You are on page 1of 10

Teknoloji Tasarım 6-7-8

Serdar IŞIKSOLUĞU-Alparslan TURAN


Mutlu Yayıncılık; İstanbul: 2006.

İlköğretim 6,7 ve 8. sınıf Teknoloji ve Tasarım dersine ait kuşak ve ünitelere yönelik
etkinlikleri, işlem ve bilgi yaprakları ile teknoloji günlüğünü içeren resimli anlatıma
sahip öğrenci ve öğretmenler için bir başvuru kaynağı. Kitap programın içerdiği
oldukça fazla olan kavram hatalarını düzeltmiştir. Ayrıca programın içerik düzenine uygun hazırlanan
kitap gene programın içermediği dünyadaki teknoloji eğitimi uygulama ve anlayışına uygun
yaklaşımları kapsamaktadır. Kitabı http://www.e-mutlu.com adresinden sipariş ederek edinebilirsiniz.

Artvisit Uluslararası Tasarımcı ve Sanatçı Çalışmaları


Genel Yayın Yönetmeni: Kader YEDİKULE
Tanıtım Sanatları Yayıncılık; İstanbul, 2006.

Artvisit, tasarımcı ve sanatçı çalışmalarının, uluslararası platformda ve Türkiye'de


tanıtılmasına zemin oluşturacak ilk ve tek kaynaktır.

Türk tasarımcı ve sanatçılarına yeni olanaklar sunabilmesi, birikimlerin genç tasarımcı ve sanatçılara
aktarılması ve firmaların kendilerini tanıtması amacıyla Artvisit yayın hayatına başlamıştır.

Her yıl 3 kez yayınlanacak Artvisit'lerde görüşmek üzere.

Tasarımın Özü Sözü


Çeviren: Celal ÜSTER
Metis Yayınları; İstanbul, 2007.

Tasarım, Sanat ve Yaratıcılık ile ilgili sözleri, aforizmalar halinde bir araya getiren
Tasarımın Özü Sözü için, kitabı derleyen ve çeviren Celal Üster şunu söylüyor:
Bu kitapta tasarım kavramının özüne ışık tutabilecek sözleri bir araya getirirken, seçim alanımızı
olabildiğince geniş tuttuk. Yalnızca tasarımcıların, mimarların, modacıların tasarımla dolaysızca
bağıntılı sözlerini değil, yazarların, düşünürlerin, ressamların, heykeltıraşların 'tasarım açısından da
okunabilecek' sözlerini de aldık kitabımıza.

Bu özdeyişler güldestesinin bir özelliği de, farklı anlayışlar, değişik bakış açıları ve bambaşka
yaklaşımlara açık olması. Bize, Aquino’lu Tommaso’nun 'Tek kitaplı insandan kork! ' sözü yol gösterdi.
Okuyucuya, birbirine benzemeyen, dahası birbirinin karşıtı düşünceler ve bakışların zengin, rengârenk
bir yelpazesini sunmak istedik. Eski çağlardan yaşadığımız günlere, farklı uygarlıklardan, apayrı
anlayışlardan ve değişik uluslardan kendi alanlarının ustası adları 'tasarım' kavramının yakın
çevresinde buluşturduk.

Tasarımın Özü Sözü, salt işlevsel kullanımla sınırlı bir kitap değil. İsteyenin bu özdeyişler arasında
keyifli yolculuklara çıkabileceği; dileyenin, rastgele bir sayfayı açarak gönül hoşluğuyla göz atabileceği
bir kitap aynı zamanda. Bu sözlerde tasarımın özü saklı.
İhap Hulusi: Tasarımcının Bir Genç Sanatçı Olarak
Portresi
Editör: Selahattin ÖZPALABIYIKLAR
Yapı Kredi Yayınları; İstanbul, 2007.

Türk afiş sanatının öncülerinden İhap Hulusi'nin defter, çizim ve karikatür gibi çeşitli
çalışmaları Sermet Çifter Salonu'nda sergileniyor.9 Nisan'a kadar açık kalacak
sergide, sanatçının Kahire'deki ilk ve orta öğrenimi sırasında ve Almanya'da resim öğrenimi görürken
tuttuğu defterler ile Kahire'de yayımlanmış karikatürleri ve değişik dönemlerde yaptığı çeşitli desen,
portre ve çizimler yer alıyor. Sergiye eşlik eden kapsamlı kitapta, İhap Hulusi'nin yaratıcı dünyasını
keşfetmek mümkün.

Tasarıma Dayalı İnovasyon


B. VEDİN, B. TETHER, E. ALVAREZ, J. UTTERBACK, R. VERGANTİ, S. EKMAN, S.
SANDERSON; Çeviren: Yıldırım Özdemir
Ledo Yayıncılık; İstanbul, 2008.

'Tasarıma Dayalı İnovasyon' tasarım ve yenilenme arasındaki kesişime benzersiz bir


bakış sağlar ve tasarımcıların ürün ve hizmet geliştirme katkıları için yeni yollar araştırır.
Kitabın kapsamı Boston, İngiltere, İsveç ve Milano'daki tasarım aktivitelerini vurgulamasıyla
uluslararası niteliktedir. Zengin vakalar ve kültürel prizmalar sayesinde, kitap geleneksel tasarım bakış
açısını genişletir ve tasarımın gerçekte ne olduğunu sormak ve yanıtlamak için endüstriyel tasarımın
kapsamını açar. Okuyuculara esinlenmek için araçlar sağlar ve tasarımın lisanı nasıl
değiştirebileceğini ve olanakları yaratabileceğini gösterir.

Temel Tasarım
Ali SEYLAN
M Kitap Yayınevi; İstanbul, 2005.

Temel Tasarım (Basic Design) eğitimi, Güzel Sanatlar Eğitimi veren yükseköğretim
kurumlarının akademik programlarında temel oluşturucu, hazırlayıcı bir işlevi yerine
getirmek amacıyla yer almaktadır.

Kitapta bu eğitimin amacı, işlevi ve bugün nasıl anlaşılması gerektiği, ilk defa programında yer aldığı
Bauhaus'tan günümüze tarihsel bir projeksiyonla değerlendirilmektedir.

Bilim ve sanatın temel dinamiğini, bu etkinlik alanlarının öznesi olan insanın nesne ile etkileşimi
oluşturmaktadır. Bu bağlamda kitapta, insanın nesneyi kavramasında, tüm varoluşsal çabalarında
belirleyici olan potansiyelleri, tüm yaratıcı edimlerine baz oluşturan algı mekanizmaları ve işleyişi ele
alınmakta; tüm algı girdileri içinde en yüksek orana sahip olan görsel algı konusu, görsel sanatlara da
temel oluşturan yapısıyla detaylı bir biçimde incelenmektedir. Temel Tasarım eğitimi, kurallara,
önyargılara, gelenekselleşen, sıradanlaşan eğitim yaklaşımlarına, özü gereği karşı; sürekli yenilenmeyi
gerektiren, geleceğe hazırlayan bir temel disiplin olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. En doğru veya
tek bir Temel Tasarım eğitimi modeli söz konusu olamaz. Temel kavramlar bir tanım kalıbına
sığmayacak, bir yönerge oluşturmayacak biçimde tartışılmaya çalışılmış, örnekler ise konuyu ifade
etmede açıklayıcı olması bakımından seçilmiştir.

Tasarım Yönetimi
Brigitte Borja De MOZOTA
MediaCat Kitapları; İstanbul, 2005.

Tasarım yönetiminin abecesi


Ürün tasarımı daha önce hiç olmadığı kadar önem kazanmış durumda. Bir ürün fonksiyonel özellikleri
bakımından rakiplerinden üstün olmadığı, hatta onlardan daha düşük kaliteli olduğu halde duyguları
harekete geçiren tasarımı sayesinde pazarın bir numarası olabiliyor. Ya da çok nitelikli bir ürün sırf
kötü tasarımı yüzünden başarısız olup pazarlama çöplüğünü boylayabiliyor.

Çok iyi ürünleriniz olabilir, ama bu ürünlerin hak ettiği başarıyı elde edebilmesi için iyi bir tasarımla
desteklenmesi şarttır. Tasarım yalnızca ürün dizaynı için gerekli değildir. Markanızın hedef kitlenizle
karşılaştığı her noktada etkileyici tasarımlarla boy göstermelisiniz.

Bunu nasıl başaracaksınız? Yanıt ortada: Etkileyici tasarım anlayışını kurumuzun vazgeçilmezleri
arasına katarak... Peki bunu nasıl yapacaksınız. Yanıt yine ortada: Tasarım yönetimi konusunda dünya
çapında bir otorite olan ve bu alandaki ilk doktora programını başlatan Brigitte Borja de Mozota'nın bu
kapsamlı kitabını okuyarak...

Grafik Sanatlar Tarih-Tasarım-Teknoloji


Adnan TEPECİK
Detay Yayıncılık ; Ankara, 2002.

Bir ülkenin çağdaşlık göstergesi, sanat ve teknolojiyi eşit düzeylerde kullanması ile
yükselebilir. Orta ve Yüksekokul düzeyindeki okullarımızda kaynak sorunu
yaşanmaktadır. Bu kitap, grafik sanatlar alanında tarih, tasarım ve teknoloji konularına
kaynak olabilecek biçimde hazırlanmış ve renkli resimlerle görselliği desteklenmiştir.

İletişim ve Grafik Tasarım


Emre BECER
Dost Kitabevi Yayınları; Ankara, 1997.

Grafik tasarımı, uygulama alanı ne olursa olsun, dinamik bir anlatım gerektirir. Bu
dinamizmin itici gücü, iletişimidir. Sözel ve görsel bilgilerin insanlar arasındaki akışı
olarak tanımlayabileceğimiz iletişim, grafik tasarımın var olma nedenidir. İletişim organları, sözel ve
görsel mesajlarını etkili ve çekici hale getirmek için grafik tasarımcılarla işbirliğine girerler. İyi bir
tasarım, değerli bir yatırımdır. Çünkü günümüz insanının bütün hayati etkinlikleri, grafik imgelerle
iletişim kurabilme yeteneğine bağlıdır.350'ye yakın resim ve krokinin yer aldığı bu temel kitapta; grafik
tasarım, grafik tasarımın kısa tarihi, teknolojisi ve belli başlı uygulama alanları ana hatlarıyla ele alınıp
incelenmektedir.

Sanat, Tasarım ve Görsel Kültür


Malcolm BARNARD; Çeviren: Güliz Korkmaz
Ütopya Yayıncılık; İstanbul, 2002.

Doğal çevrenin yanı sıra, görmekten mutluluk duyduğumuzda da istemesek bile maruz
kaldığımız görülecek o kadar çok nesne, o kadar çok görüntü (imaj) var ki! Odalarımıza,
çalışma mekânlarımıza şöyle bir bakalım: Duvarlarımızda afişler, ünlü sanatçılara ait ofset ya da dijital
tekniklerle yeniden üretilmiş resimler (ya da gücümüz yetiyorsa 'özgün' tablolar) ; 'güzel tasarlanmış'
çaydanlıklar, telefonlar, masalar, sandalyeler, bilgisayarlar, lavabolar, yüzünüze layık makyaj
malzemeleri... Yetmedi: Dışarıda 'büyük ve çekici' reklam panoları, son model arabalar, 'bakımlı'
hanımlar ve beyler, etkileyici binalar, bizi avlamaya çalışan albenili vitrinler, meydanlarda heykeller...
Televizyon ve bilgisayar ekranlarından, dergi ve gazetelerden yağmur gibi gözümüze gözümüze yağan
görüntüler...

Etrafımızda gördüğümüz, tamamen insan tarafından icat edilen nesneler ve bunların yeniden üretilmiş
görüntüleri, sanat ve tasarımın hangi boyutuna girer? Görsel kültür içinde, 'sanat olan' ve 'sanat
olmayan' arasındaki sınırın ortadan kalktığı ya da iyice muğlâklaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık
gerçekten ikna edecek ölçütler koymak olanaksızmış gibi. Biliyoruz ki, kültürel yaşantımızda, hangi
görüş ileri sürülürse sürülsün, hangi eğilim baskın olursa olsun, hiçbiri tarafsız değil. Her türlü
tarafsızlık ve evrensellik iddiasının ideolojik bir kurgu olduğu aşikar.

Malcolm Barnard'ın bu çalışması, biryandan görsellik, sanat ve tasarımın farklı boyutlarına eğilerek
aralarındaki ilişkileri açıklamayı; biryandan da bunların anlamlarının yere, zamana, farklı toplumsal
katmanlara, ülkelere vs. göre nasıl değişebileceğini göstermeyi amaçlıyor.

Endüstri Öncesi Teknolojilerin Mekaniği


Brian COTTERELL, Johan KAMMİNGA; Hazırlayan:Atilla Bir
Literatür Yayınları;

Bu kitap, endüstri öncesi teknolojilerin arkasında yatan mekaniği açıklığa kavuşturarak,


mühendis ve arkeologların çalışmalarını aynı hedefe yönlendirmeyi amaçlar. Bu
çalışmada ilk kez, erken dönem teknolojilerin gerçekleştirilmesinde ve yapıt işlevlerinin
belirlenmesinde, mekanik biliminin nasıl yardımcı olabileceği konusu tartışılmakta ve izlenmesi
gereken yöntemler farklı örneklere uygulanmaktadır.

Yazarların uygulama alanı geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu alan iki milyon yıl önce imal edilen taş
aletlerin teknolojisinden, Paskalya Adası'nda sonuncusu 17. yüzyılda dikilen tektaş heykellere kadar
uzanır. Kitapta incelenen konular dünyanın değişik bölge ve kültürlerinden seçilen örneklerden oluşur
ve bu yapıtların görünür basitliği altında ne kadar karmaşık tekniklerin etkin olduğu gözlenir.
Kitapta mekanik kavramlar kısaca özetlendikten sonra basit makina elemanlarının prensibine geçilir,
geniş hacimlerin örtülmesi ve geniş açıklıkların aşılması sorunu tartışılır, taş aletlerin şekillendirme
konusu kapsamlı bir şekilde incelenir, mızrak ve bumerang türü fırlatılan cisimlerin dinamiği ana hatları
ile verilir, kara ve su taşımacılığında verimlilik sorunu irdelenir ve müzik çalgılarının mekaniği tartışılır.
Geniş kapsam alanı ile kitap öncelikle arkeolog ve antropologlara, ikincil oalrak dünya ve teknoloji
tarihi ile ilgilenenlere seslenir. Özellikle mekanik bilimlerin etkileyici tarihini öğrenmek ve anlamak
isteyen tüm mühendis ve mekanikçilere yeni ufuklar açar.

Umut Devrimi İnsancıllaşmış Bir Teknolojiye Doğru


Erich FROMM; Çeviren: Şemsa Yeğin
Payel Yayınları; İstanbul, 1995.

'İnsanoğlu, bilimsel hakikatin araştırılması süreci içinde, doğaya egemen olmada


yararlanabileceği bilgiye rastladı. Bu alanda büyük başarılar elde etti. Ancak tekniğe
ve maddi tüketime tek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve yaşamla olan bağını
yitirdi... Teknik ve maddi değerler üzerinde yoğunlaştı; derin coşkular duyma yetisini, bu duyguların
getirdiği sevinç ve üzüntüyü duyma yetisini yitirdi. İnsanoğlunun inşa ettiği makine öylesine gelişti ki,
onun düşünme biçimini saptayan yeni bir güç haline geldi...

Teknolojinin Gönlümle Ne İlgisi Var?


Ahmet İNAM
TÜBA Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları; Ankara, 2007.

Prof. Dr. Ahmet İnam,22 Mayıs 2006’da, İstanbul’da TÜBA Akademi Konferansları
çerçevesinde “Teknolojinin Gönlümle Ne İlgisi Var? ” başlıklı bir konferans vermiştir.
Prof. İnam, konferansına “gönül” kelimesinin ayrıntılı tanımını yaparak başlamış, ardından teknolojinin
tanıtımını yapmış ve tarihsel süreçte geçirdiği aşamaları özetleyerek, teknolojinin günümüzde piyasa
ekonomisi ile birlikte kendi başına dönen bir çarkın temel öğesi olarak gördüğü işlevi anlatmıştır…

Teknoloji Benim Neyim Oluyor?


Ahmet İNAM
ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş.; Ankara, 1999.

Bu kitap da, benzerleri gibi özür ve eksiklerle doludur. Üstelik değişik zamanlarda farklı
amaçlarla yayımlanan yazıları içerdiği için, yer yer anlatım bozuklukları, tutarsızlıklar,
gereksiz yinelemeler taşıyor. Bu tür özürler için ölçüyü kaçırmış özür dilemelerle
okurun başını ağrıtmak, ona saygısızlıktır. Eksiğini saklayıp, havalara girmek de. Elbette, hocam Teo
Grünberg'in sık sık yinelediği gibi, dünyanın en güzel kızı bile, ancak kendisinde olanı verebilir. (La
plus belle fille ne donne que ce qu'elle a...)
Teknonomi Tarihsel Açıdan Teknoloji - Ekonomi İlişkisi
Yaşar BÜLBÜL
Kitabevi Yayınları; Ekonomi ve Finans; İstanbul, 2008.

Teknolojinin mevcut hayat standardımızın oluşmasındaki katkısı tartışılmaz. Bu katkı,


insanlığın başlangıcından beri var olagelen icatların sistemli şekilde üretime dahil
edilmesiyle, başka bir deyişle iktisadi süreçte önemli bir parametre haline gelmeleriyle mümkün
olmuştur. Hedefi teknoloji tarihini Türk iktisat tarihi çalışmalarının gündemine taşımak olan Teknonomi,
teknoloji ve iktisadın insanoğlu için çok önem arz eden hikâyesini ele alıyor.

Teknoloji Toplumu
Jacques ELLUL; Çeviren: Musa Ceylan
Bakış Yayınları; İstanbul, 2003.

Bizim medeniyetimiz teknik bir medeniyettir. Dikkatsizce incelenen amaçlara sürekli


geliştirilen araçlar bulma arayışına bağlanmış bir medeniyettir bu. Gerçekten teknik
amaçları araçlara dönüştürür.

Bir zamanlar kendi başına değer verilen şey, ancak başka bir şeyi elde etmeye yaradığı için değerlidir.
Tam tersine, teknik araçları amaca da dönüştürür.

Ellul, modern çağda tekniğin sosyal politik ekonomik ve felsefi anlamına ilişkin büyük tartışmayı
yeniden açıyor, onunla hem fikir olmak zorunda değilsiniz fakat Ellul, varsayımlarınızı yeniden gözden
geçirmeye ve kendi kasvetli kestirimlerimizdeki hataları araştırmaya teşvik etmesi bakımından bize
kışkırtıcı bir kitap sunuyor.

Tuhaf Hava Sınırlar Çağında Kültür, Bilim ve Teknoloji


Andrew ROSS; Çeviren: Kamil Durand; Yayına Hazırlayan:: Ferma Lekesizalın
Ayrıntı Yayınları; İstanbul , 1995.

Gerektiğinde son derece keskin bir eleştiri, gerektiğinde de cömert bir değerlendirme
niteliğine bürünen Tuhaf Hava, hayatımızı giderek daha fazla egemenliği altına alan
teknokültüre ilişkin belirleyici önemde bir çalışma. -Joel Kovel- (...) "Yeşil" bir kültür
eleştirisine katkı niyetiyle yazılan Tuhaf Hava, dev şirketlerin ve askerlerin denetimine terk edilmiş olan
teknoloji karşısındaki tutumu irdelerken, geleceğimizi biçimlendiren teknolojik tartışmalara kayıtsız
kalınmasını eleştiriyor. Kitabın yazarı Ross şöyle diyor: "Teknolojik gelecek hepimizi ilgilendiren bir
konuysa, bu geleceğin nasıl olacağına ilişkin kararlar, yalnızca uzmanlara bırakılamaz." Ross, kültürün
radikal eleştiricilerini teknoloji fobisinden kurtulup, gelecek tartışmalarına katkıda bulunmaya çağırıyor;
bilim ve teknolojinin kültüre bu derece yabancı kalışının faturasını da teknokrat seçkinlere ve seçkinci
bilim topluluklarına çıkarıyor. Otoritelerini bilimin rasyonalist temellerinden ve evrenselci iddialarından
çıkarıyor. Otoritelerini bilimin rasyonalist temellerinden ve evrenselci iddialarından alan bu çevrelerin,
bilim ve teknolojiyi hümanist ve popüler kültürden ayrı tutarak yapay bir bölünme yarattıklarını ileri
sürüyor. Öte yandan, egemen bilimsel görüşlere tepki olarak doğan alternatif bilimsel kültürlerin,
egemen bilimin rasyonalist söylemini taklit ettikleri sürece, bu bölünmeyi ortadan kaldıramayacaklarını
da vurguluyor. Bu bağlamda incelediği Yeni Çağ, bilgisayar üçkâğıtçılığı, siberpunk gibi karşı kültürel
pratiklerin kültürümüzdeki bunalımı nasıl değerlendirdiklerine bakıyor. Ross, globalizm ve yenidünya
düzeni gibi son dönemlerin en yaygın tartışma konularında da çarpıcı saptamalar yapıyor.

Alternatif Teknoloji Teknik Değişmenin Politik Boyutları


David DİCKSON; Çeviren: Nezih Erdoğan; Yayına Hazırlayan:: Tuncay Birkan
Ayrıntı Yayınları.

İdeolojilerin sonunun geldiği söyleniyor... Kurtuluşumuzun ideolojiler üstü olduğu iddia


edilen 'çağdaş teknoloji'nin benimsenmesi ve geliştirilmesinde yattığı anlatılıp her şey
iktisadi kategorilere ve tekniğe indirgeniyor... Sosyal demokrat sol bu anlayışa tabi olup, 'sosyal
teknokrat' bir kimlik kazanırken, geleneksel sosyalist sol 'üretim' paradigmasıyla hesaplaşamadığı için
sürüklendiğimiz bu sürece müdahale edemiyor...

Bilim ve Teknoloji Dünya Tarihinde


Harold DORN, James E. McClellan III; Çeviren: Haydar Yalçın
Arkadaş Yayınları; İstanbul, 2006.

Günümüzün endüstriyel modern dünyasında, bilim ve teknoloji arasındaki tartışmasız


bağ açıkça görülmektedir. James E. McClellan III ve Harold Dorn'un bu kitaptaki bakış
açıları gibi tarihsel olarak bakıldığındaysa, bu bağın o kadar da açık olmadığı görülür. Endüstrinin ve
hükümetlerin, yeni ya da gelişmiş teknolojilere öncülük edecek bilimsel araştırmalara finansman
desteği vermeye başlamasıyla, teknoloji 'uygulamalı bilim' olarak yakın zamanlarda ortaya çıkmıştır.

Dünya Tarihinde Bilim ve Teknoloji'de McClellan ve Dorn, değişen bu ilişkiyi, tarih öncesindeki
düşünen, araç gereç yapmaya başlayan ilk insanlardan bugüne, tarihi verileri inceleyerek
anlatmışlardır.

Bilim, hiç kuşkusuz, insanlar için gerçek yararlar sağlamıştır. Ancak, günümüzün kültürel eğilimlerine
daha az bağımlı ve daha güvenli bir bilim anlayışı, bilime tarihsel bir mercekten bakılarak elde
edilebilir. Böyle yapıldığında, görkemli kazanımlarıyla ama aynı zamanda da yanılgıları ve bazen de
dünya görüşümüze uymayan seçkin duruşuyla bilim, kültüre bağımlı bir kavram olmak yerine, çok
boyutlu bir gerçekliğe dönüşür.

James E. McClellan III, Stevens Teknoloji Enstitüsünde Bilim Tarihi profesörü, Harold Dorn da aynı
enstitüde Bilim ve Teknoloji Tarihi profesörüdür.

Dünya Tarihinde Bilim ve Teknoloji,2000 yılında World History Association ödülünü almıştır.

Mesleki ve Teknoloji Eğitiminde Özel Öğretim


Yöntemleri
Mustafa KARAAĞAÇLI
Nobel Yayın Dağıtım; Ankara, 2002.
Mesleki eğitim fakülteleri ve Teknoloji eğitimi fakültelerinin tüm bölümlerine yönelik özel öğretim
yöntemleri ders kitabı niteliği taşıyan bu çalışma, mesleki eğitim ve teknoloji eğitimi açısından eğitim
ve öğretim süreçlerini ele almaktadır.

Osmanlılarda Bilim ve Teknoloji


Aykut KAZANCIGİL
Etkileşim Yayınları; İstanbul, 2007.

Osmanlı tarihçiliğinde,19. yüzyıldan itibaren biri dışarıdan, diğeri içeriden olmak üzere
iki paralel yorum hakim oldu. Bunlardan birincisi, Oryantalist söylemin kurduğu
Doğu'nun bir parçası alarak ele alıyordu Osmanlı'yı. Bu söylemde Doğu donmuş, az
gelişmiş, pasif, âtıl olanı ve Batı karşısında daima ikincil ve geriden geleni temsil ediyordu. Diğer bakış
ise içerdendi ama o da en az Batılı yorum kadar silikleştiriyordu Osmanlı tarihini. İkinci bakışta,
Osmanlı gerileme momentinde yakalandığı için, bir altın çağ varsayılıyor ve sonraki dönemler, hiçbir
yeni gelişme gösteremediği için suçlanıp bir kenara atılıyordu.

Her iki bakışta ortak olan nokta, Osmanlı tarihinin 'içinden' nasıl göründüğünü, nasıl zengin bir
entelektüel geleneği tevarüs edip geliştirdiğini ve modern döneme bu mirası ne tür çabalarla intikal
ettirdiğini hiç merak etmemeleridir. Oysa bu dönemlerde Osmanlı toplum ve devleti büyük dönüşümler
geçirmiş ve kendisini modern şartlara başarıyla uyarlamasını bilmişti.

Prof. Dr. Aykut Kazancıgil'in Osmanlılarda Bilim ve Teknoloji adlı eseri, genellikle olmadığı iddia edilen
bilim ve teknoloji alanlarındaki gelişmelerin yanında Osmanlı Devleti'ndeki bilim ve eğitim kurumlarının
vücuda getirdiği büyük bilgi birikimini derli toplu bir şekilde ve 'içeriden' bir bakışla okuyucunun önüne
koymaktadır. Yazarın söylediği gibi, Osmanlıların bilim ve teknoloji alanlarındaki durmak bilmeyen
çabaları olmasaydı ne imparatorluk 6 asır ayakta kalabilir, ne de Türkiye Cumhuriyeti'ndeki bilim
hayatı, bugünkü canlılığına ulaşabilirdi.

Makina Efsanesi
Lewis Mumford; Çeviren: Fırat Oruç
İnsan Yayınları; İstanbul, 1996.

Teknolojinin Evrimi
George Basalla
Çeviri: Cem Soydemir
TÜBİTAK - 1988

Çoğu kez, bilgisayarın, robotların, uzay gemilerinin ve daha birçok yeniliğin insanların beklentilerini
fazlasıyla aşan büyük teknolojik ilerlemeleri olası kılacağı iddia edilir. Ün kazanma veya itibar sağlama
amacıyla bu tür iddiaların sık sık kullanıldığına rastlansa bile bu tür eğilimlerin yansıttığı bir şey daha
vardır: İnsanlar, teknolojinin yararına teknolojik olabilirlikle oyun oynamaktan büyük haz alırlar."
Teknolojinin Evrimi öne sürdüğü teknoloji tarihi kuramına kültür eksenini temel alarak açıklık getirirken,
popüler bilim kitapları arasında da seçkin bir yer ediniyor.

Ortaçağda Endüstri Devrimi


Jean GİMPEL
Çeviri: Nazım Özüaydın
TÜBİTAK- 1976

Ortaçağda Endüstri Devrimi, Ortaçağdaki endüstri yaşamını ve kurumlarını ayrıntılı


biçimde inceleyen bir kitap. Ayrıca söz konusu çağ ile içinde yaşadığımız çağ
arasındaki karşılaştırmalara çalışma boyunca yer verilmekte. Ortaçağın
insanoğlunun yaşadığı, yaratıcılığa en elverişli çağlardan biri olduğu ve ilk endüstri devriminin de
yine bu çağda gerçekleştiğini öne süren bu yapıtın "karanlık çağ" olarak bilinen döneme yeni bir
bakış açısı kazandıracağını umuyoruz.

Vida ile Tornavida


Witold RYBCZYNSKİ
Çeviri: Hüseyin Özel
TÜBİTAK- 2000

Her şey 1999 yılında New York Times’ın editörlerinden David Shipley’nin Witold
Rybczynski’den binyılın en iyi ve en kullanışlı aleti hakkında kısa bir makale
yazmasını istemesi üzerine başladı. Rybczynski işi kabul etti ama aletlerin tarihi
üzerinde çalışmaya başladığında neredeyse tüm aletlerin kökeninin eskiçağa
kadar gittiğini buldu. Oysa o geçtiğimiz binyılın en yararlı ve vazgeçilemez aletini arıyordu. Tam
yazmaktan vazgeçecekken aklına eşinin fikrini almak geldi, eşinin verdiği yanıt ise ilham vericiydi:
Tornavidanın ve hemen ardından vidanın aletler sahnesine çıkışı görece yeniydi. Geç ortaçağ
Avrupasının bir icadı olan tornavida Çinlilerin bulmadığı tek önemli aletti. Bu icadın sahibi
Leonardo da Vinci’ydi. Ama yaygın olarak kullanılması uzun zaman almıştı. Rybczynski akıcı ve
eğlendirici üslubuyla kaleme aldığı Vida ile Tornavida’da okuyucuya üzerine pek az yazılmış bir
konuda yeni bir pencere açıyor.

Mühendisler: Ne Bilirler, Nasıl Bilirler?


Walter G. VİNCENTİ
Çeviri: Sinan Kuraner
TÜBİTAK, 1993

Bilgi, işe yarar mı? Mühendisler nasıl bilgi edinirler? Mühendislik bilgileri bilimsel bilgilerden farklı
mıdır?
İnsanlığın en eski özlemlerinden biri olan “uçma”ya yönelik yanıtlar üreten havacılık mühendisliği
uygulamaları yardımıyla, mühendislik bilgilerinin yapısını ve gelişimini incelemek ister misiniz?

20. yüzyılda uçakların kanatları (ya da pervaneleri) nasıl tasarlanırdı? Tasarım koşulları nasıl
belirlenirdi? Hangi kuramsal ve/veya deneysel araçlar kullanılırdı ve bunlar nasıl geliştirilmişti?
Mühendislik bilgilerinin özgün niteliklerini araştırmanın yanında -geleceğe ışık tutan- bu tür konuları da
dikkatle sorguluyor Walter G. Vincenti. Kitabın sonunda ise, mühendislik bilgilerinin gelişmesinde
izlendiğini düşündüğü bir model sunuyor.

Bilim Tarihi Yazıları Buluşlar Ve Yapıtlar


Melek Dosay GÖKDOĞAN, Remzi DEMİR
Nobel Yayın Dağıtım.

Bilim Tarihi Kılavuzu (Buluşlar ve Yapıtlar) adını taşıyan bu çalışma, bilim ve teknolojinin
gelişim süreci hakkında genel bir fikir vermek ve bilim tarihi araştırmalarını
kolaylaştırmak amacıyla yazılmıştır.

Kitap iki bölümden oluşmaktadır. 'Bilim ve Teknoloji Tarihi zamandizini' başlığını taşıyan Birinci Bölüm,
'Genel Zamandizin' ve 'Karşılaştırmalı Zamandizin' olmak üzere iki kısımdır: Genel Zamandizin'de
M.Ö.7000 M.S.1950 yılları arasındaki, Karşılaştırmalı Zamandizin'de ise Doğu ve Batı Uygarlıkları'na
göre, M.S.550-M.S.1950 yılları arasındaki bilim ve teknolojiye ilişkin önemli çalışmalar ve buluşlar
kronolojik olarak sıralanmıştır.

Kitab-ül Hiyel. Eski Zaman Mucitlerinin İnanılmaz


Hayat Öyküleri
İhsan Oktay ANAR
İletişim Yayınları; Türkçe Roman ve Hikaye; İstanbul, 2008.

Lalezar Necef Bey'in, Kılıç Ali Paşa Camii muvakkitlerinden Kedigöz Beşir Dede'den
naklettiği bir rivayete göre, Calud, Gülhane Hatt-ı Hümayunu'ndan bir yıl,
Cüstinyani'nin Cadde-i Kebir'de Fransız Tiyatrosu'nu açmasından ise altı ay sonra, Diyarbekirli ikiz
hiyelkarların da yardımıyla yeni bir devridaim makinası yapmaya koyulmuştu. Artık otuz yaşını çoktan
geride bıraktığı için, gücünü barındıran saçları ağarmaya yüz tutmuş, ancak Suvaş sefaretinin
dükkânlarından birinde perükarlık yapan Angilidis Efendi'nin siyah saç boyaları imdadına yetişmişti.
Kendini daha fazla yorup iktidarını israf etmek istemediğinden makinanın hesaplarını Samur ve
Yağmur Çelebiler'e yaptırıyor, zavallılar adeta nefes bile almadan çalışırlarken o gün boyu Galata
balozlarını dolaşıp keyfine bakıyordu. İkizler ise, babalarından çok daha küfürbaz birinin yanına
düştüklerini anlamalarına rağmen, konu komşuya, 'Aramızda akrabalık falan yok. Biz sadece onun
yanında çalışan iki efendiyiz, ' deyip durumu kurtarıyorlardı.

You might also like