You are on page 1of 115

MEYVECİLİĞİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU VE

ÖNEMİ
• Meyveler sağladıkları kalori, vitamin,
madensel maddeler ve güzel görünümleri
sayesinde iştah üzerine yaptıkları etkiler
bakımından beslenmemizde çok önemli
bir yer tutmaktadır.
• Ayrıca meyve suyu, konserve, reçel,
marmelat, pekmez ve kurutma
teknolojilerinin de hammaddesini
oluştururlar.
• ÜLKEMİZDE MEYVE ÜRETİMİ
• Türkiye'nin iklimi ve toprak yapısı pek çok
meyve türünün üretilmesi için uygundur.
Dünya üzerinde üretimi gerçekleştirilen
bir çok meyve türü Ülkemizde de
yetiştirilebilmektedir.
• Bugün Türkiye'de 35 tür meyve yaygın
olarak üretilmektedir. Üzüm, Elma, Zeytin
ve Portakal en fazla üretilen meyvelerdir.
Çilek, kivi, ahududu ve böğürtlen gibi
meyvelerin üretiminde ise hızlı bir artış
olmaktadır. 2000 yılı tahminlerine göre
meyve üretimimiz 13 milyon tonu
geçmektedir.
• Son yıllarda ülkemizde yetiştirilen
meyvelerin hem miktarı hem de kalitesi
yükselmektedir. Bir çok meyve türünde
ihracat yapılarak Ülkemiz döviz
kazanmaktadır. Son yıllarda özellikle
Kirazda Avrupa'da "Türk Kirazı" imajı
yaratılmıştır.
• Meyve miktar ve kalitesinin artmasında
çiftçimizin tekniğine uygun yetiştiricilik
yapmasını öğrenmesinin büyük payı
vardır.
Bodur anaçlarla kurulmuş modern bir meyve bahçesi
Modern meyveciliğin gereklerini yerine
getirmek hem üreticilerimize hem de Ülkemize
önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu sayede;
- Ağaçlar erken yaşta verime yatar.
- Her yıl düzenli ürün alınır.
- Dekara daha fazla ağaç dikilerek dekardan çok
ürün alınır.
- Budama, ilaçlama ve hasat gibi işlemler daha
ucuz ve kolay yapılır.
- Bahçelerde hastalık ve zararlıların kontrolü daha
kolay ve etkili yapılır.
- Kaliteli meyve oranı artar ve daha yüksek kar
elde edilir.
- Maliyet azalır.
• Modern meyveciliğin başlangıcı çeşit,
anaç ve fidan seçimine kadar uzanır. İç
ve dış pazar isteklerine uygun çeşitlerle
tek türden kapama bahçe kurulması
tavsiye edilmektedir. Dünyada yaygın
olarak kullanılan ve son 10 yıldır
Ülkemizde de yaygınlaşan bodur anaçlar
tercih edilmektedir. Ülkemizde son
yıllarda özellikle Elma, Armut, Ayva,
Kiraz, Vişne, Erik ve Şeftalide bodur anaç
kullanılması hızla yaygınlaşmaktadır.
• Üretilen ürünlerin hasat, taşıma,
ambalajlama ve depolamada dikkatli
davranılarak, kalitenin bozulmaması
sağlanmalıdır. Hasattan sonra hemen
pazara sunulmayacak ürünler ön
soğutma yapıldıktan sonra depoya
konmalıdır. Depolamada Kontrollü
Atmosfer depoları tercih edilmelidir.
FİDAN YETİŞTİRME VE AŞILAMA TEKNİĞİ
– Meyvecilik, tarımın uzun zaman alan bir
dalıdır. Meyveciliğin temelini oluşturan fidan
önemli bir yer tutar. Bu yüzden, iyi bir meyve
yetiştiriciliği için iyi fidan gereklidir. İsmine
doğru, virüsten ari, kaliteli fidanlarla tesis
edilecek olan meyve bahçeleri karlı
yetiştiricilik için ilk adımdır. Bunun için
sertifikalı fidan üretimine öncelik vermek
gerekmektedir. Sertifikalı fidan üretimi ile
üretilen fidanların pazarlanmasında da birçok
kolaylıklar bulunmaktadır. Ülkemizde her yıl
38 milyon civarında meyve fidanı
üretilmektedir. Bu miktarın 5 milyon kadarı
kamu kurum ve kuruluşları, kalan 33 milyon
fidan ise özel kişi ve kuruluşlar tarafından
üretilmektedir.
• Ülkemizde fidan yetiştirme sistemleri,
ilgili tüm üretim faaliyetlerinin bir bütün
olduğu şekilde uygulanmaktadır. Yani bir
fidanlıkta tohumdan aşılı fidan elde
edilmesine kadar tüm faaliyetler
yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise
sadece çöğür üretimi gibi özel üretim
yapan ihtisaslaşmış işletmeler de
mevcuttur.
• SERTİFİKALI FİDAN
• Sertifikalı fidan kullanmanın önemi
Modern ve karlı bir meyveciliğin temeli
fidancılıktır. Fidan seçiminden dikim
tekniğine kadar gösterilecek titizlik karlı
bir yetiştiricilik için şarttır. Yetiştirici
bahçesinde kullanılacak fidanı, anacını ve
kaleminin menşeini bilmesi, bu bahçeye
uygulayacağı bakımla da yakından
ilgilidir. Bu bakımdan sertifikalı fidan
kullanımı büyük bir önem arz
etmektedir..
• Fidan sertifikasyonu
• Ülkemizde fidan sertifikasyonu ve
sertifikalı fidan üretimi ile ilgili esaslar 5
Ocak 1997 tarih ve 22868 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanan “Fidanların
Sertifikasyonuna ait Genel Esaslar
Tebliği” ne göre uygulanmaktadır.
• Buna göre sertifikalı meyve, asma çeşit
damızlığı, anaç damızlığı, fidan üretim
materyali ve fidan üretici belgesi
verilecek fidancılarda aranan şartlar bu
yönetmeliğin 20. Maddesinde şöyle
belirtilmiştir:
• Yetiştirici çeşit-anaç damızlığı veya fidanı
üretimi için yeterli  bilgi ve beceriye sahip
olmalıdır,
• Yetiştirici yeterli alet ve ekipmana ve
araziye sahip olmalı   veya uzun süre
kiraladığını belgelemelidir.
• Bu şartları taşıyanlar bulundukları yerin
Bakanlık İl Müdürlüklerine müracaat edip
fidan üretici belgesi alıp, üretime
başladıktan sonra da gerekli işlemleri
yerine getirirler.
• Yine bu yönetmeliğe göre, fidanların
“SERTİFİKALI“ sertifikası verilebilmesi için
o fidana ait çeşit damızlığı ve anaç
damızlığı fidan üretim materyalinin de
“SERTİFİKALI“ sertifikasına haiz olması
gereklidir.
• Fidan seçiminde dikkat edilecek hususlar:
• Seçilecek fidanın sertifikalı olup olmadığına dikkat
edilmeli, bu yüzden mutlaka üzerinde etiket olan
fidanlar tercih edilmelidir.
• Kökleri açıkta kalmış, kazık kökleri yaralanmış, fidanlar
alınmamalıdır.
• Saçak köklerin iyi gelişmiş olmasına dikkat edilmelidir.
• Gözleri uyanmaya başlamış, fidanlar alınmamalıdır.
• Aşırı ince ve aşırı kalın gövdeli fidanların toprakta
tutumu güç olacağından, bu tür fidanlar tercih
edilmemelidir.
• Fidan alınırken aşı yerine çok dikkat etmek gerekir.
Mutlaka anaç ile kalemin kaynaşma yerini görmemiz ve
aşılı olduğuna ikna olmamız gerekir.
• Alacağımız fidanın kökünde ur, gövdesinde kabuklu bit
ve benzeri hastalık ve zararlılar olmamalıdır.
• Bu bölümde meyve fidan yetiştiriciliğinde
yaygın olarak kullanılan üretim teknikleri
hakkında yeni tekniklerin de eklenmesiyle
pratikte uygulanması önerilen bilgilere
değinilecektir.
• FİDANLIK YERİNİN SEÇİMİ Fidanlık, fidan talebinin
yüksek olduğu, yani meyveciliğe uygun olan yerlerde
kurulmalıdır.
• Fidanlık yeri için rüzgarlardan korunmuş mevkii
seçilmelidir.
• Sulama suyu yeterli ve sulamaya uygun olmalıdır.
Toprak hafif süzek ve fidan yetiştiriciliğine uygun
yapıda olmalıdır. Fidan üretilecek arazi hafif meyilli ve
drenajı uygun olmalıdır. Taban suyu problemi
olmamalıdır.
• İlkbahar geç ve sonbahar erken donları aşı ve
sürgünleri etkileyecek şiddette olmamalıdır.
• Fidan üretiminde kullanılacak her türlü materyal ve
işgücü temini için ulaşım kolay olmalıdır.
• Fidanlık toprağı her türlü hastalık ve zararlılar
bakımından temiz olmalıdır. Bunun için üretim öncesi
toprak hastalık ve zararlılar bakımından tahlil
edilmelidir.
• Fidanlık planlaması ve parselasyonu yapılmalıdır.
• FİDANLIK YERİNİN HAZIRLANMASI
VE PARSELASYONU Fidanlık yeri
seçiminden sonra, seçilen yerin daha
önceden değerlendiriliş şekline bağlı
olarak uygun bir şekilde sürülür. Yine
gerekli ise tesviye işlemleri yapılır. Toprak
analiz sonuçlarına göre gereken bitki
besin maddeleri verilir. Ana sulama ve
drenaj sistemlerinin alt yapısı planlanır ve
uygulanır.
• Fidanlık yerinin hazırlığı
• Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra
fidanlık parselasyonuna geçilir. Bir fidan
parselasyonunda aşılı fidan parseli,
tohum tavaları, çöğür şaşırtma parseli,
çöğür parseli gibi belirli aralıklarla yer
değiştiren parseller yanında daha uzun
sürelerde yer değiştiren klon anaç
damızlığı, çöğür anaç damızlık parselleri
bulunur. Yumuşak çekirdekli meyveler
çeşit damızlığı, sert çekirdekli meyveler
çeşit damızlığı bulunur.
• Basit bir fidan parselasyonu
• Bunun yanında fidanlık kurulacak yerin
planlaması yapılırken işletme binası,
evler, yemekhane, yollar, gübrelik,
makine parkı, fidan hendekleme ve satış
yeri gibi tesislerin ihtiyaca cevap
verebilecek büyüklükte olması
gerekmektedir.
• FİDANLIKLARDA MÜNAVEBE (BİTKİ
ROTASYONU)
• Fidan sökülen yere aynı cins fidan dikmek
uygun değildir. Genel olarak elma, armut,
ayva gibi yumuşak çekirdekli meyveler ve
erik, kayısı, kiraz ve şeftali gibi sert
çekirdekli meyveler aynı parsele
münavebeli olarak dikilebilir. Fidan
sökülen yere yonca, fiğ, korunga gibi yem
bitkisi ekmek hem toprağın dinlenmesini
sağlar ve hem de toprağı azot
bakımından zenginleştirir.
• FİDAN ÜRETİM YÖNTEMLERİ Tohumla
Üretim (Anaçların Yetiştirilmesi)
• Modern meyvecilikte meyve tohumları ya
yabani ağaçların tohumlarından elde
edilen çöğürler ya da seçilmiş klon
anaçlarının üzerine aşılanarak yetiştirilir.
Bu amaçla anaç damızlıklarının bulunması
gerekmektedir.
•Tohum ekimi
– Tohum tavalarının hazırlanması:
– Yabani ağaçların tohumlarından elde edilen çöğürler 80
cm eninde ve 5 m boyunda tohum tavalarında
yetiştirilirler. Tohum tavaları;
– Dekara 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi ile gübrelenir
– Gübrenin toprağa karıştırılması için sürülür,
– Diskaro, tırmık, freze gibi İkileme aletleri ile düzeltilir,
– Çıkış öncesi yabancı otlara karşı ilaçlama yapılır,
– Tohum tavalarına ilaçlamadan yaklaşık 15-20 gün
sonra ekim yapılır.
– Hazırlanan tohum tavalarının kendi kalınlıklarının 2
katı kadar derinliğe sıra vari ekim yapılır.
• b) Çöğürlerin aşı parseline aktarılmaları:
• c) Çöğürlere aşı parselinde uygulanan
işlemler: Can suyundan sonra sulamalardan
ve aşırı yağışlardan sonra oluşacak olan
kaymak tabakasını kırmak için çapalama
yapmak gereklidir. Bu işlem, hem kaymak
tabakasının kırılmasını sağlayacak hem de
oluşmuş olan yabancı otların ortadan
kaldırılmasını sağlayacaktır. İki çapa bir su
yerine geçer sözü fidancılıkta daha fazla
hissedilebilir.
 
• Çöğürlerde kırmızı örümcek, yaprak
biti, külleme, göz kurtları gibi
hastalık ve zararlılarla mücadele
yapmak gerekecektir.
• Aşı parselinde bitkileri, biran evvel aşı
kalınlığına getirmek  için sulama büyük
önem arz eder. Sulamayı aksatmamak ve
bitkiyi su stresine sokmamak
gerekmektedir Bunun yanında aşırı
sulamanın kök çürüklüklerine yol
açacağını unutmamak gerekir.
• Gübreleme fidancılık için önemli bir konudur.
Özellikle azotlu gübrelerle çöğürlerin daha hızlı
 
gelişmesi teşvik edilmiş olacak ve çöğürlerin aşı
kalınlığına gelmesi daha da hızlanacaktır.
Gübreleme hem sulama suyuyla hem de
çöğürlerin dibine toprak yapısına göre Azotlu
gübrelerle dekara 15-18 kg hesabıyla
gübreleme yapılmalıdır. Çöğürler bölge
şartlarına göre yaz aylarında durgun T göz aşısı
yapılmalıdır. Eğer çöğürlere sürgün göz aşısı
geç yapılacak olursa göz sürüp fazla gelişmeden
kışa girer ve kış soğuklarından etkilenebilir. Bu
yüzden kışı sert geçen yerlerde durgun T göz
aşısı yapılmalıdır.
• d) Fidanlara aşı parselinde uygulanan işlemler:
Aşılama döneminden sonra bitkiye sulama, çapalama,
mücadele gibi işlemler yapılır. Fidanlıklarda aşı
yapmadan önce çöğürler 3-4 gün öncesi bolca
sulanmalıdır. Bu çöğürün aşı için iyi kabuk vermesini
sağlar. Yine kalem alacağımız bitkilerde bir hafta öncesi
bolca sulanmalıdır. Bu da kalemin iyi kabuk (göz)
vermesini sağlayacaktır. Aşılama işlemi bittikten sonra
sulama, çapalama ve mücadele işlemlerine devam
edilmelidir. Yalnız unutulmamalıdır ki aşı parsellerinde
salma sulama birinci tercih olmalıdır. Yağmurlama
sulamalardan mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Kış
sonunda veya erken ilkbaharda aşı yerinin hemen
üzerinden ters istikamette meyilli olarak çöğür kısmı
kesilir ve aşı bağı çözülür veya aşı bıçağı ile kesilir.
Bitkilerde faaliyet başlayınca gözler patlar ve sürmeye
başlar. Bu sürmeyle beraber çöğür üzerinde de filizler
çıkmaya başlar. Bu filizleri kopartıp atmak gerekir.
• Bu arada aşılı fidanın daha iyi
gelişebilmesi için sulama, çapalama ve
mücadele işlemlerine devam edilmesi
gerekmektedir. Sonbaharda fidanlar
yaprak dökünce yerlerinden sökülür.
Fidan söküm döneminde toprağın tavlı
olması gerekmektedir. Bu hem fidanın
kolay sökülmesini hem de köklerin
zedelenmeden çıkmasını sağlar. Sökülen
fidanlar kök ve tuvalet budaması
yapıldıktan sonra tür, çeşit ve boylarına
göre etiketlenip hendeklenir. Hendekleme
yerinin kumsal olması hem fidan nakli
hem de üretici için kolaylık sağlar.
• Aşı ile Üretim
• Aşılama nedir?
• Aşılama iki bitki parçasını bir bitkiymiş
gibi kaynaşarak ve büyümelerine devam
edecek şekilde birleştirme tekniğidir.
• Yeni bitkinin üst kısmını meydana
getirecek olan kısmına kalem, kökünü
meydana getirecek alt kısmına anaç
denir.
• Aşılamanın amaçları nelerdir? İsmine
doğru fidan üretimi
• Diğer yollarla çoğaltılamayan çeşitlerin
ortadan kalkmasına engel olmak
• Erken meyveye yatmayı sağlamak
• Bazı anaçların özelliklerinden
yararlanmak (Örneğin bodur anaçlar,
farklı toprak tiplerine uygun anaçlar)
• Çeşit değiştirmek
• Ağacın zarar gören kısımlarının tamiri
• Virüs testi
 
• Aşı çeşitleri nelerdir ?
• Göz aşıları ve kalem aşıları olmak
üzere ikiye ayrılır.
• Göz aşısı Küçük bir kabuk parçası ile
bunun üzerinde tek bir göz ile
yapılan aşılara göz aşısı denir.
Yongalı göz aşısında, kabuk
parçasının altında odun dokusu
bulunur.
• Göz aşısı ne zaman yapılır?
–   Sonbahar göz aşısı (Durgun göz aşısı)
– İlkbahar göz aşısı (Erken sürgün aşısı)
– Haziran göz aşısı (Geç sürgün aşısı)
• Göz Aşısı Metotları
• a) T göz aşısı: 6 mm ile 2.5  cm arasındaki çapa
sahip anaçlara büyüme devresinde uygulanır. Aşı
topraktan 5-25 cm yükseklikte yapılır. Anaç T
şeklinde kesilir. Göz ise kalkan şeklinde odunlu ve
odunsuz olarak kesilir ve anaçta açılan T içerisine
yerleştirilir. Aşı yeri rafya ile hava almayacak
şekilde bağlanır. Aşı bağı 15-20 gün sonra kesilir.
• b) Ters T aşısı: Yağmurlu bölgelerde yağmur
sularının açılan T içerisine girmemesi ve
enfeksiyon oluşmaması için ters T aşı metodu
uygulanabilir.
• Şekil 3. Göz aşısı için hazırlık
• c) Yama göz aşısı: Dikdörtgen
biçimindeki bir kabuk parçasının anaçtan
kesilip çıkarılması (üzerinde bir göz
bulunan) ve kalem üzerinde aynı
büyüklükte bir kabuk parçasının çıkartılıp
yerine anaçtan kesilen ve bir göz ihtiva
eden parçanın anaç üzerine
yerleştirilmesi şeklinde olur. Genellikle T
göz aşısının başarısız olduğu tür ve
çeşitlerde uygulanır. Bu aşıda başarılı
olmak için, gece ve gündüz ısı farkının az
olduğu dönemler seçilmelidir. Aşı çabuk
yapılıp, çabuk bağlanmalıdır.
• d) Flüt göz aşısı: Yama göz aşısına
benzer. Farkı, çıkartılan kabuk parçasının
gövdeyi hemen tamamen saracak şekilde
büyük olmasıdır.
• e) Yongalı göz aşısı: Bu aşı metodu
ilkbaharda büyüme başlamadan önce
veya yaz aylarında su noksanlığı veya
başka bir sebeple büyümenin durduğu
hallerde kabuğun odundan kolayca
ayrılmadığı zamanlarda yapılır. En önemli
nokta, anaçta açılan T'ye yongalı gözün
çok iyi yerleştirilmesi ve çok iyi
bağlanmasıdır.
• II. Kalem Aşıları
• Taze kesilmiş anaçla, taze kesilmiş
kalemin kambiyum bölgelerinin üst
üste gelecek şekilde sıkıca temas
ettirilerek, anaçla kalem arasında bir
bağlantı kurularak yeni bir bitki
meydana getirilmesidir. Bu tür
aşılara kalem aşıları denir.
• Kalem Aşısı Metotları
• a) Yarma aşı : Küçük ağaçların
gövdelerinde veya büyük ağaçların ana
dallarında çeşit değiştirmeye uygun olan
bir aşı tekniğidir.
– Şekil 4. Yarma aşının yapılışı
• b) Kakma aşı: Yarma aşının yerine
kullanılabilir. Kakma aşı çeşit
değiştirmelerde özellikle 7.5-10 cm veya
daha kalın çaplı dalların aşılanmalarında
kullanışlıdırlar. Genellikle her ana dala 3
kalem aşılanır.
• c) Dilcikli aşı: Bu aşının yapılabilmesi
için anaç ve kalem . aynı kalınlıkta
olmalıdır. 0.6-1.2 cm çapındaki anaçların
aşılanmasında uygulanması kolaydır.
Gereken şekilde yapıldığı takdirde, başarı
oranı çok yüksektir. Çabuk kaynar ve
kuvvetli bir birleşme meydana getirir
• d) Kenar aşı: Kalemin kendinden kalın
anacın yan kısmına yerleştirilmesi
şeklinde yapılır.
• Aşı macunları: Kalem aşılarının
yapılmasından sonra aşı bölgesi aşı bağı
ile bağlandıktan sonra aşı macunu ile
kapatılmalıdır. En fazla kullanımı olan aşı
macunları iki çeşittir. Bunun yanında
ticari olarak üretilip satılan kaliteli
macunlar bulunmaktadır.
• Aşı Macunları:
• Aşı bölgesini kapatarak su kaybını
önler
• Aşı bölgesinin dış etkenlerden zarar
görmesini engeller.
• Sıcak macunlar:
• Kullanılan materyal:
• Zift 500 gr
• Balmumu 500 gr
• İçyağı (eritilip süzülmüş) 300 gr
• Elenmiş ince odun külü 125 gr
• Balık tutkalı 42 gr
• Hazırlanışı: Zift ile balmumu ufak
parçalara ayrılıp bir kap içersinde ve
alevsiz ateş üzerinde ısıtılarak eritilir.
Diğer bir kapta içyağı yine ateş üzerinde
eritilir ve sonra zift ile balmumu eriğine
katılır. Bunların üzerine ince elenmiş odun
külü dökülüp iyice karıştırılarak ısıtılmaya
devam edilir. Kaplara dökülür. Macun
soğuyunca katılaşır. Kullanılacağı zaman
yumuşaması için ısıtılması gerekir. Ancak,
macunu çok sıcak olarak
kullanılmamasına dikkat edilmelidir.
• Soğuk macunlar: Soğuk macunlar,
hazırlandıktan sonra ısıtılmaya gerek
kalmadan yumuşaklığının koruyan macun
çeşididir.
• Kullanılan materyal:
• Ham reçine (çam sakızı) 2 kg
• Bezir yağı 20 gr
• Balmumu 100 gr
• Mavi ispirto 300 gr
• Hazırlanışı: Çam sakızı ateşte eritilir,
buna bezir yağı ve balmumu katılır. İyice
karıştırılıp eritildikten sonra ateşten
indirilerek soğuması beklenir. Sonra
yavaş yavaş karıştırılarak ispirto ilave
edilir.
• DALDIRMA İLE ÜRETİM
• Göz ve kalem aşılarından sonra fidan
üretiminde kullanılan diğer bir metot da
daldırma yoluyla üretimdir.
• Daldırma: Ana bitki ile bağlantısı kesilmemiş
bir gövde parçası üzerinde köklerin oluşmasıdır.
Köklenen gövde sonradan ana bitkiden, kendi
kökleri üzerinde büyüyen yeni bir bitki elde
etmek için ayrılır. Daldırmada kök oluşumu için
iyi bir toprak nemine, iyi havalanmaya ve
köklenme bölgesinde orta bir sıcaklığa ihtiyaç
vardır. Daldırmanın önde gelen üstünlüğü,
bitkilerin bu metotla köklendirilmesinde başarılı
olunmasıdır. Çelikle kolayca çoğalmayan birçok
klonlar, bitkilerin kendi kökleri üzerinde
büyümesine imkan veren daldırma metodu
sayesinde köklendirilebilmektedir. Ancak
daldırmada belirli sayıdaki anaçtan elde
edilecek bitki sayısı, çelikle göz veya kalemden
elde edilecek bitki sayısından azdır.
• Bazı durumlarda daldırma ile yetiştirilen
bir bitki, çelikle yetiştirilen bir bitkiye
oranla daha kısa zamanda belli bir
büyüklüğe ulaşmaktadır.
• Daldırma Metotları
• a) Uç daldırması: Uç daldırmasında
köklenme, bükülerek toprağa sokulan
sürgün uçlarında meydana gelir. Bu
metot siyah ve mor ahududuların
karakteristik üretim metodudur.
• b) Adi daldırma: Bir dalın toprağa doğru
bükülmesi, toprağa gelen yerinin toprakla
veya torf ile örtülmesi ve ucunun
topraktan çıkarılmasıyla yapılır. Genel bir
kural olarak, bir yaşından daha yaşlı olan
sürgünler daldırma için uygun değillerdir.
• c) Yılankavi daldırma: Adi daldırmaya
benzer farkı dalın bir kısmının gömülmesi,
ondan sonraki kısmının toprak yüzeyine
çıkarılması, sonraki kısmının tekrar
gömülmesidir. Genellikle dalın alt kısmı
bıçakla çizilir veya bilezik alınır. Adi
daldırmada olduğu gibi toprakla örtülür.
Her gömülen kısımda kökler oluşur. Bu
metot Muscat üzüm çeşidi gibi uzun kolay
eğilip bükülebilir sürgünleri olan bitkilerin
çoğaltılmasında kullanılır.
• d) Hava daldırması: Bitkilerin
kabuğundan bilezik alınmış veya kabuğu
bıçakla yarılmış ve bu yaralanan kısımları
nemli bir köklendirme materyali ile havai
kısımlarda kökler oluşur.
• e) Tepe daldırması: Tepe daldırması,
bir bitkinin dinlenme mevsiminde
tepesinin toprak seviyesinde
kesilmesinden sonra yeni gelişen
sürgünlerin dip tarafının bu kısımlarında
köklenmenin hızlanmasını sağlamak
amacıyla, toprakla örtülmesi işlemlerini
içerir.
• f) Hendek daldırma: Hendek daldırması
bir bitki veya dalın bir hendeğe yatırılması
ve çıkan sürgünlerin etrafına toprak
doldurulmasından ibarettir. Çıkan bu
sürgünlerin diplerinde kökler oluşur.
• Bu metot ile;
• Uzun yıllar kullanılacak olan ana bitki dikilmesi
30-45 derece açı ile yatık olarak sıra üzerine
45-50 cm arayla dikilir.
• Sıralar arasında 120-150 cm mesafe bırakılır.
Büyüme başlamadan hemen önce bitki,
hazırlanan hendeğin içine yatırılır. Sürgünlerden
hafifçe uç alınır. Zayıf dallar kesilip atılır.
• Yeni sürgünlerin diplerine zaman zaman toprak
yığılır.
• Mevsim sonunda yığılan toprak açılır ve
köklenen sürgünler ana bitkiden çıktığı yerden
kesilir.
• Köklenmemiş sürgünler, ertesi yıl
köklendirilmek üzere  yerlerinde bırakılır.
• Hendek daldırmasında sürgün üzerinde
bulunan tomurcuklardan çıkan sürgünler
toprağı delerek yukarı çıkar. Bunların
diplerinde kökler oluşur. Bu işleme
devamlı daldırma da denir.
• ÇELİKLE ÜRETİM
• Çelikle çoğaltmada   bir dal parçası, bir
gövde veya bir yaprak-dal, ana bitkiden
kesilir. Kesilen bu dal parçası (3-4 göz
içeren) kök ve sürgün yapımına
zorlanmak amacıyla köklendirme
ortamına konur. Yapılan bu işlemler, çelik
alma ve köklendirme faaliyetlerini içerir.
Çelikle üretimde yeni bitki, ana bitkinin
tüm özelliklerini taşır.
• Çelikle üretimin avantajları
• Birim alandan çok sayıda bitki, elde etme
imkanı mevcuttur.
• Bu çoğaltma metodu ucuz, kolay, çabuk
ve basit olup, özel teknik istemez.
• Uyuşmazlık, aşı noktasında kaynamama
sorunu gibi sorunlar çelikle üretimde söz
konusu değildir.
• Bir örnek bitkiler elde etmek mümkündür.
• Elde edilen bitkiler ana bitkiyle aynı
özelliklere sahiptir.
• Çelik tipleri
• a) Odun çelikleri:  Odun çelikleri kolay
hazırlanır. Çabucak bozulmazlar.
Gerektiğinde, emniyetle uzak mesafelere
gönderilebilirler. Çoğaltma materyali
olarak kullanılacak olan odun çelikleri
sıhhatli, kuvvetli ve güneşte büyüyen
bitkilerden alınmalıdır. Çelik yapılacak
bitkilerin sürgünlerinin boğum araları
anormal uzun veya sık olmamalıdır. Obur
dallar ile küçük ve zayıf büyüyen dallar
çelik materyali olarak kullanılmamalıdır.
• Odun çeliklerinin uzunlukları 10-30 cm
arasında değişir. Alınan çelikler (Kış
dinlenme döneminde) perlit, kum, torf
gibi köklendirme ortamlarına çeliğin
yarıya yakın bir kısmı sokularak (1-2 göz)
sıcaklık ve sulama imkanları dikkate
alınarak köklenmesi sağlanır.
Köklendirme ortamına konulmadan önce
hormonla muamele edilirse köklenme
nispeti iyi olur. Yine köklendirme
ortamına konulan çeliklerde bitkinin kök
oluşacak bölgesinde 18-20 0 C'lik bir
sıcaklık, köklenmeyi olumlu
etkileyecektir.
• Köklendirme ortamına konulan
çeliklere sis şeklinde nem sağlamak
faydalı olacaktır.
• b) Yeşil çelikler: Büyüme dönemi içinde ilk
sürgünlerin yaklaşık 30 cm olduğu dönemden
başlayarak, yaprakların dökülmesine kadar olan
dönemde oluşan sürgünlerden elde edilen
çeliklere yeşil çelik denir. Bu dönemde alınan
çeliklere hormon uygulaması yapılır. Yeşil
çelikler sisleme yapılarak nem düzeyinin % 90
civarında olduğu ortamlarda köklendirilir.
Köklendirme ortamına konulan çelikler yapraklı
ise, yaprak alanını azaltmak gerekecektir. Çelik
boyu odun çeliklerinde olduğu gibi 10-30 cm
olmalıdır. Köklendirme ortamına konulan tüm
çeliklerde kök çürümesi gibi sıkıntılara karşı
aşırı sulamadan kaçınmak gerekecektir.
Köklenen çelikler tüplenip alıştırma ortamına
konulup, belli bir süre bekletildikten sonra dış
ortama rahatlıkla konulabilir.
– MEYVE BAHÇESİ TESİSİ
– Meyve ağaçları dikildikleri plantasyonlarda
toprağın tür ve çeşit özelliklerine bağlı olarak
çok uzun yıllar muhafaza ederler. Kurulurken
yapılacak hatalar, uzun yıllar sonra ortaya
çıkacağından, kaybolacak ürün hem üretici
hem de milli ekonomi yönünden önemlidir.
Bu sebeple bir yerde meyve bahçesi kurarken
hataya düşmemek için şu hususları göz
önünde bulundurmamız gerekir.
 
• Meyve bahçesi kurulacak yerin seçimi 
• Meyve türlerinin döllenme biyolojileri 
• Ekonomik ve kültürel şartlar
• Fidanların dikim işlemleri
• Dikilecek çeşitler ve anaçlara göre dikim
mesafeleri
• A. MEYVE BAHÇESİ KURULACAK YERİN
SEÇİMİ
• Herhangi bir yere dikilen meyve fidanının
tutması, gelişmesi ve meyveye yatması,
her yıl muntazam ürün vermesi, çeşit
özelliklerini göstermesi ve her yönüyle
başarılı bir meyvecilik yapılması için etkili
temel faktörler;
• İklim,
• Yer ve yöney,
• Topraktır.
• Meyve tür ve çeşitleri, iklim istekleri
bakımından oldukça önemli farklar
gösterirler. İklim faktörlerine yeterince
müdahale yapılmadığı için, yetiştirilecek
meyve tür ve çeşitlerini o yerin iklim
isteklerine göre tespit etmek gerekir.
Meyvecilikte dikkat edilecek iklim
özellikleri şunlardır:
 
• İlkbaharda meydana gelen geç donların
tarihleri,  
• Kış aylarında meydana gelen en düşük
sıcaklıklar ve süreleri,
• Yaz aylarında meydana gelen en yüksek
sıcaklıklar,
• Yıllık sıcaklık ortalaması,
• Yıllık yağış toplamı ve yağışların
mevsimlere göre dağılımı.
• Nem
• Toprakta Nem: Meyvenin şekil, irilik,
kalite ve rengi üzerine etkilidir.
• Havada Nem: Düşük ise dişicik
tepesindeki sıvının kurumasına sebep olur
ve polen tozları çimlenemez. Ayrıca
meyvelerde silkmeye sebep olur. Yüksek
nispi nem meyvelerde paslanmaya ve
mantari hastalıkların yayılmasına sebep
olur.
Bir yaşlı meyve bahçesi
• Işık: Bitkilerin hayati faaliyetlerini
devam ettirmeleri için güneş ışığında
bulunan bütün ışınların bulunması
gerekir.
• Sis-Dolu-Tipi ve Şiddetli Karlar
• Hakim Rüzgarlar ve Korunma:
Rüzgarların bilhassa döllenme ve toprağın
havalanması yönünden faydaları vardır.
Yapılacak rüzgar kıran tesislerinin etki
derecesi, bu tesisin yüksekliği ve hava
geçirgenliğine bağlıdır.
• Yer ve Yöney Yer:
• Bazen yerel iklim şartları o derece büyük
değişikliklere sebep olur ki, içinde
bulundukları ana iklim bölgesinde
yetişmeyen meyve tür ve çeşitleri bu
yerel iklimde normal olarak
yetiştirilebilirler. Topografik bakımdan
meyve bahçesi tesisi için en uygun yerler,
etraftaki araziden kısmen yüksek ve hava
drenajı iyi olan yerlerdir. Soğuk hava
yukarıdan aşağıya doğru aktığı için, böyle
yerlerde don tehlikesi çok azdır.
• Toprak: Toprak meyve ağaçlarının
büyümeleri, verimlilikleri, kalitesi ve
depolama özellikleri üzerine etkili olan bir
faktördür. Genel olarak derin, nemli ve
geçirgenliği iyi olan kolay işlenebilir,
humusça zengin olan topraklar en uygun
bahçe topraklarıdır. Meyve bahçesi kurarken
özellikleri yönünden üzerinde durulması
gerekli hususlar şunlardır:
 
• Toprak tipleri :
• Toprak tipleri ve taban toprağının
özellikleri
• Taban suyunun yüksekliği
• Toprak reaksiyonu (pH) ve tuzluluk
• Toprak yorgunluğu
• Toprak Tipleri
• Kayalıklar: Meyveciliğe pek uygun
değildir.
• Taşlı ve çakıllı topraklar: Fazla toprak
ihtiva ediyorlarsa iyi sulama ve kuvvetli
gübreleme ile meyvecilik yapılabilir.
Kumlu topraklar: Kolay işlenebilir, su
tutmayan topraklarıdır. Tamamen kumdan
ibaret oldukları zaman meyveciliğe
yaramazlar.
• Killi topraklar: İyi drene edilen organik
 
gübreleme ile meyvecilik yapılabilir.
• Kireçli topraklar: Killi toprağın
özelliklerine çok benzer, kireç oranına
göre farklı meyveler yetiştirilebilir.
• Tınlı topraklar: Meyvecilikte en makbul
topraklardır.
• Humuslu topraklar: Kolay işlenebilirler.
Meyveciliğe çok uygun topraklardır.
• Toprak derinliği ve taban
toprağının özellikleri: Meyve
ağaçlarının kökleri tür ve çeşit
özelliğine bağlı olarak 1-8 m arasında
uzar. Ancak en az 1 m aynı profile
sahip toprak meyvecilik için
gereklidir.
• Taban suyu yüksekliği: Toprak
yüzeyine yakın kök yapan meyve ağaçları
için 1 m, diğerleri için ise 2 m'den daha
yukarı çıkması istenmez.
• Toprak reaksiyonu ve tuzluluk: Toprak
reaksiyonu pH ile gösterilir. Meyve
ağaçlarının önemli bir kısmı pH 6-8
arasında başarı ile yetiştirilirler. Tuzların
toprakta yığılmaları tuzlulaşmaya sebep
olur.
• Toprak yorgunluğu: Uzun yıllar aynı
bahçede bir tek meyve türünün
yetiştirilmesi sonucu, her türlü teknik ve
kültürel şartlar yerine getirilse de iyi
gelişmedikleri görülür.
Gelişmekte olan bir bahçe
• MEYVE TÜRLERİNİN DÖLLENME
BİYOLOJİLERİ Birçok meyve tür ve
çeşidinde ağaçların ürün verebilmeleri için
mutlaka yabancı tozlanmaya ihtiyaç
vardır. Meyve ağaçları bol çiçek açtıkları
halde çok az meyve bağladıkları, hatta
hiç meyve yapamadıklarına dair
şikayetlere sık sık rastlanır. Böyle
hallerde ilk akla gelecek husus iyi
dölleyici çeşit eksikliğidir.
• Meyve türlerinden elma, armut, kiraz,
erik, badem çeşitlerinde tozlanma
problemi vardır. Bazı hallerde fındık,
ceviz, kestane ve zeytinlerde de yabancı
döllenme ürünü arttırmaktadır. Genel
olarak ayva, kayısı, şeftali (J.H. hale
hariç) ve nektarinler yabancı tozlanmaya
ihtiyaç duymazlar. Kendine kısır çeşitlerle
meyve bahçesi kurarken mutlaka
dölleyici çeşit dikmek gerekir. Dölleyici
çeşit oranı genel olarak 1/9 olmalıdır.
Dölleyici çeşit seçerken dikkat edilecek
hususlar şunlardır:
• Dölleyici ve döllenecek çeşit aynı
zamanda çiçek açmalı, 
• Dölleyici çeşit bol miktarda çiçek tozu
meydana getirmeli,
• Dölleyici çiçek tozlarının çimlenme gücü
yüksek olmalı,
• Dölleyici çeşit ticari değerde olmalı,
• Dölleyici çeşit periyodisite göstermemeli,
• Dölleyici çeşidin, döllenecek çeşitle aynı
yaşta çiçeklenmeye başlaması gerekir.
• EKONOMİK VE KÜLTÜREL ŞARTLAR
Ekonomik şartların başında ulaştırma ve
pazar imkanları gelir. Ulaştırma imkanları
elverişli olamayan yerlerde bahçe
kurarken, kurutmalık ve işlenebilir
çeşitlerin seçilmesi gerekir. Pazara yakın
yerlerde pazar isteklerine ve ekolojik
şartlara göre her türlü meyve
yetiştirilebilir.
• Kültürel şartlarda ise sulama imkanları,
gübre ve işçi temini, mücadele ve
depolama tekniğini içerir.
DİKİLECEK ÇEŞİTLER VE ANAÇLARA GÖRE DİKİM
MESAFELERİ
Uygun bir meyve fidanında (uygun bir anaç
üzerinde) aranan özellikler şunlardır:
• İsmine doğru olması
•  Uygun anaç üzerine aşılı olması
•  Fidan bir yaşında olmalı
•  Çeşidin ve anacın gerektirdiği boyda ve kalınlıkta
olmalı
•  Gövde düzgün ve pişkin, gözler iyi teşekkül etmiş
olmalı
•  Aşı yeri kapanmış olmalı
•  Bol saçak köklü olmalı ve her yöne dağılmalı
•  Hastalık ve zararlılardan ari olmalı
• FİDANLARIN DİKİM İŞLERİ
• a) Bahçe yerlerinin dikime
hazırlanması: Meyve bahçesi kurulacak
yer yeni bir arazi, diğer ürünlerin
yetiştirildiği bir yer veya eski bir meyve
bahçesi olabilir. Böyle yerleri tek tek
incelersek ne zaman meyve bahçesi
kurulacağını daha iyi anlarız.
• Fundalık arazide meyve bahçesi kurmak:
Bir yıl sürülerek tarla ekilir. O yıl
meyvecilikte kullanılmaz.
• Orman açmaları: Meyve bahçesi kurmak
  ekilir, üçüncü yıl
için iki yıl tarla bitkileri
meyvecilikte kullanılır.
• Eski meyve bahçeleri: En az 2 yıl tarla
bitkilerine ayrılır. Tür değiştirilerek
meyvecilik yapmak faydalıdır.
• Bataklık ve turbalar: Kurutulan arazi iyi
drene edilirse, iki yıl tarla bitkilerinden
sonra meyvecilik yapılabilir.
• Tarla yerine meyve bahçesi kurma:
Toprak hazırlığı yapılır. O yıl meyvecilik
yapılabilir.
• Kullanılacak anaçlara göre meyve
fidanlarının ortalama dikim aralıkları
(m).
• Meyve türü
• Bodur anaç Yarı bodur anaç Kuvvetli anaç
Elma 1-3 3-5 6-10 Armut
• 1.5-4 3-5 6-7 Ayva - 3-5 - Erik - 2-3 5-7 Şeftali -
4-5 5-6 Kayısı - 4-5 6-8 Kiraz - 3-5 6-8 Vişne -
3-5 5-6 Badem - 4-5 6-7 Ceviz - - 8-10 Kestane
- - 7-10 Zeytin - - 6-8
Meyve türü Bodur an. Yarı bodur an. Kuvvetli
anaç
Elma 1-3 3-5 6-10
Armut 1.5-4 3-5 6-7
Ayva - 3-5 -
Erik - 2-3 5-7
Şeftali - 4-5 5-6
Kayısı - 4-5 6-8
Kiraz - 3-5 6-8
Vişne - 3-5 5-6
Badem - 4-5 6-7
Ceviz - - 8-10
Kestane - - 7-10
Zeytin - - 6-8
 
• b) Toprak tesviyesi: Sulama, toprak
işleme, gübreleme, mücadele ve hasat
işlemlerinin daha kolay yapılabilmesi için,
tesviye edilmiş bir bahçeye ihtiyaç vardır.
Tesviye edilecek yerin büyüklüğü ve
tesviye işinin durumuna göre bel, döner
pulluk, tesviye bıçağı veya skrayper ile
tesviye yapılır. Böylece arazi istenilen
şekle sokulmuş olur.
• c) Bahçenin çevrilmesi: Yeni dikilen
fidanların hayvanlardan korumak,
arazinin çevresini belirlemek ve
rüzgarların etkisini azaltmak için arazi
çevirmesi yapılır. Ekonomik durum veya
amaca göre kullanılacak malzemeler
şunlardır:
• Dikenli teller,
• Taş duvarlar,
• Kuru veya yeşil çitlerdir.
• d) Dikim şekilleri: Düz arazilerde
genellikle kare, dörtgen, satranç ve
üçgen dikim uygulanır. Meyilli arazilerde
terasların eğrilerine paralel şekilde kontur
dikim uygulanır.
• Belirli bir alana dikilecek fidan miktarının
hesabı:
• Dikim Alanı
• Kare ve dörtgen şekillerde;
• Fidan Miktarı =Sıra Üzeri x Sıra Arası
• Dikim Alanı
• Üçgen şekilde: = Fidan Miktarı
• Sıra Üzeri x Sıra Arası
• e) Fidan yerlerinin işaretlenmesi ve fidan
çukurunun açılması: Dikimden önce fidanların
geleceği yerler dikim kazıklarıyla işaretlenir. Bu
amaçla ilk olarak bir ip alınır. Bu ipin üzeri
ağaçlara verilecek aralığa göre renkli bezlerle
veya iplerle işaretlenir. Bundan sonra ip
bahçenin üst kenarına düzgün bir şekilde gerilir.
Bu hat çekilirken, sıra arası uzaklığın yarısı
kadar olmak üzere bahçe sınırından içeriye
girilir. İpteki işaret yerlerinin toprak üzerine
düştükleri yerlere birer kazık çakılır. Bundan
sonra ip kaldırılır ve daha önce çekilen ipe tam
dikey gelecek şekilde tarlanın yan tarafına
çekilir. Bu kısım da aynı şekilde işaretlenir.
Dikim tahtası ile fidan dikimi
• Daha önce işlenmiş ve kirizma edilmiş topraklarda,
dikimden bir hafta önce veya hemen dikim
sırasında fidan çukurlarını açmak gerekir. Fidan
çukurları açıldıktan sonra ikinci bir işaretleme
yapmamak için, çukurlar açılmadan önce dikim
tahtasıyla işaretleme yapılır.
• Dikim tahtası 1.5 metre uzunlukta, birbirinden eşit
aralıkta, üç kertiği olan bir tahta latadır. Çukur
açılmazdan önce bu latanın ortadaki kertiği daha
önce yapılmış olan işaretlemede çakılmış olan
kazığın üzerine geçirilir. İki uçta kalan iki kertiğe
birer kazık çakılır. Bundan sonra ortadaki kazık
çıkarılarak çukur açılır. Dikim sırasında dikim
tahtası başlardaki kazıklara göre yerleştirilince,
ortadaki kertik fidanın dikileceği yeri gösterir.
Sık dikilmiş meyve bahçesi
• Fidan çukuru açılırken üstten çıkan işlenmiş
toprak çukurun bir yanına, alttan çıkan
toprak ise karşı yanına konur. Fidan
çukurları genellikle 50-70 cm genişliğinde ve
50-70 cm derinliğinde açılır. Büyük
kuruluşlarda çukur açma giderlerini
azaltmak için, traktöre monte edilen çukur
açma burguları kullanılır.
• Fidanların dikimi: Fidanlar dikilmeden evvel
budanırlar. Buna dikim budaması denir. Bu
budama ile fidanların söküm sırasında ezilen,
kopan, yaralanan kökleri kesilir. Birbirinin üzerine
gelen kökler çıkarılır. Fidanda eğer dallanma varsa
mutedil iklimlerde dikimde, karasal iklimlerde
(yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı
iklimler) gözler şişmeden yere bakan ikinci göz
üzerinden budanırlar. Bu, fidana ileriki devrelerde
istenilen şekli vermeye yardımcı olur. Fidanı yerine
dikerken, dikim tahtası daha önce çakılmış olan
yan kazıklara oturtulur. Böylece tahtanın
ortasındaki oyuk fidanın yeri olur. Fidanın aşı
yerinden 10 cm kadar yukarıya gelen kısmı oyuğa
çakıştırarak toprak doldurmaya başlanır. Önce üst
toprak, sonra da alt toprak çukura doldurulur.
Doldurma sırasında ve sonunda, tavsiye edilen
dozda gerekli gübre atılır, iyice sıkıştırılır ve
hemen sulama yapılır.
• Fidanların dikim zamanı: Genel olarak
fidanlar Aralık'tan Mart ayı sonuna kadar
dikilebilirler. Kışları çok sert geçmeyen veya
toprağın karla örtülü bulunması sebebiyle
toprağın derinlerine kadar donmadığı
yerlerde sonbahar dikimi yapılır. İlkbaharda
yapılacak dikimler bilhassa geç kalınırsa çok
tehlikelidir, fidanların tutma oranı düşer.

You might also like