden ald birka kez. O an Cemil "Lades!"
diye barrd. Bir defasnda
Demir ladeslenince, bo bulunup elindeki kalb yere
brakvermiti. Cemil zlm, mahcup olmutu. Bir sre Demir'le
lades oynamam, sonra unutup eskisi gibi devam etmiti.






































7 (yedi)

Cemil niversiteyi bitirdi, kadro yoktu, aratrma grevlisi snav
amadlar, botayd. Bir gn annesine Aybahar'dan sz etti.
Beeniyordu, evlenmek isterdi. Byk olu hsan'n henz
evlenmeye niyeti yoktu. Cemil'in bu erken tavr Havva Hanm
sevindirdi Havva Hanm, Cennetehir'deki btn anneler gibi,
olunun mrvvetini grmek, bu dnyadan gp gitmeden nce
onu salam bir kadna emanet etmek isterdi.
Havva Hanm, Aybahar'n annesini buldu, tant. Kadnlarn
deyimiyle konuyu tlatt, azn arad. Aybahar'n annesi Nedime
Hanm, isteksiz ve doymu bir tavrla, Aybahar'n talibinin ok
olduunu, henz byle bir ey dnmediklerini syledi.
Havva Hanm eve dndnde, Cemil onu bekliyordu. Fazla
hevesli gzkmemek istedii, biraz da utand iin, girer girmez
bir ey sormad annesine. Ne konutuklarn kendiliinden
sylemesini bekledi. Ancak Havva Hanm da ardan aldka ald.
Girdi, kt, stn deitirdi, ellerini ykad, sofray hazrlad.
Cemil'in aklndan, "Ftk etti ha, cevap olumsuz herhalde ama
insan bir syleyiverir" diye gemekteydi.
Nihayet olup biteni anlatt Havva Hanm. Cemil zld ama Havva
Hanm umutsuz deildi. Oluna,








































"Bu iler byle. yle ilk seferde evet demez kimse, en azndan bir
tlattk, sraya girdik yani. Kzn ya kk saylr, talibi ok,
biraz da sana kalyor bundan sonras, niversite mezunusun ama
yetmiyor, inallah iyi bir ie girersin, o zaman tekrar giderim.
Hayrls. Belediyeye ura diyorum, uramyorsun. Bakan baban
severdi" dedi.
Cemil iinden "Ah..." diye geirdi. Artk babas yoktu ve Cemil
belediyede ie girmek istemiyordu. Belediye kokumu bir yerdi
ona gre. Bir byk ehre gidip ansn deneme istei vard iinde.
Bu konumann zerinden bir ay geti. O gn, gzel bir ayn gzel
bir gnyd ve gnn en gzel saatiydi Cemil iin. Hayat boyunca
unutamayaca bir ey oldu. Aybahar'la ilk defa konutu.
Postanede sra bekliyordu. Birden arkasnda Aybahar belirdi.
Cemil onu grr grmez tand. Bulutlardan szlen gne
benzeri aydnlk yzyle, nefes kesen ve insan nefes nefese
brakan vcuduyla, sessiz bir iir gibi szlp girmiti ieri. Cemil
iir okumazd ama Aybahar i bakayd.
Cemil ve birka kii bankonun nndeydiler. Belirgin bir sra
yoktu. Aybahar, anlamaya alarak baknd, sonra Cemil'e
ynelip,
"Srann arkasnda siz mi varsnz?" diye sordu.
Cemil ard. Kibar ve gvenli olmaya alarak "Evet" dedi.
Sonra bir eyler daha sylemesi gerektiini dnd. Heyecann
belli etmemeye alarak,




































"Buras pul kuyruu" dedi.
Aybahar:
"Ben fatura yatracaktm."
Cemil eliyle yandaki gieyi gsterip,
"O buras" dedi.
Aybahar, "Teekkr ederim" dedi. Aynen byle syledi.
Cemil bu konumay hayat boyunca unutmad. O gn pul iin
sradayd, aslnda Aybahar iin de sradayd, talipleri arasnda yeri
vard. Uzun yllar srada kalacakt. Tek kazanml bir seim iin,
sevgi iin, ak iin, bu gzel kzla evlenebilmek iin, yllarca
srada kalacakt. Postanede sra mutlaka gelir ama bir kza talip
olduunuzda sonu belli deildir.
ite Cemil ile Aybahar ilk kez byle konutular. Aybahar' baka
isteyenler de vard. Anlald kadaryla Cemil belirsiz bir listede,
belirsiz bir sre bekleyecekti. Havva Hanm, yar grc usulyle,
Aybahar' annesinden istemiti. Bu olaydan bir ay sonra Cemil
hayatnda ilk kez Aybahar'la konumutu.
Eer bu roman gelecekte de okunursa, okuyucular olup biteni
anlamakta glk ekebilir. Nasl oluyor da Cemil Aybahar'a
annesi araclyla evlenme teklif ettikten sonra onunla ilk kez
konuuyor diyebilirler. Kitapta bir basm hatas bulunduunu,
erkein kzla nce konuup sonra evlenme teklif etmesi
gerektiini dnebilirler.





































Byle dnenler o zaman hakl olacaklar. Ancak insanlar bir
zamanlar farkl davranrlard. Hi konumadan, hatta hi
tanmadan evlenmek mmknd o zamanlar.
Cemil hi olmazsa Aybahar' sokakta birka kere grmt.
Birbirlerini hi grmeden evlenen nice insan olmutur bu dnyada.
Grmeden evlenmeye "grc usul" denilirdi. Olann
yaknlar kzn evine gider, kz beenirlerse evlenme teklif
ederlerdi. Nikah kylr, olan ile kz birbirlerini evlendikten sonra
grrlerdi. ounlukla da birbirlerini severlerdi ya da en azndan
evre sevdiklerini dnrd. Buna da "nikahta keramet var"
denilirdi. te byleydi. O zamanlar parann bereketi vard, nikahn
da kerameti.
Grc usul, ilgin bir adetti. Oluna kz arayan annelere bir
kadn kp filancann kz hakknda yle derdi: "Maallah, pek
hanm hanmcktr. Yapt yenilir, diktii giyilir, stelik pek
mazbut ailedir. Evlerinden ieriye erkek sinein ty girmemitir.
Olum olsa hemen isterdim vallahi." Olan annesi bu betimlemeyi
heyecanla dinlerdi. Bu a ile terzi karm namuslu kz, eer bir
de gzelse, artk grc olarak evine gitmemek iin hibir sebep
kalmazd.
Evine grc gelecek kz taraf strese girer, tefti grecek banka
ubesi gibi eli yreinde hazrlk yapard. Gelin kzn kyafeti,
davranlar, evin genel temizlii ve dzeni, grc hanmlar
tarafndan ciddi denetime tabi tutulurdu. Grc hanmlar, bir
mfetti ciddiyeti ve arballyla ev halkyla fazlaca muhatap
olmadan ve gz temas kurmadan geip salona otururlar, her an her



































yerde bir ak yakalamaya alan keskin ve tecrbeli baklaryla
durmadan etraf tararlard.
Rahat alabilmesi iin mfettii odada yalnz brakp kan
mdr gibi, evin hanm da grcleri salonda ksa bir sre yalnz
brakrd. Bu sreyi iyi deerlendiren grc hanmlar, beyaz
eldivenlerini sehpalarn, hallarn altnda gezdirirlerdi. Eldivenin
gri bir renk almas, ev halk iin felket olurdu. Bu arada
grcler, fizyolojik bir ihtiya olmasa bile, srf tefti amacyla
tuvalete giderlerdi.
Misafirleri evin bykleri karlar ve uurlard. Kahveyi gelin
aday gen kz ikram eder, grclere yalnzca bir kahve iimi
sresince gzkrd. Grcler bu sreyi alabildiine uzatmaya
alr, gelin adayn rahata inceleyebilmek iin kahveyi mmkn
olduunca yava ierlerdi. Kimi grcler, kzcazn dilerinin
inci gibi olup olmadn anlayabilmek iin onu gldrmeye
alrlard. Glsn de dileri gzksn diye kimisi fkra anlatr,
fkra anlatmay beceremeyen ise boalan fincan bir ileri bir geri
ekerek komik olmaya alrd. Gelin adaylar da bu acemi
komedyene ayp olmasn diye glerlerdi.
Bu kadar ince elemeye sk dokumaya ramen, pek seyrek de olsa
grclerin oyuna getirildii, kandrld da olurdu bazen. yle:
Diyelim ki grclerin grmek istedii kzn ad Aye'dir. Fakat
Aye, yeteri kadar gzel deildir. Aye'nin ii ok gzel olabilir
ama yz, ilk elemeyi kazandracak kadar gzel deildir. Bu
durumda ev halk bir hileye bavurup bakasn gsterirdi
grclere. rnein, Aye'nin evli barkl, gzel ve gen yengesi,
evin gen kz diye takdim


































edilirdi grclere. Kimlik kartndaki fotorafa bakma adeti
olmad iin, grcler bu gen hanm Aye zannederlerdi.
Grmeyi umut ettikleri grnt ile grdkleri grnt arasndaki
fark test etmek akllarna gelmezdi, gelse bile test etmesi zordu.
Beenme aamasndan sonra, ikinci bir ziyarette kz istenir, gerekli
basamaklardan sonra nikah kylrd. Gelini gerdek gecesi ilk kez
gren damatlar ounlukla hayal krklna kaplrlard. Baz
damatlar, kendi grdkleri kzn annelerinin grd kz olduunu
sanrlar, muhtemelen de annelerinin biraz zevksiz olduunu
dnrlerdi. Bylece kandrldklarn anlamazlard. Kandrlma
olay ancak ertesi gn kaynvalide gelini grdnde ortaya
kard. Baz damatlar ise kandrldklarn anlar, nikah bozarlard.
Ama gerdek gecesi gelinin alayarak durumu anlatmas karsnda,
kaderine raz olup durumu sineye eken damatlar da vard.
Hayvanlar alemindeki birlemelerde bylesine kandrmacalar
yoktur. Bu grc kandrmacas insana zg, hzn verici, insanca
bir eydi. Ninelerimiz ladesi, sadece tavuk kemiiyle oynamadlar.
Bazen o kemik yerine, gerdek odalarnda btn varlklarn ortaya
koydular. u ylda, bu ylda erkekler ellerini kana bulamasnlar
diye gerdek odalarna krmz mrekkep sokan kadnlar bile
olmutur. Hayatta kalabilmek iin bazen kandrmak gerekmitir.
Cemil'in evlilik giriimi, tam olarak bir grc usul deildi.
Annesi, gei dnemlerine zg bir davran sergilemi, yar
grclk yapmt. Beenen Cemil'di, ileten annesi. Bylece
yllar srecek tedirgin bir bekleyi balad Cemil iin.





































8 (sekiz)

Bir akam, son mteri de gittikten sonra, Cemil De-mir'in
muayenehanesine urad. Aybahar konusunda konumak istiyordu.
Kendisini dinleyecek bir aabeye ihtiyac vard.
Cemil ksa srede zengin, Aybahar' hak edecek kadar gl
olmalyd, ancak ne yapacan bilemiyordu. Kaygl ve
hznlyd, tedirgin bir bekleyi iindeydi. Kendisini dinleyecek
gven verici bir aabey diye gelmiti Demir'e. Demir, gven verici
bir grnme sahipti ama dinlemesini bilmezdi. irindi, hotu,
ancak az dinler, ok konuurdu.
Baz insanlar vardr, az konuarak kapatrlar kendilerini d
dnyaya, baz insanlar ise, ok konuarak kapatrlar kendilerini.
Byk laf ynlar iinde bulamazsnz onlar. Hani kimselerin
uramad metruk kkler vardr, bahesindeki geliigzel
bym aalardan grnmez olmu kkler. Sarmaklar
sarmtr her yanlarn. te ok konuan baz insanlar, kayglaryla
ba etmeye alrken o kkler gibi, yapraklarn, kelimelerin
arkasna saklarlar kendilerini, farknda olmadan. Nice mantkl
kelime sylerler ama duygularm gremezsiniz arada.









































O insanlarn ve kklerin ileri zengindir mutlaka ve mutlaka
birka krk cam vardr pencerelerinde, hznl sonbaharlardan
hatra. Onca kelime, onca yaprak arasnda kimseleri gremezsiniz.
Krk camlar, hayal krklklarn gremezsiniz. Aslnda insanlara
sarlmak isteyen nice ev, sarmaklara sarlmakla yetiniyor bu
dnyada.
te Demir de byleydi. ok konuurdu, konudan konuya geerdi.
Neeliydi, canlyd. Demir'i tanmayan birisi konumalarna bakp
ikili zannedebilirdi. Ancak i dnyas dnyaya kapalyd.
Hissettiklerini deil, dncelerini anlatrd. Szlerini tarasan,
fkesi dnda bir duygu kmazd altndan.
Keyifle, keyiflendirerek karlad Cemil'i. Ksa bir haberlemenin
ardndan,
"Senin canm skan bir ey var ko" dedi.
"Nereden anladn Demir abi?"
"Ayandan."
"Ayamdan m?" diye sordu Cemil.
"Evet. ocukluundan beri cann skan bir ey olunca sa ayan
sallarsn saa sola."
Cemil ard, gld:
"Ne kadar dikkatlisin. Hi farknda deilim."
"Elbette evldm, di hekimiyim ben. Bir ufack meknda, binlerce
farkll fark ede fark ede insan aznda dikkatli olduk byle
sonunda."
"Vauv, sper. Spersin abi!"




































"Evet, problem?" diye sordu Demir.
"Bir kz var, abi."
"Aferin."
"Harika bir kz."
"Aferin!"
"Evlenmek istiyorum."
"Salak!"
"Galiba am."
"Tam salak. Tedavisiz salak."
"Ak olmak su mu, abi?"
"Evldm, ak bir yalandr, kandrmacadr. k olduunu iddia
eden hem kendini kandrr hem karsndakini." "Ben gerekten
am, k olduumu hissediyorum." "Olmaz yle ey, yanl
hissediyorsun." "Ama ben..."
"Gez, toz, keyfine bak ama evlenme." "Evlenmeden gezemem,
abi." "Niye?"
"Kz ok mazbut, ailesi de." "Kz mazbut." "Evet."
'Yani imdi benim gezdiim kzlar mazbut deil mi?"
"Estafurullah abi. Hepsi ablam olur." "Ha gzel. Demek ki
neymi, sen salakmsn."









































"yi de abi, imdi ordan bu sonuca nasl ulatk?"
"Bak aslanm" dedi Demir, "Sen bu kz beendin. Tamam.
Gezmek istiyorsun ama kz mazbut olduu iin gezemiyorsun.
Gezebilmek iin evleneceksin. yle mi?"
"Eh, yle saylr."
"Evldm, evlendikten sonra gezebilen ka ift var bu dnyada?
Para kazanma tela, paray harcama terifat, ev ileri, ill
ocuklar... Gezmeye zaman m kalr? nsanlar rahata gezebilmek
iin evleniyorlar ama evli olduklar iin gezemiyorlar. imdi bu
salaklk deil de ne? Kendini aldatma deil de ne? Evlilik doaya
aykrdr, doal deildir. Hayvanlar evlenmezler, birlikte olurlar
yalnzca."
"yi de abi, hayvanlar diiye de gitmiyorlar, diilik de mi doaya
aykr? Bak neyi merak ettim?"
"Sor aklayaym."
"Sen hi k oldun mu abi?"
"imdi konuyla ne alakas var bunun? Bireysel deil, toplumsal
dnyoruz. nsanlar, hem kendilerini aldatyorlar hem
birbirlerini. Bak u dergilere, bir aldatma geyii alm ban
gidiyor. Aileyi sarsar bu tr meraklar, zemini rtr. Ben evlilie
kendimden tr karym ama oyuna gelmek istemem, aileye
kar deilim, aile sarslrsa ben de sarslrm."
"Abi" diye karlk verdi Cemil, "Ben de kendimden tr k
oldum. Kimse oyuna getirmedi valla. Medyann kurban deil,
meydann kurbanym. Meydanda grdm bu kz."






































kisi de birbirini dinlemiyordu, Demir:
'Yok efendim eini aldatmak ok yaygnm, yok efendim insan
dediin aldatrm. Bak, bak, bak namertlere!"
"Kibar kz, eitimli" dedi Cemil. Demir, srdrd:
"Efendim, aldatacaksan evlenme. Evlendin aldatmayacaksn. Ben
tutarlym. Evlenmem de, aldatmam da. Aferin bana!"
"Annem annesiyle konutu."
"Benimki temiz i. nce 'Birlikte olmak istiyorum sizinle', sonra
'Eyvallah, msaadenizle'. Ak kart, basit art."
"Ad Aybahar. Bir sr talibi var, birka yl evlendirmeyecekler.
Bu arada iyi bir ie girmem para biriktirmem gerekiyor."
"Bence eini aldatmak, lokantaya sefertasyla yemek gtrmeye
benziyor. Hem komik hem illegal etkinlik. imdi kimi lokantann
kapsnda ne yazyor: 'Dardan yemek getirmek yasaktr.' Tamam,
adamn kural byle. Girersen kurala uyacaksn, uymayacaksan hi
girme. Sefertasyla gidiyor kimisi lokantaya. Garsonun eletirici
baklarndan kurtulmak iin hafif bir eyler smarlyor nce. Sonra
aktrmadan masann altna girip midesinin stne mele mele
sefertasndakileri yemee balyor gizlice. Ara ara masann
altndan kp sandalyesine oturuyor, stn ban dzeltip iyi bir
izlenim vermeye alyor evresine. te eini aldatmak aynen
byle."
"Evet abi. Diploma yetmiyor, iyi bir de i gerekli."




































"Sen lades seviyorsun, kanmadan kandrmak istiyorsun ama senin
oyun diye oynadn eyi, ciddi ciddi her ite yapyor kimileri,
srekli kandrarak birbirlerini. Herkes herkesi kandryor ve herkes
devleti, devlet de kendi kendini. Drst olmama konusunda milli
mutabakat var galiba. Dn bir ev ald amcam seksen milyara,
tapuda bir milyar gsterdiler. O evin bir milyar olmadn alc
biliyordu, satc biliyordu, komisyoncu biliyordu, tapudaki memur
biliyordu ve devlet biliyordu. Herkes biliyordu ama kimse belli
etmiyordu. Drstszlk konusunda milli mutabakat var bu lkede.
Birka yz tane hortumcu mevcut ama binlerce pipeti var
evremizde. Pipetiler, hortumculara svp sayarlar ama kendileri
bir maazaya girdiklerinde KDV pazarl yaparlar. Hortumcu
milyarlar gtrr, pipeti birka TL."
"Birka TL olmaz abi. Aybahar' hak etmek iin milyar gerek..."
"Sonu: Herkes ladesi. u gazetelere bak!"
Demir sehpann zerine geliigzel atlm gazete-dergi ynn
gsterdi:
"Fla haber: Petrol zengini birisi, kznn dnn yapm
lkesinde, be bin tane altn yaldzl, iine hi iki dememi
kadeh smarlam. ok etkileyici deil mi? Hani bizde 'ikinin
katresi haram' denir. Adamn iki iildikten sonra ykanm kadehe
bile tahamml yok. Hi iki dememi kadeh smarlyor. yi de
birader, una 'yeni kadeh aldm' dese olmaz m? Olmaz. Ladesilik
yapacak ille. Kelime oyunuyla, hem kendini kandracak hem
herkesi."




































Demir gazetelerden birini alp okumaya balad:
"Bak ne yazm ke yazar: '... bu kii muhtemeldir ki lkesinin
petrollerini dnyann zenginlerine verip dnya kadar para kazand.
lkesini smrd, yetimlerin hakkn yedi, domam ocuklarn
hakkn yedi. Rabbin huzurunda, boyunca gnaha girdi ama iki
dememi kadeh smarlyor imdi, grlmemi bir sevap
kazanmak iin. Eer, onca insann hakkn yemek yerine, o be bin
kadehle her gece iki iseydi bu kadar gnah etmezdi.' Petrol
zengini aynen bizim Bektai gibi. imdi ikinin katresi haram ya,
erenlerden birisi, iki kadehini alp eline, parman ikiye deydirip
bir damlasn bir fiskede atyormu yere, sonra da 'bu meretin
katresi haram, gerisine devam' deyip iiyormu bir dikite. Ya
kendisi de ladesi ya ladesilerle dalga geiyor Bektai."
"Kim iki imi Demir abi?" diye sordu Cemil.
"Bover."
"Demir abi, ben sanrm stanbul'a gitmek istiyorum. ansm orada
deneyeceim. Daha anneme, abime sylemedim."
"inallah, hayrls" dedi Demir sylenilenleri tam iitmemi bir ses
tonuyla. Sonra sahaflar andran sehpalarn birine uzand, dergi
ynnn altndan bir kitap ekti.
"Al sana petrol zenginine, Bektai'ye benzeyen birisi daha" dedi,
"O da u kitapta. Enver Paa'nn babas da paaym. Enver Paay
bilirsin."
"Duydum abi, Enver Sedat."





































"Az okuyorsun aslanm. O Msr devlet bakanyd. Benim dediim
ttihat Enver Paa. Neyse, bunun babas da paaym. kide bir
'Ben hayatm boyunca harama ukur zmedim' dermi. Olu
Enver Paa, tek bana Osmanlya en byk zarar veren kii. Keyfi
bir kararla Birinci Dnya Savama sokmu devleti. anakkale'de
kyma sebep olmu. Doksan bin can Sarkam'ta dondurmu ve
sonuta koca imparatorluu kua evirip Sevr'e teslim etmi.
Bunun babas yine bir gn gururla 'Ben harama hi ukur
zmedim' dediinde bir dostu, Enver Paa'y kastederek 'Paa
hazretleri, keke helle de hi ukur zmeseydiniz, sevabnz daha
byk olurdu' demi. Ya. nsan evld kk sevaplar beklerken
byk gnahlar iler bazen."
"Ukur ne demek abi?" diye sordu Cemil.
"Bo ver. Sen beni bir gn ldreceksin. Siz hibir ey okumaz
msnz? nanlmaz cahilsiniz."
"Haa, anladm galiba. Adam 'Hi geneleve gitmedim' demek
istemi."
"Eh, saylr. Yalnz, Osmanl paalar geneleve gitmezlerdi,
evlerindeki cariyelerle idare ederlerdi."
"Ha bak, cariyenin ne olduunu biliyorum. Aybahar'la evlensem,
cariye falan istemem."
"Sadece petrol zengini veya Bektai deil, herkes ladesi, herkes
aldatmaya alyor, hem kendini hem herkesi. Benim dmda
herkes kt, herkes birbiriyle ladesli."
"Ben de aldatyor muyum abi?"




































"Sen aldatmann stadsn, en byk ladesisin aslanm. Sen ve
herkes. Bak ne yazyor u gazetede..."
Demir sehpann altndaki yndan bir gazete ekti:
"Bat'da elli bin tablo incelenmi, yzde krk sahte km.
Rnesans'ta bile baz nl ressamlar, rencilerine yaptrdklar
tablolara kendi imzalarn atmlar."
"Bir arkadam... Ayvaz... hani bir kez beraber gelmitik buraya. O
da stanbul'a gitmek istiyor galiba."
Demir Cemil'i dinlemiyordu, Cemil de Demir'i. Demir devam etti:
"Drstszlk konusunda milli mutabakat var, daha da ilerisi
evrensel konsenss da mevcut bu konuda. ktlk, hem ii
hem hobisi insanlarn. Buzdan jeton yapanlar, OGS'den bedava
gemek iin arabann plakasn havluyla rtenler, apartmanlarda
otellerde millet korkmasn diye 13. katlar 14 yapanlar, sahte para
basanlar, ek-senet tahrif edenler, sakat taklidi yapp dilenenler,
gizli akl ahlakn buldular. Dnyadaki btn lkelerde birer milli
savunma bakanl var, bir tane milli saldrma bakanl yok. Bu
hesaba gre hi sava olmamal. Ama var. Acaba bu da senin lades
misali bir kandrmaca m? nl bir batl politikac 'Siyaset de
sosis de halkn gz nnde yaplmaz, yaplsayd kimse yemezdi'
demi. Bence sosis halkn gz nnde yaplabilseydi satlar
artard. Kandrmak kanna ilemitir insann. Dnyadaki ilk reklam
filmini duydun mu? Solgun hasta bir ocuk grnyor ilk sahnede,
doktoru 'u marka yulaf ezmesi yemeli' diyor, ikinci sahne aylar
sonrasn gsteriyor, ocuk i-




































manlam ve bir kase yulaf ezmesini itahla kaklyor. Bu filmde
iki yalan varm: Birincisi, biri zayf dieri iman iki ayr ocuk
kullanlm, ikincisi, ikinci ocuk yulaf ezmesini yememi,
elindeki kaseye sevdii bir tatldan koymular. te byle, o gnden
bugne dnya siyasetini zetlemi bu film bilmeden. Sana
medeniyet getirdiini syleyen igalcin, nce mideni satn alr
senin. Ruhunu kurtarmaya alrken mideni verirsin."
"Evet abi, karnmz doyuracak bir i gerekli bize."
"Gz aklar ladesi, gz grmeyenler de. Dn ne oldu biliyor
musun: Birka grmeyen kardeimiz jeneratrlerini, portatif
amfilerini kurdular bizim sokan bana, sesi sonuna kadar ap
ark sylediler ve 'Biz grmeyen kiileriz, bize yardm edin'
dediler. Kutuya para atanlarn adna da mteri kztran dn evi
sahipleri gibi 'Ahmet Beyden on lira' diye mikrofonla ilan ettiler
sokaa. Sonra evleri dolatlar. Akgz politikaclara, size iki
anahtar vaat ediyorum diyenlere, kapkalara altk da, mlarn
tavr zoruma gitti. Hani kendilerine acnmasn asla istemezlerdi?
Bu yaptklar neydi? Belli ki aa uymular, onlar bile birer ladesi
olmular. Belki de irinler. Kimisi irinlikle kandrr herkesi: Bir
lkede kalemi olmayan dolmakalem kapaklar satlyormu
pazarlarda ok ucuz fiyata. Kancas darya gelecek ekilde
ceketinin cebine takyormusun kapa, herkes senin dolmakalemin
olduunu dnyormu."
Cemil ile Demir birbirlerini dinlemeden konuuyorlard, ikisi de
bunun farknda myd, belli deildi. Her ikisi de karsndaki
dinlesin diye deil, sadece sylemek


































iin sylyordu. Yapklar iletiim deil, iletmekti. Pek oumuzun
yapt dinlemeden konumak, eimizi, ocuumuzu, ana
babamz, arkadalarmz, vatanda, okuyucumuzu dinlemeden
konumak, kendi kendimizi kardrmann en yaygn ekli galiba.
Bir ara Cemil teypte ksk sesle gzel bir trk aldn fark etti,
nedir diye sordu. Demir,
"Nurettin Reber, Anadolu insannn soylu ve duygulu sesi,
kendini sylyor, kendinden sylyor ama herkesi sylyor" dedi.
"Tanyor musun abi?"
"Hi grmedim ama bazen grmeden grmek mmkn."
"Sen Klasik Bat Mzii dinlemez miydin abi, Mozart' filan?"
"Hepsini seviyorum, hele u Ege trklerini. Tam emin deilim
ama bir insann kendi lkesinin mziini dinlemesi ieriye
drstlk, evrensel mzii dinlemesi dnyaya drstlk, ben hibir
zaman yapamayacam ama kendi lkenin kltrnden yola kp
evrensele ulamak sanrm torunlarmza kar drstlk."
Cemil'in iinden, "Demir abim dktryor, keke hsan abim de
burada olsayd" diye geti. O gece ge saatlerde ayrld Demir'in
muayenehanesinden. Kendini rahatlam hissediyordu. Gece
ryasnda bir ift ayakkab grd. Ayakkablardan birinin st
delikti. Grnmesin diye delii gazeteyle rt. Sabah ryay
hatrladnda yine rahatlad ama ryann ne anlama geldiini
bilemedi.







































9(dokuz)

Cemil ile Ayvaz'n arkadalklar gittike ilerlemiti.
ki aabeyi vard Ayvaz'n. Babas toptanclk yapard. Hemen her
gece kahveye giderdi, otoriter, ocuklarna mesafeli bir adamd.
ok ilgilenmezdi oullaryla ama ilgisiz de saylmazd. Sklkla
unlar sylerdi:
"Okuyun adam olun. Bakn lise mezunlarna bile i yok.
Okumayana kz bile vermiyorlar bu zamanda."
"Hayatta gl olacaksn, parasz kalmayacaksn, iini bileceksin,
akln kullanacaksn. Gemisini yrten kaptan olacaksn bu
dnyada."
Ya da bazen,
"Tuttuunuzu koparacaksnz. Ekmeinizi tatan karacaksnz"
veya
"Bu dnyaya alk alk bakmayacaksn, alklar kendine
baktracaksn" derdi.
Ayvaz byle bir ortamda byd. Aile ortamlarnda sevgi vard,
ocuklar sevilirlerdi ama baml klnrlard, akll olmak, akln
kullanmak vlrd ama ocuklarn akllarn aka kullanmalar,
bir fikir ya da yaratclk sergilemeleri babaya saygszlk saylrd.
Akll olmalydn ama akln aka kullanmamalydn. Ev
ortamlarnda adet bir 'gizli akl ahlak' vard. Bu ortam, grnrde
saygl ama alttan alta istemeden kt reten bir ortamd.




































Annesi ebeydi Ayvaz'n. Kkken, sokakta hi tanmad baz
kadnlarn, nlerinde durup ocuklarna "p ebenin elini" demeleri
houna gider, gurur duyard. O yllarda ebenin ne olduunu pek
bilmiyordu. Biraz byd, rendi, keyfi kat. zellikle
ergenliine doru annesinin ebe olmas, utandrmaya balad
Ayvaz'. Yetikinler yaam doal karlamadklarnda ocuklar da
doal olmayan davranlar sergilerler yaam karsnda.
Ayvaz lise ikiye getii yaz ince bir kitap okudu. Truva ehrini
ortaya karan Schlimann'n hayatn anlatyordu. ok etkilenmiti.
Bu kitap, Ayvaz'n uzun yllar boyunca ders kitaplar dnda
okuduu tek kitap olacakt.
Kitap, Schlimann'n ocukluk hayaliyle balyordu. Kkken
babas Schlimann'a Homeros destan okurmu. Destanda sz
edilen Truva ehri ocuk Schlimann'n ok ilgisini ekmi.
Byd zaman o ehri bulmaya karar vermi. Amacna
ulaabilmek iin ticaret yaparak para biriktirmi, ok sayda dil
renmi.
Olgun yaa ulaan Schlimann Osmanlya gelmi, elinde
Homeros'un kitab, kar kar dolam btn Ege'yi. Sonunda
anakkale kylarnda bir tepede karar klm. Bu tepede kaz
yapabilmek iin izin gerekiyormu. zni almas kolay olmu.
Osmanl "ta" dermi tarihi eserlere, arkeolojiden de anlamazm.
Ve Schlimann koca tepeyi bir grup ameleye kaldrtp buluvermi
Truva'y, alp gtrm nice hazineyi.
Dnyada kaz merakls oktur ama bylesi grlmemitir. te
Alman'n bu yks Ayvaz' ok etkilemiti. Lisedeyken, arkeolog
olmaya karar verdi. Hazineler bulmak istiyordu. Liseyi bitirdiinde
puan tuttu, arkeoloji blmne girdi.

































Ancak ne yazk ki son snfa geldiinde arkeolog olmak ile gm
bulmak arasnda fazlaca bir iliki bulunmadn anlad. Piyasada
gm merakls nice macerac vard ama bir arkeolog onlar gibi
davranamazd. Zaten gmcler de kumarbazlarnkine benzer bir
tr haz dnda pek bir ey bulamyorlard toprakta.
Ayvaz niversiteyi bitirdiinde memur olmak istedi. Kltr
Bakanl'nn at snava girdi. Ancak byk bir aksilik oldu,
sorular kart. Arkeoloji yerine Din ve Ahlak Bilgisi kitabndan
sorular soruldu snavda. Ayvaz'n dini inanc vard ama liseyi
bitireli epey zaman getii iin sorular cevaplayamad, snav da
veremedi.
Cemil de Ayvaz da isizdi. Ben isizim dncesi, kskn ve
souk bir duygu olup kaplamt yreklerini. Hafiften utan verici.
Askere gitmeye karar verdiler. Bu arada derinlerde bir sz gibiydi
stanbul fikri.
Cemil ile Ayvaz askere gittiler o sene. Drt aylk ksa devre.
Cemil askere giderken Havva Hanm ok alad. Einin lmnden
sonra, geici sreyle de olsa bu ikinci ayrlkt onun iin.
Cemil askere uyum salad. Yalnz iinden lades oynamay
artrmt. Mutfakta, molalarda veya ar izninde birinden bir ey
almadan nce "aklmda" diyordu iinden ya da verdii zaman
"lades". inden lades oynamann yan sra, birisiyle konuurken
karsndakinin syledii kelimeleri de saymaya balad iinden.
Yan yana dizilmi insanlar, sofradaki tabaklan da sayyordu.





































Cemil bir gn belli belirsiz birok kiinin, Demir'in dedii gibi
bilmeksizin lades oynadn dnd. Baz asker arkadalar,
mutfakta grev almaya alyorlard. Gnein altnda talim
yapmak istemediinizde mutfak korunakl bir yerdi. Ancak ayn
kiiler, dn komando niformasyla fotoraf ektirip ar
izninde memlekete gndermekten de geri durmuyordu. Hi kimse
mutfakta altn yazmazd karsna, sevgilisine.
Kaytarmak iin, mutfak kadar cazip bir yer de koutu, ilk ay,
herkese sivilde ne i yaptn sordular. Berberi, ofr, ay
belirlemek istiyorlard. Yarhisarl bir gen meslei sorulduunda
'"Kouuyum komutanm" deyivermiti. Herkesi gldren bu
cevap gen iin hi de komik deildi.
Bir grup arkadayla birlikte Cemil de badanac olduunu syledi.
Aslnda hibirinin bu iten anlad yoktu ama millet gnein
altnda talimdeyken glgede badana fikri iyi grnmt gzlerine.
Uzun sre aran olmad, unuttular. Derken bir cumartesi ar
iznine kmaya hazrlanrlarken adlar okundu. Herkes arya
karken badanaclar badana yaptlar cumartesi pazar. Bu yzden
birok hafta sonu izne kamad Cemil. ar iznine kabilen baz
arkadalar onlara taklp "Ava giden avland, badanac nce
kendisi boyand" dediler.
Birbirlerinden ayr Cemil de Ayvaz da askerlik boyunca stanbullu
arkadalaryla konumaya altlar. stanbul'da ne i yaplr, nasl
yaanr sorup soruturdular.





































10 (on)

G etmek, stanbul'a gmek giderek konutuklar tek konu oldu
o yaz. Cemil, stanbul'a gitmek konusunda ilhi bir ar aldna
inanmaya balamt. Ayvaz ise uzaktan akrabas olan byk
politikac Barbaros zg'n uzaktan uzaa kendisiyle
ilgilendiini, st kapal bir ekilde ama yrekten onu stanbul'a
ardn dnyordu. Bylece iki gen farkl nedenlerle
Cennetehir'den Cennetehir stanbul'a birlikte g etmeyi
dnmeye baladlar.
Cennetehir'den stanbul'a g etme fikri biraz korkutucu, biraz
heyecan vericiydi. nceleri belli belirsiz bir istek eklindeydi.
Birka defa "stanbul'a tansak nasl olur" diye konutular.
Giderek srekli bu konuyu dnr, konuur oldular.
G etmek bazen biyolojik, bazen de toplumsal bir emirdir. Ama
hepsinde, insanda ve hayvanda, balangta bir derin arzu, bir
uzaklara gitme istei uyanyor galiba.
Balklar, kular, ren geyikleri ve daha nicesi, her g mevsimi
uzaklara gittiler. htimal ki nedeni zerinde dnmediler.
Gitmeleri gerekti, gittiler. Balangta insanlar da yle. Yllar,
yllar ncesinde, arabadan, attan nce, doduklar topraklardan
aileler, klanlar halinde yola kp adm adm yayldlar yeryzne.
Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'ya,






































Bering Boaz'ndan Amerika'ya... nsanlarn byk gleriydi
bunlar. Galatlar, Hattiler, Kimmerler... daha kimler kimler g
ettiler. Topraklarn savunamayan, topraklarnn tapusu olmayan
insanlarn lkesi yeni gler ald srekli.
nsanolu, insankz, gle yaylp dnyaya, admlaryla, kollaryla
tutunabilmek iin yaama, drt bir ynden drt bir yana g etti
srekli. Alktan tr ya da sava kavimler geldiinde g etti.
rnein, byk kuraklktan sonra, yzyllar sren byk gler
oldu Orta Asya'dan drt bir yana. Sonra kavimler g oldu.
Yerleik dzene gemi, bakml baheli, gzel ehirli nice devlet,
gebe kavimlerin atlarna, oklarna dayanamad. Et yiyen gebe,
ot yiyen yerleii yerle bir etti.
Destanlara baklrsa, Orta Asya'da byk kuraklklar olduunda,
hayvanlar, kular, ocuklar "g, g" diye bartlar. Hep suya
doruydu g, "suyun ucuna" ya da Akdeniz'e doru. Ksraa
binenler, ksran bana vardklarnda, suyu buldular. Bir ksrak
ba gibi Akdeniz'e doru uzanan Anadolu, suydu, suya doruydu.
Ayvaz'la Cemil bir gn Cennetehir'de kahvede oturuyorlard.
Televizyon, bir uzak lkede i savatan kaanlar gsteriyordu. Bir
elleriyle bohalarn, bir elleriyle ocuklarnn ellerini tutmu
kadnlar ve erkekler komaktayd. Pelerinde tfekli adamlar.
Adeta kanl canl bir g vard ekranda. Naklen g!
Kahvedekilerden bir gen ekrana bakp yersiz, beylik bir laf etti:
"G yolda dzlr" dedi. Dii Demir gence dnp, "G yolda
dzlr bu dnyada ama g edenler de yolda dzlr" dedi. Onun
bu sz tarihe gemitir, en azndan Cennetehir tarihine.




































te byle, ya can pahas iin ya ekmek paras uruna, evinden
darya urayp g etmitir insanlar btn alarda. Hl byle.
Evlerinde oturabilen insanlar lkesinde kaak ii olabilmek iin
ufack teknelerde gnlerce yolculuk yapyor kimileri denizlerde.
60'l yllarda byk bir g balad Trkiye'den Almanya'ya. G
edenler imdi ne kadar mutlu acaba? Ataszleri hep bizden nce
domutur. Ancak doumuna tank olduum bir atasz duydum.
Avrupa'da yle diyorlar oraya yerlemi kardelerimiz: "Kebap
kokusu duyup geldim buraya; grdm ki eek dalyorlarm."
G tek ynl olur genelde, oysa iki ynl oldu mbadelede,
Trkiye'den Yunanistan'a, oradan Trkiye'ye. nsanlar birlikte
yaamak yerine, ke kapmaca oynadlar hep birlikte. Baz oyunlar
acdr. Rembetiko arklar o gnlerin ayrlk acsn anlatr.
Ve kimi insanlar hayatta bir defa g eder, kimisi birka kez. Kimi
g yl srer, kimisi yllarca. G yolunda doan, g yolunda
byyen insanlar olurmu eskiden. G etmek bir yaam biimidir
kimileri iin. Drt mevsimin gle getii gnlerde, geceleri yatak
yorgan serilen yere adr deil, "yurt" denirdi. Yrklerin,
nomadlarn yurdu bir yerdi ya da her yer yurduydu onlarn.
Her g bir derin szyla balar. Yolculuk ncesi uzaklarn
zlemidir yolcunun kalbindeki. Geride dnlmeze hasret, ileride
seni aran haz verici hayaliyle harikalar bahesi vardr. Eyalar,
bohalar ykleyip kanlara, kamyonlara, son kez kilitleyip bir
kapy ve son kez bakp geriye, bir sabah erken yola karsn. Yol
yorar seni ve belki bir gn hedefe ularsn.




































11 (onbir)
stanbul'a gmek, farkl bir eydir Sidney'e gmekten,
Frankfurt'a gmekten, zmir'e veya Marake'e gmekten farkl
bir eydir. nk her ehrin kendine zg bir kiilii olduu iin,
her bir g de kendine zg bir kiilik tar, her gn bir kiilii
vardr. Seilen yer daha yolun banda yolcuyu ve g etkilemeye
balar. Nereye gidildii, nasl gidildiini belirler.
Uzaktan, taradan bakldnda stanbul uzak ama ulalabilir bir
cennettir. Bir tama nice kenti feda edebileceiniz bir mcevherdir.
Nef i Erzurum'dan baktnda stanbul'u byle grmtr. Varp
stanbul'a geldiinde ise iindeki adamlar beenmemitir.
stanbul, ta Bizans'tan beri kendini size saklamtr. (Veya size yle
gelir.) Onun baka sevdikleri, sevenleri de vardr. Ama bu ehir,
baka hi kimseye vermediklerini size verecektir. (Size yle gelir.)
stanbul surlarn, denizlerin, vapurlarn, martlarn, ehridir.
Bedenini smsk saran surlar iindedir. Ta uzaklardan duyarsnz
ki, vapurlar gittiinde, suda izi kalrm geride. Eer hi deniz
grmemiseniz, hayret edersiniz. Ve hissedersiniz ki eer bu
ehirde yaarsanz, gemilerin izi










































gibi sizin de iziniz kalacaktr bu dnyada. Bir gn gp
bittiinizde bu ehir mrnz uzatacaktr. Siz yle sanrsnz.
Sular, surlar, arlar, pazarlar, kuyumcular, antikaclar,
saraylar, yallar, kkleri, konaklar, cumbal evleri, balklar,
balklar, btn sokak satclar birleince stanbul kendisi zaten
zengin bir ehirdir. inde yaayanlar da zengin edecektir. Bunu
herkes bilir.
Bunu herkes bilir, bu yzden stanbul'un 'ta topra altndr' denir.
Sularn iinden kan altn size iyi gelir. stanbul'da gk, ev, deniz,
bir de siz. Kendinizi o ehirde dnmek size iyi gelir. Eer
stanbul'a gitmeye karar vermiseniz, sizin kadar telaldr martlar.
Kprler, vapurlar, adalar, sokaklar, size iyi gelir.
stanbul hayattr, stanbul sevgilisi air hakl: stanbul, grm
geirmi bir kadn gibi, davetkr, iveli, size el eder uzaktan
srekli. Ancak bu davette bir ac gerek gizlidir. stanbul sizi yok
edebilir. Dalga dalga salaryla, kylarda kvrlan etekleriyle, inip
kalkan gsyle sizi ardnda kalkp gidersiniz yanna, onun
bedenine sahip olabilirsiniz, ama ruhunuzu elinizden alabilir ve siz
ruhsuz bir beden olabilirsiniz bu ehirde istemeden. Altna hcum
edenler, mutlaka bir bedel derler.
stanbul'un ta topra altndr, ancak bu altnn nasl karlaca
size kalmtr. Bu altn alnnz terleterek de, aklnz ktla
kullanarak da karabilirsiniz. Galiba nicesi ikinci yolu seti
stanbul'da, baknz nasl: Dnce davrantan nce gelir,
'stanbul'un ta topra altndr' diyenler yan sra yle bir hikye
sylediler:



































Adamn biri su muhallebisi yapp satarm eski stanbul'da.
Muhallebisi ok ktym, bir yiyen bir daha yemezmi. Ama
adam krk yl evini geindirmi, yani arad altn bulmu
stanbul'da. Diyelim stanbul'dan uzakta oturuyorsunuz ve tan
topran altn bildiiniz bu ehirle ilgili yukardaki hikyeyi
duydunuz. Demek ki bu ehir ok kalabalkm sonucunu da
karabilirsiniz ya da ktlk yapsam bile a kalmam o ehirde
sonucunu da. Seim size kalmtr.
stanbul'da yaamak zordur. Siz stanbul'a gersiniz. Sonra
grrsnz ki stanbul da sizi gertmi. Pazarda sand
kaptrabilir, denizde ya da ticarette batabilir, parada, pulda, huyda,
ahlakta iflas edebilirsiniz, gebilirsiniz.
Sonra ne bileyim, stanbul ok deprem geirmitir stanbul'un
kendisi de gebilir. Boaz ve Hali zaten bir deprem gdr.
stanbul hassas bir ehirdir, size ksebilir, darlabilir, faylar size
krlabilir.
Sanrm air deilim ama iirlerim var; imdi, 'Yamurda Yangn'
adl iir kitabmdaki iirlerden bir tanesini paylamak istiyorum
sizinle. Bu iir, Mays 98'de, yani 17 Austos Marmara
Depremi'nden nce yazld, nk stanbul'un depremleri mehul
deildi.

BOSFOR
Deprem derinden vurdu milleti;
on iki bin yl nce kt dorudur Bosfor'un
ki Boaz da denmeli -




































Ya yine kerse diye korktuum da dorudur.
Byle ehirler zaten hep beni bulur.

Ya kerse stanbul;
Denkler, bohalar, oluk-ocuk sana geldik ey stanbul!
Biz gtk, sen gme.

Bosfor'un yosmalar
etek kaldrd kaldrmda civanm,
al bohan gel, sana da yer var.

Herkesin izi kalmtr sende,
Herkeste izin senin de.
(Ayasofya'da Vikinglerin imzas var.)
Byle zengin ehir grlmemitir.

Kadnlar kadn, gzeller gzeli stanbul:
Parmaklarn uzun, adalarn knal.
Drt bir yandan sar beni;
brekti, mantl, gzlkl antal,
zengin ve dolgun bir kadn gibi,
surlarnla, dalga-dalga gecekondularnda,
salarnla, saaklarnda,
kularnla, kanatlarnla, kollarnla
drt bir yandan sar beni, sar beni.

Bosfor kerse oksun,
sen zaten stmdesin.
































Tarih boyunca g dalga dalga geldi stanbul'a. Son dalga
gecekondularla.
stanbul'a susayan, stanbul iin ii yanan, stanbul'a ulatnda
hayretle grr ki, bitmemitir iindeki stanbul hasreti. stanbul'a
ulaan kii, denizler, sular iindedir ama susuz kalr, nk tarih
boyunca stanbul susuz bir ehir olmutur. Sarnlar, kemerler
susuzluunu geirmemitir.
Suyu kt ve pahal bir ehirdi stanbul. Bir eek yk suyun fiyat,
bir iinin bir gnlk kazancna eitti kimi gn. te bu yzden,
suyu kt diye, stanbul'a gmekten ekinirdi halkn nicesi. Bunu
bilen bir vezir, suyunu bol bilip halk akn akn gelmesin diye
ehrin su sorununu zmek isteyen Sinan'a izin vermemitir.
Kyly kyde tutamayan vezir, ehri ona irkin gsterir. Yahut
Ky Enstitlerini yok eden sistem, sistemsiz kentleme iinde
gecekondulara teslim eder kendini. Kyler yamalara kurulabilir,
gecekondular da kentlerin yamalarna kuruldular imdi. Aslnda
kylnn yeri, ehrin ayak alt deildir.
stanbul mthi bir yerdir. Dnyada, iinden balk tutulan bir
denizin getii tek ehirdir stanbul.
stanbul balkl ehirdir, balk ehridir. Bu yzden kerteriz
defterleri yazlmtr. Kerteriz defterleri gerekmitir.
Kerteriz defterleri, balklarn g yollarn, toplanma yerlerini
gsterir. Hangi mevsimde, hangi balk Boazn neresinde, hangi
kayalkta, hangi nirengi noktasndan ka kula tede bulunur,
llp biilmi, eski terzilerin defterlerine benzer izgili
defterlere yazlmtr.



































Mercanlarn, palamutlarn, lferlerin, karagzlerin, ekinelerin,
kalkanlarn, orfozlarn huyunu suyunu bilen tecrbeli balklar,
yalanp da artk bala kamaz olduklarnda, bala, denize ilikin
bildikleri eyleri, yazl resimli bir kerteriz defterine kaydeder,
sudan, denizden anlamayan acemi beyzadelere satarlard. Karada
define haritas neyse, denizde de kerteriz defteri odur. ikisi de altn
getirir.
Define avclar bakasna ait bir haritayla, bakasnn altnn
ararlar. Oysa herkes kendi iindeki define iin harita yapabilir. Ve
birisi kp denizlerin deil, yaamn kerteriz defterini yazmaldr.
Nerede, nasl, niin yaamal?
Evet, stanbul'un bir kerteriz defteri olmal. Yoklua,
yorganszla, yangna yenik dmemek iin, ktya, gaspya
arplmadan yaayabilmek, ksacas keriz yerine konulmadan
yaayabilmek iin stanbul'a dair bir kerteriz defteri gereklidir. Biri
mutlaka bunu dnm olmal.













































12 (oniki)

Cemil'in stanbul'a gitme ryasn grp grmedii hl tartlr
Cennetehir'de. ounluk onun byle bir ryay gerekten
grdne inanyor.
Ryanzda grmediiniz ehre gidemezsiniz. stanbul'a gitme
ryasn Cemil ve Ayvaz birlikte grdler o yaz. Cemil gerekten
bir rya grd.
stanbul'a gitmeyi yllardan beri derinden derine istiyordu Cemil.
Giderek younlat ve nlenemez bir tutkuya dnt bu istei.
Kim bilir, belki istedii iin, belki ilah bir iaretti bu istei. Bir
pazar gecesi u ryay grd:

Bir leden sonra. Cennetehir lotur. Sanki ok bulutlar vardr
gkte ya da gneler tutulmutur. Saatine bakar Cemil. Saatin ka
olduunu defterine yazmas bildii bir istek olur. Kalemini arar,
drdn fark eder. Kendi kimliini de drmtr nk
emindir, kendindedir.
Kalemiyle kimliini bulmak iin birilerine sormak ister. Sokaklar
bombotur, duvarlara, aalara, yerlere, her yerlere yapm
katranms bir karanlk vardr. Birileri, birbirlerini alp
gtrmlerdir, kalkp gitmilerdir. Botur Cennetehir. Tam o
srada bir ses duyar Cemil. Ak sakall bir ihtiyarn sesini. Bu
ihtiyar aslnda, annesi Cemil'e hamileyken sesi duyulan ihtiyardr.





































Ses, "stanbul'a git gen adam, stanbul'a; senin rzkn stanbul'da"
derken tam o srada cebi alar Cemil'in. (Yani cep telefonu alar.
Yanl anlalmasn diye syledim. Sizin anzda cep telefonu
olmazsa "Cep de alar m?" diye dnebilirsiniz belki.)
Neyse, ryay uzatmayalm. Cemil'in cebi alar. Arayan yle der:
"Czdannz drmsnz Taksim'de. Biz bulduk. inde para
yok. Kartlarnz, kimlikleriniz, ehliyetiniz hepsi yerinde. Size
ulamak iin ok masraf ettik. Czdan almaya gelirken yannzda
biraz bahi getirirseniz iyi olur." Telefonu kapatnca duygulanr
Cemil, ne iyi insanlar var diye dnyada.

Rya bitti.

Ancak o gnden itibaren stanbul'a gitme ryas balad gnlnde
Cemil'in. "Gz grmeyince gnl katlanr" derler. Dorudur, gz
grmeyince gnl katlanr. Gzn grd bir ryadan
vazgemeye gnl katlanmaz ou kez.
Bu ryay ilah bir iaret sayd Cemil. stanbul'a gitmek, giderek
bir istek, vazgeilmez bir emir oldu kalbinde. stanbul'a gitmesi
gerekiyordu, stanbul'a gmesi, stanbul onu aryordu.
Gitmeliydi, grevliydi. arya cevap vermeliydi.
Cemil hi kimseye, Ayvaz'a bile sylemedi ama iindeki ses,
stanbul'da zenginlik bulacan, gl olacam ve Aybahar'la
evlenebileceini sylyordu ona. stanbul sayesinde paras, itibar,
ii ve gzel bir ei olacakt.



































Bir ey daha. Havva Hanm Cennetehir'de kalmaya kararlyd.
Cemil, zengin olup Cennetehir'de annesini daha iyi artlarda
yaatacakt. Yalandnda yanma alacakt. Aybahar buna hayr
demezdi.
stanbul Ayvaz' da aryordu. stanbul ryas onun kalbine de
dmt. Ancak Ayvaz'n gerekesi somuttu. Ayvaz, Barbaros
zg'n kendini stanbul'a ardn dnyordu.
imdi siz, koskoca Barbaros zg ufack Ayvaz Akgz ile mi
ilgilenecek, diyebilirsiniz. Ama ilgileniyor ite. Barbaros Bey ok
byk bir politikacdr. Bykten ke lkemizde potansiyeli
olan herkesi tanr, her frsat deerlendirir. Oy veya para gelme
ihtimali olan her eyle ilgilidir. Bir orkestra efi gibidir. O devasa
donanmasnda tek bir kayktan bile haberi olan Barbaros Hayrettin
Paa gibidir.
Rivayete gre Barbaros Beyin asl ad Mahmut zen'mi. Takdir
edersiniz ki Mahmut zen bir politikac iin uygun bir ad deildir.
Yani nasl sylesem, bir lider ad deildir. Bir defa Mahmut
sradan bir ad. Sonra ad Mahmut zen olan bir politikacyla ok
dalga geen olur. Yok "vermedi Mbud ne yapsn Mahmut" derler,
yok "efendim bu bakalarna zeniyor" derler. Derler de derler.
te btn bunlar hesaplayan Mahmut zen (iyi bir politikac her
eyi hesaplar), kendine uygun bir ad bulmaya karar verdi. Hani
baz arkclar, sinema sanatlar da kendi adlar yerine, yaptklar
iin piyasasna uygun bir ad seerler ya, o da yle yapt. Tabii bu
arada imaj




































danmanlarna da dant ve sonuta Barbaros zg adnda karar
kld.
Yine rivayete gre yetkililer, Barbaros zg'ten aldklar yetkiyle,
dedikodu kmasn diye, geriye dnp kendisiyle ilgili tm
evraktaki, rnein okul kaytlarndaki Mahmut zen'leri daksille
silip Barbaros zg yaptlar. Bylece dedikodu kmad. Hem
ksa ne yazard, lkemizde politikaclarla ilgili dedikodularn
hibir zaman kendilerine zarar olmamtr.
Bir insann kendi adn beenmeyip piyasaya uygun ad edinmesi,
baz psikologlara gre bir kimlik bunalm saylsa da politik
arenada gnn birinde oy bunalm ekmek yerine, bugn kimlik
bunalm ekmek, her zaman daha tercih edilen bir ey olmutur.
Barbaros zg bu ad niin tercih etmitir? Yine rivayete gre,
imaj danmanlar, Barbaros Hayrettin Paa'dan ilham alarak bu ad
nermilerdir. Barbaros Paa, savata tek filikaya bile hkim olan,
savan en hareketli annda bir iaretiyle en uzaktaki gemisine yn
verebilen bir komutand, Kanun'nin verdii Hayrettin lakabn hak
eden hayrl bir insand. Balangta Barbaros Hayrettin adn
alacakt, ancak "Mahmut zen, Kaptanpaaya zendi" demesinler
diye Barbaros zg'de karar kld. zg soyad, gl olduu
imajn vermek iin seilmiti.
Barbaros Paa, cenk arkada Turgut Reis iin, tevazu gsterip
"Turgut benden yedir" dermi. Belki bu yzden Barbaros zg
de arada "Halkm siyaseti benden daha iyi bilir, lkedeki btn
Turgutlar benden yedir" diyerek tevazu gsterir. Ancak elinde
konuma metni bulunmad bir gn, nedendir bilinmez bo
bulunup "l-


































kemizdeki btn Turgut'lar btn Barbaros'lardan iyidir" diye bir
laf etti. Ertesi gn pek ok Barbaros bozulup tepki gsterdi.
Bunun zerine Barbaros zg hemen bir aklama yapp
"Sylediklerim yanl anlald, szlerim amacn amtr" dedi,
durum tatlya baland.
Bu tr manta brmeleri, lkemizdeki, dnyadaki pek ok
politikacda grmek mmkndr, 'Yanl anlaldm, szlerim
amacn amtr" derler. Aslnda bu da bir tr kandrmaca, bir eit
ladesiliktir. Dnyann, haddini ve amacn amayan insanlara
ihtiyac vardr.
Arada krd kk potlar, kk amacn amalar bir yana,
Barbaros zg mthi bir insandr. O, bir matematiki kadar, bir
muhasebeci kadar hesaptan kitaptan anlar, Mahmutpaal bir tccar
kadar piyasay bilir, bir orkestra efi kadar kula delik, bir Fatih
kadar karizma-tiktir. Barbaros zg, ufku geni, ufuklar engin,
kazanma ve kazandrma konusunda kendisine ufuk dayanmayan
bir liderdir.
Barbaros zg bir kraldr ve doal olarak (dolar olarak) baz
prensleri vardr. Ayvaz da kendince u an bu prenslerden biri olma
yolundadr.
Ayvaz, Barbaros zg'n uzaktan akrabasyd. Ayvaz'n
rivayetine gre -yani zannettii kadaryla-Barbaros Bey kendisini
prensleri arasna katmak istiyormu. Bu konuda bir imada
bulunmu, dolayl mesaj vermi. yle ki:
Haziran aynda Barbaros zg Cennetehir'e gelmiti.
Cennetehirliler lgna dndler. Sevinten tabii. Ayvaz o byk
kalabal yarp Barbaros Beyin yanna ulaabildi ve,



































"Barbaros abi, ben Ayvaz, sizin kaynbiraderinizin bacanann
yeeniyim. Bebekken beni kucanza almsnz" dedi.
Sonra aralarnda u konuma geti:
"Ayvaz, naslsn olum? Neler yapyorsun?"
"mrne duacym abi. Ticaretle uramaya alyorum."
"Burada olmaz. stanbul'a gel. Senin stanbul'a gelmen lzm."
Barbaros Beyin Ayvaz'a adyla hitap etmesi Cennetehirlileri ok
etkiledi. "Hafzasna kurban olduum, bir grte nasl da
hatrlad" dediler. Ertesi gn gazetelerde "Barbaros zg
bebekken kucana ald genci yirmi yl sonra gzlerinden tand"
diye haberler kt.
Kalabalk iinde geiveren bu kk konuma Ay-
vaz'n hayatnda byk bir dneme oldu. Barbaros Beyin
"stanbul'a gel" demesi, Ayvaz'a gre bir iaretti. Ak bir iaret.
Barbaros Beyin kendisini bir prens olarak setiine, stanbul'da
ticaret yaparsa destek olacana yrekten inanmaya balad.
Evet, Barbaros zg Ayvaz' prens olarak semiti. Ortalk yerde,
laf olsun diye syler grnp apak davet etmiti onu stanbul'a.
Destekleyecekti.
Barbaros zg'n prensi olmak demek gerek bir prens olmak
demekti bu dnyada. O prenslerini koruyup kollar, zengin ederdi.
te stanbul'a gitme sevdas Ayvaz'n kalbinde o yaz byle balad.
stanbul'da gl ve itibarl olacakt. Kim bilir, belki bir gn bir
kk Barbaros zg bile olabilirdi.





































13 (on)

Ekim ay geldiinde stanbul'a yerlemeye karar verdi iki kafadar.
Onlara "kafadar" diyebilirsiniz. Diyebilirim. Ancak ufuklarnn dar
olmad kesindi. Kafalarnn dar olup olmadn ise zaman
gsterecektir.
Ne tr bir i yapacaklar konusunda, balangta hibir fikir yoktu
kafalarnda. Yalnzca bykten balamalar gerektiini
dnyorlard.
Cemil bir kiisel geliim kitab grp almt korsan kitap satan bir
sokak satcsndan. Kitabn ad " Kurma Sanat" idi. "Bir i
kuracanz zaman byk dnn, hayallerinizi kstlamayn"
diyordu. te onlar da, bir byk ehirde, byk hayallerle
balyorlard ie.
Kitaptaki baz cmleler Cemil'i etkilemiti. rnein u:
"Ufkunuzun neresi olacan bakalarnn kalemine brakmayn.
Siz izin. Ancak elinizde bir kurun kalem bulunsun. Gerektiinde
silip daha ilerisini izebilmek iin. Ve yelkenleriniz iin rzgr
beklemeyin, bulutu ve rzgr da siz izin."
Cemil ile Ayvaz, ufuklarn, bulutlarn izmeye gidiyorlard
stanbul'a.









































Birka defa stanbul'a gidip ehrin i imknlarn anlamaya
altlar. hsan'da, arkadalarnda kaldlar. stanbul'a yerleme
fikirlerini beenenler de oldu, beenmeyenler de. "Ne iiniz var
stanbul'da, oturun oturduunuz yerde" diyenler ounluktayd.
"yi yapyorsunuz" diyenler oldu. "yle hemen ticaret yaplmaz.
nce devlet memuru olun, birka yl evre edinin, ticareti sonra
dnrsnz" diyen de vard.
Sonunda Kkfincanl'da bir daire kiraladlar, iki oda bir salon.
Havva Hanm'n aylklarndan biriktirdii parayla iini hafife
dediler.
Evde ufak tefek eksiklikler vard, pencere kapanmyordu,
mutfaktaki tahta dolabn kapaklar krlmt. Ayvaz "Bir marangoz
aralm" dedi. Cemil "Ben yaparm" deyip hepsini tamir etti,
Cennetehir'den kk bir alet kutusu getirmiti. Cemil'in elinden
bu tr iler geldiini Ayvaz ilk kez yakndan gryordu, hayret
etti.
stanbul ile gerek tanmalar kira olaynda oldu. Evi tuttuktan bir
hafta sonra badana yapyorlard. Yerler gazete kapl, elleri yzleri
boya iindeydi. Kap alnd, atlar.
Gen bir kadnla erkek selm verip girdiler. Erkek girer girmez,
"Badanay biz yaptracaz sanyorduk, teekkr ederiz" dedi.
Kadn salona yle bir bakp,
"Gzel bir renk ama keke bana sorsaydnz. Ben ak yeil
severim" dedi.



































Cemil de Ayvaz da aknlk iindeydiler. Biraz konuunca mesele
anlald. Komisyoncu evi iki defa kiralamt. Ayn ev iin, iki
ayr komisyon almt.
Ertesi gn ev sahibini buldular. Sonuta ev Cemil'lerde kald. Gen
ift komisyoncuyu mahkemeye vermek istedi ama adam, ofisim
diye gsterdii yerden ayrlmt. Bulunamad.
te Cemil ve Ayvaz stanbul'la byle tantlar. stanbul kendi
slbunca "Ho geldin" demiti onlara.
lk i teklifi anszn kt ortaya. Ayvaz'n eski mahalle
arkadalarndan Ramazan'n brosundaydlar. Cemil bronun ne
amala kullanldn bir trl anlayamad. Sorduklarnda Ramazan
"Alm-satm ileriyle urayoruz" dedi. Ama ne sattklar belli
deildi.
Ayvaz ve Cemil i kurmak istiyorlard, ancak acilen paraya
ihtiyalar vard. u srada her trl geici ie girebilirlerdi. Bunu
sylediklerinde Ramazan,
" kuracaz diye srar etmezseniz kolay i bulabiliriz" dedi.
Heyecanla ne olduunu sordular. Ramazan, Satlm Beyin
firmalarndan birinde, gvenlik tekilat iin adam arandn
syledi. nanlmazd. SATILMI BEY!
Satlm Beyin adn duyan ya sevinten ya korkudan titrerdi.
Cemil ile Ayvaz da titrediler. Ramazan, titremelerinin gemesini
bekledi. Sonra firmann bykln, gcn anlatt.





































Cemil, sz konusu firmann zel gvenlik firmas olduunu
dnd. Fakat konuma ilerledike anlald ki silah kullanacak
bir tr fedai aranyor.
Ramazan kl tablasna uzand. Tabla Cemil'in nndeydi. Cemil
uzanp verdi. Vermeden nce de "lades" dedi iinden.
Ayvaz, Ramazan'n baz rtl iler evirdiini sezinliyordu. Bu
konumada emin oldu. Ramazan, mafyann karanlk uzantlarndan
birisi idi. Ayvaz, arkadan yanl yere getirdiini dnd,
kendini mahcup hissetti. Ama hemen ardndan, belki kendini
rahatlatmak iin, iyi ki geldik byle byle evre edineceiz diye
geirdi aklndan.
Ramazan'n yanndan ayrldklarnda Cemil de huzursuzdu.
Ayvaz'a,
"Adam bize mafyaya girmeyi neriyor. Bouna m iletmeci,
arkeolog olduk. Hi olmad, gider mezar kazarz daha iyi" dedi.
Ayvaz mesleinin mezar kazcl olarak tanmlanmasna
bozulurdu. Cemil pot krdn fark etti, dzeltmek iin,
'Yani mesel" diye ekledi.
Ayvaz,
"Doru, mafya bize gre deil" diye karlk verdi.
Akam hsan'n yazhanesine gittiler. Ramazan'dan sz ettiler.
"Byle insanlar nereden bulursunuz. Uzak durun" diye uyard
hsan.







































Biraz rkmlerdi. Ama her eye ramen ertesi gn Satlm Beyle
grmeye gittiler. Randevuyu Ramazan almt.
Satlm Bey, Barbaros zg'n politika danmanyd. Onun bir
politika virtz, bir byk adam olduunu syleyenler kadar, bir
kt, bir mafya babas, ismiyle msemma bir satlm, birileri
tarafndan satn alnm bir uak olduunu syleyenler de vard.
(Takdir size kalmtr.)
yle ya da byle, Satlm Bey nemli birisiydi. En azndan ad
insanlarn ilgisini ekiyordu. Pek ok kii nasl olup da bir ana
babann ocuuna byle bir isim koyabileceine hayret ederdi.
nk gnmz Trke'sinde "satlm" olumsuz bir sfattr. Para
veya benzeri karlar karlnda, inanlarna aykr davranlar
sergileyenlere "satlm" deriz, satlm kiilerin birer kukla
olduklarn dnrz. Oysa eskiden "satlm" sfat, Tanrya
satlm, Tanrya adanm anlamnda kullanlrd.
ocuu kk yata len, dk yapan anneler, olana Satlm,
kza Sat adn koyarlar, bylece onu Tanrya verdiklerini, armaan
ettiklerini dnrler, uzun mrl olacana inanrlard. Orhan
veya ar benzeri bir isimdi Satlm.
ocua Satlm adn koymak, bir din emri deil, kltrel,
muhtemelen kklerini tektanrl dinler ncesinden alm
antropolojik bir olaydr. O gnden bugne galiba burada da bir
ladesilik, bir tr sanal sat sz konusu. Nasl ki gnmzde kimi
tccar, alacakllarndan mal







































karabilmek iin, maln yaknlarna kt stnde satyor,
"satm" gibi davranyor, yani sanal sat yaparak haciz memurunu
eli bo dndrmeye alyorsa, ocuunu yce Tanrya satan da
benzerini yapyor, kt zerinde satyor, sanal sat yapyor. Biri
Azrail'i aldatmak istiyor, biri haciz memurunu. Belki de herkes
kendini aldatyor.
Pek ok kavram zamanla anlamn yitirdi, deerler deiime,
erozyona urad, bu arada satlm kelimesinin anlam da deiti.
Kutsallk paraya, drstlk ktla dnt. Kendini Tanrya
deil, paraya-kula armaan edenlere "satlm" denmeye balad.
O gn Satlm Beyle gremediler. Satlm Beyin sol kolu olan
Rasim Babayla konuabildiler. Satlm Beyin sa kolu olak
olduu iin, en yakn Rasim Babaya "Benim sol kolum" derdi.
Rasim Baba ufak tefek, posbykl, kr sal, babacan grnl,
kelimelerin stne basa basa konuan, drt kelimede bir durup
bolua bakan ama bolua bakan gzlerinin gerisinde srekli
dnen bir insand. Laf evirip evirdi "grev" dedi, "gvenlik"
dedi, sadakat, hizmet gibi kelimeler kulland. Cemil ile Ayvaz m
anlad kadaryla, ok yksek bir cretle paral koruma olmalarn
istiyordu. Ramazan'n sylediklerini, daha k bir ekilde
tekrarlamt.
Ayrlrken Rasim Baba,
"Acele etmeyin ocuklar. Karar vermek iin zamannz var.
Kapmz size her zaman ak. stikbl vaat eden


































genlersiniz. Barbaros Bey de Satlm Bey de sizden ok ey
bekliyorlar, ikisinin de size selm var dedi.
Rasim Babann son cmlesi Cemil ile Ayvaz' derinden sarst.
Yolda Cemil,
"nanlmaz bir ey! Demek Barbaros Bey de, Satlm Bey de
tanyor bizi. stelik gveniyorlar da" dedi. Ayvaz,
"Barbaros Bey beni tanr da, hayr, Satlm Bey nereden renmi
bizi, ona hayret ettim" diye karlk verdi.
"Gzel de korumalk, fedailik gibi bir ey nerdi bu da."
"Bilemiyorum... Byle byk adamlar, iki ufak tetikiyle
uramazlar. Belki tetiki adyla alacak nce, deneyip ykseltecek
sonra. Ben bir Barbaros abiye gzkeyim. Son grmemizden bu
yana epey zaman geti. Bakalm ilgisi destei nasl."
Cemil ve Ayvaz'la grtkten az sonra Rasim Baba Satlm
Beyin yanma girdi. Satlm Bey, pencere kenarnda byk
maroken bir koltukta, yznde her zamanki, sanki az nce
sinirlenmi de sakinlemeye alyor ifadesiyle oturuyordu.
Rasim Baba,
"O iki ocukla grtm ef dedi.
"Nasllar?"
"Fazla temizler, ok saflar. Sizin, Barbaros Beyin selmnz
gvendiinizi syledim, hemen inandlar. Tetiki deil de iletmeci
olmaya niyetleniyorlar."







































"Peki bunlar Kaplan' temizleyebilir mi? Silah kullanmay
biliyorlar m?"
'Yok, hibir ey bilmiyorlar. retiriz. Parayla, sabr-
la. Ne eblehleri erkek ettik bugne kadar. Bunlara da retiriz"
diye karlk verdi Rasim Baba.
"yi de Rasim Baba, elimizde bunca snanm, becerikli tetiki
varken bu salaklar niin setin?"
"Satlm Beyim, bizim tetikilerin hepsi bildik kiiler piyasada.
Hangisini kullansak bizden olduunu bilirler. Bu ocuklar sfr
kilometre, stelik niversite mezunu ikisi de. Kimse tanmaz,
bunlardan byle bir ey ummaz."
"Tamam baba. Sana uyarsa, bana da uyar. u Kaplan itini
temizleyelim de."
Kaplan lakapl kii, kamuoyunda saygn birisi olarak tannr,
toplumun kendisine sevgisi ve saygs tamdr.














































14 (ondrt)

stanbul'a geldiklerinde Ayvaz'n kalbi botu. Satlm Beyin
irketinde ie girsek mi diye dndkleri gnlerde, kalbi sanal bir
akla doldu birdenbire.
Ayvaz, Barbaros zg'n kendisini bir prens olarak setiine, bu
yzden stanbul'a ynlendirdiine samimiyetle inanyordu.
Barbaros Beyin Cennetehir'deki szlerini ciddi bir iaret kabul
etmiti. Bu konuda ikinci iaret gecikmedi.
Bir sabah Ayvaz, hem kendimi gsterip hatrlataym hem de bir
havay yoklayaym diye erkenden Barbaros zg'n makamna
gidip kapda beklemeye balad. Az sonra Barbaros zg
adamlaryla birlikte gzkt.
Ayvaz sakin grnmeye alarak kalabal yaran bir ses tonuyla,
"Barbaros abi gnaydn, ben Ayvaz, emrin zerine stanbul'a
tandm" dedi.
"Hayrl olsun Ayvaz. oluk ocuu da getirdin mi?" "Ben evli
deilim abi."
'Yahu o zaman evlendirelim seni. Arada ura bana" diyen Barbaros
Bey, binaya girerken yanndakilere,









































"Ben bu ocuu bir yerlerden tanyorum ama tam karamadm"
dedi.
"Adn sylediniz ama, tandnz sandk" diye karlk verdiler.
"Adn, farknda olmadan kendisi syledi, ben tekrarladm, siz
hatrladm sandnz. O da hatrladm sand."
Barbaros Beyin yapt kck bir ladesilikti.
Bir danmam,
"Siz buna stanbul'a tanmasn m sylediniz?" diye sordu.
"Valla hi hatrlamyorum. Bir vesileyle bir eyler demiimdir.
ounlukla stanbul'a gelmeyin diyorum ama demek ki buna gel
demiim."
Barbaros zg Ayvaz' doru drst tanmyordu, stanbul'a davet
etmemiti, prens olarak da sememiti. Ancak Ayvaz bunlarn tam
tersine inanyordu. stne stlk Barbaros Beyin ikinci bir iaret
verdiini dnd.
Barbaros zg ona "seni evlendirelim" demiti. Kiminle? Bir
ihtimalle, byk bir ihtimalle yeeni Glnaz Ozg'le. Glnaz,
Barbaros Beyin bekr olan tek yeeniydi, erkek kardeinin kzyd.
zleyen gnlerde Ayvaz, Barbaros Beyin kendisini yeeniyle
evlendirip hem prens hem de damat edinmek istediine giderek
daha gl bir ekilde inanmak istedi, inand. Btn bunlar bir
tesadf olamazd.






































Yalnz son konumalarndaki bir cmle Ayvaz ' hafife rahatsz
etmiti. Barbaros Bey Ayvaz'a "oluk ocuu getirdin mi?"
demiti. Ayvaz, bekr olduumu bilmiyor, acaba beni tam
tanmyor mu, diye endie etti. Ama daha sonra, herhalde herkesin
iinde yaknlmz belli etmemek iin byle davranmtr diyerek
kendini rahatlatt.
Olup biteni uzun uzun konutular Cemil'le. Artk ikisinin de birer
sevgilisi vard. Aybahar ve Glnaz. kisi de Don Kiot'un sevgilisi
Dulcinea'dan daha yakn, daha gzel.
Ayvaz Barbaros Ozg'n kendisini Glnaz ile evlendirmek
istediini Cemil'e ylesine bir heyecanla anlatt ki, Cemil'in de akl
yatt bu ie. Hatta Cemil ilhi bir iaret bile sezinledi bu ite.
Ayvaz ile Glnaz! Bu kafiye tesadf olamazd. simlerindeki bu
kafiye evrenin bu evlilie olur verdii anlamna geliyordu Cemil'e
gre.

















































15 (onbe)

aryorlard. Geici. Gazetelere baktlar. az, isiz oktu.
sizlerin nicesi niversite mezunuydu. Ne bir iletmeci arayan
vard ne bir arkeolog. Fakltelerin arz kapasitesiyle toplumun
talebi arasnda kapatlamaz bir ak vard bu lkede. aramaya
devam ettiler.
Sonunda ikisi de iki ayr maazada birer tezgahtarlk buldu. Asgari
cretle, sigortasz, yol parasz. Razydlar, nicesi gibi. Tezghtarlk
yapmak iin niversitede okumamlard ama raz oldular, nicesi
gibi.
Cemil'in patronu Nazmi Bey ilk gn birka temel neride bulundu,
gmlek gruplarnn fiyatlarn syledi ve ie balatt.
unlar sylemiti Nazmi Bey:
"Hi oturma, srekli mterinin peinde dola, mteri seimi sana
brakrsa nce pahal olan, sonra ucuzunu gster. Bylece ucuz
mal, olduundan daha ucuz gzkr gzlerine. Fiyat sylerken de
'Size u kadar lira' de. Kendilerini zel hisseder enayiler. Sonra en
nemlisi, iki gmlein fiyatn sordular diyelim, arkadan sorduklar
nc gmlek daha pahalysa, dorudan fiyatn syleme, sadece
Ha, o ok pahaldr' de. Bylece, zellikle genler seninle kalkar,
pahal eyler satn alabileceklerini gstermek





































iin o gmlei alrlar. Arada bir de, 'Bu gmlek ok iyidir, dn
Ahmet Bey bundan drt tane ald' de."
"Ahmet Bey gerekten drt tane ald m?"
"Tabii ki almad."
"E, o zaman yalan olmaz m?"
"Olmaz. Bunlar sat taktiidir. Bu taktikler olmasa aptal
mteriler almazlar."
"Nazmi Bey bir ey soracam? Maazamzn ad 'Just Storeies'.
Uluslararas bir zincirin paras myz?"
'Yok deil. Uluslararas zincirin paras sansnlar diye byle
koyduk. Maazann ad Trke olursa yerlidir diye gelmez
enayiler. u caddede ad Trke tek maaza yok, Trke koyarsan
kro derler, club yazacaksn Simit Center, Hair Designer
diyeceksin ki dil biliyor, kalitelidir sansnlar."
"Bu da sat taktii yani?"
"Eh, yle."
lk mterisi, gzl olmad iin bir etiketi okuyamad. Cemil'e
sordu. Etikette 39.99 lira yazyordu. Cemil,
"Size 40 liraya olur" dedi.
Mteri eilip zorlanarak etiketi okudu:
"Burada 39.99 yazyor ama bana niin 40 lira?" dedi.
Mteri gittikten sonra Nazmi Bey,
"Bir daha etiketi yuvarlama, kusurlu syle. Biz de biliyoruz bir
kuru veremeyeceimizi. 39.99 yaznca 'otuz ksur' olarak kalr
mterinin aklnda. Ucuza aldm sanr" dedi.



































"Nazmi Bey, bu biraz gz gre gre kandrmak olmuyor mu?
Mteriyi aptal yerine koymak gibi" diye sordu Cemil.
"Gz gre gre kandrmak, en etkili kandrmadr. Mteri de bunu
istiyor zaten. 40 lira verdiinde bir kuruunu iade edemeyeceimizi
o da biliyor. Ama yine de etiketin zerinde 40 yazmasn, 39.99
yazsn istiyor. Otuz ksur dedim'i yaamak istiyor. Sonuta
herkes memnun bu iten."
Cemil, Demir abisinin "drstszlk konusunda milli mutabakat
var" szn hatrlad. Nazmi Bey devam etti:
'Yani, kelek kelee gelmese keleki i yapamazd bu lemde. Biri
kelee gelmeye hazr, teki getirmeye. yleyse, bir anlamda
drstlk var bu ite."
"yleyse ben de drst davranabilir miyim?" "Tabii, biz zaten her
zaman drstz."
Cemil rtl bir fke duydu, bir eylerin zddn yapmak istedi ama
neyin, bilemedi.
Patrondan ald "biz her zaman drstz" eklindeki ileti, Cemil'i
hem sevindirmi hem de elikili gelmiti. Ertesi gn ksa bir sre
kasadayd. Kasaya getiinde Nazmi Bey,
"Kredi kart kullanan herkesten kimlik iste, nk kart alnt
olabilir, sahte olabilir" dedi.
Bu, Cemil'in tuhafna gitti. Cennetehir'de hibir tezghtar, kredi
kartnz uzattnzda sizden kimlik istemezdi. Gven vard.
Kimse bu konuda sahtekrlk yapmazd.





































Kasaya gelen ilk mteriler elli yalarnda bir kar kocayd.
Kltrl insanlara benziyorlard. kt grnmleri yoktu.
Ama kredi kartlarn uzattklarnda Cemil patronunun talimat
uyarnca,
"Efendim, ltfen kimliinizi greyim. nk elinizdeki kart
birinden alm veya bir yerde bulmu olabilirsiniz. Kartn size ait
olduundan emin olmam gerekiyor" dedi.
Bunun zerine, mteriler birden barmaya baladlar, adam "Sen
bize nasl hrsz dersin" dedi. Gmlekleri almadan gittiler.
Cemil zld, fazlaca drst olmann zor olduunu dnd. O
gnden sonra mterilerden sadece kimliklerini gstermelerini
istedi. Kimliin istenmesindeki mant dile getirmedi.
Aslnda sadece kimlik grmek istediinde, mteriyi
ktlkla, sahtekrlkla sulam oluyordu. Ancak insanlar
aka dile getirilmedii takdirde, bu dolayl sulamaya ses
karmyorlard. Ama siz bu dolayl sulamay basite seslendirip
"Kredi kartnz sahte olabilir, kimliinizi greyim" derseniz
sinirleniyorlard. Galiba bu mteriler kendi kendilerini
kandryorlard, kendi kendilerine lades oynuyor, "m gibi"
yayor, kimliklerini sessizce uzatrken "sulanmam gibi"
hissediyorlard.
Barda taran damla gecikmedi. Bir mteri iki gmlein fiyatn
sordu. Cemil syledi. Mterinin fiyatn sorduu nc gmlek
ncekilerden daha pahalyd. Cemil bu gmlein fiyatn sylemek
yerine, patronunun





































talimatn hatrlayp abartl, biraz da sinsice bir itaatle, "Efendim,
bu ok pahaldr. Sizin gcnz bunu almaya yetmez. Hadi aln da
grelim bakalm" dedi. Bu szleri biraz iini hakkyla yapma
isteiyle ama daha ok da gizli bir fkeyle sylemiti. Mteri
kzd, kyameti kopard.
"ok pahaldr, siz bunu alamazsnz" laf Cemil'e pahalya mal
oldu. ten atld. Nazmi Bey iten karma gerekesi olarak "Bu
maazadaki drst atmosfere uyum salayamadn, tuhaf szler sarf
edip insanlar kzdrdn" dedi. Cemil, maazadan karken,
elindekileri Nazmi Beyin eline tututurup "lades" dedi iinden.
O gece Ayvaz'a "Beni drst olmamakla sulad, asl o maaza
drst deildi. Bundan sonra drst olmayan bir ie
girmeyeceim" dedi. Ve bir hafta gemeden, drst bir i buldu.
Bir devre mlk firmasna eleman olarak girmiti.
e girdikten az sonra, ilk iinin imdikine oranla ok daha drst
olduunu fark etti.
Yeni iinde nce eitim verdiler. Eitimde yar yaplandrlm bir
tiyatro yoluyla bir mizansen iinde, kendini mteriye acndrma
ve mteriyi kandrma yollar retildi resmen. Mizansen zetle
uydu:
Devre mlk tantmna katlan karkocaya Cemil tantm
yapacaktr. Ancak bu srada kendisini uzaktan srekli gzetleyen
bir mdr vardr. Aslnda bu kii mdr falan deildir, sadece
mdr rol oynamaktadr. Rolleri deiebilirler. Bir baka sefer
Cemil szde mdr olabilir.




































Cemil, mterilerin en ufak bir sorusu karsnda "Mdrme
danaym" diyecek ve mteriye, mdrden ok korktuunu, onun
kendisini srekli azarladn syleyecektir. O kadar ki, mdr
gelip de mterilerin bulunduu masaya oturduunda, Cemil
yandaki bo sandalyeye oturmayacak, mdrn yanna diz
kecektir. Mteri, "u sandalyeye otursanza" diyecek olursa
Cemil mterinin kulana hafife "Oturamam, kzar" diyecektir.
Bu srada, mdr rolndeki arkadann zerinde k bir takm,
Cemil'de ise kyden yeni gelmi gen havas veren giysiler
olacaktr. Btn bunlar grnrde pazarlama taktii ama aslnda
bir acndrma, kandrma seans idi.
Cemil, bir sre, rahatsz ola ola bu ite alt. O gnlerde grd
bir ryada, vcudu kirlenmiti, uzun uzun ykand, temizlenemedi.
Yeni iindeki arkadalarndan birine, drst davranmadklar iin
rahatsz olduunu syledi. Arkada,
"Sat taktii bunlar, olum. Para kazanmakla drstln ne ilgisi
var? Para kazanmak iin aklmz kullanyoruz. Biz almasak
ellerinden, nasl olsa bunlar o paray bir bakasna kaptracaklar.
Namusumuzu satmyoruz yani!" diye karlk verdi.
te byle dedi arkada, insanolu namusunu satmaktan ok
korkar ama namussuzluk etmek rahatsz etmez onu.
Cemil o gnlerde bir akam eve dnerken, palyao kyafetli bir
gen, pastahanenin nnde eker datyordu, iinden, ben byle
bir i yapamam diye geirdi, palyaoluk




































ayp geldi. Ama daha sonra, palyaoluk daha drst bir i, asl
benimki ayp diye dnd. Yine gizli bir fke duydu iine kar.
zleyen gnlerde iyerinde kimin elinden bir ey alsa "aklmda",
birine bir ey verdiinde ise "lades" dedi.
Akama doru yalca bir ift geldi, yeni emekli olmulard.
Emekli ikramiyelerinden be bin dolar verip ocuklar ve torunlar
iin devre mlke girmek zereydiler. Cemil bu karkocay daha
nce grdn hissetti. Dnd, karamad, tanr gibiydi,
hatrlayamad. Bir huzursuzluk hissetti. Belki daha iyi bir satc
olabilmek iin, belki bunca drstszle duyduu gizli fkeyle,
kendisine retilen sat tekniini abartverdi. Tam pazarlk
balanmt ki, mdr rolndeki arkadann dizlerine kapanp
"Mdrm ltfen bana kzmayn, iten atmayn beni" dedi. Sonra
mterilerin nnde yere kapanp "Allah rzas iin be bin dolar
verip bu mlk aln. Allah ocuklarnz balasn, Allah
torunlarnzn acsn gstermesin" diye yalvarmaya balad.
Herkes donup kald. Mteriler kaar gibi gittiler. Sat kald.
Cemil be dakika sonra iten atld. Arkasndan "yle abartlr
m?" diye baran gerek mdre,
"Abartmadm. Biz zaten bunu yapmyor muyuz burada? Ben ak
davrandm yalnzca. Arkasn gsterdim, rntgenini ektim
ilemin" diye karlk verdi.
Eve yryerek dnd. ehir karmakarkt. Yollarda,
kaldrmlarda terk etmi aralar, cankurtaran hzyla seyreden ama
kimsenin canna nem vermeyen ofrler, insanlar, insanlar,
insanlar, kular, kular, yerlerde pler,



































izmaritler, egzozlar, kornalar, kornalar, kornalar vard insanlar ve
arabalar hzlyd. Bunca kalabalk, bunca ey arasnda Cemil
kendini yalnz hissetti. Cennetehir byle deildi. Orada misafir
bile olsanz kendinizi yalnz hissetmezdiniz.
Bir vitrinin nnde durup elbiselere bakmaya balamt ki bir
kpek sessizce yanma yaklat. Cemil korkup irkildi. Kpek ban
indirip kuyruunu sallamaya balaynca "Aman Allah'm bu
sevilmek istiyor" diye dnd, korktuu iin utand, sululuk
duydu. Eilip kpei sevmeye balad. Kpek srtst yatp n
ayaklarn kvrd. Bu, "Sana gveniyorum, beni istediin gibi
sevebilirsin" iletiiydi. Cemil ard, melip uzun uzun sevdi
kpei. Tam kalkyordu ki ikinci bir kpek kt ortaya. Bu
kpein derisinde sorun vard, uyuza benziyordu. Boynunu Cemil'e
doru uzatp durdu, dier kpein sevildiini grm, o da
sevilmeye gelmiti. nanlmaz bir eydi bu. nsanlarn korktuu,
uzak durduu uyuz bir sokak kpei sevilmek istiyordu. Ac veren
derin bir hzn kaplad Cemil'in iini, bu kpek bu haliyle
sevilmek istiyordu, sessiz bir boyun eile beni de sev diyordu.
Cemil titizdi, elini sk ykard, bir an kpee elini srmek istemedi.
Sonra her eye ramen eildi, onu da sevdi. Elimi stme
srmeden eve gider iyice ykarm diye dnd.
Kpeklerden zor ayrld, biraz hznl ama daha ok rahatlam
bir ekilde yoluna devam etti. Koca kentte kaybolmu sokak
kpeklerini sevmiti. Bu kpekler yiyecek deil, sevgi, dostluk
istiyorlard. Byk ehrin hengmesi iinde insanlarn kaybettikleri
deerleri, farknda




































olmadan bu sokak kpekleri yaatyordu imdi. Dostluk, gven,
sevgi...
yerinde olanlar evde Ayvaz'a anlatt. ten ayrld iin
arkadann bozulacan dnyordu. Ayvaz aldrmad:
"yi yapmsn takma kafan. Benim maazada da ayn numaralar
oluyor ama ben aldrmyorum. kiyzllk seni rahatsz ediyor."
"Benim" dedi Cemil, "Adm ladesiye km. Oysa bu lkede, bu
dnyada herkes benden daha ladesi, herkes birbirini ve kendini
kandryor srekli. Demir abimin dedii gibi, hortumcular var,
pipetiler de. Hortumcular milyarla gtryor, pipetiler KDV
pazarlyla.
"Demir abi der, akam eve misafir geldi diyelim, ocuk misafire
oyuncan vermiyor. Baba hemen 'ok ayp kardele payla' der.
Ama kendisi, vergi vermemek, kazancn dier kardelerle
paylamamak iin krk takla atar. Ondan sonra ocuu bir ufack
oyunca paylamad diye utanr. Kendine gelince hakl, bakasna
gelince ahlakldr."












































16 (onalt)

Bir hafta sonra Ayvaz da iten atld. Patronu Cumaya gidiyordu.
Ayvaz,
"Cemal abi, bana sigorta yaptracak msn?" diye soracak oldu.
Cemal aabey,
"Bir dnelim" dedi.
Cuma dn dnd, Ayvaz' iten kard. Cemal Bey aslnda
iyi bir insand ama sigorta, vergi onu korkuturdu.
Ayvaz hemen bir i buldu. Yeni patronu eski komnistlerdendi.
Seksen ncesi renci olaylarnn nde gelen isimlerinden. Ayvaz
onun sigorta yaptracandan emindi. Komnistleri sevmezdi ama
hak yemez olduklarn dnrd.
Yanlmt. Bir zamanlar babasnn evini satp yoldalarna
paylatrmaya alan eski komnist Avni Dnmez, zaman iinde
gelimi, aama geirmi ve ada bir kapitalist olmutu. Bir tane
bile sigortal eleman altrmyordu. Avni Dnmez dnmt.
Ayvaz oradan da ayrld.
aramaya devam ederken srekli yeni projeler retiyorlard. ok
kazan getirecek byk bir ie ihtiyalar vard. Bir gn ani bir
ilham geldi Ayvaz'a:







































"Bak Cemil kardeim, yle maala, mesaiyle olmayacak bu i. Seni
Aybahar bekliyor, beni Barbaros aabeyimin yeeni Glnaz.
stelik Barbaros aabeyimin gz stmde. Byk bir vole
vurmalyz, voliyi iyi salmalyz" dedi.
"yi de nasl?"
"Bak, ben yle dndm. Hemen itiraz etme, hayli ihracat iine
gireceiz. nce Avrupa'da bir adres belirleyeceiz. Mterimiz
orada oturuyor diye. Tabii yle bir adam yok. Sonra burada yetkili
yerlere ba vuracaz."
"Aslanm, bu ok yapld. Artk yemezler" diye kar kt Cemil.
"Abi, her zaman yerler. Bu yntem ok iyidir. Dn gazetede
okudum. Babann yeeni uygulam. Biz de Barbaros babann
yeeni saylrz. Beni prens seti zaten. Biz neden
beceremeyelim?"
"Onlar yeen deil, yiyen. Biz haram yiyemeyiz."
"Ne alaka yahu! Herkes yiyor da biz niye yiyemeyelim? Bizim
midemiz kk m? Peki tamam, haram. Kazanalm paray, hayr
hasenat yaparz. stanbul'un susuz semtlerine eme yaptrrz.
Sonra emenin masrafn vergiden dp hem kra gireriz hem
sevaba."
"Bu arada hapse de girebiliriz" dedi Cemil.
"Abi, bu hayali ihracatta, mal gerekmiyor, alc gerekmiyor,
sermaye gerekmiyor. Sadece bir satc, biz yani, bir de gerekli
belgeler. evren oldu mu, tamam bu i. evreyi ayarladn m
tamam. evre dzenleme ksaca. Bak, hayali ihracat demeyelim
istersen, ad sana kt geliyor. 'evre Dzenleme' diyelim, rahat
edersin."


































"Olmaz abi. Biz bunun iin mi geldik bu ehre, kuru
kazanacaz diye rezil mi olacaz millete?"
"Tamam, kuru iin riske girmeye demez. yi. Be kuruluk
ilere bakalm. Devlet ihalesine girelim mesel. Okul, hastane,
hkmet kona yaparz."
"Biz ne anlarz mteahhitlikten?!"
"Kim anlyor ki? Bak, bu ite ok para var. Btn byk adamlar
devlet ihalesi yoluyla palazlandlar."
"Biz palazlanamayz, palaz gibi boazlarlar bizi." "Azn hayrl
a olum." "Bamza i alr, olmaz!"
"Bak o zaman ok garantili bir zengin olma yolu. Hayvanclk
yapacaz!"
"Ne anlarz, nereden buluruz hayvanlar?"
"Hayali hayvanclk bu. imdi prosedr yle. Bykba hayvan,
inek rninek yetitireceiz diye devletten kredi isteyeceiz. Bize
'Yerin, arazin var m?' diye soracaklar. Cennetehir'de dedemden
kalan tarlaya uyduruk prefabrik drt duvar konduracaz. yle al
mal deil ha, otursan oturulmaz, yatsan yatlmaz. Sonra bu
konuda ok tecrbeli olan yetkililer gelecekler, bizim binaya bakp
'Burada hayvanclk yaplabilir' diye rapor verecekler."
'Yaplr m sahiden?" diye sordu Cemil.
"Adamlara gre yaplr. Sonra biz paray alp pnrr! Krediyi bir
seferde veriyorlar, toptan. yle, inei aldn m, yemini aldn diye
tek tek sormuyorlar. Adamda ne ahr var ne ahlak. Onlar da
biliyorlar, bu adam bu krediyi alnca kaacak ama yine de
veriyorlar."




































"yi de niye veriyorlar?" diye sordu Cemil.
"Demir abi der ya drstszlk konusunda milli mutabakat var
diye. Adamlar mutabakata uygun davranyorlar."
"Desene, alan da memnun satan da. Su dvmyor kimse, altn
dvyor havanda. Havanda su dven, iiyle memur yalnzca.
Yandm Allah, hele bir de sigortaszsa! Yok yok hayvanclk da
yapamayz. Hele ki Cennetehir'de. Milletin parasn arpt derler.
Ahr, ar gelir bize."
"Peki son teklifim: Banka hortumlayalm."
"Samalama, bize gre i deil."
"Sen, kendine yardm kitaplar filan okuyorsun. Ne diyor onlarda,
byk dn diyor, ben yaparm de, diyor."
"Nasl bulacaz hortumluk bankay?"
"nce satn alacaz."
"Paramz m var?"
"Parasz alacaz. Devlet kredi verecek. Bizim admza birileri
satn alacak bize verecek."
"Ne zoru var bunlarn?"
"Zoru yok, zorlama yok. Herkes gnll. Biz bankay hortumlayp
iini boaltnca, paylarn alacak bize yardmc olanlar."
"Peki bize kim yardm edecek?" diye sordu Cemil.
"Satlm Bey mesel."
"Mesel. Olum, Satlm Bey ruhumuza sala' okutur camiden.
Yani hortumdan pay m vereceksin Satlm Beye?"
"yle deme. Yalnzca kk bir hediye.Herkes memnun olsun
diye."



































'Yine ayn ey: Drstszlk konusunda milli mutabakat var
vatanda. Herkes herkesle lades oynuyor her ortamda."
Ayvaz:
"Peki bundan da vazgetim, bak bu son teklifim, gnlerdir
dnyorum, banka yerine kan hortumlayalm."
"Bismillah o ne!" diyerek yerinden srad Cemil. Ayvaz devam
etti;
"Gazetelere iln verip Cengiz Han'n genlerini bulduk diyeceiz.
Eer vcudunuzda Cengiz Han'n genlerinden bulunup
bulunmadn renmek istiyorsanz bir nite kan gnderin, analiz
edeceiz diye garanti vereceiz. Ondan sonra kanlar yaacak, biz
de satacaz. Kan gnderenlere de laf olsun diye sizde Cengiz
Han'n geni vardr, yoktur diyen meyiller atacaz."
"yi de aslanm, Cengiz Han'n genleri insanlarn vcutlarnda niin
bulunsun, olmayan geni ne diye merak etsinler?"
"Bak abi, imdi bu Cengiz Han her zaferinden sonra, ki habire de
zafer kazanrm, esir ettii gzel kadnlarla yatarm. Bir tahmine
gre gnmzde yaayan iki yz kiiden birinde Cengiz Han'n
genleri bulunuyormu. Bence biraz akl olan herkes o iki yz
kiiden birisi olup olmadn renmek ister. Eer Cengiz Han
bizim byk byk byk ninemizle yatmsa, onun genlerini
tayoruz demektir. Tabii bu durum her ne kadar dedemiz iin
utan verici ise de bence bizim iin gurur verici bir durum. Cengiz
Han'n genlerini tayp tamadn herkes






































merak eder. Bak greceksin, binlerce kii kan gnderecek, biz de o
kanlar satp keyi dneceiz."
"Kim alr olum o kanlar?"
"Abi senin kan gibi maln olsun, bir alan kar" dedi Ayvaz ve
devam etti;
"Diyelim Cengiz Han tutmad, yakkl bir olanla gzel bir kz
buluruz, bunlar birbirine ak, evlenecekler, lkin ikisi de kanser,
kan gerekiyor deriz. Abi millet zntden perian olur, izdiham
olur, izdiham. "
'Yapma abi ya, duygu smrs bu."
'Yok abi duygu deil, kan smrs. Kan pahal, hayat zor.
Diyelim bu da tutmad, yzde yz garantili bir baka yntem: Bir
televizyon kanal ayarlayacaz, zengin, fakir, gecekondulu, farkl
ekonomik evrelerden be alt gen karacaz, bunlar ar hasta,
aslnda deiller tabii, az mrleri kald diyeceiz, hangisinin ne
kadar mr kaldn tahmin edin, SMS ile mesaj ekin, her hafta
mrne en az gn biilen hasta evden atlacak diye de kural
koyacaz. Abi millet zntyle, tella telefonlar kitler vallaha."
"Peki biz bundan nasl para kazanacaz?"
"Abi o SMS'lerin hepsi teet gemeyecek, bir ksm bizim banka
hesabna deecek."
Cemil,
"Hayl bunlar Ayvaz ya" dedi. Ayvaz,
"Peki imdi en sona sakladm planm sylyorum, sk dur. Baz
nl ve eski sanatlarn jbile konserleri olacak diye bilet
satacaz, yle souk damgal, yksek fiyatl."




































"Konseri biz mi dzenleyeceiz?" 'Yok abi, ne konseri, her ey
hayali."
'Ya Ayvaz, hayali ihracat, hayali hastaya kan toplama, hayali
konser, abi hi mi gerei yok bunlarn?"
"Olmaz olur mu abi, bunlarn hepsi hayatn gerei."
"Diyelim ki bir olanla kz kanser diye yutturduk millete, kanlar
topladktan sonra ya lmezlerse, ki lmeyecekler, ne yaparz?"
"Biz onca kan hortumladktan, pardon topladktan sonra, bizim
genler prr, arazi olacaklar ortadan. " "lp araziye mi
gmlecekler?"
'Yok canm araziye uyum salayacak, ne yerdedir ne gkte, belki
sandk odasnda, belki yklkte. Toz olacaklar."
"Olmaz." "Olur."
"Olur mu olur." "Eh, olabilir."
"Olabilir. Ama biz yine de bulamayalm kana, pislie." "Sadece
bir fikirdi."
"Gzeldi, gzel; retelim ama kullanmayalm. Kan ha, pes ya!"











































17 (onyedi)

Ayvaz, banka hortumlama ya da benzeri bol kazanl bir i iin
yine Satlm Beye gitti. Rasim Babayla konumaya razyd, ancak
bu defa Rasim Baba elinden tutup Satlm Beyin huzuruna
gtrd. Ayvaz ok sevindi, kendine deer verildiini hissetti.
Ayvaz, Satlm Beyin karsndayd. Satlm Bey oturmasn
syledi. Bu byk bir iltifatt. Drt bin yldr gizli kalm bir
firavun mezarna ilk kez girdiinde kendini firavunun huzuruna
kabul edilmi hissedip hayat boyu dledii hazineye ulamann
heyecanyla titreyen bir arkeolog gibi tir tir titriyordu Ayvaz
Satlm Beyin karsnda. Bir arkeolog olan Ayvaz o gne kadar
hibir gm bulmamt ama imdi Satlm Bey'i bulmutu.
Birka dakika konutular. Satlm Bey, cevaplarn pek fazla
merak etmedii izlenimi veren bir yz ifadesiyle sorular sordu.
Ayvaz ise snavda olduu dncesiyle cevaplar verdi.
Bir ara btn cesaretini toplayp,
"Efendim, ben byk iler yapmak istiyorum. Eer desteklerseniz
minnettarlm sonsuz olacak" dedi.
Bu cmleyi Rasim Babaya sylemek iin nceden hazrlayp
ezberlemiti. imdi asl hedefe sylyordu. "Byk






































iler" derken kastettii, devlet ihalesi veya banka hortumlamakt.
Aka sylerse ayp olacan, "Byk iler" demesinin yeterli
olacan, anlayacaklarn dnmt.
Satlm Bey anlad ama yanl anlad. Onun byk iten anlad
Kaplan'n vurulmasyd.
"Tabii, tabii. Sen o byk ie giri, desteimiz arkanda" dedi.
Ayvaz da Satlm Beyi yanl anlad. Yanlarndan ayrldnda bu
i oldu diye dnd sevinle.
Ayvaz, Satlm Beyden byk i yapma olurunu aldn, ancak
tarih konusunda srarc olmamas gerektiini, vakti gelince
kendisini arayacaklarn dnd.
Ayvaz ayrlnca Rasim Baba Satlm Beyin yanna girdi.
Satlm Bey:
"Bu, Kaplan' onlara vurdurmak istediimizi biliyor mu? Byk
iler diye bir laf etti."
Rasim Baba:
'Yok Beyim, asla! Byk i derken bence hayali ihracat falan
kastetti. Bu tr ilerde ona destek olmamz istiyor galiba."
"Deli mi bu?"
'Yok Beyim, gen ve idealleri fazlaca yksek. Bir de hayatn
sillesini yememi. Hayal ettii her sofray yiyip yutabileceini
sanyor yalnzca. Kaplan' bunlara temizletmeden nce size bir
gstereyim dedim. Nasl buldunuz?"






































"Valla iriyar, biraz da salak. Aslnda aradmz adam tam bu.
Arkada da byle mi?"
"O daha da salak, Beyim."
"Aman son ana kadar kimi vuracaklarn bilmesinler."
"Syler miyim Beyim? Birini vuracaklarn ge renecekler, kimi
vuracaklarn ise son anda."
"Gzel. Elden geldiince az bilgi verin ki elleri vakitsiz titremesin.
Bilgili tetiki, nce kendisi tekler, sonra geri teper. Tetiki,
namluyu kime evireceini bilmemeli. Eski alarda savatan nce
kiminle savaaca sylenmezmi askere."
"Doru, yle" dedi Rasim Baba.
"Bunlar dorudan tetiki yapmayalm. Daha banda ikillenip
uzak dururlar sonra. Madem sabkalar da yok, bize bal olmayan
irketlerden birine yksek maala memur-mdr diye sokuver.
Kamufle edelim iyice."
U gn sonra bir irketten i teklifi geldi. irketin ad Gven Alm
Satm Basm Yaym Husus thalat Umum Menfaat Kr Payl
Ortak tirakli Anonim Ticaret ve Limited irketi'ydi. alanlar
irketlerine ksaca Gven Ticaret derlerdi. irketin bir yetkilisi,
Rasim Beyin kendilerini nerdiini syledi. Umduklarnn ok
stnde bir maala ie baladlar.
ikisi de mutluydu, ancak bu ii, sadece kk bir basamak olarak
gryorlard, byk bir i kurma isteklerini kaybetmediler.






































lk maalarndan annelerine gnderdiler. Sonra bir cuma akam
Cemil Cennetehir'e gitti. Grnrde annesini ziyarete ama aslnda
Aybahar' grmeye. Cemil'in iinde, Aybahar'la arkadalk etme,
kma istei vard. Geri kk yerlerde bu biraz byk i saylrd
ya denemeye deerdi.
Havva Hanm ok sevindi, barna bast Cemil'i. Demir sevindi,
komular sevindi, ilerinde tam sevinemeyen Cemil'di. ki gn
kald Cennetehir'de, Aybahar' gremedi. Bir defa yalnz yakalasa
yeterdi, olmad. Ya hi kmad ya denk gelmedi.
Buruk ayrld Cemil Cennetehir'den. nallah bir dahaki sefere
diye geirdi iinden.
Vedalarken Demir,
"stanbul zengin ehir. Tiyatrolara, konserlere, sergilere gidin, ot
gibi yaamayn. stanbul'da yirmi yl oturup Boaz, denizi
grmeyen, otuz yl yaayp Topkap'y, Adalar gezmeyen sebzeler
var. stanbul'a gidiyor insanlar ama stanbul'u bulamyorlar,
stanbullu olamyorlar" dedi. Sonra Demir tand bir sahafn
adresini verdi, "ou Beyazt'tadr, bu Taksim'de, ad Raif. Git
tan, iki kitap alrsn, sohbet edersiniz. Benden de selm syle"
dedi.
Cemil stanbul'a dnd.
ki kafadar hayatlarndan memnundu. yi kazanyorlard Gven
Ticaret'te, ciddi bir i yapmyorlard ama iyi kazanyorlard. Belki
de ok ey yapp az kazananlar ile az ey yapp ok kazananlar
ehriydi stanbul.




































Bu arada Ayvaz, uzun vadede evlilie hazrlyordu kendini Glnaz
Ozg'le. Glnaz'n neler yaptn basndan izliyordu. Yzde yz
emin deildi evleneceinden, ancak geni dndnde ufkunda
ta uzaklarda bir yerlerde Glnaz vard. Sularda szlen zarif bir
yelkenli gibi uygun rzgrlarn kendisini yanna srkleyecei,
narin ve gzel, uzak bir sevgiliydi Glnaz. Beklemeye deerdi.
Cemil'in Aybahar', Ayvaz'n Glnaz' vard. Daha el ele
tutumamlard, ne dilden dile, gnlden gnle bir sz
sylemilerdi birbirlerine yz yze, ne bir mesaj atmlard
"benim" diye. Ama yine de benim bir sevgilim var' yayorlard
sokaklarda. Yollarna kan kadnlara bakmyorlard. Daha dorusu
bakmamaya alyorlard. Bakarlarsa sanki vefaszlk olacakt.
Bu konuda szl bir mutabakat yoktu aralarnda, szsz bir
uzlamayd yalnzca. Uzlamay Ayvaz bozdu. yerinde bir
arkadandan duyduu sz aktard Cemil'e:
"Eer perhizdeyseniz, cannzn ektiini yiyemezsiniz ama
mnye bakmann bir sakncas yoktur."
Gldler. Bu sz onlar rahatlatt, yine de tamamen
geveyemediler. Arada bir kzlara kaamak baklar atmak dnda
illegal bir davranta bulunmadlar stanbul'da. Yolda gzelce bir
kadn grdklerinde fazlaca belli etmeden kazara bakyorlarm
gibi bakyorlard.
Cemil birka defa Ayvaz'a, "Abi, akamlar tiyatroya falan
gidelim" dedi. "Ertesi sabah kalkamayz, alyoruz." "Hafta sonu
gidelim."






































"Tiyatroya gidip de ne yapacaz? Televizyon seyrediyoruz ya."
"E, konsere gidelim o zaman" diye steledi Cemil.
"Abi hepsi satlyor. CD'si, kral varken konseri ne yapacaksn?"
O hafta sonu ilginti. Cumartesi sabah aabeyi hsan' cepten
arad, sokakta grdm kpekleri ne yapaym, bir kpek
bakmevi bulup gtreyim mi diye sordu. hsan,
"Bir veterinere gtrp alat, sokakta kalsnlar, onlar eski
stanbul'dan yadigr" dedi.
"Nasl yani abi?" diye sordu Cemil.
"Eski stanbul, Osmanlnn bakenti, bir kpek cennetiydi. Batl
gezginleri hayrete dren binlerce kpek yaard sokaklarnda.
Merhametli insanlar, ki herkes yleydi, onlar kollayp beslerdi.
Yalnz, mekruh saydrm kpekler, yani pis, dokunmadan
beslerlermi."
"Nereden biliyorsun bunlar abi?"
"Benim okumam var olum, okuyorum. Cami, dkkn, ev
kutsalm; sokaklar kutsal deilmi, sokaklar kpeklere
terkedilmi, her trl yemek ve p atlabilirmi."
"Bugn hl kpekleri beslemek ve p atp tkrmek sokaklara,
bir eski alkanlk m acaba?"
"Kim bilir, eski kentin ayak sesleri, yeni kentin iine sinmi belki.
Cemil, olum bu arada kpekleri gtrrken dikkatli ol. Sonra
bana da az uruyorsun" dedi hsan.
Cemil "Tamam abi" diye cevaplad.


































Telefonu kapatnca iki tasma alp kpeklere takt Cemil. Biraz
yadrgadlar ama fazla direnmediler. Yakndaki bir veterinere
gtrd.
Veteriner alar yapt, markalad, uyuzun tedavisine balad. lem
bittiinde "Sokak kpeklerine iyilik olsun diye urayorsunuz"
diyerek sadece ila paras ald, tedavi creti istemedi. Cemil srar
edip tedavi cretini de dedi. Paras bitti.
Kpekleri sokaa brakt. O gn gzel bir gnd.
































































LADES II. BLM


Sayfac





































18 (onsekiz)

Demir, stanbul'un kltr yaamndan yararlann diye tembih
etmiti. Cemil o Cumartesi veterinerden sonra sahaf Raif Beyle
tanmaya Taksim'e gitti.
Eski, nadir kitap satclarna sahaf denir. Bazs el yazmasdr bu
kitaplarn, dnyada tek kopyadr. Bazs artk baslmayan, piyasada
az sayda kalm kitaptr.
Sahaflardaki kitaplarn ou eskidir. Ya okunup satlm elden
dmedir -yani ngilizce'den tercme syleyile ikinci eldir- ya da
bir yangn veya sel felketi geirmitir. Sahaf kitaplarnn ou
lmden dnmtr, plkten dnmtr, bazlar ise daha bir
aristokrattr, kataloglara girmitir, pahal mzayedeler grmtr.
Cemil sahafa gitmeden nce Taksim'i, stiklal Caddesini grmek
istedi. Taksim'de indi, Atatrk antnn etrafn dolat. Sonra
stiklal Caddesi boyunca yrd. Caddenin iki yannda, heykelli-
kabartmal eski yaplar vard. Art Nouveau ad verilen bu yaplar
yzyl nce yapldklarnda bir arabeskti belki ama imdi bir
gzellik abidesi.
Hac Abdullah'ta yemek yedi. Bu lokantada sergilenen
kavanozlarda, otuz krk yldr bozulmadan duran reeller,








































kompostolar vard. Lokantadan kta Aa Camii'nden aaya,
Galatasaray Lisesine doru yrd. Sada solda kutusunu yere
koyup gitar, flt alan genler vard. steyen kutuya para atyordu.
"Bugn burada, yarn byk salonda. Bunlar da bizim gibi zengin
ve nl olmak istiyorlar" diye geirdi iinden. Demir'in, sokakta
mzik alp para toplayan mlar eletirdiini hatrlad. Ama
burada grd Cemil'e kt gelmedi. Vermek zorunda deildiniz,
isteyen veriyordu. Hem sanatn bir karl olmalyd. Demir abim
bazen abartyor diye dnd.
Yere bada kurmu gitar alan bir gencin nnden geiyordu.
Gen uzun salyd, yznde zgn bir ifade vard. Cemil
nndeki kutuya para koymak istedi. Ancak kendi yandaki
birisine para vermesinin ayp olacan dnd. Sanki daha
bykler vermeliydi. Kararszlk iinde yrd.
Yol kalabalkt. Tek yryenler de vard ama ounluk iki kiiydi.
ki kz veya bir kzla bir olan birlikte yryorlard. ou
sevgiliydi, birbirlerine sarlmlard. Cemil kendini yalnz hissetti.
Yannda Aybahar olsun isterdi.
nsanlar kenara ekildi. Krmzl sarl, ngran ala ala bir
tramvay geti. Eski gnlerdeki gibi. Arkasna ocuklar aslmt.
Az sonra barmalar duydu. nsanlar saa sola doru komaya
balad. Bir grup kyl kadn ok sayda polisle itiiyordu.
Polislerin bazs kadnd. Cemil korktu. Bir dkknn nnde
durdu. Gerekirse ieri girerim diye dnd. nsanlar kaplara
km seyrediyorlard.





































"Ne oluyor?" diye sordu yanndaki adama.
"Bunlar Cumartesi Annesi, oullarn aryor hepsi" diye karlk
verdi adam.
Cemil bir an bu kadnlarn evden kam ocuklarn aradklarn
dnd.
"ocuklar evden mi kam" diye sordu.
Adam, anlamsz bir soruya cevap vermek istemeyen gzlerle bakt
ve,
'Yok, kamamlar, karlmlar" dedi.
Cemil anlamad ama adamn souk baklar karsnda tekrar
sormaya cesaret edemedi. Adamn yannda gzel, alml bir kz
vard, elindeki kitaplar gsne bastrm, endieyle olup biteni
izliyordu. Cemil'e dnp souk ve fkeli bir sesle,
"Siz galiba bu lkede yaamyorsunuz" dedi.
O srada polisler ellerindeki pankartlar toplayp kadnlar
datmaya alyor, bazlarn kollarndan srklyorlard. Coplar
inip kalkyordu. Kz alamaya balad. Cemil de ok rahatsz oldu,
bir eyler yapmak istedi. Aralarna girip "Durun, yapmayn!"
demek geti aklndan. Cesaret edemedi.
Cemil'e ok uzun gelen bir sre sonunda olay bitti. Cemil, adam ve
kz yan yana duruyorlard. Yorgun bir ifadeyle,
"Cumartesi annesi ne?" diye sordu Cemil.
Kzn fkesi gemiti. Hibir duygu tamayan bir yzle, eksik
ezberledii bir metni okuyormu gibi monoton bir sesle, blk-
prk anlatmaya balad:


































"Bu kadnlar oullarn aryorlar her cumartesi. nk bir gece
gittiler, giderildiler. ok beklediler, gelmediler. Neredeler, niye
gittiler, bilemeyecekler. Bekliyorlar, bekleyecekler."
Kzn gzel olduunu fark etti Cemil ve hafife, "Teekkr ederim,
bilmiyordum" dedi. "Onlar da bilmiyor, kimse bilmiyor. Bence bu
polisler de bilmiyor" diye karlk verdi kz.
"Peki niin mdahale etti polisler?" diye sordu Cemil, yanlarndaki
adam,
"izinsiz gsteri" diye cevaplad ve maazaya girdi. Kz yznde
gergin bir ifadeyle,
"zinsiz gsteriler grlmemi eyleri gsterir, izinli gsterilerse
bildik eyleri. Eer bu kadnlar izin alabilseler, syleyecekleri
nemsiz demektir" dedi.
Cemil, onun son szlerini duymad. Hayatnda hi olmad kadar
heyecanlyd. Bu kz beenmiti. Gzel tesi, etkileyici bir kiilii
vard. Beyaz gmlein altna koyu renk pantolon giymiti. Elindeki
iki kitapla dimdik duruyordu. Gl ve onurlu. Yznde kendine
gvenen, nereye gittiini bilen, tanmadklarn uzak tutan, dost
bildiklerini barna basmaya hazr, candan ama biraz hznl bir
ifade vard. Kz bir eyler daha syledi, Cemil bunlar da iitmedi.
Az sonra ayrlacaklard. Oysa bu kz tekrar grmek istiyordu.
Tanmak istiyordu. Aklndan hzla, tekrar grelim dese veya
telefonunu istese ayp olur mu diye geirdi. Kendini kzn yannda
bilgisiz ve mahcup da hissediyordu. Birka saniyelik kararszln
ardndan,




































"Cumartesi annelerinin ne olduunu bilmediim iin zgnm"
szleri dkld azndan. Samimi ve zgnd.
Kz kabul edici bir ifadeyle,
"Olabilir. Ben biliyorum da neye yaryor" dedi.
Cemil eer bir telefon almadan ayrlrsa, ok derin bir pimanlk
duyacan dnd. Kalbi ylesine atyordu ki, btn vcudunun
sarsldn hissetti. Sonra,
"Ben Cemil, iletme mezunuyum, Gven Ticaret'te alyorum"
dedi.
"Gerekten mi, bunlarn hepsi doru mu?" diye sordu kz.
Cemil hafife akn ve samimi bir ifadeyle gzlerini aarak,
"Evet hepsi doru, ben drst bir insanm" dedi.
"Eer herkes drst olsayd bunca sknt olmazd. Eer herkes
drst olsayd, demin o anneler o coplan yemezdi ve bu ehir bu
kadar irkin olmazd. O kadnlarn hepsi anneydi, belki bazlar
anne bile deildi."
"Aralarna anne olmayanlar m karm sizce?" diye sordu Cemil.
"Belki" dedi kz. "Ama ben aslnda, olunu kaybeden bir kadn
baka bir ocuu yoksa, anne bile saylmaz demek istedim.
Bazlar anneydi deminki kadnlarn, bazlan eski anne. Ama
sonuta hibiri o muameleyi hak etmedi."
Bu szler Cemil'e ac geldi. Annemin bana byle bir ey gelse ne
yapard acaba diye geti iinden.
"Adm Aysen. stanbul niversitesi Corafya'daym, mastr
yapyorum."




































Cemil btn cesaretini toplayp sordu:
"On dakika bir ey ielim mi?"
Aysen saatine bakp,
"On be dakika, on be dakikam var" dedi.
Onun bu tavr Cemil'i rahatlatt ama hemen ardndan, yapmamas
gereken bir eyi yapt dncesi, derinlerden gelen bir sululuk
duygusu kaplad iini.
Biraz yrdler, ara sokaklardan birinde bir kahvenin "Cafe" yazan
tabelasnn altnda yola kurulmu bir masaya oturdular. Aysen ay
istedi, ay sylediler. Yeni tant bir kzla yaknlk kurmak,
oturup konumak Cemil iin yepyeni bir yaantyd. Dnyann,
kendi dnyasnn, hi ayak baslmam bir yerine gelmi gibi
hissetti kendini.
Oturunca birka dakika az nceki olaydan sz ettiler. Sonra
birbirlerine ksaca kim olduklarn, neler yaptklarn anlattlar.
Cemil, Cennetehir'den stanbul'a niin geldiini, gelmeden
grd ryay anlatt. Barbaros z-g'ten, Satlm Beyden sz
etmedi.
Aysen liseyi bitirdiinde, pek ok blme girebilecek
durumdaym; hukuka, siyasala girebilirmi. Ama o iindeki sesi
dinlemi. indeki ses, dnyay dolamasn, dnyadaki dalarla,
gllerle, ehirlerle, insanlarla tanmasn sylemi ona. Dnyay
gezmeden nce reneyim demi. Antropolojiyle corafya
arasnda seim yaptktan sonra corafyaya girmi.
"Babam avukat olmam, annem ise mimar olmam istedi. Ben,
babam olsaydm avukat, annem olsaydm mimar olacaktm. Ben,
kendim oldum, corafya okudum" dedi.































"Kendim olmak" szn Cemil ilk kez iitiyordu. Aysen
corafyada yksek lisans yaptn, ayrca fotoraflk kursuna
gittiini anlatt.
Ayrlrken Cemil Aysen'e "Tekrar grebilir miyiz?" diye sordu.
Aysen, "Evet, olabilir" diyerek kt peeteye telefon numarasn
yazd. El skp ayrldlar.
kisi de birbirinden holanmt. Aysen Cemil'in ocuksu, saf bir
insan olduunu, sade grnnn altnda bir i zenginlii ve
drstlk tadn ve bir de klasik erkeklik gururundan uzak,
bilgili kadnlara iten bir sayg besleyen bir erkek olduunu
dnd. Cemil ise Aysen'in gzel, kendine gvenli, dik bal ama
kabul edici ve sevecen, gnl herkese ak ama snr koyabilen,
gl ve kltrl bir gen hanm olduunu sezinledi.
Aysen kendi yolunda yrrken sizin de yannda yrmenize izin
verebilirdi ama elini tutmak isterseniz, byk bir ihtimalle dnp
yznze hayretle bakard.
Cemil bugne kadar byle bir kadnla tanmamt. evresinde
byle birisi ya olmam ya o dikkat etmemiti. Aysen'den
ayrldnda ii karmakarkt, kafasnda alarm zilleri alyordu. O
gne kadar ilk kez bir gen kzla bu ekilde tanmt ama
inanlmaz bir sululuk duygusu da vard iinde. Kafasndaki
binlerce Cemil, "ne yaptn sen" diye baryordu. Aybahar'a ihanet
etmiti.
Cadde boyunca ve ara sokaklarda uzun sre, binalar, insanlar fark
etmeden yrd. inde bir sr Cemil konuuyordu.
Cemil:
"Sen Aybahar'a ihanet ettin."



































Cemil:
"stanbul'a geldin bozuldun."
Cemil:
"Bu ihanet deil. Aybahar'n annesi anneme sz verseydi eer,
ihanet saylrd elbet. Szlm deil, flrtm deil. Aybahar'la bir
pastanede yle bir gizlice konuamadm bile. Sz vermedik
birbirimize."
Cemil:
"Olsun, sen iinden sz verdin ona. Kendi kendimize verdiimiz
szleri de tutmak gerekli. Bekleme listesindesin Aybahar'n."
Cemil:
"Bir listede arada olan kii, bir baka listede bata olduunda
eletirilmemeli. Aybahar'nkinde aradaym, Aysen'inkinde birinci."
Cemil:
"Aysen'in listesinde birinci olduunu sana kim syledi? Ladesi!
Ladesi Cemil, ne kendini kandr ne beni."
Cemil:
"Lades benim iin bir oyun. Ben drstm."
Cemil:
"Kendine, birilerine ve devlete oyun oynayandan geilmiyor bu
lke. Sen de yle. imdi sen Aysen'e balanrsan, annen gidip biz
vazgetik diyecek mi? Hayr. Ya Aybahar'lar tm talipler
ierisinden seni seerlerse. Kararn ne, Aybahar m, Aysen mi,
syle?"





































Cemil:
"Ama Aysen'le tanmamz inanlmazd, gzeldi." Cemil:
"Sen bu ehre zengin, gl olmak iin geldin, istediin gzellik
mi?"
Uzun sre dolat Beyolu'nda, kafas karmakarkt. Heyecanl,
mutlu, sulu hissediyordu kendini. Ve bir de, zengin ve gl olma
konusunda, eskiye oranla daha gl bir istek vard iinde.
Akama doru sahafa gitmeye karar verdi. Adrese bakp heykeli
arkasna, Alman Hastanesini sama alp yrd, sahaf buldu
sonunda. Sa kolda, derme atma ats naylon ve teneke kapl bir
dkknd. Kapdan kafasn uzatp,
"yi akamlar. Sahaf Raif Bey siz misiniz?" diye sordu Cemil. Krk
yalarnda, ksa boylu, imanca bir adam
"Ben Raif, ancak sahaf deil, sayfacym" diye yantlad.
"Ben Cemil, Demir Tiriti'nin size selm var, tanmamz istedi."
Bu szleri duyan Raif,
"Vay bizim Demir. Tiridi kmad m onun hl?" diyerek scak bir
ifadeyle Cemil'in elini skt, dkkna buyur etti. Bir sidi alarda
mzik almaktayd.










































19 (ondokuz)
Cemil ilk kez bir sahafa giriyordu. Ufack dkkn kitaplarla
doluydu. Raflar, dikine enine kitaplarla, yerler kitap ynlaryla
kaplyd. Dolaacak yer yoktu. Birer kk hasr tabureye
oturdular.
Sidide ar ve vakur bir mzik alyordu, klasik Trk mzii. Bir
grup insan dne dne ilerliyordu sanki.
"Sahaf deilim, sayfacym dediniz. Yanl m syledim?" diye
sordu Cemil.
"Sahaflk byk itir, stat olmay gerektirir. Bu sfata lyk
aabeylerimiz var. Bizim, haddimizi bilip 'sayfacym' dememiz
gerekir. Sahaf, yalnzca kitap satmaz. Satt ve satmad kitaplar
hakknda derin bilgi edinmitir. Nasl ki, parmandaki yz
satan her kii 'ben sarrafm' dememeli, eski kitap satan herkes de
kendini sahaf bellememeli. Sarraf altnn kalbini bilmeli, sahaf
bilgiyi toplamay ve sarf etmeyi sevmeli. Ben sayfacym sonuta."
Raif in szlerinde incelik, belki de ayr bir byklk vard. Tavr,
takdire deerdi, taklidi zordu.
Cemil dnd:
"Siz sahaf deilim, sayfacym diyorsunuz. Ne olduumuzu
biliyorsunuz, iiniz ortada. Bense ne olduumu bilmiyorum galiba.
letme mezunuyum, bir yeri ilettiim yok.







































Bir fabrikada alyorum iyi bir maala ama ne i yaptm
anlayamadm hl."
Cemil konuurken Raif onu gzyle, kulayla, kalbiyle
dinliyordu.
Bir ara Cemil mzii fark etti, mzik kf kokulu lo dkkn,
capcanl bir ruhla dolduruyordu. Biter gibi olduunda yeniden
alevleniyordu. Oturmu bir kltrn, oturmayan insanlar, dik bal
ve gururlu, ayakta alyorlard sanki.
"Raif abi, bu alan ne?" diye sordu Cemil.
"Gazi Giray Han'n mahur perevi. Giray Han benim atalardan,
mzrana deil mzrabna hayran olduum bir besteci" diye cevap
verdi.
Tam anlamad Cemil, yalnzca "perev" diye aklnda tutmaya
alt. Demek ki bu bir perevdi.
Raif:
"ki tr sayfac var bu ehirde. Birinci grup benim gibi haddini
hududunu bilen sayfaclar. ikinci grup ktlar. Bunlar,
Osmanlca el yazmas kitaplar alp sayfalarn yrtar, sonra
zerlerine minyatr izip tek tek satarlar. Bu bir kltr talandr,
orman yamas gibi eski kltrn yamalanmasdr. Biz btn
halinde satarz eski kitab, asla yrtmayz. Onlar ise yrtc. Yz elli
sayfalk yazma bir eseri benden yz liraya alr bunlar. Sayfalarn
yrtp minyatr yapar, her birini yirmi liraya satar, bine yakn
kazanrlar."
'Yetkililer niin ilgilenmiyor?"
"Geleceini korumayan bir lke gemiini de korumaz. Sadece
gemie saygs olduunu iddia eder. Bugn


































orman koruyamayan toplum, eski aalardan yaplm ktlara
tek tek kam kalemle yazlan kitaplar da koruyamyor ite.
Ormanlarmz gerekten koruma altna aldmz gn, yazma
eserleri de koruyacaz. Her ikisi de hl kalmsa eer."
"zldm."
"zlme, her toplum lyn bulur. Tencerenin bykl nemli
deildir, her konuk kendini midesi byklnde doyurur. Biz
millete neye lyz, tereddt ediyorum bazen, Anadolu'muzda ne
yaparlar biliyor musun? Bir dedenin eski Trke kitaplar vardr,
yalnzca o okuyabiliyordur. Adam lr. ocuklar, torunlar bir
uvala koyarlar kitaplarn, tarlaya gmerler."
"Niye?"
"imdi kitaplar Arap alfabesiyle yazlmtr. Halkmz Arap
alfabesiyle yazlm tm ktlar, Kuran- Kerim'i artrd
iin kutsal sayar. Aslnda btn ktlar deil, Kuran kutsaldr ama
byle ince ayrntlara dikkat etmez halkm. te bu eski yazyla
yazlm kitaplar dede ldkten sonra ortalarda durursa, oluk
ocuk yere atar, zerine basarz, gnaha gireriz dncesiyle tutup
topraa gmerler. te biz, bodrumlarda ryen, plklere atlan,
sklkla yok pahasna uvalla satlan kitaplar toplarz. Bazen bir
kitap buluruz, efsanemiz olur. Aslnda her sahaf bir gm
merakls gibi hayatnn hazinesini arar srekli. Baz mterilerimiz
de yle, gelip gm ararlar bu kitap yn iinde."
"Unutamadnz bir an var m abi?"





































"Dnya sahaflarnn efsane isimleri vardr, Hans Peter Kraus
mesel, nadir kitap ustas. 1501 tarihli Aisopos, 1608 tarihli ilk
Kral Lear ve nice el yazmas kariyeri olmutur.
"Trk sahaflarn efsanesi dersen Divan Lgati't Trk'n
bulunuudur. Osmanlnn son dneminde, stanbul'da yaayan,
aslen Diyarbakrl olan Ali Emiri elebi adl bir kitap kurdu
varm. Bir gn bir sahafta yeni gelen kitaplar kartrrken Arap
alfabesi ile kaleme alnm, dili Trke bir kitap buluyor. O gne
kadar grd en eski tarihli Trke kitap, 1072'de yazlm
Divan Lgati't Trk. elebi nemli bir ey bulduunu anlyor, eli
aya titremeye balyor. Kitabn fiyatn soruyor. Sahaf abimiz
kt guruptanm, aslnda kitaba iki altn fiyat bimi ama
elebi'deki heyecan grnce ayakst be altna karvermi.
elebi'nin zerinde o kadar para yok. Hemen kitab dkkna
brakyor, dkknn kapsn sahafn zerine kilitleyip eve kouyor,
be altnla dnp kitab satn alyor.
"Kitap alnacak diye aylarca eve kapanyor, kitab da kimseye
gstermiyor. Olay duyuluyor. Devrin bavekili Talt Paa ile Ziya
Gkalp evine gidiyorlar. Ziya Gkalp de Diyarbakrl, elebi'nin
hemerisi. Rica minnet kitab alyorlar elinden bastrmak iin.
Kilisli Rfat Bey yaymlyor. te bize ait bir nadir kitap efsanesi."
Hikye ilginti, Raif i dinlerken bir yandan da Aysen'i
dnyordu Cemil. Raif e sz etmek istedi, vazgeti. Cumartesi
annelerini anlatt ksaca.
"Raif abi, neden Galatasaray Lisesi'nin nnde toplanyorlar?" diye
sordu.





































"Bilmem, onlarn da bir taktik vereni vardr, oray uygun
grmtr. Eer kendileri setilerse, muhtemelen sezgiyle, Tevfik
Fikret'e yakn olsun diyedir."
Cemil "Niye?" diye sordu, Raif cevaplad:
"Fikret, Galatasaray'n efsanevi mdryd yzyl nce. air,
retmen, 31 Martta 'Beni inemeden giremezler' diye okulun
nne dikilen bir hrriyet abidesiydi. Hrriyetini kaybeden ya da
olunu, Fikret'e yakn dursa ok mu?"
"niversitede baz arkadalarm 'Fikret ahlaki yozlamaya yol at'
derlerdi" dedi Cemil.
"Tamamen yanl. Ahlakszlk, umulmadk kyafette grlmedik
zarafetle kar karna, ahlak da yle. Fikret, aydnlk bir
ahlakyd zetle. Fuat Kprl'y duydun mu?"
"Maalesef duymadm."
"Dnyaca nl edebiyat tarihisi. Ahmet Yesevi'yi, Yunus'u bize o
retti. Dnya gr Fikret'inkine tam uymuyor belki ama
1918'de 'Tevfik Fikret ve Ahlak' diye bir kitap yazd Kprl."
Raif kede karmakark duran kitap ynna elini daldrd. Kolu,
neredeyse omzuna kadar kitaplarn iine girdi. ekip bir kitab
kard.
"Bak, bu kitap" dedi. "Kprl bu kitapta Fikret'i -ver. 'O, hisarn
yanndaki Aiyan'da, hisara benzer bir namus ve erdem kalesiydi'
der. Okuman iin verirdim ama eski yazdr."
"Siz eski yaz biliyor musunuz?" "Satc sattn bilmeli."





































Raif ayaa kalkt, yukardaki bir rafa uzand, bir kitap kard. "Al
bu kitab" dedi. "Oku. Mukadder Yakupolu'nun, 'Varolu, Ahlak
ve lm'. Bireysel ahlakn stnln anlatyor. Ona katlyorum.
Toplumsal ahlak, ezbere ahlaktr, ie yaramaz. Bireysel ahlak ise
yceltir toplumu. Oku, sende kalabilir."
Cemil: "Saol abi."
"Ha bir de gerek bir hazine var elimde. Yeni geldi. Bizim Demir
Tiriti brakm dkkna ben yokken. Nere- den bulmusa. Satp
parasn vereceim. Alt defter."
Raftan alt tane defter indirdi Raif. Sar saman ktl, izgili okul
defterleriydi bunlar.
"Ahr Kapl Ayya Ahmet diye birisi yazm altsn da" diye
aklad Raif. 'Yaamn Kerteriz Defterleri' diyor. Balklara
balklarn yerini bildiren, nerede ne avlanacan anlatan kerteriz
defterlerine benziyor bunlar da; ne zaman, nerede, ne dnmek,
nasl davranmak gerektii konusunda Ayya Ahmet'in grleri.
Bence deerli. Elle yazlm, dnyada tek kopya. Her birinde bir
konu. Birinci defterin ad Zenginlik zerine. kinci defter, Ak
zerine, ncs g, drdncs mutluluk, beincisi drstlk,
altncs hret zerine. Tanesi 150, alts 800 lira."
Bunlar gtr oku dememiti Raif, belli ki deerliydi. Altsna da
bakt Cemil. Zenginlik, g ve ak defterleri ekici geldi. nden
birini ya da n birden almak isterdi, hatta hreti de. Yalnz
yannda yeterli para yoktu, veterinere vermiti. Veresiye de
istemedi.


































"Hangisi cazip geldi?" diye sordu Raif.
"Hepsi ama daha ok zenginlik, g, ak."
Raif,
"Sen Cennetehir'den stanbul'a bunlar iin geldin galiba" dedi
glerek. "Zenginlie, gce, aka ihtiyacn var. Herkes bunlara
ihtiyac olduunu dnyor. Ama ben olsam drstl seerdim.
lkemizde ve dnyada en fazla drstle ihtiya var bugn.
nsanlar, drst olmadan zengin, gl, mutlu olabileceklerini
zannediyorlar. Gerek zenginlik, gerek g, gerek ak, gerek
mutluluk, gerek hret drstle dayanr. Hrszlk ve sava,
ktlkla etir. Hz. Muhammed bak nasl zetlemi: 'Sava bir
hiledir' demi. Truva nasl dt? Bir tahta at soktu dman
barna, yenildi. Wellingtone Dk Waterloo Sava'ndan nce
gerekenin iki kat ate yaktrp gece, ordusunu kalabalk gstermi,
Napolyon'un moralini bozmu. te bir sava hilesi daha.
"Atatrk, 'Milletin hayat tehlikeye girmedike sava bir cinayettir'
demi. Ka tane kral, imparator dikkat etti bu incelie. Tarih
boyunca krallar milletlerinin hayatnn tehlikede olduunu ileri
srp komularna saldrdlar. alar boyunca gl lkeler, suda
giden gemilere bindiler, sudan mazeretlerle zayf lkeleri yediler.
Aisopos'tan gnmze kuzular hep tehdit olmutur kurtlara. Eti
budu yerinde bir kuzu, nce korkutur kurdu, kurt her ihtimale kar
yer onu. Gl ve kt kral, nce kendini kandrr, sonra
milletini. ktla dayal bu tr insan halleri insanl
mahvetti. te bu yzden drstlk gerekli."




































"Bir byk lke, kk lkeyi kandrp yense bu tarihe uygundur
bence. Byk balk kk bal yer bulduu yerde" diye karlk
verdi Cemil.
Raif,
"Byle dnmemeli. Sen balk msn derler sonra adama. Tarihte
insan insan yenmedi, sava insanl yendi. Sava en byk
ahlakszlktr. Byk balk kk bal yedi diye insann bala
zenmesi gerekmez. Balklarn akl ve ahlak yoktur. nsan
aklndan ve ahlakndan vazgemese iyi olur. Bir de u: Balklar
kendilerini gelitiremezler, insan ise kendi iradesiyle kendini
gelitirebilir sessizce. Gelimek ksk ate gibi diri tutar drstl.
Bak u kitap ahilikle ilgili" diyerek uzanp bir kitap ald raftan ve
devam etti:
"Bir gnlerin gzellii ahiliin yedi temel ilkesi vard, drstlk en
nemlisi. Ancak gelime, gelitirme fikri yok bu ilkeler iinde.
alma, hrsa kaplma diye ne yapmamas gerektii sylenirdi
esnafa ama ne yapmas gerektii sylenmemiti, kendini gelitir
denmemiti. Gelime fikri yoksa eer, nce dzen bozulur, sonra
i, sonra drstlk gider."
Raif arada bir eser daha ald, "Bu da Trk Sanat Mzii'nin
ada kadn bestecilerinden Trkn nc'nn bir bestesi" diye
aklad. Cemil bunlar daha ok dinlemeliyim diye dnd.
Cemil, Raif in verdii kitapla ayrlrken, birka gn sonra paral
gelip zenginlik, g, ak adl defterlerden birkan almaya
niyetliydi. Raif in nerdii drstlk adl defteri almay
dnmyordu. "Ben zaten drstm. Benim paraya, gce,
sevgiliye ihtiyacm var" diye geirdi aklndan.


































20 (yirmi)

O gece Cemil Ayvaz'a Aysen'den sz etti. Aybahar'a kar sululuk
hissettiini syledi. Ayvaz skntl bir yzle,
"Ne suu abi" dedi. "Aybahar'la ne flrt ettin ne ailesi bir sz verdi.
Tabii konuacaksn baka kzlarla. Rahip misin sen? O Ayla'nn kz
arkada varsa..."
"Ayla deil, Aysen."
"Tamam ite, Aysen yengemin fazladan bir kz arkada varsa, onu
da bana ayarlasn."
'Ya Ayvaz, bu Aysen yle kzlardan deil, ok farkl bir kz."
"Abi sen Glbahar'a da farkl diyordun. Hangi kz beensen farkl
oluyor."
"Senin Glnaz zg de farkl deil mi aslanm?"
Ayvaz yzn buruturarak,
"Brak Allah akna u Glnaz'" dedi. "Gazetede grdm,
birileriyle mi geziyor ne. Ofsayta dtk galiba."
"nanma, mmkn deil. Barbaros Bey izin vermez byle eylere.
Gezemez kimseyle."
'Yok abi, bunlar sosyetikler sonuta. yle gelenei grenei
taktklar yok.'








































Hafta iinde Cemil Aysen'i telefonla arad. Samimi bir konuma
geti aralarnda. likilerinin ad tam konmamt ama bir
arkadalk balad kesindi. Ancak bu arkadal flrte, sevgili
ilikisine nasl dntreceini tam bilemiyordu Cemil. Flrt
etseler, evlilie dnecek miydi? Bunu dndnde, ac verici
bir kararszlk hissediyordu.
Ayvaz'a dant. "Zamana brak" dedi Ayvaz. Aslnda o da bu
konular fazla bilmezdi.
Ertesi Cumartesi Cemil biraz zorca ikna etti Ayvaz', Sultanahmet'e
gittiler. Sultanahmet Camii'ni, Ayasofya Mze'sini ve Topkap
Saray'n gezdiler. Topkap'y gezerken Ayvaz birok kez "te
tarih bu!" dedi. Holanmt. Tarih kitab okumazd ama tarihi
severdi.
Sultanahmet'ten Taksim'e yneldiler. Yolda Ayvaz,
"Byk dnelim" dedi. "stanbul'da i kuralm, devlet ihalesine
girelim diyoruz. Yeterince byk dnmyoruz"
"Daha nasl byk olsun?"
"nternet'e girip dnyaya almalyz. Nereye ne ihra edebiliriz,
gerek veya hayali? Nerede nasl bir ortak bulabiliriz? Hepsi
nternet'te gizli."
"yle nternet'le hayali ihracat olmaz" diye kar kt Cemil.
"Asl nternet'te olur. nternet sanal ortam deil mi? Hayali
ihracatn kraln yaparz vallahi nternet'te."
"Ayp olur, su olur."





































"Bak dostum, su yksekten alaa doru akar, para da aptaldan
akllya doru. Aptaln parasn akll yer bu dnyada."
"yi de bak, 'su da, para da alaa doru akar' diyorsun demek ki
ktlk eden akgz de alaktadr, alaktr."
"Deme ya. imdi ktlar alak m oluyor benim hesaba gre."
"ktlar alaktr ama yle byk bir para ynnn zerinde
oturuyor ki bazs, uzaktan baknca yksekte grnyorlar."
"Eski stanbul'da Sln Osman adl bir abimiz varm,
dolandrclarn piri."
Cemil glerek, "Senin abin" dedi.
"Pirimiz Sln Osman'n yanna, kyden yeni gelmi bir Hac Aa
oturuyormu tramvayda. Sln'e 'Ne i yaparsn?' demi, Sln
'Valla bu tramvay benim, onun geliri ile geiniyorum' diye
cevaplam. Hac Aa bakm ki pek krl bir i, satn alvermi
tramvay pein parayla. Sonra bizim pr, prrr... Acaba biz de bir
sf turist bulup memleketi mi satsak?"
"Satalm da sonra btn nterpol peimize dsn."
"Memleketi satarsak nterpol, tramvay satarsak stanbul polisi.
Hangisi daha iyi acaba?"









































"Valla eer AB'ye girmisek stanbul polisini tercih ederim,
girmemisek nterpol'."
"aka maka, Sln Osman' rnek alp memleketi bir safa satma
fikri pek cazip geldi bana. Sonra Karayipler veya Kanarya Adalar,
bir elinde iki kadehi, bir elinde kzlarn beli. Samba, Rumba,
aa, mr boyu emeklilik valla!"
Gldler. Cemil,
"Hem drst, hem zengin olmann bir yolu yok mu acaba?" dedi.
"Galiba yok. Varsa bile, bu yolu bulan bilge aklamak iin ok
para istiyordur. Aslnda bir dolu zengin olma yolu var ama sende
cesaret yok."
"Ben cesaretsiz deilim, drst olmak istiyorum yalnzca."
"u srada piyasada en gzde i, Bosnal yetimlere yardm
toplamak. Acayip para brakyormu."
"Tvbe tvbe, bu ne i byle. Aslanm, o yetimler bymedi mi?"
'Ya kategorisine gre toplanmyor yardm, her yata yetim var.
Tamam abi, ondan da vazgeelim sayende. Drst bir i sana:
ay kursa gidiyorsun, NDVUGH uzman oluyorsun. Psikolog gibi
bir ey bu; depresyonu, stresi, anann-nevrozunu filan hep tedavi
ediyormusun."
"Anann-nevrozu ne?"










































"Anann piirdii yemekleri yiyemiyorsun, kusma filan oluyor
galiba. imdi abi, aarz stanbul'a merkez broyu, Cennetehir'e
de ubesini, paraya para demeyiz billahi."
"imdi biz byle bir bro atk m, psikologlar, psikiyatristler bir
ey demez mi?" diye sordu Cemil.
"Diyemezler abi, zgrlk var lkemizde."
"Abi neydi onun ad?"
"NDVUGH - ne derdin varsa uur gitsin havaya."
"Ha, imdi biz NDVUGH uzman olacaktk madem, ne diye
iletme, arkeoloji okuduk?"
" yok, i. Madem beni okuttuu alanda i bulamyor bana bu
lke, ben de yan alana kayarm, kiisel geliime."
"Ya i."
"Bak sana son nerim: Ky rnleri satalm, baldan pirince,
sabundan peynire doal rnler."
"Nasl?"
"nce ufak bir dkkn kiralayacaz, ondan sonra
spermarketlerden toplayacaz yiyecekleri, ambalajlarn kartp
'ky rnleri' yazacaz. Fiyat iki kat. Doal ya."
"Bunlar bo Ayvaz, biz i kurma olanaklarn aratralm."
Akama Taksim'de sayfac Raif in dkknna geldiler. Cemil
yaamn kerteriz defterlerinden birkan almak istiyordu. Aklnda
daha ok zenginlik veya g vard. Yeterince para almt yanna.





































Raif,
"Ah koum, keke ayr deseydin. Alt kitaptan bei satld, bir tek
drstlk kald" dedi.
Cemil bir an hayal krklna urad. Demek zenginlik, g, ak,
mutluluk ve hret defterleri bir hafta iinde satlmt, geriye bir
tek Cemil'in zaten bende var dedii drstlk kalmt. "Bunu da
ben alaym abi" dedi, satn ald.
"Dier be kitaba nem verip aldlar, drstle kimse rabet
etmedi" dedi Raif. "Yanldlar. nk o bei kendini getirir,
drstlk ise hepsini getirir."
Cemil anlamad: "Nasl yani?"
"rnein, ktlkla zengin olursun ama mutsuz, gsz,
sevgisiz, tannmayan birisi olabilirsin. Benzer ekilde dier bei
olmadan sadece gl, sadece k, sadece mutlu, sadece nl
olabilirsin."
Ayvaz,
"Sadece mutlu olmak hepsini kapsamyor mu?" diye sordu.
"Kendinden honut bir hrsz olursun, fakir, yalnz, gsz
kalabilirsin" diye yantlad Raif. "Ama drstlk farkl. Yeteri
kadar drst olursan, para, g, mutluluk, ak, n gelip seni bulur."
"Olabilir ama drst olup da be parasz yaayan nice insan var"
diye kar kt Cemil.
" tr drstlk var, doaya kar, insanlara kar, kendine kar.
Bu tr drstle sahip olan, ne fakirdir




































ne halinden szlanr. nsanlara kar drst olup da kendine kar
drst olmayan nice kii, yaamla baramyor, yalnz ve fakir
yayor. Diyojen'in hibir eyi yoktu grnrde, skender'in ise her
eyi vard. Aslnda hangisi daha zengindi? Kendi tercihiyle hibir
eyi olmayan belki de her eye sahiptir bu dnyada. Diyojen'in
fakir bir gariban olduunu syleyebilir misin? skender mi
kandryordu kendini ve herkesi, yoksa Diyojen mi? tr
drstle sahip olan, ya herkesin gznde zengindir ya kendi
gznde fakir deildir. Ne demek istediimi anlatabildim mi?"
Cemil ile Ayvaz evet anlamnda balarn salladlar.
"Emin misiniz? Her eye itiraz edenler de, her eyi kabul edenler
de bir drstlk ayar yaptrmallar bence" dedi Raif.
Eve geldiklerinde Cemil, Yakupolu'nun Varolu, Ahlak ve lm
kitabnn yanma Ahr Kapl Ayya Ahmet'in Yaamn Kerteriz
Defterleri, Drstlk zerine adl defterini koydu.
















































21(yirmibir)
O pazartesi tuhaf bir ey oldu. Btn gn yine ciddi bir i
yapmadan gemiti Gven Ticaret'te. ka yakn eflerden birisi
Cemil ile Ayvaz'n yanna geldi.
"Bugn biraz ge kacaksnz, fabrikann arkasndaki depoda silah
talimi var" dedi.
Ayvaz,
"Herkes mi?" diye sordu.
"Parti parti btn fabrika alacak bu eitimi. Siz ilk gruptasnz"
dedi ef.
lk grupta sadece iki kii vard, Ayvaz ve Cemil.
O gece eve dnerken keyifleri kat iyiden iyiye, bir sr soru
geldi akllarna. Ramazan'la olan ilk konumalarndan bu yana olup
bitenleri gzden geirince iyiden iyiye ikillendiler. Cemil,
"Parti parti btn fabrika dedi, bizden bakas yoktu, sanrm
bunlar bize adam ldrtecekler" dedi.
"Galiba haklsn, birileri tetiki yapmak istiyor bizi. Acaba kim?"
diye sordu Ayvaz.
"Satlm Bey herhalde. Rasim Baba kanalyla soktu bizi buraya.
imdi birilerini vurdurtmak iin silah talimi yaptryorlar. Gven
Ticaret, Satlm Beyin gizli irketlerinden birisi mutlaka. Belki
Barbaros abinin bile parma vardr."
Ayvaz heyecanla atlp,







































'Yok deve!" dedi. "Satlm Bey girimez byle bir ie, hele
Barbaros abim asla. Adam srekli admla hitap ediyor, stanbul'a
gelmemle yakndan ilgilendi, mmkn deil harcamaz bizi. Bence
Rasim Baba kendi bana kotaryor her eyi. Bizi ie o soktu. Silah
eitimini de o verdiriyor belli."
"Olabilir. Btn bunlar Rasim Baba eviriyor belki de. Abi bunlar
mafya. Ne yapacaklar hi belli olmaz. ster misin, Rasim Baba
Satlm Beyi ldrtmek iin bizi tetiki semi olsun?"
Ayvaz yerinden frlayp, "Hi, Allah saklasn" dedi.
"Bu dnyada olmadk i yok. Benimki de bir komplo teorisi ite."
O gece uzun uzun konuup ay sonunda Gven Ticaret'ten
ayrlmaya karar verdiler. Ayrlma kararnda Cemil'in srar ar
basmt. nternet'le dnyaya alacaklard, btn olanaklar
aratracaklard. Kk ya da byk bir i kuracaklard. Bu
dnyada drst bir i kurmann yolu mutlaka olmalyd.
O hafta Cemil Aysen'e telefon etti bulualm diye. Aysen hi vakti
olmadn syledi. Atlatmyordu, samimiydi, sesi gven vericiydi.
Cemil ona inand.
Ertesi akam gazetede tuhaf bir zayi iln grd Ayvaz. Telala
Cemil'e seslendi: "Cemil ko, Satlm abi kimliini kaybetmi!"
Cemil geldi, birlikte baktlar gazeteye. 4 Aralk tarihliydi. landa
"st kimliimi kaybettim. Yaknda alt kimli-




































imi karacamdan, eski kimliim hkmszdr. mza, Satlm"
yazyordu.
Ayvaz,
"Satlm abi bu, kimliini kaybetmi. Herkes aryordur imdi. Biz
de arasaydk keke" dedi.
"Bence iln deil bu, karikatr. Turhan Seluk izmi galiba."
"Yapma yahu, karikatr m sahi?"
"Satlm diye kimi kastetmiler acaba?" diye sordu Cemil.
"Bizim Satlm abiyi kastediyor olmasnlar?"
"Bilemezsin ki abi, Satlm ok memlekette, artk kim stne
alnrsa, ona kalr ihale."
"Karikatrc kimi kastetmise, o adam verir mahkemeye."
"Bence veremez abi. imdi birisi kp 'Bu beni kastediyor' dedi mi
satlml kabul ediyor demektir. yisi mi sesini karmayacaksn
bu gibi durumlarda, alnganlk etmeyeceksin."
Ayvaz:
"Bence Satlm abi mahkemeye verebilir bu gazeteyi. stne
alnm gibi de olmaz, doutan Satlm kendisi zaten. simden
kurtaryor. Bak bir kurt dt imdi iime, bu karikatrc bizi mi
kastediyor?"
'Yok sanmyorum. Laf gidecei yeri bulur."
Fabrikada birka defa daha at talimine arldlar. Ancak Gven
Ticaret'ten ayrlmaya kararl olduklar iin ses karmadlar.







































Balangta tedirgin olmasna ramen Ayvaz at talimlerinden
giderek zevk almaya balad.
Cemil ise eliki iindeydi. Kendine aka itiraf etmese de silah
kullanmak houna gitmeye balamt. zellikle hedefe isabet
ettirdiinde seviniyordu ama ayn zamanda bir sululuk, tedirginlik
de vard iinde. Son zamanlarda iinden daha fazla lades
oynamaya ve ellerini daha sk ykamaya balamt. zellikle
ellerini ykarken, sabunu yedi defa evirmesi gerekiyordu.
Saymadan el ykayamaz olmutu. Niin? Bilmiyordu.
Bir akam Ayvaz yine yeni bir fikirle geldi. Heyecanlyd:
"Abi, bu mthi bir i. Devletle akrky Belediyesi arasnda
mnazaal bir arazi varm. Kime ait olduu belli deil yani."
"lkemizde bir orman ama kime ait olduu belli deil."
"Aynen yle. te bu orman yaknda bize ait olacak. Nasl?
Ramazanla konutum. nemli tandklar var. Orman krk dokuz
yllna bize kiralayacaklar. Sonra bir yasal dzenleme yaplacak,
orman tamamen bizim olacak. Gerekli paray Ramazan'n
arkadalar verecek. nce turistik tesis diye balayacaz, sonra
villa yapp satacaz. Ramazan da, dzenlemeleri yapan arkadalar
da bu ii para iin yapmyorlar."
"Yaa?"
"Beer villa vereceiz onlara. Vefa borcu yani."
"Bize vefa, onlara sefa. imdi anladm kadaryla perdenin
nnde biz olacaz, perdenin arkasnda Ramazan, aalar ise
yerlerde. Onca aa kesilecek."
"Abi, biz kesmesek nasl olsa bakalar kesecek."





































"Raif abiden aldm kitaplar daha okumadm. Ama bence,
bakasnn zaten yapaca bir ahlakszl, sen ondan nce davranp
yapabilecekken, yapmamay tercih etmek drstlk olsa gerek."
"Abi sen o iki kitab okuma. Okursan kafan iyice karacak,
ahlakn bozulacak."
"Naslsa kesecek aalar birisi, biz keselim bari demek, naslsa bir
tetiki bulacaklar, o halde biz olalm da para yabancya gitmesin
demek gibi bir ey. Bir ie karar verdi mi insan, uygun iyi bir
aklama buluyor arkadan."
Ayvaz:
"Aslnda haklsn. Bir ie karar verdi mi insan bir aklama buluyor
arkadan. Ben de yle yaptm galiba hi farknda olmadan. Neyse,
sonuta bizim orman ii de yatt bylece."
"Drstlk dzgn tutar ormanlar. kt hem insanlar
elmeler hem aalar."
O gece Cemil Demir'le Cennetehir'deki bir konumalarn
hatrlad, yer yer, silike, belki birazn da ondan rendii
kadaryla kendisi ilve etti.
yle demiti Demir:
"Bir yerde okudum, ocuklar ayn masal kitabn elli kez
okuturlarm ana babalarna. Bu davranlarnn sebebi dnyann
tutarl, gvenilir bir yer olduunu grme istei imi. Bilgilerin
akamdan sabaha deimediini grmek iin, belki de anne
babalarnn yalan sylemediini grmek iin, ezberledikleri halde
ayn kitab tekrar tekrar okuturlarm. O halde biz ocua yalan
sylediimiz zaman 'Bu


































dnya gvenilir bir yer deil' mesajn vermi oluyoruz.
Gvenmeyeceksin, babana gvenmeyeceksin, annene, komulara,
'Bu mala zam yok' diyen, 'Devalasyon yok' diyen yetkililere
gvenmeyeceksin, Trk Liras'na gvenmeyeceksin, dviz
alacaksn, hatta bankaya da gvenmeyeceksin, dvizini evinde
saklayacaksn. Bu kadar gvenilmez ortam, kt yaratr,
gemisini yrten kaptan retir.
"ocuklara sylenen kk beyaz yalanlar yzyllar boyunca
birikir, nce gri, sonra kapkara bir renk alr, bilgi kirlilii toplumun
gemiini ve geleceini karartr. Bu yaa geldik yeni duyuyoruz,
meer Hezarfen gerekte umam, Fatih gemilerini karadan
yrtmemi, Osmanlnn Kay soyundan olduuna dair kant
yokmu, Atatrk dokuzu be gee lmemi, tren rahat yaplabilsin
diye Bayar saati ileri alm, Hz. Isa armha gerilmemi, onun
kutsal kefeni diye sunulan eyi Leonardo Usta yapm, Marie An-
toinette 'Pasta yesinler' dememi ve Topkap'daki Kutsal Emanetler
gerek olmayabilirmi. Bunlarn bazs doru, bazs yanl belki;
yanlsa, milletin kafasn kartrmak niye? Belki de bunlarn hepsi
masum bir kadna atlan iftira kadar kara deil. Komunun
namusuna ynelik kk masum bir yalan, mahvedici bir katrana
dnebilir her zaman. Sonra tutup ldryorlar kz. Ulan senin
her tarafn riya, kza kzmak reva m? Herkes, her zaman, herkese
yalan syledi, sonra fatura bir kadncaza kesildi. ki yzl aile
meclisleri tek celsede karar verdi."
O gece Cemil ryasnda kanat takp Galata Kulesi'den skdar'a
doru utuunu grd. Umak gzeldi.





































22 (yirmiiki)

dn ekmek almak iin bakkala urad Cemil, elinde ekmekle
parasn demek iin bekliyordu.
Bakkal,
"Beyim, benimki bayat, kedeki bakkaldan al istersen, ona yeni
geldi" dedi.
Cemil,
"Saol, bu olsun" dedi.
Bakkaln davran Cemil'i artt. Cennetehir'de byle davranan
esnaf oktu. Orada insanlar komularn kazklamak istemezlerdi.
stanbul'da ise kimse kimsenin komusu olmad iin, mahallenin
bakkal kendini mahalleli saymad iin, bu tr samimi ve drst
davranlar gremezdiniz. En azndan Cemil grlmeyeceini
dnyordu.
Ertesi gn ayaklar Raif in dkknna gtrd Cemil'i-Ar ar
yrmekteydi. Kerteriz Defterini okumadm, o felsefe kitabn da,
sorarsa ayp olacak diye dnyordu ki birden bir lk duydu.
Bir kadn "mdaat!" diye baryordu, antasna yapmt. Adam
btn gcyle ekti






































antay, kadn yzkoyun yere dt, adam koarak uzaklat.
Kadn anlalmaz bir eyler syleyerek canhra lklar atyordu.
nsanlar kadna doru kotular, kimse hrszn peinden komad.
Cemil donup kalmt. Sonra bir sre insanlar fark etmeden
yrd.
Birka defa czdann yoklad. Buras stanbul'du.
Bir ara bir dondurmacnn nnden geiyordu. Drt yalarnda bir
olan annesinin elinden ekitirerek,
"Dondurma al bana" diye bard.
"O dondurmalar satlk deil" diye karlk verdi annesi.
Dondurmac ellerini tezgha dayam onlara bakyordu. Kadn
dondurmacya,
"Amcas, bu dondurma satlk deil, deil mi?" dedi.
Dondurmac isteksiz ama tayin edilmi bir sesle,
'Yok satlk deil" diye karlk verdi.
Dondurmac ieri girdi. Kadn gitti, ocuk gitti, Cemil gitti, herkes
gitti. Geride bir soru iareti kald.
Raif in yanna vardnda hava iyice kararmt. Yine dosta
karlad Raif. Cemil az nceki iki olay, gaspeden adam ile
dondurma almayan anneyi anlatt.
"ki olay birbiriyle ilgisiz ama ilgimi ekti Raif abi" dedi.
"ki olay ilgisiz gibi gzkyor ama aslnda birbiriyle ok ilgili.
Benzer" diye karlk verdi Raif.







































"Nasl?"
"Biri antay gasbetti, dieri dondurmay gasbetti. Ve ikisi de
drst deil. antay alan da drst deil, dondurmay almayan da.
Tek fark, ikincisi kandrk, birincisi ise zorba."
"antay alan, zorba ve saldrgand ama anne bu kadar kt deil
bence."
"Bence birbirinden farksz ikisi de. antay gaspeden aka
zorbayd. Dondurmay almamak iin yalan syleyen anne ise
gizlice zorbalk etti."
"Peki anne ne yapmalyd?"
"Anne, kural koymalyd. rnein gnde bir dondurma. Kurall,
gereki bir dnya oluturamayan, yalan syleyip gerekd bir
dnya sunar ocuuna. ocuklar masallardaki gerekd dnyalar
hazmedebilirler. Ama gerek dnyaya serpitirilmi, gerek
olmayan, yalanl kk dnyalar hazmetmekte glk ekerler.
Politikaclar yalan sylyor diye kzyor nicesi. ocuklara yalan
sylemeyi alkanlk haline getirmi toplumlarda, politikaclar da
yalan syler ounlukla. Gkten dmezler nk, bir ailede
yetiirler sonuta."
Cemil:
"Politikaclar yalan sylememeli. Ellerinde ay bardayla
televizyona kp bunda radyasyon yok diye, veya size iki anahtar
vereceiz diye yalan sylememeli."
"Niye? ocuklara kk beyaz yalanlar sylemeyi doal sayyoruz
millete. Politikacya da sylendi kkken.





































O da bydnde alp eline bir bardak ay syleyiveriyor yalan
ocuklarna. 'Baba' demiyor muyuz onlara Hem her ey greceli."
"Doru" dedi Cemil. "Sabahlan babamn ie gitmesini istemezdim.
O da zmemek iin beni, bir sakz alp geleceim derdi. Ama hi
sakz getirmedi. imdi, bin sakzl yalan m daha kk bir ey,
yoksa bir bardaktaki yalan m? Greceli."
" ocuklara kk beyaz yalanlar sylenebilir diyor insanlar.
Kendilerini aldatyorlar. Yani, ben kk beyaz yalana taraftarm
da, byk siyah yalana karym anlam var bu cmlede. yi de, bir
ocua byk bir kara yalan ne olabilir ki? 'Yavrum bana yz
milyar bor ver, hemen derim' mi diyeceksin. Yz milyar yoktur
sonuta. ocua byk kara yalan syleyemezsin. Zdd olmayan
sfatn kendisi de yoktur. ocuklara kk beyaz yalan
syleyebilirim demek, kendini kandrmaktr aslnda."
"Demir abim olsa, bu da seninkine benzer bir ladesilik derdi" dedi
Cemil.
Raif anlamad. Cemil ladese olan ilgisin', kendisine ladesi
dendiini anlatt, sonra,
"Baz filmlerde gryorum, batllar ocuklarna hi yalan
sylemiyorlar, onlar adam yerine koyuyorlar" dedi.
Raif:
"Bence mikro yalan yok Bat'da ama makro var. Biz de maallah,
hem mikro hem makro. Bu alanda ilerdeyiz onlardan."



































"Makro yalan nasl oluyor abi Bat'da?" "kardklar gazeteleri,
dergileri oku, daha da iyisi evirdikleri filmleri izle, grrsn.
Dnyay ilgilendiren bir yalanlan, hatalar varsa, yllar sonra bile
olsa filmini evirip 'pardon yanlmz' diyorlar. Bylece hem yce
gnlllk sergiliyorlar, hem gecikmeli drstlk gsteriyorlar,
hem de bunun filmini dnyaya satp para kazanyorlar.
Muhteemden de te, devasa, global bir lades oynuyorlar."
"Ladesilik belki de doal. Doada yalan var m abi?" "Bilmem.
Belki. Tut ki var. Ancak doaya evleri, arabalar, elbiseleri katan
insan, bu konuda da bir eyler katmal, ahlakl, drst olmal.
Doada ahlak ve ahlaksz yok belki ama doaya u kitaplar
ekleyen insan, ahlak da eklemeli. Bir adan baknca hayvanlar da
yalan sylyor galiba. Senin hesaba gre ladesilik var doada."
"Sahi mi?"
"Bukalemun, bir tr yalanc. Ya da tarlakuu mesel, tilki peine
taklsa da yuvasn bulamasn diye, sakat taklidi yapp de kalka
kaar, tilkiyi yuvasndan yeteri kadar uzaklatrdnda pr diye
uup gidermi havada. Asl ar-kuu ktdr, ladesidir.
Alnmyorsun, deil mi?"
"Yok abi, adm ladesi ama ben drstm. Lades dnda
kandrmam kimseyi."
"imdi bu arkular avlanrken bir tane gzc brakrlarm.
Gzcnn grevi avlanmadan g gzetlemek, atmaca geldiinde
zel bir ses, sinyal karp tehlikeyi






































haber vermekmi. Fakat bazen gzcler, havada gzel bir bcek
grdklerinde grevlerini unutup yanl alarm, sahte atmaca sinyali
verirlermi. teki arkular sinyale kanp saklandklarnda, bizim
gzc frlayp yakalarm bcei havada. Ancak gzc kular bu
ii sk sk yapmazlar, iin ccm karmazlarm."
"Abi, bu sahte atmaca sinyali, evrimleip gnmze gelmi.
Borsada sahte atmaca sinyalleri yayyor kimileri. Hani bir
zamanlar vadeliye ok yksek faiz veren bir banka batyor diye
sylenti kmt basnda. O da gece yarlarna kadar ubelerini
ak tutmutu. Annemin de paras vard. Herkes gibi o da koup
'Bari ana paray kurtaraym' diye bir yllk vadeyi bozmutu. Banka
durmadan 'Biz batmyoruz' dedi ama kimse inanmad ve banka
batmad; bilakis ykseldi, bir yllk faizden vazgetii iin
mterileri. Batyor sylentisini kendi karmt belli ki. Yani
belki."
"Neden olmasn" dedi Raif. "Drstlk art m abi?"
'Yahu, ne bileyim, belki de art deil. Belki de drstlk bir
lkstr."
'Yani?"
"Drstlk bir lkstr galiba. Bir hobidir. Bireysel bir eydir, sahip
olan zenginletirir."
"Nasl?"
"Belki de yle demeli. Ahlak, ahlakszlk etme gc olup da
etmeyenler iin bir lkstr, pahal bir hobidir,








































ama ahlakszla gc olmayanlar iin sradan bir davrantr.
imdi bak, sade bir vatandan bebeinin altn deitirmesi veya
bir omlet yapmas basit bir itir. Ama bir kralienin mrebbiyelerin
bakt bebeinin altn arada bir heves edip deitirmesi veya on
ylda bir mutfaa inip omlet piirmesi, adamlar tarafndan yllarca
anlatlan ender, lks bir eydir. Ahlak da byle. Tarihte veya
gnmzde bir devlet, bir kral dn. Bu devlet ekonomik ve
askeri bakmdan ok gl iken, bir zayf lkeye saldrp onu igal
edebilecekken, sadece insan-ahlak gerekelerle bunu yapmazsa,
ite bu ahlaktr ve saldrmann getirecei kazantan daha pahal,
lks bir eydir. Bu lkse herkes sahip olamaz. Glyken
saldrmama, alabilecekken almama lksne herkes sahip
olamaz."
O gece Raif birok ey daha anlatt. O da Demir gibi konumay
seviyordu.
Konuurken sanki karsndakine bir eyler retmeye alr gibi
gzkyordu Raif. Ama aslnda kendi iindeki acy dindirmek iin
konuuyordu. ktln kol gezdii, ahlakszln meydan
bo bulduu bir ortamda, sabah plerinin alml iinde,
kendi iini tiksindirici dncelerden temizlemek iin konuuyordu
aslnda.
Akan sularn pislikleri temizlemesi gibi, Demir'le Raif de srekli
konuuyorlard.
"Derler ki" dedi Raif, "ok byk bir komutan bir kaleyi kuatm
eskiden. Kale halk, 'Kan dkmezsen teslim oluruz' demi.
Komutan kan dkmeyeceine sz vermi.


































Kaplar alm, ehir teslim olmu. Ertesi gn byk kuyular
kazdrm komutan ve diri diri gmdrm gazileri. Bylece
szn tutmu, kan dkmemi. imdi bu ne? Ladesilik saylr
senin tabirince. Komutana sorsan 'Kk, beyaz bir yalan
syledim, kendi askerimi krlmaktan kurtardm' der kendince."
"Demin ocuuna dondurma satlk deil diyen anne gibi, annesi
de o komutana kk beyaz yalanlar sylemitir belki" dedi Cemil.
"Televizyonda, radyasyonlu ay imekle insanlar topraa gmmek
farkl olmasa gerek. Zorbalk bazen gasp kyafetiyle gezer, bazen
ktlk" dedi Raif.
"Kktm, bir yetkili u mala zam yok dedi mi babam hemen
ondan alalm, zam gelecek derdi. 'Alma baba, bak radyo syledi,
zam gelmeyecek' diye kar kardm. Babam 'Evladm, o ara
namesi, zam gelecek' diye karlk verirdi. Alrdk, iki gn sonra
zam gelirdi. Sonra ne zaman bir bakan, babakan 'Devalasyon
yok' dese devalasyon gelir gn iinde. Okulda bir dev
yapmtk gazete arivlerini tarayp, ne yazk ki byle."
'Yalan, bukalemun gibidir, her kyafete brnr. Sana tarihten
ikinci bir komutan. Osmanldan sadrazam Ozdemirolu Osman
Paa Tebriz'i kuatr. Halk, 'Kan dkmezsen ve yamalamazsan
ehri sana teslim ederiz' der. Osman Paa 'Sz veriyorum, kan
dkme yok, yama yok' gvencesi verir. Halk ehrin kaplarn
aar. Asker ehre girer. Kan dkme ve yamalama olmaz, ancak
asker a ve periandr, yenierinin maa verilememitir,



































nk hazine bir haftalk yolda, geridedir, ulamas bir hafta
srecektir. Hazine ulaana kadar askeri disiplin altnda tutmak zor
olacaktr. zdemirolu Osman Paa bir ey akl eder. Kk deri
paralarna mhrn bastrp maa yerine askere datr. Bir tr
ek gibi. rtkanlar karp halka 'Ellerinde mhrm olan derileri
getirenlere istedikleri yiyecekleri, giyecekleri satn, hazine
geldiinde bu deriler para ile deitirilecek' dedirtir. Esnaf vezirin
szne gvenip zerinde mhr bulunan derileri getirenlere maln
satar. Bir sre sonra hazine gelir, adrlar kurulur, rtkanlar
ehre dalp derilerin parayla deitirilebileceini bildirir. Esnaf
ellerindekini gtrp parayla deitirir. Baz derilerse geri gelmez,
nk esnaf bu olay ilgin bulmu, birka tanesini saklamak
istemitir. Arta kalan paray vezir cebine atabilecekken atmaz,
hazineye irat kaydeder. Olay biter. Osmanlda ok yiyici, rveti
vezir vard ama bu Osman Paa gibi, Plevne kahraman Osman
Paa gibi drstler de oldu."
Raif Cemil'in koluna hafife dokunup,
"imdi ben Osman Paa'y anlatrken, sen srekli, dur bakalm,
halka nasl kazk atacak bu vezir diye dndn. Doru mu?" diye
sordu.
Cemil glmseyerek, "Aynen yle" dedi.
"Ama atmad. Hikyenin sonunda szn tuttuunu grmek
houna gitti mi?"
"Evet, ok ho geldi."







































"te drstlk tadna varanlar iin ho bir eydir. Osmanlda ok
yiyici, hortumcu vezir, sadrazam vard, kimisi yapt her tayinden
rvet alrd. En gl, en kanun dnemde, Kanun'nin dneminde
Fuzul 'Selm verdim, rvet deildir diye almadlar" dedi. Bak,
eskiden kalma bir halk hikyesi vardr Anadolu'da: Bir vali paa
tayin edilmi douya, soyup soana evirmi halk. Eraf
hazrlanm, stanbul'a gidip ikyet etmek iin padiaha. Vali
bunu duymu, eraf konann gizli blmesine gtrp bir sandk
gstermi. Sandkta altn, gm varm, silme dolmasna drt
parmak kalm. Vali erafa 'Bakn' demi. 'Ben buraya geldiimde
bu sandk botu, u an dolmasna drt parmak var. Eer siz beni
padiaha ikyet ederseniz, padiah da grevden alrsa, yerime yeni
bir vali gelir. Fakat dikkat edin, bo sandkla gelir, o sand
yeniden doldurmanz gerekir. Benim sandn dolmasna drt
parmak var, silme dolunca Vallahi drst olacam. Varn siz karar
verin.' Eraf dnm, yeni bir sand sfrdan doldurmak yerine,
u drt parma dolduralm, daha krl demiler. Ah benim zavall
halkm! Bu ykde ne var? Vurgunculuu kabullenme, kanksama
var, burada kanayan bir yara, kabuk tutmayan bir kanser var.
zdemirolu Osman Paa, sandksz bir vezirmi anlalan. Sen
onu sevdin."
"Raif abi, Osmanlnn rvet ve soygun illeti Cumhuriyet'te bitti
mi?"
"Bitmedi. Cumhuriyet drstlktr ama cumhuriyetin tccarlar,
memurlar yeterince drst m? Eer drst ise ne diye gmbr
gmbr sesler gelir bunca yldr

































gmrklerden? Bir vatanda Atatrk'n karsna geip
samimiyetle 'Paam be, memurlarn ok hrsz' demi. Atatrk de
ayn samimiyetle 'Biliyorum ocuk, ama bu hrsz memurlarla da
olsa yine de sizi kalkndracam" demi. Vay be, ben bu sze
alarm imdi!"
"Peki ne yapmak gerekli?"
"Bireyler, beyler, yneticiler, gller drst olmal. Drstlk
lks bir eydir, birer birer kiiler, bu lksn tadna varmal."
"yi de drstlk, gllerin ayrcal olmamal. Halk da drst
olmal."
"Olmal. Benim demek istediim toplumsal ahlak ie yaramaz.
Rutin ve baskcdr. Ahlak bireysel olmaldr. Bireyin ahlakl
olmas da bazen fedakrlk gerektirir, o yzden lkstr. Sana
verdiim Yakupolu'nun kitabn okudun mu?"
Cemil hafife irkilip, "Okumak zeriyim abi" dedi.
"nsan kitap okurken yaar. Yaarken okumal. Aslnda btn bir
yaam bir kitaba benzer bazen. Yaam da bir kitap gibi toptan
alrsn eline ve bir gn toptan brakrsn ama onu sayfa sayfa
okuyabilirsin. Ve hibir kitabn seni kandrmasn, sana yalan
sylemesini istemezsin."
Cemil, sebebini anlayamad bir hzn duydu iinde.
O gece Cemil Yaamn Kerteriz Defterleri'nden Drstlk
zerine'yi okumaya balad.



















































LADES III BLM

Yaamn Kerteriz Defteri
Drstlk zerine



























23 (yirmi)

Yaamn Kerteriz Defteri - Drstlk zerine adl izgili, sar
ktl defteri Cemil o gece okumaya balad. Bir sayfa okudu,
uykusu geldi. "El yazs insann uykusunu getiriyor" diye dnd.
Aslnda bu dnce de bir ladesilikti, fark etmedi.
Ertesi gn Aysen'i arad. Aysen bir kafenin adresini verdi, oraya
gelmesini syledi. Cemil gn boyu heyecanland, Aysen'e almaya
kararlyd.
Aybahar'dan da vazgememiti ama Aysen'le birlikte olmak,
onunla kmak istiyordu. kmak istiyordu, ancak bunu nasl
yapacan, dostluu kmaya hangi cmlelerle evireceini
bilemiyordu, iindeki sululuk duygusunu ne yapacan da
bilemiyordu.
Cemil kkken abisiyle birlikte annesinin saklad misafir
ikolatalarn gizlice yerdi. Bu, masann zerindeki ikolatay
yemekten farkl bir heyecan, gizli bir baarma duygusu verirdi.
Belki de gizlice planlayp birisini ladeslemek gibi bir eydi. Cemil,
Aysen'i dndke, aka fark etmese de benzeri bir heyecan
duyuyordu. Aysen'le kma fikri, gn nda, apak ama
gizlenmesi gereken bir zaferdi onun iin.









































Niindi, anlamad ama o gn Cemil'in can gn boyu ikolata
istedi.
Akam bulutular, Cemil Aysen'in yalnz olacan dnmt.
Yanlmt, yannda arkada vard. Grubu grnce Cemil, hem
bozuldu hem rahatlad. Ba baa olamayacaz, alamayacam
diye bozuldu, alma zahmetinden kurtulduu iin de sevindi.
Aysen'in yanndakiler okul arkadalaryd, Necla, Ayla ve Semih.
Cemil zaten kaskatyd, kalabal grnce kat tesi oldu.
Hakkmda ne dnrler, Aysen'le ilikimize ne derler diye
gergindi. Rahat gzkmeye alt. Rahat gzkmeye altka
daha da gerildi.
ektikleri gezi fotoraflarn gsteriyorlard birbirlerine. Masann
zerinde bir dizi fotoraf birikmiti. Uzak lkelerin, uzak ehirlerin
insanlar, masadaki be kiiye ve birbirlerine yakn duruyorlard
masann zerinde. O akam Aysen'in arkadalar da hem
sandalyeleriyle hem davranlaryla yakn durdular Cemil'e.
Fotoraftaki yzler doald, onlar ekenler de.
Cemil giderek rahatlad, bir ara, "ok gzel resimler bunlar" dedi.
Ayla, allm bir hatay kanksam bir tavrla ve hafif bir ses
tonuyla dzelterek,
"Fotoraf' dedi.
Yz eletirici deildi. Bundan sonra Cemil fotoraf demeye zen
gsterdi.






































Necla'yla Semih Madagaskar'a, Aysen ile Ayla Kuzey Avrupa'ya
gitmilerdi. Masann zerinde okyanus vard, fiyortlar vard.
Necla torbasndaki her eyi karp masann zerine koymutu,
kardklar arasnda Kerem Dlarslan'n ince bir masal kitab da
vard, 'Yeenime aldm" dedi.
Ayla "Ahmet Altan'n yeni kan kitabn okudunuz mu, En Uzun
Geceyi" diye sordu. "Nefis!"
"Ukal bir adam o Ahmet Altan" diye karlk verdi Semih.
"Neyini okudun?" diye sordu Ayla.
"Hibir eyini."
"Ukal olduunu nasl anladn?" diye sordu Necla,
Semih:
"Fotoraflarndan belli oluyor, ukal bakyor."
"Grnt avcl yerine imdi de karakter avclna m baladn?"
dedi Aysen.
Ayla:
'Yer yer Dostoyevski'yi gemi bence."
Semih:
'Yok deve!"
Ayla:
"Bence Dostoyevski insan anlatr, bu, insann iinden anlatyor."









































Semih:
"Btn yazarlar, kendi ilerindekini anlatrlar." Ayla:
"Dnya grne katlmyorum Ahmet Altan'n ama dnyay
grme ve gsterme ekli heyecan verici."
Necla:
"Kimi yazarlarmz bozuk cmleli ve tmn okuyorum romann,
bakyorum hibir ey kalmam iimde. Sonra nasl oluyorsa
oluyor, dnya lem bunun peinde." (Yazarn Notu: Bu lafa nice
yazar gibi ben de bozuldum. Kimi kastediyor bu ocuk acaba? Ad
Necla, niyeti mehul. Bir de yer veriyoruz bunlara sayfalarmzda.)
Semih:
"Ee, niye okuyorsun?" Necla:
"Bu kadar nl, mutlaka bir ey vardr iinde diye." Semih:
"nlyse bir nedeni vardr, tamamen de bouna nl olmaz
kimse."
Ayla:
"Televizyonlardaki sper kaynanalarn, daha evlenmeden kavga
eden gelinlerin damatlarn nl olmasna da amamal o zaman."
Necla:
"Ben Aye Kulin'i beeniyorum, inanlmaz kltrl ve alkan bir
insan."








































Semih:
"Benim favorim Atilla lhan."
(Yazarn notu: Benden sz ettikleri yok, okumuyorlar anlalan.)
Gruptan ayrldnda Cemil kendini iyi hissediyordu. ok fazla
konumamt ama Aysen'in arkadalaryla kaynam saylrd.
Aslnda yeni tant kiilerle abuk dostluk kurmaya alk
deildi.
Eve dndnde bulumadan buruk bir tat kalmt iinde. Aysen
tarafndan kabul edildiini ama bunun snrl bir kabul olduunu,
Aysen'in bulumaya bakalarn da ararak ona "seninle sevgili
deil, dost olmak istiyorum" mesajn verdiini dnd. Adeta
Aysen'in evine davet edilmi, ancak salona alnmam, bahede
arlanmt.
Cemil o gece huzursuz uyudu. Blk prk ryalar grd. Zengin
ve nl olmaya abalyordu ama olmuyordu. ok sisli bir tepenin
altnda insanlar vard, tepeye ise paralar salmt. Sis yznden
insanlar Cemil'i gremiyorlard. Cemil onlar gryordu fakat
ayaklarnn altndaki sis ylesine youndu ki, paralar toplayamad.
Sabah skntl uyand.
O hafta sonu Cennetehir'den Demir geldi. Arada, mevsimin orta
yerinde, muayenehanesinin kapsna 'Tatildeyim' yazp birka
haftalna stanbul'a giderdi. Cemil ok sevindi. stanbul'a
yerletiklerinden beri grmemilerdi.







































Cemil'in aabeyi hsan, Demir'i, Cemil'i ve Ayvaz' yemee
gtrd o akam. hsan'la Demir uzun uzun ocukluklarndan sz
ettiler, yaptklar tel arabalar, kzlarn oyunlarn nasl bozmaya
altklarn anlattlar. kisinin de birer yeni sevgilisi vard,
onlardan sz ettiler, fazlaca derinlemeden, gyaben tantrdlar
birbirlerine. Demir'in sevgilisi retmendi, bir haftalna
memleketine gidince o da stanbul'a gelmiti.
Cemil bir ara, sayfac Raif ten, Yaamn Kerteriz Defterinden sz
etti, hsan ilgilendi, Demir duymam gibi davrand. Sonra
Ayvaz'la Gven Ticaret'teki gvensizliklerini dile getirdiler, hsan
endieyle dinleyip,
"Onlar sizi tetiki yapacaklar. Tetiki olmaya raz olmazsanz
birilerini ldrtp stnze atarlar. Hemen ayrln oradan. Kim
bilir, belki de Barbaros zg' ldrecekler, hi belli olmaz"
dedi.
Demir de ayn grteydi, hsan',
"Sen bunlar ok bo brakyorsun, balarna bir i gelecek" diye
uyard.
Uzun uzun konutular o gece. Ayvaz ve Cemil yine zengin olma,
nl olma hayallerinden sz ettiler. hsan,
"Siz hep 'bir ey' olmak istiyorsunuz. Bir ey yapmak
istemiyorsunuz" dedi, Demir kafasn sallad.
Cemil:
"Hayr abi, gerekten bir eyler yapmak istiyoruz" dedikten sonra
Ayvaz' iaret ederek. "Bu bazen hayali ihracat, orman katliam
filan neriyor ama ounlukla drst bir




































i kurmak istiyoruz. Hatta nternet'ten dnyaya almaya, oralarda
bir eyler yapmaya bile alyoruz."
hsan:
"yi de yavrum, btn bunlar bir eyler olmak, zengin olmak iin
yapyorsunuz. Hedefiniz zenginlik, size zenginlik getirecek
herhangi bir ii yapmaya hazrsnz. Sevdiiniz ii yapmak iin
deil, hedefinize ulamak iin urayorsunuz. 'Yapmak' iin deil,
'olmak' iin urayorsunuz. Yeteneine uygun olan, sevdii ii
yapan, hem nl olur hem zengin. Oluna kz aramaya km
annelere benziyorsunuz."
Cemil'le Ayvaz bu anne benzetmesine gldler, biraz da rahatsz
oldular. Glmeleri daha ok rahatszlklarn bastrmak iindi.
"Amalar oullarna belli bir kz istemek deildir" diye srdrd
hsan, "Bir kz bulmaktr. Nice lise rencisi de yle. Snavda
umduklarnn zerinde bir puan alnca, ziyan olmasn diye o gne
kadar hi dnmedikleri blmlere giriyorlar, puan ziyan olmuyor
ama kendileri ziyan oluyorlar. Onlar da sizin gibi, istediklerini
yapmak iin deil, zengin ve itibarl olmak iin byle yapyorlar.
evreyi ve kendini kandrmaktr bu. Potansiyellerini ziyan
ediyorlar, yanl bir yaam biimiyle balyorlar hayata."
"Abi haklsn galiba ne istediimizi bilmiyoruz" dedi Ayvaz.
"Baknp duruyoruz srekli. Ne kimse gryor bizi ne biz bir av
buluyoruz."
"Maalesef yle. Sen bir kartvizit gndermitin bana, saklyorum"
diyerek czdanndan bir kart kard Demir:

































"Bak Ayvaz'm ne yazyor kartnda: 'Ayvaz Akgz - Serbest
Meslek.' Ne demek imdi bu serbest meslek? 'Ne i olsa yaparm
abi' demek. Senin iin yok mu aslanm? niversite mezunusun sen.
Cemil senin kartn nasl?"
"Ayn abi."
Cemil de, Ayvaz da zlmt, kendilerini mahcup ve aptal
hissetiler.
'Yahu ocuklar, biraz ileri gittik galiba. Kusura bakmayn" dedi
Demir.
Ayvaz:
"Estafurullah abi, asl biz ileri gittik. Haddimizi atk."
hsan:
"Belki de amadnz haddinizi. Haddinize, hududunuza, ne bileyim
kapasitenize ulaamadnz. Daha iyisini yapabilecekken bu
dnyada bir eyler yapabilecekken, yalnzca bir amala snrladnz
kendinizi.
Yapabilecekleri ilere odaklananlar, ufuklarn tesine ularlar.
Yalnzca amalarna,
rnein paraya, ne odaklananlar,
kendilerine srekli bir ufuk arayp dururlar."
"Ama sahibi olmak kt m abi?" diye sordu Cemil.
"Dardan kaynaklanan amalar ktdr" diye yantlad hsan.
"Zengin olmak gibi. Senin iinden gelen, yeteneinden, bilginden
kaynaklanan amalar ise iyidir.







































Dardan gelen amalar sana verilenlerdir. Senin rettiin amalar
ise kendine ve dnyaya hediyendir."
Demir hsan'da kald o gece, Cemil'le Ayvaz evlerine dndler.
Cemil uzun sre uyuyamad, aabeyinin ve Demir'in syledikleri
dnd uzun sre. Zengin olma, nl olma konusunda bu
konumadan nasl yararlanabileceklerini dnd, bilemedi.
Uykusu kamt, Yaamn Kerteriz Defterini ald, birka satr
okudu, uykusu geldi, uyudu. Az sonra sabah olacakt. Hafta ba
yepyeni bir srpriz bekliyordu onlar.


















































24 (yirmidrt)

Pazartesi Gven Ticaret'e gitmek iin yola ktlar. Ayvaz otobste
ge kalacaz diye telalanyordu. e geldiklerinde anladlar ki ge
kalmamlard, erken de gelmemilerdi. Tam zaman da deildi.
Gven Ticaret'le aralarndaki zamanlama sona ermiti. ten
atlmlard.
Kapdaki gvenlik grevlisi birka kt tututurdu ellerine,
"Abi, muhasebe sizin knz vermi" dedi.
Gvenlik grevlisinin yznde bu durumdan utanma ifadesinin
yan sra eer kapy zorlayacak olurlarsa brakmamaya kararl bir
ifade daha vard. Ayvaz grevliye diklenir gibi oldu. Cemil
utandn hissetti, bu durumu gren birileri var m diye etrafa
bakmak istedi ama gz gze gelirlerse daha ok utanacan fark
ederek nne bakt. Kapdan ayrlrken hafif bir sesle, "Biz zaten
ayrlacaktk" dedi. Kimse duymad ama bunu sylemek Cemil'i
rahatlatmt. Yerinde ve zamannda oynanan bir lades, ncelikle
kiiyi rahatlatr bazen.
Durakta beklerken hi konumadlar. Otobste Ayvaz Gven
Ticaret'e, Rasim Baba'ya svp saymaya balad.
"Ama skntl zamanmzda ka ay bize arka kt bunlar. Buna da
kr" dedi Cemil.










































Aslnda ikisi de iten ayrlmak istiyordu ama atlm olmak
gururlarna dokunmutu. Ayr ayr "keke birka gn nce ayrlm
olsaydk" diye dndler. Cemil,
"Vazgeelim istersen, eve dnelim. Bu byle olmayacak" dedi.
Ayvaz kararl bir ses tonuyla,
"Vazgemeyiz. Bir defa geldik buraya. Ya n ya para!" dedi. Onun
tavr Cemil'e de g verdi, eve dnelim dedii iin rahatsz oldu.
imdi yeniden i arayacaklard. Daha da nemlisi, bilmedikleri bir
tehlike kapdayd.
iki gn nce Satlm Bey Rasim Babay yanma artmt.
"Artk u Kaplan kpei iin bir tarih belirlesek Rasim, hani ne
diyorlar ona, detli bir ey vard" dedi.
"Vallahi hatrlayamadm Beyim, benim sekretere bir soraym
istersen."
'Yok yok, nemli deil" dedi Satlm Bey. "Ha, geldi aklma; ded
layn (dead line) belirleyelim."
Rasim Baba:
"Evet beyim, ded layn'sz olmaz. Gnn, saatini belirleyelim de,
anasn sattmn Kaplan' grsn gnn. Anam avradm olsun
eer vurdurmazsam onu."
Satlm Beyin surat asld. Satma kelimesini kendi ad dnda
duymaktan, zellikle anasn satma deyimini iitmekten rahatsz
olurdu. Rasim Baba krd potu anlad.



































'Yani lafn gelii" dedi.
Satlm Bey nemli deil anlamnda ban hafife sallad.
Rasim Baba devam etti:
"Ben plan biraz deitirsek diyorum."
"Nasl olacak?"
"imdi, o iki olan var ya, Ayvaz'la Cemil, onlar vurmayacak.
Ama suikastta onlarn silah taliminde kullandklar silahlar bizim
ocuklar kullanacak. zerinde parmak izleri var, cinayet zerlerine
kalacak."
"Hangi silahlar kulland onlar?"
"Gven Ticaret'te bir punduna getirip silah talimi yaptrdm onlara.
O silahlar ite."
"Aferin sana Rasim, iyi dnmsn. Plann iyiye benziyor, bir de
ilerse."
"Valla hi yolu yok Beyim, ileteceiz. Bizim ocuklar vuracak, i
bunlarn zerine kalacak. Grnr bir zanl oldu mu bizimkileri
kurcalamaz kimse."
"Bu i garantili mi Rasim?" "Garantili Beyim." "Sigortas var m?"
"Var, benim."
"Benim sigortam attrmadan yap da, nasl yaparsan yap."
"Emrin olur, Satlm Beyim."








































"Neydi adlar?" "Ayvaz ve Cemil."
"Ha ha, ite onlar suikast mahalline nasl gtreceksin?"
"Bunlar i kurmaya pek merakllar, ayarladnz birisi sizinle i
yapmak istiyoruz diye randevu verecek bunlara o gn o yerde.
zerlerine kalacak su. 'Geiyorduk uradk, i grmesine
geldik' yutmaz hi kimse. imdi nce bunlar Gven Ticaret'ten
attraym ki bizimle irtibatlar iyice kaybolsun."
ite bu konumadan iki gn sonra iten atlmt Cemil ile Ayvaz.
Drt gn sonra ise inanlmaz bir tesadf eseri olsa gerek,
televizyonda J.F.Kennedy adl bir film izlediler. Filmde bakan
Kennedy'nin ldrlmesinde Oswald'n dzmece katil olduu
anlatlyordu. O gece ryasnda Ayvaz kendini Oswald, Cemil ise
savc olarak grd. Sabah ryalarn birbirlerine anlattlar. Ayvaz,
"Hayrdr inallah. imdi biz bu ryay niin grdk? iimde kt
bir his var, bamza Oswald'lk bir i mi gelecek ne. Bakasnn
cinayeti stmze kalacak" dedi.
Cemil hemen tahtaya vurup,
"Allah saklasn. Olmaz yle ey. O filmi izledik diye grdk bu
ryalar" dedi.
Bu bir ladesilik miydi, deil miydi, zaman gsterecekti besbelli.









































Son gnlerde mutfaklarnn penceresine bir kumru konmaya
balamt. Ayvaz "Uurdur, uurludur", Cemil "Ekmek verelim"
dedi. Ekmek ufa koydular pervaza. Giderek baka kumrular,
sereler, gvercinler geldi. Kular, gzeldi, sevimliydi.
Bir gn bahe duvarnn zerinde bir saksaan grd Cemil.
Bilemedii bir nedenden tr saksaanlara zel sempatisi vard.
Bir yerde saksaanlarn aslnda orman kular olduunu, ormanlar
kaybolduka, ehirler doal alanlara doru geniledike
saksaanlarn ehirlere yerletiklerini okumutu.
Demir'le ve hsan'la olan son konumalarndan ve iten
atlmalarndan sonra, kendileri aka kabul etmeseler de baz
deiiklikler oldu Ayvaz ve Cemil'de.
Bir defa Ayvaz, Barbaros zg tarafndan bir damat ve prens
olarak seildii inancn resmen deilse de gayri resmi olarak terk
etti. Artk bu prenslik iine yrekten inanmyordu, hayali ihracat
tr uuk-kak fikirleri de byk lde terk etti. Cemil ise, nasl
zengin oluruz'dan, ben ne yapmak istiyorum'a belli belirsiz bir
hzla kaymaya balad. Ne yapmak istediini kefetmek istiyor ama
henz bilmiyordu.
Bu arada Cemil annesiyle sk sk telefonla gryordu. Aybahar
konusunda bir gelime yoktu. Aysen'le arkadalklar ise bir
nekahet dnemi belirsizliiyle, suda kalan izler misali belli belirsiz
bir izgide seyrediyordu. Hani bazen, hastalk ncesi veya hastalk
sonras, var ile






































yok aras bir krklk sarar vcudunuzu, ne tam salamsznzdr ne
tam yataa derseniz. Adn aka koyamadnz bir vcut hali
iindesinizdir, te Cemil'in hali de yleydi. Ne uzaktayd Aysen,
ne sevgili. Deer veren, dinleyen ama elini vermeyen, tam
tanmlanmam bir dostluktu Aysen'inki. Oysa Cemil'in bir
sevgiliye ihtiyac vard. Cinsel ilgilerini byk lde bastrmt.
Evlenecei kzla evlilik ncesinde yatmay, cinsel iliki kurmay
hayal bile etmezdi. Cemil'in yalnzca elini tutup dolaabilecei,
seni seviyorum diyebilecei, barna basabilecei ya da ban
dizine dayayp uyuyabilecei, skntlarn paylaabilecei bir
dosta, bir flrte, vcut iklimini tam sarp sarmalamasa da, kalbinin
havasn deitirecek, banda bahar rzgrlar estirecek bir
sevgiliye ihtiyac vard.
Aysen ise, tanm yeterince belirgin olmayan bir arkadat Cemil'in
gznde.
Bir pazar vapura binip adalara gittiler Aysen'le birlikte.
Yaknlamak iin ok uygun bir frsatt ama olmad. Ya Aysen
grnmez bir mesafe koyuyordu araya ya da Cemil
tanmlayamad, ayrdna varamad bir duraanlk iinde, bir
uzak duru duvarnn gerisinde duruyordu.
Yolculuk srasnda ikisi de keyifliydi. Birer simit alp para para
martlara attlar. Elinizdeki lokmay havaya frlattnzda, vapurun
peinden gelen bir mart havada kapyordu onu. Cemil bir an
martyla arasnda grnmez bir ba kurulduunu hissetti. Simit
parasn attnda, bir saniyeliine havada, belli belirsiz bir yay
iziliyordu eliyle mart arasnda.


































Vapur Knal'ya, Burgaz'a ve Heybeli'ye urad. Heybeli'de indiler.
ki yannda bazlar eski, bazlar restore edilmi evlerin dizildii
Refah ehitleri Caddesi boyunca, caddeyi dallaryla rten amlarn
altnda yryerek Halki Palas'a geldiler, balkonunda ay itiler.
Manzara nefisti. Lobiyi de beendiler.
Sonra faytonla kk bir tur atarak iskeleye geldiler. Aysen bu
adalara niin Prens Adalar dendiini, adalarn jeolojik tarihini,
Halki'nin anlamn, adann bir bakr ktlesi olduunu anlatt. Cemil
onu ilgiyle dinlerken, bir yandan da aalara, kulara, babo
kpeklere merakl, neeli gzlerle bakyordu. Bir ara faytoncuya
durmasn syledi. Yolun kenarnda topran dna tam kk
kmeler halinde bakr ynlar grmt. nip baktlar. Cemil,
Aysen'in kltrn, kendine gvenini, Aysen ise Cemil'in ocuksu
yaama sevincini, srekli bir noktadan dierine kayan ilgisini
ekici buluyordu.
Vapurla Bykada'ya getiler. Orada olanlar oldu. Cemil kala gz
arasnda eekileri kefetti ve grlmemi bir keyifle eeklerin
arasna girip kafalarn okamaya, yzn balarna srmeye
balad. Aysen ilgiyle izliyordu onu. Cemil'in hayvanlar bylesine
sevmesi nemli bir meziyetti Aysen'in gznde.
ki eek kiralamak istediler, eeki ikram olsun diye "Bir tane
kiralayn, birlikte binersiniz" dedi. Cemil "Hayvana ar gelir"
diyerek kabul etmedi.
Eeklere bindiler. Eeki ellerine birer denek verdi, "natlk
ederse vurursunuz" dedi. ubuklar almadlar. Yolda yan yana
giderken Cemil Aysen'e,



































"Keyifle gezelim diye bindik. Bizim keyfimiz olacak diye hayvana
vurmak niye" dedi:
"Birileri, srekli srtna alyor birilerini, bir de eziyet etmemeli.
Haydi deh, deh!"
"Deh, deh!"
Eekleri drtnala komaya balad. Baka binenler de vard,
ellerindeki denekleri srekli vuruyorlard. Onlarn eekleri
komad.





















































25 (yirmibe)

Yine i aryorlard. Bu arada Cemil iinden lades oynamay byk
lde azaltmt. Geceleri Raif in verdii kitab okumaya
alyordu. ok urat, kitapta ilerleyemedi. Varolu, Ahlak ve
lmn dili anlalrd ama nedense zor geldi Cemil'e. Sonunda
urap Kerteriz Defterim bitirdi. Defter Cemil'i derinden etkiledi.
Baz sayfalar kopmu ya da silinmiti, salam sayfalarda unlar
yazlyd:

YAAMIN KERTERZ DEFTERLER
ALTINCI DEFTER
Drstlk zerine
Giri

Ben, stanbul'dan Ahrkapl Ayya Ahmet. Sonuncu defterime
balyorum. Kendimi tantaym nce. Evvelki defterlerde de
tanttm geri ama her biri ayr ellere derse diye yeniden
tantaym dedim.
Ben, Ahrkapl, iri yapl Ayya Ahmet. Sultanahmet'ten
Cankurtaran'a doru, ingene mahallesinin aasnda, (ingenelere
Roman diyor nicesi, bence bu bir kandrmacadr, nk ingeneler
Roman deil, ingenedir ve ingeneler en az herkes kadar
saygdeerdir) Barbaros Paa'nn leventleri iin yaptrd klann
temelleri zerine Armada Otel yapld.




































te o otelle deniz arasnda, surlarn tam dibinde nice ayya yaar
drt mevsim. Her birinin mekn vardr. Tapusuz meknlardr
bunlar. Tapusuz ama tapular yreklerde tescilli. Kydaki kayalar
arasna avula toprak tayp iek dikmitir kimisi. Avu kadar
bahelere iek dikmilerdir. Gne batarken, rak ierken, anason
kokusuna karsn diye kokulan, tr, fesleen, nane dikmilerdir.
Drt mevsim burada yaarlar. Yaarz. Yaz k, denize girerler,
gireriz. Uzun donlar vardr, ill donsuz dolamazlar, dolamayz.
ou gece gndz burada. Ben yalnz gndzleri gelirim.
Havaalanndan (ben uaa hi binmedim) Eminn'ne doru
arabayla geenler, halimize bakp bizi yaamda yenik dm
zannederler. Evet, ou evden, iten atlmtr bu ayyalarn ama
yoldan geenler bilmezler ki bu yenik dm erkekler, kayalar
arasndaki bir avu toprakta, tr kokulu, yosun kokulu, anason
kokulu yaam teneffs ederler. Ve, dalgalara, egzoza, yoldan
geen merakllara, dikkatlilere, dikkatsizlere ve her eye direnen o
inat otlar gibi, kendi dillerince ve gnllerince yaamay
becerirler.
Ey dikkatli okuyucu, anason anason dedim diye, bu mntkada bol
bol rak iilir zannetme. nce belli cam bardakta iilen rak, baln
ve denizin raconudur geri. Ama daha ok arap ier burann halk.
Malum, rak pahal.
Bendeniz Ahrkapl Ayya Ahmet. Bugne kadar hi iki
imedim. imdi siz eliki grdnz belki, imeyen ayya tuhaf
geldi. Ama btn elikiler misali bunun da bir aklamas var.
Ahrkapl, surdipli btn yarenlerim ayyatr. lerinde tek
imeyen benim. en ok, imeyen tek olunca, ounluktan ayrt
edebilmek iin bana Ayya dediler. Doru deil ama ilevsel.
Birbirlerine ayya deseler doru olurdu
































ama ie yaramazd. Benim ayyalm, toplumda en akllya deli
denmesi veya ne bileyim, bir grup memur iinde bir tane rvet
kabul etmeyen varsa ona 'erefsiz' denmesi gibi bir ey. Adil deil
ama anlalabilir bir durum. te ahlak burada balyor sanrm.
Toplum, ya adil olan ya kolay seer. Toplum ya drstl ya ie
yarayan, iine geleni seer. Bu defter drstlk zerinedir.
Unutmadan ekleyelim, tahsilim tatminkrdr. Hatta rya kadar eski
zamanlarda galiba mdrdm stanbul'da. Yaa, nereden nereye.

Deftere Dair
teki defterler zenginlik, g, ak, mutluluk, hret zerineydi.
Sonuncusu drstlk zerine.

Avlara ve Oltalara Dair
Kalbi kavgaya meyilli insan evld, doaya bakp u mesaj ald:
"Yaamak iin ldreceksin." Oysa doada u mesaj da vardr:
"Yaamak iin yaatacaksn." Timsahlarn dilerinde,
gergedanlarn srtnda kular yaar. Arlar, karncalar birbirleri
iindir; kimi fidanlarn ekirdei kularn midesinden gemeli;
doadaki bitki rts ile hayvanlarn krk karlkl yaatr
birbirini. Doada birlikte yaamak da vardr ama insan avlanmay
hakk olarak grr. Glym, ldrebilirim diye dnr.
ldrme eylemi kadar, ldrme eklidir beni yaralayan. Bence,
bana dorusu, tfekle adam vuran drst bir saldrgan. Oysa tuzak
kuran veya oltayla avlayan, drst olmayan bir saldrgan.
Bir yiyecek, bir baln hasretle bekledii, hak ettii bir eydir.
Balk baln bu hakkn oltayla uzatr bala, nce kandrr sonra
ldrr onu. Kimi ekmek paras iin kimi stres
































atmak, sinirlerini yattrmak iin avlanr. Kanca baln boazn
yrtp karken sen sakinleirsin. Balklar, kanm, yenilmi,
yenmi canlardr.
Olta, bir geriye bir ileriye, kandrmaya msait bir zikzak izip
havada, bir yan kam, bir yan misina, bir ucu denize deen bir V
gibidir. Olta bir V'dir insan ile balk arasnda, lades kemii gibi bir
V, bir kandrma iareti.

Kerteriz Defterlerine Dair
Eski stanbul'da balklar, hangi baln, hangi mevsimde, denizin
neresinde avlanabileceini, haritalarla gstererek defterlere
yazarlarm. Kerteriz defterleri denilen bu defterleri, avlandklar
dnemlerde kimseye gstermez, denizden ellerini eteklerini
ektikten sonra satarlarm. Bu durumda bir kerteriz defteri, ikinci
kez smrmek demekti denizi, size ait olmayan lkeleri sizden
sonra birilerine para karlnda devretmek gibi Ben denizin deil,
yaamn, yaammn kerteriz defterini sunuyorum sizlere, ne
bakasna ait bir ey satyorum ne benimle ilgisiz bir tek dnce
var bu defterin iinde.
I. Olta
"Zddn aka syleyemediin kelimeye en fazla ihtiya duyarsn
belki de."
Gen insan, bunun zerinde dn. Bakalm ne gelecek aklna, ne
kacak oltana.
I. Oltann Cevab:
nsanlar durup dururken zengin olmak, mutlu olmak, nl olmak
isterler. Bunlara ihtiyalar vardr. Ama durup dururken drst
olmak istemezler. Zaten drst olduklarn dnrler, zellikle
drstl aramazlar. Oysa en ok drstle

































ihtiyalar vardr ve ne ilgintir ki o alt kelime iinde zddn
aka syleyemedikleri tek kelime drstlktr. "Baarlym,
glym, zenginim, mutluyum, am" derler.Kimisi ise bunlar
bende yok diye yaknr, "Baarsz oldum, gcm yok ki, fakirim,
mutsuzum, kalbim bo" derler ama hibiri ortaya kp da "Kadere
bak yahu, ne yazk ki ktym, ahlakszm" demez. lk beinin
ztt bende var diye esef edebilirsiniz ama drstln ztt bende
yok diyemezsiniz. nk ilk beini bakalar elinizden alabilir,
paray ak sizden esirgeyebilirler ama drstl elinizden
almazlar, onu siz verirsiniz. Drstlk bir kiisel tercihtir,
drstszlk de.
Aslnda kimse drst olmak zorunda deildir. Drstlk ie de
yaramaz. nsan durup dururken niin drst olmak istesin? Gl,
zengin, mutlu olmak isteyen oktur. Yalnzca enayiler durup
dururken "Ben drst olmak istiyorum" der. Drst olmak isteyen
ya saftr ya da drst olmak zorunda kalmtr. ounluk byle
dnyor. Bazen ben de.
te byle, zddn aka syleyemediin, zddna sahip olduun
iin esef edemediin tek kelime drstlktr bence ve en ok ona
ihtiyac var toplumun.

ahsma Dair
Ben hepinizden, herkesten daha drstm. Btn ktlardan
ok daha drstm. nk harbiden syleyeyim, ben ktnn
tekiyim, drst deilim. En drst adam drst olmadn
syleyendir. Evet, h huzurdan, huzurum kaacak ama
syleyeyim. Ben drst deilim, cmle lemi kandrrm. imdi
siz, "Ben Giritliyim, btn Giritliler yalan syler" diye bir ey
duymusunuzdur, bu yzden kendinizi filozof sanrsnz. "Burada
bir dilemma var" dersiniz, halt edersiniz. Sizin mantnz btn
Giritlileri balamaz,
































az tede Giritli restoran var, komulara kar ayp edersiniz. Bu bir.
kincisi, ben drst deilim, kandrrm dediysem, bu szmn de
bir kandrmaca olduunu, aslnda benim drst olduumu, eer
drstsem, demek ki drst olmadm, btn bunlarn bir ikilem,
dilemma olduunu, benim boa olta salladm dnmeyin.
Bakn: Bende ne dilemma var ne dilencilik. Ne topluma yalakalk
ne incelik. Ben herkes gibi kt birisiyim. Ben kandrrm,
aldatrm. Amiri, memuru, vatanda, msaadesi nispetinde devleti,
msaade etmese de evdeki kary, konu komuyu, bir punduna
getirip ahsm aldatrm, aldattm. Adm bile hafiften kandrmaca:
Ayya Ahmet. Oysa iki imem asla. Ayya olsaydm eer
Tvbekar Ahmet dedirtirdim belki de.
Hayatm aclar iinde geti. Dinlemeye yrekler dayanmaz,
yreksizler dinlese de anlamaz.
Doumum zor bir doum muydu bilmem ama hayatm zor oldu
gerekten. Yedi yanda yatl okula koydular beni. Sekiz yanda
annem evden kat. Niye kat, anlamadm. Sonra "Annen kt
oldu" dedi komular.
Annem kt olmutu. uvallar, talar hafif gelir srtna, hayatta
bundan ar bir yk olamaz bir ocua. Ezildim o zaman. imdi
krk yandaym. Ne bir zntm var ne bir ykm. Annem evden
kamad, kt olmad. Yalnzca derin bir soluk almak istedi
dnyada, dnya izin vermedi ona. "Toplumdan izinsiz soluk
alrsan, soluksuz brakr toplum seni." imdi ben ne zaman annemi
hatrlasam denize girerim, Temmuz ya da ubat olduuna
aldrmadan. yi gelir bana bu deniz, bu liman. Souktan titreyerek
denizden kanlarn alad grlmemitir bu dnyada. Bu
ehirdeki btn havlular, bana annemi hatrlatr.































Yatl okula koydular beni. Tahsilim oldu hallice. Tahsil, talih
getirir bazen ama her zaman deil.
retmenlik yaptm bir sre. Sonra memur oldum bir devlet
dairesinde ve bir gn mdr yaptlar beni.
ki tr mdr vardr. Mesul mdrler, mesul olmayan mdrler.
Ben mesul mdr olduumu sanyordum ama benim mesuliyetsiz
mdr olduumu dndler. Hkmet deiti, beni mesul mdr
yaptlar, hkmet yeniden deiti, iten attlar. Bata ka yrr bu
lkede memurlar, hkmet deitike bir alalr bir ykselir
kaderleri. Memuriyet yaamndaki seyirleri bir sinizoidal eri. Bir
taze memuru mdr yapar bir hkmet, sonra gelen holanmazsa
mezarla beki yapar mesel.
II. Olta
"Karanlk hrszn patronu deil, dostudur. Karanlk dourmaz,
dourtur."
Gen adam, gen kadn, bu cmle zerine dn. Bakalm ne
gelecek aklna, ne kacak oltana.
II. Olta'nn Cevab
Bir zamanlar hizmetlerinin karln alamayan memurlar
zimmetlerine para geirirler diye dnrdm. Nicesi der ki
"ocuu a brakma, hrsz olur". alp rpan, vergi karan nice
beyzade dedi ki, "Herkes yapyor bunu, devlet hrszla itiyor
vatanda, af karyor. Devlet aktrmadan gz krpyor, zemin
hazrlyor kaakla, vatanda da arpyor. te bu ortamdan
tr, vatanda alyor, vergi karyor". Belki ama yanl sebep-
sonu ilikisi. Ortamdan tr olmuyor hibiri. Ortam, zemin
hazrlyor en fazlas. Ortam mazeret olarak gsteren, mazereti
arkada edinir istemeden.

































Hrszlar hep karanlkta girdi. Hrszln sebebi karanlk m imdi?
Hrsz zaten girecekti, karanlk sadece ona frsat verdi.
Ortamdan tr ahlakszlk kmaz ortaya. Bozuk ortam,
kuralszlk, yalnzca davetiye karr hastala.
Direnciniz dt iin yataa dmezsiniz. Direnciniz
dtnde, iinizdeki mikrop meydan bo bulur da kendine, o
yzden hastalk gelir size.
te ahlakszlk da byle. Direnci dk ortamlar bekler kendince.
te bu yzden, Freud'un dedii gibi karanlk hrszln sebebi
deil, dostudur. Karanlk dourmaz, dourtur.

Anneme Dair
Yedi yandaydm. Bir cuma gn annem beni gzelce giydirdi.
Sonra pt, ok pt. Ben de onu ptm m? Hi hatrlamyorum.
u an, onu pp pmediimi hatrlyor olmay, daha dorusu,
ptm hatrlyor olmay o kadar isterdim ki. Hi
hatrlamyorum. O beni uzun uzun pt. Niye ptn
anlamadm. perken alyordu. Babamdan dayak yedii iin
aladn dndm.
Sonra birka amarm bir bohaya att. Elimden tuttu, bir okula
gtrd, ben bahede oturdum, o ieri girdi. ki kz seksek
oynuyordu. Arada bana baktlar. Elbiselerim kt olduu iin
utandm hatrlyorum.
Annem dar kt. Karma geti, bam gsne bastrp uzun
sre sarld bana. "Geri geleceim" dedi ve gitti. yle hareketsiz
baktm arkasndan.
Annem bir daha hi gelmedi. Ben her cuma, o bahede onu
bekledim. Geleceim demiti. Gelmedi.

































O yl ikiye getim. Babam geldi, eve gtrd beni. Annem yoktu.
"Annem nerde?" dedim. "Annen kat. Bir daha o kadnn adn
azna almayacaksn" dedi. Bir daha hi konumadk annemle
ilgili. Babamdan korkardm.
Komunun olu brahim abi vard, benden ya bykt. Birka
gn sonra bana "Senin annen kt oldu. stersen onu vurabilirsin"
dedi. Sesimi karmadm. brahim abinin aptal olduunu
dndm. Benim annem ok iyi bir anneydi, kt deildi.
ki halam vard. Onlar da annemin kt kadn olduunu sylediler.
Bu yzden onlar hi pmedim.
Sonraki gnler, ya babam gidip annemi bulur da vurursa diye
korkmaya baladm. O yaz tatilinde ok uslu oldum. Babam ne
dediyse hemen yaptm, sinirlenip de gidip annemi vurmasn diye.
Sayma huyum o yaz balad. Dkknlarn tabelalarndaki harfleri
saymaya baladm. Sayarsam annem eve dnecek gibime
geliyordu. ok saydm, annem dnmedi.
Komumuz Hacer Teyze vard. Annem onu severdi. Hacer Teyze
annem iin hi "kt" demedi. Bir gn ona annem niin kat diye
sordum. "Annen seni de kardeini de ok seviyordu. Baban ok
dverdi onu, o yzden kat. Yoksa sizi brakmak istemezdi" dedi.
Ben o yaz, annemi zledike Hacer Teyze'ye sarldm. Kz
kardeim be yandayd. Sanrm annesini zledike o da gelip
bana sarlyordu.
Btn bunlar gerekten benim bamdan m geti, yoksa bir
romanda, filmde mi grdm? Bazen kuku duyuyorum. Hepsinin
yalnzca bir hayal olmasn o kadar isterdim ki. Btn bunlarn,
benim bamdan veya baka herhangi bir ocuun bandan
gememi olmasn o kadar isterdim ki. Ancak ne yazk ki bu
anlattklarm dnyada bugne kadar en az bir


































ocuun bandan geti. Eer bir tek ocuun bandan gemi ise
herkesin bandan gemi demektir, benim de. nsanlar ok kiidir,
insanlk bir kii.
III. Olta
"Drstlkle insan arasndaki en byk engel insann kendisidir."
III. Oltann Cevab:
Ruh-beden, id-sperego ikilemi insanlar srekli rahatsz etti. Bir
rivayete gre Yce Tanr srekli affedince insanlar, melekler itiraz
etmiler, 'Ey Rabbimiz, bunca nimetine nice nankrlk eden bu
insanlara niin bu kadar hogrl davranyorsun?' demiler. O da
demi ki 'Onlarda olan miza ve tabiat, hev ve heves sizde
olsayd, siz yapmaz mydnz?' Sonra da itiraz eden melekler
arasndan Hrut ile Mrut'u semi, snav iin Dnya'ya
gndermi. Melekler Babil'de ok gzel bir kadn olan Zhre'yi
grmler ve insanlar yapmamalar gereken neler yapyorlarsa,
aa yukar onlar yapmlar. Kssadan hisse, insanda bu hev ve
heves, bu itah, bu itiyak bulunduka, onu drstlkten
uzaklatracak bir d sebebe ihtiya olmayacaktr. nsan yoldan
karan yol deil, insann kendi ayaklardr. Ancak ayaklarnza da
tam kzamazsnz, sizi onlar yoldan karr ama ayakta tutan da
onlardr. nsan beyni bilimi ve sanat bu seviyeye getirdi ama ayn
insan beyni canl maymun beyni yemeyi de kefetti. imizdeki
engel bizi hem bytt hem bu hallere drd.
Bir Tuhaf Maa Dair
Babam annemi ok dverdi. Annem zayf bir kadnd-Babam
benim gibi iriyar. Krk yl sonra dnyorum da, ok tuhaf bir
ma vard aralarnda. Bir boks ringi dnn:
































Hafif sklet ile ar sklet kar karya. Hafif sklet annem, ar
babam. Hem sklet fark var hem cinsiyet fark aralarnda. Kural
yle:
Ar sklet tokat, yumruk, tekme atabilir. Ama hafif sklet ona
vuramaz. Hafif skletin vurmas hem mmkn deildir hem
geleneklere, greneklere aykrdr. Hafif sklet tek bir tokat atacak
olsa ar sklete seyirciler "yuh" diye barrlard hep birlikte.
Sonra hakemsiz bir matr bu. Ar sklete "Yeter, geri ekil!"
diyecek kimse yok ringde. Sre, ar skletin keyfine gre.
Balama ve biti gongu da onun elinde.
Tekmeler ve yumruklar karsnda hafif sklet ringden dar atsa
kendini, seyirciler (bunlar seyirci, toplumun seyircileridir) "Vay
ad kadn, evden kat!" diyecekler. Hafif sklet kendini ringden
dar attnda bir erkein kucana derse seyirci "Vay orospu,
kt oldu!" diyecek. Herkes iyi, namuslu, bir tek bu yenilmi kadn
m orospu?
Ey sresiz ve hakemsiz bir mata yenik dm kadnlar,
ellerinizden ve ayaklarnzdan pesim var, kendini namuslu sanan
ar skletler ve onlarn ahlaksz alklar, iinizde tek "iyi"
annemdir, iinizde tek "drst" annem var.
IV. Olta
"Ahlak hep glden yanaysa, ahlaksz olmak en byk ahlaktr bu
dnyada."
IV. Olta'nn Cevab
Drdnc oltann cevab, bir nceki blmde, boks ma
tebihinde verildi. Umarm oradaydnz, okudunuz. Ve umarm
galibi alklayanlar arasnda siz yoktunuz. Evlerdeki, irketlerdeki,
lkelerdeki savalar seyreden aptal ve ahlaksz seyirciler arasnda,
umarm siz yoksunuz. Sizler oksunuz

































ama az kt sesiniz. Aslnda siz yoktunuz. Sorumlusunuz ama
yoktunuz.
Ey akll hanm, akll adam, Yaamn Kerteriz Defteri'n-de sana
verdiklerimle yetinme. Balknn kerteriz defterinde, kayalk
nerede, balk nerede, basite belirtilmitir izgilerle. Yaamn
Kerteriz Defteri ise ne basit bir haritadr ne bir bakla anlalabilir.
Orada, hangi karanlk sudan, ne karacan sana kalmtr.
Evliliime Dair
Ben evlenip ayrldm. Eimle birbirimizi aldattk srekli. Ne bir
baka kadn vard ne bir baka erkek. Kendimizi aldattk ve
birbirimizi.
ki tr aldatma vardr. Birincisi udur: Evli bir insan bir sevgili
bulur. Bu tr aldatmalar, bir ruhsal sorun, bir semptom saylmal.
Ei aldatmak anneye yalan sylemekten ne kadar farkl? Krk
yanda evli insanlar elerini aldatrken, koltuklarn arkasnda
saklanm ocuklar gibi iler eviriyorlar. Bir de ikinci tr aldatma
var, o da bizdeki. Bizim evlilik d ilikimiz olmad. Eim beni
kendisiyle aldatt, ben de onu kendimle. Bakn yle:
(Defterin bu blmnde sayfalar yrtlmt.)
V. Olta
"Anneler babalar, yalanc oban bouna suladlar. Niin?
Dn!"
V. Olta'nn Yant:
(imdi siz "Bir cevap diyorsun, bir yant, tutarl yaz" diyeceksiniz.
Efendiler, Trke elden gidiyor sessizce. Btn




































tabelalarda dil tutarl ve ngilizce. Bu tutarlk yaramyor ie. ster
cevap de, ister yant, dili tutarlk kurtarmaz, sevmek kurtarr
bence.)
Yalanc oban hikyesi: Bir kyde adamn birini oban diye
tutmular. Bir gece bu oban "Koun, srye kurtlar geldi!" diye
barm. Koup gelmi kyl, bakmlar bir ey yok. Anlamlar
ki kt bir akadr bu. oban bu akay iki defa daha tekrarlam.
Bir baka gece srye gerekten kurtlar gelmi. oban "mdat
kurtlar geldi!" diye barm ama kyller bu kez gitmemiler, bu
yine yalan sylyor demiler. Kurtlar srye byk zarar vermi.
iten getikten sonra kyn ihtiyar heyeti oturup dnm.
Muhtar "Btn su obanda" demi. Heyetten bir ihtiyar "Asl su
bizde, birka defa kandrldktan sonra atmalydk bu oban iten"
demi. Muhtar "Atmak istedik ama yerine kimse talip olmad" diye
karlk vermi. htiyar "O zaman biz bu zarar hak ettik" diye
karlk vermi.
Kssadan hisse: Nice tccardan, politikacdan kazk yer de baz
drst insanlar, kendileri o ileri yapmazlar, basit grrler,
bakalar yapsn isterler, bakalar yapnca da "Kazk yedik" diye
szlanp dururlar. Drstler uzak kaldka ynetimden, ktlar
ayrlmaz yerinden.
VI. Olta
"Dnya m dada tanr, dada m dnyay?"
VI. Oltann Yant:
Dadan birisi, Erzurumlu olur kendisi, ehirleraras yolda ay
imek iin inmi otobsten mola yerinde. aya giderken bir tek
kendi otobs varm Dada Turizm diye, ay iip de dnnce bir
de grm ki zerinde Dada Turizm
































yazan alt otobs yan yana. Kendi otobsnn plakasna bakmad
iin otobsn bulamam. Tam o srada da otobsler kalkmaya
hazrlanyormu, dada telala otobslerden birisine binip ofrn
yannda durmu, yzn yolculara evirip "Dada, hele bir bakn
bakaym, ben bu otobsn yolcusu muyum?" demi. Bu hikyeyi
rendiimden beri arada bir u geiyor iimden, bir gn kalkp
yksek sesle "Hele kardeler, bakn bakaym, ben bu dnyann
insan mym?" diye barmak yksek sesle.
Evet yle eyler oluyor ki bu dnyada, gazetelerde, televizyonlarda
seyrediyorum, ya dnya bana yabanc ya ben dnyaya yabancym.
Bu saldrganlklar, bu eziyetler, bu aptallklar, beni dnyaya
yabanc kldlar. lkemde hl nice yerler var ki, kadn kz
dourdu mu yemek vermiyor ailesi, kap pencere kryor
kiminin kocas. Bu ne i Yarabb? Sorsan kadere inandn syler
hepsi, peki bu kz ocuunu Allah vermedi mi?
Ey Allah'm, ben bu ehrin, bu lkenin, bu dnyann insan mym?
VII. Olta
"Doan her ocua dnya ak bir ektir. Byd zaman bazlar
nakit der borcunu, bazlar karlksz bir ek sunar dnyaya,
bazlarna ise haciz gelir, kendi varlklarn satarlar demek iin
borlarn." Bu ne demek imdi? Dinle:
VII. Olta'nn Cevab
(Sayfann ve defterin geri kalan silinmiti. ay gibi bir ey
dklmt stne.)






































Bu defter neyin nesiydi, Cemil bilemedi. indekiler tandk
gelmiti, Demir'in ve Raif in szlerini hatrlatan yerler vard, nasl
olur diye dnd, bana gelmeden okumu olabilirler dedi iinden.
Ama her ne olursa olsun, defterden ok etkilenmiti, defterin yazar
Ayya Ahmet'i merak etti, izleyen gnlerde Sultanahmet'e gidip
aramaya karar verdi. siz olduklar, i aradklar bir zamanda, iini
gcn brakp, i aramay brakp koca stanbul'da bir defterin
yazarn aramak biraz gereksiz, daha ok da ayp geldi Cemil'e,
yine de Sultanahmet'e yolland.
Sultanahmet'te Fener'i, Cankurtaran' buldu, Bizans'tan,
Osmanldan kalma surlar boyunca yrd. Ayya Ahmet'i
aryordu. Niin aradn, bulunca ona ne syleyeceini bilmiyordu
ama iindeki bir ses onu bulmas gerektiini sylyordu. Ayya
Ahmet sanki ona bir ey syleyecekti, bir tr mrit olacakt,
masallardaki ihtiyar bilgeler gibi onlar iinde bulunduklar
skntdan, ksrlktan ekip karacak bir sr verecekti.
Cemil, Ayya Ahmet'in onlar iinde bulunduklar skntdan,
ksrlktan kurtaracak bir mrit olacana, onlara bir sr verip
aydnla karacana inanyordu. Hayatnda ilk kez bir mrit
arayna girmiti.
Ayya Ahmet'le konumas gerekiyordu. Saatlerce ona
benzeyebilecek birini, o tipte bir adam arad durdu. Sur dibinde
yol ile deniz arasna yerletirilmi kayalarn zerinde, gndz vakti
iki ien ayyalar, berdular vard. Soukta soyunup zerinde bir
tek donla denize giren birka yal adam grd. Uzaktan selam
verip "Ahmet Bey siz misiniz?" diye sordu. Hibirisi Ahmet
deildi. Denize girmek zere olan beyaz sakall bir adam,


































'Yok gzm, maalesef. Gel sen de gir, su kaynyor" dedi.
Birka kii daha, buz gibi suya bakp "Su kaynyor" dedi. Bu, ya
basit bir tesadft ya gizli bir iaret, dahas hi duymad yeni bir
ladesilikti. Su kaynyor! Dostum, asl kim kaynyor, kimin ii
yanyor da byle souk sulara girmesi gerekiyor?
Surlarn dibinde "Karma Sen" adnda kk bir meyhane, hemen
yannda ufack tabelasyla "Ahrkapllar Dernei" yazan bir kahve
vard. Hepsine sordu, hi kimse Ayya Ahmet'i tanmyordu.
Sultanahmet'e doru yrmeye balad. Yolda "Erol Ta
Kraathanesi ve Kltr Evi" yazan bir yer grd, oraya da sordu.
Ayya Ahmet'i tanmyorlard. Ayya Ahmet bu civardan
gememiti. Belki de yoktu byle birisi, defterde yazlanlar
yaland. Ancak byk bir olaslkla byle biri vard, anlattklar da
yaanmt; yoksa kim oturup, uydurup bu kadar eyi yazabilirdi.
Bu dnyadaki yazarlar, nerede kenarda kede kalm bir gerilla,
Koero benzeri unutulmu bir ekya varsa, bulup karrlar,
allayp parlatp gzne sokarlar okuyucunun ya da hi yaamam
adamlar yaad gsterip yaamn gereklerini anlatmaya,
varolmam insanlardan sz edip okuyucunun varolu dzeyini
ykseltmeye abalarlar. Ksacas kendilerini, glgesi olmayan bir
Karagz'n gnei sanrlar.






































Belki gerekte bu dnyada her yazar, glgesi olmayan bir
Karagz'n ardnda k vermeye abalayan bir mumdur yalnzca.
Ancak kimi yazar, iin iin eriyen bir titrek mum olduuna inanr,
kimisi bitmez tkenmez enerjili bir gne sanr kendini. Aslnda,
mum ile gne arasnda nitelik fark yoktur, nicelik fark
vardr. te ayns, gerekte yaayan bir adam ile yalnzca bir
yazarn kafasnda varolan bir kahraman arasnda, nitelik fark
deil, nicelik fark vardr. te bu yzden, defterle yetinmeyip
Ayya Ahmet'le tanmak belki de ok gerekli deildir.






















































26 (yirmialt)

Bir sabah Ayvaz,
"Bak abi, ie girmek bize yaramyor, ya kovuluyoruz ya tetiki
yapmak istiyorlar, i kurmak iin de paramz yok" dedi.
"Senin Barbaros abinden de hayr yok" diye karlk verdi Cemil.
'Yok valla. imdi biz yepyeni bir ey yapmalyz. Yeni, deiik bir
ey."
"Bence de. yle yapyaratc bir ey. Btn gece dndm, parlak
bir fikir geldi aklma."
"Benim de bir ey geldi. nce sen syle."
'Yok, nce sen syle."
"Internet'te bir kfr sitesi aalm abi."
"Nasl yani?"
"imdi bakyorum abi, sada solda, trafikte srekli ayn kfrleri
ediyor insanlar. drt kfr bellemiler, hep bunlar. Ruh yok bu
kfrlerde, ruh yok. Eolu-eek diyorlar. imdi herkes biliyor ki
o adam eek deil, bir adam. Kfr edenin hem az bozuk hem
gzleri. Biz










































imdi yeni kfrler bulacaz milletimize, yle az tadyla kfr
edebilsinler diye."
"Bulmaya bulalm da, nasl para kazanrz bu yolla?"
"Web sayfamz falan olacak, mteriler bavuracak, adam derdini
anlatacak nce, kime kzm, niye kzm, patronuna m kzm,
memuruna m, kaynbiraderine mi, nce bunu belirleyeceiz. Sonra
mterimizin kiiliini soracaz. En sonunda da bu kiilikteki
adam byle bir durumda yle bir adama nasl kfr edebilir, bu
konuda orijinal, yeni kfrler reteceiz."
"Vay be, harika. Abi sen bu konuda epey dnmsn."
"Btn gece dndm, yle hayali ihracattan falan vazgetim,
daha hayrl konularda kafa yoruyorum imdi."
"zerinde biraz daha dnelim, bana uyar abi. Hem yaratc hem
drst."
"Bak mesel baz yeni kfrler buldum. Bunlar bilgisayar a
alanlar iin. Dinle:
"Bana babann mezarna dleyt (delete) ettirme!
"Bana slalene dleyt (delete) ettirme!
"Slleni seyv (save) edeyim senin!
"Altn kontrol edip dleyt'lediimin zppesi!
"Dk REM'li Kuruemeli!
"Ekranna yandmn aiftesi!
"Bunlar iyi de, abi hukuki sorun olmasn?" dedi Cemil.





































"Onu da dndm, bir avukat altrrz yanmzda, danmanlk
eder."
"Avukatn creti filan... o kadar byr m i dersin?"
"aka m ediyorsun abi! Millet kuyruk olacak, kuyruk. Adam
bilgisayar mhendisi, gn boyu bilgisayar banda otistik taklyor.
Ama bu adam modern. Yemesi, imesi, zevki dedesinden farkl.
imdi bu adam kalkp da dedesi gibi kfr etmek ister mi?"
"stemez tabii."
"Galiz kfrler devri geti. Galvanizli kfrler lzm, modern
teknoloji. Eskiden Kasmpaal, Abidinpaal kfrler edilir,
'Maltepe'nin dilberi mahvetti biberi' trnden banal-basit svgler
dzlrd. Gnmzde Avrupa grm bir mdrn byle bir
kfr etmesi mmkn mdr? imdi bu tr bir mdr en fazla 'Alt
kontroln dleytlediimin deyyusu' filan diyebilir."
"imdi biz mterilerimize kiiye zg, soruna zg kfrler
retip vereceiz, onlar da bu kfr gidip o adama syleyecekler.
yle mi?" diye sordu Cemil.
"Evet. steyen gidip bizzat syleyecek, isteyen mektupla, meylle
gnderecek."
"Mahkemelik oluruz olum." "Avukatmz var ya." "Ha, o zaman
baka."
Ayvaz ekmein ban kesti, iine beyaz peynir doldurup srd.








































"irketin adn da buldum: Svgc. Nasl? Avukatmz da hsan
abin olur."
"Svgc. Fena deil, olur mu olur. Ama ya tutmazsa?"
"Tutmazsa baka yol deneriz. Diyelim mektupla veya yz yze
kfr edemedi bizim mteriler. Ofis aarz, ofise gelir, orada
bara bara svp dearj olurlar."
"Hay aklna salk! Odalardan birini ses geirmez yaparz,
dardan duyulmasn diye. eri giren mteri rahat rahat sver
mdrne."
"Bizim rettiimiz kfrleri edenlerden daha yksek, kendi
kfrn edenlerden daha az para alrz."
"Eh, doal! Sen syle bakalm senin projen ne? Hangisi daha
iyiyse onu uygulayalm."
"Benimki ey, lades oynatacaz mterilere, mukaveleli lades"
dedi Cemil.
"yi de abi, millet evinde bedava oynar ladesi, ne diye gelip de para
desin bize?"
"Mukavele yapacaz biz, yenilmeye kar sigortalayacaz
taraflar. Sz uar, yaz kalr. El skp borcum namusumdur devri
rahmetli oldu. Ticarette de, ladeste de kayt kuyut gerek."
"Pek yaratc abi ya! Sigortal lades. Makul bir cret, akn akn
gelir millet."
"Dalga m geiyorsun?"
'Yok valla, denemeye deer. Yalnz, bu ilerle fazla para
kazanlmaz. Banka satn almak kadar kazanlmaz."





































"Hortumlama yani?"
'Yani, bu gibi byk ilerle keyi dnersin. Svdr-meydi,
sigortal ladesti, bunlarla keyi dnemezsin, kaldrmda yrrsn
belki."
"Ama drst yrrz, dzgn yrrz, kaldrmdan sapmadan
yrrz. Belki keyi dnemeyiz ama doru yolda yrrz. Keyi
dnen ok adam oldu, saman alevi gibi byd servetleri, sonra
aniden kayboldu her eyleri ya hapse girdiler ya piyasadan
silindiler. Keyi dndler, grnmez oldular."
"Belki bazlar ama abi bazlar da harbiden zengin oldular. Alp
servetlerini uzak durup milletten, yksek duvarl maliknelere
yerletiler cmleten."
O gece ge saatlere kadar oturdular, daha bir sr parlak fikir geldi
akllarna. Ayvaz bilgisayarl kahve fal nerdi. Kahve fincannn
resmini Internet'e gnderenlerin falna bakacaklard.
Cemil'in aklna sert plastikten lades kemii yapp satmak geldi.
Bylece lades tutumak isteyenler koca bir tavuu satn almak
zorunda kalmayacak, marketlerden aldklar plastik ladeslerle bol
bol lades tutuabileceklerdi.
Aslnda bu iyi fikirdi, hem plastikten lades kemii satp hem
sigorta yapabilirlerdi. Gzleri gre gre plastikleri kemik niyetine
kracaklard insanlar. Kandrma oyunu iin kandrmaca kemikler!






































Ayvaz,
"Poetlere koyup plastikten lades kemiklerini, 2,99 TL yaparz
fiyatlar" dedi. "'ki ksura aldk der' 3,00 TL derler. Bylece
ladesin ruhuna uygun bir alveri yapar enayiler. Ladesiler
birbirini kandrmadan nce biz kandrrz onlar 2,99'luk etiketle,
sat taktii diye. Kitap hassaydm eer, fiyatn 7,9999 koyardm."
"Mteri enayi deildir abi." "Tabii, tabii."
Ayvaz ile Cemil izleyen gnlerde svgcyle sigortal lades
stnde kafa yordular bir sre. Sonunda daha parlak bir fikir geldi
akllarna; evlilik sigortas yapma fikri. Evlilik sigortas!
nanlmaz, deil mi?
Ayn gnlerde Satlm Beyle Rasim Babann planlar da ar ar
ekillenmekteydi. Rasim Baba bir akam Ay-vaz' arayp Satlm
Beyin i kurmalarna yardm edeceini syledi, belli bir adrese
gelmelerini istedi. ki arkada artk bu insanlardan uzak durmak
istiyorlard. Teekkr ettiler, baka bir i kuracaklarn sylediler.
Kendi ngrleriyle, hsan'n ve Demir'in desteiyle byk bir
beladan kurtulmulard. Randevuya gitselerdi iinden
kamayacaklar tatszlklara bulaacaklard.
Rasim Baba reddedilmekten holanmad. Ayvaz'la Cemil'in peini
brakmaya hi niyeti yoktu. Cinayeti zerlerine ykamasalar bile en
azndan kulaklarn ekmeye kararlyd.







































27 (Yirmiyedi)

Evlilik sigortas ve lades sigortas yapma dncesi giderek dier
fikirlerin nne geti. Sonunda oturduklar dairenin d cephesine
bir tabela yaptrp astlar. Tabelac ne yazacan renince ok
gld. Tabelada "Evlilik ve Lades Sigortas Yaplr" yazyordu.
Tabelay astktan birka saat sonra kaplar alnd. Ayvaz
heyecanla kotu. Gelen iki zabta memuruydu. Tabela iin
ruhsatlan olup olmadn sordu. Ruhsat konusunu hi
dnmemilerdi.
Ruhsat iini hallettikten iki gn sonra ilk mterileri geldi. Nianl
bir iftti, Belma ile Akn. Evlilik sigortas yaptrmak istiyorlard.
Mukaveleleri imzaland, sigortalandlar.
irketin sistemi yleydi: iftler evlendikten sonra her ay belirli
bir miktar -ne kadar isterlerse, rnein 30 TL- prim yatracaklard.
Gnn birinde boanrlarsa, o gne kadar yatrdklar toplam
primin, enflasyon pay eklendikten sonraki iki kat kendilerine
denecekti. iftler boanmazlarsa irket kr edecekti. Boanmalar
fazla olursa skntya girerlerdi. Ancak bu konuyu dnmler,
boanma istatistiklerine bakmlard. Evlenenlerin en fazla yzde
yirmisi on yl iinde boanyordu. Boananlara,










































onlardan aldklarnn iki katn deseler bile, boanma-yan yzde
seksenden kr edeceklerdi. garantili gzkyordu.
Lades iin sigorta yaptran olmad ama evlilik sigortas yaptranlar
gnden gne artyordu. Yeni evlenenlerin yan sra, eskiden
evlenmi iftler de sigorta yaptryorlard. Henz boanan olmad
iin deme yapmalar gerekmiyor, bu yzden kasalarndaki para
gnden gne artyordu. Bazlar dk miktarda prim yatrrken
bazlar hayret uyandracak ekilde yksek meblalar yatr-yordu.
Ayda on bin lira yatran vard. Niin bu kadar yksek miktarda
yatryorlar diye biraz tedirgin oldular ama gelen scak parann
scakl endielerini eritti.
Ekonomik skntlar sona ermiti. Parlak bir bulu sonucu, drst
bir yolla birdenbire zengin olmulard. Ya da zengin olma
yolundaydlar.
Bu iler srerken Cemil Ayya Ahmet'i aramaya devam ediyordu.













































28 (yirmisekiz)

Cemil, Aysen'le konutuka, para kazanma, stanbul'a yerleme
tel iinde kaybolduunu, lkedeki, dnyadaki sorunlardan
habersiz yaadm, bu arada ne anlama geldiini tam olarak
kavramam da olsa kafasnda bir snf bilincinin bulunmadn
iten ie fark etmeye balad. Cemil ve Ayvaz stanbul'a
yerlemeye alyorlard, Aysen, Demir ve Raif ise lkeye,
dnyaya, daha tesinde yaama yerlemeye alyorlard.
Aysen, Demir, Raif ve Ayya Ahmet kendilerini, yaam sorgulaya
sorgulaya, kendilerine yerlemeye alyorlard, sonra yaama.
Oysa ne yazk ki Cemil'e ve Ayvaz'a benzeyen ok sayda alkan
ve becerikli insan piyasaya, ehre yerleme telayla, kendilerine
ve yaama yerlemeyi unutuyor, kendilerini ve yaam
skalyorlard.
Benim gibi dnen belki de benden tr byle dnen Raif bir
gn Cemil'e ve Ayvaz'a unlar syledi:
"Nice iadam, yatrmlaryla, dnyann gidiatyla
ilgilendiklerinde, kendileriyle ve dnyayla ilgilenmi gibi
grnyor. Oysa kendileriyle deil, parayla ilgileniyorlar,
kendilerini deil, paralarn ve glerini artryorlar. Kazand
parayla kendini artrabilen ok az insan var aramzda. Bence
Demir, arada para da kazanyor ama asl





































kendini artrmaya abalyor. Arabasnn arkasna 'Kroyum ama
Mercedesim var' yazan gen galiba bu sylenenleri zetlemi,
yatrmn arabasna yapm, kendine yapmam. Arabasnn
modelini ykseltmi, kendi modeli hl yerinde sayyor.
"ehre yerlemeye alan nice gecekondulu insan, paras olmad
iin mi badanasz boyasz tulalar iinde oturuyor, yoksa bu
dnyaya tam yerleemedii iin mi? Ya da boyal yzlerle, boyal
salarla, bakml trnaklarla dolaan nice kadn, nice metroseksel
erkek, metropole iyi yerleebilmek iin mi, yoksa kendilerine
yerleebilmek iin mi kuafr koltuklarna yerleiyorlar?
"Kimisi arada bir 'laf cuk oturttum' diye vnr. Kendisine ve
dnyaya tam yerleememi birinin hibir laf cuk oturmaz hibir
yere, havada kalr bence. Bir fda oturduuna bakmayn, kendine
ve yaama cuk oturmu, tam yerlemi bir kiiydi Diyojen usta, o
yzden Byk skender'e syledii sz cuk oturmutur.
"Fsnn nnde gnelenirken Diyojen usta, skender geip
karsna, 'Dile benden ne dilersen' der. O da 'Glge etme baka
ihsan istemem' demi skender'e.
"imdi skender, Makedonya'ya ve Atina'ya, yon lkesine ve
btn Anadolu'ya ve Pers lkesine ve Suriye'ye ve Msr'a ve ada
olan onca skenderiye'ye yerlemi bir insand. Diyojen ise bu
lkelerin, ehirlerin hibirisine yerlememiti. Bir eve bile
yerlememiti, yalnzca bir fs vard. Ama Diyojen kendisine ve
yaama yerlemiti, oturmutu, oturuyordu, bir laf etti, cuk oturttu.
Belki de







































Diyojen, tarih boyunca btn limler, filozoflar ve kendilerine
yerlemeye alanlar adna bir laf syledi, btn mal, mlk,
iktidar sahiplerine, dnyaya yerlemeye alanlara bir laf syledi,
cuk oturttu, nk oturmutu.
"Kanun Sultan Sleyman Han, Eflak ve Bodan'a ve tm
Balkanlara, Mora'ya ve Karaman'a ve Krm'a ve Erzurum'a ve
Diyarbekir'e ve Suriye'ye ve Msr'a ve Hicaz'a ve Yemen'e ve
Trablusgarp'e ve Cezayir'e ve daha nice lkeye yerlemiti de
galiba oullarnn kalbine yerleememiti, onlar da kendi kalbine
yerletirememiti. Belki de bu yzden iki olunu, alt torununu
idam ettirdi. Bir dier olu Cihangir, Mustafa'nn idamna duyduu
zntden ld. Cihangir duyguluydu, Cihangir cihana
yerleemedi, Cihangir'in kalbi lemin nizamna dar geldi."
Raif szlerini bitirdiinde Cemil zlmt, Ayvaz zlmt.
"ok ac syledin Raif abi" dedi Cemil. "Tarih bu szlerini hak etti
mi?"
"Hak etmediin elbise, ereti kalr stnde, hak etmediin sz de
yle. skender ve Kanun hak etmiyorlarsa eer zerlerine oturmaz,
teet geer haklarnda yaplan deerlendirmeler. Tarihimizi bize
kere okuttular, ilkokulda, ortaokulda ve lisede tekrar tekrar
okuttular. Niin? Ya biz tarihimizi kafamza yerletiremediimiz
iin ya da biz kendimizi tarihe yerletiremediimiz iin."
Sohbet bir acl adana gibiydi, gzel ve ac. Tarih alk
olmayanlara ac verir.



































Ertesi gn yeni mteriler geldi, evlilik sigortas iyi gidiyor,
yksek prim yatranlar yatrmaya devam ediyordu.
Bir gn Raif in sayfac dkknnda Demir de vard. Bir ara Demir,
"Dnyann saatiyle bilimin saati tutmaz birbirini" dedi. "Douya
doru gittike saatler ileriye alnr, batya gittike geriye. Sanrsn
ki Dou ileridedir, Bat geride. Oysa Bat ileridedir, Dou geride."
"Demir abi, kelime oyunu yaptn imdi" dedi Raif. "Dounun ilmi
de kendine gre. Dou niye geri olsun Batdan?"
"Doru" diye yantlad Demir. "Dounun da ilmi var, mesela bir
akupunktur ama benim kastettiim, pozitif bilime, Douya kyasla
Batda daha fazla deer verilmesidir. Ayrca kelime oyunu yapm
olabilirim, her akada bir gerek pay vardr, her kelime oyununda
da yine bir gerek pay. Daha dorusu hepsinin paydasnda gerek
vardr."
"Ben katlmyorum" dedi Raif.
"Pozitif ilme, lime Dou deer vermiyor. Alevler iinde gitti
cennete Hallac- Mansur."
"Batda farkl m iler, orada da ayn ikyetler. Sadece farkl
dnd iin yaktlar Bruno'yu. Bruno da narna yand dnyann,
nar gibi yz kzard insanln. Gne douda da batyor, batda
da. Batda da douyor, douda da. Gelgit denen ey denizde deil
yalnzca, karalarda ve kafalarda da gelgit var galiba."






































"yle" dedi Demir. "Yunan'n felsefesi mehurdu, siyasi basks
da. zgrlk olduu iin geldi, zgrlk getirdi, zgrlk gittii
iin de gitti Sokrates."
"Nasl yani Demir abi?" diye sordu Cemil.
"zgrln, zn filozofuydu Sokrates, zgrl zlemeyen
ynetimle aras ald istemeden. Ynetim sudan bir sebeple
tutuklatt, idama mahkum etti onu. Aristo'nun da bana ayn akbet
gelecekti. Tedbirli davrand Aristo, Atina'dan ayrld, Assos'a
geldi. Assos'da niversite kurdu ve evlendi."
'Yani Aristo enitemiz mi oluyor abi?" diye sordu Ayvaz. "Konuya
milli adan bakarsak tabii." Cemil'le Demir "Aristo enite" diye
gltler.
"Demek Aristo Atina'y terk etmi, bilmiyordum. Ibni Sina 'lim ve
sanat ittifak grmedii lkeyi terk eder' demi. Felsefe de terk
etmi" dedi Raif.
"Dilesek de ilim, sanat ve felsefe lkemizi terk etmese" diye
karlk verdi Demir. "Sanata, bilime, niversiteye, akademisyene
sayg kalmad. Yozlama diz boyu, ladesiler sarm toplumu.
Gazetede bir aratrma okudum. Halkn gznde stats en yksek
meslek retmenlik, stats en dk meslek ise politikaclk. Ama
k sokaa sor yz kiiye, milletvekili olmak garantiyse, hemen
hepsi yreine ta basp politikac olmaya katlanr. Buna karlk
retmen olmak isteyen ok azdr. Bu da toplumun kendi kendine
ladesidir. Eli plesi retmenlik, galiba gstermelik."






































Raif:
"Ne ilkokula retmenlik, ne niversiteye zerklik. Kara cppeli
iln edip limleri, yanl olur hkmetmek niversiteye.
Semerkant'ta Timur'un torunu Ulu Bey hem sultand hem
astronomi limi bir mderris niversitede. Ulu Bey zamannda
Bursal Kadzde-i Rum ba mderris idi, yani rektrd
Semerkant Medresesi'nde, bir matematik stadyd. Mderrislerden
birine kzd Ulu Bey bir gn, atverdi medreseden. Bunun zerine
gn medreseye gitmedi Kadzde. Bunu fark eden Ulu Bey,
Timur soyundanm demedi, sultanm demedi, maan ben
veriyorum demedi, kalkt Kadzde'nin evine gitti. Aralarnda u
konuma geti:
'Hocam, niin medreseye gelmiyorsunuz?'
'Siz devletin ba olduunuz iin o mderrisi medreseden attnz.
Halbuki ben ba mderrisim, btn mderrisler bana baldr. Siz
benim yetkimi kullandnz. Bu durumda ben medreseye gelemem.'
"Ulu Bey zld, ertesi gn att mderrisi iade etti medreseye.
Kadzde de grevine dnd.
"Kadzde onurluydu, glyd, mdnesi, eyvallah yoktu. Alim
dediin gnl zengin, eli eyvallahsz olmal.
"Ulu Bey ise kibard, evine gitti rektrn. Ulu Bey bilime ve
bilene, ilme ve lime sayglyd. lmi iine sindirmiti, limleri
sindirmezdi. Dev bir sekstant vard onun, yldzlarn yksekliini
lerdi, kendi gnl de yksekti. Dev bir kubbesi vard, kubbesine
rahmet."


































"Demek be yz yl nce niversite zerkmi, zerklik bizi terk
etmi" dedi Demir.
"Fatih Sultan Mehmet, ilme, ilmi tartmalara nem verirdi" diye
srdrd Raif. "Ulu Beyin rencisi Ali Kuu'yu gnde bin ake
harcrah vererek stanbul'a getirmiti. Ancak Fatih de bir insand.
Bir gn bir bilimsel tartmada pheci dncelerinden ve alayc
konumalarndan tr sinirlenip Sivrihisar'a srd ulemadan
Sinan Paa'y. Hrsn alamayp hekimban da arkasndan
gnderdi. Hekimba znik'te tmarhaneye kapatp Sinan Paa'y,
sabah akam su dktrp stne sopa attrd akllansn diye. Bak u
ie: Kt hekim ynetimin emrinde."
"Foucault Deliliin Tarihi adl eserinde der ki 'Tmarhane ve
hapishane iktidarlarn sopas olmutur tarihte'. in eddi belki de
in'de dzeni salamak iindi. in Seddi'ni izen kalem, o gnden
bugne tmarhanelerle, hapishanelerle hizaya soktu halk
hissettirmeden. Neyse, sonra ne olmu?" diye sordu Demir.
Raif:
"Sinan Paa tmarhaneye atlnca stanbul'daki ulema toplanp
dileke vermi. Eer salvermezseniz Sinan Paa'y, kitaplarmz
yakp terk ederiz demiler Osmanly. Fatih de Sinan Paa'y
serbest brakm hemen."
Hepsi bu hikyeden ok etkilendi. Demir:
"imdi yle lim nerde? lime toplum sayg duymaldr,
duymazsa eer lim kendine sayg duyurmaldr.







































Yneticilere kzp lkeyi terk ederim diyecek lim nerede; hepsinin
evld--iyli var hanede."
Raif:
"Ne yani, imdi kzp da lkemizdeki limler lkeyi terk ederiz
deseler, zlmez kimse Fatih gibi, gle gle derler."
Demir:
"Ee, doru. Davulcuyla davul dengi dengineymi eskiden. imdi
davul ile tokmak arasnda bir grnmez perde var havada."




















































29 (yirmidokuz)

O gn mthi bir ey oldu. nternet'te gezinirken Trkiye'de i
kurmak isteyen bir yabancyla tantlar. Ad Gabri idi. smi pek
duyulmam kk bir Afrika lkesinde yayordu, Afrino'luydu.
Gabri Afrino'da bir Trk okulunda Trke renmiti, bir Trk'le
ortaklk kurup muz ve maymun ihra etmek istiyordu. etlemeye
baladlar. Cemil de Ayvaz da ok heyecanlyd. Gabri ile ortak
olma konusunda anlatlar.
Cemil,
"Nihayet uluslararasna alyoruz. Yerli pazara kran girmi,
global ekonomide keramet var" dedi.
Ayvaz ise durmadan,
"u Afrikalyla ortaklk kurduk mu voleyi vurduk saylr" diyordu.
Gabri her eyi dnmt. Muzlarn adn "Turkuaz Muzlar",
maymunlarn adn ise "Turkuaz Maymunlar" koyacakt. ki
arkada bunu anlayamad. Gabri'ye "Sizin orada Turkuaz bildik bir
isim mi, muza da maymuna da neden Turkuaz adn koyacaz?"
diye sordular. Gabri meyillerini yle cevaplad:









































"Bana sylediler, Trkler Turkuaz' sever dediler. Her eyin adn
Turkuaz koysan, Trkler onu satn alr dediler. Trkiye'de Turkuaz
koysan satlar prtlar ('patlar' demek istiyor) dediler."
"Ama hem yalan olur hem sama. Turkuaz ne arar sizin orada?"
diye yazd Cemil.
Gabri onu,
"Bu yalan olmaz, sat taktii olur. Hemen hep drst olsan hibir
ey satamazsn bu dnyada" diye yantlad.
Yaztlar, meyilletiler, uluslararas ticaret hukuku konusunda
uzman buldular. Cemil'le Ayvaz evlilik sigortasndan biriktirdikleri
parann bir ksmn irket iin ayrdlar. Sonunda irket kuruldu, ad
"Turkuaz Muz ve Maymun thalat Ltd." irketi idi. Mutluluktan
uuyorlard.
nce Gabri geldi, onu havaalannda karladlar. Gabri'den bir
hafta sonra da muzlarla maymunlar byk kafesler iinde deniz
yoluyla gelecekti. Tipik bir zenciydi Gabri, neeli, canl. Gabri'ye
stanbul'u gezdirdiler, Topkap Saray'na, Dolmabahe'ye
gtrdler, Yerebatan' gezdirdiler. Kpraltnda balk-ekmek
yedirdiler. Gabri, Dolmabahe Saray'nda en ok Atatrk'n
ld yataktan etkilendi. "Atatrk btn mahzun milletlerin
babasdr" dedi.
Gabri, "mazlum milletler" demesi gerekirken, Trke'yi tam
bilmedii iin "mahzun milletler" demiti. Aslnda dnyadaki
btn mazlum milletler ayn zamanda mahzun da olduklar iin bu
nemli bir hata saylmazd.






































Aralarndaki kltr farklar n de elendiriyordu. rnein
ocukluktan kalan bir alkanlkla bir zenciyi grnce Cemil'in
san ekmesi gerekiyordu. Galiba bu davrann amac o zenci
gibi kararmamakt. Cemil birka defa belli etmemeye alarak
san ekti. Gabri anlad, sordu, Cemil utanarak doruyu syledi,
ok gldler.
Bir defasnda da Gabri "Bizim Afrino'da bir stnln, iyi bir
eyin varsa vnmelisin" dedi. Anlamadlar. yle aklad:
"Eer ayet araban ya da evin, arkadann arabasndan, evinden
daha iyiyse senin ona 'Benim araba senin-kinden daha iyi' demen
lazm. ocuun onun ocuktan daha gzel ise 'Benim ocuk
seninkinden daha gzel' demen lazm."
"Niye, ne gerek var?" diye sordu Ayvaz. "Adet yle, sylemezsen
grgszlk olur."
Afrino'daki bu adet Ayvaz'a da Cemil'e de ok tuhaf geldi, ancak
biraz dndklerinde dehet iinde bizde de benzeri bir adet
olduunu fark ettiler. Biz de resmen vnmek yoktu ama
aktrmadan vnebilirdin. Mesel evin gzelse, villan varsa, n
cepheye kocaman bir nal, nazar boncuu asarsn. Eer svas,
badanas olmayan bir gecekondu yapmsan bunlar asman
gerekmez, nk vnlecek, nazar deecek bir ey yoktur ortada.
Ya da ocuun sence gzelse yine bir nazar boncuu asarsn.
Nazar boncuu asmak st kapal vnmek saylmaz m? stelik
bir de sulama var evreye: "Siz kskanrsz bendeki





































zenginlii, gznz deebilir, errinizden selamette olabilmek iin
atafatl bir haset kovucu astm kapma, destursuz girmeyin diye
ieriye."
Afrino'daki tuhaf vnme adeti yeni bir ey fark ettirdi bizimkilere.
Bizdeki nazar boncuu asma, bir tr gizli vnme, bir tr
ladesilikti belki de.
Bu arada evlilik sigortas iyi gidiyordu. ift yksek primler
yatrmaya devam ediyordu.
Heyecanla bekliyorlard, muzlar ve maymunlar yoldayd.
Maymunlarn tanesine iki bin dolardan alc bulmulard. Bu arada
Gabri ile dostluklar iyice ilerledi.
Gabri Cemil'lerde kalyordu. Bir yabancyla ortak ve dost olmak
Ayvaz'a balangta biraz tuhaf gelmiti, alt dnya dndaki
dnyalar ona souk gelirdi, ancak ksa srede Gabri'ye snd. Bir
sabah neeyle,
"Farkl lkelerden insanlarn dost olmas ne gzel. imdi biz kol
kola girip 'We are the world' arksn syleyebiliriz" dedi.
Gabri'nin akl yatmad.
"Sen zannediyor bazlar 'we' derken btn insanlar kastediyor.
Onlar kol kola girip 'we' derken sadece kendilerini kastediyor, we
biziz, he'ler, she'ler, you'lar, inliler, Zenciler, tekiler we deil'
diyor. En azndan ben kedimi we d hissediyorum. Ben
Hristiyan'm ve zenciyim ama we 'de yerim yok gibiyim."






































Cemil:
"Hakl olabilirsin. Bat bize hmanist olmay retti, hmanist
olmak iyidir dedi, hmanist olduk. Sonra baktk ki hmanist
olmay unutmu Bat temelli. Kamplara blp dnyay, dostlar-
dmanlar sava peinde srekli. Bize hmanizmay tavsiye
edenler kendi yreklerinden hmanizmay tasfiye etmiler."
Gabri:
"Hz. sa'y dinlemiyor hi adam. 'Bir yanana tokat attlarsa, ona
teki yanan evir' demi Isa. Hl yani iyi. Ama imdi gl
devletler yle: 'Kardan bir adam geliyor, sana tokat atma
ihtimali var, her ihtimale kar onu vur.' imdi medeniyet budur."
"Galiba dnya eker hastalna tutulmu bandan beri" dedi
Cemil. "Fazla beslenmeden derisinde yaralar alan bir eker
hastas gibi, medeniyet ilerledike kanayan cepheler alyor
dnyann zerinde srekli. Bir zaman Dou zaptederdi dnyay,
imdi Bat zaptediyor. Demir abi der, gl olan insan, insanln
unutuyor. Sonra zayf lkeler szlanyor, adalet istiyor. Aristo
demi ki 'Yalnzca zayflar adalet ister'."
"Medeni dnya Mevln'y da unuttu anlalan. Mslmanlarla
evlenmeyin diyor Vatikan" dedi Ayvaz.
Cemil:
"Bat Mevln'y anlyor, seviyor ama hayata geirmiyor. Dou
yalnzca vnyor Mevln ile, ne anlyor ne hayata geiriyor."






































"Yapma, niye anlamayalm?" diye itiraz etti Ayvaz.
"Mesnevi'yi okundun mu?"
'Yok ama saygm sonsuzdur Mevln'ya."
"Bu lkede Mevln'ya sayg duymayan yok ama Mesnevi'yi
okuyan da yok gibi."
"Kim bu Mevln Bey?" diye sordu Gabri. Ayvaz Trk kltrn
yabanclara tantma hevesiyle hemen "Ne olursan ol gel demi, bir
de beyaz elbise giyip dnm" dedi.
"O kadar deil tabii" diye araya girdi Cemil. "u maymunlar
satalm, seni Konya'ya gtrrz, birlikte reniriz. Mevln'y
tandmz sanyoruz, tanmyoruz, nem veriyoruz,
dinlemiyoruz. Ksacas kendimizi kandryoruz. Osmanl ok sayd
onu ama savat yine de. Raif abi demiti: Dou'ya sefere kan
padiahlar, Konya'ya urayp Mevln'nn sandukasnn saaklarn
perlermi ama sonra seferde on binleri kltan geirdiler bir
seferde, bazen teslim olanlar bile. Bu ne Mevln, bu ne
hmanizma?"
"Bizim abiler gibi konutun valla" dedi Ayvaz.
"Kr atn yannda dura dura... Yani ksaca Douda eliki var,
Batda da var."
"Sizin lkede ok mozaik varm, basndan okudum, siz bir
mozaikmisiniz hep birlikte" dedi Gabri.
"Vallahi her lkede mozaik var aslnda ama nedense bizimki
gndemde. Aslnda mozaik tehlikeli sanrm, Bursa'da Yeil
Trbe'deki mozaikleri skp skp gtrm birileri" dedi Cemil.






































Ayvaz hemen,
"Acaba biz de mi mozaik iine girseydik? Mozaik ii galiba
ykselen trend abi" diye atld.
'Yok abi iki iimiz var, yeterli. Evlilik sigortas ve maymun-muz
ithalat."
Ayvaz Gabri'ye dnd:
"u i bir tutsun, bir Trk kzyla evlendiririz seni, hem evlilik
sigortas yaparz hem de ortak olursun irkete. Ama nce snnet
olman gerekiyor."
"Saol. Ortak olurum da snnet olmam. Benim bir dedeyi hadm
edip kzlaraas yapmt Osmanl. Ben imdi ucundan bile
kestirsem, beni anksiyete yapar bu snnet olay."
"Deden hadmd da sen nasl dnyaya geldin? Teknik adan
mmkn deil" diye itiraz etti Ayvaz.
"Hadm olan benim byk dedenin erkek kardeiydi. Babamn
amca olu, dedem saylrd."
"Ha, o baka."
"Biz burada dalga geerken, bizim maymunlar dalgalar iinde
yzyor denizde."
"nallah hepsi sa salim ular elimize." "Bir kazk yemeyiz
inallah, sigorta da ettirmedik." "Kazk ne biim bir yemektir?"
diye sordu Gabri. Cemil glerek,



































"Birisi bizi kandrp maymunlara el koyarsa buna kazk yemek
denir. Gmre taklrsa mesel" dedi.
"Kandrp el koyma konusunda bizim Kenyatta'nn sz ok
merutiyettir (Gabri burada 'mehurdur' demek istiyor). Bazlar o
dememi diyor ama bazlarna gre yle demi Kenyatta: 'Onlar
geldiler, ellerinde ncil vard, bizim ise topraklarmz vard. ncil'i
elimize verdiler, 'Gzlerinizi kapatp dua edin' dediler. Ettik.
Gzlerimizi atmzda, bizim elimizde hl ncil vard,
topraklarmz ise onlarn olmutu.'"
"Vay be, eer doruysa, benimki de lades mi? Asl lades, asl
kandrma, bu olsa gerek dnyada" dedi Cemil ve ekledi: "Mafyann
lideri, piyasadaki kk hrszlar sularm. Byk lkeler de
yle, ta Roma'dan beri kkleri saldrganlkla suluyorlar srekli.
Eer kendileri saldrrlarsa, dnya iin gerekli, kklerinki anari.
ocuuna dondurma almamak iin 'Bunlar satlk deil' diyen
babadan, byk babalara, imparatorlara kadar herkes ladesi."
Cemil, farknda deildi ama yine Demir'e ve Raif e benzer ekilde
konumutu. Belki de btn ladesler kt deil, birilerine
benzemek, onlarla zdeim kurmak, bir tr gerekli lades belki.











































30 (otuz)
O le gen bir pideciye girdiler. Alt kat sigara duman
iindeydi, sigara imedikleri iin st kata kmak istediler, garson
"st kata kamazsnz, oras aile yeri" dedi. Gabri "Aile yeri ne
demek?" diye sordu. Ayvaz,
"Biz aileye ok nem veririz, o yzden aileler bekrlardan ayr
oturur" diye aklad.
Oturdular, birer pide sylediler. Cemil,
"Belki de aileye deil, kadna nem verdiimiz iin aile yeri var.
Bir baba iki olunu alp aile yerine gidemez ama akraba olmayan
iki kadn gidebilir. Aile yeridir derken kendimizi kandryoruz.
Oras aile yeri deil, kadnlar matinesi" dedi.
Garbi,
"Burada kadnlar otursa ne olur?" diye sordu.
Ayvaz,
"Burada erkekler kadnlara bakar ama yukarda baklmama
garantisi var" dedi.
Cemil ekledi:
"Aile deil, kadn nemli bizde. Erkekler elerine 'ailem' der ama
hibir kadn kocasna 'ailem' demez. Aile









































yeri aslnda kadnlar blgesi. Aileye nem verseydik, alt katta da
st katta da kadna baklmazd sonuta. Yani kendi kendimizi de
sulamayalm imdi, bizde sadece kadna deil, ilgin olan her
eye baklr. Bir sakat ocuun varsa mutlaka bakar birileri, sonra
bir de gemi olsun derler mongol ocua bile."
"Bizde durum farkl. Eer karn bakas karsndan daha gzelse,
sen kalkp benim kadn hepinizin karsndan gzel demek lazm.
Demezsen ayp olur" dedi Gabri.
Hep birlikte gldler.
Felket birdenbire geldi. Her ey bir rya gibi hzla geliti. O sabah
telefon erkenden ald, Ayvaz at. Arayan, maymunlar getiren
geminin kaptanyd. Kaptan, uzaktan gelen bir sesle bara bara
byk bir aksilik olduunu, depoda maymunlarn kafesten
katn, btn muzlar yediklerini sylyordu. stne stlk
maymunlar muzlar yedikten sonra limanda drt bir yana
dalmt.
aka sand Ayvaz ama adam ciddiydi. Cemil'le Gabri heyecanla ne
olduunu sordular.
"Maymunlar kap muzlar yemiler, sonra da dalp gitmiler"
dedi Ayvaz. Sesi bir teypten geliyor gibi souk ve mekanikti.
Cemil'le Gabri donup kaldlar. lk oku atlattktan sonra Gabri,
"Sakn kaptan bizi kazk yapm olmasn?" dedi.
"Olur mu olur, kaptan kazklad bizi belki" diye ona katld Cemil.







































"Ne diye gvendik o adamlara. Aptal gibi sigorta da ettirmedik"
diye hayfland Ayvaz.
zleyen gnlerde ok uratlar. Avukatlara gittiler, saa sola
dantlar, bir ey kmad. Ne olup bittii ak deildi, olayn
iyzn anlayamadlar. Gabri son parasyla lkesine dnd.
Havaalanndaki uurlama buruktu.
O akam Cemil Ayvaz'a,
"Acaba bu yediimiz kazkta Gabri'nin de parma var m?" diye
sordu.
"Sanmyorum, haber geldiinde o da bizim kadar zld,
kpkrmz oldu yz."
Biraz sonra Cemil,
"Kpkrmz olduunu nasl anladn, ocuk zenci. Hani biz olsak
kzardmz anlalr belki" dedi. "Bilmem, bana kzard gibi
geldi."
"Madem byle bir risk vard, niye Gabri de muzlarla birlikte
yolculuk etmedi?"
Kafalarnda soru iaretleri vard. Soru iaretleri yaam aralar ama
tmyle aydnlatmaz ne yazk ki.
Turkuaz Muz ve Maymun ithalat Ltd. batmt. Bunun okuna
alamadan asl felket geldi.
Evlilik sigortasna yksek prim yatran ift ayn hafta iinde
boanverdi. Sebep iddetli geimsizlikti. Anlama gerei bu
iftlere, o gne kadar dediklerinin iki kat para demeleri
gerekiyordu. Ellerindeki para demeleri gereken miktarn
altndayd. Borlandlar, szlemede ngrlen srede iftlere
demeleri gereken miktar dediler. Artk bor iindeydiler.

































kinci ilerinde de iflas etmilerdi. Bu iflas, derin iflast. Parlak
fikirleri, karanlk bir final getirmiti
Azlarn bak amyordu. Sabahlar skntyla uyanmaya
baladlar, kalkp gne balamak zor geliyordu. Uyanr uyanmaz
tekrar uyuyorlard. Srtlarn yorganla, skntlarn uykuyla
rtyorlard.
Bir akam Ayvaz koarak eve geldi. Cemil'e,
"Bunlarn boanmalar hileli. Boanan iftlerden birini yolda kol
kola grdm. iddetli geimsizlik filan yok bunlarn arasnda, gle
oynaya yryorlard" dedi heyecanla.
Boanan ift en yksek primi yatrmt. Niin bu kadar yksek
prim yatrdklar imdi anlalyordu. Bir ihtimal, byk bir
ihtimal, yksek prim yatrp dankl boanmlar, yksek tazminat
almaya hak kazanmlard; aslnda birlikte yayorlard, evlerini
filan ayrmamlard. Muhtemelen bir sre sonra da tekrar
evleneceklerdi. Cemil'lerin sigorta szlemelerinde bu tr bir
ktl ngren bir madde yoktu. Drst dnmler, gafil
avlanmlard.
Cemil'in aabeyi hsan, kardeiyle yakndan ilgilenmezdi, biraz
mesafeliydi. Ancak kardeinin bana gelenleri rendiinde
hemen telefonla arad, sonra yanlarna gidip Cemil'le Ayvaz' evine
gtrd, onlara oda verdi. Gnlerce birlikte oldular, sabah akam
konuuyorlard.
Ayvaz daha ok, ilerine girdikleri skntdan nasl kurtulacaklarn
dnyordu. Cemil ise balarna gelenin anlamn kavramaya,
olup biteni kendi yaamnda ve yaamda bir yerlere oturtmaya
alyordu.




































Demir o srada Cennetehir'deydi, hsan' telefonla arad, uzun
uzun konuup Cemil'le Ayvaz'n borlarn demeye karar verdiler.
Grnrde bor diye ama aslnda bir daha almamak niyetiyle,
birikmi paralarnn hemen tamamn verip borcu kapattlar. Bu,
Cemil'i de Ayvaz ' da rahatlatt ama baarsz olduk duygusunu sil-
medi. Her ikisi de Demir'e ve hsan'a kar derin bir minnet
duydular. Cemil'de bir de youn sululuk duygusu vard, kendini
yaramazlk edip dt kuyudan aabeyi tarafndan karlm
gibi hissediyordu.
Bir akam Demir telefonla arad, telefonun sesini atrp Cemil'le
Ayvaz'a unlar syledi:
"Teselli iin sylemiyorum, bu dnyada iyi eylerin de, kt
eylerinde bir ilevi var" dedi. "Diilik benim mesleim. rk
diler, ok gereksiz gzkr, tedavi olmuyorsa ekip atarsn
sonuta. Ama bunca tedavi, bunca macun, bunca fra rk diler
sayesinde ortaya kt. rk diler, salam dilerin varlna
katkda bulunur sessizce. 'Beni ldrmeyen ac glendirir' demi
Nietsche. imdi biz yle desek nasl olur: 'Aclar sizi
ldrmemeli, tatllara yreinizde yer amal. yle zengin bir
sofradr ki yaam, aclardan sonra tatllar beklemeli insan.' Bu
dediimi unutmayn, her trl sknt srasnda ayakta tutabilir
sizi."
Demir'in son cmlesini bir kda yazd Cemil:

yle zengin bir sofradr ki yaam,
aclardan sonra tatllar beklemeli insan.
































hsan'da kaldklar sre iinde Cemil, aabeyi ile hi bu kadar uzun
oturup konumadklarn fark etti. Genelde mesafeliydi hsan,
mvekkilleri vard, davalar vard, sevgilileri vard ama kardeinin
bir sknts olduunda yanndayd, kol kanat germiti. hsan'la
konuurken Cemil birka kez sanki babas lmemi gibi hissetti.
Babas yoktu, aabeyi vard. Aabeyler ve ablalar, ocukluk
gnlerinizin devamdrlar.
Ayrlacaklar gnn sabah hsan kahvaltda sandalyesine yaslanp,
"izginin sonu bandan daha ok ilgilendirir bizi" dedi. "ifte
standartl insan evld, ladesi. 'Ben niye leceim' der de nicesi
'Ben niye dodum' demez hibirisi. Domamz art deildi, mutlu
olmamz da art deildir. Hayatnz size verilmitir. Onu nasl
kullanacanz ise sizin iinizdir. Doumunuzdan siz sorumlu
deilsiniz ama lmnzden bir lde siz sorumlu olacaksnz.
Doumunuzdan nceki dnyadan sorumlu deilsiniz, ancak u
andan itibaren dnyann gidiatndan da siz sorumlusunuz.
Yaptnz iyi ve kt ilerle ldkten sonra da dnyadan siz
sorumlu olacaksnz."
te byle dedi hsan, son cmlesi ilerine iledi:

Doumunuzdan siz sorumlu deilsiniz
ama lmnzden siz sorumlu olacaksnz.









































31 (otuzbir)

hsan'la ve Demir'le olan konumalar Cemil'e iyi gelmiti ancak
yetmedi. Olup bitenler Ayya Ahmet'i bulma, ondan bir sr alma
isteini iyice artrmt iinde. Sanki onu bulursa nnde yeni bir
yol alacakt, tek ynl ve ileriye. Ayya Ahmet'i aramaya devam
etti.
Demir, Cemil'in Ayya Ahmet'i yana yakla aradn biliyordu. Bir
Cumartesi Cennetehir'den stanbul'a geldi. Cemil evde yalnzd,
Ayvaz yine i aramaya gitmiti. Bir ara Demir Cemil'e Ayya
Ahmet'i niin aradn sordu.
Cemil,
"Onun, bundan sonraki yaammda bana rehberlik edecek bir sr
vereceine inanyorum" dedi. "Ona danmak, onunla tanmak
istiyorum."
Demir yava ve hznl bir sesle,
"Onunla tantn Cemil, u an karnda" dedi.
Cemil kalakald, hayretli, temkinli, ezilmi bir ses tonuyla,
"Ayya Ahmet sen misin abi?" diye sordu.
"Evet."
"Demir abi, bu aka m, ciddi mi?"








































"Ciddiyim."
'Yani btn o kerteriz defterlerini sen mi yazdn?"
"Evet."
"Gerekten yetitirme yurdunda m yetitin?"
'Yirmi yl nce sorsan maalesef evet derdim ama imdiki aklmla
ok kr evet. ok kr demem, domu ve doacak binlerce
yalnz ve mutsuz ocukla ayn kaderi paylatm iindir, insanlar
oktur ama insan bir kiidir. Ben bugnlere ok zor geldim.
Benimle ayn noktadan balayp bu dnyada kaybolan kardelerim
oktur. Bilen az, ok sayda ocuk okutuyorum. Niin? nk
okutuyorum."
Cemil alamaya balad, kalkp Demir'in boynuna sarld. Demir
de alyordu, bir baba, bir aabey kalbiyle Cemil'i barna bast.
Oturduklar zaman Demir,
"Kerteriz Defterlerimle seni, herkesi kandrdm dnyorsun
deil mi?" diye sordu.
"Bilmiyorum abi, deil galiba. Rumuz kullanmsn sadece. yle
alt defter yazmak, artc, yaratc bir yaant."
"Bir, iimden geldi. ki, para kazanyorum bu yolla, gemite de
yaptm bunu, ocuklarn bursuna destek oluyor. Rumuzum Ayya
Ahmet. Her akadaki gerek pay misali her rumuzda da bir gerek
pay vardr belki. kiye dkn deilim, zaten Ayya Ahmet de
imiyor ama iimde, sur dibindeki ayyalar gibi hem yaamn ta
iinde




































olmak ama tam yaamamak hem dnyada bulunmak ama dnyal
olmamak istei var. Yazdm Kerteriz Defterleri ve yaadm bu
hayat, belki bir bakaldr veya sessizce saklanma gayreti
yaamdan. Drstle olan merakm, iimde pusuda bekleyen bir
ktl rtmek iin mi acaba? Eer byleyse, btn
ktlarda da rtl kalm bir drstlk istei var belki de.
Btn bunlar sylerken ladesilik mi yapyorum, takyyecilik mi,
kendimi mi kandryorum, herkesi mi?"
"Belki de bu dnyada en drst insan drstlnden kuku
duyandr" dedi Cemil. "Darda drst olduundan kukusu
olmayan nice insan var, ahlak abidesi sanyorlar kendilerini.
Aslnda ou ladesi, belki de kt hepsi. Seninki kandrma
saylr m, emin deilim. Bir artma, bir srpriz gizli
defterlerinde. Her kandrmada bir srpriz var ama her srpriz
kandrma deil bence?"
"Belki gerek sylediklerin, belki yalnzca beni sevdiin iin byle
sylyorsun. Kibarca sen de kendini kandryorsun. Doada bir
dzen mevcut. Hayvanlar yeteri kadar akll. Gereinden fazla
akll olan insan, yalan syleyerek, yiyebileceinden fazlasn
ldrerek, harcayabileceinden fazlasn biriktirerek uyumu bozdu.
imdi resimde armoni, iirde ve nesirde kafiye, belki de uyumsuz
bir dnya gidiatn uyumluymu gibi gsterme gayreti. Kapsam
karanlk olunca zarf renkli izmeli."
"Abi, biz drst adamdk. Arada Ayvaz hayali ihracat falan nerdi
ama sonunda drst davrandk srekli. Peki iimiz niin iyi
gitmiyor?"




































"Baar iin, mutluluk iin drstlk art deil. Drst olmadan
mutlu ve baarl olanlar ok bu dnyada. Drstlk bir lks,
bireysel bir tercih, baardan bamsz bence. Baar iin akl ve
uygun artlar gerekli. Drstlk, teki baarlardan ayr, kendi
bana bir baar belki."
"Abi ben Ayya Ahmet'i aryordum, mridim olsun, yaamma
k tutacak bir sr versin, bana bir yol gstersin diye. Madem
sensin Ayya Ahmet, bana bir sr ver. ok bunaldm. Borcumuzu
kapatmanz inanlmazd. imdi bir sr ver, inanlr bir t
bulunsun iinde."
Demir:
"Bir abi bulup danmak, ihtiyar bilgeye yol sormak masallarda
kald. Okuyup veri toplamak ve kendi akln kullanarak bir sonuca
varmak yerine, Dou tarz tembellikle, konuarak bir bilenden t
almak gemite kald. Kimi renci okur, dener, dnr. Kimi
renci ise alkan bir arkadana anlattrr konuyu, dinleyerek
renir; sonra da 'Ben dinleyerek reniyorum' der. Bu belki bir
tercihtir, belki de tembellik."
"Aylardr ok uratk abi, imdi tembellik vakti. Bana bir t
ver. Ne yapaym, ne yapmalyz?"
"Dardan gelen tler ithaldir, fabrikasyondur, konfeksiyondur,
sana uyabilir, uymayabilir de. Kendine danp kendine t
verirsen, bu, ev yapm, el yapm olur. Benden, bakalarndan
fikir, veri alabilirsin. Oku, gzle, dinle ama sonuta kendi aklna
gven, kendi kararn kendin ver. Atalar 'tama suyla deirmen
dnmez' demiler. yi de, sz eksik brakmlar. 'Tama suyla

































deirmen dnmez, tama fikirle hayat srmez.' Sonuta, Ayya
Ahmet'e danma, kendine dan. Son karar kayna sen ol, kendin
ol. Dnyay dola ama sonunda kendine gel, kendine yerle.
Bakalarnn yazd kerteriz defterlerini okuduun sre onlarn
bilgisiyle snrl kalrsn, onlara mahkum olursun, ya hinlik olsun
diye yanl defter veriyorlarsa eline? Kendi kerteriz defterini
kendin yazmalsn. Neyse, btn bu sylediklerim de aslnda bir
tr t. Beni bo ver, sen kendi deneyimlerine gven."
"Abi bende deneyim ne arar" dedi Cemil. Demir gld:
"Var, var, hepimizden deneyimlisin, iki defa iflas ettin bu gen
yata."
Cemil de gld. Aclara ilikin aka yapmak, glmek, aclar kabuk
tutuyor demektir.
O gece bir tek cmle, yanp snen bir k gibi aklnda kald
Cemil'in: "Kendin ol." Bunu Aysen de sylemiti.























































LADES IV. BLM

Son Semerci










































32 (otuziki)

Son gnlerde Cemil'in aklnda iki cmle vard: "Kendin olmak",
dieri Demir'in bir sre nce syledii: "Siz bir eyler olmak
istiyorsunuz, zengin, nl... Bir ey olmayn, bir eyler yapn."
Bu iki cmle nce elikili geldi Cemil'e, sonra uygun gzkt. Ne
istediimi kefetmeliyim. Zengin ya da nl olmay dnmeden
iimden geleni yapmam gerekli. Bu dncesini Ayvaz'a da
syledi.
Artk Cennetehir'e dnmeyi dnyorlard.
Ve dndler. hsan, dnmesinler diye srar etti ama dndler.
Dndklerinde Demir Cennetehir'deydi. Baarsz stanbul
maceras enerjilerini ve neelerini tketmiti. Aileleri onlar
sevinle karlad. Demir'in duygusu belirsizdi.
Aybahar henz evlenmemiti, ancak Cemil annesiyle bu konuyu
fazla konumad.
Gnler geiyordu. Cemil'in iinde artk ne zengin ne de nl olma
istei vard. Saplant eklinde nasl kendim olabilirim diye
dnyordu.
stanbul'dan ayrlrken Aysen'le vedalamalar hznl olmutu.
Aysen, Cemil iin bir imknsz sevgiliydi.








































Cemil'in kalbinde Aysen, olmam, ad konmam, olgunlamam,
hatta dalnda hi grlmemi, yine de tad ho gelen ve ac veren
bir ak meyvesiydi. Birok kii, Cemil'in platonik bir aka
tutulduunu syleyebilirdi ama bu yanl olurdu. Hi izilmemi
usuz bucaksz ve rengarenk manzaralara benzeyen baz
yaanmam aklar "platoniktir" diye souk ve klie bir kelimeyle
adlandrmak hakszlktr. Yaanan her ak gibi, yaanmam
aklarn da kendine zg bir ad olmas gerekir.
Aysen'le son grmelerinde Cemil, onun aylar nce "kendim
olmak iin corafyaya girdim" dediini hatrlatt ve bunun
kendisini etkilediini syledi. Aysen tam hatrlamamt ama
szne nem verilmesi houna gitti.
imdi Cennetehir'de Cemil, Aysen'den rendii gibi kendi
olmaya abalyordu. Bunu dnmesi belki de fiziklememi bir
birlemenin soyut bir telfisi idi.
Bu dnyada, kendi olmadan bir eyler olmaya, kendi olmadan
birileriyle birlikte olmaya abalayan ok insan var. "Drst" olmak
gibi "kendi olmak" da kymetli ve ender bir ey galiba.
Nasl kendim olabilirim diye dndnde Cemil'in bulduu ey
uydu: Yeteneklerine ve iindeki gerek istee uygun bir yaam
srerse kendi olabilirdi. Kendi olmak demek, iindeki saf bulmak,
saf kendini grmek demekti. Kendi olamayan, iindeki saf
bulamayan, kendini ve evreyi kandrr, ladesilik yapar ou
zaman.
Kendinde yaayp kendi olamayan bir kt, evreye de
farkl gsterir kendini, maske takar. Ben olmayan bir benle
kandrmaya abalar herkesi. Kendini kandran, kandrmaya
msaittir lemi.


































Saf kendin olmak, saf alkol gibi bazen sarho edebilir sizi. O
yzden biraz toplum katmalsnz kendinize, ancak oran iyi
ayarlamal. Toplumu kendinize yanl miktarda kattnzda, zehirli
ikiler imi gibi zehirlenebilirsiniz.
Bu dnyada ne yapmak istediini dnyordu Cemil. Hibir
madd kaygs olmasa ne yapmak isterdi? Dnd. Aslnda ok
sosyal deildi, insanlarla youn iliki gerektiren iler ona uygun
saylmazd. Bir iletmeyi planlamak, kurmak cazipti, ancak
iletmek ona gre deildi. Doay ve hayvanlar severdi, kpekleri,
atlar, eekleri severdi. Gelitirmemiti ama eli el becerilerine,
marangozlua yatknd. Yapaca i, doayla hayvanlarla ilgili
olmalyd, el becerisi gerektirmeliydi, ancak byle bir meslek
yoktu. Veteriner, marangoz veya mobilyac olabilirdi ama artk
bunlar iin ok geti.
Cemil, doayla, hayvanlarla ilgili bir ey yaparsa kendi olacakt
ama bu uzak bir ihtimaldi. Hatta mmkn deildi.
Cemil de Ayvaz da karamsarlk iindeydiler. Ayvaz, aabeyinin
at dkkna gidip geliyordu, nispeten iyiydi. Cemil ise giderek
kendini daha kt hissediyordu. Yaam, her eyi anlamsz
bulmaya, bir eylerin bittiini dnmeye balamt. Sondu,
bitmiti. Hayalleri gemite kalmt, umudu ise kaybolmutu.
Sabahlar yine yataktan kalkamyordu.
Cemil saplant eklinde, yaamnda bir eylerin bittiini, sona
ulatn dnmeye balamt.
Bir leden sonra gazetede bir haber grd. Haberin bal "Son
Semerci" idi. Haberde Trkiye'de az sayda



































semer ustas kald, nicesi gibi bu zanaatn da lmekte olduu
anlatlyordu. Son semercilerden birisi Erdek'te yaayan Mustafa
Usta idi.
Son semerciyle ilgili haber Cemil'i derinden etkiledi. Birka defa
okuduktan sonra gazeteyi saklad. Niye etkilendiini bilmiyordu.
Yaamndaki bir eyler, yaama sevinci, belki de yaam sona
eriyordu. Sona ermekte olan kendine ait eyler ile sona ermekte
olan bir zanaat arasnda paralellik kurmutu belki de. Son, sonlar
ac vericiydi.
Cemil, son semerciye acmt. Aslnda kendine acyordu.
Bir semercinin yaants Cemil'den alabildiine uzakt. Bir iki
binmek dnda ne eeklere, atlara yaknd ne sazdan, kamtan
anlard. Ancak biraz dnnce fark etti ki, bir semercinin ii
aslnda onun ilgi duyduu eydi. Semercilikte doa vard, doallk
vard, hayvanlar vard, el becerisi, marangozluk vard.
Daha birka hafta nce hayvanlarla, marangozlukla ilgili bir eyler
yaparsa kendi olacan, kendini bulacan dnmt. te
semercilik kendisine gre bir iti.
zleyen gnlerde Cemil sabahlar erken kalkmaya balad, artk
daha az uyuyordu. Sebepsiz sknts azalmt. Ancak imdi, son
gnlerde kendisiyle ilgili fark ettiklerini hayatna nasl
yerletireceini dnyordu. Bunu dnmek ise skntyla kark
bir heyecan veriyordu. Semercilik tam Cemil'e greydi, ancak bir
semerci olma fikri, yabanc ve iticiydi.




































Cemil giderek bu fikre almaya balad. Doa, hayvanlar,
marangozluk ve el becerisi, Cemil'in kendisiydi. Giderek iindeki
istek byd, Cemil Erdek'e gitmeye karar verdi. Erdek'te son
semerciyi grecekti.
Dncesini Demir'e syledi. Demir gld.
"Ben sana yetmedim, yeni mridin son semerci mi olacak?
Sabahlar skntdan uyanamadn sylyordun. Seni gaflet
uykusundan uyandrsn diye yeni bir mride gideceksin imdi.
Git. Ancak unutma, seni uykudan uyandran ey, bana dikilen
uyank birinin eli deildir asla. Bu dnyada her insan, yalnzca
kendi beyni sayesinde uyanr uykudan."
"Abi, sen ve son semerci, omzuma deen ellersiniz belki" diye
karlk verdi Cemil. "Ve uykudan ben uyanacam. Ama uyanmak
iin Erdek'e gideceim."
Cemil Erdek'e gidebilmek iin annesinden para ald. Ayrlrken
"Bir arkadam grp dneceim" demiti. Semerciye gideceini
sylemek ayp gelmiti.
Bir Ekim sabah Erdek'te otobsten indi. Kydaki bir ayhaneye
oturup simit ve ayla kahvalt etti. ayhanenin nnde balk
tekneleri, az tede irin bir ada vard. Bir grup gmen ku gneye
doru V dzeniyle uuyordu.
ayhaneden kt, meydandaki Atatrk heykelinin nnden geti.
Heykel gzeldi, 12 Eyllden sonra dikilmiti, Eyll ncesindeki
karde kavgasnn aclarn anlatyordu, Eyll sonrasndaki karde
kavgasn, aydn kymn anlatmyordu. Belki bu da bir
ladesilikti.




































Kedeki antikacya semerciyi sordu, gsterdiler. Sokak boyunca
dkknlar arasnda yrd. Sonunda bir sokakta son semerci
Mustafa Ustay buldu.
Mustafa Usta altm yalarnda, yuvarlak yzl, babacan tavrlyd.
Alak bir tabureye oturmu semer yapyordu. Cemil selm verdi,
"Ho geldiniz, buyurun" dedi Mustafa Usta.
Cemil bir sre ne diyeceini bilemedi. Geli sebebini sylemek
ayp gibi geldi. Sonra cesaretini toplayp "Kolay gelsin ustam,
sizinle tanmaya geldim" dedi. "Buyurun oturun" dedi Mustafa
Usta. Cemil onun, semer iin gelmeyen, yalnzca tanmak isteyen
birisi karsnda aracan zannetmiti. Ama ustann arm bir
hali yoktu.
Cemil gazetede okuduu haberden sz etti. Mustafa Usta buna da
arm gzkmedi, haberi okumutu. Cemil semercilie ilgi
duyduunu syledi. Usta bir yandan ar hareketlerle iini
yapmaya devam ederken, bir yandan, telasz ve yava bir sesle
semerleri, semercilii anlatmaya balad.
Atlara, eeklere semer yaparm Mustafa Usta, semer eyerden
farklym. Semerin evresi meeden yaplabilirmi ama usta kayn
aacn tercih ediyormu. En alta kei klndan zel olarak yaplm
kee, st tarafa teke derisi, ikisinin arasna ise bakla boylamasna
kesilmi kuru kamlar koyuyormu.
Cemil konuyla ilgili bildii klie dnceyi syledi: "Eekler inat
olur, deil mi? Ama ben birka defa bindim, benimkiler inat
kmad."





































Mustafa Usta,
"Bilmem, yle diyorlar ama deil" dedi. "Uza grr, tehlikeyi
anlar eek. Eeinle giderken durdu mu, inat etti demeyeceksin,
gidip ileriye bakacaksn, bir sebebi vardr, mutlaka, bir tehlike filan
grmtr yolda. Eskiler eek koyarm kervanlarn nne,
tehlikeyi grsn diye."
"Bilmiyordum."
"Bir de, bir defa tkezledi mi eek bir yerde, aylar sonra o yere
gelse, gitmez, durur. Sen buna ister inat de, ister tedbirli. Gitmez.
'Yal eekler daha inat derler."
"te, yal eek ok yerde tkezlemitir, ok yerde durur. Yal
eek inat deil, tecrbelidir bence. Eek dediin ifade-i meram
edemeyen bir hayvan, derdini anlatamayan bir can, o yzden sopa
yer insandan. Derdini anlatamad iin sopa yiyen ok eek var bu
dnyada, derdini anlatamad iin sopa yiyen insan da."
"Vah eekikler, vah insancklar. Bugne kadar hi eek
dvmedim ve dvmedim. kretmeliyim" dedi Cemil.
"Bazen sopayla, tala bir eei dverlerse insafszca, ban duvara
evirip alar eek, gzlerinden ya szlr sessizce. Eekleri
anlamayan insanlar, birbirlerini de anlayamazlar. Eee inat diye
kzan nice fkeli insan, fkeden gzleri dnm halde ve azndan
kpkler saarak saldryor saa sola. nat fkeden daha m kt?"







































Konuma ok keyifli gelmiti Cemil'e. Mustafa Usta semer
yapmadan nce, eein lsnn nasl alndn anlatt. "Ahrda
almayacaksn, darya karacaksn eei, bir de nden alacaksn
lsn, arkasndan yanarsan, ly karr, ifte atar" dedi.
Ustaya gre bir semercinin en byk hneri, eein srtnda yara
amayacak bir semer yapabilmekti.
"Bazen da kylerinden gelip, srt yara olmu eekler iin
arrlar beni. Ben yapmamm o semeri tabii, ya bir bakas
yapm ya da eskiden. Srt yaral bir eek varsa eer, semerin i
taraf bakla oyulur, bolua bol bir kee konur, dikile tutturulur,
yara iyileene kadar. Sonra semerin hayvann boynuna deen
yerine yara yapmasn diye yumuak kuma paralar konur, buna
yastk denir. Yani byle, bir hayvann varsa bileceksin, dilinden,
dilsizliinden anlayacaksn. Ayn bebek gibi, sormayacaksn,
sorsan sylemez, sen bileceksin, dvmeyeceksin."
Ertesi gn Cennetehir'e dnd Cemil. Birka gn eve kapand.
zleyen gnlerde, iindeki istek iyiden iyiye glendi, sonunda
semerci olmaya kesin olarak karar verdi. Niin? Bilmiyordu ama
olmalyd. Ne n ne para istiyordu, sadece semerci olmak
istiyordu.
Bu isteini annesine syleyemedi. Havva Hanm zaten, bu ocuk
ne yapyor, ne yapacak diye kayglar iindeydi. Demir'e syledi.
Demir armad, sevinmedi, yalnzca "Sen istiyorsan iyidir" dedi.
Cemil semerci olacakt.



































33(otuz)

Cemil semerci olmaya kararlyd. Hayvanlar, eekleri zaten
severdi, onlara vurmazd. Mustafa Ustayla konutuktan sonra
hepsine sevgisi artm, eekleri tarih boyunca zulme uram bir
tr olarak grmeye balamt. Bir zamanlar kendi trnden
kleleri insafszca krbalayan insanlar gibi, sopalarla, talarla
dvyordu eekleri sahipleri. (Gl ve vicdansz bir efendi aka
dver sizi, akll, ahlaksz ve sinsi birileri ise sessizce kandrr
herkesi.)
Internet'te, Pars Tulac'nn Okyanus'una bakt, eekleri aratrd
Cemil. Eek, tek parmakllar takmnn (Perissodactyla), atgiller
familyasna (Equidae) giren bir memeliydi. Tpk bcekler, filler,
balinalar gibi, onu tanmayan, niyetini yanl anlayan, doay
smrmeye merakl gl bir tr tarafndan (bu trn biyolojideki
ad homo-sapiens'dir) bask altna alnmt.
Cemil, bandan beri drst olmaya abalyordu. Kendine kar
drst olma dncesi yeniydi. Eer semerci olursa, ncelikle
kendine kar, sonra herkese, her eye kar drst olacakt.
Derinden derine bir ey daha vard iinde: Ezilen milletlere,
insanlara kar duyarl, sevecen olmay renmiti Aysen'den.
Semerci olduunda, btn zulme uramlar barna basacakt bir
anlamda.







































Semerci olursa Cemil, aka deilse bile iten ie, tarihteki btn
ezilmilere "affedersiniz" diyecekti sessizce.
Cemil, semerci olacan evresindekilere nasl syleyeceini
bilemiyordu. Dalga geeceklerinden emindi. Sonra, sylemem art
deil, olunca nasl olsa renecekler diye dnd. Yalnzca
Ayvaz'a syledi, "stersen beraber renelim" dedi. Ayvaz tereddt
etti, "Hele sen bir ren de, bakarz" diye geitirdi.
Bir ay sonra Erdek'e gidip bir pansiyona yerleti Cemil. Mustafa
Ustann yanma rak girdi, para almadan alacakt, yalnzca
semercilii renmek istiyordu. Sevin iindeydi, bu ie oldu
gzyle bakyordu, Anadolu'daki syleyile eee binmeden
ayaklarn sallamaya balamt.
Mustafa Usta olup biteni olaan karlad, yine hibir eye hayret
etmedi. Bir niversite mezununun semercilii renmek iin
raklk etmesi sk sk olan bir eymi gibi doal karlad. Belki
de, doa ile, doal olanla uraanlar, karlarnda bir samimiyet,
bir doallk grdklerinde, doal karlyorlard bunu.
Cemil, Mustafa Ustann kendisini rakip grebileceini dnd.
nk usta ilerde bir dkkn aarsa nerede aacan sormutu.
Cennetehir'de aabileceini syledi. Bu belki de ustay
rahatlatmt.
Drt ay kald Erdek'te Cemil. Balangta annesiyle aabeyi para
gnderiyorlard. rakla baladktan bir ay sonra Mustafa Usta,
balangta konumadklar halde aylk vermeye balad. "Bana
yardmn dokunuyor, hakkn gemesin" dedi.





































Cemil sabahlar erken gelip dkkn ayordu. Elleri nasr tutmaya
balamt. Kuru kamlar bakla keserken avular iziliyor,
kk yaralar alyordu. Btn bunlar nemli deildi. Dolu-derin
hayatn yaadn hissediyordu. Mustafa Ustayla Bandrma'ya,
Edincik'e, Gnen'e, da kylerine gidiyorlard. Ana yolda
dolmutan indiklerinde, kyller karlayp eekle tepelere
karyordu onlar.
Kyllerin ikram boldu. Yemekler, ayranlar, aylar, meyveler
ikram ediyorlard. Kylerine gelen bir doktor, bir veteriner, kefe
gelmi bir hkim kadar Mustafa Ustaya da itibar ediyorlard. O,
son semerciydi, ustayd, azsz, dilsiz hayvanlarn dilinden
anlard.
Mustafa Usta pazarlk etmiyor, herkes ne deyeceini biliyordu.
Paray katlayp eline veriyorlard o da saymadan cebine
koyuyordu. Bu kylerde, Visa kartn uzatan mterilere
"Kimliinizi grebilir miyim?" diyen, kazklanmaya alm
kukucu insanlar yoktu.
Bazen bir kyl, param yok, sonra vereyim diye elini uzatyordu
Mustafa Ustaya, el skyorlard. El skma, bir akitti,
szlemeydi. Bir gn Cemil birdenbire, el skan iki insann
kollarnn V eklini aldn, lades kemiine benzediini fark etti.
Bir lades kemiine benzer ekilde kollarn birletirip el
skyorlard, sz veriyorlard birbirlerine. Kyllerin szlerini
unuttuklar, borlarn demedikleri olmazd. Kollarla tutuulan
ladeste kandrma yoktu, aklmda diyorlar ve borlarn
unutmuyorlard.


































Kulardaki lades kemii, gste bulunan, iki kprck kemiinin
alt ularnn birlemesinden meydana gelen V eklinde bir
kemiktir. El sktklarnda insanlarn kollar da kprck
kemiklerinden aaya doru uzanyor ve bir lades kemii
olutururcasna ksa sreli bir V yaratyordu bolukta. Ellerini
birletirenler, birbirlerine gvenenler bolukta kalmazlar bu
dnyada.
Kimilerine gre uygarln temelinde dil ve oyun vardr. Dil ve
oyun, eti dnen-el'e dntrmtr. Oynamay sever insanolu,
yaam oyuna, oyunu kra dntrmek ister. Balangta "1
Nisan" bir kandrma oyunuydu mesel. 1 Nisan'da bir aka yapp
dostlarnz kardrrdnz, yle bedavaya. Sonra bunu kra
dntrdk, 1 Nisanlarda "Dolma kalemini versene" dedik,
dolmakalemi cebimize attk. Bedavaya oynamak yerine kr ettik.
1 Nisan gibi lades de evvel zamanda, bir ans kemiiydi yalnzca.
Tavuklar uurlu saylrd, lades kemikleri de. ngiltere'de bir
zamanlar, Noel'de hindinin lades kemiini ele geiren gen kz
evinin kapsna asard ve yeni ylda o kapdan giren ilk bekr
erkekle evleneceine inanrd. Lades kemii o zamanlar ksmet
aan bir tlsmd. Sonra gn deiti, lades kemiinin anlam da
deiti, insanlar lades kemiini krmaya ve birbirlerini kandrmaya
baladlar. Bylece iki kollu lades kemii yalnzca kazananlara
ans getirdi. Kazandl-kaybettili bir dnyada 1 Nisanlar ve lades
kemikleri, kazanlar kaynarken drt bir yanda, yalnzca kazananlara
hizmet etti.
Szleirken el skmay unutanlar, imzal mhrl senetler ekler
hazrladlar. Onlarn ise bir ksm karlksz kt. V bozulmutu
bir kere.
































34 (Otuzdrt)

Sonunda Cemil Cennetehir'e dnd. Birka ay sonra kk bir
semerci dkkn at. Herkes ok ard, Cennetehir byle bir ey
grmemiti. Kimse bu semercilik iine anlam veremedi. Hele bir
niversite mezununun byle bir i yapmas herkese tuhaf geldi.
Ayrca Cennet-ehir'de eek yoktu. Ancak Cennetehirliler
hemerilerine sahip kmakta gecikmediler, yolda kahvede,
"Canm iyi oldu, her ehre bir semerci lzm, el sanatlar lmemeli,
ocuk iyi akl etti" demeye baladlar.
Cennetehir semerciyi kabul etmiti.
Bu arada Aybahar'la birka kez grt, aralarnda yaknlk
balad. Cemil uuyordu.
Aybahar ak retime girmiti. Ailesi artk evlenmesini istiyordu,
o ise evlenmek istemiyordu, okumaya kararlyd ve gnl
Cemil'den yanayd. Henz i resmiyete dklmemiti ama Cemil'in
Aybahar'la ilgili d, sisler arasndan ar ar beliriyor, geree
dnyordu.
Cemil'in semerci dkkn ilk aylar mterisizdi. Sonra evre
kylerde, kasabalarda, ehirde bir semerci ald duyuldu,
insanlar birer ikier gelmeye baladlar. Cemil keyifle kylere
kouyor, ustasndan rendii ekilde







































eeklerin, atlarn llerini alyor, dkknna dndnde,
kaynlardan, meelerden, derilerden, keelerden, kamlardan
semerler yapyordu. Semer yapt ilk eein resmini dkknna
ast.
Giderek n artmaya balad evrede. Ta uzaklardan geliyordu
mteriler. Kimisi kamyonetle getiriyordu eeini, lsn
aldrmaya veya srtndaki yaray tedavi etsin diye. Srt yara eekler
geldiinde nce veterinere gnderip ila srdrtyordu, sonra
semerin yaraya gelen yerine bol bir kee veya tlbent yerletirip
hayvan rahatlatyordu. Bu arada artk iyice nasrlaan elleriyle
eekleri seviyor, onlara gzel szler sylyordu.
Ve Cemil Aybahar'la nianland. ok mutluydu, mutluydular.
Aybahar'n dersleri de iyiydi, ak retimi ciddiye alyor,
muntazam alyordu. Annesi, eyiz hazrla diye zorladka o
kitap okuyordu.
Cemil'le Aybahar artk rahata birlikte olabiliyorlard,
nianlydlar. Ancak Aybahar'n baz akrabalar bu evlilie ciddi
olarak karydlar. Giderek ykselen bir ses tonuyla "Semerciye kz
verilir mi!" demeye balamlard. Bu szler Havva Hanmn
kulana geldi, ok zld, oluna sylemedi.
Cemil'in yaamnda artk yalnzca Aybahar vard, Aysen ie girip
kmt, daha dorusu teet gemi, geceyi uyandran bir kuyruklu
yldz gibi bir grnp bir kaybolmutu. Son gnlerde Cemil iine
baktnda kendisi iin aslolann, asln, Asl'nn Aybahar
olduunu, anayurdunun, anakadnnn Aybahar olacan
hissediyordu.




































Aysen, anayurdun stnden geen bir kuyruklu yldz, hayret ve
hayranlk uyandran parlak bir an, aydnlk bir yaantyd, onu
grdnz diye anayurdunuzu terk etmeniz, bu iz brakan yldzn
peinden gitmeniz gerekmiyordu. O size n brakrd ama onu
yannzda tayamazdnz.
Aysen Cemil'in eksik yanlarn artlayan, ona ulamak istedii
uzaklar gsteren, yol gsteren bir yldz, Cemil'in gizliden gizliye
benzemek istedii bir insand belki de. Cemil'in rtler, sisler
iinde grd ey uydu yreinde: Cemil, o olmak istiyordu
aslnda, onunla olmak deil. Aysen gibi olmak istiyordu, Aysen'le
olmak deil.
Cemil ortaokulda bir kadn retmenine k olmutu platonik bir
ekilde, ak tadnda ama ac veren bir dnceydi bu. Kendisi
aka farknda deildi ya, iindeki gerek istek, sahip olmak,
aitlemek deil, kimi ynlerden ona benzemekti yalnzca, onun
gibi olmakt.
Belki btn aklar, sevdiine katlmak, sevdii gibi olmaktr
aslnda. Bir insan ya da bir meslei arzularken, kendimizden
vazgeiyoruz, kendimizden geiyoruz, o oluyoruz, ona katlp
onunla oluyoruz. Acaba iimizdeki gerei yakalayabilmek iin
kendimizden mi vazgeiyoruz? Ak, tekiyle birleme mi, yoksa
kendini yok sayp kendinden ayrlma m?
retmeni, Aysen veya semercilik, Cemil iin benzerdi belki de,
kalbinde ayn yere sd hepsi. Ancak Aybahar bakayd.
retmeni ve Aysen, Cemil'in ufkunda yoktular, yalnzca ufku
gsteren kuyruklu yldzdlar. Aybahar ise bir


































kuyruklu yldz, bir oban yldz kadar gzalc deildi ama
srekliydi, hep oradayd, sizi beklerdi, dolunay olduunda glgesi
yeri g sarard, erkeini sarard. Aybahar Cemil'e bir ayd,
anayurduydu, sevgilisi ve ocuklarnn anas olacakt.
Btn bunlar belki yalnzca Cemil dnd, hissetti, belki
yalnzca yazar istedi. Kimse unu tam bilmiyor: Cemil gerekten
Aysen'e k m oldu, yoksa olmadm diye kendini mi kandryor?
Aybahar'da karar kldnda, bu gereki bir fark etme miydi,
yoksa yeni bir lades mi? "Cemil aslnda ne retmenine ne Aysen'e
k oldu, o aslnda onlar gibi olmak istiyordu" diyen bu romann
yazar, kendini mi kandryor, kahramanlarn m, yoksa
okuyucuyu mu kandryor bilmeden? Cemil Aysen'de umduunu
bulamaynca m Aybahar'a dnd, yoksa Aybahar'a olan akndan
tr m Aysen'den uzak durdu? Ve eer ticarette umduunu
bulsayd, yreindeki semercilik tohumu yine de kk salar myd?
Yani, semercilik Cemil'e en uygun meslek mi, yoksa bu da bir
ladesilik mi?
Ne gerek, ne hayali, kim bilebilir ki? Tercihler ve aklar yaamn
kerteriz defterinde mi? Kitaplar ve defterler size akn ne olduunu
anlatabilir ama iinizdeki akn ne olduunu ancak siz
bulacaksnz. Belki gerei greceksiniz, belki kendinizi
kandracaksnz. Her konudaki ladesi bu konuda da
oynayacaksnz. Ya da "nikhta keramet var" deyip kendi
gereinizi bulma iini d etmenlerin sorumluluuna atacaksnz.




































Nikhta keramet olabilir ama asl keramet sizdedir. Kelmlar
keramete eviren, yaam deneyimlerinizi imbikten geirip damla
damla biriktiren hazne, iinizdedir, sizdedir, insanlar 'Ya kemle
erdi" derler, ya Kemal nerelere erdi, sylemezler. Cemil ile
Aybahar, aydnlk ve byk bir ovada, birbirlerine sarlp ar ar
ve dne dne bymeye baladlar, byyecekler.


























































35(otuzbe)

Cemil'in ii srekli iyiye gidiyordu. Yanna bir yardmc ald. Bu
arada Demir ve Ayvaz'la sk sk buluuyordu.
Ayvaz, Kltr Bakanh'nn snavn kazanp Cennetehir Halk
Ktphanesi'ne memur olarak girdi. Snav nasl kazandn
kimseler anlayamad.
ki ay sonra Ayvaz aabeyinin tandklar sayesinde ktphanenin
mdr oldu. ok mutluydu. Ancak o ktphanede yirmi yldr
alan ve mdrlk bekleyen kiiler hi mutlu olmadlar. Bu
grlmemi hzdaki terfi, onlar kadar deilse bile Ayvaz' da
rahatsz etmiti. Ancak Ayvaz tatl diliyle hepsinin gnln almay
becerdi, zaman iinde kendini sevdirdi.
Ktphane binas modern ve bykt. Geri iinde ok az kitap
vard ama Ayvaz krk yere bavurdu, sivil toplum rgtlerini ve
yaynevlerini meyil yamuruna tuttu, kitap istedi. Sonunda raflar
doldurdu.
Bir zamanlar nl bir Eekli Ktphaneci vard Nide'de. Ayvaz
onun resmini ve hayat hikyesini ktphanenin giriine ast.
Ktphanedeki memur says azd, bakanlk kadro vermiyordu.
Ayvaz bir dergide okuduu ktphane gnllleri sistemini kurdu.
Bu sisteme gre





































ev hanmlar, emekliler, haftada belli saatlerde ktphaneye gelip
cretsiz alyorlard. Bu yaklam zellikle ocuklara ayrlan
blmde ok ie yarad.
Ayvaz, haybeye mdr olmutu ama hayrl bir mdr oldu. Baz
mdrler gibi odasna kapanp Brezilya dizilerini ve sabah
ekerlerini izlemedi, kitap okumaya balad.
Ayvaz bir yandan da asl meslei olan arkeolojiyle ilgileniyordu.
Cennetehir'in etrafnda farkl dnemlere ait tarihi kalntlar vard,
ayrca belediyenin deposuna ok sayda antik heykel ylmt.
Kmr ynlarnn iin iin yanp yok olmas gibi, bu heykel
yn da ar ar ama daha ok stten stten sessizce azalp
bitiyordu. Ayvaz hepsinin envanterini kard, yan sra krsal
alandaki tarihi kalntlar, niversitede edindii bilgilerle
incelemeye balad. Niyeti bu konuda bir kitap yazmakt, sonunda
yazmaya balad. Kitabn ad "CENNETEHR'N
ARKEOLOJS" olacakt. Duvardan heykele Cennetehir'in
tarihini, arkeolojisini ele alacakt bu kitapta.
Ayvaz'n en byk hayali, bir gn belediye bakan olmakt. Bu
akla, bu evreyle olur mu olurdu.
Bu arada Ayvaz'la Cemil bir kooperatife girdiler, Cennetehir'in
hemen yanndaki verimli tarm arazisi zerinde kurulmaya
balayan Yamakent'te yan yana iki arsa aldlar. Kooperatife
girince, Demir'e ve hsan'a olan ad konmam borlarn
hatrladlar, onlarn youn itirazna ramen dediler.
Yamakent Kooperatifi'ne girerken ortaklar arasnda
kamuoyundaki baz nl isimler de vard. Biraz da onun



































hevesiyle girmilerdi. Ancak girdikten sonra bu isimlerin
bulunmadn anladlar. ki nl kiinin ad ortaklar arasnda
geiyordu, ancak ne para yatrmlar ne de arsa almlard. Niin
diye sorduklarnda kooperatif yelerinden birisi "Adettir, insanlar
cezbetmek iin btn kooperatifler byle birka nl isim
koyarlar" demiti, kendisi de bunu bile bile girmiti. Anlalan bu
konuda da bir milli mutabakat, bir ladesilik vard.
Her ne olursa olsun Yamakent'te bir ev sahibi olma fikri heyecan
vericiydi. Yamakent'in ad bile kulaa ho geliyordu.
Gnden gne Cemil'in ii hzla geliiyordu. Artk satlarnn bir
ksmn nternet zerinden yapmaya balamt. "Semerci" adl bir
site kurmutu, Web sayfas da vard.
Baz mterileri meyil atp kylerine, iftliklerine davet ediyorlard
Cemil'i. O da nceleri "Eeinizin, atnzn resmini gnderin"
diyordu. Az sonra, resim szcnn yanl olduunu hatrlayp
"fotoraf gnderin" demeye balad.
Mterilerinden, yanma boyuta denk gelecek ekilde birer metre
uzunluunda ubuk koyduktan sonra eein, atn fotorafn
nden ve yandan ekip nternet'le gndermelerini istiyordu.
ubuklarn uzunluuyla kyaslayarak hayvanlarn boyunu,
yksekliini ve enini tahmin ediyor, semerleri bu tahmine gre
yapp gnderiyordu. Yaplan semerler ise eeklerin ve atlarn
vcutlarna byk lde denk geliyordu.






































Cemil bu ite baarl olmutu, giderek n lkeye, hatta yurtdna
yayld, insanlar atlarnn, daha ok eeklerinin fotorafn
gnderiyor, sipari veriyor, semer ellerine ulatnda bedelini
gnderiyorlard. Bu arada ok sayda mteri semerin gzel olduu
konusunda geribildirim veriyor, teekkr ediyordu. Internetli
semerci insanlara ilgin gelmiti, eitli illerde iftlikleri, baheleri
olanlar heveslenip eek yetitirmeye baladlar. Internetli semerci,
semeri ve eei mehur etmiti.
Cemil artk nl, varlkl ve baarlyd. Snmeye yz tutan son
semercinin Erdek'teki kvlcm, Cennetehir'e sram, oradan
dalga dalga, alev alev lkelere ve gnllere yaylmaya balamt.
Cennetehirliler Cemil'le gurur duyuyorlard. Balangta ona
"Bizim semerci olan" diyenler, giderek "Semerci Cemil Bey"
demeye baladlar.
Ve sonunda Cemil'le Aybahar evlendiler. Cemil'in sadc
Ayvaz'd, btn Cennetehir onlar kutlad. Demir nikhta
hayatnda ilk kez kravat takt.
ok mutluydular. Gklerine, yzlerine, ellerine bereketli sevinler
geldi. Artk Cemil'in gnde, gsnde, gnnde, gecesinde
Aybahar vard. Aybahar'n gnnde, gecesinde ise Cemil.
Balayna Erdek'e gittiler, bir motele yerletiler. Denize girdiler,
sabahlar kydaki yol boyunca ehirden kamplara doru el ele
yrdler, akamlar limandaki kahvelerde oturdular. Mustafa
Usta, yeni evlileri evine yemee gtrd, gelinim gelmitir diye bir
Cumhuriyet altn




































takt Aybahar'n boynuna. Dnde ok altn takan olmutu ama en
ok bu altn sevindirdi Cemil'i. Cumhuriyet'in altn, ustann eli
bereketliydi.
Yl geti Aybahar Akretim'den dereceyle mezun oldu,
iletmeyi bitirmiti, butik zerine kk bir maaza at
Cennetehir'de.
Nice gen kendini mecbur hissedip Akretim'e kaydoluyor,
ancak kendilerini mecbur hissetmedikleri iin yeterince almyor,
mezun olamyorlard. Aybahar Akretim'i ciddiye almt, ona
gre nerede olduun deil, ne yaptn nemliydi. Cemil ile
Aybahar ilerini, evliliklerini ciddiye aldlar. Bir i sahibi veya evli
olmanz nemli deildi, bunlar nasl yrttnz nemliydi.
Gnler geti, dnyann ileri bitmedi, Ayvaz Cennetehir'e
belediye bakan oldu. Lisedeyken beendii bir kz arkada vard,
az sonra onunla evlendi.
Cemil'in de, Ayvaz'n da birer kzlar oldu. Arkeoloji kitab
basldnda Ayvaz kitab eine ve kzna ithaf etti. Cemil kz
olduu iin mutluydu, arada "Kzm benim iimi srdrmez, ilerde
semerci bir damat bulurum kendime" diyordu. Yarnn ne
getirecei bilinmez, kim bilir belki kz da ileride semerci olacaktr.
Ayvaz'la Cemil'in dostluklar yaam boyu srd, ailece grtler.
Yllarca yemeklerde, trenlerde bir araya geldiklerinde Ayvaz
Cemil'i gsterip "Benim has dostum" dedi, Cemil ise Ayvaz iin
"Benim ba dostum" diyordu.





































36 (Otuzalt)

Yllar geiyor, lkemiz yeni teknolojilerle, ancak eski kafalarla
bata ka, ite kaka ilerliyordu. Bir yneticinin elinde bir bardak
ayla televizyona kp "Bu ayda radyasyon yok, ben iiyorum,
siz de iin" demesinin zerinden yllar gemiti ama hl
balklarda sorun olduunda yetkiler televizyona kp balk
yiyorlar, barsak enfeksiyonu salgnnda ellerine bir bardak su alp
cmle leme "Bu ehir suyudur, ben iiyorum, siz de iin"
diyorlard. Sonunda bir ku gribi kt.
Ku gribi yeni bir hastalkt ama salgn karsndaki tavrlar eskisi
gibiydi. Politikaclar yine sakinletirici, rtc aklamalarda
bulundular, "Ku gribi olabilir" diyenleri "gzarlk etmeyin,
memleketi tela vermeyin!" diye azarladlar. Ama artk, en
azndan basn gzn amt, bir gazete radyasyonlu ay
yutturmacasn hatrlatarak "ARTIK YEMEZLER" diye balk att.
Ancak vatandalar, bu gazeteyi tam okumadlar, hem yetkililerin
aklamalarn yediler hem de hasta tavuklar.
"Bana bir ey olmaz" diye kendi kendilerini kandran ve "Tehlike
yok" diye ladesilik yapan politikaclara inanan vatandalar,
gslerinde lades kemii tayan tavuklar tkettiler. Aslnda
kendilerini tkettiler. Bir baba gazetecilere "Drt tavuumuzdan
ld, bir ey yok






































diye biliyorduk, drdncy de biz kesip yedik" dedi. imdi
burada ne kyl tamamen sulu ne de yzde yz politikac.
Cennetehirli Demir ve bu kitabn yazar, halkmz A'dan Z'ye
aydnlatamad. Veya herkes sorumlu. yilii paylamak hnerdir,
hatalar paylamak da gerekli. Ladesilik bir milli oyunsa eer, yeri
geldiinde birileri oyunbozanlk etmeli.
Bir gece kap ald ya da uykuda bana yle geldi, tam emin
deilim. Kalkp kapy atm, baktm sekiz kii. Demir, Raif, hsan,
Cemil, Ayvaz, Aybahar, Aysen ve Havva Hanm. Onlar hemen
salona aldm. Yazarlarn arayan bu sekiz kii aslnda hesap
sormaya gelmiti. Hemen nasl anladn diyeceksiniz, aylardr
birlikteyiz, birbirimizin ne dndn yznden anlayabiliyoruz
artk.
nce kahve yaptm onlara, be hatr sorduk, havadan sudan
konutuk. Bu hatr sormalar mzikteki sol anahtar gibidir, olmasa
da olur ama mutlaka bulunmaldr. Hayatmzdaki nice kk ey
gibi belki bu da bir kandrmacadr. "Naslsnz?" deyince
"Ktym" diyeni hi grmedim, nce "Teekkr ederim, iyiyim"
denir, bir sknt varsa sonra sylenir.
Demir konuya girip,
"stn abi, bu romann ana fikrini okuyucu tam anlayabilecek mi?
Kitabn tm yaamn kerteriz defteri, okuyucuya yaamdaki
zenginliklerin yerini gsterecek mi?" dedi.
"Demir kardeim, bence yaamn ana fikrini kavramak nemli
deildir, belki mmkn de deildir, nemli






































olan bizim yaama ne anlam yklediimizdir" dedim ve devam
ettim: "Balknn kerteriz defteri, satn alan kiiye zengin balk
yataklarn, doru noktalar gsterir. Birlikte oluturduumuz bu
roman okuyucuya, doru noktalar gstermiyor, doruluun
nemini hatrlatyor yalnzca. Eer bu romann tmn bir kerteriz
defteri sayarsak, belki bir tek nokta iaretlenmi stne, o da en
byk zenginliin drstlk olduudur."
Ben bunu sylediimde, tandk bir sz duymularn tebessm
belirdi Demir'in yznde ve tekrar merakla sordu:
"Bu roman yazarken gerek yaamdaki baz olaylardan m
etkilendin, yoksa hepsi hayal rn m?"
"Hepsi hayal rn" diye cevap verdim. Raif:
"Abi gerekten mi hayal rn yoksa hukuki bir sorun olmasn
diye mi sylyorsun?"
Ben:
"Tabii ki hayal rn, ancak bunun byle olduunu aka
vurgulamam editrm syledi, ona da yaynevinin avukat
sylemi, avukata kim sylemi bilemiyorum. Sanrm byle
davranmak adetmi. Bakn arkadalar, gryorsunuz bende
ladesilik yok, her ey effaf. Neyse, hukuki konular sizi balamaz,
siz kendinizi nasl hissediyorsunuz, hayal mi gerek mi?"
Hepsi birden,
"Gerek, gerek hissediyoruz" dediler. Onlara,




































"Arkadalar, bakalarnn sizi nasl grd nemli deildir, sizin
kendinizi nasl grdnz nemlidir" dedim. Balarn salladlar.
Aysen,
"Elinize, yreinize salk ok uramsnz ama ben kendimi
eksik hissettim bu romanda, kadnlar aznlkta" dedi.
Aybahar,
"Sizin alngan olduunuzu biliyorum hocam, ltfen darlmayn,
bence de yle. Ak var bu romanda ama klar yok ortada" diye
ona katld.
"Bilmiyorum" dedim. "Akn deil, drstln roman bu.
Kerteriz defterinden de belli. Belki lkemin ve dnyann aka
deil, drstle ihtiyac var u anda, belki de benim aka
ihtiyacm yok u sralarda, bilmiyorum. Yirmi yamda yazsaydm
akn kerteriz defterini sattrmazdm belki de."
Demir:
"stn abi, bu romandaki btn szler, dnceler bize mi ait,
yoksa sen mi yazdn hepsini?"
"Ara ara denetimden ktnz oldu ama sonuta ben yazdm
tabii."
"Belli, biz kendi varolularmz yaayamadk. stelik az olay
vard ykmzde, ok tumturakl laf ettik, mesaj tadk yalnzca,
mesaj hamal olduk. Biz buna mecbur muyduk?" diye eletirdi
Demir.






































Cemil:
"Sonra bir de kafiyeli konuturdun bizi abi. Kendi halimize
braksan doru dzgn konuurduk adam gibi."
Demir:
"Sanatnza saygmz sonsuz, ancak ocuk hakl sanrm, hepimiz
sanki sizin aznzdan konutuk, kendimiz olamadk galiba."
Ben:
"Dostlarm, kim bu dnyada gerekten kendisi olabiliyor ki? Kim
tamamen zgr, kim kendini veya birilerini kandrmadan bir eyler
yapabiliyor ki? Tiyatroda ya da romanda yazar her kahraman
farkl bir slpla konuturduunda, 'm' gibi davranm, kandrm
olmuyor mu? Herkes kendine ve evreye kar ladesi bu dnyada.
Cemil:
"Abi tamam da ben anlamadm imdi, kafiye niin
gerekli?"
"Uygun adm gider gibi uyakl, uyumlu bir dnya gerekli, V
dzeniyle uan kular misali, kafiyeli bir dil, dzgn ve drst
tutar belki bizi. Belki dilin doal ak iinde zaten var kafiye,
lades kemiklerini kran, gmen kularn V dzenini bozan insan
evld, yaamn keyfini, dilinin kafiyesini kard, basite konutu.
Belki bunun iin kafiyeli yazdm, belki de her bir kafiyeyi
bulduka paltosunun ceplerinde para bulup sevinen ocuklar gibi
kendi kendimi elendirdim, hner gsterdim. Veya uyak uyumdur
ksaca. yi de imdi ben ne diye aklyorum ki, her aklama bir
savunmadr, 'Niin su itin?' diyene 'nk itim' denir
varoluulukta. Niyet, niyesiz olabilmeli bazen."





































"Sanat hesap vermeyecek mi?" diye sordu Demir. Ben:
"Biliminsan her zaman hesap verebilmeli. Ancak sanat hesap
vermeli mi, emin deilim. Sanatta gelecee ilikin hesap sorma
sansr oluyor, gemie ilikin hesap sorulursa eletiri oluyor,
galiba hi hesap sorulmazsa da balta girmemi oluyor."
Ayvaz:
"Bir kafiye diyorsun abi, bir uyak, dilde tutarl olmak gerekmez
mi?"
Cemil Ayvaz'a,
"Bundan sz etmiti" dedi.
hsan:
"stn Bey, affedersiniz benimki biraz kiisel olacak, romanda
rolm az gibi geldi bana, sanki hak ettiimden daha az rol aldm."
"Hakl olabilirsiniz hsan Bey ancak bir de u var, belki de insanlar
hak ettikleri rolleri almamallar, aldklar rolleri hak etmeye
almallar. Bence siz rolnz hak ettiniz, iyi bir abiydiniz"
dedim, hsan ise,
"Teekkr ederim, o sizin iyi grnz" diye karlk verdi.
Havva Hanm:
"Romannz, ykmz okudum, ailemizi, ocuklarm
yceltmisiniz, teekkr ederim. Yalnz bir eyi merak ettim,
blm isimlerini hem rakamla yazmsnz hem yazyla, niye?
Uyaklar kadar bu da gereksiz gzkyor bence."





































Ben:
"ktln, dolandrcln yaygn olduu gnmzde,
denecek miktar senetlere rakamla yazldktan sonra bir de yazyla
yazlyor yanna parantez iinde. Hani bir tahrifat yaplmasn diye.
Sanrm bunu hatrlatmak istedim kendimce. Biraz da editr bir
tahrifat yapmasn diye bir muhasebeci titizliiyle yazdm." Herkes
gld. Raif:
"Ben de bir ey syleyeyim, benim dkknla Mustafa Ustannkini
epey tarif etmisin romanda, birer ikier gelip bizi buluyor insanlar.
O szlerin hepsini ben syledim zannedecekler diye hafiften bir
huzursuzluk duyuyorum iimde."
Demir:
"zlme, kimin syledii szler gerekten kendisine ait ki bu
lemde?"
Cemil:
"stn abi, romann banda benim doumumla ilgili bir kehnet
vard hani. Onu tam aklamadn?"
"Doru, sanrm u ilk kehnetin yorumu: nsan dnyada yalnzdr,
kendine ait sand pek ok ey ona ait deildir, hatta kendi varl
bile belli bir sre aittir kendine. Oysa insan her ey elindeymi,
kendisine aitmi ve hi lmeyecekmi gibi davranr. Bu, insana
zg derin ve temel bir kendini kandrtr. Hi gitmedii ve
gitmeyecei Gney Kutbu'ndaki bir dzle kendi adnn
verilmesine sevinen bir kral gibi veya 'Benim yldzlarma ne
oldu?' diyen Medici'lerin kk olu gibi her eyin kendine ait
olduunu sanr srekli.





































"Uzaktaki yldzlarn size dedenizden verasetle intikl ettiini
dnebilirsiniz, bu konuda elinizde resm belgeler de bulunabilir
ama ne yannzda tayabilirsiniz onlar ne de ellerinizi uzattnz
da stabilirler sizi. te aynen bunun gibi, ne biriktirdiiniz onca
mal bir oturuta yiyebilirsiniz ne sahip olduunuz onca para ve
itibar sizi lmden koruyabilir. Aslnda yldzlarla aranzdaki
ilikiye benzer bir mesafe, madd zenginliinizle sizin aranzda da
duruyor sessizce. Siz ancak kendinizi kandrarak yldzlara ve tm
madd varlnza ok yakn olduunuza inanabilirsiniz. "Siz galiba
bir emanetisiniz bu dnyada. Kimi siyas lider, partisini bir
emanetiye brakp bir sreliine gider. Adam emanetidir de
kendisi memleketin srekli sahibi mi?
"Onca mal, mlk ve itibar, gn gelir bir varm bir yokmu olur.
Onca gne ve gezegen de bir vardr, bir yoktur gnde. Bu
dnyada gerekten senin olan, duygularn ve dncelerindir;
dardakiler, dnrsen zihnindedir. Yldzlar yakn, maln
mlkn srekli kendinin sanmak, sanrm ladesiliktir."
Aybahar ve Aysen alamaya baladlar. Mustafa Usta efkatle
"Niin alyorsunuz ocuklar?" dedi. kisi de ayr ayr "nk
alyoruz efendim" diye cevap verdi.
"stn abi, belki yanlyorum, romanda sanki Bat kart bir hava
var gibi, bizler mi karyz, yoksa sen mi?" diyerek konuyu
deitirdi Cemil.
Ben:
"Ne Dou'ya karym ne Bat'ya. Her ey gri, ne bembeyaz ne
kapkara. Dou'nun artlar ve eksileri var, Bat'nn da yle. Pozitif
bilimde, sanatta gzellikler yaratt


































Bat, bu iyi. insanla ok hmanist iletiler verdi, bu da iyi. Ancak
Bat, insanla verdii szleri tutmad, dedii baka, yapt farkl.
Bizdeki 'Hocann dediini yap, yaptn yapma' fikri Bat iin de
geerli. Dou glyken savat, yendi, Bat da dnden bugne
ayn; Hal Seferleri neydi? Avrupa Konstantinopolis'i niin ezdi?
ster Dou ister Bat, gl olan, unuttu sevgiyi, insanln kalbine
batt.
"ki retmenim, Fransa bir zamanlar Hatay' igal etti diye dava
am Avrupa'da, ellerinden perim, iyi de, gemite olanlardan
tr lkeler bugn birbirlerine tazminat davas aacak olsa
mahkemeler kilitlenirdi. Mesel, Cengiz Han'dan tr
Moolistan, Byk Britanya'dan tr ngiltere, kurduu onca
devletten imparatorluktan tr Trkiye, Roma'dan tr talya ve
bugn hl savaan nice lke mahkemeye verilse, alnacak
tazminatlarla on defa donatlrd dnya. (Tabii Afrika yine a
kalrd.) zmir'e ktlar diye biz Yunanllara dava asaydk,
stanbul'u aldk diye onlar bize, torunlarmz glerdi halimize."
"Peki ne yapmal?" dedi Raif. Ben de dedim ki; "Bence bireyler
gibi milletler de bitmemi ilerini bitirmeli, ukdeler ufuklarn
gerisinde kalmal. Gemie esef etmeyelim, gelecei tesis edelim.
Tarih boyunca ne resim birletirdi insanlar ne bilim. Doal
bulmaya gitti Tahiti'ye Gaughin, biraz doal paraya evirdi, biraz
da misyonerlik etti. Eer bir gn birlik olacaksa insanlar, ki uzak
ihtimal, belki tiyatro, belki patronsuz sinema ve asl mzik
birletirecek onlar. Beethoven ahlak gerek insanla ve Joan Baez
bereketi gnllere. Livaneli'nin divne gnl ile Theodorakis dost
kalsn gerek. Ve ney nefesi gerek gnllere gneler gibi dnsn
diye Mevln. Bir






























garip hipotez benimki de ite, i arkadanz, iki arkadanz, ev
arkadanz vurabilirsiniz ama birlikte ark sylediiniz adam
vuramazsnz."
Havva Hanm:
"Birer mr tkettik bu romanda. Harcadmz, harcadnz
zamana dedi mi?"
Ben:
"Pazarlamaclkta bir taktik var, 'Puan biriktir, harcadka kazan'
diyorlar. Yz lira harcyorsun on liran birikiyor, iki yz
harcadnda yirmi. ok biriktirmek iin, ok harcaman gerekli.
Sanrm bu k bir lades, gz gre gre kandrmak mteriyi. Ama
bir yandan da dnyorum da bu 'Harcadka kazan' fikri,
hayatmzn zeti belki. nsan evld, bu dnyaya geldi geleli
harcadka kazanyor srekli. En deerli yllarmz harcayp
diplomalar, ekmek paralar kazandk. Anneler hayatlarn,
vcutlarn, uykularn verip bebekler kazandlar. Yaam boyu ne
kazandysak harcadk da kazandk, bu dnyada vermeden hi
almadk. Harcayarak kazanmak ve sona doru yol almak, bu
evrende maddeye sinmi en temel elikidir belki. Madenleri,
ormanlar, atmosferi harcadka kazandn dnyor medeniyet.
Kazandka ykma yaklayor halbuki."
Raif:
"Aylarca, yllarca uratnz bu roman iin. Bunca zahmete dedi
mi?"
Dkmen:
'Yamz ilerledike birer kerteriz defterine dnr yaamlarmz,
grp bildiimiz ne varsa orada yazldr.


































Bizden sonrakiler okusun isteriz. Eer roman saylrsa bu roman,
benim yaammn kerteriz defterinden karlmtr; btn dnyay
doyurmaz ama rehberlik edebilir bazlarna. Eer gelecekte bir tek
insan eksik lrse bu roman yznden veya bir tek baba hi yalan
sylemeden bir tek ocuk yetitirebilirse, zahmetime dedi derim
yrekten.
"Baknz, gmen kular V dzeniyle uarlar gkyznde, bir
dostluk ve dayanma iaretidir bu. Bamzn stnde uup
giderler de srekli, fark etmeyiz gsterdiklerini. Drstlk
doallktr, doada ve doallkta drstlk vardr. Tavuun lades
kemiini krp oyun diye kardeini kandrmaya alan insan, kendi
oyununa geldi, kendini ve doay kandrmaya alyor farknda
olmadan ve byle giderse bir gn gkyzndeki kularn V
kardeliini, bir kemik gibi krp atacak besbelli. Kendimi ve
cmle lemi ne diye kandraym ki! Lades kemiklerini krmayalm
ve kularn gkteki V dzenini."
Salondakiler birbirine sarlmak iin kollarn atlar. El skan iki
insann lades kemiine benzeyen kollar gibi, tekine sarlmak iin
kollarn aan bir insann iki kolu da, lades kemiini ve kularn
gkteki V dzenini hatrlatt o an bana.
Umay unutmu kular gibiydik, bir ap bir kapayp kollarmz,
teker teker birbirimize sarldk ve alyorduk.

You might also like