Professional Documents
Culture Documents
İkinci Bölüm
CEPHE
emokrasi, burjuvazinin, gayri meşru çocuğu va demokratik programın sınırlarında burjuva ikti
Ddur; reddediyor. darını tehdit eden bir durum, bu varsayımın içine
Cephe, sosyalistlerin üvey çocuğudur; eşitsiz ge girmiyor. Sığmıyor.
lişme yasası'ndan doğuyor. Lenin, Rusya despotizminde ve daha önemlisi
Geride yapılmamış işlerin ve yapılabilir işlerin eşitsiz gelişme yasasının despotluğunda, ortaya çı
kıyor ve düşünmeye başlıyor. Düşünmesinde, eşit
kaldığını anlatıyor. Cephe, hep geride kuruluyor.
siz gelişme yasasının, bilincinde olduğundan çok
Tarih içinde yeni roller için doğmuş, gelişmiş ve ör
daha fazla etki yaptığını, düşünüyorum. Kapitaliz
gütlenmiş olanların dönüp geride kalmış işleri üst
min eşit adımlarla ilerlemediğini ve işçilerin iktidar
lenmelerini kapsıyor.
bilincine yaklaştıkları bir zamanda burjuvazinin
Demokratlar, uzun hazırlık ve çıkışlardan sonra, programının çok geri bir biçimde uygulanmış oldu
en gelişmiş tipolojisini karta çizerek, feodaliteden ğunu duyuyor ve görüyor.
iktidarı alıyorlar; devleti geliştirip güçlendiriyorlar.
Başta Almanya, Avrupa'da sosyal demokratların
Demokratların iktidarı ile merkezi devletin güçlen
mesi eş anlamlıdır ve aynı tarihe düşüyor. Burjuva ve Rusya'da narodniçetvo, devrimci demokratların
egemen olduğu bir dünya geliyor. Sosyal demokrat
zinin demokrat iktidarının bir gerileme ve çüriime
dönemi yaşaması kaçınılmazdır; yaşıyor. Böyle bir lar, işçi sınıfını ve narodnikler, köylülüğü, devrimci
mücadelenin temeli sayıyorlar; eşitsiz gelişme yasa
zaman kesitinde sosyalistlerin demokratlarla ikti
dar mücadelesine başlamaları bekleniyor. Bu cep sı, Rusya'da, tarihsel ve bilimsel olarak "demokrat"
köylülüğü, burjuva demokratik iktidarın karşısına
heden cepheye, ancak cephe'siz, bir mücadele ola
rak yazılıyor; yalnız burjuvazi ile işçi sınıfının kaldı itiyor.
ğı ve çarpışacakları öngörüıüyor. Yirminci yüzyılın başında artık burjuva demok
ratik programla sosyalist program arasındaki teorik
Komünist Manifesto anlayışında ve 1851 yılın
ve pratik aynlık çüriimüş göriinüyor; ancak, iki
dan itibaren düzelten eğilimleri saptamış olmasına
programın teorik olarak birbirinden aynıabileceği
karşın yazılarının temel eğilimi alındığında tümüy
ileri sürülebiliyor. Pratik olarak birleşiyorlar. Çin
le Marx'da, cephe kavramı yok; son derece yabancı
Duvarı, indiriliyor.
düşüyor. Çünkü burjuva ve sosyalist devrimler, iste
nirse burjuva ve sosyalist programlar da denebili Burjuva demokratik ve sosyalist programlar
yor, birbirinden teorik ve pratik olarak netlikle ayn arasında Çin Duvarı indirilirken, "Cephe" yüksel
lıyorlar; tarih içinde netlikle birbirini izliyorlar, iki meye başlıyor. Tarihin; işçi sınıfının omuzuna, de
program arasında Çin Duvarı yer alıyor. Birinden mokrat köylülerle cephe tutarak, sınıf için geride
diğerini yapılacak iş kalmıyor. kalmış burjuva demokratik programı uygulama gö
rev ve sorumluluğunu yüklediğine ve artık işçi sını
Pratik, bunun böyle olmadığını, gösteriyor. Ta
fının ilk ve birinci görevinin bu olduğuna, bunu yap
rih, burjuva demokrasisini teorik bir konuma itiyor.
Bu teori'nin yeterli aynntıda ve özenle yazılmamış madan, sosyalist devrime yönelmesinin bir büyük
yasak sayıldığına inanılıyor.
olduğunu düşünüyorum. Gelişmemiş bir teorik ka
tegori olarak kalıyor. Meta dolaşımı ile gerçekleşme "İki Taktik" ile "Ne Yapmalı?" bir de "Devlet ve
sorununun sınırlarının, burjuva demokratik prog İhtilal" okunuyor. 1960 yıllarının ikinci yarısında
ramı belirleyeceği varsayılıyor; gerçekçi bir varsa gençlik, en çok bu iki kitabı okuyor. "İki Taktik",
yım olduğundan kuşku duymuyorum. Fakat burju- gençliğe, "cephe" programını veriyor. "Ne Yapmalı"
531
Yalçın Küçük
ile dışardan bilinç götürülebileceği öğreniliyor. mesi ya da kaçışını doğurabilir mi?' Yirminci yüz yı
"Devlet ve ihtilal" başkalannın el kitabı oluyor. De lın başında en çok tartışıldığı yerde, Rusya' da, bu
niz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin inan, Mahir Ca soruya, olumlu cevap veriliyor.' Tutarsızlığı da aşa
yan, ffiaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir ve diğerleri, üç rak, demokrat olmanın gereklerinden kaçan bir
kitabı okuyorlar; cephe'ye yöneliyorlar. Öıüyorlar. burjuvazi, daha yirminci yüz yılın başında yazında
Cephe, yapılmamış işler ile yapılacak işler'in ay yerini alıyor.
n ayn programlanabileceğini var sayıyor: Minimum
Egemen çizgi, Rusya'da, yalnızca bu soruya
ve Maksimum Programlar doğuyor. Eşitsiz gelişme
olumlu cevap vermekle kalmıyor ve aynı zamanda
yasasının geçerli olduğu bir dünyada, sosyalist ha
oldukça iyimser görünüyor. HaJ.a burjuva demokrat
reket, birbirinden ayn ve birbirini tamamlayan iki
ve sosyalist programlann birbirinden aynlabilece
program çıkarabiliyor; minimum program, sosya
list olmayan hareketlere açık tutuluyor. Bütün "cep ğini ve birbirini önemli ölçüde etkilemeyeceğini
he" girişimlerinde kaçınılmaz olan budur; ileri güç saklı tutuyor. iyimserlik, kendi programından ricat
ler, tarihsel olarak daha geri ve kendilerinin dışın eden burjuvazinin yerine köylülüğün konulabilme
daki programlan uygulamayı üstleniyorlar. Buraya siyle eksikliğin giderilebileceğine inanılmasından
kadar açık; yalnız, bundan sonrası da var. Cephe doğuyor. Burjuvazinin, kendi programını gerçekleş
kurmada, sosyalistlerin minimum programı ile, tirecek eylemin üzerine yürümesine ihtimal veril
burjuvazinin ihmal ettiği, yapmadığı işlerden olu miyor.
şan, yapılabilir işler programının çakışması gereki
Yirminci yüzyılın başında Rusya'da çözümleme,
yor; çakışacağı düşünülüyor.
demokratik ve sosyalist programlann uygulanma
Minimum Program ile Yapılabilir işler'den olu
sında çözülmez bir bağ, ancak teorik platformda ise
şan Demokratik program, özünde, ekonomik prog
bir aynlık noktasında kalıyor. Eşitsiz gelişme yasa
ramdır; ekonomik içerikleri bunlara bir zorunluluk
sının kazanmış olduğu belirginlik içinde teorik ayn
kazandırıyor. Cephe kurmada güvence, çakışan
lığın da ileri sürülmesinin zorlaştığını düşünüyo
programın salt ekonomik içerikli olmasıdır; kesin
likle kapitalizmin yaranna olmayı anlatıyor. rum. Bu, cephe sorunun teorik dayanaklannı orta
dan kaldınyor.
Ardarda iki varsayım var; burjuvazinin, geride
kalan burjuva işlerin artık yapılmasını isteyeceği ve Yaşanan tarihte, Türkiye'de, cephe bir pratik so
bunun yapılmasının, en azından, işçi sınıfı ile birlik rundur. Cephe girişimlerini bir teorik gereklilik dü
te olmasında bir sakınca görmeyeceğidir. iki varsa zeyine çıkarmak, anlaşılmaz yapmakla özdeş oluyor.
yım da, iki sorun demek oluyor.
532
Türkiye Üzerine Tezler III
533
Yalçın Küçük
Bir bilimsel kategori olarak kapitalizm ortaya İlerlemek için, politikada, bilimin sınırlannı
çıkmadan önce bir bilimsel kavram olarak feodalite zorlamak gerekiyor. Bu nedenle her dönüşüm, aynı
yoktur. Aynı biçimde bolşevizm, kendisini "anlatır zamanda, bilimin yeni alanlara uzanmasına da yol
ken", menşevizmi de tanıtıyor. açıyor.
534
Türkiye Üzerine Tezler III
Çok açık olarak yazılması gerekiyor; feodalite ve layabiliyor. Kapitalist sistem, bir ilişkiler ağı olarak,
kapitalizm, birer, bilimsel kategoridirler. Somutun Türk aydınına, Doğu ve Güney Anadolu'da rastgele
zenginliğinde birer tipoloji çalışmasını anlatıyorlar. bileceği şeyh ve beylere göre, çok "soyut" geliyor.
Her ikisi de birer katı kurumlar toplamı olmaktan Üçüncüsü Türk aydını bu "yolu" bildiğini düşünü
çok, ilişkiler bütünlüğünü yansıtıyorlar. yor; Mustafa Kemal Paşa'nın bir kez bu yoldan yü
Bu, alfabedir; kolaylık sağlıyor. Her ikisinin de rüdüğü düşüncesini, düşünce sisteminin önemli
birer geliştirilmiş tipoloji olmalan, her zaman şaş öğelerinden birisi haline getiriyor.
maz sonuçlar veren ölçüt arayıcılannı hayal kınklı 27 Mayıs'ta gizli örgütçü subayların, kolay sayı
ğına uğratabilir; bir toplum yapısının feodal ya da labilecek bir biçimde, Mustafa Kemal Paşa'nın yolu
kapitalist olarak nitelendirilmesi için araştırmak ve na tekrar ÇıkmıŞ olmalan, böyle bir denemenin tek
tartışmak gerekiyor. rarlanabileceği inancını daha da güçlendiriyor. Yön
Kuşkusuz, uç durumlarda karar vermek daha Dergisi'nin, bu denenmiş yolu, bu kez asker-sivil ay
kolay; Orta Çağ İngiltere'si ile Sanayi Devrimi İngil dın örgütlenmesiyle bir kez daha denemek için çık
tere'si arasında fazla bir tartışma olmayacağını tah tığında kuşku bulunmaması gerekiyor.· Milli De
min etmek zor olmuyor. Zorluk, geçiş dönemlerinde mokratik Devrim savı, bu denemede, önemli halka
daha da artıyor. Bunun da ötesinde, kapitalizm ön lardan birisini sağlamak üzere geliştiriliyor ve za
cesinin bile tipik bir feodalite olmadığı konusunda manı geldiğinde ileri sürülüyor.
geniş tartışmalann bulunduğu biliniyorsa, ya da en Yön Hareketi, Yön bir dergiden daha çok bir ha
azından gecikmiş ve bu nedenle güdük kalmış bir reket olarak gelişti, Doğan Avcıoğlu'nun adına bağ
feodalite olduğuna inanılıyorsa, böyle düşünüyo lıdır." Sevgili Doğan, Bursa Lisesi'nden sonra Pa
rum, daha çok tartışma ve araştırmaya gerek duyu
ris'te Siyasal Bilimler okudu; İngiltere'yi tanımak
luyor.
için bir süre Londra'da kaldı. Türkiye'de, Siyasal
Aynı biçimde, emperyalist sistemin dışına çıka Bilgiler Fakültesi binası içine yerleşmiş olan Amme
bilen bir kapitalizm de, son derece tartışmaya acık İdaresi Enstitüsü'nde kariyere başladı, Akis'te çalış
görünüyor. Emperyalizm kategorisinin kendisi bir tı. Metin Toker'in hapse girdiği zamanlar tek başına
ilişkiler ağını anlatıyor ve tekeller ve en uzak top bir dergi çıkanyordu. CHP Araştırma Bürosu kurul
raklardaki işletmeler arasında bir bağımlılık ilişkisi duğunda, fiilen Doğan bu büroyu yönetli ve İsmet
ni içeriyor. Bunun hem evrensel platformda ve hem İnönü'nün bir tür ekonomi danışmanlığını yaptı. 27
de 1930 yıllarının Kemalist uygulamalan çerçeve Mayıs'tan sonra İsmet Paşa kontenjanından Kurucu
sinde tartışılması da zorunlu oluyor. Meclis'e girdi ve Anayasa Komisyonu'nda 1961 Ana
Teori'yi birikmiş ve çoğaImış gerçekliğin özü yasası'nın hazırlayıcılannın arasına katıldı.
nün soyutlanması olarak anlıyorum. Varsayım ise Bütün bu bilgileri şunun için veriyorum. Lise
gerçeklik görüntüsüyle ilgili ilk yaklaşım oluyor. çağlarında pokeri pek çok seven, Yedi Gün Dergi
Birbirine çok uzak düşüyorlar; yaklaşabilirler. An si'nde şiirler yazan Doğan Avcıoğlu için, bütün bun
cak politika sahnesinde ortaya atılan teorilerin, za lar, bir hazırlık dönemini gösteriyor. Doğan Avcıoğ
man içinde, birer varsayım olmanın yüksekliğini lu, ciddi bir işe hazırlanıyor.'o
aşamaması mümkün görünüyor.
Doğan Avcıoğlu'nun güzel yaşamında bir tek
Bütün bunlar, bilimsel araştırma ve tartışmanın amacı oldu: İhtiıal.
sınırlarında dolaşma zorunluluğu, politikaya bir sa
nat tonu kazandırmasının ötesinde iradi bir boyut Yön Dergisi, Doğan Avcıoğlu'nun ihtilal planla
da giydirebiliyor. Buradaki "iradi" sözcüğünü de iki masında, birinci aşamayı oluşturuyor. Bu aşamada,
anlamda kullanıyorum. Birincisi, olumlu anlamdır; kendi saflannı genişletir ve pekiştirirken, karşı saf
politika, toplumu değiştirerek bir başka düzeye gö lann moralini bozmayı deniyor." Bunu ciddi ölçüde
türme işidir ve kesinlikle istenç gerektiriyor. ikinci başarabildiğini söyleyebiliyorum.
si, olumsuz anlam, gözlem ile teoriyi yan yana geti Doğanla tartışmamış olduğuma üzülüyorum;
rerek bir tanı'ya ulaşılırken, "iradi" davranabilmeyi Yön Hareketi'ni, bir savaşın topçu atışı dönemine
gösteriyor. Burada, "irade" sözcüğünden, istenç, da benzetiyorum. Hala bir savaşın, istenirse mücadele
ha çok "istek" uygun geliyor; akıl süreçleri, yürekten de denebilir, üç temel aşaması olduğunu düşünü
gelen etkilerle, deformasyona uğruyor. yorum. Bunlardan ilki ve belki de mücadeleyi sür
Bu bağlamda düşünüldüğünde, feodallere karşı dürmede sonuç başlangıca büyük ölçüde bağlıdır,
savaşın, 1960 yıllannda Türk aydınına daha sıcak en önemli aşama, topçu atışlandır; sütre gerisin
geldiğini anlayabiliyorum. Doğallıkla, Türk aydının den ve görmeyerek yapılıyor. Topçu, düşmandan
da burjuva değil köy kökeni ağır basıyor. Aynca he çok uzak, güvenilir bir yerdedir; önemli olan birey
nüz soyutlama sürecinin çok geri basamaklannda sel hedefler değil, kesinlikle, bir alanı dövrnek
ve hep elle dokunduğu veya gözle gördüklerini algı- önemli oluyor.
535
Yalçın Küçük
Amerikan uzmanlar, İkinci Dünya Savaşı'ndaki nin'in İki Taktik çalışmasının "şerh" edilmesine dö
Sovyet başarılarını, "savurganlık derecesinde top nüşüyor.'7 Mahir Cayan, Lenin'in sosyalistler için
çu" ateşine bağlıyorlar.l2 Topçunun dövdüğü alana, yaptığı bu ikili ayırımından sonra, "küçük burjuva
tanklar giriyor. Tank savaşında görülen hedefler zinin azami programı" diyerek, aynı ayırımı, burju
arasında bir ateş söz konusudur; bir alana yerleş valara da uyguluyor; bunu çayan'ın bir katkısı say
mede tanklar çok büyük görevler üstleniyorlar. Do mak gerekiyor.
ğan'ın Yön'ü kapattıktan bir süre sonra, bir ara Türk
Sovyetler Birliği'nin bakış açısı ise, bu kadar
aydınının bakış açısını belirlemede etkin olan Tür
"sofistike" değil daha basit ve doğrudan bakıyorlar.
kiye'nin Düzeni'ni yayınladıktan sonra, Devrim Ga
1977 yılında Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi ta
zete'sini çıkarmasını, tank savaşı aşaması olarak de
. rafından yayınlanmış çalışmadan aktarıyorum.
ğerlendirmek istiyorum.
"Doğan Avacıoğlu, milli burjuvazinin herhangi bir
En önemlisi piyadelerdir; savaş görmüş piyade, ihtilalci kapasitesini reddetmekle kalmıyor, yerel
savaş görmemiş piyadeden farklı oluyor. Piyade sa burjuvazinin tümüyle, emperyalist merkezlere bağlı
vaşı sonucu alıyor ve savaşan kütleleri değiştiriyor. komprodor burjuvaziye dönüştüğünü ileri sürerek,
Yön Hareketi'nin piyadeleri kimlerdir? bugünkü aşamada mevcudiyetini bile reddediyor."
İşçi sınıfı, devrim sürecinde, yönetimi ele alabilir,
Devrimci Gençlik Dernekleri üyeleri mi, yoksa
ancak, işçi aristokrasisi ve sendikal bürokrasi, bu
başka ve Yön'de pek kullanılan bir deyişle "zinde
tarihsel görevin gerçeleştirilmesini önlüyor; Avcıoğ
kuvvetler" mi? Bunu bir soru olarak bırakıyorum.
lu'nun böyle düşündüğü yazılıyor. Sovyetler Birliği
1961 yılı Aralık ayında çıkıyor. Bugün bile hep Bilimsel Akademisi yayında, Doğan Avcıoğlu'ndan
olumlu değerlendiriliyor. Türkiye İşçi Partisi'nin ilk "milli devrim yolu'nun ideologu, "ideolog natsio
genel sekreterlerinden Dr. Yahya Kanbolat, yıllar nal'ne-revelytsinnogo pu-tl', olarak söz ediliyor.
sonra, şunları yazabiliyor: "Yön Hareketi için, 'şöy Sol güçlerin parlamenter seçimleriyle iktidara gele
ledir, böyledir' denebilir ve denecektir. Ama sosya meyeceğini, bunun "trübünler için atraksiyon" ol
list düşünceyi hayata katmak, meşrulaştırmak yo duğunu savunduğu belirtiliyor. Poetomu v us-Jovi
lunda Yön Hareketi'nin pek çok emeği geçmiştir."" yak sovremennay turtsİİ nadejhoy oporay natsi
Bu değerlendirmenin, topçu savaşı döneminin, kalı
nal'noosvobaditel'noy revolyutsii, po utverjdeniyu
cı moral etkisini yansıthğını sanıyorum. 1960 yılla
D. AVClOğlu, bu nedenle, D. Avcıoğlu'nun görüşleri
rının gençlik önderlerinden Harun Karadeniz de
ne göre, ulusalkurtuluş devriminin en güvenilir kay
"1960 sonrasında en önemli sol yayın olarak Yön'ü
nağı, yalnızca, "armfya i revolyutsionnaya partia",
görüyoruz" diyor."
"ordu ve devirimci parti" olabilir. Doğan Avcıoğlu,
Dev-Genç ve giderek Türkiye Halk Kurtuluş bu yolla, Atatürk'ün başlattığı ve yarı yalda kalan,
Partisi, daha da sıcak bakıyor. Mahir çayan, sevgili ulusal kurtuluş devriminin başarıya ulaşacağını,
Doğan'dan, "küçük burjuvazinin azami programını emperyalizmden yana güçlerin diktatörlüğüne, dik
çizmekte olan D. Avcıoğlu" olarak söz ediyor." 1970 tatura proimperistiçeskih sil, son verilerek, halkın
yılında yayınladığı yazılarının birisinin dipnotunda diktatörlüğü'nün, diktatura neroda, kurulacağını
da, "Yön'ün Aybar-Aren-İdris ve Divitçioğlu oportü ileri sürüyor. Mısır'da Nasır'ın prestijinin çok yük
nizmine karşı açtığı mücadele, sosyalist saflarda bir sek olduğu bir dönemde, kapitalist olmayan yolu se
uyanış sağlamıştır" diyor.'· Sovyet kaynaklarının in çen, anti-emperyalist rejimIerin arasına, bir de Tür
celenmesi ise, Sovyetler Birliği'nin, 1960'lı yıllarda kiye katılacak mı; önemli soru burada yatıyor.
dikkat ve önemle izlediği hareketin Yön Hareketi ol
duğunu gösteriyor. Bu dönemde Sovyetler Birliği'nin Türkiye'deki
sosyalist hareketin sorunlarıyla fazla ilgilenmediği
1960 yıllarının ikinci yarısında, aktivist gençli görülüyor. Türkiye Komünist Partisi, ne içerde ve
ğin en çok okudukları kitapların başında, Lenin'in ne de dışarda, varlığını duyuramıyor; canlandırıl
1905 Devrimi sırasında ve umulmadık bir zamanda
ması yönünde bir istek de gözlenmiyor.'· Bununla
gelen bu kütlesel patlamanın yarattığı aşırı iyimser
birlikte, güçlü ya da güçsüz, Sovyet değerlendirme
likle yazdığı, İki Taktik çalışması yer alıyor. Aktivist
leri, çok uzun yıllar, 1970 yıllarının ikinci yarısına
gençlik, sosyalistlerin iki programı olabileceğini ve
kadar, TKP'ni, tek "parti" olarak görmeyi sürdürü
bunlardan birisine "minimum" program denilece
yor; ikinci Tİp, Tsİp ile birlikte birer "parti" olarak
ğini ve buna, burjuvazinin eksik bıraktığı veya he
görülürken, birinci Tİp böyle sayılmıyor." Ortada
nüz iktidara gelmediği için yapamadığı demokratik
yalnızca Yön Hareketi kalıyor; yakından izleniyor.
düzenlemelerin girdiğini, bundan ayrı olarak sosya
list önlemleri içeren bir diğer programın daha ol 20 Aralık 1961 tarihinde bir "aydınlar bildirgesi"
ması gerektiğini, buna da, "maksimum" program ile yayın başlıyor. Bildirge seçkin aydınların imza
adının verildiğini öğreniyor. Öğrenmeyen kalmıyor sıyla çıkıyor ve sürekli imzaya açık tutuluyor. Yankı
ve bir yerde, ne yazık, tartışma zaman zaman, Le- uyandırıyor ve çeşitli dillere çevriliyor.
536
Türkiye Üzerine Tezler III
"Türkiye'de Soldaki Bölünmeler" yazan, Yön de başbakanlık kapısını açan 1965 seçimleri, bir yol
çizgisi ile Devrim Dergisi çizgisinin aynı olduğunu ayrımı oluyor. Sonuçlann değerlendirilmesi, farklı
düşünüyor ve "sol kemalizm" olarak niteliyor. Dev yollara işaret ediyor.
rim Dergisi'nin entellektüel düzeyinin çok daha dü
Yön Hareketi'nin seçimleri değerlendirmesini
şük ve teorik arayışlara kapalı giderek bunlan aka
çözümlemeden önce, bugün, aradan yirmi yıldan
demik gevezelikler sayması bir yana, bu süreklilik
daha uzun bir zaman geçtikten sonra seçim sonuç
ten kuşku duymamak gerekiyor. Soldaki Bölünme
lannı "konuşturmayı" denemeyi yararlı bir eksersiz
ler yazan, bu nitelerneden sonra, şunlan yazıyor:
sayıyorum. Her durum saptaması bir eylem progra
"Bu 'Sol Kemalizm' akımı başlıca Tİp ile Tİp içinde
mıdır; düşünce, aksiyona dönüşüyor.
ki ya da onu destekleyen kümelerle çatışma duru
mundadır. Milli demokratik devrim kümesi ile tam Bir: 27 Mayıs'ta iktidardan uzaklaştınlan ve ka
bir anlaşma içinde olmasa bile hiç olmazsa bu kü patılan Demokrat Parti'nin devamı olduğunu belli
menin bir kümeciği de Tİp ile olduğu ölçüde bir eden Adalet Partisi hükümete geliyor. Bundan, Si
uyuşmazlık söz konusu değildir.'· Bu değerlendir lahlı Kuvvetler'in bir hayal kınklığı duyacağı ve tek
meye de zaman açısından düzeltme getirmek duru rar yönetime gelme eğilimlerinin güçleneceği sonu
mundayım. Daha da önemlisi, milli demokratik cu çıkıyor.
devrim savının, bir Yön Hareketi açılımı olduğunu İki: Seçim kampanyasına ABD Başkanı John
düşünüyorum. son'la çekilmiş bir fotoğrafla başlayan Amerikan
Çıkarken Yön Dergisi'nin Türkiye İşçi Partisi'ne Morrison Şirketi ile bağlantısı olduğu için "Morri
bir karşıtlığı yok; Tİp, henüz sendikacılar tarafın son Süleyman" adı takılan Süleyman Demirel baş
dan kurulmuş ve Aybar'ın liderliğine geçmemiş du bakan oluyor. Bundan, anti-Amerikan kampanyalar
rumdadır. Yön Dergisi'nin 1965 yılına kadarki sayı için kolay ve inandıncı bir durumun ortaya ÇıkmıŞ
lannın incelenmesi, Dergi'nin, TİP'ne karşı tutumu olduğu sonucu beliriyor.
nun, ancak "soğuk bir yakınlık" veya "sıcak bir
Üç: İsmet Paşa'nın başkanlığındaki CHP, tarihi
uzaklık" ile anlatılabileceğini ortaya çıkanyor." Kar
nin büyük yenilgilerinden birisini alıyor ve önceki
şıtlık kesinlikle söz konusu değil; Mihri Belli'nin
seçimlere göre önemli oy kayıplanyla seçimi ta
"manifesto" olarak nitelediğim ilk yazısı, Yön Dergi
mamlıyor. Almış olduğu oylar, Halk Partisi'nin yal
si'nde yalnızca okuyucu mektubu olarak çıkabiliyor.
nızca bu seçimde değil, bir sonraki seçimde de,
Bu manifesto'nun Yön Hareketi'nin ideolojisini
muhtemelen iktidan kaybedeceğinin işareti sayılı
yansıtmasının yanında şu cümlelere de yer verdiği
yor. Bundan, parlamenter yoldan yakın bir iktidann
görülüyor: "Türkiye, bugün içinde bulunduğu şart
mümkün olmadığı ve parlamento dışı yollann de
larda biricik mücadelenin İşçi Partisi içinde olabile
nenmesi gerektiği sonucuna vanlabiliyor.
ceği görüşü de Milli Cephe zihniyetine aykın ve faz
la inhisarcı bir görüştür." Bu manifesto okuyucu Dört: Tip, üç yüz bin çevresinde oy alıyor. Nisbi
mektuplan arasında yayınlandıktan sonra, 1965 se temsil sisteminin mantıki zorlaması demek olan
çimleri sonuna kadar uykuya bırakılıyor. milli bakiye hesabının yardımıyla, bu oyla, parla
mentoya on beş milletvekili gönderiyor. Bu ilk ve
Ancak Yön'ün ÇıkıŞı ve "aydınlar bildirgesi",
büyük bir başan oluyor. Bu başan da, Türkiye'de
Türkiye İşçi Partisi'ni kurmuş olan sendikacılan et
solcu bir temelin varlığını göstermesine karşın, se
kiliyor; aydınlara yönelmek ve başlanna "tanınmış"
çimle bir sol iktidann çok uzak bir hayal olduğu so
bir aydın getirmek ihtiyacını duyuruyorlar. Prof.
nucuna da götürüyor.
Z.F. Fındıkoğlu, Ali Rıza An, Dr. Ekmel Zadil, Meh
met Ali Aybar, Orhan Arsal, Sabahattin Zaim, Sedat Her durum değerlendirmesi bir eylem progra
Erbil, Yaşar Kemal, Sabri Esat Siyavuşgil, Esat Te mıdır. 1965 seçimi ile ilgili durum değerlendirme
keli, Nadir Nadi, Esat Çağa düşünülen isimler ara sinden Yön Hareketi ve daha çok Doğan Avcıoğlu,
sında yer alıyor;" sendikacılar aşırı sağdan, dinci ihtiIal programını çıkanyor.
lerden, demagoglardan, demokratlara ve sosyalist Seçim sonuçlan belli olduktan sonra ilk Yön ik
Iere kadar uzanan bir liste içinde Mehmet Ali Aybar
tidar koltuğuna ağzında bir Amerikan purosuyla
üzerinde karar kılıyorlar. Aydınlar, Türkiye İşçi Par oturmuş bir büyük beyaz at ve "Kır At iktidarda" ya
tisi'ne üye olmaya, desteklemeye başlıyorlar. 1951
zılı kapağıyla çıkıyor. Başyazıyı ise Mümtaz Soysal
Tevkifatı'ndan çıkan ve Türkiye'de kalarak solculu
yazmış; Dr. Soysal, kendi isteğiyle ihtilal program
ğunu sürdüren TKP'nin eski üyeleri de TİP'den des
lannda yer almaz ve başyazısı, güncel önemi olan
teklerini esirgemiyorlar. Tİp üyeleri Yön'de yazıyor
ancak kalıcı bir niteliği bulunmayan bir çizgide geli
lar ve bir bölümü de sütun sahipleri olarak sürekli
şiyor. Bundan hemen sonraki ve Yön'ün en çok oku
yazarlığını yapıyorlar.
nan sayfasında "Seçim Sonuçlan Washington'u Se
Beraberlik, Ekim 1965 seçimlerine kadar sürü vindirdi..." başlığı yer alıyor. Alt başlık ise şöyle:
yor. Adalet Partisi'ne iktidar ve Süleyman Demirel'e "Sosyalizmin Romantik Dönemi Artık Mutlaka Ka-
537
Yalçın Küçük
panmalıdır." Bu bir tür ikinci başyazıyı Doğan'ın Mehmet Ali Aybar akademik kariyerden geliyor.
yazmış olduğundan kuşku duymuyorum. Behice Boran akademik karyerden geliyor. Mihri
Belli, akademik karyerden ayrılıyor. Doğan Avcıoğ
İki sayfaya taşıyor ve yer yer çerçeve içinde kü
lu akademik karyerden ayrılıyor. Türkiye, diğer ül
çük yazılarla çekici hale getiriliyor. Biri "Malum! "
kelerin deneyim çizgisinden ayrılamıyor; Turgen
başlığını taşıyor; Demirel'in Alman Televizyonu'na
yefin Ham Toprak'ı, bana Babalar ve Oğullar kadar
verdiği demeçte "Türkiye'nin ihtilllilere tahammülü
ve zaman zaman daha aydınlatıcı geliyor.
yoktur" demesi ele alınıyor. "Bizim ihtilallere ta
hammülümüz yoktur" demesi gerektiği hatırlatılı Aktarmayı sürdürüyorum: "Bir Tİp toplantısın
yor. Türkiye'nin değil, Demirel ve Partisi'nin ihtillli da bulunan CHP Senatörü Mebrure Aksoley de,
lere tahammülü olmadığı anlatılıyor. Diğerinde ise, dostlarına, 'ben CHP toplantılarında bu kadar nezih
daha sonra müslüman olan ancak o sıralarda saygın insam bir arada görmedim' demekteydi. Konuşan
bir Fransız sokusu sayılan Roger Garaudy'nin "Sos hatipler, böyle bir topluluğa 'işçiler, ırgatlar' diye
yalizm ve İslamiyet" kitabının Doğan AVClOğlu ve E. seslenmekteydi." Bundan sonra, aynı gün yapılan
Tüfekçi tarafından Türkçeye çevrildiği ve yayınlan AP mitingine geliyor. "Birkaç yüz metre ötede 20-
dığı duyuruluyor."" Böylece D. AVClOğlu ile M. Belli 30 bin kişinin katıldığı AP mitingi yapılmaktaydı.
yakınlaşması ilk ürününü çıkarmış oluyor; seçim Orada işçi ve ırgatların hepsi Demirel'i alkışlamış
sonuçlarına denk düşürüıüyor. lardı." Böylece seçimlerden hemen sonra, seçimler
den hemen önceki Tİp ve AP mitingleri karşılaştır
Seçim sonrasında Yön'ün ilk sayısındaki ikinci
malı olarak saptanmış oluyor. Bir durum değerlen
başyazıdan aktarma yapmak zorundayım. "TİP'e
dirmesi yapılıyor ve sonucu geliyor.
Gelince" ara başlığından sonra şöyle başlıyor: "Kol
tuk sayısı itibariyle TİP'in aldığı sonuç önemlidir. "Bu ters tutumun nedenleri iyice araştırılmalı ve
Parlamentoda 15 koltuk küçük rakam değildir. Ne sosyalist hareket 1860 yıllarında görülen 'popülizm'
var ki Tİp, nasırlı eller' den çok, Tİp olmasa CHP'ye çıkmazından kurtarılmalıdır. 'Halka gider doğruları
gidecek memur, öğretmen, gençlik v.s. oylarını al söyleriz, halk aydınlamr, 1969'da da iktidara geliriz'
mıştır.'4 İşçi Partisi'nin işçilerden oy alamadığı an gibi popülist edebiyat, gücünü bilimden aldığım
söyleyen sosyalist düşünce için, bilim dışı kötü bir
latılıyor.
romantizmdir." Seçimden zafer sarhoşluğuyla çık
Devam ediyor: "Seçimlerden bir gün önce AP ile
mış olabilecekler için soğuk duş hazırlamyor.
yanyana Ankara'da yapılan Tİp mitingi bu duru
Çok doğru uyarılar, arkadan geliyor: "Yüzlerce
mun tipik bir örneğiydi. Beşbine yakın kişinin izle
asırdır hakim sınıfların ideolojisiyle yoğrulmuş bir
diği Tİp mitinginde, hariciyeciler, plancılar, sosyete
kütlenin, doğrular anlatılınca hemen aydınlanması
dedikoduları sütunlarında ismi geçen güzel hamm
hayaldir." Toplumsal mücadelede ısrarın önemi
lar bol sayıda gözükmekteydi.'5 Bu hammlar birbir
vurgulamyor. Her türlü politikamn bir güç işi oldu
lerine ne nazik topluluk diye iltifat yağdırmaktay
ğu; güç'ün hedefe yürürken önemli bir faktör oldu
dı." Bir aydınlar hareketi olduğu, mitinge katılan in
ğu da anlatılmak isteniyor. Şöyle: "Şüphesiz sol,
sanların meslekleri ve giysileriyle kamtlanmak iste
toprak vaadi yerine, toprak verebilecek durumda
niyor.
bulunabilse, geleneksel güvensizlik ve iftiralar bir
Burada, devam etmeden önce, bir parantez aç çırpıda etkisiz hale gelecektir." Doğan AVClOğlu, her
mak gereğini duyuyorum. Çok ileri sürülen bu eleş zaman, solun karşılaştığı sorunların çoğunun ikti
tirinin pek ciddi bir dayanağını olmadığımn söylen dar içinde ortadan kalkabileceğine inamyor.
mesi gerekiyor; dünyamn her yamnda böyledir ve
"Sosyalist hareket Türkiye'de henüz çocukluk
bir başka yolunun olmadığı biliniyor. Sosyalist dü
aşamasındadır. Romantizmden uzak, bilimsel bir
şünceler, bir topluma, sürekli olarak en seçkin ay
politika, çocukluktan olgunluk çağına arızasız geçi
dınlar kanalıyla giriyor. On dokuzuncu yüzyıl Rusya
şin ilk şartıdır." Bu, bir işaret oluyor. Sevgili Doğan,
romam, sosyalizm tartışmalarının, ilk önce fabrika
Tİp yöneticilerini, her zaman, romantikler olarak
larda değil asillerin saraylarında başladığını ortaya
görüyor.
koyuyor. 1951 Tevkifatı, toplumun en seçkin aydın
larından bir bölüğü içeriye alıyor. 1965 yılı seçimlerinden sonraki ikinci sayı, Do
ğan Avcıoğlu'nun, başyazısıyla çıkıyor ve beklenebi
Böyle başlıyor ve kuşkusuz böyle gitmemesi ge
leceği türden başyazı "Yeni Dönem" başlığım taşı
rekiyor.
yor. Başlıyor: "Gerçekleri hayale kapılmadan oldu
Türkiye popülist dönemi aşıyor. Sosyalist parti ğu gibi görmek gereklidir. Tİp parti olarak başarı
toplantıların tulumlarıyla gelen işçi görülmediği za sağlamakla beraber, 1965 seçimleri, sol'un yenilgi
man, kürküyle gelen hammlara kızmaktaki mantığı siyle ve sağın zaferiyle sonuçlanmıştır. Washington,
anlamak zordur; her zaman desteğe gerek duyulu seçim sonuçlarım, Amerika'mn zaferi ilan etmiş,
yor. ünlü Amerikan televizyon şirketleri ile gazeteleri 10
538
Türkiye Üzerine Tezler III
Ekim'i, memleketi sola kaydırmak isteyen İnö Bir durum saptamasıdır; her durum saptaması
nü'nün yenilgisi şeklinde yorumlamışlardır."'· Bi bir eylem programına işaret ediyor. Ancak bu kadar
rincisi, sol'un yenilgisini saptamak oluyor. değil; her "durum" bağrında çözüm bekleyen bir çok
Arkasından "karşı devrim" saptaması geliyor. soru banndınyor. Şimdi soru şu: Bütün bunlan ile
"1960 Mayıs'ında süngüyle gidenler, 1965 Ekim'inde ri sürebilen, kendi içinde tutarlılığını sağlayan Do
büyük oy çoğunluğu ile iktidara gelmişlerdir. Yeni ğan Avcıoğlu'nun, bir Mihri Belli'nin, alias E. Tüfek
iktidar istese de istemese de bir karşı devrim niteliği çi'nin, katkısına ve özellikle bir "milli demokratik
taşıyacaktır." Üçüncü olarak Menderes Politikası'na devrim" sözcülüğü kürsüsüyle çıkmasına ihtiyacı
dönüş haber veriliyor. "Hafiften sola kayınaya eğilim var mı? Var denilebilir, eğer Mihri Belli'nin bir gü
gösteren iç ve dış politika, geniş ölçüde sağa kaya cünün olduğu gösterilebilirse; ancak söz konusu ta
caktır. Komprador, toprak ağası ve yabancı tekel üç rih kesitinde olmadığı biliniyor. Daha da önemlisi,
lüsüne dayanan Amerikan Yardım TeşkiHitı'nın gö Mihri Belli'nin gücü, Yön Hareketi ile güç birliği içi
zetimindeki Menderes tipi kalkınma politikası, 27 ne girdiği zamandan sonra artıyor. Öyleyse soru or
Mayıs'ın zinde kuwetleriyle sağcı çoğunluk arasın tada duruyor.
daki gerginliği artırmak pahasına, belki daha ihti Tezi yazıyorum: "Yön Hareketi", Mihri Belli ile
yatlı bir şekilde, fakat özü değişmeden uygulanacak bir İç-TKP yaratmak istiyor.
hr." Doğan, hiç açık kapı bırakmak istemiyor. "Azge
Bu, daha önce düşünmediğim ve bu çalışma ile
lişmiş ülkede komprador, toprak ağası ve yabancı te
birlikte geliştirdiğim bir tezdir;'7 Doğan Avcıoğ
kel ittifakına dayanan kapitalist düzenin, demokra
lu'nda bulunan Kemalizm'in aşkın düşünürü kimli
tik özgürlükleri artan ölçüde kısma eğilimi göster
ğine pek çok uygun düşüyor. Tezin uzantılan pek
mesi temel bir sosyolojik kanundur." Doğan Avcıoğ
çok çeşitli alana saçılıyor.
lu, Bah radikal iktisadının, kapitalist kalkınma ile
demokrasinin bağdaşmazlığıyla ilgili bulgusunu tek Bir: Türkiye Komünist Partisi'nin ne dün ve ne
rarlıyor. Bu arada çok değerli bir eklemede bulunu bugün Kemalizm'den bağımsız bir tarih ve toplum
yor: "Kapitalist gelişme çabasındaki fakir memleket görüşü olmadı. TKP, özünde, tümüyle kemalisttir;
lerde, faşizme kayına eğilimi, sosyal tenkidin gücü somutta, edebiyat ve sanat ile daha renkli ve dış po
ve etkisi ölçüsünde hız ve şiddet kazanmaktadır." Bu litikada sosyalist sistemle daha çok uyumlu bir çizgi
görüşü Türkiye ile zenginleştirrnek mümkün görü istiyor.
nüyor; eğer 1950-1960 yıllan arasında Türkiye'de, İki: Kemalistlerin ve tiimüyle burjuvazinin gö
bir çok "ilerici" yorumcuyu yanıltan bir demokrasi zünde TKP, bağımsız karar veren bir örgüt sayılmı
görüntiisü varsa, bu, Doğan'ın sözleriyle, sosyal ten yor. Mustafa Kemal Paşa, iktidara yürürken, dışar
kidin güç ve etkisinin az olmasından kayııaklanıyor. daki Komünist Fırkası'nı tasfiye ederken içerde
Bütiin bunlar bir "tehlike" tanısı'na ve hiç kuş kendisine yakın bir başka Komünist Fırkası kurulu
kusuz beraberinde bir "cephe" çağnsına hazırlık yor"· Sovyetler ile serbest görüşme ve anlaşma yol
için yazılıyor. Aktanyorum: "Böyle bir ortamda ha lannı bulabileceğine inanıyor.
yale yer yoktur. Anayasa tehlikededir. Anayasa an "Yön Hareketi", ihtilal yoluyla, iktidan hedef
cak 27 Mayıs'tan yana güçlerin bilinçli ve azimli di alıyor.
renmesiyle korunabilir. Anayasa'nın savunmasın
da, parlamentonun içinde ve dışındaki bütiin ilerici Üç: Aydınlar ve öğrenci gençlik üzerinde etki sa
kuwetler güç birliği yapmalıdırlar. Sosyalistlerin en hibi Türkiye İşçi Partisi, uzun ve sabırlı bir dönemin
önemli meselesi, hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyarak sonucunda sosyalist iktidan savunarak, Yön Hare
ve parti farkı gözetmeden anayasa cephesini gerçek �eti'nin potansiyel gücünün dağılmasına yol açıyor.
leştirmeye çalışmak olmalıdır." Adı değişebilir; Iç-TKP, sosyalist devrim peşindeki Tİp ile mücade
"cephe" önerisi tekrarlanıyor. le edebilir; İşçi Partisi'nin, aydın ve gençlik üzerin
deki otoritesini sıfıra indirebilir. Bu, Yön Hareke
"Bilmek gerekir ki" diyor ve devam ediyor: "Sos ti'nin kestanelerini ateşten almakla özdeş oluyor.
yalizm, beş on yılda gerçekleştirilecek bir dava de
ğildir. Sağcı bir iktidann, eğer hesap dışı gelişmeler Dört: Dış-TKP, kendi dışında bir mücadeleyi as
olmazsa bir seçim döneminde 'otomatikman' başa la kabul etmez. Yeni kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne
nsızlığa uğrayacağı fikrine dahi itibar edilmemeli uzak davranıyor ve "küçük burjuva" olarak görüyor.
dir. Tarihsel gidiş yönünde olma rehavetine kapıla Ancak bir İç-TKP gelişmesini ve özellikle Zeki Baş
rak, her şeye hayır demek, ya da her şeyi siyah-be timar-Mihri Belli çekişmesi nedeniyle, Belli'nin ba
yaz olarak basitleştirmek kolaylığına düşülmemeli şını çektiği bir İç-TKP 'ni çok daha büyük tepkiyle
dir." Bu satırlarda sosyalist hareketi bir "tekke" say karşılar; Tip-Dış-TKP yakınlaşmasının yolu açılı
ma eğilimlerine karşı uyanlar okunuyor. Başyazı, yor. Bu, Yön Hareketi'ne göre, İşçi Partisi'nin etki
"hiç şüphe yok, sosyalizmin zor dönemi, asıl şimdi sizleşmesinde önemli bir katkı oluyor.
başlamaktadır" ifadesiyle sona eriyor. Beş: Dış TKP ile çatışmalı örgütlerle "cephe" ik-
539
Yalçın Küçük
tidarı açısından daha büyük bir şans getiriyor!'Yön, mokraside de işçiler yönetirdi; milli demokraside
sayfalarını açtığı İç-TKP ile Dış-TKP arasındaki ça ise, milli demokratik toplumun tüm anti-emperya
tışmayı zaman zaman yansıtmakta yarar görüyor. list; ve anti-feodal milli güçleri hükümette yer ala
caklardı. İktidar bir Milli Cephe'de olacaksa da, mil
Bir yöntemsel paranteze gerek duyuyorum; fe
li demokrasilerde işçilere ve köylülere önemli bir rol
odalite, kapitalizm çağında çözümleniyor. Yararı
verilecekti." Çok net olarak ortaya çıkıyor. Profesör
çok gelişme çizgileri çok daha belirgin oluyor ve dün
Jacob Landau, bu yazdıklarına, bir dip not ekliyor
görülmesi zor olan eğilimler daha büyük gelişmiş
ve dip notu buraya çıkarıyorum: "İkinci Dünya Sa
likte çok daha açık oluyor. Bu kadar değil; yeni bil
vaşı'ndan sonra, Türkiye Komünist Partisi ile yan
giler var. Eklenecekler var; "teorik" zenginlik artı
örgütlerinin zaman zaman savundukları da budur.
yor. Bütün bu artışlar, feodalite çözümlemelerine
Bir süre TKP'ne yakın olan Avcıoğlu'nun etki altın
giriyor. Böylece "somut" feodalitenin eski olmasına
da kalıp kalmadığı sorucunu aklagetirmektedir, do
karşın, çözümlenmiş feodalite yeni yerini alıyor.
ğal olarak". Dip not, yapılan çözümlemeleri tamam
Kuşkusuz, geçmişten çıkarılan olguların, bu şe lıyor.
mayı uygun bir biçimde doldurabileceğini göstere
Mihri Belli liderliğinde yeni kurulan İç-TKP
bilecek durumdayım. Hem çok yakın bir zaman çö
karşısında, Türkiye İşçi Partisi, Hemingway'ın İhti
zümlendiği ve hem de okuyanı, sosyalizm biliminin
yar Balıkçısı'ndaki balığa benzedi; Tİp, deniz içinde
kendine özgü sözlüğü ile zorlamamak için, mümkün
bir büyük balık iskeletine dönüşüyor. Böyle bir du
ölçüde uzak kaynakları kullanıyorum. Önce bir İs
rumda, güçlenen İç-TKP ve Yön Hareketi ittifakına
rail ve daha sonra da bir CIA kaynağını sunuyorum.
karşı, gücünü yitiren Tİp ile fonksiyonsuz Dış-TKP
Türkiye'deki radikal akımları incelemiş olan yakınlaşması, normal bir gelişme olarak ortaya çıkı
Profesör Landou, önce şunları yazıyor: ''Yön aydın yor. Gerçi ideolojik güçlük var; TKP hep kemalisttir
larının işini zorlaştıran, derginin sütunlarındaki ve Kemalizm'den bağımsız olamıyor, yeni bir kema
sosyalizmin tek mi olduğu, yoksa birden çok sosya list iktidar döneminin peşinde koşuyor. Türkiye İş
lizm türünün mü var olduğuna ilişkin tartışmaydı. çi Partisi'nin başında ise İsmet Paşa döneminde ha
Bir bölüm, dogmatik bir biçimde, yalnızca bir sos pis görmüş, Erzurum Kongresi'nde Mustafa Kemal
yalizm olduğunda direnirken, ötekiler görünürde Paşa'dan çok daha kıdemli İsmail Fazı! Paşa'nın ya
konuyu tartışanların çoğunluğu da birden çok sos kın akrabası Mehmet Ali Aybar bulunuyor. İsmail
yalizm olduğunu düşünüyor ve Türkiye ile az geliş Fazıl Paşa'nın oğlu Ali Fuat Paşa, Kurtuluş Sava
miş ülkelerde en uygun olanı savunuyorlardı."'o şı'nda Ankara Kolordusu'nun başında bulunmasına
Elips mi, yuvarlak mı? Bu, bir soru ve aynı soru şöy karşın Mustafa Kemal Paşa tarafından İstiklal Mah
le de sorulabilir: Beyaz mı turunç rengi mi? Şöyle de kemelerine sürükleniyor ve politikadan tasfiye edi
sorulabilir; pişirilir mi, çiğ mi yeniyor? Bir ya da liyor. Tİp Kemalizm'den olmasa bile, yeni bir kema
çok soru olması fark etmiyor; yumurta ve portakal list iktidar dönemine uzak düşüyor.
çıkıyor.
Bu dönemde radyo yayınları dışında cansız Dış
Sosyalizm tek mi, çok mu? Aynı soru şöyle de TKP'nin tek canlılığı, Türkiye'ye gönderilen ve milli
sorulabiliyor: Kapitalist mi, yoksa feodal mi? Aynı demokratik devrim savının içyüzünü açıklama iddi
soru şöyle de tekrarlanabilir; anti-kapitalist mi, an asını taşıyan bir broşür'dür; erozyona uğramış Tİp
ti-emperyalist mi? İlk soruda birinciye oynayanlar kadrolarında önce büyük bir sevinç ve sonra da bü
şaşmaz bir biçimde ikinci ve üçüncü sorularda da yük bir düş kırıklığı yaratıyor. Dış-TKP, milli de
birinci şıkkı seçiyorlar ve Türkiye İşçi Partisi'ne gi mokratik devrim görüşüne değil ve yalnızca Mihri
riyorlar. İkinci şıkkı seçenler kesinlikle Milli De Belli'ye karşı çıkıyor.
mokratik Devrim Partisi'ne katılıyorlar. Profesör
1971 yılı Ocak ayında, Yön Hareketi iktidarının
Landau doğru yazıyor; ikinci parti, 1965 yılından
yalan görüldüğü bir tarihte, 19 Ocak 1971 tarihinde,
sonra hızla büyümeye başlıyor. 1968 yılına gelindi
Demokratik Alman Cumhuriyeti'nde Neues Deutsc
ğinde İşçi Partisi'nin aydınlar ve öğrenciler açısın
hland'a verdiği demeçte Yakup Demir, alias Zeki
dan boşalmaya yaklaştığını söylemek mümkün.
Baştımar, bir CIA kaynağından aktarıyorum,
Landau devam ediyor: "En azından Avcıoğlu'na TKP'nin "temel güncel görevinin", Washington'un
göre kapitalist olmayan yol -azgelişmiş ülkelerde başını çektiği emperyalizm ve Türkiye'deki "gerici
büyük bir sosyal devrim mücadelesine yönelecekti. ajanları" ile mücadele etmek olduğunu açıklıyor."
Burjuva devrimcilerin de, üst orta sınıf ile feodal Bir sosyalist sistem, Yakup Demir devam ediyor,
öğelere karşı bu mücadeleye katılacaklarını ileri sü ancak, işçi sınıfının liderliğinde "burjuva-demokra
rüyordu; ulaşılacak rejim ne burjuva demokrasisi, tik devriminin tamamlanmasından" sonra kurula
ne de sosyalist demokrasi olmayacak, ikisi arasın bilir; şimdi işçi sınıfı, "Atatürk'ün zamanındakine
daki geçiş aşaması olan bir 'milli demokrasi' olacak göre çok daha güçlü ve deneyimlidir." Hükümetin
tı. Burjuva demokrasisinde burjuvazi, sosyalist de- devrilmesinden sonra kurulacak "bir gerçekten de-
540
Türkiye Üzerine Tezler III
541
Yalçın Küçük
tün adımlar ve bütün eylemler, tüm buluşlar, dönemde, güçlendi. MDD ile mücadele, Tür
birbirine tam uyacak bir biçimde, önceden öl kiye'de de, kendini geriye itmek isteyenler
çüsü verilmiş türden, ortaya çıkmıyorlar. için, bir set işlevi gördü. Sosyalizmden liberal
burjuvaziye bir kayma oldu.
Colt tabancası ya da daha az uygun ola
rak Kırıkkale yapımı bir tabanca düşünülebi Yüzme havuzu düşünülebilir ve dönüşle
lir: Sökülür ve takılır. Takılırken, kesme, bük re bakılabilir; hız almak için, havuzun kenarı
me veya eğelemeye gerek yok; en iyi, çavuş nı itmek gerekiyor. Toplumsal pratikte döne
lar yapıyorlar. Çünkü parçalar, daha önceden meçler önemli oluyor.
ölçülü verilmiş olarak, birbirine girecek bir
Dökülmelerin çoğu, dönemeçlerde, orta
biçimde yapılıyorlar. Eylemler ve yeni düşün
ya çıkıyor.
celer, böyle olmuyorlar.
542
Türkiye Üzerine Tezler III
"Bütün bunlar", bir sonuç çıkarmak için yazılı pan Türk sosyalistleri, bağımsızlığımıza gölge düşü
yor, "Amerikan emperyalizmine benzer biçimde bir recek davranışlara, nereden gelirse gelsin, en ufak
Sovyet emperyalizminden söz edilemeyeceğini gös müsamaha gösteremeyeceklerdir." Bu, her halde,
termektedir. Aksine, Üçüncü Dünya ülkelerinin ye "zinde kuvvetler" için gerekli bir güvence sayılıyor.
ni sömürgeciliğin pençesinden kurtulma çabaları,
Bu başyazı, daha önce çizilen şema'ya tam bir
ancak Sovyet yardımlarıyla başarıya ulaşmaktadır."
uyum gösteriyor. Bunun arkasından TİP'in etkisiz
Bu sonucun genel bölümünü oluşturuyor; bir de
leştirilmesi döneminin gelmesi gerekiyor ve geliyor.
özel ve yerel bölümü var. "Türkiye'mizin de, ister
Yaklaşık dört ay sonra, Avcıoğlu'nun "TİP'e Dair... "
Batı ittifakı içinde, ister bağlantısız bir ülke olarak,
başyazısıyla, Türkiye İşçi Partisi, tartışma ve otopsi
milli çıkarları ön planda tutan bağımsız bir dış poli
masasına yatırılıyor. "TİP'e Dair... " başyazısı, "Tİp,
tika izleme yolunda atacağı ilk adım, Sovyetler Bir
güç şartlar altında şerefli bir görev yapıyor" cümle
liği ile ekonomik ve politik ilişkileri geliştirmek ola
siyle başlıyor.3• Bir haklılık yanında bir nezaketi ifa
caktır. Başka türlü Menderes tipi bir iç ve dış politi
de ediyor.
kadan kurtulmak mümkün değildir." Bütün bunlar,
tekrar ediyorum, yeni'nin içinden çıktığı eski'nin Üç aktarma yapmak zorunluluğunu duyuyo
bulaşıklığını taşıması türünden Soğuk Savaş klişele rum. Birincisi şu: "Tİp programındaki toplumsal
rinin bazı izlerini taşımasına karşın, yep yeni bir yapının tahlili ile ilgili uzun açıklamalar, elli yıl ön
açılımı anlatıyor ve Demirel Hükümeti'nin dışında ce yazılmış Batı kitaplarından yapılmış çok genel
bir iktidar programını içeriyor. planda kalan bir çeviri'den ibarettir. Ne var ki, bu
Pekiyi, bu güzel açılırnın ve yeni programın nun kabahati TİP'te değil, Türkiye'de sosyalist dü
önünde, Yön Hareketi'ne göre, hiç mi pürüz yok? şüncenin kısırlığında aranmalıdır. Sosyalist düşün
Var; "Amerikan emperyalizmine benzer biçimde bir ce de, kapitalist düşünce gibi, bir Batı aktarmacılı
Sovyet emperyalizminden söz edilemez" düşüncesi ğından öteye pek gidebilmiş değildir. Sosyalist dü
ni içeren paragraf. "Türkiye Komünist Partisi" ara şüncenin, Türk toplum yapısını evrimi içinde aydın
başlığıyla başlıyor. Bir trade-off çıkarıyor ve şöyle latacak verimli bir metod olarak kullanılması, Mla
sürüyor: "Aramızda diplomatik ilişkiler bulunma el sürülmemiş bir konudur." Doğan'ın bu görüşleri
yan Doğu Almanya'da yerleştiği anlaşılan Mosko ne pek çok itiraz gelebileceğini sanmıyorum.
va'nın emrinde bir Türkiye Komünist Partisi'nin İkinci aktarmayı yapıyorum: "Parti organlarına
varlığı ve Bizim Radyo'nun münasebetsiz yayınları, seçileceklerin yarısının işçilerden gelmesi zorunlu
ölçülü davranma lüzumunu haklı olarak artırmak luğu, aslında çoğunluğu sosyalizmden habersiz,
tadır. Komünist Partileri toplantılarında Çin'e karşı opurtünist ve bürokrat küçük burjuvalar olan sendi
bir oy sağlayabilmek için, Moskova böyle kukla te ka yöneticilerine, değerli unsurların feda edilmesi
şekküller besleyebilir. Fakat bu davranışlarının şüp pahasına, haksız imtiyazlar tanınmasına yol açmış
heler yarattığını bilmelidir." Burada, Sevgili Doğan, tır." Doğan Avcıoğlu, yaşamı boyunca Türkiye'deki
doğrudan doğruya Sovyetler Birliği'ne hitap etme sendikacıların sosyalistliğine, bir eğilim olarak, hiç
gereğini duyuyor. ama hiç güvenmiyoL37 Bu pekiştirmeden sonra ak
Bunu bir paragraf izliyor ve burada, özel yaşa tarmaya, kaldığı yerden, devam ediyorum, "işin ga
mında son derece kibar Doğan, ağır sözcükler ve ni ribi, işçiden kopuk ve işçi oyu üzerinde etkisiz sen
telemeler kullanma gereğini duyuyor: "Bizim ko dika yöneticilerine bu imtiyazlar verilirken, Tİp'in
müniste de saygımız vardır, ama Moskova'nın, ya dayandığı en sağlam güç olan gençlik, bir sınıf teşkil
da Pekin'in değil, Türkiye'nin komünisti olmak ve etmiyor gerekçesiyle küçümsenmiştir. CHP'nin Ku
önce Türkiye demek şartıyla. Moskova ve Pekin pa rultay'dan sonra en yüksek organı olan Parti Mecli
pağanlarının, Washington uşaklarından pek farklı si'nde, gençlik kollarının iki temsilcisi yer almakta
yaradılışta olduklarını sanmıyoruz." Bütün bunlar dır. Tİp ise, gençlik kollarından gelen talebe rağ
la, Mustafa Kemal Paşa'nın 1921 yılı pratiğini önem men, gençliğin parti organlarında temsilini reddet
semenin yanında, "İslamiyet ve Sosyalizm" türü Ga miştir. Bir yandan bütün gücünüzü köklü değişik
raudy çalışmalarını çevirerek, sosyalizmin Türkiye liklerden yana zinde kuvvetler'den alacaksınız, öte
topraklarına pek yabancı olmadığını, İslam kanalıy yandan bu gücü küçümseyeceksiniz. Ortada bir
la köklerinin gelip yerleştiğini anlatmaya çalışan tersliğin bulunduğu muhakkaktır." Türkiye İşçi Par
Yön Hareketi teorisyeninin, Silahlı Kuvvetler'de üs tisi, gençlik kollarından hep çekiniyor; Avcıoğlu,
tün bir bağımsızlık dürtüsünün, tarihsiz olarak, var bunu eleştiriYOL
lığına inandığı ve bu inanca göre hareket gereğini
Son aktarmaya geliyorum: "Türkiye'nin bir nu
duyduğu anlaşılıyor.35
maralı meselesinin, bugünkü bağımlı durumdan
"Sovyetler ve Biz" başyazısının son paragrafını kurtulmak olduğu noktasında, sanırız, bütün sosya
da aktarıyorum. "Türkiye bugün bir bağımsızlık sa listler birleşmişlerdir. Bu görüşün gerektirdiği anti
vaşı içindedir. Bu milliyetçi savaşın öncülüğünü ya- emperyalist milliyetçi mücadele, henüz sosyalizme
543
Yalçın Küçük
hazır olmayan, fakat sağlam Atatürkçü geleneği ile, ğildir" deniliyor.'· Türkiye İşçi Partisi'nin, Adalet
antiemperyalist mücadeleye açık olan önemli çevre Partisi iktidanndan önce doğru yolda olduğu, "cep
lerde destek bulmaktadır. Milliyetçi mücadele, bu he" çağnsı yaptığı, ancak bundan sonra "bozuldu
çevrelerin bilinçlendirilmesi ve kazanılması ile an ğu" ileri sürülüyor. Açıkça şunlar yazılıyor: "AP ikti
cak gerçek bir ağırlığa kavuşacaktır." Görülüyor; dara geldiğinden beri ne değişmiştir de, dün kutsal
milli demokratik devrim saYı, ana çizgileriyle ve ödev sayılan Milli Cephe çağnsı yırtılıp atılmıştır?
tekrar açıklanıyor. Bir engele işaret ediliyor. "Ne var Tİp yöneticilerinden emperyalizmi ve işbirlikçileri
ki, Tİp, bir yandan antiemperyalist mücadeleyi bir ni pek sevindiren bu önemli politika değişikliğinin
numaralı mesele sayarken, öte yandan klasik bir nedenlerini açıklamalannı isternek hakkımızdır."
proleter-burjuva mücadelesinin sloganlannı ön pla Açıklama isteği, TİP'ne yönelik büyük bir muhalefet
na çıkararak güçleri dağıtmakta ve zayıftatmakta olarak gelişiyor.
dır." Bu, bundan sonra, hem İç-TKP ve hem de Dev
Şöyle bir sıralama yapılıyor: "TİP'in görüşlerini
Genç tarafından TİP'ne karşı yöneltilen en sert eleş
dile getirdiği belirtilen bir dergi, başyazısında, TİP1i
tirilerin tartışmasız gerekçesi oluyor; daha sonra.
gençliğe Kızılay ve Beyazıt meydanlanna bağımsız
TİP'e yönelik şiddet uygulamalan da bu gerekçeye lık sloganlarıyla dökülen öteki Atatiirkçü gençler
dayanıyor. "Başka bir deyişle, TiP, aynı anda iki den uzak durmayı önermektedir. TİP'in kontrolün
meydan muharebesi vermekte, üstelik ikinci muha deki bir öğrenci klüpleri federasyonu yayınladığı
rebe yüzünden, ilk muharebeye hazır güçlerin azal bültende, emperyalizme karşı cesur mücadelesiyle
masına ve amaçlannın dağılmasına yol açmakta gururlandığımız Türkiye Milli Talebe Federasyonu
dır." Bu bir hüküm oluyor; buna, İç-TKP ve Dev da dahil, mevcut gençlik kuruluşlannın, aslında
Genç'in ekleyebileceği yeni bir eleştiri yok. Bunlann egemen güçlerin birer uydusu olduklannı yazmak
zaman içinde daha geniş aydın kütlesine yayılması tadır. Hukuk Fakütesi Öğrenci Derneği seçimlerin
gerekiyor ve yayılıyor. de TİP'ne bağlı grup, antiemperyalist Kemalist Cep
Bundan sonraki açılmış bir yolda yürümekten he'ye, AP'li grupla birlikte karşı çıkınaktadır. İlerici
farksız; gerekleri yapılıyor. Yön Hareketi'nin açmış güçlerin bölünmesi, sosyalistliği ve halkçılığın gere
olduğu; "Tip Tartışması" içinde Mihri Belli'nin "De ği sayılmaktadır." Bu sıralama, kuşkusuz bir eylem
mokratik Devrim: Kimle Beraber, Kime Karşı" baş programına dönüşüyor. Gençlik örgütlerinde İşçi
lıklı katkısı, milli demokratik devrim partisi'nin bir Partisi etkinliğinin ortadan kaldınlması, programın
deklarasyonu niteliği taşıyor ve adını vermemekle ilk maddesini oluşturuyor.
birlikte, Türkiye İşçi Partisi'ni, "oportünizm" ile "TİP'in kontrolündeki bir öğrenci klüpleri fede
damgalıyor. Katkı'sının sonuna doğru önce şunlan rasyonu", Fikir Klüpleri Federasyonu'nu anlatıyor.
söylüyor: "Demokratik devrim aşamasında, bu dev 1950 yılları ortasında, Siyasal Bilgiler Fakültesi
rimden yana olan güçleri karşımıza alırsak, devrime içinde kurulmuş ve ülke çapında sesini duyurmuş
karşı olan sınıftan tecrit etmede kusur edersek, en olan Fikir Klübü 1960 yılından sonra diğer fakülte
bilinçli devrimciler olarak, sosyalist olarak, devrim lere yayılıyor.39 1960 yıllannın ortalannda, yüksek
ci güç birliğini kurma işinde öncü rol oynama yo öğrenim gençliğinin demokrat ve kütlesel örgütii
lunda çaba göstermezsek, sosyalizmin iyi şey, kapi Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nun yerini alma
talizmin kötii şey olduğu anlamındaki sözlerimiz, ya başlıyor.'D Yön Hareketi ve bağlı olarak İç-TKP
boş sol gevezelikten öteye bir değer taşımaz." Bun sosyalist devrim tezini savunanlann etkisindeki
dan sonra bir de "görev" ve "eylem" çağrısında bu FKF'nin, Fikir Klüpleri Federasyonu'nun, "milli
lunuyor. Bunu da şöyle yapıyor: "Devrimci teoriyi cephe" dışında kalarak ve buna karşı çıkarak bölü
sulandırma çabalannın Türkiye'de sosyalizm dava cülük yaptığını ileri sürüyor.,ı Bir eylem programı
sına zararı vardır. Onun için oportünizm diye nİte çıkıyor; TİP'lilerin FKF'den uzaklaştınlması eylemi
lendirmemiz gereken bu gibi tutumlara karşı dur başlıyor. FKF, isim değiştiriyor ve Dev-Genç'e dö
mamız, bunlan sosyalizmin bilimi ve Türkiye'nin nüşüyor.
gerçekleri açısından eleştirerek yanlışlıklarını ispat
Bir tarihsel beraberlik ve süreklilik var, bu ne
etmemiz bir görevdir." Hızla gelişen İç-TKP ve Dev
denle, 1971 yılında, Ankara Sıkıyönetim Komutanlı
Genç bu görevi üstleniyorlar.
ğı Askeri Savcılığı, bir ayırma işlemi yerine bir top
1967 yılı başında ise Doğan Avcıoğlu Yön'ü ka lama yönetimini izliyor ve 1971 yılına kadar birbi
patarak, iktidar için tank savaşına geçiş hazırlıklan rinden ne ölçüde ayn olurlarsa olsunlar, 12 Mart
nı yaparken başlatmış olduğu tartışmanın bir bilan Günleri'nde FKF ile Dev-Genç'i aynı "İddianame"
çosunu yapıyor ve bunu bir "fatura" olarak ortaya içine alıyor. İddianame, "1965 yılından itibaren teo
koymaya çalışıyor. Her satın ayn bir ağırlık taşıyan rik hazırlıklar tamamlanmış, 1968 yılında pratiğe
bu başyazıda "üzülerek söylemeliyiz ki, ısrarlı uyar geçme yolunda çalışmalar başlamıştır" diyor; bu de
malara rağmen, Tİp yöneticilerinin milliyetçi de ğerlendirmeyi "Fikir Klüpleri Federasyonu" bölü
mokratik güçleri bölücü davranışları değişmiş de- müne başlarken yapıyor." Yarbay İlhan Şenel ve di-
544
Türkiye Üzerine Tezler III
ğer savcı arkadaşlannın bu periodizasyonunu yerin riyor. Kapitalizmin demokratik sınırlannın ve de
de buluyorum. mokrasinin, kapitalist programının yeniden incelen
mesi gereğini ortaya çıkanyor. Demokrasiyi tümden
Bundan sonraki bölümün başlığı, "Türkiye'de İç
reddederek yaşayabilen bir kapitalizmin varlığında,
Savaş" oluyor. 1968 yılından başlatabileceğimi dü
on sekizinci yüzyılın burjuva devrimler çağında bile
şünüyorum.
kapitalizm ile demokrasi arasındaki paralelin her
1968 yılına kadar, eldeki mevcut teori ile taşına zaman bire bir bir ilişki olup olmadığının araştınl
mayacak ölçüde, bir basınç birikiyor ve biriktirili masını, bir sorun olarak, gündem maddesi yapıyor.
yor. Sosyalist devrim tezi, banşçıl geçiş ile resmen Rejimi koruyanlar ve korumak durumunda olanlar,
parlamento seçimlerinde artan başanlarla iktidara artık, verilen demokrasi'nin ötesinde bir program
işaret ediyor. Bir "sosyalist iktidar" var; sıcaklığı ne için mücadele etme ile sosyalizm için mücadeleyi öz
ölçüde artınrsa artırsın zaman içinde çok uzağa deşleştirmekten geri kalmıyor, aynı sayıyor.
düştüğü için, birikmiş umut ve enerjiye denk düş
Kanıtlanmamış isteklere dayalı, niyeti belirt
müyor. Milli demokratik devrim savı ise sözde sos
mekle yetinen, nesnel olmaktan uzak, öznel bir hu
yalist iktidarı gündemden çıkarmamakla birlikte,
kuk anlayışı, böyle bir bakışın, zorunlu sonucu olu
sosyalist devrimi gündemlerinin birinci maddesi
yor.43 Yaygınlaştınlmasına çalışılıyor.
yapanlann varlığına bile tahammül edemiyor.
FKF-Dev-Genç İddianamesi, MDD ile SD ara
Sosyalist devrim tezinin resmi açılımının, bu
sındaki mesafenin kıl payı olduğuna inanan bir ba
açılımda Mehmet Ali Aybar ile Behice Boran arasın
kış açısını yansıtıyor. Aktanyorum: "Yukandan beri
da kıl payı bile bir aynlık yok, banşçıl geçiş ve par
zikrolunan yazılann ışığı altında milli demokratik
lamento seçimlerini temel alması nedeniyle iktida
devrimin, sosyalist devrimin ilk aşaması bulundu
nn uzun yıllann arkasına sarkıtmasına ve milli de
ğu, Marksist-Leninistlere göre milli demokratik
mokratik devrim savının da, giderek, en büyük şid
devrim gerçekleştirilmeden önce sosyalist devrimin
deti, sosyalist devrim tezini savunanlara uygulama
gerçekleştilmesinin düşünülemeyeceği, bu devri
sına karşın, mevcut rejimi korumak isteyenlerle ko
min sosyalizme geçiş için gerekli ortamı hazırladığı,
ruma durumunda olanlar, bu ikisi arasında kıl payı
bu devrim aşamasının her yönden bağımsızhğı he
bile fark görmüyorlar; her ikisini de aynı sepete ve
def alarak anti-emperyalist, anti-feodal mücadeleyi
sonra da aynı hücreye koyuyorlar.
kapsadığı, amacının dış ve iç sömürüden, feodal ka
Bunu pratik olduğu kadar da teorik bir yaklaşım hntılardan annmış Türkiye yaratmak ve her sınıf ve
sayıyorum: Tekelci aşamada kapitalizmin demokra zümreden meydana gelen halk iktidannı gerçekleş
si'yi reddettiği ve Batı Avrupa dışı ülkelerde, gücü tirmek olduğu, milli demokratik devrim mücadele
nün yettiği zaman, ortadan kaldınlabildiğini göste- sinin işçi sınıfının öncülüğünde bütün anti-emper-
Yarbay İlhan Şenel ve diğerleri, FKF, Dev-Genç ... İddianamesi, Ankara Sı
kıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı, Ankara, 1971, çoğaltma, s. 153.
545
Yalçın Küçük
yalist, millici sınıf ve tabakalar ile yürütüleceği, bu Fikir Klüpleri Federasyonu'nun 7 Temmuz
mücadelenin Amerikan emperyalizmine, onun yerli 1968-4 Ooak 1969 dönemini kapsayan faaliyet rapo
işbirlikçilerine ve feodal mütegallibeye karşı verildi ru, bu aşıımanın, kanıtı olarak ortada duruyor. Fa
ği, komünist partilerinin, toplumlann kapitalist dö aliyet raporunda, dünya, şöyle görülüyor: 'Emperya
nemden sosyalizme geçişinde uyguladıklan bir stra lizmin kanını, iliğini emdiği topraklardan sosyalizm
teji, kat edilmesi zorunlu bir aşama olduğu, milli boy vermiş yükseliyor. Artık sosyalist düzenin gücü
demokratik devrim ile vanlması istenen nihai ama ve kudreti gittikçe artmakta ve uluslararası etkisi
cın sosyalist devrimin tahakkuk ettirilmesi sonucu günden güne büyümektedir." Aynı rapor, yurt'a ba
na vanlmaktadır."" Görülüyor; Lenin'in İki Tak kınca da şunlan görüyor: "Türkiye'nin bağımlı du
tik'in dünyada tek de olsa bir sosyalist iktidardan rumdan kurtulması emperyalizmin bütün unsurlan
önce yazılmış olmasıyla, sosyalist devletlerin var ol ile ülkemizden def olup gitmesine bağlıdır. Batı mo
duğu bir dünyada okunması, önemli farklılıklara yol deli demokrasi, emekçi yığınlann uyanışını engelle
açabiliyor. Sosyalizmin bir gerçeklik olduğu bir mek ve halkı sömürmek için egemen sınıflann elle
dünyada, iki taktik arasındaki kesintisizlik saV!, ka rinde bir oyuncaktır. Bu düzenin değişmesi, işçi sını
pitalist düzeni korumak isteyenlerle korumakla gö fının ve ezilen halk tabakalannın bilinçlenip örgüt
revli olanlar için, iki taktiğin tek taktik olarak algı lenmesi ve iktidara sahip çıkması ile mümkündür.
lanması sonucunu doğuruyor. Tİp, emekçi halk yığınlannın gerçek sesi ve biricik
Cepheye bakış da, bu görüşün kesintisiz devamı ümit kaynağı olup ümit verici gelişmeler kaydetmiş,
olarak ortaya çıkıyor. 12 Eylül Dönemi, Tİp İddia sosyalist hareket emekçi halk yığınlannın bağnnda
namesi'nden, teknik açıdan son derece özensiz ola kök salıp kök vermeye başlamıştır."'· FKF, bu rapor
rak hazırlanmış bir belge olduğunu yazmam gereki dönemine kadar, tümüyle Türkiye İşçi Partisi'nin et
yor, aktanyorum: "Cepheye katılanlar kim olursa ki ve kontrolunda gelişiyor ve çalışıyor.
olsun Cephe'nin idaresini elden kaçırmamaya dik
kat ederler. Cephe taktiği, komünistlere, kendile
Milli Demokratik Cephe:
rinden olmayan geniş kitleleri ve büyük kuruluşlan,
maksatlanna alet etmek fırsatını verir."<s Mevcut
Dev-Genç Sloganları
rejimi korumak isteyenlerle korumakla görevli 1 - Cici demokrasiye paydos,
olanlar, cephe'yi buradaki çözümlemelerden tüm 2 - Devrimciler elele milli cephede,
den ayrı olarak, geride kalmış işlerin yapılması için
3 - Fabrika işçinin - Toprak köylünün,
bir yol olarak değil, çok daha ileri tarihlerin işlevle
4 - Gerici parlamenterizme hayır,
rini yerine getirmenin yöntemi sayıyorlar. Bu sa
yımda, en küçük bir ikircikli davranıştan ısrarla 5 - Hak sahihinin eliyle alınır,
uzak kalıyorlar. 6 - İşçi-Köylü-Gençlik-Ordu elele ,
dır. Gençlerin ödevlerini yerine getirebilecek olgun 16 - Tam bağımsız ve gerçekten Demokrati�
luğa erişmesi, bilinçlenmesi, eşgüdümlü ve örgütlü Türkiye,
eylemlere girişerek yurda ve dünyaya yön verebil 17 - Toprak işliyenin, su kullananın,
mesini amaçlar. Amacına varmak için, toplantılar, 18 - Yaşasın Halk savaşı,
yanşmalar düzenler. Sergiler açar. Yasalarca yasak
19 - Yaşasın işçi ve emekçilerin devrimci ikti
lanmayan her türlü eğitim ve sanat çalışmalan ya
darı,
par." Bu amaçlann, 1960 yıllannın ikinci yansında,
hızla biriken basınç ile birlikte, hızla aşıldığına işa 20 - Yaşasın Dünya halklarının zaferi,
ret edilmesi gerekiyor.
546
Türkiye Üzerine Tezler III
ce, İşçi Partisi'ni, daha çok alevi donlu bir köylü ha
21 - Yaşasın işçi sınıfının devrimci mücadelesi, reketiyle bir demokrat parti hareketine dönüştür
22 - Yaşasın Türkiye Halklarının devrimci mü mek isteyen Aybar'a karşı parti içi muhalefete des
adelesi, tek çıkıyor. "FKF, sosyalist gençlik örgütü olarak ör
gütü yayma, güçlendirme, diğer örgütleri etki altına
23 - Yaşasın halk savaşının zaferi,Yaşasın ezi
alma, eğitim, bilim, yayın ve eylem olarak bir takım
en halkımızın emperyalizme karşı vereceği savaş,
faaliyetlerde bulunmuştur" derken, FKF'nin bir
24 - Bağımsız Türkiye'yi kuracağız,
"sosyalist gençlik örgütü" olduğunu ilan ediyor, ile
25 - Yaşasın işçi -köylü-asker ve gençliğin dev ri süriiyor. Belki de farkında olmadan, kısa bir süre
imci dayanışması, sonra FKF'den tasfiye edilecek olan TİP'liler, kur
26 - Kahrolsun petrol sahalarını kapatan ya mak zorunda kalacakları örgütün adını da, sosyalist
ı:>ancı petrol şirketleri, gençlik örgütü, açıklamış oluyorlar. Aynı rapor, ya
27 - Yaşasın Amerikan emperyalizmine ve yer pılan eylemleri, Altıncı Filo'yu Protesto Yüriiyüşle
i ortaklarına karşı savaşan tüm Türkiye halkı, ri'ni sayıyor ve tüm toplantılarda, "sosyalist Türki
ye" ve "emekçi Türkiye" sloganlarının atıldığını be
28 - Ya bağımsızlık, ya ölüm,
lirtiyor.
29 - Yaşasın bağımsızlık ve demokrasi savaşçı-
arı,
Ayrılık tamdır ve sloganlar savaşı başlıyor.
30 - Halkın mücadelesine devrimci gençlerle Bu raporun okunduğu FKF Genel Kurulu, Tür
�irlikte katılalım, kiye İşçi Partisi'nin etkinliği kaybettiği toplantı olu
yor. Yönetimi MDD çizgisi alıyor. Talat Aydemir'in
31 - Kahrolsun katil Amerikan filosu,
21 Mayıs girişimine katıldığı için tutuklanan Harp
32 - 6 ncı filo defol, 6 ncı filoya karşı diren,
Okulu'ndan uzaklaştınlan, ODTÜ ile Siyasal Bilgiler
33 - Yaşasın emperyalizme karşı dövüşen dün- Fakültesi'nde kısa süreler okuduktan sonra Castro
�a halkları, ve Che Guevera'yı incelemek için Paris'e gidip ge
34 - Yaşasın işçilerin devrimci eylemleri, len, İşçi Partisi'ne ve Fikir Klübüne giren, Yusuf Kü
35 - Dünya halkları güzelim bir dünya kura- peli başkan oluyor. Küpeli, daha sonraki bir mektu
aklardır, bunda, İddianame'den aktarıyorum, FKF yönetimi
ne gelmelerini, Doğu Perinçek'in yönetimi alması
36 - Yaşasın ikinci milli kurtuluş savaşımız,
olarak niteliyor.
37 - Devrimci kavgada saf tutalım,
Küpeli başkanlığındaki yeni yönetim, FKF'nin
38 - İşsizliğe ve pahalılığa karşı birleş,
amaçlarını yeniden tanımlıyor ve şöyle ifade ediyor:
39 - İşçi köylü elele milli cephede,
"FKF, bilimsel sosyalizmi kendisine eylem klavuzu
40 - Devrimciler ölür, devrimler yaşar, edinmiş gençlerin örgütüdür. Sosyalist gençliğin ör
41 - Devrimciler ölür, silahı beraber gömül gütü olarak FKF, bilimsel sosyalizmin Türkiye gibi
Imez, yan bağımlı, yarı feodal ülkeler için öngördüğü, em
42 - Birleşelim zalimlerin zulüm kanunlarını peryalizmin ve onun yerli işbirlikçilerine karşı, ba
Ivere çalalım,
ğımsızlık ve demokrasi yolunda mücadeleyi görev
bilmiştir." Çok açık göriilüyor; herhangi bir geçiş
43 - Milli demokratik devrim mücadelesini
dönemine gerek olmadan, FKF, SD vokabülerini bı
�üçlendirelim. rakıp MDD sözlüğünü kullanmaya başlıyor.
IYarbay İlhan Şenel. Binbaşı Mustafa Akın. Yüzba Artık gençliğin sloganı "sosyalist Türkiye" değil,
i Beti Tuğ. Yüzbaşı Gün Soysal, Yüzbaşı Ali Hü "bağımsız Türkiye" oluyor. "Bağımsız Türkiye" ayrı
Iner. Yüzbaşı Muhteşem Savaşan. FKF - Dev ca, FKF tarafından çıkarılan yayın organına da isim
penç. . . İddianamesi. Ankara Sıkıyönetim Komu yapılıyor.
anlığı Askeri Savcılığı. Ankara. 1971, çoğaltma, s.
1969 yılı, "Fikir Klüpleri" adının, yaşanan gün
1 34 -135.
lerin şiddetli coşkusunu yansıtmayışına da tanık
oluyor; Ekim 1969 tarihinde yapılan yeni bir genel
kurul sonucunda, FKF, adını Devrimci Gençlik Fe
o kadar öyle ki, FKF, yalnızca Tİp çizgisini sa
derasyonu, kısaca Dev-Genç olarak, değiştiriyor.
vunmakla kalmıyor, Tİp içinde başlamış çatışmada
Milli demokratik devrim programı, Dev-Genç'in
da bir tarafı tutuyor. Aynı rapor, Tİp Genel Başkanı
resmi belgelerine de giriyor.
Mehmet Ali Aybar'ın "hürriyetçi sosyalizm, güler
yüzlü sosyalizm, tarih hürriyet kavgalarından iba Fikir Klüpleri Federasyonu'nu, FKF, Devrimci
rettir, sosyalist ülkelerin maskelerini düşüreceğiz" Gençlik Federasyonu, DGF olarak değiştiren ve
türiinden sözlerini bilimsel sosyalizmin evrensel il 1969 yılı Ekim ayının başında yapılan genel kurul.
keleriyle bağdaşmaz sayıyor ve eleştiriyor." Böyle- Türkiye İşçi Partisi içinde FKF'den tüm umutlan
547
Yalçın Küçük
kesme biçiminde bir değerlendirmeye yol açıyor. rede ise akın akın MDD çizgisini program yapmış
Tİp içinde henüz iktidara gelmemiş olan Emek Mu olan Mihri Belli'nin İç-TKP'ne kayıyorlar. Daha
halefeti'nin yayın organı Emek Dergisi'nde, bu de sonra TİP'te kalan bir avuç SD Tezi savunucusunun
ğişme, "Küçük Buıjuvazinin Gençlik Örgütü: DGF" değerlendirmesiyle, "akşam Tİp'li yatan, sabah
başlıklı bir yazıda ele alınıyor. Şöyle bitiyor: "FKF MDD'ci oluyor." Kalanlar, birbirine güven duyamaz
sosyalist öz ve niteliğini, milli demokratik devrim hale geliyorlar.
tezi doğrultusunda yitirerek, bir küçük buıjuva
Fakat 1970 yılı başında kanama durmaya yüz
gençlik örgütü olan DGF'yi doğurdu. Sosyalistlerin
tutuyor; TİPliler, DGF'yi boşaltırken MDD'ciler de
FKF yahut DGF içinde mücadele etmelerinin anla
Tİp'i boşaltmış, oluyorlar. 1970 yılı başlannda İç
mı yoktu. Çünkü, gençliğin doğal ideolojisinin tem
TKP'nin bir kütlesel gençlik gücü ile önemli bir ay
silcisi olan bir gençlik örgütüne yeniden sosyalist öz
dın dayanağının olduğunu söyleyebilecek durumda
ve nitelik kazandınlamazdı."4. Bu, sosyalist devrim
yım. Böyle bir ortamda SGÖ kuruluşu Tİp için yeni
çizgisini savunanlann Dev-Genç'i boşaltması anla
bir umut ve canlılık kaynağı oluyor.
mına geliyor. Yazının sonu, bunu, saklamıyor:
Doğrusu o zamanlar, ne yazık, bu mirasın büyük
"Gençlik hareketlerini sosyalist örgütlenme
payını İç-TKP'nin aldığını gören Dış-TKP'nin de,
mihveri etrafında dönendirmek için, sosyalist genç
bir pay alabilmek için, harekete geçmiş olduğu bi
ler yeniden örgütleneceklerdir." Yeni bir örgütün
linmiyor. "Küçük, buıjuvazinin en büyük özelliği bir
haberi veriliyor.
uçtan bir uca savrulmasıdır" diyen SGÖ Genel Sek
Çok geçmeden Sosyalist Gençlik Örgütü, SGÖ, reteri, 12 Mart'tan çok kısa bir zaman önce, OD
Nihat Akseymen'in liderliğinde kuruluyor ve Emek TÜ'de öğrenci olan karısını da alarak ortadan kay
Dergisi'nde SGÖ Genel Sekreteri Akseymen, uzunca boluveriyor; Londra'dan çıkıyor.so
bir inceleme ile kuruluşun ideolojik gerekçelerini
Nihat Akseymen, kurucusu olduğu SGÖ ile doğ
açıklıyor. Yeni örgütün Genel Sekreteri, inceleme
ru yolda bulduğu Tİp'i terkederek, Sosyalist Dev
sinde FKF'nun neden kaybedildiğini açıklamak ge
rim'i Türkiye topraklannda bırakıyor. MDD çizgisi
reğini duyuyor ve şunlan yazıyor: "Küçük buıjuva
ni savunan TKP'ne katılmak üzere dışanya çıkıyor.
kökenli öğrencilerin gerekli sosyalist bilim ve ahlak
Muhtemelen FKF'nin İstanbul Sekreteri ve yine
ile silahlandınlmaları çalışmaları gereğince başan
Tİp'li Veysi Sarısözen ve diğerleriyle birlikte Dış
lamayınca, Türkiye sosyalist hareketinin içine girdi
TKP'nin ilk bölük transferlerini oluşturuyorlar.
ği buhrandan da yararlanan MDD sapması, üniver
siteli gençliğin bu küçük-buıjuva özelliklerinden ya Parantez açmam gerekiyor; iki büyük "cephe"
rarlanarak örgütü bilimsel sosyalist çizginin dışına projesini çözümlerneye çalışıyorum. İkincisi, "ulu
çekti."'" Milli demokratik devrim savını bir sapma sal demokratik cephe" adını alıyor ve DİSK tarafın
olarak nitelendiren Akseymen önce, FKF çalışmala dan ortaya atılıyor. 1970 yıllarının ortasında ortaya
nnda eksiklik buluyor. Sonra "ana örgüt" sorunları atılan bu projenin sonunda, DİSK, parçalanmış ve
nı ön plana getiriyor. Aybar'a karşı sürdürülen mü güçsüzleşmiş bir sendikal örgüt durumuna düşüyor.
cadele, Aybar'ı bir günah keçisi haline getirerek, or UDC projesi, bu projeyi gerçekleştirmek üzere baş
tak sorumluluklan Mehmet Ali Aybar'a yükleme ko rolü alan DİSK cephesini dağıtıyor.
laylığını da getiriyor. TİP'te "kişiye tapma yaygındı"
MDD projesi ise TİP'nin dağılmasına yol açıyor.
diyor ve devam ediyor: "Yani ideolojik olarak kü
Milli demokratik cephe projesi, Türkiye siyasal tari
çük-buıjuva sosyalizmine, popülizme ve bilgi olarak
hinin bu en önemli siyasal örgütlenmelerinden biri
da, kulaktan edinme şeylere sahiptiler. Partinin ge
sinin etkin yaşamını sona erdiriyor.
çirdiği sert buhranda, Aybar oportünizmi su yüzüne
çıktı, tutunamadılar. MDD görüşü bunlar için can Paranteze devam ediyorum: Her iki "cephe"
kurtaran yerine geçti ve o tarafa uzun süren bir akış projesi de bir askeri müdahale ile sona eriyor. "Cep
oldu. Bu küçük buıjuvanın en büyük özelliği olan he" projeleri ile askeri yönetimler arasında bir ne
bir uçtan bir uca savrulmasıdır." SGÖ Genel Sekre den-sonuç bağlantısı kurmuyorum; ancak "cephe"
teri, MDD çizgisine çok büyük bir kayma olduğunu, projelerine canlılık veren dinamikler aynı zamanda,
"uzun süren bir akış" ile anlatmaya veya anlatma askeri yönetimlere de hazırlık ve gerekçe yerine ge
maya çalışıyor. "Önümüzdeki aşama milli demokra çiyor. 12 Eylül, DİSK'in çalışmasını durduruyor. Bu
tik devrim değil, sosyalist devrimdir" diyor ve milli durdurmanın aynı zamanda DİSK'in çalışmaz duru
demokratik devrimi savunan Dev-Genç'in bu sakat ma yaklaştığı gerçeğini de örttüğünü düşünüyorum.
lıkla yüklü olduğunu ileri sürüyor. 12 Mart döneminde Tİp, kapatılıyor. Fakat bu ka
patmadan önce TİP'in mücadele gücünü yitirdiğini
Sosyalist Gençlik Örgütü kuruluncaya kadar
görüyorum.
yalnız FKF değil, Türkiye İşçi Partisi içinde de çok
büyük ve çok hızlı bir kanarna, kanamayla birlikte Parantezi sürdürüyorum. Türkiye topraklanna
kan kaybı görülüyor. Tİp üye ve sempatizanlan, ne- ciddi marksist tohumlann MDD-SD tartışması dö-
548
Türkiye Üzerine Tezler III
neminde atıldığını, Türkiye'nin düşünme kapılannı ni ve illegal bir partinin kuruluş toplanhsı olarak
Leninizme, yine bu çahşma sırasında attığına inanı gösteriyor." Böylece, Türkiye Komünist Parti
yorum. Tip, bu tamşmalar ve çatışmalar içinde, si'nden ayn olarak, ikinci illegal siyasal örgütlenme
marksist bir parti kişiliği kazanmaya başlıyor;S' an ortaya çıkmış bulunuyor.
cak, bu bir yorgunluk ve mücadele gücünün azalma
"Cephe" savı gücünü koruyor; yeni kurulan bir
sıyla birlikte geliyor. s' Bunu, yakın zaman gelişme
siyasal örgüt, THKP adına "Cephe" sözcüğünü ekle
lerinin ortaya çıkardığı bir paradoks saymak gereki
mek gereğini duyuyor. THKP, milli demokratik dev
yor.
rim çizgisini benimseyerek kuruluyor. ss Bunu sür
Parantezi kapahyorum. Bu dönemi, bir de, 12 dürüyor.
Eylül Dönemi'nin bakış açısından, "anlatmak" gere
Öyle görünüyor, bu tür bir yeni parti kuruluşu
ğini duyuyorum. Dev-Yol Ana iddianamesi, örgütün
na kadar, SD eğilimlerini yalnızca FKF içinde etkisiz
gelişimini çizerken şunları yazıyor: "1960'lı yıllarda
hale getirmek yetmiyor; aynı biçimde, işçi Partisi
Dev-Genç adı ile teşkil edilmiş olan Türkiye Dev
içinde tümden ortadan kaldırmak çok önemli olu
rimci Gençlik Federasyonu, milli demokratik dev
yor. Bunu, bugün ancak, 1961-1971 döneminde Tür
rim stratejisini benimsemiş ve yöneticileri, bu stra
kiye işçi Partjsi'nin bir sosyalist parti olarak kendi
tejinin uygulanması içinde olduklannı çeşitli vesile
sini kabul ettirmiş olmasına bağlıyorum, özellikle
lerle beyan etmişlerdir."" Böyle başlıyor ve Dev
ilerici gençlik, parti olarak, başka bir örgütü düşü
Genç'in, ideolojik planda, bir anti-TiP örgüt olarak
nemiyor ve kesinlikle TiP'ni "almak" zorunluluğunu
ortaya çıktığını öne sürüyor. "1965 yılı sonlannda
duyuyor.s• Türkiye işçi Partisi ve yöneticilerine hiç
çeşitli Fikir Kulüpleri'nin birleşmesiyle kurulan Fi
bir zaman hak etmedikleri, haksız ve yoğun bir şid
kir Kulüpleri Federasyonu'nun, yayın organlan ve
deti uygulamaktan geri kalmıyorlar.
düzenlediği toplanhlarla ideolojik mücadele hudut
lan içinde kaldığı ve pasifist ve oportünist olan o za Mahir çayan, Toplu Yazılar bıraktığı için, bu
manki Türkiye işçi Partisi'nin yörüngesinde olduğu şiddet uygulamasının bir bölümünü aktarmak ola
iddiasıyla eleştirilere" uğradığı belirtiliyor. nağı doğuyor. Tip içindeki Emek Muhalefeti'nin Be
iddianame'de yer alıyor: "Fikir Kulüpleri Fede hice Boran ile birlikte önde gelen ismi Profesör Sa
rasyonu'nun demokratik devrim adımını hiçbir za dun Aren, çeşitli ilçeleri gezerek, muhalefetin ne
man maksist-Ieninist temellere oturtarak savunma denlerini anlatmaya çalışıyor. Emek Dergisi bu ge
dığı, kendiliğinden gelen işçi, köylü, gençlik hareket zilere yer veriyor.57 Sadun Aren, Şaban Erik, Behice
leri ve giderek keskinleşen sınıf mücadelesi karşısın Boran ile Fatma Hikmet işmen'in gezileriyle ilgili
da Türkiye işçi Partisi oportünizmin iflas ettiği belir bu kısa haberde şu görüşler ön plana çıkanlıyor:
tilmiştir." 12 Eylül Dönemi iddianamesi, 1969 yılı "Görüşmelerde, parti içindeki son aynlığın seçim
Ocak başında yapılan genel kurulda, Fikir Kulüpleri lerde arkadaşlan çalışmaktan alıkoymaması, seçim
Federasyonu'nun MDD çizgisinin eline geçtiğini tek lerin sosyalizmi halk yığınlanna götürmek için bü
rarlıyor. Bu çizgide, bu tarihte, bir iç-TKP lideri ola yük fırsat olduğu, bütün sosyalistlerin bu fırsatı de
rak nitelediğim Mihri Belli ile Belli'yle çok yakın iş ğerlendirmek için olanca güçleriyle çalışmalan ge
birliği içinde olan Doğu Perinçek ön planda görünü rektiği anlahlmış ve bu konuda bütün partili arka
yor. FKF'nin, Tİp etkisinden alınarak, MDD çizgisi daşlara şevkle çalışmak görevinin düştüğü söylen
ne geçirilmesi, kişi düzeyinde, Mihri Belli ile Doğu miştir. Oy almaktan çok daha önemli olarak, sosya
Perinçek'in kontroluna geçmesi anlamına geliyor. list bilincin arttınlması ve örgütlenmenin sağlan
ması için seçimlerin fırsat olduğu ve seçimleri özel
Tarih, bu kontrolün, çok kısa sürdüğünü göste
likle bu yönlerden değerlendirmek gerektiği de üze
riyor. Bunda, iç-TKP'nin hızla güçlenmesinde, o gü
rinde durulan noktalardan olmuştur." Sadun
ne dek Kemalizm'in hala en güçlü ideolojisi olması
Aren'in bunlan, Senatör Fatma işmen'le birlikte,
nın, Türk aydınının bir türlü kurtulamadığı sürü
Zonguldak'ta ve Ereğli'de söylediği anlaşılıyor.
kompleksinin ve aynca iç-TKP 'ni iktidara yakın gö
rerek karyer hesaplan yapanlann kayışının, etkileri Siyasal Bilgiler Fakültesi profesörü ve Tİp Mil
var. THKP-C Devrimci Yol ana iddianamesi, şu bil letvekili Sadun Aren'in bu gezilerini, Siyasal Bilgiler
gileri veriyor: "17 Ekim 1970 tarihinde yapılan Dev Fakültesi öğrencisi ve Tip üyesi Mahir çayan'ın, be
Genç Kurultayı'nda başkanlığa Ertuğrul Kürkçü se ğenmediği anlaşılıyor; aynı yerlerde hocasını izliyor
çilmiş ve bu Kurultay ile Mahir çayan ve arkadaşla ve "Aren Oportünizminin Niteliği" başlıklı yazısını
n Dev-Genç'e tamamen hakim olmuşlardır." iddia yayınlıyor.5• Mahir, bu incelemesinde, oportünizmi
name, bu bilgilerle yetinmeyerek, "Mahir çayan, ele alıyor ve Türkiye'de nasıl ortaya çıktığını çözüm
Ertuğrul Kürkçü, Yusuf Küpeli, Ramazan Münir Ak lerneye çalışıyor. Oportünizm, Mahir çayan'a göre,
tolga ve Kazım Özüdoğru tarafından Türkiye Halk Türkiye'de şöyle ortaya çıkıyor: "Bizim gibi milli de
Kurtuluş Partisi Cephesi fiilen kurulmuştur" sözle mokratik devrim aşaması içinde bulunan yan sö
riyle, DGF'nin bu genel kurulunu aynı zamanda ye- mürge ve yan feodal bir ülkede ise oportünizm ya
549
Yalçın Küçük
'devrim düz bir hat izlemek zorundadır' diyerek ya "Odaya girdiğimizde hayretlerini gizlerneyerek
nına alabileceği güçleri karşıya iter, temel çelişki-ta ve burada ne aradığımızı sorarak bu karşılaşmadan
li çelişki ayrımını gözden uzak tutar veya tali çeliş müthiş sıkılmış görünen (emperyalizme hizmetten
kiyi temel çelişki kabul eder. İşçi sınıfı ile çelişkisi dolayı FKF'den anlmasını önerenlerden olduğumuz
olan tüm sınıf ve tabakalara karşı, bir kör döğüşüne için) Aren'i bu köşeye sıkışmış durumdan Sena
kalkar.s• Bu dönemin tartışma yazınında çelişkileri to'daki sosyalizminCl) sesi olan Bayan Fatma Hik
önem ve ağırlıklarına göre ayırmak, sıralamak ve sı met İşmen kurtardı." Bu kurtulma da aynnnlı ola
nıflamak önemli bir yer tutuyor. rak yazılıyor ve aktanyorum: "Senatör Fatma Ha
nım birden bire rahatsızlandı, sağına soluna ağrılar
Bilim sınıflara ayırmakla başlıyor. Eğilimlerin
girdi." Mahir çayan'ın anlatımına göre, ilçe örgü
ağırlıklannı tartma ile sürüyor.
tünde güzel güzel tartışmalar yapılırken, Senatör İş
Mahir çayan, Türkiye İşçi Partisi'nin üzerine bir men, birdenbire "rahatsızlandım" diye konuşmaya
giysi olarak kesrnek istediği oportünizm çözümle başlıyor. "Bir an önce Ankara'ya gidip istirahat et
mesine devam ediyor. "Ya da belli bir süre için bile mesi gerektiğini, arabayı kendisinin kullandığı için
olsa, işçi sınıfına politik bilinç verme örgütlendirme de yorgun düştüğünü, bu nedenle hemen kalkmala
sorunlannı ihmal eder, gereken gayreti göstermez n gerektiğini" söylüyor. Tutturuyor: "Fatma Hanım
veya geçici güçlüklerin yanlış bir analiziyle, korku tutturmuştu bir kere, 'gideceğim ben' diye." Fakat
ve saire nedeni ile karşı devrim saflannı olduğun bırakmak istemiyorlar.
dan güçlü, kendi güçlerini olduğundan zayıf değer
"Bay Aren de Fatma Hanım'a tabi olduğunu, bu
lendirerek milli kurtuluş mücadelesinde pasif kalır
nedenle kendisinin de Fatma Hanım'la birlikte git
veyahut milli kurtuluş mücadelesinde millici sınıf
mesi gerektiğini söyledi. Partili arkadaşlar direndi
lara olan tali çelişkisini unutarak onlan denetim al
ler bu kaçışı önlemek için." Öyle görünüyor, kimse
tında tutmaz." Birincisinde politikayı bilernernek ve
Fatma İşmen'nin ağnlanna inanmak istemiyor. "Bi
ikincisinde de gerekli yürekten yoksun olmak anla
zim ve diğer omuzdaşlarımızın direnmeleri karşı
tılmak isteniyor.
sında ileri bir tarihte, 5 Temmuz kararlaştınldı, ge
Sadun Bey'in Ereğli ilçe örgütünde neler anlat leceğine dair söz verdi, Sadun Aren. Ve neşesi tekrar
tığı Emek Dergisi'nde yer almıyor. Mahir çayan'ın gelen Fatma Hanım'la birlikte partiyi acele terketti
Türk Solu Dergisi'ndeki yazısında ise yer alıyor. Ma ler." Sadun Bey'in, 30 Mart 1972 tarihinde, Kızılde
hir çayan'ın yazdıklanna göre, Profesör Aren şunla re'de, bıyıkları henüz terlemiş dokuz arkadaşıyla
n söylüyor: "Biz proleteryanın öncülüğünde sosya birlikte insafsız bir randevusu olan Mahir'le, insaf
list devrimi savunuyoruz. Onlar ise küçük burjuva sız bir tartışmaya girmek istemediği anlaşılıyor.
reformistleri olan asker ve sivil bürokrasinin öncü
lüğünde demokratik devrimi savunuyorlar." Ayrıca
TIP ve CEPHE
Sadun Bey, "Türkiye'de demokratik devrim geniş
ölçüde tamamlanmıştır" diyor. "Bu nedenle önü Doğan Avcıoğlu""
müzdeki aşama sosyalist devrim aşamasıdır"; böy Bazıları sanıyorlar ki, sosyalizm tartışma
lece SD çizgisi özetlenmiş oluyor. ları, teorik planda bilgiçlik taslamak için baş
Mahir çayan, "tabii, hemen müdahale ettik, latılmıştır. Hayır, YÖN, eyleme ışık tutmayan
Ereğli'de birkaç devrimci arkadaşla birlikte Sadun bilgiçliği, aydın gevezeliği saymış ve bundan
Aren'in konuşmasına" diyerek, gelişmeleri anlat daima kaçınmıştır. esasen YÖN'ün gücü ve
maya başlıyor. Konuşmaya başlıyor ve daha sonra başarısı, Türkiyenin somut davalarını teker te
söylediklerini yazıyor: "Sadun Aren'in gerçekleri ker gün ışığına çıkarmasından ileri gelmekte
tahrif edip, söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi an dir. Sosyalizm gevezelikleri yapmaktan değiL.
lattığını, yalan söylediğini ve yarı sömürge, yan feo Sosyalizm tartışmalarını da, Tİp yönetici
dal bir ülkede, bir ileri aşamanın devrimini, yani leri tehlikeli bir yola girme eğilimi gösterdik
sosyalist devrimi savunmanın, sosyalizme ihanet ve leri için başlattık: İkinci kurtuluş savaşından
milli cepheyi böldüğü için Amerikan emperyalizmi söz eden, emperyalizm ile işbirlikçilerine kar
ne hizmetten başka bir şey olmadığını, nedenlerini Şı ön safta şerefli bir mücadele veren ve bü
açık bir biçimde ortaya koyarak, diğer ülkelerin tün milliyetçilerin birleşmesini haklı olarak is
devrimlerinden örnekler verip, kısaca izah ettik." teyen Tİp yöneticileri, parlamentoya alıştıktan
Öyle anlaşılıyor, anlaşılmasına karşın yine de yazıl sonra, tehlikeli tezler ileri sürmeye başlamış
ması gerekiyor, SD-MDD çatışmasının sıcaklığı lardır. İnönü Hükümetinin anormal biçimde
içinde saygın bir öğretim üyesi olan ve zaman için düşürülmesi üzerine, "Türkiye'nin politik ve
de, sosyalizm yolunda zahmet ve acıya da dayanak ekonomik bakımdan tam bağımsız bir devlet
lı olduğunu gösteren Sadun Aren'e, gerekli saygılı haline gelmesi ve yaşaması, bugün Türk
biçem ile hitap edilmiyor.
550
Türkiye Üzerine Tezler III
milleti için bir ölüm kalım meselesidir. Tıpkı kesinlikle karşı ve tam demokrasiden yana ol
Kurtuluş Savaşı yıllarında olduğu gibi, milleti duğumuz içindir ki, faşizm ihracatçısı ve em
mizin bütün namuslu, yürekli ve gerçekten peryalizmle ve işbirlikçileriyle mücadeleyi,
yurttsever kuvvetlerinin bir milli cephe halin bütün demokratik güçlerin elbirliği ile yürüt
de işbirliği etmeleri ve dayanışmaları kutsal melerini baş görev saymaktayız. Bunun için
bir ödevdir" diye Sayın Aybar'ın imzasıyla bir dir ki, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı
"Milli Cephe çağrısı" yayınlayan Tİp yönetici çıkan bütün milliyetçi demokratik güçlerin
leri, önemli bir politika değişikliği yaparak, birleşmesini engelleyen her türlü bölücü, ayı
"Antiemperyalist mücadele, sosyalist mücade rıcı davranışı şiddetle eleştirmekteyiz ve de
ledir. Bunu sosyalistler gerçekleştirir" demeye mokratik devrimi savunmaktayız.
başlamışlardır. Artık, sosyalist olma şartına
Üzülerek söylemeliyiz ki, ısrarlı uyarmala
bakmadan "milletimizin namuslu, yürekli ve
ra rağmen, Tİp yöneticilerinin milliyetçi de
gerçekten yurtsever bütün kuvvetlerini bir
mokratik güçleri bölücü davranışları değişmiş
milli cephede toplama" söz konusu değildir.
değildir. TİP'in görüşlerini dile getirdiği belir
Aksine, Milli Cephe Çağrısında, "Geç de olsa,
tilen bir dergi, başyazısında Tİp'li gençliğe Kı
bağımsız ve kişiliği olan bir dış politika yürüt
zılay ve Beyazıt meydanları na bağımsızlık
me zorunluluğunu anlayarak ABD 'yi endişe
sloganlarıyla dökülen öteki Atatürkçü genç
lendirdi" diye övülen İnönü aleyhine "vatanı
lerden uzak durmayı önermektedir. TİP'in
Amerikalılara peşkeş çekmek"ten, "bunun he
kontrolündeki bir öğrenci kulüpleri federas
sabının sorulacağından" söz açan parti bildiri
yonu, yayınladığı bültende, emperyalizme
leri yayınlamıştır. Emperyalizm ve işbirlikçile
karşı cesur mücadelesiyle gururlandığımız
riyle mücadeleyi ihmal pahasına, emperyaliz
Türkiye Milli Talebe Federasyonu da dahil,
min en çok çekindiği güçlere yüklenme poli
"mevcut gençlik kuruluşlarının, aslında ege
tikası, parti programı ile çatıştığı anlaşılan ye
men güçlerin birer uydusu" olduklarını yaz
ni ve çok orijinal teorilere bel bağlanmıştır.
maktadır. Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği
Yeni teorilere göre, ilk kurtuluş savaşını ya
seçimlerinde TİP'e bağlı grup, antiemperyalist
pan ve 27 Mayıs'ı gerçekleştiren güçler. . "Os
"Kemalist Cephe"ye, AP'li grupla birlikte kar
manlı tipi ceberrut devletin halk düşmanı
ŞI çıkmaktadır. İlerici güçlerin bölünmesi, sos
temsilcileri"dir. Emperyalizm ile işbirlikçileri
yalistliğin ve halkçılığın gereği sayılmaktadır.
nin egemenliğini sağlayan DP ve AP hareket
Geçen yıldan beri geliştirilen halkçılık teorisi
leri ise, "yörüngesine oturmamış halk devrim
ne göre, "halk, zinde kuvvetlere düşmandır.
lerindir. Bu mantıkla, Mustafa Kemal hareke
Sosyalistler, zinde kuvvetlerin paralelinde gö
tinin ve 27 Mayıs'ın, faşist nitelikte karşı-dev
rünürlerse, halkla aralarında bir duvar çekmiş
rim sayılması gerekmektedir!
olacaklardır. Sosyalistler, zinde kuvvetlerin
Milliyetçi güçleri bölen ve sosyalizmi teh uzağında ve hatta karşısında yer almalıdırlar.
likeli bir "halk dalkavukluğu" halinde dejene Halk, Menderes'i seviyorsa, bunu anlayışla
re edebilecek olan bu tehlikeli eğilimler üze karşılamalıdırlar. " Zinde kuvvetler ile halk
rinedir ki, sosyalist strateji tartışmalarını zo arasındaki uçurumu doldurmaya çalışacak
nınlu saydık. Tunçkanat'ın açıkladığı CIA Ra yerde, zinde kuvvetleri "halk onları sevmiyor,
porunda, milliyetçi güçlerin birleşmesi en bü Menderes'i seviyor" diye afaroz eden "halk
yük tehlike olarak gösteriliyor ve bunun mut dalkavukluğu" teorisi, bu düşünce sahiplerini,
laka önlenmesi isteniyordu. Tİp yöneticileri zinde kuvvetlerin paraleline düşmekten kur
nin herhalde iyi niyetli tutumu, objektif ola tarmakta , ama onları emperyalizm ile işbirlik
rak, CIA planının uygulanmasını kolaylaştırı çilerinin paraleline itmektedir.
yordu. Tartışma, gerekli idi.
Tİp yöneticileri, ilerici gençliği bölücü bu
Tabii ki, Türkiye'de çok zaman görüldüğü tutumları ve teorileri önleyecek yerde teşvik
üzere, tartışma, yörüngesinden kaydırılmak etmektedirler. Tİp yöneticilerinin sosyalist
istenmiştir. "Tepeden inmecilik, halk düşman strateji konusunda son zamanlarda ileri sür
lığı, faşistlik, halksız sosyalizm" gibi yakıştır dükleri görüşler, zinde kuvvetleri halk düş
malar, esas anlaşmazlık konusunu bir toz ve manı sayan bir bölücü tutuma gerekçe hazır
duman bulutu içinde unutturma çabasının so lamaktadır. Yöneticilerin görüşü şöyle özetle
nucudur. İşçi ve köylülerin iktidara gelmesi nebilir: "Öncülüğünü bizim yapmadığımız an
yolunda mücadele veren bütün sosyalistlerin tiemperyalist bir hareket ki sosyalist hareket
en geniş demokrasi talebinden ve halkın sa ten ayrılamaz-dejenere olmaya, faşizme kay
fından ayrılamıyacakları aşikardır. Faşizme maya ve tekrar emperyalizmin kucağına düş-
551
Yalçın Küçük
meye mahkumdur. " Pek iyi, pek güzel. Sos Tİp yöneticileri, AP iktidarından önce bu
yalizme göre aslında çok daha mütevazi bir doğru yoldaydılar. "Tıpkı Kurtuluş Savaşı yıl
hedef olan antiemperyalist mücadelede, işçi larında olduğu gibi, milletimizin bütün na
sınıfını temsil ettiğini ileri süren Tİp buyursun muslu, yürekli ve gerçekten vatansever kuv
öncülüğü ele alsın. Buna kimsenin itirazı yok. vetlerinin bir milli cephe halinde işbirliği et
Ama Tİp teorisyenleri diyorlar ki "Öncülüğü meleri ve dayanışmaları kutsal bir ödevdir"
milli burjuvazi kapacaktır." Çok zayıf olduğu derken, bizim de yürekten paylaştığımız ve
nu kendilerinin söyledikleri milli burjuvazi bugün de ısrarla savunduğumuz bir çağrıyı
önderliği ele geçirebileceğine göre, Tİp halen dile getirmekteydiler, AP iktidara geldiğinden
harekete öncülük edebilecek, güçte değildir. beri ne değişmiştir de, dün kutsal ödev sayı
Peki Tİp hareketinin öncülüğünü yapacak lan Milli Cephe Çağrısı yırtılıp atılmıştır? Tİp
duruma gelene kadar ne eyliyeceğiz? Tarih yöneticilerinden emperyalizmi ve işbirlikçile
duracak ve Tİp yöneticilerinin "Hazırız" de rini pek sevindiren bu önemli politika deği
melerini mi bekliyecektir? şikliğinin nedenlerini açıklamalarını isternek
Türkiye'de Demirel-Feyzioğlu ikilisi ile bir hakkımızdır.
"Filipin Demokrasisi" kurma yolunda ciddi
çaba gösteren emperyalizm, sosyalist güçler
le, tarihi görevlerini yapacakları güne kadar "Ereğli'de söylediğimiz doğru çıkmıştı. Bay Aren
bir mütareke mi imzalayacaktır? Haydi tarihi yoktu, Zonguldak'ta." Ne önemi var? Çok da önemli
de durduralım ve emperyalizme mütareke sayılmıyor. "Bay Aren'in sosyalist slogan diye öne
imzalatalım. Bu bekleme döneminde Tİp yö sürdüğü "toprak köylünün, fabrika işçinin" sloganı
neticilerine düşen iş nedir? Emperyalizm ve nın yanlış olduğunu, ayrı iki devrim aşamasının slo
işbirlikçilerini ihmal edip, enerjilerini öteki ganlarının birbirine kanştınldığını, ayrıca bir bölge
antiemperyalist güçleri kötüleme yolunda deki fabrikanın bizatihi o bölgedeki işçilerin değil,
harcamak mı? Pasif direnme kampanyasını, işçilerin devletine ait olduğunu ve bu şiann olsa ol
Amerikalılara ters bakmaktan ibaret bir mizah sa işçinin devletinin kurulması aşamasının, sosya
konusu haline getirmek mi? Kendi teşkihıtı list aşamanın, bir şian olabileceğini, toprak köylü
nın, kanun çerçevesinde, antiemperyalist mi nün şiannın ise sosyalist değil demokratik devrimin
tingler düzenleme isteğine karşı çıkmak mı? şian olduğunu söyledik." Söylemek istediklerini,
"Sonra emekçi sınıflarla aramıza duvar çekilir yokluğunda da, söyleyebiliyor. Şunlan da ekliyor:
gerekçesiyle Tİp'li gençliği öteki ilerici genç "Tİp içinde Aybar ve Aren'in temsil ettiği oportünist
lik hareketlerinden ayırmak mı? Kızılay ve kliklere karşı tavır alan, bunlara karşı parti içinde
Beyazıt meydanlarına dökülen ilerici gençliği mücadele açan proleter sosyalistler olduğumuzu
halk düşmanı ilan etmek mi? söyledik." Açık olması gerekiyor; THKP, Türkiye İş
Sayın Behice Boran, "Birinci Kurtuluş Sa çi Partisi içindeki bir mücadeleden doğuyor.
vaşı, milli burjuvazinin önderliğinde kaldığın Teorik olmaktan uzak, pratik bir noktası var;
dan dejenere oldu" diyor. İkinci Kurtuluş Sa "milli cephe" kurulması isteniyor. "Sosyalist dev
vaşını yapmaya çıkan Boran, ilk savaşta bu rim" isteklerinin cephe'ye girmesi mümkün kat
lunsaydı, "Kurtuluş savaşı nasıl olsa dejenere manlarda ürküntü yaratacağına inanılıyor. Bu
edilecektir, çünkü bizim liderliğimizde değil inançla, "yüzde bilmem şu kadar feodalizm vardır,
dir" diye savaşı mı bırakacaktı? Proleteryaya ana üretim biçimi kapitalist ilişkilerdir", Mahir Ça
"Madem öncü değilsiniz, savaştan vazgeçin, yan bir başka yazısında ileri sürüyor, "diyerek, Yan
öncülüğe hazırlanın" direktifini mi verecekti? kee emperyalizmine karşı kurulması gereken Milli
TİP'in son teorileri, bu ölçüde anlamsız Cephe'nin, millici sınıflannı karşıya iten ve bu aşa
sonuçlara götürmektedir. Şüphesiz, parti ola mada sosyalist saflarda eylemsizliği oluşturan 'Sos
rak Tİp öteki ilerici siyasi teşekküllerle reka yalist Devrim', şiannı ortaya atan Aren ve Ernek
bet halindedir. Bu rekabette TİP'e düşen gö oportünizmi", bir "sağ sapma" ilan ediliyor.·' Buna
rev CIA'yı fena halde telaşlandıran olumlu ge ek olarak, yapılmak istenen devrimin de pek beğe
lişmeleri, ille de olumsuz göstermek ve milli nilmediği görülüyor: "Bu beylerin sosyalist devrim
yetçi güçbirliğini engelleyici teoriler icat et den kastettikleri Filipin tipi demokrasilerde oylann
mek değil, daha büyük bir güçle emperyaliz yüzde elli birini alıp iktidara gelmek." Banşçıl geçiş
min ve işbirlikçilerinin karşısına dikilerek ve ya da parlamenter seçimler yoluyla iktidara gelme
daha kararlı bir mücadele örneği vererek, ta perspektifi, Türkiye İşçi Partisi'ne yöneltilen eleşti
raftarını çoğaltmaktır. rilerin odak noktasını gösteriyor.
1961-1971 yılları arasındaki görkemli çarpıklık,
55 2
Türkiye Üzerine Tezler III
Mehmet Ali Aybar'ın seçimlerle iktidara gelinebile ve en aşağılık cinsinden küfür ile karşılaştı. SD
ceğini aşın ölçüde ön plana çıkarmış olmasından MDD aynlığı şiddete dönüşüyor.
güç alarak sağ ve sol sapma aynmını teorik özünden
Emek Muhalefeti, Aybar'a muhalefetten daha
kopanp iktidan arayış yöntemindeki aynlıklara in
çok, tüm eneıjisini MDD çizgisini savunanlara ayır
dirgiyor. Sınıf bakış açısı, çözümlemede etkin ola
mak zonında kalıyor." İstanbul Kongresi'nden son
mıyor. Silahlı mücadele yöntemini benimseyenler
ra, MDD için bir muhalefet hareketini aşan bir de
"sol" ve parlamenter yolu düşünenler ise "sağ" sayı
ğerlendirme yapılıyor. Aktanyorum: "Milli Demok
lıyor. Böyle bir sayımın mümkün olamayacağını ile
ratik Devrim, artık en küçük bir şüpheye yer bırak
ri sürmek zonındayım. mayacak şekilde anlaşılmıştır ki, emperyalizm ile
Mahir çayan, MDD çizgisini savunurken, sosya buıjuvazinin sosyalist hareket içindeki bir koludur.
list devrim yolunu ileri sürenlerin yürüyüş biçimini Parti'yi yıkmak ideolojisi ve hareketidir": Sonunda,
geri buluyor. Sadun Aren, SD çizgisini savunurken, gerçekten, Türkiye İşçi Partisi, son derece güçsüzle
silahlı mücadele yoluyla da olsa, MDD programının şiyor.
ulaşmak istediği iktidan geri sayıyor. Yürüyüş biçe İstanbul Kongresi ile ilgili yazı, öznel olarak 01-
mi ile hedef tanımı arasındaki, bugün çok daha net mamakla birlikte, nesnel olarak MDD çizgisini sa
algılanabilen bu kavga, zamanında trajik sahnelerle vunanlan emperyalizmin ajanı olmakla suçluyor
yaşanıyor. Yazı şu tür cümle sıralamalan ile sona eriyor:
"Bu dunımda, proleterya partisinin görevi, pro "MDD, buıjuvazinin sosyalist hareket içindeki kolu
leter devrimcilerin görevi, 'sosyalist devrim' çığlık dur." Bunu bir diğeri izliyor: "MDD, buıjuvazinin,
ları atmak değil, bütün ulusun en bilinçli sözcüsü Türkiye'de sosyalist mücadeleye karşı giriştiği en
olarak milli cephenin başına geçip, Amerikan pos büyük harekatıdır." Arkasından bir başkası geliyor:
tallan altında ezilen milli bağımsızlık bayrağını yük "MDD gerçek bir antiemperyalist mücadeleyi im
selterek milli devrimi yapmaktır.""' Bu görevi anla kansız kılmakta, emperyalizmin değirmenine su ta
şımaktadır." Sonra bir başkası var: "MDD, partiyi
mayanların yazgısında ise, ne yazık, şiddet uygula
sosyalist niteliğinden koparmak ve yıkmak amacın
ması düşüyor.
dadır." SD, milli demokratik devrim cephesinin
Emek'ten bir aktarma yapmanın ve bir başlığı kongrelerde uyguladığı şiddete, şiddetli sözlerle
bugüne getirmenin sırasıdır. TİP'in İstanbul İl Kon karşılık verebiliyor.
gresi haberini, Emek Dergisi, "MDD, emperyaliz
Bir parantez açabiliyonım; bugün kırk yaşının
min bir oyunudur" üst başlığıyla anlatıyor."3 Nisan
üstündeki aydınlar arasında, dün en büyük parti, İç
1970 tarihindeki Kongre'nin yapılışıyla ilgili olarak
TKP idi, bugün, kırk yaşının üstündeki aydınlar ile
haber şöyle başlıyor: Kongre, "parti üyesi olmayan
eski sendikacılar arasında en büyük parti ex-Tİp'li
bir günıhun müdahaleleri yüzünden sosyalist bir
ler, eski-TİP'liler partisi oluyor. "Ex-TİP'liler Parti
parti kongresi olmaktan daha başlangıçta, uzaklaş
si", eski TİP'ten ayndır; tersi sayılıyor.
tı. Molotof kokteyli, dinamit lokumu, tabanca ve da
ha bir çok zorbalık aleti ile donatılmış bu günıhun Ankara il Kongresi'nden sonra, her iki taraftan
müdahaleleri ve zorbalık gösterileri altında ve tam da birer küçük kümenin, başlarına dikiş attırmak ya
bir faşizan hava içinde devam edip bitti.... Kongre da sardırmak için hastahaneye gittiklerini hatırlıyo
açılınca yapılan başkanlık seçimini, SD taraftarlan rum. Güçlerin birbirine yakın olduğu yerlerde şid
nın adayı Ali Yaşar, büyük bir oy farkıyla kazanıyor. det ön plana çıkıyor, İzmir'de ise MDD çizgisinin
MDD, bunu kabul etmiyor. Kavga başlıyor. zayıf olduğu anlaşılıyor. SD daha kibar davranıyor,
İzmir'de milli demokratik devrim savının sözcülü
"Çıkan kavga yatıştıktan sonra, tam bir terör ha
ğünü avukat Güney Dinç yapıyor. Kongre'de söz is
vası içinde faşist sloganlarla yeniden oylamaya" gi
tiyor ve söz alıyor.
diliyor. SD taraftarlarının adayına oy verenler, "his
terik bir yuh dalgası ile ödüllendiriliyor. "Arkasın Emek Dergisi'nden aktarıyorum: "Parti üyesi ol
dan tehditler, en yakası açılmadık soyundan küfür mıyan ve hatta partiden çıkarılmış bir takım
ler" geliyor. Bu hava içinde SD çizgisi taraftarları MDD'cilerin önerge vererek söz istedikleri görüldü.
Kongre'yi terkediyorlar."' Fakat Genel Sekreter Be Bu önergeler delegelerin büyük bir çoğunluğunun
hice Boran kalıyor; söz istiyor ve söz alamıyor. "Beş oylan ile reddedildi. Sadece Genel Yönetim Kunılu
dakika yeter" diyorlar; Parti' nin Genel Sekreteri üyesi ve İzmir'de parti içinde MDD tezinin sözcüsü
Güney Dinç'e yine üyelerinin oyu ile söz verildi.
Parti'nin en büyük il kongresinde yanm saat konuş
MDD'ci Güney Dinç, yöneltilmiş sorulann hiçbirine
ma hakkını elde edebiliyor. Emek Dergisi, bu ko
cevap vermeden, kimsenin aksini iddia etmiyeceği
nuşmayı, şöyle anlatıyor: "Boran, orada bulunan
bir takım genel doğrulara çarpık fikirler ekleyerek
Genel Başkan'ın müdahalesi ile ve uzun tartışma
konuşmasını yaptı." Arkasından kavga başlıyor.
lardan sonra konuşabildi. Yanm saatlik konuşma
sında Boran'ın en az elli kez sözü kesildi, yuhalandı Dergi, kavga edenler için "MDD komandosu"
553
Yalçın Küçük
nitelemesini yapıyor.·7 Sosyalizm düşmanı oldukla lu üyesi Ömer Özerturgufun konuşmaları istendi.
rını ileri sürüyor ve bunun için şunları yazıyor: Her iki konuşmacı da, milli demokratik devrimin
"Merkez ilçe kongresi, MDD'cilerin çirkin yüzünün gerekliği üzerinde durdular." Parti üyesi olmayanlar
açığa çıkması için güzel bir vesile oldu. Üyeler onla veya partiden çıkarılmış olanlar, istifa edenler, kon
rın nasıl iflah olmaz bir sosyalizm ve parti düşmanı grelerde gelip konuşabiliyorlar.
olduğunu bizzat gördüler." Güncel nitelemenin öte Sıra Vahap Erdoğdu'nun konuşmasına geliyor.
sinde, aradan belli bir zaman geçtikten sonra, iç "Daha sonra Vahap Erdoğdu'nun konuşması isten
TKP'nin TİP'ne verdiği önem gerçekten şaşırtıcı gö di, oylama sonucu lehte ve aleyhte eşit oy çıktı. Ye
rünüyor. niden oylama veya başkanlık divanının Çankaya de
Kürsüye gelen demokratik devrimci Erdoğan legesi dört üyesinin de oy kullanması önerileri oldu
Güçbilmez sosyalist devrimcileri ordu düşmanlığı ğu sırada başkanlık divanı etrafında toplanan de
ile itham etti, parti örgütü dışında yürütülen anti mokratik devrimciler itişe kakışa başladılar. Bu gü
emperyalist mücadelenin yeterliliği anlamına gele rültü arasında hükümet komiseri kongreyi dağıttı
cek sözler söyledi.·8 Altıncı Filo'nun Türkiye'ye gele ğını bildirdi." Böylece Çankaya'da birinci perde ka
mediğini ifade ettikten sonra Türkiye şartlarına gö panıyor.
re hedefin milli demokratik devrim olduğunu, bu Ses çatlama sı yaşanıyor.
nun da proleter sosyalistliğin icabından bulundu
Çocukluk bir yeni başlangıçtır; sorulmamış so
ğunu savundu."·' Çankaya Kongresi'nden bir "kon
ruların sorulduğu ve alışılmamış cevapların arandı
gre sahnesi" anlatımı böyle başlıyor. "Yine aynı
ğı bir dönem oluyor. Çocukluk dönemini, aklın, yü
gruptan Gün Zileli, emperyalizmin 'Bağımsız Türki
rek ve düşe sınır koyamadığı bir dönem olarak ta
ye' sloganlarına karşı 'Sosyalist Türkiye' ve 'Kema
nımlamak mümkün; yalnız çocuklar ellerini ateşe
list Türkiye' sloganını attığını iddia ederek, Aydın
sokabiliyorlar. Bilmiyorlar. Akılları yetmiyor.
lık Dergisi'nden pasajlar okuyarak Sosyalist Dev
rimciler'in ajan olduklarını ispat etti!" 1960 yılları Sonra aklın yüreği denetimine almaya başladığı
nın başlarında başlayan görkemli tartışma, teorik bir döneme açılıyor. Bu döneme geçiş, önce, sesin
ve bilimsel tartışmalara alışkanlığı olmayan Türki değişmesi ve patlamasıyla duyuluyor. Türkiye, 1960
ye topraklarında, giderek kuruyor ve boş suçlama yıllarının sonlarına doğru uzatılmış bir ses çatlama
lara dönüşüyor. sı dönemine giriyor.
Cevap verme işi Adil Özkol'un omuzlarına düşü Ses çatlaması dönemi, insanın, en az sevimli gö
yor. Emek Dergisi ve Emek Muhalefetinin genç ve ründüğü bir zaman kesiti oluyor.
önde gelen isimlerinden Adil Özkol söz alıyor. "Adil 1960'lı yıllardan 1970'li yıllara geçildiğinde,
Özkol, partinin ve sosyalist eylemin küçük burjuva 1970 ve 1971 yıllarında iki "pratik", milli demokratik
artıkları tarafından iki sapma aracılığıyla tehdit cephe girişim ve projelerini yerle bir ediyor. "Cep
edildiğini; Aybar'ın temsil ettiği birinci sapmanın he" dağılıyor ve "cephecilik" prestijini yitiriyor.
sosyalizmin bilimselliğini münakaşa ettiğini, işçi sı
Hemen ve birkaç yıl sonra, milli demokratik
nıfının öncülüğünü reddettiğini, demokratik dev
cephe, ulusal demokratik cephe olarak ortaya Çıkı
rimcilerce yaratılan ikinci sapmanın objektif sonu
yor. Çok ilginçtir; bir ülke insanlarının düşünsel sıç
cunun işçi sınıfının küçük burjuvazinin peşine tak
raması açısından üzerinde durulmaya değiyor. Ara
mak olduğunu, bunların örgütü yıprattıklarını, ey
dan on yıl bile geçmeden, milli demokratik devrim
lem yaptıkları yerlerde uyguladıkları yanlış strateji
savının temel dayanağı olan Türkiye'nin feodal ya
sonucu potansiyeli CHP lehine kanalize ettiklerini
pısı bırakılıyor; artık, Türkiye'yi feodalizmin boyun
anlattı." Kuşkusuz, bu anlatımdan sonra, kavga Çı
duruğundan kurtarma savı ile bir cephe kurma söz
kıyor. Kongre'deki hükümet temsilcileri, kavga üze
konusu değiL. Aradan on yıl bile geçmeden, feodaliz
rine, kongreyi dağıtmak istiyorlar; ikna ediliyorlar.
mi temizlemek için cephe girişimleri bir büyük ye
Artık 1960 yıllarının sonlarına doğru, Türki nilgiyle karşılaştıktan sonra, Türkiye sanayileşiveri
ye'nin bir "forumlar" ülkesi olduğuna hükmetmek yor ve üstelik bu sanayileşme süreci içinde rekabet
kesinlikle gerekiyor. Üniversiteler forumlar ile yö çi kapitalizm aşamasında da kalmayarak birdenbire
netiliyor. Bundan önceki bölümde görülüyor; Silah bir tekeller ülkesi oluveriyor. İşte feodallere karşı
lı Kuwetlerde, 1960'lı yılların başlarında forumlar milli demokratik cephe, on yıldan kısa bir zaman
la karar alıyor ve bu 1960'lı yılların sonlarında, yal içinde kayboluyor ve bu kez, Türkiye'de tekellerin
nızca çok yüksek rütbeli subayların katılımı ile tek egemenliğini kırarak bir demokratik ülke yaratmak
rarlanıyor. İşçi Partisi kongrelerinin de forum nite için ulusal demokratik cephe öneriliyor.
liği kazandığı ortaya çıkıyor.
Aydın katında görebiliyorum; Türkiye'nin feo
Kongre devam ediyor. "Bundan sonra verilen dallerin boyunduruğunda inleyen bir ülke olduğu
bir önerge ile TDGF Başkanı Atilla Sarp ile Turgut- için üzülen aydınların çok büyük bir bölümü, bu
554
Türkiye Üzerine Tezler III
kez, Türkiye'nin tekellerin egemenliğinde ezildiğini Parantez açıyorum. Finans Kapital görüşünün,
görerek daha çok üzülmeye başlıyorlar. Cephe'ye gi Dr. Hikmet Kıvılcımlı eliyle Türkiye'deki uygulama
diyorlar. sı, Türkiye'nin feodal egemenlik altında olduğunu
Sığ, ayrışmamış, kısa bir zaman için bile olsa ileri süren milli demokratik cephe çözümlemeleri ve
yalnız kalma yürekliliğini gösteremeyen aydın sürü Türkiye'nin tekellerin boyunduruğundan kurtanl
içgüdüsüyle hareket edebiliyor. Cephe için cepheye ması için önerilen ulusal cephe ile Türkiye'deki kö
koşuyor. Cephenin siyasal ve ideolojik dokusu değil, tülüklerin tek kaynağını oligarşik yapıda arayan ba
yalnızlıktan korkan aydının yalnızlıktan kurtulması kış açılannda hep kendiliğindencilik ve kestirmeci
önemli oluyor. lik eğilimleri var. Buna paralel olarak, ulusal cephe
projesi bir yana, diğerlerinin tümü bir yiğitleme
Toplumdaki teorik sığlık, bunu daha da güçlen
çağnsı da içeriyor.
dirici bir etki yapıyor.
Yiğitleme çağnlannın işçi sınıfını etkilememesi
Türkiye entelijansiyası, 1960'lı yıllardaki gör
ni mümkün görmüyorum. 1960 yıllan, aslında, çağ
kemli tartışma döneminde, tartışmaktan yoruluve
nsız bir yiğitleme dönemi de oluyor. Dünya solu için
riyor. Ses çatlamasından sonra, bütün öğrendikleri
bir başanlar dönemidir, bir arayış patlamasına ta
ni reddettiği70 bir dönem içinde, yalnızca pratikle
nıklık ediyor. Latin Amerika'da Castro'dan sonra
yaşamaya başlıyor.7' Böyle bir zaman aralığında bir
Che Guevera ile izleyicilerinin, insanın kendi yaşa
arada ve çokluk durumunda olmak, birinci derece
mını reddetmesine dayalı, arayışları, Asya'da Viet
de, önem kazanıyor.
nam Halkı'nın Amerika Birleşik Devletleri'ne verdi
Türkiye'de sol akımlann, başta TKP ve daha az ği unutulmaz dersler, Afrika'da kapitalist olmayan
ölçüde, birinci Tİp olmak üzere, kemalizmden baş yolların açılması denemeleri, bütün bunlara, Kuzey
ka bir bakış açısı geliştirememiş olmalan, "cephe Amerika ile Batı Avrupa yüksek öğrenim gençliği
için cephe" eğilimlerini daha da güçlendiriyor. Ke nin, üniversite yapılanyla sınırlı kalsa da, yeni bir
malizmden başka bir ideoloji sahibi olmamak, sos düzen arayışlanyla katılmalan, hep aynı on yıl içine
yalist sözlükle süslü bir edebiyat sonucunda ve sığıyor. Aynı on yıl Türkiye'de bir askeri gizli örgü
eninde-sonunda kemalist bir iktidan amaçlamak tün hükümeti devirmesiyle başlıyor ve sendikacılar,
olarak ortaya çıkıyor. adı "İşçi Partisi" olan bir örgütle buna cevap veri
Birinci bölümde, rejimi sürdürmek isteyenler yorlar. Kurulmasından çok daha önemli olarak Tür
açısından, bir AP-Silahlı Kuvvetler Hiyerarşik YÖ kiye'de adı Türkiye İşçi Partisi olan bir örgüt, bir on
netimi CHP üçgeninin aynı ölçüde "meşru" çözüm yıl içinde yaşamını sürdürebiliyor. Seçimlerde par
ler olduğu anlatılıyor. Kemalizmden bağımsız bir lamentoya giriyor ve rejim, sosyalizm adına parla
bakış açısı geliştiremeyen Türkiye solu ise, iktidar mentoya girmiş on beş milletvekiline tahammül et
alternatifi olarak, yalnızca bir ikili düşleyebiliyor. mekten başka bir yol bulamıyor. Daha sonra, adın
Birinci cephe projesi, silahlı yolla, Silahlı Kuvvetler da "devrimci" sözcüğü bulunan bir işçi sendikalan
müdahalesi ile kemalizmin bir radikal yönetimini konfederasyonu kuruluyor ve çok daha önemli ola
amaçlıyor. İkinci cephe projesi, ulusal demokratik rak, giderek büyüyor. FKF'den sonra Devrimci
cephe, çok daha açık bir biçimde ve yalnızca bir Gençlik Federasyonu, Dev-Genç, kütlesel etkinlik
CHP yönetimini ortaya atıyor. açısından daha ileri boyutlara ulaşıyor ve küçük bir
Her iki cephe projesi de, devrim günlerine yakı bilinçli işçi kesiminin tepkisine yol açacak biçimde
şır şölenlerle ilan ediliyor ve sürdürülüyor. Tek ba sosyalist devrim yolunu sansür etmeye çalışmasına
şına cephe ilanı, sonuçtan çok daha büyük bir sevinç karşın, ülkenin her toprağına kavgacılık tohumlan
kaynağı sayılabiliyor. ekmeye başlıyor.
Kuşkusuz, milli demokratik cepheyi savunanlar, 15-16 Haziran Günleri'nde Kocaeli ve İstan
1970 yılı 15-16 Haziran Günleri'nde, Kocaeli ve İs bul'da yaşananlar, bütün bu evrensel ve yerel yükse
tanbul illerinde patlak veren işçi hareketlerini bir liş dalgalannı içererek dışarıya vermek oluyor. Son
sürpriz olarak görüyorlar ve kesinlikle büyük bir se derecede teorik görüyorum; 15-16 Haziran Günle
vinçle karşılıyorlar. Bu aşamada, sevinçle ilan edi ri'ne baktığımda somut görmüyorum.
len bir cephe projesinin bir diğer sevinç ile büyük 12 Mart uygulamalannda 15-16 Haziran Günle
bir darbe yediğinin farkında görünmüyorlar. ri'nin yarattığı endişe ve korkunun katkısı büyük
Eylemler var; adlan üzerlerinde, pratiktirler. görünüyor. Zamanın hükümetinde İç İşleri Bakanı
Ancak, zaman zaman, tekil de olsalar somutun zen Haldun Menteşeoğlu, İstanbul'da Valilik Kona
ginliğini ve bu anlamda teorinin özünü içeriyorlar. ğı'ndan İzmit Valilik Konağı'nı anyor ve Kocaeli Va
15-16 Haziran patlamasını hep böyle gördüm; teorik lisi'ne, Kolordu Komutanı'na iletilrnek üzere "tali
görünüyor. Türkiye'de egemen üretim biçiminin mat" veriyor. Görevdeki hükümetin sorumlu baka
feodal olduğunu ileri süren, temel sayan, bütün ba nının talimatını, Kocaeli Valisi'nden, aktanyorum:
kış açılannı ve teorik çözümlemeleri çürütüyor. "Sayın Paşam, sayın Bakan diyorlar ki, Komutan'a
555
Yalçın Küçük
söyleyiniz, işçilerin kente ginnelerine asla izin ver Hava Kuvvetleri'nden General Aydın Kınşoğlu ve
mesin. Çok vahim durumlar meydana gelebilir. İşçi Aydın Kınşoğlu'nun hastalanarak tedavi için Lon
ler, askerin tıkadığı yolun dışına taşarak kente ulaş dra'ya gitmesinden sonra General Ömer Çokgör ve
mak isteyebilirler. Bu nedenle, gerekirse zor kulla Deniz Kuvvetleri'nden Amiral Vedii Bilget, görevli
narak işçileri mutlaka dağıtsın, fabrikalanna kadar subaylann gizli ya da açık örgütünün kilit insanlan
sürüp atsın!.."" Kolordu Komutanı, AP Hüküme oluyorlar. Karacı subaylann Orgeneral Faruk Gür
ti'nin silah kullanma talimatını uygulamıyor. Ko ler ve Havacı grubun da Orgeneral Muhsin Batur ile
caeli'nde 15-16 Haziran Günleri, bir çatışma olma ilişki içinde olduktan ve her ikisini, yeni iktidann
dan tamamlanıyor. kollektif liderleri saydıklan da biliniyor.
İzmit'te Kolordu'nun başında vekaleten General Dışardakiler, sivil kökenliler ile sivil sayılan eski
Celil Gürkan var; anılannda neden ateş açılması yo ihtilalci subaylar, belli deneyimlerinin sonucu ola
luna gitmediğini şöyle açıklıyor: "Soruna, salt asker bilir, Gürler ve Batur olmadan bir askeri yönetimin
gözü ile, sadece otorite perspektifinden değil, kar peşinde görünüyorlar. Celil Gürkan bunu, "Kabibay
şımdakilerin de 'insan' olduğu, kandaşım olduğu, ve Esin ve onlann çevresindekiler, Gürler ve Batur'u
vazgeçemeyeceği anayasal haklara sahip Türk va beklemeden 'düğmeye basılmasını' ister görünüyor
tandaşı olduğu gerçeğinden bakmıştım."7J Öyle an lardı" diye anlatmaya çalışıyor. Ancak burası o ka
laşılıyor; Celil Paşa, işçilere, anayasal haklan olan dar önemli değil; sivil radikal aydınlar, görevli su
insanlar ve yurttaşlar gözüyle bakarken, bazı gölge baylarla birlikte bir gizli örgüt ve daha sonra da ih
insanlar da "kem" gözlerini Celil Paşa'nın üzerinden tilill konseyi istiyorlar. Celil Paşa bu istekleri, görev
ayınnıyor. li subaylara aktanyor. Kabul edilmiyor. Silahlı Kuv
Zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral vetler içinde harekete hazır subaylar, "ne yapılacak
Muhsin Batur, tekrarlıyorum, şunlan yazıyor: "Ast sa katıksız şekilde Silahlı Kuvvetler bünyesi içinde
kademelerdekilerin faaliyetleri hakkında çeşitli ka ve Silahlı Kuvvetler mensuplarınca yapılmalı,
nallardan aldığı haberlerle, Genelkurmy Başkanı emekli askerler, ya da sivil kişiler, şimdilik hazırlık
içimizde en fazla bilgiye sahip olandı. İsmen tek tek lara ve kararlara katılmamalı" görüşü egemen olu
kimin ne yaptığını biliyordu. Örneğin Tümgeneral yor."'" Daha sonra, kurulacak olan Devrim Konse
Celil Gürkan'ın, daha İzmit'te Kolordu Komutan yi'ne de yalnızca görevli subaylann alınması karara
Vekili iken yaptığı temaslan biliyor ve kendisini ta bağlanıyor.
kip ettiriyordu ve bu durumu bizlere söylemişti.74 Bu kararda subayların gizlilik kaygılanna daha
Doğrusu son derece güzel! Celil Paşa, anılannda, duyarlı olacakları türünden gerekçelerin etkili ol
"beni Kolordu Komutanlığına vekalet ile görevlen masının yanında Silahlı Kuvvetler içinde askeri ikti
diren Tağmaç, izlettiren gene Tağmaç!" sözleriyle dar peşinde koşan subaylar için bir tür yaşam gü
şaşkınlığını dillendirmekten geri kalamıyor. vencesi endişeleri de rol oynuyor; öyle düşünüyo
1970 yılı da, Türkiye'yi yönetenlerin yönetmek rum. Silahlı Kuvvetler hiyerarşisi, sivil aydın ve ke
te güçlük çektiği, yönetimin böyle süremeyeceğini simlerle bağlantı kurulmaması halinde başarısız gi
gördükleri ve birbirine güvenlerini yitinneye başla rişimleri, yalnızca katılanları emekli etmekle sonuç
dıklan bir konjonktürü yaşıyor. Bu konjonktür küt landırabiliyor. 21 Şubat 1962 ve 9 Mart 1971 giri
lesel eylemlerle derin dalgalara dönüşüyor.'5 Radi şimIerinde sonuç, kaybedenlerin emekliliği oluyor;
kal hazırlıklann 9 Mart 1971 tarihinde başansızlığa 21 Mayıs 1963 girişiminin sonunda Talat Aydemir
uğramasının arkasından 12 Mart baskı döneminin ile Fethi Gürcan'ın asılmalarında, sivil güçlerle bağ
başlaması milli demokratik cephe projelerine ikinci lantı kunnalannın ve kendilerinin de bir tür sivil
büyük darbeyi indiriyor.'· leştirilmiş subaylar olmalarının etkisi var. 1960 yıl
larının sonları yaklaşırken, bunlar, birikmiş dene
İzmit, Ankara-İstanbul yolu üzerindedir; gelip
yimler olarak duruyorlar.
geçen çok oluyor. 1950 yıllannda gizli örgütün ilk
kuruculanndan, 27 Mayısçı ve 14'ler ile birlikte tas Yön Hareketi, iktidarı deneme aşamasına girdi
fiyeye uğrayan, bu tarihte CHP milletvekili Orhan ği bir zamanda umulmadık bir "siviller giremez" ba
Kabibay bunlardan birisidir; yönetimi ele alma ko riyeri ile karşı karşıya kalıyor. Celil Paşa, anılannda,
nusunda Tümgeneral Celil Gürkan ile görüşmeler Doğan Avcıoğlu ile ilgili olarak, "kendisi ile 12 Mart
yapıyor. Aynı yazgı içinden gelen Numan Esin ekle öncesinde maalesef tanışmış değildim" diyor ve ek
niyor. Dr. Memduh Eren'in adı da bu grup içinde liyor: "Ama o, Havacı subaylarla, tabii bu arada rah
yer alıyor.77 Emekli ihtilalci subaylar ve radikal ay metli Kınşoğlu ile görüşüyordu. Bu temastan Ba
dınlar, Türkiye'nin objektivitesinin elverişli olduğu tur'un habersiz olması düşünülemez."'·", örgütün
na inanarak, Silahlı Kuvvetler müdahalesi ile yöne dışında tutulmakla birlikte Yön Hareketi ile sürekli
time gelmek istiyorlar. temas yapıldığı anlaşılıyor.
Kara Kuvvetleri içinden General Celil Gürkan, Bu dönem, örgütlerin hızla doğup ve hızla orta-
556
Türkiye Üzerine Tezler III
dan kalktığı bir zaman aralığını gösteriyor. Yön Ha 1960 yıllannın sonlannda radikal aydınlann
reketi de özellikle 1968 yılından itibaren, asker kişi objektifbir iktidar talebi var. Güçlüdür. Bunu bastı
leri de içine alan ve doğrudan doğruya iktidan al racak güçte yerleşmiş bir kapitalizm olduğu da gö
maya yönelik örgüt denemelerine girişiyor. Modeli, rülüyor. Ancak asker-sivil radikal aydınların bütün
İttihat ve Terakki'den çıkardıklannı düşünüyorum. güçlerini objektif durumdan aldıklan kesin; örgüt
Bir tüzük hazırlanıyor ve okunup imha ediliyor. Ör lerinin hiçbir gücü yok.
güte girebilmek için bayrak, Atatürk ve silah üzeri
12 Mart öncesi, gerek Silahlı Kuvvetler içinde ve
ne yemin ediliyor. Bir başkan, 27 Mayıs'çılardan
gerekse bağlantılı olarak dışındaki gizli örgütlerin
emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu, bir genel sek
hepsinin pamuk ipliği örgütleri olduğunu söylemek
reter, Yön Hareketi'nin motoru Doğan Avcıoğlu, se
durumundayım. Gizlilikleri bile kuşkuludur; hepsi
çiliyor.
biliniyor. Bütün bunlara karşın, kapitalist rejimi ko
Bu örgütle ilgili olarak Ziverbey işkence Evi'nde rumak isteyenler ve koruma durumunda olanlar,
alınan ifadeleri okuyunca, devrimci coşku denilen pamuk ipliği örgütler karşısında bile yıllarca ve ay
çocuksu bir duygunun olduğuna bir kez daha inan larca bocalıyor. Yönetim güdüğü ortaya çıkıyor.
mak gerekiyor. Başkan emekli Korgeneral Mada
ikirciklidir; "reform" yapmak üzere geliyor.
noğlu, Genel Sekreter Doğan Avcıoğlu, ilhami Soy
Umutlar yavaş yavaş kınlıyor.
sal, ilhan Selçuk ve diğerleri bir araya geliyorlar ve
Anıtkabir'in yolunu tutuyorlar. Şöyle oluyor: "Tür Niyetler, niyetlilerle birlikte, kınlıyorlar.
kiye'nin kalkınması ve çağdaşlaşması için var gücü 7 Haziran 1961 tarihinden 22 Mayıs 1963 tarihi
müzle çalışacağımızı, kişisel amaçlar peşinde koş ne kadar, Silahlı Kuvvetler içinde bir Albaylar Kuşa
mayacağımızı, Atatürkçülükten aynlmayacağımızı, ğı'nın yönetimi var; bu, bir dönem. Bu döneme bir
bir gün Anıtkabir'e gidip Ata'nın huzurunda ant ola geçiş dönemi adını vermek zorunluluğu var. Albay
rak tekrarladık."80 Bir devrimci coşku olmalı; gizli lar Kuşağı, Albay Arat, Albay Ünsalan, Albay Sey
örgüt, açık yemin için Anıtkabir'e gitmekten çekin han, Albay Aydemir ve diğerleri, yönetimi, Milli
miyor. Birlik Komitesi'nden alıyorlar ve Genelkurmay Baş
Disiplinli ve sürekli bir örgüt olamıyor; kapanıp kanı'nın başkanlığındaki komuta düzenine veriyor
kapanıp açılıyor. Başlangıçta, bir çok başlangıçta ol lar. Nesnel olarak yaptıklan, budur; kesin. Bunu
duğu türden Orhan Kabibay var; Kabibay'in arka tersinden de söylemek mümkün; eğer böyle bir Al
sından Numan Esin geliyor. 14 Kasım'da Kabibay ve baylar Kuşağı olmasa ve bu Albaylar Cuntası'nın
Esin'i tasfiye eden Cemal Madanoğlu da akla geli ileri atılışıyla iktidar Milli Birlik Komitesi'nden
yor. Alınıyor. Ancak Numan Esin'i görünce, Milli alınmasa, Silahlı Kuvvetler Komuta Kademesi'ne
Birlik Komitesi'nde gene yüzbaşılardan "çektikleri geçebilir mi? Kesinlikle geçmez; en başta, başta
ni" hatırlıyor; dayanamıyor, ağzını açıyor ve örgütü Cevdet Sunay ve beraberindekiler bunun özel risk
kapatıyor. Tekrar kuruluyor. Bu kez, Turhan Sel lerine katlanmazlar.
çuk'un karikatürlerinin Devrim Gazetesi'nde basıla Albaylar Kuşağı, Cevdet Sunay liderliğindeki
cağı yer konusunda Doğan Avcıoğlu ile İlhan Sel komutanlar koleji tarafından temizlendiler. çoğu
çuk'un arası açılıyor. 15-16 Haziran Günleri'ne gel emekli oldu ve bir bölüğü asıldılar. Böyle bir du
diğinde bir kez daha dağılıyor. rumda, Albaylar Kuşağı'nın, Selçuk Albay'ın, Neca
Kişisel sürtüşmelerini önemsemiyorum. iki ne ti Albay'ın, Dündar Albay'ın, Talat Albay'ın, Turgut
denle önemsemiyorum; birincisi, dar anlamda "ki Albay'ın, niyetlerinin, yönetimi, ihtiıaı yoluna bera
şisel" görünenlerin bile çok derinde, henüz sezgi dü ber çıktıklan, Sezai Albay'dan, Sami Albay'dan, Mu
zeyine bile ulaşamamış önemli ve ciddi nedenleri zaffer Albay'dan, Osman Albay'dan, Ahmet Al
olabiliyor. Kişisel olarak görülen aynlıklar, daha bay'dan, Yarbay Gürsoytrak'tan, Yarbay Kara
sonra, ciddi yol aynlıklan olarak belirlilik kazanı man'dan, Ekrem Albay'dan, Haydar Albay'dan ala
yorlar. ikincisi, gerçekten önemsiz olabiliyorlar; bü rak, Cevdet Sunay ve arkadaşlanna teslim olduğu
yük akış içinde ve büyük sayılar yasasına göre, yu söylenebilir mi? Kesinlikle söylenemez. Niyetleri
varlanarak, sivriliklerinden uzaklaşabiliyorlar. nin tam tersi olduğu söylenebilir; iktidan almak is
tiyorlar.
Tezi yazıyorum; büyük yürüyüşlerde küçük sür
tüşmeleri ön plana çıkarmak, yürümernek isteğini Özel niyetlerine çok ters bir rol oynuyorlar. Si
anlatıyor. Önemli olan, bu sürtüşmelere rağmen, lahlı Kuvvetler içinde başkaldın durumundan res
yürüyebilmektir. Her büyük yürüyüşte, Türkiye tü torasyon durumuna geçiş işlevini üstleniyorlar.
ründen, büyük pratik dalgalar arasında yaşayan bir Üzerlerinden geçiliyor.
ülkede, her yürüyüşün yepyeni yürüyüşçülerle ya
Kınlıyorlar.
pıldığı bir toprakta, sürtüşmelerin varlığını çok do
ğal karşılamak gerekiyor. Daha küçük bir ölçekte ve başka bir ortamda,
557
Yalçın Küçük
özel niyetle, objektif niyetin bu trajik buluşmasını güçleri, örgütleri, kişileri tanımıyorlar. Beyin Takı
"Beyin Takımı" yaşıyor. Yön Hareketi'nin radikal mı'nın beyni durumundaki Atilla Karaosmanoğlu,
hükümete yönelişi 9 Mart 1971 tarihinde önleniyor yıllardır Dünya Bankası'nda çalışıyor ve Washing
ve 12 Mart 1971 tarihinde ancak reformlan yapma ton'dan doğrudan doğruya Ankara'ya Başbakan
gerekçesiyle Demirel Hükümeti'nin yerine Nihat Yardımcısı oluyor. AP ve basını için yalnızca birer
Erim Hükümeti kuruluyor. Profesör Erim, henüz kolay hedef sağlıyorlar.
hükümetini kurmadan, "reformları beyin takımı ile
Bakan olamıyorlar; AP basınının eleştirilerini
yapacağız" diyor; prestij li bir aydınlar hükümeti
Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'a şikayet
kurmayı zorunlu ve gerekli görüyor.
ediyorlar. Memduh Tağmaç, Erim Hükümeti'nin
"Birinci Plancılar", 1960 yıllanmn başında, ikinci kabine toplantısına geliyor; AP'li basını ken
abartmalı ancak yüksek prestij li bir teknokrat kü disine şikayet eden bakanları bir güzel azarlıyor.
mesini oluşturuyor. 27 Mayıs'tan sonra temsili sis Bakanlar Kurulu toplantı salonunda, Memduh Tağ
teme geçilirken, üst düzey bürokratlarla politikacı maç'ın, 12 Mart Hükümeti'ni terslemesini, olduğu
bakanlann bir araya gelerek ekonomik ve güvenlik gibi, aktarıyorum: "Kaç günlük hükümetsiniz? Bu
sorunlarını tartışacaklan "istişari" Yüksek Planlama tenkidIere kızıyorsunuz. Zaman zaman Başbakan
Kurulu ile Milli Güvenlik Kurulu, bir tür "demokra bana şikayet ediyor. Aylardır, sol basın komutanla
tik bozulmalara" karşı sigorta sayılıyor. 27 Mayısçı rın ne satılmışlığını koydu, ne Amerikan uşaklığını,
lann büyük umutlar enjekte ettikleri Birinci Beş Yıl arabalarımıza 'Amerikan uşağı', 'satılmış generaller'
lık Plan'ın hazırlığı sırasında, henüz bürokratlaşma diye yazılar yazdılar, kağıtlar yapıştırdılar. Ordu ra
mış planlama teknisyenleri ile İsmet Paşa Başkanlı hatsızdır. Biz bunları eski hükümetlere çok anlattık.
ğı'ndaki koalisyon hükümeti, 1962 yılı sonunda, ça Tedbir almadılar. Memleket bu duruma geldi."
tışıyor; Devlet Planlama TeşkiHitl'nın müsteşar ve Memleketin içine girmiş olduğu durumdan çıkabil
daire başkanları, Türkiye'de bürokratik gelenekler mek için Tağmaç bir "çare" görüyor ve bunu, Re
de pek az rastlanan bir biçimde, toptan istifa ediyor form Hükümeti'nin yüzüne bağırıyor. Tağmaç'ın
lar. "Birinci Plancılar", "Devlet Planlama Teşkila bağırmasını da buraya alıyorum: "Vekil Beyler, Ve
tı'ndan aynldıktan sonra, o sıralarda kuruluş çalış kil Beyler, şu duvarların dili olsa da söylese, Demi
maları tamamlanan Sosyalist Kültür Derneği'nin rel Hükümetleri'ne neler anlattığımızı? Son olarak
kurucu yöneticileri oluyorlar. şunu söyleyeyim, sıkıyönetimsiz huzuru getiremez
Kısa bir süre sonra da, uluslararası kuruluşlarda siniz .. "·' Sonuçta, huzuru getirebilmek içın sıkıyö
.
ve özel kesimde görev almak üzere Sosyalist Kültür netimi getirmek gerekiyor; Demirel getirmeyince,
Derneği'ni de bırakıyorlar. Ancak arkalarında güzel bir başkası hükümete getiriliyor.
bir isim ve teknokratik yetenekleri konusunda bü Bir soru çıkıyor: 1970 yıllannın başlan, bir radi
yük bir güven bırakıyorlar. kal yönetime elverişli midir? 9 Mart 1971 tarihindeki
12 Mart Dönemi'nin başbakanı Nihat Erim, "be başansızlığa bakarak, elverişliği olmaruğı sonucuna
yin takımı" olarak bunlara güveniyor. Daha doğru varılabilir; böyle bir sonuç için acele edilmemesi ge
su, eksik olan kendi güvenini, bunlarla, tamamlıyor. rektiğini düşünüyorum. Zaman zaman Bonapartist
Atilla Karaosmanoğlu, Ayhan Çilingiroğlu, İhsan Hükümetler ortaya çıkabiliyor; sınıfların karşılıklı
Topaloğlu, Özer Derbil, bunlara katılan Selahattin konumundan kaynaklanan güç boşluğuna denk dü
Babüroğlu, Profesör Türkan Akyol, Atila Sav, Albay şüyor. Bonapartist Hükümetler'in ortaya çıkışını, sl
lar Kuşağı'nın yüklenmiş olduğu rolün benzerini nıflann yokluğuna veya güdük oluşlanna bağlama
üstleniyorlar. Maliye'de Sait Naci Ergin, Milli Sa mak gerekiyor; daha genel olarak, nesnel ya da öznel
vunma'da Ferit Melen türünden Türk idaresinin ta nedenlerle, belli bir süre için, sınıflann iktidardan
nıdığı en muhafazakar politikacılarla birlikte, çe kopmalan nedeniyle, bir güç boşluğunun doğmasın
kinmeden, yer aldıkları bir kabinede, baskıcı bir dü da aramakta yarar görüyorum.
zene geçiş için köprü oluyorlar. İktidardaki burjuvazi karşılaştığı ekonomik so
Niyetlerinin, üstlendikleri rol türünden meşum runlar nedeniyle, iç çatışmalar sonucunda güç yitir
olduğu söylenebilir mi? Kesinlikle söylenemeyece miş olabiliyor; yerine bir başka sınıfın iktidan iste
ğini düşünüyorum. mediği veya alamadığı bir durum ortaya çıkabiliyor.
Böyle bir gelişme içinde Bonapartist Hükümet dü
Beyin takımı, baskıcı politikalara köprü oluyor.
şünmek mümkün; ancak, mümkün olmayan, hiçbir
Rollerini tamamladıktan sonra temizleniyorlar. burjuva akımının, kendiliğinden, radikalizme prim
veya iktidar vermesidir.
Beyin Takımı, 12 Mart Muhtırasından sonra ku-
rulan Nihat Erim Kabinesi'ne girerek, bakan olduk Daha gerilere de götürülebilir, buradaki çözüm
larını düşünüyorlar. Hiçbirisi, Türkiye politikasıyla leme için yirminci yüz yılın başı yeterli oluyor; bur
ciddi ölçüde ilgilenmemiş, hep amatör bakmışlar; juvazinin baş düşmanı radikalizmdir. Burjuvazi,
558
Türkiye Üzerine Tezler III
kendi iradesiyle, hiçbir zaman radikalizme açık ka ler oluyor. Düzeltme yollarının varlığı tartışılırken
pı bırakınıyor. "Balyoz Harekatı" uygulamaya konuyor. Deniz Gez
miş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın serbest bırakıl
Bonapartist bir durum olsa bile pamuk ipliğine
bağlı örgütlerle hükümete gelinmiyor. 9 Mart Giri masını sağlamak için İsrail'in İstanbul Başkonsolo
şimi başarı ile sonuçlanmış olsaydı, eninde sonun su Elrom kaçırılıyor. Hükümet, buna, Sadi Koçaş'ın
radyodan okuduğu bir bildiri ile cevap veriyor ve
da, deneme ve yanılmaların sonunda, Yön Hareketi
iktidarı eline alabilirdi; ne kadar alabilirdi; ne kadar devlet gücüne karşı çıkanların başına balyoz türün
tutabilirdi, söylemek çok zor. Kuşkusuz, Yön Hare de inileceği anlatılıyor. 17 Mayıs 1971 tarihinde Ef
keti'nin de ciddi sayılabilecek bir örgütlenmesi ol rail Elrom'un kaçırılması ve Balyoz Harekatı'nın
madığı ortaya çıkıyor; ancak hem kilit yerlerdeki başlatılmasından sonra, adı duyulmuş ya da duyul
kadrosu ve hem de prestiji nedeniyle, bir süreç için mamış ilericilerden gözaltı ya da tutuklanma dene
de, hükümeti elde etme ihtimalini yadsımıyorum. yimlerini geçirmeyen pek az kimse kalıyor.
Daha açık bir deyişle, bir koalisyon hareketine ben Konsolos Elrom öldürülüyor.
zeyen 9 Mart Girişimi sonucunda hükümetin elde
edilmesi halinde, iktidarı en çok ve bilinçle isteyen Ulusal Demokratik Cephe
Yön Hareketi'nin, belki bir anda, "iktidarı çalma"
Bilim mi daha çok gerçekçi, yoksa somut gerçek
şansını görebiliyorum. Fakat 9 Mart Koalisyonu ba
mi, daha çok gerçek? Bilim, eğer bilim olabiliyorsa,
şarılı olamıyor, iktidar, en örgütlü güç olan Silahlı
somut gerçekten çok daha gerçekçidir, çok daha
Kuvvetlerin başındaki Orgeneral Memduh Tağ
"sahih"; buna inanıyorum. Bulgularımın, yurttaş
maç'ın eline geçiyor.
düşünenlerin acımasız hücumlarına uğramasını is
Orgeneral Memduh Tağmaç, reform yapma ni tiyorum; kuşkusuz, bu hücumların sonunda, ayakta
yetiyle hükümete gelenlerden, reform yerine, sıkı kalabilmelerini diliyorum.
yönetim istiyor.
Bulgularımın, yurttaş düşünenlerin, yoldaş ka
Mahkumlar. faların açacakları bir savaşı yaşamadan, ayakta kal
Gerekçeye muhtaçlar; kişisel düzeyde, reform malarından kaygılanıyorum. Bunun bu ülke için
niyetini sıkıyönetim ilanına çevirmenin mazeretini önemli bir talihsizlik olabileceğini görebiliyorum.
bulmak zorundalar; Buluyorlar; Osmanlı Banka Aydın Üzerine Tezler'de, Türkiye tarihinde Tez
sı'nın Kavakhdere Şubesi soyulunca, bekledikleri ler'e kadar olmayan, iki iç savaşı bulup çıkarabildi
kılıfa kavuşuyorlar. Banka soyulur soyulmaz, Baş ğimi sanıyorum. 1806-1826 Dönemi ile 1903-1923
bakan Erim, 27 Mayıs öncesi gizli komitelerin güve Dönemi, sınırlarda belli düzeltmelerle birlikte, iç
nilmeyen üyesi Başbakan Yardımcısı Albay Sadi Ko savaş dönemleri olarak ileri sürüldü. Bundan sonra
çaş'ı, sıkıyönetim için Silahlı Kuvvetler ile ilişki kur ki bölümün başlığı "Türkiye'de İç Savaş" oluyor. Bu
maya memur ediyor. Hükümet Sözcüsü İsmail Arar, sonuncuyu, önemli bir bilimsel bulgu ve katkı say
on bir ilde sıkıyönetim ilan edeceklerini ilan ediyor. mıyorum; tarihleri ayrı olmakla birlikte, pratikte de,
Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, 12 Mart ile söylenebiliyor.
birlikte kuruluyor ve başına, becerikli ve acar Özer Bu bölümde, bundan önceki çözümlemelerde,
Derbil getiriliyor. Beyin Takımı'ndan DerbiL, dış ti kurulmamış bir parti kurmak zorunda kaldım. İç
caret rejimini değiştirerek ithalat ve ihracat yoluyla TKP'ni gelecek için değil, geçmiş için ve daha açık
yapılan soygunları, mümkün olduğu ölçüde, azalt bir söyleme ile geçmişi çözümlemede gerekli ve ya
mak istiyor; bunun için bir kararname hazırlıyor. rarlı bir "işlem" olarak geliştiriyorum. Bu yol, dife
Muhafazakar Ferit Melen, bu kararnameyi imzala ransiyel kalkulüste çok geçerlidir; sonuç çözüm için,
mıyor. Dış ticaret soygunlarını azaltmak isteyen önceden ve ayrı bir yerde, ayrı işlemler sonucu bir
Özer Derbil, kabine arkadaşı Ferit Melen'in karar blok elde ediliyor ve bu "yerine koyma" işlemiyle,
namesini imzalamayı reddetmesi üzerine, çok sa sorunun tümü çözülmüş oluyor. İç-TKP, bir blok
kin, "o halde ben de sıkıyönetim ile ilgili kararna olarak yerine konulduğunda, milli demokratik cep
meyi imzalamam" diyor."' Böylece bir "ticaret" im he problemi daha gerçekçi bir çözüme ulaştırılmış
kanı doğuyor; Melen, dış ticaret kararnamesini ve oluyor; öyle düşünüyorum.
Derbil de sıkıyönetim kararnamesini imzalıyorlar.
Kuşkusuz, bir yöntem başkaldırısı söz konusu
Askeri tutukevIeri ilericilerle dolduruluyor. 12 dur; matematikte bu yan işlemin ve ortaya çıkan çö
Mart Muhtırası'nı desteklemiş olanlar, bunun için
züm bloğunun gerçekçi olması zorunluluğu yok. Bi
kutlama mesajları gönderenler, teker teker toplanı
limde ise böyle bir zorunluluk var; bu itirazı kabul
yorlar; Mamak ve Selimiye Askeri TutukevIeri'ne
etmek durumundayım. İç-TKP, kongrelerle ve usu
konuyorlar.
lüne göre seçilmiş bir yönetim komitesinden, kabul
Yanlışlıktır; "12 Mart rayından çıkarıldı" diyen- edilmiş bir program ile üyelerin uymak zorunda 01-
559
Yalçın Küçük
duklan bir geçerli tüzükten yoksundur; yalnızca si musal demokratik cephe ve bunun için gereken
yasal hareketlilikler içinde bir taraf durumunda ol Sİp, ikincisi oluyor. Devrimci İşçi Sendikalan Kon
du ve üyelerini harekete geçirebildi. federasyonunu bitirdi; 12 Eylül'den önce bitkin dü
şürdü.
Bu çekinceleri kabul etmemek mümkün değil;
ancak yine de, çalışma masamda kurmuş olduğum, Başta Kemal Türkler olmak üzere DİSK üst yö
İç-TKP'nin bir parti olarak kabul edilmesinin gerek netimine bir sİp gerekiyor.
tiğini düşünüyorum. Çünkü eğer bu koşullarla İç
Kemal Türkler ve yönetimi, önce 15-16 Haziran
TKP bir parti olarak kabul edilmezse, Dış-TKP, ke
Günleri'nden ve daha sonra da, arkasından gelen 12
sinlikle ve öncelikle, bir parti olarak kabul edilemez.
Mart Dönemi'nden yorgun çıkıyor. DİSK tabanının
Çünkü TKP ve çözümlerneyi kolaylaştırması açısın ise daha kavgacı bir konum içinde olduğunu göste
dan Dış-TKP çok daha uygun düşüyor, parti sayıla ren işaretler var. Bu durumda tabanı sulandırmak
bilmek için İç-TKP'nden daha elverişli koşullara sa ve DİSK'nu, bir CHP'li konfederasyon haline getir
hip görünmüyor. Poliste verilen ifadeleri ve çıkan mek kararlaştınlmış bir politika olarak ortaya çıkı
lanlann anılan, bütün bunlardan öte genellikle bili yor. B. Fakat hem zorlayan ve hem de zorlaştıran fak
nenler, Dış-TKP merkez komitesinin bir seçim so törler görülüyor.
nucu ortaya çıkmadığında kuşku bırakmıyor. En
azından uzun yıllar Dış-TKP merkez komitesinde 1974 ve 1975 yıllannda iki yasal sosyalist parti,
bir kez bulunanlar, bundan sonra girecekleri belirti DİSK içinden önemli sayılabilecek sendikalar ve
yorlar ve atama yapıyorlar. Uzun yıllar bir programı DİSK'te en üst noktalarda yöneticilik yapmış sendi
olmadığı da biliniyor ve yakın zamanlarda yayınlan kacılarla birlikte kuruluyor. Basın-İş Genel Başkanı
mış bir tüzük de görünmüyor. Üye ile sempatizan Burhan Şahin, TSİP'in kuruluşuna katılıyor; Kim
pek çok zorlukla birbirinden aynlıyor ve herhangi ya-İş Genel Başkanı Dinçer Doğu, Turizm-İş Genel
Başkanı Turgut Gökdere, Sosyal-İş Genel Başkanı
bir aidat ödemesiyle ilgili bir ize rastlanmadığı gibi,
Özcan Kesgeç, Seramik-İş Genel Başkanı Mustafa
üyelerin hiçbirisinin, herhangi düzeyde herhangi
Aktulgalı TİP'nin kuruculan oluyorlar. DİSK'in te
bir parti kongresine katıldıklan da ileri sürülmüyor,
mel direklerinden Maden-İş'i iş yeri temsilcilikle
Bütün bunlan İç-TKP'nin bir parti olarak kabul rinde zorluyorlar; Selim Mahmutoğlu, Bölge Tem
edilebileceğini göstermek için sıralamak gereğini silcisi olarak, hem Maden-İş'i ve hem de TİP'ni Bur
duyuyorum. Bunun da bir amacı var; ulusal demok sa'ya yerleştiriyor. Hür-Cam-İş'te, Tekstil-İş'te, sos
ratik cephe çözümlemesini yapabilmek için bir par yalist işçi ve sendikacılar, önemli köprü başlannı
ti daha kurmak zorunluluğu doğuyor. tutuyor. 1960 yılı sonlannda öğrenci derneklerin
sİp, Sosyal İlerleme Partisi, son derece fiktif, yi den yetişmiş Çetin Uygur'un başkanlığındaki Yeral
ne çalışma masamda doğan, ancak son derece legal tı Maden-İş, arkadan gelerek, daha kavgacı bir sen
bir partidir. Övülebilir veya eleştirilebilir; legal sayı dikal çizgiyi zorluyor.
lıyor. Çözümlemelere, istendiği ölçüde ve özgürlük Türkler ve üst yönetime iki sorun birden çıkıyor.
le sokulabiliyor. musal demokratik cephe çözümle Birincisi, bir partiye dayanmadan DİSK'teki ko
mesini yapabilmek için Sosyal İlerleme Partisi'ni, numlannı korumalan imkansızlaşıyor; sendikacılık
Sİp, kurmak gerekli oluyor. ve ideolojik açıdan dayanabilecekleri tek partinin
Ancak eklenebilir; bu gereklilik, sadece bir dü Ecevifin Halk Partisi olduğunu görüyorlar ve anlı
şünsel platformda ortaya çıkmıyor. İç-TKP de yal yorlar. Ancak, ne yazık, sosyalizme bir akış olduğu
nızca düşünsel bir zorunluluk olmadı; aynı zaman bir zaman aralığında, Ecevifle parlatılmış CHP
da ve gerçek siyasal yaşamda, Yön Hareketi ve bu imajı, DİSK tabanının aradığı imaja denk düşmü
hareketin lideri Doğan Avcıoğlu için gerekti. yor. Daha sosyalizan bir imaj gerekiyor.
SİP'nin de durumu aynıdır; DİSK ve Genel Başkanı Kemal Türkler'in hiçbir zaman TKP üyesi olma
Kemal Türkler'e, kesinlikle, bir sİp gerekiyor. yacağını düşünüyorum. Türkler, ideolojik ve politik
Nedenlerine geleceğim; ancak önce sonuçlannı açıdan, en çok, Mehmet Ali Aybar çizgisine yakın
açıklamak durumundayım. Sonuç ikidir; birincisi, düşüyor. Bu nedenle ortada bir boşluk doğuyor.Bs
milli demokratik cephe ve bunun için kurulan İç Bu boşluğu sİp ile doldurmaya çalışıyorum. Sosyal
TKP, Türkiye İşçi Partisi'ni çökertti.B3 İç-Türkiye İlerleme Partisi'nin müdiran ve dirijan kadrolan,
Komünist Partisi'nin saldınlan karşısında Tİp, bir DİSK'nun uzmanlık kadrolannı dolduruyor. sİp ile
ideolojik netlik ve tutarlılık kazanmakla birlikte, DİSK, sorunsuz ve sorumsuz bir sosyalizan imaj ka
mücadele gücünü kaybetmiş oldu. Zaman, milli de zanıyor ve bu imaj altında DİSK büyük bir cüretle
mokratik cephe sözcülerinin TİP'nin yüzüne yapış CHP'lileştiriliyor.
tırmak istedikleri "oportünist ve pasifist" yaftasını, Milli demokratik cephe girişiminde İç-TKP'nin
özellikle yeni kuşaklann gözünde, çıkanp atmanın oynadığı rolün benzerini, ulusal demokratik cephe
imkansız değilse bile kolay olmadığını gösterdi. de sİp üstleniyor: DİSK'in uzman kadrolanna yer-
560
Türkiye Üzerine Tezler III
leşmiş sİp kadroları, Aydın Meriç, Sıtkı Coşkun, lanmamayı, anlatıyor. Beyinleri çalıştırmama ama
Nabi Yağcı ve diğerleri aklın zor alabileceği bir kin cını güdüyor; ana okullarına uygun düşüyor.
le, DİsK içinde sosyalist işçi ve sendikacı avcılığına
İdeolojik açıdan, hem İç-TKP'nin ve hem de
çıkıyorlar. Selim Mahmutoğlu, bölgesinden ve tem sİp' nin, TKP ile bir aynlığı görünmüyor; TKP de, 12
silcilikten işsizliğe atılıyor. Mustafa Aktulgalı ve Mart'tan önce milli demokratik devrim ve 12 Ey
Burhan Şahin, sendikalarının başlarında kalabil lül'den önce de ulusal demokratik devrim görüşleri
rnek için, partilerinden aynlıyorlar. Kimya-İş ve Tu ni savunuyor. Siyasal açıdan da aralarında bir fark
rizm-İş likidasyona uğratılıyor, bir daha eski güçle bulunmuyor; 12 Mart Dönemi'ne kadar İç-TKP ve
rine hiçbir zaman gelemiyorlar; Dinçer Doğu ve TKP, "bir kemalist on sosyaliste bedeldir", ilkesine
Turgut Gökdere'nin sendikal yaşamlarına son veri bağlı kalıyorlar. 12 Eylül öncesinde ise sİp ve TKP
liyor. Sosyal-İş için daha orta bir yol bulunuyor ve için bu ilke, "bir CHP'li on sosyaliste bedeldir" slo
DİsK üyeliği askıya alınarak terbiye olması bekleni ganına dönüşüyor; bir nitelik değişmesi olmuyor.
yor. Bütün bunları süsleyebilmek için bir takım ace
Bu temel beraberliklere karşın, İç-TKP ile TKP
mi ve aceleci gösterilere baş vuruluyor ve her biri
arasında çetin bir örgütsel karşıtlık gelişiyor. TKP
sinde binlerce bilinçli işçinin işsiz kalması sonucu
ile Sİp arasında ise böyle bir karşıtlık ortaya çıkmı
yaratılıyor.
yor; aslında, teorik açıdan da, çıkmaması gerekiyor.
DİsK içinde sosyalist işçi ve sendikacılara karşı Birisi yurt dışında çalışan ve Türkiye'de legal örgüt
açılan savaş, DİSK'in Halk Partisi'ne teslim edilme lenmesi olmayan ve diğeri yurt içinde ve tümüyle le
si demek oluyor; bu, burjuvazi için, çok büyük bir gal çalışabilecek iki parti orasında herhang bir ör
sevinç kaynağı sayılıyor. Bülent Ecevit, 1977 Seçim gütsel çekişmeyi düşünmemek de icap ediyor.
leri sonucunda, seçimleri kazanmış olduğıı için de
Pratik nedenler de var; TKP, özellikle 1951 Tev
ğil, bu sonucun sağlanmasındaki katkıları nedeniy
kifatı sonrasında, hiçbir zaman önemli bir örgütlen
le başbakan olabiliyor.
me olmadı. Hep güçsüz kaldı. Böyle olmakla birlik
Devam edebilmek için bir özet yapmak duru te, Türkiye'de çeşitli yönetimler, Türkiye Komünist
mundayım. İç-TKP ve sİp, geçici partidir ve görün Partisi'ni olduğıından çok güçlü göstermeyi ve her
tü partileri oluyo rlar. Fakat her ikisi de belli tarih türlü sosyalizan çabaları, son çözümlemede, TKP'ne
noktalarında son derece güçlü olabildiler; iki nokta bağlamayı bir politika biliyor. Bunun iki nedeni or
alınacak olursa, 1969 tarihinde kütlelerin en çok taya çıkıyor; birincisi, Türkiye'de yönetimler,
içinde olan İç-TKP ve 1979 yılında da SİP'dir. Güç TKP'nin omuzları üzerinden, Sovyetler Birliği ile
leri geçiciliklerinden ve görüntü olmalarından kay "konuşuyor." 1927 Tevkifatı hariç, bu istenmeyen
naklanıyor; rüzgar gibi geçiyorlar. Kütlelerin içine bir gelişmedir, Türkiye'de rejimler TKP Operasyon
giriyorlar. Kütleleri hıtamıyorlar. ları ile hep öncelikle Sovyetler Birliği'ne ve aynı za
manda zıddına, kapitalist Batı kampına, "bir mesaj"
Güçleniyorlar; ancak, toptan, Türkiye sosyalist
göndermeyi amaçlıyor; zamanlamasını buna göre
hareketinin ya da daha mütevazi bir sözcükle Türki
düzenliyor. İkincisi, her türlü sol girişimi, TKP'ne
ye solunun gücünü arhramıyorlar. Azaltıyorlar. Her
bağlamakla, eninde-sonunda, Sovyetler Birliği'ne
ikisi de büyük bir sığlıkla cephe için gerekli kütlesel
bağlamış olduğıınu düşünüyor; böylece, sol girişim
tabanı genişletirken, kurulmuş kurumları, kırıp ge
lere, olduklarından çok daha fazla "bir tehlike" yük
çiyorlar. Bu kırımı, 12 Mart ve 12 Eylül dönemleri
lemiş sayılıyor.
izliyor.
Burjuvazinin "korku jeneratörü", on dokuzuncu
Devam edebilmek için bir parantez açmak zo
yüzyılın ilk yarısında Fransız Devrimi'dir; yirminci
rundayım. Ne İç-TKP ve bunu zileyen THKP-C ile
yüzyılın ilk yarısında Ekim Devrimi oluyor. Robes
bu dönemdeki silahlı eylemlerle ne de sİp ve DİSK
pierre ve Stalin, bu iki devrim için, sırasıyla, günah
tarafından açıklanan ulusal demokratik cephe çağ
keçisi yapılıyorlar.86 Her ikisinin adları, ya da jako
rıları, düzenlenen büyük Bir Mayıs Gösterileri'yle,
benizm ile stalinizm, en çok korkutan oluyorlar.
bunları izleyen, askeri rejimler arasında bir neden
sonuç bağlantısı kurmak durumundayım; daha TKP güçsüzdür; sİp çok güçlü olabiliyor.
önemlisi böyle bir bağlantıyı kurmanın mümkün Aynmı ortaya koyabilmek için, çok kısa olarak,
olamayacağına inanıyorum. Türkiye'de askeri mü Türkiye Komünist Partisi'nin çözümlenmesi gereki
dahale ve rejimIerin, kapitalizmin derininden gelen yor. Bir kaynak sorunudur; söz etmek durumunda
ve emperyalizmin siyasal sorunlarıyla bütünleşen yım.
nedenleri var.
Resmi istihbarat kaynakları, Türkiye'nin sol ta
Parantez içinde tezi yazıyorum: Türkiye'de pro rihi açısından önemli bir kaynaktır; gizli tutuluyor.
vokasyon saplantılı askeri müdahale savları yalnız Önceleri Milli Emniyet Başkanlığı ve daha sonra
ca beyin tasarrufunu ve bu amaçla da beyinleri kul- Milli İstihbarat Teşkilatı, sol kuruluşlar ile ilgili bel-
561
Yalçın Küçük
geler topluyor, konuşmalan kaydediyor ve bunlan İki: TKP, felçli döneminde bile, Türkiye'de ken
dosyalıyor. Büyük Britanya, kendi istihbarat örgü di dışında sol çaba ve örgütlenmeleri hoş karşılamı
tünün, Batı kampında, CIA'den tek bağımsız örgüt yor. TKP, çok uzun yıllar, Zeki Baştımar ve İsmail
olduğunu ileri sürerek övünüyor. MİT'nın, CIA ile Bilen dahil, kendisini "Dış Büro" olarak adlandın
yakın işbirliği ve bilgi alış verişi içinde çalıştığını yor; ancak içerde bir çaba yerine, başka çabalan
varsaymak için çok fazla çaba harcamaya gerek yok; eleştirmeyi seçiyor.
varsayılıyor. Böyle bir durumda CIA ve MİT bilgile
Üçüncüsü daha önce yazıldı ve burada tekrarla
rinin yayınlanması halinde, sol tarihinin çok daha
nıyor. Üç: 1961-1982 Dönemi'nde, dış dinamik,
tutarlı bir çözümlerneye kavuşturulabileceğine ina
uluslararası gelişmelerin akışı ve uluslararasında
nıyorum.
güçler dengesi, Türkiye'de güçlü bir sosyalist örgüt
Kısmen yapılıyor. CIA, hem ilgililerin bildiği lenme ile aynı yönde çalışmıyor.
"resmi" yayınlarla ve hem de CIA uzmanlarının ya
TKP Ana Dava Gerekçeli Karar'dan aktarma
yınlanmış çalışmalarıyla, elindeki bilgilerin bir bö
yapmadan önee açıklama durumundayım; bir para
lümünü açıklamaktan geri kalmıyor. Milli Emniyet
doksa parmak basılması zorunlu oluyor. Vulgar ba
Başkanlığı veya MİT bilgileri için de bir kısmi yayın
dan söz edebiliyorum. TKP üyesi olduktan sonra ih sın aracılığıyla bir korku yayılmak istendiğinde hep,
bar yolunu seçen tiyatro sanatçısı Aclan Sayılgan'ın, TKP ve TKP bağlantısıyla "Sovyet Tehditi" üzerinde
1940 yıllannda Albay Türkeş ile ırkçı tutuklamasın duruluyor ve bunun için de her taşın altında ve za
dan geçen doktor üsteğmen Fethi Tevetoğlu'nun, manın her noktasında TKP bulunuyor, çıkarılıyor.
Türkiye solu ile ilgili olarak yayınladıklan kitaplar Paradoks, Gerekçeli Karar'ın, tarih çözümlemele
da, istihbarat arşivlerinden yararlanılmış olduğu riyle ilgili bölümünün bunun tam tersini yazmasın
açıklıkla belli oluyor ve belli ediliyor. Türkiye solu dan ileri geliyor.'· Sıkıyönetim Mahkemesi, 1960 ile
üzerinde değerli araştırmasıyla bilinen Mete Tun 1973 yıllan arasında, Türkiye Komünist Partisi'nin
cay da, bulgulannı, istihbarat arşivlerine dayanıla "boş geçirmiş" olduğu görüşünü ileri sürüyor. Şöy
rak yazılmış bu çalışmalardaki bilgilerle tartmak ge le: "Bu dönem içerisinde Türkiye'de kurulan Türki
reğini duyuyor. Buna, 12 Eylül öncesinde solcular ye İşçi Partisi'ni destekler görünmüşler, bir süre
tarafından öldürülen İlhan Darendelioğlu'nun ça sonra parti içerisinde bazı ihtilaflar doğmasına se
lışmalannı da ekleyebiliyorum.·' Darendelioğlu da bep olmuşlar, hatta devrin parti başkanı Mehmet
istihbarat arşivlerinden yararlanıyor. Ali Aybar'la parti içindeki diğer bir grup arasında
ideolojik kopukluğun doğduğu gözlenmiştir. Bu dö
Bunlar eski kaynaklar; bir yenisi ortaya çıkıyor.
nem için Aydınlık Gazetesi 6 Şubat 1979 tarihli sa
12 Eylül Dönemi'nde Sıkıyönetim Mahkemeleri,
yısında '1970'e kadar Doğu Almanya'da villalarda
yalnızca iddianarnede değil, TKP Davası ile ilgili ge
yaşadılar, bazı toplantılara katıldılar, Bizim Rad
rekçeli kararda bile, 1970 yıllannda Aydınlık Gaze
yo'dan milli demokratik devrim tezini ortaya atıp
tesi'nin TKP ile ilgili yayınlarını, kaynak olarak kul
TİP'ni desteklediler' demekte, faaliyetlerinin bun
lanıyor."" Aynı kaynağın, TKP çözümlemelerinde,
CIA yayınlarında da kullanılmış olduğunu saptaya larla sınırlı olduğunu ifade etmeye çalışmaktadır!'
biliyorum."' Bütün bunlardan, 1970 yıllarında Ay Bu değerlendirmeyi onayladıkları görülüyor.
dınlık Gazetesi'nin doğrudan doğruya Milli İstihba Yalnız dışından değil, zaman zaman da içinden,
rat Teşkilatı arşivlerine dayanan bilgileri kullanmış eleştirilere uğruyor. İçerden eleştiri yapanlar ihraç
olduğu sonucunu çıkanyorum. MİT, elindeki rapor ediliyor. "Devrimci Kanat", yakın zamanda, TKP
ların bir bölümünü yayınlamak ihtiyacı duymuş ola içinde muhalefet ettikten sonra ihraç edilen, ancak
bilir.'o Sıkıyönetim Mahkemeleri ve CIA yayınları, TKP ile ilgili iddialannı sürdüren hareketlerden bi
Aydınlık Gazetesi'nin yayınladığı bilgilerin istihba risi oluyor. Yakalattıklan belgeler arasında "İç Ha
rat arşivlerine dayandığından güvenli görünüyor berleşme Bülteni" de yer alıyor.93 Gerekçeli Karar'a
lar; karşıt durumda, özellikle mahkemelerin, yayın göre bu bültenlerin birisinde şunlar yer alıyor:
lanan bilgileri kullanmalan düşünülemez. "1960'dan Sonra 13 yıl görevde kalan Demir, Bilen,
Mevcut kaynaklara, şimdiye kadar yapılmış çö Saydam yönetimi partiyi likide etti. Partiyi örgütle
zümlemelere, sıkıyönetim iddianameleri ile mahke rnekten titizlikle kaçındı. Önce Aybar'ın, sonra Bo
melerin verdiği gerekçeli hükümlerde yer alan bilgi ran'ın kuyruğu na takıldı."" Böylece bir başka yol
ler eklendiğinde, bazı sonuçlar, kendiliğinden Çıkı dan da, uzun bir süre, en azından 1970 yıllannın
yor. Yazmak düşüyor. başlanna kadar Türkiye Komünist Partisi'nin bir
bitkisel yaşam geçirdiği vurgulanıyor.
Bir: 1950 yıllan başlanndan 1970 yıllan başlan
na kadar, Türkiye Komünist Partisi paralize bir ku Açıklama zorunluluğu var: Hem milli demokra
ruluştıır; felç geçiriyor. Bu nedenle, 1970 yıllannın tik devrim tezini savunmak ve hem de Türkiye İşçi
ilk yansında, TKP 'nin canlanmasından değil, yeni Partisi'ni ve birbiri arkasından Aybar ve Boran'ı
den kurulmasından söz edilebiliyor. desteklemek nasıl oluyor? Kuşkusuz Gerekçeli Ka-
562
Türkiye Üzerine Tezler III
rar "Türkiye İşçi Partisi'ni destekler görünmüşler" içlerinde olmak üzere üyelerin hemen tümü bu çağ
ifadesini kullanırken hem daha temkinli davranmış rıyı çeşitli nedenlerle yanıtsız bıraktılar. İlk önce
oluyor ve hem de gerçeklere yakın düşüyor. TKP, TKP Dış Bürosu, daha sonra da TKP Merkez Komi
hiçbir zaman TİP'ni desteklemiyor; ayrıca Türkiye tesi adını alan aslında Zeki Baştımar, İsmail Bilen,
Komünist Partisi'nin, CHP dışında, yurt içinde des Aram Pehlivanyan yoldaşlardan oluşan bir Polit
teklemiş olduğu hiçbir örgüt bulunmuyor. "Görünü Büro kuruldu. Bu Polit-Büro 13 yıl boyunca görevde
yor." kaldı." Bu dönemde, Parti'yi, Bilen, Demir ve Say
dam soyadını kullanan Pehlivanyan yönetiyordu.
TKP, hep cepheci'dir; cephecilik söz konusu ol
duğunda TKP ile THKP-Cephe, düşman kardeşler Yönetim, bu dönemde, büyük ölçüde 1958 yılın
oluyorlar. Türkiye'nin bu ilk iki gizli örgütü cepheci da yayına başlayan "Bizim Radyo" ve daha sonra
lik cephesi'nden hiç ayrılmıyorlar.95 "TKP'nin Sesi" yayınlarını yönetmek olarak belirle
Devam etmeden önce, bundan sonraki bölümde niyordu. Eski tüfekler yurt dışına çıkmayı kabul et
ortaya çıkacak olan, THKP ile TKP arasında bir baş meyince, Hemingway'in ihtiyar balıkçısındaki balı
ka paralellikten söz etmek durumundayım: Her iki ğa dönen TİP'nden, sağlam İç-TKP karşıtlarının
yurt dışına çıkarılmasına başlanıyor. Eldeki bilgile
si de bir güç yada da güçsüzlük gösterisini, temel
politik çizgi yapmaktan geri kalmıyor. THKP-C, re göre, 1970 yılları başlarından itibaren, TKP'nin
devletin güçsüzlüğünü göstermeyi önemli sayıyor. yeniden kuruluşu başlıyor. İstanbul Sıkıyönetim
TKP, kendisini güçlü göstermeyi pek çok önemli bu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan,
luyor. TKP ve TKP -İşçinin Sesi, TKP - Devrimci Kanat or
tak İddianamesi'nde "TKP, İngiltere'de 1971 yılında
İdeolojik açıdan TKP, milli demokratik devrim Veli Dursun ve R. Yörükoğlu takma adını kullanan
cephe savını savunuyor. Ancak örgütsel planda bu Nihat Akseyrnen tarafından kurulmuştur" denili
savı savunan Mihri Belli ile Belli'nin İç-TKP'ni can yor!' Aydan Bulutgil'in Gerekçeli Karar'a esas olan
düşmanı sayıyor. Bu nedenle, ideolojik olarak milli polis ifadesinde'" de "İngiltere'nin beş kişilik bir il
demokratik devrim görüşünü savunurken, aynı za komitesi kurarak bu yıldan itibaren İngiltere'nin
manda, bu görüşe canla-başla karşı çıkan Türkiye parti içerisinde bir il statüsü ile idaresine" başlandı
İşçi Partisi'ni destekler görünmekten uzak duramı ğı belirtiliyor!' Böylece, Büyük Britanya İmparator
yor. luğu, Türkiye Komünist Partisi'nin yeniden kurulu
İşine yarıyor ve devam ediyor: TKP, atılım ya şunda bir il statüsüne indirilirken, bu yolla da, Tür
parken, bu paradoksu ilke sayıyor. Hiçbir zaman kiye'nin illerinin sayısı altmış sekizi bulmuş oluyor.
ideolojik ve politik platforma öncelik tanımıyor; ya Buraya kadar güzel. Yurt dışına çıkanlarla yurt
şanılan teorik sığlık, bunu, kolaylaştırıyor. TKP, atı dışında doktora yaparken bağlantı kurulanlar bir
lımında, örgütsel yakınlık ve zıtlıklar hareket nokta süre yalnızca hazırlık ekzersizleri yapıyorlar. 1973
sı oluyor. Şimdi çok daha açık olarak ortaya çrkıyor; yılında, 1920'li yılların ortalarından beri yurt dışın
TKP, 1970 yıllarının başlarında, yeniden ortaya çık da olan Laz İsmail TKP Dış Bürosu Sekreteri oluyor.
maya karar verince, ilk transferlerini, ideolojik ola Uzun yıllar dışardaki komünist parti üyelerine Dış
rak yakın olduğu milli demokratik cephe taraftarla Büro denilmesi, merkezin yurt topraklarında oldu
rından değil, tam bunun karşısından, MDD çizgisi ğunu belirtmek için gösterilen özenle açıklanıyor.
ne sonuna kadar karşı koyabilen, gücünü yitirmek İsmail Bilen'in genel sekreter olmasından sonraki
te olan TİP'nden yapıyor!' Türkiye İşçi Partisi'nin, gelişmelerle ilgili olarak bilinen İ. Bilen'in bu görevi
büyük kan kaybına karşın, milli demokratik devrim almasından sonra Türkiye Komünist Partisi yeni bir
ve cephesini kesinkes mahrum ettiği ve 1970 yılı atılım yaparak geniş çapta propaganda ve örgütlen
sonbaharında yapılan dördüncü kongresi sonrasına me eylemine girişti. Ocak 1974 tarihi itibariyle çı
kadar Tİp içinde kalan kişiler, TKP'nin ilk transfer karmaya başladığı aylık, merkez komitesi yayın or
leri oluyorlar. İsmail Bilen atılımını, bunlarla ve
gani 'Atılım' ile de bunu vurgulamış oldu. Bu tarihe
bunlara ek olarak Dev-Genç'e karşı kurulan Sosya kadar zaman zaman Türkiye'de kurulan meşru siya
list Gençlik Örgütü'nden yapmış olduğu aktarma
si partilerin arkalarında yer almasına rağmen bu ta
larla gerçekleştirmeye çalışıyor. rihten itibaren TKP'nin hiçbir siyasi partiyle ilişkisi
Öyle anlaşılıyor, TKP, bu tür transferlere mec olmadığını zira TKP'nin 1920'lerden itibaren faali
bur kalıyor. TKP-Devrimci Kanat'ın resmi makam yet içinde olduğunu, işçinin tek ve en güçlü örgütü
ların eline geçen İç Haberleşme Bülteni'nin birisin nün TKP olduğunu savundu. Bu tarihlere kadar yurt
de şu ifadeler yer alıyor: 1960'tan hemen sonra ha dışında bulunan teşkilatına TKP Dış Bürosu adını
pisten çıkan Zeki Baştımar (Yakup Demir) yoldaşın veren parti, bu tarihten sonra kendisini 'TKP Mer
yönetiminde TKP toparlanma girişiminde bulun kez Komitesi' olarak lanse etti."'oo Bu bilgileri bir de
muştur. Komünistlerin bir kesimine yurt dışına çık ğerlendirme izliyor ve aktarıyorum: "Ocak 1974 ta
ma çağrısı yapıldı. Ancak Reşat Fuat Baraner'in de rihine, tabir caizse, TKP'nin yeniden toparlanışın-
563
Yalçın Küçük
dan ziyade yeniden kuruluşu adını verebiliriz." Bu Aynı İddianame'de yazıldığına göre TSİP'nin ilk
yargıyı desteklemek için de ekleniyor: "Gerçekten kongresinde kuruculardan ve tanınan isimlerden
TKP bu tarihten sonra 1975 yılında yeni bir tüzük ve Oya Baydar, "Tsİp gerçek bir işçi sınıfı partisi ola
programla karşımıza çıkmaktadır." Bunlan Sıkıyö maz, gerçek işçi sınıfı partisi hayatiyetini korumak
netim Komutanlığı Askeri Savcılığı söylüyor. Üye tadır, Tsİp ancak bir geçiş partisi olabilir" diyerek
sayısı artınlıyor; hızlı bir kampanya başlıyor.'o, partisinden aynlıyor.'03 Oya Baydar, hemen SİP'e,
Sosyal İlerleme Partisi'ne katılıyor; kocasıyla birlik
Yanm yüz yıla yakın bir zamanı yurt dışında
te Maden-İş'in satın aldığı Politika Gazetesi'nin ba
bekleyerek geçirdikten sonda, herhangi bir kongre
şına geçerek, DİSK'in CHP'lileştirilmesinde önemli
toplamaya gerek duymadan TKP Genel Sekreteri
ve üstün bir rol oynuyor.
olan Laz İsmail'in övünmek hakkıdır; yakışıyor. An
cak, ne yazık, sorunlar çıkıyor. Yurt içinde yaşayan TKP ve Laz İsmail, SİP'ne, Tsİp ve TİP'ne oldu
lann, S. Üstüngel adını da kullanan Laz İsmail ve ğu türden düşmanca bir tııtıım almıyor. Sİp de hiç
çok az sayıdaki arkadaşlan kadar sabırlı olmadıkla bir zaman işçi sınıfının tek ve biricik partisi olduğu
n anlaşılıyor. 12 Mart döneminden çıkarken yeni iddiasıyla ortaya çıkmıyor. Laz İsmail'in yurt dışın
den sosyalist parti kurmaya kalkıyorlar; mücadele da olmasına karşın zaman zaman SİP'liler "İ. Bilen
şu bilgi yer alıyor: "TKP, İngiltere ve Batı Avrupa ül Kazanamıyor, iyi toplu sözleşme imzalanamı
kelerinde bulunan kadrolannı Türkiye'ye sevk et yor. Gerici partiler Milliyetçi Cephe hükümetini ku
meye başlamıştır."'o, Bunun arkasından da Laz İs ruyorlar. İşte bu sırada DİSK, tıpkı maden iş kolun
mail'in ihban şöyle anlatılıyor: "TKP-R'nin varlığın daki grev türünden hiçbir hazırlık yapmadan ve res
dan haberdar olan TKP Doğu Almanya'da bulunan mi radyo kanalıyla ulusal demokratik cephe ilan
ve propaganda aracı olarak kullandığı radyo yayın ediyor. Sosyalist partiler reddediyorlar; aslında cep
lan vasıtasıyla TKP-R içinde bulunanlan ajan pro he önerisi de, sosyalist partileri, pek muhatap kabul
vokatör diyerek kimlikleriyle deşifre" ediyor. Laz İs etmiyor. Sİp, CHp'nin hepsinden önemli olduğunu
mail, bir legal partinin kuruculannı illegal parti yö düşünüyor; CHP cepheden uzak duruyor. DİSK üst
neticileri olarak ilan etmekte bir sakınca görmüyor. yönetiminin işi bitiyor. Bir kongre sonra, CHP eski
564
Türkiye Üzerine Tezler III
milletvekili Abdullah Baştürk, DİsK Genel Başkanı manları, ayrı baş çekme denemelerine hazırlanıyor
oluyor. Böylece deneyimli ve birikimli işçileri barın lar; Baştürk, kararlı davranıyor. Maden-İş ile aynı
dıran Maden-İş yerine, henüz köylülükten kurtula tutum içindeki sİp ağırlıklı sendikaların DİsK üye
mamış temizlik işçilerinin egemen olduğu Genel-İş,
liklerini kaldırıyor, askıya alıyor ve disiplin kurulu
DİSK'in yönetimine geçmiş oluyor.
na veriliyor. Ulusal demokratik cephenin sonu ilan
sİp, rolünün burada bittiğini anlamak istemi
ediliyor.
yor. Kemal Türkler, hırçınlık gösterilerine başvuru
yor. sİp kadrolarını dolduran DİsK sendikaları uz- Bu bölümü bitirmiş oluyorum.
565
Yalçın Küçük
566
Türkiye Üzerine Tezler III
567
Yalçın Küçük
özetleniyor: "5 Haziran Genel Seçimleri'nin demok duyınuyorum. Bu broşür, burada, zamanın Tİp ve
rasi ve ilerleme güçleri ile faşizm ve gericilik güçleri Tsİp belgeleriyle polemik yapıyor.
arasındaki çatışmanın çok önemli bir dönüm nokta
Devam ediyor: "Cephe kurulmasına ancak güçlü
sı olduğu ve seçim sonuçlanna göre CHp'nin oy ora ve öncülüğü herkesçe kabul edilen bir işçi sınıfı par
nının artmasının bu partiye verilmesi çağnsında tisinin çağnsıyla başlamasının zorunlu olduğu gibi
bulunan tüm ulusal demokratik güçlerin ortak ba kurallar koyınak yanlıştır." Sİp, önemli bir geri
şansı olarak değerlendirilmesi gerektiği" ilan edili adım atıyor. Öyle anlaşılıyor, bu adım, bundan son
yor. Gayet açık; Sosyal İlerleme Partisi, seçime gi rasını yazabilmek için gerekli oluyor." Elbette böy
ren sosyalist örgütlerin son derece düşük oy almala lesi olanaklann varlığı UDC'nin oluşumunu kolay
nnı ve CHP'nin ise oy oranını artırmasını, kendisi laştıracaktır. Ancak bu olanaklann var olmadığı ko
nin, başansı sayıyor ve övünüyor. şullarda, yapılması gereken, bir cephe kurulması
Yönetim Kurulu'ndan sonra 25 Temmuz 1977 amacından ve girişiminden vazgeçmek değildir."
tarihinde DİSK Yürütme Kurulu'nun toplandığı ve Sİp, kendisini küçümsüyor. sİp, kendisini küçük
ulusal demokratik cephe karannın, bu toplantıda gördüğü için TKP, SİP'ne karşı bir tutum almıyor.
netleştirildiği anlaşılıyor. Yapmış olduğum araştır Ne kadar çok birbirine benziyorlar ve ne büyük
malar, ilan edilinceye kadar, böyle bir cephe için bir sığlığı sergiliyorlar; şaşırmamak elde değil. Milli
hiçbir örgütle en küçük bir bağlantının kurulmadığı demokratik cephe'nin Mihri Belli'nin kaleminden
nı gösteriyor. CHP ve Tİp ile Tsİp başta olmak üze çıkmış temel belgelerini metin-içi veya bölüm sonu
re, yasal siyasal örgütlenmeler ve devrimci demok ekler olarak sunmaya çalıştım. Mihri Bey'in temel
rat akımlar yalnızca bir emr-i vaki ile karşılaşıyorlar. düğümü şu oluyor: "Öncülük yapacak işçi sınıfı yok
Sorunlar çıkıyor. Birincisi, ulusal demokratik sa, beklemek mi gerek? Devrimci beklemez ve cep
cephe çağnsı bir son derece siyasal girişimdir; bir heye koşar." Burada da aynı sözcükler tekrarlanıyor
sendikal konfederasyon nasıl çağırabiliyor? Teorik ve bu kez sİp kadro elemanlannın kaleminden çıkı
platformda bu sorunun bir tek cevabı var; mümkün yor: "Herkesin kabul edeceği bir işçi sınıfı partisi ol
değiL. Tanım gereği herhangi bir siyasi partinin sen madığı zaman durmak mı gerek? İlerlemeci, dur
dikalarla "cephe" kurması düşünülemez. maz ve cepheye koşar." Sosyal İlerleme Partisi kad
rolanna pek çok yakışıyor.
1976 yılından itibaren faaliyete başlamak üzere
1986 yılında kurmuş olduğum Sosyal İlerleme Par Bundan sonra ve her zaman doğru bir değerlen
tisi, bu sorunu da, çözüyor. Ancak bu zaman başka dirme geliyor: "Öncülük, zorla ve istemekle kazanıl
maz. Hak edilir." Bu doğru değerlendirmeyi DİSK,
bir soru çıkıyor; neden, ulusal demokratik cephe gi
kendisine çeviriyor. Şöyle yazılıyor: "işci sınıfımız,
rişiminin göz bebeği CHP ile daha önce ilişki kurul
onun sınıf ve kitle örgütü DİSK, UDC çağnsını ya
muyor? Bu soruya cevap gerekiyor.
parak, her şeyden önce bu öncülüğün bir gereğini
Bu soruya kısmı bir cevap bulabiliyorum; Ma yerine getirmiştir. Öncülüğünü bir kez daha dosta
den-İş, 1977 yılı Ekim ayında, "Anti-faşist, Anti düşmana göstermiştir." Bu övünmenin içtenliğine,
Emperyalist Savaşım Birliğimiz-Ulusal Demokratik ne yazık, katıImam mümkün olmuyor.
Cephe" adında bir broşür yayınlıyor. Broşürde, bu
Özet yapmam gerekiyor: Türk-İş'i yaşatan ser
soruya, cevap bulma gereği duyulmuş; aktarmak is
mayedir. Sermaye, Türk-İş'in canlılığını korumasını
tiyorum.
sağlıyor. DİSK'i, doğuran ve yaşatan, Türkiye'nin
"Ülkemizde UDC'yi oluşturma sorunu sabırlı, sosyalist hareketidir. Sosyalist hareketin canlılığı,
akıllı, kararlı, bilimsel ve yaratıcı bir yaklaşımla ele DİSK'e yansıyor.
almak gerekir."'o. Güzel; gerçekten öyle olması ge
Bir: Kemal Türkler ve DİSK üst yönetimi ne
rektiğine inanıyorum ve tüm siyasal projelerin bi
TKP'lidir, ne de SİP'li oldular. İki: Türkler ve üst yö
limsel ve yaratıcı bir biçimde geliştirilmesi gerekti
netimi için önemli olan başlarında bulunduklan
ğini eklemek zorunluluğunu duyuyorum.
DİSK'in yaşamasıdır. Üç: 1970 yıllannın ortasında
"Kimilerinin söylediği gibi, cephe kuruluşuna Kemal Türkler ve DİSK üst yönetimi için en iyi li
çeşitli sınıf ve katmanlann temsilcisi, siyasi parti ve man, CHP'dir; buraya yerleşmek istiyorlar. Dört:
örgüt yönetimleri arasında bir ön protokol imzalan Sosyalist siyasal örgütler, DİSK sendikalannda güç
masıyla başlaması gerektiği, böyle başlamazsa ku sahibi oldular ve bunlan güçsüzleştirmek, DİSK için
rulacak şeyin cephe olamıyacağı doğru değildir." kan kaybına ve prestij erozyonuna yol açtı. Beş: Bu
Bu, o kadar güzel değil; bir kez böyle ciddi tartışma gün çok daha iyi görülüyor, Kemal Türkler ve üst
larda "şey" sözcüğünü kullanmamak icap ediyor. yönetimi, DİSK'i 1975 yılında sol'la kavga eden bir
Hazırlayanlar işçilerdir, denilebilir; ancak sİp 'nin sendikal birlik görünümünden kurtarmak istiyor
yurtdışında da eğitim görmüş Fransız Cephe Tari lar. Bu kurtarma çabalan içinde sİp türünden haya
hi'ni incelemiş elemanlan var, katkılarından kuşku let partilerden yararlanmak istiyorlar. Ancak gide-
568
Türkiye Üzerine Tezler III
rek bir geçici kurtarma operasyonu olarak gördük fı düşmanlığı yapan Mao'cular ve bireysel teröre da
leri girişimlerin içine düşüyorlar. Gittikçe bu ope yananlar hariç, işçi sınıfı içindeki etkinliği az da ol
rasyonlann dozajını artırmak istiyorlar. Altı: Kemal sa çeşitli isimlerdeki sosyalist partilerin de UDC
Türkler ve üst yönetimi açısından UDC, bir dozajı içinde yer almalan ve bu uğurda sürdürülen sürekli
artınlmış operasyondur ve bununla DisK'i bir sen eylem birliği çalışmalarına 'katılmalan yararlı ola
dikal birlik olarak ve kuşkusuz başında Türkler ile caktır." Böylece "işçi sınıfı içindeki etkinliği az da ol
birlikte arkadaşlanyla güçlendirrneyi amaçlıyorlar. sa çeşitli isimlerdeki sosyalist partiler", önce kü
1977 yılı Aralık ayında toplanan Genel Kurul, çümseniyorlar ve sonra bunlann "da", cephe'ye ka
tılmalannın "yararlı" olacağı kabul ediliyor. CHP'ne
ulusal cephe üzerinde bir kavga ile geçiyor. Genel
Başkan Kemal Türkler, iddianame'deki özetlemeye "onurlu ve tarihi yer" bir zorunluluk olarak veriliyor
göre, "DiSK'in bütünlüğünü korumak için UDC'nin ve sosyalizm mücadelesini yapmak için ortaya çı
DisK etrafında oluşturulmasında zaruret olduğu kanların cephe'ye katılmalan yalnızca "yararlı" sayı
nu" ileri sürüyor.'o, Savunmasını yaparken daha iç lıyor.
ten konuşmuş olduğuna inanıyorum. Ancak sonuç Anlamak ve anlatabilmek için eleştirel bakmak
değişmiyor; Genel Kurul'dan Genel Başkanlıktan da gerekiyor.
aynlmış olarak aynlıyor.
Eleştirel bakış ile cephe girişimlerini çözümle
Bu genel kurula tekrar döneceğim; şimdi, CHP rneye çalışıyorum.
limanına çekilebilmek için CHp'nin süslenmesi ge
Bir soru ortaya çıkıyor: Milli demokratik cephe,
rekiyor, önce bundan söz etmek durumundayım.
türlü edebiyattan ayıklandığı zaman baş köşeye ke
Maden-iş'in "Ulusal Demokratik Cephe" deklaras
malist zinde kuvvetleri oturtuyor. Ulusal demokra
yonuna göre CHP, "ulusal buıjuvazinin görüşlerinin
tik cephe, her türlü süslemeden sonra, cephe'nin
ve çıkarlannın etkin politik temsilcisi" oluyor."o Bu
baş köşesine radikalizmini yitirmiş kemalistler de
nun çok büyük bir keşif olduğunu , kabul ediyorum;
nebilecek olan Cumhuriyet Halk Partisi'ni koyuyor.
böylece CHP, tekellerden ve böylece de uluslararası
Bütün bunlar anlaşılıyor ve bir sorun çıkıyor; sosya
kapitalizme bağlantılanndan kurtulmuş oluyor. As
lizm çağında Türkiye'de sosyalizmi isteyenlere cep
lında tekellerden bağını koparmak, birinci derece
he ne vaad ediyor? Bu soru bu kadar açık formüle
de, gerekli değil; yalnız Türkiye'deki tekellerin ulus
edilmese de, bu sorun bu kadar net bir biçimde ken
lararası kapitalist sistemden bağımsız olmasının
disini zorlamasa da, yine de var; dünyanın bir akışı
düşünülmesi imkansız sayılıyor. Bu yolla CHP, te
görülüyor. Bu soruya bir cevap ve bu soruna bir çö
kellerden ve uluslararası kapitalizmden kopmuş ve
züm bulmak zorunlu oluyor.
anti-emperyalist bir çizgiye çekilebilecek "ulusal
buıjuvazi" ile özdeşleştiriliyor. Maden-iş'in "Anti-faşist, Anti-emperyalist Sa
vaşım Birliğimiz-Ulusal Demokratik Cephe" dekla
Büyük bir keşiftir; ne yazık, gerçeklerle hiç ilgisi
rasyonu, bu soru ve soruna el atmaktan geri kalmı
yok. Milli demokratik cephe'nin miman Doğan Av
yor. Aktanyorum; "işçi sınıfı öncülüğünde kurula
cıoğlu, Türkiye'deki buıjuvazinin tümünün ulusla
cak bu cephenin savaşım amacı olan ulusal ve de
rarası tekellere bağlı olduğunu ileri sürüyor. Ulusal
mokratik hükümet, sosyalizme açılan ileri demok
demokratik cephe'nin, milli demokratik cephe'nin
ratik düzen için bir basamak olacaktır." Deklarasyo
çok gerisine düştüğünün yazılması zorunlu oluyor.
nun bu bölümünün CHP'liler tarafından okunma
"Ulusla buıjuvazinin görüşlerinin ve çıkarlan mış ve yalnızca "işçi sınıfı içinde etkinliği az da olsa
nın etkin politik temsilcisi, köyde ve şehirde yaşa çeşitli isimlerdeki sosyalist partiler" ile cephe dışın
yan geniş küçük buıjuva yığınların umut bağladığı da tutulmak istenen "bireysel terörcülere" gizlice ve
CHp'nin UDC içinde yer alması" mutlaka gerekli el altından dağıtılmış olmasını diliyorum. Çünkü,
görülüyor. Bu, gerçeklerin birisidir ve diğeri de geli CHP kuracağı hükümet ile "sosyalizme açılan ileri
yor: "işçi sınıfımızın bir bölümü başta CHP olmak demokratik düzen için bir basamak" olmak istemez;
üzere çeşitli siyasi partilerin politik etkinliği altın istemesi için bir neden var mı? Sonra, UDC dekla
dadır. Bu nedenle, bu partiler arasında en etkin bir rasyonunda şunlar da yer alıyor: "UDC, daha ileri
parti olarak, CHp'nin UDC içindeki onurlu ve tarihi hedeflere, sosyalizme doğru ilerlerken, cephede da
yerini alması, bu yoldaki güç ve eylem birliği çalış ha önce varolan bazı kesimler, örneğin, ulusal bur
malanna katılması, işçi sınıfının birliği açısından da juvazi kopacak, karşı saflara geçecektir. UDC'nin
önemlidir," işçilerin bir bölümü, önce CHp'nin et kapsamı hedefiyle değişecektir."'" Doğrusu zor bir iş
kinliği altına konuyor ve sonra da CHP'ne "cephe" olduğunu kabul ediyorum ama yine de sip kadrola
öneriliyor. Peki, işçilerin bir bölümünü etkisi altın rının politika sanatında hiç yetişmemiş olduklannı
da tııttuğundan kuşku olmayan Adalet Partisi ne sanıyorum. Önce CHp'ni ulusal buıjuvazinin çıkar
oluyor?
lannı savunan bir parti olarak tanımlamak, sonra
Devam ediyor: "Dünyada ve ülkemizde işçi sını- bununla CHP'ye bir cephe önermek, cephe'de yü-
569
Yalçın Küçük
rürken, birden bire kopmak ve bu kez ulusal burju mokratik cephe ise yalnız ve yalnız CHP için ilan
vaziyi karşıya alıp hedef yapmak; peki CHp'nde hiç ediliyor.
mi sınıf bilinci yok? "UDC'nin kapsamı hedefiyle Ne olacak?
birlikte değişecektir. Bu doğaldır. Ne var ki, o zama
na kadar en güçlü ve örgütlü düşmanımız işbirlikçi "Savaşım Birliğimiz-Ulusal Demokratik Cephe"
tekeller de büyük ölçüde yenilmiş olacaktır." Bunla deklarasyonu, bunu da, düşünüyor. Aktararak, dek
rı da okuduktan sonra insanın bu CHP için çok acı larasyonun sunumunu, tamamlamış oluyorum.
lanması gerekiyor: Düşman tekeller yeniidi ve güç Başlıyorum: "Konfederasyonumuz DİSKin işçi sını
fı adına CHP'ne UDC'deki etkin yerini alması için
lerini yitirdiler. Bu arada ulusal burjuvazi koptu,
yaptığı çağrı, işçi sınıfı öncülüğünün ve sorumlulu
kurtuldu, ama cephe'nin hedefi oldu. Peki böyle bir
ğunun gereğidir."'" SİP'in kadro elemanları, Halk
durumda CHP ne olacak? Tekeller yok, burjuvazi
Partisi'nin adının geçtiği yerlere "etkin", "onurlu",
yok; CHP, hangi askıyla yer yüzünde durabilecek?
"tarihsel" türünden sözcükler koymayı ihmal etmi
"UDC sadece faşist tırmanışı durdurup MC'yi yorlar; böylece, CHp'nin ürküntüsünü önlemeye ça
alaşağı ederek kurulacak ulusal ve demokratik hü lışıyorlar. Anlayabiliyorum. "İşçi sınıfı öncülüğü
kümeti korumanın, elde edilen kazanımlarla, ileri nün ve sorumluluğunun gereği" olan çağrıyı yapıyor
demokratik bir düzene ve oradan gerçek toplumsal ve deklarasyon devam ediyor; ne var ki CHp'ne ya
kurtuluşa, sosyalizme, doğru ilerlemenin de aracı pılan çağrının bir çırpıda olumlu yanıt almamış ol
olacaktır." Buradan da, ulusal demokratik cepheyi ması, bizi umutsuzluğa düşürmemelidir." Umutsuz
çözümleyebilmek için kurmak zorunda kaldığım luğa düşmernek gerektiğine, her zaman, katılabili
partiye "ilerleme" adını vermekteki isabet bir kez yorum.
daha belli oluyor; ulusal ve demokratik hükümeti
Bundan sonra güzel bir "edebiyat" başlıyor.
kurup koruma, kazanımlar elde etme ve buradan
"Dünya deneyleri böylesi cepheler oluşturma çaba
ileri demokratik düzen ve bundan sonra da sosyal
larının uzun ve zahmetli yollardan geçerek adım
kurtuluş ve sosyalizme kesintisiz bir ilerleme gözle
adım ilerlediğini göstermektedir." Buna bir de ör
niyor. Bir de şunun eklenmesi gerekiyor: "Ulusal
nek veriliyor: "Fransız sosyal demokratlarına
Demokratik Cephe'yi herhangi bir muhalefet ve
1923'den 1934'e kadar Fransız Komünist Partisi'nce
karşı çıkış hareketinden ayıran, iktidara gelmeyi ve
yapılan 26 güç birliği çağrısını reddetmiş olduğu bi
kalmayı hesaplayan bir 'muhalefet koalisyonu' ol
linen bir gerçektir." Henüz, CHp'nin birinci öneriyi
masıdır. UDC bir savunma cephesi değil, savaş ve
bile tam olarak reddetmediği hatırlanmalıdır. "Do
karşı saldırı cephesidir." Bütün bunlar, cephe için
layısıyla diğer örgütler için olduğu gibi belki ondan
önemli sayılmayan sosyalist partiler ile cephenin dı
da çok CHp'nin UDC'de yerini alması için her dü
şında bırakılacak olan teröristlere hitap ediyor.
zeyde sabırlı, esnek ama kararlı ve çok yönlü çaba
Garp cephesinde ise yeni bir şey olmadığı gözle gösterilmelidir." Önerinin, Sİp ve DİSK için büyük
niyor; milli demokratik cephe ile ulusal demokratik ve olumsuz sürpriz olduğu ortaya çıkıyor.
cephe arasında, ayrıntı dışında, hiçbir fark görül
Bundan sonra tam bir "edebiyat" yazılıyor. Şöy
müyor. Birisi asker-sivil zinde kuvvetler kanalıyla, le: "1934'de Paris'te faşizme ve gericiliğe karşı biri
silahlı müdahale yoluyla, ve diğeri, CHP ile birlikte FKP (Fransız Komünist Partisi (y.k.), diğeri FSP
ve CHp'nin seçim gücünü artırarak iktidara gelme (Fransız Sosyalist Partisi, y.k.) tarafından iki ayrı
yi planlıyor. Var olan ve bir türlü etkisizleştirileme koldan bir yürüyüş düzenlenir. Yürüyüş kolları Pa
yen sosyalistlere hitap etmek gerektiğinde ise, her ris'in sokaklarında karşılaşırlar. Bir anlık sessizlik
ikisi de, buradan dönüş olmadığını ve doğrudan ten sonra yüzbinler bağırır 'yaşasın eylem birliği ve
sosyalizme ilerleneceğini telaffuz etmek zorunlulu yürüyüş kolu teke iner." Doğrusu çok güzel bir "sah
ğunu duyuyorlar. Bu çerçeve içinde, İç-TKP'nin as ne"; ancak Türkiye ile ilgisini kurmak cok güç. Çün
ker-sivil zinde kuvvetleri ve sİp 'in Cumhuriyet Halk kü altmış yıla yakın tarihinde daha CHP'nin, kendi
Partisi çıkarılarak yerine köylülük konulduğunda flaması altında ve "ayrı bir kol" olarak yürüdüğü gö
THKP- Cephe'nin cephe anlayışına ulaşılıyor. Hep rülmemiştir; CHP, hiç "ayrı koldan" yürümüyor.
si de aynı kaynaktan esinleniyor.
En sonunda şu geliyor: "Bu olaydan sonra FSP,
Bilim, yok'tan var etmiyor. FKP'nin 26 kez reddettiği güç birliği çağrısını kabul
Bilimsiz toplumlar da yaşıyor. Ağır ilerliyor. etti." Bu son paragrafla birlikte bir sonuç çıkarabile
cek durumdayım: Ne yazık, ulusal demokratik cep
Bilim, gerçekliği yeniden kurup bir güç haline
he deklarasyonunun Türkiye'de bir cephe kuruluşu
getirinceye kadar doğru'lar saçılmış olarak duruyor
nu kolaylaştırmayacağını ve imkansızlaştıracağını
lar.
söylemek zorundayım. DİSK'in ilan ettiği ve CHP ile
CHP, ulusal demokratik cephe önerisinden bile sİp arasındaki bir cephe projesine, Fransız Komü
korkuyor. Cevapsız bırakmayı seçiyor. Ulusal de- nist Partisi ile Fransız Sosyalist Partisi'nin ilişkiler
570
Türkiye Üzerine Tezler III
tarihinden sahneler eklemek, anlaşılabilir olmaktan duruma gelmeye başladı. Biz burada, Türkiye'ye ya
uzak kalıyor. yılan kıtalara nasıl hükmedebiliriz? Oturup arka
Abdullah Baştürk'ün Genel Başkan seçildiği al daşlarımızla bunu münakaşa edebilirsiniz, tahmin
tıncı genel Kurul'da DİSK'in UDC ile ilişkisi kesili ederim.""5 Genelkurmay Başkanı, Şubat 1971 tari
yor. İddianame'den aktarıyorum: "Başta Abdullah hinde, Silahlı Kuvvetlere hükmedememekten yakı
Baştürk olmak üzere bu görüşe"' karşı çıkan diğer nıyor.
delegeler ise, UDC'nin DİSK'e sınıf partisi işlevini Bu, bir kaynak ve diğerine baş vuruyorum. 12
yüklettiğini, DİSK'e sendikal bir örgüt olarak sınıf Mart'ın liderlerinden Orgeneral Muhsin Batur'un
partisi işlevi yükletilmeyeceğini, DİSK'in işçi sınıfı notlarına bakılması gerektiğine inanıyorum. 10
nın siyasi partisi olarak bu aşamada ilan edilmesi Mart 1971 tarihinde, 9 Mart Girişimi başarısızlığa
nin sakıncalı olduğunu, işçi sınıfının siyasi örgütü uğratıldıktan sonra, yalnızca koramiral ve korgene
nün eylemler içinde oluşacağını ileri sürerek, kuru raller ile orgeneral ve amirallerin katıldığı bir top
lacak cephenin adının UDC olmasına karşı çıktı lantı yapılıyor. Ne yapmalı? Soru soruluyor.
lar.""' Kemal Türkler ve Sİp, genel kurulu kaybetti.
10 Mart 1971: Ne Yapmalı?
Abdullah Baştürk, "demokratik platform" adı
altında yeni bir birlik ararken Kemal Türkler, yenil Orgeneral Muhsin Batur, adlarını vermiyor;
giyi kabul etmediğini gösteren girişimlere başladı. rütbeleri ve bağlı oldukları kuvvetleri yazıyor. Kara
Önce DİSK üyeliği askıya alındı ve sonra da disiplin Kuvvetleri Komutanlığı'ndan bir korgeneralin ceva
kuruluna verildi. Sosyalist örgütlerin işçi sınıfı için bını aktararak başlıyorum: "Örgütlenmiş aşırı sol
deki güçlerinin kırıldığı ve sonunda DİSK'in parça Rusya'yı yardıma çağırabilir, bölücülerde bir kopma
lanarak bitki n düşürüldüğü bir zamanda 12 Eylül olabilir. Bu sebeple Yüksek Komuta heyeti her türlü
geldi ve pek büyük bir kolaylıkla yönetim kuruldu. ahvali düşünmelidir. Sağ ve solun örgütlenmesi ve
silahlanması küçümsenmemelidir. Ordu'ya sol ce
Bilimin en büyük düşmanının, basit ve kolay çö
reyan girmiştir.""· Kuşkusuz, sol cereyan daha genç
zümlemeler olduğunu tekrarlamak gereğini duyu
subayları etkisine alıyor.
yorum. Bütün bu gelişmeler ile askeri rejimler ara
sında basit ve birebir bir neden-sonuç ilişkisi kur Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan bir başka
mak ile bu çalışmadaki çözümlemeler, birbiriyle ta korgeneral konuşuyor: "Alttan bir müdahaleye fır
ban tabana bir zıtlık gösteriyor. sat verecek gibi gecikmemeliyiz.1l7 Bir diğer korge
neral ekliyor: "Alttan gelecek bir hareket memleke
Derinde bir kaynaşma var. Uluslararası kapita
ti batırır. "118 Bir diğer korgeneral daha açık söylüyor:
lizmle iç içe Türkiye kapitalizmi ciddi sorunlarla
"El koymak zaruri olduğu zaman, o zaman gelmiş
karşılaşıyor. Bunlar yalnızca ekonomik nitelikli, de
tir, gencin bir şey yapmasına fırsat vermeden başta
ğil; siyasal boyutlara taşıyor. Birbirinden ayrılmı
siz olmak üzere yukarıdan aşağıya yapılmalıdır." "'
yorlar. Yönetenler yönetemez durumdalar; bir ya
Bütün bunlar, Silahlı Kuvvetlerin alt kademelerinde
nıyla kararsızlık olarak da ortaya çıkabilen bir "ara
yış" içinde görünüyorlar. kaygı verici bir sol etkinin olduğunu gösteriyor.
"Alttan gelmesini istemiyoruz." Bir diğer korgeneral
Hepsi var; hepsi etkisini gösteriyor. Peki bütün daha kısa anlatıyor.
bunların Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkilemesi nasıl
düşünülüyor? Türk Ordusu'nun toplumdan kopuk Bir üst rütbede sözler daha da netleşiyor: "İlk
olduğunu veya koparabileceğini düşünmek son de mesele, Silahlı Kuvvetlerin bölünmeden kurtarıl
rece yanıltıcı oluyor. masıdır.""o Bunun için yapılması gerekenler de ek
leniyor: "Silahlı Kuvvetler içinde başka fikirler bes
Türkiye'de bilim, bilim adamı adaylarının üzeri
leyenler dışarıya atılmalıdır." Müdahale, aynı za
ne geliyor.
manda Silahlı Kuvvetlerin içine yönelik bir müda
Başka ülkelerde uzun arşiv çalışmalarıyla elde hale oluyor.
edilebilen açıklıklar, Türkiye'de sokakta ve kaldı
Her mücadele aynı zamanda bir iç mücadele sa
rımlarda satılan kitaplarda hazır duruyor.
yılıyor.
Celil Paşa'nın kitabından aktarıyorum. 24 Şubat
Bir başka orgeneral, beklemenin tehlikeli oldu
1971 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nda general
ğuna işaret ediyor.
ve amirallerin katıldığı bir toplantı düzenleniyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç "Beklemek, daha parçalanmamıza sebep olacak
hitap ediyor. Şunları söylüyor: "Biz Silahlı Kuvvetle tır, bazı alttan gelecek maceracı hareketler olabilir.
ri nasıl ayakta tutacağız? Onu düşünelim. İçimizde Insiyatif ve kudret kaybedilmeden gerekli karar
istihbaratçılar var. 1961-1962'den sonra işleri rayı vaktinde verilmelidir."'" Gerçekten de iki gün sonra,
na oturtmak için dört sene çalışıldı. 1968'den itiba 12 Mart 1971 tarihinde, yönetim, Silahlı Kuvvetlerin
ren sapma başladı. Sapma, bugün 1961-1962'deki eline geçiyor.
571
Yalçın Küçük
Hem 12 Mart'ta ve hem de 12 Eylül'de Silahlı kaldırmak için çıkıyor. Bunu başaramayınca da, en
Kuvvetler içindeki gelişmeler, Komuta Kademesi'ni, sonunda "Üçüncü Yol" adında karar kılarak bağım
daha hızlı hareket etmeye zorluyor. Hızla hareket sız eylemlere girişiyor. Sivil, işçi ve aydınlan da içi
ediyorlar. ne alan Üçüncü Yol, asıl örgütlenmesini Kara Harp
Okulu'nda yapıyor ve Hamza Yalçın, Osman Tiftik
Mayıs 1981 başlannda Genelkurmay Başkanı ve
çi, Ahmet Erdoğan ile başlayan örgütlenme, giderek
MGK Başkanı Orgeneral Evren, Time Dergisi'nin
büyüyor. Ortaya çıkanlması ve yakalanmalar başlı
"müdahale etmeseydiniz, ne olurdu?" sorusunu ce
ğı tarihte Üçüncü Yol'un üyelerinin önemli bir bölü
vaplandınyor. Cevabı, "üç ihtimal vardı, diyebili
münü üsteğmenler oluştııruyor. Bu nedenle 1978
rim" oluyor."ı:.. Evren'in cevabını olduğu gibi aktan
yılı Kara Harp Okulu çıkışlı üsteğmenlerin, tümüne
yorum:
yakın bölümünün Silahlı Kuvvetler ile ilişkilerin ke
1) Bir iç harp olurdu. silmesi yoluna gidiliyor. Ancak yakın zamanda so
2) Ya aşın sağ veya aşın sol iktidan ele geçirebi nuçlanan ana davada, altı sanığın dışındakiler bera
lirdi ve diyebilirim ki, daha kuvvetli olanı sol idi ve at ediyor.
devlet mekanizmasına elkoyardı, veya Üçüncü Yol, sivil ve asker bireylerin birlikte ör
3) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin alt kademesindeki gütlenmesini temel alıyor. Yargıç Binbaşı Aykut Ar
subaylardan gelen bir hareket olurdu." Göriilüyor; kan'ın hazırlamış olduğu iddianameye göre, Ör
Kenan Paşa da, selefi Memduh Paşa türiinden Si güt'ün, "ordu içi kanadı" ve "sivil kanadı" olmak
lahlı Kuvvetler'in alt kademelerinden bir müdahale üzere iki kısmı bulunuyor. Askeri Savcı Binbaşı Ar
bekliyor. Ekliyor: "Bu ihtimallerin hepsini Silahlı kan, iddianame'de, şunlan söylüyor: "Ordu içinde
Kuvvetlerin komuta kademesi ile aylarca konuştuk örgütlenmenin esas amacı, sivil örgütlenmeye 'or
ve müdahalemizin yegane çıkar yol olduğuna karar dunun imkanlan ile birlikte katılmaktır'. Türk Or
verdik." 12 Mart'ta olduğu gibi, 12 Eylül'de de hızlı dusu'nun, oligarşinin temel direği emperyalizmin
hareket etmek gereğine inanılıyor. (ABD) kukla ordusu olduğu kabul olunur. Bunun
içindir ki Ordu'nun devrimci olması imkansızdır.
Araştıncıya, Orgeneral Evren'in saptamasını
Bu nedenle ordunun imkanlan sivil kanat için sefer
araştırmak düşüyor.
ber edilmelidir. Ordu içindeki üyeler para, ev, mer
Piyade Teğmen Osman Tayfun Dörtgöz, Türkiye mi, istihbarat, araç, gereç, şahsiyet ve kimlikleri ve
Komünist Partisi-Birlik üyesi olarak yakalandığın saire ile sivil kanada faydalı olmalıdır. Mevcut ordu
da, Gerekçeli Karar'da yer alan polis ifadesinde, yapılacak 'devrim' esnasında parçalanmalıdır."'25
1977 yılında Kara Harp Okulu'na girdiği sırada sol Savcı yargıç binbaşı Aykut Arkan, yapmış olduğu
göriişlerle tanıştığını ve "1980 yılı başlannda TKP araştırmalar sonucunda, Üçüncü Yol'un Silahlı
B'ye aday üye olabilmesi için yeterli düzeye geldiği Kuvvetler içindeki çalışma yöntemiyle ilgili aynntılı
ni" ifade ediyor.'" Genç Subay Tayfun Dörtgöz, Ka bilgiler vermeyi sürdüriiyor; aktarmayı gerekli gör
ra Harp Okulu'nda öğrencilerin "sağ göriişlüler, Ke müyorum.
malist göriiş sahipleri ve sol göriişlüler olmak üzere
Resmi organlann ele geçirdikleri belge ve mal
üç gruba aynıdığını" ileri süriiyor. "Sol görüşler içe
zemeler arasında Üçüncü Yol'un istihbarata önem
risinde çoğunluğun Dev-Yol siyasetinin elinde oldu
verdiği anlaşılıyor. Çok çeşitli eylemlere girişiyorlar.
ğunu, Halkın Kurtuluşu ve Kurtuluş gibi siyasetle
Yalnızca Silahlı Kuvvetler içinde üsteğmen rütbe
rin de zayıf olsa da bulunduğunu" ekliyor. Böylece
siyle görev yaptıklan gerçekleştirdikleri eylemler
Kara Harp Okulu'nun öğrenci yapısıyla ilgili ilk bil
den birisini, iddianame'den aktarmakla yetiniyo
giler ortaya çıkmış oluyor.
rum: Eylemden bir gün önce istanbul'da Hamza
iddianameler üzerinde yapmış olduğum çalış Yalçın'ın evinde toplandıklan, Ömer Yazgan'ın evde
malarda, Kurtuluş ve Halkın Kurtuluşu dosyalann bulunan çantadan tabancalar çıkartarak Hamza
da subay sanıklara rastlamadım. Bunun ötesinde Yalçın, Ahmet Erdoğan, Osman Tiftikçi ve Rahmi
"THKP-C Üçüncü Yol Örgütü" ile ilgili olarak pek Yıldınm'a birer adet tabanca dağıttığı ve o gece saat
çok iddianame bulunuyor. Üçüncü Yol ana dava id oLoo'de Ankara'ya hareket ettikleri, ertesi gün
dianamesinde, Askeri Savcılık ''bu davanın tehlike MHP binası, MisK binası ve Bahçelievler Karako
ve tehdit suçunu oluştıı ran diğer davalardan esas lu'nun tekrar istihbaratını yaptıklan, bu üç yerin
yönünden bir farklılık olmamakla birlikte sanıkla birbirine yakın olduğu, adı geçen sanıklar dışında
nn büyük bir kesiminin Ordu mensubu olmalan ay bu eylemlere kimlikleri henüz tesbit olunmayan 4-5
n bir özellik arzetmektedir" diyor."''''' Gerçekten de, kişinin iştirak ettiği. Saat 19.00 sıralarında belirti
"Galatasaraylılar", "Güvercinli'ler", "Sanayi Dev len eylemlerin gerçekleştirildiği. MHP binası ile
Genç", "Otonom Dev-Genç", "Gemüdçü1er", "Üçün Mis K binasına bomba atıldığı ve belirtilen karako
cü Yol" adlanyla da bilinen bu örgüt, önce, Devrim lun tarandığı. Sanıklann eylemlerden önce iki adet
ci Yol ile Devrimci Sol arasındaki aynlığı ortadan Murat 131 marka taksi gasp edip bu araçlan kullan-
572
Türkiye Üzerine Tezler III
dıklan ve saat tahminen 20.00 sıralannda Ankara Silahlı Kuvvetler'in bölünebileceği kaygılan, 12
otobüs terminalinde buluşarak İstanbul'a hareket Mart ve 12 Eylül için hızlandıran etkisi yapıyor.
ettikleri.""· Bu ve benzeri son derece cüretli hare
ketler de, Silahlı Kuvvetler'i bir an önce harekete
zorluyor.
Belge: UDC, DİsK'i Bölüyor127 üye sendikaların Yürütme Kurulu Üyeleri ile
1-4 Ağustos 1978 tarihlerinde Ören'de yapmış
Birleşim Tarihi: 24.12.1978
oldukları ortak toplantıda oy birliği ile kabul
Birleşim No: 50
edilen sendikaların iç işlerine karışmama ilke
Karar 1 sini hayata geçirmek için çalışan DİSK'in bu
Faşist terörün ulaştığı boyutu ve Kahra çabalarını boşa çıkarmaya yönelik girişimlere
manmaraş'taki katliamı görüşmek ve DİSK'in engel olmak da DİSK'in Yürütme Kuruluna
üstüne düşen görevi kararlaştırmak üzere düşen önemli ve hayati bir görevdir.
Başkanlar Konseyi ile Yönetim Kurulu'nun
3. Genel Kurul'da sağlanan görüş birliği
26.12. 1978 günü ortak toplantıya çağrılması
ile ve ortak bir önerge ile alınan 1 numaralı
na,
Cephe Kararını Türkiye'nin somut koşullarını
Karar 2 gözönünde tutarak 1978 sonlarında hayata
Onur Kurulu'na verilecek üyelikleri askı geçirmek yolunda DİSK'in kitle örgütleri ile
ya alınan Maden-İş, Bank-Sen, Bay-Sen ve faşizme, emperyalizme karşı ortak bir De
Yeraltı Maden-İş Sendikaları hakkında aşağı mokratik Platform kurmayı gündeme getirdi
daki Yürütme Kurulu raporunun Onur Kuru ği bir dönemde Genel Temsilciler Meclisini
lu'na sunulmasına karar verildiği: toplayarak bu danışma organında tabanın söz
1 . DİSK'in 6. Genel Kurulu'ndan sonra ve kararını açıklama fırsatı verildiği sırada,
DİSK organlarıyla gerçekleştirilen, başta Türkiye Maden-İş, Bank Sen olmak üze
re bazı sendikalarca girişilen eylemler DİSK'in
a. 13 Şubat 1978 DİSK'in 11 inci kuruluş tüzel kişiliğini, otoritesini DİSK üyeleri arasın
yıl dönümü gecesi, da birliği, dayanışmayı yok etmeye yönelik
b. 20 Mart (Faşizme İhtar EylemO, disiplinsizlikler olmuştur. Bunlar Genel Hatla
rı ile: Daha önce alınan kararları hiçe saymış.
c. Mayıs 1978 İşçi Sınıfının Uluslararası
Disiplini bozmuş, Toplantıyı amacından sap
birlik ve dayanışma gününün kutlanması,
tırmaya yönelmiş, DİSK Genel Başkanının
d. 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direni yetkilerini protestotoya varmış, Tekstil Sendi
şinin 8. yıldönümü toplantısı eylemlerinde kasının iç işlerine karışmış. Bireysel, bencil
bazı sendikalarda 'Maden-İş, Bank-Sen'de gö hareketler olmuştur.
rülen disiplinsizlikler ve karara aykırı davra
4. Tüzük hükümlerine bakıldığında Onur
nışlar, DİSK'in en büyük işlevlerinden olan
Kuruluna verilen sendikaların yaptıklarının
kitlesel eylemleri yapamaz duruma getirmeyi
anlamını şöyle sıralamak olanaklıdır.
amaçlamaktadır. Süre gelen bu olumsuzluklar
nedeniyle, bu örgütlerin DİSK bütünıÜğü için a)DİSK'i gücünden ve etkinliğinden yok
de ve örgüt kararına uygun hareket edecekle sun bırakmaya yol açabilecek davranışlarda
ri umuduyla yöneticilerine birçok kez sözlü bulunmak,
olarak uyarılarda bulunulmuştur. Ancak disip b)Ortak kararlar alınmasını önleyici, DİSK
lin koğuşturması yapma yolu seçilmemiştir.
ilkelerinin güçlendirilmesine engel olucu ta
Aynı biçimde Maden-İş Sendikası, DİSK vırlar almak, DİSK içinde bütünleşmiş işçilere
üyesi sendikaların bulunduğu iş kollarında karşı çıkmak, onların DİSK'ten soğumalarına
Beton-İş, Tümhas-İş gibi sendikaların örgüt yol açmak, DİSK'in sınıf ve kitle örgütü ola
lenmesine yardımcı olmuş, Tümhas-İş Sendi rak faşizme ve emperyalizme karşı en güçlü
kasının gazetesinin kendi basımevinde basıl demokrasi mücadelesi vereceği günlerin ön
mış. Bölge Temsilcilikleri binasını bu sendika cesinde bu girişimi etkisizleştirmeye çalış
ların örgütlenme merkezi durumuna getirmiş mak.
tir.
c) İzlenecek sosyal ve siyasal politikanın
2. DİSK Yönetim, Yürütme, Denetim, saptanması öncesinde, DİSK'in birliğinin bu
Onur Kurulu Üyeleri ve Bölge Temsilcilerinin lunmadığı görünümünü yaratacak, faşizme
Yalçın Küçük
karşı, emperyalizme karşı iktidarın yetersiz Ancak Maden-İş Sendikası bu karara uy
önlemlerine karşı oluşturmaya çalışan De mamıştır. Kaldı ki Maden-İş Sendikası Genel
mokratik Platformu sabote etmek, Başkanı Kemal Türkler 8. 1 1 . 1978 günü saat
d)DİSK içindeki birlik ve beraberliği sağ 9.30'da DİSK Yürütme Kurulu üyesi ve örgüt
layacak 6. Genel Kurul öncesinde görülen iç lenme dairesi, başkanı Tuncer Kocamanoğ
mücadeleye benzer durumlar yaratılmasına lu'nun ziyaret etmiş. Genel Temsilciler Mecli
fırsat vermemek için izlenen birleştirici çalış si'nden söz açarak "Faşizme Geçit Yok" sloga
maları ve bu çalışmalar sonunda alınan ortak nının söylenecek sloganlar arasında mutlaka
kararları hiçe sayarak kendi başına buyruk bulunmasını, başka bir takım fraksiyonlara ait
davranmak, sloganlara yer verilirken bu sloganın bulun
mamasının büyük bir yanlışlık olacağını, ilave
DİsK Yürütme Kurulunun bu düşünceler
edilmediği takdirde Maden-İş ve grubunun
le adı geçen sendikaları Onur Kuruluna ver
toplantıda bu sloganı mutlaka atacaklarını,
mesi ve Onur Kurulu karar alıncaya kadar
buna kimsenin engel olamayacağını, bu slo
DİSK'le ilişkilerini askıya almasında dayandı
ganın atılmasının arkasından tespit edilen slo
ğı maddi deliller şunlardır:
ganlar dışında kalan bütün sloganların atıla
Yürütme Kurulu DİsK Temsilciler Genel cağını, kavgaların olacağını, nicelik olarak
Meclisini toplantıya çağırma kararı verince, Genel-İş Temsilcileri fazla olsa bile bu kavga
örgütlere bir genelge gönderilerek 4 . 1 . 1978 da dağılacağını, olayların DİSK'in parçalan
gün ve 1978/1906 sayılı yazı gündemin faşist masına kadar uzayabileceğini, bu takdirde de
teröre karşı mücadele ve oluşturulması karar günahın bu gün yönetimde olanlara ait olaca
laştırılan anti-faşist, anti-emperyalist Demok ğını ve bu konuda kararlı olduklarını bildir
ratik Platform'un görüşülmesi olduğu bildiril miştir. Konu Yürütme Kurulu Üyesi ile Örgüt
miştir. Ayrıca; lenme Dairesi Başkanı Tuncer Kocamanoğlu
a) Katılımın tam olması, tarafından DİSK Genel Başkanına yazılan bir
yazı ile Yürütme Kuruluna duyurulmuştur.
b) Disipline özen gösterilmesi, saptanan
Kemal Türkler'in bu beyanı DİSK'in bütünlü
sloganlar dışına çıkılmaması,
ğüne kast eden üye örgütleri dağıtmayı, üye
c) Katılacakların DİSK'in vereceği kartla
ler arasında kavga ortamı yaratmayı amaçla
ve kendi kimlikleri ile gelmeleri, yan bir içerik taşıdığı için Yürütme Kurulu
d) Her sendikanın kendilerine ayrılan yer Maden-İş'in Genel Başkanı Kemal Türkler
de yerini almalarını duyurmuştur. Ayrıca sap hakkında tahkikat açılmasını ve Kemal Türk
tanan 7 sloganda şöyle sıralanmıştır: ler'i 10. 1 1 . 1978 günü saat 10'da DİSK Yürüt
574
Türkiye Üzerine Tezler III
575