You are on page 1of 25

POSTMODERN TE LE MODERN TE ARASINDA TRK YE

1980 Sonras Zihinsel, Toplumsal, Siyasal Dn m HASAN BLENT KAHRAMAN HASAN BLENT KAHRAMAN Hasan Blent Kahraman, 1957 y l nda Kars ta do du. Kars ta ba lad ilk renimini Ankara da tamamlad . Ankara Koleji nin orta ve lise blml erini bitirdi. Gazi, Ortado u Teknik ve Hacettepe niversitelerinde okudu. n aat Mhendisi oldu. Ekonomi alan nda bilim uzmanl derecesi ald . Sanat toplumbilimi ve felsefesi al t . Avrupa ve Amerika da e itli niversitelerde sanat felsefesi ve estetik konul ar nda dzenlenen seminer ve al malara kat ld . Siyaset Bilim doktoras yapt . Sosyal Demokrat Halk Parti dan manl nda bulundu. Kltr Bakan Dan man oldu. e itli niversitelerde ders verdi. imdi Sabanc niversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakltesi retim yesi ve Sabah gazetesi yazar . lk yaz s 1976 da Varl k dergisinde kt . Daha sonra btn belli ba l dergi ve gazetelerde ele tiri, deneme ve siyaset yaz s yay nland . ok say da yerli, yabanc kaynakta yay nlanm akademik makaleleri var. Kitaplar : Beyazlar Kirli (ele tirmeler, 1989), Bir Srekli Cehennem (ele tiri yaz lar , 1990), Yeni Bir Sosyal Demokrasi in (yeni tezler, 1991), Sosyal Demokrasi, Trkiye ve Partileri (1993), Sa , Trkiye ve Partileri (1995), Yahya Kemal Rimbaud yu Okudu mu? (1997), Trk iiri, Modernizm iir (2000), Cam Odada Oturmak (2002), Sanatsal Gereklikler, Olgular ve teleri (2002). SUNU 16. yzy lda ba lam , 1789 lu birlikte siyasalla m , Sanayi Devrimiyle birlikte kurumla m , yerle mi olan modernite de ki milerine gre bitiyor, kimilerine gre de i iyordu. Yeni dnem art k postmodern dnem olacakt . Trkiye nin Tanzimat tan beri ekti i as l s k nt a da la ma anakronizmas diye tan mlanabilir. Bu, Bat n n retti i zihinsel, siyasal, toplumsal kurumlar n e zamanl de il, gecikmeli olarak uygulamak veya onlar ikame edecek mekanizmalar ihtiya an nda orijinal olarak retememek demektir. kendisini as l 1980 sonras nda gstermi bir geli medir. Bu dnemde kapitalizmin at l mlar neredeyse gn gnne Trkiye ye ta nm , buna ba l olarak yeni bir insan ve zihniyet ortaya km t r. Her ey bir yana postmodern dnem bi r siyaset ve toplumsal sr e olarak as l d mn iki nok tada atm t r. Bunlar demokrasi ve kimlik olgular d r. Neredeyse Tanr sal, dinsel, uhrevi bir anlam kazanan demokrasi art k gndelik hayat n iine yerle tirilmi , kimlikse gene yukar da tayin edilen bir ey olmaktan k p, insanlar n kendi belirledi i bir gerekli e dn m tr. Bylece o ulcu, ok kltrl bir dnem ba lam t r.

O dnyan n da iki anahtar szc olacakt r, birbirine z t iki szck: zgrlk ve iktidar. Modernite bir iktidar kurma sreciy di. Kurumlar n bu nedenle olu turdu. Merkezi iktidar gvence alt na almak iin yeni yntemler ve mekanizmalar buldu. Postmodern dnem ise bu iktidar skmek, ortadan kald rmak ve bireyi olabildi ince zgrle tirmek iin tasarlanm t . MODERN TEDEN IKI VE B R BTNCL DEOLOJ TASARIMI: TOPLUMSAL, S YASAL, ESTET K BA LAM OLARAK POSTMODERN TE G R : B R NEGAT F D YALEKT K OLARAK MODERN TE modernizm, insanlar n kendi iradelerinden ba ka her trl a k n otoriteyi reddederek, zgrlklerinin nne yine kendilerinin koyduklar engelleri a ma kararl l ve ki isel zgrlkle bir arada ya aman n gereklerinin birbirlerini k s tlad de il, zenginle tirdi i bir toplum, daha do rusu bir dnya yaratma hayalidi r. Bylesi bir yakla m n Ayd nlanma felsefesiyle bi rle mesi sonucunda iki kavram g kazanarak ortaya kar: Pozitivizm ve laiklik. Bunlar n ilki insan n ve insan akl n n do a stndeki deneysel bilgiye dayal egemenli ini vurgulamak ve peki tirmek iin kullan l r. Modernist mant k iinde birey pozitivizmle do a; laisizmle de a k nl k tanr - kar s nda glenir. .. Toplumu ve bireyi denetleme ve rgtlemenin sz ko nusu oldu u her yer ve noktada da merkezi bir otoritenin bel irleyici gcnden sz amak gerekir. Bu merkez i otorite, 1789 Frans z Devrimi nden sonra niter-ulus devlet olmu tur ve bu geli me gerek Ayd nlanma felsefesinin gerekse de modernizm diye tan mlanan dnya gr nn t kanmas n n temel gere ini haz rlam t r. DEVLET MODERNLE ME EL K S Ayd nlanma felsefesi, znde burjuvazi yle birlikte do an, onunla birlikte geli en ve nihayet burjuvazinin s n fsal bir g olarak kendisini siyasal alanda ne karmak istemesiyle birlikte siyasalla an bir olgudur. Dolay s yla, modernizmin bnyesinde zgrle me, ba ms zla ma trnden kayg lar bulunsa da bunlar, sonuta, yeni bi r dzen kurmak iin vard rlar. Bir ba ka deyi le, belli bir dzen anlay rtl de olsa, dipten dibe srse, alttan alta geli se de, modernist dnya gr nde ikindir. Moderni haz rlayan Ayd nlanma felsefesi, sonuta 1789 Frans z Devrimi yle birlikte siyasalla m t r ve bu geli meyi milli burjuva demokratik devrimi diye tan mlamak olanakl d r. Bu devrim, bir yandan burjuvazinin siyasal bir erke dn mesini sa lam , bir yandan da parlamentarizmi topl umsal bir olgu olarak geli tirmi tir.

Dolay s yla parlamentolar n olu turdu u hkmetler de, o ulcu demokratik sistemlerde dahi egemen s n flar n a rl kl ve teki s n flar yok sayan, d layan etkisini ta m lard r. K sacas devlet, dzeni kurmakla ykml merkezi yetke olarak zneyi a acak biimde temel kararlar vermekte, kendisini de a ld san lan a k n iradenin yerine koymaktad r. Bu erevede de bir yandan yurtta kavram n ne kararak bireylik kavram n geriye itmekte, bir yandan da zellikle halk l k, ulusuluk, devrimcilik, devletilik kavramlar yla etkinli ini me rula t rmakta ve glendirmektedir. Ba lang ta zgrlk kavram yla btnle mi ve gene burjuvazinin geli tirdi i bir kavram olan bireyli in, zamanla yurtta l k kavram yla yer de i tirmesi olmu tur. Feodal dnemin a k n gc (Tanr ) ve onunla zde le mi olan senyr (derebeyi) kar s nda hibir hakk bulunmayan kulun MBDD yle (milli burjuva demokratik devrimi) birlikte haklar olan yurtta a dn mesi son derecede nemli ve ilgin bir geli medir. Yurtta , art k a k n g olan devletin kar s nda bir dizi hakk olan, bu haklar n yasalarla gvence alt na alm , fakat devletin erki kar s nda onlar kullanamayan birisidir. K sacas , bireylik olgusu, modernist devletin gc ve iradesi nnde gerilemi yeni bir kul tipi olan yurtta -kul do mu tur. Yurtta -kulun birey olarak kendisine ait haklar gzetmesine, onlar aramas na ve kovu turmas na gerek yoktur; nk devlet onun ad na (halk l k) onun iin gerekli olan kararlar vermektedir. Ona d en devlete sayg l , onun ald kararlar uygulayan yurtta -kullu u srdrmesidir. Devlet, bu amalar sa lamak iin de belli kavramlar kullanmak zorundad r ve bunlar n ba nda toplum mhendisli i ile onu teme11endirecek olan merkezi planlama gelir. MODERN ZM VE TOPLUM MHEND SL Habermas a gre, modernlikle birlikte bilgi ayr alanda aranmaya ba land : Bilimsel teknolojik, ahlaki-pratik, estetik-d avurumsal. Devlet, bir yandan merkezi planlamayla hem yeni dzeni sa lam ve ak lc bir zemin stne oturtacak, bylelikle pozitivizmin bir gere ini yerine getirecek, bir yandan da bilgiyi elinde bulunduranlar n ona dayanarak geli tirdikleri otoriter tutumlar n kendisiyle btnle tirmesine olanak sa layacakt r : Toplum mhendi sli i. Bu, nceden tan mlanm bir toplumsal gerekli i olu turmak iin belli programlar retmek ve onlar toplumun nne kabul etmesi iin koymakt r. Burada sorun, toplumsal gerekli in ne ve nas l oldu unu nceden belirlemek, bunu da kuramsal bir ba lang tan yola karak yapmakt r. Bu tav r ve tutum tm totaliter yak la mlarda byk kuramlarda geerlidir. Bu nedenle, totaliter yakla mlar n hemen tm toplumsal kalk nmadan, byme ve ilerlemeden, byk sanayi le me etkinliklerinden sz aarlar.

topya, en basit tan m yla mevcut ku aklar n ve zaman n bilinmeyen fakat tasarlanan bir gelecek u runa harcanmas d r ve bu mevcut dnem kamu o toritesinin egemenli ini me rula t rmas n n tek arac d r. Bat l toplumlar zellikle kamu otoritesine ve onun s n rs z egemenli ine kar yeni bir sivil sre ba latm t r. Bu sre zne-insan eksenlidir. at mac ve ayr t rmac olmaktan ok birle tiricidir. Gelecekilikten ok gndelik ve imdi olanla ilgilidir. MODERN VE POSTMODERN: KAR ILA TIRMANIN KO ULLARI Postmoderniteyi ele alan iki anlay tan sz edilebil ir. postmoderniteyi moderniteye kar geli tirilmi bir ele tiri olarak kabul eder. kinci grupsa onu moderniteden tr emi , modernitenin bir zel durumu olarak ele al r ve tan mlar. Modern toplum, sistemati i gere i siyasal, toplumsal ve kltreli n birbirinden ayr ld toplumdur. Ne var ki, modern insan bunlar n taraf ndan hem ayr ayr hem de bunlar n etkile iminden do mu bir sonu taraf ndan belirlenir. Sanat kendi ba na bir yarat alan oldu u kadar arka plan nda bir dnemi ve bir d nme sistemati ini bar nd ran btn eleri muhafaza eder. O nedenle sanat n tepkisi e er dikkatle okunur ve do ru zmlenirse siyasetin gstergelerinden daha nemli kabul edilebilir. 20. yzy l modernitesi ifadesini ncelikle sanatsal alanda bulmu tur. Postmodernite ilk kez 1970 lerin sonunda bir mimari slup, ondan da te bir anlay olarak biimlenmi tir. ERKEN 20. YZYIL MODERN ZM VE KAPSAMI E er yzy l n ba nda geli mi olan modernist sanatsal-d nsel ak mlar gzden geirilip irdelenecek olursa, onlar ayakta tutan birer gereklik olarak var eden olgular n k noktalar zmlenirse, hepsinde yerle ik burjuva de erlerine kar yo un bir kar k n, bir ba kald r n n bulundu u grlebilir. Bu, iinde ya an lan tarihsel dnemin bir sonucudur. Sanayile me devriminin ortaya kard ko ullar yeni s n fsal, toplumsal geli melere yn vermi tir. Byk teknolojik devrimler ya anmaktad r. Kbizm btn bu olu umlara, di er iki hamleyle birlikte verilmi ilk yan tt r. Di er iki at l m Freud un ve Einstein n kuramlar meydana getirmektedir. ELE T REL B R SRE OLARAK POSTMODERN ZM postmodernizmin, modernizme ikin bulunan iki temel eye ynelik ele tirileri gelir. Bunlar n ilki, pozitivizmin moderniz min kurucu ideolojisi kabu l edilerek dogmatik bir niteli e brndrlmesi ve topl umsal, kltrel, siyasal sreler stnde hegemonik hale getirilmesidir. kincisi, toplum mhe ndisli i yaparak bir gelecek topy as olu turmak, teleolojik ve muhayyel bi r gelecek ideolojisinin ba atla t r lmas ve gene toplumsal ve siyasal srecin bu amaca gre rgtlenmesidir.

Gerekten de postmodernizm yaln zca topya d ncesini ele tirmekle kalmam , bugn evrensel ve toplumsal olarak ya anan tm s k nt lardan modernizmin topya kayg lar n sorumlu tutmu tur. Bu, insan ve toplum gere ini reddederek toplumu dn trmek isteyen mekanik bir kalk nmac l k ve ilerlemecilik d ncesinin yok say lmas d r. Ayni ekilde modernizmin e itli dzeylerde nerdi i evrenselcilik d ncesi de b rak lmakta, onun yerine yerel olanla ilgilenmektedir. Kimi yazarlara bak l rsa postmodernist yakla mda ayk r l k ve belirsizlik trnden olgular art k nc, belirleyici rol oynamaktad r: Modernizm rasyonel d ncenin gc yoluyla insan n kapasitesinin mkemmelle tirilmesi inanc n ortaya koyar ve bunu bir lk olarak belirlerken, postmodernizm daha i in ba nda bu etnik merkezci rasyonalizasyonu a r biimde ele tirir. Postmodernitenin bu te rcihi moderniteye ikin bir ba ka olguyu, Darwinci evrim ve ilerleme d ncesini saf d b rakmaktad r. nk pozitivi zmin kapsad ilerleme d ncesi znde Darwinisttir. O da gcn izgisellik anlay n n n kabulnden (predetermined) al r. YERC LL K, GNDEL K K ML K VE POSTMODERN ZM Postmodernizmde Sanat, gndelik olan n iinden, genel geer eylerden derlenmi bir eydir. Bilinli bir tasar ma dayanmakla birlikte sanat n tercihi durumsall k (positionality) de il olgusall kt r. Byle bir anlay bilimsel bilgi anlay n n sorgulanmas n da beraberinde getirir. Modernite, nesnelli in bir me rula t rma dzlemi oldu unu d nr. Bilimsel nesnellik sz konusu edilerek otoritenin yapmaktan kendisini al koyaca hibir ey yoktur. Bu, bilgi-iktidar aras nda modernitenin kurdu u a k ve gizli ili kinin do du u noktad r. Gene bu ba lamda modernite nesnenin her a amada, her dzlemde zneyi (subject) ortadan kald rmas na kabul gsterir, hatta bunu bir ko ul olarak benimser. Bu, bilgiye sahip olan n, onu elinde bulunduran n bir otorite olmas n ngrr. Bu, devletin k endi varl n , znesini btn toplumsal srelerin stnde grmesini getirir. popler kltrn daha te boyutlara gemesi ve poplist eler iererek kitlenin duyarl l yla btnle mesi, giderek de fa izan e ilimler iermesi postmodernist sanat n yumu ak karn n meydana getirir. tketimden beslenmi bir sanat n dn erek tketimi beslemesi ve hatta popler olandan uzakla arak kitleyle i ie gemesi sorunlu bir noktad r. Sermayenin uluslararas dola mda kalma aray yla ulusal sermayelerin uluslar aras finans kapitale eklemlenme abas n n ister istemez yeni bir hukuk, toplum ve kltr sreci do urdu unu grmek gerekir. Marx n Komnist Manifesto da yazd gibi kat olan her ey erir, kutsal olan her ey kirlenirken ortaya kan bu ele tiri modernitenin moderniteyi ele tirmesi midir yoksa ba ka bir srecin onu belirleme abas m d r ?

ESTET K BA LAM Ml, TOTAL B R YAKLA IM MI ? postmodernizm, ncelikle Bat toplumlar n n mevcut konumunun gerek topl umsal de i kenler, gerekse onlar n retti i bilin a s ndan irdelendi i bir yeni toplumsal d nce srecidir. daha ok modernizmin bnyesinde yer alan kuramlar n temel e ilimlerinin d nda postmodernizm, bir toplum mhendisli i yapma toplumun gelece ini belirleyecek kararlar ve modeller retme abas nda de ildir. Aksine postmodernizm, ya an lan konumun ve durumun zmle nmesine ynelik, onun tart lmas n ieren, ele tirel dozu yksek, bu nedenle sistematik de ildir denebilecek bir dizi yakla m n btndr. Modernizmin zellikle 18. yzy lda ba layan epistemolojik bir k tan, bir idealizmden, totaliter denebilecek rejimlere dn en yap s postmodernizmin neyi irdeledi ini belirleyen ilk ad md r. Ba lang ta evreni yeniden alg lamak ve yorumlamak, onu a k n glerin (rne in Tanr n n) belirleyici iradesinden ba ms zla t r p, do al yasalar n s n rlar iinde tan mlamak, bylelikle bireyin bilin ve benlik zgrl n yaratmak amac yla geli tirilen modernizm, zellikle kapitalizmin geirdi i dn mler, kitle retiminin ba lamas , toplumsal sistemlerin bu olu umu destekleyecek biimde merkezile mesiyle birlikte tutucu bir zellik kazanm t r. ve toplumbilimsel tm olgular ekonominin glgesine itilmi lerdir. Ayr ca birey, toplum iin ya da to plumsal amal olarak yap lm planlar iinde onu gerekle tirecek unsurlardan ancak bir tanesi olarak d nlm , e itimden sa l k hizmetlerine, bo zaman kavram ndan toplumsal yararl l k kavram na kadar tm edimler bu ba lamda tart lm t r. Devletin otoritesini her geen gn biraz daha art rmas anlam na gelen bu ana yakl a m iinde toplumsal, srekli olarak bireysel olan n nne yerle tirilmi tir. Gemi duygusu ve bilinci srekli bir ilerleme mant yla yok say lm , yok edilmek istenmi tir. Kltr, modernist mant n szmecili iyle yksek kltr ve alak kltr olarak ikiye ayr lm , pop kltr olarak da tan mlanan alak kltr sistematik olarak d lanan, yaln zca otantik bir retim olarak grlm tr . Sonu olarak geleneksel siyaset, s n f sava m , toplumsall k, toplumsal de i im kuramlar bireylerin, toplumlar n ya da s n flar n ve kitlelerin toplumsal eylemde bulunmaya yeterli olduklar n varsayd klar eskimi kavramlard r. Modernizmin retim kkenli pratik bir gereklik olarak a Bu ba lamda modernizm ya yabanc la ma olarak belirmi geli mi tir. kuramlar sona ermi , tketim gerek kltrel gerekse rl k kazanm ve toplumsal belirleyici roln stlenmi tir. am alanlar n n farkl la mas , toplumsal paralanma ve ken, postmodernizm farkl la man n giderilmesi olarak

Byle bir ortamda, teknolojinin getirdi i yeniliklerin merkezi otoritenin denetimini daraltt , rne in sansr fiili bir gereklik olmaktan kartt s rada resmi kltr ya da resmi kimlik politikalar n n uygulanmas da sz konusu de ildir.

bir

Bu niteli iyle postmodernite yaln zca bir modernite ele tirisi de ildir. Onun byk lde dn mn sa layan elerin toplam olan bir sretir. Modernite projesinin varl n srdrd ve bir ele tiri gereksinimi duydu u her noktada bir postmodern tav r ve srecin olu aca n sylemek postmodernitenin tarihsel ve zihinsel s n rlar n da belirlemektir. MODERN TE, GE MODERN TE, GELENEK VE TRK YE : BATI B L NC , MODERN TE VE GELENEK Modernitenin, dolay s yla da ge modernitenin en temel sorunlar ndan birisi gelenektir. Bir anlamda modernitenin gelecekle giri ilmi bir at ma oldu u bile sylenebilir. Bununla birlikte mode rnin gelene i tmden yok sayd n d nmek yanl t r. Tersine, modern, gelene in belli bir biimde a lmas irade ve srecidir. Bu ba lamda modern, geleneksel olana s rt n dnmemi , onunla derin ve kapsaml bir ili kiye girmi tir. Oysa siyasal modernitenin gelene e yakla m ok daha kat d r. Siyasal modernite, kendisini hem me rula t rmak hem de glendirmek iin geleneksel olan yok sayarak i e ba lar. Bu amala yeni bir bellek olu turma abas siyasal modernite iin geleneksel olandan kurtulman n, onu a man n en nemli yordamlar ndan birisidir. Sosyalist, fa ist ve Kemalist siyasetler geleneksel olan srekli d lama e ilimi iinde bulunmu tur. Bizim Cumhuriyet le birlikte ya ad m za uzaktan da olsa benzeyen birka dn m Bat da geirmi tir. Rnesans onlar n ilki, Ayd nlanma dnemi de ikincisidir. Fakat gene de, Bat da d nce olu turman n temel izleklerinin belli bir btnlk gsterdi ini, nemli bir kopman n ya anmad n sylemek mmkndr. Bat d ncesinin temelini Yahudi-H ristiyan sistemati inin ana ta lar olu turur. Bu bir srek1ilik ve eklemlenme demektir. gelenek, bir toplumun kendisine ve kendisiyle zde le tirdi i, onun kltrel karakteristi i olan sistemati e d ndan de il, kendi iinden bakma abas d r. B R EKLEMLENME SORUNU OLARAK GELENEK Her toplumsal s n f bir i dayan mas demektir. E er bir s n f ve e itli s n flar n bir araya gelerek olu turdu u toplum bir dnemden/evreden tekine belli bir sreklilikle geiyorsa, bir nceki dnemin her anlamda birikiminin toplam demek olan gelenek, bir sonraki dnemde adeta do al olarak ierilecektir. Devrimler, toplumsal bilincin zorla yeni bir a amaya ta nmas d r. Devrim, toplumsal ya ama, de i en de er yarg lar , yeni olu umlar anlam nda, yaz l olmas da gerekemeyen yeni yasalar getirir. Bu anlamda belli bir birikimin d ar da b rak lmas do ald r.

Buradaki etrefil soru udur: Bu byk alt st olu s ras nda s n flar dn rken bir nceki birikim nas l so urulmu tur ? Bunun tek olana so urmad r. Her bir sonraki so uran s n f ba att r. Bir nceki kltr kendi iinde kapsar. Onu, kendi egemen ideolojisinin alt nda tutar. Her s n fsal kltr, devrald kltr birikimlerini kendi s n f bilincinin ideolojik-teknolojik olanaklar lsnde eritir. Dolay s yla, ola an ve evrimsel, eklemlenmelere dayanan, dn mlerle geli en toplumsal kltr retim srelerinde gelenek sorunu yoktur! Eklemlenme abas insanald r. Sreksizlik ve kopukluk bilin iin ters ve zorlay c d r. nsan, evrensel varolu unu gemi -gelecek sreklili inde ya ar. SERT MODERN TE VE GELENEK SRELER pozitivizmle ard k hale gelmi bir zorlay c modernist ideoloji, gere i kendisi-teki aras nda paralayacakt r. teki , gelenektir. Kendi ise, gemi bilincine sahip olmayan, kksz bir imdi ve gelecek kayg s d r. TRK YE, VARLIKSAL B R OLGU OLARAK GELENEK VE MODERN TE Trkiye, Bat dakinin tersine moderni gelene in iinde de il gelene i modernin iinde tart m t r. TRK YE VE GELENEK Bu do rultuda, byk de i im dneminin ya and ndan sz edilebilir. 1) mmet toplumunu n tm ko ullar n bnyesinde bar nd ran bir imparatorluk yap s iinde onu a maya ynelik ve Batl la man n ilk a amas n olu turan TanzimatMe rutiyet ekseninde geli en ana k . 2) 1923 le birlikte ba layan, benim epistemolojik kopu dedi im, kendisini gemi e ve oradaki bir gelene e ba layan tm ba lardan ar nd ran Cumhuriyet at l m . 3) Cumhuriyet in getirdi i ana e ilimleri irdelemeye koyulmu , onun tarihsel gerekli ini kabul etmekle birlikte eli kilerine i aret eden, t kanma noktalar n gsteren ve daha o ulcu, daha kat l mc , daha zgrlk bir anlay savunan ge-modern de erlendirmeler. Cumhuriyet ideolojisi, tarihsel planda ya anm bir epistemolojik kopu tur. Gene tarihsel anlamda ilerici bir harekettir. Bir ulusal burjuva demokratik devrimidir. E raf n, ordunun, ayd nlar n olu turdu u tarihsel blokla gerekle tirilmi tir. Fakat, devrimi s n fsal olarak ta yacak gler nesnel ve znel olarak yeterince olu mad ndan, hareket giderek merkezile mi , brokratikle mi , ve yukar dan a a ya indirilen kararlarla belirlenmeye al lm t r. Yar totaliter, otoriter, hiyerar ik bir yap iinde devrim, kendi gere ini topluma kabul ettirebilmek iin gemi le olan tm ba lar n kesmeye al m t r. Bu nedenle, toplumun k endisini tan mlama yollar ndan ya da olanaklar ndan birisi olan kltr de Cumhuriy et ynetimi kendi anlay do rultusunda tarif ve tayin etme ye koyulmu tur. Cumhuriyet ynetimi, kltrel k n ortaya, hareketin zne de ba l olarak, bir ulusal burjuva at l m olarak ortaya koymu tur. Ne var ki, burjuvazi hibir dnemde kltrel planda ya ananlar belirleyecek kadar gl olmam t r. 8

ERKEN CUMHUR YET MODERN TES VE GELENEK Bir burjuva devrimini burjuvazi e er s n fsal bir g olduktan sonra ge rekle tirmi se, hemen ard ndan byk ad m atacakt r. lkin, monarklar n elinde bulunan egemenli i al p halka verecektir. Ard ndan ekonomiy i (pazar ) ulusalla t racakt r. Nihayet kltr bir yandan liberalle tirecek, bir yandan ulusalla t racakt r. Trkiye burjuvazisinin 1920 devrimi, ad mdan ilk ikisini atm t r. Fakat, kltrel alanda ayn etkinli i gsterememi tir. Bunun nedeni, Cumhuriyet ynetiminin kar s nda, zerine teme l kltr kavramlar n oturtaca ve kendisini z de le tirece i bir ulusal (burjuva) kltr zemin i bulamamas d r. Bu durumun en nemli kmaz yeni bir kltr anlay n Bat n n de er yarg lar n tm boyutlar yla lkeye ta rken ve yurtta o anlay la btnle tirmeye al rken grlm tr. Trkiye de de toplumun olup bi tenlere kar bir sre sonra gsterdi i tepki ve ortaya kan rahats zl k, ynetimin yak n tarihi unutturma abalar iinde Orta Asya kltrlerine ynelmesiyle a lmaya al lm t r. Gne - Dil Teorisi, bu aray n dnemin ko ullar yla btnle mesidir. POSTMODERN TEYE GEC SREC VE GELENEK Bu e ilim 1980 li y llarda a lm t r. Sovyetler Birli i nin y k lmas o dnemde ortaya kan neo-liberal politikalarla birlikte merkezi devlet otoritesinin nce gere i tayin edici gcn, sonra da kltrel belirleyicili ini ortadan kald rm t r. devrimin hemen ertesinde, Lenin y eni bir kltrn eski kltrn yap ta lar yla kurulaca n sylemesine ra men, toplumun adeta bir toplumsal histeria ve izofreni iinde gemi ini yads mas n n nedenidir. Bu geli meyi a klayacak anahtar kavram epistemolojiyle ideoloji aras ndaki farkt r. Epistemik her d nce zgrlkdr. Geni bir kat l m arzu eder, hatta bunu ngrr niteliktedir. slam, bir episteme olarak zgrlk ve yenilikidir, o arada da komplekssizdir. Marksizm de yledir. Fakat, bir ideolojiye dn tkten ve bir devlet politikas olduktan sonra her iki olgu da t kanm t r. Halkevleri ve teki kurumlar devrimci mant n toplumsalla t r lmas iin uygulanan politikalar n yataklar d r. Cumhuriyet Trki ye sinde ve o Trkiye, iinden do du u Osmanl kltrel birikimini yads makla i e ba lam t r. Osmanl dan devral nan herhangi bir gereklik, Cumhuriyet in mant na gre yoktur ve ol amaz. Olamaz, nk, olmamas yeni bir ynetim anlay n n ve toplum yap s n n olu turulmas n n temel nedenidir. E er bir nceki sistem iinde olumluluklar bar nd rsayd , onun a lmas na da gerek olmayacakt mant ve toplumun byle bir muhakemeyle kendisini sorgulayaca korkusu, Trkiye Cumh uriyeti ni de gemi inden kopmaya srklemi tir.

Dolay s yla devrimler kendisini haz rlayan epistemolojik yap dan uzakla p ideolojik birer paradigmaya dn t nde sadece kendi gemi lerine kar de il kendilerine kar da sertle mi ve kapanm lard r. GE MODERN TE, GELENEK VE TRK YE Modernitenin belirleyici kavram n n yabanc la ma oldu unu an msamak gerekir. Yabanc la ma, sadece ekonomik bir kavram olarak grlmemelidir. Tersine yabanc la ma, modernitenin her alandaki i sorununu ortaya karan en nemli kavramd r. YEN GELENEK ANLAYI I VE GELER bu olu umu haz rlayan ve kendisini 1980 sonras nda gsteren Burjuvazi, Trkiye de ilk kez bu tarihlerde devletten kopmu , hi de ilse belli bir zerklik kazanm t r. Glenen, ba ms zla an ve s n fsal bilincine varan bir burjuvazinin k endisine zg bir kltr anlay n devreye sokmas ka n lmazd . Bu art k modernitenin gelene i de il, gelene in moderniteyi belirleyece i bir dnemdir. Klt ve kltr kavramlar a s ndan 1920 yle 1980 aras ndaki fark, birisinin ele tirel olmas na kar l k di erinin olmamas d r. nk modernite, ierdi i ele tirellikle, kendi kendisini de illeyen bir sre yaratan tek zihinsel a l md r. Trkiye de de d nce bundan byle kendisini modernle ti i lde sorgulay p dn trecektir. Trkiye gelenekselden moderne gemekten ok, modernden gelene e gemektedir. Veya u: Bir eyin geleneksel olabilmesi iin nce modern olmas gerekmektedir. Y T K CENNET E DN : S YASAL SLAM VE POSTMODERN SRE G R : YEN ZAMANLAR VE D N zellikle 1980 li y llarda dinin gndelik hayata yeniden dn Bat siyasal prati i iinde ba l ba na bir olgudur. Siyasal d nceyle s n rl toplumsal d nceyi de derinden etkileyen bir gerekliktir. Dinin ve slam n 20. yzy l n son iki on y l nda gsterdi i etkinli in postmodern srecin bir boyutu oldu unu bilmek ve sorunu bu a dan ele almak gerekidir. Trkiye de ya an lan ve bireyi belirleyen gereklik slam diye koyulsa da znde slamiyet tir. kisi aras nda da ok nemli bir fark vard r. Ben o at may epistemolojiparadigma gerilimi olarak tan mlamak istiyorum. B R EP STEMOLOJ VE PARAD GMA OLARAK D N 10

Herhangi bir toplumsal eylem ortaya kt nda bilgi bilimsel (epistemolojik) bir gerekliktir. lericidir, bu yan yla da ncdr. Dnyay , evreni yeni bir alg yla tan mlamak ister. Giderek onu de i tirmeye ynelir. Belli ko ullar n yan yana gelmesi sonucunda toplumsal epistemeler mutlaka tarihin ilerici kanatlar na otururlar. Gemi ten nemli bir kopu u vurgular ve rneklerler. Bu yan yla slam d ncesi de ( slamiyet de il) ilk k nda bir epistemoloji olarak do mu tur, belirmi tir. Kabileler halinde ve feodalite ncesi d nemde ya ayan ve yerle iklikle hibir ilgisi bulunmayan Arap dny as n feodal dneme, dzene gei inin bilgi bilimsel altyap s d r. Yeni bak a lar sunar, yeni yorumlar getirir. Tm kayg s yeni bir evren-insan-alg dzlemi yaratmaya yneliktir. Oysa belli bir sre getikten sonra ve o bilme biimi toplumsalla t ktan sonra ortaya paradigmalar kar. Epistemolojiler ne kadar zgrlk ve nc iseler paradigmalar o kadar tutucudur. nk, belli toplumsal olu umlar kal plamaya, tan mlamaya ve s n rland rmaya ba larlar. Somut yasal ereveler ve kurallarla belirlenirler. Kendi i eli kileri, gerilimleri do ar. Bireysel zgrlk alan tan mazlar. Giderek kamunun bir yapt r m alan (gc) olmaya dn rler. Kamusal yapt r m n me rula t r c esi niteli ini ta rlar. Bireysel alan daralt r, bireysel edimi gz ard ederler. slamiyet ( slam de il) bu ereve iinde bir paradigmad r. Medine Vesikas na gelinceye de in slam d ncesini bir epistemoloji, o dnemden sonras n ise bir paradigma olarak tan mlamak gerekti i kan s nday m. slam d ncesi Arap dnyas n n feodal yerle ik dzene gei inin, slamiyet ise ilkin Arap, sonra da Osmanl mparatorlu u nun yap sal, kurumsal haz rlay c s niteli indedir. Bir sre sonra da onlar n hukuk sisteml erinin, toplumsal rgtleni lerinin erevesi haline gelir. Tm paradigmalarda grld zere, o dn mden sonra slamiyet de belli bir sistemik g kazan r, siyasal erkle btnle ip, tutucula r. Trkiye Cumhuriyeti ise Kemaliz m le birlikte yeni bir epistemolojik kopma ya arken, elbette dinin yerini tutacak yeni dinler olu turmu , onlar toplumsalla t rm t r. Kk biraz da Gen Trkler hareketine giden pozitivizm, o yeni dinlerin ba nda gelir. Fakat o noktadan sonra devlet a k nsalla r. O niteli iyle de dinsel bir nitelik kazan r: Bu, devletle Kemalizm in zde le ti i ve ikisinin de dinsel bir mahiyet kazand a amad r. Dinsellik burada herhangi bir somut din anlam nda gelmez. Bir epistemoloji ve kltrel olarak dinselli e tekabl eder. Bunun so nucunda da devlet dinle bir iktidar sava verecektir. Ku kusuz, Kemalist at l m n modernist bir srecin e i inde getirdi i ve kopma diye tan mlad m a l m, slam n mmetini ve kulun u, Cumhuriyet in yurtta na dn trm tr. Kemalizm in gzetti i temel ama budur. Ama, yurtta l k kavram bu kez de pozitivizmin ve otoriter, sert modernizmin merce inden grlm tr. Dolay s yla yurtta bireye dn ememi tir. nk, o modernist yakla m teknolojiyi ne kar r ve sivil haklar de il, kamusal haklar ne al r. 11

Bunun iin devletin dinin yerini almas ndan sonra, yurtta da mmetin bir ba ka versiyonu halindedir. Dinin Osmanl dneminde siyasal otoriterinin kurucu ve ta y c unsuru olu unu yok saym t r. nk Cumhuriyetin kurucu kadrosu temel zihinsel yakla mlar n bilimsel-nesnel d ncenin etraf nda olu turmu , bunu toplumsalla t rmak istemi tir. Bu nedenle ne kar lan hayatta en hakiki mr it ilimdir, fendir gr nn dinsel taassup kar s ndaki temel nerme oldu unu vurgulam t r. dinsel modelin ilim ve fen e kar oldu u z mnen iddia edilmi tir. Dinsel sistematik yeniden tan mlan rken, ortaya kacak bo luk btnyle devletle ve onu denetleyen siyasal erkle doldurulacakt r. Bu, dinin de devlet taraf ndan kontrol edilmesini gerektiren bir durumdur ki, Kemalist laikli in zn bu anlay olu turur. Otoriter siyasal yakla m Devlet her bo lu u dolduracakt r. Devlet ve onun gndeminde olan kamusal alan bireysel alan ve bireysel tercihi daraltt ka daraltacakt r. Sonuta edilgin birey, etkin ve gl otorite odaklar ortaya kacakt r. sosyal devlet olgusu dahi byle bir ama yklenmi tir. Devletin bireysel alan ilgilendiren her noktay dzenlemek ve bunu salt kendi i radesiyle yapmak istemesi, bunu sa lamak iin niter devlet , ulus devlet trnden yap lanmalara gitmesi, dinsel anlamdaki cemaat ruhu gibi kavramlar ikinci plana itmi tir. Buna mukabil, yeni ideoloji do rultusunda bir cemaat ruhunun olu turulmas na zellikle gayret edilmi tir. Hatta yeni dnemin dinsel bir nitel ik ta mas n n en nemli ko ullar ndan birisi budur. Ulus devlet olgusu 1980 lerden itibaren nispeten zlmeye ba lam t r. Ortaya kan bo luk sivil toplumla doldurulmak istenmi tir. Bu yeni ve devlet tesi bir cemaat yap lanmas n do urmu , bu da en genel anlamda dinin toplumsal hayat ve bireysel bilin stndeki etkisini art rm t r. Bu geli mede en nemli rol uluslar aras finans kapitalin kresel1esmesi, okuluslu irketlerin etkinle mesi oynam t r. Bu olu um ulus devletlerin pazardan ba layarak birok alan stndeki etkinli ini azaltm t r. Devlet, denetleyici gcn ve patriarkal niteli ini yitirmi tir. Bu zellikle sosyal devlet olgusunun kaybolmas na yol am t r. Sosyal devlet gibi korumac tav rlar n da bir yana b rak lmas , biraz abartarak sylemek gerekirse b rak n z yaps nlar, b rak n z gesinler i b rak n z lsnler e dn tren bir mant k retmi tir. Bu da ister istemez yeni dayan ma aray lar n getirmi tir. Cemaat ruhlar n n yeniden dirilmesi, dinsel rgtlenme modellerinin g kazan p taraftar toplamas , hem bu olu um iinde insanlar n kendi ba lar n n aresine bakma kayg lar na kap aralam hem de onlar n bir dzeydeki hakl l n teslim etmi tir. Dinsel e ilimlerin keskinle mesi, dinsel tav r al lar n glenmesi hep bu olu umun, yani sosyal devletin kerek duruma me ruiyet kazand rmas n n sonucundad r. GE MODERN TE VE D N nsanlara, gelecek ve ayn zamanda da dnyevi bir gzel dnya sunma abas iinde olan modernizm bir sistem olarak topyalar yla birlikte ortadan kalkt nda, onlara hem bu dnyaya hem de teki dnyaya ait iki topyay bir anda sunan din ister istemez 12

geni kitlelerle yank bulacakt r. Unutmamak gerekir ki insan bilinci bir rp da olu muyor ve gerisinde kalm olan tarihsel birikimi n bireysel boyuttaki yans malar ndan geni lde etkileniyor. Din, bu dnemde, ya anan devlet ve topya bo luklar n doldurman n en nemli ve etkin aday d r. ken bir modernizmde dinin ortaya k nitelendiriyorum. n yitik cennet e dn olarak

B L NEN DNYANIN SONU Bugnk dnyan n yn, global ve merkez i otoritenin teke linde, denetiminde bulunan bir demokrasi anlay ndan, cemaatsel e itli bireysel tercihler etraf nda geli en mikro demokrasilere do rudur. Bu, demokrasinin yercile mesidir. Yerel tercihler etraf nda yeniden kurulmas d r. kendisine tehdit olu turmamak ko uluyla dinsel rgtlenme lere de olanak sa lamas d r. mikro rgtlenmel erin kendi ilerinde demokratik olduklar n kan tlayabilmesidir. Bu anlay bugn birok toplumda olan ve dinin zel alana terk edilmesini ngren yakla mlar a maktad r. Oysa, znde demokrat bir sistemati e salip olup olmad bir yana, dinsellik v e o arada da zellikle radikal slam merkeziyeti devlet yetkesine kar bir tr ba kald r olarak geli mi tir, 1980 li y llarda. DEMOKRAS , GE MODERN TE VE SLAM slami bir k gerekten demok ratik olabilir mi ? Bylesi bir yakla m sistematik-siyasal slam dan beklemek onun elerine tmden kar olmak demektir. nk, din d ncesi znde yetkecidir. Hele imparatorluklar n ideolojik styap s olmu , hukuk sistemi olmu slamiyet e dn m bir dinsellikten bunlar beklemek tmden olanaks zd r. slamiyet in sz kon usu oldu u her yerde, her noktada belli bir otorite sz kon usudur. slam ya da bir ba ka din sistemati i sonu olarak verili bir dzen iinde tan mlanm i aretler a d r. Bu durumda, farkl gr ler varsa da o yap dan zgrlk ve demokratik bir tavr n, olana n do aca n d nmek olanaks zd r. i zgrl trnden baz a klamalar getirilebilir. bu yakla mlar bir siyasal pratik ve metodoloji olarak demokratik zgrl e tekabl etmezler. Onlar daha ziyade varolu sal zgrle imlerdir . Modernist devlet bir sistemdir. zellikle kapitalizmin mant yla btnle mi , i ie gemi bu sistem bireyi tan mlam t r. Kendisine yabanc la m , seilmi alanlar iinde de il, verili alanlar iinde hareket eden ki i, sistemin kmesiyle kendisini bo lukta duyumsamaya ba lam t r. Bu insan ilkin bu konumdan rahats zl k duyarak, ayr ca sosyal devletin o gne de in kendisine sa lad olanaklar n geriye ekilmesiyle ortaya kan bo lu u dolduracak yeni bir cemaat dayan mas n slami rgtlenme ve ruh iinde daha rahatl kla elde edece ini ayr msayarak o alana ynelmi tir.

13

Bu olu um a rt c de ildir. nk, slam bir dnya dzeni, bir uygarl k dzenlemesi, bir devlet, hatta bir sava yntemi olarak, o arada da ontolojisinden ge tirdi i total e ilimlerle ya am n her alan n ku atacak gce sahiptir. Bu, bir din olarak de il bir sistem olarak onun sahip bulundu u bir gtr. slam n bu a l m n sa layan en nemli olgu onun kapitalizmle olan ili kisidir. Merkezi devlete ynelik muhalefet zellikle 1960 larda geli mi Bat l kapitalist lkelerde ve Amerika da kendisini slam la dile getirmi tir. slam, 1960 larda marjinal gruplar n i dayan mas iin kullan l r bir ifade biimidir. Bu gn dahi ABD de alt s n flar n, s n fs zlar n ve d lanm lar n (rne in hapishanelerdeki zencilerin) aras nda en yayg n ideoloji slam d r. Bunun en nemli nedeni de slamiyet in yeniden yorumlanmas ve 1970 lerde kapitalizmin ciddi bir iktisadi kriz geirmesi, 1980 lerde de devletin benzeri bir krizle kar la mas d r. Krizler ard ard na patlayarak, sistemde dolduru1mas gereken, doldurulabilecek bir bo lu u ortaya karm t r. Dolay s yla temel e ilimler k sa srede radikal bir siyasal eyleme dn m tr. slam n etkinle mesindeki en nemli nedenleri bu paydada aramak gerekir. Buna bir de 1980 lerde ykselen Yeni Sa n dinsel de erlere dn n, aile, cemaat, dayan ma gibi temel sosyal de erlerin dinsel, muhafazakar yorumunu getirdi ini eklemek yararl olacakt r. SONU: TRK YE VE SLAM Yani, merkezi, otoriter devlete ve onun bireyin tercihini yok sayarak kendi hegemonik yakla m n dayatmas na kar ki inin kendisine zg bir alan yaratma abas bu sreci h zland rm t r. K sacas , Trkiye deki siyasal slam, teki sosyal ko ullar n n yan s ra bir kimlik o lgusudur. Bu anlamda, ki i, slami kimli ini toplumsal alana ta yarak, yani onu siyasalla t rarak zel alan n geni letmek abas ndad r. Bu paradoksal gibi duran fakat ok zgl bir modernite durumudur. Bu yakla m bu niteli iyle 1990 l y llarda Trkiye de hem demokrasinin s n rlar n geni letmek hem kamusal-zel olan ayr msanmas nda yeni pozisyonlar olu turmak a s ndan byk yarar ve katk sa lam t r. ... Bu geli me daha ileride bir son(u)a ula abilir mi? Gerek dnya le inde gerekse Trkiye le inde bunun mmkn ol du unu sylemek gtr. nk slam n ykselmesini sa layan en nemli e modernitenin otoriter, merkeziyeti bir sylem ve pratik k dr. Yani, siyasal slam postmodernitenin yaratt bo lukta bym tr. imdi kendisi e er modernitenin sekter yanlar n kullanan, onlara dayanan bir srece dn ecekse, bu kendi kendisini tahrip eden bir geli me olacakt r. Bir ba ka deyi le, modernitenin en byk rakibi gene modernitedir ve din de bu muhakemenin s n rlar d nda de ildir. MODERNDEN MODERN SONRASINA KLTREL K ML K OLU UMU VE TRK YE Ayn sorun kendisini kimlik konusunda da gsteriyo r. Trkiye de kimlik kavram , t pk kltr kavram gibi, devletin belli yn elimleri iinde belirlenen bir olgudur. Merkezi otorite nas l toplumun belli bir kltr ynsemesi ii ne girmesini istiyor ve bunu ynlendiriyorsa, ayn ekilde toplumun zerinde ta yaca bireyin kendisini zde le tirece i kimlik de nceden saptanmak tad r.

14

Neden toplum ve onun dinamik gleri bu olu umu a amam , daha farkl bir yakla m topluma mal edememi tir ? Bunun ilk nedeni, e er Cumhuriyet ynetimleri ve dnemi d nlrse btncl bir bak a s n n ve onu da belirleye n s n fsal bir ynelimin ve tercihin ayd nlar taraf ndan geli tirilmemi olmas d r. Ayd n, Trkiye de, s n fsal bir kkenden gelmiyor. Aksine, ayd n n brokrasiyle btnle mi olmas ndan kaynaklanan bir sorundu r bu. Byle olunca da ayd n, devletin nderli ini devleti yneten kesimin belirleyicili ini nsel olarak kabul etmekte, onu a acak, onu dn trecek bir gr geli tirmekten ka nmaktad r. Ulus devlet kavram giderek despotik bir niteli k kazan nca, sorun kendili inden belli bir a amaya ta nm t r. Despotik tutuculu un belli kavramlar resmiyete ta mas , onlar birer siyasal kltrel i deoloji olarak alg lamas ve yle al mlanmas n istemesi herhangi bir kar gr n geli tirilmesini devre d b rakm , en az ndan daha ba lang ta gsz k lm t r. nk, Kemalizm, Trkiye de ilericilik , solculuk , devletilik (siyasal anlamda) gibi kavramlar n hemen hemen hepsinin d nsel altyap s n haz rlam t r. Bir ba ka deyi le Kemalizm bu kavramlarla farkl ve karma k ili kiler kurmu tur. Trkiye deki din olgusu, belli toplumsal kesimlerin resmi ideolojiye kar direni inin olmasa bile, bir tr z savunmas n n nirengi noktas d r. Geni lde Alevilikle kendisini gsteren bu k , zaman iinde gel i erek, devletin laiklik kavram n n arkas ndan dini kontrol edi ini gstermi tir. Bununla da kalmayarak, ulus devlet kavram n n belli nedenler yznden tart lmaya ba land bir dnemde din, bir tr btncl ya ama biimine dn m , toplumsal olu umlara bir tr kar koyman n, bir seenek olu turman n k noktas haline gelmi tir. D N OLGUSU ba ndan beri din, Trkiye toplumunda ya ayan insan n bir tav r al biimidir. dinin toplumu ve bireyi belirlemekteki etkisi ve nemi , dn oldu u gibi bugn de, iinde ya ad m z toplumda tart lmaz bir konumdad r. 1980 lerin temel aray resmi ideolojilerin nas l a labilece iydi. nsanlar n rksal, dinsel ve kltrel kimlikleri art k bir merkezden belirlenemeyecek ve ynlendirilemeyecek kertede ba ms zla m ve ne km t r. 1980 lerin ortas na kadar, laik oldu unu sylemi se de, znde devletin de belli bir din i olmu tur: slam. slam bu anlamda resmi dzenle meleri yapan resmi kurulu niteli ini ta m t r. TEKNOLOJ -SANAY LE ME K sacas , sanayile me, bir yandan toplumu dn trr ve farkl la t r rken, di er yandan da toplumu rgtlemenin ve onun i dengelerine mdahale etmenin bir etkeni olmaktayd . Sanayile me ve ona ba l sermaye olgusu modern Trkiye nin en nemli kurucu elerinden birisidir. nk, Trk mode rnle mesi Bat da oldu u zere burjuvazinin glenmesinden sonra, onun itkisiyle olu mam t r. Tersine, modernite brokratik bir 15

sre olarak ba lam t . Daha sonra kendisini ta yacak s n f olarak burjuvaziyi olu turup glendirmeye giri mi tir. zellikle kk burjuvazinin ta radan kente do ru geli mesini h zland rm t r. Dolay s yla da kltrel bir zlmenin ncs olmu tur. kente yeni ta nan kitlelerin yeni bir kltr olu tururken kulland ideoloji gerekten de i ilik de il, daha farkl bir noktada yer alan esnafl k trnden yakla mlar n ideolojisi olmu tur. Gerekten de ok uzun bir sre gecekondu ya am yla btnle en iki temel tercihten birisi devlet memuru olmaksa, teki de i portac l k ve esnaflik t r. Fakat i ile mek de ildir. Nitekim kltrel planda kendisini yo un olarak gsteren arabesk btnyle bu olgudan kaynaklan r. S n fsal bir ayr madan ziyade ara-yer kltrnn toplumsal planda geli ip kendisini gstermesi, yani kent ve ona ba l evrede i ile menin de il teki s n fsal olu umlar n a rl k ta mas arabeski do urmu popler kltrn bunca yayg nla mas na yol am t r. LET M 1980 sonras n ko ulland ran ey de ileti im teknolojisi olmu tur. Burjuvazinin devletili i bir tarafa itip, greli o larak ba ms zla mas , beraberinde sermayenin devlet kontrolnde n kar lmas n getirmi tir. 1980 lerin burjuvazisi art k sanayile me ve devletilik kavramlar na dayanarak kendisini denetleyen bir devleti reddetmeye ba lam t r. Sanayile me bir lk ve bir ilke olarak gndemden kar l nca, onun yerini, sermayeyi daha k sa srede parasal ve yat r mc sermaye olanak en okla t racak uluslar aras la ma sreci alm , uluslar aras telekomnikasyonun altyap s olu turulmu tur. B R DEG M ES OLARAK TKET M Arabesk bir lmpen kltrdr, bir ara kltrdr. Bununla birlikte, arabeskin temelinde yer alan ana kavram n tketim oldu unu da unutmamak gerekir. Bu tketim, elbette bir ekonomik kavram de il, bir toplumbilimsel kavramd r. Amac tketimin tketim iin gerekle tirilmesidir. Biricik (unique) retimler de il, o ul retimler art k esast r ve bunlar n tm de kitle ileti im aralar n n geli tirdi i tketim kavram taraf ndan beslenmektedir. Sistemi ayakta tutmak iin gerekli olan yakla m, asl nda, yeniden retim (reproduction) boyutunun ne kar lmas nemlidir. Esas olan yeniden retim olunca, zgn olan n yerini de temsili (representative) olan alacakt r. Tketimin taklitle ya ad karma k ili kinin kesi ti i nokta budur. slami kimli in tketimle kurdu u ili kidir. slam, bu anlamda yeni v e modern bir kimlik reticisi olurken, bu zelli ini tketim kal plar yla btnle tirmekte, ylelikle etkinli ini art rmaktad r.

16

S YASAL KATILIM VE DAVRANI drt e ilimi birle tirmekten sz edi yordu. Bu, asl nda depolitizasyonu n e karan bir anlay t . Fakat te yandan belli bir d lay c l a, siyasal alan n rcalanm ve, zneler aras bir etkile im olmas na yol aan e ilimlere kar daha yumu ak ve kapsay c bir anlay t : toplumu bir btn olarak kavramak, yurtta siyasal kat l m a amas nda hangi nedenden olursa olsun, hibir biimde d lamamak modelin ilkesiydi. Ne var ki, gerek daha farkl yd . zellikle 2.ANAP ktidar dneminde kar lan bir Seim Yasas yla topluma al k n oldu u yer verildi. ETN K OLU UMLAR VE FARK POL T KASI kimlik sorunu Anadol u co rafyas nda ya anan hemen herkes iin zlmesi g bir yumakt r. Ne ve kim oldu unu kendi zgr iradesiyle belirleyemeyen insanlar, imdi birok eyden, ama en nemlisi de, devletin despotik yne limlerinden ba ms z olarak, onlar a an bir tutum iinde ken dilerine sahip k yorlar. BURJUVAZ VE K ML K Trkiye toplumunun son yz elli y ll k toplumbilimsel aray n n zeti, bir burjuvazi yaratma kayg s d r. Burjuvazi zellikle de son yetmi y lda kendisine sa lanm desteklerle belli bir gllk noktas na ula m t r. Bundan kimsenin ku kusu yoktur. Ne var ki burjuvazi Trkiye de henz kendi kimli ini yeteri kadar alg layabilmi de ildir. ayr ca Cumhuriyet kadrolar ve lklerinin Osmanl dan devral nm her eyi yok saymas , burjuvazinin kendisine zg yerel de erleri bile nemsememesi gibi sak ncal ve yanl bir sonu do urmu tur. Yads nm ve grmezden gelinmi kltrel de erlere burjuvazi imdi sahip kmaktad r ve bu da yeni bir kltrel kimli in olu turulmas nda ok nemsenmesi gereken bir geli medir. S V L TOPLUM Btn bu yakla mlar n, olu umlar n, aray lar n bile kesi nedir diye sorulursa, sivil toplumdur denilebilir. Devlet, tercihini burjuvaziden yana kullanm ve bu nedenle sosyal devlet anlay n geriye itmi tir. te, ulus devlet kavram n n tart ld nokta buras d r. Ulusal olmas yla kitleler, katmanlar aras nda e itliki bir yakla m iyi-kt gzeten bir devlet, 1980 lerden sonra tavr n , tutumunu de i tirmi tir. Toplumun ileriye ynelmesinde gerekli olan ivmeyi burjuvazinin vermesini istemi tir Bylece devletin yuvas ndan att yavrular olan di er toplumsal katmanlar kendi ilerinde rgtlenerek, bu konuda etnik unsurlar n , dinsellik elerini n plana alarak yeni bir olu um dnemine girmi tir.

17

MODERN SONRASI DNEMDE K ML K OLGUSU VE TRK K ML

SORUNU

G R : TRKL N YEN DEN KE F Modernitenin ayr lmaz di er iki esi olan kapitalizm v e milliyetilik, kimli i olu turan en nemli etmenlerdi. Kimlik bugn bellek, aidiyet, mekan gibi kavramlarla i iedir. Bu nedenle de kimlik, sert modernite taraf ndan bast r lm unsurlar n yeniden ke fedilmesi olarak ortaya kmakta, bu da yeni milliyeti kimlik tan mlar na yol amaktad r. Sadece onunla da kalmamakta, byk milliyeti ynelimlerle btnle medi i durumlarda da kimlik cemaati olu umlar n bir uzant s olarak kendisini gstermektedir. Bu da etnik, dinsel ve cinsel kimliklerin ne kmas demektir. 1970 li y llarda bunun ba l ca nedeni, toplumun birbirinden kopuk ve birbirine kapal kamplara blnm olmas yd . Sa , s rama tahtas olarak kulland milliyetilik kavram n s n rlar na ta m , onu rk , kafatas bir tan m n tutsa etmi ti. Bu yanl ve anlams z ynelimin kar s nda yer alan sol da benzeri bir yan lg ya d m , kimlik, benlik ve ulusall k sorunlar stnde d nmeyi adeta kendi kendisini yads mak diye grmeye ba lam t . NEDEN OLARAK KEMAL ZM VE SERT MODERN TE Trkiye Cumhuriyeti 1920 lerden ba layarak ok uzun bir sre hi irdelenme yen, zerinde hi tart ma a lmayan, adeta dogmatik bir boyut kazanan Kemalizm in belirleyici etkisi alt nda kalm t . Kemalizm, z ellikle 1930 lardan ba layarak yar otoriter, hi de ilse ok otoriter bir nitelik kazanm , bu zelli ini tan m n dogmatikle tirerek kesinle tirmi ti. Ayn y llarda Almanya da Hitler in, talya da Mussolini nin iktidara geli i, dolay s yla 19. yzy l liberalizminin fa izan bir ynelimle a lmas Kemalizm in bu zelli inin hem gerekesi hem de kan t d r. korporatizm toplu mdaki s n flar n varl n , dolay s yla farklar yads yan bir kavramd r. Bu anlamda Kemalizm iin de toplum, imtiyazs z, s n fs z, kayna m bir kitle dir. Kemalizm, devlet modeli olarak niter ve Renanc ulus - devlet modelini benimsemi tir. O model farkl etnik kimliklerin devlet potas nda eritilmesini ngrr. DI NEDEN OLARAK SO UK SAVA So uk Sava , kuramc lar na gre, bir komnist etkinli in ulusal ve niter devl ete s zmas n nlemek iin yap lan topyekn ama poplist bir sava t r. Komnizm, bu kavrama gre, topluma, onu ayr t rarak girecektir. nk kom nizmde ulus kavram yoktur, ulusuluk bilinci sz konusu de ildir. onun yerini halklar kavram alm t r. Komnizm bir lkeye halklar ayakland rarak, niter yap y federatif yap ya dn trerek gelecektir. Bu nedenle de ilk yap lmas gereken ey, kimlik kayg lar n n yat t r lmas , toplumda farkl etnik elerin bulundu unu syleyen d ncelerin bast r lmas d r. K ML K KAVRAMININ BOYUTLARI Kimlik sorunu dzlemde ele al nmak suretiyle tart lmal d r: Siyasal, ekonomik ve kltrel dzleml er. Bu dzlem1erde ele al nmad takdirde kimlik kavram nesnelli ini 18

yitirir, onu de erlendirecek olanlar n znellikleriyle birle ir ve hemen rk l a, sopulu a kayar. Sorun her dzlemde de bir at ma iftiyle belirlenmeye al Ekonomik dzlemde: Azgeli mi lik-geli mi lik Siyasal dzlemde: Despotik devlet-sivil toplum Kltrel dzlemde: Do u-Bat lm t r:

sorunu tart anlar n tm hep bir olumsuzluk ya da olumsuzlay c sylevle (negative discourse) de erlendirmi lerdir. Buna gre toplum azgeli mi , despotik devlete sahip bir do u toplumudur. Bu olumsuzlay c sylevle birlikte z mni olarak, Trklerin, stnde d nlmesi gereken bir kimliklerinin olmad dile getirilmeye ve i lenmeye ba lam t r. Tabii, bu yorum Bat l de erler ve de er yarg lar n n nko ulsuz kabul edilmesini iste yen resmi gr n yorumudur. Yoksa halk n ve btnyle ayd nlar n bu gr e at ld klar n sylemek gtr. Nitekim Trkiye de ayd nlar zaman zaman a r Bat l la ma abalar ndan, onlar n zorlay c l a dn en bask s ndan yak nm ve bu yndeki geli melerin olumsuz yanlar na de inmi lerdir. Fakat, onu a mak iin rne in do ulula ma gibi bir modeli topluma nermemi lerdir. bat l la man n pozitivist ve rasyonalist yakla m ndan hibir zaman vazgememi lerdir. GE MODERN TE VE K ML K 1980 li y llar Ya anan de i imler yaln zca bir siyasal blo un zlmesi olarak grlmemelidir. As l nemli olan, onun da arkas nda yer alan ve itici g olan kayg d r. insan, art k kendisinin a ld , kendisi ad na ba kalar n n karar verdi i bir dzeni de il, do rudan do ruya kendi kat l m yla ve kendi katk s yla olu an bir karar alma srecini ve bunu kapsayan devlet yap s n zlemekte ve istemektedir. Bunu, Rnesans ta ya anan bir de i imin kendisini yeniden gstermesi diye nitelendirmek mmkndr. Rnesans, birok k s tlamas olmas na kar n, insan n belli kutsall klar n kar s na dikildi i, onlar n nne kar ld bir dnemdir. nsanlar, insanl art k teolojik (erekbilimsel) de il, ontolojik (varl kbilimsel) bir olgu diye grmektedir. nsan, kimli ini art k varolu unu zgrle tirmenin bir arac olarak de erlendirip kullan yor. ok yak n tarihlere kadar devlet erkinin tart lmaz otoritesini kabul eden insan, bugn, e itimden toplumsal gve nli e, evre korumadan sa l k hizmetlerine kadar her alanda o otoriteyi a ma srecindedir. nsanlar n cinselliklerine, cinsiyetlerine, renklerine, rklar na, k sacas bireysel, daha do rusu varolu sal zgrlklerine ve o zgrlkleriyle zde le tirdikleri olgulara ynelik

19

her trl bask y geriletme abas dnemin en zgl geli mesidir. Bir ba ka deyi le, kimlik devlete kar zgrle menin bir arac d r ge modern dnemde K ML K B L NC N N GEL M lk iktidar y llar ndaki ideolojisi incelenirse, ttihat ve Terakki nin bir ulusal bilincine sahip oldu unu sylemek ok gtr Hatta pek ok anlat lan bir ykdr: Nam k Kemal Londra kitapl klar nda kendisine mil liyeti soruldu unda nce slam, sonra Osmanl , nihayet sonunda Trk diyebilmi tir. AYDINLAR VE K ML K Byle bir olu umun mmet kken inden geliyor olmam zla ilgili ve ancak sosyopsikolojiyle a klanabilecek z elliklerinden sz edilebilir. Mardin in, Kemalistlerin ve Jn Trkler in tutucu (muhafazakar) oldu unu ne sren gr leri stnde durulabilir. Fakat belirleyen temel e burjuvazinin ok uzu n bir tarihsel srece kar n yak n dnemlere kadar toplumbilimsel ol u umlara a rl n koyacak lde geli memi olmas d r. BURJUVAZ VE K ML K Ulus ve ulusuluk kavramlar tarih sahnesine ancak burjuvaziyle birlikte kabilmi tir ve bunu da bir sacaya olu turabilmesine borludur. Ekonomi, kltr ve siyasette n olu an 1900 lerdeki yenilik hareketleri ba lat ld nda kar la lan ana sorun geli mi bir burjuvazinin olmamas yd . Bu, at lan ad mlar n havada kalmas ve bir toplumsal kesimin deste inden yoksun olmas demekti. Bat da, Trkiye deki glklerle kar la mam t r. Burjuvazi sahip oldu u ekonomik gcn potansiyelin etkisiyle ulusal pazar, ulusal egemenlik ve ulusal kltr kavramlar n olu turmu , gene ayn gler nedeniyle de onlar n uygulanmas n olanakl k lm t r. Oysa ki, Trkiye de o kadar ki ekonomik ve siyasal geli melerle ortaya kmas gereken milliyetilik kavram , zellikle parti-devlet-millet e itli i kurulduktan sonra halk iin-halka ra men trnden bir yakla m n bayra olarak kullan lm t r. Sonunda milliyetilik, ki ilerin bilinleri ve benliklerini zgrle tiren de il, mmet ve cemaat ruhu yaratmaya al an ve ki ileri o ruhun toptanc 1 iinde tutsak eden totaliter bir araca dn trm tr. Ulusal Kurtulu Sava , znde milli burjuva demokratik devrimidir. O sava , yerle ik ve ergin bir burjuvazinin olmamas nedeniyle ancak ayd nlardan, e raf, az nl k ve askerlerden olu an Gramscigil anlamda bir tarihsel blokla gerekle tirilmi tir. Sava n hemen ba lang c nda bir tr, do rudan demokrasi meclisler arac l yla denenmi , zaten ama da ulusal iradenin etkin ve egemen k l nmas olarak koyulmu tur. Sava n hemen arkas ndan da Ayd nlanma d ncesinin temel ilkelerini kapsayacak biimde Cumhuriyet in ilan edilmesi, zincir in ikinci ve nemli halkas n olu turmu tur. Bu geli menin arp c l uradad r: Feodal dnem ve onun siyasi iradeyi elinde bulunduran

20

monar ik yap s ilerici bir geli meyle a lm dn trlerek halka (millete) verilmi tir.

ve siyasal irade ulusal egemenli e

O dnemde bunun ard ndan at lmas gereken ad m, feodal dnem kltrnn, retildi i zeminden al n p gene halka, onun ulusal kltr n olu turabilece i hammadde olarak verilmesiydi. Yemekten mzi e, edebiyattan plastik sanatlara k adar ve ya ama kltrn de kapsayacak biimde feodal saray kltr, halk n dn trerek yeniden retebilece i bir kltr olarak de erlendirilmeliydi. Oysa bu yap lmad . Trk kimli i sorunsal n n bir aya n dramatik biimde eksik b rakm t r. Bilin ve ideoloji yaratman n temel esi olan kltr kavram nda bu trden bir eksiklik olamazd . ULUSAL KLTR MODELLER Bu amala, nce halk kltr, yani feodal kltrn bir ba ka boyutu ne kar lm , halk mzi inin ve halk edebiyat n n derlenip dn trlmesine gidilmi tir. Ard ndan Gne -Dil Teorisi yle tm dillerin Trke den, Trk Tarih Tezi yle tm uluslar n, kltrlerin Trk antropolojisinden tredi i iddia edilmi ,Trk kavram , ba lang taki zgrlk ve hmaniter ieri inden kopar larak daha tutucu ve tehlikeli bir izgiye ta nm t r. Ondan sonra da Akdeniz, Ege uygarl klar ele al nm t r. Bu ba lamda Yunanca ve Latince okullara ders olarak koyulmu tur. Bu ilgin bir durumdur. nk, Osmanl ca belli bir dnemin kltr dili ol mas na kar n yok say l rken, Latince nin temel e itim kurumlar na yerle tirilmesi ya anan eli kinin boyutlar n bytm tr. Bylece, tarihsel ve ortak bilinci yok say lan, yads nan bir halk n nne, kendisine ait kal c ve de erli hibir eyin olmad , tm olumlu ve nitelikli kavramlar ve olgular n Bat da bulundu u tezi kar lm t r. Bir dogma boyutu kaz anan pozitivizm, ulusal kimli in a lmas iin de kullan lan bir araca dn trlm tr. Oysa bugn yeterince gl enen ve ilkel sermaye birikimini tamamlayan burjuvazi kendi ulusal kimli ini btn bu n ko ullar dan, k s tlay c yakla mlardan ar nm olarak ne karmakta ve kltrn yeniden retmeye al maktad r. Trk burjuvazisi henz k kl bir s n f de ildir. O nedenle h zla yerel/popler kltre a lmakta, onunla zde le ebilmektedir. Burjuva-sekinci bir kltr tmyle yok sayabilmektedir. Pozitivizm, Jn Trkler in geli tirmek istedikleri harekete d nsel bir ierik ararken Bat da yakalad klar ve kendi toplumsal zelliklerine yak n bulduklar iin de benimsedikleri bir d nsel sistematiktir. Bab ali kalemleriyle ilgisi kopmam ve genellikle pozitif bilim e itimi veren okullardan (zellikle t bbiyeden) yeti mi Jn Trk ayd n , pozitivizmi benimsedikten sonra hakikati bilen ayd nlar n onu halka gtrmesi diye zetlenebilecek bir yntem geli tirmi tir. Bu yntem Cumh uriyet dneminde de geerlili ini korumu tur. Halka gtrlen hakikat de resmi ideo lojinin yukar da saptad , tart mas z kabul edilen ve nerilen Bat l de er yarg lar d r.

21

Halkevleri kurulmu tur. Halkevleri halk n folklorik kltrn bir yana b rak rsan z, Bat kltrn ilerici (ve tabii sekinci) ayd nlar arac l yla halka gtren kurulu lard r. Bu olu umun a lmas ancak gnmzde ulusal burjuvazinin belli bir geli im dnemini a mas ve belli bir birikimi sa lamas yla gerekle ebilmi tir. Nitekim gene ayn nedenledir ki, devlet, 1920 lerden gnmze de in izledi i iktisadi politikalar ilk kez de i tirme zorunlulu unu duymu tur. Bu da ulus devlet kavram n n tart lmas n getirmi tir. 1920 lerdeki temel kayg belli bir sermaye birikiminin, bunun iin de ulusal bir burjuvazinin yarat lmas yd . Bu model e itli dnemlerde olu mu , birbirinden ayr nt larda farkl la arak, fakat znde daima ayn kalarak 1980 lere dek gelmi tir. DPT nin as l i levi, burjuvazi ile giderek glenen teki kar gruplar aras nda dengeleri kurmakt . DPT ithal ikameci sanayi mode llerini yrrl e sokarken te vik ve sanayi uygulamalar n n rant n n nas l bir denge iinde da t laca n n hesab n yapm t r. 1970 ler sonunda iyice t kanan ekonomi D a a lma Asl na bak l rsa 1970 lerin sonu ve 1980 lerin hemen ba nda uygulamaya koyulan bu model, Trk burjuvazisi nin sermaye birikimini tamamlad n n ve yeni bir a amaya s ramak istedi inin bir gstergesidir. Burjuvazi bir yandan dnemin ko ullar ve zelliklerine ko ut olarak uluslar aras sermaye entegrasyonuna gitmi , di er yandan siyasal gc art k zaman zaman kendisine kar olabilen bir devletle payla mak istemedi ini a ka ortaya koymu tur. Sermaye ve teknoloji transferi olanaklar n kendi gcyle yaratan burjuvazi, devletten sadece bu amaca hizmet edecek altyap y , telekomnikasyon ve ula m kurmas n istemi tir. Bylece hem devlet a r sanayi yat r mlar ndan vazgemeye koyulmu , hem de ulusal burjuvazi sanayi olgusunu geriye iterek sadece sermay e hareketleriyle rant yaratma aray na girmi tir. Sanayile menin geriye itilmesiyle ayr ca da i ile menin geli mesi nlenmi , mevcut i i potansiyelinin, gene ilkel sermaye birikimi yaratacak biimde kentsel dokuya uygun kk reticili e kayd r lmas amalanm t r. Sonu olarak, devlet ekonomik bnye stndeki geleneksel etkisini yitirince, sorun dev letin nereden ba lay p nerede bitti ini tart maya dnm tr. GE MODERN TE VE ULUS DEVLET Bireyi kar s nda kul olarak gren dar ve ilkel bak anlay a eri mi tir.

a s daha geni ve a da bir

Bireyin zgrl yle toplumun sivill e mesini dayatan ve kabul de ettiren geli meler kimlik konusundaki bir ba ka darbo az n daha geride b rak lmas n sa lam t r. Bu, pozitivizmin dogmatik e ilimlerini rten ve modernizmin bireyi bunaltan mutlak ilerlemeci, geli meci mant n tart l r hale getirmi tir. Trkiye nin bu geli meyi elde edi indeki en nemli etken z el televizyon kanallar n n yay n yapmaya ba lamas d r. sansr trnden uygulamalar fiilen olanaks z k lm t r . Bylece resmi ideoloji ve sylev marjinalle mi resmi tarihten sz amak gle mi tir Onlar kadar nemli olan bir ba ka ey de bilimselci pozitivizmin resmi ilerleme mant n n de i mesidir.

22

Hakikatin yukar dan a a ya indirilmesi ve ayd nlar n da bu srete arac rol oynamas bu ekilde son bulmu tur. Teknoloji transferinin ideoloji ve kltr d al m n gerekle tirdi i de yeni ve bilinmeyen bir gr de ildir. Sermaye ve teknoloji stnden Bat yla ili ki kuran kesim kendini muhafazakarl k ba lam nda tan mlasa bile, onu alg lay de i mektedir. Burada gene,ulusal burjuvaziye de inelim: Burjuvazi, kazand zgrlk ve zgven duygusuyla ve bu arada despotik devletilikten kaynaklanan pozitivist/ modernist sylevi a mas yla bir seenek aray na girmi tir. Bu ilgin bir geli medir; nk, a lan modelin temel eleri Bat yla zde ti. Onlar eskiyip y prand klar na, hatta Bat l toplumlar taraf ndan da reddedildiklerine gre yeni bir seenek nerede aranacakt ? Do u, ynelmesi d nlen bir co rafya ve kavram olamazd . Bu durumda ya anan bo lu un yerel de erlerle doldurulmas do ald . Yerel de er kavram n n Trkiye de mutlaka dinsel kavramlar ierdi ini vurgulamak gerekir. Ulus ve ulusuluk bilincinin zgrce (stelik Kemalist yap iinde) srdrmesi sonunda ulusuluk-diyanet zde li i kurulmu tur. Bugn Trkiye de Mslman olmayan bir Trk n olabilece i, ontolojik olarak da bir epistem olarak da neredeyse hi d nlemeyen kabul edilmeyen bir gerektir. GE MODERN TE VE D N Bu ko ullar alt nda bo luklar n dinsel kkenli kavramlarla do ldurulmas na a mamak gerekir. Bunun ayn zamanda Bat kar s nda ya anan eli kileri, a a l k komplekslerini a mak demek oldu unu da ayr ca d nmek gerekir. Bu olu um, sosyal devlet olgusunun y pranmas yla yak ndan ilgilidir. Dnya kapitaliz mi 1970 leri byk bir ekonomik bunal mla kapatt ve 1980 lere bu bunal m n a rla an ko ullar alt nda girdi. Ya anan bunal m, boyutlar ve a rl yla 1930 lardaki bunal m and r yor ve a r t r yor, fakat nedenleri itibariyle farkl l klar gsteriyordu. 1930 bunal m daha ok tketim eksikli inden kaynaklanan bir bunal md ve liberal pazar ekonomisi ve eksik tketim bu bunal m n gerekesi ve nedeni olarak gsterilip saptand . nk tketim eksikli i retilmi mallar n birikmesine yol am t . zm, devletin merkeziyeti yap s n glendirmek, liberal pazar ekono misi uygulamalar na son vererek, gelirin toplumsal tketim e ilimlerini ve olanaklar n art racak biimde yeniden da t lmas n sa lamakt . Bylece sosyal devlet anlay devreye girecek, devleti uygulamalar ve yat r mlar bunal mdan k lmas na n ayak olacakt . Bu zm uyguland . Dnyan n birok blgesinde bu zmn bir sonucu olarak da me rkezi devletler glendi. zellikle Orta Avrupa da ve Balkanlar da birok lke bu uygulamalar n sonunda fa izan ynetimlerle yz yze geldi. Oysa 1970 bunal m , nedenleri a s ndan 1930 bunal m ndan nemli farkl l klar gsteriyordu. Bu yzden, gerek zm s ras nda, gerekse onun bir devam olan bunal m sonras yakla mlarda nemli yenilikler ya and . Bunal m n en nde gelen 23

nedeni karlar n azalmas yd . Kazanc n ve karlar n azalmas sermayeyi elinde bulunduran s n flar lehine bir zm aray n zorunlu k ld . Bunal mdan kabilmek iin merkezi devletin gtt greli e itliki yap zay flat ld . Devlet parasal ve retken sermayeyi art k toplumsal kesimler aras nda belli e itlikler gzeterek da tmamaya ba lad . Sermayenin ve rantlar n da t lmas nda burjuvazi ne kar ld . Devlet arac 1 yla gerekle tirilen byk yat r mlardan vazgeildi. Sosyal de vlet kavram n n olu mas n getiren harcamalar azalt ld . E itim ve sa l k gibi alanlara aktar lan kaynaklar kesildi. Bunun sonunda da devlet kld ve geriye ekildi. Bu olu um h zla devletin me ruiyetini tart maya at . Btn bu uygulamalar iinde azgeli mi olan ve bunal ma da yakalanan lkelere uluslararas sermayenin denetimini yapan kurumlar ve kurulu lar taraf ndan belli zm ne rileri ieren reeteler sunuldu. Bu reetelerde devletin belirtilen nlemleri almas isteniyordu. Devlet yat r mlar n azaltacak ve rne in mevcut yat r mlar nda daha geni rantlar sa layabilmek iin i i azaltma yoluna gidecekti. Sosyal devlet harcamalar k s lacak, s k nt ya d m i letmelere kar iyile tirici hibir yakla mda bulunulmayacakt . nerileri uygulayan lkelerde 1930 krizinde uygulamadan kald r lan liberal pazar ekonomisi yeniden devreye girdi. Trkiye de 1980 lerin ba ndan bu yana de indi imiz olu umlar ablonuna uygun olarak ya yor. Bu nedenle, bir yandan sosyal devlet kavram geri ekilirken di er taraftan devletin varl k nedeni tart l yor. 1980 lerin hemen ba nda elli y ll k bir uygulamadan birka y l iinde vazgeilmesi, Trkiye de kitleleri hem rktm hem de a rtm t r. Baba olarak grlen ve yle al mlanan devlet temel i levlerinden uzakla nca, toplum do an bo lu u kendi dinamikleriyle doldurma yoluna gitmi tir. Latin Amerika toplumlar nda da benzeri olu umlar grlyor Toplum, devletin toplumsal i levlerini unutmaya ba lamas yla birlikte geim olanaklar n yeniden gzden geirmektedir. Bu olanaklar n ba nda g olgusu geliyor. Kk kentler, ta ra b rak l p byk kentlere glmekte ve bu kentlerin varo lar na yerle ilmektedir. Ya anan dn mn iinde iki ey ne km t r. Bunlar n ilki cemaat dayan mas , ikincisi de cemaat ruhunun gereksindi i dinsel sylemlerdir. Latin Amerika toplumlar nda grlen dinsel rgtlerin bu cemaatle re s zmas ve onlar rgtlemesiyle, bizde kar la lan dinsel tarikatlar n toplumun bu kesimini bir arada tutmaya al mas birbirine ko ut ok nemi iki a l md r. Hi ku kusuz bunlara Trkiye toplumunun dinsel a dan sahip oldu u homojenli i eklemek de gerekir. Ayr ca, yerel ve feodal de erler sisteminden henz kopmam ta ra burjuvazisinin bu yap iinde a rl k merkezi olmas btn geli meler stnde arpan etkisini yapm t r. dinsellikten beslenen bir modernle me srecinin ba lamas n engellememi tir. Din esasl rgtlenme, dinin siyasalla mas , 1980 sonras nda modernle menin ve toplumsalla man n ta y c unsurlar ndan birisi olmu tur. demokrasinin geli mesine 24

do rudan bir katk da bulundu u 1990 larda a kt r. Bu niteli iyle siyasal slam, zellikle Trkiye de o dnemde gncel ilericilik konumuna yerle i . Byle bir i lev stlenmi tir. SONU Paradoksal gibi dursa da bu geli mede kyden kente ynelik gn ve sonular n n etkisi olmu tur. Bu olu um, btn teki ko ullar n n yan s ra Trkiye toplumunun siville mesinde nemli bir rol oynam , nemli bir i lev stlenmi tir. Kendisine zg bir dil, kendisine zg bir mimari, bir ya ama biimi, bir mzik geli tiren, k sacas maddi kltrn altyap s na ynelik tm eleri olu turan kesimler bu sreci ba latm t r. Bununla birlikte sorun, popler kltrn btny le kendi haline b rak lmas , hatta yksek ve sekinci kltrn de ken disini bu potada eritmesidir. Bu, pople r kltrn demokratikle tirme niteli ini h zla ve tam tersi do rultuda yitirerek, fa izan bir unsur haline gelmesidir. Trk kimli i kavram n n yeni bir anlam, ierik ve nitel ik kazanaca a kt r. Bunu, modernitenin a lmas srecinde ortaya km en nemli, sonu diye kabul etmek gerekir.

25

You might also like