Professional Documents
Culture Documents
M
M
m
Ã
edildi. Batı insan yetiştirmek için açıkça çok para harcamaktan kaçınıyor;
bunu eni iyi stratejik dostlarına yaptırabilirdi; öyle de yapıyor. Dili § rkçe
olan bir milletin evlatları, hocası § rk olan, hizmet etmesi gereken kitle
§ rk olan bir lkede, dili yabancı olan k lt r yabancı olan bir eğitim
alıyordu. Doğal olarak bu eğitimli alanlar eğitildiği k lt r n yaygın olduğu
yerlerde kendilerini rahat hissedecekleri için, mezun olur olmaz, yabancı
lkeye gitmenin yolunu arıyorlardı. Bu nedenle, örneğin Bilkent, Sabancı,
Koç, Boğaziçi (eski mirasıyla Robert Kolej) niversitelerinden mezun
olan bir kişiye Kayseri ilinden, hatta Ankara¶dan (Ankara¶da bulunmaları
gerekli olabiliyor; ç nk birilerine zaman zaman köpr başı olmaları, daha
sonra mensup oldukları k lt r n devletlerin çıkarlarını kollayabilmeleri
için gerekiyor) daha doğuda rastlayamazsınız. Bunlar bizi (Bitlislileri,
Ağrılıları, Siirtlileri, Muşluları vd.ni) batıda gururla temsil ediyorlarmış!!!
Böylece İngilizce tıptan neredeyse İngilizce § rkçe böl mlerine kadar
t m branşlar açıldı.
diye deklere etmiş; 2.5 milyon insan köpr altında yatıyor; 18 yaşını
geçmiş gençlerin %60¶ı ailesini senede bir defa telefonla bile aramıyor;
halkının sağlık giderlerinin y zde ellisinden fazlası psikolojik
rahatsızlıkların giderilmesine gidiyor. Bu modeli kim getirdi, niçin getirdi?
Ancak bir defa biat (sorgusuz sualsiz söyleneni kabul) etmeyi bir
alışkanlık haline getirmişseniz, sizin analistik d ş nme yetiniz sınırlanmış
demektir; artık g d mlenmeye, yönetilmeye hazırsınız demektir. §arihe
bir bakalım! Biat geleneği olan toplumlarda insanlar hep bilinçsiz olarak
yönlendirilmiş, g d mlenmiştir. Kitaplı dinlerin birinci kuralı ³söyleneni
aynen d ş nmeden kabul edeceksin (iman edeceksin), kalbinle tasvip
edeceksin, dilinle ikrar edeceksin´ (teyit edeceksin). Kuşku duyanın
imanı zayıftır. Geçmişte Avrupa¶ya bakıyorsunuz, Papanın bir lafıyla
Avrupa Kud s¶e doğru yola dizilmiş; kilisenin bir tavrıyla afetlerin
m
§ rkiye böyle bir onurlu harekete bir defa daha yeltenmişti. 1950
yıllarında Kıbrıs¶ta başlayan bağımsızlık hareketi iki toplumlu bir ortak
devletin kurulması ile sonuçlanmıştı. Rumlar sonuçta, Kıbrıs¶ın t m
yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası
anlaşmaları çiğneyerek, anayasayı çiğneyerek ve § rkleri katlederek,
1963 yılında Ortak Devlet¶i yıktılar. Anlaşmaya göre m dahale hakkımız
olduğu için, zamanın başbakanı İsmet İnön (1963 yılı) Kıbrıs¶a birkaç
uçak göndererek ±sanki çıkarma yapacağımız izlenimi yaratarak- ada
zerinde uçurdu; aynı anda Amerika Başkanı Johnson¶dan § rkiye¶ye
zehir zemberek bir mektup geldi.
Ô³Johnson Mektubu´
³Washington: 5 Haziran 1964
Sayın Bay Başbakan (İnönü)
«.
«.
Diyebilirsiniz ki bir lkenin simgesi olan bir kişi , başka bir lkeyi
ziyaret ediyorsa, onu memnun etmek için kendi usullerini ve
alışkanlıklarını uygulama misafirperverliğin bir gereğidir. Pekâlâ, İran¶ı
ziyaret eden başbakanımıza, yere sofra bezi serilerek, onun zerinde
yemek ikram edilmesini ve bizimkilerinin de bağdaş kurarak bu sofraya
yanaşmalarına ne diyeceksiniz?
köpr başlarını bizim için hazırlamıştı yanıtını veriyor ( teyit için keşke o
g n n yetkili komutanlarının bilgisine başvurulabilse). Bu son paragrafta
verilen bilginin muhakkak teyit edilmesi gerekir. Ç nk neredeyse son 3
çeyrek asırdır verebildiğimiz bağımsız, kişilikli tek kararın da bir top
yekûn uzlaşma sağlanan bir h k met kararı olmama olasılığını öğrenme
de bu topluma çok şey kazandırabilir diye d ş n yorum.
§ rkiye¶nin işi çok zor. Atat rk¶ n gençliğe hitabetinde yazılı olduğu gibi
tersaneleri işgal edilmiş.
Hacettepe Üniversitesi
+++
01*0*2-,-52 6
³Washington: 5 Haziran 1964
Sayın Bay Başbakan (İnön ),
H rmetlerimle