You are on page 1of 39

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), [2009], say: 23, ss. 543-581.

BEDZZAMAN SAD NURSNN MUHYDDN BNL-ARAB


VE VAHDET- VCUD HAKKINDAK DNCELER
Hseyin KURT *

zet
Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl -Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri
slam dnce tarihinde ne kan ahsiyetlerden Muhyiddin bnl-Arab (1240) ile
Bedizzaman Said Nursinin (1960), aralarnda yedi yzyl olmasna ramen dnce sistemlerinde birok ortak nokta bulunmaktadr. Her ikisi de Kuran esas alarak yksek bir irfan dzeyine ulam ve etkili eserler ortaya koymulardr. Etkileri gnmzde de devam etmektedir,
nk onlarn dilleri ve tefekkr dnyalar evrenseldir. Birok slam limi gibi Bedizzaman da,
bn Arabnin fikirlerinden etkilenmitir. Eserlerinin birok yerinde ondan ve onun grlerinden
sz etmitir. Fakat Bedizzamann eserlerini toplayan Risale-i Nur Klliyat, daha ok, amzda slama ynelen pozitivist, rasyonalist, v.s. tehditler karsnda, iman hakikatlerinin kelm
bir dille yeniden tahkim ve tedvininin rndr. Bu makalede, nce Risale-i Nurun irfani gelenek ierisindeki yeri aratrlarak, bn Arab ile Bedizzaman arasndaki baz ortak ynler zerinde durulacaktr. Daha sonra Bedizzamann vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud grlerine
ynelttii eletiriler ele alnarak, onun bu dnce karsnda gelitirdii fikirler ortaya konacaktr.
Anahtar kelimeler: Muhyiddin bnl-Arab, Bedizzaman Said Nursi, Risale-i Nur, tasavvuf,
tarikat, vahdet-i vcud, vahdet-i uhud, seyr u slk.
Abstract
The thoughts of badiuzzaman said nursi on ibn al -arabi and wahdat-i wujud
Ibn al-Arabi and Badiuzzaman (d. 1240) Said Nursi (d. 1960), two eminent figures in the history of Islamic thought, had a similar system of thinking although the former lived seven centuries before the latter. Both of them acquired high level of wisdom concentrating on the Quran
and composed influential works. Their influence is still effective because their language and
system of thinking are universal. Like many other Muslim scholars, Badiuzzaman was also
influenced by the ideas of Ibn Arabi. Said Nursi talked about him and his ideas in many parts of
his works. However, the Series of Risale-i Nur, which include all of his writings, is rather a
work that theologically support and re-systemize the principles of Islamic faith against the
positivist and rationalist threats exposed to Islam in our age. In this article, the place of Risale-i
Nur in Islamic tradition will be determined and some aspects of their mutual understanding will
be indicated. Subsequently, this article will deal with the critiques of Badiuzzaman on wahdat-i
wujud and wahdat-i shuhud and his counter ideas.
Key words: Muhyiddin Ibn al-Arabi, Badiuzzaman Said Nursi, Risale-i Nur, Sufism, tariqah,
wahdat-i wujud, wahdat-i shuhud, sayr-u suluk.

Dr., Harran . lahiyat Fakltesi Tasavvuf Anabilim Dal.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

544 | Dr. Hseyin KURT

Giri
Bedizzaman Said Nursinin1 (1878-1960), Muhyiddin bnl-Arab2 (11651

Bedizzaman Said Nurs, geen yzyln yetitirdii nde gelen slm mtefekkirlerinden
biridir. 1878'de Bitlis'in Hizan kazasna bal sparit nahiyesinin Nurs kynde dnyaya
gelmi, 23 Mart 1960'da anlurfa'da Hakkn rahmetine kavumutur. Keskin zeks, harikulde hafzas ve stn kabiliyetleriyle ok kk yalardan itibaren dikkatleri zerinde toplayan Said Nurs, normal artlar altnda yllar sren klasik medrese eitimini ay
gibi ksa bir zamanda tamamlamtr. Genlik yllarn alabildiine haraketli bir tahsil hayat ile deerlendirmi; ilimdeki stnln, devrinin ulemasyla eitli zeminlerde yapt mnazaralarda fiilen ispatlamtr. Bu meziyetleriyle ilim evresine kendisini kabul ettirerek, "Bedizzaman", yani "an esiz gzellii" lkab ile anlmaya balamtr.
Said Nurs medrese eitimiyle dini ilimlerde kazand ihtisas, eitli fenlerde yapt
tetkiklerle tamamlam; bu arada devrinin gazetelerini takip ederek lkedeki ve dnyadaki gelimelerle ilgilenmitir. Dier taraftan, doup byd ark topraklarnn sknt ve
problemlerini bizzat yaayarak gren Said Nurs, en zarur ihtiyacn eitim olduu kanaatine varm; bunun iin de arkta din ve fen ilimlerinin birlikte okutulaca bir niversite
kurulmasn temin iin yardm istemek maksadyla 1907'de stanbul'a gelmitir. stanbul'da da ilim dnyasna kendisini ksa srede kabul ettiren Bedizzaman, eitli gazetelerde
yazd makalelerle, o gnlerde Osmanly ve stanbul'u alkalayan hrriyet ve merutiyet
tartmalarna katlm; merutiyete slam namna sahip kmtr. 1909'da meydana gelen
31 Mart Olaynda yattrc bir rol oynam; buna ramen, haksz ithamlarla Skynetim
Mahkemesine karlm, ancak beraat etmitir. Bu hadiseden sonra stanbul'dan ayrlarak
arka geri dnmtr.
Birinci Dnya Savann balad gnlerde Van'da bulunan Bedizzaman, talebeleriyle
birlikte gnll milis alaylar tekil ederek cepheye komutur. Vatan mdafaasnda byk hizmeti gemi; savata birok talebesi ehit olmu; kendisi de Bitlis mdafaas srasnda yaralanarak esir dmtr. Yaklak yl Rusya'da esaret hayat yaadktan sonra
Varova, Viyana ve Sofya yoluyla stanbul'a dnmtr.
stanbul'da devlet ricalinin ve ilim evrelerinin byk tevecchyle karlanm; Dr'lHikmeti'l slamiye zlna tayin edilmitir. Bu devrede, resm vazifesinden ald maala kendi kitaplarn bastran ve bunlar parasz datan Bedizzaman, stanbul'un igli srasnda nerettii Hutuvt- Sitte adl brorle igal kuvvetlerinin plnlarn bozmutur.
Keza, igalcilerin basks altnda verilen ve Anadolu'daki kuv-y milliye hareketini "isyan" olarak vasflandran eyhlislm fetvasna kar, mukabil bir fetva vererek mill kurtulu hareketinin meruiyetini iln etmitir. Bu hizmetleri Anadolu'da kurulan Millet
Meclisi'nin takdirini kazanm ve Bedizzaman bizzat Mustafa Kemal tarafndan srarla
Ankara'ya davet edilmitir.
Bu mkerrer davetler neticesinde 1922 sonlarnda Ankara'ya gelmi ve Meclis'te resm bir
"homed" merasimiyle karlanmtr. Ankara'da kald gnlerde, yeni kurulan devlete
hkim olan kadronun dine bak tarznn menfi olduunu grnce, on maddelik bir beyanname hazrlayarak Meclis zlarna datmtr. Bu beyannamede yeni inklbn mimarlarn slam eirine sahip kmaya arm; akabinde Mustafa Kemal'le bir ka grmesi olmutur. Kendisine ark umum vaizlii, milletvekillii ve Diyanet zl teklif
edilmi; ancak Bedizzaman bu teklifleri kabul etmeyerek Van'a dnmtr.
O sralarda kan eyh Said hdisesiyle hi bir ilgisi olmad, hatta hdise ncesinde
kendisinden destek isteyen eyh Said'i bu niyetinden vazgeirmeye alt halde,
Bedizzaman hdise sonrasnda, Van'da ikamet ettii uzlethanesinden alnarak Burdur'a,
oradan da Isparta'nn Barla nahiyesine gtrlmtr. Burada "manev cihad" hizmetini
balatm, birbiri ardna telif ettii eserlerde iman esaslarn terennm etmitir. Bu eserler,
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 545

imann tehlikede hisseden halkn byk tevecch ve rabetine mazhar olmu; elden ele
dolaarak hzla yaylmtr. O dnemde elle yazlarak oaltlan eserlerin toplam tiraj
600.000'i bulmutur. Balatt hizmetin halka mal olmas, devrin idarecilerini rahatsz ettiinden 1935'te Eskiehir, 1943'de Afyon, 1952'de de stanbul mahkemelerine karlmtr. Bunlardan bir netice alnamad halde Bedizzaman yine serbest braklmam, Kastamonu, Emirda ve Isparta'da sk gzetim ve takip altnda yaamaya mecbur braklmtr.
mrnn son gnlerine kadar keyf muamele ve eziyetlerden kurtulamayan
Bedizzaman, buna ramen, iman hizmetini byk bir kararllkla devam ettirmi; o zor
artlar altnda telif ettii yaklak 6000 sayfalk Risle-i Nur Klliyat'n tamamlamaya ve
yaymaya muvaffak olmutur. Kur'n' bu asrn idrakine uygun bir slupla izah eden ve
ou vehb olarak kaleme alnan bu eserler, onun ileli hayatn en gzel meyvesidir.
Bedizzaman Said Nursini hayat ve eserleri iin bk. erif Mardin, Bedizzaman Said Nurs
Olay: Modern Trkiyede Din ve Toplumsal Deiim, letiim Yaynlar, stanbul 1990; Selahattin Yaar, Bedizzaman Kimdir?, Genlik Yaynlar, stanbul 1994; Bedizzaman Said
Nursi ve Anadolu man Hareketi, Zekeriya Kitap, Kuzucular Ofset, Konya 1998; Safa
Mrsel, Bedizzaman Said Nurs ve Devlet Felsefesi, Yeni Asya Yaynlar, stanbul 1980; Bilinmeyen Taraflaryla Bedizzaman Said Nurs, Necmettin ahiner, Yeni Asya Yaynlar, stanbul 1991; Abdlkadir Badll, Bedizzaman Said-i Nurs-Mufassal Tarihe-i Hayat-I-III,
Tima Yaynlar, stanbul 1990.
slam dnce ve tasavvuf tarihinde nemli bir yeri olan Muhyiddin bnl-Arab,
560/1165 ylnda Endls'n gneydousunda bulunan Tdmir'in baehri Mrsiye'de
sevilen ve hrmet edilen bir ailenin evlad olarak dnyaya gelmitir. Babas Ali Bin Muhammed, Abbasi Halifesinin kumandanlarndan ve ayn zamanda nl filozof bn
Rd'n yakn arkadalarndandr. Annesi Nur'un da Ensar soyundan gelen bir kadn olduu rivayet edilmektedir. bn Arab olarak tannmakta olup, knyesi Muhyiddin Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arab et-Tai el-Hatimi eklindedir. Tasavvuftaki otoritesine istinaden "eyh'l-Ekber", dini ilimlerdeki vukufiyeti ve mcceddidliinden dolay
da "Muhyiddin" lkaplaryla anlmaktadr.
Mtedeyyin bir ailenin mensubu olan bn Arab, sekiz yana gelinceye kadar Mrsiye'de
kalm, daha sonra ailesi ile birlikte Endls'n baehri olan biliye'ye g etmitir. Endls idaresi o sralarda ilim ve irfana ok nem verdiinden, baehir nemli bir kltr
merkezi haline gelmiti. Bylece buraya gelmi bulunan lim ve filozoflardan istifade etme imknn bulmutur. Bulu ana gelinceye kadar bu ortamdan istifade ettikten sonra
inziva hayat yaamaya balamtr. bn Arab, inzivaya ekilmesini manevi bir iarete
balar.
bn Arab, ilk Kur'an derslerini tarikat mensubu olan Ebu Abdullah el-Hayyat adl kiiden
almtr. Manevi lemde Peygamber Efendimizin(s) kendisine, "Bana smsk tutun, kurtulursun" buyruu zerine hadis ilmine arlk vermeye balam, birok hadis liminden
ders almtr. Uzun bir sre zahiri ilimlerle uratktan sonra manevi ilimlere arlk vermeye balamtr. Yirmi alt yalarndayken Sebte, Fas, Tilimsan ve Tunus'a giderek buralardaki tasavvuf erbab kiilerle grmtr. ki yl sonra tekrar biliye'ye dnmtr.
Dier yandan bir ka kez gittii Fas'ta yaklak drt yl kalmtr.
1200 tarihinde Mekke'ye giderek ilk defa hac farizasn yerine getirdikten sonra geri dnmtr. Daha sonra tekrar hac iin Mekke'ye uzun bir yolculuktan sonra ulam ve yol
gzerghndaki baz kabirleri ziyaret etmitir. Mekke'ye vardktan sonra da uzun bir sre
burada kalm, Ftht'l-Mekkiyye adl eserini ilk defa burada kaleme almaya balamtr.
Buradan ayrldktan sonra Badat ve Musul'a gitmi, burada yaklak bir yl kaldktan
sonra Urfa, Diyarbakr, Sivas ve Malatya'y ziyaret etmitir. Msr'dan sonra Anadolu'ya
geen bn Arabnin, Konya'da karlat Sadreddin Konevi doudaki en nemli mridi
olmutur. Konevi'nin annesi ile evlenen nl dnr bir sre bu kentte yaamtr.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

546 | Dr. Hseyin KURT

1240) hakknda yazdklarna ve onun vahdet-i vcud gryle ilgili dncelerine gemeden nce, Risale-i Nurun tasavvuf irfan asndan ksaca deerlendirilmesi, konunun erevesinin izilmesi ve anlalmas iin faydal
olacaktr.

bn Arab, am'a gidip yerletikten sonra yine burada Hakk'n rahmetine kavumutur.
(638/1240) Kasiyun Da eteklerindeki kabristana defnedilmitir. Zamanla buralar harap
olup, trbe kaybolmusa da Yavuz Sultan Selim tarafndan tespit ettirilerek onarlm ve
yanna bir cami ile bir tekke yaptrlmtr. Daha sonraki yllarda tamir ve onarm gren
trbe halen ziyarete ak bulunmaktadr.
bn Arab, eserlerini herhangi bir mellif gibi dnp yazmadn ve eserlerinin Allah'n
bir ihsan ve ilham olduunu belirtir. Verdii bilgilerin, baz eserlerden derlenip aktarlan
trden olmadn, bakasna ait olan szleri tekrarlamadn, sadece Cenab- Hakk'n
kendisine keif yoluyla ihsan ettii bilgileri ihtiva ettiini kaydeder. Marifetullah ilimler
dairesinin merkezine alarak hareket eder. Yazd iirlerin, methiye ve hasbhallerin hangi
isim altnda olursa olsun (rmak, yer, kadn ismi vs.), hepsinin arkasnda lahi maarif olduunu dile getirir.
Dnce ve fikirleri belli bir doktrine balamak ve baz akmlarla irtibat kurmak hemen
hemen imknszdr. Onu tam olarak anlamak isteyenlere, filozoflarn kitaplarnda kaytl
bulunan hkmlerle kendisine yaklamamalarn tavsiye eder. nk, bir ok adan
kendinden nceki dnrlerle ayn grte olmad gzden kamamaktadr.
bn Arab, aratrmac-muhakkik sufilerle felsefecileri karlatrrken; sufilerin nebevi
yolunu takip ettiklerini, felsefecilerin ise kendi nazarlarna dayandklarn belirtir. Bu sebepten dolay bu iki snf arasnda fikir ayrlklarnn olmasnn normal olduunu belirtir.
Kendilerini akll zannedenlerin dini hafife aldklarn, Allah'a ibadet eden kullar kmsediklerini, kalplerini dnya sevgisi, makam-mevki hrs brdn ve dolaysyla hakikatten saptklarn ifade ettikten sonra, Allah'n da bu insanlar zelil ederek idarecilerin
kapsna ve cahillerin idaresine muhta duruma drdn szlerine ekler.
Yeryznn halifesi olarak insann grevlendirilmesini, btn mertebeler iinde Hakk'n
tecellisinin en fazla insanda kemale ulamasna balar. nsan kk bir lem olup btn
lemin z, hlasas olarak grlr. Dolaysyla arzn halifesi insandan bakas olamaz.
Kinatn yaratl insanla son bulmutur. Vcut mertebeleri insanla tamamlanm olup,
Allah'n yaratm bulunduu btn varlklar dairenin evresindeki noktalar gibidir. Vcut dairesinin merkezinde ise insan yer almaktadr.
bn Arab, lah isimleri lemin varoluunun sebebi olarak aklar. Hayat veren Allah'tr.
Hareket ettiren de O'dur. Btn eyann balangc olan Vcud-u Hakiki'de hayat bulunmasayd, eyadaki hareketin olmas iin bir sebep olmazd. Hareket eden yerde bir hareket ettiricinin olmas gerekir. Allah, ademden vcuda getirmek suretiyle eyay yaratr.
nsan idrak edemedii bir vcuttan idrak edebilecei bir vcuda karr.
bn Arab, vahdet-i vcud dncesinden hareketle, Allah'n varlnn yannda mevcutlarn sznn bile edilemeyeceini belirtmitir. Btn dikkatini Cenab- Hakk'n vcudunda toplayarak, O'ndan gayrisini adeta grmez. Nazar- dikkatini, mevcutlardaki ilahi tecellilerde younlatrr. Bu dncenin temelinde, Cenab- Hakk'n sanatlarndaki isim ve
sfatlarnn tecellilerine ynelme fikri vardr. Kinattaki gzellikte Cemalullah, yeralt ve
yerstnde bulunan en knden en byne kadar btn canllara rzklarnn gnderilmesinde Rezzak, Rahman, Rahim isimlerinin tecellilerinin grlmesi gibi...
bn Arab hakknda geni bilgi iin bk. Claude Addas, bn Arab, Kibrit-i Ahmerin Peinde,
ev. Atilla Ataman, Gelenek Yay., stanbul 2003; M. Erol Kl, bnl-Arabi, DA, stanbul, 1999, c. XX.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 547

1. Tasavvuf rfan ve Risale-i Nur


Tasavvuf, Batl yazarlar tarafndan genel olarak slm mistisizmi olarak
adlandrlr. Oysa tasavvuf sadece akln rn olan felsefenin mistik grnm deildir. Vahiy temeline sahip olan slm dininin, insan ruhundaki
ihtiyalara cevap veren hakikatlerin bireysel bir ekilde yaand, Yaratcya
ve Onun rzasna ulamann hedeflendii bir oluumdur. Evrendeki eksiksiz dzene ilgisiz kalamayan insan, evrenin gizlerini, varln zn, nesneleri ve kendisini kefetmeyi amalamtr. nsann bu aray karmza bazen
itikat/inan, sanat, macera, bazen de isyan olarak kmtr. Tasavvuf ise,
Mslman toplumlarda ruhun ihtiyalarnn farknda olan kimselerin, vahyi
temel alarak Yaratcya kavuma itiyaklarndan kaynaklanan, kendi ierisinde kurallar olan bir disiplin olarak belirmitir. Tasavvufta mistik tefekkr/dnce vardr fakat tasavvuf sadece mistisizmden ibaret deildir.
Mutasavvflar tasavvufu, kendi iinde bulunduklar hl ve makamlara
gre, deiik biimlerde tanmlamlardr.3 Tanmlarn farkl olmasnn temelinde, onlarn lhi isimlere mazhariyetleri lsnde, varlk lemine bak alarnn deiik ve farkl olmas yatmaktadr. Bununla birlikte genel
anlamda tasavvufu u ekilde tanmlayabiliriz:
Tasavvuf; Allahtan baka tm varlklarla gnlden ilgi ve ilikiyi kesmek, Kitap ve snnete tam bir ballkla Allah'n rzasna/honutluuna
3

Tasavvufun baz tanmlar u ekildedir: Tasavvuf, ilhi ahlkla ahlklanmaktr. (elKn, Istlaht, s.156) Zhiren eratin dbna vkf olup, onun zhir hikmetlerini
btnda ve btn hikmetlerini de zhirde grebilmektir. Bu iki (zhir ve btn) hikmetin
edeplerine vkf olan kimse kemle erer. (bn Arab, Ftht, c. XIII, s.162; el-Crcn, etTarft, ss.26-27) Allahn, ilh kelmn anlamak ve ilh hitbndan hkm karmak
zere, dostlarnn gnlne at bir kef ve ilham ilmidir. (et-Ts, el-Lma, s.20) Kalplerin kirlerden temizlenmesi, yaratklara kar gzel davranmak ve er konularda
Reslullaha tbi olmaktr. Mlkiyet ve varlk iddisndan uzaklaarak gklerin yaratcsna balanp, beer sfatlara esretten kurtulmaktr. (et-Ts, age, s. 27) Nefsin tm haz ve
isteklerini terketmektir. (el-Kueyr, er-Risle, s. 439; el-Hucvir, Kefl-Mahcb, terc. Sleyman Uluda, (Hakkat Bilgisi), stanbul 1982, s.117) Kitap ve snnete drt elle sarlmak,
hev, heves ve bidatlere uymamak, eyhlere hrmet etmeye byk deer vermek, yaratlan ho grmek, vird ve zikre devam etmek, ruhsat ve tevillere gre hareket etmeyi brakmaktr. (el-Kueyr, age, s. 438) Kulun her vakitte, o vakitte ilenmesi en uygun olan
amelle megul olmasdr. (Ayn eser, s. 280; es-Shreverd, Avrifl-Marif (Avrif), terc.
Hasan Kmil Ylmaz-rfan Gndz, (Tasavvufun Esaslar), stanbul 1990, s. 69) Mcerred
bir tevhd, sem anlamak, iyi geimli olmak, bakalarn tercih etmek (sr), seim yapma
yetkisini (ihtiyr) terketmek, sratli vecd, havtr kef etmek, ok sefer yapmak, kazanmay (iktisb) brakmak ve mal biriktirmeyi haram saymaktr. (el-Kelbz, et-Taarrf, s.
89) Tasavvuf kavram u eserlerden karlatrmal olarak incelenebilir: et-Ts, el-Lma,
ss. 14-27; el-Kueyr, er-Risle, ss. 279-283; el-Kelbz, et-Taarrf, ss. 89-92; el-Hucvir,
Kefl-Mahcb, ss. 111-124; es-Shreverd, Avrif, ss. 64-71.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

548 | Dr. Hseyin KURT

ulamay amalamak ve bu yce makama ermek iin kt huy ve davranlar terk ederek vlm yksek ahlka brnmek ve Allah'n iradesine tam
teslim olmaktr. Nitekim mam- Gazali tasavvufu, "kalbi Hakk'a balayp,
masiva ile ilgiyi kesmek" eklinde tarif etmitir. Daha ksa ve zl bir ifadeyle tasavvufu, dinin derun/ btn/i boyutu eklinde tanmlayabiliriz.
Tasavvuf yalnzca slma zg bir terim olmasna karn, dier semav
retilerin de btn ynlerinin bulunduu bir gerektir. Her ne kadar bu
retiler arasnda baz ortak ynler bulunsa da, slm Tasavvufunun kendine zg bir dnce sistemi ve varlk anlay vardr.
Tasavvuf ekollerinin ortak ad olan tarikat ise, tasavvufun amalad
neticeleri elde etmek iin izlenen yol ve uygulanan yntem demektir. Tasavvuf eitiminin verildii kurumlardr. Baka bir ifadeyle tarikat, tasavvuf
yoluna girenlerin (slik) kendilerine mahsus bir yolculukla (seyr) menzilleri
ap, mnev makamlarda ykselerek Allaha ulamalarnn eitimidir. 4
Mutasavvflarn tanmlamalarndan kan sonuca gre, tasavvufta Kitap
ve snnet, nafile ibadet, zikir, evrad ve nefsin baz arzularn (ar yeme,
ime, ok uyuma, dnyaya balanma ve mal toplama hrs vb.) gemlemek
ok nemli bir yere sahiptir. "Rza makamna" 5 bu prensiplere bal kalnarak ulalmak amalanmtr.
Bedizzamann Risale-i Nur6 adl eserlerine genel olarak bakldnda,
tasavvufi konulardan bahsedilmedii veya zellikle vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud gibi tasavvuf kavramlarna eletirel bir biimde yaklald dnlebilir. Oysaki Risale-i Nurlar dikkatli bir biimde ele alnp incelendiinde Said Nursnin, ilhi hakikatleri fkh ve kelam alarndan ok, derun
ve irfan boyutlaryla alglam olduu grlecektir. Szgelimi, bir tasavvuf
risalesi grnmnde olan Telvihat- Tis'a7 adl rislesinde tasavvufun ve
tarikatlarn, insan marifetullaha, srekli huzura ve kemale eritirmesi ba-

4
5

el-Kn, Istlht, s. 65; el- Crcn, et-Tarft, s. 61.


Rza, lgatte szlanmama, yaknmama, honut ve memnun olma halidir. Cneyd-i Badad, rz iradeyi ortadan kaldrmaktr derken, el-Kannd, rz kaderin ac tecellleri karsnda kalbin huzur ve skn halinde olmasdr demektedir. bn At ise rzy, slikin,
Hakkn ezel tercihinin, kendi tercihinden daha iyi olduunu kavrayarak kzmay ve ikyeti brakmas eklinde tarif etmitir. Bk. Kueyr, er-Risle, s. 421; Hucvir, Kefulmahcb, s. 219; Gazl, hy, c. III, s. 333.
Bu makaledeki Risale-i Nur kaynakl alntlar, Yeni Asya Neriyat 1994 Printed in
Germany ve Nesil Basm-Yaynn, Kaynakl ndeksli Risale-i Nur Klliyat (1-2 cilt, stanbul
1996) yaynlarndan olacaktr.
Bedizzamann Mektbt adl eserinin 29. Mektubunda, tasavvuf, tarikat, seyr u sluk
gibi konularn yer ald risalesidir.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 549

kmndan son derece ilevsel ve feyizli bir yol olduu belirtilmektedir.8


Bedizzaman bu risalesinde, tarikat ehlinin, ehl-i dalalet/sapklk topluluunun saldrs zamannda imanlarn tasavvuf retisiyle kurtardn belirtir ve Snnet izgisi zere olan tarikatlarn hasent/iyiliklerinin
seyyit/ktlklerine rcih/stn olduundan dolay takdire lyk olduklarn syler.9
Said Nursi'nin tarikat ehli hakknda syledii u szleri de olduka
nemli ve anlamldr: "Adi bir samimi ehl-i tarikat, suri, zahiri bir mtefenninden daha ziyade kendini muhafaza eder. O zevk-i tarikat vastasyla ve o
muhabbet-i evliya cihetiyle imann kurtarr."10 Buradan da anlald gibi,
herhangi bir tarikat ehli, eer samimi/iten ise, hayatn olumsuzluklar ve
eytann hilelerine kar, bilimle ve fenle ilgilenen bir kimseden daha iyi bir
ekilde kendini korur. Tarikat ehli kimseler, tarikattaki sohbet, zikir ve vird
gibi insana evk veren vastalar yoluyla ve evliyaya duyduu muhabbetle
imann glendirir.
Risale-i Nurun tasavvufi irfan geleneine daha yakn durduunun bir
baka belirtisi de, kulland stlahlardr. Eserler kavramsal bakmdan incelendiinde, Bedizzamann, baz grlerine itiraz erhleri dse de, bn
Arabnin kavramsal szlnn bir benzerini kulland grlecektir. Eserlerinin Kurandan ve Onun hazinelerinden geldiini syleyen bn Arab
gibi, Bedizzaman da, Risale-i Nurun, Kurann manevi bir mucizesi olduunu ifade eder. Onun tefekkr ve szl tmyle Kurandan ve Onun
zenginliindendir. Zaten mrnn yarya yakn blmnde yannda
Kurandan baka bir kitap bulundurmamtr.
Bedizzaman, yetl-Kbra11 adl risalesinde, Mirc- Ahmednin(s)
glgesinde, kendi ifadesiyle akl, kalb ve hayal bir seyahat gerekletirmi,
bu mirc- imanisinin meyvesini ad geen eserde beyan etmitir. yetlKbrada Bedizzaman, kendisini, kinattan Hlkn soran bir seyyah olarak
niteler ve bu gezinin Zta kadar ulatn belirtir. Eserin birinci makam,
urc/ykseliin rndr. On dokuz mertebe ve basamaktan karak,
gaibne bir marifetten, hazrne ve muhatabne bir makama eriir. kinci
makam ise, tevhid burhanlarnn eitli menzillere uranlarak aktarld
srecin meyvelerini saklar. Bedizzaman, inite kullanlan menzil terimi8
9
10
11

Bedizzaman, Mektbt, s. 429.


Ayn eser, s. 430.
Ayn eser, s. 431.
Bedizzamann ualar adl eserinde (7. ua), Zta doru yapt manevi yolculuu (seyr
u slk), kendi dilinden anlatt risalesidir.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

550 | Dr. Hseyin KURT

ni, bn Arabnin kulland anlamda ele alr: Allahn kmil kuluna doru
indii, insann Allaha doru gittii yer. Bedizzaman, Yaratcyla gerekleen bu karlamada, birinci makamda, ykselirken mazhar olduu
mhedeleri, bizzat ehdet olarak Ona ve mahlkata arz etmektedir.12
Bedizzamana gre Hz. Peygamberin(s) mirac, kmil velilere rnek
olmutur. Onun glgesinde gerekleen seyr-i sluklar, manevi geziler ve
seyahatler, kmil velilerin tahkik ehli olmalarn salamtr. Bedizzaman,
kelam ve fkh damarndan beslendii kadar, belki ondan daha fazla irfan
gelenekten beslenmitir. O, ah- Geylan (Abdlkadir Geylan) iin kudsi
stadm ifadesini kullanr. mam- Rabbaninin Mektubat adl eseri, kinci
Said evresine gemesinde etkili olmutur. Hz. Aliden (ra) bizzat ders aldn birok yerde belirtir. bn Arabyi ulum- slmiyyenin mucizesi diye
niteler. Mevlna Celaleddin iin, yerde iken ar seyreden< ifadesini kullanr.
O, Kur'an ve Snnetten beslenen tm tasavvuf ekollerine ok hrmetli
bir tavr taknm olsa da, onlardan hibirini temsil etmemektedir. Onun iin
nemli olan, ister istemez belirli bir tasavvuf tarikine girmek deil; bundan
ziyade, hakikatlere erimektir. O bu hususu, mam- Rabban ve Mceddid-i
Elf-i Sni olarak bilinen - onun ayrca Nakibend tarikatnn kahraman ve
gnei diye tarif ettii - eyh Ahmed Sirhind'nin (971/1563-1034/1624) en
dikkate deer szlerinden birini iktibas ederek temellendirmitir:
"Hakaik- imaniyeden bir tek meselenin inkiaf ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kermta mreccahtr."13 Ayn zamanda Nurs, yine
Sirhind tarafndan belirtilmi olan u gerei de teslim eder: "Hem btn
tarikatlarn gayesi ve neticesi, hakaik- imaniyenin inkiaf ve vuzuhudur."14

Bedizzamana gre tasavvuf, tarikat, velyet ve seyr u slk/manev


yolculuk, genel kabul grm kavramlardr. Bunlardan her biri kendi iinde,
sezgi ve ilhama mazhar olan kef ehli mutasavvflarn eserlerinde geni bir
ekilde tarif edilen kuds bir hakikati barndrmaktadr. Onun kendine zg
tanmlamasyla, tasavvuf ve tarikat, "ulv bir srr- insan" ve bir "kemal-i
beer"dir; onun balca hedefi ve maksad marifet'tir. Hz. Muhammed (s)in
mircnn glgesinde, kalb ayayla bir manev yolculuk (seyr-i slk-u
ruhan) neticesinde, zevk (sezgisel), hal (fiil), ve bir derece uhud olarak

12
13
14

Bu konunun devam ve ayrntlar iin bk. Bedizzaman, ualar, s. 98 vd.


Bedizzaman, Mektbat, s. 355.
Ayn eser, s. 355.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 551

imann ve Kur'an'n hakikatlerine mazhariyettir.15 Baka bir deyile, tasavvuf; insan, en sonunda Kur'an'da beyan edilen hakikatlerin tecellisine ulatran uzun bir manev yolda seyahat ettirerek kemale ulatrmay hedefler.
Bu seyahat, Nurs'nin tarif ettii zere, "kinatn hadsiz hakikatinin tecellisinin ekirdei ve merkezi" olan kalb vastasyla gerekleir. Bir anlamda insan, kinattaki her eyi iinde barndran bir indeks" (fihriste-i cmia) yapan kalbdir. "Mikrokozmos" (lem-i sair) kavramn artran "fihriste-i
cmia," tasavvuf ehli arasnda yaygn bir ekilde kullanlan ve esasen Hz.
Ali (ra)ye atfedilen bir kavramdr. Nursye gre, o kalbin Ftr, insann
kalbini ilettirmesini ve bilkuvve tavrdan bilfiil vaziyetine karmasn ister.
O yle irade ettii iin, kalbin, akl gibi, manev seyahat esnasnda ancak
Allah' anma (zikr-i ilh) vastas olarak ilettirilmesi gerekmektedir; t ki,
iman hakikatlerine tevecch etsin (mazhar olabilsin). 16
Bedizzaman, kalbin bu yolda ilerleyebilmesi iin, Allah' zikretmenin
yan sra tefekkrn de bulunmas gerektiini syler. Onun iin, bu iki unsur, manev (ruhan) terakkinin anahtarlardr. nk zikir ve tefekkr,
hiret iin tadklar snrsz faydalarndan baka, dnyada huzura kavumann da kaynadrlar. Yine, toplum hayatnn dadaasndan ve ar yklerinden bunalan, bu yzden cra kelerde yalnz bir hayat yaamak isteyen insanlara ezel bir teselli ve nsiyet kazandrr. ehir veya cemaat hayat
iindeki sosyal toplantlar bile sonsuza dek srecek bir nsiyet, dostluk ve
teselli veremez, ancak geici bir avunma temin edebilir. O halde, bu arzu ve
tercih edilmeyen artlar dahilinde yaayan insanlar, hakiki teselliyi, ciddi
nsiyet ve alkay, gerek zevki, Allah' zikir ve tefekkrde bulurlar. Bylece, yalnz olmadklarn, Allah'n her yerde hzr olduunu ve hayatn yalnz
Allah'a iman ve marifetle anlaml olduunu gerekten anlarlar.
Nbvvetle velyet arasnda asl bir ba vardr; biri dierinin mtemmimi/ tamamlaycs olarak gzkmektedir. Nurs'ye gre, "Velyet, bir hccet-i risalettir; tarikat bir brhan- eriattr."17 Velyet, nbvvet tarafndan
tebli olunan srlar ykl iman hakikatlerini, kalbin tefekkr ve ruhun
sezgisi vastasyla aynelyakn derecesinde idrak etmekle kalmaz, hepsini
tasdik de eder. Yine velyet ve tarikat, nbvvetin ve eriatn bir delili ve
hccetidir. slm'n kemal srrn ve onun nurlarna ulatran vastalar sunarlar. Her ikisi de insanlk iin terakki kayna (maden-i terakkiyat) ve feyz

15
16
17

Ayn eser, s. 443.


Ayn eser, s. 443.
Bedizzaman, Mektbt, s. 444.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

552 | Dr. Hseyin KURT

pnarnn badrlar (medar- tefeyyzat).18 Tarikat, mhim ve ulv deerlerinden ve manev sonularndan baka, slm lemi ierisinde uhuvvet ve
kardeliin glendirilmesinin en etkili vastas olarak hizmet grmektedir.
Daha sonra Bedizzaman, tasavvufun daha derun boyutlarn ve psikolojik mertebelerini tahlil eder. En bata, tasavvuf tarikindeki bir manev seyahate girimenin ok srlar ykl ve ok kymetli olmakla beraber ok dar
ve tehlikeli olduunu kaydeder. Onun bu hadsiz zorluklarndan dolay, o
yolda slk edenler bazen boulur, bazen zararl der, bazen dner bakalarn yoldan karr. nk bu yol, uzun, dar ve birok tehlikeler ykl bir
yoldur.
Bedizzamann slm'a dair topyekn kavray iinde, tasavvuf nc sray alr. Eer sralamay belirtmek gerekiyorsa, ilki Kur'an ve ikinci
olarak Peygamberin Snnetinden sonra gelir. Tasavvufa veya tarikata girmeden nce, insan kendini ebed saadete ulatracak yegne yol olan iman
asndan emniyet ve muhafaza altna almaldr. yle ki, ona gre, eyh
Abdlkdir-i Geyln (470/1077561/1166)19, h- Nakibend20, (791/1389) ve
mam- Rabban gibi byk sufi stadlar eer bugn yayor olsaydlar, tm
gayretlerini ve almalarn iman hakikatlerinin ve slm esaslarnn tahkim
ve takviyesine sarfedeceklerdi. nk ebed saadetin kayna ve medar
onlardr. Tasavvuf tarikine girmeksizin cennete giden saysz insan olduu
halde, imansz cennete giren yoktur. Bu noktada tasavvuf, insann o olmadan da yaayabilecei bir meyve hkmnde olduu halde, iman, insann
onsuz asla yaayamayaca temel bir gda olan ekmek gibidir. 21 Eskiden, bir
insan krk gnlk, hatta bazen krk yllk bir seyr-i ruhan ile ancak iman
hakikatlerine vasl olabilirken, imdi, Allah'n rahmetiyle insan bu hakikatlere krk dakikada eritiren bir yol varsa, ona kar lkayd kalmamak gerekmektedir.22 Kendisinin tasavvuf dersi verip vermedii sorusunun sorulduu baka bir yerde Bedizzaman u ekilde cevap vermektedir: "Zarur ve
elzem olan slm'dr; zaman tarikat zaman deil."23 Bu balamda, tasavvuf
dersi veriyor ve bir tarikat kuruyor olmakla itham edildiinde, daima hakikat ve imanla alkadar olduu cevabn vermesi de zikredilebilir. 24
18
19
20
21
22
23
24

Ayn eser, s. 445.


Gavs- A'zam olarak bilinir, Kdir tarikatnn kurucusudur.
Muhammed Bahaddin Nakibend, Nakbend tarikatnn kurucusudur.
Bedizzaman, Mektbt, s. 41.
Ayn eser, s. 84.
Ayn eser, s. 85.
Eskiehir mahkemesindeki mdafaas onun "tarikat eitimi" verme niyeti tamadn,

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 553

Bedizzamana gre, her hak yol, er veya ge Kadr-i Mutlak olan Allah'a ulatrr ve tm gerek ve hak yollar, Allah'a ulatrma noktasndaki
seyrinin uzunluu veya ksal bir yana, niha olarak Kur'an'dan karlmtr. Bu, bir yolun, usuln ve iradn Kur'an'dan almas lsnde hak ve
kabule mazhar olduu anlamna gelecektir. Nurs'nin kendi yolunu ilgilendirdii cihetten baklrsa, bu yolun btn vastalar Kur'an'a dayaldr ve bu
yol dierlerine gre nisbeten ksa ve daha selametlidir. Onun yolu, drt terakki mertebesini ihtiva eder: Balang noktas olarak acz vardr. Ardndan, fakra ve efkate dair iki ara mertebeden geilir. Son olarak, tefekkr ile zirveye eriilir. Her mertebe, Allah'n ayr bir isim ve sfatna, ayr
bir vechine eritiren bamsz bir yol olarak da mtalaa edilmitir. Mesel,
acz onun her eyi kuatan muhabbetine; fakr, kll rahmetine; efkat, Onun
mutlak efkatine; tefekkr de her eyi kapsayan hikmetine eritirir.
Bedizzamana gre, slik, Kur'an'n u mehur "Allah'n vechi hari
her ey helka gidicidir"25 yetinde sakl bulunan hikmeti tam olarak kavramaya balaynca yolculuunu tamamlar. Bu ok derin anlamlar ykl
yetin tam olarak anlalmas, insan eyann zahirine bakp aldanmaktan
kurtaracak ve bylece onun eyay asl vecihleri ve hakikatleriyle grmesi
kolaylaacaktr. Dier bir deyile, bir ey, onun bildirdii zere, iki veheye
sahiptir. Biri kendine bakan yn mn-y ism vehesi, dieri o eyin
Yaratcsna bakan yn olan mn-y harfdir. lk vehesinde, o ey fanidir, mefkuddur, hdistir ve mdumdur. Fakat ikinci vehesinde, Allah'n
isimlerini yanstan bir ayna gibidir. Bu anlamda, hem bir hid, hem de
hid olunan, yani mehuddur. Ayn zamanda hem vcud sahibidir
(mevcud), hem de vcud sahibi olduunun farkndadr (vcid).26 Bu mertebede bir kii enaniyetini tamamen brakacak ve dolaysyla tm mevcudat
Allah'a izafe etmeye muktedir olacaktr. Bunun yan sra, son olarak unu
grecektir: Vcudu Kendinden olan Zt- Vcib'l-Vcud'un isimlerinin
tecellisine bir ayna olduu lde, sonsuz bir vcud kazanmaktadr. 27

25
26
27

fakat dorudan hakikatin talimini hedeflediini ak bir biimde gsterecektir. Bk. kran
Vahide, The Author of the Risale-i Nur: Bediuzzaman Said Nursi, stanbul, Szler
Publications, 1992, s. 240.
el-Kasas, 28/88.
Ayn Kur'an yetine dayanarak eyann benzer bir ikili ayrma tbi tutulmas iin, bk.
Gazal, Miktu'l-Envr, ed. Eb Al el-Afif, Kahire: Dru'l-Kavmiyye, 1964, ss. 55-56.
Bu fikir insan, "Allah'n kinattaki tecellisinin asl medar" olarak kabul eden ve burada
Bedizzamann yapt gibi, beli bir ekilde "Cenb- Hakkn halifesi olan insan, sreten
hdis, esasen ezeldir" diye ilan eden bn Arab'ye kadar geri gtrlebilir. Ayrntl bilgi
iin bk. bn Arab, Fussu'l-Hikem, ed. Eb Al el-Afif, Dru'l-Kitbi'l-Arab, Beyrut:1946,
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

554 | Dr. Hseyin KURT

zetlemek gerekirse, bizatihi Bedizzamann izdii ve yrd yol,


yukarda ksaca ana hatlaryla sunulduu gibi, tamamen Kur'n'a dayanr ve
tasavvuf tarikatlarna nispetle daha ksa, daha geni, daha selametli ve daha
evrenseldir. Bu yol ksadr, nk yalnzca drt mertebeden olumaktadr.
Daha selametlidir, nk vecd halinde sylenen lsz szlere (atahat) ve
ifadelere asla ak kap brakmaz. Bu yolla, kusurunu, fakrn ve eksikliinin
idrakinde olan nefis, onun iin konulmu snrlarn tesine gemeye kalkamaz.28
Bedizzamann genel olarak tasavvuf ve tarikatlar konusundaki dncelerini bu ekilde zetledikten sonra, onun Muhyiddin bnl-Arab ile
aralarndaki baz ortak ynleri ve onun hakkndaki grlerini serdetmek
istiyoruz.
2. bn Arab le Bedizzaman Arasndaki Baz Ortak Ynler
bn Arab, kendisinden sonra gelen pek ok arif gibi Bedizzaman da etkilemitir. Risale-i Nurda bn Arab isim olarak birok yerde geer.
Bedizzaman gerek vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud, gerekse tasavvufi
irfann dier meselelerine ilikin grlerini aklarken, ona atflarda bulunur. bn Arab, kitaplarnn tmnn Kurandan ve Onun hazinelerinden
alndn beyan etmektedir. Bedizzaman da eserlerinde benzer beyanlarda
bulunmu; eserinin, ne Dounun ne de Batnn mktesebat ve felsefesinden
gelmediini, dorudan Kurann arndan alndn ifade etmitir.
Risale-i Nur Klliyatnda, Bedizzamann kendisinden istifade ettii,
severek okuduu, alnt yapt arifler arasnda Ekberi gelenee mensup ok
sayda isim zikredilmitir. Bunlar arasnda Molla Cami n srada gelir. Risale-i Nurda adlar geen, Bedizzamann kaynaklar arasnda bulunan
sufilerden bazlarn yle sralayabiliriz: yevsl-Karani, Hasan Basr, Biri Haf, Cneyd-i Badad, Abdlkadir Geylan, ah- Nakibend, mam-
Rabban, bn Arab, Seyyid Ahmed-i Bedev, Ahmed-i Rufa, Ebu Yezid-i
Bistam, Ebul-Hasan- zil, brahim Ethem, Hatem-i T, mam aran,
smail Hakk Bursev, Mevlna Celaleddin Rum, Mevlna Cm (Molla
Cm), Niyazi-i Msr, Necmeddin-i Kbra, Nasruddin-i Ts, Sadreddin
Konev, Abdlkerim Cl, Fuzli-i Badad, brahim Hakk Erzurum, Mevlna Hlid-i Badad, Ahmed-i Cizr, Seyyid Sbatullah, Alvarl Hoca Mu-

28

s. 50 vd.
Bedizzaman, Mektbt, s. 460.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 555

hammed Efendi, vd<


Burada Risale-i Nurda geen tasavvuf stlahlarndan baz rnekler
vermemiz yerinde olacaktr: Abadile-i Seba, acz, rif, akl- evvel, lem-i melekt, lem-i misl, lem-i berzah, lem-i gayb, lem-i ahadet, akrebiyyet,
aktb, asfiya, ak, aynelyakin, yan makam, btn, berzah, ceberrut, cevher,
cezbe, cilve, ile, devir, du, enfs, edep, ehadiyyet, tecell, makam, mertebe,
menzil, muhabbet, mhede, vka, rya, fakr, fenfillah, feyz, hayal, havf,
rec, hikmet, vahdet, hev, himmet, ihls, inyet, ikram, keramet, ilham,
imam- mbin, kitab- mbin, uhd iman, tarikat, insan- kmil, irad,
mrid, sekr, itiyak, kalp, ayna, zikr, marifet, kurbiyyet, tayy- mekan, bast zaman, feth, kef, mirc, seyr u slk, muhabbetullah, tasfiye-i kalp, tezkiye-i nefs, nuraniyyet, rza makam, tefekkr, seyr-i enfs, seyr-i ruhan,
evk, takv, zhd, tevbe, tecell, tahakkuk, tevekkl, tevhid, vird, urc, nsiyet, huzur, hu, velyet, vcud, yakn vs<
Bedizzamann bir bakma manevi miracnn rn ve tan olan ualar adl eserindeki Ayetl-Kbra Risalesi, geleneksel sfi szlnn kullanld, tasavvufi stlahlarn ska getii, Zta yaplan yolculuun nihayetinden sonra, menzillere urayarak yeniden varl okumak zere ikinci bir
gezinin gerekletii, son derece ilgi ekici bir metindir. 29
bn Arab ile Bedizzamann felsefeye baklar da olduka yakndr.
Buna gre filozofun ilmi, klliyen btl deildir. Akl insan nihi bir yakne
ulatramaz. Hakikati idrak eden ise kalptir. eyh-i Ekberle Bedizzaman
arasndaki bir baka benzerlik, ikisinin de son derece merhametli ve efkatli
oluudur. eyh-i Ekber, Elhamdlillah intikam ve cezay sevenlerden deilim. Allah beni rahmet zere yaratt. Ve, Biz seni lemlere rahmet olarak
gnderdik buyurduu Ztn(s) rahmetinin varisi kld der. Bedizzaman
ise, kendisine otuz sekiz yl boyunca sistemli bir ekilde zulmedenlere beddua bile etmekten ekinmi, onlarn slahn dilemi, onlar yznden ocuklarnn ve yaknlarnn zarar grmesini, efkat mesleine aykr telakki etmitir.
bn Arabnin eserleri, lh ve beer lemlerin srlarnn kapsaml bir
toplamn sunarken, Bedizzaman eserleri iin, kinatn tlsm- mulkn
ve muammasn kefeden ifadesini kullanr. bn Arab, kemal zere olanlar, ancak zhir ve btn birletirenlerdir derken, Bedizzaman da, yorum
tarznda orta yolu tercih eder. ki arifin ortak olduu bir baka konu, ebced
ve cifir hesab ve baz surelerin giriinde yer alan hurf- makattaann yo29

Bk. Bedizzaman, ualar, ss. 98-160.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

556 | Dr. Hseyin KURT

rumu meselesidir. bn Arab gibi Bedizzaman da, selefilerin iddetle reddettii ebced ve cifir hesabna eserlerinde yer verir ve lahi birer ifre olan
mukataa harflerinin, baz marifet ehli tarafndan zlebileceini belirtir. 30
bn Arabye gre, eriat bu dnyada daima geerli kalr ve insann kemale ulamas da ancak onunla mmkndr. O, eriatn, hakikatin rts
ya da sembol olmadn, bizzat hakikatin kendisi olduunu belirtir.
Bedizzaman da ayn grtedir. eyh-i Ekber, Kitabul-Abadile adl eserinde,
lemdeki her bir hakikatin bizi lahi hakikate ynelten bir iaret olduunu
syler. Ona gre, lemdeki her hakikat, ancak iaret ettii bu lahi hakikate
dayanarak var olur. Nihayetine ulatnda da, yine ona dner. Allah
Kuranda lemi zikrettiinde, onu hangi isme izafe ediyorsa ona dikkat
etmek gerekir. Bylece hangi lemden sz edildiini anlamak mmkndr.
Bedizzaman ise, her varln bir kelime-yi Rabbaniye olduunu syler.
Varla mn-y ism ile deil, mn-y harf, yani iaret ettii yn itibariyle
bakmak gerektiini belirtir. Varlklar, ayn zamanda yt- tekviniyye olarak niteler. Her varln, bin bir dille Allah tesbih ettiini, bu anlamda bir
yet, bir iaret olduunu syler. bn Arabye gre lem, lhi isimlerin inkiafdr. Bedizzamana gre de kinat, Esm-i lhiyyenin
tecellighdr.
Grlyor ki, bn Arab ve Bedizzamann dnceleri birok noktada
birlemektedir.
3. Bedizzamana Gre Muhyiddin bnl-Arab
Risale-i Nurun birok yerinde bn Arab, ya isim olarak gemi veya onun
fikirleri zerinde durulmutur. Onun hakkndaki blmlerde genel olarak
vc ifadeler kullanlmtr. Bedizzaman, Lemalar adl eserinde, bn Arab
iin ulm- slamiyyenin bir mucizesi tabirini kullanr. Mustafa Sabri ile
Musa Bekufun dncelerini deerlendirmesini isteyen bir talebesine yle
cevap verir: Birisi ifrat etmi, dieri tefrit ediyor. Mustafa Sabri, geri
mdafaatnda Musa Bekufa nisbeten hakldr; fakat Muhyiddin gibi ulm-
slamiyyenin bir mucizesi olan zat tezyifte hakszdr.31
Dokuzuncu Lemada yine bir talebesinin sorusuna verdii cevapta yle der:
Senin ikinci sualinin hlasas; Muhyiddin-i Arab demi: Ruhun
30
31

Bedizzaman, aratl-caz, ss. 36-39.


Bedizzaman, Kaynakl ndeksli Risale-i Nur Klliyat, 1. cilt, s. 740.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 557

mahlukiyeti, inkiafndan ibarettir. O sual ile, benim gibi zayf bir biareyi, Muhyiddin-i Arabi gibi mthi bir harika-y hakikat, bir dahiye-yi ilm-i
esrara kar mbarezeye mecbur ediyorsun. Fakat madem, nsus-
Kurana istinaden bahse girieceim; ben sinek olsam o kartaldan daha
yksek uabilirim.32

Bedizzaman, konuya ilikin yorumuna yle devam eder:


Ruh, mahiyeti itibariyle emri bir kanundur (emr-i Rabbi). Harici vcut
giydirilmi bir namus- zhayattr. Hazret-i Muhyiddin, yalnz mahiyeti
noktasnda dnmtr. Vahdetl-vcud merebince, eylerin varln
hayal grmektedir. O zat, harika keif ve mahedeleriyle, mhim bir
merep sahibi ve mstakil bir meslei setiinden, yetleri, merebine ve
mehudatna uygulamaktadr. O kudsi zatn kendisine zg bir makam
var, makbuldr. Fakat kimi keiflerinde snrlar tam, muhakkiklerin
ouna aykr dm ve dnmtr. Meseleye bu sr asndan bakmak gerekir. O zat, yksek ve harika bir kutup, bir ferd-i devrandr. Zamann manevi bakmdan ekim kutbu ve ann efrad arasndadr. eyhi Ekber, bylesine harikulade niteliklere sahip olmasna ramen, birok
lim ve tahkik ehli, eserlerine eletirel bakm, hatta rencilerinin, mritlerinin okumasn yasaklamlardr.33

Bedizzaman, karde ruhlarn, arada zaman ve mekn engelini ap


grmeleri hususunu aklarken; kmil velayete ulam olan Muhyiddin-i
Arab gibi zatlarn, diledii zaman, diledii temiz ruhla grebileceini
ve temiz ruhlar da onunla mlki olabileceini syler. Bu zevatn, gelecee
ilikin gaybi ihbarlarda da bulunabileceini ifade eder:
u ksm ihbaratn ok enva var. Birinci ksm, ehl-i kef ve velayete
mahsustur. Mesela Muhyiddin Arab, Bakara sresinde ok ihbarat-
gaybiye bulmutur. mam- Rabbani, srelerin bandaki mukattaatla ok
muamelat- gaybiyenin iaretlerini ve ihbaratn grmtr.34

bn Arabye Risale-i Nurun birok yerinde atflar yaplr. Bunlardan biri


de Otuz nc Szde geer. Burada Bedizzaman, tevhidin bir konuan
delili olarak Hz. Muhammedin(s), rislet ve velyet ynleriyle, kendisinden
nceki nebilerin tevatrle icmlarn ve sonraki vel ve muhakkiklerin tevatrlerini ieren bir kuvvetle, tm hayatnda btn gcyle Allahn birliini
ilan ettiini syler. slam lemi gibi, geni, parlak ve nurani bir pencereyi
marifetullaha am olduunu belirtir ve yle der:

32
33
34

Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, 1, s. 597.


Ayn eser, 1, s. 598.
Ayn eser, 1, s. 181.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

558 | Dr. Hseyin KURT

mam- Gazali, mam- Rabbani, Muhyiddin-i Arab ve Abdlkadir-i


Geyln gibi milyonlar muhakkikin-i asfiya ve sddkn, o pencereden bakyorlar ve gsteriyorlar.35

Beinci Mektupta Bedizzaman, kendisinin daha ok mam- Rabbn


damarna yakn durduunu syler. Onun, Btn tariklerin nokta-y mntehas, hakik-i imaniyenin vuzuh ve inkiafdr yorumundan hareketle, bu
damarn iman hakikatlerinin idraki ve yaanmas hususunda, bir tr orta
yolu setiini ima etmektedir. Onlarn kendi anda gelmeleri halinde,
Risale-i Nurun dilini ve mesleini ihtiyar edeceklerini, bu zamann, bylesi
bir dili gerekli kldn sylemektedir. Vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud
doktrinlerinin, kmil veliler yetitirdiini fakat bu vadide yryenlerin, ehl-i
velyet ve uhud olmalarna ramen, kimi mahedelerini doru tabir edemediklerini belirtir. Bu trden yorumlarda sorumlu olmadklarn, onlarn
ryet ve mahedelerini, asfiya denilen tahkik ehlinin daha doru tevil
edebileceklerini syler. Bu yorumlara avam- mminin doruda muhatap
olmas halinde, mecazn cehlin eline dmesiyle birlikte eitli yanl anlamalara yol aabileceini vurgular.
Mutasavvflarn tefekkrlerinde temel aldklar rivayetlerden biri olan,
Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi sevdim36 kudsi hadisinde sz ederken,
Bedizzaman yle der:
nsan, sfat- kemal-i lahiyeye hem mazhar olur, hem mzhir olur. Nitekim Muhyiddin-i Arab, bu hadis-i erifin beyannda, Mahlkat yarattm
ki, Bana bir ayna olsun ve o aynada cemalimi greyim demitir.

Keza, bn Arab ve dier ariflerden sz eden bir baka metinde


Bedizzaman, muhtemel bir soruyu (Bir ksa dese, Koca Avrupann bu
kadar hkemas, u hakikat-i imaniyeyi inkr ediyorlar. Bizim bir iki hocamzn sz nasl tercih ediliyor?) yle cevaplar:
Bir iki hoca dediin, milyarlarca insann gneleri olan ah- Geylan,
mam- Gazl, Muhyiddin-i Arab, ah- Nakibend, mam- Rabbn gibi
ehl-i ihtisasn icmlardr ki, o hakikati grmler, gsteriyorlar. 37

bn Arab gibi riflerin, Kuran ve hadisi yorumlay biimine, kimi zaman eletiriler getiren Bedizzaman, zellikle nc Said dnemindeki
metinlerinde, onun bu tarz znel yorumlarn parlak, yksek ve harika
35
36
37

Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, 1, s. 317.


Suyti, ed-Drretl-Mntesire, s. 125; Ali el-Kri, el- Esrrul-Merfa, s. 273. Bu kudsi hadis,
selefilerce uydurma saylr.
Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, 2, s. 1395.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 559

olarak nitelemektedir.
Grld gibi Bedizzamann, Muhyiddin bn Arabnin byk ahsiyeti konusunda en ufak bir tereddd yoktur. Ancak, eserleri ve umumun
istifadesi konusunda ok temkinli olmak gerekir. Muhyiddin-i Arab gibi
harika zatlarn sahabelere niin yetiemediinin hikmetini aklarken
Bedizzaman yle der: "Muhyiddin, kendisi hd ve makbuldr. Fakat her
kitabnda mhd ve mrid olamyor. Hakaikte ok zaman mizansz gittiinden, kavid-i ehl-i Snnete muhalefet ediyor ve baz kelmlar zhir
dallet ifade ediyor. Fakat kendisi dalletten mberrdr..."38 Bu szlerinden
de anlald gibi Bedizzaman, bn Arabnin lim ve velilii hususunu
teslim ederken, eserleri konusunda ayr bir aklama getirmektedir. Gnmzde, bu alanda uzman olmayan kimselerin onun kitaplarn, zellikle de
vahdet-i vcuda dair meselelerini okumasnn baz yanl anlama ve yorumlara yol aaca iin zararl olabileceini ifade etmektedir.39
4. Allah - lem ve nsan likisi
Tasavvuftaki Allah - insan ve lem ilikisinin temelinde, slmn varlk dncesi yer almaktadr. Varln hakikatini Allahtan baka kimse bilemedii
iin, insann varl bilmesi bir ynyle olup, varln z itibariyle deildir.
slm dncesinde, varl kendi zatndan ve kendi zatyla olan mevcuttur eklinde ifade edilen varlk,40 herhangi bir delile ihtiya duymayacak
kadar aktr ve genel olarak ksmda incelenmitir:
a) Vcibul-Vcd (Mutlak Vcd): Allah Tel kendi zatyla kim,
varlnda bakasna muhta olmayan, kadm, vcib, deime, paralanma ve eksilmeden mnezzeh, bk ve tektir. Hakkn zt kendisiyle kimdir. Allahn zt idraklerimizin dnda olan ehadiyetin
ayndr. Akl ve duyular snrl olduu iin Onu kavrayamaz.
b) Mmkinl-Vcd (Umum Vcd): Eyaya nispet edilen bu
vcd, gerek vcd olmayp, Allahn isim ve sfatlarnn
tecelllerinin eitli ekillerde grntsdr. Eya, varl bir bakasna bal, kendi zatyla madum, hdis (sonradan olma), mmkn,
38
39
40

Bedizzaman, Lem'alar, s. 272, 273.


Ayn eser, s. 273.
Bk. . Fenn Erturul, Vahdet-i Vcd ve bn Arab, Haz. Mustafa Kara, stanbul 1991, ss. 910-78 vd.; Ferid Kam- M. Ali Ayn, bn Arabde Varlk Dncesi, stanbul 1992, ss. 87-89;
Hsameddin Erdem, Panteizm ve Vahdet-i Vcd Mukayesesi, Ankara 1990, ss. 34, 38, 79; M.
Erol Kl, Muhyiddin bnl- Arabde Varlk ve Mertebeleri, s. 112 vd.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

560 | Dr. Hseyin KURT

deien, paralanp eksilebilen, fni ve oktur. Mutasavvflara gre,


mevcut varlklar vcd itibariyle Hakkn ayn, taayyn (meydana
kma) itibariyle gayrdr.
c) Mmteniul-Vcd (Adem): Vcudun zdd olup yokluk demektir.
Adem, ezelden ebede kadar kendisinden bir ey kmayan ve hareket meydana gelmeyendir. Adem, mutlak ve izf olmak zere ikiye ayrlr. Mutlak ademi tasavvur ve idrak etmek mmkn deildir. tibar (izf) adem ise, bil-kuvve mevcud olup, bil-fiil yok olan
ey mnsna gelir. ekirdein iindeki sretler, insann ztnda
gizli olan kabiliyetler aa kmad srece bil-kuvve mevcud, bilfiil yoktur, ademdir.
Mutlak varlkta bilkuvve mevcut olan kudret ve eitli nispetlerin, sfat
ve isimlerin birer almeti ve ninesi olarak bilfiil tecell ve tezahr, lem
ve eya denilen bu ehdet lemini ve aradaki varlklar meydana getirmitir. Bu lemdeki btn varlklar, mn olarak mutlak vcdu temsil eden
ve varl ona bal olan; madde olarak ise kendi okluunu meydana getiren bir birliin yesidir.41
Allah-lem ve insan ilikisi, tasavvuf dncesinin en nemli konularndan birini tekil etmektedir. Bu iliki, Teizm (Theisme), Deizm (Deisme),
Panteizm ve Pan-anteizm ad verilen birtakm felsef ekollerin ortaya kmasna sebep olmutur. Tasavvuf dncesinin temellerinden olan vahdet-i
vcdu iyi anlayabilmek iin bu felsef sistemler hakknda ksaca bahsetmek faydal olacaktr.
Teizm; Tanr- lem ilikisinde Allahn varln ve birliini, aknln,
kinat yaratp ynettiini, ilh kaynakl bir dini, vahyi, peygamberi, ruhu
ve onun lmszln prensip olarak kabul eden felsef bir ekoldr. Bu
dncede, Tanr lemle i ie olup, srekli olarak dnya ilerine mdahale
etmektedir.
Deizm; Tanr-lem ilikisinde Tanrnn aknln kabul eden ve Tanry akl bir zorunluluk olarak gren, fakat her trl vahyi ve ilham, vahyin
bildirdii Allah, dini ve kader anlayn inkr eden felsef bir sistemdir. Bu
sistemde, Tanr lemi yaratm ve bir kenara ekilmi, dnya ilerine karmamaktadr.
41

Bu konuda ayrntl bilgi iin bk. . Fenn Erturul, Vahdet-i Vcd ve bn Arab, Haz. Mustafa Kara, stanbul 1991, ss. 9-10-78 vd.; Ferid Kam-M. Ali Ayn, bn Arabde Varlk Dncesi, stanbul 1992, ss. 87-89; Hsameddin Erdem, Panteizm ve Vahdet-i Vcd Mukayesesi,
Ankara 1990, ss. 34, 38, 79; Sleyman Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Szl, Ankara 1990,
s. 256 vd.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 561

Panteizm; Tanr-lem ilikisinde, varln ve lemin varlk sebebini, bizzat o eylerin znde var sayan; yaratan ile yaratlan, Tanr ile lemi iie
ayn eyler kabul eden, ikin Tanr anlayn savunan felsef sistemdir. Bu
sistemde, varln yaratan ve yaratlan gibi ikilii kaldrlmakta ve varln
birlii; Tanr ile lemin ayn ey olduu kabul edilmektedir. Bu dnceye
gre, Tanr her eydir veya her ey Tanrdr.
Pan-anteizm ise, Tanr-lem ilikisinde, Tanrnn vcudunun (cevher)
lemi ihata etmi ve onda mndemi olduu fikrini savunur. Bu gr, ikin
ve akn Tanr anlaylarn savunan felsef sistemleri birletirme yoluna
gitmitir. Bu ekole gre, Tanr ile lem ayn eyler deildir, her ey Tanrda
mevcuttur, fakat lemin tamam ulhiyeti tekil edemez. Tanr bir ynyle
akn, lemin dnda; dier yandan ikin, lemin iindedir. Tanrnn varl, eyleri ve lemi kendi varl ile ihata etmi ve onlarda salam bir ekilde
yerlemitir.42
5. Vahdet-i Vcd
slm dnce tarihinde vahdet-i vcd, Allah zt itibariyle akn, isim ve
sfatlar ynyle ikin kabul eden; Allahtan baka hibir gerek vcd kabul
etmeyen; btn varlklar Mutlak Vcdun isim ve sfatlarnn grnts
ve tecellsi sayarak, hakiki varla nazaran, onlarn ezel ve ebed yokluu
ifade ettiini, kef ve tecrbe yoluyla ortaya koyan tasavvuf bir grtr.43
Vahdet-i vcd dncesinin temelinde, kelm mnakaalarn esasn
tekil eden ve sfilerin tasavvuf anlaylarnn merkezinde yer alan tevhid
meselesi bulunmaktadr. Tevhid, beeriyet eserlerinin (izlerinin) yok olup,
ulhiyetin ortaya kmasdr. Cneyd-i Badadnin ifadesiyle, Kadmi sonradan olandan ayrmaktr.44 Tevhidin hakikati, bir eyin tekliine, o eyin
teklii hakkndaki doru bir bilgi ile hkmetmektir. Bundan dolay lemdeki her ey, Allahn vahdniyetini ispat eder45.
42

43

44
45

Ferid Kam-M. Ali Ayn, bn Arabde Varlk, ss. 9-17; S. Hayri Bolay, Felsefi Doktrinler Szl, Anlara 1990, ss. 49,200,201,267,293 vd.; Hsameddin Erdem, Panteizm ve Vahdet-i
Vcd, ss. 1-7.
Farkl vahdet-i vcd tanmlar iin bk. Ferid Kam, Vahdet-i Vcd ve Panteizm, s. 108;
Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kurn Dili, stanbul 1968, c.I, s. 576; . Fenni Erturul, Kk Kitapta Byk Meseleler, stanbul 1976, s. 34; Hseyin Aydn, Muhasibinin Tasavvuf Felsefesi, Ankara 1976, s. 145; Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, ss. 506-507; Ethem
Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, ss. 741-742.
Kueyr, er-Risle, s. 97; Hucvir, Keful-mahcb, s. 414.
Hucvir, age, s. 411.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

562 | Dr. Hseyin KURT

Tevhidin en son ve en mkemmel hli olarak kabl edilen vahdet-i


vcd dncesi, ilk slm mutasavvflar tarafndan dile getirilmekle beraber, bn Arab tarafndan sistemletirilmitir. Ancak o, eserlerinde vahdet-i
vcd terimini kullanmamtr. Daha sonra bu kavram, onun genel fikr
muhtevas erevesi iinde teekkl etmitir.46
bn Arabye gre, varlk bir tek hakikatten ibarettir. Bu, L mevcde
illallah yani Allahtan baka vcd yoktur szyle ifade edilir. Ancak bu
sz Her ey Tanrdr anlamna gelmez. Allah mutlak varlktr. Onun varlnn sebebi yoktur, kendi ztyla vardr. Mutlak varlk olan Allah, her trl
kayt ve arttan uzaktr. Onun dndaki her ey izafdir; onlarn hakikat
olular, mutlak hakikate baldr.47
bn Arabnin el-Fthtl-Mekkiyye adl eserinde u ifadelere yer verilir:
O, sz ve inan olarak ahdet eder ki; Yce Allah bir tek ilhtr. Onunla
birlikte ilhlkta bir ikincisi yoktur. O, e ve ocuk edinmekten yana ok
yce ve mnezzehtir. O, orta olmayan bir Mlik, yardmcs olmayan bir
Meliktir. Onunla birlikte ileri evirip eviren baka bir yaratc da yoktur.
O, varl kendinden olan Yce bir zttr. Varlnda bir bakasna muhta
deildir. Ondan baka her ey varlnda Ona muhtatr. Btn lem
Onunla vardr. O vcibul-vcd (varl zorunlu) olarak en yce, balangc ve sonu olmayandr. O, nefsi ve zt ile kim ve hibir eye bal olmayan bir Vcd- Mutlaktr.48

bn Arab, ad geen kitabnn ikinci bbnda yle demektedir:


En kutsal zt olan Hakkn z varl bizzat kendi zt ile mevcuttur; ve
mutlak (kaytsz) varl kendisi dnda hibir eyle kaytl deildir. Varlna hibir nesne sebep ve illet deildir ki, o eyden illetli (malul) olsun.
Onun varl madde gibi bir eye sebep ve illet deildir. O, sebep ve illetlerin ve bunlara bal nesnelerin icd edicisi ve yaratcsdr. O, nna lyk olmayan niteliklerden btnyle pk bir Meliktir ki, ezelen ve ebeden
mlknden uzak olmad. Gerekte varlk lemi Allahn varl ve var etmesi ile var olup, bizzat ztlar ynnden kaytsz bir varl yoktur. Kaytsz (mutlak) varlk, zt yce ve her eyden mnezzeh bir varlktr ki, O,
zt ve nitelikleriyle, varlklar da yokluklar da mmkn olan her nesneye
aykrdr. nk lem batanbaa mutlak olmayan (kaytl) bir varlktr.49

46
47
48
49

Avni Konuk, Fuss erhi, c. I, s. L; Sud el-Hakm, el-Mucemus-Sfi, Beyrut 1981, s.1145;
Ethem Cebeciolu, mam- Rabban Hareketi ve Tesirleri, stanbul 1999, s. 96.
bn Arab, Fussul-Hikem, s. 46.
bn Arab, el-Fthtl- Mekkiyye, I, s. 26.
bn Arab, el-Futhtl-Mekkiyye, I, s. 112.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 563

Bu aklamalarda da grld gibi bn Arab, ulhiyet konusunda ehli snnetle herhangi bir ayrlk iinde deildir. O, ztlarnda yaratlan nesnelerin ayn deildir. Onun n pek ycedir. Gerekte O, Odur, nesneler de
nesnedir.50 Bu szlerinde de grlyor ki, bn Arab, eyaya Allah dememektedir. Eya eyadr, Allah da Allahtr.
Allah Tel, kendisinde gizli olan kemltn, uhd bir zevkle bilmeyi
arzu etmi ve halk da bu zevkle bilinmek zere yaratmtr. Buna gre Allahn lemi yaratma sebebi, ilh sevgidir. lem, Allahn sevgisinin ve zt
akn bir sonucu olarak, mahhas varlklar halinde tecellsidir. Kemlt-
ilhiyye en kapsaml srette sadece insanda tezhr edebilir ve Hak kendisini onda grr. Bunu grmeyi istediinde, sfat ve isimlerin en kmil sreti
olan insan yaratmtr. Bu durum srekli bir oluu anlatmaktadr. bn Arab
bunu yle ifade eder:
Yceler ycesi olan Allah, Esm-i Hsnsnn yn- sbitelerini kmil
bir surette grmek istedi. Bir eyin kendi benliini kendi nefsiyle grmesi,
o eyin ayna gibi baka bir eyde kendini seyretmesine benzemez. nk
kendisine baklan yerin verdii surette, bakann kendi nefsi grnr. Byle bir yer olmasayd ve Allahn ona tecellisi bulunmasayd kendisine bir
suret grnmezdi.51 nsan, lemde Allahn maksdudur. O, gerekten
halifedir. Esm-i ilhinin zuhr mahllidir. lemin hakikatlerinin; melek,
felek, ruh, cisim, tabiat, cemad, nebat ve hayvann topland yerdir. 52

Hakiki vcd bir olmakla beraber, lemdeki ve mahlkattaki tecellleri


farkldr. Kinattaki yaratklar, hangi kabiliyette takdir edilmise o tarzda
vcd bulur. Bu durum, duvarlarnda eitli aynalar bulunan bir odaya giren kiinin, kendisinde bir deime olmad halde, her aynada farkl yansmas gibidir.
6. Risale-i Nurda Vahdet-i Vcud ve Vahdet-i uhud
Vahdet-i vcud terimi, varln birlii/teklii manasnda kullanlan hem
din, hem felsef bir tabirdir. Bir bilmek, Allahtan baka varlk olmadnn
idrak ve uuruna sahip olmaktr. Burada Allah ve lem ilikisi esas alnmtr. Allah, tek, mstakil ve ebed bir varlktr. lem ise, Onun isim ve sfatlarnn tecellisinden meydana gelen geici ve glge varlktr. Birisi sonsuz olan
Allah, dieri ise sonlu olan kinattr.
50
51
52

Ayn eser, I, s. 46.


bn Arab, Fussul-Hikem, ss. 48-49.
bn Arab, el-Futhtl-Mekkiyye, I, s. 162.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

564 | Dr. Hseyin KURT

Vahdet-i uhud53 ise, ahit olunanlarn birlii veya grmenin birlii anlamnda kullanlan bir tabirdir. Vecd halinde salikin her eyi bir grmesi, her yerde yce Allahn tecellilerini mahede etmesidir. uhud
tevhidde, yani vahdet-i uhudda slikin her eyi bir grmesi geicidir. Vecd
hali geince bu durumdan kurtulur. Birlik, bilgide deil grmededir. Vahdet-i vcudda ise birlik bilgidedir. Yani slik, gerek varln bir tane olduunu, bunun da Hakkn varlndan ibaret bulunduunu, Allah ve Onun
tecellilerinden baka hibir eyin hakiki varl olmadna inanr. Ancak
vahdet-i vcud ehli bu bilgiye nazari olarak deil, yaayarak ve manevi tecrbe ile ular. Bu makama gelen sfler, Hakkn vcud denizine daldklar
iin (fenfillah) orada denizden baka bir ey gremezler. Kendi vcudunu
da bu deryadan bir damla olarak kabul ederler. Bu halin sonunda, istirak
halinde damlay da dnemezler.
Varln Birlii nazariyesi, tasavvuf tarihilerine gre, slam tefekkrnde ina edilmi en zengin ve tutarl dncelerden biridir. lk olarak
eyh-i Ekberin talebesi Sadreddin Konevde rastlanan vahdet-i vcud ibaresi, esas itibariyle, Birden zuhur eden mahlkatn hakiki bir vcuda sahip
olmadklar dncesine dayanr. Vcud nitelii, Vacibul-Vcud (varl
zorunlu) olan yalnz Allaha lyk ve aittir. Msivnn bir hayalden ibaret
olduu dncesi, tevhidin btni ynne yaplan ar vurgunun sonucudur<
Sufilerin tevhide yaptklar bu vurgunun bir rneini Risale-i Nurda
bulmamz mmkndr. Vahdet-i vcud dncesini, tarikatn gayet mhim bir merebi olarak deerlendiren Bedizzaman, bu merebi u ekilde
tarif eder:
Vcibul Vcudun vcuduna hasr- nazar edip, sair mevcudat o vcudu vcibe nispeten o kadar zayf ve glge grr ki, vcud ismine lyk olmadna hkmedip, hayal perdesine sarp ve Cenb- Hakktan baka her
eyi terk makamnda onlar hie saymak, hatta madum tasavvur etmek,
yalnz cilve-i Esm-i lhiyeye hayli bir ayine (ayna) vaziyeti vermektir.54

53

54

Vahdet-i uhd (grlenlerin birlii), bir grme, slikin her eyi Allahn tecellleri olarak
grmesi ve Ondan bakasn grmemesi hlidir. Bu hl daha ok vecd ve istirak halinde
kendini gsterir. Bu hlde iken slik, nefsinden fni olmas sebebiyle kendini de gremez.
Bu hl getikten sonra Hak ile halk, Yaratan ile yaratlan ayr grr. Vahdet-i uhdda
slikin her eyi bir grmesi geicidir. Birlik bilgide deil, grmededir. Vahdet-i vcdda
ise, birlik bilgidedir. Bk. . Fenni Erturul, Vahdet-i Vcd ve bn Arab, s.19; Ferid Kam,
Vahdet-i Vcd ve Panteizm, s.113; Hsamettin Erdem, Panteizm ve Vahdet-i Vcd, ss. 91-93.
Bedizzaman, Mektbt, s. 433.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 565

Bedizzaman, vahdet-i vcudu, her eyde Allaha daim huzur arayan


bir tasavvuf tariki, tarikatn en mhim merebi, bir mereb, bir hl ve nks
bir mertebe olarak gryor. Fakat bu mereb, zevkli ve neeli olduundan
vahdet-i vcudular, seyr u slkta o mertebeye girdikleri zaman, ou
kmak istemiyorlar, orada kalyorlar.55
lahi isim ve sfatlarn tecelli mahalleri olmas bakmndan varlklarn
inkr edilemeyeceini syleyen Bedizzaman, gerek bir muvahhidin,
esere baknca dorudan messiri grmesi gerektiini, tahkiki imann
bunu sonu vereceini ifade eder. Ona gre sebepler, Kudrete, tenteneli bir
perdedir. zzet ve azamet, sebeplerin bir perdedar olmasn zorunlu klmaktadr. nk kinatn kemalt, vahdetle tahakkuk etmektedir. Varlklarn yce grevleri tevhidle anlalr. lemdeki ilahi amalar, Allahn tenzih
ve tebih arasndaki vahdetiyle aa kar. Varlklarn yaratl srr, ancak
lhi vahdet hakikatiyle belirir. zafi bir varolua sahip olan varlklarn fen
ve zevalleri, ancak tevhidin yksek hakikatiyle gerek bir kimlie ve ieriye
kavuur. Bu anlamda Bedizzaman, inkr ve irki, kinatn tm kemaline,
varlklarn kudsi gereine ve tanklna tecavz olarak niteler. Sfilerin
kfr ve irke ynelik duyarlklar, onlarn vahdet deryasnda kendilerini
yitirmelerine, benliklerinden ve kiisel alglardan vazgemelerine yol amtr. Allahm, beni, Senin sonsuz birlik deryana daldr Nebevi duas, buna
iaret etmektedir.
Varln birliinin bir baka boyutunu ise, hakiki aka lyk mahbubun
sadece Cenb- Hak olduu gerei oluturur. Sfiler, kalbin, varln kayna olan Allahtan gayr her eyden arndrlmas ynnde zel bir aba
harcarlar. nk kalbin asl sahibi Allahtr. Gnl, Onun mcell bir aynas olmaldr. Tecelliye ak hale gelmesi iin, msivdan arndrlmas gereklidir. nk mahbb- hakiki Odur. Dier sevgililer birer glgedir. Varl
bir baka varla muhta olana ise var denilemez.
Bedizzamann, vahdet-i vcud ve vahdet-i uhuda ilikin eletirilerini, Onsekizinci Mektupta toplu bir biimde bulmamz mmkndr. Bu
risale dnda o, Risale-i Nurun eitli yerlerinde, varln birlii dncesine
ynelik birok eletirel aklamalarda bulunmutur. Buradaki eletirilerinin
aksine, vahdet-i vcudla ilgili baz yorumlarnda Bedizzaman, bu grte
olanlarn tevhid fikrinde ileri gitmi olduklarn belirtir. Ona gre, varln
birlii dncesine mensup rifler, varl zorunlu ve mutlak olan Allahtan
gayr olan varlklara vcud/varlk niteliini lyk grmemilerdir. riflere
55

Ayn eser, s. 83.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

566 | Dr. Hseyin KURT

gre vcud unvan, sadece Allahn sonsuz varl iin kullanlmas gereken
bir sfattr. Ondan baka var olanlarn varl vehmdir, izafdir. Buna gre
varlk, hayal olarak nitelenir. Grnen her ey birer glgedir. Bu dnce,
Allahn mutlak varlnda gaybubet etmi olmann getirdii bir hlin ifadesidir.56
Risale-i Nurda vahdet-i vcud meselesine ilikin bir tartma Yirmi Altnc Mektupta yer alr. Bedizzaman, kendisine sorulan bir suale cevap
olarak yazd kinci Meselede, bn Arabnin Fahreddin Rzye yazd bir
mektubu ele alnr. Burada eyh-i Ekberin, Rz ile baz mektuplamalarndan sz edilmektedir. Bunlarn birinde, Rzyi Hz. Peygamberin (s) emrine
uymaya arr ve Daha ne zamana kadar kelam ukurunda duracaksn?
diye sorar. bn Arabnin dostlar arasnda ok sayda kelamc da bulunmaktadr. Zaman zaman baz kelam sorunlarn onlarla tartr. bn Arabye
gre, kelam ilmi yararl ve gereklidir ama snrlar dardr. Nefisle mcahede
ve riyzet yolu seilmedike, marifet nurlarna ulalamaz. Mektupta, bn
Arabnin, Allah bilmenin, varln bilmenin gayr olduunu syledii
aktarlmakta ve Bedizzamandan gr sorulmaktadr. nce tevhid-i hakikiye ilikin baz risalelerine atflarda bulunan Bedizzaman yle der:
Usl-i din imamlar ve ilm-i kelam limlerinin akide dair ve VciblVcudun varl ve lahi tevhide dair beyanlar, Muhyiddin-i Arabnin
nazarnda kfi gelmedii iin, ilm-i kelamn imamlarndan Fahreddin

56

Bedizzamann bu eletiriyi nereden yaptn dnmemiz, meseleyi doru kavramak


asndan nemlidir. Onun imani miracn tamamlamadan nce yapt tasavvuf yorumlaryla manevi seyrini bitirdikten ve Zat merebine ulatktan sonra yapt teviller arasnda
baz farklar mevcuttur. Bir yerde bn Arabnin tahkik ehlinden olmadn sylerken, bir
baka makamdan konutuu yerde, onun bir asfiya ve muhakkik olduunu belirtmektedir. Yine bir risalesinde vahdet-i vcudun olduka sorunlu bir doktrin olduunu belirtirken, bir baka risalesinde, bu dncenin saf tevhidden kaynaklandn, vcud unvann
sadece Cenab- Hakka layk grme duyarllnn rn olduunu ifade etmektedir. Biz
konuyla ilgili Risale-i Nurdaki beyanlar bir araya getiriyoruz. Bunlarn bir ksm
Bedizzamann ilk dnem eserlerinden, bazs ise kinci Said ve nc Said dneminden alnmtr. Bu farkl dnemlerde yazlm olan metinlerde Bedizzaman, bazen Hz.
Muhyiddin-i Arab, Hz. Muhyiddin, bazen de Muhyiddin diye sz etmektedir. Yine
kimi zaman Hz. Mevlana Celaleddin, Mevlana Celaleddin-i Rumi, kimi zaman ise
Celaleddin ismine yer vermektedir. Tm bunlar, bir arada ve dikkatle okunmal, bu
trden meselelerin tartld balamlar gz nne alnmaldr. Meselenin bir baka boyutu ise, bu trden beyanlarn kime, ne zaman, hangi amala ve nasl sylenmi olduudur. Sufi ve ariflerin ortaya koyduu marifet hakikatlerinin avama ders verilmesini sakncal bulan Bedizzamann, onlar asndan daha alt dzeyde bir dile ihtiya duyduu
aktr. Ama Hulusi Efendi gibi ehl-i velayet talebeleriyle, tasavvuf irfanna ait sorunlar
paylat grlmektedir. Bir baka husus da, Bedizzamann irfani gelenekte mam-
Rabbaniye daha yakn oluudur.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 567

Raziye yle demi.57

Bedizzamana gre, kelam ilmi araclyla kazanlan lahi marifet,


kmil bir huzur vermez. Sonra, Muhammed (s) verasete mazhar ilmin daha
stn olduunu belirterek yle devam eder:
Muhyiddin-i Arab, daimi huzuru kazanmak iin L mevcde ill H
deyip, kinat inkr edecek bir tarza kadar gelmi. Dierleri ise, L
mehde ill H deyip, kinat nisyan altna almak gibi bir tarza girmiler.58

Bedizzaman, dorudan Kurandan alnan marifetin, daimi bir huzuru


verdiini, kinat ne ademe mahkm ettiini ne de nisyana attn syler.
Her eyden, Cenab- Hakka bir pencere aar. Kelam ilminin zaaflarndan da
sz ederek, onun uzun bir yola girdiini, nihayet-i lemde, teselsl ve devrin muhaliyetiyle kesip, sonra Vacibl-Vcudun varln onunla ispat ettiini; oysa Kurann minhac- hakikisinin vurduu her yerde suyu bulduunu belirtir. Bu bahsin sonunda Bedizzaman, tercihini Rzden deil, bn
Arabden yana yaparak, imann ilimle snrl olmadn, imanda daha pek
ok insani ltifelerin pay olduunu syler:
limle gelen imani meseleler, akl midesine girdikten sonra, derecelere
gre, ruh, kalp, sr, nefs ve hakeza tm ltifeler, kendine gre birer hisse
alr, masseder. Eer onlarn hissesi olmazsa noksandr. te Muhyiddin-i
Arab, Fahreddin Rzye bu noktay hatrlatyor.59

Bedizzaman, bir baka risalesinde, Vcibul-Vcudun, varlk tabakalarnn en esasls, en kuvvetlisi ve en mkemmeli olduunu belirtip, dier
varlklarn vcudunun ise, Onun varlna nisbeten zayf bir glge hkmnde olduunu u szlerle aklar:
Kinatn Sni-i zl-Celli, Vcibl-Vcuddur. Yani Onun vcudu zatdir, ezeldir, ebeddir, ademi mmtendir, zevali muhaldir ve tabakat-
vcudun en rasihi, en esasls, en kuvvetlisi ve en mkemmelidir. Sair
tabakat- vcud, Onun vcuduna nisbeten gayet zayf bir glge hkmndedir. Ve o derece Vcud-u Vcib, rsih ve hakikatli; vcud- mmkinat o
derece hafif ve zayftr ki, Muhyiddin-i Arab gibi ok ehl-i tahkik, sair
tabakat- vcudu evham ve hayal derecesine indirmiler, L mevcde ill
H demiler. Yani, Vacibl-Vcuda nisbeten baka eylere vcut de-

57
58
59

Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, I, s. 503.


Ayn eser, s. 503.
Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, I, s. 503.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

568 | Dr. Hseyin KURT

nilmemeli, onlar vcud unvanna lyk deillerdir diye hkmetmiler.60

Vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud grlerine kar Bedizzaman, kinat iindeki tm mevcutlar gerekten var olduu halde, onlarn vcudu,
Vcibul Vcudun vcuduna nispeten gayet zayf, kararsz ve karanlk bir
glgedir. Fakat ne hayal, ne de vehimdir. Cenb- Hak, Hlk ismiyle onlara
vcut vermekte ve o vcudu idame ettirmektedir61 der.
Bedizzamana gre, vahdet-i vcud, seyr u slkta bir mertebedir,
fakat burada bir makama ykselenler, sonrasn grmedikleri zaman, bu
hli, manevi gezinin son mertebesi zanneder ve orada kalmak isterler. Ona
gre, veraset-i nbvvete mazhar asfiyann meslei ve velayet-i kbrda
bulunan yksek halifelerin, sahabilerin ve mtehid imamlarn izledikleri
yol, bu meslekten daha salim ve yksektir. Bedizzaman, bu deerlendirmenin ardndan u yorumu yapar:
u merep sahibi, eer maddiyattan ve vastalardan tecerrd etmi ve esbap perdesini yrtm bir ruh ise, istirakkrane bir uhda mazhar ise,
ilm deil, hal bir vahdet-i vcud onun iin bir kemal, bir makam salayabilir.62

Burada Bedizzaman, bu mereb sahibinin, yani vahdet-i vcud yolunda ilerleyen kiilerin maddiyattan ve vesaitten (araclardan) tecerrt etmi
(syrlm) olmasn art kouyor. O kii, esbab perdesini yrtarak, sebepler
perdesinin tesine gemi bir ruh olmaldr. Eer yle ise, o zaman
istirakkrane bir uhuda mazhar (kendinden geercesine bir ahitlie ermi) olan kimse, vahdet-i vcuddan deil, belki vahdet-i uhuddan neet
eden, ilm deil hl bir vahdet-i vcud, onun iin bir kemal, bir makam temin edebilir.63 Bedizzamana gre bu makama ulaan slik, Allah hesabna
kinat inkr etmek derecesine gidebilir.
nsan, Allahn isimlerinin tecelli yeri, yani mahzardr. D dnyada
mevcut olan varlklar, gerek midir, hayal midir veya glge varlklar mdr?
Bu mesele tarih boyunca tartla gelmitir. Vahdet-i vcud ehli L
mevcde ill H der ve eyay, varlklar hayl derecesine indirir.
Bedizzamana gre durum yle aklanr:
Cenb- Hakkn Vacibl-Vcud, Mevcd, Vahid ve Ehad isimlerinin
hakiki cilveleri ve daireleri vardr. Belki ayineleri, daireleri hakiki olmasa,
60
61
62
63

Ayn eser, I, s. 467.


Bedizzaman, Mektbt, s. 85.
Bedizzaman, Risale-i Nur Klliyat, I, s. 384.
Bedizzaman, Mektbt, s. 83.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 569

hayal ve adem dahi olsa, onlara zarar etmez. Belki Vcud-u hakikinin
ayinelerinde vcud rengi olmazsa, daha ziyade sf ve parlak olur. Fakat
bu merepte Rahman, Rezzak, Kahhar, Cebbr ve Hallk gibi isimlerin ise,
tecellileri olmuyor, itibr oluyor. Hlbuki o isimler hakikattirler, glge
olamazlar, asldirler, tebei (ikinci dereceden olan eyler) olamazlar.64

Varln birlii nazariyesinin en tartmal ynnn, lhi isim ve sfatlarn tecellisi sz konusu edilince karmza ktn syleyen Bedizzaman,
sahabilerin, mtehid muhakkiklerin ve ehl-i beyt imamlarnn, eyann
hakikatleri sabittir dncesine atfta bulunarak, Ondan baka bir ey
yoktur inancnn, eyleri hayl dzeyine indirdiini, oysa Cenb- Hakkn,
Vcibl-Vcud, Mevcud, Vahid ve Ehad isimlerinin hakiki cilveleri ve daireleri olduunu aklar. Bedizzaman, nceki eletirisinden sonra, eylerin
ayna ve daire olarak hayali ve ademi olmalar halinde lhi isimlerin tezahrne zarar vermeyebileceini, belki hakiki varln aynasnda vcut rengi
olmamas durumunda daha saf ve parlak olacan belirtir. Ne var ki, baz
lhi isimlerin (Rahman, Rezzak, Kahhar, Cebbar ve Hallk gibi) hakiki
mevcut olmakszn tecellilerinin grnmeyeceini ekler.
Bedizzaman, varlklarn glge ve hayali olarak grlmesinin nereden
kaynaklandna da yle iaret ediyor:
Bu merep, Vcibl Vcudun vcuduna (varlna) hasr- nazar edip,
sair mevcudat Ona nispeten o kadar zaif ve glge grr ki, vcud (varlk) ismine lyk olmadna hkmedip, hayl perdesine sarp, onlar
mdum (yok) saymak, tasavvur etmek, yalnz cilve-i Esm-i lhiyyeye
hayli bir ayna vaziyeti vermek kadar ileri gider.65

Bedizzaman, vahdet-i vcuda, terk-i msiv srryla mmkinattan


alakasn kesen, daire-i esbaptan geen ehass- havasn, istirak- mutlak
hletinde mazhar olduu salih bir merep olarak bakar, onu aslnda maddecilerin ve tabiatperestlerin mesleine en uzak merep olarak grr. nk
maddecilerin kinat hesabna Allah inkr etmelerine kar, vahdet-i vcud
ehli, Allahn varlna iman kuvvetiyle o kadar nem veriyorlar ki, bu da
mevcdat inkra kadar varabiliyor.
Varln birlii, mntesipleri tarafndan en yksek makam olarak dnlyor ise de, Bedizzamana gre, aslnda en yksek deil, daha dk
bir mertebeyi temsil eder.66 Zira bu gr esasen mevcdat mcerred hayl
64
65
66

Ayn eser, s. 84.


Bedizzaman, Mektbt, s. 448.
Bu, ayn zamanda Nurs'nin manev stadlarndan biri olan ve onun gibi bn Arab'ye ok
hrmet gsterdii halde onun vahdet-i vcud doktrinini eletiren Ahmed Sirhind'nin
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

570 | Dr. Hseyin KURT

dzeyine indirger. Bunu yaparken, ayn ekilde, Allah'n sfat ve isimlerinin


tm tecellilerini, Kur'an'da ve Peygamberin(s) snnetinde ders verilen hakikate zt biimde, glge-misal gereklikler dzeyine drr. Baka bir syleyile, Zt- Vcib'l-Vcud'un Rahman, Rezzak, Hlik gibi isimlerinin tm hakikaten ve fiilen onlarn iktiza ettii fonksiyonlara muvfk bir tecelli
ve tezahr mecran gerektirirler. Bu isimlerin tm vardr ve gerektir. Bunun yansra, sahabeler ve Hz. Peygamberin ailesinden gelen Ehl-i Beyt
imamlar gibi sekin limler, "Eyann hakikati veya gerek mahiyeti sabittir
(Hakiku'l-eyi sbitetun)" ve "Cenb- Hakkn btn esmasyla hakik bir
srette tecelliyat var"67 diye mttefikan beyan ederek bu hakikati glendirmi, tahkim ve takviye etmilerdir.
Bununla birlikte Bedizzaman, insann u hususu aklna yerletirmesi
gerektii uyarsnda bulunur:
Kinat iindeki tm mevcutlar gerekten var olduu halde, onlarn vcudu, Vcib'l-Vcud'un vcuduna nisbeten gayet zayf, kararsz ve karanlk bir glgedir; fakat ne hayal, ne de vehim deildir. Cenb- Hak,
Hlik ismiyle onlara vcud vermekte ve o vcudu idame ettirmektedir.68

Bunun yan sra, mutlak biimde ve kesinlikle beer idrakin tesinde


olan Cenb- Hakk'n, ister gzle grlen mevcudat olsun, ister grlmeyen,
hibir ey ile mabeheti, benzerlii yoktur. Mevcudatla alkas Hlkyettir.
Hlk ile mahlkat arasndaki mnasebet, slm'n ele ald kadaryla,
Bedizzamann ortaya koyduu zere, imann, her biri mmkin mevcutlarn varln gerektiren alt esasna dayanr. Bu iman esaslar hibir ekilde
hayale veya hayal varlklara dayandrlamaz. Bu nedenle, varln veya
uhdun birliiyle gark olmu bir kimse, yani vecd halindeki bir Vahdet-i
Vcud veya Vahdet-i uhud ehli, bu istirak ve sekr leminden iinde yaadmz u leme dnp sahv ve itidale kavutuklarnda, nceki vahdet halini terk etmelidirler. Aksi takdirde, hakikatin zddna hareket etmeleri
mmkndr.69
Vahdet-i vcud, Bedizzamana gre, hi phesiz ok nemli bir mistik yol ve de hldir. Ama yine de eksiktir, hatta kimi zaman hatarl ve tehlikelidir. Buna ramen, bu hale erien insanlarn pek ou, cezbe ve
ezvakndan dolay onu brakmak istemez; aksine, onun en yksek mertebe

67
68
69

(mam- Rabban) de grdr.


Ayn eser, s. 85.
Bedizzaman, Mektbt, s. 85.
Ayn eser, s. 82.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 571

olduunu ileri srerek, kendini orada kalmakta hakl grr. Bu insanlar, sair
sufiler ve veller gibi, hak ve hakikat ehlidir. zellikle istirak ve sekr halinde ince srlara, ltif hakikatlere ahit olurlar. Bununla birlikte, Nurs'nin ileri
srd zere, bu hl iinde kaldklar mddete, kefiyatlarnda grdkleri eyi yorumlayamazlar. Oysa istirak ve sekr gerektirmeyen daha yksek
bir mertebede bulunan asfiya, kendilerini tam anlamyla kontrol etmekte;
neyi, nerede ve ne anlamda kullanmas gerektiini ok iyi bilmektedir.70
Burada Bedizzaman, Ftht- Mekkiye sahibi Muhyiddin-i Arab ve
nsan- Kmil adl eserin sahibi Abdlkerim Clyi rnek gstererek yle
der: <Bu iki lim gibi evliy-i mehre; kre-i arzn tabakt- sebasndan
ve Kaf Da arkasndaki Arz- Beyzdan ve Memeiye dedikleri acaibden
bahsediyorlar; grdk diyorlar. Acaba onlarn dedikleri doru mudur? Doru ise, bu yerlerin arzda yerleri yoktur. Hem corafya ve fen onlarn dediklerini kabul edemiyor. Eer doru olmazsa, onlar nasl vel olabilirler? Bu
soruya karlk olarak Bedizzaman u cevab verir:
Onlar ehl-i hak ve hakikattirler; hem ehl-i velyet ve uhuddurlar. Grdklerini doru grmler, fakat ihatasz olan hlet-i uhudda ve rya gibi ryetlerini tabirde verdikleri hkmlerinde haklar olmad iin, ksmen yanltr. Ryadaki adam kendi ryasn tabir edemedii gibi, o ksm
ehl-i kef ve uhud dahi ryetlerini o halde iken kendileri tabir edemezler. Onlar tabir edecek, asfiy denilen veraset-i nbvvet muhakkikleridir. Elbette o ksm ehl-i uhud dahi, asfiy makamna ktklar zaman,
Kitap ve Snnetin iradyla yanllarn anlarlar, tashih ederler; hem etmiler.71

Bu cevaptan sonra Bedizzaman, konuyu biraz daha izah edebilmek


iin, biri uykuya dalan, dieri uyank iki oban hikyesiyle, 72 yukarda belir70
71
72

Ayn eser, s. 82.


Bedizzaman, Mektbt, s. 83.
Bu temsili hikye u ekildedir: Bir zamanlar kalp ehli iki oban vard. Onlar aatan bir
kseye st sap yanlarna brakmlard. Kavallarn da o st ksesinin zerine uzatmlard. obanlardan birisi uykum geldi diyerek yatar. teki oban yatana dikkat eder.
oban uykuya daldktan bir sre sonra, sinek gibi bir ey, onun burnundan kp st ksesine bakar, sonra kavaln iine girer, br ucundan kar gider. Bir geven altndaki delie girip kaybolur. Bir zaman sonra o sinek gibi ey dner. Yine kavaldan geerek yatan
obann burnuna girer. oban uyanr ve der ki: Arkada, acayip bir rya grdm. Stten
bir deniz vard. stnde acayip bir kpr uzanmt. O kprnn st kapal ve pencereli
idi. Ben o kprden getim. Bir meelik grdm ki, balar hep sivri idi. Onun altnda bir
maara grdm, iine girdim. Orada altn dolu bir hazine grdm. Acaba bunun tabiri
nedir?
Uyank arkada dedi ki: Grdn st denizi, u aa anaktr. O kpr de, u kavalmzdr. O ba sivri meelik de u gevendir. O maara da, u kk deliktir. Kazmay getir, sana hazineyi de gstereceim. Kazmay getirir, o gevenin altn kazarlar. kisini de
Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

572 | Dr. Hseyin KURT

tilen iki durum arasndaki fark aklar. Uyank olan, dierinin ryasn hakikate tam uygun bir ekilde yorumlar. nk o, uykuya dalann aksine,
fizik dnya (lem-i madd) ile imajlar dnyasnn (lem-i misl) arasn
ayrmaya muktedirdir. Benzer ekilde, Vahdet-i Vcud ehli istirak halinde
iken madd lemi andran lem-i mislde o kadar ok ltif misle ahit olur
ki, sekr ve istirak halinden kp ayldnda ve uyandnda, bu
mhedelerini, tamamen eski istirak halinde mahede ettii ekilde anlatabilir, hatta bu ekilde yazabilir. Bununla birlikte, bu iki lem arasndaki
dengeyi tutturma noktasndaki eksikliklerinden dolay, bunlar manev lemin misallerini madd lemin mevcutlaryla uursuz biimde birbirine kartrrlar. Bu sebeptendir ki, uhud mertebeleri, Nurs'nin aklad zere,
gayba iman mertebesine nisbetle ok aada kalr. Ehl-i uhudun tm sezgi-

dnyada mesut edecek altnlar bulurlar.


Bedizzaman bu temsili hikyeyi anlattktan sonra u yorumu yapar: te yatan adamn
grd dorudur, doru grm, fakat ryada iken ihatasz olduu iin tabirde hakk
olmadndan, lem-i madd ile lem-i manevyi birbirinden fark edemediinden, hkm
ksmen yanltr ki, Ben hakiki maddi bir deniz grdm der. Fakat uyank adam, lem-i
misl ile lem-i maddyi fark ettii iin tabirde hakk vardr ki, dedi: Grdn dorudur, fakat hakiki deniz deil; belki u st kasemiz senin hayaline deniz gibi olmu, kaval
da kpr gibi olmu ve hakeza< Demek oluyor ki, lem-i madd ile lem-i ruhanyi birbirinden fark etmek lazm gelir. Birbirine mezcedilse, hkmleri yanl grnr. Mesel
senin dar bir odan var, fakat drt duvarn kaplayacak drt byk ayine konulmu. Sen
iine girdiin vakit, o dar oday bir meydan kadar geni grrsn. Eer desen, Odam
geni bir meydan kadar gryorum, doru dersin. Eer Odam bir meydan kadar genitir diye hkmetsen, yanl edersin. nki lem-i misli, lem-i hakikye kartrrsn.
te kre-i arzn tabakat- sebasna dair baz ehl-i kefin, Kitap ve Snnetin mizanyla
tartmadan beyan ettii tasvirat, yalnz corafya nokta-i nazarndaki maddi vaziyetten ibaret deildir. Mesel, demiler: Bir tabaka-i arz, cin ve ifritlerindir. Binler sene genilii
var. Halbuki bir-iki senede devredilen kremizde, o acib tabakalar yerleemez. Fakat
lem-i mana ve lem-i mislde ve lem-i berzah ve ervahta, kremizi bir amn ekirdei
hkmnde farzetsek, ondan temessl ve teekkl eden misal eceresi, o ekirdee
nisbeten koca bir am aac kadar olduundan, bir ksm ehl-i uhud, seyr-i ruhanlerinde,
arzn tabakalarndan bazlarn lem-i mislde pek geni gryorlar; binler sene bir mesafe tuttuklarn gryorlar. Grdkleri dorudur; fakat lem-i misl, sureten lem-i maddye benzedii iin, iki lemi memzc gryorlar; yle tabir ediyorlar. lem-i sahve dndkleri vakit, mizansz olduu iin, mehudatlarn aynen yazdklarndan hilaf- hakikat
telakki ediliyor. Nasl kk bir ayinede byk bir saray ile byk bir bahenin vcud-u
misaliyeleri onda yerleir. yle de, lem-i maddnin bir senelik mesafesinde, binler sene
vsatinde vcud-u misl ve hakaik-i maneviye yerleir.
u meseleden anlalyor ki: Derece-i uhud, derece-i iman- bil-gabdan ok aadr. Yani
yalnz uhuduna istinad eden bir ksm ehl-i velayetin ihatasz kefiyat, veraset-i nbvvet ehli olan asfiya ve muhakkiknin uhuda deil, Kurana ve vahye, gayb fakat safi,
ihatal, doru hakaik-i imaniyelerine dair ahkmlarna yetiemez. Demek btn ahval ve
kefiyatn, ezvak ve mahedatn mizan, Kuran ve Snnettir. Ve mihenkleri, Kitap ve
Snnetin desatir-i kudsiyeleri ve asfiya-i muhakkiknin kavanin-i hadsiyeleridir. (Bk.
Bedizzaman, Mektbt, s. 82 vd.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 573

leri, kefiyat, mhedeleri ve zevkleri, veraset-i nbvvet ehli olan,


Kur'n'a ve vahye dayanan asfiy (sekr haline dmeden hakikata muhatap
olan veller) ve muhakkiknin (tahkik ehli olan gerek limler) iman hakikatlerine dair hkmlerine ok uzaktr ve onlara yetiemez. Ksacas, btn
mistik haller, keifler, zevkler ve mhedeler Kur'n ve Snnet mizanyla
tartlmaldr.73
Bunun yan sra Bedizzaman, varln birlii ile kesintisiz bir huzurun
kazanlacan da u ekilde belirtir:
Herkesin bu lemde birer lemi var. Adeta z-uurlar adedince birbiri
iinde hadsiz kinatlar, lemler var. Herkesin hususi leminin ve kinatnn ve dnyasnn direi kendi hayatdr. Nasl herkesin elinde bir aynas
bulunsa ve byk bir saraya mukabil tutsa, herkes bir nevi, saraya aynas
iinde sahip olur. yle de, herkesin hususi bir dnyas var. Bir ksm ehl-i
hakikat bu hususi dnyasn, L mevcde ill H diye inkr etmekle
terk-i msiv srryla Cenb- Hakka kar huzur- daimi ve marifet-i lhiyi bulur. Bir ksm ehl-i hakikat de yine daimi marifet ve huzuru bulmak
iin, L mehde ill H deyip kendi hususi dnyasn nisyan hapsine
sokar, fnilik perdesini stne eker, huzuru bulmakla btn mrn bir
nevi ibadet hkmne getirir.74

Bu izahlardan sonra Bedizzaman, vahdet-i vcud meselenin gnmz


insanlarna telkin edilmesinin baz sakncalarna da iaret eder. Byle ilmi
konularn, ehil olmayan ellerde zarara yol aacana, baz benzetmelerin
hakikat zannedilmesin tehlikesine dikkat eker. Bu meseleden kaynaklanabilecek nemli tehlikeyi u ekilde sralar:
Birincisi; bu gr savunan limlerin, dnrlerin gayesi Cenb- Hak
hesabna deta kinat inkr etmek iken, ilimden yoksun ve gafillerin zellikle de maddeci fikirlerle mptela olanlarn fikirlerine girdike, bu sefer
kinat ve maddiyat hesabna ulhiyeti inkr eklinde karmza kar.
kincisi; sz konusu fikir Allah'n varlnn dndaki tm mevcudat inkr edip mstakil her bir eyin vcudunu grmemek iken, tabiat fikirleriyle zihinleri bulanp gurur ve kibre kaplan, nefsi kabararak kendini adeta kk bir firavun gibi gren, nefsini mabud olarak gren insanlara telkin edilmesi, nefislerinin daha da kabarmasna sebep olabilir.
ncs; Cenb- Hakk'n zt ve sfatna uygun dmeyecek tasavvurlara yol aarak btl telkinlere medar olur. Vahdet'l-vcuddan bahseden;
fikren yerden ge doru karak ve kinat arkasnda brakacak ekilde

73
74

Bedizzaman, Mektbt, s. 82.


Bedizzaman, Emirda Lahikas, s. 68.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

574 | Dr. Hseyin KURT

nazarn dorudan Ar- lya yneltir. man kuvvetiyle her eyi dorudan doruya Cenb- Hakk'n varl ve birliinde bilir. Aksi takdirde kinatn arkasnda durup gkten yere doru nazar edip, sebepleri grme ve
bu sebepler iinde boulup tabiat bataklna dme tehlikesi vardr. Dolaysyla, bu tehlikelere maruz kalmamak iin olgun bir iman sahibi olup
yerden ge kadar ykselen her eyde, mevcudatta Cenb- Hakk'n isim
ve sfatlarna ayinedarlk zelliini grmek gerekir. Fikren Ara kan,
Celaleddin-i Rm gibi, Kulan a! Herkesten iittiin szleri, ftr fonograflar gibi Cenb- Haktan iitebilirsin diyebilir. Yoksa Celleddin gibi bu derece yksee kamayan ve Ferten Ara kadar mevcdat ayine eklinde
grmeyen adama, Kulak ver, herkesten Kelmullah iitirsin desen,
manen Artan Fere sukut eder gibi hakikate aykr batl tasavvurlara giriftar olur<75

7. Vahdet-i Vcd Makam En Yksek Makam mdr?


Vahdet-i vcud merebine girenler, tevhiddeki istirakkrne halin neesiyle bu makamn en yksek makam olduunu iddia edip, dier merepleri
pek cazip grmemilerdir. Bu iddialara tamamen zt kanaatte olup, bu merebi kfr sayanlar da olmutur. mam- Rabbani gibi mutavasst grl
limler bu merebin vartalarn ve noksanln bilmekle beraber, bu merebi
tamamen reddedip kfr saymamlardr.
Vahdet-i vcud merebi, en bata bn Arab ve ona tabi olan ehl-i ak bir
ksm byk evliyalar tarafndan en yksek mertebe olarak kabul edilmitir.
Ancak bata drt byk halife olmak zere, sahabeler, ehl-i beyt imamlar,
drt byk mezhep imamlar, mtehitler ve tabiinlerde bu merep aka
grlmyor. Acaba onlardan sonra kanlar daha ileri mi gitmiler, daha
byk bir cadde mi bulmular76 eklinde birok kiinin aklna gelebilecek bu
soruyu cevaplama sadedinde Bedizzaman, vahdet-i vcud merebine kar
u eletiriyi yneltir:
En bata risalet gneinin en yakn yldzlar ve en karip vereseleri bulunan o asfiydan hi kimsenin haddi deil, daha ileri gidebilsin. Muhakkak
ki, en byk cadde onlarndr.77

Bedizzamana gre vahdet-i vcud, bir merep, bir hl ve nks bir


mertebedir. Fakat zevkli ve neeli olduundan seyr u slkta o mertebeye
girdikleri vakit ou kmak istemiyorlar, orada kalyorlar. En son mertebe
75
76
77

Bedizzaman, Lem'alar, s. 271, 272.


Bedizzaman, Mektbt, s. 84.
Ayn eser, s. 84.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 575

zannediyorlar. Halbuki en geni cadde, sahabe, tabiin ve asfiyann caddesidir. Varlklarn sabit birer hakikati vardr hkm, onlarn en kapsaml
kaideleridir. Onun benzeri hibir ey yoktur 78 mealindeki yet-i kerime
gereince, Cenb- Hakkn hibir eyle benzerlii yoktur. O, yer kaplamaktan ve ksmlara ayrlmaktan mnezzehtir. Cenb- Allahn mevcdtla
alakas var mdr, varsa ne ekildedir? diye insann aklna gelen bir soruya
Bedizzaman u ekilde cevap verir:
Cenb- Hakkn mevcudatla alkas, hlkyettir. Ehl-i vahdetlvcudun dedikleri gibi; mevcudat, evham ve hayalt deil. Grnen eya
dahi, Cenb- Hakkn srdr. Heme Ost deil, Heme ez Osttur. Yani
Her ey O deil, belki Her ey Ondandr. nki hadisat, ayn- kadm
olamaz.79

Bedizzaman burada, meselenin daha iyi anlalmas iin iki temsil zerinden aklama yapar. Bunlardan birincisi padiah misalidir:
Mesela bir padiah var. O padiahn hkim-i dil ismiyle bir adliye dairesi var ki, o ismin cilvesini gsteriyor. Bir ismi de halifedir. Bir meihat ve
bir ilmiye dairesi, o ismin mazhardr. Bir de kumandan- azam ismi var.
O isim ile askeri dairelerde faaliyet gsterir. Ordu, o ismin mazhardr. Biri
kp dese ki: O padiah, yalnz hakim-i adildir; devair-i adliyeden baka
daire yok. O vakit bil-mecburiye, adliye memurlar iinde, hakiki deil
itibari bir surette, meihat dairesindeki ulemann evsafn ve ahvalini onlara tatbik edip, zll ve hayal bir tarzda, hakiki adliye iinde tebe ve zll bir
meihat dairesi tasavvur edilir<
<te u halde, padiahn hakiki ismi ve hakiki hakimiyeti, hakim-i adil
ve adliyedeki hakimiyettir. Halife, kumandan- azam, sultan gibi isimleri
hakiki deiller, itibaridirler. Halbuki padiahlk mahiyeti ve saltanat hakikati, btn isimleri hakiki olarak iktiza eder.
Hakiki isimler ise, hakiki daireleri istiyor ve iktiza ediyorlar. te saltanat-
ulhiyet, Rahman, Rezzak, Vehhab, Hallak, Faal, Kerim, Rahim gibi pek
ok esma-i mukaddeseyi hakiki olarak iktiza ediyor. O hakiki esma dahi,
hakiki ayineleri iktiza ediyorlar<80

kinci temsil ayna misalidir:


Mesela u menzilin drt duvarnda drt tane endam ayinesi (boy aynas)
bulunsa, her bir ayine iinde her ne kadar o menzil teki ayine ile beraber irtisam ediyor< Fakat her bir ayine, kendinin heyetine ve rengine g-

78
79
80

r, 42/11.
Bedizzaman, Mektbt, s. 85.
Ayn eser, s. 85.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

576 | Dr. Hseyin KURT

re eyay kendi iinde ihtiva eyler; kendine mahsus misali bir menzil
hkmndedir. te imdi iki adam o menzile girse; birisi bir tek ayineye
bakar, der ki: Her ey bunun iindedir. Baka ayineleri ve ayinelerin ilerindeki suretleri iittii vakit, mesmuatn o tek ayinedeki iki derece glge olmu, hakikati klm, tegayyr etmi o ayinenin kk bir kesinde tatbik eder. Hem der: Ben yle gryorum, yle ise hakikat byledir. Dier adam ona der ki: Evet sen gryorsun< Grdn haktr;
fakat vakide ve nefslemirde hakikatin hakiki sureti yle deil. Senin
dikkat ettiin ayine gibi baka ayineler var; grdn kadar kck,
glgenin glgesi deiller.81

te Esm-i lhiyenin her biri, ayr ayr birer ayine ister. Hem mesela;
Rahman, Rezzak hakikatli, asl olduklar iin, kendilerine lyk, rzka ve
merhamete muhta mevcudat ister. Rahman nasl hakiki bir dnyada rzka
muhta hakikatli z-ruhlar isterse; Rahim de, yle hakiki bir cenneti ister.
Eer yalnz Mevcud, Vacibl-Vcud ve Vhid-i Ehad isimleri hakiki tutulup teki isimler onlarn iine glge olmak haysiyetiyle alnsa, o esmaya
kar bir hakszlk hkmne geer.82
Bu aklamalardan sonra Bedizzaman u sonuca ular: te u srdandr ki; en byk cadde, elbette velyet-i kbra sahipleri olan sahabe, asfiya,
tabin, Ehl-i Beyt imamlar ve mctehid imamlarn caddesidir. nk onlar,
dorudan doruya Kurann birinci tabaka akirtleridir.83
8. Vahdet-i Vcud ile Vcdiyye84 (Panteizm) Arasndaki Farklar
Vahdet-i Vcud ile Panteizm ayn eyler olmadn ve aralarnda ok nemli farklar bulunduunu syleyen Bedizzaman, Vahdetl-vcudu nasl
gryorsun? eklindeki bir soruya verdii cevapta bu konuyu ele almtr.
Bedizzaman, nce vahdet-i vcudu tarif ederek yle der:
Tevhidde istiraktr ve nazara smayan bir tevhid-i zevkidir. Esasen
tevhid-i rubbiyet ve tevhid-i ulhiyetten sonra tevhidde zevken iddet-i
istirak, vahdet-i kudret, yani Mkevvenatta Allahtan baka messir
yoktur, sonra vahdet-i idare, sonra vahdet-hud, sonra vahdetlvcud, sonra yalnz bir vcudu, sonra yalnz bir mevcudu grnceye
81
82
83
84

Bedizzaman, Mektbt, s. 86.


Ayn eser, s. 86.
Ayn eser, s. 87.
Vcdiyye, Farsada Heme-ost (her ey odur) cmlesiyle formlletirilen panteizm
kelimesinin karldr. Zira Her ey odur cmlesinin ihtiva ettii mn ile panteizm
lafznn ifade ettii anlam arasnda bir fark yoktur. Ayrntlar iin bk. Ferid Kam, Vahdet-i
Vcd ve Panteizm, s. 10; Sleyman Uluda, Tasavvuf Terimleri, s. 525.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 577

mncer oluyor. Muhakkikn-i sfiyenin mteabihat hkmnde olan


atahatyla istidlal edilmez. Daire-i esbab yrtp kmayan ve tesirinden
kurtulmayan bir ruh, vahdetl-vcuddan dem vursa, haddini tecavz
eder. Dem vuranlar, Vacibl-Vcuda o kadar hasr- nazar etmilerdir ki,
mmkinattan tecerrd ederek, yalnz bir vcudu, belki bir mevcudu grmler.
Evet, delil iinde neticeyi grmek, lemde Snii mahede etmek, tarik-i
istirakkrne cihetiyle cedvil-i ekvanda cereyan- tecelliyat- lhiyeyi ve
melektiyet-i eyada sereyan- fyzt ve mery-y mevcudatta tecell-i
esm ve sfat, yalnz zevken anlalr birer hakikat iken, dk- elfz sebebiyle ulhiyet-i sriye ve hayat- sriye tabir ettiler. Ehl-i fikir, o hakaik-i
zevkiyeyi nazarn mekayisine sktrdndan, ok evham- btlaya mene oldu.

Bedizzamana gre, maddeperver hkema (panteist) ve zaifl-itikad


ehl-i nazarn vahdetl-vcudu ile evliyann vahdetl-vcudu tamamen
birbirinin zdddr. Aralarnda be cihetten fark vardr:
Birincisi: Muhakkikn-i sfiye, Vacibl-Vcuda o kadar hasr- nazar etmi, mstarak olmu ve ehemmiyet vermiler ki, onun hesabna kinatn
vcudunu inkr etmiler. Hkema ve zaifl-itikad olanlar, maddeye o
kadar hasr- nazar etmiler ve mstarak olmular ki, fehm-i ulhiyetten
uzaklatlar. Ve o derece maddeye kymet verdiler ki, her eyi maddede
grmek, ulhiyeti onda mezcetmek hatta kinat hesabna ulhiyetten istina etmek derecede tarik-i mteassifeye girmilerdir.
kincisi: Muhakkikn-i sfiyenin vahdet-i vcudu, vahdet-uhudu da
tazammun eder. kincilerin ise, vahdetl-mevcudu tazammun eder.
ncs: Birincilerin meslei zevkidir. kincilerin nazaridir.
Drdncs: Birinciler, evvelen ve bizzat Hakka, nazar- tebe olarak halka bakarlar. kinciler, evvelen ve bizzat halka bakarlar.
Beincisi: Birinciler, Hdaperesttirler (Allah yceltir ve severler). kinciler, hodperesttirler (nefislerini yceltir ve severler).
Ser nerede, Sreyy nerede? Hereyi gsteren k nerede, her eyi rtp
saklayan zulmet nerede?

Grld gibi Bedizzaman, mutasavvflarn vahdet-i vcud anlaynn, panteistlerin ve zayf inanl baz felsefecilerin grlerinden tamamen farkl ve zdd olduunu belirtmektedir.
Panteistlerin, varln birlii hakkndaki grleri, vahdet-i vcdu bir
para andrr mahiyette gzktnden, bu durum, slm limlerini vahdeti vcd dncesine kar dikkatli olmaya ve tavr almaya sevk etmitir. Bu

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

578 | Dr. Hseyin KURT

nedenle onlar, Hakkn eyadan tenzih edilmesi iin akl deliller ortaya
koymaya mecbur olmulardr.85
Netice olarak, birbirine benzer gibi grnmesine ramen bu iki nazariye
arasnda ok nemli baz temel farklar bulunmaktadr. fade tarzlarndaki
benzerlikten dolay bazen birbiriyle kartrlsa da, vahdet-i vcd ile panteizm arasndaki farklar belirgindir. Terimler arasndaki bu aynlk, birok
aratrmacy yanltm ve iinden klmaz yanl aklama ve yorumlara
neden olmutur.86
Sonu
Tasavvuf; Allahtan baka tm varlklarla gnlden ilgi ve ilikiyi kesmek,
Kitap ve Snnete tam bir ballkla Allah'n rzasna ulamay amalamak ve
bu yce makama ermek iin kt huy ve davranlar terk ederek vlm
yksek ahlka brnmek ve Allah'n iradesine tam teslim olmaktr. Daha
ksa bir ifadeyle tasavvufu, dinin derun/i boyutu eklinde tanmlayabiliriz.
Tasavvuf yalnzca slma zg bir terim olmasna karn, dier semav
85

86

Vahdet-i vcd ile panteizm arasndaki farklar iin bk. Mustafa Tahral, Fussul-Hikem,
erhi ve Vahdet-i Vcd le Alkal Baz Meseleler, Avni Konuk, Fuss erhi iinde, c. I,
ss. LXI-LXIV; Ferid Kam, age, ss. 55-64; ayn mellif, Vahdet-i Vcd, (Bu kitap, bir nceki
eserin baka bir neridir) sad. Ethem Cebeciolu, Ankara 1994, ss. 51-61; . Fenni Erturul,
Vahdet-i Vcd ve bn Arab, s. 65 vd.; H. Ziya lken, slm Felsefesi, s. 242 vd.; Seluk
Eraydn, Tasavvuf ve Tarikatlar, ss. 250-252; M. Erol Kl, Muhyiddin bnl- Arabde Varlk
ve Mertebeleri, s. 126 vd.; S. Hayri Bolay, Trkiyede Ruhu ve Maddeci Grn Mcadelesi,
ss. 185-190. smail Hakk Bursev, Hak ehli sfiyyenin mezheb-i vcdiyye zere olmakla sulanmasn, yanl bir anlama olarak deerlendirir. Muhakkak ki, Allah btn
lemlerden mnezzehtir (l-i mrn, 3/97) yeti srrnca, sflerin Hak ile halk arasnda bir
irtibat kurmadklar halde nasl olup da vcdiyye mezhebinden saylacaklar sorusunu
sorar. Ona gre burada Allah Telnn lemlerin Rabbi olmas hasebiyle onunla halk
arasnda, olsa olsa sultan ile raiyyet arasndaki iliki gibi bir balant olur. Raiyyet demek,
sultnn saltanat demektir. Saltanat ise mertebedir. Binenaleyh, mertebenin tibrnn
olmay, sultnn vcdunun ve raiyyetin olmamasn gerektirmez. (Bk. Bursev,
Kitbn-Netce, c. II, s. 332) Ferid Kam da, kinat kitabnda bulunan her kelimeden ayr
ayr anlamlar karp, kelimelerin btnnden bir mn elde edemeyen baz dnrlerin, aynda kevn ile aklanan vcdu (varl), vahdet ehlinin bu kelimeye verdii br
mn ile kartrarak, onlarn irfan mesleine Vucdiyye adn verdiklerini sylemektedir.
Bylece bu kimseler, vahdet ehline yaptklar satamalarla insaf llerinden olduka
uzaklamlardr. Halbuki vahdet ehli, Cenb- Hakk grm, grdn vcddan
baka bir kelimeyle ifade edememi; kesret ehli (zhir ulems) ise sflerin vcd tabirinden, aynda aklanan mny kastettiklerini zannederek, onu bir trl Cenb-
Hakkn nna lyk grememilerdir. Bk. Ferid Kam, Vahdet-i Vcd ve Panteizm, ss. 107108.
Bk. Ethem Cebeciolu, Some Reasons For The Inability of Layman To Understand
Sufism, Tasavvuf, sy. 1, Ankara 1999, ss. 9-27.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 579

retilerin de btn ynlerinin bulunduu bir gerektir. Her ne kadar bu


retiler arasnda baz ortak ynler bulunsa da, slm Tasavvufunun kendine zg bir dnce sistemi ve varlk anlay vardr.
Tasavvuf ekollerinin ortak ad olan tarikat ise, tasavvufun amalad
neticeleri elde etmek iin izlenen yol ve uygulanan yntem demektir. Tasavvuf eitiminin verildii kurumlardr. Baka bir ifadeyle tarikat, tasavvuf
yoluna girenlerin (slik) kendilerine mahsus bir yolculukla (seyr) menzilleri
ap, mnev makamlarda ykselerek Allaha ulamalarnn eitimidir.
Bedizzaman Said Nursnin, Risle-i Nur adl eserleri dikkatli bir biimde ele alnp incelendiinde onun, ilhi hakikatleri fkh ve kelam alarndan ok, derun ve irfan boyutlaryla alglam olduu grlecektir. Szgelimi, bir tasavvuf risalesi grnmnde olan Telviht- Tis'a adl
rislesinde tasavvufun ve tarikatlarn, insan marifetullaha, srekli huzura
ve kemle eritirmesi bakmndan son derece ilevsel ve feyizli bir yol olduu belirtilmektedir. Yine bu risalesinde, tarikat ehlinin, ehl-i dalalet topluluunun saldrs zamannda imanlarn tasavvuf retisiyle kurtardn vurgulanmaktadr.
Bedizzamana gre tasavvuf, tarikat, velyet ve seyr u slk, genel
kabul grm kavramlardr. Bunlardan her biri kendi iinde, sezgi ve ilhama mazhar olan kef ehli mutasavvflarn eserlerinde geni bir ekilde tarif
edilen kuds bir hakikati barndrmaktadr. Onun kendine zg tanmlamasyla, tasavvuf ve tarikat, "ulv bir srr- insan" ve bir "kemal-i beer"dir;
balca hedefi ve maksad marifet'tir. Hz. Muhammed(s)in mircnn glgesinde, kalb ayayla bir manev yolculuk neticesinde, zevk (sezgisel), hal
(fiil), ve bir derece uhud olarak imann ve Kur'an'n hakikatlerine mazhariyettir. Baka bir deyile, tasavvuf; insan, en sonunda Kur'an'da beyan edilen hakikatlerin tecellisine ulatran uzun bir manev yolda seyahat ettirerek
kemale ulatrmay hedefler. Bu seyahat, Nurs'nin tarif ettii gibi, "kinatn
hadsiz hakikatinin tecellisinin ekirdei ve merkezi" olan kalb vastasyla
gerekleir.
Bedizzamann slm'a dair topyekn kavray iinde, tasavvuf nc srada yer alr. Eer sralamay belirtmek gerekirse, ilki Kur'an ve ikinci
olarak Hz. Peygamberin snnetinden sonra gelir.
Bedizzamann, genelde tasavvuf anlaynn ve zelde vahdet-i vcud
hakkndaki deerlendirmesinin bir hayli yeni olduunu, Kur'n'dan ilham
alarak, mam- Rabbn gibi nc ve mjdecilerinin ele ald balam ierisinde kavramlatrldn syleyebiliriz. Bununla birlikte, onun asl hedefi,

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

580 | Dr. Hseyin KURT

ncekilerin yapt gibi, kendine zg bir tasavvuf teorisi kurmak deildir.


Bu nedenle fikirleri, dier sfi yazarlarda grmeye alk olduumuz trden,
bir eserde konuyu belli bir yerden alp inceden inceye ileyerek yine belli bir
yere gtrme tarznda deildir. Bilakis bu fikirler, eserlerinin deiik yerlerine serpitirilmi vaziyettedir. Onun, zellikle tasavvuf ve tarikatlarn gerek yerini Kur'n ve snneti mihenk tutarak belirlemesi ve msivya, yani
Allah'tan baka tm mevcutlara, varolu hususunda hayal ve vehm deil,
gerek bir mevki vermesi, takdir edilmesi ve kymet verilmesi gereken bir
tutumdur.
Birok slm limi gibi Bedizzaman da bn Arabnin fikirlerinden etkilenmitir. Eserlerinde ondan ve onun grlerinden sz etmitir. Aralarnda
yedi yz yl olmasna ramen, bn Arab ile Bedizzamann dnce sistemlerinde birok ortak nokta bulunmaktadr. bn Arabnin yksek ilmi ve
bykl karsnda hi tereddd bulunmayan Bedizzaman, onun vahdet-i vcud ile ilgili dncelerine kar temkinli yaklam ve bu konuda
baz eletiriler getirmitir.
Bedizzamann, vahdet-i vcud ve vahdet-i uhud gibi tasavvufun
tartmal baz konular hakkndaki dnceleri, Kurn ve Snnet temel
alnarak, eserlerinde bilimsel bir metotla ortaya konulmutur. Onun bu konudaki eletirilerini, ahslar hedef almayan, fikirleri tartan ve doru bilgiye ulamay amalayan bir abann rn olarak deerlendirebiliriz.
Kaynaka
Addas, Claude, bn Arab, Kibrit-i Ahmerin Peinde, ev. Atilla Ataman, Gelenek Yay., stanbul
2003.
Badll, Abdlkadir, Bedizzaman Said-i Nurs-Mufassal Tarihe-i Hayat, I-III, Tima Yaynlar,
stanbul 1990.
Cebeciolu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Rehber Yay., Ankara 1997.
---------, mam- Rabban Hareketi ve Tesirleri, stanbul 1999.
Erdem, Hsameddin, Panteizm ve Vahdet-i Vcd Mukayesesi, Ankara 1990.
Erturul, . Fenn, Vahdet-i Vcd ve bn Arab, Haz. Mustafa Kara, stanbul 1991.
Gazl, Eb Hmid b. Muhammed, hyu ulmid-Dn, Kahire 1407/1987
el-Hucvir, Kefl-Mahcb, terc. Sleyman Uluda, (Hakkat Bilgisi), stanbul 1982.
bn Arab, Muhyiddin, el-Futhtul-Mekkiyye, ner. Osman Yahya-brahim Medkr, Kahire
1392-1410/1972-1990.
---------, Fussul-Hikem, evki Bey Matbaas, 1287.
---------, Tedbrt- lhiyye, terc. ve erh: A. Avni Konuk, haz. Mustafa Tahral, stanbul 1992.
---------, Marifet ve Hikmet, ev. Mahmut Kank, z, stanbul 1995.
mam- Rabbn, Ahmed el-Fruk es-Serhend, el- Mektbt, stanbul trz.
zutsu, Toshihiko, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, ev. Ahmed Yksel zemre,
stanbul 1998.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

Bedizzaman Said Nursinin Muhyiddin bnl-Arab ve Vahdet-i Vcud Hakkndaki Dnceleri | 581

---------, slmda Varlk Dncesi, ev. brahim Kaln, nsan Yay. stanbul 1995.
Kam, Ferid - Ayn, M. Ali, bn Arabde Varlk Dncesi, stanbul 1992
---------, Vahdet-i Vcd, sad. Ethem Cebeciolu, Ankara 1994.
el-Kn, Abdurrezzak, Mucemu stlhtis-sfiyye, Kahire 1992.
Kelbz, Eb Bekr Muhammed, et-Taarruf, Dmak, 1986; et- Taarruf, haz. Sleyman Uluda,
stanbul 1992.
Kl, M. Erol, Muhyiddin bnul-Arabde Varlk ve Mertebeleri, stanbul 1995.
Kitap, Zekeriya, Bedizzaman Said Nursi ve Anadolu man Hareketi, Kuzucular Ofset, Konya
1998.
Konev, Sadreddin, Vahdet-i Vcd ve Esaslar, terc. Ekrem Demirli, z Yay., stanbul 2002.
Konuk, A. Avni, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, stanbul 1988.
el-Kueyr, Abdlkerim, er-Risle, Beyrut 1990; terc. Sleyman Uluda, (Tasavvuf lmine Dair
Kueyr Rislesi), stanbul 1991.
Mardin, erif, Bedizzaman Said Nursi Olay, Modern Trkiyede Din ve Toplumsal Deiim, ev.
Metin ulhaolu, letiim, stanbul 1992.
el-Muhsib, Hris b. Esed, er-Riye l Hukukllah, (Tah. Abdlhalim Mahmud), Kahire 1990; erRiye (Nefs Muhasebesinin Temelleri), ev. ahin Filiz-Hlya Kk, nsan Yay. stanbul
1998.
Mrsel, Safa, Bedizzaman Said Nurs ve Devlet Felsefesi, Yeni Asya Yaynlar, stanbul 1980.
en-Nesef, Azzddin, nsan- kmil, terc. Mehmet Kanar, stanbul 1990.
Nursi, Bedizzaman Said, Mektbt, Yeni Asya Ner., 1994 (Printed in Germany).
---------, Lemalar, Yeni Asya Neriyat, 1994 (Printed in Germany).
---------, ualar, Yeni Asya Neriyat, 1994 (Printed in Germany).
---------, ratl-cz, Yeni Asya Neriyat, 1994 (Printed in Germany).
---------, Kaynakl ndeksli Risale-i Nur Klliyat(1-2 cilt), Nesil Basm-Yayn, stanbul 1996.
Sud el-Hakm, el-Mucemus-Sfi, Beyrut 1981.
es-Shreverd, Avrifl-Marif (Avrif), terc. Hasan Kmil Ylmaz-rfan Gndz, (Tasavvufun
Esaslar), stanbul 1990.
ahiner, Necmettin, Bilinmeyen Taraflaryla Bedizzaman Said Nurs, Yeni Asya Yay., stanbul
1991.
et-Ts, Eb Nasr Serrc, el-Lma, terc. H. Kmil Ylmaz, (slm Tasavvufu), stanbul 1996.
Uluda, Sleyman, Tasavvuf Terimleri Szl, Marifet Yay. stanbul 1991.
Yaar, Selahattin, Bedizzaman Kimdir?, Genlik Yay., stanbul 1994.
Yazr, Elmall M. Hamdi, Hak Dini Kuran Dili, (I-X), stanbul 1992.

Tasavvuf | lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-2), yl: 10 [2009], say: 23

You might also like