You are on page 1of 114

ED‹TÖRDEN

Yoğun Bir Gündemle Birlikteyiz...


Eylül 2006 • Y›l: 6 • Say›: 21 Yay›n Türü: Yerel, süreli mimar.ist’in 21. saysn değerli katklar ve ilginç bulacağnz umduğumuz
Yay›nlayan
yazlarla tamamladk. Geçen saymza gelen olumlu, yapc eleştiriler bizler için
TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi en değerli itici gücü oluşturdu.
Sahibi
TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi ad›na
İstanbul son dönemde gündemdeki konularyla meslek alannda yoğun
Eyüp Muhcu
tartşmalara konu oluyor. Bu nedenle de kent için önerilen yeni projelerin
eleştirileri ve değerlendirmeleri dergi sayfalarmzdan eksik olmuyor. Diğer
Genel Yay›n Yönetmeni
taraftan, kentin giderek ivme kazanan 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi ve
Deniz ‹nceday›
UNESCO Dünya Miras Listesi tartşmalar, söz konusu projelerin anlamn
Yay›n Koordinatörü katlyor. Bu düşünceyle İstanbul’un kentsel, mekânsal sorunlarna yeni
Fatma Öcal
yaklaşmlar sürekli olarak okuyucumuzla paylaşmak istiyoruz.
Yaz› ‹flleri Sorumlusu
Metin Karada¤ Bu saymzda ayn bağlamda önemli olduğuna inandğmz bir dosya konumuz
Yay›n Kurulu
var: “Soylulaştrma ve İstanbul”. Dosyada konunun uzmanlar, düşünürleri
Ayflen Ciravo¤lu, H. H. Günhan Dan›flman, T. Gül Köksal, deneyimlerini ve fikirlerini farkl yaklaşmlarla tartşyorlar. Bu tartşmalarda
Kubilay Önal, H. Bülend Tuna İstanbul’un kentsel politikalarna, kentsel-kamusal alan yaklaşmlarna ait
Dan›flma Kurulu içerikler bulacaksnz. Dosya başlğmzla ilgili olarak ayrca üç önemli söyleşi
Zeynep Ahunbay, Nur Ak›n, Ülkü Alt›noluk, Bilge Ar›kan, Ersin gerçekleştirdik. Bu alanda uzun yllardr araştran ve tartşan kymetli bilim
Ar›soy, Harun Bat›rbaygil, Afife Batur, Cengiz Bektafl, ‹hsan insanlarnn sohbetlerini sizlerle paylaşyoruz. Derginin kütüphane bölümünde
Bilgin, Çelen Birkan, Hasan Çak›r (Almanya), H. Besim Çeçener, sizlere değerli üç yapt sunuyoruz. Seçtiğimiz her üç eserin de
Oktay Ekinci, Cengiz Eruzun, Nur Esin, Nuran Zeren Gülersoy,
Sümer Gürel, Ersen Gürsel, Yücel Gürsel, Havva Kanbur
meslektaşlarmza yeni perspektifler açacağn düşünüyoruz. Görüş
(‹spanya), Ruflen Kelefl, Do¤an Kuban, Mehmet Küçükdo¤u, sayfalarmzda, uygarlk tarihinin inanlmas güç bir kesitinden meslek
Derya Oktay (K›br›s), Sabri Orcan, Selim Ökem, Deniz Erinsel alanmza uzanmay özellikle istedik. Ayrca, değerli hocamz Nezih Eldem’i bir
Önder, Hakk› Önel, Gülflen Özayd›n, Hasan Cevat Özdil, Asl› arkadaşnn kaleminden bir kez daha anyoruz. Tasarm araştrmasnda, ilginç
Erim Özdo¤an, Y›ld›z Sey, fiükrü Sürmen, Mete Tapan, U¤ur
bir konuya açtk bölümümüzü. Aydnlatma ve aydnlatma elemanlar tasarm,
Tarhan, Ahmet Tercan, Necdet Teymur, Afflar Timuçin, Rüksan
Tuna, Hülya Turgut, Y›ld›z Uysal, Mücella Yap›c›, Hüsnü mimarlğn bütünleyici bir parças. Bu nedenle ilgi çekeceğini umuyoruz.
Ye¤eno¤lu (Hollanda), Zekiye Yenen, Emre Zeytino¤lu İnceleme köşesinde ise, meslek birikimine farkl bakşlar getiren yazlarla güncel
yap üretim sürecine ait eleştirileri ve gözlemleri, ayrca mimari bir başyapta
Yay›n Yönetim ve Yaz›flma Adresi
Y›ld›z Saray› D›fl Karakol Binas›, Barbaros Bulvar› değinmeleri bulacaksnz. Kent bölümünde, UIA İstanbul 2005 Kongresi’nde de
Befliktafl 34349 ‹stanbul gündeme getirilen bir açk forum konusunu tartşyoruz. “Dijital Kentleşme”
Tel: 0212 227 69 10 Faks: 0212 236 85 28 başlğ altnda, yazarlar tarafndan paylaşlan düşünceler, gelişen teknoloji,
e-posta: dergi@mimarist.org kent, mekân, insan ilişkisi üzerindeki tartşmalar sürdürüyor. Yine ayn başlkta,
www.mimarist.org/mimarist
yurtdşndan katk olarak gelen “kamusal alan” irdelemelerini ve “Tarihî ve
Mali Koordinasyon Modern Yüzü ile Barselona”y bulacaksnz. Kent arkeolojisi konularnda ise bu
Sami Y›lmaztürk
saymzda iki ilginç yaz var. Yeni bir restorasyon uygulamas örneği olan
Görsel Yönetmen Altunizade’deki Nafiz Paşa Konağ’n ise Tasarm/Uygulama sayfalarnda
Zehra fieno¤uz
görebilirsiniz. İstanbul’da restorasyon sürecinin bu denli tartşmal bir
Ofset Haz›rl›k döneminde, kente kazandrlan binay Yap Merkezi’nin katklaryla, zengin
Ekol Tan›t›m
Ondokuz May›s Cad. No: 32/12 fiiflli 34360 ‹stanbul
görsel malzemelerle mimarndan okuyoruz. Kent, mimarlk, yaşam araştrmasn,
Tel: 0212 212 68 02 (pbx) Faks: 0212 212 69 12 her zamanki gibi, tasarmda “ulaşlabilirlik” kavramna bağlanan notlarla
e-posta: ekoltanitim@superonline.com tamamladk.
Bask›-Cilt
Promat Bas›m Yay›n, ‹stanbul
Sra geldi 22. saymza... Gelecek saymzn dosya konusu olarak “kamusal
Tel: 0212 456 63 63 alan” başlğn öneriyoruz. “Kamusal alan” kavramna meslek tartşmalarnda
farkl yönlerden baklabilir. Tarihten günümüze “kamusal alan”, düşünce
Bask› Tarihi
Eylül 2006
sistemlerini ve bunun mekânsal izlerini yanstan çok boyutlu kapsamyla bir
eleştiri kaynağ olmuştur. Mimari ve kentsel tasarmda “kamusal alan”
Da¤›t›m
araştrmas, farkl yaklaşmlar, mekânn farkl düzenini ve buna bağl olarak da
Tele Kurye
yeni insan-mekân ilişkilerini tartşmaya yönlendiriyor bizleri. Dosya içeriğinde
Reklam ve Yap›m Organizasyon böyle bir noktadan hareketle, “kamusal alan” gerek kavramsal düzeyde gerekse
Mimarl›k Vakf› ‹ktisadi ‹flletmesi
uygulama alanndan örneklerle tartşmay amaçlyoruz. Böylesi bir araştrmayla
Recep Pafla Cad. Nimet Abla ‹fl Merk. No: 18 K.2
Taksim 34437 ‹stanbul “kamusal alan” tasarmnn yaşama katklarn çok boyutlu değerlendirmeyi ve
Tel: 0212 253 45 35 pbx Faks: 0212 253 43 04 kavram meslek perspektifinden yeniden irdelemeyi amaçlyoruz. Tabii ki,
sizlerin öneri ve katklaryla. Bu saymz ilgiyle okuyacağnz ümit ederken, bir
Fiyat›: 7,50 YTL
sonraki saymzda yeni görüşlerle, yeni araştrma ve tartşma başlklaryla
Y›ll›k abone ücreti: 26,00 YTL
Ö¤rencilere % 50 indirim uygulan›r. yeniden buluşmay diliyoruz.
“mimar.ist” dergisi Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi üyelerine
ücretsiz olarak gönderilir. Yaz›larda ileri sürülen görüfllerin sorumlulu¤u
Sayglarmla,
yazarlar›na aittir. Dergi ad› belirtilmek kofluluyla al›nt› yap›labilir.
Deniz İnceday

mimar•ist 2006/3 1
mimar.ist Eylül 2006/3
ISSN 1302-8219

4 HABER / ETK‹NL‹K
Dam Notlar›... / Hasan Çak›r

6 KÜTÜPHANE
Bizans Mesesi’nden Osmanl› Divanyolu’na / H. H. Günhan Dan›flman
Refah Toplumunda Getto / Deniz ‹nceday›
Mimar Wittgenstein / Özen Eyüce

9 GÖRÜfi
Ortado¤u’da Bir Y›k›m Daha: Lübnan
Beyrut Müzesi, Arkeolojik Yerleflmeler, Do¤al Çevre / Gül Pulhan................................................................9
S›n›f Arkadafl›m Nezih Eldem / Ali Do¤an Günsav ...........................................................................................12

15 TASARIM
“Tasar›m, söyledi¤iniz ‘söz’ün dünyada dolaflmas› demek...” / Söylefli: Ahmet Tercan .....................................15

21 ‹NCELEME
Bir Ayasofya Yaz›s› / Gürhan Tümer ................................................................................................................21
‹nflaat/Mimarl›k fiirketlerinin Ekonomik Kriz Yönetim Stratejilerini Belirlemeye Yönelik
Alan Çal›flmas›: ‹stanbul Örne¤i / Zeynep Kolçak .......................................................................................27
Mimar-‹flveren-Kullan›c› ‹liflkisinin Sat›fl Sloganlar› Ba¤lam›nda Sorgulanmas› ve
Sonuç Ürünler / Tülin Görgülü ...................................................................................................................32

2 mimar•ist 2006/3
‹Ç‹NDEK‹LER

37 DOSYA: “SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL


“Soylulaflt›rma” ve ‹stanbul / Tolga ‹slam - Ayflen Ciravo¤lu ..............................................................................37
“Gentrification” Kavram› Nas›l Türkçelefltirilmeli? / Murat Güvenç .................................................................39
Ça¤lar Keyder: “Soylulaflt›rma, kapitalizmin kentsel mekân düzeyinde yans›mas›d›r”
Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam .............................................................................................................46
‹hsan Bilgin: “Dünyada hiza al›nabilecek toplumsal projenin olmamas›,
pek çok fleyin içini boflalt›yor...” / Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam ......................................................52
Soylulaflt›rma / Gentrification / Do¤an Kuban .................................................................................................57
Soylulaflt›rma ve Hipotetik Kâr / Behiç Ak ......................................................................................................61
Kuzguncuk Üzerine ‘Kafas› Kar›fl›k’ Bir Deneme / Tan Morgül .........................................................................64
Soylulaflt›rma Sürecinde Sanat ve Sanatç› - Kent, Sanat, Aktivizm / Pelin Tan ..............................................69
Ahmet Polat: “Bu bölgelerde inan›lmaz bir enerji var;
gerçek bütünleflme burada oluyor” / Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam .................................................73

78 KENT
Dijital Kentleflme / Elizabeth Sikiaridi - Frans Vogelaar ....................................................................................78
Avrupa, Kentini ve Kentçili¤ini Gözden Geçiriyor .........................................................................................84
Tarihî ve Modern Yüzü ile Barselona / Havva Kanbur .....................................................................................87

91 KENT ARKEOLOJ‹S‹
Byzantion Dönemi’ndeki Kurgusuyla Bir Anadolu Mucizesi: ‹stanbul / F›rat Düzgüner ..................................91
K›rklareli Kültür Sektörü Uygulamalar›: Kanl›geçit Aç›khava Müzesi Örne¤i / ‹lknur Ar› ..............................103

107 T A S A R I M / UYGULAMA
fieyh-ül Et›bba Kona¤›’ndan Yap› Merkezi’ne: Nafiz Pafla Kona¤› Restorasyon Projesi / Z. Ayfle Aky›l .........107

111 F A R K L I ‹NSANLIK DURUMLARI


‹stanbul Metrosundan Notlar / fiükrü Sürmen .............................................................................................111

mimar•ist 2006/3 3
HABER 1. Torre Agbar cephe detay› (Novvel).

ETK‹NL‹K 2. Torre Agbar, Barcelona (Novvel).

DAM Notlar›
2006 Uluslararas›
Gökdelen Ödülü
Barselona H›yar›’na Verildi
Takma ad› Barselona H›yar›. As›l ad›
“Torre Agbar”. Boyu 142 metre. Pro-
jesini Parisli Jean Nouvel Atölyesi
yapm›fl. Mal sahibi Barselona Su ‹fl-
leri Afi. Yap›m› 2005’te bitmifl. Torre
Agbar fiirket’in merkez binas› olarak
kullan›l›yor.
Uluslararas› Gökdelen Ödülü iki y›lda
bir, en az 100 m. boyunda, bitmifl,
kendine özgü esteti¤iyle, gelece¤e
yönelik mimarisiyle, kentle bütünlefl-
mesiyle, yenilikçi tekni¤i ve ekono-
mikli¤iyle boy gösteren gökdelenlere
veriliyor. Mimara ve mal sahibine
birlikte verilen ödülün maddi arma-
¤an›n› mimar al›yor. 1
Frankfurt Belediyesi’nin himayesinde ye baflkan› taraf›ndan sahiplerine ve- lü bürolar da ilginç projelerle kat›ld›-
verilen ödülün sponsorlu¤unu bir rilecek. Ayn› gün DAM’da gökdelen- lar. Ödül için önerilen gökdelenlerin
büyük banka yap›yor. DAM da ler üzerine kapsaml› bir sergi aç›la- üçte biri ya Asya’da ya da Asyal› bir
ödülün organizasyonundan sorumlu. cak. büroca dikilmifl gökdelenler. (Asya
50 bin avroluk ödülün ilki 2004’te flu s›ralar yeryüzüne gökdelen dik-
verilmiflti. ‹kincisi, bu y›l 17 Ka- DAM’›n aç›klamas› k›saca flöyle: menin moda oldu¤u yer say›l›yor.)
s›m’da, Frankfurt’ta Aziz Paulus Kili- Ödüle, dünya çap›nda naml› gökde- 15 May›s 2006’da Frankfurt’ta topla-
sesi’nde yap›lacak bir törenle beledi- lenci bürolar›n yan› s›ra, daha az ün- nan uluslararas› juri dört k›ta 11 ül-
keden ödül için önerilen gökdelenle-
ri de¤erlendirdi; Barselona’daki “Tor-
re Agbar”› ödüllendirdi, dört gökde-
lene de takdirname verdi.
Jüriye göre Torre Agbar, gökdelen
konusundaki güncel tart›flmalara bir-
çok bak›mdan önemli katk›larda bu-
lundu¤u için ödülü ald›. Jürinin söy-
lemiyle “yeni bir kentsel geliflimin
Barselona’daki simgesi ve kenti yeni-
den canland›rman›n nab›z at›fl›n›n
göstergesi”dir, Torre Agbar.
Torre Agbar’›n yenilikçi k›l›f› (kabu-
¤u) toplam alan› 47.500 metrekare
olan 35 kat› sarmal›yor. Bu 16.000
metrekare beton k›l›f›n üzerini kapla-
yan alüminyum levhalar suyla ve
›fl›kla renkten renge giriyor. Beton k›-
l›fa yerlefltirilen 60.000 cam lamel-
den 4400 kare pencere yap›ya sadece
2 yeterli bir saydaml›k de¤il, ayn› za-

4 mimar•ist 2006/3
3. Torre Agbar iç mekân. HABER
4. Montevideo, kullan›fll›l›¤› yan›nda eski bir
endüstri bölgesini canland›rmaya katk›s›yla ETK‹NL‹K
takdirname ald› (Mecano).
5. Wienerberg Gökdeleni, sosyal konut alan›nda
kaliteli gökdelen örnekli¤iyle takdirname ald›
(Delugan).
6. Jian Wai Soho, Pekin’deki klifle bloklar›
aflmas›yla takdirname ald› (Yamamoto).
7. Turning Torso, gökdelen tasar›m›nda form
zenginli¤inin yolunu göstermesiyle takdirname ald›
(Calatrava).

4 5

manda ›s› yal›t›m› sa¤l›yor... olsun hem de mimarisi kaliteli ol-


Takdirname alan dört gökdelenin sun” anlay›fl› gelifliyor, mal sahipleri
dördü de konut kulesi: Biri Mal- ve mimarlar dünyaya güzel bir eser
mö’deki “Turning Torso”, Valencial› b›rakman›n lezzetine giderek daha
Santiago Calatrava’n›n, 190 metre çok vard›kça, bu türlü ödüller ço¤al-
boyunda. Biri Viyana’daki “Wiener- d›kça... Desem, ne dersiniz?
berg” gökdeleni, mimar› Viyanal› De-
lugan Meissl, boyu 106 metre. Biri Hasan Çak›r
kybeleffm@aol.com
Rotterdam’daki “Montevideo”, Delftli
mimarl›k bürosu “mecanoo architec- 6
ten b.v.” projelendirmifl, boyu 152 7
metre. Biri de Pekin’de, 100 metre
boyunda “Jian Wai Soho”; Yokoha-
mal› mimar Riken Yamamoto ve Field
Shop’un ifli.

Hep Rant m› Hem Rant m›?


Banka idare heyetinden bir yetkili
flöyle diyor:
“...Bu ödülle mimarlar›, mal sahiple-
rini, yat›r›mc›lar›, gelece¤e yönelik
gökdelenler planlamaya ve tasar›mda
yeni yollar denemeye cesaretlendir-
mek istiyoruz.”
Anlafl›lan, imar›n amac›n› temelde
spekülasyonun ve rant›n belirledi¤i
“Mimar(l›k)lar›n Grand Bazaar›”nda,
“rant olsun da nas›l olursa olsun”
anlay›fl› etkisini yitiriyor. “Hem rant

mimar•ist 2006/3 5
KÜTÜPHANE

Bizans Mesesi’nden Osmanl› Divanyolu’na


Osmanl› kent mimarl›¤› tarihine çe- m›flt›m. Bu bana konuya iliflkin mev- sonunda Divanyolu ekseni boyunca
flitli yay›nlar›yla katk›da bulunmufl cut tüm kaynak kitaplar›, harita ve fo- yaklafl›k 600 metre geniflli¤inde bir
olan Cenova Üniversitesi Mimarl›k to¤raf malzemelerini taramak için üç kentsel flerit içinde, harita ve belge-
Fakültesi ö¤retim üyesi Maurice Ce- ayl›k eflsiz bir f›rsat sundu. ‘Divanyo- lerde kabaca yerleri belirlenen Os-
rasi’nin, özgün ad› The ‹stanbul Di- lu’ özel bafll›¤› alt›nda ne denli az fley manl› dönemine ait 108 adet vak›f ve
vanyolu olan kitab›, Ali Özdamar’›n yap›ld›¤›n› ya da bilindi¤ini, halbuki kamu binalar›n›n listesini veren bir
çevirisi ile Haziran 2006’da Kitap Ya- Kostantinopolis-‹stanbul’un tarih ve “An›tlar Katalo¤u” eklenmifl. Özellik-
y›nevi taraf›ndan Türk okurlar›na mimarisinin söz konusu eksen üze- le kitab› eline al›p Divanyolu’nu yeni-
ulaflt›r›ld›. Topkap› Saray›’ndan bafl- rindeki etkisiyle ilgili olarak di¤er den keflfetmek isteyecek mimar mes-
lay›p Edirne Kap›’ya kadar uzanarak kaynaklardan ne denli çok bilgi dev- lektafllar için bu katalog çok yararl›
Tarihi Yar›mada’y› do¤u-bat› ekse- flirilebilece¤ini keflfetmek beni hay- bir özgün katk› yapmakta. Sultan ta-
ninde bir bafltan ötekine kesen bu retler içinde b›rakt›.” Son otuz y›l raf›ndan gerçeklefltirilen önemli tö-
ana arter, yazar›n kendi sözleri ile içinde ‹stanbul üzerinde gerek to- rensel alaylar›n güzergâh› da olan bu
“birçok fleyi a盤a vuran bir sembo- pografik gerekse akademik olan ve arter, ayn› zamanda Osmanl› paflalar›
lizmin ve ifllevsel olgular›n yo¤un- olmayan çok say›da eserin ortaya ç›- ve divan üyelerinin güçlerini simge-
laflt›¤› yer” idi. kar›lm›fl oldu¤unu vurgulayan yazar, leyen bir kamusal aland›. Maurice
Kitap, 2000 – 2001 y›l›nda koordi- “bu ikincil kaynaklar›n yer adlar› ve Cerasi hakl› olarak araflt›rma ekibinin
nasyonunu Maurice Cerasi’nin yü- tarih konusunda bu türden daha ön- iki mimar üyesi Emiliano Bugatti ve
rüttü¤ü, “Kentsel dokunun Do¤u Ak- ceki metinler kadar, birincil kaynak- Sabrina D’Agostino’nun sekizinci ve
deniz’in tarihî merkezlerindeki kültür- lara göre ise çok daha çeliflki olmala- dokuzuncu bölümlerdeki ek mimari
leraras› karakteristik özelliklerle bir- r›”n›n karfl›lar›na bir sorun olarak ç›k- araflt›rma sonuçlar›n›n kitab›n sente-
likte tahlil ve ›slah›” adl› bir ‹talyan t›¤›n›; tan›mlamaya ve tahlil etmeye zine yapt›¤› katk›lar› özellikle vurgu-
üniversiteler aras› araflt›rma projesi çal›flt›klar›n›n ise büyük ölçekli bir lamaktad›r.
kapsam›nda, yine kendisinin bafl›nda toplu resim oldu¤unu, dolay›s›yla Maurice Cerasi’nin Divanyolu kitab›
bulundu¤u Cenova grubu taraf›ndan okurun, belirttikleri münferit oldular ‹stanbul’un kentsel tarihinin daha an-
Aral›k 2003 tarihinde tamamlanm›fl ile olaylar hakk›ndaki verileri, “bun- laml› bir flekilde anlafl›lmas› yönünde
olan “Divanyolu (‹stanbul) ve Kam- lar›n al›nd›¤› kaynaklar denli güveni- de¤erli bir çal›flmad›r. Kitap Yay›ne-
pos’ta (Sak›s Adas›) tipoloji ve kamu- lir (ya da güvenilmez) saymas›” ge- vi’ni art›k al›flt›¤›m›z bu üstün nitelik-
sal alan: Koruma ve kentsel ›slah için rekti¤ini belirtmektedir. li katk›lar›ndan dolay› kutluyoruz. Ki-
tahlil ve ölçütler” projesinden ortaya “Girifl” bölümünden sonra sekiz bö- tap, Mimarlar Odas› kütüphanesi ile
ç›km›fl. Kitab›n “Girifl” bölümünde lüm olarak kurgulanm›fl olan 196 kitapç›larda tüm meslektafllar›m›z›n
yazar Divanyolu’nun tarihçesine ne- sayfal›k kitap, 25’i harita olan 90 ci- ve nitelikli kentsel araflt›rma projesi
Divanyolu, Maurice den ilgi duydu¤unu aç›klarken flunla- var›nda flekil ve bilgisayar ç›k›fll› örneklerine özlem duyan mimarl›k
Cerasi, Kitap Yay›nevi, r› yaz›yor: “Daha önce Harvard’da Di- perspektif çizimlerinin de aralar›nda ö¤rencilerimizin ilgisini bekliyor.
‹stanbul, 196 sayfa, vanyolu üstüne çal›flmak üzere A¤a bulundu¤u özel haz›rlanm›fl levhalar
16,5 x 21 cm. Han Vakf›’ndan araflt›rma bursu al- ile zenginlefltirilmifl. Ayr›ca kitab›n H. H. Günhan Dan›flman

Refah Toplumunda Getto


Sema Erder’in Refah Toplumunda “Getto” ve Türkler bafll›kl› araflt›rma- mekân›nda ve yaflam›nda farkl› bi-
Getto bafll›kl› kitab› Bilgi Üniversitesi s›n›n, konuya güncel boyutlar ekle- çimlerde tart›fl›l›yor olmas›, çal›flma-
Yay›nlar› taraf›ndan Nisan 2006’da nerek yeniden haz›rlanm›fl bir sunu- n›n ikinci yay›m›n›n da önemli bir ge-
yay›mland›. Kitap, yazar›n Marmara mu. rekçesini oluflturmakta. Kitap içinde
Üniversitesi’nde 1985 y›l›nda “Top- “Getto Kavram› Üzerine” bafll›kl› girifl yer alan araflt›rman›n birinci bölü-
lumsal De¤iflme, D›fl Göç ve Mekân, niteli¤indeki yaz›, sosyal bilimler münde, göç hareketlerinin neden ol-
Refah Toplumunda Gettolaflma: çevrelerinde “getto” kavram› araflt›r- du¤u toplumsal de¤iflimler, flehir
Stockholm-Rinkeby Örne¤i” bafll›¤› malar›ndan yola ç›karak, okuyucuyu sosyologlar›n›n kavramsal yaklafl›m-
alt›nda sunulan tez çal›flmas›n›n ve kavram ve k›sa tarihçesi hakk›nda lar›, getto olgusunun tarihçesi, farkl›
1986’da bas›lan Refah Toplumunda bilgilendiriyor. Konunun, günümüz türleri gibi göçün mekânda yaratt›¤›

6 mimar•ist 2006/3
KÜTÜPHANE

yeni dinamikler, entegrasyon sorun- leme Göç Sürecini Yaflayan Ailelerde de¤erli bir bilgi kayna¤› yarat›yor.
lar› çok yönlü olarak irdelenmekte. Kad›n ve Kentsel ‹liflki A¤lar›”, “Refah Bugün tart›flmal›, sosyal boyutlar›yla
‹kinci bölümde ise araflt›rma, Stock- Toplumunda Getto: Rinkeby’de Türk- yeterince araflt›r›lmayan birçok proje
holm’un mekânsal yap›s›n›n özellik- ler”, “Uluslararas› Göç Sürecinde Ka- için (Sulukule, Süleymaniye, Galata
leri, de¤iflim süreci ve göçmenlerinin d›n›n Gündeme Gelifli ve Getto’daki Liman› dönüflüm projeleri vb. gibi)
toplumsal konumlar› üzerinde sürdü- Kad›n” bafll›kl› yaz›larla göç olgusu- Sema Erder’in kitab› söz konusu nite-
rülmekte. Bu bölümde ‹sveç’in göç- nun yaratt›¤› toplumsal, mekânsal likleriyle temel bir bilgi kayna¤›.
men politikalar›, kentsel mekândaki sorunlar üzerindeki irdelemeler küre- Farkl› bir ülkede yaflanan deneyimle-
ayr›mlaflma süreçleri ve mekanizma- sel mekâna yeni bir bak›fl olarak alg›-
ri, yaflad›¤›m›z çok yönlü de¤iflim
lar›n iflleyifli ayr›nt›l› olarak irdelen- lanabilir.
süreçleriyle iliflkilendirebilecek bi-
mekte. Üçüncü bölümde, bir refah Özellikle kentsel dönüflüm tart›flma-
çimde ortaya koydu¤undan, tasar›m
toplumu gettosu olarak tan›mlanan lar›n›n sürdürüldü¤ü günümüzde,
alanlar› için zengin bir kültürel altya-
Rinkeby bilgilerine ve alan araflt›rma- mekân›n toplumsal yap› ve sosyal
lar›na yer veriliyor. Genel de¤erlen- boyutla birlikte de¤erlendirilebilme- p› deste¤i. Bu ba¤lamda, kentsel dö-
dirme ve sonuç bölümünde de, siste- si; kentsel, mimari tasar›m alanlar› nüflüm sürecinde rol alan tüm aktör-
matik olarak göçün toplumda yaratt›- için önemli bir koflulu oluflturuyor. lerin kente ve sosyal mekâna bak›fl›-
¤› yeni boyutlar ve dinamikler, mekân Bu ba¤lamda göç olgusunun da, na önemli katk›lar sa¤layacakt›r. Bu
nedenle, eseri dergimizde tan›tmak Refah Toplumunda Getto,
ve toplum aras›ndaki etkileflim ba¤- farkl› nitelikleriyle (iç-d›fl göç, zorun-
Sema Erder, Bilgi
lam›nda ortaya konulmakta. lu veya gönüllü göç vb. gibi) kavra- ve okuyucumuzun dikkatini çekmek
Üniversitesi Yay›nlar›,
Bunu izleyen; “Uluslararas› Göç Tar- nabilmesi ve analiz edilebilmesi h›zl› istedik. ‹stanbul, 337 sayfa,
t›flmalar› ve Göçmen ‹maj›”, “Zincir- bir de¤iflime zorlanan kent aç›s›ndan Deniz ‹nceday› 16 x 23 cm.

Mimar Wittgenstein
Filozof Ludwig Wittgenstein, 1926 - Mimar Wittgenstein adl› kitap, kendi gilizce olarak yay›mlanan ilk kitab›
1928 y›llar› aras›nda, Viyana’da, eski yazar› hakk›nda bilgi vermedi¤i gibi, Tractatus Logico-Philosophicus ile
dostu mimar Paul Engelmann ile bir- filozof Wittgenstein’› tan›may› da sat›r sonuçland›. Felsefenin sorunlar›n› bu
likte, k›z kardefli Margaret Stonboro- aralar›na b›rak›yor. K›saca özetlemek çal›flmalar›yla çözdü¤üne inanan
ugh-Wittgenstein için bir malikâne gerekirse, 20. yüzy›l›n etkili filozofla- Wittgenstein, felsefeyle ilgilenmeyi
infla eder. fienol Erdo¤an Mimar r›ndan biri olarak kabul edilen Lud- b›rakarak bir süre Norveç’te inzivaya
Wittgenstein adl› kitapta, bulundu¤u wig Wittgenstein, 1889 y›l›nda, çekildi. Birinci Dünya Savafl›’n›n
sokak nedeni ile “Kundmanngasse” Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u bafllamas› üzerine, Viyana’ya döne-
ad›n› alan malikânenin tasar›m›n› ve Viyana’s›nda, demir-çelik sanayisinin rek Avusturya ordusuna yaz›ld›.
infla sürecini, bu tasar›m ve infla sü- önde gelen ifladamlar›ndan Karl Witt- Ludwig Wittgenstein, felsefeye yapa-
recini etkileyen düflünsel süreçleri genstein’›n sekiz çocu¤unun sonun- ca¤› katk›lar› tüketti¤ini düflünerek,
okuyucuya aktarmay› amaçl›yor. cusu olarak dünyaya geldi. Varl›kl›, savafl sonras›nda, e¤itimini alarak bir
Kundmanngasse, gerek mimarl›k ve Yahudi kökenli, aristokrat bir ailenin, süre Avusturya’n›n köylerinde ilkokul
felsefe aras›nda köprülerin kurulma- zengin toplumsal ve kültürel iliflkile- ö¤retmenli¤i yapmaya bafllad›. Veli-
s›nda önemli bir mekânsal pratik ola- rinin var oldu¤u bir ortamda büyüdü. lerin tepkileri nedeniyle, ö¤retmen-
rak gerekse Wittgenstein’›n tüm ha- Yaflam› boyunca farkl› ilgi alanlar› likte baflar›s›z oldu¤unu düflündü¤ü
yat›n› yönlendiren moral ve felsefi aras›nda gelgitler yaflayan Wittgens- ve mutsuz oldu¤u için s›k s›k di¤er
mükemmelliyetçili¤inin yans›d›¤› ta- tein, ilk olarak Berlin’de makine mü- üç abisi gibi intihar› düflündü¤ü bir
sar›m› ve uygulamas› nedeniyle ince- hendisli¤i e¤itimi ald›. 1908’de, ha- dönem yaflad›. 1926 y›l›nda ö¤ret-
lenmeye de¤er bir yap›. Mimarl›k ku- vac›l›k üzerine çal›flmalar yapmak menlikten ayr›ld›. Bu s›rada, savafl
ram› ve prati¤i aç›s›ndan, adeta bir üzere ‹ngiltere’ye gitti. Bu dönemde, öncesinde tan›flm›fl oldu¤u, görüflle-
yapbozun tamamlay›c› bir parças› matematik ve felsefe üzerine sorgula- rinden etkilendi¤i Adolf Loos ile gö-
olarak, bu yap› hakk›nda bilgi ve bel- malar›, onun Bertrand Russell ile ta- rüflmelerini sürdürdü. Yine savafl s›-
gelerin dilimize aktar›lmas›na yönelik n›flmas›na ve daha sonra mant›k üze- ras›nda tan›flt›¤› Loos’un ö¤rencisi
bir çal›flman›n yap›lmas› ve bir kita- rine yo¤unlaflmas›na neden oldu. Paul Engelmann’›n önerisi üzerine
b›n haz›rlanmas› ümit verici bir gelifl- Matematik ve mant›k üzerine yapt›¤› Viyana’ya dönerek, k›z kardefline ya-
me. Ancak, yay›n›n baz› eksiklerinin çal›flmalar, y›llar sonra 1922’de, p›lacak konutun tasar›m ve uygula-
de oldu¤u gözden kaçm›yor. Bertrand Russell’›n da deste¤iyle ‹n- mas›nda sorumluluk üstlendi.

mimar•ist 2006/3 7
KÜTÜPHANE

‹nflaat›n bitiminin ard›ndan, 1929’da bölümünde, bir filozof olarak Witt- bir yap› olarak mutlaka okunmas› ge-
‹ngiltere’ye giderek Cambridge’de genstein’a duyulan ilgiye paralel ola- reken bir yap›.
ö¤retim üyeli¤i yapmaya bafllad›. rak, Kundmanngasse’nin öneminin Ancak ne var ki kitab›n flu andaki ha-
‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda gönül- de y›llar içinde nas›l yeniden anlafl›l›r li, ironik bir biçimde, aktarmaya ça-
lü olarak hademelik, ard›ndan labo- hale geldi¤i anlat›l›yor. Kitap, daha l›flt›¤› yap› ve tasar›mc›s›n›n titizli¤i
ratuvar asistanl›¤› yapt›. 1944 y›l›nda önce yap› hakk›nda yaz›lm›fl metinle- ile ba¤daflm›yor. Farkl› kaynaklardan,
yeniden Cambridge’de ders vermeye rin filozof Wittgenstein’›n mimari farkl› kiflilerce tercümeler yolu ile
bafllad›. 1947’de istifa ederek ‹rlan- yaklafl›m›n› aç›klamakta yetersiz kal- (Raum ayn› olmas› gerekti¤i halde bir
da’ya çekildi ve ölümünden sonra ya- d›¤›n›, yeni sorular sorulmas› gerek- yerde “oda”, bir di¤er yerde “uzam”
y›mlanacak ve anglosakson dil felse- ti¤ini belirten Jacques Bouveres- karfl›l›¤›n› al›yor) bir araya getirilmifl
fesi ekolünün bafllang›c› olarak ad- se’nin sorular›n› -bu sorular›n ne ol- izlenimi yaratan da¤›n›kl›k ve tekrar-
land›r›lan Philosophical Investigati- du¤u aç›klanmasa da- cevaplamay› lar (üç ayr› alt bafll›k; girifl: bir filozo-
ons (Felsefi Soruflturmalar) adl› ese- amaçlad›¤›n› öne sürüyor. fun mimarl›k uygulamas›, II. k›s›m:
rinin çal›flmalar›n› tamamlad›. Kitab›n sonraki k›s›m ve/veya bölüm Mimar L. Wittgenstein, VI. bölüm:
Kundmanngasse, yanl›fl anlafl›lm›fl olarak adland›r›lan alt bafll›klar›nda L.Wittgenstein’›n Mimarl›¤›, bölüm
dilin arkas›ndaki gerçe¤i bulmay›, di- ise, Wittgenstein’›n, görüfllerine de- no’su olmayan son alt bafll›k: Witt-
¤er bir deyiflle, tüm yan anlamlardan ¤er verdi¤i Adolf Loos ile tan›flmala- genstein’›n mimarl›k hareketi gibi),
ar›nd›r›ld›¤›nda geriye kalan› bulmay› r›, görüfllerini paylaflmalar›, düflün- cümle düflüklükleri kitab›n okunabi-
istedi¤i ilk eseri Tractatus Logico- celerinin nerelerde farkl›laflt›¤›, lirli¤ini güçlefltirmekle kalm›yor;
Philosophicus ile onun dil ve felsefe- Kundmanngasse’nin tasar›m›n› pay- özellikle, mimarl›k meslek alan› dili-
ye getirdi¤i s›n›rlar› kald›ran ve laflt›¤› Loos’un ö¤rencisi Paul Engel- ne hâkim olmamas› nedeniyle yanl›fl
onunla z›tlafl›r görünen Philosophi- mann ile olan arkadafll›klar›n›n geli- anlamalara da neden oluyor: Olsa ol-
cal Investigations adl› kitab›ndaki flimi, görüfllerinin giderek nas›l fark- sa ground floor plan (zemin kat pla-
düflünsel de¤iflime de neden olan l›laflt›¤› aktar›lmaya çal›fl›l›yor. Witt- n›) olabilir diye düflündü¤üm “yer
yaklafl›m›n›n mekânsal ifadesi olarak genstein’›n inflaat›n tasar›m ve uygu- döflemesi plan›” (s. 65); skeleton
karfl›m›za ç›k›yor. lamas›n› nas›l üstlendi¤i ve giderek system (karkas) oldu¤unu düflündü-
Mimar Wittgenstein adl› kitap, bafll›- mekânsal tasar›m ile felsefeyi nas›l ¤üm “iskelet aksam›” (s. 69); imar
ca üç k›s›mdan oluflan 150 sayfay› iliflkilendirdi¤i aç›klanmaya çal›fl›l›- plan› oldu¤unu düflündü¤üm “flehir
kaps›yor. Bafllarken içeri¤ini tan›tma- yor. Kundmanngasse’nin mekânsal intizam plan›” (s.80); imar müdürlü-
ya yönelik bir aç›klamay› sadece arka tasar›m›n›n biçimlenme özellikleri; ¤ü yerine “flehir bina dairesi” (s.81)
kapaktan alabildi¤imiz kitab›n, “için- kitleyi oluflturan geometrik düzenle- ya da “evin temelindeki kazan daire-
dekiler” sayfas›n›n da olmamas›, bö- menin gerekleri, Wittgenstein’›n etik si” (galiba bodrum kat denilmek iste-
lümlerin alg›lanmas›n› güçlefltiriyor. ve estetik düflüncelerine uygun ola- niyor s. 113) gibi... Ancak daha da
Kitab›n 40 sayfal›k ilk k›sm›, Filozof rak mekânsal tasar›m›n “içten d›fla” kötüsü, mimari tasar›m düflüncesini
Ludwig Wittgenstein’›n felsefi söyle- nas›l geliflti¤i ve detayland›r›ld›¤› da kökünden de¤ifltiren Raumplannung
mine iliflkin görüflleri, kendi yaz›la- yine bu bafll›klar alt›nda anlat›lmaya yaklafl›m›na “...iki boyutlu zemin pla-
r›ndan ya da Kundmanngasse’nin va- çal›fl›l›yor. n›n›n aksine üç boyutlu gelifltirilen
risleri taraf›ndan sat›larak y›k›lmas›na Kitab›n üçüncü k›sm› ise, Kundman- pland›r,” diyerek mekân kavram›n›
engel olmay› baflaran ve hakk›nda bir gasse’nin, baz›lar›n›n aç›klamalar›n›n “plan”a indirgeyen tercüme, meslek
kitap yazan Bernhard Leitner’in Das olmay›fl›, baz›lar›n›n da internetten dilini bilmemekten kaynaklanan,
Haus in Bewegung adl› kitab›ndan k›- al›nan düflük çözünürlüklü görsel ol- yanl›fl anlamalara neden olacak ve
sa al›nt›larla ve Kundmangasse’nin malar› nedeniyle anlafl›lamayan plan mesle¤i yeni ö¤renmeye çal›flan
resimleri ile bezenmifl bir düzende ve kesitlerinden olufluyor. gençleri yanl›fl yönlendirecek bir so-
verilmek isteniyor. Filozofun düflün- Kundmanngasse, sayfa 7’de Bern- nuç ürünü ortaya ç›kar›yor. Wittgens-
celerini destekler nitelikte oldu¤un- hard Leitner’den yap›lan al›nt›da da tein’›n sözleriyle özetlersek: “Dilimin
dan olsa gerek, Frank Lloyd belirtildi¤i gibi, mimarl›k e¤itimi al- s›n›rlar› dünyam›n s›n›rlar›d›r.”
Wright’›n bir sözü de bu k›sa al›nt›lar mam›fl bir filozofun kitab›nda (Trac- Aceleye gelmifl bir ilk bask› oldu¤u-
içinde yer alm›fl. tatus Logico-Philosophicus) ortaya nu ve ikinci bask›da tümüyle yeniden
Kitab›n 90 sayfadan oluflan ikinci koydu¤u, “söylenebilir olan›n aç›kça düzenlenmifl bir Mimar Wittgenste-
Mimar Wittgenstein, k›sm› ise, baz›lar› k›s›m, baz›lar› bö- söylenmesi gerekir” görüflünü adeta in’›n okuyucuya sunulaca¤›n› umu-
fienol Erdo¤an, Alt›k›rkbefl lüm olarak adland›r›lm›fl olan on alt ispatlarcas›na, süsten ar›nm›fl, sade, yorum.
Yay›n, May›s 2006, bafll›ktan olufluyor. “Bir filozofun mi- fonksiyonel ama yap›m kurallar›n›n
150 sayfa, 16,5 x 22 cm. marl›k uygulamas›” ad›n› alan girifl titizlikle sonuna kadar uyguland›¤› Özen Eyüce

8 mimar•ist 2006/3
GÖRÜfi

Ortado¤u’da Bir Y›k›m Daha: Lübnan


Beyrut Müzesi, Arkeolojik Yerleflmeler,
Do¤al Çevre
Gül Pulhan

Ortado¤u’da Yeni Bir Savafl kültürel boyutunu gösteren semboller oldular.


Savafllar›n bile uyulmas› gereken kurallar›, bir 1920’lerde, Lübnan’›n Frans›z kolonisi ola-
adilli¤i vard›r diye düflünürdük. ‹nsanl›k binler- rak yönetildi¤i dönemde küçük bir apartman
ce y›ld›r çekti¤i ac›lardan, verdi¤i kay›plardan dairesinde toplanan arkeolojik eserlerle baflla-
dersler ç›karm›fl; insan can›n›, kültürünü ve ya- yan Beyrut Müzesi, daha sonra kentin en mer-
flad›¤› çevreyi korumak için düflünceler üretmifl kezî yerinde, üç ana yolun kesiflti¤i bir noktada,
ve bu kurallar› uygulayacak mekanizmalar kur- rue de Damas’ta infla edilen görkemli binas›yla
mufltu. ‹nsanl›k tarihine oranla -hele Ortado¤u kentin sembol yap›lardan birisi haline geldi.
için- çok k›sa bir zaman dilimi bile olsa, son Hemen yak›n›nda Hipodrom ve Frans›z Büyü-
yüzy›l, en geliflmifl, en rafine ülkelerin en k›ran kelçili¤i’nin ihtiflaml› binas› ve bahçesi vard›.
k›rana savafllar› yapt›klar›, en büyük insan kay›p- Antoine Nahas ve Pierre Leprince-Ringuet adl›
lar›n› verdikleri bir dönem oldu. Avrupa’n›n or- mimarlar›n haz›rlad›¤› proje uzun bir infla dö-
tak haf›zas›nda, kay›plar›n dehfleti ve çoklu¤u neminden sonra tamamland› ve müze 1942
nedeniyle “Büyük Savafl” olarak adland›r›lan, May›s›nda Lübnan’›n devlet baflkan› Alfred
bu co¤rafyada yaflayan hiçbir ailenin parças› ol- Naccache taraf›ndan aç›ld›.
maktan kaçamad›¤› Birinci Dünya Savafl›’n›n bi- Müzede Eski Eserler Müdürlü¤ü’ne ait ko-
timinden sadece 21 y›l sonra ‹kinci Dünya Sa- leksiyonlarla birlikte Lübnan’da sürmekte olan
vafl› dehfletinin dünyay› sarmas› yüzünden 20. arkeolojik kaz›larda bulunmufl olan eserler ser-
yüzy›l›n ikinci yar›s›nda korumac›, insani çaba- gileniyordu. Koleksiyon, özellikle Bronz ve De-
lar yo¤unlaflt›. ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra mir Ça¤lar›na ait eserler bak›m›ndan çok zen-
suçlarla yüzleflildi, mahkemeler kuruldu, suçlar gindi. Lübnan k›y›lar›n›n, yani Levant’›n koz-
tan›mland›. ‹nsan haklar›n›n, kültürel varl›kla- mopolit flehir yaflam›n›, uzun mesafe ticaretini
r›n, çevre de¤erlerinin korunabilmesi için ulus- ve Do¤u Akdeniz’deki kültürel al›flveriflin yo-
lar üstü konvansiyonlar haz›rland›, antlaflmalar ¤unlu¤unu yans›tan Fenike flehirlerinin günlük
imzaland›. Birleflmifl Milletler örgütü, herkes yaflam›na ve sanat›na ait eserler müzenin birinci
için adaletin var olaca¤› ve savunulaca¤› büyük kat›nda sergileniyordu. Biblos kaz›lar›nda bu-
bir koruyucu flemsiye olacak diye tasarland›. lunmufl olan küçük adak heykelleri, mezar hedi-
Ne yaz›k ki, 11 Eylül’ün rövanfl› olarak Af- yeleri, tak›lar, alt›n ve gümüfl tabaklar bu bölü-
ganistan’la bafllayan, Irak’la doru¤a ulaflan ve mün y›ld›zlar›yd›. Ayr›ca, müzede Roma, Bi-
flimdi ise Lübnan’la her geçen gün biraz daha zans ve Memlük dönemlerine ait buluntular
yak›n›m›za gelen yeni iflgal süreci, tüm bu kaza- vard›. ‹stanbul Arkeoloji Müzesi’nin en seçkin
n›mlar› bir kalemde siliverdi. Ne kadar s›k, “in- eseri ‹skender Lahti’nin de bulundu¤u Say-
sanl›k suçu” diye isyan etmek zorunda kal›yoruz da’daki (Sidon) nekropolisten gelmifl olan lahit-
ve bu “insanl›k suçlar›” karfl›s›nda ne kadar ça- ler girifl kat›nda yer al›yordu.
resiziz! Cana ve mala, hiçbir kural tan›madan 1975’te bafllayan iç savaflta Beyrut Müzesi,
yap›lan bu sald›r›larla gelece¤imizle birlikte, kenti Do¤u ve Bat› olarak ikiye bölen hatt›n
geçmiflimiz de elimizden al›n›yor. tam ortas›nda kald›. Öyle ki kenti bölen bu hat-
ta “Müze Yolu” ad› verildi. Müze binas› asker-
Beyrut Müzesi’nin Direnifli lerin ve gerillalar›n sakland›¤› ve fliddetli çat›fl-
Irak’ta 2003 Nisan ay›ndaki büyük talan ile zi- malar›n yafland›¤› bir yer haline geldi. Bu süreç-
hinlerimize kaz›lan Ba¤dat Müzesi dram›n›n bir te, müze defalarca ya¤maland›, duvarlar› kur-
benzeri 1970’li y›llarda Beyrut’ta yaflanm›flt›. flunlarla, roketlerle, füzelerle delik deflik edildi,
Ülkelerinin uygarl›k tarihinin, derin insanl›k bi- yak›ld›, y›k›ld›.
rikimlerinin kan›tlar›n› saklayan ve sergileyen Savafl›n ilk günlerinde müzenin o zamanki
bu müzeler, ne ac› ki savaflla yaflanan trajedilerin müdürü Emir Maurice Chehab toplayabildi¤i,

mimar•ist 2006/3 9
GÖRÜfi

küçük, k›ymetli eserleri, korunmas› için Genel Müdürlü¤ü’nün ve Milli Miras Vakf›’n›n
fiam’daki Frans›z Arkeoloji Enstitüsü’ne gön- deste¤iyle hem binan›n kendisi tamam›yla yeni-
derdi. Baflka bir grup eser Biblos’taki Haçl› ka- lendi, hem de koleksiyonlar, envanterler yeni-
lesinin zindanlar›na sakland›. Kalan eserler ku- den düzenlendi. 17 y›l boyunca müzenin bod-
tular içinde müzenin bodrumuna kald›r›ld›. An- rumunda duman ve su içinde kalm›fl küçük
cak korunmas› gereken k›ymetli mozaikler ve eserler korkunç durumdayd›. Hepsi temizlenip
lahitler de vard› ve müzenin fliddetli çat›flmala- bir bir restore edildi. Silinmifl müze numaralar›
r›n merkezi olaca¤›, daha savafl›n ilk günlerin- yenilendi, kay›t sistemleri oluflturuldu. Bu ara-
den belli olmufltu. da, savafl s›ras›nda müzeden çal›n›p sat›lmak
Çat›flmalar›n biraz azald›¤› zamanlarda Ma- üzere ‹sviçre’ye götürülmüfl bir grup Sayda
urice Chehab, efli, sonradan müzenin küratörü heykelinin geri getirilmesi baflar›ld›.
olacak olan Suzy Hekimian ve birkaç iflçi müze- Müze duvar›nda, dikey olarak sergilenen bir
ye çimento, kontrplak ve plastik örtüler tafl›d›- mozaik döflemeyi delip geçmifl olan bir füze de-
lar. Lahitler kontrplaktan yap›lan tahta kutula- li¤inin, kurflun geçirmez bir camla kapat›larak
r›n içine yerlefltirildi ve tahtalar›n aras›na beton oldu¤u gibi b›rak›lmas› bir süre tart›fl›ld›. Ama
döküldü. En son tahta kutunun üstü tekrar be- müzeciler kötü günleri hat›rlatacak bir an› iste-
tonla s›vand›. Böylece lahitler tahta ve betonla miyorlard›. Delik kapat›ld›.
adeta paketlenmifl oldu. Benzer bir koruma 2004 y›l›nda restorasyonun ve yeniden yap›-
mozaik döflemeler için de uyguland›. Mozaikler lanman›n büyük bölümü tamamland›. Yeni mü-
plastik örtülerle kapland›. Üstlerine kontrplak- zecilik anlay›fl›yla ikinci hayat›na bafllayan Bey-
tan bir tabaka yap›ld›, onun üstüne de beton rut Müzesi’ne konferans salonu, hediyelik eflya
döküldü. Bu tedbirler gerçekten de, müzede dükkân› gibi ilaveler yap›ld›. Restorasyon labo-
kalan pek çok eserin savafl› zarar görmeden ge- ratuvar› çal›fl›r hale getirildi. Ifl›kland›rma, hava-
çirmesini sa¤lad›. land›rma ve güvenlik sistemleri yenilendi. Bina-
17 y›ll›k savafl, y›k›m, talan ve yang›ndan ya d›fltan modern bir asansör sistemi kuruldu.
sonra 1995’te, “Geçmiflin küllerinden yeniden Ama her kültür kurumu gibi, onlar›n da ihtiyaç-
do¤mak için savafl› ve kederli y›llar› unutal›m!” lar› ve mücadeleleri bitmemiflti. Müzeye özerk-
slogan›yla Beyrut Müzesi’nin restorasyonu bafl- lik verecek bir yasan›n geçmesi, sergiler ve e¤i-
lad›. Ama daha öncesinde, 1993’te müze k›sa tim faaliyetleri için daha fazla kaynak yarat›lma-
bir süre için, tahrip görmüfl, savafltan ç›km›fl ha- s› gelece¤e yönelik projeler aras›ndayd›.
liyle halka aç›ld›. Elbette, hiçbir girifl ücreti al›n- 2006 Temmuzunda aniden bafllayan ‹sra-
m›yordu. Yanm›fl duvarlar›n, kurflun, füze delik- il’in Lübnan’› iflgali, bu sat›rlar yaz›ld›¤› s›rada
leriyle delik deflik olmufl duvarlar›n, grafiti yaz›- henüz Beyrut Müzesi’ne zarar vermifl de¤il.
lar›n önünde sergilenen, eserlerin kendileri de- Ama bir ay›n› dolduran sald›r›n›n, duracak gibi
¤il, eski günlerde çekilmifl foto¤raflar›yd›. görünmemesi, uluslararas› toplumun ateflkes
Ufak bir kadro, UNESCO’nun ve Londra sa¤lanmas› konusunda son derece telafls›z ve
Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü’nün de yar- umursamaz davranmas› umutlar› k›r›yor. fiimdi-
Beyrut, Temmuz 2006. d›mlar›yla restorasyon ve düzenleme çal›flmala- den altyap›s› tahrip edilmifl, tüm ana yollar›,
(Foto¤raf: Nason Nguyen) r›na bafllad›. Kültür Bakanl›¤›’n›n, Eski Eserler köprüleri, limanlar›, santralleri vurulmufl olan
bir ülkenin geçmiflini saklayan Beyrut Müzesi
bu kez de direnebilecek mi?

Lübnan’da Arkeolojik Tahribat ve Çevre Felaketi


Lübnan’daki iflgalin ve bombard›man›n ülkede-
ki arkeolojik ve kültürel mirasa ne çapta bir za-
rar verdi¤i konusunda henüz elimizde sa¤l›kl›
veriler yok. Ancak, her ikisi de UNESCO Dün-
ya Miras› listesinde olan iki kentin, Beyrut’un
65 km. güneyindeki Tire ve 86 km. kuzeyinde-
ki Baalbek’in civar›n›n a¤›r biçimde bombalan-
d›¤› bir gerçek. Lübnan’›n en ünlü arkeolojik
yerleflmesi Baalbek iflgal öncesinde, bir ay süre-
cek büyük bir kültür festivaline haz›rlan›yordu.
Deep Purple’dan, Feyruz’a birçok ünlü sanatç›-

10 mimar•ist 2006/3
GÖRÜfi

n›n aç›k hava konserleri vermesi planlanan, Jü- lirtiliyor. Kültürel miras›n korunamamas›n›n be-
piter ve Baküs Tap›na¤› ile ünlü Roma kenti delini ise hem flimdiki hem de gelecek nesiller
Baalbeek’ten flimdi haber bültenlerine Suriye s›- ödeyecek, kültürel kimliklerini tam olarak tan›-
n›r›na yak›n konumu ve bombard›man haberle- yamayarak, bir anlamda eksik kalarak...
ri nedeniyle söz ediliyor. Can kay›plar›n›n her fleyin önünde oldu¤u-
‹srail’in, a¤›r hava sald›r›lar›ndan flimdilik bir nu vurgulayan deklarasyon, savaflan tüm tarafla-
Roma köprüsünün de nasibini ald›¤›n› biliyo- r› Silahl› Çat›flma Alt›nda Kültürel Miras’›n ko-
ruz. Arka’daki Roma köprüsünün tahrip oldu- runmas›n›n koflullar›n› belirleyen Uluslararas›
¤u haberi arkeoloji haberleflme sitelerine ulaflt›. Hague Konvansiyonu’na uymaya, 1972
Ancak, flu anda Lübnan’da savafl›n yol açt›¤› UNESCO Dünya Miras› Konvansiyonu’nda ta-
çevre felaketi, kültürel tahribat›n önüne geçmifl n›mlanan do¤al ve kültürel de¤erleri korumaya
durumda. Jiyeh’deki elektrik santrali ve rafineri- ça¤›r›yor. ‹srail de, Lübnan da sözü geçen kon-
nin bombalanmas› nedeniyle yüz on bin varil vansiyonlar› imzalam›fl ülkeler.
petrol Akdeniz’e döküldü. Bu korkunç petrol Benzer kayg›larla hareket eden iki Amerikan
kütlesi yavafl yavafl Akdeniz’e yay›l›yor. Deniz bilim kurumu Amerikan Arkeoloji Enstitüsü ve
canl›lar› ve Akdeniz’in kendisi ile birlikte Lüb- Amerikan Do¤u Araflt›rmalar› Toplulu¤u da sa-
nan k›y›lar›ndaki eski Fenike limanlar› da bu vaflan taraflar› Hague Konvansiyonu’na uymaya
petrol kirlili¤inden etkileniyor. Petrol kütlesi es- ça¤›ran, Ortado¤u’nun kültürel varl›klar›n›n
ki Biblos Liman›’na ulaflm›fl durumda ve Suriye korunmas› konusundaki kayg›lar›n› dile getiren
sahillerine do¤ru ilerliyor. bildiriler yay›mlad›lar ve bunlar› imzaya açt›lar.
Bildirilerde Levant bölgesinin H›ristiyanl›k,
Koruma Çabalar› ve Protestolar Musevilik ve ‹slam tarihleri için benzersiz öne-
‹srail ve Lübnan topraklar›n›n, uygarl›k tarihine mi, Fenikelilerden Osmanl›lara uzanan krono-
ait çok önemli arkeolojik yerleflmelere sahip ol- lojideki kültürel zenginli¤i vurgulan›yor.
du¤u, bilinen bir gerçek. Bu kültürel varl›klar›n, Feyruz’un flimdilerde dillerden düflmeyen
dünya insanlar› için, ama belki, daha da önemli- “Ey Beyrut” flark›s›nda, “Ekme¤im, flarab›m,
si, o topraklarda yaflayan halklar›n geçmiflleriyle yaseminim” diye tarif edilen bu topraklardaki
olan ba¤lar›, kültürel kimlikleri ve insanl›k de- y›k›m bildirilerle önlenebilecek gibi durmuyor,
neyimlerinin somut izleri olarak korunmas› çok ama çaresizlikten sessiz kalmak da suça ifltirak
önemli. Ama en temel savafl kurallar›n›n hiçe sa- de¤il mi?
y›ld›¤›, yard›m konvoylar›n›n köylerinde yiye-
Gül Pulhan, Yrd. Doç. Dr., Koç Üniversitesi Tarih Bölümü
ceksiz, ilaçs›z hapis kalm›fl insanlara ulaflamad›-
Anadolu Uygarl›klar› ve Kültürel Miras Yönetimi Program›
¤›, silahs›z Birleflmifl Milletler görevlilerinin 11
uyar›dan sonra, hâlâ bombalan›p öldürüldü¤ü,
hiçbir uluslararas› hukuk kural›n›n tan›nmad›¤› ‹srail sald›r›lar›ndan
bu vahfli savaflta kültürel varl›klar›n korunmas› kaçanlar›n s›¤›nak olarak
için yarat›lm›fl olan kurallar›n geçerli olaca¤›na kulland›¤›, 2000 y›ll›k
Baalbek kentinde bulunan
kendimizi nas›l inand›raca¤›z? Jüpiter Tap›na¤› kal›nt›lar›.
Silahl› Çat›flma Alt›nda Kültürel Miras’› ko- (Foto¤raf: Cengiz Topbafl.)
rumak için 1996 y›l›nda kurulmufl olan Ulusla-
raras› Mavi Kalkan Komitesi (The International
Committee of Blue Shield) ‹srail, Lübnan ve Fi-
listin otoritesi taraf›ndan yönetilen topraklarda-
ki can kay›plar›n›, insanlar›n kitlesel olarak göç-
mek zorunda kalmalar›n›, y›k›mlar› ve çekilen
ac›lar› k›nayan bir deklarasyon yay›mlad›. Ayn›
bildiride kültürel varl›klar›n paha biçilmez ve
yerine konulamaz de¤erler oldu¤u ve bunlar›n
her bir topluma ait oldu¤u kadar tüm insanl›¤a
da ait oldu¤u vurgulan›yor. Tarihsel yerleflmele-
rin, an›tlar›n, müzelerin, kütüphanelerin, arfliv-
lerin, resimlerin ve kitaplar›n silahl› çat›flmalarda
çok kolay zarar gördü¤ü, bunlar›n eski haline
getirilmesinin ço¤u zaman imkâns›z oldu¤u be-

mimar•ist 2006/3 11
GÖRÜfi

S›n›f Arkadafl›m Nezih Eldem


Ali Do¤an Günsav

S ene 1939, Eylül ay›. Güzel Sanatlar Akade-


misi bahçesinde 100’den fazla genç, Mi-
marl›k fiubesi’ne girebilmek için imtihan s›ras›n›
Nezih Eldem ile bir sene s›n›f arkadafll›¤›
yapt›m. Bu ara kendisine imtihan resminin çok
güzel oldu¤unu söyleyerek kendisini tekrar
beklemektedirler. Kontenjan 40 kiflidir. (O ta- tekrar kutlad›¤›mda flunlar› söylemiflti: “Arka-
rihlerde Y. Mühendis Mektebi, G.S.A. ve t›p fa- dafl›m, az kals›n Akademi’ye giremiyordum.
kültelerine imtihanla talebe al›n›yor. Di¤er fa- Kopya verdi¤im arkadafllar›m›n hiçbiri gireme-
külteler, Hukuk, ‹ktisat, Y.Ticaret, Edebiyat’a di. ‹mtihan Kurulu beni siyaya çekti. ‘Resmin
imtihans›z giriliyordu. çok güzel, ancak bu resim senin çizgine benzi-
Liseyi bitirdikten sonra üniversitelere girebil- yor’ dediler. Tabii ki inkâr ettim.” Bir sene s›n›f
mek için ayr›ca olgunluk denen bir imtihan› da arkadafll›¤›ndan sonra, befl arkadafl›m ve ben
geçmek laz›md›. ‹mtihan resimden yap›lacakt›. imtihan baflar›s›zl›¤›, devams›zl›k ve sairden
Adaylara A4 formunda resim k⤛tlar› da¤›t›ld›. ötürü geri kald›k. Dört sene Akademi’de oku-
Soru flu idi: “Bulundu¤unuz mekânda, seçti¤iniz mama ra¤men, onunla görüflmemiz vasat sevi-
bir nesnenin (bina, heykel, kap›, pencere, a¤aç yede kalm›flt›. Nezih Eldem Akademi’yi bitirdi-
vs.) resmini yap›n›z.” Müddet bir saatti. ¤inde ben askere gitmifl, askerden sonra, Y›ld›z
Adaylar yerlerini ald›lar. Ben de bir kenarda Teknik Okulu’nda mimarl›k e¤itimimi tamam-
kap› pencere ve a¤açla birleflen bir kompozis- lam›flt›m.
yon seçmifltim. Resim yapmaya küçükten beri Aradan 40 kusur sene geçtikten sonra
merakl› oldu¤umdan, kendime güveniyor- 1980’li y›llarda yeniden Nezih Eldem ile bulufl-
dum... Bahçe çok kalabal›k, adaylar har›l har›l ma ve iki yaz tatilinde yakinen görüflme ve dert-
çal›fl›yorlar. Benim 2-2,5 metre sa¤ ilerimde ta- leflme imkân›n› elde etmifltim. ‹flte bunun hikâ-
bureye oturmufl, çok k›v›rc›k saçl›, esmer, ufak yesi:
tefek bir gencin yapt›¤› resim nazar› dikkatimi 1970 senesinde mimarl›k çal›flmalar›mdan,
çekti. Akademi binas›n›n cephe perspektifini, ailemi ancak geçindiriyor, hiç birikim yapam›-
inan›lmaz bir baflar› ve güzellikte yap›yordu. Sol yordum. Bir arkadafl›m›n, “Sanat›n›n ticaretini
üst mendil cebinde befl alt› kurflun kalemi vard›. yaparsan para kazan›rs›n. Bak, yap›p satan kalfa-
Bunlar› bazen de¤ifltirip kullan›yordu. Ben ken- lar› görmüyor musun, bunlar iyi kazan›yorlar.
di resmimle u¤rafl›rken ara s›ra ona da bak›yor- Sen mimars›n, daha iyi, daha bilinçli yap›lar ya-
dum. Çizimi çok süratliydi. Bir ara cephe pers- pabilirsin,” ö¤üdüne uyarak yapsatç›l›¤a baflla-
pektifi kayboluyor, baflka fleyler de çiziyordu. d›m. Kazand›¤›m birikimle sahilde kendime iki
Bu k⤛t de¤ifliminin birkaç kere oldu¤unu gör- katl› bir bina yapmaya karar verdim. ‹stanbul’a
düm. Herhalde baz› arkadafllar›na yard›m edi- yak›nl›¤› ve ulafl›m kolayl›¤›ndan dolay›, Erdek
yordu... Nazl›köy sahilinde iste¤ime uygun bir yal› arsas›
Birkaç gün sonra kazananlar›n listesi as›ld›. ald›m. Projeyi yap›p inflaata bafllad›¤›m s›rada
Aradan 67 y›l geçmesine ra¤men hat›rlayabildi- Erdek Belediyesi “Buras›, turizm m›nt›kas›d›r,
¤im s›n›f arkadafllar›m› yaz›yorum: Melih Birsel, özel bina yapamazs›n, ancak turizme aç›k, pan-
Haluk Baysal, Ekrem Yenal, Sermet Baslo, Tu¤- siyon, motele izin verebiliriz,” diyerek müdaha-
rul Devres, Enis Panko¤lu, Bali¤ Ifl›n, Affan K›- le edince, projeye oda üniteleri ilave ederek 12
r›ml›, Tahir Kafadar, Hay›k Gürcan, ‹lya Ventu- odal› bir pansiyon binas› yapt›m. Özel bina ga-
ra, Ali Do¤an Günsav, Ömer Saim Dilemre, Ta- yeme eriflemedi¤im için üzülmedim. Bu pansi-
r›k Ak›ltopu, Ali Cafer E¤ilmez, Ercüment Tar- yon binas› sayesinde çok kifli tan›d›m ve dostlar
can, Nezih Eldem. kazand›m. Bina 1974 senesinde bitmiflti. 1980
‹simlerini yazd›¤›m, s›n›f arkadafllar›m›n ço- senesinde, ço¤u ö¤retim üyesi, asistan, doçent
¤u rahmeti rahmana kavuflmufllard›r. Ölenlere vs. bir grup ‹TÜ’lü genç mimar benim pansiyo-
rahmet, sa¤ kalan varsa, sa¤l›klar diliyorum. nu keflfetmifller, senelerce tatillerini burada ge-

12 mimar•ist 2006/3
GÖRÜfi

çirdiler. Görüflmelerim sonunda ö¤rendim ki, tirmiflsin, askerî k›yaslama ile adeta mimarl›¤›n
bu gençlerin ço¤u Nezih Eldem’in talebeleridir. mareflali olmuflsun. Bense senin yan›nda bir ça-
Bana tatilde gelenler aras›nda, Atilla Yücel, vufl olabilirim,” dedi¤imde flunlar› söylemiflti:
Ayfl›n Yücel, Afife Batur, Selçuk Batur, Mete “Kendini o kadar küçültme. Sen mimarl›¤› an-
Tapan, Nuri Ödekan, Ayla Ödekan, Muzaffer lam›fls›n. Bak, terastaki a¤açlar› bile bina ile bir
Sudal›, Hasan Kuruyaz›c› ve isimlerini flimdi ha- kompozisyon ahengi içinde yerlerine yerlefltir-
t›rlayamad›¤›m birkaç genç mimar bulunuyor- miflsin. fiu öndeki k›rm›z› yaprakl› a¤aç, hem
du. Grubun bafl› olan çok sevdi¤im Atilla Yü- gölgelik hem de pansiyonun bir simgesi olarak
cel’e “Nezih Eldem G.S.A’dan benim s›n›f ar- görünüyor. Çok be¤endim.”
kadafl›md›r. Ayn› sene Akademi’ye girmifltik.
Aradan uzun seneler geçti¤i için belki beni ha-
t›rlayamaz. Ama buraya tatile gelirse çok mem-
nun olurum,” demifltim.
Ertesi y›l yaz bafllar›nda Nezih Eldem’den
bir telefon ald›m. Yaz tatili için iki oda ay›rmam›
söyledi ve odalar›n bilhassa alt kattan olmas›n›
istedi. Bir oda efli ve kendisi için, di¤er oda o¤-
lu, gelini ve küçük torunu içindi. Torunu çok
küçük oldu¤undan merdiven problemi yaflama-
mak için zemin kat› tercih etti¤ini söylemiflti.
‹flte, 45 sene sonra buluflmam›zda bana
Akademi’deki talebe numaras›yla “Ben 2714
Nezih Eldem” diye hitap etti. Ben de ona
“2734 Ali Do¤an Günsav” diye cevap vermifl-
tim. Yaz tatili boyunca, kendisi ile çok samimi
ve içten görüflmelerim olmufltu. Bunlar› yazma-
y› kendime bir vazife olarak kabul ediyorum;
onun yaflant›, görüfl ve tutkular›n›n unutulma-
mas› gerekir. Nezih Eldem, ailesine ba¤l›, çok
sevimli, saçlar› k›rlaflm›fl bir baba ve dede idi.
O¤lu dekoratör mimar, gelini de mimar bir ha- Otoportre, Nezih Eldem.
n›md›. Torunu k›v›rc›k saçl› dedesine benzeyen Ressaml›¤› bana flöyle anlatm›flt›: “Babam
3-4 yafllar›nda sevimli bir bebekti. Dedesi, oda- ressam ve resim hocas›. Uzun seneler Deniz-
s›n›n önünde kurdu¤u küçük bir çad›ra oyun- li’de kald›k. Denizli’yi çok sevmiflimdir. O ka-
caklar›n› koyar ve onunla uzun müddet vakit dar sulak bir memleketti ki. Her evin avlusunda
geçirirdi. Çok mutlu görünürdü. Ço¤unlukla bir su tulumbas› bulunur. Topra¤›n alt›na 1,5-2
ikindi üzeri pansiyonun Paflaliman› adas›na ba- metrelik bir boru soktu¤unuzda muhakkak su
kan teras›ndaki masas›nda kara kalem resimler ç›kard›... Resim yapmay› babamdan ö¤rendim.
yapard›. Verdi¤im etüt k⤛tlar›na çizerdi. Ben Onun nezaretinde kara kalem, sulu boya, ya¤l›
de akflamüzeri günefli bat›rmak üzere elimde bir boya çal›flmalar›m olmufltu. ‹stanbul’a göçünce
kadeh rak› ile kendisinin izniyle refakat eder- babam›n arkadafl› olan Ressam fievket Da¤’dan
dim. “Ben vaktiyle ‹talya’da biraz fazlaca flarap çok feyzalm›fl›md›r. fievket Da¤ resmi b›rakt›k-
içerdim. fiimdi içkiyi b›rakt›m. Doktor tavsiyesi tan sonra bütün palet, f›rça vs. resim malzeme-
ile s›k› bir rejim uyguluyorum. Eda (efli) bana sini bana vermiflti. Hâlâ muhafaza ederim.”
tavu¤un derisini soyduktan sonra yemek yap›- ‹lginç olan flu ki, Ressam fievket Da¤ benim
yor,” diye anlat›rd›... de babam›n çok iyi arkadafl› idi. Emirgan’da bir
Bilmem do¤ru mu, yoksa bana kibarl›¤›n- yal›da otururdu. Ben o zamanlar 1936 senesin-
dan m›, binay› çok be¤endi¤ini söylemiflti: de, Arnavutköy’deki Bo¤aziçi Lisesi’nin orta
“Mekân, hacim ve ölçüleri Japon mimarisinde k›sm›nda 15-16 yafl›nda talebe idim. Resim ho-
oldu¤u gibi küçük tutmuflsun. Çok be¤endim. cam›z, fievket Bey yafllar›nda, onun gibi flifl-
Bir kitap yazm›fl olsam, senin bu binay› da içine man, göbekli Hayri Çizel idi. fievket Da¤’a
koyard›m,” demiflti. Ben de bunun üzerine, “amca” diye hitap ederdim. Bayramlarda ve
“Kardeflim sen senelerce hocal›k yapm›fls›n, baz› hafta sonlar›nda ziyaretine giderdim. Yal›,
profesör unvan› alm›fls›n, binlerce mimar yetifl- yoldan 3-4 metre afla¤›da idi, merdivenle inilir-

mimar•ist 2006/3 13
GÖRÜfi

di. Ço¤unlukla görüntüsü flöyle idi: Bafl›nda yapard›k. Bunlar› Nezih Eldem de biliyordu.
beyaz bir takke (hac› takkesi de¤il) üzerinde Kendisine, “Seni bu kadar çal›flt›ran hocadan
beyaz bir entari, elinde budama makas›, bahçe- hak etti¤in yard›m› gördün mü?” diye sordu-
sinde güller vs. ile u¤raflarak... fievket Da¤, res- ¤umda, gülerek “Bu soruyu hiç iflitmemifl ola-
sam oldu¤u kadar çok usta bir saat tamircisiydi. y›m. Hocan›n benim yetiflmemde çok büyük
Hayat›mda koluma takt›¤›m ilk saati bana o eme¤i var,” diye cevap vermiflti.
hediye etmiflti... Aradan 67 y›l geçmesine ra¤men, bizim ku-
Bunlar› Nezih Eldem’e anlatt›¤›m zaman flak mimarlara e¤itim vermifl hocalar›m›z› an-
bana olan ilgisi daha da artm›flt›. Mevzumuz mak için burada isimlerini vermeyi bir görev bi-
Nezih Eldem olmas›na ra¤men fievket Da¤ gibi liyorum. Arif Hikmet Holtay (mebânî), Sedat
bu büyük Türk ressam›n›n, flahit oldu¤um ya- Hakk› Eldem (rölöve, inflaat), Hüsnü Hamit
flant›s›ndan küçük bir kesiti burada yazmay› ge- Sayman (yüksek matematik), Mahmut fiükrü
rekli gördüm. Ifl›k (malzeme), Nazimi Yaver (kap›-pencere-es-
Nezih Eldem, do¤ay› çok severdi. Ço¤un- tetik), Burhan Toprak, S›rr› Bilen Keflif (topog-
lukla yaln›z veya torunu ile pansiyonun bahçe- rafya), ‹smet Bey, Turgan Sabis (statik ve beto-
sinde gezer, çiçekleri ve zeytin a¤açlar›n› ilgiyle narme), Seyfi Arkan (flehircilik). Bu arada, o za-
seyrederdi. Çevreyi gezdi¤imizde kesilmifl bir manki asistanlar›m›z› da sayay›m: Mehmet Ali
a¤aç kütü¤ü gördü¤ü zaman çok üzülürdü. Ba- Handan, As›m Mutlu, Ahsen Yapanar, Feridun
na bafl›ndan geçen bir olay› flöyle anlatm›flt›: Akozan, Halit Femir vs.
“1967 senesinde projesini yapt›¤›m eski Harbi- Nezih Eldem’in hocal›¤›na gelince... Bugü-
ye Mektebi’nin Askeri Müze’ye dönüfltürülmesi ne kadar tan›d›¤›m, ö¤rencisi olmufl mimarlar-
ek yap›s› s›ras›nda yap›ya isabet eden tarihî bir dan duydu¤uma göre, insan ve hoca olarak hep
ulu a¤ac› kurtarmak için yap›da biraz girinti olumlu duyular alm›fl›md›r. Talebeleri kendisini
boflluk b›rakm›flt›m. Bu flekilde a¤ac› kurtard›- çok sever ve sayarlard›. Bunu nas›l baflard›¤›n›
¤›m gibi, güzel bir do¤al uyum elde etmifltim. sordu¤umda, “Proje tashihat›nda daima olumlu
Ancak yap› bittikten sonra a¤ac›n ilgililerce ke- ve yap›c› tenkitlerde bulunurdum. Mesela bir
silip yok edildi¤ini gördü¤ümde çok üzüldüm. talebe önüme bir proje koydu¤u zaman önce iyi
Bütün esprisi yok oldu¤u gibi çirkin bir görü- taraflar›n› söyleyip ona moral verdikten sonra,
nüm ortaya ç›km›flt›.” Ben de 1965 senesinde, ‘bak fluras›nda biraz daha çal›flman gere¤ini du-
içinde oturdu¤umuz apartman›n inflaat›nda te- yuyorum, mesela flu çizimlere bir bak, araflt›r’
mele isabet eden tarihî bir sedir cinsi çam a¤ac›- diye yol gösterirdim. Talebeli¤im s›ras›nda, baz›
n› kurtarmak için temeli bir metre geri çekerek arkadafllar›m›n projelerinin tashihat›nda hoca-
ve binay› bozmadan, kiriflleri konsol sistemine n›n y›k›c› tenkitlerini gördükçe çok moralim
çevirerek, o nefis sedir çam› kurtarm›flt›m. Çok bozulurdu. Bir hocan›n görevi, talebeye moral
da faydas›n› gördüm: Yatak odalar› bir çam or- vererek onun iyi yetiflmesini temin etmektir.
man›n›n içinde gibi görünüyordu ve pencerele- Ben de bu prensipten hiç ayr›lmad›m,” diye an-
rim tabii bir örtüye bürünmüfl durumdayd›. latm›flt›.
Kendisi ile deniz kenar›nda, kumda yürüdü- Nezih Eldem, kar›s› Eda han›m›n vefat›ndan
¤ümüz zaman, talebelik y›llar›m›z› anard›k. sonra pansiyonuma hiç gelmedi. 25 Eylül
Onu her zaman Sedat Hakk› hocan›n yan›nda 2005’te vefat›n›, köyde bulunmam dolay›s›yla
gördü¤ümü söylemifltim. “Evet çok do¤ru,” geç haber ald›m, bu sebeple cenazesinde bulu-
demiflti, “Ben iyi bir talebesiydim. Uysal yap›m namad›m. Bu büyük mimar›n ve hocam›n vefa-
ve çizimdeki baflar›lar›mdan dolay› bütün özel t›ndan dolay› çok üzgünüm. Hat›ras› önünde
ifllerini, adeta angaryalar›n› bana yapt›r›rd›. Çok hürmetle e¤ilirim.
çal›fl›rd›m. Bunal›m derecesinde yorulurdum. Yukar›da yazd›¤›m sat›rlar, gördü¤üm ve fla-
Bu mezun olmama kadar devam etti. Benim hit oldu¤um ve bizzat kendisinin bana anlatt›¤›
akademide asistan olarak kalmam› çok istedi.
an›lar›ndan küçük bir kesit de olsa, kaybolma-
Ancak ben Emin Onat hocan›n teklifini kabul
mas›n› istedim. 86 yafl›nda olmama ra¤men, gö-
ederek Y. Mühendis Mektebi’nde hocal›¤a bafl-
ren tek gözümle u¤raflarak bunlar› yazmaya ça-
lam›flt›m.”
l›flt›m.
O harp senelerinin yokluklar› içinde, kendi
Nur içinde yat de¤erli kardeflim...
mektep ihtiyaçlar›m›z› biraz olsun karfl›lamak
için, ço¤unlukla hocalar›m›z›n özel mimarl›k
bürolar›nda, saati 50 kurufl mukabilinde çizim Ali Do¤an Günsav, Mimar

14 mimar•ist 2006/3
TASARIM

Asl› K›yak ‹ngin:


“Tasar›m, söyledi¤iniz ‘söz’ün
dünyada dolaflmas› demek...”
Söylefli: Ahmet Tercan

Ö ncelikle dilerseniz, mimarl›k e¤itimi-


nin ard›ndan tasar›m alan›na nas›l geç-
ti¤inizi sorarak bafllayal›m.
asl›nda, mimarl›k ya da tasar›m ürünü üretildik-
ten sonra kullan›m ile yeni anlamlar kazan›yor.

Mimarl›k e¤itimi s›ras›nda bafllayan ve devam Tasar›m, bir rekabet ö¤esi olarak nas›l ele
eden bir dizi mimari ve iç mimari projede ara- al›nabilir ve tüketimle bu anlamda iliflkisi
l›kl› olarak yer ald›m. 1998’de Çelik Dizayn Ay- nedir?
d›nlatma firmas›nda ma¤aza tasar›m› ve uygula- Tasar›m Türkiye’de özellikle son y›llarda bir re-
mas› üzerine çal›fl›rken, firma ürün portföyü ve kabet ö¤esi ve katma de¤er olarak ön plana ç›k-
kurumsal kimli¤i ile ilgilenmeye bafllad›m. maya bafllad›. Tasar›m zaten üretim sürecinin
Ürün tasar›m›nda önceleri firma portföyüne olmas› gereken bir parças›. Türkiye’de son y›lla-
ufak ve etkili müdahaleler yaparak ürün geliflti- ra kadar daha çok fason ve kopya üretim anlay›-
rirken, firma müflterilerine mekâna ait ayd›nlat- fl› hâkim oldu¤u için, bu konu yeni yeni günde-
ma çözüm önerileri sunarak ürün tasar›mlar› me girdi. Bir ürün tasarlan›rken ve gelifltirilir-
yapmaya bafllad›m. Kullan›c› ihtiyaçlar›na ba¤l›, ken dikkate al›nan; bir ihtiyac› karfl›lanmas›, ye-
ayd›nlatma armatürünün mekânda nas›l yer ala- ni bir ihtiyac›n ve kullan›m›n tan›mlanmas›, tek-
ca¤›, nas›l bir katk› sa¤layaca¤› ve mekân tasar›- nolojik geliflmelerin yans›t›lmas›, pazarda farkl›-
m› ile iliflkisini kurarak çeflitli çözüm önerileri l›k yarat›lmas› gibi özellikler bir ürünün geliflti-
sunmamda mimarl›k formasyonunun önemli rilmesi için gerekli oldu¤u kadar, rekabet unsu-
katk›lar› oldu¤unu düflünüyorum. ru da yaratacak özelliklerdir.

Hem mimarl›k hem tasar›m alan›n› tan›yan


biri olarak, özellikle ba¤lam-nesne iliflkisi
aç›s›ndan ele al›rsak, mimarl›kla tasar›m ara-
s›ndaki fark› nas›l aç›klars›n›z?
Her iki disiplinin de kendine özgü koflullar›yla
tan›mlad›¤› bir ba¤lam›n›n oldu¤unu düflünü-
yorum. Mimari yere ba¤l›, yer bilgisi ile kendini
a¤›rl›kl› olarak tan›mlarken; tasar›m nesnesi ise
üretiminden, sat›fla, kullan›ld›¤› mekânlara ka-
dar çok farkl› ve hareketli ba¤lamlar içinde yer
alarak kendini tan›mlamakta. Bunun sonucunda
yerel veya uluslararas› bir pazarda nas›l yer ala-
ca¤›, kullan›c›ya ne tür faydalar sa¤layaca¤›, me-
kânda ne tür etkileri olaca¤› önem kazanmakta.
Tasar›m nesnesinin en büyük özelli¤i ve fark›
bence hareket edebiliyor olmas›. Ben bu anlam- Asl› K›yak ‹ngin, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarl›k Bölümü’nden 1993’te mezun olduktan
da tasar›m› dünyada bir “söz” söylemek, ileti- sonra 1997’de ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nde yüksek lisans›n› tamamlad›. 2002-2003 y›llar›nda
flim kurmak olarak görüyorum. Bu söyledi¤iniz Bilgi Üniversitesi’nde Tasar›m Kültürü ve Yönetimi sertifika program›na kat›ld›. Mimarl›k
e¤itimi s›ras›nda bafllayan ve devam eden bir dizi mimari ve iç mimari projede aral›kl› olarak
“söz”ün dünyada dolafl›yor olmas›, farkl› yerle-
yer ald›. 1999 y›l›ndan bu yana Çelik Dizayn ayd›nlatma firmas›nda tasar›m yöneticisi olarak
re ulaflmas› ve ulaflt›¤› ortamlarda tafl›d›¤› an- ça¤dafl çizgide bir portföy ve kimli¤e sahip olunmas›nda önemli katk›lar› olmaktad›r. Çelik
lamlar›yla zengin bir aç›l›m›n›n oldu¤unu düflü- Dizayn Firmas› ad›na, 2002 L&B Fuar›’nda gerçeklefltirdi¤i Nifl Projesi ile farkl› tasar›mc›lara
nüyorum. Bir ürün üretildikten sonra süreç bit- ve geçmifl da¤arc›¤›m›za birer nifl aç›lmas›na öncülük etmifltir.
fiubat 2006’dan bu yana ETMK (Endüstriyel Tasar›mc›lar Meslek Kuruluflu) ‹stanbul fiubesi
miyor asl›nda; kullan›c›s›na ulaflan ürün, yafla-
Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›l›¤› görevini yürütüyor. Çeflitli ulusal ve uluslararas› tasar›m
yan, kullan›lan, anlam kazanan, süreklilik içinde sergilerine davetli olarak kat›ld›. AD, Arredamento Mimarl›k, XXI, Marie Claire Maison,
de¤erlenen bir nesne oluyor. Mimarl›k da böyle mimar.ist gibi çeflitli dergilerde yaz›lar› ve röportajlar› yer ald›.

mimar•ist 2006/3 15
TASARIM

Özellikle ticari s›n›rlar›n neredeyse kalkt›¤› Tasar›m, kullan›c›n›n mevcut ihtiyaçlar›n›n


günümüzde, tasar›m ve üretim potansiyelinizle veya davran›fl flekillerinin ötesinde, yeni ve olas›
kendinize dünyada bir yer tan›mlaman›z gereki- ihtiyaçlar›n›, kullan›m flekillerini de öngörebil-
yor. Bu yeri tan›mlarken pazarda yer alan ülkele- meli. Kullan›c›y› bilinçlendirici, yeni kullan›mlar
rin belli bir tarzlar›n›n oldu¤unu görüyorsunuz. için ona alternatifler sunan bir tavr›n›n olmas›
Alman tasar›m›, ‹talyan tasar›m› denilebiliyorsa; çok önemli.
bu imaj, o ülkenin gerçeklerinden, birikimlerin- Kendi tasar›mlar›mda gerçeklefltirmeye çal›fl-
den, mevcut potansiyel ve eksikliklerinden, yak- t›¤›m bir yaklafl›m flekli var. Tasarlayaca¤›n›z
lafl›m flekillerinden, hayat anlay›fl›ndan kaynakla- nesnenin, üretimle bitmeyen, kullan›c›n›n kifli-
nan ürünlerle olufluyor. Firma ölçe¤inde de du- sellefltirebilece¤i, kullan›rken gelifltirebilece¤i,
rum ayn›; her firman›n mevcut anlay›fl›n›n, viz- de¤ifltirebilece¤i bir yap›ya da sahip olmas› ge-
yon ve karakterinin tasar›mla ortaya konmas› ge- rekti¤ini düflünüyorum. Dolay›s›yla kullan›c›n›n
rekli. Her ölçekte tasar›m stratejilerinin belirlen- ürünle empati kurabilece¤i, tasar›ma kat›labile-
mesi, yerel ölçekte ve dünya ölçe¤inde nas›l bir ce¤i, etkin rol alabilece¤i perspektifler sunmaya
tasar›m anlay›fl ve tavr›n›n sergilenmesi gerekti¤i çal›fl›yorum. Kullan›c› konumunun tekrar göz-
sorusuna yan›t aranmas› gerek. den geçirilmesi gerekti¤ini de düflünüyorum bu
anlamda.

Ayd›nlatma tasar›m›nda, bu bahsetti¤imiz


anlamda bir kullan›c› tarifi var m›d›r ve bu
yaklafl›m tasar›m sürecini nas›l etkiliyor? Ya-
ni belirli bir kullan›c› tan›m› üzerinden ay-
d›nlatma tasar›m› yap›l›yor mu?
Farkl› kitlelere hitap eden ürünler tabii ki gelifl-
tiriliyor. Ancak kullan›m alan ve flekilleri, ayd›n-
latma nesnesinin ba¤lamla iliflkisi de önemli.
Philips candle.
Led teknolojileri ile Ayd›nlatma eleman›, bulundu¤u ba¤lamda yeni
kablosuz, hareketli, flarjl› tan›mlamalar yap›yor; onu de¤ifltiriyor, yeniden
ayd›nlatmalar gelecek üretebiliyor; kullan›c› ve hedef kitle tan›mlama-
perspektifinde s›kça lar›na ek olarak, mekân, mimari, kullan›m flekli,
karfl›m›za ç›kacak.
ihtiyaçlar› da önem kazan›yor. Tasar›m süreci-
Kullan›c› tan›m›n›n ya da kullan›c›ya yöne- nin birçok boyutu ve girdisi var, bu süreç tek bir
lik tasar›m yapma prati¤inin çok önem ka- veriye ba¤l› kalm›yor.
zand›¤›n› da söyleyebilir miyiz? Mesela mo- Son y›llarda kullan›c›n›n mekânda de¤iflen
da tasar›m› bir hedef kitleyi, bir kullan›c› farkl› ihtiyaçlar›n› karfl›layabilecek, farkl›laflabi-
profilini çok net olarak tan›ml›yor ve oradan len ›fl›k ortamlar›n› sa¤layacak esnek ve de¤iflken
yola ç›karak ürün tasar›m› yap›yor... ürünlerin üretilmesi önem kazand›. Mesela du-
Kullan›c› ihtiyaçlar› belirlenerek pazara sunulan ra¤an bir ›fl›k, bir armatür yerine, kullan›c›n›n
ve sat›n al›nmas› gereken bir ürün yarat›yorsu- farkl› modlar› ve eylemleri için farkl› ›fl›k alterna-
nuz. Kullan›ma sunulan bir ürün, kullan›c›n›n tifleri sunabilen armatür ve sistemler daha fazla
ihtiyac›n› -bu psikolojik olabilir, fiziksel, ifllev- ilgi görüyor. Son y›llarda LED teknolojileri ve
sel, alg›sal ya da kimlikle ilgili olabilir- karfl›l›- RGB sistemleri de bunu destekliyor; mesela bu
yorsa o ürün sat›n al›nacakt›r. Firmalar bunun teknolojilerle bina cepheleri önemli günlere gö-
için ayr›nt›l› pazar araflt›rmalar› da yap›yor; he- re renk ve desen de¤ifltirebiliyor.
def kitle, kullan›c› davran›fllar›n› ve ihtiyaçlar›n›
tespit ediyor ve bunun üzerinden ürün gelifltiri- Çevre duyarl›l›¤›, ekoloji, enerji konular›
yorlar. Ayr›ca, bir ürünün farkl› co¤rafyalar do- tüm tasar›m alanlar›nda çok belirleyici veri-
laflt›¤› düflünülürse, ürün tasar›m› ile dünya ça- ler aras›na girdi. Bu anlamda nas›l bir etkile-
p›nda pazara girmeye kalkt›¤›n›zda çok ilginç flimden söz edilebilir, gelece¤e yönelik öngö-
karfl›laflmalar oluyor. Amerika’daki bir kullan›- rüler neler olabilir? Bu aç›dan ülkemizdeki
c›yla Avrupa’daki veya Türkiye’deki bir kullan›- durumu nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
c›n›n ihtiyaç ve alg›lay›fl› çok farkl› olabiliyor. Türkiye’nin bu noktada dünyan›n çok gerisinde
Farkl› pazarlar için ürünün ne anlama geldi¤i, hareket etti¤ini söyleyebiliriz. Bunlar dünya öl-
farkl› kullan›mlara cevap verip vermedi¤i de bu çe¤inde y›llard›r üzerine düflünülen ve gelifltiri-
noktada önemli oluyor. len bir düflünce ve uygulama zeminine sahip.

16 mimar•ist 2006/3
TASARIM

Çevre duyarl›l›¤›, ekoloji ve enerji konular›,


üretim süreçlerine, malzemeye veya ürünün
kullan›m flekline dair olabiliyor: Ürünün ekolo-
jik olarak çevreye katk›s›, enerji tasarrufu sa¤la-
mas›, geri dönüflümlü malzemelerden üretilme-
si, üretim sürecinde insan sa¤l›¤›na zararl› üre-
tim yöntem ve malzemelerin kald›r›lmas› gibi.
Bu aç›dan belki ayd›nlatma çok flansl›. Teknik
yenilikleri, farkl›l›klar› bünyesine h›zl›ca alabil-
di¤i için sürekli güncelleniyor ve yenileniyor.
Ayd›nlatmada önemli bir yere sahip olan enerji
tasarruflu lamba kullanan armatürlerin özendi-
rilmesi ve bu bilincin kullan›c›ya da verilmesi
çok önemli. Bu anlamda 2004 y›l›nda AB ko-
misyonunca desteklenen “Light of the Future”
bafll›kl› uluslararas› ayd›nlatma yar›flmas›na Çe-
lik Dizayn firmas› ad›na “Dalga” isimli tasar›-
m›mla kat›ld›k ve finalist olduk. Konusu ev, ka-
fe, otel gibi, dekoratif armatür kullan›lan me-
kânlarda pek tercih edilmeyen, daha çok teknik flüncelerde, bu e¤itimde oluyorsunuz, ama ku- Çelik Dizayn-Asl› K›yak
rumun bunu kabullenip üretime geçmesi çok ‹ngin tasar›m› “Dalga”
armatürlerde kullan›lan enerji tasarruflu lamba-
armatürler, 2004 Lights of
lar›n kullan›m›n›n özendirilmesine dair yarat›c› önemli. Kullan›c›n›n da böyle bir talebi olmaya-
the Future yar›flmas›nda
tasar›mlard›. bilir, böyle bir fleyi bilmeyebilir, ama siz onu bu finalist oldu.
Led, metal halide, flüoresan gibi enerji ta- noktaya yöneltmeye, onu bilinçlendirmeye çal›-
sarruflu lambalar›n özendirildi¤i bu yar›flmada fl›yorsunuz, tasar›m bu noktada büyük bir önem
kat›ld›¤›m›z dalga armatürü, dekoratif bir ürün- kazan›yor.
dü ve enerji tasarruflu flüoresan lamba kullan›- LED teknolojisinin son dönemde geliflme-
yordu. Üç modülü ile kullan›ld›¤› mekânda da siyle beraber daha düflük enerji ve uzun ömürlü
çok farkl› flekillerde bir araya gelerek, kullan›c›- kullan›m konusu gündeme geldi. Bu da asl›nda
ya kendi çözümlerini yaratma ve kiflisellefltire- firmalara, tasar›mc› ve kullan›c›lara çok yeni bir
bilme olana¤› sa¤l›yordu. Bu anlamda kullan›c›- perspektif aç›yor. Ifl›k üzerine farkl› programlar
y› bu tür bir lamba kullan›m› için özendirmeyi yazabiliyorsunuz. Uzun ömürlü oldu¤u için de-
amaçl›yordu. Bu yar›flmada finalist olan ilk Türk ¤iflim süresi de uzuyor ve bu bir ekonomi sa¤l›-
firmas›y›z. Yar›flmaya kurum olarak kat›lmam›z yor. Hatta bu tür düflük enerji isteyen lamba
da çok önemli. Siz tasar›mc› olarak hep bu dü- kullan›m› ile manüel ve flarjl› sistemler de söz
konusu ve kablosuz noktaya da sizi tafl›yabiliyor.
Bir de her co¤rafyan›n de¤erlendirebilece¤i
kendi avantajlar› var. Örne¤in, Türkiye’de gü-
nefl ve rüzgâr enerjisi kullan›larak yap›labilecek
d›fl mekân ayd›nlatmalar› gibi. Çevreye duyarl›,
ekoloji ve enerji konular›na dikkat eden bu tür
yaklafl›mlar ayn› zamanda yeni ve maliyetli tek-
nolojilere ihtiyaç duyuyor. Ürünün maliyetini
ilk al›m aflamas›nda da art›rmakta. Bu noktada
üretici ve kullan›c›n›n bilinçlendirilmesi gereki-
yor. Türkiye’de tasar›m bilincinin oturtulmas›
daha bafllang›ç noktas›ndayken, bu tür prob-
lemlerin çözümü için gerekli flartlar ve ortamlar
henüz yeterli de¤il.
Zaha Hadid ve Patrick
Schumacher’in Zumtobel
Türkiye’de tasar›m ve ayd›nlatma tasar›m›n- firmas› için tasarlad›¤›
da gelecek projeksiyonlar›yla ilgili neler söy- “Chandelier Vortexx”
leyebilirsiniz? isimli ayd›nlatmalar, 2006
Lights of the Future
Endüstriniz ne kadar geliflmiflse, ne kadar bi-
yar›flmas›nda firma
linçliyse, asl›nda yarat›c› tasar›mlar›n da ortaya kategorisinde ödül ald›.

mimar•ist 2006/3 17
TASARIM

ç›kmas› o derece paralellik gösteriyor. ‹talya’da oturtmak çok önemli ve bir o kadar da zor. Bir
bu kadar yarat›c› tasar›m›n ortaya ç›kmas›, üreti- tasar›m ürününün üretilmesi bambaflka bir üre-
cilerin tasar›m anlay›fllar›n›n çok geliflmifl olma- tim-sat›fl altyap›s›n› gerektiriyor.
s›yla, böyle bir kültüre sahip olmalar›yla çok ilifl-
kili. Hatta tasar›mc›y› daha ileri ifller yapmalar› Gerçekten de tasar›m birdenbire her fleyi dö-
için zorluyorlar. Ama Türkiye’de bu ortam daha nüfltürmüyor; sa¤l›kl› yaflam anlay›fl› gibi
farkl›. Son y›llarda Uzakdo¤u’nun dünya üreti- benimsenmeli ve üretim -hatta kullan›m- sü-
cisi olma rolü pekifltikçe, Türkiye’nin fason üre- recinin ayr›lmaz bir parças› olmal›. Bu an-
tici olma rolü sekteye u¤rad›. Asl›nda endüstri lamda Türkiye’de büyük bir geliflme var, fa-
flu anda ayakta durabilmek için özgün ürünler kat acaba biz kendi sanayi kurulufllar›m›z›n
ve farkl› tasar›mlar yapmak mecburiyetinde. prati¤ine bunu yans›tabildik mi?
Çünkü sadece ucuz ve fason üretimle bunu Bence çok önemli bir soru. Endüstri aç›s›ndan
yapmas› mümkün de¤il. Bu bizim için avantaj, bak›l›rsa tasar›m talebi var art›k; önceki y›llarda
yani bunu asl›nda olumlu bir noktaya çekme- bu talep de yoktu. Talep var, ama talebin nas›l
miz gerekiyor. Tasar›m süreçlerini ve özgün kullan›laca¤›, nas›l hayata geçirilece¤i daha ken-
ürün üretme anlay›fl ve sistemini mevcut yap›ya di çözümlerine ulaflamad›. Özgün tasar›m ürü-
nü üretip -kendi markan›z olabilir- kendi kimli-
¤iniz ve vizyonunuzla bunu piyasaya, pazara
sürmek ve sat›labilirli¤ini oluflturmak, bu riski
göze almak; eski al›flkanl›klar›n› b›rakarak firma-
lar›n bu sisteme geçmeleri hiç kolay olmuyor ve
birçok sorunla karfl›lafl›l›yor. Asl›nda firmalar ta-
sar›mc› istihdam etmeye bafll›yorlar, fakat o ta-
sar›mc›dan nas›l faydalanacaklar›n› bilmiyorlar
ve tasar›mc› teknik çizim eleman› konumuna
gelebiliyor.
Bu noktada tasar›mc›n›n donan›ml› olup fir-
man›n vizyonunu açmas›, yönetim kademeleriy-
le birebir iliflkide olmas› çok önemli. Firman›n
stratejisiyle ürün ve tasar›m stratejisinin paralel
gitmesi, bu bilincin tüm endüstriye yay›lmas›
gerekiyor. Sonuçta bu ayn› zamanda toplumsal
bir olay; bilincin yay›lmas›yla da iliflkili, bir fir-
Nehir kenar›nda yer alan
“switch on” sergisi, man›n bu alandaki baflar›s› di¤er firmalara örnek
Luminale 2006 Light & oluflturup motivasyon sa¤layabiliyor.
Building Fuar›
kapsam›nda gerçekleflen Peki e¤itim kurumlar›m›z› bu anlamda do-
kent etkinliklerinden.
natabildik mi? Bir tasar›mc›n›n yetiflme sü-
recinde mesleki temel e¤itimin rolü nedir ve
sonraki dönemde sürekli e¤itimle ilgili nas›l
bir vurgu yapmak gerekir?
Türkiye gerçe¤ini bilmek gerekir; endüstrinin
tasar›m ile iliflkide bafllang›ç aflamas›nda oldu¤u
bilgisi okullarda verilmeli. Tasar›mc›lar bilmeli
ki okul sonras› yer alacaklar› bir firmada sadece
tasar›m yapman›n ötesinde, firmay› e¤iten, bil-
gilendiren ve yönlendiren konumundalar. Yani
bir dan›flman konumundalar ve dolay›s›yla çok
önemli bir iflleve sahipler.
Geriye do¤ru, üniversite e¤itimiyle ilgili de-
neyimlerden yola ç›karak bakt›¤›mda flunu söy-
leyebilirim ki, endüstriyle nas›l iliflki kurulabile-
ce¤inin prati¤inin okullarda verilmesi gerekiyor.
E¤itim kurumlar›n›n, bir vizyon oluflturma, bir
tasar›m becerisi, yöntemi kazand›rman›n öte-

18 mimar•ist 2006/3
TASARIM

sinde, bunun gerçek hayattaki koflullarla nas›l Yap-Boz lamba,


uyum sa¤layaca¤›na dair çal›flmalar yapmas› ge- Asl›han Ero¤lu.
“Ayd›nlat-Karart” sergisi,
rekir. Bu olmay›nca, gençler ifl hayat›na ad›m at-
projetasarlaTR Interlight
t›klar›nda nas›l bir tav›r sergileyeceklerini bilmi- Istanbul Fuar› 2002.
yorlar ve bir bocalama yafl›yorlar. Bu bocalama
onlar›n gelecek perspektiflerini etkiliyor, çok
farkl› noktalara yönelebiliyorlar. Asl›nda staj de-
di¤imiz kurumun çok do¤ru ve aktif çal›flt›r›l-
mas› gerekiyor. Stajlar›n sadece tasar›m ofisle-
rinde de¤il, üretici firmalarda üretim kademesi
ve süreçleri içinde yer al›narak yap›lmas›n›n bü-
yük faydas› olacakt›r.
Ama dedi¤iniz gibi, temel e¤itimden sonra
e¤itim bitmiyor, tasar›mc›n›n sürekli donan›ml›
olmas›, kendisini sürekli yetifltirmesi, üretim
tarzlar›n›, yöntemlerini çok iyi bilmesi gereki-
Yurtd›fl› fuarlar›nda gençlere çok genifl yer
yor. Bu anlamda firmalardan profesyonellerin
ayr›ld›¤›n› görüyoruz. Daha önce çok fazla
gelip üniversitelerde üretim yöntemleri, malze-
a¤›rl›k tafl›mayan bir bölümken, art›k ö¤ren-
me gibi konularda daha güncel bilgileri vermesi
cilerin ve tasar›mlar›n›n, daha güçlü flekilde
gerekiyor. Ayr›ca fuarlar› izleyerek, sanayi, kobi
temsil edildi¤ini ve devlet dahil olmak üzere
ve tasar›m kongrelerine kat›larak, çeflitli yar›flma
çeflitli kurumlar›n bunlar› finanse etti¤ini,
ve sergilerde yer alarak yeni teknolojilerin ve
destekledi¤ini görüyoruz. Bu konuda Türki-
güncel geliflmelerin takip edilmesi mümkün.
ye’deki geliflmeler için neler söyleyebilirsi-
niz?
Yurtd›fl›nda kurumlar ve hükümetler taraf›ndan
hem ö¤rencileri hem de genç tasar›mc›lar› sü-
rekli destekleyen çal›flmalar yürütülüyor. Bizde
Çelik Dizayn-Asl› K›yak
de üniversite-endüstri ortak projeleri yan› s›ra,
‹ngin tasar›m› “Dön-Dür”
okullardaki baflar›l› ö¤renciler çeflitli uluslararas› ayd›nlatma armatürü,
sergi ve yurtd›fl› e¤itim olanaklar› için teflvik edi- kullan›c› ile etkileflime
liyor. Türkiye’de yap›lan tasar›m fuar›nda ö¤- giren farkl› görünümler
renciler, endüstriyle yapt›klar› veya di¤er çal›fl- sunan empatik bir
armatür.
malar sonucu gerçeklefltirdikleri ifllerle yer ala-
biliyorlar.
Endüstriyel Tasar›mc›lar Meslek Kuruluflu
Tasar›mla ilgili sektörlerin de ayn› flekilde
(ETMK) olarak her y›l dereceyle mezun olan
e¤itim kurumlar›yla bu anlamda bir dirsek
ö¤rencilere ETMK Takdir Ödülleri veriliyor.
temas›n› sa¤lamalar› gerekir, onlar aç›s›ndan
Ayr›ca ETMK dan›flmanl›¤›nda her y›l gerçekle-
da bu bir gerekliliktir, diyebilir miyiz?
flen Bosch, ‹MM‹B, ‹TO, Radikal gibi kurum-
Özellikle endüstri ürünleri tasar›m›n›, endüstri-
den kopuk, ba¤›ms›z bir fley olarak düflüneme-
yiz; birlikte olmas›, birlikte geliflmesi gerekiyor.
Bunun için sa¤lanacak her ortam çok de¤erli. Çelik Dizayn-Asl› K›yak
‹ngin.
Baz› üniversitelerin endüstri tasar›m› bölümle- Birbirine geçen iki ana
rinde son üç dört y›ld›r endüstriyle ortak çal›fl- akrilik gövde ve buna
malar yürütülmekte. Bunun birçok anlamda geçirilen PP yapraklardan
faydas› olabiliyor; projesinde endüstri ile iliflki oluflan, klasik abajur
görünümüne at›fta
kuran tasar›mc›, okul bittikten sonra da o fir-
bulunan bir tasar›m.
mayla çal›flmaya devam edebiliyor, Türkiye’deki Levhalardan oluflan ve
üretim yap›s›n› ve koflullar›n› görebiliyor. E¤iti- sökülebilir yap›s› ile
mi s›ras›nda yapt›¤› bir tasar›m›n gerçekleflti¤ine nakliye s›ras›nda az yer
ya da prototip haline tan›k olabiliyor. Bir tasar›- kaplamaktad›r. Tekrar
montaj›nda ise, geçme
m›n›n gerçekleflti¤ini görmek genç tasar›mc›ya yönteminin rahatl›¤› ile
önündeki hayat için de önemli bir güç ve dene- kolay monte
yim kazand›r›yor. edilebilmektedir.

mimar•ist 2006/3 19
TASARIM

larla yürütülen tasar›m yar›flmalar› da ö¤renciler yatk›nlar; Milano’da fuardan çok, kent etkinlik-
için önemli imkânlar yarat›yor. Bu tür kurumla- leri daha fazla ilgi uyand›r›yor ve etkili oluyor.
r›n d›fl›nda baz› ufak ama etkili giriflimler de söz
konusu. Kurucusu oldu¤um projetasarlaTR Bu da asl›nda çok önemli ve kendi kendini
grubu ile 2002-2003 y›llar›nda gerçeklefltirdi¤i- oluflturan bir süreç. O aç›dan ben de mimar
miz ve genç tasar›mc›lar›n, sektörel fuarlarda olarak bunu izliyorum ve çok da önemli bu-
ürünleri ve prototipleriyle yer ald›klar› bir dizi luyorum. Böylesi bir kentlilik bilincinin fi-
tasar›m sergisi buna güzel bir örnek. ziksel mekân› oluflturmas› ve dönüfltürmesi
asl›nda çok etkileyici.
Toplumsal alg›lama aç›s›ndan bunun kültü- fiu çok önemli: Siz kentin haf›zas›na bu anlam-
rel alg›laman›n bir parças› oldu¤unu ve e¤i- da asl›nda bir fleyler yazmaya bafll›yorsunuz. Ya-
timin bu anlamda da ele al›nmas› gerekti¤ini ni fuar sadece kendi içinde yap›lsa, toplumla ve
söyleyebilir miyiz? kentle bu anlamda bir iliflki kuramaz. Fuar, bu-
Endüstrinin ve tasar›mc›lar›n bilgilenmesi ve bi- lundu¤u binadan ç›karak kentteki desantralize
linçlenmesi kadar, toplumun da bilinçlenmesi olmufl endüstri mekânlar›na ve oradan kent
çok önemli. Çünkü siz sonuçta kullan›c›ya ula- merkezine kadar yay›lan bir toplu ifltirak ve etki-
fl›yorsunuz, o noktada onlar›n da bilinçli kulla- leflim haline dönüflüyor, alg›y› ve toplumsal ha-
n›c› olmas› gerekiyor. Bir ürünü al›rken, onun f›zay›, bilinci etkiliyor. Bir gelenek oluflturuyor.
arkas›nda ne yatt›¤›n›, onu niçin almas› gerekti- Bu anlamda, bu tür etkinliklerin fiziksel me-
¤ini, onun kendisine ne faydalar sa¤layaca¤›n› kâna ve kentlilik bilincine olumlu katk›lar› çok
bilmesi gerekiyor. Yoksa piyasada çok ucuza önemli oluyor. ‹stanbul’a bakt›¤›m›zda da, kent
Uzakdo¤u mallar› ve bunun sonucu haks›z bir içi üretim yapan küçük ölçekli atölyeler önemli
Çelik Dizayn-Asl› K›yak rekabet var. Bu tür ürünler s›rf fiyat› yüzünden bir potansiyeli bar›nd›r›yor. Bu tür bölgeler, es-
‹ngin tasar›m› “Lale” tercih edilir durumda. Bu noktada al›c› için tek nek ve dinamik üretim yap›s› ile de¤erlendiril-
ayd›nlatmalar, bu kriter fiyat› olmamal›, ald›¤› ürünün uzun vade- mesi ve gelifltirilmesi gereken alanlar. Haziran
topraklara ve kültürümüze de ne sa¤layaca¤›n›, katk›lar›n›n neler olaca¤›n› 2006’da ‹TÜ Tasar›m Kongresi’nde “Kentsel
ait de¤erlerin ortaya
ç›kar›lmas› ile ilgili bilmesi gerekiyor. Bu konuda kullan›c› da do¤- Ölçekte Tasar›m ve Üretim iliflkisi: fiiflhane Ör-
projenin bir parças›. ru bilgilerle, örneklerle bilgilendirilmeli ve bi- ne¤i” isimli bir bildiri verdim. ‹stanbul günde-
Lalenin tasar›m›nda linçlendirilmeli. minde son y›llarda a¤›rl›kl› olarak yer almaya
yüzy›llard›r ustalar›n Toplumsal bilincin geliflmesi gerekli. Bunun bafllayan kentsel dönüflüm projeleri, turizm viz-
yap›tlar›na yans›tt›klar› lale
yurtd›fl›nda güzel örnekleri var. Tasar›m›n bir yonlu projeler. Yerin mevcut karakterini, potan-
figürü ile lalenin bu
topraklardaki hikâyesi ve kent için tafl›d›¤› anlam çok önemli. Örne¤in siyellerini sürdürecek, gelifltirecek projeler mi, o
simgeselli¤inin, tasar›m Milano ve Frankfurt fuarlar› sadece içine kapal› konuda flüphe var. Bu ba¤lamda bu tür kent içi
dili ile günümüze bir alanda gerçekleflmiyor; fuar etkinlikleri tüm üretim bölgelerinin, mevcut yap›s› ve potansi-
aktar›lmas› yat›yor. Lale,
kente yay›l›yor. Fuara gelenler kentle buluflmufl yellerinden yola ç›kan alternatif gelecek projele-
hem modern üretim
yöntemleri ile üretilen oluyor, kent de o konuyla bulufluyor. Bu kent- rine ihtiyac› var. Türkiye’deki üretim-tasar›m
hem de ekspresif bir ürün. ler, endüstri kentleri ve böyle bir bilince çok iliflkisinin yeni yeni kurulmaya bafllad›¤› dönem-
lerde bu bölgelerin farkl› ölçekte bu iliflkilere ve
tasar›m›n geliflmesine katk›s› oldu¤unu düflünü-
yorum. Mesela fiiflhane’de çok ciddi bir üretim-
sat›fl a¤› var. ‹liflkiler anlam›nda, küçük üretici-
ler, malzemeciler, tasar›mc›lar, mimarlar, son
kullan›c›lar, büyük firmalar aras›nda yaflayan bir
a¤ bu. Bu a¤ ayn› zamanda pazar› da oluflturu-
yor. Siz o a¤› da¤›tmaya kalkt›¤›n›zda bu aktör-
lerden hiçbiri mevcut pozisyonunu sürdürebile-
cek konumda de¤il.

Bu söylediklerinize kat›l›yorum. D›flardan


gelen birtak›m zorlama çözümler asl›nda
oradaki koflullarla örtüflmedi¤i sürece bir an-
lam tafl›m›yor; hakiki olmuyor ve k›ymeti
yok. Vakit ay›rd›¤›n›z için teflekkür ediyoruz.

Ben teflekkür ederim.

20 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

Bir Ayasofya Yaz›s›


Gürhan Tümer

Ayasofyalar ve Ayasofya Böylece söz, yüzy›llard›r bir yüzü Atmeyda-


San›lmas›n ki bu dünyada yaln›zca bir tek Aya- n›’na, Sultanahmet Camii’ne, bir yüzü Saray-
sofya vard›r. Hay›r, bu dünyada birden fazla, burnu’na, Topkap› Saray›’na bakan; Bizans’›n
birçok Ayasofya vard›r. yaklafl›k 1000, Osmanl›’n›n yaklafl›k 500 y›l›n›
‹znik’e, Trabzon’a, Selânik’e gidenler, ora- onlarla birlikte, onlarla içice yaflam›fl olan Aya-
larda Ayasofyalarla karfl›lafl›rlar. Bunlar›n her bi- sofya’ya, Ayasofyalar›n en kocaman›na; Ayasof-
ri, kendine özgü tarihî ya da mimari birtak›m yalar›n Ayasofyas›na; Ayasofya denilince ilk elde
özelliklere sahiptir. Örne¤in, ‹znik’teki Ayasof- herkesin akl›na hemen geliveren “as›l” Ayasof-
ya Bursa’n›n Orhan Gazi taraf›ndan fethinden ya’ya gelmifl olmaktad›r ki, bu yaz›n›n konusu
hemen sonra camiye çevrilen, bu nedenle Or- olan Ayasofya da o Ayasofya’d›r.
han Camii olarak da bilinen, üç nefli bir Bizans
kilisesidir. Bu bina, Hz. ‹sa’n›n Tanr› m› yoksa Ayasofya’y› Yazmak
insan m› oldu¤una iliflkin bitmez tükenmez tar- Ayasofya’y› yazmak istiyorum. Ama bu iflin zor
t›flmay› bir karara ba¤lamak üzere, ‹.S. 325 y›- bir ifl oldu¤unu, hele bu yafll› baflyap›t üzerine
l›nda toplanan konsüle ev sahipli¤i yapm›flt›r. yeni, yepyeni bir fleyler söylemenin daha da zor,
‹stanbul’daki Sergios-Bakhos Kilisesi de bir çok daha zor oldu¤unu çok iyi biliyorum. Bu
Ayasofya say›l›r, çünkü onun bir ad›, Küçük zorluk, onun, üzerinde çok çal›fl›lm›fl; kubbesi,
Ayasofya’d›r. kolonu çok incelenmifl; plan›, kesiti kim bilir
Bu arada, bir kilise tarihi yazar› olan Sokra- kaç kez çizilmifl; iç mekân›n›n görkemi defalar-
tes’in bildirdi¤ine göre, ‹stanbul’da, ‹mparator ca övülmüfl, defalarca vurgulanm›fl bir baflyap›t
Constantinus taraf›ndan yapt›r›lan ve aç›l›fl› 15 olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu durumda,
fiubat 360’ta gerçekleflen, ancak yaklafl›k 40 y›l Procopius’tan Semavi Eyice’ye; Halikarnas Ba-
sonra yanan Ayasofya ile, ayn› yerde infla edilen l›kç›s› Cevat fiakir’den Do¤an Kuban’a; Ed-
ve ‹mparator II. Teodosios döneminde aç›lan mondo de Amicis’ten Cyrill Mango’ya kadar,
‹kinci Ayasofya da unutulmamal›d›r. birçok bilim adam›n›n, birçok sanat adam›n›n

1910 y›l›nda Ayasofya.

mimar•ist 2006/3 21
‹NCELEME

ele ald›¤›; Sâî Mustafa Çelebi’nin Sinan’la ilgili Bu gibiler aras›nda, ‹stanbul’daki Ayasofya
kitab› Tezkiretü’l Bünyan’da bile karfl›m›za ç›- da vard›r. Ayasofya bir efsaneler yuma¤›d›r.
kan Ayasofya’y› yazmaya kalkanlar›n yaz›lar›n›n, Say›s› çok fazla olan bu efsaneler, plan› Tan-
“malûmu ilâm”dan, yani “bilineni bildirmek- r› taraf›ndan çizilen ve ayn› gece hem imparato-
ten” öteye gidememesinin büyük bir olas›l›k ol- ra hem de mimara, düfllerinde gösterilen bu
du¤u, rahatça söylenebilir. kutsal binan›n insan eliyle de¤il de Tanr› eliyle,
Ama kimi binalar›n, dayan›lmaz bir çekici- ya da Süleyman Tap›na¤› ile ilgili bir efsanede
likleri vard›r ve Ayasofya da onlardan biridir. O oldu¤u gibi, kendi kendine infla edildi¤ini ileri
kadar ki, bence bir atasözünde belirtildi¤i gibi, süren öykülerden; bir ramazan gecesi, Sultan
“E¤er bu tür binalar tespih olsalard›, Ayasofya Selim’in buyru¤uyla gitti¤i Ayasofya’da birden
imame olurdu”. karn› a¤r›maya bafllayan, camiyi dolduran kala-
Ben Ayasofya’y› iflte bu nedenle çok seviyo- bal›k içinde s›k›fl›p kal›nca, orada bulunan fley-
rum ve az önce belirtti¤im duruma düflmemek he, “Beni bu cami içinde, cemaat aras›nda her-
için elimden gelen gayreti göstererek onu de¤i- kese utand›rma,” diye yalvaran Kelâmî A¤a’n›n,
flik bafll›klar alt›nda yazmak istiyorum. o an kendini K⤛thane’de buldu¤unu ve hace-
tini K⤛thane Deresi’nin k›y›s›nda giderip ra-
Efsaneler Yuma¤› Ayasofya hatlad›¤›n› anlatan öykülere uzanan, oldukça
Çok eski kentlerin yan› s›ra, çok eski ve çok genifl bir yelpaze olufltururlar.
önemli kimi binalar da, tarihsel gerçeklerin yan› Dar, kat›, kuru bir bak›fl aç›s›yla bakanlar, ef-
s›ra, birtak›m efsanelerle, yani düfllerle de yo¤- saneleri, gerçeklerin yan›nda hiçbir de¤eri ol-
rulmufltur. Örne¤in, bir zamanlar dünyan›n ye- mayan süsler, bu amaçla uydurulmufl masallar
di harikas›ndan biri say›lan Efes’teki Artemis olarak görürler.
Tap›na¤› ya da Kudüs’teki Süleyman Tap›na¤›, Efsanelerde, düfllerin, masals› ö¤elerin yeri
bu tür binalardand›r. elbette ki vard›r. Ama efsaneler, ayn› zamanda,
insano¤lunun dünyay›, evreni tan›ma süreci
içinde çok önemli bir yer tutar. Masals› yan› da-
ha a¤›r basanlar da vard›r ama efsanelerin birço-
¤unun kayna¤›nda, gerçekler yatmaktad›r. Tu-
fan’›n, uydurulmufl bir masal m›, yoksa gerçek
bir do¤a olay› m› oldu¤u tart›flmas› ve bilimin
bu tart›flmaya yapt›¤› katk›lar; Schliemann’›n,
birtak›m efsanelerden oluflan bir kitaptan, Ho-
Arap harfleriyle yaz›lm›fl
“ve hüve alâ külli fleyin meros’un ‹lyada Destan›’ndan, o kitaptaki efsa-
kader” sözcüklerinden nevi Truva’dan yola ç›karak, gerçek Truva’ya
oluflan bir Ayasofya varmas›, efsanelerin gerçeklerle iliflkisi konusun-
(Malik Aksel).
da bizi ayd›nlatmaktad›r.
Nasuh-es Silâhi’nin Benzer bir durum, Ayasofya ile Ayasofya ef-
1537’de yapt›¤› ‹stanbul saneleri için de söz konusudur.
minyatüründe Ayasofya Somutlayarak özetlemek gerekirse, flunlar›
(Semavi Eyüce). söyleyebiliriz: Ayasofya efsanelerinden vazgeçi-
Ayasofya'n›n örtü lemez ve vazgeçilmemelidir, çünkü onlar da
flemas›n›n, Bayezid Ayasofya’d›rlar, Ayasofya’n›n bir bölümüdürler.
Camii'nin, Süleymaniye Onlardan yoksun b›rak›lm›fl bir Ayasofya, elbet-
Camii'nin ve K›l›ç Ali Pafla te ki fiziksel olarak de¤il ama içerdi¤i kültürel
Camii'nin örtü flemas›yla
birikim aç›s›ndan fakirleflir, c›l›zlafl›r ve uzun va-
k›yaslanmas› (Do¤an
Kuban). dede gün gelir y›k›l›r.
Sonuçta benim önerim, yaln›zca eskiden ka-
lan efsaneleri yaflatmakla, korumakla yetinilme-
mesi, daha ileri giderek yeni Ayasofya efsaneleri
oluflturulmas›, böylece ünlü binan›n kültürel
zenginli¤inin daha da art›r›lmas›d›r.

Ayasofya ‹çin Yaz›lm›fl Eski Bir fiiir


Kimi flairler, yaln›zca do¤an›n, yani da¤lar›n,
tafllar›n, derelerin, a¤açlar›n, çiçeklerin, böcek-

22 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

lerin, böyle fleylerin fliirlerini yazarlar. Kimi flair- raflara ve Le Corbusier’nin eskizlerine kadar
ler ise, fliirlerinde daha baflka fleyleri, bu arada pek çok kaynakta, s›k s›k karfl›m›za ç›kmaktad›r.
mimari yap›tlar› da konu edinirler. Çizimlerdeki, foto¤raflardaki Ayasofyalar›n
Örne¤in, Gerard de Nerval, Notre-Dame de kimileri son derece ilginçtir. Örne¤in, Arap
Paris Katedrali’nin; Yahya Kemal Süleymaniye harfleriyle yaz›lm›fl olan ve Türkçe’de, “Allah
Camii’nin fliirini yazm›flt›r. Bu flairimizin, “Sü- her fleye kadirdir” anlam›na gelen “ve hüve alâ
leymaniye’de Bayram Sabah›” bafll›kl› fliirinden kulli fleyin kadir” sözcüklerinden oluflan Aya-
örnek olarak seçti¤im birkaç dizeyi, afla¤›da su- sofya böyle bir Ayasofya’d›r.
nuyorum: Bu binan›n, T. Morgan imzas›n› tafl›yan ve
“En güzel mâbedi olsun diye en son dinin / asl› Londra’da British Library’de bulunan bir
Budur öz flekli hayal etti¤i mimarinin. / Göre- resmi vard›r. Bir ana kubbe ile baloncuklar biçi-
bilsin diye sonsuzlu¤u her yerden iyi, / Seçmifl mindeki birçok mini kubbeye ve yaln›zca iki mi-
‹stanbul’un ufkunda bu kudsî tepeyi; / Tafl›m›fl nareye sahip olan bir binay› gösteren ve bir pas-
harc›n› gâzileri, serdâr›yle, / Tafl› yenmifl nice tay› and›ran bu resmin üstündeki yaz›da, “Vivat
bin iflçisi, mimariyle.” Elisabeth – Regina Semreadem” sözcükleri yer
Mehmet Akif’in ‘Safahat’›nda ise, Fatih Ca- almaktad›r. Bu resmin, ‹stanbul’daki Ayasof-
mii’nden söz eden bir fliir vard›r. ya’n›n resmi oldu¤unu kan›tlayabilmek için de-
Ça¤dafl Türk flairlerinin en ünlülerinden biri ¤il 2, 102 tan›k bile yeterli olmaz. Ben bu res-
olan Behçet Necatigil’e gelince, o, “Evler” bafl- mi, tam da bu nedenle çok severim.
l›¤›n› tafl›yan ve “‹nsanlar yüzy›llar y›l› evler Öte yandan, Kariye’ninki kadar olmasa da,
yapt›lar” dizesiyle bafllayan fliirinde, görkemli Ayasofya’n›n iç mekân›, mozaiklerle süslüdür.
bir an›tsal yap›y› de¤il, küçük, alçakgönüllü, s›- Pantokrator ‹sa’y›, Vaftizci Yahya’y›, ‹mparator
radan evleri konu edinmifltir. VI. Leon’u ya da ‹mparatoriçe Zoe’yi gösteren
Ayasofya’ya gelince; yaz›m›n bafl›nda, bu bi- bu mozaiklerin hemen tümü, ‹konaklazma ak›-
nan›n çeflitli yönlerinin ayr›nt›l› bir biçimde ele m›n›n sona erdi¤i 842 y›l›ndan sonra yap›lm›flt›r.
al›n›p incelendi¤ini söylemifltim. Mimarl›k ta-
rihçilerinin, sanat tarihçilerinin, kültür tarihçile-
rinin oluflturduklar› Ayasofya dosyalar› oldukça
kal›nd›r. Buna karfl›l›k, Ayasofya fliirlerinin say›s›
hayli düflüktür; yani bu tür fliirlerden oluflan
“külliyat” oldukça c›l›zd›r. Bu saptamadan yola
ç›karak, bu binan›n fliirsel niteli¤inin, pek a¤›r
basmad›¤›; fliirler için pek çekici olmad›¤› sonu-
cuna varabiliriz.
Ancak, Hanno-Walter Kruft’un, Mimarl›k
Kuramlar›n›n Tarihi - Vitruvius’dan Günü-
müze ad›n› tafl›yan kitab›n› okudu¤umda, ad›n› Bunlar›n içinde, benim en fazla ilgimi çeken Bu mozaikte, Bizans
daha önce hiç duymad›¤›m bir flairin, Paul de mozaik, Meryem’i, iki imparator, Konstantin ve imparatoru Konstantin,
Meryem Ana'ya,
Silentiary’n›n 563 y›l›nda, Ayasofya’n›n bir y›- Justinianos’la birlikte gösteren mozaiktir. Bu
Ayasofya'y› sunuyor.
k›mdan sonra onar›larak yeniden kutsan›p iba- düzenlemenin ilginçli¤i, Ayasofya’y› infla ettiren
dete aç›lmas› dolay›s›yla bir fliir yazd›¤›n› ö¤ren- ‹mparator Justinianos’un, o koskoca binay›
dim (Kruft, 1994:33) ve çok sevindim. elinde bir oyuncak tutar gibi tutarak Meryem’e
Ne var ki, kitapta fliirin dizeleri yoktu ve sunmas›ndan kaynaklanmaktad›r.
ben, yaklafl›k 1500 y›l önce yaz›lm›fl olan o Aya-
sofya fliirini okuyamad›¤›m için çok üzüldüm... ‹dil Biret ve “Ayasofya’n›n Mozaikleri”
Bafll›¤›nda o sözcüklerin yer almas›na karfl›n, ya-
Mozaiklerdeki, Resimlerdeki, z›m›n bu bölümünde Ayasofya’n›n, daha önce
Foto¤raflardaki Ayasofya de¤indi¤im mozaiklerinden tekrar söz açmaya-
Ayasofya’dan söz eden fliirlerle k›yasland›¤›nda, ca¤›m; bu bölümde, bafll›ktaki ‹dil Biret ad›n›n
Ayasofya’y› konu alan mozaiklerin, resimlerin, ça¤r›flt›rd›¤› üzere, genelde mimarl›k-müzik,
foto¤raflar›n say›s›n›n hayli çok oldu¤u görülür. özelde ise Ayasofya-müzik iliflkilerini ele alaca-
Gerçekten de bu ünlü bina, duvarlar›ndaki ¤›m.
mozaiklerden, Matrakç› Nasuh’un minyatürle- ‹lk elde, bir mimari yap›t›n, genelde müzik-
rine, mimarl›k tarihi kitaplar›ndaki belgesel çi- le, özelde de somut bir müzik parças›yla ben-
zimlerden, turistik kitaplardaki gösteriflli foto¤- zerliklerini ortaya koyan ve oldukça yal›n say›la-

mimar•ist 2006/3 23
‹NCELEME

bilecek olan bir iliflki akla gelmektedir. Ahmet Ayasofya’n›n müzikle iliflkisini, binan›n içine
Hamdi Tanp›nar’›n, Befl fiehir’in ‹stanbul’a ay›r- girip o kocaman kubbenin alt›nda durarak dü-
d›¤› sayfalar›nda, Eminönü’ndeki Yeni Ca- flündü¤ümüzde ise, o kocaman mekâna, orator-
mi’nin cephesi için, “‹nsan bu cepheyi seyre- yolar›n, kalabal›k orkestralar›n, kalabal›k orkest-
derken, büyük muas›rlar›, meselâ ‹trî, Hâf›z ralar›n çald›klar› senfonilerin, genç, ça¤dafl, ç›l-
Post veya Seyid Nuh’tan birer beste dinliyor g›n, hareketli bestecilerin gümbür gümbür
hissine düfler” (Tanp›nar, 1976:42) diye düflün- gümbürdeyen bestelerinin uygun düflece¤ini
mesi ve öyle yazmas›, az önce belirtti¤im ben- savunabiliriz.
zetme türünün somut bir örne¤idir. Öte yandan, Vedat Nedim Tör’ün, Y›llar
Bu do¤rultudaki bir baflka örnek de, moder- Böyle Geçti adl› kitab›nda anlatt›¤› ve Ayasofya
nizmin öncülerinden biri olan Frans›z mimar ile ilgili pek çok fleyi, bu arada o binan›n moza-
Auguste Perret’nin, Paris Müzik Okulu için in- iklerini de çok iyi bilenlerin bile büyük ço¤un-
fla edece¤i salonun “bir keman gibi ses verece- lu¤unun haberdar olmad›¤›n› sand›¤›m bir öy-
¤ini” söylemesi; Perret’yle ilgili bir kitapta ise künün; bir zamanlar›n harika çocu¤u, flimdile-
daha da ileri gidilerek, o salonun s›radan bir ke- rin dünyaca ünlü piyanisti ‹dil Biret’in bir bes-
man de¤il, çok ünlü bir markan›n, Stradivari- tesi arac›l›¤›yla, Ayasofya’n›n müzikle iliflkileri-
us’un üretti¤i son derece mükemmel, son dere- ne, son derece ilginç bir boyut getirdi¤i yads›-
ce kusursuz bir keman oldu¤unun vurgulanma- namaz.
s›d›r (Champigneulle, 1959:46). Bu öykü flöyle: “Geçen yaz›n, yani daha befl
Victor Hugo’nun, Paris’in en ünlü mimari yafl›ndayken, [‹dil Biret’i, Ankara’dan] ‹stan-
an›tlar›ndan biri olan Notre-Dame de Paris Ka- bul’a getirmifller. ‹stanbul’un en çok camilerine
tedrali’ni “genifl bir tafl senfoni” olarak niteledi- merak sarm›fl ve ‘Beni camilere götür’ diye an-
¤ini; kimilerinin, mimarl›¤›n “donmufl müzik” nesine yalvarm›fl. Annesi de ona Ayasofya’y› ve
oldu¤unu ileri sürdüklerini belirtmek, hemen Sultanahmet’i gezdirmifl. ‹dil, bu camilerin gü-
arkas›ndan da, müzik-mimarl›k iliflkisini, Aya- zelli¤ine hayran kalarak, onlar› uzun uzun sey-
sofya özelinde irdelemek istiyorum. retmifl. Ankara’ya dönüfllerinde […] iki eser
Bu ba¤lamda, “mimarl›k donmufl müziktir” bestelemifl. Birinin ad› ‘Ayasofya’n›n Mozaikle-
deyiflinden yola ç›karak, Ayasofya’n›n hangi tür ri’, ötekininki, ‘Bak, Cami sana ne getir-
müzi¤in donmufl hali oldu¤unu kendi kendimi- dim.’”(Tör, 1999:69-70)
ze sorabiliriz. Bu soruya, o müzi¤in nas›l bir
Ayasofya’n›n Kusurlar›
müzik oldu¤unu bilemedi¤imizi, ama Ayasof-
Ayasofya, çok ünlü ve hayli kusurlu bir binad›r.
ya’n›n d›fl görünüflünün, kütle etkisinin hantal-
Onun kusurlar›n›n birkaç tanesi flöyle dile geti-
l›¤›n›, kabal›¤›n› dikkate ald›¤›m›zda, aranan
rilebilir:
müzi¤in, romantik bir bestecinin, diyelim ki
Ayasofya, ‹stanbul’un, efli bulunmaz, paha
Chopin’in, insan›n duygular›n› alabildi¤ine in-
T. Morgan'›n, Ayasofya'ya biçilmez siluetinin en eski, en vazgeçilmez ö¤e-
hiç benzemeyen Ayasofya celten bir sonat›, bir mazurkas›, bir noktürnü
lerinden biridir.
resmi. Asl› Londra'da, olmad›¤›n›, olamayaca¤›n› ve olmamas› gerekti-
Ne var ki bu iri bina, fl›k bir bina de¤ildir;
British Library'dedir. ¤ini söyleyerek yan›t verebiliriz.
epeyce hantald›r. Hemen iki ad›m ötesindeki
Sultanahmet Camii’nin zarafeti, biraz daha uza-
¤›ndaki Süleymaniye Camii’nin heybeti onda
yoktur. Bir geç Roma yap›s› olarak, onun kütle-
sinde, d›fl görünüflünde, siluetinde, daha çok
Roma’daki Pantheon vard›r; o binan›n kabal›¤›,
onun hantall›¤› vard›r.
Frans›z yazar› Claude Farrère, ‹stanbul’da
geçen roman› L’homme qui assassina’da (Katle-
den Adam) Ayasofya’y›, “Hâli vakti yerinde,
[ama] çirkin, pis, pasakl› bir köylü kad›na” (Far-
rère: 16); Halikarnas Bal›kç›s› ise, “tepesine
yumruk yemifl bir ‹ngiliz pudingine” (Halikar-
nas Bal›kç›s›, 1984:191) benzetir. fiu sözler, bir
baflka Frans›z yazar›n›n, Alphonse de Lamarti-
ne’indir: “[Ayasofya], bir soysuzlaflma ve düflüfl
devrinin ürünüdür. [O], kendini deneyen bir

24 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

sanat›n biçimsiz bir tasla¤›, art›k tükenmifl zev- olarak da kabul edilen Yahudi Kral› Süley-
kin bulan›k ve kaba-saba bir an›t›d›r (Anonim, man’d›r. Ünlü kilisenin aç›l›fl töreninde içeri gi-
1971:92). ren Justinianos’un, “Ey Süleyman, sonunda se-
Ayasofya’n›n orta mekân›n›n çarp›c›l›¤›n›, ni yendim iflte!” diye hayk›rmas›, bunun böyle
büyüleyicili¤ini, görkemini kimse küçümseye- oldu¤unu aç›kça göstermektedir.
mez, kimse yads›yamaz. Bu dev yap›n›n iç me- Üçüncü yar›fl ise, Osmanl› mimarisiyle, daha
kân›n›n, k›y›da köflede kalan daha küçük, daha somut olmak gerekirse, a¤›rl›kl› olarak Sinan’›n
kuytu parçalar›n›n, bütüne rahatça kat›ld›klar›n› an›tsal camileriyle Ayasofya aras›nda yaflanm›fl-
ise kimse ileri süremez. t›r. Ben bu süreci ve bu sürece iliflkin tart›flmala-
Ayasofya’ya, iç mekân›n›n çözümü, d›fl gö- r›; kimileri do¤ru, kimileri yanl›fl olan saptama-
rünüflünün baflar›s› gibi, mimari ölçütler aç›s›n- lar›, “Osmanl› mimarisinde Ayasofya sorunu”
dan bakt›¤›m›zda gördüklerimizin bir bölümü olarak adland›r›yorum.
bunlard›r. Bu sorunun bir boyutu, yabanc›lar›n, nere-
Sözünü edegeldi¤imiz binaya mühendislik deyse uzman ya da sokaktaki adam fark› gözet-
aç›s›ndan bakt›¤›m›zda ise, ikircikli bir durumda meksizin, Osmanl› mimarisinin -bu arada Si-
kal›yoruz; çünkü Ayasofya, strüktür aç›s›ndan, nan’›n da- hep Ayasofya’y›, onun kubbesinin
ayn› zamanda, hem baflar›l› hem de baflar›s›z bir ölçülerine nas›l eriflebilece¤ini, nas›l ondan da-
yap›d›r. fiöyle ki: O bir flahlan›flt›r, büyük bir ce- ha ileri gidebilece¤ini düflünüp durdu¤unu; Sü-
saretin sonucunda ortaya ç›km›flt›r. Anthemios leymaniye, Selimiye de dahil olmak üzere, bü-
ve ‹sidoros o kadar büyük bir kubbeyi ayakta yük Osmanl› camilerinin, Ayasofya’n›n ilerisine
tutabilmek için büyük çaba göstermifllerdir ama geçmek flöyle dursun, ona yetiflmekte bile zor-
sonuç çok baflar›l› olamam›flt›r ve kubbe y›k›l- land›klar›n›, gerçe¤in ta kendisi olarak kabul et-
m›flt›r. meleridir.
Bizans’›, dolay›s›yla da Ayasofya’y› iyi bilen Asl›na bak›l›rsa bu söylenenler büsbütün
Prof. Semavi Eyice’nin, Dünden Bugüne ‹stan- yanl›fl de¤ildir, çünkü gerçekten de Osmanl›lar
bul Ansiklopedisi’nin Ayasofya maddesine yaz- gözlerinin önünde bulunan Ayasofya’y› her za-
d›¤› flu sat›rlar, bu binan›n strüktür sistemindeki man dikkate alm›fllard›r. Do¤an Kuban’›n be-
kusurlar› aç›kça ortaya koymaktad›r: lirtti¤i gibi, “Dünya tarihinin en büyük an›tla-
“Bu mekân› örtmek üzere, tam ortada, ze- r›ndan olan bu görkemli Geç Roma yap›s›n›n,
minden yüksekli¤i 55 m. olan büyük bir kubbe Fetih’ten sonra Osmanl› mimari geliflmesini na-
yap›lm›flt›r. […] fazla yayvan olan bu kubbe s›l etkiledi¤ini sorgulamadan, onunla hesaplafl-
558’de y›k›l›nca, yerine k›rk kaburgal› ve pence- madan, klâsik dönem Osmanl› mimari tarihi ya-
reli, daha yüksek bir yenisi yap›lm›flt›r. […] Bu z›lamaz.” (Kuban, 1998:17)
kubbenin bask›s›n›n karfl›lanmas›, statik bak›m- Ayr›ca, Osmanl› camilerinin hiçbirinin kub-
dan sorun yaratm›flt›r. [Kurulan sistem], ana besi, Ayasofya’n›n kubbesini hiçbir zaman afla-
kubbenin a¤›rl›¤›n›n, bat›-do¤u ekseni üzerinde mam›flt›r. Sinan’›n, Tezkiretü’l-Bünyan’da, Seli-
da¤›t›larak, d›fl duvarlara kadar getirilmesini, miye’nin kubbesiyle Ayasofya’n›n kubbesini k›-
buradan da zemine indirilmesini sa¤lam›flt›r. yaslarken, “Sultan Selim Han’›n zaman›nda
Halbuki ayn› bask› yanlarda (kuzey ve güneyde) kudret gösterip bu yüce kubbeyi Ayasofya kub-
ve binan›n içinde birtak›m kemerlerin yard›m› besinden alt› zira daha yüksek ve çevresini dört
ile karfl›lanmaya çal›fl›ld›¤›ndan, bu binan›n sta- zira daha genifl yapt›m,” (Sâî Mustafa Çelebi,
tik sisteminin do¤ru kurulmad›¤› söylenebilir. 2002:89) demesi, Kuban’›n da vurgulad›¤› üze-
Binan›n, kuzey ve güney cephelerinde, destek- re, gerçe¤i yans›tmaz. Bu, Sinan’› yüceltme ge-
leyici payandalar, bu dengesizli¤i ortadan kal- re¤ini duyan Mustafa Çelebi’nin bir iflgüzarl›¤›,
d›rmak amac›yla infla edilmifltir.” bir azizli¤idir (Sâî Mustafa Çelebi, 2002:9).
Bu yar›flman›n daha baflka zay›f noktalar›,
Büyük Yar›fl ve “Ayasofya Sorunu” olumsuz yönleri de vard›r. Bunlardan biri, belli
Ayasofya’n›n tarihinde, yar›fllar›n önemli bir ye- bir büyüklükteki kubbelerin yar›fl›nda, kubbe-
ri vard›r. lerden birinin ötekinden o genifllikte, o yüksek-
Bu yar›fllardan birincisi, Ayasofya’n›n kub- likte gözle fark edilemeyecek kadar büyük ya da
besiyle, Pantheon’un kubbesi aras›nda olmufl- genifl olmas›n›n, olimpiyat mant›¤› aç›s›ndan
tur, çünkü o zamanlar, Pantheon, Anthemios önemli, anlaml›, mimarl›k aç›s›ndan ise, anlam-
ile ‹sidoros’un örnek alabilecekleri tek binayd›. s›z, önemsiz olmas›d›r.
Ayasofya ile ilgili ikinci yar›fl›n taraflar› ise, Ayasofya sorununun püf noktas› flöyle özet-
Bizans ‹mparatoru Justinianos ile peygamber lenebilir: Sinan, kubbenin boyutlar› söz konusu

mimar•ist 2006/3 25
‹NCELEME

oldu¤unda, Ayasofya’yla girdi¤i yar›fl› kazana- kent” oldu¤unu kabul etmek daha do¤ru ola-
mam›flt›r ama, Süleymaniye’de, Selimiye’de, cakt›r.
kubbeleri tafl›yan strüktür sisteminin rasyonel Ayr›ca, “insanlar kentlerine benzerler” de-
çözümü, bu sistemin mekânla ba¤lant›s›ndaki mifllerdir. Buradan yola ç›karak, yaln›zca insan-
ustal›k dikkate al›nd›¤›nda, Osmanl›’n›n bu en lar de¤il, binalar›n, en az›ndan kimi binalar›n da
ünlü mimar›n›n, Anthemios ve ‹sidoros’tan, da- kentlerine benzediklerini ileri sürebiliriz. Bu
ha üstün oldu¤u görülür. durumda, Ayasofya da kentine, yani ‹stanbul’a
“Muhteflem Süleyman ve Koca Sinan” bafl- benzer. Bu benzerli¤in ayr›nt›lar›na inmek, bu
l›kl› yaz›s›nda, “Sinan için Ayasofya her zaman do¤rultuda çal›flmalar yapmak gerekir.
k›flk›rt›c› bir an›t olmufltur ama ona verdi¤i yan›t Ama belki de, ‹stanbullu Ayasofya, 1500 y›l-
[…] Selimiye’dir,” (Kuban, 1996:262) diyen d›r ‹stanbul’da yaflamaktan b›km›flt›r ve baflka
Do¤an Kuban, bu yar›fl› çok do¤ru bir biçimde bir kente, diyelim ki Paris’e, Londra’ya, New
noktalam›flt›r. York’a, yani bir baflka metropole ya da küçük,
sakin bir kente yerleflmek istemektedir. O za-
‹stanbullu Ayasofya ‹çin man ona, Kavafis’in “Kent” bafll›kl› o güzelim
Ayasofya, çirkin, pis, pasakl› bir köylü kad›na fliirini okumas›n› ve daha sonra da, ‹stanbul’u
benzese; tafl›y›c› strüktür kusurlu olsa, zaman za- terk etmek iste¤ini yeniden gözden geçirmesini
man Osmanl› mimarisinin yanl›fl de¤erlendiril- öneririm.
mesine yol açsa da, dünya mimari miras›na, kül- Kavafis’in o fliirinin en çarp›c› dizeleri flöyle-
türel zenginli¤ine çok büyük katk›larda bulun- dir:
maktad›r. O ayn› zamanda, ‹stanbul’u ‹stanbul “Baflka diyarlara, baflka denizlere giderim
yapan çeflitli ö¤elerin en önemlilerinden biridir. dedin. / [Oysa] yeni ülkeler bulamayacaks›n,
Alberti, Mimarl›k Üzerine Dört Kitap adl› bulamayacaks›n yeni denizler. / Hep peflinde,
yap›t›n›n ikinci kitab›nda, “Kentin büyük bir ev, izleyecek durmadan seni kent. Dolaflacaks›n /
evin ise küçük bir kent oldu¤unu ileri sürer (Ta- ayn› sokaklarda. Ve ayn› mahallede yafllanacak-
vernor, 2003:54). Bu konuda daha baflka ör- s›n / ve burada, bu ayn› evde a¤aracak, aklafla-
nekler de vard›r. Sözgelifli, Do¤an Kuban, cak saçlar›n. / Hep ayn› kente varacaks›n. Bir
5000’e yak›n bir nüfusu bar›nd›ran Topkap› Sa- baflka kent bekleme sak›n, / ne bir gemi var, ne
ray›’n›n, bir kent olarak görülmesi gerekti¤ini de bir yol sana.” (Kavafis:19)
belirtir (Kuban, 1996:328,333).
T›pk› Evliya Çelebi gibi yaflam›n›n büyük bir Gürhan Tümer, Prof. Dr.,
bölümünü gezerek geçiren Arap gezgin Ebû DEÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi

Abdullah Muhammed ‹bn Battuta Tanci, seya- Kaynakça:


hatnamesinin Kustantiniye’ye yani ‹stanbul’a • Anonim (1971) Alphonse de Lamartine ve ‹stanbul
Yaz›lar›, Çeviren: Nurullah Berk, Yenilik Bas›mevi,
ay›rd›¤› sayfalar›nda, “Büyük Kilise” diye adlan- ‹stanbul.
d›rd›¤› Ayasofya için, “Her yan› duvarla çevrili • Champigneulle, Bernard (1959) Perret, Arts et Métiers
olan bu kilise ve külliyesi küçük bir kenti and›r›- Graphiques, Paris.
• Ebû Abdullah Muhammed ‹bn Battûta Tanci (?) ‹bn
yor,” (‹bn Battûta Tanci:505) der. Battuta Seyahatnamesi: I, Çeviren: A.Sait Aykut, Yap›
Evet Ayasofya, bence de bir kenttir. Ama bir Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul.
• Farrère, Claude (?) L’homme qui assassina, Flammarion.
baflka kentin, ‹stanbul’un göbe¤inde yer ald›¤›
• Halikarnas Bal›kç›s› (1984) Anadolu’nun Sesi, Bilgi
için onun, yaln›z bir kent de¤il, “kent içinde Yay›nevi, Ankara.
• Kavafis, Konstantinos (?) Bütün fiiirleri, Çevirenler:
Herkül Milas, Özdemir ‹nce, Varl›k Yay›nlar›, ‹stanbul.
An Essay on Hagia Sophia • Kruft, Hanno-Walter (1994) A History of Architectural
Theory, ‹ngilizce’ye Çevirenler: Ronald Taylor, Elsie
Callander ve Antony Wood, Princeton Architectural Press,
The author wants to write about the Hagia Sophia, however he knows that this is
New York.
a hard attempt, it is too difficult to say something new on this old masterpiece. • Kuban, Do¤an (1996) ‹stanbul - An Urban History, The
It is a true masterpiece which is studied too much, of which dome and columns Economical and Social History Foundation of Turkey,
‹stanbul.
are analyzed, of which plans and sections are drawn many times, of which inner • Kuban, Do¤an (1998) Sinan’›n Sanat› ve Selimiye, Tarih
space magnificence is praised again and again... Therefore, when one attempt to Vakf› Yay›nlar›, ‹stanbu.
write about Hagia Sophia it is nothing more than to re-notify what is already • Sâî Mustafa Çelebi (2002) Yap›lar Kitab›- Tezkiretü’l-
Bünyan ve Tezkiretü’l Ebniye- Mimar Sinan’›n An›lar›,
known, while it is discussed by many scientists from Procopius to Semavi Çevirenler: Hayati Develi, Samih Rifat, Koçbank, ‹stanbul.
Eyice, from Cevat fiakir to Do¤an Kuban, from Edmondo de Amicis to Cyrill • Tanp›nar, Ahmet Hamdi (1976) Befl fiehir, Dergâh
Mango. But still some buildings have an irresistible attraction and Hagia Sophia Yay›nlar›, ‹stanbul.
• Tavernor, Robert (2003) Palladio and Palladianisme,
is one of them. The author tries to handle this masterpiece under a number of Thames and Hudson, London.
subtitles. • Tör, Vedat Nedim (1999) Y›llar Böyle Geçti, Yap› Kredi
Yay›nlar›, ‹stanbul.

26 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

‹nflaat/Mimarl›k fiirketlerinin Ekonomik Kriz Yönetim


Stratejilerini Belirlemeye Yönelik Alan Çal›flmas›:
‹stanbul Örne¤i
Zeynep Kolçak

Ö zellikle geliflmifl toplumlar›n etkisiyle art›k


dünya üzerindeki pek çok flehir, insan ve
malzeme etkileflimi internet ortam›nda bir tufla
yönetiminin stratejik yönetimle iliflkisinin infla-
at/mimarl›k flirketlerindeki boyutu” konu bafll›-
¤› yak›n tarihte yaflanan iki büyük kriz alt›nda
basmakla mümkün hale gelmifltir. Ancak bu du- sorgulanm›flt›r. Bu iki somut kriz örne¤iyle, an-
rumun ortaya ç›kard›¤› de¤iflimler her zaman, ket çal›flmas›n›n gerçeklefltirilece¤i flirket sahibi
her ülke ve insan için faydal› olamayabilecektir. mimarlar›n yaklafl›mlar›n› irdelemenin hem onlar
Bu nedenle günümüzde dünya üzerinde herhan- için, hem de alan çal›flmas› için daha tan›ml› ola-
gi bir bölge ya da ülke üzerinde oluflan en ufak ca¤› düflünülmüfltür. Alan çal›flmas›, “Mimarlar
dalgalanma hareketi di¤er tüm ülkelerle etkile- Odas›’na kay›tl› flirketlerden, 2000 y›l› sonras›n-
flim içerisindedir. O ülkelerin ekonomilerinde, da oda tescilini yenileyenler, krizden etkilenme-
hatta devlet düzeninde önemli etkilere sebebiyet mifl ya da göreli olarak daha az etkilenmifllerdir”
vermektedir. varsay›m›na dayand›r›lm›flt›r. Alan çal›flmas›nda
1997 Rusya krizi ve ard›ndan 1998 Asya kri- ortaya ç›kan analiz çal›flmalar› sonucunda ise in-
zi olarak tan›mlanan ekonomik piyasa hareketle- flaat/mimarl›k flirketleri için ekonomik kriz yö-
ri Türkiye üzerinde de olumsuz ekonomik so- netim stratejileri gelifltirilmifltir.
nuçlar do¤urmufltur. Maalesef daha bu krizler-
den kurtulamadan gelen ve Marmara bölgesinde S›n›rlamalar ve Yöntem
ciddi maddi ve manevi tahribatlara sebebiyet ve- Seçilecek örneklemin oluflmas› için baz› kriterler
ren 17 A¤ustos ve 12 Kas›m depremleri, sonra- belirlenmifltir. Bu kriterler:
s›nda devam eden siyasi iktidars›zl›k ve 2000- • Örneklemi oluflturan flirketlerin Mimarlar
2001 ulusal ekonomik krizleri ülkemizde hepi- Odas›’na kay›tl› flirket statüsünde olmas›;
mizi, yani toplumu ve dolay›s›yla o toplumun • fiirket sahibinin odaya kay›t sicil numaras›-
kalk›nma ve yaflama kayna¤› olan tüm ekonomik n›n 1989 y›l› aral›k ay› son numaras› olan
sektörleri derinden etkilemifltir. 20992’den küçük olmas›, dolay›s›yla flirket sahi-
Bu durum inflaat sektöründe faaliyet gösteren binin krizleri yaflamadan önce minimum on y›l ifl
inflaat/mimarl›k flirketlerini de olumsuz olarak tecrübesine sahip olmufl olmas›,
etkilemifltir. Bu krizlerin ard›ndan pek çok mimar • fiirketlerin Mimarlar Odas› taraf›ndan ka-
iflten ç›kar›lm›fl ya da ç›kar›lan arkadafllar›n›n ar- bul edilen ‹stanbul ili s›n›rlar› içinde flirket ofisi
d›ndan kendisiyle ilgili endiflelerle yaflamaya bafl- adresine sahip olmalar›,
lam›flt›r. Mimarl›k bürolar›, masraflar›n› karfl›laya- • 2000 y›l› ve sonras›nda oda tescillerini ye-
maz hale gelmifl; ya kapanm›fl ya da ifl gelmesinin nilemifl olmalar›d›r.
umuduyla küçülerek beklemeye geçmifltir. (Mi- Mimarlar Odas› verilerinde bu kriterlere uy-
marlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi, 2004) gun flirket analizleri yap›ld›¤› zaman 2000 y›l› ve
Yukar›daki verilerden yola ç›k›larak, ‹stanbul sonras›nda yenilemesini yapt›rm›fl flirket say›s›
Teknik Üniversitesi Mimarl›k Anabilim Dal› 393’tür. Bu nüfus büyüklü¤ünden seçilmesi ge-
Proje ve Yap›m Yönetimi Yüksek Lisans ö¤renci- reken örneklem büyüklü¤ü ise güven düzeyi %
si Zeynep Kolçak’›n Prof. Dr. fiule Özüekren da- 95 ve güven aral›¤› 10 iken 393 flirket için 77
n›flmanl›¤›nda haz›rlad›¤› tez çal›flmas›nda alan olarak hesaplanm›flt›r.
çal›flmas› konusu olan bu krizler ard›ndan inflaat Ne var ki, yap›lan görüflmeler sonras›nda an-
ve mimarl›k flirketlerinin genel tablosu ve ekono- kete kat›l›m teklifine olumlu yan›t veren flirket
mik kriz yönetim stratejileri bu makalede özetle- sahibi mimar say›s› 34 olmufltur. Bu nedenle po-
nerek aktar›lacakt›r. pülasyon say›s› 393 iken örneklem say›s› 34 ol-
du¤u takdirde confidence level (güven düzeyi) %
Çal›flman›n Amac› 95 ve confidence interval (güven aral›¤›) ±16 ol-
Alan çal›flmas›nda “kriz, kriz yönetimi ve kriz maktad›r.

mimar•ist 2006/3 27
‹NCELEME

1. Faaliyet Alanlar›ndaki De¤iflim Nedenleri Adet Anket sorular›, cevaplar› genelde aç›k uçlu olacak flekilde haz›rlanm›fl-
Krize ba¤l› küçülme/ talep bitmesi 6 t›r. Hatta derinlemesine görüflmelerde ço¤u zaman konunun daha iyi an-
De¤iflim yok 18
Projelendirme hizmetini alma sürecinde haks›z rekabet 1
lafl›lmas›na yard›mc› olacak hikâyeler derlenmifltir. Bu nedenle analizlerin
Müflteri portfoyündeki de¤iflim 2 sadece kantitatif yöntemle de¤il, kalitatif yöntemle de ele al›nmas› hedef-
Mal sahibinin kalite-bina maliyeti anlay›fl›ndaki geliflme 1 lenmifltir.
fiirketin uzmanl›k alan›ndaki art›fl 4
fiirketin uzmanl›k alanlar› aras›ndaki ifl yo¤unlu¤u
dengelerinin de¤iflmesi 2 Çal›flmadan Elde Edilen Bulgular
Görüflülen flirketler mikro ve küçük ölçekli inflaat/mimarl›k flirketleridir.
2. Kriz Tan›mlar› Adet
Örneklemi oluflturan mimarlar›n yar›s›na yak›n› sektörde 10-14 y›llar›
Ülke ekonomisinin bozulmas›n›n sektöre yans›malar› 32
Tan›m belirtmemifl 1 aras›nda flirket sahibi olarak faaliyet göstermektedir.
‹fl hacmine ba¤l› olarak idari prosedürler/Ertelemeler 1 Günümüzde sadece tasar›mla u¤raflan flirket say›s›nda azalma oldu¤u
göze çarpmaktad›r. fiirketler art›k edindikleri tecrübelere ba¤l› olarak da-
3. Kriz Oluflum Faktörleri Adet
Ülke ekonomisinin bozulmas› 29 ha fazla ifl dallar›nda çeflitlilik göstermekte ve gelir elde etme alternatifle-
‹fl say›s›ndaki azalma/durma 22 rini çeflitlendirmeyi hedeflemektedir. De¤iflimi kabul eden ve nedenini
Rekabette dengesizlik 4
belirtenler hem büyümeye hem de kü-çülmeye ba¤l› olarak sebepler gös-
Do¤al afetler 6
Mal sahibinin yaflad›¤› negatif durumlar 3 termektedir.
Yorum yok 1 Ancak edinilen genel izlenim, flirketlerin, edindikleri tecrübe ve çevre
Öngörülen proje sürecinde istikrars›zl›k 2
Çal›flanlar›n teknik yetersizli¤i 1
ile zamanla gelifltikleri, bu s›rada ülkenin ekonomik hareketlerine göre
Resmi prosedürler 2 flirket kontrolünü elden b›rakmad›klar›d›r. Burada geliflim ile ifade edil-
mek istenen, iflteki proje ölçe¤inin büyümesidir. De¤iflimde di¤er önem-
4. fiirket Sahiplerinin Kriz Döneminde Yaflad›klar›
li konu mal sahibi talebidir. Mal sahibi talebine göre tasar›m›n türü çeflit-
Sorun Alanlar›n›n Göreli Önemi Adet
I 1. Mal sahibi - flirket iliflkileri 11 lenmekte ve faaliyet alanlar› artmaktad›r. Küçülmeye ba¤l› de¤iflimi ifade
2. ‹fl gücü - flirket iliflkileri eden mimarlarda ise genel söylem, ifl hacmindeki daralmad›r. Özellikle
3. Finansman
4. Malzeme tedarikçileriyle olan iliflkiler krizle beraber artan talep azalmas›na ba¤l› olarak baz› flirketler sadece
II 1. Mal sahibi - flirket iliflkileri 12 kendilerini ayakta tutacak miktarda para kazanacaklar› ifller edinebilmifl-
3. Finansman - flirket iliflkileri lerdir.
2. ‹fl gücü
4. Malzeme tedarikçileriyle olan iliflkiler Görüflülen mimarlardan 32’si “kriz” tan›m›n› “ülke ekonomisinin
III 3. Finansman 9 bozulmas›n›n sektöre yans›malar›” olarak yapmaktad›r. Krizin tan›mla-
1. Mal sahibi- flirket iliflkileri
2. ‹fl gücü - flirket iliflkileri
mas›n› “iflsizlik, ekonomik bozuklu¤un yans›mas›” olarak tarif eden bir
4. Malzeme tedarikçileriyle olan iliflkiler flirket sahibinin devam›nda getirdi¤i aç›klama, müflterilerin mimarl›k hiz-
IV 3. Finansman 1 metlerine verdi¤i önceli¤in epeyce gerilerde oldu¤unu göstermektedir.
1. Mal sahibi - flirket iliflkileri
4. Malzeme tedarikçileriyle olan iliflkiler Bir di¤er dikkat çeken tan›mda ise öncelikle “ülke ekonomisinin bo-
2. ‹fl gücü - flirket iliflkileri zulmas›” temel kriz nedeni olarak ifade edilirken mesle¤in kendi do¤a-
V 3. Finansman 1
s›ndan gelen krizlerin de göz ard› edilemeyece¤i vurgulanm›flt›r:
4. Malzeme tedarikçileriyle olan iliflkiler
1. Mal sahibi - flirket iliflkileri “Yani usta/mimar, mimar/mal sahibi, mimar/mühendis, mi-
2. ‹fl gücü- flirket iliflkileri mar/mimar gibi mimarlar›n muhatap oldu¤u di¤er statüler ve bu statü-
lerin sosyoekonomik durumlar› düflünüldü¤ü zaman ortaya oldukça ka-
5. Kriz Döneminde fiirket Amaçlar› 1999-01
1. 2. 3. 4. 5. otik ve krizlere aç›k bir tablo ortaya ç›k›yor” *
‹yi flirket imaj› 11 5 5 1 3 Ayr›ca ülke ekonomisinin negatif etkilerini pek hissetmeyen, devlet
Hizmet kalitesini art›rmak 7 10 4 2 2
Müflteri memnuniyetini maks. seviyeye ç›karmak 10 5 8 3 0
ifllerinde yer al›p resmî süreçlerde yaflanan krizlerden bahseden flirket sa-
Çal›flanlar›n memnuniyetini art›rmak 1 5 4 2 1 hipleri de dikkat çekicidir. Resmî ifllemlerdeki prosedür ve belli aflamalar-
K›sa dönem kârl›l›¤›n› maksimize etmek 1 3 1 0 0 daki karfl›l›kl› iliflkilerde yaflanan süreçler flirket sahibi mimarlar taraf›ndan
Uzun dönem kârl›l›¤› maksimize etmek 2 2 2 4 2
bafll›ca kriz olarak tan›mlanmaktad›r.
6. Krizlerin Faaliyet Alan›na Etkileri Adet Kriz döneminde sorun teflkil eden iki ana konu, mal sahibi ve finans
Etkilenmedi 10 problemleridir. Mimarlara profesyonel olarak kriz yönetimi hizmeti al›p
Kriz nedeniyle darald› 8
Kriz nedeniyle çeflitlendi 8
almad›klar› soruldu¤u zaman büyük ço¤unlu¤un (31 adet) böyle bir yö-
Kriz nedeniyle yeni faaliyet alanlar›na girilemedi - netimden haberdar olmad›¤› gözlemlenmifltir. Yöneticiler kriz yönetimi
fiirket büyütülemedi 8 kavram›n› kendi edindikleri tecrübelerle yorumlam›fllar ve bu süreci ken-
di birikimleriyle yaflam›fllard›r.
7. Büyüme-Küçülme Hedeflerindeki De¤iflim Kriz Kriz ve
öncesi sonras› Dan›flman yard›m› ile krizle bafla ç›kt›¤›n› ifade eden flirket sahipleri
Sektör pay›n› büyütme 18 12 ise dan›flman› genelde ekonomi ve iflletme konusunda uzman kiflilerden
Yeni pazarlara girme 13 11
Yeni hizmetleri flirket bünyesine katma 9 5
(mali müflavir, bankalardaki bireysel portföy yöneticileri gibi) seçerek flir-
Mevcut durumu koruma 13 19 ketin mali ifllerini yönettiklerini ve yönlendirdiklerini bildirmifllerdir.
Küçülme 0 6 Bu sayede ofis içi genel giderlerin maliyetleri kontrol alt›na al›nm›flt›r.

28 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

Tek tek ele al›nd›¤›nda küçük kalemler gibi görünen bu giderler ayl›k
8. Hizmet Kalitesi Hedeflerindeki De¤iflim Kriz Kriz ve
toplamda ve y›lsonu toplam›nda mikro ve küçük ölçekli flirketlerin büt- öncesi sonras›
çelerinde önemli bir yer tutmaktad›r. Buna ek olarak yap›lan harcamala- Yeni yönetim tekniklerini benimsemek (TQM vs.) 7 7
Daha kaliteli/profesyonel hizmet sunmak 23 28
r›n kontrolü kadar, gelen gelirlerin de yat›r›m› önemlidir. Elde edilen ge- Çal›flanlar›n donan›m›n› artt›r›c› seminerler almak 8 6
lirin iyi yat›r›ma dönüflmesinin önemi, flirketler ekonomik krize girdi¤i Organizasyonel yap› de¤iflimi 4 7
zaman özsermeye kullan›m› gerekti¤inde anlafl›lmaktad›r. Sermayenin
güçlü olmas›, flirketin ifl gelirleri d›fl›nda gayrimenkul veya banka gibi 9. Maliyet-Kâr Hedeflerindeki De¤iflim Kriz Kriz ve
araçlardan gelir elde etmesi, kriz ortamlar›nda flirket sahiplerine güvence öncesi sonras›
Üretim maliyetlerini düflürme 13 16
ve moral kayna¤› olmaktad›r. Ancak ne yaz›k ki bunlar› teknik destek ala- Genel giderleri azaltma 14 26
rak, profesyonel olarak elde eden flirket say›s› sadece 3’tür. Nakit s›k›nt›s›na düflmeme 12 19
Genel söylem olarak krizin afl›lmas› için gelifltirilen en belirgin strate- Uzun vadede kârl›l›k 12 13
K›sa vadede kârl›l›k 5 9
jinin, özsermayenin kullan›ma aç›lmas›, genel giderlerin azalt›lmas›, de- Rakiplerden ucuz maliyetlendirme 5 11
neyimli olunan konularda ifl al›m›n›n hedeflenmesi, güven verici mal sa-
hipleriyle çal›fl›lmaya dikkat edilmesi, flirketin büyüme hedeflerinin kriz 10. Kriz Döneminde fiirketlerin Güçlü Yanlar›
dönemi boyunca ask›ya al›nmas› oldu¤u görülmüfltür. 1999-01
1. 2. 3. 4. 5.
Literatürde de inflaat sektörüne özgü stratejik yönetim uygulamas›n- Finansal kaynaklar› (flirket özsermayesi) 10 4 0 2 0
da yöneticilerin düflünmeleri gereken yedi konu bafll›¤›n›n içinde, mev- Teknik kapasitesi (zaman›nda ifl teslimi) 8 7 1 4
cuttaki yat›r›m› ve durumu korumak, flirketin finansal gücünü art›r›p bu Yönetimsel beceriler 3 4 3 1 3
Deneyimi 2 6 4 2 4
sayede gerekli hallerde risk al›m›n› sa¤lamak, flirketin üstün oldu¤u ve Müflteri ile iyi iliflkiler (zaman›nda geri ödemeler) 3 2 7 4 4
bildi¤i konularda ifl almas›n› sa¤layarak ve do¤ru pazarlama stratejileriyle Piyasa ile iyi iliflkiler (tedarikçiler, alt yüklenicilerle) 0 3 3 5 4
do¤ru müflterilere hitap ederek rekabet avantaj› elde etmek gibi hedefler Çal›flanlar›n sadakati 2 3 6 4 2
fiirketin di¤er iflleri (inflaat d›fl› faaliyetler) 0 0 0 1 1
önerilmektedir. Di¤er (belirtiniz) 3 0 0 1 0

fiirketlerin Kriz Döneminde Amaç ve Hedefleri 11. Kriz Döneminde fiirketlerin Zay›f Yanlar›
fiirketlere kriz döneminde öncelikli amaçlar›n›n ne oldu¤u soruldu¤un- 1999-01
da “flirketin varl›¤›n› sürdürmesi”, taraf›m›zca öngörülen alternatifler 1. 2. 3. 4. 5.
Ödemelerin düzensizleflmesi 10 6 1 0 0
d›fl›nda belirtilmifltir. Görüflme yap›lan flirketlerin kurumsal ölçekte stra- Finansal kaynaklar›n›n yetersizli¤i 5 7 3 0 0
tejik vizyonu ve misyonu göze çarpmamaktad›r. Teknik kapasitesinin yetersizli¤i 0 1 0 0 0
Yönetimsel becerilerin yetersizli¤i 0 0 3 0 0
fiirketlerin o dönemdeki birinci amac›n›n iyi flirket imaj› ve müflteri
Deneyiminin azl›¤› 0 0 1 0 0
memnuniyeti oldu¤u görülmektedir. Müflteri ile iyi iliflkiler kurulamamas› 1 0 0 0 0
“Hizmet kalitesini art›r›nca müflteri memnuniyetini de maksimum Piyasa ile kötü iliflkiler (tedarikçiler alt yüklenicilerle) 2 0 0 0 0
Çal›flanlar›n sadakatsizli¤i 0 0 0 0 0
seviyeye ç›karm›fl olursunuz. Tüm bunlar› gerçeklefltirebilince de iyi flirket
fiirketin di¤er ifllerinin olmay›fl›, kötü gidifli 4 2 4 0 0
imaj›, flirketiniz iyi ifller yapt›¤› için kendili¤inden oluflur. Bunun sonu- Di¤er 6 3 1 0 0
cundaysa çal›flanlar›n›z›n memnuniyetini art›r›rs›n›z. Kârl›l›¤›n›z ar-
tar. Yani asl›nda bu soruda görülen tüm amaçlar birbirini destekliyor 12. fiirketlerin Öncelikli Gördükleri Kriz Nedenleri
I. II. III.
bence. Ama hepsinin bafl›nda hizmet kalitesinin artmas› geliyor.”*
Ekonomideki ülkesel bozulma 13 10 3
fiirketlerin büyüme-küçülme hedefleri konusunda flirket sahibi mi- Politik baflar›s›zl›¤›n piyasaya yans›mas› 12 11 3
marlar›n kriz öncesinde sektör pay›n› büyütme fikrine daha s›cak bak- Savafl 2 2 10
Deprem 6 9 11
t›klar›, bununla ilgili yeni pazar aray›fllar› ya da yeni hizmetleri flirket Di¤er 0 0 0
bünyesine katma fikirlerinin de kriz öncesinde daha tercih edilen hedef-
ler olarak düflündükleri anlafl›lmaktad›r. Zaten büyümenin, risk oldu¤u 13. ‹nflaat Sektörünün Krizden Sonraki Durumu Evet
için istense de tercih edilmedi¤i ifade edilmektedir. Sektörün ülke ekonomisi içindeki pay› darald› 22
fiirketlerin hizmet kalitesi hedeflerinden “organizasyonel yap› de¤i- Sektör içi rekabet artt› 24
Sektörün büyüme h›z› küçüldü 23
flimi” hedefi, flirketlerin kriz ortam›nda krizden etkilenmesi ya da etki- Yeni yasal düzenlemelerle sektörün gelece¤i daha parlak 3
lenmemesine ba¤l› olarak farkl› alg›lanm›flt›r. Örne¤in bir flirket sahibi Di¤er 6
krizde iflsizlikten dolay› ölçe¤i küçültürken organizasyon yap›s›nda da
küçülmeden kaynaklanan de¤iflimi ifade ederken, kriz dönemini aktif 14. Sektörün Gelece¤ine Dair Yorumlar Evet
Büyük ölçekli firmalar ayakta kalacak 8
geçirmifl baflka bir flirketi sahibi, çal›flan say›s› ve ifl hacmi olarak büyü-
Kalite kavram› irdelenmeli 8
dü¤ü için organizasyonel yap›lanman›n da daha profesyonel olmas› is- Konut ihtiyac› oldu¤u sürece sektör ayakta kalacak 5
te¤i nedeniyle de¤iflimini aktarm›flt›r. Devlet her anlamda politikalar›yla sektörü desteklemeli 14
Mimarl›¤a sayg› zamanla daha fazla olacak 7
Ortaya ç›kan tabloya göre; flirketler kriz öncesinde maliyet-kâr he-
Mal sahibindeki bilinç ve kalite kavram› daha çok gelifltikçe
deflerine yönelik genel politika izleyerek, uzun vadede kârl›l›¤› hedefle- sektör de daha ileri gidecektir 9
yen, nakit ak›fl› dengeli ve genel giderleri kontrollü bir organizasyona Olumlu görüyorum 15
Olumsuz görüyorum 6
sahip olmak istemektedirler; ancak kriz döneminde büyük oranda ge-

mimar•ist 2006/3 29
‹NCELEME

nel giderleri azaltma yoluna giderek daha az na- du¤unu vurgulam›fllard›r.


kitle ofis ifllerini yapmay› tercih etmekte ve art›k Günümüzde mikro ölçekli inflaat flirketleri
nakit ak›fl›na daha fazla dikkat etmektedirler. genel olarak mevcut durumu korumay› tercih et-
mektedirler. Görüflme yap›lan küçük ölçekli dört
fiirketlerin Kriz Döneminde Swot Analizi flirket ise mevcut durumlar›n› öncelikli olarak ko-
Görüflmelerde stratejik yönetim tekniklerinden rumay› ama ayn› zamanda da sektör pay›n› bü-
swot analizi için Certo ve Peter’›n oluflturdu¤u yütmeyi ve yeni pazarlara girmeyi hedefledikleri-
önemli sorular temel kaynak olarak kabul edile- ni bildirmifllerdir.
rek flirket sahiplerine flirketlerinin hangi konular- fiirket güçleri ve öncelikleri bak›m›ndan,
da güçlü, hangi konularda zay›f ve d›fl çevreden günümüz ile kriz dönemi aras›nda önemli bir
gelebilecek f›rsatlar ve tehditlerin neler oldu¤u- de¤iflim göze çarpmamaktad›r. Ancak kriz döne-
na yönelik sorular yöneltilmifltir. Onlar›n bu so- minde özellikle güç unsuru olarak görülen “çal›-
rulara yönelik flahsi yorumlar›ndan, flirketlerin flanlar›n sadakatli olmas›” günümüzde o önemi-
genel swot analizinin elde edilmesi sa¤lanm›flt›r. ni kaybetmifl ve yerini “piyasa ve müflterilerle iyi
Buradaki amaç sadece mevcut durumu ortaya iliflkiler”e b›rakm›flt›r. ‹nsan iliflkileri yönetimine
koymakt›r. Bu sonuçlara göre herhangi bir stra- verilen önem günümüzde art›fl göstermektedir,
teji gelifltirme, hedeflenen sonuç de¤ildir. Asl›n- çünkü flirket sahibi mimarlar, ölçekleri gere¤i flir-
da istenen, kriz döneminde ve bugün stratejik ketlerin reklamlar›n› asl›nda kendilerinden mem-
kararlardaki sapmay› görebilmektir. nun müflterilerin ve memnun piyasa tedarikçile-
fiirketlerin güçlü yanlar›n›; finansman (özser- rinin yapaca¤›n› kavram›fllard›r.
maye), teknik kapasite ve insan iliflkileri (müflteri Günümüzde flirketlerin böyle bir kriz yafla-
ve çal›flanlar ile iliflkiler) olarak tan›mlayabiliriz. d›ktan sonra, art›k gelecek 3-5 y›l için flirketleri-
fiirketlerin zay›f yönlerinin ne oldu¤u sorul- ne yönelik genel stratejik hedefler belirledikleri
du¤u zaman ise en öncelikli olarak ödemelerdeki görülmüfltür. Ülkenin ekonomik hareketleri, ra-
düzensizlik belirtilmifltir. Bu durumun asl›nda kiplerdeki hareketler, talip olduklar› pazardaki
flirketlerinden kaynaklanan bir zay›fl›k olmad›¤›, e¤ilimler daha dikkatli gözlemlenmekte, özser-
piyasa ve ülke ekonomisinin getirisi oldu¤u vur- meye birikimi, nakit ak›fl› konular› özenle ele
gulanm›fl ve asl›nda zay›fl›¤›n belki de ödemelere al›nmaktad›r. En az›ndan bu konular görüflülen
bu kadar ba¤›ml› olmak oldu¤u ifade edilmifltir. mimarlar taraf›ndan dile getirilmifltir.
fiirketlerin kriz döneminde kendi bünyelerin-
de bar›nd›rd›klar› ve rakiplerine karfl› pazarda f›r- Krizlerle ‹lgili Güncel Yorumlar ve Beklentiler
sat olarak de¤erlendirebilecekleri yönlerinin ne- fiirketler, yaflanan krizlerden sonra gelecekte ya-
ler oldu¤u sorusuna verilen yan›tta ise; zaman›n- flanabilecek en önemli üç kriz unsurundan birin-
da ifl teslimi ve deneyim sayesinde mevcut müfl- cisi olarak yine ekonomi temelli olan› iflaret et-
teri potansiyelini korumay› sa¤lad›klar› ve özel- mektedirler. Depremin ciddiyetinin ülkemizde
likle kriz döneminde tecrübelerine dayanarak yeterince anlafl›lmad›¤›n›, beklenen ‹stanbul
baz› flirketlerin bunu f›rsat olarak de¤erlendirip depremi yafland›¤› zaman da ülkesel olarak ciddi
yeni pazarlara aç›lmay› hedefledikleri görülmüfl- bir çöküfl yaflanaca¤›n› iddia etmektedirler. An-
tür. Ancak bu yüzde, örneklem içerisinde çok cak yine tabloda görüldü¤ü gibi depremi birinci
düflüktür. kriz nedeni olarak gören mimar, örneklem bü-
Oluflan d›fl tehditler karfl›s›nda flirketlerin ön- yüklü¤ü içinde oldukça azd›r. Savafl unsuru dü-
lem olarak baflvurdu¤u en genel yol, çal›flan say›- flünüldü¤ünde ise flu an zaten bölgesel olarak
s›n› azaltarak küçülmek olmaktad›r. Çünkü özel- sürmekte olan bir durum oldu¤unu ve ülkemiz-
likle kriz döneminde k›sa sürede pazar paylar›n- de bu durumun krize dönüflmedi¤ini ifade et-
da ciddi daralmalar yaflam›fllard›r. mektedirler.

Kriz Deneyiminin Görüflülen fiirketlere Etkileri Sonuç: Mimarl›k/‹nflaat fiirketlerinin


Yaflanan kriz tecrübesi sonras›nda görüflülen flir- Ekonomik Kriz Yönetim Stratejileri
ketlerin pek ço¤unda büyümeye karfl› art›k ciddi Ekonomik kriz ortam›nda görüflülen flirketlerin
bir korku ve güvensizlik oldu¤u görülmüfltür. genel analizinden, mikro ve küçük ölçekli inflaat
Çevre taraf›ndan iyi flirket olarak tan›nd›klar› flirketlerinin ayakta kalmak için izleyebilecekleri
ve yapt›klar› ifller kaliteli oldu¤u müddetçe yeni stratejiler k›saca flöyledir:
ifl al›mlar›n›n devam edece¤ini o nedenle de bu • Kriz döneminde ayakta kalmak için ilk in-
iki kriterin sürekli olarak en önemli amaçlar› ol- celenmesi gereken konunun, mevcut ifl potansi-

30 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

yeli ve çal›flan say›s› oran› oldu¤u görülmüfltür. flüktür. Belki de bu nedenle krizin etki boyutu
Bu durum, ifl miktar›ndaki azalmayla iliflkili ola- onlar› yok edecek kadar olmam›fl ve genel olarak
rak, uzlaflmaya dayanan ortak bir karar fleklinde yukar›da bahsedilen stratejilerden birini ya da
çal›flanlar›n, flirketlerde yar› zamanl› çal›flmas› al- birkaç›n› tercih ederek ayakta kalmay› baflarm›fl-
ternatifi ile çözümlenmelidir. lard›r.
• fiirketler için bu durumlarda kazanç elde Sektörün krizlerden sonraki durumu için, flu
edebilecekleri bir di¤er önemli konu, ofis genel anda ülke ekonomisi içerisindeki pay›n›n darald›-
giderlerinin gözden geçirilmesidir. Bu noktada ¤›, sektörel rekabetin artt›¤› düflünceleri yayg›n
ofiste kullan›lan genel ofis sarf malzemelerinin olarak flirket sahibi mimarlar taraf›ndan ifade
toptan al›nmas› ve ofis demirbafllar›n›n yenilen- edilmifltir. Bu durumun ancak devletin gelifltire-
mesi konusunda uzun vadeli finansman kaynak- ce¤i yeni yat›r›mlarla ve politikalarla atlat›labili-
lar›n›n kullan›lmas› tercih edilmelidir. nece¤i genel olarak düflünülmektedir. Anket gö-
• Kriz döneminde en önemli konu gelir elde rüflmesi yap›lan flirketler mikro ve küçük ölçekli
etmenin süreklili¤inin sa¤lanmas› ve elde edilen flirketler olmalar› sebebiyle, iç pazarda her zaman
gelirin iyi yat›r›ma dönüflmesidir, çünkü flirketin var olacaklar›n› düflündüklerini, ancak gelecekte
ayakta kalmas› nakit ak›fl›n›n süreklili¤ine ba¤l›- hangi ölçekte ifllerde yer alacaklar›n›n makro ka-
d›r. Bu nedenle flirketlerin her dönemde para yö- rarla flekillenece¤ini belirtmifllerdir.
netimine önem vermeleri ve bir mali dan›flman
Zeynep Kolçak, Y. Mimar
deste¤i alarak özsermayelerini art›rmay› hedefle-
meleri gerekmektedir. * Görüflülen bir mimar.
• Dolar ya da avro gibi yabanc› para birimle-
Kaynaklar:
ri üzerinden malzeme al›m› ya da sat›m› yapan • Certo S., Peter J. (1991) Strategic Management Consepts
mikro ve küçük ölçekli inflaat flirketlerinin bu and Applications, International Edition, New York.
• The Survey System, Sample Size Calculator, Eriflim:
ürünlerle ilgili karfl› tarafla yapacaklar› sözleflme- 2005.
lerde böylesi ekonomik kriz risklerini her zaman • TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi
(2004) 37. Dönem Çal›flma Raporu Mart 2002-Ocak
düflünerek hareket etmelerinin do¤ru oldu¤u an- 2004, ‹stanbul.
lafl›lm›flt›r. Böylesi ma¤duriyetlerin o dönemde • Warszawski, A., June (1996) “Strategic Planning in
Construction Companies”, Journal Of Construction
s›kça yaflanan bir durum oldu¤u gözlenmifltir.
Engineering and Management, 133-140.
• fiirket yöneticilerinin genel politika olarak
benimseyerek belli dönemleri kapsayan flirket
stratejileri gelifltirmeleri, böylesi kriz ortamlar›n-
da anahtar ç›k›fl yolu olabilmektedir. E¤er flirket
yöneticileri flirketlerinin güçlü ve zay›f yönlerini
biliyorlarsa, kendi talip olduklar› pazardaki e¤i- A Fieldwork to Identify Strategies of
limleri takip ediyorlarsa ve rakiplerindeki gelifl- Construction/Architecture Companies for Economical
meleri iyi gözlemliyorlarsa kendilerini her du- Crisis Management: Istanbul Case
rumda yenileyebilecek ve ona göre manevralar The study on which this article is based has been completed recently. The
yapabileceklerdir. objective of the study was to investigate the strategies developed by the
• fiirket sahipleri için dikkat edilmesi gereken architecture/construction companies and their crisis management plan to
bir di¤er konunun insan iliflkileri yönetimi oldu- protect themselves from the negative effects of the earthquake in 1999 and the
¤u anlafl›lm›flt›r. Kriz döneminde, öncesinde ya economic crisis in 2000-2002. The members of the Chamber of Architects were
da sonras›nda ifl iliflkileri içinde bulunulan mal analyzed according to the survey criteria, and a questionnaire including 35
sahiplerinin yap›lan iflten her anlamda memnun questions were asked to 34 companies.
olmas› flirket için her zaman maliyetsiz bir rek- The study showed that a number of measures could help architectural
lamd›r asl›nda. Çünkü memnun mal sahibi gele- companies to survive the crisis. These are as follows: Companies in a crisis
cek yat›r›m›nda da hizmet kalitesi standard›n› condition should think about the proportion of employee and job quantity. The
bildi¤i flirket ile çal›flmay› genellikle tercih ede- companies should think about the general expenses. Continuity of the way to
cektir. Bu da belli bir dönem sonra flirkette ifl sü- get income for the company should be done permanently. The wealth expansion
has to be done by financial consultancy. The probability of economical changes
reklili¤i sa¤layacakt›r. Ayr›ca çal›flanlarla kurulan
in the country should not be forgotten when making contracts between
güvene dayal› iliflkiler ofis içi performansta ve
companies for material sale or purchase.
motivasyonda olumlu etkiler yaratmaktad›r.
In the period of crisis the strategies developed by the company managers are
Görüflülen flirketlerin hepsi ölçekleri gere¤i
very important. It is also important for managers to improve themselves about
kurumsallaflma sürecini tamamlamam›fllard›r. the human relationships.
Çünkü çal›flan say›lar› ve üretim kapasiteleri dü-

mimar•ist 2006/3 31
‹NCELEME

Mimar-‹flveren-Kullan›c› ‹liflkisinin
Sat›fl Sloganlar› Ba¤lam›nda Sorgulanmas›
ve Sonuç Ürünler
Tülin Görgülü

M imar, iflveren, kullan›c› üçgeninin kenar›-


na, yap› bafll›¤› da eklenince, bu formu
bir kare gibi ele almak, iliflkilerin ne denli vaz-
d›r ve bu istekler daha çok anlamla, dolay›s›yla
da kültürle iliflkilidir. ‹nsan konutlarla ilgili rek-
lamlar› da inceleyerek görebilir bunu reklamlar
geçilemez oldu¤unu daha iyi tan›mlayacakt›r. anlam›n üzerinde dururlar ve ço¤u kez evi gös-
Ancak karelerin köfle noktalar›ndaki a¤›rl›klar termezler bile; gösterdikleri bitkiler, manzara-
zaman zaman de¤iflmekte ve farkl› girdiler kare- lar, kelebekler, güneflin bat›fl›, insan iliflkileri,
nin biçimini bozmaktad›r. rekreasyon olanaklar› vb.dir. Kültür de¤ifltikçe
Türkiye’de bu deformasyon iflverenin (yat›- idealler ve imgeler de de¤iflir (Rapoport, 2004).
r›mc›n›n) piyasa araflt›rmalar› ve küreselleflme- Büyük miktarlarda üretilen konutlarda yat›-
nin ülkemize getirdi¤i e¤ilimlerle oluflmakta, r›mc› firmalar da güçlü firmalard›r. Bu nedenle
sonuç ürünler (yap›lar) kentlerin yeni fiziksel kendi iç düzenlerinde pazarlama, inflaat, tasar›m
çevrelerini biçimlendirmekte, kullan›c›lar (he- birimleri bulunmaktad›r. Rakiplerinden öne ç›-
def kitle) medya arac›l›¤› ile yönlendirilerek on- kabilmek amac›yla da sunduklar› yaflam tarz› ve
lara yeni yaflam biçimleri afl›lanmaktad›r. Kare- mimari di¤erlerinden farkl› olmal› ve ba¤lamsal
nin önemli bir köflesi olan mimara bu düzen bir taraf› bulunmal›d›r. Bu noktada devreye ya-
içinde biçilen rol nedir? rat›c›l›k girmekte, ancak yarat›c›l›k konusunda
Metindeki sorgulama, mimar›n, tasar›m sü- beklenti tasar›mc›dan çok pazarlama birimine
recinin bugün içinde bulunulan koflullarda han- yönlendirilmektedir. Tasar›mc› ya da mimari
gi girdilerle etkilendi¤i, iflverenin mimarla iliflki- gruba da pazarlaman›n sloganlaflt›rd›¤› mimari-
si ve ortaya ç›kan yap› ve yaflam niteli¤idir. yi ve yaflam biçimini uygulamaya geçirmek düfl-
Halihaz›rda Türkiye’de inflaat sektörünün mektedir. Mimar organizasyondaki yönlendiri-
en çok içinde bulundu¤u eylem, konut yap›m cilik konumunu yitirmifl, bu rolü mimara ve
iflidir. Bu nedenle günümüzün mimari niteli¤ini reklamc›ya kapt›rm›fl görünmektedir.
belirleyen yap› stoklar› konutlar ve konut alan- Baz› yat›r›mc›lar da kendi mimari gruplar›-
lar›n›n yan›bafl›ndaki sosyal alanlard›r. Ancak in- n›n d›fl›nda a¤›rl›kl› olarak Amerikal› mimarlarla
san yaflam›n›n en vazgeçilmez ö¤esi olan ve in- çal›flmay› tercih etmekte, onlar›n deneyimlerini
san haklar› bildirgesinde yer alan bar›nma eyle- ortaya ç›kartan, öven, hedef kitleye de Ameri-
mi ve onun mekâna yans›mas› olan konut, bu- kan tarz› yaflam hayalleri sunan reklam kampan-
gün bir tüketim nesnesi olarak medya arac›l›¤› yalar›na giriflmektedirler. Bu noktada Türk mi-
ile pazarlanmaktad›r. Ulafl›lmak istenen hedef marlara düflen görev de Amerikal› mimar›n ya
kitle de üst ve orta üst gelir grubu oldu¤u için da mimari grubun uygulama projelerini çiz-
bu tüketim kolaylaflmaktad›r. Konut konusunda mekten öteye gitmemektedir.
piyasa araflt›rmas› yapan firmalar›n verilerine gö- Metnin içeri¤i, reklamc› gözüyle oluflturul-
re konut sat›n alan her on tüketiciden befli yat›- mufl mimari projeler üzerinden gidecektir. Bu
r›m, dört tüketiciden biri de de¤ifliklik ve yenilik nedenle daha sonra verilecek örnekleri daha iyi
amac› ile konut sat›n almaktad›r. Pazarlama ey- irdeleyebilmek amac›yla reklamc›l›kla ilgili baz›
lemi s›ras›nda da gerek yaflam biçimi, gerekse kavramlar ve daha önce sözü edilen sloganlafl-
yap›lar ve mimari ideallefltirilmektedir. Rapo- ma kavram› üzerinde durulacakt›r.
port’un Kültür, Mimarl›k, Tasar›m kitab›nda David Ogilvy, reklamda ürüne bir kiflilik ve-
belirtti¤i gibi konut reklamlar›n›n yans›tt›¤› im- rilmesi yoluyla marka imaj›n›n desteklenmesi ya
geler içinde somutlaflan ve konut veya tasar›m da güçlendirilmesi üzerinde durmufltur. Marka-
konusunda seçimleri yönlendiren ideal yaflam n›n sahip oldu¤u fiziksel özelliklerden çok tü-
tarz›, ideal çevrede ideal bir yaflam sürdüren keticiye sundu¤u psikolojik faydalar›n (prestij,
ideal insand›r. Tercih ve seçimlerde isteklerin güç, sayg›nl›k, heyecan, gençlik vb.) üzerinde
ihtiyaçlardan (tasar›mda yap›lm›fl seçimler da- durularak markaya bir kimlik verilmesi yoluyla
hil) daha fazla rol oynad›¤› s›k s›k tekrarlanmal›- oluflturulan yarat›c› reklam içeriklerinin daha et-

32 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

kin oldu¤u belirtilmektedir. Toplumsal olarak riyi sloganlaflt›rmakt›r.


önceden üzerinde uzlaflma sa¤lad›¤›m›z ve kod- Slogan, haz›rlanan reklamlarda yarat›c› fikrin
larla belirlenmifl bir dil kullan›yor, bu dil yaz›ya en k›sa ve yal›n biçimde aktar›ld›¤› k›s›md›r.
dökülüyor, görsel iflaretler, mimikler, vücut dili, Ürün ya da hizmetle ilgili aktar›lmak istenenleri
müzik, mimari ve benzeri milyonlarca gösterge k›sa ve etkileyici biçimde herkese aç›klayan ö¤e-
dizini ile bir yaflam oluflturuyoruz. Reklamc›l›- dir.
¤›n özünde de, bu göstergeler yard›m›yla yeni Slogan, reklamda iki fonksiyonu yerine ge-
gösterge dizinleri oluflturmak ve hedef kitlelere tirmek için haz›rlan›r:
ortak kodlar içinde bu yeni gösterge dizinlerini 1. Kampanyan›n devaml›l›¤›n› ve bütünlü-
aktarmak yatar. Yarat›c›l›¤›n en k›sa tan›m› da ¤ünü sa¤lamak,
bu noktada ortaya ç›kar, hedef kitleye üzerinde 2. Ürün ya da hizmetle birlikte, bunlara ait
uzlafl›lan kotlar yard›m›yla yeni gösterge dizge- baz› özellik ve yararlar›n hat›rlanmas›n› temin
leri sunmak. Reklamda kullan›lan malzemeler etmek.
birer göstergedir. ‹ster uzun dönemli, ister k›sa dönemli olufl-
Pazarlama ve mimari ba¤lam konusunda be- turulsun iyi bir slogan, hedef kitle taraf›ndan
lirleyici rol oynayan en önemli bafll›klardan biri kolayca hat›rlanan ve tekrara yatk›n slogand›r.
de reklamda yarat›c› stratejidir. Yarat›c› strateji Etkili bir slogan,
konusunda mesaj›n yarat›c›l›¤›n› belirleyen üç - k›sa olmal›,
önemli özellik vard›r: - hat›rlanabilir olmal›,
‹lgi: Reklam do¤ru yerde, do¤ru kifliye, do¤- - ak›c›, ahenkli, mümkünse kafiyeli olmal›,
ru mesajla ulaflmay› amaçlamaktad›r. Bu amaç - özgün olmal›, bir fleylerin tekrar› olmama-
sonunda hedef kitlede tutum ya da sat›n alma l›d›r (Elden, 2005).
de¤iflikli¤ine neden olmas› gerekmektedir. Fikir- Reklamc›l›k, pazarlama stratejileri konusun-
ler hedef kitle taraf›ndan önemli olmal›, bir di¤er da kavramlar› inceledikten sonra, konut konu-
deyiflle hedef kitlenin ilgi alan›na girmelidir. sunda yap›lm›fl örnekler önce reklamlar, sonra
Orijinallik: Reklam mesaj›, tuhaf, yeni, mimari ba¤lam ve nitelik aç›s›ndan sorgulana-
beklenmedik ve ola¤and›fl› oldu¤unda reklam›n cakt›r.
yarat›c› oldu¤u düflünülür. Orijinallik de bu Bu paralelde sloganlara ve isimlere göz gez-
kapsam içinde de¤erlendirilir, genellikle daha dirildi¤inde genelde dil aç›s›ndan da bir defor-
önce hiç kullan›lmam›fl yeni bir fikrin yarat›c› masyon oldu¤u aç›kça izlenmektedir. Genelde
oldu¤u varsay›l›r. orijinleri ‹ngilizce olan isimler konmufl veya
Güçlü etki: Yarat›c› olmada, fikirlerin güçlü Türkçe isimler ‹ngilizce yaz›lmaya çal›fl›lm›flt›r.
bir etkiye sahip olmas› gerekmektedir. Güçlü Az say›da mitolojik isimlere de rastlanmaktad›r.
etkiye sahip bir mesaj hedef kitlenin ilgisizli¤ini Alt alta yaz›ld›¤› zaman, dilbilimciler aç›s›ndan
da¤›tacak ve reklam mesaj›na ya da ürüne dikkat da ciddi bir araflt›rma konusu ortaya ç›kmaktad›r.
etmesini sa¤layacakt›r. Metrocity: Evde, huzur kap›n›n önünde k›p›r
Tüketicilerin günlük hayatta birçok ihtiyac› k›p›r ‹stanbul, yaflam›n tam ortas›nda hayat› ko-
vard›r; bunlar, kiflisel güvende olma, s›n›f de¤ifl- laylaflt›ran daireniz
tirme, temel ihtiyaçlar, bir gruba ait olma vb. Hayat›n bafllad›¤› Metrociy Millenium’a ta-
gibi istekler olabilir. ‹leti hedef kitleyi uyar›r, ey- fl›nd›¤›n›zda yaln›zca prestijli bir ev sahibi olma-
leme geçmesini sa¤lar ve eylemi kontrol alt›nda yacak, ‹stanbul’da yaflaman›n kolayl›klar›n›, ra-
tutar (Elden, 2005). hatl›¤›n› ve canl›l›¤›n› da keflfedeceksiniz, üste-
Bu metindeki pek çok tan›m, daha sonra ör- lik kalitenin ve teknolojinin son yans›mas›yla.
neklerle incelenecek olan konut reklamlar› ile Uphill Court: Uphill Court kaliteyi yükseklere
birebir örtüflmektedir. Hedef kitleyi psikolojik tafl›d›. ‹stanbul’un yükselen de¤eri Uphill Co-
olarak etkilemek, onun ayr›cal›kl› oldu¤unu, urt’ta hayalleriniz kadar yüksek bir yaflam bafll›-
hatta sat›n ald›¤› konut ve çevresi ile s›n›f atlaya- yor.
rak belli bir gruba ait olaca¤›n› hissettirmek en “fiehrin merkezinde yaflayan, buna karfl›n
önemli pazarlama teknikleridir. Bir yandan da flehrin karmaflas›ndan uzakta tüm ihtiyaçlar›n
orijinal olmak, mimari ba¤lam ad›na da farkl› karfl›land›¤› Uphill Court projeleri, Anadolu ve
olmak en önemli stratejidir. Ancak mimari ba¤- Avrupa yakas›ndaki yükselen yaflam trendine ye-
lam› bu noktada otaya koyan kifli ne yaz›k ki mi- ni bir soluk getirecek. Ataflehir’de kaybolmayan
mar de¤ildir ya da büyük pay› yoktur. gökkufla¤› Uphill Court projeleri. Yüksek bir
Mimari farkl›l›¤› vurgulaman›n en ak›lda ka- teknoloji, kalite ve esteti¤in ürünü olan Uphill
l›c› yolu da pazarlanacak ürünü, yap›y› ve mima- Towers Residence ‹stanbul’un yeni simgesi, ha-

mimar•ist 2006/3 33
‹NCELEME

yallerinizin son noktas› olacak.” sizin vaktiniz, flimdi yeshill vakti. Dört taraf›
Gökkufla¤› evleri: Bir dilek tut gökkufla¤›n›n yemyeflil. Hem de ‹stanbul’da.”
alt›nda. Selvice evler: ‹stanbul’un kalbinde yeflilin
“Yap› kalitesi, çevresi, peyzaj›, ulafl›m› de¤il, içinde.
her fleyi özel olsun, size özel olsun, bir baflka ol- “fiehrin merkezinde do¤ayla iç içe bir hayat
sun.” yükseliyor.”
Mesa Nurol Bahçeflehir evleri: fiehir yaratma Stargate: Seçkin hedef kitlesinin belirledi¤i
gelene¤imizi sürdürüyoruz. bir kültürün atmosferini sunan Stargate, ‹stan-
‹stanbul’un vazgeçemedi¤iniz tüm ayr›ca- bul’un sürekli geliflen, ulafl›m› kolay yerleflim
l›klar›na yak›n, s›k›nt›lar›na uzak bir yaflam, mo- merkezi Kozyata¤›’na yat›r›m tercihi yarat›yor.
dern bir flehrin tüm ayr›cal›klar›, konforu için- “E¤itim kurumlar› ile ifl, al›flverifl, e¤lence,
de, karmaflas› d›fl›nda yaflamak. kültür, spor ve sa¤l›kl› yaflam merkezlerine ya-
Fugalife villalar›: Mimar, çevrebilimci ve sos- k›n. Güven, kalite, lüks, konfor ve elit kavram-
yologlar›n tasarlad›¤› villalarda dört mevsim ye- lar›n› yeniden tan›mlayan bir yaflam alan› sunu-
ni bir yaflam. yor.”
Flore Residence: Ev’den daha fazlas›n› iste- Mashattan: Maslak ifl ve finans merkezindeki
yenler için bir residence daire hayat›n›za ne ka- tek lüks konut projesi.
tacak. Göleti, genifl yeflil alanlar› ve sosyal tesisleri
Pelican Hill: Baflka bir dünya kuruluyor. ile yaflam kalitesini art›ran tüm ayr›cal›klara sa-
Türkiye’nin en seçkin yaflam projesi hayata geçi- hip olacaks›n›z.
yor. Andromeda: Dünyan›n en büyük Residen-
Misstanbul evleri: Özlenen ‹stanbul’u yaflat- ce’i.
may› vaat ediyor. “Gökyüzünün en büyük ve en parlak y›ld›z›,
Burj el Turco-fielale Premium Residence: yeryüzünde parlayaca¤› yer olarak Ataflehir’i
Dubai de¤il ‹stanbul. seçti. Andromeda kentin en iddial› yaflam alan›
Yeshill: fiimdi oyun vakti, flimdi onun vakti. ve en parlak gelece¤e sahip yat›r›m› olarak yük-
“Çocuklar›n›z en son ne zaman seksek oy- seliyor.”
nad›? A¤açlar›n aras›nda saklambaç, bahçenizde ‹dealist Kent: ‹stanbul’da ideal olan ne var-
yakalamaca ve en son ne zaman camdan bakt›- sa.
¤›n›zda iyi ki burada yafl›yorum dediniz. fiimdi “‹dealinizdeki ‹stanbul’da yaflamaya sahipsi-
niz. ‹stanbul’da ideal olan ne varsa bir araya
geldi. ‹deal bir ‹stanbul’da, okullar eve yak›n
olmal›, çocuklar güvenli alanlarda oynamal›.
Pencereler yemyeflil mutlulu¤a aç›lmal›. Dünya-
n›n en güzel flehirlerinden biri olan ‹stanbul’da
Yanda, Konak, parmakla gösterilen ve ideal olan her fley ‹de-
altta, Bursa. alist Kent’te hayat buluyor ve size ailenize eflsiz
bir yaflam alan› sunuyor.”
Mare Negro: Yenileyen yaflam projesi.
“‹stanbul flehir hayat›n›n, denizin ve orma-
n›n yan› bafl›nda, do¤ayla uyumlu yaflanabilece-
¤ini kan›tlayan bir yaflam tarz›. fiehir hayat›n›
biçimlendiren renklendiren özel insanlar.”
Sealybria: Sealybria’da evler bir gemi, kapta-
n› da sizsiniz.
“Selybria’da yaflam yolculu¤unuz hep bekle-
di¤iniz gibi heyecan verici olacak.”
Kanyon: Yafla, yarat, keflfet.
“Evleriyle yafla, ofisleriyle yarat, al›flverifl
merkeziyle keflfet, ‹stanbul’da yeni bir yaflam,
flehrin içinde bir nefes.”
Incity: Metropolde yeni bir yaflam alan›.
My Town, My World, Capital Hill, Central
Life, Avangarden, Ottomanors, ‹stanbul Palace,
‹stanblue...

34 mimar•ist 2006/3
‹NCELEME

Örnekler ço¤alt›labilir. Reklam sloganlar›n- kate alan projede Türk örf ve adetleri düflünüle-
da ve içeriklerinde vurgulananlar, farkl›l›k, ayr›- rek alafranga tuvaletlere ek olarak alaturka tu-
cal›l›k, ideal olma durumu, kentin karmaflas›n- valetler de yap›l›yor.
dan uzakta ama yine de çok yak›n›nda, kentte - Kaliforniya mimarisinin görkemi, Akde-
ama do¤ada, güvenli, ileri teknoloji donan›ml›, niz’in romantizmi ve Anadolu’nun yaflam kül-
hatta kentin yeni simgesi olmaya aday yeni bir türünü birlefltiren baflka bir dünya. Galerili gör-
yaflam biçimi sunmakt›r. Bu say›lanlar da reklam kemli salonlar, iç avlular, özgür ve genifl hobi
ve pazarlama stratejileri ile birebir örtüflmekte- alanlar›, ferah bahçeler, ba¤›ms›z havuzlar.
dir. Konut yeni bir tüketim biçimi olarak pazar- - Kaliforniya tarz› özgün mimarisine, Ana-
lanmaktad›r. Kullan›c› ise ideal, entelektüel, ya- dolu’da görülen iç avlu sistemini ekleyerek özgün
flam donan›mlar› yüksek olan bir birey olarak ta- bir tarz yaratmak.
n›mlanmakta, bu da sat›n al›nacak konut ve yeni - Country tarz› villalarda Osmanl› mimarisi.
yaflam çevresi ile atlanacak olan sosyal statüye - Osmanl›’n›n insan› kucaklayan mimarisiy-
iflaret etmektedir. Tasar›mc›s›ndan söz eden le aristokrat ‹ngiliz mimarisinin modern yoru-
proje azd›r, yaln›z bir reklamda mimar, sosyolog mu.
ve çevre mühendisleri ile ayn› düzeye konmufl- - Evler adeta bir tekne gibi suyun üzerinde
tur. Amerikal› mimarlar taraf›ndan tasar›mlar› duruyor ve suyu hayat›n içine dahil ediyor.
Cumhuriyetin erken
yap›lan projelerde de özellikle bu konuya de¤i- - Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ilk baflkenti y›llar›nda konutla ilgili
nilmifl ve bir ayr›cal›k olarak belirtilmifltir. Bursa’da köklü bir geçmiflin zengin mimarisin- reklam ve tan›t›c› yaz›lar.

Konut alanlar›na verilen isimler genelde ‹n- den günümüze kalan de¤erlerle 21. yüzy›ldan
gilizce orijinlidir; bu olgu da süreç içerisinde gelece¤e miras kalacak yeni bir de¤er.
yeni semt isimlerinin nas›l bir de¤iflime u¤raya- - Bugünün modernist düflüncesiyle ve gelece-
ca¤› sorusunu akla getirmektedir. Kentlerin çe- ¤in konfor standartlar›n› sunan ev yaflam› hayal
perlerinde yer alan bu yerleflmeler gelecekte edilerek bahçeler, dev teraslar ve sularla harman-
kentlerin adeta Amerikan kolonileri taraf›ndan lanm›fl bir vadi.
sar›lm›fl oldu¤u izlenimini do¤uracakt›r. Ancak - Yeni yaflam konsepti, modern yal›lar, rezi-
yat›r›mc›lar yabanc› kökenli isimleri kullansalar dans kuleler, apartlar.
da ‹stanbul’da olman›n ayr›cal›¤›ndan mutlak - Eski ‹stanbul’un büyük ve özenli bahçeleri
bahsetmektedirler. içindeki görkemli konaklar›, köflkleri esin kayna-
Reklamlarda tasar›mc›lara de¤inilmemifl olsa ¤› olmufltur.
da ba¤lamsall›k, mimari konsept olarak mutlaka - New York Central Park’›n flehre nefes ald›-
aç›klanm›flt›r. Mimari konsept aç›klamalar› da ran ve kendini çevreleyen binalara sundu¤u or-
büyük olas›l›kla reklamc›lar taraf›ndan yap›lm›fl tak zengin manzara özelli¤i ana konsepttir.
olmal›d›r. Çünkü bu aç›klamalar oldukça kar- - Bir gökkufla¤› gibi tepe noktadan birbirine
mafl›kt›r, bu da asl›nda mimari niteliklerle örtüfl- ba¤l› iki kuleden oluflan farkl› mimarisi ile Ana-
mektedir. dolu yakas›n›n en yüksek yap›s›, modernize edil-
Mimaride yat›r›mc› taraf›ndan yarat›lan orta- mifl neoklasik çizgileri ile postmodern mimariye
m›n (konseptlerin), reklamc› tan›mlar›yla ifade- sahip kulelerden oluflacak.
leri de oldukça ilginçtir. - Farkl› zevklere ve yaflam tarzlar›na uygun,
- Cumbalar›n, fenerliklerin yer alaca¤› pro- stüdyo, balkonlu, bahçeli teras evler. Yaflayanla-
jede, ‹stanbul’a özgü erguvan ve ›hlamur a¤aç- r›n ortak olarak kullanaca¤› aç›k alanlar. fiafl›r-
lar› da bulunacak. Yafll›, çocuk ve özürlüleri dik- tan ve fl›martan detaylar.

mimar•ist 2006/3 35
‹NCELEME

- Türkiye’de ilk kez Loft uygulamas›n› baflla- rin elefltirisidir. Jameson dünyan›n derinli¤ini
t›yoruz. Bu uygulama ile herkes kendi yaflam sti- yitirdi¤ini ve parlak bir yüzeye, stereoskopik bir
lini yaflama alan›na yans›tabilecek. Mekânda s›- yan›lsamaya, yo¤unluktan yoksun bir filmsel
n›rlar› ve s›n›rlamalar› ortadan kald›r›yoruz. imgeler ak›fl›na dönüflme tehdidi tafl›d›¤›n› sap-
Bu yorumlar›n tamam› kavramlar›n birbirine tar. Postmodernizm felsefesi gerçek bir felsefe
girdi¤i oldukça yüzeysel söylemlerden oluflmak- de¤ildir, o kendi gerçeklerini zaman›n koflulla-
tad›r. En çok kullan›lan göstergeler, “Amerikan r›ndan ç›karan bir kamuoyu durumu, ortamsal
tarzlar›”, “country biçimleri”, “Osmanl› mima- bir anlay›flt›r. (Ak›mlar yoktur, yaln›z modalar
risinin modernize edilmesi”, “yapay göletler ke- vard›r.) (Mattelart, 1998)
nar›nda oluflturulan yal›lar”, postmodernizm Kitle kültürü kavram›na ortak edilen kitle
içeri¤inde s›¤›n›lan kolayc›l›klard›r. toplumu, medya taraf›ndan yönlendirilmektedir.
Bunlar› mimarlar›n söyledi¤ini düflünmek Çarp›c› farkl›l›¤› ortaya koymak amac› ile
olanak d›fl›d›r; tamamen konulara yabanc›, süslü Cumhuriyet’in erken y›llar›ndaki konut ile ilgili
ifadelerle oluflturulmufl medyatik fikirlerden reklam ve tan›t›c› yaz›lara örnekler vermek yete-
oluflan klifle sözcüklerdir. Ancak yap›lar› incele- cektir (Bozdo¤an, 1996).
di¤imiz zaman ayn› karmafla burada da gözlem- Erken Cumhuriyet dönemindeki modern
lenmektedir. Geleneksel mimarimiz tamamen mimari çabalar›n› (Bozdo¤an, 1996) ancak bu-
eklektik tav›rlarla konutlara yap›flt›r›lmakta, mo- nun yan› s›ra kullan›fll›l›k ve ucuzluk ilkelerini
dernist yap›lar bile karmafl›k hale getirilmekte- unutmadan tasarlanan, reklamlarda bile bu
dir. Kentleri oluflturan fiziksel dokular da dilde- özelli¤i vurgulayan anlay›fl çok gerilerde kalm›fl
ki deformasyonla ba¤lant›l› olarak deforme ol- görünmektedir. Bugün tasar›m ve pazarlama
mufltur, kimlik, nitelik konular› erozyona u¤ra- kriterlerine bakt›¤›m›zda ise, tüketime yönelik
m›fl durumdad›r. görkemli, parlak vaatlerle süslenmifl bir anlay›fl
‹leri kapitalizm mant›¤›n›n kültürel egemeni öne ç›km›flt›r. Tüketim ekonomisini taçland›ran
olan postmodernizmin özelli¤i köklü modelle- postmodernizm ise, gerek söylemlerde gerekse
mimaride en önemli anlay›flt›r.
Questioning of Architect (Designer) - Employer (Investor) - Geleneklerimizi gelece¤e tafl›makta çok zor-
User (Target Group) Relationship within the Framework of land›¤›m›z gibi, modernizmi de çi¤neyerek,
Sale Slogans and End Products dünyadaki belli e¤ilimleri karmafl›k biçimde
The construction types have evolved according to their needs and technological kendimize uyarlamaya çal›flmaktay›z. Küresel-
innovations and have reached today through a process of thousands of years. leflmenin en önemli araçlar›ndan biri olan med-
The designation power of the possessor has been merely conveying his life style ya, yaflam biçimimize varana dek bizleri yönlen-
and expectations to the architect in the process determined by the architects and dirmektedir. ‹talyan düflünürü Gianni Vatti-
circumstances. mo’ya göre medya toplumu “daha ayd›nlanm›fl,
Today a cycle is taking place, where every kind of product is produced and daha e¤itimli, daha kendinin bilincinde” bir
consumed in great amounts. This cycle is also valid for the constructions called toplum olmaktan uzakt›r (Mattelart, 1998).
to be architectural products. These constructions are fundamental products of Metnin bafl›nda kurgulad›¤›m›z karenin de-
consumption. The production processes have escalated and the qualities have formasyona u¤rayan köfleleri, mimar (tasar›m-
increased. For this reason, there is a serious competition going on and within c›), kullan›c› (hedef kitle), yap› (sonuç ürün)
this competition the position of the quality of the architect and the architectural köfleleridir. Mimarlar, yat›r›mc›n›n ve pazarlama
product is not very important. The new life formats are created and sale slogans stratejisinin yaratt›¤› sloganlara uygun olarak
are made according to these formats... Even the city loses its importance in this tasar›m yapmak ve yaflam biçimlerini olufltur-
process; the investor creates a city for his target group. There is a life style that mak zorundad›rlar. Sonuç ürünler de bu koflul-
he has sloganized and an architecture office that has done the design fitting his lara uygun olarak ortaya ç›kacak ve gelecekteki
slogan. The employer’s view of the architect is clear; he will either work with kent dokusunu oluflturacaklard›r.
people who design according to his slogan or look for an architect who is well
known and has proven himself and force him to design in a way that fits his Tülin Görgülü, Doç. Dr., Y›ld›z Teknik Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi
aims. In both situations the architect is used as a means of sale; a means of
making the investor’s slogan come true. Kaynakça:
• Rapoport, A. (2004) Kültür, Mimarl›k, Tasar›m, Yap›
In this paper, the slogans and architectural designs that have been brought
Yay›nlar›, ‹stanbul.
around within the context of target groups of the projects lately presented to the • Elden, M. (2005) Reklam Yazarl›¤›, ‹letiflim Yay›nlar›,
market are studied and the reflection of the relation within the triangle of ‹stanbul.
• Mattelart, A. M. (1998) ‹letiflim Kuramlar› Tarihi,
architect-employer-user (target group) to the design, the discussion about the
‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, 1998.
investor-employer’s expectations, the search of the architecture and the end • Bozdo¤an, S. (1996) Modern Yaflamak, Erkan
products are conveyed. Cumhuriyet Kültüründe Kübik Ev - Tarihten Günümüze
Konut ve Yerleflme, Tarih Vakf› Yay›nlar›, ‹stanbul.

36 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Dosya:

“Soylulaflt›rma” ve
‹stanbul
Tolga ‹slam - Ayflen Ciravo¤lu

oylulaflt›rma, en basit ve s›n›rl› tan›m›yla, tanbul içerisinde on senelik aral›klarla yeni bölgelere

S dar gelirlilerin yaflad›¤›, kent içerisindeki


köhneleflmekte olan konut alanlar›na, daha
üst s›n›flar›n yerleflmeye bafllamas› süreci.
De¤iflimin gerçekleflti¤i mahallelerde, bir taraftan es-
ki ve bak›ms›z kalm›fl konutlar›n yenilenmesiyle göz-
s›çrayarak ilerliyor: 80’lerde Bo¤aziçi (Arnavuktöy,
Ortaköy ve Kuzguncuk), 90’larda Beyo¤lu (Cihangir,
Galata ve Asmal›mescit) ve 2000’lerde Haliç (Fener
ve Balat) bu flekilde soylulafl›yor. ‹çinde bulundu¤u-
muz dönemde ise Süleymaniye, Tarlabafl›, Tophane
le görülür fiziksel iyileflmeler yaflan›rken; di¤er taraf- ve Sulukule gibi kentsel dönüflüm projeleri ile günde-
tan eski sakinlerin, yerlerini biraz da gönülsüz olarak me gelen bölgeler soylulaflt›rma tart›flmalar›na konu
sonradan gelenlere b›rakt›¤›, literatürde yerinden oluyor.
edilme (displacement) olarak adland›r›lan bir süreç
Soylulaflt›rma, büyük oranda içerdi¤i yerinden edilme
yaflan›yor.
boyutu nedeniyle 80’li ve 90’l› y›llar boyunca yurtd›-
Soylulaflt›rma ilk olarak, 50’li ve 60’l› y›llarda Londra fl›ndaki akademik çevrelerde yo¤un tart›flmalara ko-
ve New York gibi merkez ülke flehirlerinde karfl›m›za nu oldu. Türkiye’de ise, son befl-alt› y›ld›r ortaya ç›-
ç›k›yor. ‹stanbul ise soylulaflt›rmayla 70’li y›llar›n son- kan ve say›lar› giderek artmakta olan konuya iliflkin
lar›na do¤ru tan›fl›yor. Dolay›s›yla soylulaflt›rma ‹s- araflt›rmalar ve yay›nlarla, soylulaflt›rma yeni yeni
tanbul’da en az 25 senedir gerçeklefliyor. Süreç, ‹s- akademik çevrelerin gündemine giriyor.

mimar•ist 2006/3 37
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

Tart›fl›lmaya bafllanmas›yla birlikte, gentrification’a sözü edilen kentsel dönüflüm projelerini üç farkl› ke-
Türkçe karfl›l›k olarak önerilen sözcüklerin say›s›nda sitte inceleyerek (büyük sermaye yat›r›mlar›, küçük
ciddi bir art›fl yafland›. Sonuçta ortaya, hepsi ayn› sü- giriflimler ve kültür yat›r›mlar›) bunlar›n, çevrelerini
reci tan›mlamak için kullan›lan, bir düzine farkl› keli- dönüfltürme potansiyellerini irdeliyor. Bilgin özellikle
me ç›kt›: mutenalaflt›rma, seçkinlefltirme, burjuvalafl- kültür eksenli projelerin, kayda de¤er s›n›fsal bir de-
t›rma, nezihlefltirme, centrifikasyon, jantileflme, ki- ¤iflime yol açmad›¤›n›n alt›n› çiziyor. Ayn› zamanda,
barlaflt›rma vb... Biz bu dosyada, süreci Türkçe ifade sosyal politikalar ile desteklendi¤i takdirde, soylulafl-
etmek için en s›k baflvurulan terim olan ve s›n›fsal t›rman›n kentsel politika arac› olarak kullan›labilece-
de¤iflim boyutuna ironik bir flekilde de olsa gönder- ¤ine de dikkat çekiyor.
meler yapan “soylulaflt›rma” sözcü¤ünü kullanmay›
Do¤an Kuban, Behiç Ak, Tan Morgül, Pelin Tan ve
ye¤ledik. Dosyaya katk›da bulunanlar› ise seçimle-
Ahmet Polat ise süreci farkl› boyutlar›yla tart›fl›yor.
rinde serbest b›rakt›k.
Do¤an Kuban, içinde bulundu¤umuz dönemde yerel
Dosya, soylulaflt›rman›n genel yap›s›n› analiz eden yönetimler taraf›ndan ‹stanbul’da Süleymaniye ve
ve süreci daha mikro ölçekte inceleyen makale ve benzeri bölgelerde gerçeklefltirilmesi düflünülen dö-
söyleflilerden olufluyor. Murat Güvenç, Ça¤lar Key- nüflüm projelerinin, tahmin edilenin aksine, üst s›n›f-
der ve ‹hsan Bilgin, özellikle ‹stanbul’da gerçekleflen lar›n ilgisini bölgeye çekmeye yetmeyece¤ine, belli
soylulaflma süreçlerinin iflleyiflini anlama noktas›nda bir tarihsel ve kültürel bilince ulaflmadan, sadece “fi-
önemli kuramsal aç›l›mlar getiriyor. ziksel k›l›flar” üreterek soylulaflt›rman›n tetikleneme-
yece¤ine iflaret ediyor.
Murat Güvenç, ‹stanbul’daki soylulaflt›rma süreçleri-
nin geçmiflten bugüne geçirdi¤i de¤iflimleri, yabanc› Behiç Ak, kendine özgü ilginç üslubuyla kentte ger-
yaz›nda yer alan “soylulaflt›rma dalgalar› kuram›”na çekleflmekte olan farkl› süreçlerin tek bir kavram ile
ba¤layarak aç›kl›yor. Buna göre, ‹stanbul’da soylu- ifade edilmeye çal›fl›lmas›n› elefltiriyor ve ortaya att›-
laflt›r›c›lar›n bireysel olarak “evleri tek tek sat›n al›p ¤› “hipotetik kâr” kavram› ile soylulaflt›rman›n gözler-
iyilefltirmesi” fleklinde gerçekleflen soylulaflt›rma türü den kaçan ç›kmazlar›na dikkat çekiyor. Tan Morgül,
(birinci dalga soylulaflt›rma) sona ermekte ve yerini, Kuzguncuk’taki sivil toplum hareketinin, yeni gelen-
kamu giriflimlerinin öncülü¤ünde gerçekleflecek olan lerle eski sakinlerin bir araya gelmesinde ve kaynafl-
yeni bir soylulaflt›rma dalgas›na b›rakmakta (üçüncü mas›ndaki katk›s›na vurgu yap›yor. Morgül ayn› za-
dalga soylulaflt›rma). Mevcut yerel yönetimlerin, ken- manda, artan kira de¤erlerine ra¤men, dar gelirlilerin
tin henüz soylulaflt›r›lmam›fl birçok bölgesinde kent- mahallede kalmalar›na olanak sa¤layan enformel
sel dönüflüm projeleri gerçeklefltirme noktas›ndaki mekanizmalar› a盤a ç›kar›yor.
kararl› tutumlar› (Galataport ve Haydarpafla projeleri,
Pelin Tan, sanat ve sanatç›n›n, soylulaflt›rman›n fark-
Süleymaniye, Sulukule, Tarlabafl› ve Tophane dönü-
l› aflamalar›nda de¤iflen rolünü, konumunu ve soylu-
flüm projeleri gibi) Güvenç’in bu sav›n› do¤rular nite-
laflt›rma karfl›s›ndaki duruflunu tart›fl›yor; özellikle 90
likte.
sonras›nda ortaya ç›kan sanat ve kültür eksenli kent-
Soylulaflt›rman›n, çok say›da farkl› aktörü ve süreci sel dönüflüm projelerini aktar›yor. Son olarak, Ahmet
tek bir çat›da toplad›¤›n› biliyoruz. Bu durumda, süre- Polat, Balat’ta ve Lahey’de (Hollanda) yaflanmakta
cin genel iflleyifli hakk›nda fikir sahibi olabilmek için olan soylulaflt›rmaya iliflkin gözlemlerini karfl›laflt›r-
izlenebilecek yollardan birisi, soylulaflt›rmay› farkl› bi- mal› olarak aktar›rken sürecin, foto¤raflar›na nas›l
leflenlerine ay›r›p bunlar› kendi içerisinde de¤erlen- yans›d›¤›na ve soylulaflt›rman›n yerel halk için tafl›d›-
dirmek. Bu noktada Ça¤lar Keyder’in devlet, müteah- ¤› anlamlara de¤iniyor.
hit ve birey merkezli gerçekleflen iç içe geçmifl üç
Son söz yerine: Güvenç, yaz›s›n›n sonunda “Gentrifi-
farkl› süreci birbirinden ay›rarak yapt›¤› s›n›fland›rma
cation kavram› nas›l Türkçelefltirilmeli?” sorusuna
literatüre önemli katk›lar sa¤l›yor. Keyder, sürecin ‹s-
yan›t ararken, kendili¤inden ve spontane flekilde ger-
tanbul’daki geliflimini bu üç dinamik çerçevesinde Av-
çekleflen süreçleri “soylulaflt›rma”, itici gücünü “mü-
rupa ve Amerika örnekleriyle paralellikler kurarak ak-
dahaleci-giriflimci kamu kurulufllar›”ndan alan süreç-
tar›yor. Keyder’in dikkat çekti¤i bir di¤er önemli konu
leri ise “kentsel dönüflüm” olarak adland›rmay› öneri-
da soylulaflt›rman›n, kapitalizmin içinde bulundu¤u-
yor. Biz de, Tan Morgül’ün, kavram›n “etken” ve “edil-
muz evresinin karfl› konulamaz bir parças› oldu¤u
gen” kullan›m› ile ilgili yapt›¤› sorgulamalardan esin-
gerçe¤i. Dolay›s›yla asl›nda soylulaflt›rma karfl›t›
lenerek ilk süreci “soylulaflma”, ikincisini ise “soylu-
söylemin, Keyder’e göre, kapitalizme karfl› olmaktan
laflt›rma” olarak adland›rmay› öneriyoruz.
fark› yok.
‹hsan Bilgin soylulaflt›rmay›; sanayisizleflme, sosyal
Tolga ‹slam, YTÜ Mimarl›k Fakültesi
projelerin azalmas› ve büyük sermayenin küresel öl- fiehir ve Bölge Planlama Bölümü Araflt›rma Görevlisi
çekte konut piyasas›na girmesi süreçleri ile birlikte Ayflen Ciravo¤lu, Dr.,
tarihsel bir perspektife yerlefltirdikten sonra, yukar›da YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Araflt›rma Görevlisi

38 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
“Gentrification” Kavram›
Nas›l Türkçelefltirilmeli?
Murat Güvenç

S oylulaflt›rmayla ilgili bu yaz› ça¤r›s›n› ald›-


¤›mda okuma sürecinin zihnimi berraklaflt›-
rabilece¤ini düflünmüfltüm. Yan›lm›fl›m. Nüans-
lan›m›nda benzer sorunlarla karfl›laflm›yoruz.
Peki neden? Çünkü “soylulaflt›rma” evrensel ol-
maktan çok ba¤lam ba¤›ml›, iktisadi içeri¤inin
larla dolu bu alanda düflünceleri Türkçe yazmak yan› s›ra kültürel yan anlamlarla yüklü bir kav-
gerçekten güçmüfl. Sorun afla¤›da aç›klanaca¤› ram. Bu aç›dan, bir ba¤lamdan di¤erine, de¤ifli-
üzere gentrification sözcü¤üne Türkçe karfl›l›k me u¤ramadan tafl›nam›yor.
bulmaktan çok, bu kavram›n günümüz Türki- Bu nedenle soylulaflt›rma araflt›rmac›lar›n›n,
yesinde ne anlama geldi¤i ile ilgili. Nitekim kavram› ba¤lamsal özelliklerini dikkate alarak
“Gentrification Kavram›n› Türkçelefltirmekte yeniden tan›mlamalar› gerekiyor. Bu ise birbi-
Neden Zorlan›yoruz?” bafll›kl› ilginç yaz›s›nda rinden çok farkl› araflt›rma programlar›na götü-
Yavuz, tercüme güçlüklerinin “pek çok fleyi bir rebiliyor. Soylulaflt›rma sürecine s›n›fsal aç›dan
daha ve yeniden düflünmemiz için bir uyar›” ol- intikamc› bir süreç olarak bakmak veya soylulafl-
du¤unu, “pratikte hem de akademik kavramsal- t›r›c› bireyi özgürlefltirici bir süreç olarak ele al-
laflt›rmalar için [Türkiye’nin] kendisine yabanc› mak taban tabana z›t sonuçlara götürebilir. Bu
olmayan bir adland›rma aray›fl›” gerekti¤ini vur- durumda yap›salc› ekonomi politik veya bireyci-
gular (Yavuz, 2006). ‹stanbul’dan (Ergun, kültüralist aç›dan yaklaflan araflt›rmac›lar z›t de-
2004), Güney Afrika’ya (Visser, 2002), ¤erlendirmeler üretebiliyor. Bu farkl›l›klar ileti-
Sydney’e (Bounds ve Morris, 2006) oradan da flimi hiç kuflkusuz kolaylaflt›rm›yor.
Tel Aviv’e (Amit-Cohen, 2005), kent ortam›n- Bu yaz›da kavram›n nas›l Türkçelefltirilebile-
daki soylulaflt›rmadan k›rsal soylulaflt›rma çal›fl- ce¤i sorusunu, farkl› tan›mlar›n Türkiye’deki
malar›na (Phillips, 2005), yap›salc› ve ekonomi uygulama seçeneklerini irdeleyerek; azalan geti-
politik ele al›fl biçimlerinden (Smith, 2006) bi- riler sarmal›na kap›lmam›fl, sürdürülebilir bir
reyci kültüralist çerçevelere uzanan bir okuma- yaklafl›m›n nas›l kurulabilece¤i üzerinden yan›t-
n›n ard›ndan Yavuz’un ça¤r›s›na uymaya çal›fla- lamay› deneyece¤im. Soylulaflt›rma araflt›rmalar›
ca¤›m. anlaml› bir kentsel araflt›rma program›na eklem-
Bilimsel kavram ve çerçeve, tan›mlar›n de- lendi¤inde adland›rma sorununun, ortadan
¤iflmeden aktar›labilirli¤i ölçüt olarak kullan›l›r- kalkmasa bile, önemsizleflece¤ini göstermeye
sa ancak ba¤lam ba¤›ml› örnekler üzerinden çal›flaca¤›m.
tart›fl›labilen soylulaflt›rma yaz›n› bu s›namadan
kolayca geçemez. Sorun hiç kuflkusuz bir tercü- Özgün Formülasyona Sad›k Çal›flmalar
me sorunundan ibaret de¤il. Soylulaflt›rma sü- Behar ve Pérouse’un geri gönderme opsiyonu-
recinin kavramsallaflt›rma sorunu konusunda D. nu aç›k tutan ihtiyatl› ithalatç› metaforu elefltirel
Behar ve J.F. Pérouse’un “ithalat metaforu” bir toplum bilimciye iflaret eder. Soylulaflt›rma
ufuk aç›c›. Yazarlar, ithalata konu oluflturan söyleminin elefltirisi, program›n azalan getiriler
tüm nesneler gibi ithal kavramlar›n nakliyat sü- sarmal›na kap›l›p kap›lmad›¤›, hangi koflullarda
recinde “zarar görebileceklerini”, “[son] kulla- heyecan verici ve ilginç olabilece¤i, sürdürüle-
n›m tarihlerinin geçmifl olabilece¤ini” eklerle bilir olup olmad›¤›, elefltirel yaklafl›mla a盤a ç›-
(vergilerle) “fazla yüklenebileceklerine” iflaret kar›labilir.
ederek, al›c›n›n, kavram› sahibine iade dahil, Soylulaflt›rma süreci, bat› kentlerinin h›zla
pek çok seçene¤i aç›k tutmas›” gerekti¤ini vur- desantralize oldu¤u bir ba¤lamda Londra’da ki-
gular (Behar ve Perouse, 2006). bar katmanlar›n desantralizasyon sürecine ters
Öncelikle bu sorunun her zaman karfl›m›za bir tutumla merkezî mahallelere sahip ç›kmas›-
ç›kmad›¤›n› not edelim. Örne¤in segregasyon, na, bu kesimleri bezeyerek yerleflmesine verilen
d›fllama, bütünleflme, desantralizasyon, endüst- add›r. Refah devleti kurumlar›n›n ayakta oldu-
ri fideli¤i, kentsel yenileme vb. kavramlar›n kul- ¤u, alt veya uydu kentlere tafl›nma e¤iliminin

mimar•ist 2006/3 39
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

h›zla sürdü¤ü bir ba¤lamda merkezî mahallele- düzeyindeydi. Yap›lar›n nitelikleri üst s›n›flar›n
rin, eski sakinleri iflçi s›n›f›ndan geri al›nmas›, dikkatini çekecek düzeyde yüksek de¤ildi. Bü-
yenilenip bezenmesi; kent merkezine geri dö- yük bölümü deprem riski tafl›yan bir ülkede ta-
nüfle iliflkin sosyal, ekonomik ve kültürel aç›dan rihsel konutlar›n % 14’ü iskelet, % 86’s› y›¤ma
önemli bir iflaretti. Sürecin merkezî bölgelerde idi. Y›¤ma yap›lar›n % 32’si kerpiç ve ahflap2, %
yaflanmas›, soylulaflt›r›c›lar›n eski sakinlerden 16’s› tu¤la, % 45’i ise tafl idi. Di¤er taraftan ta-
daha üst bir sosyal profile sahip oluflu, yere ba¤- rihsel konut stokunun kent içi konumu aç›s›n-
l›l›klar›n; yenileme, bezeme, yeniden ifllevlen- dan Do¤u Akdeniz havzas›yla k›ta Avrupas›
dirme, mülk edinme üzerinden ifadesi her za- kentleri aras›nda önemli farklar vard›. Do¤u Ak-
man ilgi çeken bir e¤ilimdi. Ancak bu süreç deniz’in düzensiz ya¤›fl rejimi, su temini ve dre-
Türkiye’de çok farkl› bir ba¤lamda, çok farkl› naj kolayl›klar› nedeniyle da¤lara yaslanan kent
katmanlar üzerinde gözlendi. morfolojileri ancak tek yönde büyümeye izin
Soylulaflt›rma 90’lara kadar Türkiye’de kent veriyor, bu ise tarihî konut stokunun eriflilebilir-
araflt›rmalar› gündeminde a¤›rl›kl› bir yere sahip li¤ini tedricen azalt›yordu. ‹stanbul ve Antalya
de¤ildi. 1960’larda Türkiye kentlerinin merkezî gibi az say›da örnek d›fl›nda soylulaflt›r›labilir
bölgeleri, “sahip ç›k›lma” bir yana, hemen tüm stok, kentlerin eriflilebilirli¤i düflük kesimlerin-
s›n›f ve katmanlar›n ifl ve oybirli¤i ve devletin de harap halde bulunmas›na ra¤men rant maka-
yüreklendirmesiyle y›k-yap-sat süreci alt›nda s› soylulaflt›rma sürecini tetikleyebilecek düzeye
h›zla apartmanlaflmaktayd›. Yap› tescilinin ve eriflmemiflti.
koruma bilincinin zay›fl›¤›, yap› stokunun y›k›- 1960’lar›n ortalar›nda Türkiye kentleri soy-
larak apartmanlara dönüflmesini h›zland›rd›. ‹çe lulaflt›rma kavram›n›n ortaya at›ld›¤› ‹ngiltere
patlama niteli¤indeki apartmanlaflma 1990’lar- kentlerinden çok farkl› sorunlarla karfl› karfl›yay-
da duraklama noktas›na geldi. 2000 y›l› binalar d›. Bu ba¤lamda sa¤l›kl› yaflam› önemseyen yeni
say›m›na göre Türkiye genelinde konut stoku- hizmet s›n›f›n›n kent merkezinde temel hizmet-
nun % 88’i 19601 sonras› infla edilmiflti. 1929 lerden yoksun tarihî konutlarla ilgilenmeleri
öncesinde yap›lanlar›n pay› % 2, 1930-1939 dö- için pek neden yoktu. Nitekim süreç, ‹stanbul
neminde yap›lanlar›n % 1,3, 1940-49 aras›nda ve bir iki küçük örnek d›fl›na ç›kamam›flt›r. Tür-
yap›lanlar›n % 2,6, 1950-59 aras›nda yap›lanla- kiye koflullar› göz önüne getirildi¤inde ‹stan-
r›n pay› % 5,8 düzeyindeydi (D‹E, 2001:24). bul’un merkezî yerlerinde kalitesi görece yük-
Kentler aras›nda “büyük” farklar yoktu. 2000 sek konutlar›n, koruma kavram›n›n esamisinin
say›m›na göre 1929 öncesi konut yap›lar› ‹stan- okunmad›¤›, köflklerin, konaklar›n, Cumhuri-
bul ilinde % 1,9, Mu¤la ilinde % 3,9, kentleflme- yet dönemi sivil mimari örneklerinin apartman-
den görece az etkilenen Mardin’de de % 4,3 lara dönüfltürüldü¤ü bir ba¤lamda ayakta kala-
bilmesi bir mucize gibi görünüyor. Durum gay-
rimüslimlerin Müslüman hemflerilerinden daha
yüksek bir koruma bilincine sahip olufluyla aç›k-
lanabilir mi? Kan›mca olumlu yan›t pek müm-
kün de¤il. Bu mülkler, az›nl›klarca apar topar
terk edilmemifl olsa, tapulara sat›fl engelleri kon-
mufl olmasa acaba 1990’lara dek ayakta kal›r
m›yd›? Yan›t› hiçbir zaman bilemeyece¤iz. An-
cak ‹stanbul’da az›nl›k semtlerinde gözlenen
soylulaflt›rma, soylulaflt›r›c›lar›n bu kesimlerde
yaflama arzusundan çok, eriflebilirli¤i yüksek,
soylulaflt›r›labilir konut stokunun sadece bu ke-
simlerde ayakta kalm›fl olmas›yla aç›klanabilir.
Nitekim soylulaflt›r›c›lar, az›nl›klara ait eriflilebi-
lirli¤i daha düflük kesimlerdeki konutlarla pek
ilgilenmemifllerdir. 1970’lerden sonra bu böl-
gelerin koruma alt›na al›nmas›, soylulaflt›rmaya
aday olmayan bölgelerin daha da köhneleflmesi-
ni, realize edilebilir rant fark›n›n oluflmas›n› en-
gelledi. Rant makas›n›n soylulaflt›rmaya izin ve-
Kuzguncuk.
(Foto¤raf: Tolga ‹slam) recek düzeyde aç›ld›¤› ‹stanbul Tarihî Yar›ma-

40 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
da’da ise, soylulaflt›rma süreci oyunlar kuram›- tüketici yönelimli soylulaflt›rma kuram› ola-
n›n “mahkûmlar açmaz›” ve turizm ve ticari ku- rak bilinir. Bu kuramda soylulaflt›rma, toplum-
rulufllar›n rekabeti nedeniyle bireysel konut giri- sal/demografik konum, kültürel kayg›lar, de-
flimleri aleyhine çal›flt›. ¤erler, kente ve kentsel etkileflime, eriflilebilirli-
Soylulaflt›r›labilir konut stokunun s›n›rl›, ni- ¤e ve merkezîli¤e verilen öncelik, yaflam biçimi
teliksiz ve eriflilebilirli¤inin düflük oluflu, koru- seçimleri, toplumsal etkileflime atfedilen önem
ma amaçl› yasal çerçeveler, mülkiyet parçalan- üzerinden aç›klan›r. Farkl›l›klara, özgünlüklere,
mas›, deprem riski vb. etkenler nedeniyle soy- yeniliklere, yeni toplumsal iliflkilerine, sanayilefl-
lulaflt›rma Türkiye’de, Londra ve New York, me sürecinin erken evrelerinde yitirilmifl kent
Boston, Baltimore vb. kentlerdeki kadar yay- yaflam›n› geri kazanma duygusunun ufuk aç›c›
g›nlaflamad›. En genifl soylulaflt›r›c› kitlesine sa- ve kendini gelifltirici boyutuna önem veren bu
hip ‹stanbul’da merkeze eriflilebilirli¤i yüksek, yaklafl›mda, kent ve kent yaflam› say›sal ve eko-
dayan›kl› malzemelerden üretilmifl konutlar›n nomik göstergelere veya s›n›f karfl›tl›klar›na in-
ancak s›n›rl› bir bölümü soylulaflt›r›labildi. Sü- dirgenemeyecek kadar karmafl›kt›r. Farkl› kat-
reç halen mikro ölçekte ve çok yavafl ifllemekte- manlar ve hane halklar›, süreci ayn› biçimde ya-
dir. fiu veya bu kentte gözlenebilecek s›n›rl› sa- flamad›klar›ndan, süreci ayn› biçimde anlamlan-
y›daki örnekler bu genel de¤erlendirmeyi de- d›rmalar› olanaks›zd›r. Kültürü, mekânsal çerçe-
¤ifltirmeyecektir. Örne¤in Ankara’da görece venin tekilli¤ini, bir yerden di¤erine tafl›namaz
merkezî konumdaki konut stokunun pek az bir özelliklerini öne ç›karan tüketici odakl› kuram,
bölümü araçla eriflilebilir konumda ve beyaz soylulaflt›rmay› ufuk aç›c› (özgürlefltirici) bir sü-
yakal›lar›n ilgisini çekebilecek niteliktedir. ‹s- reç olarak ele al›r.
tanbul’da gözlenen geliflme, bat› ülkelerinde
gözlenen sürece benzese de, yay›lma h›z› dü- Bu mülkler, az›nl›klarca apar topar terk edilmemifl olsa,
flük kalacakt›r.
tapulara sat›fl engelleri konmufl olmasa acaba 1990’lara
Kuramsal ‹rdeleme dek ayakta kal›r m›yd›? Yan›t› hiçbir zaman
Soylulaflt›rma süreciyle ilgili iki kuramsal çerçe- bilemeyece¤iz. Ancak ‹stanbul’da az›nl›k semtlerinde
ve vard›r. Smith’in, soylulaflt›rmay› bölgenin ha- gözlenen soylulaflt›rma, soylulaflt›r›c›lar›n bu kesimlerde
lihaz›r getirisiyle gelecekteki getirisi aras›ndaki
yaflama arzusundan çok, eriflebilirli¤i yüksek,
rant makas›yla aç›klayan kuram›, sermaye biri-
kim süreçleriyle ve devreleriyle iliflkilendirilmifl-
soylulaflt›r›labilir konut stokunun sadece bu kesimlerde
tir. Bu yaklafl›m, sermaye birikim sürecini tüm ayakta kalm›fl olmas›yla aç›klanabilir.
ekonomik ve politik davran›fllar› kapsayan kar-
mafl›k bir süreç olarak al›r. Soylulaflt›rma süreci, Üretici ve tüketici odakl› kuramlar aras›nda-
ekonomi politik iliflkilerin tetikledi¤i yerinden ki karfl›tl›k toplumbilimdeki ayr›mlar›n uzant›s›-
etme, gelir transferi ve toplumsal eflitsizlikler d›r. Bu yaklafl›mlar›n birbirini d›fllamad›¤›, ta-
nedeniyle, rant makas› kuram›n›n ima etti¤in- mamlad›¤› ileri sürülmüfltür. Ne var ki eklektik
den çok daha kapsaml› biçimde ayd›nlat›labil- bütüncülük yeterince yol gösterici olmayabil-
mektedir. Ekonomi politik çerçeveyi benimse- mektedir.
yen toplum bilimcilerin gelifltirdi¤i tarihsel an- Dolay›s›yla Bounds ve Morris’in afla¤›daki
lat›, eylem, kat›l›m süreçleriyle zenginlefltirilebi- de¤erlendirmesine karfl› ç›kmak güçtür:
len bu kuram›n, Smith’e göre, baflka bir katk›ya “...soylulaflt›rma bir ekonomik ve kültürel
ihtiyac› yoktur (Smith, 1996:186). Ne var ki olgudur. Soylulaflt›rman›n ald›¤› biçim yerel
rant makas› kuram› bu zengin bütüncül çerçeve kent formu ve ulusal kentsel ve kent içi düze-
içerisinde uyguland›¤›nda özgün kuram›n ber- yindeki toplumsal ve ekonomik koflullardan et-
rakl›¤› ve yol göstericili¤i ortadan kalkabilmek- kilenir. Bu olumsall›k nedeniyle her koflulda
tedir. Smith (ekonomi-kültür ayr›m› konusun- ba¤lay›c› (hegemonic) bir soylulaflt›rma modeli
da) kendi bak›fl aç›s›n› paylaflmayan araflt›rmac›- yoktur.” (Bounds ve Morris, 2006:107)
lar›n, kuram›n yeterlili¤i konusundaki iyimserli- ‹flte bu ba¤lam ba¤›ml›l›k, Behar ve Péro-
¤ini paylaflmad›klar›n› teslim ediyor (Smith, use’un iflaret etti¤i afl›r› yükleme sorununa yol
1996:165). açabilmektedir. Soylulaflt›rma çal›flmalar› iki
Ekonomik veya ekonomi politik süreçlerden farkl› araflt›rma program› fleklinde yürütülebilir.
çok, soylulaflt›r›c›lar›n toplumsal kültürel kim- Smith ve Ley’in yaklafl›mlar› birinci, Wyly ve
liklerine ve kayg›lar›na duyarl› ikinci yaklafl›m, Hammel’in Soylulaflt›rma Dalgalar› Kuram›

mimar•ist 2006/3 41
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

(SDK) ikinci yaklafl›ma örnektir (2001). ‹lk küreselleflme sürecinin toplumsal ve ekonomik
yaklafl›m özgünlüklerin, ikinci yaklafl›m ise top- etkileri ve tetikledi¤i derin toplumsal de¤iflim
lumsal ve ekonomik ve mekânsal ba¤lam özel- süreçleri bu çerçeveden izlenebilecektir.
liklerinin temsiline elverifllidir. Soylulaflma Dalgalar› Kuram› (SDK) ABD
‹stanbul’un merkezî bölgelerinde beyaz ya- koflullar› düflünülerek formüle edilmesine ra¤-
kal› üst orta s›n›f›n, sanayi iflçilerinin yaflad›¤› men, ba¤lam ba¤›ml›d›r. Evresellik iddias› tafl›-
evleri tek tek sat›n al›p iyilefltirmesi fleklinde ya- maz. Kentleflme süreçlerinin devreleri, konut fi-
flanan soylulaflt›rma süreci neredeyse sonuçlan- nansman ve üretim sektörlerinin yap›s›, kamu
m›flt›r. Eldeki örnekler afl›r› araflt›r›lm›fl, adeta sektörünün karar süreçleri, kredi sistemlerinden
“azalan getiriler sarmal›na” girilmifltir. Zaten yararlanma olanaklar›, hâkim planlama söylemi,
apartmanlaflma tarihsel konut stokunu azaltm›fl, de¤er ve hedefleri, ideolojik kültürel ortam,
kalanlar ise büyük ölçüde soylulaflt›r›lm›flt›r. SDK’n›n parametrelerdir. Soylulaflt›rma süreci-
Soylulaflt›r›labilir stok özellikleri nedeniyle üre- nin aflamalar› bu parametreler ve aktör davran›fl-
tici ve tüketici odakl› yaklafl›mlar› ‹stanbul d›- lar› üzerinden belirlenir. Di¤er taraftan sürecin
fl›nda uygulama olana¤› s›n›rl›d›r. Tekrara düfl- do¤rusal ve önceden kestirilebilir olmad›¤›, sü-
me, azalan getiriler sarmal›na kap›lma vb. riskle- recin koflullar de¤iflti¤inde k›fl uykusuna yatabil-
rine ve yap› stokunun yafl nitelik profiline ba¤l› di¤i, uygun koflullarda yeni biçimlerde karfl›m›-
handikaplara ra¤men potansiyel henüz tümüyle za ç›kabildi¤i gözlenmifltir. Bu yaklafl›mda me-
tüketilmemifltir. Üretici ve/veya tüketici odakl› kanizma veya de¤erlerden çok, soylulaflt›rma
kültürel-antropoloji araflt›rmalar› ‹stanbul’da süreçlerinin ard›ndaki yerel ba¤lam özellikleri
soylulaflt›rma sürecinin daha derinden anlafl›l- ve mekanizmalar öne ç›kar›lmaktad›r. Bounds
mas›na katk› sa¤layabilir. ve Morris’e (2005:101) göre, Wyly ve Ham-
mel’in geniflletilmifl soylulaflt›rma dalgalar› ku-
“Mutenalaflma”, “kibarlaflma” veya yayg›nlaflan ram›, toplumsal tarih ve kentsel geliflmeyle ilifl-
kileri yeterince kurulmufl bir çerçevedir. ABD
“soylulaflt›rma” terimleri, kendi bafl›na kullan›ld›¤›nda
için farkl› aktör davran›fllar›na ve koalisyonlar›na
esas itibariyle 1960’larda bat› ülkelerinde yaflanan ancak tekabül eden üç soylulaflt›rma dalgas› vard›r.
‹stanbul’un s›n›rl› say›da mahallesi d›fl›nda di¤er kentler Londra örne¤inde gözlenen ilk soylulaflt›rma
üzerinde hemen hiç etkisi olmayan bir sürece iflaret ediyor. örnekleri 1950-1973 döneminde refah devleti
uygulamalar›, alt kentleflme ve kentsel yenilen-
Sorun, kentsel dönüflüm kavram›n›n ve projelerinin
me programlar› döneminde ortaya ç›km›flt›r.
soylulaflt›rma sürecini karfl›lay›p karfl›lamad›¤› noktas›nda Wyly ve Hammel’e (2005:101) göre ikinci dal-
dü¤ümleniyor. ga; ekonomik-kültürel süreçlerin ulusal ve küre-
sel düzeyde sergiledi¤i bütünleflme, tafl›nmazlar
Di¤er taraftan üretici veya tüketici odakl› sektörünün uluslararas› nitelik kazanmas›, farkl›
soylulaflt›rma çal›flmalar› ‹slam’›n (2006) iflaret yaflam biçimi ve tüketim kal›b›na sahip bir ulus-
etti¤i gibi k›rsal ba¤lama uygulanabilir. K›rsal lararas› ifl seçkinleri s›n›f›n›n ortaya ç›k›fl›, küre-
soylulaflt›rma çal›flmalar›n›n potansiyel getirisi, sel kent olgusunun yükselifli, planlama ideoloji-
göründü¤ünden yüksektir. ‹lk olarak k›rsal sinde kamu özel kesim ortakl›klar›na verilen
alanda kayda de¤er bir stok vard›r. Di¤er taraf- önem aç›s›ndan önceki dönemden ayr›l›r. Bu
tan kentsel bölge oluflum sürecinde yeni ulafl›m yap› 1990 krizinin ard›ndan belirsizleflmifl, soy-
koridorlar›n›n aç›lmas›, k›rsal alanda tarihî ko- lulaflt›rma sürecinin sonunun gelip gelmedi¤i
nut stokuna yeni anlamlar ve pazar de¤eri ka- tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r.
zand›rabilecektir. ‹kinci konut piyasas›n›n de¤er Ne var ki 1990’lar›n ortalar›nda süreç, önce-
kazanan veya yitiren bileflenleri, büyük kentler ki döneme hiç benzemeyen bir yap›da yeniden
çevresinde soylulaflt›r›c›lar›n keflfedecekleri ko- ortaya ç›km›flt›r. Bu üçüncü evrede 1990 dep-
nut stoklar› k›rsal alanda soylaflt›rma çal›flmala- resyonunu atlatarak daha da büyüyen konut
r›yla a盤a ç›kar›labilir. üreticileri daha önemli roller üstlenmekte, top-
Soylulaflt›rma, ikinci ele al›fl biçiminde, kent- lumsal muhalefeti örgütleyen yerel örgütler hiz-
sel geliflme süreçlerine ba¤l› zaman ve mekânda met üretici konumuna getirilerek yat›flt›r›lmak-
farkl›laflabilen çok boyutlu bir olgu fleklinde ele ta, tafl›nmaz yat›r›mc›lar›n›n önündeki engelleri
al›n›r (Hackworth, 2002:816). Bu yaklafl›m bi- kald›ran, pazar için yap›lan konut üretimiyle
çimi üretici-tüketici odakl› soylulaflt›rma çal›fl- sosyal amaçl› konut üretimini bütünlefltirmeyi
malar›n› genel bir çerçevede birlefltirilebilecek amaçlayan müdahaleci-giriflimci kamu kurulufl-

42 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
lar› ortaya ç›kmaktad›r. Daha önce sürecin d›- geri dönüfllere, niteliksel s›çramalara aç›k ya-
fl›nda kalan dar gelirli ve az›nl›k gruplar› özel fi- p›dad›r. Toplumsal-mekânsal ba¤lam›n, s›-
nans kurumlar›n›n uzun vadeli konut kredi n›rlay›c› ancak belirleyici olmayan bir üst
(mortgage) fonlar›yla desteklenerek soylulaflt›r- çerçeve (attractor) fleklinde ele al›nmas›,
ma sürecine kat›lmaktad›r. Üçüncü evrede ka- kompleksite kuram›ndan ve bu kuram çerçe-
mu kurulufllar› bu yolla kentlerin merkezî böl- vesinde gelifltirilen kavram ve yöntemlerden
gelerinde yeni soylulaflt›rma bask›lar› olufltur- yararlanma olana¤› sa¤layabilecektir.
maya bafllam›fllard›r. Wyly ve Hammel’e • SDK ister anlat›, istenirse keflifsel veri incele-
(2005:101) göre 90’lar›n depresyonunun ar- me tekniklerine dayal› olarak uygulanabile-
d›ndan flekillenen üçüncü dalgada ilk soylulafl- cektir. Yerinden edilenlerin az say›da olmas›
t›rma dalgas› geride kalm›fl, tafl›nmaz de¤erleri- nedeniyle, s›n›rl› muhalefetle karfl›lafl›labil-
ni yükseltme, piyasa engellerini ortadan kald›r- mektedir. Metropoliten alanda sessiz ve de-
ma, genifl katmanlar› kentsel dönüflüm sürecine rinden giden dönüflüm süreçleri keflifsel veri
katma amac›na yönelik yeni koalisyonlar, aktör- inceleme teknikleriyle kolayca a盤a ç›kar›la-
ler ve müdahale biçimleri ortaya ç›kmaktad›r. bilecektir. Genifl veritabanlar›nda örüntü ta-
Soylulaflt›rman›n tek bafl›na bir süreç fleklinde n›ma amaçl› teknikler yard›m›yla Uzun’un
de¤il de, kentlerin ekonomik ve toplumsal dö- (2005) önerdi¤i türde kentsel dönüflüm
nüflüm süreçleriyle iliflkilendirilerek kavranmas› projeleri tipolojileri gelifltirilebilir. Ayn› araç-
ilginç kuramsal ve yöntembilimsel aç›l›mlara lar di¤er toplumsal profil de¤iflmelerini izle-
olanak sa¤lar. mekte yararl› olabilir. Güvenç’in 1990 ve

• Üretici ve tüketici odakl› yaklafl›mlar›n kat- 2000 döneminde ‹stanbul’da toplumsal Cihangir. (Foto¤raf:
k›lar› bu ba¤lam ba¤›ml› kuramsal çerçevede profili seçilebilir düzeyde yükselen, gerile- Ayflen Ciravo¤lu)
daha kolay ba¤lamsallaflt›r›larak bütünlefltiri- yen veya ayn› kalan mahallelere iliflkin çal›fl-
lebilmektedir. mas› bu ikinci yaklafl›ma örnektir. Bu çö-
• SDK yerel bilgiyle kolayca zenginlefltirilebi- zümleme bulgular› haritalanabilmekte, pro-
lir. Tekeli’nin 20. yüzy›l Anadolu kentleri je konusu olmayan dönüflümlerin izlenmesi-
yerleflim tarihî ve historiografisi için gelifltir- ni kolaylaflt›rabilmektedir.
di¤i özgün dönemleme ve mekânsal süreç-
lerin de¤erlendirilmesini gelifltirdi¤i mekân- De¤erlendirme
sal çerçeve kavram›, SDK’n›n Türkiye’deki Yerleflik mekânsal örgütlenmeleri çözerken yeni
uygulamalar›n› kolaylaflt›r›p zenginlefltire- mekânsal formlar oluflturan küreselleflme süre-
cektir. SDK’y› benimseyen bir araflt›rmac› cinde kentlerin merkezî bölgeleri ölçekleri, ak-
Türkiye’de s›f›rdan bafllamak zorunda kal- tör ve sermaye bileflimleri, yasal ve idari süreçle-
mayacak, çal›flmas›n›, süren bir araflt›rma ri, yat›r›m büyüklükleri önceki müdahalelerden
program›na eklemleyebilecektir. farkl› süreçlerle yeniden yap›lan›yor. Kentlerin
• SDK, e¤ilimlerin uzat›lmas› yoluyla kesti- toplumsal co¤rafyalar›n› dönüfltüren bu yeni-
rimde bulunmayan; do¤rusal indirgemeden den yap›lanma sürecinde soylulaflt›rma kavram›
uzak; nedenselli¤i, de¤iflkenler aras›nda etki- yeni anlamlar kazan›yor. Klasik soylulaflt›rma
leflimden çok, toplumsal-mekânsal sistemin sürecinden farkl› olarak dar gelirlileri yerinden
karmafl›k yap›s›nda arayan; duraksamalara, etmeyen veya konut d›fl› etkinliklere iliflkin pro-

mimar•ist 2006/3 43
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

jeler, yeni aktör koalisyonlar› yard›m›yla hayata flime iliflkin meflruiyet çerçevesi kavram› bu ilifl-
geçirilebiliyor. Bu yeni oluflumlar, soylulaflt›rma kilendirme sürecini kolaylaflt›rabilir. Bu koflullar
dalgalar› kuram›nda bilinen soylulaflt›rma süre- yerine gelirse Türkiye’de kentsel dönüflüm sü-
cinin ileri evreleri fleklinde yorumlan›yor. reci ve projelerini, soylulaflt›rma dalgalar› kura-
Yavuz’a (2006) göre “biraz zorlama olsa m›n›n ileri evrelerine ait uygulamalar fleklinde
da” Türkiye’deki kentsel dönüflüm projeleri yorumlamak hiç de zorlama olmayabilir. Bu
SDK ›fl›¤›nda soylulaflt›rma sürecinin ileri evre- yaklafl›m ABD için gelifltirilen dönemlerin “ay-
leri fleklinde yorumlanabilir. Yavuz’a (2006) gö- nen ithalini gerektirmez. Tersine, hangi kentte
re, “gentrification bir kentsel yenileme/yenilen- sürecin hangi aflamas›nda bulunuldu¤u elefltirel
me modeli olarak ‹stanbul’un kentsel dönüflüm bir okumayla a盤a ç›kar›labilir. Zaman zaman
programlar›na, zorlanarak da olsa bir biçimde “k›fl uykusuna yatan”, daha sonra yeni biçimler-
kat›lacaksa, medyan›n gündeminden inmeyen de ortaya ç›kan kentsel geliflme projeleri
‹stanbul depremi kampanyas›yla iliflkilendirile- SDK’n›n niteliksel de¤iflmelerini izlemeye elve-
rek pazarlanma ihtimali vard›r. (...) Halen dep- riflli yap›s› sayesinde izlenebilecek ve tiplefltirile-
rem tehdidi alt›nda ve ço¤u kentin çeperlerinde bilecektir. Soylulaflt›rma sürecindeki nitelik de-
yer alan alanlar ‹stanbul’a özgü gentrification ¤iflimleri ve süreklilikler, proje ve müdahale tip-
öncülerinin fethine aç›labilir. [Bu alanlar] ‹stan- leri, kompleksite kuram›n›n örüntü tan›ma
bul’a özgü ‘yeni orta s›n›f’ için hem kolay y›k›la- araçlar› veya anlat› yard›m›yla temsil edilip izle-
bilirli¤i, hem de bu kesim için çekici oldu¤unu nebilecek ve üzerinden aktar›labilecektir. Bu
düflündü¤üm esas flehrin bir ‘replica’s›n› yarat- elefltirel yaklafl›mla “son kullan›m tarihinin geç-
ma projelerine uygun düflecektir.” (‹talik vur- mesi”, “afl›r› yüklemeden dolay› bozulma”, ye-
gular bana ait.) Oysa 1990-2000 döneminde rel ba¤lamlara uyumsuzluk vb. sorunlar afl›labi-
‹stanbul’un toplumsal co¤rafyas›n›n sergiledi¤i lecek, inceleme yeni yöntemlerin verdi¤i des-
dönüflüm aynen Yavuz’un senaryosu do¤rultu- tekle yerel kent araflt›rmalar› program›n›n par-
sunda gerçekleflti. Kent çeperindeki alanlar ‹s- ças› olarak yürütülebilecektir.
tanbul’a özgü “gentrification öncülerinin bü- Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kavram›n Türkçede
yük inflaat flirketleri fetihlerine aç›lm›fl” metro- nas›l karfl›lanabilece¤i sorusu önemli, ancak afl›l-
politen alan›n merkezinde yaflayanlar›n ve tafl›n- maz de¤il. Yap› stokunun yafl piramidi ve nite-
maz piyasas›n› izlemeyenlerin ancak projeler likleri, kent içi konumu vb. faktörler nedeniyle
bitti¤inde haberdar olduklar› bir yeniden yap›- ‹stanbul d›fl›ndaki kentlerde ve s›n›rl› say›da k›r-
lanma süreci bafllam›flt›r. Bu kentsel yeniden ya- sal konut d›fl›nda yayg›nlaflma olas›l›¤› yüksek
p›lanma (dönüflüm) süreci soylulaflt›rma süreci- olmayan konvansiyonel program›n tam nas›l
nin ilk evrelerindeki süreçten farkl›d›r. Dolay›- adland›r›ld›¤› kan›mca çok yaflamsal bir sorun
s›yla bu süreçleri “soylulaflt›rma” ad›yla ça¤›r- de¤il. “Mutenalaflma”, “kibarlaflma” veya yay-
mak, bir “zorlama olarak” görülebilir. Ne var ki g›nlaflan “soylulaflt›rma” terimleri, kendi bafl›na
SDK bize özgün sürecin içerik de¤ifltirdi¤ini ve kullan›ld›¤›nda esas itibariyle 1960’larda bat›
bireysel giriflime ba¤l› sürecin ABD’de hâkimi- ülkelerinde yaflanan ancak ‹stanbul’un s›n›rl› sa-
yetini yitirdi¤ini söylüyor. Dolay›s›yla Türki- y›da mahallesi d›fl›nda di¤er kentler üzerinde
ye’de ilk dalgas› çok s›n›rl› biçimde gözlenebi- hemen hiç etkisi olmayan bir sürece iflaret edi-
len soylulaflt›rma sürecinin duraklad›¤›, ikinci ve yor. Sorun, kentsel dönüflüm kavram›n›n ve
üçüncü dalgalar›n›n iç içe geçti¤i görülüyor. projelerinin soylulaflt›rma sürecini karfl›lay›p
‹stanbul’da kamu kurulufllar›n›n, planlama karfl›lamad›¤› noktas›nda dü¤ümleniyor.
yetkisi, yap›m izni, mal sahibi, özel kesimin ser- “Soylulaflt›rma”n›n bir tür “kentsel dönü-
maye ve know-how koyarak yürüttü¤ü ve yürüt- flüm” oldu¤u aç›k, ancak bunun tersi mutlaka
meyi planlad›klar› Haydarpafla, Galataport, K. geçerli de¤il. De¤il, çünkü yeni kuflak kentsel
Çekmece, Kartal vb. onlarca kentsel dönüflüm, dönüflüm projeleri (proje s›n›rlar› içerisinde)
konut yap›m ve gecekondu ›slah ve tasfiyesiyle soylulaflt›rma boyutu tafl›mayabiliyor. Bölgenin
ilgili projeler SDK’n›n ikinci ve üçüncü evreleri sakinlerini yerlerinden etmeden, proje s›n›rlar›
için çizilen çerçevelere tekabül eder. Tekeli’nin içerisinde bar›nma olana¤› verilebiliyor. Bu tür
Türkiye kentleflme tarihi için önerdi¤i dönem- kentsel dönüflüm süreçlerine soylulaflt›rma bo-
ler, konut sunum biçimleri farkl›laflmas› ve ni- yutu yüklemek Behar ve Pérouse’un iflaret etti¤i
hayet kent historiografisi için gelifltirdi¤i me- afl›r› yükleme sorunu gibi görülebilir.
kânsal çerçeve kavramlar›, gecekondu aff›, gece- Oysa soylulaflt›rma süreci daha genifl kap-
kondu ›slah›, önleme bölgeleri, yönetim yöneti- samda ele al›nd›¤›nda durum de¤ifliyor. Yeni

44 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
teknolojilerin sa¤lad›¤› iletiflim olanaklar›na, ke- ‹slam (der), Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, ‹stanbul.
• Bounds, M. ve Morris, A. (2006) “Second wave
nar kent ve kentsel bölge oluflum süreçlerine gentrification in inner-city Sydney”, Cities, 23, s.99-108.
ra¤men, yaflanabilir-sürdürülebilir kent hedefi- • D‹E (2001) 2000 Binalar Say›m›, Ankara, D‹E Yay›n›.
• Ergun, N. (2004) “Gentrification in ‹stanbul”, Cities,
nin a¤›r bast›¤›; önümüzdeki on y›llarda kentsel
21, 5, s.391-405.
geliflmenin, halihaz›r kent bölgeleri üzerinde • Hackworth, J. (2002) “Post-recession gentrification in
gerçekleflece¤i anlafl›l›yor. Ölçekleri giderek bü- New York city”, Urban Affairs Review 36, s.815-843.
• Helms, A.C. (2003) “Understanding Gentrification: an
yüyen kentsel dönüflüm projelerinin merkezî Empirical Analysis of the Determinants of Urban Housing
bölgelere komflu kuflaklara kaymas› ve ilk afla- Renovation”, Journal of Urban Economics, 54, s.474-498.
• Irit, A.C. (2005) “Synergy between urban planning,
mada gözlenmeyen yerinden etme olgusunun conservation and functional changes in the old urban
süreç içerisinde ortaya ç›kabilece¤i, soylulaflt›r- center - The case of Tel Aviv, Land Use Policy, 22, s.291-
300.
ma amac› tafl›masalar bile yerlerin toplumsal
• ‹slam, T. (2006) “ Merkezin D›fl›nda: ‹stanbul’da
kimli¤inin de¤iflebilece¤i anlafl›l›yor. Sydney ör- Soylulaflt›rma”, ‹stanbul’da “Soylulaflt›rma”: Eski kentin
ne¤inde, infla edilecek konutlar›n % 70’inin, ha- yeni sahipleri, D. Behar, T. ‹slam (der), Bilgi Üniversitesi
Yay›nlar› ‹stanbul. [Islam, Tolga (2005) ‘Outside the core:
lihaz›r konut bölgeleri üzerinde infla edilmesi Gentrification in Istanbul’, in Gentrification in a global
öngörülüyor. Kentler bu yönde yeniden yap›- context: The new urban colonialism, Rowland Atkinson,
Bridge, Gary (ed), Routledge.]
land›¤›nda müdahaleler merkeze orta mesafede, • Phillips, M. (2005) “Differential Productions of Rural
düflük gelirli alt kentlere kayacak ve yerinden et- Gentrification: Illustrations from North and South
me, (soylulaflt›rma sürecine) ba¤l› bir sorun ola- Norfolk”, Geoforum, 36, s.477-494.
• Smith, N. (1996) The New Urban Frontier:
rak tekrar ortaya ç›kacakt›r (Bounds ve Morris, Gentrification and the Revanchist City, Routledge,
2006:107). Benzer bir süreç Türkiye’de de London.
• Tekeli, ‹. (2005) “ Kent Tarihi Yaz›m› Konusunda Bir
gözlenmeye bafllam›flt›r. Nitekim Ankara Dik- Paradigma Önerisi”, “Ankara’da Konut Alanlar›n›n
men Vadisi projesinde özenle engellenmeye ça- Dönüflümü: Kentsel Dönüflüm Projeleri”, Cumhuriyetin
Ankara’s›, T. fienyap›l› (der), ODTÜ Yay›nc›l›k, Ankara.
l›fl›lan yerinden etme olgusu zaman içerisinde • Uzun, N. (2006) “‹stanbul’da Seçkinlefltirme
dolayl› olarak ortaya ç›kabilmifltir (Uzun, (Gentrification): Örnekler ve Seçkinlefltirme Kuramlar›
2005). Marmaray sonras› ‹stanbul’da yaflanacak Çerçevesinde bir De¤erlendirme”, ‹stanbul’da
“Soylulaflt›rma”: Eski kentin yeni sahipleri, D. Behar, T.
kapsaml› kentsel dönüflümün bir dizi yerinden ‹slam (der), Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, ‹stanbul.
etme ve soylulaflt›rma sürecini tetiklememesi • Uzun, N. (2005) “Ankara’da Konut Alanlar›n›n
Dönüflümü: Kentsel Dönüflüm Projeleri”, Cumhuriyetin
olanaks›z. Kentsel dönüflüm projeleri, genifl an- Ankara’s›, T. fienyap›l› (der), ODTÜ Yay›nc›l›k, Ankara.
lamda bir soylulaflt›rma boyutu tafl›masa, örgüt- • Visser, G. (2002), “Gentrification and South African
Cities”, Cities, 19, 6, s.419-423.
sel yap›s›, yasal çerçevesi, finansman olanaklar› • Yavuz, N. (2006), “Gentrification Kavram›n›
özgün soylulaflma süreçlerine hiç benzemeyen Türkçelefltirmekte Neden Zorlan›yoruz ?”, ‹stanbul’da
dönüflüm projeleri SDK kapsam›nda soylulaflt›r- “Soylulaflt›rma”: Eski kentin yeni sahipleri, D. Behar, T.
‹slam (der), Bilgi Üniversitesi Yay›nlar›, ‹stanbul.
ma sürecinin yeni bir evresi fleklinde ele al›nabi-
lir miydi? Afl›r› yükleme, e¤er varsa (ki bu irde-
leme olmad›¤›na iflaret ediyor), SDK kapsam›n-
da kentsel dönüflüm projeleri soylulaflt›rma sü-
recine indirgenerek ‹ngilizcede yap›l›yor.
Bu irdeleme ›fl›¤›nda bafll›ktaki sorumuza
geri dönersek, SDK’n›n birinci dalgas›na karfl› How Should We Translate ‘Gentrification’ into Turkish?
gelen soylulaflt›rma süreçlerini “soylulaflt›rma”,
Difficulties encountered in translating the concept of ‘gentrification’ into Turkish
ikinci ve üçüncü dalgalara iliflkin süreçleri ise
are symptomatic of deeper difficulties pertaining to the relevance of
“kentsel dönüflüm” fleklinde adland›rmay› öne- conventional gentrification studies in the actual context of cities in Turkey. The
riyorum. emerging gentrification scholarship has swiftly exhausted the few remaining
empirical cases in Istanbul. In the absence of sufficient “gentrifiable” building
Murat Güvenç, Doç. Dr., ‹stanbul Bilgi Üniversitesi
stock (highly limited even in Istanbul) the emerging scholarship can hardly
Mimari Tasar›m Yüksek Lisans Program› Ö¤retim Üyesi
transform itself into a challenging and sustainable research program if it
Notlar: emulates conventional approaches developed for western cities. The same
1. Bu oranlar tümüyle konut ifllevine ayr›lan konut however is not the case in emerging scholarship on rural gentrification and
binalar›n› kapsar. Girifl katlar›nda iflyeri bulunan ve
ço¤unlukla konut kategorisine ayr›lan yap›lar bu orana Wyly and Hammel’s recent “Gentrification Wave Theory” which has, to a large
dahil de¤ildir. Ancak bu yap›lar dahil edildi¤inde oran % extent, prepared the ground for a second round of gentrification studies in
89’a yükselmektedir.
Turkey. The former would shed light on issues of gentrification in rural contexts
2. % 13 ahflap, % 19 da kerpiç.
and in the context of emerging city-regions and the latter would provide us with
Kaynakça: penetrating analytical tools and valuable critical perspectives on ongoing large
• Behar, D. ve Pérouse J-F. (2006) “Girifl”, ‹stanbul’da
“Soylulaflt›rma”: Eski kentin yeni sahipleri, D. Behar, T.
scale and state led “Urban Transformation Projects” and processes.

mimar•ist 2006/3 45
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

Ça¤lar Keyder: “Soylulaflt›rma,


kapitalizmin
kentsel mekân düzeyinde yans›mas›d›r”
Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam

Öncelikle dilerseniz ‹ngilizce gentrificati- seçkinleri, zenginler, o dönemde kentin merke-


on’a Türkçe karfl›l›k olarak hangi sözcü¤ü zi neresi olarak alg›lan›yorsa oraya yerleflmek,
kullanmay› tercih etti¤inizi sorarak bafllaya- orada oturmak istemifllerdir.
l›m. ‹stanbul’un kendi özel dinamikleri dolay›-
Biliyorsunuz, sözcük toplumsal bir olay, insan›n s›yla kent merkezinin sürekli olarak soylu, mu-
kendi bafl›na karar verebilece¤i bir vaka de¤il. tena ya da tercih edilir bir yer olarak alg›lanma-
fiimdilik literatürde “soylulaflma”, “soylulaflt›r- s› gerçekleflmedi. Niçin? Çünkü ‹stanbul’un
ma” tuttu gibi gözüküyor. “Mutenalaflma” ya da tam merkezindeki birtak›m mahalleler,
“mutenalaflt›rma”, tabii genç nesle biraz yabanc› 1950’lerden önce özellikle gayrimüslimlerin ya-
gelen bir kelime. Ancak böyle durumlarda zaten flad›¤› ve gayrimüslimlerin, vak›flar›n›n vesaire-
mühim olan, müflterek bir anlay›fl›n ortaya ç›k- nin oldu¤u mahalleler, 1950’lerden, 6-7 Eylül
mas› sözcü¤ün kendisinin çok fazla önemi yok. olaylar›ndan sonra, 60’larda, 70’lerde özellikle
Rum nüfusun h›zl› bir flekilde kentten ayr›lmas›
Bize her iki kentte de yaflamakta olan biri sonucunda nispeten boflald›. Tabii Türkiye’de
olarak ‹stanbul’da ve New York’taki soylu- özgül birtak›m koflullar, özellikle de mülkiyetle
laflt›rman›n gelifliminden, benzerliklerinden ilgili sorunlar dolay›s›yla bu boflalan mahalleler-
ve farkl›l›klar›ndan söz edebilir misiniz? deki insanlar›n yerine baflkalar›n›n gelmesi, ayn›
Esas olarak Avrupa’daki tan›d›¤›m›z kentlerin mülklerin, ayn› mahallelerin hemen yeniden in-
ço¤unlu¤uyla ‹stanbul aras›nda bir fark var, o fla edilmesi imkâns›zd›. O nedenle uzun bir süre
da flu: Avrupa’da her zaman kentin merkezi za- bu mahalleler kendi konumlar›n› kaybetti, terk
ten mutena bir yer olarak görülmüfltür ve kent edildi binalar tahrip oldu, yollara pek bak›lma-
d›, gelifligüzel trafik düzenlemeleri dolay›s›yla
Foto¤raf: A. Ciravo¤lu

yollar farkl›laflt› vs...


Bu durum, Avrupa’daki merkezlerin sürekli
olarak kullan›lmas› olgusuna nazaran, ‹stan-
bul’un farkl› bir fley yaflam›fl oldu¤unu gösteri-
yor. Bu nedenle de ‹stanbul’daki soylulaflt›rma,
yani 80’lerden sonra oluflan ivme, Amerika’daki
flehirlere daha çok benziyor. Çünkü Ameri-
ka’daki flehirlerde zaten daha önceden, yani
1910’lardan, 1920’lerden itibaren soylular›n,
zenginlerin, kent burjuvazisinin flehri terk et-
mesi diye bir olgu yaflanm›flt›. Onlar›n flehre
dönmeleri, 80’lerden sonra ancak vuku buldu.
‹stanbul’da da bir nevi terk edilmifl bölgelere
geri dönme gibi bir süreç yaflan›yor; Avrupa’da-
kinden bu nedenle farkl›.
‹stanbul’daki sürecin 1980’lerden sonra na-
s›l ve niçin geliflti¤iyle ilgili birtak›m hipotezler
Ça¤lar Keyder, Bo¤aziçi Üniversitesi ve Binghamton’da New York Eyalet Üniversitesi’nde ileri sürülebilir. Zaten bütün bu soylulaflma-
sosyoloji dersleri veriyor. Keyder, küreselleflme, ulus-devlet ve kent sosyolojisi üzerine soylulaflt›rma literatüründe üç ana ivmeden söz
çal›fl›yor. Türkiye Bilimler Akademisi üyesi olan Ça¤lar Keyder, Oxford, Chicago, California ve
etmek mümkün; soylulaflma dinamiklerinin ar-
Washington üniversitelerinde de de¤iflik dönemlerde ders verdi. Keyder’in dilimizdeki ilk
kitab› 1976 y›l›nda Birikim Yay›nlar›’ndan ç›kan Azgeliflmifllik, Emperyalizm ve Türkiye’dir. kas›nda üç güç var. Bunlar›n ilki kapitalist rant
Bunu 1993’te Metis Yay›nlar› taraf›ndan yay›mlanan Ulusal Kalk›nmac›l›¤›n ‹flas› ve ayn› sa¤lamak isteyen müteahhitler, tabii bu kentsel
yay›nevinden 2000 y›l›nda ç›kan ‹stanbul: Küresel ile Yerel Aras›nda izler. geliflmenin içinde her zaman olan bir boyuttur,

46 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
yani rant üzerine spekülasyon yapan, emlak çer- banliyö, bir anlamda varofl gibi kullan›l›yor, do-
çevesinde kâr etmeye çal›flan kapitalist giriflimci- lay›s›yla ayn› fley de¤il.)
ler diye özetleyebiliriz. Demek istedi¤im; kifliler, mesela sanatç›lar
‹kincisi devlet; çünkü devlet ve devletin çe- tek bafllar›na karar veriyor dedi¤imiz zaman, bu
flitli kademeleri, kentin geliflmesiyle ilgili çok et- çok fazla sosyolojik bir anlat›m olmuyor. Bunu
kin giriflimde bulunan bir otoritedir. fiehir ba- daha sosyolojik bir anlat›m haline sokmak iste-
zen devletin otoritesini simgeleyen, temsil eden di¤iniz takdirde, yine tabii ki orta s›n›f›n bir kat-
giriflimci bir yaklafl›m›n devlet ad›na simgelen- man›ndan söz ediyoruz, fakat bu katman, ken-
di¤i bir fley olarak görülür. Mesela “turizme aç›- disini genel anlamda orta s›n›f tavr›ndan ayr›fl-
lan bir ‹stanbul” veya “bir dünya flehri ‹stan- t›rmaya çal›flan bir katman; çünkü farkl› seçim-
bul” gibi sloganlarda özellikle ortaya ç›kan bir ler yap›yor, farkl› bir tüketim kal›b›na yönelik,
yaklafl›m... Dolay›s›yla devletin çok önemi var ki farkl› bir aile yap›s› var, farkl› tür ifllerde çal›fl›-
‹stanbul’da da bildi¤imiz gibi, özellikle 80’ler- yorlar. Bir anlamda son dönem kapitalizminin
de oluflan, sonra devam eden bir süreç bu. içindeki bu daha sembolik “manipülasyon” di-
Üçüncü bir boyut da daha kullan›c›lar tara- yebilece¤imiz, yani bilgiyle çal›flan, daha çok
f›ndan bafllat›lan bir soylulaflt›rma olarak düflü- dünyadan haberdar olmas› gereken, daha çok
nülebilir. Yani flehrin içinde yaflayan ya da flehrin bu büyük flirketlerin hiyerarflisi içinde de¤il de,
içinde yaflamak isteyen, kentin kendilerine ver- daha yarat›c› bir flekilde çal›flmaya mütemayil
di¤i seçenekleri yeterli görmeyen ve bir flekilde birtak›m insanlardan söz ediyoruz. Dolay›s›yla
kendilerini ayr›flt›rmaya çal›flan veyahut tama- küreselleflme ya da endüstri sonras› toplumun
men kullan›c› olarak tercih etti¤i koflullar› daha içindeki orta s›n›ftan söz ediyoruz. Yani ne de-
kolay bulabilece¤i bir yer arayan toplumsal bir mek bu? Bu soylulaflt›rma dinami¤i, ayn› za-
grubu düflünün. Tabii tek bir insandan söz et- manda kapitalizmin belirli bir evresiyle de iyi
miyoruz burada. Mesela en çok verilen örnek- uyuflan bir dinamik; çünkü o yeni evredeki orta
lerden biri, New York’ta sanatç›lar çevresinin s›n›fa uygun bir ortam yaratmak hevesi var, uy-
eski bir ifl muhiti olan Soho’yu bu flekilde “ko- gun bir tüketim kal›b›, uygun bir konut flekli
lonize etmesi”, ancak bu sanatç›lar›n oraya yer- yaratmaya yönelik birtak›m fleylerden söz etmek
leflmesinden sonra kapitalistlerin olaya uyanma- mümkün.
s› ve belediyenin buna bir cevap olarak belli bir- Bu, dedi¤im gibi, Amerika’da özellikle ol-
tak›m fleyler yapmas›... Yani bu üç boyut, üç mufl bir fley. Avrupa’daki durumlara bakt›¤›m›z-
güç, üç ayr› dinamik, her zaman beraber olan da devletin daha bir ortaya ç›kt›¤›n› görmek
fleyler. Ancak baz› örneklerde bu üç dinamikten mümkün. Mesela buna en iyi örnek Paris; çün-
bir tanesinin çok daha fazla öne ç›kt›¤›n›, çok kü Fransa devleti her zaman daha ön planda ol-
daha erken hareket etti¤ini görmek mümkün. mufltur, çok daha fazla ba¤›ms›z ve özerk bir
‹stanbul’a ve karfl›laflt›r›labilecek di¤er du- hareket kapasitesi vard›r. Frans›z devleti, Paris
rumlara bu çerçeveden bakt›¤›m›z takdirde, flehrinin içinde nispeten yoksul kalm›fl ya da dö-
Amerika’daki, örne¤in New York’taki bu soylu- nüflmemifl bir mahallenin orta yerine çok önem-
laflt›rma dinami¤inin daha fazla kifliler ve belli li bir “monument” koyabiliyor; Pompidou
sosyal gruplar taraf›ndan öncüllendi¤ini söyle- Merkezi, Bastille’deki opera gibi. Birdenbire
yebiliriz. Burada sosyal grup derken sanatç›lar- onun etraf›nda yeni bir ivme ortaya ç›k›yor;
dan söz ettik fakat daha genel bir flekilde flu söy- çünkü o mahallenin statüsü yükseliyor, daha
lenebilir: Belli bir orta s›n›f, ama bu orta s›n›f, tercih edilir bir mahalle olmaya bafll›yor, etraf›n-
kendi kültürel sermayesini kendisinden önceki daki binalara daha çok insan tafl›n›yor, daha çok
orta s›n›flar›n kulland›¤›ndan daha farkl› bir fle- “renovasyon” yap›l›yor, butikler aç›l›yor, lokan-
kilde kullanmak niyetinde, dolay›s›yla da kendi- talar aç›l›yor vs... Yani ivmenin bafllang›c›, top-
sini bir flekilde ayr›flt›rmaya çal›fl›yor. Nitekim lumun içinde oluflmufl bir dinami¤in temsili
bütün soylulaflma literatüründen bildi¤imiz gi- olarak tekil insanlar›n yerleflmesiyle olmuyor da,
bi, bu esas soylulaflma dinami¤ini sürdüren in- devletin bir inisiyatifiyle oluyor. ‹ngiltere’de de
sanlar, kendilerinden önce “suburb”lerde otu- son 10-15 y›lda yap›lan limanlar›n etraf›ndaki
ran orta s›n›ftan ayr›flmaya çal›flan, kendisini da- geliflmeler ve benzeri uygulamalar bak›yoruz
ha kozmopolit olarak gören, daha çok kenti hep devletin eliyle yap›lm›fl fleyler. Hollanda’da
kullanmaya yönelik bir grup bu iflte bafl› çeki- da ayn› fley söz konusu; bu water front develop-
yor. (“Banliyö” diyemeyece¤im, çünkü özellik- ment (su k›y›s›n›n gelifltirilmesi) dedikleri olay,
le Paris’teki hareketlerden sonra bu kelime çok bizdeki Haliç’in bir benzeri.
farkl› bir anlam tafl›maya bafllad›; Avrupa’da Tabii bu ikisini iki kutup olarak al›rsak, belli

mimar•ist 2006/3 47
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

bir süreklilik üzerinde, yani devlet ve daha çok Frans›z ya da genelde Avrupa örne¤ine yak›n
toplumdan gelen bir dönüflümün yans›mas› ola- bir devlet-belediye giriflimcili¤i görmek müm-
rak soylulaflman›n içinde çeflitli noktalarda vaka- kün. Herhalde buna en iyi örnek Haliç. Haliç’te
lar var. Çeflitli noktalarda gözüken, bu iki kut- devlet tam anlam›yla fazla teflebbüste bulunmufl
bun belirli bir kar›fl›m› diyelim. “Esas olarak diye söylenemese dahi, devletin açt›¤› olanak-
bafllang›ç nereden geldi?” diye bir soru her za- larla olan bir geliflim sürecinden söz etmek
man sorulabilir; çok anlaml› olur mu bilmiyo- mümkün. Örne¤in Cibali’nin üniversiteye dö-
rum. Tabii bu bafllang›çtan sonra, yani bir flekil- nüflmesi, Silahtara¤a Elektrik Santralinin Bilgi
de ortaya bir fleyler ç›kt›ktan sonra ve kentin Üniversitesi taraf›ndan dönüfltürülmesi, Koç’un
belli bir yerinde böyle bir geliflme olaca¤› fikri- müzesinin aç›lmas›, mezbahan›n yine belediye
nin yerleflmesinden sonra, kentsel rant peflinde eliyle dönüfltürülmesi, bütün bunlar ‹stanbul’u
koflan müteahhitler, bina yapmaya çal›flanlar he- bir turist objesi olarak satmaya yönelik giriflim-
men devreye giriyorlar ki, bu da normal zaten. lerin parçalar›. Haliç’in aç›lmas›n›n, yollar›n ya-
Mademki kapitalist sistemin içinde yarat›lan bir p›lmas›n›n vs. Dalan’la bafllad›¤›n› da unutma-
dokudan söz ediyoruz, bu dokunun rant peflin- yal›m. Bunlar devlet giriflimcili¤i; fakat görüyo-
de koflan insanlar taraf›ndan oluflturulmas› da ruz ki, Paris’in belli mahallelerinde oldu¤u gibi,
gayet normal. çok h›zla olan ve bitmifl bir dönüflüm söz konu-
‹stanbul’da soylulaflma veya soylulaflt›rma, su de¤il henüz. Bu da herhalde yine birtak›m
bunlar›n hangisine daha çok benziyor diye so- engellerle ya da toplumsal dönüflümün yeteri
rarsak, belki ‹stanbul’u daha iyi bildi¤imizden kadar ivme ortaya ç›karamamas›yla aç›klanabile-
dolay›, sanki her mahallede biraz daha farkl› cek bir fley.
fleyler oluyormufl gibi gözüküyor. Mesela Kule- Haliç’teki kurumsal anlamda yap›lan dönü-
dibi ya da Cihangir, çok fazla devletin katk›s› ol- flümler, dönüfltürmeler nispeten baflar›l› denile-
madan, yavafl yavafl ve daha çok tekil giriflimle- bilir. Örne¤in Feshane, Cibali, Silahtara¤a,
rin çerçevesinde yap›lan birtak›m soylulaflt›rma Mezbaha, Koç’un müzesi... Bunlar, tek elden
süreçleri. Ancak mesela Cihangir olay› olsun, karar verme süreci çerçevesinde yap›labilen fley-
Kuledibi olay› olsun, bu New York’ta sözünü ler, yani birisi karar veriyor, bir üniversite ya da
etti¤im tür sanatç›lar›n önceden gelmesi, sonra- bir belediye, ondan sonra yap›l›yor ve orada
dan sanatç›lara öykünen ya da kendisini sembo- hiçbir engel yok. Ancak mesela UNESCO’nun
lik olarak ayr›flt›rmaya çal›flan bir orta s›n›f›n iflin yapt›¤›na bakt›¤›m›zda, orada daha genifl bir
içine girmesi hikâyesine uygun gözüküyor. Ta- karar verme süreci öngörülüyor; çünkü orada
bii en büyük fark, ‹stanbul’da muhtemelen top- yap›lan tekil durumlardaki renovasyon ya da
lumsal dinami¤in daha zay›f olmas›ndan dolay› restorasyon giriflimine bir kolayl›k sa¤lamak, bir
olay çok daha yavafl cereyan ediyor. Yani “Kule- sübvansiyon vermek söz konusu. Orada sorun-
bidi dönüflüyor” deniyor ancak hâlâ öyle kendi- lar ç›k›yor; niçin? Hakikaten bu sözünü etti¤i-
sini sürükleyebilecek güce ulaflm›fl bir dönüflüm miz toplumsal baz, üzerine dayan›lmas› gere-
süreci görmek mümkün de¤il. Ama tabii Ci- ken nüfus belki de yok ortal›kta ya da daha az.
hangir öyle olmad›; Cihangir tamamen geliflti. Yani “‹stanbul’un bu toplumsal dinamik anla-
Yine biraz önce konufltu¤umuz nokta gibi, bir- m›nda bütün aday mahalleleri soylulaflt›racak
tak›m kendi kendine dönüflümlerden sonra bü- bir gücü var m›?” diye bir soru sormak gereki-
yük müteahhitler iflin içine girmeye bafllad›, Ce- yor. Bu sözünü etti¤im, kendisini ayr›flt›rmaya
zayir Soka¤› örne¤i gibi. çal›flan ya da sembolik olarak farkl› bir konuma
fiuras› muhakkak do¤ru: Cihangir’den Çu- girmeye çal›flan, farkl› tüketim kal›plar› peflinde
kurcuma’ya ve arkadan Kuledibi’ne do¤ru gi- koflan, belki bir Osmanl› nostaljisi olan, farkl›
den bölge bundan on y›l öncesine nazaran flu bir kozmopolit duyarl›l›¤› olan, etraftaki lokan-
anda daha h›zl› dönüflmeye bafllad›. Ayn› fleyi talar›, kafeleri, butikleri ayakta tutabilecek bir
benzer, fakat daha spekülatif olarak -çünkü or- harcama kapasitesi olan bir nüfus acaba ne ka-
tada bitmifl bir süreç yok- Tarlabafl›’nda görü- dar? Bu nüfus, hem Cihangir’i, Arnavutköy’ü,
yoruz; yavafl yavafl, teker teker sat›n al›nan bina- Kuzguncuk’u, Çukurcuma’y›, Kuledibi’ni, hem
lar, renovasyonu bafllam›fl bloklar ve bunlar›n de Haliç’i ayakta tutabilecek bir nüfus mu? Bu-
neticesinde muhtemelen daha büyük çapta yat›- rada bir ekonomi politik anlam›nda “‹stan-
r›mc›, yani kentsel rant peflinde koflan insanlar bul’daki sosyal tabakalaflman›n ne kadar bir
da herhalde ya ortadalar ya da çok yak›nda orta- gentrification kapasitesi var?” diye bir soru sor-
ya ç›kacaklar. mak gerekiyor. Belki de Haliç’in sorunu bu.
Bunlar›n d›fl›nda, tabii ‹stanbul’da daha çok ‹kinci bir yaklafl›m flu olabilir: Asl›nda o ka-

48 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
pasite var, fakat Haliç’te birtak›m direnifller söz bu dinamik? Eskisine nazaran flu anlamda çok
konusu. Mesela Fatih Belediyesi, ‹slami bir be- daha farkl›: Kapitalizmin bu evresinde e¤itimi,
lediye. Belki de Haliç Belediyesi’nin pasif bir di- beklentileri, günlük yaflam flekli, aile yap›s› fark-
renifli ya da bu projeyi kabul etmeyifli söz konu- l› birtak›m insanlar ortaya ç›k›yor. Bunlar›n da
su olabilir. Yani bir anlamda yukar›dan, Anka- bir flekilde kendilerini eski orta s›n›ftan ve eski
ra’dan ve Büyükflehir Belediyesi’nden gelen bir- beklentileri olan, eski yaflama kal›plar› olan in-
tak›m taleplere uyuflmazl›k gösteren bir alt ka- sanlardan farkl›laflt›rma iste¤i var; bu da gayet
deme söz konusu olabilir. Baflka bir direnifl po- normal karfl›lanabilecek bir fley. Dolay›s›yla e¤er
tansiyeli de oradaki nüfusun bu olaya pek müs- hakikaten bu soylulaflt›rma dedi¤imiz dinami¤i,
pet bakmamas›, pek yanaflmamas› olabilir ki bi- bu yeni orta s›n›f›n, yani bu küresel, endüstri
liyoruz, Fatih ilçesi, genelde muhafazakârl›¤›yla sonras› çok daha profesyonel hizmetlere yönelik
tan›nan bir ilçe. Özellikle bu sözü edilen, yani olan, daha fazla e¤itimli, muhtemelen daha geç
UNESCO’nun projesinin oldu¤u mahalleler evlenecek, daha az çocuk yapacak, çok daha
daha da çok öyle. Dolay›s›yla bu tür bir direnifl kozmopolit ve küresel zevklere hitap eden lo-
de söz konusu olabilir. Buna tabii yerinde ince- kantalar›, kafeleri, ma¤azalar› arayan bir grubun
leyerek ancak cevap verilebilir. Buradaki esas yapt›¤› bir fley olarak gördü¤ümüz takdirde,
darbo¤az ya da esas bu olay› imkâns›zlaflt›ran, buna karfl› ç›kmak diye bir saçmal›k olamaz. Ya-
yeteri kadar soylulaflt›rma talebinin olmamas› ni ya kapitalizme karfl› ç›kaca¤›z ya da bunun
m›d›r; yoksa “çünkü direnifl var, çünkü sabote oldu¤unu kabul edece¤iz. Kapitalizme karfl›
ediliyor” gibi nedenlerle soylulaflma talebine ç›kt›¤›m›z takdirde, tabii farkl› bir insan yarat-
ra¤men yap›lamayanlar m›d›r? mak ya da farkl› bir planlama yapmak, farkl› bir
kentsel mekân tasavvur etmek mümkün olur.
Hem bir sosyolog olarak, hem de Arnavut- Ancak karfl› ç›km›yor isek o zaman, gentrificati-
köy’de yaflayan bir soylulaflt›r›c› olarak soy- on’› Marks’›n tabiriyle “sanki olmasa da olabilir-
lulaflt›rmay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? di” gibi bir fley olarak görmemek laz›m. Bu, bu
Soylulaflt›rman›n art›lar›n› ve eksilerini bir sistemin içinde olan ve mecburen olacak bir fley
araya koydu¤unuzda nas›l bir tablo ç›k›yor diye düflünülebilir. Ayr›ca bu, sosyolojik anlam-
ortaya? Yani ‹stanbul’u soylulaflt›ral›m m›, da, afla¤›dan gelen talep...
soylulaflt›rmayal›m m›? Bir de ayn› olgunun baflka bir perspektifi, flu
Soylulaflt›rmay› böyle bir tercih olarak görme- andaki dünya kapitalizminin, çok daha kentsel
mek laz›m. Biraz önce de onu söylemeye çal›fl- bir kapitalizm olmas›. Bundan önceki kapita-
t›m, soylulaflt›rma kapitalizmin belli bir evresin- lizm, bir anlamda territorial bir kapitalizmdi;
de ortaya ç›kan bir dinami¤in parças›, o dinami- birim olarak ülkeler gözüküyordu. Mesela
¤in kentsel mekân düzeyinde yans›mas›. Nedir “Türkiye flu ifli yapar”, “Türkiye’deki ücret sevi-

Assos Behramkale köyü.


(Foto¤raf: Emrah Alt›nok.)

mimar•ist 2006/3 49
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

yesi fludur” veya “Türkiye’nin dünya pazar›nda- mekânsal olarak nas›l benzeflti¤i, kendi içindeki
ki yeri budur” gibi... Oysa flimdi “dünya kapita- tabakalaflman›n, fiziki dönüflümün nas›l benzefl-
lizmi flöyle ifller, ‹stanbul’un da bunun içindeki ti¤i vs. gibi aç›lardan da irdelememiz gerekiyor.
rolü budur” gibi de¤erlendirmeler yap›l›yor.
Yani ‹stanbul’un Türkiye’yle olan iliflkisi bir an- Peki k›rsal soylulaflt›rma süreçleri ile ilgili ne
lamda kopmufl durumda, çünkü dünya kapita- düflünüyorsunuz? ‹stanbul’daki konutlar›
lizmi çok daha network’lerle (iliflki a¤lar›) çal›fl›- soylulaflt›ranlarla Yeflilyurt, Behramkale’yi
yor ve ‹stanbul’un ya da Paris’in bu network’ler soylulaflt›ranlar ayn› kifliler mi?
üzerindeki konumu, sadece ve sadece o network Bu do¤ru olabilir, o anlamda ilginç tekil birta-
ile nas›l iliflkiler kurdu¤u ve o iliflkiler içinde na- k›m fleyler ç›kabilir. Ancak sonuçta söz etti¤in,
s›l bir konumda oldu¤uyla iliflkili, yoksa kendi 30 tane insan. Yeflilyurt’ta hadi en fazla 50 tane
ülkesiyle olan iliflkisi o kadar baflat de¤il. ev olsun, Adatepe’de 100, Behramkale’de 50,
Dolay›s›yla bu kapitalizm içinde, bu tür bir Do¤anbey’de 200 tane olsun, yani sonuçta 500
ekonomi politi¤in içinde kentin kendisi yeni bir kifliden söz ediyoruz. Sosyolojik bir e¤ilim ola-
önem, yeni bir boyut kazan›yor ve bu boyut, rak görmek biraz zor, ama tabii bunlar zaten ‹s-
kentin bu küresel kapitalizm taraf›ndan flekil- tanbul’un bir uzant›s› gibi çal›flan yerler, kendi
lenmesi olay›n› çok daha ön plana ç›kar›yor. Ya- içinde bir dinamik olarak düflünülemez. Nas›l
ni kendi ülkesindeki toplumsal dönüflümden ‹stanbul’un orta s›n›f›n›n uzant›s› Bodrum ise,
çok, küresel kapitalizmin ona verdi¤i rol veya ‹stanbul’un daha böyle soylulaflt›r›c›, akademik,
onun içinde oynad›¤› rolle daha iliflkili bir dö- bohem grubunun uzant›s› da Assos oluyor...
nüflüm flekli. Burada “O zaman ‹stanbul’un
soylulaflm›fl mekânlar› ya da soylulaflt›r›lan ma- Sonuçta gitme sebepleri tatil, deniz ancak
halleleri niçin ve nas›l böyle oluyor?” diye sor- yine sahip olduklar› kültürel sermayeden
du¤umuz zaman, bunu sadece içerideki top- kaynaklanan birtak›m etkiler söz konusu sa-
lumsal dönüflüm aç›s›ndan de¤il, ayn› zamanda n›r›m.
Assos Behramkale köyü.
(Foto¤raf: Emrah Alt›nok.) ‹stanbul’un di¤er kendisine benzeyen flehirlerle O sözünü etti¤im köylere giden insanlar, sahil-
deki motellere, otellere, Alaçat› filan gibi yerle-
re gitmeyen insanlar. Dolay›s›yla o flekilde bir
ayr›flt›rma söz konusu. Fakat burada önemli
olan baflka bir fley daha var: Bütün bu ayr›flt›rma
çerçevesinde taste (be¤eni) diye bir olay var;
sembolik sermaye, kültürel sermaye o anlama
geliyor zaten. Bu sözünü etti¤imiz yeni orta s›-
n›f›n kendisini ayr›flt›rmas›, tamamen taste’ten
geçen bir fley, yani taste olay›n›n Bourdieu’nin
deyimiyle bir distinction (ay›rt edici fark) ortaya
ç›kard›¤›n› iddia etmek gerekiyor. Burada da ta-
bii flöyle bir fley var: Bu taste, özellikle Türki-
ye’de bir anlamda nostaljiyle beraber oluyor,
ama bütün dünyada böyle. Yeni, modern bir ev
yerine, eski mimariyi yans›tan, restore edilmifl
bir ev daha fazla de¤eri olan bir fley olarak alg›-
lan›yor. Bu sözünü etti¤im k›rsal soylulaflt›rma
da tam o zaten; eski tafl evlerin al›n›p restore
edilmesi ya da onlar›n ayn›s›n›n yap›lmas›, yeni
bir beton ev yapmaya nazaran daha de¤erli bir
fley olarak görülüyor. Bu tabii ‹stanbul’da da
geçerli. Bu sözünü etti¤imiz soylulaflt›ran in-
sanlar, Arnavutköy’de, Kuzguncuk’ta eski bir
evi al›p restore etmeyi, yeni bir beton ev ya da
Fulya’daki rezidanstan bir daire almaya tercih
ediyorlar. Ayn› flekilde Cihangir’de 1920’lerden
kalma, yüksek tavanl›, eski parkeli bir apartman
dairesinde oturmay›, yepyeni bir yerde oturma-
ya tercih ediyorlar.

50 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Bu taste de asl›nda soylulaflt›ranlardan önce eskimifl fleyleri yenilefltirmek olarak alg›lad›k
orada yaflayan kesimlerin fark›nda olmad›¤› flimdiye kadar. Dolay›s›yla bu yeni ortaya ç›kan
bir fley, yani onlar›n tatmad›klar› bir lezzet... gated community (kapal› yerleflimler) ya da bun-
Onlar›n zaten içinde oldu¤u, dolay›s›yla fark›n- lar›n daha kentsel versiyonu olan dikey kapal›
da olmalar›n›n da imkân› olmad›¤› bir fley. Fakat yerleflimler soylulaflt›rma olarak görülmemeli
flimdi tabii bunlar de¤er kazan›yor. Dedi¤in bence. Bunlar belki de soylulaflt›rmaya bir tepki
do¤ru çünkü onlar, eski olaylar›n bir anlamda olarak kendisini onlardan da ayr›flt›rmaya çal›-
daha otantik oldu¤unu ya da daha gerçek, az flan, bu yeni kapitalizmin en üst tabakas› olarak
suland›r›lm›fl bir burjuva be¤enisini temsil etti- görülebilir. Herhalde bir diyalektik iflliyor. Yani
¤ini düflünüyor. bunlar, eski suburb’e kaçan orta s›n›f›n daha üst
Unutmay›n, flöyle bir fley var: Asl›nda bizim tabakada olan yeni bir versiyonu olarak görül-
bildi¤imiz ve gerçek kent olarak alg›lad›¤›m›z meli. Suburb’lerin özelli¤i neydi; nispeten mü-
kentler, her zaman 19. yüzy›l modelleri. Hangi tecanis bir grubun içinde, baflkalar›n›n erifleme-
binalar› be¤eniyoruz? Hiçbir zaman 20. yüzy›l yece¤i yerlerde yaflamak. Gated community’ler
mimarisini be¤enmiyoruz. Gidiyoruz, Paris’teki onu flimdi neredeyse polisiye tedbirlerle yap›-
binalar› çok be¤eniyoruz, hepsi 1880’ler, yorlar; fakat bu sizin söz etti¤iniz olaylarda me-
1890’larda yap›lm›fl... Viyana’daki saraylar›, safe de¤il onlar› koruyan, ellerinde tabanca tu-
Berlin’deki iflçi evlerini be¤eniyoruz ki, onlar da tan emniyet görevlileri... Soylulaflt›rma, bence
20. yüzy›l›n bafl›ndand›r. Yani kent dedi¤imiz tam tersine flehri yaflamakla iliflkili bir fley, kenti
zaman, kafam›zda 19. yüzy›l›n kenti var, “esas tüketmeyle iliflkili bir fley. 19. yüzy›lda ortaya ç›-
kent budur” diye. 20. yüzy›l, kendisine bir kent kan kentin modernist yorumlar› vard›r, biliyor-
imaj›, bir kent mimarisi yaratamad›. Tam tersi- sunuz; kent herkese aç›kt›r; modernite zaten in-
ne, 20. yüzy›lda yap›lan kentsel mimariyi hep sanlar›n sokakta rahat edebilmeleri, tekil olarak
afla¤›layarak gözlüyoruz, çünkü yanl›fl binalar sokakta kendilerini kaybedebilmeleri demek-
yapt›lar, kenti çok fazla mekanize etmeye çal›fl- tir... Soylulaflt›rma da biraz bu hayali sürdürme-
t›lar, insanlar›n yaflam›n› çok fazla fabrikaya ye çal›flan insanlar›n giriflimi, yani “kente geri
döndürmeye çal›flt›lar vs... Bu postmodern di- dönece¤iz, kentin kald›r›mlar›nda rahat edece-
yebilece¤imiz bir elefltiri; bu asl›nda hepimizin ¤iz, kenti tüketece¤iz ve tüketmek istedi¤imiz
bir anlamda kat›ld›¤› bir fley, mimarlar ya da fleyler, zaten kentsel fleylerdir, özel fleyler de¤il-
doktriner flehir planlamac›lar› hariç, hiç kimse dir, kamusal fleylerdir”. Soylulaflt›rman›n alt›nda
20. yüzy›l kentine bak›p da “ah ne kadar güzel” yatan ilke bu. Dolay›s›yla bu kapal› yerleflimler
demiyor. Herkes 19. yüzy›l kentinin teknoloji- bunun tam tersini yap›yor, yani “biz kapataca-
sini, 19. yüzy›l kentinin kald›r›mlar›n›, butikle- ¤›z d›flar›ya, asansöre binip afla¤›daki markete
rini, Benjamin’in anlatt›¤› pasajlar› vs. çok daha inece¤iz, yukar›daki gym’e (spor salonu) gide-
fazla tercih ediyor. Dolay›s›yla bütün bu soylu- ce¤iz, sonra evimize...” Böyle tamamen özellefl-
laflt›rma sürecinin be¤eni olarak boyutu da bi- tirilmifl bir hayat flekli yaratmaya çal›fl›yorlar, ya-
raz 19. yüzy›l olay›na geri dönmek olarak düflü- ni soylulaflt›rman›n tam aksi. O nedenle bir di-
nülebilir. Nitekim ‹stanbul’da bu daha çok bir yalektik olarak düflünülebilir; çünkü suburb’e
Osmanl›c›l›k ya da daha çok 19. yüzy›lda özel- bir tepki olarak soylulaflt›rma ç›k›yor, soylulafl-
likle öne ç›kan ve de özellikle gayrimüslim ke- t›rman›n bu modernist ve daha çeflitli tabakalar›
simlerin burjuvalaflmas›n›n sonucunda ortaya kar›flt›r›c› yaklafl›m›na karfl› da bu kapal› yerle-
ç›km›fl olan mekânlar›n tercih edilmesi olarak flimler ortaya ç›k›yor.
manifesto oluyor.
Bize zaman ay›rd›¤›n›z için çok teflekkür
Peki bugün ‹stanbul’da h›zla sürdürülen, ederiz.
kent içinde ve farkl› bir toplumsal tabakaya
hizmet eden bloklar olarak yap›lan, bulun- Gentrification is a Reflection of Capitalism on Urban Space
du¤u yeri de dönüfltürme kapasitesi söz ko-
In this interview, Ça¤lar Keyder makes comments on a number of issues related
nusu olan yeni konut alanlar›n›n üretimi
with gentrification, including the different actors and driving forces behind
ba¤lam›nda soylulaflt›rman›n farkl› bir yön- gentrification in Istanbul and its similarities with and differences from the U.S.
de ilerledi¤ini söylemek mümkün mü? and European context, the relationship between gentrification and the late
Söyledi¤iniz do¤ru, ama bunu soylulaflt›rman›n capitalism, some positive aspects of gentrification, the demographic profiles of
yeni bir evresi olarak görmek mümkün mü bile- the gentrifiers and their differences from those living in the gated compounds
miyorum; çünkü soylulaflt›rmay› hep terk edil- and rural gentrification processes in the Aegean villages of Turkey.
mifl, üzerinde düflünülmemifl, tahribe u¤ram›fl,

mimar•ist 2006/3 51
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

“Dünyada hiza al›nabilecek


‹hsan Bilgin:
toplumsal projenin olmamas›,
pek çok fleyin içini boflalt›yor...”
Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam

Gentrification sürecine Türkçe karfl›l›k ola- oluflturacak boyutta olmad›¤› dönemler aras›n-
rak siz hangi kelimeyi öneriyorsunuz? da mimarl›k prati¤i aç›s›ndan nelerin de¤iflti¤i
Senin de kitab›nda kulland›¤›n “soylulaflt›r- anlam›nda bu soruya tarihsel olarak bakarsak,
ma”y› benimsemiyorum. Çünkü “soy” sözcü¤ü asl›nda bu olgunun birçok de¤iflimi tetikledi¤i-
öze; “soyluluk” da o öze sahip s›n›fa iflaret edi- ni düflünüyorum.
yor. Dolay›s›yla “seçkinlefltirme” bana daha 1980’lerle birlikte dünyada bir sistem de¤i-
do¤ru geliyor. Bir de argo vurgulu sözcükler flikli¤i oldu. Bizim 19. yüzy›lda anlad›¤›m›z an-
var, mesela “jantilefltirme”. Bunlar› da bir tür lamda sanayinin yo¤unlu¤unun azalmas› veya
eksikli¤e, ciddiyetsizli¤e iflaret etmeleri bak›- çevre ülkelerine ihraç edilmesi söz konusu oldu.
m›ndan ilginç buluyorum ve iflin bu yan›n› vur- Sadece çevre ülkelerine de¤il, ayn› zamanda
gulamak istedi¤imde kullan›yorum. “Seçkinlefl- çevre ülkelerinin içindeki metropollerden de
tirme”nin s›n›fsal boyutu vurgulamak gibi bir taflraya do¤ru bir kayma yafland›. Bu seçkinlefl-
Foto¤raf: A. Ciravo¤lu tirme aç›s›ndan çok önemli, çünkü yerlerinde
yeni bofl alanlar meydana geldi. Seçkinlefltirme-
nin birkaç boyutu var, ama bunlardan en önem-
lisi bir ifllevin, ortadan kalkmas› veya yerini de-
¤ifltirmesi. Bazen kendili¤inden bu zemin olu-
fluyor, onun üzerine birisi bir hamle daha yap›-
yor, bazen yerel yönetimler bu de¤iflime zemin
oluflturuyorlar. Limanlar yer de¤ifltirmenin, “ta-
fl›nman›n” ilk akla gelen örnekleri. De¤iflen
yükleme teknolojisine uyum sa¤layamamalar›
nedeniyle 150-200 y›ld›r bulunduklar› yerler-
den tafl›n›yor bu limanlar. Geride, flehrin tam
ortas›nda ve oldukça stratejik bir noktas›nda iri
bir alan›n boflalm›fl olmas› müthifl bir potansiyel
anlam›na geliyor. Hemen Haydarpafla ve Kara-
köy’ü tarif etti¤imiz dikkat çekmifltir. Ama ayn›
sürecin 15-20 y›ld›r Londra’dan bafllayarak
Özellikle kentleflme tarihi avantaj› var; argolar›n da sürecin “hafifli¤ini” New York, San Francisco, Rotterdam, Amster-
ve konut üretimi üzerine vurgulama avantaj›. Sonuç olarak genellikle dam, Hamburg gibi bütün kilit liman flehirle-
çal›flmalar› bulunan ‹hsan “seçkinlefltirme”yi tercih ediyorum. rinde yafland›¤›n› düflünürsek, bunun evrensel
Bilgin, ‹stanbul Bilgi olarak gündemde bulunan bir konu oldu¤unu
Üniversitesi’nde Fen
Edebiyat Fakültesi Dekan› Dilerseniz öncelikle konuya mimarl›k prati- da anlar›z.
olarak görev yap›yor ve ¤i aç›s›ndan yaklaflal›m. Yenileme ya da infla Bugün gündeme geldi¤i flekliyle seçkinlefl-
ayn› zamanda Mimari etme olarak tan›mlayabilece¤imiz mimarl›k tirmenin ikinci bir boyutu, içinde yaflad›¤›m›z
Tasar›m Yüksek Lisans prati¤i, asl›nda bir kentsel müdahale olarak sistemin, ifllerli¤ini sosyal projeleri ask›ya alarak
Program› koordinatörlü¤ü
kuflkusuz beraberinde bir ekonomik potan- sürdürmesi; orta ve kuzey Avrupa ülkeleri d›fl›n-
görevini yürütüyor.
Bilgin’in akademik siyel getiriyor. Bu ise demografik bir dönü- da sosyal yat›r›mlar›n neredeyse tamamen bitti-
çal›flmalar›n›n yan› s›ra flümü kaç›n›lmaz k›l›yor. Bu çerçevede mi- ¤ini bile söylemek mümkün. Üçüncü boyut,
1985’ten bu yana kendi mar olarak bizlerin soylulaflt›rma sürecine uluslararas› sermayenin bu dönemde ilk defa
atölyesinde ve YTÜ katk›m›z hangi boyutlarda, bu konuda bir gayrimenkule yat›r›m yapar hale gelmesi, yani
bünyesinde yapm›fl
de¤erlendirme yapabilir misiniz? büyük sermayenin gayrimenkul ifline girmesi.
oldu¤u çok say›da mimari
projesi ve uygulanm›fl Eskilere gitmek anlam›nda de¤il de, bu projele- Bu sayd›¤›m üç parametre, yani sanayinin
iflleri bulunmaktad›r. rin bugünkü biçimi ile bu anlamda paradigma gerilemesi veya kentlerden çekilmesi, onun ye-

52 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
rine hizmet sektörünün a¤›rl›k kazanmas›, sos- söyledi¤im gibi, bunun yegâne istisnas› orta ve
yal yat›r›mlar›n geri çekilmesi, yerinin kârl›l›kla kuzey Avrupa ülkeleri.
doldurulmas› ve büyük sermayenin büyük gay- Biraz daha spesifik gidersek, üç tür yenileme
rimenkul ifllerine girmesi, bence mimarl›k prati- projesi var. Birinci proje türü büyük sermaye ya-
¤inin örgüsünü ciddi biçimde de¤ifltirdi. Zaten t›r›mlar›n›n konusudur. Örne¤in flu ana kadar
bu koflullar›n bir araya gelmesidir ki, seçkinlefl- duyduklar›m›zla Haydarpafla iflinin böyle olaca-
tirme sürecini bugünkü kentsel pratiklerin bafl- ¤› anlafl›l›yor. Bu, sert bir sürece iflaret ediyor.
l›calar›ndan biri haline getiriyor. 1960’larda Orada daha önce olan fleyin hiçbir önemi olmu-
muhalif bir mimarl›k görüflü her fleyden önce yor, tamamen yepyeni bir fley geliyor. Büyük
“anti-bürokratik” olmak durumundayd›. Çün- sermaye iflin içinde oldu¤u için, onun kârl›l›¤›n›
kü o günün mimarl›¤› a¤›rl›kla bürokrasi tara- h›zla gerçeklefltirecek olan en üst gelir gruplar›
f›ndan belirleniyordu. ‹nflaat süreçleriyle insan- hesaba kat›l›yor bu projelerde.
lar›n aras›n› koparan fley bürokratik mekaniz- ‹kinci tür ise do¤rudan büyük sermaye tara-
malard›. Muhalif paradigmalar, aray›fllar›n› bu f›ndan yap›lmayan, daha küçük giriflimlerin top-
kanal üzerinden gelifltiriyordu a¤›rl›kla. Bugün lam›yla gerçekleflen süreçler. Bunlar genellikle
insanlar, somut insan bireyleri, kentleflme süreç- konut yat›r›mlar› oluyor. Küçük hareketler ol-
lerine, somut kentsel çevrelere 1960’larda oldu- duklar› için, asl›nda 15-20 y›ll›k perspektifte
¤undan daha fazla yaklaflmad›lar, aralar›ndaki dönüfltü¤ünü görüyoruz; ama biraz kendili¤in-
mesafe kaybolmad›. Ancak bunun nedeni önce- den, biraz itmeyle, biraz oran›n avantaj›yla olu-
likle bürokratik mekanizmalar de¤il art›k. ‹n- yor. Bu daha yumuflak bir geliflme. Bunun ör-
sanlarla çevreler aras›na baflka yabanc›laflt›r›c› ne¤i Pera.
mekanizmalar girdi. Bugünün yat›r›mc› öznesi Ne büyük sermayenin, ne de küçük yat›r›m-
irili-ufakl› “developer”lar ve onlar taraf›ndan ge- lar›n konusu olan bir de “kültür yat›r›mlar›” ka-
lifltirilen yeni projeler. nal› var. Bunlar da çevrelerine etkisi en yavafl
‹ki tür proje var: Ya yeni geliflme alanlar›nda olan›. Burada sivil toplum da iflin içine giriyor.
(Göktürk, Çekmeköy, Ömerli, Çekmece vb.) Örne¤in Haliç’in bu flekilde dönüfltü¤ünü dü-
oluyor bu projeler ya da imarl› bölgelerde. flünüyorum. Yaklafl›k 20 y›ld›r süren hareketlen-
‹marl› bölgelerdeki projeleri de ikiye ay›rabili- me, Haliç’te kayda de¤er s›n›fsal bir dönüflüme
riz: Birincisi sanayi bölgelerinin boflaltt›¤› alan- yol açmad›. Çünkü bunlar kamusal nitelikte ve
lara (limanlar, tersaneler ya da Kartal bölgesi baflar›lar› do¤rudan kâr beklentisine endeksli ol-
için aç›lan yar›flman›n konusu) yap›lan yat›r›m- mayan projeler; o nedenle de¤iflim de daha ya-
lar, ikincisi de kentin de¤er kaybetmifl iskân böl- vafl ve yumuflak oluyor. Bunun ilginç bir örne¤i,
gelerindeki hareketlenmeler (New York’ta So- Bilgi Üniversitesi’nin Kufltepe kampusu. On y›l
ho, Londra’da Covent Garden, ‹stanbul’da Be- Santralistanbul’un
önce üniversite buraya kuruldu. Bu semtte otu- bulundu¤u Silahtara¤a
yo¤lu bu e¤ilimin örnekleri).
ran gençlerin bir k›sm› “otopark valesi” haline Mahallesi.
Bu tablo içinde mimar›n hareket alan› esa- (Foto¤raf: Tolga ‹slam)
geldi, kampusun etraf›ndaki binalar›n zemin
sen çok daralm›fl oluyor. Dünyada hiza al›nabi-
lecek, onlara k›yasla düflünülebilecek toplumsal
projelerin olmamas› pek çok fleyin içini boflalt›-
yor. Geriye bir tek amaç kal›yor, daha h›zl› sat›l-
mas›, sermayenin daha h›zl› dönmesi.

Kentsel dönüflüm projeleriyle soylulaflt›rma


aras›ndaki iliflkiyi nas›l yorumluyorsunuz?
‹ki ayr› fley olmas›na karfl›n genellikle üst üste
çak›fl›yorlar. Belediyelerin ve kamu yönetimleri-
nin ellerindeki, kentleflmenin yönünü de¤ifltire-
bilecek imkânlar ve enstrümanlar azald›¤› için,
genellikle seçkinlefltirme süreçlerini tetikleyecek
dinamiklerin önünü açan politikalar gelifltiriyor-
lar. Daha “ak›ll›” ve sosyal angajmanl› yönetim-
ler sosyal eflitsizlikleri art›r›c› unsurlar› telafi et-
meye yönelik baz› flerhler düflüyorlar belki, ama
bunun çok da yayg›n oldu¤u söylenemez. Baflta

mimar•ist 2006/3 53
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

katlar› kafelerle, fotokopicilerle doldu. Ama bü- ötekini ortadan kald›rmam›fl, bir arada, ancak
tün bunlar s›n›fsal bir de¤iflim anlam›na gelme- birbirlerine de¤meden yafl›yorlar.
di; kayda de¤er bir imar hareketlenmesi olmad›.
Gene Haliç’in bütününe bakt›¤›m›zda Kadir Biraz önce konufltu¤umuz konuya dönersek,
Has Üniversitesi, Rahmi Koç Sanayi Müzesi, belirli yat›r›mlar›n, müdahalelerin, çevresini
Feshane, Miniatürk, henüz aç›lmayan Sütlüce çok da fazla dönüfltürmedi¤i gerçe¤inden
Kongre Merkezi ve yine bizim yapt›¤›m›z Sant- hareketle soruyorum, bu bize özgü bir du-
ral‹stanbul: Bunlar buralar›n nüfus yap›s›n› ne- rum mu? Çünkü örne¤in soylulaflt›rma de-
redeyse de¤ifltirmedi diyebilirim, yaln›zca ufak- nince ilk akla gelen Kuzguncuk, Arnavutköy
tefek k›m›lt›lar oldu. gibi yerlerde de tamamen bir dönüflüm söz
Biz Santral‹stanbul projesine bafllarken bun- konusu de¤il bildi¤im kadar›yla…
lar üzerine çok konufltuk. Bir tarafta Silahtara¤a Kuzguncuk, bafl›-sonu belli, üç taraf›ndan s›n›r-
Mahallesi var, di¤er tarafta da Eyüp’ün zaman l›, büyümeyen, büyüyemeyen bir yer. Evet, ora-
içinde saçaklanarak büyümüfl mahalleleri. Bun- da bir mahalle hayat› var. Yumuflakl›¤› konusun-
lar›n aras›ndaki ba¤ çok zay›f; araya Haliç’in de da hakl›s›n; eski sakinleri oradan ayr›lmaya zor-
girmifl olmas› nedeniyle paylaflt›klar› neredeyse layan bir süreç yaflanm›yor. Ama bu tabii biraz
hiç bir fley yok. Tam arada kalan Santral‹stanbul da oraya yeni gelenlerin beklentileriyle ilgili.
kampusu buraya kayda de¤er bir hareket getire- Kuzguncuk’a yerleflen ayd›n kesim, yaflanacak
cek, hatta uluslararas› bir hareket olacak. Ancak sert bir de¤iflimden rahats›z olaca¤› için, orada-
ben bu hareketin k›sa vadede çevrede bir imar kileri ürkütmeden yerleflmenin yolunu yorda-
hareketine ve dolay›s›yla s›n›fsal de¤iflime neden m›n› bularak geldi oraya. Halbuki örne¤in
olaca¤›n› sanm›yorum. Göktürk’teki de¤iflim sert bir de¤iflim; ötekiler
terk etmemifl belki, ama Kuzguncuk’taki kar›-
Kapal› sitelerin etraf›nda yaflanan dönüflü- fl›m, bir arada bulunma hali orada söz konusu
mü buradaki dönüflüme benzetebilir miyiz? de¤il. Kuzguncuk’taki kesim, oran›n halk› diye-
Kapal› siteler daha çok yeni yerleflim alanlar›n- bilece¤imiz eskilerle kahvalt› etmekten, ‹smet
daki yat›r›mlar›n konusu oluyor. ETH’dan Baba’y› paylaflmaktan hofllan›r; ama Göktürk
Christiaanse grubunun Orhan Esen’le birlikte öyle de¤il, di¤erleri ile karfl›laflmaktan hofllan-
gerçeklefltirdi¤i araflt›rma Göktürk’te çok ilginç m›yorlar. Evinde kendisine yard›mc› olman›n
bir tabloyu ortaya ç›kar›yor. Bir kapal› site y›¤›l- d›fl›nda karfl›laflmak istemez. O nedenle bu bi-
mas›na maruz kald› buras›, malum. Ancak orada raz s›n›fsal davran›fl kültürüne de ba¤l›.
eskiden yaflayanlar da oray› terk etmemifl. Hatta
Haydarpafla bölgesi için
önerilen “kentsel iki eksen oluflmufl; dikkatli gözleyince hemen Bu anlamda Beyo¤lu’nun soylulaflmas›na
dönüflüm projesi”, ay›rt edebiliyorsunuz. Bir tarafta kahvesi, bak- nas›l bak›yorsunuz?
Kad›köy Et ve Bal›k kal›, dükkân› ve sokak biçimleri ile bir kasaba Çok yavafl oluyor. Mülkiyetlerin küçük ve kimi
Kurumu’ndan Harem’e
kadar uzanan alan›
hayat› sürüyor. Di¤erinde ise Starbucks, Migros zaman da karmafl›k olmas›, ayr›ca da mevcut ya-
kaps›yor (Mimarlar Odas› gibi oraya yeni gelen kesimlerin pefllerinden sü- p› stokunun fiziki performans›n›n problemli ol-
Arflivi) rükledi¤i markalar ve ifllevler var. Burada biri mas› frenleyici bir etki yap›yor. Beyo¤lu’nun
avantajl› taraflar›ndan biri ikamet ile merkezî ifl-
levlerin yak›nl›¤›. Mesela Cihangir gibi bir
semtle komflu oldu¤u için, s›n›fsal farkl›l›klara
ra¤men Cihangir oray› kullanabiliyor. Cazibesi-
ni sterilli¤inden de¤il, kültürel ço¤ullu¤undan
al›yor: En sofistike caz t›n›lar›ndan, alt-kültür
e¤ilimlerinden, en popüler olana ve en avangar-
d›nda kadar hepsinin bir arada bar›nabilmesi,
bafltan tasarlan›p yarat›lamayacak dünya çap›nda
bir cazibe merkezi haline getiriyor buray›. Fatih
Ak›n’›n filmi cazibesinin kayna¤›n› buraya borç-
luydu bence ve do¤rusu hakk›n› da veriyordu.
Beyo¤lu bence bu anlamda bir “proje” de-
¤il. ‹KSV’nin film festivalleri için orada yer se-
çilmesi türünden hamlelerle tetiklendi oradaki
canl›l›k. Orada hareketlenen gayrimenkul piya-

54 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
sas› da baflta konufltu¤umuz spekülatif giriflim- nüfuz etmekte zorlan›yoruz buraya. Sosyal ola-
lerle k›yaslanabilecek türden de¤il. Tan›nm›fl rak anlat›lmas› güzel hikâyeler yaflan›yor: bay-
zenginlerin bina almas› bu durumu de¤ifltirmi- ramlarda muhtar›n örgütledi¤i mahalle halk› ile
yor, çünkü onlar›n esas mülk yat›r›mlar› onlar bayramlafl›l›yor, mahalleden bir grup konser ve-
olamaz zaten. Büyük sermayedarlar›n isimleri riyor, gençlere ücretsiz ‹ngilizce ve bilgisayar
geçiyor. “On tane bina alm›fl!” deniyor mesela. kurslar› veriliyor vs. Ancak buras› sorunlar›yla
Yirmi bile alsa o kiflinin kontrol etti¤i sektörler- birlikte metropolün o denli derinleflmifl bir yeri
le k›yaslay›nca burada ald›¤› gayrimenkuller hiç- ki, nüfuz etmesi ve “biz burada flu dönüflümü
bir zaman kayda de¤er olmaz. Sevdi¤i için al›- tetikledik!” demesi çok zor bir yer...
yordur buradan bir bina; buran›n cazibesine ka- fiu ikilemle karfl›lafl›l›yor: Ya de¤iflmiyor ya
p›ld›¤› için al›yordur. Spekülasyon birincil moti- da de¤iflti¤i zaman yeni kesimler geliyor...
vasyon olamaz. Kentsel dönüflüm tarihinin en zor denklemidir
zaten bu: Yaflayanlar› hesaba katan bir yenileme
Genel olarak ‹stanbul’daki soylulaflt›rma sü- çok zordur, hatta neredeyse imkâns›zd›r. Bir ye-
reçlerine bakt›¤›m›zda, art›lar›n› ve eksileri- rin de¤erinin artmas› -ki “yenileme”, tan›m› ge-
ni nas›l de¤erlendirirsiniz? re¤i bir de¤er art›fl› anlam›na da gelir- e¤er ora-
Sonuçlar›n henüz al›nmad›¤›n› düflünüyorum. da a¤›rl›kla kirac›lar oturuyorsa, nüfus profilinin
Çünkü birbirinden çok farkl› fleyler var. Haliç, hemen de¤iflmesine yol aç›yor; eski kirac›lar ye-
kendi içinde farkl› parçalar› da olan bir ekoloji. ni kiralar› ödeyemez hale geliyorlar. E¤er a¤›r-
Oras›n›n nas›l geliflece¤ini, ‹stanbul’da nas›l bir l›kla mülk sahipleri oturuyorsa, o zaman ikili bir
yer tutaca¤›n› merak ediyorum. Beyo¤lu’nu seçenek ç›k›yor karfl›lar›na: Ya eskisinden daha
çevresiyle birlikte de¤erlendirmek gerek. Pek de¤erli bir evde yaflayacaklar ya da elden ç›kar›p
‹stiklal Caddesi, Beyo¤lu.
çok sorunu var, birçok bina hâlâ döküntü. An- aradaki farkla tüketim standartlar›n› gelifltire- (Foto¤raf: Ayflen
cak bunlar, tam da “seçkinlefltirme” literatürü- cekler. En az›ndan iki seçenek olmas›, ev sahip- Ciravo¤lu)
nün iflaret etti¤i sorunlar aç›s›ndan avantaj anla-
m›na da gelebiliyorlar.
Fakat bütün bu geliflmelerin hemen yan› ba-
fl›nda bulunan Tarlabafl›’na hiçbir katk›s› olmu-
yor. Tarlabafl› ‹stanbul’un belki de en sorunlu
yeri, yoksullu¤un yan› s›ra dayan›flma eksikli¤i
problemini de yaflayan bir yer. Eski gecekondu-
larda da yoksulluk olabiliyor, ama baz› fleyler
dayan›flmayla telafi edilebiliyordu. Burada yok-
sulluk oldu¤u gibi müthifl bir yabanc›laflma, sü-
rekli bir suç potansiyeli var. Beyo¤lu’nda süren
bafl döndürücü flenli¤in görüfl alan› içine girmi-
yor yan› bafl›ndaki Tarlabafl›.

Peki Belediye Tarlabafl›’ndaki kentsel dönü-


flüm projelerini uygulamaya geçirse nas›l
olur?
Bence çok iyi olur, ama tabii ki, oras› çok hassas
bir yer, oras› birden k›ymetlendi¤i anda orada-
kiler gidiverir, daha yoksul yerlere de gidebilir-
ler. Ama bunun hem yumuflak yaflanmas›, hem
de orada gerçek bir müdahale olmas› çok zor
bir fley. Bunu ‹stanbul’un baflarabilece¤ini dü-
flünmüyorum. ‹stanbul yönetimleri mevcut bi-
rikimleriyle bunu yapamazlar.

Tarlabafl›’nda uygulanacak bu tür projeleri-


nin ‹stanbul’a ne tür katk›lar› olabilir?
Bunun bir örne¤i Bilgi Üniversitesi’nin Dolap-
dere Kampusu. Bilinçli çabalar›m›za ra¤men

mimar•ist 2006/3 55
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

lerinin bulundu¤u yerlerdeki sosyal de¤iflmeyi lemlere aflina olduklar›n›, proje düzeyinde al›-
biraz daha yavafllatm›fl oluyor. Seçkinlefltirme- nabilecek tedbirleri ald›klar›n› düflünüyorum. O
den de zarar görenler her durumda kirac›lar projenin bildi¤im kadar›yla en önemli problemi
oluyor. Mülk sahibi de¤er art›fl›ndan faydalan›- kaynak k›tl›¤›. Kaynak iki flekilde oluflabilir: Ya
yor her durumda. oray› seçkinlefltirmeye gelenler yapacak o yat›r›-
m› ya da sosyal fonlar harekete geçirilecek. Bil-
Fener-Balat projesinde demografik dönü- di¤im kadar›yla ikinci tür bir kaynak hareketlili-
flümlerin olmamas› için birtak›m önlemler ¤i sa¤lanamad› henüz.
al›nd›¤›n› biliyoruz. Ancak her ne kadar he-
nüz tamamlanmad›ysa da bu projeye bugün Peki belediyeler soylulaflt›rmay› bir kentsel
bakt›¤›m›zda birtak›m aksakl›klar göze çar- politika arac› olarak kullan›labilir mi? Yani
p›yor. Bu projeyi de¤erlendirebilir misiniz? belli problemleri çözmek için kullan›labilir
Projeyi yapanlar aç›s›ndan bakt›¤›mda olanlar›n mi, yoksa bafltan zararl› bir süreç oldu¤u ka-
“seçkinlefltirme” meselesinin iflaret etti¤i prob- bulünün yap›lmas› m› gerekir?
Bence kullan›labilir ama ikilem buradan do¤-
muyor. Problem kapitalist giriflimlerle toplum-
sal projeler aras›ndaki dengesizlikten kaynakla-
n›yor.

Son olarak ‹stanbul ölçe¤inden bakarak


önümüzdeki y›llarda bize hangi bölgelerde
daha çok soylulaflt›rman›n olabilece¤ine ilifl-
kin bir projeksiyon yapabilir misiniz? Örne-
¤in bu konuda bir senaryo Nuran Yavuz ta-
raf›ndan dile getirilmiflti ve deprem tehlikesi
karfl›s›nda kent d›fl›nda, kentin replikalar›n›
üreten birtak›m konut alanlar›n›n olabilece-
¤i yönündeydi...
Beyo¤lu’nu fiiflli’ye ba¤layan aks›n arkalar›,
Kurtulufl, Dolapdere örne¤in. Buralar ancak
küçük yat›r›m hareketlerinin bir araya gelmesi
ile dönüflebilecek yerler. Dolay›s›yla hareketin
yavafl olmas› beklenmeli.
Deprem de bafll› bafl›na bir etken; Arkitera
ve Zeytinburnu Belediyesi, Zeytinburnu için
“Europan” a¤›na kat›lan Avrupa ölçe¤inde bir
yar›flma örgütledi. O yar›flmadan elde edilen
projeler var. Belediyede bunun d›fl›nda baz›
projeler oldu¤unu da biliyoruz. Bunlar çok ko-
nufluluyor, ama ak›betlerinin ne olaca¤› konu-
sunda bir manzara canlanam›yor gözümün
Tarlabafl›. önünde...
(Alper Ünlü arflivinden.)
Bize zaman ay›rd›¤›n›z için çok teflekkür
‹hsan Bilgin: “Many things are depleted by the worldwide ederiz.
lack of social projects to get aligned with...”
In this interview, ‹hsan Bilgin makes comments on a number of issues related
with gentrification, including the historical background of the gentrification
processes in Istanbul, relationships between urban regeneration projects and
gentrification, the Fener and Balat rehabilitation programme, the future of
Tarlabafl› district, gentrification of Beyo¤lu, rural gentrification in the Aegean
and Mediterranean villages and the possible paths that gentrification may follow
in Istanbul in the near future.

56 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Gentrification / Soylulaflt›rma
Do¤an Kuban

T ürk kültürü kavram üretemiyor. Son üç yüz


y›ll›k tarihimiz Bat›l› kavramlara sözlük kar-
fl›l›¤› bulmakla geçmifl. Felsefesiz ve kavramsal
r› buralarda oturdu. ‹kinci Dünya Savafl›’ndan
sonra özellikle Amerika’n›n yüzy›l bafl›nda yap›-
lan gösteriflli binalar› genellikle siyahlar›n, Mek-
düflünce bofllu¤u olan bir ülkede elefltiri de gelifl- sikal› ve Portorikolu göçmenlerin oturdu¤u ma-
miyor. Ça¤ kültürünün küçük bir köflesinde kal- hallelerdeydi. Dünyan›n her yerinde giderek bü-
m›fl düflüncelerle yetinen profesyoneller de, elefl- yüyen kentlerin periferisi ya da suburbia, Anka-
tiri karfl›s›nda, baflbakan›n karikatürler karfl›s›n- ra’da Bahçelievler, ‹stanbul’da Ataköy gibi dev-
daki tepkilerini gösteriyorlar. Türkiye’de ça¤a let yard›m›yla kurulan mahallelerden bildi¤imiz
h›zl› uyma gereklili¤inin bilimde, yaflamda, tek- gibi, memurlar›n, orta ve yüksek gelirli s›n›flar›n
nolojide ve politikada karfl›m›za ç›kard›¤› dilsel yeni yerleflme alanlar› oluyordu. Do¤rusu iste-
ve semantik zorluklar var. ‹thal kavramlar›n bir- nirse ‹stanbul’da Suriçi’nden Teflvikiye, Niflanta-
ço¤u Avrupa ya da ça¤dafl Amerika’n›n kendi ta- fl›, Kad›köy gibi periferiye do¤ru hareket, daha
rihî ve kültürel geliflmelerine referans veriyor. Abdülaziz döneminde bafllam›flt›.
Bunlara tekabül eden sözcükler buldu¤umuz za- 1960’l› y›llardan bafllayarak Avrupa’da ve
man yapt›klar› ça¤r›fl›mlar bizim kültürel biriki- Amerika’da tersine bir hareket bafllad›. Kent
mimizle çeliflebiliyor. Kent planlama alan›nda bu merkezlerinin tarihî karakterini koruma amac›yla
yeni kavramlardan biri “soylulaflt›rma” olarak Bologna ya da Paris’te Le Marais projelerinden
çevrilen gentrification. ‹ngiliz tarihinde gentry bildi¤imiz gibi, korunmas› öngörülen tarihî ma-
aristokratlara göre daha alt bir düzeyde, toprak halleler özel bir itina ile planlan›p restore edildi-
sahibi küçük soylular s›n›f›d›r. Gentleman sözcü- ler. Bu projelerde, koruma bölgelerinde oturan-
¤ü de ayn› kökenli. Türkiye’de Bat› ile paralel bir lar›n, yerlerinde kalmalar› da öngörülmüfltü.
soylular s›n›f› yok; sultandan baflka soylu yok. Bunlara o tarihlerde “soylulaflt›r›lm›fl” mahalleler
fiimdi müze-kent projesi ba¤lam›nda Süleymani- denmiyordu. Frans›zca sözcük secteurs sauvegar-
ye’deki eski evleri, beton ya da tu¤la yap›lar› y›- des, “korunmufl bölgeler” idi.
karak yerlerine sözde Osmanl› konaklar› yapmak Gentrification deyimi R. Glass’›n 1964’te
ve bu etkinlikler ba¤lam›nda mahallelerin halk›n› Edinburgh’un Stockbridge semtinde 1861 ve
yerlerinden uzaklaflt›r›p k›rsal kökenli, fakat pa- 1911 tarihlerinde iflçiler için infla edilmifl, kötü
ral› s›n›flara “prestij konaklar›” yaparak onlar› korunmufl konutlar›n orta halli s›n›flar›n konutu
Süleymaniye ya da Zeyrek’e yerlefltirmek “soylu- haline gelmesini sa¤layan yenilefltirme sürecine
laflt›rma” oluyormufl. Biz tarihî kentlerimizin es- verdi¤i add›r. Bu yenileflme belediyenin yard›m-
ki mahallelerinde ahflap evler yerine apartman lar›yla gerçekleflmiflti. Bugün Stockbridge lüks
yapt›¤›m›zda fark›na varmadan oralar› hep soylu- bir yerleflim alan›d›r. Avrupa’da, bu mahalleler
laflt›rm›fl›z. sokak dokular›n› ve yap›lar›n›n özgün karakterle-
Türkiye’nin sosyal yap›s›n›n ne kadar farkl› rini koruyarak yenilendiler. Fakat hemen tümün-
oldu¤unu ve sözde dilimize mal etti¤imiz bu de yerel halk yerini daha yüksek gelirli s›n›flara,
kavram›n yurtd›fl›nda ne anlama geldi¤ini, bizde zaman içinde b›rakmak zorunda kald›. Komünist
hangi anlamda kullan›ld›¤›yla karfl›laflt›rmak ay- bir belediyesi olan Bologna’da Cervellati’nin tü-
d›nlat›c›d›r. ‹ngiltere ve Amerika’da 19. yüzy›l müyle halk›n kat›l›m›n› sa¤layarak gerçeklefltirdi-
sonu ve 20. yüzy›l bafl›nda, kent merkezlerinde ¤i koruma projesi, 20. yüzy›l sonlar›nda yine sos-
oturan küçük soylular ve üst gelir kufla¤›ndaki s›- yal yap›n›n de¤iflmesiyle sonuçland›.
n›flar, otomobilin de getirdi¤i teflvikle, merkez- Türkiye’deki durum Avrupa’dan çok Ameri-
deki evlerini satarak ya da kiraya vererek kent ka’dakine benzer. ‹stanbul’un Aksaray, Cerrah-
çevresine tafl›nd›lar. pafla, Kocamustafapafla, Fatih, fiehzadebafl›, Sü-
Tarihî merkezler prestijlerini yitirip bak›ms›z leymaniye, Zeyrek gibi semtlerinde, bu mahalle-
çöküntü alanlar› oldu. Toplumun en fakir s›n›fla- lerdeki bak›m› zor ahflap evlerini terk eden eski

mimar•ist 2006/3 57
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

‹stanbullu, hali vakti yerinde bürokratlar›n evle- leymaniye ve Zeyrek’e geri dönmek istemiyor.
rine, aileleri Anadolu’dan gelen fakir, çok çocuk- Eski parseller, dar havas›z sokaklarda, nohut oda,
lu ya da bekâr, iflsiz halk yerleflti. Çarfl›ya yak›n bakla sofa apartman dairelerde oturmak isteyen
olanlar› depo oldu. Otopark mafyalar› eski evleri orta ve iyi halli okumufllar oldu¤unu sanm›yo-
zaman zaman yakarak birkaç arabal›k otoparklar rum.
yaratt›lar. Ahflap evlerin konforu yoktu. Kötü ko- ‹stanbul’da sadece Galata ve Beyo¤lu bir
runma koflullar›nda idiler. Bu mahalleler ‹stan- “soylulaflt›rma” olgusuna sahne oluyor. Buraya
bul’un gecekondulaflm›fl çöküntü bölgeleri oldu. gelir seviyeleri görece yüksek sanatç›lar, profes-
Yasal statüleri “birinci derecede korunacak tarihî yoneller ve genç ifl adamlar› yerlefliyorlar. Süley-
sit” olmas›na karfl›n giderek yok oldular. Ahflap maniye olay› da “prestij apartmanlar›” yaparak
konutlar›n yerine apartmanlar geldi. Nadiren ya- zorla bir “soylulaflt›rma” operasyonu olarak yo-
p›lan birkaç restorasyon, tarihî karakteri ve yap›- rumlanabilir. Ne var ki bu proje rant boyutu dü-
lar› korumaya yetmedi. Sadece sur içinde de¤il, flünülmüfl olsa da, gerçekleflmesi kuflkulu bir
Üsküdar’da, Bo¤aziçi’nde, Kad›köy’de de tarihî öneridir. Çünkü Türkiye’nin tutucu zenginleri
mahalleler ve eski evler yok oldu. ‹stanbul’un ta- de kent periferisindeki otoparkl›, havuzlu, koru-
rihî dokusu sadece Galata-Beyo¤lu ile Haliç ve mal› ve k›rsal burjuva için prestijli konutlar›n› b›-
Marmara k›y›lar›n›n kâgir H›ristiyan ve Yahudi rak›p kent merkezinin darac›k sokaklar›na dön-
mahallelerinde kald›. meyeceklerdir. Gelenler de k›sa sürede, aile
Bugün müze-kent ‹stanbul projesi ad› alt›n- gençlerinin bask›s›yla yine buralar› terk edecek-
da belediyenin yapt›rd›¤› çal›flma, gerçi bütün lerdir. Kan›mca müze-kent ba¤lam›nda yap›lma-
suriçini kapsayan bir vizyon içinde düflünülmüfl- s› öngörülen deneyler birkaç y›l içinde yine bir
se de, sadece Süleymaniye ve belki de Eminö- çöküntü alan›na dönüflecektir. Çünkü eski doku
nü’nü “soylulaflt›rma”y› öngörmektedir. Ne var ve yap›lar› -gerçi bunlar›n kalanlar› da azd›r- ko-
ki burada öngörülen, Avrupa’da ve Amerika’da rumay› hedeflemiyor.
yap›ld›¤› gibi kent dokusu ve yap›lar›n korunma- Bundan 30 y›l önce Süleymaniye gerçek an-
s› de¤ildir. Aç›klanan amaç, bu yap›lar›n zaten lamda bir kültürel soylulaflt›rma alan› olma flans›-
korunamaz nitelikte olduklar›n› kabul edip re- na sahipti. Çünkü bu bölge, bir yurtlar bölgesi
konstrüksiyonlar›n› da d›fllayarak, kâgir olanlar›n olarak gelifltirilmek üzere ‹stanbul Üniversite-
ya da yok olmufl olanlar›n yerine Osmanl› üslu- si’ne verilmiflti. Bu mahalle eski sokak dokusu
bunda “prestij konaklar›” yap›p bunlar› zengin- korunmufl, yayalaflt›r›lm›fl, restore edilerek ö¤-
lere satmakt›r. Sadece ekonomik aç›dan bak›l›nca renci konutlar›na dönüfltürülmüfl evleri ve ö¤-
bu süreç Avrupa’dakinden farkl› de¤ildir. Fakir- renci yaflam›yla birlikte geliflecek kültür etkinlik-
ler gidecek, daha üst gelirliler gelecektir. Fakat leriyle, Süleymaniye Külliyesi’nin ‹stanbul kültü-
kültürel olarak bu bir yok etmedir. Ve ilgililerin rü içindeki tarihî konumunu ve an›s›n› sürdüre-
iyi niyetlerine karfl›n Türkiye’ye özgü bir rant cek, ‹stanbul’un bütün dünyaya övünerek göste-
devri operasyonu olma yolundad›r. Marksist ya- rece¤i bir koruma ve etkinlik alan› olabilirdi. Uy-
zarlar, gentrification’›n ister tarihî mahallelerde, durma prestij konaklar› yerine; otomobil, oto-
ister kent çevresinde olsun her zaman bir kapita- park, gösteriflli konut tutkular› olmayan ö¤renci-
list rant etkinli¤i oldu¤unu yazm›fllard›r. Fakat lere tahsis edilecekti. Belediye, uzmanlar ve üni-
bu de¤erlendirmenin yeterli olmad›¤›n› ve gent- versite uyansa, belki hâlâ bu olanak vard›r? Bü-
rification’da bir kültürel seçim oldu¤unu belir- tün bunlar›n gerçekleflememesi baflta üniversite
ten karfl›t elefltirilere kat›l›yorum. Bu, eski mer- idarecileri olmak üzere, belediyeler, hükümetler,
kezlerin ve konutlar›n sanatç›lar, profesyonel mimarlar, flehirciler ve medyan›n, sadece bir tari-
genç ifl adamlar›, kad›n ve erkek yaln›z yaflayan- hî kent bilincinden yoksun olduklar›n› de¤il,
lar, bekârlar, feministler, homoseksüeller taraf›n- kent planlamas›n›n gözle görülen iliflkilerinden
dan tercih edilmesinde, parasal›n ötesinde moti- de habersiz olduklar›n› ya da kent çevresine kaç-
vasyonlar oldu¤unu kan›tlamaktad›r. man›n dayan›lmaz a¤›rl›¤›na kap›ld›klar›n› göste-
Türkiye’de kente göçün süreklili¤i, ola¤anüs- riyor.
tü boyutu, tarihî çevre bilincinin yoklu¤u ve Müze-kent projesinin ne aflamada ve nitelikte
devlet deste¤inin yok say›lacak kadar az olmas› oldu¤unu bilmedi¤im için bu tart›flmay› sürdür-
nedeniyle Avrupa’daki süreçle ayn› koflullar› ya- mek bir anlam tafl›m›yor. Fakat bu ba¤lamda
flam›yoruz. Bir baflka deyiflle, ‹stanbul gibi bir gentrification’un toplumsal içeri¤i konusunda,
kentte hâlâ Avrupa’n›n ‹kinci Dünya Savafl›’ndan kavram› ve örne¤i d›flar›dan ithal etti¤imize gö-
önceki koflullar› hüküm sürmektedir. Kimse Sü- re, baz› gözlemleri de¤erlendirmekte yarar var.

58 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Galata-Beyo¤lu’nun tarihinden ve ifllevinden r›n varl›¤›n› düflünmeden Türkiye’de planlama
kaynaklanan Avrupal› karakteri ve Avrupa’yla yap›laca¤›n› ve yabanc› dillerden kavramlar›n ad-
benzeflmesi d›fl›nda, rant transferi aç›s›ndan ister lar›n› çevirerek bunun gerçekleflece¤ini düflün-
tarihî kent içinde, ister bugün pek moda olan mek yanl›fl olur. Türkiye’de apartman peflinde
deyimiyle varofllarda gerçekleflen ya da gerçekle- koflmaya devam edenler ahflap evleri sadece yan-
flecek olan “soylulaflt›rma”lar Bat›da olanlardan g›n tehlikesi ve konfor yoklu¤u nedeniyle terk
farkl›d›r. Gerçi arand›¤› zaman Bat›l› ülkelerde etmediler. Onlar için ahflap evin kültürel içeri¤i,
de Süleymaniye türü denemeler bulunabilir. Ör- baflka bir deyiflle tarihî içeri¤i boflalm›flt›. Ams-
ne¤in, bunlardan biri Quebec City’dir. Burada terdam’da kanallar üzerindeki 17, 18, 19. yüzy›l
da, eskiden var olmayan bir doku ve sentetik ya- tüccar evlerinde üst katlara ç›kmak, merdivenle-
p›larla bir merkez oluflturulmufltu. Böyle bir de- rin darl›¤›ndan dolay› gerçek bir eziyettir. Ro-
neme Avrupa’da yap›lmam›flt›r. Avrupa’da “soy- ma’da Trastevere’de ya da Siraküza’da kentin
lulaflt›rma” alanlar›nda da bizde olmayan iki dar sokaklar›nda oturmak da, ça¤dafl konfor an-
özellik var: 1. Tarihî yap›lar korunmufltur. Baflka lay›fl› aç›s›ndan bir eziyettir. Washington’un en
bir deyiflle soylu olan tarihtir; onun yerine ikame gözde mahallesi olan George Town’da hâlâ ah-
edilen (ersatz) de¤il. 2. Bu eski yap›lar›n bak›m›- flap konutlar var. Biz tarihî miras›, kültürel ezik-
n› üstlenerek yeniden burada yaflamaya bafllayan- likle, cehaletle, sonradan görmelikle ve gözü
lar toplumun para aç›s›ndan de¤il, entelektüel dönmüfl bir ya¤ma sürecinde yok ettik.
aç›dan soylular›d›r. Ö¤retim üyeleri, doktorlar, Bir mahallenin fakirlerini yerlerinden edip
mühendisler, sanatç›lar türünden okumufl ayd›n- onlar›n yerine daha zenginleri yerlefltirme, bir
lar›d›r. kentsel dönüflüm projesi olarak Türkiye’ye özgü
Bu gözlemi kendi tarihî koflullar›m›zda kent- bir süreç de¤ildir. Kapitalist toplumun kentle
lere akm›fl k›rsal halk› hor görerek yapm›yorum. iliflkileri dünyan›n her yerinde rant üzerine ku-
Burada söz konusu olan, kültürel bir niteliktir. rulmufltur. Türkiye ile Avrupa aras›ndaki fark,
Tarih bilinci yoksullu¤udur. Türkiye’deki prestij dönüflümü kültürel ölçütlerle kontrol etmek ya
kona¤›na en az iki arabas› ile gelecek zenginlerle, da edememek konusunda ortaya ç›kmaktad›r. Bu
fiziksel olarak nas›l bir Süleymaniye olabilece¤ini da bütün kültür alanlar›nda Bat›n›n arkas›nda
hayal etmek olana¤› yoktur. Bizdeki soylulaflma kalm›fl bir Osmanl› miras›n›n görüntüsüdür. Alt›
projesi, konaklara ra¤men mimari bir soysuzlafl- yüz y›ll›k bir tarihin miras›n›n yaratt›¤› kültürel
ma olarak da yorumlanabilir. engellerin bir çeyrek yüzy›lda silinemedi¤ini 20.
Türkiye’nin ilk burjuvalar› (yani kentlileri) de yüzy›l›n ikinci yar›s›nda her alanda denemifl bu-
eski oturduklar› mahalleleri de¤ifltirmek, evleri- lunuyoruz.
ni, konaklar›n› satmak ya da arsalar›na apartman 1950 ‹stanbulu, nüfusu bir milyondan az,
yapmak zorunda kalm›fllard›. Belki de bunda bir birkaç mahallesi d›fl›nda modern Avrupa kenti ile
sak›nca da görmemifllerdi. Bunun bir ekonomik karfl›laflt›r›lamayacak bir kentti. Geçen yüzy›l›n
zorunluluk oldu¤unu kabul etsek de Osmanl› ilk yar›s›nda Türkiye’de üniversiteyi bitirenler,
ayd›n s›n›flar›n›n da 18. yüzy›ldan bafllayan Bat›- Türkiye’nin her köflesinde ortaça¤ kentlerinin
y› örnek alma e¤iliminin bu y›k›mda rolü oldu- yaflad›¤›n› an›msarlar. ‹stanbul’un ve Türkiye’nin
¤unu inkâr edemeyiz. ‹stanbul’a k›rdan gelen kentsel tarihini ö¤renememifl olanlar “‹stan-
yeni kentli -ya da kentli olamam›fl- halk›n ne bul’un, modern kent aflamas›n› geçmeden ça¤-
kendi kentinin, ne ‹stanbul’un, ne Osmanl›’n›n, dafl kent olmaya özendi¤ini” bilmelidirler. Her
ne de Türkiye’nin tarihî konusunda, kenti koru- geçen gün plans›zl›¤›n, cehaletin ve vurdumduy-
yacak bir bilgi birikimi ve bilinci olmufltur. Bizim mazl›¤›n bir çeflidini izliyoruz. Beyo¤lu kald›r›m-
halk›m›z kat›nda bir kahramanl›k tarihinin tek lar› ne zaman döflendi? Ne zaman tekrar döflen-
gösterisi camilerdir. Ne var ki bu büyük sanat ve di? Neden yeniden kaz›l›yor? Bu sorular› sorama-
kültür gösterileri de cehaletin ve kayg›s›zl›¤›n yan bir toplum, bu sorular› ciddi olarak yan›tla-
sald›r›s›ndan uzak de¤ildir. Süleymaniye’de Ka- yamayan bir idare, bir kald›r›m kaplamas›n›n bile
nuni Türbesi ile Hürrem Sultan Türbesi aras›na planl› olarak yap›lmad›¤›n› kan›tlamaktad›r. Av-
bir gecekondu müezzin evi yapmaya cesaret ede- rupa, daha yüz y›l önce kentin planlama ve altya-
cek kadar sayg› ve bilinç yoksulu insanlar› dur- p› sorununu çözmüfltü. Modern kentleflme süre-
durmak zordur. Bu bilincin prestij konaklar›nda ci sanayi devrimi ile at bafl› gitmifltir ve 19. yüzy›-
oturaca¤› varsay›lan k›rsal kökenli zenginlerde l›n sonunda arts and crafts ak›m› ile birlikte elefl-
var oldu¤unu savlamak kendimizi aldatmak olur. tirilmeye bafllanm›flt›r. Paris 19. yüzy›l sonunda
Gerçi bu flafl›lacak bir tav›r de¤ildir. Fakat bu tav- modern kentlerin baflta geleniydi. Arts and

mimar•ist 2006/3 59
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

crafts, Unwin, Berlage, Taut, Gibbert gibi adlar, sadece ekonomik bir tan›ma indirgenirse, gece-
Frankfurt ve Berlin Siedlung’lar›, Amerika’da kondu yerine apartman ve villalar yap›ld›¤›ndan
greenbelt cities, CIAM, Le Corbusier La Ville bu yana Türkiye soylulaflmaktad›r. Osmanl› dö-
Radieuse, Wright’›n broadacre city gibi önerileri neminde soylulaflamayan köylüler için de paraya
sanayi kentinin rahats›z edici geliflmesine karfl› dayal› soylulaflma dönemi gelmifltir. Türkiye bir
ortaya ç›kan elefltirilerin adlar›d›r. Van Eeste- yandan Zaha Hadid’den proje isterken, öte yan-
ren’in Amsterdam, Hilbersheimer’in Dessau ve dan birkaç yüzy›l öncesinin sosyoekonomik ve
birçok sosyalist denemelerin yap›ld›¤›n› an›msa- politik dönüflümlerinden de geçmektedir.
y›p Avrupa kent tarihinin sorunlar›n› ö¤renme- Modern kenti hiçbir zaman gerçeklefltireme-
den, birden bütün bunlar›n elefltirildi¤i bir ça¤a den ça¤dafl kent hayallerine ulaflt›k. Nüfus, ula-
geldik. Bizim bugün emekli olmufl mimarlar›- fl›m, say› demokrasisi, toprak ya¤mas› ve Ameri-
m›zdan dünyay› biraz izlemifl olanlar, 20. yüzy›l kan imgeleri k›skac›nda bugüne geldik. Bugün
mimarisinin ne oldu¤unu ö¤renmeye bafllarken on milyonu geçen kent olgusunu, Türkiye ko-
Avrupa’n›n yeni kuramlar›yla karfl› karfl›ya gel- flullar›nda irdeleyip analiz etmeden, yapt›¤›m›z›
diklerini an›msarlar. sand›¤›m›z çal›flmalara yabanc› etiketler yap›flt›r›-
Cumhuriyet Türkiyesi Avrupal› kent planc›la- yoruz. Fakat bilgisel, bilimsel ve entelektüel süz-
r›n› Jansen’i, Prost’u görevlendirmifl, Le Corbu- geçler iyi çal›flm›yor. Kentsel mekânlar›n kullan›-
sier’den bile ‹zmir için bir eskiz alm›flt›r. De- l›fl›nda Türkiye’de ve özellikle ‹stanbul’da Ame-
mokrat Parti döneminde Luigi Piccinato, Saba- rika ve Avrupa’daki geliflmelere bakarak yan›tla-
udia’n›n ünlü planc›s› olarak, ‹stanbul’da çal›fl- yamayaca¤›m›z bize özgü durumlar var. Büyük
m›flt›r. Bütün bunlara karfl›n modern kent afla- Avrupa kentleri bir müze-kent olmay› hiç istemi-
mas›n› Türkiye yaflayamam›flt›r. Sanayi devri yorlar. Biz üç dünya imparatorlu¤una baflkent
kentleflmesi çevresindeki kuramsal literatür, olmufl ‹stanbul’a bu ismi yak›flt›rm›fl›z. Bizim
kentler üzerindeki sosyal ve ekonomik çal›flmala- Cerrahpafla ya da F›nd›kzade’de oturmak isteyen
r›n bugün bile önemini yitirmemifl düflünce a¤› ayd›n›m›z yok. Süleymaniye’nin Beyo¤lu, Niflan-
Türkiye’de söz konusu olmam›flt›r. Türkiye tas›, fiiflli gibi merkezlerle afl›k atmas› söz konusu
1960-70’li y›llarda naz›m plan a¤r›lar› çekmifl, de¤il. Ve ‹stanbul’da merkeze do¤ru de¤il, fleh-
fakat herhangi bir naz›m plan uygulamas› kan›m- rin çevresine do¤ru bir geniflleme bask›s› var. ‹s-
ca görmemifltir. Konya gibi baz› uygulamalar di- tanbul’un nüfusu azalm›yor, art›yor. Sosyal ve
¤er kentlerden daha iyi olsa da, bu ortalamay› ekonomik etütlere dayal›, sosyal ve kültürel içe-
yükseltmez. ‹stanbul’un dev-kent “megalopolis” rikli, özellikle kent planlamas›na yans›m›fl, geliri
boyutlar› ise egemen k›rsal kültürün alt›ndan düflük kalabal›k toplum katlar›n›n refah›n› amaç-
kalkamayaca¤› kadar karmafl›kt›r. Kald› ki de- layan hükümet ve belediye programlar› yok.
mokrat hükümetler için toprak ya¤mas›na dayal› Bunlar oy toplamak için yap›lan ayni ve nakdi
oy, herhangi bir plan›n bilimsel olarak haz›rlan- yard›mlar ve ramazan sofralar› gibi, ortaça¤ et-
mas› ve uygulanmas›na her zaman engel olmufl- kinlikleriyle, vezirler, paflalar havas›nda güya ger-
tur. Türkiye’de son yar›m yüzy›ldaki hükümetler çeklefltiriliyor. ‹stanbul’da soylulaflan bir fley yok.
ve belediyeler için kentler toprak ve imar hakk› Kültür parametresini temel olarak almam›fl, tari-
satan pazarlard›r. ‹stanbul’un modern kent de- hî bilinci geliflmemifl bir soylulaflma, fiziksel k›l›f-
neyimi sadece Galata-Beyo¤lu’nda idi; gerisi ay- lar haz›rlayarak kuflkusuz sa¤lanamaz.
r›nt›d›r. Bugün de gentrification sadece orada
olmaktad›r. E¤er gentrification yüksek gelirlile-
rin dar gelirlileri yerlerinden etme süreci olarak Do¤an Kuban, Prof. Dr.

‘Gentrification’
Do¤an Kuban discusses about the Turkish translation of ‘gentrification’ and he
emphasizes the different social structure of Turkey and compares the concept in
terms of its meanings used in Turkey, Europe and America.
He criticizes the transformation projects being proposed by the local
governments for Süleymaniye and similar regions in Istanbul and claims that
they will not be enough to attract the attention of the higher classes to the
region. Gentrification can not be triggered by producing just ‘physical covers’
unless a historical and cultural consciousness is reached.

60 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Soylulaflt›rma ve Hipotetik Kâr
Behiç Ak

Y eni bir terim girdi hayat›m›za “soylulaflt›r-


ma.” Yeni giren her terim gibi onu ne ka-
dar çok tüketirsek ça¤› o kadar çok yakalad›¤›-
mas› ve bunun sonunda daha yüksek gelir grup-
lar›n›n bu de¤er yapm›fl bölgeye gelip (genellik-
le yazar ve sanatç› tak›m›n› flutlayarak) de¤er ka-
m›z›, o kadar çok günümüze ait olan› elefltire- zan›m›ndan istifade etmeleri ve oray› soysuzlafl-
bildi¤imizi veya anlad›¤›m›z› düflünüyoruz. Bu t›rmalar› ve manas›zlaflt›rmalar›d›r.
terimin etimolojik kökenlerine girmek istemi- Yani bütün bu sürecin, sadece bohem sanat-
yorum. Ama bir sokak kedisinin nas›l kastre edi- ç›lar›n gelmesi ve üst s›n›f›n buray› sat›n almas›-
lerek, haftada bir banyo yap›larak, her gün tüy- na kadar olan k›sm›n› “soylulaflt›rma” diye kav-
leri taranarak, boynuna k›rm›z› bir kurdela tak›- ramsallaflt›r›p sürecin sonras›n› görmezden gel-
larak soylulaflt›r›ld›¤›n› biliyorum. mek, evcillefltirmek için kastre edilen kedinin
Yeni ç›km›fl birçok terimin en önemli ifllevi, obezitesini ve kemik erimesini, aç›klamalar›m›z
ya hayat›m›za yap›lan bir müdahaleyi teknik ve d›fl›nda b›rakmak gibi bir fley.
operasyonel bir hale getirmek ya da günün çok Mekân›n anlam›n›n kaybolmas› sonucunu
moda terimiyle “fark›ndal›k” yaratmak. yaratan bir el koymay›, flehir mekânlar›n›n imi-
Her fleyin fark›nda olan ama hiçbir fleye mü- tasyonunu, tarihî dokuda parsellerin birlefltirilip
dahale edemeyen insanlar›n etrafta bolca olma- yerine al›flverifl merkezleri dikilmesini, flehrin bir
s›, yeni baz› terimlerin birinci k›s›mda (operas- bölgesini lokanta flehir haline getirmeyi ya da
yonel) daha ifllevsel oldu¤unu gösteriyor. Dü- turizm merkezi yap›p flehirli nüfusu oradan
flük yo¤unluklu savafl, orans›z güç kullan›m› vs. kovmay› “soylulaflt›rma” falan diye aç›klamal›
gibi savafl kelimelerine benzer bu postmodern m›y›z? Yoksa her duruma ayr› bir kavram bul-
dünyan›n yeni kelimeleri, “anlamadan” çok mak daha m› do¤ru? Yoksa bu tür kavramlar her
“yapmay›” m› “müdahale etmeyi” mi hedefli- türlü duruma kendileri uyum sa¤l›yorlar m› za-
yor acaba? Konumuz “gentrifikasyon” oldu¤u- ten?
na göre bu kavram daha çok planc›lar›n ifline mi fiiddet karfl›t› Amerikan filmlerinde bol bol
geliyor? fliddet sahnesinin kullan›lmas› bana hep tuhaf
Evcillefltirme, ehlilefltirme, flehirle bütünlefl- gelmifltir. “Ama burada fliddet elefltiriliyorken
tirme, bir mahalleyi daha yüksek s›n›ftan insan- filmde de acayip fliddet görüntüleri var,” dedi-
lar›n oturdu¤u bir yer haline getirme, etnik gu- ¤inizde, fliddeti elefltiren sahnelerin, “fliddet
ruplar› flehrin merkezinden atma, parselleri bir- karfl›t›, say›s› az, ama toplumu etkileme gücü
lefltirip al›flverifl merkezleri kurma, oto trafi¤ine çok yüksek olan entelektüel kitle için” yaz›ld›¤›,
açma ya da kapama, hastanenin s›n›rlar›n› genifl- fliddet sahnelerinin ise “okumas› yazmas› yok,
letme... Ne derseniz deyin yap›lan bütün bu alelade fliddetseverler için” yaz›ld›¤› cevab›n›
farkl› hareketler neredeyse tek bir terimle ifade al›yorsunuz. Yani sahiden fliddet elefltirisiyle de-
ediliyor: “gentrification” / “soylulaflt›rma”! ¤il, bir sat›fl stratejisiyle karfl›laflt›¤›n›z› anl›yor-
fiehirde arazinin de¤er kazan›p el de¤ifltir- sunuz. Böylece kavramlar, dualistlefltikçe, yani
mesiyle ilgili yap›lan bütün müdahaleleri nere- iki z›t anlam› bünyesinde bar›nd›rd›kça kitlesel-
deyse tek bir kavramla ayn›laflt›rmaya çal›flmak, lefliyor. Dualist olmayan kullan›mlar›n ise kitle-
do¤rusu benim içimden pek gelmiyor. Bu tür selleflme flans› pek yok. Soylulaflt›rma kavram›
ayn›laflt›rmalar›, farkl› tip müdahaleleri ayn› bafl- da bir yandan t›rnak içinde “soylulaflt›rma” gibi
l›k alt›nda toplay›p birbirini meflrulaflt›rmas› ola- bir ironiyi, entelektüel bir elefltiriyi bünyesinde
rak alg›l›yorum bazen. Yaflanan süreci daha bar›nd›r›rken, öte yandan da yar›m ak›ll› bir fle-
do¤ru ifade edersek, bohem burjuva entelektü- hircinin “biz de buralarda ‘gentrification’ yapa-
ellerin de¤er kaybetmifl bir mahallede yaflamaya l›m, dedik” cümlesindeki gibi, “olmazsa ol-
bafllay›p o mahallenin isminden s›kça söz ettirip maz” mesleki bir operasyonun “bilimsel bir
evlerin, arsalar›n de¤er yapmas›na ya da o ma- kavram›” gibi sunuluyor. Yani operasyonel an-
hallenin yeniden anlamland›r›lmas›na neden ol- lamda olumlu bir fley gibi kullan›l›yor.

mimar•ist 2006/3 61
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

fiehir mekânlar›n›n ayn›laflt›r›lmas›, anlam›n› dönüfltürülmesi ve bu her daim yeni mekânlar›


kaybetmesi, yaflad›¤›m›z flehirlerin çokça uzun tüketerek yaflamas›n›n zorunluluk haline getiril-
zamand›r yaflad›¤› en önemli problemlerden bi- mesi. Hatta bu tüketimin “kentsoyluluk” gibi
ri. Soylulaflt›rma ad› alt›nda yap›lan ayn›laflt›r- yutturulmaya kalk›lmas›. Bu yeni mekânlar› tü-
malar, Frans›z Soka¤›, imitasyon Osmanl› ma- ketmeyen insanlar›n magazin dergilerinin sayfa-
hallesi gibi manas›zl›klar, flehri zenginlefltirdikçe lar›ndan içeri al›nmayarak “out” ilan edilmesi.
fakirlefltiriyor. Fakat bu manas›zaflt›rmalar k›sa Yani flehrin de¤iflim de¤erinin de¤il de, kulla-
vadeli de olsa ekonomik de¤er yarat›yor. n›m de¤erinin önemli oldu¤unu düflünenlerin,
Biz de, “fiehrin buras› mahvedildi,” diyo- ulafl›m›n rasyonelli¤i, kamusal alanlar›n art›r›l-
ruz. Ama bu, benim gibi kafas›nda “flehri al›n›p mas› ile ilgili fleyleri önemseyenlerin d›fllanmas›.
sat›lan bir mal gibi de¤il de, yaflanan bir yer” T›pk› konutta oldu¤u gibi: Konutumuzun yafla-
olarak gören insanlar için geçerli. mak için var oldu¤unu düflünüyoruz. Oysa o
Bizim gibi insanlar›n al›flamad›¤› bir fley var: konut (özellikle satanlar için) bizim kullanma-
“fiehrin bir mal gibi” al›n›p sat›lmas›. Baflka bir m›z için de¤il, sat›n almam›z için var daha çok.
anlat›mla, flehrin “portatif yanlar›n›n” giderek Biz de konutu al›p de¤er yapt›ktan sonra baflka-
artmas›. Yani flehirde uzun erimli, yaflam kalite- s›na satarsak, konutu neredeyse gerçek amac›na
sini yükseltecek, flehrin anlam derinli¤ini art›ra- uygun “kullanm›fl” oluyoruz. (Yoksa turflu ku-
cak, eskiyebilen yat›r›mlar yap›lmas› de¤il de, rup sürekli ayn› konutun içinde yaflayarak de-
k›sa süreli de¤er yapan yaflam kalitesiyle ve fleh- ¤il.)
rin anlam›yla pek bir ilgisi olmayan yat›r›mlar›n Yani?
yap›lmas›... Sonra onlar›n h›zla de¤er kaybet- “Ey flehir sakini! Bir otomobil al›p birkaç y›l
mesi sonucu y›k›l›p yerlerine baflka yat›r›mlar›n kullan›p at›p yerine baflka bir model araba alma-
yap›lmas›, sonra o baflka yat›r›mlar›n da y›k›lma- y› çok normal karfl›l›yorsunuz ama flehre gelince
s›... Bütün bu faaliyete de “flehircilik” ad›n›n farkl› düflünüyorsunuz. Ömür boyu ayn› flehri
verilmesi... fiehrin o parças›n›n sürekli baflka bir kullanaca¤›n›z› zannediyorsunuz. fiehir, al›n›p
biçimde de¤erlendirilmesi ve yeni bir mal haline sat›lan, sürekli model de¤ifltirmek zorunda
getirerek flehirliye sat›lmas› ve bu eylemin “fle- olan, yeni modalar ve yeni kavramlarla ifade
hircilik bilimi”(!) ile çözümlenmesi. (Demek ki edilerek yeni kuflaklara sunulan bir mal haline
flehircilik fakültelerinden mezun gençlerin bu niye dönüflmesin? Modeli eskiyince de¤ifltirilen
aralar emlak flirketlerinde ifl bulmas› “flehirci” bir mal niye olmas›n? T›pk› otomobil gibi! Siz
fazlas›ndan kaynaklanm›yor sadece.) fiehirlinin flehri al›p sataca¤›n›z yerde flehrin içinde yafla-
Behiç Ak. ise yaflad›¤› flehirde “bir tüketim iflçisi” haline maya kalk›yorsunuz! Hatta daha da ilginci için-

62 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
de an› falan oluflturmaya kalk›yorsunuz. fiehir ¤ilsiniz. Bütün gazeteler, dergiler kâr etti¤imiz-
sizin hat›ra defteriniz mi?” diyen birileri sürekli den bahsediyor. Bütün büyük bankalar hisse se-
hayat›m›z› tehdit ediyor. fiehrin oras›n› buras›n› netlerimizi bu yüzden paylafl›yor. Nas›l zarar
yaflam kalitesini zorlaflt›racak flekilde de¤ifltire- ederiz?
rek sürekli rahat›m›z› kaç›r›yor. - Ama hesaplar ortada. ‹flas ettik!
Biz flehir sakinleri olarak, bu yaflam kalitesini - Hay›r biz kâr ediyoruz! Matemati¤i bofl
düflürücü de¤iflimlere direnmek için “Eski- ver!
den...” diye bafllayan özlem yüklü cümlelerle - Nas›l bir kâr bu?
kendimizi daha çok ifade etmeye bafll›yoruz ve - Hipotetik kâr!
“nostaljik” ilan ediliveriyoruz. Kurdu¤umuz ‹flte ben bu kavram› çok tuttum.
cümleler eskiye özlem falan tafl›maktan çok Gentrifikasyona maruz b›rak›lan bölgeler
“flehrin kullan›m de¤erini yükseltmeye” yönelik için bu kavram›n kullan›lmas›n› öneriyorum:
fleyler de olsa, hiçbir anlam tafl›mamaya bafll›yor. “Hipotetik kâr yapan bölgeler!”
Çünkü kullan›m de¤erini yükseltmeye yönelik,
rasyonel, kamu fikrini önemseyen önerilerin Behiç Ak, Mimar
hiçbir anlam› yok! Çünkü onlar para getirmi-
yor! Yani flehri yeni bir mal gibi satmaya yaram›-
yor! “Eskiden ‹stanbul’un birçok k›y›s›ndan be-
dava denize girebiliyorduk!” dedi¤imizde nos-
taljik olarak damgalanabiliyoruz. Bütün k›y›la-
r›n beton apartmanlarla dolmas› bu apartmanla-
r›n y›k›l›p yerlerine daha yükseklerinin yap›lma-
s› ça¤dafl yaflam›n “olmazsa olmaz” bir koflulu
olarak önümüze sürülüyor. Çünkü o zaman fle-
hir sürekli al›n›p sat›lan bir mal haline dönüfltü-
rülebiliyor. Yani bu tarz müdahaleler bir de¤er
yarat›yor; bir de¤iflim de¤eri var. Di¤erinin yok.
fiehir mekânlar›n›n, yap›l›p y›k›l›p yeniden
yap›l›p yeniden y›k›larak, manas›zlaflt›r›l›p ma-
nal›laflt›r›larak, de¤er kazand›r›lmas›, al›n›p sat›-
lan, portatif özelli¤i olan bir mal haline dönüfl-
türülmesi sürecinde “soylulaflt›rma” kavram›n›n
nas›l bir anlam› olacakt›r? Bence bu h›zl› devi-
nim içinde bu kavram da “portatif” bir kavram
olmaktan kurtulamaz. Di¤er birçok kavram gi-
bi! Dayan›ks›z, her fley yerine geçen, süratle içe-
ri¤i boflalacak yeni bir kavram! Çünkü soylulafl-
t›r›lan bir yerin tekrar tekrar “soylulaflt›r›larak”
her defas›nda yeni bir mal gibi flehirliye pazar- Gentrification and Hypothetical Profit
lanmas› mümkün. Bir fley bu kadar çok soylu-
laflt›r›l›rsa ortada soylulaflt›r›lacak bir fley kal- A new definition has entered our lives: ‘gentrification’. The most important
maz... Yak›nda bu kavram› bir siteye verirlerse function of new terms is either to make an intervention which is oriented
hiç flafl›rmayaca¤›m: “Gentrifikasyon sitesi!” towards our lives technically and operationally or, in popular terms, create
Geçenlerde izledi¤im, Amerika’da y›llarca ‘awareness’. In fact, I don’t feel like trying to unify all interventions related to
y›l›n en baflar›l› flirketi olarak seçilen, Forbes de- the process of increasing in value and changing hands of the land in a city
gisinin kapa¤›nda defalarca boy gösteren ve so- with a single concept. While on one hand gentrification carries an intellectual
nunda aniden iflas eden Enron flirketiyle ilgili criticism, an irony, on the other hand it is presented by urban planners as a
bir belgesel beni çok etkiledi. Filmin bir yerinde ‘scientific concept’ of a professional operation. One of the most important
flirketin bir muhasebe çal›flan›, flirketin CEO’la- problems that we have been experiencing for a long time within the cities that
r›ndan birine soruyor: “Affedersiniz, neden biz we live in is the alikeness of the urban spaces, loss of meaning. This alikeness
flirketin bilançosunu yapm›yoruz?” CEO cevap that is made in the name of gentrification while enriching impoverishes the city.
veriyor: “Bilanço mu? B›rak›n can›m. Onlar de- However even though it is short termed, these create an economic value. In this
mode fleyler!” context it is important to answer this question: What kind of a meaning does
- Ama biz zarar ediyoruz. gentrification have in the processes of making urban spaces a property that has
- Zarar m›? Biz kâr ediyoruz, siz fark›nda de- a portable quality?

mimar•ist 2006/3 63
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

Kuzguncuk Üzerine
‘Kafas› Kar›fl›k’ Bir Deneme
Tan Morgül

‹ nsano¤lunun yaflad›¤› topraklarla kurdu¤u


iliflkinin tarifi ne kadar zor ise, bu iliflkinin
-tek tarafl›- feshinin tarifi ise bir o kadar kolay-
lerden biri oldu. Sanki genel gidiflata inat, bura-
s› ve bunun gibi mahallelerde bambaflka bir ya-
flam sürüyormufl gibi konufluldu, keyiflenildi,
d›r. Zordur, çünkü mekânla insan›n kurdu- vicdanlar temiz tutuldu. Halbuki Kuzguncuk
¤u/kurgulad›¤›, hem çok biçimli hem çok bi- da geçmiflin çeflitli-renkli-keyifli her noktas› gi-
çimsiz, hem haf›za ile sahih hem nisyan ile ma- bi, art›k sadece tek renge ev sahipli¤i yapan bir
lul ama her daim tutkulu ikili muhabbet hali, mahalle. ‹flte, yaz›n›n konusu da burada bafll›-
her türlü disiplinin aç›klamakta zorland›¤› bir yor belki; bu tek rengin tonlar›n›n, birbiriyle ve
iliflkiyi tarifler. Kolayd›r, çünkü bu iliflkinin fes- mekânla olan sosyal-kültürel, e biraz da ikitisadi
hine neden olan iktisadi, siyasi ve trajik geliflme- iliflkisi.
ler bu ikilik halini b›çakla orta yerinden ay›rarak, Bafltan itiraf edelim, gentrfikasyon kavram›
insan› mekândan kopar›r. ‹nsan gider, mekân ile olan teorik iliflkim ne çok eskidir ne de çok
kal›r! Peki, kalan o mekân, üzerine sinen kültür- yeterlidir. Bu vesileyle, meselenin “Türkçelefltir-
lerden, iliflkilerden, sedalardan o kadar ba¤›ms›z me” serüveninin sadece iyi bir izleyicisi oldu¤u-
m›d›r ki, insan çekip gidince mekân oldu¤u gibi mu söyleyebilirim. Kuzguncuk’u merkeze al›n-
kalacakt›r! De¤il elbet. Lakin zaman geçer, bu ca da, çeviriden ziyade “Türkçe söylemeyi” da-
sefer ayn› mekân, içinde bar›nd›rageldi¤i her ha çok tercih ediyorum. Bana kalsa “seçkinlefl-
türlü “haf›za ile sahih” yap›ya, dokuya ve seda- tirme”yi tercih ederdim. Ama mevzu Kuzgun-
ya inat, yeni yeni biriktirmelerden baflka türlü cuk’taki dönüflüm olunca, mesele bana kalma-
mekânlar do¤urur. Ama iflte, mekân her daim yacak kadar ciddi iflmifl gibi geliyor. Hal böyle
bir garip, bir eksik kal›r. olunca, benden istenilenin aksine kendimi bu
Bunca kelama neden olan konu asl›nda tam kavram› habire kullanmaktan men ediyorum.
da benden yaz›lmas› istenen bafll›¤a dair idi: Bu nedenle, yeri geldi¤ince, gentrifikasyon keli-
Gentrifikasyon... Veya soylulaflt›rma veya mute- mesini b›rak›p “soylulaflt›rma” ile u¤raflaca¤›m›
nalaflt›rma veya seçkinlefltirme veya... Yani, du- da flimdiden söylüyorum. Dedi¤im gibi, konu
ruma göre kontenjan aç›lacak bir kavram. El- Kuzguncuk oldu¤u için böyle yaz›yorum.
bette kendi bafl›na bu kavram› tart›flmayaca¤›m.
Sonuçta benden istenen, meselenin teorik ya- Kuzguncuk’un Alameti Farikas›
n›ndan çok, pratik yan›na dair bir tarifleme; ya- Genel gentrifikasyon kavram›n›n, insanlar›n ya-
ni yaflam›fl oldu¤um mahallenin, Kuzgun- flad›klar› yerlerden gönüllü olarak ayr›l›p baflka
cuk’un “gentrifikasyon” kavram›yla olan iliflkisi. bir mekânda yaflamay› seçmeleri ve bunu yapar-
Girifle katt›¤›m ruh halinden devam edeyim: ken de hiçbir idari, siyasi bask› grubunu devreye
Osmanl›’n›n, malum çok renkli yap›s›ndan, ak- sokmad›klar› noktada, tan›m gücünü kaybetti-
ranlar› ile k›yaslay›nca hayli genç ulus-devlet ¤ini düflünüyorum. Belki de bu noktada, kavra-
Türkiye Cumhuriyeti’nin tek renkli (her ne ka- m›n Avrupai kökleri ile niteliksel bir ayr›m›n ya-
dar baz› renklerin zorlamas› olsa da) yap›s›na fland›¤›n› düflünüyorum. Kavram›n tam da düz
geçiflteki s›k›nt›l› izlerin en net görülebildi¤i anlam› ile Sulukule’de, Sultanahmet’te, biraz
yerlerden biri oldu ‹stanbul. Ve dahi, bu co¤- Galata ve Balat’ta yaflanan dönüflümle, farkl› ne-
rafyan›n tualindeki renkler teker teker silinirken denlerle de olsa Arnavutköy ve Ortaköy’de ya-
buna en ac›l› flahitli¤i yapmak da düfltü bu ken- flan›lan›n ve di¤er örneklerin Kuzguncuk’tan
tin yazg›s›na. ‹stanbul’un Bo¤az’a güzel imza farkl› oldu¤unu düflünüyorum. Bu nedenle kav-
“köy”lerinden biri olan Kuzguncuk ise, her tür- ram›n “etken” de¤il, “edilgen” olarak kullan›l-
den, anakronik, “üç din, üç kültür, kardefllik, mas›n› daha do¤ru buluyorum. Yani ille kullan›-
çeflitlilik” güzellemelerinin adresi olarak, sanki lacaksa bir kavram, bence bu seçkinlefltirme de-
bu flahitli¤in d›fl›ndaym›fl gibi tutulan mahalle- ¤il, seçkinleflme olurdu.

64 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Bafllayal›m: Rum, Ermeni ve Yahudi nüfusu- de orta s›n›f›n ikamet etti¤i, Kuzguncuklunun
nun (ki yüzy›l›n ilk yar›s›nda bile mahallenin en d›flar›dan bak›ld›¤›nda kiras› yüksek gözüken bu
kalabal›k grubu) bilinen/bilinmeyen nedenlerle mahallede hâlâ oturmaya devam etmesi, Kuz-
mahalleyi terkinden sonraki, dönüflüm sürecine guncuklunun Kuzguncukluya daha farkl› kira
hiç girmiyorum. Aslolan, Kuzguncuk’un, özel- tarifi uygulamas›, sonraki kuflaklar›n da bu ma-
likle yirmi y›l içerisinde yaflad›¤› demografik hallede oturmay› tercih etme gerekçelerinden
baflkalafl›mla, kendisiyle benzeflik olarak dönü- biri olmufltur.
flen mahallelerden ayr›ld›¤› noktalar olacak. Öte
yandan, bu dönüflüm sürecinde, özellikle ilk Ahengi Kaçan Renk
“gentrifier”ler olarak adland›r›lan kesimin Kuz- Önceden de belirtmifltim: Konumuz, bu top-
guncuk’a yerleflme saiklerine, mahalle ile ma- raklar›n di¤er renkleriyle bozulan iliflkisi de¤il,
hallenin onlar ile olan iliflkilerine ve iki grubu ayn› rengin tonlar›n›n birbirleriyle karmafl›kla-
ortalayan mahalle derne¤inin ve eylemlerinin flan iliflkisi. Hal böyle olunca, “soylulaflt›rma”
bu süreçte oynad›¤› role bakaca¤›m. tart›flmas›n›n çat›s› olan, cemaatlerin mekân ter-
cihi ve kullan›m nedenlerinin alt›n› çizmekte
Konut A¤›rl›kl› Dönüflüm fayda var. Malumumuz, nas›l 6-7 Eylül, “renk-
Kuzguncuk’un, co¤rafi özelli¤i ve “göreceli” ler aras› bozumu”nun sembolik bir tarihleme-
olsa da cemaatlerin mahalleyi kullanma biçimi- siyle, 12 Eylül 1980 ise “rengin ahenginin bo-
nin, burada, Arnavutköy ve Ortaköy’le k›yaslan- zumunun” tarihidir. Sadece mekânlar›n de¤il,
d›¤›nda daha farkl› bir dönüflümün gerçeklefl- yaflam›n dönüflümünü hedeflemifl, oldukça yük-
mesine neden oldu¤unu düflünüyorum. Bu far- lü bir birikim ile insan nüfusunun entelektüel ve
k›n öne ç›kan nedeni de, kültürel ve sosyal de¤i- fiziksel tasfiyesidir. Siyaseten ve ahlaken “soy-
flimden çok, mekân›n yap›sal dönüflümü olmufl- suzlaflt›rma”n›n tarihsel adresidir. Temel malze-
tur. Aç›lan e¤lence yerleriyle beraber, bu iki mesi insan oldu¤u için de, kentin dönüflümüne
semtin kentin gezici nüfusuna geç saatlere ka- asl›nda belirgin bir etkide bulunmufltur. Nas›l
dar hizmet etmesi mahallenin/mahallelinin m›? fiöyle: 12 Eylül, öncesinde siyasi amaçlarla
kent rant› ile daha çok iliflkiye girmesine neden kentin genelini kullanan ve sadece eski kentle
olmufltu. Ki bu iflletmelerin birço¤unun da, ma- de¤il, yeni yeni oluflan çevre ile de iliflki kuran
halleyle uzun y›llard›r iliflkisi olmayan bireyler ve oradaki sosyal-kültürel potansiyelleri/geri-
taraf›ndan iflletilmesi ve müdavimlerinin de d›- limleri merkeze tafl›yan genç, entelektüel grup-
flar›dan geliyor olmas›, semtin merkezinde kül- lar›, uygulad›¤› yo¤un fliddet politikas› ile ez-
türel bir yar›lma yarat›yordu. Kuzguncuk’ta ise, mifl, sonras›nda da belirli merkezlere s›k›flt›rm›fl-
di¤er iki mahalleden farkl› olarak, sahile yak›n t›r. Tüm bu fliddet sarmal› vesilesiyle toplumsal
bir mahalle merkezi olmamas› ve semtin co¤rafi kurtulufl paradigmas›ndan, sadece ayakta dura-
karakterinin denize dik olan ‹cadiye Caddesi bilmeye, kendisini ve yaflam›n› koruyabilmeye
üzerine oturmas› ve bu uzun caddenin de iki gerilemifl olan gruplar, kendilerini hem kültürel
Denize dik inen
kanad›n›n arkas›n›n tamamen hanelerden olufl- hem de sosyal olarak daha rahat koruyacaklar›
‹cadiye Caddesi.
mas›, böylesi bir ticari mekânlaflmaya izin ver- belirli bölgelere ve cemaatlere çekilmifllerdir. (Foto¤raf: Ayflen
medi. Misal, Kuzguncuk’ta bar veya kafe gibi Çekildikleri hayat ise baflka bir yaz›n›n konusu- Ciravo¤lu)
mekânlar (olas› denemelere ra¤men) hiçbir za-
man deniz kenar›n›n elli metre yukar›s›na do¤ru
geniflleyemedi. Özetle, kentin gezici nüfusuna
“e¤lence” anlam›nda çok fazla alan tan›mayan
Kuzguncuk, bu nüfus taraf›ndan sadece kültü-
rel anlamda, gündüz saatlerinde, yani mahalle-
nin gündelik hayat›yla çok da çat›flmayan za-
manlarda kullan›lagelmifltir. Bunun en önemli
sonucu da mahallede konut sahipli¤inin ve ha-
ne merkezli yerleflmenin cazibesini yitirmemesi
olmufltur.
Konut sahipli¤inin ve içinde yaflan›lan ma-
halle yaflam›n›n cazibesinin korunmas› da, akra-
bal›k ve komfluluk iliflkileriyle beraber geliflen
yaflam tercihleri, yeni kuflaklara da bu “pahal›”
mahallede oturma flans› sunmufltur. Yani, genel-

mimar•ist 2006/3 65
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

dur. Var olduklar› ülkeyi, o ülkenin mekânlar›n› ’80’nin akli ve fiziki ma¤duru “göçmenle-
ve insanlar›n› daha güzel bir yere dönüfltüreme- ri”nden yaklafl›k on y›l sonra, yarat›lan ortam›
yenler, çok da insani nedenlerle, yaflad›klar› kü- TV dizilerden, gazetelerden ve muhabbetler-
çük yerleri ve oran›n hayatlar›n› de¤ifltirmeye den duyup be¤enen birbirinden farkl› insanlar
giriflmifllerdir. Geçmiflten farkl› olarak da, daha da Kuzguncuk’ta yaflamaya kofluyor. Bu da do-
içine kapal› ve daha plans›z flekilde. ¤al olarak, yerleflik cemaatin bir k›sm›n›n Kuz-
Belki de Kuzguncuk (benzerli gibi), s›rf bu guncuk alg›s›n›, belki de ilk defa fark edilir bir
taraf›yla, baflka türlü bir “soylulaflt›rma” halinin flekilde de¤ifltiriyor: Ev satma ihtimali, getirece-
konusu olur. Daha da ileri gidip flöyle de diyebi- ¤i maddi avantajlar nedeniyle, kendini göster-
lirim: ’80 öncesinde toplumun geneliyle kurul- meye bafll›yor. Bundan yirmi sene sonras›n› tah-
mak istenen “ortak, eflit, özgür” bafll›kl› yaflam min etmek daha da zorlafl›yor.
akdinin feshiyle, çekilebilecek en son “taham-
mül” merkezlerinden biri olmufltur Kuzgun- Hareketli Mahallenin Bereketi
cuk. Yani konu Kuzguncuk ve benzeri mekânlar Bu mahalleyle ilgili alg›, sadece co¤rafi yap›s› ve
diziler vesilesiyle verdi¤i güzel pozlardan da
olunca, bahsedilecek genel seçkinleflme halinin
kaynaklanm›yor. Y›llard›r mahallelinin istikrarl›
orta yerine çökecek sosyolojik bir vak›a! Yani,
bir flekilde mahallesinin tarihsel-do¤al dokusu-
insanca ve sevdikleriyle ortak ve sakin bir yaflam
na sahip ç›kmada gösterdi¤i kararl›l›k bu alg›n›n
arzulayan insanlar›n s›¤›nacaklar› bir “yurt” ta-
oluflmas›ndaki önemli di¤er etken. Unutmamak
rifi. Ne kadar hakl› bir talep! Bu vesileyle de, in-
gerekir ki, bu inatç› kararl›l›k olmasa, zaten
sanlar›n yaflad›klar› yeri seçme (hiçbir resmî ve
Kuzguncuk, ’80 sonras› kapitalist fl›mar›kl›¤›n
özel projenin ve zorlaman›n parças› olmadan)
sahnelerinden biri olmaya adayd›. Kentin tüm
hallerini yaftalarken, neden dikkatli olunmas›n›
yeflil alanlar›n›, bofl arsalar›n› beton pazar› yap-
gösteren bir pankart asm›fl olal›m yaz›n›n orta
maya ant içmifl güruha karfl›, semt halk› ve der-
yerine.
ne¤i y›llarca mücadele verdi. ‹flte bu nedenden-
Özetle; Kuzguncuk’un genel yap›s›n›n d›- dir ki, Kuzguncuk hâlâ iyi poz vermeye devam
fl›nda semtte son on senede yeni bir yerleflim ve ediyor.
yerleflimci tipi var olmaya da bafllad›. Bunlar›n Semtteki politizasyon çok da yeni bir fley de-
bir k›sm›, mahallenin özellikle belli bölgelerin- ¤il: Zaman›n koflullar›na göre, baflka saiklerin
deki eski eserleri restore ederek oraya yerleflme- öncelenmesiyle de olsa 1980 öncesinde de var
ye bafllayan konut sahibi seçkinlerle, bir flekilde olan derneklerle mahallenin siyasi, kültürel ve
sosyokültürel olarak benzeflik gruptan olup da- sosyal ihtiyaçlar› karfl›lan›yormufl. 1980’de ka-
ha düflük ekonomik gruplardan gelen kirac› seç- pat›lan derne¤in, tekrar “yeni” komflularla be-
kinler. Bu yerleflim tipleri hâlâ sürmeye, sürer- raber harekete geçifli ise baflta dernek çat›s› al-
ken de farkl›laflmaya devam ediyor. Yani, t›nda de¤il de daha çok bir sivil hareketlilik ola-
rak ortaya ç›kt›. Bu yeni sürecin de en önemli
unsurlar›, ’80 öncesinden beri siyaseten ve me-
kân olarak yan yana duran insanlar›n daha ça-
buk ve örgütlü bir flekilde hareketi tetiklemesi-
ne arac› olan yerleflik mahalleli ile mahalleye ye-
ni gelmifl sanatç›, ayd›n kesimlerinin de, kendi
gruplar› ile harekete geçmesiydi.
Daha sonra çok daha farkl› bir nedenden
-mahalleye trafo yap›lmas› talebi- birbirlerini
önceden tan›yan insanlar, mücadelelerini daha
sistematik ve sürdürülebilir biçimde yürütmek
için 1997’de Kuzguncuklular Derne¤i’ni (tek-
rar) kurdular. Bu döneme kadar olan süreçte,
özellikle 1991’deki bostan› koruma mücadelesi
s›ras›nda önceden görülmeyen bir ikilik fark
ediliyordu. Bu da asl›nda mahalledeki demogra-
fik ve yap›sal dönüflümün, kamusal alanda ken-
dini en ciddi biçimde hissettirdi¤i bir and›. Ki o
zamana kadar bir flekilde temaslar› olan yeni
Foto¤raf: Ayflen Ciravo¤lu yerleflimcilerle, semtli ve “ayd›n” baflka türde

66 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
gördü¤ü gerçektir. Birçok yeni yerleflimci de sa-
dece eski semtlilerle de¤il, di¤er yeni yerleflim-
cilerle de bu dernek vas›tas›yla tan›flm›flt›r.
Di¤er taraftan eski yerleflimcilerin (ki bu 50-
60 sene öncesine tekabül ediyor) devam› olan
bizler, geçmifl deneyimlerin katk›s› ve dernekte
yakalad›¤›m›z niteliksel/söylemsel ortakl›kla ka-
musal yarar› topluma odaklamay› bir ölçüde ba-
flarabildik. En az›ndan semtin ve ‹stanbul’un en
önemli yeflil alanlar›ndan birini her türlü imkân-
s›zl›¤a ra¤men korumay› becerdik. Semtteki ce-
maat, akrabal›k veya komfluluk iliflkilerine do¤al
üyeli¤imizle semtin gündelik yaflam›n›n içine ra-
hatl›kla “s›zarken”, sözümüzü semtin gündemi-
ne oturtabildik. Nihayetinde, farkl› gruptan gent-
rifier’lar da bu yo¤un, kat›l›mc›, esnek, renkli ve
inatç› tart›flma ortam›n›n d›fl›nda kalamad›.
Kuzguncuklular Derne¤i ve bostan hareketi;
ötekilefltiren, düflmanl›k ve tahammülsüzlük
üreten üst kimliklerin seyreltildi¤i bir alan olma
birbirinden farkl› zamanlarda ve farkl› gruplarla özelli¤i aç›s›ndan ilginç bir deneyimdir. Önce-
eylemler üretmifllerdi. Bu farkl›l›¤›n niteli¤i de likle, bostan hareketi her yerel hareketin sahip
1997’de dernek kurma giriflimleri s›ras›nda bu oldu¤u avantajlara sahiptir: Geleneksel siyase-
iki grubun bir araya gelmesinde daha çok ortaya tin, siyasi ve ekonomik pozisyonlardan üretti¤i
ç›kt›. Geçmiflten gelen baz› belirgin ve benzeflik tekil kimliklere karfl›, yerel hareketler oldukça
politik göndermeler veya görüngüler olsa da, ço¤ul hareket kimlikleri üretir. Hayat›n›zn hiç-
asl›nda ortada farkl› cemaatler oldu¤u belliydi. bir alan›nda yan yana duramad›¤›n›z biriyle ma-
1999 Marmara depreminden sonra hareket- hallenizi korumak, kendi alan›n›z› korumak için
lenen dernek çal›flmalar›na daha fazla say›da bir araya gelirsiniz. ‹kinci olarak da, mahalleli,
gentrifier ve mahalleli kat›lmaya bafllarken, dep- sadece mahallede yaflamaktan ve o yaflama sahip
rem çal›flmalar›ndan gelen dinamizmin ve mefl- ç›kmaktan kaynaklanan deneyim ve birikimle,
rulu¤un da etkisiyle, hareket 2000 senesinde hiçbir arac› olmadan, kolektif kimli¤in oluflu-
bostandaki yeniden yap›laflma tehlikesine karfl› muna katk›da bulunur. Dolay›s›yla, temsil prob-
yöneltilen tepkinin dernek taraf›ndan organize leminin olmad›¤› bu alandan ortaya ç›kan hare-
edilmesiyle doru¤a vard›. Bu sefer, neredeyse ket kimli¤ini rahatl›kla içine sindirir. Bu kadar
tüm etkinlikler dernek taraf›ndan organize edi-
lirken, bu sürece her kesimden ortak kat›l›m ol-
du. Öte yandan, özellikle etkinliklerin organi-
zasyonunda bu sefer çok daha yeni bir grubun
katk›s› ortaya ç›k›yordu: Kirac› ve aktif gentrifi-
er’lar. Bu grup mahalle ile yeni yerleflimciler
aras›nda önemli bir iletiflimsel köprü özelli¤i ta-
fl›yan semtli dernek üyeleri ve dernek prati¤i ile
daha somut iliflkiler kurduklar› için, geçmiflten
farkl› bir gentrifier-dernekçi-semtli iliflki biçimi
ortaya ç›kard›.
Kuzguncuklular Derne¤i, asl›nda Kuzgun-
cuk’a Kuzguncuk oldu¤u için yerleflen ve bu
mahallede yaflamaya devam etmek için de bu
semti korumay› öncelikli olarak dert edinen, ye-
ni yerleflimcilerle (elbette hepsi de¤il), y›llard›r
bu mahalleyi ve mahallenin sosyal-kültürel do-
kusunu korumak için emek verenlerin bir araya
geldi¤i ifllevsel bir aland›r. Elbette tek ve biricik
alan de¤ildir ama bu konuda önemli bir ifllev de Foto¤raflar: Tolga ‹slam

mimar•ist 2006/3 67
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

ço¤ul ve kalabal›k bir hareket kimli¤i potas›nda mahallede yaflayanlara haks›zl›k yapmak olur gi-
da, eski yerleflimci, yeni yerleflimci, gentrifier, bi geldi. Öte yandan, kavram› belirleyen evren-
mekân de¤il “bir arada olma”, “bir arada yafla- sel fenomenlerin kendi mahallemde ve benim
yabilme” fikri soylulaflt›r›l›r. Velhas›l, hareket alg›mda çok da fazla belirgin olmamas› ve gent-
bereket getirir. rifier denen grubun bile kendi içinde sorunsal-
laflt›¤› bir semtte, “soylulaflt›rma” tespitiyle ne-
Nas›l Tart›flal›m? relere varaca¤›m›z konusunda da flüphelerim
Tekrarl›yorum: Kuzguncuk’u, biraz da yap›s› var asl›nda. (11. Tezi tekrardan g›pta ile an›yo-
gere¤i, anlat›rken “soylulaflt›rma” tan›m›n› bir rum.*)
türlü a¤z›ma yak›flt›ramad›m. Sanki bu, baflta Öyle zamanlarda ve ülkede yafl›yoruz ki, gün
geçtikçe, temelleri iyiden iyiye kuvvetlenen, si-
yasi-kültürel-sosyal ayr›flmanlar›n özneleri olu-
yoruz. Bir bak›ma, soylulaflt›rma meselesinin ar-
kas›nda dehfletle parlayan görüntü de bu. Ya-
flamla, çevreleriyle kurduklar› iliflkileri birbirin-
den farkl› olan cemaatler, gezegenin ve ülkenin
yaflad›¤› karabasanda, beraber yaflamak konu-
sunda oldukça zorlu s›navdan geçiyor. Herkes
çekildi¤i yaflam alanlar›nda nur topu gibi ta-
hammülsüzlükler ve ötekilefltirmeler yarat›p du-
ruyor. Kuzguncuk gibi bir yerde bile, komflu-
nuzla ayn› anda hem çok yak›n hem de çok
uzak olabiliyorsunuz. Ama mevzubahis (hâlâ
baz› özelliklerini koruyabilen yaflam alan› ola-
rak) mahalle olunca, en az›ndan tahammül, ola-
s› siyasi, etnik ve kültürel kimliklerin belirleme-
lerine yedirilmiyor. Hâlâ komflumuzla selamlafl-
man›n, onun bazen anlamakta zorland›¤› yafla-
Harmony Sanat Galerisi. m›n›n kendisini ço¤altt›¤›n›n bilinciyle (veya bi-
(Foto¤raf: Tolga ‹slam) linçsizli¤i) yaflamaya devam ediyoruz.
Son söz yerine: Gentrifikasyon, belki de ile-
A ‘Confused’ Essay on Kuzguncuk ride toplumun bafl›na bela olacak çok ciddi bir
meseleye de ›fl›k tutuyor. Etnik, siyasi ayr›mc›l›-
This article is a -modest- attempt to discuss the gentrification process that has
been established (or is claimed to have been established) in one of the historical ¤›n gündelik hayat içinde ne kadar yükseldi¤i
neighborhoods in Istanbul, named Kuzguncuk, by critical approach to the ortada. Büyümesi halinde, sonuçlar›n› tahayyül
gentrification in local level. It addresses the geographical structure of the etmek de zor. Öte yandan, ilerisi için baflka bir
neighborhood and demographical transformation through historical and political ayr›mc›l›k ve bu ayr›mc›l›ktan kaynakl› gerilim
cases in order to clarify Kuzguncuk’s distinction from traditional ‘gentrification de söz konusu olabilir. Okulu, al›flverifl yeri, ifl
discussions’. Referring to the authenticity of local reality, this article highlights yeri ayr›, e¤lence yeri ayr› ve en nihayetinde
1980 military coup issue which caused a tragic change in the life of a significant tüm yaflam alanlar› birbirinden ayr›lm›fl bir ken-
number of people who subsequently changed the core meaning of their life – tin üretece¤i kültürel ve sosyal gerilim. Sonuçta
from total salvation to individual salvation paradigm. The article intents to
kent içinde soylu soylu ‘ada’lar yarat›lmaya çal›-
elaborate the choice of this social community as a place to habit in the specific
fl›lsa da, o adalardan yükselen refah kokular› her
context of gentrification – by preferring the word ‘lately inhabitants’ rather than
‘gentrifier’. As a second issue, the article also raises up a social movement called zaman kentin insanlar›n› o alana çekecektir.
‘Kuzguncuk Bostan›’ (protecting vegetable garden against construction attempts) Kaçt›kça, alan daralacakt›r ve her karfl›laflma da-
which was an exceptional case in order to discuss the gentrification case ha baflka gerilimler, nefret biçimleri üretecektir.
through exceptional perspective. It believes that gentrification discussion has a Aman dikkat! Soylulafl›rken, bu kadar da yaban-
potential to cover the impending social risk for Turkey which is social and c›laflmamak laz›m!
cultural discrimination between social groups because of congregational
standings. So the movement of ‘Kuzguncuk Bostan›’ and the experience of Tan Morgül, Gazeteci, ‹stanbul Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni
Kuzguncuklular Derne¤i (association of residents in Kuzguncuk) by including all
social groups and individuals representing themselves, interacting others
without any cultural and social barrier, produce their own authentic action
strategies referring to any political group, is gleaming over the potential of social * “Filozoflar dünyay› çeflitli biçimlerde yaln›zca
cleavage between communities as a provocative challenge. yorumlad›lar, sorun onu de¤ifltirmektir.” K. Marx (11.
Tez)

68 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Soylulaflt›rma Sürecinde Sanat ve Sanatç›
Kent, Sanat, Aktivizm
Pelin Tan

S oylulaflt›rma ile ilgili kültürel ve kentsel ar-


gümanlar, soylulaflt›rma sürecinde sanat ve
sanatç›n›n rolünü vurgulam›flt›r. Bu yorumlar,
al›r (Deutsche, 1991). Soho’nun lüks bir tüke-
tim mekân›na dönüflmesi, evsizlerin tamamen
kent merkezinden ç›kar›lmalar›na, sanatç›lar›n
sanatç›y› soylulaflt›rmada öncü (gentrifer) ve sa- ise semtten tafl›nmas›na neden olur.
nat üretimini ise mekânsal dönüflüm çerçevesin- Soylulaflt›rma süreci ile birlikte ortaya ç›kan
de bir kültürel politika arac› yapmaktad›r. Oysa konut sorunu ve evsizlik, fakirlik, etnik ayr›mc›-
soylulaflt›rma sürecinde yer alan aktörlerden l›k gibi kent mekânlar› ile do¤rudan iliflkili sos-
olan “kültür endüstrisi arac›lar›” ile sanatç›lar›n yal sorunlara dikkat çekmeye çal›flan sanat pro-
durufllar› aras›nda asl›nda z›t bir yaklafl›m tarz› jeleri ve sanatç› yaklafl›mlar›na geçmeden önce,
vard›r. Kentsel dönüflüm s›ras›nda sanatç›lar›n; soylulaflt›rma sürecinde sanat›n rolü ile ilgili
hem öncü (gentrifier) diye adland›rd›¤›m›z kül- analiz ve yorumlar üzerinde durmak istiyorum.
türel potansiyel bar›nd›ran bir kentsel mekâna Sanat üretim prati¤i taraf›ndan bak›ld›¤›nda,
bilinçli-bilinçsiz iflaret ederek bu süreci bafllat- soylulaflt›rma sürecinde sanat›n rolü ile ilgili ana-
malar› hem de ucuz mekân, heterojen ve altkül- liz ve yorumlarda bulunan kuramc› ve yazarlar›n
türe ait bir çevrede var olmak istemelerini belir- savlar›n›n, baz› yan›lg›lar, genellemeler içerdi¤ini
leyen avangart yaklafl›mlar› aras›ndaki çeliflki, sa- düflünüyorum. Yaklafl›mlardaki sorunlar:
n›yorum, konuda analizler gelifltiren kuramc›lar› 1. Belirli bir sanatsal pratik ile sanatç›n›n
meflgul etmifltir. Zukin, 1970’lerde ikinci dalga elefltirel pozisyonu aras›ndaki iliflkide analiz ek-
soylulaflt›rma sürecinden do¤rudan etkilenen sikli¤i. Yani sosyal bilimciler ve planc›lar taraf›n-
Soho (New York) semtindeki bofl depolar›n; dan sanatsal pratik ve sanatç› aras›ndaki iliflkiye
gayrimenkul acentalar›n›n pazarlama stratejileri dair yap›lan genellemeler; gerçeklefltirilen sanat
ve belediyeler/devlet taraf›ndan de¤ifltirilen ko- projeleri hakk›nda bilgi eksiklikleri.
nut politikalar›/kamusal uygulamalar ile konut 2. 1970 ile 1990 sonras› 2. ve 3. dalga soy-
pazar›na girmesini analiz eder (Zukin, 1982). lulaflt›rma süreçleri karfl›laflt›rmas›nda sanat›n
Bu süreç s›ras›nda kültürel yaflam için avantajlar yönü ve sanatç›n›n rolü dikkate al›narak farkl›l›k
sunan Afla¤› Manhattan’a (Lower Manhattan) analizlerinin yap›lmamas›. Örne¤in, öncesinin
yak›n bulunan Soho semtinin bu co¤rafi ko- tersine art›k 1990 sonras›nda, kentsel dönüflüm
numdan etkilenmesi ile baz› binalar›n yeniden veya soylulaflt›rma süreci içinde “sanat›n” bir
elden geçirilmesi, depolar›n konut kullan›m›na kültür politikas› olarak bilinçli kullan›lmas› (ye-
aç›lmas› ve 1973 y›l›nda Soho’nun bir kültür ni bir kültür politikas›). Sanatç›lar›n, 1970’ler
merkezi etiketi ile sunulmaya ve pazarlanmaya ve 1990’lardaki mekân politikalar›na karfl› ta-
bafllanmas› s›ras›nda sanatç›lar ve sanatç› mekân- v›rlar› aras›ndaki fark›n yeterince net ortaya ko-
lar› için destek verilmeye bafllan›r. Zukin her iki nulmamas›.
yaklafl›m›n asl›nda çok tutarl› oldu¤unu savu- 3. Öncü (gentrifier) olarak tan›mlanarak
nur. Bu dönem sanatç›lara devlet ve belediyeler sanatç›n›n soylulaflt›rma sürecinde olumlanma-
taraf›ndan maddi destekler verilmeye bafllan›r. s›. Sanatç›n›n süreç içinde kullan›lmas› ve “po-
Bu desteklerle birçok eski binada sanatç› mekân› zitif soylulaflt›rma” projelerinin bu yolla destek-
ve sanatç›lar taraf›ndan yürütülen etkinlik alan- lenece¤i düflüncesi.
lar› oluflturulur. Fakat bir yandan da sanatç›lara 4. Sanatç› inisiyatifi ile kurulan ve yönetilen
Soho’daki mekânlar›n dönüflümü ile ilgili söz mekânlar›n, semtlerin dönüflümündeki rolü ve
hakk› verilmez ve bu semtin pazarlanmas›nda, kültürel/kentsel normalizasyonun içinde yer
etiketlendirilmesinde “sanatç›lar ve sanat üreti- alamamas› veya elefltirel durufllar›n›n soylulaflt›r-
mi” çekici bir pazarlama stratejisi olarak kullan›- ma yaklafl›mlar›nda analiz edilmemesi.
l›r. Böylece gayrimenkul pazarlama stratejileri ve S. Cameron L. ve S. Coaffe (2005) ile David
belediye yönetimlerinin stratejileri aras›ndaki Ley (2003), sanatç›lar›n soylulaflt›rma sürecin-
tutarl›l›k uyumlu bir flekilde bu süreçte yerini deki rolleri ile ilgili ‹ngiltere ve Kanada’daki ör-

mimar•ist 2006/3 69
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

nekler üzerinden gelifltirdikleri savlarda, olum- üzerinden pazarlanmas›, tüketilmesi) önem ka-
lay›c› anlamda sanatç›lar›n soylulaflt›rma süre- zanmas›n› sa¤lar. Üçüncü dalga ise do¤rudan
cindeki rollerine iflaret etmekteler. Cameron ve tüm kamusal alana etki edecek kültür etkinlikle-
Coaffe, soylulaflt›rma süreci ve sanat üretimine ri, kültür kurumlar›n›n politikalar› ile bir kamu-
dair iki yaklafl›mdan bahseder. Birinci yaklafl›m, sal politika arac› haline gelir. Sanat ve kültür
sanatç›n›n soylulaflt›rma sürecinde önemli bir üretimi ise tek bir sanatç›n›n inisiyatifinde de¤il;
aktör oldu¤u ve sürecin sanatç›y› takip ederek art›k makro ölçekte kentsel dönüflümlere yol
yol ald›¤› sav›. ‹kinci yaklafl›m ise süreci elefltirel açacak özel flirketler, sponsorlar ve devlet tara-
bir analiz içerir; “kapital”in rolüne dikkat çeker. f›ndan desteklenen kültür politikalar›n›n elinde-
Yani “kapital” sanatç›y› takip ederek mekân› tü- dir. Bu argümana takiben verebilece¤im örnek,
ketim pazar›na sunar; sanatç›n›n yerinden edil- ‹stanbul Modern Müzesi’nin rolü ve Galataport
mesi ile sonuçlanan bu süreçte sanatç›, bu süreç projesi ile iliflkili Tophane-Karaköy semtlerinin
içinde sadece bir fonksiyondur. Cameron ve gelecekteki dönüflümüdür. Di¤er yandan Avru-
Coaffe’un kendi argümanlar›nda ise, üçüncü pa Kültür Baflkenti projesi, kentlerdeki kültür
dalga soylulaflt›rma ile soylulaflt›rma, kent me- kurumlar›n›n stratejileri do¤rultusunda ço¤u
kânlar›n›n dönüfltürülmesinde bir kamusal poli- kentte ayn›l›k göstermekte; kültürün pazarlan-
tika haline gelmifltir (Cameron & Coaffee, mas› ve sembolik ekonominin küresel üretimi
2005). Yani kamusal sanat ve sanat/kültür ku- benzerlik tafl›maktad›r. Sanatsal pratik yönün-
rumlar›, sanat üretim stratejilerini belirlerken den bakt›¤›m›zda ise, sanat üretimi ve sanatç›
kent mekân›n›n sosyal ve kültürel dönüflümünü bu süreçte araçsallaflt›r›lmakta ve kültürün nor-
bir kurumsal politika olarak belirler (ki bu dö- malizasyonu sa¤lanmaktad›r.
nüflüm fiziksel dönüflümü de etkiler). Bu politi- D. Ley, argümanlar›nda itinal› bir flekilde sa-
kalar belediye ve devlet katk›s› ile desteklenir. natç›n›n kimli¤i, amac› ile “kültür arac›lar›” ara-
Son argümanda, tekrar üçüncü dalga soylu- s›ndaki farklar› ortaya koyar. Sanatç›n›n her za-
laflt›rma ile sanat üretimi aras›ndaki iliflkiyi hat›r- man tüketim ve pazar ekonomisine karfl› hare-
layal›m: N. Smith 1990’larda ortaya ç›kan ket etti¤ini bu nedenle kültür arac›lar› ile ayn›
üçüncü dalgada soylulaflt›rman›n tamamen kategoride tan›mlanamayaca¤›n› belirtir (Ley,
(kentlerin farkl› potansiyel ve dinamiklerine 2003). Kanada’daki birçok sanatç› üzerinde
ra¤men) standartlaflt›¤›n› ve neredeyse her yapt›¤› incelemelerde, sanatç›n›n yaflad›¤› semt
kentte benzerlik gösterdi¤ini savunur (Smith, ve mahalleyi alg›lay›fl›n› sorgular. Sanatç›n›n
2002). 1970’lerdeki ekonomik krizden sonra kendi sanat prati¤i içinde yer alan malzemenin
küresel kapitalin “üretim” de¤il “dolafl›m” yolu ba¤lam›, nesnelerin daha sonra soylulaflt›rma
ile dönüflmesi, ikinci dalga soylulaflt›rman›n süreci ile birlikte sembolik ekonomiye dahil ol-
mas› ve mekân kimli¤i ile iliflkilendirilmesi
kültür üretimi ile ilgili olarak sembolik ekono-
önemli bir yer tutar. Bu noktada, “nesne” üreti-
minin (yaflam tarz›n›n, kültür tarz›n›n mekân
mine dayal› sanat prati¤i yerine toplumsal alan-
da farkl›, elefltirel iletiflim yollar› açan, ekono-
mik ve sosyal çat›flma, müzakere alanlar› üreten
sanat projeleri önem kazan›yor. Kentte yaflayan-
lar ile gündelik yaflam pratikleri üzerinden ileti-
flime geçerek sanat projeleri üreten birçok sa-
natç› inisiyatifi mekânlar bir yandan kent içinde
çekici yerler olabilme tehlikesi ile karfl› karfl›ya
olsa da bilinçli hareket eden inisiyatifler de var.
Örne¤in, Rotterdam (Hollanda) kentindeki
birçok “sanatç› inisiyatifi mekânlar”, semtlerde
ve dönüfltürülmeye çal›fl›lan mekânlarda önemli
rol oynamaktalar. Bunun yan›nda, bilinçli hare-
ket eden ve semtte yaflayanlarla iliflkiye geçip or-
tak projelerle kamusal politikalara karfl› direnen
sanatç› mekânlar› da var. Foundation B.a.d. sa-
Gordon Matta-Clark, natç›lar taraf›ndan yönetilen ve sanatç› atölyele-
Food. (Lee, P.M., “Object
to be Destroyed: The Work
ri içeren ba¤›ms›z bir mekân. Foundation
of Gordon Matta-Clark”, B.a.d. sanatç›lar›, 2003 y›l›nda Charlois semtin-
MIT Press, 2001). de yaflayanlarla birlikte semtin kamusal alandaki

70 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
tasar›m›na ve kimli¤ine dair ortak projeler gelifl- dan sonra Mitte gibi Do¤u Berlin semtlerinde
tirdiler.1 Böylece hem belediyeden gelen sanata h›zlanan soylulaflt›rma sürecinin, alt kültür,
ayr›lm›fl bütçeleri, merkezsizleflen (de-centrali- kentsel ayr›mc›l›k, medya, üst-kentsel söylemler,
zation) kültür politikalar›n›n oluflumu için kul- göçmenlik gibi toplumsal sorunlar ile ba¤lant›l›
land›lar hem de semtin gerçek kimli¤i ve belle- iliflkisel mekân analizleri yapt›lar. Fezer bu pro-
¤ine dair kat›l›mc› pratikler gerçeklefltirdiler. jede amaçlar›n› flu flekilde aç›kl›yor: “15 sene
Soho’nun tarihi ile iliflkili di¤er bir sanatç› önce Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas› Berlin’de siyasi
inisiyatifi örne¤i ise 1971’de Soho’da bafllat›lan ve sosyal geliflmelerin k›r›lmas›na yol açt›; bu k›-
bir yiyecek projesi. Amerikal› sanatç› Gordon r›lma sadece kentin mimari ve infla çehresine
Matta Clark (1943-1978), Princeton’da mi- yans›mad› ayn› zamanda kentin ‘imge üretimi-
marl›k e¤itimi ald›ktan sonra sanat üretimine ne’ de yans›d›. Zoraki infla faaliyetleri ile birlik-
yönelmifltir. Bina ve mekânlar› keserek mimari te, Berlin’in anlam› de¤iflmez karfl›l›kl› görüfl-
nesnelerin yeniden yorumlanmas› üzerine çal›fl- melerle yeniden kodland›. Bizim projemiz, me-
m›fl olan sanatç›, ayn› zamanda sosyal projeler kân›n bu söylemsel üretimini ve bu üretimin
ve sanat› birlefltiren pratikleriyle de tan›nm›flt›r. sosyal-mekânsal manifestosunun araflt›r›lmas›n›
Gordon Matta Clark; Tina Girouard, Caroline içeriyor... Üç farkl› araflt›rma alan› üzerinde
Goodden adl› iki sanatç› ile birlikte “Comidas odaklanmaya çal›flt›k: Berlin’in dergilerde nas›l
Criollas” adl› eski bir mahalle lokantas›n› temsil edildi¤i, istatistik veri ve bu verinin gör-
1971’de yeniden açt› (Lee, 2000). Bir sanatç› sellefltirilmesi, ayr›ca Berlin üzerine elefltirel te-
inisiyatifi mekân› olarak yol alan bu yerde, So- oriler gelifltirmifl birçok kent bilimci ve aktivist
ho’da yaflayan birçok sanatç› bir araya gelip bir- ile video röportajlar› yapt›k. Bu üç düzlemde,
çok proje üretti, birçok insan beraber yemek pi- son 15 y›lda ‘mekân›n’ ivme kazanan ‘kapitaliz-
flirdi, sanat üzerine toplant›lar yap›ld›. Bu me- lefltirilmesinin’ nas›l tan›mlanabilece¤i sorusu
kân daha sonra semtteki dönüflüm ve pazarlama üzerinde odaklanmaya çal›flt›k”. Di¤er yandan,
stratejileri için heyecan uyand›ran yerlerden biri Do¤u Berlin’deki bofl depolar ve binalara do¤ru
oldu, bu dönemi takiben gerçekleflen soylulafl- kayan sanatç› inisiyatifi mekânlar birçok semtin
t›rma sürecinde ise kapand›. soylulaflt›r›lmas›na ön ayak oldu, fakat di¤er
Soylulaflt›rma sürecini elefltiren ve ortaya ç›- yandan da sürekli fiyat art›fl›ndan dolay› çok yer
kan sosyal sorunlara dikkat çeken en önemli sa- de¤ifltirdiler. Özellikle 2000 y›l›nda Berlin’de
nat projelerinden biri, Amerikal› sanatç› Martha birçok sanatç› inisiyatifi mekân› kapand›.3
Rosler ve Dia Sanat Vakf›’n›n (Dia Art Founda- Beyo¤lu gazetesinde, 9 Temmuz 2005 tari-
ton – NewYork) düzenledi¤i “If You Lived He- hinde ç›kan “‹talyan Soka¤› da Geliyor” bafll›kl›
re...” (E¤er burada yaflasayd›n...) adl› sergi ve yaz›s›nda Aris Nalc›, Galata fiahkulu Sokak sa-
panel dizisidir. Bu projede 1970-1980 y›llar›n- kinleri ile birlikte çal›flan sanatç›lar› (yani Oda
da, genellikle sanatç›lar›n yaflad›¤› Soho semtin- Projesi: Özge Aç›kkol, Günefl Savafl, Seçil Yer-
de bafllayan soylulaflt›rma sürecinde toplumun sel) örnekleyerek, bu semtin yeniden ilgi çekici
ve semtte yaflayanlar›n karfl›laflt›klar› zorluklar bir yer oldu¤unu ve “Frans›z Soka¤›”na benzer
görsellefltirildi. Sergi süresince düzenlenen pa- bir örnek olacak olan “‹talyan Soka¤›”n›n da bu
nel dizilerinde sanatç›lar, belediye yetkilileri, sa- semtte gerçekleflece¤ini belirtmektedir. Yazar›n,
nat elefltirmenleri ve P. Marcuse, N. Smith gibi bir sanatç› grubu ve etkinliklerini öncü olarak
planc› ve sosyal bilimcilerin kat›l›m› ile soylulafl- göstermesi ilginç bir çeliflki olarak durmakta ve
t›rma üzerine tart›flmalar, süreci elefltiren sapta- asl›nda Oda Projesi’nin sürdürdü¤ü prati¤in ya-
malar, sanat ve sanatç›n›n rolü ile ilgili analizler zar taraf›ndan analiz edilmedi¤ini ve anlafl›lama-
yap›ld›. Bir gayrimenkul reklam›n›n bafll›¤› olan d›¤›n› göstermektedir. Sadece sanatç› kimlikleri
“E¤er burada yaflasayd›n...” projesi ikinci dalga
soylulaflt›rma süreci ile mekân›n dönüflen eko-
nomik de¤eri karfl›s›nda zor durumda kalan fa-
kir, evsiz (özellikle etnik gruplar) sanatç›lar üze-
rine odakland›.
Di¤er bir sanat projesi ise 2004 y›l›nda Ber-
lin Sanat Bienali ve 2005 ‹stanbul Sanat Biena-
li’nde sergilenen “Urban Condition” (Kentsel Mutena Sohbetler I,
“Kim O”, Oda Projesi,
Koflullar)2 adl› proje. ‹ki Alman sanatç› Jesco 4 Mart 2006, Platform
Fezer ve Axel Wieder, 1990 sonras› Berlin ken- Garanti Güncel Sanat
tinin pazarlanmas› ve özellikle duvar›n y›k›l›fl›n- Merkezi.

mimar•ist 2006/3 71
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

ile semtte ilgi oda¤› oluflturdu¤u düflünülen sa- r›n görünürlük kazanmas›n› sa¤l›yor.
natç›lar›n sanat üretim pratikleri incelendi¤inde Sanatsal üretim (sanatç›, sergi, küratöryel
tam tersine günlük kent yaflam›n›n ekonomik, yaklafl›m, pratik) içinde, soylulaflt›rma süreci ile
siyasi ve di¤er otoriter belirlenimlere karfl› dire- iliflkili olarak yap›lan tart›flmalar veya sorgula-
nebilecek iletiflim kanallar›, kat›l›m ve paylafl›m malarda önem kazanan noktalar flöyle ortaya ç›-
alanlar› açmaya çal›flt›klar›n› görürüz. Bu haber k›yor:
üzerine Oda Projesi, sanatsal üretim taktikleri- - sanatç›n›n kent mekân› ile iliflkili üretimin-
nin bir parças› olarak süreci farkl› disiplinlere ve de sembolik ekonomi veya sanat pazar›na yakla-
kamuya aç›p tart›flmak istediler. Bunun üzerine fl›m›, pozisyonu,
Mutena Sohbetler I “K‹M O” adl› toplant› (4 - günlük yaflam deneyimleri üzerinden iler-
Mart 2006’da Platform Güncel Sanat Merke- leyen ve mekân politikalar›na karfl› direnme
zi’nin ev sahipli¤i ile) düzenlendi. Mimarl›k, sa- eflikleri oluflturabilen sanat projeleri.
nat, antropoloji, sosyoloji, planlama gibi farkl› Her iki nokta z›t olarak soylulaflt›rma süreci-
birçok çal›flma alan›ndan gelen izleyiciler ile bir- ni destekliyor veya karfl› hareket ediyor. Sanatç›-
likte gerçekleflen toplant›da, Galata ve Asmal›- n›n rolü ve belirledi¤i sanatsal üretiminin tarz›
mescit’teki kültürel pazar, fiziksel yenilenme, bu aç›dan önem kazan›yor. Ayr›ca tarihsel du-
mülkiyet dönüflümü sürecinde sanatç› ve sanat- rumlar, farkl› kentlerin potansiyelleri ve sanat ile
ç› gruplar›n›n rolü ve pozisyonlar› sorgulanma- mekân müzakeresi aras›ndaki gerginlik, sanat
ya çal›fl›ld›. Galata’da ivme kazanan soylulaflt›r- projelerini etkileyebiliyor. Sonuç olarak, kent
ma süreci ile birlikte mekânlar›ndan ç›kmak zo- mekân›n›n politik araçlar ve ekonomi ile müza-
runda kalan Oda Projesi (2005); mekânlar›n- keresi, iliflkisi birçok sanatç› taraf›ndan farkl›
dan ayr›lmadan önce soylulaflt›rma süreci ile il- temsil flekilleri ile analiz ediliyor.
gili elefltirileri, semt kimli¤i, günlük yaflam›n di-
renme efliklerine dair yine birçok farkl› disiplin- Pelin Tan, Sosyolog, Sanat Tarihçi,
den görüflleri davet ettikleri, parazit gibi iflleyen ‹TÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Araflt›rma Görevlisi

bir kaçak radyo kanal› kurup yay›n yapt›lar.


Özlem Ünsal’a (City Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü)
Soylulaflt›rma elefltirisi üzerine bugünlerde yaz›ya elefltirileri ve katk›lar› için teflekkür ederim.
çal›flmalar›n› sürdüren di¤er bir sanatç› Esra Er-
Notlar:
sen. Davet edildi¤i Liverpool Sanat Bienali’nde4 1. Pelin Tan, “Rouming around” araflt›rma-dokümanter,
(2005) bir post-endüstriyel kent olan Liverpo- 2,5 saat, DVD. “Rotterdam 2004. Avrupa kültür baflkenti
ol’daki soylulaflt›rma ve kentin yeniden imgeler- süreci ve Rotterdam’daki sanatç› mekânlar›n›n rolü-
fonksiyonlar› üzerine”. Witte deWith ve TENT sanat
le anlam kazanma, pazara sunulma sürecini izli- kurumlar› taraf›ndan desteklenmifltir.
yor. Kentin pazarlanmas›, soylulaflt›rma süreci s›- 2. Pelin Tan, “Kenti nas›l satmal›? Berlin ya da ‹stanbul”,
ras›nda üretilen imge ve kentsel üst söylemlerin J.Fezer ve A. Wieder ile “Urban Condition” projesi
üzerine söylefli, Radikal Bienal eki, 21 Ekim 2005.
günlük yaflam ve kentlinin yaflam› aras›nda olufl- http://www.iksv.org/bienal/bienal9/2YILDA1_SAYI_6.
turdu¤u uçurumu araflt›ran sanatç›, bu süreçten pdf
‹lgili di¤er yay›n: XXI mimarl›k ve kent dergisi, “Komplex
özellikle etkilenen iflsiz ve evsizlerle birlikte çal›- Berlin”, Pelin Tan, Haziran 2004.
fl›yor. K›saca örneklemeye çal›flt›¤›m, mekân ve 3. “Is the artist a Pioneer in gentrification? – a comparison
ekonomi aras›ndaki iliflkiye karfl› direnme eflikle- between Berlin-Istanbul / Counter-gentrification artistic
practices”, söylefli, Pelin Tan, Katja Eyal, Oda Projesi,
rinin arand›¤› bu tarz sanat projeleri, soylulaflt›r- 2004, arfliv.
ma sürecini bir yandan elefltirirken bir yandan da 4. http://www.biennial.com
süreçle ba¤lant›l› yaflayanlara dair sosyal sorunla-
Kaynakça:
• Cameron, S. & Coaffee, L. (2005) “Art, Gentrification
Art and Artist in the Process of Gentrification - and Regeneration – From Artists as Pioneer to Public
City, Art, Activism Arts”, Euroepan Journal of Housing Policy, Vol.5, no:1,
39-58.
The cultural and urban arguments in the field of gentrification did claim the • Deutsche, Rosalyn (1991) “Alternative Space”, s.45-66,
If you Lived Here, Ed. Brian Walls, The New Press, Dia
affirmative roles of art and artists. Those arguments consider the artist as a Art Fundation, New York.
“gentrifier” and the art production as a tool of “cultural policy” in the • Lee, Pamela M. (2000) “Object to be destroyed”, The
transformation of urban space. The gentrification literature and theories are Work of Gordon Matta-Clark, MIT, s.68-72.
• Ley, David (2003) “Artists, Aestheticisation and the
lacking in giving detailed analysis about artistic practices and the differences Field of Gentrification”, Urban Studies, Vol. 40, No.12,
between the second and third waves of gentrification process. Moreover those 2527-2544, s.2530.
arguments never mention or consider “counter-gentrification” art • Smith, Neil (2002) New Globalism, New Urbansim:
Gentrification as Global Urban Strategy, s.449, Antipode,
practices/project and never give detailed division between “object” based Blackwell Publihers, 427-448.
contemporary art production (which is in favor of symbolic economy) and • Zukin, Sharon (1982) Loft Living: Culture and Capital
process based critical contemporary art production. in Urban Change, New Brunswick, N. J., Rutgers
University Yay›nevi, s.3.

72 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
Ahmet Polat:
“Bu bölgelerde inan›lmaz bir enerji var;
gerçek bütünleflme burada oluyor”
Söylefli: Ayflen Ciravo¤lu - Tolga ‹slam

Lahey’de ve ‹stanbul’da iki farkl› mahallede- çünkü sorunu içeriden çözemezseniz, o sorun
ki soylulaflt›rma süreçlerini konu alan bir çözülmez. D›flar›dan müdahale ile olmaz. Sa-
sergi yapt›n›z. Sizi bu tür bir çal›flma yapma- b›rl› olmak gerekir. Sab›rl› olamad›lar. Bana gö-
ya iten sebep neydi? re sab›r çok önemli. Siz orada bir grup yaratt›-
Ben Hollanda’dayken hep o tür bölgelerde ya- n›z, 50 sene içerisinde karmakar›fl›k bir hayat
flad›m; fakir, getto olarak adland›r›labilecek yer- kurmufllar orada ve flimdi siz bu insanlar› da¤›-
ler. Bu tür yerleri çok merak ediyordum çünkü tarak bunu silmek istiyorsunuz. Bunu do¤ru-
genelde Hollanda’da birçok etnik grup orada dan yapamad›klar› için yavafl yavafl bina de¤erle-
oturuyor. Türkler, Afrikal›lar, göçmenler hep o rini, kira de¤erlerini yükselterek yap›yorlar. O
bölgelerde yafl›yorlar. ‹çine girip anlamak iste- kültür asl›nda flimdi yeni enerji noktalar›. Bana
dim. Çünkü herkes o bölgelere d›flar›dan bak›- göre o bölgelerde inan›lmaz bir enerji var. Ger-
yor, korkuyor, anlam›yor, yabanc› olduklar› için çek bütünleflme orada oluyor çünkü insanlar›n
onlar›n dilinde konuflam›yor, kültürlerini anla- günlük hayatlar› iç içe, birbirlerine bak›yorlar,
m›yorlar. D›flar›dan bak›yorlar, getto diyorlar, birbirleriyle konufluyorlar. Nükleer enerjide ol-
sadece sorunlar› görüyorlar, içine girmeden d›- du¤u gibi: Atomlar bir araya gelirse daha çok
flar›dan ahkâm kesiyorlar. Ben bunu kabul et- enerji olufluyor. Ama bunu kullanmay› bilmi-
medim ve 1,5 sene içlerinde yaflayarak bu insan- yorlar. Bunlar›n koflullar›n› iyilefltirmektense,
lar›n gündelik yaflamlar›n›, kültürel sorunlar›n› kökten temizleyelim diyorlar.
çözme biçimlerini anlamaya çal›flt›m. Rehabilitasyon sonras›, flu anda orada otu-
‹nsanlar her zaman yaflam fleklinden etkile- ranlar bu kiralar› veremiyorlar, o yüzden yafla-
nirler. Göçmenlerse göçten etkilenirler. Bir sa- d›klar› yeri terk etmek zorunda kal›yorlar. Ama
vafl durumu varsa o zaman d›flar›dan gelen fark- bakt›¤›n›zda bu insanlar hep ayn› yerlere gidi-
l› bask›lar vard›r ve bunlar insanlar› farkl› du- yorlar. Paris’i görüyorsunuz, bütün yabanc›lar›
rumlara iter. Ben bu çeflit dokunulamaz fleyleri d›flar› at›yorlar. Paris içinde her fley temiz, p›r›l
seviyorum, insanlar›n gündelik yaflam› üzerinde p›r›l, aynen bir müze gibi. Amsterdam’da da
nas›l etkisi oldu¤una bak›yorum. O yüzden be-
nim ilgimi çekti. Her yerde, dünyan›n bütün
büyük flehirlerinde olan bir süreç bu.

Lahey’de nas›l bir süreç yafland› biraz anla-


1978 Hollanda do¤umlu
tabilir misiniz? Ahmet Polat’›n Hollanda
1960’lardan sonra gurbetçi göçmenler Hollan- ve Türkiye’de pek çok
da’ya geldiler ve belli bölgelere yerlefltiler. Göç- sergisi bulunuyor.
men aileler genelde bir arada oturmak istiyorlar. International Center of
Photography’nin (ICP) En
Köy gibi yafl›yorlar; bir köyden baflka bir köye ‹yi Genç Foto¤rafç›
gidiyorlar, flehir içinde bir köy. 1980’lerden Ödülü’nün sahibi Polat
sonra, 90’larda eskisi kadar ifl olmad›¤› için on- halen ‹stanbul Bilgi
lar›n çocuklar› zorlan›yor. ‹kinci ve üçüncü ku- Üniversitesi’nde
foto¤rafç›l›k dersleri
flaklar ortada kal›yorlar. Çünkü anne ve baba
veriyor. 2003’te
Hollandaca konuflmuyor. Gençlerin bir k›sm› gerçeklefltirdi¤i Gurbetçi
uyuflturucu sat›yor, baflka tür yasad›fl› ifller yap›- çal›flmas›yla iki kufla¤›n
yorlar. Herkes sürecin bu taraf›n› görüyor ve çeliflkilerini yans›tan
sanatç›, 2005’te ise
buna bir son vermek istiyor.
rehabilitasyon projelerine
Hükümet 1990-2000 aras› bu sorunu çöz- konu olan Balat’taki
meye karar verdi. Ama bu düflünce flekli yanl›fl Foto¤raf: A. Ciravo¤lu de¤iflimi gözlüyor.

mimar•ist 2006/3 73
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

öyle. Orada bir hafta kal›yorsun, s›k›l›yorsun, nu söyledi. Balat örne¤ini biraz Lahey’deki du-
çünkü hiç bir fley yok. Yani bir fley kalmad› ora- ruma benzedi¤i için seçtim. Avrupa Birli-
da, gerçek hayat d›flar›da. Bu korkunç bir fley ¤i’nden gelen fonlarla binalar› yenilediklerini,
bana göre, yani o enerjiyi kenarlara koyuyorlar restore ettiklerini duydu¤umda “bu tam bana
böylece gözlerinden uzakta oluyor ve bu flekil- göre” dedim. Balat’ta 4-5 ay çal›flt›m. Ama art›k
de kendilerini iyi hissediyorlar. bu konunun nas›l bir fley oldu¤unu biliyordum.
Oraya girdim, insanlarla konufltum, birlikte ça-
Lahey’de bir buçuk sene kalman›z›n tek se- l›flt›m.
bebi bu sergiyi gerçeklefltirebilmek miydi?
Evet. Çünkü günlük hayatlar›n›, günlük sorun- Lahey’de oldu¤u gibi, Balat’ta da yaflad›n›z
lar›n› anlamak için içeride yaflamam gerekiyor. m›?
D›flar›dan gelip de sizin sorunlar›n›z nelerdir di- Balat’›n içinde de¤il ama yürüyerek dört dakika
ye sordu¤unuzda size iki üç tane fley söyleyebi- mesafede bir yerde kald›m. Ama her gün ora-
lirler ama sen orada yafl›yorsan görüyorsun za- dayd›m.
ten. Bu uzun bir proje ve halen devam ediyor
asl›nda. ‹ki sene sonra Balat’a ve Lahey’e tekrar ‹nsanlar nas›l karfl›lad›lar sizi?
gidece¤im. fiu an biraz zamana ihtiyaç var. fiim- Türkleri biliyorsunuz, çok merak ediyorlar.
di “biz bu projeyi burada yaflayan insanlar için “Kim bu turist?” diyorlar. Ben önce kendimi ta-
yap›yoruz” diyorlar. Bakal›m gerçekten befl y›l n›flt›rd›m onlara, sonra gidip çay içtim, iletiflim
sonra ayn› insanlar hâlâ orada olacaklar m›? kurdum. Türkler ilk karfl›laflt›¤›n›z zaman hiç
zorlanm›yorlar. Ama anlatmak için zorlan›yor-
Neden Lahey’den sonra Balat’ta çal›flmay› lar, çünkü kendisi de ne olaca¤›n› bilmiyor as-
tercih ettiniz? l›nda. Ve çok kar›fl›k iliflkiler var, k›skançl›klar
Ben buraya geçen y›l geldim, ondan önce Hol- yaflan›yor mesela. “Onun binas›n› güzellefltiri-
landa’da yafl›yordum. Buradaki bir galeride ta- yorlar, benim binama niçin böyle bir fley yapm›-
n›d›¤›m bir arkadafla “Gentrification’› merak yorlar” diyor. Çok tipik, normal insan tepkileri.
ediyorum. Türkiye’de öyle bir fley var m›?”diye Ben onun üzerine burada çal›flmaya devam et-
sordum. O da böyle bir sürü bölgenin oldu¤u- tim.

74 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
‹nsanlarla nas›l iletiflime geçiyorsunuz? Gentrification sürecini foto¤raflar›n›za nas›l
Yollarda, kahvelerde, binalarda, yani insan bura- yans›tt›n›z?
da her yerde zaten; herkes d›flar›da, marketlerde, Benim ilgimi binalar de¤il, içlerinde yaflayan in-
caminin orada. Bana göre Lahey’e çok benziyor sanlar çekiyor. Foto¤raflar›mda kendi gördü-
bu aç›dan. Ben neden bu projeyi yapt›m? Çünkü ¤üm flekliyle de¤il, onlar›n gördü¤ü flekliyle an-
küreselleflme oldu¤u için Türkiye ve Hollanda lat›yorum. Sergide de bu bölgede yaflayan in-
çok farkl› de¤il asl›nda o nedenle iki tane büyük sanlar› samimi olarak resmetmeye çal›flt›m, on-
flehrin içine girdim. Ufak farklar var. Birinde para lar› poz vermeden foto¤raflamak istedim. An-
hükümetten geliyor, di¤erinde Avrupa Birli- cak bu flekilde insanlar›n yaflam flekli hakk›nda
¤i’nden. Ama temel yap› ayn› asl›nda. ‹nsanlar›n bilgi alabilirsiniz.
mevcut potansiyellerini kullanm›yorlar. Ben yazar olmad›¤›m için kendimi yaz›yla
ifade etmiyorum, resimlerimle ifade ediyorum.
Gerçekten de pek bir fark yok mu, yani ora- O yüzden sergimi ilk gördü¤ünüzde tamam
da yaflayan insanlar›n yaflant›s›, tepkisiyle güzel foto¤raflar, insanlar var ama gentrificati-
buradakilerinki gerçekten benziyor mu o ka- on’›n ne oldu¤u anlafl›lm›yor diyebilirsiniz. Me-
dar? sela burada gentrification ile ilgili olarak kullan-
Ben bu konuya çok soyut bak›yorum. Tabii ki d›¤›m birkaç resmi Patrikhane’de çektim. Belki
birtak›m farkl›l›klar var. Örne¤in Hollanda’da görmüflsünüzdür, bir adam yan yan bak›yor.
insanlara evlerinden ç›ks›nlar diye para veriyor- Sen diyorsun ki “Bunun gentrification ile ne il-
lar, yani bunu zorla yapm›yorlar. Bu Türkiye’de gisi var?” Asl›nda hiçbir ilgisi yok ama belki on
olmayan bir fley. Orada süreç çok iyi yönetiliyor. y›l sonra bu patrikhane orada olmayacak. O za-
Ama uzun vadede bakarsan›z, gençleri e¤itmez- man gentrification’un bir parças› olacak.
seniz, içeriden birtak›m fleyleri de¤ifltirmezseniz
o zaman ifle yaramaz. Belki çok iyi evler yapars›- Galiba sergiyi daha sonra Balat’a tafl›d›n›z ve
n›z ama o evleri nas›l kullanacaklar›n› bilmezler- foto¤raflar› oradaki insanlara gösterdiniz.
se, balkonlar›nda tavuk yetifltirmeye devam Buradaki amac›n›z neydi?
ederler. Birkaç y›l geçtikten sonra bakaca¤›z ne- Evet, hem Lahey’de hem Balat’ta yapt›m bunu.
ler olacak diye... Bence resimleri çekilen insanlar› bunlara dahil

mimar•ist 2006/3 75
DOSYA
“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL

etmek önemli. Örne¤in ben çektiklerimi o re- yor. Bu nedenle bu insanlar için gentrification
simlerdeki kiflilere gösterdi¤im zaman, bir tane- tamam›yla baflka bir anlama geliyor.
si çok flafl›rd›. “Ben yaflad›¤›m›z yerin böyle gö- Gentrification onlar için “Komflunun evi,
ründü¤ünü hiç düflünmemifltim,” dedi. Yaz› gi- benim evimden niçin daha iyi?” anlam›na geli-
bi de¤il bu. Yani siz, ben fluray› be¤enmedim, yor. Ya da “evimizi de¤ifltirdiler, flimdi balkonu
diye bir elefltiri yazd›¤›n›zda, bu sizin resmini kullanam›yoruz” anlam›na geliyor. Ya da “kom-
çekip onu göstermeniz kadar etki yaratm›yor. flular›m›z vard› ama baflka yere tafl›nmak zorun-
Resim çok etkili oluyor. Ve resimleri gördükten da kald›lar çünkü kiray› ödeyemediler” anlam›-
sonra gerçekten insanlar “Biz neden böyle yafl›- na geliyor. Onlar için son derece basit anlamlar
yoruz?” diye sorguluyorlar. Onun fark›na var›- tafl›yor. Basit, çünkü hayat böyle. Elinizde bir
yorlar. Enteresan olan bu. Bir klik ile baz› fleyler kitapla gelip iflte gentrification budur diyemez-
de¤iflebiliyor. siniz, çünkü onlar bunu yafl›yorlar. Onlar bunun
üzerinde e¤itim görmüyorlar, içerisinde yafl›yor-
Bu bölgelerdeki insanlarla etkileflim içinde lar bizzat. ‹kisi aras›nda çok büyük fark var.
olurken, ayn› zamanda onlara bir tür bilinç Bilinçlendirme asl›nda insanlar›n kendilerini
afl›lamaya çal›flt›n›z m›? “Bak›n, böyle bir sü- yaflad›klar› ortamda gördükleri andan itibaren
reç var, siz fark›nda m›s›n›z, de¤il misiniz bafll›yor. “Ben burada m› yafl›yorum?” diyorlar.
bilmiyorum, ama bafl›n›za bunlar gelecek,” Dolay›s›yla foto¤raf kendilerine bunu göster-
gibi fleyler söylediniz mi? menin bir yolu. Di¤er yandan belli bir bilinç ya-
fiimdi oraya gitseniz ve insanlara “millet uyan›n ratmak, bana göre, yap›lan ifli farkl› bir konsept-
bak›n etraf›n›za böyle fleyler oluyor” deseniz, te sunmak anlam›na da geliyor. Örne¤in o dö-
onlar “sana ne” derler, “bu adam neden bahse- nemde ‹stanbul’da yap›lan UIA kongresindeki
diyor” derler, “benim çal›flmam, para kazan- sergi gibi. Çünkü ben tek bafl›ma bilinç yarata-
mam laz›m, bakacak befl çocu¤um var” derler. mam, ama çal›flmam› baflka insanlara tafl›yabili-
Yani flunu demek istiyorum: Senin bu kadar ça- rim. Ben bu sergi ile insanlar›n “di¤er” insan-
l›flman ve konuyla içli d›fll› olmufl olman oradaki larla ilgilenmelerini istedim.
insanlar için bir fley ifade etmiyor. O yüzden en
bafllang›c›na, en temel noktas›na gitmek gereki- Peki, sanatç›lar› nas›l görüyorsun? Gentrifi-

76 mimar•ist 2006/3
DOSYA

“SOYLULAfiTIRMA” ve ‹STANBUL
cation ço¤u zaman sanatç›lar›n, sanatç› top- man oraya gitmelisiniz. Çünkü insanlar gülü-
luluklar›n›n yerleflmesiyle bafll›yor. yorlar, e¤leniyorlar. Siz oraya gidince, bir süre
Biz o noktalar› kullanmay› istiyoruz. O tezat, sonra onlar sizi tehlikelere karfl› uyaracaklard›r.
enerji, insanlar d›flar›da, herkes birbiriyle konu- Tarlabafl›’nda herkes h›rs›z de¤il sonuçta. Ve
fluyor, herkes birbirini tan›yor, herkes farkl›, ya- Tarlabafl›’nda oturuyorsan›z, Tarlabafl›’nda so-
ni bizim için çok enteresan. Buralar çok ilginç yulmazs›n›z. Yani içlerinde olmuyor bunlar,
yerler. Henüz sabitlenmifl ya da temizlenmifl, kendi aralar›nda kendilerinden çalm›yorlar. Ta-
steril hale getirilmifl de¤iller. Bir flehri flehir ya- bii ki diyebilirsiniz, gene risk var, ama ilginç k›-
pan buralar iflte. ‹stiklal Caddesi mesela, k›z›la- lan da bu.
bilir bunlar niye bu caddeyi y›k›yor, k›r›yor diye
ama e¤er sabit hale gelirse, istikrarl› hale gelirse, Son olarak çok önemli bir foto¤raf kurumu
o zaman cazibesi kalmaz. Paris, Londra gibi olan International Center of Photog-
müze flehir haline gelir. Hiçbir anlam› kalmaz. raphy’nin (ICP) bu y›lki yar›flmas›nda En
Ben bir sanatç› olarak bakt›¤›mda asl›nda bura- ‹yi Genç Foto¤rafç› Ödülü’nü alman›z ne-
n›n daha güzel ve daha hofl oldu¤unu düflünü- deniyle sizi kutlayal›m ve bize vakit ay›rd›¤›-
yorum. n›z için çok teflekkür edelim...

Lahey’de 1,5 y›l yaflad›n›z ve orada birtak›m


yasad›fl› yap›lanmalar›n oldu¤undan bahset-
tiniz. Burada da örne¤in Tarlabafl› diye bir
yer var. Ben oraya girmeye çekiniyorum,
çünkü uyuflturucu satan› var, h›rs›z› var, ya
da öyle oldu¤una dair kuvvetli bir kan› olufl-
mufl durumda. Benim merak etti¤im fley flu:
Siz içerisine girdikten sonra, gerçekten d›fla-
r›dan gözüktü¤ü kadar tehlikeli buldunuz
mu?
Lahey o dönemde gazetelerde Hollanda’da en
kötü yer olarak gösteriliyordu. Örne¤in adam-
lar araba kullanmay› seviyorlar araban›z› çal›yor-
lar, kullan›yorlar ve ondan sonra yak›yorlar. Be-
nim de arabam› çald›lar, yakt›lar; hofluma git-
meyen tek and› diyebilirim. Yani her zaman için
bir risk var tabii. Mesela benim bir arkadafl›m
Güney Amerika’dan geldi. Amazonlara gitmiflti
ve kano ile dokuz saat timsahlar›n, anakondala-
r›n aras›nda seyahat etmek durumunda kald›.
F›rt›naya yakaland›, nehre düfltü, can yele¤i
yoktu...
Benim geldi¤im ülke her fleyin sabit oldu¤u
bir yer: Örne¤in uyuflturucu mu içmek istiyor-
Ahmet Polat: “These regions involve an incredible energy;
sunuz, gidiyorsunuz içiyorsunuz ya da çal›flmak
the true integration takes place here.”
m› istiyorsunuz, o zaman her fley para üzerine
dönüyor. Ama içinizde bir yerlerde siz bir fleyle- Ahmet Polat explains the methodology he has used in order to reflect
re karar vermiyorsunuz. Her fley kendili¤inden gentrification in his photographs in two different areas, Balat, Istanbul and
oluyor, sabit çünkü. Oysaki do¤an›n içerisin- Hague, Holland, both went through institutional gentrification. He uses people
deyseniz durum öyle de¤il. Ve bence flehir de as the main objects of his photographs. He tries to reflect the meaning of
böyle. Ben öyle görüyorum. fiehirde bu dina- gentrification process from their point of view by merely photographing them in
miklerin olmas› laz›m. O nedenle, Tarlaba- their daily lives. To accomplish this, he spends months and sometimes years in
his case study areas and becomes a part of these communities. With the energy,
fl›’ndan bahsederken, tabii ki baz› durumlarda
mixture and diversity they possess these neighborhoods, he believes, are one of
oraya gitmemeniz gerekir. Ama bazen de git-
the few remaining nodes where artists can get inspiration from. He therefore
meniz gerekir, çünkü orada bir hayat var, insan-
strictly criticizes any attempts to change the original character of these
lar sokaklarda, pazar var, konufluyorlar, harika
neighborhoods.
bir fley bu. Özellikle de bir dü¤ün oldu¤u za-

mimar•ist 2006/3 77
KENT

Dijital Kentleflme
Elizabeth Sikiaridi - Frans Vogelaar
‹ngilizce’den Çeviren: Ersin Ar›soy

Melez Kent Görünümü “yer”leri (yol boyunca) konu alan projeler üze-
1999 y›l›n›n ekim ay›nda, yüzen bir medya la- rinde çal›flmaktayd›. ReBoot adl› bu tekne (boot
boratuvar› gibi ifllev gören bir tekne Alman- hem Alman hem de Hollanda dilinde “tekne”
ya’n›n Köln kentinden Hollanda’n›n Rotter- anlam›na geldi¤inden burada bir sözcükler oyu-
dam ve Amsterdam kentlerine do¤ru Ren Neh- nu söz konusu) Kuzey Ren-Vestfalya’dan Köln
ri üzerinde bir hafta yol ald›. Teknede Kuzey ve De Balie’deki Medya Sanatlar› Akademisi ile
Ren-Vestfalya bölgesinden ve Hollanda’dan, Amsterdam’daki Kültür ve Politika Merkezi ta-
aralar›nda sanatç›lar›n, müzisyenlerin, medya raf›ndan “kunst NRW.NL” bafll›kl› resmî bir
mensuplar›n›n yer ald›¤› seksen yolcu bulunu- kültürel de¤iflim ve iflbirli¤i projesi kapsam›nda
yordu. Hepsi de ak›fl alanlar›n› (nehir) ve suya indirilmiflti.
ReBoot nehirdeki yolculu¤u boyunca Ren’e
k›y›s› olan çeflitli kentlerde (Düsseldorf, Duis-
burg, Emmerich, Arnheim ve Rotterdam) lima-
na girerek yerel halka hitap etti. Bu duraklama-
larda, yerel sanatç›lar›n da kat›l›m› ile konserler
düzenlendi, konferanslar verildi ve rehberler efl-
li¤inde yak›n çevrede geziler yap›ld›. Nehir bo-
yunca çeflitli yerlere (kulüpler, laboratuvarlar
vb.) internet yoluyla ba¤lanabilen tekne, çevre-
deki trans-lokal a¤›n bir parças› oldu. Gezi süre-
since yerel televizyonda internet arac›l›¤›yla
canl› programlar gerçeklefltirildi.
Almanya ve Hollanda aras›ndaki ba¤lant›n›n
özgün bir simgesi olan Ren Nehri boyunca,
teknenin eflsiz “heterotopya”s› içinde güçlü bir
iflbirli¤i ortam› gelifltirildi. A¤ üzerinden ortak
deneysel yay›n uygulamas›ndan yeni bir melez
medya ile gerçek bir alan ortaya ç›kt›. Bu alan,
art›k tek bir belirli yerleflme birimine ba¤l› ol-
mayan, ancak bunlar›n aralar›ndaki iliflkinin so-
nucunda ortaya ç›kan bir aland›.
Geleneksel bir a¤ olan Ren Nehri, ça¤dafl
“glokal” a¤a, birleflik global-yerel a¤a ve medya
a¤›na (internet/TV) ba¤land›. Reboot, (fiziksel
ile medyan›n birleflimi) melez bir kent görünü-
mü üreten, melez bir tekneydi.
Bu yeni melez (“gerçek” ve medya) manza-
rada, birbirlerine ba¤lanm›fl eski a¤lar, gelenek-
sel alan kategorileri eskimeye bafllamaktad›r.
Bilgi-iletiflim a¤lar› ve medya alanlar› ile flehirci-
lik ve mimarl›¤› birlefltiren yeni bir planlama ve
tasar›m alan› do¤maktad›r. Bu yeni “Dijital
Üstte, ReBoot: yüzen bir
Kentleflme” anlay›fl›n›n, yeni bir melez kentsel
medya laboratuvar›, 1999.
Altta, ReBoot: melez kent a¤ gelifltirmek için yeni araçlara ve yeni araflt›r-
görünümü, 1999. ma türlerine gereksinimi vard›r.

78 mimar•ist 2006/3
KENT

Melez Ortam Bundan dolay› fiziksel alan ve onun ö¤eleri,


Günümüzde, medya a¤› (internet, telefon, tele- ba¤›ms›z birer nesne olarak ele al›nmamal›, tam
vizyon vb.), “gerçek” ortamlar› hem nüfuzlar› tersine, ait olduklar› a¤›n bütünü içinde, hem
alt›na almakta hem de onlarla karfl›l›kl› etkile- onu etkileyen hem de ondan etkilenen bir çer-
flimde bulunmaktad›r. Dijital bilgi-iletiflim çeve içinde incelenmelidir.
ak›mlar›ndan ortaya ç›kan ortam yaln›zca fizik- Melez ortam kavram›, fiziksel alan›, yaln›zca
sel çevremizi de¤il, ayn› anda genel olarak top- ait oldu¤u ve karfl›l›kl› iliflki içinde bulundu¤u
lumlar›m›z›n sosyal, ekonomik ve kültürel ör- a¤ sistemi ba¤lam›nda ve o iliflki içinde ele al-
gütlenmesini de de¤ifltirmektedir. maz. Melez ortam yaklafl›m›, medya ortam› ile
“Melez ortam” deyimi medya alan› ile fizik- fiziksel mekân› bütünleflmifl bir biçimde alg›la-
sel alan›n birleflmesi ve kaynaflmas› anlam›nda yacak ve gelifltirecek yöntembilimlere odaklan›r;
kullan›lmaktad›r. Melez ortamlar, fiziksel nes- bu karars›z melez ortamlar ayn› anda hem ana-
nelerle bilgi-iletiflim a¤lar›n›n uyuflmas›n›n ürü- log hem de dijital oldu¤u gibi, sanal ve madde-
nüdür, mimarl›k ile medya ortam›n›n birleflme- sel, yerel ve global, dokunsal ve soyut olabilir.
sinin sonucudur. Bu ba¤lamda yap›lar, arayüzler, bileflik med-
Bu tür melez ortam örnekleri, kamusal kent ya ve hareketli ba¤lant›lar sistemi içinde yer alan
mekânlar›nda özel mekân adac›klar› yaratan cep ö¤eler olarak incelenmelidir. Almanya’n›n Bre-
telefonlar›n›n özel (iletiflim) alanlar› ya da ka- men kentinde bir ça¤dafl sanat müzesi projesin-
meralar›n kamusal kent mekânlar›n› izledi¤i gö- de “gelecek müzesi” (medya sanat› ile a¤ sanat›
zetlenen çevreler gibi, günlük yaflam›m›z›n her projelerini bütünlefltiren bir müze) tipolojileri
evresinde bulunabilir. Evlerimizin artan bir bi- üzerinde çal›flt›k. Sanat sergilerinin giderek da-
çimde “ak›ll›” olmas›nda ve a¤larla dolu alanla- ha fazla korunmas› gerekti¤inden (çevresel etki-
ra dönmesinde benzer baflka örneklere rastlaya- ler, güvenlik önlemleri), sanat müzesinin mima-
biliriz: dolapta kalan süt miktar›n› denetleyen risini, aralar›nda bir a¤ ba¤lant›s› bulunan kon-
buzdolaplar›, oca¤›n söndürülmedi¤ini bildiren teyn›rlar sistemi olarak gelifltirdik. Bu sanat Bremen Sanat Müzesi:
Parkta birbirine ba¤l› kon-
cep telefonlar›, yeni film siparifli veren televiz- konteyn›rlar›n›n kökleri bir tarih park› içinde
teyn›rlar a¤›. (invOFFICE
yonlar, uzaktan çal›flmaya olanak veren çal›flma yay›lmakta idi. for architecture, urbanism
mekânlar›, evin ayr›lmaz bir parças› olmaktad›r. Hollanda’n›n Almere kentinde yeni teknolo- und design, 2005.)

mimar•ist 2006/3 79
KENT

oldu¤u gibi birçok otelde de uzun süredir uy-


gulanmaktad›r. Günümüzde yap› güvenli¤i tek-
nolojisi, büyüme h›z› yüksek bir endüstridir.
Yap› tasar›m›nda, de¤iflimin yo¤un etkisi al-
t›ndaki alanlar›n kullan›m›n› ve buna ba¤l› ola-
Uzaktan al›flveriflin konuta rak de¤iflen yap› tipolojilerini göz önüne almak
entegrasyonu ya da gereklidir: ‹flyeri olarak da kullan›labilen daha
birleflik medya sistemi ve
devingen ba¤lant›lar
genifl konutlar, öncelikle belirli tarihlerdeki dü-
içinde bir ö¤e olarak zenli toplant›larda kullan›lacak olan ve bundan
konut. (invOFFICE for dolay› her fleyden önce iletiflim ve temsilcilik ge-
architecture, urbanism reksinimlerine yan›t verecek iflyeri binalar›, ya
und design, 2005.)
da uzaktan al›flverifl (teleshopping) için yeni ge-
jilerin yaflama, çal›flma ve dinlenme gibi kentsel
reksinim duyulmaya bafllanan küçük ölçekli da-
ifllevleri nas›l etkiledi¤ini ve mekânlar›n de¤iflen ¤›t›m merkezleri ve konut alanlar›n›n göbe¤in-
yaflam biçimlerine göre nas›l gelifltirilmesi gerek- de saatli¤ine kiralanabilen konferans salonlar›...
ti¤ini araflt›rd›k. Günümüzün konutu, birbirine
a¤ ile ba¤l› konteyn›rlar gibi, bir ak›ll› a¤ ortam›- Kentsel Sistem Tasar›m›
na dönüflmektedir, bu sadece bir Microsoft pro- Dijital a¤lar›n ayn› anda her yerde bulunmas›yla
jesi de¤ildir, uzun zaman önce gerçekleflmifltir. da desteklenerek, yap›l› çevre ve mekânsal dü-
Etraf›m›z› çevreleyen ak›ll› ve elektronik uygula- zen olgular›ndan ba¤›ms›zlaflmayla “mekâns›z-
malarda, sözde dijital ev, e-ev ya da ak›ll›-ev, diji- laflma” süreçleri h›zla ilerlemektedir. Dijital tek-
tal müzik, video ve televizyon e¤lenceleri (dijital nolojiler ve medya ortamlar›, ifllevleri emerek,
e¤lence) bafl rolü oynuyor; bununla birlikte, gerçek mimari ve kentsel alanlardan d›flar› ç›ka-
elektronik gösteri tüketimi, içinde ›s›tma r›rlar. Örne¤in kitaplar›n internet arac›l›¤› ile sa-
sistemlerinin, buzdolaplar›n›n, konutta yaflayan- t›lmas›, mahallelerde bulunan kitapç› dükkânla-
lar›n sa¤l›k ve tedavisi ile ilgili özel denetleme bi- r›n›n ifllerini yitirmesine neden olmaktad›r.
rimlerinin, ayr›ca bilgisayarla çal›flt›r›lan ve telsiz Ancak buna karfl›l›k, daha büyük kitapevleri,
ya da kiflisel dijital yard›mc› ile hareket eden bu mekân›n henüz doldurulmam›fl bir piyasa ta-
hemflire robotlar›n bulundu¤u konut ilk örnek- lebi oldu¤unu h›zla fark etmektedirler. Haftada
lerini (prototiplerini) teflvik etmektedir. sadece birkaç gün bile olsa telekomünikasyo-
Yap›lar›n donan›m› (hardware) ve yap› pro- nun, salt uygun alanlarla ilgili de¤il, ifli sürdür-
jesinin programlanmas› (software) anlam›nda mek için gerekecek bürolar›n yap›s›, nitelikleri
yeni bir görev ortaya ç›kmaktad›r. Binalar, diji- ve arazi seçimiyle de ilgili sonuçlar› olmaktad›r.
tal araçlar yard›m›yla “programlanabilir”. Diji- Büro yap›lar›nda günlük ifller için iletiflim ö¤ele-
Kentsel Hizmet Tasar›m›: tal teknoloji deste¤iyle, haftan›n ve günün de¤i- rine uygun mekânlar›n bulunmas›na bugün her
devingen analog-dijital zamankinden daha çok gereksinim vard›r. Bu,
flik zaman dilimleri içinde yap›da ifllev de¤iflik-
altyap›. (invOFFICE for
likleri mümkün olabilir. Kimlik belirlemelerde mekânsal hiyerarflileri ve yap›l› çevrenin nitelik-
architecture, urbanism und
design, 2005.) elektronik eriflim denetimi, iflyeri ve fabrikalarda lerini de¤ifltirir.
Bununla beraber, bugün çok say›da Avrupa
kentinin de karfl› karfl›ya oldu¤u “küçülen kent”
sorunlar› ile u¤rafl›l›rken, medya ortamlar›n›n fi-
ziksel kentsel alanlardan baz› ifllevleri kendi
bünyelerine aktarmas› önerilmektedir. ‹lk bak›fl-
ta bu bir çeliflki gibi gözükse de, medya hizmet-
leri, tam kapasiteyle çal›flmayan ve bu yüzden
art›k sürdürülebilir olmayan altyap› hizmetleri-
ne bir çözüm olarak görülmektedir.
Dinamik hizmetlerin uygulanmas›, toplum-
sal altyap› a¤›n›n zay›flamas›na karfl› koymak
için bir çözüm olarak düflünülebilir ve böylece
küçülen kentlerde emekliler ve ekonomik yön-
den güçsüz kifliler gibi nüfusun daha dura¤an
k›s›mlar›n›n da yaflam kalitesi garanti alt›na al›-
nabilir. Almanya’n›n çeflitli bölgelerinde dina-
mik ve medya hizmetlerini (köy köy gezen film

80 mimar•ist 2006/3
KENT

oynat›c›s›, tek tek yolcular› istedikleri yere götü- orta tabakan›n özel güvenlik görevlileri ve “in-
ren otobüs ve uzaktan e¤itim ve sa¤l›k hizmet- ternet kameralar›”yla korunan konut alanlar›
leri) birlefltirme örnekleri denenmektedir. Bun- “kapal› yerleflimler”i (gated communities) tehdit
lar, en basit düflük teknoloji ve sanat geliflmele- eder.
rinin, bilgi-iletiflim teknolojisinde eflzamanl› Stephen Graham ve Simon Marvin’in dedik-
kullan›lmas›n› sa¤layabilir. leri gibi: “Glokal (global/lokal) a¤ ortamlar›n›,
Ancak, bütün bunlar›n ötesinde söz konusu onlar› çevreleyen kentsel ortamlar›n ince parça-
olan, yap›lar›n, dinamiklefltirilmifl bir ortam›n lara ayr›lm›fl dokusunda ve zaman içerisinde
arayüzleri olarak alg›lanmas›d›r. Sorun yaln›zca seyrekleflmifl bir örgü gibi alg›lamak için umut-
yap›n›n tasar›m›na dahil olmak de¤il, dura¤an, suz bir gereksinimi vard›r. Havaalanlar›n›, bü-
devingen ve a¤ ö¤elerinin bütünlü¤ü içinde sis- yük çarfl›lar›, tema parklar›n› vb. yerel doku içe-
temlerin geliflmesine kendimizi adamam›z söz risinde, sürekli ve güçlü bir engel oluflturmak
konusu. Bu, “konutlar”›n yaln›zca tasarlanmas› yerine toplumsal etkileflim ve kabul yaratacak
de¤il, de¤iflen kullan›mlar ve dönüflümler için bir biçimde nas›l bütünlefltirebilirizin kuramsal
programlanmas› anlam›na geliyor. Bu tür, olu- yollar›n› aramal›y›z.” (Stephen Graham ve Si-
flum odakl› bir bak›fl aç›s› yaln›zca yap›lar›n biti- mon Marvin, Splintering urbanism - networked
rilmesini de¤il, günlük ve haftal›k döngülerden infrastructures, technological mobilities and the
tüm bir yaflam döngüsüne ve geri dönüflümüne urban condition, London 2001)
kadar, yap›lar›n dönemlerini dikkate al›r.
Köklü Rotalar (Rooting Routes)
Kentsel A¤lar Hollanda’n›n Amsterdam kenti yak›n›ndaki
Günümüzün kentsel çevresinin, toplanma ve Schiphol Havaalan›’n› çevreleyen mahalleler ha-
merkezden uzaklaflma, ifllevsel birleflme ve ay- vaalan›n›n “global niteli¤i”ne tam olarak efllik
r›flma gibi karfl›t e¤ilimlerinin çeliflkili dinamiz- edememektedir. Bu mahalleler, alan›n global
mi içinde geleneksel mekânsal farkl›laflma de- mekânsal hiyerarflisi içindeki yüksek performan-
yimleri de¤erini yitirmektedir. Bu parçal› kent- s›ndan gerçekten yararlanmak yerine, onun ya-
sel görünüm içinde “merkez”e karfl› “çevre”, ratt›¤› tüm s›k›nt›lar› çeken bir “arka bahçe” ol-
“peyzaj”a karfl› “kent” ve “ifllevsel bölgeleme” maktad›r. Bu soruna yan›t bulmak amac›yla
(örn. oturma, çal›flma ve e¤lenme) gibi ulamlar Schiphol Havaalan›’n› yerel dokuya katmak için
(kategoriler) eskimifl, modas› geçmifl sözcüklere transit turizmi araç olarak kullanan bir öneri ge-
dönüflmektedir. lifltirdik.
Kentsel organizmalar, çevrenin tek merkez Schiphol Havaalan›’n› kullanan kiflilerin
etraf›nda düzenlendi¤i hiyerarflik yap›l› merkez önemli bir ço¤unlu¤u iki uçufl aras›nda vakit
ve çevre odakl› sistemlerden, bir a¤ örgütlen- geçirmek zorunda olan transit yolculard›r.
meleri hiyerarflisine dönüflmektedir. Bu a¤ ken- Uyurlar, al›flverifl yaparlar, film seyrederler... Köklü Rotalar, Schiphol
tinin dü¤üm noktalar›, ifllevsel ve simgesel ola- ama bu bekleyifl gene de s›k›c›d›r. Transit yolcu- Havaalan›’n› çevrenin yerel
rak farkl›laflm›flt›r ve karfl›l›kl› olarak birbirlerini dokusu içine alan rotalar›n
larla “k›sa süreli kalacaklar”›n bu süreyi daha
menüsü. (invOFFICE for
tamamlamaktad›r. “nitelikli” geçirmeleri sa¤lanamaz m›? Örne¤in, architecture, urbanism
Kentler, ya da bu kentlerin baz› bölümleri, toplu yolcular›n uluslararas› toplant›lar›n› und design, 2004.)
simgesel merkez olmaya bafllay›p dolay›s›yla da
önem kazan›rken, komflu kentler (ya da kentle-
rin komflu bölgeleri) de önemini yitirmekte ve
belleklerden yok olmaktad›r. A¤ kentinin sim-
gesel ve ifllevsel yönden önemli noktalar›n›n
çevresindeki yak›n alanlar›n yüklendi¤i ifllev git-
tikçe ikincilleflmekte, kimi zaman da ifllevsizlefl-
mektedir (örne¤in “sorunlu bölgeler” ve kent-
sel çevre ve bilgi-iletiflim a¤lar›yla ba¤lant›s› za-
y›f olan marjinal toplumsal gruplar›n konut
alanlar›).
“A¤ kenti”nin sürekli olmayan kentsel görü-
nümünde mekânsal parçalanma, toplumsal ay-
r›flman›n bir aynas› ve üreticisidir. D›fllanm›fl
bölgenin konut alanlar› (“gettolar”?) kat› top-
lumsal karfl›tl›klar yaflar ve yan› bafl›nda, üst ve

mimar•ist 2006/3 81
KENT

Schiphol’da düzenlemeleri... Havaalan›n›n ken- tal kamusal alan aras›ndaki iliflkiyi tasarlama ro-
di olanaklar›na ek olarak yerel çevre de benzer- lü gitgide daha büyük zorluklarla karfl› karfl›ya
siz bir deneyim olarak havaalan›n›n global orta- gelmektedir: “dijital” kentin maddesel karfl›l›¤›
m›na dahil edilemez mi? ile olan iliflkisini ve birbiriyle ba¤lant›s›n› sorgu-
Schiphol Havaalan›’n›n “Köklü Rotalar›” lamak, “sanal” ve maddesel (kentsel) dünyalar
projesi kapsam›nda bisikletliler ile turist mini- aras›ndaki arayüzler konusunda kuramsal dü-
büsleri, turist tekneleri ve deniz taksileri için flünce üretmek ve melez (analog-dijital) iletiflim
spor yollar›, do¤a yollar›, e¤itici yollar, tarihsel ortamlar› tasarlamak...
yollar ve al›flverifl yollar› ad› alt›nda havaalan›n- ‹letiflim alanlar›n›n mimarl›¤›; aradaki mesa-
dan yerel çevreye ulaflabilecekleri birkaç yol feyi kapat›r ve global medya kürelerini yerel içe-
önerdik. Schiphol yolcular› bekleme süreleri rik ve mekâna ba¤larken, birleflik bir analog/di-
içinde havaalan› çevresini dolaflabileceklerdi. Bu jital altyap› önermektedir: Kuramsal projemiz
rotalar elektronik araçlarla, örne¤in yolcunun “Kamusal Medyan›n Kentsel Arayüzleri”, ka-
kendi cep telefonuyla, izlenebilecek, denetlene- musal (kentsel) mekân›n ifllevini sa¤lamlaflt›r-
bilecek ve yolculara rehberlik edilebilecekti. mak amac›yla kitlesel medyan›n karfl›l›kl› etkile-
Yolcular›n kulland›klar› cep telefonlar› arac›- flimi için yarat›lan alternatif bir senaryodur.
l›¤› ile dolaflma süreci içinde elektronik denetle- Bu proje, melez bir kentsel a¤ alan›, medya
me yap›labilecek ve kendilerine çevre konusun- alan› ile kentsel alan›n kaynaflmas›n› gelifltir-
da bilgiler iletilebilecekti. mekte ve global medya alan› ile yerel kentsel
Bunlar Schiphol Havaalan›’na, ek bir global alan aras›nda kamunun ulaflabildi¤i arayüzler
transit noktas› potansiyeli vererek buran›n üzerine kuramlar yürütmektedir. Gittikçe daha
“yer” olarak deneyimini ve imgesini güçlendi- fazla özelleflen bir toplumda kamunun görevini
recekti. Ayr›ca havaalan› çevresindeki, butikler vurgulamakta ve yerel ile global aras›ndaki bofl-
ve lokantalar gibi küçük ölçekli ekonomik faali- lu¤u doldurmaktad›r. Bu kentsel ve medya a¤-
yetleri de güçlendirecekti. Bölgedeki kamusal lar›n›n birlefliminden ortaya ç›kan sonuç, ayn›
ve yeflil alanlar›n iyilefltirilmesine de katk› sa¤la- anda hem analog hem dijital, hem sanal hem
m›fl olacakt›. Amsterdam kentinin içindeki tu- maddesel, hem yerel hem global olan “melez”
rizm bask›s›n› hafifleterek, kentin eteklerindeki alanlard›r.
turizm ekonomisinin geliflmesinde itici bir güç (Mahallenizdeki çamafl›rhanede) yerel pub-
olacakt›. lic “tele-feeder facility”, yani “Kamusal Medya
Bu, global devingen alanlar ile kendi bölge- Kentsel Arayüzleri”nin temel birimi, halk›n di-
sel yerel çevresi aras›nda havaalan›n› bir arayüz namik bir iletiflim ortam› içinde iletiler üretme-
olma rolünü güçlendirerek buran›n, yerel doku sini, s›n›rl› yay›n yapmas›n› ve yay›n almas›n›
Kamusal Medya Kentsel içinde örülmesinin yollar›ndan biri olacakt›. sa¤lamaktad›r. Afla¤›dan yukar›ya do¤ru bir di-
Arayüzleri: kentsel iletiflim namik yerel medya a¤› yarat›larak, glokal (glo-
alan›n›n dinamik örne¤i. bal/lokal) medya ortam›n› geçici olarak doldur-
(invOFFICE for Dijital Kentleflme
architecture, urbanism Mimarl›¤›n; mekânlar› sosyal etkileflim alanlar› mak üzere yerel olaylar özendirilebilir ve des-
und design, 2000.) olarak tan›mlama ve oluflturma, fiziksel ve diji- teklenebilir.
Arayüzleri kamusal alanda bulunan, global
medya ortam› ile yerel bölgeler aras›ndaki bu
ba¤, (kentsel) yerel bölgelerden, global medya
çevresine yay›n yapmay›, ulaflmay› ve o çevreyi
etkilemeyi olanakl› k›lmaktad›r.
Londra’n›n kentsel gerilimlerinden ve yap›-
s›ndan faydalanan bir proje sunumu, bir çal›flma
kuram›n› belirli bir kentsel durumun yap›sal
özellikleriyle karfl›layarak bu araflt›rmalar›n stra-
tejilerini aç›klar ve çeflitli yönlerini görsel olarak
canland›r›r.
Bu yaklafl›mdan hareket ederek, Neighbours
Network City, NNC (CNN’in tersi) (Mahalle
A¤lar› Kenti) bafll›¤› alt›nda, ‹stanbul ile birlikte
2010 y›l›nda Avrupa Kültür Baflkenti olacak Es-
sen kenti ve Ruhr bölgesi için, bir dizi proje ge-
lifltirilmifltir. Bu projelerden biri olan “Sub_City”

82 mimar•ist 2006/3
KENT

Sub_City: Essen/Ruhr
kent bölgesinin “alt”
katmanlar›nda büyük bir
kentsel oyun. (invOFFICE
for architecture, urbanism
und design, 2004.)
(Alt_Kent) cep telefonlar› ile oynanacak büyük Not:
Elizabeth Sikiaridi ve Frans Vogelaar Hollanda’n›n
bir kentsel oyun önerisi getirmektedir. Amsterdam kentinde, stratejik araflt›rma ve geliflme ile
“Sub_City”, kentin alt katmanlar›n› harekete ge- yenilikçi tasar›m konular›nda uzmanlaflm›fl “invOFFICE
çirerek, Ruhr bölgesinde eski maden alanlar›n- for architecture, urbanism and design” adl› büronun
yöneticileri.
dan birinin toprak alt›n› konu almaktad›r. Sikiaridi ve Vogelaar, Hollanda hükümetinin, “bilgi-
Bu projeler, yeni ortaya ç›kan “bilgi-iletiflim iletiflim ça¤›nda mekân kullan›m›” üzerine yürüttü¤ü
çal›flmada dan›flman olarak görev yapt›lar.
ça¤›”n›n mimari/kentsel de¤iflimlerini araflt›- Bu çal›flma için bkz:
ran, kentleflme ile kitlesel medya ve iletiflim a¤- http://www.infodrome.nl/publicaties/domeinen/07_rui
lar› ortam› aras›ndaki dinamik etkileflimi incele- _vog_essay.html
Sikiaridi, Paris ve Darmstadt kentlerinde mimarl›k ve
yen “Dijital Kentleflme” adl› yeni disiplinlerara- flehircilik e¤itimi gördü, ard›ndan Stuttgart’ta Behnisch &
s› çal›flma alan›n›n ilk örneklerini (prototipleri- Partner flirketinde çal›flt›. Vogelaar, Eindhoven’da endüstri
tasar›m› ve Londra’da mimarl›k ve flehircilik (AA)
ni) oluflturur. okuduktan sonra Rotterdam’da O.M.A.’da (Koolhaas) ve
Dijital Kentleflme, kamusal alandaki bilgi- Milano’da Studio Alchimia’da (Mendini) çal›flt›.
iletiflim süreçleriyle, kentsel büyümeyle örtüflen
ve onu de¤ifltiren esnek yanlarla ilgilenir: çekim
alan› gibi çal›flan, geleneksel kentsel yap›y› dö-
nüfltüren, iç içe ören, kentsel dokuyu y›rtarak ve
keserek delikler açan, arayüzler talep eden gö-
rünmeyen a¤lar.
Soft Urbanism
Bundan dolay› “Dijital Kentleflme”nin u¤rafl
alan›, mekânlar› tan›mlamak yerine, kendinden Soft Urbanism deals with information/communication processes in public
örgütlenme (self-organization) süreçleri için uy- space, the soft aspects overlying the urban sprawl and modifying it: the invisible
gun çerçeveler yaratmakt›r. Dijital Kentleflme networks acting as attractors, transforming the traditional urban structure,
altyap› alanlar›na yaln›zca müdahale etmez, ayn› interweaving, ripping open and cutting through the urban tissue, demanding
zamanda onun genel kavramlar›n› benimser ve interfaces.
paradigmalar›n› izler. Toplumsal etkileflim ola- Soft Urbanism is therefore not about determining places, but about creating
naklar› alan›n› geniflleterek ve kentsel geliflmede frameworks for processes of self-organisation. Soft Urbanism not only
yeni yollar açarak do¤al esnek bir yaklafl›m geti- intervenes in the realm of infrastructures, but also adopts their concept and
rir. follows their paradigm. It brings an inherently flexible approach by expanding
the field of possibilities of social interaction and opening new paths of urban
Elizabeth Sikiaridi, Prof., Duisburg-Essen Üniversitesi development.
Frans Vogelaar, Prof., Köln Medya Sanatlar› Akademisi

mimar•ist 2006/3 83
KENT

Frankfurt Kamusal Mekân Bürosu’ndan


“Kamusal Mekân›n Gelifltirilmesine ‹liflkin Rapor”
Avrupa, Kentini ve Kentçili¤ini
Gözden Geçiriyor

Ç ok de¤il flurada befl on y›ldan beri, Avru-


pa’n›n tarihî kentlerini bir “public space”
(kamusal mekân) hareketi sard›. Belediyeler, ge-
fiehir Planlamac›l›¤› Aç›s›ndan
Kamusal Mekâna ‹liflkin Temel Durufllar
Kamusal mekân›n bafl›bofl ve bak›ms›z b›rak›ld›-
çen yüzy›lda türlü çeflitli nedenlerle kent haya- ¤›na dair elefltiriler on y›llard›r süregelmektedir.
t›ndan ç›kan, terk ve ihmal edilen “public spa- Mitscherlich’in Unwirklichkeit unserer Städte1
ce”i yeniden kent hayat›na sokmak için ilginç (1963) adl› eserinden Jane Jacob’un Tod und
imar programlar› yap›yor ve 20. yüzy›l kentçili- Leben großer amerikanischer Städte2 (1961) ve
¤ini gözden geçiriyor... Frankfurt bu kentlerden Richard Sennet’in Verfall und Ende des Öffent-
biri. lichen Lebens3 (1983) adl› eserine kadar, teorik
Frankfurt’ta, kamusal mekân hareketi, Bele- haz›rl›k olarak her fleyden önce flehircilik strük-
diye Meclisi’nin 1998’de onaylad›¤› “Daha Gü- türlerindeki aç›klardan ve flehir içindeki kamusal
zel Frankfurt” program›yla bafllad›. Amaç, ka- mekânlar›n ifllev kayb›ndan, insan›n özele çekil-
mu âleme aç›k mekân› gözden ve elden geçirmek, mesi ile ba¤lant›l› olarak, flikâyet edilmektedir.
ihya etmek, flenlendirmek... Belediyede, bu ifli pifli- Rhein-Main bölgesinde de flehirden kaç›fl ve
rip kotaracak bir de büro kurulmufltu: Kamusal banliyöye göç konusu daima tart›flmada yer et-
Mekân “Öffentlicher Raum” Bürosu.
mifltir.
Geçenlerde bu büronun flefi mimar M. Hootz
Kamusal mekânlar›n sorunlar›n›n flehir geli-
ile görüfltüm. mimar.ist için bir söylefli yapmak is-
flimindeki sorunlar› bir mercek gibi ortaya koy-
tiyordum. ‹stanbul’un da bugün her fleyden önce
du¤u kesinlikle tart›flma götürmez. Bak›ms›z b›-
kendine özgü bir kamusal mekân hareketine ihti-
rak›lm›fl kamusal mekânlar, flehir sakinlerinin
yac› oldu¤unu düflünüyordum. Frankfurt dene-
güveninin sars›lmas› ve gençlerdeki amaçs›zl›k
yimi iyi örnek olabilirdi...
aras›ndaki iliflkilerden, sokaktaki korku ve flid-
Bu görüflme s›ras›nda Hootz, bana büronun
dete kadar olan ba¤lamlar da flimdiye kadar tar-
sekiz y›ll›k deneyimini içeren bir ara raporun
t›fl›lm›flt›r ve burada tekrarlanmalar›na gerek
kopyas›n› verdi. Ekteki yaz› bu raporun girifl bö-
yoktur.
lümüdür; mimar.ist okurlar› için ilgi çekici ola-
ca¤›n› umuyorum.
Yeni fiehircilik - fiehrin Yeniden Canland›r›lmas›
Hasan Çak›r
Di¤er yandan geçmiflte Frankfurt’ta da, hatta
özellikle burada gözlemlenebilen birbirine kar-
Kamusal Mekân›n Gelifltirilmesine ‹liflkin Rapor fl›t geliflmeler olmufltur.
Frankfurt’taki kamusal mekân›n flekillendirilme- Yeni flehircilik kavram› alt›nda flehir hayat›-
si, dolay›s›yla iyilefltirilmesi etraf›nda dönen tar- n›n yeniden canland›r›lmas› görülmektedir ki,
t›flma hissedilir flekilde canlanm›flt›r ve giderek bunun alt›nda her fleyden önce kültür, e¤lence
daha fazla dikkatleri çekmektedir. ve yaflant› alan›ndaki flehir olanaklar› avantaj
Bu ba¤lamdaki belirleyici ad›mlardan birisi olarak an›lmaktad›r.
“Daha Güzel Frankfurt” özel program›na ilifl- Özellikle merkezî ifllevi olan flehirler çekici
kin olarak 7 May›s 1998 tarihli belediye meclisi bir imaj gelifltirerek çok çeflitli ve k›smen de he-
toplant›s›nda on y›ll›k program fleklinde al›nan yecan verici olanaklar ile turizm ve k›sa tatiller
kararlar ve bunlarla birlikte bir özel bütçe tahsis için bir çekim merkezi olarak insanlar›n hedefi
edilmesidir. olmaktad›r.
Afla¤›daki rapor, faaliyetleri hem genel bir Frankfurt Avrupa baflkenti olarak, gökdelen-
üst çat› alt›nda s›n›fland›ran hem de gelecekteki ler ve bankalar flehri olarak, ama müzeleri (Mu-
eylem gereksinimlerini ortaya koyan temel bir seumufer) ile de kendine özgü profilini ve güçlü
ara de¤erlendirme niteli¤indedir. yanlar›n› gelifltirebilir ve bu sayede Avrupa ve

84 mimar•ist 2006/3
KENT

dünya çap›nda çekicilik kazanabilir. fiehir, pro- Paulus Meydan›


filini ekonomi ve iflyerleri yerleflkesi olarak ol- (Paulusplatz) ve
çevresinin bugünkü
du¤u kadar, konut ve bofl zaman mekân› olarak
mekân dokusu. 2. Dünya
da flekillendirmelidir. Savafl›’nda y›k›lan
Bu ba¤lamda kamusal mekân hem küresel Paulusplatz ve cevresi
rekabet hem de sakinlerinin özbilinci için fleh- 1970’li y›llarda, o
dönemin kentçilik
rin kartvizitidir. Üzerinde “Hammering Man”
anlay›fl›na göre yeniden
heykelinin durdu¤u “fuar kulesi” gökdeleninin imar edildi. Bugünkü kent
önündeki meydan da art›k flair Goethe’nin evi dokusu o imara aittir.
“Goethehaus” ve soka¤› “Großer Hirschgra- Bugün Frankfurtlular o
dönemin imar›n› elefltiriyor; o tür imar›n kentin sokak ve meydan cizgilerini (ara yüzlerini) yok
ben” gibi bir resim ve simge olarak dünyada bi-
etti¤ini ve bu yok oluflla kamusal mekân›n yitirildi¤ini söylüyorlar. Kamusal mekân›n yeniden
linmektedir. imar› ve ihyas› bugün Frankfurt Belediyesi’nin ana faaliyetlerinden biridir.
Di¤er yandan kamusal mekânlar›n çekicili- Yitirilen kamusal mekân›n ihya edilmesi için Frankfurt Kamusal Mekân Bürosu taraf›ndan
¤ini art›rmaya yönelik olan stratejiler az say›da- 100’e yak›n proje öneriliyor. Paulusplatz ve yöresi bu projelerden biri.
Afla¤›da Paulusplatz ve çevresi için yap›lan mekân düzenleme yar›flmas›nda seçilen
ki heyecan verici projelerle s›n›rl› kalmamal›d›r. üç öneri görülmektedir. (Hasan Çak›r)
Enine boyuna, flehrin tamam›nda görülür ol-
mal› ve uygulanmal›d›r.
fiehrin ve kamusal mekân›n yeniden canlan-
d›r›lmas›n›n olumlu bir etmeni de, flehirsel ba¤-
lam içerisinde iletiflime ve sosyalleflmeye haz›r
oluflu aç›kça ifade eden, sosyalleflmeye, sabit ve
kamuya aç›k organizasyonlara, festivallere, top-
lant›lara ve e¤lentilere olan gereksinimdir. Mü-
zeler Festivali’nden Gökdelenler Festivali’ne ve
Noel Panay›r›’na kadar flehir içine adeta bir hü-
cum gerçekleflmektedir. Önemli olan, bu ge-
reksinimin münferit ve “büyük organizasyon-
lar” çerçevesinde b›rak›lmamas›, aksine flehir
içindeki gündelik uygulamalarda bundan yarar- C. Mäkler önerisi.
lan›lmas›d›r. Frankfurt’taki kamusal mekânlar›n
genel tablosu bask›n fleklindeki ve s›kl›kla “ezi-
ci” tekil olaylar de¤il, aksine sosyalleflme ve ile-
tiflim için gündelik f›rsatlar olmal›d›r.
E¤er bundan dolay› “yeni flehirsellik” sloga-
n› gerçek olacaksa, infla edilmifl flehir ile top-
lumsal çerçeve olan flehir ya da kamu mal› ya da
bireyin memleketi olan flehir aras›ndaki iliflki
yeniden güçlendirilmelidir.
Çokça flikâyet edilen bir konu olan, mesai
saati sonunda flehirlerin ›ss›zlaflmas›, özel alana
çekilme madalyonunun, yani giderek daha iyi
Üstte, H. Goedeking’in,
solda, Zvonko Turkali’nin
önerileri.

mimar•ist 2006/3 85
KENT

korunan ve gözetlenen konutlara ve iflletmelere Hedefler


çekilmenin, di¤er yüzüdür. Yukar›da sunulan bafllang›ç durumunun ve so-
Kamusal mekân›n ulafl›m ifllevleri için bir de- run tan›m›n›n sonucu olarak, çal›flmalar›n deva-
jenere art›k alana dönüflmemesi isteniyorsa, yal- m› için afla¤›daki hedefler temel al›nacakt›r:
n›zca görsel olarak de¤ifltirilmekle kalmay›p bir • Frankfurt’taki kamusal mekânlar›n yap›s›
mekân olarak kamusal yaflamda de¤iflik ve çekici ve görünüflü iyilefltirilecek.
bir ifllev kazanmal›d›r. Biçim ve ifllev, ayr›lmaz • Sakinler ve yayalar için ikamet ve zaman
biçimde birbiriyle ba¤lant›l›d›r ve her iyilefltir- geçirme kalitesi yükseltilecek, kamusal mekân-
me tedbirinde en bafl›ndan beri üzerlerinde dü- lar iletiflim ve dinlenme için bir f›rsat olacak.
flünülmelidir. • Kamusal mekânlar için uygun kullan›m ve
Çekici biçimlendirilmifl bir kamusal mekân ifllevler tan›mlanacak ve yarat›lacak, ›ss›zlaflma
flehirdeki insana, ideal durumda onu zaman ge- giderilecek.
çirmek üzere ve iletiflim için davet ederek, önce • Düzenli bak›m yoluyla kamusal mekânla-
flehirsel bir yaflam f›rsat› sunar. Kamusal mekâ- r›n bak›ms›zlaflmas› önlenecek.
n›n bak›ms›z kalmas› ve flehirlilerce kullan›lma- • Tekrarlanan biçimlendirme ve tasar›m un-
mas› aras›ndaki döngü geçmiflte “afla¤› yönde surlar› ile yerel koflullara uygun hale getirilmifl,
bir spiral” olarak kendini gösterirken, aflamal› hat›rlanabilir bir görünüfle ulafl›lmaya çabalana-
iyilefltirme, iyilefltirilmifl olanaklar ve komflu cak.
özel alanlar›n yeni ve yarat›c› kullan›m olana¤› • Üçüncü flah›slarca rahats›z edici ve görü-
stratejisi ile birlikte gelmelidir. Yani, kamusal nüflü bozucu tedbirlerin ve de¤iflikliklerin uy-
mekân›n baflar›l› bir biçimde iyilefltirilmesi, e¤er gulanmas› önlenecek.
iyilefltirme konseptlerine kat›l›rlarsa, sakinler ta- • fiehirde ikamet etme ve yaflama imaj›n›n
raf›ndan güçlendirilebilir. Buna göre perakende iyilefltirilmesine yönelik bir strateji için çekici
ticaret olanaklar› ya da kalitesi tüketicilere uy- kamusal mekânlar arz edilecek.
gun olmal›d›r. fiehirsel geliflmenin “yeflil çay›r- • Sakinlerin ve kullan›c›lar›n de¤iflim süreci-
daki al›flverifl merkezleri” karfl›s›nda bir f›rsat›- ne kat›lmalar› sa¤lanacak.
n›n olabilmesi isteniyorsa, bu ancak ayn› arz ya- Ancak k›s›tl› personel ve mali kaynaklar›n
p›s›na de¤il, aksine, farkl›laflt›r›lm›fl, eflsiz ve tahsis edilebilmesinden dolay›, faaliyetlerin
yüksek nitelikli dükkân ve perakende sat›fl yap›- özellikle örnek teflkil edecek ve de¤iflim etkisini
s›na ulafl›ld›¤›nda olanakl› olur. Yaflant› alanlar›- en kal›c› flekilde temsil edecek projeler üzerinde
n›n çeflitlili¤i ve özgünlü¤ü müflterilerin bek- odaklanmas› önerilmektedir.
lentileri aras›ndad›r ve flehir kenar›ndaki al›flve- Bunun ötesinde seçim için geçerli gerekçele-
rifl merkezleri ile bir z›tl›k oluflturmal›d›r. ri olan ölçütler esas al›nmal›d›r. Afla¤›daki ölçüt-
Dolay›s›yla an›lan hedeflerin gelifltirilmesi- ler listesi dikkate al›nmal›d›r:
nin optimize edilmesi, konut sahipleriyle ya da • Mekânsal da¤›l›m
ifl insanlar›yla en bafl›ndan beri yak›n bir ifl birli- • fiehir merkezi ile semtler aras›nda dengeli
¤i kurulmas›na çabalanarak sa¤lanabilir. bir orant›
• Kamusal mekân›n farkl› ifllev alanlar›n›n
bir arada olmas›
The Report of Frankfurt Public Space Office • Sponsorluk yoluyla üçüncü flah›slar›n kay-
Europe Revises its Cities and Urbanism naklar›n›n kullan›labilece¤i projelere öncelik ve-
rilmesi..
The historical cities of Europe have been surrounded by a movement of ‘public
space’ since five to ten years. Municipalities are making interesting development Notlar:
plans and revising the urbanism of the 20th century in order to reintroduce the 1. Unwirklichkeit unserer Städte: fiehirlerimizin ›ss›zl›¤›.
‘public space’ -which was left and neglected for various reasons in the past 2. Tod und Leben großer amerikanischer Städte: Amerikan
büyük flehirlerinin ölümü ve yaflam›.
century- to the city life. Frankfurt is one of these cities. 3. Verfall und Ende des Öffentlichen Lebens: Kamusal
The movement of public space in Frankfurt started with the program of ‘A More hayat›n çöküflü ve sonu.
Beautiful Frankfurt’ accepted by the municipality council in 1998. An office also
started to work for this aim under the name of ‘Public Space Office’. Hasan Çak›r
met the manager M. Hootz (architect) hoping Frankfurt to be an example for
Istanbul where a genuine movement of public space is also needed. The article
is the introduction part of a mid-report including the eight year experiences of
the office.

86 mimar•ist 2006/3
KENT

Tarihî ve Modern Yüzü ile Barselona


Havva Kanbur

‹ spanya’n›n en kozmopolit ve ekonomik ba-


k›mdan en hareketli flehri olan Barselona, ‹s-
panyol k›y›lar›n›n kuzeydo¤usunda, Akdeniz’in
Ülke genelinde görülen mimari üsluplara k›-
saca göz atarsak, Roma ve öncesi (8-13. yüzy›l-
lar), Ma¤ribi (8-15. yüzy›llar), Gotik (12-16.
k›y›s›nda yerleflmifltir. Mimari aç›dan dünyada yüzy›llar), Rönesans (16. yüzy›l), Barok (17-
bir efli daha bulunmayan Barselona, Avrupa’n›n 18. yüzy›l), Modern Tarz (19. yüzy›l sonlar› ve
taflras› ‹spanya’n›n en bat›l›, en ça¤dafl kentidir. sonras›) olarak özetleyebiliriz.
Adeta ‹spanya’n›n modern yüzüdür Barselona.
1992’de düzenlenen olimpiyatlardan sonra bafl- Modern Tarz ve fiehir
tan sona yenilenen kent, modern binalar›, dev Art Nouveau’nun Katalan yorumu olan moder-
bulvarlar›, sanat eserleriyle dolu meydanlar› ve nizmin en iyi örnekleri Barselona’da görülür.
Akdeniz s›cakkanl›l›¤›n› tafl›yan insanlar›yla, Dönem mimarlar› oldukça özgün bir süsleme
mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Tarihi, tarz› denemifllerdir. Barselona son y›llarda de-
sanat›, mimarisi, e¤lencesi ile unutulmaz kent korasyona ihtiyatla yer verilen, amac›n› yans›tan
Barselona’n›n geçmiflinin ‹spanya’dan daha eski sade formuyla cesur ve daha ifllevsel mimariye
olmas› ilginçtir. tan›k olmaktad›r. Modern tarz, Katalunya’da
Katalunya halk› kendi içinde bir parlamen- ulusal mimari tarz araman›n bir yorumu aray›fl-
toya ve ‹spanyolcadan farkl› bir dile sahiptir. ‹s- lar›n›n cevab› olmufltur adeta (modernisme ar-
panya’n›n en büyük sanayi merkezi durumunda quitectonic).
olmas›na ve ‹spanya sanayisinin yüzde yirmisini
bar›nd›rmas›na ra¤men bu dil fark› yüzünden
Barselona’n›n nüfusu her zaman Madrid’den
daha az olmufltur. Bugün Katalan halk›n›n ya-
flam standard› ‹spanya ortalamas›n›n iki buçuk
kat üzerindedir. Ayr›ca Barselona, ‹spanya’n›n
en büyük liman kentidir. Yaklafl›k dört milyonu
bulan nüfusuyla Barselona, modernleflme arzu-
su, en son uluslararas› e¤ilimleri takip etme
özelli¤i ve bunlar›n bafl›n› çekmesiyle her za-
man kendini kan›tlam›flt›r. Avrupa’n›n Paris’ten
sonra en popüler ikinci, dünyan›n ise New York
ve Paris’ten sonra en popüler üçüncü flehridir.

‹spanya’da Mimari Katalan mimarlar hem eski ulusal malzeme- 1855-1860’l› y›llarda
‹spanya’da görülen mimari üsluplar›n kökeni lerini (tu¤la) hem de yeni teknolojik malzeme- Barselona.
(Kaynak: Diario de
farkl› kültürlere dayan›r. Kuzey Afrika’dan leri (metal) kullanarak Katalan Art Nouveau
Barcelona, P. 5989.)
Ma¤ribi, Fransa’dan Roma ve Gotik, ‹talya’dan tarz›n› gelifltirdiler. Bu yeni tarz, mimarilerinde
Rönesans mimarisi örnek al›nm›flt›r. Fakat bun- hem iç hem de d›fl mekânlarda geliflmelerinin
lar ›fl›k ve gölge tezatlar›, bazen sade bazen süs- orijini oldu. Bu mimari sadece evlerde de¤il, ay-
lü ön cepheler; s›cakl›k ve günefl ›fl›¤›n›n etkisini n› zamanda dinî yap›lar, sanayi yap›lar› ve e¤i-
azaltmak için az pencere aç›lan kal›n duvarlar tim binalar›nda da görülür.
gibi ö¤elerle birleflerek özgün bir ‹spanyol tarz› Barselona ortaça¤da flekillenmifl bir flehirdir.
oluflturmufltur. Biçimlerin bölgeden bölgeye Fakat flehir plan›na bakarsak 1853’te gelifltirilen
de¤iflmesi ‹spanya’n›n bölünmüfllü¤ünü göste- 113 metrekarelik Grid Plan (Cerda Plan›), eski
rir. Revaklarla çevrili orta veranda tasar›m›, flehrin çeperlerinin d›fl›nda tutulmufltur. Günü-
Ma¤ribiler’den beri yaflama mekânlar›n›n belir- müzde Katalunya’n›n endüstriyel gelifliminin
gin bir özelli¤idir. öncüsü olmufltur. Avrupa kentlerinde 19. yüz-

mimar•ist 2006/3 87
KENT

y›lda örnek uygulamalar›n› gördü¤ümüz, eski gesi’nin (Generalitat de Catalunya) baflkentidir.


flehrin d›fl›nda tutulan yeni flehir plan›, hem eski 1978’de yeni anayasa uyar›nca özerk hale getiri-
flehrin korunmas› hem de sanayi ve endüstri ba- len Katalunya, yedi milyonluk bir nüfusa sahip-
k›m›ndan ilerlemesine daha elveriflli oldu¤u için tir ve bölgede Barselona’yla birlikte Girona, Le-
tercih edilmiflti. Örne¤in Atina (Kleanthes- rida ve Tarragona illeri yer al›r.
Schaubert Plan›, 1833), Bari (Trotti Plan›, fiehrin en ilgi çekici yerlerinin bafl›nda, Bar-
1867) ve Madrid (Castro Plan›, 1860). Barse- selona’n›n en karakteristik caddesi Las Ramblas
lona flehir plan› da bu varyasyonlardan biridir. gelir. ‹spanya’n›n ünlü flairlerinden Federico
Çünkü 19. yüzy›l, büyük beklentilerin ve alter- Garcia Lorca’n›n, “dünyada sona ermesini iste-
natif projelerin flehirlere yans›t›ld›¤›, ütopyala- medi¤im tek cadde” dedi¤i Las Ramblas, ben-
r›n denendi¤i dönemdir. 1992 y›l›nda ise olim- zerlerinin aksine oldukça büyük bir caddedir.
piyat oyunlar› Barselona’da düzenlendi ve ünlü Kaba bir gözlemle, ‹stiklal Caddesi’nin dört-befl
mimarlar burada pek çok eser gerçeklefltirdiler. kat› geniflli¤inde ve befl-alt› kat› uzunlu¤unda
Son y›llarda neredeyse tamamen yeniden yap›la- bir cadde olan Las Ramblas, genifl kald›r›mlar›,
nan Barselona, modern bir çehreye büründü ve a¤açlar alt›ndaki banklar›, kitap, gazete, el sana-
gelece¤in önemli Avrupa merkezlerinden biri t› ürünleri, özellikle de baflta kufllar olmak üzere
olmaya do¤ru h›zla ilerliyor. ev hayvanlar› ve çiçek sat›lan dükkânlar›, ressam
ve performans sanatç›lar›yla sadece yayalar›n
kullan›m›na aç›k sevilen bir gezinti alan›d›r.
Ayr›ca Las Ramblas’›n üzerinde Barselonal›-
lar›n, suyundan bir kez içenin Barselona’y› bir
daha terk edemeyece¤ine inand›klar› Rambla
Canaletes ad›nda demir bir çeflme, Barselona
Modern Sanat Galerisi, Virreina Saray›, San Jo-
seph Pazar›, ünlü opera evi Gran Teatre del Li-
ceu ve neredeyse bir as›rd›r kullan›lan ve bir
hayli ünlü olan Cafe de I’Opera bulunmaktad›r.
Baz›lar› için Barselona’n›n sadece Las Ramb-
las’tan ibaret olmas› bofluna de¤ildir. Limandan
bafllayarak yürüdü¤ünüz Las Ramblas’› boydan
boya geçerek yukar› do¤ru ç›kt›¤›n›zda flehrin
kalbinin att›¤› bir meydanda bulursunuz kendi-
nizi. Katalunya Meydan›, Barselona hakk›nda
ilk gerçek fikirlerinizin oluflmaya bafllad›¤› yer-
dir. Buras› bahçeleri, oturma yerleri, çeflmeleriy-
le hem turistlerin hem de yerli halk›n dinlendi¤i
A¤açlar›n s›raland›¤›
“La Rambla” ve bir merkezdir. Meydan›n bat› taraf›ndaki Café
onun bitimindeki Zürih ise flehrin geleneksel ve ünlü buluflma
Kolomb Heykeli. yerlerinden biridir.
Las Ramblas’tan limana do¤ru ilerledi¤iniz-
Barselona de ise Plaça Portal de la Pau’ya iner ve onun
T›pk› insanlar gibi flehirlerin de enerjileri vard›r. merkezindeki Kolomb heykeli ile karfl›lafl›rs›n›z.
Nefleli, deli dolu, hareketli ya da so¤uk, hüzün- Kentin en eski yerleflim alan›, küçük bir tepe
lü, yorgun gibi s›fatlarla söz edebiliriz onlardan. olan Monte Taber’dedir. Roma dönemi surlar›-
Baz› flehirler tarihin yüzy›llar boyunca üst üste n›n kal›nt›lar› buradaki baz› sokaklarda hâlâ gö-
koydu¤u birikimi yorucu bir yük gibi tafl›rlar. rülmektedir.
Kuzey Avrupa’n›n birçok flehri böyledir. Kimi- “Sanatç›lar›n flehri” olarak da an›lan Barse-
leriyse enerji doludur, yenilenmenin ve ilerle- lona modern sanat›n etkilerinin yo¤un olarak
menin tad›n› al›rs›n›z onlardan. Sanatç›lar düfl- yafland›¤› bir yerdir. fiehrin her bir köflesinde sa-
lerini hayata geçirir bu flehirlerde. ‹flte Barselo- natç›lar›n eserlerine, çeflmelerine, uçuk binalar›-
na, bu ikinci kategoride yer alan bir flehir. na rastlamak mümkün.
Kendine özgü kültürü ve güzelli¤iyle ün ya- Bu sanatç›lardan biri de modern sanat›n ön-
pan Barselona, dünyada nüfus yo¤unlu¤u en cülerinden Joan Miro. Miro’yla tan›flmak iste-
yüksek kentlerden biridir. Yaklafl›k dört milyon- yenler, Barselona’n›n en güzel müzelerinden
luk nüfusuyla Barcelona, Katalunya Özerk Böl- biri olan Fundacio Joan Miro’yu gezebilirler.

88 mimar•ist 2006/3
KENT

Bahçeler içerisine kurulmufl bu bina flehre yuka- tarz› ev karfl›n›zda biterken, köfleyi döndü¤ü-
r›dan bir bak›fl at›yor. nüzde birden kendinizi k›rm›z› çiçeklerle bezeli
fiehrin önemli sanatç›lar›ndan Antoni Tapi- beyaz evleriyle ünlü Sevilla mahallelerinden bi-
es’in eserlerini de yine Fundacio Antoni Tapi- rinde bulursunuz. ‹spanyol evlerinin sergilendi-
es’te bulmak mümkün. Tabii flehrin en önemli ¤i bu mükemmel proje milliyetçi bir Katalan
müzelerinden bir baflkas› da Picasso Müzesi. olan Josep Puig i Cadafalch taraf›ndan yarat›l-
Gençli¤inde dokuz y›l Barselona’da yaflam›fl m›flt›r.
olan Picasso’nun ilk dönemlerdeki eserleri a¤›r- Barselona’da Las Ramblas’tan kurtuldu¤u-
l›kta. nuzda bu sefer de sizi ünlü Katalan mimar An-
Büyük bir kültürel enerjinin dolaflt›¤› flehrin tonio Gaudi’nin eserleri etkisi alt›na al›r. Barse-
mimarisinde Art Nouveau’nun a¤›rl›kl› etkisi lona’ya gelen herhangi bir kimse onun La Sag-
görülüyor. Konuklar›na bir sanat, mimari ve rada Familia, La Pedrera, Casa Mila ve Park
gastronomi flöleni sunan Barselona günlerce ge- Guell gibi mükemmel çal›flmalar›ndan büyük
Park Guell, detay.
zilebilecek büyüklükte ve genifllikte. Ancak fle- zevk al›r. Gaudi ozellikle Art Nouveau sanat› ve
hir tüm ilginç noktalar›n›n yan› s›ra dinlenmek do¤adan çok etkilenmifltir.
için de çok güzel olanaklar sunuyor. Özellikle Barselona’n›n belki de en önemli mimari ya-
flehrin en ünlü ve en büyük park› olan Park de la p›s› olan dev “Templo Expiatorio de la Sagrada
Ciutadella, insana huzur veren ve ad› park ol- Familia” katedrali dünyan›n en görkemli yap›la-
mas›na ra¤men asl›nda içinde kaybolunabilecek r›ndan biri olarak insanlar› etkilemeye devam
kadar büyük bir yer. Park›n içinde bir göl, parla- eder. Katedrali ilk gördü¤ünüzde kendinize bu
mento binas›, Modern Sanat Müzesi, bir hayva- kadar görkemli bir yap›n›n nas›l yap›lm›fl olabi-
nat bahçesi ve Gaudi’nin erken dönem eserle- lece¤ini sorars›n›z. Ve “e¤er bu yap›labilmiflse
rinden muhteflem bir havuzu bulunuyor. yeryüzündeki tüm düfller gerçe¤e dönüflebilir”
Kentin en eski yerleflim alan›, küçük bir tepe hissini yaflars›n›z. Belki de bu his Barselona’y›
olan Monte Taber’dedir. Roma dönemi surlar›- aktarmak için kullan›labilecek anahtarlar›n ba- Sagrada Familia Kilisesi.
n›n kal›nt›lar› buradaki baz› sokaklarda hâlâ gö-
rülmektedir. Eski kentin ortas›ndaki Barselona
Katedrali’nin yap›m›na 1289’da kuzey cephesi
ile bafllanm›fl, büyük bölümü 14. yüzy›lda yap›l-
mas›na karfl›n ancak 15. yüzy›l›n sonlar›nda ta-
mamlanm›flt›r. Katedralin yak›nlar›ndaki Plaza
del Rey’de, büyük bölümü 14. yüzy›lda infla
edilen, Barselona kontlar›n›n saray› Palacio Real
Mayor ve Aragon krall›k arflivinin korundu¤u
16. yüzy›l saray› yer al›r.
Kentteki en ünlü ve ifllek meydanlardan bir
di¤eri de Montjuic Saray›’n›n karfl›s›nda yer
alan ve her iki taraf›nda birer kule bulunan ünlü
‹spanya Meydan›’d›r. Bunlar›n d›fl›nda Barselo-
na’n›n en etkileyici yap›lar›ndan bir baflkas› ise
Rönesans dönemi etkisinde Dorber taraf›ndan
1929 y›l›nda yap›lan Montjuic Saray›’d›r. E¤er
Barselona’daki bu mimari zenginli¤i caddelerde
da¤›n›k bir flekilde de¤il de, daha derli toplu bir
alanda görmek isterseniz, o zaman mutlaka
“Poble Espanyol”u görmelisiniz. Buraya k›saca
‹spanya’n›n mimari aç›dan bir özeti diyebiliriz.
Bu ‹spanyol köyünde sadece birkaç saat geçire-
rek, ‹spanya’daki 17 bölgeye ait mimari özellik-
ler hakk›nda fikir sahibi olmak mümkün. Ayr›ca
bu mimari kolaj, di¤er ülkelerdeki benzerleri
gibi minyatür birtak›m oyuncaklar yerine ger-
çek boyutlarda sergileniyor. Gezerken yan yana
dizilmifl, normalde asla birlikte göremeyece¤i-
niz bir Segovia, bir Zaragoza ve bir Barselona

mimar•ist 2006/3 89
KENT

Olimpiyat Liman›.
(Foto¤raf: Guy Moberly).

Olimpik Park’ta günefl


saati. (Foto¤raf: Guy
Moberly).

fl›nda geliyor. Çünkü buras›, düfl gücünün ha-


yatta karfl›l›¤› oldu¤unu size her köflesiyle tekrar
tekrar f›s›ldayan bir flehir.
Yap›m›na 1882 y›l›nda bafllanan, tasar›mc›s›
Antonio Gaudi’nin projesinde sadece dört adet
kolon göstermifl oldu¤u Sagrada Familia’n›n
inflas› günümüzde de sürmektedir. Ansiklope-
dik kaynaklarda tamamlanamama sebebi tarihî
nedenlere dayand›r›lmaktad›r. Katalan mimar-
lara göre ise yap›n›n bir türlü tamamlanamama-
s›n›n sebebi, Gaudi’nin kulland›¤› malzemeler-
le flu anda kullan›lan malzemelerin bir türlü bir-
birine adapte olamamas›, kaynaflamamas›d›r.

Havva Kanbur, Mimar

Not:
‹leriki say›larda kentler üzerinde etkili olan projeler
hakk›nda sunufllar olacakt›r. Örne¤in bu bölgede HICAT
(HiperCatalunya Projesi: Katalunya Mimarl›k Enstitüsü,
araflt›rma gelifltirme projesi) gibi projelerle, gelece¤in
flehirleri nas›l olmal›d›r, hangi teorilerle oluflturulmal›d›r,
gibi yaklafl›mlar aranmaktad›r. Barselona bu yaklafl›mlar›n,
Katalán Müzik Saray›’n›n
çok göze batan ve çok denenen bir flehri olarak ele
görkemli vitral tavan›. al›nacakt›r.

Kaynaklar:
• Akal›n, E. (2000) Görsel Gezi Rehberi: “‹spanya”,
Barcelona: Historical and Modern Face Ankara.
• Zengin, A. (2005) kendi doküman ve notlar›,
Barcelona is the most cosmopolitan and economically active city in Spain. It is ekonomist, Barselona.
unique in terms of architecture and is the most westerner and modern city in • Katalunya Mimarlar Odas›-Enstitüsü, COAC, Barselona.
Spain which is, in a sense, the countryside of Europe. The city, which was
totally renewed after the Olympic games in 1992, should be seen due to its
modern architecture, huge boulevards, squares full of art works and its
Mediterranean people. The article gives some information about the city and its
architecture.

90 mimar•ist 2006/3
KENT ARKEOLOJ‹S‹

Byzantion Dönemi’ndeki Kurgusuyla Bir


Anadolu Mucizesi: ‹stanbul
F›rat Düzgüner

Anadolu’da, Tasar›msal Kentleflmeye ‹lk Ad›m


Kuruluflu ‹Ö 2000 y›l›na kadar gitti¤i tahmin
edilen ‹onya’n›n en eski kentlerinden Priene1
(fiekil 1, 2) ve ‹Ö 11. yüzy›lda kente gelen ‹on-
lar’dan önce, Karlar’›n yerleflik oldu¤u Mile-
tos’ta2 en güzel örnekleri tespit edilen ›zgara
plan› (Hippodamos sistemi), ilk kez ‹Ö 5. yüz-
y›l›n ikinci yar›s›nda yaflad›¤› bilinen Miletoslu
mimar Hippodamos taraf›ndan ortaya konmufl-
tur.3 Birbirlerini dik olarak kesen iki ana cadde
ve sokaklar aras›nda kalan parselleri (insula)
günümüzde ço¤u modern kentte dahi görmek
mümkün de¤ildir. Yunanistan’da ›zgara plan›na
sahip Pireas kentinin (modern Pire) kuruluflu
da, Perikles’in (‹Ö 495-429) iste¤i üzerine yine
Hippodamos taraf›ndan planlanm›flt›r. Uygula-
man›n, arazilerin kentsel yap›laflmaya engel ola-
cak flekilde ar›zal› olmas›na ba¤l› olmad›¤›n›,
Yunanistan Khalkidike’deki Olynthos kentiyle
(‹Ö 423)4 Priene’nin Samsun (Mykale) da¤›n›n
güney yamac›ndaki meyilli arazideki oluflumun-
dan anlamak mümkündür.
‹on kentlerinde ortaya ç›kan düzenli kent
plan›na ait ilk ve en güzel örnekler, öncelikle
Anadolu’da oluflmufl, daha sonra Yunan ve Ro-
ma kültürlerine geçmifltir. Modern kentlerdeki
yap›laflman›n, her ne olursa olsun, antik kent
planlar›n› çok fazla de¤ifltiremedi¤i, en az›ndan
ana dokuyu etkilemedi¤i bir gerçektir. ‹stan-
bul’un, Byzantion ve Constantinopolis dönem- fiekil 1, 2: Priene’nin, Hippodamos sistemine dayal› ›zgara plan›
(Wycherley, Fig.6) ve kentteki bir evin orta avlusu
lerine ait dokuyu büyük ölçüde korudu¤u göz (aule-Wycherley, Lev.XV).
önüne al›nd›¤›nda, varsay›msal da olsa, Yuna-
nistan’daki Atina5 (fiekil 3) ve ‹talya’daki Roma
kentlerinin planlar›n›n da, antik dokudan so-
yutlanamayaca¤› ortadad›r.
Volkmar von Graeve baflkanl›¤›nda yap›lan
Miletos’taki jeofizik alan çal›flmalar›nda,6 kent
plan›n›n, eskiden bilinenin aksine, t›pk› Pri-
ene’de oldu¤u gibi dikdörtgen adalar içinde yer
alan konutlardan olufltu¤u anlafl›lm›flt›r.7
Ancak, Priene’deki caddeler, neredeyse bir-
birlerine eflit genifllikteyken, Miletos’un güney-
bat› giriflinin hemen sa¤›nda, kuzeydo¤u-gü-
fiekil 3: ‹Ö 5. yüzy›lda Ati-
neybat› yönünde, güney agoraya kadar uzanan na’n›n antik kent plan›
caddenin, ayn› yöndeki sokaklardan daha genifl (Wycherley, Fig.1).

mimar•ist 2006/3 91
KENT ARKEOLOJ‹S‹

fiekil 4: Miletos’un genel çevresindeki dört ba¤›ms›z kasabayla dörtlü bir


plan›ndan8 görünüm birlik (Tetrapolis) tesis etmiflti. Ancak, Atina’n›n
(Akurgal, Fig.76).
zorlu bir savafl›n ard›ndan Eleusis’i ele geçirme-
sinden sonra, Attike, Atina’n›n hâkimiyetine
girdi. Paralia demokratlar›yla Pedion (Attika’da
merkezî ova) aristokratlar› aras›ndaki anlaflmaz-
l›k sürüp gitmifltir. Atina iç politikas›, özellikle
5. yüzy›la kadar, bu sosyal-bölgesel anlaflmaz-
l›klar›n etkisi alt›nda kalm›flt›r. Zaten, Byzanti-
on’un kuruluflundan (‹Ö 695)12 sonraki döne-
mi kapsasa da, 6. yüzy›l bafllar›na denk geldi¤i
anlafl›lan Megara-Atina aras›nda gerçekleflen ve
Atina’n›n yapm›fl oldu¤u ilk büyük savafl olarak
nitelenen çat›flma, her iki flehir devleti aras›nda
süregelen anlaflmazl›¤›n boyutlar›n› gösterir bir
belgedir.13
Megaral›lar, 7. yüzy›l bafllar›nda, Byzas ko-
mutas›nda, Atina’n›n Pedion’daki ikiyüzlü
oyunlar›ndan kaçm›fllar ve ‹stanbul Bo¤az›’nda
(Bosporos) Byzantion kentini kurmufllard›r. Ye-
ni kentte yo¤un bir nüfusa sahip olan Paralial›-
tutuldu¤u; bat› agoran›n güneyinde, kuzeybat›- lar›n varl›klar› da, Tetrapolis’teki bu olaylarla
güneydo¤u yönünde uzanan caddenin de ayn› ba¤lant›l›d›r. Atina’n›n zulüm ve entrikalar›n-
flekilde planlanm›fl oldu¤u görülmektedir. An- dan kaçan Byzas, Karia-‹onya kökenlidir ve bir
cak, güney ve bat› agoralar› yak›n›nda, di¤erle- Anadoluludur.
rine göre daha genifl ve birbirlerini dik aç›yla ke- Byzantion’un kurucusu (ktistes), büyük ola-
sen caddeler, agoralar›n içine ulaflmamakta, ay- s›l›kla, s›rf Megaral›lar›n gücünü gösterebilmek
r›ca her iki caddenin kesiflme noktalar›nda, bir üzere Sarayburnu (Bosporos Akra-Eugenios Bur-
forum da oluflturmamaktad›r (fiekil 4). nu) ile yaklafl›k olarak bugünkü sur-i Sultani-
Bu caddelerin, daha sonraki Roma kent mi- Topkap› Saray›’n›n bulundu¤u alan›n güney
marisinde hâkim unsur olan; do¤u-bat› yönün- do¤usunda, Ah›rkap›’n›n (Basilike Pyle-Sterko-
de Dekamenos (Decamenus), kuzey-güney yö- raria Pyle) kuzey yak›n›ndaki Topeia (Topi) böl-
nünde ise Kardo (Cardo) olarak adland›r›lan ve gesi aras›na düflen alanda kendi ad›yla an›lan
kent merkezindeki bir ya da birkaç forumda bir- Byzantion kentini ‹Ö 695’te kurarak, Atina’n›n
lefltikleri yeni bir olguya ulaflt›¤› anlafl›lmaktad›r. Karadeniz’e aç›lan ticaret yolunu kesmifltir. Zira
‹lk örneklerini Anadolu’da Priene ve Miletos’ta bundan yaklafl›k olarak 17 y›l önce yine Mega-
tespit edebildi¤imiz bu ana unsurlar›n en güzel ral›lar, kökenleriyle ba¤l› olduklar› Anadolu ya-
örneklerinden birini, olas›l›kla plan› daha bafl- kas›nda Kad›köy’ü (Khalkedon) kurmufllard›.
lang›çta Byzantionlular taraf›ndan çizilmifl olan Böylece, iki yakaya da yerleflen Megaral›lar, Bo-
‹stanbul’da görmemiz mümkün olmaktad›r. ¤az’›n kontrolünü ellerine geçirmifllerdir. Olu-
flan bu yeni ve stratejik konum, Yunanl›lara kar-
Anadolu Kenti Byzantion (‹stanbul) fl› daha önceden zekice düflünülmüfl planl› bir
Atina’n›n bat› yak›n›ndaki Megara kenti (‹Ö 3. giriflim olmal›d›r.
bin göçleri)9 Anadolulu Karial› göçmenler, Khalkedonlular, 17 y›ll›k süre içinde, ‹stan-
Strabon’la Pausanias’a göre ise ‹onya’da yafla- bul’un Trakya bölgesinde incelemelerde bulun-
yan Lelegler taraf›ndan kurulmufltur. Mansel, mufl, dekampedator (decampedator) denilen
seyyah ve araflt›r›c› Pausanias taraf›ndan, Mega- arazi ölçme ve mesaha memurlar› taraf›ndan,
ra kentinin kalelerinden birinin “Karya-Karia” kentin kuruluflunu teminen planlama ve ön ça-
ad›n› tafl›d›¤›n›n kaydedildi¤inden bahsetmek- l›flmalar› gerçeklefltirmifl olmal›d›rlar. Çal›flmala-
tedir.10 Atina’da, ‹Ö 7. yüzy›lda, zorba krallar r›n tamamlanmas›n›n ard›ndan, Byzas baflkanl›-
bafla geçmifltir. Bunun üzerine Kilon iktidar› ele ¤›ndaki Megaral›lara haber ulaflt›r›larak buraya
geçirmeye çal›flm›flsa da (‹Ö 632) güçlü ve geri- ulaflan Megaral›larla birlikte kentin kurulma
ci Alkmeionidai ailesi, onun taraftarlar›n› öl- aflamas›na geçildi¤i anlafl›l›yor. Byzas bu s›rada,
dürtmüfl, arhon Megakles ve ailesi Atina’n›n d›- büyük olas›l›kla, Anadolu kentlerinden de bü-
fl›na sürülmüfllerdir.11 Atina, Marathon ovas› yük destek alm›fl olmal›d›r. Karfl›l›kl› konumdaki

92 mimar•ist 2006/3
KENT ARKEOLOJ‹S‹

her iki sitenin kurulufl tarihleri aras›ndaki k›sa Kyzikos’ta bir Thrakion liman ve kap›s›n›n bu-
süreç, ileri sürülen fikri destekler içeriktedir. Bu lundu¤unu söyleyen Plinius’un ifadesi de,
ba¤lamda, Pers generali Megabazos’un, amaç- Byzantion’un örnek ald›¤› Anadolu kentlerin-
lar›ndan habersiz oldu¤u Kad›köy’ü kuran Me- den birini iflaret eder görünmektedir.22 Bu di-
garal›lara söyledi¤i ünlü “Körler Ülkesi” sözü, zayn, araziye ve insan yaflam›na uygunlu¤u ya-
bugün için geçerlili¤ini yitirmifl görünmektedir. n›nda, gelece¤e dönük yarat›c›l›¤›yla ne Atina
Zira, Bo¤az’dan geçecek Atina donanmas›n› iki ne de Roma kent planlar›na benzemektedir.
yönden k›st›rarak önleyebilme olana¤›n› elde Çevresi, kuzeyde Haliç, do¤uda ‹stanbul
eden Megara kökenli öncü Khalkedonlular için, Bo¤az› ve güneyde Marmara Denizi’yle çevrili
yukar›daki deyimin yerine “Aç›kgözler Ülkesi” s›n›rl› bir alan içinde uygulanm›fl plan, ‹Ö 7.
demek daha do¤ru bir sav olsa gerektir.14 yüzy›l için ola¤anüstü biçimiyle son derece ba-
Atina, uzun y›llar Bo¤az’dan geçifl zorlu¤u flar›l›d›r. Bu baflar›n›n s›rr›n›n, t›pk› Ayasofya Ki-
yaflam›flt›r. Nihayet, 5. yüzy›lda güçlenmesinin lisesi’ni yaratan Anadolulu mimarlardan Ayd›nl›
ard›ndan, Trakya k›y›lar› Perslerden temizlen- (Tralles) Anthemios ve Miletli (Miletos) ‹sido-
mifl, daha sonra Rusya’dan Atina’ya getirilen ros gibi, geleneksel yap›lanmay› gösterir Ana-
hububat için büyük bir önemi olan ‹stanbul dolu kent mimarl›¤›na dayand›¤› aç›kt›r.
Bo¤az›’na bir sefer yaparak, baflta Byzantion ol- Byzantion’un yarat›lmas›nda, di¤er kentler-
mak üzere, flehir devletlerinin (polis) Attik De- de mevcut ana unsurlara ek olarak, dikkati çe-
los Deniz Birli¤i’ne (‹Ö 478-477) girmelerini ken en önemli olgular;
sa¤lamaktan baflka çaresi kalmam›flt›r. ‹lk birlik, I. Cadde ve sokaklar›n, kentin çevresinde
yaklafl›k ‹Ö 413 y›llar›nda, Isparta kuvvetleriyle oluflan rüzgâr ve nem durumlar›na göre, kentte
takviyeli ordunun, Sicilya seferindeki baflar›s›zl›- yaflayacak halk›n sa¤l›¤›n›n düflünülerek düzen-
¤› nedeniyle çöktü. ‹kinci Attik Delos Deniz lenmifl olmas›,
Birli¤i ‹Ö 378-377 y›llar›nda tekrar kurulmufl, II. Zaman içinde artacak kent nüfusunun ih-
ancak Karia satrap› Mausolos’un karfl› ç›kmas›y- tiyaç ve s›n›rlar›n›n önceden hesaplanmas›; kent
la Kos, Kios ve Rhodoslular›n birlikten ayr›lma- çevresinde, kara ve denizden gelecek d›fl tehli-
lar›yla bafllayan müttefikler savafl›n› ‹Ö 355’te kelere karfl› al›nm›fl bir güvenlik kufla¤›n›n olufl-
kaybeden Atina, böylece amac›na ulaflamam›fl- turulmas›,
t›r.15 III. Kentin do¤u-bat› ve kuzey-güney do¤-
Byzantionlu Dionysios’a göre kentin kuru- rultusunda yer alacak ana caddelerin, bunlar›n
luflundan itibaren, bölgede yerleflen halklar; ulaflacaklar› kap›, liman ve forumlar›n önceden
Atina karfl›t› ve Anadolu kökenli Megaral›lar planlanmas›,
baflta olmak üzere, yine Atina’n›n zulmünden IV. Bunlar›n aras›nda belki de en önemlisi,
kaçan ve Cankurtaran’da (Prookhthoi) yerleflik tüm bu formlara, toplumun pagan inançlar›
Paralial›lar,16 Haliç k›y›s›nda yerlefltikleri anlafl›- do¤rultusunda anlam kazand›r›lm›fl olmas›d›r.
lan Attikal›lar ve Kykladeslilerle, Kserolophos’ta
yerleflen Anadolulu Aioller17, Peraikos’ta yerle- I.
flen Mysial›lar ve Karial›lar’d›r.18 Byzantion’daki Konuya, daha önce detaylar›yla de¤inilmiflti.23
bu beraberlik, Atinal›lara (Hellen) karfl›, Anado- ‹stanbul’da, Anemodulion rüzgâr kulesinden
lu ve Anadolu kökenli Yunan kentlerinin bir sonra, imparator I. Theodosius (379-395) tara-
“Karfl› Oluflum” hareketidir. Bu oluflumu, ilk f›ndan yapt›r›lan di¤er bir rüzgâr kulesine ait
“‹on-Attik” birli¤i olarak adland›rmak ve gele- görüntüye, M. Lorichs’in 1560’l› y›llara ait Ha-
cekte, iki baflar›s›zl›kla sona erecek olan “Attik- liç liman›n› tasvir eden panaromas›nda rastlan-
Delos Deniz Birli¤i”ne kaynak oluflturdu¤unu mas›, bu ünik eser hakk›nda, sürpriz bir flekilde
söylemek mümkündür.19 bilgi edinebilmemizi sa¤lamaktad›r.24 M›s›r’dan
sonra pek rastlanmayan piramidal yap› tarz›,
Mükemmel Tasar›m, Mükemmel Kent, bizlere, Çin’de Xi’an’›n 140 km güneybat›s›n-
Byzantion’dan ‹stanbul’a daki kutsal alanda yer alan “Büyük Beyaz Pira-
T›pk› Roma’da oldu¤u gibi, yedi tepe üzerinde mit-Great White Pyramide” 25 ve çevresinde
kurulmufl olan kent,20 geleneksel Anadolu mi- yaklafl›k yüz civar›ndaki piramitlerin ard›ndan,
mari unsurlar›n› tafl›maktad›r. Plan, kentin sa- Nubiya’da (günümüzde Sudan) Meroë ve daha
vunmas›n›n dahi örnek al›nd›¤›, yine bir Ana- sonra M›s›r’dan gelen bir esintiyi hat›rlat›r gibi-
dolu kenti olan Kyzikos’taki (Aktonnesos)21 eko dir.26 Yap›n›n piramidal bölümü ikinci kat üze-
kuleler gibi, daha pek çok konuda Yunanistan’a rine oturtulmufltur. Gyllius, piramit hakk›nda
öncülük etmifl olan Anadolu ‹on bulufludur. bilgi verirken, “Baz› yazarlar f›r›nc›lar çarfl›s›n-

mimar•ist 2006/3 93
KENT ARKEOLOJ‹S‹

da27 tetraskeles (dört ayakl›) bir piramit oldu- da yap›lacak bir araflt›rmada, yap›n›n temelleri-
¤unu belirtirler. Georgios Kedrenos tetraskele- ne ait izlere rastlanabilece¤i kan›s›n› olufltur-
sin dört ayakl› bir makine oldu¤unu, rüzgârla- maktad›r. Di¤er taraftan, büyük bir flans eseri,
r›n derini, yani ‘savafl›m›’ ad›n› tafl›d›¤›n›, Büyük infla edildi¤i dönemdeki plan›n› günümüze ka-
Theodosius taraf›ndan piramit biçiminde dikil- dar korumufl olan Yedikule surlar›, tarz› itibariy-
di¤ini, hayvan, bitki, meyve, nar biçiminde yal- le, bafllang›çta ba¤›ms›z bir yap› oldu¤unu aç›k-
d›zl› salk›m oymalar›yla ve aralar›nda gülüflen, ça göstermektedir.32 Müller-Wiener taraf›ndan,
alttakilerle flakalaflan, kimi dans eden Cupi- Alt›n Kap›’n›n (Khryse Pyle-Porta Aurea) bat›
do’larla (Eros) süslü oldu¤unu; gençlerin tunç yönünde, ana geçit ve yan geçidi aras›ndaki te-
borulara rüzgâr› taklit ederek üflediklerini, pira- mel ve kaidesini gösterir resimde, üst üste yer-
midin en üst noktas›na yerlefltirilen tunç kufl lefltirilmifl düzgün kesme tafllardan oluflan duvar
tasvirinin, rüzgârlar›n hangi yönden esti¤ini be- iflçili¤i dikkat çekicidir.33 Duvarda görülen k›s-
lirtti¤ini anlat›r,”28 demektedir. Resimde, çat› mi tahribata karfl›n, bugün dahi Herodianos’un
deste¤i gibi görülen nesnelerin her birinin ka- Byzantion sur duvarlar› için söyledi¤i, “Byzan-
l›nl›k ve uzunluklar›n›n ayn› olmamas›, bunlar›n tion surlar›nda tafllar›n birleflme noktalar› o ka-
ayn› armonikada oldu¤u gibi, rüzgâr esti¤inde dar incedir ki surlar bileflik duvar örgüsüyle de-
müzikal ses veren tunç borular olabilece¤i san›- ¤il, tek bir taflla yap›lm›fl gözükür,” sözleriyle
s›n› uyand›rmaktad›r. Tetraskelesin tepesindeki tamamen örtüfltü¤ü görülmektedir.34 Yediku-
metal çubuk üzerinde tunç kufl tasvirinin mev- le’yle simetrik ve benzer konumdaki Blakhernai
cut olmay›fl›, bunun zaman içinde yerinden phylakterionuna ait do¤u surlar›n›n ise, belirsiz
kopmufl oldu¤unu göstermektedir. bir dönemde tamamen y›k›ld›¤› ve phylakteri-
Bize göre, eserin en önemli özelli¤i, üzerin- onun küçültüldü¤ü anlafl›lmaktad›r.35 Plan in-
de rüzgârlar›n yönlerine göre tanzim edilmifl, celendi¤inde, Porfirogennetos (Tekfur) saray›-
çeflitli uzunluk ya da kal›nl›ktaki armonikal tunç n›n kuzeyinde, bat›ya do¤ru kavisli bir ç›k›nt›
borular›n, Vitruvius’un adlar›n› ifade etti¤i sekiz yapan surlar, burada önceden mevcut ba¤›ms›z
ana rüzgâr›n yönlerine ve güçlerine göre, farkl› bir phylakterionun varl›¤›n› göstermektedir.
melodiler ç›karm›fl olabilece¤i ihtimalidir.29 Bu Zaten, Müller-Wiener de, buradaki duvarlar›n
müzikal seslere kula¤› al›flm›fl olan Constanti- bir k›sm›n›n 5. yüzy›la ait oldu¤unu belirtirken,
nopolis halk›n›n, tetraskelesi görmesine gerek bu duvarlar›n Theodosius’tan çok öncelere da-
kalmadan, hangi rüzgâr›n esmekte oldu¤unu yanan varl›¤›na iflaret eder görünmektedir. Bu
daha uzaklardan anlam›fl oldu¤unu imgelemek, çerçevede, ilk kez Septimius Severus (193-211)
pek yanl›fl olmasa gerektir. taraf›ndan geniflletilen kara surlar›, Kad›rga-
Eminönü (Kontoskalion-Neorion)36; daha son-
II. raki Constantinus surlar›, Samatya-Fener (Hele-
Bosporos’tan, Theodosius surlar›na kadar olan nianai-Petrion) ; Theodosius surlar› ise Yediku-
alan›n: 1. Birer phylakterion (khelai)30 liman› le-Ayvansaray (Brakhiolion-Blakhernai) berki-
fleklinde infla edilmifl Kad›rga (Heraion Akra- tilmifl sur ve liman noktalar› aras›nda, bu plan
Kontoskalion) ve Eminönü (Ploutonos Akra- dahilinde infla edilmifl olmal›d›r.
Neorion); 2. Yenikap› (Eleutherion khelai’›) ile
Unkapan› (Melias khelai’›-Plateia)31; 3. Samat- III.
ya (Helenianai phylakterion’u-Psamathia) ile Yukar›da belirtilenlere ek olarak, kentin kurulu-
Fener (‹ngenidas phylakterion’u-Petrion) ve son flundan beri var olduklar› bilinen Ayasofya Mey-
olarak, 4. Yedikule (Brakhiolion phylakterion’u) dan› (oyopoleion-Òcopvle›on-Bizans dönemin-
ile Ayvansaray (Blakhernai phylakterion’u) nok- de, Augusteion)37, Adalet saray› (Themis’in
talar›nda, Haliç ve Marmara Denizi k›y›lar›n›n, evi), Alt›n Milion, Milion tetrapilon’u, Çem-
simetrik ve karfl›l›kl› olarak, sur duvarlar› ya da berlitafl (eski Forum Plakoton-Forum Constan-
mendireklerle berkitilmifl noktalar›n belirlene- tini)38, Laleli (Philadelphion)39, Büyük Çeflme
rek planland›¤› ve inflaatlar›n›n daha Byzantion (megiste nympheion), Mouseion Kültür Evi40,
döneminde gerçeklefltirilmifl oldu¤u aç›kt›r. Bovis forumu, eskiden Myrelaion’un yerinde
Helenianai phylakterionunun, daha sonra bu olan Krateros kona¤›41, Amastrianon’da Günefl
noktaya dayanm›fl olan Constantinus surlar› ya (Helios) ve Ay (Selene) tap›naklar›42, kentin bafl-
da Theodosius’un üçüncü forumunun (Forum lang›c›ndan beri varl›¤› bilinen Yenikap› Liman›
Theodosiacum/II) inflaat› s›ras›nda y›kt›r›lm›fl (Eleutherion), Byzantion döneminde, sur d›fl›n-
olabilece¤i olas›d›r. Bölgede, deniz kenar›nda daki askerî, sivil ve dinî mimarinin varl›¤›na
özel bir ç›k›nt› meydana getiren sur plan›, bura- ba¤l› olarak, Mese Leophoros’un, daha o dönem-

94 mimar•ist 2006/3
KENT ARKEOLOJ‹S‹

lerden kald›¤›na iflaret etmektedir. Bu çerçeve- fiekil 5: Philadelphion’un,


de, Byzantion akropolisinden, oyopoleion’a ç›- Byzantion dönemindeki
tahmini görünümü
k›fltan itibaren, Yedikule ve Ayvansaray phylak-
(restitüsyon). 1: Zeus
terionlar›na kadar olan alanda yaflayan, etkin bir Hippios. 2: Eleutherion
toplulu¤un var oldu¤u aç›kt›r. yamaçlar›n›n kraliçesi
Mnemosyne.
IV. 3: Mousalar’›n bafl›
Kalliope. 4-5: Di¤er sekiz
Byzantion’da ortaya ç›kan bu plana, paganizme Mousa. 6: Mese’nin kuzey
ba¤l› olarak verilen anlam ve kültürel imge, portikosu. 7: Mese’nin
dünyan›n hiçbir kentinde görülmeyecek derece güney portikosu:
mükemmel ve ola¤anüstü biçimde etkileyicidir: Diabatika tou Akhilleos.50
8: Mouseion.
Alt›n Kap›’dan, Via Egnetia’n›n devam› olarak
9: Theodosius
do¤u yönünde uzan›p Laleli’de (Philadelphion) (Anastasius) heykeli.
Via Triumphalis’le43 buluflan Mese Leopho- 10: Forum Constantini
ros44, büyük bir olas›l›kla tanr›ça Mnemosy- (eski Plakoton, yeni
Phoros). 11: Constantinus
ne’yi45; Edirnekap›’dan Laleli’ye (Kharsios46
Bouleuterion’u (senato).
Pyle-Portus Charsius) Via Triumphalis’le ulaflan 12: Constantinus sütunu.
yol ise, Zeus Hippios’u temsil etmekteydi. Her 13: Constantin tribunali.
iki yolun birleflti¤i Laleli’de bulunan iki önemli fethine kadarki süre içinde de¤ifltirilmemifltir. 14: Hagios Akakios
an›ttan biri, olas›l›kla tetrarkh heykellerinin ye- Kilisesi. 15: Mese
Paganizmden H›ristiyanl›¤a geçifl döneminde, Leophoros.
rinde, eskiden bulunan Zeus Hippios, Mne- Yenikap›’da Constantinus taraf›ndan gerçeklefl-
mosyne ve Mousalar›n heykellerini tafl›yan iki tirilen restorasyona ra¤men, Constantinus’un
sütunlu kutsal kap›dan (ianua)47 geçtikten son- fiekil 6: Notitia’ya göre,
limana ad›n› vermemifl olmas›, kendisinin ve
Constantinopolis’in 14
ra gelen Mouseion Kültür Evi, di¤eri ise Büyük halk›n pagan inançlar›n›n ya da pagan inançlara bölgesi55 ve forumlar.
Çeflme’dir (megiste nympheion-meg¤sth ncmphe- olan sayg›s›n›n hâlâ devam etti¤inin bir göster- a: Forum Theodosiacum/I
¤on). fiimdiki Edebiyat Fakültesi’nin bulundu¤u gesi olmal›d›r. Gyllius’un, liman›n ad›n› “soylu ve Themis’in Evi (bugünkü
yerde olan kültür evi hakk›nda Gyllius, Cons- Vilayet binas›). b: Forum
Eleutheros”a ya da yerini bulamad›¤› Forum
tantinus’un büyük haç›n›n bulundu¤u yerden Constantini/II (daire
Theodosiacum/II nedeniyle, Theodosius’a at- biçimli forum).
bahsederken afla¤›dakileri söylemekte ve Mo- fetmesi tamamen yanl›flt›r.53 Kömürciyan ve ‹n- c: Oyopoleion
usalar›n konutu önünde bir çift dizeyle ünlü k›- ciciyan da, liman hakk›nda, Gyllius’a benzer fle- (Augusteion-Ayasofya
l›nan imparator I. Anastasius’un (491-518) di- kilde yanl›fll›¤a düflmüfller ve liman›n Theodosi- meydan›). d: Forum
kili alt›n heykelinden bahsetmektedir:48 Plakoton (Forum
us Liman› olarak da an›ld›¤›ndan bahsetmifller- Constantini/I, Phoros,
“Baz› yazarlar, yald›zl› bir sütun üstüne di- dir.54 Ancak limanlar›n, buraya en yak›n tap›na- Çemberlitafl). e: Forum
kilmifl, bu büyük haç›n bulundu¤u yerin Phila- ¤a ait tanr›, tanr›ça, ya da imparatorlara ait saray Theodosii (Bayezid
delphion’da, kendilerini Mousalara adayanlar›n veya forumlar›n adlar›yla an›ld›klar›n›n göz Meydan›). f: Forum Bovis
birli¤inde oldu¤unu belirtirler. Onun porfir ya- (Aksaray). g: Forum
önünde bulundurulmas› gerekir. Büyük olas›- Arcadii (Alt›mermer).
k›n›nda oldu¤unu, sütunun üstüne yaz›lm›fl flu l›kla, bugünkü SSK ‹stanbul Hastanesi’nin bu- h: Forum Theodosiacum/II
epigramma kan›tlar: lundu¤u yerde olabilecek Forum Theodosi- (SSK Hastanesi ?).
...
O, Roma’y› bir Mouseion’la ödüllendirdi
ve yap›n›n içine tanr›sal imparatorun
resmini yapt›rd›.
Bu Mouseion, Mousalara
hizmet edenlerin onurudur,
kentin süsü, gençlerin umudu, erdem tersanesi,
iyi insanlar için hazinedir”49

Zeus Hippios, Mnemosyne ile Aksaray-La-


leli yamaçlar›nda (Eleutheros) buluflarak seviflmifl
ve ondan dokuz k›z (Mousa-Musa)51 do¤mufl-
tur (fiekil 5). Byzantion’daki Yenikap› Liman›,
ad›n›, liman ve çevresindeki sitenin kurulufluna
izafeten, Büyük Çeflme’den Yenikap›’ya kadarki
alanda kutlanan Eleutheria flenlikleriyle ilgili
olarak alm›flt›r.52 Liman›n ad›, kentin 1453’teki

mimar•ist 2006/3 95
KENT ARKEOLOJ‹S‹

acum/II nedeniyle, Theodosius liman›n›n, gü- Hippios ve Herakles hieronlar›yla60 Akropolis’e


nümüzdeki Samatya’da bulundu¤u kan›s›nda- kadar kültür ve medeniyet ulaflt›ran Zeus Hip-
y›z (fiekil 6). pios’un kutsand›¤› bir ana yolu temsil ediyordu.
Gyllius, “Patria Konstantinopoleos’un ad› Edirnekap›’dan Zeus’la bafllayan yolun, günü-
bilinmeyen yazar›, 15 sarmal yap›n›n bulundu- müzdeki Vilayet binas›n›n oldu¤u yerdeki (Fo-
¤unu söyledi¤imiz yerin önce Theama ad›n› ta- rum Theodosiacum/I) Themis’in Evi’ne kadar
fl›d›¤›n›, sonra da Theodosius Forumu ad›n› al- uzanmas›, tanr› Zeus’un, bu kez Themis’le olan
d›¤›n› nakleder,”56 derken, Theama’n›n, Arca- birleflmesinden do¤an ve Horalar olarak adlan-
dius sütununa yak›nl›¤› nedeniyle Arcadius Fo- d›r›lan k›zlar›ndan, Eunomia ve Eirene’nin kar-
rumu oldu¤u kan›s›n› belirtmektedir. Ancak, defli Dike vas›tas›yla ulafl›lan adaleti sembolize
Patria Konstantinopoleos’un yazar› gerçe¤i söy- etmesi bak›m›ndan, ayr›ca ilgi çekicidir.61
lemektedir. Bu ifadeyi, Notitia’da da bulmam›z Sonuç olarak, Zeus ve Mnemosyne’nin aflk›
mümkündür. Bu eserde, gerek forum ve gerek- ile bafllayan çift yol, Laleli’de do¤an ve kültürü
se Theodosius Liman›’n›n 12. bölgede oldu¤u temsil eden dokuz Mousa’y› temsil eden Mo-
not edilmifltir. Notitia’daki anlat›m s›ralamas›na useion’da birleflerek, Mese’den oyopoleion’a ka-
göre, Alt›n Kap›’dan hemen sonra Troas Porti- dar ulaflm›fl ve Themis’in evinde adaletin tecelli-
ko’su, Theodosius Forumu ve içinden ç›k›labilir siyle son bulmufltur. Bu adalet, büyük olas›l›kla,
basamaklar› olan sütun derken, Arcadius sütu- tanr› ve tanr›çalar›n, Atina’ya karfl›, Megaral›lara
nu ve dolay›s›yla Arcadius Forumu’ndan bahse- verdi¤i onurun yans›mas›na iflaret ediyor olma-
dildi¤i aç›kt›r. Bize göre bu s›ralama, Forum l›d›r.
Theodosiacum/II’nin ya Alt›n Kap›’yla Arcadi- Antik dönemde, genifl anlamda Sultanahmet
us Forumu aras›nda ya da bu foruma çok yak›n (Anaplous), Cankurtaran (Prookhthoi) ve Akro-
bir yerde oldu¤unun ifadesidir. 12. bölge her polis olarak adland›r›lan bölgenin sahip oldu¤u
ne kadar dokuzuncu bölgeyle s›n›r oluflturan tap›naklar, agora, tiyatro ve saraylar akla getiril-
bugünkü Nam›k Kemal Caddesi’nin (Pelargos- di¤inde, t›pk› Bizans dönemindeki gibi bir kül-
Ciconia-Leylek Caddesi) bat› bitifli¤inden bafll›- tür merkezi oldu¤u, bu yönde de Bizans’a ön-
yorsa da, Theama ad›yla an›lan yer, Constanti- derlik etti¤i anlafl›lmaktad›r. Di¤er taraftan, böl-
nus surlar›n›n hemen do¤u bitifli¤inde ve bu- genin günümüzdeki antik dokusu yan›nda, mo-
günkü Samatya semtindeydi. Forumun, Mat- dern otelleri, park, cami, müze ve al›flverifl mer-
rakç› Nasuh’un “‹stanbul Manzaras›” adl› ese- kezleriyle, hâlâ daha, ‹stanbul’un kültür mer-
rinde de, Eleutherion liman›n›n bat›s›nda, Ar- kezlerinin bafl›nda yer al›yor olmas›, geleneksel
cadius sütununun ise güneybat›s›nda ve sahile devinimin ilgi çekici bir baflka göstergesi olsa
yak›n bir yerdeki tasviri, görüflümüzü destekle- gerektir.
mekte ve eserin de¤erini daha da art›ran kan›t- Mese’nin tafl›d›¤› “Leophoros” ad›na iliflkin
lardan birini oluflturmaktad›r.57 olarak, bu ad›, Hekate phosphoros (›fl›k tafl›yan
Mouseion Kültür Evi’nin do¤u bitifli¤inde Hekate-Phosphorus=Fosfor) anlamlar› nede-
yer alan Büyük Çeflme’nin58 önünde infla olu- niyle,62 kentin kurulufl plan›n›, aslan burcuyla
nan havuzun (Theodosius’un gölü)59 tafl›d›¤› iliflkilendirmek de olas›d›r. Leo=aslan, ve p>ho-
anlam, bafl›nda toplanan Nympheler ve Mo- ros<copy>= y›ld›zlara bakarak, kehanette bu-
usalar› temsil eden genç k›zlar›n çalg›l›, flark›l› lunma sanat› anlam›nda, Mese ve etraf›ndaki
e¤lenceleriyle kutlad›klar› Eleutheria flenli¤i ifa- önemli merkezlerin, Aslan burcu tak›my›ld›zla-
desiyle tamamen örtüflmekte ve Philadelphi- r›n› göstermifl olabilece¤i sav›, ilginç bir flekilde
on’un yerini tespitimizde kan›t oluflturmakta- ileri sürülebilir görünmektedir.63
d›r. Mouseion’un bulundu¤u yerde, günümüz- Bu çerçevede, Mese Leophoros kentlilere;
de modern Edebiyat Fakültesi’nin bulunmas›, mermer döflemeli ana yollar›, beyaz sütun ve
kent dokusunun binlerce y›l sonras›ndaki sürek- döflemeli revaklar›yla, geceleri bile ay ›fl›¤›ndaki
lili¤ini göstermesi bak›m›ndan, ayr›ca ilgi çeki- par›lt›l› ›fl›lt›lar›n› yans›tan, “Leophoros” ad›na
cidir. lây›k bir görkem sunuyor olmal›yd›.
Laleli’den sonra, güneyinde diabatika tou
Akhilleos portikosu, kuzeyinde Forum Constan- ‹stanbul’da, Byzantion Döneminden Kalma
tini ile Milion aras›nda embolos tou argiroprate- Üç Kardo, Üç Dekamenos
ion ve Khalke Kap›s›’yla Milion aras›nda regia Kentin kardo ve dekamenosunun, Latin impa-
ad›n› alan revaklar›yla Büyük Saraylara ulaflan ratorlar döneminde oluflturuldu¤unu ileri sür-
Mese Leophoros, bu anlaml› yap›s›yla, Anadolu mek, Byzantion döneminden kalma konutlar›n
‹on döneminde, kara surlar› hizas›ndan, Zeus y›k›l›p yeni yollar›n aç›ld›¤› sav›n› ileri sürmeyi

96 mimar•ist 2006/3
KENT ARKEOLOJ‹S‹

gerektirir ki, bu olas›l›k, oldukça iddial› olsa ge- r›n da t›pk› Constantinus Surlar›’nda oldu¤u gi-
rektir. Kardo ve dekamenos kelimelerinin köke- bi, Vitruvius’un de¤indi¤i biçimde, asl› Anado-
ninin ‹onca’ya dayan›yor olmas›, bu konudaki id- lu ‹onya’ya dayanan Roma kentlerinin kurulufl
dialar› çürütecek niteliktedir.64 Anadolu ‹on, Yu- plan› ve sistemi içinde infla olundu¤u aç›kt›r
nan ya da Roma kültürlerinden hiçbirinde görül- (fiekil 8).71
memifl bir flekilde tanzim edilmifl kent plan›nda,
afla¤›da görülece¤i gibi, dekamenos ve kardonun Philadelphion’un Yerinin Saptamas›
üçer adet olacak flekilde yerlefltirilmesi, çok özel Hesaplamalar ve Tablo, Müller-Wiener’in ‹s-
ve ola¤anüstü dikkat çekicidir (fiekil 7): tanbul haritas›nda yer alan plankarelerine göre,
her 100 x 100 m = 10.000 m2 üzerinden dü-
zenlenmifltir. (fiekil 8)
I. Alt›n Kap› hizas› olan A7 plankaresinden,
Laleli hizas› olan E4 plankaresine kadar toplam
plankare say›s›; her biri 10 km2 olan 1059 plan-
kare; alan toplam›: 10.590 km2.
II. Laleli hizas›ndan sonra, E5-G9 plankare- fiekil 7: ‹stanbul’un,
leri toplam›; her biri 10 km2’lik 353 plankare; Byzantion Dönemi’nde
toplam› 3530 km2. üç Kardo ve üç
dekamenos’unu gösterir
III. Sur içinde, her biri 10 km2’lik toplam
yenilenmifl kroki.
plankare say›s› 1059 + 353 = 1412 plankare; ya-
Dekamenos (Decamenus)/I: Khalke Kap›- ni, 10.590 km2 + 3530 km2 = 14.120 km2.
s›’ndan bat› yönünde uzanan Mese Leopho- IV. Toplam 14.120 km2’nin Tetrarkh’›n›73
ros’un, Aksaray’a (Forum Bovis) kadar uzanan (Tetrarch) teflkil eden 1/4’ü; 14.120 km2: 4 =
bölümü. 3530 km2, yani Philadelphion hizas›ndan do-
Dekamenos/II: Laleli’den ayr›l›p Edirneka- ¤uda kalan bölgenin alan› bulunmaktad›r.
p›’ya (Kharsios Pyle) kadar uzanan Via Triump- Böylece, büyük olas›l›kla pagan döneminde
halis. Laleli’de önce Zeus ve Mnemosyne ve Mousa
Dekamenos/III: Aksaray’dan Alt›n Kap›’ya heykelleriyle kutsanan ve Byzantion’a iflaret
kadar uzanan, ancak günümüzde çizgisi tam eden Mese Leophoros’un bafllang›c›, Constan-
olarak belirlenemeyen ve Yedikule’den sonra tinus döneminde de Constantinus, annesi He-
Via Egnetia’ya ulaflan yol. lena ve üç o¤lunun heykelleriyle kutsanarak Bü-
Kardo (Cardo)/I: Gyllius, “Haliç’ten Mar- yük Saraylar’› (to mega palation-Palatium Mag-
mara’ya kadar uzanan kenar” derken65 sahil ke- num) iflaret eden bir merkez oluflturmaktayd›.
nar›n› de¤il, Domninos Emboloi66, Makros Em- Sonuç olarak, Philadelphion’un yerinin tes-
belos (MakrÒz Emboloz, Uzun Çarfl›)67, Baye- pitinde, pagan döneminin bafl tanr›s› Zeus ve
zid Camii yak›n›nda Halkun Tetrapylon68 yo- Mnemosyne’nin rolüyle, yine ayn› dönemde
luyla Kad›rga’ya ulaflan çizginin oluflturdu¤u saptanm›fl oldu¤u anlafl›lan tetrarkh hesaplama-
kenar› kastetmektedir. Bu çizginin, Matrakç› lar›n›n bir rastlant› olmad›¤› aç›kt›r. Constanti-
Nasuh’un minyatüründe de önemli bir yeri ol- nus, büyük olas›l›kla devlet kay›tlar›nda mevcut
mas› dikkat çekicidir.69 olan bu hesaplamalar›n bilinciyle, Byzantion
Kardo/II, III: Yenikap› Liman›’nda Pelar- döneminden kalan Zeus ve Mnemosyne ile
gos Caddesi’yle (Nam›k Kamal Caddesi) baflla- Mousalar›n heykellerinin yerine kendisi, annesi
y›p önce Aksaray’da Dekamenos/I’i dik aç›yla, ve o¤ullar›n›n heykellerini diktirmifltir. Daha
daha sonra Horhor Caddesi, ‹tfaiye Caddesi ve Byzantion döneminin bafllar›ndan itibaren var
Atatürk Bulvar› yönünde kuzeydo¤uya döner- oldu¤u anlafl›lan Yedikule ve Ayvansaray
ken, bu kez dekamenos/II’yi (Via Triumphalis) phylakterionlar› göz önüne al›nd›¤›nda, kentin
Saraçhane’de (Constantinianai) ayn› aç›yla ke- planlamas›n›n, kurulufl y›llar›na ait oldu¤u ve
sip Unkapan›’nda (Plateia), Haliç’e varan cad- geliflmesinin bu plan kapsam›nda gerçeklefltiril-
de. Bu güzergâh›n, ayn› yol olmas›na ra¤men, di¤i aç›kça anlafl›lmaktad›r. Kent, ça¤›m›zda bu-
Aksaray’dan sonra aç› de¤ifltirmesi nedeniyle, gün dahi gerçeklefltirilemeyen, oldukça genifl
Yenikap› Aksaray aras›n›, Kardo/II, Aksaray- çapl› bu plan›n varl›¤›n›, decempedãt/or – õris
Unkapan› aras›n› ise Kardo/III olarak adland›r- er74 (arazi ölçme ya da mesaha memurlar›) de-
mak da mümkün görülebilir. nilen memurlara borçlu olmal›d›r. Bu memurla-
II. Theodosius döneminde (408-450) Pra- r›n varl›¤›n› ve kentlerin kuruluflundaki gelene-
efectus Anthemios70 taraf›ndan yapt›r›lan surla- ¤in Anadolu ‹on mimarl›¤›ndan kald›¤›n› yads›-

mimar•ist 2006/3 97
KENT ARKEOLOJ‹S‹

Tablo I. Khryse Pyle-Philadelphion aras› (A7-E4) plankare tespitleri,


mak mümkün de¤ildir. Bu memurlar olas›l›kla
adet olarak: “dekãmpedat/or – oriz” olarak an›l›yor olma-
Plankare (harf) Plankare Her plankare sütunundaki l›yd›.
numaralar› plankare say›s› Kelimenin anlam›75 göz önüne al›nd›¤›nda,
A 7-9 7, 20, 31 58 bugün dekametre olarak ifade etti¤imiz on
B 1-9 32, 33, 32, 32, 33, 33, 33, 30, 31 289 metrelik birimden ‹onlar›n haberdar olduklar›
C 1-9 33, 34, 34, 35, 40, 41, 43, 42, 42 344
ve kentlerin yap› planlar›nda kulland›klar› aç›k-
D 1-9 36, 33, 33, 27, 28, 27, 27, 27, 28 266
E 1-4 27, 26, 25, 24 102
t›r. Nitekim ‹onlar›n klinos (kl¤now-kl¤nh-kli-
Toplam: 1059 ne) olarak adland›rd›klar› ölçü birimi de, bu
kapsamda, yaklafl›k olarak bugünkü metre biri-
mini karfl›lamaktad›r.76
Tablo II. Philadelphion hizas›, E5 plankaresi ve propontis
1. Ölçümlerde Müller-Wiener’in “‹stanbul
son k›y› bölgesine kadar (G9):
Plankare (harf) Plankare Her plankare sütunundaki cep haritas›” esas tutulmufltur.
numaralar› plankare say›s› 2. Rakamlar, Constantinus Surlar›’n›n var-
E 5-9 21, 20, 18, 17, 16 92 say›lan güzergâh› üzerinde, yaklafl›k olarak al›n-
F 1-9 17, 18, 17, 17, 16, 16, 16, 16, 16 149 m›flt›r.
G 1-9 16, 16, 15, 14, 13, 12, 13, 10, 3 112 3. Constantinus Suru ile E¤ri Kap› (Kaliga-
Toplam: 353
ria-Kalagru) ve Silivri Kap› (Melantiados Pyle-
Plankarelerin en alt›nda belirtilen rakamlar, o sütunun içine düflen plankare say›lar›n› Porta Selymbria) aras›ndaki ölçümler, Theodo-
göstermektedir.72 Hesaba, sur d›fl›ndaki alanlar kat›lmam›flt›r. Baz› plankarelerde, plankarenin sius Suru’nun, bu noktada hafifçe do¤u yönün-
yar›s› veya çeyre¤ini teflkil eden alanlar, di¤er yar›m ya da çeyrek alanlarla birlefltirilerek, deki e¤imi nedeniyle, kesik çizgilerle tamam-
tama çevrilmifltir.
lanm›fl daire üzerinden hesaplanm›flt›r.

fiekil 8: Müller-Wiener’in
kent plan›nda kardo,
dekamenos, Philadelphion,
di¤er forum ve
phylakterionlarla alan
hesaplamalar›na iliflkin
tespitler.
b –b1: Dekamenos/I.
b1-b3-b4: Dekamenos/II.
b1-b2-b5: Dekamenos/III.
A-B-C: Kardo I.
D-E: Philadelphion çizgisi.
F-G: Kardo II.
G-H: Kardo/III.
K-L: I. Constantinus Surlar›
tahmini güzergâh›.
M-N: II. Theodosius
Surlar›.
I: Forum Praitorion (Forum
Theodosiacum I,
Praitorion).
II: Forum Constantini II
(Forum Circulae, Okyanus
benzeri daire fleklindeki
forum).
b: Forum Augusteion.
III: Forum Constantini I.
IV: Philadelphion.
V: Forum Theodosii.
VI: Constantinianai.
VII: Forum Bovis.
VIII: Forum Arcadii.
IX: Forum Theodosiacum II.
X: Brakhiolion
phylakterionu.
XI: Blakhernai
phylakterionu (olas› s›n›r›).

98 mimar•ist 2006/3
KENT ARKEOLOJ‹S‹

Tablolardaki de¤erler göz önüne al›nd›¤›n- Müller-Wiener Haritas›nda Yap›lan Tespitler


da, Constantinopolis’in Byzantion dönemin- Milion - Forum Constantini = 700 m.
den kalma flemas›na, incelikle hesaplanm›fl bir- Forum Constantini - Philadelphion = 700 m.
Philadelphion - Forum Bovis = 700 m.
tak›m de¤erler zincirinin hâkim k›l›nd›¤› anla- Philadelphion - Constantinianai = 700 m.
fl›lmaktad›r. Bu de¤erler; Alt›n Milion esas ol- Philadelphion - Kharsios Pyle = 3000 m.
mak üzere, Forum Constantini’nin eskiden ye- Forum Bovis - Brakhiolion Phylakterionu = 3000 m.
Forum Bovis - Constantinus Suru = 1400 m.
rinde bulundu¤u anlafl›lan Forum Plakoton, Constantinianai - Constantinus Suru = 1050 m.
Kardo/I, Philadelphion, Forum Bovis ve bu- Constantinus Suru - Theodosius Suru77 = 1300 m.
nun kuzeydeki paralelini teflkil eden Constanti- Constantinus Suru - Kharsios Pyle78 = 1300 m.
Constantinus Suru - Blakhernai Phylakterionu79 = 1300 m.
nianai, Kardo/II, III, Dekamenos/II-III ile Constantinus Suru - Hagios Romanos Pyle = 1300 m.
yukar›da adlar› geçen phylakterion ve khelai Constantinus Suru - Kalagru Pyle = 1300 m.
(akra) tipindeki berkitilmifl uç kale ve limanlara Constantinus Suru - Piges Pyle = 1300 m.
Constantinus Suru - Brakhiolion Phylakterionu = 1300 m.
ait nokta hesaplamalar›d›r. Constantinus Suru - Khryse Pyle = 1500 m.
Büyük olas›l›kla, ani sald›r›lara karfl› sivil hal-
k›n en yak›n s›¤›nma alanlar› olarak infla edilmifl Tablo III. Milion-Theodosius Suru Aras› Nokta Hesaplar›
uç kaleler, bafllang›çta, aralar›ndaki ba¤lant› Milion’dan Uzakl›k= m % 700 m. için Milion’a
surlar›ndan yoksundular. Bunlar, sald›r› s›ras›n- birim gör. bir.
daki ilk s›¤›nman›n ard›ndan, Byzantion’dan Milion-Forum Constantini 700 14.6 1.0 1.0
gelecek yard›m›n kendilerine ulaflmas› için ge- Forum Constantini- Philadelphion 700 14.6 1.0 2.0
çen zaman süresince, düflman›n oyaland›¤› ya Philadelphion-Forum Bovis 700 14.6 1.0 3.0
Forum Bovis-Constantin Suru* 1400 29.2 2.0 5.0
da di¤er uç kalelerden gelecek desteklerin bek-
Const. Suru*-Theodo. Suru 1300 27.0 1.9 6.9
lendi¤i, düflman›n az da olsa zaaf ve moral k›-
Toplam 4800 100 6.9 -
r›kl›¤›na u¤rat›larak, ilk zayiatlar›n verildi¤i ya- * Constantinus Suru’na ait noktalar, tahmini de¤erlere göre al›nm›flt›r.
p›lard›. Bu yap›lar aras›nda, Bouslar›n (shofar-
flopar) yard›m›yla seslerini, eko kuleler arac›l›-
Tablo IV. Noktalar›n, Milion Bafllang›c›na Göre, Birbirleri Aras›ndaki
¤›yla birbirlerine iletme olana¤›na sahiptiler.80
Uzakl›k Hesaplar› / Via Triumphalis Yolu
Bu noktada, Kardonun anlam› ön plana ç›k-
Milion’dan Uzakl›k (m.) % 700 m. için Milion’a
maktad›r: Kard/õ – inis, er. Mihver, mil; (gb) birim gör. bir.
kutup; en önemli nokta, her fleyin üzerinde dön- Milion-Forum Constantini 700 15.7 1.0 1.0
dü¤ü nokta81 anlam› göz önünde tutuldu¤un- Forum Constantini-Philadelphion 700 15.7 1.0 2.0
da, dünyan›n kuzey ve güney kutuplar› aras›nda Philadelphion-Constantinianai 700 15.7 1.0 3.0
uzat›lan eksenleri (boylam); dekamenosun ise Constantinianai-Const. Suru* 1050 23.6 1.5 4.5
(enlem-Ekvator), bu eksen etraf›nda dönen ve Const. Suru-Porfirogennetos 1300 29.3 1.9 6.4
Toplam 4450 100 6.4 -
üzerinde onar metrikal ölçülerle bölünen ve
* Constantinus Suru’na ait noktalar, tahmini de¤erlere göre al›nm›flt›r.
her noktas›ndan boylamlar›n geçti¤i bir düzeni
temsil etti¤i anlafl›lmaktad›r. Bu sistem, günü-
müzde, dünyan›n üzerinde varsay›msal ölçüm- Tablo V. Milion-Theodosius Suru Aras› Nokta Hesaplar› / Via Egnetia Yolu
Milion’dan Uzakl›k (m.) % 700 m. için Milion’a
lerle oluflturulmufl, modern anlamdaki enlem
birim gör. bir.
ve boylamlar› ça¤r›flt›rmakta ve oldukça ilginç Milion-Forum Constantini 700 15.7 1.0 1.0
ayr› bir araflt›rma konusu oluflturmaktad›r. Forum Constantini-Philadelphion 700 15.7 1.0 2.0
Philadelphion-Forum Bovis 700 15.7 1.0 3.0
Deuteron Kharon (Khorion ?) Forum Bovis-Const. Suru* 1400 28.9 2.0 5.0
Gyllius, “Deuteron khorion’un, Eski Tasvir’in Const. Suru*-Brakhiolion Phylak. 1350 27.9 1.9 6.9
kentte 14 tane oldu¤unu belirtti¤i bölgelerden Toplam 4850 100 6.9 -
* Constantinus Suru’na ait noktalar, tahmini de¤erlere göre al›nm›flt›r.
biri say›lmamas› gerekti¤ini söyledim,”82 der-
ken, “Khorion”u “Kharon” yerine olas›l›kla
yanl›fl ifade etmifl ya da yanl›fl ifade edilmifl ola- Tablo VI. Milion-Theodosius Suru Aras› Nokta Hesaplar› / Via Egnetia Yolu
Milion’dan Uzakl›k (m.) % 700 m. için Milion’a
rak duymufl olmal›d›r. Procopius’un dedi¤i gi-
birim gör. bir.
bi, halk taraf›ndan zamanla de¤iflikli¤e u¤raya- Milion-Forum Constantini 700 15.7 1.0 1.0
rak “khorion” flekline dönüflmüfl olan bölgenin Forum Constantini-Philadelphion 700 15.7 1.0 2.0
ad›, bafllang›çta, “Deuteron Kharon” olarak Philadelphion-Forum Bovis 700 15.7 1.0 3.0
an›lm›fl olmal›d›r. Forum Bovis-Const. Suru* 1400 28.0 2.0 5.0
Kharon mitosunun kökeni, Çin’e dayan- Const. Suru*-Khryse Pyle 1500 30.0 2.1 7.1
maktad›r. III. Zaman’da meydana gelen Alp- Toplam 5000 100 7.1 -
* Constantinus Suru’na ait noktalar, tahmini de¤erlere göre al›nm›flt›r.
Himalaya da¤ silsilesinin yükselmesi s›ras›nda,

mimar•ist 2006/3 99
KENT ARKEOLOJ‹S‹

Asya’n›n Büyük Okyanus bölgesinde derin çö- du¤u Constantinus Surlar›’n›n bat›s›ndaki Psa-
küntülerin olufltu¤u bilinmektedir. Nuh tufan› mathia, Kserolophos, Mokios Sarn›c› ve Eksaki-
felaketinin bafllang›c›n›n, Do¤u Çin Denizi’nin onion’dan bu dere vas›tas›yla ayr›ld›¤› görül-
kuzeyindeki Sar› Deniz çöküntü yay› içinde ka- mektedir.89
lan, bugünkü Sinhailien ve Lienyunkang kent- Mitos yönünden irdeleyecek olursak, Lyke-
fiekil 9: Kuzey Chou dö- leri yak›n›nda, denize dik olarak uzanan Ch’ien- ios deresinin güneyinde bulunan çeflitli dönem-
neminde (557-581), Yun-t’ai Shan merkezli Yun-t’ai Da¤› civar›nda lere ait gömülerdeki iskeletlerin a¤›zlar› içinde,
Syãma Jãtaka’dan çizim meydana geldi¤i anlafl›lmaktad›r. Buradaki ma- oboloslar›n bulunmufl olmas› halinde, Deute-
(Lo Nehri). 301 numaral›
¤aralarda bulunan bir jataka sahnesinde, Akhe- ron’da yaflayanlar›n bu dereyi Akheron Irma¤›
ma¤aradan duvar resmi.
Tun-Huang. (time and ron ›rma¤› (Katranl› nehir)83, “Lo” nehri olarak ile bir tutmufl ve ölülerini derenin güneyine ge-
space in chinese narrative geçmektedir (fiekil 9). çirmeden önce, a¤›zlar›n›n içine bu paralar›
paintings of han and the koymufl olmalar› olas›d›r.
six:
ccbs.ntu.edu.tw/FULL-
TEXT/JRENG/chen Sonuç
.htm.99k) ‹stanbul’un Byzantion döneminden kalma pla-
Tasvirde, siyah lekeler halinde gösterilmifl n›nda, Hac›lar, Çatalhöyük, Alacahöyük gibi
volkanik katran ve nehrin içindeki ölüler, kay›k- merkezlerden kaynaklan›p aradan geçen binler-
ç› Kharon yerine, Lo Nehri tanr›ças›ndan yar- ce y›l süresince geliflip olgunlaflt›¤› flüphesiz
d›m görmektedirler.84 Bu tasvir, kökenlerinin olan, geleneksel Anadolu mimarisine dayal› Pa-
Asya’ya dayal› oldu¤u kuflkusuz olan Sümerle- nionion90 kültürel miras›n› yads›mak mümkün
rin G›lgam›fl destan›nda, nehir yerine “Ölüm de¤ildir.
Denizi” ve nehri geçen kay›kç› Kharon yerine, Kentin etraf›nda, bir güvenlik fleridi olufltu-
kay›kç› Ur-fianabi ad›yla an›lm›fl olmas› dikkat ran yedi eko kulenin, Kyzikos’takinin bir ben-
çekicidir. zeri olmas›, bu fleridin planlanmas› ve hayata
Homeros, Okeanos k›y›s›ndan Hades batak-
geçirilmesinde, Kyzikoslular›n da katk›lar›n›n
l›¤›na do¤ru giderken, Akheron’a akan Pyriph-
olabilece¤i ihtimalini ortaya koymaktad›r. Bu
legeton ve Kokytos, ayr›ca Styks’ten gelen sular›n
katk›larda Atina, dolay›s›yla Yunanl›lar›n bulun-
akt›¤› yerden bahsetmektedir. Akheron ›rma¤›,
mamas› özellikle dikkat çekicidir. Latin impara-
Çin’de, Hoang-Ho (eski Lo Nehri?)85 ad›yla
torlar dönemine kadar, kentin plan›yla sahip ol-
an›lan nehrin karfl›t› olabilir. S›cak sular›yla atefli
du¤u mimari yap›tlar›n, Anadolu kültürlerinin
simgeleyen Pyriphlegeton, bu nehre Yen-Men
kar›fl›p kaynaflmas›ndan do¤an, en zengin ve ol-
ve Datong tektonik alan›ndan gelip kar›flan, su-
gun bir evresini iflaret etmekte oldu¤u aç›kt›r.
yu s›cak bir kol; so¤uk sular›yla belirlenen
Deuteron Kharon, Do¤u Asya’ya ait bir mi-
Kokytos ise, Hoang-Ho’ya, kuzeydeki Sibir-
tostan kaynaklanm›flt›r. Bu nedenle, Byzanti-
ya’dan gelip kar›flan bir ›rmak olmal›d›r. Yuna-
on’un, hem Orta Asya’ya dayal› atalar› olan Aka
nistan’›n Epir bölgesindeki Akheron Irma¤›
ad›n›n, burada bir okyanusun bulunmamas› ne- ve Dorlar ve hem de saf Anadolu-‹on kent ku-
deniyle, Hesiodos taraf›ndan Çin’deki Lo Neh- rulufllar›ndan birinde do¤mufl, daha sonra Me-
ri’ne karfl›l›k olarak verilmifl bir ad oldu¤u anla- gara’ya geçmifl olan Byzas nedeniyle, bir Ana-
fl›lmaktad›r. dolu kenti olarak kuruldu¤u, yads›namaz bir
Anadolu ‹on, Yunan, Roma ve Etrüsk mito- gerçektir.
sunda, bir obolos86 karfl›l›¤›nda ölülerin ruhlar›n› Byzas, Attike’de dönen entrikalar nedeniyle,
cehennemin ›rmaklar›ndan geçiren Kharon, beraberindeki Megaral›larla Yunanistan’dan
canl›lar› veya mezars›z kalm›fl ölüleri kabul et- kaçm›fl, “aç›kgöz Khalkedonlular”la birlikte, ‹s-
mezdi. Bu nedenle Byzantionlular, ilgilerini tanbul Bo¤az›’n›n her iki taraf›n› tutmufltur.
göstermek ve Kharon’a verilmek üzere ölülerin Böylece, Atinal›lara karfl› çok önemli ve stratejik
a¤›zlar›na bir obolos koyarlard›. Kharon, tasvir- bir konum oluflturmufl ve Helenlere karfl› üs-
lerde, elinde bir kürek tutan kay›kç› k›yafetli, sa- tünlük elde etmifltir.
kall›, düflünceli bir ihtiyar olarak tasvir edilmifl- K›saca ‹stanbul, Byzantion dönemindeki
tir. Erhat, Kharon’u, yeralt› ülkesinde, ölüleri mimari kurgusuyla, bir Anadolu mucizesi-
Akheron Irma¤›’ndan geçiren sandalc› olarak dir.
tarif etmektedir.87
Deuteron’un Constantinopolis’te bulundu- F›rat Düzgüner, Arkeolog
¤u yer, Lykeios (Lykos)88 deresinin kuzeydo¤u-
Notlar:
sunda kalmaktad›r. Bölgenin, 4-5. yüzy›la ait 1. Akurgal, Ekrem (1969) Ancient Civilisations And
mezarl›k ve hypogeionlar›n yo¤un olarak bulun- Ruins of Turkey, Türk Tarih Kurumu Bas›mevi, Ankara,

100 mimar•ist 2006/3


KENT ARKEOLOJ‹S‹

s.185-206, Fig.67. say›: 121, s.91, dn.25. Vitruvius (1990) Mimarl›k Üzerine
2. Akurgal, a.g.e., s.206-222, Fig.76. On Kitap, Çev. S. Güven, fievki Vanl› Mimarl›k Vakf›
3. Wycherley, R. E. (1967) How the Greeks Built Cities, Yay›nlar›, Ankara, I/VI, s.16-21. Düzgüner, F. (2004)
Macmillan, London, s.15-21. Meydan Larousse IX, 113. Iustinianus Dönemi’nde ‹stanbul’da Yap›lar - Procopius’un
4. Wycherley, a.g.e., s.22, Fig.4, s.24, Fig.5. Meydan Birinci Kitab›n›n Analizi, s.127-129, Fig.104a, b, 105.
Larousse XV, 125. 30. Osmanl› döneminde Ehmedek olarak an›lan, kent
5. Wycherley, a.g.e., s.6, Fig.1. d›fl›nda, etraf› surlarla berkitilmifl stratejik bölgelere,
6. ‹flcan, M. Yaflar-Konyar, Erkan (2005) “Adli Arkeoloji: Byzantion döneminde “phylakterion”, Latin imparatorlar
Olay Yerine Arkeolojik Yaklafl›m”, Arkeoloji ve Sanat döneminde “propugnaculum” ad› verilmifltir. Bu
Dergisi, say›: 120, s.89-100. Drahor, Mahmut Göktu¤ dönemdeki “khelai” tipi limanlar da, denize do¤ru, çift
(2006) “Arkeolojik Alanlarda Genifl Ölçekli Jeofizik taraftan uzat›lan mendireklerle, ancak bir geminin limana
Prospeksiyon”, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, say›: 121, giriflini temin edecek flekilde oluflturulmufl limanlard›. Bu
s.119-132. a¤›z, savafl zamanlar›nda gerilen zincirlerle kapat›ld›¤› için,
7. Stümpel, H.; Demirel, F.; Rabbel, W.; Trinks, I.; Wölz, t›pk› uç kaleler gibi, berkitilmifl liman olmalar› nedeniyle
S. (1999) “Geophysikalische Prospektion Im Umfeld Von phylakterion kapsam›nda “khelai-akra” olarak
Milet 1996-1997”, Archäologischer Anzeiger 1-3, Walter tan›mlanm›fllard›r: Procopius (1994) ‹stanbul’da
De Gruyter, Berlin-New York 1999, s.54, Lev.1, s.89-98, Iustinianus Dönemi’nde Yap›lar I, Çev. E. Özbayo¤lu,
Lev.1-8a-c. 2001 y›l›nda, bakanl›k temsilcisi olarak Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, md.10, s.27, md.32,
kat›ld›¤›m Milet kaz›lar›nda, gerek kaz› alanlar›nda ve s.43. Gyllius, a.g.e., I/I, s.30, 31. Kuban, a.g.e., s.208.
gerekse ele geçen eserler üzerindeki, bilimsel ve titiz Düzgüner, a.g.e., s.4, 26, 28, 30.
çal›flmalar› nedeniyle, baflta, kaz› baflkan› Prof. Dr. Volkmar 31. Byzantion döneminde, tüm limanlar›n, mendireklerle
von Graeve olmak üzere, yard›mc›s› Fikret Özcan’la, Milet berkitilip güçlendirildi¤i ve sald›r› an›nda a¤›zlar›n›n
tiyatrosunun restorasyonunda çal›flan ve bugün, maalesef zincirlerle kapat›larak düflman donanmalar›na engel
aram›zdan ayr›lm›fl olan Berthold F. Weber’in flah›slar›nda, olundu¤undan flüphe yoktur. Bu dönemde sald›r›ya aç›k
tüm kaz› ekibiyle, Milet Müzesi arkeologlar›ndan Hasibe limanlar›n bulundu¤unu düflünmenin olanaks›z oldu¤u
Akat ve Fatma Güler’e sonsuz teflekkürlerimi sunmay› bir kan›s›nday›z.
borç bilirim. 32. Müller-Wiener, a.g.e., s.292, Res.333, s.338, Res.388,
8. Parsellerin dikdörtgen planl› olduklar›n›n tespitinden 389.
önceki pland›r. 33. Müller-Wiener, a.g.e., s.299, Res.340. Düzgüner, F.
9. Anadolu Uygarl›klar›ndan 3. Biny›la Mesajlar (2002) (2006) Arkeoloji ve Sanat Dergisi, say›: 121, s.83, Fig.13.
Yay. Haz. Osman Köker, TMMOB Mimarlar Odas› 34. Gyllius, a.g.e., I/I, s.30.
Yay›nlar›, ‹stanbul. 35. Müller-Wiener, a.g.e., s.302, Res.344, s.304, Res.347.
10. Mansel, A.M. (1963) Ege ve Yunan Tarihi, Türk Tarih 36. Düzgüner, F. (2005) mimar.ist, say›: 18, s.111.
Kurumu Yay›nlar›, Ankara, s.19-21. Meydan Larousse XIII, 37. Müller-Wiener, a.g.e., s.248.
305, 306. 38. Gyllius, a.g.e., III/III, s.127.
11. Mansel, a.g.e., s.178-182. 39. Philadelphion ad›, Apollon’un Trakya as›ll› efsanevi flair
12. Düzgüner, F. (2004) Iustinianus Dönemi’nde ve kâhin olan o¤lu “Philammon”la, Delphoi’deki
‹stanbul’da Yap›lar, Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, “Apollon Delphinion” tap›na¤›na izafeten, “Phila>mmon-
s.XIII. Mansel, bu tarihi ‹Ö 680 olarak vermektedir: Delph<in>ion” birlefliminden do¤mufl olmal›d›r: Meydan
Mansel, a.g.e., s.165. Larousse XVI,55; V,129. Apollon ve Mousalar aras›ndaki
13. Mansel, a.g.e., s.188. iliflki için bkz. Musalar: Erhat, A. (2002) Mitoloji Sözlü¤ü,
14. Herodotos, Herodot Tarihi, Çev. M. Ekmen, Remzi Remzi Kitabevi, ‹stanbul, s.208, 209.
Kitabevi, ‹stanbul 1991, IV/144, s.230. Mansel, a.g.e., 40. Gyllius, a.g.e., III/IV, s.135.
s.165. 41. Gyllius, a.g.e., III/VIII, s.162; Meydan Larousse XI,
15. Mansel, a.g.e., s.276-278, 360-363. 560. Krateros, ‹Ö 3. yüzy›l bafllar›nda yaflam›fl olan ve
16. Meydan Larousse II, 267. Attika’da al›nan kararlar› Synagogen Psiphismaton’u
17. Gyllius, P. (1997) ‹stanbul’un Tarihi Eserleri, Çev. E. (Kararlar Derlemesi) haz›rlayan Yunan tarihçisi olabilir. ‹Ö.
Özbayo¤lu, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, IV/VIII, s.188. 378-338 y›llar› aras›nda süren ‹kinci Atina
18. Düzgüner, F. (2005) “Byzantion’un Yedi Eko Kulesi Konfederasyonu’nun sona ermesinden 38 y›l sonraki bir
ve Uç Kaleler”, mimar.ist, say›: 18, s.109-110, Fig.1. tarihte, Atina Kararlar›’n› kaleme alm›flt›r. Bu nedenle
19. Byzantion’un kuruluflundan sonraki Byzantion-Atina Byzantion’da, Gyllius’un bahsetti¤i Pelargos Caddesi
aras›ndaki anlaflmazl›klar için bkz. Umar, B. (1984) yak›n›ndaki kona¤›nda, bir kürsüsünün bulunmas› olas›d›r.
Türkiye Halk›n›n ‹lkça¤ Tarihi, C.II, Sergi Yay›nevi, 42. Gyllius, a.g.e., III/VIII, s.162.
‹stanbul, s.2, 23, 27, 33 vd. (Bkz. ‹stanbul maddesi). 43. Bugünkü Fevzipafla Caddesi, Macar Kardefller Caddesi,
20. Düzgüner, F. (2005) mimar.ist, say›: 18, s.111, Fig.2. fiehzadebafl› Caddesi, Vezneciler Caddesi, Büyük Reflit
21. Bkz. Kyzikos: Meydan Larousse XII,159. Pafla Caddesi ve Kimyager Dervifl Pafla Sokak noktas›nda
22. Plinius’un ifadesine göre, günümüzde Erdek Körfezi Mese Leophoros, Mouseion Kültür Evi ve megiste
olarak an›lan yerin antik ad›n›n “Thrakion limen-Trakya nympheion’a varan güzergâh.
Liman›” oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Gyllius, a.g.e., I/XX, 44. Alt›n Kap›’dan do¤uya yönelen Mese Leophoros’un,
s.55, 56. Düzgüner, a.g.e., s.114, 115, Fig.7. Forum Arcadii ve Forum Theodosiacum/II’den geçtikten
23. Düzgüner, F. (2004) Iustinianus Dönemi’nde sonra, Bovis Forumu’na var›ncaya kadarki bölümde,
‹stanbul’da Yap›lar - Procopius’un Birinci Kitab›n›n Mese’nin di¤er bölümleri gibi, düz bir hat oluflturmad›¤›
Analizi, s.126-130, Fig.105. kan›s›nday›z. Bunun nedeninin, araziden kaynaklanmad›¤›,
24. Düzgüner, F. (2005) mimar.ist, say›: 18, s.112-113, ancak mutlaka bir amaca dayal› oldu¤u aç›kt›r.
Fig.5. 45. Erhat, a.g.e., s.207.
25. (Chinese pyramids-Wikipedia; the free encyclopedia: 46. Kharsios: büyük bir olas›l›kla; <char>iot: iki tekerlekli
en.wikipedia.org/wiki/chinese_pyramids-17k) savafl arabas›ndan “char” (olas›l›kla dört atl› araba =
26. Ancient Africa’s Black Kingdoms: kuadriga) ve Zeu<s> Hipp<ios>’un, “s-ios” hecelerinin
www.homestead.com/wysinger/ancientafrica.html-94k birleflmesinden oluflmufltur.
27. Artopoleia. 47. Gyllius, a.g.e., III/VI, s.140.
28. Gyllius, a.g.e., III/VI, s.141. Müller-Wiener (2001) 48. Müller-Wiener, a.g.e., s.262.
‹stanbul’un Tarihsel Topografyas›, Çev. Ü. Say›n, Yap› 49. Gyllius, a.g.e., III/IV, s.135.
Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul, s.34, 59, Res.8, 39. 50. “Boydan boya (Bovis Forumu’ndan, Khalke Kap›s›’na
29. Bunlar, büyük olas›l›kla pirinçten yap›lm›fl flopar kadar) Akhilleos Portikosu.
benzeri armonikal dizeye sahip borulardan oluflmufl 51. Musa: Erhat, a.g.e., s.208, 209.
olmal›d›r: Düzgüner, F. (2006), “‹stanbul’da Günefl’in 52. Düzgüner, a.g.e., s.109.
(Helios) Saray›: Boukoleon”, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 53. Gyllius, a.g.e., IV/VIII, s.189.

mimar•ist 2006/3 101


KENT ARKEOLOJ‹S‹

54. Kömürciyan, Eremya Çelebi (1988) ‹stanbul Tarihi, 62. Gyllius, a.g.e., III/I, s.123-125.
XVII. As›rda ‹stanbul, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, s.77. 63. Dünya Atlaslar› Ansiklopedisi, Geliflim Yay›nlar›,
‹nciciyan, P. ⁄. (1976) 18. As›rda ‹stanbul, Çev. H. D. ‹stanbul 1982, s.653 (Burçlar kufla¤›, 7).
Andreasyan, ‹stanbul Fetih Cemiyeti ‹stanbul Enstitüsü 64. Düzgüner, F. (2004) Iustinianus Dönemi’nde
Yay›nlar›, ‹stanbul, s.9. ‹stanbul’da Yap›lar - Procopius’un Birinci Kitab›n›n
55. Gyllius, a.g.e., s.199-202. Analizi, s.128, 129.
56. Gyllius, a.g.e., IV/VIII, s.189. 65. Gyllius, a.g.e., I/IX, s.44.
57. Düzgüner, Iustinianus Dönemi’nde ‹stanbul’da 66. Neorion’da iki yanlar› revakl› çarfl›. Günümüzdeki
Yap›lar - Procopius’un Birinci Kitab›n›n Analizi, s.86, M›s›r çarfl›s› mevkii.
Fig.67a. 67. Müller-Wiener, a.g.e., s.22.
58. Günümüzde, Patrona Halil Hamam›: Düzgüner, F. 68. Bayezid Camii, Gedikpafla Caddesi.
(2005) mimar.ist, say›: 18, s.109. 69. M›s›r Çarfl›s› (Makros Embolos)-Bayezid Camii-Langa
59. Kuban, a.g.e., s.82. Liman› (Kontoskalion) do¤rultusu. Düzgüner, a.g.e., s.
60. Tap›naklar›n infla edildi¤i kutsal alanlar. Antik 128, 129, 159, Fig. 67a, c.
dönemdeki Zeus Hippios tap›na¤›, günümüzde 70. Müller-Wiener, a.g.e., s.20. Kuban, a.g.e., s.49.
Sultanahmet meydan› ad›yla an›lan alanda (Anaplous), 71. Vitruvius, a.g.e., s.12-22.
bugünkü Haseki Hürrem Sultan Hamam›’n›n; Herakles 72. Her rakam, ait oldu¤u plankare sütununda, yukar›dan
tap›na¤› ise büyük olas›l›kla, Constantinus taraf›ndan afla¤›ya do¤ru hesaplanm›flt›r.
yapt›r›lmadan önce, Mega ekklesia’n›n (Hagia Sophia 73. Tet.rarch (tet’rark, ti’ -) i. bir eyaletin dörtte birini
Kilisesi-Ayasofya Camii) bulundu¤u yerdeydi (?): yöneten vali; ba¤›ml› yönetici. tet-rarchate, -chy i. böyle
Emerson, William - L. Van Nice, Robert (1943) “Hagia valilik veya krall›k: Redhouse, English-Turkish Dictionary
Sophia, Istanbul: Preliminary Report of a Recent (1986) Redhouse Yay›nevi, ‹stanbul, s. 1013.
Examination of the Structure”, American Journal of 74. Kabaa¤aç, S.; Alova, E. (1995) Lâtince-Türkçe Sözlük,
Archaeolgy 47, s.408, 410. Müller-Wiener, a.g.e., s.51. Sosyal Yay›nlar, ‹stanbul, s. 150.
Düzgüner, F. (2004) Iustinianus Dönemi’nde ‹stanbul’da 75. dekã-metroz: of ten metrical units: Subst.- metron (Sc.
Yap›lar - Procopius’un Birinci Kitab›n›n Analizi, Fig.37, K«lon), tÒ, decameter, Sch. Ar, Eq. 496, etc. Liddell,
61, 62. Düzgüner (2005), mimar.ist, say›: 20, s.90, 93, Henry George-Scott, Robert (1958) Greek-English
Res.5, 6. Lexikon, Oxford at Clarendon Press, London, s. 376.
61. Erhat, a.g.e., s.90, 146, 282. 76. Düzgüner, a.g.e., s. 129, 130, Fig. 105.
77. Yaklafl›k olarak Forum Bovis - Kalagru Kap› hizas›.
Surlar bu noktada arazi yap›s› ya da savunmada yararl›
Istanbul: An Anatolian Miracle Designed in Byzantion Period görülen bir nedenle do¤u yönünde, kente do¤ru meyil
göstermektedir. (Bu nedenle surlar d›fltan, gelifl
Priene and Milethos are the first established cities created by Anatolian do¤rultular›nda kesik çizgilerle tamamlanm›fl ve ölçü bu
architects through a systematic plan. They had two main streets wider than the tamamlama üzerinden yap›lm›flt›r.)
other roads dominating the general city plans. Hippodamos also planned two 78. Via Triumphalis yolu.
79. Porfirogennetos (Tekfur) Saray› noktas›nda.
new cities, Pireas and Olythos in the plan of Hippodamos-system in Greece, 80. Düzgüner (2005) mimar.ist, say›: 18, s.114-116.
under the request of Pericles. 81. Kabaa¤aç, Alova, a.g.e., s.73.
These two main streets in the cities are known as “dekamenos-decamenus” 82. Gyllius, a.g.e., IV/IV, s.182.
83. Erhat, a.g.e., s.24.
(straight ahead east to west) and “kardo-cardo” (lying between north and south). 84. Pao-chen Chen, Time and Space in Chinese (Time And
In the course of time, many cities were planned with reference to this plan with Space In Chinese Narrative Paintings Of Han And Six
adapting to their topographical conditions. Dynastiestime And Space In Chinese Narrative Paintings
Of Han The Six Dynasties),
Developed in the Byzantion the plan reached its most attractive and excellent http://ccbs.ntu.edu.tw/FULLTEXT/JR-
form in 695 BC. The city had three kardos and three dekamenos in its plan when ENG/chen.htm
established by the Megaras inside of the echo-towers area, from Acropolis to 85. Yen-Men platosundan ç›k›p Tungkuan civar›nda
Hoang-Ho’ya kar›flan nehrin ad› günümüzde dahi “Lo
Brakhiolion (Brachiolion-Yedikule) and Blakhernai (Blachernai-Ayvansaray) Ho”dur.
frontier castles (phylakterion). The city was the miracle of Anatolian architects 86. Obolos i. (‹on k.). Eski Yunan’da, drahminin alt›da
with its temples, streets, portikos, forums, agoras, fountains, harbors (khelai- biri de¤erinde para ve a¤›rl›k birimi. Mit. Kharon obolos’u,
ölü ruhlar›n›n Styks geçidini aflmak için ödemek zorunda
akra), echo towers just like Kyzikos and other brilliant palaces which lie down olduklar› para; Meydan Larousse XV, 41; Bkz. Obol: Saltuk,
from Acropolis to Haliç (Khrysokeras) and Marmara (Propontis) seashores. Secda (1990) Arkeoloji Sözlü¤ü, ‹nkilâp Kitabevi, ‹stanbul,
We made some calculation tables over the Müller-Wiener’s city plan and s.111.
87. Erhat, a.g.e., s.24, 173.
reached some new and incredible points about the Byzantion site. For instance, 88. Dere, yaklafl›k olarak bugünkü Vatan Caddesi
we explored three dekamenos (decamenus) and three kardos (cardo) and placed do¤rultusundayd›; “Lykos” ad›n›n asl›, Apollon
the Philadelphion in its new point on the city map. Lykeios’un, “Lykeios=Kurt” ad›ndan k›salt›lm›fl olmal›d›r.
Lykial›lar›n (Likya) ad›n›n da kökeni olan Lykeios’un,
Megaras established their city plan against to Athens. They settled on two sides anlam› nedeniyle, Orta Asya Türklerine ait Ergenekon
(Khalkedon and Anaplous) of the Bosporos. Megabazos, who said ‘the country destan›na olan gönderimi, ayr›ca ilgi çekicidir. Apollon
kültünün, Byzantion’un kuruluflundan, Constantinus’a
of blind people’ about the Khalkedons, was not true, because their aim was not
kadar tafl›d›¤› önem göz önünde bulunduruldu¤unda, bu
only to settle over the two sides entering the Bosporos at the south. With their olas›l›k pek uzak görünmese gerektir. Bu anlamda “Lykos
strategical points on the two sides of Bosporus, they were a barrier against the Deresi” ad›yla, hem geçmiflte atalara ve hem de “kharon”a
at›fta bulunulmufl olabilir. Kuban, a.g.e., s.11. Thomson,
Athenians sailing from Marmara (Propontis) to Black Sea (Pontos Eukseinos).
G. (1988) Tarih Öncesi Ege I, Çev. C. Üster, Payel
This conscious plan was not new and it had been also prepared together with Yay›nlar›, ‹stanbul, s.203. Erhat, a.g.e., s.45. Gyllius, a.g.e.,
Byzas and Khalkedonian Megaras formerly. According to Mansel, at the I/I, s.29, III/III, s.129. Apollon Lykeios, Lykos deresi,
Belgrad Kap› (Myriandros), Argonautlar ve Triopia
beginning of the 7th century BC. Megaras and Athens were not friendly to each
flenlikleri aras›ndaki iliflki için bkz. Düzgüner, a.g.e., s.117,
other because of the hypocritical policies of the Athens. Therefore we can say dn.59.
that they were not blind but intelligent and it was ‘the country of shrewd’. 89. Müller-Wiener, a.g.e., s.220.
90. ‹on birli¤i.

102 mimar•ist 2006/3


KENT ARKEOLOJ‹S‹

K›rklareli Kültür Sektörü Uygulamalar›:


Kanl›geçit Aç›khava Müzesi Örne¤i
‹lknur Ar›

K ›rklareli ve çevresi, kültür ve tabiat varl›k-


lar› aç›s›ndan genellikle göz ard› edilmifl-
tir. Ancak bölgede 1980 y›l›ndan itibaren ‹stan-
ait üç kültür kat› tespit edilmifltir. Son evre flid-
detli bir yang›nla sona ermifl ve bu kesimde geç
antik ça¤a kadar yerleflme olmam›flt›r. Geç antik
bul Üniversitesi taraf›ndan sürdürülen çal›flma- ça¤da Kanl›geçit’te bir çiftlik evinin bulundu¤u
lar, K›rklareli bölgesinin beklenenin çok ötesin- anlafl›lmaktad›r.
de bir zenginli¤e sahip oldu¤unu göstermifltir. Kaz›lar›n yo¤unlaflt›r›ld›¤› ilk tunç ça¤› yerlefl-
Bölge özellikle tarihî kent dokusu, k›rsal mima- mesinde, çap› yaklafl›k 60 m. olan tafltan bir sur
ri örnekleri, do¤al güzellikleri ile zengin bir tu- ve glasi (tafl kaplama) ile çevrili bir içkale (akro-
rizm potansiyeline sahiptir. Bunun yan› s›ra, pol) ve surun d›fl›nda genifl bir alana yay›lan afla-
bölge Anadolu-Balkan, Avrupa-Balkan tarihön- ¤›flehir saptanm›flt›r. ‹çkaledeki tafl temelli, mega-
cesi kültür iliflkilerinde, bir geçifl bölgesi olmas› ron planl› üç yap›, yap›m teknikleri ve planlar› ile
nedeniyle özel bir öneme sahiptir. Bölgede bu- Anadolu tunç ça¤› megaronlar›n›n özelliklerini
güne kadar yap›lan arkeolojik araflt›rmalar sonu- yans›tmaktad›r. Yerleflme plan›, Troya’n›n II. ta-
cunda birçok tarihöncesi yerleflme saptanm›fl, bakas›n›n plan› ile benzerlikler göstermektedir.
bunlar›n baz›lar› kapsaml› arkeolojik kaz›larla Megaronlar›n önünde yer alan büyük f›r›nlar›n
ortaya ç›kar›lm›flt›r.1 hangi amaçla kullan›ld›¤› bilinmemektedir. Kan-
K›rklareli çevresindeki kültür ve tabiat var- l›geçit, bu özellikleri ile Balkanlar›n o dönemde-
l›klar›n›n bir bütün olarak ele al›narak, bir kül- ki ahflap mimarisine tamamen yabanc›, Anadolu
tür sektörü haline getirilmesi amac› ile “K›rkla- mimari özellikleri gösteren bir yerleflmedir.
reli Kültür Sektörü Projesi” oluflturulmufltur. K›rklareli yak›n çevresi
Bu proje kapsam›nda birkaç çal›flma bir arada bafll›ca kültür varl›klar›
yürütülmektedir. Afla¤›p›nar Kat›l›mc› Aç›khava
Höyük
Müzesi, Kanl›geçit Aç›khava Müzesi, K›rklareli Tümülüs
Kentsel Sit Alan› çal›flmalar›, Demirköy Dö- Dolmen
kümhanesi Kaz›lar›, Ahmetçe Köyü’nde inflas› Dikilitafl
Kale
tamamlanan araflt›rma merkezi, kültür envante- Türbe
ri araflt›rmalar›, bölgede yürütülen çal›flmalar›n Tarihi kent dokusu

bafll›calar›d›r. Mezarl›k
Otoyol
Anayol
Kanl›geçit’in Kültür Tarihindeki Yeri ve Önemi Ara yol
Demiryolu
Kanl›geçit, K›rklareli il merkezinin 200 m. gü-
neyinde, Haydardere ile K›rklareli-Babaeski de-
miryolunun kesiflti¤i noktadad›r. Demiryolu,
yerleflmenin içinden geçmektedir. 1980 y›l›nda
bölgede yap›lan yüzey araflt›rmalar› s›ras›nda
saptanan Kanl›geçit’te kaz›lar 1994-2005 y›llar›
aras›nda ‹stanbul Üniversitesi ile Alman Arke-
oloji Enstitüsü’nün ortakl›¤›nda yürütülmüfltür.
Bu kaz› çal›flmalar› sonucunda, Anadolu-Balkan
kültür tarihi ve bu iki bölge aras›ndaki tarihön-
cesi kültürel iliflkiler konusunda önemli sonuç-
lar elde edilmifltir.
Kanl›geçit’te ilk yerleflme son kalkolitik dö- Kanl›geçit (B5/17) 2005

neme (M.Ö. 3800) tarihlenmektedir. Bu küçük Tafl duvar


Glasi
yerleflme, ilk tunç ça¤› boyunca (M.Ö. 3000- Taban
2000) geniflleyerek devam etmifltir. Bu döneme Yan›kl› alan

mimar•ist 2006/3 103


KENT ARKEOLOJ‹S‹

Kaz›larda elde edilen çanak çömlek toplulu- taklar›na ba¤l› bir ticaret sisteminde, Anadolu ile
¤u, el yap›m› yerel Balkan mallar›n›n yan› s›ra, ba¤lant›l› bir koloni yerleflmesi oldu¤u düflünüle-
çark yap›m› k›rm›z› astarl› çanaklar›, gaga a¤›zl› bilir. Kanl›geçit, Anadolu kentleflme süreci ile
testileri ve tek kulplu maflrapalar› ile Orta Anado- Trakya aras›ndaki iliflkilere ait bilgiler veren, flu
lu çanak çömlek gelene¤ini yans›tmaktad›r. Do- ana kadar bulunan tek yerleflmedir.
kuma tezgâh› a¤›rl›klar›, a¤›rflaklar, insan ve hay-
van figürinleri, elde edilen di¤er önemli buluntu- Kanl›geçit Aç›khava Müzesi:
lard›r. Bu buluntular sayesinde, Kanl›geçit’in sur- Koruma ve Sergileme
la çevrili megaronlu yerleflmesi, M.Ö. 2300’lere Ülkemizde bugüne kadar kültür tarihi aç›s›n-
tarihlendirilmifltir. Yerleflmenin, ilk tunç-orta dan önemli bilgiler veren birçok arkeolojik
tunç geçifl sürecinde, K›rklareli’nin kuzeyindeki merkez, kaz› çal›flmalar› tamamland›ktan sonra
Istranca Da¤lar›’nda bulunan zengin maden ya- do¤a flartlar›na terk edilmifl, zamanla yok olup
gitmifltir. Dünyada son y›llarda geliflen kültür
miras› politikalar›n›n gere¤i olarak, arkeolojik
kaz› yerlerinden elde edilen bilgi birikiminin,
bilimsel de¤erini yitirmeden, yerel kimli¤e ve
yerel ekonomiye katk›da bulunacak bir flekle
dönüfltürülmesi anlay›fl› benimsenmelidir. Kaz›
alanlar›, her bilgi düzeyinden ziyaretçinin ilgisi-
ni çekecek ve bilgi verecek flekilde düzenlenerek
bölge turizmine kazand›r›lmal›d›r. Ülkemizde,
bu geliflmeye paralel olarak 2863 say›l› Kültür
Kanl›geçit’in yerleflme
ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Kanunu üzerinde
plan›, Troya’n›n II. de¤ifliklik yap›larak, kaz› alanlar›n›n kaz› sonras›
tabakas›n›n plan› ile korunmas› ve de¤erlendirilmesi konular›nda ye-
benzerlikler ni esaslar belirlenmifltir.2
göstermektedir.
Kanl›geçit kaz›lar›ndan ç›kan mimari bulun-
tular, bu yeni yaklafl›mlar ›fl›¤›nda bir aç›k hava
müzesi fleklinde düzenlenecektir.

Sergilenecek Alandaki Yap› Kal›nt›lar›


Kanl›geçit Aç›khava Müzesi, yerleflmenin kaz›s›
tamamlanm›fl surla çevrili içkale kesiminde uy-
gulanacakt›r. ‹çkaleyi çevreleyen surun tafl te-
melleri ve bu surun ete¤ini çevreleyen küçük
tafllardan meydana getirilmifl glasi, yerleflmenin
güney ve bat› kesiminde demiryolu ve arazi tes-
fiyesi çal›flmalar› nedeni ile büyük ölçüde tahrip
Kanl›geçit çanak çömlek
toplulu¤u.
olmufltur. Ancak kuzey ve do¤u kesimde korun-
mufl olan surun düzenli plan›, surun geri kalan
k›sm›n›n da tamamlanabilmesini mümkün k›l-
maktad›r. Çokgen biçimli oldu¤u anlafl›lan su-
run birkaç defa yenilendi¤i anlafl›lm›flt›r.
Surun içindeki üç megaronun tafl temelleri
büyük ölçüde korunmufltur. Megaronlar›n tafl
temel üzerine kerpiç tu¤la ile infla edildi¤i, bi-
nalar›n içinde herhangi bir tafl›y›c› direk izine
rastlanmamas› nedeni ile tek katl› ve düz daml›
olduklar› anlafl›lm›flt›r. Güney megaronunun
önündeki alt› f›r›ndan, kaz›lm›fl olan iki tanesi,
f›r›nlar›n kubbeli oldu¤unu ve a¤›zlar›n›n bat›ya
bakt›¤›n› göstermifltir.
Surun kuzeybat›s›nda, büyük tafllarla örülü,
tafl örgüsü yer yer 3 m. yüksekli¤e kadar korun-
mufl, dörtgen planl› an›tsal bir yap› yer almakta-

104 mimar•ist 2006/3


KENT ARKEOLOJ‹S‹

d›r. Bu yap›n›n içi tamamen toprakla doldurul- birkaç aflamada gerçeklefltirilecektir.


mufl ve duvarlar iç k›s›mda kubbe fleklinde örül-
müfltür. Bu yap›n›n ifllevi tam olarak aç›klana- Koruma Dolgusu
masa da sur sistemi ile iliflkili oldu¤u düflünül- Orijinal kal›nt›lar, surun kuzeybat›s›ndaki dört-
mektedir. gen planl› yap› hariç, üzeri örtülerek korunacak-
t›r. Bunun için kal›nt›lar›n üzerine önce ince bir
Aç›khava Müzesi Düzenlemesinde cam k›r›¤› tabakas› yay›lacakt›r. Cam k›r›klar›,
Uygulanacak ‹lkeler kal›nt›lara zarar vermemesi ve ileride herhangi
Her kaz› alan›, kendine özgü niteliklere sahip bir nedenle kal›nt›lar›n üzeri aç›lmas› gerekti-
oldu¤undan, çözüm yollar› da her kaz› alan›n›n ¤inde kolayca ay›rt edilebilmesi nedeniyle kulla-
sorunlar›na yönelik olmal›d›r. Kanl›geçit kaz›lar› n›lmaktad›r. Cam k›r›¤› tabakas›n›n üzeri ince
ile ortaya ç›kan kal›nt›lar her ne kadar tafl temel- kumlu toprak ile örtülerek modellemelerin ya-
li kal›nt›lardan oluflmakta ise de bunlar›n harç- p›laca¤› zemin haz›rlanacakt›r.
s›z olarak kuru duvar fleklinde örülmüfl olmas›, Ya¤mur suyunun tasfiyesi için gerekli yerlere
birbirini keserek tahrip eden yenileme evreleri- su kanallar› yap›lacak, sur alan› üzerine yap›la-
nin plan özelliklerinin alg›lanmas›n› güçlefltir- cak dolgunun yüzeyine, ya¤mur suyunun gü-
mesi, höyük toprak dolgusunun do¤al etkilerle neybat›ya, Haydardere’ye do¤ru akabilece¤i fle-
afl›nmaya uygun yap›s›; mevcut kal›nt›lar›n gezi- kilde e¤im verilecektir. Ayr›ca glasinin akmama-
lebilmesi ve gezen taraf›ndan kolayl›kla alg›la- s› için gerekli önlemler al›nacakt›r.
nabilmesi bak›m›ndan önemli bir zorluk olarak
Orijinal Hali ile Korunacak Kal›nt›
karfl›m›za ç›km›flt›r. Bu ba¤lamda ilke olarak ka-
Surun ete¤indeki dikdörtgen yap›n›n önce tafl-
l›nt›lar›n topluma kazand›r›lmas› kadar, kaz› ile
lar› sa¤lamlaflt›r›lacak, duvar tafllar›n› takviye et-
ortaya ç›kan kal›nt›lar›n ve henüz kaz›lmam›fl
mek için gerekti¤inde samanl›-killi toprak dol-
dolgular›n korunmas› esas al›nm›flt›r.
gu kullan›lacakt›r. Kaz› s›ras›nda bu yap›n›n
Kanl›geçit Aç›khava Müzesi Projesi, ülke-
toprak ile dolu oldu¤u anlafl›lm›flt›r. Bu neden-
mizde örne¤ine s›k rastlamad›¤›m›z bir uygula-
le, sa¤lamlaflt›rma yap›ld›ktan sonra içi yine top-
ma oldu¤undan, pek çok konuda ilkleri bar›n-
rakla doldurulacakt›r.
d›racakt›r.
Kanl›geçit Aç›khava Müzesi oluflturulurken, Modellenerek Sergilenecek Kal›nt›lar
öncelikle afla¤›daki ilkeler göz önünde bulun- Daha önce de de¤inildi¤i gibi, kaz›larda elde
durulacakt›r: edilen plan, surun eksik k›s›mlar›n›n tamamla-
1. Orijinal kal›nt›lar mutlaka koruma alt›na nabilmesini mümkün k›lmaktad›r. Orijinal ka-
al›nacakt›r.
2. Her uygulaman›n geriye dönülebilir ol-
mas›na ve kullan›lan malzemelerin kal›nt›lara ve
do¤aya zarar vermeyen nitelikte olmas›na dik-
kat edilecektir.
3. Müzeyi öncelikle yöre halk›n›n sahiplen- Kanl›geçit Aç›khava
mesi ve tan›mas› sa¤lanacakt›r.3 Müzesi. Özgün kal›nt›lar›
4. Müzedeki tan›t›m›n, gelen her bilgi ve yafl korumak için üzeri
düzeyindeki kifliler taraf›ndan kolayca anlafl›la- doldurulacak alan.
bilecek bir düzende olmas›na dikkat edilecektir. Altta, sergileme alan›nda
Örtülmeden b›rak›lacak
5. Müze için düzenlemeler yap›l›rken, bi- Cam k›r›¤› ve toprakla örtülecek modelleme ve iz olarak
limsel gerçeklerden uzaklafl›lmayacakt›r. yap›lacak duvarlar.
6. Müze, çok büyük maddi kaynaklar gerek-
meden uzun y›llar varl›¤›n› sürdürebilecek flekil-
de tasarlanacakt›r.
7. Kanl›geçit Aç›khava Müzesi, tek bafl›na
de¤il, yak›n çevresindeki kültür ve tabiat varl›k-
lar› ile beraber bir kültür sektörü içinde ele al›-
nacakt›r.

Yap›lar›n Sergilenebilir Hale Getirilmesi


Birebir modelleme
Müze alan›ndaki yap› kal›nt›lar›n›n sergilenebi- ‹z olarak yap›lacak
Restorasyon alan›
lir hale gelebilmesi için yap›lacak uygulamalar,

mimar•ist 2006/3 105


KENT ARKEOLOJ‹S‹

Kanl›geçit Aç›k Hava


Höyük dolgusu
Ziyaretçilerin sergileme alan›n› tam olarak
Müzesi, 2004 Mevcut duvar görebilmesi için seyir kulesinin en az 6 m. yük-
Cam k›r›¤› tabakas›
Dolgu topra¤›
sekli¤inde yap›lmas› gerekmektedir. Seyir kule-
Modelleme sinin merdivenle ç›k›lacak seyir platformuna,
Samanl› çamur
Kerpiç
kaz› alan› hakk›nda bilgi panolar› konulacak, bu
A detay›-megaron duvar› panolarda gerekli aç›klamalar, planlar ve canlan-
d›rmalar yer alacakt›r.
B detay›-glasi
Sonuç
Yukar›da ayr›nt›larla anlat›ld›¤› gibi, Kanl›geçit
l›nt›lar örtülerek koruma alt›na al›nd›ktan sonra
Aç›khava Müzesi Projesi, uygulanabilirli¤i
örtülen alan üzerine bu yap›lar›n orijinaline bi-
mümkün bir projedir. Bu proje gerçeklefltirildi-
rebir sad›k kal›narak ayn› tür tafllarla ayn› ko-
¤inde, K›rklareli ve ülkemiz önemli bir aç›k ha-
num ve planda modelleri yap›lacakt›r. Model
va arkeoloji müzesine sahip olacakt›r. K›rklareli
olarak yap›lacak duvarlar›n alt›na, zemini sa¤-
ilindeki di¤er kültür varl›klar› ile beraber düflü-
lamlaflt›rmak kadar, bitkilerin büyümesini ya-
nüldü¤ünde, Kanl›geçit Aç›khava Müzesi,
vafllatmak için de dolgunun içine altl›k olarak
Trakya kültür tarihini tamamlayan, önemli bir
samanl› kerpiç topra¤›ndan blokaj haz›rlanacak-
bilgi merkezi haline gelecektir. fiehre yak›n ol-
t›r. ‹lk s›ra tafllar bu kerpiç blokaja oturtulacak-
mas› ve önemli kentlerle ulafl›m›n›n kolay olma-
t›r. Surun plana göre tamamlanan k›s›mlar›nda
s› nedeniyle bu merkezin çok say›da ziyaretçi
farkl› bir tafl cinsi kullan›larak, tamamlanan k›-
çekece¤i öngörülebilir.
s›m ay›rt edilecektir.
K›rklareli kentindeki h›zl› geliflme, h›zl› bir
Megaronlar›n do¤usundaki kubbeli f›r›nla-
yap›laflmay› da beraberinde getirmektedir. Aç›k-
r›n üç tanesinin modeli, kerpiç topra¤› ve killi
hava müzesinin bu yap›laflmadan korunmas›
toprak kullan›larak ayn› yerde yap›lacakt›r.
flartt›r. Gerçeklefltirilecek bu proje, yerel halk›n
Sur ete¤ini çevreleyen glasi, koruma örtüsü
arkeolojik kal›nt›lar›, geliflmeyi engelleyici, yok
tamamland›ktan sonra, benzer tafllarla benzer
edilmesi gereken engeller olarak de¤il, yaflam›-
flekilde modellenecektir.
na ve kentine zenginlik katacak bir de¤er olarak
görebilmesini sa¤layacakt›r.
Seyir Kulesi ve Bilgi Panolar›
Uygulanmas› düflünülen koruma ve sergile-
Kanl›geçit’te uygulanmas› düflünülen sergile-
me ifllemleri, bak›m› kolay ve büyük bir maddi
me, içinde gezilerek de¤il, uygun bir uzakl›ktan
yük getirmeyecek flekilde tasarlanm›flt›r. Bunun-
ve yukar›dan bakarak alg›lanabilecek nitelikte-
la beraber aç›k hava müzesinin bir aç›k hava la-
dir. Kal›nt›lar›n içinde dolaflan ziyaretçi, yerlefl-
boratuvar› gibi gözlemlenmesi, uygulamalar›n
me dokusunu alg›layamayacak ve sergilenen ya-
sonuçlar›n›n incelenmesi ve dönemlik bak›mla-
p›lar zarar görecektir. Bu nedenle, iç kalenin 15
r›n›n yap›lmas› gerekti¤i unutulmamal›d›r. An-
m. kuzeybat›s›nda, tel örgünün hemen d›fl›nda
cak bu flekilde müze varl›¤›n› sürdürebilecektir.
bir seyir kulesi yap›lmas› tasarlanmaktad›r. Seyir
Tüm bu nitelikleri ile Kanl›geçit Aç›khava Mü-
kulesinin infla edilece¤i alanda kontrollü bir ka-
zesi, di¤er arkeolojik merkezler için öncü ve ör-
z› yap›lacakt›r. Seyir kulesinin teknik detaylar›,
nek olacakt›r.
parasal olanaklara göre belirlenecektir.

Implementing Cultural Sector at K›rklareli: ‹lknur Ar›, Y. Mimar.


The Example of Kanl›geçit Open-Air Museum Notlar:
The Department of Prehistory of the University of ‹stanbul has been running an 1. Konu ile ilgili ayr›nt›l› bilgi için bkz.: Özdo¤an, 1998.
2. 27.7.2004 tarihinde kabul edilen 5226 say›l› kanun.
extensive field project in and around the region of K›rklareli in Eastern Thrace since 3. Bu amaçla 2004 y›l›nda K›rklareli’nde sivil toplum
1980. Within the framework of the project a number of prehistoric sites has been örgütlerinin ve yöre halk›n›n kat›l›m› ile bir tan›t›m
excavated revealing a cultural sequence from the early Neolithic to Iron Ages. toplant›s› düzenlenmifltir.
Among these projects the site of Kanl›geçit located just to the south of the town
Kaynakça:
center has revealed an Early Bronze Age settlement dated to the 3rd millennium BC. • Anonim (1997) Führer Durch Troia, Ege Yay›nlar›,
The site consists of a walled acropolis with megaron type of houses and a lower ‹stanbul.
settlement. The significance of the site lays in the fact that it is organized in the style • Özdo¤an, M. (1998) “Tarihöncesi Dönemlerde
of Anatolian towns, a feature alien to the region. Evidently, it is the only known Anadolu ile Balkanlar Aras›ndaki Kültür ‹liflkileri ve
Trakya’da Yap›lan Yeni Kaz› Çal›flmalar›”, TÜBA-AR, I, s.
Anatolian type of settlement in the Balkans. Due to the significance of the unique
63-93.
settlement it has been decided to be displayed publicly as an open-air museum, • Özdo¤an, M. (2003a) “Kanl›geçit” Arkeoatlas, Say›: 2,
thus to incorporate it within the long-scale cultural heritage project of K›rklareli. s. 117.
The article covers the details of this project. • Özdo¤an, M. (2003b) “K›rklareli’nin Arkeolojisi,
Geçmiflin Halkalar›”, Atlas, Say›: 129, s. 129-152.

106 mimar•ist 2006/3


TASARIM / UYGULAMA

fieyh-Ül Et›bba Kona¤›’ndan Yap› Merkezi’ne


Nafiz Pafla Kona¤› Restorasyon Projesi
Z. Ayfle Aky›l

A ltunizade’de K›s›kl› Park›’n›n karfl›s›nda


K›s›kl› Caddesi ile Neflet Bey Soka¤›’n›n
ve Tunuslu Mahmut Pafla arka soka¤›n›n kesifl-
gelik, merdiven korkulu¤u, küpeflte vb. tüm
ö¤eler de gerekli ölçeklerde ayr›nt›land›r›lm›flt›r.
‹Ü Orman Fakültesi ö¤retim üyeleri taraf›n-
Nafiz Pafla.

ti¤i köflede yer alan Nafiz Pafla Kona¤›, ad›n›, dan haz›rlanan A¤aç Rölövesi ve Raporu’nun
sahibi II. Abdülhamid’in Saray Doktoru (fieyh- en önemli tespiti, parsel üzerinde 19 farkl› türe
ül Et›bba) Hac› Nafiz Pafla’dan alm›flt›r. ait toplam 220 adet a¤aç bulundu¤u ve ço¤un-
1839 y›l›nda T›rnova’da (bugün Bulgaris- lu¤unun 35-40 yafllar›nda oldu¤u saptamas›d›r.
tan) do¤an ve 1929 y›l›nda ‹stanbul’da vefat Rölöve projemiz, 17.02.1999 tarih ve
eden Hac› Nafiz Pafla, Mekteb-i T›bbiye-i fiâhâ- 10749 say›l› Kurul karar› ile uygun bulunmufl ve
ne’den, 1864’te kola¤as› rütbesiyle mezun ol- yap›n›n ve müfltemilat›n koruma grubunun ikin-
du. ‹lk olarak Maltepe Askeri Hastanesi’nde, ci grup olarak belirlenmesine karar verilmifltir.
daha sonra da 6. Ordu’da görev yapt›. 1865’te
‹stanbul’da görülen kolera salg›n›ndaki çal›flma- Restitüsyon Üzerine
Senedi Hakani.
s› ve gösterdi¤i üstün hizmet anlay›fl› niflan ile 23 Ekim 1998 günü ç›kan yang›nda, yap›n›n
ödüllendirildi. 1866’da Hicaz karantina me- büyük bir bölümü yanm›flt›r. Taraf›m›zdan ha-
murlu¤una, 1867’de 3. Ordu Merkez Hastane- z›rlanm›fl ayr›nt›l› rölövesi ve belgeleme amaçl›
si’ne atand›, 1869’da, mezun oldu¤u okulda fotografik dokümanlar›m›z sayesinde, restitüs-
Ameliyat-› Cerrahiye muallim muavinli¤ine ge- yon ve restorasyon projelerinin elde edilmesi
tirildi. K›sa bir süre sonra Mekteb-i T›bbiye-i büyük ölçüde problemsiz olmufltur.
Mülkiye’de 1901’e kadar sürdürdü¤ü, Emraz-i
Umumiye (Genel Patoloji) derslerini vermeye
bafllad› (Erden, 1948).
Nafiz Pafla, döneminde ‹stanbul’un en ünlü
iç hastal›klar› hekimiydi ve uzun süren hocal›¤›
s›ras›nda pek çok hekim yetifltirmiflti. 1926’da,
kendisine, ‹stanbul Et›bba Muhadenet ve Te-
avün Cemiyeti taraf›ndan, “fieyh-ül Et›bba”
unvan› verilmifl, çocuklar› da bunu soyad› ola-
rak alm›fllard›r (Unat, 1979).
19. yüzy›l›n ikinci yar›s›na tarihleyebilece¤i-
miz Nafiz Pafla Kona¤›, paflan›n vefat›ndan son-
ra uzun y›llar torunlar› taraf›ndan kullan›lm›fl ve
1994 y›l›nda Yap› Merkezi’ne intikal etmifltir.

Rölöve Üzerine
Rölöve çal›flmalar›na 1998 y›l›nda bafllanm›flt›r.
Çal›flma, ayr›nt›l› hasar tespit çizimleri, malze-
me tespiti, fotografik belgeleme ve arfliv araflt›r-
malar›yla birlikte yürütülmüfltür.
Bu rutin çizimler d›fl›nda izledi¤imiz siste-
matik uyar›nca her iki yap›daki tüm özgün pen-
cere ve kap›lar belirli bir tipoloji içinde kodlana-
rak 1/10 ölçekte ayr›nt› çizimleri yap›lm›flt›r.
Üstte, Nejat Bey
1/20 ölçekte çizilen tavan planlar›na ait profil-
Soka¤›’ndan görünüfl
ler ise yerine göre farkl› ölçeklerde (1/5, 1/2, (1998). Altta 1998 y›l›ndaki
1/1), ayr›ca özgün saçak, elibö¤ründe, süpür- yang›ndan sonra.

mimar•ist 2006/3 107


TASARIM / UYGULAMA

Kona¤›n tarihçesi ile ilgili olarak yapm›fl ol- Harem


du¤umuz arfliv taramalar› ve rölöve çal›flmalar› 1998 y›l›ndaki talihsiz yang›na ra¤men, ayr›nt›l›
sonucunda, restitüsyon projesine veri teflkil et- rölövenin ve fotografik dokümantasyonun var-
mek üzere bulunmufl olan kaynaklar flunlard›r: l›¤› nedeniyle harem binas› restitüsyonu yüksek
1. Analitik rölöve çal›flmas› s›ras›nda yap›lan do¤ruluk derecesinde yap›labilmifltir.
inceleme, gözlem ve fotografik belgeler a. Yap›n›n +2.56 kotundaki ana girifline ek-
2. Kona¤›n tarihçesi ile ilgili arfliv taramalar› lenmifl olan muhdes betonarme k›s›m ve +0.41
ve T.C. Baflbakanl›k Tapu ve Kadastro ‹stanbul kotundaki alt uzant›s› kald›r›lm›flt›r.
Bölge Müdürlü¤ü Münakale fiefli¤i’nde bulu- b. Yap› zemin üzeri iki kat olmak üzere top-
nan Osmanl› Tapu Arflivleri’nden elde etti¤imiz lam üç kattan oluflmaktad›r. Ancak ana merdi-
Senedi Hakani venin çat› aras›na da yine ayn› iflçilik ve genifllik-
3. Kaynakça bölümünde zikredilen yay›nlar le ç›kmas› ve çat› konstrüksiyonunun hayli geli-
fligüzel yap›lm›fl olmas› düflündürücü bulun-
mufltur. Bu özensiz yap›m, bize çat›n›n bulun-
du¤u kat›n muhtemelen bir dönemde y›k›ld›¤›
ve yeniden yap›ld›¤›n› düflündürtmüfltür. Ayr›ca
yap›n›n flu anki çat›s›n›n, döneminin mimari
çizgilerinden hayli uzak oldu¤u görülmektedir.
Bu gözlemler bir çat› kat›n›n varl›¤›n› kan›tla-
maktad›r.
Müfltemilat (1998). Yap›n›n bat› cephesi incelendi¤inde, ikinci
kat›n orta bölüm hizas›ndaki ahflap cephe kapla-
malar›nda bir farkl›l›k ve de¤iflim görülmekte-
dir. Ayr›ca bu bölümün iç mekân› olan ‹01
no’lu mekân›n tavan plan›ndan da, burada eski-
den bir ç›kma oldu¤u ve bunun iptalinden son-
ra tavan›n yar›m kald›¤› çok net bir biçimde an-
lafl›lmaktad›r. Bu durum, yap›n›n bu bölümün-
Vaziyet plan›.

de bir cumban›n varl›¤›n› betimlemektedir ki,


plan flemas› da bu yönde geliflmektedir.
Bu nedenlerle restitüsyon projemizde yap›ya
bir çat› kat› ve bat› cephesine de bir ç›kma ila-
ve edilmifltir. Muhdes bölümlerin kald›r›lmas›n-
dan sonra yap›n›n özgün plan flemas› yeniden
Zemin kat plan›. kurgulanm›flt›r. Buna göre, normal kat plan›,
bir orta sofa ve buna aç›lan dört odadan oluflan
merkezî planl› flemad›r.

Selaml›k
Günümüzde sadece temel kal›nt›lar› ve tapu ka-
y›tlar› bulunan selaml›k, harem ile müfltemilat›n
aras›nda ve K›s›kl› Caddesi’ne cepheli olarak yer

108 mimar•ist 2006/3


TASARIM / UYGULAMA

almaktayd›. Bu binan›n Nafiz Pafla taraf›ndan


daha sonra yapt›r›ld›¤› san›lmaktad›r. Yeterli
belge bulunabilmesi durumunda bu yap›n›n da
restitüe edilmesi mümkün görünmektedir.

‹kincil Yap›lar
Bunlardan K›s›kl› Caddesi’ne cephesi olan ve
selaml›¤›n yan›nda yer alan›, yine Senedi Haka-
ni’den de anlafl›labilece¤i gibi, Nafiz Pafla tara-
f›ndan “eczahane” olarak kullan›l›yordu. Muh-
temelen pafla burada hastalar›na bak›yor ve la-
boratuvar›nda ilaçlar haz›rl›yordu.

Namazgâh
Eski haritalardan ve Vak›flar ‹stanbul Bölge
Müdürlü¤ü kay›tlar›ndan da anlafl›laca¤› üzere, bölgesi” olarak belirlenmesinden sonra, mal sa- Ana yoldan bak›fl. Önde
parselimizin önündeki k›s›m hazire ve namaz- hibi Yap› Merkezi taraf›ndan “ofis binas›” ola- namazgâh arsas›
gâh olarak Nafiz Pafla taraf›ndan döneminde rak kullan›lmas› istenmifltir. Bu önerinin, mev- görülüyor.
vakfedilmifltir. Günümüzde 92 parsel no ile zik- cut plan kurgusuna en az müdahale ile elde edi-
redilen ve amac›n›n d›fl›nda kullan›lan bu k›s›m, lebilen bir ifllevlendirme olaca¤› taraf›m›zdan da
namazgâh olarak restitüe edilmifltir. kabule de¤er bulunmufltur.
Bu ba¤lamda, harem binas›n›n plan flemas›
ve tavan planlar›na hiç müdahale edilmemifl,
yaln›zca merdivenin ç›k›fl yönü de¤ifltirilmifltir.
Kona¤›n odalar› yine ofis odalar› olarak kul-
lan›lacakt›r. Orta sofalar ise kat sekreterlerine
ayr›lm›flt›r. Yaln›zca zemin katta plan flemas›n›
bozmayan küçük de¤ifliklikler yap›lm›flt›r.

Kuzey cephesinden detay.


Altta, bafl oda tavan detay›
ve odadan görünüfl.

Restorasyon Üzerine
Nafiz Pafla Kona¤› Harem ve Müfltemilat Binas›
Restorasyonu, asl›nda bir “rekonstrüksiyon” ve
“yeniden ifllevlendirme” çal›flmas›d›r.

Rekonstrüksiyon
Geçirdi¤i yang›n nedeniyle harem binas›n›n ta-
fl›y›c› sistemini oluflturan ahflap elemanlar, Prof.
Müfit Yorulmaz taraf›ndan haz›rlanan raporda
da belirtildi¤i gibi yeniden kullan›lamayacak
durumdad›r.
Bu nedenle,
- yap›n›n yeni tafl›y›c› sistemi betonarme kar-
kas olarak belirlenmifltir.
- bu sistem yeni Deprem Yönetmeli¤i koflul-
lar›n› da sa¤layabilmektedir.

Yeniden ‹fllevlendirme
Özgün fonksiyonu konut olan Nafiz Pafla Ko-
na¤›’n›n, bölgenin yeni ‹mar Plan›’nda “ticaret

mimar•ist 2006/3 109


TASARIM / UYGULAMA

Önerilen B.A. karkas sistemin kal›p planlar›- gi panosu asm›flt›r.


n›n, yap›n›n plan flemas›n› ve cephe elemanlar›- Nafiz Pafla Kona¤› Projesi, geçirdi¤i yang›na
n› (pencere vb.) de¤ifltirmeyecek bir boyutlan- ra¤men kaderine terk edilmeyen, tersine bilim-
d›rma ile tasarlanmas›na özen gösterilmifltir. sel yöntemlerle özgün biçimi ve bütünlü¤ü ko-
Her iki yap›n›n bodrum katlar›, servislerin runarak bir yeniden yap›m ile sürdürülebilirlik
bütünlefltirilebilmesi için birlefltirilmifltir. kazand›r›lan bir uygulamad›r. Kan›m›zca, müte-
vaz› ama Yap› Merkezi’nin tarihe sayg›s›n› gös-
Bahçenin Düzenlenmesi ve Namazgâh teren dürüst bir örnektir.
Parselde bulunan, kuyu, basamak parçalar› gibi
tarihî yap› elemanlar› bulunduklar› yerde (in si- Zeynep Ayfle Aky›l, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Merdivenden detay. Güzel Sanatlar Fakültesi Ö¤retim Görevlisi
tu) sergilenmek üzere korunmufllard›r.
Tüm bu düzenlemelerden sonra, konak ile Kaynakça:
müfltemilat aras›nda kalan alan›n zemini, bura- • Erden, F. (1948) Türk Hekimleri Biyografisi, ‹stanbul,
s.296.
da var oldu¤u ve d›fl cephe konturu bilinen se- • Unat, E.K. (1979) “Ölümünün 50’inci Y›l›nda Muallim
laml›¤a referans verecek flekilde, yap›n›n plan Müflir Dr. Nafiz Pafla’y› Hat›rlay›fl”, Cerrahpafla T›p
flemas›n›n izdüflümü fleklinde do¤al parke tafl› Bülteni, ‹stanbul, cilt: 5, say›: 12, s. 9-13.

ile kaplanm›flt›r. Yap› Künyesi


Bir ikinci referans noktas› da namazgâh›n ‹flin Sahibi: Yap› Merkezi A.fi.
Rölöve/Restitüsyon/Restorasyon: Y. Mimar Z.Ayfle
bulundu¤u 92 no’lu parselde gerçeklefltirilmifl- Aky›l , (Restoratör, ‹TÜ) (Tasar›mevi Mim. Ltd. fiti.)
tir. Nafiz Pafla taraf›ndan namazgâh olarak kul- Yard›mc›lar: Y. Mimar Hakan Marafl (‹TÜ), Y. Mimar
lan›lmas› amac›yla vakfedilmifl olan bu bölüm, Nursu Büyükhelvac›o¤lu (Restoratör, ‹TÜ), Mimar Haluk
Çetin (‹TÜ), Restoratör Nergis ‹per (‹Ü)
bugün Vak›flar Genel Müdürlü¤ü’nün uhdesi Tafl›y›c› Sistem Raporu: Prof. Müfit Yorulmaz (‹TÜ
alt›ndad›r. Eski haritalardan da anlafl›ld›¤› gibi, Mimarl›k Fakültesi)
A¤aç Rölövesi ve Raporu: Prof. Dr. Kamil fiengönül ve
bu parselin asl›nda tarihî yap›lar kompleksinin Doç. Dr. Hüseyin Dirik (‹Ü Orman Fakültesi)
kadim bahçesine ait oldu¤u ve döneminde de Restorasyon Uygulamas›: Yap› Merkezi A.fi. / Y. Mimar
k›ble yönünde bulunan bir duvar›n namazgâh Mehmet Demirer (Restoratör, ‹TÜ), Y. Mimar Erol Çetin
(Restoratör, ‹TÜ), Mimar Berna Dündaralp (9 Eylül
olarak kullan›ld›¤› bilinmektedir. Yine bu k›s›m- Üniv.)
da eski dönemlere ve önemli flahsiyetlere ait çok Foto¤raflar: Yap› Merkezi Arflivi
nitelikli mermer mezar tafllar›n›n bulundu¤u bir
küçük hazire bulunmaktayd› (1996 senesinin
sonuna kadar). Ancak daha sonra bu tafllar kara-
yollar› istimlak çal›flmalar› s›ras›nda tahrip ve
yok edilmifllerdir.
Ofislerden görünüfl. Bu ba¤lamda ve restorasyon projesi kapsa-
m›nda, namazgâh›n arsas›n›n da yeflillendirile-
rek ve k›blegâh tafl›n› sembolize edecek bir an›
plaketi haz›rlanarak, bunun çevre düzenlemesi
içinde, referans verecek bir flekilde yer almas›
düflünülmüfltür.
Daha sonra Yap› Merkezi, uzun süren arafl-
t›rmalar sonunda namazgâh›n özgün k›ble tafl›-
n›, teslim edildi¤i Kuzguncuk Kabristan›’nda
bularak çevre düzenlemesini yapt›¤› namazgâh
alan›na yerlefltirmifl ve çevre duvar›na da bir bil-

Restoration Project for Nafiz Pafla Mansion


Nafiz Pafla Mansion in Istanbul (K›s›kl› Caddesi-Neflet Bey Soka¤›) takes its
name from the palace doctor of II. Abdulhamid. Dated to the second half of the
19th century the mansion was used by the grandchildren of the pasha after his
death and inherited by Yap› Merkezi in 1994. The building was seriously
damaged by a fire on 23 October 1998. The restitution and restoration projects
could be made thanks to the detailed building surveys and documentary
photographs. After the successful restoration, it is now used as an office
building by Yap› Merkezi. Üstte, bahçedeki tarihî kal›nt›lar (1998), altta düzenleme sonras›
K›s›kl› Caddesi’nden görünüfl.

110 mimar•ist 2006/3


FARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI

‹stanbul Metrosundan Notlar


fiükrü Sürmen

Rayl› Tafl›mac›l›kta Ayr›nt›lara E¤ilmek leranslarla kontrol alt›nda tutmak zordur. Kal-
Daha Kolay Olabilir d›r›m ve cadde geometrileri birçok etmenin te-
fiehri oluflturan sistemlerden birisi olan rayl› ula- siri alt›nda zaman zaman de¤ifliklikler göstere-
fl›mda ‹stanbul’un çok gerilerden geldi¤i bilini- bilir. Otobüsün dura¤a yaklaflma flekli de¤iflebi-
yor. Prof. Dr. Ahmet Keskin’in 1960 y›l›na ait lir. Özürlü ve yafll› insan›n otobüse binmek için
doktora tezinin ad› “‹stanbul fiehrinin Metro yard›ma ihtiyac› olabilir. Otobüs floförünün ye-
‹htiyac›” idi. Sevgili hocam›z, belki daha önce rinden kalk›p yard›m etmesi ise çok zaman zor
baflkalar›n›n da bir flekilde her büyük flehir gibi olmaktad›r. Kötü hava flartlar›nda otobüse bin-
‹stanbul için gereklili¤ini ortaya sürdü¤ü rayl› mek ise en önemli güçlüktür. Oysa, metro istas-
tafl›mac›l›¤a iliflkin bilimsel bir tezle önemli bir yonuna yaklaflmak, genifl bir asansörle perona
görev yapm›flt›. fiehre müdahale etmenin çok inmek ve hava flartlar›ndan etkilenmeden orada
daha kolay oldu¤u y›llarda rayl› ulafl›m›n etkinli- beklemek özürlüler ve yafll›lar için daha kolay-
¤i ve avantajlar› konusunda zinde bir bilinç, yö- d›r. Peron düzleminde sakat ya da yafll› kifliye
neticilerde bulunmufl olsayd› ‹stanbul bugün yard›m gerekiyorsa bu da sistemli bir flekilde (is-
daha kolay ulafl›labilir ve yaflanabilir bir yer olur- tasyonda sürekli bulunan görevli taraf›ndan sey-
du flüphesiz. Bu konuda çok gecikildi ve flimdi yar bir rampa ile vagona girmesine yard›mc›
bu yo¤un ve kaos flehir ortam›nda metroya yeni olunarak) daha kolay sa¤lanabilir. Günümüzde
parçalar eklenmesine çal›fl›l›yor. Ama sevinilecek flehir yönetimleri bütün ulafl›m sistemlerinin,
bir nokta da var: Dünyan›n ileri ülkelerindeki ama en baflta da rayl› ulafl›m sistemlerinin her-
metropoller ve bunlardaki rayl› ulafl›mla ilgili kes için ulafl›labilir ve faydalan›labilir olmas›na
son geliflmeler flu anda elimizin alt›nda. Yani en özen gösteriyor. Trenlerde ve peronlarda özür-
geliflmifl flartlar› sa¤lamak için gereken birikime lüler ve yafll›lara da uygunluk flartlar› sa¤lanma-
sahip bulunuyoruz. Rayl› tafl›mac›l›ktaki ayr›nt›- ya çal›fl›l›yor; bunun için de yeni tasar›mlar ge-
lifltiriliyor.
lar› da flimdi istedi¤imiz gibi düzenleyebiliriz.

Dezavantajl› Bireyler ‹çin


Yeni Tasar›mlar Gelifltiriliyor Yeni yap›lan rampalara
Rayl› ulafl›m›n, hayat›n çok h›zl› ve yo¤un akt›¤› özen gösteriliyor (Taksim
ça¤›n dünya flehirlerindeki dezavantajl› sosyal metrosu).
Altta, görme özürlüler için
gruplar ve bireyler için hayati bir önemi bulu-
hissedilebilir yüzey yeterli
nuyor. Ça¤dafl bilgi ile, flehirdeki insan yo¤un- ç›k›nt›lara sahip de¤il.
luklar›na göre kurulmufl, kötü hava flartlar›ndan Kenara da yak›n (sar›
korunmufl, do¤ru seçilmifl malzeme ile insana flerit).
hayat› kolaylaflt›racak flekilde düzenlenmifl met-
ro ve tren istasyonlar›n›n yan›nda, hangi insan-
l›k durumlar›nda bulunurlarsa bulunsunlar bü-
tün insanlar için ulafl›labilir olan vagon tasar›m-
lar›; özürlüler, yafll›lar, çocuk arabas› süren an-
neler, hasta bünyeli kifliler ve bisikletliler için
uygun seyahat flartlar›n› sa¤layabilir. Rayl› ulafl›-
m› planlamak, lastik tekerlekli ulafl›m› planla-
maktan daha kolay olmaktad›r. Duraklar›na ka-
dar ulafl›p otobüslere binip inmek birçok insan
için daha zor olmaktad›r.
fiehirsel çevrenin düzenini santimetrelik to-

mimar•ist 2006/3 111


FARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI

‹stanbul Metrosu Modern Bir Metrodur mevcut. Yani metro bu noktalarda ulafl›labilir
Daha en bafl›ndan beri ‹stanbul metrosunun bulunuyor. fiiflli istasyonunda da büyük bir ifl
bütün insanl›k durumlar›na uygunluk flartlar›na merkezinin asansörleri kullan›ld›¤›nda tekerlek-
sahip olmas›na çal›fl›ld›. Ça¤dafl bilgi birikimin- li sandalyedeki sakat kifli cadde kotundan peron
den faydalan›ld›. Özürlülerle ilgili alanlarda fa- düzlemine ulaflabiliyor.
aliyet gösteren sivil toplum kurulufllar›yla da te- Bütün istasyonlarda özürlü kiflilere uygun
maslar yap›ld›, onlar›n ihtiyaçlar› ve talepleri ö¤- tuvaletler mevcut. Bunlardan Taksim ve 4. Le-
renildi. Neticede ‹stanbul metrosu birçok gelifl- vent’teki istasyonlarda bulunan tuvaletler aç›k
mifl ülke metrosundan daha ulafl›labilir ve daha ve iki özürlü derne¤i taraf›ndan iflletiliyor. Di-
moderndir. ‹stanbul metrosunun flu andaki ana ¤er istasyonlardaki tuvaletler ise talep üzerine
yap›s›n› oluflturan Taksim - 4. Levent hatt› hay- personel taraf›ndan aç›labiliyor.
li k›sad›r ama metro bu noktalar aras›nda övgü- Metronun Taksim - Yenikap› hatt› da önü-
ye lay›k bir durumdad›r. Yine de baz› iyilefltir- müzdeki y›llarda hizmete aç›lacak ve bu hatt›n
melere ihtiyaç oldu¤u da gözlemlenmektedir. geçti¤i istasyonlarda da ulafl›labilirli¤i sa¤layan
asansörler yer alacak. Hizmete yeni aç›lan füni-
Metrodaki Son Durumla ‹lgili Baz› Notlar küler hatt›n iki ucu olan Taksim ve Kabatafl’ta
‹stanbul metrosunun Taksim, Osmanbey, Gay- da özürlüler için ulafl›labilirli¤i sa¤layan asan-
rettepe, Levent ve 4. Levent istasyonlar›nda sörler mevcut.
caddeye ç›kmak için özürlüler, yafll›lar ve çocuk
arabal› annelerin kullanabilecekleri asansörler ‹yilefltirme Bekleyen Noktalar
‹stanbul metrosunda baz› iyilefltirmeler yapmak
da gerekiyor. Vagon döflemesi ile peron düzlemi
hemen hemen ayn› kotta bulunuyor; ancak va-
gonla peronun kenar› aras›nda 10 cm civar›nda
Peronda vagon aras›ndaki
aral›k fazla. Araya ayak bir aral›k var ki, bunu tehlikeli bulmamak müm-
girebilir; tekerlek, baston kün de¤il. Dünyan›n geliflmifl ülkelerinde de pe-
s›k›flabilir. ron kenar› ile vagon aras›ndaki aral›¤› tamamen
ortadan kald›rmak teknik olarak mümkün ola-
Altta, Gayrettepe’deki
m›yor. Ancak bizim metromuzdaki aral›k kap›
metro asansörü ve
Taksim metrosunda önlerinde biraz fazla ve bununla ilgili bir tasa-
asansöre binifl. r›m çal›flmas› yap›lmas› gerekiyor. Metro yetkili-
leri de bu aral›¤a bazen ayaklar›n s›k›flt›¤›n›, ço-
cuk arabas› tekerle¤inin veya bastonun girdi¤ini
belirtiyorlar. Kap› altlar›na aral›¤› daraltacak bir
parça eklenmesi üzerinde çal›fl›labilir.
Öte yandan, görme özürlülerin peron kena-
r›na fazla yaklafl›p düflmemeleri için haz›rlanm›fl
olan hissedilebilir yüzeyler de yetersiz görünü-
yor. Bu yüzey peron kenar›ndan 70-75 cm içer-
de, 40 cm geniflli¤inde ve kenara paralel olarak
düzenlenmelidir. Hissedilebilir yüzeyi olufltu-
ran karolar da 0,5 cm yüksekli¤indeki noktasal
ç›k›nt›lara sahip olmal›d›r. Renk (koyu renkli
zemin içinde) sar› veya beyaz olabilir. Peronun
kenar› da ince beyaz fleritle iflaretlenmelidir.
Boyutlar› standart tekerlekli sandalyeye göre
biraz daha büyük olabilen elektrikli (akülü)
tekerlekli sandalyenin vagon içinde di¤er insan-
Notes on the Istanbul Metro System
lar› engellemeden duraca¤› yer konusuna da bir
fiükrü Sürmen emphasizes the significance of the rail transportation in cities aç›kl›k getirilmelidir.
especially for the disadvantaged people. It is easier to plan a railway system
than to plan the motorized one. Today the urban municipalities try to make all
transport systems, especially the railways, more accessible for all. The author
criticizes the metro system in Istanbul from this point of view.
fiükrü Sürmen, Mimar

112 mimar•ist 2006/3

You might also like