Professional Documents
Culture Documents
Yakup Kadri Karaosmanoglu - Yaban PDF
Yakup Kadri Karaosmanoglu - Yaban PDF
edebiyatn ykmtr. irkin, ksr bir doa, pis bir evre; illetli, sakat
insanlar, cehalet, kr inanlar, igdlerin yn verdii
bir yaama biimi... izilen tablonun renkleri bunlardr. Sava sanki bu
insanlarn dnda olup bitmektedir. Askere arlma korkusu dnda
ilgilenmezler savala. Milli Mcadele'ye kar kyllerin tavryla Ahmet
Celal'in tavr birbirinin tam kartdr. Bozgundan sonra geri ekilen
dman askerlerinin yaptklar zulm bile tepkiye yol amaz. Tevekklle
kabullenilir. Bir kolunu onlar iin veren Ahmet Celal ise deliye dnecektir.
Ama onu acya salan bu durum kendi eseridir. Anadolu halkn, hayvani
duygularn, cehaletin ve yoksulluun ve ktln elinde brakmtr.
Ne ektin ki, ne bieceksin? diye sorar Ahmet Celal Trk aydnna.
Romann bir baka blmnde, Ahmet Celal'in eski neferi Mehmet Ali'den sz
edilirken sorun daha kapsaml bir biimde konulacaktr. Burada Yakup Kadri'nin
kiilerini ele alnn doruluu zerinde de durmak gerekir. nsann
evreyle ilikisinin nemini kavram bir romancdr karmzdaki. Ahmet
Celal, kye geldikleri gnden beri baka bir Mehmet Ali'nin varlyla
tanr. Eski neferi deildir bu. Asker olmazdan nceki haline dnmtr
Mehmet Ali.
Ona gre geriye doru bir gelimedir sz konusu olan. Bu gzlem
Ahmet Celal'i u doruyu saptamaya gtrecektir: Talim, terbiye,
iyi misal, bunlarn hepsi geici eylerdir. Ve evre deitirmedike,
insann gelimesine imkan yoktur. Bu kk mlahazadan Trkiye'deki yenilik
ve garplk hareketlerinin, neden baarszla urad sorununa kadar
kabiliriz. Bu dnce yukardaki alntlarla birletirilirse, Yaban'da
ilenen tezin yzeysel bir halk-aydn atmas olmad, romancnn bu
atmaya, bu kopuklua yol aan temeldeki soruna dikkati ektii grlr.
Yalnz biimsel gibi grnen, ama aslnda Yakup Kadri'nin dncelerindeki
geliimi gsteren bir ayrntdan da sz etmem gerek.
lk basklarda, yukarda altn izdiim deitirmek kelimesi,
deimeyince biimindedir. Cmle tpks tpkna yle: Ve muhit
deimeyince, ferdin deimesine imkan yoktur. Burada evrenin,
ok ak olmasa da, kiinin iradesi dnda deimesi sz konusudur. Oysa
ikinci cmlede, sonradan yaplan bir degiiklikle, deime olgusu kiinin
iradesine balanmtr.
Yaban'n, dneminin gerekilik anlayna uygun bir roman olduunu
sylemitik. Bu gerekiliin, Zola ve Balzac etkisi tad,
giderek Yakup Kadri'nin, Toprak ve Kyller romanlarndan esinlendii de
ne srlmtr. Gerekten de Yaban'la sz konusu romanlar arasnda kimi
benzerlikler bulmak mmkndr. Yaban'n zellikle kyl kiilerinin
sergileniinde natralizmin izleri de grlr. Ama bu, birok roman iin de
ne srlebilecek teknik bir ayrntdr. Roman yazarnn eitimine, dnce
birikimine baldr, giderek kltrel bir ortamn sonucudur. Byle olduu
iin de doaldr. nemli olan romanda kullanlan malzeme ve malzemeyle
verilen biimdir. Konuya bu adan baklrsa, Yaban'n yerli ve ulusal
nitelikler tad grlr. Psikolojiye girildii zaman bile evrensel
boyutlara ulald sylenemez. Yaban'n eskimeyiinin, okunurluluunun
srr da buradadr. Ky ve kyly anlatan ilk gereki
Trk romanlarndan biri olarak deil, ilk yerli romanlardan biri
olarak nem tar.
Bunda gzlemin ve gzlenen gerek zerinde kafa yoruun pay
byktr. Biliyoruz ki, Yaban, yazarnn 1921'de kt bir gezinin
rndr. Ayrca romann sonuna eklediimiz yazlarda da grlecei gibi
Bir Bak adl yaptnn Yaban' konu edinen blmnden bir para ekledim.
Ayrca, Genel Bibliyografya blm de yeni eklerle geniletildi. Bu konuda
yardmn grdm gen bibliyograf Hatice Aynur'a teekkr borluyum.
Atilla zkrml, 15 Temmuz 1984
:::::::::::::
YABAN'IN KNC BASILII VESLESYLE
Mevcudu oktan tkenmi olan Yaban', bu sefer, yeniden bastrmaa karar
veriimin balca sebebi, gnden gne artan umumi bir istei yerine getirmek
zorunda kalmdr. Byle bir istekle karlamam olsayd Yaban, halkn
huzuruna tekrar kmak lzumunu duymayacakt. Zira, bu eser, yaym meydanna
ilk admlarn att gnlerde ne kadar ok martld ise, son yllarda; o
kadar insafszca hcumlara uram, o kadar ok hrpalanmtr. Eski
Babali mahallesinin ke balarn tutan baz sokak demagoglar onun
aleyhine birtakm suikastlar tertip etmitir ve onu, her gn stnde
dolatklar kaldrmlarn amuruna bulamak istemilerdir.
Bu irkin ve iren macera, yegane kuvveti, yegane meziyeti samimiyetten
ibaret olan bir eserde kafi bir tiksinti ve ekingenlik
uyandrabilirdi. Fakat, Yaban, en geni, en byk rabete, asl, bu
tecavzlerden sonra erdii iin hakimlerin en adaletlisi halkn,
kimden yana olduunu derin bir minnettarlkla hissetti ve ite bu
minnet borcunu demek niyetiyledir ki, bugn tekrar, onun karsna kyor.
Eski Latin airi Horatius, kendi eserlerinden birine yle hitap
eder: Haydi, git; halkn iine kar; artk, sen, benim malm deilsin!..
Her yazar, her sanat, kendi eserine ayn eyi syleyebilir.
Fakat, en ziyade, bir milli heyecann mahsul olan eserlerdir ki,
meydana geldikleri andan itibaren, artk, stlerinde tadklar
isimle btn manevi ilikilerini keserler ve kendi talihlerini
kendileri tayin ederler.
Buna karlk, bir yazarn, kendi eserinden ayrlp ona yabanc
kald da ok vakidir. Ben Yaban'da neler yazm olduumu o kadar
unutmuumdur ki, ona edilen hcumlar esnasnda, ben de baz
kimseler gibi onun masumluundan pheye der gibi olmu ve
ancak, onu, yeni batan, tekrar okuyunca kendi savunmam en ak
satrlar halinde, bizzat kendinde bulmutum.
Mesela, Yaban'a yneltilen balca su, kitabn kyl aleyhtar
bir karakter tamas; kylnn maddi ve manevi sefaletini bir entelektel
azndan tezfiye kalkm olmasdr. Yaban' ikinci defa
gzden geirdikten sonra anlyorum ki, bu, btn manasiyle bir iftiradr.
Zira, romann kahraman olan entelektele, elinizde tuttuunuz u cildin bu
baskda hangi sayfaya rastlayacan bilmediim bir yerinde, bundan yirmi
be yl evvelki kyn hazin bir tablosunu izdikten sonra dedirtmiim ki:
Bunun sebebi, Trk aydn gene, sensin! Bu viran lke ve bu
yoksul insan kitlesi iin ne yaptn? Yllarca onun kann emdikten ve onu bir
posa halinde kat toprak stne attktan sonra, imdi de gelip ondan
tiksinmek hakkn kendinde buluyorsun.
Anadolu halknn bir ruhu vard; nfuz edemedin. Bir kafas
-Ne okulu be. Ben okula gideyim de burada ie kim baksn? Hem bu kyde
okul yok. Dee, imamn evinde okurlar.
Gene gzlerini yzme dikip durdu. Fenerin yerden vuran aydnl, ona
acayip bir ekil veriyor. Bostan korkuluklarnn en biimsizine benziyor.
Onu yerinden kmldatmak iin devam ediyorum.
-Haydi bakalm, bana yardm et. u eyalar aalm.
Mehmet Ali'nin bana verilen odasnda yerlemem epeyce
uzun srd. Bu, ovaya bakan iki kk pencereli, kavak
aalaryla tutturulmu tavanndan kuru otlar sarkan, taban
toprak bir hcredir. nce yatak takmn ve seyyar karyolam saran iki
harar beziyle bu tavan rtmek, sonra ehirden getirdiim tahta ve
muambalarla bu toprak zemini kaplamak, demek lazm geldi. Ceviz kitap
sandm bir masa haline soktum, kapandan da bir nevi raf yaptm.
Yatam, stanbul'da ne ise, gene odur. Zira, savalardan beri seyyar
karyolam hi brakmadm. O, benim vcudumun bir paras
oldu. Daha rahat bir yatakta asla uyuyamyorum.
Kyllk hayatmn bir trl katlanamadm ve hala
halledemediim en zor taraf temizlik sorunudur... Burada
suyu bulmak iin her gn ta aya kadar gitmek gerekiyor.
ayn suyu ise bir akar balktr.
Geri kyn iinde su yok deildir. Fakat, gerek kuyunun, gerek emenin
ba, her gn sabahtan akama kadar doludur. Apdest alan ihtiyarlar,
evlerine su tayan kadnlar, kzlar ve akla smayacak derecede pis
oyunlarla oynayan ocuklar hep oradadr. Baz, aya kadar gitmekten enen
kadnlarn da amarlarn emenin yalanda ykadklar olur.
Hasat mevsimlerinden sonra haftalarca her nevi hububat
ayn yalakta ykanp ayklanr. Hatta ok kere, yenilecek
eylerin; ocuk bezleri, kirli don ve gmleklerle bir arada alkaland
da olur. Bu pislii onlara anlatmak bir trl mmkn deildir.
Bu gibi iddialarm yalnz Mehmet Ali tasdik eder grnr. Lakin, pisliin
kyllkten o kadar ayrlmaz bir vasf olduuna kanidir ki, bununla
uramaya hi istek gstermez.
Zaten, buraya geldiimiz gnden beri, Mehmet Ali, benim hkmmden bsbtn
syrlm, tamamyla asker olmazdan nceki haline dnmtr.
Dnk neferimin hviyetinde mahade ettiim bu geriye doru gelime, ilk
zamanlar, beni ok hayrete dryordu. Sonra, ben de, yava yava
kyllemeye balaynca, bu olay, evrenin kii zerindeki etkisine
vermekte glk ekmedim.
Talim, terbiye, iyi rnek, bunlarn hepsi geici eylerdir.
Ve evre deitirmedike, insann deimesine imkan yoktur. Bu kk
mlaliazadan, Trkiye'deki yenilik ve garplk hareketlerinin, neden
baarszla urad sorununa kadar kabiliriz.
Fakat ben, buraya yalnz dman zulmnden masun kalmaa gelmedim. Kendi
kafamn cevrinden kurtulmak iin de geldim.
Mehmet Ali'lerin bir boz eei var. Btn evin iini gren
odur. Byk ehirlerde, Frenklerin bonne a tout faire dedikleri hizmeti
kadnn grevlerini o yapar. Yalnz, yemek piirmesini bilmez. amar
ykamaz ve t tlemez. Zaten bu iten iki tanesi pek seyrek yaplan, bir
tanesi de hi yaplmayan eylerdir.
Her ayda, iki defa kah Mehmet Ali'yi, kah anasn,
kah kardeini kasabaya gtrp getiren de bu eektir.
Mehmet Ali'nin anas, evde yapt btn iyi eyleri, yemez, imez, hi
kimseye tattrmaz, alr kasabaya gtrr.
Ben geldiim gnden beri geri, bunlarn bir miktarn evde
alkoyabiliyoruz. Ben ya olsun, yourdu olsun, peyniri veya
sucuu olsun, kasabadaki fiyatnn iki mislini verip almaa
muvaffak olabiliyorum. Bu suretle de kadn gene memnun
grnmyor. Mrldanyor. nk, onca, parann bereketlisi,
pazarda kazanlandr. Onun iin, ok zaman hi kimseye haber vermeden,
sabahleyin, afakla beraber svr. Zaten, yol uzundur. Kyllere
sorarsanz, De-e, urackta, derler, amma kyllerin de-e, urackta'sn
ben bilirim. En ksa de-e, be alt saat srer.
Bunlarda zaman kavramyla mesafe kavramndan niin eser yoktur?
Gn getike, bu sorunun karln, kendi kendime buluyorum. nk; bende
de, buraya geldiim gnden beri, zaman kavram hayli zayflamtr. lk
aylar, gnlerin adn unutuyordum. imdi, aylar birbirine kartryorum ve
yalnz mevsimlerin deitiini hissediyorum.
Ka yamda olduumu ve arkamda braktm gemii
unuttuum gn, kimbilir, ne kadar rahat edeceim! Lakin,
bu hale vardm vakit de, gene bu engin ve kurak ovalarn
korkun geniliini hissetmekten kurtulamayacam. Bu his
her an yreimi burkuyor, bam dndryor ve irademi
hurdaha ediyor.
Lakin, bu ky, bir l ortasnda, bir konak kadar bile yreime gven
vermiyor. Bir konak, mesafe iinde bir hareketi gsterir. Bugn, burada
iseniz, yarn bir vahann kenarna erieceksiniz. br gn, bir byk nehrin
sular sizi karlayacaktr. Oysa, Orta Anadolu'da bir ky donmu bir
konaktr. Burada, mesafe sizi yutmutur. Siz, mesafe iinde, dehetten
donmusunuzdur.
Gerekten, bir eski Hitit harabesine benzeyen bu kyde,
insanlarn, toprak altndan henz karlm krk dkk
heykellerden fark ne?
Arasra, Bekir avu'la, onun gezip grd yerlerden
bahsederiz. Bekir avu, ok yer gezip grm olmakla vnr. Onca,
hemerilerinin bu kadar geri kalmalarnn sebebi, kendisi gibi gezip
grmemi olmalardr.
-Ah, beyim, bir dn. Yirmi yl askerlik bu. Ne Urumeli kald, ne am,
ne Girit...
Ve srasyla, btn bulunduu yerleri sayar. Ona gre
dnya, bir uzun erit gibidir. Bu kyden balar, bu kyde biter. Ve bu erit
stnde ehirler, lkeler, ktalar, adalar, sra sra, birer yol menzilini
gsteren noktalardr.
-Girit'te, der, ben, sabun yaplrken grdm. Zeytini,
byle bizim gibi dibekte dvmyorlar. Fabrikalar var: Bir
yandan zeytin koyarsn, br yandan ya kar. ekirdekleri
bir yana, p, posas bir yana gider. Buz gibi zeytinya.
Aha, tpk stanbul suyu gibi. Sabuna gelince...
-am m? Hey Allahm, hey... Oray grdkten sonra
ben, gayri dnyann hibir tarafna metelik vermem. Bir su,
bir yeillik. Tpk bizim imamn anlatt Cennete benziyor.
nan olsun, beyim tam sekiz trl yemi saydm. Bir karpuzu var.
Halebinkiler gibi bal. Hele Tulkerim karpuzu, be kii bir araya gelse
yerinden kaldramaz.
Bekir avu'un baka memleketlere dair, bu basit hikayeleri muhayyilemi
tatl tatl okamaktan geri kalmaz. Beni, u bulunduum yerden alp gtren
her sz, her hikaye, her resim bana, adeta bir bedii heyecan veriyor.
Bir gn, Bekir avu, bana bilmem nerenin suyundan,
yemiinden bahsederken, sordum.
-Ya kadnlar?..
Elli yanda adam utanga bir ocuk gibi nne bakt.
Geni ve srekli bir glmseme ile srtt.
Bu vak'a, kye geliimin yedinci veya sekizinci aynda m
ne oldu. Bu vak'a, diyorum. Zira, dilimin ucuna, farkna varmakszn,
birdenbire gelen bu soru, bana, his hayatmn ayan dikkat bir merhalesine
geldiimi ispat etti.
Bu orak yerlerde, derimi kavuran ate, yava yava iimi saryor, gnlm
kavurmaa balyor. Ben, yalnz sudan, glgeden ve yeillikten yoksun
deilim. Buraya geldiim gnden beri, kadn veya kz denilmee layk tek bir
yaratk dahi grmedim. Oysa, ben, Mehmet Ali'nin dnnde de bulundum.
Mehmet Ali, buraya geldiimizin ikinci ay civar kylerin
birinden bir kz ald. Bu, onun nc evlenmesi olmakla beraber, kendisine,
bir yeni gveye yaplan eylerin hepsi yapld.
Ah, ne ar, ne skntl ve ne kadar kaba idi bu dn!
Mutlaka, Avrupa'da, bir cenaze alay bundan daha ferahldr. gn, gece
sren bu tren esnasnda, bana en ackl grnen insan, Mehmet Ali'nin
bizzat kendi oldu. nk o, gveylik sfatn taknd gnden itibaren,
artk hibir ie yaramaz bir ey gibi oldu. Bir kede oturmaa ve
bakalarnn geli gidilerini, oynaylarn, yiyip iilerini, giyinip
kuanlarn kenardan seyretmee mahkumdu. Garibi u ki,
gelin de ortada yoktu.
Her gn, sabah olunca, kyn ihtiyarlar ve ileri gelenleriyle beraber bir
duvarn dibine oturuyoruz. Delikanllarla gen kzlar ve bunlar arasnda
krkn gemiler, ounlukta idiler. Ve hepsi birden, erkei az diisi ok
bir kk insan kmesinden ibaretti. Birbirinden ayr halkalar halinde girip
karlkl raksediyorlar, eleniyorlar. Bu rakslar, srekli
zplamalardan ve saa sola gidip gelmelerden husule gelen,
yeknesak ve ar birtakm danslardr.
atlak bir zurna ve bir davulla arap kaba aras bir darbuka, havay
atr-atr atlatyor.
Ben, duvarn dibinde glmsemee, memnun ve ilgili grnmeye alyordum.
Elinde mzrak yerine denekler ve kalkan yerine birtakm tahta paralaryla
eski hamasi rakslar taklit eden bir adama, arasra, bir lira atyorum. Her
atmda itibarm bir para daha artyor... Adeta, oynayanlarn
hepsine birden yeni bir evk geliyor.
te, ky kadnlarnn, ky kzlarnn hepsi gzmn
nndedir ve hepsi de yeni, ssl dnlk esvaplarn giymilerdir. Dizi
dizi altnlar balklarnn etrafnda krk zil paralar gibi birbirine
arpyor. ou biimsiz, bcr, yusyuvarlak veya lzumundan fazla iri
olmakla beraber aralarnda kat kat kuma ynlarna ramen, insana narin,
krpe ve tombul hissini veren vcutlar da yok deil. Fakat, bunlarn
ellerine, ayaklarna baklnca o hafif tatl his hemen dalveriyor.
Bu dn esnasnda bana en ok strap veren ey, ziyaretler oldu. leri
isim veremeyeceim birtakm kark yemeklerle dolu lengerler getirilip
ortaya kondu mu ne yapacam bilmiyordum. Bir kadn, eteinin iinde
ekmekleri daha dorusu ya yufkalar- getiriyor. Her birimizin nne
bir topak atyor ve eller hep birden lengerlerin iine dalyor.
Bunlar arasnda bazen Mehmet Ali'nin gveylik knal elleri
de vardr.
imden: Mutlaka btn bunlara almalym diyordum. Fakat, Mehmet Ali'nin
evlenme treni btn gayretimi krar gibi oldu.
Nihayet, gelin bir hamam bohas gibi cansz ve ahsiyetsiz, evden ieri
sokuldu.
Kular nasl seviir? Kediler nasl seviir? Biliyorum. Lakin, bu ky
halknn nasl sevitiklerini tahmin edemiyorum.
Bizim gibi, gzgze bakrlar m? El ele tutuurlar m? Dudak dudaa
gelirler mi? Okaylar nasldr? Kalbin, bir st ana gibi kabarp
tat dakikada, azlarndan kan sesin anlam ve ahengi nedir?
Mehmet Ali'nin evlenmesinden sonra, bu benim iin bir
dnce konusu oldu.
Anadolu'da, kyl kadn uhluktan, naz ve iveden o kadar yoksundur ki,
onlarn hangi biriyle, br bre, koyun koyuna yatsam, vcudumun hibir
ey duymayacan tahmin ediyorum. htimal ki, ok da fena kokarlar.
Kendileri hakknda, bu hislerimi igdleriyle sezdikleri
iin midir, nedir bilmiyorum, onlar da, bana her rastgelilerinde, arkalarn
eviriyorlar. Yahut -eski Yunanllar devrinde yas tutan kadnlar gibi- yere
melip balarn rtyorlar.
Ve benden baka hibir erkee bu hareketi reva grmyorlar.
Buraya geldiimin bilmem kanc haftas idi. Mehmet
Ali'ye sordum:
-Kadnlarnz niin yalnz benden kayorlar?
-Yabansnz da ondan, beyim.
yapmyormu.
Lakin, ite kyller buna tahamml edemiyorlar. Bir
gn Bekir avu, Cennet'e eme banda rastgeldi. Dilerini
gcrdatarak stne yrd: Ya o herifi deflersin, yahut karmam diye
homurdand. Kadn, tatan Diana tavrn ald:
-Ne idermiin, bakalm? Ne idermiin, bakalm? diye
haykrd. Herkes sand ki, Bekir avu Cennet'e sulanyor.
Adamcaz, ban sallayarak uzaklat.
Baka bir gn muhtar da Sleyman'n kapsna kadar
gitmi:
-Syleyin o kerataya buradan defolsun, emrini vermi.
Fakat dinleyen olmad. Kadn: -Beni boasn, yle gideriz,
demi. Lakin Sleyman hi de karsn boamak fikrinde deildi.
te bu yzden, kyller, bu rezalete bir son vermek
iin tek areyi basknda buluyorlar. Hocaya sordular: Gzmzle
grrsek er'an bo der mi? diye.
Hoca;
-Elbet demi.
Bunun stne, bir gece, yats namazndan sonra, kyn
belli bal adamlar hep bir araya gelip Sleyman'n evini
bastlar. Kyn imam da beraberlerinde idi. Hibir grlt
olmad. Hatta Mehmet Ali'nin kardei kk smail soluk solua koup
gelerek bizi, olan bitenden haberdar etmeseydi
hepimizin haberi olmayacakt.
-Sudan gelirdim, dedi; Bir de baktm ki, camiden kanlar hep bir yana
yneldiler. Ben de aralarna katlverdim.
Sleyman'n kaps nne gelince durdular. mam Efendi
elindeki omakla defa vurdu. Ses kmad. Bekir avu:
-len Sleyman, biz geldik, a kapy; diye nledi. Gene
ses yok. Azck beklediler. Sonra Memi'in aas aha yle
omuzunla kapya dokunuverdi. Hep birden ieriye daldlar.
Ben de daldm. Odada bir barma rma oldu. Aha, o vakit,
elimden testi dverdi. Cennet Hanm, bize dinsiz,
imanszlar. mam: Dinsiz de sensin, imansz da sensin.
Haydi k burdan. Gayri er'an Sleyman'n yannda kalamazsn, dedi.
te o vakit Sleyman'n sesini duydum. Amann itmeyin; amann itmeyin,
diye bard. Ondan te, n'oldu, bilmirim. Bama bir ktlk gelir diye
svtm.
smail'i hi bu kadar heyecanl grmemitim. Hatta anasndan dayak yedii
gn bile bu kadar solumuyordu. Benzi de bu kadar atmamt. Dudaklar bu
kadar titremiyordu.
Lakin Zeynep Kadn:
-len, testiyi neden attn? diye stne yrynce akl
bana geldi.
Ertesi gn, Cennet'le herif, sabahleyin erkenden ky
terkettiler. te Sleyman karasevdaya o gnden sonra tutuldu. Bu, nce,
ta yreinin derinliklerinden gelen bir alama sesi halinde balad.
Sleyman'n gzlerinden bir damla ya akmyor, fakat hkra hkra,
hngr hngr alyordu. Sonra karanlk bir sessizlie dt. Ne yiyor, ne
iiyor, ne de sylyordu. Gzlerini bir noktaya dikiyor. yle saatlerce
kalyordu.
Zavallnn yaknlarndan da kimse yoktu ki, onu teselli
etsin. Yalnz, Memi, yanbandan ayrlmyordu. Bu iki
meczubun, hi konumakszn, birbirlerini anlayan ve birbirine uzun, nemli
ve samimi eyler nakleden bir halleri vard.
Onlarn, bu sessiz ve esrarengiz hasbhallerini bilmek isterdim.
Ben de, onlar gibi, meczubun biri deil miyim?
Bu gnl facias, bendeki sevdal tahayyllere yeni bir
renk verdi. ki gnde bir, Dulcine'nin kynn yolunu boyluyordum.
Bu scak yaz gnlerinde iki ky arasndaki gidip
gelmeler epeyce yordu.
Baz gnler, bu gezinti bir l yolculuu kadar zahmetli
oluyor. Toprak, ayaklarmn altnda, bir volkann fkrmalar gibi sert ve
scak. Gne denilen ar ve byk ate kresini, omuzlarm zerinde, tek
bama, ben tayormuum gibi gkyznn btn yaz arln srtma
abanm hissediyorum.
-Bu zahmet, bu meakkat ne iin? diyorum. Bir hayal
iin, bir yabani iein glgesi iin. Bari, gzel kokuyor mu?
Bari, dokusu dudaklara ho mu?
Adam sen de. Her sevgili, bizim muhayyilemizin yaratp
ssledii yaratktan baka bir ey midir? Bu, ister bir ehirli
hanm, ister bir kyl kz olsun, ona, bir taneciim diyen
biziz.
Sanyorum ki, birka defa sevdim ve her defasnda, ayn
tarzda sevmekle beraber, sevdiklerim birbirinin ayn deildi.
u halde, gnlmz her iekten bal alan bir ar gibidir.
Tevekkeli, Erefolu: Ar biziz bal bizdedir, dememi.
Bu sz, airlerin mauka adn verdikleri yarat, derhal
ortadan kaldryor.
Bu bakmdan Don Kiot, ark mutasavvflarna ne kadar
benzer. nsanln bu en byk, en derin idealist tipi kasabada bir
kyl kzna, yllarca gnl balamad m? Ona her
rastgeldii yerde en kibar hanmlara yaplan muameleyi
yapmad m?
Sano, efendisinin bu yanl grne hibir anlam veremiyordu. Prenses,
ato hanm dediiniz bu mu? Yok canm.
Bu pis kokan, elleri nasrl, alelade bir kyl karsdr, diyordu.
Don Kiot, buna ramen, yerlere kadar eilip Dulcine'nin
-Ya sonra?
-Sonras ne olacak? Hepimiz byle doduk, dedi. Ve szne bir ey ilave
etmeden, doum odasna girdi.
smail, sokak kapsnn yannda, hemen yan eik stnde kvrlm yatyor.
Dnyadan haberi yok. Beni evin ta br ucundan uyandrp, ayaa kaldran
feryatlar iki adm tede, onun kulaklarna kadar varamyor.
Douran kadnn sesi, hemen hemen gayri insani diyebileceim bir acayip
bar halini ald. Bir cigara yaktm. Odamn iinde dolamaa baladm.
imde, buraya ilk geldiim gece bile duymadm bir perianlk var.
Yelkenleri paralanm bir kck gemide bir deniz kazas geirmekte olan
adam gibiyim.
Kadnn feryatlar, borann slklarn hatrlatyor. imdi
batacaz. imdi batacaz.
Birden, bir yaln lk ve sessizlik. Bir derin sszlk...
Mutlaka kadn dourmu olacak.
Dnden beri, Mehmet Ali'nin bir olu var. Ben grmedim. Fakat, smail'in
anlattna gre, o kadar kk bir eymi ki, insan avucunun iinde
arln duymadan onu tayabilirmi.
-smail, mutlaka sen de doduun zaman, onun gibi eydin. Bak, hala bir
trl bymyorsun.
-Evlenirsem daha geliirim.
-Evlenmek mi? Sen ha, olacak i mi bu smail?
-Neden olmasn? Ben aydr yavukluyum bile. Bu kez
rn iyi olursa mutlaka evleneceim.
-Daha, byn, sakaln kmam. Daha on be yana bile basmadn. u
boyuna bosuna bak.
Bana kzdn hissediyorum. Gsn msr tavuu gibi
ne doru iiriyor. Ban dimdik kaldryor:
-Kz beni istiyor.
Glmekten kendimi g tutuyorum.
-Ya anas babas?
-Anas babas yok. Halasnn yannda oturur. O da vermezse karrm.
-Gzn a, sonra Sleyman gibi olursun. Bana neler
geldi, kendi gznle grdn.
Gerekten yazmay unuttum. Sleyman drt gnden
beri ortadan kaybolmutu. Kimse nereye gittiini bilmiyor.
Hatta arkada Memi bile... Meczup uzaklarda, belirsiz bir
noktay gsteriyor:
Soruyordum:
-Aylklar, muntazam kyor mu, memur efendi?
-Aylklar, hibir zaman bu kadar muntazam kmamt.
Ayn otuzu oldu mu hemen bordrolar hazrlanyor. Bir imza
edip almak kalyor.
Milli hkmetin bu baarsn duyunca sevinten yreim hopluyor.
-Her ey buna gre... Ben Kalecik'ten Ankara'ya stmde iki bin lira
emanet parayla geldim. Yolda kah yaya yrdk, kah akta yattk.
Elhamdlillah, klmza dokunan olmad. Her taraf gven iinde.
Yreim bir daha sevinten arma geliyor. Gya btn
asayii, dzeni salayan benmiim gibi bir gurur ve iftihar
duyuyorum. Memura kylleri gstererek:
-Bir de bunlar, her eyin ktye doru gittiini sylerler.
Hep uursuzluktan, bereketsizlikten bahsederler, diyorum.
Lakin, memur, bu srada gene uykuya dalmt. Kyllerden biri:
-yle deme, beyim dedi ve eliyle ovada bir geni daire izerek; vakti
zamannda u grdn yerler hep azna kadar dolu erzak kuyularyd. imdi
asam diplerinde bir tane arpa bulamazsn.
Aar memuru, tam bu srada gznn bir tanesini at ve
bana: nanma, yalan sylyor der gibi bir, iaret yapt.
Anadolu kylsnn zahire ambarlar bombo, fakat
Trk entelekteli yedi devlete harp amtr. stanbul'da Ali
Kemal buna delilik diyor. Ben, bu hali ulvi ve heyecan verici
bir manzara gibi seyrediyorum.
Ankara'da Hakimiyeti Milliye gazetesi tilaf kuvvetlerinin stanbul'daki
rezaletleri diye, bir olaylar stunu am.
br tarafta, Galipler, aklnz banza aln balkl bir makale
nerediyor. Havada Milletin hakimiyeti sz bir vahiy gibi dolayor.
Gelip, beni, bu inzivada uyandryor.
Trkiye'nin karanlk semasnda Mustafa Kemal ad bir afak yldz gibi
parlyor. Bunun etrafnda baz peykler beliriyor. Tekrar Trk ordusundan
bahsediliyor. Mehmet Ali'den mektup geldi. Mensup olduu alay Ktahya'daym.
Arasra bizim taraflardan bir kafile asker veya bir subay grubu gelip
geiyor. Bunlardan bazlarn bizim kyde konuk ediyorum.
Bunlar, artk benim bildiim Cihan Sava subaylar deildir. Bazlaryla
tanmakla beraber onlarda eski ruhtan,
eski kafadan bir belirti bulamyorum. Bunlar, bir ordunun
alelade subaylar olmaktan ziyade yeni bir mezhebin ncleri gibidir. Cihan
Sava'nda her biri bir eyden ikayetiydi.
Hepsi devletin siyasetini tenkit ederdi. Hepsi canndan bezgin grnrd.
imdi ise tartma bile kabul etmiyorlar.
durduu var. yle bir haylazlat, yle bir haylazlat, deme gitsin. Bazen,
ortadan bsbtn kayboluyor. Saatlerce, hatta gnlerce nereye gittii
bilinmiyor...
Geri, ilk gnler evde hayli mthi sahneler oldu. Zeynep
Kadn, babas tutmu bir zenci kars gibi, ka kere ocuun
stne saldrd. Fakat, kar etmedi. smail taze bir kuvvetle
canlanm grnyor. Hatta bir defasnda anas stne doru yrrken, o
kolunu havaya kaldrd:
-Hele bir gel, hele bir gel... dedi.
Zeynep Kadn, ard:
-Ne diyon? Ne diyon?
-Hele bir gel, hele bir gel...
-Amann, bana el kaldryor!..
O andan beri, sanki smail'in elini kolunu balayan sihir
bozuldu. Kabuk yarld, iinden kan hibirimizin tanmad yeni
yaratk bir salyangoz gibi esrarl, cvk ve siniktir.
Bir yanndan dokunulduu vakit, sertleir, antenlerini uzatr ve
elinizin stne smn brakr.
Eskiden sigara imezdi. Ben verdiim zaman, bize gre
deil derdi. imdi sabahtan akama kadar durmakszn, sigaralarmdan
alyor.
Bir gn dedim ki:
-Sigara istiyorsan bana syle, ben veririm. Bir daha haberim olmakszn,
odamdan bir ey alma.
Sanki szm ona deilmi gibi, cevap vermeden uzaklat.
Eskiden, benim yanmda, bir nevi terbiyeli duruu vard.
imdi beni nerde grse, adam yerine saymyor. Onu bir kede sktrp dvmek istiyorum.
:::::::::::::
Son zamanlarda, ne vakit, adn bilmediim gzel kyl
kznn kyne gidecek olsam, smail'e yolum stnde rastlyorum. Ya ben
giderken o dnyor, yahut ben dnerken o gidiyor.
Bir defasnda ben onu grmemezlikten geldim, bir defasnda, o beni
grmemezlikten geldi.
Nihayet, gnn birinde, kavaklkta yzyze karlanca,
durmaa mecbur olduk. Onda ve bende acayip bir tutukluk
vard. Ne ben ona bir kelime syleyebiliyordum, ne o bana.
Suyu ekilmi derenin iinde, bir hayvan lei stne, kargalarn bir
kmesi konup, bir kmesi kalkyor ve cyak cyak baryorlard.
smail ve ben bir sre, yanyana kye doru yrdk.
Sonra ne yapacan bilmeyen kimselere mahsus bir i sknts ile
:::::::::::::
Ka gndr, bin trl are ile di arsn yattrmaa
alan adam gibiyim. Kah zihnimi byk ve nemli eylerle
igal ederek, acm unutmaa alyorum. Kah okuyorum,
okuyorum, okuyorum. Bazen de kp krlarda, bayrlarda
dolayorum ve byle dolarken, hep tesadf m diyeyim,
yoksa bir alkanlk eseri mi, kendimi Emine'nin ky civarnda buluyorum.
O vakit, gemi sandm ar btn iddeti, btn azgnl ile ba
gsteriyor.
Bu, benim bir kadna ilk tutuluum deildir. Fakat, bu
benim iin ilk olmayacak sevgidir. Bir da gl, dikenlikler,
allklar arasndan bir da gl nasl koparlr? Bilmiyorum. Ne denilir?
Nasl alnr? Bilmiyorum. Kambur olann, kr kz, ardndan kovalayp
yakalay gibi mi? Gidip ona sormak istiyorum.
Lakin, bana, bu hususta ders verebilecek tek bir kii var.
O da smail'dir. Suratn grmee tahammlm olsa gidip
ondan reneceim. Emine'nin gnln elmek iin ne yaptn diyeceim. O
bana cevap vermeksizin srtacaktr. nk, o da ne yaptn bilemez. Bu i
kendiliinden oluvermitir. Kylerde tek delikanl kalmad. Kzlar,
kzolankzlar, koca bulamadan kocayp gidiyordu. smail'in bir evlenme
teklifi Emine'ye yetmitir. Ondan daha iyisini mi bulacaktr?
Mehmet Ali'nin ailesi epeyce de varlkl saylr.
Yz dnme yakn topraklar vardr. Herkes, Zeynep Kadnn birikmi paras
olduunu sylyor. Emine ise dul bir halann yannda bir yetim kzdr.
Babas, Balkan Harbinde ehit dtkten sonra anas, bir bakasyla evlenip
onu ortada brakvermi:
Emine'ye dair bu bilgiyi Zeynep Kadndan alyorum. Zeynep Kadn, smail'in
bu kz almasna iddetle aleyhtardr.
-Benim yanma getiremez, istedii yere gtrsn diyor. Ah
o kzn halas olacak kar yok mu? te, benim, bama bu orab ren odur.
rlplak yetimi boynumuza dolamak istiyor.
Zeynep Kadn, rlplak derken, ben, tatl bir rperme
geiriyorum. Onu, btn o kirli, kaba esvaplarnn iinden,
kaln kabuklu bir yemi soyar gibi soyuyorum. Mutlaka teninin kuru bir
beyazl vardr. Gs, kalalar dolgun, eti ve omuz balar gevrektir.
Boynunun, bir kuu boynu gibi uzun olduunu biliyorum. Mutlaka beli ve karn
da buna gredir.
Zeynep Kadna diyorum ki:
-Hakkn var. Ne yapp yapp bu iin nne gemelisin.
-Dinleyor mu? Ay oul, dinleyor mu?
Gerekten smail'in, bir anasn dvmedii kalyor. Zeynep Kadn:
-Ah, Mehmet Ali'm burada olsayd, ben ona gsterirdim, dedi.
-Ben burada deil miyim? Sana syledim, beni her ite
Bekir avu:
-Bizim oluk ocuun ne ii var? dedi.
Zeynep Kadn kararmdan zlecek sandm. Fakat hi
de yle olmad. Ve bunun byle olmay bana dokundu.
Mehmet Ali'nin evinden o kadar soudum ki, bir an nce yeni evime tanmaa
can atmaa baladm.
Yeni evim... Bu, yz daa doru, btn kye arkasn
evirmi bir evdir. Bekir avu onu bir depo olarak kullanyordu. Onun
iindir ki kaps gayet muhkem ve pencereleri
parmaklkldr. Evin dtan grnn de hi deitirmedim ve altndaki
ahr muhafaza ettim. Orada bir kk eek besleyeceim. O, bana arkadalk
edecek. Ben, yukarki odamda pineklerken o, aadaki odasnda tp tp
einecek. Arasra, tam, ben hazin dncelere daldm vakit, benim hznm
sezmi gibi en ac, en yakn naralaryla haykracak. O vakit, ben yava
yava merdivenlerden ineceim.
Yava yava ona doru gideceim. Uzun, parlak tyl gerdanna kolumu
dolayp derin, siyah gzlerine bakacam.
Onunla uzun uzadya iin iin konuacam.
Ona hi yk tatmayacam. Srtma hi semer vurdurmayacam. Bir adamla,
her gn, onu tmar ettireceim. Zira, bu, mbarek bir hayvandr. Btn
gkten inen kitaplarda bunun ad var. Ve yz, kk smail'in yznden
bin kat daha irindir.
Kk smail mi? Bahsi dndrp dolatrp gene ona getiriyorum. Salih Aa
bir, o iki... Benim iin bitmez tkenmez bir strap kaynadr. Salih Aa
bir, o iki... Zeynep Kadnn ask suratna benzeyen yaln topra
saymyorum.
Artk havalar soumaya balad gnden beri, kaps
ak kalm ahrlarda birleen kambur olanla kr kzn kap
kovalamalarna amyorum. Ne imamn eme banda aptest allar, ne
muhtarn yznn krl kllar arasndan srtlar, ne de... Artk
bunlarn hepsine altm, almadm yalnz Salih Aa ile smail'dir.
:::::::::::::
Bu k esnasnda Sleyman'la ahbaplmz epeyce ilerledi. nk, evimin
tamirine o bakt. Memi ta topra tad, o kireci kard ve kyn tek
zanaats Arabac Recep marangozluk grevini yapt. te, o vakitten beri
Sleyman' yanmdan ayrmyorum. Bazen birlikte yediimiz oluyor. Ne
rahat arkadalk... Hi konumuyoruz.
ok defa ben yatan stne uzanm, o yerde bada
kurmu, saatlerce, bir odann iinde kar karya kalyoruz.
Ne o, ne de ben bir tek kelime sylemee lzum grmeyiz.
Baz, havann iyi gittii gnler birlikte dolarz. Bir kere
onu, ta Emine'nin kyne kadar gtrdm.
Sleyman, o vakadan sonra o kadar zayflad, o kadar zayflad ki, btn
anlamyla bir deri bir kemik kald. Arasra bir yk yerden kaldrrken
veya herhangi bir sebeple fazla bir hareket yaparken t diye
krlvereceinden korkuyorum. Nitekim, Emine'nin kyne kadar yrdmz
gn, kavakla varr varmaz yle bir k vard ki, bir iskeletin
geebilir.
O vakit, benim bu kydeki uzun gurbetimin hibir deeri
kalmayacaktr. Bu uzun gurbet edebiyat konusu olacaktr.
Edebiyat, sanat bakalar yaparken ho bulurum. Fakat, kendim bundan
ekinirim. Edebiyat ve sanat dnyasnda yalnz dahiler vardr. Ondan tesi,
bir alay zavall takliti, bir alay zavall maskaradr.
Ben bir maskara deilim ama, bir safderun olduum, bir
koca ocuk olduum muhakkaktr. Bundan bir trl kurtulamyorum. Felein
nice cevr, nice aldanlar, nice hayal ve umut krllar beni piirmeye
yetmedi. Hala, ne ocuka sevinlerim, ne ho hayallerim, gnlmn ne safa
aklar var.
gnden beri, bir kapkara eek spas ahrmda bal
duruyor diye her sabah yreim sevinten hoplayarak uyanmaktan kurtulamyorum.
Felein nice strab beni ocukluumun bu huyundan kurtaramad. Bana yeni
bir oyuncak aldklar vakit, gnn herhangi bir saatinde, ya dersimi
okurken veya yolda yrrken oyuncak hatrma geldi mi, iim
sonsuz ve aydnlk bir ferah denizinin dalgasyla dolup boalrd.
Btn anlamyla yreim azma gelirdi. Etrafmda,
her ey ve herkes, bana, henz kefettiim cevheri baldan
tatl, sihirli bir dnyann irin sembolleri gibi grnrd.
Hatta okuldayken, okul, hocamn nndeysem hocam,
hatta her gn iki defa gele gide, gide gele grmekten bkp
usandm dar, dolak ve rutubetli sokak, hatta bizim konan k
gnleri bir mahzen gibi ya ve yaz gnleri bir l paras kadar gnele
dolu avlusu, bana, hep ayn cevhere bulanm, hep ayn sihirle canlanm
grnrd. Her rastgeldiim eyi veya kimseyi kucaklayp pmek isterdim.
Gnlme bu harikulade enlii veren eyi tahlil edecek olursanz, ne
bulursunuz? Ya bir tahtadan at, ya boyal tenekelerden bir
lokomotif, ya derisi iki gnde delinmeye mahkum bir kk trampet...
Demek ki, bir hi, bir zerre, bir tahta ve bir teneke paras benim ocuk
ruhuma bu derin, sonsuz mutluluu vermeye yetiyordu.
te, burada, bu mihnet ve meakkat ocanda, bin trl
afetten arta kalan otuz yllk viran varlmda, bir kapkara eek spas,
bir canl oyuncak, bana, ayn mutluluu vermeye yetiyor. Demek; bu vcut
viranesi iindeki ruh ayn ruhtur.
Harp cephelerinde, sa sakalna karm, nice pikin ve
sert askerler grdm ki, felaket annda gzlerine bir rkek
ocuk bak geliyor ve yere derken, daha bulua ermemi
bir toy olan sesiyle: Vay anacm! diye baryordu. Ben
de, hala yksek stma nbetleri esnasnda, kolumu kesmek
iin kloroformla baylttklar vakit hep -Anne, anne! derim.
O sanki, gzlerinde derin bir endieyle bana eilir; elini bamn
zerinde gezdirirdi.
Niin, u dakikada gene onu hatrladm? Ey beyaz hayalet; senin burada ne
iin var? Bu akllarn zerinde yryemezsin. Bu rendelenmemi tahta kapya
elini dokunduramazsn. Bu tatan sert kerevette oturamazsn. Buras, pis ve
lizol kokuludur. Ocan iinde grdn bu kara ynlar,
adn yalnz darb mesellerde iittiin tezek denilen bir eyin
klleridir. Sana kyamam, benim daima temiz, titiz ve
sabun kokan beyaz anneciim! Seni burada bir saniye alkoyamam.
Emine, smail'den vaz geip benim olsa, onu nce bir iyi
ykardm. Sonra, vcudunun btn izgilerini bozan o kat
kat esvaplarn karp u ocakta yakardm. Fakat alamod
bir stanbul kz haline sokmak iin mi? Hayr, hayr... Kzl
parltl salarn iki kaln rg yapp arkasna salverirdim.
Ona, yakas daima ak ve yenleri bol bir brmcek gmlek
giydirirdim. Belden aa inen, kasktan bal ve bileklerinden
bzmeli bir alvar yaptrrdm. Tpk, byk ninelerimizinki gibi
ular ilemeli ukurunu yle ortadan bir kocaman dmle aaya doru
sarktrdm. Ve onu konumaktan menederdim. Yalnz, sk sk glmesine ve
hayreti, fkeyi, inad, uhluu ifade eder nidalar koyuvermesine izin verirdim.
Yemeimi, o piirsin, hizmetime o baksn isterdim.
Ben yerken, alrken veya kahvemi ierken, onun ayakta beklemesini ho
grrdm. Alafranga aktala mahsus pme ve okamalarn hibirini ona
gstermemekle beraber, arasra, bir iri Van kedisi gibi onunla oynamaktan
haz alrdm. Van kedisinden ne fark var? O da bir Van kedisi gibi
hametli ve ahenktar deil mi? Tabiata onun kadar yakn
bulunmuyor mu? Ona da bir Van kedisi gibi tabiatn canl
bir ss denilemez mi? Emine'm, o da bir Van kedisinden daha akll deildir.
Bunun konumasnn brnn miyavlamasndan fark ne?
u hayal, birdenbire, bana, o kadar munis, yaplabilmesi
o kadar kolay grnd ki, hemen yola dtm. lkbaharn
lk ve taze ot kokan havas da bana ayrca umut ve cesaret
veriyordu. Yrdm. Yrdke, hayalim bana biraz daha
gereklemi grnyordu. Kendi kendime konuuyordum:
Dorudan dogruya kadnn evine gideceim. Emredici ve kesin
bir tavrla onu karma alp diyeceim ki: -Benim param
var, kimsem yok. almadan yaayabiliyorum. Emine'yi
grdm, beendim. Onu bana ver. Sana lnceye kadar yardm
ederim. Neye ihtiyacn olursa bakarm.
Kadn, bu teklife, nce inanmak istemeyecek, aracak.
Mutlaka yalan sylediime, veya kendisiyle elendiime
hkmedecek. Fakat, ben, en ciddi tavrm taknacam. Diyeceim ki:
Gryorsun, bir kolum da yok. Bana candan bakacak bir yoldaa muhtacm.
Eskiden, Zeynep Kadnn evinde otururken, onun kzlar ve gelini benim
yemeimi piirirler, amarlarm ykarlar, bana bakarlard. imdi tek
bama oturuyorum. Sleyman isminde yar meczup bir zavallnn
elindeyim.
Kadn, o vakit, aklm oynattm sanacak. inden: Mademki paras
varm, diyecek, bu kylerde tek bana, byle
snt gibi neden yaarm? Niin, kalkp da stanbul'dan
buraya gelmi? Bn gurbet elinde, bu skntlara katlanm?
Emine'nin halas, bunlar aktan aa sylemeyecek.
Fakat ben byle dndn gzlerinden; yznden, halinden
anlayacam. O vakit, ona, btn hazin maceram hikaye edeceim.
Lakin o, dar, sert ve realist kyl mantyla bu sergzetin manasn
anlayabilecek mi? Beni bu ssz yaylalarn
ortasna atan strap ona, pek manasz ve ocuka grnmeyecek mi? Bunun
ciddiyet ve nemini ona nasl ispat edeceim?
Bu dncelerle, Emine'nin kyne vardm zaman,
Cevap alncaya kadar kibrit snd. Ondan yana yrdm. kinci kibriti
yaktrnca Sleyman', yatt yerden bana bakar grdm.
-Haydi kalk, haydi. Seni almaya geldim.
Kskn ve bulank bir sesle, daima yatt yerden:
-Beni nidecen? diye sordu.
Ona daha ziyade yaklatm.
-Seni nideceim, olur mu? Beni yapayalnz braktn. Evde her i yzst
kald.
Memi'e nc kibriti aktrdm. Sleyman hala kmldamyor. Tpk bir
Hint fakirini andryor. Onu nce bir, ocuk gibi kandrmaya altm.
Fakat, Sleyman inadnda direnir grnd. Sonra kesin ve emredici bir tavr
takndm:
-Haydi, kalk bakaym; artk ok oluyorsun.
Gene dnd:
-Beni nidecen? dedi.
Nihayet ksme sras bana geldi:
-Sen bilirsin, dedim; mademki gelmek istemiyorsun, ben
de yanma bakasn alrm.
Ve sert admlarla geriye dndm.
imdi yalnzm, bsbtn yalnzm. Bu akamdan itibaren tek kolumla her
iimi kendim greceim. Yemeimi kendim piireceim. Odam kendim
sprecegim. Belki gnn birinde kadnlar arasnda amarm ykattracak
bir kimse bulamayp kendim ykamak zorunda kalacam. Bu ssz, engin
Anadolu bozkrnn ortasnda bir ikinci Robinson Crusoe
oldum. Oturduum evin bir ssz adadan fark yok.
Gnn birinde, bir gemi alp beni buradan kurtaracak
m? O geminin ad olsa olsa Anadolu ordusudur. Her gn,
her saat bir mazgal deliine benzeyen penceremden onu gzetliyorum. Onu
bekliyorum. Ufuklar, insana endie verecek kadar bo ve sakin. Sanki, bir
sava iinde deiliz. Sanki her ey benim vehmimden ibaret gibi. Arasra
gazetelerden aldm bilgi beni hi tatmin etmiyor. Her yanda bir bekleme
devresinin yrek zntleri var. Bar yolunda yaplan baz
siyasi teebbsler hep boa kt. Londra'ya giden heyet,
olumlu hibir sonu elde edemeden geri dnd. Avrupa, bize
kar, daima, o sar duvar halini muhafaza ediyor.
Btn bunlara ramen, bu ssz adann kimsesiz sakini,
maarasnn iinden darya doru ban uzatt vakit hi
snmeyen bir liman fenerinin yeil ve kzl n gryor.
Bu benim midimin dr. Benim midim... Yan nereden alyor? Fitilini
kimler tazeleyip yakyor? Bilmem, bilmem... Fakat, bu umut benim tek
gdamdr. Bu umut benim yaama gcmn en son parltsdr. O snd gn...
te, bunu tasavvur edemiyorum.
:::::::::::::
Yalnzlk dinmeyen bir szdr.
Eer, baz kimseler, bunu benliin bir eit kurtuluu gibi gstermek
istemilerse yanlmlardr. Bir sr hayvan olan insan, srsnden ayr
dnce zavall, mustarip, avare bir yaratk oluyor. Bunu, srye dnmekten
baka avutacak bir ey yoktur.
Fakat, benim srme ne oldu? Hani, oban nerede? oban, Ankara'nn yaln
kayas stnden sesleniyor, sry toplamaya alyor. Sana selam, ey
mbarek oban; gazan mbarek olsun! Fakat, gnn birinde srn topladn
zaman ben onun iinde bulunabilecek miyim? Bu ky, onun
iinde bulunabilecek mi? Hi sanmyorum. Kayann stndeki oban? Bu ky,
burada tek bana kflenmekte ve ben, tek bama gzyalarm iime ekmekte
devam edeceim. Bir trl kaynaamayacaz.
Bu kaynama iin bize cihann batan baa tutumas
yetmedi. Bu ayrlk bizi maher gnnde bile bir araya toplayamad.
Mtarekenin ilk gnlerinde, bana bir tandk diyordu ki:
Ne bu zrhllardan, ne bu ordudan, ne sokak balarndaki
bu makineli tfeklerden korkuyorum. Beni, korkutan ey,
kendi aramzdaki anlamazlklar, kendi aramzdaki nifaklardr. Bizi asl bu
mahvedecek. Ben, iimden diyordum ki, bu adam, bu hkm hep stanbul'a gre
veriyor, kark ve bulank bir ehir halknn huyunu btn millete mal
ediyor.
Asl vatan, asl milleti, Anadolu'yu hesaba katmyor. Oras,
buradaki nifaklardan ve pisliklerden ardr. Oras, benim gzmde, strabn
en zl alevlerinde kaynayp pimi bir hayat mayasyla yurula yurula
kutsallamtr:
Bu lkede, temiz yrekli, duygulu ve candan insanlar
vard. Zenginin kaps fakire ak ve gurbet yollar, sonunda
mutlaka bir scak yurda ulaacakt. Orada, btn kadnlar
ana, btn kzlar karde ve btn ocuklar evlatt. Orann
ta arkada, yoksulluun derecesi bence malumdu. Fakat,
bu maddi yoksulluun iinde bir manevi varlk bulacam
sanyordum.
imdi ne gryorum? Anadolu... Dmana akl reten
mftlerin, dmana yol gsteren ky aalarnn, her gelen
gaspla bir olup komusunun maln talan eden kasaba erafnn, asker
kaan koynunda saklayan zinac kadnlarn,
frengiden burnu km sahte sofularn, cami avlusunda olan kovalayan
softalarn tredii yer burasdr.
Burada, byklarn makasla krpt diye nice fikir ve mit
dolu Trk gencinin kafas ta altnda ezildi. Burada, yz
dmana dnk, nice vatan mcahitleri savunduklar kimselerin eliyle
arkadan vuruldu. Burada, milli timsalin, milli bamszlk sembolnn yolu
ka defa kesildi ve ka defa oturduu ehrin etraf isyan silahlaryla
evrildi. Burada, ben, vatan delisi millet divanesi; burada, ben harp malul
Ahmet Celal yapayalnzm.
Bunun nedeni, Trk aydn, gene sensin! Bu viran lke
biri miydi?
Bir bakma gre hi glmediine hkmediyorum. Bilakis
yznn alt ksmn rtyle kapad ve ban fkeyle br
yana evirdi sanrm. Hayr, belki bunlarn hibiri deil. Yeil gzler
esmer yznn ortasnda topraa dm iki taze ve slak yaprak kadar
ilgisiz ve dikkatsizdi. O gzlerde, beni hatrladna dair hibir belirti
yoktu. Belki, beni tanmad bile. Belki, biz geerken o baka bir eyle
meguld. Zaten o beni grdyse sol yanmdan grm olacak. Oysa, onun beni
tanmas iin mutlaka bo yenimin sa yanmdan sallann
grmesi lazmd.
Bir yl geen uzun ilikimizde bir kere olsun ban kaldrp yzme
bakmad ki, gzleri bir kere olsun gzlerime
rastgelmedi ki... smail'e benden bahsederken ne demiti?
-Kolu yok bir herif...- Onca benim tek alameti farikam kolsuzluumdur.
Ne zalim mahluk! Kendisiyle konuurken, sesimin nasl
titrediini de hi iitmedi mi? efkatle dolu baklarmn okamalarn
derisi stnde hissetmedi mi? Bir gn, aacn dibinde onun yanna ktm
vakit, kalbimin nasl kt kt ettiinin farkna varmad m? Onun kafasnda
ve gnlnde hibir iyi etki brakmadan m geip gittim?
Eer brakm olsaydm, bugnk tesadfte mutlaka bir
ey sezecektim. Mutlaka bir ey sezmem gerekecekti.
Adam sen de... Emine smail'e varmakla benim zerimdeki btn sihiri
bozuldu. smail'in buruuk surat onun taze yz stne yapt. Artk bunu
ondan ayrmann imkan kalmamtr. Zaten, her ikisini sarma dola bir
yatakta, bir yorgan altnda tasavvur etmek, Emine'den tiksinmek iin
bal bana bir sebep tekil etmez mi? Lakin, tiksinmek,
unutmak demek deildir.
Muhayyilemizin derinliklerinden karp akmzn ateinde kaynata kaynata
saf bir cevher haline koyduumuz ve en mkemmel kadn rneine gre ekil
verdiimiz putun, kendi istek ve iradesiyle gidip bir gorile teslim oluu
veya amura bat, bize iki kat elem verir. Bir yandan, iimizde bir
yaradann, br yandan en kymetli mal elinden alnm bir
insann yrek acsn duyarz.
Sonra gene iimizden bir ses: -Artk imkan kalmad. der.
Bunun anlam, o dnp bize gelse de artk hayatmzda ona
hibir yer vermeyeceiz, demektir. nk, artk o, bizim nazarmzda,
temizlenmeyecek surette kirlenmitir. Tazelenmeyecek derecede rmtr,
kokmutur.
Chevalier de Grieux, Manon Lescaut'nun henz soumu
cesedini kollar arasna alp pt idi. Fakat, Dostoyevski'nin
masum kahraman, artk kokmaya balayan sevgilisinin ls yannda duramad.
Amma, bu taaffn, onun hasretini gnlnden silemez. Ondan kaar, lakin gene
onu kovalar.
-Hasan, sen nasl obansn? Hasan, kavaln nerede?
Hasan, kavaln ne demek olduunu bile bilmiyor. akn
akn yzme bakyor. Ona bir akamst dan yamacnda rastgeldim. Srs
biraz aada, ovada otluyordu. Kendisi uzun deneine dayanm, ayakta
duruyor. Tpk, Virgilius'un bize anlatt obanlar gibi. htimal,
yle bir ey olursa, buradan zmir'e doru yayan yola kacam. Tpk eski
Trk masallarnda sevgilisini aramaa kan demir arkl aklar gibi,
durmadan, dinlenmeden gideceim. Gece toprak stnde yatacam. Gndz, kuru
ekmeimi kemire kemire yryeceim. Hibir kye uramayacam. Hibir
kalabalk iine karmayacam. Kendi sevincimin, kendi hayalimin billurdan
zrh iinde mavi krfeze doru ilerleyeceim. yle ki, zmir'e vardm gn
sahilin herhangi bir noktasna yzkoyun deceim. Ve orada tuzlu su ile
slanm topra koklayarak saatlerce kalacam.
Bu ihtirasl yolculuu dnrken, imdiden btn varlm tatl bir
mutluluk havas saryor. Damarlarmdaki kan tazeleniyor. Yreim hoplamaa
balyor ve bama, bir ilkbahar gecesinin serinlii geliyor. Kendi kendime
arklar sylyorum. ark syledike couyorum.
Bazan bsbtn ocuklaarak, Emeti Kadn'la akalamaa balyorum:
-Bugn, diyorum, seni her vakitten daha gen ve din
gryorum. Syle, bu kadar gen kalmak iin ne yaptn?
-Ay oul, beni fukaralk, kimsesizlik kertti. yle olmasa, daha gen
kalacaktm. Olum Hasan'n babas askerde ehit oldu. Kzm doururken ld.
Kocas olacak herif, bizi daha o gnden sokaa att. Hey, bu kuru kafaya
gelmeyenler kald m?
-Canm brak bu kasvetli szleri. Sana bir koca bulsam,
varr msn? Ne dersin?
Emeti Kadn, bir gen kz gibi utanyor, ban ne eiyor, srtyor:
-Ksmet, ay oul!.. Beni bundan sonra kim nedecek?
Halinden anlyorum. Kendisine daha ziyade umut vereyim istiyor.
-Eer dman denize atarsak, vallahi, ne yapar yapar
seni evlendiririm, Emeti Kadn...
-Eh, yleyse, iimiz kyamete kald desene...
-Niin? te, u dakikada, Uak ve Afyon nnde savalar oluyor. Bizimkiler
bir dman pskrttler mi zmir'de alrz soluu.
-Ay oul, zmir de niresi oluyor?
-Kurtarmak iin savatmz yer. Bizim stanbul'dan
sonra en byk, en zengin ehrimiz...
-Sivrihisar'dan da byk m ki?
Emeti Kadn mrnde -o da bir kere- tek bir ehir grm: Sivrihisar!
-Emeti Kadn. Sivrihisar'n da zmir'in yannda ad m
okunur. Bir defa, bu ehir deniz kenarnda. Tatan, mermerden, demir kapl
evleri var. Her taraf balk, bahelik, limonluk, portakallk... zmir
yirmi tane Sivrihisar' iine alr.
Emeti Kadn'a masal sylyorum gibi geliyor. Bu masaln btn acayipliine
ramen, iinden tekrar evlenme bahsinin almasn ister grnyor. Diyorum
ki:
-te sava kazandk m, seni alp bu ehre gtreceim
ve orada dnn yaptracam.
Emeti Kadn, bu vaade pek inanmamakla beraber, irkiliyor:
-Allah kimseyi yerinden yurdundan etmesin. Burada
domuuz. Burada leceiz. Bak, sen memleketini braktn
da ne oldun?
-Emeti Kadn, benim memleketime dman girdi. Ben
buraya kendi isteimle gelmedim.
Ve derhal, neem kayor. Susuyorum. Kskn, odama
dnyorum.
Ah, buradan kurtulmak. Ah buradan kurtulmak...
u anda, ne mutlu insanlar var ki, gn gnne, saati
saatine Uak cephesindeki ulvi maceradan haber almak imkan iinde yaarlar.
Daimi bir havadis ve telgraf yamuru altnda yrekleri serinler.
nemli bir olay esnasnda, fena haber almak bile hi haber almamaktan
iyidir. Baz gnler, Eskiehir'e kadar yayan
koacak gibi oluyorum. Baz gnler en uzak tepelere trmanp, belki cepheden
bir top sesi duyarm diye batan aaya
kulak kesiliyorum. Unutuyorum ki, muharebe hi deilse, iki
yz kilometrelik bir mesafenin te yannda oluyor.
Geri, kyde havadis yok deil. Herkes kendi aklna geleni
uydurup sylyor. Havada ayia dediimiz, gzle grlmez kular sr sr
cvldyor. Bunlarn, kimi Zmrdanka nevinden masal kulardr.
Bunlar kim, nereden uuruyor? Nereden kalkp nereye konuyorlar?
Bilmiyorum. Bunlarn dilinden anlayanlar da, bilmezler.
Yalnz, hayretle bildiim ve grdgm bir ey var ki, bu sylentilerin
hemen hepsi btn kylerde, btn azlarda hep
birbirinin ayndr. Sanki muayyen bir siyasetin propagandacln yapan
bir radyo istasyonunda bu yalanlar, seri halinde, adeta standardize edilerek
etrafa dalyor.
Bu gelenler, yle dman ordular filan deilmi. Avrupa
adl bir Kralie'nin bizi etelerin elinden kurtarmak iin gnderdii
yeil sarkl evliyalarm.
Bu Kralie, bizi kurtardktan sonra slam olacakm. Yreine yle domu.
Kemal Paa'nn ne yazk ki, bundan haberi yokmu. nk etrafn, birtakm
uygunsuz adamlar sarm; bunlara mahpus derlermi. Herbi ipten kazktan
kam, kt kii imi.. Btn memleketi haraca kesmiler.
Vergiyi, aar alr, kendileri yerlermi.
te, imdi btn bu musibetlerden kurtulacamz gn
gelmi. Zaten, yeil sarkl evliyalar ne tfek kullanrm, ne
top. Bir okuyup frdler mi, nleri dmdz olup, yrrlermi.
Bu efsaneler, ortada dnp dolarken, bir de eyh Yusuf
kagelmesin mi? Kyn alt stne geldi. Btn yrekleri,
stma nbetine benzeyen kavurucu bir vecd sard.
stne sarkmtr.
Mthi bir hamle ile halk yararak ona doru atldm.
-Merak etme, ite ben sndrmee gidiyorum, dedim.
Var gcmle komaa baladm. Arkamdan halk kahkahalarla glyordu. ki
defa dnp:
-tler, itler! diye haykrdm.
O kadar barmm ki, kendi sesimle kendim uyandm.
Tekrar dalnca, -garip tesadf gene ayn ryann sonunu
grmeyeyim mi? Gerekten, Zeynep Kadn'n evini kapkara
dumanlar sarmt. Kzlar, gelin ve smail ellerinde kck
kaplarla su tayorlar ve yangnn stne serpiyorlard.
Ben, fkemden ve heyecandan sesim kesilmi baryorum:
-Canm, bu kadar suyla yangn sndrlr m? Byk
kovalarnz, kazanlarnz yok mu?
-Hepsi ierde kald, diyorlar.
Ben, gzlerimle Emine'yi aryorum:
-Emine nerede? diyorum.
-Aman Allah, o da ierde kald! diye bir lktr kopuyor.
Bunun zerine, kendimi tutamayp dumanlarn iine atlyorum.
Bu kabustan syrldm anda, hala Emine'yi aryorum.
Henz alm gzlerim, odann karanl iinde akn akn, bir tutumu
gen kadn vcudu grmee alyor.
O gece sabah g ettim ve btn gn bu trajedinin havas iinde krlm,
ezilmi bir halde geirdim.
Kara haber bulutlar, btn g kaplad. Zaten buna ne
hacet... Gn gemiyor ki, drt dman ua bamz stnde umasn. Bir
defasnda o kadar alaktan getiler ki, kanatlarnn altndaki mavili
beyazl rengi bile grnd. Bir baka defa, yere birtakm katlar attlar.
Bu katlardan bir tanesi benim elime geti. Diyordu ki, Eskiehir,
Ktahya'y aldk. Yarn br gn buralara kadar geleceiz. Sakn, yerinizden,
yurdunuzdan olmaynz. Biz size ktlk etmee gelmiyoruz. Halife ve Padiah
bizimle beraberdir. Biz sizi Kemal'in etelerinden kurtarmak iin
harbediyoruz!
Kyller, bunu okuyunca, her birinin gznn sevinten
parl parl parlamaa baladn grdm. Yalnz, Bekir avu endielidir.
Ban iki yana sallyor:
-imdi byle derler amma, sen kulak asma. Btn bu
tatl diller hep girinceye kadardr. Sonra balarlar kyde ne
varsa smrmee... Vallahi, bir lokma ekmek, bir tane yumurta brakmazlar.
Btn samanlar, hayvanlara yedirirler.
Ya, davar, kuzu, kei ne bulurlarsa yutarlar. Bana kalrsa,
kmad?
-Ya Moskof'a esir dtk; dedi.
-Esarette ok kaldn m? Rusya'nn neresinde kaldn?
-Neresi olduunu bilmiyorum, gayri. Bizi ok dolatrdlar.
-Ya sonra memlekete nasl dndn?
-Memlekete dnmedim ki. Aha, bugn ky karma kverdi. Yakn dtm
ondan anladm. atm kaldm.
Bir sre, o da, ben de, susuyoruz. Tekrar soruyorum:
-Buradan kal, on yl oldu, diyorsun. Demek ki askere
Balkan Sava'ndan nce gittin.
-Ha, ya. Balkan Harbi patlad vakit, ben Urumeli'ndeydim. Sonra
stanbul'a geldik. Ben terhis olurken, seferberlik kt. Bizi Erzurum'a
gnderdiler.
Gene sustuk; hep birer birer sormak gerekiyor ve azndan cevaplar basit,
sade, teker teker dyor. Sanki dnyann en nemsiz ilerini anlatr,
sanki kahve itim, uyudum, kalktm, yzm ykadm der gibi. Sarkam,
Sibirya yollarn, oradaki al, sefaleti, oralardan dn, yaya olarak
ve farkna varmayarak snrdan ieri girii, Kars'a gelii,
Kars'tan tekrar alnp arka, arktan cenuba ve nihayet Adana'ya
gnderiliini sylyor. Mthi bir olaylar akm, onu
bir aa paras gibi krenin brnde ve binlerce kilometre
mesafe iinde oradan buraya, buradan oraya srkleyip gitmi. Bu selin her
dalgas birka ay, her bir kvrnts birka yldr.
Ve erif avu, btn destann bana be on dakika ierisinde anlatt.
Derken, kenin bandan Bekir avu nde, Emine arkada ve daha arkada
smail geldiler:
erif avu'a:
-te kzn geliyor, dedim.
Ve bunu sylerken herif, yerinden srayp gelenlere doru atlacak
sandm. Hi de yle olmad. erif avu yerinden
kmldamad bile. Ancak, ban o yana evirdi.
Ben, bu olayn tarafsz seyircisi, oturduum yerde heyecandan titriyordum.
Fakat, vakann asl kahramanlar, kuru bir kucaklamayla yetindiler.
Emine, eilip babasnn elini pt. Sonra, iki eli kuanda arkada duran
smail yaklat, o da pt.
Bekir avu'un az kulaklarna varyordu:
-Evde bulamadm. Tarladaymlar; te oraya kadar gittim. Baban geldi
derim inanmaz. te, imdi grdn inandn m?
Emine susuyor. rkek bir dikkatle babasna bakyor ve
arasra gz bana kaydka, bartsnn ucuyla yznn
yan tarafn rtyor. Biraz daha irilemi, biraz daha toplanmtr.
-Asl benim, her yanm szlyor, dedi ve sol kalasn gstererek, ilave
etti:
-Aha, buramda bir dert var.
-Nasl dertmi o, bakaym?
Yumruunu uzatarak:
-Byle bir ur, dedi.
-Baban sana bir are bulmuyor mu?
-Ka defa syledim. Hi tnmad. Anam, oraya scak scak bir eyler koydu,
daha fena oldu. Bir eek bulsam, kasabaya kadar gideceim, orada kendimi
hekime gstereceim.
Maksad, benim eei almaktr. Ben, anlamazlktan geliyorum.
Ne o? Gk m grlyor? Yok canm. Bu havada gk grler mi? Bam kaldrp
bakyorum. Bir tek bulut paras grnmyor. Bununla beraber, baz ak
havalarda imek akp gk grlediini hatrladm. Durup dinliyorum. Bu,
gk grltsne benzemiyor.
Uzaktan uzaa, derinden derine kesik, aralkl ve ll
bir gmbrt.
Serin sabah rzgarnn iinde, kr sakin. Tarlada, herkes
iiyle gcyle meguldr. Ben yalnz dolayorum.
Kyden gneye doru uzaklatka, bana bu sar ve belirsiz grlty, daha
iyi iitiyorum gibi geliyor. Bir kk tepenin stne kp, btn gcm
kulaklarmda, dinliyorum.
Buna, adyla sanyla top sesleri denir. Lakin, bu sesler
ka kilometreden gelebilir? Zihnimin iinde, harpte rendiim hesaplar
yapyorum. Eer, u kadarck topsa, ses, bu kadar yerden, bu kadarlksa u
kadar yerden iitilir, diyorum. Fakat, bu hesaplara, havann, o andaki
zelliklerini de katmak gerekir. Rzgarn esiine gre, btn o saylar,
ller altst olur. Her neyse, o dakikada iittiim bu grlt,
top sesleridir.
-Akbet...
Bu kelime dudaklarmdan gayri ihtiyari dverdi. Bununla, kendi kendime,
ne demek istedim, bilmiyorum. Zihnime bir durgunluk kmt. Akbet
diyorum ve acayip bir sevinle derin bir keder ortasnda donup kalyorum.
Top sesini ok yakndan iittiim olmutur. Toplarn bizzat kendilerini
grmmdr. Siperlerin te yakasndan, her atllarnda kara ve uzun
boyunlarnn nasl inip kalktn ve havada, nasl kocaman bir patiska
yrtl sesi ktn da bilirim. Geri benim sa kolumun kesilmesi bir
kurun yzndendir. Fakat, ka defa top mermileri bamn stnden at,
samdan, solumdan geti ve ka defa, arapnel yamuru altnda kaldm. Ama
bunlarn hibiri bana, u uzaktan uzaa, derinden derine iittiim uultular
kadar dehet ve heyecan vermedi.
Bir kayann stne kyorum. nmde ssz yayla, saysz ve hareketsiz
toprak dalgalaryla donmu bir boz denizi andryor. Ta ufuklara kadar
uzanan geni saha iinde ne bir tek aa, ne bir tutam ot, ne bir su
-Askerlerin kavgas...
Tam bu esnada, gkyznn uzak bir noktasndan drt
be uan pervane homurtularn duyduk. Bamz kaldrp
havay aratrdk. Top seslerinin geldii noktadan, koca makine-kular,
sanki o grltden rkm de kayorlarm gibi bize doru uuyorlar.
Hasan:
-Vyy, an gibi vzldarlar, be... dedi ve az ak, gzleri
havada kald.
Uaklar, belirli bir ynde gidiyorlar ve gittike kldklerine gre
bizim bulunduumuz noktann br yakasna getikleri tahmin edilebilir.
Bu yn hep kuzey-douyu gsteriyor. Uaklar uzaklatka ykseliyorlar.
Artk seslerini iitmiyoruz. Neredeyse gzle grlmeyecek kadar uzaklayorlar.
imdiden birer siyah nokta halini aldlar.
Kk oban:
-Bu sefer, kat atmadlar, dedi.
Bunu sylemesiyle, havada bir avu kvlcmn snp
parlad, parlayp snd grld ve bunu bir acayip trt izledi. ki
dakika sonra bir kvlcm yamuru daha, gene o atrtlar.
Hasan elleri bgrnde, ba yukarda:
-Vyy, ate attlar, be... dedi.
ocuu bu manzara elendiriyor gibi. nk, yznde
ne bir korku, ne bir kuku belirtisi vard. Az hayretten
alm ve gzleri meraktan parl parl parldyor. Sanki, hi
grmedii bir oyunu seyrediyor.
Ben, uaklarn ate ettikleri noktann bizim karargahmz olacan
kolaylkla tahmin ediyorum ve neredeyse mukabele grecekleri an bekliyorum.
Fakat, uaklar, bombalarn tkettikten sonra bir yarm daire izip geriye
dndler.
Ondan sonra, arkalarndan birka ate edildiini sezdim.
Hasan, gittike daha ziyade eleniyor. Ak aznn iinde vyy, vyylar
sklayor. Ben, ona bo yere tafsilat vermeye urayorum. ocuk, beni
dinlemiyor bile... Kimbilir, bu gerekten daha gerek olaya kendi kafasnca
nasl bir masal uydurmaktadr.
O gn izleyen gnlerde, top sesleri ve uak hareketleri
sklatka sklat. Kyller, bir para korkmaya baladlar.
Fakat, ben, onlara: Haydi gidelim dedike hibiri aldrmyor. Birisi,
bana:
-Sen ne duruyorsun? dedi.
Sahi, ben ne duruyorum? Bunu, kendi kendime izahtan
acizim. Elim ayam kmldamaktadr. Fakat, bunlar kmldatan irademe bir
taraftan fel gelmi gibi. Bir eye karar veremiyorum. Btn basiretim
balanm.
nsan, baz, ryalarda byle olur. Barmak ister, sesi
kmaz; komak ister, koamaz.
Bekir avu, bir gn bana:
-Yahu, dedi. Bu kylleri korkutmaya gelmez. Zaten
hepsinin gz ylm. Yreklerine bsbtn tela derse,
her biri bir yana kaar. imdi, tam i zamandr. Sonra pimanlk olur.
Geri, yln btn rn, kk ynlar halinde topran
stne ylm duruyor. Bunlar brakp nasl gitmeli? Yln
btn rn... ve bu, kyl iin, tek hayat meselesidir. Onca
yeryznde bundan stn, bundan nemli bir olay olamaz.
Bekir avu'a diyorum ki:
-Hakkn var. Artk bundan sonra azm ap bir kelime
sylemeyeceim.
Bunu derken, iimde itaatli bir ocuk yrei tadm
hissediyorum. Artk, kendi zerimdeki ve bakalar stndeki otoritemi
tamamyla kaybetmi saylrm. Bir kyl bana
itiraz edebiliyor. Bana nasihat veriyor ve ben bunun nnde
bam eiyorum. Hakkn var diyorum. nk u dakikada, benim bildiim
eyler artk hibir ie yaramyor. Umutlarm boa kmtr. Tahminlerimde
yanlmmdr. Benim mantm onlarn igds, onlarn saduyusu yannda
iflas etmitir.
Hepsine ayr bir sayg ve boyun eme ile bakyorum. Salih Aa, mahut
tebessmyle bana zekann ta kendisi gibi geliyor ve plak ayaklarna
bakarken, onlar eriemeyeceim kadar yksek bir gerein belirtisi
sanyorum. Ve hibir eye nem vermeyip hi kimseyle konumayarak damn
stne tarladaki samanlar tayp ymakla megul Zeynep
Kadn, bana insan enerjisinin hayrete deer bir timsali gibi
geliyor. Ask ve atk suratna bakmaya cesaret edemiyorum.
Kendimi, onun karsnda lzumundan fazla hareketli ve
telal buluyorum. Yanama bir tokat vurup: Hele sen, bir kenarda sesini
kes de otur! deyiverecek sanyorum.
Kendi elimle baktm Sleyman, artk br dnyaya
mensup olanlarn heybetini tayor. Bu alemin ilerine artk
metelik vermiyor. Hatta arasra, Cennet'e dair, kalbini yokladm zaman onu
ta kesilmi hissediyorum. Cennet ismini sylediim vakit artk eskisi
gibi srtmyor; eskisi gibi gzleri daha ziyade parlamyor. Szm anlamayan
bir adam kaytszlyla yzme bakyor.
Belki Memi burada bulunsayd onunla anlamak kabil
olacakt: Fakat Memi kyden kaybolal iki ay geti. Nereye
gitti. Hi kimse bilmiyor. Etraf saran btn uursuzluklar,
hep onun kayboluuna atfediliyor. Bir zamanlar btn olaylarn
nedeni benim geliimdi. imdi, onun gidii benim geliimi unutturdu.
Bekir avu'a: Hakkn var; bundan sonra azm ap
bir kelime sylemeyeceim dedim ama, dayanlmaz bir konuma ihtiyac
yreimi dalyor. Tala, toprakla konumak
Ben Kemal Paa'dan yana olmam da, kimden yana olurum? nk, O, yarn bu
dev iini baaracak olan serdengeti gnlllerin badr. Top seslerinin
yirmi be, otuz kiloretreden geldii anda bile zafere inanyorum. Lakin onu
takip edecek olan ikinci cidal devresinin sonu, bana efsanelerde okuduum
hayaller gibi uzak ve dumanl grnyor.
Bekir avu tekrar benden zr diledi:
-Kusura bakma. Benim aklm, imdi hep o dolaan tevatre taklp kald.
stiyor ki, ben bu tevatr nedir diye soraym. Fakat, sesimi karmaynca
o devam etti:
-u Salih Aa'nn olu yok mu? Bizim kz berbat etmi,
dedi. imdi: Al! diyorum. Almam, diyor. Yok sa kalasnda bir ur
km. Yok btn vcudu szlarm. Hepsi yalan.
Hasta olan adam bu ii yapar m?
Ben ki, bu faciann ilk ahidiyim; kendimi tutamadm:
-Kzn ne diyor? diye sordum.
-Ne desin? Ben seni alrm diye kandrm. Ka zamandr helalls gibi
kullanp dururmu. Biz de neden sonra haber aldk.
-Sakn kz gebe mi?
-Yok olamaz. Daha on iki yanda.
Bir sabah, -o sabah hi unutmayacam!- penceremin altnda bir ses. nce,
keskin bir ocuk sesi:
-Geliyorlar! Geliyorlar!
Yataktan frlayp sese kouyorum:
-Kim geliyor Hasan?
Kk oban soluk soluadr. Benzi ya heyecandan, ya
komaktan sapsar kesilmi:
-Aha onlar... Senin dediklerin... Te, karki belin stnden yryp
geliyorlar.
Bir sre aklm toparlayamadm. ocuun yzne bn bn bakakaldm.
Kk oban:
-Ben davar yamata yalnz braktm. Daha fazla duramam; dedi ve koarak
dnd gitti.
Odamn iinde bir yangn esnasnda ne yapacan arm bir adam gibi
dolayorum. Kah izmelerimi, kah yelerimi aryorum. Bir taraftan pijamamn
dmelerini, mtemadiyen zp ilikliyorum. Nihayet, Emeti Kadn' imdada
armaa mecbur oldum.
-Emeti Kadn! Emeti Kadn!
Ses, seda yok. Darya frladm. Sofa, mutfak, damn st, ahr. Yok, yok. Kmese
bakyorum yok. Bu saata kadar
Emeti Kadn gelmemi olsun... Kabil deil.
Ayamda terlikler, pijamamla, ta evine kadar kouyorum. Tak tak kap.
Gene kimse yok. Kyde, sanki hi kimse
uyanmam gibidir. Ne bir ocuk. Ne bir hayvan.
Yalnz benim tuhaf bir kyafetle, oradan buraya seirttiimi gren
kpekler havlyor.
Ben artk geriye dnemiyorum. akn akn hemen btn evlerin kapsn
bir defa alyorum. Her ev mezar gibi.
Meydanla kadar gittim. yle bir tenhalk ki, insana dehet veriyor.
Bu meydancktan, kk obann syledii yol grnyor. Bir de ne bakaym!
Dman askerleri, tozu dumana katarak yryorlar. Ters yz koarak eve
dnyorum.
Bir taraftan giyinmeye alyorum, bir taraftan kylleri
dnyorum. Hepsi evlerine mi saklandlar? Yoksa kap
gittiler mi? Dmann gelii beni hemen hi megul etmiyor.
Zihnim durmadan, bu iki suale cevap vermeye alyor.
Mutlaka benden gizli sz birlii edip kam olacaklar. Beni
dman nnde tek bama brakarak... Bu kadar hyanete,
bu kadar namertlie ihtimal veremiyorum.
Nereye gidebilirler? Daha dn gece hepsi burada idi. Kk Hasan'dan nce
dmann geleceinden haberleri olacak deildi ya. Yok, yok. Hibir yere
kam olamazlar. Hepsi evlerinde kapanm, sinsi oturuyorlardr.
Dmann hemen kye girmek zere olduunu hissediyorum. Havada, bir ar
topu taburunun araba ve demir akrtlar dalgalanyor. nsiyaki bir
hareketle gidip kapm kilitliyorum. Pencerelerimi kapyorum. Niin? u
anda, bunu kendi kendime izahtan acizim.
Hani, dman nne asker elbiselerimi giyerek ve klcm takarak
kacaktm? Adam sen de. Mademki, tek banaym. Btn tehlikeler, nasl
olsa karlarnda, yalnz beni bulamayacak m? Zulm ve itisaf zerime
zorla kkrtmaya ne lzum var?
Fakat bu korunma tedbirleri! te ben de anlayamadm.
Kapnn kilidini ayorum. Pencerelerimi ayorum. Nal, araba ve demir
akrtlar yaklayor ve tozla kark bir pas ve
deri kokusu burnuma kadar geldi.
O ne? Kyn havas bir acayip grltyle doldu. Demir,
nal ve araba akrtlarna birtakm insan sesleri de karmaa balad.
Tpk, kabuslarmda iittiim sesler:
-Vire, staso, Vire, Palikari... vesaire gibi sesler.
Bu koyu Trk kynde, Anadolu'nun bu hi almam
kuytu, ssz kesinde, birdenbire bu Pire liman amatalar!..
Bir tek kelime Trke iitilmiyor.
Yaradana snp sol kolumun btn gcyle krl suratna bir tokat
akettim. Sendeleyip yere yuvarland. Fakat,
yuvarlanmasyla kalkmas bir oldu ve eline geirdii kocaman bir ta
parasn kafama frlatmak istedi. Ta omuzumu syrp geti.
Kyller etrafmz alm, seyirci gibi bakyorlard. Derken, Bekir
avu geldi, bana yaklat:
-Haydi beyim, haydi. Bunlarla uramak sana yakmaz, dedi.
Fakat ben Salih Aa'y, pestili kncaya kadar pataklamak hnc iinde
kendimden gemi bir halde idim. Bekir avu'u elimin tersiyle bir kenara
itip tekrar saldrdm. Kyller onun etrafn sarm, benim yaklamama engel
oluyorlard. mam da durmakszn benim aleyhime bir eyler mrldanyordu.
-Olur mu ya, bu kadar da olur mu ya? Ben ahidim. Evvela o att; diyordu.
imdi, btn ky halk karmda, bir dmanlk halkas
gibidir. Grlty iiten geliyor. oluk ocuk, kar, kzan,
hepsi geliyor. Btn tandm yzleri bir kabus bulutu arkasndan gryorum.
te, smail, elleri kuanda haylaz haylaz duruyor. te, muhtar, a akal
gzleriyle bana bakyor. te, biraz uzakta Zeynep Kadn'n kk kaya
parasn andran kafas. te, yannda kzlarndan biri. Ve kk ocuklar,
yar giyimli, yar plak, ayaklarmn dibinde kaynayorlar.
Bir hamlede Salih Aa'y koruyan emberi yarp, herifle
tekrar kar karya geldim. Ve tpk Zeynep Kadn'n tarla
davasnda yaptm gibi yakasndan kavrayp sarstm ve rk meyva gibi yere
silktim. Fakat bununla kalmadm. Btn manasyla ayamn altna alp
tekmelemee baladm.
Kadnlar baryor, ocuklar alyor ve erkekler homurdanyorlard. Ve
mamn sesi:
-Gnah, gnah, Allah raz olmaz.
Ve bakalarnn sesleri:
-Tutuverin belinden. Tutuverin bacaklarndan.
Fakat ben, takn ve azgn fkemin zrhyla kuanmtm. Hibir tarafma,
kimse el uzatamyor. Tam o esnada, uzaktan karanlk bir gecede tek bir
yldzn gibi teselli veren ve okayan bir dost, bir hemire bir...
yar bak. Ve kalabal yararak bu baka doru yrdm.
Emine'de bana kar, bir eyin deitiini hissettiim
ann bu ilk saniyesidir. Bu cehennem azab gnlerinde, bu
saniyenin deerini lemiyorum. Atee atlm bir adamn
yzne aktlan bir damla suyun deeri nedir? Bir gece yars, bir lde
yolunu arp kalm adama, uzaktan gnnen
bir n deeri nedir? Hasta deinde mthi sanclarla
kvrandmz anda elimizi skan elin deeri nedir? Haksz yere daraacna
giden bir masum indinde, son saate yetien adalet hkmnn deeri nedir?
armhtaki sa'nn aya dibinde alayan Magdalanal Meryem'in gzyann
deeri nedir? te, Emine ile gz gze geliimizde onun tarafndan bana
kar belirlemege baladn sezdiim yeni duygularn
her bir belirtisi, benim iin bunlardaki paha biilmez deeri
tamaktadr.
Henz ba baa kalp da bir kelime konumadk. Henz
birbirimizin yannda bir dakika durmadk. Ben onun nnden geip
gidiyorum. O bana kardan bakyor. Fakat, her
defasnda, aramzdaki sessiz anlama, sessiz syleme, bizi
deme uzun, sevdal konumalarndan ok birbirimize balyor. Gzle grlmez
ve fakat elikten daha kuvvetli teller ondan bana, benden ona uzanarak bizi
bir a gibi iine alyor.
Bir akamst, alaca karanlkta, eme banda ona yalnz rastgeldim. Bir
glge sessizliiyle yanna sokulup dedim ki:
-Sana tenhada bir ey sylemek istiyorum. Nerede? Ne zaman?
Ban eip nne bakt. Fakat bu ba eip duruta yle
bir teslimiyet, yle bir kendini veri vard ki, o anda elinden
tutup eksem, onu kolaylkla evime gtrebilirdim. Daha ziyade sokuldum:
-Syle, syle! dedim.
Ve titrek ve hemen alamakl bir sesle, bana cevap verdi:
-Aman etme... Grverirler.
Bu aman etme, grverirler yalvarn Emine'den ilk
defa iitmiyorum. Daha (...) ky kavaklnda, derenin kenarnda henz el
dokunmam bir krpe geyik gibi srarken de onu, her yakalamak isteyiimde
elimden bu yalvarla kurtulur giderdi.
Fakat, bu sefer iittiim ayn ses mi? Ayn sz, ayn
ahenkle mi sylyor? Hayr; gfte o eski gfte, lakin, beste
tamamyla deimi, bin kat daha derinden, bin kat daha dokunakl olmutur.
Kavaklar arasndaki aman etme, grverirler sznn
anlam bir ocukluk, bir uhluk, bir toyluktu. u eme bandaki aman
etme, grverirler ise de; ok zayfm. Belki
dayanamam, belki kendimi brakveririm. Sonra bir rezalet
kar endiesi sakldr ve karmda eti dile gelmi bir kadnn ba
dndrc musikisi vardr.
Aman etme, grverirler. Ben isterim, ben istiyorum.
Fakat, bakalarndan korkuyorum. Byle bir sz, ancak,
mterek bir sr tayanlar arasnda sylenebilir.
-Evet, kimseler grmesin. Kimseler iitmesin. Ben de yle istiyorum;
dedim.
Omuz balar kalkm, boynu bklm ve bir eli oktan
dolup tamaya balayan testide, br eli kuanda gene hi
yzme bakmadan sylyor:
-smail, seninle konutuumu istemiyor. Brak beni kuzum, brak beni...
Oysa, kendisi brakp gitse de olabilir. Fakat, testi dolduu halde
yerinden kmldamyor. Her eyden nce, bana bir
eyden veya bir kimseden ikayet etmek diliyor. Testinin boazndan su, bir
belimde koca bir su mataras, elimde bir uzun denek, sabah erkenden yola
karz. Gne kuru otlar arasnda trl trl k oyunlar yapar. Onlara
baka baka bir sr hlyalara dalarak yrrm.
ki yolda, saatlerce birbirimize hibir sz sylemeden
yan yana dolatmz olur. Kah dz yol stnde gideriz,
kah, bir belden ar ar geeriz. Bazen, bir derenin serinliinde uzun
uzadya durduumuz ve antamz ap bir kr elentisi yapar gibi
nevalemizden yediimiz olur.
Hasan, yemeini yedikten sonra ok defa yzkoyun yere
uzanp uykuya dalar. O zaman srye nezaret etmek sras
bana der. Oturduum yerden hayvanlarn kmldanlarn, birbirlerinden
ayrlp toplanlarn, yaklap uzaklalarn seyrederim. Bir mddet,
btn kyller gibi, u uyuyan kk srtma gibi ben de, varlm
evirmi olan ateten emberi unuturum. Kaygsz ve engin tabiatn kucanda,
ben de, kaygsz ve engin bir ey olurum.
Lloyd George da kimmi, Poincare de ne oluyormu. elikten dretnotlarn,
krk ikilik toplarn, dumdum kurunlarnn, arapnel yamurlarnn da ne
hkm varm? Bu yaln enginliin iinde dman ordusunun bir sr boz
renkli ekirgeden fark nedir? ekirgeleri yel alr, yel gtrr. Burada
kalacak olan gene bu talar, bu topraklar, bu dikenler, bu
st ktkleri, bu hayvanlar, bu kk srtma ve... benim.
Isszln ve baboluun bana verdii bu uursuzlua
yakn uyuukluun iine dala dala kendimden geer giderim
ve bam koluma dayayarak topraa uzanrm. Kah kk
srtma uyanr, beni uykuda bulur. Kah ben uyanrm, kk srtmac
uykuda bulurum. Davar, ya gzden kaybolacak derecede uzaklamtr, yahut,
ta burnumuzun dibine kadar sokulup otlamaktadr. Bir defasnda, bir
koyunun nemli aznn yzme dokunmasyla uyandm. Bir baka defa, bir kei
yavrusu stme basp geti. Bu hayvanlar, etrafta, kuru otlar arasnda,
yiyecek bir ey bulamadklar vakit bizim nevalemizin artklarn smrmeye
gelirler.
Trk kylsnn bir avu davarna glkle yiyecek veren bu topraklarda
istila ordular neyi aryor? Ve ne bulabilir?
te, Hasan'la bu uzun kr gezintilerinin birinden dndm bir akamd
ki, kyn iini ve dn dman askerleriyle tklm tklm dolmu buldum.
Hem bu asker kalabal geen seferki gibi muntazam bir kta manzarasn
gstermiyor, babozuk bir insan ynn andryordu. Bu kark insan
ynna bir yoku banda saplanp kalm kamyonlar, tersine evrilmi
manda arabalarn, kendi hallerine braklm katrlar da ilave edin, ky
kaplayan kargaaln eidi, belki gznne gelebilir.
Askerlerin hepsi, toza topraa bulanm, derileri gneten pasl bakra
dnm, sakallar diken diken uzam, st ba perian bir haldeydi. Tam bir
bozgun askeri.
Kyn havasndaki tehlike korkusuna, kyllerin yzndeki aknlk ve
rkntye ramen sevinten yreim azma geldi. Az kalsn onlara: Yenildiniz deil
mi? diye baracaktm. Fakat buna vakit kalmad. Daha ilk admda etrafm
bir haydut etesi sard. Hemen hepsi Trke konuan bu
adamlarn her biri bana, bir ey soruyordu:
Bir ses:
-Vire, kalk, lambay yak.
Ben, yerimden kmldamyorum. Donmu duruyorum.
Bir pene, omuzumdan kavrad; beni sarst, sarst:
-Vire, kalk; diyorum.
Bilmem grebildi mi, bilmem gremedi mi, bam kaldrp herifin
yzne yle derin, yle candan gelen bir nefretle
baktm ki, beni brakp lambay yakmak zorunda kaldlar.
Emeti Kadn, sakl durduu karanlk keden kendini tutamad:
-De ha, lamba pencerenin iinde, dedi.
Btn el projektrleri Emeti Kadn'n stne evrildiler.
Kadn'n gzleri kamap iki eliyle yzn kapad. Dmanlar kendilerini
tutamadlar. Hep bir azdan, bir kahkaha kopardlar. Emeti Kadn'n bu
hareketi, cidden o kadar tuhaf oldu ki, ben bile kendimi tutamayp
glecektim.
Lamba yanp oda aydnlannca, bizi basanlarn alt yedi
kii kadar olduunu grdm. Bunlarn ikisi kk rtbeli iki
subay veya avutu, brlerinden birkann demin beni soymaya kalkan
askerlerden olduunu tandm.
Biri nme dikildi:
-Silah var m?
-Yok; sizden nce gelenler hepsini alp gtrdler.
Emeti Kadn sze kart:
-Vallah, billah yok. Ded gibi hepsini aldlar. Aha ben
ahidim; dedi.
Ayn adam tekrar sordu:
-Paran var m?
-Olacak. te, bunun iinde, dedim.
Ve masamn ekmesini gsterdim. Ve cebimden anahtarn karp nlerine
attm. Btn param orada, bir tomar halinde duruyor. Herif ekmeyi at ve
tomar karp masann stne koydu. Emeti Kadn'n gzleri yuvalarndan
frlayacakt. Bu esnada kk Hasan da yatan iinde birka defa
dorulup kalkmaya alt, muvaffak olamad. Ba tekrar
yasta dt. Fakat, iri siyah ve parlak gzleri acayip bir
diklikte odadakilerin stne sapland kald.
ki subaydan veya avutan biri:
-Bu ocuk kim?
Emeti Kadn, hemen atld:
gitmiti. Yere serili iltenin ortasnda da, bu kandan, zift gibi kapkara,
bir byk leke hasl olmutu.
Sesim, boazm yrtarak bardm:
-Onu siz ldrdnz. Onu siz ldrdnz!
Beni, haydi oradan vire diye bir kenara ittiler. Biri kafama bir yumruk
indirmek iin kolunu uzatt. Fakat, gz
yerdeki cesede iliir ilimez donakald. Birbiri ard sra kfrler
savurarak darya ktlar.
Bu kn, bir katan fark yoktu. Kk obann ls, bizi herhangi
bir tecavzden korumutu.
Kk obann ls... Emeti Kadn, onun banda ulumaya balad.
Ne uursuz bir gece!.. Sanki hi sabah olmayacak gibi.
Sabah oldu. Ama, ne sabah! lklar iinde bir sabah.
Kadnlar baryor ve ocuk hkrklar kpek ulumalarna
karyor. Sanki bir gemi batmak zere. Sanki lgn bir bestekar
iptidai bir orkestrada, Dnyann sonunu alyor.
Ben ve Emeti Kadn, btn gece hi gzlerimizi yummamz. Ben, susarak, o
uluyarak Hasan'n cenazesini beklemiiz.
Sabaha kar, kadnda da uluyacak ses ve takat kalmad.
Btn alamalar boazndan yukar kamayan derin bir hrlt halini
almt.
-Emeti Kadn, artk sus. te sra bize geliyor. Hepimiz
Hasan'la beraber gideceiz, dedim. Kadn, dizlerinin stne
dayanan ban kaldrd:
-Ne dedn? Ne dedn?
-Dediim u: Bizi de ldrecekler. Sonra btn bu ky
ykp yakacaklar. Ondan sonra brakp gidecekler.
-Aman, kaalm bari. Bir yerlere kaalm.
-Kasan da ka para eder? Sana, kyde ta ta stne brakmayacaklar
diyorum. Bir yere kam olsan da iki gn sonra alndan lrsn.
-Vay bak. Yangn kokular gelmeye balad. Sahi, bir ey ttyor.
Oturduum yerden kalkp Hasan'n gzlerini kapadm.
Hi bu kadar canl bakan l grmemitim. Gzleri kapandktan sonra bile,
kirpikleri arasndan acayip, endie verici bir bak szyor. Yznde
hibir strap izi yok. Sanki ac duymadan lm gibi.
Lakin, yalnz bu ocukta deil, ben savata lenlerin hemen hepsinin
yznde bu skuneti, bu tatl skuneti grdm. Dudaklarnda takalls
yerine rahat bir glmseme, bir gzel ryaya dalm adamn glmsemesi...
lm, belki cismani hazlarn en bydr. Belki; kimbilir? Bakalm imdi
greceiz.
yrdm:
-Bu yaptnz bir komedyaya benziyor dedim. Bu adam
kyly istedii gibi konumaktan menediyor. Bin bir trl
tehditle szlerini azlarna tkyor ve birok szleri de size
yanl naklettiinden eminim.
Subay, yzme sert sert bakmakla yetindi. Tekrar askerine dnp (sen buna
bakma) der gibi bir eyler syledi ve kaba ve gln oyununa devam etti.
Kyllerin kimi kekeliyor, kimi aklnca, bir politika yapmak iin bir
eyden ikayeti olmadn sylyor. Kadnlar
ise hemen umumiyetle alamaa balyordu.
Yalnz Zeynep Kadn alamad. Bir Orta Anadolu kraln andran ehresi
her zamankinden daha sert, daha yalnd ve sesi bir dii kurdun ulumasna
benziyordu:
-Evimi yaktnz. Harman yerindeki budaym yaktnz.
Btn param, altnlarm aldnz. Gelinlik kzlarmn boyunlarndaki
Mahmudiyelere kadar neyimiz varsa aldnz.
imdi de gelmisiniz; u altmdaki yata yorgan almaa alyorsunuz.
Donguzlar, donguzlar...
Tercman:
-Kadn, ok ileriye varma, diyor. Bu sylediklerini olduu gibi kumandana
anlatrsam seni berbat eder. Akln bana al.
-Hele hele, u dedne bah... Benim bundan sonra neden korkum olacakm.
(Gsn barn aarak) Aha, al canm; aha al canm...
Tercman kendi kendine sylenir gibi.
-Peki, peki. Haydi otur yerine. Amma belaya attk ha... diyordu.
Fakat Zeynep Kadn bir nevi cezbe halinde idi.
-Mal gittikten, yiyecek, iecek kalmadktan sonra cann
ne hkm olur? imdi de namusumuza, rzmza el uzatmaya baladnz.
(Kzlarna ve gelinlerine dnerek) Ne susuyorsunuz? Syleyin be!..
-Sus vire kadn, sus!
Tercman, bir bakasna gemek istiyor. Zeynep Kadn
bu sefer, Emine'yi gstererek:
-Aha, buncaza ka defa, bizim gzmz nnde dokunmak istediler, diye
bard.
Tepeden trnaa kadar titredim. Tekrar subaya dnerek:
-Bu kadnn, hi deilse heyecan size bir ey ifade etmelidir, dedim.
Tam bu srada yz yz elli adm tede, bir ke banda
Emeti Kadn, kk Hasan'n lsn srtna yklenmi, bin
kah Franszca, kah yarm yamalak bir Rumca ile soruyorum. Hepsinde, benim bu
telamla alay eden bir tavr var. Hibirinden ciddi bir cevap alamadm.
Nihayet, Emeti Kadn'a grnmekten korkarak, ben de
gittim, kyllerin arasna sokuldum. Kendime bir yer bulup
oturdum. imdi herkeste bir (ne yiyeceim) endiesi var.
Dn akamdan beri azlarna bir lokma koymam ocuklar,
durmakszn alyorlar. Kocakarlar, Zeynep Kadn'dan rnek alp mtemadiyen
svp sayyorlar. Gen kzlar gen kadnlar, gzleri korkudan bym, rkek
rkek etraflarna baknyorlar. Erkeklere gelince, hep bir arada yava yava
konumaa balyorlar.
Bana hi kimse bir ey sylemiyor. Omuz omuza, diz dize
oturmu olmamza ramen, ben hala her birinden yzlerce
fersah uzaktaym. Yalnz, Emine ile aramzda gizli bir ainalk ba
gerilmi gibidir. Kalabaln iinde yan gzle birbirimize bakyoruz. Fakat,
bu ani ve gelip geici baklarda neler yok! Onunkiler; beni kurtar diyor.
Benimkiler; peki, kurtaracam diyor. Onunkiler; senden baka kimsem yok
diyor. Benimkiler; ben de senden bakasn dnmyorum diyor.
Sonra birlikte, bizi kurtaracak olan areleri aratryoruz. -Kaalm m?
-Kaalm. -Nereye? -Hele bir gece olsun.
Ya bizi ele geirirlerse? -Ele geiremezler. Geirirlerse de ben
kolayn bulurum. -Sen bulursun.. Evet; ben yalnz sana inanyorum.
Hibir zaman insan gzleri bu kadar dile gelmemitir.
Emine'nin duru ve solgun yz stnde, bunlar alevden iki
ses gibi... Ve bu seste, byk sahne orkestrasnn btn perdeleri, btn
beste ve ahenk ayrntlar var. Sanki dramatik
musikinin btn kadn kahramanlar her biri kendine mahsus strapla
kvranarak, haykrarak, gzmn nnden geiyorlar. Ben, yangn zifiri ve
insan kemii kokan bu trajedinin iinden bu ezeli facia sembollerine
doru uzanyorum. Ve onlarn hepsi Emine'dedir.
Ne kadar da szlm! Sanki bir usta sanatkarn grlmez eli dn geceden
beri, bu yz, bu yanaklar, uzun bir perhiz ve ileden sonra sa'nn
tasviri nnde dua eden stmal azizelerin yanaklar gibi ukurlatrmtr.
Alnna, derin bir dncenin asil glgesi dm. Gerdan bir kuunun
boynu gibi uzamtr. imden kendi kendime diyorum ki: Seni bu hale
getiren felaketi takdis edeceim geliyor.
Yanbamda birisi bryle konuuyor:
-Harman yerindeki ekinlerden hepsi yanmad. Acep, geriye kalanlar bir ie
yarar m?
-Azck yank kokar sanrm.
-Benim aklma bir ey geliyor. Bunlar bir iyice ykadktan sonra dsek,
biraz da kepekle kartrsak...
-Eh, ziyan vermez. u oluk ocuun kursana bir ey girmi olur.
Btn bu kayglardan ne kadar uzam! Artk, mide,
kursak diye bir eyim yok. Yalnz ruhtan, histen, sevgiden
adamn kanna girmek, bir kadnn rzna gemek, bunlar hemen hemen e
manal tabirlerdir.
Ben, u anda kurban durumunda olmama ramen bu tabii hadisenin badndrc
vahiliindeki korkun srr tahlil edebiliyorum. Dememi miydim ki herkese
ve her eye artk baka bir cepheden bakyorum. Ademoullarnn ilerindeki
uurum, artk benim gzlerimi karartmyor. nk, bende medeni insan
hassasiyetinden gitgide hibir eser kalmyor. Btn toplum balarndan
syrlm, bu kuru ve plak tabiatn ortasnda, bu yar plak insanlar
arasnda, kovuundan dar atlm iptidai bir mahluktan hi farkm
kalmad. Artk, bir an iin olsun, igdlerimin stne kp
soyut ve genel fikirler mntkasna kadar ykselemiyorum.
Ancak, cinsiyetimin sesini iitebiliyorum. Bu lm ve alk
havas iinde, bu ses, bence btn ilahi ve akli hakikatlere
bedeldir.
te, akam oluyor. Eref saat yaklayor. Emine'ye, bir
sr sargl kadn ve erkek balar arasndan hazr msn?
der gibi bakyorum. Birka saattir, hareket hazrlklarn
yapmak iin bizden uzaklaan dman askerleri gece etrafmzda dolamaa
baladlar. Gen diilere satayorlar ve sadan soldan sz atyorlar:
-Kz, gel sana yiyecek vereyim.
-Pit, pit, yeil gzl, bana bak.
-Ban evirme yle. Bana kzgn msn? Ne yaptm ben sana?
-Brakmam seni. Seni alp Atina'ya gtreceim.
-Beni, istemezsen, seni kumandann yanna gtrveririm. O sana para
verir, yiyecek, giyecek verir. Bak, bak ayaklarn plak, onlara gzel
kunduralar istemez misin?
Yava yava bu dil akalar el ve ayak akalarna evriliyor. Zavall
kadncazlar, zavall kzcazlar yegane korunma aresini birbirine
sokulmakta buluyorlar. Sokulduka skyorlar. Adeta, kocaman, yekpare bir
cisim haline girdiler.
lerinden bir tanesine bir el uzand, bir ayak drtt m,
hepsi birden bir lk koparyor. O vakit askerler azyor:
-Al sana, al sana. te imdi barn.
Ve lklar yrek paralayc bir raddeye kyor.
lerinden bir tanesi, vahi bir aka yapt:
-imdi, etrafnza evleri yaktmz eczalardan dkeceiz
ve onu ateleyeceiz. Hepiniz bir arada cayr cayr yanacaksnz. Lakin
hepinizin birden ldnz istemeyiz. Hele gzel, gen kadnlar mutlaka
kurtarmak isteriz. Bunlardan arzu eden kalabaln iinden ayrlsn
ksn...
imdiden lm kokan bir skut bu akaya cevap verdi. O
ana kadar, hep elleri kuanda, ayakta duran kk smail'in dizlerinin
ba zlp bulunduu noktaya dt. Zeynep Kadn teranesini bouk bir
Nadir Nadi, idarehanedeki odasnda, bana bir mektupla bir kitap uzatyor.
Mektup Trke, kitap Almanca, Yakup Kadri'nin Yaban romann Der Fremdling
ad ile Almancaya tercme eden Max Schultz yanlsz bir Trke ile yazd
mektubunda ilk defa olarak Trk edebiyatndan mhim bir eserin Almanca
lisannda intiar etmesinin gazetemizi alakadar edeceini dnerek
Leipzig'deki maruf A.H. Payne Basmevi tarafndan gayet nefis bir eklide
bastrtt kitaptan bir nshasnn gnderildiini bildiriyor. Basl
sahiden ok nefis. Kitabn Trke asl ile bu tercmeyi srf basm bakmndan
yan yana koysanz, tercmeler ki asllarn astardr, burada bir Hind kuma
nefaseti ile duran astara kar kitabn asl bir ul paras kadar zavall
kalyor.
Muhterem mtercim mektubunda kitabn bana ilave ettii
mufassal mukaddemeye de dikkatimizi celbediyor. 24 sahife tutan
bu mukaddemeden icap eden yerleri Nadir Nadi ifahen tercme
edip anlatt: Mtercim Trk stiklal hareketine kar Anadolu halknn
vaziyetini gsteren, itimai kymeti haiz bir eser aram. Bu
roman bulmu. Vak'a bir kyde gemekle beraber btn bir milleti
tasvir edecek kadar kuvvetlidir diyor.
Yakup Kadri hayrete ayan bir realizmle, hi ekinmeksizin,
kat bir ekilde, merhametsiz bir drstlk gstererek, Trk halknn
bir ksmnda yaayan milliyet duygusu eksikliini tasvir etmi.
Kitaba ne iin ve ne bakmdan kymet verdiini gryorsunuz.
Fakat zeki mtercim nazikdir de: Halkn bu noksanl hep, halka
yabanc islami maya ile beslenen, saltanat rejimine atfediliyor.
Yeni rejim bu noksan oktan dzeltmi. Hem bu ince nezaketine, hem
edebi bir Trk eserini tercmedeki himmetine, hem de o kitab bir
bed'a denecek kadar nefis bir ekilde bastrmasna ayr ayr teekkrden
sonra Yaban'daki o hayrete ayan realizmi'i aka konuabiliriz.
Eskiden Anadolu ky ve Anadolu kyls deyince, romantik
bir saffet iinde gznne u eit bir levha gelirdi: Yeilliklere gml,
seyrek beyaz evler, evlerin itle evrili geni avlularnda
testi pembe yzl ky kzlar; halis st, hilesiz ya, yal yourt, tabii
kaymak ve odalarn kar gibi patiska minderlerinde oturan melek
gibi kyller; ne hile ne hud'a, hepsinin dini btn.
Halbuki... btn bunlar tamamen tersine eviririz. Anadolu
ky m? orak bir toprak, kele tepeler, bulank bir dere, izbe evler.
Davar clz, st sulu, ya kark, peyniri imansz; halk hep
sakat, kr, topal, kel, kambur; herkes kendi menfaatinde, ne
vatan hissi, ne mukaddes duygu, pislik, gbre, irkef. Ne istila'ya kar
nefret duyan var, ne istiklal hummasndan haberdar olan.
Evvelki tam msbet ne kadar romantikse bu tam menfi de o
kadar romantik. Yakup Kadri'nin roman ite bu tam menfi'yi anlatyor. O
Yaban'da realizmin sonuna gideyim derken bilmeyerek,
romantizmin sonuna gitti. Anadolu kynn hakikati sonda deil,
ortadadr. Tam msbet ne kadar doru deilse tam menfi de o kadar doru
deil: Anadolu kylerinin cennet gibi olanlar da var,
berbat olanlar da. Kyllerin temizleri de var, madrabaz olanlar da.
Yiitler, korkaklar, salamlar, rkler, mfsid olan, mmin olan...
Hayr, Anadolu'nun ky de kyls de tek deildir.
Herr Schultz'un Yaban' son derece realist telakki etmesini
:::::::::::::
Cumhuriyet'in onuncu yl eiinde yazarn toplumuna dedii
bortur Yaban. Sezgiyle bile olsa Yakup Kadri, Trk kynn, verdii
grev orannda zaferden pay almadn -dolaylkla- anlatmaktadr. (...)
Birinci Dnya Sava'nn yoksunluklarn yaam bir Bat Anadolu kynn
sorumluluu kime aittir? Ne padiahlk devrinin eletirisi sz konusudur, ne
Cumhuriyet hkmetine yol gsteri. Ama gene de bu gerekilik, halkmz
masaba sylevleriyle sevdiklerini syleyenlerin pembe gerekiliini
tedirgin edecektir.
... Gnmzden krk yl nce yazlm bu rportaj-an defteri biimindeki
roman, sanldndan ok etki getirmitir. lerde ky edebiyatna koulacak
pek ok kii bu gzlemlerin gerekliine yaslanacak, gerekliliini
savunacaktr. Ve tektir bu kitap Karaosmanolu'nun repertuvarnda. (...)
Yakup Kadri, bu dnemde -belki srekli yolculuklarn izlenimiyle hi olmazsa
tren pencerelerinden grd- Anadolu bozkrnn gereini dile getirmek
istemitir. (...)
Yaban, toplumumuzun ilerde meydana kacak ana sorunlarna, biraz
anakronik de olsa, dikkatli bir yaklamdr ve onun zaferi, Yakup Kadri'nin
ad yanna eklenen bir onur olur.
(50 Yln Trk Edebiyat, s. 552-553, 1973)
:::::::::::::
DR. AYTEKN YAKAR.
Yaban'da Karaosmanolu'nun maksad, dorudan doruya Milli Mcadele
gereini yanstmak deildir. Yaban, o gnlerin geri ve
bakmsz bir kynn hastalklarn tehir etmektedir. Yalnz bu
tehirin zamam olarak, Milli Mcadele gnleri seilmitir.
1919-1923 yllarnn verileri zerine kurulmu grnen ve
1923'de yaynlanan Yaban, gerekte 1923-1930 yllar arasnn, yeni
toplum yapsnn yeniden kurulmaya alld devrimler ann,
bu devrimlerle alkalanan sosyal ortamn direni ve davranlarnn yazarda
yaratt hayal krklndan etkiler tar.
Yazar, devrimler anda urad bu hayal krkln, Milli Mcadele
gnlerinde kdam'da yazd makalelerini toplad Ergenekon'larnn
sonsznde kendisi de doruluyor. Sonszn yer ald Ergenekon'larn
kinci Kitap 1930'da yaynlanmtr. Yaban'
1932'de yaynland dnlrse, Ergenekon'larn sonszyle Yaban'n ayn
psikoloji ortamnn mahsulleri olduu kesinlikle belirir. (...)
Yazar psikolojisini, yani hayal krkln verebilecek kahraman da
baaryla yaratmtr. Terih, olayda Birinci Dnya Sava'nda kolunun
birini kaybetmi bir yedek subayn, Ahmet Celal'in tespitlerinden veriliyor.
Bu sakat yedek subay Mtareke ve ordunun dalmas zerine, yklm bir
psikolojiyle, gidecek yer bulamayarak emir erinin arsna uymu, Porsuk
dolaylarndaki bu kye gelmitir. te ky, yurdu paralanm bir kolunu da
yurduyla beraber yitirmi bu psikolojiden aksettirilmektedir. Bu psikolojiyi,
evreyi karanlk grecek bir sakat adam yaratmak dncesinin mahsul
saymamak icabeder. Tersine, ky, vcudunun bir parasn