Professional Documents
Culture Documents
N u m a n R ak ip o ğ lu
İstanbul 2011
Kurtuba Kitap: 23
Felsefe: 1
Isbn: 978-975-6743-81-2
Birinci Basım
(1 0 0 0 adet)
Şubat 2011
Baskı ve Cilt
Ana Basım Yayın
G ıd a İnş. S a n .T ic . ve L td . Şti.
Sertifika N o : 19498
Beysan San . Sit. N o :3 2 -4 /G
H aram idere / İstanbul
(0212 422 79 29)
Adil İnşaat Basım Yayın Dağıtım Kırtasiye San. Tic. Ltd. ŞtL
Sahhaflar Çarşısı N o: 24-26 • 34450 - Bayezid / İstanbul
Telefon: 0212 528 19 78 • Faks: 0212 51291 20 • kurtuba@kurtubakitap.ı
Numan Rakipoğlu
IV
İçindekiler
Kısaltmalar Listesi...........................................................VIII
Ö nsöz..................................................................................IX
Giriş.......................................................................................1
I. Bölüm
G E L E N E K S E L E K O L V E T E M S İL C İL E R İ
• Gelenek ve Bilgi..........................................................................13
Gelenek ve Sanat........................................................................19
Gelenek ve Medeniyet............................................................... 22
• Gnosis’e Bir Önhazırlık Olarak Felsefe ve Sophia
Peıennis ..................................................................................... 25
• Geleneksel Ekol’ün Ontolojisi...................................................33
Varolmak/Varoluş.......................................................................34
Varlık............................................................................................35
Saf Varlık..................................................................................... 37
Tanrı/Varlık/Saf Varlık............................................................... 39
Tezahür/Varoluş/îmkân.............................................................40
V
Gerçek’in İki Veçhesi: Mutlak ve Sonsuz.................................43
Tezahür/Südur/Yaradılış............................................................. 47
• Geleneksel Ekol’ün Epistemolojisi........................................53
Protagorasçı Rölativizm/Metafiziksel Rölativizm ...................62
• Varlık ve Bilgi Arasındaki İlgi Üzerine: Olm ak ve Bilmek64
• Geleneksel Ekolun Din Görüşü...........................................70
• Bir Gelenek İnsanı Tipolojisi: Evrensel İnsan ya da
İnsan-ı K âm il.............................................................................80
II. Bölüm
M O D E R N İZM
• Modern Teriminin Etimolojisi ve Tarihçesi........................ 87
• Antikiteye D air........................................................................ 89
• Ortaçağ ve Ortaçağ Algısına D a ir.........................................92
• Ortaçağ m Sonu ve Modern Dtınya’nın Başlangıcına
D a ir............................................................................................. 97
• Hümanizm ve Aydınlanmaya D a ir................................... 101
• Bireycilik................................................................................... 110
• Rasyonalizm ve Deneyciliğe D air........................................ 117
Descartes Rasyonalizmine Dair: Cogito, Akıl ve Sağduyu.. 124
• Nitelik, Nicelik ve Endü striyalizm ................................... 128
III. Bölüm
G E L E N E K S E L E K O L V E M O D E R N İZ M
• Geleneksel Ekol’ün Neo-Spiritüalizm Eleştirisi.................141
• Metafıziksel Derinlik ve Bilimsel Uzm anlaşm a................149
VI
• Sezgi, D in ve Entelektüel Sezgi............................................. 165
• Geleneksel Ekol’ün Psikanaliz Eleştirisi................................177
• Psikolojizm................................................................................ 187
Sonuç.................................................................................195
Kaynakça...........................................................................199
Dizin................................................................................. 205
VII
Kısaltmalar Listesi
VIII
Önsöz
IX
Seküler Dünya Atlası
X
Giriş
1
Şekiller Dünya Atlası
2
Giriş
3
Seküler Dünya Atlası
4
Giriş
5
Seküler Dünya Atlası
9 A.e., s. 64.
10 Teosofizm ile ilgili olarak Bkz.:Rene Guenon, Introduction to the
Study o f the Hindu Doctrines, Ed. James R. Wetmore, Çev. Marco
Pallis, 2. bs., Hillsdale NY, Sophia Perennis, 2004, ss, 224-232.
Okültizm ile ilgili olarak ise Bkz.: Rene Guenon, Ruhçu Yanılgı,
Çev. Lütfı Fevzi Topaçoğlu, İstanbul, İz Yay., t.y. s. 57; Ayrıca
neo-spiritüalizm ile ilgili eleştirileri için Bkz.: Rene Guenon, N i
celiğin Egemenliği ve Çağın Alametleri, Çev. Mahmut Kanık, İs
tanbul, İz Yay., 1990, ss. 253-259.
6
Giriş
7
Seküler Dünya Atlası
9
Seküler Dünya Atlası
10
Giriş
11
Seküler Dünya Atlası
12
I. Bölüm
GELENEKSEL EKOL VE
TEMSİLCİLERİ
Gelenek ve Bilgi
İngilizce “Tradition” kelimesi Latince “ Tradere” fiilinden
türemiştir. Tradere—> Trans (bir taraftan diğerine, öteye) + dare
(vermek): öteye vermek, aktarmak, nakletmek, teslim etmek1.
Gelenek, G uenon tarafından çok özel, çok dar bir anlam da
kullanılmıştır. Bu dar kullanımın nedeni, günümüzde gelenek
adını almaya layık olmayan bir yığın unsurun gelenek olarak
adlandırılmasından kaynaklanan kafa karışıldıklarını önlemek
içindir2. Bundan dolayı Gelenek tanımlanırken onun ne oldu
ğundan ziyade ne olmadığı ile ilgili şeyler söylenmiştir:
13
Sektiler Dünya Atlası
14
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
15
Seküler Dünya Atlası
16
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
17
Seküler Dünya Atlan
18
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
Gelenek ve Sanat
Geleneksel Ekol e göre “sanat sanat içindir” anlayışı tümüyle boş
ve anlamsızdır. Zira sanatı yine sadece sanata indirgemek yaklaşımı,
sanatı insan yaşamının her yönüne nüfuz etmekten alıkoymakta ve
adeta onu insanın dışında bir yere koymaktadır. Oysa sanat insanın
kendisini gerçekleştirmesi için bir dayanak, bir kalkış noktası olarak
telakki edilmiştir. Hatta onlara göre zanaat bile bir dayanak noktası
dır. Nitekim sanatçı ile zanaatçı aynmı m odem döneme özgü olan
ve gerçekte tamamıyla yapay olan bir ayrımdır; sanatçı ile zanaatçı
aslında aynı şey demektir12. Bir dayanak noktası olarak geleneksel
19
Seküler Dünya Atlası
20
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
21
Seküler Dünya Atlası
Gelenek ve Medeniyet
Gelenek ve medeniyet terimleri ayrı ayrı ele alındıkta, onlardan
birine yüklenen anlamın, zaman zaman diğerine de yüklendiğine
şahit olunmaktadır. İki terimin de anlam hacminin neleri içine alıp
neleri almadığı çoğıı kez tam olarak belirgin olmamakla birlikte,
onlar eş anlamlıymışçasına birbirlerinin yerine kullanılabilirmiş
gibi gözükmektedir. Nitekim gelenek adına söylenenler genel
olarak medeniyet için de söylenebilir. Bu itibarla her iki kavram
arasındaki ilgiye özel olarak eğilmekte yarar vardır. Bu bakım
dan öncelikle Geleneksel Ekol mütefekkirlerinin gelenekten ne
anladığını belirtmek önem arz etmektedir.
Rene G uenona göre Gelenek hem şifahi hem de yazılı olabi
lirler, hatta bütün gelenekler başlangıcı itibariyle şifahidir20. Şifahi
intikal ile kastedilen, nüzul eden kutsal doktrinin, yani Vahyin
nakledilmesidir. Bu metafizik doktrinlere ya da Vahiylere misal
olarak, Veda’lar, K ur’an, Puranalar, Tao öğretisi, Tevrat, İncil
gösterilebilir. Medeniyet ile ilgili olarak Guenon’dan şu ifadeleri
aktarmak yerinde olacaktır:
22
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
21 A. e., s. 55.
22 A. e., a.y.
23
Seküler Dünya Atlası
23 A. e., a.y.
24 İlerleme kavramının etraflıca yorumu için Bkz.: Lord Northbo-
urne, ilerlemeye Farklı Bir Bakij, insan Yayınları, Çev. Deniz Özer,
2 .bs., İstanbul, 2000 .
25 Bilginin avamileştirilmesi bağlamında Bkz.: Guenon, Kadim Bi
limler, ss. 117-123; Guenon, Niceliğin Egemenliği, s. 149.
24
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
25
Şekiller Dünya Atlası
26
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
27
Sektiler Dünya Atlası
28
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
29
Seküler Dünya Atlası
30
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
31
Seküler Dünya Atlası
32
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
insan aklının daha yüksek, daha üstün bir İlahi A kla bağlanıp
ona iştirak etmesi içindir. Gnosis’in bireyüstü ve akılüstü olması,
agnostiklerin iddia ettikleri gibi onun bilinemeyeceği anlamına
gelmez; fakat insanın insanlığım, beşerin beşerliğini, bireysel
akim bireysel akıl olmaklığım terk etm ediği sürece G n osis’i
bilemeyeceği anlamına gelir.
Geleneksel Ekol Felsefeyi H ikm et öncesi bir hazırlık aşa
ması olarak görmüştür ki, sadece bu bile onlann Felsefe karşıtı
olmadığı anlamına gelir. N e var ki, m odern dönem de felsefe
teriminin orijinal anlamının korunmadığı veya en azından şu
veya bu derecede dikkate alınmadığı bilinmektedir. Hatta daha
önce belirtildiği gibi Felsefe terimi ilk ortaya çıkışı itibariyle
sahip olduğu anlamın tam tersi bir anlam kazanmıştır: Misosofi.
Geleneksel Ekol “fılo-sofı”ye karşı değildir; ancak “miso-sofi”ye
karşıdır. Burada m isosofi olarak adlandırılan şey çok tabü olarak
filosofinin bir inkân ve tersine çevrilmesidir. Bu paralelde, filosofi
insanı Sophiayı kavrayabilecek bir kıvama getiren, dolayısıyla
Gnosis e hazırlayan bir vasıta iken, misosofi, Sophia yolunda bir
duvar, bir engeldir. M isosofi insanın kendisini aşmasına dayanak
sunmak ve Gnosis’i kabul edebilecek bir tava getirmek bir yana,
tam tersine insanı, insan-altı42 bir varoluş çukuruna yuvarlar.
33
Seküler Dünya Atlası
Varolmak/Varoluş
Varolmak (to exist) terimi etimolojisi itibariyle bağımlı olmayı
(dependent) ve şarta bağlığı (conditioned) işaret etmektedir. Bu
sebeple Guenon, terimin kendi ilkesini ya da yeterli nedenini
bizzat kendisinde taşımayan şeyi belirttiğini ifade etmektedir45.
Nitekim G uenon’un bahsettiği üzere varolmak terimi Latince
“ex- stare” den ileri gelmektedir: E x [den/dan, ...den/dan dı
şarı] + stare [durmak, dayanaldık etm ek (ing. to stan d)]. Bu
34
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
Varlık
Varolmak ya da varoluş (to exist/existence) eğer ‘varlığını’
kendinden alamıyor ya da kendi varolm a ilkesini kendisinde
bulundurmuyor ise başka bir şeyden ileri geliyor olmakdır. N i
tekim terimin etimolojisi ex-stare bizi bunu işaret etmekteydi.
Peki varoluşu gerçek kılan nedir? Varoluşa “gerçekliğini” veren
nedir? Guenon bu som ya “Varkk” (Being) yanıtını vermektedir.
Burada bir so m daha sorakm: Varoluş ile Varkk arasındaki ilgi
nasıl izah edilmektedir? Bu noktada
Guenon varoluş (existence) ile varkk (being) terimleri ara
sında şöyle bir ayrım yapmaktadır:
"Varkk varoluşu kuşatır ve metafiziksel olarak ondan daha fâzla
birşeydir; çünkü Varkk varoluşun ilkesidir; bundan dolayı varoluş
35
Seküler Dünya Atlan
36
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
Saf Varlık
S a f Varlık (pure Being) İbn Arabi’nin mahz Vücud, Zât-ı
sâdic ile tabir ettiği manaya karşılık gelir. Geleneksel Ekol S af
Varlık ifadesi yerine zaman zaman “Varlık Ötesi” (Beyond o f
Being) ve “Varhk Olmayan” (Non-Being) ifadelerini kullanmış
lardır. Varlık-Olmayan ile işaret edilen şey yine, İbn Arabi’nin “la
Taayyün ”47 şeklinde ifade ettiği mertebedir. Terimin başındaki
olumsuzlayım ifade dikkate aknarak, buradan Varlık-Olmayan’m,
L a Taayyün un bir tür yolduk ya da hiçliğe işaret ettiği sonu
cunu çıkarmak büyük bir hata olur. Bu m ertebede bir yokluk
veya hiçlik değil, bilakis gerçeklerin gerçeği, en yüksek gerçek
söz konusudur. Bununla birlikte Varlık olmayan ve la Taayyün
ifadesindeki olumsuzlayıcılığm sebebi, O ’nu tenzih etme kay
gısıdır. Tenzih etmek, indirgemeciliğin tam tersi yönünde bir
tavır takınmaktır; bir şeyi, o şey olmayan şeyden ayırmaktır.
47 Ayrı: Göz, bir şeyin aslı, kendisi, bir şeyin tıpkısı, kaynak, pınar
anlamlarına gelmektedir. Taayyün: Meydana çıkma, aşikâr olma,
belli olma, belirme. Ferit Devellioğlu, s. 1009. La Taayün ifade
sinin İbn Arabi’deki anlamdaşları arasında diğer pek çokları ya
nında şunları zikredebiliriz: “Butûnü’l Butûn” (Batınlar Batını),
“Tûfân-ı M ahz”, “A demü’l Adem” (Yokluğun Yokluğu), “Zât-ı
Sırf”, “Zât-ı Ehadiyye”, “Zât-ı Hüviyyet” “Zât-ı Hüve 7/züv". Bkz.:
Ahmed Avni Konuk, Fusûsul-Hikem Tercüme ve Şerhi /., Haz.
Mustafa Tahralı, Selçuk Eraydın, Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Vakfı Yayınları, No 75, İstanbul, 1999, s. 6 .
37
Seküler Dünya Atlası
48 Zat-ı İlahi tasavvuf! ıstılahta “Vücûdu sırf”, “Zât-ı sâdic” (Hâlis, sırf
Zat), “Mechûlu n-nat”, “Ezelü’l â z â l” (Ezellerin Ezeli), “Gaybü’l-
guyûb” (Gaybler Gaybi), “M ünkataü’l-işârât” (Herhangi bir işa
retle belirtmek mümkün olmayan), “M ünkataul vicdânî” ola
rak da geçmektedir. Bkz.: Avni Konuk, a.g.e., s. 4-5.
49 Guenon, a.g.e., s. 20.
38
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
Tanrı/Varkk/Saf Varlık
Tanrı Varlık kavramının yerine kullanılabilir; çünkü Tanrı
tezahür eden gerçekliğin ilkesidir. Bununla birlikte Tanrı Varlık ile
özdeş değildir. Çünkü daha önce belirtildiği üzere Varlık tezahür
etmemiş olanın değil sadece tezahürün ilkesini içerir. O halde saf
Varlığa nisbet edildiği vakit Varlık sınırlıdır ve dolayısıyla sonsuz
değildir. Bu bağlamda Tanrı, herhangi bir suret olarak değil, Zat
olarak sa f Varlıktır (Vücud-i Sırf); çünkü Zat aym zam anda
tezahür etmemiş gerçekliğin de ilkesidir, dolayısıyla sonsuzdur.
Tezahür etm em iş olanın ilkesi, sa f Varlık’ta içkin olarak
bulunur. Bir şey ‘varlığa gelince’ veya tezahür edince, o şey saf
Varlık’tan uzak düşer. Dolayısıyla, saf Varlık’tan uzaklaştıkça
tekabül ettiği gerçeklik derecesinde bir azalma olur. Eğer tezahür
eden şeyin gerçekliğinin yanıltıcılığı vurgulanıyor ve tezahürün
ilkesi yüceltiliyor ise, b u takdirde aşkınlık perspektifi söz konu
sudur. Çünkü tek gerçek olarak aşkın İlke vurgulanmaktadır.
A şkınbk açısından bakıldığında, Allah’ın Z ât’m m varlığı ile
ideaların/arketiplerin varlığı aynı gerçeklik düzeyine tekabül
etmez. Çünkü Zât’ın varlığı, ideanın varbğından daha gerçektir.
Bu manada Zât’ın Varbğı ile ondan daha az evrensel olan ideanın
varlığı mukayese kabul etmez. Bununla birlikte Zât’a nisbetle
daha az gerçek olan idealar veya cüzi varoluş, safVarhğm dışında
ondan bağımsız, ayrı bir varoluşa sahip değildir. Çünkü her şey
son tahlilde sa f Varbğa bağkdır. B u anlamda tezahür eden izafi
varlıklar Varbğın "dışında” ve O n d an ayrı değildir (el-Muhit).
Daha doğrusu tümüyle ve mutlak olarak ayrı değildir. Çünkü
eğer mutlak bir şekilde ayrı olarak varolsaydı, bu takdirde O ’nun
yanında ikinci bir mutlak olurdu ki bu saçmadır.
Varlık, Tanrı, saf Varlık, saf M utlak gibi tüm bu ifadeler son
tahlilde bir nisbet ve izafe etme meselesidir. A m aç Hakikatin
39
Sekliler Dünya Atlası
Tezahür/Varoluş/İmkân
Fritjhof Schuon mümkün (ya da imkân) ile gerçek arasında
şöyle bir ayrım yapar:
40
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
41
Seküler Dünya Atlası
bir göz atmamız daha yerinde bir tavır olacaktır diye düşünüyo
ruz. “Tıkız” sistemlerin büyüklüğü ne olursa olsun durum de
ğişmez, zira sıkı biçimlendirilmiş düşünceler, bizzat bu ‘biçim’
lerinden ötürü sınırlıdırlar ve dolayısıyla ancak ‘sınırı belirsiz’in
(indefınite) alanına ait olabilirler, yoksa ‘sonsuzun (infinite) de
ğil. Burada bizim için çok büyük bir önemi haiz olan bir ko
nuya değinmek istiyoruz ki bu konu ‘dildevrimı&u. Eğer terim
ler bize büyük olanaklar sunuyorlarsa sadece bu terimlerin etnik
kökeninden dolayı onları terk edecek kadar cömert entellektü-
eller miyiz? Sadeleştirilmiş terimler, dolayısıyla da tüm çağrışım
gücü elinden alınmış terimler (kılgı-istenç-özdek ve saire) düşünce
dağarcığımıza bu güne kadar ne gibi bir katkıda bulunmuştur
ve gelecekte ne gibi faydalar sunabilir? Sadece “imkân” terimi
nin soyacağı bile felsefe yapma uğraşı içinde olan insanlar için
bir şeyler ifade ediyor olmalıdır. Eğer bazı terimleri meşru bazı
larını gayr-ı meşru kabul edecek isek bu hususta son söz hakkı
kimde olmalı? Dil, dil devrimini yapan kurum-kişilerden önce
de vardı ve sonra da var olacaktır doğal olarak. Felsefeyi doğru
anlamak için zengin bir dile sahip olmak gerektiği konusunda
kimsenin bir şüphesi yoktur. Ne var ki klasik dilimiz gözümü
zün önünde paha biçilmez bir hazine olarak dururken, bu hazine
İTtodern-sadeleştirilmiş-Türk dili’ uğruna biraz halisiz bir taızda
kelepir bir fiyata ayağa düşmektedir. Tabii olarak bu durumdan
direkt etkilenenler neredeyse hayattaki tek varlığı ‘dil’ olan biz
felsefecileri etkilemektedir. Anlam hacminin sıfıra indirildiği bir
Türkçe’de, bizden Aristoteles’in metafiziğini doğru anlamamızın
beklenmesi en hafifinden bir haksızlık olur. Bir yanda çağlara
kaynak olan bir eser, diğer yanda bu eseri tüm zamanların en
fakir diliyle anlamaya çalışan bizler. Netice itibariyle hiç kimse
bizi klasik dilimizi kullanmaktan alıkoyamaz. Bunun nedeni kla
sik dilimize karşı duyduğumuz bağnazca bir hayranlık değildir,
tam tersine klasik dilimizin bizzat kendisinin nitelikli oluşudur.
42
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
43
Şekiller Dünya Atlası
44
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
45
Seküler Dünya Atlası
61 Bundan dolayı özel olarak İslam Geleneğinde ‘dil ile ikrar kalb
ile tasdik’ denilir.
62 Guenon, a.g.e., s. 9.
46
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
Tezahür/Südur/Yaradılış
İyi bilindiği üzere sami dinlerde yaratılış öğretisi büyük önem
arz etmektedir. Bu öğretinin üzerinde en çok durulan noktala
rından biri “yoktan yaratma” fikridir. Yoktan yaratma öğretisinin
Antik Yunanın meşhur ‘hiçten hiç çıkar’ prensibi uyarınca zaman
zaman eleştirildiği iyi bilinen bir husustur. Tabi bu noktada yok’
ile ‘İliç’ kavramları çoğu zaman birbiriyle özdeş ya da birbirine
eşdeğer olarak kabul edilmiştir. Bu bağlam da dini görüş açısı
mantıki olmamakla ya da akıldışı olmakla yahut da zafiyet içer
mekle itham edilmiştir. Hatta bir ölçüde buna bağlı olarak Antik
Yunanda ‘yoktan yaratma fikrinin olmaması bir üstünlük olarak
telakki edilmiştir. Daha farklı bir bakış açısından, D oğu öğreti
lerinde sami dinlerdeki şekliyle yoktan yaratma düşüncesinin
bulunmayışı eleştirilmiş, söz konusu öğretilerin eksik veya hatalı
olduğu dile getirilmiştir. Bu noktada bu farklı bakış açılarının Ge
leneksel Ekol tarafından nasıl yorumlandığına ve onların tezahür,
yaradılış ve südur öğretileri arasındaki benzerlik ve farklılıklara
yönelik olarak yaptığı açıklamalara bir göz atmak yararlı olacaktır.
Yaradılış öğretisinin bulunmadığı Doğu öğretileri söz konusu
olduğunda, südurun tezahür karşılığında kullanılamayacağını
47
Seküler Dünya Atlası
48
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
49
Seküler Dünya Atlası
ması gereken bir başka tehlike daha var: Bu ‘yok”u bir tür
ilke, kuşkusuz olumsuz bir ilke olarak değerlendirmek. Zu
hur eden varlık, sonuç olarak bundan çıkmış olacaktı. Bu
rada da “yok” a bir tür cevherlik (substantialite) atfetmekle
benzeri bir yanlışlığa düşmek olasıdır71...yani “yok”a bir tür
gerçeklik verilecektir. Bu çelişkiden kurtulmak için, eğer söz
konusu “yok’un salt yalın “yok” olmadığı, İlkeye nispetle bir
yok olduğu iddia edilirse, bu defa da çifte bir hata yapılmış
olur: Birincisi, İlkenin dışında bu kez herhangi bir gerçek
var sanılacaktır; oysa böyle olursa, bu sanı ile bizzat Demi-
urge ile ilgili kanı arasında hiçbir fark kalmaz; İkincisi yani
sınırlı, Sonsuz un karşısında sürekli olarak hiçliğini koruya
cağından, varlıkların bu nisbi “yok” tan yaratılmadıkları hiç
bir zaman biliıımeyecektir72.
71 A. e., s. 81.
72 A. e., a.y.
50
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
51
Seküler Dünya Atlası
52
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
53
Sektiler Dünya Atlası
54
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
55
Seküler Dünya Atlası
56
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
57
Seküler Dünya Atlası
58
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
59
Seküler Dünya Atlası
60
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
61
Sektiler Dünya Atlası
62
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
63
Sektiler Dünya Atlası
64
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
65
Seküler Diinya Atlası
66
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
67
Seküler Dünya Atlası
68
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
99 A r., s. 116.
100 A.e., s. 114.
101 Ameli ve nazari ayrımı konusunda Bkz.: Guenon, Inisiyasyona
Toplu Bakışldr II, ss. 65-72.
69
Seküler Dünya Atlası
70
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
71
Seküler Dünya Atlası
72
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
73
Sektiler Dünya Atlası
74
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
75
Seküler Dünya Atlası
76
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
77
Seküler Dünya Atlası
78
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
79
Seküler Dünya Atlası
80
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
81
Seküler Dünya Atlası
82
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
83
Şekiller Dünya Atlası
84
Geleneksel Ekol ve Temsilcileri
85
Seküier Dünya Atlası
86
II. Bölüm
MODERNİZM
87
Seküler Dünya Atlası
Antikiteye Dair
Mîlâttan önce altıncı yüzyıl. Rene Guenon b u tarihe oldukça
özel bir önem vermektedir. Çünkü bu tarihte dünya coğrafya
sının hemen her yerinde ve her toplumda gerek maddî gerekse
de manevi anlamda son derece köklü değişiklikler olmuştur. Bu
yüzyılda zâhirî düzeyde göze çarpan olaylar olarak şunlar zikre
dilebilir: Pitagoras, Buda, Konfüçyüs, Lao Çe, Parmenides gibi
büyük bilgeler doğmuştur, Zeus Tapmağı inşa edilmiştir, Babil
kralı II. Nebukadnezar (Buhtünnasr) K üdus’ü ele geçirmiştir
ve m eşhur Yahudi esaret dönem i başlamıştır, Yahova Krallığı
son bulmuştur, Süleyman Tapınağı yıkılmıştır, güney İtalya’da
Yunan şehri Elea kurulmuştur, Pers Kralı I. Darius Aramice’yi
batıdaki imparatorluğun resmi dili ilan etmiştir. Guenon ise bu
yüzyılda bilhassa Gelenek’te meydana gelen değişikliklere dikkat
çekmektedir. Buna göre Kadîm İran’da M azdeizm yeni bir form
kazanmış ve bu çağ son Zerdüşt dönemi olmuştur, Hindistan’da
Budizm doğmuştur, Çinde Gelenek Taoculuk ve Konfüçyüsçülük
olarak iki farklı şekle bürünmüştür, Kadîm Yunanda geleneksel
düzende değişiklikler olmuş ve manevi alanda Orfeusçulukyeni
bir form alarak Pitagorasçılık haline gelmiştir, R om a için kralların
“efsanevi” dönemi bitip tam anlamıyla “tarihi” dönem başlamıştır3.
Guenon’un milattan önce altıncı yüzyıl hakkında uyarlanma
veya adapte edilme bağlamında tüm büyük geleneklerde mey
89
Seküler Dünya Atlası
90
Modernizm
6 A.e., s. 41.
7 Guenon, M addi iktidar Manevi Otorite, s. 18.
91
Seküler Dünya Atlası
92
Modernizm
93
Sektiler Dünya Atlası
94
Modernizm
95
Seküler Dünya Atlası
96
Moderrıizm
97
Sektiler Dünya Atlası
98
Modernizm
99
Seküler Dünya Atlası
100
M odernizm
101
Seküler Dünya Atlası
102
Modernizm
37 A.e., s. 54.
38 A.e., s. 46-48.
103
Şekiller Dünya Atlası
Saı tre hümanizmi “insaaı yüce bir değer olarak savunaı teori”
olarak ele alan bakış açısına değer vermemesine rağmen, kendi
hümanizm tanımının bu çerçevenin pek de dışına çıkmadığı
görülmektedir. Zira kendisi her ne kadar insanın bizzat kendisini
amaç edinen Com te’cu anlamdaki fanatik bir hümanizme karşı
çıkıyor görünmekte ise de insanın kendisini “kendi aşkınlığının
merkezi ve nirengi noktası” olarak tanımlaması ister istem ez
C om tecu bir hümanizm fikrini çağrıştırmaktadır. Bu noktada
Sartre’ın hüm anizm i C o m te hüm anizm iyle örtüşm ektedir.
Çünkü “insan evreninin ve insani öznelliğin dünyası dışında
başka bir evren” ve insanın “kendisi dışında hiçbir yasa koyucu”
yoksa, bu takdirde geriye bizzat kendi öznelliğine hapsolmuş ve
59 A e„ s. 131.
40 A e., s. 132.
104
Modernizm
105
Sektiler Dünya Atlası
106
Modernizm
107
Seküler Dünya Atlası
108
Modernizm
109
Seküler Dünya Atlası
Bireycilik
Bireycilik konusu, m odem izm sürecinin gerek başlangıcında
gerek daha sonraki safhalarında, bilimden dine kadar hemen her
alana şu veya bu ölçüde etkide bulunmuş, bu yönüyle modemizmi
anlamada anahtar niteliğinde olan bir konudur. Modernitenin
110
Modernizm
111
Seküler Dünya Atlası
112
Modernizm
113
Sektiler Dünya Atlası
46 A e., s. 104.
47 Sadık Kılıç adını anmıyor olsa da Protestanlıkla ilgili şu tesbit-
lerde bulunur: “ ...Hristiyanlık inancını beşer üstü bir otoritenin
etkinliği olmaktan çıkartıp, bunun yerine, bütünüyle insanileş
tirilmiş (humanise) bir din anlayışı ikame etmeyi amaçlar. Yani
114
Modernizm
dini ufaltmak, onu bir kenara bırakılan herhangi bir şey: ken
disine çok sınırlı ve mümkün olabildiğince dar bir hareket alanı
ayrılan, öte yandan varoluşun geri kalan kısmı üzerinde hiç bir
gerçek etkisi olmayan herhangi bir şey hâline getirmek.” Sadık
Kılıç, Tabiattaki Metafizik ve Guenonun Doğu Metafiziği, An
kara, Akçağ Yay., 1995, s. 55.
115
Seküler Dünya Atlası
116
Modernizm
117
Seküler Dünya Atlası
118
Modemizm
119
Seküler Dünya Atlası
120
Modemizm
59 A. e., s. 596.
121
Seküler Dünya Atlası
122
Modern İzm
123
Seküler Dünya Atlası
124
Modernizm
125
Sektiler Dünya Atlası
126
Modernizm
127
Seküler Dünya Atlası
128
Modern İzm
129
Seküler Dünya Atlası
130
Modernizm
79 A. e., s. 26.
80 A.e., a.y.
81 A.e., s. 28.
82 A.e., ss. 28-29.
83 A.e., s. 29.
131
Seküler Dünya Atlası
132
Modernizm
nisbetle daha önce gelen bir ilke olarakkabul edilmesi, ayrıca suret
ve madde terimlerinin bağlama göre evrensel ve izafi anlamda
kullanılması göz önünde bulundurulduğunda88, terminolojik
farklılıklar ortadan kaldırıkrsa, Guenon un İbn Rüşd ile adeta
aynı dilde konuştuğu anlaşılmaktadır.
Eşyanın tabiatına uygun bir açıklama, hem niteliği hem de
niceliği, hem özü hem de cevheri göz önünde bulundurm a
lıdır. Cevher ve öz bağlamında Guenon çok önemli bir tesbit
yapar:
133
Şekiller Dünya Atlası
134
Modernizm
135
Seküler Dünya Atlası
136
Modernizm
olmaktadır.
137
Seküler Dünya Atlası
138
Modernizm
139
III. Bölüm
GELENEKSEL EKOL VE
MODERNİZM
141
Seküler Dünya Atlası
142
Geleneksel Ekol ve Modernizm
143
Seküler Dünya Atlası
144
Geleneksel Ekol ve Modernizm
145
Şekiller Dünya Atlası
146
Geleneksel Ekol ve Modernizm
147
Seküler Dünya Atlası
25 A e ., s. 59.
26 Af?., s. 54.
27 Guenon, Niceliğin Egemenliği, s. 143.
148
Geleneksel Ekol ve Modernizm
149
Seküler Dünya Atlası
29 A. e., s. 83.
30 Aristoteles’in bilmek için bilmek olarak adlandırdığı şeyin de
doğru anlaşılması gerekir; burada sadece teorik olarak kuru bir
bilgi ya da keyfe bağlı bir durum kastedilmiyor, çünkü Aristote
les “ruh bildiğinden başka bir şey değildir” diyordu. Dolayısıyla
bu ifadeyi olmak için bilmek olarak de anlamak mümkündür.
31 Guenon, Modem Dünyanın Bunalımı, ss. 79-80.
150
Geleneksel Ekol ve Modemizm
151
Seküler Dünya Atlası
152
Geleneksel Ekol ve Modernizm
36 A.e„ s. 80.
37 A.e., s. 91.
153
Seküler Dünya Atlası
154
Geleneksel Ekol ve Modernizm
155
Seküler Dünya Atlası
156
Geleneksel Ekol ve Modernizm
157
Seküler Dünya Atlası
158
Geleneksel Ekol ve Modernizm
159
Seküler Dünya Atlası
160
Geleneksel Ekol ve Modern İzm
161
Seküler Dünya Atlası
162
Geleneksel Ekol ve Modemizm
163
Seküler Dünya Atlası
ucuz bir pratik fayda uğrunda gaye nedeni ve ilk N eden sorulan
yanıtsız bırakdabiliyor ve onlar bilim sahasının dışına itilebilecek
kadar basit şeyler olarak görülebiliyor?54 Bu gerçekten de bir türlü
anlam veremediğimiz bir sorudur. Çünkü am aç sorusu nasıl
sorusundan önce gelmektedir. Söz gelimi en basit, en gündelik
eylemlerimiz bile bizi harekete geçiren bir amaç uğruna yapıhr.
Bir am acım ız yo k sa niçin harekete geçelim ? Dolayısıyla bir
eylem şu veya bu şekilde ortaya konmadan önce, şu veya bu
amaca yöneliktir. Nitekim eyledikten sonra “ben aslında öyle
yapm ak istem em iştim ” türünden itirazlar amacın niteliksizli
ğini veya yanlışlığını ortaya koymaktadır. Öte yandan amaçsız
eylem “nasıl olursa olsun” anlamsız eylemdir. Herhangi bir bilim
dalında uzmanlaşmak üzere “araştırma için araştırma” yapıldığı
durum larda am açsızlık öyle bir noktaya gelm iştir ki, adeta
amaçsızlık bir amaç edinilmiştir. Burada görülüyor ki, amacın
kendisi asla göz ardı edilemez; ister m eşru ister gayr-i m eşru
olsun bilimsel araştırmalar dâhil her etkinlik bir amaç uğruna
yapılır. Bununla birlikte, Aristoteles’in İlk N edenini veya amaç
nedenini göz önünde bulundurmayıp, sadece olguların nicel
veçhelerini analize yönelen bir bilim anlayışının hangi “amaca”
hizmet ettiği de sorulabilir.
Bilimlerin felsefeden veya metafizikten bağımsızlığı, mutlak
bir bağımsızlık değildir. D aha doğru bir ifade ile nisbi ilkeler
ilk İlke’den bağımsız bir şekilde ele alındığı için, bu bilimlerin
bağım sız olduğu ve kendi kendilerine yeter olduğu düşünül
mektedir. Fakat izafi ve nisbi gerçeklikle ilgilenen bir bilimin
54 “... her bir nesne konusunda, ‘ne içini (dia ti) kavramadıkça o
nesneyi bildiğimizi düşünmediğimize göre.”. Aristoteles, Fizik,
194-b 20, Çev. Saffet Babür, 2. baskı., İstanbul, YKY Yay., 2001,
s. 61.
164
Geleneksel Ekol ve Modernizm
165
Seküler Dünya Atlası
166
Geleneksel Ekol ve Modernizm
167
Sektiler Dünya Atlası
168
Geleneksel Ekol ve Modernizm
169
Şekiller Dünya Atlası
170
Geleneksel Ekol ve Modernizm
171
Seküler Dünya Atlası
172
Geleneksel Ekol ve Modernizm
173
Seküler Dünya Atlası
174
Geleneksel Ekol ve Modernizm
85 İnsan elbette ki ilahi Akl’a zıt olanı yapabilir; ancak bunu kendi
aleyhine olarak ve ilahi bir tasdiğe bağlı olarak yapar. Kendi aley
hinedir çünkü Gerçekten ve ilke’den kopulduğunda geriye ka
lan ancak sapıklıktır; sapıklık ise istenilen bir durum olmayıp bir
tür denge yokluğudur. Öte yandan o, ilahi bir tasdiğe bağlıdır;
çünkü bu tasdik insana belli bir dereceye kadar sapıklık yapma
özgürlüğü tanır.
175
Seküler Dünya Atlası
86 A.e„ s. 97.
87 Guenon, Niceliğin Egemenliği, s. 259.
88 Bergson, Metafiziğe Giriş, s. 44.
89 Bkz.: “Geleneksel Ekol’ün Din Görüşü” başlıklı bölüm.
176
Geleneksel Ekol ve Modernizm
177
Seküler Dünya Atlası
178
Geleneksel Ekol ve Modernizm
mına gelir. Tilis ise “ağ, perde, dokuma, zar” anlamına gelen tela
köküne bağlanır. Terim psikanaliz bağlamında etimolojisi ile be
raber düşünüldüğünde, oldukça zengin çağrışımlar yapmaktadır.
Nitekim sub öneki tela kökündeki “perde, zar” anlamı ile birlikte
düşüldüğünde, burada adeta hassas bir perde ve ince bir zarla
ayrılan İlci ayrı dünya arasındaki sınır söz konusu edilmektedir.
Öte yandan “subtle” terimin türkçemize bazen manevi, bazen
de latif şeklinde çevrilmektedir. Terimin manevi olarak değil, la
tif olarak tercüme edilmesini daha doğru bulmakla birlikte, bu
rada onu tam olarak karşılayacak türkçe bir ifade tayin edeme
diğimiz için, terim aynen kullanılacaktır.
95 A. e., ss. 272-273.
179
Seküler Dünya Atlası
180
Geleneksel Ekol ve Modernizm
181
Seküler Dünya Atlası
182
Geleneksel Ekol ve Modernizm
183
Seküler Dünya Atlası
184
Geleneksel Ekol ve Modemizm
185
Sektiler Dünya Atlası
186
Geleneksel Ekol ve Modernizm
Psikolojizm
Ondokuzuncu yüzyıla damgasını vuran materyalist dünya
görüşünün hemen her şeyi maddi bağlam içerisinde alma eğilimi,
son yüzyıllarda başka bir eğilimle yer değiştiriyor gözükmektedir.
Bu eğilim, fenomenleri m addi bağlam içerisinde ele akp açık
lama tutumunun yerine, madde dâhil hemen her şeyi m odern
psikolojinin terimleriyle açıklama tutumunu ikame etmektedir.
Psikolojizm olarak adlandınlabilecekbu tavır, psikolojinin kendi
sınırları dışına taşınmak suretiyle diğer alanları da kapsayacak
şekilde genelleştirilm esine dayanmaktadır. Felsefeyi, sanatı,
mitolojiyi, dini, kutsal sembolleri ve hatta folklorü psikolojinin
yörüngesine sokm a yönündeki bu hareket, hemen her şeyi m o
187
Şekiller Dünya Atlası
188
Geleneksel Ekol ve Modernizm
189
Sektiler Dünya Atlası
190
Geleneksel Ekol ve Modernizm
191
Sektiler Dünya Atlası
192
Geleneksel Ekol ve Modernizm
193
Seküler Dünya Atlası
194
Sonuç
195
Şekiller Dünya Atlası
196
Sonuç
197
Sektiler Dünya Atlası
198
Kaynakça
199
Çotuksöken, B., Babür S.: Ortaçağda Felsefe, Yay. Haz. Eda Alagözlü,
3. bsk., İstanbul, Kabalcı Yay., 2000.
Cutsinger, James S.: Advice to the Serious Seeker: Meditations on the Te
aching o f Frithjof Schuon, New York, State University of New
York Press, 1997.
Descartes, Rene: Metot Üzerine Konuşma, Çev. K. Sahir Sel, 2. bs., İs
tanbul, Sosyal Yay., 1994.
Dcvellioğlu, Ferit: Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat., Yay. Haz.:
Aydın Sami Güneyçal, 20. bs., Ankara, Aydın Kitabevi Yayın
ları, 2003.
Dictionary.com: (Çevrimiçi) http://dictionary.reference.com/
search?c]=modern&r=6 6
Doğan, Mehmet: Büyük Türkçe Sözlük, yy., Birlik Yay., 1981.
Elibol, Sadettin: “Bergson Felsefesi ve Türkiye”, Felsefe Dünyası Sayı-2,
Ankara, Türk Felsefe Derneği Yay., 1991.
Evola, Julious: Çağda; Ruhçuluğun Maske ve Yüzleri, Red. Ayşe Meral
Aslan, İstanbul, İnsan Yay., 1996.
Gökberk, Macit: Felsefe Tarihi, 11. bs., İstanbul, Remzi Kitabevi,
1999.
Guenon, Rene: Modem Dünyanın Bunalımı, Çev. Mahmut Kanık, An
kara, Hece Yay., 2005.
: Inisiyasyona Toplu bakışlar I, Çev. Mahmut Kanık, Ankara,
Hece Yay., 2003.
: Inisiyasyona Toplu Bakışlar II, Çev. Mahmut Kanık, Ankara,
Hece Yay., 2003.
: İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu Bakış, Çev. Mahmut Ka
nık, 2. bs. İstanbul, İnsan Yay., 2004.
: Yatay ve Dikey Boyutların Sembolizmi, Çev. Fevzi Topaçoğlu, İs
tanbul, İnsan Yay, 2001.
: Danteve Ortaçağ’da Dini Sembolizm, Çev. İsmail Taşpınar, 2.bs.,
İstanbul, İnsan Yay, 2004.
: Geleneksel Formlar ve Kozmik Devirler, Çev. Lütfı Fevzi Topa
çoğlu, Ed. İsmail Taşpınar, İstanbul, İnsan Yay, 1997.
200
: Introduction to the Study o f the Hindu Doctrines, Ed., James R.
Wetmore, Çev. Marco Pallis, 2. bs., Hillsdale NY, Sophia Peren-
nis, 2004.
: Kadim Bilimler ve Bazı Modern Yanılgılar, Çev. Fevzi Topaçoğlu,
2. bs, İstanbul, İnsan Yay., 2003.
: Man and His Becoming According to the Vedanta, Çev. Richard
C. Nicholson, Ed. James R. Wetmore, 2. bs., Hillsdale NY, Sop
hia Perennis, 2004.
: Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri, Çev. Mahmut Kanık,
İstanbul, İz Yay., 1990.
: Ruhçu Yanılgı, Çev. Lütfı Fevzi Topaçoğlu, İstanbul, İz Yay.,
t.y.
: Studies in Hinduism, Çev. Henry D. Fohr- Cecil Bethell, Ed.
Samuel D. Fohr, 2. bs., Hillsdale NY, Sophia Perennis, 2004.
: The Multiple States of the Being, Çev. Henıy D. Fohr, Ed. Sa
muel D. Fohr, 2. bs., Hillsdale NY, Sophia Perennis, 2004.
: Maddi İktidar Manevi Otorite, Çev. Birsel Uzma, 2. bs., İstan
bul, İz Yay., 1997.
: Symbob ofthe Sacred Science, Çev. Henry D. Fohr, Ed. Samuel
D. Fohr, 2. bs., Hillsdale NY, Sophia Perennis, 2004.
Heidegger, Martin: Hümanizmin Özü, Çev. Ahmet Aydoğan, İstan
bul, İz Yay., 2002.
Medieval Sourcebook: (Çevrimiçi) http://www.fordham.edu/halsall/
basis/einhard.html
Jung, Carl Gustav: Dört Arketip, Çev. Zehra Aksu Yılmazer, 2. bs., An
kara, Metis Yay., 2005.
: Konferanslar: Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri, Tavistock Kon
feransları ... 1935, Çev. Kâmuran Sipal, İstanbul, Bozak Yay.,
1982.
Kafadar, Osman: Türkiye’de Kültürel Dönüşümler ve Felsefe Eğitimi, İs
tanbul, İz Yay., 2000.
Kalın, İbrahim: “Rene Guenon”, (Çevrimiçi) www.cis-ca.org, 2001.
Karahisari, Semsüddin: Ahter-i Kebir: Büyük Lügat, Yay. Haz. İ. İlhami
Ulas, Abdülkadir Dedeoğlu, İstanbul, Osmanlı Yay., 1979.
201
Kılıç, Mahmut Erol: Muhyiddin Ibnul-Arabî’de Varlık ve Mertebeleri:
Vücûd ve Merâtibul-Vücûd, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Mar
mara Üniversitesi, İstanbul, 1995.
Kılıç, Sadık: Tabiattaki Metafizik ve Guenonün Doğu Metafiziği, An
kara, Akçağ Yayınları, 1995.
Kutluer, İlhan: Modem Bilimin Arkaplanı, İstanbul, İnsan Yayınları,
1985.
Konuk, Ahmed Avni: Fmûsul-Hikem Tercüme ve Şerhi I, Haz. Mustafa
Tahralı-Selçtık Eraydın, İstanbul, Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Vakfı Yay., 1999.
Lindbom, Tagc: Başaklar ve Ayrık Otları: Modernliğin Sahte Kutsalları,
Çev. Ömer Baldık, İstanbul, İnsan Yay., 1997.
Mehdiyev, Nebi: Çağdaş Din Felsefesinde Epistemolojik Yaklaşımlar ve
Tanrı İnancının Rasyonelliği, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Mar
mara Üniversitesi, İstanbul, 2007.
Nasr, Seyyid Hüseyin: Bilgi ve Kutsal, Çev. Yusuf Yazar, 2. bs., İstan
bul, İz Yay., 2001.
: Bir Kutsal Bilim İhtiyacı, Çev. Sehabeddin Yalçın, 2. bs., İstan
bul, İnsan Yay., t.y.
: İslam ve Modern insanın Çıkmazı, Red., Sara Btiyükduru, Çev.
Ali Ünal, Sara Büyükduru, 4. bs., İstanbul, İnsan Yay, 2004.
: Makaleler II, Çev. Sahabeddin Yalçın, Ed. İsmail Taşpınar, İs
tanbul, İnsan Yay., 1997.
: Üç Müslüman Bilge, Çev. Ali Ünal, 3. bs., İstanbul, İnsan Yay.,
2003.
Northbourne, Lord: Modem Dünyada Din, Çev. Sehabbeddin Yalçın,
3. bs., İstanbul, İnsan Yay., 2003.
: ilerlemeye Farklı Bir Bakış, Çev. Deniz Özer, 2.bs., İstanbul, İn
san Yay., 2000.
Öner, Emine Saadet: “Augustinusün Tanrı Devleti", Yayınlanmamış Dok
tora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, 2008.
Online Etymology Dic.: (Çevrimiçi) http://www.etymonline.com/in-
dex.php?term=mode
202
Popper, Karl Raimund: BilimselAraştırmanın Mantığı, Çev. İlknur Aka,
İbrahim Turan, 3. bs., İstanbul, YKY Yay., 2005.
Rao, S. Srinivasa: Dr. Ananda K. Coomaraswamy, (Çevrimiçi) http://
www.adwaitha-hermitage.net/rishikul/coomaraswamy.html
Roszak, Theodore: Çorak Ülkenin Bittiği Yer: Post-Endüstriyel Top
lumda Politika ve Aşkmlık, Çev. Naim Oztürk, İstanbul, İnsan
Yay., 1999.
Russel, Bertrand: Bilimin Toplum Üzerindeki etkilen, Çev. Erol Esen-
çay, İzmir, İlya Yayınevi, 2. bs., 2003.
: Wiry I Am A Rationalist, (Çevrimiçi) http://www.solstice.us/
ıussell/rationalist.html
Sambur, Bilal: Bireyselleşme Yolu: Jungun Psikoloji Teorisi, Ankara, Elis
Yay., 2005.
Sarı, Mevlüt: El-Mevarid: Arapça Türkçe Lügat, İstanbul, Bahar Yay.,
1980.
Sarıoğlu, Hüseyin: Ibn Rüşd Felsefesi, İstanbul, Klasik Yay., 2003.
Sartre, Jean Paul: Varoluşçuluk, Çev. Asım Bezirci, İstanbul, Say Yay.,
16. bs., 2001.
Schuon, Frithjof: Roots of the Human Condition, Bloomington, World
Wisdom Books, 1991.
: From Divine to the Human: Survey ofMetapysics and Epistemo-
logy, Çev. Deborah Lambert, Gustavo Polit, Bloomington, World
Wisdom Books, 1982.
: “Norm and Paradoxes in Spiritual Alchemy”, Sophia: TheJour
nal o f Traditional Studies, Oakton, Virginia vol. 1, no. 1, 1995.
: Islam ve Ezeli Hikmet, Çev. Sehabeddin Yalçın, İstanbul, İz
Yay., 1998.
: İslam’ın Metafizik Boyutları, Çev. Mahmut Kanık, İstanbul, İz
Yay., 1996.
: Logic and Transcendence, Çev. Peter N. Townnsend, London,
Perennial Books Ltd., 1984.
: Survey of Metaphysics andEsoterism, Çev. Gustavo Polit, 2. bs.,
Bloomington, Indiana, World Wisdom Books, 1986.
203
: Light on Ancient Worlds, Çev. Lord Northbourne, 2. bs., Bloo
mington: World Wisdom Books, 1984.
: Stations of Wisdom, Indiana, World Wisdom Books, 1995.
: The Transcendent Unity of Religions, 2. bs., Wheaton,The The-
osophical Publishing House, 1993.
: Varlık, Bilgi, Din, Der. ve Çev. Sehabeddin Yalçın, Ed. İsmail
Taşpınar, İstanbul, İnsan Yay., 1997.
: Christianity/Islam, Essays on Esoteric Ecumenism, Çev. Gustavo
Polit, Indiana, World Wisdom Books, 1985.
Touraine, Alain: Modernliğin Eleştirisi, Çev. Hülya Tufan, 5- bs., İstan
bul YKY Yay., 2004.
Valsan, Michael: İslam Maneviyatı ve Batı, Çev. Işık Ergüden, İstan
bul, İnsan Yay., 1995.
Waterfield, Robin: Rene Guenon and the Future of the West: the Life and
Writing o f a 20TH-century Metaphysician, 2. bs., Hillsdale NY,
Sophia Perennis, 2002.
Weber, Allred: Felsefe Tarihi, Çev. H. Vehbi Eralp, İstanbul, Devlet Ba
sımevi, 1938.
Yaran, Cafer Sadık: “Çağdaş Epistemolojik Dikotomiler ve ‘Sofyalojik’
Bir Epistemoloji Önerisi”, İstanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi sayı 9, yayın no: 4502, İstanbul, 2004.
Yetik, Zübeyir: İnsanın Yüceliği ve Guenoniyen Batınilik, İstanbul, Fi
kir Yay., 1992.
Yılmaz, Hüseyin: Ezeli Hikmet ve Dinler: Dinler Tarihinde Tradisyonel
Perspektif, İstanbul, İnsan Yay., 2003.
204
D izin
205
Tapınak Şövalyeleri 97, 98, 99, Heinrich Zimmer 12
100, 195 Helene Petrovna Blavatsky 142,
Teosofik Dernek 144 143
Teosofizm 6, 143 Henri Bergson 162,167,168
Vahdet-i Vücud 85 Hilmi Ziya Ülken 145,146
Vahiy 15,18, 55, 70,72,73,76,77, Hippolyte Rivail 142
79,82,108,127,173,174,175, Irwing Babbit 105, 109
182, 184, 189, 191, 192 îbn Ri'ışd 132, 133
Varlık 2, 15,21,28,33,34,35, 36, James S. Cutsinger 11
37, 38,39, 44, 46, 47, 48, 52, Jean Paul Sartıe 102, 103
53, 59, 62, 64, 65, 66, 72, 75, Julius Evola 12
76, 85,111, 126,137, 151 Leonardo Da Vind 8
Varlık Ötesi 37, 38 Levy Bmhl 169
Varoluş 34, 35, 36, 40 Marco Pallis 6, 12
Westfalya Antlaşması 97 Martin Heidegger 101
Yahova Krallığı 89
Martin Lings 1, 12
Zeus Tapınağı 89
Michael Valsan 12, 86
Mircea Eliade 12
Kişi Adları Dizini Nebukadnezar 89
Agostino Steuco 25 Parmenides 89
Alain Touraine 97, 128
Pitagoras 4, 89, 157
Al phonse Louis Constant 144
Platon 4,10,32,62,91,130,155,
Ananda Coomaraswamy 1, 8
157, 192
Annie Besant 142
Protagoras 62, 63, 81
Aristoteles 4, 42, 57, 67, 70, 130,
Rene Descartes 127
132, 150, 151,152, 153, 154,
Rene Jean- Marie-Joseph 9
157, 158, 159, 163, 164, 165
Robin George Collingwood 156,
August Comte 105
Aziz Berııard 3, 97 157
Bertrand Rüssel 119, 163 Seyyid Hüseyin Nasr 1, 2, 7, 11,
Carl Gustav Juııg 182, 193 20, 30,136
Carolus Magnus 92, 93 Sokrates 91
Franz von Baader 126 Şaııkara 4
Frithjof Capra 121, 122 Tage Lindbom 12, 16
Frithjof Schuon 1, 3, 4, 10, 11, Thomas Aquinas 17, 117
25, 28, 34,40,47,51,53, 56, Titus Burkhaidt 1,12,186
59, 60, 62, 64, 67, 72, 78, 82, Victor Hugo 145
173, 185, 187 William James 113, 144, 172
206